ALEVİLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ The Journal Of Alevi Studies

HAKEMLİ DERGİ Kış/Winter 2011, Sayı/Volume 2 Uluslararası Süreli Yayın - 6 ayda bir yayımlanır - Ücretsizdir.

ISSN 2146-4421

Ankara, Aralık - 2011 YÖRESİNDE BİR ALEVİ-BEKTAŞİ ÇEPNİ YERLEŞİMİ: ZIRHAN MAHALLESİ AN ALEVI-BEKTASHI SETTLEMENT IN THE PROVINCE OF GIRESUN: THE DISTRICT OF ZIRHAN

Abonoz KÜÇÜK1 ABSTRACT

Özet The Chepni population residing in the geography of Anatolia, especially in the Anadolu coğrafyasında özellikle ba- West including Balıkesir, İzmir, Aydın, etc., tıdaki Balıkesir, İzmir, Aydın vb. vilayet- has appeared as completely Alevi. Although lerde bulunan Çepniler, tamamıyla Alevi the Chepni population in the Re- olarak karşımıza çıkmaktadır. Karadeniz gion is known to have become Alevi in the Bölgesi’ndeki Çepnilerin ise geçmişte Alevi past, most of them have appeared as Sun- oldukları bilinse de bugün bölgede yaşayan ni today. However, there are a few Alevi- Çepnilerin büyük çoğunluğu Sünni olarak Chepni people residing in this area where karşımıza çıkmaktadır. Ancak Çepnilerin the majority of the Chepni people have beco- büyük çoğunluğunun sünnileştiği bu coğ- rafyada bazı yörelerde Alevi Çepniler de me Sunni. The most important ones are the bulunmaktadır. Bunlardan en önemlileri Chepni people living in the county of Gür- bugün Ordu Gürgentepe ilçesi, Kürtün Taş- gentepe, Ordu, in the village of Taslıca, Kür- lıca köyü, Eskiköy ve ilçesi tün, in the village of Eskiköy, Trabzon, and Bahçeli köyüne bağlı Zırhan Mahallesi’nde in the district of Zırhan located in the village yaşayan Çepniler’dir. Bu çalışmada Giresun of Bahçeli linked to the county of Dereli. In yöresinde Alevi-Bektaşi bir Çepni yerleşimi this paper, we will argue the history of the olarak karşımıza çıkan Zırhan Mahallesi’nin district of Zırhan appearing as a settlement tarihi ve Güvenç Abdal Ocağı ile ilişkisi hak- of Alevi-Chepni population in the province kında alan araştırması ve yazılı kaynaklar- ofGiresun, the research about its relation dan elde edilen veriler değerlendirilecektir. with Güvenc Abdal Associaton and the data obtained from the written sources. Anahtar Kelimeler: Giresun, Çepni, Alevi-Bektaşi, Alan Araştırması. Key Words: Giresun, Chepni, Alevi- Bektashi, Field Research. 1 Arş. Gör., Balıkesir Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fa- kültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü.

265 ALEVİLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

Giriş Giresun şehrini oluşturan kalenin ne zaman kurulduğu ve nasıl bir yerleşmeye Doğu Karadeniz’in ilk yerli halkları; sahne olduğu hakkında kesin bilgi yoktur. Gaşkalar, İskitler, Kimmerler, Amazonlar, Grek kaynaklarında Kerasus adlı bir yerleş- Diriller, Hunlar, Kumanlar, Peçenekler, Sa- me yerinin veya kalenin, M.Ö. 670’lerde Ka- birler, Hazarlar ve Bulgarlar’dır. Yukarıda radeniz bölgesinde koloniler teşkil etmeye ismi yazılan ulusların hepsi de Türk kavmi başlayan Miletoslar tarafından kurulduğu olarak bilinmektedir. Yerli ve yabancı bütün ileri sürülür. Fakat bu ad altındaki koloni- ilim adamlarının eserlerinde Türk kavimleri nin Giresun’un bugünkü yerinde bulunup olarak anlatılmaktadır(Gökdağ, 1997: 29). bulunmadığı tartışma konusudur(Emecen, Giresun’un ismi bilinen ilk sakinle- 1996: 78). ri, Hititlerin çağdaşı olan Gaşkalar’dır. Bu Bu hususta ünlü bir fi lozof ve tarihçi topluluğun M.Ö. XVI. yüzyılın ortaların- olan Ksenophon(M.Ö. 450-355), Anabasis da bölgeye hakim olduğu bilinmektedir. adlı eserinde Perslerle yapılan Kunaska Yörede varlığı bilinen bir diğer topluluk Savaşı’ndan sonra alınan yenilgiyle bir- ise Kimmerler’dir. Kimmerler M.Ö. 695 yı- likte Helen askerlerinin dönüş yolunda lında İç Anadolu’nun yanı sıra Giresun’un Trabzon’dan üç gün yürüyerek Kerasus’a da içinde bulunduğu Doğu Karadeniz yö- vardığını yazmaktadır(Ksenophon, 1974: resine hakim olmuşlardır(Altınkaynak- 156-157). Emecen vd., 2008: 42). Öyle ki Kimmerler’e ait höyüklerin XX. yüzyılın ortalarına kadar Ksenophon’un Trabzon’dan üç gün yü- Şebinkarahisar’a ait köylerde bulunduğu rüyerek Giresun’a gelmesi mümkün değil- bilinmektedir(Okutan, 1948: 36). dir. Ksenophon’un Trabzon’dan üç günde yürüyerek geldiği yer Vakfıkebir körfezin- Kimmerlerin M.Ö. 585’ten itibaren İskit deki Kireson/Kirazlık olarak bilinen yerdir. baskısı sebebiyle göç ederek Karadeniz’in Yapılan araştırmalar sonucunda Karade- kuzeyine çıkarak bölgeyi terk etmeleri- niz Bölgesi’nde Kerasus adlı üç farklı yer- ne rağmen, bölgedeki Türk varlığı İskit leşim yeri tespit edilmiştir. Bunlardan ilki hâkimiyetiyle devam etmiştir. Günümüzde Sinop’un batısında, ikincisi Vakfıkebir’in bu bölgede İskitlerin bir boyu olan Kolatların doğusunda, üçüncüsü ise Giresun’un biraz adı Kolatlar/Kolatoğulları ve İran kaynakla- uzağındaki vadide yer almaktadır(Emecen, rında geçen İskit/Sakaların adı Sakaoğulları 1997: 21). şeklinde yaşamaktadır2(Togan, 1981: 34). Strabon, Amisos’tan(Samsun) itibaren şehirleri sayarken Kytoros’tan(Ordu) sonra 2 Günümüzde Trabzon’a bağlı Akçaabat ilçesinde Farnika’nın geldiğini, buranın Kytoros’ta Kolotoğulları, Çarşıbaşı ilçesi ve Akçakale beldesinde oturanlarca iskan edildiğini, buradan Sakaoğulları adıyla anılan aileler bulunmaktadır.

