Mersin Halkevi'nin Kuruluşu Ve Tarihsel

Mersin Halkevi'nin Kuruluşu Ve Tarihsel

Tarih Okulu Dergisi (TOD) Journal of History School (JOHS) Eylül 2016 September 2016 Yıl 9, Sayı XXVII, ss. 369-421. Year 9, Issue XXVII, pp. 369-421. DOI No: http://dx.doi.org/10.14225/Joh957 MERSİN HALKEVİ’NİN KURULUŞU VE TARİHSEL İŞLEVİ Birgül BOZKURT* İbrahim BOZKURT** Özet 19 Şubat 1932’de açılmaya başlayan halkevleri, Atatürkçü düşüncenin ilkeleriyle bütünleşen Cumhuriyet’in modernleşme ideolojisinin, sosyal ve kültürel yönünü geliştirmek işlevini üstlenmiştir. Önce 14 ilde, ardından Türkiye genelinde örgütlenerek çalışmalarına başlayan halkevleri, kuruldukları kentin tarihi ve kültüründe önemli bir yer edinmiştir. 1951 yılında kapatılmalarından sonra, aynı işlevi sürdürmeseler bile, hiç olmazsa sahip oldukları binalar ve kültürel miraslarıyla günümüze kadar etkilerini devam ettirmişlerdir. 24 Şubat 1933 tarihinde çalışmalarına başlayan Mersin Halkevi, Mersin tarihi ve kültürünün gelişiminde önemli etkileri olmuştur. Pek çok halkevi için dokuz şubenin oluşturulması zor iken Mersin Halkevi şubeleri, kentin zemininde var olan kültürel dinamikleri üzerine kurulmuş ve çalışmalar sürdürmüştür. Halkevlerinin Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ile organik bağları dışında Türk Dil Kurumu (TDK) gibi Cumhuriyet ideolojisinin temel değerleriyle bütünleşen kurumlarla da ilişkileri kuvvetlidir. Tüm halkevleri dil, edebiyat şubeleri aynı zamanda TDK’nın yereldeki temsilcisi işlevini üstlenmiştir. Mersin, Tarsus ve Adana Halkevleri bu işlevi yerine getirmek üzere dil, edebiyat şubesi dışında “Hars Komitesi” çalışmalarını da sürdürmüştür. Bu bağlamda araştırmanın amacını; Mersin Halkevi ve çalışmalarını, Mersin’in kent kültürünün ve kimliğinin oluşumundaki etkilerini irdelemek olarak betimleyebiliriz. Anahtar Kelimeler: Cumhuriyet Dönemi, Halkevleri, Mersin, Mersin Halkevi, İçel Dergisi. * Yrd.Doç.Dr., Mersin Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü. ** Yrd.Doç.Dr., Mersin Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü. Birgül Bozkurt – İbrahim Bozkurt The Foundation of the Mersin’s Public House and its Historical Function Abstract The public houses which started to be opened by February 19, 1932, played the role of developping the social and cultural aspect of the republic’s modernisation ideology which integrated with the principles of the Ataturk’s thoughts. Starting initially from 14 cities, then getting organised throughout Turkey, the public houses possessed a particular position in the history and the culture of the city in which they were founded. After they were closed in 1951, they did not function the same way, but at least, they continued their effect until today with their buildings and cultural heritage. The Mersin Public House, which opened its gates on February 24, 1933, had important impacts on the historical and culltural development of Mersin. While it was difficult to create nine branches for many public houses, the branches of Mersin Public House were founded on the cultural dynamics which were available on the city’s very basis. Then they functioned accordigly. Apart from its organic ties with the Republic People Party, (CHP), the Public Houses had also strong relationships with the institutions such as the Turkish Language Institution. These institutions were integrated with the basic values of the republic’s ideology. The language and literature branches of all of the public houses were also functioned as the local representatives