MALTEPE ÜNVERSTES MESLEK YÜKSEKOKULU Uzaktan Eitim: Türk Dili 1 Hazrlayan ve sunan: Ör. Gör. Yusuf ÇOTUKSÖKEN 1. BÖLÜM (1. ve 2. HAFTA)

Dil ve letiim

çerik: * Bu bölümde ilkin Türk Dili dersinin genel amaçlar açklanacak. * letiim ve dil konularnda (doal dil, beden dili) metinler okunup tartlacak. * Metin ve metin türleri. * Yaz türü: Söylei. Dil bilgileri: Dilin douu. Dil ve toplum. Dil ve düünce. Dil ve edebiyat. *Dilin türleri. *

SLAYT 1 Balk: Türk Dili 1 dersinin tanm

* Merhaba! Sizlerle bu öretim ylnda, 2 yaryl Türk Dili dersi yapacaz, haftada 2 saat. Önce tartalm: Sizce bu ders niçin konulmu olabilir? Bu dersten beklentileriniz nedir? (Örencilerin yantlarn aldktan sonra öretim eleman dersle ilgili ksa açklayc bilgiler verir, bu yarylda neler yaplacan anlatr.) (10 dakika kadar)

SLAYT 2 Balk: Ön-hazrlk: Yaamdaki güzellikler

Ne güzeldir

Ne güzeldir dört gözle beklediin bir haberin gelmesi. Arnn dinmesi. Yllar sonra bir gün bir yerde çocukluunda annenin senin için yapt kurabiyelere rastlamak. Yamurdan sonra açan Güne. Buz gibi sokaktan scack eve girmek. Yorgunluktan bitmiken yataa uzanmak. Tuttuun takmn ezeli rakibini yenmesi. Kzgn kumlarda uzun uzun yattktan sonra bedeni denizin serinliine brakmak Sabahlar kzarm ekmek kokusu ile uyanmak.. Bir doktor muayenehanesinin kapsnda üpheleri datm olarak sevinçle çkmak. Bir bahçenin önünden geçerken duyduun hanmeli kokusu. Sabah uyanp o günün tatil olduunu hatrlamak. " Artk bitti" derken seni arayvermesi. Yal ana babann hala çaldnz kapnn arkasnda ya da hattn öbür ucunda olmas. Frndan yeni çkm ekmein köesi. Bir köede birbirine sarlm uyuyan kedi

1 yavrular. Evinden pimekte olan yemek kokusunun yaylmas. Souktan titrerken eline tututurulan bir bardak çay. Meteliksiz bir günde çoktandr giymediin ceketin cebinden para çkmas. Uzun scak bir çnar alt.

SLAYT 3 Balk:

Sabahtan beri ayan vuran ayakkablar çkardn an. Sudan bir sebeple küstüün arkadanla barmak. Ykanm, ütülenmi, mis gibi kokan yatak takmlarnn koynunda uyumak. Bir sandaln kenarna oturarak bacaklarn denize sallandrmak En sevdiin yemein ilk lokmasn azna aldn an. EN ÖNEMLISI NEFES ALMAK, KONUMAK, DUYMAK, YÜRÜMEK, GÖRMEK, ANLAMAK.

Ne güzeldir arkadalarndan, sevdiklerinden, sevgiliden alacan scack bir merhaba.... HEPNZE MERHABA!...

* Biz de size bu öretim yl banda “Merhaba!” diyoruz. Okuduumuz metinle ilgili olarak unu soralm: Sizin için “ne güzeldir!” diyebileceiniz daha baka neler var? Ksaca anlatr msnz?

SLAYT 4 Balk: Dilin tanm ve ilevleri

Anlama-kavrama

imdi de dili ve ilevlerini anlatan bir metni (Yusuf Çotuksöken’in metni) okuyup üzerinde tartalm. (Metni sesli okurken, sözcükleri doru ve anlalr biçimde seslendirelim, vurgulara ve duraklara özen gösterelim. Bu arada önemli bulduumuz cümlelerin altn çizelim.)

SLAYT 5 Balk:

DL NEDR? LEVLER NEDR?- Yusuf ÇOTUKSÖKEN

“En deerli varlnz nedir?” diye sorsalar herkes ayr yant verir: Kimi salm, kimi ailem, kimi aklm, kimi ülkem, kimi sevgilim, kimi dinim …kimi de dilim der. öyle bir düünecek olursak, en deerli varlm dilimdir diyenlerin hakl olduunu düünmeye balarz. Nasl m? öyle: nsanolu doal ve toplumsal çevresini hep dili araclyla tanmtr. Ünlü bir düünürün güzel bir sözü vardr: “Dilimin snrlar dünyamn snrlar” (Witgenstein) diye. Diyesim o

2 ki, benim içine doduum dünyay ben dilim araclyla kavryor, yorumluyor ve güzelletirmeye çalyorum. SLAYT 6 Balk:

Peki dil nedir? Çok deiik tanmlar yaplmtr, bundan sonra da yaplacaktr. Herkes kendi açsndan, duruuna, amacna göre tanmlayabilir dili. Salt dil açsndan bakldnda dil, belli bir anlam üretmek üzere seslerin belirli bir sraya göre dizilmesidir. Kii açsndan “duy-gular, düünceleri, tasarmlar bakalarna aktarmaya yarayan gelimi bir dizge” olarak tanmlanabilir. Düünce/düünme balamnda dil “insann d-dünya üzerine yapt düünsel üretimi yanstmaya yarayan kavramlardan oluan dizgedir. Onlara göre dil düünceyi, düünce dili sürekli etkiler. letiim açsndan bakldnda kiiler ve kurumlar arasnda ba kuran, ilikiyi salayan sesli/yazl araçtr. Kültür açsndan da dil “en geni anlamda kültürün oluturucusu, saklaycs ve taycs olan toplumsal kurumdur. Ulus açsndan ise, tek tek bireyleri belli ekonomik, tarihsel, ülküsel amaçlar dorultusunda birletiren, toplum haline getiren en etkili kurumdur. Dil bir soyutlamadr aslnda. Ne demek bu? Açklayalm: Biz, dünyay sözcük ve söz dizileri kurarak anlamaya ve anlatmaya çalyoruz. Sözcükler üretiyoruz, çevremizdeki her somut nesneye bir ad veriyoruz, soyut durumlar da adlandrabiliyoruz. Durum, eylem, balant, iliki gibi durumlar için kullanacamz sözler de yaratyoruz. Özetle d dünyay dilimizle yeniden kuruyoruz. Bunu da soyutlama adn verdiimiz yöntemle yapyoruz. Bununla da yetinmiyoruz. Zihinsel ve bedensel üretimimizle elde ettiimiz bilgi, düünce, tasarm, vb’yi dille somutlatrabiliyoruz. Özellikle yaznn bulunuundan sonra bunlar yazya geçirip günümüzün insanlarna ve gelecek kuaklara aktarabiliyoruz. SLAYT 7 Balk: Her birimiz bu dünyaya dilyetisiyle, dil örenme yetisiyle doduk, bu yetimizi çevremizin yardmyla gelitirerek içinde yaadmz toplumun dilini örendik, bu dil araclyla çevremizle iletiim kurmaya baladk. Kiiliimiz ve kimliimizi oluturduk. Bu süreç her insan için böyledir. nsan dndaki canllarn da bir dili olduunu söylüyor uzmanlar, ama onlarn dilleri insan dili gibi karmak ve çok ilevli deil. Çou kez içgüdüsel özellikler tayor, gelimiyor… nsanolu, yaamn hemen her kesitinde dilini çok amaçl, çok ilevli olarak kullanyor. öyle bir düünün bir günde kaç saat konuuyoruz, dinliyoruz, okuyoruz, yazyoruz, yani dilimizi etkin ve edilgin biçimde kullanyoruz? Kiiye, çevreye, koullara, durumlara göre deiebilir ama bir gerçek var ki, günün önemli bir bölümünü dilimizi kullanarak geçiriyoruz, i, aile, arkada çevresinde. SLAYT 8 Balk:

3 Dil birden çok ilevi olan bir toplumsal kurumdur: Yalnzlmz gidermek, bir sorunumuzu çözmek, bir derdimizi paylamak gibi amaçlarla yaknlarmzla bir araya gelip söyleiyor, onlar telefonla arayp konuuyoruz (iletiim ilevi). Gün geliyor, bamzdan geçen bir iyi bir olay sevinçle, cokuyla, kötü bir olay ise üzülerek, korkunç bir olay ürküntüyle anlatyoruz. Evde bir tamir yaparken çekici yanllkla elimize vurduumuzda kendimizi tutamayp azmzdan küfürler kaçrveriyoruz (anlatm ilevi). Ders verirken bizi dinlemeyen örencileri tatl sert bir dille uyaryoruz (uyarma ilevi) ya da verdiimiz ödevleri zamannda bitirip teslim etmeleri gerektiini söylüyoruz (buyurma ilevi). Sevdiklerimize çok yumuak bir dil kullanyoruz, hele sevdiimiz çok özel bir kimseyse içimizden geçen en güzel sözlerle ona sesleniyoruz ya da içimize yeni katlan birini çevremizdekilere tantyoruz (çar ilevi). Dedikoduyu sevdiimizden olacak, kendimize yakn bildiklerimizle bir araya geldiimizde birilerini çekitirmeden edemiyoruz (kiileraras iliki ilevi). Bizden alanmzla ilgili bir konuma yapmamz istendiinde, bir topluluun karsnda ciddi, planl, ilgi çekici bir biçimde anlatmak için ura veriyoruz (toplumsal ilev). Kimi insanlarmz (kimi sanatçlar) dille plastik bir malzeme gibi oynuyorlar, yani iir yazyorlar, romanlar öyküler yazyorlar(yaznsal/ sanatsal ilevi). Dü kurmadan yaayabilir miyiz? Dülerimizi, hayallerimizi, gelecee ilikin planlarmz bakalaryla paylayoruz (düsel ilev). Yaadmz yeri, tandmz bir kimseyi, çevremizdeki bir arac belirgin ve ayrc özellikleriyle tantmaya çalyoruz (betimsel ilevi)…Böylelikle insanlarla iletiim kurmak, birtakm duygu ve düünceleri paylamak istiyorlar. unu da unutma-yalm: Çou kez, anlattklarmzda dilin birkaç ilevini birden kullanabilmekteyiz. SLAYT 9 Balk:

Dikkat ettiyseniz bütün bunlar, bu yapp etmelerimizi çevremizdekilerle iletiim kurmak, bir toplulua aidiyetimizi pekitirmek, birtakm duygu ve düünceleri paylamak, belli bir amaç uruna ibirlii yapmak, dayanma içine girmek gibi amaçlarla yapyoruz. Böylelikle bir topluluun bireyi olma konumuna da gelmi oluyorum. Dilim beni birey, kii, yurtta olma sürecinde hep destekliyor. Sözlerimi öyle noktalayabilirim: Dilim varsa ben de varm, dilim benim kiisel ve toplumsal kimliim-dir bir bakma. Bütün soyut ve somut üretimimiz dilimizde bir karlk bulur. Yaamak, birlikte mutlu olmak demek olduuna göre, dilimizi insan haklarn gözete-rek, en ilevsel biçimde kullanma becerisini de iyi biçimde örenmemiz gerekir. Ralph Nicols’un u sözü anlaml: “Tüm insanlarn en temel gereksinimi anlamak ve anlalmaktr. nsanlar anlamann en iyi yolu onlar dinlemektir.”Peki, imdi de biz soralm: Anlalmak için ne yaplmaldr? Yant açk, dilin ilevlerinin ayrdnda olup dili etkili biçimde kullanabilmek.

SLAYT 10 Balk:

Anlama-kavrama sorular:

4

1) Dilin birey/kii açsndan önemi nedir? 2) Dilin toplum/ulus açsndan önemi nedir? 3) Günlük konumada dilinizi hangi ilevleriyle kullandnz örnekleriyle anlatnz.

SLAYT 11 Balk: Söylei (sohbet)

Yaz türü:

Bu metin bir söyleidir. Söylei (sohbet) deneme ile köeyaz (fkra) ile benzerlikleri çok olan bir yaz türüdür. Tpk benzeri yaz türlerinde olduu gibi söyleide de yazar okurlaryla söyleiyormu gibi, seçtii konuda kendi görülerini rahatça dile getirir, okurunu düündürmek, söyleiye onu da katmak ister. Genellikle günlük konular üzerine yazlan söyleide yaln, açk, kvrak bir dil kullanlr. Yazar zaman zaman sorular sorarak dikkati canl tutmaya çalr. Okurlarn çok sevdii türler arasnda yer aldn söylemeliyiz. Söylei türünde Ahmet Rasim (Ramazan Sohbetleri), Suut Kemal Yetkin (Edebiyat Söyleileri), Nurullah Ataç (Karalama Defteri), evket Rado (Eref Saati), ünlenmilerdir. Son yllarda “röportaj" da söylei sözüyle karlanmaya baland. Bu konuda röportaj ile ilgili bilgileri almanzda yarar var. Ayrm nedir diye soracak olursanz öyle bir açklama yaplabilir: Söyleide sadece yazar ve yazs vardr. Röportaj anlamndaki söyleide sorular soran bir kimse ve buna yantlar veren ikinci bir kimse bulunmaktadr. Teknii de farkldr, (BKZ. RÖPORTAJ)

SLAYT 12 Balk: letiim

UYGULAMA Altrma 1: Bir Fransz yazar “Anadilim benim gerçek yurdumdur.” diyordu. Bu görü sizce de doru mu? Bu konudaki görülerinizi belirtiniz.

Altrma 2: Biz dilimizi örenirken ayn zamanda toplumumuzun deerlerini de mi öreniyoruz? Nasl? Örneklendirerek anlatabilir misiniz?

SLAYT 13 Balk: letiim

BLGLENME=> LETM NEDR?

Tartalm: - Bulunduunuz hangi ortamlarda, hangi yöntem ve araçlarla iletiim kurarsnz? (Dille, beden diliyle, yazl, iletiim araçlaryla: telefon, faks, e-posta, internet ortamnda vd) * Bakalaryla iletiim kurmada kendinizi baarl görür müsünüz? Genelde hangi tip insanlarla iletiim sorunlar yaamaksnz?

5 LETM; yaanm gerçeklerin (gözlem, yaant vb), duygularn, düüncelerin, bilgilerin karlkl olarak bir kimseden bakasna/bakalarna deiik yollarla (sözle, yazyla, bedenle vd yollarla) iletilmesidir. letiim, kiileri belirli bir yerde, belirli bir zamanda, belirli bir iliki çerçevesinde birbirine balayan bir süreçtir.

Tam bir iletiimin gerçekleebilmesi için iletiime geçen bireyler arasnda bilgi, düünce, gözlem, izlenim, duygu vb’nin karlkl olarak hiçbir engellemeye uramadan iletilmesi gerekir. Tam bir iletiimde, verici (konumac, ya da iletiyi veren araç), alc (dinleyici), ileti (mesaj: alcya gönderilen uyar ya da düünce), kanal ( hava, elektrik telleri, kitle iletiim araçlar vd), kod (doal dil ya da baka anlatm yollar, sözgelimi beden dili) gibi kavram/ terimler bulun-maktadr. Konumac (verici) insan ise görevi, dinleyicinin/dinleyicilerin (alc) söylediini anlam olduklarndan emin olunca sona erer. Bunun gibi dinleyicilerden gelen bir ileti alp da, bu iletiyi anladn dinleyicilere ikna edici bir biçimde belirtince (sözlü yant verme, bedenle tepki gösterme vb) göre-vini tamamlam olur. Özetle, verici, iletiim sürecinde alcdan iletisine karlk alamad sürece iletiim tamamlanm saylmaz.

SLAYT 14 Balk:

letiim sürecinde kiilerin türde olmas (ayn topluluktan olma, ayn kültürel ortamda yetime, ortak amaç ve deerleri benimseme vb gibi) karlkl etkileimin tam ve verimli olmasn salayacaktr. letiim boyunca verici ve alc gönderilen iletileri sürekli olarak alglama süzgecinden geçirir. Bu süzgeçten geçirme srasnda, iç (iletilenlerin kark/düzensiz/anlalmas zor olmas, dinleyicinin dalgn olmas, dinlememesi, o srada aklnn baka eylerle megul olmas vd) ve d nedenlerle (çevredeki gürültü, sesin kskl, verici ile alc arasndaki uzaklk vd) alc iletiyi vericinin kastettii biçimde alglamayabilir. Yanl alglama olasl, hem dinleyici hem de konumac için geçerli olabilir. Çünkü nasl verici iletisini kendi deerleri, gereksinmeleri, alkan-lklar, eilimleri dorultusunda oluturup gönderiyorsa, böyle alglanmasn istiyorsa; dinleyici de bu iletiyi kendi deerleri, gereksinmeleri, duygular ve geçmi deneyimleri balamnda ele alp yorumlar. Buradaki eksik ve yanl anlama ya da hiç anlamama, birtakm ciddi sorunlar yaratabilir. Çözümü ise (eer verici bir konumacysa) konumacnn gerektii durumlarda (özellikle iletinin tam olarak anlalmadn anlamas durumunda), iletiyi yeniden aktarabilir deiik örneklerle bavurabilir, kimi çizelgeler oluturabilir, dinleyicilerin duygularna seslenebilir, dahas uzun bir konumaysa özet yapabilir.

SLAYT 15 Balk: Beden dili

6 Tartalm:* Anadilinizin yetmedii durumlarda duygu ve düüncelerinizi hangi yollarla/araçlarla anlatrsnz?

letiimde öncelikle doal dil (sözlü ve yazl anlatm) etkin biçimde kullanlmaktadr. Ancak kimi durum ve balamlarda dil-ötesi davran ve araçlara bavurduumuz da olmaktadr, sklkla. Aada beden dili ile kurulan iletiim üzerine hazrlanm ksa bir metin var; bunu okuyup tartalm.

SLAYT 16 Balk: BEDEN DL - DORU VE ETKN LETM - Hadiye KAMANLI

nsanln temel dürtülerinden biri olan “topluma ait olma hissi”, çalar boyunca iletiimi zorunlu klmtr. Tarih öncesi devirlerde, çeitli sesler ve hareketlerle iletiim salanmtr. nsanln zaman içerisindeki evrimiyle sesler önce hecelere, sonra sözcüklere, cümlelere ve en sonunda dillere dönümü, hareketler ise, ne yazk ki, iletiimde zamanla daha az fark edilen bir konuma gelmitir. Yine de insanolu bu eski dilini hiçbir zaman unutmam ve sözcüklerini daima hareketlerle bezemitir. Beden dili, birçoumuzca istemsiz olarak kullanlyor ve sadece bilinçalt tarafndan alglanyor olsa da, bu dilin iletiim içerisinde olduumuz kiinin be duyusuna da hitap edebilmek ve etkin bir izlenim elde edebilmek açsndan önemi büyüktür. Beden dilini incelemek kiiyi, insanlarn zihnini okuyabilen biri haline getirmedii gibi, onlarn hareketlerinden gizli düüncelerini örenme yeteneini de kazandrmaz. Beden dili, bize bilinçaltmzla konumay ve onu anlamay öretir; bu yüzden çok güçlü bir iletiim aracdr.

SLAYT 17 Balk:

Aada, salkl ve özgüvenli bir iletiim için beden dilinin nasl kullanldn, biraz da esprili olarak açklamaya çalacam: * Selam verirken veya tehdit altndayken avuç içinin kardakine dönük olarak kaldrlmasnn sebebi; bilinçaltnda o kiiye güven alama istei bulunmasdr. ( - Bak elimde ta, sopa falan yok. Benden sana zarar gelmez.) * Konuulan konudan holanmamsak veya o konuyla ilgilenmiyorsak kollarmz kavuturmamzn bilinçaltndaki sebebi; yaamsal önemi olan organlarmz güvence altna alma isteidir. ( - Gerginim. Bu konularla ilgilenmiyorum, o yüzden içime döndüm ve kendimle ilgileniyorum. ) * Sürekli saçla, taklarla oynamak, ritm tutmak, kalem çevirmek, etrafa baknmak; huzursuzluun ve azalan dikkatin belirtileridir. ( - Bitse de kurtulsam… u proje iini nasl yapsak acaba? ) * Yumruklar skmak, yüzü sebepsiz yere ekitmek, di gcrdatmak; artan stresin ve olumsuzluun habercisidir. ( - Zor dayanyorum. Biraz daha konuursa ne yaparm bilemiyorum. )

7 * Vücudun genel duruu da, o anki ruhsal durumumuz hakknda ipuçlar vermektedir. Örnein kamburun çkarlmad, dik ve dengeli bir duru; kiinin özgüvenli, fiziksel ve ruhsal anlamda salkl ve dinç olduu etkisini brakr. ( - Salklym. Güçlü biriyim. ine yarayabilirim. Ne dersin? )

SLAYT 18 Balk:

* Omuzlarn düük olduu, vücut arlnn önde topland, ban öne dütüü duru karamsarlk ve çekingenlii temsil etmektedir. Bu konumdayken elleri dibine kadar ceplere sokmak ise bedenle temas haline geçip iç gerginlii azaltmak içindir. ( - Hiçbir eyi doru düzgün yapamyorum. u anda ssz bir adada tek bama olmay ne çok isterdim!) * Göüs gerilerek, ayaklar açlarak vücut alannn arttrld, ban yan arkada, baparmak darda olmak üzere ellerin ceplerde tutulduu konumda; kii kendine olan ar güvenini yanstmaktadr ve bu pek ho karlanmaz. (- Aranzdaki en iyisi benim. Ben her ii hallederim… Müthiim…) * Konuurken göz temasndan kaçnlmas, bo bo ve sabit bir noktaya bakma, ellerle azn örtülmeye çallmas kiinin büyük ihtimalle yalan söylediinin göstergesidir. ( - Senden kaçyorum. Gözlerimin yalanm aça vurmasndan koruyorum ve bu sözlerimin sorumluluunu üstlenmiyorum. ) * Tokalarken de insanlar birtakm özelliklerini gösterirler. Güvenli ve dengeli bir tokalamada eller yere dik olacak biçimde tutulmal, ne halsiz bir ekilde braklmal ( - Ben bir ölü balm. Hiçbir ey için halim yok ve kimseye fayda salayamayacak kadar güçsüzüm. ), ne de çok fazla sklmaldr. ( - Seni ezerim. Çok güçlüyüm. ) Ayrca elin yukardan ve avuç içi aaya dönük olarak uzatlmas üstünlüün sembolüdür. Karsndaki kii tam tersi ekilde elini uzatarak yant veriyorsa; bu o kiinin üstünlüünün kabul edildiinin göstergesidir.

SLAYT 19 Balk: letiim

* Beden dilinin yan sra kyafetlerin, aksesuarlarn ve genel görünümün de izlenimdeki etkisi büyüktür. Örnein; bayanlarda saç sk sk toplamak ciddiyetin simgesi iken, ksa saç sradl, çok uzun saç ise özgürlüü simgeler. Kol dümeleri, kravat ineleri ve saat gibi aksesuarlar kiinin yaam tarz hakknda büyük ipuçlar verebilir. Tanan çantann statü belirtileri ise artk klielemitir (okul çantas, bayan çantas vs.). Kyafetlerin temizlii, ütüsü, ayakkabnn boyal olup olmamas, parfüm ve makyaj da çeitli etkiler brakmaktadr. Kiinin kyafetlerine gösterdii özen, dorudan kendisine ver-dii deer olarak alglanmakta ve kii bu alg dorultusunda deerlendirilmektedir. Öte yandan tatil günlerinde ve piknik gibi aktivitelerde abartl bir klk ve makyaj; o kiinin amacnn aksine olumsuz bir imaj oluturabilmektedir. Her zaman “Ben buradaym!” diye baran parfüm veya tra losyonu kullanmak ise, hem rahatsz edicidir, hem de bir süre sonra dikkat çekiciliini kaybetmeye mahkûmdur.

8 Beden dili günlük hayatmza farkl bir bak açs kazandrrken, kendimizi daha yakndan tanmamza yardmc olur. Vermek istediimiz izlenim için gerçek bir destektir ve onun yardmyla oluturduumuz imaj daha geçerli ve kalc olacaktr. Ayrca i hayatnda bizi daha prestijli bir konuma getirip, elde ettiimiz imaj sürdürmemize yardmc olabilir. Yeter ki, kiiler sahip olduklar bu evrensel dile yeterince ilgi göstersin; doa burada da cömertliini gösterecektir ve birey karln fazlasyla alacaktr. Kaynak: Beden Dili; Prof. Dr. Acar Balta, Zuhal Balta) (http://www.ba.metu.edu.tr/~manclub/yayinlar/glokal/glokalarsivi/sayi12/beden_dili.htm)

SLAYT 20 Balk:

Tartalm: 1) Bedeninizi tanyor musunuz? Beden diliyle hangi iletileri gönderebilirsiniz? Sevincinizi, kzgnlnz, aknlnz, aldrmazlnz, sevginizi hangi beden hareketleriyle anlatrsnz? 2) Uzmanlara göre beden dili sözlü iletiimden daha inandrcdr. Albert Mehrabian bir iletinin toplam etkisini öyle özetler: % 7 sözel iletiim (sözcükler) % 38 ses (yükseklik, ton, ritim vb) % 55 beden hareketleri (özellikle yüz ifadeleri). Siz bu görüe katlyor musunuz? Kendi yaamnzdaki deneyimlere göre yantlaynz. 3)Konuurken bedenini hiç kullanmayan ya da abartl (çok hareket ederek) kullananlar hakknda neler düünüyorsunuz?

SLAYT 21 Balk: Dilin douu

Dilin Douu “Dil nasl domutur?”, “ Diller bir kaynaktan m, baka baka kaynaklar- dan m çkmtr?” gibi sorular pek çok dilciyi, felsefeciyi, toplumbilimciyi tarih boyunca yakndan ilgilendirmitir. Bu konularda aratrmalar yaplm olmasna karn bugüne dein hemen hiçbir kuram, dilin douunu ve kaynan tam olarak açklayamamtr. Dil olgusunu çeitli boyutlaryla incelemeden önce u bilgilere bir göz atalm: Dünyamz 13,5 milyar yanda. nsanolunun yeryüzüne çk yaklak 3 milyon yl önce. nsanolu son 100 bin ylda birbiriyle konumaya çalarak iletiim kurmay baarm. Dünyadaki ilk yazl belgeler bundan 5-6 bin yl öncesinden kalmadr (Sümerce belgeler, MÖ 3. veya 4. bin yllar). lk Türkçe yazl belgelerse MS VII.-VIII. yüzyla kadar gitmektedir (Orhon ve Yenisey yaztlar). Dilin douuyla ilgili kuramlar da öyle özetleyebiliriz:

Bir öbek dilci, dillerin “yansma” türü sözcüklerden doduunu ileri sürmektedir (Türkçe’den örneklendirelim: üf, üflemek, hr, hrlamak, me, melemek, hor, horultu, horlamak, horuldamak…)

9 Baka bir öbek dilci dilin ünlemlerden doduu, ünlemlerden öbür sözcük türlerinin türedii görüünü savunurlar. Dilin ortak çalma birlikte i görmeden doduunu ileri süren dilciler de vardr. Bunlara göre yaplan ilk iler "kazmak"tr, ilk insan sesleri de bununla ilgilidir.

Çocuk dili üzerinde yaplan aratrmalar, bu sorunun aydnlatlmasnda yardmc olmaktadr. Çocuun çkard ilk sesler ve bu sözlerin anlatt kavramlarla dilin douu arasnda iliki kurulmaktadr. Çocuun çkard ilk sesler içgüdüseldir, bu nedenle de hayvan barmalarn anmsatr. Bu sesler zamanla sözcüklere dönümekte ve uzlamal deerler kazannca toplumun dilini oluturmaktadr. Dilin bir kaynaktan deil de, baka baka kaynaklardan doduu görüü yaygndr.

SLAYT 22 Balk: Dil ve düünce

Dil ve Düünce Dil, düüncenin aracdr, dilsiz düünülemez.- Nurullah Ataç Dilini ilemeyen kii, düüncesini ilemiyor demektir.- Nurullah Ataç J. Vendryes, “nsan nesnelerin varln ancak onlar adlandrarak kavrayabilmitir.” der. Evren karmak bir yapdadr, onu kavrayabilmek için onunla ilgili bilgileri elde etmek zorundayz. Bir durumun, oluumun vb’nin bilgi haline gelebilmesi zihinsel bir ilemi gerektirir. Bunun yöntemleri ve araçlar vardr: gözlem, deney, aratrma; tez, antitez, sentez. Bilgileri düünce düzlemine çekerek kavrayabiliriz. Bilgi de, bulu da ancak dille olanakl duruma gelir. Dille düünce birbirinden ayrlmaz iki bölümdür. Dil olmadan düünce, düünce olmadan da dil olamaz. Dil düüncenin bir anlatm kalbdr. nsan gözlem, izlenim, deneyim vb’yi düünme düzleminde simgeletirerek kavranabilir duruma getirir. Ancak dilsel simgelerle (göstergelerle/sözcüklerle) gösterdikleri arasnda kesin bir iliki yoktur. Sözgelimi bizim su dediimiz nesneye ngilizler water, Franszlar l’eau, Araplar mâ, Farslar âb derler. Bunlar uzlamal deerlendirmelerdir. Dil d-dünyay adlandrarak düünme düzlemine çeker. Düüncenin oluturulabilmesi için ilk ilem soyutlamadr. Soyutlama ve genelleme bilgiye dönüür. Bilgi düünmeyi olanakl klar; bilgiler yeni yeni düünceler üretilmesine olanak salar. Düünceler dilde somutlar. te bu aamada dil düünceyi, düünce de dili sürekli olarak etkiler durur.

SLAYT 23 Balk: Dil ve toplum

Dil ve Toplum

10  Dil, bütün insanlk kültürünün içinde biriktii bir araç deil, kültürün kendisidir. Çünkü hiçbir düünce, hiçbir duygu dile dönümeden var olamaz.- Bedrettin Cömert

nsanlar toplum olarak örgütlenip yaamak durumundadr. Örgütlü toplum uzlamal kurumlar gerektirir. Dil de toplumsal kurumlardan biridir. Öbür deyile toplumu oluturan etkenlerin banda dil gelir. Birey, bir toplumun içinde doar; inançlar, gelenekler, görenekler, kültür, sanat gibi kurumlar onun yaama alann oluturur. Toplumun kültürüyle olgunlar birey. Bu toplumsal kültür öeleri çounlukla dille aktarlr bireye. Bütün kültürel/toplumsal öeler dile yansmtr. Birey, çevresini her yönüyle diliyle tanr, kavrar, yorumlar. Her dil içinde bulunduu toplumsal kültürün, uygarln verimleriyle biçimlenir. levini de bu çerçevede gerçekletirir. Bir dilin sözlüü o dili kullanan toplumun geni anlamda kültürünü, sanatn, yaama biçimini yanstr. Sözgelimi dilini bildiimiz ama kendisini tanmadmz bir toplumun sözlüünü inceleyerek o toplumun nasl bir toplum olduunu anlayabiliriz. Dil yalnzca iletiimi salayan bir araç deil, ayn zamanda ilettiini de içeren bir kültür kaynadr. Dil aktarc özelliinin yan sra yaratc bir ilev de görür. Bütün kültürel akmlar, oluumlar, düünsel gelimeler, sanatsal üretimler dilin yaratclnn kantlardr. Dil, toplumsal yönlendirmede de önemli ilevi olan bir kurumdur. Toplumsal gelimelerin iste-nilen yönde olmasnda da dilin pay büyüktür. Yasalar ve yönetmelikleri örnek olarak gösterebiliriz.

SLAYT 24 Balk:Dil ve edebiyat

Dil ve Edebiyat Edebiyat da, dille iletiim kuran bir sanatsal etkinlik alandr. Edebiyat da ortak dil üzerine temellendirilir. Ancak her edebiyatç farkl bir söylem gelitirir. Bu da doal/gündelik dilden çok farkldr. Günlük yaamn gerçeklii ile sanatsal gerçeklik apayrdr. Sanatsal gerçeklik, her ne kadar günlük yaam gerçekliinden yola çksa da, özellikleri ona benzese de, yapay/kurmaca gerçekliktir; günlük yaamn gerçekliiyle birebir örtümez. Ancak edebiyatn dili de kendi bütünlüü içinde bir inandrcla sahiptir. Edebiyatçnn yaptlar araclyla ilettii anlamlar, mesajlar da kurmaca gerçeklikle ilgilidir. Edebiyatç, kurmaca gerçekliini dille aktarr. Her sanat yapt biriciktir, tektir. Kendi içinde bir gerçeklii vardr. Nesneler, kiiler, olaylar da bu gerçeklik balamndadr. Her edebiyatç farkl bir dil kurar yaptlar araclyla. Bu nedenle edebiyat, ortak dilin malzeme-sini kullansa bile bu farkll nedeniyle özel bir dil saylr. Dil aratrmalarnda bu dile üstdil ad verilir. Tpk bilim dillerine üstdil dendii gibi.

SLAYT 25

11 Balk:Dilin türleri

DLN TÜRLER

*anadil: Bir ya da birçok dilin türemi olduu kök dil. Latince Roman dillerinin (Franszca, spanyolca, talyanca gibi), Ana Türkçe de Türk dillerinin (Türkiye Türkçesi, Azerice, Özbekçe, Kazakça, Türkmence gibi) anadilidir. *anadili: Bireyin annesinden, aile ve yaad çevreden örendii dil. *lehçe: Bir anadilin tarihsel geliimi içinde, deiik çalarda ve corafi alanlarda oluan, ses, yap ve sözdizimi bakmndan az çok farklar içeren dallarndan her biri. *az: Bir lehçe içinde, deiik alanlara ve snflara göre farkl özellikler gösteren dallardan her biri. *doal dil: nsan diline özgü sesli bildiriim arac. *yapay dil: Deiik diller konuan insanlar arasnda anlamay salamak için özel olarak oluturulan dil. Örnein Esperanto, do, Oksidental, Volapük. *kültür dili: Kültür etkinliklerinde, dilbilgisi kurallarna özen gösterilerek kullanlan dil. *uygarlk dili: Bir uygarln, kültürün yaylmasna araclk eden, baka dilleri de etkileyen gelimi dil. *ölçünlü (standart) dil: Bir toplulukta, balangçta yöresel bir azdan kaynaklanan, yazm ve söyleyi özellikleri kural olarak benimsenen, eitim kurumlaryla kitle iletiim araçlarnda kullanlan dil. *resmi dil: Bir ülkede yasayla kabul edilen dil. *bilim dili: Bilimsel yaptlarda kullanlan, kendine özgü terminolojisi ve söylemi bulunan dil. *özel dil: Bir toplumda geçerli ortak dilden ayr ama ondan türemi olan, yalnz belli çevrelerce kullanlan, toplumun her kesimince anlalmayan, kendine özgü, sözcük, deyim ve deyilerden oluan özel dil. *argo: Bir toplumda bireyin içinde bulunduu snfa, yaa, özellikle meslee göre belirlenen dillerden her biri. *yaayan dil: Günümüzde konuulan ve yazlan dil. *ölü dil: Bugün hiçbir toplulukça konuulmayan, varl yazl belgeler araclyla saptanan dil. Örnein Latince, Sanskritçe, Hititçe gibi. *yaz dili: Bir ülkede yazl ürünlerde kullanlan dil. * ar dil: çinde hemen hiçbir yabanc dil öesi (sözcük, ek vb) bulunmayan dil. Hemen hiçbir dil ar dil olarak nitelendirilemez, çünkü her dilde yabanc dil öelerine rastlanr. *çocuk dili: Çocuun dil edinme sürecinde kulland, kendine özgü özellikleri bulunan (kendine özgü ürettii sözcükler, kurduu cümleler b) dil türü.

12 * yazn (edebiyat) dili: Yazn yaptlarnda (roman, öykü, iir vd) kullanlan, yazardan yazara farkllklar gösteren, kimi durumlarda anlalmas özel yeterlikler gerektiren dil türü.

