Çanakkale 1915 Tarih, Edebiyat Ve Sanat Gallipoli Campaign 1915 History, Literature and Art
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
ÇANAKKALE 1915 TARİH, EDEBİYAT VE SANAT GALLIPOLI CAMPAIGN 1915 HISTORY, LITERATURE AND ART Editörler: Prof. Dr. M. Mehdi İLHAN Prof. Dr. Mehmet BULUT Prof.Dr. İbrahim G. YUMUŞAK II İçindekiler / Outline ÖNSÖZ / PREFACE Prof. Dr. Mehmet Bulut GİRİŞ / INTRODUCTION Prof. Dr. M. Mehdi İlhan I-ÇANAKKALE SAVAŞI ÖNCESİ / BEFORE THE GALLIPOLI CAMPAIGN OF 1915 - Gelibolu Sancağı’nın Demografik Yapısında Gayrimüslim Nüfus (1831-1914) Kaya Göktepe 1 - Çanakkale Savaşları Arifesinde Anadolu’da İç Güvenlik Sorunlarına Genel Bakış: Batı Ve Doğu Anadolu Örneği Dilşen İnce ERDOĞAN 29 - XVI. ve XIX. Yüzyıllardan Örneklerle İtalyan Seyyahların Gözünde ve İtalyan Gezi Edebiyatında Gelibolu Bülent AYYILDIZ 43 - Açık Havada İbadet ve Mekân İlişkisi- Gelibolu Namazgâhları Deniz DEMIRARSLAN 57 - Dardanelles, Hellespont, Çanakkale: Çanakkale Haritaları Yasemin Nemlioğlu KOCA 77 - Otto Liman Von Sanders’e Dair İzlenimler: The Times Gazetesi Örneği Gülşah ESER 103 III II- ÇANAKKALE SAVAŞI: SAVAŞA KATILANLAR, KAHRAMANLAR, KARA, DENİZ VE HAVA MUHAREBELERİ / THE GALLIPOLI CAMPAIGN OF 1915: PARTICIPANTS, HEROES, NAVAL AND LAND OPERATIONS, AND AERIAL WARFARE. - Broken Hill Attack 1915 – Revisited: A Battle Fought for Gallipoli on Australian Soil Prof. Dr. Mehmet Mehdi ILHAN 125 - Gallipoli Campaign through the Lens of the Times Newspaper F. Begum YILDIZELİ 163 - Slaughter at Gallipoli: A German First-Hand Account April-May 1915 Holger H. HERWİG 179 - Australian Chaplains at Gallipoli: Role, impact and influence Daniel REYNAUD - Larisa MILER 199 - Çanakkale Muharebelerinde Alay İmamları Abdullah AKIN - Lokman ERDEMİR 219 - Çanakkale Deniz Savaşı’nda Queen Elizabeth Savaş Gemisi Taarruzlarının İngiltere ve Avustralya Basınındaki Akisleri Esra Oğuzhan YEŞILOVA 235 -“Baionette ou canon, en avant la Légion!” The Battle of Gallipoli through the eyes of a British foreign legionnaire José Maurício Saldanha ÁLVAREZ 251 - 18 Mart 1915’te Fransız Bouvet Zırhlısı’nı Batıran Mecidiye Bataryası Komutanı Yüzbaşı Mehmet Hilmi (Sanlıtop) Bey Gazanfer SANLITOP 271 - Çanakkale Savaşında Mustafa Kemal’in Rolü Işıl TUNA 295 - Seddülbahir Çıkarması ve Mehmet Çavuş Murat BURGAÇ 315 - Çanakkale Savaşları’na Hava Harekatları’nın Etkisi Okan GÜMÜŞDOĞRAYAN 333 IV - Çanakkale Savaşları’nda Hukuk İhlâlleri: Kimyasal Gaz ve Domdom Kurşunu Kullanımı Necdet AYSAL 355 III- ÇANAKKALE SAVAŞI SONRASI /AFTER THE GALLIPOLI CAMPAIGN OF 1915 - Interwar reflections: Britain’s armed forces looking back at Gallipoli 1919-39 Matthew HEASLIP 383 - Anzak Hatıralarında Çanakkale Savaşları ve Hatıratların Günümüzdeki Yeri Deniz AKPINAR - Recep KANALGA 393 - Rus İç Savaşından Sonra Türkiye’ye Sığınan Göçmenlerin Gelibolu Günleri Ramin SADIGOV 415 IV- ÇANAKKALE SAVAŞI ve SANAT, EDEBİYAT, ROMAN ve SİNEMA / THE GALLIPOLI CAMPAIGN: ART, LITERATURE, FICTION AND CINEMA - Çanakkale Savaşı Edebiyatı Sema UĞURCAN 441 - Bir Ailenin Çöküşünde Tarihsel İzdüşüm Ayşe TOMAT 455 - Jean Giraudoux’s Gallipoli: A Representation of Continents in War Arzu Etensel ILDEM 465 - Cephe Gerisinde Yaşanan Çanakkale Savaşı Sabanur YILMAZ 477 - Raphael Confiant’ın “Le Bataillon Créole” Adlı Tarihsel Romanında I. Dünya Savaşı ve Çanakkale Savaşı’nın Yansımaları Ece YASSITEPE 487 - Giraudoux’nun Siegfried, Anouilh’un Eşyasız Yolcu Adlı Oyunları ile Buket Uzuner’in Uzun Beyaz Bulut Gelibolu Adlı Romanında I. Dünya Savaşı Sırasında Yaşanan Travma ve Kimliğin Yeniden İnşası Fulya MARMARA 503 - Aşk ve Savaş: İki Ateş Arasında Jean Giraudoux Ahmet ÖZHAN 511 V - Çanakkale Savaşı’nın Türk Resim Sanatında Yansıması Dalila ÖZBAY 525 - Anzaklarla Aşırı Empati Yapan Bir Film: “Çanakkale Çocukları” Kerime YILDIZ 545 - İşgâlci Anzakların, Avustralya Yapımı Filmlerle Aklanışı: Gelibolu ve The Water Diviner Filmleri Kerime YILDIZ 549 - Çanakkale Şehitleri Abidesi’nin İnşa Sürecinde Milliyet Gazetesinin Düzenlediği Yardım Kampanyası Celil BOZKURT 559 - Tarihe Eşlik Eden İz: Kumkale Anma Şehitliği Projesi Mehmet Kerem ÖZEL 575 - Ortaokullarda Okutulan Türkiye Cumhuriyeti ve Atatürkçülük Adlı Ders Kitaplarında Çanakkale Savaşları Ümran ASLAN 593 - Çanakkale Savaşı Araştırmalarının Sosyal Ağ Analizi Yöntemiyle İncelenmesi Ramazan ACUN 611 VI VII VIII TAKDİM Yirminci Yüzyıl, 1914’teki Birinci Dünya savaşıyla başladı. Başlangıçta Osmanlılar bu savaşın dışındaydılar. Fakat sonra bu savaşın tam merkezinde yer aldılar. Konuyla ilgili araştırmalar arttıkça anlaşılıyor ki bu dünya savaşının en önemli odak noktası Osmanlılar idi. Çünkü XV. yüzyılın ortalarından itibaren doğuya ve batıya açılan, sonra da her tarafa yayılan Modern Batı Kapitalizminin merkez güçleri Asya, Afrika ve Amerika kıtaları başta olmak üzere neredeyse Osmanlı coğrafyası olan kadim medeniyet merkezleri dışındaki tüm devlet ve milletlerin bileğini bükmüş ve kontrol altına almışlardı. Ancak Osmanlılar benimsedikleri dünya görüşü ve medeniyet, değerler ve inşaa ettikleri ilmi, ahlaki, iktisadi, sosyal, siyasal, sistemleri sayesinde bu Batılı güçlere ve onların dünyaya ihraç ettikleri sisteme karşı direnmeyi başarmış tek coğrafyayı kontrolleri altında bulunduruyorlardı. XIX. yüzyıl çok uzun bir yüzyıl oldu. Özellikle dünya ticareti ve sanayileşme konusunda önemli gelişmeler ortaya çıktı. Modern Batı’nın merkez sanayi güçlerinin üretimleri için gerekli olan emek, sermaye ve doğal kaynaklar, özellikle de enerji kaynakları benimsedikleri modern kapitalist anlayış ve inşa ettikleri küresel sistemlerinin çıkarları önünde Osmanlı Devleti gibi büyük ve halledilmesi gereken önemli bir güç vardı. Modern Batı Kapitalizminin önünde beş yüz yıl direnen ve daha açık ifade etmek gerekirse onların çıkarları, ekonomileri ve sistemleri için XX. yüzyıla girerken en büyük engeli Osmanlılar oluşturuyordu. İşte bu nedenle özellikle de son yıllarda yapılan araştırmalar gösteriyor ki Birinci Dünya Savaşı’nın en önemli meselesi Osmanlı Devleti meselesiydi. Osmanlılar bu cesamet, kuvvet ve kudretleri ile devam edecek olursa Modern Batılı Kapitalist güçlerin hedefledikleri ticari, ekonomik ve siyasal sistemin en önemli ham maddesi olan petrolün yoğun ve bol olduğu Yakın Doğu ve Ortadoğu’da, hatta dünyanın diğer yerlerinde onların tasavvuruna göre kontrolü ve yönetiminin gerçekleşmesi mümkün olamazdı. Bu gerçekliklerden yola çıkarak denilebilir ki Birinci Dünya Savaşı’nın en önemli hesaplaşma noktası ve cephesi Osmanlıların başkentinin giriş