Babam Sultan Abdülhamid Hatıralarım Ayģe Sultan'ın Doğumu Dolayısıyla Yazılan Manzume Ve Tarih Beyti

Total Page:16

File Type:pdf, Size:1020Kb

Babam Sultan Abdülhamid Hatıralarım Ayģe Sultan'ın Doğumu Dolayısıyla Yazılan Manzume Ve Tarih Beyti AyĢe Osmanoğlu _ Babam Sultan Abdülhamid Hatıralarım ayĢe Sultan'ın doğumu dolayısıyla yazılan manzume ve tarih beyti: "Getirdi müjdeyi gökden iki melek Arz'a ġerefe geldi bu dünyaya AyĢe Sultan." 1305 H. (1887) SELĠS KĠTAPLAR: 86 Ġnceleme-AraĢtırma: 17 Editör : Elif Çakır Kapak Tasarım : Refik Yalur Ġç Baskı : ÇalıĢ Ofset Kapak Baskı ve Cilt : Bilge Matbaacılık ISBN : 975-975-8724-91-8 1. Baskı .-Eylül 2007 2. Baskı : Ocak 2008 Bu kitabın ilk baskısı 1960 yılında yapılmıĢ, ikinci kez 1994 yılında Selçuk Yayınları tarafından yayımlanmıĢtır. © Telif hakları Selis Kitaplar'a aittir. Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir. SELĠS KĠTAPLAR ÇatalçeĢme Sk. Nuri Tezer Apt. 23/1 Cağaloğlu-istanbul Tel: 0212. 514 56 53 Faks: 0212.520 05 58 www.seliskitaplar.com Babam Sultan Abdülhamid Hatıralarım AyĢe Osmanoğlu seliz Kitaplar Ġstanbul 2008 Tarayan: Remzi Eker ĠÇĠNDEKĠLER 3. Baskıya Önsöz, 7 önsöz / AyĢe Osmanoğlu, 9 1. Bölüm: Babam ve Yıldız Sarayı, 11 2. Bölüm: Kendi Hayatım ve Hatıralarım, 111 3. Bölüm: MeĢrutiyet Devri, 131 4. Bölüm: Selanik'te Alatini KöĢkü'nde Dokuz Aylık Hayatım, 159 5. Bölüm: Yeniden Ġstanbul'a Gelinceye Kadar ve Geldikten Sonra Babamın Hayatı, 201 6. Bölüm: Sultan Ġkinci Abdülhamid'in Zevceleri ve Çocukları, 259 7. Bölüm: Cemil PaĢa'ya Cevap, 279 Fotoğraflar ve Belgeler, 293 Ġndeks, 315 Üçüncü Baskıya Önsöz Vasıfları ve hasleti; hata ve günahları; sevap ve ihtiĢamıyla milletimizin mazisi Türk'ündür. Yirmi sekiz yıl (1924-1952) gurbette çile çektikten sonra vatanımıza avdet eden annemiz AyĢe Osmanoğlu (1308-1310 -10 VIII 1960), "Babam Abdülhamid" ismi altında hatıralarını yazıp, önce "Hayat" mecmuasında tefrika suretiyle , sonra da kitap olarak neĢretmiĢtir (1960). Ne yazıktır ki, kitabının uyandırmıĢ olduğu alakaya tam Ģahit olamadan Allah'ın rahmetine kavuĢmuĢtur. Kısa süre içinde bu kitap, Sultan Ġkinci Abdülhamid'e veya devrine dair son senelerde çıkan Türkçe ve yabancı dildeki hemen her eserin bibliyografyasında yer alarak, âdeta klasik bir müraacat kitabı olmuĢtur. Üçüncü baskısı Selçuk Yayınları'nca yapılan bu kitabın üzerinden yıllar geçip mevcudu tükenmesinden sonra Selis Kitaplarının yeniden neĢretmek istemesi bizi memnun etmiĢtir. Ebediyete karıĢmıĢ bulunan ve yeni nesillerimize "masal" mazimizin unutulmuĢ bazı vasıf ve hasletlerini aydınlatıcı yeni bazı dipnotları ve resimler ilave edilmiĢtir. Ġlave ettiğimiz dipnotlar (N) iĢaretiyle belirtilmiĢtir. 8 ? BABAM SULTAN ABDÜLHAMĠD Ġtinalı bir Türk-islam terbiye ve tahsili görmüĢ; san'atkar ruhlu, iyi resim çizen, alafranga besteler yapmıĢ olan; güzel piyano çalan; esasen kuvvetli olan hafızasını son gününe kadar muhafaza eden annemiz, hatıralarını, annesi MüĢfika Kadınefendi (1290-1289 - 16 VII. 1961) ile birlikte yaĢadığı, BeĢiktaĢ/Serencebey YokuĢu'ndaki evde yazmaya baĢlayıp kısa sürede bitirmiĢtir. Eski harflerle yazılmıĢ müsveddelerini kitaplığımızda muhafaza etmekteyiz. Sade, temiz, canlı bir Türkçeyle yazdığı hatıralarının belki de en önemli ciheti; samimi olduğu kadar, günümüzde tamamiyle unutulmuĢ bulunan saray örf ve adetlerini , protokol, müsamere ve törenlerini canlandırması ve Sultan Ġkinci Abdülhamid'in çehresini incelikleriyle meydana çıkarmasıdır. Yoksa, annemizin yazmıĢ olduğu siyasi mahiyette hatıratı yoktur. Osman Nâmi ÖNSÖZ Ben, AyĢe Osmanoğlu; Sultan ikinci Abdülhamid'in onuncu evladı ve kızlarının altıncısı olarak 1887'de Ġstanbul'da, Yıldız Sarayı'nda dünyaya geldim. Annem, MüĢfika Dördüncü Kadı-nefendi'dir. Gözlerimi hayata açtığım günden bu âna kadar tatlı ve mes'ud günler de yaĢadım, acı ve elemli zamanlar da geçirdim. Her insan gibi, saadetle felâketi yapan ve talih denilen takdire inanıyorum. Hakiki bir Türk terbiyesi ve sağlam dini itikad ile büyüdüm. Türk oğlu Türk Osman Gazi neslinden geldiğimi hiçbir zaman unutmadım ve büyük ecdadımın memlekete, millete yaptıkları hizmetlerden doğan iftiharı daima kalbimde taĢıdım. Otuz seneye yakın, aziz vatanın hasreti acısıyla Fransa'da me'yus bir hayat geçirdikten sonra sevgili memleketime kavuĢmuĢ olmaktan dolayı kendimi ne kadar bahtiyar hissettiğimi söylemek ihtiyacındayım. Bu büyük sevince bugünkü Cumhuriyet hükümetimizin adalet ve Ģefkatiyle nail olduğumuz için, Ģükranlarımı arzetmeyi bir vecibe sayıyorum. 