SLAYT 26 Balk: Metin ve metin türleri

Metin ve Metin Türleri imdi metin türleri üzerinde duracaz. Önce aadaki metinleri okuyalm.

DNSEL ETM - LAK ETM - Sat EREN

Dinsel eitim program ve yöntemiyle, yaps gerei, inanca dayanr. Dinsel eitimde kuku küfürdür. Oysa laik eitimde çk noktas bilimsel kukudur. Bunun için de, ister toplumsal bilimlerde, ister deneysel bilimlerde olsun yöntem gözleme, deneye ve kantlamaya dayaldr. Laik eitim çocuklarn bilimsel düünce yeteneklerini gelitirmeyi ister. Bunun sonucu olarak da sorun çözme, neden-sonuç ilikilerine varma, yeni durumlara uyma gücünde, yapc, yaratc, yeniliklere açk kafalar oluturmay amaçlamtr. Dinsel eitim ise tanr buyruklarn, peygamber sözlerini hiç tartmasz örenip saklayp (hfzedip) aktarma görevinde, dolaysyla durumkoruyucu (statükocu) kafalar yetitirir. Laik eitim düünce eitimi, bir us (akl) eitimi amaçlarken, dinsel eitim bir bellek eitimi yapar. Bilindii gibi bat dünyas, bellek eitimi yapan, dogmatik ortaça karanln- dan ancak usun iletilmesi ve deerlendirmesine dayanan bir usçulukla kurtulmu, aydnla çkm, ve çada uygarlk düzeyine ulamtr. Bat dünyas bu süreci yaarken Osmanl imparatorluunda medrese giderek canlln ve gelime gücünü yitirmi dogmac kafalarn olutuu salt dinsel okul durumuna dönümütür. Bunun sonucu olarak da Osmanl imparatorluu usçu Avrupa karsnda Viyana kaplarndan ters yüzü dönerek gerilemeye balamtr. Tanzimat usçu kafalarn önemini kavram, devletin kurtuluunu bunda görmü, bu yolda birtakm önlemler almtr. Ancak dinsel eitimin yaamasna göz yum- mak zorunda kalmtr. Bu tutum usçu Avrupa karsnda Osmanl devletinin Ankara kaplarna dek ilerlemesine yol açmtr. Öyleyse salt usçu bir eitim ve öretim bir ulus savunma ve bamszlk gereidir. Atatürk ite bu gerçei görmü, cumhuriyetten hemen sonra 3 mart 1340 (1924)’ta ilk i olarak eitim birlii yasasn çkarm, dinsel okullar büsbütün kaldrmtr. Her eitim program ve yöntemi, bir toplumsal yönetim biçimini oluturur. Ortaçan skolastik eitimi, kiilii gelimemi, sorun çözme gücünden yoksun kafalar yetitirmitir. Feodalite ya da monari bunun sonucudur. Us eitimin sonucu olarak da kiilikler gelimi, kii haklar savunulur olmu, kiiler yönetime katlabilecek düzeye ulam, bir Fransz devrimi gerçeklemi, uluslar giderek demokrasiyle yönetilir olmulardr. Öyleyse dinsel eitimin egemen olduu toplumlarda totaliter rejimin egemen olmas da söz konusudur. Ayrca dinsel

13 eitim, yazgya inanan dolaysyla sömürülmeye yatkn insan örneini de yaratr. (Cumhuriyet, 23 ocak 1976)

* SLAYT 27 Balk:

Anlatamyorum

Alasam sesimi duyar msnz, Msralarmda; Dokunabilir misiniz, Gözyalarma, ellerinizle?

Bilmezdim arklarn bu kadar güzel, Kelimelerinse kifayetsiz olduunu Bu derde dümeden önce

Bir yer var; biliyorum; Her eyi söylemek mümkün; Epeyce yaklamm, duyuyorum; Anlatamyorum.- Orhan Veli KANIK

SLAYT 28 Balk:

Cimri ile Hoca

Cimri ve de bo boazn biri Hocaya: - Ya Nasrettin Hoca, demi, demek paray çok seviyorsun. Acaba neden ? Hoca cevabn yaptrm: - Senin gibilere muhtaç olmamak için...

Tartalm: Gelin birlikte bu metinlerin biçim-içerik-dil ve anlatm yönünden benzerlik ve farkllklarn tartalm.

SLAYT 29 Balk: Metin ve türleri

METN ve TÜRLER Bilgi vermek, uyarmak, coku yaratmak, korkutmak, elendirmek gibi deiik amaçlarla sözcüklerle (tümce, paragraf vb) oluturulmu bütüne metin ad verilir. Biraz önce incelediimiz okuma parçalarnn hepsi birer metindir. Metinler konuma ve yazma bakmndan önce sözlü metin, yazl metin olarak ikiye ayrlr.

14 Sözlü metin, herhangi bir ortamda, herhangi bir amaçla konuma biçiminde oluturulmu metindir. Yazl metin ise, ad üzerinde yaz biçimine getirilmi, yazya dökülmü metindir.

SLAYT 30 Balk:

letiim açsndan metinler, genel olarak iki kümeye ayrlr: a) Bilgilendirici/kullanmalk metinler: Gerçek yaam ile dorudan özde, okura/alcya gerçek dünyada yararl olabilecek bilgileri salamaya yönelik olan ( bilimsel metinler, gazete, dergi haberleri, yorumlar, makaleler, bildiriler, reklamlar, söyleiler, mektuplar, sözlük ve ansiklopedi metinleri, dilekçe, telgraf, hava raporu, yemek tarifleri, ilaç reçeteleri… gibi), b) Yaznsal/ kurmaca metinler: Gerçek yaam ile dorudan özde olmayan, bunu yanstmay amaçlayan "öz-göndergeli" metinler olarak betimlenen ( roman, öykü, iir, oyun, deneme... gibi). SLAYT 31 Balk:

Sunulu biçimi açsndan da metinler üç kümeye ayrlr: a) sözlü metinler, b) yazl metinler, c) görsel metinler (fotoraf, resim, karikatür vd).

Yazl biçimleri bakmndan ise; a) düzyaz metinler, b) manzum (iir türünde) metinler olarak ikiye ayrlr.

SLAYT 32 Balk: Bilgilendirici/kullanmalk metinler

Bilgilendirici/Kullanmalk metin türleri Bilgilendirici/kullanmalk metinlerde geçen dilsel göstergeler, olaylar vb okuru yaadmz dünyada karl olan varlklara, olgulara gönderir. Böylelikle okur bu varlk ve olgularn gerçekliini gözlem ve deneyleriyle denetleyebilir. Özetle bilgilendirici metinler dorudan yaadmz dünyadan söz eder. Bilgilendirici metinler, ya düünsel ya da bilgilendirici amaçl olabilmektedir. Bilgilendirici metinlerde dil, bilgiyi okura iletebilecek biçimde düzenlenir. Yazar/metin söylenilenlerin amaçlad biçimde alglanmasn ister. Hemen her tümce bir anlam vermek üzere düzenlenir. Bu tür metinlerde sözcükler bilinen ve yaygn anlamlaryla kullanlr. Bilgilendirici metinler, okurun metnin iletisini tam ve doru olarak alg-lanmasn bekler; metnin okur üzerindeki etkisi dorudandr. Örnein okur, bir yemek tarifinde kullanlacak araç-gereçleri ve yemein yapl biçimini örenir; kendisi de bu yemei hazrlayabilir. Bunun gibi gazetede okuduu bir haberin doruluunu küçük bir aratrma yaparak örenebilir. Bir reçetede geçen ilaçlar

15 eczaneden alp içindeki tanml okuduktan sonra nasl kullanlacan örenebilir ve buna göre kullanabilir. Özetle bilgilendirici/kullanmalk metinlerde, okur metindeki iletiyi bulmak ve bunu kendi bilgi ve deneyimleriyle karlatrp yaamna geçirmek durumundadr. Bilgilen-dirici metinler; makale, köeyazs, bilimsel yaz, rapor, tutanak, i mektubu, dilekçe, ilan, reklam, reçete, gibi yazlar kapsar. UYARI: Yaznsal/kurgulayc metinleri daha sonraki derslerimizde göreceiz.

SLAYT 33 Balk: Uygulama

UYGULAMA-1

Altrma : Bu yl zorlu bir snavdan geçip üniversiteye baladnz. Peki, imdi soralm: Üniversiteden neler bekliyorsunuz? Bu konuda ksa bir metin oluturunuz (200 sözcük kadar). Ödevinizi çalma defterinize geçiriniz.

SLAYT 34 Balk: Uygulama

UYGULAMA-2: Aadaki test sorularn yantlayalm.

1. Aada dilin ilevleriyle ilgili olarak verilen bilgilerden hangisi yanltr?

A) Dil estetik hazlar vermek için de kullanlabilir. B) Dil seslenme ve çar yapma iine yarar. C) Dil toplumsal ilikileri düzenlemez. D) Dil ayn zamanda kültürün taycl görevini de üstlenmitir. E) Dil kavramlar araclyla düünce üretmemize yarar.

2) Aada verilen tanmlardan hangisi “özel dil”i betimler?

A) nsan diline özgü sesli bildiriim arac. B) Bireyin annesinden, aile ve yaad çevreden örendii dil. Bireyin annesinden, aile ve yaad çevreden örendii dil. C) Bir toplulukta, balangçta sözlü dildeki baskn bir yöresel azdan kaynaklanan, yazm ve söyleyi özellikleri kural olarak benimsenen, eitim kurumlaryla kitle iletiim araçlarnda kullanlan dil. D) Bir toplumda geçerli ortak dilden ayr ama ondan türemi olan, yalnz belli çevrelerce kullanlan, toplumun her kesimince anlalmayan, kendine özgü, sözcük, deyim ve deyilerden oluan dil. E) Bir toplumda bireyin içinde bulunduu snfa, yaa, özellikle meslee göre belirlenen dillerden her biri.

16 3. Aadaki yaz türlerinden hangisi bilgilendirici metin türleri arasnda deerlendirilir? A) roman B) öykü C) ilan D) oyun E) iir 4) letiim olgusunun gerçekleebilmesi için hangisine gereksinme yoktur? A) amaç B) kanal C) alc D) verici E) kod

5) Dilin douuyla ilgili hangi bilgi yanltr?

A) Dil ünlemlerden domutur. B) Dil yinelemelerden domutur. C) Dil yansma sözcüklerden domutur. D) Dil insan eylemlerinden domutur. E) nsanlar dili hazr bulmulardr.

SLAYT 35 Balk: Bir öneri

DKKAT! Her gün en az bir iki gazete, hafta en az iki dergi, her ay en az iki kitap okuyalm, her akam en çok bir/bir buçuk saat tv izleyelim. Radyo dinlemeyi de unutmayn… nternetten de yararlanmamz gerekir. lgi alanlarnzla ve ders konularnzla ilgili yaz, haber, fotoraf ve karikatürleri seçip kendimiz için bir ariv (belgelik) oluturalm.

SLAYT 36 Balk: Argo

EK OKUMA

SZ DE M ARGO SÖZLERE KARISINIZ? - Yusuf ÇOTUKSÖKEN

Dil zaptiyeleri, tutucular, kendine ahlakç toplum mühendislii görevi yükleyenler, toplumsal gelimeleri hep tek “doru” çizgi olarak görüp deerlen-

17 dirmek isteyenler; bir iirde, öyküde, dizi filmde, ark sözünde argo kapsamna girecek türden deyilere (sözcük, deyim; kalpsöz vb) rastlamayagörsün, hemen kutsal görevlerini anmsayp çalakalem ortala atlrlar: Dilimiz elden gidiyor, toplumumuz kirleniyor, buna bir “dur!” diyecek vatan evlad yok mu?... Oysa, dilin deiik kullanm katmalar bulunduunu, her kullanm katmann da kendine özgü bir sözdaarc içerdiini bilenler için argo çok farkl, çok deiik güzellikleri içinde barndran bir alan. Çünkü argo, kimilerinin sand gibi sadece “kaba, teklifsiz sözler, küfürler”den olumuyor; argonun içinde eretilemeli birçok sözcük ve deyim, ince anlam ayrmlarn veriyor; ayrca argonun dilin sözvarl açsndan beslendii kaynaklardan biri olduu alann uzmanlarnca tartmasz kabul ediliyor. Nedir argo? diye soracak olursanz… Argo; bir toplumda geçerli genel dilden ayr, ondan türemi olan, yalnzca belirli çevrelerce kullanlan, toplumun her kesimince anlalmayan, kendine özgü sözcük ve deyimlerden oluan özel bir dildir. Özel dil de, yalnzca bu dili konuan kimselerin bildii sözcük ve deyimlerden oluur. Bu bakmdan her özel dil argo deildir.

SLAYT 37 Balk:

Argo, genel argo ve alan argolar (jargon) ad verilen bölümlerden oluur. Genel argonun içine, alt kültür gruplarnn kulland diller, belli gruplara özgü diller, alan argolar, standart d ya da tabu saylan dillerden kaynaklanan sözcük ve deyimler girer. Bu özel sözcük ve deyimlerin anlamlarn, sadece kullananlar bilir. Gruba özgü diller; meslek, ya, hobi, çkar vb yönlerden ortak olan topluluklarca kullanlr. Gruba özgü dillerde teknik olmayan sözcükler younluk tar. Alan argosu ise ad üzerinde meslek, ticaret, bilim, sanat gibi yönlerden ortak özellikler tayan gruplarn daha çok teknik sözcük ve deyimlerini içerir. Hemen bütün dünya dillerinde argo, özel diller ile alan argolar arasnda yer alr; en önemli ilevi de ölçünlü (standart) dilin sözvarln sürekli besleyip zenginletirmesidir. Argo, çokluk dille iletiimin snrl bir toplulua özgü olmasn isteyenlerce oluturulmutur. Bu snrl toplulukta, anlamn sadece topluluk üyelerinin bilecei sözcük ve deyimler kullanlr. Bu dar çevrede argo, bir tür savunma ve korunma içgüdüsü, grup kimlii oluturma kaygs, özenti, elence, ilgi ve dikkati çekme vd gerekçelerle gelitirilir; giderek egemen konumda olan toplulukd birey ve gruplarla alay etmek, onlardan öç almak, onlara duyulan tepkiyi dlatrmak, bir suçu, srr, inanc, müstehcenlii gizlemek gibi amaçlar da argonun olumasnda etkin rol oynar.

SLAYT 38 Balk:

Her toplumda, argoyu yaratan pek çok alt kültür gruplar bulunmaktadr. Meslek gruplarnn (askerler, denizciler, seyyar satclar, oförler, müzisyenler, sporcular vd) yan sra tutuklular, uyuturucu kullananlar, hrszlar, kumarclar, kabadaylar,

18 dilenciler, yasad i yapanlar, aznlklar, göçmenler, ayrca gece-kondularda yaayanlar, siyasal örgütler, din gruplar, kültür ve sanat dernekleri, örenciler vd argonun geliip serpildii verimli alanlar olarak kabul edilir. Biraz önce de söylediimiz argo, kii ve gruplarla genel toplum kural ve deerleri konusunda yaanan uyumazlktan, çokluk da çatmadan kaynaklanr. Argo ayn zamanda bu gruplarn yaam biçimlerini ve dünya görülerini de yanstr. Nükte yapmak, alay etmek, küçümsemek, dümanlk göstermek gibi amaçlarla üretilen argoda, yeni sözcükler ve yeni anlatm biçimleri gelitirilir; bunlar benimsenirse yaygnlar, benimsenmezse yok olur gider. unun da altn özellikle çizelim: Argo bir sözcük ya da deyim, belirli bir grubun dna tap genel dile girmeye balaynca artk argoluunu yitirir. Sözgelimi bugün gazlamak (oför argosunda “arabay çok hzl sürmek”, hafz / inek (örenci argosunda “çok çalan örenci”), abullabut / andavall / düdük / hrbo / hyar / kelek/ saloz / aban… (genel argoda “aptal” anlamnda kullanlyordu) gibi sözcükler bugün ortak dilde de belli bir sklkla kullanlmaktadr. Yani artk bunlara argo dememek gerekir; balamna ve içeriine göre halk dili, teklifsiz dil, kaba kullanm gibi deiik alt alanlarda deerlendirilir.

SLAYT 39 Balk:

Hepimiz günlük ilikilerimizde, deiik ortamlarda argo olup olmadna pek de dikkat etmeden birtakm argo sözcük ve deyimleri kullanrz. Özellikle senli benli ortamlarda bu kullanm daha da artmaktadr. Yalnzca biz deil, edebi-yatçlar (iir, öykü, roman, oyun, an, söylei vb türlerdeki yaz ve yaptlarnda) da, özel etkiler yaratman üzere argoya bavurmulardr. Bunlarn yan sra gülmece ustalar, kimi köe yazarlar da dile cokulu bir tat katmak amacyla argoyu ustaca kullanrlar. Yeri gelmiken argoya yer verin bir iki iir örnei aktaralm. Önce Necdet Rütü Efe’nin “Apa” manilerinden birkaç örnek:

Meze koydum tepsiye Kz bana ka göz etme Var iki yana volta Taze piti hepsi, ye.. Bu kadar tela etme Olma kimseye balta Bizi dünyada var m Beni seviyormusun Mezesiz rak olmaz Bastran mandepsiye nanmam tra etme… Bak u yedii halta … …

SLAYT 40 Balk:

Bir argolu iir örnei de Suat Taer’den:

“ABUZETTN BEY”

Torii çaltr kaalot Kasntdan denizler bulanyor Gr geçme Bamya tarlas m sandn dünyay Çaparize gelirsin sonra zngadak Bak at alan Üsküdar’ dolanyor

19 Her gün azn dört köe Fazla viraj alyorsun ar ol Ama çngra çektiinin resmidir Eekten dümü karpuza dönersin sonra Kim dedi sana rüzgâra kar ie Aheste çek kürekleri kendine gel

Asma sakal takma byk Bu devran böyle kalmaz Behey spanakzade mam kay yanat m iskeleye Bu gidiin sonu karanlk Gözünün yana bakan olmaz

Tenhalarda bocurgat yaparsn Baba miras deildir hayat in gücün haminto Söylemesi benden Bilirim her tan altnda sen varsn let torii bay kaalot

(Uyan, S.5, Austos 1955) SLAYT 41 Balk:

Son aylarda basnda, gerek ark sözlerinde (“kl oldum abi”, “kz hepsi senin mi?”, “sokarm politikana”, “kudurdum sayende” vd ) gerekse kimi dizilerde (“yeme bizi olum”, “üütük haspa”, “kal gelmek”=biraz daha fazla kalmak istemek , “oha olmak”= çok armak vd) geçen kimi eski ve yeni argo kullanmlar, baz köe yazarlarn ve aydnlar rahatsz edip tepkiye yöneltirken baz yazar ve aydnlar ise bu gelimeleri doal ve olaan karlamaktadrlar. Bana göre, argo her dilin çok özel bir alandr; bu bakmdan kendine özgü güzellikleri barndrr içinde. unu bir kez daha anmsatalm: Argo, yalnzca kaba sözler, küfürlerden de olumaz. Bakn son yllarda örenci argosunda kullanlan “alakaya çay demle=ne alakas var”, süpzek<=süper+zekâl kimse”, yusuflamak=korkmak” gibi; siyaset argosunda geçen “Horzum’lamak=> hortumla-mak=soymak, çalmak, yolsuzluk yapmak”; gibi sözlerden kimileri genel dile de girmitir. Bu nedenle söylemlerde balam ve ölçüsü iyi ayarlanm birtakm argo sözler kullanmakla, argo söz ve deyimler türetmekle ne Türkçe yok olur ne de Türkiye’ye bundan bir zarar gelir. Tersine argo dilin yaratclk alanlarndan biri olduu için genel dile katlan argo sözler sözvarln zenginletirir, söyleyilere renklilik, canllk katar. Çünkü argo, özel bir ustalk ister, her babayiidin kendi yaznsal/düünsel üretiminde argoyu kullanmas, argoya yeni sözcük ve terimler katmas pek de harc olmasa gerek.

SLAYT 42 Balk:

Argo, sürekli deiir; bu nedenle argoyu izlemek ancak onun yazya geçmesiyle mümkündür. Bugüne kadar yaplan argo sözlüklerde argonun ancak bir bölümü derlenebilmitir. O da genel dile geçtii kadaryla ya da argonun içinden gelen birinin bunu yazya geçirmesiyle… Argoyu bütünüyle ne izleyebilir ne de örenebilirsiniz. O özel bir dildir, siz onun ancak genel dile yansyan yönleriyle tanyabilir ve isterseniz yararlanabilirsiniz… Argo tpk moda gibidir, çabucak geçer, yenileri gelir… Son olarak bir kitap önerisinde bulunmak istiyorum: 1999’da Marmara Üniversitesi Türkiyat Aratrma ve Uygulama Merkezi’nin düzenledii Türk Kültüründe Argo (Haarlem Hollanda, 2002) adl toplantnn metinleri yaymlanmtr. Emei geçenlere teekkür ederim. (Bu bilimsel toplantnn

20 deerlendirme oturumunda, ben de bir konuma yapmtm. Dahas toplanty tantan bir de yazm yaymlanmt, Varlk dergisinde, 2000’de. Bu yazy da kitaba alabilselerdi iyi olurdu kanmca. Neyse…) Argoyla ilgili geni bilgi edinmek isteyenlere salk veririm bu kitab. Bir de, Hulki Aktunç’un Büyük Argo Sözlüü”nü (2008’de yeni bask yapt-Y.Ç.) de masanzn üstünden eksik etmeyin, derim.

SLAYT 43 Balk:

BR SÖZCÜK ÇEVRSNN YOL AÇTII TRAJED

"kinci Dünya Sava sonuna doru, 1945 ylnda Amerika Birleik Devletleri tarafndan Japonya'ya teslim olma çarsnda bulunan bir nota verilmiti. Bat düüncesinin temelindeki ikilikli düzene göre, Japonya bu notay ya kabul edebi- lirdi, ya da reddedebilirdi; baka bir olaslk bulunmazd. Dou kültüründeki Japonlar için her ey bu kadar kesin olarak ikiye ayrlmam oldu-m içm: onlarn cevap notasnda ("rr. sözcüü kullanlmt. Bu sözcük u iki anlama da birden gelebilmekteydi: 'Danmada bulunmak üzere, bir cevab imdilik askya almak' ve 'Bo vermek, aldrmamak, kabul etmemek, reddetmek. ' ingilizceye yaplan çeviride bu Japonca sözcüün ince anlam ayrl kaybolunca, verilen cevap 'olumsuz' yani 'red' olarak yorumlanm; bunun sonucunda da, iki atom bombas Hiroima ve Nagasaki üzerinde patlatlmt.

Özcan Bakan, "Bildiriim-insan-Dili ve Ötesi, Altn Kitaplar, stanbul, 1988, s.61

21 MALTEPE ÜNVERSTES MESLEK YÜKSEKOKULU Uzaktan Eitim: Türk Dili 1 Hazrlayan ve sunan: Ör. Gör. Yusuf ÇOTUKSÖKEN

2. BÖLÜM ( 3. ve 4.HAFTA)

Eitim ve Üniversite

çerik: * Bu bölümde eitim ve üniversiteler üzerine metinler okunup deerlendirilecek, tartma yaplacak. * “Bilgilendirici bir metni inceleme yöntemi” * Anlama becerileri: 1. okuma anlama, 2.dinleme ve izleme anlama.* (Yaz türü) Köeyazs, makale. * (Yazl anlatm) Dilekçe yazma. * Dil bilgileri: Yeryüzündeki diller. SLAYT 1 Balk: Ön-hazrlk

Ön-hazrlk: * Çinli ozan Kuan Tzu (Ö), “Bir yl sonrasn düünüyorsan tohum ek,/Aaç dik on yl sonrasysa tasarladn./Ama yüzyl sonras ise düündüün, halk eit./Bir kez ürün verir ekersen tohum,/ Bir kez aaç dikersen on kez ürün verir,/Yüz kez olur bu ürün eitirsen halk./Balk verirsen bir kez doyurursun halk./Öretirsen balk tutmasn hep doyar karn.” diyor. Siz ozann söylediklerine katlyor musunuz? (Gerekçesiyle iki üç cümle…)

SLAYT 2 Balk: Üniversite

Anlama-kavrama

imdi örgün eitimin son basamanda, yani üniversitedesiniz. Üniversite öreniminden neler kazanacanz az çok biliyorsunuz. Bir de üniversitede öretim üyelii yapan bir bilimcimizin, Prof. Dr. Birsen GÖKÇE’nin bu konudaki yazsn birlikte okuyup tartalm. (Metni sesli okurken, sözcükleri doru ve anlalr biçimde seslendirelim, vurgulara ve duraklara özen gösterelim. Bu arada önemli bulduumuz cümlelerin altn çizelim.) SLAYT 3 Balk: Üniversite

1 ÜNVERSTE NEDR? NE DELDR? - Birsen GÖKÇE Üniversite; bilimsel üstünlüün, akademik yetenein ve yönetim ustalnn ar bast bir ortamdr. Üniversitelerin görevi dünyaya geni açdan bakan, özgürlüünü kazanmasn ve korumasn bilen «insan» yetitirmektir. Amaç üst düzeyde öretim ve aratrma yaptrarak topluma bilimsel düünme yetenei ve becerisine sahip bireyler hazrlamaktr. Üniversite; özgür düünceyle dorunun arand, soru sormann, tartma yapmann öretildii, akln «dogma»ya üstünlüünün kantland ve topluma bu dorultuda katkda bulunacak sorumluluk bilincine sahip bireyler yetitirmenin hedeflendii bir yapdr. Üniversite; bilim araclyla dünyaya, yenilie kap açan, her türlü fikrin tartlabildii, yaratcln gerçekletirildii, unvan ve makamlarn fazlasyla önem tamad, hiyerarinin bulunmad, bilimsel özgürlüün ve bilgi birikiminin olutuu bir ortamdr.

SLAYT 4 Balk: Üniversite

Üniversite; toplumu dnda düünülmeyecek bir kurumdur. Toplumun önünde olmak ve onu daima ileriye götürmek, çadala çekmek durumundadr. Topluma, insanla rehberlik etmek, hizmet etmek için vardr. Üniversite; bilim adamlarnn görevlerini özgürce yerine getirebildii, eletirmekten, eletirilmekten çekinmedii, korkmad, düüncelerini rahatlkla açklayabildii ve uygu lamaya koyabildii özerk, demokratik katlm ve seçim esaslarna bal, organlar siyasal iktidar tarafndan atanmayan bir kurulutur. Üniversiteye ilikin yasalar, üniversiteyi her türlü d etkiden, siyasal iktidarlarn güdümünden, yavalatc ve tutucu eilimlerinden koruyabilmelidir. Üniversite; kâr amacyla kurulmu, kazanç getiren bir kurulu deildir. Topluma katklar uzun vadeli olan, yatrmlarnn karln somut olarak alamayan bir kurulutur.

Üniversite; mesai saatlerine bal bir kamu kuruluu da deildir. Bilimsel çalma zamanla snrlandrlamaz. Öte yan dan bilim adamnn ürettii ve birikiminin karl «saat ba ücret»le ödenecek nitelikte deildir. Dolaysyla bilim adamndan sabah mesai saatinde kalemini ele almas, akam mesai bitiminde brakmas beklenemeyecei gibi verdii her dersin de parayla ölçülmesi söz konusu olamaz. Çünkü bilim snrllklar içinde gerçekletirilemez, ticaret zihni-yetiyle de badatrlamaz. Üniversite; orta dereceli okullardaki eitim ve öretimin sürdürüldüü bir ortam da deildir.

SLAYT 5 Balk: Üniversite

Üniversitede bilim yaplr, aratrma yaplr. Öretim, özellikle «meslek öretimi» üniversitenin bir yan ürünüdür. Özetle öretim ve dolayl olarak eitim

2 üniversitenin ikinci dereceden uralar arasnda yer alabilir. Bu da ancak gelimekte olan toplumlar için düünülebilecek bir husustur. Nitekim Bat’da ngiltere ve Almanya örneinde olduu gibi alt ya da sekiz yllk ilköretimden sonra çocuu teknik okullara göndererek mesleki bir formasyon kazandrmaya ya da lise ve dengi okullara göndererek bilim yapma ans vermeye kurumlar yetkili klnmtr. Bu da üniversite kaplarna sadece bilim yapabileceklerin gönderilme- sine, dierlerinin yetenek ve becerileri yönünde ve toplumun istihdam politikas çerçevesinde yetitirilmesine olanak salamaktadr.

Bir toplumun var olabilmesi, varln sürdürebilmesi çeitli nitelikteki ve düzeydeki görevlerin yerine getirilmesine baldr. Bu da ancak i bölümü ile gerçekleebilir. Dolaysyla toplumu oluturan bütün bireylerin üniversite okumas beklenemez. Ancak herkesin eit koullarda yetitirilme ansna sahip olmas gerekir. lk ve ortaöretimden balayarak tannan bu frsat eitlii kiilerin yetenei ve verilen öretim ve eitimin kalitesi ölçüsünde gerçekleir. Belirli bir meslekte gelierek üretime katlma ve ksa sürede normal bir yaant sürdürecek gelire kavuma ansna sahip olanlarn üniversite sralarnda zaman kaybna neden olmak, aratrma yapabilecek, bilim adam olabilecek yetenek ve birikime sahip olanlar da bu olanaktan mahrum etmek çada eitim zihniyetiyle badamayacak bir tutumdur.

SLAYT 6 Balk: Üniversite

Kukusuz yükseköretimin temeli ilk ve ortaöretimdir. Ve sorunlar temelden balayarak çözümlenmelidir. Bugün ülkemizde binlerce diplomal isizin varl bu konuda yaplanlarn yeterli olmadn ve plansz bir yaplamann gün demde olduunu göstermektedir. Bir ülkede eitim ve öretim politikas toplumsal kalknmann öncelikleri çerçevesinde planlanacaksa, teknik öretimin, temel bilimlere ve sosyal bilimlere kyasla daha arlk tamas gerekir. Bunun için de ülkemizde teknik öretimin yaygnlatrlmas temel kouldur. (Yükseköretimde Sorunlar ve Çözümler, “Türkiye Koullarnda Yeni Bir Üniversite Nasl Kurulmal?”, Cem Yay, st.1990, ss.100-102)

SLAYT 7 Balk: Bilgilendirici metni inceleme Bilgilendirici bir metni inceleme yöntemi: Makale, köeyazs, kitapta bir bölüm, bildiri gibi bilgilendirici metinleri, içeriini daha iyi anlayabilmek için, metni sesli ve/veya sessiz olarak okuduktan sonra u yönteme göre inceleyebiliriz: Metnin konusunu bulma, Yazarn amacn ve bak açsn belirleme, Metnin anadüüncesini (iletisini) saptama, bunu varsa metinden bulup gösterme; yoksa özlü bir tümceyle kendisi yazma, Anadüünceyi destekleyen yardmc düünceleri bulma,  Metni paragraf paragraf inceleme (sorular-yantlar),

3  Metnin özetini çkarma,  Metnin plann çkarma,  Metindeki düünceleri yorumlama,  Metnin türü ve yazar hakknda bilgi edinme.

SLAYT 8 Balk: Sorular (Yantlar lütfen çalma defterinize yaznz.) 1) Yazara göre, üniversitenin temel ilevleri hangileridir? 2) Üniversitelerin ülke kalknmasndaki rolü nedir? 3) Teknik öretim niçin daha arlkl öneme sahip olmaldr? 4) Siz yazarn görülerini nasl deerlendiriyorsunuz? Beenip beenmediiniz yönler hangileridir? Sizce eksik ve yanl görüleri var m? 5) Metnin özetini çkarnz. (Yaklak 10 cümle)

SLAYT 9 Balk: Özet çkarma Özet çkarma/özetleme: Özet çkarma, bir metni dörtte bir orannda ksaltma demektir. Sözgelimi 500 sözcükten oluan bir metni 100-125 sözcüe indirme demektir. (Sayfa says çok olan kitaplarn özeti birkaç sayfay geçmemeli.) Özet çkarmak için metni okuma sürecinde yapacamz kimi ilemler vardr: Bunlarn banda metni okurken, ayrntlar (metni deiik bilgiler katan bölümler: betimlemeler, uzun konumalar, ayrntl açklamalar, tartmalar, karlatrmalar vb) göz ard edilecek, metnin belkemiini oluturan olgular/olaylar ve düüncelere öncelik verilecek, bunlarn alt çizilecek. Sonra da bu çizdiimiz bölümleri dikkate alarak metni kendi cümlelerimizle özetleyeceiz. Bir metni özetlerken kendi yorumlarmz kesinlikle katmayacaz. Yazarn metninden zorunluluk olmadkça aynen cümle aktarmayacaz. Baka bilgiler eklemeyeceiz.

SLAYT 10 Balk: Makale

Yaz türü: MAKALE

Herhangi bir konuda bilgi vermek, bir gerçei savunmak, bir sorunu dile getirip çözüme kavuturmak amacyla, gerekli veri ve kantlardan da yararlanarak hazrlanan, belli ölçüde bilimsel nitelik tayan gazete ve dergi yazlarna makale denir. Makale bütün bilgilendirici yazlar gibi her konuda (bireysel, toplumsal, evrensel konularda) yazlabilir. Makale türü düünce dünyamza Tanzimat Döneminde gazete ile birlikte Batdan girmitir. Makalenin temel amac bilgi vermektir ama bu bilgi ansiklopedik bilgi olmaktan çok yazann, kendine özgü ba- kn, yaklamn ve yorumunu dile getirir. Makale genelde bir düünce yazsdr.

4 Arbal ve ciddi bir anlatm tercih edilir makalelerde. Makalelerde düünceler birbirini bütünleyen bir düzen içinde verilir; bu düzen de genellikle giri-gelime- sonuç bölümlerinden oluur. Makale yazar konularn güncel olaylardan seçebildii gibi, güncellikle ilgisi olmayan bir doruya, bir gerçee ya da bilimsel bir konuyu da ele alabilir. Makalede öncelikle bilgilendirici metinler kapsamna girdii için, yazar deiik düünceyi gelitirme yollarn (karlatrma, örnek- lendirme, saysal verilerden yararlanma, tanmlama gibi) kullanmak durumun-dadr. Bunun yan sra çokluk açklayc ve tartmac anlatm biçimlerini tercih eder.

SLAYT 11 Balk: Makale

Makalelerde giri okurun ilgisini çekecek biçimde olmaldr. Makale yazar, hangi konu üzerinde duracan, bunu hangi yöntemle yapacan açk bir ekilde ortaya koymaldr. Makalede dile getirilen sorun ksaca tanmlandktan sonra; bu sorunun oluum süreci somut belge ve örneklerle kantlanr; ardndan çözümü konusunda ürettii çözümler makalenin temel bölümünü oluturur. Yazar bu bölümde düüncelerini gelitirir, boyutlandrr. Okuyucuyu söylediklerinin doruluuna ve geçerliliine inandrmaya çalr. Sonuç bölümünde ise genelleyici bir yarg ortaya konulur. Bu bölüm bir tür özetleme, söylenilenleri derleyip toparlama bölümüdür. Yazar kimi durumlarda yazs kesin bir sonuca da balamayabilir. Bunu, ya bu konuda baka çalmalar yapacan ima eder, ya da bizi de bu konuda çalmaya ve düünmeye yöneltmek istemektedir. Yazarlar, bilim adamlar, aratrmaclar, düünce adamlar tarafndan yazlan makaleler, genelde halk aydnlatmaya ve belli bir görü dorultusunda yönlendirmeyi amaçlamaktadr. Gazete ve dergilerde (son dönemlerde internet gazetelerinde) yaymlanan bu yazlar; konularna ve amaçlarna göre snflandrlmaktadr: toplumsal makale, siyasi makale, edebi makale gibi. Gazetelerin ve dergilerin ilk sayfalarnda yaymlanan makaleler ise bamakale olarak adlandrlr. Türk düünce ve basn dünyasnda Hüseyin Cahit Yalçn, Ahmet Emin Yalman, Asm Us, Falih Rfk Atay, Abdi pekçi, Nadir Nadi… bamakale türünün önde gelen yazarlardr.

