112 TRT VİZYON TRT VİZYON 113 Marka Kurumumuzun marka projeleri

TRT Çocuk liderliğinde Türkiye’nin çocuk odaklı tek medya konferansı olan TRT Uluslararası Çocuk Medyası Konferansı’nın bu yıl 8’incisini gerçekleştirdik.

Biz TRT Çocuk’u sadece bir televizyon kanalı değil, çocuklarımızın; anlayışlı, saygılı ve sorumlu olmalarını sağlamak için bilinçli ve özenli içerikler üreten bir kaynak platform olarak konumladık.

Bu noktadan hareketle de 8 yıldır düzenlediğimiz bu uluslararası organizasyonla çocuklarımız için daha iyi ne yapabiliriz sorusunun peşinden gidiyoruz.

Dünyanın en zor ama en önemli işi şüphesiz ki, insan yetiştirmektir.

En büyük servetimiz ve geleceğe dair umudumuz olan evlatlarımızın, sağlıklı bireyler olabilmeleri yolunda kamu yayıncısı olarak üzerimize düşen sorumluluğun hep bilincinde olduk.

TRT Çocuk ve Uluslararası Çocuk Medyası Konferansı’nı da bir marka olarak sektöre kazandırdık.

Neredeyse tüm ailelerin ilgiyle takip ettiği yine marka işlerimizden Rafadan Tayfa’nın “Rafadan Tayfa; Göbeklitepe” adlı sinema filmi tüm zamanların en iyi açılışını yapan animasyon filmi ünvanını aldı. Filmi, vizyona girdiği ilk gün yaklaşık 109 bin kişinin izlemesi ne denli doğru işler yaptığımızın gurur veren bir göstergesi oldu.

Ülkemizin aile kanalı TRT 1, 7 Ocak 2020’de absürt komedide bir ekol haline gelecek yeni bir diziyi, “Tutunamayanlar”ı milletimizle buluşturacak. 7 Numara, Leyla ile Mecnun gibi bu alanda TRT markası haline gelmiş işlere yenilerini ekleyerek absürt komedi türünü desteklemeye devam ediyoruz.

Tüm halkımızın, izleyicilerimizin yüzünde bir gülücük olsun diye kıymetli oyunculardan oluşan güçlü bir kadro kurduk.

Özellikle gençlerimizin ilgiyle izleyeceğini düşündüğümüz Tutunamayanlar’ın, içinde geçen esprilerin arkadaş gruplarında paylaşılır hale geleceği ve sıkı tutunan bir dizi olacağına inanıyoruz.

Marka kurum TRT, marka işler yapmaya devam edecektir.

İbrahim Eren Yönetim Kurulu Başkanı Genel Müdür

TRT VİZYON 1 İÇİNDEKİLER 10

16 20 1 Başyazı

TÜRKİYE RADYO TELEVİZYON 10 Grönland KURUMU ADINA SAHİBİ Küresel felaketten M. Bora DURMUŞOĞLU doğanlar…

GENEL YAYIN YÖNETMENİ 16 Çitanın getirdiği ün M. Masum EKİNCİ Burak Doğansoysal anlattı. SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Ceren BÖLÜKBAŞIOĞLU 20 34 Plakayla İzlanda’da YAZI KURULU Cenk Demirgüç’ün sıra 34 Ela TEKİN dışı yolculuğu Meral ÜNSAL Mine Sultan ÜNVER 28 TRT Müzik’te Özlem KARADAYI DOĞAN İçindeki sese kulak ver. Öztürk Miraç SARAL Şeyma HARMANYERİ 34 8. TRT Uluslararası Zeynep ÖYMEZ Çocuk Medyası Konferansı GRAFİK TASARIM Gamze ÖZGÖREN 40 Tutunamayanlar YÖNETİM YERİ TRT 1’den yeni absürt TRT GENEL SEKRETERLİK komedi TRT SİTESİ B BLOK KAT: 11 40 ORAN/ANKARA 48 Hiç duyulmamış Türküler Tel : (312) 463 23 00 TRT ile gün yüzüne Faks: (312) 463 23 07 çıkıyor.

ISSN 1308-7495 YAYIN TÜRÜ Yaygın/Süreli 54 Rafadan Tayfa Göbeklitepe Sinemalarda BASIM TARİHİ 30 Aralık 2019 58 Sahte haber mi? Daha beteri var. BASILDIĞI YER Salmat Basım Yayıncılık Küçük bir kuş Ambalaj San. Ltd. Şti. 64 Hayatı değiştirebilir mi? Büyük Sanayi 1. Cadde 95/1 Altındağ-Ankara Tel : (312) 341 10 20 68 TRT Radyoevi Müzesi 58 Faks: (312) 341 30 50 Ziyaretçilerini bekliyor.

76 Hep aşk vardı Yıldız Kenter’den, Haluk Bilginer’e…

80 Adile Naşit’i Hep sevdik

www.trt.net.tr/vizyondergisi facebook.com/TRTVizyonDergisi instagram.com/trtvizyon 68 [email protected] AYIN KARELERİ Meral ÜNSAL / [email protected]

4 TRT VİZYON TRT VİZYON 5 Meral ÜNSAL / [email protected]

Çocuklar gibi şendik... Özellikle büyük şehirlerde yaşayanlar bu yıl da hasret kaldıkları kar manzarasını pek göremediler. Şehirlere yakın yüksek alanlar ve kayak merkezleri bu yüzden tercih edilen yerler oldu. Sadece çocuklar değil, yetişkinler de doyasıya eğlendiler. Fotoğraf: AA 4 TRT VİZYON TRT VİZYON 5 6 TRT VİZYON TRT VİZYON 7 Sanatla yeni yıl karşılaması Yeni yıla günler kala kültür ve sanat faaliyetleri de hızlandı. Pek çok orkestra yeni yıl konserleri verirken İzmir Devlet Opera ve Balesi de Çaykovski’nin Fındıkkıran eserini yorumladı. Fotoğraf: AA 6 TRT VİZYON TRT VİZYON 7 8 TRT VİZYON TRT VİZYON 9 Hoşgeldin 2020 Her yeni yıl gelirken duyulan heyecan ve coşku bu yıl da tazelendi. 2020 gibi göze hoş gelen bir rakamla bize “merhaba” diyecek yeni yılda, dünyanın her bir köşesinde yaşanan savaş ve acıların son bulması temennisiyle. Fotoğraf: AA 8 TRT VİZYON TRT VİZYON 9 GÜNCEL Ela TEKİN / [email protected] Küresel felaketten doğanlar Dünya, iklim değişikliğinin yarattığı tahribatın yakından hissedildiği Grönland’da küresel ısınmanın getirdiklerini konuşuyor.

10 TRT VİZYON TRT VİZYON 11 Ela TEKİN / [email protected]

Kıta büyüklüğündeki Grönland küresel etki nedeniyle yıllar Küresel felaketten doğanlar içinde belirgin şekilde değişti.

üzölçümüyle mavi kürenin en büyük adası Grönland, son zamanlarda bir kez daha dünya gündeminde. Kuşkusuz, sahip olduğu özellikleri ve küresel ısınma boyutunda bir gösterge olması nedeniyle. Kuzey Kutbu’nda Yyer alan ada, Milattan sonra 900’lü yıllarda, Gunnbjorn Ulfsson adındaki Vikingli bir denizci tarafından bulunduğundan bu yana stratejik ve jeopolitik açıdan kayda değer bir ilgiye sahip. Bu günlerde yeniden konuşulma nedeni ise, NASA - Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Araştırmaları Merkezi’nin, kıta büyüklüğündeki adanın küresel etki nedeniyle yıllar içindeki değişimini paylaşması. Seneler boyunca uzaydan çekilen Grönland fotoğraflarının yansıttığı manzara dünyayı bekleyen felaketin bir işareti.

Okyanusta buzdan bir örtü Kalınlığı üç kilometreyi bulan buz örtüsüyle kaplı Grönland, zorlu iklim koşullarına rağmen doğasıyla büyüleyen bir yaşam alanı. Yüzde 81’i buzullarla kaplı adanın yaz mevsiminde bile sıcaklığı sıfırın altında. Çoğunlukla ülkenin batı kısmında yaşayan halkın, yüzde 12’si Danimarkalı, yüzde 88’i ise bölge halkı Inuit. Kendine ait parlamentosu ve başbakanıyla 57 bin nüfuslu Grönland, Danimarka’nın özerk bir bölünmesi aslında. Yani sınırlı bir öz yönetime sahip. Grönland’ın yerli dilindeki adı “Kalaallit’lerin Ülkesi” anlamına gelen

10 TRT VİZYON TRT VİZYON 11 Doğu Grönland Kulusuk Kasabası

NASA Landsat 8 uydu NASA İlk Landsat uydu görüntüsü, Güneydoğu görüntüsü, Güneydoğu Grönland buzulları- 12 Grönland buzulları- Ağustos 2019 Eylül 1972

“Kalaallit Nunaat”. Danca dilinde olan Bunun en büyük sebebi NASA’nın hızının 2003’ten bu yana dört kat arttığı Grönland sözcüğü ise “Yeşil Ülke” demek. yayınladığı uydu fotoğrafları. Buzul hesap edilirse tüm dünyanın tartıştığı iklim Başkenti Nuuk olan ülke gelirinin, üçte ikisi erimesiyle başlayan elli yıllık değişimi gözler krizinin boyutu tüm çıplaklığı ile ortaya Danimarka’dan sağlanırken kalan kısmı önüne seren bir dizi fotoğrafın aynı karede çıkıyor. Önümüzdeki birkaç yıl içinde erime balıkçılıkla tamamlanıyor. Ada, Türkiye’nin paylaşılması bir yıkımın ayak sesleri gibi. düzeyinde ufak bir artış, kıyı bölgelerde yaklaşık üç katıyken buz tabakasıyla İngiltere Grönland’daki bir buzulun on beş yılda, yaşayan milyonlarca insan için büyük bir topraklarının yedi katı büyüklüğünde. yüz metre inceldiği tespiti ile tüm buzullar tehdit olacak gibi duruyor. Bangladeş, Florida Dünyanın en kuzey bölgesinde, Kanada’nın eridiğinde deniz seviyesinin yedi metre ve İngiltere’nin doğusu su seviyesindeki kuzey doğusunda, Kuzey Amerika, Atlas yükseleceği gerçeği yan yana geldiğinde yükselmeden ilk etkilenecek bölgeler Okyanusu ve Kuzey Buz Okyanusu arasında bilim adamlarının uyarı niteliğindeki felaket arasında. mükemmel bir konuma sahip. senaryoları anlam kazanıyor. Elbette tüm buzulların erimesi yüzlerce hatta binlerce Zengin enerji kaynakları Dünya ısınıyor yılı bulabilecek olsa da bölge şu an Ancak ortaya çıkan bu kötümser tablo Peki, kıta büyüklüğündeki bu adanın küresel ortalamadan yüzde 50 daha fazla aslında bir kazancın da kapılarını aralıyor. dikkatleri üzerine çekme nedeni nedir? ısınıyor. Bu adanın buzullarındaki erime Grönland’ın sosyal medya ve uluslararası

12 TRT VİZYON TRT VİZYON 13 Tarihte Grönland Grönland’ın hikâyesi, İzlanda seyahati esnasında, denizde çıkan bir fırtına sonucu bilinmeyen bir adanın kıyılarına sürüklenen Gunnbjorn Ulfsson isimli Danimarkalı iklim araştırmacısı Steffen M. Olsen denizcinin bu olayı resmi makamlara tarafından çekilen fotoğraf ısınan havanın buz rapor etmesiyle başlar. Ancak, 978 denizinde yarattığı tahribatı gözler önüne seriyor. yılında, adaya ayak basan kişi başka bir Grönland’da köpekler buz yerine su üzerinde denizci olan Norveçli Snaebjörn Galti koşuyor. Fotoğraf: Twitter@SteffenMalskaer olur. Bu kara parçasına ilk yerleşen isim ise Kızıl Erik olarak da bilinen Uzmanlar, Grönland’daki Rekabet mi başlıyor? Norveçli Denizci Erik Thorvaldsson’dur. buzulların küresel ısı 9 milyon kilometrekarelik kısmı kara Thorvaldsson, yerli halktan, henüz parçası olan, toplamda yaklaşık 27 milyon keşfedilmemiş yerlerin varlığını artışıyla başlayan eriyişiyle kilometrekarelik Arktik Bölgesi sekiz ülkeden işitince sözü edilen kara parçalarını oluşuyor. 1996 yılında Ottawa Deklarasyonu aramak için yola koyulur. Böylece, bölgedeki madencilik ile çevresel koruma ve sürdürülebilir 985 yılında Grönland’ın batı kıyılarına faaliyetlerinin daha kolay ulaşmayı başarır. Bir süre adada kalkınmayı desteklemek amaçlarıyla kaldıktan sonra, buraya yerleşebilecek yapılabileceği ihtimali hükümetler arası nitelikteki Arktik Konseyi’ni halkı bulmak için İzlanda’ya gider üzerinde duruyor. İklim kuran bu üyeler; Rusya, Amerika Birleşik ve göçmen dolu yirmi beş gemiyle Devletleri- ABD, Kanada, Danimarka, Grönland’a doğru denize açılır. Kızıl değişikliği yüzünden ortaya İzlanda, Norveç, İsveç ve Finlandiya. Erik, gemilerden ancak on dördünü çıkacak zengin enerji Bu ülkeler içinden Arktik Beşlisi olarak adaya ulaştırabilir. Günümüzde, bilim kaynakları ekonomik güç adlandırılan Rusya, ABD, Kanada, Norveç insanları, Grönland’ın keşfi Kuzey ile birlikte Danimarka- Grönland doğrudan Amerika’nın keşfi sayılsa da, bağlı vadediyor. Arktik Okyanusu’na kıyıdaş olan devletler. olduğu kıtayı ilk keşfeden kişi olarak Bu ülkeler dışında, bölgeyle ilgisi olan ve büyük saygınlık kazanmış olan Erik gündeme çığ gibi düşme nedenlerinden birini Arktik Konseyi’nde gözlemci statüsünde yer Thorvaldsson’un oğlu Leif Ericson de küresel ısınmanın adaya sağlayacağı alan on üç bölge dışı ülke, on üç hükümetler olduğunu kabul etmektedir. Grönland, fayda oluşturuyor. Uzmanlar, Grönland’daki arası ve parlamentolar arası örgüt ve on 1261 yılında resmi olarak Norveç buzulların küresel ısı artışıyla başlayan egemenliği altına girerek yüzyıllar iki hükümet dışı örgüt mevcut. Dolayısıyla boyunca bu ülkeye bağlı kalır. 1721’de eriyişiyle bölgedeki madencilik faaliyetlerinin Arktik Bölgesi, hem kısa deniz ticareti yolları, Danimarka kolonisi olan ada, 1953’de daha kolay yapılabileceği ihtimali üzerinde hem balıkçılık potansiyeli hem de varlığı anayasada yapılan değişiklik ile eyalet duruyor. Elbette bu kolaylık, zengin enerji ortaya konulan maden ve hidrokarbon statüsüne yükselir. Özerk yönetime kaynakları sayesinde ekonomik güç enerji kaynaklarıyla yeni bir rekabet alanı. kavuşması ise 1979’u bulur. Bugün, vadediyor. Burada bahsi geçen kaynaklar Bu nedenle her geçen gün artan bir ilginin Grönland Özerk Yönetimi’nin otuz sanıldığı gibi önemsiz bir miktar değil. odağı. Tarihsel süreç içinde coğrafi keşifler bir üyeli Meclis’i, sağlık, ekonomi ve Örneğin; Grönland buzlarının altında, ve sanayi devrimiyle birlikte bölgeyi ticaret eğitim konularında söz sahibidir ancak dünya rezervinin yüzde otuz beşi kadar yolu olarak kullanma girişimleri buzun sarp para politikası, dış politika ve güvenlik uranyum ve demir gibi nadir elementler ile engeline takılmış, buzul tabakalarını aşmak konuları Danimarka’nın egemenliğinde Suudi Arabistan Krallığı rezervinin yarısı kolay olmamış. Ancak günümüzde küresel yürütülmektedir. Grönland, yüz yetmiş kadar petrol rezervi yatıyor. Ayrıca bölgede ısınma buzun o ihtişamlı gücünü kırmaya dokuz üyeli Danimarka meclisinde iki buzulların erimesinin değer kattığı bir unsur başlamış gözüküyor. Bir örnekle anlatmak parlamenter ile temsil edilir. Ayrıca, da daha önce kalın buzul tabakalarının özerk bir toprak olduğu için, II. Dünya gerekirse; Avrupa’dan Doğu Asya’ya Süveyş Savaşı sonrasında ekonomik gelişmişlik aşılamaması nedeniyle kullanılamayan yeni kanalı üzerinden gidiş 21 bin kilometreyken, sağlamak adına kurulan İskandinav deniz yollarının ortaya çıkması. Şüphesiz, Arktik Bölgesi’nden ulaşım sağlandığında Konseyi’nin de bir üyesidir. hatırı sayılır bu zenginliğin uluslararası bu rota 12 bin 800 kilometreye düşüyor. Bu alanda dikkat çekmemesi mümkün değil. durumda, böylesine önem arz eden bölgenin

12 TRT VİZYON TRT VİZYON 13 Yaz mevsiminin etkisini gözlem amacıyla gerçekleşen Steenstrup Buzulu’ndaki NASA IceBridge Küresel Isınma uçuşundan. Arka planda güneş Danimarka Boğazı’ndan doğuyor. Fosil yakıtlarının yakılması, ormansızlaşma, sanayi süreçleri, teklif etmiş ancak olumsuz yanıt almıştı. saygın gazetelerinden Wall Street Journal, atmosfere salınan sera gazları, Çin devleti de varlığını hissettirmek adına Trump’ın pek çok defa danışmanlarına şehirleşme gibi nedenlerle yeryüzü ve adımlar atarak, 2004 yılında bilimsel ABD’nin Grönland’ı alıp alamayacağını atmosferin alt bölümlerindeki sıcaklık çalışmalar yapmak üzere bölgeye misyonlar sorduğunu, Grönland’ın zengin artışına “Küresel Isınma” adı veriliyor. göndermişti. 2016’da Çin merkezli bir firma kaynaklarının ve jeopolitik öneminin bahsi Atmosferin yeryüzünden itibaren ortalama ABD üssünü satın almak için girişimlerde geçtiğinde ilgiyle dinlediğini yazdı. Ancak 11 km yukarısına kadar olan troposfer bulunmuş, bu hamle Danimarka’nın veto Grönland’dan Trump’a yanıt gecikmedi. katmanında bulunan sera gazlarının hakkını kullanması ile sonuçsuz kalmıştı. Danimarka’ya bağlı özerk yönetimden atmosferde giderek artması, tüm Bunun dışında, son birkaç yılda Çinli bir yabancı basına yapılan açıklamada, ABD’yle canlıların yaşamını tehdit eden boyutlara ulaşan olaylar zincirinin oluşmasına firma Grönland’da madencilikle alakalı iyi bir iş birliklerinin olduğu vurgusu yapılarak neden olmakta. 1979’dan beri yapılan haklar kazanarak yatırım yaptı. 2018 yılında “Elbette Grönland satılık değil.” denildi. gözlemler her on yılda bir karaların ise bir başka Çin merkezli şirket beş yüz sıcaklığının ortalama 0,25°C, denizlerin milyon dolar karşılığında adaya yapılacak Kim kazanır, kim kaybeder? sıcaklığının ise ortalama 0,13°C arttığını havalimanını inşa etme hakkına sahip oldu. Ancak bu stratejik hedefler dünya gösteriyor. Bilim adamlarına göre ise Bu örneklerde olduğu gibi okyanus kıyılarının gerçeklerini değiştirmiyor. Küresel ısınma 2100’e kadar sıcaklığın 1.8 ile 4 derece yüzde altmış beşine sahip olan Rusya dahil dünyayı yavaş yavaş ancak emin adımlarla daha artması bekleniyor. Küresel pek çok ülke açısından Arktik Bölgesi her ele geçiriyor. Geçtiğimiz Eylül ayında ısınma nedeniyle ortaya çıkabilecek daim önemini korudu. Grönland’ın batısındaki Uummannaq pek çok sonucu saymak mümkün. Bölgesi yakınlarında buzul kopması sonucu Bunlar arasında; kutuplar veya yüksek Satılık değil bir balıkçı ölürken iki balıkçı kayboldu. irtifalardaki buzulların erimesiyle deniz Bahsi geçen bölge için günümüzde de Açıklamada, kopan buzulların denizde seviyesinin yükselerek bazı ülkeleri sular altında bırakması, anı ısı değişimleriyle durum farklı değil. Hatta ilginin artarak büyük dalgalar oluşturduğu belirtilerek oluşacak kasırgalar, seller, aşırı kuraklık, devam ettiği söylenebilir. Son günlerde çıkan bölge halkından kopma riski bulunan bitki, hayvan ve bakteri türlerinin yok haberlerle sosyal medya gündeminde yine buzullardan uzak durmaları istendi. Çeşitli olması yer alıyor. yeniden Grönland vardı. ABD basınında haber kanallarında ise Grönland’da yer alan haberlerde Grönland’ın petrol, Temmuz ayında artan hava sıcaklıkları üzerinde bir hâkimiyet mücadelesi başlama çinko, kurşun, demir cevheri, hatta altın ve nedeniyle 197 milyar ton buzun eridiği bilgisi ihtimali de kaçınılmaz oluyor. elmas gibi maddelere bol miktarda sahip verildi. Şüphesiz, bu haberler bölgenin ne olabileceğinin özellikle altı çizildi. Şüphesiz kadar etkilendiğinin bilinmesi ve dünya Bu mücadele yeni değil bu bilgi, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı için çalan felaket çanlarının duyulması ABD, 1867 yılında satın aldığı Alaska Donald Trump’ın, 2 milyon 166 bin 86 açısından tüm kazanç haberlerinin sayesinde Arktik Bölgesi’ne kıyıdaş olmuştu. kilometre kare genişliğindeki bu özerk ötesinde. Hesaplamalara göre, 1972’den İkinci Dünya Savaşı’ndan beri ABD’nin bölgeyi Danimarka’dan satın almanın bu yana Grönland’daki buzul erimesinin güvenliği açısından önemli bir konuma yollarını aramaları için danışmanlarına okyanuslarda 13.7 milimetrelik yükselmeye sahip olan Grönland, Nazi gemilerinin ve talimat vermesi haberi ile taçlandı. Her neden olduğu tahmin ediliyor. Yapılan bir denizaltılarının Arktik Bölgesi’ne geçişinin ne kadar haberin doğruluğu tartışılsa başka çalışmada ise, buzul erimesinin takip edildiği stratejik bir alandı. ABD, en da Amerika Başkanı’nın New Jersey’de sanayi öncesi devirlere göre yüzde elli, uzak noktada bulunan Grönland Thule’de, gazetecilere verdiği: “Böyle bir kavram yirminci yüzyıla göre yüzde otuz üç 1943 yılında Kuzey Hava Üssü’nü gelişti. Stratejik olarak çok ilginç. Gündemin daha fazla olduğunu ortaya çıkartıyor. kurmuştu. ABD eski Başkanı Harry Truman, birinci maddesi değil, size onu söyleyebilirim. Bu durumda, küresel ısınma bazıları için 1946 yılında Grönland’ı satın almak için Bir tür gayrimenkul anlaşması…” beyanatı büyük fayda sağlasa da getireceklerinin tek Danimarka’ya yüz milyon dolarlık altın çıkan söylentileri doğrulanmış oldu. ABD’nin kaybedeni insanoğlu olacak gibi gözüküyor.

14 TRT VİZYON TRT VİZYON 15 14 TRT VİZYON TRT VİZYON 15 GÜNCEL Meral ÜNSAL / [email protected]

Çitanın getirdiği ün Justin Bieber, doğa fotoğrafçısı Burak Doğansoysal’ın çektiği fotoğrafı paylaştı. Doğansoysal bir anda “ünlü” oldu.

16 TRT VİZYON TRT VİZYON 17 nternet hayatımıza girdiğinden beri Bir çita birbirini hiç vermem çok zor. Ama en keyif aldıklarım yeryüzündeki bütün insanlar hatta goriller ve kuş türleri. Kuşlar bu işe bütün canlılar garip bir biçimde tanımayan iki insanı bir başlamama vesile oldukları için yerleri çok görünmeyen ağlarla birbirimize araya getirebilir mi? Üstelik ayrı. Goriller ise insanlara çok yakın ve bağlandık… Sabah yatağımızda bu insanlardan birisi bakışlarla, mimiklerle iletişim kurduğunuzu uyandığımız anda, binlerce kilometre hissediyorsunuz. uzakta, mesela Küba’daki sıradan birinin Justin Bieber ise… Sosyal İyaşamına tanık olabiliyoruz. Antarktika’da medyanın ve fotoğrafın gücü Şimdiye kadar hangi coğrafyalarda buzulların erimesine anında şahitlik edip, sayesinde, ülkemizin önemli objektifin ardından bakabildiniz? Sizi en Japonya’da sakuraların oluşturduğu zorlayan neresi ya da nereler oldu? manzarayı izleyebiliyoruz. Hatta işi yaban hayatı fotoğrafçı ve Antarktika ve Avustralya hariç her kıtada, abartmak istersek, uzay istasyonundaki belgeselcilerinden Burak toplam 64 ülkede çekim yaptım. Soğuk astronotlardan ya da uzay boşluğundaki Doğansoysal, artık Bieber hava severim, Kuzey Kutup bölgesinin kara deliklerden haber alabiliyoruz. Hâl dondurucu soğukları benim için sorun böyle olunca sosyal medyanın kimi, ne hayranlarının da tanıdığı bir olmasa da makineler ve özellikle de zaman kiminle karşılaştıracağı da belli isim. bataryalar zorlanıyor. Ama çalışması en olmuyor. zor yerlerden biri bence çöller. Hem sıcak, Justin Bieber’i artık herkes tanıyor… Yaban hayatı fotoğrafçılığı için birkaç hem de kum son derece yıpratıcı. Çöl Burak Doğansoysal ismini bu ünlü olmazsa olmaz var. En başta sabır geliyor. çekimlerinden bir ay sonra bile ekipmanın şarkıcının ismiyle bir araya getiren ise Uzun beklemeler söz konusu. Bazen sağından solundan kum çıkıyor. bir çita… Evet yanlış okumadınız… günler, haftalar süren beklemeler oluyor. Bieber, Doğansoysal’ın yıllar önce Bir de tabii hayvan davranışlarına hâkim Çekmek isteyip de çekemediğiniz bir tür TRT’de yayınlanan “Yabancı:Hayatı olmak çok önemli. Çekmek istediğiniz ve gidemediğiniz bir yer oldu mu? Keşfet” belgeselinin çekimleri sırasında canlı nerede yaşıyor, nasıl davranıyor, bir Oldu, hem de çok içimde kaldı. 2011 fotoğrafladığı çitayı geçtiğimiz günlerde sonraki hareketi ne olacak, bunları bilmek yılında Antarktika’nın keşfinin 100. yılı İnstagram hesabından paylaştı… iyi fotoğraf yakalamak için şart. dolayısıyla bir belgesel projem vardı. Paylaşmasıyla da deyim yerindeyse Bunun yanında ekipmana hâkimiyet her Çok uluslu bir firmanın sponsor olacağı “ortalık yıkıldı”. Burak Doğansoysal gezdiği dalda olduğu gibi yaban hayatında da çok bu yüksek bütçeli ekspedisyon zor 64 ülke ve beş kıtadan çektiği milyonlarca önemli. olduğu kadar çarpıcı da olacaktı. Ancak kare fotoğraf ve belgesellerden sonra bir Kuşun uçuşu, kartalın avına dalışı, çitanın planlamanın son aşamalarında seyahatin anda “ünlü” oldu. Biz de bu vesileyle hem antilopları kovalaması hep saniyelerle Bieber konusunu hem de Doğansoysal’ın sınırlı olaylar, ayar yapmak için çok kısa “yaban hayatı” macerasını sizlere aktarmak bir süreniz oluyor. istedik. Biz yazıyı hazırladığımız sırada Ben bugüne kadar hayvan kaynaklı 121 milyon takipçisi olan Bieber’in büyük bir tehlike atlatmadım. Doğada paylaştığı çita fotoğrafı 2 milyon 366 bin “gösteri saldırısı” diye bir kavram var. 472 kişi tarafından beğenilmişti. İstisnalar tabii ki olabilir ama hiçbir hayvan doğrudan saldırmaz, mutlaka Uzun yıllardır yaban hayatı fotoğrafçısı memnuniyetsizliğini belli eder ve size ve belgeselcisi olduğunuzu biliyoruz. geri çekilmeniz için fırsat tanır. Filler, Bu “tutku” nasıl başladı? gergedanlar tarafından kovalandım, Fotoğraf tutkum aslında çok eski, lise goriller üzerime yürüdü ama atlattığım yıllarında aldığım fotoğrafçılık, film doğa kaynaklı en büyük tehlike ve edebiyat dersleri temel oldu. Tüm aynı anda üç eşek arısı tarafından üniversite hayatım boyunca yanımda sokulmamdı. Yaşadığım en büyük hep bir fotoğraf makinem vardı. Kamp, tehlikelerse hep insan kaynaklıydı. yürüyüş ve off-road hobilerim esnasında Tanzanya’da iki kişi tarafından gecenin doğa fotoğrafları çekiyordum. İş hayatına karanlığında kaçırılmaya çalışılmam, girince Afrika ile tanıştım ve iş gezilerimden Kenya-Somali sınırında çekim yaparken sonra safari yapıp yaban hayatı fotoğrafları terörist bir grubun saldırıp 112 kişiyi çekmeye başladım. Sonrasında ise öldürmesi ve ucu ucuna kaçışımız en hayatım tamamen değişti. unutulmaz anlardır. Yaban hayatını fotoğraflamak ya da Fotoğrafladığınız en sıra dışı türler belgelemek diğer alanlardan çok farklı neler? olmalı. Bize biraz anlatabilir misiniz? Doğanın her unsurunu sıra dışı Tehlikeleri neler, nelere dikkat edersiniz, bulduğum için bu soruya cevap nasıl hazırlanırsınız?

16 TRT VİZYON TRT VİZYON 17 Kuş fotoğrafçılığı Doğansoysal’ın vazgeçemediği bir alan. Sevimli mirket ailesi.

Afrika’nın büyük kedileri de Doğansoysal’ın objektifine takılanlardan. tehlike seviyesinin çok yüksek olduğu ve Fotoğraflarınızı ve belgesellerinizi görünce anladım gerçekten kendisi riske girmemeleri konusunda firmayı ikna merak edenler nereden takip edebilir? olduğunu. Daha sonra telefonum kilitlendi eden halka ilişkiler ajansı yüzünden proje En yoğun kullandığım platform Instagram. zaten, binlerce mesaj geldi. Sonrası gerçekleşemedi. 100. yılı kaçırdık ama @burakdogansoysal kullanıcı adımdan malum, tüm ulusal gazetelerde haber, bölgede mutlaka bir belgesel çekeceğim. takip edebilir ilgilenenler. Onun dışında radyo programlarına konuk olarak çıkma, yüksek çözünürlüklü fotoğraflarımı, birçok televizyon kanalında ana haber Bundan sonra yapmak istedikleriniz yazılarımı, hakkımda çıkan haberleri, bültenine ve magazin programına röportaj neler? belgesellerimden fragmanları paylaştığım verme… Liste çok uzun… Tabi ki her zaman olduğu kişisel sitem var. Adresi gibi yeni belgeseller üretmek, festivallerden www.burakdogansoysal.com Sizce Justin bu fotoğrafı neden ödüller almak, dünya televizyonlarında paylaştı? Bir yaban hayatı tutkunu mu? daha çok yer edinmek peşindeyim. Son Justin Bieber geçtiğimiz günlerde sizin Kendisinin kedileri ve köpekleri varmış, dönemde çektiğim belgeseller şu anda 32 bir fotoğrafınızı paylaştı ve sonrasında hayvanları seviyor. Zaman zaman da ülkede yayında. deyim yerindeyse ortalık yıkıldı? Bu yabani hayvan fotoğrafları paylaşıyormuş olayı sizden dinleyebilir miyiz? Siz hesabından. Hayranlarına göre yeni TRT izleyicileri de sizi bir dönem nasıl öğrendiniz, Bieber’i takip ediyor avlanmış, ağzı yüzü kan içindeki çita ekranlardan tanıyor. Ne tür tepkiler muydunuz ya da o sizi ediyor muydu? fotoğrafım uzun yıllar birlikte olduğu ve almıştınız yayınlar sürerken? Sonrasında neler oldu? Ne gibi tepkiler yeni şarkısı o gün piyasaya çıkan 2014 yılında çektiğimiz “Yabancı: Hayatı aldınız? Selena Gomez’e atıfmış. Ama o cephedeki Keşfet” adlı 13 bölümlük belgesel TRT Gerçekten enteresan bir olaydı. Sabah olaylara çok hâkim değilim, sadece fotoğrafı Belgesel ekranlarında yayınlanmıştı. kalktığımda Instagram hesabımda Justin çok sevmiş de olabilir ki mesajında öyle Ardından tek bölüm, 52 dakikalık “Güney Bieber’dan mesaj vardı. Fotoğraflarımı yazmış zaten. Afrika’nın Vahşi Doğası” belgeselimiz yine çok beğendiğini, bir tanesini beni de TRT Belgesel ekranlarında gösterilmişti. etiketleyerek kullanacağını bildiriyordu. Sizin de Justin severlerden oluşan “Yabancı” serisi uzun süre kanalın en Fotoğraflarım çok sayıda insan ve portal bir hayran kitleniz oluştu mu? Bunun beğenilen ilk 3 programı arasında kaldı. tarafından atıf ile kullanılıyor, bu hoşuma içinde başka ünlü isimler var mı? Takip edebildiniz mi? Aradan beş yıl geçmiş olmasına rağmen giden bir şey. Bunu da sanatçının hâlâ programla ilgili övgü, teşekkür ve hayran hesabı zannettim, bilgi verdiği ve Mesajlardan anladığım kadarıyla ciddi bir Justin hayranı takipçim oldu. Ama detaylı yeniden yayın talebi alıyoruz. Bu da bizim etiketlediği için kendisine teşekkür ettim. takip edemedim çünkü benim için kötü bir için çok sevindirici ve gurur verici. Hesaba girip de 120 milyon takipçiyi döneme denk geldi. Uzun süren bir hastalık

18 TRT VİZYON TRT VİZYON 19 Burak Doğansoysal Çita kadar ünlü olmasa da Burak Doğansoysal diğer yaban türlerine ait Fotoğrafçı ve Yönetmen fotoğraflarını bizimle paylaştı. 1978 yılında Bursa’da doğdu. 1996 Sosyal medyanızda gördüğümüz yılında Robert Kolej’den ve 2000 2014 yılında çektiğimiz Yaren’in hikâyesi nedir? yılında Marmara Üniversitesi İşletme “Yabancı: Hayatı Keşfet” Uzun süredir Türkiye’de belgesel çekme bölümünden mezun oldu. fikri aklımdaydı aslında. Afrika’da çok uzun 1995’ten beri fotoğraf çekiyor, adlı 13 bölümlük belgesel soluklu bir belgesel serisi çekimi ardından 2005’ten beri profesyonel fotoğrafçı. TRT Belgesel ekranlarında “Adem Amca ve Yaren Leylek” hikayesini Fotoğrafları ve gezi yazıları yayınlanmıştı. Bu seri uzun Türkiye’ye tanıtan fotoğrafçı Alper Tüydeş BBC Wildlife Magazine, National ile sohbet ederken aslında kafamda Geographic, Buğday Dergisi, Fotoğrafı süre kanalın en beğenilen ilk Karacabey’deki longoz ormanı ile ilgili bir Dergisi, Bilim ve Teknik, RC Quarterly, 3 programı arasında kaldı. proje vardı. Ama leyleklerin gelmesine 2-3 TRT Vizyon, Skylife dergilerinde ay kala gerçekleşen sohbet esnasında bu basıldı. Magma Dergisi fotoğrafçısı ve sürecinden sonra babamı kaybettiğim ve hâlâ etkileyici hikâyeyi çekmeye karar verdim. yazarı. taziyeleri kabul ettiğim bir dönemdi. Filmde herkes kendisini oynuyor. Tüm Beş kıtada 64 ülke gezdi. 2009’dan Dolayısıyla çok da ilgilenemedim. Ama takipçi Eskikaraağaç halkı filmde oynadı. Başrolde beri Türkiye ve dünya televizyonları sayım paylaşımdan sonra bir hayli arttı, tabii Adem Amca, eşi Nuray Yenge ve için yaban hayat ve doğa belgeselleri etkileşim istatistiklerim de inanılmaz rakamlara muhtarımız Rıdvan Çetin var. Doğal olarak çekiyor. ulaştı. başta Yaren olmak üzere köyün leylekleri 2011-2015 yılları arasında Birleşmiş de filmimizin kahramanlarından. Milletler tarafından desteklenen Size ve tüm aileye sabır diliyoruz… Film adını leylekten alsa da bir insan akbaba koruma projesinde Basında da bu haber geniş yer aldı. Bu hikâyesi aslında… Adem Amca merkezinde koordinatörlük yaptı kadarını bekliyor muydunuz? leylek köyünü anlatıyor. Kış sporları, MMA, Muay Thai, gitar, Açık konuşmak gerekirse Justin Bieber’ın kim Filmde yaklaşık 10 kişilik bir set ekibi off-road, tüplü dalış, amatör telsizcilik olduğunu bilmekle birlikte bu kadar büyük bir görev aldı. Kış çekimleri ve bahar çekimleri ve kampçılık hobileri arasında. hayran kitlesi olduğundan ve özellikle de Türk önceden yazılan senaryoya göre, gerçek IDA (International Documentary medyası için bu kadar önemli bir malzeme olayların, köyde her gün yaşananların Association), IAWF (International olduğundan haberdar değildim. Basının belgelenmesi veya canlandırılması şeklinde Association of Wildlife Filmmakers), gösterdiği ilgiye çok şaşırdım. Amerika’da yapıldı. Bu anlamda kurmaca herhangi GTC (Guild of Television Camera yaşayan takipçilerim ve dostlarımdan bir sahne yok filmde, her sahne aynen Professionals), Türkiye Foto öğrendiğime göre orada da bazı magazin gerçekte yaşandığı şekliyle aktarılıyor Muhabirleri Derneği (TFMD), Robert programlarına haber olmuş bu olay. izleyiciye. Artık bir metropol olan Bursa’nın Kolej Mezunlar Derneği, Ornitofoto bu kadar yakınında, ufacık bir yarımadada Kuş ve Yaban Hayat Fotoğrafçıları Artık daha da ünlü olan o çita fotoğrafını kurulu balıkçı köyünün hem kış hem yaz Derneği, Buğday Ekolojik Yaşamı ne zaman ve nerede çekmiştiniz? görüntüleri izleyicinin çok hoşuna gidecek. Destekleme Derneği, Doğa Az önce bahsettiğim “Yabancı: Hayatı Keşfet” Aslında en temel mesajımız insan ve Araştırmaları Derneği ve IL-FIAP belgesel serisinin çekimleri esnasında takip doğanın bir arada varlıklarını sürdürebiliyor üyesi. İyi derecede İngilizce, orta ettiğimiz beş yavrusu olan bir anne çita bu. olması. Eskikaraağaç Leylek Köyü bu derecede Almanca biliyor. Fotoğrafı da 2014’te belgesel çekimlerinde Kenya’nın Masai Mara Koruma Alanı’ndan birlikteliğin çok güzel ve özel bir örneği. çektim.