266 2011 / Yıl: 1 Sayı: 2

İskhopolis’e(?), oradan da orta bü- Kudüs yerine ’u işgal etmişlerdir. yüklükteki Kerasus’a ve Trapezus’a ula- Bu işgal üzerine İstanbul’dan kaçan Alek- şıldığını yazar. Bundan dolayı Kerasus ve sis Komninu, Anadolu’nun kuzeydoğusun- Farnika’nın ayrı şehirler olduğu ifade edilir. da Trabzon Rum Devleti’ni kurmuştur. Bu Bu bilgilere göre Kerasus günümüzdeki Vak- devletin etrafı sayı ve köken bakımından fıkebir ilçesine bağlı Kirazlık mahallesinin, farklı, çok sayıda Türkmen boyu ile kuşatıl- Farnika ise Giresun ilinin eski adıdır. Roma mış vaziyetteydi. 1204 yılından 1461’de Fa- İmparatorluğu döneminde Giresun’da vali- tih Sultan Mehmet’in Trabzon’u fethine ka- lik yapan Arrien, Roma imparatoruna yaz- dar hüküm süren bu imparatorluk devrinde dığı bir mektupta Farnika’nın eski adının Karadeniz’deki Türkmen varlığından, özel- Kerasus olduğunu ve buranın da Sinoplular likle de Çepni boyundan haberdar olmaya tarafından kurulduğunu bildirir. Bütün bu başlamaktayız(Shukurov, 1999: 11). bilgilerden hareket eden birçok araştırmacı, 1071 Malazgirt zaferinden sonra M.Ö. 183’te Sinop’u aldıktan sonra bölgeyi Anadolu’ya giren Oğuz boylarından biri de ele geçiren Kralı I. Farnakes(M.Ö. Çepnilerdir. Anadolu coğrafyasında Çep- 190-169) tarafından kurulan Farnakia’nın niler, ilk olarak Trabzon Rum İmparotoru bugünkü şehrin bulunduğu yarımadada yer Giorgi’nin Moğol istilası sonucu oluşan ka- aldığını, uzun süre bu adla anıldığını ve Ro- rışıklığı fırsat bilerek Sinop’a düzenlediği malılar döneminde buranın Kerasus şeklinde baskında karşımıza çıkmaktadır. İlerleyen adlandırıldığını belirtir(Emecen 1996: 79). süreçte Çepniler, Sinop’tan doğuya doğru Giresun, Pontusluların ardından Roma ilerleyerek Karadeniz’in bir Türk yurdu ha- İmparatorluğu’nun hâkimiyetine girmiştir. line gelmesinde önemli işler başarmıştır. Ancak tarihi kaynakların belirttiğine göre Çepnilerin Giresun’da ilk görülüşü 1301 Romalılar bu bölgede tam bir hâkimiyet yılında olmuştur. 1301 yılında Ordu’dan kuramamışlardır. İlerleyen süreçte şehir hareket edip Giresun’a kadar gelen Türk Romalılar’ın idaresinden Bizans denetimine beylerinden Küçük Ağa’yı İmparator II. geçmiştir. 1071 Malazgirt Savaşı sonrasın- Aleksios(1297-1331) karşılayarak daha fazla da hızlı Türk fetihleri sırasında ele geçirilen ilerlemesine engel olmuştur(Bryer, 1980b: yerler arasında Trabzon ve yöresinin de bu- 143). Bahsi geçen zamana kadar Çepniler, Ka- lunduğu bilinmektedir. Ancak Kerasus’un radeniz sahil şeridinde Sinop’tan Giresun’a Selçuklular’ın hâkimiyetine girdiğine dair kadar olan bölgeyi kontrol altına almışlar- bir bilgiye rastlanmamaktadır(Emecen, dır. Ekim 1313’te Çepnilerin lideri Bayram 1996: 79). Bey’in Komnenosların sınırları dâhilinde 1204 yılında, Anadolu Selçuklu Devleti bulunan bir pazar yerine baskın yaptığı be- ile ticari ve siyasi ilişkilerinin bozulması- lirtilmektedir. Bu, Ordu vilayetini fetheden nı istemeyen Latinler, IV. Haçlı Seferi’nde ve orada bir beylik kuran(Bayramlu Beyliği)

