Muhteşem Yüzyil Örneği

Total Page:16

File Type:pdf, Size:1020Kb

Muhteşem Yüzyil Örneği TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ RADYO TELEVİZYON VE SİNEMA ANABİLİM DALI TELEVİZYONDA TARİHİ DÖNEM DİZİLERİ VE OSMANLI ANLATILARI: MUHTEŞEM YÜZYIL ÖRNEĞİ Doktora Tezi Leyla OTER Ankara, 2021 TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ RADYO TELEVİZYON VE SİNEMA ANABİLİM DALI TELEVİZYONDA TARİHİ DÖNEM DİZİLERİ VE OSMANLI ANLATILARI: MUHTEŞEM YÜZYIL ÖRNEĞİ Doktora Tezi Leyla OTER Tez Danışmanı Doç. Dr. Oğuzhan TAŞ Ankara, 2021 TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ RADYO – TELEVİZYON VE SİNEMA ANABİLİM DALI TELEVİZYONDA TARİHİ DÖNEM DİZİLERİ VE OSMANLI ANLATILARI: MUHTEŞEM YÜZYIL ÖRNEĞİ DOKTORA TEZİ Tez Danışmanı Doç. Dr. Oğuzhan TAŞ TEZ JÜRİSİ ÜYELERİ Adı ve Soyadı İmzası 1- Prof. Dr. Elif Ekin AKŞİT 2- Prof. Dr. Aydan ÖZSOY 3- Doç. Dr. Tuğba TAŞ 4- Dr. Öğretim Üyesi Göze ORHAN 5- Doç. Dr. Oğuzhan TAŞ Tez Savunması Tarihi 30 Haziran 2021 2 T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü’ne, Doç. Dr. Oğuzhan TAŞ danışmanlığında hazırladığım “Televizyonda Tarihi Dönem Dizileri Ve Osmanlı Anlatıları: Muhteşem Yüzyıl Örneği (Ankara.2021) ” adlı doktora tezimdeki bütün bilgilerin akademik kurallara ve etik davranış ilkelerine uygun olarak toplanıp sunulduğunu, başka kaynaklardan aldığım bilgileri metinde ve kaynakçada eksiksiz olarak gösterdiğimi, çalışma sürecinde bilimsel araştırma ve etik kurallarına uygun olarak davrandığımı ve aksinin ortaya çıkması durumunda her türlü yasal sonucu kabul edeceğimi beyan ederim. Tarih: Leyla OTER 3 İÇİNDEKİLER GİRİŞ ............................................................................................................................... 1 1.YÜKSELEN YENİ OSMANLICILIK VE YENİ KİMLİK ARAYIŞLARI .......... 8 1.1. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e: Yeni Bir Millet, Yeni Bir Tarih ............................... 9 1.2. “Yeni” Osmanlıcılık Yaklaşımı: Tarihsel Süreçte Ortaya Çıkışı ve Dönüşümü ........................................................................................................... 14 1.3. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin İdeolojisi ve Yeni Osmanlıcılık Kavramının Dönüşümü ....................................................................................... 26 1.4. Gündelik Hayatta Yükselen Osmanlı Nostaljisi ve Yeni Osmanlıcılığın Eleştirileri ........................................................................................................... 33 1.5. Oryantalizm ve Temsil ........................................................................................ 41 1.6. Oto-Oryantalizm .................................................................................................. 48 2. TARİH, BELLEK VE TEMSİL ............................................................................. 55 2.1. Tarih: Kolektif Kimliğin Harcı ............................................................................ 55 2.2. Çarpıtma, Protez Bellek ve Nostalji .................................................................... 60 2.3. Ekranda ve Perdede Tarih Anlatmak ................................................................... 68 2.4. Kurgusal Anlatılarda Tarih .................................................................................. 75 2. 5. Tarihi Dönem Dizileri ve Tarih Anlatısı ............................................................ 80 2.6. Türkiye’de Tarihi Film ve Diziler ....................................................................... 85 2.7. 2000’li Yıllarda Osmanlı Tarihini Konu Alan Yapımlar .................................... 94 3. MUHTEŞEM YÜZYIL: YENİ OSMANLICILIK TARTIŞMALARINDA “YENİ BİR OSMANLI” ............................................................................................ 100 3.1.Muhteşem Yüzyıl’a Genel Bakış ......................................................................... 100 3.2. Muhteşem Yüzyıl ve Tarihe Bakış .................................................................... 107 3.3.Kanuni Sultan Süleyman: Tek Adam ve Mutlak Baba ...................................... 110 3.4. Padişah Süleyman’dan Başkan Erdoğan’a Tek Adam Miti .............................. 117 3.5. Ya Mustafa Ölmeseydi? Melankolik Bir Yas, Nostaljik Bir Hayıflanma ......... 121 3.6. Mahremin Oryantalist Mekanı: Osmanlı’da Harem .......................................... 