Rektör’ün Mesajı

Değerli Mimoza Okurları,

Üniversitemizin son dönemde hayata geçirdiği en önemli pro- jelerden olan İTÜ Bilim, Mühendislik ve Teknolojide Kadın Araştırmaları ve Uygulama Merkezi (BMT-KAUM) tarafından çıkarılan Mimoza dergisinin 4. sayısına dair sunuş yazısını si- zinle paylaşmaktan ötürü son derece mutluyum.

Cinsiyetler arası fırsat eşitliğinin sağlanması konusunda, her ne kadar geçmişe oranla önemli miktarda yol alınmışsa da bu noktadan daha ilerisinin hedeflenmesi gerekmektedir. Hatta konu, eğitimde ve akademik kariyer bağlamında kadınların ön plana çıkabilmesi ve erkeklerle bu alanda da eşit imkânlara sahip olması ise bu dengenin önemini daha da artmaktadır.

Mimoza’nın 4. sayısının, bundan önceki sayıları gibi bilim, teknoloji ve mühendislikte kadın araştırmalarına odaklanmakla birlikte, kendi içinde özel bir sayı olduğunu belirtmek isterim. Zira bu sayıda yerbilimlerinde ka- dın araştırmacıların rolünü ve önemini ele alan dergimiz, ülkemizdeki emekleme döneminde neredeyse tamamen erkek araştırmacıların temsil ettiği bir bilimsel alan olan yerbilimlerinin, bu anlamda zamanla katettiği yola ve daha önemlisi, bu yolun alınmasında üniversitemizin gerçekleştirdiği ilklere dikkat çekiyor.

Kuşkusuz ki yerbilimlerinde kadın araştırmacıların rolünden bahsettiğimizde; Türkiye’nin ilk kadın Jeoloji Mü- hendisi Nuriye Pınar Erdem, ülkemizin ilk kadın Jeofizik Yüksek Mühendisi Güngör Karakuş Gözpınar ve dünya- nın ilk kadın Petrol Mühendisi Halide Ural Türktan’ı hatırlamamız gerekir. Yerbilimleri alanında Teknik Üniver- site’nin ve Türkiye’nin ilk kadın Maden Mühendisleri Işık Akman Kumbasar ve Suna Atak, fakültenin ilk doktora öğrencisi Cazibe Arıç Sayar, jeofizik alanında ilk doktora öğrencisi Silva Büyükaşıoğlu ve başarılarını hatırlama- nın da son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Bu alanda dergimizde mezunlarımızdan metalurji alanında öncülük yapan ömrünü dökümhaneye adayan Günnur Tuğrul Dikeç’te yerini alıyor. Bu değerli bilim insanları- mız, aynı zamanda yerbilimleriyle ilgili dallarda İTÜ’nün bugünkü başarısının temelini atmış ve kendilerinden sonraki kuşaklardan gelerek yerbilimlerinde kendini göstermiş kadın araştırmacıların da önünü açmıştır.

Unutmamak gerekir ki uzun bir süre boyunca erkeklerin çoğunlukta olduğu bir alan olarak kalan yerbilimlerinde bugün, kadın araştırmacılarımız ve akademisyenlerimiz de kendilerini en az erkekler kadar gösterebiliyorsa, bu yönde yürütülen genel politikaların yanı sıra, İTÜ’nün sarf ettiği büyük çabaları da yadsıyamayız. Üniversitemiz- de 1953 yılında açılan Maden Fakültesi’nin ilk sınıfına sadece iki kadın öğrencinin kaydolduğunu ve günümüzde İTÜ Maden Fakültesi’ndeki dağılımın yarı yarıya olduğunu göz önüne aldığımızda, üniversite olarak çabalarımı- zın karşılığını aldığımızı görüyoruz. Ne mutlu ki İTÜ, diğer tüm bilimsel alanlarda olduğu gibi yerbilimlerinde de kadınların daha da öne çıkabilmesini sağlayabilmiş ve erkeklerle eşit şartlara sahip olması hedefine ulaşmıştır.

Kendini “Asırlardır Öncü” olarak tanımlayan üniversitemiz için Maden Fakültesi’nin bu konuda geldiği noktadan oldukça mutluyum. Yakın geçmişe kadar Maden Fakültesi’nde, dolayısıyla yerbilimleri alanında kadın öğrenci- miz “yok” denilecek kadar azken, üniversitemizin öncülüğü ve değişim yolunda aldığı mesafeyle birlikte bugün, dengelenen bir dağılımla karşı karşıyayız. Aynı başarıyı, İTÜ Maden Fakültesi’nin akademik kadrosuna da yansı- tabildiğimiz için ayrıca gururluyuz. Nitekim ülkemizdeki üniversitelerin akademik kadroları karşılaştırıldığında; maden, petrol ve diğer yerbilimleri bölümlerinde en fazla kadın akademisyen üniversitemizde görev yapmak- tadır. Şüphesiz ki üniversitemizin yerbilimleri alanında sağladığı kadın-erkek fırsat eşitliğinin en açık kanıtı da budur. İTÜ Maden Fakültesi’nin, dolayısıyla üniversitemizin bu yönde yaptığı çalışmalar İTÜ’nün, Türkiye’nin toplumsal ve bilimsel tarihi ile modernleşme sürecinde ne kadar önemli bir yerde olduğunu göstermektedir.

Dört yıllık görev sürem boyunca birçok kadın araştırmacımızın, akademisyenimizin, sporcumuzun ve öğrenci- mizin artan başarılarına ortak olma gururunu ve mutluluğunu yaşadım. Bu dönem boyunca ödül alan kadın araştırmacılarımızı tekrar tebrik ederek başarılarının devamını diliyor, açtıkları bu önemli yoldan daha pek çok kadın araştırmacımızın, öğrencimizin ve sporcumuzun geçeceğini ümit ediyorum.

En içten sevgilerimle ve saygılarımla, Prof. Dr. Mehmet Karaca Rektör

2016 Haziran MİMOZA 1 Editör’den İTÜ BMT - KAUM DERGİSİ İÇİNDEKİLER HAZİRAN 2016 Yıl: 2016 Sayı: 4 Sevgili Okurlarımız, SAHİBİ ve GENEL YAYIN YÖNETMENİ İTÜ BMT-KAUM adına İTÜ Bilim, Mühendislik ve Teknolojide Kadın Araş- Prof. Dr. Fatma Arslan tırmaları ve Uygulama Merkezi Dergisi Mimoza’nın EDİTÖR ikinci yılında dördüncü sayısında sizlerle yine bera- Prof. Dr. Gülçin Özürlan Ağaçgözgü beriz. Bu sayımızda da yine birçok yazı araştırma,

BU SAYIYA KATKIDA BULUNANLAR haber, söyleşi dosyasıyla karşınızdayız. Prof. Dr. Fatma Arslan Prof. Dr. Gülçin Özürlan Ağaçgözgü Maalesef ülkemizde acı olayların yaşandığı bir döne- Sebahat Duran Karahan 04 TANITIM Nilüfer Neslihan Arslan min içindeyiz, duyarlı her insan için zor bir zamanda- Teknik Üniversitesi, Bilim Pınar Hazinedaroğlu yız. Bu durumda, bizim birçok insanın hatırlayacağı Akdoğan Özkan Mühendislik ve Teknolojide Prof. Dr. Nilgün Okay Kadın Araştırmaları ve Uygulama güzel bir atasözümüz var, dünyanın iyi insanların Prof. Dr. Kadriye Bakırcı Merkezi (İTÜ BMT-KAUM) yüzü suyu hürmetine ayakta durduğunu vurgulayan. Prof. Dr. Nergis Erdoğan Bizler de, ülkemizin yaşadığı kötü günlerin ancak top- Doç. Dr. Elif Genceli Güner 05 ARAŞTIRMA 50 ETKİNLİK lumumuzda herşeye rağmen yok olmayan sağduyu Halil Özer • İTÜ Maden Fakültesi ve Kadın • Nuriye Pınar Erdem • İTÜ’lü Kadınlar İlham Veren Adımlar ve bilimin ışığıyla aşılabileceğini düşünüyoruz. YAYIN KURULU Türkiye’nin İlk Kadın Jeoloji Mühendisi • III. Ulusal Üniversite Kadın Araştırmaları Prof. Dr. Fatma Arslan • Halide Ural Türktan Merkezleri Kongresi ve IX. Cinsel Taciz Prof. Dr. Gülçin Özürlan Ağaçgözgü ve Saldırıya Karşı İşbirliği ve İletişim Ağı Başlarken, ülkemizdeki ilk madencileri ve yerbilimle- Sebahat Duran Karahan Dünyanın İlk Kadın Petrol Mühendisi • Güngör Karakuş Gözpınar Türkiye’nin Çalıştayı rindeki kadınlarımızı konu ediyoruz. Bunun yanısıra, ADRES İlk Kadın Jeofizik Yüksek Mühendisi 54 HABER Maden Fakültesi’nde eğitim-öğretim ve çalışanlar İTÜ Bilim, Mühendislik ve Teknolojide • Dökümhaneye Adanan Bir Ömür profiliyle kadının yeri ile ilgili yazımız var. Kadın Araştırmaları ve Uygulama Merkezi Günnur Tuğrul Dikeç Çalışan Kız Çocukları ve Eğitim Paneli İTÜ Maden Fakültesi A Girişi, • Türkiye’de Madencilikte Kadın 56 TOPLUMSAL PROJELER Ayazağa Kampüsü İstihdamı ve Madende Kadın Olmak İstanbul Teknik Üniversitesi bünyesinde araştırma merkezimizin kuruluş özgörevine uygun 34469 Maslak / İSTANBUL Kızlar Sahada 2016 22 HABER biçimde gerçekleştirdiğimiz söyleşide üniversitemizin en başarılı kadınlarından biri olan yı- Telefon: (0212) 285 71 24 57 HABER E-Posta: [email protected] İTÜ’lü Kadınlarımızın lın bilim kadını ödülünü alan Doç. Dr. Elif Genceli Güner’in başarıya giden yoldaki mücade- Web: www.kaum.itu.edu.tr Başarıları (2013-2016) • Dündan Yarına Dünya lesine tanıklık edeceğiz. Twitter: @bmtkaum 27 • Adından Öte; Kadın facebook: İTÜ BMT KAUM Kadın SÖYLEŞİ • Contractions Araştırmaları Uygar Merkezi Yılın Bilim Kadını Elif Genceli Güner Kadına yönelik şiddetin giderek arttığı toplumumuzda şiddetin önlenmesi ve bunlarla müca- 59 31 ARAŞTIRMA KÜLTÜR / SANAT dele sözleşmesini hukuksal açıdan ele alan bir yazı yayınlıyoruz. Mimoza İTÜ BMT-KAUM Dergisi, • Tek Başına Bilim, Mühendislik ve Teknolojide • Kadınlara Yönelik Şiddetle Mücadele • Kadın Müzeleri Kadın Araştırmaları ve Uygulama Merkezi’nin Sözleşmesi (İstanbul Sözleşmesi) Ve yine bu sefer de ülkemizdeki öncü bir kadın bilimciye yer ayırdık sayfalarımızda; arkeo- • Kadına Şiddetin Öyküsü bir yayınıdır. • Arkeolojiye ve Anadolu’ya Adanmş Yaşamı • Umudu Yaşatmak lojiye ve Anadolu’ya adanmış yaşamı ve insanlık tarihine katkılarıyla geçtiğimiz yıl kaybet- ve İnsanlık Tarihine Katkılarıyla Öncü Bir • Geçmişten Günümüze Türkiye’de tiğimiz Prof. Dr. Halet Çambel’i hatırlamaya çalıştık. Mimoza Dergisinde yayınlanan tüm yazı, Kadın Bilimci Prof. Dr. Halet Çambel fotoğraf ve içeriklerin her hakkı saklıdır, Kadın Emeği 38 KÜLTÜR / SANAT • 19. Uçan Süpürge Ululslararası Kadın izinsiz alıntı yapılamaz. Sağlık, kültür-sanat ve yine kadınlarla ilgili kurum, müze ve etkinliklerin yeraldığı dergimi- • Anadolu’nun Belleğinde Hâlâ Canlı Filimleri Festivali BASIMEVİ Bir Kadın: Polyksena ze gelecek sayılarda katkı sağlamak isteyen herkesi yazılarıyla bekliyoruz. Şan Ofset Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti • Şâir Nigâr Binti Osman Boğaziçi’nde Hamidiye Mah. Anadolu Cad. No: 50 Bir İnci Ön kapak: Elif Genceli Güner Kağıthane - İSTANBUL Bir sonraki sayımızda tekrar görüşme dileğiyle… 44 SAĞLIK tarafından bulunan Meridianiite Tel : 0212 289 24 24 (MgSO4.11H2O) Minerali Fax : 0212 289 07 87 Kaplıca Tedavisi Sevgi ve saygılarımla... [email protected] Arka kapak: Elif Genceli Güner www.sanofset.com 48 DOĞA "2015 Yılın Kadını" ödül töreninden. Prof. Dr. Gülçin Özürlan Ağaçgözgü Ponza Taşı

2 MİMOZA 2016 Haziran 2016 Haziran MİMOZA 3 TANITIM ARAŞTIRMA İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ İTÜ MADEN FAKÜLTESİ VE KADIN Prof. Dr. NİLGÜN OKAY (Jeofizik 76) BİLİM, MÜHENDİSLİK VE TEKNOLOJİDE İTÜ Maden Fakültesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü KADIN ARAŞTIRMALARI VE UYGULAMA MERKEZİ (İTÜ BMT-KAUM) aha 50’li yıllarda, yeraltı kaynaklarımızın TÜ BMT-KAUM, bilim, mühendislik, teknoloji ve Yönetim Kurulu araştırılması ve işletilmesi çok yeni bir ko- sanat dallarında kadın-erkek fırsat eşitliğini sağla- Prof. Dr. Fatma Arslan (Müdür) nuyken gelişme ve kalkınmaya önderlik mak amacıyla araştırma ve incelemeler yapılmasını, Prof. Dr. İpek İlkkaracan Ajas (Müdür Yrd) eden kurumlar arasında İTÜ Maden Fakültesi’nin bu konudaki toplumsal bilincin artırılmasını, ko- Prof. Dr. Gaye Onursal Denli de yer aldığı katkılar nesilden nesile anlatılması Prof. Dr. Şebnem Burnaz gereken bir konudur. Bu değişimler sırasında mü- nuyla ilgili uygulamaların izlenmesini, veri tabanı Doç. Dr. Lale Tükenmez Ergene ve göstergelerin geliştirilmesini, kadın çalışmaları hendislik tarihimizdeki “kadının yeri” toplumsal alanının ve kadınların toplumsal/akademik yaşama Danışma Kurulu cinsiyet çalışmaları açısından önemlidir. katkısının görünürlüğünün artırılmasını, üniversi- Prof. Dr. Kadriye Bakırcı tede konuyla ilgili bir bilgi merkezi oluşturulmasını Prof. Dr. Ayşe Erzan Önceleri Orman ve Maden Mektebi ile 1872 yılın- sağlayacak yayın/belgelerin sürekli ve güncel olarak Prof. Dr. Sondan Durukanoğlu Feyiz da başlayan daha sonra Zonguldak Yüksek Maden Prof. Dr. Sıddıka Semahat Demir ve Sanayi Mektebi’nde maden alanında eğitim fa- kazandırılmasını hedeflemektedir. Merkezin kurulu- Prof. Dr. Seyhan Uygur Onbaşıoğlu şu ayrıca, kız öğrenci ve kadın akademisyen varlığının Prof. Dr. Şemsa Özar aliyetleri kesintili olarak 1931’e kadar sürmüştü giderek arttığı üniversitemizde uygulanmakta olan li- Prof. Dr. Yıldız Ecevit (Birön 1978). Türkiye’de ilk defa maden ve izabe sans/lisansüstü programlarda henüz toplumsal cinsi- Prof. Dr. Gülçin Özürlan Ağaçgözgü yüksek mühendisleri ile mühendis jeolog yetiş- yet duyarlılığını özümseyen kapsamlı düzenlemelere Prof. Dr. Bertil Emrah Oder tirmek, yurdumuzun yeraltı servet kaynaklarının gidilmesi açısından da önem taşımaktadır. Dolayısıyla, Prof. Dr. Nilgün Okay aranması ve işletilmesi konusunda eğitim İstanbul Prof. Dr. Nevin Çekirge Teknik Üniversitesi’nde kurulan Maden Fakülte- mühendisliği (%58), cevher (%44) ve jeoloji (%41), merkez faaliyetleri, bölümlerde uygulanan program- Prof. Dr. Serpil Sancar en az kız öğrenci ise petrol ve doğal gaz mühen- ları ve araştırmaları, toplumsal cinsiyet bakış açısıyla Doç. Dr. Mehtap Hisarcıklılar si’nin 1953 yılında öğrenci almasıyla başlamıştır tamamlamak ve zenginleştirmek amacıyla akademik Yrd. Doç. Dr. Ayşe Akalın (İTÜ Senatosu 2/6/1949 günü 123. Toplantı karar- disliği programlarında (%11 ve 0) bulunmaktadır destek sağlamayı da hedeflemektedir. Yrd. Doç. Dr. Çiçek Ersoy ları, İTÜ Maden Fakültesi Bülteni 1989). (Şekil 2; ÖSYM istatistikleri). Şeyda Çağlayan İTÜ bünyesinde toplumsal cinsiyet alanındaki potan- Pınar Hazinedaroğlu İTÜ Maden Fakültesi’ne 1952- Maden Fakültesi’nden günümü- Sevgi Karaca 1999 yılları arasında giren öğ- ze kadar 7389 öğrenci mezun siyelin en iyi şekilde değerlendirilebilmesi amacıyla Gözde Çeker rencilerin %12’sini kızlar oluştur- olmuştur (İTÜ Mezun Ofisi Ar- YÖK Yürütme Kurulu’nun 04.11.2009 tarih ve 5510 Cem Demirbaş sayılı kararıyla merkezimiz kurulmuştur. Merkezimiz, maktadır. 2000’den bu yana bu şivi 2016). Beş yıllık yüksek mü- 8 Mart 2013 tarihine kadar İTÜ Taşkışla binasında fa- İdari Asistan oran %36’ya yükselmiştir (Şekil 1, hendislik programından mezun aliyet göstermiştir, bu tarihten itibaren Maslak Kam- Sebahat Duran Karahan ÖSYM istatistikleri). Genel olarak olan (1957’den 1977’ye kadar) püsü Maden Fakültesi binasında (E322) faaliyetlerini 70’li yılların sonuna doğru kaydo- 963 mezundan 39’u (%3) kadın- sürdürmektedir. lan toplam öğrenci sayısıyla birlik- dır. Dört yıllık lisans progra- İTÜ Bilim, Mühendislik ve Teknolojide te kadın öğrencilerin sayısında da mına geçilmesiyle kızların ora- Kadın Araştırmaları ve Uygulama Merkezi nı 1982’de %11’e, 1992’de %20 ve 1999’da %24’e 22 Mayıs 2013 tarihinde İTÜ Kuzey Kıbrıs BMT-KA- İTÜ Maden Fakültesi A Girişi, Ayazağa Kampüsü (%11) artış görülmüştür (Okay 2004). Daha son- UM kurulmuş olup bilim, mühendislik, teknoloji ve 34469 Maslak / İSTANBUL ra bu oran 1982 yılında %15, 1993’te %30, 2015’te çıkmıştır (Okay 2004). Kayıt olan kız öğrenciler sanat dallarında kadın-erkek fırsat eşitliği ile kadın so- Telefon : (0212) 285 71 24 %36’ya ulaşmıştır. çeşitli nedenlerle (başka üniversitelere geçiş %20, E-Posta : [email protected] runları konularında toplumda farkındalık oluşturmak bilinmeyen/ailevi %32) Fakülte’deki öğrenimlerini Web : www.kaum.itu.edu.tr Bu ilk yıllarda kız öğrenciler “izabeye (metalurji)” daha ilk yılında terk etmiş, %38’sı İTÜ’nün diğer ve bu konularda duyarlılığı arttırmaya yönelik çalışma- Twitter : @bmtkaum rağbet ederken, 90’li yıllarda ise yerbilimleri prog- fakültelerine yatay geçiş yapmış ve geri kalan %10 lar yapmayı hedeflemektedir. facebook : İTÜ BMT KAUM Kadın Araştırmaları Uygar Merkezi ramlarını (jeoloji ve jeofizik) tercih etmiştir. Son ise çeşitli nedenlerle mezun olamamıştır. yıllarda ise en fazla kız öğrenci “İngilizce” jeofizik

4 MİMOZA 2016 Haziran 2016 Haziran MİMOZA 5 ARAŞTIRMA

Fakülte’nin ilk doktora çalışması Cazibe Arıç Sa- yar tarafından 1954’te tamamlanmıştır. İstanbul Üniversitesi Jeoloji Enstitüsü’nden mezun olduk- tan sonra İTÜ’de asistan olarak başlamış, Haliç’ten Küçükçekmece’ye uzanan Üst Miyosen yaşlı çökel- leri ilk defa litostratigrafik birimlere (Bakırköy, Güngören, Çukurçeşme ve Gürpınar Formasyonu) ayırarak haritalamıştır. Uzun yıllardan beri yerbi- limlerine emek veren Profesör Sayar’ın “Paleonto- loji”, “Omurgasız Fosiller”, “Biyostratigrafi”, “Bi- yostratigrafi Terimler Sözlüğü” adlı kitapları İTÜ Maden Fakültesi yayınları arasındadır.

Suna Atak 1958’de mezun olduktan sonra kısa Şekil 1. İTÜ Maden Fakültesi’ndeki kadın öğrencilerin yıllara göre dağılımı (1953-2015). bir süre ’da DSİ Yeraltı Suları Dairesi’n- Şekil 3. İTÜ Maden Fakültesi’nde yapılan yüksek lisans de çalışmış, Maden Fakültesi Cevher Hazırlama Maden Fakültesi’nde ilk yüksek lisans programının %13 civarında kalmaktadır. Yüksek lisans/doktora ve doktoraların yıllara ve bölümlere göre dağılımı. Kürsü’süne asistan ve uzman mühendis olarak 1975’te başlamasıyla 1999’a kadar toplam 243 me- yaparak akademide kalanların İTÜ Maden Fakül- girmiştir. AID burslusu olarak Colorado School zun yüksek mühendis oldu; bu sayının 49’u (%17) tesi (Tablo 2), yurt içinde ve hatta yurt dışında çe- of Mines’ta lisansüstü çalışmasını tamamlayarak kadındır. Fakülte’den mezun olduktan sonra mes- şitli üniversitelerde görev almışlardır. İTÜ’ye dönmüştür. 1992’de profesör olmuştur. leklerinde çalışmaya başlayan kadınların arttığı Türk-Maadin şirketinde danışman olarak çalışır- görülmektedir. Lisansüstü ve akademik kariyer Kız öğrenci sayılarındaki artış kendini Maden Fa- ken dört flotasyon tesisinin (civa, antimuan, bakır, için doktora yapan öğrencilerin %15’ini kız öğren- kültesi’nin öğretim elemanlarının oranında da molibden) kuruluşuna katkıda bulunmuştur. 80’li ciler oluşturmaktadır. Maden Fakültesi’nde yapı- (%32) göstermektedir (Şekil 4). Son on yılda kadın yıllarda Fulbright bursu ile Columbia Universite- lan doktoraların yıllara göre dağılımına bakılırsa, profesörlerde %2’den %22’ye, doçentlerde %25’ten si’nde araştırmalarını sürdürmüş olan Prof. Dr. 1954-1999 arasında toplam 89 doktora yapılmıştır %32’ye ve araştırma görevlilerinde %41’den %43’e Atak’ın “Flotasyon İlkeleri ve Uygulamaları” adlı (Okay 2004). Doktora yapan kadın sayısı, 60-80’li ulaşırken yardımcı doçentlerde %33’ten %26’ye kitabı bulunmaktadır. yıllarda ortalama 2 iken 90’lı yıllarda bu sayı 10’a azalma olmuştur. Bölümlere göre dağılım en fazla ulaşmıştır. Bu yıllarda doktora çalışması maden kadın öğretim elemanın jeofizik mühendisliği bö- İlk öğrencilerden Işık Akman Kumbasar me- (%38) ve jeoloji (%35) alanlarında yapılırken ka- lümünde bulunduğunu göstermektedir (Şekil 4). zun olduktan sonra 1959 yılında Maden Fakültesi dın öğrencilerin en fazla doktora çalışması jeolo- Şekil 4. İTÜ Maden Fakültesi’nde görevli kadın Mineraloji ve Maden Yatakları Kürsüsü’ne teknis- ji alanında (%53) yapıldığı görülmektedir (Okay “İlk Kadın Maden Fakültesi Mezunları” öğretim elemanlarının bölümlere göre dağılımı (2016) yen asistan olarak atanmıştır. Bu kürsüde 1964’de 2004). İTÜ Maden Fakültesi’nde 2000-2015 yıl- doktorasını tamamladıktan sonra 1969’da doçent, ları arasında yapılan lisansüstü ve doktoralarda O yıllarda tüm mühendislik alanlarında olduğu 1977’de profesör ünvanlarını kazanmıştır. Mine- kayda değer bir sayıya ulaşılamamışsa da, jeofizik gibi, maden sektörünün yeni kurulmuş işletme- Maden Tetkik ve Araştırma Enstitüsü (MTA), raloji, kristallografi, optik mineraloji, x-ışınları ve mühendisliği alanında kadınların %49’a varan bir lerinde yurtdışı eğitimli mühendisler çalışıyordu. Etibank ve Ereğli Demir Çelik İşletmeleri bu yeni cevher mikroskopisi derslerini vermiştir. Çalışma- orana ulaşmıştır (Şekil 3). Jeoloji alanında lisan- Tesislerde iyi olanakların sağlanması bu alanı ca- kurulan fakültenin öğrencilerine burs veren ku- larında bor ve zeolitler üzerine yoğunlaşan Prof.Dr. süstü çalışmalarda yüksek lisans %34 ve doktora zip hale getirmeye başlamıştı. Bu dalda meslek rumlardandı. İlk öğrencilerden Işık Akman Eti- Kumbasar, borat yataklarında oluşan yeni bir bor sahibi olmak daha erkekler için bile yeni olmasına bank’tan burs almağa hak kazandığı halde kadın minerali saptamıştır. Colorado School of Mines,

rağmen İstanbul’un merkezindeki İstanbul Teknik olduğu daha sonra anlaşılınca bursu geri alınmış- Pavia Üniversitesi ve New York Amerikan Doğa Üniversitesi’nin Taşkışla binasında açılan bu fa- tır. Daha sonra evlenmeme şartıyla mecburi hiz- Tarihi Müzesi’nde minerallerin kristal yapıları ile külteye kaydolan 49 öğrencinin arasında 2 kız öğ- met karşılığında MTA’dan burs alabilen ilk kadın ilgili araştırmalar yapmıştır. Dekan Yardımcılığı, renci de bulunuyordu: Işık Akman ve Suna Atak. olmuştur. İkinci MTA burslusu Meral Kalabay da Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanlığı ve Minera- O tarihlerde Avrupa’da ve dünyanın belli başlı üni- (60 Sınıfı) mezun olduktan sonra Ankara MTA’da loji-Petrografi Anabilim Dalı Başkanlığı görevleri versitelerinde maden mühendisliği bölümlerinde çalışmaya başlayacaktır. yapan Prof.Dr. Kumbasar’ın “Mineraloji” adlı bir kadın yoktu. 1953 yılında Suna Atak başvurdu- ders kitabı bulunmaktadır. ğunda Fakülte’ye kızların kabulünde tartışmalar Maden Fakültesi’nden mezun olan ilkler sırasıyla ortaya çıkmıştı. Bir eğitim kurumuna kız öğrenci Metalurji Yüksek Mühendisi Reyhan Akşit (59 Sı- Jeofizik alanında ilk doktora çalışması Silva Bü- alınmamasının Atatürk İlkeleri’ne aykırı olduğunu nıfı), Petrol Yüksek Mühendisi Sevgi Aydın Doğu yükaşıkoğlu tarafından yapılmıştır. İTÜ Elektrik söyleyen Ord. Prof. Salih Uzdilek tartışmaları nok- (66 Sınıfı), Jeofizik Mühendisi olarak Azra Nur Tü- Fakültesi’nden mezun olduktan sonra 1952’de İTÜ Şekil 2. İTÜ Maden Fakültesi bölümlerinde kadın talamış ve Suna Atak kayıt olabilmiştir. lisans öğrencilerinin bölümlere göre dağılımı (2015). tüncü ve Nalan Kocaman (75 Sınıfı) idi (Tablo 1). Sismoloji Enstitüsü’nde göreve başlayan Prof. Dr.

