Alvin Ward Gouldner'in Eleştirel Sosyolojisi
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
T.C. ADNAN MENDERES ÜN İVERS İTES İ SOSYAL B İLİMLER ENST İTÜSÜ SOSYOLOJ İ ANA B İLİM DALI SOS-YL-2008-0004 ALVIN WARD GOULDNER’IN ELE ŞTİREL SOSYOLOJ İSİ ÜZER İNE B İR İNCELEME HAZIRLAYAN Berivan B İNAY TEZ DANI ŞMANI Doç. Dr. Ümit TATLICAN AYDIN-2008 T.C. ADNAN MENDERES ÜN İVERS İTES İ SOSYAL B İLİMLER ENST İTÜSÜ MÜDÜRLÜ ĞÜ’NE AYDIN Sosyoloji Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Programı ö ğrencisi Berivan Binay tarafından hazırlanan “Alvin Ward Gouldner’ın Ele ştirel Sosyolojisi Üzerine Bir İnceleme” ba şlıklı yüksek lisans tezi, a şağıda isimleri bulunan jüri üyeleri tarafından kabul edilmi ştir. ADI VE SOYADI ÜN İVERS İTES İ İMZASI Doç. Dr. Ümit Tatlıcan Adnan Menderes Üniversitesi ................. Yrd. Doç. Dr. Hakan Çörekçio ğlu Adnan Menderes Üniversitesi ................. Yrd. Doç. Dr. Bekir Balkız Ege Üniversitesi ................. Jüri üyeleri tarafından kabul edilen bu yüksek lisans tezi, Enstitü Yönetim Kurulu’nun ......................................................................................... sayılı kararıyla onaylanmı ştır. Doç. Dr. Aslı SARAÇO ĞLU Enstitü Müdürü Bu tezde görsel, i şitsel ve yazılı biçimde sunulan tüm bilgi ve sonuçların akademik ve etik kurallara uyularak tarafımdan elde edildi ğini, tez içinde yer alan ancak bu çalı şmaya özgü olmayan tüm sonuç ve bilgileri tezde kaynak göstererek belirttiğimi beyan ederim. Adı Soyadı : Berivan B İNAY İmza : i YAZAR ADI-SOYADI: BER İVAN B İNAY BA ŞLIK: ALVIN WARD GOULDNER’IN ELE ŞTİREL SOSYOLOJ İSİ ÜZER İNE B İR İNCELEME ÖZET İlk dönem çalı şmalarını sanayi sosyolojisi alanında yapan Gouldner, 1960’lardan sonra sosyal teorilerin teorisine yönelerek Platon’dan Weber’e, Parsons’tan Marx’a kadar birçok sosyal teorisyenin ele ştirel yeniden okumasını gerçekle ştirmi ştir. Bu anlamda Gouldner’ın ele ştirel sosyolojisini temelde sosyal teorilerin teorisi karakterize eder. Ancak Gouldner’ın sosyal teorilerin teorisine yönelmesi esas itibariyle ‘sosyolojinin sosyolojisi’ne ba ğlılı ğının bir parçasıdır. Gouldner tek bir ‘sosyolojinin sosyolojisi’ oldu ğuna inanmadı ğı için kendi görü şünü ‘refleksif sosyoloji’ olarak adlandırır. Sosyolojik giri şimin olgunla şması için gerekli bir ko şul olan refleksif sosyoloji Gouldner’ın ele ştirel sosyolojisinin en ayırt edici unsurudur. Gouldner refleksif sosyolojiyle, bir adım geri giderek entellektüel ya şamın sadece görünürdeki kabullerini de ğil, onun alt-yapısında gömülü olan kabulleri de ortaya çıkarmaya çalı şır. Sosyolojinin karakterine ili şkin ontolojik bir tahlille Gouldner, sosyologun kim ve ne oldu ğu ve onun hem toplumsal rolü hem de ki şisel praksisinin bir sosyolog olarak çalı şmasını nasıl etkiledi ğini göstermeye çalı şarak, sosyologun kendi farkındalı ğını derinle ştirmeyi, dolayısıyla e ş zamanlı olarak di ğer insanları ve onların toplumsal dünyalarını daha iyi anlayabilen bir sosyolojiyi amaçlar. ANAHTAR SÖZCÜKLER: Ele ştirel Sosyoloji , Refleksif Sosyoloji, Marksizm, Akademik Sosyoloji, De ğerden Ba ğımsızlık, Nesnellik ii NAME and SURNAME: BER İVAN B İNAY TITLE : INQUIRE INTO ALVIN WARD GOULDNER’S CRITICAL SOCIOLOGY ABSTRACT After the 1960s Gouldner who has given his