267 ALEVİLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

Bayram Bey’e dair ilk haberlerdir(Sümer, büyük oranda Türkleştirilmiştir. Fatih Sul- 1992b: 13). Bayram Bey 30 Ağustos 1332’de tan Mehmet’in 1461 yılında Trabzon’u fet- ordusu ile Hamsiköy yakınlarına kadar gel- hinden sonra Karadeniz Bölgesi tamamıyla miş ve burada Komnenoslar’a yenilerek çok Osmanlı Devleti’ne bağlanmıştır. sayıda kayıp vermiştir(Bostan, 2002: 300). Giresun, Osmanlı hâkimiyetine gir- Görüldüğü gibi Giresun’a yönelik ilk dikten sonra 1515 tarihli Trabzon Tahrir fetih hareketi 1301 yılında gerçekleştirilmiş Defteri’nde3 vilayet-i Çepni olarak adlan- ancak başarısızlıkla sonuçlanmıştır. XIV. dırılmaktadır. Bu adlandırma Giresun’daki yüzyıl boyunca bu fetih hareketlerinin de- Çepni varlığını ifade etmesi bakımından vam ettiği muhakkaktır. Ancak Giresun tam bizce büyük önem taşımaktadır. Çepni vila- anlamıyla, Ordu bölgesini fethederek Bay- yetine bağlı yedi nahiyede bu defterde yer ramlı Beyliği’ni kuran Bayram Bey’in toru- almaktadır. Bu yedi nahiyeden Kürtün na- nu ve Hacı Emir Bey’in oğlu Süleyman Bey hiyesi hariç diğerleri günümüzde Giresun tarafından 1397’de fethedilmiştir(Sümer, iline bağlı ilçe, köy ve mahallelerden oluş- 1992b: 40). Bu fetihle ilgili olarak Estere- maktadır. badi, Bezm ü Rezm adlı eserinde: Kadı Biz geçmişte Giresun Çepnileriyle il- Burhaneddin’in, Karamanoğulları üzerine gili olarak hazırlamış olduğumuz Giresun sefer düzenledikten sonra, bir habercinin Çepni Folkloru başlıklı çalışmamızın araş- ona, “Allah’ın fazileti ve Muhammet’in tırma alanını başlangıçta 1515 tarihli Trab- devletinin gücüyle Emir Süleyman Giresun zon Tahrir Defteri’nden hareket ederek kalesini fethederek ülkesine kattı” dediğini belirlemiştik. Ancak alana çıktıktan sonra bildirmektedir.. Hristiyanların elinde bulu- edindiğimiz bilgiler, bu listeyi günümüz- nan, sağlamlığı ve aşılmazlığıyla ün yapmış, deki idari yapı bağlamında güncellememiz tekfurların başkenti olan Trabzon’a bağlı Gi- fi krini güçlendirdi.4 Bu fi kir etrafında ha- resun kalesine İslamiyet’in doğuşundan iti- zırlamaya çalıştığımız güncel listeye göre baren hiçbir Müslüman girmemiş ve orayı günümüzde Giresun yöresinde Çepniler’e alamamış olduğu için Kadı Burhaneddin’in ait Giresun merkezde otuz beş köy, bir bel- bu müjdeyi aldıktan sonra büyük bir se- de, bir mahalle; Dereli ilçesinde on köy, iki vinç ve neşe içinde kutlamalar yaptırdığını mahalle; Güce ilçesinde yedi köy; Tirebolu bildirmektedir(Esterabadi, 1990: 485). ilçesinde on köy, bir mahalle; Keşap ilçesin- Bu fetihle birlikte bölgedeki Türk var- de on köy, bir mahalle; ilçesinde do- lığı artmaya başlamıştır. Güneyden vadiler kuz köy, yedi mahalle; Yağlıdere ilçesinde boyunca Karadeniz sahillerine inen Çepni 3 Bu defter için bkz. Sümer, 1992. Türkleri bu artışta büyük oranda etkili ol- 4 Giresun yöresi Çepnilerinin yerleşim alanlarıyla il- muştur. Fatih Sultan Mehmet’in bu bölgele- gili olarak hazırlanan bu güncel liste için bkz. Küçük, ri fethine kadar yöre, Çepni boyu tarafından 2011.