6 MİMOZA 2016 Haziran 2016 Haziran MİMOZA 7 ARAŞTIRMA

İTÜ Maden Fakültesi’nin İlk Kadın Mezunları

Şekil 6. Türkiye genelinde farklı lisans programlarında kadın öğrencilerin yıllara göre dağılımı.

kadın akademisyen oranına sa- kültesi (%53) sahiptir. Bu grubu Büyükaşıkoğlu, burslu olarak gittiği Japonya’nın gelen bu değişim kadının “görünür hale geldiği” hip grupta Makine (%13), Gemi Fen-Edebiyat Fakültesi (%49) Tokyo Üniversitesi Deprem Araştırma Enstitüsü’n- yaklaşımının (Bridenhal ve Koonz 1997) bir yansı- İnşaat ve Deniz Bilimleri Fakül- ve İşletme Fakültesi (%46) takip de “deprem odak mekanizması ve deprem dalgası masına örnektir (Okay 2000, 2007). tesi (%22), Avrasya Yerbilimleri etmektedir. Maden Fakültesi, ile deprem hasarı ilişkisi” üzerine yürüttüğü dok- Enstitüsü (%23), Elektrik Fakül- Bilgisayar Fakültesi (%39), Kon- tora çalışmalarını 1968’de tamamlamıştır (Prof. Kız öğrenci oranındaki bu artış değişik alanlara tesi (%25) ve Denizcilik Fakültesi servatuvar (%39), İnşaat Fakül- Dr. Gündüz Aytin Horasan’dan alıntı). farklı şekillerde yansımıştır. Yerbilimlerinde 80’lı (%26) bulunmaktadır. En yüksek tesi (%38), Uçak-Uzay Fakültesi Kuruluşundan yılların sonlarına doğru kız öğrencilerin oranı hızla oranlara Tekstil ve Tasarım Fa- (%34), Bilişim Enstitüsü (%32) İTÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü’nden 1980’de artarak 1992’de %30’a ve 2000’li yılların başında bugüne ilk kültesi (%81), Mimarlık Fakültesi İTÜ ortalamasının altında kalan mezun olan ilk kadın, Azra Nur Tütüncü Meşe %40’a kadar yükselmiştir (Şekil 6). Bu yirmi yıl- kez bir kadın (%69) ve Kimya-Metalurji Fa- grupta yer almaktadır. burslu olarak gittiği Stanford Üniversitesi’nde yük- lık süre içinde yerbilimlerinde görülen %1.42’lik öğretim üyesinin sek lisans ve Texas Austin Üniversitesi’nde dok- yıllık artış, Türkiye genelindeki tüm kız öğrenci Tablo 2. İTÜ Maden Fakültesi’nde ilk doktora yapan kadınlar (1954-2000). dekan (Prof. Dr. torasını tamamlamıştır. Prof. Dr. Tütüncü halen oranındaki artışın (%0.42), üç katından daha fazla Fatma Arslan) Colorado School of Mines’ta Petrol Mühendisliği olmuştur. Benzer artışlar fen bilimlerinde de gö- Yıl Dr Alan Çalıştıkları Kurum Bölüm Başkanlığı görevini sürdürmektedir. rülmekte, 1983’de kız öğrencilerin oranı %25 iken, olarak görev 1954 Cazibe Sayar Jeoloji İTÜ MF 1997’de %38 ve 2015’te %50’yi geçmiştir. Buna yaptığı Maden 1959 Asuman Öneren Maden Tartışmalar karşın mühendislik ve mimarlık dallarında kız öğ- Fakültesinde Son yirmibeş yıl içinde üniversitelerdeki toplam renci oranı önemli bir düşüş göstermemiş, ortala- 1964 Işık Akman Kumbasar Maden İTÜ MF halen 11'i öğrenci sayısının da artmasına da bağlı olarak kız mayı takip ederek sabit kalmıştır (Şekil 6). Buna 1965 Silva Büyükaşıkoğlu Jeofizik İTÜ MF öğrenci oranı sürekli bir artış göstermiş ve %43’e karşılık maden ve petrol mühendisliği bölümlerin- Profesör, 1976 Füsun Arısan Metalurji yükselmiştir. Dört yıllık lisans öğretimi veren prog- deki kız öğrenci oranı düşük kalmakta (%12 ve %7) 7'si Doçent, 1979 Suna Atak Maden İTÜ MF ramlarda bulunan kız öğrenci sayısının toplam bazı dönemlerde düşüş göstermektedir. 4'ü Yardımcı öğrenci içindeki oranı 1983’de %36’dan 2000’de 1992 Gündüz Aytin Horasan Jeofizik Sakarya Üniv. Doçent, 16'sı %42’e ve 2015’te %49’a yükselmiştir (Şekil 5). Yıl- İTÜ’deki mevcut lisans öğrencilerinin alanlara göre 1993 Yüksel Örgün Jeoloji İTÜ MF lık ortalama %0.44’lik bir artışla günümüze kadar dağılımına bakıldığında üniversite ortalamasının Araştırma Vildan Esenli Jeoloji İTÜ MF (%32) altında kalan Uçak-Uzay Fakültesi (%23), 1995 Görevlisi, 8'i İnşaat Fakültesi (%21), Elektrik Fakültesi (%11), Zekiye Karacık Jeoloji İTÜ MF Mühendis, 3'ü Makine Fakültesi (%10), Denizcilik Fakültesi (%9) Züleyha Uğur Petrol ve Doğal Gaz İTÜ MF ve Gemi İnşaat Fakültesi (%6) en az kız öğrencinin 1997 Uzman olmak Şafak Altunkaynak Jeoloji İTÜ MF bulunduğu fakültelerdir. Üniversite ortalamasının üzere toplam Hayrünisa Dinçer Ateşok Maden/Cevher İTÜ MF üstünde kalan Tekstil ve Tasarım Fakültesi (%67), 1998 49 kadın görev Mimarlık Fakültesi (%65), Fen-Edebiyat Fakültesi Gülbin Gürdal Jeoloji Tübitak MAM yapmaktadır. (%58) ve Kimya-Metalurji Fakültesi’nde (%54) en Fazilet Altınışık Jeoloji Bursa Bel fazla kız öğrenci bulunmaktadır (İTÜ KAUM Mi- 1999 Ayşe Kaşlılar Jeofizik İTÜ MF moza 2016). Ayşe Dönmez PDG İTÜ’de çalışan akademik personelin %42’sini ka- 2000 Hülya Kurt Jeofizik İTÜ MF Şekil 5. Türkiye ve İTÜ’de lisans, lisansüstü ve doktora dın öğretim elemanları oluştururken (İTÜ KAUM yapan kadın öğrencilerin yıllara göre dağılımı. Mimoza 2016) alanlara göre dağılımda en düşük Gülay Bulut Maden/Cevher İTÜ MF

8 MİMOZA 2016 Haziran 2016 Haziran MİMOZA 9 ARAŞTIRMA ARAŞTIRMA

Sonuçlar Madencilik ve yerbilimleri alanlarında “kadın” nu mühendis olmak”, muhtemelen 90’lı yıllarda nadiren ön plana çıkmaktadır. Önceleri sektörde başlayan doğal çevreye duyulan ilgi, doğal ve yeni ciddiye alınmamalarına rağmen giderek daha fazla enerji kaynaklarına artan ihtiyaç, doğal afetlerin NURİYE PINAR ERDEM kadının sektöre girmesiyle durum hızla değişmiştir etkilerinin artması olabilir. Yerbilimlerinde 80’li (Okay 2004, 2007). Dünyada ve ülkemizde meyda- yıllardan başlayarak yaşanan bu durum şimdiden na gelen sosyal değişimler ile tüm alanlarda olduğu değişmeye devlet üniversitelerinde bölümlerin ka- TÜRKİYE’NİN İLK KADIN JEOLOJİ MÜHENDİSİ gibi “kadın” maden ve yerbilimleri alanlarına hızlı panmasıyla ve yeni açılan vakıf üniversitelerinde 1914 yılında İstanbul’da doğmuştur. İlk öğrenimi- Türkiye’nin ilk kadın bir şekilde girmeye başlamış, özellikle son yirmi yerbilimleri bölümlerinin olmayışıyla sayı tekrar- ni ‘Yirmidokuzuncu İlk Mektep’te yaptıktan sonra jeoloğu ve deprem uz- yıldır kız öğrenci oranın sürekli artış göstermesiy- dan azalmaya başlamıştır. Erenköy Lisesi’nden mezun olmuştur. Lisans öğ- manlarından olan Nu- le kadınlar tüm alanlarda görünür hale gelmiştir. renimini Bordeaux Üniversitesi Fen Fakültesi’nde riye Erdem, Kuzey Ana- Çalışmalar dünyada üniversitelerin maden ve yer- Bu durumun en çarpıcı sonucu jeoloji ve jeofizik yapmış, bu fakülteden Kimya ve Doğa Bilimleri dolu ile Ege’deki birçok bilimleri bölümlerine kadınların kabulü çok daha mühendisliği bölümlerinde görülen artış olmuştur dallarında sertifika almıştır. kırık sistemini tespit et- geç olurken (örneğin, Crawford ve diğ. 1987; Hol- (Okay 2000, 2007). 60’lı ve 70’li yıllarda kız öğ- miştir. Avrupa Sismoloji mes ve diğ. 2003) Türkiye’de kadının akademik rencilerin sayısı oldukça azdı. Kurumlar yurtdışı Türkiye’ye döndükten sonra 23 Aralık 1937’de İs- Komisyonu üyeliğinde hayata girişinin daha kısa sürede gerçekleştiğini yüksek lisans ve doktora burslarını erkekler için tanbul Üniversitesi Fen Fakültesi jeoloji, minera- bulunmuştur. Ankara göstermektedir (Acar 1991; EC 2009, 2012). Hat- veriyordu. Kız öğrencilerin oranın 80’li yılların ilk loji ve paleontoloji asistanlığına tayin edilmiştir. Dil ve Tarih-Coğrafya ta yerbilimlerinde en fazla kadın akademisyen ve yarısında %20’e ulaşmasıyla (Okay, 2000) başta “Marmara Havzasının Sismik Jeolojisi ve Meteo- Fakültesi Hocalığı ve öğrencinin Türk üniversitelerinde bulunduğu gö- Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere 1983’te kadın rolojisi” hakkında hazırlamış olduğu çalışma, dok- Yazarlık ile Dünya Par- rülmektedir (Okay 2007, 2008, 2011). Günümüz- adaylara da eşit şartlarda burs verilmeğe başlamış- tora tezi olarak kabul edilmiş ve kendisine 1942 lamentolar Birliği Türk de Türk üniversitelerinde maden ve yerbilimleri tır. yılında Fen Doktoru ünvanı verilmiştir. 30 Mart Grubu Genel Sekreterliği de yapmıştır. bölümlerinde en çok kadın öğretim elemanı, Tür- 1945’te Fen Fakültesi Jeoloji Doçentliği’ne tayin İTÜ Maden Fakültesi’nin yerbilimleri bölümlerin- kiye’nin yegane Maden Fakültesi olan İTÜ Maden edilmiştir. 10.Dönem seçimlerinde İzmir’den mil- deki kız öğrenci oranındaki artış, genel artışın çok Fakültesi’nde bulunmaktadır (Okay 2004). Bu- letvekili seçildiği için 6 Mayıs 1954’te üniversite- üstünde olmuştur (Okay 2004). Yetmişli yıllarda gün Türk üniversiteleri, özellikle Avrupa ve de deki görevinden ayrılmıştır. 11.Dönem’de de İz- İTÜ Maden Fakültesi’nde kız öğrencilerin sayıla- Amerikan üniversiteleri ile karşılaştırıldığında mir Milletvekili olarak TBMM’de görev yapmıştır. rı az iken 80’li yıllarda giren öğrenci sayılarının (MacFarlane 1998; Bell ve diğ. 2003), kadın aka- Demokrat Parti milletvekili olduğu için 1960’da artmasıyla bugün kadın oranı %36’ya çıkmıştır. demisyenler için hala avantajlı bir çalışma ortamı Bu artışın nedeni “İTÜ’lü olmak” ve “İTÜ mezu- olduğu görülmektedir (Okay 2008, 2011). tutuklanmış, Yassıada ve Kayseri’de 2,5 yıl cezae- vinde kalmıştır. 1967’de çıkan af yasası ile yeniden

Kaynaklar akademik kariyerine dönen Nuriye Erdem, 1982 • Acar F., 1991. Women in Academic Science Careers in Turkey, “Women in Science, token women or gender equality”de (Ed. V.Stolte yılında Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Bölümü Heiskanen ve diğ.), ISS-UNESCO Yayınları., Beng Publ., s. 147-171. Başkanı iken emekliye ayrılmış, 30 Eylül 2006 ta- • Bell R.E., Kasten K.A., Cane M., Miller R.A., Mutter J.C., Pfirman S., 2003. Righting the balance: gender diversity in the geosciences, rihinde İstanbul’da vefat etmiştir. EOS Trans. AGU 84 (31), 292-293. • Birön C., 1978. Türkiye maden mühendisliği öğretiminin gelişmesi. 25.Yıl Bülteni, İTÜ Maden Fakültesi, s. 3-5. • Bridenhal M., Koonz C., 1997. Avrupa Tarihinde Kadınlar, s. 49. Zonguldak Devlet Mühendislik ve • Crawford M.L., Moody J.B., Tullis J., 1987. Women in (geo) academia: students and professors revisited. Geology, 15 (8) 773-774. Mimarlık Akademisi (1975) • European Commission, 2009. She Figures: Women and Science. Statistics and Indicators on Gender Equality in Science. Office for Official Publications of the European Communities, Luxembourg. • European Commission, 2012. Meta-analysis of gender and science research – Synthesis Report (EUR 25138) Luxembourg: Publica- Türkiye Depremleri İzahlı Kataloğu tions Office of the European Union, s. 230. Prof. Dr. Nuriye Pınar Erdem, Dr. Ervin Lahn • Holmes M.A., O’Connell S., 2003. Where are the women geoscientist professors? EOS 84 (50) 564-565. Ocak 2001 / 2. Baskı / 155 Sayfa • İTÜ KAUM Mimoza, 2016. http://www.kaum.itu.edu.tr/tr/wp-content/uploads/2015/12/mimoza-dergisi.pdf • Maden Fakültesi Bülteni, 1989. 35. Yılında Maden Fakültesi, İTÜ, s. 16. • MacFarlane A., Luzzadder-Beach S., 1998. Overview: achieving equity between women and men in the geosciences, GSA Bull., 110 Türkiye’de meydana gelen depremleri bölge bölge ele alarak bilgiler veren (12): 1590-1614. kitapta ek olarak, bölgelerin haritaları üzerindendeki işaretlemeler ile konu • Okay N., 2000. Üniversitelerde kız öğrenci sayısı hızla erkeklere ulaşıyor, Cumhuriyet Bilim Teknik, sayı: 687, s. 4. hakkında harita bilgileri de verilmiştir. • Okay, N., 2004. Maden Fakültesi’nde Kadın Öğrenciler: 1953’ten günümüze. “Kuruluşundan Günümüze İTÜ Maden Fakültesi’nin Kadın Mezunları-Başarıları, Sorunları, Yaşamları”nda, 5 Mayıs 2003, İTÜ Maden Fakültesi, s. 23-49. • Okay, N., 2007. “Türkiye’de ve Dünya’da Mühendislik ve Fen Bilimleri Bölümlerindeki Kadın Akademisyenlerin Mevcut Durumuna Kaynaklar Bakış”, Cumhuriyet Bilim Teknik, sayı: 989: 3. • Sevtap İshakoğlu Kadıoğlu, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Tarihçesi, İstanbul Üniversitesi Yayınları, İstanbul 1998, s.285-286. • Okay N., 2008. Yerbilimlerinde Kadın Akademisyenlerin Durumu/Status of Women Academics in Earth Sciences, Beyond the Glass • http://www.bilimtarihi.org/bilimadamlari/pinar/biyografi.htm Ceiling: Women Academics in Technology and Life Sciences Across Europe, UNICAFE Conference (11-13 Kasım 2008), İstanbul. • https://tr.wikipedia.org/wiki/Nuriye_P%C4%B1nar • Okay N., 2011. Türkiye’de Mühendislik ve Yerbilimlerinde Kadın/Die Türkei im internationalen Vergleich, Frauen im Ingenieurwe- • http://arsiv.sabah.com.tr/2006/10/02/gun138.html sen und in den Naturwissenschaften, Konstructive, 282: 21-24. • http://web.beun.edu.tr/depo/maden/fotolar/albumler/zdmma/slides/052 • ÖSYM (http://www.osym.gov.tr).

10 MİMOZA 2016 Haziran 2016 Haziran MİMOZA 11 ARAŞTIRMA ARAŞTIRMA

Türktan, kendisi yola çıktığında HALİDE URAL TÜRKTAN bütün işçilerin arabalarını yolun DÜNYANIN İLK KADIN PETROL MÜHENDİSİ kenarına çekerek kendisine yol DÖKÜMHANEYE ADANAN BİR ÖMÜR verdiklerini söyledi. Nedenini sor- Dünyanın en ileri ülkelerinden duğumuzda ise “Neden olacak, be- sayılan ABD’de mesleğini söyledi- nim araba kullanabileceğime bile GÜNNUR TUĞRUL DİKEÇ ğinde şaşkınlıkla karşılanan Türk- inanmıyorlardı. Kendilerine çarp- tan, yurda döndükten bir süre mamdan çok korkuyorlardı da on- Günnur Dikeç adını ilk defa, çok sevdiğim rahmetli Hocam Prof.Dr. Feridun Dikeç’ten duy- sonra görevli olarak Batman Pet- dan!” diye konuştu. muştum. Haliç Tersanesi’nde dökümhanede bir kadının çalışıyor olması hele bir de yönetici rol Rafinerisi’ne gitmiş. “Bir kadın Herşeye karşın birbirlerine za- olması beni çok etkilemişti. Mesleğinizde önünüzü görmek için her zaman güzel örneklere, olarak sizi kabullendiler mi?” so- manla alıştıklarını belirten Halide idollere gereksinim duyarsınız. Ne olduğunu tam bilmeden girdiğiniz, bir elin parmakların- rusunu gülerek, “uzun süre hayır” Ural Türktan’a göre görev başın- dan az kız öğrencinin bulunduğu bir bölümde size ışık tutacak birşey istersiniz. İşte Günnur diye yanıtlayan Türktan, o zaman dayken kadınlığını ikinci plana Türkiye’de 5-6 Petrol Yüksek Mü- atmak şartıyla, her kadın her işi Hocam tam da aradığım ışıktı. İşte tam da bu nedenle Sayın Günnur Dikeç’i bu dergide ta- hendisi olduğunu söyledi ve şöyle her şart altında yapabilir. İstan- nıtmak istedim. Hakkında okuduklarım O’na olan hayranlığımı daha da arttırdı. Kendisini konuştu: “O zaman bahsettiğim bul Yüksek Kimya Mühendisli- 5-6 Yüksek Petrol Mühendisi ilah tanımaktan dolayı da çok mutluyum. O’nun gazetelerde “ateş altında bir kadın” başlığını at- ği’ni bitirdikten sonra, İtalya’da tıracak kadar dökümhane gibi zorlu bir işin üstesinden gelmesi tüm kadınlar için örnek bir gibiydiler. Kendilerine çok değer bir yıl petrol rafinerisinde çalışan veriliyordu. Ben Batman’a gitti- ve ABD’de master öğrenimini ya- başarıdır ve ben de bu başarı öyküsünü aşağıda sizlerle paylaşmaktan onur duyuyorum… ğimde işler değişti. Hatta biri ar- pan Türktan, mesleğini fiilen 9 yıl kadaşlarımdan birine ‘beyim biz sürdürmüştür. Bu arada evlenip Prof. Dr. Fatma Arslan (Metalurji Mühendisi) de petrol mühendisliğini zor iş sa- BD’de master yaptığı yıllar- iki çocuk sahibi olan Türktan, ço- İTÜ Maden Fakültesi Dekanı ve İTÜ BMT-KAUM Müdürü da Amerikan basını dün- nıyorduk’ demiş. Erkek arkadaşla- cuklarının eğitimi için işinden ay- yanın “İlk Kadın Petrol rım bana ‘bizim de değerimizi dü- rılmıştır. Mühendisi” olarak kendisinden şürdün’ diye takılıyorlardı.” aliç Tersanesi’nin dö- 15 Haziran 1988 yılında bir dergide yayınlanan rö- Kaynak bahsetmiş, röportajlarını yayınla- kümhanesi denince portajında “Günümüzde, kadınlarımızın, el atma- Batman’da arazide çalışırken, iş- Nesrin Turhan, 07.12.1984, Milliyet, akla gelen isim Gün- dığı iş alanı hemen hemen kalmadı. Ama bazen, bir mış. (Sayfa 12’den alıntı). yerine arabayla gittiğini söyleyen nur Tuğrul Dikeç’tir. erkeği dahi zorlayacak çalışma alanında kadınları 30 Ekim 1942 tarihinde Deniz- görmek, insanı şaşırtıyor doğrusu.” demiştir. İşte li’de doğdu. İlk ve orta öğreti- böylesine değişik bir uğraşı içinde olan kadınları- Türkiye’nin ilk kadın Jeofizik Yük- mini Denizli’de tamamlayan mızdan biri de Günnur Dikeç. Kendisi yıllarca, bir- GÜNGÖR KARAKUŞ GÖZPINAR sek Mühendisi oldu. DSİ’deki göre- TÜRKİYE’NİN İLK KADIN JEOFİZİK YÜKSEK MÜHENDİSİ vinin yanı sıra 1977 yılından itiba- ve 1960 yılında lise öğrenimini çok erkeğin bile girmeye çekindiği bir iş kolunda, ren sekiz yıl Çukurova Üniversitesi bitirip aynı yıl İstanbul Teknik döküm işinde çalıştı. Sıcaklığın, çeşitli metalleri stanbul’da doğ- Aynı yasal haklara sahip olmala- Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nde Üniversitesi’ni kazanan Dikeç, 1965 senesinde Me- ergitmek için 1650 dereceye kadar çıktığı fırınlarla du. İstanbul’da rına rağmen mesleğini icra eder- Tatbiki Jeofiziğe Giriş dersleri ver- talurji Yüksek Mühendisi olarak eğitim hayatını yüz yüze, çeşitli alaşımların değerlerini tesbit etti; başladığı ilköğ- ken ibrenin hep erkeklerden yana di. 2000 yılı başında kendi isteği ile tamamladı. Mezun olduktan hemen sonra Deniz- potaya alınan ergimiş metallerin kalite kontrolünü renimini Adana’da olduğuna tanık oldu. Erkek mes- emekli oldu. cilik Bankası Haliç Tersanesi’nde yeni kurulmak- yaptı. En önemlisi de, yanında çalışan işçileriyle, tamamladı. Doğa- lektaşlarınca hep kösteklenmenin ta olan merkezi dökümhane ve laboratuvarların bir dost gibi, uygarca ilişki kurabildi. ya, fiziğe ve jeoloji- sıkıntısını yaşadı. Bugüne kadar Devlet memuriyetinin yanı sıra kurulması ve işletilmesinden sorumlu mühendis ye duyduğu ilgi ona Türkiye’nin çeşitli illerini kapsayan dernek faaliyetlerinde de bulundu. olarak göreve başlayan Dikeç, Haliç Tersanesi’nde 1965 yılında Haliç Tersanesi’nde yeni kurulan olmazsa olmaz şeklinde bir tercih DSİ Bölge Müdürü olarak atanmış 1973-1974 yılında Çocuk Esirgeme üretimi gerçekleştirilen Türk gemi filosunda bulu- Merkezi Dökümhane ve Laboratuvar’ın kurulması yaptıracaktı üniversiteye girişte. bir kadın mühendis olmamasına Kurumu Kadın Kolu Başkanlığı’nın nan çeşitli markalardaki dizel makinelerin yedek ve çalıştırılması görevi ile sektöre adım atan Gün- Tek tercih olarak seçtiği İstanbul hep üzüldü; ama şaşırmadı. Büyük yanı sıra Çukurova Filarmoni Der- parça üretiminde görev aldı. Aynı zamanda Dikeç, nur Dikeç, denizcilik sektöründe sadece dökümha- Üniversitesi Jeofizik - Jeoloji lisans önder Atatürk’ün kadınlara verdi- neği Çukurova Senfoni Orkestrası Pendik tersanesinde üretilen Pendik Sulzer dizel ne de çalışmakla yetinmeyip bilgilerini yeni nesil- bölümünü birinci olarak kazandı ve ği hakların teknik personel olarak Koruma ve Yaşatma Derneği kuru- makinalarinin blok ve parçalarının dökümü, per- lere aktarmak için aynı zamanda yıllarca öğretim eğitimine başladı. devlet kurumlarındaki yansıması- cu üyeliği ve yönetim kurulu üyeliği vane, muhtelif yedek parça ve donanımının Haliç görevlisi olarak çalıştı. Haliç Tersanesi’nde göreve nın çok daha üst düzeyde olmasını Mezuniyet yılı olan 1963’te Adana yaptı. Tersanesinde Loyd onaylı olarak üretiminde 28 yıl başladığı yıllarda birçok yeni girişime korkusuzca hep bekledi. Devlet Su İşleri VI. Bölge Müdür- aralıksız görev aldı. 1975 senesinde Dökümhane el uzatan Dikeç, başarısızlıkla sonuçlanan dene- lüğü’nde göreve başladığında Ada- 1969 yılında bir dönem Orta Doğu Kaynaklar Baş Mühendisi, 1985 yılında Haliç Tersanesi Dö- meler yaşamasına rağmen çalışmalarını azimli bir na’daki ilk Jeofizik Mühendisiydi. Teknik Üniversitesi’nde hizmet içi • Güngör Karakuş Gözpınar ile Kişisel Gö- kümhane Şube Müdürü oldu ve 1993 yılına kadar şekilde sürdürerek Türkiye’nin klas onaylı ilk per- İlgi duyduğu ve tek tercihle belir- eğitim aldı. 1974 yılında yaptığı rüşme, Nisan 2016. • http://semaerdogan.net/index.php/gun- aynı görevde çalıştı. 1966’da sınıf arkadaşı ve mes- vanesini dökme başarısıni göstermiştir. lediği mesleği ona tek ve ilk olmayı master çalışması ile bir ilke daha gor-gozpinar/ lektaşı Prof.Dr. Feridun Dikeç ile evlendi. İşlerine da kazandırmıştı mesleğinin baş- imza attı. Sadece Adana’nın değil o kadar bağımlı idiler ki çocuklarının adlarını De- Dökümhanede yıllarca çalışan Günnur Dikeç, bir langıcında. mir ve Tunç koydular. anısını da şöyle dile getiriyor: “Yurt dışında bir iş

12 MİMOZA 20162015 AralıkHaziran 2016 Haziran MİMOZA 13 ARAŞTIRMA

adlı kitabı basılmıştır. Şu anda da dökümhane üretim bilgilerini içeren yeni döküm el kitabı da basıma hazırlanmıştır.

“Klas onaylı ilk Türk pervane dökümü” Haliç Tersanesi’ndeki yıllarını daha dün gibi hatırlayan ve yaptığı çalışmalardan büyük keyif aldığını her haliyle ortaya koyan Dikeç, işçisiyle-mühendi- siyle bu kadar başarı sağlayan bir dökümhanenin kapatılmaması ve sonunun böyle olmaması ge- rektiğini de söylemeden geçe- gezisindeydim. İngiltere’de bir fluxın üretimini yapmıştır. 2005 miyor. Tersanede görev yaptığı makina fabrikasını geziyordum. yılında yayınlanan Malzeme Bil- yıllarda henüz klas onaylı per- Yanıma fabrikanın eğitim müdü- gisi adında kitabı basılmıştır. vane dökümü yapılamadığını, rünü vermişlerdi. Kendisi bana Eğitimci yanını şöyle dile geti- yapılan dökümlerin kalay-bronz denemesinde başarılı olamayan Loyd tarafından da onaylanan bir kadının dökümhane müdürü riyor Günnur Dikeç; “Öğretme- olarak gerçekleştiğinden alaşım Dikeç, bu olayı da şu sözlerle bu pervaneyi daha sonraları bü- olmasının ilginç olduğunu söy- yi herzaman sevdim; tersane olarak klas kuruluşlarının ona- anlatıyor, ‘O dönemde adalara tün deniz filomuza, deniz kuv- ledi; ben de, aslında fazla ilginç dökümhanesinde yeni kurulan yından geçemediğini belirten su taşıyan bir geminin pervane- vetlerine üretmeye başladık.” değil, dedim. Bunu duyan eğitim endüksiyon fırınlarının çalıştı- Dikeç, Türk denizciliğine uzun sini manganez-bronz dökmeye müdürü şaşırdı ve sebebini sor- rılması, çelik ve dökme demir zaman hizmet etmiş ve hemen karar verdik. İlk dökümümüzde “Sıra makine üretiminde”. Dö- du. Ona şu cevabı verdim: Dö- ve demirdışı metallerin üretimi, herkes tarafından tanınan Ziya kabarma oldu. İşletmede çalışan kümhanenin başarılı çalışma- kümhane ufak bir yer. Ama sizin ısıl işlemler, laboratuvarların Kalkavan ile ilgili bir anısını da ve mühendisleri pek sevmeyen larının Denizcilik Bankası’nın Britanya İmparatorluğunuz çok çalıştırılması gibi konular. Her- şöyle anlatıyor, “Merdivenlerden bir formenimiz vardı. Pervane duyarlı müdürlerini harekete büyük ve iki kadın tarafından zaman notlar hazırlayıp işçilere aşağıya iniyordum, Ziya Beyde dökümünün başarısız olduğunu geçirdiğini ve müdürlerin Sulzer, yönetiliyor. Asıl bu ilginç. Refa- kurs verirdim. Türk işçisinin yaşı yukarı çıkıyordu. Bana seslenip, görünce bana dönüp, “Günnur MAN, SACM, MTU gibi makine katçim sustu; bir daha da konuş- ne olursa olsun ‘öğrenmeyi çok ‘Pervaneyi ne zaman döküyoruz Hanım, bugün tersaneye 25 bin imalatçılarını Türkiye’ye davet madı.” sevdiğini’ gördüm. Hocalığım mühendis hanım’ diye sordu. Bu lira zarar ettirdiniz’ dedi. Aldı- ederek görüşmeler yaptığını be- sırasında iki kitap yazdım. Tec- sözü unutmuyorum. O günlere ğım maaş ise ayda bin liraydı. lirten Dikeç, o dönemde yapılan Çalışmaktan yorulmayan, işi hiç de zorlamadığını belirtiyor. rübelerimi içeren kitaplarımın kadar klas onaylı pervane dö- Ama yılmadım, ikinci dökümü çalışmaları ve girişimleri şu söz- dışında evinde mesleğiyle ilgili 1970 yılından itibaren Gemi Yapı okurlar tarafından beğenilmesi kememişiz.” Yaptığı ilk döküm gerçekleştirdik ve başarılı olduk. lerle anlatıyor; yayınları izleyen Günnur Dikeç, Teknik Lisesi ve Teknisyen Oku- beni çok mutlu ediyor. Türki- kadın sorunlarından da uzak lu, Deniz Kuvvetleri Denizcilik ye’de sanayinin anlaşılır el kitap- değil. Türkiye’de, kurulan Cum- Yüksek Okulu, İTÜ Denizcilik larına ihtiyacı var.” huriyet’le birlikte kadın sorun- Fakültesi, İTÜ Gemi İnşa ve De- larına bakışın yenilendiğini vur- niz Bilimleri Fakültesi, İstanbul “Ateş altında bir kadın”, O’nun guluyor: “Kanunlar çok güzel; Üniversitesi, TÜDEV ve IMO için yıllar önce bu başlığı atmış- ama bunlar, kırsal kesimde uy- kurslarında öğretim görevlisi tı gazeteler. O, Türk gemi inşa gulanamamış. Oralarda yaşayan olarak görev yapan Dikeç, 1986 sanayinin beşiği Haliç Tersane- kadınlarımız bilinçli değil. Bence yılında elektronik sanayinin te- si’nde göreve başladığı yıllarda Türk kadınının iyi bir noktaya mel girdileri olan lehim ve flux sanayimizde çalışan kadın sa- gelebilmesi için tek şart var, o üretiminde teknik danışmanlık yısı belki de iki elin parmağını da eğitim. Kadınların, işlerini er- görevi üstlendi. Ayrıca 2001’de geçmiyordu, yaptığı denemeler, keklerden daha dikkatli yaptık- kendi şirketini kuran Dikeç, azimli çalışmaları, çalışma ha- larına inanıyorum. Kadın eğiti- 2008 yılına kadar Elektronik yatından sonra bile bilgilerini lirse, kendisinden daha iyi sonuç Sanayiine kendi geliştirdiği al- yeni nesillere aktarma için Gedik alınır” derken, çalışan bir kadın kol bazlı lehimleme fluxlarını ve Üniversitesi tarafından yeniden olmanın kendisini ev yaşamında kendi bulup imal ettiği su bazlı Malzeme Bilgisi ve İmal Usulleri