of the Turkish Language Institution. In addition to operating as the branches of language and literature, the Mersin, Tarsus and Adana Public Houses worked as the ‘Culture Comitee’ ‘Hars Komitesi’. This study aims to put forward the impact of the activities of the Mersin Public House in the development of the Mersin’s city culture and identity. Keywords: Republican Period, Public Houses, Mersin, The Public House of Mersin, The revue of İçel. Giriş 19. Yüzyılın sonlarında bir liman kenti olarak hızla gelişen Mersin, 1924 yılında Cumhuriyet’in ilanından hemen sonra resmi olarak kent statüsüne kavuşmuştur. Dolayısıyla Mersin’in kent kimliği ve kültürünün gelişiminde Cumhuriyet’in ulusalcı ve modernleşmeci paradigmalarının izlerini aramak gerekir. Örneğin, Mersin’in merkezinde yer alan ve günümüzde Mersin Kültür Merkezi olarak çalışmalarını sürdüren bina, 1946 yılında Mersin Halkevi olarak açılmış ve kentin önemli imgelerinden biri olmuştur. 19 Şubat 1932 tarihinden itibaren açılmaya başlayan halkevleri, Emre Kongar’ın belirttiği üzere; Cumhuriyet’in “ideoloji taşıyıcı örgütü” işlevini [370] Mersin Halkevi’nin Kuruluşu ve Tarihsel İşlevi üstlenmiştir. Halkevleri faaliyette oldukları dönemde, hem ideoloji taşıma hem de açıldığı kentin kültürel kimliğiyle bütünleşerek çağdaş bir toplum yaratma çabalarını içerir.1 Mersin Halkevi’nin faaliyetlerinin ele alınacağı bu çalışmada; Kongar’ın yaklaşımıyla birlikte Ruşen Keleş’in kent kültürü değerlendirmelerinden yararlanılacaktır. Ruşen Keleş, kent kültüründen neyi anlamak gerekir sorusuna verdiği yanıtta kentte, tarihin ve doğanın bıraktığı izlerden söz eder. Her kent bu birikimler sonucu bir kimliğe sahip olur.2 Bu bağlamda Keleş, kent ve kültür ilişkisini şöyle ifade etmektedir: “Her kentin kimliğinde, o kentin süreklilik kazanmış olan ayırt edici özellikleri saklıdır. Kevin Lynch, Kent İmgesi (The Image of the City) adlı yapıtında, adları bulundukları kentlerin adıyla özdeşleşmiş imgelerden, öğelerden söz eder. Eiffel Kulesi Paris ile, San Marco Meydanı Venedik ile Topkapı Sarayı ve Sinan’ın camileri İstanbul’la, Empire State ve Manhattan’ın öteki gökdelenleri New York ile özdeşleşmiş simgelerdir. Gazimağusa’nın Namık Kemal Meydanı’nda her tarihsel çağdan arta kalan fiziksel, görsel ve moral öğelerin oluşturduğu zengin bir kültürel doku, çağımızın çok kültürlülük idealini haykırırcasına, yarısı kilise yarısı minare olan bir yapıtla taçlanmıştır. Tolstoy’un, Balzac’ın, Gogol’ün, Dostoyevski’nin Chopin ve Tchaikovsky’nin yazınsal ve sanatsal kimlikleri gibi, kentlerin de, mekânsal, fiziksel, toplumsal ve kültürel bir bütün oluşturan, kendine özgü kimlikleri vardır.”3 1933 yılında çalışmalarına başlayan Mersin Halkevi’nin tüm faaliyetlerini kente mal etmek amacıyla, 1946’da inşa edilen yeni binası Mersin için kültürünü temsil eden imgelerden biri haline gelmiştir. Mersin Halkevi günlerinin tanıklarından biri olarak Mersin tarihini kaleme alan Şinasi Develi4, Mersin Halkevini iki döneme ayırmak gerektiğini belirtir: Birinci dönem, 1933-1946, ikincisi; 1946-1951.5 Develi’nin ayrımı kuşkusuz Mersin 1 Emre Kongar, Devrim Tarihi ve Toplumbilimsel Açısından Atatürk, Remzi Kitabevi, İstanbul 1983, s. 282- 283. 2 Ruşen Keleş, “Kent ve Kültür Üzerine”, Mülkiye Dergisi, C. 29, S. 246, Ankara 2005, s. 14. 3 Keleş, agm., s. 14. 