T.C ÜN İVERS İTES İ SOSYAL B İLİMLER ENST İTÜSÜ MÜZ İK ANASANAT DALI YAYLI ÇALGILAR SANAT DALI KEMAN PROGRAMI

YÜKSEK L İSANS TEZ İ

CEMAL RE Şİ T REY ‘ İN YARATICI ÖZELL İĞİ VE KEMAN YAPITLARI

Hande Gözalan 2501030766

Tez Danı şmanı: Doç. Dr. YILMAZ AYDIN

İSTANBUL 2007 ÖZ

Ba şlık : Cemal Re şit Rey'in Yaratıcılı ğı ve Keman Yapıtları

Hazırlayan : Hande Gözalan

Bu Tez de;

Türkiye'de çok sesli müzi ğin benimsenmesi yaygınla şması ve sevilmesi için 60 yıl boyunca ola ğanüstü çaba gösteren bestecimiz Cemal Re şit Rey'in müzikal yolculu ğu incelenmi ştir.

Ünlü bestecimizin yaratıcı kimli ği;

- Türkiye de ça ğda ş müziğin ba şlangıcı sayılan ''Türk Be şleri’nin'' Cemal Re şit Rey önderli ğinde Türk Ça ğda ş Müzi ğine Katkıları,

- Hayatı,

- Eğitimi,

- Yaratıcılı ğına yön verenler,

- Stil özellikleri,

- Keman konçertosu gibi ba şlıklar altında i şlenerek yansıtılmak istenmi ştir ve Keman Konçertosu'nun bölümlerinin analizi yapılmı ştır.

Bu tezin olu şturulmasında Cemal Re şit Rey ile ilgili kaynaklardan, Internet üzerinden yayımlanmı ş bilgilerden yararlanılmı ştır.

ABSTRACT

Title : Cemal Re şit Rey's Creativeness and His Creations for Violin

Written by : Hande Gözalan

iii The main purpose of this study is to research musical journey of Cemal Re şit Rey who is a famous Turkish composer unusually strived to become appropriate, prevalent and liked the Turkish polyphonic music in .

It is wanted to reflect Cemal Reşit Rey’s creative personality under the titles of;

- Contributions of “Turkish Quintet”, who are deemed as beginnig of Turkish contemporary music, under the leadership of Cemal Re şit Rey,

- His life,

- His education,

- Persons who guided his creativeness,

- Style characteristics,

- Violin concerto. and passages of Violin Concerto was analysed.

The books related with Cemal Re şit Rey and information from internet have been used as basic resources in the evolution of this thesis.

iv

ÖNSÖZ

Bu çalı şmam da Cemal Reşit Rey’i i şlemek istememin en önemli nedeni , yıllar önce Ulu Önder Atatürk’ün müzik devrimi ile ilgili okudu ğum bir makalesi olmu ştur. Atatürk Cumhuriyet’in kurulu ş döneminde en zor devrimin müzik devrimi oldu ğunu belirtmi ş ve şu sözle devam etmi ştir ‘’ Müzik devrimi en zor olanı, dü şünün ; şahsa önce kendi iç dünyasını unutturacaksınız, sonra yeni bir aleme yönelteceksiniz’’. Atatürk’ün bu güzel tanımlaması yolumu ünlü besteci Cemal Re şit Rey’e çıkarttı. Çünkü , Ça ğda ş Türk Müzi ğinin Şekillenmesi ve benimsenmesi için en büyük mücadeleyi veren müzik adamımız olmu ştu.

Çalı şmamın hazırlık a şamasında kaynak sorunları ya şadım. Kaynaklar çok da ğınık biçimde ve kısa dergi sayfalarında bulunuyordu. Çe şitli yıllara ve çe şitli üsluplarla yazılan eserler biraz karma şık durumdaydı.

Öncelikle bu çalı şmamın hazırlık a şamasında deste ğini esirgemeyen Danı şman ö ğretmenim Doç. Dr. Yılmaz Aydın a , ve iki yıldır sanatından ve eğiticili ğinden sonsuz destek aldı ğım sevgili ö ğretmenim Doç. Dr. Zülfiye Seçkin’e , tezin analiz a şamalarında yardımcı olan Prof. Yalçın Tura, Hasan Tura ve Aydın Karlıbel ’ e sonsuz te şekkür ve şükranlarımı sunarım

Bu çalı şmamın öncelikle sevgili babam Tamer Gözalan’ın anısına hediye ediyorum. Hayatımın her döneminde yanımda olan büyükbabama ve babaanneme şükranlarımı sunuyorum.Yazılım a şamasında eme ğini ve deste ğini esirgemeyen, sevgili Halil Sinan Tanık’a, sevgili arkada şım Suna Yüksel’e ve her zaman arkamda oldu ğunu bildi ğim sevgili Gamze Gözalan’a sonsuz te şekkürlerimi sunuyorum

v

İÇİNDEK İLER

ÖZ / ABSTRACT……………………………………………………...iii ÖNSÖZ…………………………………………………………………V İÇİNDEK İLER………………………………………………………….V İ ŞEK İL L İSTES İ ………………………………………………………..V İİİ KISALTMALAR L İSTES İ……………………………………………..X GİRİŞ

1. 20. YÜZYILDA MÜZ İK VE CEMAL RE Şİ T REY…………….....1 1.1. Ça ğda ş Müzi ğin Ba şlangıcı………………………………….....3 1.2. Türk Be şler’i……………………………………………………14 1.2.1. Hasan Ferit Alnar…………………………………………14 1.2.2. ………………………………………...18 1.2.3. …………………………………...21 1.2.4. Necil Kazım Akses……………………………………...26 1.3. CEMAL RE Şİ T REY’ İN B İYOGRAF İSİ………………………..29 1.4. MÜZ İK E Ğİ TİMİ VE YARATICILI ĞINA YÖN VERENLER…40 1.5. KÜLTÜR VE SANAT İNSANI OLARAK CEMAL RE Şİ T REY’İN KATKILARI…………………....42 1.6. TÜRK İYE’YE DÖNÜ ŞÜ VE TÜRK MÜZ İĞİ Nİ Ö ĞRENMES İ.44 2.6.1 Türkiye’ye Dönü şü……………………………………….44 2.6.2 Türk Müzi ğini Ö ğrenmesi………………………………..46 2.6.2.1. Halk Müzi ği……………………………………….47 2.6.2.2. Türk Sanat Müzi ği………………………………...48 1.7. REY’ İN YURT İÇİNDE VE YURT DI ŞINDA …………………50 ALDI ĞI ÖDÜLLER

vi 2. BÖLÜM

2.1. REY’ İN YARATICILI ĞI VE ST İL ÖZELL İKLER İ ……………….51 OPERET VE REVÜLER İ 2.1.1. Rey’in yaratıcılı ğı ve Stil Özellikleri…………………………..51 2.1.2 Operet ve Revüleri……………………………………………..53

3. BÖLÜM

3. KEMAN YAPITLARI…………………………………………………57 3.1. KEMAN KONÇERTOSU…………………………………………...57 3.1.2. KEMAN KONÇERTOSUNUN İNCELENMES İ…………………58 3.1.2.1. Konçerto 1.Bölüm……………………………………….58 3.1.2.2. Konçerto 2. Bölüm………………………………………65 3.1.2.3. Konçerto 3. Bölüm………………………………………69 3.2. ANDANTE ET ALLEGRO…………………………………………77 3.2.1. Andante…………………………………………………….77 3.2.1. Allegro……………………………………………………..79 SONUÇ………………………………………………………………...81 KAYNAKÇA…………………………………………………………..82 EKLER………………………………………………………………....83 ESER D İZİNİ…………………………………………………………..83 D İSKOGRAF İ…………………………………………………………88

vii

ŞEK İL L İSTES İ Sayfa 2.3.1……………………………………………………………...33 2.1.2.1……………………………………………………………55 2.1.2.2……………………………………………………………55 3.1.2.1.1………………………………………………………….58 3.1.2.1.2………………………………………………………….58 3.1.2.1.3………………………………………………………….59 3.1.2.1.4………………………………………………………….60 3.1.2.1.5………………………………………………………….60 3.1.2.1.6………………………………………………………….61 3.1.2.1.7………………………………………………………….61 3.1.2.1.8………………………………………………………….62 3.1.2.1.9………………………………………………………….63 3.1.2.1.10………………………………………………………...64 3.1.2.1.11………………………………………………………...64 3.1.2.2.1………………………………………………………….65 3.1.2.2.2………………………………………………………….65 3.1.2.2.3………………………………………………………….66 3.1.2.2.4………………………………………………………….67 3.1.2.2.5………………………………………………………….67 3.1.2.2.6………………………………………………………….68 3.1.2.3.1………………………………………………………….69 3.1.2.3.2………………………………………………………….69 3.1.2.3.4………………………………………………………….70 3.1.2.3.5………………………………………………………….71 3.1.2.3.6………………………………………………………….72 3.1.2.3.7………………………………………………………….72 3.1.2.3.8………………………………………………………….73 3.1.2.3.9………………………………………………………….74 3.1.2.3.10………………………………………………………...75 3.1.2.3.11………………………………………………………...75 3.2.1.1……………………………………………………………77 3.2.2.1……………………………………………………………79 3.2.1.2……………………………………………………………80 3.2.2.2……………………………………………………………80 1………………………………………………………………….94 2………………………………………………………………….95 3………………………………………………………………….96 4………………………………………………………………….97 5………………………………………………………………….98 6………………………………………………………………….99

viii

7…………………………………………………………………..100 8…………………………………………………………………..101 9…………………………………………………………………..102 10……………………………………………………………...... 103 11……………………………………………………………...... 104 12……………………………………………………………...... 105 13……………………………………………………………...... 106 14……………………………………………………………...... 107 15…………………………………………………………………108 16…………………………………………………………………109 17…………………………………………………………………110 18…………………………………………………………………111 19…………………………………………………………………112 20…………………………………………………………………113 21…………………………………………………………………114 22…………………………………………………………………115

ix

KISALTMALAR L İSTES İ

A .e : Aynı eser A.g.e : Adı geçen eser Fr : Fransızca İt. : İtalyanca Lat. : Latince No : Numara s. : sayfa Yun :Yunanca v.b : Ve bunun gibi

x

xi . 1. G İRİŞ

Türkiye’nin yaralarını sarma, yeniden yapılanma sancıları ya şadı ğı Cumhuriyet’in kurulu ş döneminde, yurt dı şında sürdürebilece ği umut veren kariyerini bırakıp, ülkesine , ülkesinin müzi ğinin ça ğda ş seviyeye gelmesine hizmet eden Cemal Re şit Rey, müzik devrimimizin en önemli bireylerinin ba şında gelmektedir.

Türk müzi ğinin yeni ve ça ğda ş bir kimlik kazanmasına, batıda duyulmasına büyük katkısı olan bu müzik adamının ya şamı, yaratıcı özellikleri, eserlerindeki çe şitlilik onu di ğer bestecilerimizden ayrı bir yere oturtmu ştur.

Cemal Re şit Rey komple bir müzik adamı olarak nitelenmi ştir. Besteci, orkestra şefi, piyanist gibi ayrı ayrı müzik kimlikleri mevcuttur. En önemli özelliklerinden biride her bilinçte, özellikte, kültürde, sosyal statüde insana müzikal yolla ula şmayı ba şarmasıdır. Yapıtlarındaki çeşitlilik göze çarpmı ştır.

Bu denli renkli bir yelpazeye sahip müzik adamımızın e ğitimi, ça ğda ş müzi ğe bakı şı , ya şadı ğı dönemin müzik anlayı şının , kendine has stilinin, etkilendi ği akımlar, izledi ği yol dikkate de ğer ve yol gösterici olmu ştur.

Eserlerinin büyük ço ğunlu ğu bilinse de bazıları da ğınık durumda bulunmaktadır. Bu da ğınık durumdaki bazı eserleri toplama i şi, ki şisel çabalarla yürütülmektedir.

Tezimizde incelenecek olan keman konçertosu uzun süre bulunamamı ş Profesör Yalçın Tura tarafından yıllar sonra ele geçirilmi ş ve ilk kez yakın geçmi şte seslendirilmi ştir.

1 1950 yılından itibaren yazdı ğı yapıtlarında artık ulusal renkler sadece bir alıntı de ğil, stili ve armonik dokusuyla bir tarz olu şturmu ştur. Ve varlı ğından söz ettirecek ölçüde özgün ve etkin olarak kar şımıza çıkmı ştır.

2 2. 20. YÜZYILDA MÜZ İK VE CEMAL RE Şİ T REY 20. yüzyılın ba şlangıcı müzikte de bir atılım ve yeni olu şumların ba şlangıcına bir geçi ş özelli ği ta şımı ştır. Bu yeni ça ğda müzik tüm alanlarda oldu ğu gibi yeni ça ğı yansıtan, geli şimini tamamlamaya çabalayan bir müzik olmaya ba şlamı ştır. Modern müzik, yeni müzik, öncü müzik, 20. yüzyıl armonisi gibi kavramlarla da özellikleri belirlenmi ştir. Bazı müzik tarihçilerine göre 20. yüzyıl müzi ğinin hepsi modernizm çerçevesinde de ğerlendirilmi ştir. Bazılarına göre 1. Dünya Sava şı öncesinde ba şlamı ş, 1960’lara kadar süregelmi ştir. 1960 sonrası içinse, post modern terimi kullanılmı ştır. Bu tartı şmalar bir yana, 20. yüzyıl müzikte her sınırı zorlamı ştır. Teknik ve anlatım olarak, biçimde, stilde, özde, içerikte tüm geleneksel kurallar yıkılmaya ba şlamı ştır. Uyumsuz sesler 20. yüzyıl müzi ğinin en önemli özelli ği olmu ştur. Ça ğda ş bestecilerin kullandıkları yeni ritmik bulu şlar, o zamana kadar kullanılan ritmik sistemin monotonlu ğundan sıkılmı ş olmalarından kaynaklanmı ştır. Ritim eski müzikte oldu ğu gibi ezgi ve armoniye yardımcı bir ö ğe olmak durumundan kurtarılmı ş, önemli bir anlatım aracı olmu ştur. Müzi ği şiirin etkisinden kurtarmak için, geleneksel sisteme kar şı çıkan ilk besteciler Arnold Schönberg ve İgor Stravinsky’dir. Besteciler tonalite ritim ve armonideki kuralları yıkmı ş, melodi ve ritme uzak dissonant*(3) sesler koymu şlardır. Atonalite ve özgürlükten yararlanmalarına kar şın, bir süre sonra kendi olu şturdukları kurallara ba ğlı olmak zorunda kalmı şlardır. Müzik, sanat disiplininin dı şına çıkmı ş ve di ğer sanat dalları da ardından gelmi ştir. Müzik içi ve dı şı sesler, do ğada olan saf sesler, hatta sessizlik bile araç olarak kullanılmıştır.

1. Evin İlyaso ğlu, Zaman İçinde Müzik , Yapı Kredi Yayınları Kasım 1994, s. 197 2. Ahmet Say, Müzik Ansiklopedisi Eylül 2005, s. 366 3. Dissonant , (FR), Uyumsuz sesler

3

19. yüzyılın sonlarında, sanatın tüm dallarına yansıyan özen ve duyarlılık göze çarpmı ştır. Tüm sanat dalları geli şim yönünde di ğer yüzyıllara oranla yenili ğe çok daha açık bir bakı ş açısına sahip olmu ştur.

Ressamlar tuvallerinde şekli bozuk karı şık siluetler resmetmeye ba şlamı ş, edebiyatçılar ise süslü ve özenli anlatımlarından tamamen uzakla şıp kısa cümleler kurmaya ba şlamı ştır. Müzikte ise dissonance birbirine ba ğlanmı ş, çözümlenemeden kullanılmı ş ve akorları bozmu ştur.

Yenili ğe do ğru ilk adım, 19. yüzyıldaki romantizmin doru ğa çıktı ğı yerde ba şlamı ştır. Romantik dönemde en fark edilen özellik ise bireyselcilik ve çe şitlili ğin yaygınla şması olmu ştur. Romantizm bu yüzyılın sona ermesiyle bitmemi ş, ancak yeni dü şünceler ve yöntemler ile olu şan eserler, romantizmin etkisini iyice zayıflatmı ştır. 1. Dünya Sava şı sonlarında birçok besteci geleneksel dü şünceden uzakla şmaya ba şlamı ştır. Kitle ileti şim araçları ve mükemmel ileti şim sistemleri, dinleyiciyi önceki ça ğlardan çok daha bilinçli hale getirmi ş ve bestecilerin de yeni fikirler üretme gere ğini hissetmelerine yol açmı ştır.

Genel olarak ça ğda ş müzik tonal sistem ile ba ğların koparılmasını sa ğlamı ştır. Özetle melodi, ritim ve armoni ça ğda ş müzi ğin gereçleri olmaktan çıkmı ş, geleneksel formlara ve kurallara uymak için ba ğlayıcı bir neden olarak sayılmamı ştır. Besteci özgür olmayı, belli bir tona ba ğlı kalmaktan kurtulmayı seçmi ştir. Belli bir tonalite yerine sık sık de ğişen tonaliteler, sekiz sese ba ğımlılık yerine kromatik scaladaki oniki sesin e şit de ğerde ve özgürce kullanılabilmesi dü şüncesi, sonraki ku şağın açılımlarına yol göstermi ştir.

4. Sadık Özçelik, G.Ü. Gazi E ğitim Fakültesi Dergisi , cilt.1, s.3

4

Yenili ğe do ğru ilk atılım, 1859 yılında Richard Wagner’in, “Tristan ve İsolde’’ adlı eseri ile ba şlamı ştır. Aynı dönem Franz Liszt de senfonik şiirlerinde benzer teknikler kullanmı ştır. Akorlar karı şmı ş, tonalite sürekli de ğişmi ştir. 1890 yılından sonra bestecileri yönlendiren hareketler olmu ştur. Kar şıtlıklar de ğişik adımlar adı altında de ğişik ülkelerde 20. yüzyıl modernizminin kapısını aralamaya ba şlamı ştır.

20. yüzyılda müzik, yenile şmenin ba şlangıcı olmu ştur. Özündeki fikir ise yeniyi yaratmaktır. Bilimde teknolojide, toplumsal ya şam içerisinde, birbiri ardına atılımların yapıldı ğı bir ça ğı temsil etmi ştir.

20. yüzyılda operayı hazırlayan post romantizm, ulusçuluk ve İtalyan gerçekçili ğidir. Verismo akımı 19. yüzyılın, ikinci yarısında romantizmin etkilerine tepki olarak ortaya çıkmı ş, gerçekçili ği ile natüralizmden etkilenen edebiyat akımının uzantısı olmu ştur. Verismo müzikte de opera bestecileri tarafından temsil edilmi ştir 19. yüzyıl sonunda ya şanan akımlar operayı da yo ğun biçimde etkilemi ştir. İlk geni ş artılım , Richard Wagner’in’’ Tristan ve Isolde’’si olmu ştur. Ayrıca Franz List’in senfonik şiirlerinde de yeni tekniklere geçi ş gözlenmi ştir. Rusya’da Orta Asya Halk Müzi ği, Glinka, Rimsky Korsakof, Barodin ve Mussorgski ile operaya yayılmı ştır. 20. yüzyılda İtalyan operasında gerçekçilik akımı ortaya çıkmı ş ve sıradan insanların acıları bu eserlere konu olmu ştur. Debussy, ‘’ Pelleas ve Melisande ‘’ile şiiri müzi ğe uyarlamı ştır. Stravinski müzikle tiyatroyu bir araya getirmiştir. Hindemith daha fazla felsefi yönü olan’’ Ressam Mathis ve Dünyanın Armonisi ‘’gibi yapıtlar meydana getirmi ştir. İkinci Viyana Okulu Bestecileri ise bu yüzyılda 12 Ton yöntemini operada kullanmaya ba şlamı ştır. Alban Berg’in’’ Wozzeck ‘‘i, Schönberg’in ‘’Pierrot Lunaire’’adlı eseri, Stavinski’nin ‘’Askerin Öyküsü ‘’dlı eseri bu yeni tarzın en önemli örneklerindendir.

