İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ Rİ-'Tu ,

TEK KUTUPLU DÜNYADA DESİSEN TELEVİZYON

YAYINCILIK SİSTEMLERİ VE TÜRKİYE

Doktora Tezi

Tez Danışmanı

F’rof . Dr . Niyaz i

Hazır1 ayan

Hülya Yengin

İstanbul

1 y 93 İÇİNDEKİLER

w>ay ”f a

GİRİŞ 1

BİRİNCİ BÖLÜM

Yirmibirinci Yüzyıla Girerken Televizyon Yayıncılık Sistemlerindeki Değişiklikler ve Nedeni er i ...... Televizyon Yayıncılık Sistemlerindeki Değ' i ş i k 1 i k 1 er i n Teknol o.j i k Boyut la n . . 10 1. Kablolu Televizyon Yayınları...... 11 •i 2. Uydu Yayınları...... X 3. Yüksek Tanımlı Televizyon (High Defi nation Television-HDTV)...... B Televizyon Yayıncılık Sistemlerindeki Değ i ş i k 1 i k1 er i n Ekonom i k Boyut 1 ar ı.... 19 1. Uluslararası Tekelleşme...... 21 2. Televizyon Yayıncılığında Uluslararası Reklamcılık...... Televizyon Yayıncılık Sistemlerindeki Değ i ş i k1 i k1 er i n Kül t ür el Boyut 1 ar ı... . 28 1. Uluslararası Televizyon Programlarının Tek Yönlü Akışı...... 30 2. Kül t ür Endüstr isi...... 3. Sınırsız Avrupa Televizyonu...... D Televizyon Yayıncılık Sistemlerindeki Değişikliklerin Siyasal Boyutları.»... 40 1. Televizyon Yayıncılığı üzerinde Devle' Denet imi...... 41 2. Televizyon Yayıncılığında "Kamu Hizme t i"n in önemi ...... 43 Televizyon Yayıncılık Sistemlerindeki Değ i ş i k1 iki er i n Hukuk i Boyut 1 ar ı ...... 44 1. İletişim Ha k kı«...... 45 2. Uluslararası Televizyon Yayıncılığında özgür Haber Dolaşımı Kavramı ...... 46 11 Liberal ülkelerde Uygulanan Farklı Tele­ vizyon Sistemleri ve Yapılan Yeni Düzen- 1 emel er ...... 48 A Ingiltere'de Televizyon Yayıncılık Sis­ temi ve Yapılan Yeni Düzenlemeler...... 48

ı Say fa

1. Ingiliz Yayıncılık Şirketi (British Broadcasting Corporation-BBC)...... 48 2. Bağımsız Televizyon Clndependent Tele- v i s i on -1 T V ...... 51 3. Bağımsız Televizyon Otoritesi Clndepen­ dent Broadcasting Autority-IBA)...... 51 4. Kanal 4 (Channel F our) ...... 52 5. İngiltere’de Kablolu Televizyon Yayın- C lllğl... a...... w...... w* 6. Ingiltere'de Uydu Yayıncılığı...... 53 7. Yayın Standartları Konseyi

ı_ 11 ı § ı ...... 81 3. ABD’nde Kamu Televizyonu...... £.2 4. ABD’nde Kablolu Televizyon Yayınları.... 62 Fransa’da Televizyon Yayıncılık Sistemi ve Y a p 11 an Yen i Değ i ş i k1 i k1 er ...... 63 1. Fransa’da Kamu Televizyonu ...... 64 2. 1982 Anayasal Düzenlemesi ile Devlet Te­ kel inin Kal diril ması...... 65 3. 1986 Anayasal Düzenlemeleri...... 66 4. 1989 Anayasal Düzenlemeler i...... 67

İKİNCİ BÖLÜM

Televizyon Yayıncılık Sisteminin Türkiye’deki Gelişimi...... 69 Teknik Düzenlemeler...... 69 1. İstanbul Teknik üniversitesi Bünyesindeki T el ev i z yon Y a y i n c i l i ğ i ...... 69 a) ITÜ Tel evizyonu’nun Teknik Düzeni..... 70 b) Deneme Yayınlarının Teknik Düzeydeki Beri Şdrısı...... /1 2, Televizyon Yayıncılığında TRT’nin Teknik D üz en i ...... 72 a) TRT-ITÜ İşbirliği...... 72 b) 1968-1972 Yılları Arasında TRT’nin Tekn i k Düzen i...... 73 c > 1972-1982 Y 11 1 ar ı Ar asında T R T ’n i n Tekn i k Düz en i ...... 74 Say f a

d) 1982 Tarihinden Günümüze Kadar TRT'nin Teknik Düzeni...... 75 aa) Türkiye'de Renkli Televizyon...... 76 bb) Birinci K a n a l ...... 77 cc ) î k ine i Kanal ...... 77 dd) üçüncü Kanal-GAP TV...... 78 ee) Dördüne ü Kanal ...... 80 ff) Beşinci Kanal-TRT INT...... ____ 81 gg) Telegün..»...... 8 e) Türkiye'de Kablolu Televizyon Yayınla­ ra...... 3wj aa) PTT'nin Kablolu Televizyon Yaym- 1 d î* X...... cd 4 bb) PTT'nin Kablolu Televizyon Yayın­ larında Ortaya Çıkan Sorunlar ...... 87 aaa) Kablolu Televizyon Yayınları­ nın Te1 i f Hakkı...... 87 bbb) Kablolu Televizyon Yayınların­ da PTT Sansürü ...... 8S ccc) Kablolu Televizyonda "S" Bandı Sor un u ...... 90 cc) TRT Vericilerinin PTT'ye Devri.... 92 aaa) 3517 Sayılı Kanun...... 92 bbb) 3517 Sayılı Kanunun İptali.... 94 ccc) Radyo ve Televizyon Vericileri ile Birlikte PTT'te Devredilen TRT Personel i ...... 96 f) Türkiye'de Uydu Yayınları...... 98 aa) Türkiye'de İzlenilen Uydu Yayınla­ rı ...... 99 aaa) Çanak Anteni er...... 101 bbb) Belediyeler ve Çanak Antenler. 103 ccc) Uydu Yayınlarında Denetim..... 110 bb) Türkiye'de Eioğjrudan Uydu Yayınları 112 c c ) 11 k Tür k Uydu ~ Pr o.j es i T ü R K S A T ..... 114 dd) TRT Avrasya Yayınları...... 118 Türkiye'de Televizyon Yayıncılığında Ya­ sal D üz en 1 em e 1 er ...... 121 1961 Yılı Yasal Düzenlemeleri...... 121 a.^ 24 Aralık 1963 TRT Vasası...... İ2İ b) Televizyon Yayıncılığında "özerklik" 1-.. r a m ı...... 1 £. 1971 Yılı Yasal Düzenlemeleri...... 123 a) 29 Şubat 1972 TRT Yasası...... 123 b) Televizyon Yayıncılığında "Tarafsız- 1ık" Kavramı ...... 123 1982 Yılı Yasal Düzeni emel er i ...... 123 a) 11 Kasım 1983 TRT Yasası ...... 124 b) Radyo Televizyon Yüksek Kurulu (RTYK). 124

ııı Sayfa c) TRT'nin Televizyon Yayınlarındaki Siyasi Tarafsızlığı...... 125 aa) Hükümet Bildiri ve Konuşmaları, 125 bb) Hükümet Uygulamalarını Tanıtıcı Konuşma 1 ar ...... 126 c c) H ü k ümet ve Siyasi Par t i 1 er i n Çal ışmalar mı n Yay ınl anması.... 128 Türkiye* de özel Televizyon...... 129 1. Magic Box-Star 1.....;...... 129 2. Magic Box ve PTT...... 132 3. Magic Box'ın Vergi 1endiri 1mesi...... 134 4. Magic Box ile TRT Rekabeti ...... 136 a) Magic Box’ın Futbo1 Maçlarının Naklen Yayın Hakkını Satın Alması, 140 h) Magic Box ve TRT'nin "Reklam Reka- b e ti...... 144 c) Magic Box ve TRT'nin Yılbaşı Reka­ bet i ...... 146 d) Magic Bo k 'tan Naklen Güzellik Ya- 147 e) Magic Box ve TRT'nin Körfez Savaşı Y a yını...... 148 aa) CNN'den Naklen Yayın...... 148 bb) Magic Box ve TRT'nin 24 Saat Ya-

3. r * ) 3-eocei3 KB«'WBi!i>BnıanaıiBBSBcıı<ı*«* 148 5. Magic Bo k ve Ahmet özal'm Senet Da-

V C& S l«JBBB«e&B*lUBBBBBBBBBB«B»eO*»«

ı v Sayfa

!~) TV 3 ve M e c 1 i s Tv Girişimİ er i...... 188 d) TV 3 için Diğer Girişimler»...... 189 2 2 « TV 4 ve TOBB...... 189 o o X. a Anadolu üniversitesi Televizyonu..... 189 24. Ankara üniversitesi iletişim Fakül­ tesi Televizyonu...... 190 25. îstanbu.1 üniversitesi iletişim Fakül­ tesi Tel evizyonu...... 191 26. Türkiye Gazetesi Radyo Televizyonu... 191 27. 192 28. 192 29. Inter TV...... 193 30. Süzer TF 1 ______... ______194 O £ U R T .... B. . W...... DO...... 194 3 SATEL...... 195 o o Kör ö l sn Tv...... 195 34. İSTANBUL T V ...... 196 f~\ızr U J D Sağlık Bakanl ıiiı'nın özel Televizyonu 196 36. özel Televizyon Kurma Konusunda Adı Gecen Diğer Girişimciler...... 197

ü C ü N G ü B ö L ü M iz el Televizyonda Tartışmalı Konular...... 198 Devi et Tekel i ...... 198 1. Devlet Tekelinin Anayasa’daki Yeri.... 198 2 s Devlet Tekel i ve Siyasal iktidar...... 201 '-i w * Devlet Tekelinin Delinmesine Hukuki C z d m ...... 203

Kamusal Yayıncı1 iğin önemi ve TRT...... 206 1 . TRT’nin Yeniden Yap 11 an d ı r 11 ma s ı ...... 208 2« TRT’nin özelleştirilmesi Tartışması... 210

Ulusal Radyo Televizyon Konseyi...... 212

1. k.'onseyin Yapısı ...... 213 2 . I:konseyin Işlevi ...... 216 3 ) özel Televizyon Kanallarının Denetimi 218 aa) Mal i Denet imi ...... 218 aaa) özel televizyon Yayıncılığında 218 bbb) Tekel 1 eşme Sorunu...... 219 221 ddd) Reklam Gelirleri...... 222 aaaa) TRT ve özel Tel evizyon 1 ar arasında Reklam Rekabeti. 223 bbbb) özel Televizyonlar ve Reklam Pastası...... 226 cccc) özel Televizyonlar ve Ba­ sının Reklam Rekabeti.... 229

V Say f a

dddd) özel Televizyonlar ve Rek- 1 Ct fn*— X 1 d y ...... BU...... eee) özel Televizyon Kanallarının 900 lü Telefonlar ile Dağıttıkları Hediye Gel ir1 er i ...... 234 bb) özel Televizyonların idari Denetimi.... 236 aaa) Ulusal Çaptaki Yayınlara izin...... 236 bbb) Yerel Televizyon Yayıncılığı Tar­ tılmaları...... ccc) Uydu Yayıncılığı Konusundaki Görüş­ ler...... 240 ddd) Kablolu Televizyon Yayınlarının De- ı neti m i...... 41 / eee) Televizyon Yayıncılığı Sektöründe Personel Sorunu...... 241 fff) özel Televizyon Yayıncılığında Frekans Sorunu...... 243 aaaa) özel Televizyon Kanallarının Frekans Savası...... 244 bbbb) özel Televizyon Yayıncılığında Frekansların Denetimi....^.... 247 ggg) Taşıyıcı ile Taşınanın Tek Elde Toplanmaması Konusu...... 249 b) özel Televizyon Programlarının içerik­ lerinin Denet imi...... 250 aa) Kırmızı Noktalı Yayınlar ...... 251 bb) özel Televizyon Yayınlarında Şiddet Tart ışnıası...... 253 cc) özel Televizyonlarda Habercilik...... 255 dd) özel Televizyonlarda Reklam içerik-

1 fc=* ri.a ...... Jl- \-J 11. Yeni Tel ev izyon Yasası Çalışmaları...... 257 A. Siyasal Partilerin özel Televizyon ile ilgili Gör üşl er i ...... 258 B. DYP-SHP Koalisyon Hükümet i'nin özel Tele­ vizyon Konusundaki Çalışmaları...... 260

SONUÇ 272

KAYNAKÇA 278

v ı e ir i s

Kültürel sınırların kalktığı, küresel ilet.işim ağla­

rının tüm dünyayı etkisi altına aldığı "iletişim çağ'ı "nda

teknolojinin esiri olmuş durumdayız . Teknol o.j iyi yaratan insan t ş imdi on un koyd u§u kur aİlar1 a y aş ı y o r ,

D ü n y a ç a p ı n da kitle iletişim a r a. ç 1 a r ı n m " g 1 o b a 11 e s -

me" ve "uluslararası" hale gelmesiyle insanlar artık sadece

kendi yurtlarındaki haberleri değil, tüm dünyada olan biten­

den de haberdar olmak istemektedir»

Bir iletişim bombardımanı ile karsı karşıya kalan

insanlar için, özellikle kitleleri yönlendirmede sonsuz bir

güç olarak kabul edilmiş televizyon bir çeşit sakinleştirici

hap işi e v i g ö r me k t e d i r.

Tek taraflı bir alışveriş olan televizyon iletişimin— / de beli r1 ey i c i o 1 an ABD, m esaj he g e mon y a sı ku r m u ş t ur » üre t en

i 1 e t ü k e t i c i a r a s ı n d a k i b u uç u. r u, m , a n 1 a t a n v e izle y e n a r ası n -

da ant i demokratik bir yapı oluşturmaktadır.

Teknolojik gelişim, sınırlarının nerede başlayıp ne­ rede bittiği belli olmayan "sınır1 ar ötesi televizyon" yayın-

1 a r ı n i g ü n d e m e g e t i r m i ş t i r . Y i i-ıTı i b i r ine i yüzyıla adım starken, teknolojik yeni™

liklerin yanında dünyada siyasi, sosyal ekonomik değişiklik-

1 er yaşan ma k t ad ı r.

Doğu Avrupa ülkelerindeki değişimlerde potansiyel

gücün sınır1 ar ötesi televizyon yayınları olduğu yadsınamaz

bir gerçektir„Doğu ve Batı’nın ayrılığını simgeleyen duvarın

yıkılması ise yaşamın her kademesinde insanoğlunun değişmek

isteğinin bir uzantısıdır.

Doğu Bloku ülkelerindeki siyasi rejimin değişi kİ iği

1 i b er a1 i z m i n g eç erliliğini s a ğ 1amlaştırmıştır.

Liberalizm, kapitalist düzenin ideolojisidir. Libe­

ralizmin biri ekonomik, öteki siyasal olmak üzere iki yüzü

vardır. Ekonomik liberalizm, girişim ve ticaret özgürlüğüdür.

Siyasal liberalizm ise, başta çoğulculuk ilkesi olmak üzere

B atı d e m o k ra s i s i d i r .

Batı demokr as isini n başt a gel en özel 1 i ğ i, t op 1umda değişik düşüncelerin varlığını ve yaşama hakkının t anınması­ dır. Batı demokrasisine "çoğulcu demokrasi" denmesi de bundan i 1 e r i g e 1 i y o r . Ç: o ğ u 1 e u 1 uk, siy a s al 1 i b e r al i z m i n ö z ü d ü r . B u n a g o re, h i ç b i r d ü ş ün c e n i n ay r ı c a lığ ı y o I-:: t u r . Her d ü ş ü n c e ö z g ür - d ür .

Çoğulculuk ile tekelcilik birbiriyle bağdaşmaz. De­ mokratik bir ortamda iletişim araçlarının tek elde toplanma­ sı demokrasinin "çoğulculuk" ve "çok seslilik" ilkelerine a y k ı r ı d ı r . Duvarların yıkılmasıyla uluslararası dengeler yen ider

bel i r1 en i r ke n , "t ek kut up 1u d ünya"da 1 i ber al ismin hak i m i yet i

kesinlik kazanarak "Yeni Dünya Düzeni" (New World Drder) ku­

rulmuştur. Dolayısıyla televizyon yayıncılığı da bir kitle

iletişim aracı olmasının ötesinde kar zarar hesabına dayanan

s er best pi ya sa ekon omisinin b i r ü r ün ü o 1ma k t a d ı r .

Dünya çapında yaşanan değişim rüzgarlarına paralel

olarak televizyon yayıncılık sistemleri üzerindeki devlet

tekelleri yıkılmış, çok kanaldan oluşan ticari amaçlı tele­

vizyon yayıncılığı gündeme gelmiştir.

Fakat yeni iletişim olanaklarının getirdiği kanal

çokluğu gerçekte çoğulculuk, çok seslilik işlevlerini yerine

getirmemektedir„U1uslarar ası medya imparatorlarının elinde

çok kanal 1ı tek tip televizyon şirketleri, daha çok "tüketmek

isteyen insan" yar ait mayı hedeflemektedir.,

Bunun yanında, gerçeğin değil, görüntünün egemen ol­ duğu günümüz toplum 3. arı televizyonda yayınlanan gerçek savaşı bile eğlencelik niyetine seyretmektedir.Yeni televizyon ya­ yıncılık anlayışında ilk naklen savaşı tüm dünyaya izlettiren

CNN, gerçeği değil yalnızca görünmesi istenileni vermiştir.

Televizyon artık haber veren bir araç olmaktan çıkıp akla değil, duygulara hitap etmektedir.En formasyonun doğrulu­

ğu ya da yanlışlığı önemli olmayıp, büyük sayıda izleyici toplamasına değer ver ilmektedir. F:' a k etlenerek m e d y a n ı n ö n ü n e s ü r ü 1 e n r n e s a. j 1 a r ,

izleyici tarafından sorgulanmadan, üzerinde düşünülmeden

olduğu gibi kabul edi 1mektedir.Yoğun duygusal görüntüler

taşıyan haberler, insanları yanıltarak karar ve

tercihlerini carp 11 ab i 1mekted ir .

Basit, kolay anlaşılabilir ve çarpıcı yansıtılan

televizyon haberleri, daha çok izleyici ve reklam

get ir d i kl'er inden , bir Hollywood modeli etrafında inşa

ed i 1mektedir„

T e 1 e v i z y o n i e; t a s y o n 1 a r inin ç o ğ a 1 m a s ı v e k a resi

or a nında a r t ma sı, uza k t an k um a n d a aleti y1 e ka naldan ka nal a

atlayan kişilerin seyredecekleri programları özgür bir

biçimde seçtikleri anlamına gelmemektedir.

öte yandan, demokratik toplumlarda kendini yöneteni

seç en halk, televizyonu yön1 endireni er i seçememektedir. Oysa

günümüzde karar veren ve uygulayanların arasına televizyon da

girmiş b u 1 u n m a 1-:: t a. d ı r .

D ü n yada o 1 u p b iten b u d e ğ i ş i m 1 e r den T ü r k iye d e p a y ı n ı

almıştır.Uydu yayıncılığı ile gelen teknolojik üstünlük,

devlet tekel ini delmiştir„Dışarıdan yıkılan tekel, özel

televizyon kanallarının oluşmasına engel olanıamışt ır , Bir

y a n d a n d e m o kr asin in ç o ğ u 1 c u 1 u k, ç o k s e s-1 il i k i 1 k e 1 e r ine u. y g u n

olması açısından özel televizyon yayıncılığına ılımlı bakılırken, diğer yandan tek gelirleri reklam olan televizyon

k a n ali a. r mı n ti c a r i amaç 1 1 y ayınlarl a k ü 11 ü r el y ö n d e n o 1 u. msuz et k i 3. e r i o 1 a c a Şj ı g ü n d e m e g €51 m iştir. Türkiye'de uzun yıllar devlet tekelinde bulunan

televizyon yayıncılığı, uydu teknolojisinin sınırları

zorlayıcı gücüne yenilerek özel televizyon kanallarının

yayına başlaması yüzünden bu alanda bir kaos yaşanmaktadır»

1380r 1 i yılların sonu, 1930’1ı yılların başında yaşanan

televizyon yayın karmaşası, yeni bir düzen arayışını da

beraberinde getirmiştir.Televizyon yayıncılığının yeniden

düzenlenmesini zorunlu kılan bu karmaşa konusunda özel I televizyon kanallarının yasallaşması ana ilke olarak

ben imsenmekted ir,

Dolayısıyla konunun hem tüm dünyada güncel bir konu olması hem de T ür k i ye,de tartışılıyor olması bizi bu çalış­

mayı y a pmaya it m i şt i r » B ug ün e k a dar T ür k T ele vi z yon u i ç i n b i r ç ok ş e y s öylenip o 1u m1u o 1um suz e 1 eş t i r i 1 e r y a pil mıştır.özel t e1 e v i z yon yayıncılığı son 5 yılın en ço k t ar 1 1ş 11 an konu1 arı arasında başı çekmektedir.<:>ze1 televizyonlar halen yayınlarını sürdürdük1 er i halde, yasal bir zemine oturtulmamıçtır.Aynı zamanda yapılan tüm tartışmalara rağmen konuyla ilgili bilimsel çalışmalar yok d e n e c e k k -a d a r azdı r .

A m a c ı m i z , a n a hat 1 a r ı y 3. a t ele v i z y o n y a y ı n c 11 ı ğ ı n d a olması gereken ilkeleri saptamak, öneriler getirmek ve konuyla ilgili çalışmalara bilimsel düzeyde katkıda b u 1 u n m a k 1 1 r . " N a sil bir özel tele v i z y o n '1 s o r u s u n a. c e v a p a r a m a k ve Batı*dak i örnekler i göz önüne al arak Türkiye'ye en uygun model in o 1us t u ru 1 masın a ışık t u t m a k hede f1 en me kt ed i r.

_ Liberal ülkelerde televizyon yayıncılık sistemlerinin

değinmesi ile kaldırılan kamu tekelleri,, yerini ticari özel

televizyonlara bırakırken, Türkiye'de televizyon yayıncılık

sisteminde olması gereken düzenlemeler çalışmamızı

çekili en d i r mekt ed i r.

Kamuoyunda veya televizyonla direkt ilgili olan

çevrelerde devlet tekelinin kal dı r 11 ması ve televizyonun

çoğulcuyüzel televizyon aşamasına getirilmesi istenirken, f yaşanan kargaşa sürmekte, buna karşın elle tutulur bir model

sunul mama k. t ad ı r . öz el televizyon modelinin aranması, modelin

sabitleştirilmesi ve anayasal düzenlemelere gidilmesi

konusunda öneriler, yapılan çalışmalar çok cılız kalmaktadır.

Bir devlet tekelinden kurtulup, özel tekele yakalanma

o 1 a s 11 ığı ka rgısında T ur k i ye'de 21. yüz y 11 a girer k e n,

insanların iletişim iht iyaçlarına en uygun yasayı en geniş

katılımla, çok yönlü tartışma ve en son bilgilerden

faydalanar ak en demokratik biçimde hazırlamak gerekmektedir,

Bu yüzden liberal ülkelerin televizyon sistemleri ile

Türkiye'de mevcut bulunan ve olması gereken televizyon

sisteminin arasında karşılaştırmalar yaparak diğer ülkelerin

d e n e y i m 1 e r i n d e n f a y d a 1 a n m a y o 1 u n a g i d e b i 1 i r i z .

Bu nedenle çalışmamızın Birinci Bölümünde, televizyon y a yi n e 11 ık sistemler i n i n d ün y a çapın d a t e k n o1 o. j i k, e kon omi k,

siyasal, kültürel ve hukuki açıdan aldığı yeni boyutlar

incelenmekt ed i r . Birbirler iyle iç içe olan sos konusu boyut 1ar

T ü r k iye' de k i y a y incilik ani ay ı s- mı n olu s m a s ı n d a ö r n e k

0 1 u s t u r m a k t a d ı r «

Liberal düşüncenin egemen olduğu, çoğulculuk ve çok

sesliliği bünyesinde taşıyan örnekler olarak îngilz, ABD ve

Fransız televizyon sistemlerinin gelişimi irdelenmektedir.

ikinci Bölüm'de, Türkiye'deki televizyon yayıncısının gelişimi incel erimektedir « Devi et tekeli altında bulunan TRT ve

1980'1 er i n sonunda gündeme gelen özel televizyon yayınlarının ortaya çıkması ve gelişmeleri yer almaktadır.

ü ç ü n c ü B ö 1 ü m de ise, özel televizyon y a y m c ı l ı ğ ı konusunda en çok tartışılan ve çözüm bekleyen sorunlara cevap ar anmaktadır .

Bu çalışmada gerek bu konuda yapılan bilimsel

çalışmaların az olması» gerekse güncel olarak gelişen

01 ayl ar ı izlemek açısından günü gününe? taze bilgi edinmek a m a l. i y la g u r 11 ü k gazeteler b a ş 1 ı c a k a y n a k o 1 a r a k kullanılmıştır.1989 yılının Ocak ayından itibaren günümüze k a d a r u z a n an zaman dilimi içerisinde e n y o ğ u. n t a r t ı ş m a 1 a r ı n yapıldığı, panellere konu olduğu gelişme ve değişimin nabzını t u. t a n g a z e t ele r , ç a 1 ı ş m a m ı z ı y ö n 1 e n d i r m iştir.

1989-1992 yılları arası başta Cumhuriyet, Milliyet, Hürriyet,

Sabah olmak üzere tüm günlük gazetelerin koleksiyonları taranmıştır. b i r i n c i b ö l ü n

I I. Yirmi birinci Yüzyıla Girerken Televizyon Yayıncılık Sistemlerindeki Değişiklikler ve Nedeni er i

Cağımızda "gezegensel bilinç" le yerel değil evrensel

düzeyde yasamaktayız.Büyük ve olağanüstü bir sıçrayış yapan

iletişim teknolojisinin bir uzantısı olan uydu aracılığıyla y a pılan t e1 ev i z yon y ayın1 a rı üIk e1 er i n ya y m il keler in i , yasak1 ar mı geçersiz kılmaktadır.Sınır tanımayan yayınlar nedeniyle "sınır1 ar ötesi televizyon kavramı" oluşmuş, bu nitelikte y ayın yapan ve ç o ğu öz e1 ş i r ke t olan tele v i z yon

i s t a s y o n1arı or t aya çıkmıştır.

Teknolojik değişim ekonomi k, siyasal, kültürel, toplumsal ve hukuksal yapıda da değişikliklere yol açmıştır.

Tele v i z y on y ayın c 11 ığın d a "kamu h izmet i 11 a n 1 ayışıy 1 a tekelci bir yapıya sahip olan yayıncılık sistemi, değişime uğrayarak bir "deregulat ion" Ckural sız1ık) dönemi yaşamıştır v e g e 1 i ş e n t e k n o 1 o j i n in getirdiği y e n ili k 1 e r k a r ş ı s m d a değişikliği yaşamaya devam etmektedir» G ü n ü m üz dün y asında "k ür e s e l l e s m e 1' y aş anır ke n ,

televizyon kanallarının çoğalmasına izin veren teknolojik

gelişmeler, ile televizyon kanalları arasında, oluşan

rekabetin büyümesi, "kamu hizmeti" veren kanalların yanında

özel televizyon kanallarının da yerleşmesine olanak sağlayan

kuralsızlık dönemi geçirmiştir. (1) özellikle "kamu hizmeti"

yayıncılığından özel televizyon yayıncılığına geçişte

liberal pikelerin televizyon sistemlerini etkileyen

değişikliklerin nedenlerini ve çeşitli boyutlarını incelemek

gere k me kt e d i r.

13. y üz y 11 d an 20. y üz yıla gelindiğinde, te k n o1 oj i n i n

hızlı gelişimiyle paralel olarak önemli değişiklikler

yaşanmıştır. Televizyonun ortaya çıkışı paralelinde, kitle

iletişim araçlarında niteliksel bir değişim meydana

gelmiştir. Araçların gelişimi iletişim sürecinin kendisinde de köklü değişikliklere neden olmuştur.Sınır tanımayan uluslar ötesi televizyon yayınları geniş yığınlara aynı anda seslenebilmekte, izlenilen televizyon yayınları iletişim d ü z eninin yeniden şekillen mesin e ö n ay a k o 1 m a ktadır.

(1) LANGE Andre, Jean-Luc Renaud, "The Futur e of t he And i ov i sual Industry", The European Instıtute for the Media, Manchester, i983, s, 11» A. Televizyon Yayıncılık Sistemlerindeki Değişi kİ iki erin Tekno1 o.j i k B o y u 1 1 arı

Yirminci yüzyılın sonlarında teknolojinin gelişiminde

her gün yeni bir sıçramaya şahit olurken, elektronik kitle

iletişim araçları içinde gücü kanıtlanmış televizyon ile

insanlar belki de her zamankinden daha fazla kontrol ve idare

edi 1mektedir.Geçmiştek i geleneksel güç odakları olan politik, t İ ı askeri ve ekonomik gücün yan ısır a, çağımıza adını veren

"iletişim" de "haberleşme" ve "bilgi" bir güc olarak

k a r ş ı m ı z a ç ı k m a S-:: tadı r » C 2 >

Teknolojik gelişimin eriştiği düzey, bu teknolojiyi

yaşama geçirmede büyük çıkarları ol an sermaye, çoğulcu

d e mo kr a t i k r e. j i mi n ç öksesi il iğe olan g er e k sinimi, haberi e şme

konusundaki kişilerin temel hak ve özgürlükleri gibi başlıca nedenler, devlet tekelinin dışına çıkılmasını kaçınılmaz k 11 makt ad ı r ..

öte yandan, d e ğ i ş i k1 iki er son un d a t ele vi z yon yayınlarında sınır1 ar öt esi bir yayıncılık hüküm sürmekte, yayınlar ise uluslararası bir tekelleşmeyi beraberinde get irmektedir.U1usl ar arası tekeli et in yayınlarıru ise bir

"medya, endüstrisi" besi erimekte, iletişim süreci bu uluslar arası tekellerin el 1 er inde şekillenmektedir.

(2) SCHRAMM Wilbur, "The E f fec t s o f Mass hed i a i n an In for mat i on Er a11_, Har ol d d. Lasswel 1 , Dan i el Lerner, Hans Speier (Ed), Propaganda and Commun i c at i on In Wor1 d History- A Pluraliz ing Wor1 d In Information, Volüme III, The Un i versıty Press of Hawa i i, Honolulu, 1980, s.295. A. Televizyon Yayıncılık Sistemlerindeki Değ işi k 1 i k 1 er i n Teknol o.j i k Boyut 1 ar ı

Y i r m inci y üz yılın son larında t e i-:: n o 1 o.j inin gelişimi n d e

her gün yeni bir sıçramaya şahit olurken, elektronik kitle

iletişim araçları içinde gücü kanıtlanmış televizyon ile

insanlar belki de her zamankinden daha fazla kontrol ve idare edilmektedir.Geçmişteki geleneksel güç odakları olan politik, askeri -/e ekonomik gücün yanısıra, çağımıza adını veren

"iletişim" de "haberleşme" ve "bilgi" bir güc olarak karşımıza çıkmaktadır. <2)

T e k n o 1 o.j i k gelişi m i n er i şt i ğ i d üz ey , bu te k n o 1 o.j iyi yaşa m a geçirmede b ü y ü k çık arları olan ser ma ye , ç o ğ u1c u demokratik rejimin çoksesliliğe olan gereksinimi, haberleşme konusundaki kişilerin temel hak ve özgürlükleri gibi başlıca nedenler,, devlet tekelinin dışına çıkılmasını kaçınılmaz k11 makt ad ı r „

öte yandan, değişiklikler sonunda televizyon yayınlarında sınır 1 ar ötesi bir yayıncılık hüküm sürmekte, y a. y ı n 1 a r i s e u. 1 u s 1 a r a. r a sı bir tekel 1 e s m e y i b e r a b erind e get irıtıektedir . Uluslararası tekellerin yayınlarını ise bir

"medya endüstrisi" beslenmekte, iletişim süreci bu. uluslar arası tekellerin ellerinde şekillenmektedir.

(2) SCHRAMM kül bur, "The Effects of Mass hed i a in an Informat i on Er a" , H a ro 1 d d . L a s s w eli, D a n i e1 Lerner, Hans Speier (Ed), Propaganda and C o m m u n ic at i o n I n W o r I d H İst o r y - A F‘ 1 u rai i z i n g W o r 1 d In Information, Volüme III, The Universıty Press of M a w a i i , H o n o 1 u. 1 u, 1980, s . 295 „ 1. Kabloiu T e 1 ev i zyon Y a y ı n 1 ar ı

Kablolu televizyon yayınları ilk defa 1944 yılında

Amerika Birleşik Devi et 1 er ifnin F'ensil vanya kentinde

gerçekleşmiştir„ (3)

Televizyon hizmetlerinden faydalanamayan bölgelere televizyon sinyallerini güc1endirer ek ve görüntü netliğini saijl ayar ^k yayınları ulast ırmak amacıyla yörenin en yüksek tepesinde kurulan verici anten ile abonelerin evleri arasına d ö ş e n e n k a b 1 o 1 a r , "kablolu tv" u y g u 1 a m a sm ı n t e m el ini o 1 u ş t u r m a k t a d ı r .

Gelişen teknoloji n i n y a r a 11 1 ğ ı i m k a n 1 a r 1 a m i k r o d a 3. g a linklerinin hizmete girmesi, kablo ile izlenilen kanal s ayısını ar 11 1r a r ak aboneler e y en i seç e n eki er sunu1 muş t ur .

Kablolu televizyon kanalları diğer televizyon d a ğ 11 1 rn ı y o n t e m 1 e r i içinde e n fazla k a nal seçeneği v e r e n y ö n t e m o 1 ma kt a d ı r .

G ü n ü mı ü z d e i s e k a b I o ü s e r inde n g i d i ş 1 i d ö n ü ş 1 ü i k i y ö n 1ü s i nyal i 1 et imi ile aboneler i n yayın 1 ar la ilgili tepkilerini çıkış noktasına ulaştırmakta, son yıllarda y a y g ınl a ş a n b u u. y gul a m a ile k a. b 1 o 1 u t e 1 e v i z y o nların işle v i f ar klı hi zmetler i de k a psa ma kt a d ı r .

(3) FRECHES Jose, Kablolu Tv» İletişim Yay., Presses Unıver s 11 a rır e s de Fr a n c e, İst an b u1, 1931, s ,S .

11- Kab 1 ol u tel ev i z yon h i z met 1 er indeki t eknol o.j i k gel işim

ile, aboneler evlerinde oturdukları yerden haftalık

alışverişlerinden tutun da yeni bir ev satın almaya kadar her

türlü siparişi verebilmekte, hesaptan hesaba para yatırma,

fatura ödeme, borç alma gibi banka işlemlerini yapabilmekte,

s i ne m a , t i yat r o, t at il r ez er v1 er ini

ger çekieşt i reb i 1mektediri er . (4)

Ayrıca aboneler çeşitli konularda faaliyet gösteren

k u r s1 ara kablolu telev i z yon kanalıyla katılarak eğiti m

g ö r îti e k t e d i r 1 e r .

Daha önceleri gerçekleşmesi bir hayal gibi gelen

görüntülü telefon ise, kablolu, televizyonda ulaşılan son

n o k t a o 1 ma k t ad ı r .

Kablolu t e 1 e v i z y o n d a a b o nelerinden ü. c r e t a 1 m a y ı p

sadece reklam gelirleriyle geçinenlerin yanında "pay tv", ile

"pa y “ p e r v i e w " adı v er il e n ü c r eti i h i z m e t v erenleri de bulunmaktadır. Genelde ABDfde gelişmiş bulunan bu örneklerde aboneler izledikleri prc.igra.ma göre ücret ödemektedir.

Kablolu televizyon aboneler in in b ir programı

izlerken, uzaktan kumanda aletiyle diledikleri bölümlerin a y r ı n t ısı n ı e k r a n a g e t i r m e y ö n t e mi " v i d e o w a y " ol a r a i-:: a d 1 an d ı r 11 makt ad ı r .

(4) BURK ÎT Alan, "Cab1 e and üat el 1 i t e Tv " , W.H.Ailen, London, 1986, s.26. 2. Uydu Yayınları

Yazar Arthur C. Clarke, 1345 yılında Wireless World-

de yazdığı bir makale ile, bugünkü iletişim şebekelerinin

uydular sayesinde temel 1endir i 1eceğ i fikrini ilk ortaya atan

kişidir. <5)

İlk gerçek iletişim uydusu Early Bird'ün ABD tarafın­

dan yörüngesine oturtulmasından sonra, daha iyi ve daha büyük l İ iletişim/ ve yayın amaçlı uydular uzaya fırlatılmıştır. 1965 tarihinden bu yana iletişim uyduları patlaması yaşanmaktadır.

<6>

Daha önce sadece karadan karaya Cterrestr ial ') yapılan televizyon yayınları uydu yayıncılığının gelişimiyle Doğrudan

Uydu Yayıncılığı (Direct Broadcasting Satel 1 ite--DBS) iletişim uyduları teknol o.j i 1 er iyi e birlikte büyük bir endüstrinin doğmasına da neden olmuştur»

Doğrudan yayın uydu yayın teknol o.j isin in daha da gel ist ir ilmesiyle, Satel 1 ite Master Antenna Tel evision

(SMATV) ile daha iyi görüntü ve sesin evlere daha küçük antenlerle ulaşmasını sağlamaktadır. İ970rlerde 4 metre

çapındaki parabolik çanak antenlerle izlenilen yayınlar,

şimdilerde, Avrupa’da 1.2 metre çapma inerek fiyat açısından da ucuzlamış bulunmaktadır. (7)

(5) MAYBURY Richa.rd, "The Beg in n e r y s 6ui de to S a t e l 1 ite Tv11 , Penguin Books, London, 1987, s. 7 (6) RÎGEL Nur doğan , El ek: t r on i k Rönesans, Der Yay», î st an b u 1, 1991, s ,45» i 7 ) MAYBURY» A.g.e., s» 17» özellikle ABD ve Sovyet 1 er Birliği arasındaki uzay

yar ısı esnasında diğer ülkelerle birlikte dünya çevresindeki

yörüngelere çok sayıda haberleşme uydusu yerleştirilmiştir.

Halen uzayda Sovyet ler Birliği'nin 1016, ABD'n in 526 ve

Japonya’nın 33 haberleşme uydusu bulunmaktadır,Bunun yanında

İtalya, Fransa, İspanya, İsveç, ve Brezilya gibi ülkelerde

birer uydu ile dünya haberleşme ve iletişim ağında yerlerini / almışlardır. (8)

Uydular, çoğunlukla bir ülkeye ya da uluslararası bir

örgüte aittir.Eş zamanlı yörüngeler inde, önceden belirlenmiş

u y d u p a r k y eri e r i n d e k on u m1 a rını k or urlar.

U y d u ya yinciliği ve en d ü s t r isi n in g e1 i şmes i y1 e

birlikte, uyduların bir fonksiyonlarını bir düzene oturtma

gereği or t aya çıkmıştır.

U y d L! y a y ınl a r ında f r e k a n s k u 1 1 a n ı m ı v e p a yİ aş ı m ı ,

uluslararası uydu kullanım kural 1 ar mı belirleyecek ve tüm

gelişmeleri izleyerek zamanında bu kuralları koyacak

u 1 u s 1 a r a. r a s ı k u r u 1 u ş 1 a r o 1 u ş t u r u 1 m u ş t u r .

Uluslararası uydu işletmecileri olarak INTELSAT,

INTERSPUTNIK, INMARSAT, bölgesel uydu işletmec iler i olarak

EUTELBAT, ARABSAT, PALAPA ve EMBRATEL bulunmaktadır.

Uluslararası ve bölgesel uydu işletim organizasyonları olarak da teknik, idari ve işletme koo r d i n as yon un u ya pma k için WARC, ITU ve EST A k u r u1 m u ş t u r,

C8) AKYüZ îdris , “ilk Türk Uydusu 1992?de uzayda", İstanbul, 17 Şubat 1992.

■14- 3. Yüksek Tanımlı Televizyon (High Def inat ion Tel ev isi on--HDTV)

Görsel-işitsel alandaki yeni teknolojik silah olarak

adlandırılan yüksek tanımlı televizyon CHDTV), iletişim tek­

nolojisinin son yıllardaki en önemli bulusudur. Siyah-beyaz

televizyon ile renkli televizyondan sonra, "üçüncü kuşak med­

ya" adı da verilen HDTV'da amaç, geliştirilmiş daha net qö- j rüntü ile, televizyon yayınlarını aynı zamanda kaset, disk

kablolu televizyon, büyük ekranlı görüntü izleme kapasitesi-

n e sahi p o 1 mayı içe rm e k t ed i r.

Televizyon ekranında, sağdan sola, yukarıdan aşağıya

akarak meydana gelen görüntü satırlar üzerinde

olusma ktadır.Telev i z yon ekranının ç apı bü y üd ükç e, g ör ün t ün ü n

dağılma tehlikesi de artmaktadır.Böy1 el i kİ e satır tarama

ç izgil e r i. n i n s a y ı s ı y 1 a o r a n t 11 ı o 1 a r a k g ö r ü n t ü n ü n k al ite s iyi e

de art ıs ol maktadır.Ekrandaki görüntünün dikey tanımlaması,

HDTV teknolojisinde iki kat daha artarak 625 satırdan 1250

sa t ıra, 400 nokt a d a n 1920 n ok t ay a çıkması mümkün bulunmakta- dır. (3) Televizyon ekranının genişlik ve yüksekliği de bu artışa paralel olarak 4/3p ten i6/9 * a çıkarak seyircilerin gö­ rüş açısının genişlemesi sağlanacaktır. Bu da, yeni bir ani a-

1 1 rn dili gel i şt i r i 1 mes i i 1 e say ı sal (dijital ) s i nyal 1 er 1 e ya- yın s a ğ1 a ya r a k ses kal itesin i ar tt ı r a c a k 1 1r .

Gelecekte, aynı görüntünün birden fazla dilden iletilmesi

H D T V tek: n o 1 o j i s i y 1 e m ü m !•■■: ü n o 1 a c a t; tır.

(9) CANBAZOSLU Cumhur, "Ekranlar duvara asılacak", Cumhur i yet Gaz et es i, İstanbul, 24 Ağustos 1990. J a p o n S o n y v e M a t s u s h i t a ş i r k etleri t a r af md a n

piyasaya sürülen ilk HDTV alıcısı, 30 bin dolar değerindedir,

F a k. at hala H D T V k o n u s u n d a u c u 21 u k s ö 2 k o n u su o 1 m a m aktadır.

(10)

J'aponlar İ968 yılından bu yana HDTV teknol o.j isini

geliştirme cabası göstermektedir.îlk kez Seul

01 i mp i yatl ar md a denemesini yaptıkları HDTV ile Japon devlet

televizypnu Nippon Hoso Kyotai (NHK) başkent Tokyo meydanına / yerleştirdiği dev ekranlarla spor yayınını yapmıştır,

Japonların HDTV sistemini kullanarak 1983fda

başlattıkları günde 1 saatlik test yayınları, günümüzde günde

8 saat olarak artış göstermektedir. Cll) Japonlar, HDTV

t e k n o 1 o. j isi. k o n u s u n da net g ö r ü n t ü v e p ü r ü z s ü z ses elde

e t m e d e, b u k o n u. da çalı ş a n diğer ü 1 k e 1 e r d e n ç o k ile r i

durumdadır 1 ar .

H D T Vr rı i n ö n emli özelliği, ş u a n e v 1 e r i m izde

kullandığımız televizyon alıcıları tarafından bu. yayınların

al mamamasıdır .Dolayısıyla HDTV’den faydalanmamız için televizyon a1ıc11 arından b a ş ka t üm yapı m e k ipman1 a r 1n 1n değişmesi g e r e k m e k t e d i r . T ü k. e tim t o p 1 u m u n d a n e k a d a r p a h a 1 1 o 1 u r s a o 1 s u n H D T V s isteminin e r y a d a. geç evleri m i z e gireceğinden emin olabiliriz.

CIO) RENAUD Jean-Luc , 11 The US TV 1 ndu.st rFaces t he HDTV C h a l 1enge" ,Ad v an g e Tel ev i s i on Ma rke t s, L o n d o n , K a s 1 m, 19 91, s 8 (11) HİLLENBRAND Barry, Mary Cronin, "Clear Picture, Fuzzy Future", Time. New York, 9 Aralık 1931,

-1 6 Avrupa bu konuda farklı bir strateji uygulayarak,

HDTV sistemini daha ileri bir tarihe ertelemiş-, uydu ve kablo

aracılığıyla ıslah edilmiş bir sistemde karar kılmıştır.

"D 2 MAC" adı verilen bir standardı geliştirmiştir» D 2 HAC,

Fransız TDF televizyon kanalı ile Alman TV SAT kanalında

doğrudan uydu yayınlarında kullanılmıştır,. (12) Avrupa'da

g e 1 i şt i r i 1 en bir d i ğer s i st em , HD MAC s i st em i d i r.

f f ' .19 8 £ Te rn m u z'unda A v r u p ar d a HDTV sistemini g e r ç e k 1 e ş -

tirmek amacıyla 30'dan fazla sanayi, yayın ve araştırma

kuruluşun kat ildiği EUREKA 95 CEU95) Projesi*nde 1717 teknik

adam göreviendir i 1 m iştir. (13)

EUREKA 95 Projesi kapsamında başlatılan çalışmalar

Fr a n s afnın Th ompson Firma sı i 1 e H o1landalı Ph i 1 i ps Fi r ması tarafından sürdürülmektedir, (14) HDTV için Avrupa Topluluğu

1990-1995 yılları arasındaki 5 yıllık çalışmanın harcamaları- n ı k a r ş 13. a m a k a m a c: ı y 1 a 500 m i 1 y o n E C U'nun f o n o 1 a r a k a y r 11 m a - sırıı istemektedir. İngiltere ayrılacak bu fona karşı çıkarken,

Avrupa Topluluğu-" na üye 11 ülke HollandalI ve Fransız firma­ ların çalışmalarını destekleyeceklerini açıkİamaktadır. (15)

(12) Eur opean File, "Towards a large Eur opean au.d i çi­ vi suel market" , Communit ies» Şubat 1988, s» 5. (13) CÂNBAZOİLU,'A.g.m, (14) "AT and HDTV standarts”, Int er nat i onal Her al d Tribune» Pa r i s, 19 Kası m 1992. (15) "London foils EC bid to fund HDTV next vear", Int er nat i onal Her al d Tr ibune, Paris 22 Aralık 1992.

-If-- Uydular cephesinde HDTV konusunda ilk somut girişim

Lüksemburg kökenli Avrupa Yayın Biri iği'nin 21 Şubat 1991

tarihinde uzaya fırlattığı A5TRA 2 uydusunun 16 yeni kanalı

içinden 2'sinin HDTV teknolojisi ile yayın yapacağı

a c ı k 1 an m a kt a d ı r . (16)

Fransa'nın Albertville kenti'nde 1992 yılında

ger çekieştir i 1 en 16. Kış 01impiyat1 arıfnda HDTV görkemli kip

ve ekipmanlarla denenmiştir. (17)

21. yüzyılın en önemli endüstri 1 er inden biri olması

beklenen HDTV alanında liderliği kimseye kaptırmamaya kararlı

g ö r ü n e n A m e r i k a Birleşi k Devletleri, d a h a ö n c e1 eri J ap o n 1 arın

karsısında savası kaybetmiş görünmesine rağmen,, 1992 yılının

ilk yarısında ilk deneme yayınını gerçekleştirmiştir. (18)

ABD?de HDTV"nin geleceği Amerikan Federal İletişim

Komisyonu'nun 1993 Haziran ayında yapacağı secimle belli

0 1 a c sı k 11 r .

A n c a k H D T V'n i n belli b i r st a nda r d i z a sy on

01 uçturul arak televizyon stüdyoları,, program üreticisi

f i rm a1 a r v e yayın c 11 ara kabu1 e 11 i r i 1 mes i ger e k me k t ed i r.

E s I-; i s i s t e m i n t a m a m e n c ö p 1 ü ğ e atıl a cağı H D T V* siste m inde, hem vericilerin hem de alıcıların yenilenmesi maliyetinin t r i 1 y o n 1 a r a v a r a c a ğ ı hesap e d i 1 m e i-.-: t e d i r .

(16) K0L0SLU Sina, "HD TV p er şe mb e g ün ü uyd uya çıkıyor”, Cumhur 1 yet Gazetesi , İstanbul, 15 Şubat 1991. (17) SAULNER Mine, "Beyaz olimpiyata görkemli tören", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 8 Şubat 1992. (18) "Dijital televizyonda bayrağı AE-iD taşıyor", Cumhur i yet Gazetesi t İstanbul, 26 Mart 1992.

-ı l - B. Televizyon Yayıncılık Sistemlerindeki Değişi k1 i k1 erin Ekonom i k Boyu11 arı

Yüzyıllardır Batı'nın kalkınmasını ve eski dünya

dengelerinin özünü oluşturan "kolonicilik" anlayışının "daha

ince" sömürü yöntemi er iyi e gerçekleştirilen günümüzdeki şekli

"emperyalizm" dir. Emperyalizmmin mucidi gelişmiş

ül kel erdir . İnsanın doğa üzerindeki egemeni iğ'in i arttıran ve / pekiştiren, bilimsel ve teknik gelişmeleri değerlendiren bu

ülkeler, bundan elde ettikleri gücü, dünyanın başka

bölgelerinde yaşayan "gelişmemiş" halklar üzerinde

kullanmaya başlamışlardır.İnsanın ve doğa kaynaklar inin

s ö mü r ü1 me s i ve yok edil m esi b i ç iminde oluşan bu yayılma,

emperyalizm adı verilen olgunun özüdür. (19)

Köleliğin biçim değiştirdiği günümüzde, alışılmış

yöntemlerle insanları zorla çalıştırmak yerine, geliştirilen

yeni modelle kendini özgür zanneden insanlar, sistemin bir

dişlisi haline getiri 1mektedir.

‘ ’ B a ş a rılı oİma" d ü ş ü n ces i eg emeni i ğ ini s ür d ü r e rek,

ticar i kapit a1 i z m ile b aş 1 a y an v e s an ay i k apitalizmi ile

gel işe n B atı p a r 1 a m e n t e r s iste m i e v r e n sel olarak geçerliliğini k oruma kt ad ı r , (20)

(İS1) AYBAY Aydın, "Cumhuriyet ve Bağımsızlık", Cumhur iyet Gazetesi, İstanbul, 28 Ekim 1389. (20) ALEMDAR Kor kmaz, "Kitle İletişim, Top1um ve Kültür" Caadaş Yaşamı Dest ek 1 eme DerneSi Panel i , Cemal Reşit Rey Salonu, İstanbul, 11 Nisan 1991. Çağımıe düşünürü Aİvin Toffler, insanlığın iki büyük

asamadan geçtiğini şimdi ise üçüncü dönemin başlangıcını

0 1 u ş t u r a n t a r i h s e 1 b i r d ö n ü m n o k t a s ı n d s. b u 1 u n d u. ğ li n u

söylemektedi r. <21)

Toffler'm 196ö'lı yıllarda yayınladığı "Gelecek

Şoku" ve "üçüncü Dalga" adlı kitaplarında çizdiği temel

görüşte, binlerce yıl süren tarım dönemi,, Birinci Dalga'yı

oluşturmaktadır„Daha sonra gelen ve sanayi devrimiyle

başlayan üretim biçimi ise İkinci Dalga olarak

adlandırılmaktadır.Bu dönemin en büyük özelliği kitle

üretimi, kitle tüketimi, kitle kültürü ve kitle bilgilenmesi

gibi bir kitleselleştirme prensibine dayanması olmaktadır.

Toffler'a göre, 1950'lerden başlamak üzere içinde

yaşadığımız d ö nem ise 0 ç ü n c ü E) a 1 g a y ı ol uşt u r m a k tadır . Tekn o -

1 o.j i k gel i şmen in bilgi sayar devr iminin yar at 1 1 ğ ı bu yen i dö-

nenı, sanayi topl umunun kitleselleştirilmesinin tam tersine

i-:: itle s i z 1 e ş tir m ey i g e r ekt ir m ekted i r . B u y e n i d ö n e m d e b i r e y c i --

lik (individualism) değil ama bireysellik Cindividuali 1ty)

d a h a ç ok or taya çık mak t a dı r .

Böylesine büyük değişimlerin güç odaklarının kayması ver yer değiştirmesi sonucunu doğurdunu söyleyen Toffler,

Birinci Dalga'da yani tarım toplumunda en önemli değerin

“toprak" olduğunu, İkinci Dalgar da yani sanayi toplumunda en büyük değerin "fabrika" olduğunu, üçüncü Dalga'da ise en büyük değerin "bilgi" olduğunu bel irtmekted ir.Toprakt an ve

(21) LÎVANELÎ Zülfü, "En önemli sermaye bilgidir", Sabah G a z e t e s i ’ İstanbul. 13 Aralık 1392. fabrikadan daha değerli olan bilgiyi ele geçirenin çağın

efendisi olacağını "Düşüncesiz Güç" (Erute Pouer)

ekonomisinden "Beyin Gücü" CBrain F'ower) ekonomisine geçiş

anlamını taşıdığını aç ıklamaktadır. <22)

San ay i son r ası t op1 umun en önemli kaynağı bilgi, en

önemli, alt yapısı ise iletişim altyapısıdır» <23)

/ / 1. Uluslararası Tekelleşme

Teknol o.j in in gelişimiyle iletişim endüstrileri ve

ağları, sermayenin uluslararası 1 aşmasına koşut ve onu destekler biçimde, gittikçe ülkeleraşırı bir nitelik kazanma yoluna girmişlerd ir.Ekonomik yayılmanın yanında siyasal ye s o s y o - p s i k o 1 o. j i k y a yıl m a d a k açınılmaz biçimde b :i. r 1 i k t e s ü r m ü ş t ür . ileti ş i mı t e k n o I o. j i s i ö z el 1 i kİ e tel evizy o n v e u y d u yayıncılık ile evrensel hale gelmektedir»

G ü n ü m ü z d e u y d u. s i s t e m 1 er i f televizyon, radyo, sine m a

ç e ki m ve g o st eri m t e k n o1 o. j isi, f o t o g raf t e k n o1 o. j i s i, basım teknolojisi, ses ve görüntü bantları teknolojisi ve bilgi teknolojisi b ü y ü k o randa ABD ser ma y es i n e d ay alı, Japon,

Ingiliz, Al m a n , Fr a n sı z , 11 a1ya n ser ma y e s ini n kat ildiği ço k u 1u s1u ş i rketlerin o 1 ma k t a dı r „ < 24)

<22) LIVANELI, A.g.m. <23) ŞAHIN Haluk, " Yen i iletişim Or t anı ı De m o kr as i ve Basın özgür 1üfcjü", Basın Konseyi Bilimsel A r a ş 1 1 r m a. sı, İs t a n b u 1 , 13 S1 i , s . 17» <24) ILAL Er san, 1111 et işim» Y ı a ı nsal 11 et i m Ar aç 1 ar ı ve T o p 1 um " , Der Yayınları, İstanbul, 1333, s.23. Uluslararası tekelleşme, ulusal düzeyde televizyon

yayıncılığının yanısıra diğer iletis-im alanlarını da içine

al makt ad ı r.

ABDfde 10 büyük mali kuruluş 3 büyük radyo-televizyon

şirketinin CNBC, CBS, ABC) sahibi olmaktadır.Bunlar ayrıca,

34 bağlı televizyon istasyonu, 201 kablolu televizyon

şirketini, 62 plak şirketini, Time ve Newsweek dahil 59

dergiyi,/ New York Times» Washington Post» Wal 1 Street Journal

ve Los Angeles Times dahil 5S gazeteyi, 41 kitabevini ve

Twent ieth-Çentury Fox ile Columbia Pictures dahil birçok film

şirketini de ellerinde bulundurmaktadır.Radyo televizyon

alanmın üç büyüğü ABC» CBS, NBC' nin büyük pay sahiplerinin d ö r 11 e ü ç ü C h a s e M a n n hattan, ti o r g a n G u a r a n t e e T r u s t, C i t i b a n k

ve Bank of America gibi bankalardır. (25)

S o n yillarda W ar n er ve T i me -L i f e'ın bi r1 es me s i y1 e

ABD'de ulusal düzeydeki tekelleşmenin alanı alabildiğine genişle r k e n» u I uslar a r a sı p 1 a t f o r m d a., G ü n e y A m e r i k a»

Ortadoğu, Asya ve Avrupa'daki kitle iletişim araçlarını da k a p s ama ktadır.

Bugün iletişim alanındaki faaliyetleriyle üç kıtaya y ayıl mış durumda bul unan Avus t ra1 ya f1 ı R upe r t Murdo c h ABD v e

İngiltere'de çeşitli radyo televizyon şirketlerinde büyük paylar ele geçirmiş bulunmaktadır,

(25) ILAL, A.g.e., s. 19. İngiltere'de Murdoch grubunun yanısıra Robert liaxwel 1

Tlirror Grubu olarak bilinen gazete ve dergilerle,

yayınevi er ini uydu sistemlerini, bir dağıtım şirketini ve

çeşitli radyo televizyon şirketlerindeki büyük payları ele

geçirmiş bulunmaktadır. (26)

İtalya1, da büyük bir imparatorluk kuran Silvio

Berlusconi, Fransa, İsviçre ve Ispanya'ya el atarak

uluslar/arası tekelleşmede adını duyurmuştur » İtalya'da

Fininvest adı altında kurduğu holding kapsamında yapı işleri,

televizyon yayınları, reklamcılık, uydu antenleri, radyo, basın konusunda çalışmalarını sür dürmektedir. (27)

Fransa'da Robert Her sant basın tekeline televizyon ve radyo ile haber ajanslarını katarak Fransa'nın en güçlü

"multimedya" şebekelerini oluşturmuştur.Hersant!ı Hachette ve Havas grubu izlemektedir.

Federal Almanya'da ise, Bertelsmann i 1 e? Springer g r u. b u. y e r alma k t adı r .

Uluslararası tekelleşmenin boyutları geniş bir alanı kapsarken, ortaya çıkan manzarada, görülen, ekonomik açıdan güçlü olan devletlerin dünyaya istedikleri yönü v erebildikleri kon usu o 1 m a ktadır.

Bu bağlamda özel serbest girişim ve pazar rnekan i z mal ar ı n ı n iletişim alanında çoğulculuğun gerçek güvencesi olduğu artık kolayca savunul mamaktadır.

(26) ÎL.AL, A. g. e. , s. 21. (27) TOPUZ Hıfzı, İstanbul üniversitesi, BYY0, Doktora Progr amı, 1330-31 "U1uslar ar ası İletişi m” Der s Not I ar ı . Gerçekte kitle iletişim araçları ve demokrasi

ilişkisinde çoğulculuk, tüketicinin serbestçe tüketebilme

h a k k ı olarak uygulama g ö rmektedir. T ü keti m o zg ür1 ü ğ ü i se

serbest pazar ilkeleri çerçevesinde özellikle Batı Avrupa

televizyon yayıncılığında yaşanan "kuralların kaldırılması"

(deregulation) ile, devletin yayın tekeli yerini dev medya

tekellerine bırakmaktadır.Bu durum serbest piyasa ekonomisini

doğuran/1iberal felsefenin zincirleme gelişen kaçınılmaz bir / sonucudur.Gider ek tek elde toplanan medya sistemleri çok

sesliliklerini kaybederek liberal felsefenin özündeki serbest

düşünce pazarı ilkesine karşıt bir yapılaşma içine

girerler»Bir başka deyişle özgürlüğün kendisi özgürlüğünü yok

etmeye başlar» (23)

Kültürel endişelerin yerini ticari kaygıların aldığı

bu yapılaşma içinde pazar mekanizması hiçbir zaman beklendiği

gibi serbest ve düzgün bir şekilde işlemediğinden yapısal

b o z u k 1 u k v e ç a r p ı k 1 ı k 1ar o r taya ç ı k mı a k t a dır» E k o n o m i k a ç ı d a n

güçlü olan devletler, gelişen teknolojinin olanakları ile onun kullanımı arasında bir uçurum yaratmakta, ve bu

dengesizliği bir statüko haline getirerek dünyaya istedikleri y ö n ü v e r m e kt e d i r1 er .Te k n o1 oj ini n s ü rekli gelişme s i y1 e k i 11 e

iletişim araçlarının denetimi el değiştirmektedir.

(28) TEKİNALP Ser min, El ekt ron i k K itle 11 et i m ve Demişim» Beta Yay., İstanbul, 1930, s»73.

24-- Avrupa'da özel televizyonda yayın tekelini elinde

bulunduran 7 büyük televizyon kuruluşu, daha fazla izleyici

ve dolayısıyla daha fazla reklam için kıyasıya bir rekabet

içinde bulunmaktadır.

İtalya'da özel televizyon tekelini elinde bulunduran

Beriuscon i, Cana1 e Cinque ile Rete Ouarto'nun tüm hisselerine

sahip olarak İtalya'da toplam reklam gelirlerinin yüzde

62'sini /topl amak tadır . îtal ya' da toplam 6,5 milyon eve ulaşan

televizyon kanallarının yanında Beriuscon i, İngiltere'deki

1994 yılında yayına başlayacak Channel 5'e talip ol maktadır.

(29)

Avrupa'da en güçlü televizyon kanalı ise, Bouygues'un yüzde 25 hissesine sahip olduğu. TF 1, Fransa'daki tüm televizyon yayınlarının yüzde 41'ini temsil etmektedir.Yaklaşık 8 milyon eve ulaşan TF 1, reklam pastasının yüzde 50'lik dilimine (30) sahip bul tınmak t ad ı r .

Fransız Canal Plus grubunun özelliği ise, kendi prototip yayıncılığını Belçika, İspanya ve Almanya'ya 6.4 milyon izi ey i c i ye u 1 aştır masıdır .

Almanya'da 5 televizyon kanalına sahip Kirch grubu,

SAT 1, Pro 7 gibi oldukça iş yapan kanalları ile kendi prodüksiyonlarını yaparak ortak kanallara satmak konusunda da elinde 30 bine yakın uzun metrajlı kaliteli film bul undurmaktadır.

(29) "Avrupa tv'lerine İtalyan patron", Ekonom i st Der g i s i, İstanbul, 15 Mart 1992, s.45. (3 0 > 1' S e y i r c i, t v d e v ler i nin s a v aşını izi i yor ’’, Cumhur i yet Gaz et es i , Ista n b u 1 , 2 N i s a n 1992. Avrupa’da televizyon yayıncılığı konusunda söz sahib

olanların arasında Lüksemburg Televizyon Şirketi CTL, 5

ülkede, 8 televizyon kurulusuna ortakt ır . GTLy nin ortağı

olduğu televizyon kanalları arasında Türkiye?de erotik

f i 1 mİ er i yİ e ilgi çeken RTL P l u s ' m yanısıra RTL TV 1

(Belçika), RTL 4 (Hollanda), RTL TV (Lüksemburg) ve MS

(Fransa) yer almaktadır. (31)

İ i 2» Televizyon Yayıncılığında LQuslararası Reklamcılık

Amerika Birleşik Devletleri, 1950 yılında Batı'nın

endüstri ülkelerinin genelindeki bütün reklam yayınlarının

yüzde 7 5 p ini elinde tutmaktadır. (32)

Japonya, Federal Almanya, Ingiltere, Fransa İkinci

Dünya Savaşı’ndan sonra, kendi ürettikleri malın dağıtımı

için dünya pazarında artan global reklam paylarını ele

geçirmişlerdir.Bununla birlikte ABD, tüketici eşya tanıtımının yapıldığı reklamcılık alanında liderliğini

kor um u ş t u r .

Uluslar a r a sı r e k1 amcılık alanında, u 1us o t e s i dağıtımı yapılan reklamlar, üretilen malın tüketiciye sunulması ve potansiyel tüketici ile iletişimin sağlanmasıyla endüstri paz arı hazır1amak i ç i n medya r ek 1amcılığı gel i şmişt i r .

(31> "Sey irci. . ,, A .g .h . (32) M0WLANA Ham id, "G1obai In for mat i on and Wor 1 d C o m m u. nicatio n ", L o n q m a n , New York, London, 19S6, U y o u y ay ınc ılığıyla u. 1 u s 1 a r a r a s ı a 1 a n ci a art a n

r ek1amların et k isi ulusötesi niteli k kaz anar ak sınır

tanımamaktadır,

önceleri devlet tekelinde bulunan televizyon

yayıncılığının yerini özel televizyon istasyonlarına

bırakmasıyla reklam konusundaki sınırlamalar yumuşatılmıştır.

Buna rağmen Avrupa Topluluğu reklamlarla ilgili olarak

minimalıkurallar belirlemeyi hedef1emiştir.Topluluğa üye / ülkelerin uyması gereken kurallar, reklamların toplam yayın

saati içinde yüzde 15fi aşmamasının yanında, programların

reklamla kesilmesinde sınırlamalar ile sigara ve alkollü

içecek1 erin reklamlarının yasaklanması konularını

k a p s a m a ktad ı r . < 33)

öte yandan 1980?lerin başından beri reklamcılık alanında model olarak ele alman ABD reklamcılığı konusunda

M o v-,' 1 a n a, A B D * n in 21. y ü z y 13. ı n b a ş 1 a n gıcı n d a d ü n y a rek 1 a m c 11 ı k p a. z a rında 1 i d e r 1 iğini k o r u y a cağı n ı s ö y 1 e m e k t e d ir , ( 3 4)

E n d ü s tr il e ş m ey i v e g el iş m ey i hedefle y e rı ü ç ü n c ü D ü n y a

ülkelerine yönelik uluslararası reklam akışı, uluslararası

r e k 1 a m a. j a n s 1 a r ı v e l i 1 u s ö t e s i ş i r k e 11 e r in di k e y y a p 11 a ş m a 1 a r ı i 1 e u 1 u. s 1 a r a r a s ı t ü k e t ic i v e e n d ü s t r i r e k 1 a m c ılığının belli k a y n a k 1 a r ı o 1 m a k t a d ı r ■>

(33) Eur opean File, Towards a_ Large Eur opean and i o- v i suel m ar ket ,, Commission of The Eur opean L ’C'iTiiTıu.n it les, Sub at , 1 9 8ü f s . 7 . C 34) M O W L A N A , A . g . e. , s 86. C . T e 1 e v i 2 y o n Y a y mc ı h ti S iste' m 1 er inde li i D e g i ş i k i i k 1 er i n K ü 11 ü r e 1 B o y u 11 a r 1

Gelişmiş ülkelerden, çok uluslu şirketler yoluyla

televizyon yayınlarında gerek haber programları gerekse diğer

programların tek yönlü akışının gelişmemiş ve gelişmekte olan

ülkeler üzerinde bir "kültür emperyalizmi" yarattığı iddia

edilmektedir»

Amerika Birleşik Devi et 1 er i *nin bu konuda kurduğu

i m p a. r a t o r 1 u k h a k k 1 n d a i 1 k k e z f i k i r 1 er i n i o r tay a atan

H erbert S c h i 1 1 er ol m uçtur. ( 35) S a n a yi De v r i m i ? n i rı a r d 1 n dan gelen emper y a1 i st dön e md e d ü n ya n 1n kayn aklar 1 ve pazarlar 1n 1n gerektiğinde askeri güç kullanılarak sömürgeleçt irildiğini belirten Sebiller, şimdi ise eski sömürgelere aynı amaçla a s ker v e t ü c carların değil, çeş itli biçi m1 e r d e p ak etlen mi ş enformasyon gönderen enperyalizmin son aşamasının m ed y a1 a r a ra cılığıy1 a gerçekleşt ir i 1 en "k ü11 ür emper ya l i z m i " olduğun u a n 1 at m 1ş 1 1r . ( 3S )

Dünyanın dört bir yanında medyaların Amerika ve

A vr upa kö ke n 1 i m a 1z em e 1 er 1 e dol ma sı, bir y a ş a m t a r zı n 1n reklam araç 1 ol arak kullanılmasının salt ulusların kimliğini tehdit e d e n b i r k ü 11 ü r s o r u n u. n d a n i b a r e t o 1 m a d 1 ğ 1 n 1 açı k 1 a y a n

Sebiller, 1983 yılında yayınladığı "Culture Inc." adlı

(35) STEVENSON Robert L., "Communicat i on, Development and The Th i r d Mor İd", Longman, Ne w Yor k, L on d on, 1■ı r~!2DD r \ y î=> _ » •—> « (36) ŞAHIN Haluk, "Yen i İlet isim Dr t am 1 Demokr as 1 ve Basın 'Oz q ür 1 ü&i ü " , Basın Konseyi Bilimsel Araştırması, İstanbul, 1991, s,73.

_■"! p _ kitabında, yeni iletişim teknolojilerinin ulusal devlet

sırırlarını an 1 ams 12 1 aşt ır d 1 ğ 1 n 1 ve bu yüzden ulusal devletin

artık yaşayamayacağ 1n 1 öne sürenlere karşı çıkarak, "Onların

açıklamadığı bir şey var.Ulusal devlet ortadan kalkınca onun

yerini kim alacak? Evet şirket yöneticileri dahil hiç kimse

dünyayı ulusötesi şirketlerin yönetmesi gerektiğini

söylemiyor.Ne var ki, başka bir aday da ortaya çıkmış değil"

d emek t ed | r . C 37)

"Kültür emperyalizmi" terimini çok sert bulanlardan

Hamelink bile, Amerikan egemeni iğindeki medyalar tarafından dünya kültürünün homojen1eştiri 1 mesi olgusunu insanlığın geleceği açısından kaygı verici olduğunu belirterek, "Efen uluslararası 1 iteratü r d e ç o k k u11 a n 11 a n k ü11 ü r emp e ryal iz m i teri m i yeri n e k ü11 ü r e1 sen kron i zas y on terimini terci h e d i y o r u m. K ü 11 ü r e m p e ryal izmi k ü 3. t ü r e 1 sen k r o niz a s y o n u n e n ç o k görülen ama tek olmayan biç imi d ir.Kül türel senkr izasyon emper yal i st ol mayan ili şk i 1 er ç er ç eves i nde de gel i şeh i 1 i r"

(38) derken, "elektronik sömürgecilik" le dünyanın yoksul halklarının beyinlerinin pazularından daha fazla önem kaz and 1ğ 1 belirtilmekt ed i r.

Evrensel Yeni İletişim Düzeni ( New Wor1 d Information and Communicat i on Order) nin kurulması konusunda yapılan günümüzdeki çalışmalarda öncelikle dengeli, özgür haber ve bilgi ak ışının sağ1anmas 1 ger ekmekt ed i r. 1. Uluslararası Televizyon Programlarının Tek Y ü rı 1 ü A k ışı

İletişim teknol o.j isinin dağılımındaki dengesizlik

sonuç u or t aya çıkan k ült ür emperyal i 2 mi dünya ç a p 1nda

standart kültür modelleri ortaya çıkartmaktadır»

Bir bombardımanı andıran yoğun televizyon

programlan, sosyal değişikliklere, kültürel erezyona ve ( f insanların homojen hale gelmesinde etkili olmaktad 1r ■ (33)

Amerika Birleşik Devletleri dünya televizyon program dağılımında çok geniş bir pazarı elinde bulundurmaktadır.

( 4 0 } A B D ’nin tele v i z y o n p r o g r a m la n , d i ğ e r ü 1 k e 1 e r i n p r o gr arnl a r m a g ö r e ç o k d ü ş ü k ü cretle s a 1 11 a b i 1 m ektedir »

1380'ler in sonlarında Kojak adlı program, dünyada'en pop üler telev i z yon progr am 1 a r 1 v e sembolleri haline gelen

1 ’ D a11 a s" ve "Muppet Show "un yerini d o1 dur muş t u r. (41) ABD k ü 11 ür emperyalizmi altında bu1unan ve ös kü11 ür1 er i tehl i keye düşen Asya ülkeleri, ABDy n i n hakim olduğu t e1 eviz yon p r og r a m p a z a r 1n 1n ç e k ic i 1 iğine kar ş 1 koyamamaktadır.Yeni dünya düzeninin merkezinde bulunan ABD televizyon yoluyla yaydığı kültür emperyalizmini ulusal gelişim adı altında politik nesnelerle desteklemekte tüm kitle iletişim araçlarını kul 1 anmaktadır»

(39) MACBRI DE Sean, 11 Man y vo ices, on e wor İd", UNESCO, Paris, 1384, s,12S. (40) E SSL IN Martin, "The Age of Tel ev i s i on 11 . W.H. Freeman and Company, San Fransisco, 1382, 5,, 87. (41) STEVENSON Robert L., 11 Deve 1 öpmen t and The Th i r d Worİd" , Longmanf New York, London, 1388, s»36. Amerikan kaynaklı televizyon programları, ekonomik

ve teknolojik yönden yeterince gelişmemiş olan ülkelere

yöneliktir.Gel işmiş ülkelerde program alımlarındski oran daha

düşük olmaktadır.IIk kez UNESCO tarafından yapılan bir

araştırmada, yabancı kaynaklı televizyon programlarının

dağılımı elliyi aşkın ülke üzerinde yapılmıştır.Araştırmanın

sonucunda gel işmiş sanayi ülkelerinden gelişmemiş veya

gelişmekte olan ülkelere doğru tek yönlü bir akışın olduğu f bel ir 1e n m i ş t i r . (42)

Araştırmada, ABD'nin uluslararası televizyon ticareti

alanında program dışsatımcısı olarak diğer ülkelere göre

üstün konumda olduğu ortaya çıkmaktadır.Bunun yanısıra

ABD’nin dış kaynaklı televizyon programı alımında da diğer

ülkel er e naz aran daha az it hal et t i ğ i g ör ülmekt ed i r.A B D rden

sonra sırasıyla Fransa, Ingiltere ve Japonya gibi ekonomik

açıdan gelişmiş ülkelerin bu alanda program satan konumda

oldukları dikkati ç ekmekt ed i r , Ayr ı c a. bu ülkeler fazla sayıda

program satın almalarına karşılık üçüncü dünya ülkelerinin aldıkları programların oranına göre daha düşük kalmaktadır,,

(43)

C 4 2) VARIS Ta p i o, Ka ar1 e Nor d e n s t ren g, "Tel ev i si on Tr a f f i c --A One W ay Street?" ,Reports and Paper s on M ass Commun i ca t i on , UNESC0, No s 7 0, s s .13, 22, 40. (43) VARİS Tapio, "The Int er nat i onal Fİ ow of Tel ev isi on Programmes" , Report and Papers on Mass Communicat i on, UNESCO, No:100, ss.17, 22, 29, 53.

