Mersin Halkevi'nin Kuruluşu Ve Tarihsel

Total Page:16

File Type:pdf, Size:1020Kb

Mersin Halkevi'nin Kuruluşu Ve Tarihsel Tarih Okulu Dergisi (TOD) Journal of History School (JOHS) Eylül 2016 September 2016 Yıl 9, Sayı XXVII, ss. 369-421. Year 9, Issue XXVII, pp. 369-421. DOI No: http://dx.doi.org/10.14225/Joh957 MERSİN HALKEVİ’NİN KURULUŞU VE TARİHSEL İŞLEVİ Birgül BOZKURT* İbrahim BOZKURT** Özet 19 Şubat 1932’de açılmaya başlayan halkevleri, Atatürkçü düşüncenin ilkeleriyle bütünleşen Cumhuriyet’in modernleşme ideolojisinin, sosyal ve kültürel yönünü geliştirmek işlevini üstlenmiştir. Önce 14 ilde, ardından Türkiye genelinde örgütlenerek çalışmalarına başlayan halkevleri, kuruldukları kentin tarihi ve kültüründe önemli bir yer edinmiştir. 1951 yılında kapatılmalarından sonra, aynı işlevi sürdürmeseler bile, hiç olmazsa sahip oldukları binalar ve kültürel miraslarıyla günümüze kadar etkilerini devam ettirmişlerdir. 24 Şubat 1933 tarihinde çalışmalarına başlayan Mersin Halkevi, Mersin tarihi ve kültürünün gelişiminde önemli etkileri olmuştur. Pek çok halkevi için dokuz şubenin oluşturulması zor iken Mersin Halkevi şubeleri, kentin zemininde var olan kültürel dinamikleri üzerine kurulmuş ve çalışmalar sürdürmüştür. Halkevlerinin Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ile organik bağları dışında Türk Dil Kurumu (TDK) gibi Cumhuriyet ideolojisinin temel değerleriyle bütünleşen kurumlarla da ilişkileri kuvvetlidir. Tüm halkevleri dil, edebiyat şubeleri aynı zamanda TDK’nın yereldeki temsilcisi işlevini üstlenmiştir. Mersin, Tarsus ve Adana Halkevleri bu işlevi yerine getirmek üzere dil, edebiyat şubesi dışında “Hars Komitesi” çalışmalarını da sürdürmüştür. Bu bağlamda araştırmanın amacını; Mersin Halkevi ve çalışmalarını, Mersin’in kent kültürünün ve kimliğinin oluşumundaki etkilerini irdelemek olarak betimleyebiliriz. Anahtar Kelimeler: Cumhuriyet Dönemi, Halkevleri, Mersin, Mersin Halkevi, İçel Dergisi. * Yrd.Doç.Dr., Mersin Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü. ** Yrd.Doç.Dr., Mersin Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü. Birgül Bozkurt – İbrahim Bozkurt The Foundation of the Mersin’s Public House and its Historical Function Abstract The public houses which started to be opened by February 19, 1932, played the role of developping the social and cultural aspect of the republic’s modernisation ideology which integrated with the principles of the Ataturk’s thoughts. Starting initially from 14 cities, then getting organised throughout Turkey, the public houses possessed a particular position in the history and the culture of the city in which they were founded. After they were closed in 1951, they did not function the same way, but at least, they continued their effect until today with their buildings and cultural heritage. The Mersin Public House, which opened its gates on February 24, 1933, had important impacts on the historical and culltural development of Mersin. While it was difficult to create nine branches for many public houses, the branches of Mersin Public House were founded on the cultural dynamics which were available on the city’s very basis. Then they functioned accordigly. Apart from its organic ties with the Republic People Party, (CHP), the Public Houses had also strong relationships with the institutions such as the Turkish Language Institution. These institutions were integrated with the basic values of the republic’s ideology. The language and literature branches of all of the public houses were also functioned as the local representatives of the Turkish Language Institution. In addition to operating as the branches of language and literature, the Mersin, Tarsus and Adana Public Houses worked as the ‘Culture Comitee’ ‘Hars Komitesi’. This study aims to put forward the impact of the activities of the Mersin Public House in the development of the Mersin’s city culture and identity. Keywords: Republican Period, Public Houses, Mersin, The Public House of Mersin, The revue of İçel. Giriş 19. Yüzyılın sonlarında bir liman kenti olarak hızla gelişen Mersin, 1924 yılında Cumhuriyet’in ilanından hemen sonra resmi olarak kent statüsüne kavuşmuştur. Dolayısıyla Mersin’in kent kimliği ve kültürünün gelişiminde Cumhuriyet’in ulusalcı ve modernleşmeci paradigmalarının izlerini aramak gerekir. Örneğin, Mersin’in merkezinde yer alan ve günümüzde Mersin Kültür Merkezi olarak çalışmalarını sürdüren bina, 1946 yılında Mersin Halkevi olarak açılmış ve kentin önemli imgelerinden biri olmuştur. 