125 3.7. Hürrem: Muhteşem Kadın ya da Fettan Cariye ................................................ 133 3.8. İbrahim: Süleyman’ın Kayıp İkizi ..................................................................... 143 3.9. Din ve Din Adamlarının Temsili ....................................................................... 150 3.10. Yabancılar ve Gayrimüslimler......................................................................... 153 3.11. Muhteşem Yüzyıl ve Diğerleri .......................................................................... 157 3.12. Nostaljik Hayıflanma, Muhafazakar Nefret ve Hınç ....................................... 165 SONUÇ ........................................................................................................................ 168 4 EKLER ........................................................................................................................ 184 EK 1. ......................................................................................................................... 184 ÖZET ........................................................................................................................... 189 ABSTRACT ................................................................................................................ 190 5 GİRİŞ Tarih nedir, nasıl anlatılır, tarihçi kimdir gibi sorular tarih bilimi için güncelliğini her zaman korur. Tarihi belki de diğer beşeri bilim dallarından ayıran en temel farklılık da budur. İlerleyen ve gelişen bir sosyal bilim muamelesi gördüğü gibi, bilim olup olmadığı üzerine yürütülen tartışmalar da kapanmış değildir. Bütün bunların yanı sıra dünyanın “post” tanımlamalarla açıklanmaya başladığı yakın dönemlerde tarih üzerine yapılan post tarihçilik tartışmaları da devam etmektedir. Tarih yazımı, tarihi kimin, nasıl yazacağı konuları sonu olmayan çok sesli bir tartışma ise, tarihi başka mecralar aracılığıyla anlatmak konusuna gelindiğinde bu tartışmadan bir gürültü kopması işten bile değildir. Walter Benjamin’in (2014: 120) “çömlekçilerin parmak izleri çanağa nasıl yapışıp kalırsa, anlatıcı da hikayesinde öyle iz bırakır” dediği gibi, her anlatıcı anlatıya kendinden, kimseninkine benzemeyen bir iz bırakır. Bu iz bir fazlalıktır aslında. Anlatıya eklenmesi imkânsız olan, eklendiği anda da diğer bütün anlatılardan onu ayıran bir çeşit imzadır. Mesele tarih anlatmak olduğunda bu farklılık dikkatleri üzerine toplayıp, tartışmaların fitilini tutuşturan ateş olabilir. Çünkü anlatıcı anlatıya kattıkları (kimi zaman da eksilttikleri) nedeniyle “tarihi çarpıtmak”, “tarihi yanlış anlatmak” ile suçlanabilir. Sinema, televizyon, roman gibi alanlarda tarihi çalışmalar yapanların karşılaştıkları en büyük sorun da budur. Tarihi bir olayı anlatan yapımcı, senarist, yönetmen ya da yazar, tarihi doğru anlatmadığı gerekçesiyle kim zaman tarihçi akademisyenlerden, kimi zaman siyaset insanlarından, kim zaman da toplumdan gelen yoğun eleştirilere maruz kalır ya da tam aksine büyük bir beğeniyle alkışlanır. Tarih ve onu geniş kitlelerle buluşturan popüler anlatılara odaklanıldığında, popüler tarih anlatısına yüz çeviren, bu anlatıların popülizm adına tarihi çarpıttığını iddia eden tarihçiler olduğu gibi, bu anlatıların tarihin hiçbir zaman ulaşamadığı kadar geniş kitlelere ulaştığını, böylece alana ilgiyi artırdığını düşünen tarihçiler de çoktur. 1 Aynı şekilde popüler tarih anlatısının gücünün farkına varan siyasetçiler de bu gücü kendi ideolojik amaçları doğrultusunda kullanmaktan geri durmaz. Aksi bir durumda, bu güç kendi meşruiyetlerine gölge düşürecek olduğunda da onu engellemek isteyebilirler. Böylelikle dönemin tarih anlayışına ve bakışına yön verebilirler. Son yıllarda Osmanlı tarihine olan ilgide yaşanan artış dikkat çekecek boyutlara ulaşmış, kimileri bu ilgiyi “Osmanlı çılgınlığı” olarak adlandırmıştır. Bu ilginin bir çılgınlık olarak tanımlanmasının ardında duran gerçek, Osmanlı tarihinin, tarih kitaplarından çıkıp, bugünün hem siyasal söylemlerinde hem de gündelik hayatında yeniden canlanmasıdır. Akademik çalışmalara gerek kalmadan, sokakta yürürken karşınıza çıkan kafenin adında, işporta tezgahında satılan tuğra işlemeli yüzükte ya da uluslararası zincir olan bir hamburgercinin menüsünde dahi Osmanlı hatırlatması bulunabilir, toplumun Osmanlı’yı yeni bir keşif gibi sahiplendiği görülebilir. Osmanlı tarihinin bu denli popülerleşmesinde televizyonda yayınlanan tarihi diziler ile sinemada yapılan Osmanlı dönemine ilişkin popüler filmlerin