Yeni Türk Edebiyatinda Edebiyat Mahfilleri

Total Page:16

File Type:pdf, Size:1020Kb

Yeni Türk Edebiyatinda Edebiyat Mahfilleri T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI YENİ TÜRK EDEBİYATI BİLİM DALI DOKTORA TEZİ YENİ TÜRK EDEBİYATINDA EDEBİYAT MAHFİLLERİ Turgay ANAR 2502060067 Tez Danışmanı Prof. Dr. M. Fatih ANDI İstanbul 2011 1 2 ÖZ Bu çalışmada İstanbul’daki on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından günümüze kadar olan edebiyat mahfilleri tespit edilmiş ve incelenmiştir. Uzun bir süreyi çalışma alanı seçtiğimizden çalışmamızda sağlıklı sonuçlar elde edebilmek için geniş bir kaynak taraması yapılmış, bu amaçla da süreli yayınların birçoğu taranmış, anılar ve diğer kaynak materyaller de dikkatli bir şekilde incelenmiştir. Günümüze yakın bir zamanda kurulmuş olan mahfiller ile ilgili ilk elden bilgi almak amacıyla da o mahfilleri bilen, bu tür mahfillere devam etmiş kişilerle de görüşme ve röportajlar yapılmıştır. Çalışmamız birçok konu ile direkt veya dolaylı yönden ilişki içindedir. Bu yüzden birinci bölümünde kanon/edebiyat kanonu kavramı aydınlatılmış, bu kavramın edebiyat mahfilleri için önemi ortaya çıkarılmış, daha sonra da sırasıyla sanat/kâr hamiliği (patronaj), salon edebiyatı, encümen/encümen-i şuarâlar, mahfil/edebiyat mahfili kavramları incelenmiştir. Mahfil kavramı ile ilgili teorik düzeyde hemen hiçbir bilginin bulunmadığı alanda, çalışma alanımızı bütün belirsizliklerden arındırmak amacıyla da “mahfil” kavramının bir edebiyat terimi olarak tanımlanmasına ve sınırlarının belirlenmesine çalışılmıştır. Edebiyat mahfilinin oluşum şart ve nedenlerine dikkat edilerek mahfil/edebiyat mahfili kavramı net biçimde ortaya çıkarılmıştır. Çalışmamızın ikinci bölümünde ise Tanzimat’tan günümüze kadar ortaya çıkan edebiyat mahfilleri kronolojik bir şekilde dokuz alt başlık altında incelenmiştir. Üçüncü bölüm ise haklarında çok fazla ayrıntıya sahip olamadığımız diğer edebiyat ortamlarına ayrılmıştır. Sonuç bölümünde genel bir değerlendirme yapılmış, bibliyografya kısmında da yararlanılan kaynaklar belirtilmiştir. I ABSTRACT In this study, literary gathering-places from the second half of the nineteenth century till today were identified and analyzed. A broad literature was conducted because we chose a long period to be analyzed and we wanted reach well-grounded findings. With this aim in mind, a great number of journals, memories and other resources were reviewed. Some interviews were given to people who knew and had attended the gathering-places with the purpose of gathering first-hand information. Our study is directly or indirectly related to various subjects. After describing canon/literary canon and putting forward its importance for the literary gathering places, patronage, literature lounge, the council of poets (encümen-i şuara) and gathering-places/literary gathering places concepts were analyzed in the first chapter. We tried to define “gathering-places” as a literary term and determine its limitations in order to remove the field of study from any ambiguities because there is almost no theoretical information on the term gathering-places. The term gathering- places/literary gathering-places was described briefly with a great attention paid on how and why it formed. The literary gathering-places which have occurred since Tanzimat Reform Era were analyzed chronologically under nine subtitles in the second chapter. The third chapter was allocated to other literary place about which we don’t have adequate details. A general evaluation was made in the conclusion part and the resources utilized were listed in the bibliography. II ÖN SÖZ İstanbul, bir edebiyat mahfilinin kurulma şartlarının hemen hepsine fazlasıyla sahip bir şehirdir. Edebiyat faaliyetlerinin önemli merkezlerinden biri olan İstanbul’un on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından günümüze kadar olan zaman aralığında ortaya çıkan edebiyat mahfilleri Türk