5 20. yüzyıl müzi ğinde geçmi ş yüzyıllara oranla, daha fazla deneycilik ve farklılıklar yansıtılmı ştır. Tonal sistem dahil her şeyin do ğru oldu ğundan şüphe duyulmu ştur. 1900’lü yıllara kadar tonalite batı müzi ğinde yol gösterici olmu ştur. Müzikal formlar, türler, stiller ve üsluplar 1600-1900 yılları arasında de ğişime uğramasına ra ğmen tonalite hep aynı kalmı ştır. Besteciler bu yüzyılda tonaliteyi ortadan kaldırmak istemi şlerdir. Tonalitenin yerini alan metotlar, çok tonluluk, armoni, tam ses dizisi ve oktatonik*(5) diziler gibi yeni diziler olmu ştur. Aynı zamanda iki veya üç dizinin kullanıldı ğı, atonal yapılar, çeyrek ses dizileri, tam ses dizisi, modal dizinler gibi farklı ses dizinleri kullanılmı ştır.

Yabancı sesler bestecileri etkileyip onları majör, minör dizilerinden kaçmaya, armoniyi daha çok zenginle ştirmeye te şvik etmi ştir. 19. yüzyılın sonlarına do ğru kurallar zorlanmaya ba şlamı ştır. Bunun sebebi üçyüzyıllık tonal sistemin kendini tekrarlaması ve bunun tükenmeye do ğru gitmesidir. Besteciler klasik armoninin olanaklarını kullanmı şlar ve kendilerinden sonrasına pek olanak bırakmamı şlardır. 20. yüzyıl “Sıçramaların Yüzyılı” olarak da bilinmi ştir. 20. yüzyılın ilk yıllarında armoni dura ğan bir yapı yada kestirilemeyen bir durum olu şturmu ştur. Tonal armoninin majör ve minör dizileri artık kullanılmamaya ba şlamı ştır. Bunun yerine yerel kilise ve do ğu ülkelerinin makamları, Antik Yunan Uygarlı ğındaki modlar kullanılmı ştır. Bu zaman içerisinde kromatik dizide bütün seslerin e şde ğer olmasından yola çıkılmı ştır ve atonal melodi ortaya çıkmı ştır. Tonal armoninin tonik ve dominantından vazgeçilmi ş, tonal yöntemde çözümlenemeyen bir yapıya getirilmi ştir. Armonik hareketler kullanılıp yeni renkler elde edilmi ş ve bu dizinlerin birle ştirilmesine polytonalite *(6) adı verilmi ştir. 20. yüzyıl müzi ğinin yapısı çok kesindir. Uyumsuzluk önceki ça ğlara göre daha özgürce kullanılmaktadır.

5 oktatonik , müzikte , bir yarım-bir tam-bir yarım bir tam perde sırasıyla kullanılan dizi 6. Polytonalite (FR ). Çok eksenli müzik akımı 7. İlyaso ğlu, a.e , s.44 8. Özçelik, a.e , s.174

6

Yine de geleneksel uyumluluk tamamen bir kenara bırakılmamı ştır. Atonal müzi ği temsil eden iki yada daha fazla melodi beraber kullanıldı ğında kendi armonilerini meydana getirmi şlerdir.

20. yüzyıla kadar bestelenen yapıtlar ritim açısından oldukça sınırlı ve düzenli hareketlerden olu şmu ştur. Bu monoton ritmik hareketler bestecilerin eksikli ğinden de ğil, kadanslara uygun yalın ve düzenli bir harakete duyulan ihtiyaçtan kaynaklanmı ştır. Ritim ö ğesi, melodi ve armoniye yardımcı olmaktan çıkarılmak istenmi ş ve 20. yüzyılda dinamizmi yansıtmaya ba şlamı ştır.

Bazı besteciler iki ve daha fazla armonik hareketi veya iki ve daha fazla ritmik kalıbı aynı anda kullanmı şlardır. Müzi ğin farklı dizilerde akı şı sayesinde yeni sesler elde etmi şlerdir. Bunun yanı sıra farklı ritimler birle ştirilmi ş çok ritimlilik anlayı şı benimsenmi ştir.

En büyük yenili ği ise Macar Besteci Bela Bartok ve Rus Besteci İgor Stravinski kendi ülkelerinin halk müzi ğinden esinlenerek sıra dı şı ölçüler kullanmı şlardır. Bununla da kalmamı ş farklı ölçüleri yan yana getirerek yeni yöntemler denemi şlerdir. Böylelikle ritmik aksanlar hissedilmeyen yerlerde kullanılmı ş ve eserlere müzikal bir enerji katılmı ştır.

Ritim melodiden daha fazla önem kazanmı ş motifler senkop lu hale getirilmi ştir. Asimetrik ölçüler kullanılmı ş ve her ölçüde ritim de ğiştirme özgürlü ğü gelmi ştir. Asimetrik ölçüler kullanılmı ş ve her ölçüde ritim de ğiştirme özgürlü ğü gelmi ştir. Örne ğin dört dörlük ölçüde yazılmı ş bir eserde bir ölçü üç dörtlük, onu takip eden ölçüler altı sekizlik, sonrasında iki dörtlük kullanılabilmi ştir.

9. Say, a.e , s. 59

7 20. yüzyıl bestecileri ses renklerine tınıya önem vermi şlerdir. Tını arayı şı Debussy ile ba şlamı ş, sesin do ğal veya yapay bütün sesleri içermesi gereklili ği öne çıkmı ştır. Yeni klasikçi akımın yalın armoni arayı şına yabancı sesler katılmı ştır. Orkestrada vurmalı çalgılara ilgi artmı ş ve geni şletilmi ştir. Amerikalı besteci Edgar Vareze Ionization adlı eseri 1931 de bestelemi ş ve bu yeni bir tını olarak büyük yankı uyandırmı ştır.

Tınıyı önemsemeyen bir ba şka besteci Olivier Messiaen ku ş şarkıları üzerine çalı şmı ştır. 1920’den itibaren icat edilen ilk elektronik çalgılar müzikçilere yeni ses sahaları yaratmı ş, böylece yapay sesler elde edilmi ştir. Bu alan ba şlangıç olarak iki stili kapsar. Biri Fransa’da somut müzik adı verilen do ğal seslerin kullanıldı ğı stil, di ğeri ise Almanya’da kayna ğında elektronik sesler barındıran ikinci stildir. 1940’larda John Cage piyanoya çe şitli nesneler yerle ştirmi ş, yeni tınıyı denemi ştir. Schönberg, Webern gibi bazı besteciler oniki ton tekni ğini kullanmı şlardır. 1950 den itibaren dizisel müzik yöntemi kullanılmaya ba şlanmı ştır. Dizisel müzikte ses yüksekli ği ritim ve ses şiddeti, önceden belirlenmi ş de ğerlere göre kullanılmı ştır.

Ça ğda ş müzi ğin özelliklerinden biride birçok stilin bir arada kullanılması ve stil çe şitlili ğinin çok olmasıdır.

20. yüzyılda eserleri ve bestecileri belirli bir akımda de ğerlendirmek yanıltıcı olabilir. Bununla birlikte 20. yüzyılın ilk yarısındaki stiller dı şa vurumculuk ya da anlatımcılık, yeni klasikçilik, Bartok’un ki şisel stilinde kayna ğını bulan halk müzi ği gereçlerini de ğerlendirme yönelimi, gelenekçilik gibi ba şlıklar altında toplanmı ştır. 1950 sonrası akım ve stiller dizisel müzik, elektronik müzik, rast lamsal müzik, geç dinsel müzik, post modern müzik gibi ba şlıklar altında toplanmı ştır.

10. İlyaso ğlu, a, e, s, s. 315

8 Tonalite kavramının sekiz notalık scala içinde kullanımı 20. yüzyıl ba şındaki bestecilere yetersiz gelmi ştir. Besteci daha özgür olabilmeyi ve ba ğlılıktan kurtulmayı istemi ştir

Bu sistem, dodécaphonie * (11) veya serial müzik olarak da adlandırılmı ştır. Bir karar sesi vurgulanmı ş oldu ğu tonal sistemden farklı olarak, besteci tarafından kromatik dizideki oniki sesi herhangi bir sıra ile düzenlemi ş ve çe şitli ritimler eklenerek melodi haline getirilmi ştir. Kromatik dizideki oniki sesin özel olarak bir dizi içinde düzenlenmesi tonerow* (12) olarak adlandırılmı ştır. Sıra ses dizisini olu şturmakla, tonal ili şkilerden kaçınma sa ğlamı ştır.

Schönberg dizisel yöntemi oniki ses perdesi üzerinde geli ştirmi ştir.Bu yöntem sonrasında integral serializm içinde, ritim, ses dinami ği, vurgulama, tını yinelemesi gibi ba şka biçimler uyarlayan besteciler olmu ştur. Milton Babbitt,Boris Blacher.Pierre Boulez ve Olivier Mesiaen post webern ku şağının temsilcileri olarak hatırlanmı ştır.

Bu sistemde müzik tamamen bir seri dizi haline getirilmi ş ve matematiksel işlenen bir konu olmu ştur. Bu yüzden geleneksel anlayı ştaki motifler, ezgiler, cümle,dönem, bölme gibi yapılar, geli şme bölümleri yoktur. Bu da hem müzisyenlerin icrasını hem de dinleyenlerin algılamasını güçle ştirmi ştir.

Oniki ton besteleme tekni ği 20.yüzyıl müzik akımlarının en etkili yöntemlerinden olmu ştur. Hemen hemen her besteci bu tekni ği uygulamı ştır

11. dodécaphonie (FR ), Bir dizideki oniki yarım sesi, bestede ba ğımsızca kullanma yöntemi,dizisel müzik 12. tonerow ( İNG ), Sıra ses dizisi 13. İlyasao ğlu , a.e ,s.209

9 Cemal Re şit Rey’i müzikteki devinimler ve etkile şimler arasında en fazla etkileyen, öğrenim gördü ğü ülke olan Fransa’dır. İlerleyen yıllarda Rey’in partisyonlarının ba şında adını Fransızca okunu şa uygun olarak yazdı ğı da görünmü ştür. Özellikle Debussy tarafından müzikte görülen izlenimcilik akımından etkilenmi ş ve bu akımın izlerini ta şıyan ‘’ Enstantaneler’’i bestelemi ştir.

19. yüzyıl sonlarına do ğru ortaya çıkan izlenimcilik akımının öncüsü resim sanatıdır. Claude Monet’nin Paris’te açtı ğı bir sergide tablolarından birine impression* (14) adını vermi ş sonrasında bu terim bir akımın adı olmu ştur. Renkler,ı şık ve gölge oyunlarıyla verilmi ş, gerçe ğin bir anlık oldu ğu ve yinelenmeyecek oldu ğunu vurgulayan bir yol benimsenmi ştir. Resim atölyeden kırlara açılmı ştır. İzlenimcilik müzikte de aynı ö ğeleri ta şımı ştır.

Resimde Monet neyse müzikte de Debussy odur. Debussy müzikte izlenimcilik akımının kurucusu olmu ştur. İzlenimci müzik ezgiyi biçimi polifon dokuyu ve i şlev ba ğlarını kopartmı ştır. Debussy yeni devrimci olarak ta tanımlanmı ştır. Rey’in Enstantanelerdeki ba şlıklarıyla, Debussy’nin Altı Eski Yazıt isimli piyano yapıtlarının ba şlıklarının da aynı oldu ğu görülmü ştür.

İzlenimci müzik geç romantik senfoniler gibi bir çe şit programa göre hareket etmi ştir. Amacı ba şlı ğa göre bir ortam kurup bir duygu uyandırmaktır. Duygular müzi ğe ba ğımsızca aktarılmı ştır. Edebiyatta ise arayı şın öncüsü Marcel Proust olmu ştur. Bu akımda ressamın saf renk arayı şı,bestecinin saf ses arayı şına e şit olmu ştur. Ritim ve ölçü belirsizlik göstermi ştir.Tınılar, tutkular incelikli yansıtılmı ştır.Akımın bir ba şka özelli ği de kısıtlama ve sadele ştirme üzerine olu şturulmu ştur.

14. İmpression(Fr), İzlenim, etki 15.Andante Dergisi ,Kasım-Aralık 2004 sayı 13,s.6

10 Resim, müzik ve edebiyatta izlenimcili ğin bir ortak özelli ği halka özgü dü şünülmemesi olmu ştur. Bütün sanat dallarında izlenimcilik, üstenciliği titizli ği, inceli ği simgelemi ştir. Bu stil, aristokratlar tarafından de ğil, orta ve alt tabakadan gelen sanatçılar tarafından uygulanmı ştır.

Debussy’nin Estampes, İmages ve Preludes’i,Ravel’in Jeux d’Eau, Aynalar ve Gecenin Çocu ğu eserleri izlenimci müzik akımının ba şlıca örneklerinden olmu ştur. Ravel’in İspanyol Rapsodisi ve’’Daphnis et Chloe’’senfonik eserleri de izlenimci orkestra müzi ğinde örnek olu şturmu ştur. Cemal Re şit Rey bestecili ğinin son dönemlerinde izlenimci etki ta şıyan senfonik eserler, operalar, oda müzikleri ve solo piyano parçaları bestelemi ştir.

1900 ba şlarında bir resim akımı olarak ortaya çıkan expressionizm *(16) daha sonra etkisini müzikte de göstermeye ba şlamı ştır. Güçlü bir anlatım, biçim özgürlü ğü ve ba şkaldırı akımın en belirli özellikleri olmu ştur. Akım, Hindemith, Arnold Schönberg ve Anton Webern’nin eserlerinde sıkça yer almı ştır. Müzikte dı şavurumu anlatacak en önemli yöntem, atonalite olmu ştur. Bir önceki ça ğın betimleyici programlı müzi ğine kar şı bir ba şkaldırı niteli ği ta şımı ştır

20. yüzyıl tiyatro ailesinden gelen operet türü müzikallerinde görüldü ğü dönem olmu ştur. Broadway’de ortaya çıkan müzikli komediler Ça ğda ş Amerikan Müziğinin özelliklerini yansıtmı ştır. Johnny Jones ve Hello Broadway ilk ba şlangıç örnekleri olmu ştur. Bu eserleri 1927 yılında Show Boat,1943 yılında Oklahoma,1949 yılında Güne Pasifik, 1956 yılında My Fair Lady, 1957 yılında The West Side Story 1964 yılında Fiddler On The Roof gibi yapıtlar takip etmi ştir. Viktor Herbert ile ba şlayan bu gelenek, George Cohon ile geli şmi ştir. Müzikalin içinde tiyatro ile birle şen danslar, şarkılar ,renkli bir orkestra e şli ğinde görkemli sahneler yer almı ştır.

16-*Expressionizm ,(FR) Dı şa vurumculuk 17. İlyaso ğlu, a.e, s.214 18. A.Say , a,e , s.467

11 2.1. ÇA ĞDA Ş MÜZ İĞİ N BA ŞLANGICI

Türkiye’de çok sesli müzi ğin ba şlangıcı 1826 yıllarında olmu ş ve geleneksel müziklerin yanı sıra geli şimini devam ettirmi ştir. Cumhuriyet dönemi müzi ğinin ilk tohumları Kurtulu ş Sava şı yılları Ankara’da atılmı ştır. Dönemin önemli müzik adamlarından İsmail Zühtü Bey, Büyük Millet Meclisi Bandosunu kurmu ş, burada ça ğda ş müzik dersleri vererek büyük bir geli şme sa ğlamı ştır. İsmail Zühtü, ilk ulusal kurtulu şçu müzik adamı Adnan Saygun’un da ilk ö ğretmeni olmu ş, 1924 yılında vefat etmi ştir.

Ça ğda ş müzik adına ikinci devrim ise İstanbul’da Darülelhan’ın tekrar faaliyete geçmesiyle olmu ştur. Darülelhan 1917 yılında halka açık olarak kurulan ilk müzik okulu olmu ştur. Başlangıçta do ğu ve batı müzi ği e ğitimi vermek için açılmı ş ama sonrasında do ğu müzi ği e ğitimi öne geçmi ştir. 1921 yılında kapatılmı ş Cumhuriyet’in kurulu şundan sonra yeniden açılmı ştır. Ça ğda ş müzik adına gene önemli bir adımda Saray Orkestrasının kurulması olmu ştur. Saltanatın kaldırılmasından sonra, hilafete bağlanan orkestra hilafette kaldırılınca zor durumda kalmı ştır. Aynı yıllarda Musiki Muallim Mektebi açılmı ş,kurulu ş amacıda müzik ö ğretmeni yeti ştirmek olmu ştur. 19. yüzyılda Avrupa’ ulusal bilincin geli şimiyle birlikte Ulusal Okullar Dönemi ba şlamı ş, Türkiye’de ise tanzimatla ba şlayan batılıla şma dü şüncesi ve çok seslilik alanındaki çalı şmalar ancak cumhuriyetin kurulmasıyla geli şim göstermeye ba şlamı ştır. 1926 yılında yurtdı şına ö ğrenci gönderme uygulaması ba şlatılmı ş,yine aynı sene Darülelhan *(3) bir kararla İstanbul Konservatuarı olarak yeniden faaliyete geçirilmi ştir.

1.Mehmet Kaygısız, Türklerde Müzik ,Kaynak Yayınları,Kasım 2000,s.292 2.Yılmaz Aydın, Türk Be şleri ,Müzik Ansiklopedisi Yayınları,Kasım2003, s.23 3. Daülelhan . Belediye Konservatuarı

12

Türkiye’de Atatürk Devrimlerinden önce çok önemli çok sesli eserler yazılmasına kar şın, cumhuriyetin kurulmasından sonra Avrupa’ ya gönderilen genç müzisyenler 1930 yılından itibaren önemli yapıtlar ortaya çıkartmı şlardır. 1927 de İstanbul Belediyesi Şehir Bandosu kurulmu ştur. 1928 ve 1930 yılları arasında metot eksikli ğini gidermek için çok sesli müzik ile ilgili kitaplar yayımlanmı ştır. 1934 müzikte önemli kararların alındı ğı bir yıl olmuştur. Genç besteciler Türkiye’ye döndükten sonra küçük formda eserler yazılmı ş ve büyük soluklu eserlerin yolunu açmı ştır.

Cumhuriyet Döneminde Türk Ulusal Okulu adını Rus Beşlerinden esinlenerek almı ş olan Türk Be ş’leri ile ba şlamı ş ve bir Türk tarzı olu şturarak Ça ğda ş Türk Müzi ğinin ortaya çıkması sa ğlamı ştır. Türk Be ş’leri halk ve geleneksel Türk motiflerinden yararlanmı ştır. Her besteci halk ezgilerini ve gizemini kendi üslubuyla sunmu ş ve bilindik halk ezgilerini do ğrudan ele almak yerine soyutlamak yoluyla batı yöntemleriyle harmanlanmı ştır. Osmanlı’da Cumhuriyet’e ça ğda ş müzik anlamında örnek olu şturacak yapıtlar yazılmamı ş, besteciler birbirinden farklı üsluplarla yeni yapıtlar ortaya çıkarmı şlardır. İzlenimcilik ve Yeni Klasikçilik Akımı etkin olmu ş, üçüncü nesil besteciler ise daha çok Yeni Klasikçilik ve Dörtlü Sisteme yönelmi şlerdir. İş lenen konulardan köy ya şamı pınarları, ırmakları, bereketli topraklarıyla ilham verici olmu ştur.Yeni olu şan sosyetenin katıldı ğı geceler ise yeni bir sınıfın, burjuva sınıfının ortaya çıkı şını sa ğlamı ştır.Operet ve müzikaller yaygınla şmı ştır. Çok sesli hale getirilen türküler ortaya çıkmı ş ve birçok besteci halk türkülerini kullanmı ştır.