katkısı yadsınamaz. Bu çalışmanın da konusunu oluşturduğu üzere televizyon ve sinemada Osmanlı tarihi anlatılarının aynı dönemde artması bir tesadüf değildir elbette. Türkiye’nin Orta Doğu’daki dış politikasının “Yeni Osmanlıcı” olarak tanımlanması yükselen Osmanlıcı siyasetin en açık göstergesidir. Bununla birlikte 2000’li yılların başından itibaren Osmanlı’yla ilgili açılan müzelerin, restore edilen saraylar, çeşmeler gibi tarihi mekanların artması, uluslararası yemek zincirlerinin Türkiye için “Sultan mönü” gibi adlarla yeni ürünler sunması, ulusal kanallarda yayınlanan Osmanlı tarihine ilişkin dizilerin yanı sıra uluslararası dijital bir platform olan Netflix ile ortak yapılan ilk Türkiye projesinin de yine Osmanlı’ya göndermeleri olan “Hakan: Muhafız” olması, koronavirüs
Recommended publications
  • The Green Movement in Turkey
    #4.13 PERSPECTIVES Political analysis and commentary from Turkey FEATURE ARTICLES THE GREEN MOVEMENT IN TURKEY DEMOCRACY INTERNATIONAL POLITICS HUMAN LANDSCAPE AKP versus women Turkish-American relations and the Taner Öngür: Gülfer Akkaya Middle East in Obama’s second term The long and winding road Page 52 0Nar $OST .IyeGO 3erkaN 3eyMeN Page 60 Page 66 TURKEY REPRESENTATION Content Editor’s note 3 Q Feature articles: The Green Movement in Turkey Sustainability of the Green Movement in Turkey, Bülent Duru 4 Environmentalists in Turkey - Who are they?, BArë GenCer BAykAn 8 The involvement of the green movement in the political space, Hande Paker 12 Ecofeminism: Practical and theoretical possibilities, %Cehan Balta 16 Milestones in the Õght for the environment, Ahmet Oktay Demiran 20 Do EIA reports really assess environmental impact?, GonCa 9lmaZ 25 Hydroelectric power plants: A great disaster, a great malice, 3emahat 3evim ­ZGür GürBüZ 28 Latest notes on history from Bergama, ­Zer Akdemir 34 A radioactive landÕll in the heart of ÊXmir, 3erkan OCak 38 Q Culture Turkish television series: an overview, &eyZa Aknerdem 41 Q Ecology Seasonal farm workers: Pitiful victims or Kurdish laborers? (II), DeniZ DuruiZ 44 Q Democracy Peace process and gender equality, Ulrike Dufner 50 AKP versus women, Gülfer Akkaya 52 New metropolitan municipalities, &ikret TokSÇZ 56 Q International politics Turkish-American relations and the Middle East in Obama’s second term, Pnar DoSt .iyeGo 60 Q Human landscape Taner Öngür: The long and winding road, Serkan Seymen
    [Show full text]
  • T.C. Kastamonu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dali
    T.C. KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI ANADOLU BEYLİKLERİNDE KADIN’IN SİYASİ VE SOSYAL ROLÜ (YÜKSEK LİSANS TEZİ) İlknur GÜNDOĞDU DANIŞMAN Prof. Dr. Cevdet YAKUPOĞLU KASTAMONU 2018 T.C. KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ ANADOLU BEYLİKLERİNDE KADIN’IN SİYASİ VE SOSYAL ROLÜ İlknur GÜNDOĞDU Danışman Prof. Dr. Cevdet YAKUPOĞLU Jüri Üyesi Prof. Dr. İlhan ERDEM Jüri Üyesi Doç. Dr. Namıq MUSALI KASTAMONU – 2018 iv ÖZET Yüksek Lisans Tezi ANADOLU BEYLİKLERİNDE KADIN’IN SİYASİ VE SOSYAL ROLÜ İlknur GÜNDOĞDU Kastamonu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Danışman: Prof. Dr. Cevdet YAKUPOĞLU Türk tarihi boyunca kadın; her daim hayatın başlangıcı, yönetiminde hâkimiyetin ortağı olarak değerlendirilmiş ve bu konuda ikinci plana atılmamıştır. Kadın; yeri geldiğinde şefkatli ana oluş, yeri geldiğinde ise; eline kılıç alıp, atına binip, cesurca erlerle birlikte savaşmaktan geri kalmamıştır. Eri ile neredeyse aynı haklara sahip olan Türk kadınına verilen değer abidelerde, yazıtlarda ve destanlarda kendini göstermiştir. Her daim bir otoriteye dâhil olan kadın, siyasi ve sosyal haklarını uzun bir süre korumayı başarmıştır. Türk kadını; Anadolu coğrafyasına ayak basmasından itibaren, var olan ve sonradan var olacak gerek ekonomik, gerekse siyasi hadiseler neticesinde Türkiye Selçuklu Devletinin yıkılışına kadar bir nebze geri planda kalmıştır. Anadolu Beylikleri’nde, Türk kadını eski haklarını ve özgürlüklerini geri almayı başarmıştır. Yeni oluşan siyasi otoriteler arasında yer bulmuştur. Öyle ki yönetime doğrudan katılarak bir bölgenin sorumluluğunu, yani valiliğini üstlenmiştir. Hatunlar bağlı bulundukları siyasal otoritenin hâkimiyetlerini ve devamlılığını sürdürmek için birçok siyasi evliliğe de imza atmış oldukları görülmektedir. Bu evlilikler doğrultusunda iki siyasal güç arasında denge unsuru oluşturmuşlardır. Türk kadınının siyasi varlıkları bunlarla sınırlı kalmamıştır.
