T.C. Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dali Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Bilim Dali
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI TÜRKİYE CUMHURİYETİ TARİHİ BİLİM DALI 1945–1950 YILLARI ARASINDA TÜRKİYE Siyasi Yapı, Ekonomi, Dış Politika, Eğitim ve Sosyo-Kültürel Yapı, Din, Askeri Yapı ve Basın Hazırlayan Sabit DOKUYAN Danışman Prof. Dr. Mustafa KESKİN (Doktora Tezi) Nisan 2013 KAYSERİ T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI TÜRKİYE CUMHURİYETİ TARİHİ BİLİM DALI 1945–1950 YILLARI ARASINDA TÜRKİYE Siyasi Yapı, Ekonomi, Dış Politika, Eğitim ve Sosyo-Kültürel Yapı, Din, Askeri Yapı ve Basın (Doktora Tezi) Hazırlayan Sabit DOKUYAN Danışman Prof. Dr. Mustafa KESKİN Bu çalışma; Erciyes Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından SBD-11-3571 kodlu proje ile desteklenmiştir. Nisan 2013 KAYSERİ i BİLİMSEL ETİĞE UYGUNLUK Bu çalışmadaki tüm bilgilerin, akademik ve etik kurallara uygun bir şekilde elde edildiğini beyan ederim. Aynı zamanda bu kural ve davranışların gerektirdiği gibi, bu çalışmanın özünde olmayan tüm materyal ve sonuçları tam olarak aktardığımı ve referans gösterdiğimi belirtirim. Sabit DOKUYAN İmza: ii iii iv ÖNSÖZ Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin demokrasi anlayışını iki döneme ayırmak mümkündür. Bu iki dönemin ilki olarak niteleyebileceğimiz 1923-1945 yılları arasında Türkiye’de, tek parti ideolojisi siyasete ve toplumsal hayata tamamen hâkim olmuştur. Süreç içerisinde kişi hak ve özgürlükleri yer yer tek parti anlayışına feda edilmiştir. İlgili dönemde mahalli ve genel seçimler tabiî ki de yapılmıştır ama bu bir ritüelden öteye geçememiştir. Anayasa her ne kadar demokratik bir karaktere sahip olsa da diğer kanun uygulamaları demokrasi ve insan haklarından oldukça uzak bir anlayışla yürürlüğe konulmuştur. 1930’lu yıllarda Avrupa’da dirilen tek parti ve tek şef uygulamasından Türkiye de nasibini almıştır. Özellikle İsmet İnönü tek adam anlayışının en büyük savunucusu olmuştur. Demokrasi anlayışında ikinci dönem olarak nitelendirilecek zaman dilimi ise 1945 sonrasını kapsamaktadır. Türkiye artık çok parti anlayışını sahiplenmeye ve Türk halkı da demokrasinin güzelliklerini yaşamaya başlamıştır. Halkın varlığının ve gücünün tam manasıyla kabul edildiği bu yeni süreçte, yıllarca halktan uzak kalmış olan Türk siyasetinin köylere indiği görülmüştür. Halk artık iktidarların devamının tek dayanağı haline gelmiştir. Kurulan yeni partilerden halkın isteklerine cevap verecek olanlar yaşamaya ve güçlenmeye başlarken, bir hevesle kurulan ve temelsiz bir görüntüye sahip siyasi oluşumlar ise yok olup gitmişlerdir. Bir anda onlarca partinin, sendikanın ve derneğin kurulduğu 1945-1950 yılları arasında yaşanan demokratikleşme süreci, Türkiye’nin siyasi kimliğinin de temellerini atmıştır. Muhafazakâr, sosyalist, demokrat ve milliyetçi olarak sınıflandırabileceğimiz siyasi bölünmenin ilk ciddi emeklemeleri bu dönemde gerçekleşmiştir. Günümüzde mevcut bulunan siyasi yapılanmaların soy ağaçları, bahsi geçen yıllar arasındaki oluşumlara dayanmaktadır. Çalışmamız içerisinde 1945-1950 yılları arasındaki Türkiye’nin genel bir değerlendirmesinin yapılması amaçlanmıştır. Bu bakımdan oldukça kapsamlı bir