18 TRT VİZYON TRT VİZYON 19 SÖYLEŞİ Özlem KARADAYI DOĞAN / [email protected] 80 günde devr-i âlem İstanbul plakalı arabasıyla İzlanda’ya giden Cenk Demirgüç, bir düşü gerçeğe dönüştürdü.

20 TRT VİZYON TRT VİZYON 21 arklı ülkeler, sayısız macera, hesapta olmayan engelleri ortadan kaldırmak için uygulanan stratejiler, zamana karşı mücadele… İngiliz centilmeni Phileas Fogg’un, dünyanın etrafını 80 günde Fgezebileceğine dair bahse girmesini ve bu uğurda elinde avucunda ne varsa ortaya koyarak iddiasını gerçekleştirme çabasını anlatan Jules Verne’nin Seksen Günde Devr-i Âlem adlı romanını hatırlamayanınız yoktur sanırız. Bu çılgın serüvende kendisine sadık hizmetkârı Passepartout Cumhurbaşkanı eşlik eder. Birlikte üç kıta ve dört okyanus Erdoğan, aşıp, Londra’dan vahşi Batı’ya uzanan konuşmasında olağanüstü bir yolculuk gerçekleştirirler. önemli mesajlar verdi. Yayınlandığı 1972 yılından buyana en çok okunan kitaplar listesinde yerini koruyan romanın hikâyesi, bugünün şartlarında pek çoğumuz için bir şey ifade etmeyebilir. Aradan geçen asırlar içerisinde zaman değişti, teknoloji değişti, yaşamlar farklılaştı. Şimdi dünyanın bir ucundan diğer ucuna bir kuş misali uçuveriyorsunuz. Dünya bir nevi ayaklarımızın altına serili. Siz yeter ki isteyin. Sadece biraz bütçe ayırabilmeye bakıyor. Her şey bir tıkla halledilebilecek kadar kolay.

Çılgın bir Türk’ün sıra dışı yolculuğu Tabii bir de işin zor yolunu tercih edenler var. Yani günümüzün gerçek maceraperestleri… Atlas Okyanusu’nun ortasındaki bir adaya, İzlanda’ya arabasıyla gidenler gibi… Sıra dışı yolculuğunu 80 günde tamamlayan çılgın bir Türk’ün hikâyesi bu. Cenk Demirgüç, 1982 doğumlu. Bilgi Üniversitesi Uluslararası Finans bölümünden mezun olmuş. Ardından Kaliforniya San Diego Üniversitesi’nde MBA yapmış. Varlıklı bir ailenin tek çocuğu. Ailesine ait bir kimyasal hammadde şirketinde çalışıyor. Kapalı kalmaktan, kalıbına uymayan kıyafetleri taşımaktan sıkılıyor. Belki de kendini buluyor. Fırsat bulduğu her an şehrin kalabalığından kaçıp doğayla, dünyanın farklı güzellikleriyle bütünleşiyor. Ve yaklaşık iki yıldır, Instagram üzerinden gezip, gördüğü Haliyle çok ses getirdi bu yolculuk. Yaklaşık iki yıldır hem bir galeri oluşturmak yerlerin fotoğraflarını paylaşıyor. Instagram’ın sınırlarını aşıp, gazetelere, hem de birilerine ilham olabilmek adına Demirgüç, geçtiğimiz aylarda, uzun televizyonlara ulaşınca biz de çaldık İzlanda Instagram’ı kullanıyorum. Kendi hayatımın ve süre hayalini kurduğu bir düşü gerçeğe fatihinin kapısını. Bu vesileyle öğrendik dünyada görmek isteğim yerlerin fotoğrafını dönüştürmek üzere, karavana dönüştürdüğü ki kapatmış hesabını kızıp bir süreliğine. paylaşmaktı amacım ilk olarak. Tabii son pick-up model aracıyla yollara düştü. 150 bini aşkın takipçisi olan bir hesabın gezim insanlara biraz ütopik geldi. İzlanda’ya İstanbul’dan İzlanda’ya 8 ülke ve tek başına kapatılmasına önce anlam veremiyor insan kara yoluyla giden ilk Türk oldum. İzlanda, kat ettiği 18 bin kilometre yolun ardından; ama konuştukça anlıyor. Fareo Adaları ve Norveç dersek daha o karavana unutulmaz anılar, doyumsuz doğru olur. O bölgeye arabamla gitmem kareler, yepyeni dostluklar, kısacası Son zamanlarda İzlanda gezinizle ve 80 gün arabamın içerisinde yaşamam, dünyaları sığdırarak geri döndü. gündemi epey meşgul ettiniz. insanlara biraz enteresan geldi. Bu süreçte

20 TRT VİZYON TRT VİZYON 21 Hem yaşanacak kadar gerçek hem de gerçek olamayacak kadar sıra dışı… Yanardağları, siyah kumlardan oluşan plajları, kimsenin geçmediği karlarla kaplı yolları, buzdan mağaraları, yer altından fışkıran sıcak suları ile farklı dünyaların kapılarını aralayan bir ülke İzlanda! Atlantik Okyanusu’nun ortasında, Kuzey Amerika ile Avrupa arasında bir köprü konumunda. Sanki kültürüyle, doğasıyla dünyanın pek çok yerinden ayrışmış. Hem yaşanacak kadar gerçek hem gerçek olamayacak kadar sıra dışı… Cenk Demirgüç de uzun süredir hayali kurduğu İzlanda seyahati için önce arabasının arkasını bir karavana dönüştürmüş. Konaklama ve eşyaları taşıma anlamında büyük kolaylık sağlamış kendisine. İstanbul’dan çıkıp sırasıyla Yunanistan, İtalya, Avusturya, Almanya, Norveç, Danimarka ve Faroe Adaları’nı geçip İzlanda’ya ulaşmış. Kimi zaman karayolu, kimi zaman arabalı gemilerle… Öğrendik ki hiç durmadan, hiç mola vermeden gidersek, Türkiye’den İzlanda’ya karayolu ve arabalı gemilerle 5 gün sürüyor yol.

oluyor, gidenler oluyor. Yakın zamanda reklamı kestim. Yaklaşık 1 ay oluyor. Ben yurt dışında geziyorum. Konaklamam, benzinim, yemeğim, kameralarım, drone’um, lenslerim daha birçok masrafım var. Bunların hepsini dolar ve euro pariteleri üzerinden hesaplayın. Ben bir emek harcıyorum, para harcıyorum ve zaman harcıyorum. Ve inanılmaz bir yatırım yapıyorum bu galeriyi yapabilmek için. Bir de üstüne reklam veriyorum kendi cebimden. Tek başıma dolaşıyorum, tek başıma kendimi çekiyorum, tek başıma ekipmanları kullanıyorum, yine tek başıma bu masrafın altına giriyorum. Fark ettim ki bana bir getirisi kendi kendime dolaşıp, kendi kendimi duyurmadım. İnsanlara ulaşabilmek için olmadığı gibi sürekli götürüyor. fotoğrafladım. televizyona çıkmıyordum. Ben Instagram’da organik olarak büyümek Ve siz de kızıp, karşılığını bulmadığı 150 binin üstünde takipçisi olan, istedim. Instagram, algoritmasını iki senedir düşüncesiyle hesabınızı kapattınız öyle başarılarıyla medyanın dikkatini fazlasıyla değiştirdi. “İnsanlara ulaşmak istiyorsan bana mi? Umarız kısa sürede tekrar açarsınız. üzerine çeken bir gezgin neden hesabını para vereceksin. Ben seni ulaştıracağım Dünyada artık sosyal medya bir iş. kapatır? sponsorlu reklam adı altında” diyor bir Geleneksel medya çoktan demode kaldı. 161 bin takipçiye ulaştım. İki senedir bakıma. Açıkçası bugüne kadar bir daire Olay tamamen dijitale kaydı. İnsanlara geldiğim rakam bu. Ben ünlü değildim, popçu fiyatında paralar ödedim Instagram’a ve ulaşabilmek adına bir yatırım yaptım kendi değildim, oyuncu değildim, annem babam da yaptığım işe. Ulaştığım rakam da 161 bin kişi çapımda. Ama yaptığım yatırımın karşılığını ünlü değildi. Bir yarışma programı ile adımı oldu. Bu sayı da azalıyor, artıyor. Gelenler görmedim. Çünkü mantalite çok farklı.

22 TRT VİZYON TRT VİZYON 23 Gezgin, fotoğrafçı, maceraperest… Cenk Demirgüç, tüm bunların hakkını vererek çıktığı 80 günlük yolculuğunda İzlanda’ya karayoluyla giden ilk Türk olma ayrıcalığına da sahip oldu. 8 ülke ve tek başına kat ettiği 18 bin kilometre yolun ardından; o karavana unutulmaz anılar, doyumsuz kareler, yepyeni dostluklar, kısacası dünyaları sığdırarak geri döndü.

22 TRT VİZYON TRT VİZYON 23 ki? İzlanda’ya gitmekle bitmiyor ki hiçbir “Bir kere geldiğimiz bu dünyayı şey. İnsanlar bu kez başka bir şey bekliyor sizden. Bunun devamlılığının olması lazım. görebildiğim kadar yer görüp, Devamı olmayınca insanlar takibi bırakıyor. mümkün olduğu kadarını ömrüme Ayrıca Intagram’a reklam vermediğim için sığdırmak istiyorum. Ve tabii ben zaten yükselemiyorum rakam olarak. Reklamı kestiğiniz anda takipçi sayıları bir yaşayabildiklerimi de birilerine anda aşağı düşüyor. aktarabilmek, o güzellikleri Bu arada tabii ki açılacak. Biraz nefes almak paylaşabilmek…” için kısa bir mola diyelim. Peki, dünyada nasıl işliyor sistem? Yurt dışında olsanız yatırımlarınızın karşılığını alır mıydınız? Dünyada da belki ülkemizdeki gibi işliyor ama yine de bir şekilde karşılığını alıyorlar. Biliyorum çünkü arkadaşlarım var, takip ettiğim isimler var. Ülkemizdeki algıyı değiştirmek elbet mümkün ama çok zor. Zincirleme ilerlemesi gereken bir sürece ihtiyaç var. İnsanlar bunu istiyor diye bir görüş hâkim bizde. Hayır, insanlar bunu istemiyor; insanlara bunu dayatıyorlar. Ulaşamıyoruz ki gerçekten insanlara farklı seçenekleri olduğunu gösterebilelim. O yüzden herkesin birlikte çalışması lazım diyorum.

Nasıl tanımlıyorsunuz kendinizi; gezgin mi, fotoğrafçı mı? Ya da belki sadece maceraperest? Açıkçası kendimi kategorize etmek istemiyorum. Zaten insanların kalıplara sokulmasına da karşıyım. Tek bir şeyin beni tanımladığına inanmıyorum. İnsanlar çok yönlüdür, ben de pek çokları gibi çok yönlüyüm. Hayatı da bu düşünceyle, çok Çok takipçi yapmış ya da öyle gözüküyor yönlü bir şekilde yaşamaya çalışıyorum. Bir ki biliyorsunuz bunun da metodları var hikâyem olsun istiyorum ve kendi hikâyemi artık. Kimisi hali hazırda ünlü olduğu insanlara aktarmaya çalışıyorum. için zaten çok takipçisi var. Bu hesaplar ajanslar üzerinden firmalara sunuluyor. Eline fotoğraf makinesi alan herkes bu işi Yani belli insanların üzerinde dönüyor bu yapabileceğini sanıyor. Oysa buz dağının iş. Diğer yandan siz inanılmaz bir yatırım görünmeyen kısmı var. Biraz bahseder yapıyorsunuz, emek harcıyorsunuz, işinizi misiniz? gücünüzü bırakıp zaman harcıyorsunuz Evet maalesef bugün herkes elinde fotoğraf ama karşılığı yok. Benim paraya ihtiyacım makinesi ile kendini blogger, infuluencer, yok, yaptıklarımı bugüne kadar kendi zannediyor. Benim gibi bu işe gerçekten imkânlarımla yaptım ama bu camiada tanık olduğunuz durumlar karşısında ister istemez emek harcayan, vizyonu olan insanlar da şevkiniz kırılıyor. Mesela ne kullandığım var ülkemizde ama sayıları çok fazla değil. arabanın, ne kameranın firması bana Çünkü vizyon dediğimiz, emek dediğimiz sponsorluk ya da destek vermedi. Genelde şey o kadar kolay değil. Bir fotoğraf için sponsorluk için ünlü olmanız lazım. saatlerinizi harcıyorsunuz. Sonrasında bir Eskiden üniversite yıllarımda modellik Ben bu kadar çabanın karşılığında, hiç de düzenlemesi var. Ayıklıyorsunuz, belki ajansları vardı. Şimdi dijital medya ajansları yapılmamış bir şeyi yapmışken karşılık video yapıyorsunuz. Video düzenleme var. Bu ajansların altında blogger, influencer alamıyorsam bu boş bir yatırımdır. Sonuçta bilmiyorsanız dışarıda yaptırıyorsanız onlara (kanaat önderi), youtuber denen insanlar var. nereye kadar kendim yatırım yapabilirim da ayrı para veriyorsunuz. Yani bir de işin Kimisi çok öncesinden girmiş bu işin içine. maddi boyutu var.

24 TRT VİZYON TRT VİZYON 25 Çok farklı alanlarda kariyer gibi gitmedi. Her şey sizin hayal ettiğiniz O kadar yoruluyordum ki yemek yapmaya yapabilecekken neden bu yolu seçtiniz? gibi olmuyor maalesef. Örneğin 10 fotoğraf bile gücüm kalmıyordu. Makarna ve buradan Kendinizi bu anlamda nasıl tanımlıyor ve karesi çekmeyi planlarken bir başıma götürdüğüm konserve ton balıkları ile idare nasıl bir misyon yüklüyorsunuz? olduğum için tek kare çıkarabildim. Hava ettim çoğu zaman. Öte yandan bir de Açıkçası neden bu dünyada olduğumuzu benden yana olmadı hiç. İyi bir fotoğraf yalnızlıkla başa çıkmaya çalışıyorsunuz 80 ve bu hayattaki misyonumu sürekli karesi kolay yakalanmıyor. O fotoğrafın gün boyunca. sorguluyorum kendi kendime. Bize perde arkasında bilmediğiniz çok şey var. sunulmuş kocaman bir dünya var. Bir Çok erken saatlerde kalkmanız gerekiyor Nasıl motive ettiniz kendinizi böyle kere geldiğimiz bu dünyada görebildiğim zamanı iyi değerlendirmek için. Her yere zamanlarda? kadar yer görüp, mümkün olduğu kadarını arabayla ulaşamıyorsunuz. Bazen saatlerce Bir amaç için buraya geldiğimi hatırlattım ömrüme sığdırmak istiyorum. Ve tabii yürümeniz gerekiyor. Bir sürü zorlukla sürekli kendime. O fotoğrafı istediğim gibi yaşayabildiklerimi de birilerine aktarabilmek, istediğiniz noktaya ulaşıyorsunuz ve çeksem de çekemesem de ben amacımı o güzellikleri paylaşabilmek… görüyorsunuz ki çok kalabalık. Bir sürü insan gerçekleştirdim mi? Buraya kadar gelip, fotoğraf çekmeye çalışıyor. Tekrar gitmeye İzlanda’yı kendi gözlerimle gördüm mü? Gelelim İzlanda gezisine… Nasıl çıktı bu kalkıyorsunuz, uygun hava koşullarını Bu soruları yineledim hep. Elimden geleni hayal ortaya? bulamıyorsunuz. İzlanda gibi bir yerde hava yaptım, olabildiğince de kendi başıma Doğayla iç içe olmayı çok seviyorum. çok değişken oluyor. Üstüne bir de tek düzgün fotoğraf çekmeye çalıştım. Aynı Büyükşehrin karmaşasından sıkıldıkça başına olduğunuzu düşünün. Bir yandan şekilde videolar da tabii ki… Eskiden Cevat doğaya kaçıyorum. Kendimi bulmaya tripodu doğru açıyla yerleştirmeye çalışırken, Kelle vardı. Ona benzetiyorum ben kendimi. çalışıyorum. Keşfedilmemiş yerlere diğer taraftan dron’u uçurmaya çalışmak o Her yerimden bir alet çıkıyor. gitmekten büyük mutluluk duyuyorum. koşullar altında pek kolay olmuyor. Temiz Kuzeyi çok merak ediyordum. Hep başka fotoğraflar çekemiyorsunuz tüm çabalara Bu gezinin en unutulmaz anı neydi peki geliyordu oralar… Doğası, fiyortları, rağmen. Kaç defa aynı yere gidip, çok sizin için? yanardağları, iklimi hatta insanları… Bir zaman kaybettim. Yaşadığım her an benim için unutulmazdı maceram olsun istedim. Unutamayacağım bu gezide. iki buçuk gün boyunca Kuzey ve beni takip edenlerin de unutamayacağı Yaşadığınız en ilginç şey ne oldu bu Okyanusu’nu geçtim gemiyle. Faroe bir deneyim yaşamak istedim. yolculukta? Adaları’nı ve hayalini kurduğum pek çok yeri Highlands bölgesinde 3 tane yanardağ gördüm. Bir sürü arkadaş edindim dünyanın Bu yüzden mi uçak yerine arabanızı var. İç kesimlere girmek için off road her yerinden. Çok küçük yaşlardan itibaren tercih ettiniz? yapılabilecek tarzda yerler var. Yanardağ de sık sık yurt dışında bulunduğum için Uçakla gittiğiniz zaman en iyi lokasyonları kraterleri çekmek için yola çıktım. 40-50 iletişimim iyidir. Her gittiğim yerde insanlarla kaçırıyorsunuz. Yolculuk boyunca yaşamanız kilometre içerideyim. Telefon çekmiyor, kaynaştım. Dostluklar kurdum. Yurt dışındaki muhtemel maceraları, aralarda görülmesi hiç sinyal yok ve tek başınayım. Geçmem kamp alanları buna fazlasıyla olanak tanıyor gereken yerleri… E bir de uçakla gittiğinizde gereken bir nehir var. Paniğe kapılıp, zaten. Hakikaten üst düzeyde, sıcak suyu orada araba kiralayacaksınız, ekstra bir korkuyorsunuz bu şartlar altında. Yine var, tuvaletleri temiz, kantini var düzenli. maliyeti var. Ayrıca konaklama masrafını de cesaretimi toplayıp, kökledim gazı Karavanınız için su ve elektrik veriliyor. en aza indirmek istedim. İzlanda çok pahalı bacaklarım titreyerek. O nehirde, arabamın Yemek pişirebileceğiniz ortak bir mutfağı var. bir ülke olduğu için dünyanın neresinden ön ızgarasını ve su tankını parçaladım. Ön O yüzden kıyaslama yapmak gerektiğinde gelirseniz gelin herkes fakir. Her yerde otel ve arka plakalarım her ikisi birden o nehirde dışarıda karavan yolculuğunun çok daha yok, bulabildiğiniz otellerin geceliği de dudak yüzüyor şimdi. Maalesef hedef noktaya farklı olduğunu söyleyebilirim. uçuklatıyor. Araba ya da karavanınızla kamp ulaştığımda yoğun sis yüzünden tek kare alanlarında kalarak maliyeti aşağı çekmek çekemeden geri dönmek zorunda kaldım Size ne öğretti bu yolculuk? mümkün olabiliyor. Zaten sabah 05.00’te aynı yolu. Bu gezi bana en çok özgürlüğü anlattı bir yola çıkıp, akşam 22.00-22.30’da dönecek İkinci gidişimde özel olarak yapılan büyük kez daha. Bir maddeye sahip olmaktansa bir rutin oluşturuyorsunuz. Otele o paraları jeep’lerden kiraladım. Günlüğü 1200 Euro… en çok ruhuna yatırım yapmanın güzelliğini, vermek çok mantıklı olmayacaktı. Ama bu kez de yanardağı görmek yerine mobil gezmenin bir betona yatırım bembeyaz karları gördüm. Birkaç fotoğraf yapmaktan çok daha cazip olduğunu… Nasıl anlatırsınız İzlanda’yı? için benim 1200 Euro toz olup, uçtu. Sanırım İnanılmaz bir tecrübeydi bir kere. Daha gemiyle yakalaşırken ağzınız açık en büyük hayal kırıklığımdı bu yolculukta. Açıkçası tüm Türkiye’yi gezdim aşağı kalıyor. El değmemiş bir doğası var. yukarı. Bizde ne yazık ki sanat, estetik Enteresan bir iklimi… Bir bakıyorsunuz Hiç pes etmek istediğiniz zamanlar oldu yok; doğaya saygı yok. Çöpler her yerde. güneşli, az ötede fırtına, yağmur… Bir tarafta mu? İnsanlar yediğini içtiğini bulduğu her yere yanardağ, bir yanda yemyeşil bir tablo, diğer Yapmak istediklerinizin bir kısmını atıyor. Doğru düzgün düzenleme yok. Çok yanda buzul… yapamayınca iyi hissetmiyorsunuz zaten. kötü yapılaşma var. Yurt dışında her şeyi Onun dışında da pes etmek üzere olduğum bir sisteme oturtmuşlar. Park alanları belli, Bu sıra dışı yolculukta her şey zamanlar oldu evet. Kendimle savaştım pek dolaşacağınız patikalar belli; düzen var. Ama planladığınız şekilde mi yaşandı? çok zaman. “Ben niye geldim buraya, ne diğer yandan bize dönüyorum inanılmaz bir Kazasız, belasız atlattım bu macerayı en işim var benim burada?” gibi sorular sordum tarih, inanılmaz bir doğa, inanılmaz bir kültür önemlisi. Ama elbette tamamı istediğim kendime sürekli. var.

24 TRT VİZYON TRT VİZYON 25 TRT’DEN Ela TEKİN / [email protected]

Arkeolog - Rehber Ümit Işın Anadolu topraklarında “Anadolu Arkeolojisi” programı, Antik Çağ’ın hayranlık uyandıran uygarlıklarını kalıntılar arasında yolculuğa çıkarak anlatıyor.

ültürden sanata, edebiyattan izlerini takip ediyor. Arkeolog - Rehber tarihi zenginliğimizin birincil düşmanı tarihe, sinemadan felsefeye Ümit Işın, on binlerce yıl önce filizlenmiş olan defineciliği de gözler önüne seriyor. kadar hayatın tüm renklerini yaşam verilerini ve Antik Çağ’ın hayranlık Bu güne kadar “Anadolu Arkeolojisi” özünde barından TRT 2 uyandıran uygarlıklarını kalıntılar arasında ile seyirciler, Pisidia, Lykia Arykanda, kanalı, birbirinden değerli yolculuğa çıkarak anlatıyor. Bu yolculukta, Termessos, Sagalalssos gibi antik kentlerin yapımları ekrana getirmeye kimi zaman farklı halk ve uygarlıkların yanı sıra, uzmanların dahi ziyaret imkânı devam ediyor. Batı medeniyetinin arkalarında bıraktıkları yaşam kültürüne bulamadığı Mnara, İdebessos, Kitanaura Kdoğup filizlendiği, açıkhava müzesi ait izlere, kimi zaman da modern çağa gibi Lykia’nın dağlık yerleşmeleriyle olan Anadolu’nun arkeolojik ve kültürel yabancılaşmış insan hikâyelerine tanıştılar. Arkeoloji konusunda çağdaş zenginliğini doğru ve yalın bir dille anlatan rastlamak mümkün. korumacılık anlayışını benimseyen “Anadolu Arkeolojisi” de onlardan biri. “Anadolu Arkeolojisi”, pazar günleri, saat Program, Arkeolog Ümit Işın tarafından, Uygarlıkların peşinde 16.30’da, TRT 2’de. konuyla ilgili doğru bilinen yanlışlar “Anadolu Arkeolojisi”, milli eğitimimizde, düzeltilerek ve farkındalığın yetersiz olduğu tarih kitaplarımızda belki de hiç olmayan arkeolojik değerlerimize odaklanarak veya oldukça az tanınan, kimi zaman sunuluyor. ulaşımı da zorlu antik kent ve uygarlıkları tanıtarak sevdirmeyi hedefliyor. Programın “Anadolu Arkeolojisi” Yönetmen: Tarihsel zenginlik temel amacı, dağların arasına sıkışmış Levent Demirkale Yönetmen Yardımcısı.: Ercan Deveci Doğu ile Batı uygarlıkları arasında kara ve ve unutulmuş tarihi zenginlikler üzerinde Proje / Metin: Ümit Işın deniz köprüsü oluşturan Anadolu toprağı, farkındalık yaratmak; maruz kaldıkları Danışman: Prof. Dr. Gül Işın - Şafak Tavkul çağlar boyunca yerli ve yabancı halklara talan ve tahribata dikkat çekmek. TRT’nin Görüntü Yönetmeni: Oğuzhan Çakmak ev sahipliği yapmıştır. İşte, “Anadolu önemli katkılarıyla tarih ve çevre bilincinin Seslendirme: Talha Sayar Arkeolojisi”, bu tarihsel zenginliklerin gelişmesine yardımcı olan yapım, özellikle Animasyon: Yaşar Okyay

26 TRT VİZYON TRT VİZYON 27 Ela TEKİN / [email protected]

Yazar ve Divan Edebiyatı Profesörü İskender Pala İskender Pala ile Berceste Divan Edebiyatı’nın en güzel örneklerinin anlatıldığı yepyeni bir program, yazın hayatı tutkunları için ekrana geliyor.

aklaşık kırk yıldır, Divan içinden gelen ve toplumsal gerçekliklerimizle Edebiyatı ile ilgilenen, Yazar sıkı sıkıya bağlı olan Divan Şiiri, İskender Divan şiirinde ve Divan Edebiyatı Profesörü Pala’nın yaklaşımıyla daha da iyi anlaşılıyor. İslamiyet’in Türkler tarafından İskender Pala, ömrünü “Berceste”nin antropolojik bir yönü de var. kabulüyle Arap ve Fars adadığı bu alanda sayısız Programda, “Bu yerleşmelerde kimler edebiyatlarının etkisiyle gelişen bilimsel çalışmaya imza attı. yaşadı? Antik kaynaklarda bu kentler ve Divan Edebiyatı’nın temeli Onlarca kitap yayınlayan yazar, Divan Şiiri’nin halklar nasıl anıldı? Mevcut kalıntılar bize bu kuşkusuz şiir üzerine kurulmuştur. Yyeni kuşaklar tarafından özümsenip sevilmesi alandaki yaşam kültürüne ait ne tür bilgiler Adını, şairlerin şiirlerini topladıkları adına Türkiye’nin her yerinde binlerce söyleşi aktarıyor?” gibi soruların yanıtlarını bulmak kitap ismi olan divan sözcüğünden ve konferans düzenledi. Dünyanın birçok mümkün. Hem edebiyat tarihimiz açısından alır. Sanat için sanat anlayışı ülkesinde Türk şiirini anlattı, tanıttı. Çeşitli önemli hem de milletin hafızasında canlı bir benimsenmiştir. İlk örneklerini 13. televizyon kanallarında da edebiyattan şekilde yaşayan, vecizleşmiş beyitlerin izah yüzyılda vermeye başlayan Divan kültür tarihine geniş bir yelpazede program edildiği program, Divan edebiyatımıza bir Şiiri’nin ilk şairi Hoca Dehhani’dir. hazırlayarak sunan Pala’nın yeni projesi saygı duruşu niteliğinde. Her hafta yeni bir Aruz ölçüsü ve nazım birimi olarak beyit kullanılmıştır ancak “Berceste”, her pazartesi, saat 18.50’de bölümünün ekrana geleceği “Berceste”, beş tuyuğ, şarkı ve rubailerde dörtlük izleyicisiyle buluşuyor. dakikalık kısa, öz ve dopdolu bir yapım. görülür. Arapça, Farsça kelime ve tamlamalarla dolu, süslü, Saygı duruşu niteliğinde bir “Berceste” özentili, ağır bir dile sahiptir. Divan program Genel Yönetmen: Hüseyin Özcan şairlerinin ustalığı, belirli kurallara Türkiye’nin en çok okunan roman Yapımcı: Mücahit Erboğa uyarak benzetmeler yapmak, yazarlarından biri olan, kitapları birçok evin Yönetmen: Mutlu Yüksel sanatlı söyleyişler ortaya koymak, kütüphanesinde kendine yer bulan Pala, Yönetmen Yardımcısı: Zerrin Kosif mazmunları yerinde kullanmak ve Editör: Eren Özkaradeniz “Berceste” de divan edebiyatından seçtiği bu şartlar içinde etkili bir söyleyiş Kurgu: Erdi Soysal meşhur beyitleri özellikle gençler için güncel güzelliğine ulaşmaktadır. Sanat Yönetmeni: Mustafa Taşçı bir üslup ve yaklaşımla açıklıyor. Hayatın

26 TRT VİZYON TRT VİZYON 27 TRT’DEN Ela TEKİN / [email protected]

İçimizdeki ses TRT Müzik’te Geçtiğimiz aylarda onuncu yaşını kutlayan TRT Müzik kanalı, birbirinden iddialı programları müzikseverlerin beğenisine sunuyor.

28 TRT VİZYON TRT VİZYON 29 Ela TEKİN / [email protected]

Kampüsteyiz Gönül Bağı

Müzik Dünyası programı Muhabbet Demi sunucusu Fatmagül Fakı

ürk müziğinin muhteşem iddialı sesleri izleyicisiyle buluşturuyor. ile göz dolduruyor. “Anısına” programı, eserlerinin, kıymetli türkülerin Ney virtüözü Ahmet Şahin’in eşsiz aramızdan ayrılan ama kalplerimizde her ve unutulmaz şarkıların yer icrasına yer veren “Ahmet Şahin ile daim yaşamaya devam eden sanatçılar aldığı eşsiz programların Meşk” izleyen herkesi kendi içinde ile duygu dolu anlar yaşatıyor, unutulmaz kanalı TRT Müzik farkını derin ve anlamlı bir yolculuğa çıkarıyor. sanatçıları ölüm yıl dönümlerinde TRT ortaya koymaya devam Geçmişten günümüze en popüler eserlerin Müzik’te anıyor. Müziği duymayan ediyor. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu seslendirildiği bir televizyon klasiği olan ama kalbinde hisseden işitme engelli Tbünyesinde 16 Kasım 2009 tarihinde “Akşam Sefası”nda, TRT’nin ses ve saz müzikseverlerin müzikle arasına köprü kurulan kanal, on yıllık deneyimi ile müziğin sanatçıları doyumsuz bir müzik ziyafeti kuran “Ses Siz”, popüler klipleri altyazı gelişimi ve korunması adına üstlendiği veriyor. “Ahmet Koç ile Evvel Zaman ve işaret dili eşliğinde ekranlara taşıyor. görevi başarıyla yerine getiriyor. Sosyal İçinde”de, bağlama ustası Ahmet Koç, Ankara Radyosu sanatçıları “Konser sorumluluk taşıyan özel yapımlar ile hatıralarda yer eden unutulmaz şarkılara Saati” programında, Türk Sanat belleklerde iz bırakacak belgesellere de kendi yorumunu katarak etkileyici Müziği’nin eşsiz eserlerini TRT Müzik yer veren TRT Müzik, bu yıl da birbirinden performanslara imza atıyor. Anadolu’nun izleyicileri için seslendiriyor. Ali Çakar’ın keyifli programlarla izleyicisiyle buluşmayı fasıl geleneğiyle yöresel sanatçılara yer sunduğu, TRT’nin birbirinden değerli sürdürecek. Dünya müziklerinden veren “Fasl-ı Anadolu” müzikseverlerin sanatçılarının sevilen türkülere hayat türkülere, sevda şarkılarından ağıtlara, beğenisini kazanıyor. “Bizim İçin Söyle”de, verdiği “Gönül Bağı”, İzmir’den canlı Pop Müzik’ten Caz’a… İçindeki sese toplumumuzun güven ve huzuru için yayınlanıyor. “Muhabbet Demi”nde, kulak verenler, kaliteli ve doğru müziğin cansiperane çalışan güvenlik güçleriyle Ankara Radyosu sanatçıları dillerden tek adresinde, birbirinden değerli sanatçı röportajların yanı sıra onların istek düşmeyen türküleri yorumluyor. Müzik ile eserin yer bulduğu yapımlarla neşeli şarkıları yer buluyor. “İşte O Şarkı”, dünyasındaki gelişmeler, yeni çıkan dakikalar geçirecek. Günün her saati ünlülerin yaşamlarında iz bırakan, her albümler, konser bilgileri, müzikle ilgili kesintisiz yayın anlayışıyla, yepyeni dinlediklerinde kalplerine dokunan şarkıları tüm çalışmalar “Müzik Dünyası” programı programlar, vazgeçilmez yapımlar ve dile getiriyor, sevilen isimleri konuk ediyor. ile müzikseverlere ulaşıyor. Ali Barışık’ın değerli TRT arşivinden seçmeler yeni yayın sunduğu “Kampüsteyiz”, üniversitelilerin döneminde de TRT Müzik’te. TRT Müzik’te program bitmez gençlik enerjisini yansıtıyor. Cazın nabzını Yorumcuların, müzik yoluna henüz tutan TRT Müzik, 26. İstanbul Caz Festivali Herkes için, her tür müzik çıkanların, ustaların, üstatların notalarda kapsamında yayınlanan tüm konserleri TRT Müzik, herkes için, her tür müzik keyifle savrulduğu kanal TRT Müzik, tutkunlarıyla buluşturuyor. bakış açısıyla bu sezon da birbirinden saymakla bitmeyen birçok değerli yapım

28 TRT VİZYON TRT VİZYON 29 Engelsiz Sahne Sevgiyle Muazzez Ersoy Sınırsız Ezgiler Dünya müziğinden türkülere Müzik engel tanımaz Türk müziğinin eşsiz eserleri Öncü ve özgün formatı ile müzisyen Metin Hatıralarla, özlemle, hicranla en çok da Müziğin ruhu sınır tanımıyor; dünyanın Özülkü’nün orkestrasıyla birlikte hazırlayıp sevgiyle doludur şarkılar. Duygu yüklü müziği, Anadolu ezgileriyle hemhal olup sunduğu yapım, engel tanımayan yetenekli eserler güçlü bir ses tarafından yorumlanırsa “Sınırsız Ezgiler” programında yankılanıyor. müzisyenlerin hayallerini gerçekleştiriyor. dinlemeye doyum olmaz. Etkileyici sesi ile Kaliteli müzikleri ve muhteşem uyumları Sanat aşkı sınır tanımayan müzik sevdalılarını Türk Müziği’nin kıymetli bestelerine hayat ile müzikseverlerin kalbini fetheden Enbe Türkiye’nin ünlü sesleri ile aynı sahnede veren nostalji kraliçesi Muazzez Ersoy, en Orkestrası, Türk Halk Müziği’nin sevilen buluşturan “Engelsiz Sahne”, TRT Müzik’in güzel Türk Sanat Müziği eserlerini TRT sesi Züleyha Ortak ile aynı sahnede sevilen programlarının başında geliyor. Müzik’te seslendiriyor. Geçmişin tatlı anıları, buluşup evrensel müziğe hayat veriyor. Bugüne kadar; Funda Arar, İrem Derici, hüzünlü zamanları ve sevda yüklü anları, Böylece Anadolu tınılarının, batı çalgıları ile Serdar Ortaç, Burcu Güneş, Haluk Levent, bestelerin muhteşem sözleriyle bir kez daha harmanlandığı eşi bulunmaz bir program Kutsi, Ziynet Sali ve Gökhan Tepe gibi birçok gözümüzde canlanıyor. İzleyen herkesi müzikseverlere ulaşıyor, Behzat Gerçeker popüler isim engel tanımayan sanatçılarla hatıralarına götürecek klasik parçalar, ve Enbe Orkestrası TRT Müzik izleyicilerini bir araya geldi. Yapımını Serkan Kardaş’ın yeni ve sevilen şarkılar yapımını İsmail eşsiz bir müzik yolculuğuna çıkarıyor. üstlendiği, etkileyici hikâyelerin notalara Yoğurtçu’nun üstlendiği “Sevgiyle Muazzez Anadolu’nun binlerce yıllık türkülerini kendine uzanan yolculuğunu ekranlara taşıyan, Ersoy” programında! Türk müziğinin en has bir yorumla seslendiren Züleyha Ortak’ın Türkiye’nin en özel sahnesi “Engelsiz Sahne” kıymetli örnekleri, güçlü bir ses ve muhteşem sesiyle ise kadim ezgiler kalplerde can her pazartesi, saat 22.00’de, TRT Müzik’te. bir orkestra ile buluşuyor. “Sevgiyle Muazzez buluyor. “Sınırsız Ezgiler”, her çarşamba, saat Ersoy”, her salı, saat 22.00’de ekrana geliyor. 22.00’de, canlı yayınla TRT Müzik’te.

