ve onları tanıtmaktır. Bunların sayısı hiç de ÂŞIK KARAOĞLAN’IN ŞİİRLERİNDE azımsanmayacak hacimdedir. BABALAR Asıl konuya geçmeden önce

Karaoğlan’ı tanıtalım. Yrd. Doç. Dr.. Doğan KAYA* XVIII. yüzyılın en büyük Özet: ozanlarındandır. 1690’de Zara’nın Akören XVIII. Yüzyılda yaşayan ve bugüne köyünde doğmuştur. 1765 yılında kadar adı pek duyulmamış Karaoğlan, Akören’de vefat etmiştir. Akören köyü, ’ın Zara ilçesindendir. Dört yüz kadar Sivas’ı Erzincan, Erzurum, Azerbaycan’a şiiri vardır. Şiirlerinde daha ziyade gurbet bağlayan tarihî “İpekyolu” üzerindedir ve ve inanç konusunu işlemiştir. Zara, Yapak, Kemeriz, Eymir, Karacahisar, İlice Doğanşar, Hafik ve Almus’ta yatan ulu ve Kuşçu köyleri ile komşudur. Köyün zatlardan da sık sık söz etmiştir. Verdiği yakınlarından olan ve yakın zamanlara bilgiler tarihe ışık tutacak niteliktedir. kadar var olan “Menzil Hanı” İpek Yolu’ndan gelip geçenlerin konakladığı ve bu arada kültür alışverişinin yoğun olduğu Summary: bir mekân idi. Bilindiği gibi hanlar, farklı Karaoğlan, from Zara of Sivas, has kültürlerden çok sayıda insanın, kısa süreli lived in 17th century. Although there are de olsa konakladığı, bir kültür birikiminin approximately 400 poems attributed to him, oluştuğu mekân olup kültürümüzde başlı he has not been widely known until today. başına önemli bir yere sahiptir. Bu When we look at the main subjects in his bakımdan, Akören’de asırlardan beri Orta- poems, we generally see "gurbet" (being Asya’ya ait bilgilerin yaşadığı yüzyılda, away from home and its emotional Karaoğlan’ın şiirlerine konu olmuştur. consequences) and religional issues. Also Karaoğlan, çocukluğunu katıldığı he often mentions Muslim saints who are herfenelerde saz eşliğinde anlatılan buried in Zara, Doğanşar, Hafik, Almus. hikâyeler dinleyerek geçirmiştir. Bunların The knowledge we attain from his poems başında da Bamsı Beyrek hikâyesi gelir. enlightens the related period in history. Çok geçmeden kendisi de saz çalmayı öğrenmiştir. Bilhassa Menzil Hanı’na Anahtar kelimeler: Karaoğlan, şiir, gelenlere saz çalıp şiirlerini okuma imkânı ulu zatlar bulmuştur. ………………… Daha ziyade yaşadığı coğrafyada ün Karaoğlan, XVIII. yüzyılda yaşamış kazanan Karaoğlan’ın alatımı duru ve ve ileride adından sıkça söz ettireceğine sadedir. Şiirlerinde Anadolu Türkçesini inandığımız bir ozanımızdır. Uzun yıllar nakış nakış işlemiştir. Dili o kadar sadedir üzerinde çalıştığımız ve tamamladığımız ki, şiirlerini okuyanlar onu günümüz “XVIII. Yüzyılın En Büyük Ozanı şairlerinden birisi sayar. İnancını, Karaoğlan” adlı kitabımızda onu bütün duygusunu, arzusunu, düşüncesini başarıyla yönleriyle değerlendirdiğimiz için burada dile getirmiştir. Bunu yaparken asla eni-konu üzerinde durmayacağız. Çünkü bu yapmacığa kaçmamıştır. Bu kadar güçlü yazıdaki amacımız; şiirlerinde yer verdiği, olmasına rağmen ününü bütün yurt sathına Sivas’ın Zara ve Hafik ilçelerinde yatmakta yayamamasının sebebi, Eşkıya Kargılı olan erenler ve babalardan haberdar etmek Murat’ın ağına düşmüş olmasıdır. Kargılı Murat öldürüldükten sonra, adamlarının bir * C. Ü. Fen-Ed. Fak. Türk Dili ve Ed. Böl. Öğr. kısmı hapsedilmiş, bir kısmı da sürgüne Üyesi. 58 140/SİVAS gönderilmiştir. Karaoğlan da sürgüne gönderilenler arasındadır ve Tokat’ta … sürgün edilmiştir. Bu yüzdendir ki, Kimi Karaoğlan’ın şiirlerinde sözünü ettiği zaman Karacaoğlan’daki sevgi derinliğini, baba, dede, veli gibi şahsiyetlerin başlıcası kimi zaman Dadaloğlu’ndaki coşkuyu, şunlardır: Seyranî’deki pervasızlığı, Ruhsatî’deki Abdal Musa, Abdul Baba, Abdul Gazi, Anadolu insanının tabiiliğini ve saflığını, Abdulkadir, Adem Veli, Ağlayan Baba, Ahi kimi zaman da Yunus’taki inancın Emir, Ahmet Hacı, Ahmet Turan Gazi, güzelliğini ve zenginliğini yakalamıştır. Pek Baba Cafer, Bahattin Veli, Balım Sultan, çok şiiri tespit edilemediği için Belek Baba, Cafer Tayyâr, Cura Baba, kaybolmuştur. Elimizde üç yüz kadar şiiri Cuva Baba, Çeltek Baba, Çevgan Baba, mevcuttur. Bunların orijinali Eymir Çıngır Baba, Çoban Baba / Çoban Veli, köyünden Molla Hasan’da idi. Vefatından Çörmük Baba, Dede Korkut, Derviş Baba, sonra çocuklarının eline geçmiş ve onlar da Doğanşah Baba, Doksan bin evliya, Duman Almanya’ya gitmişler. Şiirleri Molla Hasan Baba, Elma Baba / Gazi, Emir Baba, Latin Alfabesine aktarmıştır. Mevcut Erenler, Fakı Baba, Gani Baba, Gazi Baba, şiirleriyle dahi hak ettiği dereceyi alacağına Gaziler, Gül Abdal, Hacı Bayram Veli, inanıyoruz. Şiirleri yaşadığı zamanı Hacı Bektaş Veli, Hasan Baba, Haşim aktarması yönünden bir bakıma belge Baba, Hızır Baba, Hızır–İlyas, Himmet hüviyetindedir. Baba, Horasan erleri / pirleri, Hubyâr