-31- K ü 11 ür E n d ü s t r i s i

1950?Ierde yalnızca 5 ülkede bulunan düzenli

televizyon hizmeti, 1970'lerin sonlarında 138 ülkede 400

milyon televizyon alıcısına ulaşmıştır. (44)

Son 5 yıl içinde ise, bugünkü dünya nüfusunun 1

milyardan fazlası yüzde 50plere varan bir yükselişle

televizyon alıcısına sahip bul unmaktadır. (45) Bu sayı i tahmin i;yı11ık yüzde beşlik bir artışla devamlı büyümektedir.

Artış, dünyanın yarı nüfusunun yaşadığı Asya1'da iki kat daha

fazla oranda olmaktadır.

Dünya çapında televizyon programları için harcanan

para, yaklaşık 65 milyar dolar olurken, her yıl yüzde 10

oranında yükselen harcamalar grafiği içinde ABD^nin sattığı

televizyon programları yıllık 2.3 milyar doları bulmaktadır.

Dünya çevresine televizyon yayın 1 ar ı için bugüne ka

dar atılan yaklaşık 300 uydunun sayısı da hızla artmaktadır.

Gelecek 5 yıl içinde fırlatılması planlanan çok sayıdaki yeni

iletiş i m u y dula r ı k o n u, s u n d a u y d u y a y ını y a p a n televizy o n

kanalları sayısında muazzam bir artış olması beklenmektedir»

öte yandan dünya çapında yayın yapan televizyon kanallarından müzik kanalı MTV, 100 milyon evde izlenirken, haber kanalı CNN ise 137 ülkeye ulaşmaktadır.

(44) Iİ0WLANA Hami d, " G1 obal I n for mat i on and İ-Jor 1 d ComıTıun i c at i on 11 , L o n g m a n , M e w Y o r k , London, 19 S 6, s. 47. (45) LİF-'MAM John , 11 In G1 obal Vi 11 a.ge, Tv i s L ingua Franca" , Internetional Herald Tribüne, Paris 23 Dctober 1992. \

Teknol o.j i k aç ıdan hızlı bir il er 1 eme kaydeden te~

levizyon yayıncılığı, elektronik ekipmanlar ve uzayla bağ­

lantısı ile hizmet verirken, insanların çalışma dışı saat­

lerini hedeflemektedir. Amerikalılar bir yılın bin 824 sa­

atini çalışarak geç irmektedir.Hergün 7,5 saatten 2 bin 737

saatini de uykuda geçiren Amerikalı, en büyük zamanı olan

toplam 3 bin 256 saat boş vakitlerini de medyaya ayırmak­

tadır. (>46)

Belli bir yaşam stili, davranış biçimi ile bir model

oluşturan medya, özendirmek suretiyle benimseterek (47) "homo

specta.tor" denilen seyirci insan tipi yaratmaktadır. Amerikan popüler kültürünün baskın etkisi altında “blue .jeans", "Coca

Cola", "rock müzik" ve diğer yüzlerce Amerikan kültürel feno­ menleri televizyon yayınları ile kitlelere empoze edilmekte­ dir . İnsanlar m davranışlarını kendine bağlayan odaklardan olan Michael Jackson, "dokunulmaz tanrı" konumunda onb ini erce hayranı önünde 2 saati aşmayan bir süre için gözükmektedir.

(48) Çok az kişinin görüştüğü Jackson'ın bazı öz 11 i kİ er i

"ilah'Tığını perçinlemektedir: Tamamiyle temiz, insanlar gibi yemek yemiyor, haplarla, besleniyor, her gün oksijen çadırına giriyor ve her geçen gün yeni estetik ameliyatlarla "ideal"e,

" i 1 ah "a d a h a. ç o k yak mİ a ş m a k tadır .

(46) HARWOOD Richard, "The U.S.Media Addiction May Be Beginning to Fade", International Heral d Tr ibune. Par i s, 9 Eylül 1992. (47) UNAT Nermin Abadan, "Kitle İletişim Toplum ve Kültür", Çağdaş Yaşamı Dest eki eme Derneği Paneli , Cemal Reşit Rey Salonu, İstanbul, 11 Nisan 1991. (48) "Batı'da yeni din arayışları", Mili i yet Gazetesi, F” i es t a Eki, İstanbul,’ 7 Şubat 1993. liadonna, cinselliğini kullanarak kendini tabuları

yıkan bir "ilahe" olarak gösterirken, her yaşa uygun ilahlar

üreten kültür endüstrisinin en büyük ilahlarından biri olan

Elvis Presley, öldüğü halde uygun tanıtımla yoğrularak

istenilen hale getirilmektedir.

Objektif olarak yerleşmiş olan dinin, desteğinin

kaybının ve kapitalizm çağı öncesinin son kalıntılarının

çözümünün teknolojik ve sosyal farklılaşma veya uzmanlaşmayla / biri i k t e k ü11 ür k aosuna yol açtığı g ö rüşün ün geçersizi i ğinin

kanıtlanmış olduğunu söyleyen Adorno "artık kültür herşeye

aynı damgayı vurmaktadır" diyor. (43) Adorno "Aydınlanmanın

Diyalektiği" adlı eserinde, kültür fendüstrisini şöyle

tanımlamaktadır î "mekanik yönden farklı olan ürünler, sonunda

birbiriyle özdeş olmakta, ucuzu pahalısı, içinde rol alan

yıldızların sayısı ve bunların aldıkları ücretlerin miktarı,

kullandıkları teknoloj inin gelişmişlik düzeyi ve

yar ar 1 and ı kİ ar ı psikolojik formüller değişik şeyler de olsa.,

özde hepsi birbirinin özdeşi olmaktadır". (50)

Tüm bunların ardında yatan hedef ise ticari amaçlı

özel televizyon yayınlarının doğrultusunda tüketim toplumunu y a r a t a c a k v e d e v a m 3. 11 ığı n ı s a ğ 1 a y a c a k d ü z e n 1 e m e y a t m a k t a d ı r .

Böylece günlük yaşamın "boş zaman" bölümü daha önce başka,

faaliyetlere ait olurken, farkında olmadan televizyon tarafından işgal edilmiş olmaktadır.

(49) ADORNO Thedor W., Hax Horkheimer, "Dialect ic of En1 ightenment" , Ailen Lane, London, i973, s.349. (50) ADORNO, A.g.e., s . 351. 3. Sınırsız Avrupa Televizyonu

Son 20 yıldır Avrupa'da çoğalmaya başlayan özel

televizyon kanalları, kendi programlarını üretmek yerine çok

ucuza aldıkları Amerikan dizileriyle yayın saatlerini

doldurmaktadır.Avrupa kültürünün Amerikan kültür

emperyalizmi altında yozlaşması ve yokolmasını önlemek

amacıyla/Avrupalı televizyon yöneticileri ekranları yüzde 70

oranında istila eden Amerikan dizilerinden kurtarma çareleri

aramakla ise baslamısİ ardır,

Fransa Devlet Başkanı Mi 11er and 1985 yılında Avrupa

Topluluğu'na konuyla ilgili olarak "EUREKA" (European

Research Üoord inati on Agency-Avrupa Araştırma Koordinasyon

Kurulu) adlı bir proje sunmuştur, (51) Avrupa Top 1uluğufnda

kabul edilen projenin ardından 1987 yılında ise, "Eureka De

L?Audivisuel" (Görsel işitsel Avrupa Birliği) denilen yeni bi r p r oje geliştirmiştir»

T ü r k i ye 'n in de içinde yer al dığı 27 Av rup a ü1k e s i n i n kat ildiği E u r e k a top1 antısın da TRT, aud i o v i s uel (g ö r s el- işitsel) konular md a işbirliği yapmak ve Avrupa tele v i z y o n 1 a r md a ABD k ö k enli p r o gra m 1 a r ı n ü s t ü n 1 ü ğ ü ne s o n ver mek amaçıy1 a yayım1 an an bildiriye i mz a koymuştur» (52)

(51) "Eurekas Yenilik ve Buluş histerisi", Cumhur i yet Gaz et es i ,İstanbul, 6 Haz i r an 1992» (52) "TRT, Eureka kararını imzaladı", Cumhur iyet Gaz et es i , İstanbul, 11 Ekim 1989» ABD, AT ülkelerinin bu davranışının t\ \ \ a a y kırı o 1 d uğ u n u v u r g u1 a r k en , kendi yapımları i ç i \

dolara yakın sübvansiyon sağlama yolunda AT'nin har\

geçmesinden endişe duymaktaydı. (53)

"Görsel işitsel alanda Avrupa oturumları" diye \

adlandırılan toplantılara Avrupa Topluluğu üyelerinden başkâ\

Avrupa Konseyi üyeleri, Polonya, Macaristan, Yugoslavya ve

Sovyet lef Birliği de kat 11 mı şt ır . Topl ant ı sonunda a l m a n ) kararlar "3 Ekim 1389 Sınırsız Avrupa Televizyonu" Bildirgesi

başlığı altında toplanmıştır»

Avrupa ülkeleri arasında televizyon programlarının

özgür dolaşımını öngören bildirgede televizyon yayınlarına ko ta konul arak y üz de 60 or anında Avrupa yapımı t elev i syon p r o g r a m 1 a r ı n a y e r v e r i 1 m e s i h e d e f 1 e n m e k t e d i r „

Bildirge, televizyon kuruluşlarının yayın sürelerinin en az yüzde 10'unun Avrupa kaynaklı yayınlara ayrılmasını

ö n g ö r m e k t e d i r . < 5 4)

Televizyonun ayakta kalmasını sağlayan reklam yayınları konusunda bildirgede ayrıntılı kurallarda sigara, içki ve reçeteye bağlı ilaçların reklamları yasaklanırken, g ü n1ü k y ayın s ü r esi n i n en f az 1 a y üz d e 15'ini spot re k1 am 1 ara ayırması izni verilmektedir»

(53) "MIPCOM'da Avr upa-ABD Savası".Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 16 Ekim 1989. (54) PEKMAN Cem, "Avr upa Tel ev i z yon Yay inciliği", Cumhur i yet Gaz etes i , İstanbul, 17 Aralık 1991. Pornografi ve şiddet içeren televizyon yayınları ile

ırk ve cinsiyet ayırımı yapan, dini ve milli duyguları

rencide eden yayınları yasaklayan bildirgede, çocuk ve

gençleri olumsuz yönde etkileyebilecek programların geç

saat 1 er de yay mlanraası öngör ül mekt ed i r .

K ü 11 ü r el b o y u. 11 a k a b 1 o 1 u t e 1 e v i z y o n v e doğr u d a n u y d u

yayınları konularının tartışıldığı Avrupa Konseyifnin 26-28

Ekim i98Şf tarihleri arasında Doğu-Bat ı Avrupa görsel işitsel t işbirliği üzerine yapılan çalışmalarda getirilen öneriler ise

sınırlarötesi televizyon yayınlarının temel çatısını kurmak,

bu k on u.da devletlerarası işbirliği ile k ur a 1 1 ar ı

globalleştirmek amacını taşımaktadır. (55)

Toplantı komitesinin 23 maddeden meydana getirdiği

5977 s ayılı r aporunda, üz er i n d e ön em 1 e d ur u 1 an k on u l a r :

T e k n o 1 o. j i k g e 1 i ş m e 1 e r d o ğ r u. 11 u s unda ileride p r a t i k t e g ö r ec eğ im iz High De f i n a t i on Tele v isi on (HDTV- Y ü ksek T a n ı m 1 ı

Televizyon) ve çok dilde yayın yapan Avrupa Enformasyon

Servisi gibi konularda şimdiden düzenleme yapmak,

Uluslararası işbirliğinde "telif hakkı"nm kelimesi kelimesine korunması ve ülkelerarası konularda görsel-işitsel korsanlığı önleyen kurallar saptamak,

A v r up a ü1keleri arasın da g ö r s el iş i t s e1 i sbiri iği alanında hukuksal boşluğu doldurarak, yeni bir görsel işitsel düzenin kurallarını saptamak.

(55) C 0 U N CIL o f E u. r ope P a r 1 i a m e n t a r y A s s e m b 1 y, 11 P.‘ e c o im m e n d a t i o n s and r esol ut i ons adopted b y t he Par 1 i annen t ar y Assembl y o f t he Counc i i o f Eur ope in t he medi a f i el d" , Strasburg, 1991, s . 83. Avrupa Konseyi, 1990 yılının Ekim ayında Doğu ve Batı

Avrupa'nın görsel-işitsel işbirliği konusunda bir toplantı

daha düzeniemiştir."Yayıncı1ıkta demokratik reform için

parlamenter sorumluluk" başlığı altında tartışılarak kabul

edilen konular arasında teknolojik gelişimin doğrultusunda

televizyon yayıncılığında sınır1 ar öt esi boyutlarda yapılan

yayıncılığın üzerinde durulmaktadır.<11)

Toplantıda tartışılan konular 22 Nisan 1991 yılında 9

maddelik bir rapor halinde düzeni erimiştir. Rapora göre,

Doğu Avrupa"daki politik değişikliklerin 40 yıllık ideolojiyi

sildiği ve hukuki boşluk meydana geldiği bu durumda,

Avrupa'daki yayıncılık sisteminin tamamiyle gözden

g e ç i r i 1 m e s i g e r e k t i ğ i s ö y 1 e n m e k t e d i r .

Televizyonun kamuoyu üzerinde etkisinin büyük olduğu

tartışmasız bir şekilde kabul edilirken, demokrasilerde

y a y ı n c 11 a r ı n , d ü ş ü n c e ö z g ü r 1 ü ğ ü n ü n b i r s o n u c u o 1 a r a k s a n s ü r

y e r ine elle r inde bul u n a n g ü c ü n s o r u m 1 u. ğ u n u bilmeleri

g e r e k t i ğ i v u rg u1 a n makt ad ı r .E sa s s o r u m 1u 1uğ u n t el ev i zy on

yayıncılık düzeninin iskeletini inşa etmek değil, düzenin

s ü rekl il iğini s a ğ 1 a m a k için li y g u n k o ş u 11 a r ı hazırla m a k o1 duğu öne sür üİmektedir .

Doğu ve Orta Avrupa’da yeni demokrasi 1 erde k a r ş 11 a şt iğimiz es a. s p r o b 1 e m i n m e d y a n iri si y asal k o n t r o 1 ü v e merkezi devi et tekeli olduğu fikir birliğine varılmaktadır.

(56) C OU Nü IL Of E ı.rr ope, a.g.e,, s. 108, 6 ö r s e 1 işitsel a 1 a n d a. k a m u hizmeti s e k t ö r ü. n ü , ticari

sektörü ve bölgesel kısımları içine alan karışım ideal

olarak kabul edilmektedir»

Pazarı tek başına ellerinde tutan güçlü tekeller "kamu

hizmeti" yayıncılığı konusunda yardım etmedikleri takdirde

kamu hizmeti ve ticari televizyonun karşılaşacağı sorunlar

raporda şöyle açıkİanmaktadırs

Prqqramların içeririnde bir hizmet aranılan ticari / ~ televizyonun program yapmak ve ticari kar sağlamak için

yayıncıların paraya ihtiyacı olması,

Çoğulculuğu garanti edecek, sorumluluğun sansürün yerine

geçeceği bir televizyon düzeninin ayrıntılarıyla uluslararası

düzeyde saptanması ve yürürlüğe konması,

Gittikçe artan, gelişen ve birbirini etkileyen medya

alanında sınır1 ar ötesi televizyon ve Avrupa toplantısının göz

önüne aldığı prensiplerin ortaya çıkmasında ve karara bağlan-

m a sın da a ci 1 o 1 ar a k gerekenin yapılmasında gecik me o 1 mam as ı .

(57)

Avrupa aldığı kararları uygulamaya geçirirken,

ABD'nin CNN adlı televizyon kanalına alternatif olarak 1993

yılı başında "Euronews" adlı bir haber kamalının yayın hayatını başlatmıştır»Bununla birlikte, Almanya ve Fransa'nın o r t a I; o 1 ar a k k u. r d u k 1 a r ı A RT E adlı k ü 11 ü r k analı, 1 9 92 51 n i n

Eylül ayında yayına baslamıçtır.Avrupa'nın ve dünyanın her yanından ilginç belgesellerin, sanat olaylarının yer aldığı kanalın tek yasası, kaliteli yayın yapmaktır.

(57) COUNCIL of Europe, A.g.e,, s , 110, 111, ~~ b S “ D . Tel ev i 2 yon Yay 1ncılık Sist emi er i ndek i Değ' i s i k 1 i k 1 er in Si yasal Boyut 1 ar 1

Teknolojik gelişim cağımız toplumunds siyasal bir rol

oynamaktad 1r.Siyasal, ekonomik güçlerin etkisinde ve

denetiminde olan iletişim, teknolojinin uydudan televizyon

yayınlarının imkanını sağlarken, siyasal açıdan iletişimde bu

d a ğ 11 1 m siyasal v e e k o n o m i k g ü ç 1 e r t. a r a f 1 n d a n

denet 1enmekted ir. / i AE

mesajların hazırlanması, sunulması yeni biçimler alarak

siyasal b ir yön kazanmaktadır , Katz'ın 13S0 Başkan1 1k

seçimleri sırasında Nixon-Kennedy arasındaki televizyon

t a r t ısınası hakkın d ak i a rast ırması s e ç m enin o y u n u, a dayın

yeterliliği değil, gör ün üş ü üzer i n e ver d i ğ i rı i ve ha 1 k 1 n

MİKon’’u öğleden sonra uzayan hafif sakalı yüzünden

beğenmediğini ve aslında sorunlar hakkında daha kapasiteli

ol an Nixonf a sırf bu yüzden iltifat edilmediği ve daha

d i n a m i k , A m e r i kan r ü yal arına uy g un g örün t ü y ü ve r en

l< e n n e d y? i seçtiğini g ö s t e r m e li t e d i r . < 5 S) B u ü n 3. ü ö r n e ğ i rı

sonucu siyasal arenada televizyonun gücünü gözler önüne

ser mektedi r.

Buna karşılık, politikacılar televizyon programlar mdaki

ç oğ u siy a set i ç e r i kİ i pr og r a m1 a r h a 1k 1 sıkmaktan öt e ye

gidemez . B u n e d e n 1 e geneli e ş t i r m e y a p rn a k g ü ç t ü r . <5 3)

(58) YARAR Erhan, "Televizyon, Demokrasi ve Modern Seçimler", TRT Radyo Tel ev i z yon Der q i s i ,Ankara, Ocak 1332, ss,8,3, (53) SWALLOW Norman, "Tele v i z yon un Ger ç ek Güc ü", İstanbul Reklamı Yay. , İstanbul, No; 32, s. 35. Fakat yine de kitlelerin etki altına alınmasında başka

hiçbir araç ya da kurumun sahip olamadığı kadar üstün bir

güce sahip olan televizyon, bu gücü sayesinde siyasal

mücadelede tartışmasız en etkili propaganda aracı olmaktadır.

1. Televizyon Yayıncılığı üzerinde Devletin Denetimi

/ İletişim teknolojisindeki değişmelerde, siyasi ve

i 1 et işi m si stemi erini n k i m in elinde olduğunun önem taşıdığı

değişmez bir gerçek olmaktadır.

Yeni kitabı "Yeni Güçler Yeni Şoklar"

adlı kitabında 21. yüzyılın eşiğinde gücün değişim çağını

yaşadığını söyleyen Alvin Toffler, şiddeti, serveti ve

bilgiyi birer "güç" olarak incelemektedir. (60)

"Geleceğin kontrolünü kazanmak için mücadele edenler,

şiddeti, serveti ve bilgiyi kul 1 and1 1 ar„Bugün de buna benzer,

ama çok daha hızlı bir kaynama başlamış bulunmaktadır.Son

z a m a n 1 a rda i ş h a y a 1 1 n da, eko n o mide, politik: a da ve li ü r e s e 1 düzeyde gözlemlediğimiz bu değişiklikler, yaklaşan büyük bir güç mücadelesinin yalnızca ön habere i 1 er id ir " diyen Toffler, bilginin bütün güç kaynakları arasında en demokratik olduğunu söylemektedir. Ayrıca şiddetin, servetin ve bilginin siyasal arenada da hemen her düzeyde kullanılabileceğini s ö y1 e me kted ir. (61>

(60) TOFFLER Alvin, "Yen i Güç 1 er Yen i Sok 1 ar " , Altın Kitaplar 5 İstanbul, Kasım 1992, s.17. (61) TOFFLER, A . g . e . , s.29.

-41 - Evrensel düzeyde değişen güç dengeleri, siyasal

boyutta en etkin propaganda aracı olarak kullanılan

televizyon yayıncılığı üzerinde de değişikliklerin meydana

gelmesi ne neden o 3. makt ad ı r »

Avrupa televizyon yayıncılık sistemlerinde görülen devlet tekeli, yerini kuralsızlığa (der egu.l at ion) bırakırken, uydu yayıncılığının ardından özel televizyon

kanallarpı denetleme konusunda hukuk yetersiz kalmıştır,

özellikle Avrupa'da televizyon yayınlarını denetleme açısından günün şartlarına uygun kurumlarm yer 1 eşt ir i 1 nrtesi

çalışmaları yapılmaktadır» Gelişen teknolojinin siyasal tansiyonu arttırıcı rol oynamasının yanında ulusal ve uluslararası düzeyde iletişim siyaseti çağını yaşadığımız s ö y 1 e n m e k t e d i r . (S 2)

İletişim alanında liberalizmin serbest pazar k o ş u 11 a. r ı v e d e m ok r asinin ç o ğ u 1 c u 1 u k ani a y ışı çerçevesin d e artık devletin iletişim rejimine müdahalesinin ve devlet tekeli uygulamalarının liberal anlayışa ters düştüğü kabul edilmektedir.Müdahale ve 1ıberalizmi bağdaştıran kavram ise,

ö z g ü r1ükİ er i n o z ün ün k o r u n ması ve ka mu y ar a rı ka vr a m1 arı o I m a k t a d ı r . Y i n e d e t e k n i k v e s i y a s a 1 n ede n 1 e r i n iç içe geçtiği müdahaleyi haklı kılan kısıtlı frekans dağıtımının kamu otoritesi tarafından yapılması bir zorunluluk olmaktadır»

(62) T OF'UZ Hıfzı, "Recent D e v e 1 o d m e n t s Concer n i no The St at us , R i qht s and Respon si bi 1 i t i es of Journal i st " UNESCO, Paris, 1987, s»43» 2. Te1 ev i zyon Yayıncılığında "Kamu Hi zmet i " nin önemi

Başlangıcından beri Avrupa'da devletin denetiminde

kamu hizmeti veren televizyon yayınları, günümüz Avrupa'sında

kısmen ya da tamamen özelleştirilme tehlikesiyle karşı

ka r ş ı y a k aımışlavdır «

/Devletin ideolojik aygıtlarından biri olarak / d eğ'er 1 en d i r i 1 en kamu hizmeti yapan televizyon k u r u m l a n ,

liberalleşme rüzgarları ile eleştirel bir yaklaşıma, maruz

kalır k e n f k uralsızlaşan d ö n em d e, ö z e11 i k1 e k ü11 ür e1 a çıda n

kamu hizmeti yayıncılığı iletişim özgürlüğünün korunması için

bir e m niye t s ü babı ol a rak g ö rü 1 m e k t ed i r.

T i c ar i amaç 1 a yayın yapan tel ev i z yon kanal 1 arının

k a r ş ısında k a m u hizmeti ya y ınc ıl ığ'ını n v ar 1 ığ m ı s ü r d ü r m e s i n i

z o r u n lulu k o 1 a r a k k abul e d e n G r a n h a rn, k a m u h i z m e t i v e r e n

k u r u m u. n , de v 1 e 11 e n a. y rı b i r b i ç i m d e ö r g ü 11 e n m e s i g e r e k t i ğ i n i de belirtmektedir., (£3)

Günümüzde televizyon yayıncılığı konusunda yaşanan değişimler göz önüne alındığında "kamu hizmeti" yayıncılığı­ nın devletle iç içe olması geçmişte eleştiri 1 irken , özel tele v i z y o n yayıncılığı kapsamında o 1 mı a s ı g e reke n b i r k u r u. m olarak üzerinde durulmaktadır» Kamu hizmeti yayıncılığı kültürel açıdan televizyonun eğitme ve bilgilendirme fonksiyonlarını yerine getirmelidir»

<63) GRANHAM N. , 11 Str uçtur es of Tv" , 8r itish Film I n s t i. t u te, L o ndon, 1378, s s. 41, 4 6.

-4 3 - E. Televizyon Yayıncılık Sistemlerindeki D e ğ i ş i k 1 iki e r i n H u k u k i B o y u 11 a r ı

İletişim teknolojisindeki gelişmelerin sağladığı

yeni olanaklar kadar ortaya çıkardığı sorunlar da ulusal ve

uluslararası düzeyde televizyon yayınlarının hukuki acıdan

yeniden düzenlenmesini gündeme getirmektedir.

Teknolojinin hızı, hukuksal yapının fiili durumu / İ yansıtmamasına neden olurken, serbest rekabet koşulları

kapsamında gerçekleşen özel televizyon kanallarının uyması

gereken yeni kur ad lara ihtiyaç duyulduğu yadsınamaz bir

gerçek o1 maktadır .

iletişim sanayi kuruluşlarının örgütleniş ve yapıları

hiç kuşku, yok ki mevcut siyasal rejimin genel hukuksal

ç e r ç e v esi ile u y u m 1 u. o 1 m a k z o r u n d a d ı r A n c a k i ş 1 e v s e 1 o 1ar a k

yaklaşıldığında hu k uk sa 1 cer ç e ven i n g ö z ö n ün d e tut a cağı

kurumsal yapı bul un ma k t ad ı r . Bu yapı, öteki ekonomik

işletmelerin örgütlenişinde görülen işbölümü ve uzmanlaşma

eğ il imini izi eyecek tir. C64)

Gelecekte bilgisayar teknolojisindeki gelişmeler ve hükümetlerin uluslararası ilişkilerle ilgili araştırmaları giderek daha fazla desteklemeleri, uluslararası ilişkiler­ di s i p 1 inini v ver i 1 er in sınıfl and iril mas mı , ç öz üml enmes i ve ulusal hükümeti ere dış politika hakkında seçeneklerin

'sunulmasını sağlayan bir disiplin durumuna getirecektir. (£5)

(£4) KAYA R a ş i t , " K i 11 e 11 et i s i m Si stemler i" , Teori Yay. , Ankara, 1 yS 5 , s. k!U. (£5) GuNLüBOL Mehmet, "Uluslarar ası Polit i ka" ,S. Yay., A rı k' a r a., 1 y ~7 *3, s . 2 5. —44~ 1. 11 et i çim Hakk ı

"İlet içim Hakkı "n m varolabilmesi için "ulaşma"

Caccess) ile "katılma" (par t ic i pat i on) n m olması

gerekmektedir. İletişim araçlarına ulaşma, bu araçlardan

yararlanma ve iletişim sürecine katılma yani haberlerin ve

programların oluşturulmasında etkin rol oynaşma, iletişim

araçlarının yönetimine ya da denetimine katılma (66) ile

iletişimde demokrasi, iletişim hakkının sağlanmasıyla olur.

MacBride Raporu.'nda ise, "iletişim hakkı" öğrenme,

bildirme ve tartışma olarak kategorize edilmektedir, öğrenme ya da bilme hakkı, ister kendi isterse toplum adına olsu.n

kendi hayatını etkileyecek nitelikteki kararlar konusunda g e r e k sini m d u y d u ğ u bilgileri alma v e s. r aştı r m a h a k k ı olmaktadır»Bi1gin in gizlendiği veya çarpıtıldığı durumlarda bu hak engellenmiş durumda bulunmaktadır. Bildirme hakkı kendi yaşamı biçimini başkalarına aktarma hak k ı d ı r . Tar 1 1 şma hakkı ise, kişinin siyasal iktidarın kararlarını etkilemesini mümkün k11 abi 1ecek düzeyde tepki, karş11 görüş ve tartışmalardan oluşan bir süreç olmaktadır.

(66) TOPUZ Hıfzı, "Devi et 1erarası Î1et isim Hukukuna D C1 o r u 1 , Nur at £ a r ıca A r m a d a n ı , Ay bay V a y * İstanbul, 1988, s. 162. (67) FîSHER Desmond, "The Ri ah t t o Commun i e at e ; A St at us Report" , UNESCO, Reports and Papers on M a s s C o m m u n i c a t i o n , F' a r i s, N o s 9 4, s . 2 0,

- 4 5 - 2. Ul us 1 ar ar as ı Tel ev i z yon Yay ı nc 11 ı ğ' ı nda özgür Haber Dolaşımı Kavramı

Az gelişmiş ülkelere gönderilen bilgi, haber ve her

türlü mesajın, belirli kanallardan gelmesi ile tek yönlü

haber akışı, özgür haber dolaşımı için önemli bir engel

olmaktadır .

Dünya çapında AR, UPI, Reuters, AFP ve TASS olmak I üzere 5 büyük haber ajansı haberlerin yüzde 90'ını

dağıtmaktadır» (68) Televizyon yayınlarında yer alan haber

görüntü ve filmleri büyük çoğunlukla Amerikan ya da İngiliz

kaynak1ıdır,

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra iletişim kanallarının

tek yönlü kullanımının çarpıklığı üzerinde durulmuş, dengeli

özgür haber ve bilgi akışı sağlayacak Evrensel Yeni

Habercilik ve İletişim Düzeni kurulması yolunda çabalarda

bulunulmuştur.

S a v a ş s o n r a s ı k 1 a s i k 1 i b e r a 1 i s t h u k u k k Lir a 11 a r mı n geçerliliğini koruduğu dünya genelinde, doğal hukuk yaklaşımları özgür haber dolaşımı (Free Flow of Information) k a. v r a m m m g e 1 i ş m e s inde etkili ol m a k t a d ı r .

Kaynağını insan aklından alan "doğal hukuk"

öğretisinin uygulama alanı, uluslararası boyutta hiçbir ulus veya toplumla sınırlı olmaksızın evrensel nitelikte çağdaş hukuk sistemini etkileyen bir kavram olarak karşımıza

çik ma ktadır .

tj S ) SAH 1N , A » g » e» , s » / 1 B -4&- 20. yüzyılın başlarında poz itivist düşünceye karşı

hukuk ta tepkiler oluşmuş ve hukuk realitesinin çok boyutlu

olmasının gerektiği savunulmuştur.

Sosyal devlet anlayışı, sosyal fonksiyon olarak mül­

kiyet kavramını benimseyerek adaletli bir çözüm yolu bulmuş­

tur. Liberal mülkiyet ise, sınırsız mülkiyet hakkı tanımakta­

dır.Sosyal fonksiyon olarak mülkiyette ise mülkiyetin özne­

siyle neşnesi arasında "kamu yararı" öğesi bulunmaktadır. f bul tınmaktadır (&9)

Uyd u yayinciliği ile sınırlar öt es i yayın yap an öz e1

televizyon kanallarının artmasıyla ulusal düzeyde özgürlük ve

sorumluluk kavramları da kamu yararı kavramı yanında en çok

tartışılan v e ç 6 z ü m ü a r a n a n k o n ularda n o 1 m u. ş t u r .

U N E S C O 1, rı un 1991 * de Batı Avrupa ve Kuzey Amerika ülke­

lerini kapsayan bir araştırmanın sonucunda, düzenli televiz­

yon yayıncılık sistemlerinin benzer yönlerinin fazla olduğu

bel i r t i 1mek t ed i r.

Ulusal gelenekler ve ulusal durumlardan ortaya çıkan problemlere göre kanunların değişgenlik gösterdiği televizyon

sistemleri bir model niteliğindedir.Birçok faydalı elementin ve eğilim dikkate alındığı varolan kanuni ar ile taslak halinde olanlar bize yeni kanunların günün şartlarına uygun o 1 ar a k d üz en 1 en d i ğ i n i g öster me k t ed i r.

(69) ÖKTEM Niyazi, "Hukuk Felsefesi ve Hukuk bosyol oj i s i 11 , Beta Yay. , İstanbul , 1988, s. 153. II» Liberal ülkelerde Uygulanan Farklı Televizyon Sistemleri ve Yapılan Yeni Düzenlemeler

II. Dünya Savaşandan sonra televizyon

yayıncılığındaki hızlı gelişmeler ile, farklı televizyon

sistemlerinin uygulanmasının yanında günümüzde iletişim

teknolojisinin yayıncılığa sağladığı olanaklar, sistemlerin

yenileşmesi zorunluluğunu ortaya çıkarmaktadır»

/

A. Ingiltere'de Televizyon Yayıncılık Sistemi ve Yapılan Yeni Düzenlemeler

1. İngiliz Yayıncılık Şirketi (British Broadcasting Comp or ati on-B B C )

Ingiltere'de televizyon yayıncılığı "kamu hizmeti" veren BBC ile özel (ticari) televizyonun birarada yer aldığı

"karma" bir sistem olmaktadır. (70)

BBC, ilk d üz enli televiz yon yayın1 arın a 2 Kasım

1936 tarihinde başlamıştır» (71) BBC denilince hemen akla gelen "kamu hizmeti" yayıncılığı, televizyon programlarında kalite, haberlerde güvenilirlik anlamına gelmektedir.

Siyasi iktidar karşısında yayıncılığın bağımsız bir

şekilde yapılmasını garanti eden "Yöneticiler Konseyi" 12

üyeden meydana gelmektedir.

(7 0 > TUNSTALL Jeremy, "The Medi a i n Br i t a in" , Commun i c at i on-Soc i et y S'eries, London, 1983, s. 31» (71) LARSEN Ret er, "Import/Export;Internet icmal Fİ ow of Tel ev i s i on F i c t i on " , UNESCO, Reports and Paper s o n M a s s C o m m u. nicat i o n , n o: 10 4, P a r is, 1990, s „ 28. -48- İngiltere'de kamu hizmeti yayıncılığının en iyi

şekilde sağlanması ve yayınların gelecekteki gelişmelerinin m ü m k ü n o 1 m a. s ı k o nul arında iktidara g e ç en her h ü k ü met, ya y ı n tekelini elinde bulundurarak komiteler kurmuştur.

Başkanlar m m ismi ile anılan bu komiteler, yayıncılıkta sorumluluk verilen araçların aktiviteler ini denetlemektedir»

(72)

/BBC'nin ilk başkanı John Reith, televizyon f yayıncıliğinin temel inde d o r t önemli ilke o 1 d uğun u söy1emekt edir »

-Sermaye ve kaynak temin etmek,

-Tekelin gücü,

- K a m u h i z m e t i mot i v a s- yortu,

- G ö r e v a h 1 a k ı k a v r a m ı.

Reith, bu ilkelerin BBC'nin gelişmesinde, herşeyin en iyisini yapmak ve seçkinlik elde ederek başarıya ulaşmada etken olduğunu söylemektedir.Aynı zamanda tüm kontrolü elinde bulunduran BBC”nin eğlence, bilgi verme, eğitim programları hazırlamada ayrıntılı yöntemler uygulamasının sahip olduğu, başarı ile tekelin garantisi altında olduğunu belirtmektedir.

(73) öte yandan BBC siyasa1 i kt idara karşı özgür1ü§ünü kor umak için duyar1ı davransa bile bu konuda güç1ük çekt iği z a m ani a r o 1 m a k t a. d ı r »

(7 2 > G0□D WIN An d rew, Gar r y W ha n n e1, "Under st and i nq Tel evisi on" , Routledge, London, 1990, s.12. (7 3) H 0 0 D S t Li a r t, G a r r et 0' Lea r y, "Buest i ons o f Br oadc ast i nq " , M e t h u. e n , L o n d o n , 1990, s . 9 8» Dünyanın en köklü ve bağımsız televizyonu BBC aynı

zamanda hiç re k1 a m a1 mayan k u r u m o1 a r a k t e k ör n e k t i r . S o n

yıllarda hükümetle ilişkilerindeki gerginlik sonucu BBC,

hükümetin baskı yapmak amacıyla yıllık televizyon ruhsat

ücretlerini düşük tutmasıyla mali sıkıntıya düşmüştür.

Gelirleri arasında, yüzde 90 oranında olan televizyon ruhsat

vergisinin yanında yüzde 10'luk gelirini program ihracatı,

video kaset, dil öğrenme programları, dergi ve kitap ! yayınlarının satışından sağlayan BBC, özel televizyonla yarışmak amacıyla 1964'te ikinci kanalını (BBC 2) devreye

sokmuştur.

BBC alışılmışın dışında gerçekleştirilen bir atak

(74) olarak diğer ülkeler tarafından model alınırken, günümüzde BBC-"n in geleceği ve finansman konusu t ar 11s11 ma ktadır.

H ü k ü m e t, B E-f C y ö n et imi ile ilgili "Yeşil K itap" adlı bir r e f o r m p r o g r a m ı h a z ı r 1 a y a r a fi t a r tış m a y a a ç m ı ş t ı r . (75)

E^BCfnin reformdan geçirilmesi ile ilgili görüşlerin yer aldığı kitap ile 1996 yılı sonunda süresi dolacak olan kuru1uş t üz ü ğ ün ün h an g i yönde değ is t i ri 1 mes i tartış m a1 arın o d a k n o k t a s ı o 1 m a k t a d ı r .

(74) CURRAN James, Michael Gurevitch, Ja.net Woollacott, "Hass Communi cat i on and Society" , Dpen Un iversi ty Set Book, Edward Arnold, in associ at i on with the 0p en Un i ver s i t y Pr ess, 1987, s » 234 » (75) "BBC ö zelleştirileb ili r", Milli yet Gaz et es i , î s- tanbul, 27 Kasım 1992. 2. Bağımsız Televizyon (Independent Television~ITV)

İngiltere'nin ilk özel televizyonu Independent

Television 22 Eylül 1955 yılında yayın hayatına başlamıştır,

önceleri Londra ve çevresine yayın yapan ITV'nin yayınları,

1962 yılında hemen hemen tüm İngiltere'yi kapsamaktadır. 176D

ITV ile birlikte BBC tekel konumunu yitirirken»

îngilter^, Batı'da hem "kamu hizmeti" hem de özel televizyon kanalının bir arada yayın yaptığı ilk ülke olmuştur,"Yarı kamusal" nitelik taşıyan ITV 14 bölgeye 15 bölgesel televizyon istasyonundan meydana gelmektedir.Yayın izni S yıllık olan ITV, b ö1g e s e1 p rog r am 1 a r o 1uşt ur makla y ü k ü m1ü d ür .

Gelirlerini reklam yayınlarından sağ1 ayan ITV'nin haber programlarını bu 15 istasyon tarafından finanse edilen, bağımsız iki kardeş şirket üreterek yayına hazırlamaktadır.

Bun1 ar, Independent Tel evisi on News

"News at ten" (10 Haberleri) ve "TV-AM" in hazırladığı

"Breakfast News" (Kahvaltı Haberleri) nden oluşmaktadır. (77)

3. Bağımsız Televizyon Otoritesi (Independent Broadcastıng Author 1 1 y ~ I B A )

IBA, ITV'yi düzenlemek ve kontrol etmek amacıyla 4

A ğ u s t o s 1 9 54 t a. r i h i rı d e k u r u 1 m u ş t u r .

(76) MACDONALB Barrie, "Br oadcast i nq in the Un i ted Kingdom" , Hanseli Publishing Limited, London, New york, 1938, s. 61. (77) LARSEN Reter, A.g.e., s.28.

-51 ~ özel televizyonların düzenlenmesini sağlamak, uymak

zorunda olduğu kuralları belirlemek ve denetlemek için

kurulan IBA, BBC yi denetleyen Yöneticiler Kurulu gibi 12

üyeden ol uşmakt ad ı r . I ç i şl er i Bakanı tarafından atanan kurulun

temel işlevi, program sunacak şirketleri belirlemek,

programları ve reklamları denetlemek, verici istasyonlar inin

kurulmasını ve işletilmesini sağlamaktır. (78)

/i i

4. Kanal 4 (Channel Four)

1979 yılında Kanal 4 için bir öneri sunan IBA,

198011 ler de 11 kişiden oluşan bir danışma komitesi kurmuştur»

Aralık 1980 tarihinde ise, "Kanal 4 Şirketi” nin yasal olması

çalışmaları yapılmıştır. (79) 4 Kasım 1982 yılında ikinci

ö z e 1 k anal "Kanal 4" y a y ı n h a ya t m a b a ş 1 a m ıştır» K ü 11 ü r e 3. ,

belgesel programlar yayınlayarak ITV'nin tamamlayıcısı olarak

düşünülen bu kanal, özellikle etnik ve kültürel azınlıklara,

ö z ü r1ü1 ere y ö n eli k yayın yap ma k tadır»

5» İngiltere'de Kablolu Televizyon Yayıncılığı

İngiltere'de kablolu televizyon yayınları, BBC ve ITV yayınlarını tamamlayıcı olması amacıyla gerçekleşmiştir»

(78) LARŞEN, A » g » e», s » 28» (79) LAMBERT Stephen, "Channel Four" ,BFI Publishing, London, 1982, s » 115» Belirli sayıdaki kablolu televizyon pilot projeleri

için hükümete başvuran özel girişimcilerden 11?i 1983 yılının

Kasım ayında geçici ruhsatlarını almışlardır. 1984 yılında

yürürlüğe giren Kablo ve Yayıncılık Yasası'ndaki maddelere

göre düzenlenerek 1 Ocak 1984*te tasarı halinde sunulan

"Kablo Otoritesi" (Cable Author ity) 1 Ocak 1985'te yasal

olarak çalışmaya başlamıştır. (80)

İçişleri Bakanı tarafından şeçilen Otorite, kablolu i yayında niteliği belirlenmiş programları hazırlayıp yayacak adayaları seçmek, bunlara 15 yıl süreyle işletme izni vermek, programları ve reklamları denetlemek görevini yapmaktadır.

6. 1 ng i 11 er ed e Uydu Yay ı nc 1 1 ı ğ' ı

1980'1 i yılların başında Amerikan vatandaşı

A v u. s t r a 1 y af 1 ı m e d y a d e v i R u p e r t li u r d o c h f u n y ü z d e 9 0 T n ı n a sahi p o I d u ğ u H ol 1 anda' da n y a s a d ı ş ı - u y d u y a y ı n ı y a p a n "S k y

Television ", Ingiltere11 ye yönelik yayına başl amıştır .

U y d u Y a y ı n 01 o r ite s i n i rı izni y 1 e y a y ı n y a p a n îng i 1 iz

U y d u Y a y mc ı l ı k Ş i r k e t i (B r i t i s h S a t e 1 1 i t e B r o a d c a s t i n g-BSB> ne rakip ol muştur.BSB ile Sky arasındaki büyük rekabet 1990

Kasım ayında b u i k i kuru1uşun birleşmesi y1 e sonuç1 an mıştır.

Biri günde 24 saat haber, biri spor, biri film, son ikisi de eğlence programları yayınlayan 5 kanalı bulunan Sky Tv'nin yanında BSB'nin biri 24 saat film yayınlayan "pay tv" olmak

(üu.) MALDUNALD f A.g.e., s. 65. üzere 5 kanalı bulunmaktad ir. (81)

Murdoch BSE:!'ni n yüzde 50'sine ortak, olarak gazete

sahiplerinin yüzde 20'sinden fazlasına sahip olmasını

yasaklayan yeni görsel işitsel yasasını çiğnemiş oluyordu.

Ayrıca İngiltere'de AVrupa'dan gelen diğer u.ydu

yayınları yerel kablo televizyon istasyonları tarafından

dağıtılmaktadır. (82)

/ 7. Yayın Standartları Konseyi (Broadcasting St andart s Counci 1-BSC)

1983 yılında kurulan Yayın Standart Konseyi

televizyon yayınlarında basın konseyi görevini üstlenmektedir

Televizyon izleyicileri yayınlarda aşırı seks ya da şiddet o 1 a y ı g ö r ü 1 ü r s e b u. k o n u d a K o n s e y i u y a. r m a k tadı r . A n c a k merkez i

denetimi sağlamak amacıyla kurulan Konseyin yaptırım yetkisi bulunmamakt adır. (83)

8. İngiliz Televizyon Yaymcığmda Yapılan Yeni Düzenlemeler

İngiliz televizyon yayıncılık sisteminin değişiminde reform olarak nitelendirilen tüm kararlar, danışma

(81) ÖYMEN Edip Emin, "Murdoch'un zoraki evliliği sorunlu", Cumhur i yet Gazetesi ,İstanbul, 16 Kasım 1 990. (82) CURRAIM James, Jean Beaton, 11 Power W i thout Responslb i 1ity The Pr ess and Broadcasting i n Br i t a i rı11 , Methuen, L on d on, Ne w York, 1985, s. 337. (83) ÖYMEN E d ’ip Emin, "İngiliz Tv'ler ine denetim darbesi", Cumhur i yet Gaz et es i , İstanbul, 1 Şubat 1990. k o m itele r ini n ü r ü. n ü o İma k tadır. 1951 yılında hazırl a n a n

Beveridge Raporu 1954 yılında ticari televizyon ITVfnin

kurulusunu sağlarken, 1962pde Pilkington Raporu BBC 2'nin

oluşumunu yönlendirmiştir. 1977 yılında gerçekleştirilen

Arman Komitesi Raporu, Kanal 4 ’’ün, 1981 yılında Lor d Hunt

b a s k a n1ığın d a ya p 11 a n araştırm a1 a rın son ucu o 1u sa n Ji k t ar

Raporu direkt uydu, yayınları ve yeni iletişim teknolojileri

konusundaki gelişmeleri belirleyerek 1984rte geleceğin direkt / uydu yayıncılığı ile kablolu televizyon yayıncılığı konularında kabul edilen "Cable and Broadcasting Act" ı ol uçtur muştur . BBC'n in fina.nsı üzerinde görsel işitsel siyasetine tartışma ortamı sağlayan 1986 yılında yapılan

Peacock Raporu ödemeli televizyon

1989 yılında ise televizyon yayıncılık sisteminin ilkeleri ciddi bir şekilde sorgulanmıştır.liargaret Thatcher

H ü li ü m e t i ' n i n hazırladığı t a s a r ı ü z e r i n d e o 1 u m s u z eleştirilerin fazla olduğu yoğun tartışmalar yapılmıştır.

i n g i 11 e re p d e 1 Kasım 19 9 0 t a ri hi n d e y ürü rlüğe giren

Yayın Yasası, B B C ’n in gelirlerini ruhsat ücretleri yerine a b on e ü cretleri nd en almasını hü k m e b a § 1 a ma k tadır.B ö y1 e ce rekabet ortamına itilen BBC'nin kanallarının gece yarısından sonra bağımsız özel televizyon şebekeleri tarafından li i r a 1 a n im a s ı n ı da o p*ı g o r m e k t e d i t «

(84) LANGE An dr e, Jean Lu.c Renaud, "The Fut ur e of t he Eur opean Audi ovi suel İndustry" » The European Inst itute for the Media, Hanchester, 1989, s.27. __Erjnrj_ Yasa, ITV istasyonlarının sözleşme bölgelerini

yeniden belirleyip acık arttırma ile satışında en fazla para

verene 10 yıllık süre ile kiralanmasını sağlamaktadır.

ITV'yi oluşturan istasyonlar yeni bir düzen içinde

kurulduktan sonra bunların tümüne birden Kanal 3 adı

ver i 1miştir.Bu kanalların haber ve bölgesel program yayını

yapmaları şart koşulmuştur, özellikle Kanal 3,!,ün İskoç ya

Bölgesin^ azınlık ve etnik grupların yapımlarını içeren

yayınlar yapma izni verilirken, yeni kanallardan Kanal 4

kültür ağırlıklı yayınlara, Kanal 5 !‘le birlikte hepsinin

ni t e1 i k1 i o k u1 programlarına ağırlık v e r e c eğ i h ü k me

bağ1anmaktadır «

Tüm kanallarda haberlerin tarafsızlık ve doğruluk

ilkesine uygun olarak verilmesi ile programların yüksek

kalitede ol ması kurallarla çerçevel erimektedir . özel televizyon

k a n ali a r ı n d a k a m u. d u y g u 1 a r ı n a s aldı r ı ve s u ç a. t e ş v i k edici

k a r g a ş a y a y o 1 aç a n p r og r am1 a r y a sakla n mış 1 1r .Yayın1 anan programların toplam miktarının yüzde 25 f inden fazla yabancı

kaynaklı programlara yer verilmeyeceği açıkça yer almaktadır.

Televizyon yayınlarının denetiminde " Bağımsız

Televizyon Komisyonu" (Independent Television Commission-ITC) kural ve yaptırımları değer Iendiren bir kurum olarak o 1 u ş t u. r u lmaktadır .

Televizyon yayınlarının düzenlenmesi ve kontrolü ile yayıncılık organizasyonlar m m yapısı ve karakter inin, yeni yasa ile "Yayıncılık Şikayet Komisyonu" (The Broadcasting

•-56-- C o m p 1 a i n t s C o m m i s s i o rı - B C C ) t a rafından seki 11eneceği

açıkİ anmaktadır.Hükümet tarafından atanan 3 üye ve başkandan

meydana gelen Şikayet Komisyonu çoğulculuğu yansıtan, kamu

duygularını rencide etmeyen, haberlerin doğru ve tarafsız

olması koşullarının yanısıra özel yasama saldırı ve

şikayetleri de bir raporla ITC'ye bildirmektedir.

Yayın Standart Kurulu hükümet tarafından atanan bir

başkan v p 4 üyeden oluşarak programlardaki seks, şiddet, / i ah1 ak k6nu1 arın d a yo1 g o st er i c i kur al 1 ar koymaktadır.

öte yandan, yeni yasa ile IBA ile Kablo Otoritesi

1ağvedi 1 miştir.ITCye uydu ve kablolu yayınları da içine alan

görev alanında ayrıntılı kurallar ve ağır yaptırım yetkisi vermekted ir.

A y nı yasa ya yıncılık alanın d a oluşa bilecek tekeli er i

ö nlemek ama cıy1 a yayın ku rumun u meyd an a getiren şirketle r topluluğunda ulusal veya bölgesel gazetelerde hissesi olan kişilerin yüzde 20'den fazla pay sahibi olmasını y asak1 amaktadır. BBC ve re k 1 am a. j a n s1 arın d a y ü z d e 5 hissesi o lan k u r u. 1 u şiar v e b i r y a y ı n k u r u m u n u n y ü z d e 2 0' si n e s a h i p olanların başka bir yayın kurumunda hissesi olamayacağı k u r a 1 ı n ı d a getir m e i-:; t e d i r . <85 >

Görülüyor ki İngiltere’de televizyon yayıncılığında

"kamu hizmeti" ve "kota" ilkeleri korunarak sıkı kurallara bağlı bir yasal düzenlemeye gidilmiştir.

<85) KOFLER Birgit, "Database on Broadcasting Laws in Westwrn Europe and North America" ,UNESCO, Communicat ion D i v isi on f Par is, C II/CDM, 1991,

- 5 7 - B - .Amer ika Birleşik Devletleri (ABD) nde Televizyon Yayıncılık Sistemi ve Yapılan Yeni Düzenlemeler

özel (ticari) televizyonun en önemli örneğ'i ABD' nde uygulanmaktadır.Her ne kadar televizyon Ingiltere'de doğmuş olsa da, ABDfnde gelişmiştir.

Avrupa ülkelerine göre on yıl önce kurulan ilk televizyon kurumlan II» Dünya Savaşı sıralarında ortaya { çıkmış, Renkli televizyon yayınları da ilk kez 135S yılında

Amer i ka' da başlatılmıştır.

ABD'nde her evde televizyon alıcısı bulunmaktadır»

Ayrıca ABD'ndeki evlerin yüzde 59 'li birden fazla, yüzde 20' si

üç veya üçten fazla televizyona sahip bulunmaktadır.

Televizyon yayın istasyonları açısından ABD, 300'ü b ağımsız, 332's i kamu t op1am 1350 i st asyon1 a d ün yad a başı

ç e kmektedir. (86)

Gerçek anlamda bir televizyon ülkesi olan ABD'nde,

1 i b e r a 1 p a z a. r e k o n o misinin k u r alla r iyi a işle y e n tele v i z y o n yayıncılık sistemi, reklama bağlı ticari televizyon örneğini sergi 1 emektedir.Bu kadar yaygın televizyon ağını besleme zor unluluğu televizyon pr ogr am1 arı üret iminde ABD'ni önem1 i bir g ü ç h a 3. i n e getir m iştir» K endine ö z g ü paz a. r la m a y ö ntemler i geliştiren ABD, ilk gösterim ve ikinci pazar uygulamalarıyla f i narı sman ı sağ 1 anan dizil er in uc uz f i yat 1 ar 1 a d ün ya televizyonlarını işgal etmesi sağlanmıştır»

(86) TOPUZ Hıfzı, 1» ü» B» Y„Y „0., Doktora Programı , 1990-1991 U İ us1 ar ar ası iletişim Der s Not 1 arı. 1. Federal İletişim Kom i sy on u < F e d e r a 1 Ü o m m u nic a t i o n C o m m i s s i o n - F C C)

"Communicat i on Act" diye adlandırılan federal yasaya uygun olarak 1934 yılında oluşturulan Federal İletişim

Komisyonu, ABD Başkanı tarafından Senato'nun onayıyla 7 yıllığına atanan 5 üyeden meydana gelmektedir.

Avrupa'daki benzerlerinden daha fazla yetkilerle i donatılrrfış FCC, ABDr ndeki tüm ilet işim sistemlerini düzenler, izler, denetler ve gerektiğinde ceza uygular.

FCC, Televizyon yayıncılığında tekelleşmeyi önlemek, yayınlarda çok sesliliğin sürmesini sağlamak ve temel anayasal düzen açısından yayınları izlemek1 e yüküm1ü olmaktadır» (87)

Frekans dağılımında "kamu yaran"nın gözetilmesiyle tekelciliği önlemeye yönelik kurallar belirleyici olmaktadır.

Gazete zincirlerine sahip olan kişilerin yayıncılıkta tekel haline gelmelerini önlemek için 7 »den fazla istasyona sahip olamama konusundaki 3 kategoriyi kapsayan kural 1984 yılında FCC t ar afından 12fye yüksel t i 1 m i şt ir. (88) Y a p 11 an bu değişikliğe göre, "12-12-12 kuralı" gerçek ve tüzel kişi­ lerin 12 Fİİ radyosu (12 FM stat i ons), 12 orta dalga (12 AM stat ions), 12 televizyon istasyonu (12 television stat ions)

(87) SÖNENSİN Okay, "öze11 eşt i r me ve öz gür1ük", Cumhur iyet Gaz et es i , İstanbul, 17 Aralık 1990. (88) HOL81NGER Ralph L., Ed. Peter Sandman, "Media La w" , Ran d om House, New York, 1387, s. 389. d an f a.z 1 as mı elinde tutmasını yasa k 1 ama k tadır» < 89)

FCC’nin siyasi nitelikteki kuralları ise, seçimlerde

adaylara ekranlarda eşit biçimde yer alabilme olanağının açık

(equal time rule) tutulmasıdır»

Televizyon istasyonları adaylara yer vermek zorunda

değ i 1 d ir„Ancak, bir adaya yer verildiği zaman, diğer adaylara da yer verilmesi zorunludur.Bu es i t zaman uygulaması kuralı

1960 yılanda başkan seçimi sırasında Konqre tarafından qeçici olarak kaldırılmış ve Ni >;on—Kennedy tartışmaları ger ç ek1eşm iştir» C 90)

Televizyon yayıncılarının uymak zorunda olduğu diğer bir kural 1949rda uygulanmaya başlanan ve geniş kitleleri ilgilendiren tartışmalı konularda, televizyonun ekranı tüm görüşlere açma zorunluluğu getiren "Fairness Doktrini", 1987 yıl m d a ka 1 d ı r 11 mı şt-1 r » (91)

Diğer bir ilke, bir televizyon yayın m ela kendisine açıkça bir suçlama yöneltilen herkese, sekiz gün içerisinde o programın bir kopyasının yollanması zorunluluğudur.(Personnal attack rule) Amaç,, ilgili kişi cevap hakkını kullanmak i st er se kendisi ne yar dımcı olunması < 92) amaç 1anmakt adır.

Ayrıc a telev i z yon yayınların a karşı ger ç ek ve t üz e1 kişilerin cevap verme hakkı bulunmaktadır.

(89) SIDAK J.Gregory, "Broadcast News" ,The American Enterprise, Mart/Nisan 1992, Washington, s»72. (90) KAYA A.Raşit, "K i 11 e 11 et i ş i m Sistemi er i“ ,Teori Yay., Ankara, 1985, ss»142-143» ■. 1 ) T 0 F' U Z , A « g » e» (92) KAYA, A .g .e ., s .143»

- 6 0 - 2. Amer i ka Biri eş i k Devi et 1 er i? nde öz el Ct i car i) T e 1 e v i z y o n Y a y i n c. ılığı

ABD'nde üç büyük televizyon yayın şebekesi American

Broadcasting Üompany (ABC), National Broadcasting Company

(NBC), Columbia Broadcasting System (CBS) bul unmaktadır. (33)

Bu en büyük üç yayın ağı, sırasıyla 8, 4, 7 istasyona sahip

olmalarına karşın, üye istasyonlar aracılığıyla ABD yayın İi alanının' tümünü kapsamaktadır.

Şebekelere bağlı yerel istasyonlar, hizmet verdikler i

konut sayısına göre saptanan belirli bir ücret karşılığında

i k i yıllık an 1 aşma, yapmak.t ad ı r .

Bağımsız yerel istasyonlar yerel reklamcıların

gereksin imi er in i karşılamaktadır.Yayınlar inin yüzde 70f i

ç eşitli ş e b e k e 1 er i n p r o g r a m 1 a rının yeniden g ö s t e r i m inden,

y ü z d e 30 *u is e öz g ü n yapım1 a r d an o 1u şma k t adır»

Yayın pazarının endüstriyel boyutları "üretici

birlikleri" adı verilen bir program pazarının meydana

gel me sine neden o 1 muşt ur »

Tüm geliri reklam olan ticari tel evizyon izleyici

o r a n ı n ı v e eğ' i 1 i m 1 e r i n i n s a p t a n m a s ı, fa r kİ ı y a y ı n

saatlerindeki izleyici oranının ve tipinin belirlenmesi için

sürekli araştırmalar yapılmakta ve yeni sistemler

gel iştir ilmektedir.Bu araştırmal arın verilerine göre yayının a kışı, p r o g r a mI a rm içer i ğ i ve tipi belirlen mektedir.

(33) NESRİNE R», "Polit ies and the Hass Hedia in Br i t a in" , R ou 11 e d g e, New York, Lo ndon, 19S3 ? s .210. -61- 3. ABDynde Kamu Televizyonu

1 9 5 0 ’’le r in başında büyük şehirlerde eğitim amaçlı

kamu televizyonu yayınlarına izin verilmiştir. (94)

1 9 6 7 yılında Amerikan Kongresi tarafından çıkartılan

bir yasayla Kamu Yayın Birliği (Corporation for Broadcasting!)

kurul muştur.

Kamuyu ilgilendiren her konuda program sağlamak I amaçıy1 a sosyal sor umluluğun yer i ne get i r il mesi için kamu televizyonu ağı oluşturulmuştur.

1973'te 332 üye istasyondan oluşan ağın programlarını

d ü z e n 1 e m e k ten s o r u m 1 u K a m l i Y a y ı n H i z m e t i K u r u m u ■ ( F‘ u b 1 i c

Broadcasting Service-F'BS) kurulmuştur. îsyasyonlar çeşitli toplulukların üyeleri, lise ve üniversiteler, yerel yönetimler, devlet otoriteleri, eğitim birimi eri tarafından oluşturulan 174 dernek tarafından işletilmektedir.

4. ABDfn d e Ka b1 o1u Telev i zyon Yayın1 a rı

ABD kablolu yayın ağının en hızlı geliştiği ülkedir.

198O*de 90 milyon konuttan ancak yüzde 18fi kablo yayına aboneyken, bu oran 1988' de yüzde 5 3 pe çıkmıştır,, 1991 yılında Uluslararası Araştırma ve Geliştirme Merkezi tarafından ABDf nde yapılan bir araştırma evlerin yüzde

(93) 5HERMAM Barry L . , "T e 1 ecomun icat i on s Management The B r o a d c a s t -- C a b 1 e I ndust r i es " , Mc6raw-Hill S e r i e s i n M a s s C o m m Li n i c a t i o n , N e w Y o r k, 1987, 5 5 f inin kab 1 ol u si st eme bağ' 1 anmı s ol duğ'unu or t aya

koy maktadır« (94)

A B D ’nde 1 9 4 0 ’1 arın sonlarında başlayan kablolu

televizyon yayınları, 1934*te Kablo İletişim idare Kanunu

(Cable Communications Policy Act) nun öngördüğü yasalarla

düzenlenmiştir. < 95)

ABD’ndeki kablolu yayın şebekesinde en büyük pay

ESPN, WTBS, USA Network ve CNN gibi dört büyük şirkete ait / bulunmaktadır. ESPN, 50 milyona yakın abonesiyle televizyon bulunan evlerin yüzde 51’ine ulaşmaktadır.Kuruluşun ABD’ndeki

8500 kablo sisteminde yer alması ise bu alanda kırılan bir r e k o r o 1 m a. k tadı r «

USA Network'un başarısı 24 saat boyunca eğlence programı yayınlayan tek kuruluş olurken, WTBS 24 saatlik yayınında, aile programları, sportif olaylar, çocuk şovları ve si n ema k1 a s i kler ine yer v e r me k t ed ir.

CNN, kablolu, televizyon ile büyüyüp 24 s a ait yayınla­ dığı haber programlarıyla tüm dünyaya yayın yapmaktadır.

C. Fransa’da Televizyon Yayıncılık Sistemi ve yapılan yeni değişiklikler

Fransız televizyon yayıncılığı 1947,1988 tarihleri

<94> RîGEL Nurdoğan, "Kablolu televizyonculuğun cennet i s A B D ", Bar ornet r e Gaz et es i, Ist anbul, 30 Mart 1992. <95) KATSH M, Et han, "The Electronic Med i a. and t he T ran s f or ma t i on of Law" , 0 xf ord Un i ver s i t y Press, N e w Y o r k, 1989, s .216.

O _ arasında her iktidar değişikliğiyle birlikte geçirdiği yasal

düzenlemeler sonucu, bugün yurttaşlarının özgür ve çoğulcu

iletişim hakkına sahip oldukları kabul edilen yasal bir

düzeye ulaşmıştır»

önerilen ve tartışılan 23 yasa tasarısının ve kabul

edilen 7 yasanın sonucunda devlet tekelinin kaldırılması ve 7

kanala sahip olmasıyla sonuçlanmıştır.

i 1. Fransa'da Kamu Televizyonu

Fransa’da televizyon yayınları 1 9 4 0 ’1 arın sonlarında

başlamıştır .Fransız Radyo ve Televizyon Kurumu RTF' tarafından

başlatılan yayınlar, 1959 yılında kurumun tekeline

bırak 1 1 mıştır.Kamu hizmeti yapan RTF, verici istasyonların

kurulması, işletilmesi, program üretilmesi ve yayınlanması

konusunda tek otorite olmaktadır. (96)

1964 yılında yapılan yasal düzenlemeyle RTF , yerini

Fransız Radyo Televizyon Ofisi CORTF) ne bırakmıştır.1974?te

ise yapılan yeni düzenlemelerle ORTF ortadan kaldırılıp, birbirinden ayrı, bağımsız ve farklı hukuki statüde- 7 kuruluş oluşt ur u1muşt ur . < 97)

Bu kuruluşlar dan INA araştırma ve eleman yetiştirme konularında görevlendirilirken, TDF, verici istasyonlar ve donanıma ilişkin altyapıların yönetiminden sorumlu

(96) TYDEMAN John, Ellen Jakes Kel m," New Med i a ın Eur ope. Sat el 1 i t es , Cab 1 e, VCRs, Videotex 11 , McGraw —Hill Book Company, London, 1986, s.26. (97) KA YA, A .g .e *, s . 149. tut u 1 m u. 5 1 u r . P r o g r a m ü retere k y a y ı n y a p m a k ü 2 e r e d ö r t a. y r 1

ulusal şirket ol uşt ur ul muşt ur . Bu şirketlerden TF 1, Antenne 2

ve FR 3 adlı tel evi2 yon kanalları birbirleriyle rekabet

ederek çoğulculuğun sağlanması amacıyla kurulmuştur.

Dördüncüsü ise Radio France'dir. Sermayeleri devlet

tarafından karşılanan bu kuruluşlardan sonuncusu SFF' çoğunluk

hissesi devletin olan anonim şirket statüsünde program

üretmek ^maçıyla karma bir kuruluş olmuştur.

2. 1982 Anayasal Düzenlemesi ile Devlet Tekelinin Kal diril ması

F ra n s a ’da d ev1 et t e k e 1 i 2 9 Temmu2 19S2 t a ri h i n d e

"görsel-işitsel iletişim özgürdür", "çoğulcu ve özgür görsel

işitsel bir haktır" maddelerinin ilk sırada yer aldığı y a s a y 1 a kaldırıl m 1 ş 1 1 r . C u m hur b a s k a n 1 , S e n a t o B a ş k a n 1 v e

Meclis Başkanı tarafından atanan 9 üyeli bağımsız bir merkezi

'' Y ü k s e k Ot o r i t e " < H a u. t e A u t o r ite) k u r u 1 a. r ak, t ü m g ö r s e 1 işitsel düzeyde yayınların bağımsızlığını garantiye almak h e d e f 1 e n m i ş t i r .

Bu k a n un un getirdiği ö z g ür1ü k or t a m 1 n d a Kası m 19B4 * t e h a v a d a n r a. d y o d a. 1 g a 1 a r 1 n 1 k ul 1 a n a r ak d ü n y a d a ilk kes şif r eli yayın uygulaması başlatan Canal F'lus'un devreye girmesi olmuştur. (98)

1 9 8 5 ’te yüzde 2 5 ’i İtalyan medya devi Ber 1 usc on i ’ye ait La Cinq adlı özel televizyon kanalı ile TV S adlı kanala

(98) USUR Aydın, "Fransa5'da televizyonda özelleşme", 11 et 1 sim Ar ast 1 rma ,ILAD Bülteni, Mart 1932, S. 8,

~65~ yayın izni verilmiştir.

3» 1386 Anayasal Düzenlemesi

30 Eylül i986pda Radyo Televizyon Yasası tekrar

değiştirilerek Yüksek Otorite'nin yerine "Ulusal İletişim ve

özgürlük Komisyonu" (Commi ssi on National e de la Communication

et des Libertes-CNCL) kurulmuştur. / Böylece CNCL, kamuya yönelik her türlü görsel işitsel yayın faaliyetlerine izin verme yetkisine sahip tek kuruluş o 1 ma k t adır. (99)

I< a b 1 o 1 u televizy o n ş e b e k e s i k u r m a izni k o n u s u n d a eskiden merkezi organda toplanmış olan yetki, yerel

y ö netimlere devredilmiştir.Bu k o n l i d a C N C Lp i n rol ü ş e b e k eni n uyması gereken teknik özellikleri tanımlamaktan ibaret kalmaktadır.Ayr ıca yasa, kablolu televizyon sahipliğinde sınır ta nım a m a k t adır.

1986 Yasası'nın getirdiği en önemli yenilik birinci kanal TF irin özelleştirilmesi ve La 5 ile TV 6'nın işietmec i 1 er in in tekrar belirlenmesi ol muştur « 1387* de TF 1

Bouygues g r ubuna on yıllığın a kira1 anm ıştır. La 5, büy ü k basın grubu Hersant' ın İtalyan yayın grubu Berlusconi ile oluşturduğu gruba verilmiştir. TV £ ise, ortaklarının arasında Lüksemburg Televizyon Şirketi'nin bulunduğu Metropol

TVfye bırakılmıştır.

(33) UĞUR, A.g.m., s.8.

— £ £ “ 1987 yılında kurulan "La Sept" kanalı ise, kültür

y ayı n c 1 1 ı ğ ı y a p m a sı a m a c ı y 1 a. k u r u 1 m u ş t u r .

I< a m u y a y ö n eli k h e r t: ü r I ü g ö r s e l işitsel yayı n

faaliyetler ine izin verme yetkisine sahip tek kuruluş 198S

d üz en 1 emelerine g ö r e, CNCL o 1 ar a k bel i r 1 en i r k en , yayın

ku r u m1 a rın a sah i p o 1 makta bel i r1 i siniri a mal ar da

g e t: i r i 1 m e k tedir . Bu s ı n ı r 1 amal a r a g ö r e b i r b a s k a tele v i z y o n

kanal ındrf hissesi olan kişi veya kuruluşlar, ulusal düzeyde

yayın yapan televizyon istasyonunun yüzde 25pinden fazlasına

s a ht i p o 1 a m a m a k t a dır» A y n ı g r u p o r t a ğ ı o 1 duğ u b i r i n c i

televizyon istasyonunun hisselerinin yüzde 25"inden, ikine i

istasyonun yüzde İS'inden, üç üne üşünün ise yüzde S* inden

f a z 1 a s ı n a s a h i p o I a m at m a k t a d .t r «

U y d u. a r a c 1 1 ı ğ ı y 1 a y a y ı n y a p a n t e 1 e v i z y o n

istasyonlarında bu sınırlar bir tane için yüzde 50,

İkincisinde yüzde 33, üç üncüsünde yüzde 5 olarak

sapt anmakt ad ı r

1989 Anayasal Düzenlemeleri

CNCL Fransa’da iktidar değişimi ile 17 Ocak 19E yılında "Görsel İşitsel Yüksek Konseyi (Conseil buperieur de

1 ! Aud i o v i s u el- C S A ) k u r u 1 m a siyi a. 1 a. ğvedilmi s t i r .

Cumhurbaşkanı en a

t ar a find J ili iğ ma atanan u in in üçte birin in i i-

(100) Hıfzı Topuz, " Yar ı n ı fi Radyo Tel ev ı z yon Düz t-’n ı " 1 u S E b .1L A D o i' ttak a !■ Yayını, İstanbul ,19’ , i yılda bir değiştiği 9 üyeli bu Konsey, görsel işitsel alanın t ü m ü n ü n düzenlemesinden s o r u rn 1 u k :ı 1 mm ı ş 1 1 r .

1986 Yasası'ndaki maddelerin benimsendiği 1989

Yasası'ndaki tek değ işi kİik, havadan yayın yapmaya talip olan r a d y o ve t e1 ev i z yon i s t asyon1 arın a i z i n veri r ken, bu kuruluşlar ile CSA arasında bir anlaşma imzalanması u y g u. 1 a in a s ı ö n g ö r ü İme k t e d i r . (101)

Ce,£ itli y a s a değişi k 1 i k 1 e r i v e d ü zenlemeler s o rı u c u i ulaşılan bu yasal çerçeve, Fransız görsel işitsel alanının yapısal sorunlarının tümünü çözebilmiş değildir.Bir yandan kablo planının istenilen düzeye ulaşmaması, uydu yayınlarının teknik aksaklıklar nedeniyle hedeflenen amacına varılamaması, diğer yandan program kaliteler in in sürekli düşmesi televizyon yayıncılığının çözüm bekleyen problemlerinden birkaçı

i^ ma ... ık . .uo a.u...... J *1 .r - » ÎKÎNCÎ BÖLÜM

I, Tel e v i z y o n Y a y ı n c ı1 ı k S i s t e m inin T' ü r k i y e? d e k i Gelişimi

i İ İ A. Teknik Düzenlemeler

1. î ıs t a n b Li 1 T e k n i k ü n i ver s i t es i B ü n yesinde k i Televizy on Yayın c ı1 ığı

Türkiye'de ilk televizyon çalısmaları, İstanbul

Teknik üniversitesi (ITÜ) bünyesinde Yüksek Frekans Tekniği

Bilim Dalı üğrene i 1 er i ne uygulamalı eğitim vermek amacıyla başlamıştır.Teknolojik düzeydeki bu gir işim ile, öğrencilerin

çalışmalar yapabileceği bir elektronik laboratuar oluşturarak, ilk adımda düzenli yayına geçme düşüncesi

o 1 m a d a n , s a d e c e s i s t e m i n k l i r u I m ası h e defi e n m İst i r .