Yıldızlar Altında Zerrin Söylüyor Sümer Ezgü ile Nazar Değmesin Sanat müziği tutkunları ekran başına! Unutulmaz şarkılar Türk Halk Müziği’nin renkleri Türk Sanat Müziği, kalplerde özel bir yere Türk Pop Müziği denilince ilk akla gelen Deyişler, bozlaklar, uzun havalar, ağıtlar… aittir. Çağlar öncesinden miras aldığımız isimlerden biridir o. “Son Mektup”, “Kıyamam”, Özümüzden gelen şarkılar türkü dostları bu müzik; makam, çalgı, söz, beste gibi “Hani Dünya Tatlısı” ve “O Yaz” gibi pek çok için yorumlanıyor. Türk Halk Müziği’nin tüm unsurlarıyla eşsizdir. Eskidikçe güzelleşen unutulmaz şarkının yorumcusu Zerrin Özer, renkleri Sümer Ezgü ile bir araya geliyor. nadide örnekleriyle her dem ruhu beslerken Türk Pop Müziği’nde fark yaratmış bir isim. Müzik serüvenine yedi yaşındayken çaldığı hislerimize tercümandır aslında. İcra Kariyeri boyunca sayısız müzikal çalışmaya melodika ile başlayan, tüm emeğini Türk Halk edilmesi güç ancak doğru bir yorumcunun imza atan sanatçı, muhteşem sesi, farklı Müziği’ne sarf etmiş olan sanatçı, özgün tarzı sesinde büyüleyicidir. İşte böyle bir isim, tarzı ve büyüleyici sahne performansı ile ile türkülere soluk veriyor. Toplumumuzun Türk müziğinin genç yıldızı Ayşen Birgör TRT Müzik’te hayranlarıyla buluşuyor. Zerrin geçmişten bugüne taşıdığı kültüre tanıklık dinlemekten keyif aldığımız eserleri Özer’le anılan, dünden bugüne onun sesi eden türkülerimiz ve birbirinden değerli saz dinleyicileri için seslendiriyor. Canlı yayınla ile kalplere ulaşan ve yıllardır gönüllerde bir ustaları “Sümer Ezgü ile Nazar Değmesin” ekrana gelen “Yıldızlar Altında” programında, numara olan eşsiz şarkılar için ekran başına! programında ekrana geliyor. Türk kültürünün Türk Sanat Müziği’nin görkemli ve etkileyici Yapımcı koltuğunda Veysel Şemşek’in iç âlemini beşikten mezara değin yansıtan eserleri kulakların pasını siliyor. Mustafa oturduğu “Zerrin Söylüyor” programı canlı ezgiler müzikseverlerle buluşuyor. Popüler Doğuş Eğilmez yapımcılığındaki “Yıldızlar yayınla evlere konuk oluyor. Sanatçının isimlerin ve sevilen sanatçıların konuk Altında”, TRT Müzik ekranından sanat müziği müzik kariyeri boyunca hayat verdiği eserleri olduğu program muhteşem bir eğlenceye ziyafeti sunuyor. Gökteki yıldızlar misali seslendirdiği ve birbirinden kıymetli konukları kapı aralıyor. Yapımını Dilaram Dağlı’nın parlayan şarkılar, TRT İstanbul Radyosu Ses ağırladığı program “Zerrin Söylüyor”, her üstlendiği “Sümer Ezgü İle Nazar Değmesin”, Sanatçısı Ayşen Birgür ile her perşembe, saat perşembe, saat 22.15’te, TRT Müzik’te. her cuma, saat 20.00’de TRT Müzik’te. 21.00’de.

30 TRT VİZYON TRT VİZYON 31 Harman Yeri Yakıtımız Müzik Genç Sahne Türkü şöleni Her şehirde müzik Gençler sahnede Alkışladıkça neşelenir eserler ve yankılanır Uzun yola en iyi müzik eşlik etmez mi? TRT Müzik kanalı, müzik aşkları, enerjileri dillerden gönüllere. TRT Müzik’in O zaman notaların yolculuğuna hazır ve çalışma azimleri ile genç yorumculara sevilen programı “Harman Yeri” etkileyici olun! “Yakıtımız Müzik” programında, muhteşem bir sahne sunuyor. Sosyal türkülerle kaliteli icraları buluşturuyor. TRT dört genç müzisyen, otomobilleriyle yola medyada popüler olmuş genç müzisyenleri sanatçıları, gönüllerindeki türkü aşkı ile en çıkıyor ve yolculukları boyunca müzik ve yorumcuları daha geniş kitlelerle sevilen eserlere yeniden hayat veriyor. Şef üreterek para kazanıyorlar. Müzisyenler buluşturmayı amaçlayan program “Genç Ömer Hayri Uzun yönetiminde, TRT’nin bir sonraki kente gidebilmek için Sahne”, farklı seslere ve tarzlara yer genç sanatçılarının gerçekleştirdiği bu topladıkları bahşişleri, benzin parasından vererek müziğe bambaşka renkleri katıyor. şölen tüm türkü dostlarını ekranları başına alacakları yemeğe kadar yol masrafları Yetenekli yeni kuşakların TRT Müzik davet ediyor. Her yöreden sevilen ezgilerin için kullanıyor. Onlar, Türkiye’nin her ekranına kadar uzanan başarı hikâyeleri seslendirildiği programın yapımcılığını bir köşesinde, bambaşka şehirlerde, umut veriyor. Birbirinden kabiliyetli Şebnem Bilgin üstleniyor. “Harman Yeri”, sokaklarda ve farklı mekânlarda müzik yorumcular ise seslerini tüm Türkiye’ye canlı yayınla, her pazartesi, saat 21.00’de. yaparak dinleyicileri ile buluşuyor. duyurabilmenin mutluluğunu yaşıyor. Türkiye’nin dört bir yanını müzikle Mustafa Gürsoy’un yapımını üstlendiği, güzelleştiren, yapımını Alper Kış’ın yeni nesil sanatçıların ilk sahne heyecanını üstlendiği “Yakıtımız Müzik” her cumartesi, yaşadıkları özgün program “Genç Sahne”, saat 11.30’da, TRT Müzik’te her cumartesi, 22.30’da, canlı yayınla, TRT Müzik’te.

Ustadan İstekler Nefesten Sese İstanbul’dan Eşsiz bir repertuvar Türkü dostları için Müzik ziyafeti Renkli, samimi, doğal bir insan, sesi ve Türkülerin gönülden gönüle, sıladan Şef Naci Düzel yönetimindeki TRT yorumu ile farklı bir yorumcu olan Mustafa gurbete, nefesten sese ulaşan etkileyici saz ve ses sanatçılarının eşsiz bir Keser, izleyenlerini dertlerinden uzaklaştırıp yolculuğuna tanık olmak isteyenler için müzik ziyafeti sunduğu “İstanbul’dan” eğlenceli bir ortama davet ediyor. Türk TRT Müzik’te eşsiz bir program var; programı, her pazartesi, saat 20.00’de, müziği sevenler de türkü dinlemek isteyenler Nefesten Sese! Türk Halk Müziği’nin canlı yayınla TRT Müzik ekranlarında. de bu programda buluşuyor. Mustafa genç sesi Elif Buse Doğan ve Klarnet Programda bir hafta Türk Müziği’nin Keser eline mendilini alıyor ve çok özel Sanatçısı Serkan Çağrı’yı bir araya kusursuz eserleri yorumlanırken diğer yorumculuğu ile şarkıları renklendirirken getiren “Nefesten Sese” programı, türkü hafta unutulmaz türküler seslendiriliyor. gönülleri coşturuyor. Sanatçı, muhteşem dostları için ekrana geliyor. Klarnetin eşsiz Türk Halk Müziği’nin ve Türk Sanat sahne performansı ve eşsiz repertuvarı ile büyüsü dingin bir sesle buluşuyor. Böylece Müziği’nin dönüşümlü olarak icra edildiği, hiçbir şarkı isteğini geri çevirmiyor. Türk türküler tatlı bir esintiye dönüşüp kalplere müzikseverlerin kaçırmadığı program Sanat Müziği’nin eşsiz tınıları ve Türk Halk ulaşıyor. Yapımını Nazım Tuncer’in “İstanbul’dan”, muhteşem bir müzik Müziği’nin sıcak ezgileri Mustafa Keser’in üstlendiği “Nefesten Sese” her pazar, saat şölenine ev sahipliği yapıyor. TRT ses ve samimiyeti ile buluşup gönüllerde tatlı bir 21.00’de, TRT Müzik’te. . saz sanatçılarıyla çıkılan müzik yolculuğu seda olarak yankılanıyor. Canlı olarak için ekran başına! yayınlanan “Ustadan İstekler” programı, her cumartesi, TRT Müzik’te, saat 20.00’de.

30 TRT VİZYON TRT VİZYON 31 Müzik kültürünü geliştirmeyi amaç edinen TRT Müzik, hayatını notalara adamış müzisyenlerden, kalbini müziğe açmış amatörlere kadar herkese önemli bir Türkü Dolu Hayatlar Müzik Dergisi Kültürel miras taşıyıcıları alan yaratıyor. Engelli Türk müziğinin yakın tarihi “Türkü Dolu Hayatlar” programı, kültür sanatçıların hayalini Deneyimli radyocu ve prodüktör Şafak taşıyıcımız olan yöresel sanatçılara ve gerçekleştiriyor; genç Karaman’ın sunduğu “Müzik Dergisi” onların kuşaktan kuşağa aktarılması sıkı takipçileri için ekrana gelmeye gereken muazzam yeteneklerine yer sanatçılarla müziğe yeni devam ediyor. Bu yapım, bir zamanların veriyor. Anadolu halkının kültürel varlığına bir soluk kazandırıyor; müzik dünyasını takip etmek isteyen kanıt olarak söylenen türküleri, kültürel tutkunlarıgeçmişin sayfalarında bir miras taşıyıcılarımızın hayat hikâyeleri Anadolu’nun kültür serüvene çıkartıyor. Müzik dergisinin üzerinden anlatan yapım arşiv niteliği zenginliğini yaprakları çevrildikçe genç, amatör, ile müzikseverleri ekranlara bağlıyor. profesyonel müzisyenler ve müziğe Yapımını Atilla Murat Bozkurt’un üstlendiği yerel sanatçılarla dair her şey TRT Müzik aracılığıyla “Türkü Dolu Hayatlar”, her perşembe, saat ekrana taşıyor. meraklılarına ulaşıyor. Keyifli ve kaliteli 14.00’te, TRT Müzik’te. dakikalar vadeden “Müzik Dergisi”, her cumartesi, saat 10.45’te.

Engelsiz Sahne

32 TRT VİZYON TRT VİZYON 33 İÇİNDEK SESE KULAK VER

/trtmuzik /trtmuzik /trtmuzik /trtmuzik

TURKSAT 3A 42E 11054V 30000 3/4 BATI HD YAYIN TURKSAT 4A 42E 11958V 27500 5/6 BATI TURKSAT 3A 42E 11096H 30000 5/6 DOĞU GALAXY 19 97W 11960 V 22000 5/6 DIGITURK 104. -SMART 110. Kanal TELEDÜNYA Sayısal Kablo TV 666. Kanal TELEDÜNYA Analog Kablo TV S-03 (119.25 Mhz) TİVİBU EV 160. Kanalv

32 TRT VİZYON www.trtmuzik.net.tr TRT VİZYON 33 TRT’DEN Öztürk Miraç SARAL / [email protected]

Fotoğraf: İsmail Yaşar Çocuk medyasının dönüşümü İstanbul’da tartışıldı TRT Uluslararası Çocuk Medyası Konferansı sekizinci yılında katılım rekoru kırdı

açınılmaz bir değişim Çocuğun zaman içerisinde etrafı değişiyor, “Çocuk sesinin olduğu her yerde çağındayız. Teknoloji ile izledikleri, kullandıkları ve okudukları TRT Çocuk vardır” birlikte doğru bilinenlerin değişiyor ama aslında özü aynı kalıyor: Konferansın açılış konuşmasını sorgulandığı, yalan ve oyun oynamak istiyor, desteklenmek gerçekleştiren TRT Çocuk Kanal gerçeğin, düzen ile kaosu istiyor, sevilmek istiyor. Bu süreç TRT Koordinatörü Mustafa Bora Durmuşoğlu, aynı anda ürettiği bir ortamda Çocuk Medyası Konferansı’nda 2 gün TRT Çocuk’un 11 yıldır evlerimize konuk var olmaya; değişik mecralarda içerik boyunca, 6 ana ve 2 özel oturumda olduğunu anlatarak düşüncelerini paylaştı: Küretmeye çalışıyoruz. Kamu yayıncısı konuşuldu. Bu yıl sekizincisi düzenlenen “Dünya değişiyor, insanların beklentileri olan TRT, işte böyle bir ortamda 7’den “TRT Uluslararası Çocuk Medyası ve umutları değişiyor. Bu dönüşüm 77’e herkes için içerik üretiyor. Bu değişim Konferansı”nda çocuk medyasının genel anlamda iletişimde, özelde ise çağının merkezinde ise çocuk var. dönüşümü tüm yönleriyle ele alındı. çocuk medyasında kendini had safhada

34 TRT VİZYON TRT VİZYON 35 “TRT olarak ‘çocuklar bizim geleceğimizdir’ cümlesini ciddiye alıyoruz ve çocuklara yaptığımız yatırımla bilime, kültüre, sanata, topluma ve ülkesine fayda sağlayacak bireylerin oluşması için içerik üretiyoruz.” TRT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür İbrahim Eren TRT Yönetim Kurulu Başkanı ve hissettiriyor. TRT Çocuk olarak bu Genel Müdürü İbrahim Eren TRT’nin dönüşümü çok yakından takip ediyor ve çocuk yayıncılığına verdiği önemi anlattı. önemsiyoruz. TRT Çocuk olarak sadece televizyonlarda değil mobil aplikasyonlarda, sahne gösterilerinde, müzikallerde, lisanslı ürünlerde, sinema filmlerinde, dergi ve kitaplarla hemen her noktada çocuklarımıza ulaşmaya devam ediyoruz. Çocuk sesinin olduğu her yerde en doğru ve en faydalı şekilde olmaya gayret ediyoruz, gayret edeceğiz. İki gün boyunca Türkiye’den ve dünyadan alanında uzman bilim insanları, araştırmacılar ve yöneticiler kendi perspektiflerini sizlerle paylaşacaklar.”

“RTÜK olarak çocukların televizyon seyretmesini destekliyoruz” RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin ise TRT konferansın çok önemli sonuçları Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü olacağının altını çizdi. İbrahim Eren şahsında tüm TRT ailesine Çocuk medyasının dönüşümü teşekkür ederek RTÜK olarak geleceğimizi bizler için çok önemsediğimiz sonuçları edebileceği, pedagoglarımızın kontrol ettiği emanet edeceğimiz çocuklarımızla ilgili her olacaktır. içeriklerle sunuyoruz. Tüm bunları yaparken toplantıda yer alacaklarını belirtti. Şahin, de yerli yapımlarla gerçekleştirmeye gayret şöyle devam etti: “Çocuklara yapılacak yatırımı ediyoruz.” İstanbul’da tartışıldı “Bizler televizyonların izlenmesine karşı hiçbir zaman yeterli görmüyoruz” Çocuk içeriği üretirken bir yayıncı değiliz, hatta belirli bir süre televizyonun Açılış gününde söz alan TRT Yönetim olarak çok daha fazla dikkatli olunması karşısında olmayı öneriyoruz da… Bizim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim gerekliliğine değinen Genel Müdür Eren, tavsiyemiz çocuklarımızın derslerini Eren de konuşmasında TRT’nin çocuğu TRT Çocuk’un reklamsız yayınlarına dikkati bitirdikten, arkadaşları ile oyun oynadıktan, merkeze alan yayın hedeflerinden söz çekti: “Gelişimleri gereği henüz doğru ebeveynlerine vakit ayırdıktan, kitap ederek şu ifadeleri kullandı: bilgiyi yanlışından ayırt etme yeteneği okuduktan sonra hâlâ zaman bulursa “Biz çocukların tüketmek istediği içerikleri olmayan çocuklarımıza tek gayesi ürün mutlaka medya okuryazarlığı kuralları üretmeye gayret ediyoruz. En önemli satmak olan reklamları çocuk kanalımızda içerisinde televizyon izlemesidir. Bazı önceliklerimizden biri ürettiğimiz içeriklerin yayınlamıyoruz. Biz TRT Çocuk’u bir aileler evden televizyonu çıkartabiliyor. O çocuklar tarafından beğenilmesi. Tabii kanal değil, bir içerik üreticisi olarak çocuğun televizyon ile irtibatını kesmek bunu yaparken kültür aktarımını işin konumluyoruz. Tüketebilen içeriğin olduğu yarın çocuğun özgür iradesiyle televizyonla merkezinde tutuyoruz. Yaptığımız tüm mecralarda güvenli içeriği üretmek karşı karşıya geldiği zaman, doğru seçim bütün işlerde kültürümüzü merkeze için gayret ediyoruz. Bütün platformlarda noktasında sıkıntı yaşatabilir. Bugün ve alarak izlenebilen içerikler üretmenin içeriklerimizle çocuklarımıza ulaşmaya yarın buradaki toplantılarda profesyoneller gayretindeyiz. Bu üretimlerimizi anne çalışıyoruz. Çünkü biliyoruz ki çocuklar tarafından konuşulanların RTÜK olarak da ve babanın güvenle çocuklarını emanet tüm teknolojilere ulaşabiliyorlar. Bizim

34 TRT VİZYON TRT VİZYON 35 Konferansta iki de özel oturum yapıldı: İlki, TRT World Citizen örneği üzerinden Dijitalleşme ve Vatandaş Gazeteciliği: Gençler için Gazetecilik (J4J) başlığıyla TRT World Araştırma ve Vizyon Direktörü Pınar Kandemir tarafından gerçekleşti. Diğeri ise hikâye anlatıcısı yazar Nazlı Çevik Azazi’nin gerçekleştirdiği Masal Dönüşüm, TRT Uluslararası Çocuk Medyası Konferansı’nın satırbaşlarından biriydi. Saati’ydi. kısıtlamadan ziyade yapmamız gereken değişen ve dönüşen büyükler. Bizim özel tasarım çocuk okulları mimarisiyle, onların dünyasını anlamak ve bu meraklı teknolojiyi nasıl kullandığımız ve nasıl “anasınıfına” dair algıları değiştiren bir zihinlere ulaşabilecek içerikleri tüm kullandırttığımız asıl meselemiz. Biz isim; Prof. Dr. Takaharu Tezuka söz aldı. mecralardan beğenilerine sunabilmek. çocukların elinden tableti alıp onunla Tokyo City Üniversitesi’nde görev alan Konferansın değişen çocuk mecrası beraber oynadığımızda merak etmeyin Prof Tezuka, OECD tarafından en iyi okul ekseninde sadece çocuğun değil, anne bütün çocuklar bizimle oynar. Önemli seçilen anaokulu projesi ve Japon eğitim babanın da nasıl davranması üzerine olan getireceği zararları engelleyebilmek. sistemine eşiyle birlikte yaptığı katkıyı katkı sağlayacağını belirten İbrahim Eren, Çünkü kuşaklar arasında fark hep olacak anlattı. Defalarca İstanbul’u ziyaret eden ve konferansın teması olan dönüşüme dair ve kuşaklar arasında fark olması aslında İstanbul’u artık ikinci evi olarak gördüğünü düşüncelerini de paylaştı: iyi bir şey.” belirten Japon mimar, anaokulu projesinin “Mecra değişiyor mecra ile birlikte içerik de İlk oturumun diğer konuşmacısı olan hikâyesini paylaştı: değişiyor. Teknoloji değişiyor, dolayısıyla İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Nilüfer “Mimarlık insanlığa hizmet eder. Bunu hikâye anlatıcılığı da değişiyor. Farklı Sarı Sezer de dijitalleşmeden kaçılmaması anladığınızda zaten diğer her şeye dair uygulamalar, dünyanın farklı çocukları gerektiğini, eskiden oyuncakların bir fikriniz oluşmuş olur. İkinci Dünya için farklı kodlarda içerikler üretiyor. Yargı paylaşıldığı gibi bugün de sanal ortamda Savaşı’ndan sonraki Japon evlerinin iki çemberleri ve özel silolar oluşuyor. Bizi paylaşım yapıldığını anlattı. Medyadan katlı yapıları genelde hep aynıdır. Bir proje birbirimize yaklaştıracağını düşündüğümüz doğru olanın alınması için medya için bu evlerden birinde yaşayan bir aileye teknoloji bizleri birbirimizden uzaklaştırıyor. okuryazarlığının önemine dikkat çekerek hafta sonları neler yaptıklarını sorduğumda Bu konferansın savaş bölgesindeki çocuklar şu ifadeleri kullandı: bana ‘çatıya çıkıyoruz’ cevabını verdiler. başta olmak üzere tüm çocuklarımız için “Medya okuryazarlığı dediğimiz bir kavram Şunu düşündüm, sevgilinizle çatıya çıkmak daha yaşanabilir bir dünya adına katkıda var. Çoğumuz çocuklarımızla kaliteli güzel bir fikir. Manzarayı görebilmeleri için bulunmasını temenni ediyorum.” zaman geçirmeyi unuttuk. İşte tam burada biraz eğimli olması iyi olur, çatıda kahvaltı medya okuryazarlığı devreye giriyor. yapmaları için masa koyduk, mahremiyet #Dönüşüm Medya okuryazarlığı nedir? Ebeveynler de istediklerini düşünerek çatının bazı TRT Uluslararası Çocuk Medyası olarak yapımların içindeki doğru-yanlış kısımlarına duvarlar ekledik. İnsanların Konferansı açılış konuşmalarının ardından veya ideolojik mesajları ayırabilme, ticari rahatça çıkabilmesi için merdiven ve yaz “#Dönüşüm” temalı ilk oturumla devam kaygılar güttüğünü ve bunun çocuklarımıza sıcakları için bir duş kabini ekledik. Bu “çatı etti. Oturumun moderatörlüğünü İstanbul zarar verebileceğini anlayabilmektir. Dijital dâhil” ev projesi ilgi görünce bir anaokulu Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Prof. medya okuryazarlığı dersi sadece ilkokulda bizi aradı ve 600 öğrencisi için böyle bir ev Dr. Nilüfer Pembecioğlu gerçekleştirdi. değil, ortaokulda, lisede hatta üniversite istediklerini söylediler. Hikâye de işte böyle Oturumda dönüşümün getirmek zorunda çağında da önemli. Sağlıklı bir gelecek; başladı. Çocuklar genellikle daire şeklinde olduğu değişim de ele alındı ve değişim medyadan etkilenen değil etkileyen bir koşuşturmayı çok severler. Anaokulunu yanında değişememenin de bir problem gelecek istiyorsak medya okuryazarlığı daire şeklinde tasarladık, tasarlarken olabileceği konuşuldu. Psikiyatrist, eğitimini toplumun her kesimine hiçbir ağacı kesmedik, bazı yerleri ağ ile akademisyen ve yazar Prof. Dr. Bengi ulaştırmamız gerektiğini düşünüyorum.” kaplarken, sadece belirli yerlerde korkuluk Semerci, asıl değişenin büyükler olduğunu kullandık. Projemiz OECD tarafından da şu sözleriyle ifade etti: “Eskiyi özlemek İçerik dönüşüyor ama neye takdir görünce Japon Eğitim Bakanlığı’nın başka, eskide kalmak başka bir şey. dönüşüyor? dikkatini çekti ve yapı tüm Japonya’ya Çocukları konuşuyoruz aslında ama İlk günün ikinci oturumunda Japonya’daki yayıldı.”

36 TRT VİZYON TRT VİZYON 37 “Çocuk Medyasında İçeriğin Dönüşümü” ifade etti: “Çocuklar dün de olduğu gibi başlıklı oturumda değişen içeriğin yarın da aynı ruhsal ve fiziksel gelişimleri animasyon kısmı da ele alındı. Güney geçirecek. Dün olduğu gibi bugün de oyun Kore’den katılan Daegu Sanat Üniversitesi oynarken ortaklık kurmaya devam ediyorlar Animasyon Bölümü Başkanı Prof. Dr. mesela. Eskiden balık avlıyorlardı bugün Namkook Lee, konferans için hazırladığı Pokemon avlıyorlar.” özel sunumda Kore Savaşı sonrası Çocukla Sinema projesinin kurucusu ve film demokrasiye geçiş sürecinde çizgi filmin eleştirmeni Burak Göral ise kendi kuşağının muzır yayından ekonomik bir değere çocukken bir an önce büyümek istediğini, dönüşmesini anlattı. Animasyonun yapım yeni kuşağın ise büyümemek istediğine kalitesi kadar kimlik taşıma görevinin de dair görüşlerini izleyicilerle paylaştı. Burak olduğunu belirtti. Göral, Çocukla Sinema projesi kapsamında Bahçeşehir Üniversitesi Çizgi Film ve Yıldız Savaşları’ndan Harry Potter’a, Aslan Animasyon Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nazlı Kral’dan Oyuncak Hikâyesi’ne kadar pek Eda Noyan, animasyonun özü ve değişimini çok filmden oluşan çocukların izlemesi için tarihsel örneklerle paylaştı. Antik çağlardan uygun film listesinin ayrıntılarını anlattı. bugüne kadar görsel öykü anlatımının daima var olduğunu belirten Noyan, ise #Dönüşüm ikinci gününde Türk minyatür sanatının da animasyonun Bu yıl sekizincisi düzenlenen ve klasik erken örneklerinden bir tanesi olduğunu haline gelen TRT Uluslararası Çocuk TRT Çocuk Kanal Koordinatörü Bora ifade etti. Medyası Konferansı ikinci gününde de hız Durmuşoğlu açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Animasyonun kıymetli bir sanat olduğunu kesmeden devam etti. Bu sefer menüde belirten Noyan, ülkemizde animasyon oyun, oyuncak, ürün ve hikâyeler vardı. 3-4 yılda büyük bir oranda arttığını anlattı: alanındaki gelişmeleri anlattıktan sonra bazı TRT Çocuk Kanal Koordinatörü Mustafa “Dijital bir oyunu takımla veya bireysel eksikliklerimize de dikkati çekti: “Animasyon Bora Durmuşoğlu’nun moderatörlüğündeki rekabetçi bir ortamda oynadığınızda biz bölümü hâlâ tanınmıyor. Animasyon ilk oturumda “Çocuk Medyası ve ürünün buna E-Spor diyoruz. E-Spor’la, sadece bölümlerinin ve mezunlarının sayısı hâlâ değişimi” konuşuldu. Konu başlıkları akıllı dijital oyun oynamanın farkıyla ilgili basit çok az. Üniversitedeki kadrolar için öğretim oyuncaklardan Commodore 64’e kadar bir örnek vermek istiyorum. Mesela üyesi bulunamıyor. Kısa, orta ve uzun geniş bir yelpazede gerçekleşti. Oturumda bugün profesyonel futbol oynamanın vadeli olarak devlet tarafından bir plan ilk söz alan ADEL Kalemcilik Oyuncak İş yolu mahallede top oynamaktan geçiyor. belirlenmeli. Hikâye oluşturmadaki iyileşme Birimi Direktörü A. Anıl Atal, bu sektördeki Ancak mahallede her futbol oynayan da için eğitim sistemimizdeki sosyal derslerin tecrübelerini, oyuncaktaki son gelişmeleri profesyonel olmuyor.” Alper Özdemir, ağırlığının arttırılması gerekiyor. Mesleki ve teknolojileri bin kişiyi aşkın seyirciyle E-Spor’un 5 yılda geldiği noktaya diğer örgütlenme ve çalışan haklarının korunması paylaştı. Yaptığı sunumda yapay zekâya sporların 30-40 yılda ulaşabildiğine dikkat gerekmekte.” sahip akıllı oyuncak örnekleri de sunan çekerken, Fenerbahçe, Galatasaray, Paris Anıl Atay, 1500 surat ifadesi yapabilen Saint Germain gibi futbol takımlarının da Mecraların içerik tercihleri bazı oyuncakların olduğu, yakın zamanda E-Spor takımları kurduğunu ifade etti. İleride İlk günün kapanış oturumunda ise öğrenebilen makinelerle duygusal dijital ile fiziki oyunların bütünleşeceğini çocuk medyasında mecranın dönüşümü paylaşımlarda bulunabileceğimizi dile vurgu yapan Özdemir, bildiğimiz konuşuldu. Önemli yayıncıların çocuk içeriği getirdi. spor kahramanlarının yerini E-Spor üretirken tercih ettikleri türler istatistiklerle Eğitim Tasarımcısı ve Usturlab Genel kahramanlarının alabileceğini dile getirdi. anlatılırken, dijital dünyada değişen çocuk Müdürü Sümeyya Ceylan, sunumunda sinemasına da değinildi. “oyunun” sandığımız kadar basit bir şey Yenidünyanın yeni kuralları Prof. Dr. Nilüfer Pembecioğlu’nun olmadığını, büyük bir endüstri olduğuna İkinci günün ana konuşmasının moderatörlüğünde gerçekleşen günün son dair gözlemlerini ve verilerini paylaştı: “Şu misafiri ise bu sefer Amerika Birleşik oturumunda İngiltere merkezli Ampere anda oyun oynama mecralarında liderlik Devletleri’ndendi… Dünyanın erken Analysis araştırma direktörü Fred Black, cep telefonlarında ama yakın zamanda çocukluk konusunda önemli uzmanlarından Amazon, Netflix, Youtube, Apple, Disney konsollar yüzde 32’lik orana ulaşarak lider sayılan Erikson Enstitüsü Erken Çocukluk gibi mecraların çocuk içerik tercihlerini olacak. Bilgisayar başında oturmaktan Döneminde Teknoloji Merkezi (TEC Center) paylaştı. İngiliz araştırmacı, 2015 yılından sıkıldık ve cihazlar ile 12 bin yıl önceki Kurucu Direktörü Dr. Chip Donohue 2019’a kadar ortalama olarak bütün halimize geri döndük. Dünya dönüşüyor konferansın konuğuydu. Alanında uzman mecralarda çocuk içeriğinin üç kattan daha ve bir tsunami geliyor. Biz gelen bu yeni diğer isimlerden fikirlere ve bakış açılarına fazla bir artış gösterdiğini belirtti. dönüşümün üreticisi mi olacağız, yoksa da yer verdiği konuşmasında güçlü fikirler Çocuk Medyası Konferansı’na üçüncü tüketicisi mi?” ve dönüşümsel uygulamaların öneminden kez gelen Dubit Başkan Yardımcısı TRT Çocuk kanalının sevilen çizgi filmi bahsetti. “Erken Çocukluk Sürecinde David Kleeman ise medya dünyasında Doru’nun da yapımcısı olan, Türkiye Teknolojiyi Keşfetmek: Gelişen Perspektifler herkesin değişecek şeyleri tespit etmeye E-Spor Federasyonu Kurucu Başkanı Alper ve Yenilikçi Yaklaşımlar” başlığı altındaki yoğunlaştığını ama asıl sorunun nelerin Özdemir E-Spor’a dair gerçekleştirdiği sunumunda yeni yaklaşımları on maddede değişmeyecek olduğunu anlamak olduğunu sunumunda E-Spor’un tanınırlığının son özetledi: “İletişim ve işbirliği için yeni