14 MİMOZA 2016 Haziran 2016 Haziran MİMOZA 15 ARAŞTIRMA ARAŞTIRMA

“Dünyanın çeşitli yerlerinden bizleri ziyarete ge- ların yurtiçinde üretilmesi ile gemi inşa sanayinin len makine üreticileri, tersaneden önce dökümha- kalkınacağını, krizlerden etkilenmeden ayakta du- TÜRKİYE’DE MADENCİLİKTE KADIN nemizi ziyaret ettiler. O dönemde dökümhanenin rabileceğini belirten Dikeç, “Uygulanan ambargo- başında bir kadın müdür olduğunu görünce çok lar, küresel krizler ve çeşitli etkenlerden etkilen- İSTİHDAMI VE MADENDE KADIN OLMAK şaşırdılar. Akabinde, ürettikleri dizel makinelerin memek için üretmek gerekiyor. Biz şu anda sadece yedek parçalarının dökümhanemizde döküldüğü- montaj yapıyoruz. Üretmemiz gerekiyor. Gemi Prof. Dr. FATMA ARSLAN nü görünce ikinci bir şok yaşadılar. Dökümhane- inşa sanayisi gelişen ülkeler her alanda gelişiyor. İTÜ Maden Fakültesi Dekanı ve İTÜ BMT-KAUM Müdürü mizi gezen temsilcilere üretim, üretilen parçalar Bu alanda gelişim sağlamak için montaj yapmak- ve işlenen malzemeler hakkında bilgiler verdim. tan daha ileriye gitmeliyiz” şeklinde konuştu. igorta kayıtlarına göre, Diğer madencilik ve taş ocakçılı- Kömürün içerisinde erkek arka- Ziyarete gelen firmaların tamamı makine yapabi- Türkiye’de nüfusun ya- ğı işlerinde çalışanlar arasındaki daşlarımla birlikte yerin metre- leceğimizi, teknik şartların uygun olduğunu söy- Üniversite-Sanayi-Mühendis ilişkisi hakkında gö- rısını kadınlar oluştur- kadın işçi oranı % 5’i bulmuyor. lerce altında işimi icra etmeye lediler. Gelen firmalardan büyük makineler için rüşlerini şöyle dile getiriyor: Türkiye’de üniversite masına karşın bu durum Diğer madencilik ve taş ocakçı- çalışıyorum. Önemli olan ekmek İsviçre Sulzer, küçük makineler için de Sulzer’in ve sanayi kuruluşları arasındaki iletişim çok zayıf. işgücü piyasasına yansımıyor. lığında 60 bin 911 işçinin 2 bin parasını ne şekilde kazandığınız lisans verdiği Cegielski Sulzer ile Sub-Licence an- Bundan dolayı sanayi üniversite laboratuvarla- Türkiye’de 2013 sonu itibariyle 636’sını kadınlar oluşturuyor. değil, nasıl kazandığınız değil. laşması yapıldı. Öncelikli olarak küçük makinele- rından yeteri kadar faydalanmadığından gerek- kayıtlı 12 milyon 484 bin 113 işçi Diğer madencilik ve taş ocakçı- Ben işimi yapmaktan memnu- rin (6-8 silindirli) yapımına karar verildi. Yapılan siz yere laboratuvar aletleri alınarak Türkiye’den çalışırken, bunların 9 milyon 297 lığında kadın işçi oranı % 4,33 num. Bir kadın maden mühendi- yoğun çalışmalar sonucu ortaya çıkan makine, 1 döviz çıkmasına sebep olmaktadır. Türkiye’de bin 209’unu erkekler, 3 milyon seviyesinde yer alıyor. (1) si olmaktan da mutluyum.”(2, 3) Temmuz 1982 yılında Pendik Tersanesi’nin açı- üniversitelerin araştırmalarının büyük çoğunluğu 186 bin 904’ünü kadınlar oluştu- lış gününde test odasında ziyaretçilere gösterildi. raflarda kalmakta bu da araştırmalarda isteksiz- ruyor. Kayıtlı işçiler arasında ka- Bina inşaatı da kadın istihda- Maden Müh. Derya Kıransoy İşe başladığım dönemde kurulan laboratuvar ve lik yaratmaktadır. Türkiye’de araştırma yapacak dınların oranı % 25,53’e karşılık mının son derece düşük olduğu dökümhanenin dizel makinelerin parçalarını is- insan için yeterli alet ve bilgi vardır. Bunu hayata geliyor. (1) sektörler arasında bulunuyor. 1 tenen standartlarda üretmesi ve Türkiye’de dizel geçirmek önemlidir.” milyon 52 bin 717 kayıtlı işçi is- makine üretimine öncülük etmesi beni her zaman Kadın istihdamı, toplam işçi sa- tihdamıyla bu alanda perakende gururlandırdı. 1974 yılında Amerika’nın uyguladı- yısının yaklaşık olarak 4’te bir ticaretin peşinden 2. sırada gelen ğı ambargoyu sektöre hissettirmeyen, yeni inşada gibi düşük bir oranına karşılık bina inşaatı sektöründe 29 bin ve tamirde tüm gemilerin yedek parçalarının ülke- gelirken, bazı sektör ve faali- 467 kadın işçi görev yapmakta. mizde üretilmesini sağlayan, dizel makinelerin ül- yetlerde ise sembolik seviyeye Bina inşaatında çalışan kadın kemizde üretilmesine öncülük ederek ülkemizden geriliyor. Kadın işçi oranının en işçi oranı % 2,8 seviyesinde yer döviz çıkışını engelleyen Haliç Tersanesi döküm- düşük olduğu alan, kömür ve lin- alıyor. Bina dışı yapıların inşaatı hanesi, Belediye devredildikten sonra yerle bir yit işletmeleridir. Bu sektörde 48 işlerinde 334 bin 172 işçinin 14 oldu. Bu kadar başarılı işlerin yapıldığı bu döküm- bin 706 kişi istihdam edilirken, bin 499’unu kadınlar oluşturu- hanenin sonu bu olmamalıydı.” bu kişiler arasında 429 kadın yor, bu rakam da % 4,34 seviye- görev yapmaktadır. Kömür ve sine denk geliyor. (1) “Gemi yapmak bir şehir inşa etmektir” Gemi inşa linyit çıkartılmasında çalışanlar “Mühendisliğin kadını erkeği etmenin kolay bir iş olmadığını vurgulayan Dikeç, arasındaki kadın işçi oranı % Madencilik sektöründe çalı- olduğunu düşünmüyorum. Mü- gemi yedek parça, makine, elektronik parça ve 0,88’de kalıyor. (1) şan kadınlarımızdan…. hendislik beyin işidir. Kadın için malzemelerin tamamının ülke içinde üretilmesi yeraltında çalışmanın tabi ki gerektiğine dikkat çekti. Tüm malzeme ve parça- Kadın istihdam oranının çok faz- Maden Yük. Müh. Evrim Akkaş zorlukları var. Ama mühendislik la düşük olduğu bir diğer sektör yaptığım için problem olmuyor. ise ham petrol ve doğal gaz çı- Hiç iş kazasıyla karşılaşmadım. Kaynaklar karılması. Bu sektörde toplam Maden kazalarını duyuyorum, • Yük.Müh. Günnur Dikeç ile kişisel görüşme, Mayıs 2016. 3 bin 387 kişi çalışırken, bunlar çok üzülüyorum. İçim acıyor. • http://www.kaptanhaber.com/kose-yazisi/100860/gunnur-t-dikec-dokumhaneye-adanan-bir-omur.html arasında 85 kadın işçi yer alıyor. Ama korkmak yerine daha çok • https://www.facebook.com/groups/1568017153447180/, YENİDEN PENDİK MOTOR FABRİKASI, Abdullah Demirdöven, ÜLKE İÇİN MOTOR FABRİKASININ ÖNEMİNİ BİLEN ÇABA GÖSTEREN VE YAŞAYAN ATEŞ ALTINDAKİ KADIN !.., 19 Şubat 2015. Ham petrol ve doğal gaz çıkarıl- işime sarılıyorum. Buradaki iş- • Yük.Müh. Günnur Dikeç, Editör: Kemal Demirel Malzeme Bilgisi ve İmal Usulleri, TC Gedik Üniversitesi Yayınları:I, 1. Baskı, Aralık masında personelin % 2,51’lik çilerin bana ihtiyacı olduğunu 2013, İstanbul. kısmını kadın işçiler oluşturu- düşünüyorum. Başlarına bir iş • A.Gamze Onuk Elçin, Röportaj:İçimizden Biri Günnur Dikeç (Metalurji Yüksek Mühendisi), Metalurji, TMMOB Metalurji Mühendis- yor. Metal cevheri madenciliğin- gelmesin diye daha çok uğraş- leri Odası, Şubat 2015, Sayfa 26-30. deki kadın işçi oranı da % 3,44’le “Bir kadın olarak farklı bir mes- maya çalışıyorum. Güvenliğimizi • Röportaj: İçimizden Biri: Günnur Dikeç, türkcast-TürkDöküm, Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği Yayını, Yıl:4, Sayı:14-Ocak-Şu- bat-Mart 2010, Sayfa 49-59. sınırlı durumda. Sektörde 24 bin lek seçmişim. Kendi arkadaşla- daha çok artırmaya çalışıyorum. • Teoman Özalp, What shipbuilding means to Turkey, Surveyor-published by American Bureau of Shipping, May 1977, Volume 11, 39 çalışan içindeki kadın sayısı rım masa başında, bankalarda Korkmuyorum. Korksam zaten number 2, Pages 2-7. 827’de kalıyor. (1) çalışırken ben buraya geliyorum. bu işi yapamam..” (4,5)

16 MİMOZA 2016 Haziran 2016 Haziran MİMOZA 17 ARAŞTIRMA

uğursuzluk sayıyorlardı. Ben ve karşıdaki kişi, gelişmeye veya Maden Yük. Müh.Ceren Şahin ginleştirme tesisi diğer kadın arkadaşlarım bunu öğrenmeye açık olursa zaman olsun, buralarda yıkmaya karar verdik. Gerek staj içerisinde tabi çözümlenebiliyor. bulunması hem dönemlerimde gerekse çalışma Aksi durumda ise, psikolojik ve tertip, düzen ve hayatımda verdiğimiz mücade- duygusal anlamda kadın mü- disiplini hem de leyle bu düşünceyi yıktık. Kadın hendis olarak, güçlü bile olsanız sosyal yönden ça- mühendislerle işçilerimizin iş sizden götürmeye başlıyor. Öyle lışanların daha da ilişkileri erkek mühendislerle ki değişime açık olmayan birini gelişmesini sağla- olanından daha yapıcı ve olum- eğitmeye harcıyorsunuz zamanı- maktadır. Mezun ludur.” (11) nızı ve enerjinizi, bu sefer işiniz- olacak ya da madenciliği seçe- deki üretme kapasitenizden ve cek arkadaşlara önerim şudur: Maden Mühendisi ve zamanınızdan vazgeçtiğinizi far- iş bulmaktan korkmayın, kadın A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı kediyorsunuz. Dolayısıyla da ka- olmanızı dezavantaj olarak de- Şükran Uzun Kırömeroğlu dın mühendislerin, daha yüksek ğerlendirmeyin.”(9) pozisyonlara gelmesi daha uzun “Mühendislik zaman alabiliyor. Cinsiyet eşit- Maden Müh. eğitim, bilgi liği konusunda, değişim ve algı- erkek olsaydım da yine bugünkü Ufuk Kaymaz ve birikimle lama süreci hala devam ediyor pozisyonumda olurdum. Maden- olur, kadın çimleri ve projeler geliştirip uy- ve gün geçtikçe olumlu yönde ciliği seçtiğim için de hiç pişman “Şimdiye kadar kadın ya da erkek gulamak üzerine şekilleniyor. Bu ilerliyor. Bu yüzden pozitif olup, olmadım. Madencilik cevher to- “Erkek olsaydım daha iyi bir po- olduğum için herhangi olmakla ilgili süreçlerin gerektirdiği sıkı ça- vazgeçmemek gerektiğine ina- zunu yutmak gibi birşey, bu bir zisyonda olurdum hiç demedim bir sorun veya sıkın- değildir. Ön- lışma temposunun yanında, bir nıyorum. Bu geçiş döneminde, tutku…”(7) ve meslek seçimimle ilgili de piş- tı yaşamadım. Zoru celikle kadın de üstüne kadın olarak maden geleneksel yapıyı ve yaklaşım- manlığım hiç olmadı. Çocuklu- başarmak benim için meslektaşlarımızla dayanışma sektöründe uzmanlaşma döne- ları ancak daha bilgili ve sosyal Maden Müh. Esen Tuncer ğumdan bu yana mesleğin içinde çok önemli. Erkek ol- içerisinde olunuz. Sizi yıldırmak mi, dronların etrafta gezindiği olursak, daha çabuk sağlam bir olmak bana koşulları önceden sam daha iyi veya daha için önünüze koyulan engellere günümüz teknoloji dünyasında temele oturtabiliceğimizi düşü- “Meslek haya- görebilme fırsatı verdi ve isteye- kötü olur muydu soru- takılıp düşseniz de kalkıp yolu- bile hala cinsiyete bağlı sorunla- nüyorum.” (14) tımda kadın rek bir seçim yapmış oldum. Ka- suna yorum yapamam. Ama yine nuza devam ediniz. Kadın mü- rı içerebiliyor. Eğer takım arka- olarak bizzat dın olmaktan kaynaklı bir sorun de, itiraf etmeliyim ki sadece ma- hendislere tavsiyem asla erkek daşlarınızın farkındalık düzeyi Madende çalışan kadın karşılaştığım yaşamadım. İş arkadaşlarım ile dencilik sektörü için değil her iş gibi davranmaya çalışmayın.” henüz eski çağlardaysa, sahada işçilerimizden… hiçbir prob- birbirimize destek olarak çalışı- kolunda kadın olarak biraz daha “Ben madenciliğin teknik yönü- sizin iş yapabilme bilginiz ve ye- lem olmadı. Tokat’ta krom madeninde çalı- yoruz. Her insan mesleğini seve- fazla çaba sarfetmeniz gerekebi- nün yanısıra duygusal tarafıyla teneğinizden çok, kadın olmanız En az erkek şan kadınlar ekmeklerini taştan rek seçmeli diye düşünüyorum. lir. Madenci olduğum her zaman da ilgileniyorum. Dünyanın en ve fiziksel görünüşünüz daha çok mühendisler çıkartıyor. Tokat’ın Artova ilçe- Eğer seçtiğiniz ve yaptığınız işi gururluyum çünkü en başta mü- zor, en ağır ve en kutsal görevi, söz konusu olabiliyor. Bu direkt kadar dayanım gösterdiğimi dü- sine bağlı İğdir köyü sınırlarında severseniz, zorluklarla karşılaş- hendisiz ve çözüm odaklı kişile- doğanın en değerli varlığını için- olarak işinize verilen önemi ve şünüyorum. Şantiye ortamında 35 erkek arasında elek üstü triyaj sanız dahi mutlaka başarılı olur- riz. Azim ve kararlılık mutlaka den söküp alıyorsun. ‘Karaelmas’ uygulama motivasyonunu olum- çalışmayı planlayan meslektaş- bandında çalışan kadınlar krom sunuz.” (6) başarıyı getirir.” (10) ışıltısıyla önce Zonguldak’ı sonra suz etkiliyor. Zamanınızı, insan- larım ve meslek adaylarıma tav- madeninde taş ayıklıyor. 3,5 Türkiye’yi aydınlatıyor.” (12) ları bilgilerinizle ikna etmeye ça- Maden Yük. Müh. siyem, eğer bu mesleği gerçekten Maden Müh. Serap Elibol lışarak boşa tüketebiliyorsunuz. aydır krom madeninde çalışan seviyorlarsa, şartlar ağır gelebilir Zerrine Doğan, baştan zor gel- Nursun Şirvancı Maden Yük. Müh. Burçin Öztürk Bu yaklaşımlar bazen tam tersi- (sosyal, hava, şehre uzaklık, vb.) se de krom madenin çalışmaya “Bir kadın olarak okuma- Demirhanöz ne olumlu da olabiliyor. Özellik- “Ön yargılar kırılmalı. Kadın ma- pes etmeyip, inandıkları doğru- ya müsade edilen bu mes- le genç nesillerde, cinsiyet kav- alıştıklarını söyledi. Kadın erkek lar peşinden yılmadan gitsinler. eşitliği istediklerini ifade eden dencilere tavsiyem, işlerini sev- lekte sıkıntı yaşamayaca- “Ben iki aşamalı görüyorum ramındaki algılar eşitliği kabul Sektörün kadın çalışanlara ih- Doğan, “Kadınlar kendine güve- meleri, paylaşımcı, girişimci ve ğımı tahmin ediyordum. mühendislikte tecrübe kazanma etmeye başladığından olsa gerek, tiyacının olduğuna inanıyorum nirse her işi yapabilir. Kadın er- azimli olmaları. İşletmede tesi- Çevremden hiçbir tepki sürecini. Birincisi üniversite- eğer çalıştığınız kişi sizin dona- ve kadınları bu sektörde görmek kek işi olmaz. Krom madeninde sin, açık işletmenin veya yeraltı- almadım. Mesleğime de öğretilen teori ve metodların nımınızı beğendiyse veya sosyal istiyorum…”(8) taşları seçerek krom madenini nın her noktasında çalışsınlar, işi başlamadan tahsil haya- uygulamalarını teknik olarak anlamda sizi kafa dengi bulduysa ayıklıyoruz” dedi. 3 çocuk annesi bilfiil yaparak öğrensinler, ekip- tımda staj dönemlerimde pratiğe dökebilme süreci oluyor. o zaman teknik verileri anlamasa Maden Müh. Nebile Yıldız Nigar Torunoğlu, işlerinin kolay manı çalıştırmayı ve durdurmayı kadınların sıkıntı yaşaya- Sonrasında da mühendis bakış dahi size güvenmeye ve yaptığı- olduğunu belirterek, “Kadınların bilsinler, operatörlere soru sor- bileceğini farkettim. O za- açısıyla operasyon, planlama ve nız ise saygı duymaya başlıyor. “Kadınların madenci olarak, ye- hakkının aranmasını istiyoruz. maktan ve yaptıkları işi öğren- manın şartlarında çalışan yeraltı bütçe yönetiminde davranış bi- Ancak, bu empati duygusu, eğer mekten çekinmesinler. Sanırım raltı, açık ocak ya da cevher zen- işçileri madene kadın inmesini

18 MİMOZA 2016 Haziran 2016 Haziran MİMOZA 19 ARAŞTIRMA

ğının yemekhane bölümünde de eden Lütfiye Tombak, “Çok çalıştığını ifade ederek, “Kadın- mutluyum burada çalışmaktan. lar evde oturmasın, çalışsınlar. Yerin altında hiç kimsenin do- Ayaklarının üzerinde dursunlar” kunmadığı şeylere ilk ben doku- şeklinde konuştu. (13) nuyorum. Benim yaptığım her şeyi başka insanların kullan- Eskişehir’de faaliyet gösteren bir ması, bütün yaşantısı boyunca manyezit madeni şirketi bünye- kullandığı şeylere ilk ben doku- sinde 500 kadın işçi çalışmakta nuyor olmam beni çok mutlu olup yıkama tesisinde çalışan ediyor. Benim yaptıklarım uzaya 100 işçinin 96’sının kadın ol- bile gidebiliyor. Bundan çok haz duğunu belirten Maden Mü- duyuyorum. Her işte olduğu gibi hendisi Emel Şahbaz, işlerinin zorlukları var, ama önemli olan ağır olmasına rağmen kadınla- seviyor olmak bence. Ben taşla- rın bu zorlukların üstesinden rı çok seviyorum, stres atıyorum geldiklerini vurguladı. Şahbaz, onlarla. Verimli olmak, aileye “Çalıştığımız iş ağır, ayıklama- destek olmak ve düzgün bir iş da çalışıyorlar triyajda. Maden yerinde çalışmak daha önemli ki Türkmersan mermer fabrikası, ihracat bölümün- işlemeleri kolaylıkla yapıyoruz. Kadınlara tavsi- ayıklıyoruz, A ve B kalite olarak bence” ifadelerini kullandı. (14) deki hassas ölçüm şartlarını dikkate alarak kadın yem bu işlerden korkmasınlar. Kadınlarımız bu pasasını ayıklıyoruz. Yaptıkları işçi istihdamına ağırlık verdi. Fabrikaya 2 yılda 10 sektörde çalışıp ekmeklerini kazanabilir” diye ko- iş ağır, ama kadınlarımız, çalı- Muğla’nın Fethiye İlçesi’ndeki kadın işçi alınırken, işçiler mermer yıkama, ayıkla- nuştu. (15) şanlarımız bunların üstesinden mermer fabrikasında çalışan 10 ma, temizleme ve paketleme gibi alanlarda, erkek- geliyor. Kadınlarımız erkeklere kadın işçi, disiplinli ve titiz işçi- lerle beraber çalışmaya başladı. Kadınlar disiplinli Fabrikanın üretim sorumlusu Maden Mühendisi nazaran daha sabırlı olduğu için likleriyle dikkat çekiyor. Erkek ve titiz işçilikleriyle başarılı oldu. 35 işçisi bulunan Serap Dağbaşı, kadın işçilerle uyum içinde çalış- Erkeklerin işini gördüğünüz gibi işin üstesinden çok iyi geliyorlar” mesleği olarak gösterilen, ancak fabrikada baret, eldiven ve maskeleriyle çalışan ka- tıklarını söyledi. Kadınlarla çalışmanın çok kolay bizler de yapabiliyoruz” diye dedi. (14) kadınların da başarıyla çalıştığı dınlar, geçimlerini kendi emekleriyle kazandıkları olduğunu sözlerine ekleyen Dağbaşı, şöyle dedi: konuştu. Evli ve 1 çocuk annesi mesleklere bir örnek de Fethi- için mutlu olduklarını söyledi. (15) “Maden sektörü ilk görüşte erkek mesleği gibi ge- Döndü Yalçın ise maden oca- 8 yıldır madende çalıştığını ifa- ye’den geldi. Kemer Beldesi’nde- lebilir. Ancak Avustralya başta olmak üzere, dış 2 yıldır mermer fabrikasında çalıştığını belirten ülkelere ihracat yapan bir firma olarak kadınların Seval Şekerci, bu sayede eşine destek olduğunu ölçümde ve üretimde erkeklerden daha iyi olduğu- aktardı. Kesim ve paketleme işlemlerini kolaylık- nu söylemem gerek. Çok disiplinli ve titiz çalışıyor- la yaptığını anlatan Şekerci, “İş yükü her gün aynı lar. Ölçümlerde hata payları çok az. Kadınlarımız olmuyor. Tek sıkıntımız ağır kaldırmak. Diğer tüm korkmadan maden sektörüne adım atsınlar.” (15)

Kaynaklar 1. http://www.madenmetal.net/madencilikte-kadinin-adi-yok/, Semra Köylü, 22 Nisan 2014. 2. http://www.pusulagazetesi.com.tr/kadin-2-47544-pusula.htm, 9 Mart 2015. 3. http://www.ereglikomurtarihi.com/kadin-maden-muhendisi-kadinlar-gununu-yerin-metrelerce-altinda-kutladi.html, 9 Mart 2015. 4. http://www.aydinbakis.com/manset/kadinlar-gununu-yerin-metrelerce-altinda-kutladi-1430.htm,8 Mart 2015. 5. http://www.degisimmedya.com/yerin-2-14446-haber.htm, 8 Kasım 2014. 6. http://www.haber7.com/kadin/haber/1219106-tirnaklarinda-oje-yerine-komur-karasi-var, 8.11.2014. 7. Madencilikte Kadın, Röportaj-Ceren Şahin, SEKTÖRMADEN, (Temmuz, Ağustos, Eylül) 2013, sayfa 33. 8. Madencilikte Kadın, Röportaj-Nursun Şirvancı, SEKTÖRMADEN, (Temmuz, Ağustos, Eylül) 2013, sayfa 34-35. 9. Madencilikte Kadın, Röportaj-Esen Tuncer, SEKTÖRMADEN, (Temmuz, Ağustos, Eylül) 2013, sayfa 36. 10. Kadın Madenciler 2-Nebile Yıldız, SEKTÖRMADEN, (Ekim, Kasım, Aralık) 2013, sayfa 46. 11. Kadın Madenciler 2-Ufuk Kaymaz, SEKTÖRMADEN, (Ekim, Kasım, Aralık) 2013, sayfa 47. 12. Kadın Madenciler 3-Serap Elibol, SEKTÖRMADEN , (Ocak, Şubat, Mart) 2014, sayfa 32. 13. Kadın Madenciler 3-Şükran Uzun Kırömeroğlu, SEKTÖRMADEN, (Ocak, Şubat, Mart) 2014, sayfa 33. 14. Kişisel Görüşme (Burçin Öztürk Demirhanöz). 15. http://www.haberexen.com/kadin-madenciler-ekmegini-tastan-cikartiyor-251282h.htm, 8.03.2013. 16. http://www.haberler.com/ozel-haber-eskisehir-in-madenci-kadinlari-8235559-haberi/, 8 Mart 2016. 17. Mermere Kadın eli Değdi, http://www.halkinhabercisi.com/mermere-kadin-eli-degdi, 18 Şubat 2013.

20 MİMOZA 2016 Haziran 2016 Haziran MİMOZA 21 HABER

Şehircilik Bakanlığı tarafından gösterilen adaylar ğini hissettirmesi açısından anlamlı bir ödül oldu” arasından seçilen Erkut, 2015 sonrası Dünya Kent- dedi. İTÜ’LÜ KADINLARIMIZIN lerinin sorunlarına çözüm geliştirecek olan 2016- Yrd. Doç. Dr. Esra Ece Bayat 2036 Yeni Kent Gündemi’nin oluşturulması süre- İnşaat Mühendisliği cine katkıda bulunacak. BAŞARILARI (2013-2016) Akademik dünyanın prestijli Doç. Dr. Didem Okutman Taş ödüllerinden “2014 Thomas A. Prof. Dr. Nimet Uray yon başkanlığına 3 yıllığına Çevre Mühendisliği Middlebrooks Award”ın sahi- İşletme Mühendisliği seçildi (2015). Ayrıca, Inter- bi oldu. Deprem sırasında yapı national Society of City and “Mikrokirleticilerin Atıksu temel sistemlerinin zeminleri- İTÜ İşletme Fakültesi Regional Planners (ISoCaRP) Arıtma Tesislerinde Arıtılabi- nin dayanımının arttırılması için geliştirdiği iyi- İşletme Mühendisliği tarafından verilen 2015 Gerd lirliğinin Araştırılması” isimli leştirilmiş zemin modelini sunduğu ‘’Liquefaction emekli öğretim üye- Albers Award’a layık görül- çalışmasını gerçekleştirmek Response of Partially Saturated Sands. I: Expe- lerimizden Prof. Dr. Selime Sezgin ve halen aynı dü. ISoCaRP kurucularından üzere 2015 yılı TÜBA “Üstün rimental Result and II: Empirical Model’’ ASCE bölümde görev yapan öğretim üyemiz Prof. Dr. Gerd Albers’in adını taşıyan ve Başarılı Genç Bilim İnsanı Ödülü (GEBİP)” ödü- (American Society of Civil Engineers) yayınları ile Nimet Uray (TÜAD) Türkiye Araştırmacılar Der- üyeler tarafından üretilen en lünü almaya hak kazandı. Ayrıca, doğa bilimleri Geoteknik Mühendisliği alanındaki yeni bulgu ve neği Onur Ödülü’nün sahibi oldu. Üç kişiye veri- iyi yayına verilen ödül, Doç. Dr. Zeynep Günay’ın alanında çevre bilim dalında, “Çevre Biyoteknolo- katkıları nedeniyle değer görüldü. len onur ödülüne akademiden sadece iki hocamız, Tarihten günümüze konut yenileme politikaların- jisi, Biyoremediasyon, Mikrokirleticilerin Biyolojik pazarlama araştırması sektörüne alanda yaptıkları da değişen yaklaşımı kronolojik bir okuma ile ha- Arıtılabilirliği, Anaerobik Arıtma Prosesleri, Aktif Prof.Dr. Arzu Karabay Korkmaz çalışmalar, seminerler ve derneğe verdikleri katkı- zırladığı makaleye verildi. Tarihi Yarımada örneği Çamur Prosesleri” konularındaki uluslararası dü- Yrd. Doç. Dr. Ayşegül Yıldız Ünal lar nedeniyle layık görüldü. Öğretim üyelerimize üzerinde duruluyor. zeyde üstün nitelikli bilimsel çalışmaları nede- Yrd. Doç. Dr. Şirin Korulu Koç ödülleri 26-27 Nisan 2016 tarihlerinde gerçekleşen niyle, 2015 yılı FABED Eser Tümen Üstün Başarı Moleküler Biyoloji ve Genetik 19. Araştırma Zirvesi’nin açılışında takdim edildi. Prof. Dr. Ahsen Özsoy Ödülü’nü almaya hak kazanmıştır. Akademisyenlerimiz, en iyi pazarlama araştırma- Mimarlık larının seçildiği TÜAD tarafından düzenlenen Bay- Yrd. Doç. Dr. Seda Aksoy Esinoğlu kuş Ödülleri Jüri üyeliğini de üç yıllığına üstlen- Mimarlar Odası tarafından Fizik Mühendisliği diler. iki yılda bir düzenlenen “Ulu- sal Mimarlık Ödülleri” bu yıl Fizik Mühendisliği Bölümü öğ- Doç. Dr. Tuğba Ölmez Hancı 14. kez sahiplerini buldu. İTÜ retim üyesi Yrd. Doç. Dr. Seda Çevre Mühendisliği Merkezi Derslik binası, Ulusal Aksoy Esinoğlu “Katıhal fiziği Mimarlık Yapı Dalı Başarı Ödülünü (2014) kazandı alanında, kalorik etkilerin in- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) tarafından 37 Bilim Akademisi’nin . Projenin sahiplerinin Mimarlık Fakültesi öğretim celenmesi ve intermetalik ala- yıldır verilen Sedat Simavi Ödülleri’nde bu yıl, İTÜ üstün başarılı genç üyelerimiz olması, ödülü daha da anlamlı kıldı. şımların yapısal ve manyetik Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arzu Karabay Korkmaz’ın 2 doktora öğrencisi ile birlikte yürüttüğü Alzhei- bilim insanlarını des- Ulusal Mimarlık Ödülleri “Yapı”, “Proje” ve “Fi- özellikleri konularındaki ulus- mer hastalığına ilişkin çalışma, övgüye değer bu- teklemek ve ödüllen- kir Sunumu” olmak üzere 3 dalda verildi. Ayazağa lararası düzeyde üstün nitelikli lundu.Ödüle konu çalışma, global ölçekte önemli dirmek amacıyla baş- Yerleşkemizde yer alan Merkezi Derslik binasının, çalışmaları” nedeniyle 2015 yılı latmış olduğu Genç Yapı dalında kazandığı Başarı Ödülünü, projenin bir sağlık sorunu olan Alzheimer hastalığına iliş- “Temel Bilimler dalında TÜBİTAK Teşvik Ödülü”- kin, Journal of Alzheimer Disease dergisinde de Bilim İnsanları Ödül Programı (BAGEP) çerçeve- mimarları olan öğretim üyelerimiz Prof. Dr. Hasan ne layık görüldü. Dr. Seda Aksoy Esinoğlu, Manye- sinde “Endokrin bozucu, kanserojen maddelerin Şener ve Prof. Dr. Ahsen Özsoy aldı. yayınlanan “Speedy/RINGO Inhibits Calpain-Di- tizma, Nötron Kırınımı ve Nanomanyetizma alan- rected Apoptosis in Neurons” adlı makale, World ileri oksidasyon prosesleri ve nano partiküllerin larında çalışmalarını yürütüyor. kullanıldığı teknolojilerle giderimi” üzerine yürüt- Prof. Dr. Gülden Erkut Biomedical Frontiers tarafından ise “Alzheimer Hastalığının tedavisine ve önlenmesine büyük tüğü çalışmalarla Çevre Mühendisliği dalında ödül Şehir ve Bölge Planlama Prof. Dr. Nurseli Uyanık oranda katkı sağlayabilecek potansiyele sahip ve (2016) aldı. Ödül kazanan genç akademisyenlere Kimya Bölümü bilimsel önemi vurgulanması gereken” bir çalış- araştırmalarını desteklemek amacıyla iki yıl sürey- Habitat III Sekretaryası ta- Ülkemizdeki plastik sektörüne ve ma olarak değerlendirildi. Prof. Dr. Arzu Karabay le destek verilmektedir. rafından “Kentsel Ekonomik Korkmaz ve öğrencilerine Sedat Simavi Ödüllerini topluma sunduğu katkıdan dolayı Gelişme Stratejileri” birimine getiren başarının nedeni ise; “Alzheimer gibi nöro- Plastik Sanayicileri Derneği’nin Doç. Dr. Zeynep Günay seçildi. 17-20 Ekim 2016 tarih- dejeneratif hastalıklarda nöron ölümünün önlen- (PAGDER) şeref üyeliğine seçildi Şehir ve Bölge Planlama leri arasında Ekvator’un Quito mesini ortaya koyması, etkin tedavisi olmayan bu kentinde gerçekleşecek, Birleşmiş Milletler Konut (2015). Uyanık ödülle ilgili olarak kategorideki hastalıklara karşı tedavi yöntemleri- Farklı ülkelerden çok sayıda şehir plancısını, bir ve Sürdürülebilir Yerleşmeler Konferansı (Habi- “Türkiye Plastik Sektörüne yönelik bu güne kadar nin geliştirilebileceği özellik taşıması ve bu sayede araya getiren ISOCARP (Uluslararası Şehir ve tat III) Sekretaryası tarafından “Kentsel Ekono- yaptığım çalışmalarımın farkında olunması beni insan sağlığına büyük katkı sağlayacak niteliği bu- Bölge Plancıları Birliği)’nin Türkiye Milli Delegas- mik Gelişme Stratejileri” birimine seçildi. Çevre ve oldukça mutlu etti. Yaptığım işlere önem verildi- lunması” olarak açıklandı.