10 ? BABAM SULTAN ABDÜLHAMĠD Ailemizin genci ve ihtiyarı, bu otuz yıllık zaman içinde Türk milletinin selâmeti ve saadetine dua etmeyi hayat düsturu saymıĢlar, Türk oğlu Türk olduklarını unutmayarak mukadderata tâbi olmuĢlardır. Hatıralarımı yazmaktan maksadım, sevgili milletime bir küçük yadigâr bırakmak, sarayda geçen hususi hayatımızı hikâye etmek ve tarihimizin son devirlerinde yaĢadığım ve Ģahidi olduğum vukuatı bildirmekle ufak bir hizmette bulunmak arzusudur. Bu hatıraların tarihe de bir hizmet olacağını söyleyen aziz ahbaplarımın verdikleri kuvvet ve arzu üzerine hatıralarımı, bildiklerimi, gördüklerimi, iĢittiklerimi yazmaya karar verdim. Son nefesime kadar milletimin, vatanımın ebediliğine ve saadetine dua etmek, en büyük, en mukaddes borcumdur. Tanrı Türk milletini ve Cumhuriyetimizi daima korusun ve payidar etsin. AyĢe OSMANOĞLU Birinci Bölüm: BABAM VE YILDIZ SARAYI rahmetli babam orta boyluydu. Saçı ve sakalı koyu kumraldı. Saçları tepeden dökülmüĢtü. Etrafta gür saçları vardı. Burnu yüksekti: Osmanlı Hanedanı'nın alâmetini taĢıyan biçimdeydi. Gözleri tahrirli yeĢil ile mavi arası ela idi. Gözlerinin etrafı biraz halkalıydı. BakıĢları gayet zeki ve hassastı. KaĢları kalın olmayıp, yine Osmanlı Hanedanı'na mahsus bir tipteydi. Kuvvetli zekâsını gösteren alnı, açık ve yüksekti. Dudakları ne kalın, ne inceydi. Yüzü beyaz ve pembeliğe meyyaldi. Vücudu ise yüzünden daha beyaz olup adeta fildiĢi gibiydi. Göğsünde ve kollarının üzerinde biraz tüyler vardı. Elleri orta büyüklükte ve biçimli, ayakları da ne küçük, ne büyüktü. Sesi tatlı, kalın ve gürdü. Söz söylerken dinlemek zevkli duyulurdu. Fikirlerini ve meramını fevkalâde bir ifade ve nezaketle anlatmaya muktedirdi. Hareketlerinde PadiĢahlık vakar ve halâveti görülürdü, Hülâsa: Tipi tamamiyle Osmanlı Hanedanı'nın tipi idi.1 1 Bakınız: Abdurrahman ġeref, Sultan Abdülhamid-i Sâni: Sûret-i Hal'i, istanbul 1918. Hilâl Matbaası, s.3. 12 ? Babam daima sade giyinir ve hiçbir hususta alâyiĢten hoĢlanmazdı. Haremde koyu gri renkte elbise giyer, aynı renkte pantolon kullanırdı. Griyi çok sevdiğinden, bu renk âdeta ona mahsus gibiydi. Resmi günlerde, tabii, üniforma giyerdi. Elçileri ve paĢaları hususi olarak kabulünde siyah yahut koyu lâcivert elbise ve palto giyer, aynı renkte boyunbağı kullanırdı. Pek nadir olarak tek bir inci iğne veyahut sade bir platin iğne takardı. Ya da düz platin, yahut düz altın çifte kol düğmesi kullanırdı. Marangozhanesindeyken, resim çizdiği ve boya ile uğraĢtığı zamanlar, kadife pantolon ve kolları sıvalı gömlekle çalıĢırdı. Gecelikleri hep beyaz ketenden, dize kadar gömlek gibi ve iki tarafı yırtmaçlıydı. Ġcap ettiği zaman bu gömleğin üzerine pantolonunu çekip geceliğe beyaz kumaĢtan boyunbağı takar veyahut açık renk bir boyunbağı bağlar, ceketini giyer, kimi kabul edecekse bu suretle kabul ederdi. Bazı gecelikleri beyaz yünlü kumaĢtan pijama gibiydi. Mendilleri beyaz ve kısmen de renkli ketendendi. Fantezi yeleklerini, bütün gömlek ve çamaĢırlarını Paris Elçisi Münir PaĢa2 yaptırıp gönderirdi. Avrupa'dan gelen bu çamaĢır ve yeleklerden pek genç iĢi bulduklarını oğullarına hediye ederdi. Ömründe uzun gömlek ve hırka giymemiĢtir. Sabahları yataktan kalkar kalkmaz, kahverengi kaplı samur kürkünü arkasına alarak hamama gider, çok soğuk havalarda bu kürkü elbisesinin üzerine geçirerek öyle otururdu. Mendillerini gayet temiz kullanırdı. Küçük tülbentler kestirip bunları kullandıktan sonra yaktırırdı. Yatak takımları da hep beyaz ketendendi. Düz sarı renk bir ağaçtan yapılmıĢ bir bastonu vardı. Bunu yalnız sarayın bahçesine çıkarken eline alır, baĢka zaman kullanmazdı. Giydiği kunduralar çizme gibiydi ve biraz da topuklu idi. 2 Paris Büyükelçisi Salih Münir PaĢa (1859-1939) bu vazifesine ek olarak Bern ve Brüksel elçilikleri de yapmıĢtır. (N) ? 