ERTUĞRUL DANIK*

PERTEK KALESİ KALESI

I. ESKİ PERTEK'İN metinlerinde geçen "Pittiiarik" kentinin Pertek COĞRAFYASI VE JEOLOJİSİ olarak önerilmesi^ bu konuya ilişkin ilk ve tek bilgi olarak görülmektedir. Her ne kadar yerleşim nfik dönemdeki adı ile Arsanias'ın yani yerinde yeterli ve detaylı araştırma ya da bilimsel Murat Nehri'nin kıyısında, Tunceli iline kazı yapılmamışsa do, mevcut kimi bilgiler bağlı bugünkü Pertek ilçe merkezinin 5 A bölgede Hitit, Asur ve Unartu egemenliklerinin km güneyinde kurulu iken, Keban Baraj yaşandığını göstermektedir. Bu egemenlikler Gölü rezervuar alanı içinde kalan Eski Pertek sırasında ise, kale alanının kullanıldığını^ kale kenti; dönemi içinde güneyde Elazığ ili ile içinde ve kalenin oturduğu kayalık alanda bulu­ sınırlanırken; doğusunda, batısında ve kuzeyinde, nan işçiliklerden anlayabilmeldeyiz. kuzeye doğru gittikçe yükselen dağ sıraları ile çewilidir. Batı yönünde Kurmizak ve Çemişkezek, Hitit metinlerindeki "Pittiarik" dışında farklı kuzey yönünde , doğu yönünde bir isim önermesi bulunmayan Pertek yerleşiminin, kaleleri, güney yönünde ise Bekçiler ve Harput adı ve kaynağı konusunda ilk önermeyi yapan kalesi, yakın ilişkili kaleler durumdadır. Evliya Çelebi, kalede bir dönem var olduğunu Güneydeki alçak seviyeli tepelerin söylediği bir karakuş kabartması ya da heykeli­ oluşturduğu Harput Platosu'na ve dönemin Murat nin, Moğol dilinde "Pertek" olarak anıldığını belir­ Vadisi'nden batıdaki Çemişkezek'e doğru giden tir'. Evliya Çelebi'nin görmediği ancak, var az engebeli alana karşın, doğu ve kuzeyde yer olduğunu söylediği söz konusu heykelin varlığı ve obn yüksek rakımlı dağ sıraları, günümüzde de açıklaması, Pertek adının açıklaması için yetersiz olduğu gibi, Pertek'i daha çok güney yöndeki kalırken; bu görüşten sonra gelen önermeler Harput ve batıdaki Çemişkezek ile ilişki kurmaya arasındaki en ciddi öneri "küçük kale" ya da zorlamıştır. "kalecik" şeklinde yapılan açıklamalardır*.

Bölgenin en tipik jeolojik formasyonu, "Pertek * Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Müzeleri Müdürü 06100 Formasyonu" olarak isimlendirilen orta Eosen Ulus/Ankara [email protected] ' Bölgenin jeokjiik yapısı hakkında detaylı bilgi için bkz. Kalkeri formasyonudur. Fazla miktarda Orta /!jshar1965:İ5,36. 399 Eosen Nummulitleri ve başka mikrofosiller ihtiva ' Ertem 2003: 43; ismin geçtiği metinler ve yoyınfar için bkz. Ertem 1973: 112. eden bu formasyonun, tip lokalitesinin kalınlığı ' Bu kullanımbra ilişkin olorak bkz. Işık 1989; Köroğlu 1996: 200 m. den fazla olup, alt kısmı greli ve arjilli, üst 21. ' Evliya Çelebi 1970: 109. Ne yazık ki "Çel^i" önermesi kısmı sof kalkerdir ve deve tüyü rengindedir. Doğu olan bu görüş, günümüzde de taraftar bularak batı yönünde 100 km. den fazla devam eden bu değerlendirrneler yapılır. Aynı göriişe katıkınlardan Naşit Uluğ, Pertek adının eski Türkçe'de büyük ve yırtıcı bir kus koyoç sırası, güney kuzey hattında , Tunceli olduğunu belirtirken (1939: 20); Kenan Güven, merkez üzerinden Nazimiye ilçesine kadar heykelinden yoka çıkarak, bu defo bu kuşa "Portok" adının verildiği gibi farklı bir yorum getirir (1991: 43). Kenan devam eder'. Söz konusu formasyondan alınan Güven in "Portok" yorumunun kaynağı belli değilse de. kayaç parçaları üzerinde yapılan mineralojik Cenap Osmanoğlu'nun "Portuk Beyliği" yorumundan 1966: 9) yararlanmış olduğu düşünülür. Ancak her iki inceleme, bu kayaçları "andezit" olarak tanımlar. toynağın da "Portok" ya da "Portuk" adının kökeni konusunda bilgi vermemesi, bu yorumu güvensiz kılar. ' Bu oçıklamalar arosındo Vital Cuinet, Pert^ adının yerel II. PERTEK ADININ KAYNAK VE konuşma dilinde "kale" anlamına geldiğini belirtirken (1891: 398); Nurettin Ardıçoğlu, Pertek kelimesini "Pert" KÖKENİ köküne indirerek bu kelimenin "kale" anlamında olduğunu ve "ek" takısı eklenmesi ile birlikte, Pertek'in "küçük kale" Bölge genelinde gerek yerleşimin bulunduğu anlamında "kalecik" demek okJuğunu belirtir (1936: 529). Bilal Aksoy ise Pertek Adının ^part-ak" şeklinden kay­ Tunceli ve gerekse hemen güneyinde yer alan naklandığını ve bu ismin Erzurum'a bağlı Pertek Vöyii, Elazığ bölgesi tarihi coğrafyasına ilişkin bilgilere Kahramanmaraş'ın kuzeyindeki Pertus Kalesi, Kars'ın Susuz ilçesine bağlı Pertik köyü ile Bingöl ili Kığı ilçesine kısmen de olsa rastlanırken ve bu konuda öneriler bağlı Pertek köy odları ile birlikte PortTorla ilişkilerıdirip, sunulurken; Pertek adının lokalizasyonu yo da Arap fetihlerinde Pertek Kalesi'nin adının "kaleci^k" idenditifikasyonu konusunda çok fazla bilgiye anlamında "Berdek" olarak değiştirildiğini ancak, bu adın uzun süre yaşamadığını belirtir (1985: 82, 83). Doha sonra rastlanılmamaktadır. Yerleşimin gerek Asur ve bu düşüncesinden de vazgeçerek, önceki yorumun güve­ gerekse Urartu yazılı metinlerinde anılmaması ya nilir kanıtlaro dcyanmodığını belirten Aksoy, Ermenice "Pert" kelimesinin kale, sur, müstahkem yerleşim birimi gibi da farklı bir isimle onılıyorsa bunun henüz bilin­ anlamlarında kullanılmasından yola çıkarak, Pertek adının memesi, bir sorun olarak durmaktaysa da, Hitit "kalecik" ya do "kale yeri" olabileceğini belirtir {2000b: 12). ERTUĞRUL PANİK