SLAYT 12 Balk:

UYGULAMA

Altrma 1: Aadaki metni (köeyazsn) dikkatlice okuyunuz. Sonra da çalma defterinize (a) konusunu, (b) anadüüncesini ve 3 yandüüncesini yaznz, (c) özetini çkarnz. Merak Kaptan Cook’u bilir misiniz? lginç ve tutkulu bir adam. 1700’lü yllarn bu usta denizcisi, kömür tayan gemilerde deiiklik yaparak okyanuslara açlm ve bazen iki yl akn süre dolaarak yeni ktalara, meçhul adalara, kimsenin

5 varln bilmedii insanlara, bitkilere ve hayvanlara ulam. Zorlu frtnalara dayanan, inanlmaz sertlikteki k rüzgârlarn atlatan bir serüven bu. Gün olmu; mercan kayalklarna oturan gemisini tekrar yüzdürmek için çrpnm, gün olmu medeniyetle hiç karlamam olan yerlilerin oklarna kar savam. Ve bu zorlu ura sonunda inanlmaz büyüklükte bir corafyay, ülkesi ngiltere’ye hediye etmi Rastlad koylara, dalara, nehirlere, adalara, insan topluluklarna ngilizce adlar takm ve bunlar Cook’tan sonra ngilizce adlaryla anlr olmu. ngiltere’ye birçok koloni kazandrm. Ve dünyann bilinmeyen bölgelerini ngiliz kültürünün egemenlii altna sokmu. Bir yandan da dünyann hiç geçilmemi sularnn, sarp kylarnn haritasn çkarm ve sular iskandil ederek derinlikleri kaydetmi. Bilimsel amaçl çalmalar yapm.

SLAYT 13 Balk: Kaptan Cook’u böylesine riskli serüvenlere iten ve kömür gemileriyle okyanus ötelerine atan duygu neydi acaba? ngiltere’deki rahat yatanda uyumak yerine neden kendini tehlikeden tehlikeye savurmutu? Ben bunu “merak” kelimesiyle açklyorum. Dünyay, doay, denizlerin ötesini merak etmek! Bilinmeyeni bulmaya duyulan sonsuz merak! Her büyük bilim adamnn ve her büyük gezginin kann tututuran o esrarl tutku. Eer Kaptan James Cook ve Bat medeniyetini oluturan dierleri, böyle çlgn meraklarla donanm olmasayd, bugün bize doal gelen birçok bilimsel icat ve corafi keiften yoksun kalrdk. ngiltere’deki sanayi devrimine yol açan da bu meraktr, tp alandaki gelimeleri salayan da.Bugün bütün dünya internet ayla birbirine balanyorsa, yine Bat kültürünün yeni Kaptan Cook’lar, yani Bill Gates’ler sayesindedir. Bu öylesine derin bir merak duygusudur ki, yöresel siyasi dedikodular aar, kiisel vdvdlar katlayp bir kenara koyar. Eer Kaptan Cook, uzak diyarlar merak edip gemisine atlamak yerine, Londra’daki siyasetçilerin ne giydii, ne yedii ve ne dediine taklsayd, insanla toplu ine ba kadar yarar salamam olarak ölecekti. Eer Einstein izafiyet teorisi yerine, önemli siyasetçilerin yannda görünme merakna kaplsayd, ömrünü telef etmi olacakt. Bu soylu adamlarn yüreinde yanan ate onlar evrenin bilinmezlerini merak etmeye zorlad ve insanla adm attrdlar.

SLAYT 14 Balk:

Kaptan Cook’un denizlerde dolat dönemi, yani 18. yüzyl düünüyor ve ayn yllarda Osmanl’nn nelerle uratn hatrlayp kederleniyorum. Birbirini yiyen saray adamlar, göze girenlerle gözden düenlerin sonsuz gelgiti, padiaha yakn durup bir mansp kapmak için çrpnan kalem erbab, medreselerde yetersiz eitim ve kendi içine kapanm, kendisini dünyann merkezi sanan bir münevver grubu. Sahi imdi durumumuz nasl? // Zülfü Livaneli ( Vatan, 20.12.2006)

6

-Konusu:………………………………………………………………………….. -Anadüüncesi:…………………………………………………..……………… …………………………………………………………………………………… Yandüünceleri:………………………………………………………………… ……………………………………………………………………………………… ……………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………

SLAYT 15 Balk:

-Özeti (10 cümle):……………………………………………………………… ……………………………………………………………………………………… ……………………………………………………………………………………… ……………………………………………………………………………………… ……………………………………………………………………………………… ……………………………………………………………………………………… ……………………………………………………………………………………… ……………………………………………………………………………………… ……………………………………………………………………………………… ……………………………………………………………………………………… ……………………………………………………………………………………… ……………………………………………………………………………………… ……………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………

SLAYT 16 Balk: Köeyazs

Yaz türü: Bu yaznn türü köeyazs’dr. Köeyazs (fkra); gazete ve dergilerde, genellikle günlük, siyasal, ekonomik, toplumsal, sanatsal; kültürel, kimi zaman da insana ilikin deiik konularda görülerini yazdklar ksa yaz türüne verilen addr. Fkralar, her zaman kesin dorular, bilimsel aratrma sonuçlarn içermemekle makaleden, ayrld biliyoruz. Kimi fkralarn deneme ve söylei üslubunda yazld da görülmektedir. Bu bakmdan fkralar ile deneme ve söyleilerin arasnda çok da kesin çizgiler bulunmamaktadr. Fkra yazarlar, kendi durular açsndan olaylar ve olgular ele alp deerlendirmektedir. Ayn konuyu ele alan köe yazarlarnn farkl bak açlaryla deiik sonuçlara varmalar olaan karlanmaldr. Gazete okuruna seslenen fkralarnda günlük dil kullanlmak-ta, yaln özlü bir anlatmla sorunlar ele alnp çözümler öne sürülmektedir. Fkra, Batda ortaya çkm bir yaz türüdür. Tanzimat döneminde yaymlanmaya balayan gazetelerle birlikte bizde de örnekleri görülmeye balad. Bir incelemeye göre Türkiye’de 2006 ylnda toplam tiraj 4 milyonu aan gazete ve dergilerimizde 500’ün üzerinde fkra (köe) yazar bulunmaktadr. Bugün deiik gazetelerde hemen her gün yazan lhan Selçuk, Oktay Akbal, Hasan Pulur, Hakk Devrim, Türker Alkan, Emin Çölaan, Oktay Eki,

7 Erturul Özkök, Doan Hzlan, Mustafa Balbay, Hncal Uluç, Selahattin Duman, Fehmi Koru, Hilmi Yavuz, Özdemir nce, Zülfü Livaneli, Can Dündar, Haluk ahin,… en çok okunan fkra yazarlar arasnda saylmaktadr.

SLAYT 17 Balk: Anlama becerileri

ANLAMA BECERLER Sevgili arkadalar, imdi bu bölümde anlama becerileri üzerine duracaz. Okuma/ dinleme/ izleme/görme anlama becerilerimizin nasl kazanldn, bize yararlarn ve bunlar gelitirme yollarn tartacaz.

Tartalm: *Az anlamak, ters anlamaktan iyidir.- A. France

nsann en önemli çabas, çevreyi, çevrede olup bitenleri, yakn iliki kurduu insanlar, insanlarn yapp etmelerini anlamaya çalmas yolundadr. Dil açsndan baktmzda ise “anlama” en genel deyile sözlü ya da yazl/görsel bir metnin içeriini (konusunu, ana ve yan düüncelerini, vb) çözme olarak tanmlanabilir. Anlama ilemi nasl gerçeklemektedir, diye soralm: Yant belli: 1) Gazete, dergi, kitap vb yazl ürünleri okumakla, 2) bakalarn, radyo, telefon, televizyon, bilgisayar, internet gibi imletiim araçlarn dinlemekle, sinema filmlerini, tiyatro oyunlarn, çevremizde olup bitenleri izlemekle. Özetle, iyi bir iletiim kurmann önkoullar arasnda yazl, sözlü ve görsel kaynaklardan gerekli bilgi, haber vb’yi en uygun biçimde alma gelmektedir. Anlama becerileri gelimi bireyler daha salam iletiim kurabilmektedirler. SLAYT 18 Balk: Okuma-anlama

1. Okuma Anlama

Tartalm:* yi kitaplar okumak, tpk geçmi yüzyllarn en onurlu insanlaryla bir konuma gibidir.- Descartes

Okuma anlama, özellikle eitim kurumlarnda skça bavurulan bir yöntemdir. En genel tanmyla okuma, yazl bir metnin içeriinin alglanmasna yönelik bir etkinliktir. Temelde okumann amac anlamaktan, anlamak istemekten baka bir ey deildir. Okunan bir metnin sözcüklerinin anlamn bilmek yeterli deildir; bu sözcüklerle kurulan cümlenin ve giderek belli bir düünceyi anlatmay amaçlayan paragrafn balam içindeki anlamn kavramak gerekir. Son aamada da metnin bize iletmek istedii düünceleri olabildiince eksiksiz olarak anlamamz okuma eyleminin odak noktasn oluturur.

8 Anlama, okuyucunun bilgi birikimine, kavrama yetisine, sözvarlnn zenginliine, okuma amacna bal olduu kadar, metnin türü, yazarn üslubuyla da yakndan ilgilidir.

SLAYT 19 Balk:

Anlama; daha önce örenilenlerin snanmas, verilen bilginin gerçeklere uygunluu, bilgi ve haberlerin birbirini bütünlemesi ya da birbiriyle çelimesi gibi durumlarda karlatrma yapma gibi etkenlerle okuru düünmeye ve yorumlamaya yöneltir. Okur, okuduu metinler araclyla bir yandan bilgilenir (mesleki bilgiler, genel kültürü oluturan bilgiler), çevresinde olup bitenlerden haberdar olur, eksik bilgilerini tamamlama, yanl bilgilerini düzeltme olanana kavuur. Bununla da yetinmez, örendikleri arasnda seçme ve ayklama yapar; snflandrmalara bavurur, metnin içeriini kendi birikimi balamnda yeniden üretir. Zihinsel geliim sürecinde okumann çok büyük rolü bulunmaktadr. Okuma sürecinde, özellikle yaznsal metinlerin (iir, öykü, roman vd) okunmas sürecinde okura estetik katklarda da bulunur. Okur, nelerden niçin zevk aldn ya da almadn böylelikle daha iyi kavrar. Yaznsal metinler, ne anlattklarndan çok nasl anlattklarna önem ve öncelik verdikleri için, okur bir yandan dilin çok deiik ve zengin kullanmyla karlar, dilin doru ve güzel kullanmna yönelik eilimler gelitirir; öte yandan dille yaratlan sanatsal ürünlerden (iir, roman, öykü vd) zevk alr. Okumann bir baka yarar da okuru okuduklar üzerinde birtakm yaz denemeleri yapmaya yöneltmesidir. Pek çok yazarn her eyden önce iyi bir okur olduunu unutmamalyz SLAYT 20 Balk: Dinleme-izleme anlama

2. Dinleme ve zleme Anlama

Tartalm * Eitim, hemen her eyi öfkelenmeksizin ve kendine güveni yitirmeksizin dinleme yeteneidir.- Robert Frost

Bilgi kaynaklarmz arasnda sadece kitap, gazete, dergi gibi basl araç-gereçler yer almaz. Bakalarn deiik ortamlarda dinleyerek, bir konferansa katlarak, radyo, televizyon gibi kitle iletiim araçlarndaki deiik programlar izleyerek, belirli nesnelere bakarak, belirli durumlar, olaylar gözlemleyerek (ne olduklar nasl olduklar hakknda)de çok deiik bilgiler edinebiliriz. Dinleme de salt elenme amaçl deil, özellikle örenme amaçl ise, her eyden önce dikkat gerektirir. Canl bir konumay, radyoda bir program, televizyonda bir etkinlii, sinemada bir filmi, tiyatroda bir oyunu izlerken iyi bir dinleyicinin uymas gereken birtakm kurallar vardr. Bunlar arasnda, dikkatini dinlenen/izlenen konu üzerinde younlatrma, fiziksel ve bireysel engelleri ortadan kaldrmak, gerektiinde dinledikleri ve/veya izledikleri hakknda birtakm notlar alma/tutma, özellikle belirtilmelidir.

SLAYT 21

9 Balk:

Dinleme ve izleme etkinlii, edilgen ve etkin olmak üzere iki biçimde gerçekleebilir. Edilgin konumda dinleyici, etkinliin bulunduu ortamda söz alp dinledikleri üzerinde herhangi bir soru sormaz, yorum yapmaz, dinledikleriyle yetinir. Etkin konumdaysa, söz alp soru sorar, eletiri getirir, yorumunu aktarr… Ortamlar farklysa etkin dinleyici telefon, faks, e-posta yoluyla da görülerini, eletirilerini aktarmaya çalr. Dinleme ve izleme, okuma etkinliine göre daha canl ve çekici olduu için kimilerince daha çok tercih edilir. Dinlediimiz ve izlediimiz deiik etkinliklerden bizde kalan bilgi-lerin ne olduuna gelince: Biz, meramn sözlü ve yazl olarak anlatmay becerebilen bir yaratk türüyüz. Okuduklarmzn yannda dinleyerek ve/veya izleyerek örendiklerimizden de yararlandmz, bunlar yaammza aktarma becerisini gösterebileceimizi ancak sözlü ve yazl anlatmla somutlayabiliriz.

SLAYT 22 Balk: Yazl anlatm: Dilekçe Yazl Anlatm  RESM YAZILAR: Dilekçe yazalm Dilekçe belirli bir konuda istekte bulunma, belge isteme, itiraz etme, ikâyette bulunma vd amaçlarla resmi ve özel kurululara yazlan yazlardr. Dilekçenin yaamdaki önemini hepimiz biliriz. Dilekçeler, resmi kurumlara isteklerimizin yerine getirilmesi, sorunlarmzn çözülmesi için yazlr; yazl olduu ve bir kuruma verildii için resmi belge deerindedir, bu nedenle mutlaka ileme konur. Dilekçe sahibine en ksa sürede isteinin, dileinin yerine getirileceine/getirildiine ya da neden getirilmediine ilikin yazl bilgi verilir. Dilekçeler çizgili beyaz dosya kâdna daktiloda, bilgisayarda ya da elle yazlr. Önce kâdn uygun bir boluk braklarak üst orta bölümüne dilekçenin verilecei makamn ad yazlr; makam anlatan sözcüklerin ilk harfleri büyük olmaldr. Uygun bir boluk braklarak dilekçeye konu olan durum, sorun, ikâyet vb anlatlr ya da dilek, istek bildirilir. Dilekçe "Bilgi- lerinize sayglarmla sunarm (arz ederim)." ya da "Gereini bilgilerinize sunarm (arz ederim)" tümcesiyle bitirilir. (UYARI: Yüksek makama yazlan dilekçelerde kesinlikle "…….rica ederim" tümcesi kullanlmaz. Ancak bir üst makam, konumca daha aada olan makama yazd yazlarda bu ifadeyi kullanr.)

Tarih (dilekçenin verilecei günün tarihi), kâdn genellikle sa üst köesine yazlr (kâdn sa alt bölümüne yazld da görülmektedir). Dilekçenin sa altna dilekçeyi veren kiinin ad soyad yazlr ve imzalanr. Ayn hizaya gelmek üzere sol alt köeye dilekçeyi verenin adresi, telefon, faks numaralar ve e-posta adresi yazlr. (UYARNI: Ad ve soyadn sol alta yazlp imzalanmas resmi yazma kurallarna aykrdr.) Dilekçeye eklenecek belgeler bu bölümün altna "Ek-1","Ek-2" biçiminde yazlarak belirtilir ve dilekçeye ilitirilir. SLAYT 23 Balk:

10

Örnek:

(tarih) ......

...... ÜNVERSTES MESLEK YÜKSEKOKULU MÜDÜRLÜÜNE,

Okulunuzun Bilgisayar Programcl Bölümü birinci snfnda okuyan, 667788 nolu örenciyim. Ylsonu not ortalamam yüksek (4.82). Üniversitemizin verdii baar burslarndan yararlanmak istiyorum. Gereini bilgilerinize sayglarmla sunarm.

(imza) Emre Tekin Ek: Transkript belgesi

SLAYT 24 Balk:

UYGULAMA-1 Altrma: Aada konulardan ikisini seçip bu konuda bir dilekçe yazn.

Herhangi bir dersin snavndan, beklediinizden az puan aldnz Fakültenize bavurup snav kâdnzn yeniden incelenmesini istiyorsunuz. Üniversitede bir kulüp kurmak için Rektörlüe bavuruyorsunuz. Rahatszlnz nedeniyle bir snava katlamadnz. Mazeret snavna alnmanz için dekanlnza bir dilekçe yazyorsunuz. Bir iyerinde çalyorsunuz. Yaz tatiline çkmak istiyorsunuz. Bal bulunduunuz birimin bakanlna bu konuda bir dilekçeyle bavuruyorsunuz. Sokanzn çöpleri bir süredir alnmad için etrafa kötü kokular yaylyor. Bu konuda ilgili belediyeye bir dilekçe yazyorsunuz. SLAYT 25 Balk:

11 Altrma 2: Yeterince okumayan bir toplum olduumuz söylenmektedir. Bu yarg sizce de doru mu? lgi alanna giren konularda sürekli olarak kitap, dergi, gazete okuma alkanl kazanabilmek için neler yapmalyz?

SLAYT 26 Balk:

UYGULAMA-2

1) Aadaki metinlerin konusu ve anadüüncesini yaznz.

A) “Toplumdaki bu olumsuzluklarn en önemli nedeni, "dindar kii"lerin artk kalmam olmasdr. Ben felsefe örenimime baladmda, ailemden bir dindar kii öyle söylemiti: "insan canllar arasnda sadece bir canldr; bunun kabulünden sonra onun 'hususiyetlerine' geçilebilir; aksi halde, din bilimi esir almaya çalr; bu da dinin kendisini bitirir, bilimi deil." (Ulu NUTKU)

Konusu:…………………………………………………………………….. Anadüüncesi:………………………………………………………………… …………………………………………………………………………………

B) “Cesaret her eyden önce insann kendine güvenmesine baldr. Kendine güven ise, kendiniz hakknda sizin ve çevrenizin olumsuz yarglar olmamasna baldr. Kendine güveni gelitirmenin en iyi yollarndan biri küçük projelerden balayarak giderek daha büyük projelerle uramaktr. Bu yolla kendine güven adm adm geliecektir.” (Melih ARAT) Konusu:…………………………………………………………………….. Anadüüncesi:………………………………………………………………… …………………………………………………………………………………

SLAYT 27 Balk:

C) “ ‘Devrim’ kavramnn iki farkl kullanm var. Birincisi siyasal anlamda devrimdir: Bir toplumdaki sosyal, siyasal, ekonomik yapy ksa bir zamanda, bilinçli olarak ve köklü biçimde deitirmek anlamna gelir. Sovyet Devrimi, Fransz Devrimi, Kemalist Devrim.. gibi. Burada asl vurgu siyasal olanadr. ‘Devrim’in ikinci kullanm teknolojik, ekonomik, toplumsal yaplarda gözlenen köklü deiimlerdir. ‘Sanayi devrimi’ gibi...‘Devrim’ kavramnn her iki kullanm da birbiriyle yakndan ilgilidir. Fakat ikinci kullanmdaki ‘devrim’ daha uzun süreye yaylm, daha beklenmedik sonuçlar yaratan bir süreçtir.” (Türker ALKAN)

Konusu:……………………………………………………………………..

12 Anadüüncesi:………………………………………………………………… …………………………………………………………………………………

D) “Temel, caddeki dükkânlardan birine girip hamsi ister. Tezgâhtar "Karadenizli misiniz?" diye sorar. Temel kzar: "Karadenizliyim ne olacak. Antepfst istesem 'Antepli misin' diye mi soracaksn, damlasakz istesem, zmirli, kestaneekeri istesem Bursal m olacaktm?" - Yooo, cevabn verir tezgâhtar. Temel öfkeyle sürdürdü sözlerini: "O zaman neden Karadenizli misin diye sordun bana?" - Buras nalbur dükkân da.” der tezgâhtar. Konusu:…………………………………………………………………….. Anadüüncesi:………………………………………………………………… …………………………………………………………………………………

E) “Gazetecilik meslei, olduu varsaymna dayanyor. Çada demokrasi kuram da: nsanlar gerçekleri örenecekler ki, doru kararlar verebilsinler. Gerçekleri ne pahasna olursa olsun ortaya çkarmay bir çeit taknt haline getirmi olan haberciler var ki, bunlara 'aratrmac-soruturmac' haberciler diyoruz. Basn tarihinin en parlak isimlerinden bazlar bu alanda çalm. Uur Mumcu, bizden akla gelen ilk isim.” (Haluk AHN) Konusu:…………………………………………………………………….. Anadüüncesi:………………………………………………………………… …………………………………………………………………………………

SLAYT 28 Balk:

2) Aadaki dilekçede hangi yanl bulunmaktadr?

(tarih)......

...... ÜNVERSTES MESLEK YÜKSEKOKULU MÜDÜRLÜÜNE,

Okulunuzun letme Bölümü birinci snfnda okuyan, 667788 nolu örenciyim. Türk Dili 1 snavndan beklediimin altnda not aldm. Snav kâdmn yeniden okunmasn istiyorum. Gereini rica ederim. Ahmet OKUMU (imza)

YANLI türü:………………………………………………………………………

13 SLAYT 29 Balk

3) Özet çkarma ile ilgili hangi bilgi yanltr? A) Özet çkarma, bir metni dörtte bir orannda ksaltma demektir. B) Özette, ayrntlar göz ard edilir. C) Özet metnini kendi cümlelerimizle yazarz. D) Metni özetlerken kendi yorumlarmz da katarz. E) Yazarn metninden zorunluluk olmadkça aynen cümle aktarmayz.

SLAYT 30 Balk 4) Bilgilendirici bir metni incelerken hangisi dikkate alnmaz?

A) Yazarn amacn ve bak açs , B) Metnin anadüüncesi (iletisi), C) Metnin yardmc düüncelerin bulma, D) Metnin yazl öyküsü, E) Metnin özeti, SLAYT31 Balk 5) Okuma anlama ile ilgili hangi bilgi gereksizdir? A) Okumann amac anlamaktan, anlamak istemektir. B) Okunan bir metinde belli bir düünceyi anlatmay amaçlayan paragrafn balam içindeki anlamn kavramak gerekir. C) Bedensel geliim sürecinde okumann çok büyük rolü bulunmaktadr. . D) Okuma sürecinde, özellikle yaznsal metinler (iir, öykü, roman vd) okura estetik katklarda da bulunur. E) Okur, okuduu metinler araclyla bir yandan bilgilenir, öte yandan zamann iyi deerlendirir. SLAYT 32 Balk 6) Dinleme anlama ile ilgili bilgilerin hangisi dorudur? A) Bir konferans dinlemek için mutlaka o alann uzman olmak gerekir. B) Bir konumay dinlerken, dikkatimiz dalmamas için arada bir yanmzdakiyle alçak sesle konumalyz. C) Sadece radyo ve televizyon dinleyerek kendimizi eitemeyiz. D) Dinleme alkanl öretilemez, insan bunu kendisini edinir. E) yi bir dinleyici, dinlediklerinin hepsini tartmasz kabul eder.

SLAYT 33 Balk:

EK OKUMA

14 ÜNVERSTE ETM ÖRENCYE NE KAZANDIRMALIDIR-Prof.Dr. brahim ORTAÇ

Harward Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanl yapm Henry Rossowsky (1994)'ün yazd "Bir Dekan Anlarn Yazyor" (TÜBTAK yaynlar) adl eserinde yüksek öretime alnmas gereken örenci ve öretim üyesi nitelii yannda eitimli mezun bir kiinin sahip olmas gereken nitelikleri de belirtmektedir. öyle ki; - Üniversite mezunu eitimli kii açk ve etkili düünebilme ve yazabilmek becerisini kazanm olmal. Üniversite mezunu açk, net, inandrc ve etkili bir biçimde karsndaki kii ile iletiim kurabilmelidir. Yani çözümsel ve eletirel düünceye sahip olacak donanma sahip olmas gerekir. - Üniversite mezunu eitimli kii üzerinde yaad dünyay, içinde bulunduu toplumu ve kendisi hakknda bilgi edinebilmesi yönünde eletirel bir anlaya sahip olmaldr. Eitimli kii bata temel bilimler; fiziki ve biyolojik bilimlerden, matematik ve deneme tekniklerinden, baz önemli analiz yöntemlerinden haberli olmaldr. Ayrca tarih bilimleri ve felsefi bak açs ile modern toplumun oluumu ve ileyiini inceleyebilecek kadar temel kavramlarla ve insanln ortak mal bilimsel, yaznsal ve sanatsal eserlerle; maddi ve manevi felsefi kavramlar ile tankl olmas gerekmektedir. SLAYT 34 Balk - Üniversite mezunu eitimli bir kii olarak farkl kültür ve deerlerin farknda olmas gerekir. Günümüze kadar gelien olaylar tarih bilinci içinde, daha geni bir dünyay, ya da günümüzün biçimlenmesinde rol oynayan ve gelecei belirleyecek olan tarihsel etkileri hesaba katarak gelecee yanstm çizmeli. - Üniversite mezunu kii ahlak sorunlar hakknda belirli bir anlay bulunmas; ahlak ve maneviyat ile ilgili konularda düünmü olmas beklenir. Belki de, eitimli bir insann en belirgin nitelii, ona ahlaki konularda bilinçli seçimler yapma olana veren "bilgiye dayal kyaslama" yetenei kazanm olmasdr. -Üniversite mezunu eitimli kiinin kendi bilimsel çalma disiplini alannda derinliine bilgiye ulam olmas gerekir. Kendisine verilen bir problemin bütün yönlerini belirleyecek veriler, teoriler ve yöntemler üzerinde yeterli bir ustalk sergileyebilmeli; mantk silsilesi içinde kalmak koulu ile her konu için geçerli kant, tartma ve sentez ilkeleri gelitirebilmeleri ve kantlarn gerçek anlamda incelenip deerlendirilmesine dayanarak sonuca varabilme becerisine sahip olmas beklenir. SLAYT 35 Balk Nasl bir Mezun stiyoruz?

Üniversite mezununun diplomal, doann kurallarn çok iyi kavram, diyalektik düünen, tarihi bilinci olan, çevre bilinci sorumluluu ile eitilmi olmas gerekmektedir.

15 Çevre bilinci gelimi, sevecen, hayatn renkliliklerini yaayacak ve çevresine yaatacak bir eitim için; 1. Kendi konusunun tarih bilincini kavram olmak; 2. Mesleinin gerei olan dersleri iyi örenmi olmak, uzman olduu alann teorik temellerini özümsemi ve alann gerektirdii becerileri kazanm olmak, 3. yi bir meslek ahlakna sahip olmak, 4. Proje yapabilme becerisini kazanm olmak, 5. Ülke corafyasn ve doal kaynaklarn iyi bilmek, 6. Problemleri tanyabilme ve çözümleyebilme becerisine sahip olmak, 7. Analitik düünebilme ve sorun çözebilme yeteneinde olmak, 8. Örenme arzular ve istekleri yüksek ve sürekli olmak, 9. En az bir yabanc dili biliyor olmak, o dili etkin bir ekilde okuma, yazma ve konuma yetisine sahip olmak, SLAYT 36 Balk 10. Bilgisayar kullanm özellikle de nternet kullanm yeteneine sahip olmak, 11. Bilgiye nasl ulaacan örenmi olmak, 12. letiim kurabilme yetenei yüksek olmak, 13. El becerisi ve teknikleri kazanm olmak, 14. Çevresi ile iyi iliki kuracak niteliklere sahip olmak, 15. yi yazabilen ve konuma ve ikna yetenei yüksek olmak, 16. Giriimci olmak, kendi kariyerini her ortamda rahatlkla sergileyebilmek, 17. Karlat sorunlar ve edindii verileri analiz edebilmek, sorunlar gerçekçi, mantkl ve tutarl bir ekilde irdeleyebilmek, 18. Bulunduu corafyaya ve toplumsal koullara uyum salamal, toplumu tanma ve analiz edebilme yeteneinde olmak, 19. Yeni fikirlere açk, ileri görülü, bencillii aacak, kendi çkarlarndan çok uzun vadede corafyasnn ve doann kurallarn koruyacak yetenekte olmak, 20. Evrensel kültür anlayna sahip olmak. Bu gibi konularda eitilmi, yüksek performansl 'salam kafa salam vücutta bulunur' özdeyiine uygun olarak her corafyada çalabilecek insanlarn yetitirilmesi bir gerçekliktir.

SLAYT 37 Balk: Dil bilgileri-Dünya dilleri DL BLGLER

Yeryüzündeki Diller Bugün yeryüzünde kaç dil konuulduu kesin olarak bilinmemektedir. Çünkü birçok dünya dili, henüz incelenememitir. Ayrca kimi diller toplumsal, ekonomik, siyasal, tarihsel vd nedenlerle ortadan kalkmakta, kimi diller lehçe olmaktan çkp bamsz dil durumuna gelmektedir. Uzmanlarn dünya dillerinin says üzerine verdii bilgiler de çelikilidir. Kimileri 2500-3000, kimileri 4000- 5000, kimileriyse 6000 dolaynda dil bulunduunu ileri sürmektedirler.

16 Dünyada en çok konuulan 5 anadili, dünya nüfusunun yarsn içermektedir. Dünyada anadili olarak en çok kullanlan 22 dilin dalm: Çince 1 milyar ngilizce 400 milyon Hintçe-Urduca, spanyolca, Rusça 250-300 milyon-- Türkçe, Arapça, Portekizce, Franszca, Bengalce 150-200 milyon** Malayca-Endonezya dili, Japonca, Almanca 100-120 milyon** Biharca, Korece, talyanca, Cava dili, Marathi, Pencapça, Tamilce, Telugu dili, Vietnam dili 50-60 milyon**

Dünyada en az 1 milyon kii tarafndan konuulan yaklak 200 dil vardr. (Théma-Larousse, 1993-1994:2, 502) SLAYT 38 Balk: Dil bilgileri-Dünya dilleri

Hfz Topuz, dünya dillerinin says ve kimi dillerin yok oluu ile ilgili olarak unlar yazyor: “Unesco’nun yapt bir aratrmaya göre bugün dünyada konuulan dillerin says 6000’in üstünde. Bunlarn bazlar yava yava yok oluyor. Ortalama her yl on dil tarihe karyor. Yani yaklak olarak her ay bir dil unutuluyor. Bir dilin yaayabilmesi için en az yüz bin kiinin o dili konumas gerek. Bugün konuulan 6000 dilin yarsn, ancak elli biner kii konutuu için bunlarn yaam tehlikede. Dillerin ölümü yeni bir olay deil. Dil uzmanlarna göre dünyada gelmi geçmi dillerin says be yüz binmi. Ama kimi uzmanlar bu sayy çok abartl buluyor ve dil saysnn otuz bini geçmediini ileri sürüyorlar...” - (Adam Sanat, 2000, say:175) öyle bir soru da sorulabilir: Acaba bu dillerin kaç yaz dili durumuna gelebilmitir? Yaz/yazn dili üzerine Munro Edmonsun’un görüü: “... tarih boyunca konuulan binlerce, belki on binlerce dilden topu topu 106 tanesi ede- biyat üretebilecek derecede yazya balanabilmi, büyük bir ksm ise hiç yazla- mamtr. Bugün konuulan 3000 kadar dilden yalnzca 78 tanesinin edebiyat bulunmaktadr.” (aktaran: Walter J. Ong, Sözlü ve Yazl Kültür, st. 1995:19) SLAYT 39 Balk: Dil bilgileri-Dünya dilleri

Dillerin Snflandrlmas Diller ses, biçim, yap, sözdizimi, sözvarl vd yönlerden kimi benzerlikler göstermektedir. Böyle dillere akraba diller denilmektedir. Dünyada konuulan diller genellikle iki açdan snflandrlmaktadr: 1. biçim bakmndan diller, 2. kaynak (akrabalk ilikileri) bakmndan diller.

-- Her dil için

17 1. Biçim Bakmndan Diller: Bu snflandrmada özellikle sözcük çekiminde gösterdii özellikler birbirine benzeyen diller bir öbee toplanmtr. Kimi dillerde çekim yokken, kimi dillerde çekim (ve sözcük yapm) soneklerle oluturulur, kimi dillerdeyse çekim srasnda sözcüün kökünde birtakm deimeler olmaktadr. Buna göre diller: a) Yalnlayan diller: Bu dillerde çekim yoktur, sözcükler ek almaz, ancak tümce içindeki yerlerine ve baka sözcüklerle ilikilerine göre çeitli anlam ve görevler üstlenmektedir. Örn. Çince. b) Bitiken diller: Bu dillerde sözcüklerin kökleri ek alrlar, yeni sözcükler eklerle türetilir. Örn. Türkçe, Moolca, Fince, Macarca, Japonca gibi. c) Bükünlü diller: Bu dillerde çekim srasnda sözcüün kökü deiir. Örn. Arapça: kavl (söz), ka:le (“dedi” -geçmi zaman-), yeku:lü (“der, söyler”, - geni zaman-), kul (“de!, söyle!”-buyurma kipi-). Almanca ve ngilizce’de de benzer özellikler görülür. Almanca’da trinken (içmek), trank (iç!”), getrunken (“içti”,” içmiti” ) gibi. ngilizce’de go (gitmek), went (“gitti”), gone (“gitmiti”) gibi.

SLAYT 40 Balk: Dil bilgileri-Dünya dilleri

2. Kaynak (akrabalk ilikileri) Bakmndan Diller: Bu snflandrmada biçim ve yap özellikleri göz önünde bulundurulur. Dillerin ses, biçim, yap, sözdizimi, sözvarl açsndan benzer olular, bir dil akrabaln gösterir, bundan dolay bu özellikteki diller ayn öbekte toplanr.

Diller arasndaki akrabalk, o dilleri konuan uluslarn/halklarn kesinkes ayn soydan geldikleri biçiminde alglanmamal. Ayn soydan gelen halklarn dilleri arasnda akrabalk bulunmas çok doaldr. Ancak soy bakmndan aralarnda hiç bir akrabalk ilikisi bulunmayan, ancak kültür, ekonomi, siyaset vb bakmlardan içinde olan halklarn dilinde de akrabalk ilikileri görülebilir.

SLAYT 41 Balk: Dil bilgileri-Dünya dilleri Dünya Dilleri I. Hint-Avrupa Dilleri:

talik diller: Latince.

Roman dilleri: Franszca, spanyolca, Portekizce, talyanca, Katalanca, Rumence vd Germen dilleri: ngilizce, Almanca, Flamanca, Hollandaca, sveççe, Danca, Norveççe, zlandaca Baltk dilleri: Letonca, Litvanca.

