TRT RADYO PRODÜKTÖRLERİNİN TÜRKİYE’DE KAMUSAL RADYO PROGRAMCILIĞI VE POPÜLER RADYO PROGRAMCILIĞI ÜZERİNE DEĞERLENDİRMELERİ Özgül Birsen *- Vakur Kayador**

ÖZET Bu çalışmada, TRT radyo prodüktörlerinin, TRT geleneği olan klasik radyo yayıncılı- ğı/programcılığı ile günümüz popüler radyo yayıncılığı/programcılığına ilişkin görüşleri değer- lendirilmiştir. Bu amaç doğrultusunda TRT , , İzmir radyolarında ve Yurtdışı Ya- yınlarında görevli 66 kültür ve eğitim yayınları prodüktörüne Ocak-Mayıs 2007 tarihleri arasında 22 sorudan oluşan bir anket uygulanmıştır. Bu amaç doğrultusunda öncelikle kamusal radyo pro- düktörlerinin toplumsal sorumluluk bilincini ne ölçüde benimsedikleri araştırılmış, kamusal ileti- şim kurumlarının en ayırt edici özelliklerinden biri olan giriş sınavlarını ve eğitim amaçlı kurs programlarını nasıl değerlendirdikleri sorgulanmış ve klasik radyo yayıncılığı ile güncel-popüler radyo yayıncılığına ilişkin düşüncelerini araştıran sorular yöneltilmiştir. Kendilerinin, günümüz yoğun iletişim ortamında kamusal radyoculuğun, ne ölçüde dinleyicisiyle buluştuğu konusundaki düşünceleri araştırılmıştır. Çalışmada ayrıca TRT prodüktörlerinin bir güdüleme kaybı yaşayıp yaşamadıkları anlaşılmaya çalışılmıştır. Ülkemizdeki kamusal radyo-televizyon kurumu olan TRT bünyesindeki radyo prodüktörlerinin, toplumsal sorumluluk anlayışından hiçbir biçimde ödün vermedikleri açıkça görülmüştür. Prodük- törler almış oldukları eğitimi % 60 gibi bir çoğunlukla yeterli bulurken, usta çırak etkileşimini de yararlı görmektedirler. Dinlenirlik oranlarının düşmesinin güdüleme kaybına yol açtığı dikkat çeken bir başka bulgudur. Ayrıca bağlı oldukları kurumun, temel işlevlerini yeterince yerine getir- diği ve radyonun en önemli avantajlarından gereğince yararlanabildiği konularında çok iyimser olmadıkları belirlenmiştir. Anahtar sözcükler: Radyo, Radyo Yayıncılığı, Radyo Programcılığı, Kamusal Radyoculuk, Popü- ler Yayıncılık

TRT RADIO PRODUCERS EVALUATIONS ON PUBLIC RADIO BROADCASTING AND COMMERCIAL RADIO BROADCASTING IN

ABSTRACT This study evaluated TRT radio producers’ point of view about today’s popular radio broadcast- ing and classical radio broadcasting as a TRT tradition. To reach this aim a questionnaire which contained 22 questions, was applied in January – May 2007 to 66 TRT culture and education program producers who are appointed at TRT Istanbul, Ankara, Izmir and abroad broadcasting. In according to this aim questions about how much public radio producers adopt to public re- sponsibility senses, how they were evaluate entrance examination and education aimed course programs which are discriminative characteristics of public communication organizations and their thoughts about actual-popular and classical radio broadcasting asked them. Their thoughts about how much current public radio broadcasting can reach its audience in this intensive com- munication environment were also investigated. It’s tried to understand if public radio producers are living a motivation lack or not. It is obviously understood that radio producers of our countries public radio and television or- ganization TRT, are not compromise public responsibility apprehension. According to 60 % of producers are given education is sufficient, and expert – apprentice relationship is useful. An- other finding shows that the decreases in listening ratings are creating motivation lack. Produc- ers mentioned that, they are not optimistic about how much TRT can perform its functions and how much TRT can take most important advantages of radio.

* Yrd. Doç. Dr., Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi ** Yrd. Doç. Dr., Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi

TRT Radyo Prodüktörlerinin Türkiye’de Kamusal… (18-30)

Keywords: Radio, Radio Broadcasting, Radio Programing, Public Radio, Private Broadcasting. ortaya çıkmıştır. Amacı yurttaşları bilgilendir- GİRİŞ mek, kültürel ve eğitimsel gelişmelerini sağla- mak, aydınlanmalarını desteklemektir. Bunun Türkiye'nin özel radyo-televizyon yayıncılığı- yanı sıra güncel dünya gerçekleri hakkında nın egemenliğinde geçirdiği yaklaşık son 20 kendilerini bilgilendirmektir. Bu yapının en yıl, kamu yayıncılığının önemini net bir biçim- önemli unsuru sürecin kesinlikle ticari olma- de,bir kez daha ortaya koymaktadır. Başlangıç- masıdır. Bu bağlamda kamu hizmeti yayıncılığı ta demokratikleştirici etkileri olan reyting sis- üç biçimde ortaya çıkmıştır. Bunların ilki 1920- teminin zamanla toplumun beğeni yelpazesini 1930 yılları arasında Anglo-sakson örneğinde daracık bir alana hapsettiği gözlenmiştir. Nite- olduğu gibi paternalist (devletçi-otoriter top- likli programlar yerini sıradan beğeninin en lumsal yarar anlayışı) bir yapıya sahiptir. İkin- küçük ortak paydasına bırakmaktadır. Sağlıklı cisi demokratik ve özgürleştirici (emancipa- bir iletişim ortamının oluşabilmesi için, popüler tory) modeldir. Bu model Batı Avrupa ülkele- yayıncılık anlayışını benimseyen özel radyo ve rinde 1970’lerde tercih edilmiş ve tekel oluş- televizyonların yanı sıra herkese ulaşabilen masını engellemek amacıyla kullanılmıştır. güçlü bir kamu yayıncılığına ihtiyaç olduğu Üçüncü model sistemik bir anlayışa sahiptir ve açıkça ortaya çıkmıştır. yönlendirici karakterdedir, ayrıca kamu yapı- lanmasının bir parçasıdır. II. Dünya Savaşı Yayıncıların ve yasa yapıcıların karşılaştıkları sonrası Batı Almanya’da, İspanya’da, Porte- fırsatlar ve sorunlar her ülkede farklıdır. Elbette kiz’de ve Yunanistan’da; 1989’dan sonra da ihtiyaçlar, ilgi duyulan alanlar ve şikâyetler de Doğu Avrupa’da uygulanmıştır. Kamu hizmeti değişiktir. Ancak tüm toplumların ortak özelli- yayıncılığı organizasyonları çoğunlukla tekel ği günümüzde kitle iletişim araçları ortamının olarak kurulurlar. Ancak bu örneğin dışında parçalı bir yapıya bürünmesidir. Pek çok kuru- kalan, karma yapılı devlet ve özel sektör ortak- luş, bu kuruluşların sunduğu seçeneklerin çok- lığında oluşturulmuş örnekler de bulunmakta- luğu, özgün alanlardaki artış, belirli bir hedef dır. Devlet yapılanmasından bağımsız tek ör- kitleyi dikkate alan kuruluşların fazlalığı bu nek olan Amerika Birleşik Devletleri’nde kamu parçalı yapının oluşmasının en önemli nedenle- yayıncılığı, var olan ticari yayıncılığa alternatif ridir. Dolayısıyla bu yeni gerçeklik kamu ya- oluşturmak amacıyla sürdürülmektedir (Kaid yıncılığının bu rekabet ortamındaki gerekliliği- ve Bacha 2008: 680-681). ni daha da güçleştirmektedir (Collins ve ark. 2001: 680). 1. TÜRKİYE’DE RADYOCULUĞUN VE PROGRAMCILIĞIN GELİŞİMİ Kamu hizmeti ile pazar genellikle birbirlerinin karşıtıdır. Burada gerçekleştirilmesi gereken, Türkiye’deki kamu yayıncılığını ve programcı- kamu yayın kuruluşları ile özel sektör yayın lığını bir tabana oturtmak için en yalın biçimiy- kuruluşlarından oluşan medya ortamında top- le, bu yayıncılığın tarihsel gelişimine, çok lumun bir ucundan diğer ucuna tümünü kapsa- genel olarak göz atmak yararlı olacaktır. Türki- yabilecek bir işbirliği kurabilmektir. Bu yüz- ye’de ilk radyo yayını, “6 Mayıs 1927” de yılda, hiç kuşkusuz, kamu yayıncılığının bir TTTAŞ (Türk Telsiz-Telefon Anonim Şirketi) yeri olmalıdır. Fakat bu yer geçen yüzyıldakin- eliyle başlamıştır. Türkiye’de de radyoculuk; den farklılıklar taşımak zorundadır. Bu yer, İngiltere, Fransa ve Almanya örneğinde olduğu teknolojik gelişmelerin ve rekabet ortamının gibi özel şirket elinde kurulup işletilmiştir elverdiği ölçüde kamu yayın kuruluşlarınca (Vural 1986: 103-105). Ülkemizde ilk televiz- devletin desteğinde bir yayıncılık anlayışını yon yayını ise İstanbul Teknik Üniversitesi bünyesinde taşımalıdır (Collins ve ark. 2001: tarafından 9 Temmuz 1952 günü gerçekleşti- 680-681). rilmiştir. Daha sonra 31 Ocak 1968’de TRT Ankara Televizyonu ilk resmi yayınını yapmış- Kamu hizmeti yayıncılığı, var olan toplumsal tır. Bunlar başlangıçta deneme yayınları biçi- yapı içinde; sosyal dengenin, sosyal adaletin ve minde, siyah-beyaz olarak tek kanaldan sürdü- buna bağlı olarak çeşitli sosyal düzenlemelerin rülmüştür. Radyo ve televizyon yayınlarının toplumun aleyhine bozulmaya başladığında TRT bünyesinde toplanma tarihi ise 1 Mayıs

