GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ ANABİLİM DALI

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ’NDE BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR SİSTEMİNİN YAPISAL ANALİZİ

DOKTORA TEZİ

Hazırlayan Serhat DENİZ

Ankara Ekim, 2012

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ ANABİLİM DALI

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ’NDE BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR SİSTEMİNİN YAPISAL ANALİZİ

DOKTORA TEZİ

Serhat DENİZ

Danışman: Yrd. Doç. Dr. Fatih YENEL

Ankara Ekim, 2012

JÜRİ ONAY SAYFASI

Serhat DENİZ’in “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Beden Eğitimi ve Spor Sisteminin Yapısal Analizi başlıklı tezi 31 EKİM 2012 tarihinde, jürimiz tarafından Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Anabilim Dalında Doktora Tezi olarak kabul edilmiştir.

Adı Soyadı İmza

Başkan : Prof. Dr. A. Azmi YETİM ......

Üye : Prof. Dr. Temel ÇALIK ......

Üye (Tez Danışmanı): Yrd. Doç. Dr. Fatih YENEL ......

Üye : Yrd. Doç. Dr. Tekin ÇOLAKOĞLU ......

Üye : Yrd. Doç. Dr. Hakan SUNAY ......

ÖNSÖZ

Bu çalışmaya merhum Sayın Prof. Dr. Faik İmamoğlu’nun Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gençliğine yeni bir kaynak yaratacak bir çalışma olacağı önerisi ile başladım. Öğrencilik hayatım boyunca bir hoca öğrenci ilişkisinden daha fazla baba oğul ilişkisi içerisinde olduğum hocama doktora çalışmamın bittiğini gösteremediğim için çok üzgünüm.

Bu çalışmada benden hiçbir yardım ve fedakârlığı esirgemeyen tez danışmanım Sayın Yrd. Doç. Dr. Fatih Yenel’e ve Prof. Dr. A. Azmi Yetim’e sonsuz teşekkür ederim.

Tez içerisinde yer alan mülakat çalışmama katılan tüm katılımcılara mülakatı cevaplamak için bana ayırdıkları zaman ve verdikleri içten, samimi cevaplar için, teşekkür ederim.

Tez çalışmamdaki araştırmalarım devam ederken beni hiç yalnız bırakmayarak benden fedakârlığını esirgemeyen sevgili eşim Ayden’e ve tez sürecinde zamanlarından çaldığım canım oğullarım Ege ve Kuzey’e sevgilerimi sunarım. Ayrıca tezimin yazım aşamasında yardımcı olan Dr. Mustafa Yaşar Şahin’e ve Halil Sarol’a teşekkür ederim.

Tüm tahsil hayatım boyunca maddi ve manevi olarak benim yanımda olan aileme, özellikle babam Gülay Deniz’e ve tezimi yazarken bana yardımcı olan herkese teşekkür ederim. Serhat DENİZ

Prof. Dr. Faik İmamoğlu anısına...

ÖZET

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ’NDE BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR SİSTEMİNİN YAPISAL ANALİZİ

DENİZ, Serhat Doktora, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Anabilim Dalı Tez Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. Fatih YENEL Ekim – 2012, 168 sayfa

Bu araştırma, KKTC’de Beden Eğitimi ve Spor Sisteminin alanının paydaşları perspektifinden yapısal analizinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Okul sporlarında geçmiş yıllara göre katılımın ve başarı oranının düşmesi, beden eğitimi derslerinin verimliliğinin azalması ve spor yönetimindeki istikrarsızlık, beden eğitimi ve spor yönetimi sisteminin analiz edilerek, sorunlarının tespit edilmesi gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Bu araştırma, elde edilen verilerin çözümlenmesinde kullanılan teknikler açısından nitel bir çalışmadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından geliştirilen, alanlarında uzman üç akademisyenden gelen dönütlerle şekillenen ve geçerlik değerlendirilmesi yapılan, 13 soruyu kapsayan yarı yapılandırılmış mülakat formu kullanılmıştır. Toplanan veriler içerik analiz tekniği ile çözümlenmiştir. Soru formunun hazırlanma sürecinde ise çalışma alanı ile ilgili literatür taranmış ve incelenmiştir. Bunun yanında, konuya ilişkin sistematik bir çerçeve oluşturulurken, literatür çalışmaları sırasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti spor federasyonlarının birçoğunun arşivlerinin olmaması ve yazılı kaynaklarının yetersiz olması nedeniyle federasyonlar hakkındaki bazı bilgilere kişisel görüşmelerle sözel olarak ulaşılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu nitel yöntemde çalışmanın amacına uygun olarak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde spor yönetiminden ve beden eğitimi faaliyetlerinden sorumlu olan kurum ve kuruluş yöneticileri, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı, Dışişleri Bakanı, Spor Koordinatörü, Spor Dairesi Müdürü, Milli Günleri Anma ve Spor Etkinlikleri Amiri, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı, 4 Federasyon Başkanı, 2 emekli beden eğitim öğretmeni, 1 çalışan beden eğitimi öğretmeni, olmak üzere toplam 13 kişi oluşturmaktadır.

Görüşmeler sonucunda elde edilen metinler çözümlenerek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde beden eğitimi ve sporun yapısal analizini ortaya koyacak kategoriler oluşturulmuş ve bu kategoriler ilgili temalar altında toplanmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre katılımcılar; eğitim ve sporun ayrı bakanlıklar altında örgütlenmesi, spor örgütünde alanında uzman kişilerin görev yapması ve spor federasyonlarının arşivlerinin oluşturulması gerektiği konusunda ortak görüş bildirirken, devletin spor yönetimindeki rolünü, müdahaleci değil destekleyici olması şeklinde ifade etmişlerdir. Bunun yanında KKTC’ye yönelik sportif ambargoların olduğunu ve sportif başarısızlıklarda ambargoların bahane edildiğine vurgu yapmışlardır. Diğer yönüyle de Uluslararası Spor Federasyonu’na kuruldukları yıllarda üye olan ulusal spor federasyonlarının, üyeliklerini kaybetmelerinin sorumlularının dönemin spor yöneticilerinin olduğunu belirterek, ambargoların beden eğitimi ve sporun gelişimine engel olduğu görüşünde birleşmişlerdir. Ancak uluslararası alanda yaşanan bu sorunlara rağmen halen birçok federasyonun uluslararası spor federasyonlarına üyeliğinin devam ettiği ve Uluslararası Spor Federasyonu’na üye olmayan bazı federasyonların uluslararası organizasyonlara katılmasının önemli bir durum olduğunu ifade etmişlerdir. Katılımcılar, beden eğitimi ve sporun gelişmesi için ilköğretimde beden eğitimi derslerini beden eğitimi bölümlerinden mezun kişiler tarafından verilmesinin daha doğru olacağını düşünürken, Türkiye Cumhuriyeti Spor Federasyonlarının desteğinin önemine değinmişlerdir. Ayrıca federasyon ve kulüplerin yönetim kademelerinin belirlenmesinde siyasetin varlığının sorun teşkil ettiğini belirtmişlerdir. Araştırma grubu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde spor politikasının olmadığı, spor tesisleri politikasının yetersiz olduğu ve devletin beden eğitimi ve spora ayırdığı bütçenin istenilen seviyede olmadığı konusunda görüşlerini bildirmişlerdir. Kurumlar arası koordinasyonun önemine vurgu yaparak, eğitimsel açıdan federasyon ve kulüplerin okullar ile işbirliği içerisinde olması gerektiği, yerel yönetimlerin beden eğitimi ve spora daha fazla katkı yapması için yasal düzenleme yapılmasının şart olduğu, bunun yanında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Spor Turizminin geliştirilmesi için Turizm ve Spor örgütlerinin işbirliği yapmaları gerektiği konusunda görüşlerini ortaya koymuşlardır.

ABSTRACT

THE STRUCTURAL ANALYSİS OF PHYSİCAL EDUCATİON AND SPORTS SYSTEM İN THE TURKISH REPUBLİC OF

DENİZ, Serhat Doctorate, Department of Physical Eucation and Teaching Sports Tez Danışmanı: Assistant Professor Doctor. Fatih YENEL October – 2012, 168 pages

This research is done for the purpose of identifying the structural analysis of Physical Education and Sports System in the Turkish Republic of Northern Cyprus from the stakeholders’ perspective. The decrease in the participation in school sports and success rates compared to the past, reduced productivity of physical education classes, and instability of sports management presented the necessity of analyzing physical education and sports management system to identify the issues. This research is a qualitative study due to the techniques used to resolve the obtained data. Data collecting tool of a semi-structured interview form, developed by researcher, has been used in this reseach, which includes 13 questions shaped by the feedback from 3 academics who are experts in their field, and of which, their validity has been determined. Collected data has been resolved by content analysis technique. During the preparation of the used semi-structured interview form, related literature has been screened and examined. Additionally, while forming systematic frame related to the subject, due to the lack of the Turkish Republic of Northern Cyprus federations’ archives and insufficent written resources, some information about the federations has been reached by verbal personal interviews. The research’s study group, according to the purpose of qualitative study methods, is composed of 13 people, who are directors of institutions and organizations responsible for sports management and physical education activities in Turkish Republic of Northern Cyprus, National Education Youth and Sports Minister, Foreign Minister, Sports Coordinator, Sports Department Manager, National Days Commemoration and Sports Activities Chief, Turkish Republic of Northern Cyprus National Olympics Committee President, 4 Federation Presidents, 2 retired physical education taechers and 1 currently working physical education teacher.

Categories have been created and gathered under the related themes to present the structural analysis of physical education and sports in the Turkish Republic of Northern Cyprus by resolving the text obtained from the interviews. While participants giving consenseus about organizing education and sports under different ministeries, people, who are experts in their field, taking role in sports organization, and creating the archives of sports federations, they also expressed their thoughts that government should not be interfering to the sports federations and clubs, but they should contribute in a supportive way. Furthermore, they also mentined that there have been embargos but failures have been hidden behind these embargos at times. Moreover, as they have indicated that sports directors of that period had been responsible for the federations to lose their memberships to International Sports Federations during their foundation years, they agreed upon the idea that embargos prevented the development of physical education and sports. But they also indicated that in spite of the issues that took place in the international field, many federations’ memberships stil continue, and they mentioned the importance of some federations’ attendance to international events, even though they are not members of Internationai Sports Federation. As participants think that it would be better for physical education classes to be taught by graduates of Physical Education programs, they also mentioned the importance of the support from the federations of the Republic of . Furthermore, they indicated that the presence of politics at determining the management levels of federations and clubs have created problems. The research group expressed that there is no sports policy in the Turkish Republic of Northern Cyprus, the policy of the sports facilities is insufficient, and the budget that the government allocates for physical education and sports is not at the desired level. As they point out the importance of coordination between institutions, they presented their ideas that the federations and clubs should be in collaboration with schools in terms of education, local governments should make legal regulations to contribute more to physical education and sports, and in addition to this, tourism and sports associations should be in collaboration in order to develop sports tourism in the Turkish Republic of Northern Cyprus.

İÇİNDEKİLER JÜRİ ONAY SAYFASI ...... I ÖZET ...... III ABSTRACT ...... V İÇİNDEKİLER ...... VII TABLOLAR LİSTESİ ...... XII ŞEMALAR LİSTESİ ...... XIII KISALTMALAR LİSTESİ ...... XIV 1. GİRİŞ ...... 1 1.1. Problem Durumu ...... 1 1.2 Araştırmanın Amacı ...... 9 1.3. Araştırmanın Önemi ...... 10 1.4. Varsayımlar ...... 10 1.5. Sınırlılıklar ...... 10 1.6. Tanımlar ...... 11 2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE ...... 13 2.1. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ...... 13 2.2. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Tarihçesi ...... 14 2.2.1. Kıbrıs’ta Osmanlı Yönetimi (1571-1878) ...... 14 2.2.2. Kıbrıs’ta İngiliz Egemenliği (1878-1959) ...... 16 2.2.3. Kıbrıs’ın Tek Yanlı Olarak İngiltere’ye Bağlanması ...... 17 2.2.4. Kıbrıs Cumhuriyetinin Oluşumu ...... 18 2.2.5. Bağımsız Türk Federe Devleti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Oluşumu ...... 19 2.3. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Devlet Yapısı ...... 22 2.3.1 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Demografisi ...... 23 2.3.3 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için İletişim ve Ulaşım ...... 23 2.3.4 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Havaalanları ve Limanları ...... 24 2.3.5 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Din ...... 24 2.3.6. KKTC’de Yerel Yönetim ...... 25 2.3.7. KKTC Ordusu ...... 25 2.3.8 KKTC Ekonomisi ...... 25

2.3.9 KKTC’nin İlçeleri ...... 26 2.4. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Coğrafik Yapısı ...... 26 2.4.1. Kıbrıs Adasının Oluşumu ...... 26 2.4.2. Coğrafi Konumu ...... 27 2.5. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Beden Eğitimi ve Sporun Tarihsel Gelişimi...... 30 2.5.1. Kıbrıs’ta Beden Eğitimi’nin Tarihi ...... 30 2.5.2. 1974 Öncesi Beden Eğitimin Tarihi ...... 31 2.5.3. 1974 Sonrası Beden Eğitimin Tarihi ...... 32 2.6. KKTC’de Eğitim Sistemi ...... 35 2.6.1. Örgün Eğitim ...... 36 2.6.2. Özel Eğitim ...... 39 2.6.3. Yaygın Eğitim ...... 40 2.7. KKTC’de Eğitim Kurumlarında Spor ...... 40 2.7.1. İlköğretimde Spor ...... 41 2.7.2. Ortaöğretimde Spor ...... 42 2.7.3. Yüksek Öğretimde Spor ...... 42 2.8. Diğer Kuruluşlarda Spor ...... 44 2.8.1. Belediyelerde Spor ...... 44 2.8.2. KKTC Milli Olimpiyat Komitesi ...... 44 2.8.3. Üretim ve Hizmet Sunan İşletmelerde Spor ...... 46 2.8.3.1 Oteller ...... 46 2.9. KKTC’de Turizm ...... 47 2.10. KKTC’de Sponsorluk ...... 48 2.11. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Spor Yönetimi...... 48 2.11.1. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı Teşkilat Yapısı ...... 50 2.11.2. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın Spor Alanındaki Amacı ...... 50 2.11.3. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığının Spor Alanındaki Görevleri ..... 50 2.11.4. Spor Dairesi ...... 51 2.11.4.1. Spor Dairesinin Amaçları ...... 52 2.11.5. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı Koordinatörlük, Gençlik ve Spor Daireleri Teşkilat Yapısı ...... 53 2.12. KKTC’de Spor Politikası ...... 54

2.13. KKTC’de Spor Federasyonları ...... 55 2.13.1. Atletizm Federasyonu ...... 56 2.13.2. Atıcılık Federasyonu ...... 57 2.13.3. Basketbol Federasyonu ...... 57 2.13.4. Badminton Federasyonu ...... 57 2.13.5. Boks Federasyonu ...... 58 2.13.6. Bilardo Federasyonu ...... 58 2.13.7. Binicilik Federasyonu ...... 58 2.13.8. Bisiklet Federasyonu ...... 58 2.13.9. Cimnastik Federasyonu ...... 59 2.13.10. Eskrim Federasyonu ...... 59 2.13.11. Engelliler Federasyonu ...... 59 2.13.12. Futbol Federasyonu ...... 60 2.13.13. Güreş Federasyonu ...... 60 2.13.14. Golf Federasyonu ...... 60 2.13.15. Judo Hapkido ve Kickboks Federasyonu ...... 61 2.13.16. Vücut Geliştirme ve Halter Federasyonu ...... 61 2.13.17. Hava Sporları Federasyonu ...... 62 2.13.18. Herkes İçin Spor Federasyonu ...... 62 2.13.19. Hentbol Federasyonu ...... 62 2.13.20. Masa Tenisi Federasyonu ...... 63 2.13.21. Okçuluk Federasyonu ...... 63 2.13.22. Su Sporları Federasyonu ...... 64 2.13.23. Tenis Federasyonu ...... 64 2.13.24. Taekwando Karate Aikodo Kuraş ve Wuşu Federasyonu ...... 64 2.13.25. Voleybol Federasyonu ...... 64 2.14.26. Yelken Federasyonu ...... 65 2.14.27. Triatlon Federasyonu ...... 65 2.14.28. Futbol Tenisi Federasyonu ...... 65 2.14.29. Avcılık Federasyonu ...... 66 2.14.30. Satranç Federasyonu ...... 66 2.14.31. Darts Federasyonu ...... 66 2.14.32. Üniversiteler Spor Federasyonu ...... 67

2.15. Geçmişten Günümüze Sporla İlgili Hükümet Programları ...... 67 2.16. KKTC’de Spor Tesislerinin Sayısal Durumu ...... 91 Bu bölümde spor örgütünün sahip olduğu illerdeki tesis sayıları belirtilmiştir...... 91 3.YÖNTEM ...... 92 3.1. Araştırmanın Modeli ...... 92 3.2. Çalışma Grubu ...... 92 3.3. Verilerin Toplanması ...... 93 3.4. Verilerin Analizi...... 95 4. BULGULAR ve YORUM ...... 97 4.1. Spor örgütünün nasıl bir yapıda olması gerektiğini düşünüyorsunuz hakkında bilgi istenilen soruya ilişkin katılımcı görüşleri ...... 97 4.2. Katılımcıların spor hizmetlerinde devletin yeri neresi olmalıdır konusundaki soruya ilişkin görüşleri ...... 100 4.3. Beden eğitimi ve spor faaliyetlerini örgün eğitim açısından nasıl değerlendirirsiniz sorusuna ilişkin katılımcı görüşleri ...... 102 4.4. Spor teşkilatları tarafından yürütülen eğitim faaliyetleri değerlendirilmesi konusundaki soruya ilişkin görüşler ...... 104 4.5. Katılımcıların spor tesisleri politikasını değerlendirilmesi konusundaki soruna ilişkin görüşleri ...... 107 4.6. Federasyonlar ve kulüpler açısından beden eğitim ve sporun değerlendirilmesi konusundaki soruya ilişkin görüşler ...... 109 4.7. Spor federasyonlarının ve spor kulüplerinin yönetim kademelerinin seçimlerinde siyasetin etkisi konusundaki soruya ilişkin katılımcı görüşleri ...... 112 4.8. Sporcular açısından beden eğitimi ve sporu değerlendirilmesi konusundaki soruya ilişkin katılımcı görüşleri ...... 115 4.9. Uluslararası faaliyetler açısından beden eğitimi ve sporun değerlendirilmesi konusundaki soruya ilişkin görüşler ...... 117 4.10. Katılımcıların devletin beden eğitimi ve spor faaliyetlerine ayırdığı bütçeye ilişkin görüşleri ...... 120 4.11. Katılımcıların devletin spor politikası hakkındaki görüşleri ...... 122 4.12. Yerel yönetimlerin beden eğitimi ve spora nasıl bir katkıları olduğu konusundaki soruya ilişkin katılımcı görüşleri ...... 124

4.13. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde turizm ve spor arasında nasıl bir ilişki olması gerektiği konusundaki soruya ilişkin görüşler ...... 127 5. SONUÇ ve ÖNERİLER ...... 129 5.1. Sonuç ...... 129 5.2. Öneriler ...... 131 KAYNAKÇA ...... 133 EKLER ...... 144 EK 1…...... 145 EK 2…...... 146 EK 3…...... 149 EK 4…… ...... 151 EK 5…...... 153 EK 6…...... 154 EK 7…...... 156 EK 8…...... 158 EK 9…...... 160 EK 10… ...... 161 EK 11… ...... 164 EK 12…...... 165 EK 13… ...... 166 EK 14… ...... 167 EK 15… ...... 169

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. KKTC’de Bulunan Üniversitelere Ait Tesis Sayıları ...... 43 Tablo 2. KKTC Spor Federasyonlarının Kulüp, Sporcu, Antrenör ve Hakem Sayıları . 55 Tablo 3. KKTC Milli Eğitim, Gençlik Ve Spor Bakanlığı Spor Dairesi Müdürlüğüneait Spor Tesisleri ...... 91 Tablo 4. Araştırmaya Katılan Kişilerin İsimleri Ve Görevleri ...... 93 Tablo 5. Katılımcıların, Spor Örgütünün Nasıl Yapılanması Gerektiği Hakkındaki Görüşleri ...... 97 Tablo 6. Katılımcıların Spor Hizmetlerinde Devletin Rolüne İlişkin Görüşleri ...... 100 Tablo 7. Katılımcıların Beden Eğitimi ve Spor Faaliyetlerinin Örgün Eğitim Açısından Değerlendirilmesine İlişkin Görüşleri ...... 102 Tablo 8. Katılımcıların Spor Teşkilatları Tarafından Yürütülen Eğitim Faaliyetlerine İlişkin Görüşleri ...... 104 Tablo 9. Katılımcıların Spor Tesisleri Politikasına İlişkin Görüşleri ...... 107 Tablo 10. Katılımcıların Federasyonlar ve Kulüpler Açısından Beden Eğitim ve Sporun Değerlendirilmesi Konusundaki Görüşleri ...... 109 Tablo 11. Katılımcıların Spor Federasyonu ve Spor Kulüpleri’nin Yönetim Kademelerinin Seçimlerinde Siyasetin Etkisine İlişkin Görüşleri ...... 112 Tablo 12. Katılımcıların KKTC’deki Beden Eğitimi ve Spor Faaliyetlerini Sporcular Açısından Değerlendirmeleri Hakkındaki Görüşleri ...... 115 Tablo 13. Katılımcıların Beden Eğitimi ve Spor Faaliyetlerinin Uluslararası Faaliyetlere Katılım Açısından Değerlendirilmesi Hakkındaki Görüşleri ...... 117 Tablo 14. Katılımcıların, Devletin Beden Eğitimi ve Spor Faaliyetlerine Ayırdığı Bütçe Hakkındaki Görüşleri ...... 120 Tablo 15. Katılımcıların, Devletin Spor Politikası Hakkındaki Görüşleri ...... 122 Tablo 16. Katılımcıların Yerel Yönetimlerin Beden Eğitimi ve Spora Katkıları Hakkındaki Görüşleri ...... 124 Tablo 17. Katılımcıların Turizm ve Spor Arasındaki İlişki Hakkındaki Görüşleri ...... 127

ŞEMALAR LİSTESİ

Şema 1. Bakanlık Teşkilat Yapısı ...... 8 Şema 2. K.K.T.C Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı Gençlik ve Spor Bölümü Teşkilat Şeması (Deniz, 2000)...... 53

KISALTMALAR LİSTESİ

KTFD Kıbrıs Türk Federe Devleti TC Türkiye Cumhuriyeti KKTC Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti KOP Kıbrıs Futbol Birliği UBP Ulusal Birlik Partisi CTP Cumhuriyetçi Türk Partisi DP Demokrat Parti ÖRP Özgürlük ve Reform Partisi CTP-BG Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler KTFF Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu FIFA Uluslararası Futbol Federasyonu Birliği IOC Uluslararası Olimpiyat Komitesi WBFF Dünya Vücut Geliştirme ve Fitness Federasyonu NAC Ulusal Atletizm Komitesi ISKA Uluslararası Kickbox Spor Birliği WAKO Dünya Kickbox Örgütleri Birliği NF BOARD Yeni Federasyon Kurulu (Futbol) KKTCELL Kuzey Kıbrıs Türkcell UCI Uluslararası Bisiklet Birliği CEB Avrupa Bilardo Konfederasyonu EPBF Avrupa Cepli Bilardo Konfederasyonu IAAF Uluslararası Amatör Atletizm Federasyonu USF Uluslararası Spor Federasyonu TMT Türk Mukavemet Teşkilatı MOK Milli Olimpiyat Komitesi BM Birleşmiş Milletler FIFTA Uluslararası Futbol Tenisi Federasyonu Birliği GTF Birleşik Taekwando Federasyonu FINA Uluslararası Yüzme Federasyonu Birliği FITA Uluslararası Okçuluk Federasyonu Birliği DPÖ Devlet Planlama Örgütü

ABD Amerika Birleşik Devletleri GSGM Gençlik Spor Genel Müdürlüğü

1. GİRİŞ

Bu bölümde araştırmanın problemi, amacı, önemi ve sınırlılıkları ile ilgili tanımlara yer verilmiştir.

1.1. Problem Durumu

Bilim ve teknolojinin hızla toplumsal hayatı değişmeye uğrattığı günümüzde, eğitim giderek önem kazanmaktadır (İmamoğlu, 1991). Toplum hayatını bu derece geniş kapsayan eğitim gibi bir bilim dalının sistem içinde oynadığı rol büyüktür. Bu bakımdan sportif faaliyetler eğitim kapsamı içindedir (Erkal, 1981). Hızlı teknolojik gelişmeler ile birlikte, insan yaşamındaki önemi giderek artmakta olan beden eğitimi ve spor, eğitim amaçlarının çoğunluğunun kazandırılabileceği tek disiplin durumundadır. Çünkü beden eğitimi ve spor, bireylerin fiziksel, zihinsel, duygusal ve toplumsal gelişimlerini sağlayan bir alandır (Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlik Yetiştirme ve Eğitim Genel Müdürlüğü, 1996).

Spor; ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmanın temel unsuru olan insanın beden ve ruh sağlığını geliştirmek, kişiliğin oluşumunu, karakter özelliklerinin gelişimini sağlamak, bilgi, beceri ve yetenek kazandırarak çevreye uyumu kolaylaştırmak, kişiler, toplumlar ve uluslararası dayanışma, kaynaşma ve barışı sağlamak, kişinin mücadele gücünü arttırmak yanında belli kurallara göre rekabet ölçüleri içerisinde mücadele etme, heyecan duyma, yarışma ve yarışmada üstün gelme amacıyla yapılan faaliyetlerdir. Bir başka ifade ile spor, bireyin tabii çevresini beşeri çevre haline getirirken elde ettiği yetenekleri geliştiren, belirli kurallar altında araçlı veya araçsız, bireysel ya da toplu olarak boş zaman faaliyeti kapsamı içinde veya profesyonelce meslekleştirerek yaptığı, sosyalleştirici, toplumla bütünleştirici, ruh ve fiziği geliştiren rekabetçi, dayanışmacı ve kültürel bir olgudur (Yetim, 2000). 2

Spor günümüzde önemli bir endüstri haline gelmiştir. Sportif faaliyetler, ekonomik açıdan, ulusal ekonomiye üretim ve istihdam gibi konularda doğrudan katkıda bulunurken, farklı spor organizasyonları da, fiziksel mekanların yapılması ve mevcut olanların korunmasıyla, mimar, mühendis ve işçi istihdamının yoğun şekilde kullanıldığı inşaat sektörüne de önemli katkılarda bulunmaktadır. Öte yandan, spor, serbest zamanı değerlendirmenin alternatif aktivitelerinden biri olarak, hem iç hem de diş turizme, ekonomik katma değer yaratma süreçlerinde önemli rol oynamaktadır (Sunay, 2010).

Günümüzde hızla gelişen teknoloji, insan gücüne duyulan gereksinmeyi giderek azaltmış ve bunun sonucu olarak insanın doğal yapısına uymayan bir yaşam biçimi ile birlikte iş ve sosyal çevreden gelen baskılar, stresler dolaşım ve solunum sistemi hastalıklarını, özellikle gelişmiş ülkelerde başta gelen ölüm nedenleri arasına faktörlerdir. Spor, çağdaş insanın karşısına dikilen bu tehlikeye karşı dinamik, güncel yaşamın getirdiği streslerden uzak bir ortam yaratarak çözüm getirmekte ve kazandırdığı sağlıklı yaşam biçimiyle de koruyucu tıbba yardımcı olmaktadır. Sporun bu işlevi yanında kişilerin sosyal ve bireysel karakter gelişimi üzerinde de olumlu etkileri açıktır. Bu nedenle gelişmiş ülkelerde spora büyük önem verilmekte ve erken yaştaki çocuklara spor ve beden eğitimi programları uygulanmaktadır (Öztürk, 1998). Spor, bir ülkenin gelişmişlik düzeyini gösteren önemli bir unsur halini almıştır (Gümüş, 2002).

Beden eğitimi, okullarımızda 20. yüzyıl başlarında bir ders olarak okutulmaya başlamıştır. Ancak yüzyılımızda en hızlı gelişen faaliyet alanlarından biri beden eğitimi ve spordur. Gerek spor çeşitleri olarak gerekse buraya yapılan yatırımlar, insanların günlük hayatlarında ve kitle iletişim organlarında aldığı yer bakımından sürekli gelişmektedir. Bugün, beden eğitimi sadece bir takım insanların beden hareketleri açısından bir ders programı değil, çağdaş insanın çevresinde olup bitenleri anlaması bakımından da önemli bir kültür dersi olmuştur. Beden eğitimi ifade ve beceri derslerindendir. İfade kısmı, her insanın çevresinde olup biten spor olaylarını doğru öğrenip onlara gerek oyuncu gerek seyirci olarak katılması açısındandır. Öte yandan çağdaş dünyadaki birçok teknoloji insanı bedensel faaliyetin dışına itmekte, sağlıklı bir hayat için insanlara daha okul sıralarından itibaren temel beden eğitimi hareketlerinin

3 nasıl yapılacağının öğretilmesi ve alıştırılması gerekmektedir. Beden eğitimi, öğrencilerin işbirliği yapmasını ve yardımlaşmalarını gerektirir. Okula başlayan çocukların oyun çağından olmaları sebebiyle öğretim konularının oyun havasından sunulması gereklidir. Beden eğitimi dersinde bütün çocukların aynı becerileri göstermeleri beklenmemelidir. Öğretmen, beden eğitimi dersini işlerken öğrencilerin ilgi ve ihtiyaçları, bedeni ve ruhi gelişmelerini dikkate almalıdır (Erdağ,2004).

Beden eğitimi ve spor dersinin belirlenen hedefe ulaşabilmesi için iyi bir programa, uygun sayıda öğrenciye, beden eğitimi ve spor öğretmenine, yeterli zamana, uygun tesis ve ekipmanlara ihtiyaç vardır. Bunlardan herhangi birinin eksikliği, eğitimde amaçlanan hedefe ulaşmasını engeller (İlseven, 2009).

Beden eğitimi ve spor dersinin çocukları fiziksel, zihinsel, psikolojik ve sosyal yönden eğittiği bilinmektedir. Çocukların ilk temel beden eğitimi ve spor becerilerini öğreneceği yer olan ilkokullarda, bu dersin daha özenle, beden eğitimi ve spor öğretmenleri tarafından öğretilmesi kaçınılmaz bir gereksinimdir. (Baloğlu, Taşdemir, ve Topcan, 2000).

Çağımızın teknik gelişimi, bir yandan yaşamı kolaylaştırırken, bir yandan da yaşamı tehdit eden etmenleri beraberinde getirmektedir. Bu gelişim özelliklerini dikkate almadan yapılan bir eğitim, amaçlarından uzaklaşmış sayılır. Okullarımızdaki beden eğitimi dersinin; yarının dünyasına göre insan yetiştirmek ve ona yaşam gücü vermek gibi iki yönlü bir görevi yüklenmesi gerekir (Özmen, 1999).

Atatürk de “Türk sosyal bünyesinde spor hareketlerini düzenlemekle görevli olanlar, Türk çocuklarının spor hayatını yüceltmeyi düşünürken sadece gösteriş için herhangi bir yarışmada kazanmak azmiyle spor çizmezler. Esas olan bütün yaştaki Türkler için beden eğitimi sağlamaktır.” diyerek tüm yaş sınıfına spor olgusunu benimsetmek gerektiğini vurgulamıştır. Bu anlamda başta eğitim öğretim veren kurumlar olmak üzere yerel yönetimler de bu konuda üzerine düşen görevleri yerine getirmelidir (İnci, 2011).

4

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de spor alanındaki bu hızlı gelişmelere ayak uydurulması gerekmektedir. Çağın teknolojik ve modern araçlarından yararlanılmalı, en önemlisi de spora ilişkin bütün hizmetler bilimsel anlayış içinde değerlendirilerek sorunları çözümlenmelidir. Bunun yanında hiçbir alanda önemi asla inkar edilmeyen insan unsuru spor alanında da aynı oranda dikkate alınmalı, bu alandaki eğitim ve öğretim hizmetleri artırılmalıdır (Deniz, 2000).

İnsanın var olmasıyla birlikte, hayatta kalabilmeleri, doğayla mücadele edebilmeleri için ferdi gayretlerinin yanı sıra beraber ortak çabaları ile bunu gerçekleştirmeye çalışmışlardır. İnsanların bir arada yaşayabilmeleri için örgüt oluşturmaları gerekmektedir. Bunu yapacak olan kişi ise yöneticidir. Ortak bir yaşam sürdürülebilmesi için her toplulukta yöneten ve ona bağlı olarak da yönetilenlerin olması şarttır. Yöneten ve yönetilenlerin beraber çalışmaları sonucunda istenilen amaçlar gerçekleştirilebilir. Buradan da anlaşılacağı gibi insanın var olmasıyla birlikte yönetim kavramı da ortaya çıkmıştır (Gökçe, 2005).

“İnsanlar örgütler içindir” algısı hakim olduğunda, insanların yaşam kaliteleri düşürülür, mutluluklarını dinamitlenir, hatta onları örgütler için feda etmek noktasına gelinir. İnsanlar örgütler için değil, örgütler insanlar için vardır, okullar öğrenciler içindir, her şey devlet için değil, vatandaşlar içindir. Bu algılar toplam kaliteyi yükseltecektir. Çünkü herkesin mutlu olduğu okulda daha kaliteli eğitim, herkesin mutlu olduğu bir kulüpte daha çok başarı, herkesin mutlu olduğu bir ülkede daha kaliteli bir devlet sistemi oluşacaktır (Serarslan ve Kepoğlu, 2005).

Yönetimin bilimselleştiği ve yöneticiliğin profesyonelleştiği çağımızda; ticari işletmelerin, sosyal hizmetlerin, vakıf, dernek ve spor kulüplerinin yönetimi oldukça önemli hale gelmiştir. Yönetim, çağımızda evrensel bir süreçtir. Yönetim, tarihin başlangıcından beri var olduğu halde, bilim olarak 19. yüzyılın sonlarında ABD’de doğmuştur ve 20. yüzyıl içerisinde de hızla gelişmiştir. Bu gelişmeler ışığında spor ortam ve etkinlikleri de yönetimin bilimselleşmesinden payını almaya başlamıştır (Sunay, 2009).

5

Bir ülkede sporun gelişip yaygınlaşmış olduğunu anlayabilmek için spor ortamının oluşturulmuş olmasına ve sayıca yeterli olup olmadığına bakmak gereklidir. Bilindiği gibi spor ortamı, spor saha ve tesisleri, spor araç ve gereçleri, spor öğreticileri ve yöneticileri ile sportif eğitim ve organizasyonlardan oluşmaktadır. Bu unsurlardan birinin veya birkaçının olmaması halinde o ülkede sporun sağlıklı gelişme göstermesinden bahsetmek mümkün olmamaktadır. (Arıkan, Göktaş, ve Yıldıran, . 2004).

Spor, sosyal bilimciler açısından toplumların gelişmesinde, değişmesinde ve ortak değerler yaratmasında önemli rol oynayan olgulardan birisi olarak kabul edilir. Spor, “barış, kardeşlik, dostluk” olguları ile biçimlendirilirken “kurala dayalı yarışma, mücadele ve kazanma” kavramları ile üst kültürün bir parçası olarak kabul görür (Biçer, 2008).

Sporun gelişmesi ve yaygınlaştırılması için her şeyden önce iyi bir spor yönetimine dolayısıyla sağlıklı ve düzenli işleyen bir teşkilat yapısına ihtiyaç vardır. Spor alanında hizmet veren bütün kamu ve özel spor kuruluşları desteklenirken, spor elemanları daha iyi çalışma ortamına kavuşturulmalı, çeşitli eğitim programları ile gelişmeleri sağlanmalıdır (Deniz, 2000).

Kıbrıs Türk gençliği, hayatının her alanında olduğu gibi spor alanında da izolasyonlarla karşı karşıyadır. Kıbrıs sorununun yıllarca süren çözümsüzlüğü nedeniyle, sporun tüm branşlarında büyük başarıya sahip olan gençlerimizin, izolasyon nedeniyle bu başarılarını evrensel platformlarda, dünyanın diğer gençleri ile paylaşamamaktadır. Sporun motivasyonu, aynı zamanda yarıştır. Böylece farklı dallarda kendi kabiliyetlerini başkaları ile yarıştıranlar hem kendilerine, hem de yarıştıklarına motivasyon sağlamaktadırlar.

Kıbrıs Türk gençleri bu motivasyondan yoksundur. Bunun en utanç verici örneği, bağnazlık ve tutuculuk yüzünden, Atina Olimpiyat Oyunları Meşalesinin Güney Kıbrıs’ın hakimiyetçi idaresi tarafından, siyasi nedenlerle Kuzeye geçmesinin engellenmesi olmuştur (KKTC Gençlik ve Spor Bakanlığı IX. Spor Şurası, 2005).

6

Sporun, insanları kaynaştırıcı ve bütünleştirici özelliği bilinmektedir. Bu nedenle spor alanında uygulanan ambargoyu kırma girişimlerinde daha yoğun çaba sarf ederek uluslararası temaslarda bulunulmalıdır. Bu yolla uluslararası dostluğa ve barışa katkıda bulunurken Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sporcularına da daha çok imkân sağlayarak onların başarılarının dünyaya duyurulması sağlanmalıdır (KKTC Gençlik ve Spor Bakanlığı IX. Spor Şurası, 2005).

Çağdaş toplumlarda fertlerin refahı bir bakıma beden ve ruh sağlığının tam ve devamlı olmasına bağlıdır. Spor, ferdin tabi çevresini beşeri çevre haline getirirken elde ettiği yetenekleri geliştiren, belli kurallar altında araçlı veya araçsız, ferdi veya toplu olarak boş zaman etkinlikleri kapsamı içerisinde veya tam zamanını alacak şekilde bütünleştirici, beden ve ruh sağlığını geliştiren, rekabetçi, dayanışmacı ve kültürel bir olgudur.

İnsan hayatının vazgeçilmez bir parçası olan spor, insan gelişimine doğrudan etki yapmakla birlikte sevgi, barış, kardeşlik, hoşgörü ve özveri gibi sosyolojik unsurları bünyesinde bulundurarak toplumların uygarlık ve refah seviyelerini de yansıtmaktadır. O kadar ki, ülkelerin gelişmişliklerinde bilim insanlarının sayısı kadar sanatçı ve sporcu sayıları da önemli bir yer tutar. Uluslararası düzeyde temsil imkanı ve ülkelerin potansiyellerinin dünya kamuoyuna ispatı anlamında en renkli ve etkili bir reklam aracı olduğu tüm dünyaca kabul görmektedir. Uluslararası barışa olan katkısı ve özendiriciliği bakımından en çok rağbet edilen propaganda aracı olarak sporun önemi, günden güne artmaktadır (Sunay, 2009). Ancak Kıbrıs Türkü birçok branş anlamında bunlardan yoksundur.

Spor, toplumların göz ardı edemeyeceği, kesintiye uğratamayacağı ve vazgeçemeyeceği evrensel, bütünleştirici bir aktivitedir. Böylelikle dünyada artık uygarlık ölçütü haline gelen spor olgusu, temelde sporun yoğun olarak yaygınlaştırılmasının gerekliliğini de beraberinde ortaya koymaktadır (Sunay, 2003) Sağlıklı ve dinamik toplumların yetiştirilmesini sağlayan spor teşvik edilmeli ve bu faaliyetin içinde yer alanlar çeşitli yollardan desteklenmelidir (Deniz, 2000).

7

Kıbrıs Türkünün spor alanında örgütlenmesi, 1969 yılında kurulan Kıbrıs Türk Spor Dairesi Örgütü ile başlamış, bu çatı altında spor hizmet ve faaliyetleri yürütülmeye çalışılmıştır. 1971 yılında Gençlik, Spor ve Kültür Dairesi oluşturulmuş daha sonra 8/78 sayılı yasa ile beden eğitimi ve spor faaliyetleri yasal bir çerçevede şekillenmiştir. Bu yasa; 67/99 sayılı Beden Eğitimi ve Spor Yasası, Meclis’ten geçinceye kadar devam etmiştir. Spor Dairesi 1978 yılında Eğitim Kültür ve Gençlik Bakanlığına; 1984’te Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı’na; 1986’da Gençlik Spor ve Çalışma Bakanlığı’na bağlanmış ve 1987 yılında Spor Dairesi yasası kabul edilmiştir. Daha sonra 1990 yılında Gençlik ve Spor Bakanlığı’na; 1994’te Gençlik Spor ve Çevre Bakanlığı’na; 1996 yılında Milli Eğitim Kültür Gençlik ve Spor Bakanlığı’na ve daha sonra 1998 yılında Gençlik ve Spor Bakanlığı’na; 2001 yılında Çalışma Sosyal Güvenlik Gençlik ve Spor Bakanlığı’na; 2004 yılında Gençlik ve Spor Bakanlığı’na; 2006 yılında ilk kez Başbakanlığa 2009 yılında Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlanmış ve halen bugün bu çatı altında çalışmalarını sürdürmektedir. Bu yapı Şema 1’de görülmektedir.

8

Şema 1. Bakanlık Teşkilat Yapısı

Kaynak: (www.mebnet.net, 2012)

Spor teşkilatının 1969 yılından günümüze kadar bağlandığı otorite açısından geçirdiği tereddütlü gelişim hemen göze çarpmaktadır. Görüldüğü üzere, her yeni gelen hükümet döneminde spor alanındaki örgütsel yapıdaki değişim, beraberinde bir takım sorunları da getirmektedir. Dolayısıyla Kuzey Kıbrıs Türk sporunun sevk ve idaresinden sorumlu devletin resmi spor örgütünün bağlandığı otoritenin bu kadar fazla değişmesi örgütün gelişimini olumsuz etkilemekle birlikte beraberinde birçok sorunu da getirdiği söylenebilir. Bunun yanı sıra değişmeyen tek şey ilkokul, ortaokul ve liselerde Beden Eğitimi dersleri Eğitim Bakanlığı çatısı altındaki Talim Terbiye Dairesi Müdürlüğüne bağlı olarak yürütülmesidir.