4.Burhan Alpan, Orkestra Dergisi ,1963,s.23 5. Cavidan Selanik, Türk Müzi ği Sanatının Tarihsel Serüveni ,Doruk Yayıncılık,1996,s.297

13 2.2. TÜRK BE Ş’LER İ

2.2.1. Hasan Ferid Alnar (11.Mart.1906)

İstanbul’da dünyaya gelen Hasan Ferit Alnar küçük yaşlarda Türk Sanat Müzi ği ile tanı şmı ştır. Henüz be ş ya şındayken müzik ve matemati ğe olan yetene ği fark edilmi ştir. Çok sesli müzik ile Yedikule Alman Okuluna ba şlaması ile tanı şmı ştır. Annesi tarafından yetene ği hemen fark edilen Anlar çok iyi bir kanuncu olarak ismini duyurmaya ba şlamı ş, onüç ya şında Tahirbuselik Makamında Longa’sını bestelemi ştir. Bundan üç yıl sonrada bir operet bestelemi ştir. Onaltı ya şında Darül Talim i Musiki’ye kanuncu olarak girmi ştir. Türk Sanat Müzi ğinin yanı sıra Batı Musiki’siyle de yakından ilgilenmi ş, Saadettin Arel ile armoni, Edgar Manas’ la kontrpuan ve füg çalı şmı ştır. Viyana Devlet Müzik Akademisi’nde açılan devlet sınavını kazanarak Joseph Marx’la kompozisyon, Oswald Kabasta ile orkestra şefli ği üzerine e ğitim görmü ştür. 1932 yılında akademinin yüksek bölümünden mezun olmu ştur. İstanbul Şehir Tiyatro’sunda orkestra şefli ği yapan Alnar 1936’da Ankara Cumhurba şkanlı ğı Senfoni Orkestrası’nda şef yardımcısı görevlerini yürütmü ştür. Bunun yanı sıra 1937 ile 1946 yılları arasında Ankara Devlet Konservatuarı’nda kompozisyon ö ğretmenli ği görevinde de bulunmu ştur. Bu yıllarda Carl Ebert ile Ankara’da ilk opera temsillerinin sahnelenmesine yardımcı olmu ştur.

1946 YILINDA Cumhurba şkanlı ğı Senfoni Orkestrası’na şef olarak atanmı ştır. Altı yıl görevde kaldıktan sonra sa ğlık sorunları nedeniyle görevinden ayrılmı ş ve konservatuardaki ö ğretmenli ğine geri dönmü ştür. Form bilgisi, kompozisyon ve orkestrasyon dersleri vermeye ba şlamı ştır. 1955 yılında Ankara Devlet Opera ve Bale’sinde Genel Sanat Direktörlü ğüne getirilmi ştir. Fakat bu görevi uzun süre sürdürmemi ş, Viyana’ya yerle şmi ştir.

1.Yılmaz Aydın, a.e ,s.59 2.Evin İlyaso ğlu, a.e ,s.35

14

Viyana’ kaldı ğı süre içerisinde Avrupa’nın çe şitli merkezlerinde bir çok orkestrayı yönetmi ştir. Bunlardan bazıları; Viyana Senfoni Orkestrası, Viyana Radyo Orkestrası, Münih Filarmoni Orkestrası, Stuttgart Radyo Orkestrası, Atina senfoni Orkestrası, Sofya Radyo Orkestrası’dır.

Alnar 1964 yılında tekrar Türkiye’ye dönmü ş ve ölümüne dek Ankara Devlet Konservatuarı’nda armoni, form bilgisi ve orkestra dersleri vermeye devam etmi ştir. Zaman buldukça da Cumhurba şkanlı ğı Senfoni Orkestrası ile Ankara Devlet Operası’nın orkestrasını yönetmi ştir.Alnar, 1978 yılında Ankara’ da vefat etmi ştir.

Hasan Ferit Alnar eserlerinde geleneksel Türk müziğinden yararlanmı ştır. Kanun ve yaylı çalgılar için yazdı ğı konçerto ilk defa batı müzi ği çalan yaylı çalgılar orkestrasında solo olarak kullanılmı ş ve en ünlü yapıtı olmu ştur. Bestelerinde geleneksel sanat müzi ği makamlarına Türk Be ş’leri üyelerinin hepsinden fazla yer vermi ştir. Ve aynı zamanda ö ğrenimine geleneksel sanat müzi ği içinde ba şlayan tek besteci olmu ştur. Kanun çalmayı ö ğrendikten sonra, piyano ve viyolonsel gibi batı sazlarını çalmayı da ö ğrenmi ştir. Viyolonsel Konçerto’su viyolonsel için yazılmış ilk Türk konçertosu olma özelli ğini ta şımı ştır. Müzi ğinde makamlar önemli olmu ştur. Genellikle klasik formda eserler Yazmı ştır. Türk Be şleri’nin di ğer üyelerine oranla daha yalın bir armoni kullanmı ştır. Sanat müzi ğinin yanı sıra halk müzi ğindeki karakteristik yapılara da bazı eserlerinde yer vermi ştir. Alnar’ın eserlerinin yayın hakkını Viyana’daki Universal Edition A.G’ üzerine almı ştır.

3.Ahmet Say, a.e ,s.521 4.Yılmaz Aydın, a.e ,s.61

15

Eserleri; *Operet………………………………..operet….1922 Orkestra İçin; *Romantik Uvertür………………………………1932 *Orkestra İçin Üç Oyun Havası 1932 *Prelüd Ve İki Dans………………………………1935 *Türk Süiti………………………………………..1936 *İstanbul Süiti…………………………………….1937-1938 *50. Yıl İçin Senfonik Parça……………………...1973 Koro için; *İki Sesli Türküler………………………………..1936 *İki Koro Türküsü………………………………..1959 *10 Mystische Lieder…………………………… Konçertolar; *Viyolonsel Konçertosu………………………….1943 *Kanun Konçertosu……………………………….1944-1951 Oda Müzi ği; *Trio Fantezi…………………………………….1929 *Keman Ve Piyano İçin Süit……………………..1930 *Yaylı Çalgılar İçin Kuartet……………………...1930 *Trio.Piyano kemen ve viyolonsel için…………..1966 Solo çalgı; *Piyano İçin Fügler……………………………….1925-1927 *Piyano İçin Üç Etüt……………………………...1927 *Piyano Parçelerı…………………………………1927-1928 *Oyun Havaları piyano için be ş parça……………1932 *Sekiz Piyano Parçası…………………………….1935 *Prelüd Ve Füg, piyano……………………………1961 *Sahne Müzi ği;

16 *Yalova Türküsü………………………………….1932 *Sarı Zeybek……………………………………...1932 *Goette’nin Faust’u İçin Müzik

Film Müzi ği; *İstanbul Sokakları………………………………1931 *Namık Kemal…………………………………...1949 *Halıcı Kız……………………………………….1953 Geleneksel Türk Müzi ği *On Saz Semaisi…………………………………1926 *Bayati Araban Pe şrev…………………………...1927 *Bayati Araban Saz Semaisi……………………..1927 *Segah Pe şrev……………………………………1927 *Sözsüz Romans *İzmir’den Selamlar

5 Ahmet Say, a.e ,521 6. Yılmaz Aydın, a.e .,s.86,87,88

17

2.2.2. Ulvi Cemal Erkin

14 Mart 1906 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Ulvi Cemal Erkin ilk derslerini annesinden alarak müzi ğe ba şlamı ştır.Yedi ya şında Mercier adlı Fransız öğretmenle çalı şmı ş ve ö ğrenimine İtalyan hocası Adinolfi ile devam etmi ştir. Ortaokulu bitirdikten sonra, Galatasaray Lisesinde e ğitimine devam etmi ştir. 1925 yılında Milli E ğitim Bakanlı ğı’nın düzenledi ği yarı şmayı kazanarak Paris Konservatuarına ba şlamı ştır. Jean Gallon ve İsidor Philipp ile birlikte çalı şan Erkin, 1929 da Ecole Normale De Musique’de Nadia Boulager ile çalı şma fırsatını bulmu ştur. 1930 yılında e ğitimini tamamlayarak Ankara’ya dönmü ş, ve Musiki Muallim Mektebinde piyano ve armoni ö ğretmenli ğine atanmı ştır. Ankara Devlet Konservatuarı kurulduktan sonra burada piyano bölümü ba şkanlı ğı yapmı ş ve 1949 1951 yılları arasında kurumun müdürlü ğüne atanmı ştır. Bunun yanı sıra uzun zaman Konservatuar Orkestrası’nı ve Ankara Operası’nın repertuarını geni şletmi ştir.1971 yılında emekli olmu ş, 15 Eylül 1972 geçirdi ği kalp krizi sonucunda vefat etmi ştir.

Eserlerinde Geleneksel Sanat Müzi ği makamları kullanmı ştır.Halk müzi ği ve sanat müzi ğini melodik, ritmik ve armonik olarak birbiriyle kaynaştırmı ştır. Eserlerinde Ravel ve Debussy’ den esintiler hissedilmi ştir. Aksak ritimleri kullanma, dörtlü ve be şli aralıklardan olu şan akorlara armonik yapıda yer verme, orijinal akorlar arama, Türk Müzi ğinden do ğaçlama havası yaratma onun bestecilik özelliklerini olu şturmu ştur. Erkin, Fransız Hükümeti’ nin verdi ği Legion D’Honneur Ni şanına sahiptir.1971 de devlet sanatçısı seçilmi ştir. Ayrıca Sevda Cenap And Vakfının onur madalyasıyla Post Mortem olarak ödüllendirilmi ştir.

7.Yılmaz Aydın, a.e ,s.93 8.Evin İlyaso ğlu, a.e ,s.40

18 Eserleri: Bale *Kelo ğlan………………………………………..1950

Şan ve Orkestra *Bülbül Ve Ayın Ondördü…………………….. *Soprano Ve Küçük Orkestra İçin Yedi Halk Türküsü

Koro *İki Sesli Türküler………………………………1936 *Yedi Halk Türküsü……………………………..1936-1939 *On Türkü……………………………………….1963

Şan ve piyano * Yedi Halk Şarkısı…………………………… 1936

Orkestra *İki Dans……………………………………….1930 *Bayram………………………………………...1934 *Köçekçeler……………………………………..1943 *1. Senfoni………………………………………1944-1946 * 2.Senfoni……………………………………….1948-1951 * Senfonik Bölüm………………………………...1968-1969 * Senfonik Parçalar……………………………….1970-1971

Konçertolar *Konçertino………………………………………1931 *Piyano Konçertosu………………………………1942 *Keman Konçertosu………………………………1947 *Senfonik Konçertant……………………………...1966

19 Oda Müzi ği * Ninni keman ve piyano……………………………….1929-1932 * Emprovizasyon keman ve piyano……………………..1929-1932 * Zeybek Türküsü……………………………………….1929-1932 * Yaylı Sazlar Dörtlüsü………………………………….1929-1932 * Piyano Be şli……………………………………………1943

Sahne Eserleri * Karagöz * Kelo ğlan

9.Yılmaz Aydın, a.e ,s.116,117

20 2.2.3 Ahmet Adnan Saygun

7 Eylül 1907 yılında İzmir’ de dünyaya gelen Ahmet Adnan Saygun ilk müzik ö ğrenimini İttihat Ve Terakki Numune Mektebi’nde İsmail Zühtü ile yapmı ştır. Oniki onüç ya şlarında İtalyan piyano hocası Rosati ile çalı şmaya ba şlamı ştır. 1922 yılında lise e ğitimini bitirmi ş ve Macar Tevfik Bey ile piyano çalı şmalarını sürdürmü ştür. Piyano dersleri devam ederken kendi çabasıyla armoni ve kontrpuan üzerine çalı şmalar yapmı ştır. 1924 1925 yılları arasında İzmir’ de müzik ö ğretmenli ği yapmı ştır. 1928 yılında açılan bir sınavı kazanarak Parise gitmi ş, burada Eugene Borrel ile armoni, Vinent D’Indy ile de kompozisyon çalı şmalarına devam etmi ştir.

1931 yılında Türkiye’ye dönen Saygun Ankara’ da musiki Muallim Mektebi’nde kontpuan ö ğretmenli ği yapmaya ba şlamı ştır. 1934 yılında Riyaset i Cumhuriyet Orkestrasını yönetmeye ba şlamı ştır. 1936 yılında İstanbul Belediye Konservatuarı’nda armoni ve kompozisyon hocalı ğı ile müzik serüvenine devam etmi ştir. Aynı sene içinde Türkiye’ye gelen Macar Besteci Bela Bartok ile Anadolu’da incelemelerde bulunmu ş ve birçok halk müzi ği derlemeleri yapmı şlardır.

1939 yılında Halkevleri Müfetti şli ği, Cumhuriyet Halk Partisi döneminde ise müzik danı şmanlı ğı yapmı ştır. 1940 yılında Ses Ve Tel Birli ği Derne ğini kurmu ştur. 1946’ da Ankara Devlet Konservatuar’ında ö ğretmenli ğe ba şlamı ş ve 1972 yılına kadar bu kurumda görevine devam etmi ştir. 960 1965 yılları arasında Talim Terbiye Kurulu üyeli ği, 1972 1978 yılları arasında da TRT de yönetim kurulu üyeli ği yapmı ştır.

10.Ahmet Say, a.e ,s.521 11,Evin İlyaso ğlu, a.e ,s.43-44

21

Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda kompozisyon ve etnomüzikoloji dersleri veren Saygun, ölümüne kadar etnomüzikoloji alanında pek çok araştırma yapmı ştır.

Saygun kendi döneminin müzik olanaklarını benimsemiş ama yine de kendi yapıtlarının içeri ğine uygun olanları seçip kullanmı ştır.Türk halk ve geleneksel sanat müzi ğinden etkilenmi ştir.Ona göre halk müzi ğinin ezgi ve ritimleri bugünün canlı ya şamını ifade etmek için en uygun müzikal gereçler olmu ştur.Türk Müzi ği makamları ve antik dönem modlarını eserlerinde kullanmı ştır. Saygun yerel motifleri kullanmı ş ve süreç içerisinde 20. yüzyıl müzik tekniklerini kullanmı ştır. 1931 yılından itibaren etnomüzikolojide ara ştırmalar yapmı ş, mod öncesi ve mod içi müzikler olmak üzere yaptı ğı incelemeler beraberinde çok sesli müzik çalı şmalarına yardımcı olmu ştur.Bütün çalı şmaları modal yapıdan olu şmaktadır. Saygun yurt içi ve yurt dı şında pek çok ödül almıştır.Bunlardan bazıları; 1971 yılında devlet sanatçılı ğı,1978 Ege Üniversitesi Fahri Doktorası,1981 yılında Atatürk Sanat Arma ğanı,1984 Kültür Bakanlı ğı Büyük Ödülü,Osman Hamdi Onur belgesi,1990 yılında Sevda Cenap And Vakfı Altın Onur madalyası olmu ştur. Yurt dı şında ise 1949 Fransa Milli E ğitim Bakanlı ğı Ni şanı, 1955 yılında Stella Della Soliderieta Ni şanı,Sibelius Kompozisyon madalyası,1981 yılında ise Bartok Arma ğanını almı ştır.

Eserleri; Orkestra için; *Divertimento………………………………1930 *İnci’nin kitabı……………………………...1934-1944 *Sihirli Dans………………………………...1934 *Suit…………………………………………1937 *Halay……………………………………….1943 *1.Senfoni…………………………………...1953

22

*2.Senfoni……………………………….1959 *3. Senfoni……………………………….1960 *4. Senfoni……………………………….1974 *Ayın Raksı………………………………1975 *5.Senfoni………………………………...1985 *Orkestra İçin Çe şitlemeler………………1985

Operalar *Özsoy…………………………………….1934 *Ta şbebek…………………………………1934 *Kerem…………………………………….1947-1952 *Köro ğlu…………………………………...1973 *Gılgamı ş…………………………………..1964-1970

Oratoryo *Yunus Emre………………………………1946

Şan ve Orkestra için *A ğıtlar……………………………………..1932 *Kızılırmak Türküsü………………………..1933 *Masal………………………………………1940 *Eski Üslupta Kantat………………………..1941 *Geçen Dakikalarım……………………...... 1941 *Dört Türkü…………………………………1945 *On Türkü…………………………………...1968 *A ğıtlar2…………………………………….1974 *İnsan Üzerine Deyi şler1……………………1977 *İnsan Üzerine Deyi şler2……………………1977 *İnsan Üzerine Deyi şler3……………………1983 *İnsan Üzerine Deyi şler4……………………1978

23 *İnsan Üzerine Deyi şler5…………………….1978 *Epos,Atatürk ve Anadolu’ya Destan……… 1981 *İnsan Üzerine Deyi şer6………………….1984

Konçerto *1.Piyano Konçertosu…………………….1957-1958 *Keman Konçertosu………………………1967 *Viyola Konçertosu……………………….1977 *2.Piyano Konçertosu……………………..1985 *Viyolonsel Konçertosu…………………...1987

Oda Müzi ği *Sezi şler…………………………………………………1933 *Klarnet Saksofon ve Vurmalılar İçin Kuartet …………1933 *Sonat,viyolonsel ve keman için………………………....1935 *Sonat, keman ve piyano için…………………………….1941 *1. Yaylı Sazlar Kuarteti………………………………….1947 *Süit, keman ve piyano için………………………………1956 *2. Yaylı Çalgılar Kuarteti………………………………..1957 *Trio, obua,klarnet ve arp için……………………………1960 *3. Yaylı Çalgılar Kuarteti………………………………..1966 *Nefesli Sazlar Be şlisi……………………………………1968 *Dictum…………………………………………………...1970 *Üç Prelüt…………………………………………………1971 *Trio,obua, klarnet ve piyano için………………………...1975 *Oda Konçertosu………………………………………….1978 *Üç Halk Türküsü…………………………………………1983 *Kuartet,yaylı çalgılar için………………………………...1990

Bale *Bir Orman Masalı………………………………………...1939-1943 *Kumru Efsanesi…………………………………………..1986-1987

24

Şan ve Piyano *Üç Balad……………………………………………….1955 *Dört Lied……………………………………………….1977

Solo Çalgı *Partita,viyolonsel için…………………………………...1958 *Partita,solo keman için…………………………………1960

Piyano Solo *Süit……………………………………………………..1931 *İnci’nin Kitabı………………………………………….1934 *Sonatine…………………………………………………1938 *Anadolu’dan…………………………………………….1945 *Aksak Tartılar Üzerine 10 Parça………………………...1964 *Aksak Tartılar Üzerine 12 Prelüt………………………..1967 *Aksak Tartılar Üzerine 15 Etüt………………………….1971 *Ballade…………………………………………………...1975 *Aksak Tartılar Üzerine 10 Taslak………………………..1976 *Poem……………………………………………………...1986

13.Yılmaz Aydın, a.e ,s.144-145 14.Evin İlyaso ğlu ,a.e ,s.44

25 2.2.4 Necil Kazım Akses

Türk Be şlileri’nin di ğer bir üyesi olan Necil Kazım Akses, 6 Mayıs 1908 yılında istanbulda dünyaya gelmi ştir. Küçük ya şlarda müzik e ğitimine keman ve viyolonsel dersleri alarak ba şlamı ş, Cemal Re şit Rey’in ö ğrencisi olmu ştur. 1926 yılında İstanbul Erkek Lisesinden mezun olmu ş, e ğitimine Viyana’da devam etmi ştir. Joseph Marx ile kompozisyon çalı şmı ş ve Viyana Devlet Müzik Ve Temsil Akademisini bitirmi ştir.Prag Devlet Konservatuarında ise, Joseph Suk ile kompozisyon çalı şmalarını sürdürmü ştür.