268 2011 / Yıl: 1 Sayı: 2

yirmi üç köy, iki mahalle; Çanakçı ilçesinde desteğiyle çeşitli çalışmalar yapılır. Bu fi kir dokuz köy, bir mahalle, bir belde; Görele il- etrafında Türkiye’de Alevilik-Bektaşilik üze- çesinde yedi köy; Şebinkarahisar ilçesinde rine ilk çalışmayı Baha Said Bey 5 yapmıştır. üç köy, bir mahalle ve Eynesil ilçesinde on Talat Paşa ve Ziya Gökalp’a göre bir köy, bir belde bulunmaktadır. Toplamda yeni hükümetin başarılı olabilmesi için Giresun genelinde Çepniler’e ait yüz otuz Anadolu’nun farklı dini inançlarını, tari- dört köy, üç belde ve on altı mahalle vardır. katlarını ve Türkmen aşiretlerini tanıması Bahsi geçen bu yerleşim alanlarının yalnızca gereklidir. Bu çalışmaların başlamasında beşi Alevi-Bektaşi inancında olup, diğerleri etkili olan iki isim vardır. Bunlar Talat Paşa Sünni’dir. ve Ziya Gökalp’tır. Onlara göre yeni iktida- Tarihi kaynakların verdiği bilgilere göre ra gelen hükümetin başarılı olabilmesi için Giresun, yoğun bir Çepni yerleşimine sahne Anadolu’yu tanıması gereklidir. İşte bu ne- olmuştur. Giresun’a yerleşen Çepni grupları- denle dönemin hükümeti, Kızılbaş ve Bekta- nın başlangıçta Alevi oldukları ancak zaman- şileri incelemesi için Baha Said Bey’i, Ahileri la Sünnileştikleri anlatılmaktadır. Bu çalış- incelemek üzere de Bursalı Mehmet Tahir mada Giresun Çepnilerinden Alevi-Bektaşi ve Hasan Fehmi’yi görevlendirmiştir. inanışa sahip Zırhan Mahallesi Çepnilerinin Baha Said Bey, Alevilik-Bektaşilik araştır- tarihi ve Güvenç Abdal Ocağı ile olan ilişkile- maları için birebir bu grupların yaşadığı yer- ri alandan derlenen malzemeye dayalı olarak lere gitmiştir. Alan araştırması sonucu elde değerlendirilmeye çalışılacaktır. etmiş olduğu bilgileri içeren makalelerini Türk Yurdu Dergisi’nin 22, 23, 24, 25, 26, 27. Zırhan Mahallesi Alevi-Bektaşi Çepnilerinin Tarihi ve Güvenç Abdal Ocağı’yla İlişkileri 5 Baha Said Bey, 1882 tarihinde Çanakkale’nin Biga ilçesinde doğmuş, Kafkasya kökenli Dağıstanlı bir Türkiye’de Çepnileri inanış boyutuyla in- ailenin çocuğudur. İlk dönem tahsilini bilgili bir zat olan babasının vermiş olduğu bilgilerle ve Biga’daki celeyen özel bir çalışma yoktur. Biz Türkiye’de okullarda almış olduğu eğitimle tamamlamıştır. Yük- genel manada Alevilik-Bektaşilik üzerine ya- sek öğrenimini ise, harp okulunda ve harp akademi- pılan çalışmalarda Çepnilerin inançlarıyla sinde tamamlamış, ancak orduda uzun süre kalama- alakalı bilgilere ulaşabilmekteyiz. dan emekli olmuştur. Baha Said, Osmanlı Ressamlar Cemiyeti, Türk Ocağı, Milli Kongre ve Karakol Cemi- Türkiye sahasında Alevilik- yeti gibi pek çok birimin kurucusu ve yöneticisi olarak görev yapmıştır. Mili mücadele yıllarında halkın des- Bektaşilik çalışmaları ilk olarak Osmanlı teğini kazanmak amacıyla Anadolu’ya gönderilmiştir. İmparatorluğu’nun son dönemlerinde ya- Cumhuriyet döneminde ise bütün Anadolu’yu dolaş- pılmaya başlanmıştır. İttihat ve Terakki mış, Türk zümrelerinin dillerini, mezheplerini, gele- Fırkası’nın yönetimi devralmasıyla birlikte neklerini araştırmaya kendini adamıştır(Birdoğan, 1994: 10). Baha Said ile ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. Anadolu’yu tanımak fi kri etrafında devlet Said, 2000, Tevetoğlu, 1989, Görkem, 2000.