edebiyatı çalışma sahasında çok az incelenmiştir. M. Kayahan Özgül’ün “XIX. Asrın Özel Bir Edebiyat Mahfeli Olarak Encümen-i Şuara” adlı doktora tezi bu alandaki ilk ciddi eserdir. Bu eserin dışında bu alanda kayda değer bir çalışma maalesef yapılmamıştır. Bir edebiyat mahfilinin kurulma sebep ve yöntemlerini, kurulan mahfile kimlerin devam ettiğini, mahfilde edebiyatla ilgili hangi konu ve konuların konuşulduğunu aydınlatmak amacıyla böyle bir çalışma yaparak bu alandaki boşluğu bilimsel bir yaklaşımla doldurmayı amaçladık. Edebiyat mahfili kavramının efradını cami ağyarını mani bir tanımının yapılması için bazı bilimsel konular tartışma alanına çekilmiştir. Bu konulardan biri olan kanon, en basit tanımıyla bazı seçkin grup/kişi veya topluluğun geleceğe kalmasını istediği, “seçilmiş eserlerin listesi”, “milli ve geleceğe kalması istenen eserlerin listesi” şeklinde tanımlandığı için kanonun edebiyat mahfilleri ile bir irtibatının olduğu fark edilecektir. Bu amaçla da kanon kavramı tanımlanmış, kanonun nasıl oluştuğu ortaya çıkarılmış, kanon ve edebiyat arasındaki karşılıklı etkileşim tespit edilmiştir. Edebiyat mahfillerinde bir araya gelen şair, yazar, ilim ve devlet adamları ile çeşitli sosyal statü ve ilgi alanına sahip kişiler, mahfildeki sohbetler, tenkit ve eleştirileri ile eser üzerinde konuşarak bir eleştiri faaliyetini icra etmiştir. Buradaki toplantılar sayesinde en basit anlamda başkasıyla iletişime geçen sanatçı ve edebiyatçı, mahfillerdeki etkinliklerden çeşitli yönlerden etkilenmiştir. Edebiyat mahfillerindeki “hasbihal” şeklinde icra edilen eleştiri faaliyeti, edebiyat kanonlarını desteklemiş, karşı kanon hareketlerinin ortaya çıkmasına imkân III sağlayabilmiştir. Bir edebiyat mahfili, sadece günlük konularla ilgili sohbet yapmak için kurulmadığından, mahfil birlikteliklerinde bir seçme, ayıklama, düzenleme, iş ve işlemleri de doğal olarak ortaya çıkmıştır. Mahfiller, Osmanlı Devletinin yıkılışa geçtiği sırada özellikle bey, paşa gibi devlet görevlerinde bulunan kişilerin konak, köşkleri ile zenginlerin evlerinde ve şair, yazar, edebiyat meraklıların evleriyle kamuya açık olan mekânlarda kurulmuştur. Daha sonraki mahfil mekânları ise toplum yapısındaki köklü sosyal, siyasi, ekonomik vb. değişiklik ve dönüşümler sebebiyle çok çeşitli mekânlarda kurulmuştur. Cumhuriyetin ilk yıllarında Sultanahmet- Beyazıt çevresi edebiyatçıların çekim merkezi hâlini almış, bu merkez daha sonra Beyoğlu taraflarına kaymıştır. Cumhuriyet öncesinde kurulan mahfillerin ortaya çıkmasında geleneksel “sohbet kültürünün” de etkisi olmuştur. Bu sohbet kültürü günümüze gelene kadar toplanılan mekânlardaki çeşitlenme ve sohbetteki düzen bakımından değişikliklere uğramışsa da mahfiller her zaman var olmuştur. Bu bile, mahfil kavramının, edebiyat tarihi kavramıyla olan bağlantısını ortaya çıkarır. Çalışmamız birkaç yönden önemli kabul edilmelidir. İlk olarak “edebiyat mahfili”, “kanon”, “salon edebiyatı”, “encümen” gibi kavramlar ayrıntılı bir şekilde irdelenmiş, bu kavramların edebiyattaki önemleri ortaya çıkarılmıştır. İstanbul’da kurulan edebiyat mahfillerinin nasıl ve ne zaman oluştuğu aydınlatılmakla birlikte bu tür mahfillere kimlerin devam ettiği, mahfillerde edebiyat alanında nelerin konuşulduğu ve bunların edebiyata olan etkisi de çalışmamızda irdelenmiştir. Çalışmanın hazırlanmasında birkaç zorlukla da karşılaşılmıştır. Bunlardan ilki edebiyat mahfili kavramının tanımlanması ile ilgilidir. İncelediğimiz edebiyat terimleri sözlüklerin hemen hiçbirinde edebiyat mahfili kavramı bir başlık altında yer almamıştır. Türkçe sözlüklerde karşımıza çıkan “mahfil” kavramı da kavramın bütün nüanslarını veremeyecek şekilde çok genel bir/kaç cümleyle açıklanmıştır. Mahfil/edebiyat mahfili kavramı, “encümen”, “muhit”, “edebiyatçı mekânları”yla IV karıştırılmış, bu kavramlardan edebiyat mahfili kavramının ayrılması veya bunlarla edebiyat mahfili kavramının farklarının ortaya çıkarılmasına dikkat edilmiştir. Araştırmalarımız sırasında edebiyat mahfillerine devam etmiş bazı kişilerle yaptığımız görüşmelerde, aradan yıllar geçtiği için buradaki konuşmaların, sohbet konularının unutulduğuna şahit olduk. Bazı mahfil müdavimleri ise sadece birkaç cümle ile buradaki konulara değinmiştir. Bu yüzden öncelikle farklı süreli yayın koleksiyonları ile özellikle anı ve hatıra kitapları incelenmiştir. Konumuzu ilgilendiren bir problemi çözmek için çeşitli kaynaklardan da istifade edilmiştir. 