19 Selçuk İletişim, 6, 4, 2011

1964’tür ve bu tarihten 1990 yılına kadar yayın ve bir dönem ülke gündemini çok fazlasıyla hizmeti devlet tekelinde gerçekleştirilmiştir. meşgul etmiş, iktidar muhalefet çatışmasının en 1990 yılında ilk özel televizyon, 1992’de ise önemli nedenlerinden biri olmuştur. Yayıncılık özel radyolar-başlangıçta yasal düzenlemeden bağlamında özerklik, “teorik bakımdan prog- yoksun olarak- yayın hayatlarına başlamışlardır ram yapımında; yönetimde ve iktisadi alanda (Turam 1996: 6). hiçbir yere tabi olmama” anlamına gelmekte- dir. Burada hükümet baskılarından uzak kalma Türkiye’de elektronik yayıncılık tarihinin bü- amacı ifade edilmektedir (Tokgöz 1972: 77). yük bölümünü, doğal olarak radyo tarihi oluş- 1964-1971 arası TRT’nin özeklik yıllarıdır ve turmaktadır. Radyo başka ülkelerde olduğu gibi bu dönem radyoculuğumuzun hayli başarılı ülkemizde de önceleri amatörler tarafından kabul edilen zaman dilimidir. Ayrıca radyo denenmiştir. Telsiz telefonun Türkiye’ye girişi prodüktörlüğü ilk kez bu dönemde resmi bir telsiz telgrafın türevi biçiminde olmuştur. Tel- kimlik kazanmış, prodüktörlük bir mesleğin adı siz telgraf ise, başlangıçta Kurtuluş Savaşı olmuştur. Oysa o tarihe kadar-üstelik de biçim- sırasında haberleşme ihtiyacının karşılanması sel açıdan hayli nitelikli programlan üretilme- için kullanılmıştır (Kocabaşoğlu 1989: 9). sine karşın-,bu görev profesyonel radyocular tarafından yapılmamıştı. 1965 yılında ilk kez Türkiye radyoculuğunun gelişimini tarihsel sınavlardan ve meslek içi eğitim kurslarından süreç içinde çeşitli başlıklar altında incelemek geçerek, toplumsal sorumluluk bilincine sahip mümkündür. Önceleri yayınlar-yukarıda belir- radyo prodüktörleri göreve başlamışlardır tildiği üzere- TTTAŞ tarafından gerçekleştiril- (Cankaya 2003: 67-68). miştir. 1927-1936 yıllarını kapsayan bu dönem, çeşitli nedenlerden dolayı başarısızlıklarla 12 Mart 1971 Askeri Muhtırası’nın sonrasında doludur. 1936’da PTT eliyle devlet tekeline ara dönem hükümetlerinin en önemli icraatla- alınan radyo bir dört yıl da bu Kurumun elinde rından biri, üniversitelerin ve TRT’nin özerkli- kalmış ve yayıncılık, programcılık alanlarında ğini kaldırmalarıdır. Bundan sonra Kurum yine aşama kaydedilememiştir (Kayador 1999: yalnızca tarafsız ve bağımsız bir statü ile yöne- 79-80). tilmeye başlamış, bu nedenle hükümetlerin etkisine açık duruma getirilmiştir. Daha sonra 1940 yılında Matbuat Umun Müdürlüğünün 12 Eylül Askeri Darbesi’ne uzanan süreçte bünyesine katıldıktan sonra, gerçek anlamda TRT yine en fazla siyasal tartışma konularına radyoculuğun temelleri atılmıştır. Bu Kurum malzeme olan kurumların başında gelmiş, bu daha sonra, 1943’te Basın Yayın Umum Mü- arada Türkiye radyoları, yayın alanı ve yayın dürlüğü, 1949 yılında da Basın Yayın ve Tu- saatleri artan televizyon yayınları karşısında rizm Genel Müdürlüğüne dönüşecektir. Ülke- giderek dinlenirlik oranlarını ve konumlarını nin çok partili demokratik sisteme geçmesinin yitirmeye başlamışlardır (Akıllıoğlu ve ark. ardından, özellikle de 1950’de Demokrat Parti 1990: 36-54). siyasal iktidarı ile birlikte Türkiye’de radyo yayıncılığı, en önemli siyasal çatışma alanla- 2. 1980 SONRASI GELİŞMELER VE rından biri durumuna gelmiştir. Bu kurum GÜNÜMÜZ YAYINCILIK ORTAMI elinde radyoculuğumuz radyo programcılığı ve program estetiği bağlamında önemli mesafeler Türkiye’nin 12 Eylül 1980 Askeri Müdahalesi, kat etmiştir. Ancak yine bu dönemde, radyonun daha sonra Turgut Özal başbakanlığı ve ANAP siyasal iktidarlar tarafından partizanca kulla- hükümetleri döneminde yaşadığı değişim, nılmasının doğurduğu sakıncalar, 27 Mayıs cumhuriyet tarihimizin en kökten dönüşümle- 1960 Askeri Müdahalesi’nin gerekçelerinden rinden biridir. Savunanlar kadar eleştirel yakla- biri olmuştur (Kejanlıoğlu 2003: 145-149). şanların da çok olduğu bu dönem, gerçekte ABD ve İngiltere’de 1970’lerin sonunda ger- Bu nedenle 1961 Anayasası’nın 121.maddesi çekleşen deregülasyon, liberalleşme, serbest ve 359 sayılı Radyo-Televizyon Yasası ile piyasa ekonomisini benimseme sürecidir. Bu Türkiye’de radyo ve televizyon yayın tekeli, süreçte Türkiye ile birlikte, medya da yapısal özerk bir yapılanma ile TRT’ye verilmiştir. değişikliklere uğrayarak yeniden biçimlenmeye Yayın özerkliği çok geniş kapsamlı bir konudur başlamıştır. Dünyada ve ülkede yaygınlaşan