19 Şubat 1932 tarihinden itibaren açılmaya başlayan halkevleri, Emre Kongar’ın belirttiği üzere; Cumhuriyet’in “ideoloji taşıyıcı örgütü” işlevini [370] Mersin Halkevi’nin Kuruluşu ve Tarihsel İşlevi üstlenmiştir. Halkevleri faaliyette oldukları dönemde, hem ideoloji taşıma hem de açıldığı kentin kültürel kimliğiyle bütünleşerek çağdaş bir toplum yaratma çabalarını içerir.1 Mersin Halkevi’nin faaliyetlerinin ele alınacağı bu çalışmada; Kongar’ın yaklaşımıyla birlikte Ruşen Keleş’in kent kültürü değerlendirmelerinden yararlanılacaktır. Ruşen Keleş, kent kültüründen neyi anlamak gerekir sorusuna verdiği yanıtta kentte, tarihin ve doğanın bıraktığı izlerden söz eder. Her kent bu birikimler sonucu bir kimliğe sahip olur.2 Bu bağlamda Keleş, kent ve kültür ilişkisini şöyle ifade etmektedir: “Her kentin kimliğinde, o kentin süreklilik kazanmış olan ayırt edici özellikleri saklıdır. Kevin Lynch, Kent İmgesi (The Image of the City) adlı yapıtında, adları bulundukları kentlerin adıyla özdeşleşmiş imgelerden, öğelerden söz eder. Eiffel Kulesi Paris ile, San Marco Meydanı Venedik ile Topkapı Sarayı ve Sinan’ın camileri İstanbul’la, Empire State ve Manhattan’ın öteki gökdelenleri New York ile özdeşleşmiş simgelerdir. Gazimağusa’nın Namık Kemal Meydanı’nda her tarihsel çağdan arta kalan fiziksel, görsel ve moral öğelerin oluşturduğu zengin bir kültürel doku, çağımızın çok kültürlülük idealini haykırırcasına, yarısı kilise yarısı minare olan bir yapıtla taçlanmıştır. Tolstoy’un, Balzac’ın, Gogol’ün, Dostoyevski’nin Chopin ve Tchaikovsky’nin yazınsal ve sanatsal kimlikleri gibi, kentlerin de, mekânsal, fiziksel, toplumsal ve kültürel bir bütün oluşturan, kendine özgü kimlikleri vardır.”3 1933 yılında çalışmalarına başlayan Mersin Halkevi’nin tüm faaliyetlerini kente mal etmek amacıyla, 1946’da inşa edilen yeni binası Mersin için kültürünü temsil eden imgelerden biri haline gelmiştir. Mersin Halkevi günlerinin tanıklarından biri olarak Mersin tarihini kaleme alan Şinasi Develi4, Mersin Halkevini iki döneme ayırmak gerektiğini belirtir: Birinci dönem, 1933-1946, ikincisi; 1946-1951.5 Develi’nin ayrımı kuşkusuz Mersin 1 Emre Kongar, Devrim Tarihi ve Toplumbilimsel Açısından Atatürk, Remzi Kitabevi, İstanbul 1983, s. 282- 283. 2 Ruşen Keleş, “Kent ve Kültür Üzerine”, Mülkiye Dergisi, C. 29, S. 246, Ankara 2005, s. 14. 3 Keleş, agm., s. 14. 4 Avukat Şinasi Develi’ye Mersin Halkevi inşaatı sırasında Özel İdareden alınan demir ve çimentodan dolayı 1951 yılında açılan davayı takip etmek üzere CHP Genel Sekreterliğinden bir vekâletname verilmiştir. Bkz. BCA Fon No:490 100 Kutu No:1719 Dosya No:990 Sıra No:1 (12.I.1951). Demir ve çimento bedeli ile icardan mütevellit 14.419 Lira’nın tahsili hakkındaki dava Ekim 1951’de reddedilmek suretiyle CHP lehine karara bağlanmıştır. Bkz. BCA Fon No:490 100 Kutu No:1719 Dosya No:990 Sıra No:1 (11/10/1951) (Av.Şinasi Develi’den CHP İçel İl Başkanlığı’na gönderilen mahkeme sonucu). 5 H. Şinasi Develi, Eski Mersin’de Yaşam, Mersin 2007, s. 198. [371] Birgül Bozkurt – İbrahim Bozkurt Halkevinin yeni bir binasının yapılmasını ölçü almakta ve kentte bıraktığı etkiye vurgu yapmaktadır. Semihi Vural da, Mersin Halkevi binasının 60 yıllık öyküsünü ele alan “Mersin Halkevi: Mersin Kültür Merkezi” başlıklı çalışmasında, 1946’dan itibaren Halkevi binasının Mersin kentiyle bütünleşmesini ayrıntılı bir şekilde ele almıştır.6 Keleş’in kent ve kültür ilişkisinde değindiği bir başka unsur da kent ve kültür arasındaki karşılıklı ilişkidir. Buna göre; “bir kentin kimliğini oluşturan onun kültür varlığı; kültürüne katkıda bulunan da kentin kimliğidir”.7 Halkevleri sadece binalarıyla değil gerçekleştirdikleri çalışmalarla da bu kültürel etkileşime dâhil olmuşlardır. Halkevleriyle ilgili yapılan araştırmalarda başvurulan temel kaynaklar öncelikle Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi özellikle CHP katalogları olmaktadır. CHP ile bağları itibariyle parti tarafından halkevleriyle ilgili yayınlanan çeşitli kitap, rapor ve partinin kurultay ve programlarını da kaynaklar arasında belirtmek gerekir. Çalışmalarının topluma ulaştırılmasında yayın faaliyetlerini de önemli ölçüde içeren halkevlerinin kendi yayınları da önemli ve ilk başvurulan kaynaklar arasında yer almaktadır. Kuruldukları yerin yerel gazeteleri, yerel ve alaylı tarihçileri, anılarını kaleme alan halkevi tanıkları halkevi araştırmalarında başvurulan alanlardır. Ayrıca günümüzde halkevleri çalışmalarını