269 ALEVİLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

sayılarında yayımlamıştır. İlerleyen yıllarda yer alan makaleleri, Atina İngiliz Mektebi Nejat Birdoğan, bu çalışmaları tek bir kitapta Senelik Mecmuası’nın 19, 20 ve 21. sayı- toplayarak yayımlamıştır(Birdoğan, 1994) larında da yayımlanmıştır. Bu makalele- ri, Râgıp Hulûsî Türkçe’ye çevirmiş ve bu Baha Said Bey’in “Türkiye’de Alevi Züm- makaleler Bektaşilik Tetkikleri adı altında releri, Tekke Aleviliği-Toplumsal Alevilik”, neşredilmiştir(Hasluck, 1928: V-VII). “Sofi yan Süreği(Kızılbaş Meydanı)”, “Sofi - yan Süreği(Kızılbaş Meydanında Düşkün- Hasluck, bu eserinde Bektaşi bölgelerine lük)”, “Anadolu Alevi Zümreleri(Tahtacı, değinirken, Çepniler için değerli sayılan pek Çetmi, Hardal Türkmenleri ya da Yanyatır çok kavramı da açıklamıştır. Hasluck’un ese- Sılası)” gibi başlıklar taşıyan araştırmaları rinde Orta Asya’dan gelme olarak zikrettiği ilkler arasında olması sebebiyle son dere- bazı zümreler bulunmaktadır. Bu zümreler, Çepniler ve diğer Alevi Türkmenler olmalıdır. ce önemlidir. Baha Said, “Anadolu Alevi Hasluck, Makedonya’dan Anadolu’ya uza- Zümreleri(Tahtacı, Çetmi, Hardal Türkmen- nan hat içindeki Bektaşi türbelerini, yerleşim leri Ya da Yanyatır Sılası)” başlıklı yazısında birimlerini ele almıştır(Hasluck, 1928: 1-3). Karadeniz’deki Çepnilerle Karesi’deki Çep- nilerin aynı kökten geldiklerini, bu grupların Yusuf Ziya Yörükân 1932 yılında ya- Alevi zümreleri arasında yer aldığını belirt- yımlamış olduğu Müslümanlık’tan Son- mektedir. Tahtacılar üzerinde daha fazla me- ra Türk Mezhepleri adlı çalışmasında, sai harcayan Baha Said, yeri geldikçe Çepni- Kırşehir Çepnilerinin inançlarından ve lerin de Tahtacılarla aynı inançta olduğunu Karadeniz Bölgesi’ndeki Çepnilerin bü- zikretmekte, Tahtacıların inanç yapılarıyla yük çoğunluğunun Sünni olduğundan ilgili bilgilerin Çepnileri de kapsadığını ifa- bahsetmektedir(Yörükan, 1932: 396). Yazar de etmektedir(Birdoğan, 1994: 79). konuyla ilgili olarak hazırladığı Anadolu’da Aleviler ve Tahtacılar başlıklı bir diğer ese- Baha Said Bey’den sonra Çepnilerin rinde ise Balıkesir, Çanakkale ve Adana böl- inançlarıyla ilgili bilgi veren ikinci kaynak, gelerinde görülen Çepnilerin inanç olarak Besim Atalay’ın 1924 yılında yayımlamış Hacı Bektaş Ocağı’na bağlı olmadıklarını, olduğu Bektaşilik ve Edebiyatı adlı eserdir. kendilerine has dedelik kurumlarının oldu- Atalay eserinde Çepnilerin inançları, yaşam ğunu ifade eder(Yörükan, 2002: 139-141). tarzları ve bulundukları bölgeler hakkında Konuyla ilgili olarak Orhan Türkdoğan bilgiler vermiştir. da 2004 yılında yayımladığı Alevi Bektaşi Konuyla ilgili bir diğer çalışma, Kimliği Sosyo-Antropolojik Bir Araştırma Anadolu’nun Dinî Tarih ve Etnografi sine başlıklı eserinde Muğla, Aydın ve İzmir böl- Dair Tetkikat Merkezi Neşriyatı tarafın- gelerindeki Çepniler ve Tahtacılar hakkında dan Bektaşilik Tetkikleri adıyla 1928 yılın- alan araştırmaları sonucunda ulaştığı bilgi- da yayımlanmıştır. Hasluck’un bu kitapta leri sunmuştur(Türkdoğan, 2004).

270 2011 / Yıl: 1 Sayı: 2

Bu bölümde konuyla ilgili görüş belir- Güvenç Abdal Ocağı’ndan, Çepnilerle olan ten kaynakların sayısı daha da arttırılabilir.6 bağlantısından ve Alevilik’le olan ilişkisin- Ancak biz bu sayıyı arttırmanın çalışma ko- den bahsedilmiştir. numuza çok fazla yarar sağlamayacağı dü- Çepnilerin inançları hususunda bilgi şüncesiyle Türkiye’nin çeşitli bölgelerindeki veren kaynakların büyük çoğunluğu, Çep- Çepnilerin inançları üzerine yapılan çalışma- nilerin Alevi-Bektaşi geleneğine mensup ol- ları bir kenara bırakarak, Karadeniz Çepnile- duklarını ifade etmektedir. Türkiye coğraf- rinin inançlarıyla ilgili son dönemde yapılan yasında özellikle batıdaki Balıkesir, İzmir, birkaç çalışmadan bahsetmek istiyoruz. Aydın vb. vilayetlerde bulunan Çepniler ta- Hacı Bektaş Veli Araştırma Merkezi’nin mamıyla Alevi olarak karşımıza çıkmakta- yayın organı olan Türk Kültürü ve Hacı dır. Karadeniz Bölgesi’ndeki Çepnilerin ise Bektaş Veli Araştırma Dergisi, otuz be- geçmişte Alevi olduğu bilinse de bugün böl- şinci sayısında Güvenç Abdal Ocağı Özel gede yaşayan Çepnilerin büyük çoğunluğu Dosyası’nı yayımlamıştır. Bu yayında Sünni olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak Karadeniz’deki Alevi Çepniler ve bunların Çepnilerin büyük çoğunluğunun Sünni ol- Güvenç Abdal Ocağı’yla bağlantıları ince- duğu bu coğrafyada bazı yörelerde Alevi lenmeye çalışılmıştır. Derginin bahsi geçen Çepniler de bulunmaktadır. Bunlardan en sayısında Karadeniz bölgesindeki Çepnilere önemlileri bugün Ordu Gürgentepe ilçesi, birebir temas eden, “Karadeniz Çepnileri 1: Kürtün Taşlıca köyü, Trabzon Eskiköy7 ve Taşlıca Köyü”(Yalçın-Uysal, 2005a), “Kara- Dereli ilçesinin Bahçeli köyü8ne bağlı Zırhan deniz Çepnileri-2: Eskiköy”(Yalçın-Uysal, Mahallesi’nde yaşayan Çepniler’dir. 2005b), “Karadeniz Çepnileri 3: Şalpazarı ve Yukarıda adı zikredilen bu köylerden Gürgentepe”(Yalçın-Uysal, vd. 2005c) baş- çalışma konusu olarak seçtiğimiz Zırhan lıklı üç yazı yayımlanmıştır. Bu yazılarda Mahallesi, Giresun yöresinde Alevi-Bektaşi bölgede yapılan alan araştırması sonuçları- inanışa bağlı olan bir Çepni yerleşimi olarak na dayalı olarak adı geçen Çepni köylerinin karşımıza çıkmaktadır. Bu grubun Zırhan Alevilik’le ve Güvenç Abdal Ocağı’yla olan Mahallesi’ne yerleşmesiyle ve kökenleriyle münasebetleri hakkında değerlendirmeler ilgili olarak kaynak kişilerimizden Mustafa yapılmaya çalışılmıştır.