22 MİMOZA 2016 Haziran 2016 Haziran MİMOZA 23 HABER

Doç. Dr. Seda Kundak Göktuğ Ahunbay eş-danışmanlığında Kimya Mü- neering (EHB)- EHB 2015” kapsamında yaptığı me Projesi Yarışması’nda Şehir ve Bölge Planlama hendisliği Bölümünde sürdürüyor. sunum ile “Genç Araştırmacı” alanında ikincilik ödülle döndü. 33 üniversi- ödülü aldı. Konferansa, Prof. Dr. A. Sezai Saraç’ın teden 176 projenin yer al- Society for Risk Analysis– Araş.Gör. Sibel Yasemin Özgan danışmanlığında yürüttüğü “BMP-2 immobilized dığı yarışmada, Mimarlık Europe’un (SRA-Europe) Araş. Gör. Sema Alaçam PCL/PANA Nanofibers for Bone Tissue Engine- Fakültesi öğrencilerimiz 2017-2019 dönem başkan- Araş. Gör. Zeynep Bacınoğlu ering” çalışmasıyla katılan Zeliha Güler, bilimsel çeşitli ödüllere layık görül- lığına seçildi. Doç. Dr. Seda Mimarlık komite tarafından “Genç Araştırmacı” dalında dü.Öğrencimiz Yunus An Kundak, bugüne kadar yap- ikincilik ödülüne layık görüldü. bitirme projesiyle ikinciliği mış olduğu bilimsel araştırmaları ve SRA-Europe alırken, Aybike Batuk “Eşdeğer Mansiyon” ödülü- Begüm Oğuz bünyesinde Doğu Avrupa-Balkanlar ve Türkiye’nin nü ve Çağdaş Delen ise “Sürdürülebilirlik” ödülünü Kardelen Çetin oluşturduğu bölgedeki temsiliyetin ve faaliyetlerin aldı. artmasına yönelik çalışmaları ve projeleri nedeniy- Cemile Meryem Özlem Şimşek Moda Tasarımı Öğrencileri le SRA-Europe’un 2017-2019 dönem başkanlığını Merve Bulut, Öğrenci yürütecek. Gelecekte ünlü bir modacı olma hayali kuran 30 Maden Mühendisliği tasarımcının yarıştığı 4. Dream Style Tasarım Ya- Öğr. Gör. Dr. Zeynep Değer rışması’nın büyük TÜBİTAK Bilim İnsanı Deprem Mühendisliği ve Afet Yönetimi Enstitüsü Kyoto Institute of Technology’de gerçekleştirilen finaline İTÜ Moda Destekleme Daire Baş- “CAADRIA 2014-19th International Conference of Tasarımı Bölümü kanlığı (BİDEB) tarafın- Üniversitemizin Deprem the Association for Computer-Aided Architectural öğrencileri dam- dan düzenlenen “2241/B Mühendisliği ve Afet Yö- Design Research in Asia” konferansında, 3 araştır- gasını vurdu. Ya- Sanayi Odaklı Lisans Bi- netimi Enstitüsü Öğre- ma görevlimiz ödül aldı. Fen Bilimleri Enstitüsü, rışmada CONST- tirme Projeleri Yarışması” tim Görevlilerinden Dr. Mimari Tasarımda Bilişim Doktora Programı Öğ- RUCTION isimli sonuçlandı. Toplam bin 7 başvurunun yapıldığı Zeynep Değer, Los An- rencisi Araş. Gör. Sibel Yasemin Özgan “Playing tasarımıyla Begüm Oğuz birinci olurken SİYAH yarışmada, birincilik ödülünü Maden Mühendis- geles Yüksek Yapılar Ya- by the Rules” başlıklı bildirisi ile “Young Caadria ORPHEUS isimli tasarımıyla Kardelen Çetin ikin- liği Bölümü Öğrencimiz Merve Bulut kazandı. Ça- pısal Tasarım Konseyi ta- Award”, Araş. Gör. Sema Alaçam ve Zeynep Bacı- ci, SUPER WOMEN isimli tasarımıyla da Cemile lışmanın akademik danışmanlığını Maden Mühen- rafından verilen 2015 Yılı noğlu ise “A Context Based Approach to Digital Ar- Meryem Özlem Şimşek üçüncülük elde etti. Aday- disliği Bölümü Öğretim Üyelerimizden Doç. Dr. Seçkin Makale Ödülü’ne chitectural Modelling Education” başlıklı bildirisi lar, atık malzemelerin geri dönüşümle kazandırıl- Ömür Acaraoğlu Ergün üstlenirken sanayi danış- lâyık görüldü. Farklı üni- ile “En İyi Bildiri Sunumu” ödülüne değer görüldü. ması konusunda toplum bilinci yaratmak üzere, manlığı ise Atlas Copco Kaya Delici Sarf Malzeme- versitelerden gelen ve tema olarak “doğa ve geri dönüşüm konseptini” ler Bölüm Müdürü Bahadır Ergener yaptı. Projede her biri alanında uzman akademisyenler ile önemli Araş.Gör. Gizem Kaya içeren çalışmalarıyla büyük beğeni topladı. optimum sondaj matkabı seçimi ile başta sahada kuruluşları temsil eden profesyonellerden oluşan İşletme Mühendisliği çalışma yapan firmalar ve sondaj matkabı üreten Bükra Kalaycı, Öğrenci konseyin verdiği ödül, Los Angeles Yüksek Binalar şirketler olmak üzere sektöre katkıda bulunması Tekstil Mühendisliği Yapısal Tasarım Konseyi (LATBSDC) Yıllık Konfe- İktisadi Araştırmalar Vakfı 11. amaçlandı. ransı 2016 kapsamında verildi. Dr. Zeynep Değer Ünal Aysal Tez ödülleri sahiple- Doktora Programı adına ödülü, California Los Angeles Üniversitesi’n- rini buldu. İşletme Fakültesi İş- Almanya’da katıldığı “Green Gazel Armağan, Öğrenci deki (UCLA) doktora danışmanı ve ödüllü makale- letme Mühendisliği Bölümü Araş. Talents” bilim forumunda ödü- Tekstil Geliştirme ve Pazarlama nin üçüncü yazarı Prof. John W. Wallace aldı. Gör. Gizem Kaya’nın 2015 yılında le layık görülen ilk Türk Tekstil İTÜ İktisat Yüksek Lisans Progra- Mühendisi oldu (2015). Green Tekstil Teknolo- Araş. Gör. Sadiye Halitoğlu mında “Hanehalkı Harcama Esneklikleri ve Çocuk Talent Bilim Forumu kapsa- jileri ve Tasarımı Kimya Mühendisliği Maliyeti-Türkiye Örneği” başlıklı bitirme tezi ödü- mında, Bükra Kalaycı Prof. Dr. Fakültesi, Tekstil le değer görüldü. İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Cevza Candan’ın tez danışmanlığında yürüttüğü Geliştirme ve Pa- 20-25 Temmuz 2014 tarihleri Doç. Dr. Raziye Selim danışmanlığında hazırlamış “”AB’nin Sürdürülebilir Geleceği İçin Endüstriyel zarlama bölümü arasında Çin-Suzhou’da ger- olduğu tez çalışmasında hane halkının yıllara göre Ecology: Yeşil ve Rekabetçi Bir Endüstri İçin Sür- 2.sınıf öğrencimiz çekleştirilen “The 10th Inter- harcama değişkenliğini inceledi. dürülebilir Üretim ve Tüketim Politikaları” başlıklı Gazel Armağan, national Congress on Memb- çalışmasıyla ödül aldı. 20-21-22 Kasım 2015 tarihlerinde Victoryman ranes and Membrane Processes (ICOM2014)” Zeliha Güler, Öğrenci Binicilik Kulübü’nde düzenlenen Türkiye Binici- kongresinde ödül aldı. Halitoğlu, “Prediction of Nano-Bilim ve Nano-Müh. Aybike Batuk, Öğrenci lik Federasyonu Gebze Belediyesi Atlı Dayanıklı- Plasticization Resistance of Polyimide Membra- Doktora Programı Mimarlık lık Türkiye Şampiyonası’nda Türkiye Şampiyonu nes Via Molecular Simulation” başlıklı bildirisi ile oldu. Şimdiye kadar Binicilik Federasyonuna bağlı “En İyi Poster Sunum” kategorisinde ödüle değer 19-21 Kasım 2015 tarihlerinde Mimarlık Fakültesi öğrencilerimiz Yunus An, Aybike Batuk ve Çağdaş Delen katıldıkları Arc- olarak katıldığı yarışlarda 6 şampiyonluğu bulu- görüldü. Halitoğlu, doktora çalışmasını Prof. Dr. Romanya’da düzenlenen “5th Edition of the In- nan öğrencimizin hedefi Milli Takıma girmek. Birgül Tantekin Ersolmaz danışmanlığı Doç.Dr. ternational Conference on e-Health and Bioengi- hiprix-Türkiye 2015 Mimarlık Öğrencileri Bitir-

24 MİMOZA 2016 Haziran 2016 Haziran MİMOZA 25 HABER SÖYLEŞİ

Ayten Betül Kahya, Öğrenci göz alıcı bir defileyle görücüye çıkardı. Banu No- Elektronik Haberleşme Müh. yan’ın koreografisi, Ece Vahapoğlu ve Gökay Ka- laycıoğlu’nun sunumlarıyla renkli bir atmosferde YILIN BİLİM KADINI Avrupa Muay Thai Federasyonu geçen defilede, hazır giyim ve moda sektörünün tarafından Antalya’da düzenle- önemli isimlerinden oluşan jürinin değerlendir- ELİF GENCELİ GÜNER nen “EMF Muay Thai Open Cup mesi sonucunda birinci Cemile Meryem Özlem 2015” ‘e katılan öğrencimiz Ay- Şimşek, ikincisi Ceylin Türkkan ve üçüncüsü Beste Doç. Dr. Elif Genceli Güner, İTÜ Kimya - Metalurji Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü’nde öğretim ten Betül Kahya büyük bayanlar Beksaç oldu. İlk üç sırayı paylaşan öğrencilerimiz, üyesi olup öğrenciliğinden beri çok sayıda ödül almıştır. 2015 yılında da Elele - Avon Kadın Ödüllerin- kategorisinde ülkemizi temsil ederek şampiyonluk İTÜ plaketleri yanında, hepsiburada.com tarafın- de ‘Türkiye’de Yılın Bilim Kadını’ seçilmiştir. Son dört yılda İTÜ’de ödül alan bilim kadınlarımız içe- kupasının sahibi oldu. Kahya, aynı zamanda elde dan verilen hediye çekleriyle de ödüllendirildiler. risinde yer alan ve yeni mineraller buluşuyla da yer bilimlerine katkı sağlayan öğretim üyemize ayrı ettiği şampiyonluk ile birlikte Milli Sporcu unvanı- bir yer vermek istedik. Kendisiye bilim ve kadın alanında bir söyleşi gerçekleştirdik. Bizlere bu fırsatı nı da kazanmış oldu. Geçtiğimiz Nisan ayında ka- Birgül Erken verdiği için İTÜ BMT-KAUM adına teşekkür ederiz. tıldığı Türkiye Üniversitelerarası Muay Thai Şam- İTÜ Spor Kulübü Öncelikle bize bilimsel ça- ve tortu birikiminin önlenmesi zeltisini test ediyordum. Birgün piyonası’nda da üstün başarı göstererek Türkiye lışmalarınızdan kısaca söz amacıyla kristal büyümesini ge- çözeltimden istediğim verimle Şampiyonu olmuştu. Kahya, 2016’da gerçekleşe- Türkiye Sualtı Sporla- ederseniz seviniriz. ri-dönüşümsüz termodinamik tuzu kristallendirememem tüm cek Dünya Üniversitelerarası Muay Thai Şampiyo- rı Federasyonu (TSSF) yöntemi ile açıklamaya ve kont- hikayenin başlamasında en bü- nası’nda ülkemizi ve İTÜ’yü temsil edecek. 2016 Serbest Dalış Pa- Öncelikle çok teşekkür ederim. rol altında tutmaya çalışıyorum. yük etken oldu. Magnezyum sül- letli/Paletsiz Dinamik Sıkı çevre protokollerinin yürür- Tüm bu kristalizasyon işlemele- fatın düşük sıcaklıkta yapısının Miray Çelikbilek, Öğrenci Apnea, Statik Apnea ve lülüğe konması ve çevreci toplum rini yaparken ortak payda, soğuk bilinmediğini anladım önce. Ve Metalurji ve Malzeme Müh. Doktora Programı Hız Apnea Türkiye Şam- bilincinin gelişmesi ile tesislerin ortamda çalışmak. Soğukta pek molekül yapısını araştırmaya piyonası’nda, İTÜ Spor minimum atık ile çalışmaları ve çok kristal yapısının tam olarak başladım. Kristal yapısına bakar- İstanbul Demir ve De- Kulübü’nden Birgül Erken 3 farklı branşta derece hammaddelerin verimli kullanıl- bilinmemesi de beni başka bir bi- ken yeni bir molekül olduğunu ve mirdışı Metaller İhra- yaptı. Paletli Dinamik Apnea Disiplini Kadınlar ması artık bir zorunluluk. Değerli lim dalına yönlendirdi. Kristalle- literatürde o güne kadar tanım- catçıları Birliği’nin bu yıl Kategorisi ve Hız Apnea Disiplini Kadınlar Kate- veya nadir bulunan minerallerin rin düşük sıcaklıkta sentezlenip, landığı şeklinden bir su molekü- 2.sini düzenlediği Meta- gorisi sıralamasında birincilik kazandı. Paletsiz atıklardan geri eldesi, sıfır atık yapılarının bulunması ve ardın- lü az olduğunu gördüm. Bilinen lik Fikirler 2. Ar Ge Proje Dinamik Apnea Disiplini Kadınlar Kategorisi sıra- hedefine ulaşmadaki en önemli dan onların soğuk coğrafyalarda yapı 12 kabul edilmiş, ben 11 su Pazarında (2013) Öğren- lamasında da ikincilik elde etti. Sporcumuz Birgül basamak. Bu amaçla ben düşük doğa tarafından insan eli değme- molekülü olduğunu buldum. Çok ci kategorisinde birinci- Erken, 2015 yılında Kaş’ta gerçekleşen Serbest Da- sıcaklıklarda kristalizasyonla il- den oluşumunu keşfedip mineral heyecanlandım! Mineral buldum lik ödülü İTÜ Metalurji ve Malzeme Mühendisliği lış Türkiye Şampiyonası’nda birinci olmuştu. 2014 gileniyorum. Doktoram sırasında olarak literature sokmak. sandım önce, tüm ilgili kuruluşla- programında doktorasını tamamlayan Miray Çe- yılından beri İTÜ Sualtı Sporları Spor Kulübü bün- grubumla geliştirmiş olduğum ra e-mail gönderdim. Ancak “Sen likbilek ve İTÜ Malzeme Bölümü ve Mühendisli- yesinde spor yaşamına devam eden Birgül Erken, teknolojiyi, proses ve atık çö- Bilimsel araştırmalarınızla ği alanında doktorasını tamamlayan Ali Erçin Er- aynı zamanda Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği zeltilerinden su ve minerallerin birçok ödül kazanmışsınız, sundu’ya verildi. Akademisyen, öğrenci, sanayici ve sualtı fotoğrafçılığı yapıyor. geri kazanılması amacıyla kul- sizi içtenlikle kutluyoruz. ve girişimci kategorilerinden toplam 522 projenin lanıyorum. Günümüzde kulla- Bize iki mineral keşfinizi an- katıldığı yarışmada öğrenciler kategorisinde, de- İTÜ Hornets Kadınlar Takımı nılan birçok ayırma ve arıtma latabilir misiniz? Bu zaman- ğişen sıcaklığa bağlı olarak optik özelliklerini de- Bu yıl 5. si düzen- işlemine göre daha ekonomik ve da birşeyler keşfetmenin zor ğiştirerek ışık ve ısı enerjisi kontrolü sağlayan yeni lenen İstanbul Ka- ekolojik olan bu yöntem, atıktan olduğu düşünülüyor, bu ko- nesil termokromik akıllı camlar konusuyla İTÜ’lü dın Bayrak Futbolu aynı anda tuzu ve suyu saf halde nuda görüşlerinizi alabilir girişimciler öne çıktı. Doktora çalışmalarını Prof. Turnuvasında İTÜ geri kazanabiliyor. Üstelik bunu miyiz? Dr. Süheyla Aydın’ın danışmanlığında sürdürmek- Hornets Kadınlar çok ucuza maletmekte. İşte ben araştırmalarımda bu özel metodu Benim mineral bulma maceram tedirler. Takımı Şampiyon yani “Ötektik Dondurma Krista- şöyle başladı. Dediğim gibi dok- oldu (2015). Tur- Cemile Meryem Özlem Şimşek lizasyonu” adı verilen teknolojiyi tora çalışmam atık ve proses çö- nuva sonunda, İTÜ Ceylin Türkkan, Beste Beksaç geliştirmeye ve çeşitli endüstriyel zeltilerinden buzun (yani suyun) Hornets takımından, Seren Ünaldı turnuvanın en İTÜ - FIT Moda Tasarım Programı atık ve proses çözeltilerine uygu- ve içinde çözünmüş minerallerin iyi oyuncusu seçilirken Seray Koşar da en iyi ofans lamaya çalışıyorum. Bir kimya ötektik noktaya kadar soğutula- Üniversitemiz 2017 ilkbahar-yaz modasına bu- ödülüne layık görüldü. İTÜ Hornets Takımının bu mühendisi olarak çalışmalarımı; rak kristallendirilmesi ve yoğun- günden “Merhaba” dedi. Üniversitemizin Fashion zamana kadar gerçekleşen turnuvalarda 3 birinci- kristalizasyon, ürettiğim su ve luk farkıyla birbirinden ayrılarak Institute of Technology ile yaptığı iş birliğiyle yü- liği, 2 ikinciliği bulunuyor. tuzun ürün kalitesinin gelişti- geri kazanılmasıydı. Bu yöntemi rütülen İTÜ - FIT Moda Tasarım Programı’nın bu rilmesi, kristalizatör ve fabrika geliştirirken Hollanda’da küçük yılki mezunları olan 9. dönem mezunu genç moda tasarımı gibi pek geniş bir yelpa- ölçekli bir tesis kurdum. Burada tasarımcıları, İlkbahar-Yaz 2017 temasıyla hazır- Not: Bu yazıdaki bilgiler İTÜ web sitesinin haber- zede devam ettiriyorum. Ayrıca model çözelti olarak endüstriden ladıkları özel kreasyonu Divan İstanbul’da yapılan ler sayfasından derlenmiştir. soğuk yüzeylerde istenmeyen buz gelen magnezyum sülfat atık çö-

26 MİMOZA 2016 Haziran 2016 Haziran MİMOZA 27 SÖYLEŞİ mineral bulmadın, kristal sen- İkinci mineralim Ernstburkei- rında bulduğum ikinci minerale, başlıyorlar. Orada küçük ölçekli ğım bozuldu. Uzun süre tedavi ol- tezledin, minerali doğada -yani te’dan da aynı zamanda Antark- bana mineral bilimi konusunda bir fabrika kurdum, çok çalıştım, dum. Başardım ama karşılığında insan eli değmeden oluşumunu- tika Dome Fuji buzulu içindeki yol gösteren Uluslararası Mine- laboratuvarda sabahladığım za- bir bedel de ödedim. bulman gerekiyor” diye cevaplar safsızlıkları incelerken şüphelen- raloji Birliği dönem Başkanı olan manlar çok oldu. Hollandalılar geldi. Ben mineral bilimci olma- dim. İlerki yıllarda konu ile araş- Ernst Burke’nin isminin veril- beni anlayıp sevince çok yardımcı Kadın bir bilimci olarak, “Bi- dığım için bunu bilmiyordum. tırırmalarımı derinleştirip önce mesini istedim. Kendisinin, be- oldular; yani bir süre sonra de- limde Kadın Gerçeği” ile ilgi- Mineral bulma maceramla bera- kristali laboratuvarda sentezle- nim buzul içinde bulduğum gibi, zavantajlarımı avantaja dönüş- li neler söylemek istersiniz? ber yaptığım ön araştırmada, Ja- dim. Kristal yapısını çözdükten opak ve mikro minerallerle ilgili türdüm. Bütün bunlara rağmen ponya Hokkaido Üniversitesin- sonra yeni bir mineral olarak lite- ismini vermek isterse bu, mineral pek çok çalışması mevcut. Teklif orada kendinizi kabul ettirmeniz Bilimsel çalışmaların zorlukları- deki bir grup araştırmacının, bir ratüre soktum. çalışmalarına yıllarını vermiş, de- ettiğim mineral ve ismi IMA’nın çok zor. nın yanı sıra modern dünyanın süre önce Antarktika buzulunda ğerli bir mineralcinin adı olmak onayından geçti ve ikinci minera- kadınlara verdiği roller de bazı bazı safsızlıklara rastladığını oku- Gelelim zamanımızda keşif yap- zorundadır. Teklif edilen bu isim, limin ismi ‘Ernstburkeite’ oldu. Ayrıca orada bilim yapmak da çok zorlukları beraberinde getiriyor. dum. Buzul içinde buldukları saf- mak zor mu sorunuza… Ben de enternasyonel bir komisyon olan farklı. Hiçbir şey önünüzde rijit Türkiye’de, son yüzyıl, kadınla- sızlıklardan birisinin magnezyum çocukken hep öyle düşünürdüm. International Mineral Associati- Bu güzel gelişmeleri dinle- çizgilerle belirlenmiş değil; ne rın iş dünyasına dahil olmasıyla sülfat olduğu yazıyordu makale- Babam bana Keşifler ve İcatlar on (IMA)’nın onayından geçer ve mek çok hoştu. Bir başka kadar çok çalışırsanız, önünüz- birlikte, bilim dünyasında da is- lerinde. Japonyadaki grupla he- Ansiklopedisini okurdu gece yat- kabul görürse mineralin adı ko- düzleme geçersek, bir kadın deki yollar ve kapılar o kadar çok tikrarlı bir biçimde kendilerini men temasa geçtim. Onlara olası madan önce. İçimden “Dünyaya nulup literatürde yayınlanır. olarak bilim yolunda ne gibi açılıyor. Hiyerarşik titrler, kimin- göstermeye başladığı yıllar olarak bir mineral üstünde çalıştığım- çok geç geldim, ben doğana kadar zorluklar yaşadınız, bizimle le çalıştığınız, hangi grupta oldu- görülebilir. Avrupa’da özellikle dan bahsedince konuyla çok ilgi- herşey keşfedilmiş!” derdim. Çok Bulduğum birinci mineralin ‘Me- paylaşabilir misiniz? ğunuz önemli değil. Fikirleriniz temel bilimler ve mühendislik lendiler. Beni, iki hafta sonra bö- da haklı değilmişim galiba... ridianiite’ ismi Mars’taki merid- değerliyse destekleniyor. Doktora alanlarında kadınlar çok etkin lümlerinde yapılacak uluslararası yen platosundan geliyor. İlginç Hangisinden başlasam ki! Hol- hocam Prof. Dr. Geert-Jan Wit- roller üstlenemiyorlar. Gözlem- bir konferansa davetli konuşmacı Örneğin magnezyum sülfat gibi bir hikayesi var. Ben minerali landa’daki ilk senelerim hiç kolay kamp araştırmalarımda beni çok lerime göre bunun sebebi kız olarak çağırdılar. Konferansın hayatımızın içinde bu denli sık Antarktika buzullarında bulma olmadı. Türk olmanız ve kadın rahat bıraktı. Bana sadece dok- ögrencilerin sosyal bilimlere yön- açılışında yaptığım konuşmam, yer alan bu maddenin düşük sı- sürecinde Uluslararası Minera- olmanız sizin için dezavantaj. tora konumu verdi, belli şeyler lendirilmesi. Pek çok üniversite- genelde fizikçi olan ve 1.5- mil caklık kristal yapısının 1837 yı- loji Birliği dönem Başkanı Prof. Öncelikle kendinizi beraber ça- gösterdi, sen yolunu bul dedi!.. de bilim hala erkek egemenliğin- yon yıllık Antarktika buzulla- lından beri yanlış bilindiğini is- Dr. Ernst Burke’yele kontak ha- lıştığınız gruba kabul ettirmeniz Beni hiç sorgulamadı. İlk sene de ve kadınların girilmesine izin rında meteorolojik çalışmalar patlamam, ardından da buzullar lindeydim. O, bu zorlu süreçte gerekiyor. Hollanda diğer ülke- adeta kayboldum. Bu döngüde verilmeyen görünmez surların yapan bu camianin oldukça ilgi- içerisindeki doğal oluşumunu bana yardımcı oluyor, sorularımı lere nazaran insan eşitliğine çok kaybolan da çok oluyor, çok gü- olduğu bir kale. Yüksek lisans so- sini çekti. Konferansın peşinden kanıtlamam bilim dünyası için cevaplıyor, mineral bilimci ol- değer verse de, yine de önyargılı zel ilerleyen de... Doktoramın son nuna kadar eğitimimi Türkiye’de hemen araştırmaya başladık. 10 çok şaşırtıcı bir gelişme oldu. madığım için yapmam gereken yaklaşıyor ve belli fikirleri kırma- senesinde mineraller üzerine ça- tamamladım. Hollanda’ya dok- günlüğüne gitmiştim Japonyaya. Meridianiite, hakkında her türlü adımlar konusunda bana yol gös- sı zor. Avrupa’nın pek çok üniver- lıştım. Hocam Witkamp’a gittim, tora çalışmalarım için geldiğim Araştırmamdaki enteresan geliş- detayın bilindiği sanılan konular teriyordu. Japonya’da bulduğum sitesinde olduğu gibi Hollanda’da mineral konusuyla ilgilendiğimi yıllarda erkek egemen makine meler, uçak biletimi 3 kez değiş- da bile bilimsel literatürün hata- mineralle ilgili bütün verileri ona da, özellikle mühendislik dalla- ve ortaya belki güzel şeyler çıka- fakültesinde bulunan birkaç kız tirmeme ve kalış süremi 5 haftaya lı olabileceğinin ve bu hataların da göndermiştim. Başvuru evrak- rında, kadın öğrenci ve akade- bileceğini söyledim. “Benim ko- öğrenci ve hali hazırda yegane çıkarmama neden oldu. önemli gerçekleri karanlıkta bı- larını hazırlıyordum. Prof. Burke misyen çok az. Ben Delft Teknik num değil, bu konuda hiçbirşey kadın akademisyen olmanın zor- rakabileceğinin çok iyi bir örne- bana, NASA için çalışan bir hoca- Üniversitesi Makine Fakültesinde bilmiyorum ama sana güveniyo- luklarını çektim. Çalışma koşullarım çok zordu. ği. Bundan yola çıkarak, en göz dan eş zamanlı benzer bir başvuru bölümdeki tek kadındım. Hollan- rum, parayı al, isteğin sürede is- -60 °C’lik laboratuvarda, üzeri- önündeki şeylerin bile belki hala geldiğini söyledi. Biz de görüşüp da’da kadınlar genellikle sosyal tediğin kadar kullan!” dedi. Beni Türkiye’de ise bilimsel çalışma- nize giydiğiniz koruyucu kıya- keşfedilmeyi beklediğini rahatça iki başvuruyu birleştirdik. Onlar, bilimler, öğretmenlik, hemşirelik son derece özgür bıraktı; müthiş larda cinsiyet ayrımı yapılmama- fetlerle hareket bile edemezken, söylemek mümkün! Mars’tan gelen numune toplayı- ve tıp alanına yöneliyorlar. Mü- bir risk. sına karşın ögrencilerin bilimsel buzul içerisindeki mikron merte- cı cihazdan aldıkları numuneyi o hendislik dallarını hemen hemen kariyer yapmayı tercih etmedik- besindeki minerali bulmak ve ta- Çok heyecan verici doğrusu, ortamdaki sıcaklık şartlarına ge- hiç tercih etmiyorlar. O yüzden Doktora sonrası Hollanda’da lerini, eden idealist başarılı öğ- nımlamak için deneyler yapmak peki keşfettiğiniz mineralle- tirdiklerinde buldukları sonuçtan mühendislik dallarında kadın Yardımcı Doçent kadrosuna rencilerin ise ne yazik ki yurt- beni çok zorladı. Soğuk odada re neden kendi isminizi veya ilham alıp, minerali Kanada’da olarak sizi aralarında görmek atanmam sorumluluklarını ar- dışındaki üniversiteleri tercih geçirilen 10 dakika sonrasında, ülkemizin ya da ülkemizden bulmuşlar. Mars’ta numunenin onlara değişik geliyor. Bilginizi tırdı ve bu süreç hiç kolay olma- ettiklerini gözlemliyorum. Uma- ellerinizi ve yüzünüzü hissede- bir öncünün ismini vermedi- toplandığı yer Meridiani platosu ve fiziksel becerilerinizi ölçmeye dı. Kızım Ela doğmuştu ve gece rım önümüzdeki dönemlerde bi- miyorsunuz; yine de saatler ge- ğinizi merak ediyoruz... olduğu için oraya ithafen buldu- yarısında eve dönebiliyordum. 3 lim insanlarımız için sağlanacak çirdim içeride hedefim uğruna. ğumuz minerale, Mineraloji Bir- doktora öğrencim vardı, sürekli daha özendirici sosyal ve ekono- Uzun çalışmalar sonrasında, An- Mineralcilerin buldukları mine- liği’nin Mineral İsimlendirme ve deneyler yapıyordum, Hollanda mik imkanlar sayesinde Türk bi- tarktika buzulunda ve Hokkaido rale kendi adlarını verme yetkileri Sınıflandırma Komisyonu’nun Bilimsel Araştırmalar Kurumun- limi uluslararası arenada haketti- Adası-Saroma Gölü’ndeki deniz yoktur. Mineral isimleri genellik- onayıyla “Meridianiite” ismini dan kazandığım bursu başarıyla ği parlak seviyeye gelebilir. tuzunda bu minerali yani Meridi- le bulunduklari bölgenin ismini verdik. vermem gerekiyordu. Bu yoğun aniite’i buldum. taşır. Minerali bulan kişi mine- tempoya fazla dayanamadım ve Dünya geneline baktığımızda raline kendi seçtiği bir kişinin Ben de yine Antarktika buzulla- bağışıklık sistemim çöktü, sağlı- kadın akademisyen konusunda