Yapılan bu açıklamaların farklı noktalardan yola yerleşimi de bu sınırlar içinde yer olmaktaydı. İlk çıkarak aynı sonuçla buluşmasına karşın; farlı bir defa Hitit İmparatorluk yazıtlannda anılan lşuwa öneri olarak "köprücük", "geçit yeri" ve "köprü adı, Asur yazıtlarında "Işua" olarak anılır ki; Hitit yeri" şeklinde bir başka açıklamalar görülür*. Kralı Şuppiluliuma Dönemi'nde (M.Ö. 1380- 1345) Mitanniler'le yapılan bir antlaşmadaki Bütün bu yorumlar ve değerlendirmeler, "(....) Fırat'ı geçtim ve Işuvvo'ya girdim {...)" ifade- Pertek adının kökenini açıklama konusunda yeter­ si'^ lşuwa sınırının Fırat'tan başlayıp doğuya li ve net bilgiler sunmaso do; genel ortak yargı, doğru uzandığını gösterir. Pertek adının daha çok "kale" anlamında bir kul­ lanım eğilimini göstermektedir. Ancak, güvenilir Hitit Kralı Şuppiiuliuma'nın Fırat'ı geçip ve bilimsel yeterliliği olan bir açıklama henüz Işuvva bölgesini ele geçirmesi ve bir barış yapılamamıştır. antlaşması yapması, M.Ö. XIV. yüzyılın ikinci yarısından önce bölgeye Hitit'lerin hakim olduğunu gösterirken; bu tarihten önce bölgede III. TARİHSEL GELİŞİM SÜRECİNDE Mitanniler'in varlığını öğrenmekteyiz. Hititlerin PERTEK bölgedeki varlığı, Pulur (Sakyol) kazısı verileri ile 1966-1977 yılları arasında, Keban Barajı kanıtlanırken; Lehmann-Houpt'un sözünü ettiği ve Projesi kapsamında yapılan kazı ve araştırmalar^, ülkesine götürdüğünü belirttiği Pertek Kalesi yöre tarihini Poleolotik Dönem'e kadar götürmek­ civarında bulunan kalkanlı bir asker kabartması", tedir. Özellikle I. Kılıç Kökten'in Pertek'in Yeniköy Hitit'lerin ardından AsuHular'ın Pertek'te tarlalarında saptadığı çakmaktaşı alanı' ile yerleştiğini gösteren önemli bir kanıttır. Karataş Kayaaltı Sığınoğı'ndaki buluntular', Hititlerin hemen ardından bölgeye Poleolotik Dönem (M.Ö. 400.000-10.000) AsuHular'ın egemen olduğunu gösteren bir başka insanının, Murat Suyu Vadisi ile birlikte Pertek kanıt da, Asur Kralı I.Tukulti Ninurto'yo yöresini yerleşim olanı olarak kullandığını gös­ (M.Ö. 1244-1208) ait olan ve "Aİzi Kralı terir. Ehli Teşub'un 4 başkentini ve Amadini'nin 6 Kayaaltı sığınakları şeklindeki bu yerleşimler­ den sonra, Pertek Kalesi çevresinde farklı bir ' İlk yorumunda Zerdüşt akidesinde "Çtvnota-Pere" adındaki yerleşimle ilgili bilgi bulunmasa da; bir köprü ile, bugün yöresel dikje kulbnılan "pır" ve "pere" Çemişkezek'in Pulur köyü Sakyol Höyük ile kelimelerinin eşdeğer olabileceğini bu nedenle de önemli Yeniköy Gavurtepe Höyük'te yapılan kazılar'" bir geçiş noktasında bulunan Pertek'in, "Pere-tek= köprücük' anlamında kulbnıkıbileceğini belirten Eikıl Neolotik Dönem'den itibaren kesintisiz bir köy tipi Aksoy (1985: 24), daha sonra Pertek'in halk arasındoki yerleşimin bölgede görüldüğünü kanıtlar. Ancak, "Perteg' söyleminden yola çıkarak "tog" ekinin eski EnDenice deki "semt, yer, mahal" karşılığının, "Perteg" gerek Pertek Kalesi yakın çevresinde, gerekse obrak "geçit yeri" ya da "köprü yeri" açıkbmasını yapar Pertek'e çok yakın bulunan ve yine Keban Baraj (2000b: 12). Gölü olanı altında kalmış bulunan Til Köyü ' Bu proje kapsamındaki çalışmalar, daha çok Elazığ bölge­ sine ilişkin olsa da; Hamit Zübeyr Koşoy başkanlığındaki Höyüğün'de bilimsel kazıların yapılmamış olması, Pulur (Sakyol), Yeniköy (Gavurtepe) kozıkın ile, Cevat Erder Pertek'in bu dönemlerini karanlıkta bırakır ki, başkanlığında Pertek Kalesi ve çevresindeki yapıbr ile Til olasılıkla bu dönemlerde bölge Sakyol ve Köyü araştırmaları ve İ. Kılıç Kökten başkanlığındaki Prehislorik çevre araştırmaları, yöreye ilişkin arkeok>jik, Gavurtepe'de olduğu gibi kesintisiz olarak iskan sanat tarihi ve etnografik çalışmakır olarak değerlendirilir. edilmiş olmalıydı. ' Kökten 1971: 15. ' Kökten 1972: 2; 1974: 4. Kalkolitik ve İlk Tunç dönemlerinde artan '° Anılan her iki höyükteki kazı çolışmakın ve sonuçbn için sayıdaki yerleşim olanı, bölgeyi önemli ve strate­ bkz. Koşoy 1976a ve 1976b. " Koşoy 1976a: xvii. jik bir konuma getirirken; yörenin tüm bu dönem­ " Köroğlu 1996:64 lerdeki bilinen ilk adı "işuvvo"" olup, Pertek " Lehmann-Houpt 1907: 60. PERTEK KALESİ güçlendirilmiş kentini fethettim {...}" ' şeklindeki anlaşılırken; II. Rusa Dönemi'nde (M.Ö. 681- yazıtdır. Aİzi diye sözü edilen Elazığ ile birlikte 645), bölgenin kesin olarak Urartu'ların elinde Pertek ve çevresini de ele geçiren Asurlular'ın ege­ olduğunu bilmekteyiz Bu egemenliği tescil eden menliğinin bir ara kesintiye uğradığını ise, Asur ve Urortu Dönemi'ne torihlendirilen çok sayıda Kralı I. Tukultiapil Eşarra'ya (M.Ö. 1155-1077) Urortu kültür varlığı ise, dağınık olarak bölge ait bir yazıtta yer alan ve 50 yıldan bu yana bu geneline yayılmış olarak görülür^^ Kesin tarih- Muşkiler'in oturduğu Aİzi ve lşuwa'nın ele geçiril­ lemesi yapılmamakla birlikte, Urortu Döneminde diğini belirtmesinden anlayabilmekteyiz. Aynı Pertek Kolesi'nin kullanıldığını, kalenin oturduğu krala ait bir tablette yer alan yazıttaki "(...) Büyük ona kayalıklarda yer olan kaya basamakları, kale Hatti ülkesinin Milidia kentine ilerledim. içinde yer olan kutsal olan ve sarnıç gibi kaya Allumaru'nun haracını aldım. lşuwa ülkesinin işçiliklerinden anlayabilmekteyiz. Enzatu kentini ve Suhmu ülkesini fethettim. Esirler II. Ruso'nın egemenlik yıllarında doğunun olarak ülkeme döndüm (...)" ifadesi yazıt ve yükselen yeni gücü Medler, 11. Rusa'nın oğlu III. tablette yer alan bu seferlerin aynı mı , yoksa ikin­ Sarduri, ve devamında IV. Sordur ile III. Rusa ci bir sefer mi kuşkusunu yaratsa da, yeterli veri dönemlerinde tehdit olmaya devam eder ve bulunmamaktadır. M.Ö. VIII, yüzyıla kadar nihayet M.Ö. 612 yılında İskitler'le birlikte devam eden Asur egemenliği ve kesintiler döne­ hareket edip, Asurlor'ın da desteğiyle Urortu minde, bölgenin adı Kültepe metinlerinde egemenliğine son vererek, Kızılırmak yakınına •Şupana", Urartu yazıtlarında "Şupa(ne)" ve Asur kadar ilerlerler . yazıtlarında "Şuppa" olarak geçer' ve 'Sophane" olarak, içinde Pertek'in de yer aldığı M.Ö. VI. yüzyılda Pers kralı 111. Kuroş tüm Tunceli bölgesi olarak lokalize edilir . Dönemi'nde (M.Ö. 559-523) Pers egemenliğinde görülen bölge, Kuraş'ın devamında i. Darius M.Ö. VIII. yüzyıldan sonra Kral Minua Dönemi'nde (M.Ö. 521-486), Darius adından Dönemi'nde (M.Ö. 810-785/780) Urartu'lar kaynaklanarak "Doronolis" olarak lokalize edil­ batıya yönelerek, Fırat'a kadar olan tüm bölgeye meye çalışılsa da, Darius'un yaptığı Satraplık egemen olurlar. Bu döneme ait Palu yazıtında yer düzenlemeleri içinde bölge "Armenia" sotroplığı alan ve bugünkü Hozat olarak lokalize edilen olarak anılır'. Aynı yüzyılın sonlarında l. Huzana kenti ülkesi - dahiline, Pertek yerleşimi Artokserkses (Artohşotro) Dönemi'nde (M.Ö. de giriyor olmalıydı ki, bu dönemde bölgenin 425-395) bölgeden geçen antik dönem yazarı adını "Huzana" olarak anmak yanlış olmasa Ksenephon, aynı yönde bilgiler vererek; b>ölgeyi gerek ir. Urartu'nun bölge egemenliği için yaptığı Armenler'in, Mordlor'ın ve Khalderolar'ın çalışmalar, I. Argişti Dönemi'nde (M.Ö. yaşadığı "Armenia" olarak anar \ 785/780-756) devam ettirilirken; II. Sordur Dönemi'nde (M.Ö. 756-730) bu etkinlikler doruğa ulaşır ve Fırat Nehri aşılarak, Malatya Kc'oğiy 1996: 68 vergiye bağlanıp tüm Elazığ ve Tunceli bölgesin­ Kc-ok' 1996 58 deki kaleler ve kentler ele geçirilir. Ancak, M Ö. Koroöh 1996, 62. AKSOV 1 ^85. 49, 735'li yıllarda Asur Kralı III. Tukulti-apil-Esorro Kircbenin tam metni icın bkz Köpoğlu 1996 49 (Tıplatpileser), Aİzi ve Şuppa yani Elazığ ve Erzc-r, 1986, 30-34, Sevin 1987 282, Koroğlu 1996 80- Tunceli bölgelerini ele geçirip Urartu başkenti 66 B: aedc-ki Urortu Dönemi kultur varlıkları İçin bkz Burney Tuşpa'ya (Van) doğru ilerler. Bu süreçte başlayan 1957 37-53, Schofer 1974 33-37, Scholer 1977 249- geçici Asur egemenliğinin kesin tarihi bilinmese 266 Yıldırım 1988 217-228, Bell. 1993 61-57, Domk 2001 12-16 de, M.Ö. VIII. yüzyılın sonları ile Vli. yüzyılın Kına! 1962 258 Köroglu 1996 88,89 başlarında, bölgede yeniden kurulan Urartu ege­ Kınal 1962 261, 262, Erzen 1986 40-42 menliğinin varlığı, Urortu kültür verilerinden Ktenephon i 974 1 21 ERTUĞRUL PANİK