Yine aynı dergide Coşkun Kökel tarafın- 7 Trabzon’un Akçaabat ilçesine bağlı bir köydür. Köy- dan hazırlanan “Güvenç Abdal Ocağı Üze- de cem ibadeti devam etmektedir. rine Bir Değerlendirme” başlıklı makalede 8 Bahçeli köyünün Zırhan Mahallesi’nde Alevi-Bektaşi geleneğine bağlı Çepniler yaşamaktadır. Dedelik hiz- metinin devam ettiği bu köyde cem ibadetleri de ya- 6 Çepnilerin inançları ile ilgi ayrıca bkz. Babinger- pılmaktadır. Alan araştırmasına gittiğimiz bu köyde Köprülü, 1996; Köprülü, 2003; Melikoff, 1998; Gölpı- cemevi de mevcuttur. Günümüzde dedelik yapan kişi narlı, 1958; Ocak, 1996. 1954 doğumlu Mustafa Özer’dir.

271 ALEVİLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

Özer: Hakikat yoluna bizi yetiren

“Sütlüce ile Geyrez köyleri arasında yer Allah bir Muhammet, Ali yoludur alan Zırhan Mahallesi, Osmanlı döneminde Âşık, sadık, muhib, mürşit kim diyen ortaya çıkmış. Biz Osmanlı döneminde Zır- Ecdadım Er Güvenç gerçek velidir. han Mahallesi’ne yerleşmişiz. Bizim buraya gelişimiz 1846’da Celali Paşa’nın asılışından sonradır. Kürtün’ün Taşlıca köyünden kalk- Sabrı, selameti, kanaati seçti mış buraya yerleşmişiz. Bizim neslimiz Hz. Erlik makamında kaynadı coştu Peygamberin yedinci kuşak evladından ge- Kürtün diyarına metaı düştü lir. Güvenç evlatlarındanız. Bu bölgede eski Aslı şah-ı merdan güruhu nacidir. bir han varmış, bu nedenle Zırhan olarak anılmış. Ancak biz buraya geldikten sonra Şıhlı olarak da adlandırılmış. Burası hem Soyu on iki imam Musa Kazım’dan Sütlüce hem de Bahçeli köyüne bağlıdır. Bu Evlad-ı Resul’ün seyyid soyundan köylerin Aleviliği belirleyen konumu Zır- Sevmedi vefayı dünya malından han Mahallesi’ne dayanır. Zırhan demeyin- ce kimse anlamaz. Pirin dergahında türbe tacıdır.

Bizim soyumuza has şecerelerimiz var. Hz. Halil İbrahim’in ellinci kuşak soyundan, Hatice Kübra’dan gaye var oldu Haşimi kabilesinden, Hoca Ahmet Yesevi Fatımatü’l Zehra’dan Hakk’a yar oldu Dergâhı’ndan Anadolu’ya gelişimize dair İmam Hasan aşkına yar-ı zar oldu yüz altmışa yakın belgemiz var. Hz. Pey- İmam Hüseyin’den beri yastadır. gamber, Hz Halil İbrahim’in altıncı kuşak soyundan ellinci torunudur. Halil İbrahim’in baba adı Hazer’dir. Hazer Aleyisselam bir İmam-ı Zeynel’in derdinde idi Türk’tür. Bizim ocağımız Güvenç Abdal’dır. Muhammed Bakır’ın virdinde idi Asıl yerimiz Kürtün’ün Taşlıca köyüdür. İmam-ı Cafer’in ilminde idi Güvenç Abdal bölge valiliği ve komutanlığı yapmış. Yine ondan sonra Celali Paşa vardı. İmam-ı Kazım’ın sülbü neslidir. Şebinkarahisar’da asılmıştır.” şeklinde bilgi verdikten sonra “bazı insanlar bizi küçüm- İmam-ı Rıza’nın ardından gitti ser ama ben soyumu methederim” diyerek Muhammed Tagı’nın lütfunu tuttu bu konu üzerine bir deyiş söylemektedir. Bu deyiş şu şekildedir: Aliyyün Nagı’nın metaın sattı İmam-ı Askeri’nin mazlum eridir.