1950’li yıllarda ortaya çıkan mahfillerin müdavimlerinden hayatta olanlarıyla da röportaj ve görüşmeler yapılarak ilk elden bilgi edinmek amaçlanmıştır. Bu tür mahfillere devam eden bazı müdavimler ise çeşitli sebeplerle görüşme ve röportaj tekliflerimizi kabul etmemiştir. Mahfillerin tam olarak ne zaman başladığına yönelik incelemelerimiz sırasında da bazı zorluklar ortaya çıkmıştır. Bazı mahfillerdeki toplantıların ne zaman başladığının net bir biçimde tespit edilememesi, mahfilleri kendi içinde kronolojik bir sıraya dizilmesini zorlaştırmıştır. Bu zorluk, mahfilleşmenin görüldüğü yerlerle ilgili çeşitli ipuçları takip edilerek çözülmeye çalışılmıştır. Bu tür mahfiller, mahfilin müdavimlerinin özelliklerine, mahfilde geçen bir konu ile ilgili detaylara bakılarak sıralamaya dâhil edilmiştir. Beni bu konuda çalışmaya sevk eden ve lisans öğrenimimden beri kendisinden pek çok şey öğrendiğim kıymetli hocam Prof. Dr. M. Fatih ANDI’ ya, gösterdikleri ilgi ve çalışmanın ortaya çıkmasındaki maddî ve manevî büyük emek ve yardımları için çok teşekkür ederim. Edebiyat mahfilleriyle ilgili sorularıma detaylı cevaplar veren Ahmet ÖZDEMİR, Emin IŞIK, Hilmi YAVUZ, Mustafa KÖZ, M. Serhan TAYŞİ, Eray CANBERK, Mehmet Niyazi ÖZDEMİR, Ahmet OKTAY, Nurullah CAN, Halil AÇIKGÖZ, M. Şevket EYGİ, Özcan ERGİYDİREN, İsmail ÖZDOĞAN, Sinan ÖZDOĞAN, Güven TURAN,
Recommended publications
  • Hanedân-I Saltanat Nizamnamesi Ve Uygulanmasi Cevdet Kirpik*
    HANEDÂN-I SALTANAT NIZAMNAMESI VE UYGULANMASI CEVDET KIRPIK* Giri~~ Osmanl~~ hanedan üyelerinin sosyal hayat~n~, ya~ay~~~m ve aile huku- kuyla ilgili baz~~ meselelerini düzenleyen ilk nizamname 16 Kas~m 1913 tari- hinde ç~kar~ld~. Nizamname, hanedan azas~n~~ ilgilendiren birçok meseleyi etrafl~ca ele almaktayd~. Düzenlemede yer alan hususlar~n önemli bir k~sm~~ teamül-ü kadimden olup baz~lar~~ ise kendi devrinde ortaya ç~kan bir tak~m sorunlar~n çözümüne yönelik yeni konulard~. Yüzy~llar boyu belirli geleneklerin ~~~~~nda ya~ay~p giden Osmanl~~ ha- nedarnyla ilgili bir nizamname ç~karmay~~ gerekli k~lan sebepler nelerdi? Nizamname kimler tarafindan, niçin haz~rland~, içeri~inde neler vard~~ ve en önemlisi de nas~l uyguland~? Hanedân-~~ Saltanat ~izâs~n~n~~ Hâl ve Mevkileri ile Vazâifini Tayin Eden Nizamnâme ad~yla haz~rlanan Nizamname, padi~ah~n 16 Kas~m 1913 tarih ve 243 say~l~~ iradesiyle yürürlü~e girdi2. Nizamname, kanun mahiyetinde düzenlenmedi~inden Meclis-i Meb'ilsân ve Meclis-i Ayân'da müzakere edilmemi~, dolay~s~yla da esbâb-~~ Erciyes Üniversitesi, E~itim Fakültesi Ö~retim Üyesi. Hanedan-1 saltanat ~izlis~ndan kas~t; padi~ah, ~ehzadeler ve onlar~n k~z ve erkek çoculdar~d~r. Ni- tekim bu husus Hanedan-1 Abi Osman Umüru Hakk~nda Kararname'de padi~ah ve ~ehzadelerin hanedan sicilinde kay~ tl~~ zevceleri ile sultanlar~n k~z ve erkek çocuklar~~ ve e~leri "efrad-~~ hanedandan olmayub haned5n-1 saltanata mensup" olarak adland~r~lmaktayd~. BOA, Hanedan Defteri, No:2, s.60. Yine ~ehzade Ali Vas~b Efendi, hanedan mensuplar~~ ile dzds: aras~nda fark~~ ~u ~ekilde dile getirmekte- dir: "Haneclarum~zda erkek nesline verilen ehemmiyetin bariz i~aretlerinden biri, padi~ah veya ~eh- zade k~z~~ olan sultanlar~n çocuklar~n~ n hanedan azas~~ de~il, hanedan mensubu say~lmas~~ ve bu men- subiyetin kendi çocuklar~na intikal edememesidir." Ali Vas~b Efendi, Bir ~ehztule'nin Hdtirdt~~ Vatan ve Menfdda Gördid~lerim ve i~ittilderirn, Haz~rlayan: Osman Selaheddin Osmano~lu, ~stanbul, 2005, s.12.