initial works on the sociology of industry, tended towards the theory of social theories and carried out critical re-readings of many social theorists from Platon to Weber and from Parsons to Marx. In that sense, the theory of social theories, on the base line, characterizes Gouldner’s critical sociology. However, Gouldner’s tendency towards the theory of social theories is actually a part of his commitment to the ‘sociology of sociology’. He names his idea as ‘reflexive sociology’ since Gouldner does not believe that there is only one ‘sociology of sociology’. The main distinguishing characteristic of Gouldner’s critical sociology is reflexive sociology which is a necessary condition for the sociological effort to become mature. With reflexive sociology Gouldner goes a step forward to expose not only the apparent assumptions of intellectual life but also the assumptions that lie underneath of its substructure. With an ontological analysis on the character of sociology Gouldner aims at deepening the self awareness of sociologist and at the same time aims at a sociology which has a better understanding of other people and their social worlds via trying to show who and what is sociologist, and to show how his social role and his personal praxis affect the work of a sociologist. KEYWORDS: Critical Theory, Reflexive Sociology, Marxism, Academic Sociology, Value Free, Objectivity iii ÖNSÖZ “Sosyoloji nedir ve sosyolog kimdir?” sorusu ilk bakı şta basit ve sıradan bir soru gibi görünebilir. Ancak soru göründü ğü kadar basit de ğildir. “Sosyoloji nedir?” sorusuna verilebilecek cevap sosyolojinin karakterine ili şkin ontolojik bir analizi gerektirir. Ontolojik tahlillerle sosyoloji insanın, toplumun, toplumsal yapının nasıl varlıklar oldu ğu, toplum ve insan arasındaki ili şkinin do ğasının ne oldu ğu yönündeki soruları kendine yöneltir. Böylece, üretti ği bilginin ne tür bir bilgi oldu ğuna, dolayısıyla ara ştırmasının amacının ve bu amaç do ğrultusunda kullanması gereken yöntemlerin ve tekniklerin ne oldu ğuna da tam anlamıyla cevap verir. Yani, ontolojik tahlillerin ekseninde kendi epistemolojik ve metodolojik kabullerini olu şturur. Bu bakı ş açısından ontolojik tahlilleri kendinden uzakla ştıran bir sosyoloji kör bir epistemoloji ve metodolojiyle i şler. Dolayısıyla, kendine toplumsal gerçekli ğin ne oldu ğunu, sosyolojinin ara ştırma nesnesinin ne oldu ğunu, insan ve toplumun nasıl varlıklar oldu ğunu sormayan bir sosyoloji temelsiz, köklerinden yoksun bir sosyolojidir. Zira, sosyoloji ancak bu soruları kendine yöneltti ğinde epistemolojik ve metodolojik kabullerini tam anlamıyla olu şturabilir. Zira, sosyoloji ancak bu soruları kendine yöneltti ğinde geçerli bilim paradigmaları olu şturabilir. O halde, etkili bir sosyolojik giri şim ancak kendini felsefeden soyutlamadan mümkün olur. Bu bakı ş açısından Gouldner her şeyden önce ontolojik tahlillerle sosyolojinin karakterine ili şkin kabulleri ortaya koymaya çalı şan bir dü şünürdür. Söz konusu kabuller sosyolojik pozitivizmin sundu ğu bilim paradigmasına etkili bir saldırıyı içerir. Gouldner, görünenin bir adım daha gerisine uzanarak yerle şik bilim paradigmasına ele ştirel bakı şı önerir ve söz konusu ele ştirel bakı ştan kendi ele ştirel teorisini formüle