M.Ö. 331 yılında Persler, Büyük İskender Uzun süre Roma egemenliğinde kalan karşısında yenilince, dağılıp yok olurlar ve bölge, M.S. 395 yılında ikiye bölünen impara­ torluğun Doğu Roma bölümünde, yani Bizans Persler'in boşluğunu Makedonyalılar doldururlar. İmparatorluğu'nun egemenlik sahasında kalır. Bu Büyük İskender'in Hindistan'a doğru seferde yıllarda artan Sasani baskısı sırasında, bölge olması nedeniyle, bölgeye vali olarak atanan Bizans ve Sasaniler arasında el değiştirse de; Sabiktas'm kötü ve baskıcı yönetimi bölge halkını M.S. 638 yılında Arapların Sasani İmparator- isyan ettirir ve eski bir Pers soylusu olan I. luğu'nu yıkması ile birlikte, çekişme ve el Ariotres, "Kapadokyo Krallığını" kurarak Pertek değiştirmeler Bizanslılar ile Araplar arasında dahil olmak üzere tüm Tunceli bölgesini egemen­ devam eder. Bu çekişmeler M.S. 700'den sonra liği altına alır. Hindistan seferinde ölen İskender'in Emeviler, M.S. 752'den sonra ise Abbasilerle yerini alan Perdikkas, ayaklanmaları bastırıp devam eder^. yöreyi kısa süreli olarak tekrar Makedonya ege­ M.S. 837 yılında İmparator Theoplis'in doğu menliği altına alırsa da, 1. Ariatres'in oğlu II. seferinde, Fırat'ın doğusunda olduğu belirtilip Ariatres, M.Ö. 301'de Kapadokyo Krallığı'nı yağmalanan "IV. Armenia" teması içindeki yeniden kurarak, bölgeyi tekrar ele geçirir^''. kentlerden Değik ve Hozon'daki Cmu/Cmnu (?), Palin (Bağın), Meckert (Mazgirt) ve Anki (?) kent­ İskender'in ölümünün ardından başlayan leri^ arasında Pertek'in adı geçmez. Bu dönem taht kavgaları sonucunda, IV. yüzyılın sonunda içinde IV. Armenia teması içine alınan bölgede, kurulan Selevkoslar, Anadolu genelinde egemen­ M.S. 863 yılında bu defa Petronas'ın yağması lik oluştursa da, birçok bölgede olduğu gibi görülür. M.S. 934 yılında Romanos Lekapenos, Pertek ve Tunceli bölgeleri de haraç veren yerel Romanopolis adını taşıyan Kleisun ile birlikte krallıklarla yöneltilir. Ancak, III. Antiokhos Anzitene ve Hanzit'i "Mezopotamya" teması içine Dönemi'nde bölge tamamen Selevkoslar'm ege­ dahil eder. M.S. 950 yılında ise, merkez Hozat menliğine girer. Bir süre sonra artan Roma baskısı olmak üzere "Khozan" teması kurulur ki, bu tema ve devamında M.Ö. 188'de "Apemeia Barış" içinde "Çemeşkocagk" diye anılacak olan anlaşması ile birlikte yönetim Romalılara "Hieropolis" ve "Kurmizok/Kurbizak" kaleleri de devredilir. Bu sırada oluşan otorite boşluğu ile bulunmaktadır^'. Ancak, tema içinde yine birlikte, bölgedeki Ermeni satrapları Pertek'in adı anılmaz ki, bu dönemlerde Pertek'in kent ya da kale olarak kullanılıp kullanılmadığı, bağımsızlıklarını ilan ederler. M.Ö. 83'de Tigran, bu durumda bir soru işareti oluşturur. Partlar'ın da yardımı ile bölgeyi ele geçirip, kayınpederi olan Mithradates ile birlikte Roma M.S. 964 yılında İmparator Theofono ile topraklarına yönelince, Romalı komutan Lukullus işbirliği yaparak, Bizans imparatoru Nikefor'u M.Ö. 69/68 yılında Tigran üzerine yürüyüp böl­ öldürüp tahta çıkan Çemişkezek'li Jean geyi yağmalar. Devam eden çalışmalar uzun Tzimisches, M.S. 974 yılında doğuya doğru sürmez ve Tigran, hem kendini hem krallığını ilerleyerek bölgede etkinlik kurar ki, imparator'un Romalı komutan Pompeius'un hizmetine sunar^^ doğum yeri olduğundan olsa gerek, "Hieropolis" kenti "Çımışgadzak" olarak anılmaya başlanır. Tigranes'in Roma hizmetine girmesinin ardından Aynı dönem içinde bölge IV. Armenia teması da, kayınpederi Pontus Kralı Mithradates ve oğlu altında kimi zaman "Khozan", kimi zaman ise Tigranes ile ilişkileri bozulur. Tigrones, bütün veli­ "Hantsit" eyaleti olarak anılır*'. aht oğullarını öldürünce, son oğlu Tigranes, dedesi Mithradates'in desteğiyle babasına karşı isyan ederse de, dedesinin Romalılar'o " Aksoy 1985:75,76. " Aksoy 1985: 79, 80; Erzen 1986: 44, 45. yenilmesinin ardından teslim olur. Bütün bu " Erzen 1986:46. kargaşa dönemi, bir süre daha devam eder Aksoy 1985: 93-107. ancak, M.Ö. 55'lerde İmparator Vespasianus ^' Honigman 1970:55,56. " Honigman 1970: 68,75. Dönemi'nde bölge Roma egemenliğine girer^'. A^teos 1987: 9-11,23, 24, 32. PERTEK KALESİ

İonnes Tzimisches'in bir süre sonra kendi 1226 yılında kadar devam eden dönemin isteğiyle tahttan çekilip, papazlık yapmaya sonunda, Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad'ın boşlaması sonrasında, yeni imparatorun otorite Doğu Anadolu seferinde sessizlik bozulur. kuramamosı ve oluşan zaafiyetler, çeşitli isyan­ Bölgenin büyük bir bölümü ile bidikte Harput'un lara neden olur. 976-979'daki Bardas Skleros, ardından; Çemişgezek, Bağın, Pertek, Kurmizak 987-989'daki Bardas Phokas isyanları, bölgedeki ve Mazgirt gibi kaleler Selçuklular tarafından ele Bizans etkisini büyük ölçüde yok eder". Tam bu geçirilir'. Ancak, Keykubad'ın başlattığı Selçuklu sırada yaşanan karışıklıklar orasında doğudan egemenliği uzun sürmez. Orta Asya steplerinin gelen yeni güç Türkler, 1018'den itibaren bölgeyi yenilmez savaşçıları Moğollar, 1243 tarihli yoklarlar. Öncü akınlarla başlayan giriş, Çağrı ve Kösedağ Savaşı'nın ardından tüm Anadolu'yu Tuğrul Bey dönemlerinde iyice artar". 1071 kasıp kavururken, Pertek Kalesi'ni de denetimleri Malazgirt Savoşı'nm ardından Türkmen kitleleri altına olıHor. Bölgede bu her iki döneme ait eser­ bir daha çıkmamak üzere Anadolu'ya akmaya lerin bulunmaması, Pertek ve kalesinin sadece bir kontrol noktası olarak kullanıldığını gösterirken; başlarlar. Bu yıllarda bölgede yerel otorite kuran 1340'lı yıllarda, Moğol egemenliği altında Phileratos, gelen bu baskıya direnemez ve süreç bağımsızlıklarını ilan eden Eretnalılar, bölgeyi ele içinde tüm kalelerini kaybeder". geçirider. Yerel otoritelerin söz sahibi oldukları bu Sultan Melikşah tarafından Diyarbakır'ı dönemde, 1379'da Pir Hüseyin Bey'in ölümünün (Amid) ele geçirmeye gönderilen Fohr ol-Davlo ardından, merkezli egemenlik kuran Muhommed bin Cuhoyr'm (Fahrüd Devle) komu­ Mutohharten", bölgenin kontrolünü ele geçirir' . Timur ile Mutahharten'in siyasi işbidiği, bölge tanlarından Çubuk Bey, Phileratos'un elinde bulu­ denetiminde Mutahharten'in gücünü arttırırken; nan Harput ile bidikte Palu ve Pertek gibi kaleleri 1433'de Timur'un Anadolu'dan ayrılması ile bir­ de ele geçirir^ ve Çubukoğullan adıyla kendi likte, ortaya bu defo Akkoyunlulor çıkar. Kara beyliğini kurar. 1087-1113 yılları arasında Yülük komutasındaki Akkoyunlulor, birçok kent Çubukoğullan denetiminde bulunan bölgenin, ile birlikte Çemişkezek çevresi' ve dolayısıyla Elazığ bölgesinde kalan Harput ve Palu gibi Pertek'i de ele geçiriHer. merkezleri Artukoğlu Belek Bey ele geçirirken^", Pertek merkezi ve çevresine Mengücekliler ege­ Kara Yülük'ün 1435'de ölmesi ve men olurlar^'. Ancak gerek Belek Gazi'nin devamındaki taht kavgalarının ardından. Uzun Erzincan'a yaptığı bir seferde ve gerekse 11 64 Hasan m liderliğindeki Akkoyunlulor uzun bir yılında Artukoğlu Fahreddin Karaaslon ile süre bölgede kontrolü sağlayıp, Çemişkezek ve Necmettin Alp ve Devlet Şah'ın Pertek ve Harput gibi merkezlerde yapısal çalışmalara gi­ rerler. Ancak, 1460 yılında Osmanlı topraklarına Çemişgezek üzerinden Sivas'a ilerlemelerine ses­ doğru başlayan yağma hareketleri, sonun siz kalışları ya da göz yummalarr"; başlongıcın: hazırlar ve 1473 yılındaki Otlukbeli Mengücekliler'in güneyde kolan bu sınır hattında, Savaşı'ndo Akkoyunlulor'ın yenilmesi ve 1478'de tam olarak denetim ve otorite kuramadıklarını Uzun Hasan'ın ölümünden sonra Akkoyunlulor, düşündürür. Aslında bu durum sadece parçalanıp yok oluHar'-. Mengücekliler için değil, Artuklular için de geçer­ li olmalıdır. Çevre illerde yapılan ve egemenlik­ Honiamcn 1970 9 10 • Cahen 1992 4-23 lerin tescili olan, dönemin kültür mirasının Tunceli İJ-c. 1989 14. 15 ve Pertek bölgesinde görülmemesi, merkezi • Turon 1993, U7 Yınonc 1949 469, Abu I Forac 1987 351 Tuıon 1993 otoritenin tam olarak yerleşmemiş oluşundandır. i 47 Bölgenin coğrafi yapısı, tarımsal arazisinin azlığı • Unol 1999 1 1 Turan 1993 61 ve doğa şartlarının elverişsizliği, bu düşüncenin • Tu-cn ^993 179 nedenleri arasında sayılabilir ki; bu dönemde Mulohhanc-n ve colıirnalan hakkmda bkz Yücel 1982 bölge, sadece geçiş bölgesi ve bu geçişlerin kont­ Anoiüm 1984 7296 • Ymonc 194C 258 259 rolü amacıyla kullanılmış olmalıdır. Sunguroglu 1958 125 126 ERTUĞRUL PANİK