    [Show full text]
  • Soft Power Or Illusion of Hegemony: the Case of the Turkish Soap Opera “Colonialism”
    International Journal of Communication 7 (2013), 2361-2385 1932–8036/20130005 Soft Power or Illusion of Hegemony: The Case of the Turkish Soap Opera “Colonialism” ZAFER YÖRÜK PANTELIS VATIKIOTIS Izmir University of Economics The article develops two simultaneous arguments; one is theoretical, and the other is analytic. The theoretical argument is based on an assessment of the utility of the concept of “soft power” in comparison to the Gramscian concept of hegemony in understanding the developments in the recent regional power games in the geographical area consisting of Eastern Europe and the near and Middle East. The analytic argument examines the popularity of Turkish soap operas, both among a cross-cultural audience and within the wider context of cultural, economic, and political influences, and in so doing, it points out challenges and limits for Turkey’s regional power. Introduction This article notes the recent boom in the popularity of Turkish soap operas in the Middle East, the Balkans, and some (predominantly “Turkic”) former Soviet Republics in Asia, and examines the discourse of Turkish “soft power” that has developed upon this cultural development. The research focuses here on the analysis of two case studies—of the Middle East and Greece— where the Turkish series are very popular. Both cases are able to contribute different perspectives and explanations of this “cultural penetration” across both sides of a geographical area containing Eastern Europe and the near and Middle East, evaluating Turkey’s “influence” accordingly.1 1 In this regard, the limits of the analysis of the present study are set. Although a general framework of the perception of the Turkish series is provided along both case studies (popularity; aspirations and identifications), further research is needed in order to provide a detailed account of the impact of Turkish series on the related societies.
    [Show full text]
  • The Role of Islam in the War in Bosnia and Herzegovina, Is Discussed in the Next Section
    MUSLIM IDENTITY, ‘NEO-ISLAM’ AND THE 1992-95 WAR IN BOSNIA AND HERZEGOVINA S. OSMANOVIC Ph.D. 2015 ABSTRACT Following the fall of the Berlin Wall, Yugoslavia was entangled in a fratricidal break-up. In none of the other former Yugoslav republics did the conflict turn as violent as in Bosnia and Herzegovina, which suffered genocide, the greatest number of victims and the highest percentage of infrastructural destruction. Although its three ethnic communities – Muslims, Serbs and Croats – were previously well integrated, the break-up of Yugoslavia exposed Bosnia’s unique Islamic component, which both Serbs and Croats perceived to be the major impediment to the continuation of a pluralistic society. Islam, however, only turned into a divisive and decisive factor in the conflict when combined with ethnic nationalism. Previous research into the causes of the 1992-95 war in Bosnia and Herzegovina and the break-up of Yugoslavia has identified Bosnia’s long Islamic heritage and large Muslim population on the doorstep of Europe as specific features influencing both its rationale and resolution. Yet there has been no analysis of the role and impact of ‘neo-Islam’ (a term I explained below) in the conflict – an omission this thesis seeks to redress. The thesis uses historical analysis to demonstrate that Bosnia and Herzegovina was frequently subject to international intervention during the nineteenth and twentieth centuries, it explores whether the unique Islamic component was the reason behind this phenomenon, and seeks to comprehend why Bosnia and Herzegovina has always appeared to pose a problem for the international community, from the papal persecutions of the medieval Bogumils through to the present day.