İstanbul Teknik üniversitesi Elektrik Fakültesi

Yüksek Frekans Tekniği Bilim Dalı Başkanı Prof» Dr» Mustafa

SanturTun 1949-1950 yıllarında başlattığı söz konusu

çalışmanın yıllar sonra ITü ile PTT'nin işbirliğiyle düzenli yapılacak yayınlar m başlamasında büyük rol oynayacağı görülecektir■

-S 9- Santur, yabancı ülkelerden aygıtlar almak üzere

çeşitli şirketlerle ilişki kurarak bir araştırma yapmış, ilk olarak Hol 1 anda”daki Philips Şirketi ile bir anlaşmaya varıl­ mıştır .Yaklaşık 65 bin lira değerindeki televizyon aygıtları,

1951 yılındaki bir ihale sonucu satın alınmıştır. (1)

a > ı î T0 Te1 ev i z yonu'nun Tekn i k Düzen i t/

Türkiye'nin bu ilk televizyon ayayın aygıtları, Şubat

1952 tarihinde İstanbul'a gel m İst ir.Bu aygıtlar, iconoscope kamera, bir televizyonda film gösterme aygıtı ile ses ve reji içi n i ki ver i c i d en o 1uşmak taydı.Ver i ci g ücü 100 wat11 , IT0'n ün

Taşkısla Bina'sında, üç küçük odada alınan ilk cihazların montajı, Prof» Dr. Mustafa Santur, Doç. Dr. Adnan Adaman ve

A s i s t a n Z i y a A k c a s u t a r a f ı n d a n g e r ç e k 1 e s t i r i 1 m i s t i r » A n t e n d i r e ğ i i s e g e m i di r eğ i yap a n1 a r a h azırlat ilmiş, bir m i n arec i tarafından Taşkışla Binası1n m damına tak 1 1 mıstır. C2)

T ü r ki y e'nin ilk v erici a n t e n i b ö y1 ec e 24 0c ak 195 2 tarihinde ÎTü Taskışla Binası’nm damına dikilmiş oldu» (3)

(!) RİGEL Nurdoğan, "El ektron i k Rönesans" , Der Yay», İstanbul, 1991, s» 142. C2) RîGEL, A» g.e., s . 142. (3) <:> N G <:> R E N M a h m u t Tali, "T ü r k i y e? d e T e 1 e v i z yon 1 a İlgili Çeşitli Tarihler" ,AÎTÎA, 11 et isi m Der qi s1, A i ı !■-. d v a., 1 İ5 k.j -ı«., . -ıi- (z* "I»

- 7 0 - b) Deneme Yayınlarının Teknik Düzeydeki Başarısı

tik televizyon deneme yayınları üniversite binasının belirli yerlerine konan üç televizyon alıcısından izlsnmiş-- tir.îlk televizyon ise, 9 Temmuz 1952'de gerçek 1eşmistir„Bu tarihten sonra ÎTÜ cumartesi günleri, televizyon yayınlarını sürdürmeye devam et m iştir„Yay ı n1 ary haftanın perşembe günleri de 17 i 00--19: 00 saatleri arasında filmler ve yayına ücretsiz i katılan gönüllü sanatçı ve konuşmacılarla sür dürülmüştür„

Bununla birlikte, öğrencilere verilen mezuniyet tez­ leri ile televizyonun teknik gelişimine katkı sağlamnıştır.

ITÜ Televizyonu yayınlarına akademik yıl süresi içinde her hafta cuma günleri 15ı; 30.21:00 saatleri arasında devam et m i ş t i r ,,

31 i D c a k 19 6 S y 1 1 ı n c:i a T R T A n k ara T' e 1 e v i z y o n u d e n e rn e yayınlarına başlandı„Böylece Türkiye?de ilk düzenli teieviz. yon yayınları TRT Kurumu’nun Anayasa’nm 121„maddesinde

öngördüğü şekilde televizyon yayınlarını yapması Anayasalının k a b u I e d i 1ı m esi rı d e n 7 y 1 1 s o n ra g e r ç e k leşe b i 1 d i . B e ş y 1 1 1 ı k

Kalkınma Planıfnda yer almasına karşılık, son iki yıldan beri hazırlıkları sürdürülen televizyon, F'ederal Alman Hükümetinin hediye ettiği 5 kw„1 i k verici ile Ankara iline yönelik olarak yayma başladı» (4)

.11 Radyodan TRT 've"_j, TRT Basım ve Yayın Müdürlüğü, A n ara, 1 y y 1 , s „ ij o« 2. Tel e vizyon Yayın cıl ığın d a T RT'n in Te k n i k D üz en i

a) TRT-ITÜ İşbirliği

t T ü T e 1 e v i z y o n u •' n u n y a y ınl ar ı S M a r t 1970 t a r i h i n d e

öğrenci olayları nedeniyle kesilmiştir.Prof. Dr» Adnan Ataman

1 1 M a r t İS 71 t a r i h i n d e, T R T G e n e 1 li ü d ü r ü A d n a n o z t r a k ? a b aş- v li r a r a k , A n k a r a T e 1 e v i z y o n u? n u n y a y ı n 1 a r ı n ı n , P T T r a d y o 1in k - / ler i üzer i/n den İstanbul " a verilerek îTü-TV vericisinden nak­ len yayınlanmasını öner miştir„Söz konusu işbirliği önerisi

çok sonraları dikkate alınmış olsa bile, TRT ile sürdürülen temaslar sonucunda,, TRT Kurumu ile ITO arasında İstanbul * da televizyon yayınlarını ger çekiestirmek üzere yapılacak işbir­ liğinin sekli bir protokolle sonuçlanmıştır. (5) Böylece

1Tü'nün 1971 yılına kadar yapmış olduğu caniı-deneme yayıncı­ lık hizmeti t amam iyi e TRT1'ye devredilmiştir,

İstanbul’da ilk paket yayın pazartesi, çarşamba ve cuma günleri olmak üzere haftada üç gün olarak 3u Ağustos tarihinde başlamıştır,,

Philips F irmasıf ndan alınan 75 watt gücündeki bir televizyon vericisi İstanbul’a verilen yayınlar için kulla­ nıl i r k e n , 3 A r a 1 ı k 19 71 t a r i h i n d e n i t i b a r e n 1T ü? n ü n 50 0 w a 11 gücündeki vericisi ayda 10 bin lira ödenmek suretiyle k u 1 1 a n 1 1 ırı a y a b a s 1 a n m ı ş t :ı. r „ <. b ’>

i. b R 1G b.L y A . g . e . , s s „ 1 '43 — 144 ,, (. b ) k 1 üGL , A . g . e« , s . 14 7 » b ) 1968-1972 Y ı 11 arı ar a sın d a TRT’nin Te kn i k D üz en i

İstanbul Televizyonu. 1971' in Kasım ayında, Türk Al man

E k o n o m .i k î ş b iri iği ç e r ç e v esinde A 1 rn a n y a taraf ı n d a n k u r ul ması -- na ilişkin düzenlemenin gerçekleşmesiyle, 4- kanal üzerinden yayına başlamıştır» (7) Çamlıca Tepesi'nde. kurulan İstanbul

T e1 ev i z y on Veri ci 1s t a s yonu'nu n y apımı da Fe d era1 A 1 man y a y a r d ı rn ı o 1 f r a k. q e r ç e k 1 e ş m i ş t ir . 3 0 A r a I ı k 197 2 y 1 1 ı n d -a h i z m e t e / girerek Marmara Denizi çevresinde bulunan bütün iller ve

Trakya Bölgesi'nin rahatça televizyon.seyretmesine olanak sağ i a m :ı şt ı r

D u z e n .1. i t; e I e v ı z y o n y a y ı n i a r ı A n k a r a' d a s u r d li r ü 1 ü r k e n ,

1971 yılının Eylül ayında İzmir'de de televizyon yayınları başlamıştır. (8)

I- r a n s a? d a n alı n a n e k rn al z e iti e 1 erle yapı I a n r a d y o i i n k hattı ile Eskişehir'de de Ankara'dan naklen yayın yapılmak

üzere 2 Aralık 1971 tarihinden itibaren televizyon yayını başl aıiı ışt ır . 14 Nisan 1972 tarihinde de Balıkesir'de 100

watt'I ık televizyon vericisi ile televizyon yayınlarının

i z 1 en eb ildi Çj i şan s 1 ı şeh iri er d en b i r i o 1 muşt ur .

c > 1972--1982 Yılları ar as :ı. n d a TRT' n i n Tek n i k Düzeni

1972 yılından itibaren televizyon ile ilgili yatırım-

t. /) "kadyodan Tk f' ye "__, A . g e « , s . 3b . (8) TDK GÖZ Oya, "JluilRİilg;. v e Q.L!kâ£İ.£lMli [İiiiİYii ve I el ev izvon" , An kar a un i versitesi, y « B „ F « Yay., Ankara, 1972, s,. /2« lar ın ilk kez Ebesine i Kalkınma Plaru’nda yer alması televiz­ yon verici istasyonları verici istasyonları kurulması ile yayına geçileceği kabul edi 1mektedir.Tel ev izyonun bir eğitim

aracı olarak ele alındığı planda, televizyon yayıncılığının

büyük halk kitlelerine ıılaşt ır ılması hedeflenmektedir» (9)

Böylece, özellikle 1972 tarihinden sonra televizyonun

T ü r kiye'de gel i s i m i hız 1 an mı s , a kt i f v e et k i n b i r kiti e

i 1 e t isim fi r a c ı o İma d u r u en u n a g e 1 m i s t i r „ 1974 yılı n d a / televizyon yayınları ülke yüzölçümünün yüzde 28'i olan 210,

9Sİ kilometre kareye, nüfusun yüzde 55'ini ol usturan 19

milyon 810 kişiye ulaşıyordu.Daha önce paket program yayını

yapan bazı televi

sonucu merkez şebekeye kat 1 1 mıştır.Haftada 5 gün oaln

yayınlar yıl sonunda 7 güns çıkmıştır, (10)

19 7 6 yılı b aşın d a t e1 e v i z yo n un t oplam g ü c ü 3 7 fa

kilovatt 465 vatt iken, 1980'de bu güç 1819 k i 1owat t 720

w a 11 'a u 1 a şm ıştır,

üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı'nda televizyon

yatırımlarında uzun dönemli hedefler saptanarak televizyon

ş e b e I-:: e s i kurul m a sın a h ı z v e r ilmi ş, o d ö n e m i n n ü f u n u n y ü z d e

S0'inin 80'inin televizyon yayınlarını seyreder hale gelmesi

güdülmüşt ür„

Nüfusun yüzde 81.5'inin televizyon yayınlarını izler

(9) " I k i nc i Beş Y 1 1 1 :ı. k Kal k ı nma P 1 an ı " , DPT Y a y ı n 1 a t" i , A n k a r a, 19 fa /, s s, 5 y 9 ■■■- 5 y O, hale geldiği 1377 yılında toplam gücü 1410 kw olan 26 adet ana ver ic i ve toplam güçleri 2130 watt olan 32 adet yardımcı verici ile Türkiye'nin yüzölçümünün yüzde 60'm a televizyon yayınları ulaşmış bulunmaktadır. (11)

1377 yılında Kocaeli-Sakarya verici istasyonu yayına girerek, çevre illerden B i 1 ec i k ' e de ul aşrn ı şt ı r „ Ayn ı yıl

Sivas Merakuptepe'de yapımı tamamlanan 30 kilowatt gücündeki televizyon,verici istasyonunun yanı sıra Van ve çevresine yayın yapa ca k ve r i c i i s t a sy on u d a hi z m e t e g i r m i ş t i r, (12)

1379 yıl :ı. n d a da A ğ r ı i 1 i n d e 3 0 k i 1 o w a 11 g ü c ü n d e k ı te.

1 e v i z y on ve r i ci i s t a s y on u hizmete gır m i ş t i r„

d) 1382 tarihinden günümüze kadar TR'Hnin Teknik: Düzen i

Televizyonun çok i-;: an a 1da ve net olarak izlenmesine

0 1 ana k s a ğ 1 a y a n Beşin c i Beş Y 1 1 1 ı k i< a 1 k ı n m a P 1 a n ı ? n d a ? yayın c 1 1ık t a uy d u tekn o1 o. j i s i n den ya r a r1 a n 1 1 ması he d e f1 en- mektedir.Konuyla ilgili yapılan çalışmaların başında önce­

likle 21 Mart 1934 yılında Ankara Gölbaşı Yer 1stasyonu?ndan

Atlantik üzerinde bulunan Intel sat uydusu ile yurt dışına ilk televizyon yayını yapılmıştır.TRT 1 Şubat 1987 tarihinde

Avrupa Haberleşme Uydusu (EÜS) ile Eurov i s.i on şebekesine,

1 Ocak: 13 Es 9 tarihinde ise TRT Ankara Yer İstasyonu ile

İ " D ör d üne ü 3e-g. Yj._lJ._i_k tialJomjîm |:il.an_ı_"_ , DP "I” Vay ınl arı » İM o; i lfo4, Ankara, iy/y. " Radyo !> dan T'R":' - ye 11 „ A„g„e,, , s„ 49,. Intelsat Hint Okyanusu şebekesine, uluslararası porgram ve haber al ışver işi amaç iyi a bağl anrnışt ır .

Altıncı Efeş Yıllık Kalkınma Planı i nda yer alan önce­ likli konu, özel televizyon ve uydudan yararlanma yönünde bel ir 1enmektedir.Yen i televizyon kanallarının devreye girmesi ve bu a m a ç1 a uy dudan yarar1 an m a i m kan1 ar inin ara ş tır 1 1 ma sı , tele v i z y o n y a y ı n 1 a r ı n ı n g ü ele n diril e r e k y a y g ı n 1 a ş t ın l m a s ı v e televizyon/program üretimi için stüdyoların modern araçlarla d o n atıl m a s ı i 1 e ö z e 1 t e 1 e v i z y o n ü z e r i n d e d u r u 1 a c a öj ı a ç ı k 1 a n - maktadır.

aa) T' ü r k i y e 1 d e R e n k 1 i Televizy o n

1 Temmuz 1984 tarihinde Türkiye'de televizyon yayınlarının tümü renkli yayınlanmaya başlanmıştir„1985 yılı içi n d e r e n k 1 i y a y ı n i ç i n t e k n ı k y o n e t rn e n 1 e r v e r e s- i m seçiciler altı hafta kurs görerek yayın stüdyoları yeniden düz en 1 enm iştir,Yen i resim kullanma teknikleri devreye sokularak monitör seti kurulmuş, bir yandan teknik donanım artarken, diğer yandan Eur ov i s i on' d an alınıp y a y m a verilen haber görüntüler inin sayısı günde ortalama 7.S 5 i bulmuştur.

özellikle haberlerde 1982'den beri kul lan ilan ENG kameraları, yerini 8ETACAM'1 ar a bırakmıştır» (13)

1-15 Eylül 1991 tarihleri arasında hafta içi bir gün ve cumartesi olmak üzere haftada i k i gün deneme amaçlı 24 sa-

(13) "Radvo’dan TRT' ve" ,, s »55,,

-76. at süreli yayın yapacağını açıklayan TRT,, (14) Körfez Savaşı sırasında 24 saat yayın yapmıştır,

bb) Birinci Kana1

TRT?nin Birinci Kanal Yayın Mer kez i Ankara

Televizyonundur, TV l'in yayın amaç ı 1992 Yİ 1 1 Genel Yayın

P 1 an ı! nda ş o y 1 e ver i 1 ine k t e d i r 5

"Ty 1' in amaç 1 , bu yayını en geniş seyirci kitlesini

kapsadığı göz önünde tutularak, genelinde çeşitli yaş,

meslek, eğitim ve kültür seviyesindeki seyirci topluluğuna

bilgi vermek, en yaygın şekliyle milli kültür bütünleşmesine,

eğitime ve kalkınmaya yardımcı olmak, eğlendirmek ve

seyircilerin müzik ihtiyaçlarını karş 1 1 amal t 1 r „ " (15)

Amacıyla doğru orantılı olarak TV 1, 1992 yılında 36

adet verici ile 1011 adet yardımcı verici ve aktarıcı

.1 s t a s y o n 1 a (. i fa.) y a y 1 n i a r mı g e r ç e k 1 e ş t i r m e k t e d i r ,,

cc) İkinci Kanal

TRT'nin ilk "İkinci Kanal" denemesi 1 Nisan 1980 ta­

rihinde TV 1 kullanılarak yap .1 1 m 1 şt ı r ., TV 1' in yayın yapmadığı

gündüz saatlerinde yapılan bu yayınlar, esas olarak Doğu Ana­

dolu’ya yönelik, bu bölgenin ihtiyaçları doğrultusundadır,

(14) "TRT 24 saat yayını deniyor", Cumhur i yet Gazetesi. İstanbul, 27 Ağustos 1991,, i.' i5 i) .1 TRT 1992 Genel Yayın Planı" , TRT Basım ve Yayın M ud ı.ı.r lüğü '/ayini, ar 1 , No s 'Z'd7 , Ankara, 1992, s, 3 li, İkinci Kanal kesin olarak 6 Ekim 1986 tarihinde yayın hayatına başlamıştır.İstanbul Televizyonu TV 2'nin yayın mer­ kez id ir . t k i nc i Kanal'm yayınları TRT 1992 Genel Yayın Planı5' na göre, kültür ağırlıklı olmak üzere eğitim, drama, müzik, eğ 1 ene e ve spor pr ogr arnl ar ı ile haber 1 er den ve r ek 1 aml ar dan ol uşmaktad ı r .

TRT Y o netim Kur u lu'n d a ö rı g ö r ü 1 en "di n 1 ey i c i ve sey ir- c iye s eçme h a k kı s ağ1 ay acak şekilde, birden f a z 1 a kanaldan i yayın yapılması" esası doğrultusunda ikinci program verici

i s t a s y o n 1 a r ı k u r u 1 m a s ı k a r a r ı n i, 15 0 c a k 1985 t a r .i h inde almıştı«

1987 yılında, TV i ve TV 2 proramlarının yurdun en

ücra kesimlerine, 180 santimetre çapında bir çanak antenle ul aşt ir ılrnışt ir Fiberopt ik kablo ile Ankara Gölbaşı Uydu Yer

İstasyonu'na yollanan televizyon yayınları, buradan Hint

□ k y a n u s u ü z e r i n d e k i I n t e 1 s a t V u y d u s u n a i 1 e t i 1 m e k t e v e li y d u v a s 1 1 a s ı y 1 a b ü t ü n T ü. r k i y e ' y e li 1 a ş a bil m e k tedir .

d d ) ü ç ü. n c ü K a n a 1 -• G A P T V

TRT'n in üçüncü Kanalı daha proje aşamasındayken, TV 3

için TV 1 ve TV 2'nin alt yapısından faydalanması gerektiğini sö y 1 eyen dö n emi n TRT Gen e1 M üd ür Ba sın Danışm anı H i 1k a t

S a y d a rn e r , b u n u n i ç i n m e v c u t 4 7 a n a v e r i c i i s t a s y o nu ile 3 bin

adet küçük aktarıcının kullanılacağını söylüyordu, <17)

(1 7) $ N A L G (i nsel i , " H a z i r a n d a e k r a n g a z e t e e k i rn d e T V 3" , Cumhur i yet Gaz et es i , 13 Şubat 1989,,

-78- TV 3 için pilot bölge olarak seçilen Ankara, îzmir,

İstanbul, Eskişehir, Antalya, Bursa ve İzmit'te yapılacak ya­ yınlarda TV 2'in yedeklerinin kullanılması düşünülmüştür.<1S>

TV 3 *ün hazırlık safhasında PTT Genel Müdürlüğü TV 3 yayı n 1 a r mı n ü 1 k e çapı n d a y a y g m 1 a ş t ır ıİmasını s a ğ 1 a y a c a k o1 an 20 kw'1 ık 36 an a v er i c inin hizmete v e r ilmesine 1990 yılı

Şubat ayında başlanacağını açıkİamıştır.(19) PTT'nin 1990 yıl m d a s ü rı d ü r d ü § ü ç a 1 ı ş m a 1 a r 1 a ya k 1 a ş ı k y ü z d e 4 0' 1 ı k b i r / kitleye hitap eden TV 3 ”ün ver ic i sayısı Ocak 1991 tarihinde

17'den 36'ya çıkarılması hedeflenmiştir, (20) Söz konusu ana vericilerle 73 adet yardımcı verici ve aktarıcı istasyonu kul 1 an 1 1 mıştır.TRT, TV 3 yay m 1 ar m m tüm ülkeyi kapsamasın­ dan sonra yeni kanalda gündüzleri eğitim programı yayınlamayı he d e f 1 ecn i şt i r . t. 21)

TRT tarafından Arı Stüdyolarında düzenlenen bir t ö~ r e n1 e TV 3 v e Gap T e1 ev izyo n u 2 E ki m 1989 t ar İh in d e y a yın a başlamıştır.Güneydoğu Anadolu Projesi GAP't an adını alan GAP

T V, por. j e içeri s i n d e b u1un an ille re y ö n e1 i k b u1un m a kt adır.

TV 3 her gün 20s 00-24:00 saatleri arasında i z1 en ebilin m e kt ed i r ,

(18) "üç kanal yedi ilde 1 Ekimde başlıyor", Cumhur i yet Gaz et es i , t st an b u1, 30 Ağ u stos 1989» U -j~ } .! 19) pa zar t es i günü başl ı v o r " . C u m h u r i v e t G a z 6? tes i , İstanbul, 28 tyİ ül 1989. 20) "TV 3 ya vın1 arı"» Cumhur iyet Gazetesi , îstanbu 4 Kas ı m 1990. l i " r '':;ı 21) ve kanal GAF’ yayına başla d ı " , Cu mh u r i ye t

Gaz et es i , 3 Ekim 1989.

79" GAP TV?n in amaçı, Güneydoğu Anadolu Pr ojesi'nin sağlam bir temele oturtulabilmesi için gerekli olan sosyal, kültürel ve psikolojik ortamın oluşturulmasına, bölgenin eğitim, kültür ve ekonomik seviyesinin yükseltilmesine yar d ı ınc ı ol makt ı r . (22 >

"Bölge Televizyonu" olarak GAP T V ’ni n yayınları yörede yaşayan 1 arın ihtiyaçlarına cevap veren ve bölge

öz el 1 i kİ enine göre hazırlanan eğitim, kültür, drama, müzik, eğlence v e s p o r p r o g r a m 1 a r ı i .1 e habe r 1 e r v e r e k 1 a m 1 a r d a n m e y d a n a g e 1 rn e k t ed ir .

e e) D o r d ü n c ü k a n a .1.

TRT Genel Sekreteri Ziya Ar ikan, Dördüncü Kanal? ın 9 verici istasyonu olacağını, & verici istasyonunun 1990 yılının Temmuz ve Ağustos aylarında hazır olacağını kaydederek, Ankara, İstanbul, İzmir, Adana TV 4 istasyonları- nın yayına hazır olduğunu açıklıyordu (23)

3 0 T e m m uz 1990 t a r i h i n d e h i z m e t e giren T V 4, M a r m ar a

Bölgesi’nde, İstanbul, İzmit, Bursa, Ege Bölgesi * nde İzmir,

Akden iz B öIg es i ? n d e ve G ün e ydoğu An ad o1u Bölgesi fnde Ad an a,

A n t a1ya, C i zr e , D i y a r ba kır, G az iantep, 1ç An adolu'da An k ar a f da iz 1 en i y ordu,, Eğ it i m ve müzik ağırlıklı programlar ı olan TV

4 fün yayınlarında amaç, TRT5'n in 1992 Genel Yayın Planı'nda

(22) TRT 1992 Genel Yayın P1anı ,A„g.e„, s.34. (22) "TV 4 Temmuz sonu yayında", Cumhur i yet Gaz et es i , î s t a n b u 1 , 2 3 M a z i r a n 1990 „

■-30- orta ve yüksek öğrenimin örgün ve yaygın eğitimlerine y a r d i rn c ı o İma k 1ı r ,

ff) Beşinci Kanal ve TRT-INT

Beşinci Kanal başta Federal Almanya olmak üzere Avru­ pa. ülkelerinde yaşayan vatandaş!arımızın Türkiye ve Türk kültürü ile bağlarının devamını sağlamak amacıyla 19 Aralık

1990 t ar i hi n d e y ayın a b aşlamıştır. / Merkezi Ankara olan TV 5' in Avrupa ülkelerinin tamamı tarafından kolaylıkla izlenebilen Eutelsat-1 F4 uydusunun 3 numaralı transponder ini kiralamıştır.Günde 7 saat süren yayını uydudan yer istasyonuna indirecek olan Alman Posta

idaresi Bundespost'1 a 1 Mart 1990 tarihinde bütün Al manya'yı kapsayan yayın alanı için sözleşme imzalanmıştır. (24)

TRT-INT yayınlarının daha net ve güçlü bir biçimde

Avrupa ülkelerine ulaşmasını sağlayacak Eutelsat II F 1 uydusu Fransız Guyanası'nm Kourou Uzay üssü'nden fırlatılan

Ar iane V 38 Füzesi ile yörüngesine yer 1eşt irilmiştir. (25)

Ankara ve İstanbul'da ilk dönemlerde kısmen izlene­ bilen TV 5 yayınları konusunda TRT-’n in ilk kez yurt dışına yayın yapma faaliyeti Radyo Televizyon Yüksek Kurulu (RTYK) tarafından nasıl değerlendirileceği herhangi bir prosedür 1 e

saptanmamıştı.(26)

C24) "Radyo'dan TRT've" rA.g.e., s. 78. (25) "Radyo'dan TRT'ye" ,A.g.e., s. 78» (26) "TV 5'e ilke sorunu", Cumhur i yet Gaz et es i , İstanbul, 3 Mart 1990,

.81-- TV 5 yayınlarının başlatılması için TRT merkez olarak seçtiği Almanya'da 11 eyaletten ayrı ayrı izin almıştır. (27)

Ankara'da bulunan 31 yayın kanalı ile İstanbul'da bu­

lunan 25 kanalı ile gerçekleştirilen TV 5 yayınları TRT'nin

1991 Yayın Planı'nda TV 5'in dünya Türklerinin aynı düşünce

şemsiyesi altında toplaması için, şu görüşlere yer

ver i 1mektedir :

"Yurt dışına yönelik yayın yapan TV 5'in yayın alanı- / nın vatandaşlarımızın yoğun olduğu bütün ülkeleri kapsayacak

şekilde yaygınlaştırılmasını, ayrıca televizyon yayınlarının

Türkiye'nin doğu sınırına komşu ülkelerden seyredilmesi için

gerekli girişimlerin yapılması, secarn yayın aktarabilecek bir

birimin eklen mesi ön g ö r üİme k t ed ir. (28 )

gg) Telegün

"Ekran Gazetesi" olarak isimlendirilen "Telegün" adlı

t e 1 e t e k s s a y f a 1 a r ı n d a rı o 1 u ş a n yayın 10 0 c a k 1990 g ü n ü yayına

başlamıştır,Televizyon satırlarında kodlanmış bilgi taşıyan

ve bu bilgileri televizyon alıcılarında sayfalar halinde

g o r ü n t ü1 ey en teknolo.j i ü r ün ü Telegün yayınları önce TV 1? d e

yayınlanırken, daha sonra TV 2'de boş yayın saatlerinde yer

al mışt ı r«

(27) BARANSEL Ali , "Radyo Televizyon Yüksek Kurulu 7 Yaşında", Bayram Gaz et es i ,İstanbul, İstanbul,17 Nisan 1991. (28) SAYIM Ayşe, "TV 5 için yayılma politikası" Cumhur i yet Gazetesi ,İstanbul, TRT Kur umu'nun Genel Müdür1ük Binası'nda ol us t urulan teleteks stüdyosunda çalışmalarını 1933 yılı başından beri sürdüren TRT, bi 1gi sayar 1 ara program yükleme ve çalışmaları­ nın yanısıra, konuyla ilgili eleman sıkıntısıyla karşı karşıya kalmıştır. (29)

"Kapalı devre" sürdürülen Telegün yayınları îş ve

İşçi Bulma Kurumu’nun ilanlarının yayınlanması durumunda,

Tür k iye* de /aç ık iş alanlarını görme olanağı, bankacılıkta / günlük döviz kurları verileceği için tüm banka şubelerinin

M e r ke z B an ka sı'nd a n yapıl a n açık1 am a y ı be k1 em e ks izi n e k r an d an

ö ğ r e n i 1 m e s i, g ün1ü k g a z e t e b a ş1 ık1 a rinin ve g ün1ü k h ab er1 e r i n son hal i y1 e ver i 1rnes i gibi ko1 ay1 ık1 ar g et i r m i şt i r» (30) Sp or televizyon programları, hava ve yol durumu, uçak ve tren tarifeleri ile sanat etkinliklerine ilişkin bilgileri de i çe r me k t ed i r. An c ak t e1 e bilgi sayfasın a u 1 a ş m a k i s t eye n kullanıcılar, piyasadan sağlayacakları teleteks kod çözücü ve uzaktan kumanda cihazı ile televizyon alıcılarını destekleye­ rek izlemekted ir.

e) Türkiye'de Kablolu Televizyon Yayınları

Türkiye'de 1938 tarihinden bu yana iletişim gündemin­ de yer alan "Kablolu Televizyon" yayınları bu güne .jadar prk

çok tartışmaya konu olduğu halde üzerinde kesin sonuca u 1 aş 1 1 amamıştır.

<23) "Tele t e k s i ç i n A s e1 s an devrede", Cumhur i yet Gaz et es i ,İstanbul, 21 Ekim 1939. <30) SAYIN Ayşe, "Evlere ekran rehber", Cumhur i yet Gaz et es i , İstanbul, 10 Ekim 1990» -83- PTT"nin Kablolu Televizyon Yayınları

PTT, 26 Aralık 1383 tarihinde uydu yoluyla aldığı yabancı ülkelerin televizyon yayınlarını kablo yolu ile dağıtma pilot uygulamasına Ankara'nın Çankaya semtinde başlamıştır.

PTT Şenel Müdürü Emin Başer fiberoptik kablolarla

Ankara İstanbul, İzmir'de isteyen kimselerin evlerine kablolu / / televizy o n pr og r a mı v er i 1ece ğ i n i bildi r m iştir» (31)

Ankara Göl baş ı ■" nda k i 700 bin metrekarelik bir alanı kaplayan PTT Uydu Yer istasyonu'ndan Çankaya'daki Abidin

Daver, Sedat S imavi ve Ahmet Rasim sokaklarına deneme niteliğinde yapılan k a b1 o1u t e1 ev i z yon u yg u1 aması, 1983 yılının Ağustos ayında Gaziosmanpaşa'da başlatılmıştır. (32)

Başlangıçta 250 adet kablolu televizyon abonesine sahip olan PTT, TRT ile vericiler konusundaki an 1 aşmaz 1ık1 ar yüzünden yayınlara bir süre ara vermek zorunda

kal mıştır.Gel işmeler doğrultusunda çalışmalarına hız veren

PTT, kablolu televizyon yayınları hizmeti karşılığı 300 bin

1 İra depoızit, ayda 5 bin lira kira karşılığında isteyen her

eve kablolu televizyon hattı döşemeyi, kanal sayısını 12'ye

çık ar mayı p 1 an 1amıştır» (33)

(31) öNAL Günseli, "Kablolu tv geliyor", Cumhur iyet Gazetesi ,İstanbul, 4 Şubat 1988» (32) ÖNAL A.g.h. (33) "Kablolu tv 300 bin", Cumhur iyet Gazetesi , Is t an b u1, 16 Ocak 1990 „ PTT Ekim 1990 tarihinde aboneden bir kez al man tesis

ücretini 500 bin liraya, aylık abone ücretini ise 15 bin

1 İraya yükseltti.öncel er i Ankara'da 2 bin aboneye 11 kanal yayını ulaştıran PTT'nin abone sayısı 1990 Ekim'inde 5720'ye u 1 asm ıştır. C 34)

Ankara'dan sonr a tst anbul, tzmir, Adana, Bursa, Kon- ya, Kayseri, Gaziantep, Antalya, İzmit'ten oluşan 10 ile k ab I o 1 u tel ev i z yon yay ınl ar ı n ı yayrnay ı amaç 1 ayan PTT, ilk /> etapta Ankara'da Çankaya, Kavak 1ıder e, Yenişehir, Küç ükesat,

İncesu, Bahçel i evi er, Or-an, İzmir'de Al sancak, Bostanlı,

H a t a y, l< a r ş ı y a !••■: a, B o r n o v a, I s t a n b u 1 ' d a K a d ı k o y, Acı b a d e m,

Bostancı, Üsküdar, Erenköy, Küçükyalı, Ataköy, Bebek,

Beşiktaş, Beyoğlu, Gatrettepe, Levent, Şişli ve Yeşilköy'ü pilot bölge ol arak saptamaktadır.

PTT 1991 yılının Ocak ayında kablolu televizyonun altyapı çalışmaları konusunda açtığı ihaleyi kazanan firmalar

NETAŞ (İstanbul, İzmir, Bursa), TELETAŞ (İstanbul, Antalya,

Ankara), ERİCSGN (İstanbul, İzmir), S1MENS (İstanbul, onya,Ankara), STFA (Adana, Kayseri, Ankara) olarak belirlen­ miştir. (35) Firmalar, kablo döşeme işleminin yanısıra binaya ve bina içinde aboneye kadar döşemekle sorumlu olmaktadır.Her ilde ana dağıtımı yapacak kontrol merkezlerinden bölgelere yayının birçok teknik üstünlüğe sahip olan fiber optik kablo­ lar aracılığı ile iletileceği, bölge merkezinden evlere koak-

(34) "Kablolu Tv", Cumhur iyet Gazetesi ,İstanbul, 31 Ekim 1990. (35) "Kablolu tv malzeme bekliyor", Cumhur iyet Gazetesi İstanbul, 17 Ağustos 1991. siyel kablo kullanılarak ulaşılması planlanmıştır»

Çok fazla sayıda televizyon kanalı yayınını verme

özelliğine sahip k ab 1 o1u tel ev i z yon, T ür ki ye 'd e t eor i k o 1 ar a k

46 kanalda çalışabilecek kapasitededir» (35) PTT'nin pilot bölgelerde bağlantısı sağlanmış olan kablolu televizyon aboneleri TV 1, TV 2, TV GAP, TV 4, TRT INT, Star 1, CNN,

BBC-, SAT 1, TV 5 E u r o p e, S u p e r C h a n n e 1 , AF R T S v e M o s c o w 2

kanallarrıpdan istenileni seçme ve izleme şansına sahip ol­ mak t ad ır „ İstanbul'da ilk defa Ataköy'de hizmete giren kablolu

t e1 evi 2 yondan 200 abone 6'sı y eri i, 5 ■ i y aban cı o 1 mak üzer e,

11 ka nal izi e me şan sın a sahip o 1 m uşt ur . (3 7) A t a k öy'd en s onr a

sır ada Yeş i 1k öy, Bahçel i ev1 er , Fatih y er

a 1 m a k t ad ı r ,

öte yandan, PTT'nin kablolu televizyon konusunda

İstanbul'da 2 milyon dolayında abone beklenirken, abone

sayısının i 00 bine bile ulaşmadığı öne sürülmektedir. (38 > Bu

durumun PTT'yi maddi sıkıntıya soktuğu görülmüştür.

P T T kab1 o1u te1 ev i z y on a başv ur u da a1 ın an t es is

ücretine ikinci kez zam yaparak, 500 bin liradan 650 bin

liraya, aylık abone bedelini ise 15 bin liradan 25 bin liraya

yüksel tmistir.Ancak bunun üzerine daire başı 300-400 bin

lirayı bulan tesisat parası da harcamak gerekmektedir.

(36) "Kablolu Televizyonda Son Gelişmeler" , PTT Der g i s .i , İstanbul, S. 107, Ekim 1991, s. 22.. (37) GöNuLLü Tayfun, "Kablolu tv İstanbul ekranında" , Cumhur i yet Gazetesi , î s t a n b u. 1 , 16 Ocak 1992. (38) GÖNÜLLÜ Tayfun, "PTT 120 milyara 10 uydu kanal kiraladı", Cumhur i yet Gaz et es i ,İstanbul, 3 Şubat 1992. PTT kablolu televizyonda 3 milyon aboneye ulaşma amacında olsa bile üç yıldır pilot bölge yayınından öteye gidememiş bulunmaktadır,PTT yetkilileri kablolu televizyon hizmetindeki gecikmeleri şöyle açıkİıyor 1 ar s

"Finansal nedenlerle yurtdışından temin edilecek teçhizatın akreditiflerinin yeterli düzeyde açılmaması ve kablolu televizyon şebekesiyle teçhizat montajlarını yapmak

üzere taşakkülümüz ile sözleşme imzalayan konsorsiyumların !l i m a1zeme se v k i y a11 a rının, y i ne ay nı n edeni er1 e sınır1 a n dı- r 1 1 m a s ı v e s o n u c t a d ü ş ü. n ü 1 e n p r o g r a m 1 a r ı u y g u. 1 a n a m a m a s ı n d a n kayna klan ma k tadır. (33)

ta b > P T T7 n i n l< a b 1 o 1 u Tele v i z y o n Y a y ı n 1 a r ı n d a 0 r t a y a t.' ı k an yor un 1 ar

PTT’nin telefon sisteminde olduğu gibi abonelerine

ö z e 1 b i e kablo çeke r e k u y d u d a n ç -a n -a k antenle aldığı y a y ı n 1 a r ı kablolu televizyon sistemiyle ulaştırma çabası, daha net ve daha çok sayıda yer 1 i ve yabancı televizyon kanalı izlememize olanak sağlarken sorunlarını da beraberinde getirmektedir.

aaa) Kablolu Televizyon Yayınlarında Telif Hakkı

"PTT? uydulardan aldığı televizyon yayınlarını kablo ile yeniden yayınlamaktadır.Yan i uydudan aldığını kabloyla verse, başka bir şekilde de verse, bu bir dağıtımdır.Bu dağıtım da yeniden yayın tarifesi içine girer" diyen Radyo

(33) ERCÎYAS Hüseyin, Ayşe Sayın, "Kablolu tv düğümü", Cumhur iyet Gazetesi ,İstanbul, 2 Temmuz i332. g j Televizyon Yüksek Kurulu CRTYK) Başkanı Yılmaz Büyükerşen, uydudan aldığı programları PTT'nin yeniden yayın yaparak para kazandığı için telif hakkı ödemesi gerektiğini söylemektedir.

(40) Avrupa Konseyi tarafından üzerinde çalışılan smırötesi yayın anlaşmasına Türkiye'nin de imza koyacağını söyleyen

Büyükerşen, anlaşmaya göre imza atan ülkelerin televizyon kuruluşlarının birbir1 er inden program alıp yayın1ayabi 1ecek­ lerini de ileri sürmektedir. Ii Nitekim, PTT'nin kablodan evlere dağıttıkları kanal -

1 a r a r a s :ı. n d a y e r a 1 a n E< B C, T V 3 E u rope» S A t 1, E u r o s p o r t gibi yabancı kanallarrın yetkilileri, PTT'nin yayınları izinsiz verdiğini öne sürerek,, kontrat imzalamak için baskı yapmaya b a ş1 a mış1 ar d ı r . (41) B u k u r u1u ş1 ar , k ab 1 o1u y a yınlar ı n ka r ş 1 1 ık1ı yapıI ac a k an1 a şma ç er ç ev es inde ver i 1 ms s i g er eğ ini v u r g u 1 a r k e n, P T T ” n i n t ut t u m u n u " ko r s ani ı k " ola r a k nitele m ek- t ed i r1 er .

bbb) Kablolu Televizyon Yayınlarında PTT Sansürü

Ankara'da pilot bölge yayınları sırasında Alman uydu kanalı Tele 5, Yılmaz Güney'in Yol filmini gösterirken,

PTT'nin ekranı karartması, kablolu televizyonun denetlene­ bilir bir sistem olduğunu göstermektedir. (42)

(40) öNAL Günseli, "Kablolu tv Kavgası", Cumhur i yet Gazetesi ,İstanbul, 3 Şubat 1939. (41) KOLOSLIJ Sina, "Kablolu yayın PTT” ye dert açtı", Cumhur iyet Gazetesi ,İstanbul, 6 Mayıs 1992. (42) RIGEL Nurdoğan, "Kablolu Tv, Denetim Mekanizması m ı ?, Çumh ur_ i y et. Gazetesi , İst a n b u 1 , 9 Ağ u s t o s 1991." ...... 88-- Bir denetim mekanizması olarak "ekran karartma" ile dünya televizyonlarından alınan yayınlan sansür edebilece­

ğini kanıtlayan PTT'nin ikinci denetim olayı ise, BBC televizyonunun hazırladığı "Türkiye Belgeseli" adlı yapımın yayını sırasında meydana gel di.Belgeselin yayın akışı içinde, sıra Türkiye'nin i980'1 i dönemlerine geldiğinde, ekrandaki kararma, denetim mekanizmasının yeniden devreye girdiğinin bir g ö st er ges i yd i. (43) i I! PTT1nin seçip dağıttığı, bir süre önce izlenilen y a y ı n 1 ar ı n h i ç b i r a ç ı k 1 a m a y a p 1 1 m a d a n d e v r e dışı b :t r a k 1 1 m a s ı ve abıneler in izleyeceği kanalların P T T ’ni n tercihine bağlı o 1 a r a k seçil mes i ru t i n bir denetimi d e g ü n d e m e g e t i rme k t ed i r.

Kablolu televizyonun nasıl denetleneceğinin son derece önemli olduğu görüşünü savunan Ulusal Şirketler Grubu

Genel Müdürü Emre Dağdeviren, Elektrik Mühendisleri Odası

İstanbul Şubesi tarafından İstanbul Teknik üniversitesi (ITÜ)

Maçka Tesisi er i-nde düzenlenen "Kablolu Televizyon"

Panel i?nde, "kodlu ya da şifreli yayınlarda ne gibi teknikle­ rin kullanılacağı karar 1aştır 1 1 malı, ilgili üretim ve hizmet sektör 1 er in in vakit kaybetmeden bu. teki ifleri getirmeleri sağlanmalıdır" diyordu. (44) Geniş bir hizmet yelpazesi oluşturma kapasitesine sahip kablolu televizyon yayınını

PTT'nin denetleme ve yayını sansür etrne yetkisinin olup olmadığı konusu tartışma aşamasında kalarak kesin bir sonuca ul aş 1 1 amam ıştır.

(43) R ,t GEL, A.g.m. (44) "Kablolu Televizyon Tartışıldı", PTT Dergisi , İstanbul, S . :102, Mayıs 1991, ccc) Kablolu Televizyonda "S"Bandı Sorunu

Kablolu televizyon yayıncılığının başka bir sorunu

Bat ülkelerinde bulunan "Süper High Frequency" (SHF) bandının

Türkiye'de bulunmamasından kaynaklanmaktadır.Bugün evlerimiz­ de bulunan televizyon cihazları CUHF) ve (VHF) bantlarını kullanmakta, tüm yabancı yayın kanallarını izlemek mümkün olmamaktadır.Bu durumda abone ek bir masraf yaparak yeni bir l televizyon' cihazı almak zorunda kalmaktadır.

SHF tünerinin yapımı için şimdiden önlem almamız gerektiği görüşünü savunan Emre Dağ d e--/i ren, Kablolu t e 1 ev i z yon un h avadan yayın y a p 1 1madığ ı için fiz ik se1 o 1 ar a k eve girmesinin sağlanmasıyla Türkiye için uzun vadeli ve maliyeti yüksek bir yatırım olduğunu söylemektedir, (45) Çar­ pık kentleşmede kablolu televizyon sistemi yaygınlaşmasının zaman alıcı olduğunu belirten Dağdeviren, İstanbul gibi engebeli arazi üzerinde bulunan şehirler için kablolu televizyon y ayınlarının k a1 i t e1 i g ö rün t ü verm esi açısın d a n iyi bir çözüm olduğuna da dikkat çekmektedir,

Türkiye'de üretilen televizyonların yüzde 33'unda kablolu televizyon sisteminde kullanılmak üzere dünya standartlarınca belirlenmiş "S" bandı çözücüsü bulunmadığını söyleyen Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi E'aşkanı

Selçuk Esen, "Kablolu yayınların seyredi 1ebi Imesi için

(45) "Türkiye'ye Yönelik Uydu Yayınları", "11 et işi m Ar astırmal arı Derneüi (İLAD) Panel i, Basın Müzesi, İstanbul, 17 Mart 1330. t el ev i 2 yon 1 ar da "S" band.ı kon ver t er i ve "S" bandına uygun tüner (çözücü) bulunması ger ek iyor.Bu durum yeni bir pazarın doğmasına yol açacak" demektedir. (46)

Bunun yanısıra özellikle İstanbul gibi çok geniş bir alana yayılmış ve çok katlı yapılarla dolu bir kentte yayının

kablolarla gönderilmesi için aralara çok miktarda güçlendiri­ ci " e g a 1 i 2 o r " de n i 1 e n d e v r eleri I-:: o y m a k ta s i s t e m i n a y rı b i r p ü f n o k tabını o 1 u ş t u r m a k t a d ı r . B ö y 1 e bir yapılan m a y a g i d i 1 m e - / d iğ i takdirde herhangi bir yerde çıkan ar izanın giderilmemesi g.ibi bir tehlike yaratacağı ve kat 1 anarak büyüyeceği t eh 1 i k e~ sinin olduğu görüşü ileri sürülmektedir. (47)

K a b1 o1u tel e v i z y on s i st eminin d i ğ er s i steni er1 e karşılaştırıldığında yüksek kalitede net görüntü ve çok

sayıda televizyon kanalının programlar mı izleme olanağını getirmesi açısından en ön sırada yer aldığı görüşü t a r 1 1 ş m a s ı z k abul e d i 1 i r !■•: e n , y u k a r ı d a sır al am a y a çalış t ı ğ i m ı z

kablolu televizyon yayınları sorunlarının giderilmesi ile

kablolu, televizyon gelecekte bir alternatif olarak karşımıza

çıkabilecek özelliklere sahip olmaktadır.

cc) TRT Vericilerinin PTT'ye Devri

Ulaştırma Bakan1ığı’nın 1937 yılından başlayarak sür-

(4 6) " K a b 1 o 1 u t v k r e d i t i f be k 1 i y o r " , Bar omet r e Gazetesi , İstanbul , 30 Mart .1.392. (47) ASKER Ay şe, "Kab1 o1u Tv", 11 et i s i m Ar aştırma, İletişim Araştırmaları Derneği (ÎLAD) Bülteni, î s t a n b u 1 , S . S, M a r e t 1 992

.91- dürdüğü "TRT vericilerinin PTT*ye devri" çalışmaları 21 Ocak

1389 tarihinde sonuca ulaşmıştır.Böylece PTT'ye devredilen vericiler konusundaki tartışmalar da başlamış olmaktadır.

aaa) 3517 Sayılı Kanun

TRT'nin elinde bulunan radyo ve televizyon verici istasyonlarının 12 Ocak 1989 kabul tarihli 3517 sayılı kanun ile PTT Geri el M üd ür 1 üğ ü t ar a f ı n d an k ur u 1 mas ı ve işletil mas i ıi k a r arı alı n m ı ş 1 1 r „

Kanun un birin c i m ad d es i n d e, radyo ve t e1 ev i zy o n verici istasyonlarının program linklerinin planlanması, k uru1 ma sı, yenilenme si v e i ş1 e t i 1 mes i g o r ev ve yet ki s i n i

PTT?ye verirken, ikinci maddesinde ise, PTT'nin bu şebekeleri y ayın amaçıy1 a ke n d i s i ku11 a n a m aya cağı g i b i k i ş i y a d a k u r u m1 a r a k i r alay ama ya cağı h ü km ü b u 1un ma ktadır.Rad y o ve televizyon programlarının planlanması, projelendirilmesi, program yapımı ve bunun yayın sorum1u1uğunun ise TRT'ye bırakıldığı söz konusu kanunda açıkça ifade edilmektedir»

Dönemin muhalefet partisi SHP, verici istasyonlarının

TRT'den PTT,te devrinin finayasa'nın 133» maddesinin birinci fıkrasındaki "radyo ve televizyon istasyonları ancak devlet eliyle kurulur ve idareleri bir kamu tüzel kişiliği halinde düzenlenir” hükmüne ve 2954 sayılı TRT Kanun'nun 4. maddesi

(48) "3517 Sayı1ı Radyo ve Tel evizyon ver ic i i st asv on la n n ı n PTT Genel Müdür 1 üijü t ar a f ı ndan kur ulması ve i şlet i 1mes i ile ilgili Kanun" ,Resmi Gazete, Nos 20056, 21 Ocak 1989» a bendinde "radyo ve televizyon verici istasyonlarının kurulması, isletilmesi, yayınların düzenlenmesi ile yurt içine ve yurt dışına yayın yapılması, devletin tekelindedir" hükmüne aykırı olduğunu ileri sürerek, 3517 sayılı kanunun iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmuştur»

PTT'nin 26 Aralık 1988 tarihinde Ankara Çankaya'da başlattığı uydu yoluyla aldığı yabancı ülke televizyon yayınlarını/ kablo ile dağıtmasının da yasalara aykırı olması / k o n usu n da S H P 'ni n idd iaları ka r şısın d a d ön emin TRT'den sorumlu Devlet Bakanı Adnan Kahveci, kablolu yayının TRT-PTT ortaklığıyla ger ç ek1eşt i r i 1eb i 1mes i için görüşmeler yapıldı­

ğını bildir m i şt i r„ ( 49)

Radyo Televizyon Yüksek Kurulu, 17 Ağustos 1989 ta­ rihinde aldığı bir kararla PTT'nin kablolu televizyon yayını- n a s o n v e r m e s i n i istemişt ir . Yayı n ma s o n v e r m e m esi durum u n d a

PTT hakkında suç duyurusunda bulunma kararı almıştır» (50)

Bununla birlikte PTT'nin ücret karşılığı kablolu televizyon için abone kaydı yaparak TRT'nin yayın tekelini

ihlal ettiği de iddia edilmektedir,.

Yüksek Kurulu'n iddialarına karşılık, dönemin

Ulaştırma Bakanı Cengiz Tuncer, "meselenin yeri Danıştay'dır" diyerek TRT'yi yargı zemininde çözüm bulmaya davet ederken,

(51) RTYK'da Ankara Basın Savcıl ığ'ı'na başvurarak yasak yayın

(49) ÖMAL Günseli, "Kablolu tv kavgası", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 3 Şubat 1989. (50) "TRT, PTT'ye resti çekti; kablolu yayın dursun", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 18 Ağustos 1989. (51) "Kablolu tv'nin yeri Danıştay'dır", Cumhur iyet Gazetesi , İst a n bul, 28 Ağ u st os 1989. J yaptığı gerekçesiyle PTT hakkında kovuşturma açılmasını istemiştir.Ankara Basın Savcılığı'nın kablolu televizyon uygulaması hakkında takipsizlik kararı vermesi (52) üzerine

PTT Kurumu kablolu televizyon yayını faaliyet1 er ine hız ver­ miştir. (53) Ancak RTYK'nun uyarıları ve suç duyurusu nedeniyle yayınlarına ara vermek zorunda kalmıştır»

Kablolu televizyon sorunu PTT ve TRT'nin ortak şirket kurması ilke olarak benimsendiği halde, (54) ortaklık i k o n u s u n d a y a p 1 1 a n g ö r ü ş m e 1 e r d e n bir s on uç alı n a m a m ı ş 1 1 r

b b b ) 3517 Sayılı !< a n u n ? u n I p t a 1 i

SHP' nin 3517 Sayuı 1 ı kanunun A n a y a s a ' n m 133» maddesine aykırı olduğu, savıyla açtığı davanın "iptal kararı"

ile sonuçlanmasıyla, PTT ve TRT arasında yeniden bir devir p r o t o o 1 ü g ü n d e rn e gel m iş, (55) , an c a k k a r a r ı n y ü r ü r 1 ü ğ e girmesi için S aylık bir sürenin geçmesi koşulu get ir .i 1 mişt ir » (56)

26 Temmuz 1930 tarihli Resmi Gazete'de SHP-nin radyo ve televizyon verici 1 er inin PTT?ye verilmesinin ve yeni

vericilerin PTT tarafından kurulmasının, eski ve yeni

(52) TOPUZ Hıfzı, "Yar ın ın Radyo ve 1 el ev i z yon Düz en i 11. TOSES-ÎLAD ortak Yayını, İstanbul, 1390, s»154. (53) "Kablolu tv 300 bin", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 16 Ocak 1330. (54) "Kablolu tv evliliği", Cumhur i yet Gazetesi , 13 Kasım 1389, (55) "Vericiler TRT'ye döndü", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 19 Mayıs 1990. (56) "PTT kablolu yayın sisteminde sıkışıyor", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 22 Mayıs 1930. vericilerin PTT eliyle işletilmesinin A n a y a s a ’ya aykırı olduğunu ileri sürerek açtığı davanın gerekçesi yer almıştır.

C 57)

Anayasa Mahkemesi9nin bu kararı, bası hukukçular tarafından radyo ve televizyon yayın hakkının TRT tekelinde olduğunu açıklığa kavuşturarak, özel radyo ve televizyon yayını yapılamayacağını belirleyen bir karar olarak değer 1 endir,i 1 mişt i . / / C u m h urba ş k a n ı Turgut özal, televizy on k ana1larının art m asında P T Tf n i n b ü y ü k p a y ı o 1 d u ğ u. n u bel i r terek, A n a y a s a

M a h k eme s i'n i n vericileri n T R T? y e d evrine iliş k i n kar arını el eştirm iştir.TRT'n in i ş i n in p rog r am c 1 1ık yap ma k o1 d uğ unu savun-an öz al , işin fiziki yönünü P T T ’ni n üstlenmesi g er e k t iğini ileri s ür me kt ed i r. (58)

Hürriyet Gazetesi köşe yazarlar ırıdan Emin Çöl aşan v e ri c i 1 erin TRT'den PTT'ye geçişi konu su nda "Bizim Ah me t

(Cumhurbaşkanı Turgut öz al'm oğlu) milyarları cebe atsın diye Anayasa ve yasalar çiğnenerek korsan televizyon bile kuruldu.Bu iş için PTT Genel Müdürü Emin Başer ayar1anmıştı.Star 1 yayınlarını yurdun her yerinde yayabilmek amacıyla büyük bir kurnazlık düşünüldü ve TRT?nin elindeki vericiler bütün mal varlığı ve 1354 personeliyle birlikte

PTT?ye devredi 1 di.Bunu yapabilmek için 3517 sayılı yasa

(57) "Kablolu tv 1993'e kaldı", M illi yet Gazetesi » İstanbul, 19 Temmuz 1990. (58) "Vericiler PTT?de kalacak", Cumhur i yet Gazet es i , İstanbul, 6 Ocak 1991. çıkarıldı ve F'TT ile TRT arasında protokol imzalandı» Anayasa

Mahkemesi, bu işlemi yasalara aykırı bularak iptal etti»Bu alanda yeni düzenleme yapılması için altı aylık süre tanıdı,Bu süre gecen yılın (1991) 26 Ocak tarihinde sona erdi.Ama Ahmet milyarları götürüyordu.Bu durumda mahkeme kararı elbette ki uygulanamazdı." (59)

Aradan gecen bir yılı aşkın süre içinde ne vericiler ne de personeli F'TT'den TRT?ye devr ed i 1 med i ğ i gibi "hukuksal { b o ş luğu" doldu r a c a k y a sal d ü z eni em e y a p 1 1 m a m ı ş 1 1 r » < 60) T R T

Gen e1 M üd ü r1ü ğ ü'n c e 6 M ar t 1992 t a r i h i n d e PTT Gen e1

Müdür lüğü'ne gönderilen yazıda ise, daha önce protokolle devredilen bütün radyo televizyon verici ve aktarıcılarının v e d o n a nım1 a r ın m her t ür1ü i s1 em ve işlem belgelerini n en k ı s a z a m -a n d a k u r u m a d e v r i iste n m i ş t ir»

c cc ) Ra d y o ve Telev i zyon Ver ic iler i ile b i r1 i kt e PTT'ye devredilen TRT Personeli

PTT?den T R T ’ye dönecek olan 1354 verici personelinin durumlarıyla ilgili olarak eski TRT Genel Müdür Yardımcısı

Nazif Keyman, TRT'nin yasa yerine halen kanun hükmünde karar­ namelerle yürütülen sözleşme işlemlerinde artık yetkili olma­ yacağından sözleşme karşılığı kadrolar için Bakanlar Kurulu

Kararını bekleyerek ona tabi olacağını belirtmektedir»

(59) OöLAŞAN Emin, "Paketten ne çıktı?", Hürr i yet Gaz et es i , İstanbul, 19 Ocak 1992» (60) "TRT'nin vericileri hala PTT'de", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 25 Nisan 1992. (61) "TRT sözleşmeli personeline çözüm arıyor", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 19 Haziran 1990, Belirsizlik içinde çalışan verici personeli PTT'ye devredi 1 mel er i sırasında, maaş ve özlük haklarına ilişkin mevcut durum, TRT personelinin maaşları PTT çalışanları ile eşitleninceye kadar dondurulmuş, TRT*den 4 ayda bir aldıkları ikramiye de verilmemiştir» (62)

An kar a Cumhuriyet Savcılığı'na ver i c i per son eli tarafından yapılan suç duyurusunda, TRT Genel Müdürü Kerim { Aydın Erdeğ'in Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 240'ıncı maddesine göre yargı1 anmasını istemektedirler» (63) TCK'nun 240'ıncı m a d d e s i g ö r e v i n i kö t üy e kullanan devlet memurlarının yargılanması konusunda ceza belirlerken, Başbakanlık Yüksek

Denetleme Kurulu'nun konuyla ilgili olarak yaptığı inceleme sonucunda bir rapor haz ır1amıştır. Raporda, gerçekleşmeyen d e vi r üz er i n e pe r s on e1 d en bir b ö1ümün ün devir işlerinin

iptali istemiyle kurum aleyhine Bölge îdare Mahkemeleri nezdinde dava açı1mıştır.Dava sonucunda da, "Yasanın

Anayasa'ya aykırılığı Anayasa Mahkemesi'nce karara bağlanması nedeniyle söz konusu nakil işleminin iptaline karar verildi- ne dikkat çekilmektedir. (64) Ayrıca raporda, personel tarafından kurum aleyhine açılan iptal davalarının giderek arttığı gözlenmektedir. (65)

Temyiz edilmeyen mahkeme kararlarında personelin

(62) "Vericilerin devrinde öngör üşme", Cumhur i yet Gazetesi. İstanbul, 27 Eylül 1990. (63) Erdem hakkında suç duyurusu", Cumhur iyet Gazetesi ,İstanbul, 21 Ocak 1992. (64) "Vericiler PTT'ye yük getirdi", Cumhur iyet Gaz etes i, İstanbul, 1 Mar t 1992. (65) ERCİYAS Hüseyin, "TRT'nin vericileri hala PTT'de", Cumhur i yet Gaz et esi , İstanbul, 25 Nisan 1992. —97— göreve başlatılması, yoksun kaldığı tüm parasal haklarının yasal faiziyle birlikte TRT Genel Müdür 1üğü’nce ödenmesi ve

özlük haklarının tanınması hükmüne yer verilmiştir.

f) Türkiye’de Uydu Yayınları

Son 10 yıldır hızla gelişen uydu yayın teknolojisi, dünya iletişimine getirdiği yeniliklerle Türkiye’yi de etkisi î altına alafak engellenemez değişimler yaratmaktadır.

Yasal arda uydu yayınlarıyla ilgili tanım ya da d ü z e n 1 emel er b u 1 u n m a m a s ı n a k arşı n u. y d u araç ıl ıöjıyla y a p 1 1 a n televizyon yayınları Türkiye’de de izlenebilmektedir.

TRT kend i yayınlar mı Ankara Gö1başı*ndaki PTT'nin

Uydu H a b e r1 eşme Mer kes i'ne a k t arm a kta, b ur ad an yayın Hi nt

Okyanusu üzerindeki uyduya vrerilmekte ve uydudan yansıyan yayın, yurdun çeşitli yerlerinde kurulan merkezlerden evlerimizdeki ekranlara ulaşmaktadır.

Türkiye uluslararası uydu işletmeleri .Intel sat ve

Eutel sat adlı kuruluşların üyesi olup uydu bağlantıları

veuydu haberleşme işletmeciliği P T T ’ni n sorumluluğunda bulunmaktadır.PTT'nin Gölbaşı Yer İstasyonu tesislerinde

Intelsat’m 1 derece batı, 66 derece doğu ve Eutelsat’ın 7

derece doğu uydularına çevrili dev antenler kuruludur. (66)

Yabancı ülkelerin uydu yayınları da aynı şekilde yayınlanmakta, bu yayınları alabilecek kapasiteye sahip

parabolik (çanak) antenlerle net olarak seyredilmektedir.

(66) RÎGEL Nurdoğan, "El ektr on i k Rönesans, Der Yay., İstan bul, 1391, s . 156. -98. aa) Türkiye'de islenilen Uydu Yayınları

Uydu yayın teknolojisinin göstergesi çanak antenler,

Türkiye'de birkaç yıl öncesine kadar iş adamları ya da resmi kuruluşlar ve seçkin semtlerdeki evlerin çatılarında bulunur­ ken, toplu konutların ve büyük şehirlerin sınırlarını zorla­ yarak, diğer il ve ilçelerde evlerin çatılarında bir mantar görünümünü almış, sorunlarını da beraberinde getirmiştir. / TüVkiye'de çanak anten sahiplerinin uydu yayınları konusunda enformasyon eksikliği nedeniyle saman zaman aldıkları çanak antenlerin işlevsizi iği ve uydu yayınlarının

özellikle Türkiye'ye yönelik yayın yapmaması, halkın boş yere ma sra f yap masına s eb ep o 1 mu ştu r. örneğin 1988 yılın d a

Intel sat VA F-ll uydusundan CNN ve BBC kanal 1 arlyla birlikte izlenen ünlü müzik kanalı MTV, uydusunu ter kederken, Intel sat

V A F-15 u y d u s u n dan y a y ı n yapa n 5 Al m a. n k a n a I ı < P r o 7, T e 1 e 5,

West 3, Bayern 3, ARD Eins Plus) yeni uydu Kopernikus DFS l'e kay d ır 1 1 mı şt ır . Eutel sat F--4 uydusundan izlenilen ünlü RTL

Plus kanalı da uydusunu 1990 yılında değiştirmiştir. (67)

Lüksemburg'un A3TRA 1 A ve Batı Almanya'nın

Kopernukus DFS uydularının popüler olmasıyla, AvrupalIlar söz konusu değişimleri evlerinin balkonunda bulunan küçük çaplı antenleri hafifçe çevirerek istedikleri uydu yayınını aliyorken, Türkiye'nin coğrafi konumundan dolayı çok büyük

(67) ELDEM Burak, "Uydular Türkiye'yi bırakıyor", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 18 Haziran 1990, çaplı anten karmak ve bunları son derece hassas biçimde ayar 1amak gerekmektedir.

ASIRA uydusuyla rekabeti lehine çevirmek isteyen

Eutelsat Grubu 1930 yılının Eylül ayında yeni .jenerasyon uydusu Eutelsat II F 1?1 devreye sokmuştur„Türkiye?de en çok islenilen bu uydu, eskisine göre daha ileri teknik kapasite ve sahip olduğu geniş yayın alanında Süper Channel, TV 5

Europe ve Nordic Channel ile dar alanında 3 Sat, Sat 1 ve

E u r osport' u y a y mİ a r ı n d a v e r m e k t e d i r , ( 6 8)

Eutelsat II F 2 uydusu ise eskiyen Eutelsat I F 5 ?in yerine 1331 yılının Ocak ayında uzaya fırlatılıp yörüngesine yer 1eşt i r i 1 m i şt i r.Bu kanaldan yayın yapan Raiuno, TV Espana,

Magic Box Star i, 3 SAt kanallarını Türkiye’de 1,5 ile 3,5 m e t r e çap ]. a r ı a r a s ı n d a k i ç a n a k antenlerle isle m e k m ü m k ü n oİmaktadır. (69)

Ayrıca Türkiye, Atlantik, Pasifik ve Hint Okyanusu

üşer inde hismet veren Inmarsat'ın uyduları ile çalışan ATA-l ve ATA-2 istasyonlarından da özellikle habercilik konusunda f aydalanmakt adır. (70)

(68) "Uydu anten 16 kanaldan", Cumhur i yet Gas et es i , İstanbul, 29 Eylül 1390. (69) ELDEM Burak, "Ne kadar çanak, o kadar kanal", Cumhur 1 yet Gazetesi , İstanbul, 8 Mart 1991. (70) EKMEN Mükerrem, "Inmarsat: Denizde, karada haberci", PTT Der a i s i , İstanbul, 8.107, Ekim 1991, s. 11. aaa) Çanak Antenler

Uydudan gelen yabancı televizyon kanallarını izlemek amacıyla çoğalan çanak antenler, "LNB" adlı "kafa" denilen odak noktasına yansıyan televizyon yayınlarını gigaherz

ür et i .1 mekt e d i r . Al um i ny u m , polyester ve plastik ofset malzemeden yapılan, çapları 1.20-4.70 metre arasında değişen

çana k a n t enle r, uza k t an kuman d a1ı v e ha r e k etli si steme sah ip b u .1 u n m a k t a dır. <7 2)

öte yandan, Türkiye’de üretilen çanak anten konusunda

İstanbul Teknik üniversitesi öğretim üyesi Prof.Dr. Birgül

Yazgan, her önüne gelenin çanak anten yaptığını ve belli bir standardın bulunmadığını söylemektedir.<73)

Türkiye'de ilk kez özel televizyon yayını yapan Ma­ gic Bok Satr 1 Televizyon Şirketi, yayınlarının seyredilmesi

<71) B E RKAN ismet, "Uyd u Yayın d a Karmaşa", Cumhur i yet Gazetesi , Dergi Eki, İstanbul, 18 Mart 1990. <72) "Çanak Antenlerde Rekor", Hürr iyet Gazetesi , İstanbul, 19 Aralık 1990. <73) "Çanak Antenin Standardı Yok", Cumhur iyet Gaz etes i , İstanbul, 23 Kasım 1990. amacıyla çanak anten pazarlaması da yapmıştır.

Uydu yayını yoluyla Türkiye'ye yayın yapan Magic Box, merkezi

İstanbul'da bulunan Meta Uydu Sistemleri Şirketi'yle yaptığı işbirliği ile çanak anten kampanyaları düzenlemiştir.

0 dönemde Magic Box Yönetim Kurulu Başkanı olan Tunca

Toskay, 13 Mayıs 1990 tarihinde Hilton Convent ion Center!da düzenlenen bir toplantıda, Magic Box ve META'yı kastederek

"Türkiye'nin geleceğinde söz sahibi olacak bir şirketle i k onuşuy or sun uz . Yen i bir p az ar bu.Çan a k an t en asıl satışlarınızı alıp götürecek...Anten yetiştiremeyeceksiniz" diyordu. (74)

Ayrıca, Magic Box Şirketinin önerdiği marka çanak anten alınması amacıyla imar Bankası "çanak anten kredisi vermiştir.Meta ile anlaşmaya varan Türkiye îş Bankası da tüketici kredisi kapsamında "uydu sistemi ve televizyon k r ed i s i" vermiştir. (75)

Magic Box, futbol kulüpleriyle 9 milyar liralık

futbol karşılaşmalarının yayın hakkını satın alarak, pazara süreceği 1.8 trilyonluk çanak antenin satışını etkileyecek anlaşma yaparken, PTT Genel Müdürü Emin Başer 2 yıl sonra

çanak antenlerin çöpe atılacağını söylemektedir.<76)

<74) "Tv 4 test yayınında", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 14 Mayıs 1990. <75) A.g.e. <76) ÜSTÜN Gürsel, "Magic Box ve antenlere çanak tutanlar", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 12 Mart 1990,. bbb) E

Türkiye'de gözü rahatsız edecek kadar çoğalan çanak antenlere bireysel talep devam ederken, bir kısım belediyeler herkes tüm vatandaşların uydu televizyon yayınlarından yararlanması için ortak çanak anten kurmuştu,

îlk kez İzmir bölgesnde Foça'da başlayan, son dönemde // Trakya'da çığ gibi büyüyen "çanağın önlenemez yükselişi" siyasi bir kaos yaratmasının yanı sıra uzay çağında Türkiye

•yasalarının uluslararası iletişimin geniş alanında yetersiz kaldığının kanıtı o1uyordu. C77)

Uydu yayınlarınin iz I en m s sine olan a k tanıyan a y g 1 11 a r ı n d ı ş a 1 ı m una izi n v eril m e s i n in ardınd a n T ü r k iye' ye g e t i r i 1 e n ç a n a 1:; a n t e n 1 e r , ö z e 1 televizy o n k u r u 1 u ş 1 a r mı n r e k1 am1 a r d a n b ü yü k gelir sa ğ1 a m asın a olan a k y ar a t m aktaydı.

"Uydu yayınlarını yansıtmanın bir belediye hizmeti olduğu nasıl savunulabilir" diyen Hıfzı Topuz, beledi yel er in bu konuya mutlaka "kamu hizmeti" anlayışını göz önünde bulundurarak yaklaşmaları gerektiği görüşünü savunuyordu.

C 73 >

İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Güvenlik

Daire E

(77) "Çanak çatılarda patladı", Cumhur i yet Gaz et es i , İstanbul, 8 Mayıs 1990, (78) TOPUZ Hıfzı, "Belediye Radyo ve Televizyonları", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul,27 Haziran 1989.

-103- doğrul tuşunda çanak antene ilk mühür İzmir'de vuruldu.(79)

Radyo ve Televizyon Yüksek Kurulu (RTYK) nun şikayeti

üzerine İçişleri Bakan 1 ığı' nd an aldığı "anten mühürleme" kararı konusunda Ali Baransel, "yürürlükteki yasalar, kişi ya da kuruluşların çanak anten kullanmasını yasak 1 amıyor . Yasak, olan televizyon verici cihazlarıyla küçük çapta bir televizyon istasyonu tesis edip, uydu yayınlarını yeniden yay mİamaktır" diyerek belediyelerin girişiminin anayasa ve I ilgili 2954 ile 3517 sayılı y a sa1 a r a a y k ırı ol duğ un u s öy1üyordu. (S0)

Belediyeler, mühürlenen sistemlerinin çözülmesi için idare mahkemelerinde emsal karar çıkarab i 1 meye çalışırken kimi belediyeler mahkemelere yapt :lr d ı kİ ar ı bilirkişi ine e 1 e rn e s i ile aldıkları o 1 u m 1 u r a p o r 1 a r 1 a s i s t e m k u r m a y a hazır1 anmaktaydı. (81)

Konak, Karşıyaka, Buca, Bornova ilce belediyelerinin

1. îdare Mahkemesi'ne başvurarak mühürleme işleminin iptalini ve yürütmenin ivedilikle durdurul masın ı istemesi konusunda mahkeme, bu istemi reddetmişti,

İzmit (Kocaeli) e hakim bir tepe olan Yuvacık mevkiinde Kocaeli Belediye Başkanlığı tarafından inşa ettirilen uydu yayın alıcı ve yansıtıcıları da yörede büyük

(79) "Belediyeler umutlu", Cumhuriyet Gazetesi , İstanbul, 24 Eylül 1990. (80) "Çanak çatılarda patladı" , Cumhuriyet Gazetesi , 8 mayıs 1990, (81) "Belediyeler umutlu , Cumhuriyet Gazetesi , İstanbul, 24 Eylül 1990. tartışmalara yol açtı.

24 Ocak 1930 tarihine kadar yalnızca TRT 1 ve TRT 2 kanallarını isleyen İzmitliler çanak anten sayesinde TRT 3,

Eurosport ve RTL Plus yayınlarını seyretmeye başladılar.

Çanak anten serüveni İzmit'te bu tarhten itibaren siyasi bir boyut kazanarak kamuoyunu meşgul etti.

Refah Partili Yuvacık Belediyesi, geceıyar ısından t sonra RTL /Plus kanalında erotik filmler gösterildiği gerekçesiyle uy d u antenlerin sökü1 m esi yolun d a k arar aldı.

Anap 11 l< urul u s a v c ılığa b a ş v li r a r a k î z rn i t Beledi y e b a ş k a nı'nı p o r n o yayı n y a p m a k 1 a s u. ç 1 a d ı . S u c d u y u r u s u n u n gerekli makamlara iletilmesiyle birlikte kentin yerel gazetesi Kocaeli, okurları arasında bir anket başlatarak RTL

Plus yayınlarını isteyip istemediklerini sordu.Anket in sonuçlarına göre, İzmit halkının yüzde 94 ?ü yayınların aynen devamını, yüzde? 4 ” ü RTL kanalının kapatılarak ' un d evarn ı n ı isti yor d u. Y üz de 2 ? s i ise uydu, yayınlarını n h i ç o1 mam asını i s t i yordu.

İzmit’te bu gelişmeler sürerken, Radyo Televizyon

Yüksek Kurulu (RTYK) 14 şubat 1990 tarihinde yaptığı toplantısında belediyeler in bu tür yayınları durdurması kar arını aldı. (82)

üç kez yer değiştirdiği halde İçişleri Bakanlığı

(82) "Yayın tekeli çatırdıyor", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 21 Şubat 1990.

-1 0 5 - tarafından mühür 1enmekten kurtulamayan İzmit Belediyesi'nin

çanak anteni,(83) 8 aylık bir aradan sonra Kocaeli 1. Asliye

Mahkemesi'nin sadece yansıtıcı olduğuna karar vermesi üzerine yeniden kuruldu.