36 TRT VİZYON TRT VİZYON 37 “Benim için dünya Japonya’dan ibaretti, şimdi kendi çocuklarımla dünyayı geziyorum ve daha iyi anlıyorum ki Japon bir çocuk ile Türk bir çocuk arasında hiçbir fark yok. Dünyanın bütün çocukları için tek bir ortak görevimiz var: Onlara güvenli oyun alanları sağlayabilmek.” Prof. Dr. Takaharu Tezuka araçlar var. Öğrenmek dünyanın en eski saat 18 dakika geçirdiklerini ortaya koydu. kavramlarından biri ama öğrenme araçları Konferansta yüzleri gülümseten anlardan sürekli değişiyor. Yeni öğrenim araçlarımız birisi de izleyicilerden gelen “Anneler hep var ama aslında eski fikirlerin ışığında burada ama babalar yok” siteminden sonra gelişiyorlar. Yeni ilişki araçlarımız var. ShiftDelete.net kurucusu Hakkı Alkan’ın Artık daha uzakla daha kolay şekilde ilişki oğlu Emir’i “İşte baba burada” diyerek kurabiliyoruz ancak eski tür arkadaşlıklar sahneye çıkartmasıydı. hâlâ önemli. İçerik - Bağlam ve çocuk Türkiye’nin en önemli teknoloji internet en büyük üç önceliğimiz. Çocuklar kendi sitesinin kurucusu olan Hakkı Alkan medyalarını yaratabilecek kadar güçlendiler. konuşmasında siteyi takip edenlerin Hikâye hep anlatıyorduk ama artık dijital profilleriyle ilgili konuştu: hikâyeler anlatıyoruz. Kodlama bilmek “Ziyaretçilerimizle buluşmalar çocuklar için artık bir ayrıcalık değil ihtiyaç gerçekleştirdiğimizde ve sohbet ettiğimizde haline geldi. Ebeveynler teknoloji ile şunu soruyorum: ‘Neden bizi takip ShiftDelete.net kurucusu bütünleşmek zorunda. Aileler medyayı ediyorsunuz?’ Cevap çoğunlukla samimiyet Hakkı Alkan ve oğlu Emir… yönlendirmek zorundalar.” oluyor ve arkasından da ebeveynlerle olan ilişkilerinde sıkıntılarını anlatıyorlar. Eğitimi Bağlamında Çocuk ve Medya #Dönüşüm’ün teknoloji hali Hatta bazı etkinliklerimize çocuklar İzlenimleri” isimli konuşmasında İngiltere’de Öğleden sonraki oturumda ise teknolojinin babalarıyla geliyor, babalar da bunu bana yaptığı Çocuk ve Medya İzlenimleri dönüşümü ve dijitale uyum konusu söyleyebiliyorlar.” konusundaki araştırmasından önemli veriler masaya yatırıldı. Bu oturumun konukları Anne babaların da en az çocukları sundu. ise Mediabrands Insights (MBI) Çocuk kadar teknolojiye hâkim olmaları Türkiye Üstün Zekâlı ve Dahi Çocuklar Araştırmaları Koordinatörü Funda Tuğrul, gerektiğini belirten Alkan, önemli teknoloji Eğitim Vakfı Genel Başkanı Dr. Kemal ShiftDelete.Net Kurucusu Hakkı Alkan, firmalarının ebeveyn kontrolünü arttırmak Tekden de üstün zekâlı çocuklarla teknoloji Anadolu Üniversitesi Okul Öncesi Eğitimi için sürekli çalıştıklarını ifade etti. “Şu arasındaki ilişkiyi, tecrübeleri doğrultusunda Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serap hataya düşmememiz lazım. Ben 1980 izleyicilere anlattı. Teknolojinin çok hızlı Erdoğdu ve Türkiye Üstün Zekâlı ve Dahi doğumluyum. Bizim zamanımızın teknolojisi geliştiği, her gün yeni icatların yapıldığı Çocuklar Eğitim Vakfı Genel Başkanı Dr. televizyondu ve o zaman da ‘Çocuklara günümüzde, her yeni icadın arkasında Kemal Tekden’di. Kemal Sunal filmleri izletmeyin’ diye bir mutlaka zeki bir çocuğun bulunduğunu ifade İlk konuşmacı olan Funda Tuğrul, 0-14 durum vardı. Bugün ise Kemal Sunal etti: “Üstün zekâlı çocukların her toplumda yaş arası çocukların teknolojinin bütün filmleri bir fenomen oldu. Herkes izliyor. %2-2,5 arasında olduğu söyleniyor. Bu mecralarını nasıl kullandığına dair bir Bugünkü tartışılan içeriklere dair şu anda çocuklardan faydalanabilen ülkeler gelişmiş, sunum gerçekleştirdi. Sunumunda, bin aynı hataya düşüyor olabiliriz. TRT’nin faydalanamayan ülkeler ise geri kalmış kişiye yaklaşan anne ve çocuk denekten bunu çok iyi analiz ettiğini düşünüyorum. ülkelerdir. Mesela Nijer. Topraklarında alınan verileri paylaştı. 0-14 yaş aralığındaki Youtube özelinde özel çalışmaları var ve uranyum ve altın olan, dünyanın en zengin çocukların günde ortalama 2 saat 42 dakika dönüşen teknolojiyi çok iyi takip ettiklerini ülkesi olabilecek bir yer. Gerçek verilerde anneleriyle zaman geçirirken, ekonomik düşünüyorum.” ise dünyanın en fakir ülkesi. Çünkü durumu iyi ya da kötü olsun Türkiye’deki Anadolu Üniversitesinden Doç. Dr. Serap sömürülüyor. Bizim sömürülmememiz çocukların televizyon başında ortalama 2 Erdoğdu da “İngiltere’de Erken Çocukluk için zeki çocuklarımızdan olabildiğince

38 TRT VİZYON TRT VİZYON 39 “TRT koridorlarında oynamaktı. Yapımcıları olan Tekin Özertem’i ve rahmetli Canan büyüdüm” Arısoy’u tebrik etmek gerekiyor. Türkiye’de aslında kitabıyla, çizgi filmiyle, dizisiyle, çizgi romanıyla BKM’de yapımcı ve ve programıyla her yönden doyurucu bir üretim vardı. Bugün olduğu yönetmen olan Cansu gibi o zaman da TRT en önemli taşıyıcılarından bir tanesiydi. Ben Akbel, TRT’nin koridorlarına de 9 yaşında anne ve babamın dramalarında çocuk seslendirmen ve kokusuna yabancı bir olarak başladım. Ben işin esas mutfağına TRT 2’deki “İyi Akşamlar” isim değil. TRT’nin efsane programıyla girdim. Orada kasetleri silerek ve çay kahve taşıyarak isimlerinden Can Akbel’in işi adeta temelinden öğrendim. UCLA’de eğitimimi tamamlayıp kızı olan, kendisi de TRT’de Türkiye’ye döndüğümde ise özel kanallar açılmıştı. Kendi yapım çalışmış, sektörün içinden şirketimden sonra BKM’de yapımcılığa devam etme kararı aldım. bir isim olarak, TRT Uluslararası Çocuk Medyası Konferansı’nda Orada Necati Akpınar, Yılmaz Erdoğan’la görüştüğümde bana görüşlerini paylaştı.” şöyle bir teklifle geldi: Güldür Güldür Show’un çocuk versiyonu… “Ben medya sektörünün içinde büyümüş şanslı bir çocuğum. Benim Oyuncular için 108 çocukla görüştük. Senaryolarımızı iki pedagog- için TRT çocukluğumdan beri içinde olduğum, çok önemli bir yer. psikoloğun gözetimi altında yazdık. Güldüy Güldüy Şov olarak Sevgili babam rahmetli Can Akbel, radyoda TRT Çocuk saati’yle TRT dışında prime time’da çocuk içeriğine yer veren tek özel kanal yayıncılığa başlamış. Daha sonra ailesini ikna ederek Almanya’da olduk. TRT Çocuk zaten reytinglerden ziyade ilkelere önem vererek iletişim okumuş. Sonra ben dünyaya süper torpilli bir çocuk olarak bir yayın yapıyor, ben özel kanalların da bu noktaya daha çok gelmişim. Annem Suna Akbel tiyatro sanatçısıydı, rahmetli dayım yaklaşarak orta bir nokta bulunması gerektiğine inanıyorum. Cüneyt Gökçer Türkiye’nin önde gelen sanat insanlarındandı. TRT Başarılı yapımcının son sözleri de babası Can Akbel’e dair oldu: kurulduğu ilk zamanlardan beri daima çocuğa çok önem verdi. “Babamın arkadaşlarıyla görüştüğünde bana onun emekli olduktan TRT’de inanılmaz kaliteli bir çocuk programı içeriği vardı. Rahmetli sonra çocuk kitapları yazmak istediğini söylediler. Bu benim Levent Kırca’nın da olduğu Oyun Treni ve Oyun Gemisi vardı. tüylerimi diken diken etti çünkü ben de şu an çocuk sektöründeyim. Büyük hayranlık duyduğum bugünün standartlarında bile içeriği çok Bana bu özel fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ederim.” iyi olan Bizim Sokak vardı. Benim en büyük dileğim Bizim Sokak’ta

faydalanmamız gerekir. Peki, bu çocuklar hoşlandığını tahmin ederek yapmaya “Hepimizin hemfikir olduğu tek bir konu nasıl tespit edilir? Bu çocuklar idealisttir, çalışırız. Ama bunu ne kadar başarıyoruz? var: Her şeyden önce sağlam bir hikâyeye adalet duyguları gelişmiştir, hayatta iz ve Sorumuz bu.” ihtiyacımız var. İyi bir kurgudan iyi farklılık yaratmak isterler. Ancak biz gerçek Çocuk öykücülüğünün tarihinden bahseden senaryonun, iyi senaryodan da iyi filmin adaleti, idealizmi veya yaratıcılık imkânını Profesör Coats, yazılı çocuk hikâyeciliğinin çıkacağını hepimiz kabul ediyoruz. Rafadan onlara vermezsek, kaybolmalarına izin 1700’lü yıllarda İngiltere’de başladığını, Tayfa’nın da hikâyeleşme sürecinde verirsek isyan ederler. Hayatında kötülüğe bunun da bugün etik değerlere uymayacak önceliğimiz karakterleri herkesin tanıdığı bir yer olmayan, iyiye doğruya ve güzele şekilde sadece beyazlar üzerinden hikâyeyi ele aldığımızı bilmek oldu. Bizim yönelen bir akıl, estetik sahibi bir zevki olan şekillendiğini paylaştı. “Çocuklara ilk başta hedefimiz işin sonunda okumaya değer ve kalbi bütün kötülüklerden arınmış insan. Hıristiyan öğretisi üzerinden didaktik bir kitaplar yayınlamaktı. Hem televizyonda Bu üçüne de sahip olan bilge kişi, işte bizim ahlak verilmeye çalışıldı. 19’uncu yüzyılda hem masa başında tecrübesi olan bir yazar medeniyetimizin örnek insanıdır. Bizim ise sosyal reformlara odaklandı. Çocuk bulmamız gerekiyordu. İzleyici kitlesinin de tüm uğraşımız bu kişileri yetiştirmek işçiliği, istismar, çocuk hakları, eğitim böyle geniş olduğu bir dizinin hedef yaş olmalıdır.” sistemine eleştirileri bu öyküler üzerinden grubunu 8-10 yaş arası olarak belirledik. gerçekleştirdi. 20’inci yüzyılda ise temel aile Ekranda 14 dakikada izlediğimiz anlatıyı Hikâyenin dönüşümü bağları değişimi üzerinden kimlik arayışı 96 sayfalık kitaplar haline getirmeye kararı TRT Uluslararası Çocuk Medyası öykülerinin olduğu bir zamandı. Bunu aldık. Yazarımız şöyle bir süreç takip etti: Konferansı’nın son oturumu ise belki yaparken de teknoloji de bir araç oldu. Etik Önce bütün bölümleri tek tek defalarca de anlatıların en değerlisi olan hikâye eleştirileri de ilk kez bu yıllarda başladı. seyretti. Sonra kategorilerine ayırarak anlatımına ve dönüşümüne ayrıldı. Çocuk hikâyelerinde neden sadece beyaz bütün hikâyeyi üç ana bölüme ayırdı. Sonra Moderatörlüğünü yazar Metin Tuğtağ’ın çocukların olduğuna dair makaleler burada bu üç bölümü yazarak bunları ana bir gerçekleştirdiği oturuma Cambridge yazıldı. Günümüzde ise küresel değerler, hikâyeye oturttu. Betimleme aşamasında Üniversitesinden Prof. Dr. Karen Coats, ayrımcılık ve farkındalık gibi hassasiyetlerin ise çizgi filmdeki lazım olan kareleri tek tek İbn Haldun Üniversitesi’nden Dr. Melike öyküleri yazılmakta.” toplayarak kitabı oluşturduk.” Günyüz ve Çizgi Roman Okurları Platformu Dr. Melike Günyüz ise kitaplardan ekranlara İkinci günün son oturumunda ise medyanın kurucusu Ümit Kireççi katıldı. geçen hikâyelerin dönüşümünden sözetti. çizgi roman hali gündeme geldi. Çizgi Oturumun ilk konuşmasında Prof. Dr. Yazılı hikâyelerin görsel hikâyeleri, Roman Okurları Platformu Kurucusu Ümit Karen Coats, çocuk medyasında ve hikâye görsel hikâyelerin de yazılı hikâyeleri Kireççi, çizgi romanın popüler olduğu anlatımında etik değişimi anlattı: dönüştürdüğü melez bir çağda yaşadığımızı zamanlar da dahil tam olarak ne olduğunun “Çocuk medyası hikâyelerle başlar ve belirten Dr. Günyüz, kendisinin de içinde anlaşılamadığını belirtirken çizgi romanın hikâyelerle biter. Bunu da aslında onların olduğu Rafadan Tayfa çizgi filminin masal anlatıcılıkla beraber başladığını yerine düşünerek, onların nelerden kitaplaşma sürecine değindi: anlattı.

38 TRT VİZYON TRT VİZYON 39 KAPAK / [email protected]/ [email protected]

Kahkahada son perde TRT, absürt komedi tutkunlarının imdadına yetişiyor! Yeni dizi “Tutunamayanlar”, mizaha farklı açıdan bakabilenleri ve hayatın stresinden uzaklaşmak isteyenleri güldürmek için ekrana geliyor.

40 40 ürkiye’nin birinci kanalından karakterleriyle tasarlanan absürt bir öyküsü ve replikleriyle çekip çıkaracak iddialı bir dizi daha. Son komedi. Yapım, çekimlerinin başladığı ilk “Tutunamayanlar”, güçlü oyuncu yıllarda pek çok örneğini günden itibaren takipçilerini oluşturmaya kadrosuyla eğlenceli dakikalar vadediyor. gördüğümüz muhteşem başlayarak kahkaha tutkunlarının yapımlarla atağa kalkan vazgeçilmezi olacağını ispatladı Klasik ve modern arasında bir TRT, bir yenisiyle daha bile. Ekranlara olağanüstü bir soluk yerlerde dikkatleri üzerine çekmeye devam getirecek, her bölümü altmış dakikalık “Tutunamayanlar”, hayatın kurallarıyla Tediyor. Özel bir mizahi yaklaşıma sahip projenin adresi TRT 1. İzleyenlerini barışamamış, sistemin çarkları dışına atılan olan “Tutunamayanlar” isimli dizi, ilginç hayatın sıkıcı sarmalından sıra dışı insanların eğlenceli öykülerini, mahalle

Murad Zaloğlu Yönetmen Çok mutluyum… “En başta TRT ile iş yapıyor olmaktan çok mutluyum, bize inanılmaz özgür bir alan verdiler. Bir yönetmen için bu çok mühim bir kıstas: Çalıştığınız kanalın yaptığınız işe inanması, desteklemesi, alan vermesi… Böyle olunca da haliyle siz daha büyük bir şevkle, katkıyla işin içinde oluyorsunuz. Süremiz altmış dakika olduğu için zamanı doldurmaya harcanan emek, işi güzelleştirmek için sarf ediliyor. Heyecanlıyız.”

Murad Zaloğlu, 1987 yılında Erzurum’un Tortum ilçesinde doğdu. Beykent Üniversitesi Sinema - TV ve BSF Sinema TV Akademisi’nden mezun oldu. Beykent Sinema TV bölümünde yüksek lisans eğitimini sürdürüyor. “Diriliş Ertuğrul” dizisinde reji asistanı olarak çalıştı. Bunun yanı sıra “Fi”, “Cesur ve Güzel”, “Filinta”, “Son Osmanlı Subayı” gibi televizyon projelerinin fragman tasarımını üstlendi. TRT’de yayınlanan “Son Çıkış” adlı dizide ikinci yönetmen olarak görev aldı. Bugüne kadar yer aldığı projeler: “Aşkın 5 Hali” - Belgesel - Yönetmen; “Son Çıkış” - Dizi- İkinci Yönetmen; “Bilinçaltı Replikler” - Kısa Film - Yönetmen; “Yüzüklerin Beyefendisi” - Kısa Film - Yönetmen. Murad Zaloğlu, son olarak ise TRT’de 2019 yılında yayınlanan “Dengi Dengine” dizisinin yönetmenliğini gerçekleştirdi.

Renkli karakterlerin hayal dünyasına misafir olacağınız dizi kahkaha ile süslediği replikleriyle komedi severleri ekrana bağlayacak. Dolmuşa binmek için para isteyen Anadolulu bir peri, varoluş mücadelesi veren bir genç, ustalık eserleri verdiğine inanan bir şair namzeti… Hiç böyle mahalle sakinleri görmediniz! Zamanda Yolculuk sakinlerinin birbirleriyle kesişen yaşamları üzerinden anlatıyor. Seyirci, karakterlerin hikâyelerinde, geleneksel değerlerle modern değerler arasında kalanların gerçekçi ve komik tuhaflıklarına şahit oluyor. Dizi, günlük söylemin klişelerini ve popüler mizahı seyirciyle buluşturmayı hedefliyor. Yapımcılığını İstanbul Medya Akademisi ve Neden Film’in üstlendiği “Tutunamayanlar”ın yönetmenliğini Osman Nail Doğan ve Murad Zaloğlu üstleniyor. Senaryosunu Mustafa Karataş ve Osman Nail Doğan’ın kaleme aldığı dizinin başrollerini, son yılların parlayan yıldızlarından Doğu Demirkol ve Ece Çeşmioğlu paylaşıyor. Hikâyede yer alan kişiliklere can veren değerli isimler ise; usta oyuncu Zafer Algöz, Şinasi Yurtsever, Asuman Dabak, Bora Akkaş, Hande Katipoğlu, Barış Yıldız, Yeliz Kuvancı ve İlham Perisi İlhan Bülent Çolak.

42 42 Osman Nail Doğan Yönetmen Hepsi çok yetenekli “Herkes ‘yapımı çekerken çok keyif alıyoruz, çok eğleniyoruz’ filan der ama biz gerçekten eğleniyoruz. Oyuncuların ve ekibin sinerjisi inanılmaz, ben bile bu kadarını beklemiyordum. Oyuncularımızın katkısı çok büyük, hepsi çok yetenekli. Yönetmen olarak en büyük hedefiniz; bir hikâye anlatırken sahicilikle insanların kalplerine dokunmaktır. İşte, bu proje ile tam da bunu yakalayabileceğimizi düşünüyorum.”

Yozgat’ın Sorgun ilçesinde doğdu. İlkokul, ortaokul ve lise eğitimini burada tamamladı. Üniversite eğitimi için İstanbul’a yerleşti. İstanbul Üniversitesi Gazetecilik bölümünde okudu. Eğitim sırasında kısa filmler ve belgeseller yaparak sinema dünyasına adım attı. Saraybosna Film Festival’inde dünya prömiyeri yapılan ilk uzun metrajlı film olan “Güvercin Hırsızları”yla, Uluslararası Ankara Film Festivali ile En İyi Film, Uluslararası Adana Film Festivali ile En İyi Kurgu, Umut Vadeden Genç Erkek Oyuncu, Uluslararası Felsefi Filmler Festivali ile En İyi Film, İstanbul Film Festival ile Başka Sinema Dağıtım Ödülü gibi birçok ödül aldı. 12 Punto TRT Senaryo Günleri’nde “Bozkırda Deniz Kabuğu” adlı projesiyle yer aldı. Bu güne kadar üstlendiği projeler: “Zura Sudan” - Belgesel - Yönetmen; “Başka Köyler” - Belgesel - Yönetmen; “Orta Doğu Fırtınası” - Belgesel - Yönetmen; “Esma” - Belgesel - Yönetmen; “Güvercin Hırsızları” - Uzun Metraj Film - Senarist, Yönetmen. Osman Nail Doğan, son olarak 2019 yılında TRT’de yayınlanan “Dengi Dengine” isimli mini dizinin senaristliğini ve yönetmenliğini yaptı.

Âşık olunca Son yıllarda pek çok Dizinin ana karakteri olan Tarık, tembel örneğini gördüğümüz ve başarı hırsı olmayan bir gençtir. Her şey, annesinin ısrarlarına dayanamayarak muhteşem yapımlarla iş bulma serüvenine atılması ve bir atağa kalkan TRT, iddialı mülakat sırasında karşılaştığı İrem’e âşık olmasıyla başlar. Ünlü bir iş adamının bir dizi ile bir kez daha kızı olan İrem, babasının iflas ederek dikkatleri üzerine çekiyor. kayıplara karışmasıyla tüm varlığını Sektörün öncü kanalı, yitirmiştir. Hayata sıkı sıkı tutunarak ümidini kaybetmese de başvurduğu işlerde kapılar “Tutunamayanlar” ile bir bir yüzüne kapanır. Çaresiz kalan İrem televizyonlara yepyeni bir Zafer Algöz ne yapacağını bilemez bir haldeyken soluk getiriyor. Oyuncu yardımına Tarık koşar; İrem’i mahalleye Gençler beni yükseltiyor getirir ve yeni bir hayat kurmasını sağlar. parasal olarak hiçbir sıkıntısı olmayan Genç kız, mahallede kitap kafe işleten “Ben gerçekten gençlerle çalışmayı Yağız. İrem’in zaman zaman Yağız’la seviyorum, beni yükseltiyorlar. İki tane Hikmet’in iş yerinde çalışmaya başlar ve yakınlaşmalarını yanlış anlayan Tarık, bu durumu hayallerini gerçekleştirmek çok yetenekli genç yönetmenimiz var; İrem’in eski hayatını hâlâ unutamadığından gençler ama işlerine çok hâkimler. Keyifle için bir fırsat olarak görür. Ancak, bu iş emindir. Tarık’a iş kurma fikirlerini çalışıyorum, bir de günün sonunda iyi bir İrem için sadece para kazanmanın değil geliştirmesi için mahalledeki arkadaşları proje olacağına inanıyorum. İlham perisi aynı zamanda hayatta bir şeyler başarmış Lütfü ve İlhan yardımcı olur. Fakat zengin dizideki en absürt karakter. Binlerce yıllık olmanın yolu olsa da hiçbir şey onun olmak için farklı girişimcilik serüvenleri bir geçmişi olan, Antik Roma çağında beklediği gibi gitmeyecektir. İrem, kendisi içine giren genç adamın işleri yaver gitmez. yaşamış bir peri. Böylece zamanın gibi kafede çalışan Eylem’le ev arkadaşı Lütfü, ilk şiir kitabını bir yıl önce yayınlamış çok çok gerisine giderek yaşamış olan olur. Yoksulluk çekmiş ve yetimhanede ancak hiç satamamış bir şairdir. Amacı karakterleri göstermesi acısından önemli büyümüş olan Eylem, başta İrem’i büyük bir edebiyatçı olabilmek ve sanatını bir figür. Ben de oynarken çok zevk sevmese de zamanla içindeki iyi insanı kitlelere ulaştırabilmektir. Bir gün ilham aldım.” görecek ve onun hem yakın arkadaşı hem beklerken yanına gelen İlhan’la tanışır ve de dert ortağı olacaktır. onu mahalleye getirir. İlhan, binlerce yıl ilham perisi İlhan’ın verdiği fikirler Tarık’ın önce Anadolu’da görev yapmaya başlamış başarısız olmasının ana nedenlerinden biri İlham perisi İlhan bir ilham perisidir. Bağnaz olması ve olur. Tarık, İrem’in gönlünü fethetmenin yolunun öngörülerinin hep yanlış çıkması İlhan’ın zengin olmak ve ona özlediği hayatı bugüne kadar kimsenin içindeki ilhamı Cemile’nin planları sunmaktan geçtiğini düşünmektedir. Artık ortaya çıkaramamasına neden olmuştur. Cemile, kayınpederinden kendisine kalan tek amacı vardır: Kısa sürede varlıklı Lütfü’ye şiir yazma konusunda elinden iki katlı müstakil bir evde oğlu Tarık ve kızı olmanın yolunu bulmaya çalışmak. Bu geldiğince yardımcı olmaya çalışacak olan Ayşe ile yaşar. Oğlunun İrem’e olan ilgisini arada, Tarık’ın aşk hikâyesinde bir de İlhan, Tarık’ı da geliştirdiği iş fikirlerinde bitirmeye çalışan Cemile, onların arasını rakibi vardır: Mahallede yaşayan ve motive eder. Ancak ileri görüşlü olamayan açmaya, İrem’i mahalleden göndermeye

Ece Çeşmioğlu Oyuncu Gülmekten oynayamıyoruz “Diziyle ilgili her şey çok çok keyifli gidiyor. Doğu Demirkol ile çalışmak ayrıca çok güzel. Çoğunlukla gülmekten rolümüzü oynayamıyoruz. “Tutunamayanlar”, içinde olmayı çok istediğim bir projeydi; yönetmenlerimiz, ekibimiz inanılmaz iyi. Bu kadar güzel şeyin seyirciye de geçeceğini inanıyorum. Eğlenceli, rengârenk ve yenilse bile Doğu Demirkol deneyen bir kız İrem. İrem’de kendisini görecek, her şeye rağmen kendi ayakları üstünde durmaya Oyuncu çalışan çok kadın var ülkemizde. ” Geriye oynamak kalıyor “Şöyle söyleyeyim; sahneleri gülmekten Salı akşamları hiç dokunmayan Hicabi’nin üniversitesi zar çekemiyoruz. Ben aslında dizi yapmayı zor kendini döndürmektedir. Cemile evinin düşünmüyordum, bu konuda da çok kimseye söz vermeyin! alt katını, Sultan’ın hak talep etmesi kararlıydım. Ancak benim fikrimi Osman “Tutunamayanlar” korkusuyla alelacele Cihangir Üniversitesi Hoca değiştirdi. Sanırım iyi ki de karakterlerinin komik öğrencilerine kiralamasıyla, Çağatay ve değiştirmiş düşüncemi. Bir defa hikâye Alper de hikâyeye dâhil olur. Çağatay, çok güzel, diyaloglar çok gerçekçi, tuhaflıklarına şahit olurken üniversitenin taban puanı oluşmayan paralı yaratılan akslar sizi bir oyuncu olarak programlarından birini zar zor kazanmış, içine çekiyor. Eee! Geriye size de sıra dışı bir dünyaya Alper ise Türkiye derecesi yaparak burslu oynamak kalıyor. Hayatın olağan akışı tutkuyla bağlanacaksınız. gereği normalde başarısız olunur diye bir programa kaydolmuştur. düşünen Tarık’ın İrem’le karşılaştıktan edecek yakınlaşmadan Cemile’yi anbean sonra kanıksamış olduğu bu hayat haberdar edecek kişidir. O, mahallenin Zengin ve yeni bir mizah “Tutunamayanlar”, Tarık’ın gerçeküstü tarzından nasıl vazgeçtiğini izliyoruz ayaklı gazetesidir ne de olsa. Ayrıca rüyalarının anime haline dönüşmüş dizide. Bakalım, vallahi çok güzel bir işin içinde Tarık’a âşık olan, mahallenin iş geliyor. Beklesinler bizi. Bence hep kesitleriyle, tarihsel karakterlerin Peri İlhan hamarat ev kızı Vildan da vardır. Kendisine birlikte çok keyifle izleyeceğiz.” aracılığıyla sık sık ortaya çıkmasıyla, rakip olarak gördüğü İrem’i saf dışı modern ve geleneksel yaşam arasındaki etmek için Cemile’yle işbirliği yapacak ve oğlunun kendince ‘doğru dürüst’ bir çatışmaya dair göndermeleriyle zengin olan Vildan’ın başka bir takıntısı daha iş bulmasını sağlamaya çalışmaktadır. ve yeni bir mizah anlayışı sunuyor. mevcuttur: Astroloji. Tarık’ın ablası Ayşe Cemile’nin tek sürtüşmesi ve problemi Bu proje, TRT 1 kanalının öne çıkan ise psikoloji bölümünde okuduktan sonra Tarık’la değildir elbette. Hiç beklemediği bir yapımları ekrana getirme başarısının klinik psikoloji ihtisası yapamadığı için asıl anda memleketten çıkagelen görümcesi bir diğer kanıtı niteliğinde. Şüphesiz mesleğini icra edememiştir. Kendi işini Sultan ve oğlu Orhan’ın, evini elinden “Tutunamayanlar”, ekrana gelmeden yapabilmek en büyük hayalidir. Bu isteğini alacaklarını düşünmektedir. Bu nedenle bile, sosyal medyada büyük bir yankı gerçekleştireceği zamana kadar Belgin’in çeşitli yollarla onları memlekete geri yaparak farkını ortaya koydu. Yapım, adı çocuğuna bakıcılık yapmaktadır. Eskiden dönmeye ikna etmeye çalışır. Ancak geçtiği ilk günden beri çeşitli mecralarda çok ünlü biri olsa da son zamanlarda Orhan, insansı robotların dünyayı ele konuşularak heyecan yarattı. Öyle ki; TRT tanınırlığını tümden kaybetmiş olan Belgin, geçirdiği bir dönemden zaman makinesiyle Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İrem’i elde etmek için Tarık’la rekabet bugüne dönerek mahalleye taşınan robot İbrahim Eren’in Twitter hesabından “Kim halinde olan Yağız’ın ablasıdır. Şenay’a âşık olur. Sultan da memleketteki onaylamıştı bu diziyi?” şeklindeki esprili evini satıp, tası tarağı toplayıp İstanbul’a Ve diğerleri paylaşımının ardından başlayan atışma gelir. Gitmeye niyetleri olmayan Sultan ve dizi oyuncularının bu soruya verdikleri Özel Cihangir Üniversitesi’nin kurucusu ve Orhan artık Cemile’nin evinde zoraki cevaplar yılın son gülümsetenlerinden Prof. Hicabi Cihangir, mahallenin en renkli misafirlerdir. oldu. Ve sonunda, yeni yılla birlikte, karakterlerinden biridir. Küçük hesapların beklenen dizi ekranlardaki yerini alıyor. adamı olan Hicabi, para kazanmak ve Bu mahalle sakinleri bambaşka “Tutunamayanlar”, 7 Ocak Salı günü, saat üniversiteye gelir elde etmek için elinden Cemile, tüm planlarını hayata geçirirken 20.00’de TRT 1’den izleyicilerine ‘merhaba’ geleni yapar. Zaman zaman Tarık’ın iş iki kişi yanında olacaktır: Biri Hikmet’in diyor. Bu dizi, birbirinden eğlenceli projelerine destek olacak, zaman zaman karısı, en yakın dostu Nurdagül diğeri ve alışılmadık karakterlerle, , her salı Belgin’in yeniden gündeme gelme Vildan. Çocuğu olması için şifacı şifacı akşamınızın vazgeçilmezi olacak. isteğini kullanarak ondan çıkar elde gezmekten vazgeçmeyen Nurdagül, kitap etmeye çalışacaktır. Kimseye kötülüğü kafede İrem ve Tarık arasında cereyan

44 44 “Tutunamayanlar”, ekrana gelmeden bile, sosyal medyada büyük bir yankı yaparak farkını ortaya koydu.

Tarık İrem Cemile Ayşe Doğu Demirkol Ece Çeşmioğlu Asuman Dabak Yeliz Kuvancı Tarık, otuz yaşlarında, Açık İrem, otuz yaşında, iyi eğitimli Elli beş yaşındaki Cemile, İyi niyetli, ağzı sıkı biri olan Öğretim Fakültesi’ni bile bir kadın. Bu yaşa kadar iş Tarık ve Ayşe’nin annesi. Vefat Ayşe, Tarık’ın sadece ablası bitirememiş lise mezunu adamı babası sayesinde varlık eden eşinin babasından kalan değil aynı zamanda hayattaki bir genç. Annesi Cemile ve içinde büyümüş. Hırslı, şehirli, iki katlı müstakil bir evin üst en yakın arkadaşı. Babasız ablası Ayşe’yle yaşamakta. İyi daha önce alt sosyal sınıfla çok katında çocuklarıyla yaşamakta. büyüdükleri için okulda ve niyetli, saf, hırsları olmayan, ilişki kurmamış biri. İyi bir eğitim Memnuniyetsiz, her şeyden mahallede Tarık’ın koruyucusu, başkalarının fikirlerinden almış olmasına karşın müzik ve şikâyet eden, gergin, sürekli kollayıcısı olmuş. Anneleriyle kolayca etkilenen biri. Çalışmak, sinema gibi pek çok konuya olan çocuklarına laf sokan biri. olan sürtüşmelerinde Tarık’ın para kazanmak gibi hedefleri ilgisi popüler kültür seviyesinde. Hayattaki tek hayali, kızı ve yanında yer alan Ayşe, bugüne kadar hiç olmamış, oğlunun evlendiğini, iyi bir iş kardeşinin İrem’e kavuşmak için annesinin zorlamasıyla gittiği iş sahibi olduklarını görmek. yaptıklarında da onun koşulsuz mülakatları ise hep başarısızlıkla destekçisi. sonuçlanmış.

46 46 Hicabi Eylem Hikmet Nurdagül Şinasi Yurtsever Dilhan Naz Özgülüş Uğur Serhan Dilek Çelebi Elli yaşlarında bir profesör Otuz yaşında olan Eylem, güçlü, Hikmet ellili yaşlarında, Hikmet’in kırk yaşlarındaki olan Hicabi Cihangir, üç katlı kimseye minnet duymayan, mahalledeki kitap kafenin karısı Nurdagül, mahallenin bir apartmanda yer alan Özel müdanası olmayan, haksızlığa sahibi. Hiç çocuğu olmamış ayaklı gazetesi. Olan biten her Cihangir Üniversitesi’nin sahibi gelemeyen, her türlü mağduriyet ve çok istemesine rağmen şeyden ilk onun haberi var. ve rektörü. Ticari maksatla bu karşısında sesini çıkartan biri. küçükken okula gidememiş. Geleneksel kodlarla yetişmiş. üniversiteyi kurmuş olan Hicabi, Yetimhanede büyüdüğü için Okuma - yazması olmayan Çocuğu olmamasının suçunu sürekli okulun masraflarını yaşadığı zorlu hayat kendisini Hikmet, bu iki durumu saplantı kendinde arıyor ve bu nedenle kısmaya ve yeni gelir kaynakları sisteme ve toplumun bazı yapmış biri. Bu yüzden amacı, eşinin üzülmesi içten içe onu elde etmeye çalışmakta. Küçük kodlarına düşman etmiş. kitap kafe açarak hem geçimini çok yıpratıyor. Bu sıkıntıya hesapların adamı olan profesör, Cinsiyet eşitsizliğinden, küresel sağlamak hem de eğitime ve çare aramak adına, her türlü kendi maddi çıkarlarını ön ısınmadan, sömürüden rahatsız. ilim irfana destek olmak. Ayrıca engelleme girişimine rağmen planda tutan ancak kimseye Bu nedenle Eylem, hakkı yenen babacan tavırlarıyla, mahallede şifacı şifacı dolaşmaktan zararı dokunmayan bir karakter. herkesi kendisine doğal müttefik babasız büyümüş herkese sahip vazgeçmiyor. olarak görmekte. çıkmaya çalışan bir adam.

Lütfü llhan Belgin Yağız Barış Yıldız Zafer Algöz Hande Katipoğlu Bora Akkaş Otuzlu yaşlarının ortasındaki On iki bin yaşındaki İlhan, Kırk yaşlarının başındaki Otuz yaşındaki Yağız, ablası Lütfü, büyük bir edebiyatçı ve binlerce yıl önce, zorunlu Belgin, eski bir şöhret ve Belgin’le beraber oturmakta. şair olduğuna inanan, hayatı doğu göreviyle Batı Roma’dan magazin figürü. Ancak geçmişte Babasından kalan servetle sefa boyunca bu amaç için yaşamış Doğu Roma’ya, başarılı olma herhangi bir sanatsal uğraşta sürdüğü için bugüne kadar hiçbir biri. Edebiyatı bir uğraş olarak potansiyeli olan insanların bulunmamış. Tek özelliği işte çalışma gereği duymamış seçmeye karar verdiğinden içindeki ilhamı ortaya çıkarması geçmişte ünlü olması ve ve çok rahat yaşamış. babasıyla arası bozuk. Hayatını, için gönderilmiş. Ancak, İlhan’ın cemiyet hayatında tanınması. Çocukluğunda, Tarık ve annesinin babasından gizli bu vazifeyi yerine getirmesini Aileden zengin. Yalnız servetini, diğerlerinin kendisini dışlaması gizli memleketten gönderdiği engelleyecek ciddi bir problemi babasının kardeşi Yağız’la nedeniyle fakir olmaya özenen yiyecekler ve harçlıklarla idame var; maalesef ileri görüşlü değil. beraber kendisine bıraktığı bir karakter. ettirmekte. vasiyetname gereği istediği gibi kullanamamakta.

TRT’DEN Mine Sultan ÜNVER / [email protected]

Derleme çalışmaları kapsamında TRT ekipleri Isparta’daydı. TRT, türkülerimizi derliyor Bilinmeyen ama yaşayan değerlerimizi milletimizin hizmetine ve kültürel mirasa sunmak adına TRT tarafından başlatılan derleme faaliyeti, ülkemiz tarihinde gerçekleştirilen en geniş çaplı derleme çalışması olacak. TRT ekipleri, Anadolu’yu köşe bucak dolaşıyor, kaybolmaya yüz tutan türküleri arıyor.