20 TRT Radyo Prodüktörlerinin Türkiye’de Kamusal… (18-30)

sağ politikalar ve ekonomik alandaki değişik- vizyonlarında ilkesiz ve eğitimden yoksun bir likler doğal olarak yeni iletişim teknolojilerinin yayıncılık anlayışının yerleşmesine neden ol- de önünü açmış, dijital teknolojiler iletişim muştur (Birsen 2005: 63-67). etkinliklerinde ve küresel medya şirketlerinde bir bütünleşmeye/tekelleşmeye neden olmuştur. Kamu yayıncılığının geleceğine dönük öngörü- Türkiye bu dönemde ortaya çıkan uluslararası ler ise teknolojinin ve içeriğin daha çok küresel medya kartellerinin ilgi alanı içine girmiştir. düzeyde üretileceğini, içeriğin daha fazla tek- Yeni iletişim teknolojilerindeki gelişmelerden nolojiyle biçimleneceğinin altını çizmektedir. Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere gibi Bu durum nedeniyle, yayıncılık gibi alanların büyük devletlerle aynı dönemde etkilenen Türk daha büyük teknoloji şirketlerinin alt bölümleri medyası, devlet tekelinde bulunan tek kanallı olarak yapılanmasına, kitle iletişim araçlarının radyo- televizyon yayıncılığından özel yayıncı- içeriklerinin daha çok sermaye denetimine lığa adım atmıştır. Bu dönem medyadaki yapı- girmesine yol açacağı anlaşılmaktadır. Kamu sal tekellerin kırılıp radyo ve televizyon kanal- yayıncılığı ise bu süreçte kendine bir yer bul- larının çoğaldığı, internet gibi yeni bir kitle makta çok zorlanacak, hatta bulamayacakmış iletişim aracının toplum yaşamına girdiği bir gibi bir görüntü sunmaktadır. Oysa kamu ya- zaman dilimidir (Keane 1993: 10). yıncılığının en önemli unsuru ulus devletlerin yayıncılık alanındaki düzenlemeleridir. Buna 1980’li yıllara gelene dek, Türkiye’de yayıncı- karşılık geniş bant yöntemi, ulus devletin bu lık, Avrupa’daki yayıncılık modellerini örnek işlevini yayın içeriğini ticarileştirerek etkisiz alsa da, “kamu hizmeti” gibi bir Avrupa etiketi kılmaktadır. Bu süreçlerin en önemli etkisi ise taşısa da kendi toplumsal ve siyasal yapısı kitlelerin bilişsel yapıları üzerinde ortaya çık- gereği farklı bir biçime dönüşmüştür. Avru- maktadır. Geleneksel kitle iletişim araçları pa’da 1980’lerden sonra, radyo ve televizyon içinde toplumun bütüncül algılanışı, yerini yayıncılığında devlet tekelinin kırılması, özel farklılaşmış içerikle, parçalı toplumsal yapılara girişimin elindeki radyo ve televizyon istasyon- bırakacak gibi görünmektedir (Yaşin 2005: larının sayılarının artması, yayıncılık alanında- 289-290). ki değişmeler -yukarıda belirtildiği üzere- 1990’ların başında Türkiye’nin de gündemine 2.1. ARAŞTIRMA YÖNTEMİ yerleşmiştir. Başlangıçta çoğulculuğun, çok sesliliğin ve demokratikleşmenin sağlanması Bütün bu yaşanan gelişmelerin en fazla etkile- beklenirken, zaman içinde, özellikle yazılı diği alanlardan biri, kuşkusuz, -artık varlığı bile basında ciddi boyutlarda tekelleşme görülmüş, tartışılan- kamusal radyo programcılığı ve buna bu durum iletişim alanında yaygınlaşmıştır. bağlı olarak radyo prodüktörleri olmuştur. Sonuçta izler kitlenin erişebildiği çok sayıdaki Böylesi bir ortamda, eğlendirme işlevinin her alternatif haber kaynakları her geçen gün az şeyin önüne geçtiği bir yayıncılık-programcık sayıdaki şirketlerin, kişilerin kontrolüne girmiş, düzeninde klasik radyoculuk ve toplumsal sürekli kâr arayışı, işletmeler arasındaki bir- sorumluluk anlayışını benimseyen, bu anlayışla leşmelere, satın almalara yol açmıştır. Küresel- yetişen prodüktörler büyük bir karmaşa yaşa- leşmenin ortaya çıkardığı bu yeni süreç çok maya başlamışlardır. Bu çalışmada bunu araş- güçlü uluslararası medya yapılanmalarını da tırmak ve sorgulamak amaçlanırken, bu alanda ortaya çıkarmıştır (Birsen 2005: 63-67). önemli bir durum saptaması yapılabileceği düşünülmüştür. Buna bağlı olarak araştırmanın Türkiye’de 1990 yılında ilk olarak Star TV ile konusunu da, TRT radyo prodüktörlerinin, başlayan özel televizyon yayıncılığını, 1992’de yaşanan bütün bu baş döndürücü değişim sü- özel radyoculuk izlemiştir. Bir dönem, yasal reçlerinde TRT geleneği olan klasik radyo düzenlemeleri de gerçekleşmeden yürütülen yayıncılığı ile günümüz popüler radyo yayıncı- yayınlar, kısa sürede sancılı ve kaotik bir ileti- lığına ilişkin görüşleri oluşturmuştur. Araştır- şim ortamı yaratmıştır. Gerçekte, yasal düzen- mada İstanbul, Ankara, İzmir ve Yurtdışı Ya- lemelerin teknolojinin gerisinden gelmesi, yınlarında kültür ve eğitim programları hazırla- yalnız Türkiye’ye özgü bir olgu değildir, bu yan TRT prodüktörlerine 2007 Ocak-Mayıs süreç genellikle dünyada da böyle yaşanmıştır. tarihleri arasında 22 sorudan oluşan bir anket Ancak bu durum ülkemiz özel radyo ve tele- uygulanmıştır. Önce kamusal radyo prodüktör-

21 Selçuk İletişim, 6, 4, 2011

lerinin toplumsal sorumluluk bilincini ne ölçü- Prodüktörler % 96,9 gibi çok büyük oranda de benimsedikleri sorgulanmış, ardından kamu- mesleki misyonlarına sahip çıkmışlardır. sal iletişim kurumlarının en ayırt edici özellik- Tablo 2. Girmiş olduğumuz sınavlar, mesleki lerinden biri olan giriş sınavlarının ve eğitim yeteneklerimiz açısından bizi sınayabilecek amaçlı kurs programlarının kendilerince nasıl düzeydeydi. değerlendirildiği belirlenmeye çalışılmıştır. Daha sonra klasik radyo yayıncılığı ile güncel- Sıklık Yüzde popüler radyo yayıncılığına ilişkin düşüncele- Katılmıyorum 11 16,7 rini araştıran sorular yöneltilmiştir. Tek ileti- Kararsızım 15 22,7 şim aracı olma özelliğini hayli zamandır yitir- Katılıyorum 36 54,5 miş olan kamusal radyoculuğun, çok yoğun Kesinlikle Katılıyorum 4 6,1 iletişim ortamında ne ölçüde dinleyicisiyle Toplam 66 100,0 buluştuğu konusundaki düşünceleri araştırıl- mıştır. Kamusal televizyon kanallarıyla, özel Kamusal radyo prodüktörlerinin genel anlamda radyo ve televizyonlarla, internet ortamıyla, yetenek ve birikim sahibi olmalarının gereği internet radyolarıyla birlikte yaşayan kamusal ortadadır. Ancak yetenek ve birikim, radyocu- radyo prodüktörlerinin bir güdüleme kaybı luk ve programcılık konularında özgül olarak yaşayıp yaşamadıkları anlaşılmaya çalışılmış- verilecek giriş dönemi kursları ve meslek içi tır. Ayrıca bağlı oldukları kurumun, işlevlerini eğitim etkinlikleriyle desteklendiğinde anlamlı ne kadar yerine getirdiği konusunda düşüncele- olabilir. TRT, kuruluş tarihi olan 1964 yılından rine başvurulmuş, TRT’yi habercilik, eğitim, bu yana sürekli yayıncı kadrolarını sınavlarla eğlence etkinliklerinde ne kadar başarılı bul- almış, meslek içi eğitim programlarıyla kendi- dukları sorulmuştur. Ankete 66 prodüktör ka- lerine katkı sağlamaya çalışmıştır. Radyo prog- tılmış, anketler yüz yüze görüşme tekniği ile ramcılılığının bir meslek olarak tescili de yapılmıştır. Araştırma sonrası elde edilen veri- TRT’nin kurulmasıyla gerçekleşmiştir. Gerçek- ler SPSS programında değerlendirilmiş ve te daha öncesinde de değişik program türlerinin tablolaştırılmıştır. üretimi konusunda önemli mesafeler kat edil- miş, program estetiği konusunda iyi bir nokta- 2.2. ARAŞTIRMA BULGULARI VE ya gelinmişti. Özellikle bant-kayıt tekniğinin YORUM kullanıldığı bu programlar, adı konmayan rad- yo programcıları/prodüktörleri ve çok daha Tablo 1. Kamusal radyo prodüktörü toplumsal önceden meslek tanımları yapılmış, kadroları sorumluluk bilincine uygun yayın gerçekleş- verilmiş spikerler ve teknisyenler tarafından tirme isteğinde olmalıdır. hazırlanmaktaydı. Bu nedenle TRT’nin, daha Sıklık Yüzde önceki Türkiye radyoculuğundan, özellikle Kesinlikle Katılmıyorum 1 1.5 Basın Yayın Genel Müdürlüğü döneminden Katılmıyorum 1 1,5 hayli olumlu bir miras devraldığı düşünülebilir. Katılıyorum 22 33,3 Bununla birlikte “radyo programcısı /prodüktör” kadrolarının ihdas edilmesi 1964 Kesinlikle Katılıyorum 42 63,6 yılında sağlanmış, Türkiye radyoculuğunun Toplam 66 100,0 “altın çağı” olarak anılan 1964-1971 özerklik Kamusal radyo programcısının, günümüz ticari yılları, ilk kez 1965 yılında açılan bu eğitim radyolarının kazanç kaygısıyla sürdürdükleri kurslarından yetişen prodüktörler tarafından yayın anlayışı karşısında, tutumlarını ve tavır- yaşatılmıştır (Kayador 1999: 124-125). Böylesi larını sorgulama isteği içinde olup olmadıkları bir tarihsel geçmişi olan ve süreç içinde sorulduğunda, ezici bir çoğunlukla toplumsal TRT’de kurumlaşan bu kurslar öncesinde ve sorumluluk anlayışından vazgeçmelerinin sonrasında yapılan sınavların prodüktör adayla- mümkün olmadığını belirtmişlerdir. Oysa bü- rını değerlendirecek düzeyde olması büyük tünüyle popüler bir yayın anlayışını benimse- önem kazanmaktadır. Burada prodüktörlerin % dikleri takdirde, dinleyicileriyle buluşma şans- 60,6’sı bu sınavları olumlu bulurken, % 16,7’si larının artacağı ve mesleki tatmin duygusunu olumsuz görüş bildirmiş, % 22,7’si de kararsız daha yoğun yaşayacakları düşünülebilirdi. olduğunu belirtmiştir. Yaklaşık % 40 gibi ciddi oranda katılımcının bu sınavlara olumlu değer-