farklı açılardan değerlendiren pek çok araştırma- inceleme eser mevcuttur. Yapılan tez çalışmalarının dışında kuruldukları kentin halkevi ve dergilerini konu edinen pek çok makale de söz konusudur. Halkevleri kuruldukları yerin kültürüne uygun bir zeminde çalışmışlar ve farklı özelliklere de sahip olmuşlardır. Örneğin; Mersin, Tarsus ve Adana Halkevlerinin diğer halkevlerinden farklı olarak Hars Komitesi çalışmalarını içermesi gibi. Veya pek çok halkevi temsil kolu özellikle kadın oyuncu sorunu yaşadığı için etkinliklerini sürdüremezken8 Mersin Halkevi kentte zaten var olan bir tiyatro okulu ile çalışmalarına başlamıştır ve kentteki yöneticiler, memurlar başta olmak üzere, genç yaşlı, kadın erkek pek çok oyuncusu bulunan temsil kolunun yaklaşık 50 kişilik bir kadrosu vardı.9 6 Semihi Vural, Mersin Halkevi
Recommended publications
  • Amisos / Amısos
    Yılmaz, L. 2020, “Mersin’de Somut Kültürel Miras Bilinci ve Koruma Üzerine Bir Değerlendirme”, Amisos, 5/8, 156-177. AMİSOS / AMISOS Cilt/Volume 5, Sayı/Issue 8 (Haziran/June 2020), ss./pp. 156-177 ISSN: 2587-2222 / e-ISSN: 2587-2230 Özgün Makale / Original Article Geliş Tarihi/Received: 21. 04. 2020 Kabul Tarihi/Accepted: 27. 06. 2020 Ğ AN EVALUATION ON TANGIBLE CULTURAL HERITAGE AWARENESS AND I I N Lale YILMAZ* Öz Türkiye, birçok ülkeden daha fazla sayıda kültürel çeşitliliğe sahip ören yerlerine ve sit alanlarına sahiptir. Somut kültürel mirası oluşturan sit alanları ve ören yerleri güncel yerleşmelerle bir arada varlığını sürdürmektedir. Son yıllarda tarihi eserlere ve alanlara yönelik ilgi ve merak, koruma konusunu da beraberinde getirmektedir. Tarihi eserleri, yapıları ve kalıntıların korunması amacıyla yasaların yürürlüğe girmesi, Türkiye’de Avrupa ülkelerinden daha geç dönemlerde gerçekleştirilmiştir. Ancak son yıllarda artan çalışmalarla birlikte tüm ülkede tarihi değer taşıyan mimari yapıların korunması, tanıtılması ve yeni işlevler kazandırılması söz konusudur. Mersin, kentsel ve kırsal alanda çok sayıda ören yeri ve sit alanının mevcut olduğu tarihi ve arkeolojik bakımdan önem taşıyan bir Doğu Akdeniz kentidir. Makalede Mersin kentinde kültürel mirasa yaklaşım belirlenmeye çalışılmış ve koruma sorunları üzerinde durularak çözüm önerileri sunulmuştur. Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden keşifçi araştırma yoluyla gerçekleştirilmiş, gözlem ve görüşme yöntemleriyle veriler bir araya getirilmiştir. Mersin merkez ve kırsal yerleşmelerde
    [Show full text]
  • ÇUKUROVA BÖLGESİ KAYNAKÇASI (1928-1988) M. Türker ACAROĞLU
    ÇUKUROVA BÖLGESİ KAYNAKÇASI (1928-1988) M. Türker ACAROĞLU, Emekli Derleme Müdür Çukurova bölgesi, bilindiği üzere, Türkiye'nin Akdeniz bölgesinde Adana ovasının akdeniz'e doğrudan doğruya komşu olan güney - batı kesimini oluşturur. Kuzeyde Orta Toros'un (batıda Bulgar "Bolkar" dağı, onun doğusunda Aladağ) ilk tepeleri eteğinden başlar. Doğuda Misis tepelerine yaslanır. Güneyde Karataş burnu, ovanın denize doğru en çok ilerleyen noktasını oluşturur. Batıda Toroslar ile deniz arasında gitgide darlaşan bir düzlük biçiminde, Erdemli yakınlarına dek uzanır. Güney - doğu Misis tepeleriyle İskenderun körfezi içinde, Doğuya doğru uzanır. Çukurova'nın başlıca kentleri, ovanın kenarlarında kurul- muştur : Adana, Tarsus Mersin gibi. Tarihsel coğrafya ve kazıbilimi için önemli olan eski (Frenkçe) adıyla Kılikya ise, çok daha geniş bir bölgeyi kapsa- maktaydı. Adana ve İçel (Mersin) illerinden başka, şimdiki Konya ilinin güneyini (Ermenek ilçesini) ve Antalya ilinin doğusunu da kapsayan bir bölgeydi. Hatta, İskenderun Körfezi'nin doğusunda, şimdiki Hatay iline değin uzanırdı. De- nilebilir ki, ilk çağlarda, Küçük - Asya'nın güney - doğu bölgesine, Alanya burnundan ( Karakesium), Amanos dağları üzerinden Suriye'ye dek uzanan yerlere Kilikya adı verildi. İşte bütün bu geniş bölge üzerine, yüzyıllardan beri Türkçe ve yabancı dillerde kitap, broşür, makale, araştırma, harita vb. gibi yayınlar ve belgeler çıkmış, incelemeler yapılmış, yapılmakta, daha da yapılacaktır. Ancak, bunları der- leyip toplayarak bir dağarcık (repertuar) halinde yayımlamak düşüncesi, günümüzde daha yeni yeni oluşmaktadır. Gönül ister ki, her bölgenin, her ilin, hatta her ilçenin bir genel ya da özel kaynakçası (bibliyografyası) olsun! Ama, ne yazık ki, yok. Gerçi, Çukurova bölgesinin de genel bir kaynakçası yoksa da, bölgenin önemli bir yöresi olan İçel (Mersin) ilinin halk yazını, halkbilimi ve etnografyası üzerine özel ve bölümsel bir kaynakçası var.