eder. Tez çalı şması da Gouldner’ın ileri sürdü ğü ele ştirel teori giri şimin kabullerini ortaya koymayı amaçlayan betimleyici bir çalı şmadır. Tez çalı şmasının bulundu ğu zemini gösterebilmek için Martin Jay’in Adorno üzerine yazdı ğı kitabın giri ş kısmındaki ifadelerin iyi bir ba şlangıç olu şturaca ğını dü şünüyoruz. Jay şöyle der: “felsefe demeye layık bir felsefe… hemen kavranabilecek, harcı alem bir dille yazılacak metinler şeklinde kaleme alınacak bir dü şünme düzeyinde kalamaz… felsefe demeye layık bir felsefe metninde de tek bir tümcenin anlamının aslına iv uygun olarak kavranabilmesi, o yazarın bütün yazdıklarının tek tek okunup kavranabilmesine; bu ise, okuyucunun ‘yalnızca kendisine verileni kabullenmeyi a şıp, praksis düzeyine ula şmasına ba ğlıdır” (Jay, 2001: 1). Jay’in yukarıdaki ifadelerinin a ğırlı ğının çalı şmanın her a şamasında hissedildi ğini söyleyebilirim. Ancak, kısıtlı bir zamanda bir kitabı dı şında hiçbir çalı şması Türkçeye çevrilmemi ş ve sadece Türk Sosyolojisinde de ğil Batı Sosyolojisinde de büyük ölçüde ihmâl edilmi ş bir dü şünürü anadiliniz olmayan bir dilden okumaya, anlamaya çalı şmak ve onu, aslını ve içerimlerini bozmadan en uygun biçimde ifade etmek ba şlı ba şına bir sınırlılıktı. Söz konusu sınırlılık belli zorunlu tercihleri de beraberinde getirdi. Tezde betimleyici bir çalı şma amaçlandı. Bu anlamda tezin praksis düzeyine ula şmadı ğını açıklıkla ifade etmeliyim. Ku şkusuz bir ya şama sirayet etmi ş bir teoriyi sadece betimleyici düzeyde bırakmak dü şünüre yapılacak büyük bir acımasızlıktı. Söz konusu dü şünür tüm entellektüel ya şamı boyunca görünenin gerisine uzanmaya çalı şan bir dü şünür olunca bu daha fazla acımasızlıktı. Ancak tüm bu sınırlılıklara ra ğmen tezin ilerideki çalı şmalar için bir ba şlangıç noktası olabilece ğini dü şünüyorum. Türkçe literatürde Gouldner’la ilgili belli bir farkındalık yaratabilirse, bu, tezin en büyük ba şarısı olacaktır. Bu anlamda sınırlılıkların beraberinde getirdi ği tüm eksiklikler ve yanlı şlar bana ait olmakla birlikte do ğru ifade edilmi ş her şeyin çalı şmanın her a şamasında yanımda olan hocalarıma ait oldu ğunu söylemeliyim. Bu anlamda danı şman hocam Doç. Dr. Ümit Tatlıcan’a ba şlıca metinlerin kontrolünü yaparak stratejik kavramların Türkçele ştirilmesinde göstermi ş oldu ğu titizlik için ve yazma konusunda ya şamı ş oldu ğum tüm sıkıntılara ra ğmen deste ğini hiçbir zaman esirgemedi ği için ne kadar te şekkür etsem azdır. Tez süresi boyunca önerileriyle yolumu aydınlatan hocam Yrd. Doç. Dr. Bekir Balkız’a, Alvin Ward Gouldner’ı çalı şmama vesile oldu ğu için çok teşekkür ederim. Bekir Hocamın önerisi olmasaydı, ku şkusuz böyle bir çalı şma da olmazdı. Çeviriler konusunda önemli bir yol kat etmemde büyük yardımı dokunan hocam Erdem Özkan’a göstermi ş oldu ğu ilgiden dolayı çok te şekkür ederim. Ayrıca gerek tez süresi boyunca gerekse lisans ve yüksek lisans e ğitimim boyunca ilgi ve desteklerini hiçbir v zaman esirgemeyen hocalarım Yrd. Doç. Dr. Şebnem Özkan, Yrd. Doç. Dr. Gülhan Demiriz ve Yrd. Doç. Dr. Özlem Balkız’a çok te şekkür ederim. Berivan Binay Aydın-2008 vi İÇİNDEK İLER ÖZET ...................................................................................................................................