22 TRT Radyo Prodüktörlerinin Türkiye’de Kamusal… (18-30)

lendirmemiş olması, üzerinde durulması gere- yında programcı ya kararsız kalmış ya da hoş- ken bir konudur. nutsuzluğunu belirtmiştir. Bu % 39’luk oran da hafife alınacak gibi değildir. Ülkemizde eğitim Tablo 3. Toplumsal sorumluluk bilincine kurumlarında Türk dili derslerinin ne kadar uygun eğitimi aldığımızı düşünüyorum. ciddiye alındığının, popüler kültür değerlerinin dilin özensiz kullanımında rolünün ne olduğu- Sıklık Yüzde nun sorgulanması bir başka araştırmanın konu- Katılmıyorum 15 22,7 su olabilir. Bu tür çalışmalar, ortaya çıkan bu Kararsızım 8 12,1 yüksek hoşnutsuzluk oranını açıklamakta ya- Katılıyorum 27 40,9 rarlı olabilir. Kesinlikle Katılıyorum 16 24,2 Toplam 66 100,0 Tablo 5. Almış olduğumuz eğitim süreci kla- Sınavların yeterliliği dışında eğitim kurs ve sik radyo yayıncılığının ötesinde günümüz seminerlerinin, toplumsal sorumluluk bilincini radyo yayıncılığı anlayışını da kapsamaktadır. ne ölçüde kazandırdığı da bir başka önemli Sıklık Yüzde sorudur. Kamusal radyoculuğun ve toplumsal Kesinlikle Katılmıyorum 4 6,1 sorumluluk bilincinin gereği olarak, bir kamu- Katılmıyorum 20 30,3 sal radyoda “dinleyicinin ihtiyaçlarının istekle- Kararsızım 20 30,3 rinden daha önde geldiği” ilkesi son derece Katılıyorum 17 25,8 önemlidir (Akıllıoğlu 1999). Toplumsal sorum- Kesinlikle Katılıyorum 5 7,6 lulukla özdeş olan bu temel ilkenin, % 65’e Toplam 66 100,0 yakın oranda prodüktörlük kurslarında kendile- rine aşılanmaya çalışıldığı kanısında iken, % Ülkemizde 1990 yılında özel televizyonların, 35’e yakın oranda prodüktör, kararsızlığını ya ardından 1992 yılında özel radyoların yayına da olumsuz düşüncesini belirtmiştir. (Toplum- başlamaları ve süreç içinde yasal dayanaklarını sal sorumluluk üst başlığının dışında, dinleyi- bulmalarıyla birlikte yeni ve dinleyicinin talep- cinin istek-ihtiyaç dengesine ilişkin özel bir lerine öncelik veren bir yayıncılık anlayışı soru da aşağıda sorulmuştur) Kamusal radyo benimsenmiştir. Klasik radyo yayıncılığında yayıncısının var oluş nedeni sayılabilecek bir prodüktör, spiker, teknisyen üçlüsü ortak bir konuda, % 35’lik bir topluluk tarafından kurs- çalışma sonucu programlarını üretmekte, canlı ların yeterli olmadığının belirtilmesi de ilginç yayınlar kadar bant programlara da ağırlık ve düşündürücüdür. Aslında buradan prodük- verilmekte; böylelikle program estetiği önemle törlerin toplumsal sorumluluk bilincini kendile- göz önünde tutulmaktaydı. Radyo programının rinin geliştirdiği gibi bir sonuç da çıkarılabilir. söz-müzik-efekt unsurlarından meydana gelen bir kompozisyon olduğu düşünülmekteydi. Tablo 4. Türkçeyi yazılı ve sözlü anlamda Özel radyolarla birlikte radyo programcıları bir yetkinlikle kullanabilecek eğitim sürecinden metin yazarı olmaktan çok başarılı bir organi- geçtik. zatör konumuna gelmiştir. Sunucuların iyi bir metin değerlendirme uzmanı olmalarına gerek Sıklık Yüzde kalmamış, doğaçlama konuşabilme yetenekleri Kesinlikle Katılmıyorum 1 1,5 ön plana çıkmıştır. Canlı yayında inisiyatif Katılmıyorum 11 16,7 kullanabilmeleri, dinleyicilerin o radyo istas- Kararsızım 14 21,2 yonundan ayrılmamalarını sağlayacak eleman Katılıyorum 25 37,9 özellikleri taşımaları zorunlu hâle gelmiştir. Kesinlikle Katılıyorum 15 22,7 Yayın teknisyeni de bu çok daha süratli, dina- Toplam 66 100,0 mik yayıncılık anlayışı içinde fazlasıyla dikkat- Ana dilinin en güzel, yetkin biçimde kullanımı li olmak durumundaydı. Özel radyolarda ise bir kamusal radyo programcısının asal görevle- prodüktör-sunucu-teknisyen özelliklerini bir rinden biridir. Yazılı ve sözlü anlamda ana arada taşıyan yeni radyoculara ihtiyaç duyul- dillerini kullanma konusunda da % 61 civarın- maktaydı. Teknisyenlere yine ihtiyaç duyula- da radyo programcısı, bu eğitim etkinliklerinin bilmesine karşılık sunucu-yapımcılık özel rad- yararlı olduğu kanısındadır. Yine % 39 dola- yoculuğun temel özelliklerinden biri durumuna gelmişti (Nart 1998).

