Template Copy
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
WASHINGTON RAPORU 25 Mart - 1 Nisan 2016 Editör: Kadir Üstün Hazırlayanlar: Kadir Üstün, Kılıç Kanat, Ahmet Tekelioğlu, Lesley Dudden, Sonya Khattak SETA DC Washington Raporu "1 of "38 #çindekiler Genel De!erlendirme 3 Dı$ Politika 4 12 Amerikan Generali Irak’ta bulunuyor, Pentagon Ek Asker Talep Etti 4 Esed Rejimi Palmyra Sonrası Rakka’ya mı Yönelecek? 5 Nükleer Güvenlik Zirvesi 6 Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Washington Seyahati 8 #ç Politika 10 Trump Zorlu Bir Hafta Geçirdi 10 Sanders Pes Etmiyor 10 Önemli Geli$meler 11 Resmi Kurumlar 13 White House Blog 13 State Department Blog 13 Department Of Defense News 14 Dü$ünce Kurulu$ları Faaliyetleri ve Yayınları 16 Kamuoyu Yoklamaları 26 Pew Research Center 26 Gallup Polls 26 Rasmussen Reports 27 Toplantı Raporları 29 The Syrian Kurds: Whose Ally? 29 The Situation in Iraqi Kurdistan: An Update 35 SETA DC Washington Raporu "2 of "38 Genel De!erlendirme Bu haftanın en önemli gündem maddesi Washington’da yapılan Küresel Nükleer Zirve oldu. Zirveye katılan 50 civarında ülkenin delegasyonları şehrin gündemini belirledi. Başkan Obama yalnızca Çin Başkanı’yla bire bir resmi görüşme yaparken Cumhurbaşkanı Erdoğan’la resmi olmayan bir görüşme yaptı. Zirvede nükleer güvenlik meseleleri ele alınırken Türkiye’yle ilgili tartışmalarda bir yandan eleştirel ifadeler kullanırken bir yandan IŞİD’le mücadele ekseninde Türk-Amerikan ortaklığına vurgu yapıldı. Türkiye’yle ilgili olarak özellikle basın özgürlüğü konusunda eleştiriler yoğunlaştı ve başkan Obama da nispeten üstü örtülü bir biçimde bu konuyu gündeme getirerek Türkiye’de endişe ettiği eğilimlerden bahsetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD’nin önde gelen düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü’nde yapacağı konuşma öncesinde Türk korumalarla Gülenci gazeteciler ve diğer bazı göstericiler arasında yaşanan arbede sahneleri Amerikan basınında geniş yer buldu. Bu anlamda uzun süredir devam eden Türkiye’nin otoriterleştiği yönündeki temalar işlenmeye devam etti. Amerikan Dışişleri Bakanı Kerry, Başkan Yardımcısı Biden ve Başkan Obama’yla görüşmeler gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özellikle PKK ve YPG ilişkisi, İsrail’le ilişkiler, Kıbrıs’ta çözüm süreci ve mülteciler gibi konulara odaklandığı ve net mesajlar verdiği gözlemlendi. Önümüzdeki dönemde PKK ile YPG’nin aynı örgüt olduğu ve IŞİD’e karşı mücadelede gerçek bir partner olamayacağı yönündeki tezin Amerikan tarafından karşılık bulup bulmadığını gözlemleyeceğiz. Başkanlık yarışında Trump oldukça zorlu bir hafta geçirdi ve önümüzdeki Salı günü yapılacak olan Wisconsin yarışına dezavantajlı girdiğini söylemek mümkün. Kürtajın yasaklanması gerektiği ve bunu ihlal eden kadınların da cezalandırılabileceği yönündeki sözleri, Trump’ın kadınlar arasındaki desteğini iyice dibe çekmiş görünüyor. Wisconsin yarışının başkan adayını belirleme noktasında geleneksel olarak iyi bir gösterge sunması itibariyle ve Cruz’un halihazırda Trump’ı bu eyalette geçiyor olması, Trump için sonun başlangıcı olmasına işaret edebilir. Ancak Trump bu yarışı kaybetse de New York, New Jersey ve California gibi eyaletleri beklemek gerekecek. Wisconsin’i