Kendini Şarklılaştırma, Garbiyatçı Fantezi Ve Arabesk Müzik, Rast Müzikoloji Dergisi, 7(2), S.2091-2121
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
RAST MÜZIKOLOJI DERGISI | Özel Sayı 2019, 7 (2) Özgün Araştırma Ayas, G. (2019), Türk Oryantalizminin Arabesk tartışmalarına etkisi: kendini Şarklılaştırma, Garbiyatçı fantezi ve Arabesk müzik, Rast Müzikoloji Dergisi, 7(2), s.2091-2121. Doi:https://doi. org/10.12975/pp2091-2121 Türk Oryantalizminin Arabesk tartışmalarına etkisi: kendini Şarklılaştırma, Garbiyatçı fantezi ve Arabesk müzik “Türk müziği çalışmalarına yaptığı unutulmaz katkılar nedeniyle Martin Stokes’a minnet ve saygıyla” Güneş Ayas* Sorumlu Yazar: *Doç. Dr. Yıldız Teknik Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Bölümü. [email protected], https://orcid.org/0000-0001-5317-271X Özet “Doğu”nun “Batı” tarafından temsil edilmesinin yol açtığı iktidar ilişkisine ilk dikkat çekenlerden biri olan Said, Oryantalist söylemin toplumlar ve kültürler arasındaki eşitsiz ilişkileri nasıl meşrulaştırıp “Şark”ı susturduğunu başarıyla gösterdi. Ancak “Şarklılar” üretimine bizzat katılmazlarsa, bu söylemin nasıl meşruiyet ve hegemonya kazanacağını ve nasıl kendine özgü şekiller alabileceğini açıklamayı ihmal etti. Batı dışı toplumların kendi “Doğu” ve “Batı” imgelerini yaratarak kimliklerini inşa ettikleri bu öznellik alanını ifade etmek için, daha sonra “kendini Şarklılaştırma”, “Garbiyatçılık” veya“Öz-Oryantalizm” gibi kavramlar üretildi. Türk modernleşmesi bu kavramlarla ifade edilmeye uygun bir Türk oryantalizmi söylemi yarattı. Türkiye’nin modernleşme sürecine öncülük edenler bir yandan bazı Oryantalist klişeleri içselleştirdiler, bir yandan da Batılı Oryantalizmin Türkler hakkındaki önyargılarına karşı mücadele ettiler. Bu iki tutumu uzlaştırmak için Türklüğün Batıyla uyumsuz, istenmeyen, “Şarklı” görünen özelliklerinin yansıtılacağı bir “iç öteki” yarattılar. İdeal Türk kimliğini de bunun zıddı olarak tanımladılar. Erken Cumhuriyet döneminde Türk müziği Doğu- Batı-Türklük üçgeninde yeniden tanımlanırken Osmanlı müziği bir Şarklı öteki olarak temsil edildi. Bu müziğe yönelik tutumlar zamanla yumuşasa da, 1970’lerin sonundan itibaren bu kez Arabesk müzik benzer bir söylemin hedefi oldu. Arabesk, ideal Türk kimliğinin antitezi olarak tanımlandı ve olumsuz bir Şark-Arap imgesiyle özdeşleştirildi. Türk oryantalizminin ürettiği ikili karşıtlıklar Arabesk tartışmalarında tüm taraflarca farklı şekillerde yeniden üretildi ve halen de üretilmeye devam ediyor. Bu makale, Erken Cumhuriyet dönemi müzik tartışmalarıyla Arabesk tartışmalarını birbiriyle ilişkilendirerek, Oryantalist klişelerin Türk müziğinin gerçek macerasını anlamamızı nasıl zorlaştırdığını göstermeyi amaçlamaktadır. Anahtar kelimeler öz-oryantalizm, garbiyatçılık, arabesk, kemalist oryantalizm, türk müziği Giriş Arap etkisindeki bir melez kültür oluşuna Türkiye’de Arabesk müziği üretenlerin özel bir önem atfederler. Onlara göre ve dinleyenlerin tanımladığı Arabeskle, Arabesk devletin “seküler ve Batılı bir entelektüellerin tanımladığı Arabesk gelecek uğruna İslamî ve Arap geçmişi arasında çarpıcı bir karşıtlık vardır. Bunu unutma çabalarının karaya oturmasını” ilk fark eden yorumculardan biri olan temsil eder. “Doğulu” bir