Aybastı (Ordu) Şelale Ve Çağlayanları
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü COĞRAFYA DERGİSİ Sayı 29, Sayfa 70-98, İstanbul, 2014 Basılı Nüsha ISSN No: 1302-7212 Elektronik Nüsha ISSN No: 1305-5173 ENERJİ COĞRAFYASI AÇISINDAN BİR İNCELEME: GÜNEŞ ENERJİSİNİN DÜNYA’DAKİ VE TÜRKİYE’DEKİ KULLANIM DURUMU A Research In The Fıeld Of Energy Geography: Usage Of Solar Energy In The World And Turkey Yrd. Doç. Dr. Erol KAPLUHAN Ahi Evran Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü [email protected] Alındığı tarih: 21.05.2014 Kabul tarihi: 27.12.2014 Özet Ülkelerin ekonomik kalkınma endişeleri, artan nüfus ve ilerleyen teknolojik gelişmeler enerji tüketimini artırıcı unsurlardır. Klasik enerji kaynakları kısıtlı kaynaklardır ve fiyatlar her geçen gün artmaktadır. Bu durum dünya ülkelerini ekonomik, politik ve çevresel açıdan yakın zamanda etkileyecek duruma gelecektir. Bu bağlamda güneş enerjisi klasik enerji kaynaklarına karşı güçlü bir alternatiftir ve sözü geçen problemleri elimine etmek için büyük bir potansiyele sahiptir. Türkiye enerjide dışa bağımlı bir ülke olup, enerji ihtiyacının yarıdan fazlasını dışarıdan ithal etmekte ve buda ülke ekonomisi üzerinde olumsuz etki yapmaktadır. Ayrıca ülkenin sahip olduğu fosil kaynakları enerji ihtiyacını karşılayacak düzeyde olmayıp, mevcut linyit kömürlerimizde hem düşük kalorili ve hem de kükürt ve kül içerisi yüksek değerlerdedir. Dolayısıyla Türkiye’nin geleceği için temiz, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı oldukça önemlidir. Bu çalışma yenilenebilir enerji çeşitleri arasında en ilgi çekenlerden bir tanesi olan güneş enerjisi, onu kullanarak elektrik enerjisi üreten fotovaltaik teknolojisi ile Türkiye ve Dünya’daki mevcut durum ve mevcut güneş pili uygulamaları hakkında genel bilgi vermeyi amaçlamaktadır. Anahtar Kelimeler: Yenilenebilir Enerji, Güneş Enerjisi, Güneş Pili, Fotovaltaik Teknoloji. ENERJİ COĞRAFYASI AÇISINDAN BİR İNCELEME: GÜNEŞ ENERJİSİNİN DÜNYA’DAKİ VE TÜRKİYE’DEKİ KULLANIM DURUMU Abstract The energy consumption increases rapidly due to the growth on population, concerns of countries regarding economical advancements and unexpected improvements of the technology. The price of conventional energy reserves is rising day by day. Since the traditional energy resources are limited by nature, it is inevitable that all the countries in the world have been affected from this economically, politically and environmentally. The solar energy is a powerful alternative to the traditional energy resources and has a great potential to solve as well as eliminate above mentioned problems. Turkey which is an importing country imports more half of energy need and this situation has negative impact on the country economy. So utilization from clean, domestic and renewable energy is commonly accepted as the key for future life for Turkey. Because of this and the fact that it has limited fossil fuel resources, a gradual shift from fossil fuels to renewable energy sources seems to be serious and the sole alternative for Turkey. This study aims to give information about solar energy as one of the most attractive energy in other renewable energy sources, photovoltaic tehnology which enables electiricity generation, an overwiew of this technology in Turkey and in the world and also exiting applications of solar cells. Keywords: Renewable energy, Solar Energy, Solar Cell, Photovoltaic Technology. 