    [Show full text]
  • XIX. Yüzyılda Piyano Ve Osmanlı Kadını*
    Araştırma Makalesi https://doi.org/10.46868/atdd.77 Original Article XIX. Yüzyılda Piyano ve Osmanlı Kadını* Arif Güzel* ORCID: 0000-0002-0144-1145 Öz XIX. Yüzyıl Osmanlı Devleti’nin idari ve sosyal alanda büyük değişimlere uğradığı bir çağdır. Devletin yapısal değişiminin yanında sosyal alanda da birçok değişim gözlenir. Bu sosyal değişimlerden biriside müzikal dönüşümdür. Batı müziğinin Osmanlı topraklarında kabul görmesiyle birlikte bu müziğin en mühim sazı (enstrümanı) olan piyano hem Osmanlı Sarayı’nda hem de “Osmanlı kentlisi” arasında Avrupai görünümün ve müzikal estetiğin simgesi olarak yaygınlaşır. Bu değişim rüzgârları Osmanlı kadınını da içine alır. Kadın sultanlar, devlet adamlarının kızları ve hâli vakti yerinde olan aileler özel hocalar aracılığıyla piyano eğitimi almaya başlarlar. Müzikal dönüşüm, kadınların sosyal hayata katılımlarını kolaylaştıracak bir basamak olur. Yetenekli Osmanlı kadını piyano icra etmekteki maharetini gösterir. Gerek saray gerekse toplum içerisinden fevkalade kadın piyano icracıları ve besteciler çıkar. Bu çalışmada Osmanlı müzikal dönüşüm süreci piyano ve piyano icracısı Osmanlı kadınları üzerinden değerlendirilerek sosyal dönüşümün açıklanması amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Osmanlı Devleti, Piyano, Müzik, Kadın Gönderme Tarihi: 16/11/2020 Kabul Tarihi:20/03/2021 * Bu makale yazarın ‘’XIX. Yüzyılda Sultanın Mülk ünde Piyano’’, adlı yüksek lisans tezinden üretilmiştir. *Doktora Öğrencisi, Balıkesir Üniversitesi, Tarih Anabilim Dalı, Tarih Bölümü, Balıkesir- Türkiye, [email protected] Bu makaleyi şu şekilde kaynak gösterebilirsiniz: GÜZEL, A., ‘’XIX. Yüzyılda Piyano ve Osmanlı Kadını’’, Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi, C. 8, S. 1, 2021, s.246-261. Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi Cilt:8 / Sayı:1 Güzel/ ss 246-261 Mart 2020 Piano and Ottoman Women In The XIX. Centruy Arif Güzel* ORCID: 0000-0002-0144-1145 Abstract The XIX.
    [Show full text]
  • Vahdcttifl Hflin Mİ? K Ffilr Fm MI?
    VAHDCTTIfl Hflin Mİ? K ffilR fM MI? ♦ ---------------------- MEHMET BİCİK MEHMET BICIK Eğitimci, Araştırmacı-Yazar, Şâir... 25 Mart 1975'te Balıkesir'in Bigadiç ilçesinin Kırca Köyü'nde dünyaya geldi. İlkokulu köyünde, ortaokulu Şamlı ve Ilıca'da, liseyi de Balıkesir'de okudu. Konya'da başladığı yüksek öğreni­ mini Gaziantep'te sürdürdü. 1996'da İstanbul Üniversitesi Ede- biyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu... İlk görev yeri olan Giresun Şebinkarahisar Lisesi'nde 1996- 2000 yılları arasında Tarih öğretmeni olarak çalıştı. 259. K. D. Er olarak Malatya 2. Ordu Komutanlığı'na bağlı Ulaştırma Er Eğitim Alayında vatani görevini yaptı(1997T998). 2000-2001 eğitim-öğretim yılında Balıkesir Sındırgı Büyükdağdere İlköğre­ tim Okulu'nda görev yaptı. 2001 Kasımında Balıkesir Burhaniye Lisesi'ne tayin oldu. 1 Ağustos 2006'dan itibaren Burhaniye Li- sesi'nde Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Bicik, 2008 yılı Ağustos ayında Burhaniye Öğretmenevi ve Akşam Sanat Oku- lu'na atandı. Hâlen Burhaniye Öğretmenevi ve Akşam Sanat Okulu'nda Müdür Vekili olarak görev yapıyor. Tarih ve Folklor üzerine araştırmalar yapan, değişik temalarda şiirler yazan Bicik'in, Türk Dünyası Tarih Dergisi, Türk Dünyası Araştırmaları, Türk Edebiyatı, Yesevî, Yeni DeFne, Genç Akademi ve Genç Gelişim dergilerinde yazılan ve şiirleri yayınlandı. Bicik, mahallî Gaziantep HedeF Gazetesi'nde köşe yazıları yazdı. ESERLERİ: Derleme : Bigadiç Güzellemesi (1996) Şiir : Bir Sevdâ Uğruna (2003) Araştırma : Meşhurların Vasiyetleri (Akis Kitap-2006) Bilinmeyen Yönleriyle II. Abdülhamid (Akis Kitap-2008) İÇİNDEKİLER 1. Sultan Vahdettin Garip Doğdu, Garip mi Öldü?.....................................................................15 2. Sultan Vahdettin'in İlk Aşkı Kimdi? Sultan Vahdettin'in Kaç Eşi Vardı? Kaç Çocuğu Vardı?..............................................................................................................................18 3. Vahdettin'in Kızları Piyano mu Çalıyordu? Vahdettin'in Şehzadelerinin ve Sultanlarının Diploma Töreni Neden Yapılamadı?.