ültür ve medeniyetimizin bu derleme çalışmaları kültürümüz için mirasa sunmak. Derleme seferberliği yaşatılması ve geleceğe bir ihtiyaç ve gereklilik. Zira yaklaşık elli olarak da tanımlanabilecek olan bu proje aktarılmasında TRT her yıldan beri bir kısım akademik ve kişisel kapsamında TRT ekipleri, kültürümüzün zaman sorumluluğunu bildi. çalışmalar dışında, geniş çapta ve sonuca önemli değerlerinden olan türkülerin yok Bu anlamda kimi projelere ulaşılan derleme çalışması şimdiye kadar olup unutulmaması için Anadolu’yu köşe destek oldu, kimilerini ise yapılamamış. bucak dolaşıyor. Yöresel türkü, mani ve asli görevi olmasa dahi işlevsel ödevi Projede amaç; bir halkbilimcimizin halk oyunlarını kayıt altına alıyor. Kbilerek üstlendi. Bu kapsamda 2019 “Kaydolan türkülerimiz, kaybolan TRT Müzik Dairesi Başkanlığı’nca yılının son aylarında başlatılan “Halk türkülerimizin ancak zekâtı kadardır” gerçekleştirilen projeyle kayıt altına Müziği Eserlerinin Derlemesi” projesi tespitinden hareketle; halk türkülerine dair alınmamış ya da bilinmeyen türkülerin, kültürel mirasımız adına büyük önem bilinmeyen ama yaşayan değerlerimizi müzikli halk oyunlarının ve manilerin taşıyor. Ülkemizin genelini kapsayan milletimizin hizmetine, zevkine ve kültürel bulunması ve repertuvara eklenmesi

48 TRT VİZYON TRT VİZYON 49 Mine Sultan ÜNVER / [email protected]

çalışmaları hızla sürüyor. Ülke çapında yapılan müzik derlemeleri kapsamında köy köy, kasaba kasaba dolaşan 12 Punto TRT Senaryo uzman ekipler, dilden dile yayıldığı için Günleri’nde, sektördeki kaybolmaya yüz tutan türküleri arıyor. Anadolu insanı kadını ve erkeğiyle uzmanlardan oluşan yörelerine özgü türküleri okuyor, bağımsız bir jüri ekibinin TRT ekipleri ise görüntülü ve sesli olarak kaydediyor. Bir yandan kültürel seçimiyle, on iki proje final değerlerimiz titizlikle toplanırken bir adayı olarak belirlendi. yandan da bu kayıtların notaya alınması ve ardından halka sunulması süreci işletiliyor. Projede sosyal medya imkânlarından da yararlanılıyor. Kültürümüz için büyük önem taşıyan derleme seferberliği de diyebileceğimiz projenin ayrıntılarını, türkü derlemeyi ‘bir TRT Ankara Radyosu Müdürü Doç. Dr. Merdan Güven derleme çalışmalarının 13 kutlu yürüyüş’ olarak tanımlayan TRT bölümlük bir belgeselle izleyiciye sunulacağını belirtti. Ankara Radyosu Müdürü Doç. Dr. Merdan Güven’den öğrendik.

Derleme süreci nasıl işliyor? Uzun bir süreci kapsayan ön araştırmanın ardından ekiplerimiz şehirlerimizi dolaşıyorlar. Görüntülü ve sesli kayıt alıyoruz. Amacımız kayıtlarımızdan biri zarar gördüğünde diğerinden istifade etmek ve görüntü kaydı sayesinde ise şimdi ve ileride sosyolojik çözümlemelerde de kullanılabilecek kaynak oluşturmak. Belki elli yıl sonra, yüz yıl sonra Anadolu’nun her şehrinde giyim şekli, konuşma biçimi, davranış hâli ve yaşayış tarzı gibi kültürel motifler, bu görüntüler sayesinde değerlendirebilecek. Süreç Derleme çalışmaları kapsamında TRT ekipleri Giresun sırasında en son teknolojiye sahip Şebinkarahisar’daydı. kameraları ve ses kayıt cihazlarını kullanıyoruz. Kayıtlarımızı alırken yöre TRT’nin üstlenmiş olduğu türkü derleme mümkün değildi. Artık dijital ortamlardan insanı türküyü Arnavutça, Lazca, Gürcüce, seferberliğinin takip ettiği sistematikten da muhataplarımıza ulaşabiliyoruz. Kurmançca (Kürtçe), Arapça, Farsça bahseder misiniz? Teknolojinin getirmiş olduğu imkânlar veya Zazaca gibi hangi dilde veya şivede Kurum yönetimi olarak projeye dâhilinde sosyal medya kanallarını da söylüyorsa öyle alıyoruz. Arkadaşlarımız başlamadan önce; amacımızın ne olacağı, kullanıyoruz ki zaten bizler de derleme usul Kars civarında Rusça ninni kayıtları derlemeyi hedeflediğimiz malzemenin ve esaslarını buna göre oluşturduk. bile aldılar. Zamanında oralara gelip mevcudiyeti, ne tür eserlerin derleneceği yerleşen ‘Malakanlar’dan bir yaşlı nine ve takip edilecek usul ve esasları yazdık, Derleme ekibi kimlerden oluşuyor? söylemiş. Eski derleme çalışmalarından üzerinde tartıştığımız toplantılar yaptık. Ülkemizin dört bir yanında türkü arayan farklı olarak anonimleşmeyi beklemeden; Oldukça zor bir süreç olacağı kanaatine her derleme grubumuz en az beş veya beste türküleri, varyan türküleri, varsak da hayata geçirmek adına birtakım altı kişiden oluşuyor. Kameraman, ses âşıkların, ozanların okuduğu türküleri, kararlara bağladık. Bu kapsamda derleme teknisyeni, derlemenin ne olduğu ve mahalli sanatçıların, türkü meraklılarının çalışmaları sürecini bir mevzuatla nasıl olacağı konusunda uzman en az bir söylediği türkülerin hepsini derleyip sistematik hâle getirdik. Derleme usul ve veya iki tecrübeli halk müziği sanatçımız, farklı kategorilerde sınıflandıracağız. esasları diyerek, amacımıza, neyi nasıl onların yanında hem yardımcı olan hem Saha çalışmaları bittikten sonra türküleri yapacağımıza, insanlara hangi soruların de usta çırak ilişkisiyle derleme eylemini değerlendirme kısmına geçeceğiz. Üst yöneltileceğine kadar ayrıntıları içeren iyice pekiştiren genç halk müziği sanatçısı kurulumuzun eleme - değerlendirmesi bir nizamname oluşturduk. Teknoloji öyle arkadaşlarımız bu ekiplerin içinde yer neticesinde ana repertuvarımızı oluşturmuş almakta. Proje ekiplerinde Mehmet olacağız. gelişti ki eski derleme usullerini olduğu gibi uygulamak veya takip etmek pek Seske, Muzaffer Ertürk, Zafer Gündoğdu,

48 TRT VİZYON TRT VİZYON 49 Derleme nedir? Derleme; halk arasında yaşayan, kulaktan kulağa, kuşaktan kuşağa aktarılarak varlıklarını sürdüren müzik eserlerinin kaynak kişiden ya da kişilerden ses kaydı veya görüntü kaydı ile tespit edilmesi, notaya alınarak kaybolmalarının önlenmesidir.

da akademik çalışmalara şu anda devam etmekte. Ankara, İstanbul ve İzmir Radyosu halk müziği sanatçılarımız büyük bir istekle ve coşkuyla derleme faaliyetinde görev alıyorlar. Ayrıca derleme ekiplerinde özellikle halk Derleme çalışmaları kapsamında TRT ekipleri Bayburt’taydı. müziği üzerinde çalışan akademisyenlerimiz de yer alıyor. Bunlara ek olarak türküler konusunda araştırmalar yapmış türkü meraklıları veya türkü sevdalıları da derleme ekiplerimize katıldı. Mesela İhsan Öztürk, Sivas türküleri üzerine çalışmış bir isim olarak, Halil Atılgan bütün Çukurova bölgesini karış karış gezmiş, her ozanını ve türküsünü bilen biri olarak derleme çalışmalarımıza destek oluyorlar. Öte yandan Afyon türkülerine meraklı Ömer Faruk Kızılkaya gibi türkülere gönül vermiş herkes, bizlere önemli katkılar sağlıyorlar. Ayrıca, türküler hakkında kitap yayınlayanlar, müzik öğretmenleri, yöresel müzik grupları çalıştırıcıları da derleme ekiplerimiz içinde yer alabilmekte ve derlemelerimize çok kıymetli katkılar sunmakta. Özetle, ekiplerimizde başat bir Derleme çalışmaları kapsamında TRT ekipleri Isparta’daydı. derleyicimiz, önderimiz var. Kameraman, ses teknisyenimiz, akademisyenimiz, yerel Macaristan’da 80 - 100 Hasan Özel, Hüseyin Akpınar, Adile rehberimiz ve işi öğrenmelerini istediğimiz Kurt Karatepe, Elvan Sevim, Münevver genç arkadaşlarımız var. bin, Almanya’da 500 binin Özdemir gibi daha ismini sayamadığım üzerinde halk müziği Kurumumuzun tecrübeli ve derleme Derleme sürecinin belgeseli de çekiliyor arşivlenmişken ülkemizde konusunda derin bilgi sahibi olan, bu işi sanırım. seven, arzulu, hem okulunda okumuş hem Sürecin tanıtımı anlamında bir saatlik bir sadece 30 bin civarında de alaylı, kökten yetişmiş insanlarımız belgesel çekiliyor. Bu belgeselde kaynak türkü notaya dökülmüş rehber oluyorlar. Ayrıca çok kıymetli halk kişiler kısaca tanıtılmaya çalışılıyor. durumda. Elbette türkü müziği araştırmacıları ve akademisyenler Öte yandan TRT Müzik kanalımız yarı de bu ekiplerde yer almakta. Genç sanatçı belgesel, yarı müzik programı olacak fakiri değiliz ama hâlâ arkadaşlarımızı özellikle bu ekiplerde şekilde çekimler yapıyor. Şimdilik 13 dilden dile aktarıldığı, bulunduruyoruz ki, ustaların yanında bölümlük bir program hazırlığı oldu. TRT öğrensinler ve bizlerden sonra onlar bu Müzik kanalında yayınlanacak olan bu kayıt altına alınmadığı görevi gereği gibi yerine getirebilsinler. çekimlerin montajlarına başlandı. En kısa için öyle görünüyoruz. Genç sanatçı arkadaşlarımızın hepsi zamanda yayına başlamasını bekliyoruz. Kayıt altına alınmayan üniversite bitirmiş. Her biri ya müzik Aslında bu derleme çalışmalarında radyo bölümü ya da konservatuvar eğitimi ve televizyon yapımcıları için çok kıymetli ise kaybedilme tehlikesi almış. Hatta bu arkadaşlarımızın önemli veriler ortaya çıkıyor ve daha da çıkacaktır. altında demektir. bir kısmı yüksek lisans yapmış bazıları Bizler bu manada meraklı yapımcılara her

50 TRT VİZYON TRT VİZYON 51 Derleme çalışmalarının tarihçesi Ülkemizde ilk Türk Halk Müziği derleme çalışması 1922 yılında Maarif Vekâlet’inin (Milli Eğitim Bakanlığı) girişimleriyle “Anket Usulü” ile yapıldı. Bu çalışma, özelikle müzik öğretmenlerinin bulundukları yörenin türkülerini notaya alıp merkeze göndermeleri şeklinde gerçekleştirildi ancak, beklenen sonuç alınamadı. Alan gezileri şeklinde ilk derleme çalışması; 1925 yılında Asaf kardeşlerin, Batı Anadolu’ya halk türkülerini derleme çalışmasına gönderilmesiyle başlatıldı. Bunu takip eden yıllarda (1926, 1927, 1928, 1929) dört önemli derleme faaliyeti daha gerçekleştirildi. Yapılan bu derleme çalışmalarına Darül Elhan (Osmanlı İmparatorluğu döneminde kurulan ilk resmî musiki mektebi, bugünkü Yusuf Ziya Demirci, köy halk türkülerini derlemişti. konservatuvar) derlemeleri de denildi. Çünkü bu çalışmalar zamanın Maarif Vekâleti desteği ve Darül Elhan marifetiyle Birbirinden farklı bakış yapılmıştı. Türkiye’nin daveti üzerine Macar açıları ve hikâyeleri ile Hükümeti’nin 1936 yılında, ünlü besteci 12 senaryo final için gün ve müzikolog Bela Bartok’u folklor araştırmaları için ülkemize göndermesiyle sayıyor. 12 film, uluslararası başlayan derleme çalışmaları içerisinde bağımsız jüri tarafından türküler de önemli ölçüde yer aldı. TRT Müzik Dairesi Başkanlığınca bu değerlendirilerek, ortak derlemelerin repertuvara kazandırılma yapım ödülü için mücadele çalışmasına devam ediliyor. verecek. 1937, 1953 yılları arasında Muzaffer Sarısözen başkanlığında yürütülen, Ankara Devlet Konservatuvarı derlemeleri bu alanda yapılan en kapsamlı çalışma olarak kayıtlara geçti. Bu derlemelerin büyük kısmı Kurumumuz repertuvarına kazandırıldı. 1950’li yılların ikinci yarısından itibaren Muzaffer Sarısözen Konservatuvar Derlemeleri çalışmaları kısmen zayıflayan derleme çalışmaları kapsamında Konya’da 60’lı yıllarda özellikle TRT’nin öncülüğü, Kültür Bakanlığı ve üniversitelerin türlü yardımı yapmaya hazırız. Bu yıl TRT kaynaklarını buldular ve görüntü - ses de desteği ile tekrar ivme kazandı. Türkü kanalında “Türkülerin Peşinde” adlı kayıtlarını aldılar. Biz bu derlemeler Zaman içinde TRT Halk Müziği bir radyo programı da derlemelerimizden esnasında sadece türkü derlemiyoruz. sanatçılarının ve bu işe gönül vermiş hatıralar sunmakta. Meraklıların Halk kültürümüzde türkülerle sıkı sıkıya alan araştırmacılarının çabasıyla derleme dinlemesini tavsiye ederiz. bağlı olan halk oyunlarını da derliyoruz. kültürü sürdürüldü. Çünkü halk oyunlarının müzikleri de TRT’nin türkü derlemelerine damgasını vurduğu geniş çaplı faaliyetler, Muammer Şimdiye kadar ülkemizin nerelerine türkülerimizin mühim bir bölümünü Sun başkanlığında, 1967 yılında başlayıp gidildi, ne kadar derleme yapıldı? oluşturuyor. En son bizzat gittiğim yer 1969 yılına kadar süren dönemde sekiz Derlemelerimizin ilk safhasını Erzurum’un İspir ilçesinin Çamlıyayla ayrı ilde gerçekleştirildi. Bu yıllarda gerçekleştirmeye 9 Ekim 2019 tarihinde kasabasına bağlı bir köydü. Bu köye TRT sanatçıları, alan uzmanları ve başladık. İlk derleme alanları olarak Doğu bağlı küçük küçük dokuz mahalle vardı. yerel araştırmacılarla Anadolu’nun Karadeniz, Doğu Anadolu, Güneydoğu Derleme faaliyeti gecenin bir yarısına tamamını gezmiş, kaynak kişilerden Anadolu ve Doğu Akdeniz bölgelerini kadar sürdü. Otele gelene kadar saat 12 türküler derlemiştir. Bu derlemelerin bir seçtik. Ön araştırmalar ışığında ekiplerimiz olmuştu. Bunu yörelerde nasıl çalışıldığını kısmı repertuvara kazandırıldı, bir kısmı köy köy, kasaba kasaba dolaştılar, türkü anlatmak adına ifade ediyorum. ise halen repertuvara kazandırılmaya çalışılıyor.

50 TRT VİZYON TRT VİZYON 51 “İki buçuk ay gibi kısa Genel Müdürümüz İbrahim Eren Bey, göreve gelmesinin henüz ilk haftasında süre içerisinde yapılan ön böyle bir derleme yapabilmemize derleme çalışmasında 5 imkân sağladı. Bizler de hazırlıklarımızı bin 500’ün üzerinde eser tamamlayıp böylece yola çıktık. 2020 yılının sonuna doğru derleme projemizin derlendi. Bu başarıyı ancak alanda derleme yapma kısmını TRT gibi köklü bir Kurum tamamlamayı umuyoruz.

gerçekleştirebilir. Zaten Derlenen eserler nasıl TRT olarak gittiğimiz için değerlendirilecek? Halkımızın halkımız da muhabbetle, istifadesine nasıl sunulacak? Derleme çalışmaları kapsamında içinde güvenle yardımcı oldu akademisyenlerin de bulunduğu bir bizlere.” üst kurul oluşturuldu. Bu üst kurulun Doç. Dr. Merdan Güven kimdir? Doç. Dr. Merdan Güven elemesinden geçerek ana repertuvarımıza Kayseri doğumlu Merdan Güven, lise TRT Ankara Radyosu Müdürü katılmasına karar verilen derlenen eserler, tahsilinden sonra iki yıl Almanya’da akademisyenler ve Kurumumuzda bulunan eğitim gördü. Ankara Üniversitesi çok iyi notist olan yani iyi nota ve icra kişileri, kaynak kişileri sora sora, araştıra Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi’nin bilen tecrübeli sanatçılarımızın marifetiyle araştıra buluyoruz. Zaten ekiplerimizdeki Alman Filolojisi Ana Bilim Dalı’nda kayda geçirilecek. Böylece repertuvara derleyiciler ya o yörede doğup büyümüş yükseköğrenimini tamamladı. alının her eser halkımızın hizmetine birisi ya da o yöreyi iyi tanıyan veya o İki yıl kadar Elazığ Anadolu sunulmuş olacak. Derlemelerden elde bölge türküleri hakkında çalışmalar yapmış Lisesi’nde öğretmenlik yaptı. Kısa edilecek eserler, yalnızca TRT televizyon kişilerden oluşuyor. Böyle olunca daha süre İçişleri Bakanlığı’nda çalıştı. ve radyolarında çalınmakla kalmayacak, Atatürk Üniversitesi Fen - Edebiyat isabetli bir derleme faaliyeti gerçekleştirmiş aynı zamanda Türkiye’nin halk müziği Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı oluyoruz. envanterini oluşturmak için çok önemli bir Bölümü - Halk Bilimi Anabilim Öncelikle ulaşımımızın zor olabileceği veri hazırlamış olacağız. Derlemelerimizi Dalı’nda yüksek lisans ve doktora yerleri ilk etapta derledik. Bir daha bu pek çok kanaldan halkımızla paylaşacağız, yaptıktan sonra doçentlik unvanı aldı. yörelere gidilmeyecek diye bir durum yok ülkemizin sanatçıları bunları okuyacak, bu TRT Erzurum Radyosu’nda uzun ama ilk derlemelerimize böyle başladık. eserler çeşitli konserlerde yer alacak. süre prodüktörlük yaptıktan sonra Birçok şehrimize bir veya birkaç kez TRT İstanbul Radyosu’nda, Radyo daha gidip derlemeler yapacağız. Çünkü Derleme sırasında yaşanılan özel Müdür Yardımcısı ve TRT Erzurum türküleri çok olan illerde bizler bu kadar anlardan birini paylaşır mısınız? Radyosu’nda Radyo Müdürü olarak kısa sürenin yetmeyeceği konusunda çok Ankara Radyosu halk müziği ses sanatçısı görev yaptı. Bir müddet Ankara sitem eden kaynak kişilere rastladık. Merak Muzaffer Ertürk şöyle bir olay yaşadıklarını Televizyonu’nda prodüktör olarak etmesinler, yine gideceğiz ve türkülerini anlattı. “Tunceli’nin, Çemişgezek ilçesinde çalıştıktan sonra Ankara Radyosu kayıt altına alacağız. Böylece türküleri hiç bir bahçeye toplandık. Yörenin türkü Müdürü olarak görevlendirilen kaybolmayacak. İki buçuk ay içerisinde 5 kaynaklarından türküler kaydetmek üzere Güven’in, “Türküler Dile Geldi, bin 500 eser derlendi. Bu başarıyı ancak On Bin Yılın Türküsü, Altın Adam düzenimizi kurduk. TRT Müzik ekibi de TRT gibi köklü bir Kurum gerçekleştirebilir. Gazimihal ve Türk Halk Oyunlarının belgesel çekimleri yapmaktaydı. Durumu Zaten insanımız da TRT olarak gittiğimiz Şamani Kökleri” adlı kitapları öğrenen kalabalık bir halk kitlesi de bizi için her yerde büyük bir güven ve heyecan yayımlandı. izlemeye gelmiş. Her şey hazır olunca içinde yardımcı oldular bizlere. türküler söylenmeye başladı; kameralar çalışıyor, ses kayıtları yapılıyor. O anda Yörelerde bu işin meraklısı olan, türkü Derleme çalışmaları ne kadar sürecek? uçan kamera (drone) da bir gürültüyle kaynaklarını ve yöre oyunlarını iyi bilen Bu derleme sürecini hızlı bir şekilde uçmaya başladı. Nasıl heyecan verici bir kişilere ulaşarak onların marifetinden ve tamamlamak istiyoruz. Gittiğimiz her hava oluştuysa, o yaşlı nineler ve dedeler yeteneklerinden yararlanıyoruz. Derleme yerde insanlarımızdan aldığımız tepkiler ellerini havaya kaldırmış “Allahım sen bu ekibinin önderi arkadaşlarımız buralarda “20 yıl önce, 10 yıl önce neredeydiniz” devlete millete zeval verme. Vatanımız yaşayan türkü meraklılarından birisine şeklindeydi. Hatta Ozan Dertli Polat milletimiz var olsun” diye gözyaşları içinde ulaştığı zaman gerisi çorap söküğü gibi derleme ekibine “Kırk yıldır yolunu dua ediyorlardı. Derlemelerde beni çok geliyor zaten. Bunun dışında Halk Eğitim gözlediğim TRT nerdesin ?” diye duygulandıran önemli hatıralardan birisiydi Müdürlüklerine ya da Kültür Müdürlerine doğaçlama türkü yaktı. Bu işte çok geç bu. Bu hatırayı her anlatışımda benim de başvurarak, yörenin türkülerini bilen kalındığını biliyoruz. TRT yönetimi olarak gözlerim dolar.

52 TRT VİZYON TRT VİZYON 53 52 TRT VİZYON TRT VİZYON 53 TRT’DEN Öztürk Miraç SARAL / [email protected]

Rafadan Tayfa Göbeklitepe’de TRT Çocuk’un Rafadan Tayfası 27 Aralık’ta ikinci filmiyle vizyonda.

arlasını süren Urfalı çiftçi olan Müzesi ortaklığında başlanan kazılar Göbeklitepe’nin önemi nedir? Mahmut Kılıç, Şanlıurfa’nın derinleştikçe, bu taşların göründüğünden Göbeklitepe en basit anlatımı ile en az 15 - 20 kilometre uzağında, de eski ve önemli olabileceğine dair 12 bin yıl önce kurulmuş bir dini yapılar üzerinde oymalar olan bazı kanıtlara ulaşıldı. Şanlıurfa Müzesi’nin topluluğu veya toplanma alanı merkezidir. taşlar buldu. Bu taşları önce başkanlığında yürüyen kazılar daha sonra Bugüne kadar çok eski yapılar olarak köyüne götüren, oradan Kültür Bakanlığı’nın himayesinde daha kabul edilen pek çok yerden, mesela 4 bin da Şanlıurfa Müzesi’ndeki yetkililere büyük çapta bir projeye dönüştürüldü. 500 yıllık Mısır piramitlerinden veya 6 bin Tgösteren çiftçi, farkında olmadan insanlık Birinci derecede SİT alanı ilan edilen yıllık Stonehenge’den çok daha kadim. Ne tarihini değiştirmiş oldu. Çünkü o taşlar bölge, 2018 yılında UNESCO Dünya için yapıldığına dair tahminler de çeşitli. yetkililerin elinde İstanbul’daki Alman Kültür Mirası listesine alındı. 2019 yılı Kutsal kitaplarda yer alan Cennet Bahçesi Arkeoloji Enstitüsü’nde çalışan arkeolojinin ise Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından olduğunu söyleyenler de var, Sirius yıldızını önemli isimlerinden Prof. Dr. Klaus Göbeklitepe Tarih ve Kültür Yılı olarak ilan gözlemlemek ve tapınmak için kurulduğunu Schmidt’e ulaştı. Bir yıl sonra Şanlıurfa edildi. söyleyenler de... Göbeklitepe’nin insanlık

54 TRT VİZYON TRT VİZYON 55 Rafadan Tayfa Göbeklitepe Yönetmen: İsmail Fidan Senarist: Ozan Çivit Müzik: Tarkan Ergün - İsmail Fidan Seslendirenler: Şirin Giobbi, Levent Kol, Yağmur Sergen Hakan Coşar, Emine Sergen Kazbek, Aysın Işımer Altay Çapan, Serdar Özap, Alp Pazarlı, Oytun Pazarlı Ahmet Nasıroğlu

tarihi açısından asıl önemi ise klasik tarih 27 Aralık’ta 821 salonda pek çok şeyin yanlışlığını kabul etmek öğretimini baştan aşağıya değiştirecek zorunda kalacağız. Rafadan Tayfa Göbeklitepe’de şekilde avcı - toplayıcı insanlar tarafından vizyona giren Rafadan Bugün, Göbeklitepe’nin değeri anlaşıldıkça inşa edilmesi. Bu aslında beklenmedik Tayfa: Göbeklitepe tek popüler kültürün de ilgisi aynı oranda bir sonuç. Çünkü Göbeklitepe’nin keşfine arttı. Müzesi ziyaretçi akınına uğruyor, kadar avcı - toplayıcı insanlar hakkında hafta sonunda (27 - 29 hakkında belgeseller, araştırmalar, tezler düşünülenler küçük topluluklar halinde Aralık) 586 bin 963 kişi ve kitaplar çıkartılıyor. TRT Çocuk’un ve her gün besin sağlamak zorunda tarafından izlendi. Bu sevilen yapımlarından olan, çocukların kaldıkları için günlük yaşayan ilkel kişiler ve büyüklerin favorisi Rafadan Tayfa olduklarıydı. Göbeklitepe gibi, tonluk seyirci sayısı Rafadan Tayfa da Göbeklitepe’ye kayıtsız kalmadı. taşlardan oluşan büyük bir coğrafyaya Göbeklitepe’yi hem gelmiş Beyazperdeye Rafadan Tayfa Dehliz yayılmış bu yapıyı yapmak için öncelikle geçmiş en iyi açılış yapan Macerası ile merhaba diyen film, 2018 kalabalık ve organizasyon becerisine yılının en çok seyredilen yerli yapımları sahip olmak lazımdı. Sembolik anlatımlar animasyon filmi yaptı hem arasında girmişti. Serinin devamı Rafadan yapabilecek sanatsal estetik, besin üretim- de yerli - yabancı filmler Tayfa Göbeklitepe ise Göbeklitepe hakkında çekilmiş ilk uzun metrajlı film. 27 saklama ağı ve tabii ki usta - işçi, yöneten- dâhil sinema tarihimizdeki yönetilen gibi gelişmiş bir hiyerarşik Aralık’ta 821 salonda vizyona giren çizgi sistem gerekmekteydi. Göbeklitepe’ye en iyi açılış yapan beşinci film, tek hafta sonunda (27 - 29 Aralık) 586 bin 963 kişi tarafından izlendi. Bu seyirci dair araştırmalar derinleştikçe belli ki tarih film oldu. sayısı Rafadan Tayfa Göbeklitepe’yi gelmiş çizgimizi geriye çekerek doğru bildiğimiz geçmiş en iyi açılış yapan animasyon filmi

54 TRT VİZYON TRT VİZYON 55 Ankara’daki gösterimden sonra filmin logosu önünde hatıra fotoğrafı çekildi.

Amca, Kuşçu Baba’nın yakın bir dostudur. Ekibimiz bir araya gelir ve karar verir: Siniyi göstermek ve Veysi’nin başına ne geldiğini çözmek için Başkan Amca’nın yanına Göbeklitepe’ye gideceklerdir. Bu amaçla İstanbul’dan Şanlıurfa’ya uzanan maceralı bir yolculuğa başlarlar. Ancak bu yolculuğun bir de davetsiz misafiri vardır: Patron Kazım Amca. Göbeklitepe’nin ise onlara hazırladığı pek çok fantastik sürpriz vardır.

Şanlıurfa’daki ön gösterim “İnsanlığın sıfır noktası” olarak da bilinen Göbeklitepe, ilk kez uzun metrajlı bir filme Rafadan Tayfa filmi ile konu oldu. Bu Rafadan Tayfa Göbeklitepe’nin gösterimlerine gelen 18 ayrıcalık ile Şanlıurfalılar filmi herkesten yaşından küçük herkese ücretsiz müze kart hediye edildi. önce özel bir gösterim ile izledi. Gala öncesi Şanlıurfa’ya gelen Rafadan Tayfa yaptı. Aynı zamanda yerli - yabancı filmler keşfi ve bölgedeki kazılar tüm dünyanın Göbeklitepe ekibi kazı ve müze alanını dâhil sinema tarihimizdeki en iyi açılışı olduğu gibi Rafadan Tayfa ekibinin de ziyaret etti. TRT Haber’e konuşan filmin yapan beşinci film oldu. dikkatini çeker. Gözlerin Göbeklitepe’ye yapımcısı ve yönetmeni İsmail Fidan, Türkiye’de ve hatta yurt dışında ilgiyle çevrildiği günlerde Akın, Şanlıurfalı tüm ekip olarak Göbeklitepe’ye ilk kez beklenen Rafadan Tayfa Göbeklitepe arkadaşı Veysi’den gizemli bir paket geldiklerini söyleyerek şu ifadeleri kullandı: filmi için başta olayların geçtiği yer olan alır. Paketin içinde üzerinde değişik “Gerçekten ekibimizin gözündeki o ışıltıyı Şanlıurfa da dâhil pek çok yerde özel simgelerin olduğu bakır bir sini vardır. görmek bizi çok mutlu etti. Yaklaşık 1,5 ön gösterimler yapıldı. Biz de filmi ve Ekibimiz sininin ne olduğunu anlamaya yıldır gece gündüz demeden çok büyük bir galalardaki ortamı sizler için derledik. çalışırken, Veysi bu kez de Akın’a telefon filmi tamamladılar.” ederek, tehlikede olduğunu ve başında bir Rafadan Tayfa: Göbeklitepe’nin çok Filme dair kısa bir özet dert olduğunu anlatır. Rafadan Tayfa’nın yakında İngilizce, Almanca ve diğer Henüz filmi seyredemeyenler için sonunu sininin üzerindeki motiflerin Göbeklitepe ile dillerdeki dublajları ile dünyaya açılacağını ve sürprizlerini söylemeden kısa bir özet alakalı olduğunu anlamaları uzun sürmez. söyleyen Fidan, sadece Göbeklitepe’nin geçmeye çalışalım. Göbeklitepe’nin Göbeklitepe kazılarının lideri Başkan değil Şanlıurfa’nın da filmde tanıtıldığını

56 TRT VİZYON TRT VİZYON 57 Rafadan Tayfa filminin üçüncüsü de yolda. Hatta üçüncü filmin konusuna dair küçük bir “spoiler” da filmin içinde mevcut. Bakalım yakalayabilecek misiniz?

anlattı: “Karakterlerimiz İstanbul’dan Şanlıurfa’ya geliyor. Şanlıurfa ve Göbeklitepe’yi çok güzel bir şekilde tanıtıyoruz. Göbeklitepe tarihinin yanı sıra kentin kendine has olan sıra İstanbul’daki ön gösterimden çıkanlar filme tam puan verdi. gecelerini ve yemeklerini de tanıtıyoruz. Karakterlerimizin Göbeklitepe’yi ince detayına kadar keşfine yer veriyoruz. Çocukların ve büyüklerin soluk soluğa izleyeceği bir macera filmi bu.” Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül de TRT’ye teşekkür ederek, Kurumun çocuk yayıncılığına katkılarının önemine dikkat çekti. “TRT uzun yıllardır çok farklı yapımlar ortaya koyuyor, bugün çocuklarımızın sinema salonunda kuyruğa girdiğini gördüm. İnanıyorum ki bu film de uzun süre vizyonda kalacaktır” diye konuştu.

Rafadan Tayfa İstanbul ve Ankara Şanlıurfa’daki çocukların ilgisi büyüktü. buluşmaları Rafadan Tayfa: Göbeklitepe macerasının ilk galası İstanbul’daki bir alışveriş merkezinde gerçekleşti. Galaya TRT Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Alcan, TRT Çocuk Kanal Koordinatörü Mustafa Bora Durmuşoğlu, sinema, sanat ve medya dünyasından isimler katıldı. Müziğinden animasyonuna kadar tamamı yerli olan ve İSF Stüdyosu’nda üretilen filme dair konuşan senarist Ozan Çivit şu ifadeleri kullandı: “Geçen sene Göbeklitepe’ye bir gezi düzenledik. Kendi gözlerimizle gördükten sonra artık geri dönüşü yoktu, çünkü muazzam bir yapı ve buluş. Bunu Türkiye’deki bütün çocukların, herkesin Rafadan Tayfa’nın ekibi Göbeklitepe’yi ziyaret etti. öğrenmesi gerekiyor. Biliyorsunuz Rafadan unutulmadı ve vizyona girmeden bir gün filmin kahramanları ile fotoğraf çektirdi. Tayfa’yı sadece çocuklar değil yetişkinler önce Ankara protokolü, TRT yetkilileri, Rafadan Tayfa Göbeklitepe’nin asıl galası de izliyor. Onların da öğrenmesi gereken konuklar ve çocukları için ön gösterim ise yeni yılın ilk günü olan 1 Ocak 2020 bir değer Göbeklitepe. Umarım Rafadan yapıldı. Ön gösterime Cumhurbaşkanlığı tarihinde yapılacak. Hedef; tamamı yerli Tayfa sayesinde ülkemizin topraklarının ne Özel Kalem Müdürü Dr. Hasan Doğan, TRT olan Rafadan Tayfa’yı bir yandan TRT kadar önemli, zengin ve değerli olduğunu Genel Müdür Yardımcıları Mustafa Alcan ve Çocuk kanalında izleyicisiyle buluşturmaya öğrenirler. Göbeklitepe’yi ve Anadolu’daki Murat Akgüç ile çok sayıda üst düzey yetkili devam etmek, bir yandan da sinema diğer değerleri de kendileri araştırmaya de aileleriyle birlikte katıldı. Çocukların filmleriyle dünyaya ihraç ederek dünya başlarlar, umarım buna vesile oluruz.” ağırlıklı olduğu galada çocuklar, özel olarak genelinde daha çok çocuğun izlemesini Ankaralı Rafadan Tayfa izleyicileri de kurulan Göbeklitepe figürünün önünde, sağlamak.

56 TRT VİZYON TRT VİZYON 57 TEKNOLOJİ Mine ÜNVER /[email protected]

Sahte haberi mumla arayacağız!

58 TRT VİZYON Mine ÜNVER /[email protected]

Yapay zekâ, gerçekliği öyle bulandırdı ki gerçek olanla sahte olanı ayırt etmek artık neredeyse imkânsız. “Gözünle görmediğin, kulağınla duymadığın, aklına yatmayan, mantığına sığmayan hiçbir şeye inanma” düsturu tarihe karışmak üzere. Sahteciliğin en gerçek hali olan Deepfake (Derin Sahte) ile karşı karşıyayız.

ir şeyi gözümle görmeden, kulağımla duymadan inanmam diyenlerdenseniz, bu inancınızla sınanacağınız günler geldi. Artık görüp duyduklarınızı dahi ciddi bir şekilde sorgulamanız gerekebilir. BZira yapay zekâ, gerçeğin ne olduğu konusundaki algılarımızı ve inançlarımızı yönlendirmeye başladı. Dolayısıyla sahte haberi mumla arayacağınız günler kapıda. Bu endişeyi dile getiren kişi; dünyanın en ünlü strateji ve düşünce kuruluşu olan Rand Corporation’un teknolojiden sorumlu Başkan Yardımcısı Rand Waltzman oldu. Gerçek ve sahte arasında bizi çaresiz bırakan kâbusun adı ise: Deepfake (derin sahte). Yapay zekânın hem hayran bırakan hem de korkutan örneklerinden biri Deepfake videoları. Deepfake, şu anda mevcut ve tespit edilmesi de giderek zorlaşıyor. Bu ileri teknoloji uygulaması, yüz ve ses değiştirme teknolojileriyle gerçeğinden ayırt edilemeyecek sahte içerikler üretiyor.

TRT VİZYON 59 Siyasetçilere, mücadelesini verdikleri ideolojinin tersi kavramları söyletmek, hırsızlık, dolandırıcılık için ses ve görüntü taklitleri üretmek, nice kötülük amacıyla görsel ve işitsel materyal hazırlamak artık çocuk oyuncağı.