4 Avukat Şinasi Develi’ye Mersin Halkevi inşaatı sırasında Özel İdareden alınan demir ve çimentodan dolayı 1951 yılında açılan davayı takip etmek üzere CHP Genel Sekreterliğinden bir vekâletname verilmiştir. Bkz. BCA Fon No:490 100 Kutu No:1719 Dosya No:990 Sıra No:1 (12.I.1951). Demir ve çimento bedeli ile icardan mütevellit 14.419 Lira’nın tahsili hakkındaki dava Ekim 1951’de reddedilmek suretiyle CHP lehine karara bağlanmıştır. Bkz. BCA Fon No:490 100 Kutu No:1719 Dosya No:990 Sıra No:1 (11/10/1951) (Av.Şinasi Develi’den CHP İçel İl Başkanlığı’na gönderilen mahkeme sonucu). 5 H. Şinasi Develi, Eski Mersin’de Yaşam, Mersin 2007, s. 198. [371] Birgül Bozkurt – İbrahim Bozkurt Halkevinin yeni bir binasının yapılmasını ölçü almakta ve kentte bıraktığı etkiye vurgu yapmaktadır. Semihi Vural da, Mersin Halkevi binasının 60 yıllık öyküsünü ele alan “Mersin Halkevi: Mersin Kültür Merkezi” başlıklı çalışmasında, 1946’dan itibaren Halkevi binasının Mersin kentiyle bütünleşmesini ayrıntılı bir şekilde ele almıştır.6 Keleş’in kent ve kültür ilişkisinde değindiği bir başka unsur da kent ve kültür arasındaki karşılıklı ilişkidir. Buna göre; “bir kentin kimliğini oluşturan onun kültür varlığı; kültürüne katkıda bulunan da kentin kimliğidir”.7 Halkevleri sadece binalarıyla değil gerçekleştirdikleri çalışmalarla da bu kültürel etkileşime dâhil olmuşlardır. Halkevleriyle ilgili yapılan araştırmalarda başvurulan temel kaynaklar öncelikle Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi özellikle CHP katalogları olmaktadır. CHP ile bağları itibariyle parti tarafından halkevleriyle ilgili yayınlanan çeşitli kitap, rapor ve partinin kurultay ve programlarını da kaynaklar arasında belirtmek gerekir. Çalışmalarının topluma ulaştırılmasında yayın faaliyetlerini de önemli ölçüde içeren halkevlerinin kendi yayınları da önemli ve ilk başvurulan kaynaklar arasında yer almaktadır. Kuruldukları yerin yerel gazeteleri, yerel ve alaylı tarihçileri, anılarını kaleme alan halkevi tanıkları halkevi araştırmalarında başvurulan alanlardır. Ayrıca günümüzde halkevleri çalışmalarını farklı açılardan değerlendiren pek çok araştırma- inceleme eser mevcuttur. Yapılan tez çalışmalarının dışında kuruldukları kentin halkevi ve dergilerini konu edinen pek çok makale de söz konusudur. Halkevleri kuruldukları yerin kültürüne uygun bir zeminde çalışmışlar ve farklı özelliklere de sahip olmuşlardır. Örneğin; Mersin, Tarsus ve Adana Halkevlerinin diğer halkevlerinden farklı olarak Hars Komitesi çalışmalarını içermesi gibi. Veya pek çok halkevi temsil kolu özellikle kadın oyuncu sorunu yaşadığı için etkinliklerini sürdüremezken8 Mersin Halkevi kentte zaten var olan bir tiyatro okulu ile çalışmalarına başlamıştır ve kentteki yöneticiler, memurlar başta olmak üzere, genç yaşlı, kadın erkek pek çok oyuncusu bulunan temsil kolunun yaklaşık 50 kişilik bir kadrosu vardı.9 6 Semihi Vural, Mersin Halkevi

View Full Text

Details

  • File Type
    pdf
  • Upload Time
    -
  • Content Languages
    English
  • Upload User
    Anonymous/Not logged-in
  • File Pages
    53 Page
  • File Size
    -

Download

Channel Download Status
Express Download Enable

Copyright

We respect the copyrights and intellectual property rights of all users. All uploaded documents are either original works of the uploader or authorized works of the rightful owners.

  • Not to be reproduced or distributed without explicit permission.
  • Not used for commercial purposes outside of approved use cases.
  • Not used to infringe on the rights of the original creators.
  • If you believe any content infringes your copyright, please contact us immediately.

Support

For help with questions, suggestions, or problems, please contact us