18 Slav dilleri: Rusça, Ukraynaca, Beyaz Rusça, Lehçe, Çekçe, Slovakça, Bulgarca, Makedonca, Srp-Hrvatça, Slovence. Kelt dilleri: Gaelce (rlandaca, skoçça), Bretonca, Galce. Hint-ran dilleri: - Hint-Ari dilleri: Sanskritçe, Hintçe, Urduca, Bihari, Nepalce, Assamca, Guceratça, Seylanca, Pencapça, Kemirce, Çingene dilleri, Bengali, Kemir vd. -ran dilleri: Farsça, Petu, Kürtçe, Tacikçe vd. Öbür diller: Arnavutça, Yunanca, Ermenice. SLAYT 42 Balk: Dil bilgileri-Dünya dilleri II. Kafkas Dilleri: Güney Kafkas dilleri: Gürcüce, Lazca. Kuzeybat Kafkas dilleri: Abazaca, Abhazca, Ubhça, Adigece/Çerkesçe, Kabartayca. Kuzeydou Kafkas dilleri: Çeçence, nguça, Lezgice, vd.. III. Ural Dilleri: Fin dal: Fince, Estonca, Laponca, Ugor dal: Macarca, Samoyedce, Vogulca SLAYT 43 Balk: Dil bilgileri-Dünya dilleri IV. Altay Dilleri: Türkçe (Türkiye Türkçesi, Azerice, Özbekçe, Kazakça, Yeni Uygurca, Tatarca, Türkmence, Krgzca, vd); Moolca; Tunguzca. SLAYT 44 Balk: Dil bilgileri-Dünya dilleri V. Japonca VI. Korece VII. Çin-Tibet Dilleri: Çin dilleri: Çince Tibet-Birman dilleri: Tibetçe, Birmanca SLAYT 45 Balk: Dil bilgileri-Dünya dilleri VIII. Malaya-Polinezya Dilleri: Malayca, Madagaskarca, Cavaca, Tahitici, Hawaice IX. Eskimo-Aleut Dilleri: Eskimoca X. Amerika Yerli Dilleri:

19 Kuzey Amerika yerli dilleri: Atabask dilleri (Navahoca, Apaça), Algonkin dilleri; Penuti dilleri; Aztek-Tano dilleri Orta Amerika yerli dilleri: Mayaca; Oto-Mange dilleri; Taraskoca Güney Amerika yerli dilleri: Keçuva-Aymara dilleri; Tupi-Guarani dilleri vd SLAYT 46 Balk: Dil bilgileri-Dünya dilleri XI. Hami-Sami Dilleri (Afrika-Asya dilleri): Sami dilleri: Arapça, branca, Maltaca, Aramca, Süryanca, Amharca, Akkadca, Babilce, Asurca vd Hami dilleri: Berberi dilleri (Tuaregce vd) Msr dilleri: Eski Msrca, Orta Msrca, Geç Msrca, Koptça vd. Kui dilleri: Somalice vd SLAYT 47 Balk: Dil bilgileri-Dünya dilleri XII. Afrika Dilleri Nijer-Kongo dilleri: Çad dilleri: Hausaca, vd//Bantu dilleri: Svahilice, Kongoca, Ruandaca, Zuluca, vd //Adamaua dilleri: Gabya dilleri Nil-Sahra dilleri: Sudan dilleri Hoisan dilleri: Boimanca, Hotantoca SLAYT 48 Balk: Dil bilgileri-Dünya dilleri XIII. Eski Anadolu Dilleri Hititçe, Lidyaca, Likyaca, Frigyaca, Hattice, Urartuca, Karyaca vd. XIV. Baskça *** SLAYT 49 Balk: Dil bilgileri-Dünya dilleri Uygulama Altrma 1: Bükünlü dil nedir? A) Çekim srasnda sözcüün kökü deien dil. B) Sözcük çekimini eklerle yapan dil. C) Sözcükleri çekim eki almayan dil. D) Sözvarl zengin dil. E) Birbiriyle akraba olan dillerden her biri.

20 Altrma 2: Aadaki dil türlerinden hangisi snflandrma ddr? A) Bükünlü diller B) Yalnlayan diller C) Eklemeli diller D) Akraba diller E) Zengin diller SLAYT 50 Balk: Dil bilgileri-Dünya dilleri Altrma 3: Aadaki dillerden hangisi Türk dillerinden deildir? A) Gagavuzca B) Tacikçe C) Özbekçe D) Türkmence E) Tatarca Altrma 4: Aadaki dillerden hangisi Hint-Avrupa dillerinden deildir? A) Franszca B) Baskça C) Rusça D) Romence E) Yunanca SLAYT 51 Balk: Dil bilgileri-Dünya dilleri Altrma 5: Aadaki dillerden hangisi ölü dillerinden deildir? A) Lazca B) Urartuca C) Sanskritçe D) Fenikece E) Asurca Altrma 6: Aadaki dillerden hangisi akraba dillerinden deildir? A) Akkadca-Babilce-Asurca B) Çince-Tibetçe-Birmanca C) Lazca-Gürcüce-Çerkesçe D) Franszca-spanyolca-Arapça E) Türkçe-Moolca-Tunguzca SLAYT 52 Balk: Dil bilgileri-Dünya dilleri

EK OKUMA METNLER

DÜNYANIN KÖKLÜ KÜLTÜR MRASLARINDAN BR: BABL KULES

21 -Pelin HAZAR Dünyann köklü kültür miraslar arasnda bulunan Irak’taki arkeolojik zenginlik- ler günümüzde neredeyse tümüyle yok olmu durumdadr. Bu hazinelerden biri de Tevrat’ta ve ncil’de geçen Babil Kulesi’dir. Babil Kulesi, dünyann yedi harikasndan biri olan Babil’in Asma Bahçeleri ile Babil kentinin güzelliklerini oluturuyordu..(…) Antik Babil kentinde ve zamann öteki kentlerinde Tanrlar adna tapnaklar ve zigguratlar (“yükselen yap”) yaplyordu. Babil Kulesi de yedi katl bir ziggurat biçiminde, yaklak 90 metre yüksekliindeydi ve o dönem için çok yüksek bir yapyd. Yedi kattan her biri, Tanr’ya giden yolda ayr bir aamayd. Tanr’ya ulamadan önce kiinin bu aamalar hakknda bilgi sahibi olmas gerekiyordu.

O tarihlerde Babil kentinde geometri, mimari ve heykeltralk ileri düzeydeydi. lk yazl kanunu hazrlayan Hammurabi, Babil kentinin en büyük kralyd. Babil zamanla bölgedeki en önemli kent durumuna gelince en büyük Babil Tanrs olan Marduk adna kentte bir kule yapld. Kulenin yapmna, gökyüzüne ve Tanr’nn bulunduu yere, dolaysyla da Tanr Marduk’a ulamak için balanmt. Kulenin çevresinde ambarlar, rahip evleri, konuk salonlar, Tanr Madruk için yaplm baka bir tapnak olan astronomi okuluyla ünlü Esagila Tapna, Esaglia’ya giden aslanl yol ve dini törenlerin düzenlendii yol vard. Kule, en üstte bir tapnak olmak üzere yedi katlyd. Kulenin ilk katnn çevresinde Babiller’in çeitli Tanrlar için yaptklar öteki küçük tapnaklar da bulunuyordu.

Sümerler zamannda kavimlerin birleerek yaptklar ve gökyüzüne ulaarak Tanr’y bulma, hatta onun yerini alma amacn tayan merdiven niteliindeki bu kuleyi yapanlara kzan Tanr, Kutsal Kitap’a göre, birlikte yaayan ve tek dil konuan merakl bu kullarnn dil birliini bozarak onlar cezalandrmtr. Tanr’- ya saygszlk olarak alglanan Babil Kulesi’nden Tevrat’ta ve ncil’de öfkeyle ve lanetle söz ediliyor. Ayrca, Tanr ile ayn seviyeye ulamak amacyla yapld için kule utanç kayna olarak gösteriliyor.

Tanr ilk balarda kulenin yapmna karmam, kiilerin bu günahkâr davran- larnn farkna varp vazgeçmelerini beklemi. Yeryüzünün her yerine dalma- mak, kendilerine bir kent ile “ba göklere eriecek” bir kule yapmak ve böylece ölümsüzlemek için çarda bulunan Babiller kuleyi yükseltmeye devam edince, tam yedinci kata gelindiinde, ortak bir dil konuan bu kiilere Tanr ceza olarak ayr ayr diller vermi ve kimse birbiriyle anlaamad için göü delecek denli yüksee çkarlmas planlanan bu inaat durmu. Babiller, Babil Kulesi’ne “Etemenaki” adn vermiler. Sözcük, “Cennetin Dünyadaki Evi” anlamna geliyor. “Etemenaki”ye ilk kez Asur Kral Sanherib’in vakayinamesinde rastlanyor.

22 Harap durumdaki kuleyi gören Büyük skender’in onu eski biçimine getirmek için çabalad ancak o öldükten sonra kulenin onarmna devam edilmedii ve Ö 460’l yllarda Yunan tarihçi Heredot’un da kuleyi ziyaret ettii ve ona hayran kald söylenir.

Birçok arkeologun kuleyle ilgili aratrmalarna balamalarndaki çk noktas “Böyle bir kule gerçekte var myd?” sorusu olmutur. Tevrat’ta, eski metinlerde ve kimi aratrmaclarn yaptlarnda Ö 6’nc yüzylda Nabukadnezar döneminde Babil’de gökyüzüne uzanan bir kulenin varlndan söz edilmektedir. Kral Nebukadnezar’n (Ö 605-562), altn ve gümüle nehirden ve dalardan getirilen deerli talarn bu yapda birletiini ve imparatorluktaki herkesin kulenin yapmnda ve daha sonralar onarmnda büyük bir istekle çaltn belirttiine ilikin kantlar bulunmutur. Kule o denli yükselmi ki, gerekli yap malzemesinin hepsinin en üste ulatrlmas neredeyse bir yl sürüyormu. Bu malzemelerden bir tula bile çok deerli olduundan kiiler, bir tulann krl- masna içilerden birinin kuleden düüp ölmesinden daha fazla üzülüyorlarm. Ö 229 ylnda Uruklar’dan kalma, tablet üzerine çiviyazsyla yazlm metinde kuleyle ilgili bilgi bulunmaktadr. Bu yaznn bir kopyas bugün Paris’te Louvre Müzesi’ndedir. Kule ykldktan sonra da yllar boyunca özellikle ressamlara ilham kayna olmaya devam etmi, 14’üncü yüzylda birçok tabloya konu ol- mutur. Ancak arkeolojik ve tarihsel aratrmalar gösteriyor ki, bu tablolarn birçou kulenin gerçek görünümünü yanstmaktan uzaktr.

Babil Kulesi, kimilerine göre yalnzca efsane olarak kalacak olsa da, gizi ve Tanr’nn seviyesine ulamann olanakszl ile dünyadaki farkl dillerin ve rklarn ortaya çk nedeni hakknda bizlere fikir vermesi açsndan önemini korumaya devam edecektir. (Bütün Dünya, Ocak 2005, 81-83) SLAYT 53 Balk: DLLER DE ÖLÜR…-Yusuf ÇOTUKSÖKEN UNESCO’nun yapt bir aratrmaya göre, bugün yeryüzünde konuulmakta olan 6 binden çok dilden yarsndan fazlas yok olma tehlikesiyle kar karya. Belirtildiine göre iki haftada bir bir dil yitip gidiyor.(Ünlü dilbilimci Prof. Dr. Claude Hagege’e göre 15 günde bir dünya dillerinden, özellikle sözlü dillerden biri kayboluyor.) Yerini ise ekonomik ve siyasal nedenlerle giderek ngilizce almaya balyor. Eurobarometre aratrmasna göre AB ülkelerin yarsndan fazlas ngilizce biliyor. Türkiye’de de çocuklarna ngilizce öretmek isteyen ailelerin orannn % 70’i bulduu ileri sürülüyor. Bir yandan kimi diller yeryüzün- den kalkyor, öte yandan da ngilizce küresel bir dil olarak giderek yaygnlayor… Gerçekten diller de, örgütlenmi topluluklarda douyor, elverili ortamlarda geliip serpiliyor, bilim, kültür, sanat dili olarak gelikinlik kazanyor, kimileri uygarlk dili düzeyine de gelebiliyor; kimi diller tarih içinde, dild (ekonomik, toplumsal, siyasal nedenler: halkn yok olmas/edilmesi, egemen kültürün/dilin

23 ezici basks, ülkenin yabanclarn eline geçmesi, misyonerlerin yerli dilleri kötüleme çabalar, vd ) ve diliçi (dilin sözvarlnn yabanclamas, dilbilgisel özelliklerini yitirmesi vd) nedenlerle ölebiliyor.

Sumerce, Latince, Sanskritçe, eski Anadolu dilleri: Lidya, Frigya, Urartu, Hitit dilleri gibi kültür/uygarlk dilleri bugün kullanlmyor; yazl ürünleri araclyla bu dillerin varlndan haberdar oluyoruz. Kuzey Kafkas dillerinden Ibhça da, son konuucusu (yanlmyorsam son Tevfik Esenç Bey idi.) 1970’li yllarda dünyamzdan göçtüü için, ölü diller snfna girmitir. Bir baka örnek de Karayimce; Türk dillerinden Karayimce de konuucu says 2000’e dütüü için yok olma tehlikesiyle kar karyadr. (Koç Üniversitesi öretim üyelerinden Doç. Dr. Timur Kocaolu’nun bu konuda hazrlad kitap, bu yl baslacaktr.) Yerel dillerin son dönemde Asya (Hindistan, Endonezya vd) ve Afrika ülkelerinde kaybolmakta olduuna dikkat çekilmektedir.

Uzmanlar bir dilin, konuucu saysna (sözgelimi 25 bin) göre dil saylabileceini belirtiyorlar. Dünya nüfus saymnn tam olarak yaplamamas yannda dünya dilleri üzerinde de ayrntl incelemelerden de yoksunuz. Bu nedenle sözgelimi Yeryüzünde gelmi geçmi dillerin ve bugün kullanmdaki dillerin saysn da bilemiyoruz. Bir varsayma göre tarih boyunca 25 milyar insan 500 bini bulan diller araclyla iletiim kurmu. Gelin görün ki bu dillerin çou sözlü dil, pek az yazl dil konumunda. Dünya dilcilii tarihinde, Munro Edmonsun’un bildirdiine göre, binlerce dilden yazl dil durumuna gelebilen dil says 100’ü geçmemektedir. Gerçek u ki yaz dili aamasna gelemeyen dillerin ölümü çabuk olmaktadr. (Çetin Altan da geçen yllardaki yazlarndan birinde Türkçenin yaz dili olarak kuruluunu tamamlayamad sürece ölmeye mahkûm olduuna -ona göre 100 yl sonra- ilikin varsaymda bulunuyordu.)

Ölen diller diriltilebilir mi? Bu, örnei çok az görülen bir olgudur. Bilinen örnekler arasnda Sami dil ailesinden branca anlabilir. branca uzun yllar sadece dinsel metinlerde ve ayinlerde kullanlm olan branca, 1947’de srail Devletinin kurulmas üzerine yeniden canlandrld; dilbilgisi ve sözlüü hazrland. Ölü dilleri diriltmek özellikle o dili kullanan halkn tarih sahnesinden silinmesi dolaysyla her zaman gerekli görülmemektedir. Ancak uzmanlar, o dilde yazlm ürünleri dil, kültür, sanat vd yönlerden deerlendirip insanlk tarihini aydnlatmak üzere örenim ve öretim konusu yapmaktadrlar. Doal dillerin yan sra yapay dillerden de söz edebiliriz. Bu yaayan ve ölen doal dillerin yannda kimi insanlar da, dünya insanlar arasnda iletiimi salamak üzere birtakm özel diller de yaratmlardr. Esperanto, do, Oksidental, Volapük bunlar arasnda saylabilir. Esperanto dndakiler pek yaygnlk kazanamamtr. Bugün yeryüzünde yaklak 100 bin kii Esperantoyu kullanmakta, dernekler (Türkiye’de de dernekleri var.) araclyla da aralarnda ibirlii kurmaya çalmaktadrlar.

24 Her dil, insan dünyas için bir zenginliktir; her dilin kendine özgü bir mant, dünyaya bak, dünyay kavray vardr. Sözvarl ve yaps ilginç özellikler tamaktadr. Ölen her dil, insanolunun sahip olduu zenginliklerinden bir parçay koparp yok etmektedir. Bunu önlemek için UNESCO’nun önderliinde birtakm giriimlerde bulunulmaktadr; sözgelimi, ölmek üzere olan diller üzerinde dilbilimcilere projeler hazrlatlmakta, böylelikle dil(ler) ölse de, yazya geçirilmi ürünleriyle insanlarn bilgi hazinesinde yer almas salanmaktadr. Her dile, tpk o dili konuanlarn yaama hakk olduu gibi korunma ve gelitirilme hakk tannmaldr. nsana yakan en soylu davran budur kanmca. "Dilin senin kaplanndr," diyen eski bir Malezya atasözü bu balamda vurgulaycdr. (Günaydn Marmara, Mart 2006)

25 MALTEPE ÜNVERSTES MESLEK YÜKSEKOKULU

Uzaktan Eitim: Türk Dili 1 Hazrlayan ve sunan: Ör. Gör. Yusuf ÇOTUKSÖKEN 3. BÖLÜM ( 5. ve 6.HAFTA)

Okuma Kültürü ve Kitaplar

çerik: * Bu bölümde okuma kültürü üzerine metinler okunacak, tartma yaplacaktr. * (Yaz türü) Deneme..* Anlatma becerileri (Sözlü anlatm, yazl anlatm); Sözlü anlatm (Konuma türleri: I. Karlkl konumalar), Hazrlksz konuma. * Dil bilgileri: Türk dilleri ve lehçeleri. Türkçenin tarihsel geliimi. Türk alfabeleri. *Yazm bilgileri: Türkçenin yazm özelikleri: ünlü ve ünsüz harfleri, alfabe. SLAYT 1 Balk: Birlikte düünelim

Birlikte düünelim: Sizce okuyan bir toplum muyuz? Yantlamadan önce, Türkiye'de Kitap/Dergi/ Gazete Okuma ve Radyo Dinleme/Televizyon zleme Oranlarn birlikte inceleyelim:

Dergi okuma oran % 4 Kitap okuma oran % 4,5 Gazete okuma oran % 22 Radyo dinleme oran %25 Televizyon izleme oran %94

- Ortak sorunumuz: Okumuyoruz. statistikten anlaldna göre de çokluk tv izliyoruz. Peki! Niçin okumuyoruz dersiniz? Siz kendi yaamnzda okuma alkanl edinebilmek için neler yaptnz? Baarl oldunuz mu? Üniversiteye kadar okuma alkanl edinmemi örenciler için neler yaplabilir? (10 dakika)

SLAYT 2 Balk: Ön-hazrlk:

KTAP ÜZERNE DÜÜNCELER * Kitap benim için her zaman bir dost, sakin ve anlaml bir dost olmutur.-George Sand * Kitap yalnzln dostudur. Özgür bireycilii besler. Yalnz okumalarda kendini arayan insan kendine rastlama ansna sahiptir.- Georges Duhamel

1 *Bütün iyi kitaplarn okunuu, geçmi yüzyllarn en onurlu insanlaryla yaplan bir konuma gibidir. te bu konumada bu büyük kiiler bize sadece en iyi düüncelerini gösterirler.- Descartes * Gerçek bir üniversite günümüzde bir kitap koleksiyonudur.- Carlyle * yi bir kitap içinde bol miktarda soru iareti tayan kitaptr.- J. Cocteau * Kitapsz yaamak, kör, sar ve dilsiz yaamaktr.- Seneca * Kitap diktatörlükler için en tehlikeli, demokrasiler içinse en etkili silahtr.- Y. Çotuksöken SLAYT 3 Balk: * Okuduumuz kitap bir yumruk indirerek bizi uyandrmyorsa ne ie yarar.- F. Kafka * Kitap bizi avuttuu gibi yükseltir de. Ksa hayatnda insann edindii deneyler ne kadar azdr. Oysa ki iirler ve romanlar, yaratclarnn türlü iç deneyleriyle kaynarlar. Onlarla zenginleir, onlarla eksiklerimizi gideririz.- S.K.Yetkin * Kitap vardr, ancak tadna baklmak içindir. Kitap vardr yutulmak, kitap vardr çinenmek, özümlenmek içindir; baka deyimle kimi kitaplarn insan birkaç bölümüne göz atmal, kimisini batan sona öyle okuyup geçmeli pek azn da her ayrnt üzerinde titizlikle durarak adamakll okumal.- F. Bacon * Size en çok yardm eden kitaplar, sizi en çok düündüren kitaplardr. - Theodor Walker SLAYT 4 Balk: OKUMA ÜZERNE DÜÜNCELER * Önce iyi kitaplar okuyun, yoksa sonra onlar elinize almak için hiçbir istek duymazsnz.- Thoreau *yi kitaplar okumak, tpk geçmi yüzyllarn en onurlu insanlaryla bir konuma gibidir.- Descartes * Okumak bir insan doldurur, konumak hazrlar, yazmak ise olgunlatrr.- F. Bacon SLAYT 5 Balk:

Anlama-kavrama

imdi yazarmz Çetin Altan’n kaleminden çkm bir denemeyi okuyacaz. Yazarmz burada okuma zevkini gelitirmenin yol ve yöntemlerini keyifli bir dille anlatyor. Okuyup tartalm. (Metni sesli okurken, sözcükleri doru ve anlalr biçimde seslendirelim, vurgulara ve duraklara özen gösterelim. Bu arada önemli bulduumuz cümlelerin altn çizelim.)

2 SLAYT 6 Balk:

OKUMA ZEVK NASIL GELEBLR? -Çetin ALTAN

Bir eyler örenmek için bir eyler okumak isteyenler, genellikle u soruyu sorarlar: Önce nereden balayalm? Okuma alkanl olmayanlarn, daha ilk sayfasnda sklmaya balayacaklar kitaplarla, okuma merakn geniletmelerine olanak yoktur. O nedenle “Önce nereden balayaym?” sorusuna hep ayn yant veririm: Okuma zevkinin tadna varmakla… Okullarda gözden kaçan bir konudur bu. Örencide okuma zevkinin geliip gelimemesinden çok, örencinin bir eyler örenmesine önem verilir… Hatta örenciye, skntdan çatlayp patlasa da, mutlaka okuma önerilir. Örenci de okulu bitirir bitirmez, bütün kitaplarn yakacana yemin eder. Oysa okuma zevki, okuma tiryakiliine, okuma tiryakilii de okuma disiplinine dönümedikçe, sistemli bir bilgi birikimine gidebilmek kolay deildir. Peki, ama okuma zevki nasl geliir? Okuma zevki kiinin kendi düzeyine ve eilimine uygun romanlarn özenli yazlm olanlarn okumasyla geliir. Diyelim ki, okulda çekimsiz ve albenisiz kitaplardan nefret etmi yirmi be yalarnda bir genç adam, dünyay daha iyi alglayabilmek için yava yava bir eyler örenmek gereini duyuyor… Bu genci okulda nefret ettii kitaplara benzer kitaplarla okuma zevkinin içine çekemeyiz… O ise okuma zevkine varmadan, doru dürüst bir eyler örenme olanann bulunmadndan habersizdir. Yeniden kendini açmayan kitaplar kartrmaya balayacak ve hiçbirini bitiremeyecektir. Sonra da kitap okuyamamasnn nedenini, zamanszla balayacaktr.

SLAYT 7 Balk:

Bu gencin önce iyi yazlm polisiye romanlar okumay denemesi yerinde olur. Klasiklere yönelmeden iyi yazlm polisiye romanlarla kötü yazlm olanlarn ayracak düzeye gelmelidir. Polisiye roman tutkusundan çok kolay geçilir. Dostoyevski’nin “Suç ve Ceza”s ile “Budala”sna. Ondan da Tolstoy’un “Kreutzer Sonat”na… Böyle bir balangç, gence hem okuma zevkini verecek hem de kendisini, ken- disine kar sadece polisiye romanlar okuyan biri olma ezikliinden kurtaracaktr. Ayda bir- iki iyi yazlm polisiye roman okuma kouluyla, bir kez Dostoyevski’ye geçildi mi, edebiyat tutkusu kprdamaya balar. Ondan sonra Balzac, Zola, Flaubert ve Stendhal daha kolay okunur… An zamanda sevilen kitaplarn yazarlaryla da har – neir olmak, yaamlarn, yaadklar dönemleri, serüvenlerini örenmek, kiide yeni ufuklar açmaya balar… Böylece okuduu eyleri yerli yerine daha kolay oturtur… Hiçbir zorlama yapmadan sevilen kitaplardan yirmi-otuz cildi bittikten sonra yaplacak ilk deneme, bir inceleme kitabyla flörte balamaktr. Örnein üç-dört cilt Dostoyevski okumu biri ola ki Andre Gide’in “Dostoyevski” incelemesinden

3 beklemedii bir tat alacaktr ve görecektir ki her eyi bili geçinen birçok arkada, temelde baz konular konutuklar kadar bilmemektedirler… Bu da hem gencin kendine kar güvenini, hem de seçtii yolun verimliliine olan inancn artracaktr…

SLAYT 8 Balk:

19. yüzyl klasikleriyle yirminci yüzyl ilk yarsndaki modernler az çok harmanlandktan sonra, on sekizinci yl düünürleriyle uramak zor gelmez. Ve üç yl içinde elli kitapta yeterli bir düzeye eriilmi olunur. Ondan sonra gerek eski Yunan’, gerekse on altnc ve on yedinci yüzyllar, gerek modern düünce akmlarn izlemek kolaylar… Böyle küçük bir birikimden geçmeden en çetrefilli kitaplarla kestirmeden en yeniyi örenmeye kalkmak olana yoktur. Bu tür kurnazlklar, çok çabuk getirir cezasn… Kii yarm yamalak anlad görüleri, birbirine kartrarak her frsatta saçmalamaya ve hazmedemedii konularn altnda ezilmeye balar… Bu da kendisini sinirli, sert ve çekilmez yapar… Örenmekte en büyük kural, bilgi satma yarna hazrlanmak deil, gerçekten okuduundan zevk almaktr. Henüz o düzeye gelinmediyse, hemen o kitap braklp daha hafif kitaplara geçilmelidir… Aa yukar toplam elli kitab geçmeyecek üç yllk bir okumayla balama döneminde, Türk romanclar da savsaklanmamaldr… Arada srada Türk edebi- yatyla ilgili yaptlar kartrmak da okuma birikimine yeni bir çeni verecektir… Kitap elden düürülmeyecek kadar kiiye çekici geldii zaman, yarar salar… Ikna skla, uyuklaya bunala okunan eylerden pek bir sonuç çkmaz.

SLAYT 9 Balk:

Önce sadece anlayabildiini okuyacak, anlayamadn da anlayabildiin zaman okuyacaksn… Okumu görünmek için okumaya zorlamak kadar kiiyi okumadan soutan bir yöntem bulunamaz… Bizde okuma eiliminin azl, kiilerin önce kendi düzeylerine uygun kitaplarla gelitirememelerindendir… Okuma tiryakilii romanla, roman tiryakilii de iyi polisiye romanlarla balar. Edebiyat öretmeni olsam, hiç roman okumam bir çocua önce neyi okumasn öne- rirdim biliyor musunuz, Gaston Leroux’un “Sar Odann Esrar”n… Onu okuyup da zevk almayan çocuk olamaz… Bir kez o zevk alnd m, arkas çorap söküü gibi gelir.

SLAYT 10 Balk:

Tartalm:

1) Yazar, okuma zevkini gelitirme konusunda hangi önerileri dile getiriyor? 2) Sizce yazarn önerileri gerçekçi mi?

4 3) Siz yazara ek olarak baka hangi yollar önerirsiniz?

SLAYT 11 Balk: Deneme

Yaz türü: Yaz türü: Bu yaz bir deneme’dir. Deneme, herhangi bir konuyu özgürce ileyen, düünsel boyutlarn derinliine ve geniliine açan bir yaz türüdür. Denemede yazar, kendini, kendi özünü önceler. Her tür anlatm biçimini kullanarak kendisiyle söyleir gibi yazar. Özgürce yazld için belli bir biçimi, düzeni yoktur; makale, fkra gibi türlere pek benzemez. Öyle ki kimi denemeler fkra (köeyazs), söylei (sohbet), eletiri gibi türlerle iç içe girmi görünür. Denemede yazar, düzyaznn bütün olanaklarn kulland gibi iirsel anlatmlara da bavurabilir. Dahas kimi denemelerini iir biçiminde de yazabilir, an biçiminde de, gezi yazs biçiminde de.

SLAYT 12 Balk: Denemecinin dünyaya, olaylara, insanlara bak çok farkldr. Denemeci de kendine bir görev biçer: özgün düünceler oluturarak, çevresinde duyguda, düünde insanlar topluluu oluturmaya, onlarn da katlmyla dünyay daha iyiye, daha güzele götürmeye çalr. Denemecinin bilgi birikimi zengindir, dil duyarl, bilinci ve sorumluluu çok gelimitir. Denemeci bütün yaratcln, özgünlüünü bu tür araclyla gösterir. XVI. yüzyldan sonra özellikle Montaigne'in (1533-1592) ürünleriyle bamsz bir yaznsal (edebi) tür oldu. F. Bacon , T.S. Eliot, A. Huxley, A. Camus, E. C. Alain, J.P. Sartre, vd dünyaca ünlü deneme yazarlardr. Türk edebiyatnda da Ahmet Haim, Suut Kemal Yetkin, Ahmet Hamdi Tanpnar, Nurullah Ataç, Sabahattin Eyubolu, Orhan Burian, Mehmet Kaplan, Cemil Meriç, Melih Cevdet Anday, Vedat Günyol, Salah Birsel, Memet Fuat, Nermi Uygur, Oktay Akbal, Uur Kökden, Ferit Edgü, Selim leri, Enis Batur, vd bu türde özgün yaptlar vermilerdir.

SLAYT 13 Balk: Anlatma becerileri

BLGLENME => Anlatma becerileri:

"Her gün bir yerden göçmek ne iyi / Her gün bir yere konmak ne güzel / Bulanmadan donmadan akmak ne ho / Dünle beraber gitti cancazm / Ne kadar söz varsa düne ait / imdi yeni eyler söylemek lâzm." -MEVLANA

SLAYT 14 Balk: Sözlü anlatm Sözlü Anlatm, Yazl Anlatm Anlatma becerisi de eitimle kazanlan ve gelitirilen becerilerdendir. Siz de duymusunuzdur: Adamn kaleminden, azndan bal damlyor diye. Bu tür

5 insanlar, bu yetilerini doutan getirmiyor; dil nasl toplumsal bir olgu ise dilin kullanm da toplumsallama sürecinde edinilen bir yetidir. Biz bu yetimizi iki türlü kullanabiliyoruz: a) söyleyerek, öbür deyile konuarak (sözlü anlatm) , b) yazarak (yazl anlatm). Gerek sözlü gerek yazl anlatm, her eyden önce dilin olanaklar içinde gerçekletirilen etkinliklerdir. Bu nedenle sözlü ve yazl anlatm, her eyden önce dilin temel özelliklerini yanstr nitelikte olmak durumundadr.

SLAYT 15 Balk:

Sözlü ve yazl anlatm becerileri, disiplinli çalmalarla edinilir ve sürdürülür. Genel kültürünü eitim kurumlar içinde ve dnda sürekli gelitiren bir kimse, konuma ve yazmann da bir gereksinme olduu bilinciyle hangi ortamda, kimlerle, hangi konular, hangi amaçlar gerçekletirmek üzere konuulacan çok iyi bilir. Ayn biçimde kimle/kimlere, hangi amaçlarla, hangi türlerde yazl iletiim kurulacan bilmek de, çada insan olmann koullarndan saylr. Sözlü ve yazl anlatm becerilerinin önkoullar arasnda okuma anlama, dinleme ve izleme anlama becerilerinin gelimi olmas gerekmektedir. Bu anlama becerilerini gelitirenler, düzenli ve sürekli deneyimlerle konuma ve yazma becerilerini de gelitirmektedirler. Herkes edebiyatç (air, öykücü, romanc, oyun yazar), yazar (köeyazar, kitap yazar) olamaz; ama konuma ve yazma becerilerini gelitirerek kendisini gerçee yakn bir biçimde anlatma frsatn bulabilir.

SLAYT 16 Balk:

Günlük yaammzda deiik ortam ve zamanlarda, birileriyle görümek, konu- mak, iletiim kurmak durumundayz. Bunun bir gereksinme olduunu biliyoruz. Yaama ortammza göre birtakm olaylarn içinde yer alr, gözlemlerde bulunur, birilerini dinler, kitap/gazete/dergi okur, tv izler, radyo dinler, internette dolarz. Kimi zaman da, içinde bulunduumuz duruma göre kafamzda birtakm düünceler olutu- rur, hayaller kurar, planlar yaparz. Her iki durumda da benzer ve/veya farkl duygula- nmlar içinde olabiliriz. Kimi zaman sevinçli, mutlu, kimi zaman mutsuz, üzgün, kimi zaman öfkeli, kzgn, kimi zaman iyimser, kimi zaman kötümser vb. te bu dsal ve içsel etkinlikler ve duygulanmlar ya bizi birileriyle konumaya zorlar ya da bizde bakalar (dostlarmz, arkadalarmz vd okusun diye) yazmak gereksinimi uyandrr.

SLAYT 17 Balk:

Anlatmak istediimiz eyleri geliigüzel dile getiremeyiz. Bunun da kendine özgü yöntemi ve araçlar vardr. Biz insan olarak amacmza, ortam ve balama göre anlatma biçiminizi ve yöntemimizi belirleriz. ster sözlü ister yazl olsun, anlatacaklarmz genel olarak u amaçlara göre düzenlenir:

6 1.Dinleyenlere, okuyanlara bilgi verme: Bazen okuduumuz bir yaz, kitap, dinlediimiz, izlediimiz bir program, yaadmz bir olay, hazrladmz bir çalma vd bizde bakalarna bilgi verme istei uyandrr. Bu istek bir görev de olabilir. te bu durumda dinleyici ve okuyucuya sözlü ya da yazl bil bilgiler vermeye balarz. steriz ki onlar da bunlardan haberdar olsun... 2.Dinleyenlerin, okuyanlarn yerleik duygu, düünce, kan, inanlarn deitirme: Özellikle özel ya da resmi toplantlarda doruluuna inandmz, bizim yaama biçiminizi yönlendiren görüleri bakalaryla paylarken, onlar da bu görülerimize inandrmaya çalrz. Onlarn da bir eletiri süzgecinden geçirdikten sonra bu görüleri paylamalar en doal beklentimizdir. Bu nedenle görülerimizi yazyla ya da sözlü olarak onlara aktarrz.

SLAYT 18 Balk: Sözlü anlatm

3.Dinleyen ve okuyanlarla düünce ve duygu ortakl kurma: Yalnz bamza yaayamayacamza göre, çevremizdekilerle düünce ve duygu ortakl kurmann yollarn ararz. Yaadmz cokulu bir olayn, okuduumuz ilginç bir kitabn, izlediimiz deiik bir filmin, tiyatro oyununun atmosferini çevremizdekilere de yaatmak isteriz. Bu amaçla onlarla söyleir ya da onlara yazl ürünler (mektup, an, gezi yazs, vb) araclyla ulamaya çalrz. 4. Sözlü ve yazl anlatmdan baka anlatm biçimleri de vardr: jest ve mimik- lerle anlatma (beden dilini kullanma), simgelerle-belirtkelerle anlatma, gibi.

SLAYT 19 Balk: Konuma

Sözlü anlatm nsan insan yapan özelliklerin banda dil adn verdiimiz iletiim arac gelir. Sesin söze dönümesiyle sözlü anlatm adn verdiimiz tür olutu. nsanolu, düündüklerini, tasarladklarn, gördüklerini, yaadklarn söze dönütürerek çevresiyle sk bir iliki kurmann yolunu buldu. Yaamn yönlendirdi, kültürü-nü ve sanatn yaratt, birikimini sözlü olarak binyllarca sonraki kuaklara ak-tard. Bugün de en etkili iletiim yoludur sözlü anlatm. Radyo, televizyon, sine-ma, tiyatro hep sözlü anlatm üzerine temellendirildi. Söz bu araçlarla daha geni kitlelere ulatrld. Bütün yazl kültürlerin temelini sözlü kültürler oluturur.