272 2011 / Yıl: 1 Sayı: 2

Muhammet Mehdi’nin sırr-ı mekanı dal ocaklılarının kendilerini Güvenç Abdal On dört masum pakın mazlum fi ganı Ocağı’na bağlı Çepni Alevisi olarak tanımla- dıkları tespit edilmiştir.”(Kökel, 2005: 52). Özer Mustafa’nın ceddi celali Aslı şah-ı merdan güruhu nacidir. Kökel’in bahsettiği benzer durum bizim araştırma sahamızda da karşımıza çıkmakta ve Zırhan Mahallesi sakinleri de kendilerini Mustafa Özer bu deyişi ve bu tür eser- Güvenç Abdal Ocağı’na bağlı Çepniler olarak leri icra ederken vezne, kafi yeye ihtiyacının ifade etmektedirler. Zırhan Mahallesi’nde olmadığını, sazını eline almasının yeterli dedelik kurumu halen mevcuttur. Bölgede olduğunu ifade etmiştir. Deyişte yöre Çep- derleme yapma fırsatı bulduğumuz Gü- nilerinin pirinin Er Güvenç(Güvenç Abdal) lüşan Çelebi, bu bölgeye ilk geldiklerinde olduğu ve Kürtün diyarını mekân seçtiği başlarında Kanun Dede’nin olduğunu, daha açıkça ifade edilmektedir. sonra eşi olan Mehmet Çelebi’nin bu görevi yürüttüğünü, günümüzde ise yeğeni Mus- “Güvenç Abdal Ocağı genel olarak tafa Özer’in dedelik hizmetini devam ettir- Anadolu’nun kuzeyinde, Batı’da, İzmit’in diğini söylemektedir. Kandıra ilçesine bağlı Ballar köyünden, Doğu Karadeniz’de, Trabzon’un, Akçaabat Yörede Alevi-Bektaşi inanışa sahip başka ilçesine bağlı Eskiköy’e kadar uzanan geniş köyler de vardır. Bunlardan bir tanesi Şebin- coğrafyada örgütlenmiş bir ocaktır. Güvenç karahisar ilçesine bağlı Suboyu köyüdür. Bu Abdal Ocağı, özellikle Karadeniz Bölgesi’nde köyde görüşme imkânı bulduğumuz Müs- yerleşik Alevi-Bektaşiler tarafından adı sık- lim Sevinç, geçmişte Zırhan Mahallesi’nden lıkla anılan bir ocaktır. Karadeniz Bölgesi köylerine dede geldiğini söylemektedir. Bu Alevi-Bektaşileri’nin ocak aidiyeti açısından husus yörede yaşayan Alevi-Bektaşi Çepni- baskın oranda dahil oldukları ocak da Gü- lerin birbiriyle bağlantılı olduklarını göster- venç Abdal Ocağı’dır. mesi bakımından önemlidir. Konuyla ilgili olarak Gülüşan Çelebi, hem Ordu Gürgen- Karadeniz bölgesinde, Trabzon, Gümüş- tepe ilçesi hem de Trabzon Eskiköy’de iskân hane, Giresun, Tokat, Ordu, Samsun, Düzce, edenlerle akraba olduklarını söylemektedir. Zonguldak, İzmit illerine bağlı köylerde Gü- venç Abdal Ocağı’na bağlı Alevi-Bektaşi nü- Sonuç fus yaşamaktadır. Bu köylerde yapılan saha çalışmaları sonucunda özellikle Gümüşha- Anadolu’da Çepniler üzerine günümüze ne ili, Kürtün ilçesi Taşlıca köyü; Trabzon ili kadar yapılan çalışmaların büyük çoğunlu- Akçaabat ilçesi Eskiköy; Düzce ili Gölyaka ğunun tarih, folklor ve sosyoloji alanlarında ilçesi Yunusefendi köyü; İzmit ili Kandıra yapıldığı ve Çepnilerin inançları üzerine ya- ilçesi Ballar köyünde yerleşik Güvenç Ab- pılan müstakil çalışmaların ise zayıf kaldığı

