Anadolu Moğolları: Anadolu'da Moğol Boyları - Uluslararası Tarih Araştırmaları Dergisi/ International Journal of Historical Researches, Yıl/Vol. 1, Sayı/No. 1 Bahar/Spring 2018

Anadolu Moğolları: Anadolu'da Moğol Boyları

Ekizceliler.com* * Sadun Köprülü* Anadolu Moğolları*

Özet

Moğolcalı, Moğolcalu, Moğulcalı, Moğulcalu, Muğalcalı, Muğalcalu, Muğulcalı, Muğulcalu, Muscalı, Muscalu, Musacalı, Musacalu, Müscalı, Müscalu, Müsacalı, Müsacalu, Musulcalı, Musulculu, Musulcalu, Muslucalı, Muslucu, Muslucalu aşireti – diye Irak’ın Musul, TELAFER Türk-Moğolları.

Türkleşmiş Moğol aşiretidir.

Bugün (Emirdağ’ında “Nevahi-i Barçın Kazası”) Ekizce köyünde yaşarlar.

Ve Jırgın (Cırgın) aşiretide bugün (Emirdağ’ında “Nevahi-i Barçın Kazası”) yaşarlar.

Ve Diğer Moğol boyları: Tatarlar, Kireyitler, Naymanlar, Sünit, Bisüvüt, Suganut, Mangıt, Kurulas, Kongırat, Dürben, Kıyat, Bayaut (Bayat), Barın, , İlhanlı, Uyrat aşireti, Suldus aşireti, Celayir aşireti, (Sutai) aşireti, Tatar aşireti, Mugal Tatarları cemaati, Moğultay cemaati (İçel Yörükleri), Çalış ("Tataran-ı Gayiban" Arsa Yüzü Bölüğü) aşireti, Çavurcu cemaati, Garb Yüzü Bölüğü (Tataran-ı Mugal), Gayiban Tatarları, Haymene-i Tataran-ı Mugal cemaati, Hamis Ağıl (Ulu Azman "Tataran-ı Mugal" Garb Yüzü Bölüğü), Hindüler cemaati ("Baybal Özü Bölüğü" Baybal Özü Bölüğü), İletmiş Bölüğü cemaati (Tataran Cemaati), Karataylu cemaati ("Moğol Tatarları cemaati" Arsa Yüzü Bölüğü), Kayabalu Bölüğü cemaati (Tataran-ı Mugal), Konbaklar cemaati (Tataran-ı Mugal), Nureddin cemaati ("Moğol Tatarları cemaati" Altımız Bölüğü), Tatar cemaati, Tataran kabilesi cemaati "Banyal Yüzü" ("Moğol Tatarları cemaati" Banyal Yüzü Bölüğü), Ulu Otak cemaati ("Baykal Özü Bölüğü" Baykal Özü Bölüğü), Yaman oğlu cemaati ("Moğol Tatarları cemaati" Arsa Yüzü Bölüğü), Kara-Tatarlar, Yörükan taifesi, Türkmen taifesi, Kara Türkmenler.

Yukarıda bahsi geçen Türk-Moğol boyları, önce İlhanlı devleti içerisindeki taht mücadeleleri, ardından devletin yıkılmasıyla başlayan hâkimiyet mücadeleleri ve nihayet Kara Koyunlu ve Akkoyunlu mücadeleleri sonucunda başta ve Orta Anadolu olmak üzere çevreye göç edeceklerdir.

Anahtar Kelimeler: Moğol, Türkmen, Kıpçak, Tatar, Uyrat, Anadolu, Kabile.

·www.ekizcekoyu.com & www.ekizceliler.com Anadolu Moğolları > https://anadolumogollari.blogspot.com/

Anadolu’da Moğol İskanları Özet

Cemaat Adı Taife Grup Boy Yerleşim Yeri

Muscalı (Musacalı) Muscalı (Musacalı) Börçigin Moğol Ekizce Köyü / Emirdağ Cemaati Aşireti

Cırgın (Jırgın) Cırgın (Jırgın) Aşireti Çurkinler/ Moğol Dağılgan Köyü / Emirdağ Cemaati Kerayitler

Sutay (Sutai) Sutay (Sutai) Aşireti Moğol Diyarbakır ve Musul Cemaati

Bilinmiyor Bilinmiyor Moğol İli-Su, Boğazlayan / Yozgat

Çalış Cemaati Tataran-ı Gayiban Arsa Yüzü Moğol Alagöz, Çorum Bölüğü

Çavurcu Cemaati Moğol / Ilgın

Garb Yüzü Bölüğü Tataran-ı Mugal Moğol Çorum – Katar(?)

Gayiban Tatarları Moğol Alagöz, Çorum

Hamis Ağıl Tataran-ı Mugal Garb Yüzü Moğol Çorum – Katar(?) (Ulu Azman) Bölüğü

Haymene-i Tataran-ı Moğol Konya / Ilgın Mugal Cemaati

Hindüler Cemaati Baybal Özü Bölüğü Baybal Özü Moğol Çorum – Katar(?) Bölüğü

İletmiş Bölüğü Tataran Cemaati Moğol Çorum – Katar(?) Cemaati

Karataylu Cemaati Moğol Tatarları Arsa Yüzü Moğol Alagöz, Çorum Cemaati Bölüğü Kayabalu Bölüğü Tataran-ı Mugal Moğol Çorum – Katar(?) Cemaati

Konbaklar Cemaati Tataran-ı Mugal Moğol Konya / Ilgın

Moğoltay Cemaati Moğol Güzelhisar / Aydın

Moğultay Cemaati İçel Yörükleri Moğol Silifke / Mersin

Moğultay Cemaati İçel Yörükleri Moğol Gülnar / Mersin

Mugal Tatarları Moğol Konya / Ilgın Cemaati

Mugal Tatarları Moğol Akşehir / Konya Cemaati

Nureddin Cemaati Moğol Tatarları Altımız Bölüğü Moğol Alagöz, Çorum Cemaati

Tatar Cemaati Moğol Adıyaman, Kahta

Tataran Kabilesi Moğol Tatarları Banyal Yüzü Moğol Alagöz, Çorum Cemaati Cemaati Bölüğü (Banyal Yüzü)

Ulu Otak Cemaati Baykal Özü Bölüğü Baykal Özü Moğol Çorum – Katar(?) Bölüğü

Yaman oğlu Moğol Tatarları Arsa Yüzü Moğol Alagöz, Çorum Cemaati Cemaati Bölüğü

Anahtar Kelimeler: Cemaat, Taife, Aşiret, Grup, Boy, Yerleşim Yeri, Bölüğü, Klan, Kabile.

Hülegü’nün İran’a gelişi sırasında Anadolu ‘ya gelmiş olan bu Kara Tatarlar, Ebu Said’in ölümünden sonra eşkiyalık yapmaya başladılar. Farklı gruplara ayrılarak değişik bölgelerde yurt tuttular. Bunların bir kısmı da Trabzon civarında yurt tutmuştu. İlhanlı devletinin yıkılışına kadar da bu devlete bağlı kaldılar ve çok sayıda köle vermekteydiler. [Bkz. Bkz., Jakob P. Fallmerayer, a.g.e, s.191.] Yıldırım Bayezid’in Sivas’ı aldığı zamanda Osmanlı ordusuna katıldılar. ’un Osmanlı’yı mağlup ettiği zaman bunlar Tokat, , Amasya civarında oturmaktaydılar. Timur otuz- kırk bin hane olan bu Kara Tatarları Semerkand’a götürüp sınırlara yerleştirmeyi uygun buldu. Kara Tatarların akıbeti hakkında geniş bilgi için bkz. *Şerefüddin Ali Yezidi, Emir Timur (Zafername), (nşr. Ahsen Batur), İstanbul 2013, s.409vd; Nizamüddin Şami, Zafername, (nşr. Necati Lugal), Ankara 1987, s.328vd; İbni Arabşah, Acaibü’l Makdur, (nşr. Ahsen Batur), İstanbul 2012, s.346vd; İ. Aka, Timur ve Devleti, Ankara 1991, s.30.+ XV. asrın başlarında İspanya kralı tarafından Timur’a gönderilen Clavijo, Damgan civarına geldiğinde öldürülen insanların kafalarından kuleler yapılmış olduğunu ve bunların Akkoyunlular olduğunu söylese de aslında bunlar Kara Tatarlara aittir. *Bkz., Ruy Conzales de Clavijo, Anadolu, Orta Asya ve Timur, (nşr. Ö. Rıza Doğrul), İstanbul 1993, s.110vd.] Hoca Sadettin Efendi ise bu Kara Tatarların Hülegü tarafından Anadolu’ya yerleştirildiklerini, Ebu Said’in ölümüyle baş gösteren kargaşa ortamında sayıları elli iki tümen olan bu Kara Tatarların farklı yaylak ve kışlaklara dağıldığından bahsederek, Yıldırım Bayezid tarafından Osmanlı hizmetine alındıklarını belirtmektedir. *Bkz., Hoca Sadettin Efendi, Tacü’t-Tevarih I, (nşr. İ. Parmaksızoğlu), Ankara 1992, s.333.+Diğer taraftan Hoca Sadettin Efendi, Timur’un bunların büyük kısmını götürmesinden sonra geriye kalanların İskilp civarında bulunduklarını ve buradan alınarak Filibe yöresine iskân edildiklerini belirtmektedir. [Bkz. Hoca Sadettin Efendi, Tacü’t-Tevarih II, (nşr. İ. Parmaksızoğlu, Ankara 1992, s.98.+ Nitekim Osmanlı arşiv belgelerinde de Tatar, Tatarlar, Tatarlı, Tatarlu, Tataran gibi isimlerde cemaatlere Balkan ve Trakya bölgesinde rastlanmaktadır. Bkz. Cevdet Türkay, a.g.e, s.158,714.

B. Spuler, İran Moğolları, s.497vd; M. Fuad Köprülü, Anadolu’da İslamiyet, Ankara 2012, s.53;, B. Y. Viladimirtsov Moğolların İctimai Teşkilatı Moğol Göçebe Feodalizmi, (nşr., Abdülkadir İnan), Ankara 1995 s.184vd. Bu hakikat Osmanlı arşiv belgelerinde de takip edilebilmektedir. Nitekim Moğol aşiretlerinden Celayir, Tatar, Sulduz, Muğulcalı (Muscalı - Musacalı), Jırgın (Cırgın), vs. den yörükan ya da Türkmen taifesi olarak bahsedilirken aynı şekilde Muğan, Muğanan, Muğanlı, Muğanlu, Muğulcalı (Muscalı - Musacalı), Jırgın (Cırgın) gibi aşiretler de Türkmen olarak kaydedilmiştir. *Bkz Cevdet Türkay, a.g.e, s. 37, 124, 158, 277.+ Diğer taraftan Kara Tatarlar da pek çok bakımdan Türkmenleşmişlerdi. Çağataylar bu Kara Tatarlara “Kara Tatar Türkmenleri”adını veriyorlardı. Bkz., F. Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, s.130.

Bkz. Osman G. Özkuzugüdenli, “Moğollar”, DİA XXX, (İstanbul 2005), s.228. Ayrıca bkz. W. Barthold, Türk-Moğol Ulusları Tarihi, s.23vd.

Anadolu Moğolları > https://anadolumogollari.blogspot.com/

Anadolu’da Daha Fazla Moğol İskanları Özet

Emirdağ, Eskişehir, Sivrihisar, Ankara ve Bolu arasında yaşayan Orta Asya Türkleri ve Türkleşmiş müslüman Moğollardan oluşan topluluğa Selçuklu ve Osmanlı Döneminde "Karatatar Türkmenleri" de denilmekteydi ve daha sonraları Kara-Türkmenler denildi.

Anadolu'da Moğol İskanları: Afyonkarahisar (il), Emirdağ, Eskişehir, Sivrihisar, Kütahya, Konya, Ilgın, Ankara, Polatlı, Isparta, Yozgat (il), Mersin (İçel), Akşehir, Adıyaman, Amasya, Sivas, Kayseri, Malatya, Kırşehir, Kahramanmaraş, Elbistan, Bolu, Erzurum, Çorum, Iskillip, Karaman, Koçhisar, İshaklu, Diyarbakır, Tokat, Aksaray, Niğde, Beyşehir, Kastamonu, Karabük, Safranbolu, gibi daha çok yerler var.

Orta Doğu'da Moğol İskanları: Musul, Kerkük, İrak, Suriye, Azerbaycan ve İran. Anadolu Moğolları > https://anadolumogollari.blogspot.com/

Anadolu’da Moğol Boyları Özet

Anadolu’da Moğol Boyları:

Çok kez çoğumuz “Osmanlı torunu” olmak ile iftihar etmişizdir. Peki ya Anadolu’ya gelen diğer topluluklar, beyler, beylikler? Onların torunlarına ne oldu? Anadolu’yu yurt tutmuş bir Moğol oymağından geldiğinizi öğrenmek, sizi şaşırtır mıydı?

Moğolların Yakındoğu ve Anadolu’yu istilası, arkasından da İlhanlı Devleti’nin kurulması ve istila edilen bölgelerin hâkimiyet altına alınması ile Moğollar için yeni bir dönem başlamıştır.

Anadolu’da iskân edilen Moğol kabileleri, XIII. yüzyılın ikinci yarısından itibaren, bir İslamlaşma ve Türkleşme sürecine girmişlerdir. Aslında Moğol kabilelerinin özellikle Türkleşmesi olayı, çok eskilere kadar gitmekte olup, Türk ve Moğol topluluklarının çok uzun yıllar devam eden birlikteliklerine dayanmaktadır. Tarih boyunca Moğolların en fazla karışıp kaynaştıkları milletin Türkler olduğu bilinmektedir.

Anadolu’ya geldikleri bilinen veya tahmin edilen Moğol boyları Şunlardır:

1) UYRAT: Muş ve Bingöl bölgelerinde yaşamışlar ve varlıklarını XV. yüzyılın başlarına kadar devam ettirmişlerdir. Celayirliler’den sonra tamamiyle Karakoyunlular’a dahil olmuşlardır.

2) SÜNİT: XIV. yüzyılda Musul, Diyarbakır ve bölgelerinde yaşamışlar, daha sonra Orta Anadolu’ya göç ederek burada varlıklarını devam ettirmişlerdir.

3) BİSU’UT

4) CELAYİR

5) TATAR

6) KİREYİT: Kütahya-Eskişehir bölgesinde yaşamışlardır. Osman Bey zamanında yine bu bölgelerde yaşadığı bilinen Çavdar Tatarları adını, Kireyit Alinak ’ın oğullarından olan Çavdar’dan almışlardır.

7) KURULAS: Baycu ile birlikte Anadolu’ya gelen Yasavur Noyan oğlu Hoca Noyan’ın oğullarıdır.

8) URYANGKAT: Cengiz Han’ın en ünlü kumandanlarının mensup oldukları boy olup, 1277 yıllarında Anadolu’ya gelmişlerdir.

9) SULDUS: Demirtaş’ın valiliği sırasında Anadolu’ya gelmiŞlerdir.

10) ARULAT

11) MENKUT

12) SUGANUT

13) UYGUR: XIV. yüzyıldan önce Anadolu’daki Moğollar arasında Uygurlar’a mensup beylerin bulunup bulunmadığı tam olarak bilinmemekle birlikte, XIV. yüzyılın ilk dönemlerinden itibaren Demirtaş’ın buyruğunda Anadolu’ya gelmişlerdir. Ayrıca, çoğunluğunu Uygur Türkleri’nin teşkil ettiği bahşi (din adamı), bitikçi (yazıcı), otacı (hekim) gibi çeşitli mesleklerden Türkler de Anadolu’ya gelmişlerdir. İlk dönemlerde Anadolu’ya gelen Moğol gruplarının; cemaat sayısının 148, hane sayısının 2.621 ve mücerred nüfusun 1.121 olduğu bildirilmektedir. Zamanla bunların sayılarında artışlar olmuştur.