    [Show full text]
  • Westernism in Turkish Foreign Policy: from Empire to the Republic
    Hacettepe University the Graduate School of Social Sciences The Department of International Relations WESTERNISM IN TURKISH FOREIGN POLICY: FROM EMPIRE TO THE REPUBLIC Sedef BULUT Master‟s Thesis Ankara, 2015 WESTERNISM IN TURKISH FOREIGN POLICY: FROM EMPIRE TO THE REPUBLIC Sedef BULUT Hacettepe University the Graduate School of Social Sciences The Department of International Relations Master‟s Thesis Ankara, 2015 iii DEDICATION Ömrümün tek hayali evlatlarım; Mustafa Selim’e ve Ayşenur Jülide’ye; Ömrümce onları birbirine en yakın evlatlarımın isimlerinde gördüğüm anneme ve babama; Ömrümün “Boğaziçi” eşime… iv ACKNOWLEDGEMENTS Throughout this beautiful and in the same time gruelling process of writing a thesis, I would like to present my endless thanks to my thesis advisor Ömür Atmaca, not only for her accumulation of knowledge and liberality for my personal views but also for her encouragement, understanding and ability of empathy as another hardworking mother. I am grateful to the grandmother and grandfather of my son, Fatma Bulut and Mustafa Bulut, for looking after him, always with pleasure, whenever I was in trouble with too much work to do. I am indebted to my head of department in TIKA, Ġbrahim Barbaros Akçakaya, for letting me attend all my lectures at school, which were four days a week, and scheduling all our business visits to Pakistan according to me. I owe my gratitude to my colleague and roommate in TIKA, Enes Doluküp, for his infinite patience and understanding towards my endless questions and comments about anything and everything, for the entire working hours. My last but not least thanks is to my son, who was born on my presentation day for IR Theory class, for being such a well-behaving child and always letting me study.
    [Show full text]
  • Osmanli Hanedaninin Geri Dönen Ilk Üyeleri (1924‐1951)
    TARİHİN PEŞİNDE THE PURSUIT OF HISTORY ‐ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ‐ ‐INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY AND SOCIAL RESEARCH‐ Yıl: 2014, Sayı: 12 Year: 2014, Issue: 12 Sayfa: 83‐117 Page: 83‐117 SÜRGÜNDEN VATANA: OSMANLI HANEDANININ GERİ DÖNEN İLK ÜYELERİ (1924‐1951) Cahide SINMAZ SÖNMEZ* Özet 3 Mart 1924 tarihinde Halifeliğin kaldırılmasıyla beraber Osmanlı Hanedanı üyeleri de süresiz bir şekilde sınır dışı edilmişlerdir. Sürgüne giden hanedan mensuplarının pek çoğu bu durumun kısa sürede son bulacağı ümidiyle ülkeyi terk etmişler, ancak dönüş süreci beklenenden uzun sürmüştür. Kadınlar 16 Haziran 1952 tarihinde çıkarılan özel bir kanunla dönüş izni alırken, erkekler ise 15 Mayıs 1974 tarihli Genel Af yasasının 8. mad‐ desiyle geri dönebilmişlerdir. Ancak, 1952 yılına kadar yasağın devam ediyor olmasına rağmen bazı istisnai uygulamalar yaşanmıştır. Bu araştırmanın konusunu da 3 Mart 1924 tarihinden 16 Haziran 1952 tarihine kadar geçen süre içerisinde yaşanan istisnai örnekler oluşturmaktadır. Anahtar Kelimeler Halifeliğin Kaldırılışı, Osmanlı Hanedanı, Sürgün, Geri Dönüş, Pasaport Kanunu FROM EXILE TO THE HOMELAND: THE FIRST RETURNING MEMBERS OF THE OTTOMAN DYNASTY (1924‐1951) Abstract Members of the Ottoman Dynasty were sent into an indefinite exile after the abolishment of the Caliphate on March 3, 1924. A great majority of the dynasty members left the country with the hope that deportation would end soon, but the process of returning back to the country has lasted longer than expected. Female members of the dynasty have acquired the right to return with a special law issued on June 16, 1952 while the male members of the dynasty were able to return with the 8th article of the General Amnesty issued on May 15, 1974.
    [Show full text]
  • Science Versus Religion: the Influence of European Materialism on Turkish Thought, 1860-1960
    Science versus Religion: The Influence of European Materialism on Turkish Thought, 1860-1960 Dissertation Presented in Partial Fulfillment of the Requirements for the Degree Doctor of Philosophy in the Graduate School of The Ohio State University By Serdar Poyraz, M.A. Graduate Program in History The Ohio State University 2010 Dissertation Committee: Carter V. Findley, Advisor Jane Hathaway Alan Beyerchen Copyright By Serdar Poyraz 2010 i Abstract My dissertation, entitled “Science versus Religion: The Influence of European Materialism on Turkish Thought, 1860-1960,” is a radical re-evaluation of the history of secularization in the Ottoman Empire and Turkey. I argue that European vulgar materialist ideas put forward by nineteenth-century intellectuals and scientists such as Ludwig Büchner (1824-1899), Karl Vogt (1817-1895) and Jacob Moleschott (1822-1893) affected how Ottoman and Turkish intellectuals thought about religion and society, ultimately paving the way for the radical reforms of Kemal Atatürk and the strict secularism of the early Turkish Republic in the 1930s. In my dissertation, I challenge traditional scholarly accounts of Turkish modernization, notably those of Bernard Lewis and Niyazi Berkes, which portray the process as a Manichean struggle between modernity and tradition resulting in a linear process of secularization. On the basis of extensive research in modern Turkish, Ottoman Turkish and Persian sources, I demonstrate that the ideas of such leading westernizing and secularizing thinkers as Münif Pasha (1830-1910), Beşir Fuad (1852-1887) and Baha Tevfik (1884-1914) who were inspired by European materialism provoked spirited religious, philosophical and literary responses from such conservative anti-materialist thinkers as Şehbenderzade ii Ahmed Hilmi (1865-1914), Said Nursi (1873-1960) and Ahmed Hamdi Tanpınar (1901- 1962).