9

Bu noktadan hareketle; KKTC’de beden eğitimi ve sporun yapısal analizi ortaya koymak bu çalışmanın problemini oluşturmaktadır.

Bu probleme bağlı olarak aşağıdaki alt problemler oluşturulmuştur:

1. Spor örgütü nasıl bir yapı içerisinde olmalıdır? 2. Spor hizmetlerinde devletin yeri neresi olmalıdır? 3. Beden eğitimi ve sporu örgün eğitimdeki yeri nedir? 4. Spor teşkilatı tarafından yürütülen eğitim faaliyetleri nelerdir? 5. Spor Tesisleri politikasını yeterlimi? 6. Federasyonlar ve kulüpler açısından beden eğitimi ve spor nasıl değerlendirilir? 7. Spor Federasyonlarının ve spor kulüplerinin yönetim kademelerinin seçimlerinde siyasetin etkisi nedir? 8. Sporcular açısından beden eğitimi ve sporu nasıl değerlendirilir? 9. Uluslararası faaliyetler açısından beden eğitimi ve sporu nasıl değerlendirilir? 10. Devletin beden eğitimi ve spor faaliyetlerine ayırdığı bütçe yeterli midir? 11. KKTC’nin spor politikası nedir? 12. Yerel yönetimlerin beden eğitimine ve spora katkıları nedir? 13. KKTC’de Turizm ve Spor arasındaki ilişki nasıl olmalıdır?

1.2 Araştırmanın Amacı

Bu araştırmanın amacı, KKTC’de Beden Eğitimi ve Spor Sisteminin yapısal analizinin yapılıp, planlı bir yapılanma için çözüm yollarını değerlendirmektir.

KKTC’deki spor yapısının geçirdiği tereddütlü gelişim, beden eğitimi ve spor sisteminin yapısal analizi ile değerlendirilirken bu tereddütlü gelişimin ülkedeki beden eğitimi ve spor faaliyetlerinde bir sorun teşkil ediyor mu? sorusuna cevap aramaktır.

10

1.3. Araştırmanın Önemi

Yapılan bu çalışma KKTC’deki Beden Eğitimi ve Spor sisteminin yapısal analizini ortaya koyacak ilk çalışma olacaktır.

Okul sporlarında geçmiş yıllara göre katılımın ve başarı oranının düşmesi; beden eğitimi derslerinin verimliliğinin azalması, spor yönetimindeki istikrarsızlık beden eğitimi ve spor yönetimi sisteminin analiz edilmesinin gerekliliğini ortaya çıkarmıştır.

Bu nedenle yapılacak bu çalışma ileriki yıllarda KKTC’de hem beden eğitimi hem de spor yönetimi açısından tespit edilecek sorunlar ve bu sorunlara getirileceği çözüm ile öneriler bakımından önem teşkil edecektir.

1.4. Varsayımlar

Katılımcıların sorulan açık uçlu sorulara ciddiyetle ve samimiyetle verdikleri cevapları ve değerlendirilmek istenen konuları doğru olarak ortaya koydukları varsayılmıştır.

1.5. Sınırlılıklar

Araştırma beden eğitimi ve spor alanındaki üst düzey yöneticiler, federasyon başkanları, emekli öğretmenler ve halen görev yapan öğretmenlerle sınırlıdır.

Araştırma katılımcıları 13 kişi ile sınırlıdır.

Araştırma, beden eğitimi ve sporun yapısal analizi, sorunları ve çözüm önerilerini ortaya koymak için uzman görüşleriyle hazırlanan 13 soru ile sınırlıdır.

11

1.6. Tanımlar

Eğitim: Sönmez (2005), eğitimi yaşantılar yoluyla kişide istendik davranış değişikliği oluşturma sureci olarak tanımlamıştır. Çoban’a (2006) göre eğitim, bireylerde yeni davranışlar kazandırmada ya da mevcut davranışları değiştirmede en etkili süreçtir.

Beden Eğitimi: İnsanlığın maddi ve manevi kültürünün bir parçası olarak, tarih süreci içerisinde insanı çalışma, yerleşme, beslenme, giyim, vücut bakımı ve dinlenme etkinlikleriyle başlayarak insanın özgür iradesiyle gerçekleştirdiği serbest oyun faaliyetleriyle, planlı programlı yaptığı her türlü beden egzersizleri vb aktiviteleri kapsar (Sunay, 2010).

Spor: Bir eğitimci gözüyle kişinin oluşumunu ve karakter özelliklerinin gelişimi sağlamak amacıyla, önerilen disiplin; yöneticilerin enerjiyi biçimlendirmek için, kullandıkları yöntemdir (Özmen, 1999).

Yönetim: En geniş anlamda, amaçların etkili ve verimli bir biçimde gerçekleştirilmesi maksadıyla bir insan grubunda iş birliği ve koordinasyon sağlamaya yönelik faaliyetlerin tümünü ifade eder (Yetim ve Şenel, 2001).

Yönetim düşüncesinin temel öğesini ve konusunu oluşturan “yönetim” kavramı, en geniş anlamda; amaçların etkili ve verimli bir biçimde gerçekleştirilmesi maksadıyla bir insan grubunda işbirliği ve koordinasyon sağlamaya yönelik faaliyetlerin tümünü ifade eder (Araç ve Yenel, 2005).

Daha geniş bir anlatımla yönetim; örgüt amaçlarının etkili ve verimli olarak gerçekleştirilmesi için plânlama, örgütlenme, yürütme, koordinasyon ve kontrol fonksiyonlarına ilişkin, kavram, ilke, teori, model ve tekniklerin sistematik ve bilinçli bir biçimde maharetle uygulanması ile ilgili faaliyetlerin tümüdür (Howard, 1976). Yönetim, uygarlık tarihi boyunca örgütlenmiş toplumların ilgi duydukları bir kavram olmuştur. Yönetim günümüzde de önemini koruyan bir kavram olarak değerlendirilmektedir (Akat ve Budak, 1994)

12

Spor Yönetimi: Genel yönetimin bir parçası olan spor yönetimini, genel yönetimden ayırmak mümkün değildir. Bir başka ifade ile, genel yönetimde kullanılan kavram ve yöntemler spor yönetimi içinde aynen geçerlidir. Bu noktadan hareketle spor yönetimi, genel yönetimin ilke, yönetim ve kurallarının spor alanına uygulanması olarak da kabul edilebilir. Temel amacı da, spor faaliyetlerinin akılcı ve bilimsel bir biçimde yürütülmesinin yollarını araştırmak, bulmak ve bunları genel ilkelere dönüştürüp uygulamaktır. Başka bir ifade ile spor yönetimi, spor alanına ilişkin karar ve hedeflerin gerçekleştirilmesine yönelik faaliyetlerle ilgilenir. Ayrıca, beden eğitimi ve spor programlarının geliştirilmesi, personel sağlanması ve yetiştirilmesi, spor kurum ve tesislerinin sevk ve idare edilmesi, denetlenmesi gibi konuları kapsar (İmamoğlu, 1992).

Sporda yönetimi meydana getiren unsurların kuruluş ve işleyiş biçimini inceleyen ve bu unsurların en iyi şekilde sevk ve idaresi için gereken yönetim tekniğini bulmaya çalışan spor biliminin bir koludur (Demirci, 1986).

Fişek’e (1998) göre ise spor yönetimi, toplum genelinde kurumlaşmış yöneten- yönetilen ayırımını spor özelinde yönetici-sporcu ayrımı olarak sürdürülen hiyerarşik bir otoriter düzenlemeyle spor yaptıran bir makine (kurum, organizasyon vb.) şeklinde tanımlanabilir

Yerel Yönetim: Yerel yönetimler, bölge, belediye veya köy ve mahalle halkının yerel ortak gereksinmelerini karşılamak üzere kuruluş ilkeleri yasa ile belirtilen ve karar organları seçimle oluşturulan kamu tüzel kişileridir (KKTC Anayasası, madde 119/1).

Spor Turizmi: Sportif aktivitelere katılmak, izlemek veya orada bulunmak amacıyla uluslararası veya ulusal alanda seyahat etmek olarak tanımlanmaktadır (Kurtzman, 2001).

13

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Bu bölüm, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sporunun daha iyi anlaşılması adına ülkenin tanıtımına ayrılmıştır.

2.1. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

Tarihi boyunca bağımsız yaşamış, hak ve özgürlükleri için savaş vermiş büyük Türk Ulusunun ayrılmaz bir parçası olan Anavatan’dan koparıldığı 1878 yılından bu yana ulusal varlığına, yaşam hakkına yöneltilen özellikle 1955 yıllarından sonra silahlı tedhiş, saldırı ve sindirme biçiminde yoğunlaştırılan olaylar karşısında, birlik ve bütünlük içinde, yetkin bir toplum olarak direnişini örgütlemiş olan, toplumsal hak ve özgürlüklere sahip olmadan, bireysel hak ve özgürlüklerin söz konusu olmayacağını, Anavatan’ın doğal, tarihsel ve antlaşmalarından doğan yasal garantörlük hakkını kullanması suretiyle kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerinin sonuçlandırdığı ve Kıbrıs Türklüğüne, huzur, barış, güvenlik ve özgürlük ortamı içerisinde yaşama imkanı sağlayan Barış Harekatının yapıldığı 1974 yılına kadar süren acı deneyimlerle saplanmış bulunan ve tarihten, uluslararası antlaşmalardan insan hakları beyanname ve sözleşmelerinden doğan bütün hakları elinden alınmak ve Kıbrıs’taki varlığı tamamen yok edilmek istenen 21 Aralık 1963 tarihinden sonra bütün organları yasa dışı yollarla Kıbrıs Rumlarının tekeline giren, oluşum biçimlerine, izlediği politikalarla da sadece Kıbrıs Rumlarının devleti haline gelen “Pan–Helenist” yayılmacılığına hizmet eden ırkçı, ayrımcı düşünce ve eylemlerle antlaşmalardan ve Anayasa esaslarından tamamıyla ayrılarak meşruluğunu yitirmiş bulunan Kıbrıs Cumhuriyeti karşısında (KKTC Turizm Tanıtıma Dairesi, 1996).kendi kaderini tayin etme, hak ve özgürlüğünü kullanarak Dünya ve tarih önünde “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 15 Kasım 1983‘de ilan edilmiştir”. KKTC ilan edildikten sonra resmi dili Türkçe, para birimi Türk Lirası ve Başkenti Lefkoşa olarak belirlenmiştir (KKTC DPÖ, 1996).

14

2.2. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Tarihçesi

Kıbrıs adası tarih boyunca birçok ülke egemenliğine girmiştir. Bunlar; Mikenliler, Aka ve Dor Kolonileri, Hititliler, Fenikeliler, Asur Krallığı, Mısırlılar, Pers İmparatorluğu, Makedon Krallığı, Ptomeler, Yunanlılar, Romalılar, Bizans İmparatorluğu, Venedikliler, Lüzinyan egemenliği, Osmanlı Yönetimi, İngiliz Yönetimi, Kıbrıs Cumhuriyeti olarak bilinmektedir. Daha sonra şimdiki konumu olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Kıbrıs Cumhuriyeti şeklini almıştır (Serter, 1978)

2.2.1. Kıbrıs’ta Osmanlı Yönetimi (1571-1878)

Kıbrıs’ın 1571 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun eline geçmesinin ardından başlayan İslam-Türk Kültürünün etkisi sadece 307 yıl süren Osmanlı döneminde değil, ondan sonraki İngiliz yönetimi süresince de Kıbrıs Kültürü üzerindeki etkisini sürdürerek varlığını korumuştur (http://www.trncinfo.com/tanitmadairesi/2012).

Osmanlı egemenliğine girdiği 1571’den başlayarak İngiltere’ye geçici olarak bırakıldığı 1878 yılına kadar Kıbrıs’ta, halkın adalet ve eşitlikle yönetildiği sağlıklı bir yönetim düzeni kurulmuştu. Fetihten sonra Osmanlı İmparatorluğu’nun 44. vilayeti olan Kıbrıs, 1571-1670 yılları arasında Beylerbeyi, daha sonraları sırasıyla Müsellim, Muhassıl, Kaymakam ve Mutassarrıf’lar tarafından yönetilmiştir (Fikretoğlu, Serter,1991).

1573’te Venedik-Osmanlı barış antlaşmasının imzalanmasından sonra, adadaki Latin toplumu ve Kilisesinin varlığına yeniden izin verilir. Osmanlıların din politikası, diğer dinlere hoşgörü ile davranmak üzerine kuruludur. Kıbrıs’taki din sorunu, Ortodoks Kilisesinin çalışmasına yeniden izin verilip, eski haklarının tanınmasıyla çözülür. Bazı Yunan tarihçilerine göre Osmanlı Yönetimi, Kıbrıs Rumlarını Latinleşmekten kurtarmıştır. Osmanlı Devleti kurduğu askeri düzeni korumak için düzenli vergi ödeyecek bir tebaya ihtiyaç duymaktadır. Eski hak ve imtiyazlarına kavuşan Kıbrıs Rum Ortodoks kilisesi, Rum tebanın yönetim ve vergilerin düzenli toplanmasında etkin olacaktır. Diğer yandan 1579 yılında yeterli reaya ve göçmenlere

15 toprak dağıtılmasından sonra tarımsal üretim artmıştır. II. Selim, ada nüfusunu artırmak üzere Anadolu’dan Kıbrıs’a gönderilecek göçmenlerin teşviki için 9 Nisan 1571’de bir ferman çıkarır. Daha sonra Karaman, İçel, Bozok, Alaiye (Alanya), Teke (Antalya) ve Manavgat bölgelerindeki aileler arasında Kıbrıs’a göçmen gidebilecek olanların tespiti yapılmaya başlanır. Kıbrıs’a yerleşmek üzere seçilenler arasında çiftçi ve zanaatkarların bulunmasına özen gösterilmesi söz konusudur. Bundan böyle Kıbrıs Türkleri ada nüfusunun kalıcı, etnik bir parçası haline gelecektir. 1572’deki korkunç açlık ve çekirge istilaları ardından, 1579 yılında tımar ve zeamet olarak yerli reaya ve göçmenlere toprak dağıtımı yapılır. Yüzyıllarca süren feodal kölelik sistemi kaldırılarak, köylüler özgürleştirilmiş, kendilerine verilen topraklar üzerinde miras hakkı tanınmıştır.

Hükümetin reayadan alınan vergi miktarını artırması, halkı huzursuz eder. Ada halkı kuraklık ve çekirge saldırılarından da olumsuz etkilenir. Zamanla ekonomik durumda gerileme olur ve bu nedenden ötürü dönem dönem görülen büyük açlık, 1641’deki veba salgını birçok insanın ölümüne yol açar. Halkın durumunu dikkate alan Osmanlı Hükümeti vergileri azaltır. Ada dışına göç edenlerin geri dönmesi halinde, ilk yıl vergiden muaf tutulacağına dair bir hüküm çıkarılır. Evliya Çelebi Seyahatnamesine göre 1670-75 yıllarında Kıbrıs’ta 30.000 Müslüman, 150.000 de Hıristiyan nüfusu bulunmaktadır. 1735-1741 ve 1756 yıllarında yer sarsıntıları, 1757 ve 1758’deki kuraklık, çekirge istilası ve açlık ada halkının komşu ülkelere, Suriye ve Anadolu’ya göç etmesine yol açmış; 1760’daki veba salgını da adada Türk ve Rum nüfusunun üçte birinin ölmesine ve köylerin boşalmasına yol açmıştır. Öte yandan 1839’da Abdülmecit tarafından ilan edilen Gülhane Hatt-ı Şerifi’nden sonra, Kıbrıslı Rumlara yerel yönetimde temsil edilme hakkı tanınır (http://www.trncinfo.com/tanitmadairesi/2012).

1858 tarihli bir İngiliz raporunda Kıbrıs’ın nüfusu 180.000 olarak gösterilmekte, bunun 60.000’i Türk, 120.000’i Hristiyan olarak belirtilmektedir. Ayrıca toplam 605 köyden 248’inin Rum, 118’inin Türk, 239’unun da karma olduğu saptanmaktadır.

Zamanla Osmanlı yönetiminin hoşgörüsünü kötüye kullanan kilise adamları, kendi halklarından topladıkları din vergisinin büyük bir kısmını kişisel zenginliklerine katmışlar, bu durumu toplumlarına yanlış aktararak (toplanan din vergisini Osmanlı

16

Hükümeti’ne veriyoruz diyerek) Hristiyan halkı sık sık devlete karşı ayaklanmaya kışkırtmışlardır (Fikretoğlu, Serter, 1991).

307 yıl süren ve 129 valinin yönettiği Osmanlı döneminde, Türkler Kıbrıs’ta daha çok dini eserler inşa etmişlerdir. Osmanlı egemenliği döneminde Kıbrıs, yönetim bakımından Sancak-Kaza-Nahiye ve Köylere ayrılmıştır. Sonraları Kıbrıs’ta, Sancakların kaldırılmasıyla en büyük yönetim birimi haline gelen Kaza’ların sayısı 17 idi. (Lefkoşa, Tuzla, Limasol, Piskobu, Gilan, Evdim, Baf, Kukla, Hirsofu, Lefke, Omorfo, Girne, Dağ, Değirmenlik, Mesarya, Magosa, Karpaz. Her Kaza’da bir Kadı, başkent Lefkoşa’da Başkadı bulunurdu. Kadılar bulundukları yönetim bölgesinin din işleri olduğu kadar diğer sivil işleri de yürütmekten sorumlu kişilerdi (Fikretoğlu, Serter, 1991).

2.2.2. Kıbrıs’ta İngiliz Egemenliği (1878-1959)

4 Haziran 1878’de imzalanan Kıbrıs Antlaşması ile Osmanlı İmparatorluğu ada üzerindeki egemenlik haklarını Rus yayınmacılığına karşı topraklarını korumak güvencesi ile İngiltere’ye devreder. Kıbrıs imparatorluk toprağı olmaya devam edecek fakat Ada’nın yönetiminden İngiltere sorumlu olacaktı. 12 Temmuz 1878 günü Lefkoşa’da Vali Konağı’ndaki Osmanlı bayrağı yerine İngiliz bayrağı çekilir ve 82 yıl sürecek olan İngiliz yönetimi başlamış olur. İngilizce yanında Türkçe ve Rumca da resmi dil olarak kabul edilir.

14 Eylül 1878’de oluşturulan Kavanin Meclisi’ndeki 6 üyeden üçü İngiliz diğer üçü Kıbrıslı üyelerdir. Zamanla yapılan haksızlıklar karşısında halk İngiltere’ye protesto notları göndermeye başlar. Bunun sonucunda hükümet 1882’de Anayasada bazı değişiklikler yapma kararı alır. Kavanin Meclisi’ndeki üye sayısı 6’dan 18’e yükseltilir. Ada yönetimine yerel halkın ilk defa olarak katılabileceği bu yeni düzenlemede, 9 Hristiyan ve 3 Müslüman temsilci de nüfus oranlarına göre yönetimde yer alacaklardır (http://www.trncinfo.com/tanitmadairesi/2012).

17

2.2.3. Kıbrıs’ın Tek Yanlı Olarak İngiltere’ye Bağlanması

Birinci Dünya Savaşı, İngiltere ile Osmanlı İmparatorluğunu savaşan taraflar olarak karşı karşıya getirdi. Osmanlı Devleti bu savaşa “İttifak Devletleri” grubunda, İngiltere ise “İtilaf Devletleri” grubunda katılmıştı. İngiltere, Osmanlı Devleti ile arasındaki bu savaş durumunu bahane ederek 5 Kasım 1914’de Kıbrıs’ı tek yönlü bir kararla kendine bağladı. Böylece, Osmanlı Devleti’nin Ada üzerindeki 36 yıllık hukuksal durumu da tek yönlü bu kararla sona erdirildi (Fikretoğlu ve Serter, 1991).

Bu durum pek bir değişiklik getirmez. 1 Mayıs 1925 tarihinde Kavanin Meclisi’ndeki temsiliyette Türk üye sayısı aynı kalırken Rum üye sayısı 9‘dan 12’ye çıkartılır. Öte yandan İngiliz üye sayısı 9’a çıkarılarak denge korunmaya çalışılır.

Aralık 1925’de sunulan yeni anayasa karşısında Rum üyeler, Enosis veya kendi kendini yönetme uygulamasını talep ederler. Öte yandan Türkler, Ada’nın Yunanistan’a verilmemesi için Londra’ya protesto mektupları gönderirler. 1920’li yıllarda Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk toplumları içinde Yunan ve Türk milliyetçiliği yaygınlık kazanmaya başlar. Milliyetçi Rumların 1931’deki Enosis amaçlı ayaklanmaları ardından Kavanin Meclisi kapatılır. Bunun üzerine Ekim 1933’de bir Meşveret (Danışma) Meclisi oluşturulur ve 4’ü Rum, 1’i Türk olan 5 Kıbrıslı üye ile ada yönetilmeye başlanır.

Öte yandan 1945 İngiliz seçimlerini kazanan İşçi Partisi Kıbrıs’taki sorunların çözümüne olanaklar araştırılacağını açıklar. Buna göre Halk temsilcilerinden oluşan bir Danışma Meclisi oluşturulacak ve Anayasal reform istekleri belirlenecektir. Kıbrıslı Rumlar İngiltere’nin önerilerine karşı çıkarken, Türk azınlığı aktif katılımı sağlayacak yeni bir Anayasayı kabule hazır olduklarını bildirirler. Bu arada Türk azınlık haklarını güvence altına almak için “Türk İşleri Komisyonu” kurulur.

1955 yılında Kıbrıs Rum Kilisesi’nin desteğiyle kurulan EOKA ve Kıbrıslı Türklerin kurduğu TMT kendi aralarında gerginlik ve çatışmaya başlar.

18

NATO’nun araya girmesi ve Zürih-Londra antlaşmalarının imzalanması üzerine 16 Ağustos 1960’da Kıbrıslı Rum ve Türklerin %70-30 esasına göre ortaklığa dayanan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsız bir devlet olarak ilanı ile adadaki İngiliz sömürge yönetimi son bulur (http://www.trncinfo.com/tanitmadairesi/2012).

2.2.4. Kıbrıs Cumhuriyetinin Oluşumu

Kıbrıs’la ilgili taraflar arasında yapılan görüşmelerden sonra Kıbrıs’ta iki toplumlu bağımsız bir cumhuriyet kurulması kararı alınır (Kıbrıs Türk Tarihi, 2009).

Yunanistan’ın BM’den tek taraflı “self-determinasyon”, yani ENOSİS lehinde bir karar alamaması, Kıbrıslı Türklerin ENOSİS’e karşı direnişleri ve Türkiye’nin kendilerini desteklemelerindeki kararlılığı, Türkiye ile Yunanistan arasında müzakereler başlatılmasına imkan sağlamıştır. 11 Şubat 1959’da Türkiye ile Yunanistan Zürih’te bir anlaşmaya varmışlar, Londra’da İngiltere’nin ve Kıbrıs’taki iki toplumun liderlerinin onayını almışlardır. Bu şekilde ortaya çıkan Zürih ve Londra Antlaşmaları; bağımsızlık, iki toplumun siyasi ortaklığı, toplumsal alanda otonomi ve çözümün Türkiye, Yunanistan ve İngiltere tarafından garanti edilmesi ilkelerine dayanmıştır. Bu çerçevede, “Fonksiyonel Ortaklık” (Federasyon denebilir) çerçevesi öngören bir anayasa, bunun temel maddelerinin yarattığı durumu teminat altına alan bir Garanti Antlaşması, İngiltere’ye iki egemen üs bölgesi bırakan bir Kuruluş Antlaşması ve Türkiye ile Yunanistan’ın Kıbrıs’ta askeri birlik bulundurmalarını sağlayan bir İttifak Antlaşması ortaya çıkmıştır. 16 Ağustos 1960’ta Kıbrıs Cumhuriyeti resmen kurulmuştur.

1960 düzenlemeleriyle içeride iki toplum arasında fonksiyonel bir ortaklıkla iç dengenin sağlanmasına çalışılmıştır. Kuruluş Antlaşması ile tesis edilen Kıbrıs Cumhuriyeti’nin anayasası da taraflar arasında müzakere edilerek benimsenmiştir. Bu itibarla ana hükümlerinin de değiştirilmemesi kararlaştırılmıştır.

Dış denge ise, Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin garantör olmasıyla temin edilmiştir. Türkiye, böylece İngiliz egemen üsleri (Agratur ve Dikelya) dahil olmak

19

üzere, Ada’nın tümünü garanti altına almış, Yunanistan ENOSİS peşinde koşarak bu garantörlüğü menfi yönde kullanmıştır. İngiltere ise, Rum mezalimi karşısında ses çıkarmayarak garantörlüğü vecibe olarak değil, sadece hak olarak görmüştür. Buna karşılık Türk tarafı Ada’da barış ve istikrarı sağlayarak garantörlüğünün gereğini yerine getirmiştir. Dış denge içinde, Türkiye ve Yunanistan’ın birbirine kıyasla Ada’da daha avantajlı hale gelemeyeceği de öngörülmüştür.(Örneğin, Türkiye Avrupa Birliği’ne(AB) üye olmadan Kıbrıs’ın Avrupa Birliği’ne katılmayacağı yaklaşımı prensip olarak daha o yıllarda benimsenmiştir). Garanti ve İttifak Antlaşmaları Türkiye için aşikar bir önem taşımakta ve geçerli kalmaya devam etmektedir (http://turkteam.com, 2011).

2.2.5. Bağımsız Türk Federe Devleti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Oluşumu

1960 Cumhuriyeti, Rumların Enosis ülküleri yüzünden fazla yaşayamamıştır. 21 Aralık 1963’te; başta zamanın Cumhurbaşkanı Makarios, İçişleri Bakanı Yorgacis, Meclis Başkanı Klerides, Çalışma Bakanı Papadopulos olmak üzere, Rum-Yunan ikilisi tarafından hazırlanan Akritas Planı çerçevesinde, Türkleri topyekün imha saldırıları başlamıştır. Yunan subayları tarafından gizlice eğitilmiş ve Kıbrıs’ta konuşlandırılmış olan silahlı güçler, Kıbrıslı Türklere her yönden saldırılar başlatmışlardır. On binlerce Kıbrıslı Türk evsiz bırakılarak, göçmen durumuna düşürülmüş ve 11 yıl boyunca saldırılar askeri, sosyal ve ekonomik olarak devam etmiştir. Ancak bu, Kıbrıslı Türkleri, her ne pahasına olursa olsun, egemenlik haklarını korumaktan vazgeçirememiştir. Rumlarca başlatılan silahlı saldırılar, adanın bölünmesine neden olmuş ve 30 Aralık 1963’te İngiliz General tarafından Lefkoşa’yı bölen Yeşil Hat çizilmiştir.

On bir yılda, yüzlerce Kıbrıslı Türk öldürülmüş, yaralanmış; bir o kadarı kaçırılmış ve kaybolmuştur. 103 Türk köyü yakılıp yıkılmış, 117 camisi talan edilmiştir. Sonuç olarak, 25 bin Kıbrıslı Türk, kendi ülkelerinde göçmen olmuş ve adanın %3’lük bölümüne sıkıştırılarak, ablukaya alınmıştır. Böylece Türkler, daha güvenli bölgelere göç ederek, Türk kontrolü altındaki enklavlarda yaşamaya başlamışlardır.

20

Rum mezaliminden kaçamayanlar ise, kadın, çocuk, erkek demeden öldürülüp, toplu mezarlara gömülmüşlerdir. Birkaç yıl önce açıklanan bir gizli İngiliz belgesinde ise, Türklere uygulanan soykırım anlatılmaktadır. Belgeye göre, saldırılar başlar başlamaz Lefkoşa Genel Hastanesi’ndeki doktor ve hemşireler, Türk hastaları şırınga ile tüm kanlarını çekmek suretiyle öldürmüşler ve bu yetmezmiş gibi, cesetler bir kamyona yüklenip, Lefkoşa dışına çıkarılarak, hasat biçme makinesinde parçalara ayrılarak toplu mezarlara gömülmüştür.

On bir yıl boyunca Kıbrıs Türkleri direnişe devam etmiş ve haklarıyla egemenliklerini korumuşlardır. Sonuç olarak, Yunanlı subaylar, Enosis’in son adımı olan 15 Temmuz 1974 darbesini başlatınca, Türkiye buna, 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ile cevap vermiş ve Kıbrıslı Türklerin acılarını dindirmiştir. O zamandan beri, adada barış ve huzur hüküm sürmektedir (http://www.trncinfo.com 11 Ocak 2012).

Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde, yönetimde Rum ve Türk Toplumlarının ağırlığı %70-30 olup savunma alanında bu oran %60-40 şeklindeydi. Buna rağmen her iki toplumda bir süre sonra yeraltı güçleri oluşmaya başlar. Öte yandan Kıbrıslı Türkler büyük şehirlerde Anayasaya uygun olarak ayrı belediyeler kurmuş, Rum toplumu içinde de Yunanistan’a bağlanma söylemi gittikçe artmaya başlamıştır. Kıbrıs Anayasası’nda bazı değişiklikler yapmak amacıyla Kıbrıs Cumhurbaşkanı Yardımcısı Dr. Fazıl Küçük’e bazı öneriler gider. Fakat bu öneriler dizisi görüşülmeden Aralık 1963’te toplumlar arası çatışmalar başlar.

1964-1968 yılları arasında Türklere yapılan baskılar giderek artmakta, Ada’daki dolaşım özgürlükleri dahi sınırlanmaktadır. Bu durum Türkler’in ekonomik ve sivil hayata entegre olmalarını engelleyen koşullara neden olur. 1968 yılında başlatılan toplumlararası barış görüşmeleri, 1974 baharına kadar önemli ilerlemeler kaydedilmesine rağmen, bir sonuca bağlanamaz. Rum toplumu içinde yaşanan gerginlikler, Temmuz 1974’te Makarios’a karşı bir darbe ile doruk noktasına ulaşır. Bunu garantör devletlerden olan Türkiye’nin Adaya askeri müdahalesi izleyecektir. Böylece olası bir toplumsal kıyım önlenmiş ve adadaki Türk toplumunun güvenliği sağlanmış olur. Ada bundan böyle kuzey ve güneye bölünmüş bir tarih öznesi olmak

21 durumundadır. Yaklaşık olarak 40.000 Türk güneyden kuzeye ve 150.000 Rum da kuzeyden güneye göç ederler.

13 Şubat 1975’te Kıbrıs Türk Federe Devleti ilan edilir. Bu arada toplumlararası görüşmeler yeniden başlanmış, Kıbrıs sorununa çözümler aranmaya çalışılmaktadır (http://www.trncinfo.com/tanitmadairesi/2012).

Meclisimiz, 15 Kasım 1983’te yaptığı olağanüstü toplantıda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ve Bağımsızlık Bildirisi’ni, oybirliği ile onaylamıştır. Böylece 20 yıldır büyük özveriler ve güçlükler içinde kutsal kavgasını sürdüren Kıbrıs Türkü, Bağımsız Devletini ilan etmekle bunu noktalamış oluyordu. 15 Kasım 1983 tarihinde ilan edilmiş bulunan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni, Anavatanımız Türkiye, aynı gün resmen tanımıştır (Fehmi, 1995).

Kıbrıs Türkleri, 1571’de binlerce şehit pahasına Ada’yı alan soylu ve cengaver cedlerin torunları olduklarının bilinci içindedirler. Bu nedenle Kıbrıs Türk toplumu için Türkiye öz yurt, Anavatan’dır. Türkiye’de yaygın olarak kullanılan Yavruvatan deyimi, aynı bilincin Türk ulusunca da paylaşılacağını gösterir.

Bu temel nedenden dolayıdır ki, bir yandan 1955’ten sonra Kıbrıs’ta toplumumuzun tehdit altına giren yaşantısı 7’den 70’e Türk ulusunun bir öz sorunu olarak kabul edilirken, diğer yandan da Kıbrıs Türkleri, karşılaştıkları her ciddi ve hayati sorun önünde başvurulacak ve sığınılacak merci olarak Anavatan Türkiye’yi görmüşlerdir.

Siyasi bakımdan Türkiye’den koptukları uzun yıllar boyunca Kıbrıs Türkleri, din, dil, kültür ve geleneklerinden hiçbir ödün vermeden ulusal karakterlerini titizlikle korurken, Anavatan Türkiye de, ordusu, gençliği ve hükümetleriyle, güney sahillerinden 40 mil ötede kalpleri Türklük için çarpan, Türklük değerleri uğruna savaş veren Kıbrıslı soydaşlarının varlığından ve sorunlarından her zaman haberdar olmuş, yaşantıları ve sıkıntılarıyla gittikçe artan bir ölçüde ilgilenmiştir.

22

1920’lerin zorlayıcı koşulları altında “Milli Misak” sınırları dışında kalan Kıbrıs Türkleri, 1974 Barış Harekatı ile sağlanan yeni ortamda, Anavatanları Türkiye’ye “Manevi Bir Milli Misakla” bağlanmış olmanın mutluluğunu yaşamakta, Türk ulusunun kaderde, kıvançta ve tasada ortak bir öğesi olarak yarınına bakabilmektedir (Fikretoğlu ve Serter, 1991).

2.3. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Devlet Yapısı

KKTC’de resmi dil Türkçe’dir. İngilizce de yaygın olarak kullanılmaktadır. KKTC bayrağı 150 x 100 cm ebatında olup zemini beyaz, ortasında kırmızı ay yıldız ve üst ve alt kısmında 2 kırmızı çizgi vardır. Başkenti Lefkoşa’dır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yarı başkanlık sistemi ile yönetilmektedir. Cumhurbaşkanı aynı zamanda devlet başkanı, başbakan ise hükümetin başkanıdır. Ülkede çok partili demokratik bir rejim vardır. Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanı ve hükümet tarafından kullanılmaktadır. Yasama yetkisi ise KKTC Cumhuriyet Meclisi'ne aittir (A'dan Z'ye KKTC. Rehberi, 2004).

KKTC Cumhurbaşkanı halk tarafından, 5 yıllık süre için seçilir. Bu görevi 23 Nisan 2010'dan beri Derviş Eroğlu yürütmektedir. 50 kişiden oluşan Cumhuriyet Meclisi halkın oylarıyla seçilmektedir (Star Kıbrıs. 20 Nisan 2009). Erişim tarihi: 20 Nisan 2009.Nisan 2009'da yapılan seçim ile başa gelen Derviş Eroğlu önderliğindeki Ulusal Birlik Partisi, Eroğlu'nun cumhurbaşkanı olmasıyla İrsen Küçük'ü parti başkanlığına ve başbakanlığa getirmiştir. Tek parti hükümeti bulunan ülkede şu anda 23. hükümet görevdedir (http://www.kktcsecim2009.com).

ABD merkezli Freedom House kuruluşu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni "özgür" olarak nitelemektedir (Northern Cyprus - Freedom in the World 2011).

23

2.3.1 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Demografisi

4 Aralık 2011’de gerçekleştirilen nüfus sayımına göre, KKTC'nin de-facto nüfusu, bir önceki nüfus sayımının yapıldığı 30 Nisan 2006'dan bu yana yüzde 11.2 oranında artarak 294 bin 906'ya ulaşmıştır.(KKTC Tanıtma Dairesi 2012) KKTC’de yerli Kıbrıs Türkleri ve Türkiye'den gelen göçmenler olmak üzere iki esas zümreden oluşur (http://www.ydicagri.com, 2009). Bu zümreler dışında Türkiye'den ve kısmen diğer ülkelerden işçi statüsünde çalışmak üzere gelenler yaşamaktadır. Az sayıda Rum ve Maruni (Kıbrıs ağzında Maronit) doğuda Dipkarpaz köyünde, kuzeyde Koruçam (Kormacit) ve Karpaşa köylerinde yaşamaktadır.(KKTC Tanıtma Dairesi 2012)

Kıbrıs Türkleri'nin bir kısmı 1955 yılından itibaren siyasi ve ekonomik sebeplerle ülke dışına göç etmişlerdir. Özellikle Birleşik Krallık, Avusturalya ve Türkiye Kuzey Kıbrıs'tan büyük oranda göç almıştır. (Eskioğlu, F. 2009) Ülkeye uygulanan ekonomik ambargolar nedeniyle üçüncü ülkelere yapılan ticarette büyük zorluklar çekilmesi ülke dışına yapılan göçlerin zaman içerisinde devamlılık kazanmasına yol açmıştır. Yaz döneminde Türkiye ve diğer ülkelerden gelen turistler günlük nüfusun artmasına yol açmaktadır. (KKTC Turizm ve Planlama Dairesi, 2009)

2.3.3 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için İletişim ve Ulaşım

Uluslararası telefon kodu olan +90392 dir. İnternet alan adı .nc.tr'dir. Dünya Posta Birliği KKTC'yi müstakil bir devlet olarak tanımadığından postalarda "Mersin 10 Turkey" posta kodu ile gönderilir (http://www.trncinfo.com/tanıtmadairesi/2002/telekomunikasyon.)

KKTC'ye Türkiye hariç direkt uçak seferi düzenlenmemekte, Ercan Uluslararası Havalimanı ve Geçitkale Havaalanı sadece Türkiye ve Azerbaycan tarafından yasal havaalanı olarak tanınmaktadır (http://www.cografya.gen.tr 14 ağustos 2012)

24

1974 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti, KKTC'nin limanlarının, tüm dünya gemilerine kapatıldığını ilan etmiştir. Türkiye bu ilanı tanımamış ve Kıbrıslı Türk limanlarını serbest ulaşıma açmıştır. (Hasgüler, M. 2007)

2.3.4 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Havaalanları ve Limanları

• Ercan Uluslararası Havalimanı (Lefkoşa - Ana Havaalanı) • Geçitkale Havaalanı (Gazimağusa) • Pınarbaşı Havaalanı (Girne) • Girne Turizm Limanı (Girne) • Girne Yat Limanı (Girne) • Gazimağusa Limanı (Gazimağusa) (KKTC Tanıtma Dairesi. 2009)

2.3.5 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Din

Çeşitli kaynaklarda KKTC'deki Müslüman nüfus oranının %98,71 ile %99 oranında yer aldığı belirtilmektedir. %0,5 oranındaki halkın Ortodoks Hristiyan, %0,2 oranında halkın Maruni Hristiyan, geriye kalanların ise diğer dini inançlarının bulunduğu belirtilmiştir.

Müslüman nüfus geleneğe bağlı olarak Sünni inancın Hanefi mezhebine bağlıdır. KKTC Din İşleri Dairesi Müslümanların dinî ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışmaktadır. Din hizmeti veren personelin büyük çoğunluğu Türkiye Cumhuriyeti'nden sağlanmaktadır. (htpp//www.islamansiklopedisi.org 13 şubat 2010)

Nüfusunun çok az kısmını oluşturan Ortodoks Rumlar ve Katolik Maruniler de bulunmaktadır.

Frenk (1192-1489) ve Venedikler (1489-1571) Rum Ortodoks Kilisesinin dinsel özgürlüğünü ortadan kaldırıp yerine Latin kilisesinin kurallarını uyguladılar. Osmanlılar, adada var olan tüm dinlere karşı saygı ve hoşgörü göstermiştir. Birçok Rum

25

Ortodoks Kilisesi Frenk ve Venedik döneminde yıkılmaya yüz tutmuştu. Osmanlı yetkilileri bunların kullanım için tamirine ve düzeltilmesine yardımcı oldu. Rum Ortodoks Kilisesine ayrıca dinî binalara ek olarak toprak ve bağımsızlığını sürdürebileceği tam bir özgürlük verildi. (Tarkan, 1975)

2.3.6. KKTC’de Yerel Yönetim

Yerel Yönetimler, bölge belediye ve köy mahalle halkının yerel ortak gereksinimlerini karşılamak üzere kuruluş ilkeleri yasa ile belirtilen ve karar organları dört yılda bir yapılan seçimle oluşturulan kamu tüzel kişileridir. KKTC’nde yerel hizmetler belediyeler, belediye olmayan yerleşim birimlerinde ise muhtarlıklar eliyle yürütülmektedir. KKTC’nde 136 köye hizmet veren 28 belediye vardır. 2008’de köylerin de belediyelere bağlanmasından sonra belediyelerin çalışma ve hizmet alanları genişlemiştir (KKTC DPÖ, 2010).

2.3.7. KKTC Ordusu

KKTC'nin adında tümen seviyesinde bir askeri birliği vardır. Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı'nda 18 ile 40 yaşları arasında zorunlu askerliğe alınmış 4000 kadar personel bulunmaktadır. Bunun yanında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 11. Kolordu'su Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı yerleşmiş durumdadır. (tr.wikipedia.org/wiki 25 nisan 2010)

2.3.8 KKTC Ekonomisi

Ülkenin tanınmamışlığı ve ülke ekonomisine uygulanan ambargolarla birlikte, hammadde, enerji, pazar, ulaşım, is gücü, sermaye alanındaki sıkıntılar sanayinin gelişmesini engellemektedir. Bu durum siyasal bakımdan ülkenin ticaret dengesini bozmaktadır. Ülke ithalatı ihracatından çok daha fazladır. Bu dengesizlik ticaret açığının giderek büyümesine sebep olmaktadır. (Mor ve Çiftçi, 2006)

26

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti uluslararası camiada tanınmamasından dolayı ekonomik olarak Türkiye'den yardım almaktadır. Tedavüldeki para birimi Türk Lirası'dır. KKTC'nin neredeyse tüm ithalat ve ihracatı Türkiye üzerinden gerçekleştirilir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisi kamu sektörü dahilinde ticaret, turizm ve eğitimle beraber tarım ve imalat sanayinden oluşmaktadır. KKTC'deki kişi başına düşen milli gelir şöyledir:

• 4.978 Amerikan Doları - 2000 • 8.095 Amerikan Doları - 2004 • 16.158 Amerikan Doları – 2008 • 22.000 Amerikan Doları – 2012 (KKTC DPÖ 2009)

2.3.9 KKTC’nin İlçeleri

Lefkoşa, Gazimağusa, Girne, Güzelyurt, İskele olmak üzere 5 ilçeye ayrılmaktadır. Her ilçeye Kaymakam atanmaktadır.