14) Muscalı (Musacalı) Aşireti

15) Cırgın (Jırgın) Aşireti

16) Sutaylar (Sutailar) Aşireti

17) Bilinmiyor (???) Aşireti

Moğolların İskan Edildiği Yerler

Anadolu’da bulunan Moğollar, askeri düzenlerinin de bir sonucu olarak sağ kol ve sol kol olmak üzere ikiye ayrılmışlardır. Sağ koldakiler; İlhanlılar’ın Anadolu valisi Emir Çoban’ın oğlu Demirtaş zamanında Konya, Kayseri ve Niğde bölgelerine getirilirken, sol koldakiler ise; Sivas, Amasya, Tokat ve Çorum bölgelerine getirilmişlerdir. Hatta Kırşehir, Ankara ve Eskişehir bölgelerindeki Moğol oymaklarının da sol kola dahil oldukları sanılmaktadır.

Görüldüğü gibi Moğol istilası sonucunda, Doğu Türklerinden ve özellikle Moğollardan oluşan önemli gruplar Anadolu’ya gelmiştir ve bunlar çoğunlukla Tokat, Amasya, Çorum, Kırşehir, Kayseri ve Sivas’ta yani Orta Anadolu’da yaşamışlardır. Orta Anadolu’da yaşayan bu gruplara, sonraları “Tatar” veya muhtemelen, siyasi itibarlarını kaybettiklerinden dolayı “Kara Tatar” denilmiştir. XV. yüzyıl başlarında Kara Tatarlar’ın sayısının 40.000 eve ulaştığı sanılmaktadır ki bu rakam ortalama 200.000 kişiye tekabül etmektedir

Moğollar, özellikle 1277 yılından sonra Anadolu’nun idaresine tayin ettikleri valileri vasıtası ile Anadolu’ya yerleşmek üzere, buradaki kuvvetlerini beş tümenin üzerine çıkarmışlardır.

Anadolu’ya yapılan askerî harekâtlardan sonra bazen bu komutanların geri çağrıldığı görülse de, zamanla İlhanlılar tarafından Anadolu’nun giderek daha zor idare edilme durumu ortaya çıktığından, Anadolu’yu daha sıkı bir Şekilde kontrol etmek için hem bu harekâtlar daha sık olarak yapılmaya başlanmış, hem de Anadolu’da daha fazla sayıda birlik bırakma mecburiyeti ortaya çıkmıştır. Bunun sonucunda, bazen isyan eden Moğol komutanlarına mensup topluluklar Anadolu’nun çeşitli bölgelerine dağılarak, buralarda kalıcı bir duruma gelmişlerdir. Adıyaman- Besni bölgesindeki Uyrat’lar bu duruma bir örnek olarak gösterilebilir. İlhanlılar’da, istenildiği zaman devletin daimi ordusu otuz tümenin üzerine çıkarılabilmektedir ki bu rakam ortalama 300.000 kişilik bir orduya ve 1.500.000’a yakın bir Moğol nüfusuna karşılık gelmektedir. Moğolların sadece bir Şubesi olan Kara Tatarların sayısının dahi 40.000 evden yani 200.000 kişiden oluşması, Anadolu’daki Moğol sayısının oldukça fazla olduğunu açıkça göstermektedir.

XIV. yüzyılın sonlarından itibaren Anadolu’da, Tatar diye adlandırılan ve tamamen Türkleşmiş olan bu Moğol topluluklarının çokluğu “on sekiz bin alem” sözü ile ifade edilmiştir. Bu dönemde bunların sayılarının 40.000 ile 100.000 çadır halkı kadar olduğu sanılmaktadır. Yapılan araştırmalar, özellikle İlhanlılar döneminde Anadolu’da Moğol nüfusunun çok fazla miktarda arttığını ve Anadolu’da ortalama olarak 500.000 üzerinde bir Moğol nüfusunun bulunduğunu göstermektedir

Kısacası, içerisinde bulunan önemli miktardaki Türk nüfusu ile birlikte, yaklaşık olarak bir buçuk – iki milyonluk bir Moğol nüfusunun Yakındoğu’ya geldiği ve bu nüfusun beş tümenden fazlasının Anadolu’da yerleştiği söylenebilir.

Bu gelen Moğol ve onların içindeki Türk birlikleri, bütün ağırlıkları, aileleri ve hayvanları ile birlikte, kendilerine ikta edilmiş olan belirli bölgelerde yerleşmek üzere gelmişlerdir. Bu durum, XIII. yüzyılın ilk yarısından itibaren göçebe Moğol-Türk topluluklarının Anadolu’da siyasi gücün merkezini oluşturduklarını göstermektedir. İlhanlı Devleti’nin yıkılmasından sonra Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan, Batı Anadolu’ya kadar olan geniş bir bölgede yayılan Moğol toplulukları, XIV. yüzyılın ortalarından itibaren İç Anadolu’da yoğunlaşmıştır.

Kaynakça: Şahin, Cemile. “XIII. YÜZYILDAN GÜNÜMÜZE ESKİŞEHİR YÖRESİNDE TATARLAR”. Yayımlanmamış Doktora tezi. Ankara: Ankara Üniversitesi, 2011.

Anadolu Moğolları > https://anadolumogollari.blogspot.com/

Anadolu'da Moğolların Yerleştiği Yerler Özet Anadolu'da Moğolların Yerleştiği Yerler:

Emirdağ, Eskişehir, Sivrihisar, Ankara ve Bolu arasında yaşayan Orta Asya Türkleri ve Türkleşmiş müslüman Moğollardan oluşan topluluğa Selçuklu ve Osmanlı Döneminde "Karatatar Türkmenleri" de denilmekteydi ve daha sonraları Kara-Türkmenler denildi.

Bisvutlar (Aksaray, Kayseri, Konya) Çavdarlar (Ankara, Eskişehir, Kütahya) ayrıca Uygur Türkleri de Sivas civarında iskan edilmişlerdi.

Bunların dışında , Çaykazan, Barımbay, Alagöz gibi Moğol boyları da Orta Anadolu’da bulunuyordu ki Samagarlar (Kayseri),Barımbaylar (Sivas, Kayseri) ye yerleştirilmişlerdi.

Caungar boyu (Amasya,Tokat)

Kara Tatarlar (Çorum)

Tos Bugalar (Ankara)

Bisvut Baycu, Kireyit Tayşi, Kuin Tatar, Tengiz Güregen, Çakır Güregen aileleri, Babuk ve Oğulları (Niğde)

Bayancar Tarı, İsmail ağa ve oğulları (Beyşehir)

Ata Bey ve Oğulları (Ilgın)

Muscalı (Musacalı) Aşireti (Ekizce Köyü / Emirdağ)

Cırgın (Jırgın) Aşireti (Dağılgan Köyü / Emirdağ)

Sutaylar (Sutailar) Aşireti (Diyarbakır ve Musul)

Bilinmiyor (???) Aşireti (Afyonkarahisar (il), Eskişehir, Sivrihisar, Kütahya, Konya, Ankara, Polatlı, Isparta, Yozgat (il), Mersin (İçel), Akşehir, Adıyaman, Amasya, Sivas, Kayseri, Malatya, Kırşehir, Kahramanmaraş, Elbistan, Bolu, Erzurum, Çorum, Iskillip, Karaman, Koçhisar, İshaklu, Diyarbakır, Tokat, Aksaray, Niğde, Beyşehir, Kastamonu, Karabük, Safranbolu)

[Kaynak;Sümer, Anadolu’da Moğollar,s.136] Anadolu Moğolları > https://anadolumogollari.blogspot.com/

Sutaylar Özet

Sutaylar, 1312-1350 tarihleri arasında Diyarbakır merkez olmak üzere Musul dahil bölgede emirlik yapan Moğol ailesi. Sünni, Hanefi mezhebinden olup Türkçe konuşurlardı. İlhanlılar ve Celayirlilere tabi olmuştular. Sutay Noyan (1312-1332), Sutay oğlu Barımtay Bey(1332-1339) ve Barımtay Bey oğlu İbrahim Şah Bey (1339-1350) tarafından yönetildi.

Barlaslar Özet

Barlās; Berlas veya - برلس :Barlaslar, Barlas Boyu veya Barlas Aşireti (Çağatayca/Farsça Birlas) Orta Asya'da bulunan Türkleşmiş Moğol (Karaunas) göçebe konfederasyonu ve Büyük Timur İmparatorluğu'nun yönetici boyu.

Kökenleri:

Moğolların Gizli Tarihi (Монголын Нууц Товчоо) adlı esere göre Barlaslar, Börçiginlerle aynı kökenden gelmektedirler. Karçar Barlaslar, Barlas boyunun kurucu atalarıdır, Aynı zamanda Çağatay Hanlığı'nın liderlerinden birinin de kökenidir. Moğolların Gizli Tarihi 13. yüzyılda Ögeday Han'a yazılmış Epik bir eserdir.

Bu eserde belirtildiğine göre: Karçar Barlaslar aynı zamanda Cengiz Han'ın da atası olan efsanevi Moğol lideri Bodonçir (Bodon Açir; Bodon'ar Mungkak)'in soyundan gelmektedir.

Orta Asya'nın yerli nüfusunun yoğun temasları nedeniyle, bu kabile dininin dışında başka dinlere de (Şamanizm, Budizm) mensup insanları da barındırmaktaydı,[4] Aynı zamanda bu yoğun halk hareketleri halkların kültürel olarak birbirlerini etkilemelerine ve karışmalarına neden olmuştur. Bunun doğurduğu sonuçlardan biri olarak bir Moğol boyu olan Barlaslar, Moğolcanın yanı sıra Çağataycayı da (Türk dilleri'nin Uygur kökenli bir türü olan ve yoğun şekilde Arapça ve Farsçadan etkilenmiş ve günümüz modern Özbekçesini. meydana getiren dildir.) yoğun şekilde kullanmaktaydılar.

Timur ve Babür Hanedanları:

14. yüzyılda Büyük Timur İmparatorluğunun kurucusu olan fatih Timur, Barlas boyunun bir üyesi olarak dünyaya geldi. Timur'un takipçilerinde biri olan Zahir ud-Din Babur, Orta Asya ve Güney Asyaya hükmeden Babür İmparatorluğunu kurmuştur.

Ayrıca bakınız:

·The Secret History of the : Moğolların Gizli Tarihi ·Moğol İmparatorluğu ·Büyük Timur İmparatorluğu ·Babür İmparatorluğu ·Moğolistan

Anadolu Moğolları > https://anadolumogollari.blogspot.com/

Köycü (Köcü, Khöchü, , Köichü, Khüchü, Kochu, Konchi, Konichi) Özet

Köycü (Köcü, Khöchü, Köchü, Köichü, Khüchü, Kochu, Konchi, Konichi):

Köycüler (Köycü'ler, Köcü, Köycü, Köchü)

Köchü (Köcü, Köycü)

Köchü (Köycü) Kim:

Khöchü (veya Köchü, Köichü, Köycü, Khüchü, Kochu, Konchi, Konichi) c.1280-1302 arasında Beyaz Ordu Hanı idi. Köchü Han, Sartaqtay'ın ilk oğlu ve Annesi Qujiyan Qongirat boyundan ve Han'ın torunudur. Aynı zamanda Cengiz Han'ın torununun torunu oluyor.

Sartaqtay Han, Orda Han'nın ilk oğludur.

Köchü (Köycü) Han'ın Babası Sartaqtay Han ve Annesi Qujiyan Hatun'dan olma 3 kardeşleri: Aqtengiz (Akdeniz), Cıldırım (Yıldırım), Aytuğan (Aydoğan).

Bu 4 kardeşin soyundan gelenler Musul'da "Muscalı" Kabilesini kuran kardeşler ve akrabalardır. Köchü döneminde Ak Orda Hanlığı bölgesinde bulunan ünlü gezgin Marco Polo gördüklerini şöyle anlatır:

“ Bu kral (Köchü) kimseye boyun eğmez, Cengiz Han’ın imparatorluk soyundan gelmektedir. Bu kralın ne bir kalesi ne de bir şehri vardır. O ve halkı geniş ovalarda veya erişilmez dağlarda, yaylalarda yaşar. Büyükbaş hayvanlarının etleri ve sütleri ile beslenirler, tarımla uğraşmazlar. Kralın çok kalabalık bir halkı olmasına rağmen kimseyle savaşmaz, halkı büyük bir sükunet içerisinde yaşar. Muazzam sayıda inek, deve, at, öküz, koyun gibi büyük ve küçükbaş hayvana sahiptir. „ — Marco Polo

1302 yılında fazla kiloları sebebiyle ölmüstür.

Bkz. Marco Polo, Dünyanın Hikâye Edilişi

Anadolu Moğolları > https://anadolumogollari.blogspot.com/

Köchü I (İngilizce) Özet

Khüchü (or Köchü, Konchi, Konichi) was the of the White Horde between c.1280-1302. He was the eldest son of Sartaqtay and Qujiyan of the Qongirat and a grandson of .

Background of Köchü I:

Marco Polo says Köchü had a vast number of people, but he carried on no war with anybody, and his people lived in great tranquility. Since 1280 he sent friendly letter to , and the rewarded him a large amount of grains and other valuable things of in turn for his alliance. According to Rashid-al-Din Hamadani, he also kept a very friendly relationship with his relatives, the , in Persia. According to Rashid al-Din Hamadani, Köchü allied with .

Marco Polo describes the Horde as extremely cold area, saying:

"This king (Köchü) has neither city nor castle; he and his people live always either in the wide plains or among great mountains and valleys. They subsist on the milk and flesh of their cattle, and have no grain. The king has a vast number of people, but he carries on no war with anybody, and his people live in great tranquility. They have enormous numbers of cattle, camels, horses, oxen, sheep, and so forth."

Köchü possessed the territory of Ghazna and Bamiyan under the suzerainty of either the Chagatayid Khans or the . However, he proved his alliance and refused when Baraq, ruler of Chagatai , demanded him to give up the authority of those areas before his attack on Iran in 1269.

He was an influential khan. When the princes, who operated on Kublai's behalf in and later on rebelled, fought against each other, they appealed to Köchü. In c.1302 he died because of his overweight.

Childeren of Köchü I Khan:

Köchü I had many and concubines. Köchü I married first Tokolukan and (his first love) last with Turuqan. Other wives included Bukulun, Chingtum and Bek Ujin.

Childeren of Köchü I and Tokolukan of the Kunkirrat He had a son:

· (khan), the Khan of the White Horde, his eldest son and successor.

Childeren of Köchü I and Bukulun Khatun of the He had a son:

·Bachkirtai, father of Yaka Khan

Childeren of Köchü I and Chingtum Khatun of the Kunkirrat He had a son:

·Chagan , father of Chiratai

Childeren of Köchü I and Bek Ujin Khatun of the Djajirrat He had a son:

·Makudai

Childeren of Köchü I and Turuqan Khatun of the Olkhunut He had 4 sons:

·Köycü - Köcü II Khan, Köicü, Köycü, the Khan of the Muscalid Tribe ·Akdeniz ·Yıldırım ·Aydoğan

Bkz. Marco Polo, Dünyanın Hikâye Edilişi Anadolu Moğolları > https://anadolumogollari.blogspot.com/

Köcü II Khan (İngilizce) Özet

Khüchü (or Köchü, Kochi Oghul, Konchi, Konichi) was the Khan of the White Horde between c.1302-1303. And later Muscalid Tribe between c.1303-1339. He was the Son of Köchü and Turuqan Khatun of the Olkhunut and a great-grandson of Orda Khan.

Childeren of Köchü I Khan and Turukhan Khatun:

Köchü I had many khatuns and concubines. Köchü I married first Tokolukan and last with Turuqan. Other wives included Bukulun, Chingtum and Bek Ujin.