Akkoyunlular'm dağılmasından yararlanan Arnavut Sinan Paşa'nın kardeşi Arnavut Kasım, Safevİler, Şah İsmail'in Anadolu'ya yolladığı Pertek Sancakbeyi Rüstem Bey'in itirazları sonu­ misyonerler yardımı ile etkinliklerini arttırmaya cunda yerine oturamasa da; Rüstem Bey'in çalışırlar. Bu misyonerlerden Nur Ali Halife, devamında oğlu Baysungur ve devamında, Palulu Tunceli bölgesinde yaptığı çalışmalarla, Pertek de Kulu Ağa ve çocuklarının bölge üzerindeki dene­ dahil olmak üzere, bir çok kaleyi Safevi egemen­ tim ve etkileri artar. Önce Peri ve Vcsgird liğine katar. 1512'de tahta çıkan Osmanlı nahiyelerinin yönetimini olan Kulu Ağa, daha padişahı Yavuz Sultan Selim ise, şehzade olduğu sonra Pertek kaymakamlığını da ele geçirir'^ yıllarda Trabzon'dayken, yaptığı çalışmalardan ilerleyen süreçte ise. Pir Hüseyin Bey torunlarının rahatsız olduğu Şah İsmail'in üzerine yürür. bölgedeki etkisi gittikçe yok olur ve yerine çok Çaldıran'da karşılaşan iki ordudan Safeviler, geri sayıda feodal yöneticiler çıkar. Hemen her aşiret çekilmek zorunda kalırlarsa da, bölgedeki reisinin, çeşitli şekillerde nahiye müdürlüğü, kay­ çatışmalar devam eder. Yavuz Sultan Selim makamlık, belediye reisliği, mahkeme azalığı ve Mısır'a doğru seferine devam ederken; Maraş meclis idare azalıkları gibi görevleri ellerine Beylerbeyi Bıyıklı Mehmed Paşa, Molla İdrisi geçirmeleri, kendilerini hükümet gibi görmelerini Bitlisi ile birlikte, Çemişgezek Beyi Pir Hüseyin sağlar. Geçim kaynaklarının sınırlılığı, vergi oran­ Bey'in de desteğiyle Nur Ali Halife'nin üzerine larının fazlalığı gibi etkiler ise, diğer küçük aşiret­ yürür ve Ovacık ilçesinin Tekir Yoylosı'nda leri talan ve soygun gibi hareketlere yöneltir. Bu yapılan savaştan galip çıkarıl Böylece bölgede durum Osmanlı Dönemi'nde çeşitli yıllarda Osmanlı egemenliği başlar. Pertek'in imar yapılan tedip harekatlarına neden olur ki, aynı çalışmaları ile birlikte en parlak dönemi, bu tarih­ dunjm Cumhuriyet Dönemi'nde de devam eder ve ten sonra başlar. Kalede yapılan onarımlar istenmeyen üzücü olaylar yaşanır. dışında; çok sayıda dönem eserini Eski Pertek yerleşiminde görmek mümkündür". Savaşın Cumhuriyet'in ilk kuruluş yıllarında, I. ardından Yavuz'un huzuruna çıkan Pir Hüseyin Meclis'e milletvekili gönderen ve bu yıllarda Bey, Çemişgezek Beyliği'ni ve dolayısıyla Dersim olarak adlandırılan bölge içinde kalan Pertek'in idaresini ele alır. 1534'deki ölümünden Pertek, daha sonra yapılan yeni il düzen­ sonra oğulları arasında çıkan anlaşmazlık. lemelerinde Elazığ'a bağlanırsa do, devamında Kanuni Sultan Süleyman tarahndon çözülür. 1935 yılında kurulan Tunceli'ye bağlanır. Kanuni, bölgeyi 4 sancak 14 zeamete bölerek, bölgeyi Pir Hüseyin Bey'in oğullan arasında pay- laştırır^l Paylaşım esasına göre; Mazgird Sancağı IV. PERTEK KALESİ

Mehmed (Muhammedi Mirza) Bey'e, Sağman IV.I. YAPISAL TARİHÇE sancağı Keyhüsrev Bey'e, Çemişgezek sancağı Eski Pertek yerleşiminin daha çok doğusunda Mehmed Şah Bey'e kalırken, Pertek sancağı kalmakla birlikte, günümüzde Keban Baraj Gölü Rüstem Bey'e bırakılır. Rüstem Bey'in ölümünden alanı altında kaybolan Murat Nehri ve nehir sonra ise, yerine oğlu Baysungur geçer^^ kenarındaki kent bölümünün kuzeyinde, yüksek Pir Hüseyin Bey'e Yavuz Sultan Selim tarafından "kaydı hayat şartı" şeklinde verilen " Sümer 1992: 15-39. bölge. Kanuni Sultan Süleyman tarafından aileye " Kale ve iki Osmanlı camisi dışmdo tümü Keban Baraj Golü devredilirse de, verilen bu imtiyaz fazla uzun altında kalan bu eserler için bkz. Anonim 1967. sürmez. Bir süre sonra yönetime dışarıdan ata­ Osmanoğlu 1966: 68; Volga 1994: 52, 53. « Ünal 1991; Osmanoğlu 1966: 8-11; Yolgo 1994: 54-58; malar başlar. Her ne kadar Mazgird Ünal 1999: 35-51. Soncakbeyliği'ne atanan Erzurum Beylerbeyi " Yolgo 1994: 58. PERTEK KALESİ

kayalık bir olanda kurulan Pertek Kalesi'- (Res. 1 - süre gündemden düşen kale, Osmanlı Dönemi 5) iç kale ve dış surlar olmak üzere iki bölümden öncesinde ve sonrasında yerel beylerin egemen­ meydana gelmekte olup, bugün Keban Baraj liği altında kalırken, Eski Pertek'in yerleşiminin en Gölü alanı içinde oda durumundadır (Res. 6-8). önemli günlerini ve yoğun imar faaliyetlerini