kaybedecek bir Trump’ın zor bir dönemece gireceği kesin ancak kampanyasının başarısızlığını ilan etmek için erken olacak. SETA DC Washington Raporu "3 of "38 Dı$ Politika 12 Amerikan Generali Irak’ta bulunuyor, Pentagon Ek Asker Talep Etti Amerikan ordusunun 12 generali ile Irak’taki askeri operasyonları yönettiğine dikkat çekilen haberler son dönemde ülkedeki asker sayısının da kabul edilenden fazla olduğu gerçeği ile birleşerek ABD’nin IŞİD karşıtı operasyonlara verdiği öneme işaret ediyor. Bu durum Beyaz Saray’ın IŞİD karşısında muharip bir düzlemde olunmadığı argümanıyla da tenakuz arzediyor. Zaman zaman sayıları 20’yi bulan 12 general içinde en az bir tane özel harekat komandosu komutanı da bulunduğu varsayılıyor. The Daily Beast’in ilgili haberinde ismi verilmeyen bir kaynak bu kadar çok sayıda yüksek rütbeli askerin sahada bulunmasının yer yer bürokratik süreçleri uzattığına ve IŞİD gibi saha şartlarına hızla adapte olan bir örgütle mücadelede ek sorun teşkil ettiğine işaret ediyor. Amerikan ordusu ise Irak’taki Amerikalı general sayısının fazla olmasının normal olduğunu savunuyor. Pentagon yetkilileri Iraklı muadilleriyle aynı seviyede general bulunmasının aynı zamanda kapsamlı koordinasyon gerektiren operasyonlar için elzem olduğunu belirtiyor. Bu bağlamda Washington’daki dikkatler bir yandan da son dönemde iç siyasetinde yeniden çalkantılı bir döneme giren Irak’taki yeni hükümet kurma çabasına ve Muktada El Sadr’ın siyasi ve askeri gücünün öne çıkmasına yönelmiş durumda. Sadr’ın bir anlamda Başbakan Haydar Abadi’ye yardımcı olan yeni hükümet talebi ve düzenlediği protestoların koordineli olup olmadığı bilinmese de Bağdat’daki protestoları bitirip Necef’e geri dönen Sadr’ın ABD için sorunlu bir geçmişe sahip olsa da ülkedeki ağırlığı Washington’da not ediliyor. Musul operasyonunun startının verildiği bir dönemde İran’ın ülkedeki ağırlığı ve Şii milislerin potansiyel güç projeksiyonu da Washington-İran hattı arasındaki dengeler ışığında Washington’da yakından takip ediliyor. Öte yandan önceki hafta sayılarının önceki tahminlerin ötesinde 5000’i bulduğu açıklanan Irak ve Suriye’deki Amerikan askeri sayısının daha da artırılması yönünde Pentagon’dan Beyaz Saray’a bir talep gitti. Musul operasyonu için ek asker ikmalinin gerekli olduğunu belirten Savunma Bakanı Carter ve Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford’un bu yöndeki taleplerini Beyaz Saray’a iletecekleri belirtiliyor. SETA DC Washington Raporu "4 of "38 Esed Rejimi Palmyra Sonrası Rakka’ya mı Yönelecek? Esed rejimi Pazar günü Suriye’deki Palmyra şehrini IŞİD’den aldığını açıkladı. Antik Roma kalıntılarıyla ünlü olan ve UNESCO miras listesinde bulunan kalıntıların IŞİD tarafından tahrip edilmesi dünya kamuoyunda tepki çekmişti. Bazı değerlendirmelerde sembolik önemi yüksek olan şehri almak üzere 27 Şubat’ta devreye giren geçici ateşkes sürecinden bu yana operasyonlarına hız veren Rusya desteğindeki Esed ordusunun bu şekilde dünya kamuoyunda puan kazanmaya çalıştığı öne çıkarılıyor. Bu bağlamda Amerikan Dışişleri sözcüsü John Kirby’nin de gelen bir soru karşısında Palmyra’nın IŞİD’in elinden çıkmasını olumlu bir gelişme olarak tanımlaması ve BM Genel Sekreteri Ban ki-Moon’un da benzer bir noktayı tekrarlaması bu amacın bir