Childeren of Köchü I and Turuqan Khatun of the Olkhunut

He had 4 sons:

·Köycü - Köcü II Khan, Köicü, Köycü, the Khan of the Muscalid Tribe ·Akdeniz ·Yıldırım ·Aydoğan

About his Father Köchü I:

Marco Polo says Köchü had a vast number of people, but he carried on no war with anybody, and his people lived in great tranquility. Since 1280 he sent friendly letter to Kublai Khan, and the Yuan dynasty rewarded him a large amount of grains and other valuable things of China in turn for his alliance. According to Rashid-al-Din Hamadani, he also kept a very friendly relationship with his relatives, the Ilkhanate, in Persia. According to Rashid al-Din Hamadani, Köchü allied with Kaidu.

Marco Polo describes the Horde as extremely cold area, saying:

"This king (Köchü) has neither city nor castle; he and his people live always either in the wide plains or among great mountains and valleys. They subsist on the milk and flesh of their cattle, and have no grain. The king has a vast number of people, but he carries on no war with anybody, and his people live in great tranquility. They have enormous numbers of cattle, camels, horses, oxen, sheep, and so forth." 1 — Marco Polo

Köchü possessed the territory of Ghazna and Bamiyan under the suzerainty of either the Chagatayid Khans or the Ilkhan. However, he proved his alliance and refused when Baraq, ruler of , demanded him to give up the authority of those areas before his attack on Iran in 1269.

He was an influential khan. When the Borjigin princes, who operated on Kublai's behalf in Central Asia and later on rebelled, fought against each other, they appealed to Köchü. In c.1302 he died because of his overweight.

1 "Travels of Marco Polo". Shsu.edu. Retrieved 2014-03-07.

Anadolu Moğolları > https://anadolumogollari.blogspot.com/

Ekizce Köyü, Emirdağ - Tarihi Özet

Ekizce Köyü, Emirdağ - Tarihi:

Tarihçe: Köcü (Köycü) Aq-Tengiz (Akdeniz) Cıldırım (Yıldırım) Ay-Tuğan (Aydoğan): Cengiz Han'ın ilk torunu Orda Han'dır. Orda Han Altın Ordu Devletinin kurucusu Batu Han'ın ağabeyidir. Orda Han Cuci Han'ın ilk oğludur. Cuci Han ise Cengiz Han'ın ilk oğludur. Orda Han'ında ilk Torunu Köcü Han'dır. Köcü Han ve kardeşleri Aq-Tengiz Han, Cıldırım Han ve Ay- Tuğan Han. Musul'da "Muscalı" kabilesini kuran bu 4 kardeşin soyudur.

1240 ile 1266 yıllar arasında Han döneminde İslamı kabul eden Altın Orda Devletinde İslamı kabul etmeyenlerden biri olan Köcü Han ve kardeşleri Şamanizm inancında kalmayı tercih etmişlerdi. Fakat 1280 ile 1302 yıllar arasında yapılan baskılar sonucu Köcü Han ve kardeşlerinin soyları Kafkasya ve Türkmenistan üzerinden İl-hanlılara sığındılar... Bugünkü Musul (İrak) kentine yerleşerek Muscalı kabilesini kurdular. Fakat İlhanlı Devletine bağlılardı. Daha sonraları sırasıyla Jalayırlılar (Celayir "Celayiriler" Sultanlığı), Çobanoğulları, Karakoyunlular (Karakoyunlu Devleti), Akkoyunlular, Timur İmparatorluğu (Timurlular Devleti, Büyük Timur İmparatorluğu), Safevi Devleti ve son olarak Osmanlı Devletine bağlılardı.

Köcü Han 1280 den 1302 yılına kadar Ak Orda Hanlığının Han'ı olarakda kaldı ve yönetti. Daha sonraları İlhanlılarda İslam dinini kabul ettiler ve böylelikle Orda Han'ın torunları Musul'da Muscalı kabilesini kuran 4 kardeşin çocukları da İslamı kabul ettiler. Muscalı kabilesinin içinde kim olduklarını, nereden geldiklerini unutulmaması için bu 4 kardeşin isimleri (Köcü, Aq-tengiz, Cıldırım ve Ay-Tuğan) doğan her bir çocuğa verilerek hep yaşatıldı. 1700 ile 1800 yıllar aralarında Anadolu'ya gelerek yavaş yavaş bugünkü Emirdağına geldiler. Emirdağın bugünkü Ekizce köyünü kurdular. Eki (2) Yurt kurdular ve Ekizce obası (Köyü) ismi ile yepyeni bir yaşam yaşamaya başladılar. Soy isimler çıktığında bu 4 soy ismi aldılar. Köcü (Köycü) Aq-Tengiz (Akdeniz) Cıldırım (Yıldırım) Ay-Tuğan (Aydoğan).

Köchü döneminde Ak Orda Hanlığı bölgesinde bulunan ünlü gezgin Marco Polo gördüklerini şöyle anlatır:

“ Bu kral (Köchü) kimseye boyun eğmez, Cengiz Han’ın imparatorluk soyundan gelmektedir. Bu kralın ne bir kalesi ne de bir şehri vardır. O ve halkı geniş ovalarda veya erişilmez dağlarda, yaylalarda yaşar. Büyükbaş hayvanlarının etleri ve sütleri ile beslenirler, tarımla uğraşmazlar. Kralın çok kalabalık bir halkı olmasına rağmen kimseyle savaşmaz, halkı büyük bir sükunet içerisinde yaşar. Muazzam sayıda inek, deve, at, öküz, koyun gibi büyük ve küçükbaş hayvana sahiptir. „ — Marco Polo

1302 yılında fazla kiloları sebebiyle ölmüstür.

Köchü Han ve Kardeşleri (temsili) Halkı:

Köyün kurucu aileleri: Köycü'Ler, Akdeniz'Ler, Yıldırım'Lar, Aydoğan'Lar,

Köy'e sonra'dan gelenler: Altıntaş'Lar, Yeşildağ'Lar, Yılmaz'Lar, Kalender'Ler...

Resmi Web Sitemiz: www.Ekizceliler.Com

Tarihçilerimiz:

Polonyalı: Jakub Symanski, (Rahmetli -Ekizce Köyünü 1927 de ziyaret eden) Dimitrie Aleksanderovsky, (Dimitrie Aleksanderovsky'nin Torunu) Mikhail Aleksanderovsky... Kamil Achmatowicza...

Moğol Tarihçiler: Tsedenbal Bilge Gankhuu, Ganbaatar Khangal, Choijil Bayarjabkhlan, Baatar Terbaatar...

Diğer Tarihçiler: M.Zakiev, K.Laipanov, I.Miziev, A.Klyosov, Z.Miftakhov, L.Yu, A.Zuev, I.Taylor, Paul Roberts, David O.Morgan, Ala' al-Din 'Ata Malik Juvayni, Rashid-al-Din Hamadani, Ebu'l Gazi Bahadır Han, Alexandru Cantemir, Benjamin A.Valentino, Attilio De Vecchi...

Ve daha diğerleri: Amerikalı, Japonyalı, Rusyalı, Iranlı, Arab ve Avrupalı Tarihçilerin Araştırmaları...

Ekizce Köyünden Tarihçiler: Adem Köycü, Hacı Musa Köycü, Fazlı Köycü, Hasan Ahmet Yıldırım, İrfan Kerem Akdeniz, (Rahmetli) Tulu Süleiman Köycü, (Rahmetli) Kadın-Aba Tatdiri Elmas Köycü (Kızlık soy ismi Altıntaş), (Rahmetli) Yüzbaşı Mürsel Köycü, (Rahmetli) Gözü-Açık Necati Köycü, (Rahmetli) Akkuş Sadettin Köycü, (Rahmetli) Kezban Akdeniz (Rahmetli Osman Akdeniz eşi)...

Kısa bir özet Eski dilde

Modern dilde Muğulcalı (Muscalı - Musacalı) aşireti Anlamı

Ekizceliler.com Duvar Resmi

Ekizce Köyü'ne Hoş Geldiniz 14. yüzyıl (1336 ms) İlhanlı devletinin yıkılmasından sonra Orta Doğu'da kurulan Devletler, Beylikler, Aşiretler...

1345 ms Celayirliler ·www.ekizcekoyu.com & www.ekizceliler.com

Anadolu Moğolları > https://anadolumogollari.blogspot.com/

Moğol İşgali Sırasında Van Gölü Havzası’na Gelen Türk-Moğol Boyları Özet

Bölgeye esas büyük nüfusun gelişi Hülegü’nün Batı seferi sonucunda olmuştur. Hülegü’nün emrindeki askeri güç Kağan’ın ordusunun küçük bir numunesi görünümündeydi. Zira Mengü Kağan kardeşi Hülegü’yü İran’a gönderirken bütün Moğol ordusunun % 20 sinin verilmesini emretmişti. Bu da 280 000 gibi büyük bir rakama tekabül etmekteydi. Her bir asker ailesiyle geldiğine göre ortalama bir hesapla Hülegü’nün yanında bir ile bir buçuk milyon civarında büyük bir nüfus mevcuttu. Teşkil edilen orduda Çingiz Han devrindeki kumandanların oğulları ile hanedanın diğer üyelerini temsilen şehzadeler de vardı. Moğolca konuşan toplulukların hemen hepsinden beğler bulunmakla birlikte bunlar içerisinde özellikle Suldus ve Celayirli oymaklarına mensup olanlar ağır basıyordu.

Bunlar İlhanlı ordusu içerisinde birkaç tümeni teşkil etmekteydiler. Bu oymaklara mensup beyler Hülegü döneminden devletin yıkılışına kadar sivil ve askeri bürokraside önemli roller üstleneceklerdir. Hülegü’nün ordusunda kalabalık bir Uyrat grubu vardı ki bunlar özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yerleşmiş ve bölgenin etnik ve sosyal yapısı üzerinde etkili oldukları gibi siyasi meselelerde de ön plana çıktıkları görülmektedir. Bunların dışında Tatarlar, Kireyitler, Naymanlar gibi topluluklar ile Sünit, Bisüvüt, Suganut, Mangıt, Kurulas, Kongırat, Dürben, Kıyat, Muğulcalı (Muscalı - Musacalı), Jırgın (Cırgın), Bayaut, Barın gibi uruğlar da mevcuttu.

Muğulcalı (Muscalı - Musacalı) aşiretinin kurucusu Köchü (Köycü) döneminde Ak Orda Hanlığı bölgesinde bulunan ünlü gezgin Marco Polo gördüklerini şöyle anlatır: Bu kral (Köchü - Köycü) kimseye boyun eğmez, Cengiz Han’ın imparatorluk soyundan gelmektedir. Bu kralın ne bir kalesi ne de bir şehri vardır. O ve halkı geniş ovalarda veya erişilmez dağlarda, yaylalarda yaşar. Büyükbaş hayvanlarının etleri ve sütleri ile beslenirler, tarımla uğraşmazlar. Kralın çok kalabalık bir halkı olmasına rağmen kimseyle savaşmaz, halkı büyük bir sükunet içerisinde yaşar. Muazzam sayıda inek, deve, at, öküz, koyun gibi büyük ve küçükbaş hayvana sahiptir. — Marco Polo...tmt

Jırgın (Cırgın) aşireti'de Muğulcalı (Muscalı - Musacalı) aşireti gibi Altın Orda (Ordu) Devletinden Ayrılıp İlhanlı devletine gelip bağlanmışlardır. Hülegü Azerbaycan’a geldiğinde Mugan ve otlaklarının ordusu için ne kadar önemli olduğunu görmüştü. Mahiyetinde bulunan büyük orduyu ancak bu bölge barındırabilirdi. Özellikle Aladağlar sadece İlhanlı hükümdar ve ailelerinin değil aynı zamanda çok sayıda Türk ve Moğol kabileleri için de uygun bir yaylak olabilirdi. Çünkü bu geniş yaylalar av sahaları ve gür otlaklarıyla Türkistan’ın özelliklerine sahipti. Diğer taraftan Aladağlar, Doğu Anadolu’yu İran ve Azerbaycan’a bağlayan stratejik bir konuma sahipti. Bu yüzden Hülegü

Temir), Ankara 2010, s.33.+ İlhanlı Devleti’nin kurulmasıyla Sulduslar da diğer Moğol kabileleri gibi Anadolu’ya gelerek yerleşmişlerdir. Bu konu hakkında geniş bilgi için bkz., İ. Hakkı Uzunçarşılı, “Emir Çoban Soldoz ve Demirtaş”, Belleten XXXI/124, s.601vd; Ahmet Temir, “Sulduz/Suldus”, İA XI, s.9vd.

Celayirliler, Cengiz Han’ın tarih sahnesine çıktığı ilk zamanlardan itibaren onunla birlikte hareket etmişler ve kalabalık bir orduyla Cengiz Han’ın seferlerine katılmışlardır. Bkz., Moğolların Gizli Tarihi, s.66, 84, 87, 138. Celayirler hakkında geniş bilgi için bkz., M.Halil Yinanç,“Celayir”, İA III, s.64vd; Muzaffer Ürekli, “Celayirliler”, DİA

VII, s.264vd.

F. Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, s.11. tmt Bkz. Marco Polo, Dünyanın Hikâye Edilişi

Z. Velidi Togan, a.g.e, s 252.

Bkz. Hafız-ı Ebru, Chroniqe des Rois Mongols en İran, (Zeyl-i Camiü’t-Tevarih Reşidi Zübdetü’t-Tevarih), (nşr. K. Bayani), Paris 1936, s.119; Kemalu’d-din Abdürrezzak Semerkandi, Matlau’s-Sadeyn Mecmua-ı Bahreyn I, (nşr. Abdu’l Hüseyin Nevani), Tahran 1353, s.130vd.

Hülegü’nün mahiyetinde bulunan bu kabileler hakkında bilgi için bkz. F. Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, s.11vd.

Z. Velidi Togan, a.g.e, s.252vd. Bu Moğol boylarının bazıları Anadolu’nun orta ve batı taraflarına yerleştirildiler. Bkz. M. Fuad Köprülü, a.g.e , s.43.

Anadolu Moğolları > https://anadolumogollari.blogspot.com/

Moğol İşgali Sırasında Van Gölü Havzası’na Gelen Türk-Moğol Boyları Özet hiç tereddüt etmeden Baycu Noyan’ı komuta ettiği orduyla birlikte Anadolu’ya göndermişti.

Bu kabileler haziran ya da temmuz başından ekim ya da kasım aylarına kadar sürüleriyle burada kalırlardı. Bu dönemlerde bölgeden geçen Marco Polo, bölgenin en büyük şehirleri arasında Erciş’i göstererek Tatar ordularının tamamının burada kaldığını belirtmektedir. Geniş otlaklara sahip olan bölgenin, büyük hayvan sürülerine sahip Tatarlar için yaylak vazifesi gördüğünü, kış mevsiminde ise daha sıcak olan yerlere göç ettiklerini dile getirmektedir. Aladağlardan bahsederken de karla kaplı olduklarını, yazın eriyen karın yamaçlarda bol otlakları oluşturduğunu ve çevreden büyük koyun sürülerinin burada beslendiğini belirtmektedir. Aynı şekilde XIV. yüzyılda sözü edilen yöreden bahseden Ebu’l-Fida mera ve çayırların geniş yer kapladığına dikkat çekmiş ve bölgenin Tatar kabilelerine konaklık vazifesi gördüğünü kaydeder. Nitekim yörenin toponomisi de bu gerçeği ortaya koymaktadır. Malazgirt’e bağlı Tatar Gazi ve Tatar Düzü, Tatar Yazısı, Ahlat’ta bağlı Tatar Gazi Köyü ile Tatarcık Mezrası yer adları varlıklarını halen devam ettirmektedirler.