İzmit Belediye Başkanı Sefa Sirmen, "Parası olan uydu yayınları izliyor, olmayan Kocaeli halkı niçin izlemesin" diyerek uydu yayınlarını vermeye başladıklarını SHP'li belediye tj/aşkanı ola r a k çanak a n ten y ü z ü n d e n m a h k e m e ö n ü n e İ çıktığı belirterek şunları söy1üyordu:

"Refah Partili Yuvacık Belediye Başkanı seçmenlerinin de baskısıyla kendi hudutları içinde bulunan çanak antenlerimizi indirdi.Ancak şunu açıkça bel ir t ey im,Yuvacık

Belediye Başkanının bu tutumunu yadırgamadım.Düşünceler ine ve yetkisine sayg 1 1lyım.Ben im yadırgadığım uydu yayınını

Türkiye’ye getiren, bununla övünen ve yaygınlaşması için ne gerekirse yapan iktidar partisinin tutumuydu.(84)

İstanbul’da Bakırköy, Şişli, Kadıköy, Kartal beledi­ yelerinin çanak antenleri ile Magic Box Star 1 kanalının yayınları rahatlıkla izlenirken, RTYK'nın uydu yayınlarını bölgelerinde yaygınlaştıran belediyeler hakkında suç duyuru­ sunda bulunması (85) üzerine İstanbul Büyükşehir Eielediyesi

(83) "İzmit’te çanak antenin bir yılı", Cumhur iyet Gazetesi , Televizyon Dergisi Eki, İstanbul, 14 Aralık 1990. (84) "İzmit’te çanak uydu yayını", Cumhur iyet Gazetesi, İstanbul, 1 Oc a k 1991. (85) "İstanbul'a çanaksız Star 1 yayını", Cumhur i yet Gazetesi ,İstanbul, 17 Kasım 1990.

-106- Başkanı Nurettin Sözen, çanak anten projesinden vazgeçmeye­ ceklerini söylüyordu.(36)

Ankara Anakent Belediyesi, ise Ankara'ya çanak anten kurulması kararı sonrası, RTYK'nın yayını durdurması yönünde bir haretete karşı tedbir de almıştı.Buna göre konuyla ilgili idare mahkemelerinin verdiği yürütmeyi durdurma kararlarını

örnek gösterecek belgeleri bile hasır1 adı. <87)

Bu/rsa Büyükşehir Belediyesi çanak anteni kurmadan i önce mühürlenme tehlikesine karşı tedbir olarak mahkemeye b a ş v u r mu ş v e k u r u1 acak c an a k s i s teminin Telsiz K an un u'n d a cezayı gerektiren tesis olmadığı biçiminde bilirkişi görüşü almıştı.(88) Bursa'da "Tesis" değil "aktarıcı" olduğu belirtilen çanak antenlere RTYK'nın savcılıklara yaptığı suç duyurusu konusunda Bursa Büyükşehir Belediye Başkan x Teoman fcizalp çanak anten konusunda "cifte standart" uygulandığını s a v u narak "de v1 e t Magic Bo x'a ilan v er i y or .Bu d eme kt ir k i korsan yayın olmadığını kabul ediyor.Sonra biz bu yayını yansıtıyoruz diye suç duyurusunda bulunuyor" diyordu.(89)

RTYK'nın suç duyurusunu üzerine Bursa Büyükşehir

Belediyesi'nin kurduğu çanalk anten için soruşturma başlatan

(86) SAYIN Ayşe, "Uydu yayın yasalardan hızlı", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 21 Şubat 1990. (87) "Magic Box kablolu yayına el atıyor", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 6 Mart 1991. (83) "Bursa çanağı bugün yayına başlıyor", Cumhur i yet Gazetesi, İstanbul, 27 Ekim 1990. (39) "Bursa çanağı", Cumhur i yet Gazetesi , 27 Kasım 1990.

-107 cumhuriyet savcılığı, çanak antende suç unsuru bulunmadığı

için takipsizlik kararı verdi.Bursa Cumhuriyet Savcılığı’nın verdiği karara göre belediyelerin ve tüzel kişilerin kurduğu ortak çanak antenler için de sakınca kalkmış oldu»Bursa

Büyükşehir cumhuriyet savcılığının takipsizlik kararı

vermesiyle ülke genelinde başlatılan soruşturmalarda da ilk

kez aklanan kur um o 1 d u■

Bujrsa Büyükşehi r Beled i yesi inin öne ülüğünde kur ulan / ç a n a k antenin sadecl b i r a k t a nc ı d ı n ib a r e t o 1 d u ğ u k a y d edilen

kararda, 2354 sayılı TRT Yasası’nm 4/a maddesindeki "yayın

tekeline" aykırı olmadığı görüşüm de yer verildi.

Bursa cumhuriyet savcılığınca alınan karar aynen

ş öyle i d i s

".»»kişilerin m ü s t a ki 1 vey a o r t a k ku rdukları uy d u

yayın an t en 1 er i vas 1 1 as ı y 1 a y ab an e ı t e 3. ev i z yon y ay ı n 1 ar ı n ı

izleyebilmeleri, anayasamızın 31» maddesinde ifadesini bulan

ve kısaca "anten kurma hakkı" da diyebileceğimiz, kişinin

kitle haberleşme ve yayın araçlarından yararlanma hakkının

doğal bir sonucudur.Sanıkİ arın kurdukları "aktarıcı"nin

gerçek ve tüzel kişilerin müştereken kurdukları "uydu

anteninden" hiçbir farkı yoktur.Yabancı yayınların

izlenmesinin toplumsal açıdan yarar ve sakıncalarının takdir

ve değerlendirmesi, düzenlenecek bir kanunla müdahale etmek

yasama organının görevidir." <90)

<30) "Belediye çanakları artık yasal", Cumhur i yet Gaz et esi , İstanbul ,22 Şubat 1391»

-108-- Şanlıurfa'da Refah Partili Belediye Başkanı İbrahim

Halil Çelik "Ben fuhuşa çanak tutmam" diyerek çanak antene karşı çıkarken, kentteki birçok esnaf uydu yayını için imza kampanyası başlatmıştı. (91)

Eskişehir'de ise yerel Sakarya Gazetesi'nin başlattığı kampanya ile çanak anten için para toplanıyordu.

RTYK başkanı Prof dr Yılmaz Büyükerşen 1991 Mart'ında

çanak antep kurulmasının serbest bırakıldığını açıkladı. // Yüksek Kurulu'n 351? sayılı kanunun 4. maddesinin Anayasa

Mahkemesi tarafından iptali üzerine ortaya çıkan durumu yeniden incelediğini söyleyen Büyükerşen söz konusu yayınların "suç olmaktan çıktığı"nı ve bu gibi durumlarda

Yüksek Kurulca yapılacak bir işlem olmadığı kararına v ar ildiği n ı b e 1 i r t i y o r d ti. (92)

RTYK'nun açıklamasından sonra kimi belediyeler yeni sistemleri kurmaya yönelirken, kimi belediyeler de var olan sistemlerini güçlendirmeye ve kanal sayısını arttırma

çalışmalarına başladılar. (93)

Magic Box„ bu gelişme üzerine daha çok izlenilerek reklam potansiyelini arttırmak amacıyla büyük kentlerde belediyeler 1 e ortaklaşa anten sistemi kurma gir işimi er inde bulunuyordu.

(91) "Çanak için imza toplanıyor", Cumhur i yet Gazetesi. İstanbul, 4 Aralık 1990. (92) "Çanak anten serbest", Cumhur iyet Gaz et es i , İstanbul, 21 Mart 1991. (93) "Belediyeler uydu yayınına hız verdi" Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 25 Mart 1991. TRT 31 Aralık 1991 tarih ve 21098 sayılı Resmi

Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 91/2539 sayılı

Bakanlar Kurulu kararı gereğince uydu alıcılardan bandrol

ücr et i alacağını açık1 adı. C94)

Belediyeler 1992 yılları sonlarına doğru çanak antenlerle yapıları uydu yayınlarını yaygınlaştırmak için kurdukları sistemlerle kendi yayınlarını yapmaya yöneldiler.

cc c) Uydu Y ayınların d a Denet i m

Türkiye'de PTT Genel Müdürlüğü ve Telsiz Genel

Müdür 1üğü?nün sorumluluğunda bulunan her türlü yayın kontrol yetkisine sahip olmalarına karşın uydul ardan yapılan ya da uydulara doğru yapılan yayınların denetiminin hangi kurumun sorumluluk alanına girdiği bilinmemektedir.

Türk hukuk sisteminde uydu yayınlarının nasıl ve kimler tarafından alınabileceğini belirleyen herhangi bir kural olmaması nedeniyle uydu yayınlara herhangi bir sansür de uygulanmamaktadır.

(94) "Ç:an -a k a n t e n e bandrol ", Cumhur iyet Gaz et es i , İstanbul, 21 Ocak 1992. (95) "Gecekondu TV'ler",, Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 7 Ağustos 1992.

-110- Uydu ile yurt dışından Türkiye'ye yapılan yayınların engellenemezse bile bu türdeki bir yayına başvuracak herhangi bir şirketin yurt içine verici ve aktarıcı yer 1eştirmesi, yurt içinde stüdyo kurması ve büro açmasının ayakyopu karşılaşmalarını ya da daha başka olayları yurt içinden naklen yayımlamasının önlenebileceğini söylenmektedir, (96) / Bu' yayınları denetleyecek 5680 sayılı Basın Yasası gibi bir yasanın henüz çıkarılmamış olduğunu söyleyen

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şevki Arat, TRT'nin özel televizyon yasası gibi uydu yayınları için de bir yasa,

çıkar1 1 ması gerektiğini, denetim şekli ve organın yer i, tarifinin yapılması ile yasal boşluğun ortadan kalkacağını s a vun ma k ta dır, (97)

(96) ÖNGÖREN Mahmut Tali, "Yeni iletişim Düzeni", Mili iyet Sanat Derqisi , İstanbul, S. 281, 1 Şubat 1992. (97) "Savcılar özel televizyon karşısında çaresiz", Milliyet Gazetesi , İstanbul, 11 Ocak 1992,

-11 1- bb) Türkiye'de doğrudan uydu yayınları

Türkiye'nin uydudan gelecek yayını doğrudan alması için uydunun yayınlarının merkezinde yer alması şarttır»

Bir başka deyişle uydunun Türkiye'ye ait olması gere kmek t ed i r.

ülkemizin uzaydaki yeri 1977 yılında WARC (Dünya I idari Rady,b Konferansı) tarafından 5 derece Doğu boylamının

Clarke kuşağı ile kesiştiği konum Türkiye’nin doğrudan uydu yayın1 arını yap a bile ceğ i n okt a o1 ar a k t u t an a k1 ar a g eç mi ş tir,

Avrupa, ülkeleri arasında bu konumunu Güney Kıbrıs, Danimarka,

F i rı I a n d i y a , Y u n a n i s t an , I r 1 a n d a, I s v e ■; , N o r v e ç ile pay1aşmaktadır« (98)

Türkiye gibi geniş yüzölçümüne sahip bir ülkenin DBS y a yın1 a rı il e t ü m y ayın a1 anına çok g üc1ü s i n y a11 er y o11 a ması olasıdır,DBS için Türkiye'ye ayrılan 5 derece Doğu az imutu diğer ülkelerin uzaydaki konumlarına kıyasla sanşlıdır.Bu az i mut t a yap 1 1 ac ak DBS yay mİ ar mı 60-90 c m ç ap ı nda ant en kullanarak almak mümkün olacaktır,5'1 ik azimut İstanbul'da

36,6 derece, Ankara'da 29,5 derece ve Kars'ta 22 derece yükseklik açısı gerektirmektedir.BÖylelikle yeryüzünden gelen mikro dalga düzeyindeki gürültüler yayını e 11---: i 1 erneyec e k tir, (99)

(98) Devlet Media ilişkileri, Hürriyet Vakfı 1983 Yılı 10. Semineri , İstanbul, 1983, (99) A.g.e. EBU üyesi olduğundan ve Europsat projesi kapsamında yer alan Türkiye, doğrudan uydu yayınları projelerine kat1 1 ab i 1mektedir.TRT'de DBS yayınları için çalışmalar yapan

EBUfya söz konusu yayınlarına ilgi duyduğunu bildirmiştir.

(100)

Türkiye’nin £6 derece doğu Intel satmda 3 transponder i S kanal televizyon yayınını aktarabilecek genişlikte olmasına rağmen hiçbir yayın doğrudan uydu yayını / nitel iği n d e v e g ü c ü n d e d eğildi r . B u n u. n 1 a birli k te T ü r k i y e' de k i bir yer ist a s yon un d an uyduya d o§r u y ayın yapm a nın s erbest o 1 u p o 1 rn a d ı ğ ı da h e n ü z bilinme m e k t e d i r .

Ancak DBS yayını projesinin çok yüksek olan maliyeti de diğer ülkelerde olduğu kadar Türkiye içinde geciktirici bir etkendir,,

(100) RîGEL Nurdoğan , "Elektronik Rönesans" , Der Yayınları, İstanbul, 1991, s, 160. cc) ilk Türk Uydusu Projesi TüRKSAT

ilk Türk uydusu TüRKSAT'm projesinin PTT genel

Müdürlüğü bünyesinde yürütülen teknik ve fizibilite

çalışmaları 1389 yılının şubat ayında tamamlanmıştır.Dönemin

Ulaştırma Bakanı Ekrem Pakdemirli, TüRKSAT'ın ana amacının, doğrudan ve bölgesel televizyon yayınlarını geliştirmeye y ö n eli k o 1 d u ğ u n u beli r t m e k t e d i r . (101) I Ingiliz Aerospace ile A mer i kan Hu g u e s firm a1 arının d a katıldığı PTT tarafından açılan TüRKSAT ihalesini Fransız

A e r o s p a t i a 1 e fi r m a s ı k a z a n m ı ş t ı r . ( 10 2)

A r a 1 ar ı n d a Tel e t a ş 'm d a b u 1 u n d u ğ u A 1 e a t e 1 E c p a c e

(F r ansız), MBB (Fed er a1 Al m an) v e yine Fr a n sız E x ecor p f i r mal arının oluşt ur d u ğu konsors i um (103) t ar a fın d an ger çekieştir i 1ecek 2 adet İS transponder1 i FSS tipi "sabit h izmet" uydusunun imalini, uzaydak i yör üngesine yerleştirilmesini ve yerde iki kontrol istasyonu tesisini kapsamına alan TüRKSAT projesinin yaklaşık 2,5 yılda tamamlanması öngörülmektedir.1993 yılı ortasında uzaya fırlatılacak ilk uydudan bir yıl sonra ikinci uydunun uzaydaki yerine yer 1eştir i 1eceği karalaştırılmıştır. (104)

(101) AKYüZ îdris, "ilk Türk uydusu 1992'd e ■uzayda", Cumhur i vet Gazetesi. İstanbul, 17 Şubat 1939. (102) GöMüLLü Tayfun, "TüRKSAT projesi PTT'yi aştı", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, & Ağustos 1990. (103) GÖNÜLLÜ Tayfun, "TüRKSAT uydusu Fransızların", Cumhur iyet Gazetesi.İstanbul. 30 Ağustos 1990. (104) "TüRKSAT sözleşmesi bugün", Cumhur 1 yet Gazetesi. İstan b u1, 23 E k i m 1990»

-1 14- 26 Kasım 1390 günü PTT Genel müdürü Emin Başer ile

Fransız Aerospatiale Genel Müdürü Henri Martre arasında

imzalanacak olan TüRKSAT'm sözleşmesi, PTT'nin 150 ci kur uluş y 1 1 dönümü kut 1 amal arına r ast 1aması sonuç u er tel endi.PTT daha sonraki günlerde Avrupa'daki Doğu ve Batı yakınlaşmasını hesaba katarak ilk anlaşmanın yetersiz olacağı gerekçesiyle daha ileri bir sistem için yeniden bir ihale planladı. <105) 18 Aralık 1990 tarihinde yapılan ihaleyi yine i Fransız firması Aerospace kazandı.F irman m önerdiği 315 milyon d oI ar < y a k1 aşık 903 m il yar 105 milyon 1 İra) 1 ık

teklif konusunda projenin finansmanı amacıyla anlaşmayı PTT

G e n e 1 M ü. d ü r ü E m i n B a ş e r , dış Ti c a r e t M ü s t e ş a r 1 ı ğ ı a d ı na D ı ş

Ekonomik İlişkiler Genel Müdür Yardımcısı Bülent Payaslı oğlu

imzaladı. (106)

T üR KS A T k o n u s un d aki çalışma1ar b öy1 e b i r sey i r

gösterirken proje daha sonraki tarihlerde farklı

yaklaşımlarla ele alınmaya başlandı» Gazeteci Emin Çöl aşan,

Hürriyet Gaz et es i'nde yer alan makalesinde, "PTT'nin birkaç

yüz dolarlık TüRKSAT uydu ihalesi* bunun sonradan yapılan 90

milyon dolarlık sigortası ve diğer ihaleleri buram buram

yolsuzluk kokuyor" d iyordu.(107)

(105) "Türk uydusu yeni teknoloji bekliyor", Cumhur iyet Gaz et es i. İstanbul, 27 Kasım 1990. <106) "TüRKSAT 35 ay sonra yörüngede", Cumhur i yet Gazetesi, İstanbul, 11 Mart 1991. <107) ÇöLASAN Emin, "Karayolları ve PTT * d e kar a lekeler", Hürr iyet Gazetesi, İstanbul, 23 Eylül

1991 .

-1 15- Yolsuzlukla suçlanan PTT Genel Müdürü Emin Başer, iddialara karşılık olarak, böyle bir ihale için tek başına karar vermesinin mümkün olmadığını kaydederek "TüRKSAT ihalesinin Fransızlara verilmesi konusunda dönemin Ulaştırma

Bakanı Cengiz Tuncer'in Başbakan Yıldırım Akbulut'un ve

Cumhurbaşkanı Turgut özal'm onayı vardır" demekteydi. (108)

Yolsuzluk şikayetleri üzerine Başer ve yardımcısı

TüRKSAT sa/fcın/ alma Komisyonu başkanı Osman Gözüm q ör ev inden al indi» <109)

PTT tarafından yapımına başlanan bu projenin yatırım programında bulunmayıp ihaleyi alan firmanın temin ettiği kredi ile yürüyen bu işin, kredili alanda yürütülmesi konusunda Hazine Müşteşar1ığı?nın onayının alınmadığını söyleyen dönemin Ulaştırma Bakanı Yaşar Topçu, ihale ilanının da PTT alım sa 1 1 m y ö n et me1 i ğ i n i n 4 7» m a d d esine aykırı ola ra k yalnız resmi gaızetede yapıldığını , yurt içinde ve dışında yüksek tirajlı gazetelere ilan verilmediğini söylemektedir»

(120)

An karcı Cumhuriyet Başsavcılığı TüRKSAT uydu ihalesinde yolsuzluk yapıldığı gerekçesiyle eski PTT Genel

Müdürü Emin Başer ve yardımcısı Osman Gözüm hakkında dava aç tı. (121)

(108) "TüRKSAT ihalesi için özal’ın onayını aldım", Sabah Gazetesi , İstanbul, 1 Aralık 1991. (109) "TüRKSAT'ta görevden alma", Cumhur i yet Gaz et es i , İstanbul, 1 Ocak 1992» (120) "TüRKSAT davası savcılıkta", Cumhur iyet Gaz et es i, İstanbul, 28 Ocak 1992. (121) "TüRKSAT dosyası mahkemede", Cumhur iyet Gaz et es i, İstanbul, 14 Şubat 1992» -11S- Türk Ceza Kanunu (TCK) nun 240. maddesine göre yargılanmaları istenilen Başer ve Gözüm'ün, suçun TCK'nun

205. maddesinde yazılı olan "ihaleye fesat karıştırınak" olduğu belirtilen dava, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 29 Nisan

1992 tarihinde başladı.

Tüm olumsuz gelişmelerin yanında TüRKSAT projesi

iptal edilmedi. (122) Fransa'nın Cannes kentinde yapımı için bugüne kaçlar yaklaşık 200 milyon dolar harcanan TüRKSAT u y d u s u n u n 19 '3 3 yılı n ı n A r a 1 ı k a y ı n d a f ı r 1 a t 1 1 m a y a h a z ı r h a 1 e g e 1 m esi bekle n m s I-:: t e d i r . (12 3)

TüRKSAT?ın uzayda yerini almasıyla Türki

Ccumhuriyet1 er i ve yakın bölgesinde siyasi, ekonomik,

kültürel etkinlik elde etmenin yanısıra, Batı haber

ajanslar mın tekelinin de kırılacağı düşünülmektedir.

Türkiye'nin jeopolitik durumu ve bölgenin hassasiyeti

açısından önemli bir işlevi yerine getirmesi beklenilen

TüRKSAT uydusu ile Türkiye'nin Avrupa'ya doğrudan televizyon

yayını yapması, çeşitli uydulardan yapılan televizyon programlarının küçük çanak antenlerle izlenebileceği ve büyük

kentlerde kablolu televizyon yayınlarının

yaygınlastırılmasıyla yayınların kaliteli bir şekilde olacağı

beklenilmektedir.

(122) GERAY Haluk, "TüRKSAT iptal edilmiyor", Cumhur i yet Gazetesi„ İstanbul, 16 N i san 1992. ( 12 3) GöNüL. L ü Tayfun, "T ıj RKSAT'a harcanan para 200 milyon dolar", Cumhur iyet Gaz et es i„ İstanbul, 18 Mart 1992.

•-117- TRT Avrasya yayınları

Sovyetler Bir 1 iğ i'nin dağı1 masından sonra, bağ imsiz 1ıkİ arını kazanan Türk Cumhuriyet1 er i üzerinde

kurulmak istenilen etkinlik yarışında, Türkiye TRT-Avrasya adı altında televizyon yayını için Bakü’ye verici istasyonu

kurulması çalışmalarına başlamıştı.Başbakan Süleyman Demirel

ile Azerbaycan cumhurbaşkanı Muttalibov arasında yapılan

anlaşma sonucunda Türkiye’nin televizyon yayınları

Azerbaycan başta olmak üzere Türkmenistan, Tacikistan,

Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan’ı hedeflemekteydi. (İ24)

Türk cumhuriyetlerine yönelik olarak Batı’ya karşı

en önemli silahı Türkçe’yi devreye sokan TRT (125) Avrasya

yayını için EZutelsat II F 1 uydusu 0 derece ile '30 derece

boylamlar arasında aşağı yukarı Ingiltere’nin üzerinde olan

bu uydu ile tüm Avrupa ve kuzey Afrika gibi geniş bir alanda

izlenebileceği gibi, TRT’nin Intelsat 5 F 7 uydusu ile

Asya’nın tüm Türk cumhuriyet1 er in i, Hindistan’ı ve

Ortadoğu’nun belli bir kısmını kapsamaktadır.

(124) "Dış Basın ve Türkiye", T.C. Başbakanlık Basın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü Bülteni, Ankara, 14 Nisan 1992, No:56, ss. 12,13. (125) RIGEL Nurdoğan, "Türk cumhur iyetlerinde TRT’nin atağı", Cumhur iyet Gazetesi. İstanbul,! Nisan 1992.

-118- TRT Ankara'dan verdiği bu yayını PTT'nin

Gölbaşı'ndaki uydu merkezi vasıtasıyla Eutelsat 5 ve Intelsat

2 uydusuna yol 1amaktadır.Intel sat 5 F 7 uydusuna gelen sinyaller, daha sonra Türk cumhuriyetlerindeki yer i stasyonlarına ulaşmakt adır.PTT'n in Tür k cumhur i yet 1 er ine kurduğu yer istasyonları bu sinyalleri aldıktan sonra yerleşik düzende olan birinci ya da ikinci kanallarına verip evlerdeki ş'kranlara yansımaktadır. (126)

D o ğ u b 1 oku hariç hemen t üm d ün ya ü1 keler i g i b i PA L sistemi kullanan TRT, Avrasya yayınları için başka bir işlem d a h a y a p m a k t a dır . SEGA M s i s t e m i n i s e ç s n T ü r k c u rn h u. r i y e 11 e r i

için Gölbaşı uydu merkezindeki PAL yayın SECAM'a

çevri 1 mek t ed i r «

1 M i san 1932 ta ri h inden it i ba r e n t e s t y ayın1 a rın a başlayan Avrasya televizyon yayınları, eğlence ve müzik p r o g r a m 1 a r ı a ğ ırlı i-:: t a o 1 m a k ü zere T R T? n i n a r ş i v p r o g r a mİ ar ı n d -a n o 1 u s m a k t a dır.

TRT'nin yaptığı bu olumlu atak konusunda yayınlanan programların çoğu kez kalitesiz ve oraların insanına hitap etmediğini belirten gazeteci Emin Cölaşan, " Bu kanalda yer alacak özellikle konuşma içerikli programların , herşeyden

önce biraz yavaş ver ağır konuşarak hazırlanması gerekir ki, o insanlar bizim konuştuğumuz Türkçeyi daha rahat aniayabi 1 sin.îkine isi Türkiye'yi tanıtan belgesellere, kü11 ürüm üz e ve müziğimize ağırlık veren p r og r am1 arın e k r an da

(126) ÎPEKE3EN Erdal, "TRT dünyanın 2. büyük tv'si", M i 11iyet Gazetesi, İstanbul, 23 Nisan 1392. — 1 19~ olması ger ek i r.üç üne üsü, onların dilinde ama Türkçe altyazı!ı yayınlar olması gerekir" demektedir» (127)

Dil probleminin yanısıra, Tür ki cumhur i yet 1 er i ekonomilerinin gelişmemiş olması nedeniyle en as iki yıl boyunca reklam mecrası olamayacağı ileri sürülürken, gerek Orta Asya'ya, gerekse Avrupa'ya ihracat yapan büyük

f irmal arın ilgisini çekmediği, Or ta Asya cumhur iyet1 er ini n mali güçlerinin sınırlı olması nedeniyle yapılacak reklamın i satışı arttırmaya yönelik bir işlevi olmayacağı düşüncesi ve

Avrupai1 1 ar m , yüzlerce kanal içerisinde , dilini bilmedikleri bir Türk kanalını izlemeyecekleri endişesi,

Avrasya'nın reklaıttcılarca kuşkuyla karşılanmasına neden

o 1 ma k t ad ı r . ( 1 2 'd .>

Bununla birlikte bu ülkel erde dağıtım şebekesinin

oluşturulmaması, cumhuriyetlerin televizyon kanallarından

herhangi birinin Avrasya yayınına ayrılmaması ve çanak anten

sayısının azlığı nedenleriyle iz 1 en i 1emed iğ i de

bel i r t i 1 rnek t ed ir.

(127) CöLASAN Emin, "Bu neyin gizliliği", Hürri yet Gaz et es i, İstanbul, 10 Mayıs 1992. (128) MUTLU Pınar, "Avrasya kanalı şimdilik umut vaad etmiyor", Barometre Gazetesi, Istanbul,11-17 Mayıs 1992» B. Tür ki yede Televizyon Yayıncılığında Yasal Düzeni emel er

1. 1961 Yılı Yasal Düzenlemeleri

1961 Anayasası?nın 121. maddesinin 1. fıkrasında televizyon istasyonları idaresinin özerk kamu, tüzel kişiliği halinde, kanunla düzenleneceği belirtilerek, "her türlü radyo ve televizyon yayınları "tarafsızlık" esaslarına göre yapılır" hükmü bulunmaktadır. Kanunda, haber ve programların

seçil m e s i n d e, i s 1 <£ n m e s i n d e v e s u n u 1 m a s ınd a. k ü 11 ü r v e e ğ i t i m e

y a r d ı rn cılı k g ö r e v inin y e rine g e t i r ilmesi h ü k m ü de ye r

a 1 m a k t a d ı r . (12 9)

121. maddenin 1.fıkrası 1488 sayılı kanunla

değiştirildikten sonra, "radyo ve televizyon i stasyon1 arı,

ancak devlet eliyle kurulur ve idaresi tarafsız bir kamu

t ü z e1 kişiliği hal in d e kan un1 a d ü z en1 en ir '1 h ü km ü ile r ad yo ve

televizyon tekeli açıklanmıştır, (.130)

a) 24 Ar alık 1963 TRT Yasası

24 Aralık 1963 tarih ve 359 sayılı Türkiye Radyo ve

Televizyon Kurumu Kanunu'nun 35. maddesi Türkiye'de radyo ve

televizyon istasyonları kurma ve işletme hakkını Türkiye

Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT) na vermiştir.

(129) 1961 Anayasası ile Esk i Anayasal ar , Fil iz Kitabeyi, İstanbul, 1976, s.84. (130) ÎÇEL Kay ıhan, K itle Haber 1 eşme Hukuku , İstanbul üniversitesi Yayınları, Nos 3302, İstanbul, 1985,

:n> u j - . L.< TRT Kanunu'nun 33. maddesinde, kanundaki özel hükümler dışında kurum hakkında iktisadi Devlet

Teşekkül 1 er i'ne uygulanan genel hükümlerin uygulanacağı

öngörülmüş ve bu hükümlerin uygulanması yetkisi Turizm ve

Tanıtma Bakanlığı'na verilmiştir.

b) Televizyon Yayıncılığında "özerklik" Kavramı I İ f 359 say ılı Kan un ile tel ev i z yon i st asyon1 arı k ur ma ve işletme hakkının TRT'ye verilmesiyle televizyon yayınları alanında programların yapımında, yönetiminde, ekonomik alanda siyasal iktidara bağımlı olmamayı ifade eden "özerklik" tesis edilmiştir. (131) 1963 Anayasası'na göre genel müdürle birlikte 9 üyeden oluşan yönetim kurulu'nda üyelerin yalnızca ikisinin Bakanlar Kurulu7ndan atanması, geriye kalanların 4'ü

üniversiteler, konservatuar, tiyatro ve opera sanatçıları, arasından, ikisi de yönetim kurulu tarafından TRT personeli arasından seçilmesi öngörülmüştür..Böylece Yönetim Kurulu'nun

9 üyesinden sadece ikisinin hükümet temsilcisi olmasıyla

özerklik sağlanmış oluyordu. Bunun yanında gözardı etmememiz gereken, özerkliğin sadece kurumların iç indeki 1 erce değil, bu kurumların dışındakilerce yürütülen girişim, tutum ve dayanışma ile sağlanacağını, bu ortak çabanın yanısıra

özerkliği tarafsızlık kavramından ayrı düşünemeyeceğimizi de bel ir tmeliy i z.

(131) İÇEL., A.g.e., s. 265. 1971 Yılı Yasal Düzenlemeleri

20 Eylül 1971 tarihli 1488 sayılı kanun ile

Anayasa'nın 121. maddesinde değişiklik yapılarak TRT'nin

Özerkliği kaldırılmıştır.

a) 29 Şubat 1972 TRT Yasası

Ar/ayasanın 121. maddesindeki değişikliğe uygun biçimde TRT Yasası da 29 Şubat 1972 tarih ve 1568 sayılı kanunla özerklik esası kaldırılmış, TRT tarafsız bir kamu t üz e1 k i ş i s i durumuna d önüşmüşt ür. (132)

b)Televizyon Yayıncılığında "Tarafsızlık" Kavramı

Televizyonda yayınlanan tüm programlar için geçerli olması gereken "tarafsızlık", "özerklik" olmadan sağlanamaz.

Genelde haber bültenleri üzerinde tarafsızlık kavramı yoğun bir biçimde tartışıl irken, diğer programlar yok say 1 1 maktad ır . Oysa tarafsızlık konusu TRT'nm diğer yayınları

için de dikkate alınmalıdır.Bunun yanısıra, tarafsızlık kavramında eşitlik ve denge ilkeleri de bulunmalıdır.

3. 1982 Yılı Yasal Düzenlemeleri

1982 Anayasası'nin 133. maddesi "radyo ve televizyon

istasyonlarının ancak devlet eliyle kurulabileceğini ve yönetimlerinin tarafsız bir kamu tüzelkişiliği halinde

(132 > 1CEL, A .g .e ., s .266. -123- düzenleneceğini öngörmektedir.Madden in 2.fıkrasına göre kanun tarafsızlık ilkesini korumaktadır.<133)

a) 11 Kasım 1933 TRT Yasası

11 Kasım 1983 tarihli 2954 sayılı Türkiye Radyo

Televizyon Kurumu Kanunu, 359 ve 1568 sayılı kanunları yürürlükten kaldırarak, sadece TRT Kurumu Kanunu olmayıp,

Radyo Televizyon Kanunu niteliğini t aş ı makt ad ı r . f

b) Radyo Televizyon Yüksek Kurulu

Kanundaki en önemli değişiklik, TRT Kurumu dışında

"Radyo Televizyon Yüksek Kurulu" (RTYK) adı ile yeni bir kuruluşun o1uşturuİmasıdır.

Kanunun 6. maddesinde yurt içine yapılacak radyo ve televizyon yayınları için milli siyasete uygun ilkeleri tespit etmek, bu kanunda belirtilen görev ve esasların uygulanmasının gözetim, denetim ve değerlendirilmesini yapmak maksadıyla RTYK’nun kurulduğu bel irt i 1mektedir. (134)

Tarafsız1ığın ihlal edildiği veya yayın esaslarına aykırı yaymaların yapıldığı durumlarda, idari ve kanuni ta­ kibata geçilmesi için ilgili mercilere duyuruda bulunmak

(133) Türk iye Cumhur iyeti Anayasası, Yasa No:2709, Kabul Tarihi: 7 Kasım 1982, R.G.'DE Yayın: 9 Kasım 1982, Sayı: 17863 Mük„, Yasa Yayınları, İstanbul, 1985, s.86-87. (134) T ür k i ye Radyo ve Televizyon Yasası, Yasa No:2954, Kabul Tarihi;11 Kasım 1983, R.G.’de Yayın; 14kasım 1983, Sayı: 18221 (Mük.), Basın Yayın Yasaları, Yasa Yayınları, İstanbul, 1983, s .47—48, RTYK'nun görevleri arasındadır. C135)

RTYK'nu meydana getiren 12 üyeden üçü cumhurbaşkanı

tarafından doğrudan atanırken, Bakanlar Kurulunca atanan

birisi basın mensubu olmak üzere eğitim ve iktisat

alanlarından üç üye, Milli Güvenlik KUrulunca seçilecek ve

bakanlar kurulunca atanacak bir üye, Yükseköğrenim Kurulunca

elektronik ve hukuk bilimleri alanlarında gösterilecek dört

aday içinden cumhurbaşkanınca seçilecek iki üye, Atatürk i Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurulunca önerilecek kültür ve

sanat dallarında altı aday içinden cumhurbaşkanı tarafından

seçilecek üç üye arasından kurulun başkanı cumhurbaşkanınca

seç ilmektedir.Kurul üyelerinin siyasi partilere üye olması

yasaktır.

c) TRT'nin televizyon yayınlarındaki siyasi tarafsızliğ ı

TRT Kanunda belirlenen temel ilke ve esaslar uymak

koşulu ile programlarını serbestçe düzenieyebi 1 ir.Ancak Kanun

bu serbestliği sınırlayıcı bazı hükümler de getirmiştir.

aa) Hükümet bildiri ve konuşmaları

Kanunun 18. maddesine göre, TRT Kurumu'nun hükümet

bildirilerini yayınlama zorunluluğu vardır.Hükümet

bildirileri bakımından eski kanundaki esasları saklı tutan

(135) AKGüNER Tayfun, "Radyo ve Tv Yüksek Kurulu'nun 4 üyesi değişiyor", Milliyet Gazetesi , İstanbul, 18 Ocak 1388. yeni kanun, hükümet konuşmalarına sınırlama getirmiştir.

Gerçekten bu konuşmalar, eski kanundan farklı olarak sadece olağanüstü haller ile sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hali­ ne inhisar etmek üzere yay mİ anab i 1 ecekt ir . TRT' n in tarafsız olması konusunda olumlu olan bu sınırlamanın yanısıra yeni kanunda, eski kanundan farklı olarak hükümet bildiri ve ko­ nuşmalarına karşı TBMM'de grubu bulunan siyasi partilerin cevap ve düzeltme haklarına yer verilmemiştir. /

bb) Hükümet uygulamalarını tanıtıcı konuşmalar

2954 sayılı kanun 18. maddesinde hükümet konuşmalarına sınır getirirken, 19. maddede hükümetin radyo ve televizyondan yarar 1 anmasına olanak tanıyan yeni ve önemli bir düzenleme getirmiştir. 19.madde aynen şöyledir:

"Türkiye Radyo Televizyon Kurumu1’nun yayın esaslarına uymak, cevap hakkı doğuracak nitelikte olmamak ve siyasi

çıkar amacı taşımamak, kaydıyla mevzuat veya idari kararlarla yürürlüğe konan ve halkın katılımı ile başarıya ulaşabilecek hükümet uygulamalarının, gerekçel er in in yararlarının vecibelerinin usul ve esaslarının kamuoyuna benimseti 1 meşin i amaçlayan tanıtıcı radyo ve televizyon programları

...yayınlanır". TRT dışında hazırlanan bu program haber bültenleri dışında yayınlanmaktadır.Ayda bir defa 30 dakika olan bu tanıtım programı uygulama safhasında pekçok tartışmalara neden olmuştur."İcraatın İçinden" adı altında yayınlanan program aslında TRT'nin tarafsızlığını sağlamak amacıyla düzenienmiştir . Hem haber bültenlerinde bu tür haberlere sık sık yer verilmesinin önlen esi, hem de hükümetin çalışmalarının halka duyurulması açısından olumlu olmasına karsın, program biçimsel olarak Kanuna uygun hareket edilmiş olsa bile içerik olarak Kanunun sözüne ve ruhuna /İ aykırı mesajlar işlenmiş, muhalefet partilerince bu konuda yapılan yasal başvuru ve şikayetler ile sonraları RTYK tarafından TRT'ye yapılan uyarılar TRT'nın bu konudaki tutumunu değiştirmemiştir. (136)

İktidar ile muhalefet partileri arasında dengesizliğe yol açtığı öne sürülen bu program konusunda 26 Mart 1989

Mahalli seçimleri öncesi seçim yasaklarının başladığı dönemde

hükümet 19.maddeyi kullanmaya çalışarak, "2000 yılına doğru"

adı ile hazırlattığı bir programı yayınlatmak

istemiştir.Ancak gerek RTYK, gerekse Yüksek Seçim Kurulu'nun uyarı ve açıklamaları sonucu bu programın yayını

durdurulmuştur. (137)

25 Nisan 1989 tarihinde TRT Genel Müdürü Cem Duna,

Turgut özal'ın isteği üzerine görevinden ayrıldığını

açıkİamıştır.

(136) TOPUZ Hıfzı, "Yarının Radyo ve Tel ev izyon Düzen i" TOSES-ÎLAD ortak yayını, İstanbul, 1990, s 118. (137) TOPUZ, A.g.e., s.119. cc) Hükümet ve Siyasi Partilerin Çalışmalarının Yayınlanması

Kanunun 20. maddesine göre, hükümetin ve TBMM'nde grubu bulunan siyasi partilerin açıklama ve çalışmalarının / yayınlanması konusunda bu yayınların haber değeri ve niteliği taşıması koşuluna bağlı olduğu bel ir t i 1mektedir.Bir yayının haber değeri ve niteliğinde olup olmadığının saptanması çoğu kez tartışmalara yol aç ab i 1eceğinden bu sınırlamanın geçer­ liliğinden kuşku duyulabilir. (138) Nitekim, 1989'da gazeteci

Uğur Mumcu "Başbakan özal öksürse haber oluyor, muhalefet partilerinin en duyarlı konularda söyledikleri, TRT makasçıları tarafından kesiliyor" derken, (139) RTYK 1992 yılında TRT'ninana haber bültenini içerik açısından yetersiz bulurken, bültenlerde muhalefet partilerine daha fazla yer verilmesi gerektiğini bildirdi. RTYK yetkilileri kanunda yer alan siyasi tarafsızlık ilkelerine uymasını hatır1attıkİ arı

TRT ana haber bültenlerinde başbakan ve bakanların heyet kabullerinin geniş yer almasının şikayetlere yol açtığını belirtiyordu. (140)

(138) İÇEL Kay ıhan, A.g.e., s.293. (139) MUMCU Uğur, "Tv", Cumhur ivet Gazetesi , İstanbul, 2 Şubat 1989. (140) "RTYK'dan TRT'ye uyarı", Miliiyet Gazetesi , İstanbul, 31 Ocak 1992. C. Türkiye'de özel Televizyon

1. Magic Box - Star 1

Cumhurbaşkanı Turgut özal, 1990 yılında ABD gezisi sırasında yaptığı bir açıklamada, yurtdışından Türkiye'ye yapılacak Türkçe televizyon yayınlarının yasal bir sakıncası olduğunu sanmadığını belirterek, (141) "dış memleketlerden bir kanal kiralayan Türkiye'ye yayın yapabilir" diyordu.(142)

Rumeli Holding sahipleri Kemal ve oğlu Cem Uzan'ın

Federal Almanya 'dan "Magic Box Incorporated" şirketi adı altında Türkiye'ye yönelik televizyon yayını yapmak amacıyla

Eutelsat'tan 2 kanal kiral adıkİ arı ortaya çıktı.özel televizyona yer açabilmek için yasalardaki her türlü boşluğu değer 1endiren Uzanlar, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve 2954 sayılı TRT Yasası'nda uydu yayınlarının statüsünü belirleyen hiçbir hüküm bul tınmamasından f aydal an iyordu. (143) Cem Uzan, girişimlerinin Anayasaya aykırı olabileceği konusunda,

"dünyada bir defa kanunlar ve hukuk bulundukları ülkelerde geçeriidir.Türk Anayasası Türk vatandaşları için ve Türkiye sınırları içinde geçeriidir" diyerek uluslararası kanunların enformasyon akımını garanti ettiğini, Türkiye'de şimdiye kadar isteyen herkesin BBC'yi dinlediğini, yaptıklarının

(141) SAYIN Ayşe, "özel tv adım adım", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 8 Şubat 1990. (142) TAN Ahmet, "Sihirli kutu TRT'ye karşı", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 13 Şubat 1990. <143) SAYIN Ayşe, "İthal kanal 2 ay sonra", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 9 Şubat 1990.

-129- bununla aynı şey olduğunu iddia ediyordu.(144)

1 Mart 1990 tarihinden itibaren Eutelsat F5 uydusundan test sinyallerini yayınlamaya başlayan Magic Box-

Star 1 kanalı 7 Mayıs 1990 tarihinde ise, günde 5 saat yayına başladı.TRT eski genel müdürü Tunca Toskay'ın yönetim kurulu başkanlığını yaptığı Magic Box'ın genel müdürü ve TRT televizyon dairesi eski başkanı Mehmet Turan Akköprülü, yayının Federal Alman uydu kanalı SAT l'in stüdyolarından ! gerçekieştir i 1 d iğ in i söylüyordu. (145)

Magic Box'ı bir "korsan kanal" olarak tanımlayan

Fransız Gazetesi Le Monde, şimdilik hükümetin bunu görmezden

geldiğini, hatta cumhurbaşkanı özal'ın konuya olumlu

baktığını söyleyerek, oğlu Ahmet özal'm da projenin içinde

yer aldığına dikkat çekiyordu.(146) Bu bağlamda kuruluşundan

bu yana Ahmet özal'm da ortak olduğu söylentileri Magic Box

Şirketi'nin 19 Aralık 1990 g ünü yapılan genel k ur u1 un d a

ortaklığa al inan Tevfik Ahmet özal'ın Cem Cengiz Uzan ile

birlikte imza yetkisine sahip bulunduğu açıklanarak

doğrulanıyordu. (147) 25 Mart 1991 tarihinde ise Tunca

Toskay'm siyasete atılacağı gerekçesiyle görevinden istifa

etmesiyle Magic Box'ta bütün yetkiler Yekta Okur?a verildi.

(144) SEMERCİ Yavuz, "Magic 8ox'ı Anayasa sınırlaya- maz", Hürr iyet Gazetesi , İstanbul, 18 Kasım 1990. (145) "ilk hedef 5 milyon izleyici", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 10 Mayıs 1990. (146) "Türkiye yayıncılığın iki dünya sınırında", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 20 Haziran 1990. (147) "Ahmet özal Magic Box'a resmen ortak", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 19 Mart 1991.

- 130 - Star i yayınlarını izleyebilmek için gerekli olan

çanak antenleri de piyasaya süren Magic Box'ın yayınları

SHP'li Belediyelerin uydu yayınlarını dağıtımı sayesinde

Türkiye'de izleyicilere ulaştı.(143)

öte yandan F-ladyo Televizyon Yüksek Kurulu, TRT ve

Ulaştırma Bakanlığı'nın SHP ve Magic Box hakkında hazırladıkları suç duyurusu dilekçelerinde SHP'nin çevreye l çanak antert ile televizyon yayını yapmasının 3517 sayılı telsiz kanunu'na aykırı olduğu, Magic Box’ın aynı kanunun 4. maddesine aykırı yayın yaptığı ileri sürülüyordu.(149)

SHP'li Belediyelerin uydu yayınlarını yaymaya devam etmelerine karşın, SHP Genel Başkanı Erdal İnönü "yasadışı ve korsan " yayın yaptığı gerekçesiyle Magic Box'a bir tazminat davası açmak üzere genelge haz ırlatiyordu.Ayrıca SHP milletvekillerinin ve örgüt yöneticilerinin Magic Box ekranına çıkmalarını yasakliyordu. (150)

Dönemin hükümetinde devlet bakanı görevini sürdüren

Mehmet Yazar, "Magic Box, TRT'yi aklını başına almaya zorluyor" diyerek Magic Box'ı yasal bir zemine oturtmaları gerektiğini belirtiyordu.

<148) "Magic Box'a suç duyurusu", Cumhuriyet Gazetesi , İstanbul, 23 Ekim 1990. <149) A.g.h. <150) ORAL Hal it, "SHP'1 ilere Magic Box yasağı", Miliiyet Gazetesi , İstanbul, 23 Ocak 1991. <151) "Magic Box yasal zemine oturtulmalı", Hürr iyet Gazetesi , İstanbul, 13 Aralık 1990.

-131- 2. Magic Box ve PTT

Yapılan suç duyuruları sonrası Cumhuriyet

Savcılıkları incelemeleri sonucunda Anayasa Mahkemesi kararlarının Türkiye’de geçerli olduğunu vurgulayan Magic Box yetkilileri, "Biz Türkiye’de yokuz.Havadan, uzaydan gel iyor uz. Karar 1 ar bizi bağlamaz.Yok eğer PTT hat vermemek isterse onu uluslararası telekomünikasyon kurumuna şikayet tİ eder im.Yabancı birçok televizyon kurumu parasını verip aynı hatları kullanmıyor mu?" diyordu. <152)

Anayasa Mahkemesi'nin PTT'ye radyo televizyon verici istasyonu kurması ve isletmesi yetkisini veren 3517 sayılı yasayı iptal ettikten sonra bu karar, "radyo televizyon yayın hakkının TRT tekelinde olduğunu açıklığa kavuşturarak, özel radyo ve televizyon yayını yapılamayacağını belirleyen " bir karar olarak değer 1endir i 1 misti.Anayasa Mahkemesi çevreleri bu karardan sonra Magic Box’ın yayınının korsan niteliğine dönüştüğünü , PTT'nin bu yayını kabloyla yaymasının açık bir suç oluşturduğunu dile getirmişlerdir. <153) Buna karşılık

şirketlerinin Almanya’da kurulduğunu ve Alman kanunlarına göre fsaaliyet gösterdiğini belirten Cem Uzan, Anayasa

Mahkemesi kararının yayınların nakledildiği vericilerle ilgili olduğunu, Magic Box’la hiçbir ilgişi olmadığını söylemiştir.

<152) "Magic Box: Anayasa Mahkemesi bizi bağlamaz", Sabah Gazetesi , İstanbul, 29 Temmuz 1990. (153) "Magic Box umursamıyor", Miliivet Gazetesi , İstanbul, 29 Temmuz 1990.

-132- Oysa Magic Box, Türkiye’de gercekleştirdiği çekimleri yayıcı istasyonuna ihraç edebilmek için, PTT kanal sağlamaktadır. "Yapılan is, televizyon yayınlarının devletçe kurulmuş bir kamu tüzel kişiliği tarafından" yapılmasını gerektiren Anayasa'ya aykırıdır ama, devletin hoşgörüsüyle yapı1maktadır" diyen Mümtaz Soysal, devlet makamları tarafından atanan bir futbol federasyonu kuluplerin naklen yayın için jo kanalla anlaşmasına göz yummakta, devletin

PTT'sinin aynı kanalı kablolu dağıtım sistemi içine

alabildiğini söylemektedir. (154) Bunun yanısıra Ulaştırma

Bakanlığı tarafından PTT'nin Magic Box'a sağladığı

kolaylıklar ile ilgili hazırlanan dosyalarda, PTT'nin Star 1

yayınlarının Türkiye’de doğrudan yayın yapabilmesini sağlayan

mobi 1 uydu sisteminin kiralanmasının yasalara uygun olup

olmadığı, PTT'nin Star'm program sinyallerini uyduya

yollarken uluslararası anlaşmalarda yer alan tarifeye uygun

ücret ödeyip ödemediği, PTT'nin kablolu yayına aldığı Star

1'den bu hizmeti karşılığında para alıp almadığı, yasalara

uygun yayın yapmayan star l'e PTT'nin link hatlarını

kullanırken ücret ödeyip ödemediğini araştırı1iyordu.<155)

Ayrıca Star 1 7 şubat tarihinden itibaren Eutelsat 10 ve 13

derece doğu kanal 1 arından yayın yaparken, iki uydu kanalını

işgal etmemek için 13 derece doğu yayın kanalını iptal etti.

(154) SOYSAL Mümtaz, "Korsanlık ve özerklik", Miliiyet Gazetesi , İstanbul, 9 Ocak 1991. (155) KOLOSLU Sina, "PTT-Star 1 ilişkisi incelemede", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 16 Ocak 1992. 3. Magic Box’ın vergi 1endiri 1mesi

"Vergi cenneti" olarak adlandırılan Liechtenstein

Prensliğ i’nden Vaduz ticaret siciline kayıtlı bulunan Magic

Box’ın oradaki temsilciliğini "TT Trevisa-Treuhand Anstalt"

şirketi y ü r ü t ü y or d u.

3 Ağustos 1989 günü Vaduz’da 50 bin İsviçre Frangı sermaye ile kurulan "Magic Box'ın hisseleri nama yazılı idi. / 1990 yılınln Aralık ayında statüsü değiştirilen Magic Box

Incorporated şirketi’inin amaç maddesi şöyle id:

"özellikle film ve televizyon dalında her türlü, hukuki, mali ve ticari işler, filmlerin alım satımı, video ve film dağıtım hakkı, video-clip yapımı.Gayr i menkul, patent, lisans ve know--how ve düzenlemesi ve şirket çıkarlarına uygun gördüğü her türlü iş."

Yurt dışından yayın yaptığı için kendini vergi mükellefi saymayıp Türkiye’de yaptığı işleri esnasında KDV kesmsysn ve ödemeyen Magic Box hakkında Defterdarlık tarafından inceleme başlat1 1 dı .C156)

Magic Box yönetim kurulu üyesi Yekta Okur, bu konuda

"Bizim KDV ödememiz söz konusu değil.Ama, yurtdışında kurulu bir şirket olduğumuz için değil, reklam şirket 1 er iyi e baştan

KDV’yi onların ödemesi şeklinde anlaşma yaptığımız için

ödemek zorunda değil iz.Bu konuyu kuruluş aşamasında konuştuk.

KDV riskine girip ödememezlik etmeyiz."diyordu. (157)

(156) "Ahmet özal, Magic Box’a resmen ortak", Cumhur ivet Gazetesi , İstanbul, 29 Mart 1991. (157) ' A.g.h. Magic Box Star l'in reklam karşılığı usulüne uygun fatura verip vermediği ve vergi ödemesi konusunda DYP Sakarya

Milletvekili Ahmet IMedim tarafından TBMM Başkanlığı'na ver­ diği, Maliye ve Gümrük Bakanı Sümer Oral'ın yan1 11 amasını is­ tediği önergesinde, Star 1 televizyon kanalına Türkiye’deki

Magic Box Incorporated adlı şirket aracılığıyla reklam alın­ dığı, daha sonra Liechtenstein'dek i merkezine transfer edil­ diği, buna,karşı1ık reklam verenlere Türkiye'deki şirketin tahsilat makbuzu verilirken, yurtdışındaki şirketin de fatu­ rasının kesildiği yolundaki iddialarda bulunmuştur. (157)

Vergisiz gecen iki yılın ardından eski Maliye Bakanı

Adnan Kahveci'nin girişimiyle vergi mükellefi haline geti­ ren Magic Box, İstanbul Hocapaşa Vergi Dairesi'ne kaydı yapılmıştır. (158) Buna karşılık Magic Box'ın kuruluş ve

genişleme aşamalarında devletten yaklaşık 25 milyar liralık teşvik aldığı, vergi beyannamesinde ise 29 milyar lira zarar gösterdiği açıklandı. (159)

Başbakanlık Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı Teşvik ve Uygulama Genel Müdür 1üğü'nün iki adet belge düzenlediğini

belirten Oral, bunlardan 31 Haziran 1990 tarih ve 27636 sayılı teşvik belgesi kapsamında 3 milyon 397 bin 294 ABD

Doları tutarındaki stüdyo teçhizat ve donanımın Türkiye

Kalkınma Bankası A.S.'den finansal kiralama yoluyla temin

(157) "Meclis'te Star l'e fatura sorgusu", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 4 Ocak 1992. (158) "Magic Box vergi verecek", Cumhuriyet Gazetesi , İstanbul, 9 Ocak 1992. (159) "Star 1'in cambazlığı", Yen i Günavdın Gazetesi , İstanbul, 14 Şubat 1992. -135- edilmesinin ayrıca bu şirkete 18 Haziran 1991 tarihi ve 30585 sayılı teşvik belgesi kapsamında ise 1 milyon 197 bin 252 dolar tutarındaki stüdyo teçhizat ve domnanımı için yüzde 30 yatırım indirimi ile yüzde 100 gümrük muafiyetinin anılan müsteşarlık tarafından öngörüldüğünün anlaşıldığı söylemektedir. (160)

4., Maqic Box ile TRT rekabeti /

Magic Box kurulmasından kısa bir süre içinde TRT'de yetişmiş personeli yüksek transfer ücretleri ödeyerek bünyesi içine almaya başladı. TRT'de aktif görev alan elemanlara cazip teklifler yaklaşan Magic Bo k "a TRT Dış Yayınlar Dairesi

Başkanı Reyman Somsr, Spor Haberleri eski müdürü Aydın Köker ve ölçü Bakım Müdürü Murat Yılmaz'm tekliflerine olumlu yanıt verirken Gülgün Feyman ile sunucu transfer 1 er i, Aydoğan

Ergezen ile yapımcı yönetmen transferleri başlangıcı yapılmış oldu.

Türkiye'de televizyon yayını yapan başka bir kuruluş olmadığı için TRT'den eleman al ima yoluna gitmek zorunda kaldıklarını belirten Magic Box yetkilileri bu elemanlara

TRT'nin verdiğinin iki üç misli fiyatlarla teklif g öt ür düklerini söy1ed iler.

Bununla birlikte Magic Box'ın serbest piyasa koşullarına göre hareket ederek TRT'nin en önemli gelir

(160) A .g .h . (161) SAYIN Ayşe, "TRT, Magic Box'a taşınıyor", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 17 Mart 1990. -136- kaynağı "reklam" lardan pay alması TRT'yi kayg1 1 andırdı.

TRT'nin tek taraflı üstünlüğünün belirtildiği TRT Reklam

Yönetmeliğinin 4. maddesinde "Kurum, gerektiğinde reklam kabul etmeyebilir, yayın süresinde değişiklik yapabilir, reklam yayınlarını kısmen veya tamamen kal dırab i 1 ir, yayın

için kabul edilmiş herhangi bir reklamın yayımlanmasını durdurab i 1 d iğ i gibi, yayınlanan reklamı da yayından

kaldırabilir.Kurum , reklamın yayınını durdurmaya veya

kaldırma gerekçesini talep halinde müşteriye yazılı olarak

bildirir" hükmünün serbest piyasa ekonmisinde bağlayıcı ve

reklam verme konusunda caydırıcı etkilerinin olması nedeniyle

reklam kaybedecekler ini söyleyen TRT Genel Müdürü Danışmanı

Hüdai Bayık, yönetmeliğin değişmesi gerektiğini vurguluyordu.

(162) Gazetelere tam sayfa reklam vererek Türkiye'nin ilk

özel televizyonu olduğunu duyuran Magic Box, TRT'den de

reklamını yapmasını istedi.Magic Bov;'ın reklamını üstlenen

Cen ajansa TRT'nin gönderdiği yazıda, "yayın tekel i"nin

kuruma ait olduğu bildirilerek "yetkisiz bir kuruluşun

tanıt1 1amayacağı" belirtildi. (163) TRT'nin açıkİ amasında şu

görüşlere yer veriliyordu:

"Anayasal ve yasal hükümler karşısında Türkiye'de TRT

kurumu dışında herhangi özel kişi veya kuruluşun veya kamuya

ait başka bir kurum veya kuruluşun radyo ve televizyon yayını

(162) "TRT'nin reklam kaygısı", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 7 nisan 1990. C163) "Magic Box reklamına TRT'den ret", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 20 Mayıs 1990.

-137- yapma yetkisi bulunmamaktadır.Mevzuat hükümleri karşısında söz konusu reklam, -yetkisiz bir kuruluşun- faaliyetinin tanınması istemini kapsamaktadır.

Diğer yandan 1829 sayılı kanun ile onaylanmış bulunan milli sınırlar dışındaki istasyonlar tarafından yapılan radyo ve televizyon yayınlarının önlenmesine dair Avrupa

An 1 aşması'nın

Buna karşılık olarak Magic Box ile Cen Ajans TRT

Yönetim Kurulu’nda görüşülmek üzere gönderdiği yazıda, "yurt dışından yapılan radyo ve televizyon yayınlarını engelleyen bir yasa bulunmadığını öne sürüyordu. (164) TRT, Magic Box'a

ikinci kez ret cevabı verd i.Anayasa'nın 133. maddesi, Telsiz

Yasası ile 2954 sayılı TRT Yasası'nin özel televizyon

istasyonu kurmasına izin vermediğini belirten TRT Yönetim

Kurulu, Avrupa Anlaşması’nin 2.maddesinin bu tür

istasyonlarda yayımlanmak üzere reklam dahil her türlü program siparişini yasakladığını açıkİ adı. (165) Magic Box

isteminin ikinci kez reddedilmesi üzerine TRT hakkında dava aç 1 1 .

(164) "Star 1’i engelleyen yasa yok", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 28 Mayıs 1990. (165) "TRT’den Magic Box'a ikinci kez hayır", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 31 Mayıs 1990.

-133- TRT'nin reklam taleplerini reddederek ticari faaliyet1 er ine engel olduğu konusunda Magic Box'ın açtığı davada TRT Magic

Box'ın İsviçre tab iyet inde, merkezi Liechtenstein'ın Bal zer kentinde bulunduğu, adresi vaduz olarak gösterildiği belirtilmesine karsın,Federal Alman AKK kablolu TV

şebekesiyle Türkiye'ye yönelik yayın anlaşması yaptığını, bu uygulamada Federal Alman makamlarının yanlış / bilgilendirildiğine dikkat çekt i.Ayrıca CNN, BBC gibi TV kuruluşlarının Türkiye'ye yönelik yayınlarını emsal gösteren

Magic Box'a karsı TRT, "Bu tür özel ve kamu kuruluşlarının

ülkelerinin yasalarına göre kurulduğuna dikkat çekerek,

faaliyetlerinin tanıtılmasının veya izlenmesinin sakıncası olmadığını belirtti. (168) Mahkeme, yürütmenin durdurma

isteminin reddine karar vererek, TRT'nin lehine sonuçlandı.

C 167)

(166) "TRT ile Magic Box mahkemelik oldu", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 25 Ağustos 1990. <167) "Star 1 TRT'de takıldı", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 9 Ekim 1990. a) Magic Box'ın Futbol Maçlarının Naklen Yayın Hakkını Satın Alması

Magic Box basta Fenerbahçe ve Beşiktaş olmak üzere 11 kulüp ile yaptığı anlaşmada 1990-91 sezonundan itibaren 3 yıl maç naklen yayınlarını yayınlama sözleşmesini

imzaladılar.Magic Box'ın sahibi Cem Uzan ve Genel Müdürü

Tunca Toskay ile Futbol Federasyonu temsilcisi Turgay Aksoylu / ve kulüp b'aşkanları arasında yapılan anlaşmaya göre kulüpler

Magic Box tarafından her türlü talep haklarının karşılığında bir defaya mahsus olmak üzere 85 bin ABD doları (yaklaşık 200

milyon 275 bin lira) , 90 dakika naklen yayın için ise maç basına 50 bin ABD doları (yaklaşık 120 milyon 1 İra) artı

reklam gel ir 1 er inden en az 12 bin 500 (yaklaşık 30 milyon)

en çok 30 bin (72.5 milyon lira) ABD doları ödeneceği

sonucuna bağlandı.(168) Kulüplerden herhangi biri anlaşmayı

bozduğu takdirde her türlü tazminat hakları dışında 250 bin

ABD doları (yaklaşık 604 milyon lira), şirket anlaşmanın

şartlarını bozduğu takdirde ise toplam 500 bin ABD doları

ödeyeceği maddele, anlaşmanın her iki tarafı bağlayıcı

unsurlar oluyordu. Bu durumda Magic Box'ın sadece futbol

maçlarını anında Almanya'da kabloyla dağıtarak bile ciddi bir

abone sayısına ulaşacağı, aynı yayınların Türkiye'de

seyredilmesi halinde, TRT'ye yalnız yayın alanında değil,

reklam gelir pastasında da rakip olacağı görülmekteydi. (169)

(168) "Anlaşmayı bozan yandı", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 28 Şubat 1990. (169) "özel tv rekabette hızlı", Cumhuriyet Gazetesi , İstanbul, 1 Mart 1990. -140- Türkiye’deki hukuki düzenlemelerin elektromanyetik dalgaların hangi boylarıyla kimin yayın yapacağını net bir biçimde belirlememesi, Telsiz Genel müdürlüğünün frekans tahsislerinde en fazla kiloherz düzeyinde yapılması, buna

karşılık uyduya doğru ve uydudan yere doğru yapılan

yayınların gegaherz üzerinden yapılması yüzünden Türkiye'de

yapılacak olan maçların Magic Box tarafından yayınlanması

konusu tartışmalı biçimde qündeme qeld i.Bununla birlikte, Iİ “ kulüplere toplam 9 milyar vaad etmiş bulunan Magic Box, 1.8

trilyonluk çanak anten getirtmeyi planiamıştır. (170)

Dönemin PTT Genel Müdürü Emin Baser, Anayasa'nin

iptal kararıyla TRT'ye dönen vericilerin Magic Bos'm naklen

yayınları konusunda engel oluşturmayacağını savunurken, TRT

ise bu tür bir yayının yasadışı olacağını savunuyordu. (171!)

Magic Box ise tüm olumsuz tartışmalara rağmen, Türkiye

1.futbol ligi kulüplerinden Bursaspor ve Boluspor ile anlaşma

yaparak, maç yayın haklarını satın aldı.(172) Buna karşılık

TRT Genel Müdürü Kerim Aydın Erdem ile 14 l.lig kulüp

temsilcisinin görüşmesinde, kulüp temsilcileri TRT ile

anlaşmaya imza koymak için Magic Box ile yapılan

sözleşmeden doğan tazminat sorumluluğunun TRT tarafından

karşılanma garantisi istediler.Bu isteğe karsı TRT,

(170) ÜSTÜN Gürsel, "Magic Box ve antenlere çanak tutanlar", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 12 Mart 1990. (171) SAYIN Ayse, "Magic Box yasal mı, değil mi?" Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 25 Mayıs 1990. (172) “Magic Box’la Bursa ve Bolu anlaştı", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 29 Haziran 1990.

-141- Erdem, Magic Box'ın yasal bir kuruluş olmadığını belirterek, garanti veremeyeceğini söylüyordu. <173) Magic Box basına verdiği ilanlarla Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor'un

Avrupa kupası maçlarının yayın haklarının da yalnızca

kendisinde olduğunu duyuruyor, Tunca Toskay, l.lig maçları

gibi bu maçların da TRT tarafından yayınlanamayacağmı

söylüyordu. <174) Ancak PTT Magic Box'a maçlar için link

hatlarını kiraya verince TRT'nin yapabileceği bir şey

kalmamış oluyordu.

Magic Box'ın kuruluş statüsünde bel irt i 1meyen

televizyon yayıncılığına yönelmesi, "amaç dışı faaliyet",

"Türk kanunlarına karsı hile", ve "hak ehliyeti ilkesinin

ihlali" nedenleriyle Sanayi ve Ticaret Bakanı Şükrü Yürür

şirketin feshi için dava açılması gerektiği gerekçesiyle,

faaliyetlerin in incelemeye alındığı açıklandı. <175) Futbol

kulüpleri Magic Box ile yaptıkları anlaşmaları feshederek TRT

ile anlaşmaları sonucunda kulüpler ile Magic Box arasında bir

hukuk savaşı başlamış oldu.Magic Box'ın sahibi Cem Uzan,

futbol kulüpleri ile yapılan anlaşmanın ve TRT ile çıkan

anlaşmazlığın Magic Box için parayla ölçülemeyecek değerde

reklam olduğunu söylemekteydi. <176)

<173) "Kulüpler naklen yayında sıkıştı", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 19 Temmuz 1990. <174) "Magic Box Avrupa'yı da kutuya koydu", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 13 Temmuz 1990. <175) YILMAZ Turan, Tayfun Gönüllü, "Magic Box incelemede", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 1 Ağustos 1990. <176) "Cem Uzan'ın gözü zirvede", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 13 Ağustos 1990.

-142- Magic Box ilk futbol yayınını Köln'den gereekieştirdi.Aniaştığı kulüplerden sadece 9'u sözleşmeye sadık kalacaklarını açıklarken, Magic Box sadece Galatasaray,

Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor ile kesin anlaşma yaptı.

Bu gelişmelere karşılık Futbol Federasyonu tarafından yapılan açıklama ile naklen yayınlar nedeniyle seyircinin^/ maca olan ilgisinin azaldığı, ve hasılatlarda büyük düşüşler kaydedildiği gerekçesiyle hiçbir naklen yayına izin t vermeyeceği açıklaması yapıldı. <177)

TRT'nin canlı yayınlarına alternatif olan Magic Box, kameramanı arı, futbol karşılaşmalarında önemli pozisyonları iyi değer 1endiremedi kİ er i açısından eleştiriye uğrarken, spikerleri televizyon izleyicilerinin hiç alışık olmadığı

şekilde maçlarda yorum yapmaya başl ad1 1 ar.hareket1 i , heyecanlı spiker maç esnasında futbolcunun duygularını ekranda vermeye çalışırken, maç sonrası taze söyleşilerle

TRT'den farklı bir yayıncılık anlayışı vermeye çalışıyordu.

<177) "Yayına yasak", Sabah Gazetesi , İstanbul, 5 Eylül 1990. b) Magic Box ve TRT'nin "Reklam" Rekabeti

Magic Box televizyonun can damarı reklam konusunda

TRT'ye rakip olmasının yanısıra. TRT'de yayını yasak olan reklam türlerini serbestçe yayınlamaya basladı.Bunun en

çarpıcı örneğini bir viski reklamı oluştururken, sigara rekiamlar ei üzerinde de fiili bir tekele sahip oluyordu.

( 178)

TRT ile girdiği rekabet yanında TBMM gündemindeki

"sigara yasa tasarısı" ile sigara reklamları yeni bir boyut kazandı.Sigara reklamlarının hemen her türlü yayında yasaklanmasının istenmesi, yeni bir tartışma zemini yarattı,

özellikle siyasi çevrelerde, bu yasa tasarısının Meclis'ten geçmesi ile birlikte sigara reklamlarının hiçbir denetime uğramayan Magic Box'a kayacağını ve böylece bu kuruluşa

önemli ölçüde mali kaynak yaratılmış olacağı belirtiliyordu.(179) Magic Box'ın reklam ücretlerini de

TRT'nin çok altında tutması yanısıra şirket merkezinin yurt dışında bulunması da mali yönde başka bir tartışma konusunu gündeme getiriyordu.Bu bağlamda reklam gelirlerinin vergilendir ilmesi ve kazancın transferi konusunda belirsizliki er ortaya çıkıyordu.

(178) KIRCA Coşkun, "rd tv'nin yapısı", Mili ivet Gazetesi , İstanbul, 4 Ocak 1991. (179) "Magic Box'a devlet kıyağı", Hürriyet Gazetesi , İstanbul, 9 Aralık 1990.

- 1 4 4 “ İnsanları tütün ve tütün mamül1 er in in zararlarından, bunların alışkanlıklarını özendirici reklam, tanıtma ve teşvik kampanyalarını yasaklayan yasa teklifinin TBMM 'de benimsenmesiyle birlikte, bu ürünlerin her türlü reklamı

Türkiye'de yayınlanan dergi ve gazetelerin yanısıra TRT'de yayınlanması yasaklanırken, yurt dışından yayın yaptığı için

Magic Box bu yasaklamal ardan etkilenmiyordu. (180) Yaklaşık iki yıldır/TBMM gündeminde bulunan yasanın karara bağlanmasından sonra, haksız rekabet olanağı elde eden Magic

Box hakkında Anap İstanbul milletvekili Bülent Akarcalı,

TRT’nin zaten kendi yönetmeliğiuyarınca bu tür reklamları yayımlamayacağını, Magic Box'ın da Almanya’da sigara reklamlarının yasak olması nedeniyle sigara reklamı yayımlayamayacağ mı söylüyordu.(181) Ayrıca Türkiye'de otomobil sporuna katkıda bulunan firmalardan sigara üreticisi

Marlboro (Philip Moris)'in sponsorluğu da tartışmalara

konu oluyordu.

Avrupa Topluluğu'nda 1991 yılında yürürlüğe giren

"reklam tüzüğü", AT’ye üye ülkelerin televizyonlarında tütün

ürünlerinin reklamlarına tümden yasak getiriyordu.Zaten reklamı yasak olan sigaranın yanısıra pipo ve diğer yan

ürünlerinin reklamları da ekranlarda yer almayacaktı.(182)

(ISO) "Sigaraya yasak Magic Box'a yaradı", Mili ivet Gazetesi , İstanbul, 11 Ocak 1991. (181) "Magic Box sigara içecek mi?", Cumhur ivet Gazetesi , İstanbul, 11 Ocak 1991. (182) ÖYMEN Edip Emil, "AT ülkeleri, sigaraya ilişkin reklamları 3 ekimde yasaklıyor", Cumhur iyet Gazetesi f Televizyon Eki, İstanbul, 24 Mayıs

19 9 1. -145- Reklamlarda sahibi Uzanlar’ın diğer şirketleri îmar

Bankası ile Adabank'ın görüntüler in i ekrana getiren Magic Box gerek dizilerin gerekse filmlerin arasına yerleştirdiği reklamlarla tepki aldı.Bu konuda Cumhuriyet Gazetesi yaz ar 1 arından Atilla Dorsay şunları söylüyordu:

"Star l'irı filmleri, dizileri, güldürü pr ogr aml ar ın ı reklamlarla ticari Amerikan tv anlayışında bile görülmeyecek bir sorumsuzluk taşımaktadır.Bu konuda bizzat saat tutarak I saptadığımız rekor, Levent Kırca’nın "Olacak o kadar" programının i 1kid ir.Program başlayıp 4 dakika gösterildikten sonra araya reklamlar girmiş ve tam 7 dakika sürmüştür."

c) Magic Box ve TRT'nin yılbaşı rekabeti

Yılbaşını evlerinde geçirenler ilk kez 1990 yılını

1991'e bağlayan gece televizyon yayınlarında tercih yapma imkanı buldular.TRT'nin klasik eğlence anlayışında değişiklik olmazken, Magic Box S dansözü, ünlü ekran yasaklıları, ve sansürsüz yayını ile rekabette ağırlığını koymuştu.TRT'nin

çekimini yaptığı dansöz Buse başar'ı TRT'den daha önce yayınlayarak fark atan Magic Box, Milli Piyango'nun büyük ikramiye isabet eden numarasını da TRT'den önce açıkladı.

Magic Box'm özel otomobil çekilişi için aynı anda telefonlara sarılan binlerce kişi birçok kentte telefon santrallerinin kilitlenmesine yol açmıştı. Magic Box sunucularının TRT'yi eleştirir, kendilerini över tutumları izleyiciler tarafından yadırgandı. -146“ d) Magic Box'tan Naklen Güzellik Yarışması

Türkiye'nin ilk özel televizyonu olarak kendini lanse eden Magic Box, 1991 Türkiye Güzellik Yanşması’nı düzenleyerek ilk kez bir güzellik yarışmasını naklen vererek ekrana büyük oranda izleyici çekmeyi amaclamıştı.Türkiye'de / daha önce gazeteler tarafından gerçekleştirilen güzellik yarışması organizasyonu bu tür yarışmaların revaçta olduğu

ülkelerde özel televizyon kanalları tarafından yapılmaktadır.

Magic Box reklam gelirlerini ve popülaritesini arttırmak,bunun yanında kendi reklamını yaparak izleyici oranını y ü k se11 mey i bekli yor d u.

Organizasyonu yapanlar, "Türkiy’de ilk kez naklen yayınlanacak yarışma seyredenler bir güzelin nasıl seçildiğini her anı ile yaşayacaklardır" diyordu. (183)

Kozmetik, moda, güzellik sektörü ile ilgili reklamlarda artış sağlamayı düşünen Magic Box’a karşılık organizasyon hakkını özel televizyona veren yarışmanın

Türkiye temsilcisi özcan Sandıkçıoğlu, tanıtımda televizyonun en etkin araç olduğunu söylüyordu. (184)

(183) "Güzellik yarışmasıyla Magic Box'ın reklam atağı", Cumhur iyet Gazetesi . Televizyon eki, İstanbul, 22 Mart 1991. (184) "Türkiye güzelini Magic Box seçiyor", Cumhur iyet Gazetesi . İstanbul, 14 Mart 1991.

