Beyoğlu’Nda BİR BEYOĞLU TUTANAĞI Beyoğlu ’Na Doğnı Uzanmak
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
SAYFA CUM HURİYET DİZİ YAZI 11 Beyoğlu’nda BİR BEYOĞLU TUTANAĞI Beyoğlu ’na doğnı uzanmak. Bir yanda kıı/nunııdun tutun da meşhur bir sokağına, barlarında eğlenilen Beyoğlu 'nu anlatırken, randevuevine, Sürtük Ay ten ’ine, Sapık Refah nasıl kazandı İslimimi bir insan bedeni olarak düşünülürse, diğer yanda gecekondularında, işgal edilen Katina ’sına, eroinnuımnu, sarhoşuna, Beyoğlu onm yüreğidir. eski Ruın evlerinde çekilen yoksulluğa tanık meyhanesine, kodoşuna hovardasına ve yahu? < Aslında Bit yüzden "İstanbul’u ikinci kezfethetmek ” olmak. Böylece “Refah Beyoğlu’nda nasıl ilaahirisine ağzımı açar,gözümü JLJ için yola çıkanlar, seçim kampanyası boyunca kazandı”sorusuna yanıt aramak. yumabilirim. Ukala,günahsız, ahlaklı, bunu, 27 Mart seçimlerinden “Beyoğlu im düşüreceğiz ’’ dediler. İkinci amaç. Beyoğlu 'mm bir terbiyeli gözükmek için riyakar maskemi Sonunda Beyoğlu “düştü. ” “tesRtn-tesellüm makbuzu”nu yapmak, takar, iiç beş okuyucu avlayabilirim. bu yana herkes soruyordu Beyoğlu'nu tümüyle bilenler dışında herkes, Beyoğlu için bir “tutanak '’hazırlamak. Hayır! Beyoğlu 'nu batırmak, yermek kınlar “Refah Beyoğlu ’nda nasıl kazandı ”sorusuna Butum ne denli gerekli olduğu daha hu çalışma kolay şey yok. Beyoğlu'nu övmek zor. İyi neredeyse. İnsanların yanıl arıyordu. yapıltrken ortaya çıktı ve meyhaneleriyle ünlü röportajcı Bey oğlu’na söver. Ben acemi Bu yanılma elbette, Beyoğlu 'nu sadece Nevizade Sokağı, R P ’libelediyenin röportajcıyım. Beyoğlu’nu öveceğim. Kötü kafasına nasıl bir imaj Pera 'dan, Galata dan ya da Taksim'den uygulamasıyla birdenbire tüm canlılığını sokaklarım, kötü insanlarım, sarhoşunu, ibaret saymaktan kaynaklanıyordu. yitirdi. Bu bize. “Refah'a kadar Beyoğlu” ile meyhanesini, her şeyini, her şeyini öveceğim. ” yüklemişti ki herkes, Burulur da gördüğümüz insanların çoğu “Refah ’tan sonraki Beyoğlu”nu oranlamak Sait Faik böyle diyor. Ama biz ne öveceğiz ne Beyoğlu ’mm gündüzcüsüydüya da olanağı da verecek. de söveceğiz. Bugünkü Beyoğlular’t Refah’ın, başka yerler neyse gece çişiydi, ama kesinlikle seçmeni değildi. Sait Faik, Beyoğlu röportajına şöyle haşlıyor: anlatmaya çalışacağı: sadece. Bir de Beyoğlu’nda Görünenin ötesinde, başka bir va da birçok “Röportajyapmaya gidiyorum. Hem de “Teslim-tesellüm makbuzu” hazırlamanın, Beyoğlu vardı. kintinle? Beyoğlu ile. Köprüde düşündüm: bir tutanak tutmanın gerektirdiği kazanmasına çok Amacımız, bilinen Beyoğlu iıdan bilinmeyen Atar tutarım. Veriştiririm. Alıluksızhğından, yansızlıkla... şaşırıyordu... stiklal Caddesi, miting alanı gibi. İnsan akar Pera’dan Beyoğlu’nda dükkan ların vitrinleri kızıla doğ ► Taksim'le Tünel arasında yürürken düşlerinizi süsleyen bir sinema oyuncusu çıkar karşınıza. Dönüp dönüp ru dönüyor. Gün inmek bakarsınız. Şu karşıdan gelen, dün gece izlediğiniz televizyon dizisindeki ünlü tiyatro oyuncusudur mutlaka. üzere./ Alkazar Sineması’nda oyna yan film bitmiş. İstiklal Caddesi’nden Yere serdiği naylon üzerinde kasket, bere, fötr satan; Sıvaslı, Tokatlı, Erzurumlu, ErzincanlI ya da Türkiye'nin sinemaya girenler, çıkışta Ayhan Işık Sokak’ta buluyorlar kendilerini. herhangi