    [Show full text]
  • Osmanlı Imparatorluğunun Manevi Kurucusu Şeyh Edebalı
    OSMANLI İMPARATORLUĞUNUN MANEVİ KURUCUSU ŞEYH EDEBALI Şeyh Edebali 1208 yılında Karaman'da doğdu. Selçukluların Şeyh'ül İslam'ı Şeyh Sadrettin Konevi ve Mevlâna Celâleddini Rumi'nin çağdaşıdır. Künyesi İmadüddin Mustafa b.İbrahim b.İnac el-Kırşehri'dir. Edebalı ilk tahsilini Karaman'da yaptı.Hanefi hukukçusu Necmeddin ez-Zahidi'nin öğrencisi oldu.Daha sonra Dımaşk'a(Şam)giderek Sadreddin Süleyman b.Ebül-iz ve Cemalettin el-Hasiri gibi dönemin tanınmış alimlerinden dini ilim tahsil etti. Şam'dan ülkesine dönünce tasavvufa yöneldi. Eskişehir yakınlarında bulunan İtburnu Köyü'nde bir zaviye kurarak halkı irşada başladı. Aşıkpaşazade zaviyesinin hiç boş kalmadığını, Edebalı'nın gelip geçen fukaranın hertürlü ihtiyacını gidermeye çalıştığını, hatta bu maksatla koyun sürüsü bulundurduğunu kaydederler. Söğüt ve Domaniç yaylaları, Selçuklu Devleti tarafından aşiretine yaylak ve kışlak olarak verilen Osman Gazi sık sık Edebalı'nın zaviyesinde misafir olarak kalırdı. Orta Asya'dan getirdikleri bir takım özelliklerden dolayı alim ve sûfilere karşı son derece hürmeti olan Osman Gazi,mübarek günlerde Edebalı'nın zaviyesine giderek dini ve idari konularda, onun görüşlerini alırdı. Misafir olarak kaldığı bir gecede gördüğü rüya şöyle idi. Şeyh Edebalı'nın koynundan çıkan bir ay geldi kendi koynuna girdi. Göğsünden bir ağaç bitti. Öylesine büyük bir ağaç oldu ki dalları gökleri, kökleri tüm dünyaya sardı. Gölgesi bütün yeryüzünü tuttu. İnsanlar o ağacın gölgesinde toplandılar. Ulu dağlara ve dağların eteğinden çıkan coşkun sulara hep o ağaç gölge etti. Osman Bey rüyasını Şeyh Edebalı'ya anlatır.Edebalı rüyayı şöyle yorumlar: "Oğul Osman,Hak Teala sana ve soyuna hükümranlık verdi mübarek olsun, kızım Malhun Hatun senin helâlin olsun."der. Edebalı'nın bu yorumu üzerine Osman Gazi Malhun Hatun(Rabia Bala Hatun)ile evlenir.
    [Show full text]
  • Kyk Yurt Listeleri Ve Hizmet Alım Için Listeleri Görmek
    TOPLAM İŞLETMENİN İL ADI İLÇE ADI YURT ADI BLOK İŞLETME TÜRÜ HİZMET VERECEĞİ KAPASİTE KAPASİTE ADANA CEYHAN CEYHAN YURDU MERKEZİ LOKANTA-KANTİN 562 562 ADANA KOZAN KOZAN YURDU MERKEZİ LOKANTA-KANTİN 524 524 ADANA SARIÇAM MAHMUT SAMİ RAMAZANOĞLU YURDU MERKEZİ KUAFÖR 1144 1144 ADANA SARIÇAM KUT'UL AMARE YURDU A LOKANTA-KANTİN 516 228 ADANA SARIÇAM KUT'UL AMARE YURDU B LOKANTA-KANTİN 516 288 ADANA SEYHAN SÜMER YURDU MERKEZİ LOKANTA-KANTİN 613 613 ADANA SARIÇAM MAHMUT SAMİ RAMAZANOĞLU YURDU MERKEZİ LOKANTA-KANTİN 1144 1144 ADIYAMAN MERKEZ ADIYAMAN KIZ YURDU MERKEZİ LOKANTA-KANTİN 1566 1566 ADIYAMAN KAHTA KAHTA YURDU MERKEZİ LOKANTA-KANTİN 394 394 ADIYAMAN MERKEZ SAFVAN BİN MUATTAL YURDU MERKEZİ LOKANTA-KANTİN 2272 2272 ADIYAMAN MERKEZ VEYSEL KARANİ YURDU A BERBER 1588 804 ADIYAMAN MERKEZ YEDİYAMAN YURDU MERKEZİ LOKANTA-KANTİN 990 990 AFYONKARAHİSAR BAYAT BAYAT YURDU MERKEZİ LOKANTA-KANTİN 272 272 AFYONKARAHİSAR DİNAR DİNAR YURDU MERKEZİ LOKANTA-KANTİN 248 248 AFYONKARAHİSAR EMİRDAĞ EMİRDAĞ KIZ YURDU MERKEZİ LOKANTA-KANTİN 536 536 AFYONKARAHİSAR SANDIKLI ESMA SULTAN YURDU MERKEZİ LOKANTA-KANTİN 312 312 AFYONKARAHİSAR SULTANDAĞI SULTANDAĞI YURDU MERKEZİ LOKANTA-KANTİN 308 308 AFYONKARAHİSAR ŞUHUT ŞUHUT YURDU MERKEZİ LOKANTA-KANTİN 349 349 AFYONKARAHİSAR MERKEZ YENİ AÇILACAK YURT MERKEZİ LOKANTA-KANTİN 750 750 AĞRI MERKEZ ABDURRAHİM ARVASİ YURDU MERKEZİ LOKANTA-KANTİN 840 840 AĞRI MERKEZ İSHAK PAŞA YURDU A LOKANTA-KANTİN 950 500 AĞRI MERKEZ PATNOS YURDU MERKEZİ LOKANTA-KANTİN 442 442 AĞRI MERKEZ ÜMMÜ EYYÜB YURDU A LOKANTA-KANTİN 1033 504 AKSARAY