2.4. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Coğrafik Yapısı

Bu başlıkta Kıbrıs’ın coğrafik yapısıyla ilgili bilgilere yer verilmiştir.

2.4.1. Kıbrıs Adasının Oluşumu

Kıbrıs’ta zamanla Trodos Dağları yükselip tekrar bir ada halini alırken, dağ oluşumu hareketleri bugünkü Girne Dağları’nı oluşturur. Bu iki dağ kümesinin arası denizle kaplı olduğundan iki ayrı ada meydana gelir.

27

III. zaman başlarında bu iki ada kısmen denize battıktan sonra, yeniden yükselir ve iki dağ arasında kalan bölge de (bugünkü Mesarya ovası) su yüzüne çıkar. Böylece bir tek ada meydana gelmiş olur.

III. zaman sonlarında ada yeniden çöker ve iki dağ arası da sular altında kalır. Sonuçta yine iki ada oluşur.

IV. zaman başlarında bu iki ada da yükselerek, bir tek ada halini alır. Karpaz Dağları ile Türkiye’de bulunan Amanos Dağları birleşir. Ancak devam eden yükselip alçalmalar ve buzullar arası dönemlerde deniz seviyesinde meydana gelen değişmeler, Kıbrıs’la Amanos’lar arasında bulunan eşiğin sular altında kalmasına sebep olur. Bu son gelişmelerden sonra Kıbrıs bugünkü şekline ve yapısına çok benzeyen bir duruma gelir.

2.4.2. Coğrafi Konumu

Kıbrıs, Sicilya ve Sardinya’dan sonra Akdeniz’in üçüncü büyük adası olup, Kuzey Doğu Akdeniz bölgesinde, kuzeye doğru; Anadolu Platosu ve güneye doğru burnuyla, Afrika tabakasının arasında yer alır. Kıbrıs Adası’nın yüzölçümü, 9251 km² olup uzunluğu doğu-batı ucu arasındaki maksimum uzunluğu 225 km ve genişliği de 96,5 km’dir. KKTC’nin kapladığı alan 3242 km2dir. Ayrıca kıyı uzunluğu 396 km’dir. Kıbrıs Adası, kuzeyinde Türkiye’ye 60 km; batısında Suriye’ye 100 km ve Lübnan’a 150 km; güneyinde Mısır’a 330 km; Akdeniz’de bulunan Girit ile Rodos adalarına sırayla 370 km ve 500 km uzaklıktadır. Ada, Asya, Afrika ve Avrupa kıtalarının geçiş noktası ve büyük uygarlıkların oluştuğu merkezi bir noktada yer alır.

Bilimsel kaynaklara göre Kıbrıs Adası’nın 3 milyon yıl önce oluştuğu ve adada canlıların da aynı dönemde ortaya çıktığı tahmin ediliyor. Adada ilk yaşam kanıtlarına ait izler Beşparmak Dağları’nda bulunmuştur. Ada Anadolu’ya çok yakın olduğu buradaki insan yerleşiminin MÖ 8000’den önce olduğu ifade edilir.

Kıbrıs Adası, dünyada jeolojinin; bir yerin doğal çevresi, sosyo-ekonomik ve ilk çağlarda olduğu kadar modern çağlarda da tarihsel evriminde en önemli faktör

28 olduğu birkaç yerden biridir. Ada, eşsiz ve karmaşık jeolojik olaylar sonucunda oluşmuş ve bu özelliğiyle uluslararası bir coğrafik vitrin olmuştur (Bendeşan, 1995).

Kıbrıs Adası, girintili çıkıntılı yapısı ve 782 km uzunluğundaki sahilleriyle kendine has bir jeolojik yapıya sahiptir. Kıbrıs 35º kuzey paraleli ve 35º doğu meridyeni üzerinde yer alır. Ada, kuzeyinde Kormakiti Yarımadası’ndan başlayarak Karpaz Yarımadası’na doğru uzanan, en yüksek zirveleri 1000 metreyi nadiren aşan Girne, Karpaz Dağları, güneyinde Trodos Dağları ve bunlar arasında 100 km uzunluğunda, 10– 15 km genişliğinde bir alçak sahadan meydana gelir. Adanın doğuda ve batıda uç noktalarını oluşturan Andreas ve Drepe burunları arası 227 km’dir. Güney ve kuzey istikametindeki uç noktaları olan Gata ve Kormakiti burunları arası 97 km’dir. Ada, yapı ve yeryüzü şekilleri ile Anadolu’nun Toros sistemi içinde kabul edilir. Hatay’daki dağ ve ovalar 130 km güney batıda, Kıbrıs’ta deniz seviyesi üzerine çıkarak aynı özelliklerle devam eder. Derinliği birkaç yüz metrelik bir denizaltı platformu ile Anadolu’ya bağlı olan adanın temeli batıda ve güneyde 2000 metreden daha derin denizaltı çukurlarıyla çevrilmiştir.

Kıbrıs Adası’nda yer alan Trodos dağı, karışık bir jeolojik oluşum ile deniz seviyesinin 8000 metre altında ve 2000 metre göğe doğru uzanan 90 milyon yıllık okyanus kabuğu ofyolit (ophiolit) dilimidir. Yakın dönemlerde jeologlar, çam kaplı Trodos Dağları’nın tam bir okyanus litosferinin enine kesitini gösterdiğini ortaya çıkardılar. Trodos masifleri dünyadaki az deforme olmuş ofyolitlerinden biridir. Onun kademeli yükseltmeler sonucu oluşan eşsiz tepe yapısı, karmaşık tabaka yapısı üzerinde araştırma yapılmasını ve örnek alınmasını kolaylaştırır. Trodos ofyolitinin doğası ile onun bol mineral deposu yoğun şekilde araştırıldı. Bu araştırmaya göre okyanus litosferi yapısı, şekil değiştirmesi, yerleşmesi, metalürjisi olduğu kadar kökeni ve dünyanın diğer bölgelerindeki ofyolit yapılarının evrimiyle genelde dünyanın jeolojik evriminin anlaşılmasında çok önemli rolü oldu (North Cyprus Almanack, 1996)

KKTC‘deki Beşparmak üzerindeki en yüksek tepe 1025 m yüksekliğinde “Selvili Tepe”dir.

29

Bu coğrafik özellikleri ve yeryüzü şekillerinden dolayı Kıbrıs Adası, tarıma elverişli bir iklim yapısına sahiptir. Ada, yazları sıcak ve kurak, kışları ise ılık ve yağışlı geçer. Yağışlar alçak bölgelerde yıllık 300 mm iken Trodos dağlarında yıllık 1000 mm’dir ve adaya su sağlar. Adadaki tabiatın bu özelliği, birçok sebze ve meyve çeşidinin; hatta tropik muz ile avokado yanında, soğuk iklimlerde yetişen elma ve kirazın da bu adada yetişmesine imkân sağlar. Özellikle Kuzey Kıbrıs bölgesi tarımsal verimlilik açısından bu sebze ve meyve çeşitliliğinin en güzel örneklerini sunar. Kıyı bölgesindeki narenciye ağaçlıkları dağlık bölgelere doğru uzanan zeytin ve Keçiboynuzu (Harnup) ağaçları tarımsal çeşitlilik yanında gelir kaynakları sağlamak açısından da önemlidir. Tarihsel olarak da Kıbrıs bir tarım ülkesidir. Adanın ormanları, tarım üretimi, doğal güzellikleri Kıbrıs’ı yaşamak için çekici bir yer haline getirmiştir. Adada en büyük endüstri tarımdır. Kuzey Kıbrıs’ta tarım iki türlü yapılmaktadır. Yağmura dayalı veya kuru toprak tarımı ile tahıl ürünleri, hayvan yemi saman, tütün, zeytin, keçiboynuzu, badem ve şaraplık üzüm yetiştirilir. Sulama tarım ile narenciye, kışın yaprakları dökülen ağaçların meyveleri, patates, sebze, sofralık üzüm ve muz yetiştirilir. Kuzey Kıbrıs’ta 1,5 milyon zeytin ağacı vardır ve sadece birkaçı bahçede yetiştirilmektedir. Süs bitkisi olarak yetiştirilen ağaçlar bütün Kuzey Kıbrıs’ta özellikle kıyı kesimlerinde keçiboynuzu ve diğer ağaç türleriyle birlikte görülür.

Kuzey Kıbrıs, şarap üreticiliği konusunda da önemli bir geçmişe sahiptir ve tahıldan sonra en önemli üreticiliği şarap konusundadır. Özellikle Karpaz bölgesi ve Girne’deki dağlık bölge şarap üreticiliği konusunda meşhurdur. Kara üzüm ve az ölçüde de beyaz üzüm yetiştirilir. Bu üzümler genellikle şarap üretimi için kullanıldığı gibi kurutulmuş üzüm olarak ve alkol üretiminde de büyük ölçüde kullanılır. Şarap üretimi genellikle köylerde ve modern cihazlara sahip olan kooperatiflerce yapılır. Sofralık üzüm de aşağı bölgelerde yetiştirilir ve ihraç için yetiştirilen sultana üzümleri en başta yer alır (Osmanlı İdaresinde Kıbrıs, 2000).

Eşsiz tabii çevre, mineral zenginlik, stratejik coğrafi konumu adanın tarihsel ve kültürel evrimindeki en önemli faktörlerdir. Öte yandan genel olarak Kıbrıs adası ilkçağ’ın başlangıcında kesif ormanlarla kaplı olduğu, fakat bakır ile gümüş madenlerinin işletilmesi, gemi inşaatı ve Mısır gibi ormanları olmayan ülkelere yapılan odun ihracatı yüzünden ormanlarının büyük tahribata uğradığı bilinmektedir.

30

Bugün de adada verimli tabii özellikler var olmakla birlikte küresel ısınma sonucu değişen iklim dengeleri ve yağışların azlığı ve adalıların çevre bilincinin yetersiz oluşundan dolayı su sorunu yakın gelecekte verimliliği etkileyecek gibi görünmektedir (Rüstem, 1987).

2.5. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Beden Eğitimi ve Sporun Tarihsel Gelişimi

Kıbrıs Türkünün okullarda beden eğitimi faaliyetlerine ne zaman başladığı açıklanmaya çalışılmıştır.

2.5.1. Kıbrıs’ta Beden Eğitimi’nin Tarihi

1900’lü yılların başında Kıbrıs Rum okullarında görülen beden eğitimi dersi, 1920’li yıllara gelindiğinde bile ne yazık ki henüz Türk okullarında yer almamaktaydı. Osmanlı döneminden İngiliz yönetiminin ilk elli yılına uzanan süreçte Kıbrıs Türk okullarında beden eğitimi derslerinin genel eğitim müfredatı içerisinde alınması gereken zorunlu bir ders olarak bulunmadığını, ilgili dersin, dönemin kimi aydın öğretmenleri tarafından çağdaş bir yaklaşım ve duyarlılık anlayışıyla öğrencilerine gönüllü olarak verildiğini belirtebiliriz.

Beden eğitimi dersinin okul müfredatlarında yer alması 1930’lu yılların sonlarına gelindiğinde yavaş yavaş okullara girmeye başladığını ancak istenilen düzeyde olmadığı, 1937 yılında Omorfo Öğretmen Kolejinin açılmasıyla birlikte, o yıllara değin gereksiz görülen ve ciddiye alınmayan beden eğitimi dersleri uygulanmaya ve yaygınlaşmaya başlar. (Fevzioğlu, Atun, 2003)

31

2.5.2. 1974 Öncesi Beden Eğitimin Tarihi

Kıbrıs adasında da öteki ülkelerde olduğu gibi sporun oldukça gerilere giden bir geçmişi vardır. Kıbrıs’ta Türk nüfusun yoğunluk kazandığı 1571’ den 1878’ e kadar olan dönemde organize spor olayları belirlenememiştir. Daha fazla güce dayalı; güreş, halat çekme ve cirit sporu gibi etkinlikler düğünlerde ve bayramlarda gerçekleştirilmekteydi. 1878’de adada başlayan İngiliz egemenliği sporda yeni bir sayfanın açılmasını sağladı (KKTC Turizm Tanıtıma Dairesi Dergisi, 1996). Kıbrıs’ta ilk spor organizasyonu (Pan Kıbrıs Oyunları) 1896 yılında gerçekleşmiş; bu spor organizasyonuna Yunan ve Mısır takımları katılmıştır. O dönemlerde Rumlar, Türklerin bu tür organizasyonlara katılmalarına izin vermemekteydi (GSB’liği Dergisi, 1991). İlk Pan Helenik Oyunları 1925’ te Limasol’da gerçekleştirilmiştir. Gerek oyunlar esnasında gerekse oyunlar sonunda, Yunan takımları Enosis (Kıbrısı Yunanistana bağlamak) çağrıları yapmışlardır. (Topcan, 1989)

Kıbrıs’ta spor, daima ayrı ayrı Türk ve Rum kulüpleri seviyesinde yer almıştır. Atletizm faaliyetleri ise, yalnızca Rumların katılmasına izin verilen Rumlarca kurularak faaliyete geçirilen, ilçe Atletizm kuruluşları kanalıyla yapılmakta idi. Bu Kıbrıslı Rum Atletizm kuruluşları da 1984’e kadar “Segas” diye bilinen Hellenik Organizasyonuna bağlı idiler. Her ne kadar Kıbrıslı Rum kuruluşların hedefleri atletizm ise de en başta gelen amaçları Hellenik Milli hislerin kamçılanması ve “Enosis” çağrıları gündeme getirmekti (Tortop ve diğerleri, 1993).

Kıbrıs’ta Türk nüfusun yoğunluk kazandığı 1571’den 1878’e kadar olan dönemde organize spor olayları belirmemiştir. Cirit sporu o yılların en popüler spor dallarındandı. 1878’de adada başlayan İngiliz egemenliği sporda yeni bir sayfanın açılmasını sağlarken; şu an en popüler spor olan futbolun İngilizlerle birlikte adaya geldiğini söyleyebiliriz. Bunun yanında, Türk ve Rum ayrı spor örgütlenmelerinin gerçekleşmediği yıllarda Kıbrıslı Türklerin, Pan Kıbrıs Atletizm Yarışları’nda önemli başarılar elde ettikleri bilinmektedir(KKTC Milli Arşiv ve Araştırma Dairesi. 1979).

1900’lü yılların başında kurulan ve çağdaş anlamda sportif etkinliklerini atletizm müsabakalarıyla başlatıp daha sonraki yıllar sürecinde de, futbolun ada genelinde

32 yayılmasına etken olan dört büyük okul vardı. Bu okullar; İngiliz Okulu (1900), Melkonyan (Ermeni Okulu), Cimnasiyum (Rum Okulu) ve Larnaka Amerikan Academy (1908) idi. Özellikle İngiliz Okulu ile Larnaka American Academy, Kıbrıs adasında yalnızca futbolun değil, Hockey ve Tenis sporlarının da tanıtılıp yaygınlaştırılmasında ciddi katkılarda bulunurlar (Burgul, 1995)

Kıbrıs adası genelinde çok çeşitli spor etkinliklerinin sevilmesinde ve yaygınlaşmasında yukarıda bahsedilen okullar kadar 19010’lu yıllarda Türkiye’den gelmiş aydın öğretmenlerimizin eğitim vermeye başladığı Kıbrıs İdadi’si (lisesi) de önemlidir. (Fevzioğlu, Atun, 2003)

2.5.3. 1974 Sonrası Beden Eğitimin Tarihi

20 Temmuz 1974 Barış Harekâtı ile Kıbrıs adasında Rumlar ve Türkler ayrı ayrı yaşayacak şekilde sınırlar çizilir. İki toplumda tüm alanlarda olduğu gibi spor alanında da ayrı ayrı örgütlenirler. Bu tarihten sonra Kıbrıs Türk Spor Dairesi örgütü Türk kesimindeki spor faaliyetlerinin organizasyonundan, finansmanından ve koordinasyonundan sorumludur (Necatigil, 1989).

Kıbrıs Türk Milli Olimpiyat Komitesi 1984 yılında kurulmuştur. Üyelik için, IOC’ne başvurulmuşsa da, henüz daha üyeliği kabul edilmemiştir. 35 yıldan beridir, Kıbrıs Türk Cemaati, Kıbrıslı Türkler veya KKTC. aleyhinde propagandalar uygulanmaktadır. Rum-Yunan ikilisi Kıbrıs Türklerine ve KKTC ‘ye her konuda olduğu gibi spor konusunda da bıkmadan, usanmadan haksız ambargolarını sürdürmüşlerdir. KKTC’deki spor federasyonları, Judo-Karete-Tekvando Federasyonu hariç hiçbir spor federasyonu Milli takımlar düzeyinde uluslararası spor müsabakaları düzenleyememektedirler. Bunun sebebi ise, KKTC’nin tanınmaması ve dolayısı ile ilgili U.S.F.’ye üye olamamasından kaynaklanmaktadır. KKTC’nde spor federasyonlarının USF.’deki üyelikleri iptal edilirken, Kıbrıslı Rumların spor federasyonları, USF’na üye kaydedilmişlerdir (Topcan, 1989)

33

1974 Barış harekatı ile özgürlük ve bağımsızlığını kazanan; ekonomik, siyasal, kültürel bir yaşam olanağı bulan KKTC. halkı 8/78 sayılı Beden Eğitimi ve Spor Yasası ile spor faaliyetlerini yürütmeye başlamıştır. Bu yasaya bağlı olarak, spor alanındaki teşkilatlanma başlamış ve spor yeni bir kimlik kazanmıştır. Beden Eğitimi ve Spor Yasasında belirtilen amaçlar doğrultusunda sürdürülen faaliyetler neticesinde iyi bir noktaya gelinmeye çalışılmıştır. Tabii ki tüm dünyada olduğu gibi KKTC’ de de her alanda olduğu gibi spor alanında da ortaya çıkan değişmeler ve gelişmeler ışığında yeni bir yasanın oluşturulması kaçınılmaz hale gelmiştir. Bu değişim ve gelişmeleri yakalamak; KKTC’ de sporun kalkınıp yayılması amacıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi’nin, 3 Aralık 1999 tarihli birleşiminde kabul olunan “Beden Eğitimi ve Spor Yasası” Anayasasının 94(1) maddesi gereğince 67/99 sayılı yeni bir Beden Eğitimi ve Spor Yasası hazırlanıp yürürlüğe konulmuştur(Deniz, 2000).

Geçen bu süre içerisinde Anavatan Türkiye’nin de katkılarıyla tesis, araç-gereç ve spor elemanları ile eğitim yönünden büyük mesafeler kat edilmiştir (KKTC DPÖ, 1993).

Ayrı bir devlet olan KKTC Uluslararası Federasyonlara üyelik başvuruları yaparak gençlere spor yapma hakkı verilmesini istemektedir. İnsan hakları Evrensel Beyannamesi ilkelerine ters düşen dünya, KKTC halkının spor yapmaya 1925’li yıllarda başladığını görmeli ve değerlendirmesini buna göre yapmalıdır (GSB Dergisi, 1991).

Türkiye Cumhuriyeti her alanda olduğu gibi spor alanında da KKTC’yi desteklemektedir. 22 Ocak 1990 yılında Ankara’da iki ülke yetkilileri bir görüşme yaptılar ve bunları bir tutanak haline getirdiler. Bu görüşme tutanağı Ek-1’de verilmiştir. KKTC’de 1994 yılında imzalanan protokolün birinci maddesi KKTC. Milli Olimpiyat Komitesi ile Spor Federasyonlarının, Uluslararası spor federasyonlarına üyeliklerini sağlanabilmesi için her iki ülkenin MOK ile ilgili Federasyonların bünyesinde çalışmaları yapacak bir komisyonun oluşturulması ve diyalog içinde çalışmaları yürütülmesi sağlanmalıdır maddesi yer almaktadır. Bu Protokol Ek-2 ‘de verilmiştir.

34

KKTC ile TC Gençlik ve Spor ilişkilerini düzenlemek ve bu alanlardaki faaliyetleri güçlendirmek ve geliştirmek amacı ile iki ülke arasında 25.9.1994 tarihinde Lefkoşa’da imzalanan Karma Ekonomik Komisyonu XIII. Dönem Protokolü’nün 63. maddesi uyarınca, 29 Eylül 1995 yılında Spor İşbirliği Protokolü imzalanır. Bu protokol Ek-3’de verilmiştir. 29 Eylül 1995 yılında Ankara’da imzalanan Spor İşbirliği Protokolü’nü taraflar tekrar gözden geçirdikten sonra 13 maddeden oluşan konular üzerinde yeniden mutabık kalmışlar ve 7 Ocak 1997 tarihinde ek bir protokol imzalanmıştır. Bu protokollerin uygulamadaki işleri hakkındaki bilgiler Ek-4’de sunulmuştur.

Bunların yanında 6 Nisan 1997 yılında Gençlik ve Spor değişim programı imzalanmıştır (Ek-5). 8-11 Aralık 1997 tarihinde yayınlanan sonuç bildirgesinde (Ek-6) iki ülke arasında gençlik ve spor alanında mevcut ilişkileri, yürütülen çalışmaları değerlendirmişler; daha da geliştirilmesi konusunda 29 Eylül 1995 tarihli Spor İşbirliği Protokolü ile 7 Ocak 1997 tarihli ek protokolün uygulanmasının devamına ve bunlara istinaden 1998 yılı Gençlik ve Spor Değişim Programı’nın 1998 yılının ilk üç ayı içerisinde hazırlanarak KKTC’de imzalanmasına görüş birliği içerisinde karar verilmiştir. Bu sonuç bildirgesi Ek-7 de verilmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti spordan sorumlu Devlet Bakanlığı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile KKTC. Gençlik ve Spor Bakanlığı Gençlik ve Spor Dairesi arasında oluşturulan Gençlik ve Spor Komitelerinin 15 Aralık 1999 tarihinde Girne’de yapmış oldukları 1. Gençlik ve Spor Ortak Komiteleri Toplantısında alınan kararlar ile ilişkin mutabakat metni Ek-8’de gösterilmiştir. Yine iki ülke arasında 2001 yılına Gençlik ve Spor Hizmetlerinin geliştirilmesine ilişkin 16 maddeden oluşan bir protokol imzalanmıştır (Ek-9). 202 yılında iki ülke arasında bir mutabakat metni imzalanmıştır(Ek-10).2002 yılında imzalanan protokolün basın bildirisi Ek-11’da verilmiştir.2003 yılında iki ülke yetkilileri bir görüşme tutanağına imza atmışlardır (Ek- 12). Yine 2003 yılında iki ülke olimpiyat komiteleri bir mutabakat metnine imza koydular (Ek-13). 2004 yılında iki ülke yetkilileri daha önce yapılan protokol mutabakat metinlerini teyit etmişlerdir. Bu protokol Ek-14’de verilmiştir. Son olarak 2012 yılında KKTC’nin gençlik ve spor alanındaki gelişmelerini desteklemek amacıyla işbirliği protokolü imzalanmıştır (Ek-15).

35

TC ile KKTC arasında imzalanan bu protokoller KKTC’ye dünya tarafından uygulanan ambargonun etkisini hafifleterek KKTC Sporunun gelişmesine ışık tutmaktadır.

KKTC, Türkiye Cumhuriyeti dışında başka bir ülke ile 2005 yılında Kırgızistan ile Spor İşbirliği Protokolü Gençlik ve Spor ilişkilerini düzenlemek ve bu alanlardaki faaliyetleri güçlendirmek ve geliştirmek amacı ile imzalanmıştır. Bu protokol Ek-16’da verilmiştir.

2.6. KKTC’de Eğitim Sistemi

Eğitim bireyin davranışında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme sürecidir. (Öztürk, 1998). Genel anlamda eğitim, insan davranışlarında bilgi, beceri, anlayış, ilgi ve diğer kişilik nitelikleri yönünden belli gelişmeler sağlamak amacı ile yürütülen etkiler sistemidir (Özmen, 1999)

Fidan’a (1998) göre eğitim en geniş anlamıyla, insanları belli amaçlara göre yetiştirme sürecidir.

KKTC’de eğitim sistemi Örgün Eğitim, Özel Eğitim ve Yaygın Eğitim olmak üzere üç ana bölümde toplanır.

Ülkede 5 yaşından 15 yaşına kadar süren zorunlu temel eğitim, ücretsizdir. Bu bölümde anaokulu, ilkokul ve ortaokul eğitimi bulunur. Kreş ise temel eğitime dahil olmasına rağmen zorunlu değildir.

Zorunlu temel eğitim dönemi bittikten sonra orta eğitim dönemi başlar. Bu dönem zorunlu olmayıp süresi değişebilmektedir. Liseler ve meslek liselerinde eğitim üç yıldır. Kolejlerde, güzel sanatlar liselerinde ve çıraklık eğitiminde, eğitim dört yıllıktır.

36

Orta eğitimden sonra yüksek öğrenim dönemi gelmektedir. Bu dönemde ise lisans, lisansüstü ve doktora eğitimi verilir. 18 veya 19 yaşında orta eğitimi bitiren öğrenciler, isteğe bağlı olarak yüksek öğrenime devam edebilirler. (http://www.mebnet.net. 21 Eylül 2010)

Ülkede 2009 yılı itibarı ile okul öncesi, ilkokul ve ortaokul düzeyinde eğitim alanların oranı %100, lise düzeyinde eğitim alanların oranı %78, üniversite düzeyinde eğitim alanların oranıysa %74'tür. (KKTC DPÖ, 2009)

2.6.1. Örgün Eğitim

Belirli yaş guruplarına, belirli bilgi ve becerileri, belirli bir süre içerisinde vermeyi amaçlayan örgün eğitim; okul öncesi eğitim, ilköğretim, orta öğretim ve yüksek öğretimi kapsar.

2.6.1.1. Okul Öncesi Eğitim

İlköğretim yaşına gelmemiş çocukların eğitimi olarak ele alınan okul öncesi eğitim, Milli Eğitim Yasası gereği 5-6 yaş gurubunu kapsamaktadır. Devlet eliyle yürütülen ve çağ nüfusunun tümünü kapsayacak şekilde bir programa bağlı olarak yaygınlaştırılan okul öncesi eğitim bir veya iki yıl sürelidir. Eğitimde yeniden yapılanma sonucunda ana sınıf eğitimi zorunlu hale getirilmiştir. Okul öncesi eğitim, devlet anaokullarında, ilkokullara bağlı ana sınıflarda ve özel ana okullarda sürdürülmektedir.

2.6.1.2. İlköğretim

KKTC’nde 17/86 sayılı Milli Eğitim yasasına göre 7-11yaş grubunu kapsayan ilköğretim zorunlu olup, o yılın 31 Aralık gününden önce altı yaşını dolduran çocukların

37 on bir yaşını tamamlayıncaya kadar süren eğitim ve öğrenimlerini kapsar. Bu eğitim süresi 5 yıldır.

2.6.1.3. Ortaöğretim

Ortaöğretim ilköğretime dayalı en az altı yıl süreli eğitimin tümünü kapsar. İlköğretimi tamamlayan her öğrenci, ortaöğretime devam etme ve ortaöğretim olanaklarından ilgili ve yetenekleri ölçüsüne yararlanma hakkına sahiptir.

2.6.1.3.1. Ortaokullar

Ortaokul öğrenimi, Milli Eğitim Yasası uyarınca, kız ve erkek ayırımı yapılmaksızın her yurttaş için bir hak ve ödev olup zorunludur. Ortaokullar, ayrı okullar halinde kurulabilecekleri gibi, bir liseye bağlı olarak da kurulabilirler. Süreleri ise üç yıldır. 12-14 yaş grubunu kapsayan bu eğitim kademesinde belirtilen genel amaç ve ilkeler doğrultusunda öğrenciler, bir üst öğretim kurumu olan Genel Lise veya Meslek Liseleri’ne hazırlanırlar.

2.6.1.3.2. Liseler

Liseler, ortaokul üstü dört yıllık çeşitli programlar uygulayan ve ağırlık verdikleri program uyarınca adlandırılan genel liseler ile meslek liselerinden oluşurlar.15-18 yaş grubunu kapsayan bu eğitim kademesinde amaç, Milli Eğitim Yasası’nda yer alan “Genel Amaç ve Temel İlkeler” doğrultusunda, öğrencileri toplum ekonomisinin gereklerini de gözeten çeşitli programlar çerçevesinde ilgi ve yeteneklerine göre geliştirerek yüksek öğretime veya hem mesleğe hem yüksek öğretime veya toplumsal yaşama ve iş olanaklarına hazırlamaktır.

38

2.6.1.3.2.1. Genel Liseler

Dört yıllık öğretim kurumları haline getirilen genel liselerde bir yıllık hazırlık sınıfları konmuştur.

2.6.1.3.2.2. Mesleki Teknik Öğretim

KKTC’nde Mesleki ve Teknik Öğretim etkinlikleri büyük ölçüde Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından yürütülmektedir. Mesleki Teknik, Örgün Eğitim yanında yaygın ve çıraklık eğitimi olarak da işlevlerini sürdürmektedir. 15-18 yaş grubunu kapsayan ortaokul üstü üç yıllık zorunlu olmayan eğitim programlarıdır.

2.6.1.3.3. Yüksek Öğretim

Milli Eğitim Yasası’na göre yüksek öğretim, orta öğretime dayalı en az iki yıllık yüksek öğretim veren eğitimin tümünü kapsar. Liselerden herhangi birini başarı ile tamamlayan öğrenciler, yüksek öğrenim kurumlarının koşullarına bağlı olmak kaydıyla bu kurumdan yararlanma hakkına sahiptirler.

Yüksek öğretim kurumlarının kuruluşu, açılışı, özel amaçları, çalışmaları ve öğretim üyeleri ile ilgili esaslar ve yüksek öğretim kurumlarına ilişkin diğer hususlar, bu konumların özel yasalarında belirlenir.

Yüksek öğretim paralıdır; ancak maddi olanakları elverişli olmayan başarılı öğrenciler ile özürlü öğrencilerin her türlü öğrenim giderleri olanaklar ölçüsünde burs, kredi, parasız yatılı ve benzeri yollarla devletçe karşılanmaktadır (KKTC DPÖ, 2010).

Yüksek öğretim temel olarak üniversitelerde yürütülmektedir. Bu üniversitelerin tümü özel üniversite statüsündedir. Yurtdışından KKTC üniversitelerine başvuran öğrenci sayısında sürekli olarak artış görülmektedir.

39

Bazı Kıbrıs Türkleri öğrenimlerini yurtdışında özellikle Türkiye’de yürütmeyi tercih etmektedir. KKTC'de yüksek öğrenim gören Kıbrıs Türkü öğrenci sayısı 9,414 iken yurtdışında öğrenim gören Kıbrıs Türkü öğrenci sayısı 1,631’dir.

KKTC'de öğrenim gören yabancı öğrencilerin 14,624 kişi gibi büyük bir çoğunluğu Türkiye’den olmakla beraber, Ortadoğu ülkelerinden 1,896 kişi gelmektedir. Üniversitelerin çoğu yüksek lisans ve doktora programları gibi yüksek lisans olanakları sağlamaktadır (htpp//www.trncinfo/üniversiteler. Mayıs 2012).

Kuzey Kıbrıs'taki Yakın Doğu Üniversitesi, Girne Amerikan Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Kampüsü, Lefke Avrupa Üniversitesi, Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi ve Doğu Akdeniz Üniversitesi'nde toplamda 47,000'den fazla öğrenci vardır. DAÜ, uluslararası tanınmış bir yükseköğretim kurumu olup, 35 ülkeden 1000 fakülte üyesine sahiptir; 68 ülkeden 15000 öğrencisi vardır. Bu 6 üniversite, Türkiye'deki YÖK tarafından denkliği onaylanmıştır. DAÜ ve YDÜ, Avrupa Üniversiteler Birliği'nin tam üyesidir. DAÜ, Akdeniz Üniversiteler Topluluğu'nun, İslam Dünyası Üniversiteleri Federasyonu'nun ve Uluslararası Üniversiteler Birliği'nin tam üyesidir. Türkiye'deki üç üniversite ( Teknik Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi, Gazi Üniversitesi) Kuzey Kıbrıs'ta kampüs açacaklardır. Kuzey Kıbrıs'ın Girne Amerikan Üniversitesi, İngiltere'de Canterbury'de 2009 yılında kampüs açmıştır. Bu kampüs İngiliz Akreditasyon Konseyi tarafından 2010 yılında denkliği kabul edilmiştir. 13 Ağustos 2010'da, Kuzey Kıbrıs'ın Eğitim Bilimleri Derneği (KEB-DER) Avrupa Eğitim Araştırmaları Birliği'ne tam üye olmuştur.(htpp//www.brtk.net. haziran 2012)

2.6.2. Özel Eğitim

Özel eğitim, bedensel veya zihinsel engelli olup, özel bir eğitim ve öğretime ihtiyacı olan okul öncesi eğitim yaşına ulaşmış çocukların on sekiz yaşına kadar olan eğitimlerinin tümünü kapsar. Özel eğitime gereksinim duyan her öğrenci, zorunlu eğitim çağında iken ilgi ve yeteneği oranında, zorunlu olarak eğitimden parasız veya parasız yatılı yararlanma hakkına sahiptir. Ayrıca zorunlu eğitim yaşı dışında da özel

40 eğitim görmek isteyenlere, gerekli eğitim olanağı devletçe ücretsiz olarak sağlanmaktadır. Özel eğitim kurumları, özel programlar uygulayan ayrı okullar halinde kurulur veya diğer okullar bünyesindeki özel sınıflardan veya guruplardan oluşur.

KKTC’de İşitme Engelliler Okulu, Zihinsel Engelliler Okulu, Spastikler Okulu, Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi olmak üzere 4 özel eğitim kurumunda eğitim verilmektedir.

2.6.3. Yaygın Eğitim

Yaygın eğitimin özel amacı, örgün eğitimin herhangi bir kademesinden yararlanamamış veya örgün eğitimin herhangi bir kademesinden ayrılmış veya herhangi bir kademesinden bulunan yurttaşlara, örgün eğitim yanında veya dışında eğitim hizmeti vermektir.

Yaygın eğitimin genel amacı ise, örgün eğitim yanında veya dışında endüstrimizin ihtiyaç duyacağı becerikli ve nitelikli ara insan gücünü yaratma veya günlük yaşantıda gereksinme duyulan becerileri kazandırma veya mevcut bilgi ve becerilerin artırılmasıdır. Zorunlu eğitim yaşını tamamlayan bireyler için sürdürülen bu eğitim uygulamaları, Pratik Kız Sanat Okulları, Pratik Erkek Sanat Okulları, Köy Kadın Kursları, Çıraklık Eğitimi ve OTEM türündeki kuruluşlarla yürütülmektedir (Altınay, 1999).

2.7. KKTC’de Eğitim Kurumlarında Spor

Spor, Modern kültürünün gerekli, önemli bir bölümüdür ve eğitimde önemli bir görevi vardır (Daniels, 1969). Erkal’a (1982) göre spor; “Ferdin tabii çevresini beşeri çevre haline getirirken elde ettiği kabiliyetleri geliştiren, belirli kurallar içerisinde araçlı veya araçsız, bireysel veya toplu olarak boş zaman faaliyeti kapsamı içerisinde veya tam zamanını alacak şekilde meslekleştirerek yaptığı sosyalleştirici, toplumla bütünleştirici, ruh ve fiziği geliştiren, rekabetçi, dayanışmacı ve kültürel bir olgudur”.

41

Spor, ferdin tabii çevresini beşeri çevre haline getirirken elde ettiği kabiliyetleri geliştiren, belirli kurallar altında araçlı ve araçsız, ferden ya da grupla boş zaman veya tüm zamanını alacak şekilde meslekleştirerek yaptığı sosyalleştirici ruh ev fiziği geliştiren, rekabetçi dayanışmacı ve kültürel bir kavramdır (İnal, 2009).

Spor, bireyin doğal çevresini beşeri çevre haline çevirirken elde ettiği yetenekleri geliştiren belirli kurallar altında araçlı veya araçsız, bireysel veya toplu olarak boş zaman faaliyeti kapsamı içinde veya tam zamanını alacak şekilde meslekleştirerek yaptığı, sosyalleştirici, toplumla bütünleştirici, ruh ve fiziği geliştiren, rekabetçi, dayanışmacı ve kültürel bir olgudur(Erkal, 1982).

Sporun, görünürdeki en çarpıcı amacı (beden eğitimi ile birlikte taşıdığı eş amaçlar dışında) yarışmak ve kazanmaktır. Spor, bireyin beden ve ruh sağlığının gelişmesi yanında, belli kurallara göre rekabet ölçüleri içerisinde mücadele etme, heyecan duyma, yarışma ve üstün gelme amacını içerir. Bunun içinde bedensel açıdan daha yetenekli olanların seçilmesi ve seçilenlerin sürekli ve yoğun bir eğitimle yetiştirilmeleri gerekir. Spor, gerçek anlamda başarı gücünün arttırılması ve kişisel açıdan en yüksek noktaya çıkarılması yolunda gösterilen yoğun bir çabadır. Özetle spor; tesis, öğretim, eğitim, malzeme ve spor organizasyonlarından ibaret olan temel faktörlerin bir arada bulunduğu ortamda vardır ve gelişir (Aracı, 2006).

2.7.1. İlköğretimde Spor

KKTC’nde ilköğretim, ilkokulları kapsamaktadır. İlkokullarda, Milli Günler ve Spor Etkinlikleri Amirliğinin aldığı karar doğrultusunda sporcular biri atletizm olmak üzere iki branşta mücadele edebilirler. Faaliyet programında olan branşlar, futbol, basketbol, voleybol, masa tenisi, atletizm, hentbol, badminton, satranç ve yüzmedir.

Şampiyon olan okullar TC ve KKTC arasında imzalanan protokol gereğince, atletizm ve masa tenisi branşlarında final, diğer branşlarında ise Türkiye’de gerçekleştirilen yarı finale katılma hakkı kazanmaktadırlar. Bunun için gerekli para ise Bakanlar Kurulu kararı ile Maliye Bakanlığı tarafından karşılanır.

42

İlköğretim dairesine bağlı 116 okulun (ana okul ve İlkokul)hemen hemen hepsinde açık alan sporlarının yapılacağı yerler varken sadece 9 okulun kapalı spor salonu mevcuttur.

2.7.2. Ortaöğretimde Spor

KKTC’ndeki çocuklar gibi gençleri de, spor aracılığı ile fiziksel ve zihinsel sağlık kazandırmak, özgüvenlerini artırmak topluma yararlı bireyler olarak yetişmelerini sağlamak ve ülke tanıtımını gerçekleştirebilmek için Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı Genel Ortaöğretim Dairesi Müdürlüğü’ne bağlı olarak Milli Günleri kutlama ve spor etkinlikleri amirliği çalışmaları sürdürmektedir.

Ortaöğretimde, atletizm Okul Sporları Yürütme Kurulunun aldığı karar neticesinde mecburidir. Faaliyet gösterilen branşlar futbol, basketbol, voleybol, masa tenisi, atletizm, hentbol, badminton, satranç ve yüzme, güreş, eskrim, judo ve futsal’dır. Okullar bu branşlardan herhangi birine veya hepsine de katılabilirler.

Ortaöğretim dairesine bağlı 44 okul (ortaokul ve Lise) vardır. Bu okulların hepsinde açık alan sporlarının yapılacağı yerler mevcuttur. Ancak sadece 8 okulun kapalı spor salonu mevcuttur.(E. Nasıroğlu., kişisel görüşme, 8 Ağustos 2012)

Eğitim ve öğretim hizmetleriyle ilgili her türlü faaliyetleri 3 Eylül 1990 yılında TC ile KKTC arasında imzalanan Eğitim, Bilim, Spor ve Kültür Alanında İşbirliği Protokolü ve tarafların Milli Eğitim Bakanlarınca 28 Aralık 1990 tarihinde imzalanan mutabakat tutanağına dayalı olarak yürütülecektir. (TC – KKTC Eğitim, Bilim, Spor ve Kültür Alanında İşbirliği Protokolü 1990)

2.7.3. Yüksek Öğretimde Spor

KKTC’nde sporu geliştirmek ve kalkındırmak amacıyla yüksekokullar, kendi bünyeleri içinde, spor birimleri oluşturarak, hem KKTC’deki üniversiteler arası

43 yarışlara hem de Türkiye Üniversitelerarası şampiyonalara katılmaktadırlar. (Eralp, Burgul, Kepoğlu, Yorulmazlar, 2001)

KKTC’nde 7 tane üniversite bulunmaktadır. Bunlar; Atatürk Öğretmen Akademisi, Doğu Akdeniz Üniversitesi, Yakın Doğu Üniversitesi, Lefke Avrupa Üniversitesi, Ortadoğu Teknik Üniversitesi Kıbrıs Kampüsü, Girne Amerikan Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi Kıbrıs Kampüsü’dür.

Atatürk Öğretmen akademisi bütün plan ve programlarıyla KKTC Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlıdır. Diğer üniversiteler ise YÖK onaylı olup Özel üniversitelerdir.

Yükseköğretim kurumları yarışma talimatının madde 17’nin (1) fıkrasında KKTC’den yarışmalara katılan üniversite takımlarının yolluk ve harcamaları, Mersin’e kadar kendileri tarafından, Türkiye sınırları içerisinde ise Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü tarafından karşılanacaktır denmektedir.

Tablo 1’de KKTC Üniversitelerindeki tesis sayıları sunulmuştur. Tablo 1 KKTC’de Bulunan Üniversitelere Ait Tesis Sayıları Üniversiteler Salon Açık Spor Alanı Yüzme Havuzu Atatürk Öğretmen Akademisi - Var - Doğu Akdeniz Ünv. 1 Var - Girne Amerikan Ünv. - Var Açık 1 Lefke Avrupa Ünv. 1 Var - Yakın Doğu Ünv. 2 Var Kapalı 1 ODTÜ KKTC 1 Var Açık 1 İTÜ KKTC - - - Kaynak: Spor dairesi arşivi (2012)

44

2.8. Diğer Kuruluşlarda Spor

Spor Faaliyetlerine destek verebilecek yerel yönetimlerin, MOK’nin ve üretim ve hizmet sunan işletmelerin spor konusunda yaptıkları irdelenmeye çalışılmıştır.

