Güneydoğu Anadolu Projesi Ve Su Siyaseti
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
Su Kaynaklarının Geliştirilmesi ve Yönetimi TMH GÜNEYDOĞU ANADOLU PROJESİ VE SU SİYASETİ Ünal ÖZİŞ (1), Ferhat TÜRKMAN (2), Türkay BARAN (3) Yalçın ÖZDEMİR (4), Yıldırım DALKILIÇ (4) 1. SINIR-AŞAN VE SINIR-OLUŞTURAN karşılık, Türkiye’den ve Suriye’den Fırat, Türkiye’den AKARSULAR ve İran’dan Dicle havzalarından gelen 70 milyar m³/yıl Yeryüzünde pek çok akarsu, bir ülkede doğduktan da eklendiği takdirde, 5.200 m³/N/yıl mertebesini sonra başka bir ülkeye/ülkelere geçmekte ve bulmaktadır [Öziş 1997a,b; Öziş, Özdemir, Baran “sınır-aşan su” niteliğini taşımakta, bazıları yer yer iki 1997; Öziş, Özdemir, v.d. 1998; Öziş, Türkman, v.d. ülke arasındaki sınır boyunca da akarak “sınır-oluşturan 1999, 2000; Öziş, Baran, v.d. 2001]. su” işlevini görmektedir. Yeryüzünde sınır-aşan ve/veya Bu değerlerden hareketle, üç ülkenin kişi başına sınır oluşturan, çokuluslu akarsu havzalarının sayısı su potansiyelinin aynı mertebede bulunduğunu, 200’ün üzerinde olup, kıta alanlarının yarıya yakın hatta Irak’ta daha büyük olduğunu iddia etmek, kısmını kaplamakta; bu sulardan yararlanma ilgili memba/yukarı-kıyıdaş ülkenin kendi topraklarından ülkeler arasında ciddi sorunlara yol açabilmektedir. kaynaklanan suyu mansap/aşağı-kıyıdaş ülkenin Dünya akarsularının her yıl yenilenen toplam su kullanımına bıraktığı anlamına da gelebileceğinden, potansiyeli 20. yüzyıl sonlarında kişi başına 7.000 hatalı ve sakıncalıdır. m³/N/yıl gibi bir değere karşı gelmektedir. Ancak, Ayrıca, kişi başına su potansiyeli dünya ortalamasının gerek ülkelere göre çok değişken dağılımı, gerekse yarısının altında kalan Türkiye’nin, bazı komşu ülkelere elverişli iklim ve toprak koşullarına sahip yörelerdeki kıyasla su varlığı büyük görünse de, bu potansiyelin büyük sulama suyu ihtiyaçları dikkate alındığında, gerek ülke içinde alansal, gerekse zamansal dünyanın özellikle belli bölgelerinde suyun 21. yüzyılda dağılımındaki büyük dengesizlikler, Türkiye’nin su en stratejik maddelerden biri haline geldiği kaynaklarının geliştirilmesinde belirli güçlükler ve görülmektedir. sınırlamalar da getirmekte; bu potansiyelin ancak üçte Dünya ülkeleri arasında, 10.000 m³/N/yıl’ın üzerinde ikisi kadarının ekonomik olarak değerlendirilmesi söz potansiyele sahip devletler bulunduğu gibi, daha konusu olmaktadır. bugünden 1.000 m³/N/yıl değerinin altına düşmüş pek çok devlet bulunmaktadır. Ancak bu tür istatistikler 2. ULUSLARARASI SU HUKUKU AÇISINDAN çoğu kez memba/yukarı-kıyıdaş ülkelerden gelen ÇOKULUSLU SU HAVZALARI suların da hesaba katılması sebebiyle, yanıltıcı olabilmektedir [Öziş 1997a,b; Öziş, Türkman, v.d. 2.1. Su Hukuku Açısından Yaklaşımlar 1999, 2000]. Çokuluslu havzaların birçoğundan yararlanma Türkiye, Suriye ve Irak örneğinde, Türkiye’nin kendi amacıyla, çeşitli ülkeler arasında yapılmış 300 civarında topraklarından kaynaklanan su potansiyeli 180 milyar andlaşma bulunmaktadır [Biswas 1994]. m³/yıl veya 2.900 m³/N/yıl mertebesindedir [D.S.