içeriğe sahip bulunan çalışma; arşiv belgeleri, Meclis tutanakları, dönemi yaşayan kişilerin hatıraları, dönemin süreli yayınları, makaleler, dönemle ilgili yapılmış tezler ve ansiklopediler ışığında şekillendirilmeye çalışılmıştır. Süreçle ilgili çok fazla bilgi ve belgenin olması hazırlık aşamasında güçlükler çıkarsa da veriler konu bütünlüğü içerisinde sunulmaya çalışılmıştır. Çalışmanın birinci bölümünde, Türkiye’nin 1945-1950 yılları arasında dış politikası üzerinde bir değerlendirme yapılmıştır. Dış politikanın iç politika ve özellikle demokratikleşme konusundaki etkileri göz önünde tutularak bu başlık ilk olarak verilmiştir. İkinci bölümde, siyasi yapı üzerinde durulmuştur. Çok partili hayata geçiş, toplumun yeni yapıya olan yaklaşımı, dönem içerisinde kurulan parti ve dernek yapılanmaları, süreç içerisinde gerçekleşen seçimler bölüm içerisinde değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Üçüncü bölümde, eğitim, sosyo-kültürel yapı ve ekonomi konularına yer verilmiştir. Bölüm içerisinde öncelikle Türkiye’nin dönem içerisinde sahip olduğu eğitim-öğretim profili çizilmeye çalışılmış, konuyla ilgili çalışmalar ve tartışmalar sunulmuş, sosyo-kültürel hayat ile ilgili değişkenlerden genel hatlarıyla bahsedilmiştir. Ekonomik yapı da bölüm içerisinde değerlendirilmiş ve Türkiye’nin iktisadi karakteri, dış politikanın v ekonomik yapı üzerindeki etkileri, halkın refahına yönelik atılan adımlar tahlil edilmiştir. Dördüncü bölümde, dönemin en çok tartışılan ve siyaset içerisinde de varlığını hissettiren din olgusu üzerine bir tahlil yapılmaya çalışılmıştır. Halkın isteği doğrultusunda din konusunda atılmış olan adımlar ve bu adımların yansımaları da bölüm içerisinde yer almıştır. Askeri yapının genel çerçevesi de bu başlık altında çizilerek, dönem içerisinde gerçekleşmiş olan askeri olayların tahlilleri yapılmıştır. Son olarak siyasi ve sosyal yapının en önemli aynası olan basın üzerine değerlendirmelerde bulunulmuştur. Bu bölümde ayrıca dönemin süreli yayınları farklı kaynaklardan elde edilen veriler ışığında tablolaştırılmaya çalışılmıştır. Oldukça meşakkatli olan ve uzun zamanımızı alan bu çalışmanın son şeklini alması sürecinde desteklerini esirgemeyen; başta tez danışmanım ve kıymetli büyüğüm Sayın Prof. Dr. Mustafa Keskin’e, tez izleme komitemde bulunan Sayın Doç Dr. Serdar Sakin’e ve Doç Dr. Mehmet Öcal’a, çalışmalarım esnasında bana tahammül ederek sorumluluklarımı severek üstlenen çok kıymetli eşim Aysun Fidan Dokuyan’a, çalışmam süresince yeterince ilgi gösteremediğim ve zaman ayıramadığım sevgili oğullarım Yiğit Efe ve Utku Sami Dokuyan’a teşekkürlerimi ve saygılarımı sunmaktan büyük mutluluk duymaktayım. Sabit DOKUYAN Nisan 2013 KAYSERİ vi 1945–1950 YILLARI ARASINDA TÜRKİYE Siyasi Yapı, Ekonomi, Dış Politika, Eğitim ve Sosyo-Kültürel Yapı, Din, Askeri Yapı ve Basın Sabit DOKUYAN Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora Tezi, Nisan 2013 Danışman: Prof. Dr. Mustafa KESKİN ÖZET Demokrasinin en önemli aşamalarından birisi çok partili hayata geçiştir. Türkiye çok partili hayata geçiş konusunda sıkıntılar yaşamış ve ancak İkinci Dünya Savaşı’nın ardından bu amacına ulaşabilmiştir. Birden fazla partinin ortaya çıkışı doğal olarak devlet yönetim anlayışında da