1. GİRİŞ Güneş yeryüzündeki canlı hayatının temel kaynağı olduğu gibi, bütün enerji türleri doğrudan veya dolaylı olarak güneş enerjisine bağlı olarak meydana gelmiştir. Güneş enerjisi bilinen en eski birincil enerji kaynağı olduğu gibi temiz, yenilenebilir özellikte olup, dünyamızın her tarafında fazlasıyla bulunmaktadır (Akova, 2008: 33). Günümüzde, küresel ısınma ve kirlilik, enerji elde etmek için fosil madde esaslı yakıtların ağırlıklı olarak kullanılmasının da etkisiyle, dünyadaki yaşamsal faaliyetleri tehdit edecek bir boyuta ulaşmıştır. Bu nedenle, bugün günlük hayatta ve sanayide kullanılması zorunlu elektrik enerjisinin, çevreye en az zarar verecek biçimde üretimi, iletimi ve tüketiminin gerçekleştirilmesi konusu çözülmesi gereken en önemli sorunlardan biri haline gelmiştir. Fosil yakıt atıklarının neden olduğu çevre sorunları arasında ilk akla gelenleri küresel ısınma, asit yağmurları ve nükleer radyasyon gibi insan hayatını birinci derecede olumsuz etkileyen faktörlerdir (Akova, 2003: 49; Akova, 2008). Gerek fosil yakıt kaynaklarının yakın gelecekte ihtiyacı karşılamayacak kadar sınırlı oluşu, gerekse hava kirliliği ve asit yağmurları sonucu sera etkisi şeklinde ortaya çıkan çevresel sorunlar nedeniyle, yenilenebilir enerji kaynakları tüm dünyada giderek artan bir ilgi ile karşılanmakta ve enerji gereksiniminin karşılanmasında önemli bir kaynak olarak görülmektedir. 1973-1974 yılları arasında dünyada meydana gelen enerji krizinin ardından, dünyada güneş enerjisinin dolaylı veya direkt olarak kullanılması daha yaygın hale gelmiştir. Güneş enerjisi hâlihazırda dünyanın ihtiyacı olan enerji ihtiyacının onbeşbin katı olan potansiyeli ve çevreye dost olan bir enerji sekli ile alternatif enerji kaynakları arasında önemli bir kaynaktır. Güneş enerjisi çevre açısından temiz bir kaynak özelliği taşıdığından da fosil yakıtlara alternatif olmaktadır. Yeryüzüne her sene düsen güneş ısınım enerjisi, yeryüzünde şimdiye kadar belirlenmiş olan fosil yakıt haznelerinin yaklaşık 160 katı kadardır. Ayrıca yeryüzünde fosil, nükleer ve hidroelektrik tesislerinin bir yılda üreteceğinden 15.000 kat kadar daha fazladır. Bu bakımdan güneş enerjisinin bulunması sorun değildir. Asıl sorun bunun insan faaliyetlerine uygun kullanılabilir bir enerji türüne dönüştürülebilmesindedir (Ültanır, 1996; Şen, 2002). Yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanma çabası sürecinde güvenirlik, süreklilik, çevreye zarar vermemesi ve yapılarının tek kaynağa bağımlı kalmasından kaçınılması genel olarak 71 EROL KAPLUHAN benimsenen politikalar olmuştur. Güneş; rüzgâr, jeotermal, biyokütle ve dalga gibi yenilenebilir enerji kaynakları arasında en yaygın olan ve teknolojisi en hızlı gelişen enerji kaynağıdır. Gücünü doğadan alan, temiz ve yenilenebilir nitelikteki alternatif enerji kaynakları, belli sınırlar içinde kendilerini yenileyebildiklerinden tükenmeleri mümkün değildir. Yaklaşık 4-5 milyar yıldan beri dünyamıza hayat veren güneş, aynı zamanda kökeni ne olursa