Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı 12, 2012, Sayfa 9-28

MAHREMİYET ANLAYIŞININ YERİNDEN EDİLMESİNİN ARACI OLARAK KADIN PROGRAMLARININ TÜRSEL VE SÖYLEMSEL ANALİZİ: DENİZLİ ÖRNEĞİ

Mehmet MEDER* - Zuhal ÇİÇEK**

Özet Araştırmada, Denizli’de yaşayan kadınların, kadın programlarını izleme nedenleri, kadınların bu programlara yönelik görüşleri ve bu programların kadınları nasıl konumlandırdığı, programların türsel ve söylemsel özellikleri ekseninde analiz edilmiştir. Araştırmada tesadüfi örneklemle seçilmiş toplam 240 kadına anket çalışması uygulanmıştır. Örneklem grubunun, kadın programlarını takip etme nedenleri, bu programlarda işlenen konulara, stüdyodaki katılımcılara, program sunucusuna, konuların tartışılma biçimlerine yönelik düşünceleri sosyo-demografik değişkenlerle ilişkilendirilerek değerlendirilmiştir. Veriler, SPSS for Windows 11.0 paket programında analiz edilmiştir. Kadınların kadın programlarını izleme nedenleri ve bu programlardan etkilenme durumları arasındaki farklar ki-kare testi ile kontrol edilmiştir. Araştırmada anlamlılık düzeyi 0.5 olarak kabul edilmiştir. Araştırma sonucunda, araştırmanın evreninde yer alan kadınların çoğunluğunun kadın programlarını özellikle izdivaç programlarını zaman geçirmek, gündelik sorunlardan uzaklaşmak, kendi öznel deneyimleri ile programlara katılanların deneyimleri arasında paralellik kurarak kendilerini rahatlatmak gibi çok çeşitli nedenlerle ve beğeniyle izledikleri ortaya çıkmıştır.

Anahtar Kelimeler: Kadın Programları, Mahremiyet (özel yaşam) İhlali, Kimlik, Kadının Temsili.

GENRE AND DISCURSIVE ANALYSIS OF WOMEN'S PROGRAMS BY MEANS OF DISPLACEMENT OF PRIVACY: THE CASE OF DENIZLI

Abstract In the study, the reasons for watching women’s programs of women living in Denizli, women's opinions about these programs and how women are positioned in these programs were analyzed in the context of genres and discursive features of these programs. In this study, for a total of 240 women, all living in Denizli, were asked to fill in survey forms in order to collect data. The data was processed by the SPSS for Windows 11.0 package program. The difference between women for the reasons of watching women’s programs and in their benefiting from women’s programs was checked using the khi-square test. The comprehension level was taken at the level of 0.5. As a result of this research, the majority of women in the universe of women's programs of research programs, particularly marriage, to spend time away from everyday problems, with their subjective experiences of participants in the programs by establishing a parallel between the experiences and appreciation for many different reasons such as to relieve themselves prefer to watch.

Key Words: Women’s Programs, Privacy Violation, Woman Identity, Representation of Women.

* Prof. Dr., Pamukkale Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi, DENİZLİ e-posta: [email protected] ** Arş. Gör., Pamukkale Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü, DENİZLİ e-posta: [email protected] M. Meder - Z. Çiçek

1. GİRİŞ etkili bir şekilde kullandığının bir göstergesidir. Şüphesiz ki televizyonun gündelik yaşamdaki Çağdaş kültürün değer, norm, davranış bu etkili konumu teknolojik olanakları daha kalıplarının içselleştirilmesinde ve mevcut çok kullanabilmesi, sunum biçimleri ve kolay yapıdaki toplumsal yargıların yeniden takip edilebilir olma nitelikleriyle ilişkilidir. üretilmesinde önemli bir yönlendirici güç olan medya, günümüzde gittikçe yaygınlaşan Televizyonun, bireyin sosyal yaşamını bu niteliksiz yayınlarıyla, kendisine atfedilen denli etkilemesi farklı ülkelerde farklı denetim olumlu işlevleri yerine getirmediği, bireysel biçimlerini gündeme getirmiştir. Ülkemizde de ve toplumsal yaşamda birçok soruna yol dönem dönem benzer uygulamaları görmek açtığı bağlamında tartışılmaktadır. Teknoloji, mümkündür. Bireylerin özelliklerine ve hakim ekonomi ve siyaset bu sarmalın dinamosunu kültürel öğelere bağlı olarak bir çok programın oluşturmaktadır. 1980 sonrası süreçte yayınlanması engellenmiştir. Fakat bu tarz kısa Türkiye’de serbest piyasa ekonomisinin süreli yayın engellerinin ülkemizde oldukça belirlediği sarmalda yeniden yapılanma yüzeysel kaldığını söylemek gerekmektedir. sürecine giren medyanın, kitleleri yönlendirme Çünkü 1990’lardan itibaren sayıları gittikçe konusunda sahip olduğu gücü daha etkili bir artan özel televizyonların piyasa koşullarında şekilde kullandığı görülmektedir. varlıklarını idame ettirebilmeleri ancak hedef kitle oranını arttırmalarıyla mümkündür. Böyle 1990’lı yıllarda televizyondaki farklı tür bir süreçte medyanın değişen stratejileri, hem ve içerikte yayınlara öncelik verilmiş, bu yabancı ülkelerde kitle tarafından yoğun talep süreçte kitlelerin beklentileri, nitelikleri göz gören yayınlardan hem de yerleşik kültürün önünde bulundurulmuştur. Fakat, görünen değer yargılarından, alışkanlıklarından, yaşam tablo, ekonomi politiğin öngördüğü tek tarzından, halkın olaylara bakış açılarından tip insan profilinin yaratılmasında araçsal beslenmekte; bu şekilde bireyleri ekrana bir işlev gören medyanın, bireylerin tercih bağımlı kılacak farklı tür ve içerikte programlar haklarını kullanmalarından ziyade reel bir insanların yaşamlarına dahil edilmektedir. formata büründürülerek kurgulanan sahte dünyanın dayatılması yönünde hareket Türkiye’de medyanın 1990’lı yıllardan itibaren ettiğidir. Dolayısıyla, bireylerin değişen kendisini var ettiği ve sıklıkla tekrarladığı sosyo-ekonomik, siyasal ve kültürel yapıya temel söylem, yaşama ilişkin gerçekliklerin adaptasyonun sağlanmasında, toplumsal farkına varılması, bütün çıplaklığıyla yargıların, her türlü eşitsizliklerin olumlu sergilenmesi, değerlendirilmesi ifadeleri yönde değiştirilmesi işlevine sahip olabilen üzerine inşa edilmiştir. Bu söylemden medyanın, gelişen teknolojiyi kullanarak hareket ederek, farklı içerik, söylem ve teknik görsel ve işitsel olarak sunduğu mesajların biçimleri kullanarak yaşamın her alanına dair mevcut toplumsal yargıların ve eşitsizliklerin karelerin sunulduğu diziler, reality showlar, yeniden üretilmesine büyük ölçüde hizmet talk showlar, haber ve magazin programları ettiği gözlemlenmektedir. yaygınlaşmış ve Türk toplumu, kısa sürede N. Göle’nin ifadesiyle (2000:9) ''gerçeğin; hamasi Medyanın bu süreçte beslendiği en duygular dedikodular, hakir görmeler ve önemli kaynak popüler kültür ürünleridir. metalaştırmalarla karıştığı medyatik büyüye Başka bir ifadeyle, sistemin gerektirdiği kapılmış", televizyon gündelik yaşamın yaşam tarzı kalıplarının bireyler tarafından merkezine yerleşmiştir. Bu şekilde geleneksel benimsenmesini sağlamak ve tüketime odaklı içerime sahip kültürel kalıplar modern bir birey tipolojisini yaratmak adına medya, söz görünüme bürünmeye, davranış kalıpları, konusu değerlerin yerleştirilmesi için popüler değerler, yaşam tarzı farklılaşmaya başlamıştır. kültür ürünlerini kullanmaktadır. Televizyon bu amacın gerçekleştirilmesinde diğer kitle Kültürel kalıplardaki farklılaşma, Burton iletişim araçlarından daha etkilidir. Bugün (1995:37-45) ve Baudrillard’ın (2002:23-26) dünyada olduğu gibi Türkiye’de de daha fazla belirttiği gibi, birey ve toplum yaşamına ilişkin kitlenin televizyona bilinçsiz bir şekilde ya bir çok tabunun yerinden edilmesine, özel da farkında olmayarak bağımlı konumunda yaşam alanlarının kapılarının açılmasına, bu olması büyük ölçüde televizyonun bu gücü şekilde mahremiyet algısının değişmesine,

10 Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 12, 2012 Mahremiyet Anlayışının Yerinden Edilmesinin Aracı Olarak Kadın Programlarının Türsel ve Söylemsel Analizi: Denizli Örneği keskinliklerin esnekleşmesine, sosyo-ekonomik hayat, eğlence, çocuk, aile gibi konuların yanı ve siyasal açıdan karşıt uçların bir araya sıra aile içi şiddet, kadına şiddet, boşanma, gelmesine, değerlerin önemsizleşmesine tecavüz, aldatma, evlenme gibi çoğunlukla karşılık gelmektedir. Televizyon ise bu süreçte, kadınları ilgilendiren konular işlenmektedir. ekonomi politiğin ön gördüğü birey ve toplum Farklı ülkelerde de görüldüğü gibi bu şablonunun yerleştirilmesinde işlev görmüş; programlar sunucuların adıyla gündeme dolayısıyla Frankfurt Okulu teorisyenlerinin gelmektedir. Sunucular bu şekilde medyatik günümüz toplumu üzerine geliştirdikleri olurlar ya da zaten medyatik olan kişilerdir. tezlerinde vurguladıkları gibi (Adorno,2003; Esra Erol, Serap Ezgü, İclal Aydın, Seda Sayan Bruzzi,2000; Dominic,1990; Oskay,1993), vb gibi. Sunucuların ünlü kişiler olması, beraberinde yabancılaşma, tatminsizlik, programın çekiciliğini arttırmaktadır. mutsuzluk, değersizleşme, reel olanın kurgusal sunumlar üzerinden yanlış değerlendirilmesi Keskin’in belirttiği gibi (2001:103) pazarlama gibi bir dizi soruna zemin hazırlamıştır. açısından ürünü sattıran marka olarak işlev görmektedir. Ünlü sunucu açısından elde Televizyonun etkisinin belirgin bir şekilde edilen avantaj, kitlenin beğenisini kazanmak, gözlemlendiği kurum-bireyin toplum içindeki kendi reklamını yapmak şeklindedir. Bu öznel dünyasının inşa edildiği ve toplumun programlar aracılığıyla ünlü sunucu popüler özgüllüğünün yansıdığı ailedir. Aileyi diğer bir kimlik haline gelmiş olmaktadır. Sunucunun kurumlardan ayıran karakteristik özellik olan rahat, samimi havası, izleyiciler üzerinde gizlilik/mahremiyet ilkesi ise son yıllarda olumlu bir etkiye yol açmaktadır. Bazı kadın televizyondaki kadın programları ile yerinden programlarına ünlü konuklar davet edilmekte; edilmektedir. Kadın programları sadece belli bir konu etrafında tartışmalar yapılmakta, mahremiyet ilkesini yerinden etmemekte, yayın akışı içerisinde sanatçılar şarkı söyleyerek aynı zamanda ataerkil ideolojinin cinsiyetçi katılımcıları eğlendirmektedir. Ünlü kişilerin söylemlerini, bu programlarda sunulan kadın konuk edilmesi, her iki taraf içinde tatmin edici temsilleri üzerinden yeniden üretmekte, sonuçlar ortaya koymaktadır. Katılımcılar, pekiştirmektedir. Kadın programlarında magazin programlarında gördükleri ve özel temsil edilen kadın imajı, bir yönden yaşamlarını merak ettikleri ünlüleri görebilme, ülkemizde günümüze kadar gelinen süreçte onlarla tanışabilme olanağı bulurken, ünlü önemli aşamalardan geçmiş olan kadınların cephesinden bakıldığında kitlenin beğenisini biçimsel olarak değişen görünümüne fakat kazanmasına yol açmaktadır. Bu da ünlülere içerik olarak değişmeyen tanımlamalarına gelecekteki projelerinde bir ön tanıtım olanağı gönderme yapmaktadır. Dolayısıyla kadın sunmaktadır. programlarının hem ailenin özgül yapısı hem de kadına atfedilen tanımlamalar bağlamında Kadın programların katılımcılarına bakıldığında değerlendirmek gerekmektedir. ev kadını oldukları, eğitim ve entelektüel düzeylerinin düşük oldukları görülmektedir. 2.TÜRKİYE’DE YAYINLANAN KADIN Konulara dair yüzeysel, derinliksiz açıklamalar PROGRAMLARININ SÖYLEM VE KİMLİK yapmaktadırlar. Öznel deneyimlerini TEMSİLİ ÜZERİNDEN DEĞERLENDİRMESİ anlatırken ya da bir konuya dair fikirlerini belirtirken evlerinde ya da arkadaşlarıyla Türkiye’de farklı kanallarda yayınlanan toplam birlikteymiş gibi rahat tavır sergilemeleri ve 14 kadın programı bulunmaktadır: Serap kameralara alışık bir görüntüleri sergilemeleri Ezgü ile Biz Bize, İnci Ertuğrul Sizin Sesiniz, oldukça dikkat çekmektedir. Konukların Berna Laçin-Her Şey İçin Berna Laçin, Müge tartışmaları sadece kendi öznel hayat hikayeleri Anlı-Mektubunuz Var, Esra Erol-Esra Erol’da üzerinden değil aynı zamanda yakınlarından Evlen Benimle, Seda Sayan-Sabahın Sedası, şahit oldukları, onların özel yaşamlarına dair İclal Aydın-Hayat Ağacı, Derya Baykal-Deryalı hikayelerden örnekler vererek ve bunlara dair Günler, Müge Dağıstanlı ve Gülşen Yüksel’in-‘2. subjektif düşünceleriyle destekleyerek devam Sayfa, Didem Uğurlu’nun sunduğu magazin ettirdiklerini görülmektedir. Dolayısıyla hem ‘Bizden Kaçmaz’ programları. Bu programlar kendi hem de başkalarına ait mahrem alanı yaygın bir şekilde sabah ve öğle saatlerinde ifşa etmekten çekinmedikleri aşikardır. Zaman yayınlanmaktadır. Güzellik, sağlık, tatil, aktüel zaman saldırgan, katı, saygısız, kontrolsüz

Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 12, 2012 11 M. Meder - Z. Çiçek olabilmektedirler. Çabuk öfkelendikleri, aşırı terk edilen, eşinin ailesinden şiddet gören yargılayıcı, eleştirel, aşağılayıcı davrandıkları kadın temsili söz konusudur. Kısaca kadın gözlemlenmektedir. Kişilerin hataları, yüzlerine programlarında özellikle izdivaç programları vurulmakta, bastırılan duygular, öfke ve ile kayıp, tecavüz konularının işlendiği kadın kızgınlıkla dile getirilmektedir. program türlerinde, pasif, fedakar, ezilen, kendini geliştirmemiş ve bu yönde çabası Katılımcılar, dramatik bir olay yaşayan olmayan, domestik alana hapsedilmiş kadın ya da böyle bir olaya neden olan kişiyi söylemleri ön plandadır. sorgulamaktadırlar. Anlatılan olaylar çoğunlukla kötü, acı veren olaylardır. Karamsar Kadın kimliğinin sunumu, iktidarın sürekliliğine bir atmosfer hakimdir. Zaman zaman hizmet etmekte, cinsiyet rolleri yeniden ağladıkları görülmektedir. Katılımcıların üretilmektedir. Kadın her zaman erkeğe destek geleceğe dair beklentilerinin düşük olduğu olan, onu yanında olan, her türlü domestik sıkça gözlemlenmektedir. Kaderci, kabullenici, işleri yapmaktan kaçınmaması gereken bir gelenekseldirler. Anlatılar, geleneksel özne olarak sunulmaktadır. Kadının özgür bir söylemler içinde dönmektedir. Katılımcılar, birey olduğuna dair vurgulara hemen hemen geleneğin karşısında değil aksine ona rastlamak imkansızdır. Kadın haklarından bütünüyle uyum gösteren kişilerdir. Dogmatik bahsedilmemekte ya da oldukça yüzeysel yapının, kalıplaşmış düşüncelerin, değerlerin, bahsedilmektedir. Muhafazakar bir tutumun davranış motiflerinin dışında hareket hakim olduğu gözlemlenmektedir. Ortak edemedikleri gözlemlenmektedir. Örneğin, sorunların paylaşımı, stüdyodaki kadınlar cinsiyete dayalı bir şiddet konusu tartışılırken, arasında anlık bir dayanışma yaratmaktadır. katılımcılar, geleneksel cinsiyet rolleri dışında Çünkü burada sorunlar üzerinden acı, hüzün, söylemlerle hareket etmemektedirler. çaresizlik gibi duygular da paylaşılmaktadır. Kadınlık, annelik rolleri üzerinden hem Genel olarak bakıldığında, kadın programları, cinsini/cinslerini yargılamakta, hakaret içerik, tür, söylem, katılımcıların sosyo- etmekte, aşağılamaktadır. Kadınlık ve erkeklik ekonomik özellikleri bağlamlarında toplumdaki olgularının kalıplaşmış düşünce yapıları yeni bir oluşma karşılık geldiğini söylemek çerçevesinde değerlendirilmektedir. Örneğin mümkündür. Yeni olan şey, kadın katılımcıların, erkek hep aldatandır, kadın ise evin huzuru, sorun odaklı öznel yaşam deneyimlerini rahat ailenin dağılmaması için erkeğin aldatma bir şekilde, özel hayatın gizliliği, kamusal davranışını kabul etmesi gereken kişi olarak mahremiyet ilkesinin sınırları dışına çıkarak addedilmektedir. Çünkü geleneksel Türk ifşa etmeleridir. Bu programlara katılan kitle, aile yapısında baskın olan değerde, erkeği diğer izleyici kitlesinden farklı nitelikleriyle ön yönlendirme, ailenin bütünlüğünü ve plana çıkmaktadır. Başka bir deyişle, her ne huzurunu sağlama rolleri kadına yüklenmiştir. kadar sosyo-kültürel açıdan farklı bireylerin bir Dolayısıyla eğer sorun varsa kadın bu sorunları araya geldiği bir kamusal alan tablosu çizilmiş çözümleyebilmelidir. Kadınlık görevlerini olsa da görülen şey, katılıcıların çoğunlukla, yerine getirmek şeklindeki söylemler sıklıkla eğitim düzeylerinin düşük, entelektüel vurgulanmaktadır. potansiyellerinin alt seviye, alt sınıfa mensup, muhafazakar, toplumsal cinsiyet söylemlerinin Her iki cinsin aldatma davranışı da negatif dışına çıkmamış, düşünsel olarak modern karşılanmakta fakat kadının aldatma olmayan, kendini yeterince geliştirmemiş davranışına daha az toleranslı erkeğin oldukları ve söylemlerin bu düzlemde olduğu aldatma davranışına ise daha toleranslı görülmektedir. Dolayısıyla yaşam tarzı, olunduğu görülmektedir. Kadınlar aciz, ezik, bakış açısı, değer yargısı, düşünsel derinlik, savunmasız, kendi haklarını savunamayan, davranışsal incelik bağlamlarında homojen bir başkasına muhtaç, sorunlarını tek başına kitle söz konusudur. çözemeyen, kabullenici kişilik özellikleriyle yansıtılmaktadır. Sunucunun katkısı da Eleştiriler oldukça yüzeyseldir, seçim ya da geleneksel söylemler üzerindedir. Sunucunun koşulları değiştirme yönünde rasyonel bir da zaman zaman sinirlendiği, aşırı tepkiler davranış sergilemekten ziyade toplumsal verdiği görülmektedir. Aldatılan, dayak yiyen, onay alma, kabul görme doğrultusunda

12 Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 12, 2012 Mahremiyet Anlayışının Yerinden Edilmesinin Aracı Olarak Kadın Programlarının Türsel ve Söylemsel Analizi: Denizli Örneği hareket etmekte, çözüm yolunu bireysel Kadın programlarında kadınlara dair etkinliğiyle değil, program hatta sunucudan tartışılan sorunlar, programın genel amacına beklemektedirler. Bu programlara katılanlar, uygun formatta belirlenmektedir. Konular, bilinçli tüketime eğilim göstermeyen, katılımcıların öznel dünyasına dair veriler yönlendirilebilirliği yüksek bir kitleyi temsil sunmakta ve öznel dünyayı inşa eden etmektedir. Televizyona bağımlı kişilerdir. kalıplaşmış davranışların ve düşüncelerin dışına çıkmak şeklindeki bilinçli ve yüksek Kurgulanmış gerçekliğin ayrıntılarını, karmaşık bir farkındalık gerektiren bir eğilimin hakim yapısını görememekte, analiz etmemektedirler. olmadığı açık bir şekilde görülmektedir. Bu bağlamda, büyük ölçüde günümüz Dolayısıyla stüdyonun dinamik yapısı içinde, ekonomik sisteminin oluşturduğu koşullardan her gün tartışılan mevzulara bakıldığında statik beslenen popüler nitelikli yayın türü örneği olan bir yapının ya da sabitliklerin hakim olduğunu kadın programları, amaçsız, saçma tartışmaları söyleyebiliriz. Görünen fotoğraf, popülerlik ya içermektedir. Programlarda duygu durum da medyatik olma üzerine kurulmuştur. değişikliklerinin açık şekilde gözlemlendiği bir atmosfer hakimdir. Katılımcılar, bir anda acı ya Temsil edilen alan, demokratik bir alandan da üzücü bir olayı tartışırken ya da dinlerken ziyade, magazin kültürünün de beslendiği birden bire sunucunun da yönlendirmesiyle bu ve bu kadar çok yaygınlaşmasına neden olan acı, üzüntü yüklü atmosferden çıkabilmektedir. başkalarının özel hayatlarını merak etme, Duruma çabuk adapte olunmaktadır. Bir konu, onlara müdahale etme, tavsiyelerde bulunma, eleştirilirken başka bir olayda daha kabullenici, eleştirme, aşağılama gibi bütünüyle olumsuz toleranslı bir tutum sergilenebilmektedir. davranışsal ve düşünsel örüntüler şeklindedir. Gerek içerik ve yapı gerekse söylemsel düzlem Konukların giyim tarzları her ne kadar modern açısından basitliğin, niteliksizliğin ön plana bir görüntü sergilese de, konular etrafında çıktığı, her şeyi anlık yaşandığı, basit tavırların dönen diyaloglar durumun özünün bu şekilde sergilendiği programlardır. Dolayısıyla olumsuz olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla, bu yanlarının daha çok ağır bastığını söylemek programların didaktik yönleri olduğunu gerekmektedir. vurgulamak da konunun bütünsel yapısını gözden kaçırmaya karşılık gelmektedir. Kadın Statüsü Genel Müdürlüğünün verilerine Demokratik bir kamusal alan tolerans, göre ise (RTÜK, 2006), Türkiye’de her üç hoşgörü, farklılıklara, alternatif düşünce ve kadından biri şiddete uğramakta ve 15- yaşam tarzlarını çeşitlilik olarak değerlendirme 19 yas arası kadınların %63’ü kendilerine zemini yaratmakta; kişilerin sahip oldukları uygulanan bu şiddeti haklı bulmaktadır. Türk farklılıklardan, yaşam tarzlarından dolayı Psikoloji Danışma ve Rehberlik Derneği’nin yerilmesine, aşağılanmasına, yargılanmasına hazırladığı rapora göre de, kadın programları karşılık gelmemektedir. Televizyonun ruh sağlığını bozmakta, cinsiyet eşitsizliğini sıklıkla kullandığı bir yöntem olan olayların körüklemektedir. RTÜK’ün talebi üzerine sansasyonel aktarımını bu programlarda hazırlanan rapora göre, aile ve kadın eksenli açıkça görmek mümkündür. İki yönlü istismar programlar, toplumun yoksulluk durumunu söz konusudur. Hem sosyal, siyasal, kültürel ve duygularını kötüye kullanmaktadır. ve ekonomik boyutlarda ele alınması gereken Aile içi olumsuz ilişkilerin teşhir edilmesi kadın sorunları hem de yaşamlarında kritik çocukların ve gençlerin ruh sağlığını olumsuz sorunlar yaşayan kadınların bu istismarın iki etkilemektedir. Bu tür programlarda kadının yönünü oluşturmaktadır. küçük düşürüldüğü, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin körüklendiği ifade edilen raporda, Akademik alanda kadın programlarının yönelik bu programlarda çocuk ve gençlere olumsuz tartışmalarda bir uzlaşı söz konusu değildir. rol modeller sunulduğu belirtilmektedir. Olumlu yöndeki eleştiriler, bu programların Bu araştırmalar kadın programlarının olası geleneksel kültürel yapıda tabu sayılan kötü etkilerini ortaya koymaktadır. Kadın konuların kamusal alanda tartışılmasına programlarına katılımları nedeniyle şimdiye olanak verdiğini dolayısıyla özellikle hedef kadar 6 kişi hayatını kaybetmiştir. kitlenin birçok konuda bakış açısını genişlettiği için eğitici işlevinin olduğu vurgulanmıştır.

Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 12, 2012 13 M. Meder - Z. Çiçek

Bununla birlikte farklı özellikteki kişilerin bir gündem oluşturma işlevine karşılık gelmektedir. araya gelmesine (özellikle kadınların) zemin Reese ve Shoemaker (1996: 146-153) medyanın hazırladığı için sosyal ilişkiyi ve etkileşimi, gündem oluşturma işlevini medya içeriğini paylaşımı, dayanışmayı güçlendirdiği ileri belirleyerek gerçekleştirdiğini, bunun da beş sürülmüştür. ayrı şekilde tanımladıkları düzeylerden biri olan ideolojik eğilimlere bağlı olarak; Swingewood Keskin (2001: 98), kültürel ve cinsiyet kimliklerinin (1985: 10-15) ve Storey (1994: 3-7) da buna inşasında demokratik mücadelenin çağdaş ilave olarak, bireysel özelliklere, deneyim biçimleri içinde yeni tartışmalar düzenledikleri farklılıklarına, bireylerin medya etkilerine maruz ve bireylerin seslerini duyurmalarına kalma derecesine, bireyler arası iletişimin olanak tanıdığı için bu programların yararlı etkisine, kaynağın güvenirliğine, mesajın olduğunu vurgulamıştır. Buna göre, kadın tekrarlanma sıklığına, yönlendirilme ihtiyacına programlarını kadınların toplumla bir tür ilişki bakılarak belirlendiğini ileri sürmüşlerdir. kurma biçimidir. Bu bakış açısına göre, kadın haklarıyla ilgili sorunların kamulaştırılarak King, Rogers ve Golan (1997; 1996; 2001), magazin ve duygu sömürüsü malzemesi medyanın kitleyi ne düşüneceği, nasıl yapıldığı konusunda eleştirel bir tavrın düşüneceği doğrultusunda bilişsel ve duygusal gözlemlenmesiyle birlikte, kadın sorunlarının yönden biçimlendirme etkisinin güçlü sosyal ve siyasal düzlem içinde çözümlenmesi olduğunu, kitlenin dikkatini çekebilmek üzere için sorunların bu programlar aracılığıyla bazı noktaların seçilerek belli çağrışımlarla dile getiriliyor ve tartışılıyor olması yararlı birlikte sunulduğunu belirtmişlerdir. Buna göre, bulunmaktadır. Bu bağlamda, televizyonun, ele alınan konuya ilişkin durum tanımlarının mevcut sorunların dile getirilmesinde ve yapıldığına, bu şekilde konunun nasıl sorunlara yönelik farkındalığın arttırılmasındaki tartışılacağına dair bir çerçevenin çizildiğine araçsal işlevselliğini, bu programlarda somut işaret etmişlerdir. Çünkü medyanın konuları bir şekilde görmek mümkündür. sunum biçimi, kitlenin herhangi bir olaya nasıl bakacağına, konuyu nasıl göreceğine, Olumsuz eleştirilerin ise, bu tür programların değerlendireceğine ve düşüneceğine yönelik kadınlara kamusal bir alan yaratıp yaratmadığı mesajlar ve bakış açıları içeren çerçevelerle konusuna odaklandığı görülmektedir. Buna gerçekleşmektedir. göre, hakim kültür siyasetinin kadınlara özgü sorunlar üzerinden kadınların toplumda Dolayısıyla kadın programlarında temsil edilen ikincilleştirilmesine yönelik söylemleri grubun, ekonomik, siyasal ve ideolojik yapıdan yeniden üreterek onları kitleselleştirmektedir. bağımsız olmayan medya tarafından bilişsel Alankuş (1995: 85), bu eleştiriyi destekleyerek, ve duygusal yönden yönlendirilmiş olduğunu farklı bireylerin bu programlar aracılığıyla söylemek yanlış olmaz. Kadın programları kamusal alanda sorunlarını, düşüncelerini içerik ve yapı olarak değerlendirildiğinde dile getirmelerinin esasen sorunlu bir sürece kamusal alana içkin ilişki ve süreçten oldukça karşılık geldiğini, burada sunulan ortamın farklı bir işlerliğe sahip olduğu görülmektedir. demokratik olmadığını, çünkü medyanın Kadın programları bir kamusal alan olarak aykırı sesleri temsil ederken onları çoğunlukla kabul edilirse bu kamusal alan da annelik dönüştürdüğünü belirtmiştir. ve kadınlık rollerinin bir uzantısı olarak görülmektedir. Kadınlar bu alanda sorunlarını Vural ve Gezgin’in de belirttikleri gibi paylaşmak, yardımlaşmak, eğlenmek, (1999: 57; 2002:13) özgür bir kamusal alanın gündelik sıkıntılarından uzaklaşmak gibi oluşturulabilmesi için medyanın toplumsal farklılaşan nedenlerle bulunmaktadır. sorumluluk anlayışına uygun olarak hareket Kadın programlarında kadın sorunlarının etmesi, kamunun ortak konusu haline gelmiş toplumsallaştırıldığı görülmektedir. Eşitlikçi sorunları ele alıp incelemesi ve gerektiğinde bir zemin üzerine yükselen kamu, farklı bu konularda bir uzlaşma sağlaması düşüncelerin dile getirildiği, geri beslemeye gerekmektedir. Bu programlarda görülen olanak veren bir iletişim biçiminin hakim tablo ise, medyanın liberal çoğulcu paradigma olduğu, mevcut yapıya, otoriteye, iktidar içindeki yaygın işlevine yani, Severin ve yapısına karşı olan ve eyleme dönük düşünce Tankard’ın vurguladıkları gibi (1994: 443) üzerinde yükselmektedir. Bu yönüyle özerktir.

14 Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 12, 2012 Mahremiyet Anlayışının Yerinden Edilmesinin Aracı Olarak Kadın Programlarının Türsel ve Söylemsel Analizi: Denizli Örneği

Tartışılan sorunlar, karşı olunan söylemler, gözünden kurulmakta, tanımlanmakta, pratikler ve koşulları meşrulaştırmaktan kadınları etkileyen toplumsal koşullar ve ya da yeniden üretmekten ziyade koşulları sorunlar kadınların dünya görüşleriyle değiştirmeye dönük sistematik bir çabayı belirtilmektedir. Dolayısıyla bu dünyanın daha gerektirmektedir. Oysa bu programlar, bu tarz iyi analiz edilmesinde programların bütünsel bir zeminden uzak görünmektedir. olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu programların, kamusal bir alana mı Kadın programlarından yansıyan tablo, yoksa kitleye mi karşılık geldiği konusunun söylenenlerin görünenlerden daha önemli tartışılması gerekmektedir. olduğunu göstermektedir. Başka bir deyişle, bu programlarda ne söylendiği ya da kişilerin 3. ALAN ARAŞTIRMASININ VERİLERİNİN televizyonda ne söylediğinden çok izleyenlerin DEĞERLENDİRİLMESİ bunu nasıl algıladığı ve söylenenlerden ne anladığının altı çizilmelidir. Dolayısıyla asıl Çalışmanın bu bölümünde kadınların amaç, görünenleri ya da söylenenleri değil, kadın programlarını izleme nedenlerini ve bunların altında yatan ama görünmeyen kadın programlarının söylem/kimlik temsili ve söylenmeyenleri, gerçek söylemi açığa üzerinden sunduğu mesajlardan etkilenme çıkarmaktır(Bourdieu, 2002; Livingston,2006; düzeylerini tespit etmek üzere yapılan Rose, 2001). Bu anlamda kadın programlarının anketlerin sonuçları değerlendirilecektir. söylemi daha da önem kazanmaktadır. Kadın Araştırma 2010 Nisan-Haziran tarihleri programlarında zaten var olan ve kabul arasında gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın görmüş olan ahlaki ve toplumsal kurallar sanki evreni, Denizli merkez ilçesinde yaşayan ev tartışılıyormuş gibi yapılarak, tartışmaların kadınlarından oluşmaktadır. Denizli ilinde dönüp dolaşıp en sonunda üzerinde önceden daha önce konuyla ilgili bir çalışmanın uzlaşılmış fikirde birleşmesiyle, aslında yapılmamış olması; araştırmacının örnekleme kurumsal gücün önceden buyur ettiği akılcı ulaşılabilirliğinin yüksek olması; Denizli oy birliğinin ve hazır fikirlerin de en sonunda ilinin sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik kabul edilmesi gerektiği gibi bir söylem açığa yapı itibariyle sahip olduğu kendine çıkmaktadır. Bu genel söylemle kadınlardan özgü dinamiği ve kadın programları takip programlarda kendilerine sunulanı ve edenlerin dikkat çekici bir çoğunluğa sahip söyleneni kabul etmeleri beklenmektedir olduğunun gözlemlenmesi, kadınların, kadın (Livingston, 2006; Rose, 2001). programlarını takip etme nedenlerinin ve bu programlardan etkilenme biçimlerinin Goffman ve Adorno (1956; 2007)’nun evrene ait sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik belirtikleri gibi televizyonun özellikle farklılıklara dayalı olarak değişkenlik gösterip kadın programları, öncelikle kadınlar olmak göstermediği tespit edilerek, ülke geneline üzere tüm halkın nasıl görünmesi ve nasıl ait bir izleyici profilinin çıkarılmasına ve davranması gerektiği konusunda öğütlerle karşılaştırma yapılmasına katkı sağlayacağı doludur. Kadın programlarının söylemleri, düşüncesi, araştırma evreni olarak Denizli ahlaki, toplumsal ve geleneksel kurallara ilinin seçilmesindeki temel faktörleri göre önceden belirlenmiş, değerli kılınıp oluşturmaktadır. önerilmiş belli çehreleri ortak kullanıma açarak ortak bir sunum oluşturma eğilimindedir. Araştırmanın örneklemini, tesadüfî örneklem Bu ortak sunumlar, yerleşik ahlaki ve tekniğiyle seçilmiş olan toplam 240 ev toplumsal kuralların ve kurumsal gücün kadını oluşturmaktadır. Araştırma verileri, değer atfettiği, bu nedenle kabul görmesi konuyla ilgili yapılan literatür çalışmasından ve sürdürülmesi arzulanan sunumlardır. yararlanılarak oluşturulmuş; geçerliliği ve Kar amacıyla insanların sömürülmesiyle güvenirliliği kanıtlanmış anket formu ile elde birlikte, bazı görünüş ve davranış kalıplarının edilmiştir. Açık uçlu ve çoktan seçmeli olmak kabul görüp yaygınlaşmasında da kitlesel üzere toplam 37 sorudan oluşan anket formu, üretim etkili olmaktadır. Sosyal, kültürel üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm, ve ahlaki dünyaya dair veriler sunan bu kadınlara ait sosyo-demografik bilgileri programlarda inşa edilmek istenen kamusal kapsamaktadır. alan, toplumsal dünya bu kadınların

Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 12, 2012 15 M. Meder - Z. Çiçek