büyük bir değişimi beraberinde getirmiştir. Öncelikle dış politikada, demokratik devletler Türkiye’nin en büyük dayanağı haline gelmişlerdir. Özellikle ABD; siyasi, askeri, ekonomik ve stratejik manada Türkiye’nin en önemli müttefiki mertebesine yükselmiştir. Siyasi teşekküllerin sayısının artışı iç politikada faklı düşüncelerin rahatça tartışılabilmesine de zemin hazırlamıştır. Yıllarca susarak verilenle yetinen Türk halkı artık kendini ifade edebilme imkânına sahip olmuştur. Ekonomik hayatta da önemli rahatlamalar yaşanmaya başlanmış, serbest ekonomi uygulamalarının artmasıyla birlikte katı devletçi yapı büyük darbe yemiştir. Türk işadamı, tüccarı ve sanayicisi de kendi öz dinamiklerini harekete geçirerek ekonomik hayatın doğal bir parçası haline gelmeye başlamıştır. Eğitim konusunda da önemli atılımlar çok partili hayata geçişin bir uzantısı olarak kendisini göstermiştir. Özellikle din eğitimi konusunda daha önceden yaşanan kısıtlamalar büyük oranda ortadan kalkmış, insanların dini ihtiyaçlarının karşılanmasının insan hakları gerekliliği olduğu anlaşılmaya başlanmıştır. Askeri manada ise; Türk askeri gücü varlığını demokrasinin teminatı olarak görmeye başlamış ve Kore Savaşı’na dahil olmuş, NATO içerisine girmiştir. Türk basını da oluşan özgür ortam içerisinde hızla palazlanmış ve büyük bir itici güç olduğunu kanıtlamıştır. Çıkarılan gazete ve dergi sayılarında artış gözlendiği gibi okuyan insan sayısında da ciddi artışlar yaşanmıştır. Bu çalışmamız kapsamında Türkiye’nin İkinci Dünya Savaşı sonrasında yeniden ve her alanda yaşadığı değişim ele alınmıştır. Dönemin öne çıkan gelişmeleri; arşiv belgeleri, meclis tutanakları, resmi yayınlar, tetkik eserler, hatıralar, daha önce hazırlanmış bilimsel tezler ve makaleler ışığında değerlendirilmiştir. Konular açıklanırken, bir bütünlük yakalanması adına, vakaların öncesi ve sonrasına da kısa geçişler yapılmıştır. Metine eklenen tablolar ve istatistikî veriler yardımıyla da dönem ile ilgili daha açık ve bilimsel bir ifade şekli yakalanmaya çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 1945-1950, Siyaset, Din, Dış Politika, Ekonomi, Kültür, Eğitim, Basın, Ordu. vii TURKEY BETWEEN 1945-1950 Political Structure, Economy, Foreign Policy, Education and Sociocultural Construction, Religion, Military Construction and Press Sabit DOKUYAN Erciyes University, Institute of Social Sciences PhDThesis, April 2013 Advisor: Prof. Dr. Mustafa KESKİN ABSTRACT One of the most important aspects of democracy is passing to pluralism in political life. Turkey had lived many problems in passing to political pluralism, however, achieved this aim just after Second World War. The case of establishing many parties brought a natural change in the system of the state. Firstly, in foreign policy, the other democratic countries have become Turkey’s supporters. Especially, U.S.A has become the most important ally of Turkey from the political, military, economic and strategic aspects. The increase in the number of political parties has led the chance of discussing different ideas freely in domestic policy. Turkish society, which had always been content with what has been given, had the chance of express itself freely. There were even improvements in economic life