İ. 1995; Sınır-aşan akarsuların geliştirilmesi hususunda, Öziş, Baran, v.d. 1997; Bayazıt, Avcı 1997]. Suriye’nin uluslararası hukuk açısından dört yaklaşım söz konusu kendi topraklarından kaynaklanan su potansiyeli 7 olmuştur: (a) bir ülkenin kendi topraklarından milyar m³/yıl veya 500 m³/N/yıl civarında olmasına kaynaklanan suları dilediği gibi kullanabileceği esasına karşılık, Türkiye’den Fırat ve Afrin, Lübnan’dan Asi dayanan “mutlak egemenlik” görüşü; (b) bir ülkede havzalarından gelen 30 milyar m³/yıl da eklendiği akan suların, o ülke toprağının ayrılmaz bir parçası takdirde, 3.000 m³/N/yıl mertebesini bulmaktadır. olduğu ve membadaki ülkelerin bu suyun doğal Irak’ın kendi topraklarından kaynaklanan su potansiyeli nicelik ve niteliğini değiştirme hakkı olmadığı esasına 25 milyar m³/yıl veya 1.400 m³/N/yıl civarında olmasına dayanan “alansal bütünlük” görüşü; (c) mansap ülkelere belirgin zarar vermemek üzere, akarsuyun (1) Em.Prof.Dr., (2) Prof.Dr., (3) Doç.Dr., (4) İnş.Y.Müh., her bir ülkedeki yağış alanı, sağladığı debi, geçmiş ve Dokuz Eylül Üniversitesi İnşaat Müh. Bölümü, İzmir mevcut kullanımı, gelişme ihtiyacı, sosyal ve ekonomik TMH - TÜRKÝYE MÜHENDÝSLÝK HABERLERÝ SAYI 420-421-422 / 2002/4-5-6 35 TMH Su Kaynaklarının Geliştirilmesi ve Yönetimi koşullar, su tasarrufu, diğer seçenekler, dengeleme 2.2. Birleşmiş Milletler’in Uluslararası Suyolları'nın olanakları gibi bir dizi etkenin dikkate alınarak Ulaşım Dışı Amaçlarla Kullanımları Kanunu su tahsisini öngören, diğer ülkelere önemli zarar Hakkındaki Sözleşmesi vermeden “hakça ve makul yararlanma” görüşü; (d) Birleşmiş Milletler’in 21 Mayıs 1997’de kabul ettiği, ülkeler arasındaki sınırları gözetmeden, bir akarsudan “Uluslararası Suyollarının Ulaşım Dışı Amaçlarla “havza bütününde en iyi yararlanma” görüşü [Öziş Kullanımları Kanunu Hakkındaki Sözleşmesi” başlığını 1997a,b; Öziş, Türkman, v.d. 1999, 2000]. taşıyan kararı, sınır-aşan veya sınır-oluşturan suların Uzun yıllar iki zıt görüş, “mutlak egemenlik” ve yeraldığı havzaları “uluslararası suyolları” olarak “alansal bütünlük” çatışmıştır. Uzlaştırıcı öneri olarak tanımlamakta, kıyıdaş ülkelerin ötesinde, bu tür Uluslararası Hukuk Derneği’nin (ILA) 1966 Helsinki ülkelerle ekonomik anlaşmaları olan ülkelere de kurallarıyla “hakça ve makul kullanım” ve “başkalarına görüşmelere katılma kapısını aralamakta, bu suların önemli zarar vermeme” esasları tavsiye edilmiş; “hakça” (equitable) ve “makul” (reasonable) biçimde Birleşmiş Milletler Uluslarası Hukuk Komisyonu’nun kullanılması ve “önemli zarara sebebiyet verilmemesi” (UN-ILC) 1970’lerde başlattığı yıllar süren çalışmalar (not to cause significant harm) esasını sonucunda, bu ilkelere dayanan bir taslak [Dışişleri benimsemektedir [U.N. 1997]. 1996] hazırlanabilmiştir. Bu bağlamda, hakça ve makul kullanım için yapılacak tahsislerin belirlenmesinde dikkate alınacak kriterler: Bu arada, 1992’de Rio de Janeiro’da toplanan UNCED (a) coğrafi, hidrografik, hidrolojik, iklimsel, ekolojik - Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansının ve diğer doğal etkenler; (b) kıyıdaş ülkelerin sosyal “Gündem 21” deklarasyonuyla uluslararası önemi ve ekonomik ihtiyaçları; (c) kıyıdaş ülkelerin her vurgulanan “sürdürülebilir kalkınma” esasının birinde bu akarsuya bağımlı nüfus; (d) bir ülkedeki yaygınlaşması, 1996’da Marsilya’da kuruluşu açıklanan kullanımların diğer ülkelere etkileri; (e) suyun “World Water Council - Dünya Su Konseyi”, aynı