28 MİMOZA 2016 Haziran 2016 Haziran MİMOZA 29 Doç. Dr. Elif Genceli Güner’in aldığı ödüller: SÖYLEŞİ ARAŞTIRMA • En İyi Sunum Ödülü ve Patentleri: 2004 senesinde NPS4-Hollanda Proses Teknoloji Derneği Sempoz- Türkiye’miz son derece iyi durumda. Özellik- le kimya mühendisliğinde kadın akademisyen yumunda “En İyi Sunum” ödülünü kazandı. KADINLARA YÖNELİK ŞİDDETLE sayısı ve bu bölümü tercih eden kız öğrenci sa- • Patentleri: Tasarladığı ve kullandığı kristalizörün yısı oldukça fazla. Kadın azim, merak ve sab- iki patentini aldı. rıyla, yaptığı bilimde çok başarılı oluyor. • Antarktika’da Meridianiite Minerali Keşfi: An- MÜCADELE SÖZLEŞMESİ tarktika’da doğal yapısını keşfettiği MgSO4·11H2O kristali, 2007 yılında Uluslararası Mineraloji Birli- ği tarafından yeni bir mineral olarak literatüre gir- (İstanbul Sözleşmesi) di. • Cum-Laude Doktora Ünvanı Ödülü: Doktor ün- Prof. Dr. KADRİYE BAKIRCI vanını 2008 yılında Delft Teknik Üniversitesi Rek- Hacettepe Üniversitesi, Hukuk Fakültesi törlügü’nün tavsiyesi ile yılda az sayıda mezuna İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı Başkanı verilen Yüksek Onur (Cum-Laude) derecesi ile aldı. Avrupa İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Ağı Türkiye Temsilcisi • Nwo-Hollanda Bilimsel Araştırmalar Kurumu Venı Grant Bursu: “Buz ve Mineral Tuzların Sıfırın 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzaya açılan • Kadına yönelik her türlü ayrımcılığın ortadan Altındaki Sıcaklıklarda Oluşumlarının İncelenme- Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Ön- kaldırılmasına katkıda bulunmak ve kadınları si” projesiyle NWO-Hollanda Bilimsel Araştırma- lenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa güçlendirme yolu da dahil olmak üzere kadın- lar Kurumu’nun az sayıda başarılı bilim insanına Konseyi Sözleşmesi (kısa adıyla İstanbul Sözleşme- larla erkekler arasında maddi (fiili) eşitliği sağ- Genç kadın bilimcilere dergimiz aracılı- verdiği 250 bin Euro değerindeki kişisel ve prestijli si), 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir. lamak; ğıyla nasıl seslenmek istersiniz? VENI Grant Bursu’nu kazandı. • Ev içi şiddetin tüm mağdurlarının ve kadına • JCI Tarafında 2009 Yılında Bilimsel Önderlik Özel olarak kadınlara ve kız çocuklarına yönelik yönelik şiddet mağdurlarının korunması ve Bilim insanı her zaman şüpheciliğini sürdür- Dalında Yılın Genci Ödülü: 2009 yılında Juni- şiddet ve ev içi şiddeti hedef alan ilk Avrupa söz- bunlara yardım edilmesi için kapsamlı çerçeve, meli, en ufak bir kuşku durumunda olayın or Chamber International tarafından düzenlenen leşmesi olma niteliğini taşıyan Sözleşme, bugüne politika ve önlemler geliştirmek; üzerine sabır ve titizlikle gitmeli ve sorgulama- TOYP-Türkiye’nin On Başarılı Genci Yarışmasın- kadar Türkiye dahil Avrupa Konseyi üyesi 20 ülke • Kadına yönelik şiddeti ve ev içi şiddeti ortadan dan kabullenmemelidir. Dediğim gibi benim da “Bilimsel Önderlik” dalında birincilik ödülünü tarafından onaylanmıştır. Türkiye, Sözleşme’yi im- kaldırma amacıyla uluslararası işbirliğini yay- birinci buluşum, hakkında her türlü detayın aldı. zaya açıldığı 11 Mayıs 2011 tarihinde imzalamış, 14 gınlaştırmak; bilindiği sanılan konularda bile bilimsel lite- • Hollanda Kraliyet Sanat Ve Bilimler Akademisi Mart 2012 tarihinde ise onaylamıştır. • Kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetin orta- ratürün hatalı olabileceğinin ve bu hataların (Knaw-Dow) Enerji Doktora Tezi Ödülü: Dokto- dan kaldırılması için bütüncül bir yaklaşımın önemli gerçekleri karanlıkta bırakabileceğinin ra çalışması, Hollanda KNAW-Royal Netherlands İstanbul Sözleşmesi, daha önce kabul edilmiş ka- benimsenmesi maksadıyla kuruluşların ve kol- çok iyi bir örneği. Ayrıca ulusların başarısı, Academy of Arts and Sciences tarafında 2008- dınlara yönelik ayrımcılık ve şiddetle ilgili ulusla- luk kuvvetleri birimlerinin birbiriyle etkili bir toplumsal refaha ulaşım, o ulusun mühendis- 2009 yıllarında Hollanda’da enerji dalında yapıl- rarası standartları, Avrupa İnsan Hakları Mahke- biçimde işbirliği yapmalarına destek ve yardım lerine ve bilim insanlarına vereceği destekle mesi ve Birleşmiş Milletler Kadınlara Yönelik Her sağlamaktır. doğru orantılıdır. Bilim dünyası, yaratıcı ve mış en başarılı tez seçildi. 2009 yılında Hollanda Ekonomi Bakanı Maria van der Hoeven’dan La- Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Komite- pratik düşüncesiyle karar ve yetki mekaniz- si’nin içtihatlarını ve öğretideki görüşler yanında İstanbul Sözleşmesi’nin en önemli özelliği, biyolo- masında yer alacak bilim kadınlarına ihtiyaç hey’de ödülünü aldı. Bu ödülü alan ilk kadın araş- tırmacı ünvanına sahip oldu. en iyi ülke uygulamalarını kodifiye etmiştir. jik veya hukuki, ailevi bağ olup olmadığına bakıl- duymaktadır. Ancak kadın ve erkek yaşamın maksızın ev içi şiddetin (örneğin eski veya mevcut her alanında yan yana olduklarında, o toplum • Viva 400 Tarafından 2010 Yılında Bilim Dalında Hollanda’nın En Başarılı Kadını Ödülü: Viva 400 Sözleşme’nin Önsöz’ünde, Sözleşme’nin hedefinin eşler, evlilik dışı partnerler, birlikte ikamet edilen geleceğe ümitle bakar, sorunlar çözümsüz kal- kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetten arınmış aile fertleri, akrabalar veya birlikte ikamet edilen maz, gelecek nesillere yaşanası bir dünya bıra- Jounge Succesvrouven: Hollanda’nın 2010 yılında bir Avrupa yaratmak olduğu belirtilmektedir. başkaları tarafından yöneltilen şiddetin) ve kadın- kabilirler. bilim dalında en başarılı kadını seçildi. • Antarktika’da Ernstburkeite Minerali Keşfi: lara yönelik her türlü şiddetin önlenmesi ve bun- Antartika’da doğal yapısını keşfettiği Mg(CH- Kadınlar ve erkekler arasında hukuki ve fiili eşit- larla mücadeleye ilişkin standartlar öngören ve 3SO3)2∙12H2O kristali, 2011 yılında Uluslararası liğin gerçekleştirilmesinin kadına yönelik şiddeti Avrupa ülkelerini hukuki olarak bağlayan ilk belge Mineraloji Birliği tarafından yeni bir mineral ola- önlemede anahtar bir unsur olduğunu benimseyen olmasıdır. rak literatüre girdi. Sözleşme, kadınlara yönelik ayrımcılığı da yasakla- • Avrupa’da Yılın Türk Kadını Ödülü: 2013 Dünya maktadır (m.4). Sözleşme, “toplumsal cinsiyete dayalı” ayrımcılık Kadınlar Gününde Turkish Connection Platform ve şiddeti temel almıştır ve toplumsal cinsiyeti ta- tarafından Brüksel’de “Avrupa’da Yılın Türk Kadı- Madde 1/1 uyarınca, Sözleşme’nin amacı, nımlayan ilk uluslararası belgedir. nı” seçildi. • Yılın Bilim Kadını Ödülü: 2015 yılında Elele-Avon • Kadınları her türlü şiddete karşı korumak ve Sözleşme,“kadına yönelik şiddet” yanında “ev içi Kadın Ödüllerinde Türkiye’de Yılın Bilim Kadını kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddeti önlemek, şiddet” ve “toplumsal cinsiyete dayalı şiddet”i ta- seçildi. kovuşturmak ve ortadan kaldırmak; nımlamaktadır.

30 MİMOZA 2016 Haziran 2016 Haziran MİMOZA 31 ARAŞTIRMA

Sözleşme uyarınca, okullar, karakollar, hapishaneler vb. kurumlardaki Sözleşme, Taraf devletlere, Sözleşme kapsamın- li bir biçimde uygulamalarını sağlamak amacıyla “kadına yönelik şiddet”, kadına yönelik ay- kadınlara yönelik şiddeti de yasaklamaktadır. daki şiddet eylemlerinde arabuluculuk ve uzlaştır- Sözleşme’de spesifik bir izleme mekanizması oluş- rımcılığın bir türü ve bir insan hakkı ihlali olarak ma da dahil, zorunlu alternatif uyuşmazlık çözüm turulmuştur, ancak bireysel şikayet hakkı tanınma- anlaşılmaktadır. İster kamusal ister özel yaşam- Sözleşme, yalnızca barış dönemlerindeki değil, süreçlerini yasaklamak üzere gerekli hukuki veya mıştır (m.1/2, 66, 67, 68). Öte yandan Sözleşme, da meydana gelsin, baskı veya rastgele özgürlüğü silahlı çatışma dönemlerindeki ve silahlı çatışma diğer önlemleri alma yükümlülüğü öngörmekte- mağdurların başvurulabilir bölgesel ve uluslararası engelleme de dahil, kadınların fiziksel, cinsel, psi- sonrasında devam eden şiddeti de yasaklamakta- dir (m.48/1). Çünkü, şiddet mağdurları, alternatif bireysel/toplu şikayet mekanizmalarına ilişkin bil- kolojik veya ekonomik zararı veya ızdırabı ile so- dır (m.2/2). çözüm süreçlerine, hiçbir zaman faillerle eşit dü- giye ve bu mekanizmalara erişim imkanına sahip nuçlanan veya sonuçlanması muhtemel olan tüm zeyde giremezler. Mağdurların utanç, çaresizlik olmalarını sağlama ve şikayette bulunan mağdur- eylemler toplumsal cinsiyete dayalı şiddet (m.3/a); Sözleşme, şiddet mağdurlarına eşit koruma sağ- ve güçsüzlük duygularıyla baş başa bırakılmaları, lara duyarlı ve bilgiye dayalı desteğin sağlanması lanmasını öngörmekte ve mağdurlar arasında her buna karşılık faillerin güç ve egemenlik duygusuna yükümlülüğünü getirmektedir (m.21). “ev içi şiddet”, aile içerisinde, ev içinde veya daha türlü ayrımcılığı yasaklamaktadır (m.4/3). kapılmaları bu tür suçların doğasında vardır. Ev önceki veya şu anki eşler veya partnerler arasında içi şiddetin ve kadınlara yönelik şiddetin yeniden Anayasa m.90/5 uyarınca, İstanbul Sözleşmesi meydana gelen, failin aynı evi şu an veya daha önce Sözleşme, belli koşullar nedeniyle şiddete açık hale özelleşmesinden kaçınmak ve mağdurun adalet kanun hükmündedir. Bunun hakkında, Anaya- şiddet mağduruyla paylaşıp paylaşmadığına bakıl- gelmiş (“savunmasız” ve “kırılgan” olarak çevirisi arayışını güçlendirmek açısından, başında doğal sa’ya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne maksızın, fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik yapılmış olan) güç durumdaki, örneğin gebe kadın- yargıcın yer aldığı ve yürürlükteki ulusal yasalar başvurulamaz. İstanbul Sözleşmesi ile kanunların şiddetin bütün türleri (m.3/b); lar, küçük çocuğu olan kadınlar, engelli kadınlar, uyarınca yürütülecek karşıtlık temelindeki yargı aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle kırsal kesimde ve ücra yerlerde yaşayan kadınlar, süreçlerine erişimin sağlanması devletin sorumlu- çıkabilecek uyuşmazlıklarda, İstanbul Sözleşme- “toplumsal cinsiyete dayalı şiddet”, kadına azınlık gruplara mensup kadınlar, evsiz kadınlar, luğundaki bir iştir. si hükümleri esas alınır. Anayasa’nın 11.maddesi kadın olmasından dolayı uygulanan ve kadınları kız çocukları, yaşlı kadınlar, eşcinsel kadınlar, sı- uyarınca, İstanbul Sözleşmesi hükümleri, yasama, orantısız biçimde etkileyen şiddet (m.3/d); anla- ğınmacı, hukuki durumu ne olursa olsun göçmen Sözleşme’de devletler için öngörülen yükümlülük- yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını mına gelir. kadınlar, seks sektöründe çalışan kadınlar, madde ler, önlemeye; koruma ve destek sağlamaya; huku- ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk bağımlısı kadınlar, HIV/AIDS taşıyan kadınlar gibi ki ve cezai yaptırımlar öngörme ve uygulamaya ve kurallarıdır. “Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet”in diğer şiddet kadın gruplarının özel gereksinimlerinin, Taraf uluslararası işbirliğine ilişkin yükümlülükler ola- biçimlerinden farkı, mağdurun toplumsal cinsiye- devletlerce göz önünde bulundurulmasını öngör- rak sınıflandırılabilir. NOT: Bu makalenin tam metni için bkz. Bakırcı, K. tinin, şiddet fiillerinin başlıca saiki olmasıdır. Baş- mektedir (m.12/3, 18/3(5)). (2015), “İstanbul Sözleşmesi”, Ankara Barosu Der- ka bir deyişle, toplumsal cinsiyet temelli şiddet, Taraf devletlerin Sözleşme’nin hükümlerini etki- gisi, Yıl: 73, Sayı: 2015/4, s.135-207. kadına yönelik olup, kadın ile erkek arasında ol- Sözleşme, Sözleşme’ye taraf devletlerin vatandaşı duğu varsayılan farklılıklar temelindeki eşitsiz güç olan kadınlar yanında, sığınmacı ve hukuki duru- ilişkilerinin hem nedeni hem de sonucu olarak or- mu ne olursa olsun göçmen kadınlar için de koru- taya çıkan ve kadının gerek özel, gerekse kamusal ma sağlamaktadır (m.59, 60, 61). alanda ast konumuna yol açan herhangi bir zarar- Sözleşme, erkeklere ve çocuklara yönelik ev içi şid- dır. Bu tür şiddetin toplumsal ve kültürel yapılar- detten de söz etmekte (Önsöz par.15, 16) ve şiddet da, normlarda ve değerlerde derin kökleri vardır ve mağduru kız ve oğlan çocuklara ilişkin özel düzen- sürüp gitmesinin temelinde de inkar ve suskunluk lemelere yer vermektedir. kültürü yatmaktadır. Sözleşme, çocuk yaştayken cinsel saldırı dahil cin- Sözleşme, fiziksel, psikolojik, cinsel ve ekonomik sel şiddet, zorla evlilik, cinsel sakatlama (“kadın şiddetin her türünü yasaklamaktadır. Sözleş- sünneti”), zorla kürtaj ve zorla kısırlaştırma mağ- me’nin daha önceki uluslararası belgelerden farkı, duru olanlar için, önemli bir zamanaşımı kuralı ekonomik zarar veya ekonomik ızdırabı da kadına öngörmektedir. Taraf devletler, bu suçlara ilişkin yönelik şiddet biçimlerinden biri (“ekonomik şid- herhangi bir kanuni takibatın başlatılması için za- det”) olarak tanımlamış olmasıdır (m.3/a; 3/b). manaşımının, mağdurun ergin (reşit) olmasından sonra takibatın etkin şekilde başlamasını mümkün Sözleşme, hem özel alandaki hem kamusal alanda- kılacak, suçun ağırlığıyla orantılı ve yeterli bir süre ki şiddeti yasaklamaktadır (m.3/a; 4/1). Dolayısıy- devam etmesini teminen, gerekli hukuki veya diğer la Sözleşme, yalnızca ev içindeki (genellikle eş veya önlemleri almakla yükümlüdür (m.58).Taraf dev- partnerler veya ebeveyn ve çocuklar gibi farklı ku- letler, çocuk yaştayken sözkonusu şiddet biçimle- şaklar arasında meydana gelen) kadınlara yönelik rine maruz kalan çocuklara, ergin olduktan sonra şiddeti değil, aynı zamanda kamusal alandaki (ör- travmalarını yenmeleri, şikayette bulunmaları ve neğin aynı evi paylaşmasa bile eski eşin veya part- dava açılabilmesi için yeterli bir süreyi tanımakla nerin kamusal alanda yönelttiği) şiddeti, işyerleri, yükümlüdür.

32 MİMOZA 2016 Haziran 2016 Haziran MİMOZA 33 ARAŞTIRMA

öğretim üyesi olarak çalıştı. Tür- listesinde yeraldığından dolayı ARKEOLOJİYE VE ANADOLU’YA ADANMIŞ kiye’ye döndükten sonra gazete- üniversiteden ihraç edildi. Eşiy- ci-yazar Nail Çakırhan evlendi. le birlikte ’de çalışma- YAŞAMI VE İNSANLIK TARİHİNE KATKILARIYLA Eşi Nail Çakırhan daha sonraki larını sürdüren Çambel, 1962- yıllarda Akyaka evlerinin mima- 1963’te Almanya’da Saarbrücken ÖNCÜ BİR KADIN BİLİMCİ rı olmakla ünlü olmuş ve ulusla- Üniversitesi’nde konuk öğretim rarası bir çok ödül kazanmıştır. üyesi olarak çalıştı. Türkiye’ye PROF. DR. HALET ÇAMBEL (1916 – 2014) döndükten sonra İstanbul Üni- Karatepe kazıları: Halet Çam- versitesi’ndeki görevine döndü yapıyordu. Atatürk’ün yakın ar- Türkiye’ye dönüş: 1938 yılında bel’in kariyerinde zirve yapan ve Prehistorya Kürsüsü’nü kur- kadaşlarından Hasan Cemil Bey İstanbul Üniversitesi’ndeki li- çalışmaları 1946 yılında Kay- du. 1964 yılında Chicago Üniver- Paris Sorbonne Üniversitesin- sans öğrenimi sonrasında Sor- seri-Adana arasındaki bölgede sitesi’nden Robert J. Braidwood Beyaz Geceler Rusya Gezisi, de arkeoloji okumuştu. Annesi bonne Üniversitesi’nde doktora Hitit eserlerini ortaya çıkarma ve eşi Linda S. Braidwood’la bir- Server Tanilli’yi ziyaret. Remziye Çambel Büyü- yapmak için Fransa’ya döndü. amacıyla Dr. Bossert ile birlikte likte Ergani’de Çayönü höyüğü (Soldan-sağa) Prof. Dr. kelçisi İbrahim Hakkı Paşa’nın Ancak bir yıl sonra yaz aylarında yürüttüğü Karatepe kazılarıdır. kazısına başladı. Orada, Kote Hayrünisa Çavuşoğlu, Fatma kızıydı. Birinci Dünya Savaşı İstanbul Fransız Arkeoloji Ens- Stajyer olarak katıldığı Hattu- Çemi (Hilar - Çayönü) kalıntıla- Hikmet İşmen, Muzaffer Sencer, sonrasında İsviçre ve Avustur- titüsü’nün, Dr. Emilie Haspels şaş’ın bulunduğu Boğazköy’deki rını gün ışığına kavuşturdu; bu Coşun Özdemir, Server Tanilli, ya’da geçen bir zamandan sonra başkanlığında yürüttüğü Yazılı- bu araştırmayı hayatı boyunca bölgede günümüzden 8 bin yıl arkasında Mina Urgan, onun 8 yaşında Türkiye’ye döndü. kaya/Midas şehri kazısına katıl- sürdürmüştür. Bilim dünyası ta- önce avcı-toplayıcılıktan tarıma arkasında Gencay Gürsoy, Ali mak üzere tekrar Türkiye’ye gel- rafından “Hitit hiyerogliflerinin geçildiğinin kanıtlarını ortaya Uğur, Nezihe Meriç, önünde Ortaokul ve liseyi Arnavutköy di. Bu esnada başlayan II. Dünya çözüldüğü yer” olarak tanınan çıkardı; böylelikle ülkemiz ar- Halet Çambel ve en önde Amerikan Kız Koleji’nde (şimdi- Savaşı’ndan dolayı Fransa’ya dö- Karatepe-Arslantaş Höyüğü’n- keolojisini dünyaya duyurmada Türkan Saylan. ki ismiyle Robert Koleji) okudu. nemeyince İstanbul Üniversitesi de, Türkiye’nin ilk açık hava büyük bir rol oynadı. Spora meraklı biriydi; bu esnada Edebiyat Fakültesi’nde Helmuth müzesini kuran Halet Çambel’in eskrim sporu ile tanıştı. Lise Theodor Bossert’in asistanlığı- Karatepe kalıntılarının ortaya Onun çabalarıyla kurulan İstan- örnek oluşturan bu yapı, Halet öğreniminden sonra Fransız hü- nı yapmaya başladı. Ardından, çıkarılmasına ve Hitit dilinin çö- bul-Chicago Üniversiteleri Gü- Çambel ve Nail Çakırhan Ar- ürkiye arkeolojisinin kümetinden aldığı burs ile Paris 1940’da aynı üniversitede dok- zülmesine katkısı çok büyüktür. neydoğu Anadolu Tarihöncesi keoloji ve Geleneksel Mimarlık duayen ismi Prof. Dr. Sorbonne Üniversitesi’nde arke- torasını tamamladı. Doktora Araştırma Kamu Projesi çerçe- Araştırmaları Merkezi’ne dönüş- Halet Çambel’i, geçti- oloji okudu. Bu süre içinde Hitit- sonrası iki yıl Almanya’da Saarb- Üniversiteden ihraç ve yeni- vesinde, 1964’te Urfa-Bozova’da türülmüştür. ğimiz yıl Ocak ayında çe ve eski İbranice öğrendi. rücken Üniversitesi’nde konuk den dönüş: 1960 yılında 147’ler Biris Mezarlığı ve Söğüt Tarlası, 97 yaşında kaybettik. Ülkemizde 1968 ve 1970’de Diyarbakır Gi- Merkez bünyesinde Halet Çam- ve dünyada arkeoloji dünyasının Spor yaşamı: Ortaokul yılla- rikihacıyan kazıları gerçekleşti- bel ve Nail Çakırhan’ın kişisel ar- en önemli isimlerinden İstanbul rında tanıştığı eskrim sporunu rildi. Bunlara ek olarak, Keban şiv ve dokümanları ile arkeolojik Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Fransa’da üniversite öğrenimi Barajı’nın yapımıyla su altında kazı arşivleri, Karatepe kazıla- Prehistorya Anabilim Dalı’ndan sırasında geliştirdi. Bunun ya- kalacak alanların taranması için rından kalan malzemeler, plan- emekli olan öğretim üyesi Prof. nısıra, boş zamanlarını bini- 1966’da başlayan çalışmalara lar, çizimler, fotoğraflar ve Halet Dr. Halet Çambel, Türkiye’nin cilik yaparak da değerlendirdi. öncülük etti. 1976’da Tübitak’a Hanım’ın ablası Leyla Hanım’ın birçok bölgesinde arkeolojik kazı 1920’lerin ortasında ailesiyle bağlı bir Arkeometri Ünitesi ku- kütüphanesi bulunmaktadır. Bu çalışması yürüttü. Karatepe-As- İstanbul’a yerleşen Halet Çam- rulmasına katkıda bulundu. lantaş bölgesinde de ilk kazı ça- bel, 1936 Olimpiyat Oyunları’na arşive ilişkin tasnif, kataloglama ve dijitizasyon çalışmaları de- lışmalarını yürüten Çambel, ne- katılmak için Berlin’e döndü ve Emeklilik yılları: Halet Çambel, vam etmektedir. redeyse bütün ömrünü bu bölge 1936 yılı yaz olimpiyatlarında 1984 yılında emekli olmasına için adamıştır. Bilim dünyası Ka- eskrim dalında Türkiye’yi temsil rağmen kazılara katılmaya ve Ödüller ratepe-Aslantaş’ı “Hitit hiyerog- etti. Onunla birlikte Suat Fetgeri yazmaya devam etti. İstanbul liflerinin çözüldüğü yer” olarak Aşeni olimpiyatlara katılan ilk Arnavutköy’de “Kırmızı Yalı” 2005 yılında Hollanda devleti- tanıyor. Türk kadın sporcu ünvanını aldı. olarak bilinen aileden kalma evi- nin kültür ve kalkınmaya hizmet Olimpiyatlarda yarışan sporcu- ni 2004 yılında Boğaziçi Üniver- edenlere verdiği Prens Claus 27 Ağustos 1916’da dünyaya ge- larla görüşme isteğinde bulunan sitesi’ne bağışladı. Geç Osmanlı ödülü’nün sahibi oldu. 2010 yı- len Halet Çambel destansı yaşa- Almanya Cumhurbaşkanı Adolf yerleşim düzeni, mimari kültü- lında kendisine T.C. Kültür Ba- mıyla bir çok esere konu oldu. Hitler’in görüşme talebini red- rü, peyzaj/bahçe organizasyonu kanlığı tarafından Kültür ve Sa- Babası Hasan Cemil Bey Alman- detti. yansıtan özellikleriyle eşsiz bir nat Büyük Ödülü verildi. ya’da askeri ataşe olarak görev

34 MİMOZA 2016 Haziran 2016 Haziran MİMOZA 35 Ödülleri ARAŞTIRMA Yayınlarından seçmeler • Karatepeli Fıkraları, İstanbul, 2006. • 2010 T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kül- • Aslı Özyar ile, Karatepe - Aslantaş Azatiwataya, tür-Sanat Büyük Ödülü Die Bildwerke, Ph. Von Zabern, Mainz a. Rhein, • 2006 İçel Sanat Kulübü Kültürel Mirasa 2003. Katkı Ödülü • 2005 Boğaziçi Üniversitesi şeref doktora- • Karatepe-Aslantaş Öyküsü, Boğazköy’den Karete- sı pe’ye. Hititbilim ve Hitit Dünyasının Keşfi, Yapı • 2003 Osmaniye Valiliği Üstün Hizmet Kredi Kültür Sanat Yayınları, İstanbul, 2001. Ödülü • Karatepe-Aslantaş, the Inscriptions, Corpus of • 2002 Truva Kültür Sanat Ödülleri, Truva Hieroglyphic Luwian Inscriptions II, W. de Gruy- Özel Ödülü ter, Berlin, New York, 1999. • 2004 Tübingen Üniversitesi, Almanya, • Corpus of hieroglyphic Luwian inscriptions, Vol. 2. şeref doktorası Karatepe-Aslantaş, Berlin,1999. • 2004 Prince Claus Award – Prens Claus • Güven Arsebük ve Sönmez Kantman ile, Çok Dilli Ödülü Hollanda Devleti Arkeoloji Sözlüğü Multilingual Dictionary of Arc- • 2000 Mersin Üniversitesi Şeref Doktorası heological Terms Dictionnaire Multilingue D’Arc- • 1995 Türkiye Bilimler Akademisi şeref üyesi heologie Mehrsprachiges Archaelogishes Worter- • 1986 Adelaide Ristori Ödülü, İtalya buch, İstanbul, 1994. • Robert J. Braidwood ile, İstanbul ve Chicago Üni- versiteleri Karma Projesi, Güneydoğu Anadolu Ta- Üyelikleri rihöncesi Araştırmaları, İstanbul, 1980. • Reha Güney ve Ayyüz Toydemir- Sabuncu ile, • Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Şeref Üyesi Kumkale -Toros Eteklerinde bir Haçlı Kalesi, Ege • Alman Arkeoloji Enstitüsü, Berlin, Asli Üyesi Yayınları, 1970. • American Philosophical Society for the Advan- • H. T. Bossert, U.B. Alkım, N. Ongunsu, İ. Süzen ile cement of Knowledge Karatepe Kazıları, Ankara, 1950. • American Institute of Archaeology, Boston • K. Bittel ile, Boğazköy, İstanbul, 1951. • Thracology Institute, Sofya Ardından... Bu öyküde, son yüzyıl boyunca Türk Siyasal hayatı • Conseil International de la Philosophie et des • Helmuth Theodor Bossert ile, Karatepe: Yeni Bir içinde yaşanan gelişmeler arasında, tatlı, acı ekşi Sciences Humaines (CIPSH) Kitap (orijinal duyurusu): ve kekremsi tadıyla yaşanmış mutluluğu ve yürek- Eti Harabesi, 1946. lerdeki insan sevgisini bulacaksınız.” “Halet Abla Destanı” İsa Küçük, Arkeoloji Sanat Yayınları Üstü kapalı açık hava müzesi oluşturarak, Türki- ye’de “yerinde koruma modeli”ni gerçekleştiren Halet Abla Destanı, Afife Jale Sahnesi’nde sergi- ilk arkeolog, ilk Hititolog, Türkiye’nin ilk kadın lendi. Eski Marmaris Kaymakamı ve Bartın Valisi eskrimcisi ve 1936’da Berlin Olimpiyatlar’ına es- Çok Dilli Arkeoloji Sözlüğü İsa Küçük’ün yazdığı, Bülent Velioğlu’nun yönetti- krimci olarak Türkiye’den katılan ilk kadın spor- Yazar: Halet Çambel ği tiyatronun tanıtımanda: Sönmez Kantman cu Halet Çambel için Google’ın tasarladığı doodle. Karatepeli Fıkraları Güven Arsebük (aşağıda) Derleyen: Halet Çambel “Bu coğrafyada destanlar genellikle erkekler üze- Yayıncı Arkeoloji ve Sanat Yayıncı: Arkeoloji ve Sanat rine yazıldı ya da “Destan Yazmak” erkek- (09 / 1994) (01 / 2006) lere mahsustu. Şimdi bir kadın; Torosla- Türkçe | 158 Sayfa. Türkçe | 44 Sayfa. rın içinde kuş uçmaz kervan geçmez bir dağ başında Karatepe’ye gönül, Aslantaş’a ömür vermiş yol kesip köy basmamış bir Kaynaklar kadın yaşayıp yaptıklarını taşa toprağa • “Olimpiyatlardaki ilk Türk kadın”. BBC Türkçe. 11 Ağustos • Halet Cambel, Princeclausfund.org suya ateşe yazmış bir kadın bir arkeolog. 2012. • 2010 Yılı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü, Kulturturizm.gov.tr • “Halet Çambel yaşamını yitirdi”. Hürriyet. 12 Ocak 2014. sitesi Halet Abla Destanı, Çukurova’nın doğu- • Halet Çambel’in Ardından Arkeoloji Öksüz Kaldı, Solhaber. • Türkiye Bilimler Akademisi arşivi sunda, Torosların içinde İki bin Sekiz Yüz org.tr 14.01.2014 • http://tr.wikipedia.org/wiki/Kadirli,_Osmaniye • Yaşamını Arkeolojiye ve Anadolu’ya Adamış Bir Bilim Kadı- • http://www.kaliteliresimler.com/img3126.htm yıllık insan hayatının yalnızlığı, hüznü, acı- nı Halet Çambel, TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi Sayı:359, • http://tr.wikipedia.org/wiki/Karatepe,_Kadirli sı mutluluğu ve umudunu bugün de sürdü- Ekim 1997 • http://www.kaliteliresimler.com/img3126.htm ren bir ömrün öyküsüdür. Bir kadın, çevre- • Boğaziçi Üniversitesi, Tarihi Halet Çambel Yalısı’nı Araştırma • http://www.saika.gen.tr/arkeolojikyerler/117-karatepe.html sindeki olaylar ve ona inanmış insanların Merkezine Dönüştürüyor, Arkitera.com, 18.02.2013 • http://www.bbc.com/turkce/haberler/2014/01/140112_ha- öyküsü... let_cambel

36 MİMOZA 2016 Haziran 2016 Haziran MİMOZA 37 KÜLTÜR / SANAT

fından topuğundan tutularak ölümsüzlük ırmağına batırıldığı için tanrısal güçlere sahip olan Akhilleus ANADOLU’NUN BELLEĞİNDE HÂLÂ ise ölümsüzlük zırhıyla korunmayan topuğundan (Aşil Topuğu) aldığı bir yara sonucu can vermişti. CANLI BİR KADIN: POLYKSENA Troyalılar öldürülmüş her yer yakılıp yıkılmıştı. Kral Priamos’un küçük kızı Polyksena’nın akıbeti- AKDOĞAN ÖZKAN, Yazar ne gelince… Bu konu üzerinde çalışan araştırma- hitte merkezi yeri Troya’nın son Kralı Priamos’un cılar Suat Ateşlier ile Emre Öncü’nün Olba dergi- en küçük kızı Polyksena’nın kurban edilişini be- sinde (Sayı: X, s. 45-87, KAAM Yayınları, Mersin, timleyen kabartmalar tutuyor. Troya Savaşı’nı biz- 2004) yer alan makalelerinde de belirtikleri gibi, ler Homeros’un İlyada destanından biliyoruz. Polyksena’nın yazgısı kendisine Homeros des- tanlarında yer bulmuş değil. Bizler bu olaya Phi- Ancak ilginç olan, Troya Savaşı’nın İÖ 12. yüzyılda lostratos’un “Heroides”, Seneca’nın “Troades”, meydana gelmiş olmasıydı. Oysa yapılan bilimsel Euripides’in “Hekabe” ve Hyginius’un “Fabulae” tetkikler lahitin İÖ 500-490 yılları arasında yapıl- adlı eserleriyle başka bazı destanlarda rastlıyoruz. dığını gösteriyordu. Yani Polyksena lahiti, Polyk- Tabii genç kızın niçin kurban edildiği sorusuna bu sena’nın öldürüldüğü tarihten en az 600 yıl sonra kaynaklarda farklı yanıtlar veriliyor. yapılmıştı. Ancak en çok atıfta bulunulan kaynaklardan biri olan Heroides isimli esere ve bazı eski destanlara Lahitin sahibi kimi araştırmacılara göre, dönemin geleceklerden habersiz, yakınlarıyla evlilik hazır- bakılırsa, olay şöyle gelişir: Troya Savaşı sırasın- soylu ailelerinden birinin evlenemeden hayatını lıkları içinde görülüyor. Polyksena sandalyede otu- da Kral Priamos ile Akhilleus barışa uzanacakları kaybetmiş kızları, kimilerine göre ise bir Pers aske- ruyor, genç kızlar onu evlilik törenine hazırlıyorlar. bir anlaşma yaparlar. Akhalar kuşattıkları Tro- riydi. Her durumda, şurası kesindi ki, bundan yak- (Resim A) 1994 yılında Biga ilçesi Gümüşçay yöresi yakınla- ya’dan çekilecek, bunun karşılığında da Akhilleus laşık 2500 yıl önce bölge halkı ölen birini göme- rında yapılan bir kazıda toprak altından tarihi bir Polyksena ile evlenecektir. Böylelikle barışın tesis cekleri bir lahitin üzerine, kendilerinden 600 önce Lahitin uzun yüzlerinden birinde onun elleri ve lahit çıkarıldı. Bu, arkeoloji terminolojisiyle bir edilmesi sağlamış olacaktır. Ancak Akhilleus bu meydana gelmiş bir trajediyi nakşetmişti. Yani ayaklarından kıskıvrak yakalanarak Akhilleus’un “kurtarma kazısı” idi. Bir başka deyişle, yörede de- “evlilik karşılığı barış” görüşmesinin koşullarını bölge insanı Polyksena’nın başına gelen trajediyi mezarının başına getirilişi ve Neuptolemos tara- finecilerin kaçak kazı yaptığı yerel halk tarafından görüşmek için gittiği tapınakta bazı Troyalılar ta- unutmamış, belleğinde taze tutmuş ve yüzlerce yıl fından gırtlağından hançerlenişi tasvir ediliyor. anlaşılmış, olaya önce Jandarma, sonra da Çanak- rafından pusuya düşürülüp topuğundan aldığı ya- sonra bir taşa aktarmıştı. Polyksena’nın acımasızca kurban edilmesi karşı- kale Arkeoloji Müzesi arkeologları el koymuş ve rayla öldürülünce barış planları suya düşer. Olaya sında saçlarını yolup ağıt yakan, yas tutan Troyalı lahit “kurtarılmıştı.” çok içerleyen Akhalar Troya’yı yakıp yıkarlar. Daha sonra bu lahit bir tarihte toprak altında kal- kadınları aynı yüzde görüyoruz. Lahitte olayı iz- Savaşta hayatını kaybeden Akhilleus’un ruhu gün- mış ve bu şekilde yüzlerce yıl insan ve güneş yüzü leyen onca Anadoluluya karşı sadece bir tek Grek Kazı sonrasında yapılan araştırmada, lahitin İÖ 6. ler sonra oğlu Neuptolemos’a rüyasında görünür. görmemişti. İşin daha da ilginç yanı, lahitin yapı- bulunuyor: Akhaların ihtiyar danışmanı Nestor. yüzyılda yapılmış olduğu ortaya çıkarıldı. Üzerin- Akhilleus, oğlundan Polyksena’yı kendi mezarı mından yaklaşık 2500 yıl sonra bölgeye gidenler, (Resim B) de yer alan tasvirler dolayısıyla “Polyksena Lahiti” başında öldürerek babası Priamos’tan intikamını yöre halkının bu lahitin çıkarıldığı yere “Kızöldü” olarak isimlendirilen eser toprak altından çıkarıl- almasını ister. Polyksena hançerlenerek kurban (ya da Kızöldün) tümülüsü dediklerine de şaşıra- Bir diğer kısa yüzde, yine ölümün acısı karşısında ması akabinde bir anda dünya arkeoloji ve sanat edilmeden öfkesinin yatışıp ruhunun huzura ka- rak tanık olacaklardı. Demek ki bu olay Anado- feryat figan eden kadınlar görülüyor. (Resim C) tarihi çevrelerinde büyük ilgi gördü. Bazı bilim in- vuşamayacağını söyler. Acısı hâlâ taze olan Neup- lu’nun belleğinde 3 bin yıl canlı kalmış idi. sanlarına göre, bu “yüzyılın buluntusu” idi. tolemos gördüğü bu rüyanın ardından babasının Peki, neden başka bir Troyalı değil de, evlenme ça- talimatını yerine getirir ve adamlarıyla birlikte Anadolu’da “ölenle ölünmüyordu” belki ama, Poly- ğında, masum bir genç kız doğrudan ilgisi olmadı- Bugün Çanakkale Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen Polyksena’yı kıskıvrak yakalayıp babasının meza- ksena gibi binlerce yıl önce kurban edilmiş bir ka- ğı bir savaş dolayısıyla kurban seçilmişti? Dahası eseri sanat tarihçileri için önemli kılan, Anado- rı başına getirir ve burada hançerleyerek kurban dın unutulmuyor, halkın hafızasında bir yerlerde neden bu trajik olay bir lahit üzerinde tasvir edil- lu’daki figüratif anlatıma sahip lahitlerin o güne eder. duruyordu. Peki binlerce yıl sonraya aktarılan bu mişti? dek bulunmuş en erken örneği olmasıydı. Geç Ar- ölümün nasıl bir arka planı vardı? Troya Savaşı’n- kaik –Erken Klasik dönem Batı Anadolu İyon mi- Polyksena, Anadolu’nun ne ilk ne de son kurbanı- dan başlayarak hemen nakledelim: Bu soruların cevabını belki hiç bir zaman tam ola- marisini yansıtan bir üslupla yapılmıştı dır. Ama onun ölümü, öncesindeki hazırlık ve son- rasındaki yas ile birlikte Gümüşçay yöresi yakınla- rak bilemeyeceğiz. Ama biliyoruz ki, gerek hayvan- Troya Savaşı İÖ 12. yüzyılda Troyalılar ile Akhalar ların gerekse de insanların özel bir ritüel eşliğinde Ancak onu asıl eşsiz kılan, dört bir yüzünde kabart- rından çıkarılmış bir mermer lahitin dört yüzünde arasında yaşandığı ileri sürülen bir savaştı. Savaşı yüce bir otoriteye ya da tanrılara kurban edilmesi malarla anlatılan bir hikayenin varlığıydı. Polykse- detaylı olarak tasvir edilmiştir. Troyalılar kaybetmiş, Troya Kralı Priamos’un oğlu dünyanın bir çok bölgesinde olduğu gibi, Anado- na Lahiti’nin dört yüzünde de Troya Savaşı’nın son Hektor da Akhalar safında savaşan Akhilleus ile lu’da da tarihin en eski dönemlerinden itibaren dönemine ilişkin mitolojik tasvirler yer alıyor. La- Lahitin kısa yüzlerinden birinde, Polyksena başına düelloda hayatını yitirmişti. Çocukken annesi tara-

38 MİMOZA 2016 Haziran 2016 Haziran MİMOZA 39 KÜLTÜR / SANAT

gizemini tüm yönleriyle aydın- latamasalar da, dünü ve bugünü ŞÂİR NİGÂR BİNTİ OSMAN anlamaya biraz daha yaklaşabile- ceklerdir. Boğaziçi’nde bir inci Evet, şiddeti toplumun dışında tutmak üzere bir kutsallık atfedi- HALİL ÖZER, Yönetmen lerek Paleolitik dönemlerden iti- baren girişilen “kontrollü şiddet” “Ben uydurdum bütün bu hikâyeleri. Ama size şunu eylemleri kendisinden beklenen söylüyorum ki daha yüksekte duran bir gerçeği işaret “arındırma” işlevini tarihin eski etmek için bunca hikâye uydurdum. Demek istediğim, rastlanan bir olgu. Kimi bilim insanları eski çağ- dönemlerinde yerine getirmiş olabilir. Ancak Ana- hepsi yalanken anlattıklarımın, anne kalbinde bir çocuk dolu’nun hafızasından bize ulaşabilen üç bin yıl- lardaki bu tip kurban etme edimlerinin temelinin yokluğunun işaret ettiği acı yalan değildi.” Latince’de “do ut des” (“ben vereyim ki sen de ver!”) lık geçmişin son dilimine baktığımızda görüyoruz denilen temel bir ilkeye dayandığını savunurlar. ki, ne denli kutsal bir içerik atfedilirse atfedilsin hiçbir “arındırıcı” (!) şiddet eyleminin “murdar” için. Madam Garos’a ait Fransız tidir. Daha sonra ikinci felaketi Polyksena belki de Troya Savaşı’nın yol açtığı ve şiddeti silmesi mümkün olamıyor. Kan akıtılarak yatılı okulunda okur. Fransızca yaşar; dokuz yaşındaki kardeşi sonlandırılamayan kontrolsüz, yani “murdar şid- Kutsal’a ulaşılmıyor, barış gelmiyor, gelse de o ba- öğrenir. Piyano çalmaya başlar. vefat eder. Bu acının üstüne ilk deti” toplumdan uzak tutmak ve barışa geçilmesini rış, pek çok şey oluyor ama barış olmuyor! Okuldaki arkadaşlarından Rum- şiirini yazar. İlk çocuğunu düşü- sağlamak için, gecikmiş ama kontrollü, yani “arın- ca, İtalyanca, Ermenice’yi duyar, rür. Daha sonra ardı ardına dört dırıcı bir şiddet” uygulamasının bir parçası olarak Polyksena’dan 3 bin yıl sonra dahi kadınlar töre öğrenir. Uzun kış gecelerinde, erkek çocuk getirir. Eşinin bit- kurban edilmişti. cinayetleriyle, uğradıkları katliamlarla hâlâ erkek- sman kızı Nigâr 1865 okulun yatakhanesinde, arkadaş- mek bilmeyen aldatmaları, bazı lerin koydukları yasaların, törelerin hatırlatıcıları yılında Macar kö- larıyla şiirler okur, danslar eder- geceler hiç gelmeyişi, felaketler Şiddetin doğrudan tarafı olmuş Troyalı bir savaşçı- konumundalar. Bazen güpegündüz ortalıktan alı- kenli Osman Paşa ler. Bazı geceler ise musiki. “Öyle Nigâr Hanım’ı şiire, yazıya doğru yı kurban etmenin şiddet sarmalını sona erdirme- nıyorlar ve törenin uygulayıcısı rolünü benimse- ile Emine Rif’atı Ha- bir mesut âlemdi ki ancak benim yolculuklara çıkarır. Eşiyle bit- yeceği düşünülmüştü belki. Böyle bir kurban eski miş abileri, erkek kardeşleri tarafından canlarına nım’ın çocuğu olarak gibi uzun zaman böyle yatılı mek bilmeyen kavgalar sonunda çağlarda düşünüldüğü üzere şiddetin bulaşıcı ka- kıyılabiliyor.. İnsan türünün sürekliliğinin de ifa- dünyaya gelir. Doğduğu evde var mektepte yaşamış olanlar bilir.” onu hasta eder. Ailesi hastalığına rakterini artırabilirdi. Ancak şiddete bulaşmamış, desi olan kadının bu şekilde öldürülmesiyle kur- olan Garplı baba ve Şarklı anne iyi gelir diye onu Büyükada’da- masum bir genç kızın kurban olarak seçilmesinin ban edilmek istenen aslında annelik oluyor. Pol- ilişkisi / çelişkisi devrin Osman- Dönemin gelenekleri baskın çı- ki köşke yollar. Adanın zümrüt yaratacağı katharsis’in (arınma) derecesi, kontrol- yksena’nın ölümünü, bu şekilde, elinden alınan lısında, İstanbul’unda, yalıla- kar ve örtünme yaşı geldiği için çamları altında uzun yürüyüş- süz şiddeti o toplumun dışında tutabilecekti. Böyle anneliği üzerinden okumak da mümkün olabili- rında, köşklerinde, sarayların- okuldan alınır. Eğitimine evde ler yapar. Kederini yazıya, şii- düşünülmüş ve yaşam ölümle beslenerek galip gel- yor. da da yaşanmaktadır. Osmanlı devam eder. Dönemin önemli re döker; yalnızlığını ise Emine sin, sürsün istemişti belki de! ismi Ebüllisan Şükrü Efendi’den Semiye’nin dostluğuyla giderir. O yüzden yaşamın ölümden giderek daha fazla Devleti’nde 3.Selim’le başlayan Türkçe, Arapça ve Farsça öğre- Meşrutiyet döneminin önemli Yani ne kadar trajik olursa olsun, silahların susma- beslendiği bir dünyada barışı yeniden tesis etmeyi modernleşme / batılılaşma sü- nir. Bu yıllarda okuldan öğretme- romancılarından biri olacak olan sı için ihtiyaç duyulmuştu belki Polyksena’nın kur- gerçekten istiyorsak, yaşamı yani kadını yücelt- reci 2.Mahmud, Abdülmecid ve ni Madam Garos sık sık ziyaretle- Emine Semiye ile dostlukları ban edilmesine. O yüzden de kurban edilişi kutsal memiz ve onların gözyaşlarına son vermemiz ge- Abdülaziz ile devam ettirilmiştir. rine gelir ve onu dışarıya çıkarır. ölünceye kadar devam eder. Ada addedilmişti. Eğer gerçek böyleyse, Anadolu şiddeti rekiyor galiba. Başkent İstanbul’da bir yandan toplumun dışında tutmak üzere ödediği o korkunç şapka inkılâbıyla Feshane kuru- “Müslüman olduğum için yaşım hayatı sağlığına, ruhuna iyi gelir ama kutsal bedeli hafızasında tutmuştu işte. Ve bu luyor, ilk romanlar yazılıyor, Ti- on üç, on dörde varınca, bu tür- fakat kocası çocuklarını göster- olayı binlerce yıl hatırladığını göstermek ve bir o yatrolar kuruluyor, diğer yandan lü eğlencelerden büsbütün mah- mez ona. Mecburen tekrar İstan- kadar daha hatırlanabilmesini sağlamak üzere la- ise Anadolu’da halk bu yoksullu- rum kalacağımı bildiği için, ken- bul’a, kayınpederinin evine dön- hitlere nakşetmişti. ğun sebebinin Batılılaşma oldu- disi ne zaman bir müsamereye, meye razı olur. Üç ay zor dayanır. ğunu savunuyor. Bu Garplılık ve bir tiyatroya davet olunacak Baba evine geri döner. “Feryad Yani Polyksena her durumda (Priamos ve Akhilleus Şarklılık arasında büyür Nigâr olsa beni de mutlaka beraberin- ki feryadıma imdad edecek yok / örneğindeki) babaların kurduğu bir düzenin deva- Hanım.“Diyebilirim ki şairlik de götürürdü.” Efsus ki gamdan beni azad ede- mı için öldürülmüştü. Onun genç ruhu törelerin zevkini annemden aldım; çünkü cek yok.” emrettiği bir barışın temeline sinsin diye kanı akı- o çok şiir okur, hasta olduğu za- Artık büyüdüğüne ve döneme tılmış, kadınlığına son verilmişti. manlar daima beyitler söylerdi.” göre çok iyi bir eğitimden geçti- 1883 yılında, henüz on sekiz ya- Küçük yaşlarda Kuran-ı Kerim’i ğine kanaat getirilen Nigâr Ha- şındayken Tesir-i Aşk adlı tiyatro Çanakkale Arkeoloji Müzesi’ndeki Polyksena Lahi- öğrenir. Mahalle mektebinden nım on dört yaşında, Mehmet oyununu yazar. Osmanlı İmpa- ti, belki tüm sırlarını bizimle paylaşmış değil. Ama sonra İstanbul’un karşı yakası- İhsan Bey ile evlendirilir. Bu ratorluğu’nda bunu yapan ilk ka- ona ve Anadolu’nun üç bin yıllık belleğine yakından na, Kadıköyü’ne yollanır eğitimi evlilik onun tanımıyla ilk felake- dındır. bakanlar, geçmişin karanlığındaki o trajik olayın

40 MİMOZA 2016 Haziran 2016 Haziran MİMOZA 41 KÜLTÜR / SANAT

22 yaşında ise sızılarını, eyvahlarını dile getirdiği dar-ı iman / Canlar bile bir zer- Bütün bunların üstüne savaşlar- ilk şiir kitabı olan Efsus I yayınlanır. Efsus I ‘de yer rene minnetle fedâdır / Râhında da hayatını kaybeden askerler, alan şiirlerinde, çağı için yeni ve cesur tavrı onu fedâilerin elbet sulehâdır.” onların şehirdeki, mahalleler- gerçek anlamda ilk kadın şair yapar. Toplumsal deki acılı aileleri Nigâr Hanım’ı değişimle birlikte, ailesinden de gelen bir etkiyle İstanbul’un geçirdiği dönüşüm iyice mutsuzluğa, yalnızlığa sü- geniş bir sosyal çevreye sahiptir. Bu şartların getir- yüzünden ruhunu kaybettiğini rükler. Savaşın uzaması herkes diği hayat tarzıyla, kişisel duygu ve heyecanlarını görür. Tramvaylarda, dükkân- gibi onun da hayatını mahveder. kadın içtenliği ve cesaretiyle dile getirir şiirlerinde. larda gördüğü avamlık ve zaman Daha sonra Efsus II’yi yayınlar. 2.Abdülhamid’den “Dün gece, nöbetlerle titrerken, zaman bizzat maruz kaldığı bu babamın bana yirmi yıl önce Şefkat Nişanı alır. kabalık onu ürkütür; şiirlerin- hediye ettiği bir yatak manga- den damlar birer kanlı gözyaşı lını hatırladım ve ancak onunla Kocası Mehmet İhsan Bey’le olan kavgaları artık olarak. Osmanlı’nın son dönem- ısınabildim. Babacığımın aziz dayanılmaz bir hâl alır. Nigâr Hanım ne zaman da- de üst üste geçirdiği sarsıntılar, ruhunu bu vesileyle bir kere yanamayıp, baba evine dönse Mehmet İhsan Bey İttihat ve Terakki yönetiminin daha takdis ettim.” çocuklarını göstermez ona. Ve yoğun çabalardan getirdiği iktisadi karışıklıklar yü- sonra Nigâr Hanım oğullarını Mekteb-i Sultani’ye zünden evine kapanır usul usul. kaydettirir. Defalarca ayrıldığı, çocukları için yine 1918 yılı sağlığının da iyiden iyiye bozulduğu yıldır. Ve Nisan ayının defalarca bir araya geldiği kocası Mehmet İhsan “Ne sevenim var ne kimseyi se- ilk günü hayatını kaybeder. Geride çok önemli şiir kitapları, çevirile- Bey’den bir daha dönmemek üzere ayrılır. Bozu- viyorum. / Ne sevmek ihtimalim ri, öykü kitabı ve daha da önemlisi birçok şeyi yapan ilk kadın olarak lan sağlığına iyi gelir diye sık sık seyahatlere çıkar. kaldı. / Boş dimağ, boş kalp, boş anılarını bırakır. Nigar Hanım, bir yönüyle daima Batılı kalmış, diğer Elemterâneleri dediği şiirlerini yazmaya devam bir hayat…” yandan Doğunun bir parçası olmayı sürdürmüştür. Yaşam tarzı, fikir eder. “Mani oluyor halimi takrire hicabım / üzme hayatı Doğu gelenekleriyle birebir örtüşürken; kültür yaşamı ve üs- yetişir, üzme, firakınla harabım / Mahv oldu “Yalan değildi güzel kokunun tün olduğu değerleri takdir etme ve benimseme açısından Batılı bir sükûnum, beni terk eyledi habım / üzme yetişir, ezel hatırasını taşıdığı. Yalan şair ve entelektüeldi. üzme, firakınla harabım.” değildi bazı şeylerin hep bir şey- le bir şey arasında bir ürperti “Ölürsem kalsın aksin gözlerimde.” “Yalan değildi eşi zalim avcı tarafından vurulan gibi asılı durduğu.” turnanın zaruri ölümü. Yalan değildi kemalin arkasından zevalin geldiği. Olgunlaşan her şe- Eserleri; yin bozulduğu. Bir şey bozulurken onunla birlikte nım´lar gelir. Bu salonun konukları arasında Pier- 1. Dünya Savaşı yaklaşırken iyi- re Loti, Salomon Proudhon, Paul Bourget, Karmen den iyiye ekonomik güçlükler başka şeylerin de bozulduğu. Yalan değildi dev- • Efsus I, İstanbul, 1877, Şiir letlerin insanlar gibi, aşkların da devletler gibi Silva gibi yabancılar da bulunur. çeker, fakat buna rağmen, binbir zorlukla da olsa Nişantaşı’ndaki • Tesir-i Aşk, İstanbul, 1883, Oyun, Olcay Önertoy önsözü ile, olduğu; mahiyeti safiyet olan aşkı, en çok karan- İstanbul, 1978, Bu sohbetlerde erkeklerin yanında örtünmeyi ilk yalısının ve Osmanbey’deki ko- lıkların boğduğu.” • Efsus II, İstanbul, 1891, Şiir kez kaldırarak, tarihe geçer. İlk alafranga şiirin nağının vergilerini muntazam • Nîrân, İstanbul, 1894, Fransızca’dan çevirdiği öykü ve şiirle- örneklerini veren kadın olarak hem alafranga hem bir şekilde öder. “Maliye hazi- 1895 yılında yayın hayatına başlayan Hanımlara rin derlemesi, Öykü, Şiir de alaturka Hilal-ı Ahmer’e ve cemiyetlere destek nesinden irade-i seniyye ile al- Mahsus Gazete’nin yazarları arasına katılır; bir • Aks-i Seda, İstanbul, 1900, Şiir süre başyazarlığını da yapar. Servet-i Fünun der- verir. Şiirlerinde Fransız edebiyatı, Romantizm ve makta olduğu maaşı inkılâb se- Divan şiirinin izleri görülür. Fuzuli’yi de, Nedim’i • Safahat-ı Kalb, İstanbul, 1901, Öykü gisinde Üryan Kalp mahlasıyla şiirleri yayınlanır. bebi”yle kesilir. Savaşla birlikte • Girive, 1912, Oyun, basılmadı Osmanbey’deki küçük taş konağında, Rumelihisa- de sever. Edebiyat-ı Cedide şairleri gibi şiirlerinde artık un, şeker, yakacak, pirinç biçim denemeleri de yapar. Bu yıllarda şairlik ha- • Elhan-ı Vatan, İstanbul, 1916, Şiir rı’ndaki yalısında Salı günleri bu topraklarda, saray dahi bulunmayan bir dönem ya- • Hayatımın Hikâyesi, İstanbul, 1959, Otobiyografi dışındaki ilk edebiyat sohbetlerini başlatır. Bu da- yatının tepe noktası Aks-i Seda’yı ve ardından tek şanır ülkede. Bir zamanlar İstan- öykü kitabı Safahat-ı Kalb’i yayınlar. vetlerde sanat, edebiyat ve müzik konuşulur; üze- bul’da herkesin dilinde olan, ka- rine şiirler okunur. Buraya dönemin kalburüstü ki- tılmak için can attığı davetlerin 1908 yılındaki Meşrutiyet’in ilanına politik, siyasal şileri, edebiyat ve sanat mensupları gelir, sohbetler yapıldığı, misafirlerin eksik ol- sebeplerden çok 2. Abdülhamid Dönemi’ndeki ko- Kaynaklar edilir. Bunlar arasında Maarif Naziri Münif Paşa, madığı Osmanbey’deki konağın- • Nazan Bekiroğlu, Şair Nigâr Hanım, Güftesi Garplı, Bestesi Şarklı, İstanbul, 2008. numunu kaybetme korkusuyla karşı gelir biraz da. Süleyman Nazif, Ahmet Mithat Efendi, Abdülhak da artık bir başınadır. “Gündüz Timaş yay. Yaklaşan Balkan Savaşları, yükselen milliyetçilik • Nazan Bekiroğlu, Şair Nigâr Hanım, İstanbul, 1998. İletişim yay. Hamit, Cenap Şahabettin, Faik Ali, kadın edebiyat- arayanlar olmuşsa da her yer çılardan şair ve bestekâr Leyla Hanım, Mihrinissa dalgası Namık Kemal gibi erkek şairlerden sıçrar, • Nigâr Binti Osman, Hayatımın Hikâyesi, İstanbul, 1959. Ekin Basımevi. ve her şey gibi kapının çıngırağı ve Fahriye Atif Hanım´larla, ünlü tarihçi Cevdet onun da şiirlerine yansır. “Sen âh o kadar sevgili- da kırık olduğu için işitmedim.” Paşa´nın kızları Fatma Aliye ile Emine Semiye Ha- sin ey vatan ey cân / Bu millete sensin yine mas-

42 MİMOZA 2016 Haziran 2016 Haziran MİMOZA 43 SAĞLIK

na koşarak yeri kırıp, Artehusa’nın larında kaplıca ve hamam gelene- yer altına kaçışını sağlar. Arethusa ği sürmektedir. Her yıl Halkımı- yer altından Ortygia adasına kadar zın yaklaşık %11’i kaplıcalara şifa KAPLICA TEDAVİSİ gider, fakat Alpheus ona ulaşmak amacıyla ve kendi olanaklarıyla için denizin altından akarak onun gitmeyi sürdürmektedir. Geçtiği- sularına karışır, ikisi birlikte ya- miz yirmi yıl boyunca, Ege bölgesi Prof. Dr. NERGİS ERDOĞAN süreli, adaptif etkiler olmak üzere kındaki denize dökülürler. ilk sırada olmak üzere ülkemizde iki kısımda incelenebilir. İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi kaplıca tesisleri hem sayı hem de Tıbbi Ekoloji ve Hidro-Klimatoloji Anabilim Dalı Hekimliğin atası sayılan ve M.Ö. tedavi olanakları açısından önemli Banyolar özel etkilerini 460 yılında, Bodrum açıklarında gelişmelere tanık olmaktadır. mekanik, termik ve kimya- bulunan Kos (İstanköy) adasında sal yollarla gösterirler: aplıca tedavisi belli bir gelişkinliği toplu yıkanma binası Arethusa ve Alpheus öyküsünde doğan Hipokrat’ın koleksiyonunda Kaplıca tedavisinde yörenin ikli- yöreye özgü su, hava ve anlamında kullanılan balineae, ise su çevrimi ve yeraltı sularının “Havalar, sular ve yerler hakkın- mi, termal minerali sular ve suyun yer kaynaklı doğal teda- balneum, balineum, thermae, ba- oluşumu anlatılmaktadır. Yer altı 1. Mekanik etkiler kaldırma da” temel konularından birisidir. anlamları, tıbbi çamurların etkileri kuvveti, hidrostatik basınç ve vi unsurlarının, diğer laneion, Loetro/n, Loutro/n gibi ve kaynak, kaplıca suları tanrıçası Hipokrat bu eserinde kendi ken- gibi doğal unsurlar yanı sıra çevre tedavi yöntemleriyle kombine bi- çok sayıda sözcüğün varlığından Arethusa Yunan mitolojisinde bir viskoziteden oluşur. Bunlara disini tedavi edici Doğa (Natura değişikliği, iş ve olumsuz koşullar- dalmanın /immersiyonun etki- çimde, hasta temelinde planlana- da anlaşılabilir. deniz perisi ile Nereus’un kızıdır. medicatrice)” kavramına yer ver- dan uzaklaşma gibi faktörler de rol rak, sağlığı korumak, geliştirmek, Öyküye göre bir gün ırmak tan- leri denir. Roma’lılar döneminde su kanal- miş, hava, su ve toprak gibi doğal oynamaktadır. tedavi ve rehabilitasyon amaç- rısı Alpheus olduğunu bilmeden larının gelişimiyle halka açık ban- etmenlerin hastalıkların oluşması, a. Kaldırma kuvveti: Suyun kal- larıyla, kür şeklinde kullanımını berrak bir ırmakta yıkanmaya Kaplıca yörelerinde olumsuz kli- yolar “termae” adı verilen devasa gelişmesi ya da iyileşmesi süreç- dırma kuvveti etkisi ile insan ifade eder. Alp Himalaya kuşağı başlar. Alpheus bu karşılaşmada matik koşullar ve hava kirliliği ol- yapılara ve gimnazyumlara dö- lerindeki etkilerini vurgulamıştır. su içinde bel hizasına kadar üzerinde yer alan ülkemiz termal Arethusa’ya aşık olur. Arethusa maması önemli bir koşuldur. Bu nüşmüş, askerlerle bu kültür ege- (M. Cemil Uğurlu) dalışlarda %50, boyna kadar mineralli sular yönünden ciddi bir onun varlığını ve niyetini keşfet- amaçla özellikle Almanya’da kaplı- men oldukları kıtalara taşınmıştır. dalışlarda %90 ağırlık kaybına zenginliğe sahiptir. Bu nedenle tikten sonra kaçar. Çünkü iffetli Ortaçağ’da salgınlar ve dini bas- calarda hava kalitesi ile ilgili stan- uğrar. Bu etki ile kaslarda gev- tarih boyunca Anadolu Uygarlık- Bu yapılar aynı zamanda sosyal- bir izleyicisi olarak Artemis’e bağ- kılar nedeniyle geri plana atılan dartlar geliştirilmiştir. Havanın şeme (relaksasyon), yumuşak larında temizlik kültürü ve sıcak leşme, relaksasyon, ibadet ve tıb- lı kalmak istemektedir. Uzun bir kaplıcalar, Rönesans ertesinde temizliği ve allerjenlerden arınmış dokuların esnekliğinde artış suların kullanımının önemini gös- bi tedavi amaçlarıyla kullanılmış, kovalamadan sonra onu koruması yeniden keşfedilmiş, sonraki yüz- olması önemli bir koşuldur. Teda- ve tüm vücut yüzeyinde suyun teren bulgulara rastlanmıştır. çevrelerine lokantalar ve meyha- için tanrıçası Artemis’e dua eder yıllarda bilimsel çalışmalara konu vi bölgesi, yerleşim merkezi, trafik dokunma uyarısı ile ağrılarda neler eklenmiş, yöneticiler gim- Artemis onu bir buluta saklar fa- olmuş, bilimsel derneklere kavuş- alanı olmak üzere en az üç nokta- azalma sağlar. Anadolu’da neolitik çağdan itiba- nazyum-hamam kompleksleri için kat Alpheus takipte ısrar eder. muştur. 20. Yüzyılda bilimsel tıb- dan örnekler toplanarak partikül ren yunakların var olduğu, sıcak ödenek vermiş, yönetimine “bal- Korkusundan derin derin soluma- bın gelişmesiyle ihmale uğrayan ve kirletici gaz ölçümleri yapılma- Kan dolaşımı, bacak kollar gibi yer altı sularının kutsandığı, M.Ö. neator” isimli kişiler atanmış, ya- ya başlayan Artehusa kısa sürede kaplıca tedavisi son yıllarda popü- lı, hava kirliliği şehirde izin verilen çevre dokulardan göğüs kafesi 4 ve 3. binlerde yer yarıklarından sal düzenlemeler yapılmıştır. yoğunlaşıp yere iner, bir dereye laritesini yeniden kazanmaktadır. değerlerin %40’ını aşmamalıdır. ve kalbe doğru yönelir, doku- çıkan sıcak su ve buhara tapın- dönüşür. Artemis tekrar yardımı- Günümüzde de Anadolu toprak- Bir kür merkezinin, spesifik, lokal, lardaki sıvılar damar içine ka- Bu dönemden kalan Ephesos, dıkları gösterilmiş, M.Ö. 2000’li klimatik faktörlerinin, yararlı ve yar, çevresel ödemler çözülür. Miletos, Hierapolis, Laodikeia, yıllara ait banyo küvetleri bulun- olumlu etkilerinin hastalıkların te- Aphrodisias, Perge, Side gibi yö- Ağırlık ve ağrının azalması ve muştur. (Sevimli Ş.) davisinde kullanılması ise klimate- relerdeki gimnazyumlar önemli kaslarda gevşeme nedenleriy- rapi adını alır. Bu amaçla deniz ik- M.Ö. 5. Yüzyılda, İyon Kolonileri örneklerdir. le, su ortamı egzersiz amacıyla limi, orman iklimi, dağ iklimi gibi ve Helenistik Dönemde Anado- kullanımda büyük avantajlar Kaplıcalar eski Yunan ve Roma iklim tipleri farklı hastalıklarda lu’da hekim tanrı Asklepieos adına sağlar. Asklepieonlar inşa edilmiştir. En Mitolojisinde de yer almıştır. Eski güneş banyosu (helioterapi), hava ünlülerinden birisi Bergama’da Roma inanışında Fontus veya banyosu, açık hava kürleri, klima- Doğal mineralli sularda yapılan bulunan ve hastanenin ön dene- Fons (çoğul Fontes) kaynak ve tik arazi kürleri, balneoklimatera- su içi egzersizler suyun kimya- yimi olan bu yapılarda perhiz, kaplıcaların tanrısıydı. Ekim 13’te pi, speleoterapi gibi farklı klimate- sal özelliklerinden de yararlan- bedenin şarap ile ovulması, sıcak, onuruna Fontinelle adı verilen bir rapötik yöntemlerle kullanılır. Bir ma olanağı sağlayarak, spor, soğuk su ve/veya çamur banyosu, dini festival yapılır çeşme ve kay- kaplıca tedavisinin en önemli yan- fitness, sağlığa destek, tedavi telkin ve egzersiz gibi güncel tıbbi naklar çelenklerle süslenirdi. Fons larından birisini termal-mineralli ve rehabilitasyon amaçlarıyla kavramlara uygun tedaviler yapıl- “pınarlar, kaynak ve kaplıcalar ve su banyoları ve tıbbi çamur/ pelo- kullanılabilirler. mıştır. iyileştirme tanrıçası Juturna” ile id uygulamaları veya balneotera- ikiyüzlü tanrı Janus’un oğluydu. pi oluşturur. Termal-mineralli su b. Hidrostatik basınç: Suyun vü- Daha sonra Anadolu’ya gelen Juturna’nın sembolü pınarlar ve banyoları tek bir banyonun özel/ cut yüzeyine yaptığı basınçtır. Roma’lılar Anadolu’da yer alan su kaynaklarıydı 11 Ocak’ta adına kısa süreli etkileri ve birkaç hafta Dokulardaki sıvının damar içi- yunakları, asklepieonları geliştir- festival düzenlenirdi. süresince tekrarlanan banyolar so- ne, kan dolaşımının çevresel mişlerdir. Roma’da su kültürünün nucunda ortaya çıkan genel/uzun damarlardan göğüs kafesine ve