Sultan / Baba, Huğ Baba, Hüseyin Gazi, Sözü edilen ulu kişiler şu özellikleriyle İmam Ali, İmam Hasan , İmam Rıza, dikkatimizi çekmektedir: Kanber Baba, Kara Baba / Gazi, Kara *Çoğu medetname tarzındadır. Yakup, Kepez Baba / Gazi, Keşmen Baba / Gazi, Kırklar, Kızıl Baba / Gazi, Koşa Baba *Bir kısmı aynı zamanda gazidir: Elma / Gazi, Koyun Baba, Köse Baba, Köse Baba / Gazi, Gazi Baba, Hüseyin Gazi, Yakup, Kuşçu Hasan, Kümbet Baba, Küpe Kara Gazi, Kepez Baba / Gazi, Keşmen Baba / Gazi / Küpeli, Melül Baba, Mevlânâ, Baba / Gazi, Kızıl Baba / Gazi, Koşa Baba / Osman Gazi, Pir Adem, Pir Gani, Pir Gazi, Küpe Baba / Gazi, Osman Gazi, Piri Köçek, Piri Baba / Gazi, Sarı Saltık, Seyyit Baba / Gazi, Battal Gazi, Selman Farisî, Seyit Cuma, *Bir kısmı kadındır: Sultan Bacı, Yedi Seyit Cuva, Seyit Mahmut, Sultan Bacı, kızlar. Sultan Hızır, Sultan Hubyâr, Sultan *Bir kısmı ünü büyük coğrafyaya Yalıncak, Kızıl Deli, Şah Süleyman, Şahin yayılmış isimlerdir: On İki İmam içinde Baba, Şem Baba, Şemmas Baba, Şemsi zikredilen simalar (İmam Ali, İmam Hasan, Baba, Şeyh Bahaddin, Şeyh Mahmud, Şeyh İmam Hüseyin, İmam Rıza… ), Veysel Merzuban Veli , Şeyh Yakub, Şıh İskender, Karanî, Seyit Battal Gazi, Yunus, Hacı Torluk Baba, Veysel Karanî, Ya Hu Dede, Bektaş, Mevlânâ, Balım Sultan, Kızıl Deli, Yalın Baba, Yedi Kardaş, Yedi Kızlar, Selman Farisî. Yediler, Yunus, Zeyne’l-aba. *Bazıları sayılarıyla bilinir: Doksan bin Biz aşağıda kaydettiğimiz bilgilerin er, yediler, yedi kardeş, yedi kızlar. çoğunu Akören köyünden olan Yusuf *Bazıları çeşitli özellikleriyle, Çınar’dan aldık. Yusuf Çınar, 1940 yılında sıfatlarıyla ün kazanmışlardır: Ağlayan Akören’de doğmuştur. İlkokul diplomasını Baba, Çoban Baba / Çoban Veli, Elma okul dışından almış, ancak okumaya ve Baba, Kara Baba / Gazi, Köse Baba, Kuşçu araştırmaya çok meraklı birisidir. Daha Hasan. ziyade tarihi ve dini konulara ilgi duymuş, öğrendiği bilgileri kaydetmiştir. …………………………. Ahmet Hacı: Kendi adıyla anılan köyde yatmaktadır. Abdul Baba: Abdu’l-mecid Sivasi Hazretleridir. 1573-1639 yıllarında Ahmet Turan Gazi: Asıl adı Ahmeri yaşamıştır. Din bilgini ve şairdir. Şiirlerinde Terran’dır. Kabri, Soğuk Çermik’in Şeyhî mahlasını kullanmıştır. Zile’de tepesindedir. Bir çarpışma sırasında bu doğmuş, daha sonra Sivas’a yerleşmiştir. mevkide şehit olduğu için, buraya ’da vefat etmiş olup mezarı defnedilmiştir. Battal Gazi’ye yenilince, Eyüp’tedir. Müslüman olmuş ve onun silah arkadaşlığını yapmıştır. Abdul Gazi: VIII. yüzyılda yaşamıştır. Asıl adı Abdülvehhab bin Buht-üs-Sünevî Battal Gazi: Seydişehir’de yatan ünlü olan Arap’tır. Peygamberimizin sancaktarı komutandır. ve Battal Gazi’nin silah arkadaşıdır. Ahmet Turan Gazi ile birlikte şehit olduğu, Burhan Baba: Zara’nın güneyinde akarsuyun cesedini şimdiki mevkie Karabel mevkiinde yatmaktadır. 1398 getirdiği, bir rüya sonrası yerinin tespit yılında Akkoyunlular tarafından edildiği anlatılır. Türbesi Yukarıtekke öldürülmüştür. mevkiindedir. Sivas’tan başka İznik, Elazığ’ın Kale köyü, Bayburt, Akşehir gibi Cafer Baba: İstanbul’da Zindankapı’da beldelerde kabir veya makamları vardır. yatmaktadır.

(Geniş Bilgi için bkz. : Necati Demir- Cura Baba: İstanbul Kasımpaşa Kutlu Özen, Hz. Peygamberin Sancaktarı semtinde yatmaktadır. Türbenin kitabesinde Abdülvehhab Gazi Hazretleri ve Gaza Pir Sultan Abdal evlâdından olduğu Arkadaşları, Sivas, 1996, 176 s.) yazılıdır.

Adem Veli: Şeyh Merzüban Veli’nin Cuva Baba: Karacaören civarında halifelerindendir. Adamfakı köyünde yatmaktadır. yatmaktadır. Çeltek Baba: Sivas’ın Çeltek köyünde Ağlayan Baba / Gazi baba : I. Sultan yatmaktadır. Mezarı köydeki caminin Alaaddin Keykubat’ın askerlerindendir. avlusundadır. Horasan’dan yanındaki asker Akören köyünde şehit düşmüştür. Osman ve müritleriyle büyük mücadeleler sonrası Çekirdek’e ait eski evin kuzeyinde buraya gelip mekan tutmuştur. yatmaktadır. Büyükler bu zata, “Gazi Baba” Cumhuriyetin ilanına kadar civar köylerin demiştir. Perşembe geceleri kabirden öşürü buraya verilmiş, hatta Sivas’tan da inleme sesleri geldiği için bu zata bu isim 9.000 kuruş gönderilirmiş. Yıldızeli’nin verilmiştir. Türbesi yıkılmış olup yeri Salavat köyünde yatmakta olan Seyit Baba, çöplük halindedir. Bir gün Ağlayan Şaban köyündeki Şaban Dede ile kardeştir. Baba’nın yattığı yerin sahibi türbenin içine arı kovanı ile çalı süpürgesi koymuş. Adam, Çevgan Baba: Sivas civarında yatan ertesi gün kovanları ve süpürgelerin bir zattır. atıldığını görmüş. Rüyasında da adama bunların kendisini rahatsız ettiğini Çıngır Baba: Çanakçı mevkiinde söylemiş. Perşembe geceleri inlediği için Maden dağındaki Erenler Tepesi’nde “Ağlayan Baba” olarak tanınmıştır. yatmaktadır. 1243 yılında yapılan Kösedağ savaşında, Pontus krallığından Moğollara geldiğine inanılan erenlerdir. Bunların yardıma gelen Rumlar tarafından şehit çoğunun ehlibeytten olduğu söylenir. edilmiştir. Selçuklu ordusunda komutanlık Horasandaki Müslüman Türklerin kız yapmış Horasanlı zatlardandır. Doğanşar’a evlendirerek Ehlibeyt’in soyunu devam bağlı Alan Yaylası’nın batısında Killik ettirmişlerdir. Azerbaycan’dan Balkanlara belindeki bol miktarda çıngır taşı kadar pek çok köy ve kasabada yüksek bulunmaktadır ve bu ismin Çıngır Baba’dan tepelerin üzerinde yatmaktadırlar. Kevser geldiği söylenmektedir. Bu taş, kara renkte Suresinde bu kişiler işaret edilmiştir. bir taştır. Çıngır “kıvılcım” anlamına gelmektedir. Duman Baba: 1243 yılındaki Köse Dağı savaşında şehit düşmüştür. Kabrinin Çifte Kızlar: Kösadağı Savaşında şehit orada olduğu söylenir. olmuşlardır. İlice köyünün Sorgun yaylasında yatmaktadırlar. Zaman zaman Elma / Elmalı Baba: Akören köyünde süslü elbiselerle o mevkide gezdiklerini yatmaktadır. Küpeli Baba’nın ve Kızıl görenler olmuştur. Baba’nın kardeşidir. Bu üç kardeş üç tepeye Selçuklu bayrağı dikmişlerdir. Çoban Baba: Şeyh Çoban Veli’dir. Sonraki senelerde Tepe Tarla denilen Kaleardı mahallesinde yatmaktadır. Asıl adı mevkide ekin biçen kadınların, bu Şeyh Hüseyin Raî’dir. Türbe kare şeklinde bayrakları gördüğü ve saatlerce izlediği ve kesme taşlardan yapılmış olup içinde rivayet edilir. Şeyh Hüseyin ile eşine ait olmak üzere iki sanduka vardır. Türbenin yapılış tarihi Emir Baba: Horasan alp erenlerinden bilinmemekle beraber, yanı başındaki olup, Kösedağ savaşında şehit olmuştur. çeşmede 1323 tarihi kayıtlıdır. Türbe birkaç Akören köyünün 2 km. kadar kuzeyinde sefer tamir edilmiştir. kendi adıyla anılan bir çeşmenin yanında yatmaktadır. Buraya Emir Pınarı Çoban Veli: Suşehri’nde yatmaktadır. denmektedir.