1934 yılında e ğitimini tamamlayıp aynı yıl içinde Musiki Muallim Mektebi’nde ö ğretmenlik ve müdür muavinli ği yapmaya ba şlamı ştır. Alman Besteci Paul Hindemith ile Ankara Konservatuarını kurmak için çalı şmalara ba şlamı ş ve bu okula ö ğretmen olarak atanmı ştır. 1948 1949 yılları arasında Ankara Devlet Konservatuarı Müdürlü ğü yapmıştır. Bern ve Bonn’ da kültür ata şesi olarak bulunmu ştur. 1958 ve 1960 yıllarında Devlet Opera ve Bale’si müdürlü ğüne getirilmi ş, 1972 yılında emekli olmu ştur.

Necil Kazım Akses’in bestecili ği kendi dönemine göre yenili ği savunmu ştur. Geleneksel temaları eserlerinde dolaylı bir biçimde kullanmı ştır.Bu bestecinin ki şiselli ği benimsedi ğinin bir göstergesi olmu ştur. Kendi döneminde,yeniliklere açık büyük senfonik eserler yazmı ştır. Çalı ştı ğı hocalar; Joseph Marx , Joseph Suk ve Alois Haba’ olmu ştur. Bu hocalardan farklı tarzlarda besteleme teknikleri ö ğrenmi ş ve bunlardan yararlanmı ştır. Bir melodinin düz çizgide gitmemesini sa ğlamaya çalı şmı ş ve bu yüzden zaman zaman dinleyiciye da ğınık bir his verebilmi ştir. 1940 yılından önce piyano ve piyano e şlikli solo parçalarda atonal yazı örne ğini görmek mümkün olmu ştur. 1940 yılı sonrasında ise senfonik eserleriyle kendi tarzını geli ştirmi ştir. Eserlerinde soyut çalı şılmı ş makamlara yer vermi ştir. Bestelerinde majör ve minör akorlarını kullanımıyla Batı Müzi ği’nden de yararlandı ğı görülmü ştür.

26 Necil Kazım Akses yurt içi ve yurt dı şındada birçok ödül almı ştır. Aldı ğı ödüllerden bazıları; 1957 yılında Federal Alman Cumhuriyeti 1. Sınıf Hizmet Ni şanı, 1963 yılında Cavaliere Ufficiale Rütbesi, 1973 yılında Commenda tore Ni şanı, Tunus Hükümetinin Burgiba Sanat Kültür Ni şanı, 1971 yılında Türk Devlet Sanatçılı ğı, 1981 yılında Atatürk Sanat Arma ğanı, 1992 yılında Ankara’da Sevda Cenap And Vakfı’nın onur ödülü olan altın madalya.

Eserleri ise şöyle sıralanabilir;

Orkestra İçin, *Çiftetelli…………………………………………1934 *Ankara Kalesi……………………………………1942 *Ballade…………………………………………...1947 *Eskilerden İki Dans………………………………1960 *1. Senfoni…………………………………………1966 *Itri’nin Navakar’ı üzerine Scherzo………………..1970 *Sesleni ş……………………………………………1973 *Orkestra Konçertosu………………………………1976-1977 *2.Senfoni…………………………………………..1978 *3. Senfoni………………………………………….1980 *Barı ş ve Sava ş……………………………………..1981 *4. Senfoni………………………………………….1983-1984 *5. Senfoni………………………………………….1988 *6. senfoni…………………………………………..199

15.Ahmet Say, a.e ,s.523 16.Yılmaz Aydın, a.e ,s.174-175

27 Oda müzi ği, *Allegro Feroce,klarnet ve saksofon ve piyano için………………..1930 *Allegro Feroce,viyola ve piyano uygulaması *Poem,keman ve piyano için……………………………………….1930 *Sonat, flüt ve piyano için…………………………………………1933 *Üç Poem,mezzo soprano ve yaylı çalgılar dörtlüsü için…………..1933 *Yaylı Çalgılar Üçlüsü…………………………………………...... 1945 *Yaylı Çalgılar Dörtlüsü…………………………………………….1946 *Yaylı Çalgılar Dörtlüsü…………………………………………….1970-1971 *4. Yaylı Çalgılar Dörtlüsü………………………………………….1990

Solo Çalgılar İçin, *Prelüd ve Fügler,piyano için……………………………………….1929 *Be ş Piyano Parçası…………………………………………………1930 *Minyatürler,piyano için…………………………………………….1936 *Sonat,piyano için…………………………………………………...1936 *Piyano İçin On Parça……………………………………………….1964 *Capriccio,viyola için………………………………………………..1977 *Acıklı Ezgi,viyola için……………………………………………....1984

17.Yıllmaz Aydın,a.e,s.175-176 18.Ahmet Say,a.e,s.523

28 2.3. CEMAL RE Şİ T REY’ İN B İYOGRAF İSİ

Cemal Re şit Rey’in babası Ahmet Re şit Rey 1870 yılında do ğmu ştur. Tüm aile mülkiye ve askeri e ğitim almı ştır. Ahmet Re şit Bey’de 1888 yılında mülkiyeden mezun olduktan sonra 1892 yılında Sultan Hamid’in mabeyn katipli ğini yapmaya ba şlamı ş ve bu görevi ondört yıl boyunca sürdürmü ştür. Çalı şma azmi ile birinci katiplik görevine kadar getirilmi ştir. 1896 yılında İbrahim Ethem Pa şa’nın torunu Fethiye Hanım ile hayatını birle ştirmi ştir. Sonrasında ilk çocukları Fatma Samime Hanım dünyaya gelmi ştir. 1900 yılında Ekrem Re şit Rey’in dünyaya geli şinden sonra Kudüs Mutasarrıflı ğına atanmı ştır. Cemal Re şit Rey üçüncü çocuk olarak 1904 yılında Kudüs’te dünyaya gelmi ştir. Anne Fethiye Hanım Mustafa Hamdi Bey’in kızı ve sadrazam İbrahim Ethem Pa şa’nın torunudur. Fethiye Hanım, Müzika yı Hümayun’un orkestra şefi olan piyanist Devlet Efendi İle müzik çalı şmalarını sürdürmü ştür. Fethiye Hanım, yönetmeyi seven, disiplinli, ya şama son derece ba ğlı, sevecen ve muzip halleriyle çevresinde takdir toplamı ş bir hanımefendi olmu ştur.

1909 yılında Ahmet Re şit Bey ve ailesi İstanbul’a geri dönü ş yapmı ş, Ahmet Re şit Bey Galatasaray Sultanisinde edebiyat dersleri vermeye ba şlamı ştır.Ekrem Re şit Rey Galatasaray Sultanisine verilmi ş, Cemal Re şit Rey ise Dame de Sion’a kaydettirilmi ştir. 1911 yılında a ğabeyinin yolunda Mekteb i Sultani’de e ğitimine devam etmi ştir. Bir yıl sonra ilk eseri olan küçük bir vals bestelemi ştir. Osmanlı İmparatorlu ğu’nun çökü ş dönemindeki karı şıklıklar ve sancılı dönemlerinde baba Ahmet Re şit Rey, Mahmut Pa şa’nın öldürülmesiyle suçlanmı ş, aile 1913 yılında Paris’ e yerle şmi ştir. Bu dönem 1. dünya Sava şı tüm şiddetiyle sürmektedir.

1.Filiz Ali, Cemal Re şit Reye Arma ğan .SCA Müzik Vakfı Yayınları.Ankara,1996,s.15

29 20. yüzyılın ba şlarında Paris yeni bir yapılanma içinde ve sahne sanatlarının önem kazanmaya ba şladı ğı bir şehir olmu ştur. Müzik ve di ğer sanat dallarının birle şmesi ile yeni sahne sanatları ortaya çıkmı ştır. Cemal Re şit Rey ve ailesinin Paris’te bulundu ğu yıl, Stravinski’nin ‘’Bahar Ayini ‘’adlı eseri ilk kez sergilenmi ş, o dönemdeki yapıtların arasında farklılı ğı ile dikkat çekmi ştir. Anne Fethiye Hanım, o yıllarda çocuklarını Paris Operasındaki birçok temsile götürmü ştür. Bu sayede Cemal Re şit Rey birçok müzik etkinli ğini görme ve ufkunu geli ştirme imkanı bulmu ştur. Baba Ahmet Re şit Rey yardımıyla o zamanlar konservatuar müdürlü ğü yapan Gabriel Faure’ den bir randevu almayı ba şarmı şlardır. Gabriel Faure Cemal Re şit Rey’i çok yetenekli bulmu ş ve pedagog Marquerite Long’a göndermi ştir.Marqueite Long Paris Konservatuarından mezun Debussy’nin eğitiminde çok ünlü bir piyanist olmu ştur.Ve Long Cemal Re şit Rey’i ö ğrencisi olarak kabul edilmi ştir. 1914 te 1. Dünya Sava şı çıkması üzerine aile Cenevre’ye ta şınmı ştır. Cemal Re şit, ilk önce özel bir okul olan Ecole Cuchet’e ba şlamı ş, iki yıl ö ğrenim gördükten sonra St. Antoine Koleji’ne yazdırılmı ştır. Buradaki e ğitiminin yanı sıra Cenevre Konservatuarında ö ğrenimine devam etmi ştir.Millaud’la piyano, Montillet ile org, füg, kompozisyon, kontrpuan çalı şması, Mdemoiselle Lydie Malan’la yüksek solfej, koro emprovizasyon derslerini sürdürmü ştür. Cenevre yıllarında ilk orkestra yapıtını, 1919 yılında ise bir lied ve küçük operetini bestelemi ştir. 1920 yılında Paris Konservatuarı’nın yüksek bölümünü kazanıp Madam Long’la piyano, Edouard Mathé ve Raoul Laparra ile kompozisyon çalı şmaya ba şlamı ştır. Bunun yanı sıra Gabriel Faure ile müzik estetiği, Henri Defosse ile orkestra şefli ği üzerine e ğitim görmü ştür.

2.Fikri Çiçeko ğlu. Cemal Re şit Rey Hayatı ve Eserleri ,Orkestra Dergisi,Kasım 1963,s.3 3Vural Sözer, Ansiklopedik Sözlük ,İstanbul 1996,s.582

30 Aldı ğı e ğitimler sonrasında Cemal Re şit Rey’e U şş akizade Halit Ziya Bey’den İstanbul’a gelmesi için bir ça ğrı gelmi ş ve Rey bunun üzerine, İstanbul’a geri dönmü ş ve Darülelhan’daki piyano ve kompozisyon e ğitmenli ğine ba şlamı ştır.

Rey 1924 yılında Şehzadeba şındaki bir konakta arkada şlarıyla oda müzi ği konserleri vermeye ba şlamı ştır. İlk olarak bir trio olu şturmu ş ve Cemal Re şit Rey, Ekrem Tekta ş ve Muhittin Sadak’tan olu şan ekibe daha sonra viyolacı Goldenberg de katılmı ştır. Bir süre sonra Ekrem Tekta ş ile Ali Ezin yer de ğiştirmi ştir.Sonrasında topluluk Union Française’de resitaller vermi ştir.

Cemal Re şit Rey Darülelhan’daki her dersinde ö ğrencilerine yeni besteledi ği bir yapıtını göstermi ştir.Dinledi ği türkülerden biri olan Sarı Zeybe ği armonize etmi ş sonrasında, Oniki Anadolu Türküsünde kullanmı ştır.Ve Oniki Anadolu Türküsü adlı eserin notasını Parise , ö ğretmeni Raoul Laparra’ya götürmü ştür,Anadolu türkülerinin gördü ğü büyük ilgi üzerine Cemal Re şit Rey Türk folkloru ve tanınması için çalı şmalara ba şlamı ştır.Halk müzi ğinden etkilenerek pek çok eser olu şturmu ştur. ‘’Zeybek ‘’Operasını 1926 yılında, ‘’Anadolu Oyun Havaları Üzerine Türk Sahneleri’’ni 1928 yılında, Köyle Bir Facia Operası’nı 1929 yılında, Karagöz Orkestra Süitini 1931 yılında ve İstanbul sevgisini kanıtladı ğı ‘’Enstantaneler’’i 1931 yılında yazmı ştır.Dönemin İstanbul Valisi Muhittin Üstünda ğ’ın İstanbul’da Türk operetlerinin oynanmasını istemesi üzerine 1932 yılında’’ Üç Saat Opereti ‘’do ğmu ştur. Halkın operete olan çok yo ğun ilgisi üzerine ertesi yıl’’Lüküs Hayat Opereti’’ni yazmı ştır. İlk kez 1933 yılında sahnelenen’’ Lüküs Hayat Opereti ‘’ günümüze kadar 96 kez temsil edilmi ş ve ününü güzümüze de korumu ştur. 1933 yılında Cumhuriyet’in 10. yıl kutlamaları için mar ş yarı şması düzenlenmi ştir. Cemal Re şit Rey’in yazdı ğı mar ş bir çok söylenti ve tartı şmalara kar şın kabul edilmi ştir.

4. İlkin Aktüze, Müzi ği Okumak ,Pan Yayıncılık,Eylül2003,s.1860 5.Evin İlyaso ğlu, Ça ğda ş Türk Bestecileri ,Pan Yayıncılık,Eylül98,s.26

31 Cemal Re şit Rey’ de bu mar şın yanı sıra bir çok mar şa da imzasını atmı ştır Bunlardan bazıları, 1940 yılında yazdı ğı Yedek subay Mar şı, 1935 yılında yazdı ğı Denizciler Mar şı, Himaye i Etfalin adlı çocuk mar şıdır. Cemal Re şit Rey 1934 yılında Darülelhan’da yaylı çalgılar orkestrasını kurmu ş ve bu orkestra ile birçok konser düzenlemi ştir. 1938 yılında Cemal Re şit Rey ile eski tanı şıklı ğı olan Alfred Cortot İstanbul’a gelip Rey’in iki piyano konçertosunu çalmak istemi ştir. Bunun üzerine konservatuar ö ğrencileri ve öğretmenlerinden olu şan bir orkestra kurulmu ştur. Kurulan bu orkestra daha sonra İstanbul Şehir Orkestrasının da temellerini hazırlamı ştır. Rey bu yıllar içinde aynı zamanda Ankara Radyosunda şeflik görevini de yürütmü ştür. İki yılını Ankara’da geçiren Rey İstanbul’a geri dönü ş yapmı ştır. 1939 yılında bir keman konçertosu , Mevlana’nın gazeli üzerine bir altılı ve piyano parçaları yazmı ştır. 1941 yılında yazdı ğı Alabanda Revüsü, Safiye Ayla’nın ba şrolünü oynaması ile büyük ba şarı kazanmı ştır. Bunu 1941 yılında 1. Senfoni,1943 yılında yazdı ğı Çelebi Opereti gibi eserler izlemi ştir.Yine 1941 yılında Vali Lütfü Kırdar’ın büyük deste ğiyle Konservatuar Yaylı Çalgılar Orkestrası kurulmuştur.

Türkiye de Filarmoni Derne ği’nin kurulu ş hazırlıkları 1044 yılında ba şlamı ştır. 1946 yılında ise dernek resmen kurulmu ştur. Dernek için Beyo ğlu İstiklal Caddesinde yüz yirmi ki şilik bir lokal hazır hale getirilmi ştir. İlerleyen zamanda Türk Filarmoni Derne ği sayesinde birçok ünlü müzisyen ülkemize gelmi ştir.

6.Filiz Ali, a.e ,s.21-22 7.Evin İlyaso ğlu, a.e ,s.4

32

Şekil. 2.3.1

33

Türk Filarmoni Orkestrası için ülkemize gelen ünlülerden bazıları; Yehudi Menuhin, Carlo Zecchi, David Oıstrakh, Alfret Cartot, Planiçek, Emil- Gilels, Benjamin Britten, Fournier, Jacques Thibaud, Lazae Levy, Andre Navvara, Wilhelm Kempff, Peter Peance, Gabriel Bouyont, G. Cassado, Samson François, Walter Gieseking,Aldo Ciccolini dir.

İstanbul Filarmoni Derne ği’nin kurucuları ise alfabetik sırayla şöyledir; Nadir Nadi Abalıo ğlu Ba şyazar Hüseyin Sadettin Arel İstanbul Konservatuarı Reisi Re şit Saffet Atabinen Turing ve Otomobil Kurumu Reisi Bedri Nedim Göknil Tüccar Abdülkadir Karamürsel Avukat Lütfü Kırdar İstanbul Vali ve Belediye Reisi Cemal Re şit Rey Kompozitör Muhiddin Sadak Viyolonist Salih Nurettin Kocare şit Ziraatçi Ali Temel Tacer Bankacı Akif Tekta ş Tüccar Prof. Salih Murat Uzdilek Halit Ziya U şaklıgil Refit Yaltkaya Piyanist

İstanbul Filarmoni Derne ğinin kurucularının çe şitli meslek guruplarında olması dönem için şaşırtıcı bir ayrıntı olmu ştur. İstanbul Filarmoni’nin ilk konseri 13 Aralık 1945 yılında Saray Sinemasında gerçekle ştirilmi ştir. Bunun yanı sıra 1946 1947 yılları arasında on adet senfonik konser sunulmu ştur. Birçok genç insan için düzenlenen yarı şmalar düzenlenmi ş, kazananlar ödüllendirilmi ştir.

8.Evin İlyaso ğlu, Cemal Re şit Rey ,Dünya Kitapları,Ekim 2005,s.96

34 19 Kasım 1949 yılında İstanbul Radyosu deneme yayınları yapmı ş bunun sonrasında da program yayınına ba şlamı ştır. İstanbul Radyosu Senfoni Orkestrası kurulu ş a şamasında gene İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın elemanlarının bulundu ğu bir kadro olu şturulmu ştur. Ve tüm bu müzisyenler amatör ruhla, asla bir tek kuru ş bile ücret almadan orkestrada görevlerini sürdürmü şlerdir. 1950 yılında İstanbul Filarmoni Orkestrası izleyicilerine gene ünlü müzisyenleri getirmi ş ve ba şarılı konserlerine devam etmi ştir. 1956 yılının Ocak ayında sonrasında İstanbul Uluslar arası Sanat Festivaline Dönü şecek ve uluslar arası sanat kavramını son derece iyi özetleyen bir turne gerçekle ştirmi ştir. Bu konserlerin bir bölümünü Cemal Re şit Rey, bir bölümünü ise Francesco Mander ve Ottavio Lino yönetmi ştir. 1962 yılında İstanbul belediyesinden gelen kötü haberle orkestranın sadece konservatuarda konser vermesine, derne ğin konserlerinde çalmamasına karar verilmi ştir.Böylelikle konserler verimsiz hale dönü şmü ştür. Bu darbeden İstanbul Şehir Orkestrası da etkilenmi ştir. Aynı dönem Şehir Operası, Şehir Orkestrasından otuz kadar sanatçıyı kadrosuna almı ştır. 1968 yılında Cemal Re şit Rey, bir kalp krizi geçirmi ştir. Rahatsızlı ğından dolayı müzik çalı şmalarına ara vermek zorunda kalmı ştır. Şehir Orkestrası da aynı dönemlerde hızla kan kaybetmeye devam etmi ştir. Bu duruma önlem alınmı ş ve orkestranın iyice güç kaybetmemesi için devlet koruması altına alınmasına karar verilmi ştir. 1972 yılında Şehir Orkestrası, konservatuar ö ğrencilerinden seçilenler ve çe şitli yerlerden gelen müzisyenlerle harmanlanarak İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası adını alarak faaliyetlerine ba şlamı ştır. Rey sa ğlık sorunlarının geçmesiyle birlikte 1973 yılında konuk şef olarak Devlet Senfoni Orkestrasında görev yapmaya devam etmi ştir, Cemal Re şit Rey hayatının son yıllarını evinde, onu hiç yalnız bırakmayan birkaç sadık ö ğrencisi ve dostları ile evinde geçirmi ştir. Bu son yıllarında Yıldız’daki Devlet Konservatuarında birkaç saatlik dersler vermeye de devam etmi ştir.