    [Show full text]
  • Tarihten Romana Malazgirt 4
    TÜRKİYE YAZARLAR BİRLİĞİ WRITERS UNION OF TURKEY Sümer 1 Sk. 11/5 Kızılay-Ankara 0 312 232 05 71-72 www.tyb.org.tr [email protected] Türkiye Yazarlar Birliği Yayınları - 100 Toplantı Metinleri - 30 ISBN: 978-605-7912-09-1 Ankara, Mart, 2020 Tarihten Romana Tertip Heyeti Malazgirt D. Mehmet DOĞAN Prof. Dr. Refik TURAN Prof. Dr. Ahmet POLAT Prof. Dr. Musa Kâzım ARICAN Tarkan ZENGİN Ahmet Fatih GÖKDAĞ Prof. Dr. Ali Osman KURT İbrahim Ulvi YAVUZ Vefa YILDIZ Ferhat KOÇ Hacı Mahmut ERDEMİR Editörler Maşallah NAR Mehmet TUĞRUL Kordinatörler: Ahmet Fatih GÖKDAĞ Vefa YILDIZ Şölene ve Kitaba Destek Veren Kurumlar Türk Tarih Kurumu-Malazgirt Kaymakanlığı –Malazgirt Belediyesi Tasarım: Tuğba GÖNÜLAL Kapak Tasarımı: Mtr tanıtım görsel Hizmetler Baskı: Göktuğ Ofset Yayıncılık Matbacılık Tic. Ltd Şti. - Ankara Matbaa sertifika nu: 33830 Tarihten Romana Malazgirt 4. Tarihî Roman ve Romanda Tarih Bilgi Şöleni Bildirileri “Prof. Dr. Ahmet Halûk Dursun’un Aziz Hatırasına” 19 - 21 AĞUSTOS 2019 MALAZGİRT İçindekiler SUNUŞ YAZILARI ............................................................................................................................................7 Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan .........................................................................................................................7 D. Mehmet Doğan ...........................................................................................................................................9 Emre Yalçın .....................................................................................................................................................
    [Show full text]
  • Iii. Ağa Han'in Başbakan Ismet Inönü'ye Gönderdiği
    TARİHTEN BUGÜNE DÜŞEN NOTLAR: 9 ARALIK 1923; 90 YIL ÖNCE BUGÜN (9 Aralık 2013) http://lcivelekoglu.blogspot.com.tr/2013/12/90-yil-once-bugun-iii-aga-hanin.html III. AĞA HAN’IN BAŞBAKAN İSMET İNÖNÜ’YE GÖNDERDİĞİ MEKTUBU YAYINLAYAN GAZETECİLER TUTUKLANMIŞTI. Son Osmanlı Padişahı VI. Mehmet Vahdettin 1 VI. Mehmet Vahdettin Sarayı terkederken. Türkiye Büyük Millet Meclisi 1 Kasım 1922’de kabul ettiği “Osmanlı İmparatorluğu’nun münkariz (batmış, çökmüş, tükenmiş) olduğuna dair” 308 numaralı kararname ile Saltanat’ı kaldırmıştı. Son Padişah VI.Mehmet Vahdettin Osmanlı’nın sonu olduğunu anlamış, tahttan çekilmiş, Osmanlı Devleti’ni feshetmiş, aynı gün Boğaziçi’nde demirli bulunan İngiliz zırhlısı Malaya’ya sığınmış ve İstanbul’dan ayrılarak Malta’ya gitmişti. Vahdettin Malta Adası’na çıkarken. 2 Ertesi gün, 18 Kasım 1922’de TBMM’nin çoğunluk oyları ile Şehzade Abdülmecid Efendi II. Abdülmecid adıyla Halife seçilmiş, eski rejim yanlılarının tek umudu haline gelmişti. Bundan güç alan halife imzasını “Halife-i Müslimin” ve “Hadim-ül Haremeyn** olarak atması kararlaştırılmışken, “Halife Abdülmecid bin Abdülaziz Han” olarak atarak ileride hanlık iddiasında bulunabileceğinin işaretlerini vermişti. **Hadim-ül Haremeyn: Mekke ve Medine’nin hizmetçisi anlamına gelir. Yavuz Sultan Selim’in, Mısır’ı fethetmesiyle hilâfet 1516 yılında Abbasilerden Osmanlılara geçmişti. Yavuz Sultan Selim, Şam’daki Ümeyye Camii’nde (Emevi Camisi) cuma namazına geldiğinde, Şam valisinin onun namaz kılacağı yere yeşil atlastan bir seccade sererek cemaattan ayrı olarak ona özel bir yer ayırdığını görünce hiddetlenmiş: “Burası ibadet yeridir, padişah sarayı değildir”, demiş ve atlas seccadelerin kaldırılmasını emrederek cemaatle birlikte namaz kılmaya başlamıştı. Sıra Cuma hutbesine geldiğinde imam hutbeyi okumaya başlamış, hutbenin mukaddimesinde halifelerin isimlerini zikrederken Yavuz Sultan Selim’i kastederek: “Hakim- ül harameynişşeri feyn” (Mekke ve Medine’nin hükümdarı) demişti.