    [Show full text]
  • Mersin'in Kuruluş Dönemine İlişkin Mevcut Tezlerin İrdelenmesi
    kebikeç / 47 • 2019 Mersin’in Kuruluş Dönemine İlişkin Mevcut Tezlerin İrdelenmesi Mehmet KAYADELEN* Mersin, Neolitik Dönem’den itibaren pek çok kavme yurt olmuş, pek çok yönetimin egemenliği altına girmiş, 19. yüzyıl öncesinde yüzyıllarla ifade edilen bir süre ıssızlığa bürünmüş bir coğrafyada ne zaman kurulduğu tam olarak bilinmeyen, 19. yüzyıl ortalarından itibaren hızla büyümüş bir kenttir. Mersin’in kuruluş dönemi tarihine ilgi duymaya başladıktan sonra ilk etapta edinilen bölük pörçük ve dağınık bilgilerdeki karmaşa, yetersizlikler ve çelişkiler, yeni yeni okumaları zorunlu kıldı. Gelinen aşamada yeni tezler de içeren bir kanaate ulaşılmış olmakla birlikte, halen cevabı bulunamayan sorular da kaldı. Mersin tarihine ilişkin mevcut görüşlerin konuyla ilgili okumalar ışığında irdelenmesi ve sonuçta oluşan kanaat, bu yazının konusunu oluşturmaktadır. İrdelemelerde, Mersin’in çekirdeğini oluşturan ilk huğların (kulübelerin) yapıldığı tarih ve mevki, adının nereden geldiği, ilk sakinlerinin kimler olduğu, ilk sakinlerinden olan Arap Alevîlerin ne zaman, nereden ve hangi amaçlarla geldikleri gibi sorulara verilmiş birden fazla cevaplar, hareket noktalarını oluşturdu. I. Mersin derken hangi coğrafi alan kastediliyor? Bugünlerde (2019 yılı başları) Mersin sözcüğü, “murt” için kullanılan karşılığı bir yana bırakılacak olursa, esas olarak iki ayrı coğrafi alanı akla getirmektedir. Birincisi, dördü merkez ilçe olmak üzere toplam on üç ilçesi olan Mersin (önce- ki adıyla İçel) ilinin kapsadığı alan; ikincisi de, bu ilin yalnızca merkez ilçelerinin * Maden mühendisi, [email protected] 383 kebikeç / 47 • 2019 (Akdeniz, Toroslar, Yenişehir ve Mezitli) kapsadığı alandır. Oysa Mersin tari- hinden söz edilirken genellikle bu coğrafi alanların tarihleri değil, Mersin adıyla kurulan yerleşim yerinin kuruluş ve ilk gelişme dönemlerinde kapsadığı alanın tarihi ele alınıyor. Bugünlerde büyük bölümü Akdeniz ilçesi, küçük bölümü Toroslar ilçesi sınırları içinde kalan bu alan, kabaca, Mersin Çayı, Yumuktepe, istasyon ve deniz arasında kalan alandır.