İkinci bölümde kadınların boş zamanlarını 8. Kadınların eğitim durumları ile sabah değerlendirme biçimleri ve televizyonun kuşağı programlarının takip edilmesinin yaygın bir boş zaman değerlendirme aracı ortaya çıkaracağı durumlar hakkındaki olarak kullanılıp kullanılmadığı, televizyonda görüşleri arasında fark vardır. hangi kanalların ve ne tür programların izlendiği, bu kanalların ve programların B. Araştırmaya Katılan Kadınların Sosyo- neden tercih edildiği, sürekli takip ettikleri Demografik Özellikleri programların neler olduğu araştırılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, kadınların genel Üçüncü bölümde ise kadınların, sabah kuşağı sosyo-demografik özelliklerine bakıldığında, programlarının takibinde ayrılan süre, bu %69.6’sının evli, 8 yıllık temel eğitim süreci programları izleme nedenleri, bu programların olarak düşünüldüğünde %61.7’sinin ilkokul yayın saatine, içeriğine, türüne, işlenen mezunu, %10.8’inin okur-yazar olmadığı; konulara, verdikleri mesajlara dair eleştirdikleri %74.2’sinin çocuk sahibi olduğu ve %49.2’sinin ya da onayladıkları konuların neler olduğu 3 ve üzeri sayıda, %43.3’ünün 1 ya da 2 çocuğa araştırılmıştır. Anket formlarından elde edilen sahip oldukları görülmüştür. Buna göre veriler SPSS paket programından yararlanılarak araştırmaya katılan kadınların çoğunluğunun istatistiksel açıdan analiz edilmiştir. Verilere ait evli, eğitim düzeylerinin düşük, 3 ve üzeri frekans tabloları oluşturulmuş; değişkenler çocuğa sahip oldukları gözlemlenmiştir. arasındaki ilişkilerin tespit edilmesi için de ki- C. Araştırmaya Katılan Kadınların İzdivaç kare testi kullanılmıştır. Değişkenler arasındaki Programlarına Yönelik Tutumları farkın anlamlılık kontrolü için kritik p değeri 0.005 olarak kabul edilmiştir. Araştırma, 1. Kadınların kitle iletişim araçlarını kullanma Denizli evreniyle sınırlıdır, 2. Alan araştırması durumları, boş zamanlarını nasıl geçirdikleri, verilerinin toplanmasında kullanılan anket hangi tür program izlemeyi tercih ettiklerine tekniği ile sınırlıdır, 3. Katılımcıların görüşleriyle yönelik yapılan sorgulamaya göre, kadınların sınırlıdır. %46.3’ü televizyon izleyerek, %15.8’i komşu ziyaretleri gerçekleştirerek, %13.8’i A. Araştırmanın Varsayımları çocuklarıyla ilgilenerek boş zamanlarını 1. Kadınların eğitim ve medeni durumları ile değerlendirdiklerini belirtmişlerdir. Dolayısıyla boş zamanlarını değerlendirme biçimleri diğer kitle iletişim araçlarıyla karşılaştırıldığında arasında fark vardır. televizyonun yaygın bir boş zaman aktivesi olarak görülmesi davranışının örneklem 2. Kadınların eğitim durumları ile beğenilen grubumuzda da çoğunluk tarafından temsil televizyon kanalı arasında fark vardır. edildiğini söylemek mümkündür. Örneklem grubunu oluşturan kadınların büyük 3. Kadınların eğitim durumları ile bir günde çoğunluğunun ev kadını olması, zamanlarının televizyon izlemeye ayırdıkları zaman önemli bir kısmını evde geçirmek durumunda arasında fark vardır. kalmaları, televizyonun iyi bir boş zaman 4. Kadınların eğitim ve medeni durumları aktivitesi ya da zaman geçirme aracı olarak ile beğendikleri televizyon programı türü görülmesine neden olmuştur. arasında fark vardır. Kadınların eğitim durumları ile boş 5. Kadınların eğitim durumları ile sabah zamanlarını değerlendirme biçimleri arasında kuşağı programlarına ilgi duyma nedenleri anlamlı bir ilişki olduğu gözlemlenmiştir χ arasında fark vardır. ( 2=48,327 Sd=20 p:,0,000). Eğitim düzeyi yükseldikçe boş zamanlarını televizyon izleme 6. Kadınların eğitim ve medeni durumları ile dışındaki aktivitelerle geçirenlerin oranı da sabah kuşağı programlarını dikkat çekici artmaktadır. Bununla birlikte eğitim düzeyi kılan özelliğin ne olduğu konusundaki düştükçe televizyonun önemli bir boş zaman düşünceleri arasında fark vardır. değerlendirme aracı olarak görülmesi eğilimi artmaktadır. Araştırma verilerine göre, okur- 7. Kadınların eğitim durumları ile kayıp, yazar olmayan kadınların %76.9’u, ilkokul tecavüz içerikli kadın programları mezunu olanların %47.6’sı, orta okul mezunu hakkındaki görüşleri arasında fark vardır.

16 Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 12, 2012 Mahremiyet Anlayışının Yerinden Edilmesinin Aracı Olarak Kadın Programlarının Türsel ve Söylemsel Analizi: Denizli Örneği olanların %43.9’u boş zamanlarını televizyon yayınlara öncelik verilmektedir. Bunun yanı izleyerek geçirirken; lisans ya da ön lisans sıra bu kanalların izleyici kitlesi daha farklı mezunu olanların %36.2’si boş zamanlarını olmakla birlikte genel olarak yüksek eğitim televizyon izleyerek %51.6’sı kitap okuyarak düzeyine sahip oldukları bilinmektedir. değerlendirmektedirler. İlk ve orta okul mezunu olanlar arasında boş zamanlarını Eğitim düzeyi ile en beğenilen televizyon kitap okuyarak değerlendirenlerin oranı ise kanalı arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığı %16.4 olarak belirlenmiştir. sorgulanmıştır. Katılımcıların izlemeyi tercih ettikleri televizyon kanalları arasında Araştırmada boş zamanları değerlendirme STAR, ATV ve çoğunluğu oluşturan biçiminin medeni duruma göre farklılık gösterip kanallardır. Okur-yazar olmayanların ve ilk göstermediğine bakılmıştır. Bulgulardan okul mezunu olanların Star TV’yi, orta okul hareketle, evli olanların %42.5’i, boşanmış ve lisans mezunu olanların Kanal D, Lisans olanların %65’i, dul olanların %56.3’ü bekar üstü mezunu olanların ise ağırlık olarak TRT olanların %48.6’sı boş zamanlarını televizyon kanallarını tercih ettikleri görülmektedir. izleyerek geçirmektedirler. Her dört kategori Dağılımda eğitim düzeyi düştükçe Kanal D, içinde ağırlık olarak tercih edilen etkinlik ATV ve Star TV gibi kadın programlarının televizyon izleme olarak görülmektedir. ağırlıklı olarak yayınlandığı kanalları tercih Fakat genel dağılıma bakıldığında evli olanlar etme oranlarında da artış gözlemlenmektedir. arasında televizyon izleyenlerin oranının daha Dağılımın anlamlılık değerinin p=0.000 fazla olduğu görülmektedir (χ 2 =31.753 olduğu görülmektedir. Bu değer p<0,05 şartını Sd=15 p=0,007). karşıladığından eğitim düzeyi ile tercih edilen televizyon kanalı arasındaki ilişkinin anlamlı Örneklem grubumuz arasında farklılık yaratan olduğu söylenebilir. (χ 2 =77.806 Sd=36 diğer bir ilişki, eğitim durumu ile televizyon p=0,000). Benzer bir ilişkinin medeni durum izleme sıklığı arasında gözlemlenmiştir arasında olup olmadığına bakıldığında, χ 2 χ ( 2=62,390 Sd=12 p:,0,000). Okur-yazar =35.518 Sd=27 p=0,126 anlamlılık değerine olmayan kadınlar arasında 4 saat ve üzeri süre göre, evli ve dul olan kadınların %24’ü Star televizyon izleyenlerin oranı %73.1, ilkokul TV’yi, boşanmış olanların %35’i Kanal D’yi, mezunu olanların oranı %47.6, orta okul bekar olanların %37’si Kanal D’yi ağırlıklı olarak mezunu olanların oranı %25.8’dir. Lisans ya tercih ettikleri görülmektedir. Medeni durum da önlisans mezunu olanların %13.8’i 4 saat ve ile izlenen televizyon kanalı arasında anlamlı üzerinde televizyon izlerken lisans üstü mezun bir vardır. Hem eğitim düzeyi hem de medeni olanlar arasında 4 ve üzerinde televizyon durum bağımsız değişkeninde dağılımın izleyenlerin bulunmadığı görülmüştür. çoğunluğunu oluşturan kanallar sırasıyla Star Araştırmaya göre, kadınların en çok tercih TV, Kanal D ve ATV’dir. Her iki değişkende ettikleri kanallar arasında birinci sırada Star dağılımın en düşük değerlerini oluşturan (%21.7), ikinci sırada Kanal D (%19.2), üçüncü kanalların ise TRT kanalları, NTV, CNN olduğu sırada ATV (%17.5) yer almaktadır. Kadınların görülmektedir. en az tercih ettikleri kanallar ise sırasıyla Araştırmaya katılan kadınların televizyonda NTV (%1.7), CNN (%2.9), ve TRT kanalları yer en çok izlemeyi tercih ettikleri programların almaktadır (%5.8). Kadınların en çok tercih izdivaç programları ile aile içi sorunların, kayıp- ettikleri üç kanal sabah kuşağı programlarının tecavüz konularının işlendiği programlar ya da kadınlara yönelik programların yoğun (%67.1) olduğu görülmüştür. Bununla birlikte olarak yayınlandığı kanallar olmakla birlikte, kadınların ev içi dekorasyon programları bu kanalların reyting oranlarının gündüz (%4.2) ile yemek programlarını (%8.8) daha kuşağında yayınlanan programlarla daha da az tercih ettiklerini söylemek gerekmektedir. arttığı bilinmektedir. Bilindiği gibi NTV, CNN ve Kadınların gündüz kuşağında takip ettikleri TRT’nin kanalları, gündüz kuşağı programları program türünün eğitim ve medeni duruma olarak bilinen kadın programlarına yer göre farklılık gösterdiği görülmüştür. Medeni vermemektedir. Bu kanallarda ağırlık olarak, durum ve eğitim durumu ile gündüz kuşağı haber, ekonomik, sosyal ve siyasi içerikli programlarından hangisinin daha çok tercih tartışma programları, belgesel gibi nitelikli edildiği arasında (medeni durum için anlamlılık

Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 12, 2012 17 M. Meder - Z. Çiçek değeri: χ 2 =31.752 Sd=15 p=0,007; eğitim medeni duruma göre farklılık gösterip durumu için anlamlılık değeri: χ 2 =57.277 göstermediğine bakıldığında, her kategoride Sd=24 p=0,000). dağılımın ağırlığını oluşturan program türünün izdivaç ve sabah kuşağı programları Kadınlara arasında her eğitim düzeyinde olduğu görülmektedir. Bulgulardan hareketle, dikiş-nakış içerikli programların daha düşük evli olan kadınların %27.5’i, boşanmış olan düzeyde tercih edildiği görülmektedir. kadınların %35’i, dul olanların %37.5’i, Kadınların gündüz kuşağı programlarını bekar olanların 16.2’si izdivaç programlarını takip etme nedenleri farklılaşmaktadır. izlemektedir. Dağılımın χ 2 =60.141 Sd=18 Ekran karşısında yalnızlıklarını gidermek p=0,000 anlamlılık değerinde medeni durum (%50.4), benzer sorunlara sahip olmak ve ile izlenen program türü arasında anlamlı bir kendilerinden daha zor durumda olanları ilişkinin olduğunu söylemek mümkündür. görerek kendilerini rahatlatmak (%30.8), Benzer bir şekilde katılımcıların izledikleri sorunlu insanlara yardım etme isteği (%10.8) program türünün öğrenim durumuna göre ve başkalarının özel hayatlarını merak etme de farklılık gösterdiği sonucu gözlemlenmiştir. istediğini tatmin etme (%7.5) araştırmamıza Buna göre, daha düşük eğitim düzeyinde katılan kadınların en çok dile getirdikleri çoğunluğu oluşturan kategori izdivaç nedenlerdir. Bununla birlikte kadınlar, bu programları olurken eğitim düzeyi yükseldikçe programları eğlendirici olmaları (%33.3), içeriği farklı türde programların izlenme oranları (%21.7), sunucunun performansı (%16.3), da artmaktadır. Düşük eğitim düzeyinde eğitici olmaları (%16.3) ve davetliler (%10) ağırlıklı olarak izlenen program türü izdivaç açısından değerlendirmişlerdir. Bu nitelikler programları, yüksek eğitim düzeyinde ise bir anlamda kadınların bu programlarda en dağılımın ağırlığını oluşturan kategoriyi çok ilgilendikleri niteliğin ya da konunun ne izdivaç, sağlık, sabah kuşağı programları, olduğunu göstermektedir. Kadın programları kayıp-tecavüz programları dışında yer alan için sunucuların, izlenme oranını arttıran “diğer” programlar olduğu görülmüştür. Okur- önemli bir etken olduğunu düşünüyoruz. yazar olmayanların %46.2’si, ilkokul mezunu Araştırmamız bu düşünceyi desteklemiştir. olanların %40.2’si izdivaç programlarını Kadınlar, bu programların sunucularını tercih ederken, lisans mezunu olanların daha çok eğlenceli olmaları yönleriyle %39.7’si, yüksek lisans mezunu olanların çekici bulduklarını (%44.2) belirtmişler, %25’i izledikleri program türünü diğer bunun yanı sıra, toplumun kültürel ve dinsel seçeneğiyle belirtmişlerdir. Dağılımın χ 2 değerlerini ekrana taşıyabilmeleri (%22.9), =57.277 Sd=24 anlamlılık değerinin p=0,000 işlerini ciddiyetle yapmaları (%14.2), halkın olduğu görülmektedir. Bu değer p<0,05 şartını yanında olduklarını göstermeleri ve bunu karşıladığından eğitim düzeyi ile izlenen hissettirmeleri (%12.1) ve kültürlü olmaları program türü arasındaki ilişkinin anlamlı (%6.7) gibi niteliklerin, sunucuları çekici olduğu söylenebilir. kıldığını söylemişlerdir. Bulgulardan hareketle, kadınların izledikleri Araştırmada katılımcıların kadın programları program türünün eğitim düzeyine göre sunucuları, sabah kuşağı teyzeleri ve farklılık gösterdiği sonucuna varılmıştır. kadın programlarında özel hayatın Kadınların sabah kuşağı programlarına ilgi anlatılması konusundaki düşüncelerinin duyma nedenlerinin öğrenim durumuna göre öğrenim durumuna göre farklılık gösterip farklılık gösterip gösterdiğine bakıldığında göstermediğine bakılmıştır. Her eğitim χ 2 =54.370 Sd=28 p=0.002 anlamlılık düzeyinde sabah programı sunucularının değerinde her iki değişken arasında anlamlı “eğlendirici olduğu”; sabah kuşağı teyzelerinin bir ilişkinin olduğu söylenebilir. Buna göre, “kolay yoldan para kazanmaya çalışan kişiler” okur-yazar olmayanların %53.8’i, ilk okul olduğu; “özel hayatın bu tarz programlarda mezunu olanların %41.5’i, ortaokul mezunu ifşa edilmesinin yanlış olduğu ve özel hayatın olanların %25.8’i yalnızlık hissini gidermek, gizli tutulması gerektiği” seçeneklerinin lisans mezunu olanların %29.3’ü ve lisansüstü ağırlıklı oranları oluşturduğu görülmüştür. mezunu olanların %25’i diğer nedenlerle kadın Tercih edilen televizyon program türünün programlarına ilgi duydukları görülmektedir.