    [Show full text]
  • Bir Deneme-Ii
    Yeni Türk.Edebiyatı Araştı(maları, Z. Temmuz·Aralık 2009 TÜRKGAZETECİLİK TARİHİ ÜZERİNE BİR DENEME-II TahsinYıldırım* ~ Özet: Son yüzyıl Türk düşünce tarihinde, gazetenin, yeni bir cemiyet anlayışının yer­ leşmesi bakımından önemli bir yeri vardır. İlk zamanlarda devletin resmi durumun­ da olan gazete, yavaş yavaş toplum hayatını kucaklamaya, hatta geçen yüzyılın önemli fikir ve ideolojisini, sanat görüşlerini memleketimize naklehneye başlar. Dünden bugüne en köklü geleneğe gazeteciliğimiz sahip olmuş, teknik muhteva itibariyle devamlı gelişme kaydehniştir. Bunlar bir yana, bizim için asıl önemli olan taraf, gazetenin cemiyetimizde oynadığı değiştirici etkisidir. Sosyal ve kültürel bün• yemizle yakından alakalı olan bu etki artık günümüzün vazgeçilmezlerindendir. Böyle önemli bir görev ifa eden gazete ve gazeteciliğimiz maalesef yeterince tanın­ mamaktadır. Bu bilinmezliği bir nebze olsun bilinir kılmak için girdiğimiz çabanın neticesinde ortaya çıkan bu çalışmanın faydalı olması temennimizdir. Anahtar Kelimeler: Gazete, yazar, sansür, matbuat, cemiyet. A TREATISE ON THE HISTORY OF TURKISH JOURNALISM - II Abstract: Journalismhas an importantplace in the intellectualhistory of the past century and on theJormation ofa new understandingof life and sodety. Startingas an offidal sta­ te bulletin,newspapers increasingly become more interested in sociallife aııd transmit the forthcomingideologies and artisticthoughts of the XIX. cer)tury. TurkishJournalism has had thefirmest traditionfrom its beginningsand has everimproved teclınically. Theseaside, the most importaııt point is the positivelytransforming effect ofjo­ urnalismon the society.With thisfunction, closelyrelated to our socialand culturalslruc­ ture,journalism is indispensabletodı:ıy. Despiteits importance,the historyofTurkish journalism isn't wellknown enough.We wish that this text, whichhas beencomposed to makesome of the unknownsof the subjectknowıı, will be of use in that regard. Keywords: Newspaper,au'thor, censo~ip, press,society.
    [Show full text]
  • Harun Açba KADINEFENDİLER {1839-1924} KADINEFENDİLER {1839-1924}
    SON DÖNEM OSMANLI PADİŞAH EŞLERİ Harun Açba KADINEFENDİLER {1839-1924} KADINEFENDİLER {1839-1924} Harun Açba PROFİL O Hanın Açba O PROFİL YAYINCILIK Yazar/Harun Açba Eserin Adı / Kadirdendiler Genel Koordinatör /'Münir Üstün Genel Yayın Yönetmeni / Cem Küçük Redaksiyon I Elif Avcı Kapak Tasarım/ Yunus Karaasian İç Tasarım I Adem Şenel Baskı-Cilll Kitap Matbaası Davulpap Cad. fminraj Ka/ım Dinçol San. Sil. No.81/21 Topkapı -İstanbul Tel: 0212 567 .10 8-1 1. BASKI KASIM 2007 978-975-996-109-1 PROFİL : 65 İNCELEME-ARAŞTIRMA :07 PROFİL YAYINCILIK Çatalçcsme Sk. Meriçli Apt. No: 52 K.3 Cagaloglu - İSTANBUL www.profilkilap.com / [email protected] Tel. 0212. 514 45 11 Faks. 0212. 514 45 12 Profil Yayıncılık Maviağaç Küllür Sanat Yayıncılık Tic.Ltd.Şti rnarkasıdır. ı © Bu kitabın Türkçe yayın hakları Harun Açba ve Prolil Yayıncılık'a aittir. Yazarın ve yayıncının izni olmadan herhangi bir formda yayınlanamaz. kopyalanamaz ve çoğaltılamaz. Ancak kaynak gösterilerek alınlı yapılabilir. İÇİNDEKİLER Bölüm 1 Kafkasya Hanedanları / 9 Saray Protokolü /13 Bölüm 2 Sultan I. Abdülmecid Han Ailesi / 17 (1839-18611 Sultan Abdülaziz Han Ailesi / 81 (1861-1876) Sultan V. Murad Han Ailesi / 96 (1876) Sultan II. Abdülhamid Han Ailesi / 117 (1876-1909) Sultan V. Mehmed Reşad Han Ailesi / 161 (1909-1918) Sultan VI. Mehmed Vahideddin Han Ailesi / 180 (1918-1922) Halife II. Abdülmecid Efendi Ailesi / 207 (1922-1924) Bibliyografya / 217 Teşekkkürname / 218 Bu kitabı aileme ithaf ediyorum. BÖLÜM 1 KAFKASYA HANEDANLARI smanlı Sarayı'na alınan kızların (19. yy. özellikle) Çerkeş olduğu biliniyor. Sultan Abdülmecid Han'a kadar tâbi Okalınan köle, yani cariye ticareti üzerine kurulan Os­ manlı haremi Abdülmecid Han'dan sonra değişikliğe uğramıştır.