SLAYT 20 Balk: Konuma

7

KONUMA Duygu ve düüncelerimizi, görüp yaadklarmz, hayal ve tasarlarmz... karmzdakilere sözle iletmemize konuma ad verilir. Karlkl Konumalar (1) * Kendini tantma, biriyle tanma: Bir toplant vb’de tanmadmz kimselerle bir araya geldiimizde kendimizi admz/soyadmz mesleimiz, orada bulunma nedenimiz vb’yi anlatarak tantabiliriz. * ki kiiyi tantrma: Bir toplantda, yemekte vb’de birbirine yabanc olan, dahas birbirini tanmayan insanlar, adlarn, mesleklerini, kimi zaman da önemsediimiz özelliklerini belirterek birbirleriyle tantrrz. *Söylei (sohbet): Günlük yaantmzda karlatmz olaylar, yaadmz sorunlar, kafamza taklan sorular konumak, tartmak üzere özellikle yakn çevremizdeki insanlarla koyu bir sohbete koyuluruz. Hemen her konuda söyleebiliriz. Söyleme kimi zaman amacndan sapsa, snrn asa bile konumaktan zevk alanlar için vazgeçilmezdir.

SLAYT 21 Balk:

* Sorular yantlama: Soru bir tür örenme, sorgulama yöntemidir. Kimden gelirse gelsin, her soru kesinkes yantlanmaldr. Yantlarn da doru, tutarl ve inandrc olmas gerekir. * Telefonla konuma: Telefon günlük yaammzn ayrlmaz bir parças oldu. Hemen herkesin evinde ya da yannda bir telefonu (cep telefonu) var artk. Telefon konumalarnda da belirli kurallar vardr: Telefonu açan önce kendini tantr, ardndan söyleyeceklerini dillendirir. Sonunda da uygun sözlerle veda eder. SLAYT 22 Balk: Konuma türleri Konuma Türleri Konuma, ortama ve amaca göre hazrlksz ve hazrlkl olabilir. * Hazrlksz konuma: Özellikle günlük yaammzn deiik dilimlerinde, hemen her ortamlarda iliki kurduumuz insanlarla birtakm konular konuu-ruz. Bu konuda önceden bir hazrlk yapmamz gerekmez. Aklmza o an gelen-leri birbirimize anlatrz. Hazrlksz konuma genelde planszdr, danktr. Ama yine de dil kullanm açsndan belli bir özeni, karlkl saygy gerektir. Söylediklerimizin inandrc, tutumumuzun güven verici olmas beklenir.

8 Hazrlksz konumada da konuma konularmz çok deiiktir. Bize sorulan bir soru, bizim sorduumuz bir soru, paylamak istediimiz bir bilgi, an, gözlem vb belli bal konular oluturur. (Altrma 2’yi yapalm.) * Hazrlkl konuma: Daha sonraki bölümlerde inceleyeceiz.

SLAYT 23 Balk: UYGULAMA Altrma 1: Aadaki ksa öykülerde verilmek istenen LETY (mesaj) bulun.

BR DENEME

Adamn biri artk karsnn eskisi kadar iyi duymadndan korkuyormu ve karsnn iitme cihazna ihtiyaç duyduunu düünüyormu. Ona nasl yaklamas gerektiin-den emin deilmi. Bu durumu konumak için aile doktorunu aram; doktor adamn karsnn ne kadar duyduunu anlayabilmesi için basit bir yöntem önermi: - Yapacan ey u: Karndan 40 adm ileride dur; normal bir konuma tonuyla bir eyler söyle; eer duymazsa 30 adm ilerisinde ayn eyi tekrarla; sonra, 20 adm; cevap alana kadar ayn eyi tekrarla. O akam, kars mutfakta akam yemeini hazrlarken adam, ilemi uygulamaya koymu. 40 adm uzaklktan karsna normal bir konuma tonuyla seslenmi: - Hayatm, bu akam yemekte ne var? Cevap yok. Mutfaa biraz yaklam. Mesafeyi 30 adma indirmi ve soruyu tekrarlam: - Hayatm bu akam yemekte ne var? Gene cevap yok. Mutfaa biraz daha yaklam; mesafe 20 adm ve tekrar sormu: - Hayatm, bu akam yemekte ne var? Hâlâ cevap yok. Adam mutfan kapsna gelmi; artk, mesafe iyice azalm ve soruyu tekrarlam: - Hayatm, bu akam yemekte ne var? Gene cevap alamam. Bu sefer karsna iyice yaklam ve ayn soruyu tekrar sormu: - Hayatm, bu akam yemekte ne var? - Hayatm, beinci kez söylüyorum: TAVUUUUK!

LETS:…………………………………………………………………………………………

SLAYT 24 Balk:

PATATES TARLASI

9 Nebraska'da yal bir adam yaard. Patates ekmek için bahçesini bellemesi gerekiyordu; ancak, bu çok zordu.. Tek olu olan David, ona yardm edebilirdi; fakat, o da hapisteydi. Yal adam oluna bir mektup yazd ve durumunu anlatt:

Sevgili David, Patates bahçemi belleyemeyeceimden, kendimi çok kötü hissediyorum. Bahçeyi kazmak için oldukça yalanm saylrm. Burada olsan bütün derdim bitecekti. Biliyorum ki sen bahçeyi benim için belleyip ekerdin..Sevgiler Baban

Bir kaç gün sonra olundan bir mektup ald:

Babacm, Allah akna, bahçeyi kazma: Ben oraya, cesetleri gömmütüm! Sevgiler David.

Ertesi gün sabaha kar, saat 04.00'te, FB ve yerel polis çkageldi ve tüm bahçeyi kazdlar; fakat hiç bir cesede rastlamadlar. Yal adamdan özür dileyerek gittiler. Ertesi gün yal adam, olundan bir mektup daha ald.

Babacm, imdi patatesleri ekebilirsin. Bu artlarda, yapabileceimin en iyisini yaptm. Sevgiler David

LETS:…………………………………….……………………………………… …………

SLAYT 25 Balk: Altrma 2: Aadaki konularda 3-5 dakikalk hazrlksz konumalar yapnz. - Dilini hiç bilmediiniz bir ülkede ne gibi sorunlarla karlaabilirsiniz? - Yabanc dil öretimi/yabanc dille öretim konusunda neler düünüyorsunuz? - Dedikoduyu sever misiniz? Niçin dedikodu yaplr? - Snavlar konusunda neler düünüyorsunuz?

Altrma 3: nsanolunun en büyük ans, bu dünyada salkl ve mutlu olarak yaamaktr. Peki, yaamn anlamn biliyor muyuz? Yaamdan neler bekliyoruz? Yaamdan neler öreniyoruz. Bu konudaki görülerinizi yaznz. (150 sözcük)

SLAYT 26 Balk: EK OKUMA TÜRKYE OKUMUYOR-Zekeriya TEMZ

Ülkemizde baslan kitap saysn gösteren salkl veriler yok. Bu konuda kulla-

10 nlan verilerden biri, Kültür Bakanl''nca verilen 'Uluslararas Standart Kitap Nu-maras? (ISBN) says. Basm yaplan her kitap için bu numara alnmak zorunda. Ancak ISBN, kitap dndaki katalog, video, kaset, eitim amaçl deiik yaynlar için de kullanlyor. Buna karn 1992 ylndan 2004 ylna kadar, 14 yl boyunca ISBN alnm toplam yeni yayn says sadece 150 bin 601. Yani ülkemizde ylda ortalama 10 bin 750 yayn yaplm. Dier veri kayna ise DE... DE''ye göre 2000-2003 yllar arasnda toplam 47 bin 22 kitap baslm. Ylda baslan ortalama kitap says 11 bin 755.

SLAYT 27 Balk:

UNESCO''nun verilerine göre ise Türkiye''de 1999 ylnda baslan kitap says 2 bin 920. Ayn verilerde, ngiltere'de 110 bin 965, Almanya'da 78 bin 42, ABD''de 68 bin 75, spanya''da 59 bin 174, Fransa''da 39 bin 83, Rusya Fed.''nda 36 bin 237, talya''da 32 bin 365 kitap basld belirtilmekte. Bir ülkede kitap okuma oran belirlenirken sadece baslan kitap says yeterli olmamakta, bask adedine de baklmas gerekmektedir. Türkiye'de birkaç istisna bir yana brakldnda kitaplarn bask says 1000- 2000 adet arasnda deimektedir. (Yukarda belirtilen ülkelerde ise ortalama bask adedi bu tutarlarn 10-70 katna ulamaktadr.) Bu kitaplarn ortalama olarak biner adet basldklar ve tamamnn satld varsayldnda (Bu varsayma yaynclar gülümseyerek yaklaacaktr..) satlan kitap says 11 milyon bile olmamaktadr.

SLAYT 28 Balk:

Türkiye'de, nüfusun 0-6 ya grubu ile okuma yazma bilmeyenler bir yana brakldnda, potansiyel okur says 55 milyon olarak ortaya çkmakta-dr. 2004 yl DE verilerine göre 623 bin öretmen, 15 milyon 335 bin 476 örenci bulunmaktadr. Ülkemizdeki kütüphane says ise 1400''dür. Bu durumda satlan kitap saysnn, öretmen ve örencilerin ylda bir kitap almas halinde 16 milyon, baslan kitaplardan her kütüphaneye bir tane konulmas halinde 15 milyon, potansiyel okurlarn ylda bir kitap almas halinde 55 milyon, her ailenin ylda bir kitap almas halinde ise 14 milyon olmas gerekmektedir. Oysa ülkemizde 55 milyon okura, en iyimser olaslkla, 11 milyon kitap satlmakta, yani 5 kiiye bir kitap dümektedir. Okuma alkanlklar üzerine yaplan bir aratrmada; - ylda 1-5 kitap okuyan kiiler az okur, - ylda 6-20 kitap okuyan kiiler orta düzeyde okur, - ylda 21 kitaptan fazla okuyan kiiler ise çok okur olarak snflandrlmaktadr. Bu snflandrmaya göre Türkiye okumamaktadr. – (Cumhuriyet, 28.07.2006)

11 SLAYT 29 Balk:

‘OKURYAZAR’ BR TOPLUM MUYUZ?-Hilmi YAVUZ

Öteden beri Cumhuriyet'in en büyük kazanmlarndan biri olarak, Türkiye'de okuryazar saysnn artm olmas gösterilir Daha geçenlerde bir TV kanalnda, Osmanl mparatorluu döneminde, genel nüfusla kyaslandnda okuryazar orannn ne kadar düük olduunun vurgulandna tank olduk. Konumaclar, Osmanl'daki okuryazar oran ile Türkiye Cumhuriyeti'ndeki okuryazar orann karlatrarak bundan birtakm sonuçlar çkardlar;- sayca görülen artn Cumhuriyet adna büyük bir kazanm olduunu bildirdiler.

SLAYT 30 Balk:

Hiç kuku yok: Okuryazar orannda görülen bu artn elbette bir anlam vardr. Ama asl önemli olan, bu nicel (kemmî, kantitatif) artn, Türkiye'nin entelektüel hayat balamnda ele alndnda ne ifade ettiidir. Okuryazarlk, özellikle de okumay örenmek, örenilen bu bilgi ilevsel (fonksiyonel) klnmadkça ne ifade eder? Okuryazarln kriteri, elifbay sökmü kelle says mdr? Okuryazarln ilevselleememesi ile Türkiye'de eitim sisteminin topyekun çöküü arasnda birebir bir iliki var. Braknz, örenciyi kuatc ve temelli bir eitimle donanml klmay, doru dürüst okuma ve yazma öretmediimiz anlalyor. lköretimde görevli bir öretmen arkadam, bir okulda sekizinci snf örencilerinden büyük bir kesiminin (bu, eski sistemde ortaokul 3. snf örencilerine tekabül ediyor!), önlerine konulan bir metni (Türkçe metinden söz ediyorum, yanl anlalmasn!), telaffuz, vurgu ve duraklamalaryla düpedüz yanl okuduunu anlattnda, büyük bir aknlk yaamtm. Bu vahim durum, okumay örense bile, örencinin anlamadan (evet, anlamadan!) okuduunu gösteriyor. Sormak gerekir: 'Anlamadan okumak', 'okumak' saylr m? Bu örenciyi 'okuryazar' kabul etmeli miyiz?

SLAYT 31 Balk:

statistiksel kriterlere göre, evet! Bu ve bunun gibiler, ortaokul örencileri olarak, istatistiklere, elbette 'okuryazar' olarak geçeceklerdir. Gerçek okuryazarlk bu mudur? statistiklerle Gerçeklik ne kertede örtümektedir? Bir bilen var m? Bir kere daha söyleyeyim: Okuryazarl, istatistikî kriterlerle deil, ilevsel kriterlerle temellendirmek gerekir. Türk halknn, mesela, yüzde 90'nn 'okuryazar' olduunun gururu (!) ile Türkiye'de braknz kitap okurunu, toplam gazete okurunun 3 milyon kiiyi geçmiyor olmasnn utancn nasl badatracaz? Gerçekle istatistii birletiren ilevsellik, 70 milyon nüfuslu Türk halknn yüzde kaçnn kitap, yüzde kaçnn gazete okuduuyla anlam

12 kazanr. Yüzde 90' okuryazar, ama ancak yüzde 4'ü gazete okuyan bir toplum, gerçek anlamda bir 'okuryazar toplum' olarak gururlanma hakkna sahip midir? Yazma iine gelince, durumun çok daha vahim olduunun bizzat ben tanym. Üniversite örencilerinin, kendilerini yazl anlatmla ifade etmede ne kadar aciz kaldklarn biliyorum. Durum buysa eer, sizi bilmem ama, ben okuryazar orannn yüzde 90'lara varm olmasndan utanyorum.

SLAYT 32 Balk:

Bu ac gerçeklikler ortadayken, devekuu misali kafamz kuma sokup, okuryazar oranmzn yüzde 90'lara vardn önesürmek, düpedüz komik, evet komik, kaçyor! Cumhuriyet'i bu ve buna benzer safsatalarla övmek, Cumhuriyet'e hakarettir. Ne var ki, Cumhuriyet'i övmeyi, maalesef, bu kafada olan gürültücü bir aznlk tekeline alm görünüyor. Cumhuriyet'e, statistikçilik ve elbette Gardropçulukla m sahip çklmalyd? Bir zamanlar 'Gardrop Atatürkçülüü' ile alay edenlerin bugün, türban meselesini dillerine dolayarak 'gardropçuluk'un dik alasn yapyor olmalar, hazin deil midir? Hanmefendiler, Beyefendiler! Atatürk, Cumhuriyet'i devekularna emanet etmedi... (Zaman, 16 Eylül 2007)

SLAYT 33 Balk:

Bir gün insan…

Bir gün insan "virgül"ü kaybetti. O zaman zor cümlelerden korkar oldu ve basit ifadeler kullanmaya balad. Cümleleri basitleince düünceleri de basitleti.

Bir baka gün "ünlem iareti"ni kaybetti. Alçak sesle ve ses tonunu deitirmeden konumaya balad. Artk ne bir eye kzyor, ne de bir eye seviniyordu.

Bir süre sonra "soru iareti"ni kaybetti ve soru sormaz oldu. Hiç bir ey ama hiç bir ey onu ilgilendirmiyordu. Ne kâinat, ne dünya, ne de kendisi umurundayd.

Bir kaç yl sonra "iki nokta üst üste iareti"ni kaybetti. Ve davran sebebini bakalarna açklamaktan vazgeçti.

Ömrünün sonlarna doru elinde yalnz "trnak iareti" kalmt. Kendisine has tek bir düüncesi yoktu. Son "nokta"ya geldiinde düünmeyi ve konumay unutmu durumdayd.” -- Kanevski

13 Tartalm: * Buradaki yazm (noktalama) iaretleri ne anlama gelmektedir? Birer birer açklayabilir misiniz? Bu kayplar neden kaynaklanm olabilir?

SLAYT 34 Balk: Türk dilleri DL BLGLER Türk Dilleri ve Lehçeleri “Türk” ad nerden geliyor?: Türkler’in çok eski bir tarihi olduu gerçeini göz önünde bulunduran bilim- cilerin Türk adnn kökeni konusunda deiik görüleri vardr: Heredosotos’un dou kavimleri arasnda and Targitalar; Tevrat’ta ad geçen Yafes’in torunu Togharma; eski Hint kaynaklarnda yer alan Turukha’lar; Çin kaynaklarnda Turukkular; ran mitolojisinde hükümdar Feridun’un olu Turac ya da Tur’un adndan Turan (Turan “Türk ülkesi” anlamna geliyor), Türk adnn ilk biçimi olarak gösterilmek istenmi, ancak bu varsaymlar bugüne dein kantlanama- mtr. Türk ad ilk kez Orhon Yaztlarnda (VIII. yy) geçmektedir. Türük biçimde olan bu sözcük Çin kaynaklarnda T’u-küe olarak yer almtr. Kimi bilginler bu sözcü- ün ilkin iki heceli olduunu, sonradan tek heceli duruma geldiini ileri sürerler: törük>türük>türk. Bilimciler Türk adn deiik biçimlerde tanmlamlardr: T’u- küe (Türk): mifer (Çin kaynaklar) // Türk: terk edilmi (Arap kaynaklar) // Türk: olgunluk ça (Divanü Lugat-it-Türk) Armin Vambery ve Jean Deny’ye göre Türk ad türe-mek fiilinden gelmektedir. Ziya Gökalp, Türk adn “töreli” olarak tanmlamtr. G. Doerfer, Türk’ün “dev- lete bal halk” anlamna geldiini ileri sürmütür. Türk adnn tür ad olarak “güç, kuvvet”, sfat olarak da “güçlü, kuvvetli” anlamna geldiini savlayanlar da var- dr. (slâm Ansiklopedisi-MEB)

SLAYT 35 Balk:

Türk Dilleri ve Lehçeleri Dilsel açdan, Bat Avrupa’dan Dou Asya’ya kadar uzanan geni bölgede, kimi yerlerde youn kimi yerlerde dank olarak yaayan Türk asll halklarn konu- tuu dile genel olarak Türkçe denilmektedir. Ancak bu kadar geni bir alana yaylm olan Türk asll halklarn, her ne kadar genel Türkçe’nin (veya Ana Türkçe’nin) çeitli dil ve lehçelerini konuuyorlarsa da, iletiim kurmada çeitli dilsel zorluklarla karlamalar doal karlanmaldr. Sözgelimi Türkiye Türk- çesi’ni konuan birinin (Türkiye Türkü), Yakutça, Çuvaça, Krgzca konuan biriyle anlaabilmesi pek mümkün deildir. Çünkü Yakutça ve Çuvaça Ana Türkçe’den çok eski dönemlerde ayrlm olan dillerdendir. Bu bakmdan Türkçe

14 üzerine yaplan çalmalarda, Ana Türkçe’nin bir kolu olup tarihsel süreç içinde yaz (yazn) dili olarak gelime gösterenlere dil (Türk dili), henüz sözlü dil duru- munda olanlara lehçe (Türk lehçesi) ad verilmektedir. (Kimi dilciler lehçe yerine ive, dil yerine de lehçe terimini yelemektedirler. Oysa ive dilbilim açsndan bir terim olma özellii tamamaktadr.) SLAYT 36 Balk: Türklerin yaad yörelerde u Türk dil ve lehçeleri konuulmaktadr:- Türk dili nüfus (yakl.) Türkiye Türkçesi 72,000,000 Özbekçe 20,000,000 Azerice 20,000,000 Yeni Uygurca 10,000,000 Kazakça 10,200,000 Tatarca 8,000,000 Türkmence 5,000,000 Krgzca 3,500,000 Çuvaça 2,500,000 Bakurtça 1,500,000 Horasan Türkçesi 1,000,000 Karakalpakça 580,000 Yakutça 560,000 Kumukça 390,000 Tuva, Sayan Türkçesi 280,000 Karaçayca 250,000 Hakasça 200,000 Nogayca 190,000 Balkarca 100,000 Altayca 90,000 Halaçça 25,000 Karayimce 2,000

SLAYT 37 Balk: Türk Dil ve Lehçelerinin Corafyas Türk Dil ve Lehçelerinin Corafyas Antropologlarn beyaz rktan olduklarn belirttikleri, tarihçiler ile arkeologlarn, anayurtlar olarak Altay dalar yöresini gösterdikleri Türkler, bugün oldukça geni bir corafyaya yaylm olarak yaamaktadrlar. Yaklak 160 milyonluk bir nüfusun ko-

- Eski SSCB’deki Türk halklarnn nüfus bilgileri 1989 Sovyet nüfus saymndan alnmtr. Olas art oranlar göz önünde bulundurularak yaklak say verilmitir.

15 nutuu Türk dil ve lehçelerinin yaylma alann, Asya’nn dousundan Avrupa’nn batsna doru öyle çizebiliriz: Sibirya’nn kuzeydousunda Yakutistan’da yaayan Yakutlarn dili olan Yakutça, Ana Türkçe’den çok eski dönemlerde ayrld için, yap ve sözvarl açsndan hayli farkllamtr. Altay dalar yöresinde konuulan Sayan, Karagas, Abakan ve or Türkçeleri henüz lehçe durumundadr. Altay dalarnn kuzey ve kuzeydousunda, Volga yöresinde, Urallar’da Bakurtça, Tatarca ve bunlarla büyük farkllklar gösteren Çuvaça konuulmaktadr. SLAYT 38 Balk: Türk Dil ve Lehçelerinin Corafyas

Mool-Çin-Tibet snrndan Hazar Denizi’ne kadar olan bölgede Türkçe’nin oldukça youn biçimde konuulduu dikkat çeker: Doudan batya doru sayarsak: Yeni Uygurca (Dou Türkistan), Krgzca (Krgzistan ve Dou Türkistan), Özbekçe (Özbekistan, Dou Türkistan ve Afganistan), Türkmence (Türkmenistan, Kuzeydou ran, Afganistan), Kazakça (Kazakistan ve Dou Türkistan). Hazar Denizi’nin batsnda da irili ufakl kimi Türk dil ve lehçeleri görülür; bunlar birbirlerine oldukça yakndr. Azerbaycan Cumhuriyeti'ndeki Azerice yaz dil olarak hayli gelimi iken, Kuzey ran'daki Azerice yaz dili olarak daha az gelimiti. Çünkü ran'da Azerilerin bir gaze- te, bir edebiyat dergisi (''Varlk'') ve az sayda kitab dnda düzenli yaynlar yok-tur ve okullarda Azerice öretilmez. Bu yüzden ran'da Azerice daha çok bir ''konuma dili'' konumundadr. Kaf-kasya bölgesinde konuulan Kumukça, Nogayca, Karaçayca ve Balkarca ise, birer gelimi yaz diline sahipler. Krm, Litvanya ve Polonya'daki Karay (Karaim) Türklerinin anadili olan Karayca ise, ölmekte olan bir Türk dilidir. Bugün saylar 2 bin'e yakn olan Karaylar arasn-dan yalnzca 20 kii bu dili iyi düzeyde konuup yazabiliyor. Bir iki dinsel kitap dnda, Karayca yayn artk yaplmyor. ran'daki Kakayca, Halaçça ve Hora-sanca; Çin'deki Salarca, Sar Uygurca ve Füyü- Krgzcas yaz dili olmayan Türk Iehçelerinden birkaçdr. SLAYT 39 Balk: Türk Dil ve Lehçelerinin Corafyas Kuzeydou Bulgaristan, Romanya, Moldavya ve Ukrayna’da yaayan Gagavuzlar’n dilinde özellikle Slavca’nn etkileri ar basar. Türkçe’nin en youn biçimde konuulduu yöre Anadolu’dur, dier bir deyile Türkiye Cumhuriyeti’dir. (bkz Türkiye Türkçesi) Türkiye Türkçesi, dier Türk dil ve lehçeleri arasnda, en gelimi bilim, sanat, felsefe ve kültür dili olarak kabul edilmitir. Kbrs, Suriye, Irak, Yunanistan, Bulgaristan, Bosna-Hersek, Makedonya, Arnavutluk gibi ülkeler- de yaayan Türkler’in kulland dil, Türkiye Türkçesi’yle büyük benzerlikler gös- terir. 1965 ylndan itibaren Almanya, Fransa, Belçika gibi ülkelere içi olarak giden TC uyruklu insanlarn (saylar 2,500,000 dolaynda, çou Almanya’da) özellikle çocuklar ve torunlar, Türkçe’yi konuurken, yaad ülkenin dilinin söyleyi özel- likleri-ni pek gizleyememektedir. Bu nedenle Almanya’da ilk ve orta dereceli öretim kurumlarnda Türkçe dersleri de verilmektedir. ABD, Kanada ve Avustralya’da da göçmen Türkler bulunmaktadr. Son yllarda Türkiye’-den Romanya, Sovyet Cum- huriyeti, Orta Asya Türk cumhuriyetlerine çalmak üzere giden Türkler de vardr. SLAYT 40

16 Balk: Türk Dil ve Lehçelerinin kökeni Türk Dil ve Lehçelerin Kökeni ve Snflandrlmas. Bilim adamlar Türkçe’nin dünyann en eski dillerinden biri, 2000 yllk bir uygarlk dili olduu konusunda görü birlii içindedirler. Türk dil ve lehçelerinin kökeni ve snflandrlmas konusunda uzmanlar oldukça farkl görüler ileri sürmülerdir: Ural-Altay dil ailesinin Altay dalnda Moolca ve Tunguzca (Korece ve Japonca’y da bu deerlendirenler vardr.) ile birlikte ele almlardr. Son yllarda Altayistik çalmalarnn ilerlemesiyle, Türk dil ve lehçelerinin bamsz bir Altay dilleri ailesinden olduu yolundaki görüler ar basmaktadr. Bu görüte olanlarn gerekçeleri unlardr: Altay dillerinde birçok sözcük birbirine benzemektedir; ses uyumu baskndr; sözcüklerin yapm ve çekiminde ekler (sonekler) kullanlmaktadr; sözcüklerde cinslik (eril, diil, cansz) ayrm yoktur. Tamlamalarda tamlayan önce, tamlanan sonra gelir; tümcede özne genellikle bata, yüklemse sonda bulunur... Ancak bütün bu ortak özellikler Altay dillerinin akrabal konusunda yeterince inandrc olmaktan uzaktr. Türk dil ve lehçelerinin bilimsel açdan snflandrlmas çalmalarna XVI. yy’da balanmtr. Bununla birlikte XI. yy’da ünlü Türk dilcisi Kâgarl Mahmut, dönemin Türk lehçelerini snflandrmaya çalmt. Türk dil ve lehçelerinin snflandrlmasnda tarihsel ve corafyasal ya da sesbilgisel (fonetik) ölçüler kullanlmtr. Türk dil ve lehçelerinin snflandrma denemesi yapan bilim adamlar arasnda V.Radloff, G.J. Ramstedt, A.N.Samoyloviç, L.Ligeti, S.E. Malov, R.R.Arat, N.A. Baskakov, J.Benzing, K.H.Menges, T.Tekin, özellikle anlabilir. SLAYT 41 Balk: Türk Dil ve Lehçelerinin Corafyas Türk dil ve lehçelerinin corafyasal ölçüte göre snflandrlmasnda dört öbek ayrt edilebilir: 1. Güneybat (Ouz) öbei (Türkiye Türkçesi, Gagavuzca, Krm Osmanlcas, Kerkük az, Rumeli azlar; Azerice, Horasan Türkçesi, Türkmence); 2. Kuzeybat (Kuman-Kpçak) öbei (Karayimce, Karaçayca, Balkarca, Kumukça, Tatarca, Bakurtça, Kazakça, Karakalpakça, Nogayca, Krgzca); 3. Güneydou öbei (Özbekçe, Yeni Uygurca); 4. Kuzeydou öbei (Altayca, Hakasça, [Abakan Türkçesi], Tuva, Sayan azlar); 5. Yakutça, 6. Çuvaça, 7. Halaçça.

SLAYT 42 Balk: Türkçenin tarihsel geliimi Türkçe’nin Tarihsel Geliimi Orta Asya Türk halklarndan bugüne kalan en eski yazl belgeler, VII. yüzyla aittir. En önemli parçalar (Tonyukuk yazt [720], Kültigin yazt [732], Bilge Kaan yazt [735] ) Moolistan’da Koo Tsaydam’da yer alan bu yazl belgelere Orhon ve Yenisey Yaztlar denilmektedir. Danimarkal bilgin Vilhelm Thomsen

17 bu yaztlarn alfabesini çözüp bilim dünyasna tanttktan (1893) sonra, Türk dillerinin tarihsel geliimi üzerinde de çalmalar balamtr. SLAYT 43 Balk: Türk Dil ve Lehçelerinin Corafyas Bilim adamlar Türk dillerinin tarihsel geliimi, Altay dilleri çerçevesinde kuramsal olarak yedi dönemde ele almaktadr: 1. Altay dönemi, 2. En eski Türkçe dönemi, 3. lk Türkçe dönemi,4. Eski Türkçe dönemi, 5. Orta Türkçe dönemi,6. Yeni Türkçe dönemi, 7.Çada Türkçe dönemi. lk üç dönem, elde belgeler bulunmadndan sadece Ana Türkçe’nin kökenine k tutmas açsndan kuramsal olarak var saylmaktadr. - Eski Türkçe Dönemi: Göktürkçe ve Uygurca’nn kullanld dönemleri kapsar. Orhon ve Yenisey Yaztlaryla Uygurca yazmalar bu dönemin yazl ürünlerini oluturur (VI.-X. yy’lar aras). Orhon Yaztlarndaki dilin somut kavram ve olgularn yan sra soyut kavram ve olgular da iletilebilecek gelikinlikte olmas ilginçtir. Bu yaztlarda yabanc sözcük oran %1 iken, Uygurca’da, çeitli dinsel metinlerin çevirilerinin etkisiyle yabanc sözcük oran artmtr. SLAYT 44 Balk:

- Orta Türkçe Dönemi: slam dini ve kültürüyle ilikinin kurulduu, kimi Türk halknn slam dinini benimsedii dönemi içerir (XI.-XV. yy’lar aras). Bu dönemde Türk lehçeleri hem ses ve biçim yönünden farkllamaya balam, hem de birer yaz dili olarak gelime göstermitir. Bunda Arap ve Fars dillerinin belirleyici rolü olmutur. XI. yy’da Kagarl Mahmut, Divanü Lugat-it-Türk’ü (Türk lehçeleri sözlüü) Araplara Türkçe öretmek ve Türkçe’nin gücünü göstermek amacyla hazr hazrlam; Yusuf Has Hacip de Kutadgu Bilig’de (Kutlu Olma Bilgisi) slami ilkelere göre “ideal” devlet ve devlet yönetimi olgusunu irdelemitir. XIII. yy’dan sonra tarihsel dalgalanmalar dikkate alnarak Türk lehçeleri a) Bat Türkçesi, b) Dou Türkçesi olarak bölümlenebilir. Bat Türkçesi’nin kuzey dalndan Kpçakça, güney dalndan Ouzca (Azerice, Türkmence, Anadolu Türkçesi) farkl yaz dilleri olarak gelime göstermitir. Bu arada Anadolu’yu da fetheden Ouzlar’n (Selçuklular’n) devlet dili olarak önce Arapça’y, sonra Farsça’y benimsemi olmalar, Osmanlca ad verilen yapay bir dilin olumasna zemin hazrlamtr. Bat Türkistan yöresinde kalan Türkler’in dili Dou Türkçesi olarak anlmaktadr. Dou Türkçesi içinde Çaatayca’nn, yaz dili durumuna gelmesin-de Ali ir Nevai’nin (1441-1501) büyük rolü olmutur. Nevai, kendi döneminde ülkesinde Arapça’nn ve özellikle Farsça’nn tercih edilmesine tepki göstermi, Muhakemet-ül-Lugateyn (ki Dilin Muhakemesi) adl eserinde Türkçe (Çaatayca) ile Farsça’y karlatrp Türkçe’nin üstün olduunu gösterme-ye çalmtr. SLAYT 45 Balk:

18

- Yeni Türkçe Dönemi: Kimi Türk lehçelerinin (Anadolu Türkçesi, Kpçakça, Özbekçe, Kazakça, Krgzca, Tatarca, Yeni Uygurca) yaz dili olarak oluumlarn tamamladklar dönemi kapsar (XV.-XX. yy’lar aras). Bu dönemin en belirgin özellii, Türk dilleri üzerinde slam dil ve kültürünün youn etkisinin olmasdr. Sözgelimi Osmanlca’da Arapça ve Farsça sözcük oran % 65-70’i buluyordu (özellikle Veysi ve Nergisi’nin yaptlar). Osmanl bürokrasi dili olan Osmanlca, Türk aydnlarnn ulu-sal benliklerini (Türklüklerini) bulmalarna ve özellikle Bat uygarln tanmalarna kadar yazl ürün-lerde egemenliini sürdürecektir. Ayn durum Azerice, Çaatayca gibi yaz dillerinde de yaanmtr. SLAYT 46 Balk: - Çada Türkçe Dönemi: Türk dünyasnn siyasal yaamnn ve haritasnn sürekli deitii döneme rastlar (XX.-XXI. yy’lar aras). Özellikle 1917 Devriminden sonra kurulan SSCB snrlar içinde yaayan Türk halklar varlklarn özerk cumhuriyetler eklinde sürdürmülerdir; 1990’l yllarn banda SSCB’nin dalmasnn hemen ardndan Azerbaycan, Kazakistan, Krgzistan, Türkmenistan bamszlklarn ilan etmilerdir. Anadolu’da ise teokratik- monarik Osmanl Devleti tarihe karm, yerine laik-demokratik Türkiye Cumhuriyeti kurulmutur (1923). Batllama sürecini hzlandran genç cumhuriyet, Latin alfabesine geçilmesi (1928) ve Türkiye Türkçesi’nin yabanc dillerin boyunduruundan kurtarlp bilim ve kültür dili durumuna getirilmesi için özel çaba harcamtr. Eski SSCB snrlar içindeki Türk halklarnn dillerinde özellikle Rusça egemen olmutur. Türk dil ve lehçelerinin sözvarlna bu süre içinde birçok Rusça sözcük katlmtr. Rusça Türk cumhuriyetlerinde öretim dili olarak yaygnlk kazanmt. Son birkaç yldan beri Türkiye Cumhuriyeti ile Türk cumhuriyetleri arasnda dil ve kültür konularnda toplantlar düzenlenmekte, alfabe, ortak dil, terimler vb konularda da görü alverilerinde bulunulmaktadr. Öncelikli konu Türk cumhuri-yetlerinde de Latin alfabesine geçilmesidir.

SLAYT 47 Balk: Türklerin kulland alfabeler Türklerin Kulland Alfabeler Orta Asya’da yaayan Türk halklar V. yüzyldan beri çeitli dinlerin (amanlk, Buddhaclk, Manicilik, Hristiyanlk, slamlk) ve kültürlerin etki alanna girip çktklar için dilleri doal olarak bu gelimelerden etkilenmitir. Türk halklar tarih boyunca hemen hemen 20 deiik alfabe kullanmlardr: Göktürk alfabesi, Uygur alfabesi, Sod alfabesi, Çin alfabesi, Tibet alfabesi, Nasturi-Süryani alfa- besi, Mani alfabesi, Brahmi alfabesi, Passe-pa alfabesi, Arap alfabesi, Yunan alfabesi, Ermeni alfabesi, Latin alfabesi, Kiril alfabesi... Türkiye Cumhuriyeti’nde, Osmanl döneminde yaklak yedi yüzyl kullanlm olan Arap alfabesi 1928’de braklm, yerine Bat uygarlyla bütünleme tercihi dorultusunda Latin alfabesine geçilmitir. Eski SSCB içindeki Türk halklar ise, Türkiye’den çok ksa bir süre önce 1926-1928 arasnda, Latin alfabesine geçmeye

19 balamlar, SSCB’deki bütün Türk halklar için tek bir ortak Latin alfabesi 1938 ylna kadar kullanldktan sonra, her Türk yaz dili için harfleri birbirinden farkl Kiril alfabeleri oluturulmu, 1938-1940 yllarndan bugüne kadar kullanlagelmitir. SSCB, 1991 sonunda daldktan sonra bamszlklarn kazanan Türk cumhuriyetlerin-den Azerbaycan, Türkmenistan ve Özbekistan’da Latin alfabesine geçilmesine resmen onay verilmitir. Bu alfabelerde birtakm farklar vardr. Bu Türk cumhuriyetlerinde basn ve yayn etkinliklerinde çokluk Kiril alfabesi kullanlmaktadr. Bütünüyle Latin alfabesine geçi daha birkaç yl sürecektir. Kazakistan ve Krgzistan Latin alfabesine geçme konusunda henüz karar almamtr. Rusya Federasyonu içinde yer alan Tataristan ile Moldavya içindeki Gagavuz Özerk Bölgesi ksa sürede Latin alfabesine geçme karar ald. Çeitli devletlerde yaayan Türkler ise, o devletlerin alfabelerini kullanmaktadrlar. Sözgelimi ran, Irak, Suriye ve Çin’deki Türkler Arap alfabeleriyle yazmaktadrlar. SLAYT 48 Balk:

TÜRK DLLERNDEN METN ÖRNEKLER

Eski Türkçeden

Türük Oguz begleri, budun eiding. Üze tengri basmasar, asra yir telinmeser, Türük budun, ilingin törüngin kim artat udaç erti ?