İnsanoğlunun sonunu getirecek seçenekler arasında; iklim değişikliği, biyolojik Deepfake tehdidine karşı kamuoyunu bilinçlendirmek adına yine bir Deepfake video hazırlandı. Videonun çeşitliliğin azalması, nükleer savaş, ilerleyen kısmında konuşan kişinin aslında Barack Obama olmadığını görüyorsunuz! salgınlar, meteorlar sayılıyordu. Bir süre önce yapay zekâ da insanlığın var oluşunu tehdit eden seçenekler arasına girmişti. Nitekim Deepfake uygulaması yapay zekânın neden olacağı felaketlerden birinin aktörü olabilir. Şimdilik basit bir eğlence gibi görünse de Deepfake videoları, geleceğin en büyük tehlikelerinden biri olmaya aday. Kötü niyetli biri ya da birileri, bir dünya liderinin diğerini tehdit ettiği sahte bir video yaratabilir ve iki nükleer güç arasındaki gerilimi artırabilir. Bu örnek senaryolardan en basiti. Deepfake nedir, nasıl yapılıyor, işe yararlılığı ve öte yandan potansiyel tehditleri neler? Bu tehditlerin önüne geçilebilir mi?

Deepfake’in ortaya çıkışı Deepfake, hayatını kaybeden ünlü Sahteciliğin en gerçek hali şimdilik Deepfake (Derin Sahte). Hollywood isimlerini görüntülerde yeniden

60 TRT VİZYON Deepfake videoları yapabileceğiniz bazı uygulamalar da son derece başarılı sonuçlar çıkarabiliyor. Üstelik tamamen ücretsiz. Deepfake videolarının korkutuculuğundan bahsetmiş olsak da 4.MachineTube meraklıları için bu videoların oluşturulduğu bazı uygulamaları Deepfakes web ß gibi bulut temelli olmayan bu internet sitesi, da sunmak istedik. Dileyen eğlence amaçlı kullanabilir ama bu bilgisayarınızdaki güce odaklanıyor. Yani bilgisayarınız ne uygulamalardan haberdar olmada asıl amaç: düşmanı ya da tehdidi kadar güçlüyse alacağınız sonuç da o kadar hızlı oluyor. Sistem yakından tanımanın, savunma ve korunma için hayati öneme sahip gereksinimleri olarak güçlü bir işlemcinin yanı sıra en az 2 GB’lık olması. bir grafik işlem birimine ihtiyaç duyan bu web sitesinin videoyu 1.Zao oluşturması, bilgisayarınızın özelliklerine göre saatler sürebiliyor. Çin’de son derece popüler olan Zao uygulaması, saniyeler MachineTube, fazlasıyla gelişmiş derin öğrenim algoritmalarını içerisinde Deepfake uygulamaları oluşturmanızı sağlıyor. Uygulama kullanarak görsel verileri işliyor. Çin üzerinde Android ve iOS platformlarında kullanılabiliyor. Android 5.DeepFaceLab üzerinde uygulamayı APK olarak yükleyebilirsiniz ancak Çinli bir Bir Windows programı olan DeepFaceLab’ın birincil amacı telefon numarasını uygulamaya girmeniz gerekiyor. araştırmalarda ve bilişim öğrencileri tarafından kullanılmak olduğu 2.Deepfakes web ß için son derece başarılı bir sonuç veriyor. Uygulama genellikle Derin öğrenmeyi kullanarak yüz verilerindeki farklılıkları görseldeki araştırmalar için yapıldığından dolayı uygulamanın ara yüzü pek de alana yükleyen ve başarılı sonuçlar veren bu uygulama ortalama kullanıcı dostu sayılmaz. 4,5 saat gibi bir süre alabiliyor. Bulut sistemi üzerinde bulunan en 6.Deep Art güçlü GPU’yu kullanmasına rağmen tüm verileri işlemesi de ciddi bir Tam anlamıyla bir Deepfake video uygulaması değil ancak sanat, süre istiyor. Öte yandan Deepfakes web ß’ye saatlik olarak 2 dolar antik yapılar ve tablolardan uygulama aracılığıyla Deepfake ödemeniz gerekiyor. görüntüler oluşturulabiliyor. Yapay zeka sayesinde herhangi bir 3.AvengeThem görseli saniyeler içerisinde sanat eserine dönüştürmeniz mümkün. Marvel karakterlerinin GIF’leriyle yüzünüzü değiştirmenize olanak sağlayan web sitesi aslında tam bir Deepfake uygulaması olmasa canlandırmak adına kullanıldı. Var edilişindeki esas amaç buydu. İlk zamanlar bu uygulamayı hayata geçirmek zahmetli ve pahalıydı. Zamanla maliyeti düştüğü gibi yapımı kolaylaştı, hatta basit versiyonları cep telefonlarında bir uygulama olarak yer almaya başladı. 2017 yılında ise Fakeapp uygulamalarıyla, aralarında Michelle Obama, Ivanka Trump ve Emma Watson’ın da olduğu bazı ünlülerin yüzleri, uygun olmayan görüntülerin içinde kullanıldığında teknolojinin karanlık yüzü fark edildi. Daha sonra Barack Obama ve Donald Trump gibi siyasi isimler de Deepfake videolarda yer aldı.

Deepfake nasıl çalışıyor? Deepfake, bir kişinin yüzünü bir başkasının vücuduna yerleştirmeyi ve ses kayıtlarını manipüle etmeyi mümkün kılan bir yazılım türü. Uygulama sayesinde, 30-60 adet Deepfake ile oluşturacağınız videolarla en sevdiğiniz filmde arasında fotoğraf ve birkaç video ile başrolü oynarken kendinizi izleyebilirsiniz. Öte yandan, herhangi bir insanın yüzü, mimikleri ve pek çok ünlü sanatçı ve siyaset insanı gibi kendinizi hiç sesi tanımlanıp, bir başka kişiye entegre edilebiliyordu. Bu ay ise bir grup Rus bilim istemediğiniz görüntülerde bulabilir, söylemediğiniz bir insanı, Deepfake teknolojisi alanında şeyi söylerken ya da yapmadığınız bir şeyi yaparken yeni bir sanal gerçeklik algoritması üretti. izleyebilirsiniz. Geliştirilen algoritmaya göre, bir insanın yalnızca birkaç fotoğrafı kullanılarak o kullanılacak kişinin mimikleri ve dudak ve inandırıcılık özellikle bu aşamada kişiye ait bir video üretilebiliyor. hareketleri analiz ediliyor. “Tren” adı verilen sağlanıyor. “Dönüştürme” aşamasında Hazırlama sürecinde “Ekstraksiyon” adı aşamada elde edilen analizlerle, yapay ise görüntü ve ses, modellenen yüze verilen aşamada öncelikle videoda yüzü zekâ bir model oluşturuyor. Görüntü kalitesi dönüştürülüyor. Ortaya çıkan video,

TRT VİZYON 61 Gerçek Sahte Gerçek Sahte yapımında kullanılan yüz ve ses değiştirme Dünyanın teknoloji devleri, İşin kötüsü, bu videoların sahteliği teknolojileri sayesinde tahminlerin ötesinde şimdilik sadece adli tıp ve siber güvenlik başarılı ve gerçeğinden ayırt etmek sahte videoları ortaya uzmanlarının yoğun mesaileri sonrasında neredeyse imkânsız. çıkaracak uygulamalar için kanıtlanabiliyor. kolları sıvadı. Facebook Deepfake ile neler yapılabilir? Yapay zekâyla ses taklit ederek Deepfake de insanlığın geliştirdiği tüm kendi Deepfake videolarını 1.4 milyon TL çaldılar araçlar gibi; hem iyi amaçlara ve eğlenceye üretmeye başlayıp, gerçeği Dünyayı korkutan bu videolar son hizmet ediyor hem de karanlık bir güce dönemde öyle hızla gelişti ki kurum ve sahip. Aslında sinema sektörü açısından çözecek araştırmalar için şirketler de bu gelişmeye hazırlıksız müthiş bir buluş olabilir. İlk yapılma 10 milyon dolar yatırım yakalandı. Deepfake ile yapılan büyük amacında olduğu gibi hayatını kaybetmiş yapacağını açıkladı. soygunlar haberlerde yer almaya başladı. bir oyuncuyu yeni bir filmde oynatabilmek Örneğin geçtiğimiz aylarda dolandırıcılar ya da hiç var olmayan bir karakteri sinema Çözüm bulacak ekiplere Almanya merkezli bir şirketin CEO’sunun dünyasına kazandırabilmek fayda sağlar. de para ödülü dağıtılacağı sesini yapay zekâ tabanlı bir yazılımla taklit Öte yandan Deepfake ile oluşturacağınız duyuruldu. ederek kendi hesaplarına yüklü bir ödeme videolarla en sevdiğiniz filmde başrolü yapılmasını sağladı. Ses ile gerçekleştirilen oynayabilirsiniz. Hayranlıkla izlediğiniz bir inandırıcılığı artan ve üretimi kolaylaşan dolandırıcılıklara karşı yazılım üreten performansa kendi yüzünüzü ekleyebilir, Deepfake teknolojisinin kötü amaçlı Pindrop isimli bir siber güvenlik firması, kendinizmiş gibi gösterebilirsiniz. Ancak kullanımları da hızla çoğaldı. Her an 2013 yılından bu yana, ses taklidi ile bu eğlenceli kısmın ötesinde Deepfake herkes, hatta belki de siz, bu teknolojiye gerçekleştirilen suçlarda yüzde 50 artış videoların karanlık tarafı da var. Şimdiye kurban gidebilirsiniz. Kendinizi olduğunu bildirdi. Firmaya göre her 638 kadar pek çok ünlü sanatçı ve siyaset söylemediğiniz bir şeyi söylerken ya telefon görüşmesinden birinde sentetik insanı gibi kendinizi hiç istemediğiniz da yapmadığınız bir şeyi yaparken olarak oluşturulan ses kullanılıyor. görüntülerde bulabilirsiniz. izleyebilirsiniz. Nitekim Natalie Portman, Emma Watson, 2020 yılındaki ABD başkanlık Deepfake’in karanlık tarafı Taylor Swift gibi birçok ünlü ismin başı seçimleri tehlikede Yapay zekânın gelişimiyle gerçekçiliği, Deepfake ile üretilmiş videolarla dertte. New York Üniversitesi Stern İş ve

62 TRT VİZYON TRT VİZYON 63 İnsan Hakları Merkezi tarafından yayımlanan bir raporda, 2020 yılında yapılacak ABD seçimlerinde WhatsApp mesajlarının ve Deepfake videoların, yanlış bilgilerin yayılmasında etkili olabileceği açıklandı. Rand Waltzman da yaklaşan ABD seçimlerinde ciddi bir politik tehdit olarak gördükleri ‘Deepfake’in, marka, kurum ve liderlerin itibar yönetimleri için sorun yaratacağını ifade edenlerden.

Profesyonel çalışmalar gerçeğinden ayırt edilemiyor Deepfake videolarının çeşitli türleri var. Amatör videolar gözle kolaylıkla ayırt edilebiliyor. Daha gelişmişleri ise sadece adli tıp ve siber güvenlik uzmanlarının yoğun mesaileri sonrasında çözümleniyor. Ancak üzerinde günler hatta haftalarca çalışılan daha profesyonel videoların gerçek ya da sahte olup olmadığını ortaya çıkarmak için yapay zekâya ihtiyaç duyuluyor. Yani, yapay zekâ ile profesyonel olarak üretilen ses ve görüntülerin gerçek mi sahte mi olduğunu, yine yapay zekâ söylüyor.

Deepfake’den korunmanın yolları aranıyor Etkisi sahte haberle kıyaslanamayacak kadar yüksek olan Deepfake videoları, kendini gösteren olumsuzluklar nedeniyle şimdiden kriz planlarına dâhil edildi. Nitekim Deepfake ile mücadele için karşı teknolojiler geliştirilmeye başlandı. Dünyanın teknoloji devleri, sahte videoları ortaya çıkaracak uygulamalar için kolları sıvadı. Facebook kendi Deepfake Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde ağlar oluşturulması. Sahte haberle videolarını üretmeye başlayıp, gerçeği bilgisayar bilimi profesörü olan Hao Li ise mücadelede olduğu gibi Deepfake krizine çözecek araştırmalar için 10 milyon dolar MIT konferansı için Putin’in bir Deepfake karşı da çalışanlar, sosyal platformlar ve yatırım yapacağını açıkladı. Çözüm içeriğini oluşturdu. Amacı ise Deepfake’teki sosyal medya etki liderlerinden oluşan bulacak ekiplere de para ödülü dağıtılacağı teknolojinin beklediğinden daha hızlı bir savunucu ağı yaratılabilir. Kurumların duyuruldu. geliştiğini göstermekti. Yani; Deepfake’in itibar yönetiminde kullanılan bilgi, belge ve Deepfake tehdidine karşı kamuoyunu getireceği tehlike yine Deepfake bir video gibi verilerin blockchain yöntemiyle bilinçlendirmek adına uyarı amaçlı bir videoyla gözler önüne serildi. güvenceye alınması yaygınlaşmaya video hazırlandı ve bu videoda; eski Öte yandan Avrupa İletişim Zirvesi’nde de başlayan bir diğer uygulama. Zirvede ABD Başkanı Barack Obama şöyle dedi: bazı önlemler alınabileceğine dair karara karara varılan bir başka önlem ise sosyal “Düşmanlarımızın herhangi birisine asla varıldı. Bunlardan biri video arşivleri. Video platformlara baskı yapmak. Markalar, dijital söylemeyeceği bir şeyi söylettirebilecek arşivleri olası bir Deepfake tehdidine karşı, mecralara, Deepfake videolarını yakalayan tehlikeli bir çağa girmiş durumdayız.” kurum/marka lideri ve ilgililerinin gerçek teknolojileri kullanması yönünde baskı Videonun ilerleyen kısmında konuşan videolarının kayıt edilip arşivlenmesini yapabilir. kişinin Obama olmadığını görüyorsunuz! içeriyor. Bir diğer önlem ise savunucu

62 TRT VİZYON TRT VİZYON 63 SÖYLEŞİ Meral ÜNSAL / [email protected] Bir kuş, kaç kişinin hayatını değiştirebilir?

Biraz uzun bir başlık… Üstelik bir soruyu da beraberinde getiriyor: Bir kuş, insanların hayatını değiştirebilir mi? Sizce?

Kızılgerdan

ayat aslında biraz da bahsedelim. Melih Özbek… ODTÜ istediğimiz bu, kentimizin, ülkemizin nadir rastlantıların yön çizdiği mezunu bir Makine Yüksek Mühendisi ve ve kıymetli insanlarına dikkatle bakmanızı bir bütün değil mi? Ya aslında Ankaralı bir yazılımcı… Şimdilerde ve onları fark etmenizi sağlamak. da tersini düşünelim… ise bir doğa fotoğrafçısı, fotoğraf eğitmeni Rastlamadığımız şeyler ve fotoğraf okulu sahibi. Onu bu yazının Fotoğrafa başlama öykünüzü bizimle nelerse veya kimlerse, konusu yapacak gelişmeleri başlatan minik paylaşır mısınız? Kızılgerdan ile hayatımızın akışını onlar da biraz kuş ise; “kızılgerdan”… tanışmanızla mı başladı? Hbelirlemez mi? Öyküyü anlatma işini Melih Özbek’e Fotoğrafa ilgi duymam çok daha eski, Elbette hayatınıza “rastlantı” sonucu bırakmadan önce, onun TEDx babam da fotoğrafı severmiş, askerde giren kişi ya da olaylarla nasıl ilişki konuşmasında söylediği çok önemli bir fotoğraf çekerek parasını çıkartmış, kurduğunuz çok önemli… Örneğin sözü sizlerle paylaşalım… Özbek, kendine ailesinden para almadan geçirmiş dergimizi elinize aldığınızda, sayfaları özgü, nüktedan ve keyifli konuşmasında askerliğini bu şekilde. Evde onun eski karıştırırken rastladığınız başlığımız sizi şehirlerimizdeki paralel evrenlerden makinasıyla oynardım, lise çağlarında bu satırları okumaya yönlendirmiş olabilir. bahsediyor. Onun söylemek istediği fotoğraf çekmeye başlamıştım. Üniversite Sayfayı çevirebilir veya okumaya devam tam olarak kentimizde bizim çok da fark çağlarında da iyice hobim haline gelmişti. edebilirsiniz… Sonuçta bu size kalmış… edemediğimiz doğal yaşam canlılarının Fotoğrafçılık hayatımın dönüm noktası da Ancak belki de okumayı sürdürürseniz varlığı… Bu doğru. Ancak önemli bir nokta 2004 yılında gördüğüm küçük bir kuşla o kuş sizin hayatınızı da öyle ya da daha var. Gri, asık suratlı, betonlarla gerçekleşti. O dönemde 2002 yılından böyle değiştirebilir… Diğer 3 bin kişiyi ve kaplı şehir hayatımızda yaşarken fark beri yazılımcı olarak bir bakanlığın yaptığı projede danışman olarak çalışıyordum. benimkini olumlu yönde değiştirdiği gibi… etmediğimiz çok kıymetli insanlar… Onlar Yazılımcı olarak çalışmama rağmen Şimdi bu 3 bin kişi ve beni bir tarafa da çoğunluğun dikkatinden kaçıyor… fotoğraf merakım bütün iş arkadaşlarım bırakalım ve olayın iki başrolünden İşte bu tür yazılarla tam olarak yapmak tarafından biliniyordu. İş toplantılarına

64 TRT VİZYON fotoğraf makinamı da götürür, önce toplantıda yazılımla ilgili sunumumu yapar, sonra makinamı boynuma takıp fotoğraf çekerdim. O zamanlar doğa fotoğrafçılığı hiç ilgi alanımda değildi, daha çok portre fotoğrafları çekerdim. Bir toplantı dönüşünde mola verdiğimiz sırada çalışma arkadaşlarımdan biri “Burada ilginç bir kuş var, fotoğrafını çekmek ister misin?” diye beni çağırdı. Gidip baktım, gerçekten de hiç görmediğim çok güzel bir kuş. Hemen fotoğraflarını çektim. Tesadüfen fotoğraflar da harika çıktı. Eve dönüp baktığım zaman böyle bir kuşu daha önce hiç görmediğimi fark ettim. “Galiba ben çok nadir bir kuş gördüm” diye düşündüm. İnternette “kustr” diye bir kuşçuluk grubu vardı, oraya bir mesaj attım, kuşun fotoğrafını da ekledim. “Ben nadir bir kuş gördüm, daha önce bu kuşu gören var mı?” diye… Aslında çok da doğadan bihaber bir insan değildim, çevreme duyarlı geçinirdim, etrafı kirletmezdim, hayvanları korurdum, hayatımda ilk defa gördüğüm bir kuşun nadir bir kuş olduğunu neden düşündüm bilmiyorum. “Kustr”ye gönderdiğim mesaja bir iki gün cevap gelmedi, “Çok nadir bir kuş olduğu için kimse görmemiş tabii” diye düşündüğüm için sorun etmedim. Sonra birisi cevap yazdı: “Bu kuş bir kızılgerdan, parklarda ve bahçelerde çok görünür.” Tabii benim için tam bir aydınlanma oldu bundan sonrası. 2004’te 34 yaşındaydım ve parklarda bahçelerde çok görülen bir kuşu hayatımda ilk defa görüyordum. Kuş fotoğrafçılığı ustalık isteyen bir alan. Bu duruma çok bozuldum ve acaba başka neleri kaçırıyorum bu hayatta diye çevrenizi. O yüzden o kuşun fotoğrafını Her gün geçtiğiniz sokaklar, çektikten sonra yaşadığım dünya genişledi, düşündüm. Doğa Derneği o dönemde yeni komşu apartmanın bahçesi kurulmuştu, ben de onlara gittim, fotoğrafçı etrafta bizimle birlikte yaşayan başka olduğumu ve onlar için fotoğraf çekmek ya da köşedeki park… Çok canlılar olduğunun farkına vardım. O dönemde bu değişim çok coşkulu oldu istediğimi söyledim. Bir işbirliği başladı sıradan bir şehir hayatının böylece aramızda, uzun süre de devam tabii, neredeyse her sabah güneş doğarken etti. aslında hiç görmediğimiz o zamanlar daha az insan baskısına canlıları çok yakınımızda maruz kalan Mogan Gölü’ne gider fotoğraf Sonrasında hayatınızda neler değişti? çeker, saat 9’a doğru da işime giderdim. İşinizi bırakıp fotoğrafçı olmaya nasıl yaşıyor olabilir. Kuş fotoğrafçılığı, fotoğrafçılık dalları karar verdiniz? arasında en zorlarından biri olduğu için Doğa Derneği ile çalışmaya başladıktan gün evimin bulunduğu sitenin bahçesinde mecburen fotoğraf makinasına fotoğrafçılık sonra Anadolu’nun birçok yerini gezdim kızılgerdan gördüm (gerçekten o kadar kurallarına hâkimiyetinizi çok geliştirmek projelerle, hayatımda hiç gitmeyeceğim nadir değilmiş!). O zamana kadar zorundasınız. Benim de fotoğrafçılığım hatta adını duymadığım yerlere gittim. yaşadığım çevreden bu kadar habersiz giderek gelişti, önce arkadaşlar arasında, Oralardaki yaban hayatını fotoğrafladım. nasıl yaşamışım bugün bile şaşarım. sonra bir fotoğraf derneğinde fotoğrafçılık Yaban hayatı, ağırlıklı olarak da kuş Tabii çevremizdeki birçok insan bu şekilde dersleri vermeye başladım. 2009 yılına fotoğrafları çekmeye başladıktan sonra, yaşıyor aslında, biz duyu organlarımızın geldiğimizde 4 yıldır fotoğrafçılık dersleri insanın algısı keskinleşiyor. Örneğin bizi çevremizdeki her şeyden haberdar veriyordum ve yazılım projemin de sonu senelerdir çalıştığım iş yerinin kampüsünde ettiğini sanıyoruz, aslında öyle bir şey yok, gelmişti. Çalıştığım bakanlıktan ayrıldım onlarca tür kuş yaşadığını fark ettim. Bir bilginiz düzeyinde algılayabiliyorsunuz ancak yine yazılımcı olarak bir yerde

TRT VİZYON 65 bir konuda bilginizi artırırsanız, birden o konuda beyninizin de tepkisi değişiyor, size daha önce görmediğiniz şeyleri gösteriyor. Örneğin bir araba aldığınızda birden etrafınızda ne kadar çok aynı marka araba olduğunu fark edersiniz. Bu yüzden aslında bir sürü paralel evren var, biz kendi evrenimizde yaşıyoruz, diğer evrenlerle iç içeyiz, gözümüzün önündeler ama bilim kurgu filmlerindeki gibi hiç farkında olmadan geçiyoruz yanlarından kendi hayatımızı yaşıyoruz. Ben bu paralel evren benzetmesini İstanbul’da kuş göçü izlemeye gittiğimde yapmıştım ilk. O zaman öğrendim ki İstanbul kuşların göç ettiği ana yollardan biri. Göçü izlemeye Çamlıca Tepesi’ne gittik, izlerken yaklaşık 10 bin kadar leylek Ülkemizde Dağhorozu’nun fotoğrafını ilk kez Melih Özbek çekti. geldi ve boğaz köprüsünün ayağının hemen üstünde dönmeye başladılar. Çok çalışmak yerine bana büyük keyif veren Kimi zaman tesadüfî bir harika bir görüntüydü ve köprüden geçen fotoğrafçılığı meslek olarak yapmaya karar araçların hiç biri bu durumun farkında verdim ve Dijital Akademi’yi kurdum. karşılaşma insanın hayatının olmadan geçip gidiyorlardı. Aynı filmlerdeki yönünü değiştirebilir ve paralel evrenlere benziyor diye düşündüm, Kızılgerdan sayesinde hem sizin olağanüstü bir şey oluyor herkesin gözünün hayatınız değişti. Hem de yüzlerce sonrasında o yön başka önünde, ama kimse onu fark etmiyor. Tabii fotoğraf meraklısının hayatına pek çok insanın hayatının bu sadece kuşlar konusunda bilgi sahibi dokundunuz… Çarpıcı örnekler var mı? yönünü de değiştirebilir… olursanız. Böcekler konusunda bilgi sahibi Yani sizin öğrencilerinizden fotoğraf olmaya başlarsanız, başka bir paralel sayesinde hayatı büyük çapta değişen Hatta bu bir minik kuş bile evrenin kapıları aralanıyor. Ağaçlarla birileri var mı? olabilir. ilgili başka paralel evrenler var, sokak Ders verdiğim süre içinde yaklaşık 3 bin hayvanlarıyla ilgili var… Sonsuz sayıda kişiyle bir arada olduk, bunlar arasında gitmek zorunda kaldım çekebilmek için. paralel evren içinde yaşıyoruz her gün. Ne ders aldıktan sonra mesleğini bırakıp Bir yıl sonra bu sefer Murgul’da bir yaylaya kadarını görmeyi başarabilirsek, hayatımız o fotoğrafçılık yapmaya başlayanlar var ya çıktık kış zamanı, bu kuşu bulup çekmek kadar zenginleşecek demek oluyor. da derste gösterdiğim kuş fotoğraflarından için. ilham alıp benim gibi kuşları fark edip Her yıl tuz gölündeki flamingoları onun heyecanıyla kuş fotoğrafçısı olup Şimdi fotoğrafla ilgili ne tür çalışmalarınız fotoğrafladığınızı biliyoruz. Bunun amacı bütün Türkiye’yi dolaşanlar var. Bugün var? ve yöntemi hakkında biraz bilgi verir Ankara’daki birçok profesyonel fotoğrafçının Bu aralar yeni fotoğrafçılık seminerleri ile misiniz? yolu bir şekilde Dijital Akademi’den uğraşıyorum, konusunda uzman kişilerle Tuz Gölü’nün birçok insan tarafından geçmiştir. fotoğrafta önemli konuları işlemeye bilinmeyen yönü Türkiye hatta Avrupa’daki çalışıyoruz. Bunun yanında video dersleri en kalabalık flamingo kolonisine ev Kızılgerdan’dan sonra kaç tür kuş ile ilgili çalışmalarım var, etkileşimli videolar sahipliği yapması. 2005 yılında yavruları fotoğraflamışsınızdır. Bunlar arasında yoluyla dünyanın her yerindeki fotoğraf havadan fotoğraflamaya başladık, her nadir bir türü fotoğraflama şansınız oldu severlerin faydalanabileceği video dersler yıl yaz aylarında uçakla Tuz Gölü’ne mu? çekiyorum. gidiyoruz, ben yumurtadan yeni çıkmış Ben hep işin keyfinde olduğum için kaç yavruların fotoğraflarını çekiyorum. Sonra da kuş türü fotoğrafladığımı hiç saymadım. Bu Yazının girişinde sizin sözünüzden fotoğraflardan yavruları sayıyorlar, böylece yüzden de hiç tür ayırt etmem, hâlâ bir yere alıntıladığımız bir bölüm var… Tedx Tuz Gölü’nün ekolojik durumu hakkında kuş çekmeye gittiğimde serçe de çekerim, konuşmanızda yer alan şehirdeki paralel bir bilgimiz oluyor. Bu sene 14’üncü yılını güvercin de, başka kuşları da. Çünkü tür evrenlere dair bölüm… Sahi mesela doldurduk. Her sene heyecanla çekim saymaya başlarsanız, algınızı daha önce bizim kentimizde, insanların çokça fark gününü bekliyorum, “acaba bu sene ne çektiğiniz türlere kapatıyorsunuz. Giderek etmediği nasıl bir paralel evren var? kadar yavru var” diye hafif bir endişeyle bakışınızı daraltıyorsunuz. Nadir türlere Daha önce söylediğim gibi duyu organları gidiyorum Tuz Gölü’ne. Sayılar o senenin gelince, dağ horozu isminde bir kuşun insana çevreyle ilgili bilgi sağlıyor ama bunu yağış durumuna göre her sene değişiyor, 8 Türkiye’de ilk fotoğrafını ben çektim, çok değerlendiren beyin olduğu için beyin de bin ile 20 bin arasında rakamlar görüyoruz. nadir sayılmaz ama çok utangaç bir tür bilgisi dâhilinde değerlendiriyor. Bilmediği olduğu için bulması çok zordu. Gürcistan şeyleri göz ardı ediyor ve bizim onları Bu da Tuz Gölü’nün yağışlara karşı ne sınırında Posof ilçesinde bir dağın eteğine algılamamamıza neden oluyor. Bu yüzden kadar hassas olduğunu gösteriyor.

66 TRT VİZYON Kuş fotoğraflamak hem donanım hem de “Ders verdiğim süre içinde fotoğraf ve yaban hayatı konusunda ne tür zorluklar barındırıyor? yaklaşık 3 bin kişiyle Kuş fotoğrafçılığı en zor fotoğrafçılık bir arada olduk, bunlar dallarından biri olarak görülüyor. Çünkü arasında ders aldıktan bir fotoğrafçı olarak hiçbir fotoğrafik unsur kontrolünüz altında değil. Kuş ne zaman sonra mesleğini bırakıp çıkacak belli değil ya da ışık tamamen fotoğrafçılık yapmaya yanlış yönden geliyor olabilir. Her hava koşulunda çekiyor olabilirsiniz. Bu yüzden başlayanlar var ya da yapabileceğiniz şey hakim olabileceğiniz derste gösterdiğim kuş tek konuyu iyice öğrenmek: Kullandığınız fotoğraflarından ilham alıp ekipman ve fotoğrafçılık kuralları. Bunun için de, kuş fotoğrafçılığında başarılı benim gibi kuşları fark Melih Özbek olmanız için kullandığınız ekipmanı çok iyi edip onun heyecanıyla kuş ODTÜ’den Makina Mühendisi olarak bilmeniz gerekli, çünkü fotoğrafı çekmek mezun olup üzerine bir de aynı için çok kısa bir süre var ve bu sürede fotoğrafçısı olup bütün üniversitede yüksek lisans yapıp makinanın ayarlarını yapıp fotoğrafı en Türkiye’yi dolaşanlar var.” sonrasında hiç mühendislik yapmadan doğru şekliyle çekmeniz gerekli. Hangi kariyerime yazılımcı olarak devam ettim. durumlarda hangi ayarların en iyi sonucu edilmiş, koruma altındaki bir alan. Ama ona Yaklaşık 20 yıl yazılımcılıkla uğraştım. vereceğini bilmek de çok önemli. Tabii bu rağmen 10 sene öncesine göre şu anda 2009 yılında fotoğraf eğitimi verdiğim ve profesyonel fotoğraf çekimleri yaptığım kadar olumsuz koşullar içinde fotoğraf tanınmaz durumda. Dijital Akademi’yi kurdum. 10 yılda çekme şansını artırmak için mümkün Fotoğraf konusunda sizi en çok binlerce öğrenci ile birlikte çalıştık, olduğu kadar ekipman kalitesini üst gezilere gittik, keyifli zamanlar geçirdik. düzeyde tutmak gerekiyor. Her koşulu heyecanlandıran tür hangisi? Çekmek isteyip de çekemediğiniz bir tür oldu mu? Bunun yanında gönüllü olarak doğa doğru sağlayıp sırf ekipmanınızın projelerinde çalışıyorum. 2013 yılından Beni aslında her tür kuş heyecanlandırıyor. kapasitesi yetmediği için bir fotoğrafı bu yana Hacettepe Üniversitesi’nde Seviyorum fotoğraflarını çekmeyi. Ama kaçırmak hoş bir tecrübe olmuyor. fotoğrafçılık dersleri veriyorum. çekmeyi çok istediğim bazı yırtıcı kuş türleri var, mesela ak kuyruklu kartal gibi. Bir de telli Siz fotoğrafçılığa başladığınızdan bu oralarda gezmek, zamanda yolculuk yapmak yana, sürekli fotoğraf çektiğiniz yerler turna. Zamanında adına türküler yakılmış, ama maalesef şu anda Türkiye’de nesli gibi… Bir de hayvanlara bu kadar yakın var. Yaban hayatı buralarda nasıl bir olmak çok farklı bir duygu. değişime uğradı ya da uğradı mı? tükenmiş. Ancak göç zamanı tesadüfen görünüyor. Çok estetik, narin ve güzel bir Benim en çok fotoğraf çektiğim yer Fotoğraf çekerken ya da fotoğrafa dair Ankara’daki Mogan Gölü’dür. Bu göl hayvan. İstediğim gibi güzel bir fotoğrafını hâlâ çekemedim. bilgileri paylaşırken, paylaşımcı olanlar Ankara’nın merkezine 20 dakika kadar “en önde” olmak isteyenler de var. mesafededir ve Türkiye’deki kuş türlerinin Ülkemizin dışında da yaban hayatı Hatta fotoğrafını çektiği bir çiçeği başkası yarısını barındırır. Ben ilk kuş fotoğrafı çekmesin diye ezenler ya da mizansen çekmeye başladığım 2004 yılında Mogan fotoğraf gezilerine gidiyor musunuz? En sevdiğiniz yerler ve nedenlerinden yaratanlar da var… Sizce gerçek bir daha dokunulmamış ve çok fazla kuş türü yaban hayatı fotoğrafçısı nasıl olmalı? barındıran bir göldü, arabadan hiç inmeden bahseder misiniz? 10 yıldır Afrika’ya geziler düzenliyorum. Fotoğrafta en önemli konu keyifle yapmak yol kenarından bir sürü kuşun fotoğrafını bence… Ama günümüz iletişim araçlarının çekebilirdiniz. Sonra 2005 yılında Ankara Kenya ve Tanzanya’ya safariye gidiyoruz. Eşsiz güzellikteki bu yerlerde her ve sosyal medyanın yaygınlığı, insanların Büyükşehir Belediyesi Mogan’a bir park “like” alma hırsı yüzünden bazen fotoğraftan yapma kararı aldı ve en yoğun kuş alanını fotoğrafçının bulabileceği güzellikte konular var. İster yaban hayat ister insan ister keyif almak ikinci planda kalıyor, önemli bir inşaat alanı haline getirdi. Bunu da olan “herkesten daha iyi fotoğraf çekmek” en yanlış mevsimde yaptı, tam kuşların manzara, her fotoğrafçı keyifle fotoğraflar çekiyor ve mutlu ayrılıyor. Genellikle de bir oluyor. Bunun için de fotoğrafçılar her göçten gelip yuva yapıp yumurta çıkardığı şeyi yapabiliyor. Örneğin kuş fotoğrafçıları dönemde oldu bu inşaat ve bir sürü yuva kere gidince tekrar tekrar gitmek istiyor. Afrika insanlığın doğduğu yer, bizim gidip arasında çok nadir bir kuş gördüğünde onun ve yumurta bu sırada telef oldu. Şu anda fotoğraflarını çekip diğer insanlar yerini bulup gölün diğer bölümlerinde de aşırı bir insan fotoğraflarını çektiğimiz yerlerde ilk insanlar yürümüş ve o zaman da oralar aynı bizim çekmesin diye yayınlamayıp aylar sonra baskısı var, giderek yerleşim alanları, kuş göç ettikten sonra yayınlayanlar var. piknikçiler, amatör balıkçılar arttığı için göl fotoğrafladığımız gibi görünüyormuş. Hayat aynı şekilde devam ediyormuş. Bizi Hayvanların toplanması için yem atanlar, kenarında artık eskisi gibi kuş görmek çok ses çıkaranlar var. Gerçek bir yaban hayat mümkün olmuyor. Onun yerine gölün arka oraya çeken şey belki de bu. İnsan garip bir özgürlük hissediyor oradaki savanlarda fotoğrafçısı görünmez olmalı, ortama hiç tarafına yapılan küçük baraj göleti etrafında müdahale etmemeli, doğadaki ipuçlarını toplanıyor artık kuşlar. dolaşırken. Hiç fotoğraf çekmeden sadece yüzünüze vuran rüzgârı hissederek gezin, kovalayarak istediği fotoğraflara ulaşmaya Mogan aslında bir Özel Çevre Koruma çalışmalı. Zaten bence işin en keyifli hali de Alanı, yani çevresel önemi yasalarla kabul yine de mutlu olursunuz. Bir milyon yıldır bozulmamış oradaki hayat. Bunu bilerek bu. TRT’DEN Öztürk Miraç SARAL / [email protected] Radyoevi Müzesi Türkiye’nin işitsel tarihi ziyaretçilerini bekliyor

adyo olarak 92’inci yılı, TRT İstanbul Radyosu’nun binasının Birleşmiş Milletler’e verileceğine ikonik radyoevi binası olarak dair haberler çıktıysa da neyse ki bu hiçbir da 70’inci yılını kutlayan Harbiye’deki binasında zaman gerçekleşmedi. İstanbul Radyosu bugüne açılan müze, hafta içi mesai İşte tüm bu hatıralar TRT tarafından kadar yayınları, içeriği, Radyoevi’ndeki arşivde toplandı, konukları ve çalışanlarıyla saatlerinde ziyaret edilebilir kategorize edildi ve nitelikli bir müzeye kültürel tarihimizin en önemli katkı ve giriş tamamen ücretsiz. dönüştürüldü. Radyo yayıncılığının 92 yıllık Rsağlayıcılarından birisi oldu. Dünyayı serüveni, Türkiye’nin işitsel hafızasına dair deneme sürecinden sonra da 10 kişiyi bile sadece oturma odalarımıza getirmekle tecrübeler ve anılar bu müzenin içinde yer bulmayan sayıca az ama heyecanlı bir kalmadı, bunu da en yüksek kaliteyle alıyor. kadroyla yayınlarına başladı. 150 KW’lık gerçekleştirdi. istasyonu ile orta dalga üzerinden yayın Avrupa’dan getirilen ve döneminin en Radyoevi’ne uzanan yol yapan ilk radyomuz olan İstanbul Radyosu, güçlülerinden olan 5KW’lık istasyon İstanbul Radyosu kurulduğu zaman yayın yayın kaydetme ve koordine yayın ile yayın hayatına 1927’de başlayan yeri Darphane’nin ilerisindeki Osmaniye gibi özellikleriyle Türk radyoculuğunun İstanbul Radyosu, 1949’da bugün hâlâ Köyü’ndeydi. Bu derme çatma stüdyoda ilerlemesinde bir sıçrama gerçekleştirdi. kullanılan Radyoevi binasına geçti. İki aylık fazla kalınmamış, hemen herkesin TRT İstanbul Radyosu’na ait Radyoevi

68 TRT VİZYON TRT VİZYON 69 TRT Genel Müdür Yardımcısı Erkan Müzede müziğimizin usta isimlerinin Durdu, herkesi İstanbul Radyosu kullandığı enstrümanlar var. Radyoevi Müzesi’ne davet etti.