23 Selçuk İletişim, 6, 4, 2011

Günümüz kamusal radyo yayıncılarının kabul yönelik yayıncılık anlayışı hiç kuşkusuz prog- sınavları öncesinde aldıkları eğitimlerde ve ramcılarının daha az donanımlı insan olması meslek içi eğitim süreçlerinde bu yayın anlayı- sonucunu doğurmamalıdır. şına uygun eğitim alıp almadıkları sorusuna Bu soruda da prodüktörler % 43 gibi yüksek verdikleri yanıtlar olumlu olmamıştır. Ancak denecek bir oranda hedef kitlelerini iyi tanıma- %33,4 oranında olumlu yanıt alınırken, olum- ları konusunda yeterli eğitimden geçmedikleri suz ve kararsız yanıtlar % 66,7 gibi ciddi bir kanaatindedirler. Radyo yayıncılığının en temel orana tırmanmıştır. Prodüktörlerin bu yeni özelliklerinde biri konusundaki bu eğitim ek- yayıncılık anlayışını onaylamadıkları için böyle sikliği kanaati de göz ardı edilecek gibi değil- bir yanıt vermiş olmaları mümkün görünme- dir. mektedir. Çünkü daha sonraki sorulara verdik- leri yanıtlar bu doğrultuda olmamıştır. Tablo 7. Almış olduğunuz eğitim süreci, ente- lektüel donanımımıza katkı sağlamış, sanat, Tablo 6. Aldığımız genel eğitim ve meslek içi felsefe ve estetik yönlerimizi geliştirmiştir. eğitim programı bize yaşadığımız toplumu çözümleyebilecek donanımı kazandırmıştır. Sıklık Yüzde Kesinlikle Katılmıyorum 3 4,5 Sıklık Yüzde Katılmıyorum 16 24,2 Kesinlikle Katılmıyorum 4 6,1 Kararsızım 8 12,1 Katılmıyorum 14 21,2 Katılıyorum 34 51,7 Kararsızım 10 15,2 Kesinlikle Katılıyorum 5 7,6 Katılıyorum 32 48,5 Toplam 66 100,0 Kesinlikle Katılıyorum 6 9,1 Toplam 66 100,0 Bütün bunlar, aydın birikimine sahip olması gereken kamusal radyo programcısının ayrıca Bir radyo prodüktörünün sahip olması gereken eğitim süreçleriyle desteklenmesi gereken en önemli özelliklerden birisi hedef kitlesini özellikleridir. Prodüktör dış gerçeği ekonomik, çok iyi tanıyabilmesidir. Hangi insan toplulu- toplumsal, siyasal, kültürel yönleriyle çözüm- ğuyla günün hangi saatinde, hangi periyotlarla, leyebilecek, felsefi bilgisiyle kavrayabilecek, ne kadar süre buluşacağı, hedef kitlesine nasıl edindiği sanat ve estetik birikimiyle onu duy- bir üslûpla sesleneceği başlı başına radyoculuk guları ve sezgileriyle de özümseyecek düzeye sorunlarıdır (Ayberkin 1999). Bu bağlamda gelmiş olmalıdır. Giriş sınavlarında bu dona- radyo istasyonları değişik amaçlara göre yayın nımı edinebileceğini göstermesi gereken pro- yapabilirler. Haber verme, eğitme, eğlendirme, düktör adaylarının, eğitim süreçleriyle bu özel- mal ve hizmetlerin tanıtımı en temel amaçları, liklerini pekiştirmeleri önem taşımaktadır. % hatta işlevleridir. Radyolar bu amaçlardan bir 59,3 oranında prodüktörler aldıkları eğitim ya da birkaçına ağırlık verebilirler. Örneğin yeterli bulurken, % 28,7 oranında prodüktör araştırmanın yapıldığı dönemde TRT’nin radyo aldıkları eğitimden hoşnut olmadığını belirt- istasyonlarından TRT 1 bütün bu amaçları miş, % 12,1 oranında da kararsızlıklarını dile sahiplenen bir merkez radyo iken, TRT FM getirmişlerdir. Buradaki hoşnutsuzluk ve karar- popüler müzik ve eğlence kanalıydı. sızlık oranları da düzenlenen eğitim programla- çok sesli ve nitelikli müzik isteyen dinleyicilere rının gözden geçirilmesini gereğini ortaya seslenmekteydi. Radyo 4 ise Türk halk müziği koymaktadır.. ve sanat müziği dinleyicileriyle buluşmaktaydı. Amaçlar dışında çeşitli yaş grupları; çocuklar, Popüler kültür değerleri ve ürünleri toplumsal gençler, emekliler hedef kitle olarak belirlene- sorumluluk bilincine sahip kamusal radyo bilir. Değişik meslek gruplarına işçilere, işve- prodüktörünün tanıması gereken kavramlardır. renlere, öğretmelere yönelik programlar üreti- Kendi yayıncılık anlayışı içinde yararlandığı, lebilir. Ayrıca hedef kitle olarak coğrafi ama daha çok özel radyoların yayın politikaları mekânlar ve bu mekânlardaki insan toplulukları karşısında mücadele etmekle yükümlü olduğu seçilebilir. Örneğin metropol insanlarına ya da ürünlerdir. Bugünkü TRT radyo istasyonlarının kırsal kesimde yaşayan yurttaşlara uygun, deği- popüler kültür ürünleri karşısındaki tutumu şik yayın politikaları geliştirilebilir (Aziz ayrıca incelemeye değer bir konudur. Ancak 1985: 31-48). Ancak daraltılmış hedef kitleye TRT radyo prodüktörlerinin geçtiği eğitim

24 TRT Radyo Prodüktörlerinin Türkiye’de Kamusal… (18-30)

süreçleri sonrası popüler kültür değerlerini Tablo 10. Aldığımız eğitim, meslek için eğitim- çözümleyebilecek noktaya gelmeleri, yaşadık- ler ve mesleki deneyimler doğal yayıncılık ları toplumun gerçekliğini kavrayabilmeleri yeteneğimize katkı sağlamıştır. açısından önem taşımaktadır. % 57,6 oranında TRT radyo prodüktörü kendilerini bu konuda Sıklık Yüzde yeterli bulurken, % 42,4 oranında kararsız Katılmıyorum 5 7,6 kalmakta ya da olumsuz kanaat belirtmektedir. Kararsızım 10 15,2 Katılıyorum 44 66,7 Tablo 8. Aldığımız eğitim kurslarıyla günü- Kesinlikle Katılıyorum 7 10,6 müz popüler kültür değerlerini çözümleyecek Toplam 66 100,0 düzeye geldik. Bu soruda giriş sınavları, eğitim süreçleri ve Sıklık Yüzde çalışma yaşamı bağımsız faktörler olarak değil Katılmıyorum 13 19,7 bütün hâlinde değerlendirilmeye çalışılmıştır. Kararsızım 15 22,7, Radyo prodüktörü iyi program üretebilmek için Katılıyorum 26 39,4 anadilini yazılı ve sözlü olarak yetkin biçimde kullanma yeteneğine sahip olması gereken Kesinlikle Katılıyorum 12 18,2 kişidir. Daha doğrusu, çalışmanın yapıldığı Toplam 66 100,0 dönemde bu böyle idi. Bunun yanı sıra söz- müzik- efekt unsurlarını uyumlu olarak kulla- Tablo 9. Çalışma süreci içerisinde usta-çırak narak başlı başına bir kompozisyon yaratma etkileşimi içinde kendimize katkı sağladığımız etkinliği olan radyo prodüktörlüğü, yaratıcılığı kanısındayız. zorunlu kılan bir meslektir. Böyle bir yeteneğe Sıklık Yüzde sahip olmayanların prodüktörlük sınavlarını Kesinlikle Katılmıyorum 1 1,5 kazanmamaları ve prodüktör adayı olmamaları Katılmıyorum 10 15,2 gerekir. Bu eğitim programlarına katılıp pro- Kararsızım 18 27,3 düktör olanlar, buradan % 77,3 oranında katkı Katılıyorum 31 47,0 sağladıklarını düşünmektedirler. Entelektüel eğitim süreçlerinin yararları konusunda bu Kesinlikle Katılıyorum 6 9,1 kadar yüksek bir oran çıkmamıştır. Yaratıcılık- Toplam 66 100,0 la ilgili çalışmaların meslek uygulamalarına Radyo programcılığında, prodüktörlerin yete- ağırlık veren bir etkinlik olduğu düşünülürse, neği, birikimi, geçmiş olduğu meslek içi eğitim adayların deneyimli olmadıkları bu konuda, süreçlerinin yanı sıra usta-çırak etkileşiminin deneyimli meslek üyelerinin/prodüktörlerin de önemli olduğu düşünülmektedir. Meslek birikimlerini ciddiye almış oldukları düşünüle- deneyiminin, yayın uygulaması sürecinde yeni bilir. Kararsızlar ve karşıtlar ise % 22,8 gibi, programcılara aktarılmasının ekol yaratılma- diğer sorulara oranla düşük bir yüzdede kalmış- sında da önemli olacağı göz önünde bulundu- lardır. rulmalıdır. Bu anlamda, örneğin bir TRT Anka- ra Radyosu ve İstanbul Radyosu kültür-eğitim Tablo 11. Toplumsal sorumluluk bilincine programlarında, çok fazla üretilen müzik- sahip radyo yayıncısı için dinleyicinin ihtiyaçla- eğlence yapımlarında, hatta radyo tiyatrosu rının isteklerinden önce geleceği görüşü ege- türü dramatize programlarda bu farklılık kendi- mendir. ni gösterebilmektedir. Ancak verilen yanıtlarda bu düşünceyi benimseyen prodüktör oranı % Sıklık Yüzde 56’ya ulaşabilmiştir. % 16,7’lik bir oranda Kesinlikle Katılmıyorum 1 1,5 olumsuz yanıt alınmıştır. Kararsızların oranı % Katılmıyorum 3 4,5 27,3 gibi kayda değer bir rakama ulaşmıştır. Kararsızım 10 15,2 Olumsuz yanıtların ve kararsız oranlarının, Katılıyorum 35 51,5 prodüktörlerin bağımsız çalışma istekleriyle mi Kesinlikle Katılıyorum 18 27,3 yoksa deneyimli yayıncı-yeni yayıncı etkileşi- Toplam 66 100,0 minin zayıflamasıyla mı açıklamak gerektiği, Kamusal radyo programcısının en temel, ayırt bir başka tartışma konusu olarak belirmektedir. edici özelliği, dinleyicisinin isteklerine göre