Çörmük Baba: Akören köyünün 3 km Erenler dağı /tepesi : Doğanşar’a bağlı kuzeyinde eski İlice köyüne bağlı Türbe Çatpınar (Ermenis) köyü arazisi içindedir. yazısı denilen bir tepede yatmaktadır. Doğanşar’ın 30 km. kadar güneyindedir. Burada bir kükürtlü su bulunmaktadır. Bu Başta Çıngır Baba, kırklara karışan kız zatın adı, muhtemelen bu pınardan olmak üzere burada kırk velinin yattığı gelmektedir. söylenir. On beş-on altı yaşlarında bir kız Erenler Dağı’nda Kırklara karışmış iki hafta Derviş Baba: Zara’nın Tödürge sonra, evine geri dönmüş. Kızın anası gölünün batı kısmında göl içerisinde bir babası ve köylüleri “Sen kötü yola düştün.” türbe bulunmaktadır. Muhtemelen diye kıza işkence yapmışlar. Kız da kendini Karaoğlan’ın sözünü ettiği Derviş Baba bu kurtarmak için; “Ben Kırklara karıştım, zat olsa gerekir. kötü yola düşmedim.” deyip o anda orada ölmüş. Her kim Erenler Tepesi’nden bir taş Doğanşah Baba: Tokat’ın Erbaa alıp başka yere götürse, Çıngır Gazi’nin ilçesinin Ekseli köyünde yatmaktadır. himmetiyle o taş, gece yerine gelir.

Doksanbin Evliya: Ahmed Yesevî’nin Faki Baba : Bkz. Pir Adem Veli. işaretiyle Horasan’dan Anadolu’ya Gani Baba: Zara’nın Burhaniye Daha ziyade hastalar, çocuğu olmayanlar köyünde yatmaktadır. Yapak köyünde yatan ziyaret ederler. Almus ilçesinin Hubuyar Kara Baba’nın kardeşi olduğu söylenir. köyünde yatmaktadır.

Gazi Baba (Bkz. Ağlayan Baba) Hu / Huğ Baba: Karacahisar köyünün 1-2 km. kadar kuzeyindeki Huğ Tepe’de Gül Abdal: Zara’nın Yayıközü (Eski yatmaktadır. Huğ aslında Allah adı; Peynik) köyünde yatmaktadır. anlamındaki “Hü” sözünden gelmektedir. Diğer iki kardeşi ise Karacahisar köyünde Güruh-ı Naci: “Kurtulmuş zümre” yatmaktadır. Halk bu tepeye “Huğ tepe” anlamına gelmektedir. Peygamberimizin bir demektedir. Hadisinde: “Ümmetim 73 fırkaya ayrılacak, hepside cehennemdedir, ancak bir bölüğü Hüseyin Gazi: Battal Gazi’nin kurtulmuştur.” dediği rivayet edilir. Alevi- babasıdır. Bektaşîler güruh-ı nacinin kendilerinin olduğuna inanmışlardır. Kamber Baba: Koyhisar’ın İskender Şeyh köyünde yattığını söylenmektedir. Halifeler / pirler: Hafik ilçesinin 5 km kuzeyinde Koşutdere köyünün kuzeyinde Kara Baba: Zara’nın Yapak köyünün Doğanşar yolu üstünde büyük ardıç Pur mevkiinde yatmaktadır. Horasan ağaçlarının dibinde yatmaktadırlar. erenlerinden olup Gani Baba’nın kardeşidir. Halifeler 3 kişi olup 1243 yılında burada Rivayete göre, 1951’deki Kore savaşına şehit düştükleri söylenir. Bu zatlara “halife” katılmış, yaralı Türk askerlerini tedavi denmektedir. Bu zatlar Muhtemelen etmiştir. Horasan’dan gelen erenlerdir. Kara Yakup: Zara’nın Eymir köyünde Hasan Baba (Bkz. Kuşçu Hasan yatmaktadır. Horasan erenlerindendir. Şeyh Baba) Merzuban’ın müritlerindendir.

Haydar Sultan: Keskin civarında Kepez Baba: Kabirleri Zara’nın Beyrek Dağı’nda yatmaktadır. Kurucâbât ve Eymir köyleri arasındadır. Halkın inancına göre Horasan’dan gelmiş Himmet Baba: Horasan ve Rumlarla yapılan bir savaşta Eymir erenlerindendir. Erenler tepesinde yattığı köyünün doğusundaki bir tepede şehit sanılmaktadır. düşmüştür. Kabri aynı yerde bulunmaktadır. Kanının döküldüğü yerde Hubyar Sultan : İmam Rıza’nın bir ardıç ağacı vardır. Eymir köyü soyundandır. Asıl adı Ahmet’tir. Lokman mezarlığında yatan Horasanlı Köse Penan’ın oğludur. XIII. yüzyılın sonlarına Yakup’un yeğeni olduğu rivayet edilir. doğru Anadolu’ya gelmiş, birkaç şehir Keşman Baba ile kardeştir. gezdikten sonra Kırşehir’de Sulucakarahöyük’e yerleşmiş 1281 yılından Keşmen Baba : Horasan erenlerinden sonra, Tozanlı civarına gönderilmiştir. Hacı ve Zara’nın Eymir köyünün doğusundaki Bektaşi Veli’nin izniyle Koçhisar’a tabi tepede yatmaktadır. Kepez Baba ile Tekke köyünde dergâh kurmuş, burada nice kardeştir. 1243’te Bizanslılarla yapılan yoksullar doyurmuş, nice mümini irşat savaşta şehit düşmüştür. Şehit olduğunda etmiştir. Yalıncak Sultan’ın kızı ile evlidir. kanının aktığı yerde ardıç ağacı filizlenmiş Tekke köyünde bulunan Şeyh Merzüban ve bugüne kadar gelmiştir. Veli Cami-i Şerifine Cuma namazı kılmaya giderlermiş. Koşa Baba, Köse Yakup, Kılavuz Baba: Mezarı Sivas’ta Kuşçu Hasan Baba aracılığıyla Şeyh Kılavuz Camii girişinin sağındadır. Merzuban Veli Hazretlerine, mürit olma Yanında birkaç mezar daha vardır. şerefine nail olmuşlardır. Koşa Baba Abdülvahhabi Gazi’nin yanında yer aldığı, Hazretleri çok hızlı yürüdüğü için halk onu birliklere kılavuzluk ettiği, yapılan savaşta bu isimle yad etmiştir. Koşa Baba, şehit düştüğü söylenir. Alaaddin Keykubat’ın askerlerindendir. 1243’te Eymir köyünde şehit düşmüştür. Kınalı Gazi : Yattığı yer kesin olarak Türbenin aşağı taraflarında şifalı ve lezzetli bilinmemekle beraber, Zara’nın Akören suyu olan bir de Koşa Pınarı vardır. köyünde Osman Çekirdek’in evinde medfun olduğu söylenir.Kabir yeri önceden Koyun Baba: Çorum Osmancık’ta sökülmüş harman ve çöplük yapıldığı için yatan büyük velidir. yeri tam olarak belli değildir. Adı geçen mevkiinin bir çok yerinde perşembe günleri Köse Baba: Asıl adı Köse ışık yanmaktadır. Kınalı Gazi, henüz evli ve Süleyman’dır. Sultan Gıyasettin’in elleri kınalı iken savaşa katılmış, şehit ordusunda komutan iken 1243 senesinde olmuştur. Halk bu yüzden ona “Kınalı Kösedağ savaşında Pontus krallığından Gazi” demiştir. Günümüzden 70 yıl kadar Moğollara yardıma gelen Rumlar tarafından önce Göç Ömer adlı birinin rüyasına girer şehit edilmiştir. Kösedağ’da yatmaktadır. ve şöyle söyler: “Ben ellerimin kınasıyla Yığma taşlardan yapılmış abartılı bir mezarı cihat ettim, siz üzerime çöp döküyorsunuz. vardır. Her yıl temmuz ayının üçüncü Bir daha buraya pislik dökmeyin.”demiş. cumartesi günü halk mezarını ziyaret eder. Göç Ömer denen kişi kan ter içerisinde uyanır. Kınalı Gazi’nin vücudundan kanlar Köse Yakup: Eymir köyü mezarlığında aktığını ve ellerinin üstünde üç boğum yatmaktadır. Horasan pirlerinden olup 1224 kınanın mevcut olduğunu söyler. yılında Eymir köyüne yerleşmiş Alaaddin Keykubat’ın önde gelen askerlerindendir ve Kızıl Baba: Elmalı Baba’nın ve Küpeli savaş sırasında şehit düşmüştür. Diğer bir Baba’nın kardeşi olup Akören köyünde kardeşi olan Kamber Baba, ’ın yatmaktadır. Türbenin etrafında hâlâ askeri İskender Şeyh köyünde yatmaktadır. mevzilerin izleri bulunmaktadır. Kimi zaman geceleri türbesinde ışık yandığı Kuşçu Hasan Baba: Türbesi Zara’nın rivayet edilir. Kuşçu köyündedir. Şeyh Merzuban’ın müritlerindendir. Kuşların dilinden Koçu Baba : Yayıközü (Peynik) anladığına inanılır. Suçluklu sarayında köyünde yattığı söylenir. kuşçubaşılık yapmıştır. Hasan Dede, Zara’ya geldiğinde uçurduğu kuşların Koşa Baba: Horasan Pirlerinden olup şimdiki Kuşçu köyü arazisine konması Eymir köyüne gelip yerleşmiştir. Kabrinin dolayısıyla oraya yerleşmiş ve köyün yakınlarında kayalıklardan çıkan su şifalı ve temellerini atmıştır. I. Alaeddin Keykubat, kutsal olarak bilinir. O zaman kendi köyleri köyde onun adına bir cami yaptırmıştır. civarında cami bulunmadığından Kaşa Caminin kitabesinde “Hasan-ı Selçukiyye Baba, Köse Yakup, Kuşçu köyünde yatan Mülkü” yazılıdır. Yavuz Sultan Selim Han Kuşçu Hasan Baba ile birlikte Zara’nın 1514 yılında Çaldıran seferine giderken mayıs ayı sonlarına doğru Kuşçu Hasan Baba’yı ziyaret edip Kuşçu Camiini de Zara’nın doğusuna gönderilmiş, bugünkü tamir ettirdiği söylenir. Adam Fakı köyünü kurmuş.