(Türk Ouz beyleri, halk iitin; üstte gök basmasa, altta yer delinmese, Türk halk, ilini töreni kim bozabilecekti ?)

Türük budun tokurkak sen. Açsar tosk ömez sen, bir todsar açsk ömez sen.

(Türk halk tokluun deerini bilmezsin. Acksan tokluk düünmezsin. Bir doysan açl düünmezsin.)

Uygurcadan

Aç ne yemes, tok ne temes (Aç olan ne yemez, tok olan ne söylemez?)

Aglda oglak togsa arkda ot öner (Alda olak dosa, dere boyunda otu biter.).

Agz yese köz uyadur (Az yese göz utanr.)-Divanü Lugat-it-Türk’ten atasözleri

20

Karahanlcadan

Ne kim kelse erke tilindin kelür/Tilindin kim edgü kim isiz bolur/Eit büt bu sözke kamug tangda ten/Turup tikle yüknüp tazarru klur

(nsana ne gelirse dilinden gelir/Dili yüzünden kimi iyi, kimi kötü olur/Dinle ve bu söze inan ki, beden her sabah/ Kalkp eilerek dile yalvarr.)

Çaataycadan

Yagn basp mahallening yakas Hoca-Kette’ga yetkende namaz- am bolup idi. Tez ok dervazaga yeter hayalim bar idi. Ulug kar tecribelik bekler, Nasr Bek, Dst Bekni atas Kamber Ali Bek arzga yitkürdiler kim keç boluptur, karanguda kurganga yakn sgnp barmak bi-hesabdr. Kiyinrek tartp tüeling, yanglar çareleri bardurn. Kurgan berürler. -Babürname’den

(Düman yenip mahallenin öbür yakas olan Hoca-Kette (Kette Hocaya) varld zaman, akam namaz olmutu. Çasbucak kapya yürümek niyetinde idim. htiyar ve tecrübeli beylerden Nasr Bey, ve Dost Beyin babas Kanber Almi Bey ‘Artk geç olmutur, karanlkta kurgana yakn gitmek ihtiyatszlk olur. Biraz geri çekilip inelim Ertesi sabah ne yapabilirler, kurgan nasl olsa teslim ederler’dediler.)

Osmanlcadan

“Bakiye-i uara-y selef ve kdve-i fusaha-i halef idi. Karesi vilayetinden Balkesir nam kasabadandur. sm-i erefleri Bahi ve nevale-i sühan, ezel kassamunun ana ksmet u bah idi. Merhum Necati’den sonra Vilayet-i Rum’un ustad- uaras ve uara-y mütegazzilanun mukteda vü pivasdur.- Latifi Tezkiresinden

(Eski airlerin son temsilcisi ve sonraki güzel iir söyleyenlerin ustasyd.Karesi vilayetinin Balkesir adndaki kasabasndandr. Soylu isimleri Bahi idi. Söz söyleme yetenei Allahn ona bir ba idi. Rahmetli Necati’den sonra Anadolu vilayeti airlerinin üstad ve gazel söyleyenlerin önde gelenidir.)

Azireciden

Su gelir lüle lüle/Dost gelir güle güle/Dostumun göyçe yüzü/Ohuyur gzl güle (Bayat-Mani)

Türkmenceden (atasözleri)

Laln diline enesi düer (Dilsizin dilinden annesi anlar.)

21 t doyan yerinde galar, er dogan yerinde galar. (t doyduu yerde, er doduu yerde kalr.)

Da bile uran a bile ur. (Ta ile vuran a ile vur.)

Yeni Uygurcadan

Hemme adem zatidinla erkin, izzet-hörmet we xoquqta babbarawer bolup tuulan. Ular eqile we wicdana ige hem de bir-birige qérindaliq munasiwitige xa rox bilen mu’amile qilii kérek.

(Çevirisi: Bütün insanlar özgür, haysiyet ve haklar bakmndan eit doarlar. Akl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine kar kardelik duygusu ile hareket etmelidirler. -nsan Haklar Bildirgesi madde:1)

SLAYT 49 Balk: Yazm bilgileri YAZIM BLGLER Türkçe yazm en kolay olan dillerden biridir. Bunun nedeni de Türkçede bir ses-bir harf denkliinin bulunmasdr. Türkçede her ses bir harfle karlanmaktadr. Bunun için de sözcükler çokluk, yazld gibi okunur. lköretim okullarnda okuyan örencilerimiz için hazrlanan Türkçe Yazm Klavuzu’nun, ilk bölümünde yazm kurallar ve imleri üzerine ksa tantc bilgiler yer almaktadr. Sözcükler Dizini’nde yaklak 25 bin sözcük bulunmaktadr; bunlarn seçiminde kullanm skl ve ders kitaplarnda geçmesi ilke olarak benimsenmitir. Bilim terimlerinin önemli bir bölümü, deyim ve kalp kullanmlar, yöresel ve eskimi sözcükleri, ilköretim örencileri için pek bir anlam tamayan, özellikle soyut içerikli yerli ve yabanc sözcükleri, henüz yerlememi Türkçe önerileri, vb klavuza alnmamtr. Bu yazm klavuzu içerik bakmndan, eski Türk Dil Kurumu ile Dil Dernei’nin gelenekletirmeye çalt yazm biçimleri ve yazm kurallarna dayanmaktadr. Bununla birlikte kimi küçük ayrmlar da içermektedir. Yazl iletiimin temel koulu ve kural, sözcüklerin doru yazlmasdr. te Türkçe Yazm Klavuzu size günümüz Türkçesindeki sözcüklerin yazl kurallaryla yazl biçimleri konusunda karlaabileceiniz sorunlarn çözümlerini içerecek biçimde hazrlanmtr. Bunun için bu klavuzu her zaman çalma masanzda bulundurmanzda yarar vardr. Bir sorunla karlatnzda hemen açp doru kural ya da yazl örenebilirsiniz. SLAYT 50 Balk: Yazm

22

Yazm: Tanm, çerii, levi: Tartalm:

1. Gazete ve dergilerle örenci kompozisyonlarnda çeitli yazm yanllaryla karlayoruz. Bu olgunun nedenleri konusunda neler düünüyorsunuz? 2. Yazm klavuzunuz var m? Yazm klavuzunuzdan bugüne kadar yeterince yararlanabildiinizi düünüyor musunuz?

Yazm (imla), en genel tanmyla, bir dili belli kurallar uyarnca yazma biçimidir. Bu tanmdan da anlalaca gibi yazm, bir dildeki sözcüklerin nasl yazlacana ilikin kurallar içerir. Yazmn amac, bir dildeki ortak yaz biçimlerini saptamak, dolaysyla yazm birliini salamaktr. Yazl iletiim açsndan yazm birlii çok büyük önem tar. Yazm kurallarna uymayan durumlar, yanl yazlan sözcükler, yerli yerinde kullanlmayan yazm imleri (iaretleri), büyük anlama sorunlar yaratabilir.

SLAYT 51 Balk:

Dillerin yazya aktarlmasnda iki yazm türü kullanlr: a? geleneksel yazm, b) sesçil (fonetik) yazm. Geleneksel yazmda, ses-harf denklii gözetilmez. Sözcüklerin söyleyi özellikleri deise bile bu yazma yanstlmaz, ilk yaz biçimleri korunur. Sesçil yazmda, ses-harf denklii vardr; yani her ses bir harfle karlanr. Sesçil yazm konuma ve yaz dilleri arasndaki ayrmn en az olduu bir yazma biçimidir. Ancak konuma dilinin bütün özelliklerini yazda göstermeye de olanak yoktur. Anadili öretiminde yazm sorunlarn çözmek amacyla yazm klavuzlar kullanlmaktadr. Yazm klavuzlar her örencinin olduu gibi her aydnn masasnn üstünde olmas gereken bir bavuru kitabdr. Yazm klavuzlar üç bölümden olumaktadr: a-yazm kullarn ve yazm imlerini açklayan bölüm, b-sözcüklerin listesini içeren bölüm, c- ksaltmalar içeren bölüm.

SLAYT 52 Balk:

Türkçe'nin yazm büyük ölçüde sesçildir.1.XI. 1928 gün ve 1353 sayl yasayla saptanan yeni Türk abecesi, bu özelliiyle hem dildeki her tür yenilii kolayca saptamaya hem de dilin gelimesine biçimsel açdan kolaylklar salamaya elverilidir. Türkçe bu abeceyle büyük ölçüde söylendii gibi yazlmakta, yazld gibi söylenmektedir.

23 Yeni Türk abecesinin kabulünden hemen sonra yazm konusunda da çalmalara giriilmi, ayn yl Dil Encümeni’nce bir mlâ Lûgati yaymlanmtr. On üç yl kullanlan mlâ Lugati, Türk Dil Kurumu kurulduktan (1932) sonra yeniden gözden geçirilerek çeitli tarihlerde baslmtr: 1941'de mlâ Klavuzu adn alarak (1948, 1956, 1957, 1960, 1962) yedi kez; 1965'te Yeni mlâ Klavuzu adyla içerii yeniden düzenlenerek (1966, 1967, 1968) dört kez; 1970'te Yeni Yazm (mlâ) Klavuzu olarak iki kez; 1973'ten bu yana da Yeni Yazm Klavuzu adyla be kez ( 1975, 1977, 1980, 1981) baslarak 11. baskya ulamtr. 1983'te Türk Dil Kurumu kapatlp yerine ayn adl baka bir Türk Dil Kurumu kurulunca, yeni kurum mlâ Klavuzu (1985, son basksnda Yazm Klavuzu ad kullanld, 2005) adyla yeni yazm klavuzu hazrlayp bastrmtr. Eski ve yeni Türk Dil Kurumunun yazm klavuzlar arasnda kimi farklar vardr. 1987’de eski Türk Dil Kurumu üyelerince kurulan Dil Dernei de eski Türk Dil Kurumu’nun yazm geleneini sürdüren yeni bir yazm klavuzu yaymlad: Yazm Klavuzu (son bask, 2005). Bir aratrmaya göre 1928-2005 yllar arasnda 150 dolaynda deiik yazm klavuzu yaymlanp okurlara sunulmutur.

SLAYT 53 Balk:

Uyar: Çalma masanzda mutlaka bir yazm klavuzu bulunmaldr. Size önerilebilecek yazm klavuzlar arasnda Dil Dernei’nin Yazm Klavuzu (son bask, 2005) en güvenilir olandr. Yazmla ilgili bir sorun yaadnzda Yazm Klavuzu size yardmc olacaktr. Bu nedenle önceki bilgilerini anmsamanz için elinizdeki yazm klavuzlarnn yazm kurallar ve imlerinin (iaretlerinin) anlatld bölümü dikkatlice yeniden okuyunuz. UYGULAMA bölümlerinde size verilen altrmalar daha iyi yapabilirsiniz.

SLAYT 54 Balk: Türkçenin yazm özellikleri

TÜRKÇENN YAZIM ÖZELLKLER

Ses nedir? Harf nedir? Abece nedir?: Akcierlerden gelen havann ses yolunda oluturduu titreime ses denir. Harf ise sesin yazdaki karldr. Abece (alfabe), bir dildeki sesleri gösteren harflerin belli bir sraya göre dizilmi biçimine verilen addr.

Türk Abecesi: Latin harfleri esas alnarak oluturulan yeni Türk Abecesi, 1 Kasm 1928 gün ve 1353 sayl “Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakknda Kanun” ile kabul edilmitir. Türk Abecesinde 29 harf vardr. Bunlardan 8’i ünlü harflerini, 21’i ünsüz harflerini gösterir.

24 SLAYT 55 Balk: Türkçenin yazm özellikleri Türk Abecesindeki ünlü ve ünsüz harfleri

HARFN HARFN KTAP YAZISI ELYAZISI SIRASI ADI BÜYÜK KÜÇÜK BÜYÜK KÜÇÜK 1 a A a A a 2 be B b B b 3 ce C c C c 4 çe Ç ç Ç ç 5 de D d D d 6 e E e E e 7 fe F f F f 8 ge G g G g 9 yumuak ge 10 he H h H h 11 I I 12 i i i 13 je J j J j 14 ke K k K k 15 le L l L l 16 me M m M m 17 ne N n N n 18 o O o O o 19 ö Ö ö Ö ö 20 pe P p P p 21 re R r R r 22 se S s S s 23 e 24 te T t T t 25 u U u U u 26 ü Ü ü Ü ü 27 ve V v V v 28 ye Y y Y y 29 ze Z z Z z , .

SLAYT 56 Balk: Türkçenin yazm özellikleri

Abeced Harfler

Türkçede özellikle kimi yabanc özel adlarda ve kimi terimlerde Q, q (“kü” okunur), W, w (“dubluve, dablyu” okunur), X, x (“iks”okunur) gibi harfler de görülmektedir. Bu harfler abeced harfler olarak kabul edilir. Son dönemlerde

25 bu harflerin abecemize alnp alnmamas konusunda basnda tartmalar yapld. Türkçe hemen bütün yabanc sözcükleri kendi söyleyi özelliklerine uydurduu için, bu harflerin abecemize alnmasna gerek yoktur. Yalnzca özgün biçimiyle yazlan kimi özel adlarda ve terimlerde geçer: Quebec, (Anthony) Quinn; Wagner, Waterloo, Webster; W (= volfram’n simgesi), W(=vat’n simgesi), x (=matematikte bilinmeyeni gösterir), x nlar(=röntgen nlar)…

SLAYT 57 Balk:

UYGULAMA

Altrma 1: Yazmla ilgili aadaki bilgilerden hangisi yanltr. A) Türkçenin yazm ile söyleyi (telaffuz) yüzde yüz örtüür. B) lk Türkçe yazm klavuzu 1928’de yaymlanmtr. C) Yazm klavuzlarnda ksaltmalar listesi de bulunur. D) Geleneksel yazmda, ses-harf denklii gözetilmez. E) Sesçil yazmda, ses-harf denklii vardr

Altrma 2: Türkler hangi alfabeyi kullanmamlardr?

A) Latin alfabesini, B) Arap alfabesini, C) Kiril alfabesini, D) Çin alfabesini, E) Fenike alfabesini.

26 MALTEPE ÜNVERSTES MESLEK YÜKSEKOKULU

Uzaktan Eitim: Türk Dili 1 Hazrlayan ve sunan: Ör. Gör. Yusuf ÇOTUKSÖKEN

4. BÖLÜM ( 7. ve 8. HAFTA)

Yaamn Anlam ve Örettikleri

çerik: * Bu bölümde yaam üzerine metinler okunacak, tartma yaplacaktr. * Anlatm: Öznel ve nesnel anlatm.* Sözlü anlatm: Karlkl konumalar (2). (Yazl anlatm) Paragraf: Giri-Gelime-Sonuç paragraflar. Dil bilgileri: Türkiye Türkçesi. (tarihsel geliimi). Yaz ve dil devrimleri. *Yazm bilgileri: Türkçenin sesleri, ses deimeleri ve bunlarn yazmda gösterilmesi.

SLAYT 1 Balk: Birlikte düünelim

Birlikte düünelim

* Geçen hafta size ödev olarak verilen yaam üzerine hazrladnz ksa metni sunabilir ve arkadalarnzla tartabilirsiniz. (10 dakika)

Ön-hazrlk: ngiliz airi Shakespeare insanlara ilikin bakn neler söylüyor:

nsanlarn çou sevmekten korkuyor, /kaybetmekten korktuu için./Sevilmekten korkuyor,/ kendisini sevilmeye lâyk görmedii için./Düünmekten korkuyor, sorumluluk getirecei için./Konumaktan korkuyor,/eletirilmekten korktuu için./Duygularn ifade etmekten korkuyor,/reddedilmekten korktuu için./Yalanmaktan korkuyor,/gençliinin kymetini bilmedii için./Unutulmaktan korkuyor,/dünyaya iyi bir ey vermedii için./Ölmekten korkuyor,/aslnda yaamay bilmedii için./Ve yaamdan korkuyor,/kendisi yerine bakalarna göre yaad için.

iiri ilginç ve kendinize yakn buldunuz mu? Siz nelerden korkuyorsunuz?

SLAYT 2 Balk: Yaamn Anlam

Anlama-kavrama

imdi sizinle bir an-öykü okuyacaz. Bunu internetten aldk, üzerinde birkaç küçük deiiklik yaptk. Birlikte okuyalm ve deerlendirelim. (Metni sesli okurken, sözcükleri doru ve anlalr biçimde seslendirelim, vurgulara ve duraklara özen gösterelim. Bu arada önemli bulduumuz cümlelerin altn çizelim.)

YAAMIN ANLAMI - Ted CASHON

Tarih profesörü iki hafta süren eitimin son dersini bitirmi, örencilerine dönüp her dersin sonunda olduu gibi, “Sorusu olan var m?” diye sormutu. Bu güzel ve anlaml son dersin sonunda ben de son sorumu sormalym diye düündüm, söz alp sorumu sordum: - Sayn profesör dedim, sizce, dedim, yaamn anlam nedir?” Benim her sorumdan sonra olduu gibi, yine salonda kahkahalar yükseldi, insanlar salondan çkmak için birer ikier kalkmaya baladlar. Profesör, elini havaya kaldrp salondaki kargaay yattrd, sonra da gözlerini üzerime dikip ciddi olup olmadm anlamak için uzun süre bakt. - Sorunu cevaplandracam delikanl, dedi. Pantolonunun arka cebinden cüzdann ald, açp içinden küçük yuvarlak bir ayna çkard ve anlatmaya balad: SLAYT 3 Balk:

- Bakn, dedi, benim çocukluum sava zamanna rastlar. O zamanlar çok yok-sulduk. Kente uzak bir köyde yayorduk. Bir gün yolda giderken krlm ayna par-çalar gördüm. Biraz ötede de hurda haline gelmi bir Alman motosikleti duru-yordu. Oraya buraya dalm ayna parçalarn toplayp birletirmeye çaltm ama baaramadm. Bunun üzerine en büyük parçay aldm. te bunu. Daha sonra onu bir taa sürterek pürüzlü, keskin kenarlarn düzelttim. Artk o benim en sevdiim oyuncam olmutu, her gün onunla günein hiçbir zaman ulaamayaca karanlk yerlere, derin çukurlara, yarklara aynamdan güne nlarn yanstp oyalan-yordum. Günein ulaamad yerlere aynamla n yanstmak beni çok etkilemiti. Daha sonraki yllarmda da o küçük aynay sakladm, bo zamanlarm-da biraz önce sözünü ettiim oyunu oynuyordum. Sonra fark ettim ki bu basit bir oyun deildi, bu benim hayatmda yapabileceim ileri simgeliyordu. In ve kaynann ben olmadm anlamaya balamtm. Fakat k (=gerçek, anlay ve bilgi) oradayd ve eer ben o yanstrsam pek çok karanlk yerde bu k parlayacakt.

SLAYT 4 Balk:

Ben biçimi ve ilevini bildiim bir aynann parçasym. Dünyann karanlk yerlerine, insanlarn yüreklerindeki karanlk noktalara k tutabilirim ve böylece kimi insanlar için kimi olumsuz durumlar deitirebilirim. Belki baz insanlar da benim gibi düünüp davranabilirler. “te benim yapmak istedii eyin ta kendisi! te benim hayatmn anlam bu!” Sonra elindeki küçük ayna üzerinde pencereden giren güne nlarn toplayp benim yüzüme ve srann üzerinde kenetli biçimde duran ellerime yanstt. Yüzümde ve ellerimde içimi rahatlatan bir scaklk hissetmeye baladm…

Ben de o günden beri cüzdanmda küçük bir ayna tayorum… http://static.scribd.com/docs/3hluhgz7p78sr.swf (Haziran 2008) SLAYT 5 Balk:

Anlama ve kavrama sorular (Yantlar defterinize yazabilirsiniz.)

1) Bu an-öyküyü beendiniz mi? Bu konuda ksa bir deerlendirme yapar msnz? (Beendiiniz yönler, mesaj, okurlara katksn vb) 2) Sizin yaama amacnza uyan bir özellik kefettiniz mi bu an-öyküde? 3) Bu an-öykünün benzerine kendi yaamnzda tank oldunuz mu? Anlatr msnz?

SLAYT 6 Balk: Yaadklarmdan örendiim bir ey var

imdi de bir airimizin yaam üzerine duygu, görü, deneyim ve izlenim-lerini anlatt bir iirini Ataol BEHRAMOLU’nun “Yaadklarmdan Örendiim Bir ey Var” balkl iirini okuyalm.

Yaadklarmdan Örendiim Bir ey Var

Yaadklarmdan örendiim bir ey var: Yaadn m, younluuna yaayacaksn bir eyi Sevgilin bitkin kalmal öpülmekten Sen bitkin dümelisin koklamaktan bir çiçei nsan saatlerce bakabilir gökyüzüne Denize saatlerce bakabilir, bir kua, bir çocua Yaamak yeryüzünde, onunla karmaktr Kopmaz kökler salmaktr oraya

SLAYT 7 Balk: Kucakladn m smsk kucaklayacaksn arkadan Kavgaya tüm kaslarnla, gövdenle, tutkunla gireceksin Ve uzandn m bir kez smscak kumlara Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir ta gibi dinleneceksin nsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiine Hem de tüm benlii seslerle, ezgilerle dolarcasna nsan balklama dalmal içine hayatn Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasna Uzak ülkeler çekmeli seni, tanmadn insanlar Bütün kitaplar okumak, bütün hayatlar tanmak arzusuyla yanmalsn Deimemelisin hiç bir eyle bir bardak su içmenin mutluluunu Fakat ne kadar sevinç varsa yaamak özlemiyle dolmalsn

SLAYT 8 Balk:

Ve kederi de yaamalsn, namusluca, bütün benliinle Çünkü aclar da, sevinçler gibi olgunlatrr insan Kann karmal hayatn büyük dolamna Dolamal damarlarnda hayatn sonsuz taze kan

Yaadklarmdan örendiim bir ey var: Yaadn m büyük yaayacaksn, rmaklara, göe, bütün evrene karrcasna Çünkü ömür dediimiz ey, hayata sunulmu bir armaandr Ve hayat, sunulmu bir armaandr insana - Ataol BEHRAMOLU

SLAYT 9 Balk:

Bir deerlendirme yapalm

- Gelin imdi de bu iir üzerine ksa bir deneme yazs yazalm, özgürce. Önce iiri en az iki üç kez okuyalm, beendiysek, bizde brakt izlenimleri, çarmlar, anlaml duygu ve düünceleri dile getiren bir yaz hazrlayalm.

SLAYT 10 Balk: Öznel ve nesnel anlatm

BLGLENME =>Anlatmn ki Türü Nesnel ve öznel anlatm * Nesnel anlatm: Evrensel gerçekleri, deimeyen dorular anlatrken bavur- duumuz anlatm biçimi nesnel olmak durumundadr. Bu anlatm türünde olgular, kavramlar, nesneleri kiiler kendilerince yorumlayamazlar, dü-güçlerine göre deerlendiremezler. Bütün bilimsel kitaplarda, ansiklopedik yaynlarda bu anlatm biçimi kullanlr. Nesnel anlatmda açklama ve tartma yoluyla gerçekler, dorular dile getirilir. Örnein: Kedi - Kedigiller (Felidae) ailesinden memeli, evcil, etçil bir hayvandr (Felis Silvestris Catus,. Arl 2,5-12 kilo arasndadr, boyu diilerde 50 cm. erkeklerde 70 cm’ye varr. Siyam kedisi, Ankara kedisi, Himalaya kedisi, Sibirya kedisi gibi çok çeitli türleri vardr. Irklarna göre boyutlar ve renkleri deiiktir. Kedigiller ailesinin genel karakteristik özelliklerini tamaktadr. Kökeni Msr uygarlna ve Kuzey Afrika corafyasna dayanmaktadr. Yaygn rivayete göre evcilleme süreci tarm toplumunun geliimi ile birlikte hzlanmtr.

SLAYT 11 Balk: Öznel ve nesnel anlatm

*Öznel anlatm: Dorudan doruya bireyin tercihine, amacna, ruhsal durumuna bal bir anlatm biçimidir. Öznel anlatmda bireysellik egemendir; anlatlanlarn doruluu, geçerlii bireylerin kabullerine baldr; tartmaya açktr. Herkes için deiiklik gösterebilir. Duygular ve beenmeler belirleyici olur. Bir olay öykülerken, bir nesneyi, varl betimlerken öznel anlatma bavurabiliriz. Sözgelimi bir doa manzaras karsnda kiilerin görüü deiik olabilir: Birileri manzaray çok beendiini dile getirirken, kimileri beenmediini söyleyebilir. Edebiyat sanat söz konusu edildiinde anlatmn öznel olduunu hepimiz biliriz. Bir edebiyatç bütün birikimini, dü gücünü harekete geçirip özel bir dil kullanarak eserlerini yazar. Bütün yazarlarn deiik bir anlatm biçimi oluturma-lar bu yüzdendir. Öznel anlatm bu bakmndan çok renklilik gösterir. Örnein: “Kedi dünyann en çok sevilen evcil hayvan. nsana bal, fakat hiçbir zaman insann emrine girmiyor. Kendini sevdiriyor, kendine balyor. nsan onun emrine giriyor. Kedi denen yaratk köpek gibi deil, isterse insansz da yaayabilir. Dokuz canl! Can istedi mi, karn ackt m sokuluyor, bacan-za sürünüyor, kucanza çkyor, okuduunuz gazetenin üzerine çörekleni-yor, kendini okatyor. i bitince de çekip gidiyor; evin ya da bahçenin bir köesinde, sizden uzak, ne kadar ararsanz bulamayacanz, aklnzn köesinden geçmeyecek bir yerde keyif çatp uyuyor.” -Ahmet Arpad SLAYT12 Balk:

UYGULAMA

Altrma: Aadaki konulardan birini seçiniz ve bu konuda bir nesnel, bir de öznel anlatm paragraf oluturun.

Konular- PARA-DEPREM-STANBUL-YAMUR

SLAYT 13 Balk: Sözlü Anlatm

Sözlü anlatm => Karlkl konumalar (2) *Telefonla konuma: Telefon günlük yaammzn ayrlmaz bir parças oldu. Hemen herkesin evinde ya da yannda bir telefonu (cep telefonu) var artk. Telefon konumalarnda da belirli kurallar vardr: Telefonu açan önce kendini tantr, ardndan söyleyeceklerini dillendirir. Sonunda da uygun sözlerle veda eder. * Önemli bir olay (ylba, doum, baar, bayram vb) kutlama: Yaknlarmzn önemli günlerini kutlamak, insancl bir davrantr. Onlarn bu özel günlerinde onlar bir telefonla ya da bizzat gidip kutlamak, dostluun gereidir. Her kutlamada özel birtakm sözler kullanldn da unutmayalm. * Herhangi bir yanltan ötürü özür dileme: Özür dilemek de bir erdemdir. Bir yanl yaptnzda karnzdakinden uygun sözlerle özür dilerseniz, hem kendinizi balatm hem de o insann maduriyetini biraz olsun hafifletmi olursunuz. SLAYT 14 Balk:

* Birine yol sorma, yol tarif etme: Günlük yaamda en çok tank olduumuz, yaadmz olaylardan biridir. Ancak bir yer tarif etmek pek kolay deildir. Siz de bunu denemelerinizle anlayabilirsiniz. Her tarifte bilinen yerler odak olarak seçilip kii ona göre yönlendirilir. * Hastalk, kaza, ölüm ile ilgili konuma: Bakalarnn geçirdii bir kötü olay nedeniyle onlar arayp geçmi olsun, banz sa olsun gibi gönül alc sözler söylemek, insanlk gereidir. SLAYT 15 Balk:

UYGULAMA Altrma 1: Bir arkadanza kar yaptnz hatadan ötürü özeü dilmiyorsunuz. Bu konuda bir karlkl konuma gelitiriniz.

Altrma 2: Bir arkadanzn babas vefat etti. Arkadanza telefon edip edip basal diliyorsunuz. Bu konuda bir karlkl konuma gelitiriniz.

SLAYT 16 Balk: Paragraf

Yazl Anlatm Birimleri Paragraf Bilgilendirici metinler, paragraf ad verilen birimlerden oluur. Paragraf bir metnin anlaml bölümlerinden her biridir. Belli bir konudaki düüncelerimizi, duygularmz, izlenimlerimizi, gözlemlerimizi, yaantlarmz, duyduklarmz paragraf adn verdiimiz birimlere bölerek anlatrz. Bir paragraf, çeitli yap ve içerikteki tümcelerden oluur; ancak her tümce arasnda düünsel ya da olay sra düzenini kuracak anlamsal balar yer alr. Tümceler arasn-daki bu anlamsal balar kimi zaman bir sözcükle, kimi zaman da bir balaçla kurulur. Paragrafn tek tip yaps yoktur, paragraflar çok çeitli biçimlerde oluturula-bilir: Paragrafta kimi zaman bir anadüünce ya da yandüünce açklamal, gerek-çeli olarak verilebilir, kimi zaman da bir olayn öyküsü, bir yerin, ortamn kiinin iç ve d özelliklerinin betimlemesi anlatlabilir. Paragraf bir ya da birden çok tümceden oluabilir. Paragraftaki tümce says anlatcnn isteine ve söylemine bal olarak deiir. Ancak uzun paragraflar doaldr ki anlama sorunlarn da beraberinde getirir. Ortalama bir say vermek gerekirse, paragraftaki tümce saysnn 8-10’u geçmemesi uygun olur. Hepsinden de önemlisi paragrafn içindeki tümcelerin bir düünce, bir duygu ya da konu çevresinde birlik ve bütünlük göstermesi, anlatlacaklarn düzenli olarak sralanp gelitirilmesi gerekir. Yazarn anlatm biçimine göre sözgelimi bir paragrafta bir düünce ya da birden çok düünce açklamal ya da tartmal bir biçimde verilecektir, böyle bir durumda anadüünce paragrafn banda, içinde ya da sonunda yer alabilir. Ancak kimi paragraflarda herhangi bir anadüünce bulunmayabilir, anlatc/ yazar, paragrafn bütününden anadüüncenin çkarlmas iini okuyucuya brakr.

SLAYT 17 Balk: Paragraf türleri

Paragraf Türleri Bilgilendirici metinlerde GR, GELME VE SONUÇ, kurgulayc metinlerde SERM, DÜÜM ve ÇÖZÜM bölümleri olduunu biliyoruz. Bilgilendirici metinlerde durumlarna göre paragraflar: * Giri paragraf * Geçi paragraf * Gelime paragraf * Sonuç paragraf diye adlandrlr. SLAYT 18 Balk: Paragraf türleri

Giri paragrafnda ne üzerinde duracamz, konunun hangi görü açsndan ele alacamz belirtiriz. Bu arada okurlarn ilgisini çekebilmek için çeitli yollara bavurabiliriz.

 Konuya dorudan giri yapabiliriz. Örn. Konu: Kültür ve Uygarlk

“Kültür ile uygarlk arasnda hem birleme noktas, hem de ayrlk noktalar vardr. Kültür ile uygarlk arasndaki birleme noktas, ikisinin de bütün toplumsal yaaylar kapsamalardr. Toplumsal yaaylar unlardr:Din, ahlak, hukuk, us (akl); estetik, iktisat, dil ve fenli ilgili yaaylar. Bu sekiz türlü toplumsal yaayn toplamna kültür denildii gibi uygarlk da denilir.- Ziya Gökalp SLAYT 19 Balk: Paragraf türleri

 Konuya sözlük tanm vererek girebiliriz. Örn.

Konu: Halk ve Ulus “Hukuk Fakültesinde devletler hukuku dersi profesörümüz rahmetli Cemil Bilsel, “Devlet”i öyle tanmlamt: “Devlet, bir ülke üzerinde egemenlie sahip, bamsz bir millet olarak örgütlenmi halktan oluur.” Bu tanma göre devletin üç öesi vardr: 1) Toprak (yani ülke), 2) Ulus, 3) Egemenlik ve bamszlk. Bu öelerden birinin bulunmad yerde devlet de olmaz.” – H. Veldet Velidedeolu

SLAYT 20 Balk: Paragraf türleri

 Konuyla ilgili bir an, fkra, atasözü ya da özdeyiten yararlanabiliriz. Örn. Konu: Din ve vicdan özgürlüü

“Falih Rk Atay’n 4 kasm 1962 tarihli Dünya gazetesinde yazdna göre, din ve vicdan özgürlüü konular açldnda Atatürk öyle dermi: “Bize memleketsever, ulussever, insansever din adamlar lazm, eriat ulemas deil. 290. yüzylda yaadn alglam, Kur’an ahkamn zamanna uygulayacak, Türk Medeni Kanununun ruhuna varm ve

kadn-erkek eit yurtta haklarn camilerimizde savunacak din adamlarna, hocalara ihtiyacmz var.”- Muhammed Dafi

SLAYT 21 Balk: Paragraf türleri

 Betimlemeden yararlanabiliriz. Örn. Konu: Mutluluun Ölçüleri “Kaldrmn kenarnda bir ihtiyar, kimsesiz. Paçavralarla sarm bedenini. Dileniyor, titriyor, midesi bo, gözleri anlamsz. Sertlemi damarlar doaya uymakta zorluk çekiyor, kan çekilmi gibi vücudundan. htiyar adam aln, soba bana götürün, bir kase scak çorba verin, o saat canlanacak gözleri, bir nefes alacak insanca...” - lhan Selçuk SLAYT 22 Balk: Paragraf türleri

 Karlatrmalardan yararlanabiliriz. Örn. Konu; Banazlk “Midenin ii sindirmek, beynin i düünmektir. Ancak tek bir besini sindirebiliyor, öbürlerini reddediyorsa, o mide; tek bir düünceyi, inanc alglayabiliyor, ötekileri yadsyorsa o beyin hastadr. te beynin bu hastalna sertleip katlamasna bir banazlk (darkafallk, taassup, fanatizm) diyorum.- Sami Selçuk

SLAYT 23 Balk: Paragraf türleri

 Sorulardan yararlanabiliriz. Örn. Konu: Uygarlk “ Uygarlk sözü hangi anlama geliyor? Fabrikalar., makinalar, otomobiller, Uçaklar, ksacas baardan baarya giden teknik ilerleme, uygarlk mdr? Yoksa uygarlk, insanolunun kafasna, yüreine yerleecek bir insanlk anlay, sevgisi mi? Teknik gelimeler insan eskisinden daha mutlu mu kld, yoksa akla hayale gelmez mutsuzluklar m getirdi?” - Oktay Akbal

SLAYT 24 Balk: Paragraf türleri

 Konuturmalardan yararlanabiliriz. Örn. Konu: Yarna kalmak “Okulda iken tahta sralarn üstüne isimlerini çakyla kazyan arkadalarmz vard. Bir gün bunlardan birisine: - Ne ie yarayacak bu?.. diye sormutum. Küçücük bçan ucuyla tahtal oymaya devam ederek düünmeden cevap verdi: - Hiiiç... Yarna kalr. “ - lhan Selçuk

Konu: Zengin Olmak “Ben yllar oldu, Âk Veysel’e bir konumam gazetede yaymlamtm. Sorularmdan bir uydu:

-Avrupa ülkelerinin müzii için ne dersin Âk? diye sormutum. Bir an durdu, gözleri görmedii için ne düündüünü anlamamtm, az sonra: - Müzik su sesi gibidir, hepsinden holanrm.” – Melih Cevdet Anday

SLAYT 25 Balk: Paragraf türleri

Geçi paragraf, giri paragraf ile gelime paragraf arasnda balanty kurar. Her bilgilendirici yazda geçi paragraf bulunmaz. Gelime paragrafnda/paragraflarnda ele aldmz konunun çeitli yönle-rini inceleriz. Yerine göre konumuzla ilgili bir yargy tartrz. Sras gelir okuyucuya açklayc bilgiler veririz. Uygun dütüünde düüncelerimizi kantlayacak örnekler anlatrz. Bakalarnn bizi destekleyen ya da bizim eletireceimiz düüncelerinden alntlar yaparz. Kimi zaman da istatistiklerden bilgi verme yoluna bavururuz. Bütün bunlar da daha önce kafamzda oluturduumuz (ilk yaz denemelerinde yazl olarak çkardmz) plana uygun olarak yazarz. Sonuç paragrafnda yaznn bandan beri anlattklarmz özetleriz. Daha önceki paragraflarda anadüüncemizi vermemisek burada onu yazabiliriz.

