Meydan 37 20170228 0920.Indd
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
Tarihteki Krizin Faturası Kadına Militarizmin Göçmen Kadınlardan s 8 Anarşist Kadınlar(3) Modası Umudun Reçelleri Krizin Faturasını Ödemeyeceğiz s 16 s 9 s 32 s 20 kendi “İnsan ancak anların adar özgür ins k ürdür” arasında özg SAYI:37 MART 2017 Kadınlar Sokaklara, Özgür Yaşamı Yaratmaya YAŞASlN 8 MART YAŞASlN ÖZGÜRLÜK 2 Meydan Gazetesi 37. sayısını, Umudun reçellerini tenef- Mart sayısını yine biz Anarşist Kadınlar füs zilini beklemeden yi- olarak hazırladık. Sadece gazetemizin sayfa- yecek çocuklarımız, onlar larında değil, meydanlarda da bu ay yine biz için “nasıl”ını tartıştığımız varız. Her yıl olduğu gibi bu yıl da 8 Mart gün- alternatif okullarımız var. Ka- demiyle buluşsak da, her gün bizim diyerek dının etine saldıran katillerin dolduracağız sokakları, meydanları. geliştirdiği katil buluşlar, par- çalanarak katledilen kadınlar, Bu sayının yazılarında öfke, tasa, heyecan, erkek ellerden akan kan var. umut, direniş var. Her birinde kadın, her bi- Büyük şehirlerin gecekondu- rinde mücadele var. Kadını hedef alan gün- larında, sınırların duvarlarında, demlerin kadının kalemiyle verdiği bir sınav akıl hastanelerinin odalarında var. Referanduma dair sözü olan, krize kaybolmuş, unutulmuş kadınlar mücadelesi alternatif olan kadın var. var. Düşmüş kadınlar var karanlı- Tarih var buram buram özgürlük ko- ğın orta yerine. Yalnız kadınlar var kan. Kolektif uyum var benleri biz Mozart’tan da öte, her şeye rağmen yapan. Dünyanın dört bir yanın- isyan şarkısını söyleyebilen. Her şeye dan sesimize ses, isyanımıza rağmen yazabilen kadınlar var ve bu ortak olan kadın yoldaşlar var. yazılarda küfre yer yok. Direnen kadın- Hiç olmasa dediğimiz bir savaş, lar var. Fabrikalarından sokaklara koşan. doğduğumuz andan itibaren et- Bitmeyen bir maratonda özgürlüğe el ele rafımızı kuşatan militarizmin be- koşan, “edi bes e” diyerek haykıran, biri denimize giydirdiği, yakıştırdığı düştüğünde diğerinin kaldırdığı kız kardeşliğin bir modası bile var. Bizi böyle ruhu var. bilmeyin, biz kapitalizme kar- şıyız ancak, krizin yoksullu- Bu sayıda onlarca kadın var ama milyonlar- ğunda sattığımız saçlarımız- ca kadının bulacağı bir şey mutlaka var. Sözün la bir el sıkışmışlığımız yok. özü bu sayıda önce kadın var. Çaresizlik var kimi zaman ama her an yanı başımız- Biz Anarşist Kadınlar buradan tüm kız da uzanabileceğimiz bir el kardeşlerimize sesleniyoruz; her gün bi- mutlaka var. Dayanışma zim her yerde biz varız demek için, öz- var. Kadın başına tek ba- gürlük için, yaşam için örgütlenelim. şına direnenlerimiz, bir araya gelip kadın kadı- Her yıl olduğu gibi bu yılda “Yaşasın 8 na üretenlerimiz var. Mart! Yaşasın Özgürlük!” şiarıyla meydan- larda sokaklarda buluşmak umuduyla... MEYDAN KADlNLARlNDlR 3 8 Mart Mitingi, 2011, Kadiköy KENDi KiMLiĞiMiZLE, KENDi iRADEMiZLE MÜCADELEYE (5 Mart Dünya Kadınlar Günü asla unutmamıştır. Erkek egemenli- getiren iktidar, bunun dışında bir darın çoğunluğun gücüyle azınlıkları mitingini düzenleyen 8 Mart Ka- ğine karşı özörgütlü bir şekilde dire- gündemin tartışılmasını da olanak- nasıl yok saydığını da deneyimledik. dın Platformu'nda yaşanan ana nen ve mücadele eden kadınlar, bu sızlaştırmıştır. söylem