kimliğin ifadesidir. Martin Stokes Türkiye’de Arabesk müzikle “Modernleşme ve kentleşme sürecinin feci ilgili iki algı arasında kategorik bir ayrım sonuçlarından biri”dir. Bu müziği sevenler yapmak gerektiğini ileri sürer. Entelektüel içinse Arabesk aşkı, gurbeti, ayrılığı, büyük yorumcular Arabeski tarihsel, politik ve şehirdeki bazı ümitsiz hayalleri temsil eder sosyolojik açıdan tanımlarlar ve Arabeskin (2000, 217). Onlar için Arabesk her şeyden 2091 Türk Oryantalizminin Arabesk tartışmalarına etkisi: kendini Şarklılaştırma, Garbiyatçı fantezi ve RAST MÜZIKOLOJI DERGISI | Özel Sayı 2019, 7 (2) Arabesk müzik önce tutkuyla sevdikleri bir müzik türüdür. bir müzik değildir Arabesk, gerçekten Bu müziği sevenlerin,en azından Arabeskin sevdikleri ve kendilerini ifade ettiğine ilk döneminde ona Doğu/Batı, İslamî/laik, inandıkları için yöneldikleri bir müziktir. muhafazakâr/seküler, Türk/gayri-Türk, Dolayısıyla “Araplık” veya “Şarklılık”, yerli/yerli olmayan gibi politik-ideolojik esasen bu müziği icra edenlerin veya ikili karşıtlıklar içinde bir anlam yükledikleri dinleyenlerin benimsediği bir kimlik söylenemez. Bu müziği Şarklılaştırarak ona değildir, onlara dışarıdan atfedilen bir politik bir anlam yükleyenler ve onu belli özellik, hatta bir damgalama şeklidir. ideolojik varsayımlara göre yorumlayanlar Arabesk tartışmasında başvurulan entelektüeller ve siyasi yorumculardır. tanımlama ve sınıflandırmalar, genellikle Önce küçümseyerek ve dışlayarak, ampirik incelemelerden ziyade ideolojik çok sonraları da yine politik rüzgârın varsayımlara dayanır. Bu müziğin melodik etkisiyle yücelterek. Hâlbuki bu müziği ve yapısal unsurlarıyla ilişkili olması dinleyenlerin tercihleri bu ikili ayrımların gereken Arap taklidi olma suçlaması bile, hiçbirine indirgenemez. Bu müziğin müzikolojik incelemelerle dile getirilmemiş, bizzat yaratıcıları bile, zaman zaman Oryantalist söylemin klişeleşmiş Arap/Şark entelektüellerin bu müziğe yükledikleri imgesiyle ilişkilendirilmiştir. Türkiye önemli anlamı kavramakta zorlanmıştır. Bilhassa bir Arap nüfusu barındırmaktadır ve Arap Ferdi Tayfur gibi kendilerini entelektüel dünyasıyla çok uzun zamandır komşudur. ifade olanaklarından yoksun hisseden Dolayısıyla bu müzik iddia edildiği gibi Arap sanatçılar, Arabeske yöneltilen eleştiri ve müziği olsaydı bile Türkiye’nin popüler suçlamalara cevap vermek şöyle dursun, müzikleri arasında bir yer edinmesi gayet bunlarla ne denilmek istediğini bile doğal olurdu. Ancak Arabeskin ulaştığı anlayamamıştır. Örneğin Ferdi Tayfur 1980 yaygınlık derecesini düşündüğümüzde, bu yılında Milliyet Sanat dergisinin Arabesk müziğin tercih edilmesinde Türkiye’nin dosyası için (yeni dizi, sayı: 9) görüşüne Arap nüfusunun veya Arap etkisinin birinci başvurulduğunda, yaptığı müziğin niçin dereceden etkili olduğunu düşünmek Arap müziği sayıldığına veya Türk müziğini mümkün değildir. Uzun yıllar devlet nasıl yozlaştırdığına anlam veremediğini tarafından desteklenmemesine ve kültürel söyler. Çocukluğunda kulakları annesinin meşruiyetten yoksun bırakılmasına rağmen, ağıtlarıyla dolmuştur, bir de Hint bu kadar tutulabilmesi için Arabeskin en filmlerinin müzikleri ilginç gelmiştir ona. azından Türk müzik kültürünün bazı temel Sonra da bağlamasını eline alıp müziğini