Kümbet Baba: Kösedağ civarında Pir Gani: Adı Gani Baba’dır. yattığına inanılan bir Horasan erenidir. Burhaniye köyünde yatmaktadır. Yapak köyünde yatan Kara Baba’nın da kardeşidir. Küpe / Küpeli Baba: Zara’nın Akören köyünde bir tepede yatmaktadır. Küpe Pir Gazi : Karacahisar köyünün Baba, Kızıl Baba, Elma Baba üçü bir batısında Gözlek Tepesi denen mevkiinin kardeştir. Üç kardeş, Kösedağ Savaşına yakınlarında yatmaktadır. Yöre halkı katılmış, bulundukları köyde Pontus buraya “Tekke” demektedir. Diğer iki Rumlarıyla çarpışmışlardır. kardeşi ile Bizanslılarla karşı savaşmışlar. Burada üç kardeş de şehit düşmüştür. Masum Kardaşlar : Hz. Ali’nin Tekkeye daha ziyade sıkıntısı olanlar gelir. torunlarındandır. Bizanslı casuslar tarafından kaçırıldıktan sonra şehit edilerek Halk, bu zatların gece ellerinde Sivas’ta (Masumlar) mezarlığına kandillerle yatsı namazına camiye gömülmüşlerdir. geldiklerine inanır.

Melek Baba : Hakkında bilgimiz Pir Gökçek / Köçek : Şeyh Merzuban yoktur. Zara civarında yaşadığı ve bu Veli ve İmranlı’da yatmakta olan Cogi civarda vefat ettiği söylenir. Baba’nın kardeşi olduğu söylenir. Kabri, Zara’nın Akdeğirmen ve Bağlama köyü Melül Baba: Horasan pirlerinden olup arasındaki bir dere içindedir. Önceleri asıl adı Bağrıaçık Melül Baba imiş. Hubyar türbenin üstü açıkken, yakın zamanda Sultan’ın kardeşi olduğu söylenir. İlice köylüler tarafından örtülmüştür. Alevi ve köyünün kuzeyinde Taşyayla’da Sünni inanca sahip her kesimden insanın yatmaktadır. Aslında bunlar yedi kardeşmiş ziyaret etmektedir. 25-30 yıl öncesine kadar ve Kösedağı savaşında şehit olmuşlardır. mart ayının ilk üç çarşambasında törenler Bir söylentiye göre de Hubyar Sultan’ın düzenlenerek ziyaret kardeşidir. gerçekleştirilmekteydi. Mart ayının ilk üç haftasında ve Çarşamba günleri ziyaret Osman Gazi : Kösedağ savaşında şehit edilir. Daha ziyade ağrısı, sancısı olanlar düşen Horasan erenlerindendir. Zara’nın ziyarete giderler. Kızık köyünde yatmaktadır. Köse Süleyman, Fatma Ana ve Şemsi Ana ile Pir Zara’nın güneyindeki Bağlama kardeş olduğu söylenir. köyü yakınlarında yatmaktadır.

Pir Abdül Gazi: (Bkz. AbdülGazi) Sarı Baba : Horasanlı üç kardeştir. Medrese’de okurken Anadolu’ya gelip Pir Abdülkadir: Abdulkadir Geylani Selçuklu ordusuna katılmışlar ve yapılan Hazretleridir. savaşta şehit olmuşlardır. Horasan’da okudukları medresenin hocası Sarı babanın Pir Adem Veli: Asıl adı Adem Fakih talebeleri alıp diyar Bunların Anadolu’ya olan bu zat, Zara’da yatan Şeyh Merzuban kaçtığını duyan hocaları “İlahi kaçaklar! Veli’nin ve Bahar Şayh’in kardeşidir. Faki Her birinizin cenazesi bir dağda kalsın.” Baba diye de anılır. 1220 yıllarında demiş. Şimdi bu zatların her birisi Akören köyünün 5 km kadar kuzeyinde ayrı ayrı 5 km. uzaklıkta olan Tekke köyündedir. dağlarda yatmaktadır. Bunların Hubyar Halkın inancına göre Şeyh Merzuban, Sultan’ın kardeşleri olduğu rivayet edilir. Zara’nın manevi koruyucusudur. Bu bakımdan 700 yıldır, dertlerine şifa Sarı Saltık: Ahmet Yesevi’nin arayanlar ve çeşitli muradı olanlar hep halifelerinden olup Rumeli’de faaliyet ziyaret ede gelmiştir. Bahar Şeyh ve Fakı göstermiştir. Baba, Şeyh Merzuban’ın kardeşleridir.