Müzede İstanbul Radyosu’na emek Bugün nostaljik kalsa da bu radyolar vermiş çalışanlarının fotoğrafları yer zamanının teknoloji harikalarıydı alıyor. Fotoğraflar: Ekin Altuğ

Açılıştan notlar TRT Radyoevi Müzesi, TRT kurumundan ve radyo dünyasından önemli isimlerin katıldığı bir törenle açıldı. Açılışta TRT Hafif Müzik ve Caz Orkestrası da küçük bir konser verdi. Bu törende söz alan TRT Genel Müdür Yardımcısı Erkan Durdu, müzenin mesai saatleri içinde açık olacağını ifade ederek şu açıklamalarda bulundu: “Türkiye’nin yayıncılık serüveni ile ilgilenmek isteyen profesyonel ya da amatör kişiler, üniversitelerde okuyan arkadaşlarımız ya da radyoya gönül vermiş dinleyicilerimiz müzeyiı mesai saatleri içinde ziyaret edebilirler.” Açılış konuşmasında ise İstanbul Radyosu’nun emekçilerine teşekkür ederek, bu mekânın kendisine ait bir ruhu olduğuna değindi: “Bu kadim mekân burada çalışan insanlara çok şey veriyor. Bu stüdyodan kimler geldi, kimler geçti ve bugün de ne anlamlı icralar gerçekleştiriliyor… Bize yayıncılık bayrağını devreden kıymetli büyüklerimiz; yayıncılığın yüz akları büyük sanatkârlarımız; yayın-eğlence hayatına ve Türk müziğine büyük emek veren, o eşsiz insanların ruhlarının bu mekândaki varlığına şahit oldum.” TRT Radyo Dairesi Başkanı Ahmet Akçakaya ise bu müzenin kendi başına bir tarih olduğunu belirtti: “Burası bir tarih. Burası milletin ve İstanbul’un ruhunu da temsil ediyor. Radyo tarihi açısından da birçok olaya tanıklık etmiş vaziyette. Bu tanıklıkların çok az bir kısmını ziyaretçilerimize açmış olacağız.” Müzenin küratörü Erkan Doğanay ise Türkiye’nin radyo tarihçiliğiyle ilgili müzeye dair görüşlerini paylaştı: “Müzemizde 2019’a kadar olan süreci burada anlatmaya çalıştık. On yıllık periyotlara böldük. Biz bu 10 yıllık periyotlardan kayda değer olanları, anlatabilmeye dair olanları bu müze içinde hikâye haline getirerek yer verdik.”

bildiği Sirkeci’deki Büyük Postane Nida Tüfekçi, Mustafa Sağyaşar, Alaeddin bekliyor. Bu enstrümanlar bizzat dönemin Binasına taşınmıştı. Bir odaya mikrofon, Yavaşça, Tevfik Akman, Ella Fitzgerald, efsane radyo sanatçılarına ait ve hiçbir diğerine amplifikatör (sinyal yükseltici) Julio Iglesias, Demirhan Altuğ, Yaşar Özel, değişikliğe uğramdan bugüne kadar yerleştirilmişti. Duke Ellington, Cemal Reşit Rey, İlham saklanmayı başarmış. Sirkeci’deki Büyük Postane’nin de şartları Gencer, Turhan Taner ve Abolito… Kimler Müzede aynı zamanda eski günlere yeterli gelmeyince, İstanbul Radyosu’nun geldi kimler geçti bu binadan. Kimlerin dair ses kayıtlarını, programları ve özel yeni bir yere taşınma ihtiyacı doğdu. evine, ilk hayallerine, ilk aşklarına ve konserleri dinleyebileceğiniz kulaklıklı 1945’in Kasım ayında temelleri atılan ve özlemlerine eşlik etti… alanlar da bulunuyor. Radyo vericilerinden Çanakkale Şehitler Anıtı’nın da mimarı çıkan sinyaller, 92 yıldır Türkiye olacak olan Doğan Erginbaş’ın elinden Müzenin içeriği semalarında var olmaya ve evlerimizin çıkan 4 katlı bina, 19 Kasım 1949 tarihinde Müzede, Türk radyoculuğunun tarihini başmisafiri olmaya devam ediyor. Şimdi dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün anlatan ve onar yıllık bölümlere ayrılmış de sıra bu seslerin kaynağına inmekte. açış konuşmasıyla hizmete girerek İstanbul görüntüler, fotoğraflar ve kayıtlar Kim bilir, belki İstanbul Radyoevi Müzesini Radyoevi adıyla hayatına başladı. sergileniyor. Bugün artık çok nadir bulunan gezerken siz de sihirli kutunun arkasındaki Zeki Müren, Charli Rahci, Faruk Yener, eski radyolar, yayıncılık cihazları ve sesleri duyarsınız. Mesut Cemil Bey, Willy, Hasan Kocamaz, enstrümanlar da müzede ziyaretçilerini

68 TRT VİZYON TRT VİZYON 69 TRT’DEN Zeynep ÖYMEZ / [email protected]

Tanıdık bir yüz çiçeklere hayat veriyor Kurumumuz bahçıvanlarından biri olan, iç mekân bitkilerinden sorumlu Mehmet Erkazancı ile daha yakından tanıştık.

erimli bir çalışma ortamının çoğunluğunu personelimizin kendi elleriyle Çiçekler ona emanet olmazsa olmazlarındandır diktiği ağaçlarla ve çiçeklerle bezeli. TRT’nin Yaklaşık 9 yıldır TRT’de görev yapan bitkiler. Havayı temizlemekle sadece bahçesi değil iç mekânları da Mehmet Erkazancı, Isparta Süleyman kalmaz, ortama kattıkları çiçeklerin ev sahibi. Demirel Üniversitesi Ziraat Meslek güzellik ve enerji ile dağınık Var olan bu zenginliğin korunması ve Yüksekokulu ve Anadolu Üniversitesi İşletme zihinlerin toparlanmasına yaşatılması için bahçıvan arkadaşlarımız Bölümü mezunu. Yıllarca Antalya’da kesme yardım ederler. Bazen onları seyretmek canla başla çalışıyorlar. Kimi zaman ağaçları çiçekçilik, özellikle karanfil üzerine çalışan Vbile yorgun zihinleri dinlendirmeye budarken görüyoruz onları kimi zaman da Mehmet Bey Ankara’da da çiçek seralarında yeter. TRT çalışanları olarak çok şanslı çiçek sularken… Bu sayımızda, Kurumumuz da çalışmış. Bir süre Ankara Büyükşehir olduğumuzu söylersek yanlış olmaz. Genel bahçıvanlarından biri olan, iç mekân Belediyesi Altınpark serada görev yapan Müdürlüğümüzün yerleşkesi ıhlamurdan bitkilerinden sorumlu Mehmet Erkazancı ile Erkazancı, 2011 yılında bahçıvan olarak elmaya, kestaneden çama kadar tanıştırmak istiyoruz sizi.

70 TRT VİZYON TRT VİZYON 71 Zeynep ÖYMEZ / [email protected]

TRT’de göreve başlamış. İç mekân bitkileri Bitki bakımının püf noktaları ile ilgili yeteneği ve tecrübesi fark edilince bina içinde çalışması istenmiş. TRT’nin Ziraat Teknikeri Mehmet Erkazancı bitki müşterek kullanım alanlarındaki iç mekân bakımına dair ipuçları verdi: bitkilerinin ve başkanlıklardaki çiçeklerin • Kış aylarında güneşin açısı değiştiği emanet edildiği kişi o. için bitkilerin suya ihtiyacı azalır. Sulama suyunu azaltmak gerekir. Sulama suyu Her gün aynı saatte sulanmalı oda sıcaklığında veya ılık olmalıdır. Şemsiye çiçekleri, Dracena Masengene • Bir bitkinin yukarıya doğru uzaması isteniyorsa yanlarından budanır. Alt denilen uzun geniş yapraklı bitkiler, salon kısımlarının formu dolgun ve çatallı yukkası, sardunyalar, orkideler, huzurlu olması isteniyorsa üst kısmı budanır. zambak, beyaz yelken veya ıspanak çiçeği • Fotosentez en çok ilkbaharda olur. denilen Spathiphyllum Wallisii’ler… Zengin Bu sebeple toprağın suya ihtiyacı artar, bitki çeşitliliğinin Kurum içinde de olduğunu bitkinin yeni toprağa girmesi gerekir. Mart, öğreniyoruz Mehmet Bey’den. Mesaisine Nisan ayları toprak ve saksı değişimi için sabah 7.00’de çiçekleri sulayarak başladığını idealdir. Bu şekilde bitkinin bahar aylarına belirten Mehmet Erkazancı “Sulama işini uyumu kolaylaşır. saat 9.00’a kadar bitiriyorum. Her gün aynı • Bitkilerin bir numaralı düşmanı saatte sulamaya dikkat ediyorum. Çiçeklerin tesisinde kompost atık makinası olduğunu cereyandır. Açık bir pencerenin karşısında sabah saatlerinde sulanması daha iyidir. öğreniyoruz. Erkazancı, kısaca kompost açık bir kapı veya pencere varsa bitki çok Çünkü günün sıcak saatlerinde sulandığında işleminden bahsediyor: “Yemekhanede hızlı bir şekilde su kaybedecektir. Bitkiyi suyun bir kısmı buharlaşarak kaybolur. yemek öncesi çıkan organik atıklar ve hava akımından korumalıyız. Buharlaşma neme sebep olacağından bahçe peyzajından çıkan atıklar kompost • Yazın, vantilatör ve klimanın çok bitkinin strese girmesine neden olabilir” makinesinde kompost yapımında kullanılıyor. fazla çalıştığı yerlerde, ortam sıcaklığı diyerek uyarıyor. Çıkan kompost iç mekan çiçeklerinde ve ani düştüğü için bitki bu ani sıcaklık bahçe peyzajında toprak iyileştirici olarak düşüşlerinden çok etkilenir. Bir iç mekân bitkisi için en düşük sıcaklık 16, en Çiçeğin yeri çok önemli kullanılıyor. Toprağın su tutma kabiliyetini yüksek 36 derece olmalıdır. Aslında iç mekân bitkisi diye bir canlı yok. artırmakla birlikte daha yüksek bir verim elde • Çiçek sineklendiğinde ilk yapılması Yaşadığımız mekânları güzelleştirmek ediyoruz.” gereken sulama suyunun bir miktar için yanımıza aldığımız bu bitkilerin çoğu azaltılmasıdır. Bu işlemin ardından tropikal bölgelerde dış mekânlarda yetişen Muz, yumurta ve patates kabuğu arapsabunu ve sirkeli su karışımı bitkinin bitkiler. TRT’de her yerde görebilirsiniz bu Bu işlem evde yapılabilir mi? diye soruyoruz: toprağına, saksı altlığına ve saksı bitkileri. Odalarda, toplantı salonlarında, “Evde sıvı bitki besini hazırlamak çok çevresine sıkılmalıdır. yemekhanede, kütüphanede… meşakkatli bir iş. Meyve artıklarından • Bitki böceklendiği zaman ise böceğin Çiçeklerin konulduğu yerin büyük önemi yapmak gerekiyor ve kısa bir sürede türüne göre tarım ilaçları bitkinin olduğuna işaret eden Mehmet Bey “Güneşi fermente olmuyor bir de kokusu oluyor. Bu yapraklarına ve gövdesine sıkılarak çok seven veya az seven bitkiler var. Camın yüzden hazır besin takviyeleri tercih edilebilir. mücadelesi yapılır. Tanıdık bir yüz çiçeklere kenarında direkt güneş alan ve altında Çiçek açan bitkilere 2-3 ayda bir besin • Bilgisayar, telefon, televizyon gibi kaloriferin yandığı yerler çiçekler için uygun takviyesi yapılabilir. Kış döneminde bitki radyasyon yayan cihazların yanında kaktüs bulundurmasını tavsiye ediyoruz. değil. İşyerlerinde mecburen bu tarz yerlere uykuya geçeceği için besin veya gübreye konuluyor. En azından bitkilerin bir perdenin ihtiyaç duymaz. arkasında kalması sağlanmalı” tavsiyesinde değişimlerini yaptığını belirten Mehmet hayat veriyor Yağmur sularında azot çok fazla vardır. bulunuyor. Erkazancı, bitkilerin budama işlemlerini Bitkinin yaprakları hemen güçlenir. Fosfor, Çiçekçiden alıp eve getirdiğimiz çiçeklerin de yapıyor. Gerektiğinde zirai ilaçlama da köklerini güçlendirir. Belki görmüşsünüzdür; neden kısa bir sürede bozulduğunu da uyguluyor. Salon bitkisi olarak neleri tercih bazı yetiştiriciler hamsiyi çiçeğin bu vesile ile öğreniyoruz: “Çiçekçilere etmemiz gerektiğini sorduğumuzda: toprağına gömerler. Potasyum da bitkinin güneş doğrudan girmez, çiçekler sadece “Bu tamamen kişinin beğenisine bağlı çiçeklenmesini ve meyve vermesini sağlıyor. dışarıdaki aydınlıktan yararlanır. Bunun için ama ‘Peygamber Kılıcı’ tercih edilebilir; İlk aklımıza gelen muzdur, muzda çok dükkân önüne özellikle bir tente yaparlar. çünkü çiçekler içinde en çok oksijen yayan Güneşin zararlı ışınlarından koruyarak miktarda potasyum bulunur. Sıvı besin bitki odur. Yer büyük ise ‘Benjamin’ veya yaprak kırılmaları, sararmaları gibi bir takım olarak değil de yumurta, muz, patates ‘Margarit Dracena’ tercih edilebilir. Görsel sıkıntıların önüne geçerler. Çiçekçiden kabukları küçültülerek talaşla harmanlanıp olarak çok güzel olduğu için kumkuatlar aldığımız çiçeği evde çok güneş alan bir yere toprakla karıştırılabilir. Böylece toprağın seviliyor ama onlar nemli bölgelerin bitkileri koymamalıyız. Sabah güneşini alan yerleri zenginleştirilmesi sağlanabilir.’’ olduğundan çok uzun ömürlü olmuyorlar. tercih etmeliyiz.” ‘Guzmanya’ çiçeği de özellikle birkaç bitkinin Hangi bitkileri seçmeliyiz? arasında olduğu zaman hemen fark ediliyor. TRT’de “kompost” yapılıyor! Toprağın bozulma durumuna göre bazen ‘Orkideler’in de çok güzel bir görüntüsü ve Sohbetimiz esnasında TRT’nin geri dönüşüm bir, bazen iki yılda bir bitkilerin toprak enerjisi var” yanıtını alıyoruz.

70 TRT VİZYON TRT VİZYON 71 KISA KISA Mine Sultan ÜNVER / [email protected]

Ünlü radyocular, iletişim öğrencileriyle bir araya geldi TRT Akademi Söyleşileri kapsamında ünlü radyocularla öğrencileri buluşturan “Radyo: Bitiyor mu? Evriliyor mu?” etkinliğinde radyonun geçmişi, bugünü ve geleceği konuşuldu. TRT FM program yapımcısı ve sunucusu Acar Acartürk’ün yönettiği söyleşide ülkemizin ünlü radyocuları konuşmacı 24. Zoom Uluslararası Haber olarak yer aldı. Görüntüleri Yarışması’nda TRT’ye ödül Türkiye Haber Kameramanları Japonya Yayın Kurumu (NHK) İstanbul’da Derneği tarafından düzenlenen 24. büro açtı Zoom Uluslararası Haber Görüntüleri Japonya Yayın Kurumu (NHK) İstanbul Bürosu’nun Yarışması’nda 5 kategorideki ödüllerden açılış töreni yapıldı. Hilton Istanbul Bosphorus’ta biri TRT Haber’e geldi. TRT Spikeri düzenlenen törene, TRT Genel Müdürü İbrahim Hakan Aslan ve TRT kameramanı Seyit Eren ve çok sayıda davetli katıldı. Taşdelen’in, usta fotoğrafçı Ara Güler ile yaptıkları “Usta” adlı haber “Yılın Röportaj Haberi” kategorisinde ödüle layık görüldü.

Türkiye Spor Yazarları Derneği’den TRT Spor’a 3 ödül Türkiye Spor Yazarları Derneği tarafından düzenlenen “Yılın En İyileri” yarışmasında kazananlar belli oldu. TRT Spor ailesinden 3 Dizi sektörünün geleceği isim ödüle layık görüldü. konuşuldu Televizyon haber dalında ödül, TRT Akademi Söyleşileri kapsamında “Soyunma odası” isimli haberi “Dizi Sektörünün Geleceği” Üsküdar ile muhabirimiz Sonay Teker’e Üniversitesi Nermin Tarhan Konferans verildi. Televizyon program Salonu’ndaki panelde konuşuldu. TRT dalında ödülün sahibi ise 1 Kanal Koordinatörü Cemil Yavuz, spikerlerimizden Zerrin Yazar söyleşiye katılarak konuşma yaptı. oldu. Yazar’ın hazırladığı “Sporun Kadınları Programı, Yasemin Adar Bölümü” jürinin en Söyleşiye üniversite öğrencileri yoğun yüksek puanını aldı. Türkiye Spor Yazarları Derneği’nin Televizyon Belgesel dalındaki ödülü ilgi gösterdi. ise Timuçin Nalbant’a “Kapıkule’nin Anahtarı Naim Süleymanoğlu” belgeseli kazandırdı.

A.B. 9. İnsan Hakları Kısa Film Yarışması’ndan TRT’ye ödül Avrupa Birliği 9. İnsan Hakları Kısa Film Yarışması’nda TRT World belgeseli “It’s me, Super Girl” birinciliğe layık bulundu. Belgeselde şampiyon yüzücümüz Sümeyye Boyacı’nın hayatı anlatıldı.

“Aile Olmak” bizden bir hikâye TRT’nin önemli yapımlarından “Aile Olmak” adlı belgesel filminin çekim ekibi, Esenler Belediyesi’nin düzenlediği Film ve dizi sektörü temsilcileri ATO’da “Bizden Hikâyeler” programına konuk buluştu oldu. Yöneticiliğini Abdulhamit Güler’in Ankara Ticaret Odası, başkentte dizi ve film sektörünün üstlendiği programda yönetmen Emre gelişmesi için fırsat ve imkânları ele almak amacıyla, Karapınar, görüntü yönetmeni Fatih sektör temsilcilerini “Başrolde Ankara” başlığıyla Bacağıkırık ve kurgu şefi Abdülhamit düzenlediği toplantıda bir araya getirdi. ATO Başkanı Hacıhasanoğlu konuşmacı olarak yer Gürsel Baran’ın ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıya, aldı. TRT Genel Müdürü İbrahim Eren de katıldı.

72 TRT VİZYON TRT VİZYON 73 Mine Sultan ÜNVER / [email protected]

Sedat Simavi Ödülleri’nde TRT’ye 3 ödül birden Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) kurucu başkanı adına verilen ve bu yıl 43’üncüsü düzenlenen Sedat Simavi Ödülleri sahiplerini buldu. TRT, 4 ödüle layık görüldü. “Radyo Ödülü”ne, TRT Türkü’de yayınlanan “Öyküleriyle Türküler” programıyla Yaşar Özürküt layık görüldü. “Televizyon Belgesel Ödülü”nü, TRT Belgesel ve TRT Avaz kanallarında yayınlanan “Umudun Toprağı” belgeseliyle F.Neslihan Semerci ve Emine Moğul alırken “Televizyon Belgesel Övgü Ödülü”ne TRT 2’de 4 Nisan’da yayınlanan “Troya Hazineleri-Asırlık Hasret” belgeseliyle Nihal Ağırbaş layık görüldü.

Türk dizi sektörü Hollywood’dan daha hızlı ve verimli çalışıyor TRT 1 ekranlarının beğeniyle takip edilen dizisi “Payitaht Abdülhamid”in yapımcılarından Serdar Öğretici, Türk dizilerinin uluslararası köprü niteliği taşıdığını belirtti. Dizilerin dünyada büyük ilgi gördüğünü ve Türk dizi sektörü olarak Hollywood’dan daha hızlı ve verimli çalıştıklarını ifade etti.

“Seksenler” dizisinin hedefi yok olan değerleri kayıt altına almak Yeni bölümleriyle yeniden seyirciyle buluşan TRT 1’in sevilen yapımı “Seksenler”in oyuncuları dizi setinde bir araya geldi. Şoray Uzun, Ayşe Tolga, Özlem Türkad ile Yasemin Conka’nın rol aldığı dizinin yapımcısı Birol “Payitaht Abdülhamid” dizi Güven’in setteki buluşmada açıklamaları şöyleydi: oyuncuları 100. bölümü “Bizim büyük bir hedefimiz var. O da şu anda yok olan kutladı değerlerimizi kayıt altına almak. Seksenler önemli bir TRT 1 ekranlarında ilgiyle izlenen işlev görüyor. Çünkü değerli olan gündelik hayattır. “Payitaht Abdülhamid” 100’üncü Gündelik hayat bizim kültürümüz, değerlerimiz, bölüme ulaştı. Dizi oyuncularının, geleneklerimizdir. Onları kayıt altına alıp bizden sonraki set ekibinin ve dizi yapımcılarının jenerasyonlara aktarmak gibi bir misyonumuz olduğunu katıldığı kutlamada, 100’üncü bölüm düşünüyoruz. Biz bunları 1980’lerde çok yoğun pastası kesildi, mangal ikramı yaşıyorduk, şimdi bizi çocuklar da seyrediyor.” yapıldı. TRT ekranlarında ilk kez 2012’de yayınlanan “Seksenler” dizisi, yeni bölümleriyle hafta içi her gün haber bülteni öncesi ilgiyle izleniyor.

Yurt dışında Payitaht Abdülhamid’e müthiş sevgi var Osmanlı padişahı Sultan 2. Abdülhamid Han’ın hayatını konu alan ve Eylül ayında dördüncü sezon bölümleriyle ekrana gelmeye “Bir Aş Hikâyesi” izleyiciyi başlayan dizi, sürükleyici hikâyesi gastronomi yolculuğuna ve seçkin oyuncu kadrosuyla çıkaracak özellikle Orta Doğu, Balkanlar, Türk TRT 1 ekranında yayınlanan Vuslat Cumhuriyetleri, Güney Amerika dizisinin ve TRT Belgesel kanalında ve bazı Batı ülkelerinde büyük izleyiciyle buluşan Su Savaşları’nın ilgi görüyor. “Payitaht Abdülhamid” dizisinin çekimleri, Kocaeli’nin İzmit ilçesindeki Seka Film yapımcıları “Bir Aş Hikâyesi” Platosu’nda tamamen yenilenen ve döneme uygun hale getirilen setlerde devam ediyor. Dizinin isimli yeni projesinin ilk bölümünü başrol oyuncusu Bülent İnal, Arap ülkelerine, Kuveyt, Katar gibi ülkelere yaptıkları gezilerde, izleyicilerin beğenisine sundu. politik bir dizi olmasına rağmen müthiş ilgi ve sevgi gördüklerini belirtiyor. Kaliteden ödün verilmediği, hikâyeler doğru anlatıldığı sürece bu ilginin devam edeceğini de ekliyor.

72 TRT VİZYON TRT VİZYON 73 TRT’nin sevilen dizisi “Halka” yakında dijital platformlarda Türkiye’de dizi sektörü büyüme ve dönüşümünü sürdürüyor. Sektörün önemli aktörlerinden TRT bu büyümeye paralel olarak, dizilerini dijital platformlarda dünyaya sunmaya hazırlanıyor. Her ne kadar ülkemizde televizyon izleme oranları birçok ülkeye göre yüksek seviyelerde olsa da, izleyicilerin dijitale geçme eğilimini dikkate alan TRT ilk denemesini Halka dizisiyle yapacak. TRT 1 için Es Film tarafından hazırlanan Halka dizisi bu sezonun en çok konuşulan yapımlarından biri oldu. İddialı polisiye dizisi Halka, yeni bir kurguyla dijital platformlarda boy gösterecek ve yine genç izleyici tarafından beğeniyle izlenecek. Dijital dizi çalışmaları neticesinde, bugüne kadar TRT 1 ekranında yayımlanan 19 bölüm, daha kısa ve daha dinamik bir hale getirilecek. Bu amaçla kurguda uluslararası bir isim olan Mark Davis ile anlaşıldı. Mark Davis, Sherlock, Black Mirror, Taboo gibi Türk izleyicisinin de takip ettiği birçok önemli sinema ve dizi projesinde yer almış bir isim. Geçtiğimiz süreçte, Halka dizisinin yayınlanan bölümleri Londra’ya iletildi ve Mark Davis kurgu çalışmalarına başladı. TRT ekranlarında ortalama 130 dakika süre ile yayınlanan Halka’nın dijital versiyonu 50’şer dakikadan oluşacak. Halka; Nazan Kesal, Ahmet Mümtaz Taylan, Burak Sergen, Serkan Çayoğlu, Kaan Yıldırım, Hande Erçel ve Hazal Subaşı’dan oluşan güçlü oyuncu kadrosuyla adından söz ettirirken özellikle sosyal medyada geniş bir fan kitlesine sahip. Yeni formatta dizide yeni karakterler, yeni oyuncular ve yeni hikâyeler olacak. Dizinin dijital formatının izleyicilere 2020 yılında sunulması hedefleniyor.

Halka dizisinin konusu İki genç adam, iki farklı insan, iki kurban; bambaşka yerlerden gelip, yan yana durarak, inat ve öfkeyle kader sandıkları, tesadüf saydıkları bir kumpasla savaşıyorlar. Uzakta kalan ve uzayıp gelen bir geçmişin peşine düşüyorlar. Eski defterlerin, kirli davaların, büyük ve küçük yalanların hesabını soruyorlar. Mafyanın, paranın, entrikanın konuştuğu ve sustuğu bir hayatın içinde sürükleniyorlar. Halka ismi, üç halka simgesiyle bilinen bir suç şebekesinden gelmektedir. Halka’nın en temel özelliği, her bölümde artan muammalı temposu ve klasik mafya anlatılarının aksine kadınların güçlü olduğu, yönetip yönlendirdiği bir karakter içeriği taşımasıdır. Hikâyenin kahramanları Halka’nın mağduru olduklarını öğrenerek, örgütle mücadeleye girişen Kaan ve Cihangir’dir.

Kristal Elma ve Felis Ödülü “Halka”ya TRT’nin sevilen dizisi Halka, reklam-pazarlama endüstrisinde yaratıcılığıyla dünyaya katkı sağlayan ekipleri ödüllendirmek amacıyla düzenlenen Felis Ödülleri’nde Outdoor Kategorisi’nde ve 2013 yılından itibaren dünyanın en önemli pazarlama-iletişim ustalarını konuk eden festivale dönüşen Kristal Elma’da Dijital Kategorisi’nde ödüle layık bulundu.

74 TRT VİZYON TRT VİZYON 75 74 TRT VİZYON TRT VİZYON 75 GÜNCEL Meral ÜNSAL / [email protected] Hep aşk vardı Her anı aşkla yaşanmış bir hayatı uğurladık...Yıldız Kenter’i... Aşkla yaptığı sanatıyla bir ödül daha kazanan Haluk Bilginer ise bizi gururlandırdı.

imi insan doğuştan şanslıdır… Ama o şans ne para, ne varlık, ne de maddi bir şeye aittir. Biraz insanın hücrelerinde ne olduğuyla ilgilidir bu şans… İşte böyle birinden bahsedeceğiz… KHücrelerinde aşkla doğan bir insandan; Yıldız Kenter’den… Her şeyden önce büyük bir aşkın meyvesi olarak dünyaya gelmiş Yıldız Kenter. O büyük aşkı yaşayan anne ve babasının duygusal öngörüleriyle “Yıldız” adını almış belki de… Hiç sönmeyecek bir yıldız olarak ülkemizin sanat tarihine adını altın harflerle yazdırmayı başarmış…

İlk görüşte Aslında artık herkes öyküyü az çok biliyor… Ahmet Naci Bey okumak için yurt dışına gönderilir, okulu bitirir ve diplomat olur… Londra’daki bir resepsiyonda Olga Cynthia’yı görür. İki genç birbirine âşık olur. Ancak ortada bir sorun vardır… Olga daha önce evlenmiştir. Olga annesiz ve babasızdır bir anlamda. Babaannesi onu henüz 16 yaşındayken evlendirmiştir. Bu evlilikten Jack adlı bir oğlu olmuş sonra da kocası harbe gitmiş ve orada ölmüştür. Ancak ne bu ne de daha sonra olacaklar bu büyük aşkın önünde engel değildir; Olga Cynthia ve Ahmet Naci evlenirler… Ancak ülkeye döndüklerinde hem işgal yılları hem de Ahmet Naci’nin annesinin tutum ve sözleri durumlarını zorlaştırır: “Bu gavuru nereden buldun getirdin?”

Bir Yıldız doğar O “gavur” Müslüman olup Nadide ismini alsa, doğum yeri hanesine Bursa yazılsa da bu önyargıyı hiçbir zaman yıkamaz. Derken ülkede bir kanun çıkar; “Hariciyecilerin yabancı karısı olamaz.” Ahmet Naci hiç düşünmeden işinden istifa eder… Bir kez daha aşkları için bedel ödemeye hazırdırlar ancak bu bedel yoksulluk olarak karşılarına çıkar ve bir daha da yakalarını bırakmaz. Yıldız Kenter her zaman güleryüzlüydü İşte böyle bir evde beşinci çocuk olarak

76 TRT VİZYON TRT VİZYON 77 Hem ülkemizde hem de yurt dışında aldığı sayısız ödül, alkışlar, yetiştirdiği pek çok öğrenci, oyunlar, diziler, filmlerle geçen 91 yıllık ömür… Her bir anı aşkla yaşanmış ve ne olursa olsun bir çınar gibi dimdik durulmuş bir ömür… Geçtiğimiz günlerde gökteki yıldızların

arasına, sevdiklerinin Yaz Evi’nden bir sahnede Yıldız ve Müşfik Kenter, yanına uğurladık Yıldız Şükran Güngör ile birlikte. Kenter’i…

doğar Ayşe Yıldız… Adını Yıldız koyarlar ama evde onu saracak bez bile yoktur, çarşaflara sararlar. Sonrasında annesi karşı çıkar ama babası gizlice konservatuara yazdırır Yıldız’ı… Bizim burada kuru kuru birkaç cümleye sıkıştırdığımız bu hikâyede Yıldız’ı ülkemizin sanat gökyüzüne yükseltecek süreç böylece başlamış olur… Hücrelerinde aşk olan biri her işi aşkla yapar… Yıldız Kenter de, sadece tiyatroyu değil, her şeyi aşkla sevmiş, aşkla yapmış: “Aşk her yerde, her şeyde... Açan bir çiçekte, esen rüzgârda, bir bakışta, tebessümde hep aşk vardı. Bu aşkı bize anne ile baba öğretti. Bu yüzden onları hep aşkla arıyorum. Her yaptığımda sevgiye dair bir şey bulmak, her gördüğümde Müşfik ve Yıldız Kenter, Şükran Güngör sevgiye dair bir şey görmek, işitmek ve kendini tanıyorsan eğer başkalarını iyi tanıyabilmek ve başkalarını hoş görebilmek, affedebilmek...”

“Ağlıyorum” Her bir cümlenin altına imza atmamak mümkün mü? Onca sıkıntıya ve yoksulluğa rağmen hep aşkla yaşarsa insan, karşısına da elbet hep aşk çıkar. Tiyatro aşkının yanına bir de Şükran Güngör aşkı eklenir işte… Öyle büyüktür ki aşkları, aramızdan erken ayrılan usta oyuncuya yazdığı mektubun satırlarından aslında onların hiç ayrılmadıklarını anlarız: “…Kafamda, yüreğimde, önümde, ardımdasın. Hep yanımdasın. Çiçeklerde, esen rüzgârda, Şükran doğan güneşte, incecik beliren ayda, Güngör ile röportaj dolunayda hep sen varsın. Yanımdasın. sonrası anı Seni duyuyorum, seninle yaşıyorum. Sana Yıldız Kenter sanat hayatının başlarında. fotoğrafı. Fotoğraflar: Anadolu Ajansı, Genel Sekreterlik ve Meral Ünsal Arşivinden. Ajansı, Genel Sekreterlik ve Meral Ünsal Anadolu Fotoğraflar:

76 TRT VİZYON TRT VİZYON 77 80. Adım’dan bir sahne... Haluk Bilginer önde, yanında Altan Erkekli, bankta oturan Zuhal Olcay.

Cesur Kuşku setinde Haluk Bilginer TRT ekranlarında da pek çok dizi ve filmde izlediğimiz, ülkemizin gururu iki sanatçı… Yıldız Kenter ve Haluk Bilginer… Yıldız Kenter’i sonsuzluğa uğurladığımız bu yıl, Haluk Bilginer’e Emmy Ödülü getirdi. Biz de iki büyük sanatçıyı aynı yazıda bir araya getirmek istedik.

uzanmak, o şefkatli ellerine dokunmak istiyorum. Dokunamıyorum... Ağlıyorum. Yıldız.”