273 ALEVİLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

görülmektedir. Kaynaklarda Anadolu Çep- BABİNGER, Franz.-KÖPRÜLÜ, M. Fuad. nilerinin, özellikle batıdaki Balıkesir, Aydın, (1996). Anadolu’da İslamiyet. Çev: Ragıp Hulisi. İstanbul. İzmir gibi illerde yaşayan Çepnilerin, Alevi- Baha Said Bey. (2000). Türkiye’de Alevî- Bektaşi inanışa sahip olduğu, Karadeniz Bektaşî, Ahi ve Nusayri Zümreleri. Bölgesi Çepnilerinin asimile olup Alevilik- Hazırlayan: İsmail Görkem. Ankara. Bektaşiliği unuttuğu ve sünnileştiği ifade BİRDOĞAN, Nejat. (1994). İttihat-Terakki’nin edilmektedir. Ancak son dönemde yapılan Alevilik Bektaşilik Araştırması(Baha Said çalışmalarda ve bizim de yukarıda ifade et- Bey). İstanbul. meye çalıştığımız şekilde Karadeniz Bölgesi BOSTAN, Hanefi . (2002). “Anadolu’da Çepni Çepnilerinin büyük çoğunluğu Sünni ina- İskanı”, Türkler, C. 6. s. 299-311. nışa sahip olmakla beraber bazı bölgelerde EMECEN, Feridun. (1996). Giresun Maddesi. Türk Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, özellikle ocaklı ailelerin bu inanışı devam C.14. İstanbul. s. 78-84. ettirdikleri görülmektedir. Bölgedeki Alevi EMECEN, Feridun. (1997). “Giresun Çepnilerin hepsi Güvenç Abdal Ocağı’na Tarihinin Bazı Meseleleri”. Giresun bağlı olup günümüzde İzmit, Ordu, Giresun, Tarihi Sempozyumu, 24-25 Mayıs 1996 Trabzon ve Gümüşhane illerinde yaşamak- Bildiriler. İstanbul. s. 19-24. tadırlar. Bizim çalışma konumuz içerisinde GÖKDAĞ, Bilgehan Atsız. (1997). ‘‘M.Ö. yer alan Giresun ili Dereli ilçesine bağlı Zır- 2000’li Yıllardan Günümüze Türk Varlığı’’. Giresun han Mahallesi de bu yapı içinde ocaklı aile Tarihi Sempozyumu, 24-25 Mayıs 1996 mensuplarının yaşadığı bir yerleşim alanı Bildiriler. İstanbul. s. 25-49. olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yerleşim GÖLPINARLI, Abdülbaki. (1958). Menâkıb-ı Güvenç Abdal Ocağı’na bağlı Alevi-Bektaşi Hacı Bektaş-ı Velî “Vilâyet-nâme”. Çepnilerin yaşadığı bir köydür. Çalışmamı- İstanbul. zın ana gayesi bu yerleşim birimini bilim GÖRKEM, İsmail. (2000). “Baha Said âlemine duyurmaktır. Gelecekte yapılacak Bey(1882-1939) Anadolu’daki Alevi geniş kapsamlı çalışmalarla bu köyde yaşa- ve Bektaşi Zümreleri Hakkındaki Çalışmaları”, Yol. S. 6. s. 35-64. yan Alevi-Bektaşi Çepnilerin tarihi, folkloru HASLUCK, F. R. (1928). Bektaşilik Tetkikleri. ve inançlarıyla alakalı daha geniş bilgiler Çev: Ragıp Hulûsî. İstanbul. elde edilebileceği muhakkaktır. KÖKEL, Coşkun. (2005). “Güvenç Abdal Ocağı Üzerine Bir Değerlendirme”, Hacı KAYNAKÇA Bektaş Veli Araştırma Dergisi. Yıl: 12. S. ALTINKAYNAK, Erdoğan.-EMECEN, 35. s.47-61. Feridun. vd. (2008). Giresun Kent KÖPRÜLÜ, M. Fuad. (2003). Türk Kültürü. Ankara. Edebiyatında İlk Mutasavvıfl ar. Ankara. Aziz B. Erdeşir -i Esterebadi. (1990). Bezm ü KSENOPHON. (1974). Anabasis(Onbinlerin Rezm. Çev: Mürsel Öztürk. Ankara. Dönüşü). İstanbul.

274 2011 / Yıl: 1 Sayı: 2

KÜÇÜK, Abonoz. (2011). Giresun Çepni YALÇIN, Alemdar-UYSAL, Başak. (2005b). Folkloru. Balıkesir. (Basılmamış Yüksek “Karadeniz Çepnileri 1: Eskiköy”. Hacı Lisans Tezi) Bektaş Veli Araştırma Dergisi. Yıl: 12. S. MELİKOFF, Iréne. (1998). Hacı Bektaş 35. s.37-43. Efsaneden Gerçeğe. Çev: Turan Alptekin. YALÇIN, Alemdar-UYSAL, Başak. vd. İstanbul. (2005c). “Karadeniz Çepnileri 1: Şalpazarı OCAK, Ahmet Yaşar. (1996). Türk Sufi liğine ve Gürgentepe”. Hacı Bektaş Veli Bakışlar. İstanbul. Araştırma Dergisi. Yıl: 12. S. 35. s.43-47. OKUTAN, Hasan Tahsin. (1948), YÖRÜKAN, Yusuf Ziya. (1932). Şebinkarahisar Tarihi. Giresun. Müslümanlıktan Sonra Türk Mezhepleri. Ankara. SHUKUROV, Rustam. (1999). “Doğu Karadeniz Bölgesinde Türkçe Konuşan YÖRÜKAN, Yusuf Ziya. (2002). Anadolu’da Bizanslılar, Çev: Kemal Çiçek. Aleviler ve Tahtacılar. Hazırlayan: Uluslararası Trabzon ve Çevresi Tarih- Turhan Yörükân. Ankara. Kültür Sempozyumu. Trabzon. SÜMER, Faruk. (1992). Çepniler. İstanbul. SÖZLÜ KAYNAKLAR TEVETOĞLU, Fethi. (1989). “Millî Mücadele ÇELEBİ, Gülüşan. (1925). Zırhan Mahallesi, Kahramanlarından Bahâ Said Bey”. Dereli, Giresun. Tahsili Yok. Ev Hanımı. Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi. C. 6. Derleme Tarihi: 14.08.2009. S. 16. s. 207-221. ÖZER, Mustafa. (1954). Zırhan Mahallesi, TÜRKDOĞAN, Orhan. (2004). Alevi Dereli, Giresun. İlkokul. Emekli. Derleme Bektaşi Kimliği Sosyo-Antropolojik Bir Tarihi: 14.08.2009. Araştırma. İstanbul. SEVİNÇ, Müslim. (1968). Suboyu Köyü, TOGAN, A. Zeki Velidi. (1981). Umumi Türk Şebinkarahisar, Giresun. Lise. Çiftçi. Tarihine Giriş. İstanbul. Derleme Tarihi: 12.08.2009. YALÇIN, Alemdar-UYSAL, Başak. (2005a). “Karadeniz Çepnileri 1: Taşlıca Köyü”. Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisi. Yıl: 12. S. 35. s. 29-37.

275