-147- Mag ic Box ve TRT'nin Körfez Savası Yayını

aa.') CNN'den Naklen Yayın

"Kıyameti de görüntüleyeceğiz" sloganıyla haberciliğindeki sürati ve çarpıcı reklamcılık fantazisini vurgulayan CNN, Körfez Savaçı’nda gerçekleştirdiği "naklen savaş" yayıncılığında tüm dünya televizyon şirketlerine fark atmıstır.CNN'in haberlerini veren TRT ve Magic Box ise

çeşitli eleştirilere hedef olmuşlardır.

bb) Magic Box ve TRT'nin 24 Saat Yayını

TRT'nin daha savaş başlamadan 10 Ocak 1391 akşamı Tv

l'in haber bülteni içinde yer alan "Bir Konu" adlı bölümünde, yayınlananları gazeteci Mahmut Tali öngören TRT'nin savaş

kışkırtıcılığı yaptığını iddia ederek söyle eleştiriyordu:

"Zırhlıların, topların ve tüfeklerin görüntüleri esliğinde önce Saddam'ın vahşetine çatıldı ve Irak liderinin,

görüntülerini izlediğimiz bu büyük güç karsısında felaketle

karşı karşıya geleceği vurgulandı". (185) TRT genelde sivil

savunma filmleri, kahramanlık türküleri ve oyun havalarını savaş sırasında yayınlanacak programı içine almıştı.

(185) ÖNGÖREN Mahmut Tali, "Kışkırtıcılık", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 15 Ocak 1931.

-148- Magic Box Körfez Savaşı nedeniyle 15 Ocak 1991 tarihinde 24 saat "non stop" (kesintisiz) yayınında, CNN"e bağlanarak naklen ve simültane çeviri yaparak haber veriyordu.Magic Box ve CNN yayınlarının sabaha kadar sürmesi karşısında sadece belirli saatlerde Körfezle ilgili gelişmelere yer veren TRT ise, vatandaşların eleştirileri karşısında TV 1 Kanalı'ndan 16 Ocak 1991'de 24 saat yayına rİ başladı.'

Amerika Birleşik Devletlerinin 17 Ocak 1991 tarihinde Irak'a saldırısıyla başlayan Körfez Savaşı'nı CNN' bağlantılı Magic Box ilk olarak duyururken, TRT yaklaşık yarım saat sonra ilk haberi Türkiye'nin sesi radyosu aracılığıyla ver d i.Sal dırı başladığı sırada Kurtuluş

Savaşıfnin anlatıldığı "Ateşten Günler" adlı diziyi gösteren

TRT, tv l'de ilk haberi saat 02;10'da verebildi. (186) TRT, ani bir kararla canlı yayına geçerken, simültane çeviri konusunda ilk saatlerde bocalaması izleyicilerin tepkisine yol açtı.

ilk saldırı haberini anında duyuran Magic Box ise,

CNN'den anında çeviri ile TRTnin önünde yer aldı.

öte yandan CNN'den aldığı yayınlar için ekonomik yönden hiçbir girişimde bulunmayan TRT'nin yayını sürdürmesi iki kurum arasında sorun yarattı. CNN Londra Bürosu 17

Ocak'ta TRT Genel Müdürü ile temasa geçerek 24 saat naklen yayın için gerekli koşulları yerine getirmemiş olmasını

(186) "TRT, Start l'in peşine takıldı", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 18 Ocak 1991. -149- protesto etti.Yap ilan telefon görüşmesinde yayının devamı durumunda saat basına 250 dolar ücret isteminde bulunacağı

TRT Genel Müdürlüğü yetkililerine bi 1 d ir i 1 d i.CNN ile TRT arasındaki yıllık anlaşma gereği, CNN programları günde bir saat i aşmamak kaydıyla TRT televizyonundan ücretsiz olarak yayınlanabiliyordu.Ancak günde bir saati aşan programlar için

özel izin alınması ve ücret ödenmesi gerekiyordu. TRT, 24 saat yayıfa geçmeden önce, CNN*in Atlanta'daki merkeziyle / bağlantı kurarak izin aldığı söyleniyordu. (187) Bu nedenle

TRT, CNN sürekli yayınına son verdi.CNN yayınının kesilmesini

"sorumsuzluk olarak niteleyen vatandaşlar TRT yöneticilerinin kendi elleriyle izleyicileri Magic Box’a ittiğini belirterek,

"Körfez krizinin doruğa çıkmasından bu yana, TRT sürekli olarak Magic B o x ' m arkasından gidiyor . Yı 11 ar m TRT'sinin yayın hayatına yeni başlamış bir kuruluşun ardından gitmesi yadırganıyor.TRT, CNN bağlantısını keserek bir kez daha geride kaldı ve çok sayıda izleyiciyi de kendi elleriyle Star

l'e doğru itti. (IBS)

Magic Box savaşı görüntülerin üzerinde CNN logosu

ile birlikte simültane çeviri yaparak yayınlarken, aslında

savası değil, yalnızca CNN naklen yay mİ iyordu. CNN'in arşivinden verdiği ya da tekrarladığı görüntüleri bile Magic

Bok "canlı yayın" adı altında gösteriyordu,Demokrat ik

ülkelerin televizyonlarının savaş sırasında bile objektif

(187) "TRT para ödemeden CNN yayını yaptı", Cumhur i vet Gazetesi , İstanbul, 19 Ocak 1991. (188) "TRT'ye yoğun eleştiri", Milliyet Gazetesi , İstanbul, 19 Ocak 1991. -150- haberciliği, kamuoyunu aydınlatması konusunu herşeyin

üzerinde tutması ilkesi yok sayılarak, CNN'in tek yanlı

Amerikan bakış acısı her iki televizyon kanalında da sadece nakilin nakli yapılarak yayınlandı.

TRT’nin CNN yayınında İncirlik yazısı ve İncirlik’ten kalkan uçakların görüntülerinin TRT tarafından sansür edilmesi yanında, aynı anda Magic Box ve CNN uydu yayınını izleyenlerin bölgeden kalkan uçak sayısı ve buradan göç eden t insanlarının sayısının verilmesi, TRT’nin bu kez daha yoğun bir şekilde eleştiri almasına neden oldu.

Konuyla ilgili olarak CNN televizyonunda bir açıklama yapan Cumhurbaşkanı Turgut özal, İncirlik üssü’nden uçakların havalanması kararını ABD kuvvetleri komutanının vereceğini söylüyordu.Bu arada CNN incirlik’ten havalanan uçakların Irak'ı bombaladıktan sonra geri döndüklerini bil­ dirdi .Dışişleri ise uçakların eğitim uçuşu yaptığını iddia ediyordu. (189) Yapılan açıklamalar, halk arasında kuşkulara yol açtı.TRT’de bazı yetkililer, yayın sırasında kesinti yapılmasının halkı paniğe sürüklediğini söylüyordu.

TRT ve Magic Box Körfez Savaşı'nın 3. günüyle birlikte normal yayın akışlarına geçtiler.Maç gibi naklen

izlenilen savaş haberleri yerini telefonla bilgi veren muhabirlere, askeri ve siyasal yetkililerin basın toplantılarına, televizyon stüdyolarında yapılan uzun g ö r üşmeler e kaydı.

(189) "Hükümet halktan bir şeyler gizliyor", Mili ivet Gazetesi , İstanbul, 19 Ocak 1991. -151- 5) Magic Box ve Ahmet özal'ın Senet Davası

Cumhur başkan ı Turgut özal'm oğlu Ahmet özal ' ın imzası bulunan 20 milyar liralık senet ile gümrük komisyoncusu Turgay Aksoylu'nun Magic Box' a haciz koydurmasıyl a başlayan Cem Uzan - Ahmet özal kavgasında Ahmet

özal'm senetteki imzasının sahte olduğu iddia edi1mişti.Cem

Uzan tarafından yapılan açıklamada, Magic Box kayıtlarında 20 milyar liralık bir bore sensdine rastlanmadığı öne sürülerek ayrıca Turgay Aksoylu'nun star 1 ile arasında 20 milyar liralık borçlanmayı gerektirecek bir alışveriş yapılmadığı bel i r t i 1me k t ed i r.

Ahmet özal ise, Cem Uzan'ı 100 milyar lira üzerinde parayı yurtdışına kaçırdığını, 100 milyon lirayı geçen her türlü transferde iki imza kullanılması gerektiği halde Cem

U z a n ' m tek imza ile imar Bankası kanalıyla yurtdışına kaçırdığı ileri sürülmektedir. <130

Ahmet özal'ın ihtiyati tedbir olarak Turgay

özsoylu'nun Star l'de başlattığı haciz operasyonu, çekişmeyi büyütmüşt ür. Ahmet özal'ın Magic Box'm yeni televizyon kanalı

Teleon'a ortak edilmemesi yüzünden kaynaklanan iddia edilirken, olayın bir başka nedeni olarak da, Anap'm Star 1

'de yayınlanan reklam filmlerinin faturası g ö d t er i 1me k t ed i r. (191)

(190) "Star l’in Ceyarları", Sabah Gazetesi , İstanbul, 29 Ar alık 1991. (191) "Star'da Dallas gibi kavga", Hürr ivet Gazetesi , İstanbul, 29 Ar a1 ık 1991. — 1 52- Magic Box’ın gazetelerde yer alan 31 Aralık 1991 tarihli duyurusunda, Ahmet özal ve Mehmet Tevfik Metin"in imzaladığı senetlerin şirketlerini ilgilendirmediğini ilan etmektedir.<192) 20 milyar liralık senetteki diğer imzanın, muhasebe görevlisi Mehmet Tevfik Metin'e ait olduğunun saptandığını bildiren Star 1 yetkilileri, Ahmet özal, Turgay

özsoylu ve Mehmet Tevfik Metin hakkında iştirak halinde emniyeti /suistimal suçlaması ile İstanbul Cumhuriyet Savcı- t lığı'na suç duyurusunda bulunmaktadır.Star 1 tel evizyonona konan 20 milyar liralık haciz ise îmar Bankası'nin teminat mektubu karşılığında 30 Aralık günü durdurul muştur.(193) Bu arada Star 1'e ait televizyon yayınlarını gerçekleştirdiği araç ve gerecin, kamu bankası konumundaki Türkiye Kalkınma

Bankası tarafından leasing (kiralama) yoluyla sağlandığı, bu nedenle haciz edilemeyeceği açıklığa kavuşmuştur. Ahmet özal da avukatı aracılığıyla savcılığa başvurarak Cem Uzan’ın tutuklanarak yurtdışına çıkışının engellenmesini, îmar

Bankası hesaplarının incelenmesini ve Star 1 yayınlarının denetlenmesini istemektedir.(194) Bu durum, İmar Bankası'nda

5 gün içinde mudilerinin lira ve döviz hesaplarını kendi

kaynak1 arından ödemişt ir.

(192) "Star 1'den duyuru", Cumhuriyet Gazetesi , İstanbul, 31 Aralık 1991. (193) "Uzanlar, özallar'a karşı atağa geçti", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 31 Aralık 1391. (194) "özallar Star 1'de arama istedi", Cumhur ivet Gazetesi , İstanbul, 1 Ocak 1992. (195) "îmar Bankası ve Star 1'den açıklama, Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 12 Ocak 1992. Yayın yoluyla hakaretten Cem Uzan’a Ahmet özal tarafından aç1 1 an dava takipsizlikle sonuçlanırken, Magic Box

Star 1 televizyon kanalının yayın izni 15 Haziran 1992 tarihinde eyalet yayın kuruluna geri verilmiştir.

Magic Box Incorporated şirketi kayyum denetimine geçtikten sonra Eyalet yayın kurulu LF'R yayın lisans dairesi sorumlusu Harald Zehe, "Star l'in yayını 15 Haziran'da kesi 1 ecek'jt ir . Yay m hakkını resmi gazetedeki ilanla ihaleye ( çıkardık.7 mayısa kadar yapılacak başvurular 1 Haz İran'da toplanacak eyalet komisyonunca incelenerek karara bağlanacak ve başvurular arasından seçilen bir firmaya bu kanal

üzerinden televizyon yayın hakkı verilecektir" diyordu. <196)

Ahmet özal, Almanya'daki bir mahkemenin aldığı bir kararla Uzanlar'm "Star 1" ismini kullanmasını yasaklattırdı.Bu nedenle 11 Haziran 1992 tarihinden itibaren

Uzanlar'ın televizyon simgesi olan "Star 1" sözcüğü haber programlarında bile kul 1 an1 1 mamaya başlanmıştır.Logonun kullanılması halinde, 500 bin Alman Markı para cezası ve 6 ay hapis cezası kararı Alman mahkemelerinde al mmışt ır . Ayr ıca

Ahmet özal’ın bu karara dayanarak Star l'in 15 Ocak 1992'den itibaren aldığı reklam gelirleri talep etmesi de gündeme gelmektedir. <197)

öte yandan Ahmet özal ile Cem Uzan arasında karşılıklı süren davaların yanısıra Uzanlar merkezi

<196) "Uz anlar'dan şirket", Cumhur ivet Gazetesi , İstanbul, 8 Nisan 1992. <197) "Star l'e darbe", Sabah Gazetesi , İstanbul, 14 Haziran 1992. -154- İstanbul'da olan "Ultra Filmcilik ve Reklamcılık Sanayi ve

Ticaret A.S. adlı yeni bir şirket kur dul ar.Star i logosunu kul 1anamadıkİ arı için kanalın uluslararası bir nitelik kazandığını ve bu nedenle adının değiştiği gerekçe gösterilerek bundan böyle "Interstar" olacağını açıkladılar. (198) Interstar'm 3 Mart 1992'de kurulmuş ve yeni lisans için 5 Mayıs 1992'de başvuruda bulunmuştur.

Almanya Fjheinland-Pfalz özel Televizyon Yüksek Kurulu’nun 1 t Haziran 1992 tarihinde yaptığı toplantıda "interstar'a 15

Haziran 2002 tarihine kadar Eutelsat uydusu aracılığıyla televizyon programı yapma ve yayınlama izni verildiğini tam sayfa gazete ilanlarıyla duyuran Uzanlar'ın açıkİ amasında

interstar'ın yayın lisansının alınması şöyle anlatılıyordu:

"Yayın lisansının interstar'a verilmesinin nedenleri arasında, çok seslilik ilkesine vereceği önceliğe duyulan güvenin ve "Star 1" adlı programı aynen sürdürmek isteğinin bulunması da sayılmaktadır". (199)

Buna karşılık Lichtenstein makamlarınca Magic Box'a

kayyum olarak atanan Dr.Ernst Walsh'ın Star 1 yayınının yeniden başlaması için Türkiye'de büyük bir televizyon

kuruluşuyla anlaştığı öğrenil di.interstar cephesi yayının

Ahmet özal'ın mali desteği altında gerçekleştiğini öne

s ü r ü y o r d u. < 200)

(198) "Uzan-özal bağı tam koptu", Cumhur i vet Gazetesi İstanbul, 15 Haziran 1992. <199) "İnterstar'm açıklaması ilanı", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 17 Haziran 1992. (200) K0L0SLU Sina, "Star 1 bilmecesi", Miliiyet Gazetesi , İstanbul, 20 Temmuz 1992. -155- Ahmet özal tarafından Cem Uzan ve îmar Bankası yönetiminden 4 kişi aleyhine açılan hırsızlık davası Şişli

Sulh ceza mahkemesi' nden hizmet sebebiyle emniyeti suiistimal

suçundan 5 yıla kadar hapis istemiyle Şişli 2.Asi iye Ceza

Mahkemesi'ne sevkedildi. Ahmet özal'ın imzasını taklit ederek

ortak hesaplarından yurtdışına para aktardığı iddiasıyla Cem

Uzan'm suçlandığı davada, bilirkişi Ahmet özal adına sahte

imza atıldığını saptadı.Ancak mahkeme, iddianamede suçun

hırsızlık olarak belirtildiğini, emniyeti su istimal

suçlamasınınyer almadığını belirterek kendi mahkemelerinin

görevsiz olduğunu bi 1 d ird i.İstanbul Ağır ceza mahkemesi'ne

şevketti.özal* m avukatı Münci İnci bilirkişi raporuyla Cem

Uzan'm "evrakta sahtekarlık" suçunu işlediğinin ortaya

çıktığını savundu. Ayrıca Cem Uzan aleyhinde Ahmet özal'ın

avukatı Münci înci tarafından hakaret davası, Turgut özal

tarafından kişilik haklarını zedeleyici, gerçek dışı

yayınlarda bulunduğu gerekçesiyle manevi tazminat davaları

açıldı.(201) Cem Uzan'ın Ahmet özal ile Turgay Aksoylu ve

Mehmet Tevfik Tekin adlı kişiler hakkında haberde "yayın

yoluyla hakaret" suçundan yargılandığı İstanbul 2. Asliye

Mahkemesi'nde 10 Eylül 1932 tarihinde 7,5 yıl hapsi

isten iyordu.

Bu davaların yanısıra, SHP Erzincan milletvekili

Mustafa Kul ve 11 arkadaşı tarafından verilen bir araştırma

önergesi ile devlet Bakanı Akın Gönen, Anayasa'nm 133.

(201) "özal'dan İnterstar'a 500 milyonluk dava", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul,28 Ağustos 1992. -156“ maddesine karşı iki yıldır fiili bir durum ortaya çıktığı gerekçesiyle, bu konuda bir meclis araştırmasına gidileceğini açıkİamaktadır.Resmi Gazete'de yayımlanan TBMM kararında Ma­ gic Box ile ilgili iddiaları aydınlığa kavuşturmak amacıyla

Anayasa'nın 98, içtüzüğün 102 ve 103. maddeleri uyarınca bir meclis araştırmasının yapılmasına karar verildiği belirtil- t i 1 mekted ir.

TBMM Genel Kurulu’nda 30 Eylül 1992 tarihinde kabul / edilen önergeye göre, Mustafa Kul, Magic Box'un yasal olmadı­

ğı halde PTT11 nin nasıl kanal kiraya verdiği, ortaklardan birisinin Cumhurbaşkanı’nın oğlu olmasının sağladığı avantajlar, bir kamu bankası tarafından verilen kredi ile araçların kiralanması ve DPT’nin ne amaçla teşvik verdiği,

ülkemizde vergi ödeyip ödemediği, hazırlanmış şantaj kasetleri iddialarının doğruluğu konularına cevap aramakta - dır .

öte yandan Ahmet özal aleyhine sahte senet olayı ile ilgili "hizmet nedeniyle emniyeti suistimal" davası İstanbul

5.Asi iye Ceza Mahkemesi'nde 15 Haziran 1992 tarihinde başlayıp, 14 Eylül 1992'de yapılan duruşmada Ahmet özal’ın 7 yıl 6 ay hapsi istenmişti. (202) 14 Aralık 1992 tarihinde tekrarlanan duruşma sonucunda, suçun unsurlarının oluşmadığını belirten hakim Mehmet Şen sanıkların her üçünün de beraatine karar vermiştir. (203)

(202) "Ahmet özal ifade verdi", Cumhur i vet Gazetesi , İstanbul, 15 Eylül 1992. (203) HAYAL Musa, "Ahmet özal beraat etti", T ür k i ye Gazetesi , İstanbul, 15 Aralık 1992. -157- 6) Star l'de ilk Sansür ve Nurettin Sözen Kavgası

Magic Boy; ilk sansürünü İstanbul Belediye Başkanı

Nurettin Sözen'e uygulamıştır. Magic Box'ın "Kırmızı Koltuk" programına katılan Sözen'in kendisine yöneltilen soruları

beğenmeyip öfke içinde salonu ter ketmesine ilişkin Magic Boy;

üst yönetimi programın bu haliyle yayınlanmasını uygun

görmeyip, program kaseti Cem Uzan tarafından özel kasasına /( kilitlenmiştir. ( 204)

Büyükşehir Belediyesi'nin kaldırımı işgal ettiği

gerekçesiyle kal d ır 1 1 masın ı istediği Magic Box' ın PTT'den

kiraladığı çanak antene 21 Eylül 1391 tarihinde belediyenin

çöp aracının çarpması nedeniyle Star 1 yönetimi, bu olay

üzerine Sözen'i "zorba" ilan ederek istifasını istemiştir.

Daha önce sansür edilen Sözen'in soruları yanlı ve suçlayıcı

bularak terk ettiği "Kırmızı Koltuk" programı tartışmalı

yerlerin kesilerek verildiği görülmektedir.Star l'in bu

yayını halkın tepkisine yol açmıştır. (205)

Magic Boy; Genel Müdürü Yekta Okur, son iki gün içinde

"Nurettin Sözen'in kardeşi Ali Sözen'in SHP'den milletvekili

adayı olduğunu" ve "Halk Ekmek işçilerinin SHP il örgütünde

başlattığı oturma eylemine" ilişkin haberler üzerine Sözen'in

"Gocunduğunu ve zorbalık yaparak yayın yapmamaları için çöp

arabasıyla anteni parçalattığını" öne sürmektedir. (206)

(204) "Magic Box'ta ilk sansür", Sabah Gazetesi , İstanbul, 16 Aralık 1990. (205) "Sözen'e 'zorba' suçlaması", Cumhur i vet Gaz et-es i İstanbul, 22 Eylül 1991. <206) A.g.h. -158- Sözen ise, Cem ve Kemal Uzan' ın Zinc ir 1 i k u y u ’’ daki arsasına gökdelenler dikilmesinin Belediyece engellenmesiyle

Star l'in kendi hakkında husumet güttüğünü öne sürüyor, (207)

"uluslararası basın ve genel ahlak kurallarına aykırı davranarak suç islediğini" söylerek Star 1 sorumluları hakkında suç duyurusunda bul undu.Ayrıca "Kırmızı Koltuk" programının kesintisiz olarak yayınlanmasını istedi. ('.208'.)

SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, "korsan" olarak nitelediği Star i ’in SHP'ye karsı taraflı yayın yaptığını, buna örnek olarak 22 Eylül 1931 tarihinde yapılan Adana mitingini göstererek onbinlerce insanın toplandığı Adana mitinginden tek satır bile söz etmediğini gösteriyordu.SHP

Genel Sekreter Yardımcısı Fikri Sağlar ise, Star l'in bir antenin kaza sonucu hasar görmesi üzerine gösterdiği tepkiye bir anlam veremediğini, bu tür yanlı yayınlara devam ettikleri takdirde çanakları kaldıracaklarını söylüyordu.(209) Gazeteci Oktay Eksi, "Magic Box'ın,

özellikle haber programlarının, ciddi bir yayın kurulusundan beklenecrek sorumluluktan hayli uzak olduğu kanısı yaygindir.Hel e "objektiflik" konusunda Magic B o x ’ın düzeyi

TRT'den bile ger id i r . Çünk. i TRT hiç değilse yasal zorunluklar yüzünden "çoğulcu" görünmeye çalışmaktadır" diyordu. (210)

(207) "Sözen, Star l’e savaş açtı", Hürr iyet Gazetesi , İstanbul, 23 Eylül 1991. (208) "Sözen, Star l'e dava açıyor", Cumhur i yet Gazetesi . İstanbul, 23 Eylül 1991. (209) "SHP'den Star l'e son uyarı", Sabah Gazetesi , İstanbul, 23 Eylül 1991. (210) Oktay Ekşi, "Sözen mi haklı, Magic Box mı?", Hürr iyet Gazetesi , İstanbul, 23 Eylül 1991. -159- Çanak antenle uydu yayınlarının S H P 1'1 i Belediyeler,

Magic Box'ın Sözen aleyhinde yanlı yayın yapmasından sonra

Magic Box yayınlarını kesme eğ'il imi içine girerken, Star l ’in

İstanbul'da Vezir Han'da bulunan ikinci vericisi, yapılan suç duyurusu üzerine PTT görevlileri tarafından kesi1 d i.Yasal yollarla ikinci vericisinin de devre dışı kalması, yayınların kal itesin in bozul masına ve şirketi maddi yönden zarara soktu. / Ii Star l'in 23 Eylül 1991 tarihinde tekrar kesintisiz olarak yayınladığı "Kırmızı Koltuk" programı konusunda,

Sözen, "Yüzbinlerce kişinin izlediği bir futbol maçı sırasında, sürekli beni altyazıyla zorba diye takdim eden ve bunu herkesin izleyeceği saatte, yani 19:30'da sunan bu yönetim, dün akşam söyleşinin tümünü herkesin uyuduğu saatte yayınladı... Programın tamamını hakaret ettikleri saatte yayınlamal arını bekliyorum" dedi. (211) Sözen, Star l'in kendisine yöneltilen saldırılar üzerine düzenlediği basın toplantısının bu televizyondan yayınlanmamasını da cevap hakkının engellenmesi olarak niteledi. Star 1 kanalının kapatılması için Almanya Başbakanı Helmut Kohl'e başvurdu.(212) Fakat başvurusu sonuçsuz kaldı.

(211) "Star l ’in fişini çektiler", Hürr i yet Gazetesi , İstanbul, 24 Eylül 1991. (212) "Sözen, Star'ı Kohl'e şikayet e t t i ”, Cumhur iyet Gaz etesi , İstanbul,25 Eylül 1991.

- 160- Çanak antenle uydu yayınlarının SHP'1 i Belediyeler»

Magic Boy,' ın Sözen aleyhinde yanlı yayın yapmasından sonra

Magic Box yayınlarını kesme eğilimi içine girerken, Star l'in

İstanbul'da Vezir Han'da bulunan ikinci vericisi, yapılan suç duyurusu üzerine F'TT görevlileri tarafından kesi 1 d i . Yasal yollarla ikinci vericisinin de devre dışı kalması, yayınların kalitesinin bozulmasına ve şirketi maddi yönden zarara soktu. / / Star i'in 23 Eylül 1991 tarihinde tekrar kesintisiz olarak yayınladığı "Kırmızı Koltuk" programı konusunda,

Sözen, "Yüzbinlerce kişinin izlediği bir futbol maçı sırasında, sürekli beni altyazıyla zorba diye takdim eden ve bunu herkesin izleyeceği saatte, yani 19:30'da sunan bu yönetim, dün akşam söyleşinin tümünü herkesin uyuduğu saatte yayınladı... Programın tamamını hakaret ettikleri saatte yayınlamalarını bekliyorum" dedi. (211) Sözen, Star l'in kendisine yöneltilen saldırılar üzerine düzenlediği basın toplantısının bu televizyondan yayınlanmamasını da cevap hakkının engellenmesi olarak niteledi. Star 1 kanalının kapatılması için Almanya Başbakanı Helmut K o h l ’e başvurdu.(212) Fakat başvurusu sonuçsuz kaldı.

<211) "Star l ’in fişini çektiler", Hürr i vet Gazetesi , İstanbul, 24 Eylül 1991. <212) "Sözen, St a r ’ı Koh1'e şikayet et t i", Cumhur ivet Gazetesi , İstanbul,25 Eylül 1991.

- 160- Sözen'e yayın yoluyla hakaret ettikleri gerekçesiyle

Star 1 Genel Koordinatörü Yekta Okur, yayının yapıldığı dönemde Haber Müdürü olan Erhan Akyıldız ile haberler müdürlüğü görevini yürüten Arda Uskan, spiker Güngör

Feyman'm yargılanmasına 26 Kasım 1991 tarihinde başlanırken,

24 Ocak 1Ş92 tarihinde devam edildi. İstanbul 2.Asi iye Ceza

Mahkemesi'nde dava konusu haberde, kendisine verilen metni okuyarak, görevini yaptığını belirten Feyman, "Ben daha önce

TRT'de çal iştim.TRT kanunu vardı, ona uygun hareket ederdik.Ancak biz hala kurumlaşamadık.Yalnızca anayasaya uygun olmayan bölücülük gibi haberleri okumayız.Onun dışında denetleme yetkimiz yoktur.Benim görevim haberi araştırmak değil, okumak" diyordu. (213)

Ahmet özal ve Cem Uzan kavgasının yansıdığı Star 1 ekranı ile ilgili açılan davalarda tek delil spikerler, her iki davada da birinci dereceden sorumlu olarak, gösterilmekteydi. Bu da özel televizyonların statüsünün yasalarla bel ir 1 erimemesinden kaynaklanan bir kara mizah oluyordu.

<213) "Feyman ifade verdi", Cumhur ivet Gazetes i , İstanbul, 25 Ocak 1992.

-161- 7. Teleon

Anavatan Partisi’nin iktidardan düşmesinden sonra,

Magic Box Star l ’in sahibi Cem Uzan'ın yayına başlayacak olan

Teleon'a Ahmet özal'ı ortak etmemesiyle aralarında çıkan kavga yüzünden yayın hayatına olaylı başlayan Teleon

Türkiye'nin ikinci özel televizyon kanalı oluyordu.

Uzan ailesinin Star 1 ortaklığından çıkarmak istediği / Ahmet öza'l , S Ocak 1932 tarihinde video kİ ip gör ünt ül er yİ e test yayınlarına başlayan Teleon hakkında Almanya ve

Lichtenstein'de Teleon'un Star l'e ait imkanları kendi izni olmadan kullanıldığını ve korsan yayın yaptığını ileri sürerek kapat1 1 masını talep etmişti.Al man Ulaştırma Bakanlığı televizyon yayınlarından sorumlu lisans kuruluşuna Teleon'un lisansı olmadığını bildiren özal'ın şikayetini inceleyen yetkililer, "idari" bir kararla öncelikle hareketli yayınların yapılması 18 Ocak 1332 tarihinde durduruldu. <214>

Ardından Teleon'un t e s t sinyalinin kesilip, yerine "geçici arıza" yazısının alması sonrası Teleon sürpriz bir şekilde 27

Ocak 1992 tarihinde yayın hayatına başladı.Test yayınlarının sabit sinyale, sabit sinyalden ani yayma uzanan ve yarı açık hukuk savaşımına konu olan süreçte nelerin yaşandığı tam anlamıyla bilinmese de, Teleon, Star 1 yayınlarının getirdiği tecrübelerin yanısıra vericilerini yerleştirmiş olmanın avantajlarına sahip oluyordu.

<214) "Ahmet özal'dan Teleon'a engel", Cumhur i vet Gazetesi , İstanbul, 19 Ocak 1992. -162- Daha da önemlisi özel televizyonların finans damarını oluşturan reklam konusunda da Teleon'un hasır bağlantıları bulunduğu ve fiyat kırarak daha fazla reklam toplayacağı da görülüyordu.

Telsiz Genel Müdürlüğü yetkilileri Teleon'a "korsan" yayın yaptığı için izin verilmemesi gerektiğini savunarak,

Türkiye1’d,4 televizyon yayıncılığı konusunda yasal düzenlemeyi bekleyen birçok kuruluşa karsı haksızlık yapılacağı ve düzenleme öncesi hiçbir kuruluşa öncelik tanınmaması gerekt iğini vurguluyordu.

Kaliteli filmlerin ve bol dıs kaynaklı müziğin yer alacağı, Magic Box Star l'in ikinci aşaması olarak görülen

Teleon'un Genel Müdürü Serpil Akiliıoğlu, televizyonun ençok seyredilen saatlerde yerli yapımlara, dizi şov ve eğlence programlarına yer verirken diğer yayın saatlerinde ağırlıklı olarak yabancı dizi ve filmlere yer vereceklerini söylüyordu.

<215) Star 1 Genel Müdürü Yekta Okur, "Gazeteler kendilerine rakiplerini kendi içlerinden çıkarıyorlar. Biz de kendi rakibimizi kendimiz çıkaracağız"diyordu.

Star 1 yayınlarını uydu anten ile izleyenlerin antenlerine INB diye adlandırılan cihazı ekleyerek Teleon yayınlarını izleyebilecekleri belirtiliyordu.

(215) "Teleon, alternatif kanal", Milli yet Gazetesi , İstanbul, 20 Ocak 1992.

-163- Türkiye Kalkınma Bankası’ ndan 4 milyar lira kurulu® sermayesi bulunan Teleon'a 116 milyar liralık teşvik belgesi

verilmesi, bunun 90 milyar lirasının sabit yatırım, 15 milyon

d o1 a r1ık b ö1üm ün ün ithal edilecek makine ve teçhizata ait

olduğu açıkİ anıyordu.Ayrıca daha önce devletten 25 milyar

liralık teşvik aldıktan sonra, sıra vergi vermeye gelince, 29

milyar lira sarar gösteren Star l’ e sağlanan yüzde 30 yatırım

indirimi ve yüzde yüz gümrük muafiyeti Teleon'a da İ sağlanıyördu.

8. Show Tv

Bankacı Erol Aksoy tarafından Show Time adı ile

kurulan televizyon kanalının , ABD'de buna benzer bir kuruluş

olması nedeniyle adı Show Tv olarak değiştir i 1mişti. Er ol

Aksoy tarafından Fransa'dan kiralanan bir uydu aracılığıyla

yapacağı yayınların gerçekleşmesi amacıyla Show Tv'nin bağlı

olduğu AKS Tv Reklamcılık ve Filmcilik Sanayii ve Ticaret

A.Ş. gazete ilanıyla eleman arıyordu. (217)

Show Tv hazır1 ıkİ arı, 1991rin Aralık ayında Hürriyet

ve Sabah gazetelerinin özel televizyon yayıncılığına yönelik

çalışmalarının birleşmesiyle yeni bir boyut kazandı.

Hürriyetin Ulusal Radyo Televizyon CURT) ile ortak kurduğu

özel tv kanalı ile Sabah Gazetesi inin îma.j tv ile ortaklık

yaptığı SATEL özel tv Kanalı "Birleşik İletişim Radyo ve

(216) GEDİK Zafer, "Teleon'a Devlet t e ş v i ğ i " , Yen i Günaydın Gazetesi , İstanbul, 16 Şubat 1992. (217) Show Tv ilanı, Hürr iyet Gazetesi , İstanbul, 10 Kasım 1991. -164- Televizyon Yapım Anonim Şirketi adı altında bir1eşti. Hürriyet ve Sabah grubunun yüzde 20'çerden olmak üzere toplam 40 hissesinin bulunduğu Show Tv'ye yüzde 5 0 'den fazlasına sahip

Erol Aksoy'un yanısıra, işadamı Ahmet Ertegün Profile ve

Grundig gruplarının küçük hisselseri bulunmaktadır. Show

Tv'nin Genel Müdürlüğünü yapan Nuri Colakoğlu ile Yayın

Danışmanlığını yürüten Güneri Civaoğlu yine görevlerini sürdürürken, Satel, Ima.j Tv, Ulusal Video ile işbirliğinin / f devam edeceği de açıkİ anmaktadır. Sermayesi 36 milyon dolar

(yaklaşık 180 milyar lira) olarak belirlenen Show Tv, TRT ve uydu aracılığı ile seyredilen yabancı televizyonların Türk izleyicilerini tatmin etmediği gerçeğinden yola çıkarak

Tür iye'nin en iyi yayıncılarını bünyesinde toplamayı hedef 1emiştir. Hürriyet kanadından Uğur Dündar, TRT'den "32.

Gün" programını gerçekleştiren Mehmet Ali Birand, Can Gkanar

ile yaptırdığı kamuoyu araştırmal arında en fazla tutulan yüz olarak belirlenen Hülya Avşar ile, komedyen Zeki Alasya,

Metin Akpınar ikilisi'ni kadrosuna dahil etmiştir. Sabah grubuna bağlı ve uzun süredir televizyon haberciliği konusundsa atak yapan Aktüel dergisi kadrosununda Show Tv

için program yapacağı belirtilirken, yerinden, hızlı görüntülü ve doğru habercilik , haberlerde tam tarafsızlık, yorumlarda en yetkili isimlerden yararlanmak, etkili ve kalıcı dokümanter hazırlamak ilkelerini geliştiren Show

Tv'nin ana haber bülteninin 6 dakika ile sınırlı olduğu dikkat çekmektedir. Haber spikerinin de yer almadığı haber sunuşunda kısa ve çarpıcı görüntülerin sesiendir i 1 d iği -165- haberciliğe dinamizm kazandıracak farklı bir habercilik anlayışının egemen olacağını söyleyen Hürriyet Gazetesi Yayın

Yönetmeni ve BRT Yönetim Kurulu üyesi Ertuğrul öz kök, stüdyo yerine ağırlıklı olarak haber konusu olayların geçtiği yerlerden "haber show" olmaksızın, muhabirlerin sürekli olarak gelişmeleri aktaran Batı11 da uygulanan "Anchorman" habercilik anlayışını benimsediklerini bel irtmektedir . (218!)

Yayınlarında yabancı ve yerli filmlere, komedi ağırlıklı yapımlara ağırlık veren Show Tv kurucusu Erol Aksoy

"Türkiye'de ilk defa biz 'kırmızı nokta' mefhumunu cıkar d ı k.Bunu sorumlu televizyonculuk olarak gördük. Yayını poşete koyunca daha enteresan oluyor. Şiddet içeren filmlere de kırmızı nokta kullanıyoruz. Kişiye tercih hakkını vermek en büyük medeniyettir" demektedir. (219)

1 Mart 1992 tarihinde 24 saatlik düzenli yayınlarına başlayan Show Tv, hedef kitlesinin gençler ve kendini genç hisseden hert yastaki insan olacağını, öncelikle 23 milyon izleyiciye ulaşmayı amaçlamaktadır.

Show Tv'nin televizyon yayıncılığına getirdiği bir diğer yenilik, Amerikan yapımı "Wheel of Fortune" dan uyarlanan "Çarkıfelek" adlı ödüllü yarışma olmaktadır.

"Dünyanın en çok kazandıran, en çok izlenen" programı diye lanse edilen Çarkıfelek her gün Show Tv'de yayınlanmaktadır.

<218) TORKKUŞU Hakan, "özel televizyonda dev koalisyon", Ekonomist Dergisi , İstanbul, 8 Aralık 1991, s .48. <219) AKMAN Nuriye, "Vergi affına karsıyım", Hürr iyet Gazetesi . İstanbul, 15 Mart 1992.

-166- TRT'den Namık Kasapbaşoğl u, îlker Yasin gibi isimleri kadrosuna katan Show Tv, Rüstem Batum ve Fer han Sensoy'u da kadrosuna aldı.Ayrıca Türkiye’ de pazarlama koonusunun

öncülerinden Vedat Ser toğlu da Genel Müdür Danışmanı ve yeni kurulan pazarlama şirketinin genel müdürü olarak g ör ev1end i r i 1 d i .

özellikle ekranda izlenme oranları yüksek olan yerli İ filmlere yönelen Show Tv, yeni vizyona giren filmlere yaptığı yatırımların yanında "talk show" türü pogramlar ile, dünyanın büyük müzik kanalı MTV ile anlaşma yaptı.

Star 1’ in anlaşması olduğu Beşiktaş, Fenerbahçe,

Galatasaray ve Trabzonspor' un maç naklen yayın haklarını almak için girişimde bulunan Show Tv, Star l’ in interstar olarak değişmesinden sonra, yayın sözleşmesini, mali yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle Galatasaray klübü ile bir sözleşme gerçekleştirmiştir. (220.') Fenerbahçe

Spor Kulübü yöneticileriyle de sözleşme imzalayan Show Tv aleyhine înterstar İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesifnde

120 milyar liralık dava açılmıştır. (221) Türkiye Jokey

Kulübü ile yaptığı anlaşma gereği at yarışlarını da

yayın1 amakt adır.

(220) "Show Tvfden açıklama", Hürr ivet Gazetesi , İstanbul, 2 Temmuz 1992. (221) " înter star * dan Show Tv’ ye, 120 milyarlık dava", Hürr i yet Gazetesi , İstanbul, 15 Ekim 1992.

-167- 9. Kanal 6

Cem Uzan'la birlikte kurdukları Star 1 ortaklığından dışlanmasından sonra Ahmet özal televizyon yayumc ılığı konusunda Fransa ve Almanya'da yoğun temaslarda bul undu. Bu

çalışmaları sırasında Türkiye'ye uydu ile yapacağı yayınlar hakkında Başbakan Süleyman Demirel'le görüşen özal'a olumlu yanıt ver/ildiği öğrenildi. (222)

Ahmet özal'ın İngiltere'den yayın yapacağı kesinlik kazandıktan sonra kurduğu 4 şirkette gerçek ortaklar arasında yer almadığı dikkat çekiyordu. Ahmet ö zal'm yeni şirketlerde.

Star l'le olan hukuki sorunlarını çözmeden yer almak istemediği, bu sorunların çözülmesinden sonra, sermaye arttırımıyla gerçek ortak olması bekleniyordu.Ahmet özal' ın kurdurduğu şirketlerde yakın arkadaşlarını ortak gösterdiği,

Artı Yayıncılık ve Filmcilik, Artı Televizyon ve Pazarlama,

Artı Filmcilik Prodüksiyon Sanayii ve Artı Televizyon Haber

Ajansı adı altında kurulan 4 anonim şirkette aynı kişilerin ortak olduğu bel ir 1enmektedir. IIk 3 şirketin sermayesi 1'er milyar, diğeri de 100 milyon lira olarak göster ilmektedir.

(223) Ortaklar arasında Çukurova Holding'in sahibi Mehmet

Emin Karamehmet ve Finansbank sahibi Hüsnü özyeğin'in adı geçmektedir.

(222) "Ahmet özal Demirel'den televizyon izni aldı", Hürr iyet Gazetesi , İstanbul, 15 Nisan 1992. (223J) "Ahmet Bey'in TV'si tamgaz", Hürriyet Gazetesi , İstanbul, 28 Mayıs 1992.

-168- Aralarında askerlik arkadaşı ve Star 1 ile olan ihtilafında sahte olduğu öne sürülen 20 milyarlık çeki tahsile veren gümrük komisyoncusu Turgay Aksoylu'nun da bulunduğu ortakların , Turgay Aksoylu, Ufuk özen, M.Turan

Akköprülü, Kerim Tunçer Aksoylu, Tuncer Gürsel ve Mehmet

Tevfik Metin olduğu kaydedilmektedir.

Kanal 6'nın şirketlerinde muteber adam olarak aynı samanda Nprol Holding sahiplerinden Çarmıklı ailesinin de / bacanağı Turgay Aksoylu görülmektedir. Yönetim Kurulu

Başkanı Aksoylu, hisselerin yüzde 5 0 'sine, Ahmet ö zal'm

Amerika'da eğitim gören yakın arkadaşı ve kanal 6 Genel

Koordinatörü Ufuk Özen de yüzde 4 9 'una sahip olmaktadır. Ger i kalan yüzde 1 hisse de 3 ortak arasında bölünmektedir. Bu arada Aksoylu ailesinden Kerim Tunç er Aksoylu, Haluk Tuncay

Aksoylu ve Ser kan Aksoylu, Tacettin Şükrü Yücedere ve Ayata

Yımaz Ekmekçi' yİ e, Atlas İletişim Radyo ve Televizyon

Habercilik Hizmetleri A .S .’ ni kurdular.

Kanal 6, Star i'den önemli kopmalara neden olurken, aralarında iki genel müdür yardımcısının bulunduğu yaklaşık

50 kişinin Star 1 'den ayrıldığı belirtilmektedir. C224) Star

i'in iki genel müdür yardımcısı Ekrem Catay ve Adem Gürses

ile eğlence programları yapımcıları Kahraman Afyonluoğlu,

Erdoğan Ergezen'in yanısıra montaj teknidsyenler in in bir

bölümünün kuruluştan ayrıldığı saptanmaktadır.

(224) KOLOSLU Sina, "ö zal'm Star l'den büyük transferi", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 2S ■ Mayıs 1992.

- 169- Interstar, Teleon ve Show Tv'den sonra Türkiye'nin dördüncü özel televizyonu olan Kanal 6 daha test yayınına bile başlamadan Kazakistan’ ın ilk ve tek özel televizyonu

Almaata’ daki "Tan TV" ile ortaklık kurarak Kazakistan, ve

Türkiye basta olmak üzere Kırgızistan, Türkmenistan ve

Özbekistan’ daki toplam 100 milyon Türke yayınlarını ulaştırmayı hedefliyordu. 17 Eylül 1992 tarihinde İstanbul'da gerçekleşen ortaklık anlaşması, Tan'm başkanı Leyla K. I Beketova ile Kanal 6 Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Aksoylu ve

Genel Koordinatör Mehmet Turan Akköprülü imzaladı. (225)

8 Ağustos 1992 tarihinde test yayınlarına başlayan

Kanal 6, 4 Ekim 1992’ de ise resmen yayın hayatına girdi.

Ahmet özal’ m parasal kaynakları arasında, halen petrol işi yapan ve Suudilerle yakın ilişkisi olan amcası Korkut özal’ ın bulunduğu (226) Kanal 6 ’nın, Cumhurbaşkanı Turgut ö zal'm yeni parti kurmak ya da ANAP'm başına dönmek gibi al ternatif1 er i değer 1 endir irken, büyük önem taşıdığı belirtilmektedir. (227)

American Home Sigortanın Kanal 6 ile yaptığı

işbirliğiyle bir ay içinde 60 bin kişiye ferdi kaza sigortası yapı1mıştır. Yalnızca "imaj" için televizyonda farklı bir uygulama başlatan Kanal 6'nın yayıncılık anlayışı ise daha

çok yerli dizi ve filmlere ağırlık vermek oluyordu.

(225) “Kanal 6 Tan" ilanı, Milliyet Gazetesi , İstanbul, 18 Eylül 1992. (226) MUNYAR Vahap, "Ahmet özal Kanal 6 'ya ortak arıyor", Mili iyet Gazetesi , İstanbul, 25 Eylül 1992. , (227) "Ahmet'in televızyonu'na güveniyor1 ar", Sabah Gazetesi , İstanbul, 2 Temmuz 1992. -170- 10. Kanal Market

Cumhurbaşkanı Turgut özal ' ın oğlu Ahmet özal, Kanal

6 'dan sonra "Kanal Market" adında bir pazarlama kanalı kurarak kardeşi Efe özal'ı Kanal Market'in koordinatörlüğüne getirdi.Efe özal'ın ortakları arasında bulunduğu Kanal Market

Türkiye'nin ilk pazarlama kanalı olarak 25 milyon kişiye hitap etmeyi hedefliyordu. İ t Günde 18 saat yayın yapması amaçlanan Kanal Market bu yayının 4 saatini kendi ithal ettiği veya Türkiye'de üretilip pazarlaması kendine verilen malları ekrandaki grafiklerle de renklendirerek anında satışa çıkaracak düzeyde tasarlanıyordu. (223)

Türkiye'de pazarlama sektörüne hızlı bir rekabet getireceği düşünülen Kanal Market'in genel koordinatör 1üğüne

Orhan Altan getirildi.

Efe ö zal'm Market Televizyon Reklamcılık ve Ticaret

A.S. olarak arkadaşı Mustafa Davran'a kurdurduğu şirketin diğer dört ortağı Ömer Ali Yalıcılar, Mürşide Serpil Çeviker,

Okan Ekinci ve Cenk Ar son idi. Kısa süre içinde Market televizyon, sermayesini 99 kat arttırarak on milyar liraya

çıkardı. (230) Aralık 1992 tarihinde yayına başlayan Kanal

S'ya müşterilerin telefonla vereceği siparişler, İstanbul'da

üç, diğer şehirlerde en geç beş gün içinde alıcıya teslim ed i 1 iyor.

(229) "Efe'nin televizyonu, süper market", Hürr iyet Gazetesi , İstanbul, 30 Eylül 1992. (230) "Market Tv'nin sermayesi 10 milyar", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 6 Ekim 1992. -171- 11. Has Bilgi Birikim (HBB) Tv

Almanya'dan uydu kiralayarak yayın yapmayı planlayan

Has Tv, 1992 yılının Şubat ayında ilk etapta İstanbul,

Kayseri, Ankara, Bursa, İzmir, Adana, Elazığ illerine yerleştirdikleri yansıtıcıları ile çalışmalarına

başlamaktadır. Has Holding Grubunun gerçekleştirdiği Has

Tv'nin Genel koordinatörü Bülent özt ürkmen olurken, dengeli }i bir yayırt politikası izleyecekleri belirtilmektedir.

Has Bilgi Birikim (HBB) Tv, programlarında haberci-

cilikte tarafsızlık ilkesini ön plana alacaklarını, bazı te-

levizyonlardaki gibi "günün yorumu" bölümlerine yer vermeye­

ceklerini, porno yayın yapmayacaklarını açıklamıştır. (231)

Ayrıca Türkiye'de ilk stereo yayın yapan televizyon

kanalı olduğunu iddia eden HBB, içeriklerinde solo konserler,

yarışmalar, kadın programları, sabah programları ve dizilerin

yer alacağı programları hazırlayıp sunmayı hedefliyordu.

9 Ekim 1992 tarihinde yayın hayatına başlayan HBB

haber sorumlusu Esen ünür, program sorumlusu Uğur Erkır,

Ankara büro Ertan Karasu, Sedat Yazıcıoğlu, Bülent Erandaç,

haber spikeri Zafer Kiraz, Nermin Tuğuşlu, anons spikeri

Jülide Kiraz, spor Hüsnü Cil'i transfer etti.

Programlarında Mecliste temsilcisi bulunan bütün

siyasi partilere her ay 10'ar dakikalık serbest konuşma hakkı

veren "Serbest Kürsü", her hafta cuma günü camilerden naklen

hutbe yayını gibi yenilikler getirmeyi amaçlıyordu.

■ (231) SOYLU Aydın, "Tarafsız ve eşit tv" , Milli yet Gazetesi , İstanbul, 23 Ağustos 1992. -172- 12. Flash Tv

Bursa'da faaliyet gösteren Göktuğ Şirketler

Grubu'nun 20 milyar lira sermayeli kurdukları Göktuğ

Elektronik Yayıncılık Sanayi ve A. S. Flash Tv adı altında

Türkiye g,enelinde televizyon yayıncıl ığı yapmayı hedeflediklerini ancak birinci adım olarak Bursa, İstanbul ve

İzmit'i kapsayan Marmara Bölgesi'ne yönelik yayın yapacaklarını açıkliyordu. Flash Tv Türkiye'nin demografik yapısını göz önüne alarak daha çok çocuk ve genç nüfusa yönelik programlara ağırlık vermeyi hedefliyordu.

Uydurma habercilik, maksatlı yorumculuk ve cinsel

İstismarcılığa izin vermeyecek bir televizyon kanalı olacağı açıklanan Flash Tv, eleman konusunda da transfere gitmedi. Eğitim vererek yetiştireceği personeli, çekirdek kadro kurarak meydana getirdi.(232)

Şubat ayında test yayınlarına başlayan Flash Tv , diğer özel televizyon kanalları gibi uydu kiralamak yerine radyo link hatlarını kullanarak yayın yapmayı denemektedir.

Eski TRT'li Atalay Akçalı'nm genel müdürlüğünü

üstlendiği Flash Tv Yönetim Kurulu Başkanlığında ise Ömer

Göktuğ bulunmaktadır.

(232) "Bursa'dan özel tv ", Cumhur i yet Gazetesi . İstanbul, 9 Ocak 1992.

-173- 1 Kasım 1992 tarihinde programlı yayına geçmesine rağ'men Flash Tv gerçek yayına i Aralık 1992 tarihinde başlamıştır. Haber, aktüalite, magazin ağırlıklı olan program

kışı bu tarihten sonra dizi ve filmlerle de renklenmiştir.

Türk ailesine yönelik bir yayın ilkesine sahip Flash Tv,

özellikle yeri i yapımlara yer vermektedir. (.233) / Flash Tv'nin Kınalıada, Okmeydanı, Beykoz, ve

Camlıca'da verici istasyonları bulunmaktadır. (234)

Devlet Bakanı Cavit Cağlar'm desteğinin olduğu

söylentileri kabul etmeyen Flash Tv Genel Müdürü Atalay

Akçalı, 15-20 kişilik çekirdek kadrolarının 70-80 kişiye

çıkacağını belirterek, "mütevazi bir bütçemiz var.Bunu da

popüler insanlara para vererek harcamak gibi bir niyetimiz

yok.Biz özveriyle çalışacak genç ve yetenekli insanlar

ariyoruz"demektedir.(235)

"Bu kanallar İstanbul'a özel", Hürr i yet Gazetesi Televizyon Eki, İstanbul, 3 Kasım 1992. (234) "Kim nerede yayın yapıyor?", Hürr iyet Gazetesi , İstanbul, 29 Ağustos 1992. (^'35 ) "Flash Tv'den sessiz hazırlık", Mili iyet Gazetesi , İstanbul, 17 Haziran 1992.

-174- 13. Boğaz içi Radyo Televizyonu "BRT"

İstanbul Belediyesi bünyesinde faaliyet gösteren

Boğaziçi Radyo Televizyonu’ nun kuruluş çalışmaları konusunda

9 Ocak 1992 günü Belediye Eneümeni' nde stüdyo ihalesi açtıklarını söyleyen İstanbul Belediye Başkanı Nurettin

Sözen, televizyon sayesinde icraatlarını halka daha iyi

anlatacaklarını kaydederek "yerel yönetimler olarak en büyük

sorunumuz halkı bi 1gi1 endirememek.Bunu da asmış olacağız"

diyordu.

Heybeliada, Kınalıada ve Güngören'deki vericileri ile

önceleri uydu kanallarını yayınlayan BRT, Taksim, Beykoz ve

Ali beyk öy' de de üç verici yerleştirdi.

Maliyeti 45 milyar liraya yaklaşan ve program

giderleri için 400 milyon lira harcanmıştır, önce Mimar Sinan

üniversitesi Sinema ve Televizyon Bölümü'nün stüdyolarından

yayın yapmaya başlayan BRT, Cemal Reşit Rey Konser Sal onu'nun

alt katını stüdyo haline getirmek konusunda Salonun Müdürü

Filiz Ali ile anlaşmazlığa düştü.Fil iz Ali, oluşacak yayın

titreşimlerinin konserlerin kalitesini bozabileceği

düşüncesiyle projeye karşı çıkması görevinden uzaklaştırı1-

masına neden olmuştur. (236)

Birçok kez girişimde bulunulmasına rağmen yasal

engeller yüzünden gerçekleştir ilemeyen BRT yayın hayatına 3

Kasım 1992 tarihinde başlamıştır.

(236) PEKSEN Yalçın, "BRT", Hür r i yet Gaz et es i , İstanbul, 3 Ekim 1992. -175- Daha önce 25 Ekim 1992 tarihinde test yayınlarına başlayan BRT'in, Cemal Reşit Rey Konser Salonu'ndan yaptığı canlı yayın teknik sorunlarını çözememesinden dolayı şehrin büyük bir bölümü tarafından izlenemedi. 0237) TRT ver ici 1 er in in bulunduğu kulenin yanında Çamlıca Tepesinde 300 metre yüksekliğinde kule kurulması kararlaştırılmıştı.

İstanbul/ve Marmara Bölgesi'ne yönelik yayınlarında yerel sorunları ve onlara yönelik çözümleri ekrana getirmenin yanısıra bir kamu görevi yapmak amacıyla yayın yapan BRT,

İstanbul halkının trafik, hava durumu, çarşı pazar kültürel ve sportif etkinlikler gibi konularda bilgilendirmeyi hedeflemektedir. BRT Şenel Müdürü Yılmaz Dağdeviren, belediye hizmetlerinin daha iyi yapılması, vatandaşa daha iyi hizmet götürülmesi ve vatandaşa kent bilincinin aşılanması için en önemli iletişim aracı olacağını söylediği ilk yerel televizyonda 60 kişi görev yapmaktadır. (238)

Diğer özel televizyon kanallarına rakip olmak gibi bir niyetlerinin olmadığını söyleyen BRT yetkilileri farklı bir izleyici kitlelerinin olduğunu savunmaktadır.

(237) "BRT halka ulaşamadı", Mili iyet Gazetesi , İstanbul, 5 Kasım 1992. (238) "Sözen'in televizyonu 45 milyara maloldu", Mili i yet Gazetesi , 31 Ekim 1992.

-176- 14. Kartal Maltepe Pendik (KMP) Anadolu Televizyonu

İstanbul'da Bostancı-Tuz1 a arasında 1932 yılının

Haziran ayında test yayınlarına başlayan Kartal Maltepe

Pendik (KMP) Anadolu Televizyonu, İstanbul'da BRT'den sonra ikinci yerel televizyon kanalı olmaktadır.

Yayıncısından kameramanına, finansöründen program j yapımcısına kadar kadrosu amatörlerden oluşan KMP televizyonu daha çok İstanbul'un Anadolu yakasına yayını hedeflemektedir.

KMP'nin finansörlerinden Haşan Aydın "Biz 7 finansör yaklaşık 3 milyar lirayı bu işe yat irdik.Çoğunluğu Basın

Yayın Yüksek Okullarından gelen arkadaşlarımız sadece yemek ve yol parası alarak bu işi yapıyor" demektedir. (233)

İlk yerel haber ve program ağırlıklı ilçe televizyonu olan KMP Anadolu Tv Genel Müdürü Kemal Kumkumoğlu

"Televizyonlarda hep partilerin, kuramların üst yöneticilerini görür izlerdik.Biz ise muhtarlarla bir toplantı yapıp yayml ıyorus . Sorunlar ı saptayarak, burada yaşayan insanları birbirlerine tanıtarak izleyici toplamayı hedefledik" demektedir. <240)

KMP'nin Kınalıada, Heybeli ada' da bir verici ile iki - aktarıcıları bulunmaktadır.

(233) "Yerel Televizyon", Hürr iyet Gazetesi , İstanbul Eki, İstanbul, 27 Temmuz 1992. (240) RENÇBERLER Yavuz, "Ve karşınızda yerel tv", Yen i Günaydın Gazetesi , İstanbul, 12 Ekim 1992.

-177- 15. Üsküdar Tv

İstanbul'da üsküdar çarşısı ve çevresine 1 Şubat 1992 tarihinden itibaren amatör olarak televizyon yayını yapmaya başlayan Tevfik Atabey, ülkenin ilk ve tek özel televizyon suçlusu olarak 1 yıl hapis cezasına çarptırılıyordu. / 'Cumhuriyet Savcılığı tarafından açılan dava Üsküdar

1.Asi iye Ceza Mahkemesi'ce 2813 sayılı Telsiz Yasası'nı ve

2954 sayılı TRT Yasası'nı ihlal ettiği gerekçesiyle verilen bu ceza daha sonra 3 milyon 756 bin lira para cezasına

çevrilmiştir. (241) Uydudan aldığı programlar ile kendi

ürettiği programları veren Atabey, Gazeteciler Cemiyeti lokalinde 30 Haziran 1992 tarihinde bir basın toplantısı düzenleyerek, "Şimdiye kadar hiçbir özel televizyon sahibine ceza ver i 1medi. Ben il kim.Her hal de diyorum ki yasalar sadece

üsküdar sınırları içinde geçeri i. Camiıca'da bile geçerli değil.Cünki orada birçok kurulusun vericileri var.Diğer özel tel evizyon1 ar basın kartı dahi alabiliyor, Meclise girebil iyorlar. Bana ise ayrıcalık değil sadece ceza veriliyor" demektedir. (242) Atabey, yasağın herkes için geçerli olması gerektiğini vurgulamaktadır.

<241) ” t>'z el televizyona ilk ceza", Cumhur i yet Gazetesi İstanbul, 10 Haziran 1992. (242) "özel tv suçlusu", Millivet Gazetesi , İstanbul, 1 Temmuz 1992.

-178- 16. Şanlıurfa Tv

Şanlıurfa'da Mustafa Keşküş, Ömer Geylani ve Vahap

Yol tay tarafından 30 Haziran 1992 tarihinde "Şanlıurfa Tv" adı altında gerçekleştirilen özel televizyon yayınları,

300 milyon liralık bir harcama ile birkaç video aygıtı, bir iki amatör kamera, 50'şer watlık iki verici ile 12 kilometrelik bir alana yayılmaktadır. (243)

Siyasi polisin araçlarına el koyması ile Telsiz

Kanunu11 na muhalefetten savcılığa verilen Şanlıurfa Tv sorumluları konusunda Şanlıurfa Cumhuriyet Savcısı Hüseyin

Fidanboy, "kendileri belediyeden CNN, Kanal 5 ve Süper Kanal yayınlarını nakletmek için izin istemişler ve uygundur yanıtı al mışlar ... işi beklemeye aldık" demektedir. (244)

Ekolu, acıklı ve elektro başlamalı türküleriyle test yayınlarını siyasi polisin baskınlarına rağmen sürdüren

Şanlıurfa Tv, televizyon kanalından çok bir radyo istasyonu gibi yayın yaparak yaşamaya çalışmaktadır. Kendi logosu ile ara sıra videoda oynatılan Ur fa görüntülerinden ibaret olan yayınları desteklemeleri için "reklamlarınızı bekliyoruz"

çağrısı yapılmaktadır..

Yayınları sadece izlemekle yetindiklerini belirten

Şanlıurfa Valisi Ziyaettin Akbulut, sorumluları savcılığa verdiklerini, ancak yasal boşluk yüzünden bir işlem yap1 1 amadığmı söylemektedir .

(243) FARAC Mehmet, "Şanlıurfa'nın şanlı t v 's i", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 9 Temmuz 1992. (244) A.g.h. . (245) FARAC Mehmet, "Apartmanda tv istasyonu", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 20 Temmuz 1992. -179- 17. Dikili Tv

îlk kez uydu yayınların izlenmesi amacıyla Dikili

Belediyesi tarafından anten kurulması sonrası, 1992 yaz aylarında "Demokrasi yolunda 7. yıl Dikili Seni iki er i"nin yayınlanmasıyla yayın hayatına başlayan Dikili Tv hakkında

Belediye Başkanı Osman özgüven barış senliklerinin geniş kitlelerce izlenmesini istediklerini belirtmektedir. (246)

f/ ie. Bakırcay Tv

İlk kez Aliağa Emek Şenliklerinde gerçekleştirilen naklen yayınla İzmir civarına yayın yapmayı planlayan

Bakırçay Tv, Aliağa ve Bakırçay Belediyeler Birliği olarak tüm yöreye yayın yapmayı amaçlamaktadır. <247'.)

Ayrıca İzmir Büyükşehir Belediyesi’ de İzmir'e yönelik bölgesel haberleri vermek amacıyla Merkez ve Karşıyaka

ilçeleriyle Çeşme, Torbalı ve Dikili'ye uzanan bir alana yayın yapmayı p1 aniamaktadır.

19. Yunus Emre Tv

Karaman'da yayın yapan Yunus Emre Tv ise, Karaman

Valiliği, içişleri Bakanlığının konuyla ilgili genelgelerine aykırı olarak korsan yayın yaptığı ve mevcut yasal yayınların

frekansını bozduğu gerekçesiyle yapılan suç duyurusu üzerine

Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dur durulmuştur. (248)

(246) TOKDEMIR Nüvit, "Burası Dikili Tv", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 7 Ağustos 1992. (247) A.g.h. ('.248) "Korsan tv'nin yayını durduruldu", Sabah Gazetesi . İstanbul, 27 Ağustos 1992. -180- 20. Mega 10

20 Ekim 1991 Genel Seçimleri ile ilgili propaganda

çalışmalarında siyasi partilerin TRT'den kısıtlı olarak yararlanmaları ve ilk defa bir özel televizyon kanalı Magic

Box'm seçim propagandalarında etkili olabileceği düşüncesi muhalefet partileri tarafından tepkiyle karsı1 aniyordu.Star

1 yayınlarını kurdukları çanak antenlerle yaklaşık 25 milyon ! / izleyiciye ulaştıran SHP'li ve DYP'li belediye balkanlarının

çoğu Star l'in Anap propagandalarına ağırlık veren yayınlar yapması halinde yansıtıcı çanakları devre dışı bırakacaklarını açıkladılar. (249)

SHP "Demokrasi Kanalı" adını verdiği "Mega 10" televizyon kanalı projesini 17 Eylül 1991 tarihinde basına duyurdu.Al manya' dan uydu aracılığıyla yapılacak yayın için

SHP'nin seçim propagandasını yürüten Yorum Ajans Almanya'daki bağlantıları yapmaktaydı.

Mega 10 kanalı'nın sahibi Osman Uslu, yayın için kurdukları UTV Şirketi'nin Almanya'da Fr arık f ur t' tak i stüdyosundan gerçekleştirecekleri yayınlar konusunda, "Bu sadece SHP'nin propaganda kanalı değil.Biz sadece bu kanalın iki saatini SHP'ye ayırdık " demektedir. (250)

2 Ekim 1991 tarihinde deneme yayınlarına başlayan

Mega 10 yayınları birçok yerde iz 1enememiştir.

(249) "Star'da Anap propagandasına gözaltı", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 19 Ağustos 1991. (250) K0L0SLU Sina, "Mega 10: önce seçim, sonra normal yayın", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 18 Eylül 1991. -İSİ- Mega 10'un yayınlarının izlenememesi konusunda

F'TT'nin link hatlarını kullanmasına izin vermediği seklindeki

iddialara karşılık Mega 10 Basın Danışmanı Melek Taylan, PTT

ile görüşmelerin sürdüğünü, F'TT'nin herkesten istediği link hattı kira bedelini konusunda düşünüp gerekeni yapacaklarını

söylüyordu. (251) Mega 10 yetkilileri 14 ilde 16 milyon civarında kitleye ulaştıklarını, İstanbul'da Taksim, Camlıca, ? Beykoz, L/l us Mahallesi, Küçükçekmece ve Mec id iyeköy ' e verici

kurduklarını, Ankara ve İzmir'in de büyük bölümünün

yayınlarını izleyeceklerini söylemekteydiler. (252)

Yayınları arasında iki dakikalık bir reklam kuşağı

bulunan Mega 10'un seçim dönemine kadar her gece ekrana

"Merhaba Türkiye" isimli bir programla gelmesinin yanında

daha önce Star 1 'de "talk show" program yapan Rüstem Batum'un

"Kırmızı Klozet" üzerine oturarak şov yapacağı açıklanmıştı.

Mega 10'un ilk yayın kurulunda Osman Uslu, , Yılmaz

Dağdeviren, Haluk Şahin, Mustafa Gürsel, İskender Salgırlı,

Feyzi Tuna, Melek Taylan ve Nakiye Boran bulunmaktadır.

5 Ekim 1991 tarihinde normal yayınına geçen Mega 10,

yayınları küçük kentlerde kolaylıkla bulunurken, büyük

kentlerde bulunamadı. Cd* 5 3 )

(251) "Mega 10, PTT savası", Cumhur iyet Gazetesi . İstanbul, 4 Ekim 1991. (252) KOLOSLU Sina, "SHP ekrana çıkıyor", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 5 Ekim 1991. (253) "Televizyon savaşları", Cumhur iyet Gazetesi . İstanbul, 7 Ekim 1991.

-182- Teknik sorunlarını çözümleyemeyen ve özellikle

»tanbul'da islenme oranı istenilen seviyede olmayan Mega 10,

îknik donanımını sağlayan Bersat firmasının yeterli sayıda

? güçte verici yerleştirmemesinin kurbanı oluyordu, aylan, PTT'nin link hatları kullanımı konusunda "işi pırdan aldığına" dikkat çekerek, "Ne evet, ne de hayır

Lyorlar. Biz im yayınlarımızın, seçimden sonra devreye girmesi / ;in böyle dâvran 1 yorlar" görüşünü savunmaktadır.

İstanbul'da iz 1 enememesine karşın kanala yoğun ilgi

.duğunu söyleyen Mega 10 yetkilileri, yayınları ayg1 nlaştırmak için iyileştirme çalışmalarına aşlad 1 kİ ar m 1 , bu nedenle 1 Kasım 1991 tarihine kadar aymlara ara verdiklerini aç 1 kİ ad 1 1 ar . Bu arada Mega 10 ile jrum Ajans arasındaki ilişkinin sona erdiği ve Mega 10'un

=n i uyduya geçeceği açıklandı. Ayrıca Mega 10'nun

"takları arasında yer alan Yorum Ajans, bu kanal ile hiçbir

Lgisi kalmadığını duyururken, Mega lû'un Yönetim Kurulu aşkanı ve Yorum Ajans ortaklarından Osman Uslu, Kanal'm

HP televizyonu gibi tanıtıldığını, bunun ise gerçek durumu ansıtmadığını söylemektedir. <2540

Seçim döneminden sonra Mega 10, yayın lisansı ve inans sorunu olduğunu öne sürerek bir daha yayın apmamıştır.

(254) "Mega 10 uydu değiştiriyor", Cumhur i yet Gazetesi. İstanbul, 23 Ekim 1991.

-183- 21. TV 3'ü Kiralama Girişimleri

a> Mur doch'un Teklifi

İngiliz Basın ve Televizyon İmparatoru Rupert Murdoch

TRT'nin üçüncü kanalına tümüyle talip olduğu ve TRT Genel

Müdürü Kerim Aydın Erdem ile yaptığı görüşmede, bir öneri paketi sunduğu açıkİ anmaktadır. <255) Murdoch 3. kanalda yapmayı istediği Sky Channel yayınlarının saat ve dakikala­ rını içer,fen bir ana yayın çizelgesinde sabah 05.00'ten, er­ tesi gün 04.00'e kadar sürmesi planlanan yayınlarda TRT'nin gösterildiği ülkelerde büyük beğeni kazanan, ancak çok yüksek

ücret istendiği için yayın hakkını alamadığı bazı önemli di­ zilerin de 3. kanalda gösterilmesi teklif ediliyordu.

Murdoch' un sahibi olduğu News Corporation yetkilile­ riyle yapılan görüşmelerde, TRT'nin ancak program satın ala­ bileceği bildirilmektedir. (256)

Hıfzı Topuz, Murdoch'un TRT ile Tv 3 konusundaki teklifi için Murdoch'un yapımcı olmadığına, dağıtıcı olduğuna

işaret ederek TRT'nin 24 saatlik programdan elde edeceği yaklaşık 400 milyon liralık geliri Murdoch'a imtiyaz olarak

devretmek olduğunu öne sürmektedir. Topuz, 24 saatlik yayının

200 milyon 1 İraya mal olacağının, bu süredeki reklam geliri­

nin ise 600 milyon liraya ulaşacağının hesaplandığını

kaydetmektedir. (257)

(255) "Murdoch'tan TRT'ye öneri", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 30 Temmuz 1990. (256) SAYIN Ayse, "TRT-Murdoch flörtü sürüyor", Cumhur iyet Gazetesi . İstanbul, 20 Ağustos 1990. (257) "İletişimde Maxwel1-Murdoch olayı", 11 et isim Ar ast ırmalar ı Derneği f. î LAP) Panel i , Basın Müzesi, İstanbul, 29 Eylül 1990. -184- TRT , Murdoch'un teklifini özel televizyon yasası tartışmalarının yoğunlaşması, uydu yayınlarının artması, kablolu televizyon çalışmalarının başlaması nedeniyle kabul etmemiştir. (258)

b) Koç Grubu'nun girişimleri

aa) Koç-T i me-Warner ı İ

Dünyanın en büyük medya devlerinden biri olan Time-

Warner'la ortak bir televizyon şirketi kuran Koç Grubu,

TRT’ nin 3. kanalını kiralamak için harekete geçerek bir teklif götürmüştür. TRT ile yapılan görüşmelerde en önemli sorunlardan biri olarak reklam gelirlerinin hangi oranlarda bel i r 1 enec eğ' i üzerinde durularak anlaşmaya var 1 1 amam ı şt ır .

(259!) Koç-Time Warner ortaklığının TRT?ye sunduğu 9 ana başlıkta, toplanan taslakta, TRT ile yapım ve yayın anlaşması

öngörülmektedir. Buna göre şirket TRT 'nin yayın ilkelerine uygun televizyon programlarını kendi stüdyolarında üretecek ve dış kaynaklardan temin edecek görünmektedir.Taslağa göre

TRT ile yayınlar, deneme yayınını müteakip tam yayına geçildiği 07.00-01.00 saatleri arasında olacağı

ön g ör ü1mek t ed i r. < 260 >

(258) "TRT, TV 3 ' ü kiralamayacak", Cumhur iyet Gazetesi. İstanbul, 20 Haziran 1991. C259> TAHIR0SLU Gülçin, "Koç Holding TV 3 ’e talip", Ekonomi st Derq isi , İstanbul, 24 Kasım 1991, s. 21. (260) "TRT Koç'a kanal vermiyor", Cumhur iyet Gazetesi. İstanbul, 7 Aralık 1991.

-185- bb) Şifreli Paralı Tv Sistemi

Taslakta yer alan "şifreli paralı tv sistemi" ile

Şirket günlük yayının 6 saatlik bölümünü, ancak ücret öde­ nerek alınabilecek bir kod çözücü sistem ile gerçekleştirmeyi de önermektedir.

Paralı kanal konusunda TRT bünyesinde kurulan bir ko­ misyonun çalışmaları sonucunda Tv 3 f ün paralı kanal olması / faaliyetinin TRT’’ye 15 milyar lira harcama gerektirdiği sap­ tanmaktadır. Bu projeye göre, Tv 3 ' ün belli saatlerde şifreli yayın yaparak karşılığında belli bir ücret alınması öngörül­ mektedir.Bu yayınların islenebilmesi için de "deeorder" deni­ len şifre çözücü aletlerin üretilmesi gerekmektedir. (261)

Warner Bross, 1992 yılının Ocak ayında hem hükümet hem de TRT ile görüşmeler yaparak kulis faaliyetlerinde bu­ lunmasına rağmen yine de umduğu sonucu alamamıştır.