2.8.1. Belediyelerde Spor

KKTC’de yerel yönetimlerin, spora katkıları maalesef yok denecek kadar azdır. Belediyeler, sadece rutin belediyecilik işlerini yaparken son yıllarda belli başlı belediyeler spor tesisi yapmakta ve spora katkı koymaya başlamışlardır.

2.8.2. KKTC Milli Olimpiyat Komitesi

1984 yılında Birlikler ve Dernekler yasasına göre kurulan Milli Olimpiyat Komitesi istenilen düzeyde federasyonlarla işbirliği içerisinde olamamıştır, IOC’ye üyelik başvurusu yapan MOK olumsuz cevap almıştır.

MOK’un üyelik yapısını yanlış bulan Federasyonlar MOK’nden ayrılmışlardır. 2004 yılında CTP hükümeti döneminde Beden Eğitimi ve Spor Yasasına göre başka bir MOK daha kurulmuştu ve federasyonların hepsi bu MOK’ne üye olmuşlardır. Ancak ülkede iki tane MOK’sinin olması birtakım sorunları da beraberinde getirmeye başlamıştır. 2012 UBP hükümeti döneminde ise 2004 yılında Beden Eğitimi ve Spor Yasasına göre kurulan MOK’ni kapatarak 1984 yılında Birlikler ve Dernekler yasasına göre kurulan MOK’nin başına KKTC getirilmiştir. Ancak yine sorun çözülememiştir. Şu anda 32 federasyonun sadece 2’si KKTCMOK’ne üyedir. (http://yeniduzen.com, Eylül, 2012)

KKTC’deki birçok federasyon gibi KKTC MOK ‘de ayni şekilde uluslararası spor platformundan dışlanmıştır. Bunun nedeninin de Birleşmiş Milletler tarafından KKTC’nin tanınmaması olarak gösterilmiştir.

45

Oysa IOC tarafsız ve evrensel bir yapı sahip olduğunu belirtmektedir. Bu yüzden ülkelerde, spor ister gönüllü birliklerce, ister devlet tarafından yönetilsin; uluslararası spor evreninde yer alan bütün ülkelerin spor yönetimlerinde ayni ortak ilkelere yer verdikleri, bu yüzden hem evrensel hem de tarafsız olan tek yönetsel yapı “Ulusal Olimpiyat Komitesi” olgusudur. (Fişek, 1998)

IOC statüsüne göre:

- Olimpiyat ilkelerini dünyaya yaymak, böylece uluslararası ilişkilerde iyi niyet oluşturmak,

- Uluslararası Olimpiyat Oyunlarına mümkün olduğu kadar çok sayıda izleyicinin katılmasını sağlamak ve herhangi bir ülke veya şahıs için ırk, din ve siyaset yüzünden ayırım yapılmasını önlemek,

- Milli Federasyonlarca tertiplenecek olan müsabakalarda ırk, din ve politik nedenlerle kesinlikle ayrımcılık uygulanmayacaktır.

- Bu şekilde ayrımcılık uygulayacak olan ülkeler veya federasyonlar Uluslararası Olimpiyat Komitesinden veya Uluslararası Spor Federasyonlarından ihraç edileceklerdir. (İsmail, 1992)

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 2. maddesinde “Herkes, ırk, renk, cinsiyet, din, dil, siyasal ya da başka herhangi bir görüş, ulusal ya da toplumsal köken, zenginlik, doğum ya da başka herhangi bir ayırım gözetmeksizin bu bildirgede ilan edilen tüm haklardan ve özgürlüklerden yararlanabilir (İnsan hakları evrensel bildirisi Kıbrıs gazetesi, 1994). Ayrıca ister bağımsız ülke uyruğu olsun, ister vesayet altında ya da özerklikten yoksun ya da egemenliği herhangi bir şekilde kısıtlanmış ülke yurttaşı olsun, bir kişi hakkında, uyruğu bulunduğu ülkenin siyasal, yönetimsel ya da uluslararası statüden kaynaklanan herhangi bir ayırım yapılamaz” diye ifade edilmektedir (http://www.tbmm.gov.tr, 2012).

46

Yukarıdaki bildirgede görüldüğü üzere diğer özerk Uluslararası Spor Birliklerinin kuruluş amaç görev ve statülerini incelediğimizde, kurallar sadece yapısal olarak kalmaktadır. Bu kuralların hiçbir işlevselliği olmadığı görülmektedir. Çünkü bu durumda KKTC sporuna uygulanan spor ambargosu tamamen insanlık dışıdır.

2.8.3. Üretim ve Hizmet Sunan İşletmelerde Spor

KKTC’de üretimi son derece yetersizdir. Buna bağlı olarak da spora katkı da istenilen düzeyde değildir. Ancak son yıllarda sponsorluk alanındaki gelişmeler göze çarpmaktadır.

KKTC’de faaliyet gösteren ve kar amacı güden işletmelerin spor tesisleri ve sponsorluk açısından değerlendirilmiştir.

2.8.3.1 Oteller

KKKTC’nde 5 yıldızlı 19 otel bulunmaktadır. Bu otellerin hiçbirinde takım sporlarının yapılacağı alanlar yani antrenman yapacakları sahalar veya salonlar yoktur.(Eralp, vd, 2001)

2.8.3.2 Şirketler

Geçmiş yıllara nazaran son dönemlerde sponsorluk anlamında bazı şirketler takımlara, bireysel branşlardaki sporculara sponsorluk yapmaya başladılar. Bunun en çarpıcı örnekleri Futbol takımlarına özellikle müşterek bahis şirketlerinin sponsorlukları, Akdeniz Spor Birliği’ne CYPRUS XP TRAVEL şirketinin yaptığı sponsorluk, Tekerlekli basketbol takımına KKTCELL’in sponsorluğu, özellikle atletizm ve tenis branşlarında başarılı sporcularımıza yine KKTCELL ve TELSİM’in yaptığı destekler.

47

2.9. KKTC’de Turizm

Kuzey Kıbrıs’ın en büyük gelirlerinden biri olan turizmin ülkede büyük bir yeri vardır. Ülke iklimi tüm yıl boyunca tatil için olanaklar sağlar. Yağışlar Aralık ve Ocak aylarında yoğunlaşıp ortalama deniz sıcaklığı altı ayı aşkın bir süre 20 °C dir. Kuzey Kıbrıs bahar aylarında saran yabani çiçekleriyle ve havayı dolduran portakal, limon ve greyfurt çiçeği kokularıyla ünlüdür.

Kuzey Kıbrıs sahilleri yüzmek için Akdeniz'in elverişli ve güvenli, mekânlarındandır. Çoğu tatil tesislerinin modern yüzme havuzları yanında, doğu Akdeniz'in serin suları için güzel sahilleri bulunur.

Adanın iç kesiminde, Beşparmak Dağları güneyinde, geniş Mesarya Ovası, Ercan Havaalanı ve ülkenin başkenti Lefkoşa bulunmaktadır. Lefkoşa şehrinin tarihi merkezi etrafı 5.5 km uzunluğunda şehir duvarı ile çevrilidir ve bu duvar hâlâ sağlamdır. Girişteki kapı Osmanlılar tarafından yapılmıştır. Doğu sahili boyunca tarihî, gelişmiş Gazimağusa kenti ve onun yanında Salamis Antik Kenti yer alır.Adanın en büyük yarımadası olan Karpaz yarımadası yeşil kaplumbağaların yumurtlama mekânıdır. Burada özel alanlar vardır ve giriş çıkış yasaktır.(tr.wikipedia.org/wiki 29 Nisan 2009)

Egzotik Kıbrıs mutfağı, kendi tarihî ve deniz kültürünü yansıtması yanında, doğu ve batı kültürünün de ortak bir sentezidir.

Ülkede 2009 yılı itibarı ile 119 turistik konaklama tesisi, 15 diğer konaklama tesisi, 144 turizm ve seyahat acentesi, 25 casino ve 250 turistik restoran bulunmaktadır. Ülkedeki rehber sayısı 1192'dir. Toplam 9224 kişi turizm sektöründe çalışmaktadır (KKTC Turizm ve Planlama Dairesi, 2009)

48

2.10. KKTC’de Sponsorluk

Eğitim, kültür, sportif vesair toplumsal gereksinimleri karşılamak amacıyla Devlete, yasal kuruluşlara, spor federasyonlarına kayıtlı ve faal durumda bulunan spor kulüplerine ve benzeri amaçlar için Bakanlar Kurulu tarafından onaylanan fonlara, vakıflara ve hayır kurumlarına makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımlar, dış ülkelerde düzenlenen ulusal nitelikli ilmi, sanatsal veya sportif yarışmalarda veya temsiliyetlerde başarı elde edenlere verilen armağan veya ödül giderleri ile spor federasyonları veya spor federasyonlarına kayıtlı ve faal durumda bulunan spor kulüpleri ile yapılan sponsorluk anlaşmalarından doğan giderler.

Ancak bu giderler, sadece yapıldıkları yılın kazancına mahsup edilebilir ve safi kazancın %10 (Yüzde On)’unu aşan kısmı indirilmez. Zarar olması halinde, bu giderleri içeren kısmı daha sonraki yıllara devredilmez (KKTC Gelir Vergisi Değişiklik Yasası, 2002).

2.11. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Spor Yönetimi

Sporun idari teşkilatlanmasında iki temel model olduğu bilinmektedir. Birincisi federe birimler olan ve kendi yönetimlerini seçen spor kulüplerinin bir araya gelerek yetkilerinin bir bölümünü "federal" nitelikli bir üst kuruluşa devretmeleridir. İkinci model ise sporun "doğrudan" yönetilmesidir ki bu, devletin spor yönetimindeki görevi üstlenmesidir (Güçlü., Yenel, 1999). Konuya KKTC açısından bakıldığında, devletin spor yönetiminde doğrudan söz sahibi olduğu görülmektedir. KKTC’de spor, hizmet ve faaliyetleri 67/99 sayılı Beden Eğitimi ve Spor Yasası hükmü çerçevesinde Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından sevk ve idare edilmektedir.

Çağdaş sporu yakalamaya çalışan her ülke gibi KKTC’de kendi spor platformunda, bir sistem içinde teşkilatlanmıştır. Bu teşkilatlanma süreci, 1969 yılından günümüze kadar gelmiştir (Deniz, 2000).

49

KKTC’de spora verilen önem anayasanın 61. maddesinde belirtilmiştir. Bu maddeye göre Devlet her yaştaki yurttaşın beden ve ruh sağlığını geliştirecek, sporun kitlelere yayılmasını sağlayacak önlemler alır, gerekli spor tesislerini yapar ve başarılı sporcuları korur (KKTC Anayasası, 1983).

Kıbrıs Türkünün spor alanında örgütlenmesi 1969 yılında kurulan Kıbrıs Türk Spor Dairesi Örgütünün kurulması ile başlamış; bu çatı altında spor hizmet ve faaliyetleri yürütülmeye çalışılmıştır. 1971 yılında Gençlik, Spor ve Kültür Dairesi oluşturulmuş daha sonra 8/78 sayılı yasa ile beden eğitimi ve spor faaliyetleri yasal bir çerçevede şekillenmiştir. Bu yasa 67/99 sayılı yasa bakanlıktan geçinceye kadar devam etmiştir. Spor Dairesi 1978 yılında Eğitim Kültür ve Gençlik Bakanlığı’na; 1984’te Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı’na; 1986’da Gençlik Spor ve Çalışma Bakanlığı’na bağlanmış ve 1987 yılında Spor Dairesi yasası kabul edilmiştir. Daha sonra 1990 yılında Gençlik ve Spor Bakanlığı’na; 1994’de Gençlik Spor ve Çevre Bakanlığı’na; 1996 yılında Milli Eğitim Kültür Gençlik ve Spor Bakanlığı’na ve daha sonra 1998 yılında Gençlik ve Spor Bakanlığı’na; 2001 yılında Çalışma Sosyal Güvenlik Gençlik ve Spor Bakanlığı’na; 2004 yılında Gençlik ve Spor Bakanlığı’na; 2006 yılında ilk kez Başbakanlığa 2009 yılında Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlanmış ve halen bu çatı altında çalışmalarını sürdürmektedir. Bu yapı şekil.1‘de görülmektedir. Adı geçen teşkilatın 1969 yılından günümüze kadar bağlandığı otorite açısından geçirdiği tereddütlü gelişim hemen göze çarpmaktadır.

İlkokul, ortaokul ve liselerde Beden Eğitimi dersleri Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı çatısı altındaki Talim Terbiye Müdürlüğüne bağlı olarak yürütülmektedir.

Okullar arası spor müsabakalarını düzenleyen Milli Günler, Okul Sporları ve kol etkinlikleri şubesi ise Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı çatısı altındaki Eğitim Ortak Hizmetler Dairesi Müdürlüğüne bağlı olarak çalışmalarını sürdürmektedir.

50

2.11.1. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı Teşkilat Yapısı

Şekil.1’de görüldüğü gibi KKTC’de spor hizmet ve faaliyetleri Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı adı altında toplanmıştır. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı Merkez ve Taşra teşkilatından oluşmaktadır. Bakan tüm birimlerin üstüdür.

2.11.2. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın Spor Alanındaki Amacı

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde spor hizmet ve faaliyetleri 67/99 sayılı beden eğitimi ve spor yasası hükmü çerçevesinde sevk ve idare edilmektedir. Beden eğitimi ve sporun düzenlenmesinde temel olan amaç ve ilkeleri belirlemek, beden eğitimi ve sporun genel yapısını, bu yapı içinde spor federasyonlarının oluşumlarını; beden eğitimi ve spor faaliyetlerini yürütecek spor federasyonlarına, spor derneklerine, spor kulüplerine, eğitim ve öğretim kurumlarına, diğer tüm gerçek ve tüzel kişilere ilişkin kuralları; spor alanları ile bina ve tesislerin donanımlarını; beden eğitimi ve spor için gerekli teknik kişilerin yetiştirilmesini; araç ve gereçlerin teminine ve beden eğitimi ve spor alanındaki görev ve sorumluluklara ilişkin temel kuralları bir sistem bütünlüğü içinde düzenlemektir.

2.11.3. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığının Spor Alanındaki Görevleri

Spor Bakanlığının görevlerini kısaca beden eğitimi ve spor faaliyetlerinin yürütülmesi şeklinde açıklayabiliriz. Beden eğitimi ve spor faaliyetleri, 67/99 sayılı beden eğitimi ve spor yasası kurallarına uygun olarak Bakanlığın denetimi altında bu yasada öngörülen genel ve özel amaçlara ve temel ilkelere uygun olarak düzenlenir, planlanır ve uygulanır.

Spor federasyonları, eğitim ve öğretim kurumları dışında kalan diğer spor dernekleri, spor kulüpleri, gerçek ve tüzel kişilerce yürütülecek her türlü spor etkinliği Bakanlıktan alınacak izne bağlıdır. Bakanlıkça izin verilmeden hiçbir spor tesisi açılamaz. Bakanlıkça izin verilebilmesi için, açılacak spor tesisinin, beden eğitimi ve

51 spor yasasının 5’inci maddesinde öngörülen temel ilkelere uygun, çağdaş ve sağlıklı hizmet verebilecek bir yapıda olması gerekir. Bu koşullara uygun olarak verilen izin ile açılan ve çalışmaya başlayan spor kuruluşları, yukarıda öngörülen koşullara uygunluk açısından devamlı olarak Bakanlığın denetimine bağlıdır. Her türlü spor tesisi ve spor okullarının kuruluşlarının açılışına ilişkin izinlerle ilgili hususlar, Bakanlıkça hazırlanıp Bakanlar Kurulunca bir tüzükte düzenlenir. Her türlü spor okulunun açılışına ilişkin izinler, ilgili spor federasyonunun izni ve Bakanlığın onayı ile verilir. Spor okulunun faaliyet göstereceği spor branşlarında spor federasyonunun olmaması halinde açılışa ilişkin gerekli izin Bakanlıkça verilir. Bu kurallara aykırı hareket edilmesi halinde Bakanlık ilgili spor tesisini veya spor okulunu kapatabilir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde beden eğitimi ve spor faaliyetleri; bakanlık, her düzeyde eğitim ve öğretim kurumları ve spor federasyonları eliyle yürütülür. Spor federasyonları, kendi üyeleri arasında faaliyet alanına giren sportif etkinlikleri düzenler. Etkinliklerde bulunacak olan ve spor federasyonlarına üye olmayan spor kulüpleri ve spor dernekleri, Bakanlığa müracaat ederler. Bakanlık bu gibi etkinlikleri düzenleme ve denetim görev ve yetkisini ilgili spor federasyonuna verir.

Eğitim ve öğretim kurumlarının bünyesindeki sportif etkinlikler; spor ve eğitim işleriyle görevli Bakanlıklarca eşgüdüm içerisinde Okul Sporları Yürütme Kurulu tarafından yürütülür. Bu çalışmalarda spor işleriyle görevli bakanlığın temsilcisi, iki bakanlık arasındaki eşgüdümü sağlar.

2.11.4. Spor Dairesi

Kıbrıs Türk Spor Dairesi Örgütü 1969’da kurularak faaliyete geçirilmiştir ve 1978 yılına kadar KTFD. Liderine bağlı olarak çalışmalarını sürdürmekteydi. 8/78 sayılı yasa ile spor hizmet ve faaliyetlerini yürütmek üzere, Bakanlığa bağlı olarak Spor Dairesi kurulur. Hızla değişen ve gelişen K.K.T.C. sporuna 8/78 sayılı yasa yetersiz kalmakta ihtiyaçlara cevap veremeyecek duruma geldiği görülmekteydi. Bu değişim ve gelişmeleri yakalamak, KKTC’ de sporun kalkınması ve yayılması amacıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi’nin 3 Aralık, 1999 tarihli birleşiminde

52 kabul olunan “Beden Eğitimi ve Spor Yasası” Anayasasının 94(1) maddesi gereğince 67/99 sayılı yeni bir Beden Eğitimi ve Spor Yasası hazırlanıp yürürlüğe konulmuştur. Spor Dairesi hem Devlet bütçesi içinde Bakanlığa bağlı bir Daire hem de kamu tüzel kişiliğine sahip ve bu niteliğiyle ayrı bir karar organı olan bir kuruluştur (Deniz, 2000).

2.11.4.1. Spor Dairesinin Amaçları

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 67/99 sayılı beden eğitimi ve spor yasasında belirtilen beden eğitimi ve sporun amacı: Bireylerin, bedensel ve zihinsel yeteneklerini geliştirmelerine, boş zamanlarını sportif yönden değerlendirmelerine, sağlıklı gelişmelerine yönelik faaliyetleri örgütlemek, geliştirmek ve yöneltmektir. Beden eğitimi ve spora ilişkin tüm faaliyetlerin çağdaş uygulamaların gereklerine uygun olarak yapılaşmasını sağlamak; ülke düzeyinde beden eğitimi ve sporun kalkınması, yaygınlaştırılması ile ülkenin spor alanında yurt dışında temsil edilmesi için plan ve programlar yapıp ilgili spor kuruluşları eliyle uygulanmasını sağlamak, yönetmek, gözetmek ve denetlemektir. Beden eğitimi ve sporun ülke genelinde, çağdaş ve bilimsel uygulamalara uygun olarak yönlendirilmesini ve yaygınlaşmasını sağlamak; beden eğitimi ve sporun çağdaş, bilimsel ve teknolojik gelişmelere paralel olarak gelişmesini sağlamak üzere ihtiyaç duyulan teknik düzeydeki elemanlardan oluşacak birim ve kadrolar oluşturmak, gerekli araç ve gereçleri temin etmek ve bu yönde hazırlanacak plan hedeflerine ulaşmayı sağlamak; başarılı sporcuların korunmaları ve eğitimleri için gerekli tedbirler almak; beden eğitimi ve spor faaliyetlerinin, bireylerin yaşam boyu spor yapacak şekilde düzenlenmesi ve örgütlenmesi esastır. Bu düzenleme ve örgütlenme, spor federasyonlarında, spor kulüplerinde, spor derneklerinde, eğitim ve öğretim kurum ve kuruluşlarında, işyerlerinde ve diğer ilgili spor kuruluşlarında belirli plan ve programlar izlemek suretiyle yerine getirilir. Plan ve programlar, spor şurası sonunda hazırlanacak ülkesel planlara, beden eğitimi ve sporun genel amaçlarına ve Bakanlığın yönlendirmelerine uygun olarak hazırlanarak uygulanır. Beden eğitimi ve spor ile ilgili her türlü etkinlik, Bakanlığın gözetim, denetim ve iznine bağlıdır.

Ülke genelinde beden eğitimi ve sporun gelişmesi, yaygınlaşması ve sürekliliği, çağdaş ve bilimsel gelişmelerle ülke gerçekleri gözetilerek planlanır ve gerçekleştirilir.

53

Bu yöndeki planlama ve gerçekleştirme çalışmaları Bakanlık ve tüm ilgili spor kuruluşları ile işbirliği ve eşgüdüm içinde yürütülür. Beden eğitimi ve sporun geliştirilmesi, çağdaş gelişmeler ve ülke gerçekleri ile çevresel özellik ve gereksinimler gözetilerek sağlanır. Resmi müsabakalara katılan spor federasyonları, spor kulüpleri ve spor derneklerinin yer, personel, bina, tesis, araç-gereç ve kapasiteleri ile donanımlarının, uluslararası standartlara uygun büyüklükte olması esastır (http://www.mahkemeler.net 2011).

2.11.5. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı Koordinatörlük, Gençlik ve Spor Daireleri Teşkilat Yapısı

Milli Eğitim Geçlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı Spor Koordinatörlüğü ve Koordinatörlüğe bağlı Spor ve Gençlik Daireleri Müdürlüğü ile ilgili teşkilat şeması Şema 2’de verilmiştir.

Şema 2 KKTC Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı Gençlik ve Spor Bölümü Teşkilat Şeması (Deniz, 2000).

54

2.12. KKTC’de Spor Politikası

Ülkede spor konusunda önemli bir yere sahip olan Kıbrıs Türk Spor Yazarları Derneği 7-8 Ocak 2012 tarihlerinde yaptığı Sporun Vizyonu Eğitim Seminerinde ortak bir görüş belirterek ülkemizde Spor Politikasının olmadığı yönünde ortak bir görüş belirtmişlerdir. Oysa spor politikamız anayasamızın 61. Maddesi ile Beden Eğitimi ve Spor Yasasında belirtilmiştir. Anayasamızın 61. Maddesinde “Devlet, her yaştaki yurttaşın beden ve ruh sağlığını geliştirecek, sporun kitlelere yayılmasını sağlayacak önlemleri alır, gerekli spor tesislerini yapar ve başarılı sporcuları korur” denmiştir. Beden Eğitimi ve Spor Yasasının 4. Maddesinde ise Beden Eğitimi ve Sporun Amaçları şu şekilde belirtilmiştir.

Beden eğitimi ve spor etkinlikleri, aşağıdaki esaslar ve temel amaçlar doğrultusunda yürütülür:

(1) Bireylerin, bedensel ve zihinsel yeteneklerini geliştirmelerine, boş zamanlarını sportif yönden değerlendirmelerine, sağlıklı gelişmelerine yönelik faaliyetleri örgütlemek, geliştirmek ve yöneltmek. (2) Beden eğitimi ve spora ilişkin tüm faaliyetlerin çağdaş uygulamaların gereklerine uygun olarak yapılaşmasını sağlamak. (3) Ülke düzeyinde beden eğitimi ve sporun kalkınması ve yaygınlaştırılması ile ülkenin spor alanında yurt dışında temsil edilmesi için plan ve programlar yapıp ilgili spor kuruluşları eliyle uygulanmasını sağlamak, yönetmek, gözetmek ve denetlemek.

Bunun yanında Beden Eğitimi ve Spor Yasasının amacında da, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde beden eğitimi ve sporun düzenlenmesinde temel olan amaç ve ilkeleri belirlemek; beden eğitimi ve sporun genel yapısını bu yapı içinde spor federasyonlarının oluşumlarını; beden eğitimi ve spor faaliyetlerini yürütecek spor federasyonlarına, spor derneklerine, spor kulüplerine, eğitim ve öğretim kurumlarına, diğer tüm gerçek ve tüzel kişilere ilişkin kuralları; spor alanları ile bina ve tesislerinin donanımlarını; beden eğitimi ve spor için gerekli teknik kişilerin yetiştirilmesini; araç

55 ve gereçlerin teminine, beden eğitimi ve spor alanlarındaki görev ve sorumluluklara ilişkin temel kuralları bir sistem bütünlüğü içinde düzenlemektir.

2.13. KKTC’de Spor Federasyonları

KKTC’de; Beden Eğitimi ve spor yasasına bağlı olarak kurulan spor federasyonları; tüzel kişiliği haiz olup, tek spor branşında faaliyet gösterir.

Spor federasyonları, kendi spor dallarındaki faaliyetlerini uluslararası kurallara göre düzenlerler, yönetirler, öğretirler, ülkeye yayarlar, geliştirirler ve o spor dalında ülke içinde veya dışında devleti temsil ederler.

Spor federasyonu, kendi spor dalında faaliyet gösteren, Bakanlığa kaydını yaptırmış ve tüzüğünde öngörülen nitelikleri haiz spor kulüplerini ve spor derneklerini üyeliğe kabul eder. Bir spor federasyonu, en az beş üyesi bulunması halinde, genel kurulunu toplayarak kendi yetkili organlarını kendisi belirlemek suretiyle özerkliğini kazanır (http://www.mahkemeler.net 2011).

Tablo 2’de KKTC spor federasyonlarının kulüp, sporcu,antrenör ve hakem sayıları verilmiştir.

Tablo 2 KKTC Spor Federasyonlarının Kulüp, Sporcu, Antrenör ve Hakem Sayıları KULÜP SPORCU ANTRENÖR HAKEM No FEDERASYONLAR SAYISI SAYISI SAYISI SAYISI 1 Atletizm 6 265 24 48 2 Atıcılık 46 2021 4 18 3 Basketbol 19 620 27 55 4 Badminton 8 167 6 13 5 Boks 2 15 4 8 6 Bilardo 11 176 16 27 7 Binicilik 1 12 2 - 8 Bisiklet 6 34 6 6

56

9 Cimnastik 6 270 20 9 10 Eskrim 10 100 24 6 11 Engelliler 1 36 3 12 12 Futbol 92 6270 325 180 13 Güreş 10 472 10 11 14 Golf 3 138 3 - 15 Judo Hapkido ve Kickboks 9 211 16 30 16 Vücut Gel. Ve Halter - 30 43 20 17 Hava Sporları 7 263 5 - 18 Herkes İçin Spor 12 70 12 6 19 Hentbol 15 590 26 26 20 Masa Tenisi 10 133 17 27 21 Okçuluk 8 50 9 5 22 Su Sporları 8 70 20 25 23 Tenis 7 300 39 48 Taekwondo Karate Aikodo Kuraş ve 24 23 7292 219 190 Wuşu 25 Voleybol 9 273 49 32 26 Yelken-Motor- Kürek 7 46 5 10 27 Triatlon 5 35 2 32 28 Futbol Tenisi 7 45 7 5 29 Avcılık 47 1765 - 15 30 Satranç 5 46 5 10 31 Darts 53 430 - - 32 Üniversiteler Spor 7 1200 - - Kaynak: Spor Dairesi Arşivi 2012

2.13.1. Atletizm Federasyonu

1970 de kurulmuş olup IAAF’na yaptığı başvurular halen kabul görmemiştir. Yurt içi organizasyonlar yanında Türkiye’deki organizasyonlara da katılım gerçekleşmektedir. Başarılı sporcular Türkiye Milli Takımlarında yarışmaktadırlar.(E. Doğaç, Kişisel görüşme, 5 Temmuz 2012)

57

2.13.2. Atıcılık Federasyonu

Kıbrıslı Türkler arasında 1957 yılında atıcılık sporu gelişmeye ve yaygınlaşmaya başladı, 1971 yılında Adada ilk olarak Kıbrıs Avcılık ve Atıcılık Federasyonu Kıbrıslı Türkler tarafından özerk yapıda kuruldu. Kurulduğu yıllarda Uluslararası Federasyona üyelik başvurusu yapıldı ancak herhangi bir cevap Kıbrıs’taki Rum Atıcılık Federasyonu 1983 yılında kurulmasına rağmen alınamadı. 1996 yılında Federasyon Avcılık Federasyonu ve Atıcılık Federasyonu olarak ikiye ayrıldı. Yurt içindeki yarışmalar dışında Türkiye’de ve üye olmamamıza rağmen uluslararası yarışmalara Kıbrıs Türk Atıcılık Federasyonu adı ile katılmaktayız. (A. Cankut, 17 Temmuz 2012).

2.13.3. Basketbol Federasyonu

1981 yılında kurulmuştur. Uluslararası federasyona üyelik başvurusu bu güne kadar yapılmamıştır. Ülkemizdeki ligler yanında büyük erkekler kategorisinde Türkiye bölgesel liginde Fast-break adındaki takımla mücadele edilmektedir.(O. Donangil, kişisel görüşme, 7 Temmuz 2012)

2.13.4. Badminton Federasyonu

1996 yılında kuruldu. Uluslararası federasyonlara 2005’te üyelik başvurusu yapıldı ancak sadece gözlemci statüsünde toplantılara katılma hakkı sözlü olarak verildi. 2010’dan itibaren maddi imkansızlıklar nedeniyle uluslararası toplantılara katılamadık. Yurt içi organizasyonların yanında Türkiye Liglerine 2000’den 2007’ye kadar Lefkoşa Badminton Kulübü adı ile katılarak 1. Lige kadar yükselme başarısı gösterildi. Ancak Türkiye’deki ligin kapatılmasından sonra sadece yurt içindeki organizasyonlarda faaliyetler sürdürülmektedir. Türkiye’deki milli takımında bir sporcumuz halen görev almaktadır.(H. Ö. Yamaç, kişisel görüşme, 7 Temmuz 2012)

58

2.13.5. Boks Federasyonu

1991 yılında kuruldu. 1992 yılında antrenman sırasında bir sporcunun hayatını kaybetmesinden dolayı çalışmalar durduruldu. 1995 yılında tekrar faaliyete geçen boks federasyonunda çalışmalar yurt içinde devam etmektedir. Uluslararası federasyona üyelik başvurusu yapılmadı.(İ. Özgül, kişisel görüşme, 14 Ağustos 2012)

2.13.6. Bilardo Federasyonu

2002 yılında kuruldu, 2003 yılında önce CEB’e üye oldu. 2006 yılında ise EPBF’na üye oldu. Kurulduğu yıl olan 2002’den 2004 yılına kadar lig maçları yoktu; 2004 yılından itibaren federasyon ligler ve şampiyonalar düzenlemeye başladı. Avrupa Şampiyonaları, Dünya Şampiyonaları ve Avrupa Tur Şampiyonalarına KKTC Bayrağı altında ve Kuzey Kıbrıs adında katılarak gerçekleşti. (A. Burcu, kişisel görüşme, 5 Temmuz 2012).

2.13.7. Binicilik Federasyonu

2005 yılında kurulmuştur, özerk değildir. Uluslararası federasyona üyelik başvurusu yapılmamıştır.(İ. Turgut, kişisel görüşme, 10 Temmuz 2012)

2.13.8. Bisiklet Federasyonu

1970 yılında kuruldu, 1971 yılında UCI’ye üye olunmuştur. 1980 Moskova Olimpiyat Oyunlarına Rum Federasyonu katılmak istedi ancak biz üye olduğumuzdan dolayı katılamadı. 1981 yılında üyeliğimiz dondurularak Rum Federasyonu üye kabul edildi. Halen üyeliğimiz donmuş durumdadır. 2000 yılında federasyon özerkliğini kazanmıştır. UCI’unun düzenlediği puanlı yarışlarına TC adına ve TC Bisiklet Federasyonu lisansıyla katılmaktayız, bu organizasyon dışındaki bazı organizasyonlara

59

örnek olarak Almanya’daki yarışmalara KKTC Bayrağı ve lisansı ile yarışabilmekteyiz.(B. Çıraklı, kişisel görüşme, 11 Temmuz 2012)

2.13.9. Cimnastik Federasyonu

1973’te kuruldu. Uluslararası federasyona üyelik başvurusu yapıldı ancak kabul edilmedi. KKTC’ndeki yarışmaların dışında Türkiye’deki yarışmalara da katılım vardır. (T. Öztürk, kişisel görüşme, 15 Ağustos 2012)

2.13.10. Eskrim Federasyonu

2002 yılında kurulan eskrim federasyonu 2004’te özerkliğine kavuşmuştur. 2005 ve 2006 yıllarında iki kez uluslararası federasyona üyelik için başvuru yapılmış ancak yazılı bir cevap alınamamıştır. Ancak İzmir’de yapılan Avrupa Büyükler Şampiyonasında, Uluslararası Federasyon yetkilileri KKTC Milli Olimpiyat Komitesi’nin IOC’ne üye olması durumunda üye kabul edilebileceklerini sözlü olarak belirtmişlerdir. Yurt içi organizasyonlarının yanında Türkiye’de yapılan organizasyonlara da katılım vardır.(E. Vechi, kişisel görüşme, 25 Temmuz 2012)

2.13.11. Engelliler Federasyonu

1996 yılında kurulmuştur. Türkiye Engelliler Federasyonunun da büyük avantajı KKTC’de birçok uluslararası turnuvalar yapılmıştır. Bunun sonucunda uluslararası federasyona bu çalışmaların politik değil sportif bir çalışma olduğu gösterilmiştir. Uluslararası federasyonun tüzüğündeki bir maddeye dayanarak 1998 yılından itibaren Türkiye Liginde oynamaya başlayan Engelliler basketbol takımı 4 yıl tüm maçlarını İstanbul’da oynadıktan sonra 2002 tarihinden sonra ise ev sahibi olduğu maçlarını KKTC’de oynamakta ve Türkiye liginde aldığı başarılar sonrasında Avrupa Kupalarına katılmaktadır. KKTCELL adı ile liglere katılan tekerlekli basketbol takımı İstanbul’da

60 kayıtlı bir dernek olarak işlem görmektedir.(O. Kamalı, kişisel görüşme 9 Ağustos 2012).

2.13.12. Futbol Federasyonu

1955 yılında kurulan futbol federasyonu yabancı takımlarla hazırlık maçları dahi oynayamamaktadır, FIFA’ya üye olmak için halen görüşmeler devam etmektedir. 2003 yılında NF-Board’a üye olmuştur. Milli temaslarını sadece NF-Board içerisinde gerçekleştirmektedir. KKTC’de bir ilk olarak Akdeniz Spor Birliği Bayan Futbol takımı Türkiye’de tescilini yaptırmış ve Türkiye Kadınlar ikinci liginde mücadele etmektedir.(H. Sertoğlu, kişisel görüşme, 5 Mayıs 2012)

2.13.13. Güreş Federasyonu

1970 yılında kurulan Güreş Federasyonu, 1971 yılında FILA’ya üyelik başvurusu kabul edilerek 1972 yılındaki Münih Olimpiyatlarında üyeliğimiz onaylandı. 1977 yılında Bursa’da yapılan Avrupa Şampiyonasında ise güreş federasyonunun üyeliği sona erdi. 2011 yılında tekrar üyeliğe kabul edilen güreş federasyonu, Dünya ve Avrupa Şampiyonaları ile Olimpiyat oyunları dışındaki diğer etkinliklere katılabilecektir. KKTC’deki yarışmaların dışında Türkiye’deki organizasyonlara da katılmaktadır (H. Kavaz, kişisel görüşme, 17 Haziran 2012).

2.13.14. Golf Federasyonu

2002 yılında kurulmuştur, Uluslararası Federasyona üyedir. Ülkemizde düzenlenen ligler dışında uluslararası tüm organizasyonlara katılmaktayız. Özerklik çalışmaları devam etmektedir.(O. Bekiroğlu, kişisel görüşme, 2 Ağustos 2012)

61

2.13.15. Judo Hapkido ve Kickboks Federasyonu

2005 yılında kurularak 2006 yılında özerkliğine kavuşmuştur. Uluslararası sayılan birkaç federasyon vardır. Bu uluslararası federasyonlardan bir tanesi olan İSKA’a) üye olan federasyonumuz Avrupa ve Dünya Şampiyonalarına katılmaktadır. Türkiye Judo, Hapkido ve Kickboks Federasyon’un üye olduğu WAKO’ya üyelik için başvuru yapılmış ancak ret cevabı alınmasına rağmen üye olabilmek için çalışmalar sürdürülmektedir.(N. Demirel, kişisel görüşme, 24 Temmuz 2012).

2.13.16. Vücut Geliştirme ve Halter Federasyonu

Federasyonumuz 2005 yılında KKTC Halter Federasyonu olarak kurulmuştur.2006 yılında Vücut Geliştirme branşının da katılımıyla Halter ve Vücut Geliştirme Federasyonu olarak devam etmiştir. Federasyonumuz özerkliğini 2012 yılında kazanmıştır.

Federasyonumuzun ilk yurtdışı temasları Türkiye’de yapılan yarışmalara katılımla gerçekleşmiştir. Federasyonumuzun görev değişimi 13 Haziran 2009 tarihinde olmuş ve federasyonumuz yeni başkan ve yönetim kurulu ile yoluna devam etmiştir. Bu tarihten itibaren Federasyonumuz içte antrenör ve hakem yetiştirme kurslarının açılmasına ağırlık vermiş olup; dışta ise ülkemiz adına uluslararası alanda üyelik ve yarışmalara katılım yönünde girişimler başlatmıştır. Bu bağlamda ilk olarak 2010 yılında Almanya merkezli ve uluslararası bir federasyon olan NAC üyeliğimiz gerçekleşmiş ve sporcularımız ülkemizi temsilen yarışmalara katılmaya başlamışlardır. İlk kez Federasyonumuz 27 Kasım 2010 tarihinde NAC Federasyonu tarafından organize edilen uluslararası NAC Ms. & Mr. Üniversite Şampiyonasında KKTC olarak temsil edilmiştir. Ayni yıl yapılan girişimler sonucunda KKTC Halter ve Vücut Geliştirme Federasyonu, Vücut Geliştirme milli takımı 18 Eylül 2010 tarihinde Kanada’nın Toronto şehrinde WBFF tarafından gerçekleştirilen Dünya Vücut Geliştirme ve Fitness Şampiyonasına ülkemizi temsilen katılmıştır.(A. Dahlameloğlu, kişisel görüşme, 26 Temmuz 2012)

62

2.13.17. Hava Sporları Federasyonu

2005 yılında kurulmuş, 2007 yılında özerk olmuştur. Uluslararası federasyona üyelik başvurusu yapıldı ama henüz bir cevap alınamamasına rağmen, Dünya Şampiyonalarına Avrupa’daki bütün organizasyonlara TRNC veya KKTC adı altında katılmaktadır. Bunun yanında sporcular hem ülkemizde hem de Türkiye’deki organizasyonlara katılmaktadırlar.(S. Turganer, kişisel görüşme, 23 Ağustos 2012)

2.13.18. Herkes İçin Spor Federasyonu

İlk kurulduğunda KKTC Üniversiteler ve herkes için Spor Federasyonu olarak faaliyetlere başlanmış olup 1998 yılında Üniversiteler ayrılarak şimdiki adı ile Herkes İçin Spor Federasyonu olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. Yurt içi organizasyonlarının yanında 2004–2007 yılları arasında Avrupa Şampiyonalarına Kıbrıs ismi altında KKTC bayrağı ile katılmıştır. 2007 yılında San Marino da Rum tarafının itirazı sonucunda, Türkiye 2- Kıbrıs olarak Türkiye bayrağı ile yarışmalara katılmıştır.(H. Senin, kişisel görüşme, 14 Temmuz 2012)

2.13.19. Hentbol Federasyonu

1991’de kuruldu, 1992 yılında özerkliğini kazandı. 1997 yılında Türkiye’de yapılan Dünya Gençler Hentbol şampiyonasında Dünya, Avrupa, Türkiye Hentbol Federasyon başkanlarıyla yapılan toplantıda Yugoslavya’dan ayrılan Makedonya’yı örnek göstererek 2 yıl geçici üye olarak kabul edip 2 yıl sonra tam üye olarak kabul edilebileceğimiz belirtilmişti. KKTC’ne döndüğümüzde bu konuyu Spor Bakanlığına aktardık ancak maddi imkânsızlıklar olduğu öne sürülerek böyle bir üyelik başvurusu yapmamamız yönünde yazılı bir talimat aldık ve başvuruyu yapamadık. Bu da kendi kendimize koyduğumuz ambargolardan bir tanesiydi.

Buna rağmen Avrupa Hentbol Federasyonu bir yazı göndererek uluslararası organizasyonlar dışındaki tüm özel turnuva ve şampiyonalara katılabileceğimizi

63 bildirdiler. 1997 yılında Türkiye’de yapılan Avrupa Hentbol Federasyonu tarafından desteklenen Gençler Şampiyonasına katıldık. Bunun yanında ülkemizde düzenlenen birçok organizasyona başta Türkiye Hentbol Federasyonu olarak üçüncü ülkelerden de her yaş gurubundan Milli Takımlar katılmışlardır.