13 Bunları kunduracıbaĢıya diktirirdi. Selanik'ten geldikten sonra bu kunduraları kardeĢlerimizin ikincisi ve erkek kardeĢlerimin en büyüğü olan Mehmed Selim Efendi birader diktirip gönderirdi. Bu kunduraların üzerine, çamurdan korunması için baĢka bir kundura daha geçirilirdi. Vaktiyle ava giderken bu çizmelerin daha uzununu giyer, ata binerken de mahmuz takarmıĢ. Her sabah kalkıp da hamama giderken içi beyaz deri rugan terlikler giyerdi. Fakat gece yatıncaya kadar kimse kendisini terlikle görmezdi. Çorapları beyaz yün ile ipek karıĢık ve kısa konçluydu. Yazın beyaz pamuktan çorap giyerdi. Günde üç dört defa abdest alır, namazını muntazaman kılardı. Seccadesi Hereke Fabrikası'nda yapılmıĢ bir halıydı. Nereye giderse kolaylıkla götürülürdü. "Ġpekli üzerine namaz kılmak caiz değildir" derdi. Tesbihi daima cebindeydi. YeĢim ta-Ģındandı. Parmağına yüzük olarak altın üzerine beyaz bir akik taĢı takardı. BaĢka bir yüzük taktığını kimse görmemiĢtir. Bu yüzükle tesbihi, Ģehzadelik zamanında ġeyhülharem Hacı Emin PaĢa kendisine Mekke'den getirip hediye etmiĢ, o zamandan ölünceye kadar Tesbihi cebinde, yüzüğü parmağında taĢımıĢtır. Bu yüzük Ģimdi annemin parmağındadır. ġehzadelik zamanından beri kullandığı bir kronometre altın saati de daima yeleğinin cebinde bulundurmayı âdet edinmiĢti. Cumalık elbiseleri, büyük üniformaları, takacağı niĢanlar ve kılıcı, EsvapçıbaĢının dairesinde saklanırdı. Giyeceği zaman Selâmlık Odası'na getirip hazır ederlerdi. Kendisini Esvapçılar giydirirlerdi. BABAMIN ANNESĠ Babam, annesinden bahsettiği zaman: "Zavallı anneciğim pek genç yaĢında
Recommended publications
  • Çamlıeaya Dair... Eski Çamlıcada Köşkler - Güzelliğe Meclûp Padişah - Sadrâzam Kellesinin Satırdan Kurtuluşu — II
    View metadata, citation and similar papers at core.ac.uk brought to you by CORE ------------^ i--------------------------provided 10-1 by Istanbul • 1949 Sehir ———.University Repository Geçmiş zamanlarda Çamlıeaya dair... Eski Çamlıcada köşkler - Güzelliğe meclûp padişah - Sadrâzam kellesinin satırdan kurtuluşu — II. ei Mahmut ve Çamlıcada mehtap afalar mı dinçti, mideler mi kasrında, Sultan ve kocası Mehmet K sağlamdı bilmem eskiden Ali paşa uzun müddet oturmuşlar­ sayfiye edilirdi. Malûmya iyi mey­ dır. Çok kıymetli tablolar, antika ve, ağacının altında yenir. vazolar, nadide oda takımları, zen­ Çeşitli su kaynaklan, geceleri se­ gin kumaş perdelerle döşenmiş o- rin olan güzel havası ve mümbit lan Valde bağı kasrı; her gidenin : toprağı ile Çamlıca da evvelleri en gözünü kamaştırmıştır. Büyük Çam- | gözde sayfiyelerden biri idi. lıcadaki, Şekzade Yusuf İzzettin e- Karacaahmedin koyu yeşil bir çu­ fendiye ait köşklerin en büyüğü, hayı andıran selvi oymasının arka­ 2 inci Mahmudun gözdelerinden sından yükselen Çamlıca tepesi gü- «Tiryal» Hatun için yapılan köşk­ j neşin koyu kurşuni renge boyadığı tür. Hazinei hassa arazisi içinde ya­ İstanbul yakasına sakin bir eda ile pılmış olan bu köşk, sonradan 2’in­ | göz kırpar. Grupla beraber yer yer ci Abdülhâmit tarafından İzzettin e- i bakırlaşan Üsküdar evlerinin cam­ feııdiye verilmiştir. 2’inci Abdülhâ- ları arkasından Kalaımşa, Beylerbe­ midin tahta çıktığı gün, fenerlerle yine kadar kollarını açarak geri­ donatılan Çamlıca tepesi; cumaları. nen bu edalı tepeciğin çevresindeki İstanbul halkı ile dolup boşalan Nr grup halesi; akşamlan, başına bir mesire yeri olmuştur. gelincik çelengi koyarak onu selâm­ Hekimbaşı Abdülhalik Mollanın, larken. Tommkta ay kendini göste­ Sami paşanın 3’üncü Selim ricalin­ rir.... den Kâhya Reşit efendiden satın Av merakı ile şöhret bulan avcı aldığı köşk, Çamlıcanın muhteşem Sultan Mehmet Çamlıca kırlarında köşklerinden biridir.