9. Filiz Ali, a.e, s.67-68

35 1982 yılında Devlet Sanatçısı unvanıyla onurlandırılmı ştır. Cemal Re şit Rey’in yapıtlarının hakları mirasçılarının olmu ştur. Cemal Re şit Rey 1985 yılında ebedi uykusuna çekilmi ş ve Türkiye Cumhuriyeti Milletine ve müzik severlere çok önemli yapıtlar bırakmı ş asil bir beyefendi, büyük bir besteci olma kimli ği ile kitlelere mal olmu ştur. Yapıtları: OPERALARI 1) Faire Sans Dire, tek perde. Libretto: Ekrem Re şit Rey (Alfred De Musset’ten yararlanılarak) 1920. 2) Yarın Marek, üç perde, dört tablo. Libretto: Xaiver Fromentin 1920. 3) Sultan Cem, be ş perde, on iki sahne. Libretto: Ekrem Re şir Rey (Roussel Despierre’nin senaryosuna göre) 1924. 4) Zeybek, üç perde. Libretto: Ekrem Re şit Rey 1926. 5) Köyde bir facia, tek perde. Libretto: Ekrem Re şit Rey 1929. 6) Çelebi, dört perde. Libretto: Ekrem Re şit Rey 1942 – 1945. Orkestrasyonunun tamamlanması 1973. OPERET VE MÜZ İKALLER İ Cemal Re şit Rey’in bu alandaki çalı şmalarının librettolarını Ekrem Re şit Rey yazmı ştır. 1) Le Petit Chaperon Rouge, iki sahne, 1920. 2) Üç saat, üç perde, 1932. 3) Lüküs hayat, üç perde, 1932. 4) Deli dolu, üç perde, 1934. 5) Saz Caz, üç perde, 1935. 6) Maskara, üç perde, 1936. 7) Hava Cıva, üç perde, 1937. 8) Yaygara 70, 1969. 9) Uy balon dünya, 1970. 10) Bir İstanbul masalı, 1971. Cemal Re şit Rey’in ayrıca üç müzikal komedisi (revü’sü) vardır. 1) Adalar revüsü, 1934. 2) Alabanda, 1941.

36 3) Aldırma, 1942. ORKESTRA YAPITLARI 1) Bebek Efsanesi (Senfonik Şiir), 1928, 2) Karagöz (Senfonik Şiir), 1930 – 1931. 3) Enstantaneler (Senfonik İzlenimler), 1931. 4) Scene Turques (Halk Dansları Üzerine) dört parça, 1928. 5) Paysages de Soleil (Senfonik İzlenimler), 1931. 6) Initation (Senfonik Şiir), 1935. 7) Senfoni No:1, 1941. 8) L’appel (Senfonik Şiir), 1953. 9) Fatih (Senfonik Şiir), 1953. 10) Katibim (Piyano ve orkestra çe şitlemeler), 1953. 11) Senfonik Konçerto ( İkili Orkestra için), 1963. 12) Senfoni No:2, 1969. 13) Türkiye (Senfonik Rapsodiler). 14) 50. Yıla Giri ş (Senfonik Bölüm), 1973. KONÇERTOLARI 1) Konçerto Kromatik (Piyano ve Orkestra için), 1932 – 1933. 2) Keman Konçertosu, 1939. 3) Piyano Konçertosu, 1949. 4) Gitar Konçertosu, 1978. KONÇERTANT PARÇALARI 1) Introduction and Dance (Viyolonsel ve Orkestra için), 1928. 2) Konçertant Parçalar (Viyolonsel ve Orkestra için), 1955. 3) Andante ve Allegro (Keman ve Yaylılar Orkestrası için), 1967. ODA MÜZ İKLER İ 1) Sonat ( İki Piyano için), 1924. 2) Kentet (Be ş Üflemeli Çalgı için), 1932. 3) Ondes Martenot ve Yaylı Çalgılar için Poem, 1934. 4) Yaylı Çalgılar Kuarteti, 1935. 5) Kısa Parça (Keman ve Piyano için), 1936. 6) Kuartet (Piyano ve Yaylılar için), 1938 – 1939.

37 7) Sextuor (Tenor, Piyano ve Yaylılar Dörtlüsü için), 1939. 8) Colloqye Instrumental, 1957. 9) 12 Prelüd ve Füg ( İki Piyano için), 1969. ŞAN VE ORKESTRA ESERLER İ 1) Anadolu Türküleri (Dört Parça), 1926. 2) İki Anadolu Türküsü, 1930. 3) Mystique (Mevlana’nın “Mesnevi” Mukaddimesi), 1938. 4) Üç Anadolu Türküsü, 1970. 5) Vokal Fantezi, 1980. ŞAN VE P İYANO ESERLER İ 1) Je Me Demande, ( Şiir: Ekrem Re şit Rey), 1919. 2) Üç Melodi (Paris’te Fromont Yayınevince basılmıştır), 1920. 3) Initiales sur un Banc ( Şiir: Ekrem Re şit Rey), 1921. 4) Chanson du Printemps ( Şiir: Ekrem Re şit Rey), 1922. 5) Au Jardin ( Şiir: Philoxene Boyer), 1923. 6) L’Offrande Lyrique (sekiz ezgi), 1923. 7) Nocturne ( Şiir:Ekrem Re şit Rey), 1925. 8) 12 Anadolu Türküsü (Paris’te Heugel Basımevince yayınlandı), 1925 – 1926. 9) Vatan (Hulusi Öktem’in “Mekteplerde Musıki” adlı kitabında yayınlanmı ştır, 1930. 10) Dört Melodi ( Şiirler: Baki Süha Edibo ğlu), 1956. KORO ESERLER İ 1) Anadolu Halk Türküleri (Dört sesli koro için), 1926. 2) İki Parça (E şliksiz kadın korosu için “Yunus Emre’nin şiirleri üzerine”, 1936. 3) On Halk Türküsü (dört sesli koro ve piyano için), 1963. MAR ŞLARI 1) 10. Yıl Mar şı (piyano ve şan; bando için düzenlemeleri yapılmı ştır), 1933. 2) Denizciler Mar şı ( şan ve piyano için; bando düzenlemeleri yapılmı ştır), 1935. 3) Yedek Subay Mar şı (piyano ve bando düzenlemesi yapılmı ştır), 1940. 4) 100. Yıl Mar şı, 1981. PİYANO YAPITLARI 1) Scene Turques, Anadolu Türküleri üzerine 6 parça (Heugel yayınevi, Paris), 1928.

38 2) Paysages de Soleil, (Anadolu Halk Dansları üzerine 6 parça), 1930 – 1931. 3) Sonat, 1936. 4) Pelerinages Dans la Ville Qui N’est Plus que Souvenir (Ankara Devlet Konservatuarı Yayını), 1940 – 1941. 5) Fantezi, 1948. 6) İki Parça, 1959. 7) On Halk Şarkısı (koro şarkılarının piyano uyarlaması, Ankara Devlet Konservatuarı Yayını), 1967. SAHNE MÜZ İKLER İ 1) Özyurt, 1933. 2) Makbet, 1934. 3) Kral Lear, 1936. 4) Hamlet, 1936. 5) Benli Hürmüz (Radyo Yayını için).

10. www.beethovenlives.net /_resit_rey.h

39 2.4. YARATICILI ĞINA YÖN VERENLER

Cemal Re şit Rey’i müzikteki küresel devinimler ve etkile şimler arasında en çok etkileyen ülke, ö ğrenim gördü ğü Fransa olmu ştur.Marguerite Long , Raoul Laparra, Henri Defosse, G. Fauré gibi önemli müzik insanlarının Paris Konservatuarında hocaları arasında yer alması bu etkinin gücünü daha da arttırmı ştır.

Daha sonraki yıllarda Rey’in partisyonlarının ba şında ismini Fransızca okuması için uygun yazdı ğı bile görülmü ştür.

Chopin , Debussy, Bach ve Mozart en çok etkilendi ği bestecilerdir.Ve bu bestecilerin Cemal Re şit Rey’in geli şiminde çok önemli yeri olmu ştur. Avrupa ve Amerika’da müzik teorisi ve kompozisyon dersleri veren öğrencisi Ertu ğrul Sevsay’a göre, Rey’in orkestra müzi ği, Richard Strauss ile, Fransız izlenimcileri Debussy ve Ravel’in karı şımından harmanlanmı ş bir etkile şimle meydana gelmi ştir. Debussy’nin orkestrasyonunda renkler genellikle melodiye egemen konumda geli şmi ştir. Buna kar şın Strauss’ ta tam tersi bir yakla şım göstermektedir. Rey orkestra renklerini genel yapıdaki serbest form ve kromatizmi de yine Fransız bestecilerden etkilenerek kullanmı ştır.

Müzikçilerin melodi ö ğesini yok etmeye çalı şmaları Cemal Re şit Rey’i oldukça üzmü ştür. 1950 yıllarında geleneksel tarzda yazan kompozitörler dı şlanmı ş ve müzi ğin daha geni şlemi ş hali ilgi görmü ştür.Cemal Re şit Rey’e göre bu büyük bir yanlı şlıktır. Rey bu konuda müzikçileri oldu ğu kadar bilim adamlarını da sorumlu tutmu ştur.

1. Evin İlyaso ğlu , a.e ,s.227-234 2.Yılmaz Aydın , a.e ,s. 31

40

Ritmik bakımdan Bartok’un armonik ve bazen form bakımından Mussorgski etkisinde kalmı ş olan Rey, ses renkleri, melodik çizgi ve form bakımından Ravel etkisinde kalmı ştır. Hızlı tempo kullandı ğı eserlerinde ise Stravinski etkileri ta şımı ştır.

Cemal Re şit Rey’e göre empresyonizmin etkisinde kurtulunup, tonaliteden de uzakla şılmaya ba şlanmı ştır. Kromatizm atonaliteye uzanan bir köprü olmu ştur. Dodecaphonic* (3) e ğilimi sistemle ştirip dondurmaya kalkı şmı ştır. Bu tarzın tek şaheseri Alban Berg’in , Wozzeck adlı eseri sayılmı ştır.

Cemal Re şit Rey uluslar arası platformda batı tekniklerini kullanmı ş ve büyük yankı uyandıran eserler yazmı ş önemli bir besteci kimli ği ta şımı ştır.

3.* Dodecaphonie(fr) , Bir dizindeki 12 yarım sesi bestede ba ğımsız kullanma yöntemi , dizisel müzik 4. Evin İlyasaolu , a. e , s. 245-247

41

2.5. KÜLTÜR VE SANAT İNSANI OLARAK REY’ İN KARKILARI

Cemal Re şit Rey öncelikle müzik sanatımızın ça ğda ş olu şum ve geli şimine öncü olmu ştur. Onun için müzik çevrelerince Çok Sesli Ça ğda ş Türk Sanat müzi ğinin babası ifadesi kullanılmı ştır. Cemal Re şit Rey’in Türkiye dı şında uluslararası platformda da pek çok ba şarısı mevcuttur. 1938 yılında Alfred Cortot için kurdu ğu orkestra Şehir Orkestrası’nın temelini olu şturmu ştur. Bu orkestra için müzisyenler toplamı ş, konserler için programlar düzenlemi ştir. Bu u ğra şları sonucunda belediyeden kadro alarak Şehir Orkestrasını Yaylı Sazlar Orkestrası olarak resmileştirmi ştir. 19338 yılında faaliyete geçen Ankara Radyosu müdürlü ğü görevinde bulunmu ş ve Ankara Radyosu Orkestrasını kurarak, düzenli konserler ba şlatmı ştır. Bu konserler sayesinde daha fazla kitleye müzi ği sevdirme çabaları sonuç vermi ştir. Düzenledi ği radyo konserlerinde yapıtlarını anlatıp icra etmi ştir. Türkiye de ça ğda ş müzi ğin sevilip benimsenmesinde büyük önemi ve yeri olan İstanbul Filarmoni Derne ğinin kurulu ş a şamasında büyük katkıları mevcuttur. Derne ğin pek çok sorununun a şılmasına yardımcı olmu ş ve İstanbul halkına düzenli bir biçimde konser izleme gelene ğini a şılama da büyük katkıları bulunmu ştur. Bu çabalar sonucu dernek konserlerini izlemek İstanbullular için adeta bir gelenek haline gelmi ştir. Dernek çalı şmaları ve konserler devam ederken, Rey orkestra faaliyetlerini uluslar arası bir platform kazandırmayı hedeflemi ştir.Ve yo ğun çabaları sonucu bu hedefi gerçekle şmi ş ve 6 Mayıs 1961 yılında ilk İstanbul Festivali gerçekle şmi ştir. Festival bünyesinde pek çok ünlü şef, müzisyen Türkiye’ye gelmi ş ve ba şarılı konserler verilmi ştir. 1973 yılında İstanbul Festivali son derece büyük ve görkemli uluslar arası festival niteli ğini kazanmı ştır. Bu festivalin Türkiye’nin müzik kültürünün geli şimine ve kitlelerin ça ğda ş müzikle bulu şmasına, gençlerin iç ve dı ş tüm yenilikleri takibine olanak tanımı ştır.

1. Evin İlyaso ğlu , a e ,s. 152 2. İlkin Aktüre , a. e , s. 186

42 Cemal Re şit Rey uluslar arası platformda da sesini duyurmayı ba şarmı ş tır.Dünyanın pek çok yerinde yapıtları seslendirilmi ş ve Ça ğda ş müzi ğimizin dünyaya tanıtılmasında çok önemli bir rol oynamı ştır. 1941 yılında Paris’te ve Viyana’da en ünlü şefler ve solistler yapıtlarını seslendirmi ştir. Daha sonra Roma’da Santa Cecilia Orkestra’sında kendi 1.Senfoni’sinin ilk seslendirili şini yönetmi ş, 1942 yılında Paris’te kendi Piyano Konçertosu’nun solistli ğini yapmı ştır. 1949 yılında Yunanistan’da Atina Devlet Operası’nı yönetmi ştir. Bundan sonra Madrid , Tel Aviv, Belgrad, Floransa, Roma , Bükre ş, Var şova gibi geni ş bir yelpazeye sahip yerlerde orkestra yöneterek ülkemizi yurtdı şında ba şarı ile temsil etmi ştir. Amacı ve ana teması katılan üç ülkenin tüm müzisyenlerini bir araya getirip kültür alı ş veri şi yapmak olan Balkanlar Arası Müzik Festivali’nin ilk aya ğının yapıldı ğı Atina’da konserler yönetmi ştir. Bu konserler sonucunda, Avrupa’nın her yerinde tanınan ve takdir gören bir orkestra şefi konumuna gelmi ştir. İspanya’daki son derece ba şarılı geçen bir konserin ardından 1953 yılında, İspanyol Hükümeti Kültür Ni şanı ile onurlandırılmı ştır. 1954 yılında, Tel Aviv’e davet edilmi ş ve İsrail Filarmoni Orkestra’sını yönetmi ştir. 1955 yılında Belgrad ve Lubljana’da konserler yönetmi ştir. 1956 yılında Paris’te eseri Pieces Concertontes seslendirilmi ştir. 1958 yılında Ana Kraliçe Elizabeth’in de bulundu ğu uluslar arası sergide Paris Colonne Orkestrasını yönetmi ştir.1964 yılında Yugoslavya’ya davet edilip Zagrep Şehir Orkestrası’nı yönetmi ştir. 1973 yılında Cumhuriyet’in 50. yılı için bir senfonik prelüd, 50. Yıla Giri ş’i bestelemi ştir. Bestecinin 50.sanat yılını kutlamak çe şitli konser serileri düzenlenmi ştir. Atatürk’ün 100. do ğum yıldönümü için 1981 yılında bir mar ş bestelemi ştir. Cemal Re şit Rey bir kültür ve sanat adamı olarak Türkiye’ye büyük katkılarda bulunmu ştur. Tüm bunların yanı sıra, aileden gelen kültürünü ça ğda ş ya şamın gereklili ği ile mükemmel bir biçimde harmanlamı ştır. Son derece zarif, ya şamın güzelliklerini son derece pozitif bir pencereden duyumsayan, gururlu, mütevazı, maddeye asla de ğer vermeyen ki şilik özellikleriyle de bir sanatçı olarak kitlelere örnek olu şturmu ştur.

43

2.6.. TÜRK İYE’YE DÖNÜ ŞÜ VE TÜRK MÜZ İĞİ Nİ Ö ĞRENMES İ 2.6.1 Türkiye’ye Dönü şü Cemal Re şit Rey’in uzun yıllarını geçirdi ği Paris’ ten yurda dönü şü 1923 yılında, Cumhuriyet’ İn ilanından sonra gerçekle şmi ştir. Bu süreçte ülkemizin Avrupa Müzi ğine yöneli şi modern Türkiye’nin kurulu şuyla gerçekle şmi ştir. Devlet kurumları Avrupa’da ki örneklerine göre yeniden yapılandırılmı ştır. Yeni müzik okulları kurulmaya ba şlanmı ştır. 1924 yılında Musiki Muallim Mektebi kurulmu ş, aynı yıllar içinde Darülelhan İstanbul belediyesine ba ğlanarak, bir müzik kurumu olarak faaliyete geçmi ştir. Bir çok yetenekli genç müzisyen e ğitim için yurt dı şına gönderilmi ştir. Bestecilik e ğitimi almak üzere yurt dı şına giden Cemal Re şit Rey’ de ülkeye döndü ğünde eserlerinde kendi özgün çizgisini olu şturmaya ba şlamı ştır. Türkiye’ye dönü şü sadece Darülelhan’da ö ğretmenlik yapmak için de ğil, babası Ahmet Re şit Bey’in, Paris’teki görevinden istifa edip İstanbul’a yerle şme iste ği ile de alakalı olmu ştur. Rey ondokuz ya şında , kariyerinin tam ba şında her şeyi geride bırakıp İstanbul’a Darülelhan Kurumunda görev yapmaya gelmi ştir. Maarife ba ğlı bütün okullarda e ğitiminin yegah, segah, dümteka, dümtek gibi eski tabirlerle de ğil, Solmisation* (3) içeren usuller yani, d, re, mi, fa, sol ile yapılması istenmi ş ve Darülelhan ismi kalkıp Konservatuar adı verilmiştir.Türk Müzi ği tedrisatına son verilmi ş, sanat musikisini notaya almak ve icra etmek üzere Türk Müzi ği İcra Heyeti adı verilmi ştir. Cemal Re şit Rey 1925- 1926 yılları arasında , eserlerine konu olarak seçti ği Türk Halk Müzi ği’ne daha da yakınla şmı ştır. Türk Halk Müzi ği’nin batı çokses yazım tekni ği ile olan ilk temasını bunun için çalı şmalar yapan Cemal Re şit Rey yapmı ştır. Rey’in büyük ilgi gösterip kullanmı ş oldu ğu anonim halk ezgilerini ve bu ezgilere uyguladı ğı armonizasyonları halk müzi ğinden besteledi ği belirtilmi ştir

1. Halil Bedii Yönetken , Orkestra Dergisi , Kasım 1963 ,Sayı.8 , s.16 2. Yılmaz Aydın , a. e , s. 27 3 Solmisation (Fr) ,Sol-mi aralı ğını esas alan bir ses e ğitimi yöntem

44

1925 yılında halk müzi ğini kullanarak 12 Anadolu Türkü’sünü yazmı ştır. Eser Paris’ te Heugel Editon tarafından basılmı ş, 1927 yılında Paris Magador Tiyatrosu’nda seslendirilmi ştir. Cem Operası’nın yedinci tablosunda, bir Zeybek Havası ve bir Anadolu türküsü kullanmı ştır. Cemal Re şit Rey’in halk müzi ğinden yararlandı ğı eserlerinden biri de Bebek Efsanesi’dir. Üç bölümden olu şan ilk seslendirilmesi 15 Aralık 1929 yılında , Paris Padeloup Orkestrası tarafından yapılmı ştır. Özellikle aksak ritimler kullandığı bir ba şka eser de üç bölümden olu şan Zeybek’dir. Rey daha sonra Anadolu Dansları ve Halk Ezgileri Üzerine Türk Sahneleri adlı bir eser bestelemi ş , Cortot’ya ithaf etmi ştir.Eser , Zeybek Havası, Bartın Havası, Aydın Havası, Yürük Zeybek Havası ve Mandıra Hava’larını içermektedir.