bir Meyzen'in önünden geçip, yenideri çı kıyorlar İstiklal Caddesi’ne. kentinden Barda üç kişi oturuyor. Meyzen’in olabilir. sahibi Süha da müşteri gibi tünemiş tabureye. Tezgahını Sinemadan çıkanların yüzünde mutlu bir anlatım var. Belli ki film gü toplayıp, zelmiş. birazdan Meyzen'in banna oturup. Alka- zar’dan çıkanların yüzüne birer birer Beyoğlu bakmak büyük keyif. Ama bardaki- ler bunun pek ayırdında değil. Gözle sırtlarındaki rini sabit bir noktaya dikmişler, önle gecekondusuna rindeki içkiden yudumluyorlar. Önce martı sesleri duyuluyor; arka yollanacaktır. sından bir İstanbul şarkısının notala rı. Cıvıl cıvıl bir ses dolduruyor Mey- zen’i: “Salkım salkım tan yelleri estiğinde Mavi patiskaları yırtan gemilerinle Uzaktan seni düşünürdüm İstanbul" İstiklal Caddesi’nde insan cümbü şü var. Şimdi tam değişim saati. Sine malar doluyor, boşalıyor. Geceleri “Beyoğlu'na çıkanlar” geliyor, İstik lal Caddesi'nin gündüzcüleri işlerini bitirmiş, evlerine doğru gidiyorlar. Tümü değil elbette. Bir bölümü, ak şama doğru gelenlerle birlikte bir Be yoğlu gecesi geçirmek için yeniden İstiklal Caddesi’nin koynuna giriyor. Gökyüzü, maviden mora doğru dönüyor. Akşamın bu saatlerinde tam bir vardiya değişimi yaşanıyor Renk renk, cins cins insan akıyor İstiklal Caddesi'nden. Kimi Tünel’e, kimi Taksim’e gidiyor. (Fotoğraf: ZAFER AKNAR) Beyoğlu’nda. Renk renk, cins cins in san akıyor İstiklal Caddesi'nden. yüme Beyoğlulu bir Rum olmalı. niteliğiydi. Bu nitelik, çoksesliliğin, ğiydi sanki... Böylece 1950 başlarında şuluyor. Bu beni çok sıkıyor. Subay Kimi Tünel’e, kimi Taksim’e doğru Yaşı da uygun; mutlaka hatırlıyordur çok renkliliğin günlük yaşama yansıdı (tıpkı geçen yüzyıl sonlarında. 20. yüz lar Arap, oda hizmetçisi kızlar Rus, gidiyor. Kurtuluş’taki panayır günlerini. ğı bir alan oluşturmasıydı. yıl başlarında, Mütareke’de, savaşta uşaklar Rus, Fransız. Alman. Çocu Meyzen'in barındaki koyu renk ta Ama Rumun Katolik olanı mı, Orto Burası, çok çeşitli ve görkemli kül veya cumhuriyette, 1930’ların ‘iki sa ğumuzun süt ninesi Ermeni, aşçıbaşı kım elbiseli adam, diktiği noktadan doks olanı mı, ayırt edemezsin. Çün türlerin, günlük yaşamın vazgeçilmez vaş arası rahatlığı'nda İkinci Savaş’ın Italyan, yeniçeri muhafızlar Türk." gözlerini ayırmadan “Bir rakı daha kü Katoliği de vardır Beyoğlu'nda. ve tümüyle kapatılamaz kapılarında, karneli günlerinde veya daha sonraları (3) versene" diyor. İçeride uçuk bir ka- Ortodoksu d«... birbirleriyle karşılaştıkları, birbirleri 1960 veya 70'lerde olduğu gibi) Beyoğ Bu da Afif Yesari’nin 1950'lerdeki ‘ ranlık var. Daracık sokağın koyuluğu Akşam inmiş, karanlık koyulaş- ne göz atıp el verdikleri bir alan olmuş lu, o kuşaktan bu genç çocuğa da sayı “ İşte Bevoğlu”sundan: barın içine vurmuş. İstanbul şarkısı mıştı. Sarı, ölgün ışıkları yandı Ay tur. Bu kültürler, Beyoğlu'nda günlük sız armağanlar sundu. Öncelikle sine “Geceley in Beyoğlu, çoğumuzun ta barın dört duvarına birden çarpıyor: han Işık Sokak'taki barın. İstanbul yaşamın yalın, ama çok şeyler borçlu malarını ve salonların perdelerinden nımadığı bir kisveye bürünür. Gündüz “Bin bir direkli Haliç'iıide akşamlar şarkısının sonu yaklaşıyordu artık: olduğumuz; sonsuza uzanan ölümsüz