    [Show full text]
  • An Approach to Find Localization of Non-Existent Historical Buildings by Terrestrial Photogrammetry
    International Archives of the Photogrammetry, Remote Sensing and Spatial Information Sciences, Volume XXXIX-B5, 2012 XXII ISPRS Congress, 25 August – 01 September 2012, Melbourne, Australia AN APPROACH TO FIND LOCALIZATION OF NON-EXISTENT HISTORICAL BUILDINGS BY TERRESTRIAL PHOTOGRAMMETRY U. Acar a , B. Bayram a,H.I. Cetina a YTU, Civil Engineering Faculty, 34220 Esenler Istanbul, Turkey - (uacar, bayram, icetin)@yildiz.edu.tr CIPA, ICOMOS and WG V/2 KEY WORDS: Cultural Heritage, Rectification, Satellite Image, Photography, Transformation ABSTRACT: Preservation of cultural and historical values located in Bosphorus Area in Turkey and protection of natural structure is guaranteed by Bosphorus Law. According to the law, land owners who want to raise a new building in Bosphorus area can only do exactly like the previously constructed building in that area. In the event that there is no construction whatsoever regarding the building in the area, information about the building that will be constructed can only be reached by historical photographs. The study that is presented is made with the purpose of identifying if the historical building that can only be reached by historical maps and photographs and is planned to be reconstructed in the Bosphorus area, is the building shown in photographs or not, and also if it is on the alleged area. Aerial photograph of 1937, actual 1/1000 scaled digital photogrammetric map and satellite image of the same area, historical perspective photograph that was taken between 1903-1907, actual photograph that was taken with around the same perspective and 3D Google Earth image which provides the same perspective are used for this process.
    [Show full text]
  • Age of Hadice Turhan Sultan, Women and Gender in the Early Modern World (Hampshire, UK: Ashgate Ltd 2007), 346 Pp., £60.00, ISBN 978 0 754 63310 5
    452 Book Reviews / Journal of Early Modern History 12 (2008) 443-466 Th ys-Senoçak, Lucienne, Ottoman Women Builders. Th e Architectural Patron- age of Hadice Turhan Sultan, Women and Gender in the Early Modern World (Hampshire, UK: Ashgate Ltd 2007), 346 pp., £60.00, ISBN 978 0 754 63310 5. Ottoman royal women and the manner in which they could express them- selves and confirm their own and their family’s political and religious leg- acy through architectural patronage, is a fairly new area of interest within the field of Ottoman studies that has recently been touched upon by schol- ars such as Amy Singer, Leslie Pierce and Fairchild Ruggles. Th e work of Lucienne Th ys-Senoçak on the architectural patronage of Hadice Turhan Sultan contributes to this field with a multidisciplinary approach, illus- trated by several original documents, transcriptions, translations, drawings and historical photographs, many of which are published for the first time in this work. Th e introduction is a clearly written overview of how and why the author has made use of the broad variety of approaches in her work. It is followed by a chapter that describes Turhan Sultan’s life, rising from an anonymous concubine to become valide sultan (the sultan’s mother), based on the information available in both Ottoman and European archival material and chronicles. Th is portrait is well complemented by compari- sons between the strategies for patronage and visibility used to obtain political and religious legacy by Turhan Sultan and those of other women in a similar position. Here, the author refers not only to her predecessors (Hasseki Hürrem, Mirimah, Safiye and Kösem Sultan) but also to European royal women such as Catharine and Maria de Medici and Elizabeth I.