    [Show full text]
  • I. Uluslararası Mersin Sempozyumu 1. International Mersin Symposium
    I. Uluslararası Mersin Sempozyumu 1. International Mersin Symposium BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI THE BOOK OF ABSTRACTS EDİTÖR Prof. Dr. Durmuş Ali ARSLAN Editör Yardımcıları Gülten ARSLAN Halil ÇAKIR MERSİN I. Uluslararası Mersin Sempozyumu 1. International Mersin Symposium BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI THE BOOK OF ABSTRACTS Editör: Prof. Dr. D. Ali ARSLAN Editör Yardımcısı: Gülten ARSLAN Halil ÇAKIR Kapak Tasarımı: Prof. Dr. D. Ali ARSLAN Mizanpaj-Ofset Hazırlık: Prof. Dr. D. Ali ARSLAN © Mer Ak Yayınları 2018 – Mersin ISBN: 978-605-89406-4-2 Mer Ak Mersin Akademi Danışmanlık Yayınları Adres: Çiftlikköy Mahallesi, 34. Cadde, Nisa 1 Evleri, No: 35, 6/12, Yenişehir/MERSİN Tel: 0532 270 81 45 / 0553 666 06 06 Basım: Mersin Üniversitesi, Çiftlikköy Kampusu, Mersin. Not: Bölümlerin her türlü idari, akademik ve hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir. 1 ÖNSÖZ Çok Değerli Bilim İnsanları ve Kıymetli Araştırmacılar, Her yıl periyodik olarak düzenlenmesi planlanan Uluslararası Mersin Sempozyumu’nun ilki, 1-3 Kasım 2018 tarihleri arasında Mersin’de, Mersin Üniversitesi ve Mersin Akademi Danışmanlık iş birliği ile gerçekleştirildi. Sizleri, yılın en güzel döneminde, dünyanın en güzel şehirlerinden biri, Akdeniz’in kalbi Mersin’de ağırlamaktan onur ve mutluluk duyduk. Bu yıl “Her Yönüyle Mersin” teması ile bir araya geldiğimiz bilgi şölenimizde, Akdeniz’in incisi Mersinimizi, kırsalından kent merkezine, bütün yönleriyle akademik açıdan ele aldık. Tabi ki bu sizlerin etkin katılım ve destekleriyle mümkün oldu. Mersin ve yöresi ile ilgili, çevreden ekonomiye, sağlıktan nükleer enerjiye, tarımdan sanayiye ve ticarete, güzel sanatlardan tarih ve arkeolojiye, sosyolojik yapıdan spor ve sanata, doğa bilimlerinden mühendisliğe her türlü toplumsal, kültürel, ekonomik ve çevresel konuların bilimsel bir ortamda tartışılıp, kayıt altına alınması bu bilgi şöleninin temel amacıdır.
    [Show full text]
  • Chapter 8 Halkevi in the Countryside: Village Excursions
    Between Central State and Local Society Lamprou, A. Citation Lamprou, A. (2009, December 18). Between Central State and Local Society. Retrieved from https://hdl.handle.net/1887/14423 Version: Corrected Publisher’s Version Licence agreement concerning inclusion of doctoral thesis License: in the Institutional Repository of the University of Leiden Downloaded from: https://hdl.handle.net/1887/14423 Note: To cite this publication please use the final published version (if applicable). Chapter 8 Halkevi in the countryside: Village Excursions In one of his short stories Mahmut Makal641 recounts the story of a ‘Village Evening’ in a provincial Halkevi. Last year the chairman of the Village Section of the Halkevi came to the teacher: a decision was taken to organize ‘Villager’s Evenings’ once a week. In the beginning the Administrative Committee objected. They ridiculed this activity saying ‘The villagers are occupied in their own works [and they won’t] attend your meetings’. They found the idea funny. “What does a villager understands of meetings; a lesson on military issues might be ok…” they said. Nevertheless, out of curiosity, out of interest to this novelty, the Hall was very crowded on the meeting days. Because the town’s market was on Thurdays, most of the villagers were coming to town the previous day. So, the Wednesday evenings were quite suitable for the meetings. This was the reasoning behind the decision. In any case, this was a good start. After all, the Halkevi Hall was not to become dilapidated. Even if these meetings were nothing more than that, at least they were an opportunity for the villagers to see the inside of a structure they had been seeing for years from the outside.
    [Show full text]
  • Istasyondanfenere Web.Pdf
    İSTASYONDAN FENERE MERSİN MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE Önsöz viii ix Preface Sunuş x xi Prologue Mersin’e Dair 1 1 About Mersin Efemera ve Mersin Kartpostalları 2 3 Ephemera and Mersin Postcards Ali Murat Merzeci Ali Murat Merzeci indekiler Yumuktepe'den Başladı ... 6 7 Originated from Yumuktepe ... Contents Semihi Vural Semihi Vural Gezginlerin Gözüyle Mersin 12 13 Mersin from the Eyes of the Travelers Tülin Selvi Ünlü, Tolga Ünlü Tülin Selvi Ünlü, Tolga Ünlü Eski Mersin’de Yaşam 34 35 Episodes from old times of Mersin Şinasi Develi Şinasi Develi Ne Mutlu Mersin Kent Müzesi’ni Göreceklere 42 43 How Lucky The People Who Will Be Able To See Mersin City Museum!… Gündüz Artan Gündüz Artan Geçmişi Hatırlamak Geleceğe Umutla Bakmak 44 45 Remembering the Past, Looking to the Future Hopefully Tamer Gök Tamer Gök Kenti Gezmek 49 49 Strolling through the City Kentin Girişi: İstasyon ve Çevresi 53 53 Entry to the City: Railway Station and the Environs Ticaretin Omurgası: Uray Caddesi 73 74 Spine of Commerce: Uray Street Dışa Açılan Kapı: Gümrük Meydanı ve İskelesi 117 117 Gateway to the Outside: Custom House and Pier Pazaryeri: Yoğurt Pazarı 155 155 The Market Place: Yoghurt Bazaar Yeni Yaşam: Atatürk Evi ve Çevresi 171 171 New Life: Atatürk Museum and the Environs Buluşma Yeri: Millet Bahçesi ve Halkevi 207 207 Meeting Place: People's Garden and People's House Gelişen Kent: Kışla Caddesi ve Çamlıbel 235 235 Developing City: Kışla Street and Çamlıbel Sonuç 271 271 Conclusion Sonuç 272 273 Conclusion Notlar 276 277 Notes vi vii İSTASYONDAN FENERE MERSİN MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE Günümüzden 100 yıl önce, Mersin, bugün ulaşmak istediğimiz anlamda, gerçek bir 100 years ago, Mersin was a real modern city in the western way which we would batılı kent idi.