unsurlarına dayanıyor olması gerekir. Ancak yapmıştır. Neyi bozduğunu, Araplardan ne Arabeske ilişkin ilk dönem tartışmalarında aldığını anlayamamaktadır. Yine de “Büyük bu ilişkinin ısrarla reddedildiğini, hatta üstatlarımız öyle diyorsa tartışmaya incelenmeye bile değer bulunmadığını kültürüm yetmez” diye alttan almayı da görürüz. Öyle ki Arabeskin entelektüel ihmal etmez. Nitekim Martin Stokes bu yorumcularının ve müzik otoritelerinin dönemde yürüttüğü saha araştırmasında önemli bir kısmı, onu bir müzik olarak insanları Arabesk hakkında konuşturmakta görmeyi bile reddetmişlerdir. Örneğin çok zorlandığını söyler. Çünkü Arabeskle Önder Şenyapılı bir müzik ansiklopedisinin ilgili olumlu şeyler söyleyecek bir dil yoktur, “Arabesk” maddesinde bu türü bir müzik konuştuğu kişiler arasında Arabeskin tek olarak ele almayacağını peşinen belirtir: “Bu dile getiriliş biçimi Türk değerlerine bir ansiklopedide… Arabeske toplum bilimleri tehdit oluşturuyor olmasıdır (2012: 185). açısından bakılmış ve müzikle ilgisi buna Bu müziğin dinleyicileriyse çoğunlukla göre değerlendirilmiştir.” (1985: 79, akt. bu tip yorumlarla ilgilenmez bile. Murat Özbek, 2010, 16). Arabesk bir ansiklopedi Belge’nin deyişiyle (2011: 343) kitlelerin maddesinde bile sanki bir polemik “Batılılaşmacı elitlere kızıp benimsediği” yazısındaymış gibi “yabancılaşmanın 2092 RAST MÜZIKOLOJI DERGISI | Özel Sayı 2019, 7 (2) Ayas, G. müziği” olarak tanımlanmaktadır. belli müziksel unsurlardan çok, kötü bir üretim şekli (kapitalizm) veya kötü bir Milliyet Sanat dergisinin 1 Ekim 1980 tarihli davranıştır (seks, şiddet vs. ) ancak bir yer 9. sayısında, Türkiye’nin müzik kamuoyunu değiştirmeyle bu yargı müziğin kendisine oluşturan geniş bir kesimin görüşlerinin yansıtılır (Frith, 2004, 15). Türkiye’de de kaydedildiği “Arabesk Olayı” başlıklı dosya Arabesk, “Türk ruhunun olumsuz, özünde müzik otoritelerinin Arabeske bakışını Doğulu bir yönünün… hızlı ve plansız görmek için iyi bir belgedir. Örneğin Cemal gelişmeden kaynaklanan sorunların… Doğu Reşit Rey, Türkiye’nin en çok dinlenen müzik edilgenliğinin, kötümserliğinin zamansız bir türü olan Arabesk hakkındaki görüşlerinin ifadesi” olarak görülmüştür (Stokes, 2012, sorulması üzerine “Böyle saçma sapan bir 145-147). Nitekim Şenyapılı’nın müzik soruya cevap vermeyi” öfkeyle reddeder. ansiklopedisinde Arabesk için öngördüğü Schumann’ın Arabesque tarzındaki besteleri sıfatların, “Doğu motifli” ve “kuralsız” sorulsa belki cevap verebileceğini söyler, olması dışında (ki burada da ideolojik bir ama bizdeki Arabesk denen “saçmalığın” ima vardır) neredeyse hiçbiri müziğe ilişkin o “gerçek Arabesk”le ne ilgisi olabilir? değildir: Arabesk “söz ağırlıklı”, “kentli Aynı dosyada fikrine başvurulan Nevzat kültürüne sırt çevirmeye, düşmanlık Atlığ’a göre Arabesk Türk müziğiyle, eski beslemeye” başlayan nüfusun “bu uyum müziğimizle, folklorumuzla hiçbir alakası kuramama olgusunu dile getirmek, olmayan uydurulmuş bir müziktir ve bu haykırmak, boşaltmak… gereksinimini” uydurma müzik yüzünden ciddi müzik sağlayan bir “yığın kültürü”, “kişisel tehdit altındadır. İlhan Usmanbaş’a göre düzeyde hastalıklı bir geri çekilme, içe Arabesk “çevre kirliliği”nden başka bir şey dönme, toplumsal uzaklaşma gibi olumsuz değildir. Vedat