    [Show full text]
  • T.C. Balikesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili Ve Edebiyati Anabilim Dali Salâh Bey Tarihi Y
    T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI SALÂH BEY TARİHİ’Nİ KÜLTÜREL BİR OKUMA YÜKSEK LİSANS TEZİ Şebnem ALTAŞ Balıkesir, 2019 T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI SALÂH BEY TARİHİ’Nİ KÜLTÜREL BİR OKUMA YÜKSEK LİSANS TEZİ Şebnem ALTAŞ Tez Danışmanı Prof. Dr. Salim ÇONOĞLU Balıkesir, 2019 ÖN SÖZ Şiir, deneme, günlük, roman, mektup türlerinde eser veren, çeviriler yapan, inceleme-araştırma yazıları yayımlayan Salah Birsel, düz yazılarıyla özellikle de kendine özgü bir üslupla yazdığı denemeleriyle Türk edebiyatında önemli bir yere sahiptir. Bu çalışmamızda bir kültür hazinesi, bir edebiyat tarihi sayılabilecek olan Salah Bey Tarihi, kültürel bir okumayla ele alınarak Salah Bey Tarihi’nin Türk Edebiyatındaki özgün yerinin, zengin içeriğinin ve edebi eserlerde kültürel hayatın izlerinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Kültürel dünyamız için önemli olduğunu düşündüğümüz Birsel’in bilgi birikimini okuyucuyu sıkmadan kendine özgü bir üslupla denemeleriyle birleştirdiği vurgulanmak istenmiştir. Birsel’in denemeciliği ve Salah Bey Tarihi’ni oluşturan eserler üzerine birçok akademik çalışma olmasına karşın Salah Bey Tarihi’ni ve Birsel’in denemeciliğini bütünsel olarak inceleyen bir çalışma yapılmadığı görülmüş, çalışmamızın hareket noktası bu olmuştur. “Salah Bey Tarihi’ni Kültürel Bir Okuma” başlığını taşıyan bu çalışma; giriş, ilgili alan yazın, yöntem, bulgular ve yorumlar, sonuç ve öneriler ve kaynakça bölümlerinden oluşmaktadır. Giriş
    [Show full text]
  • Hanedân-I Saltanat Nizamnamesi Ve Uygulanmasi Cevdet Kirpik*
    HANEDÂN-I SALTANAT NIZAMNAMESI VE UYGULANMASI CEVDET KIRPIK* Giri~~ Osmanl~~ hanedan üyelerinin sosyal hayat~n~, ya~ay~~~m ve aile huku- kuyla ilgili baz~~ meselelerini düzenleyen ilk nizamname 16 Kas~m 1913 tari- hinde ç~kar~ld~. Nizamname, hanedan azas~n~~ ilgilendiren birçok meseleyi etrafl~ca ele almaktayd~. Düzenlemede yer alan hususlar~n önemli bir k~sm~~ teamül-ü kadimden olup baz~lar~~ ise kendi devrinde ortaya ç~kan bir tak~m sorunlar~n çözümüne yönelik yeni konulard~. Yüzy~llar boyu belirli geleneklerin ~~~~~nda ya~ay~p giden Osmanl~~ ha- nedarnyla ilgili bir nizamname ç~karmay~~ gerekli k~lan sebepler nelerdi? Nizamname kimler tarafindan, niçin haz~rland~, içeri~inde neler vard~~ ve en önemlisi de nas~l uyguland~? Hanedân-~~ Saltanat ~izâs~n~n~~ Hâl ve Mevkileri ile Vazâifini Tayin Eden Nizamnâme ad~yla haz~rlanan Nizamname, padi~ah~n 16 Kas~m 1913 tarih ve 243 say~l~~ iradesiyle yürürlü~e girdi2. Nizamname, kanun mahiyetinde düzenlenmedi~inden Meclis-i Meb'ilsân ve Meclis-i Ayân'da müzakere edilmemi~, dolay~s~yla da esbâb-~~ Erciyes Üniversitesi, E~itim Fakültesi Ö~retim Üyesi. Hanedan-1 saltanat ~izlis~ndan kas~t; padi~ah, ~ehzadeler ve onlar~n k~z ve erkek çoculdar~d~r. Ni- tekim bu husus Hanedan-1 Abi Osman Umüru Hakk~nda Kararname'de padi~ah ve ~ehzadelerin hanedan sicilinde kay~ tl~~ zevceleri ile sultanlar~n k~z ve erkek çocuklar~~ ve e~leri "efrad-~~ hanedandan olmayub haned5n-1 saltanata mensup" olarak adland~r~lmaktayd~. BOA, Hanedan Defteri, No:2, s.60. Yine ~ehzade Ali Vas~b Efendi, hanedan mensuplar~~ ile dzds: aras~nda fark~~ ~u ~ekilde dile getirmekte- dir: "Haneclarum~zda erkek nesline verilen ehemmiyetin bariz i~aretlerinden biri, padi~ah veya ~eh- zade k~z~~ olan sultanlar~n çocuklar~n~ n hanedan azas~~ de~il, hanedan mensubu say~lmas~~ ve bu men- subiyetin kendi çocuklar~na intikal edememesidir." Ali Vas~b Efendi, Bir ~ehztule'nin Hdtirdt~~ Vatan ve Menfdda Gördid~lerim ve i~ittilderirn, Haz~rlayan: Osman Selaheddin Osmano~lu, ~stanbul, 2005, s.12.