    [Show full text]
  • Bir İskeleden Liman Kentine Doğu Akdeniz'in Önemli Bir Limanı Olarak on Dokuzuncu Yüzyılın İkinci Yarısında Mersin
    Bir İskeleden Liman Kentine Doğu Akdeniz’in Önemli Bir Limanı Olarak On Dokuzuncu Yüzyılın İkinci Yarısında Mersin’de Mekansal Gelișim* Tülin SELVİ ÜNLÜ Șehir Plancısı, Mersin Üniversitesi Akdeniz Kent Araștırmaları Merkezi Özet kezini, Uray Caddesi ve onunla birlikte çalıșan iman kentleri, ondokuzuncu yüzyılda, Gümrük Meydanı ve Yoğurt Pazarı’nın oluș- değișen üretim biçim ve ilișkileri ile turduğu üçlü sacayağı belirlemiștir. Bu durum, yeni ticaret kültürünün hızla nüfuz ettiği Mersin’in geleneksel Osmanlı kentinden de, Doğu L Akdeniz liman kentlerinden de farklılașmasını, kentler olmuștur. Dönemin ulașım olanakları ve hammadde-pazar ilișkileri göz önünde bulundu- gelișiminin ilk evresinde bir ticaret ve liman kenti kimliği ile var olmasını sağlamıștır. rulduğunda, Mersin’in de içinde yer aldığı Doğu Akdeniz liman kentlerinin bu dönemdeki hızlı Çalıșmada, on dokuzuncu yüzyıl sonunda ger- gelișimi anlașılır hale gelmektedir. çekleșen Mersin’in bu kendine özgü gelișimi, kentin olușum koșulları ile ilișkisi çerçevesinde Bu dönemde, Doğu Akdeniz havzasındaki tartıșılmakta, kentin gelișim süreci, tarihi, ekono- liman kentlerinin ortak özelliklerini Mersin’de mik ve toplumsal gelișmelerden soyutlanmadan de görmek olanaklıdır. Ne var ki, Mersin’i, değerlendirilmeye çalıșılmaktadır. içinde yer aldığı Doğu Akdeniz’deki diğer liman kentlerinden ayıran önemli farklılıklar vardır. Anahtar sözcükler: Mersin, On Dokuzuncu Bu farklılıkların temelinde, kentin ortaya çıkıș Yüzyıl, Kentsel Gelișim, Doğu Akdeniz Liman süreci etkili olmuștur. Bu süreç ile Mersin, daha Kenti. önce var olan bir kentsel dokuya eklemlenen yeni kullanımların söz konusu olmadığı, tamamen Giriș yeni kentsel kullanımlarla gelișen bir kent olarak Bu yazının konusu olan Mersin, içinde yer aldığı ortaya çıkmıștır. coğrafyayla birlikte, antik dönemde pek çok Bu nedenle, Mersin, ikili bir yapı yerine, limanın yerleșimi barındırmıș olsa da, modern dönemde uzantısında, ticari ve yönetsel olarak birbirini ancak on dokuzuncu yüzyıla kadar uzanan bir destekleyen ișlevlerin bir arada bulunduğu bir geçmișe sahiptir.
    [Show full text]
  • Regione Mar Mediterraneo
    MERSIN Una Città del Mediterraneo Lunghissime spiagge ad est del Mediterraneo, baie mistiche e i Monti Tauri che si affacciano alle spalle di Mersin. Nell’opera “Mediterraneo”, curata e redatta dallo storico Fernand Braudel, è scritto: “Cos’è questo Mediterraneo? L’insieme di tantissime cose. Non un paesaggio, ma infiniti paesaggi. Non un mare, ma tanti mari che si susseguono. Non una civiltà, ma tante civiltà, accumulate una sull’altra.” In questa città piena di sole, con le migliori coltivazioni di arance e limoni della Turchia e con i ricchi vigneti delle montagne, i pastori nomadi turchi, “Yoruk”, migrano con le loro pecore e capre dalle valli alla cima dei Tauri, così come si fa da circa quattromila anni. I turisti sdraiati sotto il caldo sole, alzando il capo, ammirano le cime delle montagne coperte di neve. A metà del percorso si trovano orti di frutta e verdura, oltre al verde delle pinete e dei prati. Un paesaggio che va dall’azzurro del mare al bianco delle montagne. Mersin è una delle città più vivaci della Turchia. Il tranquillo ritmo quotidiano del Mar Mediterraneo viene accelerato con il ritmo della città. Il mercato è sempre affollato e vivace durante tutto il giorno. Mersin è una città che si è sviluppata rapidamente, unendo in sé l’industria, il commercio, l’agricoltura e il turismo. È anche una città marittima: i vari prodotti dell’agricoltura e dell’industria della pianura Cilicia vengono esportati dal Porto di Mersin dove avviene anche l’importazione dei prodotti necessari all’industria e all’agricoltura. Il Mediterraneo si sviluppa nella storia per il suo traffico marittimo Il Mediterraneo era adatto a svilupparsi come mare per il commercio e il traffico.