Aladağları yazlık karargâh olarak tesis eden Hülegü, İlhanlılar Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu Hülegü Han’dan itibaren iki eyalet halinde yönetmişlerdir. Nitekim Moğolların ülkeyi eyaletlere ayırırken yöredeki geçerli ananeyi de dikkate almaktaydılar. Buna göre umumiyetle tabii hudutlar bu taksimatta belirleyici olmuştur. Ayrıca

Gürsoy Solmaz, Ermeni Müverrihlerine Göre Moğollar ( Müverrih Kiragos’tan Alınmıştır), (Edvar Dulaurier Tercümesinden), Erzurum 2000, s.95.

Bkz. Marco Polo, Dünyanın Hikâye Edilişi, (nşr., Işık Ergüden), İstanbul 2003.s.77vd.

Bkz. Ebu’l-Fida, Takvimü’l-Büldan, (nşr. Ramazan Şeşen), İstanbul 2017, s.324.

Bkz. İbrahim Gürdal, a.g.e, s.505; Mehmet Eröz, Doğu Anadolu’nun Türklüğü, İstanbul 1982, s.169; İsmail Kayabalı vd. a.g.e, s.402; F. Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, s.143.

F. Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, s.143.

H. Nihal- Ahmet Naci, a.g.m, s.257.

Orhan Kılıç, XVI. Yüzyılda Adilcevaz ve Ahlat (1534-1605), Ankara 1999, s.33vd.

Bu konuda geniş bilgi için bkz. Neslihan Durak, “İlhanlılar Döneminde Aladağ ve Çevresi”, I. Uluslararası Ahlat-Avrasya Bilim, Kültür ve Sanat Sempozyumu (23-25 Ağustos 2012), İstanbul 2013, s.242-249.

Anadolu Moğolları > https://anadolumogollari.blogspot.com/

Moğol İşgali Sırasında Van Gölü Havzası’na Gelen Türk-Moğol Boyları Özet Moğollar askerliği ve iaşe teşkilatını da göz önünde bulundurmuşlardır. Özellikle konargöçer toplulukların yaylak ve kışlaklarının bir idari ünitede birleştirilmesine önem vermişlerdir. Sözü edilen eyaletlerden biri merkezi Musul olan Diyarbekir eyaleti, diğeri ise merkezi Ahlat olan Van eyaleti idi. Moğollar Van Gölü’nün kuzeybatısında yer alan ve Van Eyaleti’nin merkezi olan Ahlat şehrinde, muhtemelen içerisinde Türklerin de bulunduğu “Ahlat Tümeni” olarak da bilinen 10 000 kişilik bir askeri kuvvet bulunduruyorlardı.

Van Eyaleti gerek askeri ve ulaşım imkânları ve gerekse buradaki Türk ve Moğol topluluklarının sosyo- ekonomik hayat şartlarından dolayı kuzey-güney istikametini etkin bir şekilde kullanmak durumundaydılar. Bu topluluklar Erzurum- Muş- Ahlat- Aladağ hattından güneyde Musul’a kadar uzanan bölgede mevsimsel olarak

Diyarbekir da bulunan Moğol askeri birliği genellikle Uyratlardan oluşmaktaydı. Bunlar kışı Musul ve civarında geçirirken yaz aylarında ise Erzurum, Muş, Bingöl havalisindeki yaylaları kullanıyorlardı. Dolayısıyla Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun büyük bir kesimi bu eyaletin sınırları içerisindeydi. Merkezi Ahlat olan Van Eyaleti ise gerek askeri ve ulaşım şartları ve gerekse buradaki Türk ve Moğol toplulukları sosyo-ekonomik hayat şartlarından dolayı kuzey-güney istikametini etkin bir şekilde kullanmak durumundaydılar. Bu topluluklar Erzurum- Muş- Ahlat- Aladağ hattından güneyde Musul’a kadar uzanan bölgede mevsimsel olarak hareket halindeydiler. Bunun neticesinde sözü edilen güzergâh bir idari teşkilat içerisinde toplanmıştı. [Bkz. Muammer Gül, “İlhanlılar Döneminde Diyarbakır”, I. Uluslararası Oğuzlardan Osmanlı’ya Diyarbakır Sempozyumu ( 20-22 Mayıs 2004 Diyarbakır ), Diyarbakır 2004, s.195vd.] İlhanlılarda eyaletler ve bunların idaresi hakkında geniş bilgi için bkz., B. Spuler, İran Moğolları(Siyaset, İdare ve Kültür İlhanlılar Devri), (nşr. Cemal Köprülü), Ankara 2011 s.367vd; Bkz. İ. Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devlet Teşkilatına Methal, Ankara 1998, s.254-261.

Bkz. F. Sümer, Kara Koyunlular, Ankara 1992, s.33. Ayrıca bkz. F. Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, s.100vd; F. Sümer, “Ahlat Şehri ve Ahlatşahlar”, s.46; B. Spuler, a,g,e, s.384,

385; İsmail Aka, “Anadolu’dan İran’a Göçler”, Tarihten Günümüze Türk-İran İlişkileri Sempozyumu (16-17 Aralık 2002 Konya), Ankara 2003, s.57; Şevket Beysanoğlu, Anıtları ve Kitabeleri ile Diyarbekir Tarihi I, Ankara 1987, s.371-375. Van Eyaleti Erzurum’dan Salmas’a, Arran’dan Ahlat’a kadar olan bölgeyi kapsamaktaydı.

Bkz. Hamd- Mustawfi Kazwini, Nuzhat- Al- Qulub, (nşr. G.Le Strange), London 1915, s.100.

Bkz. Nuzhat- Al- Qulub, s.100.

Anadolu Moğolları > https://anadolumogollari.blogspot.com/ Moğol İşgali Sırasında Van Gölü Havzası’na Gelen Türk-Moğol Boyları Özet hareket halindeydiler. Hülegü’nün batıya gönderilişi sırasında beraberinde kalabalık bir Uyrat topluluğunun da bulunduğu bilinmektedir. Pek çok Türk ve Moğol kabileleri ile birlikte batıya gelen bu Uyratlar Anadolu’nun özellikle Doğu ve Güneydoğusu ile Irak’ın kuzeyinde yoğun bir şekilde yerleştikleri görülmektedir.

Baycu’nun komuta ettiği ordunun aileleriyle birlikte Anadolu’ya yerleşmesi, Hülegü döneminde diğer Moğol kuvvetlerinin de bunlara katılmaları Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yurt tutmuş Türkmen gruplarının göç etmesine sebep olmuştur. Bu Türkmen taifeleri Anadolu’nun kıyı bölgelerine ya da Bizans sınırına sığınırken diğer bölümü de Memlûk topraklarına göç etmiştir. Nitekim İbn Şeddat, 1260 Ayn Calut Savaşı’nı müteakiben Anadolu’dan 40 000 haneden daha fazla bir Türkmen topluluğunun Memlûklara iltica ettiğini belirtmektedir ki bunların büyük bir bölümü Uyratlardır. Baybars tarafından bu Türkmen taifesinin bir kısmı Memlûklu ordusuna alınırken diğer bir bölümü de Gazze’den Antakya’ya kadar olan sahaya iskân edilmiştir. Bu durum daha sonra kurulacak olan Dulkadirli ve Ramazanoğulları beyliklerinin temellerini attığı gibi Orta

Bkz. Muammer Gül, a.g.m, s.195vd. İlhanlılarda eyaletler ve bunların idaresi hakkında geniş bilgi için bkz., B. Spuler, a.g.e, s.367vd; Bkz. İ. Hakkı Uzunçarşılı, a.g.e, s.254-261.

Adıyaman ilinin Besni kazasına bağlı Oyratlı Köyü bunun en önemli göstergesi durumundadır. *Bkz. brahim Gürdal, a.g.e, s.435; Mehmet Eröz, Doğu

Anadolu’nun Türklüğü, s.196.+ XVI. Asrın başlarına ait Osmanlı arşiv belgelerinde Adıyaman-Besni’deki bu Oyratlu taifesi Beğdilli boyuna mensup gösterilmektedir. [Bkz. Yusuf Halaçoğlu, a.g.e IV, s.1517, 1634,1813.] Bugün Irak Türklerinin mani tarzındaki şiirlerine verilen “hoyrat” adı Uyrat

(Oyrat)’dan gelmiş olmalıdır. Bkz. F. Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, s.139.

Bkz. İbrahim Tellioğlu, Osmanlı Hâkimiyetine kadar Doğu Karadeniz’de Türkler, Trabzon 2004, s.111vd; J. P. Fallmerayer, Trabzon İmparatorluğunun Tarihi, Ankara

2011, s.181vd; Murat Keçiş, Trabzon Rum İmparatorluğu ve Türkler (1204-1404), Ankara 2013, s.93vd. Doğu Karadeniz bölgesine yaylalardan, geçitlerden ve Harşit vadisinden inen Oğuz Çepni boyu Samsun’a kadar olan sahanın Türkleşmesini sağlamışlar ve Canik bölgesine adını veren Hırıstiyan Çan kavmi ise yok olmaya yüz tutmuştur. Gresun’a kadar gelen Türkmenler bölgede küçük beylikler dahi kurmuşlardır. Bkz., O. Turan, Selçuklu Tarihi ve Türk-İslam Medeniyeti, s.301.

F. Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, s.27vd.

Bkz. İbn Şeddad, Bay-bars Tarihi, (nşr. M. Şerafettin Yaltkaya), İstanbul 1941, s.155; Refet Yinanç, Dulkadir Beyliği, Ankara 1989, s.3; F. Sümer, Oğuzlar, s.179vd. Anadolu Moğolları > https://anadolumogollari.blogspot.com/

Moğol İşgali Sırasında Van Gölü Havzası’na Gelen Türk-Moğol Boyları Özet

Anadolu ile Çukurova bölgelerinin Türkleşme sürecine katkı sağlayacaktır.

Hülegü döneminde Erzurum-Bingöl-Muş yörelerini yaylak, Musul yöresini de kışlak olarak kullanan Uyratlar, zaman zaman da bölgede yağma hareketlerinde bulunuyorlardı. Bilhassa Erzurum ve çevresini yakıp yıkmışlardı. Gazan Han tarafından görevlendirilen Emir karşısında tutunamayan bu Uyratların bir kısmı Şam taraflarına kaçarak Memluklara iltica edeceklerdir. Geride kalanlar ise daha sonraki siyasi gelişmelerin içerisinde yer alarak adlarından sıkça söz ettireceklerdir. Nitekim Gazan Han ile arasındaki taht mücadeleleri sırasında Baydu’nun yanında yer alarak bunu göstermişlerdir. Taht mücadelesini Gazan Han’ın kazanması üzerine Uyratlar, Doğu Anadolu’yu boşaltarak güneye yani Memlûk topraklarına iltica etmişlerdir.

Şam yöresine gelen ve 10.000 çadırdan müteşekkil oldukları anlaşılan Uyrat taifesinin başında Hülegü’nün kız kardeşinin kocası Targay/Turgay vardı. Yaşlı erkek, çocuk ve kadınlardan oluşan bu kalabalık Uyrat taifesinin yanında çok sayıda hayvan ve eşya da bulunmaktaydı. Memlûk Sultanı Ketbuga’nın Moğol kökenli oluşu Uyratların böyle bir tercih yapmalarında önemli rol oynamıştır. Uyratların Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da kalan diğer oymakları bölgedeki varlıklarını XV. asrın başlarına kadar devam ettirmiştir. Nitekim bu Uyrat oymakları XIV. yüzyılın ortalarından itibaren Erciş şehri merkez olmak üzere Van Gölü Havzası’nda etkin hale gelmeye başlayan Kara Koyunlu Türkmen federasyonunun da içerisinde yer

F. Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, s.45.

Camiü’t-Tevarih, s.254vd.

Reşidü’d-din Fazlullah Hemedani, Tarih-i Mübarek Gazani (Destan-i Gazani), (nşr.

Karl Jahn), London 1940, s.97; İbni Tagrıberdi, En Nücumu’z-Zahire, (nşr. Ahsen Batur), İstanbul 2013, s.85; Ebu’l-Farac II, s.659; Cüneyt Kanat, “ Gazan Han Zamanında Memluk Devletine İltica Eden Uyratlar”, Tarih İncelemeleri Dergisi XV, İzmir 2000, s.108vd; M. Gül, a.g.e, s.183.

En Nücumu’z-Zahire, s.85.

En Nücumu’z-Zahire, s.85. Memluklara iltica eden bu Uyratların akıbeti hakkında bkz. F. Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, s.66. M. Gül, a.g.m, s.201.

Anadolu Moğolları > https://anadolumogollari.blogspot.com/

Moğol İşgali Sırasında Van Gölü Havzası’na Gelen Türk-Moğol Boyları Özet alarak bölgedeki hâkimiyet mücadelelerinde etkin rol oynamaya devam etmişlerdir. Özellikle Ahmet Celayir ile Kara Yusuf arasındaki mücadelelerde zaman zaman farklı saflarda yer almışlardır.

Moğol istilasının Doğu Anadolu’ya sürüklediği Türk toplulukları arasında Akkoyunlu ve Kara Koyunlu Türkmenlerinin esas kütleleri de vadı. Bunlardan Kara Koyunlular, İlhanlı hükümdarı Argun (1284-1292) zamanında Türkistan’ın Gazgırt bölgesinden Azerbaycan’a, oradan da Bitlis ve havalisine göç ederek Van Gölü Havzası’nda önemli rol oynayan Türkmen gruplarından birini teşkil edeceklerdir. Kara Koyunluların Anadolu’ya gelişleri hakkında pek çok rivayet anlatılsa da bunlar içinde Tarih-i Türkmaniye’nin verdiği bilgi kuvvetle muhtemel görünmektedir. Buna göre, 30 000 çadırdan müteşekkil olan Kara Koyunlular, Çingiz Han’ın hücumu üzerine Türe Beg adındaki reislerinin idaresi altında Türkistan’dan Maveraünnehr’e ve oradan da İran yoluyla Doğu Anadolu’ya göç etmişlerdir.

Akkoyunlular ise Kitab-ı Diyarbekriyye’nin verdiği bilgiye göre Tur Ali’nin babası Pehlivan Beğ, Hülegü’nün öncü birliklerinin komutanı Çurmağun Noyan ile girdiği bir savaşı kazanarak Rum (Anadolu)’a göç etmiştir. Yine aynı kaynağın verdiği bilgiye göre Akkoyunluların lideri olan Tur Ali’nin buyruğu altında 30 000 hanelik kalabalık bir topluluk vardı. İlhanlı hükümdarı Gazan Han’ın Anadolu ve Suriye taraflarına

F. Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, s.139.

Bu konuda geniş bilgi için bkz. Hasan-ı Rumlu, Ahsenü’t Tevarih, (nşr. Mürsel Öztürk) Ankara 2006, s.80, 85.

Bu konuda geniş bilgi için bkz. F. Sümer, Kara Koyunlular, s.34vd; Z. Velidi Togan, a.g.e, s.253.

M. Fuad Köprülü, a.g.e, s.92; İ. Hakkı Uzunçarşılı, Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu Karakoyunlu Devletleri, Ankara 1984, s.180.

Sözü edilen yer Oğuzlar’ın en eski yurdu olup Karaçuk dağlarının bir bölümünü ihtiva etmektedir. Bkz, Devletşah, Tezkire-i Devletşah III, (nşr. Necati Lügal), Ankara 1987, s.457.

Bkz. Z. Velidi Togan, a.g.e, s.363; Fahrettin M. Kırzıoğlu, Dede Korkut Oğuznameleri

İstanbul 1952, s.44; F. Sümer, Kara Koyunlular, s.35vd.

Anadolu Moğolları > https://anadolumogollari.blogspot.com/

Moğol İşgali Sırasında Van Gölü Havzası’na Gelen Türk-Moğol Boyları Özet yapmış olduğu seferlerde görev alan Tur Ali, önemli başarılar elde etmiş ve Gazan Han’ın iltifatına mazhar olmuştu.