25 Selçuk İletişim, 6, 4, 2011

değil ihtiyacına göre nitelikli yayın yapma ceyi doğru bulurken, kararsızların oranı % 24,2 isteğidir. Serbest piyasa koşullarının belirleyici olmuştur. % 48,4 oranında prodüktör ihtiyaca olduğu ticari özel radyoların popüler yayıncılık yönelik radyo programı üretmenin sorun ya- anlayışının kamusal radyo yapımcılarını etkile- ratmadığı kanısındadır. Görüldüğü üzere bura- yip etkilemediklerini sorguladığımızda % 78,8 da olumsuz ve kararsızlar iyimserlerden fazla gibi çok yüksek bir oranda etkilenmedikleri çıkmıştır. Radyo prodüktörleri sorumlu yayın- saptanmıştır. Yalnızca % 6’lık küçük bir grup cılık konusunda ortak ve kararlı tutum sergiler- dinleyici isteklerinin öne alınması gerektiği ken uygulamada karşılaştıkları sıkıntıların yönünde görüş bildirmiştir, % 15’lik kararsız altını çizmek durumunda kalmışlardır. oranı beklenenden biraz yüksek çıkmıştır. Bu çalışmanın sürdürüldüğü zaman diliminin, artık Tablo 13. Dinleyicinin isteklerine öncelik Türkiye’de serbest piyasa ekonomisinin yerleş- veren bir yayıncılık anlayışı program kalitesini tiği bir dönem olduğu göz önünde bulunduru- olumsuz yönde etkileyebilir. lursa, kamusal radyo prodüktörlerinin bundan fazla etkilenmemiş olmaları, misyonlarına Sıklık Yüzde büyük ölçüde sahip çıkmaları olumlu bir bulgu Kesinlikle Katılmıyorum 2 3,0 olarak değerlendirilebilir. Katılmıyorum 15 22,7 Kararsızım 3 4,5 Tablo 12. Toplumsal sorumluluk bilinci gereği Katılıyorum 33 50,0 dinleyicinin ihtiyacına öncelik veren program Kesinlikle Katılıyorum 13 19,7 anlayışı dinleyiciye ulaşmakta sorun yaratmak- Toplam 66 100,0 tadır. Popüler değerlere ve bütünüyle dinleyici istek- Sıklık Yüzde lerine seslenen programların kalitesinin olum- Kesinlikle Katılmıyorum 3 4,5 suz yönde etkileneceği düşüncesinde olan pro- Katılmıyorum 29 43,9 düktör oranı % 69,7 olarak çıkmıştır. Katılma- Kararsızım 16 24,2 yanlar % 25,7, kararsızlar % 4,5 oranındadır. Katılıyorum 17 25,8 Katılmayanların ve kararsızların oranının % Kesinlikle Katılıyorum 1 1,5 30’u aşması kamusal radyo prodüktörlerinin, toplumsal sorumluluk bilincini çok büyük Toplam 66 100,0 çoğunlukla benimsemelerine karşın, dinleyici Radyo prodüktörlerinin, dinleyicinin istek- isteklerini göz ardı etmemeleri ilginçtir. Pro- ihtiyaç dengesi konusunda ihtiyaçlarına yönelik düktörlerinin popüler değerlerle pek de araları- yayıncılık anlayışını benimsedikleri ortaya nın açık olmadığı anlaşılıyor. konmuştu. Kamusal radyo programcılığında göz önünde tutulan bir nokta da, eğlendirirken Tablo 14. Prodüktör, spiker, teknisyen üçlüsü- eğitmektir. Haberlerin dışında birçok program- nün ortaklaşa hazırladıkları klasik radyo prog- da buna özen gösterilmeye çalışılır. Bu anlayış- ramları, günümüzde en doğru radyo formatıdır. la program hazırlarken, sempatik, esprili ama laubali olmayan, yeri geldiğinde ciddi ama Sıklık Yüzde soğuk-itici olmayan bir radyoculuk hedeflen- Kesinlikle Katılmıyorum 15 22,7 melidir Ancak ticari radyoların bu konularda Katılmıyorum 21 31,8 yeterince duyarlı davranmadıkları, hatta zaman Kararsızım 10 15,2 zaman ciddiyetten çok uzaklaşıp, laubali bir Katılıyorum 10 15,2 üslupla özel dinleyicilerini yarattıkları, dinle- Kesinlikle Katılıyorum 10 15,2 nirlik oranlarını artırdıkları gözlemlenebilmek- Toplam 66 100,0 tedir. Böyle bir noktada kamusal prodüktör “ne Hem dünya hem de Türkiye kamusal radyocu- pahasına olursa olsun” dinlenirlik yarışına luğunda çok uzun bir dönem uygulanan pro- girmemeli, düzeysiz olanla rekabet etmemelidir düktör-spiker-teknisyen ortaklaşa çalışmasına (Ayberkin 1999). İhtiyaca yönelik, sorumluluk dayalı olan klasik radyo programları önemli sahibi bir radyoculuk anlayışının dinleyiciye ölçüde azalmıştır. Prodüktörün koordinatörlük ulaşmakta sorun yaratıp yaratmadığı konusun- yönünün ağır bastığı, spikerin çok daha fazla da ortaya pek de iyimser bir tablo çıkmamıştır. inisiyatif sahibi olduğu güncel radyoculuk çok Prodüktörler % 27,3’lük bir oranda bu düşün-

26 TRT Radyo Prodüktörlerinin Türkiye’de Kamusal… (18-30)

daha yaygın duruma gelmiştir. Klasik radyo törlerin % 45’ten fazlasının bu soruya evet prodüktörlüğünün ideal radyoculuk anlayışı yanıtı veremiyor olması, ortaya pek olumlu bir olduğunu savunanlar % 30,4 gibi düşük bir tablo çıkarmamaktadır. oranda kalırken, güncel radyoculuğu benimse- yenler % 54,5 gibi önemli bir orana ulaşmışlar- Tablo 17. Programının dinleyici ile buluştu- dır. Kararsızlar ise % 15,2 oranındadır. Bura- ğunu düşünen bir yayıncı bunun sürekliliğini dan, o dönem radyo prodüktörlerinin güncel sağlayabilir. yayıncılık anlayışıyla toplumsal sorumluluk bilincini bağdaştırdıkları sonucu çıkarılabilir. Sıklık Yüzde Kesinlikle Katılmıyorum 3 4,5 Tablo 15. Tek kişiye dayalı, sunucu becerisinin Katılmıyorum 7 10,6 ön plana çıktığı radyo programları anlayışı Kararsızım 16 24,2 resmi radyo kurumlarında da benimsenebilir. Katılıyorum 36 54,5 Kesinlikle Katılıyorum 4 6,1 Sıklık Yüzde Toplam 66 100,0 Kesinlikle Katılmıyorum 3 4,5 Katılmıyorum 22 33,3 Bir programın dinlenirliği kadar önemli olan Kararsızım 14 21,2 bir diğer konu, bu ilgiyi ve dinlenirliği sürekli Katılıyorum 19 28,8 tutabilmektir. Dinleyiciyle sağlıklı iletişim Kesinlikle Katılıyorum 8 12,1 kuran bir programın sürekli olabileceğini düşü- nen prodüktör oranı % 70’e ulaşmıştır. Bu da Toplam 66 100,0 hayli yüksek bir orandır. Aksini düşünenler de Prodüktörler güncel radyo programcılığını % 20 civarındadır. Ancak yukarıdaki soruya çoğunlukta benimserken, burada başat unsurun verilen yanıttaki yüksek düzeydeki olumsuz sunucu olmasına aynı oranda sıcak bakmıyorlar yaklaşım, buradaki yanıtı biraz tartışmalı kıl- % 37,8’i ağırlığın sunucuya devredilmesine maktadır.. karşı çıkarken, % 40,9’luk bir oran bu durum- dan rahatsızlık duymadıklarını belirtmektedir- Tablo 18. Programımızın dinleyici kitlesi ile ler. Kararsızların oranı ise % 22,2’dir. Burada buluşmaması mesleki anlamda bir güdüleme prodüktör-spiker iletişiminin özel mesleki bir kaybına yol açar. boyutu olduğu da göz önünde tutulmalıdır. Çünkü bu programcılık anlayışı sunucuyu bir Sıklık Yüzde hayli ön plana çıkarırken, prodüktörü ise önem- Kesinlikle Katılmıyorum 3 4,5 li ölçüde geriye çekmektedir. Soruyu yanıtla- Katılmıyorum 10 15,2 yan prodüktörlerin mesleki bir duygusallık Kararsızım 7 10,6 taşımaları olağan karşılanmalıdır. Katılıyorum 28 42,4 Kesinlikle Katılıyorum 18 27,3 Tablo 16. Özel radyolarla, televizyonlarla ve Toplam 66 100,0 günümüzde pek çok bilişim teknolojisiyle Programı dinleyicisiyle buluşamayan ya da birlikte yaşadığımız bu yayın ortamında, din- buluşamadığını düşünen bir prodüktörde güdü- leyicimize ulaşabiliyoruz. leme kaybı olacağı kanısı radyocularda yaygın- Sıklık Yüzde dır. Programı dinlenmeyen bir yayıncının mes- Kesinlikle Katılmıyorum 7 10,6 lek coşkusunu sürdürmesinin olanaksızlığı Katılmıyorum 14 21,2 belirgin biçimde vurgulanmaktadır. Bu düşün- Kararsızım 9 13,6 ceye sahip olanların oranı yaklaşık % 70’tir. Katılıyorum 30 45,5 Dinleyiciden ilgi görmemesine karşın coşkusu- Kesinlikle Katılıyorum 6 9,1 nu yitirmeyeceğini belirtenlerin oranının ancak % 20’de kalması pek şaşırtıcı görünmüyor. Toplam 66 100,0 Bilimsel nicel araştırma yöntemleriyle gerçek- Radyonun en temel özellikleri, diğer iletişim leştirilen dinlenirlik oranları dışında prodüktör- araçlarına göre daha pratik, daha ucuz ve özel- lerin bu konuda ne düşündükleri, mesleki gü- likle süratli olmasıdır. Radyonun süratli bir dülenmeleri acısından çok önemlidir. Prodük- iletişim aracı olma özelliğinden TRT’nin yete-