    [Show full text]
  • Osman I, Father of Kings
    WikiJournal of Humanities, 2021, 4(1):1 doi: 10.15347/wjh/2021.001 Encyclopedic Review Article Osman I, father of kings Bassem Fleifel [1] , et al Abstract Osman I. or Osman Bay (full form: Abū al-mulūk al-Sulṭān al-ghāzī Fakhr al-Dīn QaraʻUthmān Khān al-awwal bin Ertuğrul bin Sulaymān Shāh al-qayawi al-Turkumānī), was the leader of the Kayı Turkic clan, one of the border gover- nors for the Sultanate of Rûm, and the founder of the Ottoman dynasty that ruled over the Balkans, Anatolia, the Levant, and North Africa for 600 years until it expired with the establishment of the Turkish Republic in 1922. Keywords: Osman Gazi, Sultan Osman I Introduction Osman I. or Osman Bay (full form: Abū al-mulūk al- Sulṭān al-ghāzī Fakhr al-Dīn QaraʻUthmān Khān al-aw- wal bin Ertuğrul bin Sulaymān Shāh al-qayawi al-Tur- kumānī), was the leader of the Kayı Turkic clan and one of the border governors for the Sultanate of Rûm, and the founder of the Ottoman dynasty that ruled over the Balkans, Anatolia, the Levant, and North Africa for 600 years until it expired with the establishment of the Turkish Republic in 1922. Although the exact date of Osman's birth is unspeci- fied, some sources indicate that he was born in 656 AH / 1258 CE, to Emir Ertuğrul Gazi, one of the border gov- ernors for the Sultanate of Rûm, and Halime Hatun. It so happened that Osman was born on the same day that the Mongols invaded Baghdad,[1] the capital of Figure 1 | Sultan Osman (ʻUthmān) Han I.
    [Show full text]
  • Orhan Gazi Dönemi Ve Vakıfları
    Orhan Gazi Dönemi Ve Vakıfları Vedat TURGUT * smanlıların ve Batı Anadolu’yu fethederek Müslüman diyarı haline getiren Anadolu beyliklerinin, OSultan Alaüddin Keykubad’ın hizmetine giren büyük ataları Numanoğlu Kayır Han/Kır Bey ve onun değerli komutanlarının soyundan geldikleri ve II. Keyhüsrev ile Sadeddin Köpek’in kötü siyasetleri ve Moğol baskısı neticesinde geçirdikleri fırtınalı bir serüvenin ardından, Osmanlı tarihlerinde belirtildiği üzere 1300 tarihine yakın bir zamanda Osman Gazi’nin cihad bayrağı altında toplanarak ona biat ettikleri bilinmektedir. Osman Gazi’nin gördüğü rüyanın daha önce Gazneli Mahmud tarafından da görüldüğü bilgisinden hareketle uydurulmuş olabileceği düşüncesi bir yana bırakılırsa, bu rüya motifinde bahse- dilen ağacın, Hz. Ali üzerinden Hz. Muhammed-i Ahmed-i Mahmud-i Mustafa’nın soyundan gelen sadâtı ve iki cihanda devletin bu ağacın gölgesinde olduğu düşüncesini temsil ettiği gerçeği yadsınamaz. Şeyh Ede-Balı önderliğinde Dursun Fakih, Kumral Abdal ve Pir Ömer Abdülaziz gibi şeyh ve vezirlerin adının geçtiği bu rüyada görülen ağacın, Bursa’nın fethini müteakip Orhan Gazi tarafından bina ettirilen sara- yın bahçesine Geyikli Baba tarafından dikilmesinin, o dönemin anlatım tarzının aksine, Osmanlı tarih- lerinde birbirleriyle bağlantı kurulmadan anlatılmış olması dikkat çekicidir. Bu olayda görülen rüyanın gerçekleşmeye başladığının adeta bir müjdesi olduğu yorumu, okuyucunun kendisine bırakılmıştır.Or- han Gazi ile Geyikli Baba arasında geçtiği rivâyet edilen ve menâkıbnâmede tafsilatlı olarak anlatılan hadisenin, Abbasî Halifesi ve Seyyid Ebu’l-Vefa arasında cereyan eden hadise ile tamamen aynı olması iki şekilde tevil edilebilir: Birinci ihtimal, Vefaî-Zeynî tarikatına bağlı olan ve Baba İlyas’ın torunu Aşık- paşazâde’nin hac için çıktığı yolculukta, Kahire’den Ebu’l-Vefa menâkıbını alarak İstanbul’a getirdikten sonra damadı Seyyid Velayet’e Türkçeye çevirtmek üzere verdiği bilgisine dayanır.