    [Show full text]
  • Copy of Universal Journal of Mathematics and Applications
    ISSN 2667-4432 http://dergipark.org.tr/juhis Journal of Universal History Studies Volume II Issue 1 June 2019 VOLUME II ISSUE I June 2019 ISSN 2667-4432 http://dergipark.org.tr/juhis JOURNAL OF UNIVERSAL HISTORY STUDIES JUHIS indexed by Google Scholar, Cite Factor, DRJI, Academic Resource Index, SIS, Journal Factor, Cosmos, ESJI, Rootindexing, I2OR, General Impact Factor, ROAD, Kaynak¸ca.info. JUHIS is an international, peer-reviewed journal and published every six months and two issues per year (June and December) e-mail: [email protected] D¨uzce- 2019 Editor in Chief Dr. Sabit DOKUYAN/Düzce University Advisory Board Dr. Bünyamin KOCAOĞLU/ Ondokuz Mayıs University Dr. Dilara USLU/ Bilecik Şeyh Edebali University Dr. Enis ŞAHİN/ Sakarya University Dr. Jamshid ROOSTA/ Shahid Bahonar University of Kerman Dr. Mustafa KESKİN/ Erciyes University (Emeritus) Dr. Remzi KILIÇ/ Erciyes University Editorial Board Dr. Anar RAHİMOV/ Khazar University Dr. Emzar MAKARADZE/ Batumi Shota Rustaveli State University Dr. Erhan YOSKA/ Erciyes University Dr. Ersin MÜEZZİNOĞLU/ Karabük University Dr. Haluk SELVİ/ Sakarya University Dr. Haşim ERDOĞAN/ Hacı Bektaş Veli University Dr. Hava SELÇUK/ Erciyes University Dr. Hussein KASASBEH/ Mutah University Dr. Ihor HURAK/ Vasyl Stefanyk Precarpathian National University i Dr. Jie LYU/ Renmin University Dr. Kaya Tuncer ÇAĞLAYAN/ Ondokuz Mayıs University Dr. Mansour AMİNİ/ UCSI University Dr. Mehmet OKUR/ Karadeniz Technical University Dr. Mehmet ŞEKER/ Düzce University Dr. Mikail ACIPINAR/ İzmir Katip Çelebi University Dr. Mohammad Saleh BANI ISSA/ Middle East University Dr. Mohammed Ibrahim ABU EL-HAIJA/ Middle East University Dr. Mohsen MORSALPOUR/ Sistan and Baluchistan University Dr. Murat KARATAŞ/ Abdullah Gül University Dr.
    [Show full text]
  • Tarihi,Kentsel, Doğal Ve Arkeolojik Sit Alanları
    TARİHİ,KENTSEL, DOĞAL VE ARKEOLOJİK SİT ALANLARI 1. MERKEZ A. AKDENİZ İLÇESİ NO ADI MEVKİ,KÖY,MAH KARAR TARİH SAYISI 1 Mersin Kentsel Sit Alanı 2 Kazanlı Höyüğü I.Derece Arkeolojik Kazanlı Beldesi ADANA_KK03/04/1996 2412 Sit Alanı 3 Tırmıl Höyük (Arkeolojik Sit Alanı) TKTVKYK04/09/1985 1394 4 Eski Askeri Kışla Alanı (Tarihi ve 2. ADANA_KK 26/10/1995 2276 Hamidiye Mah. Doğal Sit Alanı) ADANA_KK 20/09/1995 2209 5 Deniz Kaplumbağaları Üreme Adanalıoğlu Belediyesi ADANA_KK 01/10/1999 3521 Alanları (1.Derece Doğal Sit Alanı) sınrları içinde 6 Deniz Kaplumbağaları Üreme Kazanlı Belediyesi sınrları ADANA_KK 01/10/1999 3522 Alanları (1.Derece Doğal Sit Alanı) içinde 7 Hebilli Kalesi (Arkeolojik Sit) Hebilli Köyü 8 Hebilli Kilisesi (Arkeolojik Sit) Hebilli Köyü 9 Karaduvar Höyük Karaduvar Mahallesi 10 Karaduvar Su Kemerleri Karaduvar Mahallesi 11 Güdübeş Kalesi B. MEZİTLİ İLÇESİ NO ADI MEVKİ,KÖY,MAH KARAR TARİH SAYISI 1 ADANA_KBK 29/042005 565 ANTALYA_KK 02/08/1989 440 Pompeipolis Antik Kenti (I. ve III TKTVKYK 15/11/1985 1560 Mezitli (Viranşehir) Derece Arkeolojik Sit Alanı) GEEAYK 10/07/1982 3757 GEEAYK 20/11/1979 2001 GEEAYK 14/10/1978 1358 2 Höyük Mezitli ADANA_KBK29/04/2005 565 TKTVKYK 15/11/1985 1560 GEEAYK 10/07/1982 3757 3 Nekropol Alanı 1.derece Arkeolojik Kuyuluk beldesi ADANA_KBK 21/10/2004 174 sit Alanı 4 ADANA_KBK 29/04/2005 565 TKTVKYK 15/11/1985 1560 Antik Liman (I. Derece Arkeolojik Mezitli GEEAYK 10/07/1982 3757 Sİt) GEEAYK 20/11/1979 2001 GEEAYK 14/10/1978 1358 5 Tepeköy Kalesi (1.Derece Arkeolojik ADANA_KK 26/04/2002 4692 Tepeköy Beldesi Sit Alanı) ADANA_KK 22/03/2002 4663 6 Kaleburnu Kalesi I.Derece Arkeolojik Kaleburnu Köyü, Belen ADANA_KK 10/05/1996 2490 Sit Alanı Mevkii 7 Soli-Pompeipolis Nekropol alanı 1.ve 3.derece Örenyerinde sit alanı ADANA_KK 20/05/2004 5650 Arkeolojik sit Alanı dışında 8 Mezitli (1.derece arkeolojik sit alanından 3.