SLAYT 26 Balk:

UYGULAMA

Altrma: Aadaki metin 1 paragraf olarak görünmektedir. Siz metni dikkatlice okuyup GR-GELME-SONUÇ paragraflarn belirleyiniz.

Cesareti Gelitirmek-Melih ARAT Hayatmzda yeni bir ie kalkabilmek, önemli ölçüde cesaretimizin olmasna baldr. Peki insan nasl cesur olur? Önce tersten balayalm: Cesaret krclardan. Balca cesaret krclar, yaplacak eylemin olumsuz sonuçlarndan geri dönüü olmama ihti-mali ve ortaya çkacak olumsuz sonuçlar kucaklayamamadr. Zaten cesaret, yüreklilik kelimesinden gelir ve tpk bir bilgisayar oyunundaki gibi, birkaç kalbi olan insanlar cesurca davranabilirler. Baarl olacan bilenler ya da muhtemel olumsuz sonuçlar abartmayanlar daha cesur olabilirler. Cesaret her eyden önce insann kendine güvenmesine baldr. Kendine güven ise, kendiniz hakknda sizin ve çevrenizin olumsuz yarglar olmamasna baldr. Kendine güveni gelitirmenin en iyi yollarndan biri küçük projelerden balayarak giderek daha büyük projelerle uramaktr. Bu yolla kendine güven adm adm geliecektir. Cesaretin en önemli kaynaklarndan biri, insann kendini tanmasdr. nsan, önemli ölçüde kendi yeteneklerini iyi

SLAYT 27 Balk: tanyorsa, baarl olacana inanr ve hedefine/ amacna ulamak için cesaretle yola çkar. Dolaysyla kendini tanmayan insanlar, nerede ne kadar baarl olacaklarn bilemedikleri için çekingen davranabilirler. Bir yan ihtimal olarak da bazen kendini tanmamak/bilmezlik de cesarete yol açabilir. Kii kendini bilmez bir ekilde hiç yetenei olmad bir ie girie-bilir. Ancak artc bir ekilde böyle biri de cesaretle, kalkt ite baarl olabilir. Bunun

sebebi, insann örenebilme becerisidir. Bazen hiç bilmediimiz bir ii yapmaya kalkrz ve bata zorlansak da zaman içinde o ii yapmay öreniriz ve baarl oluruz. Öyleyse her seferinde yeteneimizi ya da ii bilmemizi gerektiren bir art da yok. Bazen cesaret bizi ilerletir. Hiç dil bilmeden yurtdna okumaya ya da çalmaya giden ve orada baarl olan insanlar bu duruma örnektir. Cesaretin kaynaklarndan biri de yaplacak ii/görevi tanmaktr. ve görev hakknda yeterli bilgiye sahip olan insan-lar, son derece hzl bir ekilde görev için harekete geçerler. Bazen de tersine i hak-knda eksik bilgi sahibi olmak insann kolayca harekete geçmesine sebep olur. in/ görevin ne kadar zor olduunu bilmiyoruzdur; onun için harekete geçeriz. le ilgili bir ihtimal da, eriilebilir bilginin iinin zorluunu deerlendirmede yetersiz olmasdr. ‘Bakas yapyorsa' kuram, insana cesaret verir. “Bakas araba sürüyorsa, bisiklet sürüyorsa, yüzebiliyorsa, iletme kurup baarl olabiliyorsa, yurtdna çkp baarl olabiliyor-sa, ben neden yapamayaym? Benim ne eksiim

SLAYT 28 Balk: var? Benim de iki kulam, iki gözüm var.” Bu ekilde düünen insanlarn da kolayca harekete geçebildiini görüyoruz. Televizyonda yaymlanan bir yarma programnda, yarmaclar srayla içi ylan dolu bir havuza atlayacak ve dipten deerli talar çkaracakt. Birinci yarmac, havuza atlayamad. kinci yarmac cesaret etti atlad. kinci yarmacy takip eden yarmaclar tereddütsüz atladlar. Çünkü hepsi, hem olay hakknda bilgi sahibiydiler hem de o yapyorsa onlar da yapabilirdi sonucuna ulamlard. Eer ilk yarmacya da, arkadalarn gördükten sonra bir daha hak verselerdi, olaslkla o da havuza atlard. Cesaret ile örenme tavr ve kapasitesi arasnda da dorusal bir iliki vardr. Sürekli yeni bir ey örenme istei olan insanlar, zaten önceden birçok eyi denemitir. Hem kendileri, hem de muhtemel görevler hakknda fikirleri vardr. Yeni bir göreve girimek için daha cesurdurlar. Bir de örenme kapasiteleri olduuna inananlar, yeni eyi ya-parken örenebileceklerini düünürler. Cesaretin en önemli kaynaklarndan biri de, bir yönteme/stratejiye sahip olmaktr. Troy isimli filmin banda, kahraman, dev savaçya kar saldrrken çok cesurdur; çünkü bir stratejisi vardr. Devin boynuna indirdii klç devin iini bitirecektir. Öyleyse, baarlacak görev ile ilgili bir yönteme sahip olmak görev ne kadar büyük olursa olsun, kiiye cesaret verecektir.

SLAYT 29 Balk:

Altrma 3: Aada verilen konularda giri paragraflar (10 cümle) oluturunuz. YMSERLK: Tanm yaparak giri paragraf oluturun. BENCLLK: Bir olay anlatarak giri paragraf oluturun. EVLLK: Sorular sorarak bir giri paragraf oluturun. ÇK: Bir an anlatarak giri paragraf oluturun. ZAMAN: Bir atasözü, özdeyi yazarak giri paragraf oluturun.

SLAYT 30 Balk:

EK OKUMA

HAYATIN ANLAMI HANG KÖEDE GZL- Defne SERTEL

“Hayatna ne anlam katyor?”

Bu aralar çevremdekilere, aklmda dolanan bu soruyu soruyorum. Bakalaryla paylaarak sorunun keskinliini yumuatmaya çalyorum sanrm. Aldm cevap-lara gelince... Kimisi için motosiklet ile hz yapmak, kimisi için ailesiyle birlikte olmak, kimisi için çocuuna duyduu sevgi, kimisi için sevgilisiyle beraberlii, kimisi için sanatsal bir faaliyette bulunmak, kimisi için lösemili çocuklara yardm, hayatna anlam katyordu. Bu arada kimisi üzerinde kafa yormaya gerek duymayp gülümseyerek “ayba ve aldm maa” ya da “akam olunca uyumak” eklinde cevaplad soruyu... Bankac bir arkadam ise “hafta sonu içmek” dedi yar aka yar ciddi.Soru üstünde “bir düüneyim” diyenler de oldu, “bilmiyorum” diyenler de... Hatta “aman ne sorguluyorsun, yaayp gidiyoruz ite” diyen de... Bir arkadam da filozofça “yaam, bir anlam aray deil, bir arzudur” dedi. Kabulümüzdür, olur tabii. Anlam Kaymas Böyle bir soru aslnda cevab olan kiiler için anlaml. Yoksa otopark giriinde bilet kesen bir amcaya sorsam küfür gibi alglayabilir. Bazlar için yaamak zaten hayatn anlam. Daha bunun sorgu suali anlamsz. Kimileri içinse rahatsz edici bir soru. “Ne anlam var ki zaten?” deyip tembellie snanlar ya da hayatn anlamn alkol eliindeki geyik muhabbetlerinde arayanlar için özellikle. Hayatn anlam bir yerde kaym. Belki keskin bir uçurumdan yuvarlanm. Anlam Aray Baz dönemler oluyor, hayat zaten anlaml geliyor, sorgulamyor insan. Bazen de -özellikle sk buhranlar ya da önemli karar verme aamalarnda- “ne anlam var yaamn?” diye soruyor. Birkaç yl önce gerçekten “bilge” bir arkadama soruver-mitim yine böyle apansz hatta bilinçsizce. Ve arkadam da “Sanrm ne istediini bilmekte. Yani insan amacn bilmeli, dürüstçe ortaya koymal” dedi. “Bu para da olabilir. Kendisini neyin tatmin edeceini bilmeli ve ona ulamak için yol çizmeli.” O zaman bana biraz fazla “net” bir cevap gibi geldi. Zaten ne istediimizi bilerek yaamyor muyduk? Biraz düününce çoumuzun, toplumun genel isteklerini kendi arzumuz olarak kabul ettiini fark ettim. Tpk “naslsn?” sorusuna daima “iyiyim, sen naslsn?” diye cevap ver-diimiz gibi ezberdendi arzularmz da belki, kim bilir. Ya da akln yolu birdi ve herkesin istei de belliydi ite: yi maal bir i, bir ev, bir araba, iyi bir e ve (mümkünse erkek) çocuk. Türk’ün ideal ihtiyaçlar piramidi! Ama kendi isteklerinin farknda olanlar var ve bu kiiler “hayatna ne anlam kat-yor?” sorusuna da yürekten, özgün ve tereddütsüz cevap veriyorlar. Ne istediini bilmek ve ona ulamak için çabalamak; galiba hayatn anlam gerçekten bu noktada gizli. SLAYT 31 Balk: Paragraf türleri

GÜN EKSLMESN PENCEREMDEN

Ne doan güne hükmüm geçer, Ne halden anlayan bulunur; Ah aklmdan ölümüm geçer; Sonra bu ku, bu bahçe, bu nur.

Ve gönül Tanrsna der ki: - Pervam yok verdiin elemden; Her mihnet kabulüm, yeter ki Gün eksilmesin penceremden! --- Cahit Stk TARANCI

SLAYT 32 Balk: Paragraf türleri

YAAMAYA DAR (1-2-3) 1 Yaamak akaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaayacaksn bir sincap gibi mesela, yani, yaamann dnda ve ötesinde hiçbir ey beklemeden, yani bütün iin gücün yaamak olacak.

Yaamay ciddiye alacaksn, yani o derecede, öylesine ki, mesela, kollarn bal arkadan, srtn duvarda, yahut kocaman gözlüklerin, beyaz gömleinle bir laboratuarda insanlar için ölebileceksin, hem de yüzünü bile görmediin insanlar için, hem de hiç kimse seni buna zorlamamken, hem de en güzel en gerçek eyin yaamak olduunu bildiin halde.

Yani, öylesine ciddiye alacaksn ki yaamay, yetmiinde bile, mesela, zeytin dikeceksin, hem de öyle çocuklara falan kalr diye deil, ölmekten korktuun halde ölüme inanmadn için, yaamak yan ar bastndan. 1947 SLAYT 33 Balk: Paragraf türleri

2 Diyelim ki, ar ameliyatlk hastayz yani, beyaz masadan, bir daha kalkmamak ihtimali de var. Duymamak mümkün deilse de biraz erken gitmenin kederini biz yine de güleceiz anlatlan Bektai fkrasna, hava yamurlu mu, diye bakacaz pencereden, yahut da sabrszlkla bekleyeceiz en son ajans haberlerini.

Diyelim ki, dövüülmeye deer bir eyler için, diyelim ki, cephedeyiz. Daha orda ilk hücumda, daha o gün yüzükoyun kapaklanp ölmek de mümkün. Tuhaf bir hnçla bileceiz bunu, fakat yine de çldrasya merak edeceiz belki yllarca sürecek olan savan sonunu.

Diyelim ki hapisteyiz, yamz da elliye yakn, daha da on sekiz sene olsun açlmasna demir kapnn. Yine de daryla birlikte yaayacaz, insanlar, hayvanlar, kavgas ve rüzgaryla yani, duvarn ardndaki daryla. Yani, nasl ve nerede olursak olalm hiç ölünmeyecekmi gibi yaanacak... 1948 SLAYT 34 Balk: Paragraf türleri

3

Bu dünya souyacak, yldzlarn arasnda bir yldz, hem de en ufacklarndan, mavi kadifede bir yaldz zerresi yani, yani bu koskocaman dünyamz.

Bu dünya souyacak günün birinde, hatta bir buz yn yahut ölü bir bulut gibi de deil, bo bir ceviz gibi yuvarlanacak zifiri karanlkta uçsuz bucaksz . imdiden çekilecek acs bunun, duyulacak mahzunluu imdiden. Böylesine sevilecek bu dünya 'Yaadm' diyebilmen için... 1948, NÂZIM HKMET *** SLAYT 35 Balk: Türkiye Türkçesi

Dil bilgileri: Türkiye Türkçesi

Ana Türkçe'nin güneybat (Ouz) öbeinde özellikle Anadolu'da XIII. yüzylda gelien, bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi dili olan Türkiye Türkçesi’nin (yaklak 65 milyon konuur), eski Anadolu dilleriyle köken bakmndan hiçbir ilgisi, ba yoktur. Türkiye Türkleri, Kurtulu Savandan sonra, ulusal kimliklerini gelitirme sürecinde iki önemli kültür devrimi gerçekletirdiler: Harf Devrimi (1928), Dil Devrimi (1932). Özünde siyasal tercih olan bu devrimler, hem Türkiye Türkçesi’nin önüne yeni gelime boyutlar açm, hem de Bat uygarl çevresine girerken karlalabilecek dilsel sorunlar için gerekli düzenleme ve önlemleri gündeme getirmitir. Türkiye Türkçesi’nde, çeitli yöresel azlarn varlna ramen, XX. yy balarnda stanbul az üzerine temellendirilen ölçünlü (standart) konuma ve yaz dili, toplumsal iletiimi kolaylatrmtr. Bunda, eitim-öretim kurumlar ile kitle iletiim araçlarnda bu ölçünlü dilin kullanlmas ve Latin kökenli yeni Türk alfabesinin sesçil (fonetik) ve kolay örenilebilir olmasnn pay büyüktür.

SLAYT 36 Balk: Anadolu ve Rumeli azlar

Anadolu ve Rumeli Azlar Anadolu'nun ve Rumeli'nin çeitli yörelerine deii yüzyllarda yerlemi olan Türk halklarnn konutuklar azlar, yakn azlardan ve yabanc dillerden etkilenmelerine ramen, kimi özelliklerini bugün de sürdürmektedirler. Anadolu azlar, genel çizgileriyle 7 öbee ayrlarak incelenmektedir: 1. Güneybat Anadolu azlar (Bandrma'dan Antalya'ya kadar olan bölgeyi içerir.), 2. Orta Anadolu azlar (Afyonkarahisar'dan Elaz ve Erzurum'a kadar olan bölgeyi kapsar), 3. Dou Anadolu azlar (Elaz ve Erzurum'un dousundan snra kadar uzanan bölge), 4. Karadeniz azlar (Samsun'dan Rize'ye kadar olan bölge), 5. Güney Anadolu azlar (Antalya, Adana, Gaziantep yöreleri), 6. Kastamonu az (farkl özellikler gösterir), 7. Karaman azlar. Kbrs, Suriye ve Irak'taki Türklerin azlar ise Güney Anadolu azlarnn uzants durumundadr. SLAYT 37 Balk:

Rumeli azlar ise, Türkiye'nin Trakya bölgesinde, Bulgaristan, Yunanistan, Romanya ve eski Yugoslavya'da yaayan Türklerce konuulmaktadr.( yaklak 3 milyon konuucu). Rumeli azlar da iki öbekte incelenir: 1- Dou Rumeli azlar, 2. Bat Rumeli azlar. Kuramsal olarak Sofya-Köstendil'den aaya doru inen çizginin dousu Dou Rumeli azlarn, bats Bat Rumeli azlarn içerir. Ölçünlü Türkiye Türkçesi’nden çok büyük farkllklar göstermeyen Anadolu ve Rumeli azlarnda, ölçünlü dile henüz girmemi olan pek çok sözcük, deyim ve atasözü vardr. Azlar ölçünlü dili sözvarl açsndan da besleyen kaynaklardr. Sözgelimi abartma, aklan, albeni, ikil, ivmek, kov, yank, yoz ... gibi sözcükler azlardan ölçünlü dile giren örneklerdendir. Ölçünlü dildeki pekçok sözcüün anlamdalar azlarda yer almaktadr. Ayrca azlarda, ölçünlü dile kart olarak kimi ses ( a>e : kolay> goley, a>u : baba> buba, g>c : gelmek>celmek, t>d : etraf>edraf, s>z: sabah>zabah...) ve biçim deiiklikleri (geldiniz>geldiyiz, geliyorum>geliyom, gelo:rum, celeyrum, gidelim>gidek...) de önemli bir yer tutar. Son yllarda, özellikle 1950'li yllardan balayarak iç göç, nüfusun kentlerde younlamas, ölçünlü dilin egemenlii, öretimin, basn-yaynn ölçünlü dille yaplmas vd yüzünden azlar özelliklerini yava yava yitirmektedir. SLAYT 38 Balk:

UYGULAMA

Altrma 1: Çeitli kaynaklardan Türkçe, Yaz ve Dil devrimiyle ilgili metinler derleyiniz. (Bu kitabn Okuma Kaynakças bölümündeki yaynlara bakabilir-siniz. Üniversitenizin kütüphanesinde bulunan, konuyla ilgili kitaplarndan yararlanabilirsiniz.) Kart düünceler içeren yazlar derlerseniz daha ilgi çekici ve düündürücü olabilir. Sonra da bunlar snfta okuyup tartnz.

SLAYT 39 Balk: Türkiye Türkçesinin Tarihsel Geliimi

Türkiye Türkçesi’nin Tarihsel Geliimi

Türkiye Türkçesi’nin tarihsel geliimi kuramsal olarak üç evrede incelenir: 1. Eski Anadolu Türkçesi veya Eski Türkiye Türkçesi (XIII. yüzyl), 2. Osmanlca (XV.-XIX. yüzyllar aras), 3. Çada Türkiye Türkçesi (XX.-XXI. yüzyl). Eski Anadolu Türkçesi, dier adyla Eski Türkiye Türkçesi XIII. yüzyl Anadolusu’ndaki Türk beyliklerinin dilini anlatmak için kullanlr. Selçuklular döneminde resmi dilin Farsça, öretim dilinin Arapça olmas Anadolu beyliklerini hemen hiç etkilememi, dahas onlarn tepkilerine yol açmtr. 1277 ylnda Karamanolu Mehmet Bey’in "Bugünden sonra Divanda, dergâhta, bargâhta, mecliste, meydanda Türkçe’den baka dil konuulmayacak..." anlamna gelen ferman çok anlamldr.

SLAYT 40 Balk: Osmanllar’n, Anadolu beyliklerini birer birer kendisine balayp egemenlik alanlarn genilettikten sonra, Dou Roma'nn (Bizans) bakenti stanbul'u almalar Bat dünyasnda aknlk ve tedirginlik yaratt. Bu tarihsel olgunun yan sra Anadolu'da yeni devletle birlikte yeni bir kültür ve uygarlk da serpilip gelimeye balyordu. stanbul, hem yeni devletin bakenti, hem de kültür ve sanat merkezi olmutu. Osmanl aydn kesimi bilimde Arap, kültür ve sanatta da Fars kaynaklarna yönelmiti. Medreselerde öretim dili Arapça’yd. Arap ve özellikle Fars kaynaklarndan yaplan çeviriler yeni bir kültür ve sanat ortam için elverili zemini hazrlad. Osmanl aydn-sanatç çevrelerinin dili de deimeye balad. Özellikle çevirilerin ve aruz ölçüsünün etkileriyle Anadolu Türkçe’sinde yeni bir evre balad: Osmanlca. Osmanlca, Türkçe, Arapça ve Farsça'dan oluan yapay bir dil, bir Esperanto’ydu; Osmanl bürokrasisinde, bilim, kültür ve sanat çevrelerinde yalnzca yaz dili olarak kullanld. Halk diline kart olarak yalnzca seçkin çevrelerde gelimesi, devletin bir tür resmi dili olmas, Osmanl devlet yönetimi anlayna da uygun düüyordu. XV. yüzylda Aydnl Visali'nin, XVI. yüzylda Tatavlal Mahremi ve Edirneli Nazmi'nin bu dile tepkileri (Türki-i basit akm, " aruz ölçüsüyle içinde yabanc sözcük bulunmayan iirler yazma" ) ne yazk ki sonuç vermemitir. Osmanl'nn, duraklama ve gerileme dönemlerinde Batya snrl ölçüde açlma çabalarna halk da ortak etmek istemesi, öncelikle dil sorunun (halk dili-Osmanlca kartl) çözümlenmesine balyd. Osmanl ve ksmen de Bat kültürünü edinmi olan Tanzimat aydnlarnn iyi niyetli, fakat temelsiz ve programsz çalmalar sorunun daha açk seçik görülmesini salad, ne var ki çözümü için yeterli olamad. SLAYT 41 Balk: Yeni Lisan akm

"Yeni Lisan " Akm

kinci Merutiyet'ten (1908) sonra, Selanik'te Genç Kalemler dergisi çevresinde toplanan genç yazar ve aydnlar daha köktenci bir tavrla ie giritiler: Ulusal edebiyat ancak halkn diliyle yaratlabilirdi. Kozmopolit Osmanlca'nn yerini halk dili almalyd. te "Yeni Lisan" akm Türkçe'de karl bulunan yabanc (özellikle Arapça ve Farsça) sözcüklerin atlmasn, (örnein Türkçe güne varken, Arapça ems ve Farsça hurid kullanlmamalyd), Türkçe'deki Arapça ve Farsça kurallarn ayklanmasn, Arapça ve Farsça tamlamalarn Türkçeletirilmesini, yeni sözcüklerin Türkçe'de canl köklerden ilek ekler kullanlarak türetilmesini öngörüyordu. Bu, önce dilde balayan ulusallama hareketi Ziya Gökalp'n söyleminde (Türkçülüün Esaslar,1918) siyasal bir içerik kazanp Türkçülük akmnn olumasna da yaramtr. Bu akmn önemli kazanmlarndan biri de stanbul aznn ölçünlü konuma ve yaz dilinin temeli olarak kabul edilmesidir.

SLAYT 42 Balk: Yaz ve Dil devrimleri

Yaz ve Dil Devrimleri Yeni Türkiye Cumhuriyeti, ulusal kimliini gelitirip Bat uygarlna ulamak için çabalar harcarken dilde de iki önemli atlm gerçekletirmitir. Birincisi: 1928'de siyasal ve kültürel bir tercih olan Yaz Devrimi, hemen hemen alt yüzyl kullanlm olan Arap kökenli Osmanl alfabesini ortadan kaldrp, Türkçe’ye uyarlanm Latin alfabesini getirmitir. kincisi de, temelleri 1911'de " Yeni Lisan" akmyla atlm olan ulusal dil hareketini devlet desteiyle Türkçe'nin özletirilmesi ve gelitirilmesine dönütüren Dil Devrimidir. 1932 ylnda bu ii gerçekletirmesi için kurulan Türk Dili Tetkik Cemiyeti (1938'de Türk Dil Kurumu adn ald, 1983'te özel bir yasayla kurulan Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumuna bal bir devlet kuruluu haline getirildi.), çeitli çevrelerden bilim adamlar, yazarlar ve aydnlarn da katksyla, Türk dil ve lehçelerinin temel yaptlarn (Divanü Lugat-it-Türk, Eski Türk Yaztlar, Kutadgu Bilig...) yaymlam, çeitli türlerde sözlükler hazrlatm (terim sözlükleri, Derleme Sözlüü, Tarama Sözlüü, Türkçe Sözlük...) Türkçe’nin yabanc dillerin boyunduruundan kurtarlmas, zengin bir bilim, kültür, sanat ve felsefe dili olarak gelimesi yolunda youn çaba harcamtr.

SLAYT 43 Balk: Öz Türkçe Akm ve Güne-Dil Teorisi

Öz Türkçe Akm ve Güne-Dil Teorisi Türkiye'de Dil Devrimi, bizzat Cumhurbakan Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliinde balamtr. 1932'de Atatürk'ün huzurunda yaplan Birinci Türk Dil Kurultay'nda, Anadolu azlarndan Türkçe sözcükler derlenmesi, eski kaynaklardan Türkçe sözcükler taranmas , yabanc sözcüklere Türkçe karlklar bulunmas gibi konularda ilke kararlar alnmtr. Özellikle Arapça ve Farsça sözcüklere bulunan yeni karlklar bulunuyor ve bunlar yaz ve yazmalarda kullanlmaya çallyordu; ancak tutunma olasl az olan sözcüklerin kullanlmas da zaman zaman rahatszlklar yaratyordu. Atatürk de sveç veliahdnn Ankara'y ziyaretinde ve 1934'te TBMM'yi açarken yapt konumalarda öz Türkçe sözcükler kullanmtr. Dillerin douunu "güne" e balayan Viyanal doktor Herman F. Kvergitck'in bu teziyle yakndan ilgilenen Atatürk, bunun Türkçe’ye uygulanmasn istemitir; amac da

Türkçe'deki birçok yabanc sözcüün Türkçe olduunu kantlamak, böylelikle de Türkçe’nin sözvarl zengin dillerden biri olduunu göstermekti. 1936'daki Üçüncü Türk Dil Kurultay'nn ana konusu ite bu Güne-Dil teorisiydi. Güne-Dil teorisi, açklamalar bilimd ve kabul edilemez nitelikte olmasna karn, cesurca atlm bir admd ve gerçekte öz Türkçe akmnn daha salam temellere oturmasn salad. Tarihsel bir süreç olan özletirme akm, artmacln (tasfiyecilii) çok ötesinde bir anlam ve ilevi olduu için , tutucu ve gelenekçi çevrelerin kar çkmalarna ramen toplumca benimsenmitir. O kadar ki kimi tutucu ve gelenekçi çevreler bile bu akmdan etkilenerek, yaz ve konumalarnda öz Türkçe sözcüklere yer vermeye balamlardr. Özletirme akmyla dilimiz ulusal kimliine kavumu, yeni türetilen halk azlarndan ve eski kaynaklardan derlenip yadrganmadan ölçünlü dile aktarlan binlerce sözcükle zenginlemi ( 1930'lu yllarda gazete dilinde yerli sözcük oran % 35-40 dolayndayken, bu oran bugün % 75-80'leri bulmutur.), bir ksm henüz öneri niteliinde olan binlerce terimiyle Türkçe'de de bilim, sanat, felsefe yaplabilecei görülmütür. (Eski Türk Dil Kurumu 100’ün üzerinde terim sözlüü yaymlam, bu sözlüklerde 100 binin üzerinde bilim terimi önerilmitir.)

SLAYT 44 Balk:

Özletirme akmna tutucu çevrelerden gelen tepkiler, azalmakla birlikte bugün de görülmektedir. Onlara göre: Öz Türkçe akm kuaklar arasnda anlamazla yol açmaktadr. Türkçe’deki Arapça ve Farsça sözcükler atlarak dilimiz ksrlatrlyor. Dile gereksiz müdahalede bulunarak, geliigüzel sözcükler türetilerek yapay bir dil (yeni bir Esperanto) yaratlyor. Böylece Türkiye dndaki Türklerle iletiim kurmak daha da güçleiyor... Bu eletirilere katlanlardan bazlar öz Türkçe’yi savunanlar zaman zaman solculukla, vatan hainlii ile dahi suçlamaktan çekinmemilerdir. Ancak eletirilerini bilimsel temellere oturtamamlardr. Öz Türkçecilik akm, Atatürk'ün önderliinde giriilen Dil Devriminin doal bir sonucudur. Her devrimde olduu gibi, zaman içinde doal karlanmas gereken kimi arlklardan ve tutarszlklardan syrlp Türkçe’nin bilim ve kültür dili olarak gelimesine katkda bulunmutur. SLAYT 45 Balk: ngilizce'nin ve Amerikan ngilizcesi’nin Etkileri

ngilizce'nin ve Amerikan ngilizcesi’nin Etkileri Son yllarda Amerikan yaam biçiminin daha youn olarak Türk toplumsal ve kültürel yaamna yansmas dilde de birtakm deimelere yol açmtr. Sözgelimi kimi yeni yabanc ngilizce sözcükler Türkçe’nin çevrimine girmekte (hit ark, mega, talk show, vizyon, fast food, stretch, raiting vd) , yeni maaza, iyeri, ürün... adlar yabanc dillerden (özellikle ngilizce'den) seçilmekte, bilim ve teknoloji alannda da pek çok yabanc terim, ilgili olduu araç, yöntem vb ile Türkçenin sözvarlna katlmaktadr. Bu gelimeler, aydn çevrelerde Türkgilizce* (Türkçe-ngilizce sözcüklerinden budama yoluyla) adl yeni bir “Esperanto”nun oluup olumad tartmasn balatmtr. Tv'lerde gösterilen kimi dizi filmlerdeki uygunsuz çeviri örnekleri ( "ne yazk ki" yerine "korkarm ki",

"maalesef" yerine "üzgünüm" gibi) ile yeni yayna balayan özel radyolarn genç spikerlerinin Türkçe'yi, ngilizce (ve Amerikan ngilizcesi) vurgulama ve ezgileme düzenine uygun bir biçimde kullanmalar da özellikle dile duyarl olan kesimlerde rahatszlk, hatta tepki yaratmaktadr. SLAYT 46 Balk:

EK OKUMA METNLER THE YAZI... -Ylmaz ÖZDL

Le Coin ve King Fisher'n önünden yürüyerek, Biletix'e gittim, Babylon'daki konser için Trakya All Stars Featuring Smadj'a yer ayrttm, sonra, The House Cafe, Princess Hotel ve Moviplex'in yanndan Zara'ya çktm, Schlotzsky's Deli, Massimo Dutti, Nine West ve Mc Donalds'n önünden, Burger King ve Marks&Spencer'n olduu tarafa geçtim, Lacoste ve Mango'ya baktm, üümütüm, Starbucks'a daldm, macchiato büyük geliyor, espresso tercih ettim, oradan D&R'ye girdim, Auto Show, Chip ve Cosmopolitan aldm , Crown Cafe, Veni Vidi ve Norht Shield'in önünden yürüyerek, New York Bagel Factory'e geldim, ackmtm, fast food severim, ayptr söylemesi, Philadelphia cream cheese'li bagel ve üstüne pancake yedim, o srada masada bulunan bir gazetenin Look ilavesine göz attm, alveriin zaman diyor, iyi fikir, taksiye bindim, kapsnda Taxi yazyor, önümde giden otomobilin arka camnda da baby on board yazyor, Fenerium'un önünden, Nautilus'un solundan geçip, Capitol'un oraya çktk, trafik kilit, "oh my god" dedi oför arkada, döndük mecburen, TEM'den gideceiz , Incity, Kent Plus, Uphill, My World, Moontown, Diamond, Suncity ve Highpark'n arasndan köprüye çktk, Mashattan samzda kald, biz sola döndük, Metrocity'nin önünde indim, az alkanl "thank you" dedim oföre, o da "see you" dedi bana, Metrocity'e girmedim , Harvey Nichols' merak ediyorum, Angelo Nardelli, Bally, Bashqua, Carnevale, Perigot, Haaz, Fornarina, So Chic, Patrizia Pepe, Swarovski, Scabal, Birkenstock, Cesare Paciotti, Furla, Shisly, Momtobe, Only, Mandarina Duck, Via Pelle ve Kaloo'ya öyle bir bakp, Harvey Nichols'a girdim, pahal, daha bir halk tipi shopping center 'a gideyim dedim, öyle insanlarn gönlünce öldüü, çocuklarn dövüldüü falan bir yer, baka bir Yellow Taxi 'ye bindim, radyoda Joy FM açkt, oför bakt ki bende Türk tipi var, Power Türk'e çevirdi, Sivasl stir me up' söylüyordu, dinleye dinleye stanbul'un biggest alveri merkezine geldim, Soleil, Dry, Fleor, Bernardo, Tchibo, De Facto, Jujube, Saffio, Best, Jump, Sun, Silver, Oxxo, Seven Hill, Evita, Bleu Petrol, Sunset, Oysho, Colors, Perspective, Lovesyou, Fever, Little Big, Ravelli, Red Apple, Next, Miss Trendy, Shoeroom, Lilies , hepsi çok güzel, Waly'de ayakkabm boyatp, Flower'dan çiçek aldm, Advantage Platinum'u yanma almay unutmuum, Mastercard Gold ile ödedim, paray öderken aklma geldi, arada bir çalyormu gibi yapmak da lazm tabii, ie geldim. (Milliyet, 24.12.2006) SLAYT 47

Balk:

TÜRKÇEMZ

Annenden örendiinle yetinme Çocuum, Türkçeni gelitir. Dilimiz öylesine güzel ki Durgun göllerimizce duru, Akar sularmzla cokulu... Ne var ki çocuum, Güzellik de bakm ister!

Önce türkülerimizi ören, Seni büyüten ninnilerimizi belle, Gidenlere yaklan atlar... Her sözün en güzeli Türkçemizde, Diline taklanlar aykla, Yabanc sözcükleri at!

Bak devrim ne güzel! Bar ne güzel! Dayanma, özgürlük... Hele bamszlk! En güzeli, sevgi! Sev Türkçeni çocuum! Dilini sevenleri sev! -- Rfat ILGAZ

SLAYT 48 Balk:

TÜRKÇE KATINDA YAAMAK

Seslenir seni bana “sonsuz” Der ki çoal, Der ki uzan mutluluuna. Usun, iyiliin, doruluun, Bir bilinmeyenden Bir bilinene dek Türkçe, varolduumuz. Türkçe, nice desem seni, Onca güzelim. Görünmek, derinlemek, Dolmak; Seni düünürüm düünürüm, yar karanlklarda, dal, Anlarm onca. Bir bölü be, bir bölü dokuz, Bir bölü bin üç:

Ayrk anlamlarn öylesine azar azar dalr, Ta doudaki balk, Duyar kokusunu Ta batdaki yoncann. Seslenir seni bana yakn uzak, Yeryüzü mavisinden gökyüzü yeiline, Tutsak uluslar var ya geceler boyu Onlar için Yitik özgürlükler için, Türkçe, haykrmak. O süre yaradl dar iken, Düz iken, yass iken, Daha’lar Daha’lar Daha’lar daha’lara karm, Snrszln getirmi yarnlar. Konuamaz iken, o yusyuvarlakta Diyemez iken, Arts eksisi alm götürmü Topran bitkilerden arta kalan saln Scak uzun, Bir kiiler geleceine. Seslenir seni bana bir duru su çinde masallar uygarlklar saklayan Eski ozanlar kazm ilk yazlar ilk antlara, Yanklanr Alandan alana, uçsuz bucaksz, Evren aknlarnn uultusu. Ama bala beni unutmuum, Yldzn güneini ayn, utanmadan. Öyle köksüz günlerim gelmi bozkr çadrlarndan çrlçplak, Unutmuum ana demisini bile, Öykünmüüm türküsünü ellerin, Azma bir kara dümü bala beni. te andiçiyorum Bütün ölüler adna, Bütün gençler, bütün doacak çocuklar adna, Varacam deyiine gündüz gündüz Varacam Tanr’ya dek, Soluumda soluun Seslenir seni bana “ova”m, “da”m Nere gitsem bulur beni arnm. Bir ça ki akar ötelere, Bir ak ... ki yüce atalar, bir al ... ki ulu oullar,

Türkçem, benim ses bayram. Fazl Hüsnü Dalarca SLAYT 49 Balk: stanbul Türkçesi var mdr? Doan HIZLAN

STANBUL Türkçesi var mdr, sorusunun yant vardr olmal. Belki de daha dorusu vard, demek gerekir.