1998 yılında Türkiye 1. Ligine KKTC’den de bir takım katılmıştır ve üç sezon bu ligde mücadele etmiştir. 2010 yılında yine Türkiye Ligine Beşparmak Spor Kulübü adı altında takımımız katılmaya başlamış ve şu an Süper Ligde mücadele etmektedir. (C. Aygın, kişisel görüşme, 15 Ağustos 2012)

2.13.20. Masa Tenisi Federasyonu

1971 yılında kurulmuştur. Yurt içi organizasyonlarının yanında Türkiye Liglerinde de mücadele eden takımların Türkiye şampiyonlukları da kazanıp, sporcular ve kulüpler Türkiye adına üçüncü ülkelerde de yarışmışlardır.(E. Berksel, kişisel görüşme, 29 Ağustos 2012)

2.13.21. Okçuluk Federasyonu

1991 yılında kurulan Okçuluk Federasyonu 2002-2010 yılında çalışmalarına ara vermiş ve 2010 yılında tekrardan faaliyete geçirilmiştir. KKTC’nde organizasyonlar yapan federasyon burada başarılı olan sporcularını Türkiye’deki çeşitli organizasyonlara göndermektedir. KKTC Okçuluk Federasyonu ile Türkiye Okçuluk Federasyonu arasındaki ilişkilerin yeterli seviyede olmadığı, Türkiye Okçuluk Federasyonu’nun FITA’dan çekindiği ambargolar ve tanınmamış bir ülkenin federasyonu olmalarından ötürü Türkiye Okçuluk Federasyonu’nun yeterli desteği vermediği belirtilmektedir. Federasyon 2012 yılında özerkliğini kazandı (Kıbrıs Gazetesi, 25 Haziran 2011)

64

2.13.22. Su Sporları Federasyonu

1972 yılında kuruldu. FINA’ya üye oldu ancak üyelik aidatlarını ödemediğinden dolayı üyeliği 1980 yılında Moskova olimpiyatlarında askıya alındı. Lefkoşa’da yapılan kapalı yüzme havuzu federasyonun kullanımına verilmiştir. KKTC’ndeki yarışmalar yanında Türkiye’deki yarışmalara da sporcularımız katılmaktadırlar. (Bahadır, 2012)

2.13.23. Tenis Federasyonu

1978 yılında kurulan Tenis Federasyonu 1992 yılında özerkliğine kavuşmuştur. Şu an 8 kulüp federasyona üyedir. Uluslararası Federasyona üyelik başvurusu yapıldı ancak Kıbrıs Rum federasyonunun üye olduğu belirtilerek olumsuz cevap alınmıştır. Ülke içindeki organizasyonların yanında Türkiye’deki yarışmalara ve Uluslararası Federasyonun düzenlemediği organizasyonlara yani özel turnuvalara ferdi olarak ya da Türkiye adına katılmaktadır.(S. Barutçu, kişisel görüşme, 17 Ağustos 2012).

2.13.24. Taekwando Karate Aikodo Kuraş ve Wuşu Federasyonu

1977 yılında kurulmuştur. 2001 de (GTF) Birleşik Taekwando Federasyonu’na üye olunmuştur. Yurt içinde, Türkiye’de ve GTF’nin düzenlediği uluslararası organizasyonlarda yer almaktadır (http://www.kktctaekwondo.org.tr,2012).

2.13.25. Voleybol Federasyonu

1970 yılında kurulmuş olup,1972 yılında Uluslararası Voleybol Federasyonu’na üye olunmuştur. Daha sonra organizasyonlara maddi imkânsızlıklardan dolayı katılamamış neticesinde 1976 yılında Montreal olimpiyatlarında konu görüşülerek üyeliği dondurulmuştur. 1980 Moskova olimpiyatlarına 1978 yılına kurulan Rum Voleybol Federasyonu davet edilmiştir. Sporcular ülkemizdeki organizasyonların yanında Türkiye’deki turnuvalara, yarışmalara ve bunların yanında üçüncü ülkelerde

65 uluslararası federasyonun gerçekleştirmediği diğer organizasyonlara da maddi imkânlar ölçüsünde katılmaktadır (E. Kaya, kişisel görüşme 8 Ağustos 2012).

2.14.26. Yelken Federasyonu

1995 yılında kuruldu. 1998 yılında özerkliğini kazanan federasyon uluslararası federasyona üyelik başvurusunda bulunmadı. Bunun nedeni ise ülkedeki şartların yetersiz olduğudur. Sporcular bireysel bazda yurt dışında yarışabilmekte ve takımsal bazda da Türkiye’deki bazı organizasyonlara katılmaktadırlar.(Z. Taşçı, kişisel görüşme, 8 Ağustos 2012)

2.14.27. Triatlon Federasyonu

2001 yılında kuruldu. 2012 yılında uluslararası federasyona üyelik başvurusu yapıldı. Şu an görüşmeler olumlu seyrediyor; yakın tarihte üye olunması beklenmektedir. Yurt içi organizasyonlarının yanında Türkiye’deki organizasyonlara ve Türkiye adına üçüncü ülkelerdeki organizasyonlara da katılmaktadır. Bunun yanında üç sporcu da Türkiye Milli takımına katılma barajını geçmiştir. Önümüzdeki organizasyonlarda Türkiye Milli takımında yarışacaklardır (A. Çelik, kişisel görüşme, 6 Temmuz 2012).

2.14.28. Futbol Tenisi Federasyonu

15 Haziran 2009`da FIFTA`ya üye olan KKTC Futbol Tenisi Federasyonu, enteresan bir şekilde ülkesinde Kasım 2009`da kurulmuş bir federasyon. Diğer federasyonların yıllarca uğraşarak geldiği veya gelmeye çalıştığı noktaya kısa bir sürede gelen federasyon, kurulduğu günden 10 gün sonra Avrupa Şampiyonasına bile katılmış. Kurulmasının üzerinden bir yıl bile geçmeden üyesi olduğu birliğin genel kurulunu ülkemizde yapmayı başaran KKTC Futbol Tenisi Federasyonu 2010 yılının Ekim ayında 2. Bayanlar Dünya Şampiyonası’na takım göndermiş ve aynı yılın aralık ayında

66

14 ülkenin katıldığı 10. Erkekler Dünya Şampiyonası’nda dereceler almayı bile başarmış. KKTC Futbol Tenisi Federasyonu bugüne kadar dört uluslararası hakem de yetiştirmiştir (Kıbrıs gazetesi 21 Temmuz 2011).

2.14.29. Avcılık Federasyonu

1971 yılında özerk bir federasyon olarak kurulmuştur. 1996 yılında Avcılık ve Atıcılık Federasyonu ayrılarak Avcılık Federasyonu ve Atıcılık Federasyonu olarak ayrılmışlardır. Uluslararası federasyona üyelik için 2008 yılında başvuru yapılmış ancak Güney Kıbrıs’taki federasyonun üye olduğu ve bizlerim üyeliğimizin söz konusu olamayacağı bizlere sözlü olarak iletilmiştir. Yurt içi organizasyonlarımızın yanında Türkiye’deki şampiyonalara katılmaktayız ve bu şampiyonalarda dereceler almaktayız, başarılı sporcularımız da Türkiye Milli takımında yarışma imkânları yakalamışlar ve yarışmışlardır. (N.Tayfunlu, kişisel görüşme, 4 Temmuz 2012)

2.14.30. Satranç Federasyonu

1984 yılında özerk olarak kuruldu. Ülke içindeki organizasyonlarında başarılı olan takım ve sporcular Türkiye’deki liglere katılma hakkı elde ediyor, burada da başarılı olan sporcular Türkiye Milli takımına seçilme hakkı kazanabiliyorlar.(B. Volkan, kişisel görüşme, 24 Temmuz 2012).

2.14.31. Darts Federasyonu

1990 yılında BM askerleriyle oynayarak darts tutkusunun gelişmiş ve 1993 yılında KKTC Darts Birliği kurulmasıyla darts sporu ivme kazanmaya başlamıştır. 2010 yılında federasyon kurulduğu ve hemen uluslararası federasyona üyelik için başvuru yapmıştır ancak ret cevabı alınmıştır. 2011 yılında 36 üye kulübün katılımıyla gerçekleştirilen genel kurulda özerkliğini kazanmıştır ve şu anda 40 üye kulübü bulunmaktadır.(U. Barani, kişisel görüşme, 26 Ağustos 2012)

67

2.14.32. Üniversiteler Spor Federasyonu

2001 yılında kurulmuştur. Yüksek Öğretim Kurumları arasındaki sportif faaliyetleri 17 branşta ilgili spor federasyonları ile birlikte yapılmaktadır. Üniversiteler arzu etmeleri halinde Türkiye Üniversitelerarası yarışmalara katılmaktadırlar. 2005 yılında Uluslararası Federasyona üyelik başvurusu yapıldı ancak reddedildi.(B. Gürgöze, kisisel görüşme, 26 Ağustos 2012)

2.15. Geçmişten Günümüze Sporla İlgili Hükümet Programları

Kurucu Meclis Hükümet Programı 13-Aralık-1983

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gençliği ile tüm bireylerinin sağlık ve kişiliğinin oluşmasıyla gelişmesi; beden eğitimi ve sporun ülke düzeyinde yaygınlaştırılması ve bireylerde spor yapma bilincinin geliştirilmesi için gerekli önlemler alınacaktır. Beden Eğitimi ve Sporun uluslararası ilişkilerin gelişmesinde büyük payı olduğunun bilincinde olarak uluslararası Spor Karşılaşmalarına katılmayı ve sporu Cumhuriyetimizin tanıtılmasında etkin bir şekilde kullanmaya önem verilecektir.

Gençliğin spor konusundaki heyecan ve isteklerini, yürürlükte bulunan veya yeniden düzenlenecek olan yasalar çerçevesinde, ülkemizin her yerine yaymak ve geliştirmek; uluslararası yarışlarda gençlerimizin yeteneklerinden yararlanarak tanınma ve tanıtma için sporumuzu ön planda tutmak esas amaçlarımızdan birisini oluşturacaktır.

UBP-TKP Hükümet Programı 19- Temmuz-1985

Sporun tanıma ve tanıtmada etkin bir araç olabileceği gerçeğinden hareketle Uluslararası yarışmalara katılmak için gerekli tüm çabayı göstermek ilkelerimizden birini oluşturacaktır. Gençliğin her alanda üstün bir düzeye çıkarılması için gerekli önlemler alınacak ve kitle sporunun geliştirilmesi üzerinde özenle durulacaktır. Spor tesislerinin özellikle Atatürk Spor Sitesi ve kapalı salonların bekletilmeden

68 tamamlanabilmesi ve çok yönlü olarak etkin bir biçimde devreye konabilmesi için gerekli önlemler alınacak ve spor sahaları ve tesisleri tüm ülke sathına yayılacaktır.

Toplumumuzun gelişmesinde ve devletimizin yücelmesinde gençlerimizin üstlendikleri ya da üstlenecekleri görev ve yükümlülükleri layıkıyla yerine getirebilmelerini sağlamak için onları becerilerle donatmak ve her türlü sorunlardan arındırmak amacımızdır. Gençlerimizin boş zamanlarını kendileri ve ülkemiz için yararlı biçimde değerlendirmelerine ve iyi alışkanlıklar kazanmalarına yardımcı olmak ve bu suretle onların fikir düzeylerini geliştirmek düşüncesiyle, onların okul içinde ve dışında kültürel, sanatsal ve sportif çalışmalara katılmalarını; bu tür etkinliklerden yararlanmalarını sağlamak amacımızdır. Bu amaçla ilgi duydukları alanlarda bilgi, beceri ve yeteneklerini geliştirebilmeleri için halk dansları, müzik çalışmaları, spor çalışmaları, bilimsel ve teknik çalışmalar ve benzeri uygulamalar yapabilme imkanları sağlanacak; bu maksatla mevcut gençlik merkezleri geliştirilecek ve çoğaltılacaktır.

UBP-YDP Hükümet Programı 02-Eylül-1986

Birlik, kulüp, dernek, kurum ve benzeri kuruluşlara daha düzenli bir çalışma ortamı sağlayabilmek amacı ile Anayasada öngörülen yasal düzenlemeler ivedilikle gerçekleştirilecek; kuruluşların amaçları dışında faaliyet yapmaları önlenecek; mali ve idari denetimleri yapılacaktır.

Gençlerimizin boş zamanlarını kendileri, aileleri, çevreleri ve ülkesi yararına değerlendirilebilmeleri için çağdaş bilgi yanında iyi alışkanlıklar kazanmalarına yardımcı olmak ve bu suretle onların fikir düzeylerini geliştirmek düşüncesiyle okul içinde olduğu kadar okul dışında da eğitsel, kültürel, sanatsal ve sportif çalışmalara katılmalarını pratik bilgi ve beceriler kazanmalarını sağlamak amacımızdır.

Bu amaçla ilgi duydukları alanlarda bilgi, beceri ve yeteneklerini geliştirmeleri için gerekli örgütleme çalışmaları yapılacak, olanaklar sağlanacak; kü1türel, sanatsal ve sportif alanda çalışabilecekleri araç-gereç, tesis temin edilecek; bu alanlarda yetişmiş elemanlar görevlendiri1ecektir. Bilimsel ve teknik çalışmalar ve benzeri uygulamalar

69 yapabilme olanakları sağlanacak ve bu amaçla mevcut gençlik merkezleri geliştirilirken hizmetlerin yaygınlaştırılması için yeni merkezler açılacaktır.

Ayni amaç doğrultusunda etkinlik gösteren kulüp ve kuruluşlar teşvik edilecek; etkinliklerinin yaygınlaştırılması için özendirici önlemler alınacaktır.

Gençlerimize dinlenme ve sosyal dayanışma olanağı sağlayan kamplar geliştirilerek yaygınlaştırılacak; Anavatan ve üçüncü ülke gençleri ile gençlerimizi kaynaştıracak uluslararası niteliğe kavuşturulacaktır.

Sağlıklı, güçlü bir nesil yetiştirmek için sporun yaygınlaştırılması ve geliştirilmesinin gerekli olduğu; sporun tanınma ve tanıtmada etkin bir araç olacağı gerçeğinden hareketle spora ayrı bir değer ve önem verilecektir.

Bu çerçevede: Amatör sporun ülke düzeyinde köy, kent ve bölge ayırımı gözetmeksizin, çağdaş ve bilimsel gelişme1ere özdeş olarak yönlendirilmesi, yaygınlaştırılması ve gelişmesi planlanacak ve uygulanacaktır.

Yurttaşların bedensel yeteneklerini geliştirme ve boş zamanlarını sportif yönden değerlendirme, spor çalışmaları ile sağlıklı gelişmelerini sağlamaya yönelik çalışmalar yapılacaktır.

Gençliğin sağlıklı beden ve ruh yapısı içerisinde toplumsal ve ulusal hedefler doğrultusunda yetişmesi sağlanacaktır.

Bu hedefler doğrultusunda; spor tesislerinin özellikle Atatürk Spor Sitesi içinde yer alan Stadyum ve kapalı spor salonu ile diğer tesislerin bekletilmeden tamamlanabilmesi ve çok yönlü olarak etkin bir biçimde devreye konabilmesi için gerekli önlemler alınacaktır.

Ülke düzeyinde gerek Spor Dairesi'nin, gerekse bünyesindeki Spor Federasyon'ları ile Kulüplerin Spor etkinliklerini sürdürebilecek uluslararası standartlara

70 uygun her türlü gereksinimi haiz, çok yönlü ve sağlık koşullarını ihtiva eden kapalı ve açık spor tesisleri yapılacaktır.

Kitle sporunu teşvik için gerekli olan semt ve köy sahalarının yapımı yaygınlaştırılarak ivedilikle tamamlanacaktır.

Mevcut spor tesis ve etkinliklerinde, gereğince görev yapabilecek çağdaş bilgi ile donatılmış elemanlar yetiştirilip görevlendirilecektir.

Sporla ilgili mevzuat ivedilikle ele alınarak günün koşullarına göre yeniden düzenlenecektir. Anavatan ile ikili spor temasları yaygınlaştırılarak artırılacaktır. Üçüncü ülkelerle spor temasları yapmak ve uluslararası yarışmalara katılmak için gerekli çaba gösterilecektir.

UBP-Bağımsızlar Hükümet Programı 23-Mayıs-1988

Gençlerimizin boş zamanlarını kendileri, aileleri, çevreleri ve ülkeleri yararına değerlendirebilmeleri için çağdaş bilgi yanında iyi alışkanlıklar kazanmalarına yardımcı olmak ve bu suretle onların fikir düzeylerini geliştirmek düşüncesiyle okul içinde olduğu kadar okul dışında da eğitsel, kültürel, sanatsal ve sportif çalışmalara katılmalarını, pratik bilgi ve beceriler kazanmalarını sağlamak amacımızdır.

Bu amaçla, ilgi duydukları alanlarda bilgi, beceri ve yeteneklerini geliştirmeleri için gerekli örgütleme çalışmaları yapılacak; olanaklar sağlanacak; kültürel, sanatsal ve sportif alanda çalışabilecekleri araç-gereç, tesis sağlanacaktır. Bilimsel ve teknik çalışmalar ve benzeri uygulamalar yapabilme olanakları sağlanacak ve bu amaçla gençlik merkezlerinin geliştirme faaliyetleri hızlandırılacaktır.

Ayni amaç doğrultusunda etkinlik gösteren kulüp ve kuruluşlar teşvik edilecek, etkinliklerinin yaygınlaştırılması için özendirici önlemler alınacaktır.

71

Gençlerimize dinlenme ve sosyal dayanışma olanağı sağlayan kamplar geliştirilerek yaygınlaştırılacak; Anavatan ve üçüncü ülke gençleri ile gençlerimizi kaynaştıracak uluslararası niteliğe kavuşturulacaktır.

Sağlıklı ve güçlü bir nesil yetiştirmek için sporun yaygınlaştırılması ve geliştirilmesinin gerekli olduğu, sporun tanıma ve tanıtmada etkin bir araç olacağı gerçeğinden hareketle spora ayrı bir değer ve önem verilecektir. Bu çerçevede: Amatör sporun ülke düzeyinde köy, kent ve bölge ayırımı gözetmeksizin çağdaş ve bilimsel gelişmelere özdeş olarak yönlendirilmesi, yaygınlaştırılması ve gelişmesi planlanacak ve uygulanacaktır.

Yurttaşların bedensel yeteneklerini geliştirmeye, boş zamanlarını sportif yönden değerlendirmeye, spor ve çalışmaları ile sağlıklı gelişmelerini sağlamaya yönelik çalışmalar yapılacaktır.

Gençliğin sağlıklı beden ve ruh yapısı içerisinde toplumsal ve ulusal hedefler doğrultusunda yetişmesi sağlanacaktır.

Bu hedefler doğrultusunda;

Spor tesislerinin özellikle Atatürk Spor Sitesi içinde yer alan tesislerin bekletilmeden tamamlanabilmesi ve çok yönlü olarak etkin bir biçimde devreye konabilmesi için gerekli önlemler alınacaktır.

Ülke düzeyinde gerek Spor Dairesi'nin gerekse bünyesindeki Spor Federasyonları ile Kulüplerin spor etkinliklerini sürdürebilecek Uluslararası standartlara uygun her türlü gereksinimi haiz, çok yönlü ve sağlık koşullarını ihtiva eden kapalı ve açık spor tesisleri yapılacaktır.

Kitle sporunu teşvik için gerekli olan semt ve köy sahalarının yapımı yaygınlaştırılarak ivedilikle tamamlanacaktır.

72

Mevcut spor tesis ve etkinliklerinde, gereğince görev yapabilecek çağdaş bilgi ile donatılmış elemanlar yetiştirilip görevlendirilecektir.

UBP Hükümeti Programı 20-Haziran-1990

Sporu, her şeyden önce beden ve ruh sağlığı yönünden insan kişiliğini geliştirici, eğitici bir etkinlik olarak değerlendiren Hükümetimiz, kitle sporuna daha büyük önem verecek ve sporda devlet desteğini artıracaktır.

Gençlerimizin boş zamanlarını en iyi şekilde değerlendirmeleri amacıyla bölgesel spor tesislerinin kurulmasına hız verilecektir. Spor tesislerinin alt yapıları geliştirilecek, yaygınlaştırılacak ve çim sahaların oluşturulmasına aşamalı olarak devam edilecektir. Ülkemizin önemli bir eksikliği ve ihtiyacı olan olimpik standartlara uygun bir yüzme havuzu, Lefkoşa' da inşa edilecektir.

Beden Eğitimi ve Spor Yasası çerçevesinde spor kulüplerine yapılan yardımlar artırılacak, yardım alanları genişletilecek, gençlerimizin her alanda ve her yerde yarışabilecekleri bir düzeye getirilmesine özen gösterilecektir.

Beden Eğitimi ve Spor Yasası, günün koşullarına ve ihtiyaçlarına uygun hale getirilecektir. Mevcut spor federasyonlarımızın uluslararası federasyonlara üye olmaları yönündeki çabalar sürdürülecek ve ülkemizde uluslararası nitelikte sportif ve kültürel etkinlikler düzenlenmesi için çaba harcanacaktır.

DP-CTP Hükümet Programı 12-Ocak-1994

Dünya standartları içerisinde 12-24 yaş olarak kabul edilip anılan yaş gurubunun ülke nüfusumuzun önemli bir bölümünü teşkil ettiği esasından yola çıkılarak, elde mevcut bu potansiyelin Türkiye ve üçüncü ülkelerdeki çağdaşları ile her türlü sosyal, kültürel ve sportif ilişkiye girmeleri sağlanacaktır. Bu amaçla gereksinim duyulan örgütsel yapının yaygın ve etkin bir şekilde hayata geçirilmesi öncelikli hedeflerimizden olacaktır.

73

Gençlik ve Spor Şuralarında alınan tavsiye kararlarının hayata geçirilmesi için girişimler yapılacaktır.

Spor alt yapı ve tesislerinin çağdaş düzeyde gençliğimize yeterli ve yaygın bir hizmet verebilecek şekilde çok amaçlı olarak inşaatları sağlanacaktır.

Federasyonlarımızın ihtiyaçları doğrultusunda Spor Dairesi Müdürlüğü bünyesinde bir Eğitim Birimi ve Sporcu Sağlık Merkezi hayata geçirilecektir. Bu amaçla gerekli personel yetiştirilecektir.

Gençlerimizin TC ve üçüncü ülkelerle ikili temasların yanı sıra ülkemizde ve yabancı ülkelerde düzenlenecek Uluslararası Şampiyonalara katılmaları için girişimler yapılacaktır.

Özürlü vatandaşlarımızın mental ve fiziksel kapasiteleri oranında spor yapabilmelerini sağlamak amacıyla Sağlık, Eğitim ve Spor Bakanlıkları ile Özürlüler Federasyonu’nun işbirliği sağlanacaktır.

Yukarıdaki amaç ve hedeflere varılabilmesi için Beden Eğitimi ve Spor Dairesi Kuruluş Yasaları günün şartlarına uygun olarak yeniden düzenlenecektir.

II. DP - CTP Hükümet Programı 22 Mayıs, 1995

Bireylerin beden ve ruh sağlığını geliştirmek için spor faaliyetlerini yaygınlaştırmak ve uluslararası sportif ilişkilerin geliştirilmesini sağlamak esastır.

Dünya standartları içerisinde 12-24 yaş olarak kabul edilip anılan yaş gurubunun ülke nüfusunun önemli bir bölümünü teşkil ettiği esasından yola çıkılarak, elde mevcut bu potansiyelin Türkiye ve üçüncü ülkelerdeki çağdaşları ile her türlü sosyal, kültürel ve sportif ilişkiye girmeleri sağlanacaktır. Bu amaçla gereksinim duyulan örgütsel yapının yaygın ve etkin bir şekilde hayata geçirilmesi öncelikli hedeflerimizden olacaktır.

74

Sporun ülke düzeyinde ve tüm bölgelerde yaygınlaştırılması temel politika olarak benimsenecektir.

Gençlik ve Spor Şuraları'nda alınan tavsiye kararlarının hayata geçirilmesi için girişimler yapılacaktır.

Sporun sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için eğitim ve aydınlatma faaliyetleri sürekli kılınacaktır.

Spor altyapı ve tesislerinin çağdaş düzeyde gençliğimize yeterli ve yaygın bir hizmet verebilecek şekilde çok amaçlı olarak inşaatları sağlanacaktır.

Federasyonlarımızın ihtiyaçları doğrultusunda Spor Dairesi Müdürlüğü bünyesinde bir Eğitim Birimi ve Sporcu Sağlık Merkezi hayata geçirilecektir. Bu amaçla gerekli personel yetiştirilecektir.

Gençlerimizin TC ve üçüncü ülkelerle ikili temasların yanı sıra ülkemizde ve yabancı ülkelerde düzenlenecek Uluslararası Şampiyonalara katılırları için girişimler yapılacaktır.

Kamunun yanında özel sektör tarafından da spor tesislerinin yapılmasının teşvik edilmesi ilke olarak benimsenmektedir. Özürlü vatandaşlarımızın mental ve fiziksel kapasiteleri oranında spor yapabilmelerini sağlamak amacıyla Sağlık, Eğitim ve Spor Bakanlıkları ile, Özürlüler Federasyonu'nun işbirliği sağlanacaktır.

Yukarıdaki amaç ve hedeflere varılabilmesi için I. DP-CTP Koalisyon Hükümeti tarafından hazırlanmış olan Beden Eğitimi ve Spor Dairesi Kuruluş Yasa tasarıları Mecliste ivedilikle sonuçlandırılacaktır.

75

III. DP-CTP Koalisyon Hükümeti Hükümet Programı 21 Aralık 1995

Gençlerimizin Türkiye ve diğer ülkelerdeki gençlerle her türlü sosyal, kültürel ve sportif ilişki içinde olmaları geçmişte olduğundan daha yaygın ve etkin bir şekilde sürdürülecektir.

Sporun ülke düzeyinde ve tüm bölgelerde yaygınlaştırılması temel politika olarak benimsenecektir.

Gençlik ve spor Şuraları’nda alınan tavsiye kararlarının hayata geçirilmesi çalışmaları sürdürülecektir.

Sporun sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için eğitim ve aydınlatma faaliyetleri sürekli kılınacaktır.

Sporda alt yapının öneminin bilincinde olan Hükümetimiz I. DP-CTP Hükümetince başlatılan alt yapıya yönelik çim saha ve spor salonlarının hizmete sunulmasına devam edecek ve bu çerçevede spor alt yapı ve tesislerinin gençliğimize yeterli ve yaygın bir hizmet vermeye yönelik çağdaş düzeyde inşa edilmesi sağlanacaktır.

II. DP-CTP Koalisyon Hükümeti döneminde TC ile imzalanan Spor Protokolü çerçevesinde ülkemiz sporcularının, ülkemizde ve yabancı ülkelerde düzenlenecek Uluslararası Şampiyonalara katılımlarını sağlamak amacıyla gerekli girişimler yapılacaktır.

Kamunun yanında özel sektör tarafından da spor tesislerinin yapılması ve spora katılımlarının teşvik edilmesi ilke olarak benimsenmektedir.

Özürlü vatandaşlarımızın mental ve fiziksel kapasiteleri oranında spor yapabilmelerini sağlamak amacıyla Sağlık, Eğitim ve Spor Bakanlıkları ile, Özürlüler Federasyonu’nun işbirliği sağlanacaktır. Yukarıdaki amaç ve hedeflere varabilmesi için

76

I. DP-CTP Koalisyon Hükümeti tarafından hazırlanmış olan Beden Eğitim ve Spor Dairesi Kuruluş Yasa ve Tasarıları Mecliste ivedilikle sonuçlandırılacaktır.

Ülkemize uygulanan insanlık dışı spor ambargosunun kaldırılması yönünde girişimler yapmak için Bakanlık bünyesinde oluşturulan birimin, faaliyetlerini etkin bir biçimde sürdürebilmesi için tüm imkânlar zorlanacaktır.

UBP-DP Hükümet Programı 28-Ağustos-1996

Kıbrıs konusuna nihai bir çözüm bulma süreci devam ederken, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin uluslararası kuruluşlarda görüşlerini yansıtabilmesi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne karşı uluslararası alanda uygulanan engelleyici tedbirlerin kaldırılması ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bütün ülkelerle serbestçe siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel ve sportif temaslar sürdürebilmesi amacıyla Anavatan Türkiye ile müşterek gayretler sürdürülecek ve Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümetleri arasında mevcut yakın işbirliği ve dayanışma daha da yoğunlaştırılacaktır.

Spor Şuraları’nda alınan tavsiye kararlarının, mevcut ülke koşulları da göz önünde bulundurularak hayata geçirilmesi çabalarına devam edilecektir.

Gençliğimizin sağlıklı spor yapması amacı ile eğitim ve aydınlatma çalışmaları sürdürülecektir.

Alt yapısız ve tesissiz spor yapılamayacağı bilincinde olan Hükümetimiz, alt yapıya yönelik çağdaş tesislerin yaygın bir şekilde gençliğimizin hizmetine sunulması ve en modern araç gereçlerle donatılmasını sağlayacaktır.

Türkiye Cumhuriyeti ile imzalanan Spor Protokolü’nün etkin bir şekilde hayata geçirilmesi sağlanacaktır.

77

Özürlü vatandaşlarımızın da spor yapabilmelerine olanak sağlamak amacıyla, konu ile ilgili Bakanlıklar ve ilgili Federasyon, kurum ve kuruluşlarla işbirliğine gidilecektir.

Ülkemize uygulanan spor ambargosunun kaldırılması için daha etkin etkinliklerde bulunulacaktır.

UBP-TKP Hükümet Programı 12-Ocak-1999

Ülkemiz turizminde geleneksel ürün yapısı güneş, deniz ve kum temelinde oluşmaktadır. Ancak ülke özellikleri çerçevesinde, ürün yapısı daha da zenginleştirilecek ve kitle turizmi yerine; kültür, kongre, inanç, sağlık, dağ ve su sporları gibi özel ilgi turizminin geliştirilmesi sağlanacaktır.

Kıbrıs konusunda bir antlaşma sağlama süreci devam ederken, KKTC’nin uluslararası kuruluşlarda görüşlerini yansıtabilmesi; KKTC’ne karşı uluslararası alanda uygulanan engelleyici tedbirlerin kaldırılması; KKTC’nin bütün ülkelerle serbestçe siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel ve sportif temaslar sürdürebilmesi amacıyla, Türkiye ile müşterek gayretler sürdürülecek; Türkiye ile KKTC hükümetleri arasında yakın işbirliği ve dayanışma içinde hareket edilecektir.

Sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlere katılımları yurt içinde ve yurt dışındaki çağdaşlarıyla her alanda etkili bir iletişim içerisinde olmaları sağlanacak;

Gençlere yönelik meslek ve beceri kazandırma kursları ile pratik lisan öğretimi alanında özel programlar uygulanacak ve uygun olan hedeflere yönlenmelerinde onlara her türlü danışmanlık ve rehberlik hizmetleri sunulacaktır. Gençlerin mükemmel şekilde gelişmelerini sağlamak üzere okul içi ve okul dışı fikir, kültür, sanat, spor, izcilik ve boş zamanları değerlendirme faaliyetleri teşvik edilecektir.

2000’li yıllara girerken daha bilinçli, özgüveni gelişmiş sevecen, mutlu, toplumla bütünleşmiş, kötü alışkanlıklardan uzak yetişmesi hedeflenen gençliğin sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlere daha çok katılımı sağlanacaktır.

78

Bölgesel, sosyal, kültürel, sportif ve eğlence amaçlı gençlik parklarının hayata geçirilmesi hedefimizdir.

Sürdürülebilir bir Avcılık Sporu için av hayvanlarının üretimi, geliştirilmesi ve yaşatılması amacıyla önlemler alınacaktır.

Spor, insanlık tarihinin başlangıcına kadar uzanan bir geçmişe sahip olan toplumsal yaşantımızın vazgeçilmez bir olgusudur.

Spor bir yarıştır, heyecandır, harekettir, canlılıktır, disiplindir. Sonuçta güveni ve kişiliği geliştiren, fertlerin bedenen ve fikren gelişmelerinin bu öğeler arasındaki eşgüdümünü sağlayan mükemmel bir vasıtadır.

Sporun bu önemi ve özellikleri dikkate alınarak, KKTC spor yönetiminin modernizasyonunu gerçekleştirmek; federasyonlarımızın ve kulüplerimizin güçlendirilmesini sağlamak; sporun daha geniş kitlelere yaygınlaştırılmasını ve benimsetilmesini, tabana yayılmasını teşvik etmek için aile, okul, kulüp ve spor teşkilatı işbirliğini gerçekleştirmek; spor tesislerinin dengeli dağılımı ve verimli kullanılmasını sağlamak hükümetimizin temel hedefi olacaktır.

Mevcut spor yasası güncelleştirilerek süratle yasalaştırılacaktır.

Her konuda olduğu gibi spor alanında da ülkemize uygulanan acımasız spor ambargosunu ortadan kaldırmak için özellikle Anavatan ile imzalanan Spor Teknik İşbirliği Protokolü çerçevesinde ülkemiz sporcularının ülkemizde ve yabancı ülkelerde düzenlenecek uluslararası şampiyonalara katılmalarını sağlamak amacıyla girişimler yapılacaktır.

Sporda devlet, özel sektör ve yerel yönetim işbirliği geliştirilecektir. Yerel yönetim ve özel sektör kuruluşlarının bu alandaki faaliyetleri teşvik edilecektir.

79

Eğitim Birimi-Sporcu Sağlık Merkezi hayata geçirilecek; bu amaçla gerekli personel yetiştirilmeye çalışılacak ve bu konuda Sağlık ve Çevre Bakanlığı ile işbirliği yapılacaktır.

Sporun fiziki altyapısının tamamlanması için bölgesel spor tesislerinin inşaatları hızlandırılacak ve bu alanda yeni projeler uygulanacaktır. Bu çerçevede projelendirilmiş olan Girne Kapalı Spor Salonu süratle tamamlanarak hizmete sunulacaktır.

Hükümetimiz, sporun daha verimli hale getirilmesi için gerekli maddi ve manevi destekleri artıracaktır.

Spor Federasyonlarımızın uluslararası federasyonlara üyeliği için sürdürülen çalışmalar Anavatan ile yapılan protokol çerçevesinde etkinleştirilecektir.

Federasyonlarımızın dış temasları için imkanlar yaratılacaktır.

Özürlü vatandaşlarımızın mental ve fiziksel kapasiteleri oranında spor yapabilmelerini sağlamak amacıyla Sağlık, Eğitim, ve Spor Bakanlığı ile Özürlüler Spor Federasyonu’nun işbirliği sağlanacaktır.

Spor Şuralarında alınan tavsiye kararlarının mevcut ülke koşulları da göz önünde bulundurularak hayata geçirilmesi çabalarına devam edilecektir.

Türkiye Cumhuriyeti ile imzalanan Gençlik ve Spor Protokolü’nün etkin bir şekilde hayata geçirilmesi sağlanacaktır.

Sosyal güvenceden yoksun aktif sporcuların Devlet hastanelerimizde lisansları ile başvurmaları durumunda ücretsiz olarak muayene ve tedavileri sağlanacaktır.

İlk, orta eğitim ve üniversitelerdeki spor eğitiminin daha da çeşitlendirilmesi ve yaygınlaştırılması sağlanacaktır. Hükümetimiz, spor turizminin geliştirilmesi ve çeşitlendirilmesi için bu yöndeki girişim ve çabalarını yoğunlaştıracaktır.

80

UBP-DP Hükümet Programı 19 Haziran 2001

KKTC’nin uluslararası kuruluşlarda görüşlerini yansıtabilmesi; KKTC’ne karşı uluslararası alanda uygulanan engelleyici tedbirlerin kaldırılması; KKTC’nin bütün ülkelerle serbestçe siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel ve sportif temaslar sürdürebilmesi amacıyla, Türkiye ile müşterek gayretler sürdürülecek ve Türkiye ile KKTC Hükümetleri arasında yakın işbirliği ve dayanışma içinde hareket edilecektir. İnsan haklarının ve demokrasinin kaçınılmaz öğeleri olan bu hususlarda hakkımız sonuna kadar savunulacaktır.

Sosyal kültürel ve sportif faaliyetlere katılımları yurt içinde ve yurt dışındaki çağdaşlarıyla her alanda etkili bir iletişim içerisinde olmaları sağlanacaktır.

Gençlere yönelik meslek ve beceri kazandırma kursları ile pratik lisan öğretimi alanında özel programlar uygulanacak ve uygun olan hedeflere yönlenmelerinde onlara her türlü danışmanlık ve rehberlik hizmetleri sunulacaktır. Gençlerimizin mükemmel şekilde gelişmelerini sağlamak üzere okul içi ve okul dışı fikir, kültür, sanat, spor, izcilik ve boş zamanları değerlendirme faaliyetleri teşvik edilecektir.

KKTC Spor yönetiminin çağdaşlaştırılmasını, federasyonlarımızın ve kulüplerimizin güçlendirilmesini sağlamak, sporun daha geniş kitlelere yaygınlaştırılmasını, tabana yayılmasını teşvik etmek için aile, okul, kulüp ve spor teşkilatı işbirliği gerçekleştirmek, spor tesislerinin dengeli dağılımı ve verimli kullanılmasını sağlamak hükümetimizin temel hedefi olacaktır.

Her konuda olduğu gibi spor alanında da ülkemize uygulanan insanlık dışı spor ambargosunu ortadan kaldırmak için özellikle Anavatan Türkiye ile imzalanan Spor Teknik İşbirliği Protokolü çerçevesinde ülkemiz sporcularının yabancı ülkelerde düzenlenecek uluslararası şampiyonalara katılmalarını sağlamak amacıyla girişimler daha etkin bir şekilde sürdürülecektir. Sporda devlet, özel sektör ve yerel yönetim işbirliği geliştirilecek, yerel yönetim ve özel sektör kuruluşlarının bu alandaki faaliyetleri teşvik edilecektir.

81

Eğitim Birimi-Sporcu Sağlık Merkezi hayata geçirilecek, bu amaçla gerekli personel yetiştirilecek ve bu konuda Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı ile işbirliği yapılacaktır.

Sporun fiziki altyapısının tamamlanması için bölgesel spor tesislerinin inşaatları hızlandırılacak bu alanda yeni projeler uygulanacaktır. Bu çerçevede projelendirilmiş olan ve yapımı devam eden tesisler tamamlanarak hizmete sunulacaktır.

Özürlü vatandaşlarımızın düşünsel ve fiziksel kapasiteleri oranında spor yapabilmelerini sağlamak amacı doğrultusunda ilgili bakanlıklar ile Özürlüler Spor Federasyonu’nun işbirliği sağlanacak ve desteklenecektir.

Spor Şuralarında alınan tavsiye kararlarının mevcut ülke koşulları da göz önünde bulundurularak hayata geçirilmesine gayret gösterilecektir.

İlk, orta eğitim ve üniversitelerdeki spor faaliyetlerinin daha da çeşitlendirilmesi ve yaygınlaştırılması sağlanacaktır.

Hükümetimiz spor turizminin geliştirilmesi ve çeşitlendirilmesi için bu yöndeki girişim ve çabalarını yoğunlaştıracaktır.

UBP – DP Koalisyon Protokolü

KKTC’nin uluslararası kuruluşlarda görüşlerini yansıtabilmesi, KKTC’ne karşı uluslararası alanda uygulanan engelleyici tedbirlerin kaldırılması ve KKTC’nin bütün ülkelerle serbestçe siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel ve sportif temaslar sürdürebilmesi amacıyla, Türkiye ile müşterek gayretler sürdürülecek ve Türkiye ile KKTC Hükümetleri arasında yakın işbirliği ve dayanışma içinde hareket edilecektir. İnsan haklarının ve demokrasinin kaçınılmaz öğeleri olan bu hususlarda hakkımız sonuna kadar savunulacaktır.

82

CTP – DP Koalisyon Hükümeti Hükümet Programı 19 Ocak 2004

Çağdaş dünyamızda sporun insanları yakınlaştırması ve bütünleştirmesi yönündeki etkinliği göz ardı edilemez.

İnsan yaşamında önemli rol oynayan sporun, eğlence ihtiyacını karşıladığı gibi sağlıklı bir yaşam içerisinde kaçınılmaz bir etkinlik haline geldiği herkes tarafından kabul edilmektedir.

Ülke genelinde en küçük birime varıncaya kadar sporun ve spor olgusunun yarattığı sağlıklı yaşam, sağlıklı düşünme ve sağlıklı karar verme yeteneğinin gelişmesini temin etmek ülke sporumuza yönelik koyduğumuz hedeflerden birisidir.

Bütün bu çalışmaları yaparken elimizde bulunan sportif tesislerimizin bakım ve korunması, yapılacak kapsamlı çalışmalar neticesinde ihtiyaç duyulacak alanlardaki tesislerin ülke halkına kazandırılması ve geliştirilmesi için çalışmalar yapılacaktır.

Spor Federasyonlarımızın ve spor kuruluşlarımızın alt yapılarına yapılacak katkı ve teşvikler sayesinde yeni nesillere en iyi olanakları sunmak en büyük hedefimiz olacaktır.

Kaliteli sporcu, teknik adam, idareci ve yönetici yetiştirmenin ana prensibinin bu alanlara yatırım yapmak olduğunun bilinci içindeyiz. Bu yüzden ülkemizde yapılacak spor yatırımlarının içerisinde en önemli kısmını spor eğitimine ayıracağız.

Geçmiş dönemlerde ülkemizde gerçekleştirilen gençlik ve spor şuralarında hayata geçirilmeyen kararlar gözden geçirilecek ve hayata geçirilmesi ile ilgili çalışmalar başlatılacaktır.

Spor ülke gençliğinin uluslararası camiaya taşınmasını sağlayan, dostlukları geliştiren bir araç olarak kullanılacaktır.

83

Özel sektörün spor tesisi yapması ve spora katılımlarının teşvik edilmesi yeni düzenlemelerle sağlanacaktır.

Spor altyapımızın seyir ve müsabaka yanında hem sağlıklı hem de özürlü gençlerimizin zihinsel ve fiziksel kapasiteleri oranında spor yapabilmeleri için, ilgili kuruluşlarla gerekli işbirliği sağlanacaktır.

Gençlerimizin halen aktif oldukları spor alanları yanında ilgilerini çeken yeni spor alanlarında çalışma yapabilmeleri için gerekli desteği sağlamakta kararlıyız. Yeni alanlarda ihtiyaç duyulabilecek tesis ve altyapı eksikliklerinin giderilmesine yönelik maddi, manevi her türlü katkıyı sağlamaya çalışacağız. Her yaştan insanımızın, spor yapabilmesi için imkanlar yaratacağız.

Sonuç olarak hükümetimizin kuruluş amaçları içerisinde olan çözüm ve Avrupa Birliği hedefine ulaşabilmemiz için, toplumumuzun lokomotifi olan gençlerimize sosyal, kültürel ve sportif alanlarda her türlü olanaklar sağlanacaktır.

CTP-BG-DP Hükümeti Programı 11 Mart 2005

Sporla ilgili hiçbir ibare yer almamaktadır.