Kalenin ilk kullanımına ilişkin olarak Urartu yaşadığı XVI. yüzyıldan nasibini alır. Bu yüzyıl Dönemi koya basamakları, kutsal olan (Res. 9), yerel feodal yöneticilerinin, Murat Nehri sarnıç (Res. 10) ve diğer koya işçilikleri görülse kenarındaki kullandıkları saray yapısı ve de, bu veriler bir kaleyi işaret etmemektedir^'. yaptırdıkları cami, türbe, hamam, han vb. diğer yapılar gibi; savunma kaygısı içinde, kaleyi de Ancak, mevcut veriler kalenin ilk olarak bu sağlamlaştırmış olmaları gerekir. Her ne kadar dönemde kullanıldığını gösterdiği gibi, kale içinde söz konusu XVI. yüzyıl yapıları"^' Keban Baraj olmasa bile yakın çevresinde bir Urartu Dönemi Gölü altında kalmışsa da, giriş kapısı üzerindeki yerleşimi ya da yerleşimlerinin olması gerektiğini dolgu ve kimi sur duvarlarındaki daha çok kaba gösterir ki, bu konuda Keban Projesi'nden önce yonu toşloHa oluşturulan onarım ve eklemeler, bu bir çalışma gerçekleştirilmediğinden, olası bu dönem ürünü olmalıdır. yerleşim konusunda veri bulunmamaktadır. XVİ. yüzyıl devamında etkisini yitirmeye Urartu sonrası uzunca bir süre kale ve kale başlayan Pir Hüseyin Bey oğullarının ardından, alanının kullanıldığına ilişkin veri yoktur. Geç kalenin önemini yitirmesi ile birlikte, XVII. Roma/Erken Bizans dönemlerinde dış surların (Res. n, 12) bulunduğu alanın iç kale ile birlikte Pertek Kalesi'nden söz eden kcynoklor, genelde kısa kullanıldığını gösteren burç izi, bu dönem kale yorumlar şeklinde olup; kole mimorisi ya da tarihçesi sınırını tam olarak belirlemese de, olasılıkla hokkındo bilimsel ve detaylı bilgiler sunmazlar. Pertek adı 405 bugünkü izlerle aynı olanı kaplamış olmalıydı. demografik yapı ve kısa torihçe şeklindeki bu bilgiler için Bizans Dönemi sonlarında Philerotos'un elinde bkz, Taylor 1868: 344, 345, Cuinet 1891: 397, 398: olan kale, Çubukoğulları tarafından alındığında, Lehmonn-Houpt 1910: 467-472; Uluğ 1930: 20; Ardıç 1936: 529: Gobrle! 1940: 260, 261: Sevgen 1959: 267, olasılıkla mevcut durumu ile, Harput'ta do olduğu 268 Akçay 1966a: 32; 1 966b: 920; Osmonoğlu 1966:9; gibi ekleme ve onarım yapılmadan kullanılmış Evliya Celebi 1970: 108, 109: Tükel-Bakırer 1970 186; olunmalıdır. Kalenin bugünkü durumu ile sekill- Güven 1991: 43; Karaboron 1992: 65, TOm bu yaya^. ve lendirilmesi ise Ortaçağ döneminde olmuştur. içeriğindeki bılailer dışındo, kole hokkmdo detaylı olmasa do ilk ciddi bilimsel veriler ve rölöve/kroki denemeleri de Kalenin kurulu bulunduğu ana kayalıktaki taş yapılmıştır Bu yoyınlordon Murat Erdim'in hazırlodığı tez malzeme ile oluşturulan sur duvarları, Osmanlı cciisması (1970) tüm eksik yönlerine karşın, kale Dönemi onarımları dışında, bütünsel bir özellik i^akkındoki en detaylı çalısmolovdon birisidir Bu çalışmanın göstermektedir ki, kale giriş kapısı üzerinde yer devdmındo görülen Thomos Alom Smcloır'ın çalışması olan ve kalenin bir bütün olarak yenilendiği yo dc {1989 100-102) ve kroki denemesi kole hokkmda kısmı yeniden şekillendirildiği dönemi belirten kitabenin b'^Oıie' sunar Muhammet Beşır Aşon ın yaptığı cîc-öeıic-dırme ve Ktck'denemesi (1 992 87,88), sınırlı bil- kimi bölümleri okunamaz yo do tamamen tahrip CMC-'C- sohıplen torotır^ca boşlclılon yüzey araştırmalarının olmuşsa do; (...) Meliku'l- Alimu'l- Adil Muhiyvü :3eae-'e-'dırmesı içinde sunulan bilgiler (Danık 2004 145- Adi fi'l- Alemin (...) hallede'llahu mülkehu -i7 »,jie f->akkındokı son değerlendirmelerdir şeklinde okunan (Res. 13) ancak, ycp'ıranin KL--'ıc.-(:".r, Koroâlu tum bu verilerden yoio çıkarak Pertek adının (şimdilik) tam olarak okunamodiğ! bölüm voie!; nı bir Uronu Kalc-^^ı o'crct, onmaklodır (1996 21) dışında verilen unvanlar, yapının Ortaçağda ' ' Ad,' ül.m mc-!ık Dı,nşala'doVi (ülkelerdeki) adoiotın genel kimliğini kazandığını göstermektedir. ızOiO) ' f-'k;-- o- ..m r:ıltv::v doım kılsın (ko'uitın;

Ortaçağa ilişkin yapılanma son'-osmdc uzun A-,,::' ;:ı •t:;-l>,r Anoriı'n 1'^o"' b 2C ERTUĞRUL PANİK yÜ2yıldan sonra^^ kalede yeni bir onarım ya da İç kalenin girişi, kuzey surların doğuya yakın genişletme çalışmasının yapıldığını düşünmek bölümünde yer alır. Kuzey yönde daha düşük oldukça zordur. seviyeli ana kayalıklar üzerine kurulu sur duvar­ ları, diğer yönlerde daha yüksek seviyedeki kayalık üzerinde yer alır (Res. 8, Çiz.1). Gerek bu IV.II. DİŞ SURLAR neden ve gerekse kuzey cephenin savunma zayıflığı ile kale girişinin bu yönde olması İç kalenin kurulu bulunduğu kayalık platfor­ nedeniyle, sur duvarları bu yönde daha yüksek mun kuzey ve kısmen batısındaki alanda yer alan tutularak, daha düzenli bir örgü ve malzeme ile dış surlar, iç kalenin kuzey doğu köşesinde yer tahkim edilmiştir (Çiz. 3). alan burçtan itibaren kuzeybatıya doğru uza­ narak önce güneye ardından doğuya yönlenerek, Ana kayalıklar üzerinde yapılan düzenleme­ güney batı köşede yeniden iç kale surları ile den ve döneminde kaldırılabilen bir köprüden birleşir (Çiz. 1). ulaşılan, basık tuğla kemerli ve oldukça yıpranmış olan giriş kapısı, kuzey duvarın güneye doğru Yer yer kesintiye uğrayan sur duvarları, önemli ölçüde kaba yonu taş arası dolgu tekniğini kırılmış yüzeyinde yer alırken (Res. 14, 15); gösterip (Res. 11, 12), Osmanlı Dönemi XVI. doğuya doğru gidildikçe, çeşitli kırılmalarla doğu yüzyıl izlerini verse de; kuzey surların doğuya batı yönünde cephe veren surlar, üç cepheli bir doğru olan bölümündeki, bir dikdörtgen payan­ burç (Res. 16) ile güneye doğru yönlenir ve doğu danın alt düzeyinde görülen yarım daire cepheyi başlatır (Res. 14). Kuzey cepheye oranla kule/burç izi, dış surların daha çok Geç daha çok yıpranmış olan doğu cephe sur duvar­ Roma/Erken Bizans Dönemi'nde kurgulandığını, ları, güneye doğru gidildikçe malzeme ve işçilik Ortaçağda önemini yitirmesine karşın, Osmanlı'da (XVI. yüzyıl ya da hemen öncesinde) " XVII. yüzyılda bölge ile birlikte Pertek'e de uğrayan Evliya Çelebi, kaleyi "(...) Pertek şehrinin vasıfları: Böyle yeniden ele alınarak onarıldığını göstermektedir. denilmesinin sebebi oldur ki, Moğol dilinde karakuşa (Pertek) deHer. Bunun kalesi üzerinde tunçdan bir kara kuş Sur duvarlarının özensiz malzeme ile inşa timsali olup her sene Nevruz gününde (sefir) urup bütün edilmiş olması, kapsadığı alanın küçüklüğü, duvar makdisi kürd kavimlerini bu şebrin pozarına toplamak için kalınlığının ince oluşu gibi özellikleri bir araya işaret verirmiş. Bunun için şehre (Pertek) denmiştir. (...) Keriıüda-yeri, serdan, müftüsü, nakibi... falanı yoktur ama koyduğumuzda; dış surların bir dış kale şehir su-başısı vardır. Kalesi Murod nehri kenorındo yalçın niteliğinden çok, iç kaleyi koruyan bir ön savun­ kayolı bir güzel tepe üzerinde dört köşe küçük bir kaledir. ma ya da birinci kademe sur duvarları olarak da Kale ağası ve nefeHeri ve cebhanesi padişah tarafindan değildir. Ancak beyi hükmeder.(...)" şeklinde tanımlar kabul edebiliriz. Bu nedenledir ki. Eski Pertek (1970: 108, 109). Çelebi'den yaklaşık 400 yıl kadar sonra yerleşiminde yer alan yapıların bütünü, bu duvar­ 1930'lu yıllarda bölgede çalışmalar yapan Nazmi Sevgen ların dışında kalmıştır. Bu durumda Geç ise, kaleyi"(..) Murat nehrinin hemen kenarında sipsivri bir Roma/Erken Bizans kalesi ise, iç kalesiz olarak kayalığın üzerine kondurulmuş olan Pertek Kalesi, diğer kaleler gibi bir koç bedenle çevrilmiş değildir. Şimal cephe­ doğuda ve güneyde ana kayalıklar, kuzeyde ve sindeki kapıdan doğruca içkaleye giriyoruz. Baş döndürücü batıda bugünkü dış sur duvarları ile oluşmuş seneler, hadiseler tarihi med ve cezirler kalenin olmalıydı ki; ana kayalıkların muhtelif yerleri, duvarlarında burçlannda okunuyor gibi. Yapıldığı zamana, gördüğü tamirlere, ilavelere dair kalede, ntKialesef hiç bir zayıfta olsa çeşitli yerlerde duvarlarla desteklen­ kayda rastlıyamıyoruz. Fakat araştırmalarımız kalenin bize miş olmalıydı. Bu durum ancak dış surlar 1367 yoşında olduğunu gösteriyor. Cenup cephesi yontma çevresinde yapılacak bilimsel sondaj kazıları ile taşların arasına kondurulmuş, kırmızı ver sert tuğlalar, öteye beriye serpişdirilmiş mavi çiniler kaleye Türk-Arap çeşnisi netleşebilir. veriyor. (...) Halid Bin Velit Diyarbakır ve Elazığ havalisini fethederken Pertek Kalesi de ona boyun eğmiş. İşte sur ve burçlarda rastladığımız Arap çeşnisi bu hakimiyetin bir izi IV.III. iç KALE olocak (...) Kalenin garp tarafindan akınlara uğramış olması ihtimali kuvvetli, çünkü o cephe yayvan ve tatlı mey­ Doğu batı yönünde, doğu yönde daha geniş illerle ovaya müntehi oluyor. (...)" şeklinde tanımlar (1959; tutulan düzensiz dikdörtgen bir plana sahip olan 267, 268). PERTEK KALESİ kalitesi gibi, sur duvarlarını da büyük ölçüde Kale girişinden (Çiz. 4) itibaren doğuya ve yitirmektedir ki; diğer cephelerde de görülen bu batıya doğru giden kuzey cephe sur duvarları, durumu, duvarların oturduğu kayalıkların bu içte de izlenebilirken (Res. 16, 22) aynı durum bölümlerde daha yüksek oluşuna ve doğal bir sur güney ve doğu için geçerli değildir. Öncelikle niteliği taşımasına ve bu nedenle yapılan zayıf girişten doğuya doğru olan sur duvarlarındaki iki tahkimata bağlamaktayız. Doğu cephenin ekse­ kat halindeki mazgal pencerenin iç başlangıçları nine kadar kırıimalaHa sağlam ulaşıp, bu noktada (Res. 23; Çiz. 6), yöredeki tüm kaleler ölçeğinde oluşturulan dikdörtgen bir burç yapısından (Res. günümüze en sağlam ulaşanlardır. Kuzeydoğu 17) sonra oluşturan surlar güneye doğru yer yer burçta görülen dikdörtgen pencere ise (Res. 24, kesintiye uğrasa da, güneydoğu köşedeki (Res. 25; Çiz. 7), kalede görülen fek örnek olup, bu 18) kırılma ile birlikte, sur duvarları batıya doğru burcun örtü sistemine ilişkin veri yoktur. Doğu yönlenerek, güney surları başlatırlar (Çiz.2). duvarın ekseninde kalan "doğu burç" ise, içten ve Üzerinde kurulu olduğu ana kayalıkların dıştan üç cepheli yapısı ile dikkat çekerken (Res. yapısına uygun olarak, çeşitli kırılmalarla devam 17), örtü ve pencere sistemlerine ilişkin bir veri eden güney sur duvarları, kesintili bir şekilde yoktur. Bu burcun hemen batısında yer alan ve devam etse de, büyük oranda kendini belli etmek­ kuzey-güney yönünde dikdörtgen planlı olup, tedir. Güneybatı köşede, yükselen duvarlar ile bir­ tonozla örtülü yapı (Res. 26) ile bu yapının likte kuzeye yönelen suHar (Res. 19); kalenin en güneyinde, doğu batı yönünde oluşmuş ancak, kısa cephesi olan batı cepheyi oluştururlar. sadece batı ve güney duvadarının bir bölümü Yaklaşık 15-20 metrelik batı sur duvarı, kuzeybatı kalmış olan mekan izinin niteliği bilinmese de, köşeyi oluşturan "kuzeybatı burç" (Res. 20, 27) ile askeri amaçlı birimler olmalıdır (Çiz.l, 2). birleşirken; burçtan hemen önce, kuzeybatı bur­ cun güney duvarı devamının, dış cepheden Güney sur duvarlarının dışında kayalıklarda çıkarak batı duvara doğru uzandığını göre­ görülen Urartu Dönemi koya basamaklarına bilmekteyiz. 1. dönem sur duvarlarını oluşturan karşın, kale içinde kalan ve doğu yönde ana bu duvarın hemen önüne 2. dönemde oluşturulan kayalıklara işlenmiş, Urartu kaya işçiliği ile çok burç, kuzeyde dışta bir üçgen gibi görünse de, iç büyük ölçekteki su sarnıcı (Res. 9, 10), kalenin planda doğu batı yönünde kuzeye yakın dikdört­ Urartu döneminde olasılıkla kutsal olan olarak gen plan şeması gösterir (Çiz. 2). Doğu duvarı kullanıldığını göstermektedir. tamamen yıkık olan burcun kuzey duvarı sağır duvar şeklindeyse de, batı duvarının kuzey ucun­ da mazgal pencere izleri görülmektedir (Çiz. 5). IV.IV. MALZEME VE TEKNİK Burcun güney duvarını oluşturan bölümdeki giriş, Kale bütününde yoğunlukla taş ve kısmen bu duvarın 1. dönemdeki mazgal penceresinden tuğla malzeme görülür. Giriş kapısı kemerindeki bozulmuş olmalıdır. tuğlo kullanımına karşın (Res. 15), iç kale ve dış Kuzeybatı burçtan sonra kısa bir boşluk surlar arasında yer alan sarnıç yapısının tonozun­ görülen sur duvarları (Res. 21), 20 m. kadar da da yoğun bir tuğla kullanımı görülür. Düzgün sonra başlayarak çeşitli kırılmalarla belirli oranda kesme tas, kaba yonu taş ve moloz taş olarak alçalarak doğuya doğru devam eder ve giriş gruplondırdığımız taş malzeme ise, kale bütününü kapısı ile birleşir (Çiz. 2). Kuzeybatı burçtan sonra kaplamaktadır. Özellikle iç ve dış olmak üzere başlayıp, giriş kapısına kadar olan ve düzenli kuzey surların bütününde, doğu surların kuzeyden kesme taş arası dolgu tekniğinde yapılan sur eksene kadar olan bölümünde, batı surların duvarları, iki noktada geniş payanda çıkıntısı genelinde, güney surlarda sadece köşe ve kırılma yaparken, kalenin en sağlam olarak günümüze noktalarında kullanılon düzgün kesme taşa karşın ulaşan bu sur duvarları üzerinde seğirdim yolu (Res. 13-15); kaba yonu loşlar, güney surlar izleri de rahatlıkla görebilmektedir. yoğunluklu olmak üzere, dış surlarda, kuzey ERTUĞRUL PANİK surlarda kısmen, batı surlarda öncelikle içte IV. V. SÜSLEME yoğunlaşmak üzere biraz daha yoğunluklu ve Kalede, süslemeye ilişkin örneğimiz çok doğu surlarda eksen ile güney köşe arasında kul­ olmamakla beraber, girişten batıya yönelen lanılmıştır (Res.17, 18, 20, 22, 27). Moloz taşın kuzey surların, ilk payanda çıkıntısının doğu yüzü yoğun kullanımı, dolgu malzemesi olmakla birlik­ üst seviyelerinde görülen, üst üste iki adet küçük te; güney surlarda kısmen, kuzeybatı burç iç boyutlu kabara şeklindeki çarkıfelek motifi ile, duvarlarında, batı surların iç cephelerinde ve giriş kapısı üstündeki bazalttan oluşturulmuş doğu surlarda yer yer ve doğu burcun iç duvar­ silmeli kitabe çerçevesi (Res. 13) süslemeye ilişkin larında yoğunluklu olarak görülmektedir (Res. 12, ömeklerimizdendir. 15, 23,). Kitabeyi çevreleyen bazaltlarla, renkli bir Kale sur duvarlarının çeşitli noktalarından çerçeve oluşturma kaygısının yanı sıra; içe doğru alınan taşların mineralojik incelemesinde biyo- oluşan eğimi, değişik boylardaki içe ya da dışa mikrit, metogabro ve gabro örneklerine çok az doğru yapılan silmelerle oluşturma çabası, oranda rastlanılırken, düzgün kesme taşlar kalenin nadir süsleme örneği olarak kalır. Ayrıca, şeklinde olmak üzere genelde andezit kullanıldığı kale giriş kapısının bulunduğu cephenin üst biti­ görülmüştür. Kalenin oturduğu kayalık kütlede minde yer alan ve günümüze tek örneği ulaşan yapılan inceleme, bu kayaç türünün de andezit konsol(lar) (Res. 28), bu alanda konsollarla olduğunu göstermektedir ki, bu durumda oluşturulan bir hareketlenmeyi işaret eder. kullanılan tüm düzgün kesme taş ve kaba yonu Kimi kaynaklarda sözü edilen ve Pertek taşlar, yöreden elde edilmiş olup, özellikle surlar­ adına kaynaklık ettiği belirtilen kartal yada başka da tamamen egemen olan taşlar, ana kayalıklar­ bir yırtıcı kuşa ilişkin heykel yo da kabartma mev­ dan (Res. 18-20) kesilerek elde edilmiştir. Yer yer cut değildir. Bu nedenledir ki, bu tanımlamayı farklı nitelikler gösteren, özellikle moloz taş rivayetten öte görememekteyiz. niteliğindeki malzemeler çevreden toplanmıştır. Kitabeyi çevreleyen bazalt çerçeve (Res. 13) V. SONUÇ Pertek'te olmasa bile, yakın çevreden getirilmiş Günümüzde Keban Baraj Gölü altında kalan olunmalıdır. Eski Pertek yerleşimi, yerleşimle ilgili yapılan Dolguda görülen ve çeşitli noktalardan çalışmalar ışığında XVI. yüzyıl kenti olarak alınan harç malzeme üzerinde yapılan x ışını görülse de, Paleolotik Dönem'den itibaren iskan kırınım sonuçları, harç malzeme içinde kalsit, gören Murat Vadisi ile birlikte değerlendirerek, dolomit, feldispot ve kuvars ağırlıklı olmak üzere kentin tarihini bu dönemlere çekmek mümkündür. çeşitli malzemenin kullanıldığı ve bu malzemenin Ancak, bu dönemde başlayan yerleşim, uzun de genelde Murat Nehri'nin taşıdığı malzemeden aralıklı kesintilere uğramış görünür. Kent merkezi yatak kenarından alındığı düşünülmektedir. ya da yakın çevresinde arkeolojik kazıların yapılmamış olması, ne yazık ki aksi bir görüşü Sur duvarlarında kesit veren duvarlarda engellemektedir. Baraj olanı içinde ada durumun­ yapılan incelemelerde, batı yön dışında genellikle da kalan kale içi ve kalenin oturduğu koyalıklar- dış cephelerde düzgün kesme taş, iç cephelerde daki Urartu işçiliği, kalenin bu dönemde kaba yonu taş malzeme arasında moloz taş kullanıldığına işaret olarak kabul edilse de, Urartu malzemenin dolgu olarak kullanıldığı ve genel sonrası ve özellikle Hellenistik ya da Roma duvar örgüsünde bu tekniğin kullanıldığı dönemlerine ilişkin net veriler yoktur. C.F. görülmektedir. Batı sur duvarlarında yapılan Lehmann-Haupt'un sözünü ettiği Asur Dönemi imalatların, kayalığın dikliği nedeniyle daha zayıf kabartması" ise, yeterli veri olmadığı gibi, hiçbir tutularak içte ve dışta kaba yonu taş malzeme kaynakta Pertek'in eğer varsa Antik Dönem arasında moloz taş dolgu tekniğinin kullanıldığı görülmektedir. " Lehmann-Haupt 1910: 475, 476. PERTEK KALESİ adı bilinmemektedir. Bu nedenle de, Hitit Pertek Kolesi'nin anılmaması, bu yıllarda Pertek'in metinlerinde anılan "Pittiarik" dışında, Urartu ya bir kale ya do kent olarak oluşmadığını veya da Asur yazılı metinlerindeki kent isimleri ile önemli olarak görülmediğini göstermektedir. ilişkilendirme yapmak mümkün görünmemektedir. Bütün bu bilgi ve bulgular Paleolitik Oysa Tunceli bölgesinin Çemişkezek, Mazgirt, Dönem'den itibaren yedeşim görüp, devamındaki Bağın, Hozat gibi merkezlerinin geçmiş dönem süreçler içinde kesintisiz iskan görse de, bugünkü isimleri bilinmektedir. Pertek Kolesi'nin, Geç Roma/ Erken Bizans Abu'l Faroe, Urfalı Moteos, İbn-i Bibi gibi Dönemi'nde dış surları ile birlikte kurgulandığını. Ortaçağ kaynakları ile birlikte Bizans koynakla- Ortaçağ Türk Dönemi'nden itibaren bugünkü nnda do Pertek adının anılmaması, bu dönem­ karakterini aldığını, Osmanlı Dönemi'nde kısmi lerde kentin varlığını şüpheye düşürmektedir. Bu onarımlar gördüğünü ve XVII. yüzyıldan itibaren durumda Geç Roma/Erken Bizans'ta var olan ise önemini yitirdiğini göstermektedir. küçük ölçekli bir kalenin. Ortaçağda geliştirildiği KAYNAKÇA düşüncesi oluşmaktadır ki, kale içi yo do çevresi Abu l Faroe 1987 Gregory Abu'l Faroe, Gregory (Bor ile birlikte Eski Pertek yerleşiminde XVI. yüzyıl Habreus) Abu'l Faroe Tarihi, öncesi yapısal kalıntının olmaması bu düşüncemi­ Ankara Afshar 1965 F.A. Afshar, "Tunceli-Bingöl Bölgesi zi doğrular niteliktedir. Jeolojisi', Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü Dergisi 65, s. 31-41 Pertek yerleşim yerinin önemli yol güzer­ Akçay 1966a İlhan Akçay, "Pertek Kalesi", Yeni Fırat gahlarından uzaklığı, kenti geliştirmediği gibi, 32, s. 32 çeşitli dönem kaynaklarına girebilecek bir isim de Akçay 1966b ilhan Akçay, "Keban Borojı'nın Meydana Getirdiği Göl Sahası İçinde Kalacak edindinmemiştir. Bu durum Ortaçağ ve sonrası Olan Türk Eserleri Üzerinde Yerinde için geçerli olduğu kadar. Ortaçağ öncesi için de Yapılon Bir Araştırma", Türk Kültürü 46, 5. 918-922 geçerli bir durumdur. Kalede bulunan kitabe, 409 Akscy 1 9B5 Bilal Aksoy, Tarihsel Değilim iskele kurulmadan tam olarak okunamadığındon Sürecinde Tunceli, Ankora ve hatta kısmen yıprandığından, kalenin bugünkü Aksoy 2OÖ0 Bilal Aksoy, "Dersim'de Yer Adlormın Kökeni 11", Munzur 2, s. 3-14 durumunu belirleyen imalatın dönem- Anonim 1 967 Anonim, Doomed by the Dom, lendirilmesinde sıkıntı yaratsa do, okunabilen Ankoro bölümlerinin verdiği veriler, kitabeyi Ortaçoğ Anonim 1984 Anonim, "Tunceli" md.. Yurt Ansiklo­ pedisi, C, 10, , s. 7281-7353 karakterli yapmaktadır. Ancak, kültür çevresi Ardıc 1936 Nurettin B. Ardıç, "Horpufun Etrofındo olarak kesin bir lokalizcsyonu engellemektedir. Bulunon Yer Adlarının Tetkiki", Alton Ortaçağ Türk Dönemi ile birlikte bölgede ege­ 12, s. 528-530 menlik sahibi olan kültür çevresi, genel koni Ajan 1992 Muhommet Bejir Ajon, Elazığ, Tunceli ve Bingöl İllerinde Türk Iskan olarak Mengücekliler olarak kabul görse de; İzleri (XI-XIII. Yüzyıllar), Ankara Mengücekliler'in güney son, Horput Belli 1993 Oktay Belli, "Der Beschrihete Bronzehelm des Könlgs Menuo Aus der Festyng Artuklulorı'nın kuzey son sınırında yer alan bu Burmogeçit bei Tunceli", Nimet Oz- kalenin, bulunduğu yer nedeniyle kontrol dısmdc güç'e Armağan, Ankara, s 61-67 kaldığını kabul etmek gerekir. Gerek Belek Burney 1 957 C A, Bumey, "Urartlon Fortresses and Towns in the Region", Anatolian Gazi'nin ve gerekse Fahrettin Koraaslan, Studies VII, 1, 37-53 Necmeddin Alp, Devlet Şah gibi Artuklu hüküm­ Cchc-n 1992 Claude Cohen, Türkler'in Anodolu'yo İlk Girimi (Xt. darlarının Çemişgezek üzerinden Sivas'a yönelik Yüzyılın İkinci Yansı) Cev Yosar ilerlemelerinde, Pertek'ten geçişlerinde Yücel- Bohoeddın Yedıyıldız, Ankoro Mengücekliler'in sessiz kalışları, bu kontrolsüz­ Cuınet 1891 Vital Cuınet, La Turquie D'Asie, Pons Evliya Celebi, Evliya Çelebi Evl.yo Celebi 1 970 lüğün bir göstergesi olmaktadır. Bu olayların Seyahatnamesi Cev Zuhun devamında Selçuklu Sultanı Alaaddin Danışman, C,5, İstanbul Keykubad'ın bölgeye gelişi ile ilgili kayıtlarda, Dan,k 2001 Ertuğrul Danık, 'Vasgırl Kaya Mezorlofı Hakkında İlk Gözlemler", İdol 9, s 12' bölgedeki diğer kalelerin bir bölümü anılırken, 16 ERTUĞRUL PANIK