3. Halil Bedii Yönetken , a . e , s .3

45

2.6.2. Türk Müzi ği’ne Geçi şi

Türk Müzi ği Tarih süresince, Batı Müzi ği’nden farklı bir ses sisteminde , kendi gelene ğindeki makam ve usül yapısına göre geli şme göstermi ştir. Türk Halk Müzi ği ve Klasik Türk Müzi ği, edebiyatla iç içe geçmi ş müzik türleri olmu ştur.Klasik Türk Müzi ği, Divan Edebiyatı ile, Halk Müzi ği ise Halk Edebiyatı ile harmanlanmı ştır. Halk Müzi ği, daha yalın ve sade bir anlatıma sahip olup, Klasik Türk Müziği İse, daha a ğdalı , süslemeli bir tarza sahip olmu ştur.

Türk Müzi ği, Türk Dizisi, Türk Makam, usul, form ve kurallarına göre olu şturulmu ştur. Bestecisi hayatta olmayan, sanat de ğeri ta şıyan türüne de Klasik Türk Müzi ği adı verilmiştir. Türk Müzi ği’nin geçmi şi, Türklerin İslamiyet’i kabul etmesinden önceki ça ğlara kadar uzanmı ştır.Müzik; Orta Asya Türklerinde, Hun Türklerinde, Uygur’larda devlet ve din törenlerinin en önemli, ö ğesi olmu ştur. Türklerin devlet kurarak yayıldıkları toprakların kayna şması, Türk Müzi ği’nin do ğmasını ve geli şmesini sa ğlamı ştır. Türk Müzi ği uygulama alanlarına göre türlü dallara ayrılmı ştır. Bu müzi ğe ait ilk belgeler onbirinci ve onüçüncü yüzyıllarda ortaya çıkmı ştır. Türk Müzi ği , ba şlangıcından itibaren altı evre geçirmi ştir - Hazırlayıcı Dönem - Birinci Klasik Dönem - Son Klasik Dönem -Yeni Klasik Dönem - Romantik Dönem - Yenilikçi Dönem Türk Müzi ği; Halk Müzi ği, Geleneksel Sanat Müzi ği ve Ça ğda ş Müzik olmak üzere üç ana ba şlık altında toplanmı ştır. 4 . Vural Sözer , a . e , s . 714 5 . Ahmet Say , a . e , s. 542

46 2.6.2.1. Halk Müzi ği

Kırsal kökenli ve din dı şı özelliklere sahiptir. Anlayı şı, yalın, açık, içtenlikli ifade ta şımaktadır. Ço ğunlukla söz ve müzik bir arada kullanılmı ştır. 20. yüzyılın de ğişen ko şulları ile birlikte, yeni örnekler üretilmedi ğinden, Türkiye’ yi bu yüzyılın üçüncü çeyre ğinden itibaren etkilemeye ba şlamı ştır. Halk Müzi ği’nin en önemli özellikleri; makamsal, anonim ve din dı şı olmasıdır. Ba şlıca enstrümanları davul, zurna, ba ğlama ailesi, kabak kemane, tar, kaval, mey, tulum, sipsi, zil ve zilli ma şa olarak sıralanmaktadır. Ezgiler bezeklidir ve sekmeler fazlaca yer almı ştır . Ritmik bakımdan ise, usüllü ve usülsüz olarak ikiye ayrılmı ştır. Kırık Havalar ve Uzun Havalar. Genel olarak bir bölümlü biçimden olu şmu ştur. De ğişik çalgılar e şli ğinde söylense de unison *(8) bir müziktir. Oyun Havaları da oynanı ş biçim ve nedenlerine göre de ğişik adlar almı ştır. Halay, Horon, Bar ,Mengi ,Kar şılama, Ka şık Oyunu, Barak Oyunu, İnce Minare, Hançer Barı gibi isimler almı ştır. Halk Müzi ği ku şaktan ku şağa geçerek günümüze dek ula şmı ştır. Bunda Halk Ozanlarının etkisi büyük olmu ştur. Türklerin göç ettikleri yerlere gitmi ş ve Halk Müzi ği’nin melodik yapısı olan aksak ölçüler kullanılmı ştır. Halk Müzi ği’nin melodik yapısı da Geleneksel Sanat Müzi ğinde oldu ğu gibi makam sistemine dayanmıştır

6 . Yılmaz Aydın , a . e , s . 15 7 . Vural Sözer , a . e , s. 323 8 .* Unison, (ing) Tek sesli

47 2.6.2.2. Türk Sanat Müzi ği

Türk Sanat Müzi ği, Klasik Türk Müzi ği veya Divan Müzi ği olarak da ifade edilmi ştir. Osmanlı kültürü, Anadolu yerel kültürü, kom şu Arap ülkeleri ve İran kültürlerinin etkisiyle harmanlanmı ştır. Dinsel ve din dı şı olmak üzere iki bölüme ayrılmı ştır. Ses, Batı Müzi ğinde oldu ğu tam ve yarım perdelerden de ğil, daha küçük aralıkların olu şturdu ğu koma * (9)seslerden meydana gelmi ştir. Bu küçük aralıklar yardımıyla, günümüze de ğin yüzlerce makam düzenlenmi ştir. Her makamın karakteristik özelli ği oldu ğundan, elde edilen müzikal çe şitlilik, Geleneksel Türk Müzi ği’nin makamsal sisteminin zenginli ğini simgelemi ştir. Makam sisteme dayandırılmı ştır ve i şlevsel olarak, üç kola ayrılmı ştır; Bir dizi meydana getirmi ştir. Sesler komalardan olu şmu ştur. Dizi de ana ses durak*(10 ) olarak kullanılmı ştır. Makam durakta tamamlanmı ştır., Makam hareket halindeyken üzerinde en çok durulan ses güçlü*(11 )olarak simgelenmi ştir. Bir di ğer özelli ğine de özgün ritmik sesler olan usul*(12) adı verilmi ştir. Her usule bir ad verilmi ş olup, artık günümüzde küçük usuller kullanılmaktadır. Teknik özellik olarak onyedili perde sistemi kullanılmı ştır. Ba şlıca enstrümanları; Kemençe, kanun, ud, tanbur, ney, def ve daire olu şturmu ştur. Ezgiler bezeklidir ve motif, cümlecik yada cümleler usul vuru şlarına göre düzenlenmi ştir. İkili aralıklar kullanılmı ştır. Ba ğımsız bölümlerden olu şmamı ştır. Seslendirme bakımından, do ğaçlama yapılan süslemeler kullanılmı ştır

9. Komma (Yun) , Koma , Kula ğın ayırt edebildi ği en küçük aralık, bir tam ses 9 koma varsayılır 10 .*Durak , Geleneksel müzikte karar sesidir.Dizinin ana sesi olarak eserin sona eri şinde yer alır.Tonal müzikteki bir yönden benzeridir 11. *Güçlü , Bir dizide önem sırasına göre , durak perdesinden sonra gelen perde 12 .*Usul Ritim kalıplarına usul denir.Büyük usul ve küçük usul olmak üzere ikiye ayrılır.Ölçü ve ritim terimleri içinde kullanılır .

48 Notaya sıkı bir ba ğlılık olu şmamı ştır . Notalar tersine bir taslak olarak çıkartılmı ştır. Ki şiye göre be ğeni ile olu şmu ş müzikal tavır ve müzi ğin yazım ö ğeleri içinde yer almı ştır. En önemli özelliklerinden biride kuralcılı ğı olmu ştur. Makamları ve usulleri kullanma şekli belirli kurallara göre olu şturulmu ştur.

13 . Ahmet Say , a . e , s. 218 14. Yılmaz Aydın , a . e , s . 16

49 2.7. REY’ İN YURT İÇİNDE VE YURT DI ŞINDA ALDI ĞI ÖDÜLLER

- Cenevre Konservatuarı Solfej Birincilik Ödülü 1914 – 1915 - Cenevre konservatuarı Piyano Birincilik Ödülü 1914 – 1915 - Cenevre Konservatuarı Solfej Birincilik Ödülü 1915 – 1916 - Cenevre Konservatuarı Piyano Birincilik Ödülü 1915 – 1916 - İspanyol Hükümeti Alfonso El Sabio Ni şanı 1953 -İtalyan Hükümeti Stella Della Solidarieta Ni şanı 1957 -Fransız Hükümeti Chevalier de La Legion d’ Honneur Ünvanı 1957 -Fransız Hükümeti Officer de La Legion d’Honneur Ünvanı 1973 -Transendental Meditasyon Derne ği Aydınlanma Ça ğı Madalyası 1976 -TİSAV- Elli Yıl Sahnede Kalanlar Ödülü 1980 -İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Osman Hamdi Ödülü 1981 -Atatürk Sanat Arma ğanı 1981 -Devlet Sanatçısı Ödülü 1981 -Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı Profesörlü ğü 1984 -Sevda-Cenap And Vakfı’nın Altın Onur Madalyası 1995

1 , Evin İlyaso ğlu , a . e , s. 163 2 , Filiz Ali , a. e , s .165

50 2. BÖLÜM 2.1 CEMAL RE Şİ T REY’ İN YARATICILI ĞI ,ST İL ÖZELL İKLER İ OPERET VE REVÜLER İ KEMAN YAPITLARI

2.1.1. Cemal Re şit Rey’in Yaratıcılı ğı , Stil Özellikleri ,

Cemal Re şit Rey, Batı Müzi ğinin bestecilik tekniklerini kullanarak, uluslar arası platformda be ğenilen yapıtlar olu şturmu ş ilk Ça ğda ş Türk Bestecisidir. Evrensel müzik dili, geleneksel müzik tekniklerini en iyi şekilde kullanması Cemal Re şit Rey’i bu konuda ustala şmı ştır . Rey, Türkiye’ de Modern Türk Müzi ği’nin do ğuşunda en önemli görevi üstlenen bestecilerimizin ba şında gelmi ştir. Son dönemlerinde, post romantizm ve izlenimcilik etkiler ta şıyan senfonik yapıtlar, operalar, oda müzi ği eserleri, solo piyano için parçalar, operet ve revüler bestelemi ştir. Cemal Re şit Rey’ e göre Saray Musikisinin ve Dini Musikinin her zaman kendine has bir yönü olmu ştur. Bu tür müziklerde tek seslilikte çok seslili ğe yer verilmi ştir. Çeyrek sesler Ege Sahillerinde her zaman yaygın olmu ştur. Makamlar da nota üzerinde olu şturulmu ştur. Tüm bu etkilerle Cemal Re şit Rey Türk Müzi ğine her şeyden önce atonaliz mi getirmek istemi ştir. Fransız Müzi ğinin içinde ve etkisinde büyüyen Cemal Re şit Rey , buna ra ğmen hiçbir ekolü empoze etmemi ştir. Cemal Re şit Rey’in yaratıcılı ğı dönemler halinde incelenebilir. 1915- 1926 yılları arasında Fransızca ba şlıklar altında besteledi ği yapıtlar, ö ğrencilik yıllarını ve sonrasını kapsamı ştır. Bu dönem tonal dü şüncenin yer aldı ğı bir dönem olmu ştur. 1925 – 1926 yılları arasında Türk Halk ve Geleneksel Sanat Müzi ği ile ilgilenmeye ba şlamı ştır.Oniki Anadolu Türküsü Bu dönem içinde yazdı ğı en önemli yapıtlarından olmu ştur.

1 . Yilmaz Aydın , a . e , s .31 2 . Filiz Ali , a . e , s . 37-38

51 1926 – 1931 yılları arasında tasavvuf felsefesi ile yakından ilgilenmi ş, ve bu felsefe eserlerine de yansımı ştır. Bu dönem Halk Müzi ğindeki mistik anlatı ş Rey’in eserlerine de ı şık tutmu ştur. 1931 yılında besteledi ği, Enstantaneler ezgisel özgünlü ğünün yanı sıra izlenimcili ğine de ı şık tutmu ştur. Rey, 1950 li yıllara kadar yazdı ğı eserlerinde, ulusal renkleri sadece bir alıntı de ğil, stili ve armonik dokuyu da ko şullayan bir öz olarak kendini göstermi ştir. Cemal Re şit Rey’in bu dönemdeki eserleri İzlenimcili ğin Türk Kolu olarak söz ettirecek kadar etkin eserlerden olu şmu ştur. 1931 – 1950 yılları arasında Yeni Klasikçilik Akımına yönelmi ş, eserleri genellikle mistik bir tarzda yazılmı ştır. Modal ve mistik olu şum geleneksel müzikle benze şmi ş ve makamlar derinli ği göstermekte kullanılmı ştır. 1950 yılı sonrasında Rey’in ölüm temasını i şledi ği Türk makamlarından yararlandı ğı yapıtlar için kendi fantezi dünyası içinde çalı ştı ğı belirtilmi ştir. Yapıtlarının tümü, belli bir makam veya fona ba ğlı armonik bir yapıyı sergilemi ştir. Ezgisel çizgiyi ve armoniyi her zaman önemsemiştir. Halil Bedii Yönetken’ e göre, tarihte ilk defa kendini dünyaya kabul ettirmi ş bir besteci, Türk Halk Müzi ği seslendirmi ştir. İlhan Usmanba ş, Rey’ in müzi ğini, sert, karma şık, kolay anla şılmaz bulmu ştur. Tematik ili şkiler armonik yapıyı ortaya çıkartmak, ezgideki ini ş çıkı şlar, tonal modlar atonaliteyi anlamak gereklili ğini savunmu ştur. Pertev Apaydın’ a göre Cemal Re şit Rey’in eserlerinin sa ğlam bir yapısı oldu ğu ayrıca kendine has bir armoni yapısı oldu ğu, dörtlüler, be şliler kullanımı ve kontrpuan yazısı dikkat çekici bulmu ştur. Ö ğrencisi Vedat Kosal’ a göre, Rey’ İn besteleme sistemi onun esinleri ile ba ğlantılı olmu ştur. Melodi ba şta gelmi ş ve etkilendi ği besteciler, Stravinski ve Ravel olmu ştur. Ritmik bakımdan Bartok’un armonik yapısından, Form bakımından da Ravel’in etkisi altında kalmı ştır. Hızlı tempolar kullandı ğı eserlerinde ise Stravinski etkisi görülmü ştür. Sevdi ği bestecileri ise Chopin ve Debussy oldu ğunu belirtmi ştir. Cemal Re şit Rey müzi ğinde Türk Fransız renklerinde şekillenmi ştir, Yirminci yüzyılın ilk yarısına ait bir besteci olmasının yanı sıra, varolan müzik sistemini sa ğlamla ştıran bestecilerden biri olmu ştur.Orkestrasyon konusunda çok yetenekli bulunmu ştur. Bütün yapıtlarında yazısındaki incelikleri en iyi şekilde duyurmayı ba şarmı ştır

52 2.1.2 Operet ve Revüleri

Cemal Re şit Rey, 1930’lu yıllarda gerçek müzik kimli ğine ula şmı ştır. Batı daki e ğitiminden süzdü ğü birikimlerini Anadolu Motifleri ile harmanlamı ş, üzerine Klasik Türk Musikisi Bilgisini de ekleyerek tam bir karı şım olu şturmu ştur.Ve tüm bunlar Cemal Re şit Rey’in gerçek müzik kimli ğine ula şmasını sa ğlamı ştır. Bu süre için de gayet ciddi ve derinli ği olan eserler üretmi ştir. Senfonik eserler üretme sürecinde, yeni bir döneme geçi ş yapmı ş, daha basit, e ğlenceli eserler de üretmeye ba şlamı ştır. Bu eserler de Cemal Re şit Rey’i daha geni ş kitlelere ula ştırmı ş olan operet ve revülerdir. Operetler halkın çok daha rahat algılayabilece ği, sade ve kolay anlatıma sahip müzikli sahne eserleridir. Operetlerde tiyatro metni zaman zaman müzik ve şarkılarla kesilip sonra yeniden diyaloglara dönülüp tekrarlan bir oyun çe şidi olmu ştur.Müzikal ve operetler, Broadway’den Avrupa’ya geçi ş yapmı ş, Viyana’da son şeklini almı ştır. Operetler her zaman gündemini korumu ş ne şeli güzel vakit geçirten eserler olmu ştur. Operetin müzikli kısmı çabuk ö ğrenilir ve kulakta kalacak biçimde bestelenmi ştir. Ülkemizde ise kendi seyirlik kültürümüzün uzantısı olan, tuluat sanatı da eklenmi ştir. Çe şitli şiveler, de ğişik meslek guruplarının karikatürize biçimi ve taklitler eklenerek bize özgü bir yapılanma içine girilmi ştir. Laz, Ermeni, Rum, Yahudi şiveleri kullanan oyuncular operetlerimizi iyice ne şeli hale getirmi ştir

Rey Karde şlerin ilk operet çalı şması Şehir tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Muhsin Ertu ğrul ve O dönem İstanbul valili ği yapan Muhittin Üstünda ğ tarafından istenerek yazılmı ştır. ‘’Üç Saat Opereti’’ Ismarlama yazılmı ş bir operettir.’’Üç Saat Opereti’’büyük ilgi görüp aylarca kapalı gi şe oynayınca yeni bir operet ısmarlanır.’’Lüküs Hayat ‘’ i şte böyle ortaya çıkmı ştır. Operet ve revüler Cemal Re şit Rey’in ciddi senfonik üretimlerinin yanında bir anlık dinlenme nefes alma zamanı olmu ştur. Ama nice özel eser meydana getirmi ş büyük müzik adamı Cemal Re şit Rey popüler kültürde en çok 1933 de yazdı ğı ‘’Lüküs Hayat Operet’’i ile tanınmı ştır. ………………………………………………………………… 4 , Evin İlyasao ğlu , a . e , s.174-175

53 Operet sanatı ülkemizde çok ilgi bulmu ş, seyirci rekoru kırmı ş, hatta operet izlemek o dönem kendini zevk ve e ğlenceye kaptırmı ş İstanbul Sosyetesinin moda akımı haline gelmi ştir. Cemal Re şit Rey’in operetlerde en büyük deste ği karde şi Ekrem Re şit Rey olmu ştur. Rey karde şler yazdıkları operet ve revülerle zaman zaman müzik çevrelerinde acımasızca ele ştirilmi şlerdir. Büyük ba şarılar ile süren operet yılları Ekrem Re şit Rey’in ölümüyle duraklama dönemine girmi ştir. Bir süre bunalım ya şayarak kendini Serencebey Yoku şundaki evine kapatan Rey 1970 yılında operetlere geri dönerek pek çok güzel operet yazmı ştır. Cemal Re şit Rey operet yazmaktan , ve a ğabeyi ile, sahne sanatçıları ile ya şanan anılarından hep sevgi dolu söz etmi ştir ‘’ Zarafet , incelik nükte , ho şgörü. Bir sırada elli ki şi oturmu ş ve elli ki şi de gülüyorsa bu sosyal bir hadisedir. Operet besteledi ğim yıllar hayatımın en zevkli en ne şeli yıllarıdır.’’ Bu sözcükler Rey’ in operet yazmaktan tiyatro ortamında bulunmaktan ne denli keyif aldı ğının en önemli kanıtıdır. Rey Karde şler, operetlerin gördü ğü onca ilginin ardından revüler yazmı ştır. Revüler dans, şarkı ve gösterilerden olu şmu ştur, içinde tiyatro metni bulunmaz. Revülerde dans, sözlü ve sözsüz melodilerin yanı sıra, mim, akrobasi, koro ve ünlü solistlerin katılımıyla çok daha zengin ve görsel hale getirilmi ştir. Şarkılar Türk Müzi ği makamlarıyla yazılmı ştır. Rey karde şlerin amacı, seyirciyi dönemin güncel müzi ğinden uzakla ştırmadan, çok sesli müzi ği benimsetmek olmu ştur. Revülerde do ğu batı sentezi yaparak gerçek bir milli kimlik olu şturulmu ştur. Operet ve revüler aslında opera için gerekli bütün tekni ği bünyesinde ta şımaktadır.