CTP - DP Koalisyon Hükümeti Hükümet Programı 3 Mayıs 2005

Yeni hükümetimiz, dünyaya açık olacaktır. Sadece Kıbrıs sorunu ile ilgili gelişmeleri değil, sosyal, sanatsal, kültürel, sportif ve ekonomik hayatımızı da dünyadaki gelişmeleri izleyerek, bu gelişmelerden çok kısa süre içinde etkileneceğimizi bilerek yeniden düzenleyeceğiz.

Kıbrıs Türk halkının daha güvenli bir ortamda yaşaması, ekonomik, sosyal, sanatsal, kültürel ve sportif gelişimini sürdürmesi hükümetimizin başlıca hedefleri arasında yer alacaktır.

84

Belediyelerimiz, 51/1995 sayılı Yasa ile kazanmış oldukları idari özerklik yanında; mali özerkliklerini de sağlayacak ve halkımıza ekonomik, sosyal, sanatsal, kültürel ve sportif alanlarda vermekte oldukları hizmetlerini çağdaş bir anlayışla demokratik bir tutum içerisinde daha etkin ve verimli bir şekilde yapmalarını kolaylaştıracak olanakların kendilerine sunulmasında her fırsatı kararlılıkla değerlendirecektir.

Kıbrıs Türk geçliğinin kendi öz kültür yapısını koruyarak kültür, sanat ve spor alanlarında da çağdaşları ile temaslarda bulunabilmeleri amacıyla olanaklar sağlanacaktır.

Sosyal, sanatsal, kültürel ve sportif etkinliklerin gençlerimize götürülmesi esnasında okul içi, okul dışı, çalışan ve özürlü gençlerimiz arasında ayırım gözetmeksizin her türlü olanaktan faydalanması, beceri kazanması ve geliştirmeleri başlıca hedeflerimiz arasında olacaktır.

Çağdaş dünyamızda sporun insanları yakınlaştırması ve bütünleştirmesi yönündeki etkinliği göz ardı edilemez. Bu bağlamda sporda temel prensibimiz kitle sporunu teşvik etmek ve elit sporu kendi amaçları doğrultusunda özendirmektir.

İnsan yaşamında ve sağlığında önemli rol oynayan sporun, eğlence ihtiyacını karşıladığı gibi sağlıklı bir yaşam içerisinde kaçınılmaz bir etkinlik haline geldiği herkes tarafından kabul edilmektedir. Her yaşta insanın kendi yaşına uygun, bilinçli spor yapması için Gençlik ve Spor Bakanlığımız tarafından gerekli girişimler yapılacaktır.

Ülke genelinde en küçük birime varıncaya kadar sporun ve spor olgusunun yarattığı sağlıklı yaşam, sağlıklı düşünme ve sağlıklı karar verme yeteneğinin gelişmesini temin etmek ülke sporumuza yönelik koyduğumuz hedeflerden birisidir.

Bütün bu çalışmaları yaparken elimizde bulunan sportif tesislerimizin bakımı ve korunması, yapılacak kapsamlı çalışmalar neticesinde ihtiyaç duyulacak alanlardaki tesislerin ülke halkına kazandırılması ve geliştirilmesi için çalışmalar yapılacaktır.

85

Mevcut büyük ve merkezi tesislerimizle, bundan sonra yapılacak yeni tesislerimizi uluslararası standarda uygun hale getirmek temel hedefimiz olacaktır.

Kaliteli sporcu, teknik adam, idareci ve yönetici yetiştirmenin ana prensibinin bu alanlara yatırım yapmak olduğunun bilinci içindeyiz. Bu nedenle ülkemizde yapılacak spor yatırımlarının içerisinde en önemli kısmını spor eğitimine ayıracağız. Ülkemizde çözüme ve AB üyeliğine hazırlandığımız bu dönemde Spor Federasyonlarımızın, Uluslararası Spor Federasyonlarının kıstaslarına uygun bir yapıya kavuşturulmaları için çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız. Bakanlığımız içinde bulunduğumuz yılda hem gençlik hem de spor kurultaylarını yapma kararlığındadır. Ayrıca hem bundan önceki kurultaylardaki alınan önemli kararları hem de yeni kurultaylarda alınacak kararların uygulanmasının takipçisi olacaktır.

Spor, ülke gençliğimizin uluslararası topluma taşınmasını sağlayan, dostlukları geliştiren bir araçtır. Bu bağlamda Kıbrıs Türk Sporcusunun önüne konan ve sporun ruhuna yakışmayan izolasyonları kaldırmak için geçen dönem başlattığımız çalışmaları sürdüreceğiz. Bu çalışmalar yapılırken Milli Olimpiyat Komitesi ve Spor Federasyonlarımızla işbirliğimiz esas olacaktır.

Özel sektörün spor tesisi yapması ve spora katılmalarının teşvik edilmesi yeni düzenlemelerle sağlanacaktır.

Spor altyapımızın seyir ve müsabaka yanında hem sağlıklı hem de özürlü gençlerimizin zihinsel ve fiziksel kapasiteleri oranında spor yapabilmeleri için ilgili kuruluşlara gerekli işbirliği sağlanacaktır.

Uluslararası Olimpiyat Komitesi Kurallarını benimseyip bunları hayata geçirmek ana prensibimiz olacaktır. Bütün Olimpik oyun olan Spor Federasyonları ülkemiz koşullarını dikkate alarak kurulmasına çalışılacaktır.

Yerel yönetimlerle de işbirliği yaparak yürüyüş ve kros performans parkurları yaparak, insanımızın sağlıklı spor yapmalarını sağlamaya çalışacağız. Gençlerimizin halen aktif oldukları spor alanları yanında ilgilerini çeken yeni spor alanlarında çalışma

86 yapabilmeleri için gerekli desteği sağlamakta kararlıyız. Yeni alanlarda ihtiyaç duyulabilecek tesis ve altyapı eksikliklerinin giderilmesine yönelik maddi, manevi her türlü katkıyı sağlamaya çalışacağız.

Her yaştan insanımızın, spor yapabilmesi için imkanlar yaratacağız. Spora bilimselliği getirip, küçük yaştan itibaren sporcuları bilimsel yöntemlerle yetiştireceğiz.

Avrupa ve dünya ülkelerinde uygulanan “Eurofit Fiziksel Uygunluk” testini, bu yıl itibariyle, ülkemizdeki 9-11 yaş guruplarına uygulamaya başlamış bulunmaktayız. Bu çalışmalar her yıl tekrarlanarak gelişmeler takip edilecek ve kayıt altına alınacaktır. Amacımız; bilimsel yöntemlerle branş seçimini sağlamak ve sporcularımızın verimini artırmaktır.

CTP- ÖRP Koalisyon Hükümeti Hükümet Programı 30 Eylül 2006

Toplumumuzun gelişim ve değişime açık en dinamik kesimi olan Kıbrıs Türk gençliğinin ülkesini ve halkını seven; sosyal kültürel ve sportif alanlarda gelişmiş; dünyadaki yaşıtları ile her yönlü yarışabilen, ayni zamanda onlarla dostluğu ve kardeşliği geliştirebilen cesur ve girişken bir yapıda olabilmeleri için hükümetimiz her türlü çabayı ortaya koyan bir hedefi önüne koymuştur.

Temel anlamı ile spor, insanın fiziki ve psikolojik gelişimini sağlayan ve kişiye kolektivist nitelikler kazandıran bir araçtır. Günümüz teknolojik gelişimine baktığımızda insanların hareketsizlikten kaynaklanan çok büyük sorunlarla karşılaştığı görülmektedir. Bu nedenle de ülkemizde sağlıklı spor yapmanın önemi son derece artmıştır. Sporu hem eğlence, hem de sağlıklı yaşam olarak görmekteyiz.

Bu olgular ışığında hükümetimizin temel hedefi kitle sporunu teşvik edip, elit sporu özendirmektir.

Ülke genelinde en küçük birime varıncaya kadar sporun ve spor olgusunun yarattığı sağlıklı yaşam, sağlıklı düşünme ve sağlıklı karar verme yeteneğinin gelişmesini temin etmek ülke sporumuza yönelik koyduğumuz hedeflerden birisidir.

87

Spor Federasyonlarımıza ve spor kuruluşlarımızın alt yapılarına yapılacak katkı ve teşvikler ile yeni nesillere en iyi olanakları sunmak en büyük hedefimiz olacaktır.

Özel sektörün de spora katkısını ve tesis yapmasını teşvik edecek düzenlemeler yapılacaktır. Engelli insanımızın kapasitelerine göre spor yapması özendirilecektir. Kıbrıs Türk sporcusunun önündeki engelleri kaldırarak gençlerin uluslararası camiayla buluşması için çok yönlü çalışma yapılacaktır.

Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin kurallarını benimseyip bunları hayata geçirmek ana prensibimiz olacaktır. Tüm olimpik yarışma sporu olan federasyonların ülkemiz koşulları da dikkate alınarak kurulmasına çalışılacaktır.

Çağdaş, demokratik, uluslararası kuralları benimseyen yeni bir "Spor Örgütü" oluşturulması için gerekli adımlar atılacak ve sporda yeni bir yapılanmaya gidilecektir.

Turistik faaliyetlerin yılın 12 ayına yayılmasına olanak verecek turizm çeşitlendirilmesi ile istihdamın ve gelirlerin geliştirilmesi; toplumun çeşitli kesimlerine yayılması ve hizmet veren kuruluşların devamlılığı sağlanacaktır.

Eko-turizm, spor ve sağlık turizmi, konferans turizmi gibi özel ilgi turizmine dönük çalışmalar sürdürülecektir.

UBP Hükümet Programı 11 Mayıs 2009

Ülke koşulları dikkate alınarak ilk etapta mevcut spor tesislerinin bakım-onarımı ve idamesi sağlanıp, ihtiyaç duyulan yeni tesislerin yapımı gerçekleştirilecektir.

AB normları dikkate alınarak 67/99 sayılı Beden Eğitimi ve Spor Yasası güncel hale getirilecek bu kapsamda Gençlik ve Spor Politikası uygulanarak ülkesini temsil etme onuru taşıyabilen bir gençlik yetiştirme yoluna gidilecektir.

Bakanlığımız, özel sektör ve yerel yönetimlerin işbirliğini sağlayarak, yap-işlet- devret anlayışını teşvik edecek ve böylece tesis alt yapısını güçlendirecektir.

88

Çok amaçlı spor alanları her bölgede ihtiyaca cevap verebilecek kapasitede düzenlenip vatandaşlarımızın kullanımına sunulacaktır.

Ülkemize uygulanan spor ambargosunun ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmalara devam edilecektir.

KKTC Milli Olimpiyat Komitesi başta olmak üzere federasyonlar, spor örgütleri ile kısa, orta ve uzun vadeli projeler hazırlanıp uygulamaya konulacaktır.

Ülke sporunun üst düzeye çıkarılmasını sağlayacak olan en önemli kaynak konumunda bulunan okul gençliğine, dolayısı ile okullardaki spor faaliyetlerine ayrı bir önem ve destek verilecektir.

Gençliği kötü alışkanlıklardan uzak tutacak her türlü önlemin alınması sağlanacaktır.

Sporcularımızın üst düzey yarışmalara hazırlanmalarına yönelik olarak, eldeki mevcut sporcu kamp eğitim merkezine her türlü donanımı kurarak, gereken elemanları istihdam ederek kaliteli bir hizmet verilecektir.

Ülkemizde bedensel engelli vatandaşlarımızın daha uygun bir ortamda spor yapabilmeleri için mevcut Engelliler Spor Federasyonu’nu desteklenecektir.

Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızla sportif temasların artarak devam etmesi sağlanacaktır.

Sponsorluğu teşvik etmek ve sponsorluktan amaçlanan hedefe ulaşmak için gerekli yasal düzenlemeler yapılacaktır.

KKTC’de mevcut olan gençlik merkezleri çeşitlendirilecek, geliştirilecek ve belli bir plan program çerçevesinde ülke genelinde yaygınlaştırılacaktır.

89

Gençlik kurultayları ve spor şuralarında alınan tavsiye kararları dikkate alınarak icraat yapılacaktır.

Gençlik ve sporun önemi ve özellikleri dikkate alınarak KKTC gençlik ve spor yönetiminin modernizasyonunu gerçekleştirmek, federasyonlarımızın, kulüplerimizin ve gençlik merkezlerimizin güçlendirilmesini sağlamak temel hedefimiz olacaktır.

Anavatan Türkiye ile imzalanan Gençlik ve Spor Protokolü’nün etkin bir şekilde hayata geçirilmesi sağlanacaktır.

Spor turizminin geliştirilmesi ve çeşitlendirilmesi için bu yönde Turizm, Çevre ve Kültür Bakanlığı ile birlikte gereken girişimler yapılacaktır.

Hükümetimiz başta Türkî Cumhuriyetler olmak üzere bize müzahir ülkelerle siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel ve spor alanlarında ilişkilerimizin güçlendirilmesini ve yeni ilişkiler tesis edilmesini dış politika önceliklerimiz arasında görmektedir.

UBP Hükümet Programı Mayıs 2010

Doğal hayatın korunması yanında, halkımızın alışkanlıkları da göz önünde bulundurularak avcılık sporuna büyük önem vermekteyiz. Avcılık Kulüplerimizin üretimle ilgili çabalarının desteklenmesi yanında, İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanlığı bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Merkezi Av Komisyonu’nun çalışmaları teşvik edilerek desteklenecek ve ihale aşamasına gelen 30.000 kapasiteli Keklik Üretim Tesisi tamamlanacaktır.

Gençlik ve Sporun önemi ve özellikleri dikkate alınarak KKTC gençlik ve spor yönetiminin modernizasyonunu gerçekleştirmek, federasyonlarımızın kulüplerimizin ve gençlik merkezlerimizin güçlendirilmesini sağlamak temel hedefimiz olacaktır.

Sporun önemi ve özellikleri dikkate alınarak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde başta KKTC Milli Olimpiyat Komitesi, federasyonlarımız ve kulüplerimizin güçlendirilmesini sağlamak; sporun daha geniş kitlelere

90 yaygınlaştırılması ve benimsetilmesini teşvik etmek için aile, okul, kulüp ve spor teşkilatı iş birliğini geliştirmek; spor tesislerimizin dengeli dağılımı ve verimli kullanımını sağlamak hükümetimizin temel hedefi olacaktır.

Çok amaçlı Spor alanları yerel yönetimlerle işbirliği halinde her bölgede ihtiyaca cevap verecek kapasitede düzenlenip vatandaşlarımızın kullanımına sunulacaktır.

Ülkemizde bedensel engelli vatandaşlarımızın spor yapabilmeleri için mevcut Engelliler Spor Federasyonu desteklenmeye devam edilecektir.

Spor turizminin geliştirilmesi ve çeşitlendirilmesi için Turizmden sorumlu bakanlık ile birlikte projeler hazırlanıp hayata geçirilecektir.

Ülkemizde atçılık ve atçılık sporunun gelişmesi için gerekli düzenlemeler yapılacaktır(http://www.mahkemeler.net)

91

2.16. KKTC’de Spor Tesislerinin Sayısal Durumu

Bu bölümde spor örgütünün sahip olduğu illerdeki tesis sayıları belirtilmiştir.

Tablo 3 KKTC Milli Eğitim, Gençlik Ve Spor Bakanlığı Spor Dairesi Müdürlüğüneait Spor Tesisleri LEFKOŞA GİRNE MAĞUSA GÜZELYURT İSKELE TOPLAM KAPALI SPOR 7 4 2 2 2 17 SALONU ÇİM MAÇ SAHASI 8 8 14 9 3 42 ÇİM ANTREMAN 6 6 - 5 1 18 SAHASI TOPRAK MAÇ 10 12 20 6 6 54 SAHASI SENTETİK ÇİM 1 - - - - 1 FUT. SAHASI ATIŞ POLİGONU 2 1 - 1 - 4 AÇIK TENİS 16 - - 1 - 17 KORTU KAPALI TENİS 1 - - - - 1 KORTU BEACH VOLLEY 1 - - - - 1 TESİSİ KAPALI YÜZME 1 - - - - 1 HAVUZU SPORCU KAMP VE 1 - - - - 1 EĞİTİM MERKEZİ HALI SAHALAR 6 6 4 - 6 22 TARTAN 1 - - - - 1 ATLETİZM PİSTİ KİREMİT TOZU 2 1 2 2 - 7 ATLETİZM PİSTİ Kaynak: Spor Dairesi Arşivi, 2012

3.YÖNTEM

Bu bölümde araştırmanın modeli, çalışma grubu, kullanılan veri toplama araçları, verilerin çözümlenmesi ve yorumlanmasında kullanılan yöntemlerle ilgili bilgiler sunulmuştur.

3.1. Araştırmanın Modeli

Bu araştırma, elde edilen verilerin çözümlenmesinde kullanılan teknikler açısından nitel bir çalışmadır. Araştırma verileri araştırmacı tarafından geliştirilmiş yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak toplanmıştır. Toplanan veriler içerik analiz tekniği ile analiz edilmiştir. İçerik analizi, nitel araştırmalarda tanımlayıcı; açıklayıcı ya da tahmin etmeyi amaç edinmiş çalışmalarda kullanılabilmektedir (Büyüköztürk, Çakmak, Akgün, Karadeniz, ve Demirel, 2008).

3.2. Çalışma Grubu

Araştırmanın çalışma grubunu nitel yöntemde çalışmanın amacına uygun olarak, KKTC’de spor yönetiminden ve beden eğitimi faaliyetlerinden sorumlu olan kurum ve kuruluş yöneticileri, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı, Dışişleri Bakanı, Spor Koordinatörü, Spor Dairesi Müdürü, Milli Günleri Anma ve Spor Etkinlikleri Amiri, KKTC Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı, 4 Federasyon Başkanı, 2 emekli beden eğitim öğretmeni, 1 çalışan beden eğitimi öğretmeni, olmak üzere toplam 13 kişi çalışma grubunu oluşturmaktadır.

93

Araştırmaya katılan 13 kişinin isimleri ve görevleri Tablo 4’te verilmiştir. Katılımcılardan isimlerinin araştırmada açık olarak kullanılması için sözlü izin alınmıştır.

Tablo 4 Araştırmaya Katılan Kişilerin İsimleri Ve Görevleri Görüşülen Kişi Adı /Soyadı Görevi No 1 KEMAL DÜRÜST Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor 2 SÜLEYMAN GÖKTAŞ Koordinatörü 3 HÜSEYİN ÖZGÜRGÜN Dışişleri Bakanı 4 HÜSEYİN CAHİTOĞLU Spor Dairesi Müdürü Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı Milli Günler 5 SALİH TARCAN ve Spor Etkinlikleri Amiri 6 EYÜP ZAFER GÖKBİLEN Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı 7 HASAN SERTOĞLU Futbol Federasyonu Başkanı 8 ŞEVKET SONGUR Futbol Tenisi Federasyonu Başkanı 9 HÜSEYİN KAVAZ Güreş Federasyonu Başkanı 10 ORÇUN KAMALI Engelliler Spor Federasyonu 11 HALİL OKTUNÇ Beden Eğitimi Öğretmeni Emekli Beden Eğitimi Öğretmeni, 12 GÜNAY CAYMAZ Eski Bakan 13 GÜVENÇ ERSEVEN Emekli Beden Eğitimi Öğretmen

3.3. Verilerin Toplanması

Araştırmanın veri toplama aracı olarak, katılımcıların düşüncelerini ortaya koyacak, görüşme yöntemi kullanılmıştır. Görüşme en az iki kişi arasında sözlü olarak sürdürülen bir iletişim aracıdır. Görüşme, araştırmada cevabı aranılan sorular çerçevesinde ilgili kişilerden veri toplama şeklinde elde edilebilir. Görüşme belirli bir araştırma konusu veya bir soru hakkında derinlemesine bilgi sağlar (Büyüköztürk, vd, 2008).

94

Araştırmada veriler araştırmacı tarafından geliştirilen ve alanlarında uzman üç akademisyenden gelen dönütlerle şekillenen ve geçerlik değerlendirilmesi yapılan 13 soruyu kapsayan yarı yapılandırılmış mülakat formu kullanılarak yüz yüze görüşme yapılarak elde edilmiştir. Yarı yapılandırılmış görüşmeler, hem sabit seçenekli cevaplamayı hem de ilgili alanda derinlemesine gidebilmeyi birleştirir (Büyüköztürk, vd, 2008).

Kullanılan yarı yapılandırılmış görüşme formunun hazırlanma sürecinde ;

a. Çalışma alanı ile ilgili literatür taranmış ve incelenmiştir.(konuya ilişkin sistematik bir çerçeve oluşturulurken literatür çalışmaları sırasında KKTC federasyonlarının birçoğunun arşivlerinin olmaması ve yazılı kaynaklarının yetersiz olması nedeniyle federasyonlar hakkındaki bazı bilgilere sözel ulaşılmıştır)

b. Çalışma kapsamına yönelik 13 sorudan oluşan görüşme formu oluşturulmuştur.

c. Hazırlanan görüşme formu üç uzman tarafından incelenmiş ve uzmanlardan olumlu dönüt alınmıştır. Buna göre uzman görüşleri ile hazırlanan içerik analizi ölçeğinin maddeleri aşağıdaki gibidir.

1. Spor örgütünün nasıl bir yapıda olması gerektiğini düşünüyorsunuz? 2. Spor hizmetlerinde devletin yeri neresi olmalıdır? 3. Beden eğitimi ve sporu örgün eğitim açısından değerlendirir misiniz? 4. Spor teşkilatı tarafından yürütülen eğitim faaliyetlerini değerlendirir misiniz? 5. Spor Tesisleri politikasını değerlendirir misiniz? 6. Federasyonlar ve kulüpler açısından beden eğitimi ve sporu değerlendirir misiniz? 7. Spor Federasyonlarının ve spor kulüplerinin yönetim kademelerinin seçimlerinde siyasetin etkisi konusunda düşünceleriniz nelerdir? 8. Sporcular açısından beden eğitimi ve sporu değerlendirir misiniz? 9. Uluslararası faaliyetler açısından beden eğitimi ve sporu değerlendirir misiniz?

95

10. Devletin beden eğitimi ve spor faaliyetlerine ayırdığı bütçe hakkında ne düşünüyorsunuz? 11. Ülkenin spor politikası hakkında ne düşünüyorsunuz? 12. Yerel yönetimlerin beden eğitimi ve spora sizce nasıl katkıları olabilir? 13. Ülkemizde Turizm ve Spor arasında sizce nasıl bir ilişki olmalıdır?

Görüşmeler Olympus digital WS 200 S ses kayıt cihazı kullanılarak kayıt altına alınmıştır. Katılımcılardan ses kaydı için izin istenmiş; kaydın sadece araştırmacı tarafından kullanılacağını taahhüt ederek katılımcıların onayını almıştır. Ses kayıt cihazı katılımcıların görebilecekleri bir noktaya yerleştirilmiş ve yalnızca görüşme süresince açık tutulmuştur.

Görüşmelerde elde edilen kayıtlar görüşmenin yapıldığı gün içerisinde ses dosyaları olarak bilgisayara aktarıldıktan sonra araştırmacı tarafından deşifre edilmiştir. Böylece görüşmelerin hem ses kayıt dosyaları hem de elektronik ortamda metin belgeleri oluşturulmuştur. Oluşturulan metin belgelerinde ortaya çıkabilecek olan eksiklik ya da hataların önüne geçmek için ses dosyaları yazılı görüşme metni okunur halde iken bir kez daha dinlenmiş; böylece metin dosyalarının eksiksiz olmaları sağlanmıştır.

3.4. Verilerin Analizi

Çalışmada elde edilen veriler yarı yapılandırılmış mülakat formu kullanılarak yüz yüze görüşme yöntemi ile toplanmıştır. Verilerin analizi içerik analizi yöntemi kullanılarak çözümlenmiştir.

İçerik analizi ile insanların ya da grupların inançları, tutumları, değerleri ve düşünceleri ortaya çıkarılabilir (Stemler, 2001). Bu bağlamda bu çalışma, yapılan mülakatlarla KKTC’de Beden Eğitimi ve Sporun mevcut durumunu ortaya koyup, sorunlar ve çözüm yollarını bulacak yapısal analizini ortaya çıkaracağından ve sporla ilişkili kişilerin düşüncelerini belgelemeyi amaçlandığından ötürü tanımlayıcılık ve tahmin etme özelliğine sahiptir.

96

Görüşme sonucunda elde edilen veriler, içerik analizinin aşamalarına uygun olarak değerlendirilmiştir. Görüşmeler yapılmadan önce, konu ile ilgili amaçlar belirlenmiş ve ölçekteki her soruya verilen cevaplar değerlendirilerek bu amaçlar şekillenmiştir.

Görüşmeler sonucunda elde edilen metinler teker teker çözümlenerek, KKTC’de beden eğitimi ve sporun yapısal analizini ortaya koyacak kategoriler oluşturulmuş ve bu kategoriler ilgili temalar altında toplanmıştır.

Görüşme yapılan deneklerin her soru için verdikleri cevaplar, araştırmacı ile birlikte başka bir alanda uzman kişi tarafından incelenerek, deneklerin bilgilerinden ve görüşlerinden ortaya çıkan düşünceler kategorilere ayrılmıştır. Bu iki değerlendirici, nitel araştırma yöntemlerinden içerik analizini kullanarak, önce bağımsız bir şekilde deneklerin düşüncelerinin frekanslarını belirlemişler ve kodlamalar yapılmıştır.

97

4. BULGULAR ve YORUM

Bu bölümde araştırmaya katılanların yarı yapılandırılmış görüşmelerde sorulan sorulara verdikleri cevapların incelenmesi sonucunda elde edilen bulgular ve bu bulgulara ilişkin yorumlara yer verilmiştir.

4.1. Spor örgütünün nasıl bir yapıda olması gerektiğini düşünüyorsunuz hakkında bilgi istenilen soruya ilişkin katılımcı görüşleri

Spor örgütünün nasıl bir yapıda olması hakkında bilgi istenilen soruya ilişkin yönetici görüşleri Tablo 5’te sunulmaktadır.

Tablo 5 Katılımcıların, Spor Örgütünün Nasıl Yapılanması Gerektiği Hakkındaki Görüşleri Spor Örgütünün Yapısı Katılımcılar Eğitim ve sporun ayrı bakanlıklar şeklinde 10 yeniden örgütlenmesi gerekir Spor örgütünde çalışan yönetici ve 7 personelinin donanımlı ve alanında uzman kişilerden oluşması gerekir Spor Federasyonların arşivlerinin 7 oluşturulması MOK’nin yapısının değişmesi gerekir 5 Mevcut olan spor örgütü amatör ve yetersiz 3 bir yapıya sahiptir. Spor örgütü Genel Müdürlük vasıtasıyla 1 Başbakanlığa bağlanmalı

98

Tablo 5 incelendiğinde katılımcılar Eğitim ve Sporun ayrı bakanlıklar çatısı altında örgütlenmesi gerektiği spor örgütünde çalışacak yönetici ve personelin donanımlı ve alanında uzman kişilerden oluşması gerektiğini, KKTC MOK’nin yapısının değişmesi gerektiğini ve spor federasyonların arşivlerinin oluşturulmasının önemini vurgulamışlardır.

Bu sonuçlardan hareketle, özellikle 21. Yüzyıldaki gelişmelerle de bağlantılı olarak spor yönetiminin önemi gittikçe artmaktadır. Fakat bu önemdeki artış, beraberinde bu alanda ihtisaslaşma oranı da arttırmak durumunda bırakmıştır. Günümüz toplumunda bilginin en önemli güç haline gelmesi ve sürekli iyileşerek başarıyı yakalamak adına spor örgütlerinde ihtisaslaşma vazgeçilmez bir unsur olma yolundadır (İmamoğlu., Çimen, 1999).

Katılımcılarımızın eğitim ve sporun ayrı bakanlıklar altında örgütlenmesi gerektiğini şu ifadelerden anlamaktayız.

“Eğitimin başlı başına bir olay olduğunu bu yüzden Eğitim ve sporun ayrı tutulmalı, eğitimle sporu yan yana koyduğunuz zaman spor eğitimin içerisinde kayboluyor” (K 6)

Katılımcılardan biri spor örgütünde deneyimli ve eğitimli kişilerin çalışması gerektiğini şu sözleriyle ifade etmiştir.

“Spor Örgütlerinin başına işin ehli eğitimli, bu işlerde ful konsantre çalışabilecek kişilerin getirilmesi çok önemli bir olgudur. Tabi ki yıllarca bunlar ülkede çok fazla olmadı inşallah bundan sonra sporun başına kendi işinde eğitimli, bilgili, kişilikli kişiler getirerek birazcık daha başarılı olunur.” (K 7)

Yukarıdaki iki açıklamayı destekler nitelikte bir görüş belirten katılımcı ise şunları ifade etmiştir.

“Federasyon yanında yıllarca spor dairesinde çalışmış biri olarak şöyle söyleyeyim hem personel yapısı olarak hem daire yapısı olarak bence çok basit bir düzenleme ve çok amatör bir yapıya sahiptir bizim spor örgütümüz. Şu anki yapısal anlamda baktığımızda federasyon sayısını değerlendirdiğimizde

99

elimizdeki tesisleri ve bunlara verilecek servisleri de düşündüğümüzde teşkilat olarak çok yetersiz görüyorum ben spor örgütünü. Dolayısıyla tekrar bir yapılanmaya gidilmesi ve ayrı bakanlıklar altında Eğitim ve sporun şekillenmesi gerektiğini belirtmek isterim. Hem tesis anlamında hem maddi kaynak yaratma anlamında birçok yasalarda da birçok çalışma yapması gerekir, bunun yanında hem örgütün ama özellikle de federasyonların kendi arşivlerini oluşturması konusunda hassasiyet gösterilmesini düşünmekteyim, dolayısıyla spor örgütün hem yöneticilerinin hem de kendi bünyesine çalışan, personelin kaliteli ve işin uzmanı insanlardan oluşması gerekiyor. Bunu da yaparken ülkenin içinde bulunduğu şartları değerlendirerek kendine hedefler belirleyerek bir yapılanmaya gitmesi lazım çünkü bizim durumumuz çok ironik bir durum yani diğer ülkeler gibi bir spor teşkilatının oluşması çok kolay değildir. Bunun yanında ülkemizdeki Milli Olimpiyat Komitesi sıkıntısı da var. Bir dönem ülkemizde iki ayrı komite vardı, şimdi biri kapatıldı ama kalan da istenilen düzeyde değildir şu anda olimpiyat komitesinin birçok federasyonla sorunları bulunmaktadır. Bu yapının da gözden geçirilmesi gerekir düşüncesindeyim.” (10)

Eğitim ve sporun ayrı ayrı önemli görevleri olduğunu düşünürsek, ayrı örgütler olarak örgütlenmesinin daha iyi bir yapılanma olabileceği düşünülebilir. Ancak beden eğitimi ve sporun ayni amaçları içerdiğini de düşünerek mutlaka işbirliği içerisinde bu faaliyetlerin yapılmasının faydalı olabileceği belirtilebilir. MOK’nin tüm federasyonların üstü olabilecek bir yapıya kavuşturulması ülke sporunu ileriye götürebilir.

Spor örgütlerinde alanında uzman kişilerin görev yapması için gerekli yasal düzenlemenin yapılması beden eğitimi ve spora katkı koyabileceği söylenebilir.

100

4.2. Katılımcıların spor hizmetlerinde devletin yeri neresi olmalıdır konusundaki soruya ilişkin görüşleri

Spor hizmetlerinde devletin yeri neresi olmalıdır? konusundaki soruya ilişkin görüşler Tablo 6’da verilmiştir.

Tablo 6 Katılımcıların Spor Hizmetlerinde Devletin Rolüne İlişkin Görüşleri Devletin Yeri Katılımcılar Destekleyici olmalı 9 Yönlendirici olmalı 5 Müdahaleci olmamalı 5 Denetleyici olmalı 3

Tablo 6 incelendiğinde, katılımcılar, spor hizmetlerinde devletin rolü, destekleyici olması, müdahaleci olmaması, bunun yanında yönlendirici ve denetleyici olması gerektiğini belirtmişlerdir. Bu görüşlerin devletin destekleyici olması gerektiği konusunda yoğunlaştığı dikkati çekmektedir.

Destekleyici yönetim biçimi bireyin örgüt içindeki davranışlarını sadece maddi beklentilere dayalı olmadığı görüşüne bağlı olarak iş görenin örgüt ortamındaki psikolojik beklentilerinin de tatmin edilmesi gerektiğini ortaya koymuştur. Böylelikle örgüt içerisindeki psikolojik atmosferin iyileştirilmesi ile çalışanların güven duygusu da sağlanacaktır (Cem, 1971).

Şahin ve İmamoğlu (2011) çalışmalarında, “Hükümet öncelikli olarak hangi tür spor işlevini yerine getirmelidir?” ifadesine araştırma grubunu oluşturan akademisyenlerin %43’ü tarafından fiziki altyapı, %41.9’u tarafından sporun kitlelere yayılması, bununla birlikte milletvekillerinin, %60.2’si “hükümetlerin öncelikli olarak” fiziki altyapıya önem vermesi şeklinde görüş bildirdiklerini belirlemiştir.

Ayrıca çalışmada Spor Siyaset Etkileşimini Algılama Ölçeğinden Alınan Puanların araştırma grubunun hükümet öncelikli olarak hangi tür spor işlevini yerine

101 getirmelidir? sorusuna ilişkin görüşlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek amacıyla Kruskal-Wallis testi yapılmıştır. Buna göre milletvekillerine ait puanlar arasında yalnızca spor-siyaset ilişkisi alt boyutunda anlamlı farklılığın olduğu tespit edilmiştir (p<0.05). Bu farkın ise “fiziki altyapı”nın öncelikli olarak desteklenmesi gerektiği görüşü ile “spor örgütlerinin denetimi ve desteklenmesi” gerektiği görüşüne yönelik ifadeler arasında olduğu anlaşılmaktadır (Şahin ve İmamoğlu, 2011). Spor hizmetlerinde devletin yeri konusunda görüş bildiren katılımcılardan bazılarının görüşleri şu şekildedir:

“Spor hizmetlerinde devlet destekleyici, denetleyici olması, müdahaleci olmaması gerekiyor, bunun yanında ülkede iki tanede olimpiyat komitesi olmasını da kaos olarak nitelendiriyorum.” (K12)

“ Spor hizmetlerinde devletin yeri denetleyici yönlendirici ve bu yönde ihtiyaç duyulan yasal alt yapıları düzenleyici bir yapısı olması müdahaleci bir zihniyette olmaması düşüncesindeyim bunları yapabilmesi için de spor teşkilatı içinde buna yönelik insanların olması veya buna yönelik komitelerin oluşturulması gerekmektedir.” (K10)

Devletin spor hizmetlerinin yürütülmesinde vereceği desteğin önemli olduğu ancak bu desteğin sadece maddi açıdan değil; tesis, eğitim, personel, sponsorluk alanlarının ve imkânlarının geliştirilmesi; bunun yanında yapılan çalışmaların denetlenip varsa hataların düzeltilerek federasyonların veya kulüplerin daha iyi imkânlarda çalışmasının sağlanmasının önemli olduğu söylenebilir.

102

4.3. Beden eğitimi ve spor faaliyetlerini örgün eğitim açısından nasıl değerlendirirsiniz sorusuna ilişkin katılımcı görüşleri

Beden Eğitimi ve Spor faaliyetlerini örgün eğitim açısından nasıl değerlendirirsiniz konusundaki soruya ilişkin görüşler Tablo 7’de verilmiştir.

Tablo 7 Katılımcıların Beden Eğitimi ve Spor Faaliyetlerinin Örgün Eğitim Açısından Değerlendirilmesine İlişkin Görüşleri Örgün Eğitim Katılımcılar Beden eğitimi öğretmenleri ilgisiz 5 İlköğretimde beden eğitimi ve spor uzmanlığı yok 4 Okul Sporları faaliyetlerine katılım az 3 Beden Eğitimi ders saatleri yetersiz 3 Beden eğitimi ve spor derslerinin uygulamada daha fonksiyonel hale 3 gelmesi açısından koçluk sisteminin oluşturulması gerekir Denetim Eksikliği vardır 1

Tablo 7 incelendiğinde, katılımcılar beden eğitimi öğretmenlerinin ilgisiz olduğu, ilköğretimde görevli beden eğitimi öğretmenlerinin beden eğitimi ve spor öğretmeni yetiştiren yüksekokullardan mezun olmadıkları ve alanlarında uzman beden eğitimi öğretmeni olmadıklarını, beden eğitimi derslerinin içerik ve ders saati olarak yetersiz bulduklarını okul sporlarına katılımın az olduğu, beden eğitimi ve spor derslerinin uygulamada daha fonksiyonel hale gelmesi açısından koçluk sisteminin getirilmesini yönünde görüş bildirirken bir katılımcı da denetim eksikliğinden bahsetmiştir.

Çolakoğlu yapmış olduğu “sporun topluma yaygınlaştırılması açısından okul sporları” isimli çalışmasında da katılımcıların %49.6 sının beden eğitimi ders saatlerinin yetersiz olduğu ve en az 4 saate çıkarılması gerektiği konusunda görüş bildirdikleri tespit edilmiştir. Bu sonuç çalışmamızla paralellik arz etmiştir (Çolakoğlu, 2004)

103

Beden eğitimi ve spor, yetişmekte olan nesillerin temel kaynağı olan insanın fiziksel, zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimini amaç edinen ve genel eğitimin tamamlayıcı ve ayrılmaz bir parçası olarak görülen bilinçli ve planlı faaliyetlerdir (Yıldıran ve Yetim, 1996).

Beden eğitimi ve spor, insanın bedensel ve ruhsal eğitimine doğrudan olumlu etkilerde bulunurken, kişinin bu eylem içinde kendini tanımasına ve tanıtmasına, toplum hayatında yerini almasına yardımcı olur (Yetim, 2010).

Bu bilgilerden hareketle hem devletin hem spor yöneticilerinin hem de beden eğitimi öğretmenlerinin beden eğitimi ve spora gereken önem vermeleri gerekmektedir.

Bir katılımcı özellikle beden eğitimi öğretmenlerinin derslere gerekli ilgiyi göstermedikleri ve bunun sonucunda okul sporlarının yanında ülke sporunun da etkilendiğini şu sözleriyle ifade etmiştir:

“Beden eğitimi ve spor etkinlikleri ülkemizde örgün eğitim çerçevesinde okullarda uygulanmaktadır. Yıllar önce okullar arası sportif müsabakalar daha popülerdi. Federasyon ve kulüp sporlarının üzerinde olan bir etkinlikti, daha çok okul takımlarından kulüp takımlarına sporcu giderdi, fakat şu anda kulüpte oynayan sporculardan okul takımları yaratılmaya çalışılıyor. Bunun nedeni ise beden eğitimi öğretmenlerinin kendilerini işlerine vermediklerini söyleyebilirim. Beden eğitimi derslerini veren kim olduğu önemli nasıl verdiği önemli burada da benim aklıma denetleme geliyor. Yani okul sporlarını denetleyici unsurların olduğuna inanmıyorum. Bu gün özellikle devlet okullarıyla özel okulları karşılaştırma yaptığımızda şöyle bir şey çıkıyor: özel okulda 2 tane beden eğitimi öğretmeni 10 - 12 tane takım çıkarabiliyorken devlet okulunda 4 tane beden eğitimi öğretmeni 4 tane takım çıkarıyor. Bunun sonucunda şu anda ülkede yalnızca okul sporlarındaki sporun düşmesi bir yana buna paralel ülke sporu da gerilemiştir.”(K10)

Bunun yanında; bir katılımcı

“Örgün eğitim genelde herkesin spor yapmasını hedefleyen bir yapıda olması gerektiğini okullardaki beden eğitimi derslerinin içerik ve süre bakımından yetersiz olduğunu yeni bir yapılanma gerektiğini” belirtmiştir. (K5)

104

Bir başka katılımcı ise

“Özellikle ilköğretimde beden eğitimi kadrosunda görev yapan öğretmenlerin beden eğitimi öğretmenliği mezunu olmadıklarını bunun da sporun ve sporcunun gelişmemesindeki temel sorunları teşkil ettiğini” belirtmiştir.(K12)

Katılımcıların görüşlerinden yola çıkarak okullardaki beden eğitimi öğretmenlerinin derslere gerekli ilgiyi göstermedikleri, okul sporlarında mücadele etmek için iyi çalışmalar yapılmadığı, görülmektedir. Bunları çözebilmek için hizmet içi eğitimine önem verilmesi beden eğitimi öğretmenleri üzerinde olumlu etki yapabileceği düşünülebilir.

4.4. Spor teşkilatları tarafından yürütülen eğitim faaliyetleri değerlendirilmesi konusundaki soruya ilişkin görüşler

Spor teşkilatları tarafından yürütülen eğitim faaliyetleri değerlendirilmesi konusundaki soruya ilişkin görüşler Tablo 8’de verilmiştir.

Tablo 8 Katılımcıların Spor Teşkilatları Tarafından Yürütülen Eğitim Faaliyetlerine İlişkin Görüşleri Spor Teşkilatları Açısından Eğitim Faaliyetleri Katılımcılar Spor federasyonları tarafından yürütülmektedir 10 Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı destekli 4 Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı desteği yok 2 Türkiye Spor Federasyonları destek veriyor 4 Eğitmenler yetersiz 3 Mevcut spor teşkilatında spor eğitim daire başkanlığı oluşturulmalı 3

Tablo 8 incelendiğinde, katılımcılar genelde bu eğitim faaliyetlerinin federasyonlar tarafından yapıldığı konusunda görüş bildirmişlerdir. Bakanlığın ve Türkiye Cumhuriyeti spor federasyonlarının destek verdiğini spor teşkilatı içerisinde

105 eğitim oluşturulması gerektiğini bunun yanında ülkedeki spor teşkilatı tarafından yürütülen eğitmenlerin yetersiz olduğu konusunda görüşler belirtilmiştir.

Bu sonuçlardan hareketle federasyonlar tarafından verilen antrenör eğitimlerinin gerek içerik gerekse müfredat bakımından daha zengin bir hale getirilmesi ve aynı zamanda da eğitimcilerin eğitimine önem verilmesi gerekebilir.

Dolayısıyla kalite yönetimi benimseyen örgütler öncelikle üst yönetim çalışanlarının uzmanlık seviyelerini yükseltmek için cesaretlendirilmeli ve çalışanlarda gerekli öğrenme çabası içinde olmalıdır.