anlamda gerçekleştiğine işaret ediyor. Bununla birlikte Washington’daki analizlerde Esed rejiminin geçici ateşkes sürecinde Hama ve bölgesindeki köylerde yerel liderlerle görüşmelerine hız vererek Suriyeli silahlı muhalifleri marjinalize etmeye çalıştığına dikkat çekiliyor. Keza rejimin Palmyra üzerinde durmasında doğu Suriye’deki doğalgaz kaynaklarının kontrölünün yeniden ele geçirilmesinin yattığı da belirtiliyor. Bu analizlerde Rusya eliyle çizilen stratejilerde rejimin ilk etapta Rakka’ya dönük bir perspektif geliştirdiği ve çatışmasızlık sürecinde elindeki tüm enstrümanlarla Rakka’daki IŞİD varlığını ABD koalisyonundan önce hedef alarak ‘meşruiyetini’ kazanmaya gayret edeceği belirtiliyor. Her ne kadar Amerikan askeri kaynakları Suriye ordusunun bu denli kapsamlı operasyonları gerçekleştiremeyecek kadar zayıfladığına dikkat çekseler de sahayı ve rejimin söylemini takip eden bu analizlerde Esed’in Suriye’nin tamamında hakimiyet kurma emelinden vazgeçmediği ve kuzeydeki Kürt varlığına göz yumabilecek olsa da ülkenin üçlü bir yapıya bölünmesini kabul etmeyeceği belirtiliyor. Aynı şekilde ABD ve Avrupa’dan Esed’in muhalefetle beraber hükümet kurulabileceği açıklamasına Suriye muhalefeti gibi Esed’in yeni hükümetin parçası olamayacağı şeklinde yorumlar gelmiş olsa da rejimin önce Deir Ezzor’u eline geçirip ardından Rakka operasyonu planını hayata geçirmesi halinde Obama’nın rejim ve Rusya ile bu konuda işbirliği yapmayı seçmek zorunda kalabileceği belirtiliyor. Bu bağlamda Rusya’nın Suriye’den ‘geri çekilmesi’ de tartışılmaya devam ediyor. Bazı analizlerde savaş jetlerini geri çeken Putin’in perde arkasından rejime verdiği desteği tüm hızıyla SETA DC Washington Raporu "5 of "38 sürdürdüğü ve Suriye operasyonlarında bu kez savaş helikopterlerinin aktif şekilde kullanılarak rejime avantaj sağlamaya devam ettiğine işaret ediliyor. Esasen iki yeni helikopter tipinin gözlemlendiği Suriye’deki Rus askeri varlığının ek kargo uçuşları sonrasında Rus üslerini ikmal etme ötesinde yeni bir kapasiteye geçiş yaptığı belirtiliyor. Öte yandan bazı diğer haberlerde ise ABD ile Rusya’nın Esed’in görevden ayrılarak üçüncü bir ülkeye gitmesi konusunda bir mutabakata vardıkları öne sürülüyor. Bir BM Güvenlik Konseyi yetkilisine dayandırılan ve el- Hayat gazetesinde çıkan habere göre Kerry’nin bazı Arap ülkelerine bu yönde güvence verdiği fakat bu gelişmenin zamanlaması ve ayrıntıları noktasında bir belirginlik olmadığı belirtiliyor. Öte yandan Pentagon Başkan Obama’nın önem verdiği bir operasyona imza atarak IŞİD’in önde gelen liderlerinden Abdurrahman Mustafa Al-Kaduli’nin Suriye’nin doğusunda Amerikan özel operasyon askerleri tarafından öldürüldüğünü açıkladı. Obama’nın IŞİD ile ilgili açıklamalarında devamlı olarak IŞİD liderliğinin telef edildiğine vurgu yapmasına paralel olarak Kaduli ile ilgili açıklama da üst düzeyden, Savunma Bakanı Ashton Carter’dan geldi. Kaduli’nin IŞİD örgütlenmesinde Bağdadi’nin finansmandan sorumlu yardımcısı olarak yer aldığı öne sürülüyor. Amerikalı komandoların Kaduli’nin içinde yer aldığı konvoyu takip ettikleri ve orijinal planlarında Kaduli’yi canlı ele geçirmenin yer aldığı fakat operasyonel şartlardaki değişiklik nedeniyle konvoyu takip eden helikopterlerin askerleri sahaya indiremediği