    [Show full text]
  • Şeyh Ede-Bali Kimdir?
    ŞEYH EDE-BALI KİMDİR? Şeyh Ede-Balı 1206 yılında Merv'de doğdu. Asıl adı, İmâdüddin Mustafa b. İbrahim b. İnac el-Kırşehrî'dir. Selçuklular döneminin ünlü âlimlerinden olan Şeyh Sadrettin Konevi ve Mevlâna Celâleddin-i Rumi'nin çağdaşıdır. Şeyh Ede-Balı ilk tahsilini Karaman'da yaptı. Hanefi hukukçusu Necmeddin ez-Zahidî'nin öğrencisi oldu. Daha sonra Şam’a giderek, Sadreddin Süleyman b. Ebu’l-Îz ve Cemâleddin el-Hasîrî gibi dönemin tanınmış âlimlerinden dinî ilim tahsil etti. Şam'dan ülkesine dönünce tasavvufa yöneldi. Eskişehir yakınlarında bulunan İtburnu Köyü'nde bir zaviye kurarak halkı irşada başladı. Âşıkpaşazâde zaviyesinin hiç boş kalmadığını, Ede- Balı’nın, gelip geçen fukaranın her türlü ihtiyacını gidermeye çalıştığını, hatta bu maksatla koyun sürüsü bulundurduğunu kaydederler.. Söğüt ve Domaniç yaylaları, Selçuklu Devleti tarafından aşiretine yaylak ve kışlak olarak verilen Osman Gazi sık sık Ede-Balı’nın zaviyesinde misafir olarak kalırdı. Orta Asya'dan getirdikleri bir takım özelliklerden dolayı âlim ve sûfilere karşı son derece hürmeti olan Osman Gazi, mübarek günlerde Ede-Balı’nın zaviyesine giderek dinî ve idarî konularda, onun görüşlerini alırdı. Osman Gazi’nin, Ede-Balı’nın zaviyesinde misafir olarak kaldığı bir gece gördüğü rüya şöyle idi. Şeyh Ede-Balı’nın koynundan bir ay çıkıp, Osman Gazi’nin koynuna girdi ve göğsünden bir ağaç bitti. Öylesine büyük bir ağaç oldu ki dalları gökleri, kökleri tüm dünyaya sardı. Gölgesi bütün yeryüzünü tuttu. İnsanlar o ağacın gölgesinde toplandılar. Ulu dağlara ve dağların eteğinden çıkan coşkun sulara hep o ağaç gölge etti. Osman Bey rüyasını Şeyh Ede-Balı'ye anlatır. O da rüyayı şöyle yorumlar: "Oğul Osman, Hak Teâla sana ve soyuna hükümranlık verdi.
    [Show full text]
  • Tarık Buğra Kitabı
    TARIK BUĞRA KİTABI “Hatırlayıp Yeniden Bulmak” Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları Kitap No: 64 Koordinasyon Sertaç Güleç Nurullah Yaldız TARIK BUĞRA KİTABI “Hatırlayıp Yeniden Bulmak” Hazırlayan Asım Öz Düzelti Gülümser Karabulut ISBN 978-605-7664-55-6 T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sertifika No: 20640 1. Baskı, İstanbul, Ağustos 2020 Kitap Tasarım Abdüsselam Ferşatoğlu Baskı, Seçil Ofset 100. Yıl Mahallesi Massit Matbaacılar Sitesi 4. Cadde No:77 Bağcılar, İSTANBUL Sertifika No: 44903 TARIK BUĞRA KİTABI “Hatırlayıp Yeniden Bulmak” Hazırlayan Asım Öz İÇİNDEKİLER SUNUŞ 9 BU KİTAP HAKKINDA 11 BİRİNCİ BÖLÜM HAYAT, EDEBİYAT VE TARİH BEŞİR AYVAZOĞLU Tarık Buğra İçin Bir Biyografi Denemesi 19 HATİCE BİLEN BUĞRA Yazar ve Eş Olarak Tarık Buğra 29 MEHMET TEKİN Tarık Buğra’nın Sanat ve Edebiyat Anlayışı 41 KURTULUŞ KAYALI Tarık Buğra’nın Metinlerinin Üç Temel Özelliği 75 ALİ BİRİNCİ Tarih Usulü Bakımından Küçük Ağa 85 D. MEHMET DOĞAN Tarık Buğra Yahut Millî Mücadele’nin Romanını Yazmak 93 İSMAİL COŞKUN Tarık Buğra, Küçük Ağa, Millî Mücadele Edebiyatı 103 HAKKI ÖZDEMİR Küçük Ağa ve Firavun İmanı Bağlamında Tarık Buğra’da Tarih Düşüncesi 109 CEM SÖKMEN Küllük’ten Babıali’ye: Edebiyatçı ve Gazeteci Tarık Buğra 117 İKİNCİ BÖLÜM ELEŞTİRİ, YAZARIN KADERİ VE KURMACA NECMETTİN TURİNAY Tarık Buğra’nın Cemâziyelevveline Doğru: Bir Eleştirmenin Gözünden 1950’lerin Görünümü 129 NECATİ MERT İki Büyük Yalnız: Sait Faik ve Tarık Buğra 145 JALE PARLA Hümanist Bir Zaman Öykücüsü: Tarık Buğra 157 ÖZLEM FEDAİ Tarık Buğra’nın Acemi Kalem Tecrübeleri: Üç Tefrika
    [Show full text]
  • Nation and State Building in Nineteenth Century Bosnia and Herzegovina 1