Van Gölü Havzası’nda yurt tutmuş ve bölgede belli bir dönem hâkimiyet tesis etmiş olan diğer bir Moğol topluluğu ise Sutaylardır. Beyleri Sutay Noyan belli bir dönem Ahlat valiliği de yapmıştır. Muş-Ahlat-Aladağ yöresini yaylak olarak kullanan Sutaylara mensup bazı Moğol kabileleri, kısa süre sonra Van ve çevresinde hakimiyet kuracak olan Kara ve Ak Koyunlu Türkmen federasyonları içerisinde yer alacaklardır. Sutayların adı bugün Ahlat ve çevresinde yöre halkının Sutey Sazlığı ya da Sutey Gediği diye ifade ettiği Sutay Sazlığı ve Sutay Gediği yer adları ile devam etmektedir. Sutayların diğer bir kısmı olan Baranbaylar ise Orta Anadolu’ya göç ederek, Eretnalılar’ın hizmetine gireceklerdir.

Moğol istilası sırasında Anadolu’ya gelen topluluklardan biri de Celayirlilerdir. Cingiz Han döneminden itibaren hâkimiyet altına alınan bu Moğol boyu Hülagü’nün ordusunda da önemli bir yer işgal etmekteydi. İlhanlı devletinin yıkılmasından sonra İran, Azerbaycan ve

Bkz. Ebu Bekr-i Tihrani, Kitab-ı Diyarbekriyye I, (Farsça nşr. Necati Lügal-Faruk Sümer), Ankara 1993, s.11vd. Ebu Bekr-i Tihrani, Kitab-ı Diyarbekriyye, (nşr. Mürsel Öztürk), Ankara 2001, s.22; Tufan Gündüz, Anadolu’da Türkmen Aşiretleri (Bozulus Türkmenleri), İstanbul 2010, s.23; John E. Woods, 300 Yıllık Türk İmparatorluğu

Akkoyunlular, (nşr. Sibel Özbudun), İstanbul 1993, s.69vd; M. Halil Yinanç, “Akkoyunlular”, İA II, s.252vd.

Bkz. Mir Muhammed b. Seyyid Burhaneddin Havendşah Mirhand, Tarih-i Ravzatü’s Safa Fi Siretü’l-Enbiya ve’l-Müluk ve’l- Hulefa V, Tahran 1339, s.480; F. Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, s.83; Yaşar Yücel, Anadolu Beylikleri Hakkında Araştırmalar II, Ankara 1991, s.5. Sutay Noyan, Diyarbakır valisi Mulay Noyan’ın ölümünden sonra 1312’te Diyarbakır valiliğine atanmıştı. Bkz. M. Halil Yınanç, “Diyarbekir”, İA III, s.620;

Yaşar Yücel, Kadı Burhaneddin Ahmet ve Devleti (1344-1398) , Ankara 1991, s.31.

Bkz. F. Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, s.108; Muammer Gül, a.g.m, s.201. F. Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, s.143; H. Saraçoğlu, Doğu Anadolu Bölgesi, (ekler-harita-1).

Bu konuda geniş bilgi için bkz. Aziz b. Esterabadi, Bezm ü Rezm, (nşr. Mürsel Öztürk),

Ankara 2014, s.129, 130, 259; F. Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, s.108; İ. Hakkı Uzunçarşılı, Anadolu Beylikleri ve Ak Koyunlu Karakoyunlu Devletleri, s.158; Kemal Göde, a.g.e, 102,112.

Bkz. Moğolların Gizli Tarihi, s.66, 84, 87, 138.

Anadolu Moğolları > https://anadolumogollari.blogspot.com/

Moğol İşgali Sırasında Van Gölü Havzası’na Gelen Türk-Moğol Boyları Özet

Doğu Anadolu’da Celayirliler, Uyratlar ve Çobanlılarla hâkimiyet mücadelesine girişeceklerdir. Van ve yöresinin Timur’un bölgeyi ele geçirmesine kadar Celayirlilere bağlı beyler tarafından yönetildiği tespit edilmektedir. Nitekim 1385’te Celayir hükümdarı Sultan Üveys döneminde Ahlat valisi görevini yürüttüğü sırada Timurtaş ile ittifak içerisinde olduğunun anlaşılması üzerine idam edilmiş olan Emir Hızır Şah adlı bir Türk beyinin bulunduğu görülmektedir.

Bunların dışında muhtelif zamanlarda Çağatay ve Cuci (Altın Orda "Ordu" Devleti) İmparatorlukları’ndan (Muğulcalı (Muscalı - Musacalı) aşireti, Jırgın (Cırgın) aşireti) gibi pek çok unsurlar da İlhanlı sahasına göç etmişlerdir. Bu Moğol boy ve oymaklarının bir süre sonra Müslüman olmaları, nüfus olarak Türkler arasında azınlıkta kalmaları ve nihayet kültürel açıdan Türklerden daha geri bir kültürel iklimi temsil etmelerinden dolayı Türkleştikleri ve Türkçe konuştukları görülmektedir.

İlhanlı devletinin yıkılması Yakındoğu’ya gelmiş olan Moğol kabilelerinin etkin rolünü ortadan kaldırdı. İran, Azerbaycan ve Doğu Anadolu’da ortaya çıkan hâkimiyet mücadeleleri ve akabinde teşekkül eden Kara Koyunlu ve Akkoyunlu Türkmen devletlerinin bölgenin siyasi geleceğinde söz sahibi olmaları bu Moğol kabilelerinin kendi aralarında bölünmelerine ya da yerlerini yeni Oğuz- Türkmen gruplara bırakmalarına sebep olmuştur. Timur tarafından XV. asrın başlarında Türkistan’a götürülen Orta Anadolu’da yurt tutmuş olan

Bu konu hakkında geniş bilgi için bkz. Zeyl-i Camiü’t-Tevarih Reşidi Zübdetü’t-Tevarih

(Fransızca trc.), s.120; Matlau’s-Sadeyn I, s.132vd; Ravzatü’s Safa V, s.541vd; Habibü’s-Siyer III, s.225vd; J. A. Boyle, “Dynastic and Political History of the İlkhans”, s.414; F.

Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, s.96. Bkz. M. Beşir Aşan, XIV. Yüzyılda Van ve Yöresi, FÜSBE (Basılmamış Doktora Tezi), Elazığ 1992, s.20.

Bkz. Ravatu’s-Safa V, s.572; Abdürrahim Şerif, a.g.e, s.64vd. Ayrıca kitabe için bkz. Abdürrahim Şerif, a.g.e, şekil 9.

Bkz . M. Fuad Köprülü, a.g.e, s.92; Z. Velidi Togan, a.g.m, s.103.

Bkz. V. V. Barthold, İslam Medeniyeti Tarihi, (nşr. M. Fuad Köprülü), Ankara 1973, s.66, 199; Peter B. Golden, a.g.e, s.302vd.

Bu konuda geniş bilgi için bkz., Habibü’s-Siyer III, s.221vd; B. Spuler, a.g.e, s.144-154;

F. Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, s.95-143, F. Sümer, Kara Koyunlular, s.33vd.

C. Cahen, a.g.e, s.308.

Anadolu Moğolları > https://anadolumogollari.blogspot.com/

Moğol İşgali Sırasında Van Gölü Havzası’na Gelen Türk-Moğol Boyları Özet

Kara Tatarlar 98 hariç diğer Moğol unsurlar (Muğulcalı (Muscalı - Musacalı) aşireti, Jırgın (Cırgın) aşireti gibi pek çok Moğollar) Türkleşmişlerdir. 99 Bunlardan Azerbaycan ve Anadolu coğrafyasında bugün hala devam eden etnik, topografik ve filolojik izler bulunmaktadır.100

98Hülegü’nün İran’a gelişi sırasında Anadolu ‘ya gelmiş olan bu Kara Tatarlar, Ebu Said’in ölümünden sonra eşkiyalık yapmaya başladılar. Farklı gruplara ayrılarak değişik bölgelerde yurt tuttular. Bunların bir kısmı da Trabzon civarında yurt tutmuştu. İlhanlı devletinin yıkılışına kadar da bu devlete bağlı kaldılar ve çok sayıda köle vermekteydiler. [Bkz. Bkz., Jakob P. Fallmerayer, a.g.e, s.191.] Yıldırım Bayezid’in Sivas’ı aldığı zamanda Osmanlı ordusuna katıldılar. Timur’un Osmanlı’yı mağlup ettiği zaman bunlar Tokat, Kayseri, Amasya civarında oturmaktaydılar. Timur otuz- kırk bin hane olan bu Kara Tatarları Semerkand’a götürüp sınırlara yerleştirmeyi uygun buldu. Kara Tatarların akıbeti hakkında geniş bilgi için bkz. *Şerefüddin Ali Yezidi, Emir Timur (Zafername), (nşr. Ahsen Batur), İstanbul 2013, s.409vd; Nizamüddin Şami, Zafername, (nşr. Necati Lugal), Ankara 1987, s.328vd; İbni Arabşah, Acaibü’l Makdur, (nşr. Ahsen Batur), İstanbul 2012, s.346vd; İ. Aka, Timur ve Devleti, Ankara 1991, s.30.+ XV. asrın başlarında İspanya kralı tarafından Timur’a gönderilen Clavijo, Damgan civarına geldiğinde öldürülen insanların kafalarından kuleler yapılmış olduğunu ve bunların Akkoyunlular olduğunu söylese de aslında bunlar Kara Tatarlara aittir. *Bkz., Ruy Conzales de Clavijo, Anadolu, Orta Asya ve Timur, (nşr. Ö. Rıza Doğrul), İstanbul 1993, s.110vd.] Hoca Sadettin Efendi ise bu Kara Tatarların Hülegü tarafından Anadolu’ya yerleştirildiklerini, Ebu Said’in ölümüyle baş gösteren kargaşa ortamında sayıları elli iki tümen olan bu Kara Tatarların farklı yaylak ve kışlaklara dağıldığından bahsederek, Yıldırım Bayezid tarafından Osmanlı hizmetine alındıklarını belirtmektedir. *Bkz., Hoca Sadettin Efendi, Tacü’t-Tevarih I, (nşr. İ. Parmaksızoğlu), Ankara 1992, s.333.+Diğer taraftan Hoca Sadettin Efendi, Timur’un bunların büyük kısmını götürmesinden sonra geriye kalanların İskilp civarında bulunduklarını ve buradan alınarak Filibe yöresine iskân edildiklerini belirtmektedir. [Bkz. Hoca Sadettin Efendi, Tacü’t-Tevarih II, (nşr. İ. Parmaksızoğlu, Ankara 1992, s.98.+ Nitekim Osmanlı arşiv belgelerinde de Tatar, Tatarlar, Tatarlı, Tatarlu, Tataran gibi isimlerde cemaatlere Balkan ve Trakya bölgesinde rastlanmaktadır. Bkz. Cevdet Türkay, a.g.e, s.158,714.

99B. Spuler, İran Moğolları, s.497vd; M. Fuad Köprülü, Anadolu’da İslamiyet, Ankara 2012, s.53;, B. Y. Viladimirtsov Moğolların İctimai Teşkilatı Moğol Göçebe Feodalizmi, (nşr., Abdülkadir İnan), Ankara 1995 s.184vd. Bu hakikat Osmanlı arşiv belgelerinde de takip edilebilmektedir. Nitekim Moğol aşiretlerinden Celayir, Tatar, Sulduz, Muğulcalı (Muscalı - Musacalı), Jırgın (Cırgın), vs. den yörükan ya da Türkmen taifesi olarak bahsedilirken aynı şekilde Muğan, Muğanan, Muğanlı, Muğanlu, Muğulcalı (Muscalı - Musacalı), Jırgın (Cırgın) gibi aşiretler de Türkmen olarak kaydedilmiştir. *Bkz Cevdet Türkay, a.g.e, s. 37, 124, 158, 277.+ Diğer taraftan Kara Tatarlar da pek çok bakımdan Türkmenleşmişlerdi. Çağataylar bu Kara Tatarlara “Kara Tatar Türkmenleri”adını veriyorlardı. Bkz., F. Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, s.130.

100 Bkz. Osman G. Özkuzugüdenli, “Moğollar”, DİA XXX, (İstanbul 2005), s.228. Ayrıca bkz. W. Barthold, Türk-Moğol Ulusları Tarihi, s.23vd.

Anadolu Moğolları > https://anadolumogollari.blogspot.com/

Moğol İşgali Sırasında Van Gölü Havzası’na Gelen Türk-Moğol Boyları Özet

Kuzeyde Kafkaslar ve Azerbaycan üzerinde meydana gelen İlhanlı-Altınorda savaşları ile güneyde daha çok Doğu ve Güneydoğu Anadolu ekseninde zuhur eden İlhanlı-Memlûklu mücadeleleri Van Gölü Havzası’nda yerleşik Türk ve Moğol boy ve oymaklarının çevre bölgelere dağılmasına sebep olmuştur.

Anadolu Moğolları > https://anadolumogollari.blogspot.com/

Moğol İşgali Sırasında Anadolu’ya Gelen Türk-Moğol Boyları Özet Hülegü’nün İran’a gelişi sırasında Anadolu ‘ya gelmiş olan bu Kara Tatarlar, Ebu Said’in ölümünden sonra eşkiyalık yapmaya başladılar. Farklı gruplara ayrılarak değişik bölgelerde yurt tuttular. Bunların bir kısmı da Trabzon civarında yurt tutmuştu. İlhanlı devletinin yıkılışına kadar da bu devlete bağlı kaldılar ve çok sayıda köle vermekteydiler. [Bkz. Bkz., Jakob P. Fallmerayer, a.g.e, s.191.] Yıldırım Bayezid’in Sivas’ı aldığı zamanda Osmanlı ordusuna katıldılar. Timur’un Osmanlı’yı mağlup ettiği zaman bunlar Tokat, Kayseri, Amasya civarında oturmaktaydılar. Timur otuz- kırk bin hane olan bu Kara Tatarları Semerkand’a götürüp sınırlara yerleştirmeyi uygun buldu. Kara Tatarların akıbeti hakkında geniş bilgi için bkz. *Şerefüddin Ali Yezidi, Emir Timur (Zafername), (nşr. Ahsen Batur), İstanbul 2013, s.409vd; Nizamüddin Şami, Zafername, (nşr. Necati Lugal), Ankara 1987, s.328vd; İbni Arabşah, Acaibü’l Makdur, (nşr. Ahsen Batur), İstanbul 2012, s.346vd; İ. Aka, Timur ve Devleti, Ankara 1991, s.30.+ XV. asrın başlarında İspanya kralı tarafından Timur’a gönderilen Clavijo, Damgan civarına geldiğinde öldürülen insanların kafalarından kuleler yapılmış olduğunu ve bunların Akkoyunlular olduğunu söylese de aslında bunlar Kara Tatarlara aittir. *Bkz., Ruy Conzales de Clavijo, Anadolu, Orta Asya ve Timur, (nşr. Ö. Rıza Doğrul), İstanbul 1993, s.110vd.] Hoca Sadettin Efendi ise bu Kara Tatarların Hülegü tarafından Anadolu’ya yerleştirildiklerini, Ebu Said’in ölümüyle baş gösteren kargaşa ortamında sayıları elli iki tümen olan bu Kara Tatarların farklı yaylak ve kışlaklara dağıldığından bahsederek, Yıldırım Bayezid tarafından Osmanlı hizmetine alındıklarını belirtmektedir. *Bkz., Hoca Sadettin Efendi, Tacü’t-Tevarih I, (nşr. İ. Parmaksızoğlu), Ankara 1992, s.333.+Diğer taraftan Hoca Sadettin Efendi, Timur’un bunların büyük kısmını götürmesinden sonra geriye kalanların İskilp civarında bulunduklarını ve buradan alınarak Filibe yöresine iskân edildiklerini belirtmektedir. [Bkz. Hoca Sadettin Efendi, Tacü’t-Tevarih II, (nşr. İ. Parmaksızoğlu, Ankara 1992, s.98.+ Nitekim Osmanlı arşiv belgelerinde de Tatar, Tatarlar, Tatarlı, Tatarlu, Tataran gibi isimlerde cemaatlere Balkan ve Trakya bölgesinde rastlanmaktadır. Bkz. Cevdet Türkay, a.g.e, s.158,714.