Böylelikle sürekli ve düzenli eğitim yoluyla insanlar nasıl daha etkili, verimli ve ustaca çalışacaklarını öğrendiklerinde örgütlerde daha başarılı olurlar (Çimen ve Gürbüz, 2007).

Spor teşkilatı tarafından yürütülen eğitim faaliyetlerini bir katılımcı şu şekilde ifade etmektedir,

“Bu faaliyetler bakanlığımızın desteği ile federasyonlar eliyle yürütülmekte olup her federasyonun kendi antrenör, hakem ve sporcusuna sunacağı eğitimler, Türkiye’deki federasyonların da büyük desteği ile ülke içinde veya ülke dışında yapılmaktadır.”(K1)

Diğer bir katılımcı ise konuyla ilgili görüşlerini şu şekilde aktarmıştır.

“Ülkemizde genelde federasyonlar tarafından bu eğitimler yürütülmektedir. Fakat görünüş itibariyle de çok gelişmiş bir şekilde değildir, zaman zaman çeşitli kurslar ve konferanslarla götürülmeye çalışılmaktadır ve bu faaliyetleri federasyonlar yapmaktadır. Bazı federasyonlar daha çok bazıları daha az yapmaktadırlar ama kanımca bu gibi eğitimlerin çok yeterli olduğuna da inanmamaktayım.” (K 13)

Spor teşkilatı içerisinde eğitim daire başkanlığı olması gerektiği konusunda görüş bildiren katılımcılardan biri ise şunları söylemiştir.

106

“Türkiye’deki ilgili federasyonlardan da yardım alarak bazı federasyonlar kendi çabaları ile eğitim seminerleri düzenliyorlar. Ama spor teşkilatının bir eğitim daire başkanlığı olması lazım, bu eğitim daire başkanlığı federasyonların verdikleri kursları seminerleri denetleyip düzenleyeceği gibi yetersiz durumlarda da gerek Türkiye’den gerekse Avrupa’dan bu işin ilmini yapmış kişileri getirip onlara bu tür eğitimleri vermelerini sağlamsı gerekir. Şu anda bu çalışmalar yetersizdir hatta yoktur. Bu neyi gerektiriyor, spor teşkilatı şemasını da bir incelemek lazım bu gün bakıyorsunuz kadroda şemada bir sürü boş yer varken oraya atanamayan yani boş kalan bir sürü makamlar var o makamlara kimseyi atamadıkları gibi dışarıda gezen bir sürü insanlar var. Bu işin uzmanı profesörü olan onlar açıkta geziyor kadrolar boş ve biz eğitim bekliyoruz bunun karşılığını alamayız yani.”(K6)

Bir başka yaklaşımla bakanlığın desteği olmadığını savunan bir katılımcı ise sözlerini söyle ifade etmiştir:

“Milli Eğitim ve Spor Bakanlığı federasyonlara herhangi bir şey verdiğini zannetmiyorum ben kendimden biliyorum bizler kendimiz bir şeyler yapmaya çalışıyoruz onlar için de eğitim ve spor bakanlığı böyle bir şeyde bulunmuyordur. Federasyonların baskısı ile bir şeyler yapılmaya çalışılıyor o kadar. Federasyonlar kendi içinde bu tür eğitim faaliyetlerini yapıyor”(K8).

KKTC’nde spor federasyonları tarafından düzenlenen kurs, seminer vb çalışmaların daha verimli ve kaliteli yapılabilmesi için, spor dairesi çatısı altında eğitim daire başkanlığının oluşturulması, bu tür eğitim çalışmalarının hem daha planlı hem de daha programlı bir sistemde oluşturulabileceği ve daha iyi eğitimler verilebileceği söylenebilir.

107

4.5. Katılımcıların spor tesisleri politikasını değerlendirilmesi konusundaki soruna ilişkin görüşleri

Spor Tesisleri Politikasını değerlendirilmesi konusundaki soruya ilişkin görüşler Tablo 9’da verilmiştir.

Tablo 9 Katılımcıların Spor Tesisleri Politikasına İlişkin Görüşleri Spor Tesisleri Politikası Katılımcılar Spor tesisleri politikası yetersiz 9 Spor tesisleri politikası yeterli 3 Spor tesisleri politikası yok 1

Katılımcılara spor tesisleri politikasını değerlendirmelerine ilişkin yönlendirilen soruya verdikleri cevaplara bakıldığında, Tablo 9’da da görüldüğü gibi spor tesisleri politikasının yetersiz olduğunu belirtmişlerdir.

Aydın, Demir ve Yetim (2007) Türk spor politikalarında öngörülen hedeflerin uygulamada istenilen düzeyde gerçekleşmediğini, buna neden olarak da sporu yönetenlerin konuya devlet politikası olarak değil, siyasi hesaplarla yaklaşmaları, sorunları günübirlik çözümlerle giderme yoluna gitmeleri ve sporun topluma yaygınlaştırılmasından çok sporda madalya sayısı ve başarıyı ön planda tutmalarından kaynaklandığını gerekçe göstermiştir.

Spor tesisleri politikasının yetersiz olduğunu bir katılımcı şu sözleriyle ifade etmiştir:

“Spor Tesisleri için çok sağlam bir politika geliştirilemedi aslında ama. Devlet kendine göre Spor şuralarında bir politika oluşturuyor ve ona göre davranıyor ama biraz daha siyasetin tercihleri sanki ön plana çıkıyor gibi görüyorum son dönemlerde. Siyasetten ayrı genel bir tesisleşme planlı şekilde yapılması çok daha uygun olur diye düşünüyorum. Şu anda tam planlı bir şey yok. Bence yetersizdir.”(K3)

108

Spor tesisleri politikası hakkındaki olumsuzluğa değinen diğer bir katılımcı ise görüşlerini şu şekilde ifade etmiştir:

“Bence böyle bir politika yoktur. Spor tesislerini bir tarafa bırakacak olursak federasyonların binaları olmaması spor tesislerimizin de aynasını göstermektedir. Bilhassa salon sporları zor durumdadır. Ülke içerisinde sporun ve biliyorsunuz voleybol, basketbol, hentbol, güreş ve diğer federasyonlar yani salon sporları var olan salonları rotasyon şeklinde kullanmaktadırlar. Bazıları bazı müsabakalarını ertelemek zorunda ya da sayısını düşürmek zorunda kalmaktadır en güzeli tesislerimizin daha fazla yapılması bir de yapılan tesislerin idamesi ile ilgili bakımlarının da yapılması gerekmektedir. Kaldı ki bizim ülkemizde birçok salonun bakıcısı bile yoktur. Artık durumun ne olduğunu da buradan çıkarabilirsiniz.”(K9)

Farklı bir yaklaşımla spor tesisleri politikasını var olduğunu savunan bir katılımcı ise konuyu şekilde değerlendirmiştir.

“Geçmişten günümüze düşündüğümde 15 – 20 yıllık bir sürede tesisler açısından bayağı bir iyi noktaya geldiğimizi rahatlıkla size söyleyebilirim bundan 15 yıl önceki spor salonu sayımızla bu günkü spor salonu sayısı arasında inanılmaz derecede bir fark vardır. Sadece Arabahmet İlkokulu içerisindeki başaran spor salonundan bu gün Lefkoşa Atatürk Spor Salonundan, antrenman salonu, Girne Ertuğrul Apakan Spor Salonu, Güzelyurt Spor Salonu, Dr. Fazıl Küçük Spor Salonu İskele dönünüz Magosada Doğu Akdeniz Üniversitesi Spor Salonu devletin başlatıp tamamladığı bir salondur ve devletimizin çocuklarımıza ve gençlerimize hizmet götürmektedir. Yani birçok spor salonumuz mevcuttur. Futbol sahalarımız toprak zeminli sahalarımızın büyük bir bölümü yaklaşık 55 tane yanılmıyorsam çim zeminli sahamız oldu. Sahalarımız çok mu kaliteli? Çok kaliteli olmasa da en azından o çok sert taşlı topraklı sahalardan kurtulup elimizdeki imkânlar ölçüsünde bayağı iyi bir konumda olduğumuzu rahatlıkla söyleyebilirim. Politika dediğiniz de bugün rahatlıkla şunu söyleyebilirim ki kitle sporuna yönelik de çalışmalarımız sürdürülmektedir. Bu gün Güzelyurt’taki Spor Kompleksi kitlelere hitap edilecek düzeye getirilmiştir. Lefkoşa’da eskiden okullar sahası dediğimiz, bu gün Atilla Topaloğlu spor alanı dediğimiz bölgede her ne kadar da koşullar çok iyi değilse bile büyük bir kitlenin spor yaptığını gözlemleyebiliyoruz. Tesisler açısından da politikamız şudur; her bölgemizde kesinlikle hem kitleye yönelik spor etkinliklerinin hem de salon sporlarının yarışmacı sporcuların da yetişebileceği tesislerin tamamlanması. Bu gün

109

tartan pist konusu gerçi atletizme çok büyük önem verdiğimizi söyleyemem. Önem verdiğimizi söyleyemem derken şu anlamda söyleyemem bu gün takım bazında takım yarışmalarına yönelik atletizmimiz çok iyi bir noktada değil ama ferdi anlamda bu gün yaklaşık 8 – 10 tane Türkiye Milli takımında girebilecek kapasitede atletlerimiz mevcuttur. Bugün bir Meliz Redif, örneğin Yiğitcan Hekimoğlu, Mahmut Koral gibi atletlerimiz bayağı iyi noktada olduklarını söyleyebilirim. Tesisler açısından bundan sonraki politikası Devletimizin ki sn Bakanımız da bu konuda bunu düşünüyor kitle sporuna yönelik tesislerin daha da çoğaltılmasıdır.”(K2)

KKTC’nde spor tesislerinin sayısı giderek artmaktadır. Ancak yapılan bazı tesislerin plansız ve programsız yapılması ve kitle sporuna yönelik olmamaları, gereksiz yatırımlar olarak görülmektedir. Tesisler yapılırken kitle sporuna hizmet verebilmesi, uluslararası faaliyetlerin yapılabileceği şekilde kurallara uygun olarak projelendirilmeleri ve birden fazla branşa faaliyet gösterecek şekilde yapılmaları ülke sporunun gelişimi açısından önemli olduğu söylenebilir.

4.6. Federasyonlar ve kulüpler açısından beden eğitim ve sporun değerlendirilmesi konusundaki soruya ilişkin görüşler

Federasyonlar ve kulüpler açısından beden eğitim ve sporun değerlendirilmesi konusundaki soruya ilişkin görüşler Tablo 10’da verilmiştir.

Tablo 10 Katılımcıların Federasyonlar ve Kulüpler Açısından Beden Eğitim ve Sporun Değerlendirilmesi Konusundaki Görüşleri Federasyonlar ve Kulüpler Açısından Katılımcılar Okullar ile işbirliği yapmalıdır. 8 Okullar federasyon ve kulüplerin alt yapısı 5 olmalı Beden eğitimi öğretmenleri görevlerini iyi 4 yapmıyor Okullar federasyon ve kulüplerin alt yapısı 1 olmamalı Federasyon ve kulüpler okul sporlarına 1 sponsor olmalı Koçluk sistemi getirilmeli 1

110

Katılımcılar federasyonlar ve kulüpler açısından beden eğitimi ve sporu değerlendirirken okullarla işbirliği yapılması gerektiğini vurgulamışlardır.

Sporun, kökleşmiş kurumlar içinde gücünü kültürel yapı unsurlarından alarak yaşaması, şüphesiz onun topluma benimsetilmesi, yeni şartlara adapte edilmesi ve yozlaştırılmaması açısından önemlidir (Yetim, 2010).

Katılımcılardan biri federasyon ve kulüplerin okullar ile işbirliğini şu şekilde açıklamıştır.

“Tabi yine burada federasyonlarda gerek özerk olsun gerek özerk olmasın beden eğitimi ve spor dediğimizde okul sporları aklıma geliyor, federasyonlarla okul işbirliği geliyor ki burada bazı federasyonlar bunu yapabiliyor bazı federasyonlar yapamıyor diye görüyorum. Burada da spor dairesi aracı olup bu konuda birilerine destek olması gerektiğini düşünüyorum. Ama federasyonların zaten kendi alt yapılarında ı çalışmalar yaptığı çocukların hepsi okullarda dolayısı ile bu tür ilişkilerin daha üst seviyeye çekilmesi gerektiğine inanıyorum. Federasyonlarımız ve kulüplerimiz okul sporlarına beden eğitimine ne tür destek verebilir? Federasyonlarımız ve kulüplerimizin bu konuda bir çalışma yapılması gerekir. Bu ilişkinin geliştirilmesi ile federasyonlarımızın ve kulüplerimizin de okullardaki beden eğitimi derslerine daha da nitelik katabileceğini düşünürüm ben en azından yetenekli çocukları daha iyi tespit edip oradan federasyonlara ve kulüplere kanalize edilebilir.” (K 10)

Okulların spor kulüp ve federasyonlarının alt yapı kaynakları olması şeklindeki bir görüşte ise şunlar belirtilirken

“Federasyon ve kulüplerimizin aslında malzemesi okullardır. Dolayısı ile spor alt yapısını okul sporlarını canlandırdığımız zaman federasyonlar ve kulüplerimiz de bundan oldukça yoğun bir şekilde yararlanacaklardır, bu açık bir gerçektir. Beden eğitimi dersi de aslında sporun yönlendiricisi yalnızca sağlık boyutu değil aynı zamanda tabi ki sağlık boyutu da çok önemli ama sporun tanıtımı ve çocukların yeteneklerinin ortaya çıktığı bir ders olarak da anılabilecekti. Aslında bu en önemli unsurdur.” (K1).

111

Bir görüşmeci de tam farklı görüşte olduğunu belirtirken okullarda koçluk sisteminin getirilmesini ve okullara, kulüp ya da federasyonların sponsor olması gerektiğini şu sözleriyle ifade etmiştir.

“Federasyonlar, kulüpler yenile bir moda oldu şimdi, okullar alt yapı olsun, bu bana göre tamamen ters bir şeydir, bir federasyon düşünün ya da bir kulüp gidecek okula, okuldan öğrenci seçecek ve bu öğrenciyi alacak ve spor eğitimi verecek veya sporcu yetiştirecek. Bir kere federasyon denince futbol federasyonunun aldığı 2.500.000TL değer federasyonların aldığı en az 200.000er TL’lik ödenek yerine bir defaya mahsus bunları beden eğitimi derslerine verseler bu parayı almasalar da bu çocuklara yönelik o parayı bıraksalar bu memleketin alt yapısı da üst yapısı da sporda kalkınır. Ben bunun iddiasında varım. Gazetelerde geçen gün spor yazarlarının bir semineri oldu seminerde aniden çıkan karar; okullar kulüplerin alt yapısı olmalıdır. Yani ben okul sporları amiri olarak düşünüyorum nasıl bir şey yani ne demek yani beden eğitimi öğretmeni bütün işini gücünü bırakacak beden eğitimi dersini bırakacak ve kulüplere futbolcu yetiştirecek voleybolcu yetiştirecek atletizmci yetiştirecek olamaz böyle bir şey, beden eğitimi öğretmeni beden eğitimi dersinden sorumludur yani burada federasyonlar ve kulüpler hiçbir zaman okullarımıza girmesinler okullara gireceklerse sponsor olarak girerler sponsor olarak öğretmenle, müdürle görüşürler öğlenden sonra beden eğitimi öğretmeni veya koç çalıştırır onlar da seçer gider alır. Bir okul müdürü kendi okulunun içerisinde koçluk sistemini getirebilir. Şimdi biz koçluk sistemi derken koçluk sistemini devlet ödeyecek değildir. Koçluk sistemi derken okul müdür çıkar ben falan koçu getiriyorum bana bir futbol takımı yap o koça 1000TL veririz ve biter ve bunu da bir kulüple anlaşarak yapılır”(K5).

Spor federasyonları ve kulüpler yetenekli sporcuların tespit edilmesinde okullarla işbirliği içinde olmalı. Tüm spor branşlarının okul sporları içerisinde yer almasının sağlanması ülke sporuna yetenekli sporcuların kazandırılması açısından önemli olduğu söylenebilir. Bu branşların okullarda faaliyete geçirilmesi için ise federasyonlar veya kulüplerin okullara antrenörler yönlendirmesi yani koçluk sisteminin başlatılması ile mümkün olabileceği düşünülebilir.

112

4.7. Spor federasyonlarının ve spor kulüplerinin yönetim kademelerinin seçimlerinde siyasetin etkisi konusundaki soruya ilişkin katılımcı görüşleri

Spor Federasyonlarının ve spor kulüplerinin yönetim kademelerinin seçimlerinde siyasetin etkisi konusunda soruya ilişkin görüşler Tablo 11’de verilmiştir.

Tablo 11 Katılımcıların Spor Federasyonu ve Spor Kulüpleri’nin Yönetim Kademelerinin Seçimlerinde Siyasetin Etkisine İlişkin Görüşleri Siyasetin Etkisi Katılımcılar Siyaset etkilidir 9 Siyaset olmamalıdır 5 Siyaset etkisizdir 2 Siyaset olmalıdır 1

Spor Federasyonlarının ve spor kulüplerinin yönetim kademelerinin seçimlerinde siyasetin etkisi konusunda katılımcıların büyük çoğunluğu siyasetin etkili olduğunu belirtirken bir kısmı da olmaması gerektiğini dile getirmiştir.

Şahin 2011 yılında Türkiye’de yaptığı benzer bir çalışmada; Spordan Sorumlu eski Devlet Bakanı, eski Gençlik ve Spor Genel Müdürü, iki Federasyon Başkanı ile Olimpiyat Oyunlarında derece almış iki sporcudan elde edilen nitel verilere göre; Spor Federasyonlarının ve spor kulüplerinin yönetim kademelerinin seçimlerinde siyasetin etkisi konusunda düşünceleriniz nelerdir sorusuna; Katılımcıların genel anlamda siyasi taraftarlığın önemli rol oynadığı, spor federasyonları ve spor kulüp seçimlerinde özellikle GSGM ait spor kulüplerinin siyaset tarafından yönlendirildiği üzerinde durulmaktadır. Katılımcılar, bizzat yaşadıkları seçim süreçlerini değerlendirerek, siyasetin etkili olmamasının mümkün olmadığını ama desteklenecek adayın spordan ve liyakat sahibi olması durumunda kabullenecek bir durum olduğunu ve seçimi kazanan federasyon yönetimin GSGM, hükümet ve dolayısıyla siyasetçileri göz ardı edemeyeceğini de vurgulamışlardır.

Ayrıca Şahin, 2011 nicel verilerine göre de “spor siyaset kurumları karşısında bağımsız olmalıdır” yönünde görüş belirten akademisyenler grubun %90.7’sini,

113 milletvekilleri ise %84.3’nü oluşturmaktadır. Nam (1997) araştırma sonuçlarına göre katılımcılar, genel olarak siyasetin spor üzerinde önemli bir rolü olduğunu düşünmektedir. Ancak önyargısız ve çıkar beklemeden siyasetin sporu desteklemesini arzu etmektedirler.

Federasyonların ve spor kulüplerini yönetim kademelerinin belirlenmesinde siyasetin etkili olduğunu ancak olmaması gerektiğini katılımcılardan bazıları şu şekilde açıklarken,

“Genelde spor kulüpleri ve federasyonlar her ne kadar da siyasete bulaşmamış olması gerekmesine rağmen zaman zaman özellikle özerk olmayan federasyonlardaki atamalar ilgili siyasi partinin düşünce ve görüşlerine göre atamalar yapılmaktadır. Özerk federasyonlar ise zaman zaman gene mevcut iktidardaki siyasi partililerden kulüplere yapılan etkiler neticesinde o kendi düşüncelerine yakın federasyonların başkanlarını seçtirmeye çalışmaktadırlar. her ne kadar zaman zaman başarılı olurlar zaman zaman başarısız olurlarsa da ancak bu bir gerçektir ki ülkemizde, kötü bir örnek siyasi partilere yakın olan federasyonlar ve kulüp başkanları daha çok yardımlar almakta hatta daha da ileriye giderek ilgili Bakanlar kendi bölgelerine spor konularında daha çok yatırım yapmaktadırlar. Buda kendi bölgelerinde özellikle Milli Eğitim ve Gençlik ve Spor Bakanlığı veya ayrı bir bakanlık olmaları halinde devlet olanaklarının eşit dağıtılmadığı ve kendi bölgesinden seçilen Bakanların daha çok kendi bölgelerine yatırım yaptıkları yıllar itibariyle gözlenmektedir. Dolayısı ile siyasetle federasyon ve kulüpler maalesef ve maalesef zaman zaman iç içe olmaktadırlar.” (K13)

“Bizim ülkemizde tabi ki siyaset her şeyin içinde vardır. Sadece küçük toplum olmamızdan dolayı siyaset futbolda da vardır, voleybolda da vardır, basketbolda da vardır, atletizmde de vardır. Bu federasyonların seçiminde de vardır, federasyonun ilgili yöneticilerinin seçilmesinde de vardır, kulüplerin başkanlarının seçilmesinde de vardır. Kulüplerin yönetim kurullarının oluşturulmasında dahi siyaset vardır bizde, bu bizim ülkemizin kanayan yarasıdır. Bakın isterseniz geçin geçmişe bakın x partinin başta olduğu zaman federasyon başkanlarına kulüp başkanlarına bakın göresiniz hep o partinin sempatizanları olmuştur. O parti gider başka parti gelir bu defa başkanlar, kulüp başkanları yöneticiler değişir bu defa bu partinin sempatizanları gelir yani bunlar kadar yanlış bir şey hiç olmaz, malesef bu bizim ülkemizde vardır olmaması gerekir ama vardır. Geçmiş yıllara göre o kadar var mı yoktur. Geçmiş yıllarda siyasi atamaydı hep otururdu Spor Dairesi Müdürü,

114

Müsteşarı, Bakan kendi aralarında toplantı yaparlardı o onu yaparlardı bu bunu yaparlardı. Şu anda birazcık o kırılmış durumda yıllar geçtik sonra bu düzelecek yani siyaset ile bu işlerin herhangi bir bağlantısı olmaması lazım çok tehlikeli bir gidiştir bu.” (7)

Başka bir katılımcı ise siyasetin etkili olmadığı yönünde görüşlerini şu şekilde ifade etmiştir:

“Ben spor federasyonlarının veyahut da spor kulüpleri içerisinde yönetim kademelerinin belirlenmesi genel kurulları ile olduğunu görüyorum ve gözlemliyorum. Bu bizim sivil toplum örgütlerinin tümünde böyle, Federasyonlarımız da aynı zamanda birer sivil toplum örgütüdür ve genel kurulları ile yönetiliyorlar. Genel kurul içerisindeki yapı bu gün siyasete baktığımız zaman her görüşten kişilerin bulunduğu yerlerdir, ben burada siyasetin etkin olacağını hiç düşünmüyorum. Zaman zaman bazı kulüplerde söyleniyor siyaset karıştı siyaset bulaştı da takım kötüye gidiyor diye. Bunlar da belki de çok samimi ortamlardan doğan söylemlerdir. Ben inanmıyorum özellikle spor kulüplerindeki yönetim kademelerinin seçiminde etkili olduğuna inanmıyorum.”(K2)

Maddi katkıların devlet tarafından sağlandığı bir yapıda olan federasyonlar ve bağlı kulüpler içerisinde siyasetin etkili olabileceği bir ortamdan bahsedilebilir.

115

4.8. Sporcular açısından beden eğitimi ve sporu değerlendirilmesi konusundaki soruya ilişkin katılımcı görüşleri

Sporcular açısından beden eğitimi ve sporu değerlendirilmesi konusunda soruya ilişkin görüşler Tablo 12’de verilmiştir.

Tablo 12 Katılımcıların KKTC’deki Beden Eğitimi ve Spor Faaliyetlerini Sporcular Açısından Değerlendirmeleri Hakkındaki Görüşleri Sporcu açısından Katılımcılar Okullardaki beden eğitimi ve spor yapısının 4 yetersizliği İlköğretimde branş öğretmen eksikliği 4 Sporculuk hayatında profesyonelleşmenin 3 olması gerektiği Ders sayısı yetersiz 2 Spor ambargoları 1 Farklı alanlara yönelme 1 Okul müsabakalarına katılımın azlığı 1

Tablo 12’ye bakıldığında katılımcıların Sporcular açısından beden eğitimi ve sporu değerlendirilmesine ilişkin görüşleri okullarda beden eğitimi yapısının yetersizliği, branş öğretmenlerinin eksikliği, yönünde görüşler ön plana çıkmıştır.

Okullardaki beden eğitiminin ve spor yapısının yetersiz olduğu konusunda bir katılımcı şu görüşlere yer verirken,

“Sporcular açısından benden eğitimi eğitsel boyuttan baktığımız zaman sporcuların bu gün okullardaki beden eğitimi derslerinde aslında düzgün bir spor yaşamını elde etmeleri gerekiyor. Peki bana derseniz ki okullardaki beden eğitimi yapısı tama anlamıyla gerçekleşmiş durumda mıdır? Gerçekten tam sağlıklı bir sistemidir? Hayır değildir. İşte okul sporları noktasında hem ilköğretimde hem genel orta öğretimde hem de mesleki teknikte beden eğitimi öğretmenlerimize yönelik de zaman zaman seminerler, kurslar düzenlemekteyiz. Ben açıkçası yeterli yönlendirmenin yapıldığını düşünmüyorum. Bu konuda düzeltmeler yapmamız gerektiğine inanıyorum, çünkü sporcu gerçekten nasıl yaşaması gerektiğini, hangi spora yöneleceği

116

konusunda yeteneklerinin fark edilmesi gerektiği ve bilinçli spor yapmaları noktasında beden eğitimi derslerinden yeteri kadar yararlanamamaktadır.” (K1)

İlkokullardaki branş öğretmenlerinin eksikliğini belirten katılımcılardan bazıları ise görüşlerini şöyle açıklamıştırlar.

“Tabi ki sporcular küçük yaştan bu beden eğitimi ve spora çok yatkın olduklarını söyleyebilirim. Bu gün ilkokullarımızda neredeyse başlanan spora hazırlık çalışmalarımız öncelikle beden eğitimi derslerinde başlamaktadırlar. Bu sporcularımız büyüyerek belli bir noktaya geldiklerinde federasyonlar ve kulüplerle tanışıyorlar onun için bu sporcularımızın beden eğitimi ve sporu benimsemeleri ta ilkokuldan başlamaktadır ve beden eğitimi özellikle kendi bedenlerinin gelişmesi açısından çok üst düzeyde tamamı ile okullarda almaktadırlar. Yeterlimidir? Değildir. Nedeni ise açık ve net bir şekilde vurgulayabilirim çünkü bu gün ilkokullardaki beden eğitimi derslerini yürüten arkadaşlarımız maalesef bunu söylemeliyim sendikal açıdan bir sıkıntıdan kaynaklanan olgudan dolayı beden eğitimi bölümlerinden mezun olan arkadaşlarımız buralarda görev almaları çok zorlaştırılmıştır. Atatürk Öğretmen Akademisinden mezun olan tamamı ile sınıf öğretmenliği eğitimi alan arkadaşlarımız ki onlar da çok iyi niyetle ve gerçekten özveri ile yaptıkları çalışmalar sonrasında çocuklarımızı eğitiyorlar. Çocuklarımız ortaokul ve lisede tamamı ile beden eğitimi ve spor eğitimi almış öğretmenlerimiz tarafından yetiştirilmeye özen gösteriliyor. Onun için özellikle beden eğitimi derslerinin teknik kişilerce yürütülmesinden yana olan bir kişi olarak bunun da inşallah ilerleyen yıllarda Bakanlığımız bu konuda tedbirler alır da beden eğitimi bölümlerinden mezun olan arkadaşlarımız ilkokullarda görev alır da çok daha iyi çok daha yetenekli çocuklarımızın olacağını vurgulamak isterim.” (K2)

“Sporcular açısından baktığımızda ben hep sporcuların okulda yani çocukken spora başladıklarını düşünüyorum özellikle ilkokullardaki beden eğitimi ve sporun bilinçli sporcu yetiştirme açısından yeterli olduğuna inanmıyorum. Bu noktada hepimiz çok iyi biliyoruz ki beden eğitimi dersini veren arkadaşlarımız beden eğitimi ve spor mezunu değiller yani çok kısa bir dönem beden eğitimi dersi alıp okulda öğretmenlik yaparlar ki çocuklarımızın ilk sporla karşılaştıkları ciddi anlamda karşılaştıkları ve yarışma sporu yaptıkları ilkokullardır. Dolayısı ile bu noktada da özellikle bu branş hocaları dediğimiz hocalarımızın daha nitelikli hocaların olması gerektiğine inanıyorum ben bunu yıllarca çok yaşadım yani ilkokulda tabi ki

117

bazı hocalar çok başarılı olabilir tabi burada fiziksel gelişimleri de önemli çocukların ama bu çocuklar daha ileri yaşlarda maalesef teknik gelişim açısından veya spor anlayışı açısından eksik geldiklerini çok yaşadık çok gördük. Dolayısıyla özellikle beden eğitimi ve sporun ilk karşılaştıkları noktalarda daha bilinçli, deneyimli ve nitelikli hocaların olması gerektiğine inanıyorum.”(K10)

Sporcular açısından düşünüldüğünde ülkedeki spor alanındaki belirsizlik, sporun bir meslek yerine bir hobi olarak gördüğü ve uluslararası düzeyde yapılamamasının getirdiği sıkıntılar nedeniyle günümüze kadar pek gelişmediği söylenebilir.

4.9. Uluslararası faaliyetler açısından beden eğitimi ve sporun değerlendirilmesi konusundaki soruya ilişkin görüşler

Uluslararası faaliyetler açısından beden eğitimi ve sporun değerlendirilmesi konusunda sorulan soruya ilişkin görüşler Tablo 13’te verilmiştir.

Tablo 13 Katılımcıların Beden Eğitimi ve Spor Faaliyetlerinin Uluslararası Faaliyetlere Katılım Açısından Değerlendirilmesi Hakkındaki Görüşleri Uluslararası faaliyetler Katılımcılar Spor Ambargoları engel teşkil ediyor 7 Spor Ambargoları engel teşkil etmiyor 1 Türkiye’deki müsabakalara katılmakta 4 Türkiye Milli Takımlarında oynama, yarışma imkânı bulunma 3,

Uluslararası faaliyetler açısından beden eğitimi ve sporun değerlendirilmesi konusunda katılımcıların ambargodan rahatsızlıkları bariz şekilde görülürken federasyonlarımızın, kulüplerimizin ve sporcularımızın Türkiye’deki müsabakalara ya da Türkiye Milli Takımlarında oynadıkları ve yarıştıklarını belirtmişlerdir.

Uluslar arası oyunlar ve olimpiyatlar katılımcıların ülkelerini sportif anlamda temsil etmelerinin yanı sıra, ülkelerinin varlıklarını ve güçlerini olimpiyatlar aracılığıyla

118 dünyaya tanıtmalarına da olanak sağlar. Konuyla ilgili olarak Riordan; tüm Sovyet devletleri ve Sovyet modeli uygulayan devletler için spor kendi uluslararası amaçlarını gerçekleştirmek için kullanılan bir araç olmuştur. Bu durum öyle kökleşmiş ki Sovyetler Birliğinin dağılmasının ardından, IOC tarafından kendi bayrakları altında bağımsız birer devlet olarak oyunlara katılmalarına izin verilen ülkeleri Birleşmiş Milletler tarafından bağımsız ülkeler olarak kabul edilme yarışması ve çalışmalarını, BM içerisinde meşru bir koltuk elde etme için neredeyse bir ön koşul olarak kullanmaya başlamışlardır tespitinde bulunmuştur. Bu durum uygulamada da kendini göstermiştir, örneğin IOC, daha Sovyetler dağılmadan Letonya, Litvanya ve Estonya’nın varlıklarını bağımsız devletler olarak kabul etmiştir (Doğu ve Sunay, 2010).

Buna ek olarak, başarısız kültürlerarası karşılaşmalara sahne olan sportif organizasyonlar; düzenlendiği ülkelerin imajını ve itibarını da olumsuz yönde etkileyerek kültürlerarasında var olan önyargıları güçlendirmekte ve bunların sonucu olarak kültürlerarasında derin bir uçurum inşa etmektedir (Yıldız ve Bitirim, 2008).

KKTC’ne uygulanan ambargolar yanında Türkiye Cumhuriyetinin sporcularımıza yarattığı imkânları belirten bir katılımcı görüşlerini şu şekilde belirtirken,

“Biz ulusal olarak bayağı etkinlikler yapıyoruz, Uluslararasına katılmak biliyorsunuz bize uygulanan ambargolar sayesinde maalesef uluslararası faaliyetlere pek katılamıyoruz. Son zamanlarda ise sizlerde gözlemliyorsunuz FILA’nın Dünya şampiyonası, Avrupa şampiyonası dışındaki tüm müsabakalara bizi kabul etmesi ve sporcularımıza bir motive getirmesi bunun yanında Bilardo federasyonumuzun Avrupa Bilardo Federasyonuna üyeliği, Taekwando yıllardır Global Taekwando Federasyonuna üyelik ve açılımı, en azından bu branşlarda gözlemliyoruz ki sporcularımız daha iyi motive oluyorlar daha iyi bir hazırlık içerisinde götürüyorlar. Uluslararası faaliyetlerimiz az olmasına karşın tabi ki bu bütün sporcularımızı etkiliyor yani beden eğitimi de spor da etkileniyor. Sporcular günün sonunda sportif etkinlikler müsabakalar sonrasında bir üçüncü ülkeye çıkamıyorsa kendi içerisinde gelişmesi mümkün olamaz. Beden eğitimi faaliyetleri konusunda ben Anavatan Türkiye’ye teşekkürlerimi sunarım. Anavatan Türkiye bizi kabul ediyor ve beden eğitimi ve sporun yaygınlaştırılmasını ve sporcularımızın motivasyonlarının

119

yükselmesini birazcık olsun Anavatana çıkarak sağlıyorlar.” (K2)

Diğer bir katılımcı da bu görüşleri destekler biçimde açıklamalar yapmıştır.

“Ambargolardan dolayı takımlarımız uluslararası faaliyetler anlamında özellikle belirli bir düzeye kadar katılabiliyorlar. Üye olmayan federasyonlarımızın yanında resmi üye olan federasyonlarımız da var. Bunun yanında Türkiye milli takımlarında yarışan sporcularımız da var, atletizm, atıcılık gibi branşları örnek gösterebilirim. Okullardaki beden eğitimi ve spor faaliyetleri açısından ise Türkiye Milli Eğitim Bakanlığı ile yapılan protokoller gereği okullarımız Türkiye şampiyonalarına katılmaktadırlar.” (K3)

Bunun yanında spor ambargosu olmadığını savunan katılımcı ise şunları belirtmiştir.

“İzolasyonun bizim beynimizin içinde olduğuna inanıyorum. Ben ambargoya falan inanmıyorum, eğer bir şeyi istiyorsan kesinlikle onu elde edersin her şeyin bir alternatifi vardır, gençlerimizin yurt dışında çalışmasını eğer istiyorsan yarışmasını istiyorsan bir kere yöneticiler ona inanacak. Şimdi bu gün KKTC de 3 - 5 tane federasyon var uluslararası alanlarda yarışıyor, efendim hedef olimpiyatmış o ayrı bir olay dünyada kaç tane ülke var olimpiyatlara katılamayan ya da bir ya iki tane sporcu ile katılanlar. Ölçü o değildir ölçü senin gençlerinin diğer dünya gençleriyle yarışmasıdır. Bu gün eğer basketbolun bir uluslararası kuruluşunda yarışamıyorsan onun tüzüğü müsait değilse diğerinde yarışırsın, şart değil ya illa dünya şampiyonasına katılasın, dünya kupasına katılırsın, uluslararası etkinliklerine katılırsın. 1980’li yıllarda ülkemize gelip de KKTC de yarışan bir sürü Avrupalı genç şu anda federasyon başkanı efendim uluslararası kuruluşların başkanı veya ülkelerinde belli siyasi makamlara gelmiştir, bu adamların şimdi KKTC ye bakışları bambaşka geliyorlar faaliyetlerimizle ilgileniyorlar, bazı federasyonların dünya başkanları geliyor genel kurullarını burada yapıyorlar. Ben ambargonun kendi sorunumuz olduğuna inanıyorum kafamızın içinde olduğuna inanıyorum en kolay sığındığımız şeydir. Başarısızlığımızı ambargo laflarıyla örtmeye çalışıyoruz.” (K6)

120

Spor ambargolarından dolayı ülkedeki sporun gelişemediği, ancak özellikle son yıllarda bazı kulüplerimizin ve sporcularımızın Türkiye liglerinde ve Milli Takımlarında yarışma imkânı bulmaları sporun gelişimi açısından önemli olabileceği düşünülebilir.

4.10. Katılımcıların devletin beden eğitimi ve spor faaliyetlerine ayırdığı bütçeye ilişkin görüşleri

Devletin beden eğitimi ve spor faaliyetlerine ayırdığı bütçe konusundaki soruya ilişkin görüşler Tablo 14’te verilmiştir.

Tablo 14 Katılımcıların, Devletin Beden Eğitimi ve Spor Faaliyetlerine Ayırdığı Bütçe Hakkındaki Görüşleri Bütçe Katılımcılar Beden eğitimi ve spora ayrılan bütçe yetersiz 11 Beden eğitimi ve spora ayrılan bütçe yeterli 1 Gereksiz yatırımlar yapılmakta 2 Sponsorluk yasası özendirilmeli 1

Tablo 14 incelendiğinde devletin beden eğitimi ve spor faaliyetlerine ayırdığı bütçe için katılımcıların yetersiz olduğu görüşü göze çarpmaktadır.

Şahin ve İmamoğlu (2011) araştırmasında, milletvekillerinin, %57.8’nin akademisyenlerin ise %65.1’i de “devletin spor faaliyetlerine ayırdığı bütçeyi Türkiye’nin şartlarına göre yeterli bulmadığı” yönünde ve Güngörmüş, Yılmaz ve Yenel (2007) araştırmasında, milletvekillerinin %90.8’inin genel bütçe içerisinden spora ayrılan bütçe “yeterli değildir”, %9.2’sinin “yeterlidir” şeklinde görüş bildirdikleri görülmektedir. Bu sonuçlar çalışmamızı destekler niteliktedir.

Katılımcılardan biri devletin beden eğitimi ve spora ayırdığı katkının yetersiz olduğunu ve gereksiz yatırımlar yapıldığını şu şekilde ifade etmiştir.

121

“Okullardaki beden eğitimi ve spor faaliyetlerini beden eğitimi öğretmenlerinin yürüttüğünü hesaba katarak, bunun da gerçek olduğuna inanarak ve bir beden eğitimi öğretmeni olarak kendi yaşadıklarımı söylemek durumundayım bana göre sıfır. Devlet bu konuda yani devlet derken bakanlığı kastediyoruz bakanlık bu konuda çok da büyük bir katkı yapmıyor. Örneğin bu gün bir okulun öğretmenleri okulun kendi bütçesinden toplar alıyor, okulun kendi bütçesinden bütün beden eğitimi malzemelerini alıyor, okulun kendi bütçesinden sportif faaliyetlere katılıyorsa ve formalar olsun bütün her şey okulun kendi bütçesinden yapılıyor veya bulunan sponsorlarla veya yardımlarla yapılıyorsa burada bir sorun vardır. Bire bir olarak okullara yardım konusunda benim 22 senelik öğretmenlik hayatımda devletin katkısının sıfır olduğuna inanıyorum. Bakanlığın bu konuda bir katkısı olmamıştır. Bundan 2–3 yıl önce eğitimle spor bakanlığının birleştirilmesi konusunda ümitlenmiştik, ama bu konuda gerçekçi bir sonuca ulaşamadık. Bir başka konu da şunu söyleyebilirim, bir sahanın ayni telinin 5 kere yapıldığına ben şahidim yani bir tel için 5 kere para verilmiştir bu da acı bir gerçektir bizim ülkemizde gereksiz yatırımlara küçük bir örnektir.” (K11)

Müşterek bahisler ve Milli piyango gelirlerinden elde edilen meblağın, 2004 yılındaki yasal değişiklikten sonra spordan sorumlu bakanlık yerine Maliye Bakanlığına devredilmesi ve Maliye Bakanlığının uygun gördüğü meblağın spora aktarılması daha fazla tesislerin yapılması ve federasyonlara yapılan katkıların azami miktara çekilmesine neden olduğu söylenebilir.

122

4.11. Katılımcıların devletin spor politikası hakkındaki görüşleri

Katılımcıların Devletin spor politikası hakkında görüşleri Tablo 15’te verilmiştir.

Tablo 15 Katılımcıların, Devletin Spor Politikası Hakkındaki Görüşleri Spor Politikası Katılımcılar Devletin spor politikası yoktur 7 Devletin spor politikası vardır 5 Devletin spor politikası değişkendir 3 Devletin spor politikası kitle sporuna yönelik olmalıdır 2

Tablo 15’e bakıldığında, katılımcıların ülkenin spor politikası konusunda farklı görüşleri olduğu görülmektedir.

Spor politikası denince, sporun ele alınışı, ilke ve hedefleri, bu hedeflere ulaşma yol ve yöntemleri, alt yapı, tesis, araç gereç ve eğitim-öğretim anlayışı, ulusal ve uluslar arası düzeyde spora bakış açısı, sporun örgütleniş ve uygulanış felsefesi anlaşılmaktadır.

Spor, bir toplumda fertlerin sağlığını, eğitimini, ahlakını, iş gücünü, üretimini ve verimliliğini etkileyen çok önemli bir faktör olduğundan, toplumun ana politikaları belirlenirken, spor olgusu da göz önüne alınarak sağlıklı spor politikaları tespit edilmesi gerekir (Yetim, 2010).