27 Selçuk İletişim, 6, 4, 2011

rince yararlanıp yararlanmadığı konusunda lı olan TRT FM’de yaygın eğitim amaçlı bir prodüktörlerin, hayli karamsar oldukları gö- program bulunmuyordu. Müzik programları rülmektedir. Soruya % 65 gibi büyük bir oran- içinde dolaylı olarak, toplumsal iletiler çok da olumsuz yanıt verirlerken, kararsızlar % 18 sınırlı oranda gönderilmekteydi. Radyo 3 Batı olmuştur. Bu konuda iyimser görüş bildirenler popüler müziği ve çok sesli müzik yayını sür- yalnızca % 13,6 oranındadır. Radyonun bu en dürmekteydi. FM bandından yapılan çok sesli temel özelliğinden yeterince yararlanılamama- müzik yayınlarıyla, dinleyicilerin müzik kültür- sının sorumluluğu prodüktörlerin değil, kuşku- lerinin ve beğenilerinin gelişmesine katkı sağ- suz yönetim erkinindir landığı, bu yolla bir eğitim/kültür etkinliğinin gerçekleştiği düşünülebilirdi. TRT 4; Türk Tablo 19. Hızlı bir iletişim aracı olan radyo- sanat müziği ve Türk halk müziği yayınlarıyla nun bu özelliğinden kurumsal anlamda yete- yerel kültür değerlerinin sahiplenilmesi işlevini rince yararlanıyoruz. yürüttüğü öne sürülebilirdi. Ancak burada da eğlence amacının çok yoğun olduğu ve söz Sıklık Yüzde konusu işlevi yerine getiremediği ortadaydı. Kesinlikle Katılmıyorum 10 15,2 Katılmıyorum 33 50,0 Prodüktörler, bu genel görünüm ışığında yay- Kararsızım 12 18,2 gın eğitime sağlanan katkı konusunda karamsar Katılıyorum 9 13,6 bir yargıya sahip değillerdir, % 77’den fazlası Kesinlikle Katılıyorum 2 3,0 bu işlevin yerine getirildiği, eğlendirirken eğitme işlevinin gerçekleştirildiği düşüncesin- Toplam 66 100,0 dedirler. % 23’e yakın bir bölümü ise bu kanıda değildir. Radyonun tek iletişim aracı olduğu Tablo 20. Türkiye radyoculuğunda hazırlanan dönemlerde, elbette kültür-eğitim işlevi çok programlar yaygın eğitime katkı sağlamaktadır. daha belirgindi. Günümüzde ise, aradan fazla Sıklık Yüzde bir zaman geçmemesine karşın, bu tür prog- Katılmıyorum 4 6,1 ramların daha da azalmış olması, radyonun Kararsızım 11 16,7 gittikçe bu işlevinden uzaklaşmakta olduğunu Katılıyorum 41 62,1 ortaya koyuyor. O dönemde prodüktörlerin bu Kesinlikle Katılıyorum 10 15,2 durumdan pek de rahatsız olmadıkları anlaşılı- Toplam 66 100,0 yor. Araştırmanın yapıldığı tarihte, TRT’de doğru- Tablo 21. TRT, yaşanmakta olan sosyal, kül- türel, ekonomik her türlü gelişmenin anında ve dan ders aktarma amaçlı Açık ilköğretim, Açı- köğretim lisesi ve Açıköğretim Fakültesi prog- etkili bir biçimde topluma aktarılmasında ha- ramları yayınlanmaktaydı. Bunların ilk ikisi bercilik işlevini yeterince yerine getirmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı, diğeri ise Anadolu Sıklık Yüzde Üniversitesi tarafından hazırlanmakta ve Radyo Kesinlikle Katılmıyorum 3 4,5 1’de yayına girmekteydi. Kamusal radyoculu- Katılmıyorum 12 18,2 ğun asal görevi olan yaygın eğitime yönelik Kararsızım 15 22,7 programlar ise, çok yoğun müzik-eğlence prog- Katılıyorum 29 43,9 ramları nedeniyle hissedilir biçimde azalmıştı. Kesinlikle Katılıyorum 7 10,6 ’de yayınlanan “Ekonomi Gündemin- Toplam 66 100,0 den”, “Sinemayı Dinlemek”, “Bir Roman Bir Hikaye”, “Avrupa Birliği Yolunda”, “Toprak, Kamusal radyoculuğun haber işlevleri konu- Su, Ateş”, “Matine-Suare”, “Engelli Koşu”, sunda geri kaldığı konusu ağırlık kazanmakta- “Gündemdeki Enerji”, “Çoktan Seçmeli”, “Bi- dır. Özel radyolara oranla çok daha geniş ola- limsel Bakış”, “Analiz”, “Yorum Var”, “Ne naklara sahip TRT’nin asıl konum kaybettiği Var Ne Yok”, “Ermeni Sorunu”, “Beyaz Per- yerin televizyon haberleri olduğu düşünülebilir. dedeki Düş”, “Türk İlinden Türk Dilinden” bu % 54 oranında bu soruyu olumlu yanıtlayan tür yapımların belirgin örnekleriydi. Radyo prodüktörler % 45 dolayında kararsızlıklarını l’deki eğitim amaçlı programların oranı % ve olumsuz kanaatlerini belirtmişlerdir. Bu da 20’ye ulaşamıyordu. (TRT Radyo Programları küçümsenmeyecek bir oran olarak görülmekte- Yayın Talimatı 2007). Bir müzik-eğlence kana- dir.