    [Show full text]
  • 15 Volume24 Issue3 December
    Cumhuriyet İlahiyat Dergisi - Cumhuriyet Theology Journal ISSN: 2528-9861 e-ISSN: 2528-987X December / Aralık 2020, 24 (3): 1263-1284 Sultan II. Abdülhamid'in Eşleri ve Nikâh Meselesi Wives of Sultan Abdülhamid II and The Issue of Their Marriages Mustafa Ateş Dr. Öğr. Üyesi, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi, İslam Hukuku Anabilim Dalı Assistant Professor, Kütahya Dumlupınar University, Faculty of Islamic Sciences Department of Islamic Law Kütahya, Turkey [email protected] orcid.org/ 0000-0001-7449-5454 Abdullah Erdem Taş Dr. Öğr. Üyesi, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi İslam Tarihi Anabilim Dalı Assistant Professor, Kütahya Dumlupınar University Faculty of Islamic Sciences Department of Islamic History Kütahya, Turkey [email protected] orcid.org/ 0000-0002-2680-7713 ArticleInformation / Makale Bilgisi Article Types / Makale Türü: Research Article / Araştırma Makalesi Received / Geliş Tarihi: 11 August /Ağustos 2020 Accepted / Kabul Tarihi: 11 December /Kasım 2020 Published / Yayın Tarihi: 15 December / Aralık 2020 Pub Date Season / Yayın Sezonu: December /Aralık Volume / Cilt: 24 Issue / Sayı: 3 Pages / Sayfa: 1263-1284 Cite as / Atıf: Ateş, Mustafa – Taş, Abdullah Erdem “Sultan II. Abdülhamid'in Eşleri ve Nikâh Meselesi [Wives of Sultan Abdülhamid II and The Issue of Their Marriages]”. Cumhuriyet İla- hiyat Dergisi-Cumhuriyet Theology Journal 24/3 (Aralık 2020): 1263-1284. https://doi.org/10.18505/cuid.779316 1264 | Mustafa Ateş – Abdullah Erdem Taş. Sultan II. Abdülhamid'in Eşleri ve Nikâh Meselesi Wives of Sultan Abdülhamid II and The Issue of Their Marriages Abstract: The concubines, with whom the sultans lived a family life, were classified according to a certain hierarchy in the Harem.
    [Show full text]
  • Kapak Sosyal Bilimler.Cdr
    BEYKENT ÜNİVERSİTESİ BEYKENT UNIVERSITY SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES SAHİBİ / PROPRIETOR: YAYIN KURULU Prof. Dr. Cuma BAYAT PUBLISHING BOARD: (Beykent Üniversitesi adına/ On Prof. Dr. Erol EREN Behalf of Beykent University) Prof. Veysel GÜNAY Prof. Dr. Can İKİZLER GENEL YAYIN YÖNETMENİ Prof. Dr. Emin ÖZBAŞ EDITOR -IN-CHIEF: Prof. Dr. Selahattin SARI Prof. Dr. Muhittin KARABULUT DANIŞMA KURULU GENEL YAYIN YÖNETMEN ADVISOR COMITTEE: YARDIMCILARI Prof. Dr. Mustafa DELİCAN VICE EDITORS: Prof. Dr. Mümin ERTÜRK Prof. Dr. Günay KARAAĞAÇ Prof. Dr. Adem GENÇ Doç. Dr. Veysel KILIÇ Prof. Dr. Mehmet Fikret GEZGİN Yrd. Doç. Dr. Gülşen SAYIN Prof. Dr. Esat HAMZAOĞLU YAYIN SEKRETERİ Prof. Dr. Tamer İNAL PUBLISHING SECRETARY Prof. Dr. Oğuz MAKAL Şebnem UZER Prof. Dr. Ebru PARMAN A. Aslıhan SOMUNCUOĞLU Prof. Dr. Ünsal OSKAY Prof. Remzi SAVAŞ Prof. Dr. Ayten SÜRÜR Prof. Dr. Ayşe Didem USLU Her hakkı saklıdır. Sosyal Bilimler Dergisi yılda iki kez yayımlanan, bilimsel hakem kurulu olan bir yayındır. Sosyal Bilimler Dergisinde yayımlanan makalelerdeki görüş ve düşünceler yazarların kişisel görüşleri olup, hiçbir şekilde Sosyal Bilimler Dergisinin veya Beykent Üniversitesi’nin görüşlerini ifade etmez. Sosyal Bilimler Dergisine gönderilen makaleler iade edilmez. ISSN: 1307- 5063 Beykent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sıraselviler Cad. No: 65 PK:34437 Taksim/ İSTANBUL Tel: 0212 444 1997 Faks: 0212 867 55 76 www.beykent.edu.tr Kapak Tasarım: Gaye KALAVLI (Güzel Sanatlar Fakültesi) ISSN: 1307- 5063 BEYKENT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ BEYKENT UNIVERSITY JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES Sertifika No: 0208-34-010320 Beykent Üniversitesi Yayınları, No.51 Cilt / Volume : 2 Sayı / Number : 1 Yı l- Bahar / Year-Spring: 2008 I SON ELLİ YIL Türkiye’nin son elli yılı, seksen beş yıllık Cumhuriyet’in kendini ispat yılları olarak değerlendirilebilir.