B. Spuler, İran Moğolları, s.497vd; M. Fuad Köprülü, Anadolu’da İslamiyet, Ankara 2012, s.53;, B. Y. Viladimirtsov Moğolların İctimai Teşkilatı Moğol Göçebe Feodalizmi, (nşr., Abdülkadir İnan), Ankara 1995 s.184vd. Bu hakikat Osmanlı arşiv belgelerinde de takip edilebilmektedir. Nitekim Moğol aşiretlerinden Celayir, Tatar, Sulduz, Muğulcalı (Muscalı - Musacalı), Jırgın (Cırgın), vs. den yörükan ya da Türkmen taifesi olarak bahsedilirken aynı şekilde Muğan, Muğanan, Muğanlı, Muğanlu, Muğulcalı (Muscalı - Musacalı), Jırgın (Cırgın) gibi aşiretler de Türkmen olarak kaydedilmiştir. *Bkz Cevdet Türkay, a.g.e, s. 37, 124, 158, 277.+ Diğer taraftan Kara Tatarlar da pek çok bakımdan Türkmenleşmişlerdi. Çağataylar bu Kara Tatarlara “Kara Tatar Türkmenleri”adını veriyorlardı. Bkz., F. Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, s.130.

Bkz. Osman G. Özkuzugüdenli, “Moğollar”, DİA XXX, (İstanbul 2005), s.228. Ayrıca bkz. W. Barthold, Türk-Moğol Ulusları Tarihi, s.23vd.

Hülegü’nün İran’a gelişi sırasında Anadolu ‘ya gelmiş olan bu Kara Tatarlar, Ebu Said’in ölümünden sonra eşkiyalık yapmaya başladılar. Farklı gruplara ayrılarak değişik bölgelerde yurt tuttular. Bunların bir kısmı da Trabzon civarında yurt tutmuştu. İlhanlı devletinin yıkılışına kadar da bu devlete bağlı kaldılar ve çok sayıda köle vermekteydiler. [Bkz. Bkz., Jakob P. Fallmerayer, a.g.e, s.191.] Yıldırım Bayezid’in Sivas’ı aldığı zamanda Osmanlı ordusuna katıldılar. Timur’un Osmanlı’yı mağlup ettiği zaman bunlar Tokat, Kayseri, Amasya civarında oturmaktaydılar. Timur otuz- kırk bin hane olan bu Kara Tatarları Semerkand’a götürüp sınırlara yerleştirmeyi uygun buldu. Kara Tatarların akıbeti hakkında geniş bilgi için bkz. *Şerefüddin Ali Yezidi, Emir Timur (Zafername), (nşr. Ahsen Batur), İstanbul 2013, s.409vd; Nizamüddin Şami, Zafername, (nşr. Necati Lugal), Ankara 1987, s.328vd; İbni Arabşah, Acaibü’l Makdur, (nşr. Ahsen Batur), İstanbul 2012, s.346vd; İ. Aka, Timur ve Devleti, Ankara 1991, s.30.+ XV. asrın başlarında İspanya kralı tarafından Timur’a gönderilen Clavijo, Damgan civarına geldiğinde öldürülen insanların kafalarından kuleler yapılmış olduğunu ve bunların Akkoyunlular olduğunu söylese de aslında bunlar Kara Tatarlara aittir. *Bkz., Ruy Conzales de Clavijo, Anadolu, Orta Asya ve Timur, (nşr. Ö. Rıza Doğrul), İstanbul 1993, s.110vd.] Hoca Sadettin Efendi ise bu Kara Tatarların Hülegü tarafından Anadolu’ya yerleştirildiklerini, Ebu Said’in ölümüyle baş gösteren kargaşa ortamında sayıları elli iki tümen olan bu Kara Tatarların farklı yaylak ve kışlaklara dağıldığından bahsederek, Yıldırım Bayezid tarafından Osmanlı hizmetine alındıklarını belirtmektedir. *Bkz., Hoca Sadettin Efendi, Tacü’t-Tevarih I, (nşr. İ. Parmaksızoğlu), Ankara 1992, s.333.+Diğer taraftan Hoca Sadettin Efendi, Timur’un bunların büyük kısmını götürmesinden sonra geriye kalanların İskilp civarında bulunduklarını ve buradan alınarak Filibe yöresine iskân edildiklerini belirtmektedir. [Bkz. Hoca Sadettin Efendi, Tacü’t-Tevarih II, (nşr. İ. Parmaksızoğlu, Ankara 1992, s.98.+ Nitekim Osmanlı arşiv belgelerinde de Tatar, Tatarlar, Tatarlı, Tatarlu, Tataran gibi isimlerde cemaatlere Balkan ve Trakya bölgesinde rastlanmaktadır. Bkz. Cevdet Türkay, a.g.e, s.158,714.

B. Spuler, İran Moğolları, s.497vd; M. Fuad Köprülü, Anadolu’da İslamiyet, Ankara 2012, s.53;, B. Y. Viladimirtsov Moğolların İctimai Teşkilatı Moğol Göçebe Feodalizmi, (nşr., Abdülkadir İnan), Ankara 1995 s.184vd. Bu hakikat Osmanlı arşiv belgelerinde de takip edilebilmektedir. Nitekim Moğol aşiretlerinden Celayir, Tatar, Sulduz, Muğulcalı (Muscalı - Musacalı), Jırgın (Cırgın), vs. den yörükan ya da Türkmen taifesi olarak bahsedilirken aynı şekilde Muğan, Muğanan, Muğanlı, Muğanlu, Muğulcalı (Muscalı - Musacalı), Jırgın (Cırgın) gibi aşiretler de Türkmen olarak kaydedilmiştir. *Bkz Cevdet Türkay, a.g.e, s. 37, 124, 158, 277.+ Diğer taraftan Kara Tatarlar da pek çok bakımdan Türkmenleşmişlerdi. Çağataylar bu Kara Tatarlara “Kara Tatar Türkmenleri”adını veriyorlardı. Bkz., F. Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, s.130.

Bkz. Osman G. Özkuzugüdenli, “Moğollar”, DİA XXX, (İstanbul 2005), s.228. Ayrıca bkz. W. Barthold, Türk- Moğol Ulusları Tarihi, s.23vd.

Anadolu Moğolları > https://anadolumogollari.blogspot.com/

Türk-Moğol Özet

Türk-Moğol

"Türk-Moğol", Orta Çağda Orta ve Batı Asya'da yaşamış olan çoğunlukla Türk dilleri ve Moğolca konuşan toplulukları için kullanılan terim.

David Morgan, "Türk-Moğol" teriminin örnekleri olarak 12. yüzyılda Doğu Moğolistan'da Moğollar gibi yaşamış Tatarlar, merkezdeki Keraitler, kuzeydeki Merkitler, batıdaki Naymanlar gibi kabilelerin önemli oduğu ve Kongiratlar (Onggirat), Öngütler ve diğerler için de uygulanması gerektiğini savunmaktdır. Anadolu Moğolları > https://anadolumogollari.blogspot.com/

Börçigin (Börütigin) Özet

Börçigin (Börütigin)

Börçigin (Moğolca: Боржигин, Borçigin; Çince: ; pinyin: Bó'ěrjìjítè), Cengiz Han ve ardıllarının üyesi olduğu boydur. Ayrıca "Altan Urug" (Moğolca: Алтан ураг), yani "altın soy" ve Munkak olarak da bilinir ,

Esasen Bodonçar'ın sülalesi için kullanılan Börçigin adı, Moğol İmparatorluğu kurulduktan sonra Kiyat boyundan sadece Gengiz, Cuci Kasar, Kaçiun ve Temüge Oççigin olmak üzere dört kardeşin sülalesinden gelenler ("Altan Uruk") için kullanılmaya başlamıştır.

1271'de Cengiz Han'ın torunu olan Kubilay Han Çin'de Yüen Hanedanını kurdu. Börçiginler 14. yüzyılın büyük bölümü boyunca da Moğol İmparatorluğu'nda, Çin'de ve Asya'nın diğer kısımlarında hüküm sürdüler. 1368'de Togan Timur yönetimindeyken Börçiginler Çin hakimiyetini kaybettiler ama aile mensupları 17. yüzyıla kadar Moğolistan'ı yönetmeye devam etmiştirler ve Çin'in Kin Hanedanı'ndaki 49 Moğol sancağının en güçlüsüydüler. Börçigin günümüz Moğolistan'ında yaygın bir soyadıdır.

Âl-i Cengiz

Ana madde: Cengiz Han Soyu

Cengiz Han Soyu'nun izlerini özellikle Orta Asya'da bulmak mümkündür. Onun dört oğlu ve onun hemen ardından gelen vârisleri adları ve yaptıklarıyla şöhret sahibidirler. Daha sonraki Asyalı hükümdarlar çürük dayanaklarla kendilerini bu soydan gelmiş göstermeye çalışmışlardır. 14. yüzyılda geçerli kaynaklar (ki bunlar büyük oranda Reşidüddin'e ve diğer Arap tarihçilerine dayanmaktaydı) bu konuda bilgi verememektedir. Genbilimsel DNA testinin yakın zamanda gördüğü revaçla birlikte daha çok insan bu büyük Kağan'ın soyundan geldiğini iddia etmeye başlamıştır.

Cengiz Han soyundan inen Asya hanedanları arasında şunlar vardır: Çin'de Yuan Hanedanı, İran'da İlhanlılar, Deşt-i Kıpçak'ta Altın Ordu (Cuci ulusu), Kuzey Asya ve Orta Asya'da Sibir Hanlığı, Şeybani Hanlığı ve Astrahan Hanlığı. Kural olarak Cengiz soyu Tatar politikalarında çok büyük önem arz ediyordu.

Örneğin Mamay Han yetkisini kukla hanlar eliyle kullanabiliyor ama kendisi Cengiz soyundan gelmediği için Han ünvanını kullanamıyordu.

dipnot: Börçigin Börü Tigin'den türemiş olup kurt prens anlamına gelir.

Güncel ilgisi

Boy teşkilatlanmasının 20. yüzyılda uygulanan bir bağı kalmamıştır ama halen pek çok Moğol için bir şeref ve gurur meselesi sayılmaktadır. 1920'lerde komünist rejim boy adlarının kullanılmasını yasaklamıştı. Bu yasak 1997'de yürürlükten kaldırıldığında ailelerin çoğunluğu boy bağları hakkındaki bilgilerini yitirmişlerdi. Bu nedenle de aşırı sayıda aile nüfus kaydını en prestijli boy ismi olan Börçigin mensubu olarak yapmıştır, ki bunların pek çoğunun tarihi bir temeli yoktur.

Anadolu Moğolları > https://anadolumogollari.blogspot.com/

Tülü (Tülüy, Tulu, Tuluy) Özet

Tülü (Tülüy, Tulu, Tuluy)

Tülü, Tülüy, Tulu, Tuluy (Moğolca: ᠲᠲᠲᠲᠲ, Тулуй хаан Tuluy han; Çince: ; 1192-1232), Cengiz Han'ın eşi Börte'den olan dördüncü oğluydu. 1227'de babasının ölümüyle onun ulus veya toprak mirası, Moğolistan'daki ana bölgelerdir ve Ögedey'in Moğol İmparatorluğu'nun (1206- 1368) ikinci Büyük Hanı olarak teyit etmesi sırasında sivil yönetici olarak görev yapmıştır. Ondan önce, Jin, Batı Xia ve Harezmşahlar Devleti'ne karşı yürütülen harekatlarda görev yapmıştı. Tülü, Moğol hanlarının ve İlhanlılar'ın çoğunun doğrudan atasıdır.

Anadolu Moğolları > https://anadolumogollari.blogspot.com/

Satı (Satıbey) Hatun Özet Satı (Satıbey) Hatun

Satı (Satıbey) Hatun (1316-1345), İlhanlı Devleti hükümdarı. Olcaytu Han'ın kızı ve İlhanlı Devleti'nin 9. hükümdarı Ebu Said Bahadır'ın aynı anneden doğma kız kardeşidir. Hükümdarlık dönemi dışında da Emir Çoban (?-1335), Arpa Han (1335–1336) ve Süleyman Han (1339–1343) dönemlerinde evlenerek hükümdarlara eşlik etmiştir.

Hayatı

İlk eşi devletin önemli bir vezir ve komutanı olan Emir Çoban idi. Onun 1335 yılında ölümünden kısa süre sonra, güçlerini birleştirmek amacıyla Arpa Han ile evlendi. Arpa Han'ın 2 yıl geçmeden savaş sırasında ölümünden sonra sırasıyla Musa Han ve Muhammed Han devleti yönettiler.

Satı Hatun, 1338 yılında iktidarı ele geçirerek ender Müslüman kadın hükümdarlardan oldu. Aslında Togay Teymur Han ile iktidarı paylaştığı kabul edilir.

Ertesi yılın Mayıs ayı civarında tahta Çobanoğlu Hasan Büzurg tarafından Süleyman Han ile evlenmesi sağlandı ve taht eşine geçti. Zaten son dönemde Satı Hatun artık Şeyh Hasan'ın İlhanlıları idarede kullandığı bir kukla hükümdar haline gelmiş idi.

Anadolu Moğolları > https://anadolumogollari.blogspot.com/

Çobanoğulları Özet

Çobanoğulları

Çobanoğulları Beyliği ile karıştırılmamalıdır.

Çobanoğulları, İlhanlılar'ın yıkılış döneminde bağımsız olarak merkezleri Tebriz olmak üzere tüm Azerbaycan'ı 1317-1355 yılları arasında elinde tutan hanedanlık devleti.

Kurucusu Emir Çoban Noyan Suldus olan devlet 1344 yılında İlhanlıların tarih sahnesinde çekilmesiyle başlangıçta bu devletin doğal halefi olarak görünse de, Celayirli Devleti karşısında başarılı olamadılar. 1357'te Altınordu Hanı Cani Bey'in Tebriz'i fethetmesi ile bağımsızlıklarını yitirdiler. Çobanoğulları hukumdarlari listesi şöyle verilir: Tarihler İsim Baba ismi Notlar -1327Emir Çoban Noyan Malik - Çobanoğulları atası, hükümdarlık yapmamıştır. 1338-1343 Hasan Küçük Timurtaş Noyan 1343-1357 Malik Eşref Timurtaş Noyan 1357 Tebriz Altın Orda Devleti Hanı Cani Bey tarafından ele geçirildi..

Emir Çoban

Emir Çoban, Çoban Noyan ya da Emir Çoban Suldus olarak da bilinir, (ö. 1327, ), İlhanlı emiri.

Çocukları

Hasan Timurtaş (Demirtaş) Noyan Demask Kaya Şeyh Mahmut Bağdat Hatun (kızı)

Ayrıca bakınız

Çobanoğulları

Anadolu Moğolları > https://anadolumogollari.blogspot.com/

Chobanids (İngilizce) Özet

Chobanids

This article is about dynasty in Iran. For Anatolian beylik, see Chobanids (beylik). "Chupani" redirects here. For the village in Iran, see Chupani, Iran. were descendants of a Mongol ,(سلسله امرای چوپانی :The Chobanids or the Chupanids (Persian family of the Suldus clan that came to prominence in 14th century Persia. At first serving under the Ilkhans, they took de facto control of the territory after the fall of the Ilkhanate. The Chobanids ruled over (where they were based), Arrān, parts of Asia Minor, Mesopotamia, and west central Persia, while the Jalayirids took control in .

Early Chobanids

The early Chobanids were members of the Soldus tribe. Sorgan Sira, one of the first important Chobanids, served during the latter's rise to power. Later on, the Chobanids came to live under the authority of the Ilkhanate. A descendent of Sorgan Sira, Amir Tudahun, was killed in 1277 fighting against the at the battle of Elbistan. He left a son, Malek (king), who in turn fathered Amir , the namesake of the Chobanids.