tartışmasına dair ana mücadelenin gün olan 8 Martlarda İktidarların tüm manipülasyonla- söylemin 'Referanduma Hayır'a da, her yerde sokaklara çıkmış; yine 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne rına karşı, kadınlar olarak verdiğimiz sıkıştırılmasına karşı koyan kadın dayanışmasından aldıkları güç- yönelik söylem ve eylemler de, ik- mücadelemizin öznesinin “biz kadın- tek kadın örgütü olan Anarşist le, örgütlenmiş ve erkek egemenliği- tidarın bu çabalarının bir yansıma- lar”, ana söyleminin de “kadınların Kadınlar'ın eleştirisinin özetidir.) ne karşı direnişi yükseltmiştir. sı olarak, kadın mücadelesinin öz özgürlüğü” olması gerektiğini hiçbir öznesinden ve ana söyleminden zaman unutmamalıyız. Özörgütlü Kadınların özgürlük mücadele- İktidarlar kendilerine karşı gelişen uzaklaşmıştır. İstanbul’da mücade- mücadelemizin, erkek egemenlerin si, tarih boyunca, dünyanın dört bir toplumsal muhalefetin tümüne yö- le etmekte olan “kadın örgütleri” dayattığı gündeme sıkıştırılarak ma- yanında, öznesini “kadın”, söylemini nelik olduğu gibi, tarih boyunca ka- için yıllardan bu yana ortak bir “ka- nipüle edilmesine ve kadın mücade- “kadının özgürlüğü, dayanışması ve dınların mücadelesine yönelik de bir dın zemini” olma özelliğini taşıyan 8 lemizin zeminin kaydırılmasına izin kadının isyanı” çerçevesinde belirle- manipülasyon çabasındadır. Kadın Mart Platformu, iktidarın manipülas- vermemeliyiz. miştir. Politikalarını özörgütlü müca- mücadelesini kimi zaman kendi poli- yonun yarattığı yanılgının etkisiyle, deleleri içinde düşünen ve eyleyen tik süreçlerinde yalnızca birer “renk” düzenlenecek kadın mitinginin ana İşte bu yüzden bu 8 Mart’ta da, kadınlar, bu mücadelede erkek ege- olarak gören iktidarlar, gerektiğinde söylemini “referandumda hayır”a sı- bizleri yok sayan iktidarların tümü- menliğini yıkmak ve kendi özgürlük- kadınların mücadelesini kendi poli- kıştırma yanılgısına düşmüştür. Bu ne karşı sokaklarda olmalıyız. Ken- lerini yaratmak için direnen aktif bi- tik süreçlerine sıkıştırmaya çalışmış, sıkışma ana söylem tartışmasının di gündemlerimizi baskılayan ve rer özne olmuştur. mücadelenin öz gündemini manipüle hayır – hayır değil darlığından öte manipüle etmeye çalışan iktidarla- etmeye yönelik algısal saldırılarda daha geniş bir tartışmadır. Yani kadı- ra; gerçek mücadelemiz olan kadın İktidarlar eliyle yaratılan ekono- bulunmuştur. Kadınlarsa, erkek ik- nın öz örgütlü mücadelesinin zemi- mücadelesinin ikincil plana itilmesi- mik-siyasal-sosyal krizlere, yok- tidarların bu gibi algısal saldırılarına nin kaymasıyla alakadır. Bu tarihsel ne; “referanduma hayır” söylemiyle sulluklara, yoksunluklara ve ada- ve manipülasyonlarına karşı özör- bir yanılgıdır. mücadelemizin zemininin kaydırıl- letsizliklere zaten direnen kadınlar, gütlülüklerinden aldıkları güçle her masına yönelik itirazlarımızla “kendi bütün bunların dışında, “kadın daim direnmiş ve kendi “varoluş mü- Bizler oy kullanmama sorumlulu- irademizi, kendi kimliğimizi ve kendi mücadelesi”nin asıl öznesinin “ka- cadelelerini” sürdürmüşlerdir. ğumuzun varoluşsal bir sorumluluk gündemimizi” savunarak “Yaşasın 8 dın” asıl söyleminin de “kadın özgür- olduğunu düşünen Anarşist Kadınlar Mart!, Yaşasın Özgürlük” diye