18 Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 12, 2012 Mahremiyet Anlayışının Yerinden Edilmesinin Aracı Olarak Kadın Programlarının Türsel ve Söylemsel Analizi: Denizli Örneği

Bu bulgulardan hareketle kadınların kadın şarkılarıyla hızlı bir şekilde dağıtıldığını, programlarına ilgi duyma nedenlerinin herkesin bir anda oynayabildiklerini, birkaç öğrenim durumuna göre farklılık gösterdiği dakika öncesinde hakim olan atmosferden sonucuna varılmıştır. eser kalmadığını görmekteyiz. Duygusal durum değişikliğine ilişkin bu gidiş gelişler, Araştırmaya katılan kadınlar programların ekranları başındaki izleyicileri de büyük ölçüde sunucularına yönelik bu tarz görüşlere etkilemektedir. sahipken, programa stüdyo konuğu olarak katılanlara dair daha farklı bir düşünce Araştırmada kadınların bu konuya yönelik içerisinde oldukları tespit edilmiştir. düşünceleri sorulmuştur. Kadınların Programa katılan kadınların kolay yoldan para çoğunluğunun, programlardaki bu hızlı kazanmaya çalışan (%39.2), medyatik olmaya duygu durum geçişlerini olumlu bir şekilde çalışan (%37.9), program yapımcıları ve değerlendirdikleri tespit edilmiştir. Kadınlar, sunucuları tarafından para karşılığında davet bu yayın akışını, eğlenceli ve çok yönlü edilen (%14.2) kişiler olarak olumsuz şekilde bulduklarını ve daha çok izleyiciyi bu şekilde değerlendirmişlerdir. Kadınlar, katılımcıları etkileyebildiklerini (%67.5) söylemişlerdir. sosyal ilişkiler geliştirmiş, girişken kişiler olarak Kadınların sadece %27.9’u bu hızlı duygu olumlu özellikleriyle değerlendirmemişlerdir durum değişikliklerini alakasız bulduklarını dile (%4.2). getirmişlerdir. Gündüz kuşağı programlarının öne çıkan özelliklerinden bir diğeri sorunların, Araştırmaya katılan kadınların gündüz kuşağı stüdyoda yer alan katılımcılar tarafından programlarının sürekli takip edilmesi halinde yorumlanması, tartışılmasıdır. Görünüşte, karşılaşılabilecek olumsuz durumların neler aile içinde yaşanan sorunların farklı görüşler olabileceğine dair düşüncelerine baktığımızda eşliğinde tartışılarak farklı çözüm yollarının günlük işlerini aksatabileceğini (%41.3), geliştirilebileceği anlayışıyla hareket ahlaki değerlerimizi yozlaştırabileceğini edilmektedir. Hatta bu anlayışın sık sık (%26.3), eşlerine ve çocuklarına yeterli zaman program sunucusu tarafından vurgulandığı ayıramayacaklarını (%25) sonuç olarak aile görülmektedir. Fakat, bu tarz bir eğilimin içinde huzursuzluklara yol açabileceğini dile sorunlara gerçekçi çözümler üretilmesi getirmişlerdir. Katılımcıların eğitim düzeyleri noktasında yardımcı olamayacağını düşünmek ile sabah kuşağı programlarına konuk olanların gerekmektedir. Çünkü önemli olan sorunların konular hakkındaki yorumlarını nasıl buldukları tartışılması değil, nasıl tartışıldığı ve ortaya arasındaki arasında bir ilişkinin olup olmadığına konan çözüm yollarıdır. bakıldığında, okur-yazar olmayanların %53.8’i, ilk okul mezunu olanların %32.9’u farklı bakış Araştırmada bu sorunun kadınlar için ne ifade açıları sağladıklarını, ortaokul mezunlarının ettiği sorgulanmıştır ve kadınların yarısından %33.3’ü gereksiz konuşmalar yaptıklarını, fazlası, konuların konuklar tarafından lisans mezunu olanların %32.8’i farklı bakış tartışılmasını farklı bakış açılarının dile açıları sağladıklarını,lisans üstü mezunlarının getirilmesine imkan verdiği ve programın bu gereksiz yere konuştuklarını belirttikleri şekilde daha renkli, eğlenceli bir hale geldiğini görülmüştür. Dağılımın anlamlılık düzeyine ileri sürmüşlerdir. Bu şekilde düşünen kadınların göre χ 2 =39.758 Sd=16 p=0.001 eğitim oranı %53.4’tür. Bu hiçte azımsanmayacak düzeyi ile sabah kuşağı programına katılanların bir orandır. Zira, kadınların, bu programların konular hakkındaki yorumları arasında anlamlı amaçlarını ve sonuçlarını sorgulamadıklarını bir ilişki olduğu söylenebilir. göstermektedir. Kadınlar için ön planda olan öğe sadece eğlence ve zaman geçirme Gündüz kuşağı programlarının en dikkat gibi kısa süreli ihtiyaçlar olduğunda, çekici özellikleri, oldukça kısa aralıklarda televizyonun kitlenin bilincini yönlendirmesi hem dramatik hem eğlenceli bir atmosferin doğrultusundaki her türlü hareketinin arka arkaya sunulmasıdır. Programda aile başarıyla sonuçlanacağını unutmamak içinde yaşanan dramatik bir yaşam hikayesi gerekmektedir. Sabah kuşağı programlarını anlatılırken konuklar oldukça duygusal anlar dikkat çekici kılan en büyük etkenin öğrenim yaşarken bir anda bu hüzünlü duygusal durumuna ve medeni duruma göre farklılık atmosferin programa konuk olan şarkıcının gösterip göstermediğine bakıldığında, eğitim

Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 12, 2012 19 M. Meder - Z. Çiçek düzeyi yükseldikçe programlarına içeriğine ile Sabahların Sedası, yüksek lisans mezunu ilişkin değerlendirme yapanların oranlarının olanlarım %12.5’i Sabahların Sedası ve da arttığı gözlemlenmiştir. Okur-yazar %12.5’i Su Gibi programında yoğunlaştıkları olmayanlar ve ilk-ortaokul mezunları ağırlıklı görülmüştür. Dağılımın anlamlılık düzeyi χ 2 olarak kadın programlarının eğlendirici olması =47.384 Sd=32 p=0.039 değerinde her iki yönüyle dikkat çekici olduğunu belirtirken değişken arasında anlamlı bir ilişki olduğunu lisans ve yüksek lisans mezunlarının daha göstermektedir. ziyade içeriği itibariyle kadın programlarının dikkat çekici olduğunu ağırlıklı olarak Araştırmaya katılanlara çocuklarının televizyon belirttikleri görülmüştür. Dağılımın anlamlılık sunucusu olma taleplerine yönelik tutumlarını değeri χ 2 =32.785 Sd=24 p=0.109’dur. sorduk. Verilen yanıtlara göre, kadınların %45’i Buna göre, okur-yazar olmayanların %46.2’si, şöhret olunca ailesini ihmal edecekleri (%12.5), ilk okul mezunlarının %31.7’si, orta okul fazla kazanmanın onları değiştirebileceği (%11.3), mezunlarının %42.4’ü kadın programlarının ve evden uzaklaşacakları (%10.8) gerekçeleriyle eğlendirici olması nedeniyle dikkat çekici olumsuz karşıladıklarını belirtirken; %32.5’i iyi olduğunu belirtirken, lisans mezunlarının para kazanmaları (%39.2), meşhur olma fırsatını %34.5’i ve yüksek lisans mezunlarının %37.5’i yakalayacakları (%5.8) gerekçeleriyle olumlu içeriği nedeniyle dikkat çekici olduğunu karşıladıklarını belirtmişlerdir. Bu dağılımda belirtmişlerdir. Bu bulgulardan hareketle kadınların %21.7’si ise fikrim yok yanıtını katılımcıların kadın programlarını dikkat çekici vermiştir. Kadınlar, her ne kadar çoğunlukla kılan özellik konusundaki düşüncelerinin ekranlarda sunucuları beğenerek izleseler de, eğitim düzeyine göre farklılık gösterdiğini söz konusu kendi çocukları olduğunda bu söylemek mümkündür. tarz bir mesleği icra etmeleri konusunda daha korumacı bir tutum sergilemektedirler. Bunda, Araştırmaya katılan kadınların beğenerek sunuculuk mesleğinin oldukça yoğun bir çalışma izledikleri programlarda ilk sırada Zuhal temposunu gerektirmesi, yaşamındaki öncelikler Topalla İzdivaç (%19.6), ikinci sırada Yeşil Elma konusunda mesleğin daha belirleyici olması, aile (%17.9), üçüncü sırada Müge Anlı (%13.3), bağlarının zayıflamasına yol açacağından endişe dördüncü sırada ise Sabahların Sedası (%11.3) edildiği gözlemlenmiştir. Dolayısıyla katılımcılar yer almakta; en çok beğendikleri program için birinci öncelik, çocuklarının şöhret olması sunucuları ise sırasıyla İkbal Gürpınar (%26.7), ya da çok para kazanması değil, ailenin ihmal Müge Anlı (%17.9) ve Esra Erol (%10.4) edilmemesi, evden uzaklaşmamasıdır diyebiliriz. gelmektedir. Diğer program sunucularının oranları ise şöyledir: Katılımcıların %9.2’si Katılımcıların izdivaç benzeri kadın Seda Sayan ve Oktay Melek’i, %4.6’sı Derya programlarını tercih etmelerinden en önemli Baykal’ı beğendiklerini belirtmişlerdir. neden ekranlarda kendi yaşamlarına benzer Kadınların verdikleri yanıtlardan da görüldüğü yaşamlar görmeleridir. Yaşanılan olumsuzluklar gibi beğenilen sunucuların daha çok izdivaç ile öz yaşam hikayeleri arasında kurulan benzeri programlarda sunuculuk yaptıkları paralellik, bir ölçüde kadınların bu benzer yaşam görülmektedir. Araştırma katılanların deneyimler üzerinden rahatlamalarına olanak düzenli olarak izledikleri sabah kuşağı tanımaktadır. Bu ortak yaşam deneyimlerinden programının eğitim düzeyine göre farklılaştığı bir tanesi kadınların evlenme biçimleridir. görülmektedir. Dağılımda katılımcıların en Genel olarak baktığımızda kadınların %62.1 çok izledikleri sabah kuşağı programının gibi büyük çoğunluğu anne-babanın düşük eğitim düzeyinde yer alanlar için etkisiyle görücü usulüyle; %19.6’sı anlaşarak Zuhal Topalla İzdivaç programı iken lisans evlenmişlerdir. Bununla birlikte kadınların ve yüksek lisans mezunlarında Yeşil Elma %7.1’i kaçarak, %2.9’u da izdivaç programları programının ağırlıkta olduğu görülmektedir. aracılığıyla evlendiklerini belirtmişlerdir. Bulgulara göre okur-yazar olmayanların Kadınların eğitim düzeyleri ile evlenme %38.5’i, ilk okul mezunu olanların %23.2’si, biçimleri arasındaki ilişkiye bakıldığında, χ lise mezunu olanların %16.7’si Zuhal Topalla 2 =70.992 Sd=20 p=0.000, p<0.005 İzdivaç programında ağırlık oluşturdukları, olduğundan anlamlı bir ilişki olduğu lisans mezunu olanların %13.8’i Seda Sayan görülmüştür. Okur-yazar olmayanlar, ilk ve ortaokul mezunlarında görücü usulüyle