Amir Chupan and his Sons

Main article: Chupan

During the early 14th century, Amir Chupan served under three successive Ilkhans, beginning with Mahmud. A military commander of note, Chupan quickly gained a degree of influence over the Ilkhans and married several members of the line of . His power fueled resentment among the nobility, who conspired against him in 1319 but failed. The Ilkhan Abu Sa'id, however, also disliked Chupan's influence and successfully eliminated him from court. He fled in 1327 to Herat, where the Kartids executed him. Several of his sons fled to the or the Mamluks of while others were killed.

Baghdad Khatun

Main article: Bagdad Katun

The Chobanids were not completely wiped out from Persia. A daughter of Chupan's, Baghdad Katun, had caught the eye of Abu Sa'id. During Chupan's lifetime, she had been married to Hasan Buzurg, the future founder of the Jalayirids, but after Chupan fled Hasan Buzurg divorced her, and she married Abu Sa'id. She quickly gained influence over the Ilkhan and exercised the wide powers given to her. She was alleged (but never proven) to have been involved in any conspiracies against the Ilkhan, but was believed by some to have caused Abu Sa'id's death in 1335. Abu Sa'id's successor Arpa Ke'un executed her.

Role during the fall of the Ilkhanate, and Hasan-i Kuchak

Main article: Hasan Kucek

Arpa Ke'un's position proved to be weak; when a granddaughter of Chupan, Delsad Katun, fled to Diyarbakr, it caused the governor of that region to attack and defeat the Ilkhan. During the strife that occurred in the next few years, individual members of the Chobanids sided with various factions, such as Arpa or Hasan Buzurg. The latter ended up marrying Delsad Katun, who provided for the heirs to the Jalayirid position.

While the Jalayirids were consolidating their position in , however, other Chobanid were also busy. Hasan Kucek, a grandson of Chupan, rallied much of the Chobanid family to his side and defeated the Jalayirids in 1338, paving the way for a Chobanid realm in the area around . That same year, he elevated , sister of Abu Sa'id and widow of Chupan, to the Ilkhanid throne. To keep Sati Beg in check, he forced her to marry his puppet Suleiman Khan. Hasan Kucek continued to fight the Jalayirids (a fight which was further complicated by the incursions made by Togha Temur of Khurasan), but family infighting proved to be the most difficult challenge. Several members defected to the Jalayirids; in any case, Hasan Kucek was forced to deal with them up until his death in 1343.

Malek Ashraf and the Chobanid decline

Main article: Malek Ashraf

A power struggle quickly emerged after Hasan Kucek's death. During the dispute, Hasan Kucek's brother Malek Asraf gained the upper hand and eliminated his uncles. By the end of 1344, Malek Asraf had gained effective control of the Chobanid lands. Like his predecessor, Malek Asraf used puppet monarchs from behind which he ruled. During his reign, the Chobanid attempted to capture Baghdad from the Jalayirids in 1347 but failed miserably. He also failed to seize Fars from the Injuids in 1350. As his reign wore on, Malek Asraf became more and more cruel, prompting widespread dissatisfaction amongst his subjects. When forces of the Golden Horde overran the Chobanid realm and captured Tabriz in 1357, few lamented the loss of power by the Chupanids. Malek Asraf was executed, and his family brought north to the Golden Horde. Malek Asraf's offspring were eventually killed off in Persia, bringing a definitive end to the Chobanids as a power.

Chupan (Amir Chupan)

died November 1327), also spellt Choban or Coban, was a ;امیر چوپان :Amir Chūpān (Persian Chupanid noble of the Ilkhanate, and nominal general of the . His father was named the Malek of the Mongol Suldus clan. His ancestor was Chilaun (Чулуун), who was one of Chingis Khan's four great companions.

Rise to power

Amir Chupan was first mentioned as a supporter of during the latter's successful campaign for the Ilkhanid throne. During Ghazan's fight with Baydu for the throne in 1295, Chupan met with him near the Ustunavand castle. Chupan served under Ghazan, participating in the campaign against the rebel Nauruz. He acted as a senior commander during Ghazan's three campaigns against , then under the rule of the Mamelukes. During one of these campaigns, Chupan's army, under the command of Ghazan's chief military officer Qutlugh Shah, was defeated by the Mamelukes in the battle of Marj al-Saffar (1303). When Qutlugh Shah fled, Chupan stayed with the army, and reached Ghazan in June. Ghazan, furious at the defeat, punished both Qutlugh Shah and Chupan, though the latter was dealt with more leniently.

In 1305 Chupan married the daughter of Ghazan's successor Öljeitü, Dowlandi Katun. In 1307 he was given command of one of four armies assigned to quell the rebellious province of Gilan. Marching from , he convinced the rulers of Astara and Gaskar to surrender peacefully, and then met up with Öljeitü. Qutlugh Shah's army, however, did not fare so well, and he was killed by the Gilakis. Following his death, Öljeitü made Chupan his chief military commander or Amir of the Ulus (nation). Chupan was now a major influence behind the throne, though he had to contend with the court viziers. When Öljeitü died in 1316, his son Abu Sa'id confirmed Chupan's status as Amir of the Ulus, despite attempts by the Amir Sevinch to gain the position for himself.

Height and fall under Abu Sa'id

Chupan attempted to neutralize the influence of the viziers. In 1318, he convinced the discredited former vizier Rashid-al-Din Hamadani to return to the Ilkhanid court. Rashid, who had many enemies, was accused of poisoning Öljeitü soon after he returned. Chupan promptly turned on him, and Rashid-al-Din was put to death in July of that year.

In 1319, armies under the command of the khan of the Blue Horde, Öz-Beg, invaded the Ilkhanate. Abu Sa'id led a campaign to stop the invasion. Chupan was on his way to assist Amir Husain (the father of the founder of the Jalayirids, Hasan Buzurg) against the raids of the Chagatai prince Yasa'ur, who was devastating Khurasan, but then turned around to support Abu Sa'id upon receiving word that the latter's position across the Kur River was in danger. Several of Abu Sa'id's officers had deserted, leaving his army weakened. He rushed to his master's position, only to find the troops of the Blue Horde already in flight. Nevertheless, Chupan inflicted heavy casualties upon the enemy.

The matter of Abu Sa'id's officers fleeing still needed to be addressed. When the amir enacted punishment against Qurumshi (also a potential rival), as well as several other officers, for their military negligence, a conspiracy was then launched against him. The conspirators included Abu Sa'id's uncle Irenjin, who Chupan had dismissed from the governorship of Diyarbakr. With the full support of the Ilkhan, Chupan dealt with them. Irenjin was defeated near Mianeh in June 1319. Following these events, Chupan gained almost complete influence over the Ilkhan, and his sons gained prominent positions as the Ilkhanate was parceled out between them. He also married Abu Sa'id's sister Sati Beg, whom he had been betrothed to since 1316. His sons quickly took advantage of their power; during the winter of 1322 Chupan, who was suffering from gout, had to convince his son , governor of Rüm, to end his rebellion against the Ilkhanate.

As Chupan had reached the height of his power, he had also sown the seeds of his fall. While Abu Sa'id lacked a treasury, Chupan's son and administrative representative Demasq Kaja spent his wealth extravagantly. This situation annoyed the Ilkhan, who was further influenced against him by his viziers, particularly Rukn al-Din Sa'in, Chupan's own protégé. Chupan's efforts to keep Abu Sa'id from marrying his daughter Bagdad Katun, who was already married to Hasan Buzurg, did not help the situation.

In 1325 Chupan defeated another force led by Öz-Beg, and even invaded the Blue Horde. Early in 1326, Chupan led an army to defend against an imminent invasion of Khurasan. By the request of Abu Said, the Yesün Temür awarded his custodian Chupan the nominal title of a chief-commander of all Mongol . In the autumn of that year, the Tarmashirin crossed the Oxus River, and was defeated by Chupan's son Hasan near Ghazna. The vizier Rukn al-Din Sa'in had traveled with Chupan, leaving Demasq Kaja in effective control at the Ilkhanid court. It was at this time that Abu Sa'id decided to make his move. In August 1327 Abu Sa'id had Demasq Kaja killed, ostensibly for the latter's activities with a former concubine of Öljeitü's.

Abu Sa'id then undertook a campaign against the other Chupanids. The Khurasanis gained word of the plot, but pretended to act friendly toward Chupan. The latter marched west; on his way, he convinced the local religious leader of Simnan, Shaikh 'Ala' al-Daula, to try to negotiate a truce, and then camped near . When the shaikh failed, he continued west, with his troops pillaging on the way. Upon reaching Quha, he was a day's journey away from Abu Sa'id's camp, but as night fell, most of his army deserted him for the Ilkhan. Instead of facing the Ilkhanid army, he withdrew. Upon reaching Saveh, he sent his wife Sati Beg back to Abu Sa'id. He then traveled in the direction of Tabas, with the intention of finding refuge in .

Upon reaching the Murghab River, he changed his mind and headed for Khurasan. He was given a friendly welcome into Herat by the local Kartid ruler, Ghiyath ud-Din. However, when he received an order by the Ilkhan, his master, to execute Chupan, Ghiyath had no choice but to obey. Chupan and his son Jela'u Khan were both killed. As Chupan's friend, Ghiyath ordered that he be killed by strangulation, which was considered an honorable way to die. The Kartid leader then sent one of Chupan's fingers to Abu Sa'id as proof of the deed. Many of Chupan's sons were to also die in the next few years. He was buried in Medina, in the cemetery of Baqi, under the supervision of his daughter Bagdad Katun.

Children

·Hasan ·Timurtash ·Demasq Kaja ·Shaikh Mahmud ·Bagdad Katun (daughter)

By Dowlandi Katun:

·Jela'u Khan

By Korducin (probably second wife):

·Siuksah ·Yagi Basti ·Nowruz

By Sati Beg:

·Surgan Anadolu Moğolları > https://anadolumogollari.blogspot.com/

Celayirîler Özet

Celayir Sultanlığı

Celayir, Celayirliler, Celâyirîler, 1330'larda bugünkü Irak ve İran topraklarında İlhanlılar Devletinde önemli mevkiye sahip olan Moğol Celayir boyunun önderi Büyük Hasan tarafından kurulmuş devlet.

İlhanlılar Devleti'nin dağılmasının ardından Büyük Hasan, Tebriz başta olmak üzere Azerbaycan bölgesinin hakimiyeti için Küçük Hasan ile savaşmış fakat yenilerek Irak istikametine çekilmek zorunda kalmış ve orada devletini kurmuştur.

Celayirîlerler Timur'un Beş Yıl Seferi karşısında Karakoyunlular ile birlikte Timur İmparatorluğuna karşı direnmiş ancak yenilerek Bağdad'ı kaybetmiştir. Ahmed, önce Osmanlı Devleti'ne ve sonra Mısır'a Memlûk Devleti'nin yanına sığınmıştır.

Ahmed, Timur'un ölümünün ardından 1405'te tekrar devleti kurmuş ve Tebriz'i geri almaya çalışmıştır. Fakat 1410'da Karakoyunlu sultanı Kara Yusuf tarafından yenilerek idam edilmiştir.

Celayirîlerin Sultanları

·Büyük Hasan (1336 - 1356) ·Şeyh I. Uveys (1356 - 1374) ·Hasan (1374) ·I. Hüseyin (1374 - 1382) ·Bayazıd (Celayirî) (1382 - 1384) ·Ahmed Celâyir (1382 - 1410) ·Şah Veled (1410-1411) ·Mahmud (Celayirî) (1411-1415) ·II. Uvays (1415-1421) ·Muhammed (1421-1422) ·II. Mahmud (1422-1424) ·II. Hüseyin (1424-1432) Hasan Büzurg (Büyük Hasan)

Hasan Büzurg veya Büyük Hasan, (d. ?-ö. 1356), Celâyirî devletinin kurucusu ve ilk sultanı.

Büzürg; kocaman, büyük, kudretli manalarına gelmektedir. 1323 yılında İlhanlı valisi Emir Çoban'ın kızı Bağdat Hatun ile evlenmiştir. İlhanlı hükümdarı Ebu Said, Bağdat Hatun'a aşık oldu ve "Cengiz yasası" gereği kendisine istedi. Bu yüzden Emir Çoban, Hasan ile Bağdat Hatun'u Karabağ'a yolladı. Ancak Emir Çoban'ın 1327'de öldürülmesi üzerine Bağdat hatun kocasından boşanarak Ebu Said ile evlendi. Ali Padişah'tan sonra Anadolu valisi oldu. Bağdat Hatun ile Ebu Said'in veziri Gıyaseddin Muhammed arasında Ebu Said'e yakınlık konusunda rekabet ortaya çıktı. Gıyaseddin Muhammed Bağdat Hatun ile Hasan Büzürg'ün Ebu Said'e suikast dair söylenti çıkardı. 1332 yılında yakalanan Hasan Büzürg idam cezasına çarptırıldı. Argun Han' ın kızı olan annesi Ebu Said'e oğlunun hayatına dokunmaması yönündeki ikna çabaları sonucu Büzürg, Kemah Kalesi'ne hapsedildi. Suçsuz olduğu anlaşıldığında 1333 yılında yeniden Anadolu'ya genel vali olarak atandı.

1335'de Ebu Said'in varis bırakmadan ölümü üzerine İlhanlı hükümdarlığını ele geçirmek isteyen birkaç grup ortay çıktı. Büzürg, Hülagû Han'ın torununun oğlu Muhammed Han'ı tahta varis olarak gösterdi. 1336'da Büzürg ve Muhammed kuvvetleri, Musa Han ve Ali Padişah kuvvetleri ile karşı karşıya geldiler. Musa yenildi ve Ali Padişah öldü. Hasan, Musa'yı Bağdat'a kadar kovaladı ve bu kovalamaca da karşı kuvvetlere kayıplar verdirdi. Daha sonra Tebriz'e gelerek iktidarını güçlendirdi. Burada Ebu Said'in hamile olan karısı ve aynı zamanda Emir Çoban'ın torunu olan Dilşad Hatun ile evlendi. Dilşad Hatun, Ebu Said'in haremine halası Bağdat Hatun tarafından alınmıştı. Bu arada Horasan emirleri İlhanlı tahtı için Toga Timur'u aday gösterdiler. Toga Timur, Batı İran'ı yani Azerbaycan ve Irak-ı Acem'i kontrolü altına almıştı(1337). İlhanlılar'ın eski başkenti Sultaniye'ye önce ulaştı ve Hasan, Kafkas Albanyası'na yani bugünkü Azerbaycan bölgesine çekilmek zorunda kaldı. Toga ve Musa Marage bölgesindeki bir yerde Hasan ile 15 Haziran günü karşılaşmıştı. Hasan onları yendi. Musa'yı kısa sürede yakaladı ve idam ettirdi. Toga mücadeleyi bıraktı ve Doğu İran'a çekildi.

Ancak kısa süre sonra Emir Çoban’ın torunu, Timurtaş’ın oğlu Şeyh Hasan (Hasan Kûçek) ile mücadeleye girişti. Hasan Kûçek, 1338 yılında yapılan savaşta Hasan Büzürg ve destekçilerini yenerek Tebriz ve Sultâniye’yi yağmaladı. Hasan Büzürg’ün ilhan ilân ettiği Muhammed’i de yakalatarak öldürttü. Azerbaycan’ı terkedip Irâk-ı Acem’e çekilmek zorunda kalan Hasan Büzürg, burada Hasan-ı Kûçek ile yeniden mücadele etse de yenilerek Bağdat’da bulunan Abaka Han’ın oğlu Şah Cihan Timur’a itaat etti. Burada etkinliğini arttıran Hasan Büzürg, 1340 yılında yönetimi ele geçirerek kabilesini temel alan Celayir Sultanlığı'nı kurdu. Bağdat, Musul ve Irak-ı Acem’de egemen olan Hasan Büzürg, Memlük Sultanı'na bağlı olarak hükümdarlığını sürdürdü. 1356 yılında Bağdat'ta hayatını kaybetti. Anadolu Moğolları > https://anadolumogollari.blogspot.com/

Jalayirids (İngilizce) Özet

Jalayirids (Jalairid Sultanate)

The Jalairids (Jalayirid Sultanate) were a Mongol Jalayir dynasty which ruled over Iraq and western Persia after the breakup of the Mongol khanate of Persia in the 1330s. The Jalairid sultanate lasted about fifty years, until disrupted by Timur's conquests and the revolts of the Kara Koyunlu ("Black Sheep") Turkmen. After Timur's death in 1405, there was a brief attempt to re-establish the sultanate in southern Iraq and Khuzistan. The Jalairids were finally eliminated by the Kara Koyunlu in 1432.