yansıyan binbir düşü sundu. Melek, gelip geçtiğimiz bu cadde, bize yabancı Adalarında bahar. Süleymaniye'nde “Tophane’nin karanlık sokakların çerçevesi içinde birbirleriyle alışverişte Atlas veya Yeni Melek’te bol ’renkli gelecek kadar değişmiştir. Tünel’den akşamlar da bulundular. Zenginleştiler. rüyalar' , Lale. Ar veya Elhamra’da Taksim'e uzanan cadde üzerinde, aca Hey sen ne güzelsin kavgamızın şeh Koyun koyuna yatan çocuklarınla Çok değişik kültürler, burada eski daha gerçekçi siyah-beyaz yapımlar, yip isimli bir sürü bar ve kokteyl salonu ri İstanbul" bekle günlerden beri, dünyanın pek çok ye Saray veya Lüks’te Avrupa duyarlılı her gece yeni bir maceraya hazırlanır. İnsanlar yürümüyor, sanki akıyor Bekle zafer şarkılarıyla geçişimizi rinde, bugün bile bulunması zor bir ğının ve zevkinin biçimlenmeleri... Al Keseleri, mahsul paralarını hamil taş lar İstiklal Caddesi'nden. Bu görün İstanbul” hoşgörü içinde, özelliklerini koruyarak kazar, Sümer veya İpek’te ‘ezeli ve ralılardan. dans ve avantür(!) meraklısı tüye bakanlar, insan denen yaratıkla delikanlılara kadar bir yığın insan, eğ akışkan sıvı maddeyi birbirine karış lence ihtiyaçlarını karşılamak üzere tırabilir. emirlerine amade bulunan bu eğlence Taksim'le Tünel arasında yürürken yerlerine koşarlar. Beyoğlu'nu neşe ve düşlerinizi süsleyen bir sinema oyun zevk muhiti olarak görmeye kendimizi cusu çıkar karşınıza. Dönüp dönüp alıştırmışızdır. Beyoğlu’nun iç yüzü, bakarsınız. belki bizi eğlendirmeyecek, üzecektir. Şu karşıdan gelen, dün gece izledi Çünkü pırıltılı caddede bir yığın faci ğiniz televizyon dizisindeki ünlü tiyat anın nabzı atar, renk renk ışıklı ilan ro oyuncusudur mutlaka. ların bile örtemeyeceği hazin vak'alar- Yere serdiği naylon üzerinde kas la karşılaşırız. Beyoğlu, yıllarca kalem ket, bere, fötr satan; Sıvaslı. Tokatlı. erbabına sermaye olmuştur. Enteresan Erzurumlu. ErzincanlI ya da Tür vak'aların beşiği daima Beyoğlu’dur. kiye’nin herhangi bir kentinden ola Beyoğlu'ndaki kadınlar (şu mahut bi bilir. Tezgahını toplayıp, birazdan çarelerden bahsediyorum) eğlenmek, Beyoğlu sırtlarındaki gecekondusuna etraflarına neşe, zevk saçmak için ya yollanacaktır. ratılmışlardır. Çocuğunu elinden tutup oyuncak Evet, Beyoğlu hakkında yazılan ya çının vitrinine bakan, doğma büyüme zılar böyle der. Beyoğlulu bir Emenidir belki de. Fakat, bakalım gerçekten bu böyle Ama Gregoryen mi, Katolik mi, Pro midir?" (4) testan mı ayırt edemezsin. Çünkü Afif Yesari'nin 1950’lerdeki kuşku üçünden de vardır Beyoğlu’nda. su bugün de geçerli. Aman dikkat! O gördüğün dal gibi Gerçekten nedir Beyoğlu? kız, erkek çıkabilir. Ancak sesini duy Bu sorunun yanıtı. Beyoğlu’nun duğunda anlarsın ki iş işten geçmiş ol bir yüzüne bakarak alınmaz. Ayaspa- masın. şası’ndaıı. Cihangir'inden vurup. Tramvay çan çalarak geçiyor cad Meyzen’in barına oturup, Alkazar'dan çıkanlara birer birer bakmak büyük kevif.(Fotoğraf: GARBİS ÖZATAY) Hasköy'ün. Örncktcpe’nin gecekon deden. Büyük kalabalık ortadan ikiye dularından çıkmak gerekir. Arifin ayrılıyor. Çiçek Bar’ından. Sıraselviler’deki Tramvayın önünden sol bacağını erçekten nedir Beyoğlu? Bu sorunun yanıtı, Beyoğlu’nun bir Taksim Sanat Evi'nden. Kemancı’- son anda kurtaran yaşlı, yoksul giysili