Danık2004 Erfuğrul Danık, "Yukarı Fırat Bölgesi Scfraferl974 H.P. Schafer, "Zur Stele Menuas Aus 2002 Yılı Arkeolojik Yüzey Araştırması", Bağın (Balin)', Istanbuler 21. Araştırma Sonuçlan Toplan­ M'rtteulingen 23-24, s 33-37 tısı, 1. Cilt, Ankara, 2004, s. 139-154 Schafer 1977 H.P. Schafer, "Die Inschrif» Rusa jl. Erdim 1970 Murat Erdim, Ttıe CasHe of Eski Argistehinis in Mazgirt-Kaleköy" Studie Pertek, Yayınlanrramış Yüksek Lisans Micenei ed Egeo-Anotolico XVIII, s. Tezi, Ankara, ODTÜ Mim. Fak. Rest. Böl. 249-268 Ertem 1973 Hayri Ertem, Boğazköy Metinlerin­ Sevgen 1959 Nazmi Sevgen, Anadolu Kaleleri, C. de Geçen Coğraf/o Adlan, Ankara I, Ankara Ertem 2003 Hayri Ertem, "Hattiler ve Hititler Sevin 1987 Veli Sevin, "AAabtya-Elazığ-Bingöl İlleri Dönemi'nden Eski Türklere, Osmanlıbra Yüzey Araştırması 1985", İV. ve Günümüz Anadolusuna Kadar Araştırma Sonuçlan Toplantısı, Uzanan Bazı Benzer Unsurlar-I", Ankara, s. 279-300 ArchıvumAnatolicum/Anadolu Sinclair 1989 Thomas Alain Sinclair, Eastern Arşivleri Vl/2, Ankara, s. 39-72 : An Architectural and Erzen 1986 Afif Erzen, Doğu Anadolu ve Archoeokigical Survey ill, London Urartular/Eastem Anatolia and Urartians, Ankara Sümer 1992 Faruk Sümer, Sofevi Oevleti'nin Kuruluşu ve Gelişmesinde Gabriel 1940 Albert Gabriel, Voyages Archeolo- Anadolu Türkleri'nin Rolü, Ankara giques Dans la Turquie Orioniale I, Paris Sunguroğlu 1958 İshak Sungur<)ğlu, Harput Yollonndo, C. I, İstanbul Güven 1991 Kenan Güven, Tabiat Güzellikleri ve Kültürel Değerleri İle Tunceli, Turan 1993 Osman Turan, Doğu Anadolu Türk Ankara Devletleri Tarihi, İstanbul Honigman 1970 Emst Honigman, Bizans Devletinin Tükel-Bakırer 1970 Ayşıl Tûkel-Ömür Bakırer, "1968 Yılı Doğu Sının, Çev. Fikret Ijıltan, İstanbul Keban Projesi Restorasyon Çalışmakın Işık 1989 Fahri Işık, "Batı Uygarlığının Kökeni Ön Raporu", 1968 Yaz Çalışmakın, Erken Demirçağ Doğu-Batı Kültür Sanat Ankara, s. 183-186 İlişkilerinde Anadolu", Türk Arkeoloji Uluğ 1939 Naşit Uluğ, Tunceli Medeniyete Dergisi XXVIII, Ankara, s. 1-39 Açılıyor, İstanbul Karaboran 1992 Hilmi Karaboran, "Fırat Havzasında AAateosl987 Urfalı Mateos, Urfalı Moteos Sanat Tarihiyle İlgili Eserlerin Coğrafi Vekoyinomesi (952-1136) ve Dağılışı", Fırat Havzası Sonat Tari­ Papaz Grigor'un Zeyli (1136- hi Sempozyumu, Ankara, s. 55-72 1162), Çev. Hrand D. Andreasyan, Kınal 1962 Firuzan Kınal, Eski Anadolu Tarihi, Ankara Ankara Taykx 1868 J.G. Taylor, "Journal of a Tour in Koşay 1976a Hamit Zübeyr Koşay, Keban Prajesi Armenia, Kurdistan and Upper Pulur Kazısı/Keban Praject Pulur AiAesopolamie, With Notes of Researches Excavations 1968-1970, Ankara in the Deyrsim Dagh in 1866", The Koşay 1976b Hamit Zübeyr Koşay, "Yeniköy Höyüğü Journal of the Royal Geograp­ Kazısı, 1972", Keban Prajesi 1972 hical Society 38, s. 281-361 Çolışmalon, Ankara, s. 175-182 Ünal 1989 Mehmet Ali Ünal, XVI. Yüzyılda Kökten 1971 İ. Kılıç Kökten, "Keban Baraj Gölü Harput Sancağı (1518-1566), Alanında Taş Devri Araştırmaları, Ankara 1969", Keban Projesi 1969 Ünal 1991 Mehmet Ali Ünal, "XVI. Yüzyılda Çolışmalon, Ankara, s. 13-16 Mazgird, Pertek ve Sağman Kökten 1972 İ. Kılıç Kökten, "Keban Baraj Gölü Sancakbeyileri Pir Hüseyin Bey Alanında Taş Devri Araştırmaları, Oğullan", OTAM 2, s. 239-265 1970", Keban Projesi 1970 Ünal 1999 Mehmet Ali Ünal, XVI. Yüzyılda Çolışmalon, Ankara, s. 1, 2 Çemişkezek Sancoğı, Ankara Kökten 1974 İ. Kılıç Kökten, "Keban Baraj Gölü Yıldırım 1988 Recep Yıldırım, _"Burmageçi1 Urartu Alanında Diptorih Aroştırmolorı, 1971 °, MiğfeHeri" Fırat Üniversitesi Dergi­ Keban Projesi 1971 Çalışmolan, Ankara, s. 1 -5 si (Sosyol Bilimler) 2/2, s. 217-228 Köroğlu 1996 Kemalettin Köroğlu, Urartu Krallığı Yınanç 1940 Müknmin Halil Yınanç, "Akkoyunlular" Döneminde Elazığ (AIzi) ve Çevresi, md., İslam Ansiklopedisi, C. I, İstan­ İstanbul, bul, s. 251-270 Ksenephon 1974 Ksenephon, Anobosis, Onbinlerin Yınanç 1949 Mükrimin Halil Yınanç, "Belek" md., Dönüşü, Çev. Tanju Gökçöl, İstanbul İslom Ansiklopedisi, C. II, İstanbul, s. 468-473 Lehmann Haupt C.F. Lehmann-Haupt, Armenien Einst 1910 und Jetzt I, Berlin Yolga 1994 Mehmet Zülfü Yolga, Dersim (Tunceli) Osmanoğlu 1966 Cenap Osmanoğlu, "Harput Tarihi, Ankara Çevresindeki Kaleler ve Bİeğiikler", Yeni Yücel 1982 Yaşar Yücel, Mutahharten ve Fırat 32, s. 8-11 Erzincan Emiriiği, Ankara PERTEK KALESİ