    [Show full text]
  • Behice Tezçakar Özdemir [email protected]
    CURRICULUM VITÆ Turkish-German University Faculty of Economics & Administrative Sciences Department of Political Sciences and International Relations POL 550-551 Behice Tezçakar Özdemir www.behiceozdemir.com [email protected] General Overview Behice Tezçakar Özdemir who is an author, history researcher, professional expert on industry history and journalist born and raised in Bosphorus (Istanbul). She received her B.A in History as a valedictorian of Istanbul Bilgi University. She got the Master’s Degree from History Department of Boğaziçi University. She specialized on the Turkish- German industrial relations and the roles of German enterprises and companies on the industrial developments of Ottoman territories including today’s Turkey, Middle East and Balkans. Her research book ‘Discovery of Oil in the Minds and Lands of the Ottoman Empire’ is published internationally (2009). Özdemir is co-writer for ‘Daheim in Konstantinopel-Deutch Spuren am Bosporus ab 1850- Memleketimiz Dersaadet 1850’den itibaren Boğaziçi’nde Alman izleri’ published by Pagma Verlag in Germany (2013). Her last research book ‘History of Siemens from Empire to Republic - In the Light of Documents from State Archives’ was published for Siemens 160th anniversary (2016). In that work she examined different territories of Ottoman Empire like Constantinople, Baghdad, Basra, Fao, Sudan, Mosul, Aleppo, Tripoli, Rhodes, Thessalonica on behalf of the industrial activities in different sectors like communications, mobility, energy and industry, defense, cities and building technologies, human resources and healthcare. In 2018, she conducted the research project of Thyssen Krupp and she prepared a book that covered the defense, iron and steel industry services of the Germans through the company of Thyssen Krupp, in Ottoman lands (in the Balkans, Asia Minor, the Middle East and North Africa ) during the Prussian period.
    [Show full text]
  • Early Cinema in the Ottoman Empire
    UvA-DARE (Digital Academic Repository) Performing modernity: Atatürk on film (1919-1938) Dinç, E. Publication date 2016 Document Version Final published version Link to publication Citation for published version (APA): Dinç, E. (2016). Performing modernity: Atatürk on film (1919-1938). General rights It is not permitted to download or to forward/distribute the text or part of it without the consent of the author(s) and/or copyright holder(s), other than for strictly personal, individual use, unless the work is under an open content license (like Creative Commons). Disclaimer/Complaints regulations If you believe that digital publication of certain material infringes any of your rights or (privacy) interests, please let the Library know, stating your reasons. In case of a legitimate complaint, the Library will make the material inaccessible and/or remove it from the website. Please Ask the Library: https://uba.uva.nl/en/contact, or a letter to: Library of the University of Amsterdam, Secretariat, Singel 425, 1012 WP Amsterdam, The Netherlands. You will be contacted as soon as possible. UvA-DARE is a service provided by the library of the University of Amsterdam (https://dare.uva.nl) Download date:24 Sep 2021 Chapter 1 Early Cinema in the Ottoman Empire The aim of this chapter is to arrive at an understanding of the specific meanings of cinema in the Ottoman context in which Atatürk grew up, by comparing the early history of cinema in Europe and the US with the history of cinema in the Ottoman Empire in the late nineteenth and early twentieth centuries. By placing Atatürk in his historical context, more specifically his social and cultural milieu, the chapter intends to reveal the general framework within which his ideas on cinema emerged.
    [Show full text]
  • Sosyoloji Dergisi
    SOSYOLOJİ DERGİSİ SOSYOLOJİ DERGİSİ/SOCIOLOGY JOURNAL Cilt/Volume 37 • Sayı/Number 2 • Aralık/December 2017 ISSN 1304-2998 • eISSN 2148-9165 • doi 10.26650/TJS Sosyoloji Dergisi uluslararası ve hakemli bir dergidir. Yayımlanan makalelerin sorumluluğu yazarına/yazarlarına aittir. Sociology Journal is the official peer-reviewed, international journal of the Istanbul University Department of Sociology. Authors bear responsibility for the content of their published articles. Baş Editör/Editor-in-Chief Prof. Dr. İsmail Coşkun (İstanbul Üniversitesi) Sayı Editörü/Guest Editor Yrd. Doç. Dr. Ekin Öyken (İstanbul Üniversitesi) Yönetici Editör/Managing Editor Arş. Gör. M. Fatih Karakaya (İstanbul Üniversitesi) Çeviri Editörleri/English Language Editors ENAGO Kevin A. Collins Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ali Akyurt Arş. Gör. Nuseybe Ağırman Arş. Gör. Salih Ünüvar Yayın Kurulu/International Editorial Board* Yrd. Doç. Dr. Ayşen Şatıroğlu (İstanbul Üniversitesi, Türkiye) Doç. Dr. Craig Browne (Sydney University, Avustralya) Prof. Dr. David R. Segal (Maryland University, ABD) Prof. Dr. Douglas Kellner (University of California, ABD) Doç. Dr. Enes Kabakcı (İstanbul Üniversitesi, Türkiye) Prof. Dr. Glenn Muschert (Miami University, ABD) Prof. Dr. İsmail Coşkun (İstanbul Üniversitesi, Türkiye) Doç. Dr. J. Scott Brown (Miami University, ABD) Prof. Dr. Jeffrey C. Alexander (Yale Univerity, ABD) Doç. Dr. Mehmet Samsakçı (İstanbul Üniversitesi, Türkiye) Dr. Michael Illner (Bilimler Akademisi, Çek Cumhuriyeti) Doç. Dr. Orhan Gürbüz (İstanbul Üniversitesi, Türkiye) Doç. Dr. Oya Okan (İstanbul Üniversitesi, Türkiye) Prof. Dr. Philip Smith (Yale Univerity, ABD) Prof. Dr. Ryan Kelty (Washington College, ABD) Prof. Dr. Sujatha Fernandes (City University of New York, ABD) Prof. Dr. Timothy Shortell (City University of New York, ABD) Prof. Dr. William Peter Baehr (Lingnan University, Hong Kong) Prof.