5. Evin İlyasao ğlu ., a . g e , s. 177-178-174 6. www. Tuluyhanugurlu.com/Crr/operetler.html

54

Şekil. 2.1.2.1

Şekil.2.1.2.2

7. www.tuluyhanugurlu.com/CRR/operetler.html

55 Cemal ve Ekrem Re şit Rey’in operetleri şöyle sıralanmaktadır ;

La geisha ( Sydney Jones’ dan uyarlama) 1920 Küçük Kırmızı Şapkalı Kız 1920 Üç Saat 1932 Lüküs Hayat 1933 Deli Dolu 1934 Saz caz 1935 Maskara 1936 La Fonten Baba 1936 Hava Civa 1937 Yaygara 70 1970 Uy Balon Dünya 1971 Bir İstanbul Masalı 1972

Revüler ise ; Adalar Revüsü 1934 Alabanda 1941 Aldırma 1942

56 3. BÖLÜM

3. KEMAN YAPITLARI,

3.1. Keman Konçertosu,

Cemal Re şit Rey Keman Konçertosunu 25 Şubat 1939 yılında bestelemeye ba şlamı ştır. Keman ve piyano için yazmaya ba şladı ğı tasla ğı, 23 Haziran 1939 yılında tamamlamı ş, 30 Haziranda da orkestrasyonunu yapmaya ba şlamı ş ve üç ay içinde, 26 Eylül 1939 yılında tamamlamı ştır. Bu şekilde eser yedi ay içinde tamamlanmı ştır. Konçertonun ilk kez kemancı Sander Vegh tarafından yorumlandı ğı bilinmekle birlikte, orkestra ile çalındı ğına dair hiçbir veri bulunmamı ştır. Bir süre sonra , Fransız Keman Virtüözü Robert Soetens İstanbul’a gelmi ş, Cemal Re şit Rey’in evinde Semine Arge şo, Semih Arge şo, Demirhan Altu ğ ve Panayot Abacı’nın da bulundu ğu bir toplulukta eseri görmü ş ve yorumlamak istedi ğini belirtmi ştir. Yapıtı Amerika’da yorumlamak istemi ş ve Amerika’ya gönderilmesini talep etmi ştir.Türkiye Cumhuriyeti Dı şişleri Kültür İş leri Müdürü nün eseri Türkiye’nin Washington Büyükelçisine yollama prosedürleri sırasında birtakım karı şıklıklar olmu ş ve eser kaybolmu ştur. En kötüsü de Soetens’in eseri teslim aldı ğına dair bir belge de bulunmamaktadır. Profesör Yalçın Tura, Cemal Re şit Rey’in 100. yıldönümü dolayısıyla sanatçının eserlerini ara ştırırken, eline Keman Konçertosu ‘nun tasla ğı geçmi ştir. Tura, bilgileri bilgisayara dökmü ş ve Keman Partisini o ğlu Hasan Turaya emanet etmi ştir. 20. yüzyılın ilk yarısı içinde yazılmı ş en önemli keman konçertolarından biridir.

1. Andante dergisi , Haziran , 2006 . 22, s. 74 2 . Orkestra Dergisi .Yenilik Basımevi , 1963 , Sayı . 364 , s . 7

57 3.1.1. Keman Konçerto’sunun İncelenmesi

Cemal Re şit Rey’in keman konçertosu üç bölümden olu şup yakla şık 20-21 dakika sürmektedir. Besteci, 2. Bölüm seslendirildikten sonra, ara verilmeden 3. Bölüme geçilmesini istemi ştir.

3.1.2.1. KONÇERTO 1. BÖLÜM

Birinci bölüm, ‘’ Allegro Con Fuoco ‘’ solistin tek olarak seslendirdi ği dört ölçülük dinamik bir cümlecik ile ba şlar

Şekil.3.1.2.1.1

Solo kemanın dört ölçülük giri ş cümlesi

1. Andante dergisi, Yalçın Tura, s.74

58

Solo kemanda la aktarımlı hicazkar tonlarında duyurulduktan sonra , orkestrada ki yaylıların katılımı ile cümle devam eder.

Şekil.3.1.2.1.2

La aktarımlı hicazkar

Orkestranın A sunumu ba şlar.Ölçü: (17-22). Noktalı dörtlük ve onu izleyen iki onaltılık ritmik çekirdek ile , Neveser makamının yapısında yer alan Nikriz be şlisi ve Hicaz dörtlüsü , Konçerto’nun Sonat Allegrosu yapısındaki ve re eksenindeki ilk bölümünün ilk teminin ana ö ğelerini olu şturur. 6. ve 7. ölçülerde re aktarımına nikriz be şlisinde bir kesit sunulur

Şekil. 3.1.2.1.3

Re aktarımlı nikriz be şlisi

59 Ana temanın çekirdek ritmik yapısı 11. ölçüden 13. ölçüye kadar tekrarlanır ve solo kemanda re aktarımlı hicazkar üçlü duyurulur.

Şekil. 3.1.2.1.4

Re aktarımlı hicazkar üçlü

17. ölçüde orkestranın A sunumu ba şlar ( ölçü: 17-22) çekirdek ritmik yapı ve mi aktarımlı hicaz dörtlü duyurulur.Solo keman 1. temayı sunar ve köprüye hazırlanır. Ölçü: (33-40)

Şekil. 3.1.2.1.5

Çekirdek ritmik yapı

60

Şekil.3.1.2.1.6

Mi aktarımlı hicazkar dörtlü

Bu öğelerin de ğişik biçimlerde sunumu ile sürüp giden giri ş biraz durulur gibi olur ve solist tizlerde seslendirdi ği saba dörtlüsü ile bile şik dokuz sekizlikle ölçülen daha sakin 2. teme geçer.

Şekil. 3.1.2.1.7

61

( Quasi andante ) Bu temin seriminin sonuna do ğru müzik hızlanır ve ilk temin çellolar ve fagotlarda duyurulması ile geli şme bölmesi ba şlar. Ölçü ( 57-109 ). Her iki temin , de ğişik biçimlerde ve görünümlerde i şlenip sunulmasıyla , gerilmeler ve gev şemelerle sürüp giden bu bölme , timpaninin alçalıp yükselen gürlemesi üzerinde , solo kemanın , ölçülü ama esnek biçimde geli şen kadenza benzeri solosu ile sona yakla şır. Ölçü: (110-129) . Orkestranın bütün gücüyle sundu ğu ilk cümlecikle yeniden serim bölmesine geçilir. Ölçü: (130-162).

Şekil.3.1.2.1.8

Yeniden sergi

62

Serginin tekrarı bölümlerinde 2. tema solo keman tarafından sergideki re bemol ba şlangıcına göre tam dörtlü yukarıdan sol bemol ile ba şlayarak sunulur. Ölçü: ( 162-170)

Şekil.3.1.2.1.9

Zıt karakterdeki iki ana temin sunumunun ardından yine timpaninin eşli ğinde , ilk motifin trombonlar ve tubadan fanfar tarzında sunulması ve önce baslara , sonra üflemeli çalgılara geçerek devam etmesiyle yeniden serim sona ererken koda da ba şlamı ş olur.Yeniden serginin Coda’sı: Closing section’da kemandaki ard arda üçlemelerle Codaya geçilir. Ölçü :(187-188) .Coda : Çello ve kontraba şların giri şi ile ba şlar .Orkestranın ilk temayı takip etmesiyle sona erer.Ölçü: (218-224). Keman , dördüncü telinde yava ş ama gür bir soloya ba şlar.

63

Solo keman onaltılık notalarla , giderek yükselerek solosunu sürdürürken , arpın arpejleri eşli ğinde , obua , celesta , klarinetler ve flüt de ona katılır. Ölçü: (201-203)

Şekil. 3.1.2.1.10

Orkestra , bütün gücüyle ilk temi tekrarlar,Solistinde katılımıyla bu canlı ve hareketli bölüm son bulur. Ölçü: (221-224 ).

Şekil. 3.1.2.1.11

64

3.1.2.2. KONÇERTO 2. BÖLÜM

İkinci bölüm, ‘’ Aria- Lento espressivo ‘’ , yaylıların sundu ğu , onbir ölçülük tutti ile ba şlayan giri şin ardından , onikinci ölçüde gene tuttideki fa ekseni üzerinde ama Re aktarımlı , Hüseyni makamını andıran modal ezgi keman tarafından yenilenir. Basın yürüyü şünde ise Hicaz dörtlüsü egemendir. 1. ölçüde kontrabas partisindeki alt bo şlukta fa ile ba şlayan bas yürüyü şü 9. ölçüde üst bo şluk 3. çizgideki sol diyez ile doruk noktasına ula şır. Ölçü: ( 9-16).

Şekil.3.1.2.2.1

Birinci kemanlardaki ezgi , sonuna do ğru Hicaz dörtlüsünü de göstererek sol sesinde duraklar, solistin ve tahta üflemelilerin de katılımıyla , geli şerek devam eder. Ölçü: ( 28-30)

Şekil. 3.1.2.2.2

Re aktarımlı hicazkar makamı

65

Köprünün ilk ölçüsü olan 31. ölçü, parçanın ba şından beri süregelen A temasının uzantısı niteli ğindedir.32. ölçüde solo keman yeni bir ezgi ba şlatırken , birinci ve ikinci kemanların süregelen temayı 33. ölçüde tamamladıkları görülür.

Şekil.3.1.2.2.3

Köprü. Ölçü: ( 31-33)

B teması ölçü:( 34-45) , 34. ölçüden itibaren farklı bir modal ton ve dört dörtlük ölçü ile ba şlar. Besteci , keman ve piyano için yazdı ğı ve 1939 yılının 13 Nisan günü ba şladı ğı bu bölümün ilk tasla ğında , ana ezgiyi saksofon soloya vermeyi dü şündü ğünü belirtse de sonradan bu dü şüncesinden vazgeçmi ştir.Bu bölümde orkestra da küçülmü ş , flüt , obua , korangle , klarinet , bas klarinet , fagot , iki korno , arp ve yaylılardan olu şan bir oda orkestrası görünümünü almı ştır

66

43. ölçüde sol diyez aktarımlı hicazkar makamı tonlarında , mistik bir ezgi ile be ş dörtlük ölçüde sona erer. Ölçü: ( 34-45)

Şekil.3.1.2.2.4 Sol diyez aktarımlı hicazkar makamı

Keman solo yer yer hızlanarak ilk ezgiyi geli ştirir. Kırk altıncı ölçüden itibaren yine ton ve ritmik de ğişiklik ile formal olarak , A temasının ikinci geli şi ba şlar. Ölçü: ( 46-64) . A temasının ikinci geli şinde , ikinci bölümün ba şlangıcındaki ton sadece si bemol den olu şan ve üç dörtlük ölçüdeki tema burada bir oktav yukarıdan tekrarlanır. Fakat melodik yapıda bölümün ba şlangıcındaki tonlarda de ğil , sadece ritmik yapı korunarak re aktarımlı hüseyni makamı tonları korunur. Ölçü: ( 46-51)

Şekil.3.1.2.2.5

67

Kısa bir orta bölmenin ardından Aria , bu kez tizlerde , solist tarafından , yaylılar ve arp e şli ğinde yeniden sunulur. Ölçü: ( 53- 56) . 57. ölçüde A temasının ritmik yapısına geri döner. Bu kez fa , sol , la tonlarıyla ba şlamak yerine üst bo şluk 2. çizgideki re bemol , do , si notalarını duyurarak melodik yönden ba şkala şır. 60. ölçüde pes bölgede do aktarımlı hicaz dörtlüsü duyulur. Ölçü: ( 60-64)

Şekil. 3.1.2.2.6

Hicaz dörtlüsü

2.bölüm dört dörtlük ölçüde son kesitteki do eksenli soyut modal tonla birlikte sakin bir şekilde sona erer ve attaca ile 3. bölüme do ğrudan geçilir.

68 3.1.2.3 KONÇERTO 3. BÖLÜM

Üçüncü bölüm , ‘’ Moderate- Allegro moderato ’’ , timpaninin hafiften işitilen homurtusu üzerinde , üç trompet , bütün güçleriyle , akorsal yapıda bir fanfar motifi seslendirirler. Ritmik bakımdan , uzun notaları izleyen kısa notalarıyla bu motif , ilk bölümün ana motifinin küçültülmü ş biçimidir. Ölçü( 1-16)

Şekil. 3.1.2.3.1

Solo keman , kısa bir kadenza gibi aynı motifi tekrarlar. Ölçü:( 10-22)

.

Şekil. 3.1.2.3.2

69

14. ve 16. ölçüler arasında solo kemanda pes bölgede mi aktarımlı hicaz dörtlüsü duyulur. Ölçü: ( 14- 16)

Şekil. 3.1.2.3.3

Mi aktarımlı hicaz dörtlüsü

Orkestra , solistle birlikte , inatçı bir bas gibi de ğişmeyen akorlar eşli ğinde yer yer aksayan ritmiyle , bir halk dansını andıran ilginç bir teme ba şlar.Rondo biçimindeki bu bölüm , keman için oldu ğu kadar orkestra içinde renklidir.

Şekil.3.1.2.3.4

70 34. ölçüden itibaren rondo teması , 25. ölçüde ilk kez yer alan şekliyle tekrar edilmektedir. Besteci burada klasik anlayı şta bir rondo formuna do ğal olarak sadık kalmamı ştır. Çünkü bir 20. yüzyıl bestecisi olan Cemal Re şit Rey klasik rondo formunu kendine özgü de ğişikliklerle sergilemi ş görülmektedir. Örne ğin: rondo teması daha sonraki geli şlerinde stretta ölçünün ritmik yapısındaki de ğişiklikler , rondo melodisinin kısalı ğı gibi de ğişiklikler içermektedir.

A bölmesi ( ritornello) . Ölçü: ( 23-59 ). Kısa ritmik figürlerle ba şlar. 50. ve 60. ölçüler arasındaki tuttide saba makamı tonları soyut bir anlayı şla sunulur. Aynı yapı 60. ölçüde ba şlayan solo kemanda da görülür.

Şekil. 3.1.2.3.5

Solist , orkestra ile birlikte inatçı bir bas gibi de ğişmeyen akorlar e şli ğinde yer yer aksayan ritmiyle halk dansını andıran bir tempoya ba şlamı ştır. Kemanın canlı ve ritmik geçi şiyle B Teması ba şlar (Ölçü: 60-81). Solo keman B temasını sunar. Ölçü: ( 60- 64)

71

Şekil. 3.1.2.3.6

Rondo teması stretta anlayı şı ile uygulanmı ş yani rondo teması , ba şlangıçtaki ana ritmik yapısında de ğil , ritmik olarak daraltılmı ş şekilde sunulmu ştur. Ölçü: ( 103-106)

Şekil. 3.1.2.3.7

72

A Teması (Allegromoderato): Forte bir şekilde kısa ve ritmik figürlerle duyulur( Ölçü: 82-94) 86. ölçüde ba şlayan figür rondo temini anımsatan görünümdedir. Rondo temasında 1. ölçüden itibaren noktalı dörtlük ve sekizlik notalarla ba şlayan üç ölçülük çekirdek motif burada ilk ölçüde iki onaltılık sekizlik ve bir sekizlikten olu şan dörtlük ile iki sekizlikten olu şan bir dörtlük nota ile ba şlar.

Şekil. 3.1.2.3.8

La aktarımlı hicazkar

C Teması : İlk tempoya döner , kemanın tizlerdeki ezgisiyle devam eder (Ölçü: 95-113). Bestecinin rondo teması ile ilgili uygulaması daha önce ifade edildi ği gibi 103. ölçüden itibaren stretta şeklinde görülmektedir. Burada rondo teması ritmik bakımdan daraltılmı ştır.109. ölçüde yaylı çalgılardaki görünüm fugatodur. Burada önce kontrabas ve çellolar giri ş yapar , ardından viyola , 2. keman ve 1. keman giri şleri görülür.

73

Şekil. 3.1.2.3.9

A Teması ( Ritornello) : Marcato olarak kemanın ve orkestranın birlikte güçlü bir şekilde çaldı ğı A Teması duyulur.( Ölçü: (116-182). Rondo teması 132. ölçüden itibaren tekrar de ğişime u ğramadan sergilenmektedir. 146. ölçüden itibaren tema, üç ölçülük çekirdek motiften sadece son ikisi sunularak sergilenmektedir.

E Teması: Kemanın üçleme olarak sundu ğu hızlı ve perpetuum mobile havasındaki ezgi sadece bir kere duyulur( Ölçü: (166-170)

74

Şekil. 3.1.2.3.10

D Teması: De ğişik bir tonda ezginin yeniden duyulmasıdır. (Ölçü: 183-192) Köprü: orkestra güçlü bir şekilde , giri şteki motifi yineler.(193-203) F Teması : Zeybek havasında yazılmı ştır.( Ölçü: 210-212 ) B Teması : Solo kemanın ilk tempoya dönmesi ve forte nüans ile ba şlar.( Ölçü: 213- 217). Coda , D. Temasının motiflerinden olu şmaktadır.(218-227). Rondo teması ve yan temalarının dı şında ilk kez 44. ölçüde yer alan altılamalardan oluşan yapı , karakteristik bir özellik ta şımaktadır. Aynı yapı 118 -131. ölçüler arasında , 166-201. ölçüler arasında , 218.225. ölçüler arasında yer almaktadır.

Şekil. 3.1.2.3.11

75 Zaman zaman solistin öne çıktı ğı ara bölmelerle ve ritornello nun birkaç kez yinelenmesiyle , adeta ‘’ Perpetuum mobile’’ havasında , soluk almadan akıp giden bölümün sonlarına do ğru , kemanın arpejlerle katıldı ğı bir Zeybek’te i şitilir. Eser 208. ölçüden itibaren solo kemanın ‘’ ff ‘’ ve ‘’fff’’ devingenli ğinde final kesitine girmesiyle sona yakla şır , 218. ölçüdeki Coda ile birlikte solo kemanın 2. gamı ve onu izleyen timpani vuru şları ile son bulur.

76 3.2. ANDANTE ET ALLEGRO

3.2.1. Andante,

Cemal Re şit Rey’in Andante ve Allegro’su yaylı çalgılar orkestrası ve solo keman için yazılmı ştır. İlk kez , Cemal Re şit Rey’in kendi yönetti ği Cumhurba şkanlı ğı Senfoni Orkestrası e şli ğinde solist Suna Kan Tarafından seslendirilmi ştir. Yaylıların ve keman solosunun giri şinin ardından Andante’nin ilk melodisi ba şlayıp sürekli geli şerek devam eder. İlk melodi hüzün doludur. İkinci melodi ise daha ne şeli oynak , mutluluk veren bir edaya sahiptir. İkinci melodi sürekli geli şen ilerleyen bir örgüye sahiptir. İkinci melodinin ardından birinci melodi tekrar eder.Birinci melodinin ardından andante sona erer.