Seyit Cuma : Zara’nın doğusunda Şem Baba: Pur mevkiindeki “Sivri” Karacaören civarında yatmaktadır. denilen tepede yatmaktadır. Peygamberimizin soyundan geldiği söylenir. Şemmas Baba: Battal Gazi zamanında yaşamış bir Hıristiyan olup sonradan Sultan Bacı Köse Süleyman ile Seyh Müslümanlığı kabul etmiş. Battal Gaziye ev Merzuban Veli’nin bacısı olduğu ve sahipliği de yapmıştır. Makamı ’ın 1243’teki Kösedağı savaşında şehit düştüğü Akçakale köyünde, mağaradan yapılma bir söylenir. kilisenin içindedir. Mağaranın doğusunda “Battal Gazi” zindanı vardır. Sultan Yalıncak: Horasan erenlerindendir. Hacı Bektaşi Velinin Şemsi Baba: 1520’de Zile’de doğmuş, halifelerinden olup asıl adı Mehmet’tir. 1597’de Sivas’ta vefat etmiştir. Asıl adı Pirab Sultan’ın üç oğlunun en küçüğüdür. Ebü’s-Sena Şeyh Şemseddin Ahmed Es- Hafik ilçesinin Yalıncak köyünde Sivasî’dir. Sivas’ta “Karaşems” olarak yatmaktadır. Bir müddet Konya’da kalmış, bilinir. Babası Ebulbereket Mehmet Efendi, burada kerametler göstermiştir. Daha sonra Halvetî tarikatindendir. Kendisi de Ankara’da ODTÜ’ sınırları içindeki Halvetiye tarikatinin Şemsiye kolunu Yalıncak köyü ile Ordu’daki Yalıncak kurmuştur. Sivasî, Amasya, Tokat ve köyünü kurmuştur. Yapılan savaşta şehit İstanbul’da ilim ve tarikat yolunda düştüğü yere yani Hafik Yalıncak köyü mesafeler almış, müderrisliğe kadar yakınlarındaki Gürlevik dağı eteklerine yükselmiştir. Manzum ve mensur 30 eseri defnedilmiştir. vardır.Meydan Camii avlusundaki bugünkü türbe 1600’de yapılmıştır. Türbede diğer Şah Baba: Erba’nın Ekseli köyünde aile fertlerine ait yirmi sanduka yatmaktadır. Asıl adı Doğan Şahbaba’dır. bulunmaktadır. Sivas’ta yakın zamana Malazgirt savaşı sıralarında Anadolu’ya kadar, Hacc’a gidenler Şemseddin gelmiştir. Sivasî’nin türbesi önünden uğurlanırdı.

Şahin Baba: İlice köyünün kuzeyinde Şeyh Bahaaddin Veli: Suşehri’nde Taşyayla’da yatan Melül Baba’nın yattığı yatmaktadır. Horasanlı olup Şeyh yerin 400 m. doğusunda Kurmutlu yurt Merzuban Veli’nin izniyle 1220 yıllarında mezrasının kuzeyinde yatmaktadır. Hubyar Baharşeyh köyüne gönderilmiştir. Bir Sultanın kardeşi olduğu söylenir. zemheri ayında sormuşlar. “Şeyhim bir kerametiniz var mı?” Şeyh Bahattin Veli Şeyh Mahmud (Şeyh Merzuban avucunu açmış, onlara güller ve çiçekler Veli): Zara’da yatan Şeh Merzuban Veli göstermiş. Bu hadiseden sonra halk adını Hazretleri. Horasan erenlerindendir ve soyu “Bahar Şeyh” koymuştur. Peygamberimize dayanır. Türbesi, Zara’ya Şeyh Merzüban Bkz. Şeyh Mahmud.

Turan Gazi : (Bkz. Ahmet Turan Gazi)

Şıh (Şeyh) İskender: Horasan pirlerinden olup Emir köyünde yatan Köse Yakup Hazretlerinin kardeşidir. Koyulhisar’ın kendi adıyla anılan İskender Şıh köyünde yatmaktadır.

Torluk Baba: Yattığı yer kesin olarak bilinmemekle beraber zara civarında olduğu söylenir. Horasan erenlerindendir.

Ya Hu Dede / Yahü Dede / Yahuda : Burhaniye köyü mezarlığında yatmaktadır. Daha çok derdine şifa arayanlar ziyaret ederler. 1878 yılında kurulan Yahuda köyünün adı, bu zattan gelmektedir.

Yalın / Yalıncak Baba: Hacı Bektaş’ın halifelerindendir. Hafik ilçesinin Yalıncak köyünde yattığı söylenir.

Yedi Kardaş: Kemeriz (Gümüş çevre) köyünün 5 km kuzeyinde yatmaktadırlar. Yedi Kardaş’ın yattığı yerde, yedi adet ardıç ağacı bitmiştir. Vaktiyle köylülerin birisi bu ağacın bir dalını kesmiş, adam orada felç olup daha sonra da ölmüş. Her kim ki buraya gidip bir Fatiha okuyup dilek dilerse, bu zatların hürmetine dileği kabul olur.

Yedi kızlar; Rivayete göre Yedi Kızlar Hubyar Sultanın kızları imiş. Birgün Hubuyar Sultan, kızlarına beddua etmiş, onlar da ölmüş. Bunları Hubuyar Tekkesi civarına gömülmüşler.

Hacı Bektaş ile kırklarda bile Tozanlı kurbunu şavkı bürüdü Gönül seni arzuluyor Hubyâr Sultan ile kırklar da bile Medet gayri Emir Baba ……… Yaralarım sızılıyor Dağlar sıralanmış bir ulu kervan Medet gayri Çoban Baba Suyun şifalıdır dertlere derman

Erenler serdarı Hubuyâr Sultan Horasan’dan gelen erler Söylenir dillerde adın İpsile Ne yiyip de ne içerler

Köprüsüz selden geçerler Bizden selâm olsun Kümbet Baba’ya Medet gayri Belek Baba Oğuzun Türkmen’i çıkmış obaya

El açtım Torluk’a durdum duaya Gözüm yaşı buram buram Söylenir dillerde adın İpsile Ne saz kaldı ne tanburam ……… Engürü’de Hacı Bayram Medet gayri Haşim Baba Yâralarım sızılıyor Emir Baba derman eyle Kabe’den gelen hacılar Gönül sizi arzuluyor Gaziler şehit bacılar Sarı Baba derman eyle Yüreğimde hep acılar Medet gayri Köse Baba Kurban olam erenlere Horasan’dan gelenlere Yol üstünde karataşlar Selâm olsun görenlere Seher vakti öten kuşlar Elma Baba derman eyle Sivas’ta Masum Kardaşlar Medet gayri Abdul Baba Erenlerin sözü gerçek Ab-ı hayat doldur içek Yolu giden yolcu kardaş Derdime çare pir köçek Sen olasın bana yoldaş Cuva Baba derman eyle Abdulgazi gel de ulaş Medet gayri Cura Baba Bahçelerde gül ağacı Nedir bu derdin ilacı İstanbul’da Baba Cafer Medet gayrı Ahmet Hacı Kapınıza olam nefer Kara Baba derman eyle Âşık olan çalar söyler Medet gayri Şemsi Baba Dodurga’da Derviş Baba Dertlerimi deme yâda El açtım duaya durdum Yetiş gayri gel imdada Kar’oğlan’ım bitmez derdim Kızıl Baba derman eyle Viran oldu obam yurdum Medet gayri Himmet Baba Çiğdem gibi açtım soldum ……… Koçgiri’de Şeyh Mahmud’um Duman Baba bize himmet eylerse Gece gündüz hep umudum Sürünü sürtünü varsam sılaya Koşa Baba derman eyle Talih kader yüzümüze gülerse Sürünü sürtünü varsam sılaya Ceddim Hasan İmam Ali ……… Yetiş pirim Adem Veli Kar’oğlan’ım oldum deli Horasan ilinden kalktı yürüdü Küpe Baba derman eyle Sene bin yüz otuz beştir ……… İki gözüm kanlı yaştır Erenler derman ulaştır El açtım dünyaya geldim Kara Gazi himmet eyle Sarı Baba himmet eyle

Odlara yandım kül oldum Ahım varır dağlar deler Kepez Baba himmet eyle Koçhisar’da halifeler

Huğ Baba Kırklar Yediler Derdimi desem kırklara Küpe Gazi himmet eyle Yâradır yüreğim yâra

Uzat elin âşıklara İki nebi deryalarda Hasan Baba himmet eyle Çaresizi komaz darda

Çağırsan gelir imdada Erenler dağına vardım Kızıl Gazi himmet eyle Vardım da duaya durdum

Bizi böyle koma mahrum Kar’oğlan’ım söyler dosta Köse Baba himmet eyle Dostun gülü deste deste