    Ethnopolitics Papers March 2012 | No. 16 Nation and State Building in Nineteenth Century Bosnia and Herzegovina 1 An Inverted Principle Sheila Osmanovic PhD Candidate | University of East London, UK E-mail address for correspondence: sheila.gmx@ gmail.com Abstract Nineteenth century Bosnia and Herzegovina became the principal early battleground for the clash between absolute Ottoman centralisation and the local Bosnian autonomy, a status that she maintained throughout Ottoman rule and fought to preserve against Ottoman reforms. The decline of the Ottoman Empire gave rise to the various ethno-nationalisms in the Balkans, but in Bosnia and Herzegovina this process was in- verted and Bosniaks were never promoted to a separate nation. The development of Bosniak nationality and state were thwarted and forcefully curtailed by both external factors: the ‘reformed’ Ottoman–Turkish Empire and the Great Powers. In their approach towards Bosnia and Herzegovina they both maintained totalitarian and autocratic attitudes during which the inability of the Turkish rule to substitute the former Ottoman supremacy over Bosnia was settled by the Europeans – not by giving independence to Bosnia – but by drafting the negotiated agreement that placed Bosnia under Austro–Hungarian supervision. Follow- ing the break-up of Yugoslavia and 1992–5 war in Bosnia and Herzegovina, this mimic was reproduced in the Dayton peace agreement signed in 1995. Tight supervision and brokerage of the international commu- nity settled Bosnia as an international protectorate, continuing refusal to incorporate Bosnia and Herzego- vina in the contemporary system of nation states. 1 A previous version of this paper was presented at the EXCEPS PGR conference ‘Cultural Encounters: Researching Ethnicities, Identi- ties, and Politics in a Globalized World’, University of Exeter, UK, 21–22 May 2011.
    [Show full text]
  • Osmancik Romaninda Başkişinin Arayiş, Değişim Ve Dönüşüm Süreci
    Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 6/3 Summer 2011, p.1907-1923 TURKEY OSMANCIK ROMANINDA BAŞKİŞİNİN ARAYIŞ, DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM SÜRECİ Selami ÇAKMAKCI* ÖZET Tarihi romandaki baĢarı daha çok karakter yaratmak ile ölçülür. Tarık Buğra‟nın Osmancık romanı Osmanlı Devleti‟nin kurucusu Osman Bey‟in yaĢamını konu alan baĢarılı bir karakter romanıdır. Eser, kurmaca yapıtların birçoğunda görülmeyen üçgen arzu denilen bir yapıya sahiptir. Eserdeki üçgen arzuda; arzulayan özne ve arzu nesnesiyle birlikte dolayımlayıcı vardır. Osmancık adlı anlatıda aynı ismi taĢıyan baĢkiĢi Osmancık‟ın değiĢim ve geliĢim serüveni söz konusu üçgen arzuda gerçekleĢir. Osmancık, kimlik ve kiĢilik sınavlarını dolayımlayıcısı konumundaki Ede Balı önderliğinde gerçekleĢtirir. Rehberi konumundaki Ede Balı'nın uyarıları ile kendindeki öteki‟ni bulur, yaĢam algısı değiĢir. KiĢisel yolculuğunda kendini tanıdıkça zaman ve mekân algısı değiĢir. Eylemlerinde bireysel kimliğin yerine milli kimliğin buyruğuna girer. Zamanla kiĢisel benliği bir topluluğun ülküsünde erir. KiĢisel değiĢim ve geliĢim sürecinde törel ve kültürel değerler bakımından değiĢimler yaĢar. Rehberi önderliğinde kiĢisel tutku ve isteklerini yenerek kendini ve yaĢama amacını tanıyan kahramanın serüveni tarihi gerçeklere de uygunluk gösterir. Anahtar Kelimeler: Kılıç, değiĢim, Ede Balı, badem ağacı, tekke SEARCH, CHANGE AND TRANSFORMATION PROCESS OF MAIN CHARACTER IN THE NOVEL OF OSMANCIK ABSTRACT Success is measured rather by creating characters in historical novels. Tarık Buğra‟s novel Osmancık is a successful character novel which is about the life of Osman Bey, the founder of Ottoman Empire. This work has a structure which is called triangular desire and this structure is not seen in most fiction novels. There are desiring subject and desired object with mediator in the triangular desire of the work.
    [Show full text]