Aradan zaman geçmesine rağmen Koç Holding ilk teklifi

üzerinde bazı değişiklikler yaparak tekrar TRT'den Tv 3'ü istemiştir. (262)

Koç Holding’ in ikinci taslağında da yer alan "şifre­ li paralı tv sistemi"nin yanısıra, şifreli paralı tv sistemi" ile ilgili her türlü abone kaydetme, şifre cihazı temini, temini, montajı, sökümü, bu cihazların bakımı, abone ve depo­ zit ücretlerinin tesbiti, tahsilatı şirketin sorumluluğunda olacaktır.

(261) SAYIN Ayşe, "TRT'nin paralı kanal adayı TV 3", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 31 Ağustos 1990. - (262) "Koç televizyonda ısrarlı", Hürr iyet Gazetesi , İstanbul, 27 Ağustos 1992. "-186- Teklifte,, reklam ve şifreli yayından sağlayacağı abonman gelirlerinden TRT'ye ilk 4 yıl yüzde 8, sonraki

2 yıl yüzde 7.5 ve 6. yıldan sonra da her yıl yüzde 10 oranında pay verilmesi öner i 1mektedir. Bu rakam birinci yıl 2.5 milyon dolardan, ikinci yıl 5 milyon dolardan, dördüncü yıl 9 milyon dolardan ve sonraki yıl 10 milyon dolardan daha az olamayacaktır. <263)

I

cc) Koç-Canal Plus

l

çalışan ve yayınları kod çözücü ile izlenebilen mega projesi

içinde Türkiye'nin de yer almasını istemektedir. Fransa’nın etkin gazetelerinden Le Figaro’nun medya bölümünde yayınlanan bir röportajda özel televizyonun uluslararası ilişkilerinden

sorumlu başkanı Marc Tessier, kendi teknolojilerini ihraç etmek istedikleri ülkelerin basında Türkiye'nin bulunduğunu

söylemektedir. (264 > Avrupa'da çok tutulan "pay tv" sistemli­ nin ne oranda ilgi görüp görmeyeceği bilinmemektedir.

(263;) KUTLAY Mustafa, "TRT, Koç'a geçit vermiyor", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 31 Aralık 1992. (264) KOLÜSLU Sina, "Canal Plus'un gözü Türkiye'de", Milli yet Gazetesi , İstanbul, 19 Ekim 1992.

-187- c) Tv 3 ve Meclis Tv Girişim leri

TBMM Başkanlık Divanı TRT'nin üçüncü kanalından

Meclis çalışmalarının, bu amaçla TBMM’ de özel bir stüdyo

kurulmasına karar vermektedir. Başkanlık Divanı ile TRT yetkililerinin anlaşmaya vardıkları hükümler 10 Aralık 1991 tarihinde görüşülerek karara bağlanmıştır. (265)

TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, TRT kanallarından )/ birisinin Meclis'e ayrılması üzerine paralı yayın yapmayı

p1 aniamaktadır.Cindoruk, futbol karşılaşmaları gibi, hangi

firma fazla ücret verirse TBMM'den naklen yayın hakkının

ver i 1 mes i nden yana ol mak t ad ı r . ( 266)

TRT’ nin Meclis çalışmalarını yeterince yansıtmadığı

gerekçesiyle kuracakları "TBMM Tv" den par 1amentodan

görüntülü haberlerle özel televizyonlara servis yapılacağı

söylenmektedir. (267) Kapalı devre olarak yayına başlayacak

olan TBMM Tv, özel televizyon yasasının çıkmasıyla birlikte,

haber servisine başlayacağı, bununla birlikte Meclis Genel

Kurulu, komisyon ve diğer çalışmalar ile milletvekili kulis­

leri, TRT ve özel televizyon kameralarına kapatı1acaktır.

TBMM Tv'nin proje çalışmaları ve teknik hazırlıkları sürer­

ken, kurulusun basına da TRT Haber Dairesi eski başkanı ve

spikerlerden ülkü Kuranel getirilmiştir.

(265) "TV 3, Meclis kanalı oluyor", Hürr iyet Gazetesi , İstanbul, 11 Aralık 1991. (266) DEDEOĞLU Taner, "TBMM'den paralı yayın", Milli yet Gazetesi , İstanbul, 6 Şubat 1992. (267) "Ekran yarışma Meclis de girdi", Sabah Gazetesi. İstanbul, 19 Ekim 1992. -1SS- d.') TV 3 için Diğer Girişimler

Koç Holding, Time Warner ve Canal F'lus'tan sonra,

TV 3 Kanalı'na Hürriyet Sabah ortaklığıyla kurulan Birleşik

Radyo Televizyon (BRT) ile Milliyet Gazetesi de talip olmuştur. (268) Ayrıca TV 3 için niyetlenenlerin arasında

Sabancı Holdingcin de adı geçmektedir. Sabah Gazetesi kurduğu

SATEL (Sabah Televizyon) adlı firma kanalıyla ihale açılarak İi kir al anmasında ısrar etmektedir.

22. Tv 4 ve TOBB

Türkiye Odalar, ve Borsalar Birliği (TOBB) TRT'den Tv

4 ' ün gündüz saat 1 er indeki zaman dilimini kiralayarak, İtalya ve Fransa'da olduğu gibi, Marketing TV modelini uygulamayı düşünmektedir. (263) yığ mİ arca sorunu ve tanıtım problem­

leri olduğu belirtilen 700 bin üyeli TOBEi'un üyelerinin ürün­

lerini tanıtacak, fiyat, kalite ve pazarlama şartlarını ekranda seyirciye ulaştıracakları düşünülmektedir.

23. Anadolu üniversitesi Televizyonu

Eskişehir'de bulunan Anadolu üniversitesi İletişim

Fakültesi bünyesinde 6 Mart 1991 tarihinde başlayan deneme

(268) K0L0SLU Sina, "Tv 3 için 2 gör üc ü daha", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 1 Ocak 1992. (269) KöRMOKÇü Güler, "TOBB, TV 4'ü kiralıyor", Meydan Gazetesi , İstanbul, 19 Ekim 1992.

-189- yayınları ile okulun stüdyolarında gerçekleştirilen çekimler ile hert türlü dış çekim olanakları da bulunmaktadır.

Avrupa Komisyonu'nun bütün Avrupa'ya yönelik uydu aracılığı ile ilgili televizyon eğitim programı yayını projesi olan Channel E., Avrupa'da çok ünlü olan The European

Institute For Media tarafından koordine edilmektedir.

Avrupa Komisyonu' nun Channel E F'rojesi'nde 1989'dan ! bu yana /Tür kiye'yi temsil eden Anadolu üniversitesi ' nin televizyon programları 2 liart 1992 tarihinden itibaren îngilz kanalı Süper Channel ekranına gelmiştir. (270) İngilizce hazırlanan programlar, "Anadolu Mutfağı" ve "A'dan Z'ye

Anadolu" adlı iki eğitim dizisi olmaktadır.

24. Ankara üniversitesi İletişim Fakültesi Televizyonu

Ankara üniversitesi İletişim Fakültesi Televizyonu 2

Kasım 1992 tarihinden itibaren kapalı devre televizyon yayınına başlamıştır. Pazartesi, çarşamba ve cuma günleri saat

12.30-13.00 arasında yarım saatlik test yayını, uygulamalı derslerin artmasıyla üretilen programların estetik, teknik kalitesindeki önemli gelişmeler sonucu yayınlar ger çek1eşmişt ir.

(270) BALOSLU önder, "Anadolu üniversitesi, İngiliz Tv'sine program yapıyor", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 2 Mart 1992.

- 190- 25. İstanbul üniversitesi İletişim Fakültesi Televizyonu (lüRTV).

İstanbul üniversitesi İletişim Fakültesi bünyesinde kuruluş çalışmaları süren 10RTV, kapalı devre yayın yapacak­ tır, özel televizyon yasasının yürürlüğe girmesinden sonra normal yayına geç i 1ecektir. Fakülte'de 1992 yılının Şubat ayında başlatılan kurslarda öğrenciler, kamera, monta.j, reji masası, İşıklandırma konularında yoğun olarak bilgilendiril­ miştir. lüRTV'nun her türlü kamera ve ses alma cihazından oluşan yayın ekipmanı bul unmaktad ir . F'rograml ar ını daha çok açık oturumlar, belgesel ve haber içerikli yapımlarla sür dürmeyi hede f1 emekted ir.

26. Türkiye Gazetesi Radyo Televizyonu (TGR'D

özel televizyon yayıncılığı konusunda 19 Şubat 1989 yılında hazırlık çalışmalarına başlamış bulunan Türkiye Ga­ zetesi Radyo Televizyonu milli ve manevi değerlere uygun yayın ilkesi tesbit eden ilk televizyon kanalı olmaktadır.

Halen altyapı, teknik donanım ve kadro çalışmalarını sürdüren

TGRT, genel ahlak anlayışımızın zedelenmesi konusu üzerinde

hassasiyetle dururken,- hedef kitlesini Türk Milleti olarak

bel ir 1emektedir. Bel ir 1 i bir zümreye değil, topyekün

kültürümüzü yaşayanları kucaklayıcı, birleştirici yayın

yapmayı amaçlamaktadır. (271)

(271) "Türkiye Gazetesi 1993'te televizyon yayınına başlıyor", Cumhur iyet Gazetesi. İstanbul, 23 Kasım 1992. -191- 27. Hilal Tv

Türk İslam sentezi görüşünü savunanların oluşturacağı

Hilal 1 televizyon kanalının çalışmaları 1991 yılında başla­ mıştır. Saban Karataş ve Yücek Cakmaklı’ nın sermayesini 100 milyar lira olarak belirledikleri Hilal 1 (272), Avrupa'dan uydu yayını ile gerçekleştirilecek.

Programlarında M üs1üman T ür k1 er i ve M üs1üman T ür k1 e-

i rin ülkelerinde yaşayan herkesi, genel olarak dünyanın, özel olarak Türk dünyasının ve ve İslam dünyasının gidişatından haberdar etmek amacında olduklarını söyleyen Saban Karataş, ancak anayasada yapılacak değişiklikleri bekieyecekler in i de kaydetmektedir. (273)

Dini ağırlıklı yayınlar yapacak olan Hilal 1 kanalı,

Yücel Cakmaklı yönetiminde haftada 50 saat olması planlanan yayın prototipinde, ABD ve Avrupa yapımı dizilere yer vere­ ceklerini, yayınlarını uydular aracılığıyla Ortadoğu ve Orta

Asya’ ya ulaştıracakları belirtilmektedir.

28. İmaj Tv

İmaj tv sorumlusu Cem Noyan, öncelikle özel televiz­ yonun alt yapısının hazırlanması gerektiğini, belirterek, ya­ yın yapmak ve program üretip satmak olarak iki yol bulunduğu söylemektedir.

(272) "İslamcı televizyon sonbaharda", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 22 Mayıs 1991. (273) "Abdest kaçırmayan tv ne zaman kurulacak?" Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 4 Şubat 1992.

-192- özel televizyonlara hizmet götürmek konusunda, yıllardır televizyondaki birçok programın, reklamların ekrana çıkacak şekilde hazır1 anmasında stüdyolarinin kul­ lanıldığını söyleyen Cem Noyan, ellerinde en gelişmiş tek­ nolojinin mevcut olduğunu bel irtmektedir. SATEL ve Show Tv ile çalışmaları olan îmaj Tv de yayını konusunda Magic Box benzeri bir yayıncılık anlayışı (274) düşündüklerini açıkla­ yan Noyan,, spor haberlerinin de ağırlıklı olarak yer alabi­ leceğini kaydetmektedir.

Digital Component Technology (DCT) adı verilen tele­ vizyon dünyasına yeni bir perspektif getirecek olan teknolo­ ji harikasını 1992 yılının Kasım ayında stüdyolarına monte ettiren imaj Tv'nin, bu teknolojiyi Avrupa'da kullanan ilk firma olacağı iddia edilmektedir. (275) Prodüksiyon ve post prodüksiyon alanlarında hizmet vermeyi halen sürdüren îmaj

Tv, gelecekte dünyanın en büyük televizyon yapım kuruluşları arasında yer almayı planlamaktadır.

29. Inter Tv

Türkiye'deki NATO yollarının yapımı ile ün kazanan

MfiKYAL Holding sahibinin oğlu ile Tercüman Gazetesi sahibi

Kemal İlıcak'm oğlu Mehmet Ali Ilıcak'm ortaklaşa kurdukları InterTV'NÎN 80 milyar lira sermaye ile kurulması

(274) KOLOSLU Sina, "îmaj Tv yayına hazır", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 12 Ağustos 1991. (275) "îmaj Tv gerçek bir teknoloji harikasını Türkiyeye getiriyor", Sabah Gazetesi , İstanbul, 31 Kasım 1992. -193- saptanmıştır. Eutelsat 2 F2 ve 2F2 uydularından iki trans- ponder kiralayan înterTv, kadro ve teknik alt yapı çalış- malarına 1991'de başlamasına rağmen yayına geçememiştir.

Türk örf ve adetlerine uygun dizi ve film kanalı olacağı vurgulanan kanalda erotik filmlerin kesinlikle yayınlanmayacağı da söylenmektedir.

30. Süzer TF1 II

Süzer Holding ile Fransız televizyon kuruluşu TF1 arasında 1991 yılının Kasım ayında yap1 1 an bir anlaşmayla

Fransa'dan yapılması düşünülen yayın için yetkili Ercan Erdem yayınlarında Fransız yapımlarının ağırlıkta olacağını söylemektedir. Fransız dizileri, belgeselleri, son dönem yıldızların filmleri ve Fransız şovlarını kapsayan yayınların dağıtımı için 100 noktaya verici koymayı planladıkları bel ir t i 1mektedir. Bir Fransız Bankasının da katıldığı ortaklık televizyon konusunda uzun bir süredir piyasa etüdü yapmakta­ dır. <276)

31. URT

TRT'ye sponsor programlar üretmesiyle tanınan Ulusal

Video, 1989 yılının Ağustos ayında Hürriyet Gazetesi ile ortak olarak özel televizyon çalışmalarına başlamıştır.

<276) "Tv 3 Amerikalılara satılacak", Hürr iyet Gazetesi . İstanbul, 10 Şubat 1992.

- 194- Ulusal Video sahiplerinden Türker înanoğlu, 3 bin saatlik programlarının ellerinde hazır olduklarını, bunu yanısıra aynı anda 10-12 ekibi ise çıkarabilecek kapasitede teknik altyapını ve eleman kapasitesine sahip olduklarını söylemektedir, (277) Ancak Hürriyet Gazetesirnin Show Tv’ye ortak olmasından sonra URT bu kanala paket program

üretmektedir.

t 32. SATEL

Sabah Gazetesi* n in özel televizyon çalışmalarında yetkili konumundaki Dinç Bilgin, SATEL VE Sabah-îmaj Tv adlı

şirketlerle bu ise başladıkİ ar ın ı, İmaj Tv’ nin ortaklıkla­ rında post prodüksiyon ve prodüksiyon gerçekleştireceğini,

SATEL ile de yayıncılık bölümünü ger çek 1eştireceki er ini söylemekteydi. (278)

Sabah Gazet esi*nin Show Tv ile ortak olmasından sonra

SATEL çalışmaları sürerken, Çukurova Holding ile ortaklık kurma girişiminde bulunsa da gerçekieştiremedi.1392 yılının son aylarında SATEL Sabah Gazetesi logosuyla ekranlarımıza gelmektedir.

33. Karacan Tv

TRT*ye sponsor programlar hazırlayan Ali Karacan da

özel televizyon konusunda Türkiye’ de çalışmalara başlayan

ilklerden olmaktadır.

(277) "Atmış milyon tv patladı" Nokta Derqisi , İstanbul, S. 14, 7 Nisan 1991. ■ (278) "özel tv'ciler alt yapıyı hazırlıyor", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 9 Kasım 1990. -195- Karacan Yayıncılık, TRT ile işbirliği yaparak diğewr

Şirketler gibi kapsamlı yatırımlara girmeyi pek akıllıca bulmadıkİ arını belirterek, günün koşullarına uygun davranmayı tercih etmektedir.

34. İstanbul Tv

Türkkan Video'nun sahibi Sabri Demirdöğen tarafından kurulan İstanbul Tv'nin yerel bir televizyon kanalı olacağı aç ı kİ anmışt ır . İstanbul Tv adına konuşan Verda Akpmar, yerli yapımlara ağırlık vereceklerini, ellerinde yeterli miktarda film stoklarının bulunduğunu söylemektedir. (279)

İstanbul'un Anadolu yakasında başlatılan İstanbul

Tv'nin test yayınlarını Marmara Bölgesi'nin doğu kesimiyle

İstanbul’ un tümüne bölgesel yayın yapmayı amaçladığı bildirilmektedir.

35. Sağlık Bakanlığı' nın özel televizyonu

Sağlık Bakanlığı'nın TRT ve kendi kuruluşlarına

çeşitli yapımlar ürettiği ve bu yüzden özel televizyon için gerekli olan teknik donanıma sahip oldukları açıklanarak özel televizyon kurmak için hazırlıklara baslamıslardır. Sağlık

Bakanı Yıldırım Aktuna'nın Sağlık Kanalı açmak istediklerini söylemesinin ardından girişim hız kazanmıştır.<280)

(279) KOLÜSLU Sina, "Holdinglerin gözü televizyonda", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 16 Mayıs 1992. (280) "Sağlık Bakanlığı özel televizyon kanalı kuruyor", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 21 Şubat 1992. -196- Sağlık Bakanlığı'na Japonya tarafından hediye edilen 80 milyar lira değerinde stüdyo ve teknik donanımı hasır bulunan

Sağlık Bakanlığı ve Film Radyo Televizyon Merkezi'ni CFRTM) günün koşullarına göre donatacak olan Milli Eğitim Bakanlığı, kendi amaçlarına yönelik televizyon yayını yapmak için

Anadolu Ajansı ile işbirliği yapması düşünülmektedir. Ayrıca, büyük bir televizyon stüdyosu kurmaya hazırlanan ve TRT'den 9 kamer aman/transfer eden Anadolu Ajansı da, televizyon kurmaya talip olmaktadır.

36. özel Televizyon kurma konusunda adı gecen diğer gir işime iler

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz "çağa uymak zorunda olduğumuzu, özel televizyon kurarak, sesli ve görüntülü yayınla halkı aydınlatma görevimizi sürdüreceğiz" diyerek yayıncılıktaki amaçlarını belirtmektedir.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Yönetim Kurulu

Başkanı "çiftçilerimizin bilgi ve becerisini artırmak için

özel televizyon kurmak istemektedir.

Türk Sanayicileri ve îş Adamları Derneği CTOSÎAD) TRT ile anlaşarak Tv l?den kendi adına hazır 1 ayacağı ekonomi programını her ay yayınlayacak. TüSîAD, TRT Yönetim Kurulu'na verdiği teklifte sponsorluk veya kuşak satın alma yöntemi er in i önermişti.

- 197 - üCüNCO BÖLÜM

I. özel Televizyonda Tartışmalı Konular

A. Devlet Tekeli

/ 1. Devlet Tekelinin Anayasaldaki yeri

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasırnın 133. Maddesi’ nde

"Radyo ve televizyon istasyonları, ancak devlet eli ile kurulur ve idareleri .tarafsız bir kamu tüzel kişiliği halinde düzenlenir" hükmü bulunmaktadır.

Kanun," Türk Devlet i' nin varlık ve bağımsızlığını,

ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğünü, toplumun huzurunu, genel ahlakı ve Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen

Cumhuriyetin temel niteliklerini koruyacak tarzda yayın yapmasını düzenler ve Kurumun yönetim ve denetiminde, yönetim organlarının oluşturulmasında ve her türlü radyo ve televizyon yayınlarında tarafsızlık ilkesi gözetir" hükmünün yanında, Haber ve programların seçilmesi, islenmesi, sunulması ve milli kültür ve eğitime yardımcılık görevinin yerine getirilmesi, haberlerin doğruluğunun sağlanması esasları, organların seçimi, görev ve yetki sorumlulukları kanunla düzenlenir" hükmünü öngörmektedir.

< 1 Türkiye Cumhur i vet i Anayasası. Yasa no; 2709, Kabul Tarihi: 7 Kasım 1982, R.G.'de Yayın: 9 Kasım 1982, Sayı: 17863 Mük., Yasa Yay., İstanbul, s .86-87. -198- 2954 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Yasası'nın

4. maddesi a bendinde, "radyo ve televizyon istasyonlarının kurulması, isletilmesi, idareleri ve yayınların düzenlenmesi

ile yurt içine ve yurt dışına yayın yapılması devlet teke­ lindedir. Bu tekel, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu tarafın­ dan kullanılır” hükmü yer almaktadır.

Aynı maddenin f bendinde ise, "her türlü radyo ve televizycpn yayınları için frekans planlama, tahsis ve tescil I işlemleri 5 nisan 1983 tarih ve 2813 sayılı Telsiz Kanunu hükümlerine tabidir" denilmektedir. (2)

Anayasa, televizyon tekelini TRT'ye vermiş bulunurken

iletişim teknolojisindeki gelişmeler, uydu yolu ile televiz­ yon yayınlarının sınır1 ar ötesi alanlara yayılması TRT tekeli­ ni de zor 1amıştır.TRT?nin yayını hazırlama ve yayma hizmetle­ ri, Anap Hükümet i' nin 3517 sayılı yasayı kabuluyle yayın hak­

kını PTT’ ye vermesiyle çanak antenlerle yabancı kaynaklı uydu yayınları evlerimize ulaşmış, PTT'nin kablolu yayınlarıyla yaygın1aşmıştır.

Bu arada TRT tekelinin izin vermediği özel Türkçe televizyon yayını, devlet, hükümet yetkililerinin yeşil ışık yakmaları, zaman zaman desteklemeleri, konu ile doğrudan il­ gili iki kuruluş TRT ve RTYK'nın ise suskun kalmaları sonucu

fiilen TRT tekelinin delinmesi sonucunu doğurmuştur. <3>

(.2> Tür k i ve Radyo ve Tel ev iz yon Yasası. Yasa no: 2654, Kabul Tarihi: 11 Kasım 1983, R.G'de Yayın: 14 Kasım 1983, Sayı: 18221 <2.mük.), Yasa Yay., İstanbul, 1983, s .45—46. <3> AZÎZ Aysel, "Nasıl bir televizyon düzeni", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 23 Ocak 1991.

— 193— Uydu aracılığıyla ilk Türkçe televizyon yayını yapa­ rak TRT'nin yayın tekelini fiilen delen Magic Box~Star 1 te­

levizyon kanalı Şenel Müdürü Tunca Toskay, "Hukuk dogma de-

ği 1 d ir . îhtiyaç1 ar zorladığı zaman kurallar ihtiyaçlara uyar.

Yoksa ihtiyaçları kurallara uydurmayı uzun süre başaramazsı­ nız. Uydudan yayın geliyorsa, Avrupa'daki ülkelerin her birin­

de ortalama 13 program seyredilirken, Türkiye'yi sizin bu ya­

yınları kanuni ar ima aykırı seyretmeyeceğim diye uzun süre di­

renmeniz mümkün değildir" demektedir. (4)

"Tekel fiilen kırılmıştır, direnmenin anlamı yoktur"

diyen F'rof. Dr. Niyazi öktem, çanak antenler, uydu aracılı­

ğıyla gelen yabancı ve Türkçe televizyon yayınlarının sınırlı

sayıda kişi tarafından izlenmesinin sosyal devlette fırsat

eşitliğini zedeleyeceğini söylemektedir. <5)

Türkiye'deki radyo televizyon tekelinin kırılması

konusunda değişen teknolojik olanaklar ve toplumsal beklen­

tiler ile geri kalmış yayıncılık sistemi arasındaki uçurumu

en kısa zamanda yasal yollarla kapatmak gerektiğini söyleyen

gazeteci yazar Dr. Haluk Şahin, bu uçurumun kapanmasının Tür­

kiye'ye yayın özgürlüğünü getirmesi anlamına geldiğini

belirtmektedir. C6>

(4) "Türkiye'ye yönelik uydu yayınları", 11 et isim Ar astırmaları Derneai ( îLAP) Panel i , Basın Müzesi, İstanbul, 17 Mart 1930. (5) ÖKTEM Niyazi, "TRT Tekeli fiilen kırıldı", Panorama Dergisi , İstanbul, s .28, 26 Ağustos 1990, s .21. (.&') "îki demokratik ülke Türkiye ve Almanya’ da basın öz g ür 1 üğ ün ün sor unları", 7i_ Tür k Al man Gazetec i 1er Seminer i ,F'era Palas Oteli, İstanbul, 12 Kasım 1990. 2. Devlet Tekeli ve Siyasal İktidar

Yaklaşık 30 yıldan bu yana Türkiye'nin siyasi gündeminde yer alan en önemli konulardan biri olan TRT'nin devlet tekeli, bütün dönemlerin muhalefet partileri tarafından şikayet konusu olmaktadır.

Ancak nedense muhalefette TRT'nin yayın tekelinden

şikayetçi olan partiler iktidar olduklarında memnun / olmadıkları konularda hiçbir çalışmada bulunmamaktadırlar.

Anayasa gereği televizyon yayınlarının TRT tekeli durumunda olması siyasal iktidarların bu yayınlardan sürekli yararlanmasını kolaylastırmis, buna karşılık muhalefette bulunan siyasal partiler ve toplumu temsil eden çeşitli demokratik kitle örgütleri bir devlet kurumu olan TRT'den gereği gibi yararlandırılmamış, bireyin çağdaş yayıncılık

ilkeleri ışığında haber alma özgürlüğü sınırlandırılmıştır.

Toplumun sesine, siyasal iktidarları rahatsız etmeyecek nitelikte olması koşulu ile yer ver i 1 miştir. Asi 1 görevi

haber, kültür içerikli yayınlar olması gereken TRT yayınlarında eğlence ağırlıklı bir yayın politikası

izlenmiştir. (.7) Türkiye'nin en büyük iletişim aracı olan

TRT, devletin ve iktidarın "borazanı" olarak

adi andır1 1mıştır. özel 1 i kİ e seçim dönemlerinde siyasal

iktidar tarafından kullanılan TRT, ellerinde bulunan en

önemli silahlardan biri olarak işlev görmektedir.

<7> AZİZ Aysel, "Nasıl bir televizyon düzeni", Cumhuriyet Gazetesi , İstanbul, 23 Ocak 1991.

- 201 - Ana haber bültenlerinde hükümet üyelerinin olur olmaz sebeplerle her gece ekrana çıkmasına karsın muhalefet lid erlerin in fa a liy e t1 er in in mümkün olduğunca az ekrana yansıması, iktidara yapay bir cennet sağlamaktadır.

Marmara üniversitesi öğretim üyelerinden Doç. Dr.

özden Çankaya, 2954 sayılı Radyo ve Televizyon Yasası’ nın 19. maddesinde yer alan hükümet uygulamalarının tanıtılması konusunda, "19. maddenin uygulanışı ile Anayasa’ nın belirttiği yansız yayıncığı gerçekleştirememiştir.Siyasal gücün etkisinde ve hizmetinde bir yayıncılık anlayışı, toplumun büyük kesiminde hoşnutsuzluklara neden olmuştur.

TRT'nin "Protokol Haberciliği " anlayışı, televizyonun yaygınlık kazanmasıyla daha da belirgin ve rahatsız edici bir durum alm ıştır" demektedir. (8)

Magic Box-~Star 1 özel tele vizyon kanalının yayına geçmesinden sonra, Star l'in seçim kampanyası boyunca yaptığı yayınlarda gazetecilik meslek ilkelerine uymayan bir

istasyonun elinde ta ra fs ızlık kavramının ne kadar çarpık bir hale gelebileceği ve özel televizyon alanında açık seçik

kurallara şiddetle ihtiyaç duyulduğu görülmektedir. (9)

<85 ÇANKAYA özden, "Radyo ve televizyonun gelişme süreci", İletişim Araştırma , İletişim Araştırma Derneği CÎLAD) Bülteni, İstanbul, S.8, Mart 1992, s. 11. (9) ŞAHÎN Haluk, "Yeni radyo televizyon düzenine doğru", î 1 et isim Ar astırma , İletişim Araştırmal arı Derneği (ÎLAD) Bülteni, İstanbul, S.8, Mart 1992, 3. Devlet Tekelinin Delinmesine Hukuki Çözüm

Türkiye’ de devlet tekelinin delinmesiyle yasanan

özel televizyon konusundaki kuralsızlık sürerken, dönemin devlet bakanı Gökberk Ergenekon, yayın cılıkla i l g i l i

Anayasa'nm 31. ve 133.' maddelerinin çelişki içinde olduğunu belirterek, "133. madde, bütün yayın isleri devlet tarafından düzenlenir" d iyor.31. madde ise, ifade özgürlüğünü herkese } tanıyor.feurada çelişk i var . Bu nedenle hükümet bir açmazla karsı karsıyadır" demektedir. (10)

Devlet tekeli dışında özel televizyon girişimcilerinin yayın yapabilmesinin hukuksal yolları

Prof.Dr. Mesut önen tarafından , "Anayasa Mahkemesi?nde

çözüme bağlanabileceği konusunda hukuki gerekçeler, ö ze llik le

Anayasanın düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetini düzenleyen

26. maddesi ile gene Anayasanın 133. maddesi hükümlerinin arasındaki çelişkide aranacaktır.Sorun çoğulcu bir demokraside, düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü lehine

çözümlenince de TRT tekelini öngören 4 (a) hükmünün ve diğer ilg ili hükümlerinin Anayasaya aykırılığı ortaya çıkacaktır"

(11) diyerek ani at1 1 maktadır.

(10) "özel tv’ye yeşil ışık", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 15 Aralık 1991. (11) ÖNEN Mesut, "Radyo televizyon tekeli sorununun hukuksal çözüm yolu vardır", İletişim Araştırma , İletişim Araştırma Derneği (İLAD) Bülteni, S.3, İstanbul, 1990, s . 10.

-203- özel televizyonun engellenemez gelişimi karşısında

Radyo Televizyon Kurulu'nun hazırladığı taslakta anayasa'nın

133. maddesinin değiştirilm esi öngörülmektedir. Anayasal de­

ğişiklik önerisi RTYK ’nun taslağında şu şekilde yapılmakta­ dır ;

"Yurt içine ve dışına radyo ve televizyon yayınları,

özel kanuna uygun olarak kurulacak tarafsız ve özerk bir kamu tüzel kişiliğince ve kimiliklerce yapı1ır.Radyo ve televizyon I yayını yapabilecek diğer kamu tüzel kişilerini kanun gösterir

Kanun, özel tüzel kişilerin kamu hizmeti niteliğinde ve tarafsız radyo ve televizyon yayınları yapabilmelerine ilişkin esas usulleri gösterir.

Radyo ve televizyon yayınları, Türk devletinin varlık ve bağım sızlığını ülkenin ve m illetin bölünmez bütünlüğünü, toplumun huzurunu, genel ahlakı, Anayasa'nın 2. maddesinde b e lirtile n Cumhuriyetin temel n ite lik le rin i koruyacak ve mil­ li kültür ve eğitime yardım edecek tarzda, haberlerde doğru­ luğa , siyasi tarafsızlığa uygun olarak yapılır.

Yayınların iz le y ic ile r e iletilm esi için radyo ve televizyon verici tesislerinin kurulması ve işletilmesi ile ilğili görev ve yetkiler kanunla belirtilir.

Yukarıdaki fıkralarda b e lirtile n esaslara aykırı ya­ yınların ve uygulamaların belirlenmesi için gerekli denetim­ lerin yapılması ve özel radyo ve televizyon verici t e s is le r i­ ne veya özel radyo ve televizyon yayınları yapacaklara izin verilmesi, görevleri, seçim usulü, yetkileri

-204- ve uygulayacağı müeyyideler Kanunla belirlenerek Radyo ve

Televizyon Yüksek Kurulu'nca yerine getir il ir .Kanun, milli

Devlet radyo ve televizyon kuruluşlarının yöneticilerinin atanmasında Radyo ve Televizyon Yüksek Kurulu’ na yetk ileri gösterir." (12)

Radyo Televizyon Yüksek Kurulu Başkanı Prof.Dr.

Yılmaz Büyükerşen, "finayasa'nın 133. maddesi değiştikten sonra bu paddenin hükümleri doğrultusunda özel ve kamusal radyo ve televizyon yayıncılığı düzenleyecek detaylı yasayla ilg ili olacaktır.Anayasa maddesi değişikliğinin ne olacağı kesinlik kazanmadan, düzenleyici yasaya ait herhangi bir yasa taslağı hazırlanması için çalışma yapmanın yerinde olmayacağı açık tır" demektedir. (.'13)

Magic Box’ ın Türkiye’ ye uydudan televizyon yayını yapmasıyla gündeme gelen ve halen devam eden özel televizyon tartışmalarında devlet tekelinin kaldırılması ve özel tele­ vizyon yayıcılığın a izin veren yeni bir yasal düzenlemenin yapılması fik ri s a b it t ir . Fakat yeni bir Anayasa maddesi deği­

ş ik liğ i gerektiği konusunda ne hükümet ne de parlamento Ana­ yasa maddesi d eğişik liği gerçeği üzerinde durmazken sadece yasa değişikliği konusu ile ilgili görülmektedir.

(12) "Radyo ve Televizyon Yüksek Kurulu’ nun özel televizyon ve radyo uygulamasına ilişkin görüş ve önerilerini kapsayan rapor", Harmara'nın Sesi , Marmara ü. BYYO Yayın Organı, İstanbul, S.67, Ocak 1991, s . 18. (13) BüYOKERSEN Yılmaz, "Radyo Televizyon Yüksek Kurulu Raporu", İlet işim Arastırma , İletişim Araştırma Derneği <ÎLAD) Bülteni, İstanbul, S.8, Mart 1992, s. 6.

-205- B. Kamusal Yayıncılığın önemi ve TRT

özel televizyon tartışmalarında televizyon yayın­ cılığın da "kamu hizmeti" nin önemi vurgulanarak TRT'nin

özerk ve tarafsız kamu tüzel kişiliğinin varlığı konusunda genel görüş b irliğ in e varılmaktadır.

özerk ve tarafsız kamu televizyonunun demokratik toplumun güvencesi olduğunu söyleyen Prof.Dr. Korkmaz Alem- I dar, "Anc/kk bir yayın kuruluşunun sadece yasayla özerk kı­ lınması bekienmemelidir.özerki iğin idari ve mali özerklik olarak önce genelde benimsenmesi, bunu gerçekleştirecek ko­

şulların açıkça belirtilmesi sonra da özerkliği yayın kuru- munun her kademesine yayacak mekanizmaların kurulmasına ve işletilm esine olanak tanınması gerekir" demektedir. <14])

Prof.Dr. Aysel Aziz, siyasal iktidarların baskısından uzak, -kamu hizmeti veren TRT'nin kalmasını bir zorunluluk olarak görürken, gazeteci Mahmut Tali öngören, devlet teke­ linin ortada kaldırılmasından sonra, TRT'nin dahada güçlen­ mesini sağlayacak yasal ve mesleksel güvencelerin oluşturul­ ması gerektiğini söyleyerek, "ulusal yayıncılık anlayışının

Türkiye'de devlet tekeli döneminde de özel televizyon döne­ minde de sürdürecek olan tek yayın kurumunun yine TRT olaca­

ğını söylemektedir. (15)

(14) ALEMDAR Korkmaz, "Yeni bir radyo televizyon d üz eni", 11 et işim Dünyası , UNESCO Tür k i ye M illi Komisyonu İletişim Komitesi Yayını, Ankara, S.7, Ocak-Şubat 1992, s. 2-3. (15) ÖNGÖREN Mahmut Tali "önlemler", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 2 Ekim 1990.

-206- Kamu televizyonunun kamusal formlarla sürdürülmesinin gerekli olduğunu savunan Prof.Dr. Raşit Kaya, "Her ne pahasına olursa olsun , Türkiye'nin kamusal yayıncılığa

ihtiyacı vardır.Bu aşamada özel televizyon perspektifinin

içinde görmek zorundayız ama bunu somutlaştıracak Anayasal

değişikliklere, ön tartışmaları yapabilecek bir konjonktüre ulaşana kadar yanaşmanın pek anlamlı olmadığını belirterek,

Türkiye'de televizyon söz konusu olunca TRT1’ dir . TRT' nin bugünkü konumunu elbetteki savunmak mümkün değildir, ama buna

panzehiri de özel televizyon kurmak değildir" (16)demektedir.

"Türkiye'de TRT tekeli yoktur.Anayasa'ya göre kamu

tekeli vardır.TRT tekeli, TRT yasası gereke esid ir " diyen

Kaya, Türkiye'de özel televizyonun gündeme gelmesinin kamu

yayıncılığı ilkesini tümüyle tehdit ettiğini söylemektedir.

< 17)

Prof.Dr. Sulh i Dönmezer, kamu televizyonunun halka

b ilg i vermek, geri kalmış bölgelerdeki insanlara b ilg i,

eğitim, acık öğretim aracı olarak çeşitli sosyal ve ekonomik

problemler konusunda yol göstermek işlevin i yerine getirmesi

üzerinde durmaktadır. (18)

Show Tv Genel Müdürü Nuri Colakoğlu ise kamu hizmet

veren televizyon kanalının esas işlevinin rekabet olmaksızın

haksızlık yapmadan halka çok seçenek götürerek ekonomik gelir

(16) KAYA Raşit, "özel televizyon tartışıldı", PTT Dergisi , İstanbul, S. 102, Mayıs 1931. (17) A .g .m . (18) DÖNMEZER Sulhi, "özerk, özel ve özgür rd-tv düzenine doğru", 11 et i sim Araştırmaları Derneai Ç îLAP) Panel i , Mülkiyeliler Birliği Toplantı Salonu, İstanbul, 29 Şubat 1992. -207- sağlamayan fakat toplum açısından eğitime ağırlık verecek n ite lik te olması gerektiğini belirtmektedir. (19)

1. TRT'nin Yeniden Yapılandırılması

Avrupa Yayın B irliğ i içinde tek bir istasyonla 6 kanaldan yayın yapan tek kuruluş unvanına sahip TRT , idari ve mali açıdan yeniden yapılandırılması zorunluluğu konusunda'1, kamusal bir kuruluş n ite liğ in i koruyan özerk, tarafsız ve baskı güçlerine karsı bağımsız olması

ö n g o rülmektedir.

TRT Yönetim Kurulunun, ulusal Radyo ve Televizyon

Kurulunun atayacağı bir başkan,

Cumhurbaşkanının iletişim alanında 20 y ıllık deneyimi olan tarafsız k işiler arasından seçeceği bir üye,

TRT personelinin kendi arasından seçeceği iki üye,

(biri yayıncılık, ötekisi teknoloji alanında uzman olacaktır)

üç büyük kent belediye başkan1 arının seçecekleri birer üye,

Başbakanın siyasal partilerde üst düzeyde görev

almamış kişiler arasından seçeceği bir üyeden oluşması

iletişim Araştırmaları Derneği'nden bir önerisi olarak

verilmektedir. (20)

<19) "Türkiye'nin yeni radyo-televizyon düzeni", Tür k ive Si nema ve Audivisuel Kül t ür Vak fı

1991 . <20) "Yarının Radyo ve Tv düzeni", II et isim Ar astırma , iletişim Araştırmaları Derneği <îl_AD) Bülteni, İstanbul, S .3, 1990, s .7. -208- TRT'nin ekonomik alanda da bağımsız olmasını öngören

1LAD, TRT bütçesinin en büyük bölümünün devletten sağlanmasını , buna karsın bu bütçenin hiçbir siyasal koşula bağlı olmadan ödenmesi için yasal koşulların konması, ruhsat vergilerin in TRT tarafından toplatılm ası düşünülmektedir.

( 2 1 )

"Çağdaş bir televizyonculuk için özel televizyonlarla rekabet edecek güçte çağdaş bir TRT gerek lid ir" diyen Uğur

Dündar, "oyunun başka evrensel kuralı yok.üstelik Türkiye’ de televizyonculuğun başka okulu yok" demektedir. (22)

Prof.Dr. Aysel Aziz, TRT’ nin teknik donanım ve yayıncılık konusunda 25 y ıllık bir birikimi olduğunu, aksayan yönlerinin düzeltilerek sa ğlık lı yapıya kavuşturulması gerektiğini belirtmektedir. (23)

Türkiye Gazetesi Radyo Televizyonu’ nun Kalyon

Oteli'nde gerçekleşen "özel televizyon" konulu ikinci toplantısında Devlet Bakanı Gökberk Ergenekon, TRT’ de yeni bir yapılaşmanın olacağını ifade ederken, TRT bu rekabet ortamına göre yeniden düzenlenecek. Ama TRT'ye ayrıcalık tanınmayacak demektedir. (24)

(21) A .g .m . (22) DÜNDAR Uğur, "TRT nereye gidiyor?", Hürr i yet Gazetesi , İstanbul, 3 Şubat 1992. (23) AZÎZ Aysel, "Nasıl bir televizyon düzeni", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 23 Ocak 1991. (24) "özel televizyon", T ür k i ye Gazetesi Radyo Televizyonu 2. Toplant ısı , Kalyon Oteli, İstanbul, 6 Şubat 1992. 2. TRT'nin özelleştirilmesi

TRT’ nin özelleştirilmesi tartışmaları gündeme geldiğinde, Gazeteci yazar Mahmut Tali öngören bu konuda

Cumhuriyet Gazetesi *nde "TRT’ nin içinden" adlı köse’ sinde yayınlanan makalesinde, şunları yazmıştır:

"önce radyo ve ö ze llik le de televizyon reklamları

çoğal 11 1 dı. Ar kasından televizyon yapımları özel 1eş tiri 1 meye başl and ı .'Van i televizyonda yayınlanacak yapımların çoğu TRT dışındaki yapım şirketlerin e ver i İdi.Bu ikinci adımdı.

Arkasından TRT verici 1 er in in PTT'ye verilmesine sıra geldi.

Yayınc ılıktaki bütünlük göz göre göre bozuldu. TRT'nin bir yapımın hem h a zırla yıcısı hem de yaymİ ayıcısı olması gerekir.Ama artık "hazır1 ayıc1 1ık" görevi parçalanan TRT'nin

"yayıncılık" görevi de PTT”ye kaydırıldı". (25)

■' Cumhurbaşkanı Turgut özal TRT'nin Oran Sitesi Genel

Müdürlük binasının açılışında yaptığı bir konuşmada, TRT'nin gelir ve gider kaynaklarıyla halka açılması, hisse senedi

satıp ticari bir şirket haline gelmesi gerektiğini

söylemektedir. <26> Cumhur başkan ı ö z a l'm bu görüşüne

muhalefet p a rtile ri ve iletişim uzmanları karşı çıkmıştır.

SHP, TRT'nin kamu hizmeti götüren bir kuruluş olarak kalması

gerektiğini savunurken, Anap özal'ın görüşlerini desteklemiş,

(25) ÖNGÖREN Mahmut Tali, "Ne yakışır, ne yakışmaz?", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 10 Ekim 1989. (26) "TRT ö z e lle ş tirilm e li", Yen i Günaydın Gaz etesi , İstanbul, 6 Ocak 1991.

-210- DYP ise, özelleştirmenin şartların ı öğrenmekten yana g ö r üş ver m i şt i r . (27 )

Anap adına TRT'den sorumlu Devlet Bakanı Adnan

Kahveci, Türkiye'de televizyonun özelleştirilmesi konusunda

"dikkat edilmesi gereken en önemli nokta halkın ve demokra­ sinin yararına olmasını sağlamaktır.Demokrasi 1 er için en teh­

lik e li unsurlardan bir tanesi tek ellerd ir. Bu bakımdan te le ­ vizyonun özelleştirilmesinde en önemli olay, televizyonun bü- t yük sermayenin eline geçmesidir.En doğrusu, özelleşen firma­

ların sermaye paylarının halka dağıtılması ve hiçbir ortağın

payının b elirli bir oranın üzerine çıkmamasıdır.Ben im düşün­ düğüm özelleştirme modeli, TRT'nin kanallarını öncelikle bi­

rer, ikişer saatlik olmak üzere kiralanmasıdır" demektedir. (28 :>

Televizyon yayınlarının devlete olan maliyetleri ile de­

ğil, topluma olan yararları ve katkıları ile değerlendirilme­

sine dikkat çeken Prof. Dr. Aysel Aziz, TRT reklam dışındaki

kaynaklarını ar tırab i 1ecek yeter 1 i 1 ik te d ir. TRT bir çimento

fabrikası gibi satışa çıkarılarak özelleştirilemez. Türkiye

gibi eğitim düzeyi düşük olan bir topluma, sonu nereye vara­

cağı kestirilemeyen özelleştirmenin olumsuz etkilerinin ola­

cağı gözden ırak tutulmamalıdır" diyerek TRT'nin ö z e lle ş ti­

rilmesi hakkında görüşlerini açıkİamaktadır. (29)

(27) "özelleştirme tartışması", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 13 Ocak 1991. (28) KAHVECİ Adnan, "Televizyonun özelleştirilm esi ve özel televizyon", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 18 Şubat 1992. (29) AZİZ Aysel, "Nasıl bir tv düzeni", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 23 Ocak 1991.

- 211 - C. Ulusal Radyo Televizyon Konseyi

Radyo Televizyon Yüksek Kurulu’ nun hazırladığı yasa taslağında, RTYK'nın bir kamu oto ritesi olarak yeniden yapılanması ve bütün iletişim , telekomünikasyon konularında yetkisinin genişletilmesi istenmektedir.

"özel televizyon rejimine temel olacak unsurlardan biri adını ne koyarsanız koyun RTYK'dır" diyen Prof.Dr. Sulhi lI Dönmezer,' yayın ilkelerin in saptanması bakımından Yüksek

Kurulu'n TRT'ye yaptırım gücü olduğu halde diğer özel televizyon kuruluşları üzerinde hiçbir yaptırım gücü olmadığını, olayların gelişmesine göre bu ilkeleri belirleyecek tarafsız Kurul'a mutlaka ihtiyaç bulunduğunu,

Kurulu'n çok daha ciddi y e tk ile rle donatılmasını

öngörmektedir. Dönmezer, "özel televizyon radyo ve yeni anayasa paneli"nde görüşlerinin şöyle dile getirmektedir:

"Mevcut olan RTYK'na nazaran y e tk ile ri çok daha fazla geniş müeyyide uygulama imkanına sahip bir kamu otoritesinin mutlaka teşkili lazım.Bu kamu otoritesi teşkil edilirken de tarafsızlığı bakımından özenle seçilmiş kişilerden oluşması ve b e lir li sürelerde bu k işilerin kısım kısım değişmesi zarureti mutlaka ortaya çıkacaktır. Böyle bir Kurul dünyanın bütün medeni ve demokratik ülkelerindeki örnekler incelenerek yap1 1 malıdır. Biz yeni bir şey icad edecek d eğiliz. Demokratik ve teknikte ile r i ülkelerin uygulamalarını gözden geçirmek ger ek ir . Bunlar gözden geçirilmeden kafadan birtakım hükümler koyarsanız, o hükümler b e lir li bir süre sonra tepetaklak olur Bu aceleye getirmeden üzerinde titizlikle çalışarak ve bu

nevi toplantıların sonuçlarını değer 1 end ir er ek ele

alınmalıdır. En önemli kanun sınırlar ötesi televizyon

yayınları sözleşmesidir". (30)

1. Konseyin Yapısı

Yüksek Kurul' un ya da Ulusal Konseydin yapısı

konusundş "özerk" ve "tarafsız" olması tüm çevrelerce t benimsenmektedir. Gazeteci Okay Gönensin, bu konuda, P.TYK'nun

yapısı yenilenmeli, ya zılı basın tem silcileri de bu kurula

katılabilm eli, Kurulu'n, yayınların yasalara uygunluğu

yanısıra genel düzeyini de denetleyebileceği ve uyarıda

bulunabileceği bir yetki sistemi açık olarak kurulmalı" (31)

diyerek görüşlerini bildirmektedir.

Bu Kurul'un iktidar partisinin yönetiminde olmaması

için her türlü önlemin alınması gerektiğini, yapısı gereği

iktidarın emrinde olan bir kurul 11 a, televizyonda

bağımsızlık, özgür1ük ve çoğulculuğun sağ1anamayacağını

belirten ÎLAD, kurul için şöyle bir yapılanma önermektedir:

Kurul 11 üyeden oluşur.

üyelerden b iri Cumhurbaşkanınca atanır.Bu üyenin kamu

yönetimi ya da Radyo ve televizyon yayıncılığı alanında

deneyimli, yansız ve kültürel alanda saygınlığı olması

(30) "özel tv-rd ve yeni anayasa", TMMOB Elektr ik Mühend isi er i Odası İstanbul Şubesi Panel i , Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek Toplantı Salonu, İstanbul, 10 Nisan 1992. (31) GÖNENSİN Okay, "özel Tv", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 24 Şubat 1992. -213- aranır .

Genel seçimlerde en çok oy alan üç partinin yetkili organları birer üye seçerler.Bu üyelerin iletişim alanında deneyimli, kültürel alanda saygınlığı olan kişilerden seçilmesi ve partide görevli olmamaları gerekir.

üyelerden biri üniversitelerarası kurulca seçil ir.Bu

üyenin iletişim dallarında öğretim üyeliği yapmış olması gerekir, j

üyelerden b iri Anayasa Mahkemesi başkanlığınca seçil ir.Bu üyenin hukuk, siyasal b ilg ile r ya da kamu yönetimi alanında b i l g i l i ve deneyimli olması gerekir.

üyelerden biri Danıştay başkanlığınca seçil ir.Bu

üyenin kamu yönetimi alanında b i l g i l i ve deneyimli olması gerek ir .

üyelerden biri Yargıtay tarafından seç i lir.Bu üyenin de hukuk alanında deneyimli ve yansız olması gerekir.

üyelerden üçü meslek örgütlerince seç i 1 i r . îstanbul,

Ankara ve İzmir Gazeteci Cemiyetleri, Türkiye Gazeteciler

Sendikası, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Gazete Sahipleri

Sendikası, Basın Konseyi, iletişim Araştırmal arı Derneği,

Türkiye Yazarlar Sendikası ve F'EN Yazarlar Derneği gibi derneklerin en az birer temsilcisi biraraya gelerek üç üyeyi seçerler.Bu üyelerin gazetecilik mesleğinde, ya da yazar olarak en az 20 y ı l l ı k bir deneyiminin olması gerekir. Hangi

örgütlerin temsilci seçeceklerine kurul karar verir.

Kurul kendi başkanını üyeler arasından seçer.

-214- üyelerin görev süresi 6 yıldır.

Konsey üyelerinin üçte biri her iki yılda bir yen i 1 en ir .üyelerden b iri süresi dolmadan ölür, ya da görevden ayrılmak zorunda kalırsa yerine aynı biçimde yeni bir üye seç il ir.Yeni üye ancak yerini aldığı üyenin görev süresi kadar görevde kalır.

Kurul 6 üyelik çoğunlukla to p la n ır. Karar en az olumlu oyla alınır.

Kendi çalışma düzenini Kurul saptar.

üyeler m ille tv e k ili, belediye başkanı, ya da belediye mec1 i s i üyes i olamazlar.

ü yeler hiçbir ' kur u m d a, ortaklıkta y o netim kur u1u

üyesi, yönetici olamaz1 ar.Ki 11 e iletişim araçlarında görev alamaz1 ar.

Görev süresi sona eren üyeler emekli m i 11 et vek i 11 er i y 1 e aynı hak ve statüye tabi olurlar. (32)

TüRSAK ise, hazırladığı taslakta, "Türkiye iletişim

Kurulu" (TIK) adını verdiği kurulun yasama, yürütme ve yargı organlarınca görevlendirilmesini önermektedir.

T a s 1 a k t a,

Türkiye iletişim Kurulu üyeleri, TBMM'de üyesi bulunan tüm siyasi partilerin, iletişim Baknlığı’nm ve

Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nun, iletişim , iletişim hukuku, elektronik iletişim teknikleri, sinema, güzel

<32) TOPUZ H ıfzı, "Yarının Radyo ve Televizyon Düzeni", II et işim Arastırma , iletişim Araştırmaları Derneği

215 sanatlar ve eğitim alanlarında uzmanlaşmış adaylar arasından seçeceği üyelerden’ oluşur.

"TÎK üyeleri tam zamanlı çalışmak üzere görevlendirilirler ve görev süreleri altı yıldır" denilirken,

TÎK'in gel ir 1 er in in, bütçesinin üçte birin i aşmayacak oranda devlet bütçesinden destek ile ruhsat ücretleri ve frekans tahsisleri kiralarından elde edilecek gelirlerden oluşacağı kayded i 1 nrçekted i r .

2. Konseyin İşlevi

özel televizyonlar konusunda izin ve denetim yetkilerinin çeşitli ülkelerde "bağımsız idari otorite" olarak nitelenen organlarca yerine getirildiği göz 1enmektedir. Bu organlar baştan konulan kurallara aykırılığı saptadıklarında yayın durdurma, izni geri alma, para cezası uygulama gibi yaptırım yetkileri ile de donat1 1mışlar dır.Böylesine geniş yetkilerle donatılmış bir organın bağımsızlığını ve tarafsızlığını sağlayacak özel bir statünün oluşturulması zorunluluğu doğmaktadır. C33>

öte yandan kurulun "ö zerk liği" konusunda üç ana

öğeden bahsedi1mektedir.Bunlardan birincisi mali özerkliktir.

İkincisi idari öz er kİ ik .üç üneü ve esas öge ise yayınsal

özerklik ol maktadır.Bu üç ana öğenin ik isi üçüncüsünün gerçekleşmesi için gereklidir.

(33) TAN Turgut, "özel televizyon sorunu", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 9 Aralık 1991.

-216- Korkmaz Alemdar, Ulusal iletişim Kurumu adını verdiği Kon­ sey' in en önemli işlevlerinden birinin "kamu gözcüsü"

(ombudsman) atamak olduğunu belirterek "kamu gözcüsü demok­ ratik ülkelerde iletişim araçlarının iç denetimini sağlamada

önemli görevler yerine getir ir.Yasal yaptırımlarla donatıl­ mışlardır, kurumların işleyişinde doğrudan karışımları söz konusu değildir, ancak yayın kuruluşlarının işleyişlerinde

şikayetleri araştırır, yanlışların düzeltilmesinde rol oynar" demektedir.(34) Kamu gözcüsünün yayınla ilg ili şikayetleri

incelediğini , raporunu ilg ili kurum elemanlarının bilgisine sunduğunu söyleyen Alemdar, Türkiye'de uygulanması yararlı

olan bir özellik olduğunu vurgulamaktadır.

TORSAK Sempozyumu Sonuç Bildirgesine göre, <.35> ulus­

lararası işlevi açısından konsey, Paris Şartı, Helsinki Nihai

Senedi ve ona ek anlaşmalar, UNESCO, "Medyaların Temel ilk e­

le ri B ild irgesi", ve Avrupa Konseyi Strasburg Sözleşmesi çer­

çevesinde, tüm radyo televizyon yayınlarında, insan haklarına

saygı, ırk ç ılığ ın desteklenmemesi, savaş k ış k ır t ıc ılığ ı ya­

pılmaması, kültürel çoksesliliğin korunması, barışın ve

uluslararası anlayışın, düşünce, anlatım ve haber özgürlüğü­

nün savunulması ilkelerinin gözetilmesini sağlayacak yetki ve

sorumluluklara sahip olmak ve gerekli yaptırım ları uygulaya­

bil mel id ir .

(34) ALEMDAR Korkmaz, "Yeni bir rd tv düzeni", ile t işim Dünyası , UNESCO Türkiye M illi Komisyonu iletişim Komitesi Yayınları, Ankara, Ocak~Subat 1992, s .7. (35) "Türkiye'nin yeni rd tv düzeni", T ür ki ve Si nema ve Aud i ov i suel Kül t ür Vak f ı (TüRSAK) Sempoz yıımu , Mimar Sinan ün. Auditoryumu, İstanbul, 14 Aralık 1991. -217- a) özel Televizyon Kanallarının Denetimi

Uydu yayınları ile kırılan devlet tekelinin yasal düzenlemeyle kaldırılması ve özel televizyon kanallarının hukuki çerçevesinin çizilm esi zorunluluğu halen televizyon yayıncılığının gündeminde ön sırada bulunmaktadır.

özel televizyon kanallarının "kar etmek" amacıyla kurulduğunu göz önüne aldığımızda, öncelikle mali denetim konusunda/yap1 1 an tartışmalarda ortaya çıkan sorunları ve

önerileri irdelemekte fayda görülmektedir.

aa) Mali Denetimi

aaa) özel Televizyon Yayıncılığında Sermaye

Bir televizyon şirketi kurmak için günümüzde 100-150 milyon dolarlık bir riski gözden çıkarmak gerektiğini söyleyen Show Tv Yönetim Kurulu Danışmanı Güneri Civaoğlu, bu paranın geri gelme süresinin de b e lli olmamasından insanın büyük bir maceraya a tıld ığ ın ı, bundan sonra yeni bir şirket kurmanın zor olduğunu belirtmektedir. (36!) Alfa Uydu

Yayıncılığı Genel Müdürü Nurettin Yılmaz ise, başlangıçta bir televizyon istasyonunun maliyetinin en az 16 milyar 300 milyon lira olduğunu, bu rakamın içinde uydu kirası, yayın stüdyosu, verici cihazlar ve verici direklerinin bulunduğunu

söylemektedir. Programlar, dizi filmler, video küpler, müzik

(36!) K0L0SLU Sina, "Söz özel tv 'le r in " , Mili i yet Gazetesi , İstanbul, 16 Ocak 1993.

-2 1 8 - eğlence programları için yapılan harcamalar da bu rakama katıldığında 100 milyar lirayı açan sayılara ulaşmaktadır.

<37)

bbb) Tekelleşme Sorunu

"Yeni radyo ve televizyon düzeninde üzerinde özenle durulması gereken bir konu tekelleşmenin önlenmesidir" diyen 1 Prof. Dr. 'Korkmaz Alemdar, "Tekelleşme bilgilendirmeye sınır getirdiği için özgürlükleri tehlikeye attığı ve çalışanların is güvenliğini ortadan kaldırdığı için üzerinde durulması gereken bir olgudur. Bu konuda ulusal bir antitekel kurumunun oluşturulması, bu kurumun ekonominin bütün dallarındaki tekelleşme eğilimleri ile ilgilenmesi en iyi yoldur.Böyle bir düzenleme yapılana kadar, ticari televizyon yayıncılığı yapacak birden çok şirketin tek ki si veya kuruluş tarafından kontrol edilmemesi ve tek kişi veya kuruluşun değişik k itle

iletişim araçlarının denetimini aynı anda yapmamasının sağlanması gerekir" <38) demektedir.

RTYK'nun hazırladığı raporda, bir kişinin televizyon

şirk eti sermayesinin yüzde 20*den fazlasına sahip olması yasaklanmaktadır.Kiçi1 er sadece bir tek şirketin hisse senetlerine sahip olabilecekl erdir .

<37) ŞENOL Engin, "Tv'de kanal patlaması", T ür k i ve Gazetesi , İstanbul, 24 Ağustos 1992. <38) ALEMDAR Korkmaz, "Yeni bir rd tv düzeni", 11 et isi m Dünyası , UNESCO Türkiye M illi Komisyonu İletişim Komitesi Yayınları, Ocak-Subat 1992, s .7.

—219— Amer i ka dah i 1 hemen t üm demokr at i k ülkel erde b üyük y a zılı basın güçlerinin elektronik medyalarda da egemen duruma geçerek çapraz tekelleşmesine engel olunduğunu belirten gazeteci yazar Haluk Şahin, "çapraz tekellerin demokrasi açısından sakıncalarında herkes birlemiyor.

Türkiye'de de bu konuda ölçülere ihtiyaç duyuluyor" (39) derken, gazeteci Okay Gönensin, "y a zılı basının, özel televizyop şirketlerinde belli oranlarda temsil edilme / zor unluğu get ir i 1 mel i . Yaz 1 1 ı basında bul tınmamasına karşın bu olanakla b ir lik te televizyon alanında tekellerin oluşmasını

önleyecek yasa maddeleri mutlaka yer almalı ve durum Yüksek

Kurul tarafından izlenmeli" (40) , Doğan Kasaroğlu " ülke

tirajının yüzde 15'ini aşan gazetelere televizyon kurma izni

verilmemeli” (41) demektedir. T ekelciliğin tek s e s lilik

olduğunu ve tek s e s lilik le demokrasiye er iş i 1meyeceğ in i

açıklayan Mahmut Tali öngören ise, y a z ılı basında ve özel

televizyon alanında tekelciliği önleyecek sınırların bir yasa

sayesinde b elirtilm esiy le ortaya çıkacağını kaydetmektedir. (42) Sonuçta, yapılan tüm tartışmalarda yayın tekellerinin

oluşturulmasını önleyecek yasal düzenlemenin yapılması ve

sınırlar getirilmesi konusunda görüş birliğine varılmaktadır.

(33) ŞAHİN Haluk, "ölçüleri savunmalıyız", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 11 Ocak 1992. (40) GÖNENSİN Okay, "özel tv", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 24 Şubat 1992. (41) "özerk, özel ve özgür rd-tv düzenine doğru", 11 et işim Arastırmaları Derneai ( îLAP) Panel i . Mülkiyeliler Birliği Toplantı Salonu, İstanbul, 29 Şubat 1992. (42) ÖNGÖREN Mahmut Tali, "önlemler", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 2 Ekim 1990. ccc) Yabancı Sermaye

Günümüzde tekelleşmenin demokrasinin ön koşulu sa­ yılan çok s e s liliğ i ortadan kaldırdığı görüsü ç e ş itli ülke­ lerde yasanan Örneklerle haklılık kazanmaktadır.Televizyon yayıncılığı konusunda da yasal düzenlemeler yapılırken önemle

üzerinde durulması gereken konular arasında yabancı sermaye­ nin önlenmesi konusundaki görüşler, çok uluslu ortak 1ıkİ arın / demokrasi*' ve iletişim özgürlüğüne zarar verdiği seklinde ol makt adır.

RTYK raporunda, "yabancı tabiyetteki tüzel k işilere

Türkiye'de televizyon yayını yapma izni verilmeyeceği kesin ol arak açık1anmaktadır.

Çokul usl u or t ak 1 ı k 1 ar ı n d ünya boyut 1 ar ı nda yen i yap ı lanma oluşturdukları görüşü doğrultusunda, yabancı sermayenin iletişim sektörü içinde gittikçe genişleyen bir rolü olduğun­ dan, tar11 şmalar da sonuç olarak yabancı sermayeye karşı bir g ö r üş ağır1ık k az an ma k ta d ır.

TGS Genel Başkanı Orhan Erinç, yabancı sermayenin kontrol altında tutulmasından yana olduğunu belirtirken (43),

Doğan Kasaroğlu, yabancı sermayenin oranının yüzde 10 s ın ır ı­ m ı aşmamasını savunmaktadır. (44) Devlet tekelini kaldırıyo­ ruz derken, özel televizyon tekeli oluşturma konusunda TüRSAK ise, kurulacak olan konseyin çok uluslu ve yabancı firmalarla

(43) "iletişim de Murdoch~Maxwel1 olayı", 11 et i şim Ar astırmaları Dernea i ( İLAD) Panel i , Basın Müzesi, İstanbul, 29 Eylül 1990. (44) "özerk, özel ve özgür bir rd tv", 11 et işim Araştırmaları Dernea i (ILAP) Panel i , Mülkiyeliler B ir liğ i, İstanbul, 29 Şubat 1992. ulusal firmaların televizyon yayın ve kanallarına ortaklık paylarını kotalarla s ın ır 1 andırarak te k e lc iliğ in önlenmesini gözetecek yetk ilere sahip olması gerektiği öngörülmektedir.

Diğer bir başka görüş ise, yabancı uyruklu özel ve tüzel kişilerin özel televizyon istasyonlarında sermaye paylarının yüzde 5 ' i geçmemesi, birden fazla yabancı kişi ya da şirketin toplam paylarının da yüzde 20'yi aşmaması doğrultusundadır. (45)

ddd) Reklam G elirleri

özel televizyon şirketlerinin tüm gelirleri aldığı reklamlarla sınırlıdır.Ticar i amaçla kurulan televizyonların amacı daha fazla reklam almak ol maktadır. özel 1 i kİ e serbest pazar ekonomisinin uygulandığı ülkelerde en etkili reklam aracı olan televizyon yayın programları reklam şirketlerinin kıyasıya savaşım verdikleri bir sektör durumundadır.

Türkiye'de televizyon tekelini elinde tutan TRT, özel televizyonların faaliyet göstermesinden bu yana elinde tuttuğu reklam pastasını da paylaşmak zorunda kalmıştır.

Yapılan tartışmalarda,genel kanı özel televizyonların can damarı olarak kabul edilen reklamların çok sayıda televizyon kanalını besieyemeyeceği yönünde olmaktadır, özel televizyonların başarılı olabilmesi için büyük ölçüde reklam gelirlerine gereksinimi olduğu görüşü kabul edilmektedir.

(45) MUMCU Uğur, "Tv de özellik..", Miliiyet Gazetesi , İstanbul, 7 Nisan 1992. aaaa) TRT ve özel Televizyonlar Arasında Reklam Rekabet i

özel televizyon yayıncılığının başlamasından beri meydana gelen rekabet ortamında TRT'nin reklam g e lir le r i hızla erimeye başlamıstır.Reklam piyasasında 20 yıldır saltanatını sürdüren TRT'nin o güne kadar işleyen sistemi,

TRT'nin fiyat belirlemesine dayanmaktaydı. "Tek fiyat, tek kural koyyıcu" olarak çalışan TRT, "tek" olduğu günlerde, istediği fiyatı veren, çok geniş bütçeli reklam veren

şirketler arasında ayırım yapmayan bir şekilde çalışıyordu.

Ancak Star l'in devreye girmesi ve toplam reklam harcamalarında payını bir y ıl içinde yüzde 10'lardan 2 2 'lere

çıkarması sonucu, , TRT 1992'den geçerli olmak üzere reklam ajanslarına yüzde 15 komisyon ödemeye başlama kararı almasına neden ol muştur.

Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'nun raporunda,

1990 y ı l ı sonu itib a riy la TRT'nin g e lirle rin in yüzde 7 3 'ünü oluşturan reklam gelirlerinde aşırı derecede azalmalar olduğuna yer verilmektedir. <46) Raporda, TRT'nin reklam gelirlerindeki azalmaların nedeninin, özel televizyon yayıncılığının başlamasıyla oluşan rekabet olduğu vurgulanmaktadır. özel televizyon kanallarının artmasıyla kurumun piyasa payı ve piyasa gücünün azalacağı iddia ed i 1mekt edi r.

<46) ÖNAL Günseli, "TRT'nin reklam g e lir le r i h ızla eriyor", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 1 Mart 1992. Tartışmalarda reklam gelirleri açısından TRT'nin payının azalması sonucunda TRT'nin özel televizyon larla rekabet etmesi olgusuyla karşı karşıya kalınacağı tehlikesi

üzerinde önemle durulmuştur. Gazi üniversitesi İletişim

Fakültesi öğretim Görevlisi Raşit Kaya bu konuda "TRT rekabet koşullarına girdiğinde sadece tic a ri yayınları ön plana alan bir stra te ji oluşturacak.Kamu ya y ın cılığ ı dediğimiz konumdan doğal olacak serbest yarışma koşullarında yer alabilmek için vazgeçmek zorundsa kalacak" diyerek, bu durumun Türkiye'nin somut koşulları çerçevesi içinde kamu yayıncılığını tehdit ettiğini söylemektedir. (47)

özel televizyonların kuruluş amacı "kar etmek" veya

"para kazanmak" olduğundan, TRT'yi özel televizyonlardan ayıran en büyük fark "kamu hizmeti" misyonudur.

Bu bakış açısından gelişm eleri izlediğimizde, TRT'nin reklam g e lir le r in i özel tel evizyon1 ar a kaptırmamak için yayın akışında değişiklik yaptığı ve reklam pastasının en büyük dilimi olduğu iddia edilen televizyonun, çok izlendiği 19.00 ile 22.30 saatleri arasındaki yayın kuşağında fazla seyirci toplayacak yayınlara ağırlık verdiği görülmektedir. Bu yenilik ile TRT'nin günlük reklam gelirin in 1 milyar liradan

2 milyar liraya fırladığı belirtilmektedir. (48) Bu yenilikten sonra rekabeti arttıran TRT, dört kanalıyla b ir lik te promasyon yapmaya da başlamıştır.

(47) "özel radyo televizyon uydu yayınları", PTT Dergisi , İstanbul, S .102, Mayıs 1991, s . 13. (48) ÎPEKE5EN Er dal, "TRT' nin günlük reklam g e lir le r i 2 milyar", Hürr iyet Gazetesi , İstanbul, 19 Nisan 1992. TRT 1992'nin Ekim ayında b aşlattığı yeni uygulamayla, birinci kanaldaki reklamları ikinci kanalda yarı fiyatına, üç ve dördüncü kanallarda ise bedava yayımlamaya başlamanın yanısıra her y ıl eylül ayında yaptığı ta r ife zammını da gereklestirmeyip bazı kuşaklardaki reklam fiy a tla rın ı düşürme yoluna g itm iş tir. Ayrıca TRT i ' de yayımlanan bir ürün veya hizmetle i l g i l i reklam bedeli bir ay içinde 800 milyon lira y ı geçerse, aynı reklam filminin aynı süreyle TRT 2'de bedava / yayınlanarak özel televizyonlar 1 a rekabete devam eden TRT,

102 maddelik reklam yönetmeliğini 7 maddeye indirerek yayınlarındaki bürokrasiyi de ortadan kaldırm ıştır, (49)

TRT'nin özel televizyonlar karsısında değişiklik yaparak rekabet etmesi gelişm eleri sürerken, bu konuda genel görüşte çıkartılm ası beklenen yasada, TRT'nin "kamu hizmeti" görevi nedeniyle özel televizyonlarla rekabete girmesi sakıncalı bulunmaktadır.

öte yandan RTYK'nun hazırladığı taslakta, TRT'nin gördüğü kamu hizmeti dolayısıyla özel televizyon kuruluşlarının reklam gelirlerinden bir kısmını b e lir li bir oranda TRT'ye taslaktaki yeni adıyla Milli Radyo Televizyon

Kurumu' na nakletmeleri belirtilmektedir.

RTYK'nm taslağında kamusal televizyonların hiç reklam almadan bir kamu ve kültür hizmeti yapmaları yolunda bir formül sunmaması da raporun eleştirilm esin e neden olmaktadır.

(49) SAHîN Deniz, "Bedava reklam baldan t a t l ı d ı r ” , Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, İ7 Ekim 1992. bbbb) özel Televizyonlar ve Reklam Pastası

özel televizyon kanalları kuruluş aşamasında harcadıkları parayı geriye döndürmek ve kara geçmek amacıyla reklam pastasından en büyük payı kapma rekabetinde fiyat düşürme yöntemini uygulamakla daha çok seyirciye ulaşmayı hedef 1emektedir.Bu konuda, bir özel televizyonun yıllık giderinin 30 ila 45 milyon dolar olduğunu vurgulayan Ulusal i Radyo Tel'evizyon Müdürü Emre Dağdeviren, "kuruluşların reklam alabilmek uğruna fiyat düşürmesi pastayı daha da küçültür. Bu da, ayakta kalabilecek özel televizyon sayısını a za ltır" diye konuşmaktadır. (50)

Magic Box Star l*in ilk özel televizyon olarak yayın yapmaya başlamasından sonra, Teleon ve büyük çıkış yapan Show

Tv kanallarının reklam ta rife le rin in TRT'den daha yüksek olmasına karşın reklam çevrelerinden yapılan aç ıklamalarda

özel televizyonların reklam tarifeler inden yüzde 70'lere varan indirimler yaptıkları ve gerek reklamcılar gerekse rekiamvereni er tarafından cazip bulundukları belirtilmektedir. <51)

Kanal 6' nin da devreye girerek reklam pastasından pay almaktaki g irişim leri 1992 y ılın ın Kasım ayı sonu itib a riy le

1 trilyon lirayı aşan reklam pastasının televizyona düşen diliminde, înterstar ve Teleon kanallarının reklam

<50) EY0B0SLU A li, "T v'lerin reklam savaşı", Mili iyet Gazetesi , İstanbul, 8 Mart 1992. <51) SAKA Füsun, "Kanallar arası reklam savaşında galip b e lli d eğil", E k on om i k. Bül ten Gaz et es i , İstanbul, 6-12 Nisan 1992. gelirlerini almıştır.(52)

I nter star Genel Koordinatörü özcan Ertuna, özel televizyonların aylık cirosunun ortalama 120 milyar lir a

olduğunu, bunun 30-40 milyarının gider hanesine yazıldığın ı belirterek bu'gelir-gider tablosunu dengeleyecek reklam

pastasının mevcut olmadığını söylemektedir. (53)

Show Tv’ den Güneri Civaoğlu, reklamların

özel televizyonların can damarı olduğunu söyleyerek, özel

televizyonların devlet reklamlarından yararlanacağını ümit

etmektedir» (54) Buna karsın Demirel Hükümeti özel

televizyonlara verilen kamu kurum ve kuruluşlarının

özelleştirilmesine ilişkin reklamlar ile, Milli Piyango, kamu

bankaları, Türk Hava Yolları gibi KIT’ lerin reklamlarını

kesme kararı almıştır. (55) Reklamların kesilmesi kararı özel

televizyonların kurumlar vergisi vermemesi nedeniyle

alınmıştır.Ayrıca TRT’ nin bu reklamları alacağı ve yeni

dönemde toparlanmasının sağlanacağı açıklanmıştır.