    [Show full text]
  • Geçmişten Geleceğe Belgeler...Bilgiler 1968 / 2008 Cilt 4
    1081 Geçmişten Geleceğe belgeler...bilgiler 1968 / 2008 Cilt 4 1082 1083 Sesimi Duy On beş bölümden oluşan bu yapımda; parçalanmış kadın kimliği, kadının nasıl yaşadığı ve varolma savaşı, Türkiye’nin her bölgesinde yaşayan ve Avrupa’ya (Fransa, İsviçre, Almanya) göç etmiş kadınların öyküleri anlatılmaktadır. Bölgesel, ekonomik, kültürel, geleneksel ve coğrafi farklılıklar kadınların hayatını, yaşam biçimlerini, dünyayı algılayışlarını etkilemektedir. Programda; kadınların, şiddet, geleneksel yaklaşımlar, toplumsal baskılar ve erkek egemen sistem içinde var olma ve direnme biçimleri işlenmektedir. 1. Bölüm: “Tanrıçalıktan Köleliğe” Anadolu’nun birçok bölgesinde heykelcikleri bulunan tanrıça Kibele’den bahsedilmekte ve Kibele’nin 25.000 yıl önce yeryüzünü eşitlik ilkesiyle ve adaletle yönettiği, kadınların kraliçe olduğu, kralla birlikte ülke yönettikleri ve her alanda birlikte çalıştıkları konu edilmekte, mitolojide Kibele’nin egemenliğinden Zeus’un egemenliğine kadar geçen dönem anlatılmaktadır. 2. Bölüm: Karadeniz Bölgesi ve Kars’taki kadınların günlük yaşamının anlatıldığı bu bölümde, Yapımcı Nuran Seyhan BAYER kadınların erken evlenmesi, iyi eğitim görememeleri, çok çocuklu bir yaşam sürmeleri ve aile içi şiddete Yönetmen Nuran Seyhan BAYER maruz kalmaları konu edilmekte, yöre halkıyla yapılan görüşmelere yer verilmektedir. Yapım Yardımcısı Tuvana BERKAY 3. Bölüm: Karadeniz kadınlarının zor şartlarda çalışmaları, ormandan odun taşımaları, hayvanlarla Ümit HARATA ilgilenmeleri, ev işleri ile uğraşırken erkeklerin kahvehanelerde oturmaları,
    [Show full text]
  • Türk Halkı Darbeye Karşı Tek Yürek 15 Temmuz Ve Sonrası…
    DENİZ TİCARETİ Temmuz 2016 | Yıl 25 | Sayı 290 Türk Halkı Darbeye Karşı Tek Yürek 15 Temmuz ve sonrası… Türk Halkı Darbeye Karşı Tek Yürek 15 Temmuz ’da yaşanan kalkışma ve sonrasında ortaya çıkan Türkiye Fotoğrafı çok iyi incelenmelidir. MDTO’nın Aylık Yayın Organı Özellikle, toplumun her kesiminin darbeye karşı duruşu hafızalardan silinmeyecektir. Temmuz 2016 Yıl: 25 Sayı: 290 Darbeye karşı yurdum insanı yollarda, siyasiler bombalanan TBMM’de omuz omuza vererek, MDTO Basın Meslek İlkelerine Uyar. darbecilere “ DUR!” dedi. İÇİNDEKİLER Sonrasındaki gelişmeler de çok önemliydi. 5-6 Kutuplaşmanın zirve yaptığı bir dönemde , liderlerin bir araya gelerek ortak akıl üretmesi ile dosta düşmana Türkiye gerçeği gösterildi... 15 Temmuz 2016 Türkiye’de Bu tablo yıllardır Türkiye’nin özlediği bir tabloydu... “En kötü demokrasi en iyi darbeden iyidir” derler... Darbe Girişimi Doğru söze ne nedir? Yeter ki demokrasi sözde değil özde olsun! 8-9 Türkiye’nin 15 Temmuz akşamı yaşadığı olayları tarihçiler nasıl değerlendirecek bilemiyorum. Hani Ergenekon, Balyoz diyerek yüzlerce paşanın ve sivilin cezaevlerine doldurulmasını Mersin İş Dünyasından hatırlıyor insan. Sonrasında da “pardon(!) “ denilerek , salıverilmelerini. Darbe Girişimine Ortak Tepki Ne Feto’ymuş be! Adamın Türkiye’ye yaptığını , Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda yedi düvel bir araya gelmiş 11-15 yapamamıştı... MDTO’dan Haberler Çünkü, o zaman Başkomutan Mustafa Kemal’di... Yedi düvele meydan okuyan Türk Silahlı Kuvvetlerinin son yıllarda ne hale geldiğini, pardon 17-24 getirildiğini üzülerek izledik. Gelinen durum bütün çıplaklığıyla ortada. Kısa Kent Haberleri 20 yaşındaki Mehmetçikleri bile kötü emellerine alet edenleri tarih affetmeyecektir. Tabi Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu duruma gelmesinde katkısı olanları da! 26-31 Son olaylar gösteriyor ki Türkiye uzun ince bir yola girdi.
    [Show full text]