I

411

0 ^0 20m

Çizim 1 : Tunceli Pertek Kalesi rölöve planı. ERTUĞRUL PANİK

O T

o

O 3

Çizim 2: Tunceli, Pertek Kalesi rölöve planı. PFRTEK KALESİ

E 1^

G

ÎO T •f" iti

Çizim 3: Tunceli, Pertek Kalesi, kuzey cephe rölövesi. ERTUĞRUL PANİK

A<

\ I \ I

A<

/ Usî görünüş

1 JL t

I 414 r,

a:

A-A Kesiti On cephe

-+-—i 1 o 5 10 m

Çizim 4: Tunceli, Pertek Kölesi, giriş kapısı rölövesi. PERTEK KALESİ

t- N'3 M

v

o

Çizim 5: Tunceli, Pertek Kalesi, kuzeydoğu cephe rölövesi ve mazgal pencereler dıj görünüm M3 MA

M5 M 6 M

O 5 lOm

6: Tunceli, Pertek Kalesi, kuzeydoğu cephe röiövesi ve mazgal pencereler iç görünüm. PERTEK KAİ FSİ

A<|

tZ2

Kuzeydoğu DIŞ cephe Burç A-A Kesiti

as MI M2 M3 MA M5

M6 M7 M8 M9

I > i o

M10 Mil M12 M13 MU

M M 1 O 5 lOm

Çizim 7; Tunceli, Pertek Kalesi, tıp pencere ve mozgal pencere görünümleri. Resim 1: Dersim (Tunceli) Pertek Kalesi XIX. Yüzyıl Sonu.

Resim 2: Dersim (Tunceli) Pertek Kalesi, Murat Nehri Vadisi XJX. yüzyıl sonu.

Li Resim 3: Pertek Kalesi 1935-40. PFRTEK KALESİ

Resim 4: Tunceli Pertelc Kalesi 1935-40.

419

Resim 5: Tunceli Pertek Kalesi 1970'ler. ERTUĞRUL PANİK

Resim 6: Tunceli Pertek Kalesi havacbn görünüş. PERTEK KALESİ

Resim 7: Tunceli Pertek Kalesi doğudan bokış.

Resim 8: Pertek Kalesi güneyden bakış. •

0

Resim 9: Pertek Kalesi kutsal alan. ERTUĞRUL PANIK

Mi

Resim 10: Pertek Kalesi su sarnıcı.

422

Resim 11: Pertek Kalesi kuzey dış surlar kuzey cephe.

Resim 12: Pertek Kalesi dış surlar kuzey cephe. PERTEK KALESİ

Resim 13: Pertek Kalesi inşa kitabesi.

x3~—-

Resim 14: Pertek Kalesi Kuzey Surlar ve giriş kapısı. Resim 15: Pertek Kalesi giriş kapısı. ERTUĞRUL PANİK

r Resim 16: Pertek Kalesi kuzeydoğu iç görünüm.

424

- r.

Resim 17: Pertek Kalesi doğu surlarda yer alan burç

w Resim 18: Pertek Kalesi < güneydoğu köşe. , PERTEK KALESİ

Resim 19: Pertek Kalesi güney surlar.

' 'i.

Resim 20: Pertek Kalesi kuzey cephe.

Resim 21: Pertek Kalesi kuzeybatıdaki burç. ERTUĞRUL PANİK

Resim 22: Pertek Kalesi kuze/ surlar iç görünüm.

•ur

m r w Resim 23: Pertek Kalesi kuzey surlardaki mazgal pencereler. T f

t-

Resim 25: Pertek Kalesi kuzeydoğu burç penceresi. ERTUĞRUL PANİK

Resim 26: Perlek Kalesi tonozlu mekan.

Resim 27: Pertek Kalesi kuzeybatı burç.;