öte yandan üç kat büyüdüğü iddia edilen reklam

pastası, Bileşim Araştırma Merkezi tarafından yapılan

araştırmaya göre, 1992 yılında toplam 7,5 trilyon liralık

reklam harcamalarından TRT bir önceki y ıl 696 milyar 800

(52) "ö za l’ ın Tv’ si Uzanlar’ ı vurdu", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 7 Aralık 1992. (53) KDL08LU Sina, " Ertuna:üç kanal kalır", Mili iyet Gazetesi , İstanbul, 15 Ocak 1993. (54) K0L0SLU Sina, "Civaoğlu:Yen i tv r is k li", M iliiyet Gazetesi , İstanbul, 16 Ocak 1992. (55) GÜLER Mehmet, "özel t v ’ lere reklam darbesi", Hürr iyet Gazetesi , İstanbul, 11 Ocak 1993. milyon lir a reklam g e lir i elde ederken bu rakam 1992 yılında

518 milyar 600 milyon liraya düşmüş bulunmaktadır. (56) Aynı kaynakta înter S ta r'm reklam pastasındaki payı yüzde 22'den yüzde 19'a düşmesine rağmen pastanın büyümesiyle reklam gelirlerinin bir önceki yıla göre arttığı belirtilmektedir.

Show Tv’nin 1992'de bir trilyon 300 milyar liralık reklam ge­ l i r i ile toplam reklam pastasından yüzde 17 oranında aldığı,

Teleon* un,446 milyar lira ile reklam q e lirle rin in yüzde 2?si- / ni elde ettiği, Kanal S'nın da 156 milyar lira ile yüzde 2 pay sağladığı ifade edilmektedir. Ancak bu rakamlar özel kanalların kardeş kuruluşları ve bu kanalların sahibi olan grupların yan şirketlerinin reklamlarından para almamasına karşılık bu reklamların hesaplara yansıtılmasıyla aldatıcı olduğu g ör ülmekt edi r.

Kendi kuruluşlarının reklamlarını haksız rekabete yol açacak biçimde istedikleri kadar yayınlayıp üstelik reklam harcaması gibi göstererek vergiden düşürmek de özel televiz­ yon yayıncılığında yasal düzenleme yapılırken göz önünde bulundurulması gereken önemli bir konu olmaktadır.Bu tür sakıncaları ortadan kaldırmak için yasaya reklamla i l g i l i konulacak madde " özel bir kurumun özel televizyonlarda yayınlanacak reklamları denetleyeceği ve bu kurumdan geçmeden yayınlanacak reklamların muafiyetinden yararlanamayacağı

üzerine olmalıdır. (57) görüsü "haksız rekabet"in önlenmesi

(56) "Aslan payı özel tv 'le r in ", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul , 7 Ocak'. 1993» (57) ALDOSAN Yazgülü, "özel t v 'le r e çeki düzen", Yen i Günaydın Gazetesi , İstanbul, 13 Ocak. 1993. konusunda Basın î 1 an Kurumu gibi çalışacak, reklam

işlemlerini denetleyecek bir kurumun oluşturulmasını

ö n g ö r m e k t e d i r .

Yasasız ortamın haksız rekabet ortamı yaratarak güçlü özel televizyon kanallarının yaşayacağı, diğerlerinin

zaman içinde yok olacağı görüşün de tüm tartışmalarda fikir birliğine varılmaktadır.

Jelevizyon kanalları sayısının artması sonucunda

reklam pastasının büyümeyip tersine küçüldüğünü ifade

edilirken, bir televizyon kanalının yıllık en az 500

m i 1yar1ık r e k1 a m a1 ma sı g e r e k t iğ i aksi takd ir d e

yaşayamayacağı bel i r t i 1mekted ir .

D o 1 a y ı s ı y 1. a y a y in h a y a t ı n d a kal aca k o 1 a n özel

t e 1 e v i z y o n k analla r mın s a y ı s inin ü ç ü y a d a d ö r d ü g eçmeye c e ğ i

de vurgulanmaktadır.

Ay rıca r e k1 a m pastasının pay1 asımınd a avant a.j 1ı

ç ı k a c a k t a r afin e n i y i y a y ı n y a. p a n t a r a f o 1 a c a ğ ı g ö r ü ş ü n ü n

yan ısıra, ekonomik açıdan Türkiye'de reklam harcamalarının

oluşturduğu reklam pastasının ancak İstanbul, Ankara, İzmir

gibi büyük şehirlerde kurulacak özel televizyon istasyonları

için yeterli olacağı görüşü de hakim olmaktadır.

cccc) özel Televizyonlar ve Basının Reklam Rekabeti

özel televizyonların birer ikişer kurulmasıyla

Türkiye'nin reklam pastası paylaşımında devamlı değişebilen

yeni dengeler oluşmaktadır. özel televizyon patlaması yasayan hemen her ülkede olduğu gibi, Türkiye'de de basının reklam harcamaları büyük

ölçüde artmayınca reklam pastası küçük parçalara b ö 1 ün m e k t ed i r .

"Çok yakın tarihlere kadar Türkiye'de televizyonun y a z ılı basına üstünlüğünün en önemli nedeni, bölünmemiş olmasıydv.Bir reklamveren olarak tek kanalla bütün ülkeye erişmeyi düşünebi 1 irdiniz . Reklam pastasının yarısı bu nedenle televizyona kaydı" diyen Haluk Şahin, gazetelerin televizyona en fazla reklam vererek kendi can düşmanını beslediğini,

fakat yakında bu durumun tersine dönerek y a z ılı basının elektronik basından para kazanmaya başlayacağını <58'.) söylemekted ir .

Kanalların çoğalmasıyla reklam pastasının bölüşümünde basının payı 1992 yılın ın son aylarında artış gösterm istir. Büyümesi duran televizyonun reklam pastası diliminde TRT 'nin kendi payını özel televizyonlarla b ö1 üst üğ ü g ör ü1me k t ed i r.

Reklam verenlerin, televizyon kanallarının artması

ile etkinliğinin azaldığı görüsünde olması sonucunun, basına doğru bir yönelme yarattığı belirtilmektedir. <59)

<58) ŞAHIN Haluk, "Tv gazete maçında ikinci devre", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 11 Şubat 1992. <59) SUNGUR Esin, "özel televizyon basına yaradı", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 18 Ağustos 1992. Yazılı basının tüketicileri bilgilendirmeye yönelik reklamlar için en uygun medya olduğu görüsünde olan TüSîAD

Başkanı Bülent Eczacıbaşı, televizyonun daha çok "marka

imajı" yaratmaya yönelik işlev gördüğünü söylemektedir. (60)

Basının reklamlardan fazla pay almasına sebep olan nedenler arasında televizyon uzaktan kumanda teknolojisinin gelişmesi ve artan kanalların izleyiciyi bir reklam bombardımanına tutması qelmektedir. ! Reklam kuşağı içinde izleyicin in kanal değiştirmesi

olarak bilinen "zapping" ile, reklamlar başladığında

izleyicin in evin herhangi bir yerine giderek televizyon

izlemeye ara verdiği "walk out" denilen olgular reklamların

izlenmek istenmediğini göstermektedir.

özel televizyonların yayın saatlerinin belli

dönemlerinde d e ğ il, izlenme oranı yüksek olan bir programın

filmin, dizinin veya futbol maçının arasında çok fazla

■yayınladığı reklamlar izleyicin in bıkmasına ve reklam

seyretmemesine sebep olmuştur.

Bu konuda "bütün televizyon kanallarında reklam

kuşağı aynı saatte yayınlansın" fikrinin yan ıs ıra, "iyi

reklam film leri çevirmek, bu programları iyi programlar

arasına koymak, "reklamlara program içinde 30 saniyeden fazla

kesinti olmayacak şekilde yerleştirerek izleyicinin bu kısa

sürede başka program arayışına geçmesine engel olmak" gibi

öneriler sunulmaktadır.

(60) "Basın reklamları, tv'den daha e t k ili", Hürriyet Gazetesi , İstanbul, 23 Şubat 1992. —231 — dddd) özel Televizyonlar ve Reklamcılar

Bir yandan özel televizyon kanalları artarken bir yandan da reklam verenler de artmaktadır. Rek1 amin gücü

konusunda bilinçlenen üretici talebinin, reklam pastasını büyütmesi bekienmektedir.

Ajans Ada yöneticisi Ersin Salman, özel televizyon

kanallarımın beraberinde getirdiği çeşitliliğin ve çok sayıda

seçeneğin de reklam yatırımlarında bir artışa yol açacağı

görüşünü savunurken, Yaratım FCB Yönetim Kurulu Başkanvekili

Zühtü Sezer, çoğalan kanal sayısıyla birlikte potatansiyel

tüketici kitlesine ulaşmanın reklamveren için artık daha zor

olduğunu söyleyerek, "seyirciyi yakalamak amacıyla toplam

frekans adedi olarak daha fazla yayın yapılması

gerekeceğinden reklam pastasını besleyen gelirlerin

artacağını söylemektedir. (61)

Televizyon kanalları devreye girdikten sonra büyük

bir hareketlilik yaşayan reklam sektörüne, Türkiye'de

kitlesel pazarlama geçerli olduğu için, geniş k itle le re

televizyon kanalıyla ulaşmak daha hesaplı gelmektedir.

özel televizyon yasasının belirlenmesi konusunda

reklamcıların da söz sahibi olması talebinde bulunan

Reklamcılar Derneği Başkanı îzmir Tolga, "Biz, ilk e li ama

bürokrasiden uzak, bir çalışma biçimi istiyoruz. Biz bir ön

sansür, ön denetim olmasın istiyoru z. Kendi kendini denetleme

<61) MUTLU Pınar, "özel televizyon kanalları reklam pastasını büyütecek", Barometre Gazetesi , İstanbul, 27 Ocak 1992. mekanizması geçerli olsun.Reklamların içeriğiyle ilg ili yalın kurallar olsun ve herhangi bir sorun çıktığında da bu sorunları çözecek yine bir özdenetim mekanizması kurulsun.Bu mekanizmada reklam ve reklam ajansları da bulunsun.Ayrıca, reklam fiyatları serbest rekabet koşullarında belirlensin"

('.62'.) demektedir.

öte yandan "program arasında reklam vermek" yerine

"reklam arasında program izlemek" durumunun reklama karşı bir düşmanlık yarattığın ı belirten Tolga, Avrupa Konseyi ve

Avrupa Topluluğu’' nun yayınlarında i l g i l i mevcut mevzuatı ar ına göre, reklam sürelerine kısıtlamalar getirildiğini, haber programları ve yarım saatten kısa süren çocuk programlarının reklamlarla bölünmemesi, toplam reklam süresinin, günlük yayın saati içinde belli bir oranı aşmaması gerektiği biçiminde kurallar konulduğunu söylemektedir.

Uluslararası yayın ilkelerinin ışığında demokratik

ölçüler düzeyinde oluşturulacak bir kurul tarafından reklam denetiminin yapılması gerektiğine dikkat çeken Reklamcı

Çetin Ziylan, bu kurulun bünyesinde reklam sektöründen,

üniversiteden ve diğer i l g i l i kuruluşlardan tem silcilerin bulunması gerektiğini, a ğ ırlığ ın devlet ve kamu kesiminde olmaması görüşünü savunmaktadır. (63)

<62) "Salonu dolduran kazanacak", Panorama Dergisi , İstanbul, 16 Şubat 1992, s . 40. <63) "özel tv-rd ve yeni anayasa" TMMOB Elektr i k Mühend i sİ er i Odası İstanbul Şubesi Panel i , Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek Salonu, İstanbul, 10 Nisan 1992. eee) özel Televizyon Kanallarının 900’ lü Telefonlar ile D ağıttıkları Hediye G elirleri

Star 1 televizyon kanalının b aşla ttığı ve diğerlerinin de benimsediği 900'lü telefonlarla dağıttıkları hediyeler, özel televizyon kanallarına önemli miktarlarda gelir getiren kaynak olmaktadır.

Gazeteci Emin Çöl aşan, 40 milyon liralık ikramiye

j için arahan 900'lü telefona tam 1 milyar 130 milyon lir a lık telefon geldiğini belirterek, kanalın yarım saatlik kazancının bir milyarı geçtiğini söylemektedir. (64) Çölaşan,

1991 y ılın ı 1992'ye bağlayan yılbaşı gecesi özel televizyonların 900'lü telefonlar yardımıyla 100 milyar lira kazandıklarını da iddia etmektedir.

PTT Genel Müdürlüğü, TRT ve özel televizyon kanallarının ekrandan, izleyicilerin araması için telefon numarası vererek yarışma düzenlemesini 1992 yılın ın Şubat ayında yasaklamıştır. (65)

Cumhurbaşkanı Turgut özal, piyango düzenleyerek para dağıtma yetkisinin sadece M illi Piyango İdaresi’ nde olduğunu söyleyerek, în terstar' ın haksız rekabet yaptığını, hediye ve para dağıtmasına rağmen kanuni ödemelerini yapmadığına dikkat çekmektedir. <66)

<64) CöLASAN Emin, "900 reza leti devam ediyor", Hürr iyet Gazetesi , İstanbul, 2 Ocak 1992. <65) "Ekrandan telefonlu yarışma artık yasak", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 24 Şubat 1992. <66) "ö za l: în terstar' ın yaptığı kanunsuzluk", Sabah Gazetesi , İstanbul, 27 Eylül 1992. Her hafta yaklaşık bir buçuk milyar lira değerinde nakit para ve armağanlar dağıtan özel televizyonlardan promosyon yarışında 520 milyon lira y la Show Tv birinci sırayı alırken, onu 330 milyonla Kanal £ izlemektedir. (67)

înterstar ile Teleon ise çoğu nakit para olmak üzere toplam

300 milyon lir a lık ödül vermektedir. TRTf nin de ç e ş itli yarışmalarında dağıttığı 200 milyon lira değerinde ödül verdiği görülmektedir. ! PTT, yeni tahsis e t t iğ i 900'1 e başlayan 300'lü telefon hatlarının özel televizyon kanalları tarafından

amacının dışında çok değişik servislere yönelik kullanıldığı gerekçesiyle iptal etm iştir. B elli şirk etlere sadece küçük

ilan toplamak amacıyla verilmiş bulunan hatların dakikası 17

bin 500 lir a olmaktadır. (68)

"Para kazanmanın yolu yayıncılıktan değil, piyangoculuktan geçmektedir" diyen Gazeteci Yazgülü. Al doğan,

günümüzde özel televizyonların en büyük gelirinin telefon

aracılığı ile yaptıkları çekilişler olduğunu söylemektedir.

Al doğan, çıkarılması beklenen yasayla hükümetin

yarışma ve hediye dağıtma uygulamalarının s ın ır 1 andır1 1 ması

ile halkın kolay kazanmaya özendirilecek uygulamalara son

vermeye cesaret edip edemeyeceğini sormaktadır.(69)

(67) KöSEOSLU Birgül, "Armağana boğulduk", Hürr iyet Gazetesi , Televizyon Eki, İstanbul, 17 Aralık 1992. (68) “özel tv’ lere PTT darbesi", Mili iyet Gazetesi , İstanbul, 29 Aralık 1992. (69) ALD0SAN Yazgülü, "özel t v 'le r e çeki düzen", Yen i Günayd m Gazetesi , İstanbul, 13 Ocak 1993. bb!) özel Televizyonların İdari Denetimi

aaa) Ulusal Çaptaki Yayınlara îzin

'özel televizyonların yayın yapabilmesi için RTYK1’nın raporunda' Yüksek kuruldan izin alması gerektiği belirtilmektedir.Raporda televizyon yayınını gerçeklestirecek

olan tüzel kişinin iki şekilde yayın yapması söz konusu olmaktadır.Bir ine isi Milli Devlet Radyo ve Televizyon

Kurumu’ nun kanallarından faydalanarak yayın yapması, İkincisi

ise özel tüzel kişinin radyo ve televizyon tesisleri kurması

olmaktadır.

Tüzel kişinin televizyon verici tesisleri kurmasına ancak Türkiye’ nin en az yarısını kapsayacak güçte te s is le ri

meydana getirmesi halinde izin ver i 1ecektir.Yoksa b elirli

küçük veya büyük şehir ve kasabalara yayın yapmak üzere tesis

kurma izni verilmeyecektir.

Verici tesis kurmak isteyenlere Radyo Televizyon

Yüksek Kurulu tarafından izin verilecektir.

Yüksek Kurul, izin vermek i cin özel kurumun sermaye

durumunu inceleyecek ve ilk şart olarak yeterli sermaye ile

görevini yerine getirebilmesini sağlayacak miktarda

kaynaklara sahip olunup olunmadığını araştıracaktır. Türkiye'nin en as yarısına yayın yapma zorunluluğu,

özel televizyon girişimcilerinin reklam potansiyeli açısından

cazip görmedikleri büyük şehirler dışında yer alan bölgelere

yayın hizmeti götürmesi amacıyla öngörülmektedir.

Şirket ve vakfın niteliği, geçmişleri ve idarecileri, hissedarları göz önüne alınmak suretiyle kamu hizmeti

görebileceği kanaatine varıldığında, yerine göre izin veya yeteri il i/k belgesi ver ilecektir.Ayrıca yeterlik belgesini

alanlar arasında ihaleye kat1 1 ani ardan en yüksek bedeli

verenlere izin verilecektir.

İhale b e lli bir süreyi kapsayacak, bu konuda

yatırılması gerekli sermayenin büyük miktarı ve yatırımlar

dikkate alındığında, izin süresinin yedi veya on yıldan az

olmayacağı açıkİ anmaktadır.

Raşit Kaya, RTYK'nun raporundaki Türkiye'nin en az

yarısına yayın yapabilecek kapasiteye sahip sermaye grubunun

henüz hazır olduğunu zannetmediğini (70) söylerken, Hıfzı

Topuz ise, "Türkiye'nin yarısını kapsayacak güçte tesislerin

kurulması büyük sermaye iş id ir. Bunu dernekler, sendikalar,

mesleksel örgütler karşılayamaz.Zaten onlara yayın hakkı

tanınmamıştır. Demekki RTYK yayın te s is i kurma hakkını yalnız

büyük sermayeye tanımak eğil imindedir. Bunun demokratik bir

anlayışa dayandığı söylenemez" demektedir.(71)

(70) "özel televizyon tartışıldı", PTT Dergisi , İstanbul, S. 102, Mayıs 1991, s . 14. (71) TOPUZ H ıfzı, "özel radyo ve televizyon konusunda ciidi gelişmeler", Mili iyet Sanat Derqisi , İstanbul, S. 257, 1 Şubat 1991, s. 10. -237- bbb) Yerel Televizyon Yayıncılığı Tartışmaları

Yasal düzenlemede devlet tekeline alternatif olarak

kamusal yayıncılıkta yerel düzeyde faaliyet gösterecek belediyeler, dernekler, sendikalar, vakıfların kuracakları yayın istasyonlarını özgürlük, çoğulculuk ve özerklik

konusunda yapılması gereken değişiklik olarak ele alan Hıfzı

Topuz, kamusal yayıncılığın bütün ülkelerde gelişme içinde olduğunu,/ demokratik sistemde kamusal ve yerel yayıncılığın

zorunluluğuna dikkat çekmektedir. (72)

özel televizyon yayınlarında merkez iyetçi-tekele i

yapı yerine çoğulcu ve yerele i yapıya geçmek gerektiğini

söyleyen Telsiz Genel Müdür Yardımcısı Alev Erlevent, "Bugün

Türkiye’de yayın, yani içerik tekelinden ziyade, bir dağıtım

yani yayım tekeli vardır" demektedir. (73) Günümüzde

teknolojinin gelişmesiyle paralel olarak yerel programlara da

yer verebilmenin artık teknik açıdan sorun olmaktan çıktığını

yerel yayınların kolaylıkla yapılabileceğini söylemektedir.

RTYK’ nun raporunda ise, polise, ün iversitelere,

hastanelere, belediyelere kendi alanları ile ilgili konularda

yayın yapma izninin yüksek kurul tarafından verileceği

belirtilirken, derneklere böyle bir yetkinin verilmesinin söz

konusu olamayacağı açık1anmaktadır.

(72) "Türkiye’ nin yeni radyo televizyc»n düzeni", T urk i ve Sinema ve Audiovisus1 Kül t ür Vak fı (TORSAK) Sempozyumu , Mimar Sinan ün. Auditoryumu, İstanbul, 14 Aralık 1931. (73) "Çağdaş bir iletişim aracı olarak televizyon", CETCA Konferansı ,Boğaz iç i üniversitesi Eğitim Teknolojisi iletişim Sanatları Merkezi, İstanbul, 11 Mayıs 1992. TüRSAK Sempozyumu Sonuç B ildirgesi'nde yayın izni verecek konseyin televizyon yayınlarında devlet tekeli altern atifin in sadece özel televizyonlar değil, öncelikle kamusal ve yerel televizyonlar olduğ'u gerçeğinden hareketle, kamusal ve yerel televizyonların kurulması yolunda gerekli

önlemleri almakla ve koşullarını saptamakta yükümlü olarak bel ir t i 1mekted ir .

/'TRT Araştırma Dairesi Başkanı Timur Sayraç, yayın yapmak isteyen özel kuruluşlar için kapsam alanının

öngörülmesi gerektiğine işaret ederek, bölgesel yayınların buna göre ortaya çıkacağını söylemektedir- (74)

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Kar ayal çın, iletişim olanaklarının artmasıyla dünyanın yerel bir gerçek yaşadığını söylerken, yerel televizyonların yurttaşların kamu yönetimleriyle diyalog kurması açısından iletişim eksikliğini giderecek rolü olduğunu kaydetmektedir. (75)

İstanbul Bakırköy Belediyesi Başkanı Yıldırım Aktuna da özel televizyon yayıncılığında yerel yönetimlere öncelik verilmesinin önemini, yerel yönetimlerin buna daha çok

ihtiyacı olduğunu söyleyerek açıklamaktadır. (76)

(74) "özel tv ve TRT", î 1 et iş i m ve Magaz in Gazetec i 1 er i Derneüi Panel i , Vakıfbank Konferans Salonu, Ankara, 27 Ocak 1992. (75) "Belediyeler ve iletişim", İletişim Ar astırmaları Dernegi ( İLAD) Panel i , Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek Toplantı Salonu, İstanbul, 30 Mart

1991 . (76) A.g.p. ddd) Uydu Yayıncılığı Konusundaki Görüşler

RTYK'nun raporunda uydu yayınları üzerinde hiç

durulmamış olduğu görülmektedir.

Dünya genelinde yapılan hesaplara göre, 1996 yılında

Avrupa halkının 200 televizyon yayının uzaydan seyredeceği,

arzın, talebin üzerine çıkacağı belirtilmektedir. (77)

Tü,RSAK Sempozyumu Sonuç Bi 1 d ir qe s i' nde çıkarılacak / yasanın, Türkiye sınırları dışından Türkiye'ye yönelik olarak

yapılan televizyon yayınlarını UNESCO'nun konuya ilişkin

ilk e le ri çerçevesinde düzenlemesi ve bu konuda keyfi

uygulamalara izin vermemesi gerektiği bel ir t i 1mektedir.

özel televizyonlara izin verecek olan konseyin,

Türkiye'de yapılan bir programın PTT aracılığı ile dışarıya

iletilm esi konusunda gözcülük hakkı olduğu, bu tür yayınlar

için de konsey ile yayıncı arasında bir söz 1 esme yapılması

öngörülmektedir. (78) Yapımcının sözleşmedeki koşullara

uymaması halinde konseyin ç e ş itli önlemler alabileceği ve

ceza uygulayabileceği yer almaktadır.

Görüldüğü gibi, özel televizyon yayıncı1ığında tüm

yetkiler konsey veya yüksek kurul adı verilen kurumda

toplanmaktadır.

(77) ŞAHİN Haluk, "özel televizyon, tekelleşme ve yeni iletişim düzeni", Mülkiyel iler Biriiai Cumartesi Bulusmaları , Mülkiyeliler B irliğ i Toplantı Salonu, İstanbul, 12 Ocak 1991. (78) "özerk bir radyo ve televizyon konseyi kurulmalı", 11 et i si m Dünyası , Unesco Türkiye M illi Komisyonu İletişim Komitesi Yayını, Ankara, S. 8, Mart Nisan 1992, s . 11. -240- ddd) Kablolu Televizyon Yayınlarının Denetimi

Bugüne kadar PTT tarafından döşenmiş bulunan kablolar aracılığıyla yayın yapacak özel ya da kamusal televizyon kanallarının ile konseyin saptayacağı koşullar altında sözleşmeler imzalanması öngörülmektedir. (79)

Bu kanalların seçenekleri ise şöyle belirlenmiştir:

-Dışarıdan uydu aracılığı ile yayınlanan bir programı

abonelere iletmek,

-B e lirli oranlarda doğrudan program üretmek,

-Sitelerde, aboneler arasında yerel konularda

tartışmalar düzenlemek, programlar hazırlamak.

eee) Televizyon Yayın cılığı Sektöründe Personel Sor unu

özel televizyonlar yayın hayatına atıldığından beri TRT'nin n it e lik li yetişmiş elemanları yüksek transfer

ücretleriyle özel sektöre geçmişlerdir.

Sektördeki yetişmiş eleman sıkıntısının zamanla bir kısır döngüye döneceğini söyleyen yapımcı Uğur Dündar, programcı yetişmesi için eğitimin şart olduğunu söylemektedir. CSC)

Ticari yayıncılığa izin verilirken, televizyon kuruluşlarında çalışanların konumlarına uygun bir statü

(79) A.g.m. (80) "özel televizyon", T ür k i ve Gazetesi Radyo Televizyonu 2. Top1 ant ısı , Kalyon Oteli, İstanbul, £ Şubat 1992. -2 4 1 - içinde düşünülmelerinin sorunlu olduğunu belirten Prof. Dr.

Korkmaz Alemdar, "kamu radyo ve televizyon kuruluşlarında

çalışanların memur olarak düşünülmeleri anlayışına son ver i 1 mel id ir . Belki bu alanda bütün çalışanların gazeteci statüsünde sayılmaları ,en tutarlı yol olacaktır" demektedir.

(81 > TRT’ nin kendi mensupları için yetenekli ve tecrübeler iyi e orantılı ücret sistemi kurmayı beceremediğini ) vurgulayan Gazeteci Altan öymen, sorunun çözümü konusunda şu

önerileri getirmektedir:

-Yoğun öğretim programları uygulanarak eleman yetiştirilmesi,

-Yayın alanının genişletilip teknik donanımını geliştirirken, TRT yurt dışına yayma başladığı şu dönemde,

Türkiye iç yayınlarının gerektirdiği elemanlara ek olarak,

özel uzmanlık alanlarında da yetiştirmeli. (8 2 )

Daha çok alt yapı, teknik hizmetler, kameraman düzeyinde ağırlık kazanan personel transferleri, özel televizyonların eleman açığını giderebilmiş değildir.

Tartışmalar sonucunda ortaya çıkan genel kanı, tüm televizyon

kanallarının alt yapısını sağlamlaştırmak amacıyla personel yetiştirmesi görüşünde olmaktadır.

(81) ALEMDAR Korkmaz, "Yeni bir radyo tv düzeni", î 1 et i si m Dünyası , Unesco Türkiye M illi Komisyonu İletişim Komitesi Yayını, Ankara, S. 7, Ocak Şubat 1992, s .4. (82) ÖYMEN Altan, "TRT, Teknik ve însan", Miliivet Gazetesi , İstanbul, 30 Nisan 1992. içinde düşünülmelerinin zorunlu olduğunu belirten Prof. Dr.

Korkmaz Alemdar, "kamu radyo ve televizyon kuruluşlarında

çalışanların memur olarak düşünülmeleri anlayışına son ver i 1 mel id ir . Belki bu alanda bütün çalışanların gazeteci statüsünde say1 1 mal arı .en tutarlı yol olacaktır" demektedir.

<81 :> TRT’ nin kendi mensupları için yetenekli ve tecrübeleriyle orantılı ücret sistemi kurmayı beceremediğini vurgulayan Gazeteci Altan öymen, sorunun çözümü konusunda şu

önerileri getirmektedir:

-Yosun öğretim programları uygulanarak eleman yetiştirilmesi,

-Yayın alanının genişletilip teknik donanımını geliştirirken, TRT yurt dışına yayına başladığı şu dönemde,

Türkiye iç yayınlarının gerektirdiği elemanlara ek olarak,

özel uzmanlık alanlarında da yetiştirmeli. (82)

Daha çok alt yapı, teknik hizmetler, kameraman

düzeyinde ağırlık kazanan personel transferleri, özel

televizyonların eleman açığını giderebilmiş değildir.

Tartışmalar sonucunda ortaya çıkan genel kanı, tüm televizyon

kanallarının alt yapısını sağlamlaştırmak amacıyla personel

yetiştirmesi görüşünde olmaktadır.

(81) ALEMDAR Korkmaz, "Yeni bir radyo tv düzeni", 11 et i şi m Dünyası , Unesco Türkiye Milli Komisyonu İletişim Komitesi Yayını, Ankara, S. 7, Ocak Şubat 1992, s .4. (82) öYMEN Altan, "TRT, Teknik ve însan", Mili iyet Gazetesi , İstanbul, 30 Nisan 1992. , Ta ^vi-yr-n Yayıncılığında Frekans Sorunu fff) özel leıeviL-j

il Arının fazlalaşmasıyla gündeme özel televizyon kanalı Snrunu tartışmalarda en çok gelen "frekans paylaşımı , m cven konulardan biri olmaktadır, konuşul an ve acil cözum bek vavi.il»'-”’1" evlere ulaması, frekans Televizyon yay1 elektromanyetik spectrumu oluşturan yelpazesini oluşturan elektr . hir kaynak olarak tabiatta frekans dağılımları dog*

bulunmaktad ır. . _ , hir saniye içinde sesin yaptığı "Temel ol «ırak 6erek radyoda gerekse televizyonda

titreçime frekans denir ^ tın frekans ve genliklerde sinyal yayın yapılabilmesi için uy. y H ir„ diyerek tanımını yapan Yrd. (.titreşim) ür et i 1 mesi _ .... televizyonda sesin yanısıra goruntu Doç. Dr. Nur doğan RiQel,r n^kli için cok yüksek fr ek^ns de olduğundan sinyaHerın

gerektiğim belir llöInda en qenıs kitleye ulaşım Televizyon yayıncıl** ray olmaktadır. Kab1 o ortamı bazı

urtamı elektrum«*ny sayı1 ab i 1ecek kadar gelişmiş gelişmiş ülkelerde ana 9 5 .. riünvada ve ülkemizde ana ortamın h,= la t um our,y olmasına rağmen, , , j. • ■ .Umektedir .Elektromanyetik uzayın «i olduğu gür­ üz ay yayın-- - -Hece hukuki ve askeri yöntemlerle kontrolünün saaeue kullanımının yayıncılığın kontrolü acısından sağlanabilmesinden d-

, • -,rtam olmaktadır^______"Doöal medya:frekans", Cumhuriyet T â â r R1SEL « r ^ n b u . - ; 2S Ocak 1992. Gazetesi j aaaa) özel Televizyon Kanallarının Frekans Savaşı

özel televizyon sayısı giderek artarken, Türkiye’ de

^llanılabilir kanal sayısının 54 ile sınırlı olduğu

aCıklanmaktadır. CB4) Telsiz Genel Müdür 1 üşü'nden yapılan

aCıkİ amada, Türkiye'de kullanılan frekans kanal sayısının ise

S® civarında olduğu, ülkenin topografik yapısı ve yerleşim

yoğunluğunun altıdan fazla televizyon kanalna izin vermediği

ifade edilmektedir. (84)

TRT ve Star 1 televizyon kanalının tek frekans

İ l 1 anmak yerine 10-11 frekans kullandığını, bunun da yeni

^levizyon kanallarına yer bırakmadığını söyleyen Yılmaz

Daçjcie y i y en, zaten sınırlı olan kanal sayısını doldurduklarını

S,-‘Vİ emekted ir . C85)

Hiçbir yasal prosedüre uymayan özel televizyon s ^•snal 1 ar ı b ir b i r 1 er iyi e kıyasıya bir kanal kapma yarısına

9 ir er ek bir "frekans kargaşası" yaşamaya başlamışlardır.

Frekans kargaşası yüzünden kanalların birbirine

^•arisması, birbirinin içine giren görüntüler, kari anmalar,

arandığı yerde bulunamayan kanallar ve izleyicinin net

9'-'runtü elde edememesi sorunuyla karşı karsıya kalınmıştır.

Dalgalı, çizgili, kaymalı bu tür görüntülere

__en'ter ferans" adı verilmektedir.

<.84 :> KOLOĞLU Sina, "özel tv'lere kanal zor", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 18 Kasım 1992. <•85;) DASDEVIREN Yılmaz, "Televizyon frekans karmaşası ve çözüm yolları", 11 et isim Arastırma Der ne£ji (İL AD.-) Fer şembe Söyl eşi 1 er i , Basın Müzesi, İstanbul, 5 Aralık 1991. Çukurova üniversitesi Güneş Enerjisi ve Uzay

Bilimleri Araştırma Uygulama Merkezi (UZAYMER) Müdürü Prof.

Dr- Mehmet Emin özel, yayına başlayan özel televizyonların

birbirine çok yakın ysyın frekanslar ını sektikleri sunıitunda

1 eyiç in in yayınları kaliteli olarak seyredememesine bu

konudaki belirsizlik ve denetimsizliğin neden olduğunu cne

S’-'tJ'mektedir. CSS)

Televizyon yayınlarının belirli frekans

*ralıklarlyla yapılması ve her kanalın gönderdiği yayının

ında harmonik olarak diğer kanalı etkileyebilecek bir

sinVali daha bulunmaktadır. Bu harmonik sinyaller çok yakında

y«yin yapan diğer kanalı etkilemektedir. (.87.)

Böylece hızla çoğalan ve sırada bekleyen özel

tel evi syon1 ar m birbirne karışan frekansları hava boşluğumuzu

5 * riyal çöplüğüne dönüştürürken, televizyon izleyicileri de

b°2ulan, atlayan, arkasından başka bir görüntü gecen

yaVinlarla büyük bir görüntü kirliliğiyle karşı karşıya

mışiardır.

Ayrıca plansız yerleştirilen 3 bin 200 verici yerine

plönlı biçimde yer 1eştir i 1 en 9 bin vericiyle 6 ya da 8

televizyon kanalının aktarılmasının sağlanacağı Telsiz Genel benel Müdürlüğü tarafından aç ı kİ anmakt ad ı r . CSS.')

<86) "özel televizyonlarda frekans savaşı kızıştı", Türkiye Gazetesi , İstanbul, 11 Eylül 1992. «87) OTAN ümit, "Parayı bastıran parazit yapıyor", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 13 Eylül 1992. <■88) "özel televizyonlar ın görümtüleri üstüste", Meydan Gazetesi , İstanbul, 7 Ekim 1992. Türkiye'de yasaya göre yayın tekeli hala TRT'ye ait bulunmasına karsın, TRT'nin dışında tüm televizyon kanalları kullandıkları frekansları kimseye sormadan kendi baslarına

işgal etmiş bulunmaktadır 1 ar. Bu nedenle bir başka kanal da

aynı frekans üzerinde hak iddia edebiliyor ve daha güçlü bir verici kullanarak diğer yayını bozup bir frekans anarşisi

yaratmaktadır.

İstanbul'da özel kanallar genellikle vericilerini

gökdelen apartmanların çatılarına yerleştirerek, büyük

binaların paralı konukları olmaktadırlar.

öte yandan frekans karmaşasında engebeli konumu

nedeniyle pek çok konuşulan İstanbul'da Büyüksehir Belediyesi

çözümü "televizyon kulesi" inşa etmekte bulmaktadır.

özel televizyon kuruluşları ile bir toplantı yapan

İstanbul Büyüksehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen,

Camlıca'ya Avrupa'nın ikinci en yüksek kulesini dikmeye karar

vermistir. CSSÜ İhale ile inşa edilecek 300 metre

yüksekliğinde olacak kule için 100 milyar lira harcanacağı

açıkİanmıştır.

ülkemizde "frekans verilmez, alınır" esasına dayanan

kargaşanın sona ermesi için biran önce yasa çıkması ve

frekansların dağılımlından sorumlu kurumun oluşturulmasıyla

kesin çözüme ulaşılacağı görülmektedir.

C89!> APAYDIN Oktay, "Karlı ekrana son", Hür r i yet Gazetesi , İstanbul Eki, İstanbul, 27 Eylül 1392.

-246- bbbb) fcisel Televizyon Yayıncılığında Frekansların Denet imi

Merkezi Cenevre'de bulunan ve frekans kullanımını

koordine eden Internat ional Tel ecommun icat ion Union (. ITU.)

frekans karqaçasını uluslararası düzeyde çözümleyebilmek için

°1uçturul muştur. U1uslararası iletişimin örneklerinden biri

olan ITU, Birleşmiş Milletler'in ihtisas kuruluşlarından

idir. üyeler ine, telefon, telgraf, radyo, televizyon, faxs

haberleşmesi konularında yardımcı olur ve uluslararası

haberleşmenin genel çizgilerini bel ir 1 emektedir.

ITU, periyodik olarak üye ülkeleriyle yaptıkları

toPlant11 arda, üyelerinin gelişmişliğine göre frekans

ayi'imını ve kullanım alanlarını oluşturmaktadır. Stockholm'de

İ9&1 yıim da yapılan ITÜ'nün koordinasyon toplantısı,

Turkiye ?njn en son katıldığı televizyon frekans koordinasyonu

9 iriçimidir. Stockholm 61'de yurt çapında ancak iki kanal

televizyon yayını için planlama yapılmıştır.

Kısacası bugün elimizde yurdumuzun bir frekans

haritası ve koordinasyon çalışması yoktur.Ancak bundan

-s'-Tıraki çalışmalarda ol uçturul ab i 1 ecekt ir . (90)

Türkiye'nin frekans planının en az bir yılda hesap 1anacağını belirten uzmanlar, yeni düzende televizyon

frekanslarının dağılımında frekans haritasının çıkarılması |fr Usunda görüş birliği içinde olmaktadır 1 ar .

(.90> DASDEVÎREN Emre, "özel televizyona genel yaklaşım", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 31 Aralık 1991. -247- „ L-amınu vnluyla zapted i 1 mesi Frekansların orman kanunu y- karsısında, yasal düzenlemenin gecikmesi halinde,

faal i yet 1 er in i b « U . 1S d a n »z.l televizyon kanallarına

-r,L- ,nr nlacaöı görülmektedir, sınır getirmenin v-'t- -'-r 1m,,, nereken frekans haritası ve Acil olarak yapılması gereh

no^rpl-lestırılmesıı ■ * ı mrsr -i ivini i n uırbir knord — inasyunj yayın planlamasının gerT ı -nrunluluüuna değinen ITÜ Elektrik- komitesi oluşturulması • ■■ o-t- i m i'ıyeler inden Doç. Dr. Melih Elektronik Fakültesi ugretım -iy

p -i , tek bir koordinasyonun frekans dağıtımı Faearcı, sorumlu tek uır

ı- 4-qH i v t 01 F'r of » E)r * Su 1 hi yapması gerektiğini söyleme - , mr» viiksek kurulun görevi alanı Dönmezer, frekans dağıtım r,ı.vkp»n BPT Genel Müdürü Yılmaz içinde bulunmasını savunurken, tff.ı

n . . T-iri' Gf=nel Müdür lüğü'ne verilmesini Dcıçıdevıren ise Telsi*- 1 Ma tartışmalar sonucunda frekans önermektedir. C92) Genelde t*rtı„m*ı ı tavafından yapılması eğilimi ağırlık dağıtımının yüksek kurul tarafından y p

kazanmaktadır. ri.n rtT RTYK, TRT, TES, TGM kurumlan ara- ot e yandctn r i ı * r- * nasıl koordine edileceği ve na~ sındaki teknik standartların nası

cıl . .. , frekans kullanımının koordinasyonu, sil uygul at t ır 1 1 aı_ ağ ı, tre^cu

denetimi ve bu «landaki yetkili kurumun saptanması, TRT ka­

nallarına hangi koşullar altında özel yayıncılara kullandı-

nlacağı konusunun açıklık k a z a n m a s ı ^gerekmektedir^______

<9n~~"Hzel tv-rd ve yeni anayasa" IMMOB | ] ^ k İ O İ L

Gazeteciler Cemiyetı Bur han heıeK -H İstanbul, 10 Nisan „ tiptisim 0 2 ) "özerk, özel ve czgur ır r^ panGİ■ f Mülkiyeliler Ar ast ır mal ar ı Derneği, Ü — - cubat 1992. Birliği Top Lan11 Salonu, İstanbul, ^ buba ggg) Taşıyıcı ile Taşınanın Tek Elde Toplanmaması Konusu

İletişim ve ulaşımda kamu çıkarı ile kişi çıkarının

kesiştiği nokta olan "kamusal taşıyıcı” kavramı konusunda

Do,:.Dr. Veysel Batmaz, ABD’ de "kamusal taşıyıcılar sadece bir

kavram değil, sanılanın tersine oldukça yoğun olan devlet yönetiminin ortaya çıkmasına temel teşkil eden ve iletişim sistemindeki ticari yapıyı belirleyen hukuksal bir

Paradigmadır" demektedir. Birçok iletişim bilimcinin kamusal ta£ıyıcj kavramının, 1 iberal demokratik bir toplum için temel l-'rtvram olduğunda birleştiğini belirten Batmaz, kamusal f- - ,clSlyıcılar kavramının gelişen iletişimi teknolojisi açısından y'-'Siun olarak tartışıldığını söylemektedir. (93!)

Taşınan ile taşıma kanalının ayrı ellerde olması ge­ rektiği konusunda kamu çıkarı ile kişi çıkarının uzlaştırıl- ntdSı yolunda ortaya çıkan kavramlardan biri, başlangıçta ula- vllTI sekttfründe uygulanan, daha sonra haberleşme sektörüne

«dapte edilen "ortak taşıyıcılar" ya da "kamusal taşıyıcılar11 k^vr ctmıd ır. Bu temel hukuk kavramına göre, hem taşıma kanalı

'-'rtak taşıyıcı" hem de taşınan tek elde toplanamaz. (94)

Özel televizyon yayıncıl ığmda içerik ve ulaştırma

Slfr'lör ın ın farklı yaklaşımlar gerektirdiğinin bilincinde

1 ö ^ 3 1. • ı h- her iki kışımın ayr ı kanun kapsamında ele alınması

a§ırlık kazanmıştır.

03.) BATMAZ Veysel, "özel televizyon nasıl olur?”, . Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 15 Mart 1991. (.34.) ARIN Süha, "özel tv' 1er" , Cumhur i yet Gazetesi , îsanbul, 15 Ekim 1991. —243“ b) 'Özel Televizyon Program İçeriklerinin Denetimi

özel televizyon kanallarında yayınlanan programlar,

aralarındaki rekabet ve reklam alma kaygısı nedeniyle çok

seyirci çekmeyi amaçlamaktadır.

Yabancı dizi bolluğuyla karşı karşıya kalan izleyici,

dünya çapında yeni vizyona giren filmlerle elde tutulmaya

Çalışılmış, bunun yanısıra eski yerli filmler de özel

televizyonların yayınladıkları programlar arasında yer

al mistir.

Yabancı dizilerin yaklaşık yüzde 70fe yakını Amerikan

Oynaklı diziler olmaktadır. TRT'nin 5 kanalı, înterstar,

Tel©on, Show Tv 1992 yılının başlarında günde ortalama 40

dizi ve S film yayımlamaktadır. Bu sayı özellikle hafta

-'-‘iıl arı en üst düzeyine ulaşarak pazar günleri ortalama 38

ve 13 film sayısına ul aşmakt ad ı r. (95) Aynı yılın son

“Vlarında ise özellikle film sayısında büyük bir artış

'-'lcJuğUf haftada 112 film sayısına ulaştığı gör ül mekt ed i r . (96)

E’aşdöndürücü bir hızla program tüketen özel tel ev izyoniar, bazı dizi ve filmleri dördüncü kez

9ö_>terdi kİ er i de olmaktadır.

Nitelikli niteliksiz hiçbir ayrım yapmadan gösterilen

yapımların sadece ucuz olması hedeflenmektedir.

ROLDöLU Sina, "Hangi kanalı açsan karsında dizi var", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 29 Şubat 1992. 36) DORSAY Atilla "Ekranlarımız film ç öp 1 üğü mü? " , Cumhuriyet Gazetesi , İstanbul, 11 Eylül 1992.

-250- İstanbul üniversitesi lletşim Fakültesi Dekanı Fruf.

Dr. Tayfun Akgüner, "çoğulcu yayın sistemine teknolojik

gelişmeler sayesinde geçişi basar d ı k. An<_ak v-'k kanallı tele

vizyonlarımız içerik açısından tek kanaldan, ABD'nden besle­

niyor" demektedir. <97) Yarışma programları, canlı yayınlar,

futbol karşılaşmaları ve eğlence ağırlıklı muzık programlan

ile haber programlan ile yayınlarını sürdüren özel televiz­

yonların genelde eğlendirme ve vakit geçirme işlevi gurduğu

gör üşü hakim olmaktadır. Eğit im ve kültür programları konu­

sunda hiçbir iddialı çalışma yapılmadığı gibi özel televiz­

yonlar rekabette ünlü sanatçıları yüksek ücretlerle trans­

fer etme aşamasına gelmiş bul tınmaktadır. Bu durum televizyon

kanallarında en çok izlenen yerli yapımlar ve yarışma prog­

ramları için de geçerli olmaktadır.

aa) Kırmızı Noktalı Yayınlar

Show Tv'nin yayına geçmesiyle başlattığı "kırmızı nokta"1ı erotik içerikli filmler, en çok tartışılan

konulardan biri olmaktadır.

özel televizyonların, yayınlarıyla milli kültürü

tahrip ettiğini ileri süren Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı

Hamdi Mert, "kadın imajı" nın seyirci çekme aracı olarak

kullanıldığını söyleyemektedir. £98)

<97) AKGÜNER Tayfun, "Duygulandıran tv, düşündüren gazete", İletim Gazetesi. , l.ü.B.Y.Y.O. Gazetesi, İstanbul, 15 Nisan 1992. <98) "Diyanet: özel tv'ler halka zehir^saçıyor". Cumhur iyet Gazetesi » İstanbul, 20 Şubat 133^. • •• nisna nkarılarak cinsel sömürü Kadın cinseUİS' Plana . . konusundaki görüsün yanısıra, yapılan âleti qorevim germesi „Harın da bu tür yayınları izlemesiyle tartışmalarda çocukların •••• ondikleri görüşleri ileri sürülerek cinselliği yanlış '.'ğren nnt'pkt iöi qör üşü gündeme bu tür yayınların önlenmesi g

gelmişt ir. i - kİık ve cinsellik, toplumbilimsel İstismarcı, çıpl^-lık ve , r . f i „ t„taliter diktatörlüklerin deS il, de- terimiyle "pornogrciTi , c_,r unudur. Totaliter rejimler erotizm ile mokratik toplumlaşın s<_ ı. <=r>wın her ikisini de _ı ı-•; avvımı yok sayıp» pornografi arasındaki ay -,1-arlar.CoiSulcu demokratik yasaklayıp işin içinden şikarlar .. , Kir yasaklama istenmeyeceğine göre, toplumlarda ise, böyle anlarından tutarak gerçekleştirilen insanları cinsel organi arınan ■ . , -lunacaaı sorusu ciddi bir soru olarak istismara nasıl engel ol ,qq) diyen Haluk Şahin, "yayın ele alınır, tartışılır l-='=l- h i v kurala oturtmal ı. Cünk i kuruluşları bir araya gelip bunu bir kur n ülkemizde aile ar at-ı. Eğer buna bilindiği gibi televizyon ülkem . nfl-in kesimlerinden gelen dikkat edilmezse, toplumun

tekliflerle bir sansür mekanizması duruma hakim

ki bu da sz«ar yayıncılık ilkelerine aykırıdır Ctou,

demekt ed ir.

(93) SAH İN Haluk, "Te^evizyond^por n0|r af 1 ^ f u ^ 2 _

(100) t e l e - e r o t i z m e ^ I ^ ^ Dergisi , İstanbul, S- * t l bb) özel Televizyon Yayınlarında Şiddet Tartışması

özel televizyon yayınlarında cinsel içerikli

Programların yan ısıra en çok tartışılan konu şiddet içerikli

filmler olmaktadır.

Uzmanların büyük çoğunluğu şiddet filmi seyretmenin

Çocuklar üzerinde olumsuz etkileri olduğunu öne sürmektedir.

Prof. Dr. Atal ay Yörükoğlu, devletin çıkaracağı

yasada bu konuya belli standartlar getirmesini isterken,

Psikolog Füsun Ataç ise, Batı'nın alt sosyo kültürel

değerlerini içeren vurdulu kırdılı yabancı kaynaklı filmlerin

-ocukları ve gençleri saldırganlığa, dengesizliğe, uyumsuz 1uğa sürükleyebileceğine dikkat çekmektedir. CİCİ)

Prof. Dr. öz can K'öknel de bu tür filmleri küçük

Yaştaki çocukların izlememesi gerektiğini ve bu konuda ailelere büyük görev düştüğünü bel irt-mektedir . Prof. Dr . Haluk

Yavuzer ise, özellikle çizgi filmlerin yüzde 90fında şiddet olduğunu, şiddet öğesi içeren filmleri izleyen çocukların, birlikte oyun oynadıkları arkadaşlarına da aynı saldırgan tutum içinde yaklaştıklarını söylemektedir.

Genelde seyredilen bu tür yayınlarda şiddet uy9ulayiçıS1 fakat kahraman olan karakterler, çocukların

^endilerine örnek aldıkları idoller haline gelmektedir.

<•101) "özel tv' 1er çocuklara zehir", Milli yet Gazetesi. İstanbul, 14 Şubat 1992. <102) "Tv'deki çizgi filmler şiddet içeriyor", Cumhur ivet Gazetesi , İstanbul, 18 Aralık 1992. c;) 'özel Televizyonlarda Habercilik

!İaqic Bov; Star 1 yayın hayatına başladıktan sonra TRT

habere il iyi karsısında Körfez Krizi esnasında haber atlayarak

'-;n plana çıkmış ve kendini iz 1ettirmiştir. Zonguldak maden

imcilerinin işçilerinin yürüyüşünü de veren özel televizyon

ol muştur. özel haber yapma ve haber bültenleri sonunda güncel

konularda yorumda bulunma gibi konularda TRT karşısında

farklı bir habercilik anlayışı sergilemiştir. Show Tv'nin

kısa ve görüntüye dayalı haberleri de televizyon

haberciliğine getirilen yeniliklerden biri olmaktadır.

Siyasal iktidarın güdümünde habercilik yaptığı iddia

edilen TRT karşısında muhalefetteki irili ufaklı partilere

kapılarını açan özel televizyonlar, TRTfnin yayınlamadığı

muhalefete ait haberleri de vermekten çekinmemektedir.

RTYK'nun raporunda, TRT ve özel tel evizyon 1 ar için

®ıycisa1 haberlerde iktidara ve muhalefete eşit süre tanınması

konusuna yer ver i 1mektedir. Ayrıa Mecliste temsil edilsin

edilmesin, tüm siyasal partilere haberlerinde yer verme

zorunluluğu getirmektedir. (103)

Halkın haberleri mümkün oldukça çok kaynaktan alması

Serektiğjini söyleyen Devlet Bakanı Gökberk Ergenekon, "halkın cj *" * '-‘ğru haber alma hakkı vardır, bunlar sağlanmalıdır" şeklinde k'-Tmçmakt ad ı r . (104)

'•İ03.> DOS AN Yalçın, "özel televizyon ve yeni TRT", Millivet Gazetesi , İstanbul, 22 Ocak 1992. <104) "TRT'nin haberleri", Cumhuriyet Gazetesi , İstanbul, 15 Aralık 1991.

-254- dd) özel Televizyonlarda Reklam içerikleri

özel televizyonların yayına başlamasından itibaren

izleyiciler bir reklam bombardımanı ile karşı karşıya

^*1 maktad ı r 1 ar . öz el 1 i kİ e "Macit beni otomobilleridir" reklamı

kadınlan aşağıladığı gerekçesiyle protesto edilmiştir.

Cenajans Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cem Şaşmaz,

02el televizyonların yayına girmesiyle reklam sansüründe -çok

önemli değişiklikler olmayacağı görüsünde olurken, topluma

karşı sorumluluğu olan reklamveren ve onu tanıtan

re^l anne 11 ar ın , filmlerini "özdenetim" uyguladıktan sonra

medyaya sunduklarını, ayrıca yurt dışından yayın yapan özel

kanalların, bu ülkelerin reklam denetim yasaları çerçevesinde

■fasal iyet göstermek zorunda olmaları yüzünden, denetim

Onusunda hic şüphe olmaması gerektiğini söylemektedir. (105)

Şaşmaz, yaptırım gücü yayını durdurab i 1ecek ortak bir

denetim mekanizması kurulmasında görevin reklamcılar derneği

-'nder 1 iğinde, medya temsilciliği, tüketici dernekleri tem— e i 1 — * • ■-ısı ve hukukçudan ibaret olacağını belirtmektedir. Admar

^•®klam Yönetim Kurulu Başkanı Muammer öztat, TRTrnin de bir

y«yın kanalı olarak katılabileceği, ortak bir denetim meka- n 1 masının devlet öncülüğünde oluşturulmasından yana olmak— tadır.En iyi denetimcinin tüketici olduğunu belirtilirken, b'-'ylesi bir organizasyonda sektörün sıkıntılarını en iyi

~ Ü en^er alarak reklamcıların da yer alması gerektiğine

( İ05.') MUTLU F'ınar, "Reklamda sansür özel tv’ lerle delinecek", Barometre Gazetesi , İstanbul, 3 Şubat 1992. inanmaktadır. <105)

Türkiye'nin de onayladığı Avrupa Sınırötesi Tv

Söyleşmesi", reklamların nerede, nasıl, ve ne kadar süreyle

yayınlanabileceğini düz eni emektedir. Söz konusu sözleşme

Türkiye için de bağlayıcı olmaktadır.

Unesco iletişim Komitesi' nin önerisine göre özel

televizyon kanallarının yayın programlarının nasıl

oluşturması gerektiği konusunda , örneğin haberlere, kültürel ve eğitsel programlara, reklamlara, yabancı ve yerli dizilere, yerli sinemaya, kanalın doğrudan üreteceği filmlere ayrılacak zaman konusunda bazı koşullar önermektedir.<107) Bu koşullara uyulmadığı zaman uygulanacak yömtem ve cezalar da konsey tarafından saptanmaktadır.

Sonuçta, özel televizyon yayınlarının mutlaka denetlenmesi gerektiği ve tüm yetkilerin yüksek kurul diğer bir adıyla konseye verilmesi şeklinde bir görüş birliği bulunmaktadır. Ancak konseyi oluşturacak üyelerin seçilmiş ve

■topludur, her kesimini temsil eden kişiler olması, siyasal iktidardan bağımsız bir şekilde özerk ve tarafsız olması

9 ° rüşü ağır1ık kaz an mıştır.

Konseyin öne sürdüğü koşulları kabul eden adayların

!letişim ale-ınındaki deneyimleri, inandırıcılıkları,

'-'Zgur 1 ükl er e ve insan haklarına saygılı olup olmadıkları göz

'-'nüne alınarak, izin verileceği kaydedilmektedir.

(.106) A.g.m. (İU7) "özerk bir rd ve tv konseyi kurulmalı", 11 et isim Dünyası , UNESCO Türkiye Milli Komisyonu İletişim Komitesi Yayını, Ankara, S. 8, Mart Nisan 1992, s. 11 . II. Yeni Televizyon Yasası çalışmaları

Türkiye'de televizyon yayıncılığında teknolojik gel içimin qerisinde kalan televizyon yasasının çağın derişikliklerine uygun olarak yeniden düzenlenmesi konusunda tüm çevrelerde fikir birliği mevcut bulunmaktadır.

özel televizyon kanallarının yeni yasal

düzenlemelerle statülerinin belirlenmesi ve denetim altına

alınması acil olarak çözümlenmesi gereken sorunlardan biri

olmaktadır. Yeni bir özel televizyon yasasının oluşturulması için

önce Anayasa'nın 133. maddesinin değişmesi gerekmektedir.Bu

bağlamda görev iktidardaki hükümet ve siyasi partilere

düçmektedir. Dönemin hükümetinde "koalisyonu oluşturan

Partilerin Meclis*teki sandalye sayısı bu değişikliği

gerçekleştirmeye yetmediği için, öteden beri özel televizyon

istasyonları kurulmasından yana olduğunu açıklayan muhalefet

Partisinden de destek bekleyeceği acık" (108) olmaktadır.

Genelde özel televizyonların siyasal iktidara bağımlı

olmaması, özerk ve tarafsız yayıncılık yapması, ticari amaçlı

olsa bile kamu hizmeti konusunu göz önünde bulundurması,

reklamcılık ilkeleri ve pornografik, şiddet içerikli yayınlar

konseyin yetkileri ve yaptırımları konularında

işkillenecek olan yasa iktidar ve muhalefet partilerinin

uzlaşması sonucunda kesinlik kazanacaktır.

(108) KABAÇALI Alpay, "Yeni rd-tv yasası hazırlanır­ ken", Bayr am Gaz et es i , İstanbul, 5 Nisan 199^'. A) Siyasal Partilerin özel Televizyon ile ilgili Gör üşler i

TRT'nin elindeki verici istasyonlarının PTT*ye

devrinden sonra, özel televizyon konusu ilk defa 1989

yılının Mart ayında dönemin Başbakanı Turgut özal’ ın bir yurt

dışı gezisinde yaptığı açıklamada gündeme gelmiştir>

özal yaptığı konuşmada, PTT'nin yapacağı teknik

altyapı yatırımları ile televizyonun 10-15 kanala

Çıkartılacağını ve bu kanalların acık arttırma usulu ile

satılacağını açıklamıştır. Oysa Turgut özal’ ın iktidar

Partisi olmadan ö n c e , .Anavatan Partisi'nin parti programında

ve 1987 secim beyannamelerinde özel televizyon konusunda

hiçbir görüşe yer verilmemiştir. (109:)

Teknolojinin hızlı gelişmesi bakımından kanunlarında

değişmesi fikrinde olduğunu açıklayan özal, özel televizyonun

gerekliliğini savunarak Anayasa değişikliğinin yap1 1 masından

kaçınmayacaklarını söylediği halde, (110) ne başbakanlık döneminde ne de cumhurbaşkanıığı döneminde böyle bir girişimde bulunmamıştır.

Anap'ın iktidar olduğu dönemde ana muhalefet partisi konumundaki SHP lideri Erdal İnönü, çoksesliliğin sağlanması

Ve demokrasi için özel televizyonları desteklediklerini

ık1amakt adır.

(109) öKTEM Niyazi, "Radyo tv tekeli ve siyasal partiler", İlet işim Araştırma , iletişim Araştırmal arı Derneği (İLAD) Bülteni, İstanbul, S. 1, 1989, s. 1. (110) "özel tv' ye yeşil ışık", Cumhur i yet Gaz et es i. , İstanbul, 9 Haziran 1990. -258- SHP'nin program ve secim bildirgelerinde tekelci yaklaşım içinde özyönetim ve özdenetime dayalı özerk bir devlet televizyonunu benimsediği gör ül mekt ed i r . (111.')

Demokratik Sol Part i'nin 1987 seçim bildirgesinde ilk defa olarak bir yandan yansızlık ve özerklik güvence altına alm irken, diğer yandan rd televizyon istasyon ve yayınlarına izin verilmesi konusu parti görüşü olarak kabul edilmektedir.

Gelenek ve İslami değerlere saygılılık politikası

izleyen Refah Partisi de statükonun korunmasından yanadır.Ancak ileride aşamalı olarak serbest televizyon

sistemine qeçilmesinin sakıncalı olmadığı görüşünü benimsemiş

bulunmaktadır. ( 112) Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel,

1989 yılında özel televizyonla ilgili yaptığı açıklamada,

Türkiye'nin bugün için koşullarının özel televizyona uygun

1 madığını belirtmiştir. (113)

Magic E

tar11 şmalar mı gündeme getirmesiyle tüm partiler anayasa

değ i ş i k1 iği görüşünde birleşmiştir. (114) SHP, 1990 Temmuz

ö>ında TRT dışında tarafsız yayın yapacak şirketlerin kuru­

luşlarına izin veren anayasa değişikliği önerisinde, de~

Gme "özerk Yüksek Kurul" önermektedir. (115)

<111) ÖKTEM, A. q. m. , s.l. (112) ÖKTEM, A.g.m., s . 11. (113.) "Türkiye'de özel televizyon koşulları oluşmadı", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 28 Eylül 1989. (114.) “TRT tekeline ortak tavır", Cumhur i yet Gazetesi İstanbul, 27 Temmuz 1990. (115.) "Tv'de devlet tekeli kalksın", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 28 Temmuz 1990. -259- B. DYF'-SHP Koalisyon Hükümet i'nin özel Televizyon Konusundaki Calısmaları

20 Ekim 1991 Genel Seçimleri ile koalisyon kurarak iktidar olan DYP VE SHP, seçim bildirgelerinde açık olarak

özel televizyon ile ilgili değişiklikleri anlatmasalar bile iktidar oldukları dönemde özel televizyon konusunda

çalışmalar yapmaktadır 1 ar.

özel televizyonun nasıl olması gerektiği hakkında

çeşitli çevrelerin ve ilgili birimlerin yoğun çalışmaları, g ö r ü ş bildirilen paneller, kamuoyuna sunulan raporlar, y a l n ı z c a tartışmalar çerçevesinde kalırken, TBMM Başkanı

Hüsamettin Cindoruk 1992 yılının Ocak ayında, TRT'nın

t e k e l i n i kaldırmak için yasal düzenleme yapacaklarını

açıkİamıştır. Cindoruk kendisine yakın olan bazı iletişim

uzmanları tarafından hazırlanan tv yayınlarında "devlet

t e k e l i"nin kal dır1 1 masına ilişkin anayasa değişikliği ve bu

'"•■onudaki yasal düzenlemelere ilişkin önerileri 9 Ocak 133^

t a r i h i n d e Meclis'teki siyasi parti gruplarına göndermistır.

Televizyon istasyonlarının devlet gözetiminde

kurulmasını, tarafsız yayın yapılmasını sağlayacak tüzel

kişilikler halinde yönetilmesini öngören taslak, TRT'yi

yeniden özerk hale getirmektedir.Televizyon yayını yapmak

isteyen anonim ortaklara, yazılı başvuru üzerine RTYk nun

teklifi ve Bakanlar Kurulu kararıyla 6 yıl için izin

verileceği ve bu iznin yenilenebileceği önerilmektedir.

—260" Hüsamettin Cindoruk, İstanbul üniversitesi BYYO

öğretim üyelerine hazırlattığı ' bir başka taslağı da 14 Ocak

1992 tarihinde siyasi parti gruplarına ve basın mensuplarına göndermiştir.Televizyon yayınlarının düzenlenmesi ile yurt içine ve yurtdışına yayın yapılmasının devlet tekelinde

olmasını, televizyon yayınlarının TRT tarafından

gerçekleştirilmesini öngören taslakta, TRT'ye sahibi olduğu

kanallardan üçüncü kamu veya özel hukuk tüzel kişilerine

kiralama yetkisi v e r ilmektedir. Taslakta, kablolu televizyon

yayını yapmak isteyenlerin TRT'den izin almak zorunda olduğu

bel ir t i 1mektedir.

özel televizyon konusunda, ulusal yayıncılık

misyonunu taşıyan TRT'nin çağdaş yapıya kavuşturulması, özel

televizyona izin verilmesi, yerel yönetimler, sendikalar, ve

bazı sosyal grupların kar amaçı gütmeyen yerel televi^yunlar

kurmaları hakkında üç ayaklı bir yapı önerilen taslakta

r r a n s a , Almanya ve İtalya'nın yayıncılıkta devlet tekelim

kaldırmasına yönelik örneklere de yer verilmektedir. <.11S)

Bunu Gazi üniversitesi BYYO öğretim üyelerince

hazırlanan taslak izlemiştir. Gerek Gazi, gerekse İstanbul

üniversitelerinde hazırlanan yasa taslağında TRT'nin bu

konuda üst makam olması ilkesi gözetilmektedir. <117)

<116.) UNuULAR Betül, "özel tv tartışması kızışıyor", Vgni Sünaydın Gazetesi , İstanbul, 16 Ocak 1992. <117.) TuRKKUSU Hakan, "özel tv'ye TRT denetimi” , nf=},nis^ ^ İstanbul, 26 Ocak 1992, s. 4:1 Ekonomi st Der a ı sı. t

-261- Cindoruk'un çal ışmalarının yaraşıra, DYF’-SHP koalisyon Hükümet i *nde Devlet Bakana olarak görev yapan

Gökberk Ergenekon, özel televizyon konusunda hükümet

-alışmalarını koordine edecek bir komisyon oluşturmuştur.

Ergenekon, özel televizyon ile ilgili kişi ve kuruluşlara yolladığı bir yazıyla görüş, bilgi ve değer 1endirmel er in i bi 1 d irmel er in i isteyen Ergenekon, anayasal ve yasal değişikliklerin en geniş tabana yayılması

xÇin çalıştıklarını, bu amaçla konu ile ilgili çalışmalar

Yapan ve aralarında iletişim uzmanları, öğretim üyeleri,

basın yayın yet ki 1 i 1 er inin bulunduğu kişi ve kuruluşlara

böyle bir yazıyı göndererek katılımlarını sağlamalarını

':,ngÖr mekt ed i r .

öte yandan, DYP ve SHP, özel televizyon

kuvulab i 1mesine olanak tanıyan Anayasa değişikliği önerisi

a2ırlamışlar dır. Tel evizyon yayınlarında devlet tekelini

un9'-'ren Anayasa’ n m 1 3 3 füncü maddesini yeniden düzenleyerek

evızyon istasyonlarının kurulusu, işletilmesi ve bunların

kamu elindeki araçlardan yarar 1 andır1 1 mal arının yasayla

bel ir1eneceği, anayasa’ nın değ iştiri 1mesinden sonra

-ikarıiacak bu yassada yayınların kamu hizmeti anlayışına,

anldtım özgürlüğüne ve cumhuriyetin temel ilkelerine uygun

Yapılmasının hedeflendiği bi 1 d ir i 1 mektedir . <1 1 8 )

( İ1S.> "DYP ve SHF'rden özel tv atağı", Hür r i yet Gazetesi , İstanbul, 7 Şubat 1992. Gökberk Ergenekon’’a iletilen öneriler arasında

TRT'nin özel televizyon konusunda yapılması planlanan anayasal ve yasal düzeni emel er 1 e ilgili olarak hazırladığı

öneriler, sekiz ana baslık altında toplanmaktadır. Yayın hizmetinin kamusal ağır 1 iğinin göz önünde bulundurulması

istenen öneride, yayın tekellerinin oluşmasını engelleyecek

hükümlere yer verilmesi gerektiği bel irt i 1 irken, televizyon

hizmetler inde uluslararası anlaşmalarla öngörülen devlet

sorumluluğunun ağırlık taşıması gerektiğine işaret

edilmektedir. (119!) Demir el tarafından kendisine 29 Mart 1992 tarihine

kadar çalışma süresi tanınan Ergenekon ve yasa taslağı

hazırljğlnı yürütecek çalışma grubu, iletişim sektörü ve

t'-'plumun çeşitli kesimlerinden gelen 150 dolayındaki cevap

asından B5 kadarını özel incelemeye değer bulmuştur. (120?

Yayın ilkeleri açısından en önemli rehber olarak

Av' upa Konsey i p n i n Sınırötesi Yayınlar Konvansiyonunu

kullanan çalışma grubuna gelen öneriler arasında bulunan

T-KSAMın önerisinde, TRTf nin mevcut statüsünün korunması

Yanında özerklik ilkeleri doğrultusunda yeni bir yasayla

düzenlenmesi belirtilirken, Kültür Radyo-Tv Kurumu CKRT>

<^1 altında bütün demokratik grup ve siyasi partiler arasında

G S i f 1 1' ı. ve çoğulculuğu koruyarak düşüncenin serbestçe

__^ ^ unu ve kültürün gelişmesi amacıyla yapılacak kamuya

(119.) "Radyo tv hizmet 1 er inde devlet sorumluluğu ol- sun", Cumhur ivet Gazetesi , İstanbul, 6 Mart 1992. (1^0.) ŞAHIN Haluk, "Radyo-tel evizyon yasası patinaj yapıyor", Cumhur i vet Gazetesi , İstanbul, 10 Mart 1992. acık radyo televizyon yayınlarından sorumlu, demokratik ka­

tılıma dayanan özerk bir kurum olarak düzenlenmesi gerektiği

bel ir t i 1mektedir. <121) Ulusal iletişimin gelişen iletişim

teknolojilerine uygun olarak yeniden düzenlenmesi ve elektro­

manyetik dalgalarla iletişim alnının bir bütün olarak ele

alınması gereğinden hareketle, çeşitli bakanlıkların bünye­

sinde bulunan iletişim kurumlar inı aynı çatı altında toplayan

ve yürütmedeki sorunları çözebilecek etkinlikte bir iletişim

Bakanlığı kurulması öngörülen TüRSAK önerisinde, TBMM'de sü­

rekli görev yapacak yasama sorunlarına sistematik çözüm sağ­

layan bir iletişim Komisyonu ve yargı alanında kitle iletişim

konusunda uzmanlaşmış İletişim Mahkemeleri ile Türkiye'de

elektromanyetik dalgalarla yapılan yayınların planlanması ve

tüm televizyon frekans dağıtımı, idari ve mali özerkliğe sa­

hip Türkiye iletişim Kurulu'nun yetki ve sorumluluğunda ol­

ması görüşü yer almaktadır.

ilk defa 11 Mart 1992 tarihinde Başbakan Demire!'e i-

1 et i 1 en özel televizyon yasa çalışmalarında özellikle üzerin­

de durulan konu, frekans kargaşası ol maktadır.Frekans dağılı­

mının yapılmadığı ve teknik alt yapıya yönelik somut önlemler

alınmadığı takdirde Türkiye'de bugün yaşanan kargaşanın hiç-

^«man sona ermeyeceği açıkİ anmaktadır. Cok sayıda verici—

nın plansız bir şekilde yerleştirilmesinden kaynaklanan "e-

1ektromanyetik kirlenmenin" önüne geçilebilmesi için şehrin

^P'~>grafik haritasının çıkarılması gerektiği, vericilerin

<İ2l) "Ulusal iletişimin yeniden düzenlenmesi ve radyo televizyon yasası için öneriler", TüRSAK, İstanbul, 4 Mart4_ 1992.*4 ı“ j >Zi •“> '264- vericilerin kesinlikle devletin olacağı söylenmektedir.

Daha önce iki ayrı yasa taslağı hazırlatan Cindoruk, televizyon yasası için öğretim üyeleri, bürokrat 1 ardan oluşan bir heyete hazırlattığı 83 maddeden oluşan yeni yasa taslağında, TRT'nin tarafsız ve özerk kamu tüzel kişiliğine s«hipr dokuz kişilik bir yönetim kuruluna sahip olması

öngörülmektedir. Cİ22) özel televizyon hizmetleri için 6 yıl olarak

belirlenen yayın izni RTYK'nun teklifi ile Bakanlar

Kurulu'nca verileceği, RTYK tarafından tahsil edilecek ticari

yayın için 500 milyon lira izin ücreti talep edilmektedir.

Taslakta, yasaya aykırı televizyon istasyonu

kuranlara ve işletenlere bir yıldan üç yıla kadar hapis

'-ezası ile, bu fiiller iç ve dış güvenliğin söz konusu olduğu

’-'l ağanüst ü, savaş ve sıkıyönetim süresince işlendiği takdirde

beş yıldan on yıla kadar ceza hükmü giyecek, ruhsatsız

televizyon kullananlara ise bir mi 1yonlİradan on milyon

1 ıraya kadar para cezası kesileceği yer almaktadır.

Yayınlarda kişilerin haysiyet ve şerefine dokunulması

veya gerçeğe aykırı hususlar bulunması halinde, düzeltme ve

'-evdp hakkı tanınan taslakta, milli güvenlik acısından

yayınların men edilmesi, hükümet bildiri ve konuşmaları da

<■ lk'k'.) "TRT'n in yapısı", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 30 Mart 1992.

-265- Yasada, TRT'nin reklam yayınlarının günlük yayın saatinin yüzde 10'unu, özel televizyonlarda ise günlük yayın saatinin yüzde 15rini geçmeyeceği belirtilmektedir.

Bolgesel yayınlarda ise, ticari özel televizyonların günlük yayın saatinin yüzde 20’ sini reklamlara ayırabi1ecekler i açıkİanmaktadır. Reklam yayınlarında halkı aldatıcı, yanıltıcı, haksız r e k a b e t e veya karsı1ıkİı cevaplaşmaya yol açan diğer ürün ya da hizmetleri kötüleyen, herhangi bir ürünün israfını telkin

Ya da ima eden, Sağlık Bakanlığınca reklamına izin verilmeyen tıbbi müst. ahz ar 1 ar a, alkollü içki ve bütün ürünlerine ve

9 en e1 olarak ü 1 k e n i n ekonomik d ur umun a z a r a r ve ri c i un surlara

yer verilemeyeceği yanında siyasi propaganda da yapılmayacağı

açık bir şekilde ani at1 1 maktadır-

Program arasında reklam yayınlanması, ancak 45 daki­

kadır.Uzun süreli programlar için program süresi elverdiği

'-'lçude, en az programın başlangıcından itibaren yirmi dakika

s'-'nra reklam aralığı açılabileceği, bir program içinde ikiden

*f ö ’•* 1 a*“ reklam aralığı açılmayacağı program aralarına alman

reklam aralıklarında üçten fazla reklam mesajı yayınlanmaya-

'-ağı hükümleri getirilmektedir.