1. Tema

Şekil. 3.2.1.1

1. Bölüm Andante , ABA Formunda yazılmı ştır.

77 Giri ş: Keman sakin bir şekilde ezgiye ba şlar ( Ölçü: 1-15) 1. Tema :Solo keman aynı sakin tempo içinde 1. temayı sunar (Ölçü: 16-49) 2. Tema: İkinci temaya piano nüansta , a ğır bir tempoda girilir( Ölçü: 50-92) Tema dolcissimo olarak devam eder. İfadeli bir şekilde altı ölçülük bir geçi ş yapılır Dönü ş Köprüsü (99-113) Giri ş: (tempo primo) ilk tempoya girilir(Ölçü: 99-113) 1. Tema: Giri şteki aynı tempo ve ezgiye dönülür.(Ölçü: 114-147)

78 3.2.2 Allegro,

Allegro , majör makamı ile , ne şeli aydınlık , oynak bir melodi ile ba şlar.Melodi solo kemandan birinci kemanlara , birinci kemanlardan solist kemana pasla şarak dönü şmektedir. Daha sonra solo keman bir mar ş çalmaya ba şlar.Orkestra bu mar şa iştirak eder.Solo keman gizem dolu bir tonda gezinmektedir.ve ilk ba ştaki aydınlık melodi mar ş ile yer de ğiştirir .Bu son derece keskin bir geçi ştir.En son mar ş çok keskin bir tonda yeniden ortaya çıkar. Andante ve allegro İstanbul devlet Senfoni orkestrası tarafından , Cemal Re şit Rey’in yönetimi Ve Suna Kan’ solistli ği e şli ğinde 30 Kasım 1973 yılında seslendirilmi ştir. Cemal Re şit Rey bu eseri Ünlü kemancı Suna Kan’a ithaf etmi ştir.

Şekil. 3.2.2.1

2. bölüm: Allegro rondo formunda yazılmı ştır. A Teması: Kemanın üçlemeleri ve hızlı ritmik yapısı ile ba şlar.Ölçü ba şında Sforzando ve sonlarına do ğru diminuendo lar ile ölçüler tekrarlanır.(Ölçü:1-4) Üçlemelerin hakim oldu ğu bir ritmik kalıpla keman A Temasını sunar

79

Şekil.3.2.2.2

B Teması: Moderato animato temposunda ve staccato bir yayla orta tempoda kısa ve aksanlı bir şekilde duyulur(Ölçü: 42-89), İki dörtlük ölçüde , B Teması canlı bir şekilde duyulur.(42-45) C Teması: Daha a ğır bir tempoda ba şlar ve ezgi devam eder(Ölçü: 90-120) B Teması: 121 de birinci kemanların ilk rahlesinde B Teması duyulur.( Ölçü: 121- 135) A Teması: Solo keman ard arda üçlemelerin geldi ği motifi çalarken 1. kemanlarda ilk rahle kemana e şlik eder.(Ölçü: 136-176) B Teması: Keman piano nüansta canlı bir tempoda ba şlar ve gitgide güçlenerek eser son bulur. ( Ölçü: 177-187)

80

SONUÇ

Bu tez de çe şitli kaynaklardan yararlanarak Ünlü Bestecimiz Cemal Re şit Rey’in Biyografisi , Ya şam Öyküsü , Ça ğda ş Müzi ğe Geçi ş dönemi ve bu dönemden etkile şimleri , yaratıcı yönleri , stil özellikleri incelenmi ştir.Bestecimizin Ya şamından ve sanatsal etkile şimlerinden yola çıkılarak , 20. yüzyılda Ça ğda ş Müzik , Türk Halk Müzi ği , Türk Sanat Müzi ği de ara ştırılıp aktarılmı ştır. Türk Be şleri , yaratıcılı ğına yön verenler , kurdu ğu orkestralar , eserleri , aktarılmı ştır. Cemal Re şit Rey’in Keman Konçertosu, Andante ve Allegro adlı eseri incelenmi ştir. Keman Konçerto’su uzun yıllar kayıp durumdayken prof. Yalçın Tura Tarafından ki şisel çabalarla bulunup son haline getirilmi ştir. Bu yüzden eser ilginç bir öyküye sahiptir.Batı ve do ğu motiflerinin özelliklerini ta şımaktadır. Her eserinde oldu ğu gibi kendine has yapısı ile etkileyici bir eserdir. Cemal Re şit Rey’in bir döneme damgasını vurmu ş bir besteci olarak ki şisel çabaların yanı sıra , özenle ele alınıp , gerekli devlet yapılanmaları tarafından da desteklenmesi , eserlerinin derli toplu hale getirilmesi, hakkındaki Türkçe ve di ğer dillerde ki kaynakların arttırılması ve sanatçımızın daha geni ş kitlelere daha fazla tanıtımına çaba gösterilmesinin gereklili ği tartı şılmazdır,

Cemal Re şit Rey’in müziğimizi ça ğda ş seviyeye çekme çabası biz genç müzisyenlere örnek olmu ştur ve ça ğlar boyunca da olmaya devam edecektir.

81 KAYNAKÇA

– Ali Filiz – Cemal Re şit Rey’ e Arma ğan – Sevda-Cenap And Vakfı Müzik Yayınları – Ankara 1995 – Aktüre İlkin – Müzi ği Okumak – Pan Yayıncılık – Eylül 2003 – Arpad Burhan – Müzikli Türk Tiyatrosunda Cemal Reşit Rey – Orkestra Dergisi – 1963- Sayı: 8 – Aydın Yılmaz – Türk Be şleri – Müzik Ansiklopedisi Yayınları – Kasım 2003 – Çiçeko ğlu Fikri – Cemal Re şit Rey’in Hayatı ve Eserleri – Orkestra Dergisi – Kasım 1963 – Sayı: 8 – İlyaso ğlu Evin – Zaman İçinde Müzik – Yapı Kredi Yayınları – Kasım 1994 – İlyaso ğlu Evin – Cemal Re şit Rey , Müzikten İbaret Bir Dünyada Gezintiler – Dünya Kitapları – Nisan 1997 – İlyaso ğlu Evin – Ça ğda ş Türk Bestecileri – Pan Yayıncılık – 1998 −Kaygısız Mehmet – Türklerde Müzik – Kaynak Yayınları – Orkestra Dergisi – Yenilik Basımevi – 1963 Yılı – Muhtelif sayılar – Say Ahmet – Müzik Tarihi – Müzik Ansiklopedisi Yayınları – Ankara 2002 – Say Ahmet – Taksim , Müzik Sözlü ğü – Müzik Ansiklopedisi Yayınları – Ankara 2003 – Selanik Cavidan – Türk Müzi ğinin Tarihsel Serüveni – Doruk Yayıncılık – 1996 – Yönetken Halil Bedii – Cemal Re şit Rey ve Türk Halk Müzi ği – Orkestra Dergisi – 1963 – Sayı: 8 – www.beethovenlives.net / - resit-rey.html – www.tuluyhanugurlu.com/crr/operetler.html

82 EKLER ESER D İZİNİ OPERALARI

1) Faire Sans Dire, tek perde. Libretto: Ekrem Re şit Rey (Alfred De Musset’ten yararlanılarak) 1920. 2) Yarın Marek, üç perde, dört tablo. Libretto: Xaiver Fromentin 1920. 3) Sultan Cem, be ş perde, on iki sahne. Libretto: Ekrem Re şir Rey (Roussel Despierre’nin senaryosuna göre) 1924. 4) Zeybek, üç perde. Libretto: Ekrem Re şit Rey 1926. 5) Köyde bir facia, tek perde. Libretto: Ekrem Re şit Rey 1929. 6) Çelebi, dört perde. Libretto: Ekrem Re şit Rey 1942 – 1945. Orkestrasyonunun tamamlanması 1973. OPERET VE MÜZ İKALLER İ Cemal Re şit Rey’in bu alandaki çalı şmalarının librettolarını Ekrem Re şit Rey yazmı ştır. 1) La Petit Chaperon Rouge, iki sahne, 1920. 2) Üç saat, üç perde, 1932. 3) Lüküs hayat, üç perde, 1932. 4) Deli dolu, üç perde, 1934. 5) Saz Caz, üç perde, 1935. 6) Maskara, üç perde, 1936. 7) Hava Cıva, üç perde, 1937. 8) Yaygara 70, 1969. 9) Uy balon dünya, 1970. 10) Bir İstanbul masalı, 1971. Cemal Re şit Rey’in ayrıca üç müzikal komedisi (revü’sü) vardır. 1) Adalar revüsü, 1934. 2) Alabanda, 1941. 3) Aldırma, 1942.

83 ORKESTRA YAPITLARI

1) Bebek Efsanesi (Senfonik Şiir), 1928, 2) Karagöz (Senfonik Şiir), 1930 – 1931. 3) Enstantaneler (Senfonik İzlenimler), 1931. 4) Scéne Turques (Halk Dansları Üzerine) dört parça, 1928. 5) Paysages de Soleil (Senfonik İzlenimler), 1931. 6) Initation (Senfonik Şiir), 1935. 7) Senfoni No:1, 1941. 8) L’appel (Senfonik Şiir), 1953. 9) Fatih (Senfonik Şiir), 1953. 10) Katibim (Piyano ve orkestra çe şitlemeler), 1953. 11) Senfonik Konçerto ( İkili Orkestra için), 1963. 12) Senfoni No:2, 1969. 13) Türkiye (Senfonik Rapsodiler). 14) 50. Yıla Giri ş (Senfonik Bölüm), 1973.

KONÇERTOLARI

1) Konçerto Kromatik (Piyano ve Orkestra için), 1932 – 1933. 2) Keman Konçertosu, 1939. 3) Piyano Konçertosu, 1949. 4) Gitar Konçertosu, 1978.

KONÇERTANT PARÇALARI

1) Introduction and Dance (Viyolonsel ve Orkestra için), 1928. 2) Konçertant Parçalar (Viyolonsel ve Orkestra için), 1955. 3) Andante ve Allegro (Keman ve Yaylılar Orkestrası için), 1967.

84 ODA MÜZ İKLER İ 1) Sonat ( İki Piyano için), 1924. 2) Kentet (Be ş Üflemeli Çalgı için), 1932. 3) Ondes Martenot ve Yaylı Çalgılar için Poem, 1934. 4) Yaylı Çalgılar Kuarteti, 1935. 5) Kısa Parça (Keman ve Piyano için), 1936. 6) Kuartet (Piyano ve Yaylılar için), 1938 – 1939. 7) Sextour (Tenor, Piyano ve Yaylılar Dörtlüsü için), 1939.

8) Colloqye Instrumental, 1957. 9) 12 Prelüd ve Füg ( İki Piyano için), 1969.

ŞAN VE ORKESTRA ESERLER İ

1) Anadolu Türküleri (Dört Parça), 1926. 2) İki Anadolu Türküsü, 1930. 3) Mystique (Mevlana’nın “Mesnevi” Mukaddimesi), 1938. 4) Üç Anadolu Türküsü, 1970. 5) Vokal Fantezi, 1980.

ŞAN VE P İYANO ESERLER İ

1) Je Me Demande, ( Şiir: Ekrem Re şit Rey), 1919. 2) Üç Melodi (Paris’te Fromont Yayınevince basılmı ştır), 1920. 3) Initiales sur un Banc ( Şiir: Ekrem Re şit Rey), 1921. 4) Chanson du Printemps ( Şiir: Ekrem Re şit Rey), 1922. 5) Au Jardin ( Şiir: Philoxene Boyer), 1923. 6) L’Offrande Lyrique (sekiz ezgi), 1923. 7) Nocturne ( Şiir:Ekrem Re şit Rey), 1925. 8) 12 Anadolu Türküsü (Paris’te Heugel Basımevince yayınlandı), 1925 – 1926. 9) Vatan (Hulusi Öktem’in “Mekteplerde Musıki” adlı kitabında yayınlanmı ştır, 1930. 10) Dört Melodi ( Şiirler: Baki Süha Edibo ğlu), 1956.

85 KORO ESERLER İ

1) Anadolu Halk Türküleri (Dört sesli koro için), 1926. 2) İki Parça (E şliksiz kadın korosu için “Yunus Emre’nin şiirleri üzerine”, 1936. 3) On Halk Türküsü (dört sesli koro ve piyano için), 1963.

MAR ŞLARI

1) 10. Yıl Mar şı (piyano ve şan; bando için düzenlemeleri yapılmı ştır), 1933. 2) Denizciler Mar şı ( şan ve piyano için; bando düzenlemeleri yapılmı ştır), 1935. 3) Yedek Subay Mar şı (piyano ve bando düzenlemesi yapılmı ştır), 1940. 4) 100. Yıl Mar şı, 1981.

PİYANO YAPITLARI

1) Scéne Turques, Anadolu Türküleri üzerine 6 parça (Heugel yayınevi, Paris), 1928. 2) Paysages de Soleil, (Anadolu Halk Dansları üzerine 6 parça), 1930 – 1931. 3) Sonat, 1936. 4) Pelerinages Dans la Ville Qui N’est Plus que Souvenir (Ankara Devlet Konservatuarı Yayını), 1940 – 1941. 5) Fantezi, 1948. 6) İki Parça, 1959. 7) On Halk Şarkısı (koro şarkılarının piyano uyarlaması, Ankara Devlet Konservatuarı Yayını), 1967.

86

SAHNE MÜZ İKLER İ

1) Özyurt, 1933. 2) Makbet, 1934. 3) Kral Lear, 1936. 4) Hamlet, 1936. 5) Benli Hürmüz (Radyo Yayını için).

1. Evin İlyaso ğlu , a . e . s. 286-287-288 2. yılmaz Aydın , a. e , s. 51-52-53-5

87 DİSKOGRAF İ

Türkiye Senfonik Şiir ( Symphonic Poem) Hikmet Şim şek- Budape şte senfoni orkestrası Hungoraton HCD 31 463

Türk Manzaraları ( Scenes Turques) Hikmet Şim şek – Budape şte Senfoni Orkestrası HUNGORATON hcd 31 463

Türk Manzaraları ( Scenes Turques) Vedat Kosal ( P İYANO) Coriolan , Klassik zwischen Orient und Okzident Volume 2 CD

Liedler ‘’ Lieder ME İNER Erde’’ Zeybek Havası’’Ayın Ondördü Köro ğlu Ömer Temizel (tonor) Vedat Kosal ( piyano) Coriolan Klassik zwischen Orient und Okzident Volume 2 CD

Eski Bir İstanbul Türküsü Üzerine Çe şitlemeler ( Variations on a Popular İstanbul Song ‘’ Katibim’’ Ay şegül Sarıca ( piyano) Hikmet Şim şek- Macar Devlet Senfoni Orkestrası Hungaraton HCD 31 523CD

Eski Bir İstanbul Türküsü Üzerine Çe şitlemeler Orhan Şallıel Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası Hande Dalkılıç ( piyano)

88 Kalan CD 330 Oniki Anadolu Türküsünden Üç Türkü Suna Korat( soprano ) Hikmet Şim şek – Budape şte Senfoni Orkestrası Hungaroton HCD 31 454 CD

Enstantaneler Hikmet Şim şek- Moskova Radyo TVSenfoni RAKS 97 13661 (SD 05) CD

Enstantaneler Cem Mansur- Macar Devlet Orkestrası Hungaroton HCD 31 158 CD

Enstantaneler Galatasaraylı Besteciler Gürer Aykal- Bilkent Senfoni Orkestrası Müzikotek, Muz 0011

Enstantaneler 100. Do ğum Yılı Anısına Orhan Şallıel – Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası T.C Merkez Bankası

Ça ğrılı ş Hikmet Şim şek – Belgrad Radyo Televizyon Senfoni Orkestrası RTB Records, Yugoslavio-LP

Fatih Cem Mansur- Macar Devlet Orkestrası Hungaroton HCD 31 158 CD

89

Improvisation ( Do ğaçlama) Leyla Pınar (org) ‘’Yeni Bir Deyi ş) Museum- SABAM 16 368 MMD 010/ Belçika

Andante ve Allegro 100. Do ğun Yılı Anısına, Orhan Şallıel- Bursa Bölge Senfoni Orkestrası Cihat A şkın( keman) T.C Merkez Bankası

Andante ve Allegro Suna Kan ( keman) Howard Griffiths –Northern Symphonia Ça ğda ş Türk Bestecileri D İZİSİ 2 Koch Schwann-31480-2

Andante ve Allegro Cemal Re şit Rey Oda Müzi ği Eserleri Cihat A şkın ( keman) Hakan Şensoy- İstanbul Oda Orkestrası Kalan Klasik( hazırlanıyor)

Poem (Ondes Martenot ve Yaylı Çalgılar İçin) Cemal Re şit Rey Oda Müzi ği Eserleri Cemal Re şit Rey yönetiminde topluluk Kalan Klasik( hazırlanıyor)

Sazların Sohbeti( Flüt , Arp , Korno ve Yaylılar için) Cemal Re şit Rey Oda Müzi ği Eserleri Cemal Re şit Rey Yönetimindeki Topluluk

90 Kalan Klasik ( hazırlanıyor) 12 Anadolu Türküsü Ece İdil( şan) Seher Tanrıyar ( piyano) Anadolu’dan Türküler- Manzaralar Kalan CD330

Türk Manzaraları Vedat Kosal (piyano) Anadolu’dan Türküler Manzaralar Kalan CD 330

Hatıradan İbaret Şehirde Gezintiler Cemal Re şit Rey Solo Piyano Eserleri Aylin Çakıcı( piyano) Kalan Klasik (hazırlanıyor)

45’lik Plakları,

Yaygara 70 Dormen Tiyatrosu ve Durul Gence 10 E şli ğinde Düzenleme: Emin Fındıko ğlu Eko Plakçılık Ltd. Şti. Y-702/A ve b-45’lik

Onuncu Yıl Mar şı Piyano: Cemal Re şit Rey Hikmet Şim şek ve Karma koro T.C.B.B.Y.G.M Gramofon LTD 45’lik

91

Ta şplaklarda Cemal Re şit Rey ,

Pedimu pedakimu- DEL İ DOLU Bedia Muvahit- Vasfi Rıza Hovardalık- Deli DOLU Şevkiye May- Re şit Gürzap Sahibinin Sesi- AX 1809

Lüküs Hayat- LÜKÜS HAYAT Balkabak-LÜKÜS HAYAT Hazım Körmükçü Sahibinin sesi- AX 1752

Zorla De ğil- LÜKÜS HAYAT Senle Benle- LÜKÜS HAYAT Ferih Rahmi Egemen Sahibinin sesi- AX 1754

Ah Berelim - LÜKÜS HAYAT Tehrena Gidelim-ÜÇSAAT Hazım Körmükçü- Melek Tayfur Sahibinin Sesi-AX 1755

Zeynebim- LÜKÜS HAYAT Zurna – LÜKÜS HAYAT Vasfi Rıza Shibinin Sesi-AX 1754

Karıcı ğım Kocacı ğım- LABANDA Muammer Karaca-Kelebek

92 Ben Me şhur Bir Gemiciyim- LABANDA Muammer Karaca Columbia- BT 17754

Ya şasın Hayat –ALABANDA Muammer Karaca- Safiye Ayla Dursun Reis- ALABANDA Muammer Karaca Columbia- BT22167

1Evin İlyaso ğlu , a . e , s. 291-292 2. Filiz Ali , a. e . s. 23

93

Şekil . 1

94

Şekil . 2

95

Şekil . 3

96

Şekil. 4

97

Şekil. 5

98

Şekil . 6

99

Şekil . 7

100

Şekil . 8

101

Şekil . 9

102

Şekil . 10

103

Şekil . 11

104

Şekil . 12

105

Şekil . 12

106

Şekil . 13

107

Şekil . 14

108

Şekil . 15

109

Şekil . 16

110

Şekil . 17

111

Şekil . 18

112

Şekil . 19

113

Şekil . 20

114

Şekil . 21

115

Şekil . 22

116

117