kapısını oluşturan Çanakkale/Gelibolu cephesi olmuştur. Modern Batının en kudretli sanayi güçleri Osmanlıların denizden giriş kapısı olan Çanakkale Boğazı ve Gelibolu Yarımadası’na tüm teknolojileri, silahları, topları ve gemileri yanında başta Avustralya ve Yeni Zelanda olmak üzere dünyanın dört bir yanından IX topladıkları askerlerle dayanmıştı. Boğazı geçerek Türklerin ve Müslümanların payitahtı İstanbul’u ele geçirmek için tarihin en büyük saldırılarından birini gerçekleştirmişlerdir. Ancak Çanakkale’de 1915 yılında tarihin en büyük yenilgisini yaşadılar. Osmanlılar, kuruluşlarından elli yıl kadar gibi kısa bir sürede XIV. yüzyılın ortalarında (1354) Süleyman Paşa ile Gelibolu’yu ele geçirerek İstanbul’un fethinden yüz yıl önce boğazın girişini ve Bizans İmparatorluğu’nun çevresini kontrolleri altına almışlardı. 1453’te İstanbul’u fethederek Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarına yayılan bir dünya devleti kurmuşlar ve 25 milyon km2’den daha geniş bir coğrafyayı kapsayan geniş bir coğrafyada farklı dil, din ve kültüre bağlı toplulukları yüzlerce yıl bir arada barış ve huzur içinde, kimseye muhtaç etmeden yaşatmışlardı. İstanbul’un fethiyle Avrupa büyük bir şok yaşadı ve Osmanlıların kontrolü dışındaki bölge ve denizlerden alternatif ticaret yolları, daha da önemlisi Osmanlıları arkadan kuşatma konusunda başta Kilise, Krallar ve Prensler dünyaya açılma konusunda büyük servetleri yeni dünyalar için seferber ettiler. Tarihte elbette Osmanlıların kurduğu devlet gibi büyük devletler, hatta imparatorluklar kurulmuştu. Ancak Osmanlıların özgünlüğü, modern kapitalist Avrupa’nın tüm dünyayı etkilediği ve kontrol altında bulundurduğu “modern” dönemde, bu kadar uzun ömürlü ve bu kadar geniş bir coğrafyada, bu kadar farklı dil, din ve kültüre mensup toplulukları bir arada huzur ve barış içinde ve modern zamanlarda Avrupa’nın ve Batı’nın yükseliş dönemlerinde yaşatmış olmalarıdır. Osmanlılar 1354’ten 1915 yılına gelene kadar, başta Gelibolu olmak üzere tüm Avrupa’da yönettikleri yerlerden geri çekilmeye başladıkları son dönemlere kadar, her eyalette, hatta her sancakta gayrimüslim nüfus çoğunluktaydı. Deyim yerindeyse beş yüzyıl gibi uzun bir dönemde Osmanlılar Avrupa’nın güneyi ve doğusunu kimsenin dinine, diline kültürüne baskı yapmadan, dokunmadan, değiştirmeden farklılıklara saygı temelinde, barış ve huzur içinde bir arada yaşattılar. Fakat modern dünyaya medeniyet getirdiklerini, insan hakları ve demokrasi konusunda öncülük ettiklerini iddia eden Avrupa ve Batılılar, gittikleri ve sömürgeleştirdikleri tüm coğrafyalardaki toplulukların başta dilleri olmak üzere her alanda hayatlarına ciddi müdahalelerde bulundular. Dahası, gittikleri yerlerde kendilerine direnenleri ortadan kaldırdılar, hayat hakkı bile tanımadılar. Dolayısıyla modern dünyada düşünen ve üreten beyinlerin Osmanlı tecrübesini keşfetmesi ve anlaması gerçekten çok önemlidir. Bu tecrübe anlaşılırsa, Osmanlı medeniyetinin farklılıklara saygı temelinde modern batının insan hak ve özgürlüklerinin çok ilerisinde bir uygulamanın en önemli laboratuvarı ve X tecrübesi olduğu ve bugün de bu tecrübeye tüm dünyanın ne kadar çok ihtiyacı olduğu fark edilecektir. Bu durum fark edildikçe Çanakkale 1915’in anlam ve önemi de bir o kadar daha