Government

The Jalairid administration and chancellery was modeled after Ilkhanate protocols, with documents in Persian and Mongolian. Their diplomatic correspondence also copied the Ilkhanate's, using a red ink square with Islamic phrases in .

Hasan Buzurg

Shaikh Hasan, called "Buzurg" ("The Great"), was the first of several de facto independent Jalayirid rulers of Iraq and central Iran. He was the son of Husain and Öljetey. His sister Soyurghatmish Khatun was married to Öljaitü Khan.

Shaikh Hasan-i Buzurg

Hasan Buzurg was married to Baghdad Khatun, the daughter of Amir Chupan. Chupan later became the most influential person at the court of Abu Sa'id Mirza. However, the Ilkhan soon became enamored with Baghdad Khatun, and sought to have her divorce Hasan Buzurg. Chupan sent the two of them to Qarabagh in an attempt to rid Baghdad Khatun from Abu Sa'id's mind, but the effort failed, and Baghdad Khatun was forced to marry the Ilkhan. After the murder of Coban in 1327, Baghdad Khatun and the Grand Vizier Ghiyas al-Din ibn Rashid al-Din competed for influence over Abu Sa'id. Ghiyas al-Din spread a rumor that Baghdad Khatun and Hasan Buzurg were plotting against the Ilkhan; Hasan Buzurg was arrested in 1332. His mother convinced the Ilkhan to spare his life, and he was imprisoned in the castle of Kemah. In 1333, however, he was cleared and was sent to become governor of Rûm. During Abu Sa'id's lifetime, Hasan Buzurg was also called upon by Ghiyas al-Din to help stop rampant tax abuses in eastern Iran.

Following the death of Abu Sa'id, several parties competed for the Ilkhanid throne. In 1336 Hasan Buzurg saw his chance and raised a child, Muhammad Khan, to claim the position. On July 24 Hasan Buzurg and Muhammad met the forces of Musa Khan and 'Ali Padshah in the Ala-Tagh area; Musa was defeated and 'Ali Padshah killed. Hasan Buzurg pursued Musa on his way to Baghdad and created many losses for his enemy. He then proceeded to Tabriz, where he married the granddaughter of Coban and the wife of Abu Sa'id, Dilshad Khatun, who was pregnant with Abu Sa'id's daughter. Meanwhile, the amirs in Khurasan adopted their own candidate for Ilkhan, Togha Temür. Togha set off in 1337 to subdue western Persia. Azarbaijan and 'Iraq-i 'Ajam were taken. In March he arrived before Sultaniyeh, the former capital of the Ilkhans, and Hasan Buzurg withdrew to Caucasian Albania. Musa's forces, initially battling Togha's, now joined the invader. Togha and Musa met Hasan Buzurg at Soghurlug in the area on June 15; Hasan defeated them, took Musa prisoner shortly after, and executed him. Togha gave up the campaign and withdrew to eastern Persia.

Shortly afterwards, however, several descendants of Coban united under his grandson Hassan Kuchak, who used a slave to impersonate his father in order to legitimatize his cause. The Chobanids battled with Hasan Buzurg on July 16, 1338 at Naushahr in the Alataq area. Hasan Buzurg was defeated; his puppet khan, Muhammed, was killed. Shortly afterwards, the Chobanids conquered Azarbaijan. A peace was declared, but Hasan Buzurg sought to be rid of the Chobanid threat. He offered the Ilkhanid throne to Togha Temur, who invaded early in 1339. Hassan Kuchak, however, offered the hand of Sati Beg in marriage, and when Togha responded warmly to the proposal, he forwarded the letters to Hasan Buzurg. The latter, enraged, halted his expedition to support Togha, who was forced to withdraw during the summer of that year.

Following his abandonment of Togha Temur, Hasan Buzurg recognized Jahan Temur, a grandson of Gaykhatu, as Ilkhan. The conflict with the Chobanids again boiled over, and Hasan Buzurg and Jahan Temur met Hassan Kuchak and his new puppet Suleiman Khan in battle on the Jaghatu. There Hasan Buzurg was defeated on June 26, 1340. He fled to Baghdad; following which he declared Jahan Temur deposed. With the Chobanids continuing to press him, Hasan Buzurg again recognized Togha Temur’s suzerainty, and struck coins in his name. After he stopped recognizing Togha in 1344, he still did not proclaim himself independent, and ruled with the title of ulus beg, as a mere governor, simply leaving the Ilkhan throne unfilled. Nevertheless, this marks the beginning of effectively independent Jalayirid rule.

For the rest of his reign Hasan Buzurg attempted to deal with the Chobanids. He managed to form an alliance with Hassan Kuchak’s uncle Surgan, as well as the governor of Diyarbakır and the Sultanate, but Surgan was soon convinced to abandon the alliance, and the Mamelukes withdrew shortly after. He also offered assistance to another of Hassan Kuchak’s uncles, Yagi Basti, as well as to Mas’ud Shah of the Injuids, in their attempt to expel Hassan Kuchak’s cousin Pir Hosayn from . The murder of Hassan Kuchak in 1343 did not provide much relief, for his brother Malek Ashraf sent an army to conquer Baghdad in 1347. Jalayirid forces, however, inflicted heavy losses on the force, which was forced to retreat by the summer. While Malek Ashraf and the Chobanids would survive until 1357, their threat to the Jalayirids was diminished. Hasan Buzurg continued to play an influential part in Persian politics; he assisted the Injuid Abu Ishaq against the Muzaffarids, helping him restore his rule in in 1353. The latter, however, destroyed the Injuids in 1357.

Hasan Buzurg died in 1356. He was succeeded by his son, Shaikh Awais Jalayir. In addition to Avais, he was the father of Amir Zahid.

Legacy

Hasan Buzurg seemed intent on restoring unity to the Ilkhanate. This is evidenced by the fact that he used the title of ulus beg all of his life, and raised several men as Ilkhans instead of ruling in his own name. Furthermore, he attempted to unify Persia; he had sent a Muhammad-I Mulai to act as governor of Khurasan, for example; the latter was later executed by Togha Temür’s military commander Shah. In attempting to maintain the Ilkhanate, he ultimately failed, and in some ways accelerated its disintegration, by preventing other forces such as the Chobanids from gaining more influence. However, he set up a strong state that would rule over Iraq and parts of Persia for over half a century, a state that would become even more powerful under his successor Shaikh Avais.

Hasan Buzurg is also remembered for his friendship with Safi-ad-din Ardabili (d. 1334) of the Ardabili tariqa. This evolved into the Safaviyya movement and Ardabili's descendants would found the . After Hasan Buzurg's death, the Jalayirids continued to maintain good relations with the Arbadili order. Later on, many of Hasan Buzurg's accomplishments would be accredited to his friendship with Safi al-Din.

Anadolu Moğolları > https://anadolumogollari.blogspot.com/

Jalayir (İngilizce) Özet

Jalayir (Jalairs)

(Redirected from Jalayir) For places in Iran, see Jalayer (disambiguation).

Jalair (Mongolian: Жалайр/Jalair; ,also Djalair (~ Yyalair), Jalair, Jalayir ) is one of the Darliqin Mongol tribes according to Rashid-al-Din Hamadani's Jami' al-tawarikh. They lived along the Shilka River in modern Zabaykalsky Krai of Russia. After the Mongol conquest in the many Jalairs spread over Central Asia and the Middle East. Jalairs are one of the founding tribes of 's largest ethnic group Khalkha. Smaller clans named Jalayir are also found among the Inner Mongolians in China. The Jalayirs who stayed in Central Asia under the rules of Genghis Khan's older sons' descendants eventually adopted Turkic language. They are found among the of the Great jüz; also they are found among the (especially among Uzbeks of Southern Tajikistan and Afghanistan), Karakalpaks, and the Kyrgyz. The Jalairs who went to Iran and Iraq found the Jalairid Sultanate in 1330, and expanded into Turkey. The state was then taken over by the "Black sheep Turkomans" or Kara Koyunlu in 1432. Smaller numbers of powerful Jalair families lived in Khorasan, Iran as well as in the Mughal Empire until the 19th century.

Ethnic origin theory

"The term Jalair (~ Yyalair) can be the Mongolian version of the Turkic name for the "dynastic" tribe of the Second Uigur Kaganate (758-843): Yaglakar ~ yağla er (Anointed sovereign, Turkic ya:ğ "oil"). Yaglakar (Ch. / Yaoluoge) was the royal tribe of the Tele Uigur On-Uigur Toquz Oγuz "ten Uigur tribes in the Tokuz-Oguz confederation".

Early history

The Jalair might be the Chaladi who were recorded in Chinese sources of 910. The Jalairs revolted against the Khitan rule in 1014. Subsequently, they were suppressed by the Khitans in the next year. Then the Jalayirs turned to the Mongol tribe and defeated the utterly. But Khaidu of the Borjigin conquered and dispersed them among Mongol tribes around 1060.

The Jalair was one of the three core tribes in Khamag Mongol confederation in the 12th century. The Jalairs such as Mukhulai helped Genghis Khan to found his Empire. During the Mongol invasion of Khorazm in 1219-1223, Muqali campaigned in North China as the first prince of the state (guo-wang) and a viceory. The Jalairs served under Great Khans as steward, chief judge, imperial tutor and advisor. Genghis Khan also gave 1,000 men under Jalair Moqe noyan to his son Chagatai Khan in . And a body of the Jalair settled in Golden Horde.

Medieval Jalairs

See also: Muqali, Gegeen Khan, Hasan Buzurg, and Jalairid Sultanate

When Möngke Khan ordered Hulagu (Alaghu) to conquer the Abbasid , the Ayyubids in Syria and the Mamluks in Egypt in 1252, the Jalairs prepared strong military contingent. Their commander Kok-Elege participated of Persian and Arab fortresses from 1256–1261 and the battle against Berke's commander in 1262.

Under Genghis Khan's successors, Muqali's descendants inherited his title and came to be one of the mainstays of Confucian influence in Kublaid Yuan Dynasty (1271–1368). The Jalairs were close to Great Khans in China and Il-khans in Iran. In Il-khanate, Jalair Buqa revolted against Tekuder Khan and installed Hulagu's grandson Arghun in 1284. But his coup was revealed and executed by his protégé later. After the death of Qazan Khan (r. 1343-1346), Chagatai Khanate fell under the control of nomadic Turco-Mongol clans: the Jalayir in the north, the Arlat in the west, the Barlas in the centre, the Qaraunas and the Qa'uchin in the south-west and the Dughlats in the east. Meanwhile, Hasan Buzurg established Jalayirid Dynasty and tried to reunite Turco-Mongol states in the name of his puppet khans in Iraq and western Persia of which fell into political chaos after the death of Il-khan Arpa Ke'un in 1336. When Tamerlane ravaged the Jalayirid Dynasty of Ahmad (1383–1410), Central Asian Jalairs were one of main clans in both Timurid Empire and . The Jalairids in Persia were finally overthrown by Kara Koyunlu Turks in 1432. But the Jalayirs in Central Asia were active for two more centuries.

In the 16th century, the Jalairs played important role in Eastern and Central Mongolian politics. They were one of the 14 clans of Khalkha and Dayan Khan's son Gersenj was written in Mongolian chronicles as the prince of Jalayir (Jalaid).

Modern Jalairs

Mongolia

Jalairs are part of the Khalkha people of Mongolia. In the present China, Jalairs are a clan and a banner in the Jirim and Ordos Leagues, and Chahar of Inner Mongolia.

Iran

Timur brought 400 Jalair families to Khorasan. They live in Kalat-i-nadiri. Until end of the 19th century, Kalat-i-nadiri had its own hereditary chief of Jalayir tribe, who held the fortress as feudatories of Persia. Under Nader Shah Afshar, Jalayirs rose to power and held important official positions within Persian government and military:

·Qasem Ali Khan Jalayir - military commander during reign of Nader Shah Afshar. ·Subedar Khan Jalayir - military commander during reign of Nader Shah Afshar. ·Zal Khan Jalayir - military commander during reign of Shahrukh Afshar.

Hereditary rulers of Kalat-i-nadiri:

·Tahmasp Qoli Khan Jalayir - vizier and military commander during reign of Nader Shah Afshar. ·Yousef Ali Khan Jalayir - vizier and military commander during reign of Shahrukh Afshar. ·Fath Ali Khan ·Yalangtush Khan I (d.1826) - son of Fath Ali Khan, during the reign of Fath Ali Shah Qajar ·Sayd Mohammad Khan - son of Fath Ali Khan and brother to Yalangtush Khan I, during the reign of Fath Ali Shah Qajar ·son of Yalangtush Khan (d.1883) ·Yalangtush Khan II (reigned from 1883–1885)

India

There were Jalairs who served in Mughal Empire as officials. Former USSR

Today Jalayir clans are a member of the Senior Jüz tribal union in Kazakhstan, they also are part of Uzbeks, Karakalpaks, and Kyrgyzes.

Jalair tribe in the Kazakh people

From ancient times, Jalair tribe (Жалайыр in Kazakh Cyrillics) is one of the major Kazakh tribes, in Kazakhstan Jalayir population numbers about 700,000, Jalairs belong to the Kazakh Senior Juz, they live mostly in the north, north-east and in the middle part of Kazakhstan, such as Saryarka region, Karagandy province, Akmola province, and east Kazakhstan province. Jalairs also are a part of few Kazakh populations in and Russia (see the Jalair tribe of Kazakh people - from Wikipedia Jalair introduction in Kazakh language).

Anadolu Moğolları > https://anadolumogollari.blogspot.com/

Türk-Moğol Boylarını Araştıran Tarihciler Özet

Kaynakça:

Anadolu Moğolları

Moğolların Gizli Tarihi

Ekizceliler Ekibi

Marco Polo

Sadun Köprülü

Mehmet Fuad Köprülü

Faruk Sümer

Muammer Gül

Erol Keleş

A.Şerif Beygu Osman Turan

W. Barthold

B. Spuler

B. Y. Viladimirtsov

Cevdet Türkay

İlber Ortaylı

Ünsal Kubat

Bu hakikat Osmanlı arşiv belgelerinde de takip edilebilmektedir

Jakub Symanski

Dimitrie Aleksanderovsky

Mikhail Aleksanderovsky

Kamil Achmatowicza

Tsedenbal Bilge Gankhuu

Ganbaatar Khangal

Choijil Bayarjabkhlan

Baatar Terbaatar

M.Zakiev

K.Laipanov

I.Miziev

A.Klyosov

Z.Miftakhov

L.Yu

A.Zuev

I.Taylor

Paul Roberts David O.Morgan

Ala' al-Din 'Ata Malik Juvayni (Alaaddin Ata Melik Cüveyni)

Rashid-al-Din Hamadani

Ebu'l Gazi Bahadır Han

Alexandru Cantemir

Benjamin A.Valentino

Attilio De Vecchi

Ve daha diğerleri: Amerikalı, Japonyalı, Rusyalı, Iranlı, Arab ve Avrupalı Tarihçilerin Araştırmaları...

Anadolu Moğolları > https://anadolumogollari.blogspot.com/

Devamı Gelecek >>> >>> >>> >>> >>>