20 Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 12, 2012 Mahremiyet Anlayışının Yerinden Edilmesinin Aracı Olarak Kadın Programlarının Türsel ve Söylemsel Analizi: Denizli Örneği evlenenlerin oranı, lisans ve yüksek lisans düşüncelerine bakıldığında, çoğunluğu sağlıklı mezunları arasında ise tanışıp anlaşarak bir yuva kurulmasına aracı olmak ve adayların evlenenlerin oranının fazla olduğu evlendirilmesi konusunda teşvik etmek görülmüştür. Eğitim düzeyi düştükçe görücü (%66.7), dürüst adayların buluşturulmasına usulüyle evlenenlerin oranı artmaktadır. Buna aracı olmak (%17.1) ve adaylara evlilik göre evlenme biçiminde öğrenim durumunun aşamasında maddi destek sağlamak (%7.5) bir farklılık oluşturduğu söylenebilir. yanıtlarını vermişlerdir. Katılımcılara izdivaç benzeri programlar hakkındaki düşüncelerini Kadınlara televizyonda izdivaç programlarının sorduk: kadınların %33.3’ü evliliğe olan ilginin birinde anne ya da babanızı görseniz neler artmasına yol açmıştır, %31.7’si reyting amaçlı hissederdiniz diye sorduk. Kadınların %39.2’si programlar olduklarını, %15.4’ü aile kurumu onun fikirlerine saygı duyar desteklerim yanıtını açısından faydalı; %13.8’i ise aile kurumu verirken, %36.3’ü, anne ya da babalarının açısından zararlı bulduklarını belirtmişlerdir. televizyonda boy göstermesini istemedikleri Katılımcıların %3.3’ü de cinsellik konusunda (%39.2), aileden uzaklaşacağı korkusu (%30.4) toplumda var olan geleneksel ya da katı yapının ve toplumsal baskı (%12.9) gibi gerekçelerle kırılmasına yardımcı olduklarını belirtmişlerdir. “kesinlikle karşı çıkarım” yanıtını vermiştir. Dikkat çeken nokta bu tarz programların Tepki vermem diyenlerin oranı ise %16.7’dir. aile kurumu açısından zararlı olduklarına Katılımcıların anne ya da babalarını izdivaç yönelik düşüncelere sahip olanların oldukça programında aday olarak gördüklerinde nasıl düşük bir orana sahip olmalarıdır. Kadın bir tepki verecekleri ile eğitim düzeyi arasında programlarının her gün takip edilmesinin aile bir ilişki olup olmadığı sorgulanmıştır. hayatı üzerindeki etkisinin eğitim düzeylerine Dağılıma genel olarak bakıldığında okur- göre farklılık gösterdiği görülmüştür (χ 2 yazar olmayanların karşı çıkmayacağını, onun =41.876 Sd=16 p=0.000). Bulgulardan hayatına karışmayacağını, ilk, orta, lisans ve hareketle okur-yazar olmayanların %69.2’si, yüksek lisans mezunu olanların kesinlikle ilk okul mezunu olanların %33.8’i, orta okul karşı çıkarım seçeneğinde yoğunlaştıkları mezunu olanların %39.4’ü günlük ev işlerini görülmüştür. Karşı çıkarım yanıtı veren ilk, aksatacağını belirtirken lisans (%44.8) ve orta, lisans ve yüksek lisans mezunlarının, yüksek lisans mezunlarının (%62.5) ağırlıklı ağırlıklı olarak anne ve babalarının televizyon olarak sabah kuşağı programlarını içerikleri ekranından görünmesini istemedikleri açısından değerlendirdikleri, aile bağlarını seçeneğini belirttikleri görülmüştür. Dağılımın ve ahlaki değerleri yozlaştıracağı şeklinde χ anlamlılık değeri ise 2 =30.220 Sd=16 değerlendirdikleri görülmüştür. Buna göre, p=0.017 şeklindedir. Bu yanıtlar, kadınların sabah kuşağı programlarının her gün takip izdivaç benzeri programlara dair düşüncelerini edilmesinin ne tür sonuçlara yol açabileceğine hakkında da önemli veriler sunmaktadır. yönelik yorumların eğitim düzeyine göre Televizyonda görülen ile kişisel yaşam farklılaştığını dolayısıyla her iki değişken arasında kurulan karşıtlık, başka bir ifadeyle arasındaki ilişkinin anlamlı olduğu söylenebilir. televizyonun kişilerin gerçek yaşamlarıyla paralel vakalar üzerinden hareket etseler de Katılımcıların izdivaç vb. programlara yönelik bütünüyle izleyicilerin düşünce, tutum ve düşüncelerin tespit edilmesine yönelik veriler duygularıyla birebir eşdeğerliliğin söz konusu sunan diğer bir dağılımda katılımcıların, olmadığını söylemek gerekmektedir. izdivaç programlarının toplumun en çok hangi kesimleri tarafından talep edildikleri İzleyiciler, kendi yaşamlarından farklı yaşamları konusundaki düşünceleri sorgulanmıştır. ekranlarda görmektedirler, bu da bir ölçüde Buna göre kadınların %34.2’si sosyalist, farklı türdeki yayınların izlenme oranlarının %15.8’i muhafazakar, %15.4’ü Kemalist, %5.8’i analiz edilmesinde işlevsel olabilmektedir. milliyetçi ve %3.3’ü anarşist kesimlerden Televizyonun sunduğu kurgusal gerçeklik ve bahsetmişlerdir. Dikkat çeken nokta, gerçek dünya arasındaki sınırı izleyici kitlesinin kadınların, bu tarz programları sosyalist nasıl algıladığı, sorgulayıp sorgulamadığı bu kesimin daha çok talep ettiği, muhafazakar noktada önem arz etmektedir. Bu noktada kesimin ise daha düşük bir talep oluşturduğu kadınların izdivaç benzeri programların temel yönündeki düşünceleridir. amaçlarının, görevlerinin ne olduğuna yönelik

Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 12, 2012 21 M. Meder - Z. Çiçek

Kadınlara göre izdivaç programlarının diğer Genel olarak bakıldığında kadınlar sağlık programlara göre daha fazla izlenmesinin programlarının bireyin kendi bedenini nedeni konukların dikkat çekiciliği (%49.6), tanıması ve kendisini risklere karşı koruması yaptıkları işlerini ciddiyetle yapıyor olmaları yönünde farkındalık geliştirmesi bağlamında (%14.2), kaliteli programlar olmaları (%13.8) yararlı bulduklarını belirtirken (%63.8), %30’u ve sunucuların nitelikli olmaları (%8.3) yanıtını ise herkesin kendisini doktor sandığını ileri vermişlerdir. Buna göre kadınlar, izdivaç vb. sürerek olumsuz şekilde değerlendirmişlerdir. programları hem içerik hem sunucu hem de işleyiş süreci açısından nitelikli buldukları Araştırmaya katılan kadınların sağlık ve ciddiyetin ön planda olduğuna yönelik programlarının güvenilirliklerine yönelik düşüncelere sahip oldukları görülmektedir. düşüncelerine bakıldığında sağlık programlarının çözüm üretmediğini fakat Gündüz kuşağında kadınların takip ettikleri halkı yönlendirici etkilerinin olduğu yönündeki yayınlar sadece izdivaç vb. programlardan değerlendirmenin her eğitim düzeyinde ibaret olmamakta, sağlık, yemek, moda, dağılımın ağırlığını oluşturduğu görülmektedir. dekorasyon gibi kadınların gündelik Fakat, lisansüstü eğitim düzeyinde yaşamlarında pratik olarak kullanabilecekleri bulunanlar diğerlerinden farklı olarak bu tarz alanlara dair bilgilerin verildiği ve yine programlarda muayene edilmeden teşhis ünlü kişilerin davet edildiği programların konulmasının yanlış olduğunu belirttikleri da izlendiği bilinmektedir. Kadınların farklı görülmüştür. Araştırmada katılımcıların içerikteki bu programlara dair düşüncelerine sabah kuşağı programı olarak yayınlanan bakıldığında %34.2’si ev hanımları için sağlık içerikli programlarda sunuculuk yapan öğretici bulduğunu, %23.8’i izlemesinin keyifli doktorlar hakkındaki düşüncelerinin öğrenim olduğunu, %21.3’ü ailesine farklı yemekler düzeyiyle ilişkisine bakıldığında; yüksek yaparak onları mutlu ettiğini, %17.% ise lisans düzeyinde olanlar, bu programlardaki içerikten çok görselliğin önemli olduğunu doktorların sadece kendi reklamlarını vurgulaşmıştır. Sağlık programlarının yapma amacında olduklarını ağırlıklı olarak izlenmesindeki en büyük etkenin ne olduğuna belirtirken, diğer eğitim düzeylerinde yer yönelik sorgulamada bu programların eğitici alan katılımcılar, farklı kesimlere ulaşabilme olmaları (%49.2), halkı bilinçlendirmeleri olanağı sağladığı için yararlı bulduklarını (%29.2), sunucunun doktor olması (%10.8) belirtmişlerdir. Sağlık programları konusunda ve sunucu ya da konuk doktorun beyaz öne çıkan ve sıklıkla program akış sürecinde önlük giymesi (%5.8) gibi nedenler sıralarken yer verilen alternatif tıp başlığındaki konulara sağlık programlarının güvenirliklerine dair yönelik kadınlar, kişiye kendi kendini tedavi düşüncelerine bakıldığında çoğunluğun olanağı sağladığı ve diğer kimyasal ilaçlarla çözüm üretmediklerini fakat yönlendirici kıyaslandığında yan etkileri olmadığı için etkilerinin olduğunu (%51.3), herkesin yararlı bulduklarını ve hastanelerin yanında ekranda söyleyecek bir şeyler bulmasından bu konuyla ilgili mutlaka bir birimin yer alması rahatsızlık duyduklarını ve son derece güvenilir gerektiğini belirtmişlerdir (%74.5). Alternatif bulduklarını (%19.2) dile getirmişlerdir. tıp yöntemlerini bilimsellikten uzak olarak değerlendirenlerin oranı ise %13. 8’dir. Sağlık programlarında sunuculuk yapanların çoğunlukla doktor olmaları programlara Gündüz kuşağı programlarında sıklıkla işlenen dair düşünceleri etkileyen bir faktör diğer bir konu kayıp ve tecavüz konularıdır. olduğu varsayımı üzerinden kadınlara Kadınlara kayıp ve tecavüz konularının işlendiği bu programlarda boy gösteren doktorlar kadın programları hakkında ne düşündüklerini hakkındaki düşüncelerine baktığımızda sorduk. Araştırma verilerine göre, kadınların %50.8’i farklı kesimlere ulaştıkları için olumlu büyük çoğunluğu kayıp-tecavüz içerikli karşıladığını, %16.7’si kendi reklamlarını kadın programlarına, toplumsal bir sorunun yaptıklarını, %14.6’sı kendi zamanlarından gündeme getirilmesine aracılık yaptıkları için fedakarlık yaptıklarını ve %11.7’si kaliteli doktor olumlu yaklaştıkları gözlemlenmiştir. Kadınlar, görevini asıl olarak icra edeceği yerin hastane bu içerikteki programları, özellikle kadınların olduğunu ekranlar olmadığını belirterek bilinçlendirilmesinde ve belli konular üzerinde olumsuz şekilde değerlendirmişlerdir. farkındalık geliştirilmesinde toplumun