Katılımcılardan bazıları spor politikasının olmadığı yönünde görüş bildirirken

“herhangi bir spor politikası olduğu inancında değilim, hakikaten yoktur. Herhangi böyle bir politikanın olduğu ve devletin da bu politikanın arkasında durduğu ve bu kuralları bu şekilde değerlendirdiğini hiç görmedim günü birlik yapılan işlerle devam eder. Devlet veya Bakanlık tarafından uzun süreli planlar yapıp federasyonları bu programların sağlaması gerekir Spor Bakanlığının ve yahut da devletin hiç böyle bir politikası olduğu düşüncesinde değilim olması gerekir ama yoktur. Türkiye Milli Takımı ile gidip Avrupa şampiyonasında yarışan

123

sporculara bile 3 kuruş katkıyı vermekte zorlanırken bir politikamızın olduğundan söz edilmesi mümkün değildir.” (K7)

Bazı katılımcılar ise spor politikasının olduğunu belirtmişlerdir.

“Hep ben şunu vurguluyorum yani genelde arkadaşlarımız spor politikası yok söyle yok böyle yok diye beyanatlar vermektedirler. Ben böyle düşünmüyorum. Ülkemizin bir spor politikası mutlaka vardır. Bu gün bir yasa vardır, 67/99, 40/2004, 12/2011 yeniden bazı değişiklikler yapılan yasamız vardır. Bu yasa çerçevesinde bir misyon bir vizyon vardır. Sporun yaygınlaştırılması, geliştirilmesi, yüceltilmesi federasyonların işleyişi, bu tür politikaları sürdürmeye çalışıyor arkadaşlarımız. Politikasızlık yoktur burada tam aksine politika vardır. Ama politikanın yürütülmesi konusunda belki zaaflarımız olabilir, bu zaafları gidermek için tüm federasyon başkanlarının ve bunların yöneticilerinin tamamen amatör ruhta hiçbir karşılık beklemeden bu spor faaliyetlerini sürdürebilmeleri bir politikadır. Her federasyonun kendi spor branşını yürütmek, yüceltmek, geliştirmek adına bir politikaları mutlaka vardır. Onun için bu spor politikası konusunda benim düşüncelerim. Beden Eğitimi ve Spor yasası altında yürütülen tüm faaliyetler bir politikadır ve bu politikayı sürdürüyoruz. Tabi spor politikasında bu gün Avrupa Birliğinin spor politikasını incelediğimizde araştırdığımızda tamamen kitle sporuna yönelik politikaları vardır, başka düşünceleri yoktur çünkü zaten profesyonel anlamda bu işi federasyonlar gerçekleştiriyor. Onun için bizim de spor politikamız öncelikle tüm vatandaşlarımızın spor yapmasına yöneliktir ve bunu gerçekleştirmek için elimizden geleni yapmaktayız”. (K2)

Katılımcıların daha çok devletin spor politikası yoktur konusundaki görüşlerinin olduğu ancak KKTC’de spor politikaları Anayasanın 61. maddesinde ve 67/99 sayılı beden eğitimi ve spor yasasında belirtilmiştir. Bunun yanında var olan politikaların iyi işlemediğinden ve spor ambargolarının önüne geçebilmek için özellikle dış politikaların öneminden bahsedilebilir.

124

4.12. Yerel yönetimlerin beden eğitimi ve spora nasıl bir katkıları olduğu konusundaki soruya ilişkin katılımcı görüşleri

Yerel yönetimlerin beden eğitimi ve spora nasıl katkısı olduğu konusundaki soruya ilişkin görüşler Tablo 16’da verilmiştir.

Tablo 16 Katılımcıların Yerel Yönetimlerin Beden Eğitimi ve Spora Katkıları Hakkındaki Görüşleri Yerel Yönetimler Katılımcılar Yerel yönetimlerin beden eğitimi ve spora katkıları var 2 Yerel yönetimlerin beden eğitimi ve spora katkıları yok 1 Yerel yönetimlerin beden eğitimi ve spora katkıları yetersiz 4 Mevcut yerel yönetim yasasında beden eğitimi ve spora ilişkin bir 5 hüküm bulunmamaktadır Yerel yönetimlerin beden eğitimi ve spora katkı koyması için işbirliği 5 gerekli

Yerel yönetimlerin beden eğitimi ve spora nasıl katkısı olduğuna ilişkin katılımcılara yöneltilen soruya, katılımcılar yasanın olmaması, işbirliği gerekliliği ve yetersizliği gibi konularda memnuniyetsizliklerini belirtmişlerdir.

Benzer çalışmalar bakıldığında, Sunay,(2003) spor yönetiminde yerel yönetimlerin etkinliği artırılana kadar, Valilerin emrinde olan Spor İl Müdürlüklerinin yetki ve görev açısından, İçişleri Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ve Yerel Yönetimler arasındaki işbirliği sağlanmalıdır tespitinde bulunurken. Taşmektepligil ve arkadaşları (2005) milletvekili adaylarının da, sporun mahalli idarelere verilmesi fikrine büyük oranda (%74) katıldıklarını bulmuştur. Çoban ve Devecioğlu, (2006) ise Belediye başkanlarının , “Merkezi idarenin yürüttüğü hizmetlerden bir bölümü yerel yönetimlere devredilmesi durumunda %20.13 “spor”, %20.13 “çevre” ve % 16.98 oranında “Kültür” hizmetlerinin kendilerine devredilmesini istedikleri görülmüştür.

125

Sivrikaya (2009) belediyelerin spor hizmetlerinin sunumunda bir yönetim modeli belirlemeye yönelik çalışmasında, ülkemizde spor yönetimi, mevcut yönetim yapısı nedeniyle millet ve devlet menfaatine gerekli katkıyı yapmaktan uzaktır. Büyük kaynaklar harcanmasına rağmen kazanımlar sınırlı olmaktadır. Küreselleşmenin ve Avrupa Birliği sürecinin hızlandırdığı değişim, dünyada örneği kalmayan, bu yönetim anlayışının zararlarının fark edilmesini ve kamu yönetimini yeniden yapılandırmasını acil hale getirmiştir. Merkeziyetçi yönetim anlayışı nedeniyle halka ulaşamamış spor hizmetlerinin, yapılacak kamu yönetimi reformu çerçevesinde demokratik ve bilimsel yönetim modeline kavuşturulma zarureti varır. Çünkü spor, ülkelerin gelişmesine ve toplum refahına önemli katkı yapan ve gelişmişlik düzeyini ifade eden bir göstergedir. Tespiti ile sporun sevk ve idaresinde belediyelerin daha etkin olmasına yönelik vurgu yapmıştır.

Yerel yönetimlerin beden eğitimi ve spora katkı yapması yönünde bir yasanın olmadığı görüşünde olan katılımcılarımızdan biri kendi düşüncelerini şu şekilde ifade etmiştir.

“Yani bence bizim ülke şartlarına baktığımızda hizmet sektörü olarak yerel yönetimlerin çok iyi hizmetler verdiğini görebiliyoruz, yeterli sayıda iş gücüne istedikleri zaman erişebilirler bu yönde daha esnek olabilirler. Dolayısıyla tesisleşme ve tesis bakım onarım ve idamesi açısından yerel yönetimlerin bunları devralması bunları yürütmesi bence spor teşkilatı üzerinden büyük bir yük alır. Hem de daha nitelikli tesisler elde etmemizi ve elimizde olmasını sağladığını düşünüyorum. Yani tesisleşmede de yerel yönetimler bunları bölgesel anlamda spor yapan her türlü federasyon, kulüp ve okullara hem tesis anlamında hem de malzeme anlamında katkı yapması gerektiğini düşünüyorum. Devlet yani biz birçok tesis yapıyoruz ama bunların idamesini çoğu zaman yaptıramıyoruz dolayısıyla yerel yönetimlerde iş birliği yapılması daha iyi tesisleri ve spor ortamlarını daha çok insanımızın spor yapmasını beraberinde getirecektir. Belediye başkanı spora yatkın bir insansa beden eğitimi ve spora daha çok kaynak ayırabiliyor, ancak yasal anlamda düzenleme yapılarak belediyeler yasası içerisinde beden eğitimi ve spora katkılar yapılması konusunda bir takım bağlayıcı maddelerin olması gerektiğini düşünmekteyim. Yani ille de belediye başkanı spora yakın biri olması gerekmeyecek. Her gelen belediye başkanı beden eğitimi ve spora katkı yapması konusunda sorumluluğu olduğunu hissetmesi gerekir” (10).

126

Katılımcılardan birinin yerel yönetimlerin federasyon ve kulüplerin yanında okullardaki beden eğitimi ve spor çalışmaları için Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığıyla işbirliği yapılması gerektiği konusundaki düşüncesinde şunlara değinmiştir

“Yerel yönetimlerin spora katkıları olabilir hem de çok olabilir, biz bu gün bunun bir örneğini yaşadık değirmenlik belediyesi ile bir protokol imzaladık ve Balıkesir stadını sentetik zemine kavuşturuyoruz ve bu anlayışın yaygın olmasını düşünüyoruz çünkü spor tesislerini yapmaktan ziyade onların bakım ve idamesini yürütmek de kolay değildir. Okullardaki beden eğitimi derslerinin daha iyi ortamlarda yapılabilmesi spor faaliyetlerine destek verilmesi gerekmektedir. Belediyeler ve bakanlığımızın iş birliği yaparak yeni tesisler kazandırılması var olan tesislerin idamesinin en iyi şekilde sağlanması gerekir.” (K1)

Yerel yönetimlerin verdikleri desteğin yeterli olmadığını belirten bazı katılımcılar ise şunları söylemiştir.

“Bu da politikanın bir parçasıdır aslında bana göre sadece belediyelerin olmaması lazım bana göre devletin birçok organı vardır ilçelerde. Bunların her türlü faaliyete katılması her türlü spor faaliyetlerine destek vermesi gerekmektedir. Yeterli olmasa da bazı belediyelerimiz özellikle tesis anlamında ve okullara destek anlamında son zamanlarda bir miktar gayret göstermeye başladılar.” (K11)

“Bunu Türkiye çözmüştür artık tabi yerel yönetimler Türkiye’de hükümet kadar zengindir, gelirleri vardır. Bizim burada sadece belediyelerimiz aldığı parayla hem devlette olduğu gibi personel ödemeye çalışır hem de halka hizmet götürmeye çalışır, bunun yanında beden eğitimi ve spora gerekli yatırım yapamazlar. Ama bazı belediyelerimiz şu an aklıma gelen Lefkoşa Belediyesi, Magosa Belediyesi, Tatlısu Belediyesi ve buna benzer daha isimlerini sayamadığım belediyeler vardır belli branşlarda katkı koymaya çalışırlar ama yeterli değildir.” (K9)

Son yıllarda Avrupa ve Türkiye’deki yerel yönetimlerin beden eğitimi ve spor faaliyetlerinin yaygınlaştırılmasında yaptığı çalışmalar, KKTC yerel yönetimlerine de örnek olması gerektiği söylenebilir.

127

4.13. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde turizm ve spor arasında nasıl bir ilişki olması gerektiği konusundaki soruya ilişkin görüşler

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde turizm ve spor arasında nasıl bir ilişki olması gerektiği konusundaki soruya ilişkin görüşler Tablo 17’da verilmiştir.

Tablo 17 Katılımcıların Turizm ve Spor Arasındaki İlişki Hakkındaki Görüşleri Turizm ve Spor Katılımcılar Bakanlıklar arası herhangi bir işbirliği yoktur 6 Bakanlıklar arası işbirliği yapılmalı 9 Ayrı bir spor politikası gerekir 3

Katılımcılar Spor Turizminin geliştirilebilmesi için, Turizm Bakanlığı ile Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığının işbirliği içinde çalışması gerektiğini, şu an hiçbir ilişkinin olmadığını, bu konuda bir politikanın oluşturulması gerektiği konusunda görüşler bildirmişlerdir.

Teknik ilerlemeler sadece refahın ilerlemesine ve boş zamanın artmasına değil, aynı zamanda büyük grupların turizme katılmasını sağlayan ulaşım araçlarının da, aynı paralelde gelişmesine bağlı olarak turistik arzları oluşturmuşlardır. Turizm, klimatik faydalarının yanı sıra, kültür, politika, ekonomi, spor, ticaret ve dünya barışına katkıda bulunmakta, insanları birbirine daha yakınlaştırarak maksimum ölçülerde fayda sağlamaktadır.

Son yıllarda spor ve turizmdeki yükseliş grafiği, insanları yeni arayışlar ve yeni boyutlara sürüklenmesinin yanı sıra bu sektörde hızlı bir gelişme olmuştur (Yaman ve Yenel, 1996).

Ortak görüş bildiren katılımcılardan bazıları düşüncelerini şu şekilde açıklamışlardır.

128

“Şu an için ülkemiz adına böyle bir ilişkiden bahsetmek ne yazık ki mümkün değildir. Birçok ülkede sporla turizm iç içedir. Bizim ülkemizde de bu böyle olmalıdır. Turizm bakanlığı ile spor bakanlığının işbirliği içinde olması gerekmektedir. Ülkemizin iklimi her branşta gerek deniz sporları, kara sporları gerekse hava sporları açısından son derece yeterlidir: Bunun da örnekleri gerek Güney Kıbrıs’ta gerekse Türkiye’de Antalya, Alanya otellerinde Türkiye veya Avrupa ülkelerinin çeşitli branşlarının takımlarının kamp yapmaları gösterebiliriz. Dolayısı ile yurt dışından gelecek insanların ülkemizde çok rahat spor yapacak tesislerimizin yanında bu tesisleri çok iyi tanıtacak bir turizm politikasının olması gerektiğine inanmaktayım tesislerimizin ve tanıtımın çok iyi olması halinde birçok kulübün veya farklı dallardaki sporcuların ülkemize de gelip bunu sağlayacaklarına inanmaktayım.” (K13)

“bir defa şunu söyleyeyim iklimi her mevsim spor yapabilecek bir iklime sahiptir. Bunun için biz bunu değerlendirmek zorundayız. Burada da bizim turizm bakanlığına çok büyük görev düşmektedir. Özellikle 5 yıldızlı otellerimizin spor tesislerinin geliştirilmesi yönünde zorunluluk arz etmeleri gerekmektedir. Bir futbol sahası yanına tenis kortları açık, kapalı voleybol, basketbol, alanları yaratmalıdırlar. Bunun yanında fitness alanları hemen hemen her otelimizde oluşturulmaya başlanmıştır. Gelen ekiplerimiz bunlardan faydalanmaları sağlanmalıdır. İyi bir planlamayla Golf, sahaları ve ülkemize çok kaliteli sahalar yaparsak ben inanıyorum ki Türkiye’de Antalya ki binlerce takımdan bir 50 takım da bizim kendi ülkemize gelecek ve kamplar yapmaya başlayacaklardır. Bunun için de Milli Eğitim Gençlik ve Spor ile Turizm bakanlıkları arasında sıkı bir ilişki gerekmektedir. Bu güne kadar gerçekleşmemiştir ama umarım bundan sonra gerçekleşir.” (K2)

Özellikle 2000’li yıllardan sonra Antalya’daki spor turizminin ön plana çıktığını görmekteyiz. KKTC’de iklim şartlarının Antalya’ya göre daha da elverişli olduğunu düşünürsek, spor turizminin gelişimi için spor örgütü ile turizm bakanlığının iyi bir planlama yaparak, özellikle 5 yıldızlı otellerin spor tesisleri yaratmaları ve doğa sporlarının gelişimi konusunda özendirici ve teşvik edici çalışmaların yapılmasının önemli olduğu söylenebilir.

129

5. SONUÇ ve ÖNERİLER

Bu bölümde araştırma ile ulaşılan sonuç ve önerilere yer verilmektedir.

5.1. Sonuç

Araştırma sonucunda elde edilen bulgular incelendiğinde, katılımcılar için “spor örgütünün nasıl yapılanması gerekliliği” hakkındaki görüşlerinde ilk sırada “eğitim ve spor bakanlıklarının ayrı bakanlıklar olması” görüşünün yer aldığı anlaşılmaktadır. Şöyle ki; günümüzde KKTC’de spor ve eğitim işlerinin Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından sevk ve idare edildiği ve bunun ülke içinde bazı temel sorunların oluşumunda etkili olduğu düşünülmektedir. Katılımcıların bu temel sorunun ortadan kaldırılması için temel önerisi ise; spor örgütünün yapısının eğitim ve sporun ayrı bakanlıklar şeklinde yapılanması gerekliliğidir.

Katılımcıların “spor örgütünün nasıl yapılanması gerekliliği” hakkındaki görüşlerinde ikinci sırada ise “spor örgütü yönetici ve personelinin donanımlı ve alanında uzman olması” ve “federasyonların arşivleri yapılmalı” görüşlerinin yer aldığı belirlenmiştir. Bu sonucun ortaya çıkmasında günümüzde var olan yönetici ve uzman kişilerin spor alanında uzman olmamasının KKTC’de spor gelişimine yeterli ölçüde katkı sağlayamayacağı düşüncesinin olduğu düşünülmektedir. Çalışmada yer alan katılımcılar ayrıca Milli Olimpiyat Komitesi’nin yapısının değişmesi gerektiğini ve federasyonların arşivlerinin oluşturulmasının önemini vurgulamışlardır.

Çalışmanın örneklem grubunda yer alan katılımcılara yöneltilen bir diğer soru ise “spor hizmetlerinde devletin yeri neresi olmalıdır” sorusudur. Katılımcıların bu soruya spor hizmetlerinde devletin her zaman destekleyici olması gerektiği konusunda

130 görüşlerin yoğunlaştığı görülmektedir. Katılımcıların bu soruya ilişkin cevaplar içerisinde en az oranda “devlet denetleyici olmalıdır” seçeneği yer almaktadır.

Çalışma sonucunda ortaya çıkan bir diğer durum ise; beden eğitimi öğretmenlerinin ilgisizliğidir. Katılımcıların bu duruma çözülmesi için getirdiği çözüm önerisi beden eğitimi ve sporun gelişmesi için özellikle ilköğretimde beden eğitimi bölümlerinden mezun kişilerin görev yapması gerektiğini belirtmişlerdir. Ayrıca, katılımcılar beden eğitimi derslerinin içerik ve ders saati olarak yetersiz olduğunu ve artırılması gerektiğini de vurgulamışlardır.

KKTC’de spor eğitim faaliyetlerinin(kurs, seminer vb) daha çok federasyonlar tarafından yürütüldüğü ve bu durumunda devam etmesi gerektiği katılımcılar tarafından belirtilen görüler içinde ilk sırada yer almaktadır. Ancak, yürütülen bu eğitim faaliyetlerin daha etkin ve verimli olmasında var olan bakanlık ve Türkiye’deki ilgili kurumlardan alınan desteğin artırılmasında önemli olduğu görüşü ortaya çıkmıştır. KKTC’de var olan spor teşkilatı yapısı içinde “eğitim dairesi başkanlığının” olmadığı ve böyle bir yapılanmanın olmasının bu tür faaliyetlerin başarısının artırılmasında önem teşkil edeceği görüşü de belirtilmektedir.

Çalışmada yer alan katılımcıların büyük bir çoğunluğu KKTC’de var olan spor tesisleri politikasını yetersiz bulduklarını belirtmişlerdir. Katılımcıların bu görüşü belirtmesinde ise, var olan tesislerin yer planlamasında yanlışlıkların yapılmasının etkili olduğu düşüncesinin yer aldığı da anlaşılmaktadır.

Katılımcılar ayrıca, federasyon ve kulüplerin okullar ile işbirliği yapmalarının önemine değinerek, okullardaki çocukların kulüp ve federasyonların alt yapılarının olması gerektiğini de belirtmişlerdir. Katılımcılar ayrıca, okul sporlarında başarıya ulaşmak için federasyon ve kulüplerin okul sporlarına sponsor olmasının da etken faktör olduğunu vurgulamışlardır. Koçluk sisteminin getirilmesinin ise başarının ve verimliliğin artırılmasında çok fazla etkili olmayacağı görüşü de ağırlık kazanmıştır.

Siyasetin ülke sporu üzerinde etkili olduğunu, sporcular açısından bakıldığında ülkede profesyonelliğin olmamasının sporcuların gelişim ve motivasyonunu etkilediğini

131 aktarmışlardır. Katılımcılar, ilköğretimde branş öğretmen eksikliğinin olmasının ve ülke sporunda profesyonelleşmenin olmamasının önemli bir sorun olduğu görüşünde birleşmişlerdir.

Ambargodan dolayı katılımcıların rahatsızlıkları bariz şekilde görülürken federasyonlarımızın, kulüplerimizin ve sporcularımızın Türkiye’deki müsabakalara ya da Türkiye Milli Takımları’nda oynamaları sporcularımız ve ülke sporu açısından önemli olduğu ifade edilebilir. Bunun yanında devletin beden eğitimi ve spor faaliyetlerine ayırdığı bütçeyi yetersiz bulan katılımcılar, yerel yönetimlerin spora daha fazla katkı sağlayabilmesi için yasal düzenlemelerin yapılması; federasyon, kulüp ve okullarla işbirliği halinde olunması gerektiğini ifade etmişlerdir.

Katılımcılar doğal şartlarımızı kullanarak spor turizmini ön plana taşımamız için spor örgütü ile Turizm Bakanlığı’nın birlikte çalışma alanları yaratmaları konusunda da ortak görüş bildirmişlerdir. Ayrıca, turizm ve spor arasındaki ilişkinin güçlendirilmesi için gerekli stratejik planlamaların yapılması ve politikaların oluşturulması gerekliğinin önemli olduğunu belirtmişlerdir.

Bu sonuçlardan hareketle çalışmaya yönelik aşağıdaki öneriler verilebilir.

5.2. Öneriler

Sporu örgütünün daha fonksiyonel hale gelmesi için bakanlık yapısının spor ve eğitim diye ayrılması gerekmektedir.

Ambargoların kaldırılması için güçlü bir lobi oluşturulmalıdır.

Uluslararası Federasyonlara üye olup da şimdi üyelikleri dondurulan veya sona eren federasyonların üyeliklerini yeniden kazanabilmesi için yasal girişimler dahil çalışmalar yapılmalıdır.

132

Özellikle ilköğretimde Beden Eğitimi öğretmenliği kadrolarına beden eğitimi öğretmenliği bölümlerinden mezun olan kişilerin atanması için yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

Uluslararası düzeyde sporcular yetiştirebilmesi için okulların spor tesisi eksikliği giderilmelidir.

KKTC Milli Olimpiyat Komitesi ile federasyonlar arasındaki sorunların giderilmesi ve kurumların daha etkin çalışması için aralarındaki koordinasyonun artırılması sağlanmalıdır.

Belediyelerin sporla ilgili yasal görevlerini yerine getirebilmesi için, yerel yönetimlerde sporla ilgili idari birimler oluşturulmalıdır.

KKTC’nin bir ada devleti olması ve iklimsel özellikleri dikkate alınarak, spor turizmini ve turizm sektörü içinde sporun yerini artıracak tedbirlerin alınması gerekmektedir.

133

KAYNAKÇA

A'dan Z'ye K.K.T.C. Rehberi, Tempo Dergisi, 12 Mayıs 2004.

Akat, İ., ve Budak, G. (1994). İşletme Yönetimi, İstanbul: Beta Basım Yayın Dağıtım.

Altınay, M. (1999). 21.Yüzyıla Girerken Eğitim Stratejileri Planı. KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Yayını, Lefkoşa

Aracı, H. (2006). Okullarda Beden Eğitimi. Ankara: Nobel Yayıncılık.

Araç, E., ve Yenel, F. (2005). Gençlik Spor Genel Müdürlüğü Yönetici Personelinin Örgütteki İş Analizi Ve Uygulamalarına İlişkin Görüşleri Üzerine Bir Araştırma. Spormetre Beden Eğitimi Ve Spor Bilimleri Dergisi, 3 (2): 67 - 76

Arıkan, N.A., Göktaş, Z., ve Yıldıran, İ. (2004). Farklı Branşlardaki Spor Seyircilerinin Spor Ortamına İlişkin Görüşleri, Gazi Üniversitesi Kastamonu Eğitim Dergisi, 12 (2): 551 - 560

Aydın A. D., Demir H., ve Yetim A. A. (2007) Türk Spor Politikalarında Öngörülen Hedeflerin Gerçekleşme Düzeylerinin Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma. Niğde Üniversitesi. Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi.1( 2 ): 87- 96.

Bahadır, M. (2011) Spor Performans Dergisi, (15): 55 Lefkoşa

Baloğlu, N., Taşdemir, M., ve Topcan, C. (2000). Milli Eğitimin Temel Yasaları. Ankara: Ocak Yayınları

Bendeşan, H.(1995). Kıbrıs Coğrafyası. Lefkoşa.

Biçer, T. (2008). Sporda Toplam Kalite Yönetimi ve Futbol Uygulamaları. İstanbul: Beyaz Yayınları.

134

Burgul, S. N. (1995). K.K.T.C’de Sporu Geliştirme Çalışmaları, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Beden Eğitimi ve Spor Anabilim Dalı, Ankara.

Büyüköztürk, Ş., Çakmak, E. K., Akgün, Ö. A., Karadeniz, Ş., ve Demirel, F. (2008). Bilimsel Araştırma Yöntemleri. Ankara: Pegem Yayıncılık.

Cem. C. (1971), Yönetim Biçimleri Amme İdaresi Dergisi, 4, (1) 91-103

Çimen, Z., ve Gürbüz, B. (2007) Spor Hizmetlerinde Toplam Kalite Yönetimi, Alp Yayınevi, Ankara

Çoban, B. (2006). Spor Lisesi Öğrencilerinin Tercih Ettikleri Alana İlişkin Tutum ve Beklentileri. Milli Eğitim Dergisi (172), 322 333-Ankara.

Çoban, B., ve Devecioğlu S. (2006), Türkiye’deki Belediye Başkanlarının Spor Hizmetlerine İlişkin Görüşlerinin İncelenmesi. Gazi Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 6 (1) 49 - 60

Çolakoğlu, T. (2004) Sporun Topluma Yaygınlaştırılması Açısından Okul Sporları, “Beden Eğitimi Öğretmenlerinin Görüşleri Üzerine Bir Araştırma”, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara.

Daniels, Allen. (1969). The Study Of Sport As An Elemenet Of Culture And Society A Reader On The Sociology Of Sport, The MC. Millian Company, USA.

Demirci, N. (1986). Sporda Yönetim-Teşkilatlanma ve Organizasyonlar. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı, Beden Terbiyesi Spor Genel Müdürlüğü, Ankara, Milli Eğitim Basımevi.

135

Deniz, S. (2000). Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Spor Yönetiminin Yapısal Analizi Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Beden Eğitimi ve Spor Anabilim Dalı, Ankara.

Doğu G. A., ve Sunay, H. (2010). Uluslararası İlişkiler ve Spor, Spormetre Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 8 (3) 93-100

Eralp, F., Burgul, S, N., Kepoğlu, A., ve Yorulmazlar, M. (2001) KKTC’ndeki Spor Politikaları ve Sporun Yaygınlaştırılması Üzerine Spor Kamuoyunun Görüşleri, Lefkoşa, Devlet Basımevi.

Erdağ, D. (2004). Genel Ortaöğretiminde Görev Yapan Beden Eğitimi Öğretmenlerinin Durumlarının Betimlenmesi ve Beden Eğitimi Derslerinin Genel Profili, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Yakındoğu Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Lefkoşa

Erkal, M. (1981). Sosyolojik Açıdan Spor.: İstanbul, Filiz Kitabevi.

Eskioğlu, F. (2009). İngiltere'deki Kıbrıslı Türkler. Açık Gazete. http://www.acikgazete.com/ozel-dosyalar/2009/03/24/ingiltere-deki-kibrisli- turkler.htm. Erişim tarihi: 12 Mayıs 2009

Federasyonlar. (Okçuluk Federasyonu) Kıbrıs Gazetesi, s.37, 25 Kasım 2011

Federasyonlar. (Futbol Tenisi Federasyonu) Kıbrıs Gazetesi s. 37,21 Temmuz 2011

Fehmi, H. (1995). Kıbrıs Rehberi. Lefkoşa: Birinci Eğitim, Kültür ve Spor Vakfı.

Fevzioğlu, B., ve Atun, S. (2003). Kıbrıslı Türklerde Sportif Etkinliklerin Başlangıcı ve Kıbrıs Türk Futbolundan Tarihi Kesintiler, KKTC Çalışma Sosyal Güvenlik Gençlik ve Spor Bakanlığı Lefkoşa, Yayını, Samtay Vakfı.

Fidan, N., ve Erden, M. (1998). Eğitime Giriş. Ankara: Alkım Yayınevi

136

Fikretoğlu, O., ve Serter, V. Z. (1991). Kıbrıs Türk Mücadele Tarihi. Lefkoşa: Kema Matbaacılık.

Fişek, K. (1998). Devlet Politikası ve Toplumsal Yapıyla ilişkileri Açısından Spor Yönetimi, Ankara. Bağırgan Yayınevi.

Gençlik ve Spor Bakanlığı Dergisi. (1991). KKTC‘de Spor 1 (1), 4-9 Lefkoşa.

Gökçe, Z. (2005). Spor Yönetiminin Farklı Boyutlarında Yer Alan Spor Yöneticilerinin Liderlik Tiplerinin Araştırılması (Ege Bölgesi Örneği) Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Celal Bayar Üniversitesi, Sağlık Bilimleri, Manisa.

Güçlü, M., ve Yenel, F. (1998). Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünde İş Akımı: Ankara Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü‘nde Faaliyet Gösteren Gazi Üniversitesi Spor Kulübüne Ek Branş Açma Örneği. Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 1 (4), 22-29

Güngörmüş A., Yılmaz B. ve Yenel F. (2004). Parliamentaris Opinions About Problems of Turkish Sport, The The 10th ICHPER-SD Europa Congress & The TSSA 8th İnternational Sport Science Congress, November 17-20 2004, Antalya, 105

Gümüş, M. (2002). Profesyonel Futbol Takımlarında Puan Sıralamasına Göre Durumluk Kaygı Düzeylerinin Ġüncelenmesi,Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya.

Hasgüler, M. (2007) Kıbrıs'ta Enosis ve Taksim Politikalarının Sonu;. İstanbul, Alfa Yayınları.

Howard, M. C. (1976). Management Concepts and Situations, Puplished Science Research Associates, Chicago.

137

İlseven, H, K. (2009). Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Ortaoöğretim Kurumlarındaki Beden Eğitimi ve Spor Eğitimine ilişkin Bir Değerlendirme Girne İlçesi Örneği Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Girne Amerikan Üniversitesi Sosyal ve Fen Bilimleri Enstitüsü, Girne

İmamoğlu, A. F. (1992). Fonksiyonel Açıdan Spor Yönetiminin Anlam ve Önemi. Gazi Eğitim. Fakültesi Dergisi, 8 (l): 24-25, Ankara.

İmamoğlu, A. F. (1991). Üniversitelerde Beden Eğitimi ve Spor Faaliyetlerine Bir Bakış. Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 7,(2): 59-76, Ankara.

İmamoğlu. A. F., Çimen. Z. (1999) Türkiye’de Spor Federasyonlarında Örgütsel Değişme ihtiyacı ve Bazı Uygulamalar Üzerine Düşünceler. Gazi Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 4, (2): 59-76, Ankara.

İnal, A. N. (2009). Beden Eğitimi ve Spor Bilimi. Ankara, Nobel Yayıncılık.

İnci, H. (2011). Avrupa Birliği Ülkeleri Ve Türkiye’de Yerel Yönetimlerin Spora Katkıları Ve Spor Politikalarının Karşılaştırılması, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Sakarya Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Sakarya.

İnsan Hakları Evrensel Bildirisi. (10 Aralık 1994). Kıbrıs Gazetesi, s.18.

İsmail, S. (1992). 100 Soruda Kıbrıs Sorunu. Lefkoşa: Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Yayınları Lefkoşa, Devlet basımevi.

Kıbrıs Türk Tarihi Ders Kitabı. (2009). Milli Eğitim Gençlik Ve Spor Bakanlığı Yayını. Lefkoşa

KKTC Anayasası. (1983) Sporun Gelişmesi, Madde 61, s.19,

KKTC Devlet Planlama Örgütü. (1996). Genel Nüfus Sayımı Bildirisi, Lefkoşa. Devlet Planlama Örgütü.

138

KKTC Devlet Planlama Örgütü. (2010). Makroekonomik ve Sektörel Gelişimler, Lefkoşa. KKTC Devlet Basımevi.

KKTC Devlet Planlama Örgütü.(1993). III . Beş Yıllık Kalkınma Planı Özel İhtisas Komisyonu Raporu, s 2-3, Lefkoşa: Devlet Planlama Örgütü Yayını.

KKTC Devlet Planlama Örgütü (2009) Ekonomik ve Sosyal Göstergeler s. 2-3.

KKTC Gençlik ve Spor Bakanlığı IX Spor Şurası (3-5 Ekim 2005). Ferdi Sabit Soyer’in şuradaki konuşmasından alınmıştır.

KKTC Gelir Vergisi Değişiklik Yasası (2002). Sponsorluk.

KKTC Milli Arşiv ve Araştırma Dairesi. (1979). Sports And Sporting Organizations In The Turkish Federated State Of Cyprus And Memorandum On The Legal Status Of The Turkish Community In Cyprus. Girne.

KKTC Turizm Tanıtma Dairesi Dergisi (1996) Devlet Basımevi. Lefkoşa

KKTC Spor Dairesi Arşivi. (2012). Dış İlişkiler Amirliği Federasyonlar Dosyası

Kurtzman, J. and Zahuar, J. (2001). Virtual Sport Tourizm in Hudson, Sport and Adventure Tourizm, New York, Haworth Press Binghamton,

Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlik Yetiştirme ve Eğitim Genel Müdürlüğü, (1996) 22. 8. 1996 Tarih ve 3608 Sayılı Yazılarına Ekli Taslak Programı, “Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Eğitim Programı Taslağı”, 1, Temmuz 1996, Ankara.

Monuments and Sites. Monuments and Sites Cyprus, Cyprus; National Committee of ICOMOS, 1996,

Mor, A. ve Çiftçi, D. (2006). Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Ekonomik Etkinlikler. Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 16 (1) 33-61, Elazığ.

139

Nam, D. H. A (1997) .Descriptive Study Of College Students' Opinions On The Link Between Sports And Politics In The Republic Of Korea. Doctor Thesis. Daphne-Alabama: United States Sports Academy.

Necatigil, M. Z.(1989) : Greek Cypriot Embargo In The Field Of Sports, Lefkoşa,

Nort Cyprus Almanack (1996). Monuments and Cites, Osmanlı İdaresinde Kıbrıs, http://tr.wikipedia.org/wiki/K%C4%B1br%C4%B1s_Cumhuriyeti

Northern Cyprus - Freedom in the World, (2011) Freedom House Erişim tarihi: 5 Haziran 2012.

Osmanlı İdaresinde Kıbrıs (2000) Nüfusu-Arazi Dağılımı ve Türk Vakıfları, Ankara; T.C. Başbakanlık Yayınları.

Özmen, Ö. (1999). Çağdaş Sporda Eğitim Üçgeni.(2. Baskı). Ankara: Bağırgan Yayımevi.

Öztürk, F. (1998). Toplumsal Boyutlarıyla Spor. Ankara: Bağırgan Yayımevi.

Rüstem, K. (1987). North Cyprus Almanack, London: K.Rustem &Brother, p.86.

Seraraslan, Z.M, ve Kepeoğlu, A. (2005). Spor Örgütlerinde Toplam Kalite Yönetimi. İstanbul: : Morpa Kültür Yayınları.

Serter,V. Z. (1978). Kıbrıs Tarih. (11. Baskı). Lefkoşa: Kema Matbaacılık.

Sivrikaya, Ö. (2009) “Düzce Belediyesinin Spor Hizmetleri İçin Örnek Bir Yönetim Modeli” Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bolu,

Sönmez, V. (1985). Program Geliştirmede Öğretmen El Kitabı.(1. Baskı). Ankara: Özen Matbaacılık.

140

Star Kıbrıs, (2009). "UBP 1’inci". http://www.starkibris.net/index.asp?haberID=26321. Erişim tarihi: 20 Nisan 2009.

Sunay H. (2003) Türk Spor Politikasına Analitik Bir Bakış, Spormetre Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi 1 (1). 39-42, Ankara

Sunay, H., ve Saracaloğlu, A.S. (2003). Türk Sporcusunun Spordan Beklentileri İle Spora Yönelten Unsurlar . Spormetre Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 1, (1): 43-48, Ankara

Sunay, H. (2009). Spor Yönetimi. Ankara: Gazi Kitabevi

Sunay, H. (2010). Sporda Organizasyon. Ankara: Gazi Kitabevi.

Spor Dairesi Arşivi, (2012) Dış İlişkiler Amirliği Federasyon Bilgileri Dosyası Lefkoşa

Stemler, S. (2001). An overview of content analysis. Practical Assessment, Research & Evaluation.Retrived,May18,2012from http://pareonline.net/getvn.asp?v=7&n=17

Şahin M. Y. (2011) Spor Siyaset Etkileşimi ve Türkiye’deki Referans Gruplarının Algılamaları Üzerine Bir Araştırma. Gazi Üniversitesi. Yayınlanmamış Doktora Tezi Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara

Şahin, M. Y., ve İmamoğlu, A. F. (2011) Akademisyenlerin ve Milletvekillerinin Spor Siyaset Etkileşimine Yönelik Görüşleri, Gazi Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi. 16 (2): 25-45 Ankara.

Tarkan M. T,(1975) Kıbrıs (Genel Çizgileriyle). Sevinç Matbaası, Ankara

141

Taşmektepligil, M Y., Albay, F., Ağaoğlu, Y. S., Ağaoğlu S.A. ve Karakuş S. (2005) Milletvekili Adaylarının Genel Seçim Öncesi Türkiye’deki Spor Uygulamaları Hakkındaki Düşüncelerinin Değerlendirilmesi. Gazi Üniversitesi Kırşehir Eğitim Fakültesi: 6 (2); 93-101.

Topcan, A.,S.(1989). The Sports – Writers Of The Greek And Turkish Cypriot Communities, Lefkoşa.

Tortop, N., İspir, E., ve Aykaç, B. (1993). Yönetim Bilimi. Ankara: Yargı Yayınları.

KKTC Turizm ve Planlama Dairesi. (2009). Turizm İstatistikleri Yıllığı.

Yaman. M., ve Yenel, F. (1996). Turizm Faaliyetleri İçerisinde Sporun Yeri, İller Bankası Dergisi, (4), 23-26, İller Bankası Vakfı Matbaası, Ankara.

Yetim, A. A. (2000). Sporun Sosyal Görünümü. Gazi Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 5(1): 63–72

Yetim, A. A. (2010). Spor Sosyolojisi, Ankara, Berikan Yayınevi.

Yetim, A. A., ve Şenel, Ö.(2001). Türkiye’de Spor Yöneticisi Yetiştirme Faaliyetlerinin Görünümü. Milli Eğitim Dergisi, (2), 39-45, Ankara.

Yıldıran, İ., ve Yetim, A. A.(1996) Orta öğretimde Beden Eğitimi Dersinin Öncelikli Amaçları Üzerine Bir araştırma, GÜ BESYO Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 1 (3): 36-43 Ankara

Yıldız E., ve Bitirim, S. (2008) Kültürlerarası İletişim Açısından (Dünya Üniversite Oyunları) İzmir 2005, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi: (32): 165-186 http://www.brtk.net adresinden alınmıştır. Erişim tarihi: 5 Haziran 2012.

142 http://www.trncinfo.com/tanitmadairesi/2002/TURKCE/KKTCHAKKINDA/genelbilgil er.htm#3. Erişim tarihi: 15Haziran 2012 http://turkteam.tripod.com/Yunan/Kibris_kurulus.htm adresinden alınmıştır. Erişim tarihi: 3 Aralık 2011. http://www.trncinfo.com adresinden alınmıştır. Erişim tarihi: 11 Ocak 2012. http://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhaklari/pdf01/203-208.pdf Erişim tarihi. 7 Mayıs 2012. http://www.mahkemeler.net/yasalar/67/99sayılı beden eğitimi ve spor yasası. Erişim tarihi. 12 Aralık 2011. http://www.mahkemeler.net/cgi-bin/default.aspx adresinden alınmıştır. Erişim tarihi:13 Ocak 2012. http://www.kktcsecim2009.com/secim_sonuclari.rar. Erişim tarihi: 20 Nisan 2009. http://www.yeniduzen.com/haber_detay2.asp?a=48885&print=yes Erişim tarihi: 2 Eylül 2012 http://www.kktctaekwondo.org.tr/tarihce.html Erişim tarihi: 15 Ağustos 2012. http://www.trncinfo.com/tanitmadairesi/2002/TURKCE/KKTCHAKKINDA/telekomun ikasyon.htm. Erişim tarihi: 15 Mart 2009- .http://www.islamansiklopedisi.org/index.php/D%C3%BCnyadaki_M%C3%B Csl%C3%BCman_N%C3%BCfus."Dünyadaki Müslüman Nüfus". (Türkçe) Erişim tarihi: 13 Şubat 2012. http://www.trncinfo.com/tanitma/tr/index.asp?sayfa=cms&dmid=0&cmsid=189&ssid= 90897018 KKTC Tanıtma Dairesi. Üniversiteler Erişim tarihi: 25 Mayıs 2012. tr.wikipedia.org/wiki/Kuzey_Kıbrıs_Türk_Cumhuriyeti Hakkında, (Türkçe), Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi, Erişim Tarihi: 29 Nisan 2009.

143

(http://www.cografya.gen.tr /siyasi/devletler/kuzey-kibris-turk-cumhuriyeti.htm Erişim tarihi: 14 Ağustos 2012. tr.wikipedia.org/wiki/Kuzey_Kıbrıs_Türk_Cumhuriyeti hakkında (Türkçe), KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı. Erişim tarihi: 25 Nisan 2010 http://www.mebnet.net/sites/default/files/KibrisTurkEgitimsistemi.pdf. Erişim tarihi: 21 Eylül 2010. http://www.ydicagri.com/Sayilar/052/52kibris.html. Erişim tarihi: 14.Mayıs2009-

144

EKLER

145

EK 1

146

EK 2

147

148

149

EK 3

150

151

EK 4

152

153

EK 5

154

EK 6

155

156

EK 7

157

158

EK 8

159

160

EK 9

161

EK 10

162

163

164

EK 11

165

EK 12

166

EK 13

167

EK 14

168

169

EK 15