Sette röportajlar Tiyatro sahnesinde izleyememiş olanların da Yaz Evi, Uğurlugiller gibi dizilerle TRT ekranlarından tanıdığı bu iki ustayla tanışmama sebep olan ise aşkla bağlı olduğum mesleğimdi elbette. 2002 yılıydı… TRT ekranları için yepyeni bir dizi çekiliyordu İstanbul’da… Cesur Kuşku. Biz de emektar foto muhabirimiz Kaya Güreş ile Dergimiz için röportajlar yapmak ve fotoğraf çekmek için sete gitmiştik. Her zamanki gibi dev isimler, nitelikli bir Haluk Bilginer senaryo etrafında, deyim yerindeyse oyunculuklarını konuşturuyorlardı. Kimler

78 TRT VİZYON TRT VİZYON 79 İyi ki… İyi ki, bu topraklar böylesine güçlü sanatçıları var etti ve bize kazandırdı… Onların sanatı her zaman yolumuzu aydınlattı ve her zaman gururlandırdı. dizisinde oynadığı karakterle birden nefretleri üzerine toplayabiliyordu. Bilginer’in rol aldığı yapımların hepsinden burada bahsetmemize imkân yok ama aklımıza geliveren birkaç kült olmuş eserden bahsedelim… Gecenin Öteki Yüzü, İki Kadın gibi Haluk Bilginer ile geçmişte Dergimiz için röportaj sırasında. yapımların ardından 1996 yılında TRT’nin o zamanlar uzun metraj film yapan yoktu ki kadroda; Haluk Bilginer, Aşkın Nur dediği kardeşi Müşfik Kenter’i toprağa verdi ekibinin ve başarılı yönetmeni Tomris Yengi, Zafer Algöz, Burak Sergen… Hatta Yıldız Kenter… Ama onun da bizim de aşka Giritlioğlu’nun imzasını taşıyan 80. Adım geleceğin yıldızlarından, o dizide figüran ve gerçek sanata, sanatçıya olan inancımız filminde rol almıştı Bilginer… 80. Adım, 15. olan Bülent İnal… hiç sarsılmadı… Hep aşk vardı… Ve Yıldız İstanbul Film Festivali’nde en iyi film ve sevdiklerine kavuştu. Hıçkırarak izledik en iyi yönetmen ödüllerini almıştı. İstanbul Kanatlarımın Altında, Usta Beni Öldürsene, Müthiş gülümsemesi, naifliği ve Gurur duyduk Masumiyet gibi ödüllü filmlerde de rol aldı. babacanlığıyla gönlümüzü bir anda Cesur Kuşku setinde tanışmaktan Eyvah Babam ve Eyvah Kızım büyüdü fetheden Şükran Güngör de dizideydi… mutluluk duyduğumuz diğer bir isim de dizileri, Tatlı Hayat’da Türkan Şoray ile Yıldız Kenter’in büyük aşkı ile hem Haluk Bilginer’di… Cesur rolündeydi. efsaneye dönüşen oyunculukları, Nihavend söyleşi yaptık hem sohbet ettik çekim Gerçek sanatçı demişken onu da bu Mucize’de yine sinemanın sultanı ve aralarında… Konu tiyatroya gelince “Bizim yazıda anmadan geçemeyiz. Dizide Cesur Şükran Güngör gibi isimlerle canlandırdığı tiyatroya hiç geldiniz mi?” diye sordu… karakterini canlandıran Haluk Bilginer ile karakterler hiç unutulmadı. Ve elbette Ankara’da yaşadığımız için bu mümkün Dergimiz için hem sette hem de başka bir Neredesin Firuze… Film kadar, müziği de olmamıştı hiç. Ertesi gün ilk sırada ayrılmış tarihte gerçekleşen TRT’nin yeni yayın akıllara yer etti. koltuklarımızda sahnedeki dev sanatçıyı dönemi tanıtımlarından birinde söyleşi izliyorduk… Yıldız Kenter kendi yazdığı yapmıştık. Zaten sıkı TRT izleyicileri de “Er meydanı tiyatrodur” ve oynadığı “Hep Aşk Vardı” oyununu onu pek çok dizi ve filmde ekranlarda Kendisi gibi oyuncu Zuhal Olcay’la evlenen sahneliyordu. Gözyaşlarımız sessiz izlemişlerdi. TRT dışında yayınlanan dizi Bilginer, eşi ile birlikte özel bir tiyatro kurdu. akıyordu da, içimize hıçkırmak bir hayli ve sinema filmiyle de gönüllere taht kuran Zaten o da çoğu tiyatro oyuncusu gibi zor olmuştu… En ön sırada onun dikkatini Haluk Bilginer aslında çok uzun zamandır sahneyi ilk sıraya koyuyordu: “Oyuncunun dağıtmaktan korkuyorduk çünkü. ülkemiz dışındaki yapımlarda da rol aldı. er meydanı tiyatro sahnesidir. Tiyatro Geçtiğimiz günlerde Emmy ödülü alarak sahnesinde arada hiçbir aracı olmadan Biraz yıldız pırıltısı sakladık hepimize büyük bir gurur yaşattı Bilginer… seyirciyle baş başa kaldığı yerde aktör, Çok şanslıydık… Hep aşkla dolu bir 47. Uluslararası Emmy Ödülleri’nde En aktör müdür değil midir anlaşılır. Dizilerde hayatı, birincil ağızdan dinleme, izleme İyi Erkek Oyuncu Ödülü’ne layık görülen oynarsınız ama oyuncu olamazsınız.” Aldığı fırsatı yakalamıştık. Oyun çıkışı kuliste Bilginer, Şahsiyet adlı dizideki rolüyle bu pek çok ödül, yaptığı iki evlilikten sonra, kısa bir söyleşi yaptık Yıldız Kenter’le… ödülü aldı. 21 ülkeden 11 kategoride 44 en büyük ödülünün ise kızı Nazlı olduğunu Aradan geçen zaman neler söylediğini adayın yer aldığı yarışmada Bilginer, finalde Emmy törenindeki konuşmasından anladık hatırlamamıza engel olsa da o ipek gibi farklı ülkelerden üç kişiyi geride bıraktı ve Bilginer’in, ödülü kızı adına aldığını ve bir sesi hâlâ kulaklarımızda. Kurduğu her ödülün sahibi oldu. gün onun da oyunculuğu seçeceğini umut cümle, gerçekten de gözlerindeki aşkla ettiğini belirtti konuşmasında. yoğuruluyordu. Daha fazla yormak Gülşen Abimiz Tiyatro, sinema, dizi, seslendirme istemedik ama yanlarından ayrılmak da çok Konservatuarın ardından Londra’da alanlarında hep çizgi üstü işlere imza atan zordu… Anılarımızda saklayacaklarımızın tiyatro eğitimi gören Haluk Bilginer 30 Haluk Bilginer’in müzikle de arası iyi… dışında, biraz daha yıldız pırıltısı kalsın diye yılı aşan meslek hayatında oynadığı her Üstelik o davudi sesi, daha önce başka oyunun broşürünü imzalatıverdik…O yıldız karakterin hakkını verdi. Tartışmasız bir sanatçılardan dinlediğimiz eserlere çok parıltısını ömrümüz oldukça saklayacağız. biçimde, izleyicinin belleğinde yer eden yakışıyor. Aradan geçen yıllar hepimizin hayatında oyunculuğuyla deyim yerindeyse kılıktan Aşk’la başladık yazıya, aşkla bitirelim: pek çok şeyi değiştirdi. Önce büyük aşkı kılığa girdi. Bir zamanlar herkesin Gülşen Haluk Bilginer’in sesinden “Böyle Bir Kara Şükran Güngör’ü, yıllar sonra da “bebeğim” Abi’si olup kahkahalara boğarken, Ezel Sevda” parçasını dinlemenizi önerelim.

78 TRT VİZYON TRT VİZYON 79 GÜNCEL Ela TEKİN / [email protected] Adile Naşit’i çok sevdik hep sevdik Sinema ve tiyatro sanatçısı Adile Naşit’i, yaşamının tüm detaylarıyla, vefatının otuz ikinci yılında hasretle anıyoruz.

anatkârlığıyla, elinde elbette. Ben sizleri ayırt eder miyim hiç? sihirli bir değnek varmış Hepiniz benim canlarımsınız!” Seksenli gibi toplumun ruhuna yıllarda, bu cümleleri duymak için kaç dokunan kişilikler vardır: çocuk televizyonlarının önünde gözünü Özüyle, sözüyle, tavrıyla kırpmadan bekledi, kaçı isimleri söylensin varoluş nedenini iliklerimize diye hevesle kulak kesildi? Aslında böyle kadar hissettiğimiz, ‘senin’ veya ‘benim’ bir sayının hesabını yapmaya hiç gerek Sdiyemeyeceğimiz, hepimize ait olan yok, sonuç çok basit; tüm ülke çocukları. insanlar. Emrihak vaki olunca, her birimizde “Uykudan Önce” programında, TRT kendinden bir parça bırakarak giderler ve televizyonlarından, kuzucuklarım dediği yaşamaya devam ederler kalplerde. Onlar çocuklarını isim isim çağırır, bir masalla için ‘ölüm’ demek; sadece nefesin bitişi, ve öğütle birleştirirdi onları usta tiyatrocu bedenin yok oluşudur. Görmek değildir Adile Naşit. Yani o, koskoca bir sevgi onları sağ kılan. Her hatırlanışları fani topunu bir evden diğerine atmayı başaran, dünyada bir diriliştir. Aynı yakınlarının, fiziksel olarak küçük ama ruhuyla dev bir seyircilerinin ve dostlarının arasından kadındı. Bugünün sosyal medyasında ebediyete uğurladığımız Adile Naşit gibi. takipçi rekorları kıran tanınmış simalardan Ancak ‘baki kalan bu kubbede hoş bir çok öte bir isimdi kuşkusuz. Tek kanallı seda’ sözleri misali O, bugün bile bizlere dönemin TRT’sinde, Ankara Televizyonu dokunmayı sürdürüyor. Aramızdan prodüktörlerinden İlhan Şengün’ün ayrılışının otuz ikinci yılında kuzucukları yapımcısı olduğu “Uykudan Önce” Dünyanın en büyük onu aynı bağlılıkla sevmeye devam ediyor. isimli çocuk programında, çocuklar için balmumu heykel müzesi Ölümsüzlük bu olsa gerek. vazgeçilmez masalcı teyzeye dönüşmüştü. Madame Tussauds’nun Türkiye’de ziyarete açılan Adeta, her akşam, tatlı - sert öğütleriyle bölümünden. Tüm ülke çocukları birleştirerek anlattığı masalını yaşayarak “Berrin, Cengiz, Ahmet, Cemil, Ayşe, Aliiii… nakşederdi küçük bilinçlere. Sabahları, yataklarına gitmez, Adile teyzelerinin Teker teker hepinizi mi çağıracağım? isimleri söylenmeyen çocukların hüznü, anlattığı öyküyle rüyalara dalarlardı. Gelin bakayım! Alın yerlerinizi. Gücenmek söylenenlerin coşkusuna karışırdı. Hiçbir Şüphesiz, seksenlerin çocukları, huzurlu yok. Her birinizin isimlerini söyleyeceğim küçük, “Uykudan Önce”yi izlemeden oturma odasından seslenen naif bir

80 TRT VİZYON TRT VİZYON 81 Seksenlerin çocukları, huzurlu oturma odasından seslenen naif bir anlatıcının samimi üslubunda büyüyecek kadar şanslılardı. Hiçbir küçük, “Uykudan Önce”yi izlemeden yataklarına gitmez, Adile teyzelerinin

anlattığı öyküyle rüyalara Uykudan Önce dalarlardı. anlatıcının samimi üslubunda büyüyecek kadar şanslılardı.

Bize kalan anılar Bugünün büyükleri için “Uykudan Önce” programı, özel anılar demek dimağlarda. Kırklı yaşlarındaki pek çok insan, hayvan sevgisini, büyüklere saygıyı, yemek seçmemeyi, bayram coşkusunu onunla öğrenen, pekiştiren ebeveynler artık. Günümüz büyükleri için hiç solmayacak bir gülümseme Adile Naşit. Oyuncakları konuştururken kıkırdayarak gülen bir anneanneyi kim sevmez ki? Bazen hafifçe kaşını çatsa da bir camın arkasından Hababam Sınıfı Dokuz Doğuruyor gülen gözleriyle sarıp sarmaladı tüm böylece TRT’de yayınlanan “Meddah”da, Adile. Kariyeri 1970’lerde altın çağına çocukları. Bugün, “Akşamları uyumadan her bir karakteri ayrı ayrı oynamadan ulaşan sanatçı daha çok yönetmen Ertem önce büyük bir hevesle onu beklerdim, önce bir mani ile başlardı öyküsüne; Eğilmez ve Kartal Tibet’in çektiği komedi tüm arkadaşlarım gibi. Elli yaşındayım hâlâ “Hak dostum hak! Halk önünde gereklidir filmlerinde oynar. Adile Naşit, 1976’da üzülürüm; benim adımı hiç söylemedi.” nezaket. Hüner elden bırakmamak zarafet. “İşte Hayat” adlı filmdeki rolüyle Antalya diyerek hayıflanan büyük sayısı hiçte az Söyledikçe macerayı saçılmalı şetaret. Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi değil; “Öğretmenim okulda, masalcı teyze Adile Naşit’ten dinle gülünçlü bir hikâyet. Kadın Oyuncu ödülünü kazanır. Bugünün dün akşam ne anlattı ve siz ne anladınız? Zıp zıp zıpladım. Eteğimi topladım. Bir çocukları Adile Naşit’i sinema filmleriyle diye sorardı” sözleriyle bu heyecanı tepsiye un döktüm, hamuru avuçladım. tanır ki bu rastlantısal bir sonuç değildir yaşamış olanlar da öyle. Vefatından sonra Göz boyadım tutmadı, kimsecikler yutmadı. aslında. Çünkü sanatçı, ellili yıllardan bir sanatçının kazandığı en büyük ödülden Beğenmedim rengini, bulamadım dengimi. vefatına kadar, sayısız filmde oyunculuk başka ne olabilir ki bu hisler? Çamaşırım çekişti, ütü ile pekişti. Yahni gücünü büyük bir özveriyle sergileyerek yapayım dedim pişmedi sığır eti. Fasulyeyi gelecek nesiller için de değerli kılmıştır Siyah beyaz bir meddah kotardım, vaziyeti kotardım. Ahladım, kendini. Elbette, Adile Naşit “Uykudan Önce” ofladım, kedi gibi pufladım. Uzatma kız programıyla var olmadı. O zaten usta bir Adile sonra düşersin dile.” Sayısız karaktere can verdi tiyatro ve sinema sanatçısıydı. Örneğin; O, “Hababam Sınıfı”nın okul zilini hunharca çok daha eski kuşaklar siyah beyaz Sinemada bir usta sallarken merdivenlerden zıplayarak inen televizyonda bir meddah olarak hatırlar onu. 1947’de Seyfi Havaeri’nin yönettiği “Yara” Hafize Ana’sı, “Gülen Gözler”in Nezaket Adile Naşit o yıllarda, “Meddah” adlı projeye filminde görürüz Adile Naşit’in beyaz Hanım’ı, “Neşeli Günler”in Saadet’idir. başlama hikâyesini müstehzi bir gülüşle perdedeki ilk oyunculuğunu. Ardından, Kâh içten gelen bir sesle güler kıpkırmızı şöyle anlatır programında: “Yazar Selçuk Cemal Reşit Rey tarafından bestelenen, yanaklarıyla, kâh içli içli ağlar kaybolmuş Kaskan, ‘Adileciğim sana bir meddah şarkı sözlerini Nazım Hikmet Ran’ın yazdığı gözleriyle. Duru ve sahici oyunculuğu ile yazdım, televizyonda oynar mısın?’ dedi. ve Türkiye tiyatro tarihinin en önemli hep sevdirmiştir kendini sinema seyircisine. ‘Aman Selçuk Ağabeycim! Kadından operetlerinden biri olan Lüküs Hayat’ın “Neşeli Günler” filminde turşu suyunun meddah olur mu?’ dedim demesine ancak 1950 yılında Ömer Lütfi Akad tarafından limonla mı yoksa sirkeyle mi yapılacağı ‘Kadından astronot oluyor da neden sinemaya uyarlanan filminde yer alır. Bu konusundaki kavga sahnesi öyle sahicidir meddah olmasın?’ cevabını aldım.” Ve filmde henüz yirmili yaşlarındadır genç ki, o senelerde pek çok çocuk onu usta

80 TRT VİZYON TRT VİZYON 81 Kemanî Yorgo Efendi ve Kantocu Küçük Verjin Adile Naşit’in sanat yaşamı köklerinden gelen bir kaderdir aslında. Dedesi Kemanî Yorgo Efendi Rum asıllı kemânî ve bestecidir. Yazar Charles Fonton, Yorgo Efendi’nin 1751’de, Avrupa kemanını Türk müziğine getiren ilk kişi olduğunu belirtmiştir kitabında. Adile Naşit’in anneannesi Küçük Verjin ise, yirminci yüzyılın başlarında İstanbul eğlence hayatının en ünlü üç kantocusundan biridir. “Çeri Neşeli Günler Başı”, “Menekşeyi Pek Severim”, “Zibo Ayna Zurna Çalar” gibi kantoların bestecisi, Direklerarası’nın son düetocularındandır. Yorgo efendi ile evlenen küçük Vergin’in üç çocuğu olur. Andre, Amelya ve Niko... Amelya, Adile ve Selim’in annesidir. Üzüntüsünü, acısını dört satırlık bir kanto ya da dört kaşık muhallebi ile gideren bir kişilik olduğu söylenir Küçük Verjin’in. Öyle ki, eşi Yorgo Efendi’nin ölümünü duyunca ‘dostlar muhallebi!’ diye feryat etmesinin akabinde bir tepsi muhallebi yediği hakkında yazılanlar arasındadır.

‘gittiiii, gitti, gitti gittiiiiii!’ diyerek bir tavuğun Ne Umduk Ne Bulduk gıdaklaması gibi ağıt yakar çalınan elmasının ardından. Hâsıl - ı kelâm, her ne kadar kendini bir kadın olarak güzel bulmasa da oyunculuğu bir afet-i devrandır Adile Naşit’in.

Tiyatroyla doğdu Hangi projenin içinde olursa olsun işin özünde değerli bir tiyatro sanatçısıdır Adile Naşit. İlk olarak, 1944 yılında çocuk tiyatrosuna başlar ve Muhlis Sabahattin Ezgi Topluluğu’nda Gül Fatma Opereti’nde rol alır. Ardından Karaca Opereti’ne geçerek Muammer Karaca’nın yanında on altı yıl boyunca çalışır. Sanat yaşamından Şan Müzikholü de geçmiştir Hababam Sınıfı onun Hisseli Harikalar Kumpanyası da. Egemen Bostancı ve Haldun Dormen Her ev bir dünyadır ama Adile Naşit’in evi her renkten bir tarafından sahneye konulan, perdelerini evrendir çocukluğunda. Kimler yoktur ki bu ailede? Dedesi 1980 senesinde değerli ve renkli bir kadro eşliğinde açan Hisseli Harikalar Kemanî Yorgo Efendi, anneannesi meşhur kantocu Küçük Kumpanyası’nda Adalet rolüyle yer alır. Verjin, annesi tiyatro oyuncusu Amelya Hanım, komedyen “Açıyor perdesini açıyor, harikalar dünyası babası Komik- i Şehir Naşit, ağabeyi sanatçı Selim Naşit burası, herkese neşe saçıyor…” şarkısıyla başlayan, geniş bir kesimin beğenisini Özcan. toplayan müzikal, ilk önce TRT’de daha sanatçı Münir Özkul ile gerçekten evli sanır. her derdine. Bazen kopya yetiştirir bazen sonra diğer kanallarda gösterilir. 1961 “Hababam Sınıfı”nda haylaz çocukların tek de cezaya kalmalarını umursamadan senesinde, eşi Ziya Keskiner ve ağabeyi koruyucusudur Hafize Ana. Düştü, düşecek geceleri yemek kaçırıverir onlara. “Şaban Selim Naşit Özcan ile birlikte Naşit denilen koşmasıyla yetişiverir çocuklarının Oğlu Şaban” filminde ailenin halası olarak Tiyatrosu’nu kurar. Sanatçı, uzun yıllar

82 TRT VİZYON TRT VİZYON 83 Komik-i Şehir Naşit ve eşi Amelya Hanım Adile Naşit’in babası Komik- i Şehir Naşit, devrinin tartışmasız en görkemli oyuncularından biridir. 1886 ile 1943 yılları arasında yaşamıştır. Ününü, sinema, ortaoyunu ve melodramlardaki yeteneğinin yanı sıra yeni tipler yarattığı tuluat tiyatrosunda kazanır. Sanatçı, sahne üstündeki başarıları nedeniyle ustasından, Türk doğaçlama tiyatrosunda ustalığın en yükseğine ulaşmış güldürü sanatçılarına verilen san olan “Komik- i Şehir” unvanını devralır. “Sultan Abdülhamit’i bile güldüren adam” olarak herkesçe tanınır ve saray tarafından Fransa’ya gönderilir. “İbiş” rolünü en iyi oynayan oyuncu olarak bilinen büyük komedyenin, “Surpik” ve “Haçik” tiplemeleri ise Adile Naşit ile Selim Naşit’in favori karakterleridir. Babalarının bu tiplemeleri canlandırmasını sahne arkasından yüzlerce kez izlemiş, replikleri ezberlemişlerdir. Osmanlı’nın bitişi ve Cumhuriyet’in ilk yıllarından 1930’ların ortasına kadar tiyatro salonları ‘ölüyü bile güldüren’ Naşit için dolup taşar. İkinci evliliğini yine bir tiyatro oyuncusu olan Kemanî Yorgo Efendi’nin kızı Amelya Hanım ile gerçekleştirir. Adile Naşit’in annesi olan Amelya Hanım bu evliliği ardından Emel ismini alır.

Adile Naşit ve Selim Naşit Özcan ünlü Azeri besteci Üzeyir Hacıbeyli’nin Arşın Mal Alan Opereti için bestelediği “Öğrenip Pürfend Oldum” şarkısını söylüyor.

Gazanfer Özcan - Gönül Ülkü Özcan bir röportajında “Ben başka hiçbir şey İzmir’den İstanbul’a geldiği uçaktan perişan Tiyatrosu’nda da rol alır. Kariyerinin ilmek görmedim ki. Tiyatroda doğduk Selim’le halde inmişti oğluna veda etmek için. ilmek oyunculukla süslü olması asla şans ikimiz. Kulislerde, tiyatronun tam da içinde Sanatçı, bir daha uçağa binmeyecek ve eseri değildir Adile Naşit’in. Öyle bir sanatçı büyüdük. Babamızdan gelen bir tutku doğum gününü kutlamayacaktı artık. ‘Adoş’ ailenin üyesidir ki o, bu yollardaki başarısı tiyatroculuk” diyerek anlatır hayatının diyerek çevresinde pervane olan dostlarının tam da yerindedir. Adile Naşit ve ağabeyi özetini. Çünkü çocukluğu, kardeşi sanatçı desteği kalmıştı elinde avucunda. Bir Selim Naşit Özcan kulislerde sahne tozu Selim Naşit ile birlikte Şehzadebaşı’ndaki röportajında; “Biz ana, baba, çocuk değildik. yutarak büyümüşlerdir. Millet Tiyatrosu’nun üst katında, tüm Üç tane dosttuk. Güzel bir arkadaştık. yaşamı ise oyunculukla geçer. Ölümüne hazırlamıştık biraz kendimizi. Baba kulisinde iki çocuk Açık kalp ameliyatı geçirdi. Ve yaşayamadı. Tarihler 17 Haziran 1930’u gösterdiğinde Büyük bir keder Ondan sonraki beş sene benim için hayata gözlerini açan Adile Naşit’e Adile Naşit ilk evliliğini tiyatrocu Adil Ziya inanılmaz acılarla dolu. Elbette Ziya Bey Adela Özcan adı verilir. Sonradan ismini Keskiner ile eşinin vefatından sonra da için de. İşte, sonra kuş, köpek, bebek babasının adından alarak değiştiren Adile ikinci izdivacını Cemal İnce ile yaparak gibi oyuncaklara tutkun olduk. Balıklar Naşit’in ait olduğu aile kuşaklar boyu mutlu birliktelikler sürdürdü. Yeşilçam’ın yaşadı, köpek kör oldu, çiçekler büyüdü sanat icra ederek tiyatro için yaşamış gülen gözleri, yaşamına sayısız film, tiyatro böyle gidiyor yaşamın geri kalan kısmı…” kıymetli isimleri barındırır. Kimler yoktur ki oyunu, program, arkadaş, seyirci sığdırdı. diyerek anlattı hislerini. Canlandırdığı bu ailede? Dedesi Kemanî Yorgo Efendi, Sanatçı, rengârenk bir hayatın parçası oldu anne karakteri ile 1985 yılında Yılın Annesi anneannesi meşhur kantocu Küçük Verjin, olmasına ancak gerçekten mutlu olabilmiş ödülünü kazandı ve oğlunu küçük yaşta annesi tiyatro oyuncusu Amelya Hanım, miydi? Aslında tüm bu gülümseten, gurur kaybeden Adile Naşit için bu ödül hayatının komedyen babası Komik- i Şehir Naşit dolu tablonun ardında büyük bir acı vardı en özel armağanı oldu. Tüm yaşamını, (Naşit Özcan), ağabeyi sanatçı Selim Adile Naşit için. 16 Haziran 1966’da, ne geçmeyecek bir yaranın derin sızısıyla ve Naşit Özcan ve yeğeni sanatçı Necip elim bir durumdur ki doğum gününe bir gün zaman zaman maddi sıkıntılarla sanattan Naşit Özcan. Her ev bir dünyadır ama kala, on beş yaşındaki biricik oğlu Ahmet aldığı güç ile seyircilerini güldürerek geçirdi. Adile Naşit’in evi her renkten bir evrendir. Keskiner’i kalp hastalığı sonucu ebediyete Bir de bugün bile ‘seni hep sevdik Adile 1980 yılında Ses Dergisi’nde yayınlanan uğurlamıştı. Bir oyun nedeniyle bulunduğu Teyze’ diyenleriyle birlikte.

82 TRT VİZYON TRT VİZYON 83 SİNEHABER Özlem KARADAYI DOĞAN / [email protected]

Oscar’da geri sayım Biliyorsunuz Oscar için geri sayım başladı. 2019, dünya sineması için gerçekten çok başarılı filmlerin yılıydı. Bunun Oscar’a yansıması da kaçınılmazdı. 9 Şubat 2020 gecesi sahiplerini bulacak Oscar Ödülleri’nde bazı dallarda aday gösterilmesi muhtemel filmlerin yer aldığı kısa listeler geçtiğimiz günlerde Akademi tarafından paylaşıldı. En İyi Uluslararası Film Ödülü için başvuruda bulunmuş doksan bir ülkeden on tanesi listeye girerek bir üst tura geçmeyi başardı. Bu sene Türkiye’yi temsil eden Semih Kaplanoğlu’nun “Bağlılık - Aslı” filmi ise maalesef listede yer alamadı. Türkiye, Oscar tarihinde yalnızca bir kere, Nuri Bilge Ceylan imzalı “Üç Maymun” filmiyle bu listeye adını yazdırabilmişti. 92. Akademi Ödülleri’ne aday olarak seçilecek filmler için yapılacak olan oylamalar 2 Ocak 2020 tarihinde başlayacak ve 7 Ocak’ta sonlandırılacak. Tüm adayların açıklanma tarihi olarak 13 Ocak belirlendi. Bu arada Uluslararası Film dalında yarışa devam eden film ve ülkeler şöyle: • Boyalı Kuş (The Painted Bird) – Çekya • Truth and Justice – Estonya • Sefiller (Les Misérables) – Fransa • Those Who Remained – Macaristan • Bal Ülkesi (Honeyland) – Kuzey Makedonya • Corpus Christi – Polonya • Uzun Kız (Dylda) – Rusya • Atlantique – Senegal • Parazit (Gisaengchung) – Güney Kore • Acı ve Zafer (Dolor y gloria) – İspanya

84 TRT VİZYON TRT VİZYON 85 Avrupa’nın en iyileri Avrupa Film Akademisi tarafından 32’ncisi gerçekleştirilen Avrupa Film Ödülleri, Almanya’nın başkenti Berlin’de düzenlenen törenle sahiplerine verildi. Avrupa sineması için ödül sezonunun önemli durakları arasında yer alan festivale, Yunan yönetmen Yorgos Lanthimos’un “The Favourite” adlı filmi damga vurdu. “En İyi Film” ödülüne layık görülen yapım, yönetmenine “En İyi Yönetmen” ödülü kazandırırken, bunların dışında 6 ödül daha alarak toplamda 8 ödülün sahibi oldu. “En İyi Erkek Oyuncu” ödülü “Pain and Glory” filmindeki rolüyle İspanyol aktör Antonio Banderas’a verilirken; “En İyi Kadın Oyuncu” ödülüne ise “The Favorite” filmindeki rolüyle İngiliz oyuncu Olivia Colman değer bulundu. “Avrupa’nın Oscarları” olarak kabul edilen Avrupa Film Ödülleri’nin töreninde “Yaşam Boyu Başarı Ödülü” usta yönetmen Werner Herzog’a verilirken, “Dünya Sinemasında Başarı Ödülü”ne Juliette Binoche layık görüldü.

TRT ortak yapımı Omar ve Biz’in festival yolculuğu Yönetmenliğini Maryna Er Gorbach ve Mehmet Bahadır Er’in yaptığı TRT ortak yapımı “Omar ve Biz” filmi festival yolculuğuna dünyanın, en prestijli festivallerinden Varşova Film Festivali ile başladı. 11-20 Ekim tarihlerinde 35. Kez düzenlenen festivalde Ana Yarışmaya seçilen “Omar ve Biz”, “En İyi Film”, “En İyi Yönetmen” ve “Jüri Özel Ödülü” için yarıştı. Varşova’da dünya prömiyerini yapan film, Türkiye prömiyerini ise Antalya Altın Portakal Film Festivali’de gerçekleştirdi. Ödüllü senarist ve yönetmen Mehmet Bahadır Er’in aynı zamanda yapımcılığını yaptığı “Omar ve Biz”; Yunanistan sınırında yaşayan emekli komutan İsmet ile hayatını kurtaran iki göçmeni evlerinde konuk etmeye başlayan komşusu Sabri ve onun misafirleri ile arasındaki derin çatışmayı anlatıyor. Cem Bender, Menderes Samancılar ve Ushan Çakır’ın rol aldığı filmde; ana karakterler Omar ve Mariye rolü Türkiye’de geçici göçmen olarak yaşayan Taj Sher Yakub ve Hala Alsayasneh adlı Suriye’li iki göçmen oyuncu tarafından canlandırılıyor.

84 TRT VİZYON TRT VİZYON 85 10 yıllık proje sonunda gerçek oldu Dünyaca ünlü yönetmen Martin Scorsese’nin 10 yıllık büyük projesi “The Irishman” bildiğiniz üzere 27 Kasım’da nihayet Netflix’te izleyicileriyle buluştu. Yapımı için büyük uğraşlar verilen ve maddi kaynakların yetersizliği nedeniyle bunca zamandır bekleyen projeye Netfilix sahip çıkmıştı. “The Irishman” için kullanılması planlanan son teknoloji gençleştirme efektleri için gereken bütçeyi geleneksel stüdyoların karşılamaması sebebiyle çekimi yıllardır ertelenen yapımın bütçesinin 140 milyon dolardan fazla olduğu söyleniyor. Dünya prömiyerini 57. New York Film Festivali’nde yapan ve Amerika’nın neredeyse 40 yıllık dönemine bir tetikçinin hafızasından bakan “The Irishman”, Robert De Niro, Al Pacino, Joe Pesci, Harvey Keitel gibi usta isimleri bir araya getiriyor. Film, Amerikan tarihindeki çözülememiş en büyük gizemlerden biri olan efsanevi sendika başkanı Jimmy Hoffa’nın ortadan kaybolma hikâyesini ele alırken; izleyicileri de organize suç dünyasının gizli dünyasında etkileyici bir yolculuğa çıkarıyor. Bu arada merak edenler için küçük bir not. Netflix’in içerikten sorumlu yöneticisi Ted Sarandos, Martin Scorsese imzalı The Irishman’in yayınlandıktan sonraki ilk bir haftada 26.4 milyon Netflix hesabı tarafından izlendiğini açıklarken, filmin ilk bir ayının sonunda 40 milyon kullanıcıya ulaşmasını beklediklerini ifade etti. Filmi bir kullanıcı hesabından kaç kişinin izlediğinin bilinmesi mümkün değil tabii ama kişi sayısına vurduğumuzda bu rakamların çok çok üstüne çıkacağı da aşikâr.

86 TRT VİZYON TRT VİZYON 87 Altın Küre’de büyük çekişme Yeni yılın ilk ayında 77. kez düzenlenecek olan Altın Küre Ödülleri için adaylar belli oldu. 2020 Altın Küre adaylarını ünlü oyuncular Dakota Fanning ve Susan Kelechi Watson açıkladı. Adaylar arasında en büyük yarış, Netflix filmleri “The Irishman” ve “Marriage Story” arasında yaşanacak gibi görünüyor. “Marriage Story” 6 dalda Altın Küre’ye aday olurken, “The Irishman” 5 adaylık kazandı. Televizyon dalında öne çıkan adaylar ise “Game of Thrones”, “Fleabag”, “Succession” ve “Big Little Lies” dizileri oldu. Quentin Tarantino’nun “Bir Zamanlar Hollywood’da” filmi ise “En İyi Film” kategorisinde aday gösterilmedi. Hollywood Yabancı Basın Birliği tarafından sinema ve televizyon dünyasının en iyilerinin ödüllendirildiği aynı zamanda da Oscar’ın habercisi olarak görülen Altın Küre Ödülleri, 5 Ocak’ta sahiplerini bulacak. İşte 77. Altın Küre’nin “En İyi Film” dalındaki adayları: • “The Irishman” (Netflix) • “Marriage Story” (Netflix) • “1917” (Universal) • “Joker” (Warner Bros.) • “The Two Popes” (Netflix)

86 TRT VİZYON TRT VİZYON 87 AYRAÇ Mine Sultan ÜNVER / [email protected] Çizginin dışına kimler çıkabilir?

Çizginin dışındakilerin -normalin ötesinde başarıyı yakalayan kişilerin- hayatları tuhaf ve alışılmadık bir mantık izliyor. Sanıldığı gibi zeki ve hırslı olmak başarıya ulaştırmıyor.

Başarının rağmen yukarılara tırmanamamış, vasat hikâyesi başta bir hayata mahkum kalmış. Nedeni ise; göründüğünden kimilerinin başarı ivmesinde yukarıya daha karmaşık tırmanmasına sebep olan durumlarla ve çok daha aynı! Dünyanın en zeki insanı yanlış ilgi çekici. yerde, yanlış zamanda doğmuş ve anne Yazar, sunduğu babasından etrafındaki insanlara şansını bilimsel kullanamayacağı durumlara düşmüş. araştırmaların Çizginin dışındakilerin -yani normal sonuçlarıyla da beklentilerin ötesinde başarıyı bizi ikna ediyor. yakalayan kişilerin- hayatları tuhaf ve Outliers, alışılmadık bir mantık izliyor. Gladwell Beatles ve Bill bu mantığı basitleştirirken insanın kendi Gates’in ortak potansiyelinden en yüksek seviyede yanlarının ne nasıl yararlanacağı konusunda heyecan olduğunu, verici bir plan sunuyor. Malcolm Gladwell, Asyalıların Tipping Point kitabında dünyayı anlama matematikteki şeklimizi değiştirmişti Blink’te düşünme olağanüstü hakkındaki düşüncelerimizi değiştirdi. başarısının Outliers’taysa başarı konusundaki sırrını, star anlayışımızı değiştiriyor. sporcuların Kitapta yer alan isimler: Atom bombasının bilinmeyen mucidi Robert Oppenheimer, Bill Gates, avantajlarını ve The Beatles ve elbette başarılarıyla tüm New Yorklu göz kamaştıran avukatlar… Gladwell’in avukatların amacı, insanların bulundukları konuma özgeçmişlerinin ne şekilde geldiklerini bize göstermek. neden aynı Çizginin Dışındakiler başarıyı aile, kültür, olduğunu, arkadaşlık, çocukluk, tarih ve coğrafyanın dünyanın en etkilediğini savunuyor. Gladwell: “Başarılı zeki adamının insanların neye benzediğini bilmek aşarılı insanlar hakkında neden adını bile duymadığımızı açıklıyor. yetmez. Başarılarının arkasındaki mantığı anlatılan bir hikâye vardır; Bunların hepsi de nesiller, aile, kültür ve da kavramak gerekiyor” diyor. Başarının onların zeki ve hırslı oldukları sınıf açılarından açıklanıyor. Gladwell’in arkasında ne olduğuna dair birkaç sufle söylenir. Outliers’te Malcolm iddiasına göre, bir Silikon Vadisi milyarderi verelim kitaptan: doğum tarihi, doğulan yer, Gladwell başarının gerçek olmak istiyorsanız, hangi yıl; başarılı aile, karşılaşılan insanlar, kültürel aktarım hikâyesinin bundan çok bir pilot olmak istiyorsanız nerede ve şans. Bill Gates belki 5 yıl önce ya farklı olduğunu ve bazı insanların neden doğduğunuz çok önemli. Evet, dünyanın da 5 yıl sonra doğmuş olsa onun ismini Bbaşarılı olduğunu anlamak için, bunların en zeki adamının adını bile bilmiyoruz, duymayabilirdik mesela. Çünkü bilişim çevrelerine daha dikkatli bakmamız o çiftliğinde mütevazı bir hayat yaşıyor; teknolojisinin eşik atladığı dönemi kontrol gerektiğini iddia ediyor. Mesela aileleri, üstelik bu kendi seçimi değil. O, zekasına etme şansına ancak böyle sahip oldu! doğum yerleri ve hatta doğum tarihleri...

88 TRT VİZYON TRT VİZYON 89 88 TRT VİZYON TRT VİZYON 89 114 TRT VİZYON TRT VİZYON 115