22 Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 12, 2012 Mahremiyet Anlayışının Yerinden Edilmesinin Aracı Olarak Kadın Programlarının Türsel ve Söylemsel Analizi: Denizli Örneği ruh sağlığına olumlu katkı sağladığı, bilinç ifşa edilmesinde bir sakınca olmadığını kazandırdıkları ve farkındalık geliştirdikleri vurgulamışlardır. için yararlı buldukları görülmektedir (%74.6). Dağılımın %25.4’ü ise tarz programların Sonuç olarak denilebilir ki günümüzde çok toplumun değerlerini olumsuz yönde sayıda sıradan insanın bile televizyonda boy etkilediğini düşünen kadınlar oluşturmaktadır. gösterdiği bu programların herkesin özgür bir şekilde konuşabildiği programlar olarak Kadınların kayıp ve tecavüz gibi olumsuz değerlendirmenin, toplumsal yaşamda bir durumla karşılaştıkları zaman bu tarz yaratacağı riskler göz önüne alındığında programlara başvurup vurmayacaklarına yanlıştır. Bu tarz programlar, insanları yönelik tutumlarına bakıldığında sadece özellikle kadınları daha çok televizyona %7.1’i bu tarz programlar aracılığıyla sesini bağımlı hale gelmektedirler. Özel yaşamların duyurmaya eğilimli olduğunu söylerken bu programlarda açık bir şekilde dışa %46.3’ü sadece yargı yoluna başvurmayı ve vurulmasının toplumsal bir yarara kapı %35.4’ü ise olayı unutmaya çalışmak şeklinde açıp açmadığının daha ayrıntılı bir şekilde bir tavır sergileyeceklerini belirtmişlerdir. düşünülmesi gerekmektedir. Ortak bilgi ve Kadınların kayıp-tecavüz içerikli kadın duygu paylaşımının kadın erkek eşitsizliğini programlarını hakkındaki düşüncelerinin daha da pekiştirdiğini, hatta aile içi şiddete öğretim durumuna göre farklılık gösterdiği yol açabileceğini söylemeliyiz. Program diğer bir dikkat çekici sonuçtur. Dağılımın konuklarının yaşam hikayelerini anlatırken, değerlerine göre, okur-yazar olmayanların konuklar, toplum değerleriyle uyuşmayan %50’si, ilk okul mezunu olanların %31.7’si, orta yönler üzerinden oldukça ezici, saldırgan, okul mezunlarının %34.8’i bu tarz programların yargılayıcı, yıkıcı ve iktidarı pekiştirici hareket insanları bilinçlendirdiğini belirtirken lisans etmektedirler. Bu da kişisel alana, haklara mezunlarının (%38.4) ve yüksek lisans bir saldırıdır. İnsanların birbirilerine farklı mezunlarının (%39.7) ağırlıklı olarak diğer yaşam biçimleri ve düşüncelerinden dolayı, seçeneğini belirttikleri gözlemlenmiştir. Buna program yayıncılarının ya da sunucularının göre, kadınların bu programlara yönelik dile getirdikleri gibi hoşgörü ve saygı düşüncelerinde önemli farklılıkların olduğunu çerçevesinde işlemediği tamamen aksi bir söyleyebiliriz. görüntünün hakim olduğuna dikkat etmek gerekmektedir. Bu programlarda hem kadınlar Bu bağlamda kadınların ya da genel yine geleneksel cinsiyet rolleriyle yeniden olarak izleyicilerin bu programlara yönelik tanımlanmakta hem de kamusal ve öze alan yargılarında önemli bir farklılık olduğunu ayrımı belirsizleştirilmektedir. Dolayısıyla bu söyleyebiliriz. Çünkü kayıp ve tecavüz konusu programlarının iki yönlü istismarı olduğunu aile mahremiyeti ya da özel yaşamın gizliliği bir kere daha düşünmekte yarar vardır. bağlamlarında kritik bir olgu olarak kabul edildiğinde, ekranlardan böyle bir dramatik 4. SONUÇ VE DEĞERLENDİRME olayı tüm izleyicilere yansıtmak konusunda daha tutucu bir tavır sergilenmekte, fakat Gündüz kuşağı programları olarak bilinen benzer bir olayı yaşamış kişinin ekrandan kadın programlarının izlenme nedenlerinin izlenmesi kişide ortak yaşam deneyime ve kadınlar tarafından nasıl algılandığının sahip olmanın bireyde yarattığı duyguyla sorgulandığı bu araştırma, Denizli merkez açıklanabilmektedir. Bu durum katılımcıların, ilçelerinde yaşayan 240 kadın ile yapılmış anket bu programlara katılanların özel hayatlarına çalışmasına dayanmaktadır. Aile içi sorunların ilişkin bilgileri ekranlara taşımaları konusundaki ve kadına özgü konuların farklı formatlarda düşüncelerinin sorgulandığı dağılımda açık bir işlendiği kadın programlarının, kadın kimliği şekilde görülmektedir. Buna göre kadınların ve aile kurumu üzerinde olumlu/olumsuz %47.1’i özel hayatın gizli tutulması gerektiğini, etkilerinin ortaya konulması çalışmanın %27.9’u özel yaşamın sadece belli bir kısmının amacını oluşturmaktadır. Araştırmanın anlatılması gerektiğini yani mahrem konuların bulguları şu şekilde özetlenebilir: çok fazla anlatılmaması gerektiğini, %16.3’ü Kadınların %69.6’sı evli , %15.4’ü bekardır. Evli ise insanlara örnek teşkil etmesi bağlamında olanlar çoğunlukla (%74.2) çocuk sahibidir. özel hayata dair bu tarz mahrem konuların

Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 12, 2012 23 M. Meder - Z. Çiçek

Çocuk sahibi olanların %37.5’i 1 ya da 2, mezunu olanların %37.5’i boş zamanlarını %33.7’si 3 ya da 4 çocuğa sahiptir. 5 ve üzeri ağırlıklı olarak kitap okuyarak geçirdikleri çocuğa sahip olanların oranı ise oldukça görülmektedir. Eğitim düzeyi arttıkça düşüktür (%3.3). Kadınların çoğunluğu ilkokul kadınların boş zamanlarını televizyon mezunudur (%61.7); okur-yazar olmayanların izleyerek geçirenlerin oranı da azalmaktadır. oranı ise %10.8’dir. Lisans ya da yüksek Dolayısıyla, eğitim düzeyi ile televizyonu bir lisans eğitim düzeyinde bulunanların %27.5 boş zaman aktivitesi olarak görme eğilimi oranında oldukları görülmüştür. arasında anlamlı bir ilişki söz konusudur. Kadınların evlenme biçimlerine dair verilere Kadınların günde kaç saati televizyon bakıldığında görücü usulü ile evlenenlerin izlemeye ayırdıkları önemlidir. Öğretim çoğunlukta olduğu görülmüştür (%50.8). düzeyi ile günde ortalama kaç saat televizyon Dağılımın diğer oranlarının ise %19.6’sı izlediklerine bakıldığında, χ 2 =62.390 Sd=12 anlaşarak, ,%11.3’ü anne ve babasının p=0,000 sonucunda günde televizyon baskısıyla, %7.1’i kaçarak ve %2.9’u izdivaç izleme saatinin eğitim durumuna göre programı aracılığıyla evlenenlerden oluştuğu değiştiği gözlemlenmektedir. Eğitim durumu tespit edilmiştir. ile günde kaç saat televizyon izlemeye ayrıldığı arasında anlamlı bir ilişkinin olduğu Kadınların çoğunluğu televizyonu önemli söylenebilir. Bu bulgulardan hareketle, bir boş zaman aktivitesi olarak gördüğünü okur-yazar olmayanların (%73.1) ve ilkokul belirtmiştir (%46.3). boş zamanlarını geçirmek mezunu olanların (%47.6) 4-6, ortaokul için çoğunlukla televizyonu tercih ettikleri (%34.8) mezunu olanların 2-4, lisans (%48.3) görülmüştür. Bununla birlikte kadınların ve yüksek lisans mezunu olanların (%75) 0-2 %15.8’i komşu oturmalarıyla, %12.9’u kitap saat arası televizyon izledikleri görülmektedir. okuyarak,%13.8’i çocuklarıyla ilgilenerek Televizyon izleme saatlerinin eğitim boş zamanlarını değerlendirdikleri tespit düzeylerine göre farklılık gösterdiği sonucuna edilmiştir. Kadınların %40’ı günde ortalama varılmıştır. 5 ve üzeri saat televizyon izledikleri ve ulusal kanallardan da Star TV’yi daha çok tercih Kadınların ağırlıklı olarak izlemeyi tercih ettikleri görülmüştür (%21.7). Bununla birlikte ettikleri programların evlilik (%26.7) ve kadınların tercih ettikleri ulusal kanallar sağlık (%20) konularının işlendiği programlar arasında Kanal D ikinci (%19.2), ATV (%17.5) ise olduğu görülmüştür. Bununla birlikte üçüncü sıradadır. Kadınlar arasında TRT (%5.8), kadınların %10.4’ü kayıp-tecavüz konularının CNN (%2.9) ve NTV (%1.7) gibi farklı formatta işlendiği kadın programlarını, %8.8’i yemek yayın yapan kanalları tercih edenlerin oldukça programlarını tercih ettiklerini belirtmiştir. düşük oranlara sahip oldukları görülmüştür. Kadınların gündüz kuşağı programlarını Kadınların boş zamanlarını değerlendirme izleme nedenlerinin farklılaştığı görüşmüştür. biçimlerinin eğitim durumuna göre farklılık Buna göre, kadınların %8.3’ü benzer sorunlara gösterip göstermediğine bakıldığında, eğitim sahip oldukları için, %7.1’si kendi acılarını, durumunun anlamlı bir farklılık yarattığı sorunlarını başkalarının da yaşadığı bilerek anlaşılmaktadır (χ 2 =48.327 Sd=20 p=0,000). rahatlamak için, %32.5’i ekran karşısında Okur-yazar olmayanlar ve 8 yıllık kesintisiz eğitim yalnızlığını gidermek için, %10.8’i sorunu olan olarak düşünüldüğünde ilkokul mezunu insanlara yardımcı olmak için, %15.4’ü beterin olanların televizyon izleyerek, lisans ya da beteri olduğunu düşünerek rahatlamak, yüksek lisans mezunu olanların kitap okuyarak %7.5’i dedikodu ihtiyacını karşılamak, %17.9’u ağırlıklı olarak boş zamanlarını geçirdikleri diğer nedenlerle izlediklerini belirtmişlerdir. görülmüştür. Okuma-yazma bilmeyen Kadınlar, sabah kuşağı programlarının yoğun kadınların %79.9’u, ilkokul mezunu olanların bir izleyici kitlesine sahip olmasını, “eğlendirici %47.6’sı ortaokul mezunu olanların %43.9’u olmaları” (%33.3), “programların içeriklerinin lisans mezunu olanların %36.2’si, lisansüstü ilgi çekici olması” (%21.7), “sunucunun mezunu olanların %25’i boş zamanlarını program süresince sergilediği performans” televizyon izleyerek geçirmektedirler. Lisans (%16.3) ve “eğitici olmaları” (%16.3) gibi mezunu olanların %27.6’sı, ve lisansüstü özellikleriyle ilişkili olarak açıklamışlardır.

24 Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 12, 2012 Mahremiyet Anlayışının Yerinden Edilmesinin Aracı Olarak Kadın Programlarının Türsel ve Söylemsel Analizi: Denizli Örneği

Kadınlar, gündüz kuşağı programlarında bu tarz bir formatın alakasız olduğunu ve görev alan sunucuların, programın izleyiciler dikkat çekmek için yapılan bir şey olduğunu tarafından takip edilmesinde önemli bir etken belirtmişlerdir (%27.9). olduğunu belirtmişler sunucuların, eğlenceli olmaları (%44.2), kültürel değerleri temsil Kadınlar, kadın programlarına katılanların, etmeleri ve bunu ekrandan iyi bir şekilde stüdyoda ele alınan konulara yönelik yansıtabilmeleri (%22.9), işlerini ciddiye almaları yorumlarını, “farklı görüşlere yer verilmesinin (%14.2) özelliklerinin bu programların takip farklı bakış açıları kazandıracağı ve bu edilmesinde etkili olduğunu belirtmişlerdir. şekilde programın daha renkli, ilgi çekici Kadınlar, bu tarz programlarda öne çıkan olabileceği (%53.4), gereksiz konuşmalardan sunucuların uzun yıllar bu işi yapmalarının ibaret olduğu (%25.4) ve konukların yorum mesleki kariyerleri açısından olumlu sonuçlar yapmalarının doğru olmadığı (%16.7) başlıkları yaratabileceğini belirtmişlerdir. Dolayısıyla üzerinde odaklandıkları tespit edilmiştir. kadınlar, sunucuların daha başarılı olmaları Kadınların düzenli olarak izledikleri kadın ve izleyici kitlesi tarafından daha çok kabul programlarına bakıldığında %11.3’ü Sabahları görmeleri için bu tarz programlarda sunuculuğa Sedasını,%19.6’sı Zuhal Topalla İzdivaç,%5’i devam etmeleri gerektiğini belirtmişlerdir Deryalı Günleri, %13.3’ü Müge Anlı’yı, %2.1’i Su (%42.5). Bununla birlikte kadınların %37.5’i Gibi’yi, %17.9’u Yeşil Elma’yı, %12.9’u Doktorum ekranlarda sürekli aynı yüzleri görmenin izleyici programını, %8.3’ü Esra Erolla’yı, %9.6’sı diğer kitlesini sıkabileceğini dolayısıyla yeni yüzlere programları izlediklerini söylemişlerdir. Buna ihtiyaç olduğunu belirtmiştir. paralel şekilde kadınların en çok beğendikleri Kadınlar, kadın programlarının dikkat çekici sunucuların %10.4’ü Esra Erol,%17.9’u Müge karakterleri olarak ön plana çıkan sabah kuşağı Anlı,%26.7’si İkbal Gürpınar, %4.6’sı Derya teyzelerini, “medyatik olmaya” ve “kolay Baykal, %9.2’si Seda Sayan, %9.2’si Oktay yoldan para kazanmaya çalışan kişiler” olarak Aymelek olduğunu belirtmişlerdir. değerlendirmişlerdir (%77.1). Hatta sabah Kadınların kendi çocuklarının televizyonda kuşağı teyzelerinin, program yapımcıları sunucu olmalarını nasıl karşılayacakları gösteren tarafından para karşılığında davet edildiklerini dağılımın verilerine bakıldığında, %32.5’i belirtmişlerdir (%14.2). çocuklarının sunucu olmalarını istediklerini, Kadınlar, kadın programlarının her gün takip %45’i olumsuz karşılayacaklarını, %21.7’si fikri edilmesinin aile yaşamında olumsuz sonuçlar olmadığını söylemiştir. Çocuklarının sunucu yaratıp yaratmayacağı noktasında, “günlük olmalarına olumlu yaklaşanların, neden olumlu ev işlerinin aksayabileceği” (%41.3), “ahlaki yaklaştıkları sorulduğunda %26.3’ü iyi para değerlerde yozlaşma yaratabileceği” (%26.3), kazandıkları için, %2.9’u meşhur oldukları için, “eşlerine ve çocuklarına yeterince zaman %5 herhangi bir sebebi olmadığını söylemiştir. ayrılamayacağından dolayı eşin ve çocukların Çocuklarının sunucu olmalarına olumsuz şikayet edebileceği” (%.25) konuları üzerinde yaklaşanlar ise nedenlerini %10.8’si evden durmuşlardır. uzakta olacakları için, %12.52i şöhret olunca ailesini ihmal edecekleri için, %11.3’ü paranın Kadın programlarında dikkati çeken temel onları değiştireceğinden korktukları için özelliklerden bir diğeri program akışı şeklinde belirtmişlerdir. içerisinde duygu durumlarında hızlı geçişlerin yaşanmasıdır. (Dramatik durumlardan Kadınlara televizyonda anne ya da babanızı eğlenceli durumlara ya da tam tersi). Kadınların, izdivaç programında gördüğünüzde ne kadın programlarında hakim olan bu atmosfer yaparsınız sorusunu sorduk yanıtlara konusundaki düşüncelerine bakıldığında bakıldığında, kadınların %16.7’si tepki genel olarak olumlu şekilde değerlendirdikleri vermem, %22.9’u onun da bir hayatı olduğunu, görülmüştür. Olumlu şekilde değerlendirenler, karışmayacağını, %36.3’ü kesinlikle karşı bu tarz bir formatın, programı çok yönlü çıkacağını, %16.3’ü her fikrine saygı duyacağını kıldığını bu şekilde programın daha geniş söylemiştir. Karşı çıkacağını belirtenlerin izleyici kitlesine ulaşılabildiğini belirtirken %12.9’u toplumsal baskılardan korktuğu için, (%67.5), olumsuz şekilde değerlendirenler %6.3’ü mirasının bölünmesini istemediği için,

Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 12, 2012 25 M. Meder - Z. Çiçek

%30.4’ü benden uzaklaşacağından korktuğum %17.% ise içerikten çok görselliğin önemli için, %39.2’si televizyon ekranından onu olduğunu söylemiştir. görmek istemediği için yanıtlarını vermişlerdir. Bu programlardan bir diğeri sağlık Kadınlara göre izdivaç programlarının programlarıdır. Kadınların sağlık programlarını işlevine bakıldığında %39.6’sı sağlıklı bir eğitici olmaları (%49.2), halkı bilinçlendirmeleri yuva kurulmasına aracılık etmek, %17.1’i (%29.2), sunucunun doktor olması (%10.8) ve dürüst insanların buluşmalarının sağlanması, sunucu ya da konuk doktorun beyaz önlük %27.1’i adayların evlendirilmesi için giymesi (%5.8) gibi nedenlerle takip ettiklerini cesaretlendirilmesi, %7.5’i adaylara maddi belirtmişlerdir. Bununla birlikte kadınlar, olarak destek verilmesi yanıtlarını verdikleri sağlık programlarının güvenirliklerine dair görülmektedir. düşüncelerine bakıldığında çoğunluğun çözüm üretmediklerini fakat yönlendirici Kadınların izdivaç programları hakkındaki etkilerinin olduğunu (%51.3), herkesin düşüncelerini gösteren oranlarına bakıldığına ekranda söyleyecek bir şeyler bulmasından %31.7’si reyting amaçlı yapıldıklarını rahatsızlık duyduklarını ve son derece güvenilir düşünmekte, %3.3’ü cinsellikle ilgili kalıpların bulduklarını (%19.2) dile getirmişlerdir. yıkılmasını sağladıklarını,%33.3’ü evliliğe Sağlık programlarında sunuculuk yapanların olan ilgiyi arttırdıklarını, %15.4’ü aile kurumu çoğunlukla doktor olmaları programlara açısından faydalı bulduklarını, %13.8’i aile dair düşünceleri etkileyen bir faktör kurumu açısından zedeleyici olduklarını olduğu varsayımı üzerinden kadınlara söylemişlerdir. bu programlarda boy gösteren doktorlar İzdivaç programlarının toplumun en çok hakkındaki düşüncelerine baktığımızda hangi kesimleri tarafından daha fazla rağbet %50.8’i farklı kesimlere ulaştıkları için olumlu gördüğüne yönelik katılımcıların görüşlerine karşıladığını, %16.7’si kendi reklamlarını bakıldığında, %15.8’i muhafazakar kesim, yaptıklarını, %14.6’sı kendi zamanlarından %34.2’si sosyalist kesim, %3.3’ü anarşist kesim, fedakarlık yaptıklarını ve %11.7’si kaliteli doktor 15.4’ü Kemalist kesim, %5.8’i milliyetçi kesim görevini asıl olarak icra edeceği yerin hastane yanıtlarını verdikleri görülmektedir. olduğunu ekranlar olmadığını belirterek olumsuz şekilde değerlendirmişlerdir. Kadınlara göre izdivaç programlarının diğer programlara göre daha fazla izlenmesinin Kayıp ve tecavüz konularının işlendiği nedeni konukların dikkat çekiciliği (%49.6), kadın programları da diğer içerikteki yaptıkları işlerini ciddiyetle yapıyor olmaları kadın programlarıyla karşılaştırıldığında (%14.2), kaliteli programlar olmaları (%13.8) ve oldukça yüksek oranda takip edilmektedir. sunucuların nitelikli olmalarıdır (%8.3). Kadınların bu içerikteki programlara yönelik yorumlarına göre, %20’si toplumun Kadınların gündüz kuşağında takip ettikleri sıkıntılarını giderdiklerini, %22.5’i toplumun diğer programlar arasında sağlık, yemek, sağlığı için faydalı olduğunu,%32.1’i bilinci moda, dekorasyon gibi kadınların gündelik uyandırdığını vurgulamıştır. Kadınlar yaşamlarında pratik olarak kullanabilecekleri %46.3’ü bu tarz bir olayla karşılaştıklarında alanlara dair bilgilerin verildiği ve yine yargı yoluna başvuracaklarını, %35.4’ü olayı ünlü kişilerin davet edildiği programların unutmaya çalışacaklarını, %7.1’i bu tarz da olduğu görülmektedir. Fakat bu tarz programlara başvurarak çözüm arayacaklarını, programların takip edilme oranı izdivaç vb belirtmişlerdir. Kadınların bu tarz programlar türdeki programlarla karşılaştırıldığında aracılığıyla seslerini duyurmalarına ve daha düşüktür. Kadınlar izdivaç vb türdeki özel yaşamlarını televizyondan herkese programları daha ilgi çekici bulmaktadırlar. açıklamalarını nasıl değerlendirdiklerini Bunlardan biri yemek programlarıdır. sorduk. Verilere bakıldığında %16.3’ü insanlara Kadınların yemek programlarına yönelik örnek teşkil ettiğini dolayısıyla olumsuzluklara düşüncelerine bakıldığında %34.2’si ev yol açabileceğini, %47.1’i özel hayatın gizli hanımları için öğretici bulduğunu, %23.8’i tutulması gerektiğini, %27.9’u bir kısmının izlemesinin keyifli olduğunu, %21.3’ü ailesine sadece anlatılabileceğini belirtmiştir. farklı yemekler yaparak onları mutlu ettiğini,

26 Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 12, 2012 Mahremiyet Anlayışının Yerinden Edilmesinin Aracı Olarak Kadın Programlarının Türsel ve Söylemsel Analizi: Denizli Örneği

Sonuç olarak denilebilir ki gündüz kuşağı çok yönlü değerlendirmekten ziyade daha programları arasında kadınların çoğunlukla yüzeysel ve kişisel anlık ihtiyaçların tatmini tercih ettikleri izdivaç programları, kadınlar bağlamında değerlendirdikleri görülmüştür. için önemli ölçüde eğlence işlevi görmektedir. Ev içi alana hapsedilen kadın, sosyal alanda Bu programlar, kadınların kendi hayatlarıyla kendini ifade edebilecek yeterli olanağa kurdukları benzerliklerle ya da başkalarının sahip olamadığı için farklı içerikteki kadın hayat hikayesi üzerinden psikolojik rahatlık programlarını bağımlılık seviyesinde takip sağlama, rutin giden hayatın gündelik etmeyi bir çözüm yolu olarak görmektedir. sıkıntılardan uzaklaşma amaçlarıyla Buna karşın bu tarz programların kadınların örtüşmektedir. Sosyal yaşam alanı oldukça duygusal ve entelektüel ihtiyaçlarını, sınırlı olan ev kadınları için bu tarz programlar ev beklentilerini karşılamadığı söylenebilir. Bu dışındaki hayata dair bilgi edinmenin bir aracı bağlamda kadın programlarının kadınların olarak görülmektedir. Dolayısıyla kadınların, kamusal alanda seslerini duyurabilmelerine bu tarz programların işlevselliğini, genelde olanak sağladığı konusunun bir kere daha toplum hayatı özelde ise birey ve kadın kimliği düşünülmesi gerekmektedir. üzerindeki etkilerini entelektüel, kapsamlı,

Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 12, 2012 27 M. Meder - Z. Çiçek

KAYNAKÇA

Adorno, T. W. (2003). “Kültür Endüstrisini Yeniden Düşünürken”, ( Çev: Bülent O.) , Cogito, Sayı 36, Yaz 2003, . (http://www.ykykultur.com.tr/?site=cogito, 25/01/2007). Alankuş, S. (1995). “ Globalleşme/ Yerelleşme ve Yerel Medyanın İmkanları”, Birikim Dergisi 111-112, Temmuz/ Ağustos, İstanbul. Barret, M. (1993) .“ Women’s Oppressing Today”, Women’s Studies, Cambridge:The University Pres. Baudrillard, J. (2002). Tam Ekran, ( Çev: Bahadır Gülmez), 2. Baskı, İstanbul:Yapı Kredi Yayınları. Bourdieu, P. (1997) .Televizyon Üzerine, ( Çev: Turhan Ilgaz ), Yapı Kredi Yayınları. İstanbul. Bruzzi, S.(2000). New Documantary: A Critical Introduction, New York: Routledge. Burton, G. (1995). Görünenden Fazlası: Medya Analizlerine Giriş, (Çev: Nefin Dinç), 1. Baskı, İstanbul:Alan Yayıncılık. Dominic, J.R. (1990). The Dynamics of Mass Communication, New York: McGraw Hill. Gezgin, S. (2002). “Medyanın Toplumsal İşlevi ve Kamuoyu Oluşumu”, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, Cilt:1, İstanbul. Goffman, E. (2009). Gündelik Yaşamda Benliğin Sunumu, (Çev: Barış Cezar), İstanbul. Goldman, R. ve Papson, S. (1996). Sign Wars: The Cluttered Landscape of Advertising, London: Guildford. Goldman, R., Papson, S. (1998). Nike Culture: The Sign of The Swoos, Thousand Oaks. Calif, Sage Publication. Göle, N. (1998). Modern Mahrem, İstanbul. Keskin, E.(2001). “Zerrin, Gündüz Kuşağı Talk Show’larında Kültürel Kimliklerin Temsiliyeti: Ayşe Özgün Talk Show”, Yıllık 2001, Ankara. Livingstone, S., Lunt, P.(2006).“Studio Audience Discussion Programme: An Analysis of Viewers’ Preferences and Involvement”, (http://ejc.sagepub.com/cgi/content/abstract/21/10/2010) Oskay, Ü. (1993). Kitle İletişimin Kültürel İşlevi, İstanbul. Oskay, Ü. (1978). “Toplumsal Gelişmede Radyo ve Televizyon”, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları. Rose, Brian (1985) “The Talk Show”, TV Genres, A Handbook and Reference Guide, Edited by Brian G. Rose, 1st. Published, Greenwood Press, USA, s.329-349. Severin, J., Tankard, W. (1994). İletişim Kuramları: Kökenleri, Yöntemleri ve Kitle İletişim Araçlarında Kullanımları, (Çev. Ali Atıf Bir, Serdar Sever), Eskişehir. RTÜK (Radyo Televizyon Üst Kurulu). (2006). Televizyon İzleme Eğilimleri Araştırması, Ankara. Shoemaker, P., Reese, S. (1997). “ İdeolojinin Medya İçeriği Üzerindeki Etkisi”, Medya, Kültür, Siyaset, (Der: S. İRVAN), Ankara. Swingewood, A. (1996). Kitle Kültürü Efsanesi, (Çev: A. Kansu), Ankara. Vural, M. (1996). “Yerel Kamuoyunun Kitle İletişim Aracı Olarak Yerel Basın”, Yeni Türkiye Medya Özel Sayısı, Sayı:12, Cilt 2. İstanbul.

28 Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 12, 2012