44 MİMOZA 2016 Haziran 2016 Haziran MİMOZA 45 SAĞLIK

kalbe doğru yönelmesine yol ladır ve su çok iyi bir ısı iletkenidir. • Gebelikler veya ağız yoluyla koruyucu, tedavi başta sedef hastalığı olmak üzere açar. Dolumu artan kalp, nabız Suya dalma süresince insan hiçbir • Çevresel damar hastalıkları edici veya rehabilitasyon amacıy- deri hastalıkları, endokrin-meta- dakika sayısını azaltarak yavaş yolla ısı kaybedemez. Tersine su- • Duyu kayıpları la kullanılabilen doğal olarak su bolizma, mide-barsak, böbrek ve ve güçlü atımlarla sporcu kalbi- yun sıcaklığı, kişinin vücut yapısı, • Çok yaşlı ve çocuklar içeren veya kuru olabilen, organik idrar yolu hastalıkları izlemekte- ne benzer biçimde daha ekono- su içinde hareketi ve uygulama sü- • Kalpte ritim bozuklukları ve ve inorganik maddelerden oluşan dir. mik çalışmaya başlar. resi gibi koşullara bağlı olarak ısı taşikardi durumları karışımlardır. Termomineral su- kazanır. Bu yüzden su içinde insan • Çok yüksek veya çok düşük ar- lar gibi termofiziksel ve kimyasal Kaplıca tedavisinde çeşitli sistem Bu değişiklik sonucunda sinir- vücut sıcaklığı çok hızlı biçimde teriyel tansiyon durumlarında yollarla etki ederek özel ve genel/ hastalıklarında farklı balneotera- sel ve hormonal uyarılarla kan yükselir (hipertermi). Ortalama bir ve nonspesifik etkilere yol açarlar. pi yöntemleri kullanılabilmekte- basıncı düşer, vücuttan su ve insanın vücut sıcaklığı 40oC suda • Sıcaklığa duyarlığı artıran, dir. Örneğin, romatizmal ve deri Sulardan farklı olarak ısı iletimi tuz atımı sağlanır. Ancak kal- 15-25 dakikada, 42oC suda yakla- kansızlık, kalp hastalıkları, di- hastalıklarında banyo uygulama- daha yavaş olduğu için daha yük- bin gerilmesi, yatkın şahıslarda şık 10 dakikada 39oC’ye ulaşır. Son abet, tiroid hastalıkları, epilep- ları yapılırken endokrin meta- sek sıcaklıklarda uygulanabilirler, kalp atım düzensizliklerine ne- yıllarda hastalıkların vücut sıcaklı- sıcaklığı artışı büyüme hormo- si, tüberküloz gibi durumlarda bolizma, mide barsak sistemi ve bölgesel uygulamaları yaygındır, den olabilir, kalp yetersizliğin- ğını artırarak tedavisi anlamında nu, kortizol salgılatan hormon da hipertermi uygulamasın- böbrek ve idrar yolları hastalıkla- kaplıca yöreleri dışında da kulla- de kullanımı risk taşır. hipertermik uygulamaların popü- (ACTH), β-endorfin, glukagon gibi dan kaçınmak gerekmektedir. rında öncelikle mineralli sularla nılabilmeleri avantaj sağlar. laritesi artmaktadır. Kaplıca te- hormonlarda artışa, tiroid hor- içme kürleri uygulanmaktadır. Solunum sisteminde nefes 3. Kimyasal Etkiler alma güçleşirken nefes verme davisinde kullanılan balneoterapi monlarında azalmaya neden olur. Genel etkiler araçları arasında hipertermal ban- Antioksidan savunmanın da uya- Yıllardır yapılan klinik ve deney- Son yıllarda kaplıca tedavisi ala- kolaylaşır. Su içinde aşırı eg- Bir kaplıca kürü sonunda 6-12 yoların tartışılmaz bir yeri vardır. rılmasını sağlar. sel çalışmalar termomineral su- nında yapılan çalışmalar bu te- zersiz akciğer problemli hasta- ay süren, hastalık belirtilerinde Vücut sıcaklığı artışının en yaygın ların düz sudan farklı etkileri ol- davinin maliyet etkin, yan etkisi larda solunum sıkıntısına yol düzelme ve “genel bir iyilik hali” yolu olan ateş vücudun en etkin Ayrıca sıcağa karşı ısı şoku prote- duğunu göstermiştir. Son yıllarda yok denecek kadar az bir tedavi açabilir. ortaya çıkar. Kaplıca tedavisinin savunma yollarından birisidir. İn- inleri adı verilen hücreyi koruyucu minerallerin etkilerinin vücudun olduğunu göstermektedir. Ancak nihai amacı olan bu olay, belli Mide barsak sisteminde karın sanlar ateşin vücut savunmasında- bir grup proteinin sentezi artar. Bu en büyük organı kabul edilen deri geri ödemede kurum desteğinin aralıklarla tekrarlanan uyaranlar- içi basınç artması nedeniyle ki rolünü yüzyıllardır gözlemiş ve proteinler çevresel stres sırasında aracılığıyla olduğu düşünülmek- azalması, kamuya ait tesislerin la organizmanın kendi güçlerinin mide dolu iken tam banyo uy- dile getirmişlerdir. Hipokrat (M.Ö görevler üstlenirler, ortaya çıkan tedir. Deriden ciddi miktarda sayısının artmaması kullanımı- harekete geçirilmesi ve vücutta gulaması önerilmez. 460-377) “Ateş organizmanın ken- hasarın onarımında çok önemli emildiği bilinen maddelerin ba- nı kısıtlayan önemli bir etkendir. genel adaptasyon reaksiyonu- disini hastalıktan kurtarmak için rol oynarlar. Hücrelerin ısı şoku şında karbondioksit (CO ), radon Son yıllarda tesis sayısı yönünden c. Viskozite: İçinde yapılan hare- 2 nun uyarılması temeline dayanır. mücadelesidir, vücudu bir alev gibi proteini üretmeye yeterli, hafif bir (Rn) ve kükürt (H S) gelmektedir. ciddi gelişmeler olmasına rağmen kete suyun direncidir. Suyun 2 Burada termal-mineralli su ve temizler” demektedir. Parmenides strese önceden maruz bırakılma- Deriden emilen maddelerin de- halen tesislerin, nitelik, çevre dü- yardımlı ve destekli egzersizde çamurların, peloidlerin fiziksel, (M.Ö. 540-480) ise bunu “Bana sının daha sonraki streslere karşı rinin bağışıklık sisteminde, me- zenlemesi, tıbbi uygulamalar, eği- kullanılmasını sağlar. Türbü- kimyasal ve termik etkileri önemli ateş yaratmak için bir güç ver, bü- hücrenin dirençli hale gelmesini tabolizmasında değişikliklere yol timli personel, hijyenik önlemler, lans özelliği ise su hareketli bir rol oynar. Diğer çevresel fak- tün hastalıkları yenerim” şeklinde sağladığı gösterilmiştir. Bu olaya açarak etki ettikleri düşünülmek- kullanım süreleri açısından yeter- hale getirildiğinde masaj aracı törler, klimatik değişiklikler ve ek özetlemektedir. “stres toleransı” veya “termotole- tedir. li olduğunu söylemek mümkün olarak kullanılmasına olanak tedaviler de katkıda bulunurlar. Grip gibi ateşle seyreden birçok rans” adı verilmektedir. görünmemektedir. Bu alanda ni- sağlar. Bu süreç genellikle 3-4 hafta alır. durumda vücut sıcaklığı artışı, Kaplıca tedavisinin özgün yanla- telikli, kaynak israfını önleyecek 37-39oC sıcaklıkları arasındaki 2. Termik Etkiler yaşama şansını artırır. Ateş teda- rından ve asıl balneoterapi araç- Kaplıca tedavisi tıpta her sistem ve etkin tesisler kazanılması için sular sakinleştirici ve uyku verici- visinin antibiotik öncesi dönemde larından birisi olan tıbbi çamur- hastalığında, her yaşta kullanıla- üniversitelerin görüşlerine yer Banyolarda çeşitli sıcaklıklarda dirler (parasempatik etki). 42oC ve birçok hastalığın tedavisinde kul- lar (peloidler), jeolojik ve/veya bilirse de ülkemizde ve dünyada verilmesi ve işbirliğine gidilmesi termal-mineralli sular kullanılabi- üzerindeki sular ise vücutta teh- lanıldığı bilinmektedir. Son yıllar- biyolojik olaylar sonucu oluşan, en sık (%80) romatizmal hasta- önemli kazanımlar sağlayacaktır. lirler. Termoindiferent (termonöt- like sinyallerine yol açacağından o da sıcak su ortamında oluşan vücut banyolar, lokal paketler şeklinde lıklarda kullanılmaktadır. Bunu ral) adı verilen, 34-35 C banyolar, (sempatik uyarı) kan basıncının sıcaklığı artışının da ateş gibi vü- sıcak ya da soğuk olarak algılan- yükselmesine, ayrıca kan yoğun- cut direncini, bağışıklık sistemini maz ve vücudun ısı dengesini etki- luğunda artışa, pıhtılaşma siste- Kaynaklar etkilediğine dair çalışma sonuçları 1. Sevimli Ş: Anadolu Uygarlıklarında Temizlik Kavramı ve Uygu- 5. Dönmez A. Balneoterapi Yöntemleri. İçinde Karagülle MZ, edi- lemezler. Ancak, banyo içinde ha- minin uyarılmasına yol açabilirler. ortaya konmaktadır. Buna karşılık lamalarının Evrimi tor. Balneoloji ve Kaplıca Tıbbı. İstanbul: Nobel Tıp Kitabevleri; reket edildiğinde ısı üretimine yol Bu nedenlerle banyo ertesi kalp ateşten farklı olarak hipertermi Doktora Tezi. Danışman Prof.Dr.İlter Uzel Adana-2005 Çukuro- 2002. pp.57-63. açarak bu koşulları bozacağından krizi ve inme riski artar. Tıkayıcı va Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Deontoloji Ve Tıp Tari- 6. Akman M.N, Sürenkök Ö. Su Fiziği İçinde Akman M.N, Sürenkök kontrol edilebilir, planlanabilir, egzersiz amacına uygun değildir. damar hastalığı riski olanlarda, bu hi Anabilim Dalı Ö. Editor. Hidroterapi ve Akuatik Rehabilitasyon Ankara: Habe- istenmeyen etkileri önlenebilir bir Egzersiz amaçlı banyoların sıcak- tür hastalıkları geçirmiş insanlar- 2. Uğurlu M. C: Hipokrat. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mec- ral Eğitim Vakfı; 2006. pp. 9-13. süreçtir. muası Cilt 50, Sayı 2, 1997 67-78 7. Erdoğan N. Romatizmal hastalıklarda kaplıca tedavisi İçinde Ka- lıkları daha düşük olmalıdır. Te- da ve yaşlılarda hipertermal sula- 3. Erdoğan N. Termomineral su banyolarının etki mekanizması. ragülle MZ editor. Balneoloji ve Kaplıca Tıbbi İstanbul: Nobel tıp o o davilerde genellikle 38-42 C sular Vücut sıcaklığının 38 C ve üzeri- rın kullanımı konusunda dikkatli İçinde Karagülle MZ, editor. Balneoloji ve Kaplıca Tıbbı. İstan- kitabevi; 2002. pp. 113-127. kullanılır. Bu sıcaklıkların üzerin- ne çıkmasıyla nabız dakika sayısı olunmalıdır. Ayrıca aşağıdaki du- bul: Nobel Tıp Kitabevleri; 2002. pp.65-74. 8. Yüzbaşıoğlu N: “Osteoartritte Kaplıca Tedavisi”, Osteoartrit, Ya- deki sıcaklıklara insan vücudunun ve kalp dakika atım hacmi artar. rumlarda da termal tedavilerde 4. Karagülle MZ. Kaplıca Tedavisi, Balneoterapi Ve Termal Hidro- şar Karaarslan, Ed., Ankara Üniversitesi Gazi Tıp Fakültesi, An- dayanması çok zordur. Suyun ısı Çevresel dolaşımda artış, kaslar- vücut sıcaklığı artışı sakıncalı ola- terapi. İçinde Beyazova M, Kutsal YG. Editor. Fiziksel Tıp ve Re- kara, ss.159-172-, 2000. iletimi havaya göre otuz iki kat faz- da gevşeme meydana gelir. Vücut bilir: habilitasyon Ankara: Güneş Tıp Kitabevleri; 2011. pp. 1163-1177 9. Saydam B: Korku(t) Ata. Suret Sayı:2, 2013 94-123.

46 MİMOZA 2016 Haziran 2016 Haziran MİMOZA 47 DOĞA

da (akustik ve yalıtımlı boya, pü- ve ölü deri hücrelerinin temizli- rüzlü duvar kaplaması, trafik -şe ğinde ponza taşının kullanılması- PONZA TAŞI ritlerinin çizilmesinde kullanılan nı önermektedir. İnsan vücudun- PINAR HAZİNEDAROĞLU kaymaz tip boyalar) katkı madde- da oluşan ve birikime neden olan sidir. Diş macunlarında ve dişçi- ölü deri hücrelerinin temizlenme- likte parlatma keki ve tozu olarak, sinde kullanılan en sağlıklı ürün “Ponza taşı lavların en üstünde oluşan hafif kuyumculuk metal, cam ve plas- Özel olarak seçilmiş mineraller- ponza taşıdır. bir camdır, her şekilde bulunabilir. Vücut bakı- tik sanayiinde aşındırıcı olarak, den meydana gelen değişik renk- mında özellikle topuk bölgesi ve dirseklerdeki ölü derinin uzak- TV tüpleri, elektronik devre ve teki ponza taşları her türlü nasır Bunun haricinde yüzdeki akne ve laştırılmasında, batıkların temizlenmesinde kullanılan aktar veya chiplerin üretiminde hassas te- ve sertleşmiş derilerin etkili bir istenmeyen lekelerin temizliğinde mizlik maddesi olarak kullanılır. şekilde giderilmesi için kullanılır. % 2,5 benzol peroksit ve pomza eczanelerden alınabilecek düşük fiyatlı bir banyo aksesuarıdır.” Yol tutucu kaymaz tip oto lastik Ayak, el, dirsek ve diz bölgelerin- tozu ihtiva eden cilt bakım krem- üretiminde katkı, sıcak bölgelerde de de kullanılabilir. Bu bölgelere, leri de kozmetik sanayinin yeni lk olarak Yunanlılar tara- ve daha ağırdır. Asidik ponza ise Nevşehir-Avanos-Ürgüp, Kayse- asfalt kaplamalarında katkı, ka- yumuşak hareketlerle uygulanan ürünleri arasında yerini almıştır. fından keşfedildiği düşü- yaygın olanıdır ve açık gri-kirli ri-Talas ponza rezervlerinin yoğun rayollarında buzlanmayla müca- ponza taşı oradaki nasırı yumu- Ponza taşının vücudun çeşitli böl- nülmektedir. Antik Yu- beyaz renklerde birbirinden ba- olduğu bölgelerdir. delede katkı olarak kullanılmak- şatarak deriden atılmasına yar- gelerine uygulanarak kuru ve sert- nan ve Roma döneminde ğımsız gözenekli, yoğunluğu 0,5- tadır. Su arıtım teknolojilerinde dımcı olur. Ponza taşını uygular- leşmiş derileri dökmesi ve cildi ye- amfitiyatrolar, tapınaklar, 1 gr/cm3, sertliği 5,5-6 arasında- Ponza taşı kullanım ponzadan yararlanılmaktadır. ken sert hareketlerden kesinlikle nilemesinin yanısıra, kıl dönmesi su kemerleri, hamamlar, mah- dır. Genellikle %60-75 oranında alanları: kaçınılması gerekmektedir. Sa- ve batıklara karşı etkili olduğu da zenler ve konut inşaatlarında SiO2 içerir. Yeryüzü hareketle- dece nasırlara değil vücudun çok bilinmektedir. yaygın olarak kullanılmıştır. Bu riyle magmadan gazlar fışkırır, İnşaat: İnşaat sektöründe hafif çeşitli bölgelerine rahatlıkla uy- dönemlere ait en belirgin örnek- magma köpürür ve basınçla kra- yapı elemanı üretiminde kullanı- gulanabilir. Peeling yapmak için Ponza taşı vücuttaki kan dolaşımı- ler Roma Panteonu ve İstanbul terden atılıp çevreye dağılır. Hızlı labilir. Harç ve demirden tasarruf oldukça etkili bir araçtır. Böylece nı da hızlandırır. Özellikle selülitli Ayasofya Kilisesidir. Alman- soğumadan dolayı katılaştığında sağlar, ısı ve ses izolasyonu sağ- derideki ölü hücreleri temizler ve bölgelerin duştan sonra ponza ta- ya’da 1800’lü yıllarda kullanıl- içinde çözülen buhar aniden sa- lar, yangına dayanıklıdır, deprem cildin daha rahat nefes almasına şıyla yavaşça ovalanması kan do- mış ancak yakın döneme kadar lınır ve püskürür. Böylece göze- yüklerine karşı daha elastik davra- yardımcı olur. Yuvarlatılmış, çu- laşımını hızlandırarak selülitleri- fazla ilgi görmemiştir. 18. yüz- nekli yapı oluşur. Fazla gözenekli nış gösteren ve dondan etkilenme- buk halinde, fırça şeklinde muh- nizin azalmasını sağlar. yıl ortalarında ise California’da yapısı nedeniyle ponzanın ısı ve yen beton yapılabilir. telif ebat, şekil ve ambalajlarda yapı malzemesi olarak kullanıl- ses geçirgenliği düşüktür, suda piyasaya sunulan pomza ürünleri Kaynaklar maya başlanmıştır. Son 30 yıl yüzer, hafiftir, aşındırıcıdır. Kim- Tekstil: Tekstilde yaygın olarak Kozmetik: Topuk taşı olarak “body stone” olarak adlandırıl- • http://www.uzayperlit.com/ponza.html içerisinde ise teknolojinin geliş- yasal olarak tesirsizdir, kristal kot taşlamada, kumaşın yumuşa- bildiğimiz ürünün hammaddesi maktadır. Bu ürünlerin başlıca • http://kaleblokbims.com/ mesi ve çevre bilincinin artması suyu içermez. tılıp ağartılması işlemlerinde kul- yine ponzadır. Kozmetikte özel- üretici ülkeleri arasında Kanada, • http://lmmuhendislik.com/izolas- ponza taşının kullanımını yay- lanılmaktadır. likle ayak bakımı için direkt ola- Fransa, Amerika ve Çin sayılabil- yon-hammaddeleri/pomza/ • https://tr.wikipedia.org/wiki/Ponza gınlaştırmıştır. Bilinen ponza rezervleri Dün- rak kullanılan ponza taşı; yüksek mektedir. ya’da en fazla Endonezya, Gu- Tarım: Tarımda kuraklığa çare • http://nasilkolay.com/ponza-tasi- ısıda volkanik faaliyetler sonucu nin-faydalari Volkanik faaliyetler sonucunda etamala, Dominik, Martinik, olarak başvurulan seçeneklerden oluştuğundan sağlığımızı riske Ayak bakımı ve sağlığı, insan sağ- • http://www.kozmetikcim.com/ asidik ve bazik ponza oluşmak- İzlanda gibi volkanik bölgelerde- birisidir. Sıcak iklimli bölgelerde atacak bir element veya molekü- lığı için oldukça önemlidir. Dok- tadır. Bazik ponza koyu renkli dir. Türkiye’de ise Bitlis-Tatvan, buharlaşmadan kaynaklı su kay- ler yapı barındırmaz, çürümez, torlar diabet hastalarının ayak bını önlemek ve sıvı gübre kulla- suyu emmez ve hijyeniktir. Sağlık bakımlarının günlük yapılmasını nımında yeraltı su kaynaklarının açısından hijyenik bir ürün oldu- kirlenmesini önlemek için kullanı- ğu ve pomza topuk taşında aşın- lır. Toprak altına serilen ponza ta- dırıcı özelliğe sahip olduğu için bakasına (yastıklama) su ve gübre kullanılmaktadır. Ponza gözenek- verilerek bitkiler direkt olarak li bir malzemedir. Aşındırıcı özel- köklerinden beslenmiş olur. lik sadece pomzada vardır. Topuk taşı kullanımıyla dünyadaki koz- Kimya: Kimya endüstrilerinde- metik sektöründe önemli bir paya ki yaygın kullanımlarına örnek sahiptir. Ayrıca, Ponza (bims) ta- olarak tarım ilaçları ve kibrit sa- şından elde edilen ürünler, başta nayiinde taşıyıcı, gübrenin to- sabun mamüllerinde olmak üze- paklaşmasını önleyici antikek re, diş macunlarında, diş temizle- malzemesi, temizlik ve deterjan me tozlarında ve kremlerde yay- sanayiinde katkı, özel tip boyalar- gın olarak kullanılmaktadır.

48 MİMOZA 2016 Haziran 2016 Haziran MİMOZA 49 ETKİNLİK

kendilerini rahatça ifade ede- bilmelerinin gerektiğinin altını çizdi.

Panel, İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuarı hocalarının ses- lendirdiği Kadının Bestesi, Ka- dının Sesi konseri ile devam etti. Türk müziği alanında Neveser Kökdeş’in, batı müziği alanında romantik dönemden Clara Sc- humann ve Alma Mahler’in, gü- nümüzden ise genç bestecimiz Duygu Deniz Demirel’in eserle- rinin seslendirdiği konser, farklı dönemlerde ve farklı kültürler- de yaşamış bu kadın bestecileri daha yakından tanıma fırsatı sağladı. “Akademide kadın olmak” bilim, mühendislik ve teknoloji

gibi erkek egemenliğinin olduğu İTÜ TMDK Öğretim üyesi Yrd. Prof. Dr. Şebnem Burnaz katı- alanlarda çalışmanın getirdiği Doç. Dr. Sinem Özdemir, Neve- lımcılardan kadın olmak ve ka- zorlukları paylaştı. Taş, akade- ser Kökdeş’in eserlerini seslendi- dın akademisyen olmak üzerinde misyen olmayı düşünen öğren- rirken, Doç. Dr. Ayşegül Kostak fikirlerini paylaşmalarını istedi: cilere ise özellikle doktora çalış- Toksoy kanunuyla, Öğr. Gör. maları sırasında tez danışmanını Fidan Kurt Kasapbaşı; Clara Sc- Burnaz’ın yöneticiliğini üstlen- Prof. Dr. Zehra Çataltepe, ülke- iyi seçmeleri gerektiği tavsiye- humann, Alma Mahler ve Duy- diği panelde, akademik çalış- mizde kadınların eğitim süreç- sinde bulundu. İTÜ’LÜ KADINLAR gu Deniz Demirel’in eserlerini malarıyla farklı alanlarda ba- lerinden sonra istihdam oranla- seslendirirken ise San. Öğr. Gör. şarı öykülerine sahip İTÜ’nün rının düştüğünü söyledi. Kadın Doç. Dr. Zeynep Günay ise İLHAM VEREN ADIMLAR Mehru Ensari piyanosuyla eşlik dört kadın akademisyeni Mo- akademisyenler açısından an- akademisyenliğin cinsiyeti ol- eşlik etti. leküler Biyoloji, Biyoteknoloji neliği ve akademisyenliği bir madığını özellikle ülkelerinde ve Genetik Araştırmalar Mer- arada yürütmenin zor bir süreç 243 yıllık tarihiyle, bilimle, teknolojiyle, sanatla ve kezi (MOBGAM) Müdürü, Mo- olduğunu ifade eden Çataltepe sporla markalaşmış Türkiye’nin ilk teknik üniver- leküler Biyoloji ve Genetik Bö- bu zorluğun, anne, baba, eş ve sitesi İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), 8 Mart lümü öğretim üyesi Prof. Dr. çocukların desteğiyle üstesinden Dünya Kadınlar Günü’nü Süleyman Demirel Kültür Arzu Karabay Korkmaz, Bil- gelinebileceğini vurguladı. gisayar Mühendisliği Bölümü Merkezi’nde düzenlediği panel ve konser ile kutladı. öğretim üyesi Prof. Dr. Zehra Prof. Dr. Arzu Karabay Korkmaz, Çataltepe, Çevre Mühendisliği konuşmasında akademisyenlik Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. serüveninde çocuklarının rolüne TÜ ve Bilim, Mühendis- nemden günümüze kadar yaşa- Didem Okutman Taş ve Şehir vurgu yaptı. Kadın akademisyen lik ve Teknolojide Kadın mış kadın bestecilerin eserlerini ve Bölge Planlama Bölümü öğ- olmanın “Survivor Macerası” Araştırmaları ve Uygulama yine kadınların seslendirdiği kon- retim üyesi Doç. Dr. Zeynep gibi bir şey olduğunu ifade eden Merkezi’nin birlikte düzen- ser ile tamamlandı. Günay konuşmalarında kadın Korkmaz’ın akademisyenlik se- ledikleri, “İTÜ’lü Kadınlar, olarak bilim, mühendislik ve rüvenini anlatan duygu yüklü İlham Veren Adımlar” konulu Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü teknoloji gibi erkek egemen konuşması uzun süre alkışlandı. panel, Klasik Türk Müziği ve Batı ve İşletme Mühendisliği Bölümü bir alanda çalışmanın getirdiği Müziği alanlarında, romantik dö- öğretim üyesi Prof. Dr. Şebnem farklı deneyimlerini paylaştı. Doç. Dr. Didem Okutman Taş, konuşmalarında kadın olarak

50 MİMOZA 2016 Haziran 2016 Haziran MİMOZA 51 ETKİNLİK

III. ULUSAL ÜNİVERSİTE KADIN ARAŞTIRMALARI MERKEZLERİ KONGRESİ ve IX. Cinsel Taciz ve Saldırıya Karşı İşbirliği ve İletişim Ağı Çalıştayı

Derslerinin hassasiyetle ele alınması gerektiğine değinerek önerilerde bu- lundu.

Çalıştayda, üniversitelerde toplum- sal cinsiyet eşitliği derslerinin zorun- lu ya da seçmeli olarak açılmasını teş- vik etmesinin beraberinde getirdiği sorunlar tartışıldı. Üniversite sena- toları tarafından kabul edilen cinsel taciz yönergelerinin doğrultusunda hangi yolların izleneceği ele alındı. Bu anlamda, İTÜ 2014 tarihinde ‘Cinsel Taciz ve Ayrımcılığı Önleme Yönergesi’ ni kabul ederek örnek üniversitelerden biri olmuştu. Ayrıca İTÜ BMT-KAUM Türkiye’de cinsel taciz ile ilgili yapılan tüm etkinlik ve kabul edilen politika belgeleri ile yö- er yıl düzenlenen ve bu yıl ev sahipliğini nergelerden oluşan bir dijital arşiv oluşturmuş ve İTÜ ve Sabancı Üniversitesi’nin yaptığı çalıştayda arşivin tanıtımı da gerçekleştirilmişti. “III. Ulusal Üniversite Kadın Araştırma- ları Merkezleri Kongresi” ve “IX. Cinsel Taciz ve Dijital arşive http://www.kaum.itu.edu.tr/tr/di- Saldırıya Karşı İşbirliği ve İletişim Ağı Çalıştayı” ger-universiteler/ adresinden ulaşılabilir. 22 Nisan 2016 günü İTÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Ana teması ‘üniversitelerde toplumsal cinsiyet dersleri’ olan kongreye 28 üniversite temsilcisi ve çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı. Açılış konuşmalarını İTÜ BMT-KAUM Müdürü Prof. Dr. Fatma Arslan ve Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sondan Durukanoğlu Feyiz’in yaptığı kongrenin davetli konuşmacısı ise ODTÜ Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yıldız Ecevit oldu. Yıldız Ecevit konuşmasında Kadın Merkezlerinin asıl fonksiyonunun araştırma yapmak olduğun- dan ve merkezleri üniversite içinde tanıtmanın öneminden bahsetti. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

52 MİMOZA 2016 Haziran 2016 Haziran MİMOZA 53 HABER

kolay okunabilen harita grafik ve görsellerle or- lar Okula” gibi kampanyaların etkisi vardır. “Çalışan Kız Çocukları ve Eğitim: Çocuk Hakları taya koymayı hedeflemektedir. Konuyla ilgilenen (TÜİK, Millî Eğitim İstatistikleri, 1997-2014) aktörlerin farklı projeler üretmek için kullanabi- Çerçevesinde Sorunlar ve Çözüm Önerileri” Paneli lecekleri, hem tarihsel hem de mekansal veriler • Türkiye genelinde ekonomik işlerde çalışan sunan web sitesinden bazı ilgi çekici veriler ise 6-14 yaş arası kız çocuklarının %75’i tarım, de ve ev işlerinde çalışan kız çocuklarının durumu şöyledir: %16’sı sanayi, %16’sı hizmet sektöründe çalı- ve bunun eğitim hayatlarına yansımaları, İş Kanu- şıyor. (TÜİK & Dünya Çalışma Örgütü (ILO) nu ve Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi • 2014 yılında çocuk nüfusun toplam nüfusa Çalışan Çocuklar 2006 ve 2012 anketi) çerçevesinde incelendi. Boğaziçi Üniversitesi Sos- oranı, Güneydoğu Anadolu, Ortadoğu Ana- yal Politikalar Forumu’undan Başak Ekim Akkan, dolu ve Kuzeydoğu Anadolu Bölgeleri’nde • Türkiye genelinde ekonomik işlerde çalışan Hümanist Büro’dan Seda Akço, UNICEF’ten Dilek görece yüksek seviyelerdedir. Batı Karadeniz 6-14 yaş arasındaki kız çocuklarının %15’i Karagöz ve Eğitim Reforumu Girişimi’nden (ERG) ve Doğu Marmara, Ege, Batı Anadolu, Batı ve yüksek ve düşük düzeyde nitelik gerektiren Işıl Oral’ın katılımıyla gerçekleşen panelde, Boğa- Doğu Karadeniz Bölgeleri’nde ise Türkiye or- ve el becerisine dayalı olmayan işlerde, %53’ü ziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi talamasına göre düşüktür. (TÜİK Adrese Da- nitelik gerektiren el becerisine dayalı işlerde, Doç. Dr. Serra Müderrisoğlu ve TESEV’den Itır Ak- yalı Nüfus Kayıt Sistemi Sonuçları, 2014) %33’ü nitelik gerektirmeyen işlerde çalışıyor. doğan moderatör olarak yer aldı. Panelde internet (TÜİK & Dünya Çalışma Örgütü (ILO) Çalışan sitesinde yer alan bulgular, çalışan kız çocuklarının • 16 ve 17 yaşındaki çocukların tüm evlenenler Çocuklar 2006 ve 2012 anketi) özellikle eğitim haklarının korunmasına yönelik içindeki oranı tüm ülkede %6 seviyelerinde- yeni sosyal politikalar üretilmesine vesile olacak dir. (TÜİK Evlenme İstatistikleri, 2014). • Çocukların yaşları büyüdükçe çalışma oranla- şekilde masaya yatırıldı. rı da artıyor. 15-17 yaş arasındaki kız çocuk- • Güneydoğu Anadolu, Ortadoğu Anadolu, larının %73’ü ev işlerinde, %9’u ise ekonomik Panelin dinleyicileri arasında İstanbul Teknik Kuzeydoğu Anadolu ve İstanbul’da, evlenen işlerde çalışıyor. (TÜİK & Dünya Çalışma Ör- Üniversitesi Kadın Araştırmaları ve Uygulamaları kızların yaşlarının eşlerinden 11 yaş ve üzeri gütü (ILO) Çalışan Çocuklar 2006 ve 2012 an- Merkezi’den (İTÜ KAUM) Fatma Arslan, Eğitim küçük olduğu durumlar diğer bölgelere göre keti) Reformu Girişimi’nden (ERG) Batuhan Aydagül, daha sıktır. (TÜİK Evlenme İstatistikleri, Anne Çocuk Eğitim Vakfı’ndan (AÇEV) Nalan Yal- 2014) • Türkiye genelinde ekonomik işlerde çalışan çın, Posta Gazetesi’nden Yazgülü Aldoğan ve Fer- ve okula hiç gitmeyen 6-14 yaşları arasında- han Kaya Poroy ve Hürriyet Gazetesi’nden Melis • Kız çocuklarının okula gitme oranının en dü- ki kız çocuklarının okula gitmeme nedenleri- 28 Nisan 2016 tarihinde Türkiye’de kız çocukla- Alphan yer aldı. şük seviyede seyrettiği dönem 2004/2005 nin başında masrafları karşılayamama, ikinci rının eğitimi ve sosyal anlamda daha iyi şartlara dönemidir. 2005/2006 döneminden itiba- sebep olarak ise ailenin okula gitmesine izin sahip olabilmeleri için çalışmalar yürüten Aydın “Türkiye’de Çocuklar” web sitesi bir veri bankası ve ren kız çocuklarının okula gitme oranı tekrar vermemesi yer alıyor. (TÜİK & Dünya Çalış- Doğan Vafkı (ADV), Türkiye Ekonomik ve Sosyal rehber hizmeti görüyor. ADV ve TESEV işbirliğiyle artmaya başlamış ve 2007/2008 döneminde ma Örgütü (ILO) Çalışan Çocuklar 2006 ve Etüdler Vakfı (TESEV) ile birlikte “Çalışan Kız Ço- hazırlanan “Türkiye’de Çocuklar” projesi, özellik- bu artış daha da hızlanarak devam etmiştir. 2012 anketi) cukları ve Eğitim: Çocuk Hakları Çerçevesinde So- le kız çocukları ile ilgili çalışan karar alıcı, akade- Daha da dikkat çekici bir gelişme ise 2004- runlar ve Çözüm Önerileri” adlı bir panel düzenle- misyen ve sivil toplum örgütlerinin faydalanması 2005 döneminde kız çocuklarının erkek ço- di. Panelde, ADV ve TESEV işbirliğiyle hazırlanan, amacıyla, Türkiye’deki çocuklarla ilgili demogra- cuklarına göre düşük seviyedeki okula gitme Türkiye’de 6-17 yaş arası çalışan kız çocuklarının fik, sosyal ve ekonomik verileri bir araya getirerek oranının 2013/2014 döneminde eşit seviyeye eğitim durumları, çalışma nedenleri, çalışma ko- ulaşmasıdır. (TÜİK, Millî Eğitim İstatistikleri, şulları gibi bulguları sağlayan “Türkiye’de Çocuk- 1997-2014) lar” web sitesinin verileri incelenerek çözüm öne- rileri konuşuldu. • 1997/98 döneminde kız çocuklarının ilköğ- retim/ilkokuluna gitme oranının erkek ço- Panelde, TÜİK’in Dünya Çalışma Örgütü (ILO) cuklarınınkine oranı %85 düzeyinde iken, ile birlikte gerçekleştirdiği Çalışan Çocuklar 2012 2013/2014 döneminde %100,4’e ulaşmıştır. anket verilerine dayanarak hazırlanan; kız çocuk- Yani kız çocukların okula gitme oranı erkek ları ile ilgili geliştirilecek projelerde kullanılabile- çocuklarının üstüne çıkmıştır. Benzer ge- cek kapsamlı bir arka plan sağlamayı ve müdahale lişme ortaöğretim için de söz konusudur ve gerektiren alanların tespit edilerek bu alanlarda hatta daha da hızlıdır. Bu gelişmelerde el- kamuoyu farkındalığının artırılmasını hedefleyen bette “Baba Beni Okula Gönder”, “Haydi Kız- “Türkiye’de Çocuklar - turkiyedecocuklar.org” si- tesiyle ilgili bilgiler aktarıldı. Web sitesinden yola Kaynak çıkarak, Türkiye’de 6-17 yaş arası, ekonomik işler- • http://www.dha.com.tr/aydin-dogan-vakfi-ve-tesevden-calisan-kiz-cocuklari-ve-egitim-paneli_1210845.html sitesinden alıntıdır.