Gurbet elde oldum hasta Yüreğimi aldı sızı Elma Gazi himmet eyle Yetiş Ahmet Turan Gazi ……… Hüseyin’in yanar özü Hubyâr Baba himmet eyle Doksan bin evliya bir ulu sancak Şahlanıp gaziler Rum’a gelincek Gönlümüz gamda figanda İmdada yetişir Sultan Yalıncak Çoktur çektiğim cihanda Hubyâr Sultan himmet eyle derdime Ulu yatır Akviran’da ……… Küpe Baba himmet eyle Ulu erenler gaziler

Himmet edin dertlerime Çilem biter mi dünyada Yâralarım hep sızılar Kar’oğlan düştü feryada Himmet edin dertlerime Denizde bar u deryada

Hızır Baba himmet eyle Yine esti seher yeli ……… Aşkın ile oldum deli Derdim vardır dizim dizim Endires’te Çoban Veli Keşmen Gazi himmet eyle Himmet edin dertlerime Benim sana bağlı özüm Kepez Gazi himmet eyle Dertlerime yok mu tabip Ben gezerim allar takıp Kimi derviş kimi hacı Ulu gazi Kara Yakup Şeyh Merzuban giyer tacı Himmet edin dertlerime Köse Baba Sultan Bacı Osman Gazi himmet eyle Eyüp gibi derde daldık Biz talipten geri kaldık Pir elinden içtim peyman İmdad eyle Sarı Saltık Kalmadı gönlümde güman Himmet edin dertlerime Atamızdır Şah Süleyman Koşa Gazi himmet eyle Şeyh Bahaddin ulu derviş Kaderimiz böyle imiş Köse Baba gel de yetiş Nefirler çalındı savaş kuruldu Himmet edin dertlerime Yetiş Duman Baba car günü geldi Yâralı sineme dağlar vuruldu Eğnime giyindim aba Yetiş Duman Baba car günü geldi Osmancık’ta Koyun Baba Selâm olsun Şeyh Yakub’a Obalar perişan virandır yurtlar Himmet edin dertlerime Sürüye saldırdı yabanda kurtlar Fizan’a ulaştı sinemde dertler Horasan’dan gelen erler Yetiş Duman Baba car günü geldi Kâfir ile gaza eyler Kar’oğlan’ım çalar söyler Şahin kuşu enginlere konar mı Himmet edin dertlerime Bu yârayı çeken yiğit onar mı ……… Erenler sözünden geri döner mi Yetiş Duman Baba car günü geldi Erenlerin diyârından

Sultan Hubyâr sefa geldi Yolumuz uğradı borana kışa Horasan’ın yollarından Şeyh Mahmud’um gele Hak’tan ulaşa Sultan Hubyâr sefa geldi N’eyleyim yurtlarım kaldı baykuşa

Yetiş Duman Baba car günü geldi Erenlerin sultanısın

Dertlilerin dermanısın Ahmet Turan Gazi atına binsin Erzurum’un mihmanısın Söyle Küpe Baba’ya yârdıma gelsin Sultan Hubyâr sefa geldi Erenler gaziler halimi görsün

Yetiş Duman Baba car günü geldi Horasan’dır ana yurdun

Tozanlı’ya mekan kurdun Yetişin erenler gelin gaziler Dertlilere derman oldun Ulu Hak’tan böyle inmiş yazılar Sultan Hubyâr sefa geldi Kar’oğlan’ım yanar yanar mozular

Yetiş Duman Baba car günü geldi Horasan’dan gelen erler ……… Şehit yatağı bu yerler Hacı Bektaş kırklar pirler Hubyâr Sultan buralardan geçti mi Sultan Hubyâr sefa geldi Asapınarı’ndan bir dem içti mi Tozanlı da obasına göçtü mü Erenlerin piri misin Ondan da bir haber verin Tekeli Deryaların dürrü müsün Ayın günün nuru musun Âşık olan deryaları boylasın Sultan Hubyâr sefa geldi Varsın âlem ne söylerse söylesin Kümbet Baba bize himmet eylesin Destanımız oldu tamam Yâralar derindir sarın Tekeli Ceddimiz on iki imam ……… İşte düğün işte bayram

Sultan Hubyâr sefa geldi Ağlayı sızlayı dermana geldim

Gönüller sultanı Bahattin Veli Kar’oğlan’ım çalar sazı Erenler elinden fermana geldim Kimi şehit kimi gazi Gönüller sultanı Bahattin Veli Ağlıyorum bazı bazı

Sultan Hubyâr sefa geldi Erenler postuna varıp oturan ……… Hakkın birliğine ikrar getiren Zemheride çiçekleri bitiren Bizden selâm gazilere pirlere Gönüller Sultanı Bahattin Veli Irahmetler yağar gökten yerlere Yüzümü süreyim yerden yerlere Şeyh Merzuban, Seyit Cuva pirimiz Turnalar sultanı görmediniz mi Adem Veli, Hasan Baba dürümüz Pir Köçek’tir esrarımız sırrımız Tozanlı’nın çiçekleri açarken Gönüller sultanı Bahattin Veli Horasan pirleri gelip geçerken Erenler seherde konup göçerken Urum’un üstüne gün gibi doğdu Turnalar sultanı görmediniz mi Şem-i envar vurdu küffarı boğdu Seherde kullara ırahmet yağdı Turnalar havada eylemiş katar Gönüller sultanı Bahattin Veli Doksan bin evliya Urum’da yatar Kar’oğlan gaziler gözümde tüter Velâyet sendedir bir himmet eyle Turnalar sultanı görmediniz mi Erenler uzakta durur mu böyle ……… Derdimin dermanı ne ise söyle Hacı Bektaş Veli koca Mevlâna Gönüller sultanı Bahattin Veli Yüreğim yandı da döndü püryana

Aşk elinden düştüm derde figana Şem’ine kurbanım yanar çırası Tabipler derdimi deşti de gitti Kabul olur erenlerin duası

Doksan bin evliya canlar paresi Kar’oğlan mahlasım Hüseyin adım Gönüller sultanı Bahattin Veli Hacı Bayram Veli, Yunus üstadım

Aşkın deryasının yine boyladım Kar’oğlan’ım över erleri över Dalgası başımdan aştı da gitti Erenler cihanda bir ulu cevher ……… Kırklara pirlere karışmış meğer Gönüller sultanı Bahattin Veli Erenlerin devranını ……… Aşk savurur harmanını Hubyâr keser kurbanını Bakırbelleri’nden aşar gelirsin Keser Allah deyi deyi Turnalar sultanı görmediniz mi

Yüz bin pervaz ile koşar gelirsin Horasan’dan gelen erler Turnalar sultanı görmediniz mi Doksan bin evliya derler

Gaziler gülbangın söyler Sarı Baba kıratına binerken Söyler Allah deyi deyi Erenlerden mevadan yere inerken

Gaziler gazadan geri dönerken Veysel Karan deve güder Turnalar sultanı görmediniz mi Balım Sultan devran eder

Gaziler gazaya gider Tekeli’nin çiçekleri koktu mu Gider Allah deyi deyi Irahmetler yağıp seller aktı mı ……… Gaziler eline kına yaktı mı Turnalar sultanı görmediniz mi Kar’oğlan’ım düştüm cüda Dertlerimi demem yada Erenler cem olup şerbet ezerken Medet gayri Keşmen Baba Kırklar aşkın deryasında yüzerken Yetiş imdadıma gel gel Hacı Bektaş ile bile gezerken ……… Turnalar sultanı görmediniz mi Gece gündüz yalvarırım Mevlâ’ya Kara taşı hamur gibi yoğuran Derdimin dermanı Pir Adem gel gel Hacı Bektaş ile kırkları gördüm İki gözüm döndü ulu deryaya Derdimin dermanı Pir Adem gel gel Sabah seherinde bülbül öterken Şehitler kanıyla yerde yatarken Şeyh Merzuban Veli başımın tacı Kargılı’nın bacaları tüterken Horasan erleri Güruh-ı Naci Sarı Baba ile kırkları gördüm Fakı Baba gönüllerin ilacı Derdimin dermanı Pir Adem gel gel Cennet-i Meva’ya güller bezerken Sultan Hızır kırklar ile gezerken Kırkların pirlerin yolu yüceden Kar’oğlan’ın destanları yazarken Erenlerin sözü bin bir heceden Köse Baba ile kırkları gördüm Bir ol yıldız gibi doğar geceden ……… Derdimin dermanı Pir Adem gel gel Karşıda görünen Polat Pınarı