hay- lüğü” olduğunu asla unutmamıştır. Yaşadığımız coğrafyada da er- olarak, bu coğrafyada iktidarın seçim kırmalıyız. Kadınlar bir yandan erkek bir yandan kek iktidarlar bugün varolan politik sonuçlarını nasıl manipüle ettiğini, devlet şiddetine maruz kalır, ekono- gündemle kadınların söylemlerini seçim sonuçlarında istediğini alama- (Eleştiri metninin tamamı mik adaletsizliklerle yoksullaştırılır, manipüle etme, mücadele alanlarını yınca manipülasyonu nasıl arttırdı- anaristkadinlar.org'da bulun- siyasal gündemlerle baskılanırken; sıkıştırma gayretine girmiştir. Yak- ğını son birkaç seçimde de tekrar maktadır.) özgürlüklerinin ancak özörgütlü bir laşmakta olan “referandum”u coğ- tekrar deneyimledik. Toplumda öyle mücadeleyle mümkün olduğunu da rafyanın tek ve ana gündemi haline ya da böyle çoğunluğu kazanan ikti- 4 Mantar Tesisinde “BES E” DiYORUZ Kadın İşçi Yaşamını Yitirdi Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde ne düştü. Üzerlerine devrilen demir bulunan bir mantar üretim tesisin- rafların altında kalan kadınlardan de, üzerinde yaklaşık 20’şer kiloluk 62 yaşındaki Sultan Kahraman has- mantar toprağı çuvalların bulunduğu taneye kaldırılırken yolda yaşamını demir raflar Sultan Kahraman ve Ay- yitirdi, 42 yaşındaki Aysel Özer ise sel Özer isimli işçi iki kadının üzeri- ağır yaralandı. Merve Demir Genç İşçi Derneği Migros Deposunda [email protected] 5 metre bir masa, etrafında afilli dönen sandalyeler, herkesin önünde küçük ekranlar, bir bardak su. Bir toplantı masasında Kadın İşçilere Taciz olması gereken her şey, olması gerekenler olmasa da alınan bir Migros’un Gebze deposunda çalı- ruz kalıyor. Depoda çalıştıkları süre toplantı. Salonlar değişir, konular değişir, toplantıya girenler de- şan sendikalı 13 işçi küçülmeye gi- boyunca işçi kadınlar, depo amirleri- ğişir. Ancak masa, masanın üzerindekiler ve başkalarının adına diyoruz bahanesiyle işten çıkartıldı. nin, hastalanan kadın işçilere çirkin alınan kararlar hep benzerdir. Depo önünde direnişe başlamaları- ifadelerde bulunduklarını, kadın iş- nın ardından 13 işçi de çay molasın- çilerin önüne prezervatif atarak hır- Yine rutin olan gerçekleşti; bir sabah uyandık ve aniden Varlık da direnişe destek verdiği için “ahlak sızlıkla suçladıklarını, kadın işçileri Fonu’na geçtiğimizi yani ekonomi stratejisinin toptan değişti- dışı tutum” da bulundukları söylene- odasına çağırarak sözlü taciz ettiği, rildiğini öğrendik. Yine bir gün yılbaşında tüm işçilerin otoma- rek işten atıldı. DGD-SEN üyesi 26 amirin kendi yaptığı usulsüzlüklerin tik olarak zorunlu BES(Bireysel Emeklilik Sistemi)’e geçeceği- işçi 13 şubattan bu yana direnişlerini faturasını işçilere kestiğini gibi pek ni öğrendiğimiz gibi. Ne olduğunu anlamaya çalışırken Varlık sürdürürken, bir yandan da ÖBG ve çok haksızlıkla karşılaştıklarını söy- Fonu’nda üst düzey ekonomi yetkililerinin söylemlerinin tersi- polislerin taciz ve tehditlerine ma- lediler. ne kanun gerekçesinin üç ayrı yerinde Bireysel Emeklilik Sis- temi fonlarının kullanılacağını öğrendik. Birileri işçinin İşsizlik Sigortası’na ve BES fonlarına göz dikmişti. Her gün kafamızdaki soru işaretlerine bir yenisi daha ekle- KHK ile İşten Atılan niyor. Nereden ve kimler den gerçek bilgiyi alabileceğimiz ko-