    [Show full text]
  • XIX. Yüzyılda Piyano Ve Osmanlı Kadını*
    Araştırma Makalesi https://doi.org/10.46868/atdd.77 Original Article XIX. Yüzyılda Piyano ve Osmanlı Kadını* Arif Güzel* ORCID: 0000-0002-0144-1145 Öz XIX. Yüzyıl Osmanlı Devleti’nin idari ve sosyal alanda büyük değişimlere uğradığı bir çağdır. Devletin yapısal değişiminin yanında sosyal alanda da birçok değişim gözlenir. Bu sosyal değişimlerden biriside müzikal dönüşümdür. Batı müziğinin Osmanlı topraklarında kabul görmesiyle birlikte bu müziğin en mühim sazı (enstrümanı) olan piyano hem Osmanlı Sarayı’nda hem de “Osmanlı kentlisi” arasında Avrupai görünümün ve müzikal estetiğin simgesi olarak yaygınlaşır. Bu değişim rüzgârları Osmanlı kadınını da içine alır. Kadın sultanlar, devlet adamlarının kızları ve hâli vakti yerinde olan aileler özel hocalar aracılığıyla piyano eğitimi almaya başlarlar. Müzikal dönüşüm, kadınların sosyal hayata katılımlarını kolaylaştıracak bir basamak olur. Yetenekli Osmanlı kadını piyano icra etmekteki maharetini gösterir. Gerek saray gerekse toplum içerisinden fevkalade kadın piyano icracıları ve besteciler çıkar. Bu çalışmada Osmanlı müzikal dönüşüm süreci piyano ve piyano icracısı Osmanlı kadınları üzerinden değerlendirilerek sosyal dönüşümün açıklanması amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Osmanlı Devleti, Piyano, Müzik, Kadın Gönderme Tarihi: 16/11/2020 Kabul Tarihi:20/03/2021 * Bu makale yazarın ‘’XIX. Yüzyılda Sultanın Mülk ünde Piyano’’, adlı yüksek lisans tezinden üretilmiştir. *Doktora Öğrencisi, Balıkesir Üniversitesi, Tarih Anabilim Dalı, Tarih Bölümü, Balıkesir- Türkiye, [email protected] Bu makaleyi şu şekilde kaynak gösterebilirsiniz: GÜZEL, A., ‘’XIX. Yüzyılda Piyano ve Osmanlı Kadını’’, Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi, C. 8, S. 1, 2021, s.246-261. Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi Cilt:8 / Sayı:1 Güzel/ ss 246-261 Mart 2020 Piano and Ottoman Women In The XIX. Centruy Arif Güzel* ORCID: 0000-0002-0144-1145 Abstract The XIX.
    [Show full text]
  • Enver Paşa Enver Pasha 1881-1922 Ernestine Reiser
    kim kimdir? who is who? 401 Enver Paşa Enver Pasha 1881-1922 İstanbul doğumlu, Gagavuz kökenli Osmanlı askeri, Born in Istanbul, Ottoman soldier of Gagauz origin. While still siyasetçi. İkincilikle bitirdiği Harbiye’de henüz öğrenciyken a student at the Military Academy, from which he graduated “devleti kurtarma” idealiyle siyasete eğilim göstermeye ranking the second, he started to get involved in politics with başladı (1902). 1908’de subay arkadaşlarıyla birlikte, Sultan the ideal of “saving the country” (1902). In 1908, he joined his II. Abdülhamid iktidarına meşruti yönetim gayesiyle military peers in the demand for constitutional régime and took başkaldırıp dağa çıktı. İhtilalin ardından 1909’da ilan edilen to the mountains to revolt against Sultan Abdülhamid II. He meşruti idarenin en aktif ismi oldu. İttihat ve Terakki was the most active figure in the constitutional administration Partisi’nin liderlerindendi. Hem ordunun hem siyasetin announced after the coup, in 1909. He was one of the leaders parlak ismiydi. Sultan Abdülmecid’in torunu Naciye Sultan of the Union and Progress Party and a bright character in both ile evlendi, Hanedan’a damat oldu (1914). I. Dünya Savaşı the military and political arena. He married Naciye Sultan, sırasında Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili’ydi. granddaughter of Sultan Abdülmecid and thus became the Türk-Alman ittifakının mimarı olarak algılanan Enver son-in-law to the Ottoman Dynasty (1914). He was the Minister Paşa, yenilginin ardından ülkeyi savaşa ittiği suçlamasıyla of War and Deputy Chief Commander during World War I. idama mahkûm edildi, rütbeleri alındı. Türk devletlerini Considered to be the architect of the Turkish-German alliance, birleştirme idealiyle Rus topraklarına kaçtı.
    [Show full text]