    [Show full text]
  • Şehzade Evliliklerinde Değişim Changes in the Marriage of Ottoman Princes
    Şehzade Evliliklerinde Değişim Changes in the Marriage of Ottoman Princes Cevdet Kırpık ∗ Özet: Osmanlı tarihi boyunca şehzadelerin evlenme ve boşanmalarında farklı usuller takip edildi. Kuruluş döneminde farklı, yıkılışa doğru daha farklı bir politika izlendi. Şehzadeler, ilk dönemlerde ileri gelen yerli aile kızları ve yabancı hanedanların kızlarıyla evlenirlerken, XVI. yüzyıldan itibaren cariye kökenlilerle evlenmeye başladılar. Kafes sisteminde şehzadelerin evlenme ve çocuk sahibi olmaları yasaklandığından bir şehzade ancak tahta çıktıktan sonra evlenebilmekteydi. XIX. yüzyılın ortalarından itibaren Kafes sistemindeki gevşemeyle birlikte şehzadelerin evlenmelerinde de değişim yaşandı. Şehzadeler artık tahta çıkmadan evlenmeye, çoluk çocuk sahibi olmaya başladılar. Evlilikler hâlâ cariye kökenli kızlarla yapılmaktaydı. 1909’da ülkede köleliğin tamamen yasaklanması, evlilik yapılacak adayların kimliğinin sorgulanmasına yol açtı. Yasak, bir taraftan şehzadelerin tercihlerini etkilerken diğer yandan da çok eşlilik yapılması konusunun tartışılmasına neden oldu. Bütün bunlara ilave olarak Osmanlı tarihinde ilk kez şehzade evliliklerinin yapılma usulü yazılı hale getirildi. Şehzadelerin boşanma usulleri ancak Devlet’in yıkılışına ramak kala düzenlendi. Çalışmada şehzade evliliklerinin geçirdiği değişim ile boşanmalar ele alınmakta, özellikle son dönemdeki örnekler üzerinde durulmaktadır. Anahtar Kelimeler: Şehzadeler, Evlilik, Boşanma. Abstract: The marriage of the Ottoman princes was an important issue and involved certain procedures. The policies concerning their marriage in the early Ottoman period were quite different from the late Ottoman period. While princes married the daughters of the local elite and foreign ∗ Yrd. Doç. Dr., Erciyes Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Melikgazi/Kayseri, E-mail: [email protected]. 166 CEVDET KIRPIK dynasties at the beginning of their establishment, from the 16th century onwards they married those having an odalisque background. Starting from mid-19th century, a change started to take place in the marriages of princes.
    [Show full text]
  • Turgut Özakman Vahidettin, M
    Turgut Özakman _ Vahidettin, M. Kemal ve Milli Mücadele (Yalanlar, Yanlışlar, Yutturmacalar) İÇİNDEKİLER KISALTMALAR : * 1 GİRİŞ: * 2 Bazı iddialardan örnekler: * 2-1 Resmi tarih : * 2-2 Yasaların, gerçekleri açıklamaya engel olduğu iddiası: * 2-3 Devlet arşivlerinin durumu: * 2-4 İngiliz belgeleri : * 2-5 Tarih yazarlığı hakkındaki görüşler: * 2-6 VAHİDETTİN: * 3 Vahidettin'in kısa hayat hikâyesi: * 3-1 Vahidettin'in kişiliği: * 3-2 Saltanatın kaldırılması ve Vahidettin'in hain ilan edilmesi: * 3-3 Vahidettin'in istanbul'dan ayrılmasının sebepleri: * 3-4 Ayrılış hazırlıkları: * 3-5 Vahidettin'in ayrılışı ve sonrası (Malta, Hicaz, Cenova, San Remo): * 3-6 Vahidettin'in ayrılışını nasıl değerlendiriyorlar: * 3-7 San Remo günleri: * 3-8 Vahidettin'in cesareti: * 3-9 Bazı görgü tanıklarının Vahidettin hakkındaki görüşleri: * 3-10 Ölümü : * 3-11 Birinci Bölümün sonu: * 3-12 MUSTAFA KEMAL: * 4 M.Kemal aleyhindeki lÖdialara giriş: * 4-1 Vatan ve Hürriyet Partisi (1905-1906): * 4-2 Hareket Ordusu (1909): * 4-3 Balkan Savaşı (1913): * 4-4 Çanakkale Savaşı (1915): * 4-5 Savaşın çok kısa bir özeti: * 4-5-1 Çanakkale bir zafer midir: * 4-5-2 TRT'nin 18 Mart 1988 günü yayımladığı Çanakkale programı: * 4-5-3 M.Kemal'in Çanakkale Savaşı'ndaki rolü konusunda farklı yaklaşımlar: * 4-5-4 Zafer kimin: * 4-5-5 M.Kemal'in rolünün sonradan büyütüldüğü: * 4-5-6 Çanakkale Savaşı'nı nasıl değerlendiriyorlar: * 4-5-7 Genel değerlendirmeler: * 4-5-7-1 İlk gün ve Arıburnu savaşları: * 4-5-7-2 M.Kemal, kendiliğinden değil, emirle hareket etmiş: * 4-5-7-3 M.Kemal
    [Show full text]