Bölgesel alanda yayın izni verilebilmesi için, baş­

vuru sahibinin, haftalık yayın süresinin en az yüzde 20 ora-

nını> haberler ve ticari nitelik taşımayan bölge sorun ve

^•onularına tahsis etmesi şart koşulmaktadır. <123.')

<.123!> "İşte sahibini arayan rd televizyon yasa tasla­ ğı", Bizim Gazete , Gazeteciler Cemiyeti Yayın Organı, İstanbul, S .27, Eylül 1992, s . 14 -266- özel televizyon kurmak için başvuranlar, istasyonun

Türkçe adını yazmak zorundadırlar.İstasyon adlarının Türkçe

dilinden başka bir dilde olması halinde kuruluşa izin

ver i 1 memesi öngör ülmekted ir.

özel televizyon konusunda iki cephedeki yaklaşımların

■farklı olduğu, Ergenekon ekibinin topladığı görüşlerde

"kurallar koşulları belirlesin" fikri ön plana çıkarken,

'-indorukfun hazırlattığı taslaklarda daha çok TRT'deki yeni yapılanma üzerinde durulduğu söylenmektedir. (124)

Yasa konusunda ise iddialı giren hükümetin, önce

Anayasa değişikliğine gidilmesi yönünde çalıştığı,

Anayasa'ya aykırı yasa yapmanın suç olduğu gör üçü ağırlık kazanınca da bekle gör politikası uyguladığı ileri e ur ülmektedir. C125)

Devlet Ba kanı ve Hük ümet Söz c üsü Akın Gönen,

Bc.kan 1 ar Kurulu'nda görüşülen Radyo Televizyon yasa

«çı m m Mec 1 i s ' t e tartışmaya açılacağımı söylemektedir.

RTYK Başkanı Prof.Dr. Yılmaz Büyükersen, Türkiye'de

IJiel televizyonlara izin verilmesinin kaçınılmaz olduğunu belirterek, anayasa değişikliğinin kısa dönemde gerçekleşeceğine inanmadığını söylemektedir. (127)

(İ24) KüLDğLU Sina, "özel tv için taslak karmaşası", Cumhur i yet Gazet es i , İstanbul, 11 Nisan 1992. (İ25.J DEDEO&LU Taner, "özel tv çıkmazı", Milli yet Gaz et es i , İstanbul, 17 Eylül 1992. (İ26) "özel tv ve radyolar 1egal1 eşiyor", Yen i Günavdın Gazetesi , İstanbul, 22 Ekim 1992. (127) "Hükümet ile frekans pazarlığı", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 8 Ekim 1992.

-267- Ergenekon 1992 Ekim ayında Anayasa değişikliğinin

uzun süreceği gerekçesiyle, TRT yasasının 4. maddesini

değiştirerek, özel televizyon yayınlarını yasal 1aştırmayı

hedeflediklerini açıklamıştır. (128;)

Hazırlık çalışmaları süren yasa taslağında, kamu

televizyonlarının denetimi RTYK kuruluna verilirken, özel

televizyon yayınlarını gözetlemekle yükümlü bir kurulun

°1 uşturulması öngör ülmekted ir.

Başbakan Süleyman Demirel, TRT'ye yarı özerklik

verileceğini bildirerek, Devletten parasını alan her şekilde

serbest olamaz" demektedir. (129)

Bakanlar Kurulu'nda görüşülen taslakta, izinsiz ya da

SUreli iptal edildiği halde yayınını sürdüren kuruluşlara 1

mily,-•n dolar karşılığı Türk lirası para cezası verileceği,

kcırrıu ve özel televizyonların faaliyetlerini düzenlemek ama-

'-îyla devlet memuru olma niteliğine sahip 12 kişiden oluşan

11 p ___ , "d y° Televizyon üst Kurulu" kurulması kaydedilmektedir.

Kurulun hükümet, muhalefet, yargı, reklam kuruluşları

b cı _■ ı n, TRT, Telsiz Genel Müdürlüğü ve PTT'den birer, üniver­

sitelerden, özel yayın kuruluşlarından ikişer temsilcinin bu~

lunaı_ağı üst kurul üyelerinin ilke olarak 4 yıllık süre icın

Soreve çağırılacağı, ancak temsil ettikleri kurum ya da kuru-

tarafından süreleri dolmadan değiştirilebileceği bs?l ir t ilmektedir .

(lk'S) "özel radyo ve tv'ler yasallaşıyor", Cumhur i yet Gaz et es i , İstanbul, 18 Ekim 1992. ( İ29) " Demirel: TRT'ye yarı özerklik sağlıyoruz", Yen i Günavdın Gazetesi , İstanbul, 27 Kasım 1992. -268- üst kurul içinde gerekli görüldüğü takdirde, sayılan

ar 11ır1 1 ab i 1ecek en az 3 standart komitesi kurulması, yayın

standartları, hukuk standartları ve teknik standartlar olarak

adlandırılan komitelerden oluşacağı bi 1 d ir i 1mektedir.

Radyo ve Televizyon üst Kurulu'nun gel ir 1 e irnin,

ozrel televizyon kuruluşlarının brüt reklam gelirlerinden

kesilecek yüzde 5 ’ lik pay ile gerektiğinde Hazine tarafından

ayrılacak ödeneklerden karşılanmasını hükme bağlamaktadır.

ust kurulun görevleri arasında, ulusal ve yöresel frekans

P1 an 1 amal arını öncelikle yapmak, yurt iç inde yayın yapacak

kamu ve özel televizyon kuruluşlarının yayın izni ve lisans

talebinde bulunabilmek için yerine getirmeleri gerekli ön

şartları ve standartları saptamak, yayın kuruluşlarına,

çoğulculuk, tarafsızlık, hakkaniyet ölçüleri dahilinde yayın

izni ve lisans vermek, frekans ve kanal tahsis etmek,

kullanılması mümkün radyo ve televizyon frekans ve

kanallarını, yayın izni verdiği kuruluşlara 2 seneyi atmayacak süreler için kiralamak bulunmaktadır. <130)

Ayrıca taslakta televizyon yayınlarında Başbakanlığa b uy uk ,y, ı y e.(. j... ^ ver i ^ mekt ed ir. Bu bağ 1 amda, üst kur ul , yayıncılıkla ilgili anlaşmalara ancak Başbakanlığın onayıyla imza koyabi 1ecektir. Başbakanlığın öncelik ve imtiyazları başlığı altında toplanan ayrıcalıklar taslakta şöyle açık1anmakt adır:

<130) SAYIN Ayşe, "İzinsiz yayına dolarlı ceza", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 13 Kasım 1932. "Silahlı Kuvvetler ve MIT ile polis, meteoroloji,

hava ve deniz sey-ü seferi, acık öğretim gibi kamu

hizmetlerine yönelik halen yayın yapılmakta olan yayınlar, bu

yasanın kapsamı dışındadır. Benzer i kamu hizmetlerinin ifası

için, Basbakanlığın talebi üzerine, frekans ve kanal

tahsisleri ile yayın izinleri öncelikli olarak verilir.

Başbakanlık, frekans plani amasının gereklerini

dikkate alarak, TRT kurumu tarafından halen kullanılmakta

olan frekans ve kanalların aynen muhafaza edilmesine,

iptaline, arttırılması ya da değiştirilmesinde tek tasarruf

sahibidir". Ci3i:>

RTYK'nun yetki ve sorumlulukları konusunda herhangi

bir yeni düzenlemeye gidilmeyeceği, özel televizyon için üst

kurulu izninden önce RTYK’ nun ön onayından geçmek gerektiği

«ncak RTYK'nun yalnızca kamu televizyonundan sorumlu olacağı

bel ir t i 1mekt edi r. öte yandan Kültür Bakanı Fikri Sağlar, kültür ve sanat programları hazırlamak üzere özel televizyonlara

işbirliği önermektedir. (132!)

Cindoruk'un girişimiyle kamu ve özel televizyonların kuruluş ve işleyişlerine ilişkin yasal düzenleme konusunda oluşturulan partiler arası özel komisyon ilk toplant ısında

*zel televizyon yayınlarına izin verilmesine ilişkin Anayasa değisi kİ iği ile buna ilişkin yasal düzenlemenin birlikte yürütüleceği, Bakanlar Kurulu'nda bu konuda çalışma

(131) SAYIN, A.g.h. <1320 "özel t v'1 er 1 e işbirliğine hazırız", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 20 Kasım 1992. -270- yap1 1mayacağı kaydedi 1mektedi r .

DYP Grup Baskanvek.il i Güneş Müftüoğlu, üstünde

anlaşma sağlanacak metnin ortak öneri olarak TBMM

Başkan 1 ı fcj ı' na sunulacağını söylemektedir. <133)

Cindoruk başkanlığında 14 Ocak 1933 tarihinde toplanan parti 1 er ar ası komisyon, gerekli yasa taslağını hasırlamak amacıyla bir alt komisyon oluşturmuştur. Alt

komisyon toplantılarına gerektiğinde ilgili Devlet Bakanı

Gökberk Erqenekon ile uzmanların çağrılması da kar ar 1 aş. t ırılntı s t ı r . < 134 )

DYP'den Güneş Müftüoğlu, SHPpden Mümtaz Soysal,

CHP'den Uluc Gürkan, RP' den Melih Gökçek, finap’tan Oltan

Sungurlu'nun bulunduğu komisyon Hüsamettim Cindoruk'un yeni hazırlattığı 82 maddelik taslak ile, Ergenekon'un hazırladığı yasa taslağı temel alınarak Anayasa ve yasa değişikliği ilkeleri üzerinde siyasi partilerin görüş birliğine varması amacını taşımaktadır. (135!)

<133) "özel tv'ler komisyonu toplandı", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 22 Aralık 1992. <134) "özel radyo tv için komisyon", Milli yet Gazetesi. İstanbul, 15 Ocak 1993. <135) "Siyasi partilerden işbirliği", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 18 Ocak 1993.

-271- SONUÇ

İletişim teknolojisi "küreselleşmiş" dünyada sınır

tanımamaktadır. Sınırlarötesi yayıncılıktan Türkiye de payını

almış, devlet tekeli delinerek, teknoloji, hukuki düzenlemeleri qeçersiz kılmıştır.

özel televizyon pst 1 snıssıyl b. t el ev i*, yun yayıncılığında yaşanan karmaşaya bir son vermek için cağın

teknolojik, ekonomik, siyasal değişikliklerine uygun, liberal

ülkelerin normlarına yakın dengelerin saptanmasıyla hukuki yapısının kurulması gerekmektedir.

öncelikle gerçek dışı sınırlamalar yerine geniş anlatım ve iletişim özqürlüğü sağlayacak düzenlemelerin, teknolojik sonuca uygun bir hukukun yaratılması Türkiye'nin gündeminde beklemektedir.

Kaçınılmaz olarak evlerimize giren ve toplum tarafından benimsenerek sosyal bir olgu haline gelen u».el televizyonlar aslında özgürce değil, bir düzensizlik içinde serbestçe varolurken, haksız rekabet ile kazançlarını arttırmal arının yanısıra yayınladıkları yayınlarda hiçbir ilkeye uymadıklarından dolayı toplumsal açıdan olumsuz yende etkileri olmaktadır. Yapılacak olan düzenlemede en önemli değişiklik,

Anayasa'nin 133. maddesi'nde öngörülen televizyon

yayınlarındaki devlet tekelinin kaldırılmasıdır.

Radyo Televizyon Kanunu'nda da değişiklik yapılarak

özel televizyonların kurumlaşmasına izin verilmeli, buna

karşın televizyon yayınlarında "kamu hizmeti" görevini yerine

getirecek kamu televizyonunun varlığının korunması

9 e r e k me k t e d i r .

Liberal-- demokratik yapı gereği özel televizyonların

varliğx yadsınamayacağı gibi yine kamu yararı gözardı

®dilmeksizin demokrasinin "çokseslilik" anlayışına uygun bir

Yapılanmaya gidilmesi zorunlu olmaktadır.

"Çokseslilik", "çoğulculuk" kavramlarının televizyon

Yayıncılığında izleyiciye daha çok seçenek ve kaliteyi

«r 111 r-rna gibi olumlu fonsiyonları olsa da özel televizyon

kargaşasında yaşadığımız çoğulculuk değil, kanal sayısındaki

çokluk" ol maktadır.

Bu bağlamda, liberal yapının serbest rekabet düzenine uygun, gerçek çoğulculuk ve çokseslilik ortamını yaratmak

«'.ısından televizyon yayıncılığında teknolojinin sağladığı

'-'lanaklarla ülke gerçeklerinin bağdaştırılmasından hareket edilerek ulusal ve kültürel bütünlük yanında ekonomik ve siyasal alanda haksız rekabetin önlenmesi dikkate alınarak belli ilkelerin saptanması gerekmektedir. özel televizyon yaymc 11 ıgma izin verilen ülkelerde bir kamu televizyonu mutlaka korunurken, devlet tekeli bittiği yerde uluslararası tekellerin önlenmesi yönünde caydırıcı önlemler de alınmaktadır.Yıkılan tekellerin yerini

çokuluslu ortaklıkların denetimi almaması konusunda yasal

düzenlemenin yapılması şarttır.

Siyasal iktidarın da gerek özel gerekse kamu

televizyonları üzerindeki etkisi sıf ır1anmalı, yasal

düzenlemedeki amaç, insanların gerçekleri öğrenebileceği bir

iletişim ortamının oluşması olmalıdır.Kamu hikmet

yayıncılığının tek güvencesi olarak "özerklik ve

"tarafsızlık" kavramlarının göz önünde tutulmasıyla siy^s^l

iktidarın baskısından uzak, yayıncılığın gereklerine g.re

davranan bir kuruluşun yaşama şansı olabilir.

Bu acıdan bakıldığında, TRT'yi onarmalı, id*ri ve

mali konularda özerk ve tarafsız bir yapıya sahip olmasını

sağlamalı, siyasal iktidarın baskısından armdırmalı,

özelleştirilmesine karşı yasal tedbirler koymalı, ticari

amaçla değil, toplumsal eğitime ağırlık verecek, rekabet

olmaksızın halka çok seçenek götürecek, kısa vadede değil,

uzun vadede insanların seçim hakkını kullanmasına izin

verecek, kaliteli, düzeyli yerli programlara ağırlık veren

saygın bir kimlik kazanması sağlanmalıdır. Ulusal çapta yayın yapan yeniden yapılanma sürecine

giren kamu televizyonu TRT ile ticari amaç 1ı özel

televizyonların yanısıra yerel televizyon yayıncılığı

konusunda yerel düzeyde yayın yapacak kuruluşlara da izin

ver i 1 mel i d i r .

Anayasa'nm değiştirilmesinden hemen sonra yapılacak

en önemli konulardan biri de televizyon yayınlarını mali,

idari, ve programların içerikleri konularında düzenleyecek ve

denetleyecek bir kurumun oluşturulması olmaktadır. Bugünkü

yasada yer alan Radyo Televizyon Yüksek Kurulu'nun yerini

alacak fakat ondan farklı olarak yetkilerle donatılmış özerk

ve tarafsız Ulusal Radyo Televizyon Konseyi'nin çalışmalarına

başlamasına olanak sağlamaktır. Siyasal iktidarların

etki ieyemeyeceğ i, özel televizyon yayıncılığı yapan

kuruluşlara lisans verecek, gerektiğinde ceza uygulaması

da kapatma gibi yaptırımları olacak Konsey, aynı zamanda

yayın ilkeleri ve programların içerikleri konusunda da tek

'-'t ur ite ol acakt-1 r .

Böyle bir kuruluşun üyelerinin toplum içindeki çok

çeşitli kurum ve kuruluşlarından atama yoluyla değil, seçim yoluyla gelmesi uygun olmaktadır■Konsey üyelerinin hiçbir kurumun etkisi altında kalmaması açısından görevleri suresince diğer iş ilişkilerinin kesilmesi düşünülmektedir. özel televizyon yayıncılığında saptanacak ilkelerde

sadece ulusal boyutta düşünülemeyeceğinden, evrensel

geçerlilik ölçüsünde günün şartlarına uygun ve her değişimde

kendini yenileyebilen bir yapılaşmaya gidilmelidir.

Televizyon alanındaki düzenlemelerde temel hedefin

insanların tüm gelişmelerden özgürce haber alması konusunun

güvence altına alınmasıdır. Genelde içinde yasadığımız özel

televizyon kaosunda ticari amaç ile televizyon yayınlarının

eğlenceye yönelik olduğu g ö r ülmektedir.Televizyonun temel

işlevi "haber verme", "eğitme", "aydınlatma" konularının

yasalarla teminat altına alınması sağlanmalıdır.

Evrensel boyutta meslek ahlakı kurallarının oluşması

ve uygulanması ilkelerinin benimsenerek, Türkiye'nin de

altına imza koyduğu Avrupa Konseyi'nin 5 Mayıs 1939 tarihli

"Avrupa Sınır ötesi Televizyon Sözleşmesi" ile Avrupa

Top1uiuğur nun 3 Ekim 1989 tarihli yönergesindeki normlara

uygun davranmamız kaçınılmazdır.

Frekans haritasının yapılması ve frekans dağıtımı

ile reklam konularında sınırlamalar getirilirken, program

içerikleri ve yabancı kaynaklı programlara belirli oranlarda

kota uygulanmalıdır.Bunun yanında televizyon yayıncılığında güçlü bir altyapı kurulması ile televizyon personeli yetiştirme konularında da atilimi ar yapılmalıdır. Çok boyutlu ve objektif tabanlı bir bakış acısından

yaklaşılarak yapılan yasal düzenlemelerin özel televizyon

yayıncılığında toplumsal dengeleri rahatsız etmeyeceği,

aksine belirsizliklerin kaybolması ile yaşanılan kargaşanın

yerini düzenliliğe bırakacağı yadsınamaz bir gerçektir.

Teknolojinin hukuku etkisiz halde bırakması yanında

-osyal bir talep olarak ortaya çıkan özel televizyon yayıncılığından kurtuluş yoktur.

Bir an evvel gecikmiş yasal düzenlemelerin yapılması

için öncelikle Avrupa televizyon yayıncılık sistemlerinin

Türkiye yayıncılığına uyarlanması gerekmektedir.

Yaşamımızın her alanını kaplamış bulunan özel televizyon için oluşturulacak yasanın, yarın nasıl yalayacağımıza bir cevap vermek açısından taşıdığı anlam b üy u |< o 1 ma k: t a d ı r . KAYNAKÇA

KİTAPLAR

ADORNO Thedor W., Horkheimer, Dialectic of Eniiahtenment. Ailen Lane, London, 1973.

BURKİT Alan, "Cable and Satel1 ite Tv". W.H.Ailen, London, 1936.

COUNCIL of Europe, "Parl iamentary AssembI y Recommendat ions and resolut ions adopted by the Parliamentary", Assembly of the Council of Europe in the media field, Strasburg,

1991.

L-URRAN James, Michael Gurevitch, Janet Woollacott, "Mass Commun icat ion and Society", Open Unıversıty Set Book, Edward Arnold, in assocition with the Open University Press, 1987.

------f Jean Seat on, "PQV_er_ yithout. Responsibil ity The Press and, Broad^aştiJTgL İÜ Br itain", Methuen, London, New York, 13Bj .

- "Dördüncü Beş Yıllı k Kal kınma P1 an ı DPT Yayınları, Nos 1164, Ankara, 1978.

ESSLÎN Martin, Htıg. Çn* '~f Tel ev i s i on " , . Ui. H. Freeman and Company, San Fransisco, 1982.

European File, " T owar d s a_ 1 arge Eur opean aud i ov i su el. mar ket11 Commission of the European Communit ies, Şubat, 19S8.

FISHER Desmond, "The R i q h t t o Commun i cat et A Şt at us Report". UNESCO, Reports and Papers on Mass Commun i c at i on, No:94, Par i s.

FRECHES Jose, "Kablolu Tv", İletişim Yayınları, Presses Universitarires de France, İstanbul,

1991.

GRANHAM N. , "Struçtures of Tv", British Film Institute, London, 1978.

6DDDWîN Andrew, Garry Whannel , "Understandinc}. Tel evi s i on11. Routledge, London, 13 30.

-278- GöNLüBOL Mehmet, "U1 usl ar ar ası F'ol it ika" . S. Yayınları, Ankara, 1379.

HOLS'ÎNGER Ralph L. , Ed.Peter Sandman, "M.edia La w". Random Horse, New York, 1987.

HOOD Stuart, Garet O'leary, "Sestions of Br oadcasting", Methuen, London, 1990.

İÇEL Kayıhan, "Ki11 e Haber 1 eşme Hukuku". İstanbul üniversitesi Yayınları, No: 3302, İstanbul, 1985.

ILAL Ersan, "İlet işim Yığınsal 11 et i m Araç 1 arı ve Toplum", Der Yayınları, İstanbul, 1989.

1 k inci Beş Yıllık Kal kınına P1 an ı " , DPT Yayınları, Ankara, 1967.

KATSH M. Ethan, "The Electronic Med i a and the T r ansfo r m a r t i on o f Law" , 0xford University Press, New Yor k, 1989.

KAYA Ras i t, "Ki 11 e İlet isim Sistemi er i ", Teori Yayınları, Ankara, 1385.

KOFLER Birg i t, "Database on Broadcast ing Laws in klestern Europe and North Amer ica" , UNESCO Commun i c at i on D i v isi on , Par i s, C II /COM, 1931 .

LAMBERT S t e p hen, "Channel Föur". BFI Publishing, London, 1382.

LARSEN Peter, " Import/ Ex port: Internet i on a1 Fİ ow of Television Fi c t i on", UNESCO, Reports and F'apers on Mass Commun icat i on, No: 104, Paris, 1330.

L ANGE Andre, Jean Llic Renaud, "The Fut ur e of the Eur opean Aud i ov i suel Industr y". The European Instıtute for the media, Manchester, 1383.

MACBRI DE Sean, "Manv Voices. one worİd", UNESCO, Paris, 1384.

MACDONALD E

NEGRINE R . , "Polit ics and the Mass Medi a in Br itain" Routledge, New York, London, 1989.

ÖKTEM Niyazi, "Hukuk Fel sefesi ve Hukuk Sosyoloj i- si" , Beta Yayınları, İstanbul, 1988.

"Radyodan TRTTye" . TRT Basım ve Yayın Müdürlüğü Yayınları, Ankara, 191.

RENAUD Jean-Luc, "The US Tv Industry faces the HDTV Chal 1 eng'e” , Advange Television Markets, London, Kasım, 1991.

RÎGEL Nurdoğan, "Elektroni k Rönesans" , Der Yayınları, İstanbul, 1991.

SCHRAMM W i 1 bur, "The Effects of Mass Medi a In format i on Er a" , "Harol d D. Laswell, Daniel Lerner, Hans Speier CEd) Propaganda an d Commun i c at i on i n Hor İd H i story, APluralizing World in Information, Volüme III, The Un iver si ty Press of Hawai, H ıiı n o 1 u 1 u, 1980.

SHERMAN Barry L . , "Telecommun i c at i ons Management The Broadcast-Cable Industr i es" , McGraw-Hill Ser i es in Mass Communi e at i on, New York, 1987.

b ID AK J. Gregory, ' Br o ad c a s t M e w s ' T h e American Enterprise, Washington, Mart/Nisan, 1992

STEVENSON Robert L . , "Commun i c at i on, Development and The Third Ulor İd" , Longman, New York, London, 1988.

SWALLOW Nor man, "Tel ev i z vonun Ger çek Gücü" , İstanbul Reklam Yayınları, No: 32, İstanbul.

ŞAHIN Haluk, "Yen i 11 et i sim Ortamı Demokrasi ve Basın özgür 1üciü" , Basın Konseyi Bilimsel Araştırması, İstanbul, 1991.

TEKİNALP Ser min, "El ekt r on i k Kitle 11 et i m ve Dea isim" Beta Yayınları, İstanbul, 1990.

TOFFLER Alvin, "Yen i Güç 1 er. Yen i Soklar" , Altın Kitaplar, İstanbul, 1992.

-280- TOKGüZ Oya, "Türkiye ve Ortadoğu ülkel er inde Radyo ve Televizyon". Ankara ün. SBF Yayınları, 1972.

TOPUZ Hıfzı, "Devletlerarası İlet işim Hukukuna Doğru" , Murat Sarıca Armağanı, Aybay Yayınları, İstanbul, 1988.

------f "Recent Develöpments Concerning The Stat us, Rights and Respons i b i 1 i t- i es of Journal İst" , UNESCO, Paris, 1987.

------1 "Yar ınm Radyo Tel ev iz yon Düzeni 11 , TüSES-lLAD ortak Yayını, İstanbul, 1990.

"TRT 1992 Genel Yayın F'l an ı" , TRT Basım ve Yayın Müdürlüğü Yayınları, No: 237, Ankara, 1992.

11T ür k i ve Radyo ve Tel ev iz yon Yasası " , Yasa No: 2954, Kabul Tarihi: 11 Kasım 1933, R.G.de yayın: 14 Kasım 1983, sayı: 18221 mük., Basın Yayın Y a s a1 arı, Yasa V a yın1 a rı, 1 s t an b u1, 133o.

" Tür k i ve Cumhur i yet i Anayasas ı " , Yasa Mor, 2709, Kabul tarihi: 7 Kasım 1982, R.G.de yayın: 9 Kasım 1982, sayı: 17863 mük., Yasa Yayınları, 1 s t a nbul, 1985.

TUN3TALL Jeremy, "The Med i a i n E-tr i t a i n " , C om m u. n i c a t i o n—S o c i e t y S e r İ. es, L o n d o n , 1983.

TYDEMAN John, Ellen wTakes Kel m, " Ne w Med i a in Eur ope o a t e 1 1 ites Cab 1 e, VCRs, Videotev; " , McGraw— Hill Book Company, London, 1986.

17 say ılı Radyo ve Tel ev i z yon ver i c i istasyonl ar ım n F'TT işi etmesi Genel Müdür 1 üğü tarafından kurul ması ve i sİ et i 1mesi ile i 1q i 1 i kanun. Resmi Gazete, No: 20056,21 Ocak 1989.

VARİS Tap i o, "The International Fİow o f Tel evision F'r ogr ammes" , Report and Paper s on Mass L.'ommun i c at i on , UNESCO, No: 100, Paris.

^ Kaarle Nordenstreng, "Television Traf f ic-A one way street?" , Reports and Paper s on Mass Communicat i on, UNESCO, No: 70, Par is.

-281- MAKALELER

Gazeteler

"Abdest kaçırmayan tv ne zaman kurulacak? ", Cumhur i- yet Gazetesi , İstanbul, 4 Şu.bat 1992.

"Ahmet Bey'in Tv'si tamgaz" , Hürr iyet Gazetesi , İs­ tanbul, 28 Mayıs 1992.

"Ahmet'in televizyonuna güveniyorlar", Sabah Gazete- s i . İstanbul, 2 Temmuz 1992.

"Ahmet öz al, Magic Box' a resmen ortak", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 29 Mart 1991.

"Ahmet öz al Demir el'den televizyon izni aldı", Hürr i - yet Gaz et es i , İstanbul, 15 Nisan 1992.

"Ahmet özal ifade verdi", Cumhur iyet Gazet esi , İs­ tanbul, 15 Eylül 1992.

"Ahmet özal''dan Teleon'a engel", Cumhur i yet Gazetesi İstanbul, 19 Ocak 1992.

AKGONER Tayfun, "Radyo Televizyon Yüksek Kurulu’ nun 4 üyesi Değişiyor", Mili iyet Gazetesi , İs­ tanbul, 18 Oc ak 1988.

f "Duygulandıran tv, düşündüren gazete" 11 et im Gazetesi , l.ü.BYYD Gazetesi, İstanbul, 15 Nisan 1992.

AKMAN Nuriye, "Vergi affına karşıyım", Hür r i yet Gazetesi , İstanbul, 15 Mart 1992.

AKYOZ 1 dr is, "İlk Türk uydusu 1992fde uzayda", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 17 Şubat

1989.

ALDüğAN Yazgülü, "özel tv'lere çeki düzen", Yen i Günaydın Gaz et es i , İstanbul, 13 Ocak 1993.

"Anlaşmayı bozan yandı", Cumhur i yet Gazetesi , İs­ tanbul, 28 Şubat 199ü.

APAYDIN Oktay, "Karlı ekrana son", Hürr i yet Gaz ete- Ş_i_ , İstanbul Eki , İstanbul, 27 Eylül 1992. ARIN Süha, "özel tv'ler", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 15 Ekim 1991.

"Asianpayı özel tv'lerin", Cumhur i yet Gazetesi , İs­ tanbul, 7 Gcak 1993.

"AT and HDTV Standarts", International Herald Tr ibune Paris, 19 Kasım 1992.

AYDIN Aybay, "Cumhuriyet ve bağımsızlık" , Cumhur i- yet Gazetesi , İstanbul, 28 Ekim 1989.

AZİZ Aysel, "Nasıl bir televizyon düzeni", Cumhu- r iyet Gazetesi , İstanbul, 23 Ocak 1991.

ÖNDER Baloğlu, "Anadolu üniversitesi, Ingiliz Tv'sine program yapıyor", Cumhur iyet Gazetesi İstanbul, 2 Mart 1992.

BARAMSEL Ali, "Radyo Televizyon Yüksek Kurulu 7 ya­ şında", Bayram Gazetesi , İstanbul, 17 Nisan

1991 .

"Basın reklamları tv’ den daha etkili", Hürriyet Gaze­ tesi , İstanbul, 23 Şubat 1992.

" BBC özelleşti r i 1 eb i 1 i r " , Mi 3. 1 i yet Gazetesi , I s t an - bul, 27 Kasım 1992.

"Batı'da yeni din arayışları", Mi 11 i yet Gaz et esi , Fiesta eki, İstanbul, 7 -Şubat 1993.

BATMAZ Veysel, "özel televizyona genel yaklaşım", Cumhur i yet Gaz et es i f İstanbul, 15 Mart

1991.

"Belediye çanakları artık yasal", Cumhur i yet Gazetesi İstanbul, 22 Şubat 1991.

"Belediyeler umutlu", Cumhur i yet Gaz et es i , İstanbul, 24 Eylül 1990.

"Belediyeler uydu yayına hız verdi”, Cumhur i yet Gaz e- tesi , İstanbul, 25 Mart 1991.

BERKAN İsmet, "Uydu yayında karmasa", Cumhur iyet Ga- zetesi , Dergi eki, İstanbul, S. 210, 18 Mart 1990. "BRT halka ulaşamadı", Milli yet Gazetesi , İstanbul, 5 Kasım 1992.

"Bu kanallar İstanbul'a özel", Hürr iyet Gazetesi , Televizyon Eki, İstanbul, 3 Kasım 1992.

"Bursa çanağı", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 27 Kasım 1990.

"Bursa'dan özel' tv", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 9 Ocak 1992.

"Cem Uzan'ın gözü zirvede", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 13 Ağustos 1990.

CANBAZOSLU Cumhur, "Ekranlar duvarlara asılacak", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 24 Ağustos 1990.

"Çanak antene bandrol", Cumhur i yet Gazetesi , İstan­ bul, 21 Ocak 1992.

"Çanak antende rekor", Hür r i yet Gaz et- es i , İstanbul, 19 Aralık 1990.

"Çanak anten serbest", Cumhur iyet Gazetesi , İstan­ bul, 21 Mart 1991.

"Çanak anten standardı yok", Hürr iyet Gaz et es i , İs­ tanbul , 23 Kasım 1990.

"Çanak çatılarda patladı", Cumhur iyet Gazetesi , İs­ tanbul, 8 Mayıs 1990.

"Çanak için imza toplanıyor", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 14 Aralık 1990.

"Çanak satışında belediye kaygısı", Cumhur i yet Gaz e- tesi , İstanbul, 14 Mayıs 1990.

COLASAN Emin, "Bu neyin gizliliği", Hürr i yet Gazete- şi_ , İstanbul, 10 Mayıs 1992.

, "900 rezaleti devam ediyor", Hürr i yet Gazetesi , İstanbul, 2 Ocak 1993.

, "Karayolları ve PTT'de kara lekeler", Hürr ivet Gazetesi , İstanbul, 28 Eylül 1991.

, "Paketten ne çıktı", Hürr i yet Gazete-, s i , İstanbul, 19 Ocak 1992.

-284- DASDEVl'REN Emre, "özel televizyona genel yaklaşım", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 31 Aralık

1991.

DEDEOSLU Taner, "özel tv çıkmazı, Gazetesi , İstanbul, 178 Eylül 1992.

------F 11 TBMM 'den paralı yayın", Mili i yet Gazetesi , İstanbul, 6 Şubat 1992.

"Demirel: TRT'ye yan özerlik sağ]ıyoruz", Yeni Günaydın Gazetesi , İstanbul, 27 Kasım 1992.

"Dijital televizyonda bayrağı ABD taşıyor", Cumhur i- yet Gazetesi , İstanbul, 26 Mart 1992.

"Diyanet: özel tv'ler halka zehir saçıyor", Cumhur i- vet Gazetesi , İstanbul, 20 Şubat 1992.

DOĞAN Yalcın, "özel televizyon ve yeni TRT", Mil- 1 jyet Gazetesi , İstanbul, 22 0cak 1992.

"DYP ve SHP?den özel tv atağı", Hürr i yet Gazetesi , İstanbul, 7 Şubat 1992.

DORSAY Atilla, "Ekranlarımız film çöplüğü mü?", Cumhur iyet Gaz et esi , İstanbul, 11 Eylül 1992.

Dündar Uğur, "TRT nereye gidiyor?", Hürriyet Ga~ z_e_t_e_s i_ , İstanbul, J ju b a t 1992.

"E fe!n:i.n tele v i z y o n u s u p e r m a r ket " , Hür r i yet Gaz e-- tesi , İstanbul, 30 Eylül 1992.

E KSİ Oktay, "Sözen mi haklı, M a g i c Box mı?" , Hür r i yet Gaz et es i , İstanbul, 23 Eylül 1991.

"Ekran yarısına Meclis’’de girdi", Sabah Gazetesi , İstanbul, 19 Ekim 1992.

"Ekranda telefonlu yarışma artık yasak", Hürr i yet Gazetesi , İstanbul, 2 Ocak 1992.

ELDEM Burak, "Uydular Türkiye'yi bırakıyor", Cum­ hur iyet Gazetesi , İstanbul, 18 Haziran 1990. ^ nj^lg |.:;acjar çanak, o kadar kanal", Cum­ hur i yet Gazetesi , İstanbul, S Mart 1991.

ERCİ YAS Hüseyin, "TRT'nin vericileri hala PTT'de", Cumhur i yet Gaz et es i , İstanbul, 25 Nisan 1992. -285------y Ayşe Sayın, "Kablolu tv düğümü", Cumhur i yet Gaz et es i , İstanbul, 2 Temmuz 1992.

"Erdem hakkında suç duyurusu", Cumhur iyet Gazetesi İstanbul, 21 Ocak 1992.

"EUREKA: Yenilik ve buluş histerisi", Cumhur i vet Gaz et es i , İstanbul, 11 Ekim 1939.

EYüBOSLU Ali, "Tv'lerin reklam savası", Mili ivet Gazetesi , İstanbul, S Mart 1992.

FARAC Mehmet, "Apartmanda tv istasyonu", Cumhur ivet Gazetesi , İstanbul, 20 Temmuz 1992.

______, "Sanlı Urfa'nın şanlı tv'si", Cumhur i- yet Gazetesi , İstanbul, 9 Temmuz 1992.

"Feyman ifade verdi”, Cumhur i.yet Gazetesi , İstanbul, 25 Ocak 1992.

"Flash Tv?den sessiz hazırlık", Mili i yet Gazetesi , İstanbul, 17 Haziran 1992.

GEDİK Zafer, "Teleon’a devlet teşviği", Yen i Gü- navdın Gazetesi , İstanbul, İS Şubat 1992.

"Gecekondu tv'ler", Cumhuriyet Gazetesi , İstanbul, 7 Ağustos 1992.

GERAY Haluk, "TüRKSAT iptal ediliyor", Cumhur ivet Gaz et es i j_ İstanbul, İS Nisan 1992.

GÖNENSİN Okay, "özelleştirme ve özgürlük", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 17 Aralık 1990.

------f »özel tv", Cumhur i yet Gazetesi , İs­ tanbul, 24 Şubat 1992.

GöNüLLü Tayfun, "Kablolu Tv İstanbul ekranında", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 16 Ocak 1992.

-----, "PPT, 120 milyara 10 uydu kanal kiraladı", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 3 Şubat 1992. -----f "TüRKSAT'a harcanan para 200 milyon dolar", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, İS Hart 1992.

"TORKSAT Projesi PTT'yi açtı", Cum-

nurıveı 1.3 c t x- L- t- U. J. 1990.

----- f "TORKSAT Cum- hur ivet Gazetesi 1990.

GüLER Mehmet, "özel tv1 r i vet Gazetesi ,

"Güzellik yarılmasıyla Magic Box'ın reklam atağı", f:ı ımhur i yet Gazetesi , televizyon eki, İs­ tanbul, Mart 1391.

HARW00D Richard, "The U.S. Media Addiction may be beqinrıinq t o fade", Internat i on al Her al d Tr i bu. ne , Paris, 9 Eylül 1992.

HAYAL Musa, "Ahmet öz al beraat etti, T ür k i ye Ga- z e t e s i , İstanbul, 15 Ar a1 ık 199^.

"Hükümet halktan bir şeyi er gizliyor", Milliyet. Gaz e- tesi , İstanbul, ly Ocak: 1991.

"Hükümet ile frekans pazar lığı", Cumhur iyet Gazetesi İstanbul, S Ekim 1992.

" Interstar ■ dan Show Tv’ te 120 milyarlık dava", Hürr i~ vet Gazetesi , İstanbul, 15 Ekim 1992.

" Interstarpın ilanı", Cumhur i yet Gazetesi , 17 Hazi­ ran 1992.

"İki özel tv için araştırma", Mili iyet Gazetesi , İs­ tanbul, 1 Ekim 1992.

"İlk hedef 5 milyon izleyici", Cumhur i yet Gazetesi. , İstanbul, 10 Mayıs 1990.

"İmaj Tv qerçek bir teknoloji harikasını Türkiye'ye "qetiriyor", Sabah Gazetesi , İstanbul, 31 Kasım 1 9 9 2 . "imar Bankası ve Star l'den ac-ıklama", Cumhur i- yet Gazetesi , İstanbul, 12 Ocak 1992.

İPEKESEN Erdal, "TRT'nin günlük reklam gelirleri 2 milyar", Hürr i yet Gazetesi , İstanbul, 19 Nisan 1992.

------f "trt dünyanın ikinci büyük tv'si", Mi İli yet Gazetesi , İstanbul, 29 Nisan 1992. "İslamcı televizyon sonbaharda", Cumhur iyet Gazetesi İstanbul, 22 Mayıs 1991.

"İstanbul'da çanaksız Star 1 yayını", Cumhur i yet Ga- z et es i , İstanbul, 17 Kasım 1990.

"İzmit'te çanak uydu yayını", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 1 Ocak 1991.

"İzmit'te çanak antenin bir yılı", Cumhur iyet Gaz et e- s i , televizyon dergisi eki, İstanbul, 14 A r a 1 ı k 19 9 U»

KABACALI Alpay, "Yeni rd~tv yasası hazırlanırken", Bayram Gazetesi , İstanbul, 5 Nisan 1992.

"Kablolu tv akreditif bekliyor", Bar omet r e Gazetesi , İstanbul, 30 Mart 1992.

11K ab1 o1u t v 1993' e kaldı", Milli yet Gaz et es i , 1 s tan- b u. 1 , 19 T e m muz 1990.

"Kablolu tv", Cumhur i vet Gaz et es i , İstanbul, 31 Ekim .1.990.

"Kablolu tv", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 17 Ağustos 1991.

"Kablolu tv'nin çözüm yeri Danıştay'dır", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 28 Ağustos 1989.

"Kablolu tv evliliği", Cumhur i yet Gaz et es i , İstan­ bul, 13 Kasım 1989.

"Kablolu tv 300 bin", Cumhur i vet Gazetesi , İstanbul, 16 Ocak 1990.

KAHVECİ Adnan, "Televizyon özelleştirilmesi ve özel televizyon", Cumhur i yet Gaz et. es i , İstan­ bul, 18 Şubat 1992.

-288- "Kanal 6 ilanı", Mili ivet Gazetesi , İstanbul, 18 Eylül 1992.

KIRCA Coşkun, "Rd-tv'nin yapısı", Mili ivet Gaz et es i , İstanbul, 4 Ocak 1991.

"Kim nerede yayın yapıyor", Hürr iyet Gazetesi , İstanbul, 29 Ağustos 1992.

"Koç televizyonda ısrarlı", Hürr iyet Gazetesi , 27 Ağustos 1992.

KOLOSLU Sina, "Canal F'lus'ın gözü Tür kiye' de ", Mili iyet Gazetesi , İstanbul, 19 Ekim 1992.

------f "Civaoğlu: Yeni tv ris k li", Mi 1 - 1 i vet Gazetesi , İstanbul, 16 Ocak 1993.

------— f "Ertuna: 3 kanal kalır", Mili iyet Gazetesi , İstanbul, 15 Ocak 1993.

------t "Hangi kanalı açsan karsında dizi var", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 29 Şubat 1992.

------f "HDTV perşembe günü uyduya çıkıyor", Cumhur i yet Gaz et es i ,, İstanbul, 15 Şubat

1991 .

------f "Holdinglerin gözü televizyonda", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 16 Mayıs 1992.

f "İmaj Tv yayına hazır", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 12 Ağustos 1991.

, "Kablolu yayın PTT'te dert açtı", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 6 Mayıs 1992.

t "Mega 10: önce seçim, sonra normal yayın", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 18 Eylül 1991.

, "özal' ın Star l'den büyük transferi", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 26 Mayıs 1992.

-289------, "özel tv için taslak karmaşası", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 11 Nisan

1392.

------, "özel tv’ lere kanal zor", Cumhu- r iyet Gazetesi , İstanbul, 18 Kasım 1992.

----- , "F'TT-Star 1 ilişkisi incelemede", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, İS Ocak 1992. •

----- t "Star 1 bilmecesi", Miliiyet Ga­ zetesi , İstanbul, 20 Temmuz 1992.

------f "SHP ekrana çıkıyor", Cumhuriyet Gazetes i , İstanbul, 5 Ekim 1991.

------f «söz özel tv'lerin", Milîiyet Gazetesi , İstanbul, 16 Ocak 1993.

------, " Tv3 için iki g ör üc ü daha", Cum­ hur i yet Gazetesi , İstanbul, 1 Ocak 1992.

"Kor san t v? n i n yayını dur dur uldu", Sabah Gaz et es i , İstanbul, 27 Ağustos 1992.

K'ÖRMüKCü Güler, "TOBB, Tv 4 f ü kiralıyor", Meydan Gazetesi , İstanbul, 19 Ekim 1992.

KÖSEÜSLU Bir gül, "Armağana boğulduk", Hür ri yet Ga~ zet esi , televizyon eki, İstanbul, 17 Ara­ lık 199k!.

"Kulüpler naklen yayında sıkıştı", Cumhur i yet Gaz ete- si , İstanbul, 19 Temmuz 1990.

KUTLAY Mustafa, "TRT, Koç'a geçit vermiyor", Cum­ hur i yet Gazetesi , İstanbul, 31 Aralık 1992.

LIPMAN John, "In global village, tv is Linguage Franca", Internat ional Her al d Tr i bun e j_ F'aris, 23 Ekim 1992.

L1VANELL1 Zülfü, "En önemli sermaye bilgidir", Sabah Gazetesi , İstanbul, 13 Aralık 1992.

"London Foils EC Bid to Fund HDTV next year", Inter- nat i onal Heral d Tr ibune , Paris, 22 Aralık 1992. "liagic Boy;’ a devlet kıyağı", Hür r i yet Gazetesi , İstanbul, 9 Aralık 1990.

"Maqic Bo k ' a ilk sansür", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 16 Aralık 199u.

"Magic Boy;' a suç duyurusu", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 23 Ekim 1990.

"Maqic Boy;: Anayasa Mahkemesi bizi bağlamaz", Sabah Gazetesi , İstanbul, 29 Temmuz 1990.

"Maqic Bo.v; Avrupa'yı da kutuya koydu", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 13 Temmuz 1990.

"Magic Boy, kablolu yayına el atıyor” , Cumhur i yet Ga­ zetesi , İstanbul, 6 Mart 1990.

"Magic Box'la Bursa ve Bolu anlaştı", Cumhur iyet Ga­ zetesi , İstanbul, 29 Haziran 1990.

"Magic Boy; reklamına TRT'den ret", Cumhur i yet Gaze­ tesi , İstanbul, 20 Mayıs 1990.

"Magic E

"Magic Boy; umursamıyor", Milli yet Gaz et es i , İstan­ bul , 29 Temmuz 1990.

"Magic E

"Magic Box yasal zemine oturtulmalı", Hürr i yet Gaze­ tesi , İstanbul, 13 Aralık 1990.

"Market Tv'nin sermayesi 10 milyar", Cumhur iyet Gaze­ tesi , İstanbul, 6 Ekim 1992.

"Meclis'te Star l'e fatura sorgusu", Cumhur iyet Gaze­ tesi , İstanbul, 4 Ocak 1992.

"Mega 10, PTT savaşı", Cumhur iyet Gazetesi , İstan­ bul, 4 E k i m 1991.

"Mega 10 uydu değiştiriyor", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 23 Ekim 1991.

"MIPCOM'da Avrupa-ABD savaşı", Cumhur i yet Gazetesi. , İstanbul, 16 Ekim 1989. MUMCU Uö'ur, "Tv", Cumhur i vet Gazetesi , İstan­ bul, 2 Şubat 1989.

--- f "Tv'de özellik", Mili ivet Gazetesi , İstanbul, 7 Nisan 1992.

MUNYAR Vahap, "Ahmet özal Kanal S'ya ortak arı­ yor", Milli yet Gazetesi , İstanbul, 25 Eylül 1992.

"Murdochrtan TRT’ ye öneri", Cumhur ivet Gazetesi , İs­ tanbul, 30 Temmuz 1990.

MUTLU Pınar, "Avrasya kanalı şimdilik umut vaat etmiyor", Barometre Gazetesi , İstanbul, 11-17 Mayıs 1992.

------, "özel televizyon kanalları reklam pastasını büyütecek", Barometre Gazetesi , İstanbul, 27 Ocak 1992.

-----f "Reklamda sansür özel tv'lerle delinecek", Bar ometr e Gaz et esi , İstanbul, 3 Şubat 1992. ORAL Hal it, "SHP'lilere Magic Box yasağı", Milli- vet Gazetesi , İstanbul, 23 Ocak 1991.

OTAN ümit, "Parayı bastıran parazit yapıyor", Cumhur ivet Gaz et es i , İstanbul, 13 Eylül 1992.

ö'NAL Günseli, "Haziranda ekran gazete, ekimde Tv 3", Cumhuriyet Gazetesi, 13 Şubat 1939.

------, "Kablolu Tv geliyor", Cumhur ivet Gazetesi , İstanbul, 4 Şubat 1983.

, "Kablolu tv kavgası", Cumhur ivet Ş ub at 1939.Gazetesi , İstanbul, Şubat 1939.Gazetesi

, "TRT*nin reklam gelirleri hızla e- r iyor", Cumhur ivet Gazetesi , İstanbul, 1 Mart 1992.

ÖNGÖREN Mahmut Tali, "Kışkırtıcılık", Cumhur iyet Ga; z et es i , İstanbul, 15 Ocak 1991.

------, ""Ne yakışır ne yakışmaz", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 10 Ekim 1989. ------1 "önlemler", Cumhur iyet Gaze­ tesi , İstanbul, 2 Ekim 1390.

öYMEN Altan, "TRT, teknik ve insan", Mili iyet Gazetesi , İstanbul, 30 Nisan 1992.

öYMEN Edip Emin, "AT ülkeleri, sigaraya ilişkin reklamları 3 Ekim'de yasaklıyor", Cumhu- r iyet Gazetesi , televizyon eki, İstanbul, 24 Mayıs 1991.

------, "Ingiliz tv'1er ine denetim dar­ besi", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 1 Şubat 1990.

------f "Murdoch'un zoraki evliliği so­ runlu", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 16 Kasım 1990.

"özal: Interstarpın yaptığı kanunsuzluk" , Sabah Ga~ zetes i , İstanbul, 27 Eylül 1992.

"öz a1’ ın Tv”s i Uz an1 ar pı vurdu", Cumhur iyet Gazetesi İstanbul, 7 Aralık 1992.

"öz al fın Tvr si Uz ani ar’ ı vurdu", Cumhur iyet Gazetesi İstanbul, 7 Aralık 1992.

"öz al'dan Interstar'a 500 milyonluk dava", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 28 Ağustos 1992.

"öz el 1eşt i r me t ar 1 1 şması", Cumhur iyet Gazetesi , Is- tanbul, 13 Ocak 1991.

"özel tv’ 1er çocuklara zehir", Miliiyet Gazetesi , İstanbul, 14 Şubat 1992.

"özel televizyonlarda frekans savaşı kızıştı", Tür k i- ye Gazetesi , İstanbul, 11 Eylül 1992.

"özel televizyonların görüntüleri üstüste", Meydan Gazetesi , İstanbul, 7 Ekim 1992.

"özel televizyona ilk ceza", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 10 Haziran 1992.

"özel tv'lerle işbirliğine hazırız", Cumhur iyet Ga- zetesi , İstanbul, 20 Kasım 1992. "özel tv için komisyon", Mili i vet Gazetesi , İs­ tanbul, 15 Ocak 1 9 9 3 .

"özel tv'ler komisyonu toplandı", Cumhuriyet Ga­ zetesi , İstanbul, 22 Aralık 1992.

"özel tv'lere PTT darbesi", Mili ivet Gazetesi , İstanbul, 29 Aralık 1992.

"özel tv suçlusu", Mili ivet Gazetesi , İstan­ bul, 1 Temmuz 1992.

"öz el t v üzerine gti r üş1 er", Cumhur ivet Gazetesi , İstanbul, 12 Ocak 1992.

"özel tv ve radyolar 1egal1 eşiyor", Yeni Günaydın Gazetesi , İstanbul, 22 Ekim 1992.

"özel tv'ye yeşil ışık", Cumhur iyet Gazetesi , İs­ tanbul, 9 Haziran 1990.

"özel radyo ve tvrlert yasal 1 aşıyor", Cumhur i vet Gaz et es i , İstanbul, İS Ekim 1992.

PAKMAN Cem, "Avrupa televizyon yayıncılığı", Cum­ hur i vet Gazetesi , İstanbul, 17 Aralık

1991.

PEKSEN Yalcın, "BRT", Hürr i yet Gazetesi , İstan­ bul, 3 Ekim 1992.

"PTT kablolu yayın sisteminde sıkışıyor", Cumhur ivet Gaz etesi , İstanbul, 22 Mayıs 1990.

"Radyo tv hizmetlerinde devlet sorumluluğu olsun", Cumhur i yet Gazetesi , Idstanbul, 6 Mart 1992.

RENCBERLER Yavuz, "Ve karşınızda yerel tv", Yen i Günaydın Gazetesi , İstanbul, 3 Ekim 1992.

RİGEL Nur doğan , "Doğal medya: Frekans" , Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 30 Nisan 1992.

------, "Kablolu televizyonculuğun cenne­ ti: ABD", Barometre Gazetesi , İstanbul, 30 Mart 1992. ------, "Kablolu Tv, denetim mekanizması mı?", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 9 Ağustos 1991.

— , "Türk Cumhuriyetlerinde TRT Ata- ğ ı f Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 1 Nisan 1992.

'RTYK'dan TRT'ye uyarı", Mil 1 i yet Gazetesi , İstan­ bul,' 31 Ocak 1992.

"Sağlık Bakanlığı özel tv kanal ı kuruyor" , CumhurjL- yet\/pt Gazetesi , İstanbul, 21 Şubat 1992.

SAKA Füsun, "Kanallarar ası reklam savasında qa- 1 ip belli değil", Ekonomi k Bült en Gazetesi İstanbul, 6-12 Nisan 1992.

SAULNER Mine, "Beyaz olimpiyata güörkemli tören", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 8 Şubat 1992.

SAYIN Ayse, "Evlere ekran rehber", Cumhur iy^.- Gaz et es i , İstanbul, 10 Ekim 1 ~ı9o

--- f "izinsiz yayına dolarlı ceza", Cum­ hur i vet Gazetesi , İstanbul, '13 Kasım 1992

------, "ithal kanal 2 ay sonra", Cumhur ivet Gazetesi , İstanbul, 9 Şubat 1990.

______, "TRT, Magic Box’ a taşınıyor", Cumhu- r ivet Gazetesi. İstanbul, 17 Mart 1990.

------, "Magic Box yasal mı, değil mi?", ı~:ı ımhur i yet Gazetesi , İstanbul, 25 Mayıs 1990.

------f " TRT-Mur doch f1ör t ü sür üyor", Cum­ hur iyet Gazetesi , İstanbul, 20 Ağustos 1990.

------, 11 TRT' n in paralı kanal adayı Tv 3", Cumhur ivet Gazetesi , İstanbul, 31 Ağustos 1990.

------f "özel tv adım adım", Cumhur i yet Gaz. zetesi , İstanbul, 8 Şubat 1990. ---, "Tv 5 için yayılma politikası", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 2 Kasım 1390.

______t "Uydu yayın yasalardan hızlı", Cum­ hur ivet Gazetesi , İstanbul, 21 Şubat 1990.

"Savcılar, özel tv karsısında çaresiz", Mil 1iyet Ga­ zetesi , İstanbul, 11 Ocak 1992.

SEMERCİ Yavuz, "Magic Box'ı Anayasa sınır1ayamaz" Hıir r i vet Gazetesi , İstanbul, 18 Kasım 1990.

"Seyirci, tv devlerinin savasını izliyor”, Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 2 Nisan 1992.

"Show Tv' den açıklama", Hürr iyet Gazetesi , İstanbul, İstanbul, 2 Temmuz 1992.

"Show Tv ilanı", Hürriyet, Gazetesi , İstanbul, 10 Kasım 1991.

■i g|_|p.. star 1' e son uyarı", Sabah Gaz et es i , İstanbul, 23 Eylül 1991.

"Siqaraya yasak Magic Box'a yaradı", Miliiyet Gazete- sj , İstanbul, 11 Ocak 1991.

"Siyasi partilertden işbirliği", Cumhur i yet Gaz et esi İstanbul, 18 Ocak 1993.

SOYLU Aydın, "Tarafsız ve esit tv", Miliiyet Gaz et es i , İstanbul, 23 Ağustos 1992.

SOYSAL Mümtaz, "Korsanlık ve özerklik", Miliiyet Gazetesi , İstanbul, 9 Ocak 1991.

"Sözen'e zorba suçlaması", Cumhur iyet Gazetesi , İs­ tanbul, 22 Eylül 1991.

"Sözen'in televizyonu 45 milyara maloldu", Miliiyet Gaz et es i , İstanbul, 31 Ekim 1992.

"Sözen Star l'e savaş açtı", Hürr iyet Gazetesi , İs­ tanbul, 23 Eylül 1991.

"Sözen Star l'e dava açıyor", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 23 Eylül 1991.

"Sözen Star'ı Kohl’ e şikayet etti", Cumhur iyet Gaze- tesi , İstanbul, 25 Eylül 1991. —2! 9 6 “ 11 cî-i- ar 11 da Anap propagandasına gözaltı", Cu (T) h u r i yet Gazetesi , İstanbul, 19 Ağustos 1992.

"Star'da Dallas gibi kavga", HürrJ^gt Gazetesi , İstanbul, 29 Aralık 1991.

"Star 1fe darbe”, Sabah Gazetesi , İstanbul, 14 Ha­ ziran 199li.

"Star 1' den duyuru” , L- u m h u r i y e t G^^et es i. , İstanbul , 31 Aralık 1991.

"Star l'in cambazlığı"» Cumhuriyet Gazetesi , İstan­ bul, 14 Şubat 1992.

"Star l'in Ceyarları", Sabah, Gazetesi , İstanbul, 29 Aralık 1991.

"Star 1, i engelleyen yasa yok", Cumhur iyet Gazetesi , "İstanbul, 28 Mayıs 1990.

"Star 1p in fisini çektiler", Hürriyet Gazetesi , İs­ tanbul, !24 Eylül 1991.

"Star 1 TRTJ de takıldı", Cumhur i yet Gazetesi , Is 11 tanbul, 9 Ekim 1990.

Esin, "özel televizyon basına yaradı”, SUNGUR ı~:ı ımhur i yet Gazetesi , İstanbul, 18 Ağus­ tos 1992.

^Ah-iIN Deniz, "Bedava reklam baldan tatlıdır", Cumhuriyet. Gazetesi y İstanbul, 17 Ekim 1992.

ŞAHIN Haluk, "Radyo-televizyon yasası patinaj yapıyor", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul 10 Mart 1992.

---- f »Tv gazete maçında ikinci devre", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 11 Şubat 1992.

______f "Televizyonda pornografi furya­ s ı " , ılı ımhur i yet Gazetesi , İstanbul, 3 Mart 1992.

______f "ölçüleri savunmalıyız", Cumhur i ye.fc ı;37Pt esi. İstanbul, 11 Ocak 1992.

-297- ŞENOL Engin, "Tv'de kanal patlaması", T ürk i ve Gazetesi , İstanbul, 24 Ağustos 1992.

TAN Ahmet, "Sihirli kutu TRT, ye karşı", Cum­ hur iyet Gazetesi , İstanbul, 13 Şubat 1990.

TAN Turgut, "özel televizyon sorunu", Cumhur ivet Gazetesi , İstanbul, 9 Aralık 1991.

"Teleon alternatif kanal", Mil 1iyet Gazetesi , İstan­ bul, 20 Ocak 1992.

"Tel etexs için Aselsan devrede", Cumhur ivet Gazetesi İstanbul, 21 Ekim 1989.

"Televizyon savaşları", Cumhur i yet Gazetesi , İstan­ bul, 7 Ekim 1991.

Nüvit, "Burası Dikili Tv", Cumhur ivet Gaz e~ T0KDEM1R tesi , İstanbul, 7 Ağustos 1992.

Hıfzı, "Belediye Radyo ve Televizyonları", TOPUZ Cumhur i yet Gaz et es i , İstanbul, 27 Haziran 1989.

Maqic Box mahkemelik oldu", Cumhur iyet Ga­ "TRT ile zetesi. , İstanbul, 25 Ağustos 1990.

"TRT Koç'a kanal vermiyor", Cumhur iyet Gazetesi , İs­ tanbul , 7 Aralık 1991.

"TRT özelleştirilmeli", VejT_i_ Günaydın Gazetesi , İs­ tanbul, 6 Ocak 1991.

"TRT para ödemeden CNN yayını yaptı", Cumhur ivet Ga­ zetesi , İstanbul, 19 Ocak 1991.

"TRT, PTT'ye rest çekti: Kablolu tv dursun", Cumhur i- yet Gaz et es i , İstanbul, 18 Ağustos 1989.

"TRT, sözleşmeli personeline çözüm arıyor", Cumhur i- yet Gazetesi , İstanbul, 19 Haziran 1990.

"TRT, Star l’ in peşine takıldı", Cumhur iyet Gazetesi İstanbul, 18 Ocak 1991.

"TRT tekeline ortak tavır", Cumhur ivet Gazetesi , İs­ tanbul, 27 Temmuz 1990.

-298- "TRT, Tv 3 ' ü kiralamayacak", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 20 Haziran 1991.

"TRT 24 saat yayını deniyor", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 27 Ağustos 1991.

"TRT'den Maqic Boy;'a ikinci kez hayır", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 31 Mayıs 1990.

"TRT'nin haberleri", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 15 Aralık 1991.

"TRT'n in reklam kaygısı", Cumhur iyet Gazetesi , İs­ tanbul, 7 Nisan 1990.

"TRT'nin vericileri hala PTT'de", Cumhur iyet Gazete­ si , İstanbul, 25 Nisan 1992.

"TRT1' n in yapısı", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 30 Mart 1992.

"TRT’’ye yoğun eleştiri", Mili iyet Gazetesi , İstan­ bul, 19 0c a k 1991.

Türkiye güzelini Magic Box seçiyor", Cumhur i vet Ga­ zetesi , İstanbul, 14 Mart 1991.

"Türkiye'de özel televizyon koşulları oluşmadı", Cum­ hur i vet Gaz et es i , İstanbul, 28 Eylül 1989.

"Türkiye yayıncılığın iki dünya sınırında", Cumhur i- yet Gazetesi , İstanbul, 20 Haziran 1990.

"T0RKSAT davası savcılıkta", Cumhur iyet- Gazetesi , İstanbul, 28 Ocak 1992.

"TüRKSAT dosyası mahkemede", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 14 Şubat 1992.

"TüRKSAT ihalesi için özal' ın onayını aldım", Sabah Gazetesi , İstanbul, 1 Aralık 1991.

"TüRKSAT sözleşmesi bugün", Cumhur ivet Gazetesi , İstanbul, 23 Ekim 1990.

"TüRKSAT'ta görevden alma", Cumhur i vet Gaz et es i , İstanbul, 1 Ocak 1992.

"TüRKSAT 35 ay sonra yörüngede", Cumhur i yet Gaz et es i İstanbul, 11 Mart 1991. "Türk uydusu yeni teknoloji bekliyor", Cumhur ivet Gazetesi , İstanbul, 27 Kasım 1990.

"T v ^ e devlet tekeli kalksın", Cumhur i vet Gazetesi , İstanbul, 28 Temmuz 1990.

"Tv'de çizgi filmler şiddet içeriyor", Cumhur ivet Gaz et es i , İstanbul, 18 Aralık 1992.

"Tv 3 Amer i kal1 1 arra satılacak", Hürr iyet Gazetesi , İstanbul, 10 Şubat 1992.

"Tv 3 Meclis kanalı oluyor", Hürr iyet Gazetesi , İs­ tanbul, 11 Aralık 1991.

"Tv 3 pazartesi günü başlıyor", Cumhur iyet Gazet es i , İstanbul, 23 Eylül 1989.

"Tv 3 ve kanal GAP yayma başladı", Cumhur i vet Gaze- tes i , İstanbul, 3 Ekim 1989.

"Tv 3 yayınları", Cumhur iyet Gazetesi , İstanbul, 4 Kasım 1990.

"Tv 4 Temmuz sonu yayında", Cumhur i yet Gaz et es i , İs­ tanbul, 23 Haziran 1990.

"Tv 4 test yayınında", Cumhur i yet Gazetesi , İstan­ bul, 14 Mayıs 199u.

"Tv 5ve ilke sorunu", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 3 Mart 1990.

UNCULAR Betül, "özel tv tartışması kızışıyor", Ye­ ri i Günavdın Gazetesi , İstanbul, 16 Ocak 1992.

"Uydu anten 16 kanaldan", Cumhur ivet Gazetesi , İs­ tanbul, 29 Eylül 1990.

"Uzanlar öz allar'a karşı atağa geçti", Cumhur i vet Gazetesi , İstanbul, 31 Aralık 1991.

"Uzanlar’ dan şirket", Cumhur iyet Gazetesi■ İstanbul, 8 Nisan 1992.

"Uzan-özal bağı tam koptu", Cumhur ivet Gazetesi , İs­ tanbul, 15 Haziran 1992. "uç kanal yedi ilde 1 Ekim’de başlıyor", ...... Ijiig.g. ,esi_ , îstanbul , 30 Ağustos 1983.

ÜSTÜN Gürsel, 'Tlagic Box ve antenlere çanak tutanlar", Cumhur ivet Gazetesi , İstanbul, 12 Mart 1990.

"Vericilerin devrinde öngörüşme", Cumhuriyet Gazetesi îstanbul, 27 Eylül 1990.

"Vericiler PTT'de kalacak", Cumhur iyet Gazetesi , İs­ tanbul, S Ocak 1991.

"Vericiler PTT'ye yük getirdi", Cumhuriyet Gazetesi , İstanbul, 1 Mart 1992.

"Vericiler TRT'ye döndü", Cumhuriyet Gazetesi , İs­ tanbul, 19 Mayıs 1990.

"Yayına yasak", Sabah Gazetesi , İstanbul, 5 Eylül 1990.

"Yayın tekeli çatırdıyor", Cumhur i yet Gazetesi , İs­ tanbul, 21 Şubat 1990.

"Yerel televizyon", Hürr i yet Gazetesi , İstanbul eki, İstanbul, 27 Temmuz 1992.

YILMAZ Turan, Tayfun Gönüllü, "Magic Box inceleme­ de", Cumhur i yet Gazetesi , İstanbul, 1 Ağustos 1990.

Der□i 1 er

"Atmış milyon tv patladı", Nokta Dergisi , İstanbul, S. 14, 7 Nisan 1991.

"Avrupa tv'lerine Italyan patron", Ekonomist Dergisi İstanbul, 15 Mart 1992.

EKMEN M ı’ık e r rem, "INMARSAT: Denizde, karada haberci", PTT Dergisi , S. 107, Ekim 1991.

ERDOĞAN Arzu, "Buyrun tele-erotizme", Tempo Dergisi İstanbul, S. 9, 1-7 Mart 1992. HİLLENBRAND Barry, Mary Cronin, "Clear picture fuzzy future", Time , New York, 9 Aralık 1991.

"Kablolu tv'de son gelişmeler", F'TT Dergisi , İstanbul, S. 107, Ekim 1991.

"Kablolu televizyon tartışıldı", PTT Dergisi , İstan­ bul, S. 102, Mayıs 1991.

KAYA Raşit, "özel televizyon tartışıldı", PTT Dera isi , İstanbul, S. 102, Mayıs 1991.

ÖKTEM Niyazi, "TRT tekeli fiilen kırıldı", F'ano- rama Derqisi , İstanbul, S. 28, 26 Ağustos 1990.

ÖNGÖREN Mahmut Tali, "Türkiye'de televizyonda çeşitli tarihler", A1T1A, İletişim Dergisi Ankara, 1982.

______, "Yeni iletişim düzeni", Mili i - Vet Sanat Dergisi , İstanbul, S. 281, 1 Şubat 19 3jİ»

"özel rd tv ve uydu yayınları", PTT. Der q isi , İstan­ bul, S. 102, Mayıs 1991.

"Radyo ve Televizyon Yüksek Kurulu'nun özel televiz­ yon ve radyo uygulamasına ilişkin görüş ve önerilerini kapsayan rapor", Marmara'nın Sesi , Marmara ün. BYY0 Yayın organı, İs­ tanbul, S. 67, Ocak 1991.

"Sal.-mu dolduran kazanacak", Panorama Dergisi , İs­ tanbul, S. 40, 16 Şubat 1992.

TAHÎRÜSLU Güle in, "Koç Holding Tv 3 ' e talip", Ekonoz. mist Deroisi , İstanbul, 24 Kasım 1991.

TOPUZ Hıfzı, "özel radyo ve tv konusunda ciddi □ el ilmeler" , Miliiyet Sanat Dergisi , İstanbul, S. 257, 1 Şubat 1991.

TmRKKUSU Hakan, "özel televizyonda dev koalisyon", Fkonomist Dergisi , İstanbul, 8 Aralık 1991.

--"özel tv'ye TRT denetimi, Ekonomik Der g ısı. İstanbul, 26 Ocak 1992 ------YARAR Erkan, "Televizyon demokrasi ve modern seçmeler", TRT Radyo Tel evizyon Dergisi , Ankara, Ocak 1992.

Bul teni er

ALEMDAR Korkmaz, "Yeni bir radyo televizyon düzeni" 11 et isim Dünyası , UNESCO Türkiye Milli Komisyonu İletişim Komitesi Yayını, Ankara, S. 7, Ocak-Şubat 1992.

ASKER Ayşe, "Kablolu Tv", 11 et i si m Arastırma , İletişim Araştırmaları Derneği ( İLAD) Bülte ni, İstanbul, S. 5, Mayıs, 1991.

BüYOKERŞEN Yılmaz, "Radyo Televizyon Yüksek Kurulu Raporu", 11 et isim Araştırma , İletişim Araştırmaları Derneği (İLAD) Bülteni, İs­ tanbul, S. B, Mart 1992.

ÇANKAYA özden, "Radyo ve televizyonun gelişme süre­ ci", 11 et isim Araştırma , İletişim Araştır­ maları Derneği (İLAD) Bülteni, İstanbul, S. 8, Mart 1992.

"Dış Basın ve Türkiye, f. U. Başbakan1ık ve En f ormas- yon Genel Müdür 1üq ü Bülten i. Ankara, S. 56, 14 Nisan 1992.

"l'şte sahibini arayan televizyon yasa taslağı" , Bi­ zim Gazete , Gazeteciler Cemiyeti Yayın Organı, İstanbul, S. 27, Eylül 1992.

ÖKTEM Niyazi, "Radyo tv tekeli ve siyasal parti­ ler", 11 et i si m Ar aştır ma , İletişim Araş­ tırmaları Derneği (İLAD) Bülteni, İstanbul, S. 1, 1989.

ÖNEN Mesut, "Radyo televizyon tekeli sorununun hukuksal çözüm yolu vardır", İletişim Araştırma , İletişim Araştırmaları Derneği (İLAD) Bülteni, İstanbul, S. 3, 1990.

'özerk bir radyo ve televizyon konseyi kurulmalı", 11 et i şi m Dünyası , UNESCO Türkiye Milli İletişim Komisyonu Yayını, Ankara, S. 8, Mart-Nisan 1992. SAH İN Haluk, "Yeni radyo televizyon düzenine doğ­ ru", 11 et isim Arastırma , İletişim Araştır­ maları Derneği (ILAD) Bülteni, İstanbul, S. 8, Mart 1992.

UĞUR Aydın, "Fransa'da televizyonda özelleştirme", 1letisim Arastırma , İletişim Araştırmaları Derneği (ILAD) Bülteni, S. 8, Mart 1992.

"Ulusal iletişimin yeniden düzenlenmesi ve radyo televizyon yasası için öneriler", TüRSAK , İstanbul, 4 Mart 1992.

"Yarının radyo televizyon düzeni", iletişim Arastır- ma , İletişim Arastırmal arı Derneği (ILAD) Bülteni, İstanbul, S. 3, 1990.

DİĞER KAYNAKLAR

"Belediyeler ve iletişim", İlet isim Arastırmal arı Derneci ( ILAD) Panel i , Gazeteciler Cemiyeti, Burhan Felek Toplantı Salonu, İstanbul, 30 Mart 1991-

"Cağdas bir iletişim aracı olarak, televizyon", CETCA Konferansı , Boğaziçi üniversitesi, Eğitim Teknolojisi İletişim Sanatları Merkezi, İs­ tanbul, 11 Mayıs 1992.

"Devlet Media ilişkileri", Hürr i yet Vakfı 1988 Yılı 1 Q. Sem i ner i , İstanbul, 1988.

"iki demokratik ülke Türkiye ve Almanya'da basın öz- q ür 1 ü£i ü sor un 1 ar ı ", ~ L i_ Tür k Alman Gazetec i 1 er Seminer i , Pera Palas Oteli, İstanbul, 12 Kasım 1990.

"iletişimde Maxwel1-Murdoch olayı", ilet işim Araştır- maları Derneği

"Kitle iletişim, toplum ve kültür" , Cağdas Yasamı Destekleme Derne$i PaneH , Cemal Reşit Pey Salonu, İstanbul, 11 Nisan 1991. "Özel tv-rd ve yeni Anayasa", TMMOB Elektr ik Mühen- d i sİ er i Odası İstanbul Şubesi Panel i , Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek Toplantı Salonu, İstanbul, 10 Nisan 1992.

"özel tv ve TRT", 11 et i sim ve Maaaz in Gazeteci 1 er i Derneöi Panel i , Vakıfbank Konferans Salonu, Ankara, 27 Ocak 1992.

"özel televizyon" , Tür k ive Gazetesi Radyo Televiz- yonu 2. Toplant ısı , Kalyon Oteli, İstanbul, 6 Şubat 1992.

"özel televizyon, tekelleşme ve yeni iletişim düzeni" Mülk iyel i 1 er Biriiai Cumartesi Bulusmaları Mülkiyeliler Birliği Toplantı Salonu, İs­ tanbul, 12 Ocak 1991.

"özerk, özel ve özgür rd-tv düzenine doğru", 11 et i si m Ar ast ırmal ar ı Der nea i ( İLAD) Panel i , Mül­ kiye! iler Birliği Toplantı Salonu, İstan­ bul, 29 Şubat 1992.

"Televizyon frekans karmaşası ve çözüm yolları", İle­ tişim Arast ırmal ar ı Derneği <İLAD!) Perşem­ be Soy1 eşi 1 er i , Basın Müzesi, İstanbul, 5 Aralık 1991.

TOPUZ Hıfzı, İstanbul üniversitesi BYYO, Doktora Programı, 1990-1991 "U1uslararası 11 et i - sim" Der s Not 1 arı.

"Türkiye'nin yeni radyo televizyon düzeni", T ür k i ye Sinema ve Aud iovisuel Kült ür Vak fı CTOR­ SAK) Sempozyumu , Mimar Sinan üniversitesi Auditor iumu, İstanbul, 14 Aralık 1991.

"Türkiye'ye yönelik uydu yayınlan", İletişim Araş­ tırmalar ı Derneği (İLAD) Panel i . Basın Müzesi, İstanbul, 17 Mart 1990.