yıl mevcut ve tasarlanmış kullanımları; (f) su kaynağının Stockholm Su Sempozyumunda kurulan “Global Water korunması, geliştirilmesi ve kullanımının ekonomisi Partnership - Küresel Su Ortaklığı” gibi kuruluşların da ile bu doğrultuda yapılacak masraflar; (g) mevcut etkisiyle, sınır-aşan veya sınır-oluşturan suları, kıyıdaş veya tasarlanmış belli bir kullanım için, aynı değerdeki ülkelerin de ötesinde, uluslararası tartışma konusu seçeneklerin varlığı, olarak belirtilmiş; belli süre yapma eğilimi belirginleşmiştir. önceden haber verme ve izin alma gibi kısıtlayıcı bazı Sonuçta, Birleşmiş Milletler Uluslarası Hukuk hükümler de getirmiştir [U.N. 1997]. Komisyonuna bağlı alt komisyonun olgunlaştırdığı, “başkasına önemli zarar vermeden, hakça ve makul 2.3. Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik yararlanma” esasına dayanan bir karar, Birleşmiş Komisyonu’nun Sınır-aşan Akarsuların Milletler Genel Kurulunda 1997’de genel kurulda ve Uluslararası Göllerin Korunması ve oylanarak kabul edilmiştir [U.N. 1997; Öziş, Türkman, Kullanımı Sözleşmesi v.d. 1999, 2000; Wouters 2000]. Birleşmiş Milletler’in Avrupa Ekonomik Komisyonu Özellikle teknik çevrelerce önemli bir yaklaşım olarak (UN/ECE), su niteliğini ön planda ele alan ve özellikle görülmekte olan, devletler arasındaki sınırları bu alanda 2000’li belli yıllarda sağlanması gereken gözetmeden “havza bütününde en iyi yararlanma” koşulları hedefleyen, Avrupa ülkelerinin büyül bölümü görüşü ise bu durumda arka planda kalmıştır. ile Avrupa Birliği tarafından da kabul edilmiş olan Söz konusu karar tasarısının Birleşmiş Milletlerdeki anlaşmalar gerçekleştirmiştir [UN/ECE 1997; oylamasında, Türkiye iki ülkeyle (Çin, Burundi) birlikte Bosnjakovic 2000]. red, birçok ülke çekimser oy kullanmış, birçok ülke oy Bu bağlamda, 1992’de Helsinki’de imzalanan ve kullanmamış, bazı maddeler de üye devletlerin ancak 1997’de yürürülüğe giren, “Sınır-aşan akarsuların üçte bir kadarının olumlu oyuyla kabul edilmiştir. ve uluslararası göllerin korunması ve kullanımı Bu tür kararların bağlayıcılığı tartışılsa ve kendisi red sözleşmesi” anlaşma temelini oluşturmaktadır. 1999’da oyu kullanmış olsa da, Türkiye’nin sınır-aşan akarsu buna ek olarak “Su ve sağlık protokolü” imzalanmıştır. havzalarındaki su ve toprak kaynaklarını geliştirme 1991’de Espoo’da imzalanmış olan “Sınır-aşan çerçevede çevresel etki değerlendirmesi sözleşmesi” ve yönetme çalışmalarında etkisi olacaktır. Birleşmiş de 1997’de yürürlüğe girmiştir. Milletlerin bu kararının, kıyıdaş olmayan ülkelerin de işe karışmalarına, çeşitli gecikmelere ve kısıtlamalara yol Bu sözleşmeler doğrultusunda, Birleşmiş Milletler açabilecek bir baskı unsuru olarak kullanılabileceği, Avrupa Ekonomik Komisyonu, özellikle su niteliği bu çalışmalarının hakça ve makul kullanım ile önemli konusunda yoğunlaşan, bir dizi tavsiye ve yol gösterici zarar vermeme esasını benimseyen söz konusu karara talimat da hazırlamıştır. olabildiğince uygun olduğunu Türkiye’nin savunmak Avrupa Birliğine üye olma yolunda, Türkiye’nin de durumunda kalacağını gözönünde tutulmalıdır. bu esaslara göre yasal önlemler alması ve erişilmesi 36 TMH - TÜRKÝYE MÜHENDÝSLÝK HABERLERÝ SAYI 420-421-422 / 2002/4-5-6 Su Kaynaklarının Geliştirilmesi ve