28 TRT Radyo Prodüktörlerinin Türkiye’de Kamusal… (18-30)

Tablo 22. Radyonun öncelikli işlevi eğlendir- yönelik çalışmaların da katkı sağlayıcı ve keyif mek ve müzik yayını yapmaktır. verici olduğu anlaşılmaktadır. Daha sonra mes- lek yaşamları içinde de deneyimli prodüktörler- Sıklık Yüzde le sürdürdükleri usta-çırak ilişkisinden pek de Kesinlikle Katılmıyorum 17 25,8 hoşnut olmadıkları saptanmıştır. Eğitim süreç- Katılmıyorum 36 54,5 lerinde yararlandıkları deneyimli prodüktörle- Kararsızım 3 4,5 rin, meslek yaşamlarına başladıktan sonra ken- Katılıyorum 4 6,1 dilerine müdahale etmelerinden pek de hoş- Kesinlikle Katılıyorum 6 9,1 lanmadıkları sonucu çıkmaktadır. Bu durum, Toplam 66 100,0 bağımsız çalışma istekleriyle de açıklanabilir. Ticari radyolarda yaygın olan müzik-eğlence Klasik radyo programcılığı-güncel, popüler yayıncılığı anlayışının TRT program yapımcıla- programcılık etkileşiminde verdikleri yanıtlar rınca benimsenmediği açıkça görülmektedir. da ilginçtir. Toplumsal sorumluluk bilincine Prodüktörlerin % 80’i radyonun “eğlence kutu- sahip çıkmalarının yanı sıra popüler değerlere su” ya da “vericili diskotek” olmadığı konu- de kısmen sıcak yaklaşmaları dikkat çekicidir. sunda kararlı bir yargıya sahiptirler. Burada da Bir prodüktör olarak dinleyiciyle buluşma popüler eğilimlerden etkilenmedikleri anlaşıl- istekleri, kendilerini bu değerlere yaklaştırmış maktadır. olabilir. Bu bağlamda dinleyicinin istek-ihtiyaç dengesi kurulurken, mesleki kimlikleri ve so- SONUÇ rumlulukları gereği ihtiyaçların önemini kabul- lenmiş görünürlerken, dinleyicilerin isteklerini Anket çalışması sonucunda, ülkemizdeki ka- de göz ardı etmemeleri bir başka dikkat çekici musal radyo-televizyon kurumu olan TRT yönleridir. Ancak bu sorulara verilen yanıtlarda bünyesindeki radyo prodüktörlerinin, toplumsal belli ölçülerde tutarlılık eksikliği de gözlene- sorumluluk anlayışından hiçbir biçimde ödün bilmektedir. Güncel yayıncılık formatına sıcak vermedikleri açıkça görülmüştür. Oysa serbest yaklaşmalarına karşın, bu program anlayışının pazar mekanizmalarının işlerlik kazandığı, doğal sonucu sunucuların daha ön plana çıkma- piyasanın tılsımlı eline duyulan güvenin fazla- larından önemli ölçüde rahatsızlık duymaları sıyla benimsendiği bir dönemde bunun tersi bir mesleki duygusallıkla açıklanabilir. Bu durum, değerlendirmeyle karşılaşmak çok da şaşırtıcı yanıt yorumlarında da belirtilmişti. Verilen olmayabilirdi. yanıtlarda yoğun iletişim ortamında dinlenirlik oranlarının düşmesinden duydukları rahatsızlık Kamusal yayın kuruluşlarının ticari iletişim ciddi biçimde hissedilmiş ve bu durumun güdü- kurumlarından en önemli farklarından biri, leme kaybına yol açtığı da kendileri tarafından nitelikli yayın personelinin, bu arada radyo açık yüreklilikle ifade edilmiştir. TRT radyola- prodüktörlerinin özel sınavlarla alınıp, eğitim rının ne kadar dinlendiği, daha farklı teknik ve süreçlerinden geçirilmeleridir. Prodüktörler, bu nicel araştırmanın konusu olabilir. Bu çalışma- sınavların ve eğitim programlarının yeterliliği da, bu durumun ne olduğundan daha önemli hakkında yaklaşık % 60 olumlu, % 40 civarın- olanın prodüktörlerin bunu nasıl algıladıkları- da olumsuz ve kararsız kanaat belirtmişlerdir. nın önemli olduğu düşünülerek yapılan değer- Prodüktör adaylarının ana dillerini yazılı ve lendirmeler göz önünde tutulmuştur. sözlü olarak yetkinlikle kullanmalarında, ente- lektüel donanımlarına katkı sağlamasında ve Bağlı oldukları kurumun temel işlevlerini ne güncel-popüler değerlerin tanınmasında bu ölçüde yerine getirdikleri ve radyonun en eğitim etkinliklerinin payı–belirtildiği üzere- önemli avantajlarından ne kadar yararlanabil- istikrarlı olarak, yaklaşık % 60 oranında başarı- diği konularında çok iyimser olmadıkları belir- lı bulunmuştur. Yaklaşık % 40’lık kararsız ve lenmiştir. Radyonun çok süratli bir araç olma- olumsuz düşünce sahibinin bulunması dikkat sından yararlanılamadığı ve habercilik işlevinin çekmiştir. Ancak eğitim kursları süresi içinde, yerine getirilmesi konusunda olumlu kanaat mesleki yaratıcılıklarını geliştirmeye yönelik, bildirmemişlerdir. Radyonun öncelikli amacı- genellikle deneyimli prodüktörler tarafından nın eğlendirmek olmadığı düşüncesini savunur- verilen bilgilerin daha yararlı olduğunu belirt- larken, eğitim işlevini gereğince yerine getirdi- mişlerdir. Bu zaman diliminde uygulamaya

29 Selçuk İletişim, 6, 4, 2011

ğini öne sürmüşlerdir. Reklamcılık etkinlikleri, Service Broadcasting, Canadian Journal of radyo prodüktörlerinin bütünüyle dışında bir Communication, 26 (1), http://www.cjconline. alan olduğu için buna yönelik özel bir soru ca/index.php/journal/article/viewArticle /1192 sormaya gerek görülmemiştir. /1128. Kaid L L ve Bacha C H (2008) Encyclopedia of Çalışmanın yapıldığı dönem TRT’de çok Political Communication, Sage Publication Vol önemli bir değişim süreci öncesine rastlamak- 2. tadır. Bu dönem sonrasında TRT çalışanları gönüllü emekliliğe özendirilerek, önemli bir Kayador V (1999) Türkiye’de Radyo Yayın kadro değişikliğine gidilmiştir. Bu değişiklik, Tekeli Döneminde Siyasal, Toplumsal Yapı- yaşanan dönemi toplumsal ve siyasal yönleriyle Radyo Programcılığı, Yayıncılığı Etkileşimi, ciddi biçimde değerlendirmeyi gerekli kılmak- Doktora Tezi, M Ü, Sos. Bil. Enst., İstanbul. tadır. Bu daha başka ve önemli bir araştırmanın Keane J (1993) Medya ve Demokrasi, Haluk konusu olabilir. Bizim konumuzla ilgili olarak Şahin (çev), Ayrıntı Yayınları, İstanbul. şunu belirtmekte yarar var. Genellikle klasik radyoculuk eğitimi alan, toplumsal sorumluluk Kejanlıoğlu B (2003) Türkiye’de Radyo Haber- bilincini sahiplenen bu kadroların eğilimlerinin ciliğinin Gelişimi, Radyo ve Radyoculuk Sevda araştırılması, bir dönemin, daha doğrusu bir Alankuş (der), Habercinin El Kitabı, BİA İPS dönem sonunun genel radyoculuk anlayışını İletişim Vakfı Yayınları, İstanbul. sergilemesi açısından anlamlıdır. TRT’de yaşa- Kocabaşoğlu U (1989) Şirket Telsizinden Dev- nan kadro değişiminin nicel boyutları genel let Radyoculuğuna, Siyasal Bilgiler Fakültesi olarak ortaya konduktan sonra, aynı anlayışla Basın Yayın Yüksek Okulu Yayınları, Ankara. sürdürülecek bir başka güncel anket çalışması- nın bu çalışmayla karşılaştırılması, ortaya Nart S (2007) Görüşme, TRT Ankara Radyo- önemli bulgular çıkarabilecektir. su’nda ses kaydı,14 Eylül 1998. Tokgöz O (1972) Türkiye ve Ortadoğu Ülkele- KAYNAKLAR rinde Radyo-Televizyon Sistemleri, Siyasal Akıllıoğlu S vd (1990) TRT Dünden Bugüne Bilgiler Fakültesi Yayınları, Ankara. Radyo-Televizyon 1927-1990, Ajans Türk TRT Radyo Programları Yayın Talimatı (2007) Matbaacılık Sanayi AŞ., Ankara. TRT Yayınları, Ankara. Akıllıoğlu S (1999) Telefonla görüşme, Eski- Turam E (1996) 2000’li Yıllara Doğru Türki- şehir Anadolu Üniversitesi Radyo A Stüdyo- ye’de Televizyon, Altın Kitaplar Yayınevi, sunda Ses Kaydı,15 Temmuz 1999. İstanbul. Ayberkin T (1999) Görüşme Ankara Yurt Dışı Vural S (1986) Radyo-TV Kurumlarında Yöne- Yayınlar Daire Başkanlığında Ses Kaydı, 8 tim ve Türkiye’deki Uygulama, Anadolu Üni- Eylül 1999 Ocak. versitesi Yayınları, Eskişehir. Aziz A (1985) Radyoda Program Yapımı, Yaşin C (2005) Medyada Yeni Trendler. İleti- Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Oku- şim Dergisi, Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi lu Yayınları, Ankara. Yayınları, (21), Ankara. Birsen Ö (2005) Çok Seçenekli Medya Orta- mında Kitle İletişim Araçlarının Tüketim Ve Seçim Biçimi (Eskişehir Örnekleminde Bir İzlerkitle Araştırması), Doktora Tezi, A Ü, Sos. Bil. Enst., Eskişehir. Cankaya Ö (2003) Bir Kitle İletişim Kurumu- nun Tarihi: TRT 1927-2000, Yapı-Kredi Ya- yınları, İstanbul. Collins R, Finn A, Stuart McFadyen ve Hos- kins C (2001) Public Service Broadcasting Beyond 2000: Is There a Future for Public

30