olsun, yeryüzündeki bütün enerji kaynaklarının varlığının da sebebidir. Fosil yakıtlar dâhil olmak üzere, rüzgâr, deniz, med-cezir, dalga, akarsu ve biyogaz gibi tüm enerji kaynakları aslında güneş enerjisinin türevleridir (Akova, 2003: 57). Bilinen enerji kaynaklarıyla karşılaştırıldığında güneş enerjisinin yayınık olması nedeniyle, yüksek derecelerde sıcaklık elde etmek için yoğunlaştırılması gerekmektedir. Güneş enerjisini mekanik ve elektrik enerjisine uygun bir verimlilik oranıyla çevirmek mümkündür. Ayrıca güneş enerjisi fotosentetik ve fotokimyasal tepkimeleri başlatmak için gereken özelliklere de sahiptir. Yarı iletkenlerde fotoelektrik ve termoelektrik etkileri kullanarak güneş enerjisini doğrudan elektrik enerjisine dönüştürmek imkân dâhilindedir (Akova, 2008: 33). Güneş enerjisi kullanılarak elektrik üreten sistemler üzerine yapılan çalışmalar diğerlerine göre kolay, uygulanabilir ve düşük maliyetli olması sebebiyle ticari ürüne dönüşmüş durumdadırlar. Buna paralel olarak güneş enerjisinin elektrik enerjisine çevrilmesi amacıyla kullanılan güneş pillerinin kullanımı önem kazanmıştır (Ralph & Linder, 1996). Güneş enerjisi, kaynağını Güneş’teki füzyon olayından alan temiz bir enerjidir. Güneş kütlesinin saniyede 5 milyon tonluk bir kısmı ısı ve ışığa dönüşmektedir. Bu enerjinin 1010 MW’lık kısmı dünyaya ışık olarak ulaşır. Bu çok yüksek bir değer olsa bile, güneş enerji teknolojileri yardımıyla bu ışınımın ancak bir kısmı enerjiye dönüştürülebilir (Akova, 2008: 33). Kontrol kolaylığı ve yatırım maliyetinin düşüklüğü sebepleriyle önceleri güneş enerjisinden elektrik üretimi üzerine çalışmalar yapılmasına rağmen, üretilen enerji gün ışığının olmadığı zamanlarda ihtiyaca cevap veremediğinden, depolama ihtiyacının ekonomik olmayacak boyutlarda büyümesine yol açmakta ve şebekeden beslenemeyen alıcılar için sık sık çalışması gereken dizel jeneratör ihtiyacı doğmaktadır. Bağımsız çalışan sistemlerde hem dizel desteğini, hem de enerji depolama maliyetini azaltmak, şebekeyle paralel çalışabilen sistemlerde ise, enerji depolama maliyetini ve kullanıcının ödeyeceği fatura bedelini azaltmak amacıyla çalışmalar yoğunlaşmıştır (Chadjivassiliadis v.d, 1986). Güneş enerjisi bol, sürekli, yenilenebilir ve bedava bir enerji kaynağıdır. Bunların yanı sıra geleneksel yakıtların kullanımından kaynaklanan çevresel sorunların çoğunun güneş enerjisi üretiminde bulunmayışı bu enerji türünü temiz ve çevre dostu bir enerji yapmaktadır. Fosil yakıt kullanımının dayandığı yanma teknolojisinin kaçınılmaz ürünü olan karbondioksit (CO2) yayılımı (emisyonu) sonucunda, atmosferdeki CO2 miktarı, son yüzyıl içinde yaklaşık 1,3 kat artmıştır. Önümüzdeki 50 yıl içinde, bu miktarın, bugüne oranla 1,4 kat daha artma olasılığı vardır. Atmosferdeki CO2 neden olduğu sera etkisi, son yüzyıl içinde dünya ortalama sıcaklığını 0,7 °C yükseltmiştir. Bu sıcaklığın 1 °C yükselmesi, dünya iklim kuşaklarında görünür değişimlere, 3 °C düzeyine varacak artışlar ise, kutuplardaki buzulların erimesine, denizlerin yükselmesine, göllerde kurumalara ve tarımsal kuraklığa neden olabilecektir (Ültanır, 1996; Varınca & Varank, 2005). Bu nedenle güneş gibi doğal ve alternatif olabilecek kaynaklara öncelik verilmesi hayati