54 MİMOZA 2016 Haziran 2016 Haziran MİMOZA 55 TOPLUMSAL PROJELER HABER KIZLAR SAHADA 2016

ürkiye’nin ilk özel ve en geniş katılımlı Kadın Futbol Turnuvası olan Kızlar Sahada İTÜ Rektörlüğü ve İTÜ BMT-KAUM desteği ile İTÜ Stadyumu’nda gerçekleştirildi. 24 Nisan, 30 Nisan ve 1 Mayıs 2016 tarihlerinde grup maçları ile başlayan etkinlik 7-8 Mayıs 2016 tarihlerinde ise final maçları ile son buldu. Etkinlik okulların katıldığı Gençlik Kategorisi, şirketlerin katıldığı Kurumsal Kategori ve futbolu seven tüm kadınların katılabileceği Takımını Kur Gel Kategorileri ile hem eğlendirip hem de sosyal sorumluluk projelerine destek olmaktadır. Ayrıca katılan takımlara farklı katego- rilerde çeşitli ödüller verilmektedir. Bunlardan bazıları, en yaratıcı pankart, en ateşli taraftar, ekip ruhu ile en çok ilham veren takım gibi. Kurumsal kategoride şampiyon olan takım Ford Otosan olurken, Takımını Kur Gel kategorisinde kazanan Starwars takımı olmuştur. Kazanan takımlara ödüllerini İTÜ Genel Sekreteri Prof. Dr. Tayfun Kındap ve İTÜ BMT-KAUM Müdürü Prof. Dr. Fatma Arslan verdi. Bilet gelirlerinin tamamı AÇEV’e ve İTÜ’lü kadın öğrencilere burs olarak bağışlanan etkinlik kadınları bir araya getirerek dayanışma ve takım ruhunu arttırmayı “Dünden Yarına Dünya (DYD’16)” 28-29 Mart amaçlamaktadır. 2016 tarihlerinde dördüncüsü düzenlenmiş olan Türkiye çapında resmi bir Women in Engineering (WIE) organizasyonudur. Bu sene popüler sektör- lerde özellikle mühendislik ve girişim alanlarında kadınların rollerinin geçmişten günümüze nasıl değiştiği ve bu değişimin kadınları nasıl etkilediği psikolojik ve sosyolojik açıdan çeşitli katılımcıların bakış açılarıyla işlenecek olup Türkiye’deki IEEE üyesi öğrencilerin katılımıyla beraber konuya ilgi duyan her kitleye açık olarak yapılmıştır. DYD’16 etkinliği dâhilinde temalı fotoğraf yarışması da ya- pılmıştır.

Toplantının açılış konuşması İTÜ BMT-KAUM Müdürü Prof. Dr. Fatma Arslan tarafından yapıl- mış olup Dilek Duman (DenizBank Genel Müdür Yardımcısı), Simla Ünal (TEB Marketing Dire- ctor/Consultant (Business Advisory Services), Evrim Akgün (Electrical Design Manager at Anel

Group)-Burçin Tezel Cengizoğlu (Design Coor- dinator at Anel Group), Simay Dinç (Arya Wo- men Investment Platform-Oyunder), Yelda İpekli (Stratejik Pazarlama ve Marka Yönetim Uzmanı), Seher Sarpkaya (Türk Henkel Bilgi İşlem Müdü- rü), Alkım Uyar (Kendini Keşfet ), Cemre Nur Me- leke (Gezgin Kadınlar Sunumu), SAP-İK Direktörü Hande Genç ve Oğuzhan Canım (“Askıda Ne Var” ve “Ahtapot Sosyal Medya” Kurucusu) konuşmacı olarak katılmışlardır.

56 MİMOZA 2016 Haziran 2016 Haziran MİMOZA 57 KÜLTÜR / SANAT KÜLTÜR / SANAT

TEK BAŞINA (NORTH COUNTRY) NİLÜFER NESLİHAN ARSLAN Bahçeşehir Üniversitesi, Film ve Televizyon Programı Yüksek Lisans Öğrencisi

merika Birleşik Devletleri’nde, 1975 yılın- ramasıyla birlikte ilk çocuğuna hamile kalmasını; da Kuzey Minnesota demir madenlerinde geriye ve ileriye dönüşlerle anlatıyor izleyiciye. işe alınan ilk kadınların arasında yer alan Lois Jansen’in 1988 yılında iş arkadaş- Kocasından şiddet gördüğü için evi terk edip ebe- İTÜ Halk Bilimleri ve Sanatları Kulübü Halk Oyunları Topluluğundan ‘’Adından Öte; Kadın’’ gösterisi larına öncülük ederek ve onları cesaretlendirerek veynlerin yanına geldiğinde bile, babası Hank Ai- 6-7 Mayıs 2016 tarihlerinde İTÜ Maçka Yerleşkesinde Mustafa Kemal Amfisi’nde izleyicileriyle bu- Eveleth Taconite Co.’ye karşı açtığı, ülkenin ilk mes (Richard Jenkins) sorunun Josey’den kaynak- luştu. Gösteri, kadınlarımızın hep bildiğimiz ama göz ardı ettiğimiz, belki de unuttuğumuz yönlerini toplu cinsel taciz davasının kazanılmasına kadar landığını düşünüyor. Sessiz ve itaatkâr Alice Aimes halk oyunlarıyla harmanlayarak ele alıyor. Anadolu kadınının kahramanlığını, bereketini, neşesini, çalış- giden süreci anlatan Class Action (yazar: Clara (Sissy Spacek) karakteri ise kızını bu ataerkil dü- kanlığını ve anaç ruhunu anlatıyor. İTÜ Halk Bilimleri ve Sanatları Kulübü Halk Oyunları Topluluğu’nun Bingham & Laura Leedy) kitabından beyazperdeye zenden koruyamamış bir anne olarak karşımıza tüm kadınlara ithaf ettiği oyunda Zeybek, Trakya, Bitlis ve Trabzon yörelerinden oyunlar sergileniyor. uyarlanan North Country (Tek Başına) filmi; kadın çıkıyor. Hayal kırıklıkları ile dolu olan bu çekirdek maden işçilerinin gözünden dava öncesi ve dava ailenin yanı sıra, bütün kasaba kalıplaşmış karak- sürecini, herkesin izlerken ortaklık kurabileceği bir terlerden oluşuyor. Josey’yi, kendisi gibi madende dil ile anlatıyor. Hikâyeyi senaryolaştıran Michael çalışmaya teşvik eden yakın arkadaşı Glory (Fran- Mobbing Konusunu İşleyen “Contractions” Sahnede Seitzman, görüntü yönet- ces McDormand) ve onun menliğini Chris Menges’in kocası Kyle (Sean Bean) bile, yaptığı ve yönetmenliğini madende olup biten erkek Niki Caro’nun üstlendiği egemen ortamlarda kadın- film, iyi tanınan ve ödüllü ların taciz edilmelerine ses pek çok oyuncuyu bünye- çıkartamıyor ve adeta boyun sinde barındırıyor. eğiyorlar. Sanki bütün kasa- ba, kendisi de madenci olan Ana karakter Josey Ai- Hank Aimes dâhil olmak mes’in (Charlize Theron) üzere, düzen korunduğu ve küçük kızının, oyuncak herkes para kazandığı müd- bebeği ile oynadığı gö- detçe her şeyi görmezden rüntülerle açılan film, Jo- gelebilir gibi davranıyorlar. sey’nin şiddet problemi Bazı erkek maden işçilerinin olan kocasıyla yaşadığı so- “kardeşlik” adını verdikleri, runlardan başlayarak aile- içi boş ve neye karşı oldu- sinin yanına iki çocuğunu ğunu bilmedikleri ama yan ike Bartlett’in yazdığı, Ebru Saçar’ın yönettiği, İTÜ Yabancı Diller Yüksekokulu Okutmanları da alarak taşınmasıyla yana savaştıklarını iddia et- Nilgün Erzik Özkaracalar ve Özüm Erdil’in oynadığı, mobbing konusunu işleyen ‘Contractions’ devam ediyor. Kurguda üç tikleri birlikleri her şeyden adlı tiyatro oyunu, 5 Mayıs 2016 tarihinde İTÜ Ayazağa Kampüsü Süleyman Demirel Kültür ayrı zamandan beslenen daha önemli görünüyor. Merkezi’nde sahnelendi. “Contractions” adlı oyunda iş hayatında işvereninizin özel hayatınıza hangi film, sürecin sonundaki Kadın işçilerin, onların tabi- noktaya kadar müdahale etmesine izin verirdiniz konusu işlendi. Genç bir satış görevlisi ile müdürü mahkemeyi ve geçmişte riyle -kendi alanlarına- gir- arasında geçen bir dizi görüşmenin sahneye taşındığı bu oyun, sınırları olmayan bir dünyanın endişe Josey’nin lise öğretmeni meleriyle birlikte, kadınları verici boyutunu gözler önüne serdi. Oyun sonunda izleyiciler, oyuncuların performansını dakikalarca tarafından tecavüze uğ- doğrudan doğruya tehdit ayakta alkışladı. Oyun sonunda İTÜ Rektörü Prof.Dr. Mehmet Karaca tarafından organizasyonda emeği geçenlere plaket takdim edildi.

58 MİMOZA 2016 Haziran 2016 Haziran MİMOZA 59 KÜLTÜR / SANAT KÜLTÜR / SANAT olarak görüyor ve en başından yalnızca erkekler dan gelen bel altı sloganlar ve engellemelere karşı için tasarlanmış çalışma mekânlarını bile kadın- ancak babasının kürsüye çıkıp ona yardım etmesi Kadın Müzeleri ların kullanımına adapte etmemek için beyhude ile aşılan o zor an, oğlunun kendine yalan söylen- SEBAHAT DURAN KARAHAN bahaneler üretiyorlar. Fırsat buldukları her alan- diğini anlayıp evden kaçması sonucu, çocuğun an- da sözlü ve fiziksel tacizleriyle kadınların çalışma cak Kyle’ın “babacan” konuşmasıyla eve, annesine Antalya Kadın Müzesi tarmak, sergiler, söyleşiler ve en ve kırsalında kadın yurttaşlığını önemlisi Yörük ve Akdeniz kültü- yükseltmek ve kadınlarla ilgili her alanlarını daraltarak, iş ortamlarını kadın işçiler dönmeye ikna edilebildiği an. Aslında en can yakı- Antalya da bir kadın için bir kâbusa çeviriyorlar. cı olan örnek; davanın, ancak Josey’nin çocukluk rünün güzelliklerini kadın üzerin- türlü konuyu ele alarak kadınların müzesi kurma hayali den anlatımını yansıtmak olarak var olma ve toplumda hak ettikle- arkadaşı, maden işçisi, aynı zamanda tecavüzün 2013 yılında başla- açıklanmaktadır. ri yeri alma mücadelelerine katkı Tüm bunlara paralel olarak izlediğimiz aile haya- tek tanığı olan Bobby Sharp’ın (Jeremy Renner) mış, yoğun görüş- vermek. Böylece, Gazi Mustafa tında, Josey ve küçük oğlunun ilişkisi de toplumla ifade vermesiyle çözüldüğü an oluyor. Tüm diğer Bir kent müzesi olan Antalya Ka- me ve fikirler 2015 Kemal Atatürk’ün önderliğinde ve ataerkil bakış açısıyla olan ilişkisini destekler ve kadın işçilerin Bobby’nin çözülmesinin ardından yılında neticeye ulaşarak Antalya dın Müzesi bulunduğu coğrafya- nın geçmişini yansıtırken günceli kurulan Cumhuriyet devrimleriyle yansıtır biçimde işleniyor. Annesinden neden nef- Josey’ye destek olmaya karar vermeleri ile hikâye Sanal Kadın Müzesi kurulmuş- gelen kadın kazanımlarını koru- ret ettiğini bilmeyen ama olan bitenden ne olursa çözülüyor ve zafer kazanılıyor. tur. İlk alan çalışmaları söyleşiler de yakından takip etmektedir. Müzede sanal sergiler, söyleşiler, mak. olsun onu suçlayan bir oğlan çocuğu olarak resme- olan müze de farklı alanlardan diliyor. Film, genel olarak, konunun ağırlığını, görüntüleri 19 rol model kadın ile röportajlar kütüphane ve sanal mağaza gibi bir çok seçenek yer almaktadır. Misyon: Kadınların bireysel, sos- saklayarak hafifletmeye çalışıyor ve zorlamaktan yapılmış ve sonrasında devam et- yal, kültürel, ekonomik ve siyasi Senaryoda, Josey’nin büyük kurtulma anlarının çekindiği limitler olduğunu da yer yer hissettiriyor. miştir. Kısa bir sürede ATAV (An- Ayrıca üyelerine de eserlerini ser- gileme imkanı vermektedir. açılardan, tarihi süreç içinde ve hep erkek karakterler aracılığıyla desteklenmesi Yine de herkesin izleyebileceği tonda temkinli bir talya Tanıtım Vakfı) çatısı altında günümüzde oynadıkları rolleri anlatılan hikâye ile yer yer çelişiyor. Örneğin; dava film olarak, değindiği hassas konular dolayısıyla, hayata geçen sanal müze aşaması Müzenin vizyon ve misyonu şu şe- ve bulundukları durumları yansı- açmak için yardım istediği, tek tanıdığı avukat olan sonrasında araştırmaya sevk edebileceği ihtima- tamamlanmış ikinci aşama olan kilde belirtilmiştir: tıp, müze kullanıcılarına sunmak. arkadaşı Bill White (Woody Harrelson) ile olan li ile madenler hakkında yapılmış nadir filmlerin somut müze ile ilgili çalışmalar Kadına ilişkin iyiden ve güzelden başlatılmıştır. Vizyon: Antalya Kadın Müzesi- ilişkisi, sendika toplantısında işçi arkadaşlarına arasındaki yerini alıyor. ni, müze kurgusu altında hem bir yana ne varsa paylaşıp kadın far- neden dava açtığını anlatmaya çalışırken onlar- Müze, İstanbul ve İzmir’den sonra görsel şenlik alanı hem de eğitsel kındalığını yükseltmek ve tüm Türkiye’nin 3. sanal kadın müzesi ve sosyo-kültürel bir dinamik ak- bunlar için kadınları bir araya ge- olma özelliği taşımaktadır. Mü- tivite merkezi olarak, başlangıçta tirecek aktif ve sürdürülebilir or- zenin amacı Antalya’daki kadın sanal olarak kurmak ve yaşatmak. tak bir platform oluşturmak. hareketinin tarihini, lider kadınla- Sanal Tematik Müzelere önemli Kaynak: rını ve toplumun bütün katmanla- www.antalyakadinmuzesi.org/ rındaki kadınların öyküleri ni ak- bir örnek ekleyerek Antalya kenti

İzmir Kadın Müzesi bir bellek oluşturmayı amaçlamak- niz” mesajı vermektedir. Koleksi- tadır. yon Eserler bölümünde ise Selçuk- Sanal ortamda açılan lu, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi İstanbul Kadın Mü- Müzede Öncü Kadınlar, Protesto, kadınlarına dair; eşyalar, bilgiler, zesinden sonra Tür- Enstalasyon ve Video Art odaları belgeler ve eserler yer almaktadır. kiye’nin (yerleşik) ilk yer almaktadır. Holde ise fotoğraf- kadın müzesi olma özelliği taşıyan lar ve 19. yüzyıldan kalma altın sır- Müzede ayrıca Türk sinema ve ti- İzmir Kadın Müzesi, Anadolu kadı- ma işlemeli bindallı, kaftan ve cep- yatro tarihine damga vuran ünlü nının unutulan geçmişini, gücünü kenler ile giriş katının balkonunda kadın sanatçıların fotoğrafları ile tüm dünyaya hatırlatmak, Anado- tarihte ilklere imza atan Türk ka- Muazzez İlmiye Çığ, Afet İnan’ın lu kadınının yaratıcılığını ortaya dınlarından; Halide Edip Adıvar, kızı Ari İnan, Ayşen Gruda, Nurhan çıkarmak, kendine güvenini des- tiyatro ve sinema sanatçısı, ilk ka- Damcıoğlu, Gürdal Mumcu, Zuhal teklemek ve kendi geçmişine ait dın film yönetmeni Cahide Sonku, Yorgancıoğlu, Çolpan İlhan ve mer- anıların canlandığı özel bir mekan Dar-ül Bedai’ ye ilk çıkan tiyatro hum Aysel Gürel gibi alanlarında iz yaratmak amacıyla 23 Ocak 2014 sanatçısı Afife Jale ve Fereya’ nin bırakan kadınların özel eşyalarına tarihinde İzmir Konak’ta açılmıştır. maskları yer almaktadır. da yer verilmektedir. Nesne merkezli müzecilik anlayı- şından ziyade insan merkezli mü- Kadınların toplumsal yaşamdaki Kaynak zecilik anlayışının temsilcilerinden direniş ve başkaldırıları da Protesto www.izmirkadinmuzesi.com/ olan müze kadın konusunda kalıcı Odasında yer alarak “yalnız değilsi-

60 MİMOZA 2016 Haziran 2016 Haziran MİMOZA 61 KÜLTÜR / SANAT Kadına Şiddetin Öyküsü 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ne- de konuşamazlar, seslenemezler, Umudu Yaşatmak deniyle 25 yazar, kadın şiddetini ‘Görün bizi, unutmayın bizi,’ diye Bir Kadın: Değişen 90,000 Hayat konu alan öykü yazdı. Yazarların haykıramazlar. Sesleri yok. Dilleri Hawa Abdi, Sarah J. Robbins kaleme aldığı, kadına karşı şiddete yok. Çünkü öldürüldüler. Editör : Sevinç Semiz dur diyen öyküler ‘Canımı Yakma!’ Çeviri : Sevin Turan kitabında yayımlandı. Kitapta, Kadını şayet birey olarak görmez, Modus Kitap, İstanbul, 2015 “Kadınlar ve yaşadıkları zorluklar, sadece doğurma makinesi olarak ISBN : 9786056568602 sadece 8 Mart’ta hatırlanmamalı, ve sadece aile içindeki yeriyle ta- 264 sayfa kadına şiddet hep var!” mesajı ve- nımlarsanız, siyasal, ekonomik ve rildi. Pen Türkiye, Pen Norveç ve toplumsal hayattan da dışlamanız; Bir çocuk gelin, bir kadın doğum uzmanı doktor, bir hukukçu, bir anne, bir Kırmızı Kedi Yayınevi işbirliğiy- kadın emeğini yok saymanız ve is- mik eşitlik, iktidarı eleştirenlerin kadın hakları aktivisti, bir yardım meleği, tehditlere ve tehlikelere aldırmayan le yayımlanan ‘Canımı Yakma!’, tihdamdan silmeniz doğaldır! O yasal güvencesi, bireyin düşünce bir lider, bir bakan yardımcısı ve bir kadın: Somali’li Dr. Hawa Abdi. erkek egemen iktidarın gücüyle zaman gece şu saatte sokağa çık- ve ifade özgürlüğü, etnik gruplar üstü kapatılan kadın cinayetleri tı diye, ruj sürdü diye, gülümsedi ve cinsiyetler arası eşitlik ilkesi- “Umudu Yaşatmak, bir kadının dünyanın en tehlikeli yerlerinden birinde binlerce kişiyi eğitip, doyurup ve şiddete karşı duruyor. Ayşe Ku- diye, radyodan bir istek parçası ne saygı… Bunlar demokrasinin iyileştirmesinin ilham verici öyküsü.” - Angelina Jolie, Oyuncu ve Aktivist - istedi diye, boşanmak istedi diye, lin’den Mine Kırıkkanat’a, Zeynep vazgeçilmezleridir. Bu konularda “Çağımızın en büyük kahramanlarından Dr. Hawa Abdi, şiddet ve yıkım dalgalarına karşı yarattıkları eteği kısa diye öldürülmesine göz Oral’dan Nilüfer Kuyaş’a, Adnan duyarlılık taşıyan Türkiye PEN hakkında çok güzel ve insanın yüreğine su serpen bir kitap yazmış. Herkes kendi içindeki umudu bulmak yummanıza da şaşmamak gerekir! Binyazar’dan Sadık Aslankara’ya Merkezi’nin kitap projesine des- için bu kitabı okumalı.” - Tina Brown, Newsweek ve The Daily Beast Editörü - 25 yazar aynı kitapta buluşarak Bu zehirli nefret dili, bu söylemler, tek olmak Norveç PEN Merkezi “unutturmak” üzerine kurulu bu ayrımcılık uçurumunda, şiddet için kıvanç vericidir. “Dr. Hawa Abdi gezegenimizdeki en dişli, en şefkatli yardımsever ve doktor... Sıradışı hayatının hayal dengeye öyküleriyle direniyor! sarmalında debelenen memleke- gücümüzün sınırlarını aşan öyküsü hepimize cesaret veriyor.” - Eliza Griswold, Gazeteci ve The Tenth Kadınlar Günü’nden hemen önce timin daha çok ayrımcılığa, daha Kadına yönelik şiddet yok sayılan, Parallel Kitabının Yazarı - (Tanıtım Bülteninden) yayımlanan kitabın önemli me- çok şiddete savrulmasının hem görmezden gelinen bir sorun ve bi- sajlarından biri de, “Kadınlar ve nedeni hem de sürekli çoğalarak zim de dikkatleri üzerine çekmek yaşadıkları zorluklar, sadece 8 kendini üreten sonucudur. Bu istediğimiz bir konu. Nedenleri ise Mart’ta hatırlanmamalı! Kadına kitapta yer alan öyküler, yazılar, kültürel ve dinsel etkenlere dayan- Geçmişten Günümüze şiddet hep var!” şeklinde. bu söylediklerimin bilincindedir. maktadır. Durumu iyileştirme- Daha geniş kitlelerin bilincinde de nin yolu yalnızca bilgi, açıklık ve Türkiye’de Kadın Emeği Kitabın sunuşunu yapan Pen Tür- olsun diye bu kez bu yola başvur- siyasi eylemden geçmektedir. Bu kiye Başkanı Zeynep Oral, konuş- duk. Farklı imzalar, farklı tatlar, konunun gelişimi, insani değerler Hazırlayan : Ahmet Makal/Gülay Toksöz masında ülkemizden etkileyici farklı biçemler, farklı söylemler ve kadının merkezde olduğu bir Ankara Üniversitesi Yayınevi / Toplumsal Cinsiyet Dizisi örneklere yer verdi: “Fırat’ın su- ama aynı düşler, aynı akıl ve yü- anlayışla gerçekleşebilir. Norveç Ankara, 2012 larında boğulan Gönül… Urfa’nın rek, aynı vicdan, aynı idealler… ” PEN Merkezi, dünyanın önde ge- ISBN : 9786055264031 orta yerinde babasının bıçak dar- len ifade özgürlüğü örgütü Ulus- 440 sayfa beleriyle ölen kız çocuğu Sevgi… Pen Norveç Başkanı William Ny- lararası PEN’in 150 merkezinden Kısas köyünde traktörün altına gaard, projeye gösterdikleri has- Kadın emeği, iktisadi ve toplumsal yaşamdaki tüm önemine karşın; ihmal biridir ve yıllardır Türkiye’deki ge- atılan Rabia… Mardin’de, ‘namus’ sasiyet ve desteği anlattığı sunuş edilen, üzerinde yeterince düşünülmeyen ve araştırılmayan bir konudur. Bu lişmeleri izlemektedir. Bu nedenle adına karnında 5 aylık bebeğiyle yazısında Türkiye’nin kadına kitapta, Türkiyede kadın emeği araştırmalarının önde gelen isimleri, kadının Türkiye’de şiddet gören kadınlarla recm edilerek, yani taşlanarak öl- şiddet ve kişisel haklar üzerin- hane içindeki karşılıksız emeği ile hane dışındaki gelir getirici çalışma biçim- dayanışma, Norveç PEN Merkezi dürülen Şemse… Aile meclisi ka- de gösterdiği gerileme hakkında lerini tarihsel bir perspektiften, çeşitli boyutlarıyla ele alarak tartışıyorlar. için doğal bir görevdir. Kadınla- rarıyla Bitlis’ten İstanbul’a varan da önemli tespitlerde bulunuyor. İşgücü piyasalarının toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri üzerine kurulu yapısı, rın her alanda özgür iradeleriyle ölüm fermanını yüklenmiş Gül- William Nygaard şöyle konuştu: Osmanlı İmparatorluğundan başlayıp günümüze kadar uzanan bir zaman kendilerini ifade edebilmeleri, dünya… Sabah akşam şiddet gör- “Türkiye şiddetli bir türbülans ve kesiti içinde çeşitli yönleriyle inceleniyor. seslerini duyurabilmeleri, amaç- düğü kocasından korunmak için değişim içinde bir toplum – son tır. Kardeş PEN Türkiye’yle omuz Kitapta kapsamlı biçimde değerlendirilen konular arasında şunlar da yer alıyor: yaptığı başvurulara yanıt alama- zamanlarda çok daha fazla, hem omuza, insani değerlerin öyküle- Toplumsal cinsiyete dayalı iş bölümü çerçevesinde kadınların ev içinde üstlendikleri ev işleri ve bakım hizmet- yan ve mosmor gözleriyle ölümün- de. Kalkınma şartları zorlayıcı, rini görünür kılmak üzere, güçlü leri ile kadınları istihdama katılmaktan alıkoyan kamusal bakım hizmetlerinin yokluğu, adınların istihdama den sonra bile ülke gerçeklerini çünkü temel insani değerler aşın- yazarlarla işbirliği yaptık. Anlayış katılımını etkileyen makroekonomik politikalar ve uluslararası kuruluşların ve sosyal tarafların kadın istihda- anımsatan Ayşe Paşalı… Her biri dırılıyor, özellikle de kadınlar açı- ve katkıları için herkese teşekkür- mına ilişkin politikaları, kadın emeğinin göçü, sanayi işkolunda kadınların üstlendikleri düşük vasıflı ve düşük birer simge ad… Onlar ve daha ni- sından… Baskıların yükseldiği bir lerimizi sunarız.” ücretli işler, eğitim sektöründeki vasıflı işler. celeri artık konuşamıyor. İsteseler toplumda dinsel, politik ve ekono-

www.taraf.com.tr/kadina-siddetin-oykusunu-yazdilar/

62 MİMOZA 2016 Haziran 2016 Haziran MİMOZA 63 KÜLTÜR / SANAT

12 Mayıs 2016 tarihlerinde gerçek- mine verildi. 2015 yılı Fransa-Al- pürge Uluslararası Kadın Filmleri leştirilen 19.Uçan Süpürge Ulus- manya ortak yapımı olan, Mia Festivali altıncı yılından beri FIP- lararası Kadın Filmleri Festivali, Hansen-Love’un yönettiği filmin RESCI Jürisi’ni ağırlamaktadır. her sene olduğu gibi bu sene de başrolünde Isabelle Huppert var. 19. Uçan Süpürge Uluslararası Ka- sadece film gösterimleriyle değil, Film, Paris’te bir lisede felsefe dın Filmleri Festivali’nde “Genç alternatif etkinlikler ve atölyele- öğretmeni olan öğretmen Nata- Cadı Ödülü”, “Nefesim Kesilene riyle de katılımcılarını sinemanın lie’nin yaşlı annesi, çok sevdiği işi Kadar” filminin oyuncusu Ece derinliklerine sürüklemiştir. Bu ve ailesi arasında üçe bölünmüş Yüksel’e verildi. Uçan Süpürge atölyelerden Özlem Sarıyıldız eş- hayatını anlatıyor. Uluslararası Kadın Filmleri Fes- liğinde gerçekleşen Kadın Kurgu- tivali’nin 2009 yılında başlattığı cular Atölyesi, bir filmin post-pro- Genç Cadı Ödülü, sinemamızda düksiyon aşamalarından biri olan genç kadın oyuncuları destekle- kurgu ve bağlamında film oluşum mek, onların düşünsel ve fiziksel sürecine değinmektedir. Katılım- emeklerini görünür kılmak ve cıların Sarıyıldız ile birlikte çeşitli Türkiye sinemasında çok yönlü örnekler eşliğinde kurgu sürecine kadın rolleri yazılmasını teşvik et- bakan atölyede, temel olarak ya- mek için veriliyor. pım sonrası aşamalardan biri olan 1946 yılından beri festivallerde kurgunun bir filme etkisi üzerine ödül veren Uluslararası Sinema konuşulmuştur. Yazarları Birliği (FIPRESCI), dün- 19. Uçan Süpürge Uluslararası Ka- yada kadın filmleri festivalleri ara- dın Filmleri Festivali’nde FIPRES- sında yalnızca Uçan Süpürge’ye CI Ödülü, Mia Hansen-Love’un jüri göndermekte ve her yıl bir “Gelecek Günler (L’Avenir)” fil- filme ödül vermektedir. Uçan Sü-

64 MİMOZA 2016 Haziran ST LO KADIN ARA TIRMALARI VE UYGUL

stanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi E-322, 3446 stanbul Tel: 212 – 285 71 24 Faks: 212 – 285 60 80 66 MİMOZA 2016 Haziran kaum @itu.edu.tr