Çıngır Baba gazilerin serdarı Erenler gaziler ummanı boylar Kar’oğlan yürekten eyliyor zarı Kar’oğlan her şeyi yürekten söyler El açtım himmete geldim sabahtan Yârın mahşer günü bir himmet eyler ……… Derdimin dermanı Pir Adem gel gel ……… Gaziler geliyor tığlı pusatlı Şahlandı erenler coştu sabahtan Şahin Baba derler düşerse yolun Pür silah giyinmiş beyleri atlı Avcılar elinden yamandır halın Şahlandı gaziler coştu sabahtan Sivas’ta Çeltek’te bir gece kalın

Söyle selâmımı kırklara turnam Emir Baba derler bir ulu vezir

Şahlandı deryada boz atlı Hızır Hubyâr Sultan bizim ulumuz Doksan bin evliya yanında hazır Kırklara pirlere gider yolumuz Şahlandı erenler coştu sabahtan Kar’oğlan’ım açmaz oldu gülümüz

Söyle selâmımı pirlere turnam Karagöz’e kurmuş küffar otağı ……… Huğ Baba’nın yanar şemi çırağı Çoban Kayası’nda dua eylerken Selçuklu Tayyibe çekti sancağı Kümbet Baba ile kırkları gördüm Şahlandı gaziler coştu sabahtan Gaziler gazada düvaz eylerken Torluk Baba ile kırkları gördüm Avren’in kurbunda yatan Kınalı Tığ ü teber ile sine yaralı Ne dilek dilersen Mevlâ’dan dile Sorun şu gaziye aslı nereli Gaziler seherde vardı menzile Şahlandı erenler coştu sabahtan Kanber Baba ile kırklarda bile Piri Baba ile kırkları gördüm Şem Baba çırağı yüceden yakar Atının nalından ateşler çıkar Tozanlı kurbunda bir ulu pınar Elmalı küffarın tahtını yıkar Adımız dillerde kaldı yadigâr Şahlandı gaziler coştu sabahtan Halifeler himmet Sultan Hubuyâr Melül Baba ile kırkları gördüm Erenler Tayyibe geldi düzendi Ezan sesi yücelere uzandı Mahrum kalmaz erenleri çağıran Müminin bağında güller bezendi Küffarın tahtını terse çeviren Şahlandı erenler coştu sabahtan Goncalar açılıp bülbül öttü mü Kar’oğlan’ım eydür Kırklar Yediler Horasan erleri semah tuttu mu Şehitler kabirde ölmez dediler Kırklara pirlere sorun turnalar Erenler sözünden dönmez dediler Şahlandı gaziler coştu sabahtan Eyyam geldi ulu dağlar yeşerdi ……… Gönül efkârlandı gözüm yaşardı Yaz baharda deli çağlar coşardı Derde düştüm yanar yanar ağlarım O yârin köyüne varın turnalar Tutuştu yüreğim aşkın elinden

Yâralı sinemi yine dağlarım Tekeli’nin çiçekleri açtı mı Tutuştu yüreğim aşkın elinden Oğuz beyi yaylalara göçtü mü

Eski dem ü devran yoksa geçti mi Yalın Baba bize himmet eyler mi Kümbet’e Torluk’a sorun turnalar Aşkın yârasına çare söyler mi

Erenler yolunda töre böyle mi Turnam niye yücelerden uçarsın Tutuştu yüreğim aşkın elinden Kış gelende hangi ile göçersin

Seyyahlar yoldadır nasıl geçersin Pirim Abdulkadir bir ulu nazır Ordan da bir haber verin turnalar Denize deryaya hükmeden Hızır

Nerde çağırırsan orada hazır Erenler dağında kırk veli yatar Tutuştu yüreğim aşkın elinden Çıngır Baba derler gözümde tüter

Kar’oğlan Kerem’den olmuşsun beter Balım Sultan ile Abdal Musa’dan Benim de halimi görsün turnalar Arif olan hisse alır kıssadan ……… Ölürüm kurtulmam gamdan gussadan Tutuştu yüreğim aşkın elinden Horasan kurbunda cevlan eyleyen Derdimin dermanı Sultan Hubuyâr Sayit Battal Gazi bizim ulumuz Diyâr-ı Urum’a ferman eyleyen Gül Abdal’a düştü yine yolumuz Derdimin dermanı Sultan Hubuyâr Erenlere ayan işte halimiz Tutuştu yüreğim aşkın elinden Erenler elinde bir ulu sancak Bize bir himmet Sultan Yalıncak Kar’oğlan’ım ulu pire bağlıyım Şad olur gönlümüz derman buluncak Adım Hüseyin Karaneb’oğluyum Derdimin dermanı Sultan Hubuyâr Aşk elinden ateşlere dağlıyım Tutuştu yüreğim aşkın elinden Melül Baba derler bir ulu vezir ……… Deryalar üstünde boz atlı Hızır Nerede çağırsan erenler hazır Eğer gider isen bizim ellere Derdimin dermanı Sultan Hubuyâr Keşmen’e Kepez’e varın turnalar

Bizden selâm erenlere pirlere Bir su içsem Tozanlı’nın suyundan Abdulgaziyi’de görün turnalar İmam Rıza erenlerin soyundan

Arefe gününden bayram ayından Uçup gidip Tozanlı’ya varınız Derdimin dermanı Sultan Hubuyâr Hubyâr Sultan’a selâm durunuz

Doğanşah Baba’yı bir dem görünüz Erenlerle sohbet gayetin hoştur Kazova çölüne konun turnalar Ellerim duada gözlerim yaştır

Hacı Bektaş bize derman ulaştır Obalarda boz dumanlar tüttü mü Derdimin dermanı Sultan Hubuyâr Dost bağında bülbül ötsün Yaz baharda sular coşar bulanır Silerim çilemiz bitsin Âşık olan diyâr diyâr dolanır Hubyâr Sultan himmet etsin Çifte koçlar al boyaya boyanır Himmet eylen kırklar pirler Derdimin dermanı Sultan Hubuyâr Torluk Baba yâram azar Kar’oğlan’ım yâraların azıyor Adular arayı bozar Geçmiyor günlerim aylar uzuyor Kar’oğlan’ım destan yazar Tevarihler bin yüz kırkı yazıyor Himmet eylen kırklar pirler Derdimin dermanı Sultan Hubuyâr ……… ……… Hubyâr Sultan gönüllerin mihmanı Elmalı’nın yanar şem’i şulesi Tekkesine varan bulur dermanı Nurlara bezenmiş pirler sinesi Gülbanklar çekilir keser kurbanı Kızıl Baba gazilerin cümlesi Bir himmet eyleyin erenler pirler Dertliyim dermana geldim gaziler Sabahtan kalktım da turna avazı Ağlayan Baba bir ulu kişidir Yüreğimi yaktı aşkın alazı Velayet dediğin erler işidir Derdimin dermanı Battal-ı Gazi Erenler çırağı cihan ışıdır Bir himmet eyleyin erenler pirler Dertliyim dermana geldim gaziler ……… ……… İki mihman geldi akşam kapıya Gazilerin elinde bir ulu sancak Biri Sultan Hızır biri Ali’dir Asakir-i mansur seyfi vuruncak Yüzünü görünce döndüm deliye Himmet etsin Hasan Baba, Pir Köçek Biri Kümbet Baba biri Ali’dir Cülcül gibi arzı sardı gaziler ……… Hızır gelir derler mihman gelince Hakk’a dua eyler hane yükünce Seyit Cuma, Zeynel-aba soyundan Yavan yahşi yerler kendi halince Derdime bir çare söylen erenler Biri Hacı Bektaş biri Ali’dir Horasan’dan gazilerin köyünden