Ziya Gökalp, kullanlmas gereken Türkçe'nin stanbul Türkçesi olduunu söylemiti, bunu da Aksaray'daki hanmefendilerin konutuu dil diye tanmlamt.

Bugün baz kimseler, stanbul Türkçesi diye bir Türkçe'nin varln kabul etmeyebilirler. Çünkü o dil o kadar çok deimitir, bakalamtr ki, toplumsal deiime paralel olarak, öylesine baka bir dil çkt ki ortaya, eskisinden eser kalmad.

Peki bu dil deiti de ayn zamanda zenginleti mi? Bir açdan evet, dier açdan hayr. Çünkü büyük ehirlerin kendine özgü dilleri, terimleri, kavramlar olduu kansndaym. Kelimelerin telaffuzu bile bakadr.

Büyük, kozmopolit stanbul, dillerin orada yaayanlar tarafndan süzülerek kendine ait olmasn salad. Oysa sonradan bozuldu.

* * *

DÜN ngilizce'nin globalleme yüzünden bozulduunu, Kraliçe'nin ngilizcesi olmaktan artk uzaklatn yazdm.

Türkiye'deki durum ne?

Türk dilinin küreselleme serüveni yaanmadna göre belki bizdekini ulusallama olarak nitelendirebiliriz.

Yani büyük ehre, stanbul'a Anadolu'dan gelenler kendi kültürlerini getirirlerken bunun dildeki karlklarn dile soktular.

Dil hayatn, özellikle günlük yaamn aynasdr. Eski stanbullu, dürümü, ocakban bilmiyordu, bilmediine göre sözlüünde yoktu, her eyi göçle örendi. Onlarn dili de etkiledi.

imdi okurlarmn bazs öyle söyleyecektir: Eski stanbul Türkçesi artk olmadna göre, - bu itiraz da doru deil, birçok eski stanbullu hálá bu konuma ve yaz dilini kullanmaktadr- bunun ne olduunu nereden örenebiliriz.

Hüseyin Rahmi Gürpnar', Ahmet Rasim'i okuyun diyeceim. Daha sonra bu okumalar Abdülhak inas Hisar'a kadar götürünüz.

imdi dille yaama biçimi arasndaki balanty göz önünde bulundurarak stanbul Türkçesini alglamaya çalmalyz.

Hiç kukusuz içinde Osmanlca da vardr, yabanc kelimeler de szmtr, belki bu kozmopolit ehrin güzellikleri dilde de böyle yansmasn bulmutur. Kendine özgü bir bileim, gerek günlük konumada gerek edebiyat dilinde kendini gösterir.

* * *

BEN o Türkçe'yi seviyorum ve özlüyorum, belki çocukluumdan beri alk olmamdan, belki de dildeki zenginleme ile bozulmay birbirine kartrdmdan. (Hürriyet, 18 Mart 2005)

*** SLAYT 50 Balk: Anadolu azlarndan örnekler Anadolu azlarndan

Erzurum azndan:

Kor Olaydm Gamaam Beg

Erzurum'un soyu bir memleket olduuni herkes bilir. Erzurum'un ilçelerinden birisine aaki memleketlerden bir kaymakam gelir.Bu kaymakam bir gün köylerden birine gider.Herkesin halini hatrni sorarken bir anda kaymakami bi titreme tutar.Tabii köyün yal bir kadn heç tereddütsüz cevabi yaptrr. "V kor olaydm gaymaam beg niye ele it kimin titirirsen" demi.

SLAYT 51 Balk: Denizli azndan

UMMAN NNENN MEKTUPLARI - 1

Ey benim deruni dilden, cân gönülden, ilâna gibi dürülgen, gursamn incisi, gözümün zencisi, barmn dört parmak aâsnda zabah yldz gibi parl parl parlyan, gök boncuk gibi l l ldeyen, çay gibi çal çal çaldeyen, gymatlm, çlbam, gaplanm, evranm, gülüm, Gara Amadm benim. Naslsn? Eyimisin? Eyi olman Cenab Hak’tan dova ve neyazi eylerin. Bizi sorarsan hamd olsun rabbmza hindilik çok eyiyiz. Sen Aslan, garip Gara Amadmnda bu münval üzere olmasn dileyoruz. Olum, buradan havadis isteyon. Gök Durmu düün eddi. Kel Osman’n Topba Zeynebi ald. Düvünü çok eyi oldu gari. Ah bi olmalydn da bende eller gibi oyununu doya doya bakeydim de sevineydim. Esmilen Hakg bi oyun atvedi emme; Gudurasnn olu çok faydal oyneyyo çok. Ayn Hasan emmisi gibi. Hopleyini bi göreydin, ack da rak imi. Msdvecinin Ümmü gz elden utanmsa damn üstünden atlep, olann boynuna poçasn doleycek. Ne etceni bilemeybat gzcaz. Arap Alnn sar öküz öldü, gzl gurt bulmu. Gann demirinnen yakdlar emme, nahasn gurtaramadlar. Asardan A yemez Osman bile getirdile, O da biey yapmad. Oda oca sönesi öküzlere biyol bu dert çkd. Olancaza yazk oldu gâri. Olan bet taslanbat. Gonula teselli ediyo emme, ne ossa bo. Gidi mor tosun bara bara. Allah cilbir teklii vermesin.

Ke Osman’n Habbili gzn gaca nian atld. Niann Gulaksz Al, Gacar Amat, Kedi Osman, Gacar Msdva, Goca Durmu atmlâ. Niannda; dört dene al grap, üç çeki, iki cizi gabrga, üç dene sar göyneklik, iki yel bilezii, yarm okga çam sakz, yedi dene çevre götürmüle. Zengin deymi ya Amadm! Zar götürüler. Hele bi esgerlin yetsin, sene de ne gzlar buluruz. Iramatl dedenin gadife delmesi öylece sandmda duruyo. Gelesiye bi geyde kövü iki üç yo dolanve; kaç dene haber geliyo bakve. Bizleri bile o delme aldatd. Sen onun üçün marak edme. smelcenin Durgadn, Isman’n meresine girmeyomuydun? Bi yorgan, üç evlek tarla, iki çanak, bi sitil dümü. Epeyce mal va. Senden ötürü nenesiErepceye biyolcuk naf çaldrdm. - “Olan biyo esgerden gesin, goley olur” dedi. Gzn gönü va gibi. Hergün bizim gocu kapnn yandan geçiyo. Bekir Dayna çünüü dünürlüe salalm. Oluvercek olussan, gök deredeki yarm dönüm hisseyi satar çapt görüz. Düvün iini de al daneyle gara gulak guzuyu satarz. Al dana, anan ramatlnn ineciinin danasyd emme, ne idelim gine alrz. Davlda iki edelim olum ibiret için urkuycularn evinin yanda bi sehet dövdürelim. Davlc Topal Hakk davl güzel huruyo. O davul dövdükçe hu yadan sonura benim bile içim bi ho oluyo. Ah Amadm ötey gz çok iyiydi emme, gaçrdk bakma gari. Zebeb olannar kebab osun; donuz ba bulas Zeliya zebeb oldu. Her gün ileniyon. Eveli gün Irza Olann yanda bet ilendim gâri bet. Naha patlak Zeliyaca, gara gursandan bul, yal gurun önüne gel, rabbm bilinmedik dertle vesin, guruya gal seydi vaggasna ura, naha patlak gözün kör osun da sürüm sürüm sürün, naha da bça handan, cier bandan yan daleciin patlasn, ocan tütmesin, gymatlndan bul uluyas eri bacak, ykla gal, naha tümbek, goca goca tefci yolunu gayp et, çenen düsün, dilin gopsun! Dedim de betettim. Haa olum, Eski Köylü Memi’in Gadir Olan esgerlie senin yana gelceymi. Oras eyi delisen, höyle eyi bi yere düür gâri. Onbaymn ideya… köylüler çok övüpbat gâri; onba olmu otura gomu deyyolla. Yanndeki esgercikleri irezil etme olum, senin gibi yetimler vardr. Olum bi hotugrafn yoll da , mescide çakveren, e dos baksn. Zaddine olan akl yüküymü deye, seni dillenden düürmeyolla. Amadm deycemiz bugda. Bu yandan ben selam eder gara gözlenden doyunceye gadar öperin. Irmazan Olan, Habbili Gz, Msdl selâm eder ellenden öperler. Gonuladan, Topal Asiyse, Gacar Amat, mselce, Hap, Gara Elif, Çünük Amcan, Muradn Msdva, Çakc Dayn, Gaz Amat, Hörücenin Kör Olan, Fadime’nin Hamit, Nazife’nin Msdva, Çivili biram, Çil Ümmet, göccük Osman deden, Ekdi msel deden, Tarneci Hasan dayn, Gl Gl Zeynep selam ederler. Bizi yola Bakdp durma meddubun covabn çabk yolla Amadm.

Öretmen Yazar Mehmet YILMAZ (1928-1999)/Krca Köyü-Acpayam/DENZL

*** SLAYT 52 Balk: Türkçenin sesleri YAZIM BLGLER

Türkçenin Sesleri, ses deimeleri ve bunlarn yazmda gösterilmesi

Türkçede sesler, ünlü ve ünsüz olmak üzere ikiye ayrlr:

- Ünlüler: Ses yolunda herhangi bir engele çarpmadan çkan sese ünlü denir. Dilimizde 8 tür ünlü vardr: /a/, /e/, //, /i/, /o,/ /ö/, /u/, /ü/. Ünlüler yazmda büyük ve küçük olarak iki biçimde gösterilir.

Ünlüler, çk yeri ve dilin durumuna göre kaln ünlüler (a, , o, u); ince ünlüler (e, i, ö, ü); dudaklarn durumuna göre düz ünlüler (a, e, , i,) ve yuvarlak ünlüler (o, ö, u, ü); azn açklna göre ise geni ünlüler (a, e, o, ö) ve dar ünlüler (, i, u, ü) olarak bölümlenir.

- Ünsüzler: Ses yolunda bir kapanma ya da engellenme sonucu çkarlan ve söylenii bir ünlüyü gerektiren sese ünsüz ad verilir. Dilimizde 21 ünsüz vardr: /b/, /c/, /ç/, /d/, /f/, /g/, //, /h/, /j, /k/, /l/, /m/, /n/, /p/, /r/, /s/, //, /t/, /v/, /y/, /z/. Ünsüzler, yazmda büyük ve küçük olmak üzere iki biçimde gösterilir.

Ünsüzler ses tellerinin titremesine göre bölümlenir: Ses tellerini titretiren ünsüzlere yumuak ünsüzler (b, c, d, g, , j, k, l, m, n, r, v, y, z); ses tellerini çok az titretiren ünsüzlere de sert ünsüzler (ç, f, h, k, p, s, , t) ad verilir.

SLAYT 53 Balk: Türkçede Ses Deimeleri ve Bunlarn Yazmda Gösterilmesi

Türkçede bir ses-bir harf denklii gözetildii için Türkçeyi çokluk okunduu/söylendii gibi yazlan, yazld gibi okunan bir dil olarak nitelendiriyoruz.

Türkçede bir sözcüü oluturan sesler arasnda ünlü ve ünsüzler bakmndan birtakm uyumlar da bulunmaktadr. Ünlüler arasndaki uyuma ünlü uyumlar, ünsüzler arasndaki uyuma da ünsüz uyumlar ad verilmektedir.

Ünlü Uyumlar

Ünlü uyumlarn kendi içinde iki bölümde inceliyoruz: a) büyük ünlü uyumu (kalnlk-incelik uyumu), b) küçük ünlü uyumu (düzlük-yuvarlaklk uyumu).

SLAYT 54 Balk: a) Büyük ünlü uyumu: Türkçe bir sözcüün ilk hecesinde kaln bir ünlü (a, , o, u) varsa sonraki hecelerde de kaln ünlüler; ince ünlü (e, i, ö, ü) varsa sonraki hecelerde de ince ünlüler yer alr. Örn. birinciler, arkadalk, oyunculardan, ölümcül gibi.

UYARI:1. Türkçe anne, dahi, elma, hangi, hani, inanmak, karde, iman gibi sözcükler büyük ünlü uyumuna uymaz.

2. Türkçeye giren yabanc sözcüklerde büyük ünlü uyumu aranmaz; kimileri uyabilir (belediye, conta, hayat, elektrik vd), kimileriyse uymaz (acemi, beyaz, dansöz, fasikül, melankoli vd.).

3. Bileik sözcüklerde büyük ünlü uyumu aranmaz; kimileri uyabilir (aaçkakan, bayazar, içderi, vb), kimileri uymayabilir (atasözü, dderi, sonek, uzuneek vb).

4. Türkçe -gil, -ken, -ki, -leyin, -()mtrak, -()yor ve –da ekleri kimi örneklerde büyük ünlü uyumuna uymaz: amcamgil, alrken, yarnki, yeilimtrak, düüyorum, meslekta vb.

5. Büyük ünlü uyumu dnda kalan sözcüklere getirilen yapm ve çekim ekleri, sözcüün son hecesindeki ünlüye göre uyuma girer: anne-lik, acemi-ce, beyaz-la-tr-d, dderi- den, vb.

SLAYT 55 Balk: b) Küçük ünlü uyumu: Türkçe bir sözcüün ilk hecesinde düz bir ünlü (a, e, , i) varsa sonraki hecelerde de düz ünlüler; yuvarlak ünlü (o, ö, u, ü) varsa sonraki hecelerde ya dar-yuvarlak (u, ü) ya da geni-düz (a, e) ünlüler yer alr: incelik, baygnlk, oyuncular, ölümünden, güzellikle vb.

UYARI: 1. Türkçe avuç, avunmak, çamur, kabuk, kavurmak, kavumak, savunma, savumak, yamur, yamuk gibi sözcükler küçük ünlü uyumuna uymaz.

2. Türkçeye giren yabanc sözcüklerde küçük ünlü uyumu aranmaz; kimileri uyabilir, kimileri uymaz.

3. Bileik sözcüklerde küçük ünlü uyumu aranmaz; kimileri uyabilir, kimileri uymaz.

4. imdiki zaman eki –()yor küçük ünlü uyumuna uymaz: kaçyor, dönüyor, gibi.

5. lgi eki –ki, yalnzca dünkü, bugünkü, öbürkü örneklerinde küçük ünlü uyumuna uyar.

6. Küçük ünlü uyumu dnda kalan sözcüklere getirilen yapm ve çekim ekleri, sözcüün son hecesindeki ünlüye göre uyuma girer. Örn. çamurlu, kabuklanmak, gibi.

SLAYT 56 Balk: Ünsüz Uyumlar

Türkçede ünsüzler sertlik ve yumuaklk bakmndan birbirlerini etkiler. Buna göre de; a) ünsüz sertlemesi, b) ünsüz yumuamas olmak üzere iki ünsüz uyumu bulunmaktadr. Ayrca ünsüz-ünlü uyumu da bulunmaktadr.

a) Ünsüz sertlemesi: Sert ünsüzlerden (ç, f, h, k, p, s, , t) biriyle biten bir sözcüe “c, d, g” ile balayan bir ek getirildiinde bu eklerin önsesleri sertleip “ç, t, k”ye dönüür: geç- di>geç-ti, açk-dan>açk-tan, Türk-ce>Türk-çe, bas-gn>bas-kn gibi.

Yabanc sözcükler de ünsüz sertlemesi görülür: Srp-ca>Srp-ça, mecburiyet- den>mecburiyet-ten, gibi.

SLAYT 57 Balk: b) Ünsüz yumuamas: Sert ünsüzlerden (p, ç, t, k) biriyle biten bir sözcüe ünlüyle balayan bir ek getirildiinde bu sert ünsüzler ‘b, c, d, ’ye dönüür. Örn. kap--n>kabn, kat> kada, topaç>topacn, tarak>taran,gibi

UYARI: 1. Özel adlarda görülen ünsüz yumuamas, yazda gösterilmez: Badat’a (‘badada’ okunur), Zonguldak’n (‘zonguldan’ okunur), Sevinç’e(‘sevince’ okunur) gibi.

2. Sonsesleri ‘nk’ ile biten sözcüklere ünlüyle balayan ek getirildiinde ‘k’ ünsüzü ‘g’ye dönüür: ahenk>ahengi, denk>dengi, renk>rengi, çelenk>çelengi gibi.

3. Sonsesi ‘g’ olan yabanc sözcükler ünlüyle balayan ek aldklarnda ‘g’ ünsüzü ‘’ye dönüür: biyolog>biyolou, filolog>filolou, monolog>monolou gibi.

4.Sonu ‘p, ç, t, k’ ünsüzlerinden biriyle biten Türkçe sözcükler ünlüyle balayan ek aldklarnda ünsüz yumuamasna uramazlar. Örn. sap>sap, saç>saça, uç->uçar komut>komutun, hukuk>hukukun, kaç->kaçk, tak->takar, viyadük>viyadükü gibi.

SLAYT58 Balk: c) Ünsüz-ünlü uyumu: Türkçede ünlülerin kaln veya ince oluu ünsüzlerin de tpk ünlüler gibi kaln ve ince söylenmesine yol açar. Buna ünsüz-ünlü uyumu denir: kala, yaka, yok (k ünsüzleri kaln okunur), kemik, eksik (k ünsüzleri ince okunur); geni, gömlek, günlük (g ünsüzleri ince okunur), bal, dal, kal (l ünsüzleri kaln okunur), dil, el, bölüm (l ünsüzleri ince okunur)…

SLAYT 59 Balk: Ses Deimeleri ve Bunlarn Yazmda Gösterilmesi

- Dar ünlünün dümesi: Kimi iki heceden kurulu Türkçe ve yabanc sözcükler, ünlüyle balayan bir ek aldklarnda, ikinci hecenin ünlüsü dar olduu için düer: az>az> az, gönül>gönülü>gönlü, akl>akl>akl, ufuk>ufku gibi.

UYARI: Bu biçimdeki özel adlarda söz konusu deime gerçeklemez. Örn. Gönül’e sordum. * Ufuk’un (“ufuun” okunur) arabasyla gittik.

- imdiki zaman eki -()yor’un darlatrma etkisi: imdi-ki zaman eki –()yor’un yapsndaki ‘y’ ünsüzü eklendii kökün son ünlüsünü darlatrr (a>, e>i, e,>ü). Bu olay yazma da yanstlr: ara-yor>aryor, bekle-yor> bekliyor, ye-yor>yiyor, anlama- yor>anlamyor, dönme-yor>dönmü-yor gibi.

SLAYT 60 Balk:

UYGULAMA

Altrma 1: Aadaki metinde kimi yazm yanllar yaplmtr. Bunlar bulup düzeltiniz.

Karadeniz’da bir köyda, kahvanede oturuyorlarken adama arkadalar sorar; -Senin aile yaantna hayranz, ein ve çocuklarnla çok mutlu bir yaantn var. Karnn bir dediini iki etmeyorsun. Bu mutluluun srrn bize de anlat.

-Anlatayim,der adam.Dügünümüz bittikden sonra karim kendi atna, ben de kendi atma bindik evimize dogru gidiyoruz. Benim bindigim atn ayagi takildi ve sendeledi. Karim egildi ve benim atma 'bir' dedi. Biraz daha ilerledik ve benim atmin ayagi tekrar takilip tökezledigi zaman eim tekrar egilip 'iki' dedi. Az sonra atim tekrar ayni ekilde tökezleyince eim atndan indi ve at'a 'üç' dedi ve çeyizinden tabancasini çikarip atimi alnindan vurdu. Ben oke olmutum eime bir hiimla çktm. -Yazik degil mi ata, neden vurdin oni. Manyak misin sen, diye bagirdim. Karim arkasini döndü ve bana 'biiir' dedi. Ve o günden sonra karimin bir dedigini iki etmedim....

SLAYT 62 Balk: Altrma 3: Aadaki sözcüklerin hangisinin ünlüyle balayan ek almas durumunda sonsesi yumuamamaktadr?

A) hat B) kaçak C) saçak D) cevap E) dip

SLAYT 63 Balk: Altrma 4: Aadaki bilgilerden hangisi yanltr? A) Türkçede bir ses bir harf denklii gözetilmitir. B) Türkçe dahi, elma, hangi, hani, inanmak, iman gibi sözcükler büyük ünlü uyumuna uymaz. C) imdiki zaman eki -()YOR küçük ünlü uyumuna uymaz: kaçyor, dönüyor, gibi. D) Özel adlarda görülen ünsüz yumuamas, yazda da gösterilir. Örn. Zonguldak> Zongulda gibi. E) Yabanc sözcükler de ünsüz sertlemesi görülür: sveç’ten, tankta gibi.

SLAYT 64 Balk: Altrma 5: Aadaki az özellikleri gösteren metni günümüz kurall (standart) Türkçesine uyarlaynz.

Dört dil piliyor ama..

Temel ve Dursun, Sultanahmet Meydanndaki parkta bir banka oturmular, sohbet ediyorlarm. Yanlarna yaklaan bir turist onlara bir adres sormak istemi. Önce ngilizce sormu. Bizimkilerden tk yok. Sonra Franszca sormu, yine kap

duvar. Almanca'y denemi, bizimkiler duvara bakar gibi bakyor. talyanca tekrarlam, hâlâ aval aval bakyorlar. Sonunda pes etmi turist, çekmi gitmi. Dursun Temel'e dönmü: -Pak uaum, demi, hiç olmazsa ha pir yabancu dil pilseydik ne iyi olurdu... Temel gülümsemi: '-Neye yarar uaum, demi, pak herif dört dil piliyor, iinu halledebildu mu ?'

MALTEPE ÜNVERSTES MESLEK YÜKSEKOKULU

Uzaktan Eitim: Türk Dili 1 Hazrlayan ve sunan: Ör. Gör. Yusuf ÇOTUKSÖKEN 5. BÖLÜM ( 9. ve 10. HAFTA)

Doa, Çevre ve nsan

çerik: * Bu bölümde doa ve insan ilikileri üzerine metinler okunacak, tartma yaplacaktr. *Yaznsal/kurgusal metinler Bu tür metinleri inceleme.* Yaz türü: Öykü. * Plan ve özet çkarma. * Sözlü anlatm: Topluluk karsnda konumalar-Tartma. * Dil bilgileri: Dilbilgisi, tanm ve bölümleri. Sesbilim: Türkçenin sesleri, Türkçede ses deimeleri. * Yazm bilgileri: “ile”, “de/-de eki”, “ki/-ki eki”, “mi” eki vb’nin yazl.

SLAYT 1 Balk: Birlikte düünelim

Birlikte düünelim, tartalm

* Bu haftaki konumuz doa, çevre ve insan. çinde yaadmz doa ve çevreyle ilikilerimizin nasl olduunu düünüyorsunuz? Doaya ve çevreye yeterince önem verebiliyor muyuz? Bu hoyratça doa tahribat sizce de insanolunun sonunu mu getirecek? (10 dakika)

SLAYT 2 Balk: Ön-bilgilenme

Ön-bilgilenme

Dünyamz 13,5 milyar yanda. Dünyada bilinen canl türlerinin says 1,5 milyon. * nsanolunun yeryüzüne çk yaklak 100 milyon yl önce. Bugün dünyada 3.6 milyar hektar orman alan var. (Her yl 14 milyon hektar orman alan yok oluyor.) Her yl denizlere 7 milyar kg çöp dökülüyor. 1952: ngiltere'de hava kirlilii nedeniyle 4 bin kii öldü. 1984: Hindistan'da tarm ilac üreten fabrikada meydana gelen MIC (metil-izo-siyanat) sznts 2 bin kiinin ölümüne, 200 bin kiinin kör kalmasna yol açt. 1986: Çernobil nükleer santral facias yaand. Reaktördeki yaktn % 70'i radyoaktif serpinti olarak dünyaya yayld. (Sonraki yllarda bölge ülkelerinde kanser olaylar artt. Türkiye’de de özellikle Karadeniz Bölgesinde etkileri görüldü. 1992: Rio de Janerio'da düzenlenen BM Çevre ve Kalknma Konferans'nda BM klim Deiiklii Sözlemesi, Biyolojik Çeitlilik Sözlemesi imza edildi. 1997: New York'ta 2. Çevre Zirvesi topland. Japonya'da Kyoto Zirvesi topland. Sera etkisi yapan gazlarn % 15 azaltlmasna ilikin anlama Japonya ve ABD' nin ayak diremesi üzerine imzalanamad. 1998-2000: klimdeki snma nedeniyle Kuzey Kutbundaki buzullar hzla erimeye balad. 1980’den bu yana Kuzey Kutbundaki buzullarn onda biri erimi. 2003: Uzmanlara göre, Kuzey Kutbu çevresindeki denizler ve karalar, son 10 yl içinde 1° C kadar snd. Ozon deliindeki büyüme imdiye kadar ölçülen en yüksek düzeye ulat. BM’nin son raporuna göre

ozondaki en ince bölgenin oran, ‘delik’ olarak nitelendirilen tüm tabakann yüzde 70’ine ulat. * 2005: Kyoto Protokolünü imzalayan devletlerin says 176’y buldu. ABD Bakan G.W. Bush, Kyoto Anlamasn imzalamayacan, yeni enerji kaynaklar bulunmas gerektiini bildirdi. 2008:Türkiye Kyoto Anlamasn imzalama karar ald.

SLAYT 3 Balk: Yaam ve doa Anlama-kavrama

imdi sizinle bir deneme (Deniz Kavukçuolu), bir de öykü (Sait Faik Abasyank) okuya-caz. (Metni sesli okurken, sözcükleri doru ve anlalr biçimde seslendirelim, vurgu- lara ve duraklara özen gösterelim. Bu arada önemli bulduumuz cümlelerin altn çizelim.)

HAYATI DOADAN ÖRENMEK-Deniz KAVUKÇUOLU

Evin ön avlusundaki dallar çplak kiraz aacnn çiçeklenmeye hazrlandn gördüümde bir hüzün kaplamt içimi... Snd kuytuluun koruyuculuunda, yumuak geçen sonbaharn güneli günlerine aldanm, tomurcuklanvermiti küçük aaç... Deniz yönünden lk lk esen lodos rüzgâr bugün yarn poyraza döndüünde, ilk souklarla birlikte sararp kuruyacak, sonra da dökülecekti tohumlar... lkbahar gelip de doa yeniden yeillendiinde, kiraz aacnn dallar da yapraklanacak, ama çiçeklenmeyecek, meyve vermeyecekti aaç...

SLAYT 4 Balk:

Üzerimde kalnca bir kazak, önümde bir kupa tarçnl, karanfilli scak krmz arap, balkonumda otururken düünüyorum... Denize uzanan bahçelerden yükselen ineli çamlarn koyu yeili k boyunca da ayn kalacakt. Nisan balarnda bir iki kar boy atacakt çamlar. Dallarnn uçlar top top, açk yeil, narin, taze inelerle bezenecekti... Balkon parmaklklarn saran arsz beparmak sarmann dallarnda, yazn serin gölgelerinde yüzlerce ary konuk eden gür yapraklarndan bir teki bile kalmamt... Eylül sonuna doru bakr kzlna çalan bir renge dönümütü yapraklarn yeili... Yapraklar döküldükçe, arlar da gitmiler, onlarn yerini, sarman çitlenbii andran mor meyvelerine dadanan kaln sesli, gürültücü kargalar almt... Ama imdi, yolunu arm minik serçelerden, tüyleri akl karal saksaanlardan baka hiçbir ku gelmiyordu beparmak sarmann kurumu dallarna... lkbaharda yeniden yapraklanacaklar, arlar yeniden geleceklerdi. Karda belli belirsiz, Marmara Adas'nn, Kapda Yarmadas'nn siluetleri gözüküyordu... Lodosa teslim olmu, küçüklü büyüklü dalgalar hiç durmadan kpr kpr, köpük köpük oynaan denizin üzerinde beyaz martlar uçuuyordu... Bal nerede bulacaklarn biliyorlard o martlar... Sakin havalarda balkçlarn alarn saldklar açklarda hiç bolar olmuyordu avlanrken... Kn en souk günlerinde de görecektim onlar... Sonra, krlangçlarn dönü zaman havalar lnrken, denize inen kayalar üzerinde el kadar yavrularna uçmay öreteceklerdi... SLAYT 5 Balk:

Küçük bahçemizin, kedimiz Yumak' her karlatnda heyecanlandran siyah ylan, avluya inen ta merdivenin en alt basamanda, girip çkmas için açk braktm deliinden inine girip, k uykusuna çoktan yatm olmalyd... Merdivene mermer döemeye gelen ustaya, basaman avlu uçlaryla birletii köedeki delii gösterip, "Buras açk kalsn!" dedikten sonra, nedenini anlattmda küçük dilini yutacak gibi olmutu adam... Doada var olan her canlnn yaam zenginletirdiini anlamas ne kadar zordu insanolunun... Küçük kiraz aacmz yapraklanrken, ylanmz da uzun k uykusundan uyanacak, deliinde süzülüp dar çkacakt... Aydnlk, önce gözlerini kamatracak, ilk ürkeklii geçtikten sonra insan gözünün alglayamayaca bir hzla yan bandaki topraa, otlarn arasna sürüyecekti biraz daha uzam gövdesini... Çamlardan düen kozalaklar, dökülen yapraklar, martlara yem olan balklar yeni hayatlar yaratan ölümlerdi aslnda... Her canl ölerek, ölürken baka canllara hayat vererek yeniliyordu doay... Doa yasalar hiç amyordu... Kiraz aaçlar, beparmak sarmaklar, martlar, kargalar, serçeler, ylanlar, böcekler için amaz olan yasalar toplumlar içinde geçerliydi. SLAYT 6 Balk: nsanlk tarihinde, insana yabanclam hangi düzen ayakta kalabilmi, hangi düzen varln sonsuza kadar sürdürebilmiti? O amaz yasalar olmasa, o görkemli imparatorluklar yklabilir, o ebedi sanlan güçlü devletler çökebilir miydi? nsanlk tarihi ykllarla, çökülerle, bitilerle yenilenen hayatlarn tarihiydi ayn zamanda... Gövdelerini saran kaln kabuklar, yal aaçlar ne kadar ulu, ne kadar güçlü gösterseler de, onlarn içten içe çürümesini, kofla-masn, devrilmesini engelleyemiyorlar, onlar ölüme kar koruyamyorlar, onlarn ölümüyle doacak yeni hayatlarn önüne geçemiyorlard. Tarihte yklan, çöken dalan toplum düzenleri de kendilerini korumak, varlklarn sonsuz klabilmek için en kat, en akl almaz yöntemlere bavurmular, ama yine de yok olmaktan kurtulamamlard. Tank olduumuz, bizi irkilten çürümülükler, toplumun çatlayan kabuklarndan dar szan korkunç görüntülerdi... Kabuktaki yarklar açldkça, kabuklar pul pul döküldükçe, hakl olarak dehete düüyorduk gördüklerimizden! Oysa açlan her yark, o yarklarda gördüümüz dehet verici çürümülükler; doacak, bize ait olacak, yaayacamz, yaatacamz yeni hayatlarn müjdecisiydi aslnda... Doa, hayat da, umudu da öreten tek öretmenimizdi bizim... SLAYT7 Balk Anlama-kavrama sorular 1) Yazar mevsim deiiklii sürecinde doada ve çevresinde nelerin deitiini gözlemliyor? Hangi ayrntlar gözlerimizin önüne seriyor? 2) Yazar insanlk tarihindeki deiimlerle doadaki deiimler arasnda nasl bir benzerlik kuruyor? Bu benzerlii niçin kurmu olabilir? 3) Yazar “Doa hayat da, umudu da öreten tek öretmenimizdi bizim” sözüyle ne anlatmak istiyor? Siz bu görüe katlyor musunuz?

SLAYT 8 Balk

PLAN ÇIKARMA: Hemen her metin, özellikle de düünce yazlar kesinkes GR-GELME- SONUÇ bölümlerinden olumaktadr. Metnin plann çkarma çalmas srasnda önce paragraflarn bu bölümlerinden hangilerine ait olduklarn belirlememiz gerekir. Ardndan da her paragrafta ilenen konu ve düünce ya da anlatlan olay/olaylar ksa cümlelerle anlatrz. (Cümle yerine ad ve/veya sfat tamlamas biçiminde kurulmu sözler de kullanabiliriz.) Plan çkarmada da kendi görülerimiz ve yorumlarmz eklememiz gerekmez. Plan çkarma, her eyden önce yazarn ana ve yandüüncelerini bir metne deiik paragraflar balamnda nasl yerletirdiini, paragraflar ve bölümler arasnda nasl düünsel geçiler yapp metnine bir bütünlük kazandrdn görmemiz açsndan büyük önem tar.)

SLAYT 9 Balk

UYGULAMA

Altrma : “Hayat Doadan Örenmek” balkl yaznn plann çkaralm. (YÖNTEM Metni okuduktan sonra ilkin metnin GR-GELME-SONUÇ bölümlerini oluturan paragraflar belirlenir; ardndan her paragrafta hangi konunun/sorunun/durumun/olayn anlatld soru biçiminde sorulur; -paragrafta anlatlanlar bu sorularn yantlar gibi düünülmelidir-. Her bir paragrafta anlatlanlar ksa cümleler ya da söz öbekleri biçiminde de düzenleyebilirsiniz.)

SLAYT 10 Balk

imdi de ünlü öykücümüz Sait Faik ABASIYANIK’n bir öyküsünü okuyalm: Hit, hit !.. Sait Faik ABASIYANIK Yürüyordum. Yürüdükçe de açlyordum. Evden kzgn çkmtm. Belki de tra bçana sinirlenmitim. Olur, olur! Mutlak tra bçana sinirlenmi olacam. Otlarn yeil olmas, denizin mavi olmas, gökyüzünün bulutsuz olmas, pekala bir meseledir. Kim demi mesele deildir diye? Budalalk! Ya yamur yasayd... Ya otlarn yeili mor, ya denizin mavisi krmz olsayd... Olsayd o zaman mesele olurdu, ite. Çukulata renginde bir yaprak, çala bademi renkli bir keçi gördüm. Birisi arkamdan: -Hit !- dedi. Dönüp baktm. Yolun kenarndaki daha boyunu bosunu almam taze deve dikenleriyle karabalar, erik lezzetinde bana baktlar. Dilerim kamat. Yolda kimsecikler yoktu. Bir evin damn, uzakta uçan bir kuu, yapraklarn arasndan denizi gördüm. Yoluma devam ederken: -Hit-hit !- dedi.

SLAYT 11 Balk

Dönüp bakmak istedim. Belki de çok istediim için dönüp bakamadm. Olabilir. Gökten bir ku, hit hit ederek geçmitir. Arkamdan ylan, tosbaa, bir kirpi geçmitir. Bir böcek vardr belki, hit hit diyen. -Hit!- dedi yine. Bu sefer belki de isteksizlikten dönüp baktm, çallarn arasna birisi saklanyormu gibi geldi bana. Yolun kenarna oturdum. Az ötemde bir eek otluyor. Onun da rengi çala bademi; az, dileri, kulaklar, boynu ne güzel. Otluyor. Otlar adeta çatrdata çatrdata yiyiyor. Belki de bu çtrtl, çatrtl ses “hit hit” diye duymuumdur? Eein ot koparnn sesinden apayr bir ses: -Hit hit hit! - dedi.

Hani baz, kulanzn dibinde çok tandnz bir ses, isminizi çarverir. Olur deil mi? Pek enderdir. