Varolusa Ahit
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
V A Olmak hakkında kısa bir özet AROLUŞA HİT Farazi (1979) YAZIM: 2010,10 – 2013,05 lightfocusinspiration.com Farkli butun kulturlerin efsaneleri ortak ozellikler iceriyor. Bu o efsaneler gercek oldugundan degil, OÖbeyin n yapisinin s ö z insanda bu tur hikayelere cekim uyandirmasindan kaynakli. Beynin yapisi da sinirli islem gucu ile hayatta kalmaya calisan bir organizmanin eldeki kaynaklari en iyi sekilde kullanmak icin basvurdugu kisayollarin sagladigi dezavantajlarla dolu. Priming etkisi t-1 andaki duyularin, t anindaki dusunceye ve algiya etki etmesine sebep oluyor. Benzer ozellikler iceren efsanelerle buyuyenler, benzer olume yaklasma ve hastane vs deneyimleri yasayanlar, olume yakin deneyim yasadiklarinda salgilanan halusinojen DMT ile bu durumlarin kosulladigi sanrilari goruyorlar. Beyin insani kandirmakta cok ustadir, survival devamliligi icin olumun yaklastigi algilandiginda halusinojen salgilanmasi evrimsel bir durum. Savaslarda karsida duydugu hikayelerdeki gibi ejderha, kendi elinde de alevden kilic gormek insanlarin sag kalabilmelerini sagliyordu. Vurmali enstrumanlar ve savas oncesi konusmalar da sanat icin degildi. Mantikli aciklama istiyorsaniz acik. Ama zihnin onu kabul edip etmeyecegi cok da sizin seciminizde degil. Kosullanma boyle bir sey. Beyniniz sizin benlik alginiz degil, yani ben dediginiz sey beyniniz degil, beyniniz iradenizle hakim olamadiginiz biyolojik bir yapi, istediginiz icin aciyi kesemiyorsunuz, gorsel illuzyonlari bildiginiz halde onlardan kurtulamiyorsunuz. Sadece bir noktaya kadar farkinda oluyorsunuz. Surekli kirmizi isik verip elektrik verirlerse bir yerden sonra sadece kirmizi isik verdiklerinde de titriyorsunuz. Bunu bilseniz de titriyorsunuz. Bunlari bize metaforlarla anlatan dinlerin fayda zarar analizini yaptigimizda gunumuzde hala gerekli olduklari fikri ciddi suphe iceriyor. Hepsi ayni anda titreyen, alevden kilic goren ve bunun sebebinin beynin yapisi, priming vs oldugunu bilmek bir yana, ilkokul 2. sinif ogrencisi kadar bile bilgisi olmayan sinirli sayida insanin paylasilmis deneyiminin "bilmemne savasinda hepsi ayni seyi gordu... iste onun mucizesi buydu" olarak aktarilmasi kitlelerin inanmasi icin yeterli. Halbuki hepsi ayni "savas oncesi motivasyon konusmasi" ile kosullandilar, ayni ortam kosullarini paylastilar, ayni olum tehlikesini yasadilar... Muhtemelen LSD kullanan Steve Jobs gibi insanlarin hayatimda yasadigim en onemli 3 deneyimden biri demesinin sebebi beynin farkli algi sekillerinin nasil gerceklesebilecegini ve bunu istem disi yasayanlarin nasil bunun kaynagini madde otesi sanabilecegini, daha da kotusu gercek sanabilecegini deneyimlemis olmalaridir. Millet acid atiyor, acid attigini bile bile gorduklerinin aslinda gercek oldugunu, baska bir boyuta gittigini soyluyor. Cunku benligi kendi algisini gercek olarak algiliyor, halusinasyon da olsa. Insanlar dinin dogrulugu konusu acildiginda alinganlasiyorlar, peygamberim ve cevresindekiler yalan mi soyledi diye. Yalan soylemediler. Onlar o deneyimi gercekten yasadilar. Ama o deneyim gercek degildi. Alginin mukemmel olmamasi bir akil hastaligi degil, normal durum bu. Kimsenin algisi mukemmel degil. Cunku her turlu hesaplamayi yapabilecek islem gucune sahip bir beyni tasimak insan denen organizmanin sag kalamayacagi kadar buyuk bir kafa gerektirirdi. Approximation'lar sezgi ile zekanin otesine gecmemizi sagliyorlar, bunun bedeli de yanilsamalar oluyor. Duyularimizdan gelen bilgilere filtreleme uyguluyoruz, renkleri, sesleri pre-process edip o an icin en onemli olani algilamayi ogreniyoruz. Kokuyu sesten ayirmayi, dokunmayi renkten ayirmayi ogreniyoruz. Halusinojen kullaninca veya beyin zarar gorunce, kendinde olmayinca bunlar birbirine giriyor. Renkleri tadiyorlar, seslere dokunuyorlar, bir isiga biniyorlar. Tamamen beynin yapisi ile ilgili bir durum. Zor computationlar soz konusu oldugunda bilincdisimiz on plana cikiyor. Tek bir anda bilincli olarak 4 bitten fazla bilgiyi isleyemiyoruz, ama bilincdisimiz çok daha fazla bilgiyle basa cikabiliyor. "Dur ben bi uyuyayim bunun ustune de yarin daha saglikli karar veririm". Bilincdisi yuksek islem gucune sahip, sezgisi guclu insanin bilincle varamadigi hesaplamalari bilindisinda yapabilmesi mumkun. Gun icinde algiladigi ipuclarinin varacagi sonucu kisiligi kabullenmeyen ama bilincdisi farkinda olan insan tanimi istisna degil, genel kural. Bu sekilde sezgisi guclu bir insanin bilincdisinin ruya degil, halusinojenle gorsellestirilmesi, boylece unutmamasi, deneyimlemesi ve bu imkanli senaryodan ders cikarmasi "zihin gozunun acilmasi", "ruhlar alemine yolculuk" olarak adlandirilabilir. Bunu yapanin bilincustu, bilincalti, halusinojen falan nedir bilmedigi donemlerde kendisini kahin, o maddeyi de tanrilarin gonderdigi bir arac sanmasi gayet dogal olacaktir. Kahin iddiasi da bir yere kadar dogrudur, sonucta baskasi renkleri dillemeye calisirken o bilincine varmadan farkettigi ipuclarini toplayarak digerlerinin ongoremedigi sonuclara ulasacak bir sezgiye sahip. Ruhani yolculuk dedigi de kendi bilincaltina yolculuk. Fakat orada gorduklerinin kendi algisi degil, gerceklik oldugunu dusunmek uclara goturuyor. 2 Tanri denince akilda bulutlarda beyaz sakalli bir adamin belirmesi sence de biraz cocukca degil mi? Namazin, meditasyonun, gunah cikarmanin ne ise yaradigini anlayacak bilgiye sahibiz bugun. Bu hosuna gitmiyor mu? Bunlari o bilgilerle degerlendirmek bugunku bilgi duzeyine sahip olunmayan bir cagda onlari bulan ve nesilden nesile aktaranlara en buyuk saygi degil mi? Tum dinlerin mesaji aynidir. Insanin yapisiyla ilgili binlerce yilin suzgecinden gecmis metaforlari bir araya toplar ve yol gosterir. Bu dolayli anlatimlara ihtiyac vardi cunku dogrudan anlatacak kadar bilgi yoktu. Artik var. Ve dolayli anlatimlar sadece insanliga zarar veriyor. Kusur ediyorsam affola. Mukemmel olmaktan cok uzagim, haddimi de asiyor olabilirim ama benim "koskoca gunesi nasil gormeyiz" demem icin dag olmam gerekmiyor. “Bir Tanri varsa ve mukemmelse, yazdigi kitap da mukemmelse nasil olur da bu mukemmel Tanri bu mukemmel kitabi bu kadar aciya yol acmayacak, bu kadar kullanilmaya acik olmayacak sekilde yazamaz?” diye dusunmek bir gun aklindan gecmiyor mu? Bu dusuncenin aklindan gecmesini bile hayatindaki birilerinin olum sebebi olarak gorebilecegin (ben buyuk gunah isledim, Tanri beni cezalandirdi) bir kitap tarafindan kosullandigin icin bunu hic dusunememis olabilir misin? Yani insani o yaratiyor. Kitabi o gonderiyor. O kitabin, o yarattigi insanin yapisi ile bu kadar aciya yol acacagini, bu kadar kullanilmaya acik olacagini biliyor. Ama yine de insani oyle yaratiyor. Kitabi da oyle yaziyor. Sonra da o kitabi okuyup, o acilari yasatan o (cunku o kitabi okuyunca o acilari yasatacak sekilde yarattigi) insana kizip cezalandiriyor. Bu sana mantikli geliyor mu? Bir insan laboratuarda tanricilik oynasa, isik verince korkuya sevkolup saldirganlasan bir tur uretse, sonra “seni kurtarmak icin sana bu isigi veriyorum” dese, sonra da saldirganlasti diye yaksa onun ruh sagligindan suphe edilir. Ustelik onunkisi sonucunu bilmedigi bir deney olur aslinda, turun iradesini deniyor olur. Burada tanimlanan Tanri ise herseyi bildigine gore sonucu da biliyor. O kitapla o sonucu verecek sekilde yarattigini biliyor, buna ragmen yakiyor. Bunu Tanriya bir hakaret olarak alma. Ben bireysel bir Tanriya inanmiyorum, benim icin olmayan seye hakaret etmek gibi bir secenek yok. “Tanri ruh sagligi bozuk bir insan gibi hareket ediyor olamayacagina gore bu mantik imkanli degil, dolayisiyla kendisini curutuyor” diyorum. Ama bunu kabullenmeyi reddedecek sekilde cocuk yasta olum ve yok olma, sevdiklerinin yok olmasi korkusuna karsi bir alternatifle kosullanmis zihnin ofkelenmeyi tercih etmemesi cok zor. Kor nokta. Yine de... Cocugunun dinlerin insani degerlerinin ve yontemlerinin bilimsel bulgularla yorumlanarak dogrudan anlatimi ile batil inanclardan, gereksiz acilardan ve istismarlardan uzak bir hayat yasamasini istemez miydin? Benim kendime yazdigim bir kitap bu, bana yol gosteren, ilham veren, iyi gelen seyleri bir araya topladim, gerektiginde yine ulasabilmek icin. Sonra da herkesin ulasabilecegi bir yere koydum, belki baskasinin da isine yarar. Bazi bolumleri benden ve ilgi alanlarimdan soz ettigi icin kimseyi ilgilendirmeyecekti, o yuzden cikarmayi dusundum. Ama ic butunlugunu ve durustlugunu bozmak istemedim. 3 , d . v Dünya bir yanılsama değil ünyayı algımız bir. yanılsamadır Kontrol arayışı, arlığımızı haklı çıkarmak ve yüceltmek. ihtiyacı sonucu sahip olduğumuz saplantılarla zihnimizin yarattığı bir yanılsama O saplantılar ki hayattan daha büyükMerak ve olduğunu analizin konusu varsaydığı olmayam değerız şeyler her dirşey sezgiye terstir (counter-intuitive). Çünkü geri kalan her şey doğaldır, doğanın türevidir, barizdir. Biraz matematik ve geometri mefhumuna sahip olmak yeterlidir. Burada yazılanlar daha önce keşfedilmemiş, bilinmeyen şeyler değil. Savaş teknolojisinin gelişmesi sonucu, yok etme imkânlarının yok olma ihtimaline dönüşmesiyle, çağın insanı gündeminde geçerlilik kazananlar hakkında gözlem sadece. Özümsemek okumaktan değil, ön farkındalık geliştirdiğini algılayıp ifadeye dökmek ve bilir hale gelmekten geçtiği için yazarın bunları türlü kaynaklardan okumaya değil, hissetmeye ve kelimeye dökmeye ihtiyacı vardı. Yazıya dökmedeki diğer amaç, o duygu hali, o beyin kimyasının, bu sözler okunduğunda tekrar tetiklenmesiydi. Aynı sebeple alıntılar orijinal dillerinde yapıldı. Benim gözümde bu notlarım bir inanç değil bir değerlendirmedir, felsefedir. Değerlerine körü körüne inanmadığım, dogmalaştırmadığım ama daha iyisini