Derdime bir çare söylen erenler Misafirin gönlü benzermiş güle ……… Misafir gelince Hızır’da bile Derdim vardır dağlar gibi Kusurun var ise affını dile Himmet eylen kırklar pirler Biri Selman Faris biri Ali’dir Gözüm yaşı çağlar gibi Himmet eylen kırklar pirler Misafir gelince ırahmet yağar Geldiği haneyi nurlara boğar Düşmüşsen toza türaba Cömertler mahşerde gün gibi doğar Bu yılda gönlüm haraba Biri Zeyne’l-aba biri Ali’dir Kargılı’dan Melül Baba Himmet eylen kırklar pirler Misafir dediğin Kabe’de hacı Birisi kardeştir birisi bacı Âşık olan sizi özler Misafir gelince başımın tacı Yanar bu yüreğim sızlar Birisi Sultan Hubuyâr biri Ali’dir Tozanlı’da Yedi Kızlar Himmet eylen kırklar pirler Melül Baba gelir başta oturur Mihman gelince on kısmet getirir Birini cümlesi yeyip bitirir Ahmet turan ile pirler geliyor Biri Cafer Tayyâr biri Ali’dir Sivas’ın önünde ulu yazılar İki lokma yeyip dua ettiler Gani Baba yâralarım sızılar Namerde nekesi dava ettiler Benli boz üstünde beyler gaziler Sabah oldu boz at ile gittiler Seyyit Battal ile erler geliyor Biri İmam Rıza biri Ali’dir Turan Gazi derler bir dem göreyim Kar’oğlan’ım eydür böyle olur mu Atının izine yüzler süreyim Namert kapısına mihman gelir mi Erlere pirlere canım vereyim Kimin kim olduğunu kimse bilir mi Abdülgazi ile pirler geliyor Biri İmam Hasan biri Alidir ……… Cem olmuş gaziler gülbangın çeker Küffar kalesini vurunca yıkar Mürşidim erenler sultanı Ali Seninle gafiller başa mı çıkar Yetiş Koyun Baba, Şah Kızıl Deli Çevgan Baba ile erler geliyor Muhammet yolunda gerçek bir veli

Derdimin dermanı İmam Ali’dir Erenler Urum’a alem açtılar ……… Gaziler eynine libas biçtiler Allah Allah deyi serden geçtiler Erenler elinde bir ulu ferman İmam Ali’m ile pirler geliyor Gaziler gülbangı çekti geliyor Pür gamı küffara verir mi aman Nurdan imiş gazilerin burağı Erenler gülbangı çekti geliyor Şemmas Baba yakın eyler ırağı Dilerim ileyyin olsun durağı Yeşil liva gazilerin elinde Şehitler gaziler erler geliyor Doksan bin evliya hakkın yolunda Ya Muhammed deyi virdi dilinde Erenle giyinir şal ile aba Gaziler gülbangı çekti geliyor Kar’oğlan söyleme derdini yada İmdada yetişir kılavuz baba Horasan erleri cenge tutuşur Hızır İlyas ile pirler geliyor Kuşlar bile Allah deyi ötüşür ……… Sarı Baba, kırklar gelir yetişir Gurbet ele mekân kurdum Erenler gülbangı çekti geliyor Kepez Gazi car günüdür

Erenlere gönül verdim Emir Baba derler bir ulu gazi Keşmen Gazi car günüdür Cem olur erenler kılar namazı

Yârın mahşer günü isteriz sizi Âşık olan gezer üryan Gazi gülbangı çekti geliyor Bir canım var sana kurban

Ak sakallı Kuşçu Hasan Evliyanın kanı akar kurumaz Koşa Gazi car günüdür Gaziler ölse de teni çürümez

Kar’oğlan küffarın hükmü yürümez Ya Hu Dede, Köse Yakup Erenler gülbangı çekti geliyor Ben ağlarım garip garip ……… El açtım kapına varıp Erenler yurduna küffar giremez Kara Gazi car günüdür Şahlandı gaziler erler geliyor Münkir olan hakikati göremez Horasan’ın yazıları Şehit düştü gazileri Kurban oldu kuzuları Kar’oğlan giyinir yeşili alı Küpe Gazi car günüdür Pür silah gaziler eli livalı Yetiş Küpe Gazi pirim Elmalı Koylisar’da Şıh İskender Çörmük Baba ile kırklar yürüdü Gül yüzünü bana dönder ……… Dertlerime derman gönder Küffarın üstüne geldi ulaştı Elma Gazi car günüdür Battal Gazi üstadımız pirimiz

Diyâr-ı Rum’u hem gezdi dolaştı Yolum düştü yine garba Hacı Bektaş üstadımız pirimiz Yedi Kardaş gel imdada

Akviran Gazi Baba Bülbül gibi gülistanda şakırız Kızıl Gazi car günüdür Atlas libas türlü şallar dokuruz

Elif hece bin bir kelam okuruz Kar’oğlan’ım dünya fani Molla Hünkâr üstadımız pirimiz Ateş aldı şu cihanı

Himmet eyle ya Pir Gani Sultan Keykubat’ın gelmez uykusu Sarı Gazi car günüdür Ruy-ı zemini de sardı ordusu ……… Kafirden küffardan yoktur korkusu Coş etti erenler Urum üstüne Alparslan’dır üstadımız pirimiz Selçuklu tahtından kalktı yürüdü Gaziler sırrını söyler dostuna Hüseyin Gazi’dir erlerin eri Keşmen Baba ile kırklar yürüdü Engürü vilâyet sultanın yeri Şahlandı gaziler çekti teberi Şahlandı gaziler beyli koçaklı Haydar Sultan üstadımız pirimiz Erenler geliyor yeşil sancaklı Elleri kargılı kolu kolçaklı Gaziler İstanbul’a vard’oturdu Kepez Baba ile kırklar yürüdü Hakkın birliğine ikrar getirdi Küffarın tahtını yere batırdı “Hü” deyi çağrıldı kırklar yediler Mehmet Handır üstadımız pirimiz “Hubbü’l-vatan mine’l-iman” dediler Küffarın gönlünde güman dediler Çeltek Baba dağı taşı yürütür Elma Baba ile kırklar yürüdü Nefes etse demirleri eritir Liva-yı Sivas da yiğit yeridir Horasan erleri geldi derildi Ahi Emir üstadımız pirimiz Urum’un üstüne cengi kuruldu Erlere mürüvvet Hak’tan verildi Abdü’l-Gazi küffar ile görüştü Kara Baba ile kırklar yürüdü Şehr-i Tayyibe’ye geldi erişti Erenler gaziler cenge tutuştu Koca âlem Küpeli’ye dikildi Ahmet Turan üstadımız pirimiz Allah Allah deyi gülbank çekildi Gökyüzünden ırahmetler döküldü Köse Baba derler kırkların başı Kızıl Baba ile kırklar yürüdü Hakk’a niyaz etmem kulların işi Kaynardı kazanı tükenmez aşı Huğ Baba çırağı yüceden yakar Seyit Mahmut üstadımız pirimiz Gaziler sinesi mis gibi kokar Şehitler mevaya kuş gibi çıkar Koçgiri önünde bir ulu yazı Koşa Baba ile kırklar yürüdü Sultan Keykubat’ta kıldı namazı Kar’oğlan’ım çalar tamburu sazı Dede Korkut üstadımız pirimiz

Kaynakça : Fikri Karaman, Doğanşar İlçesi, İstanbul, 2000, s. 126, 147, 202, 203. / Adnan Mahiroğulları, “XVIII. Yüzyılda Yaşamış Halk Ozanı Zaralı Karaoğlan”, Altıncı Şehir Sivas, S. 1, Temmuz-Eylül 2001, s. 32-37. / Yusuf Çınar Arşivi.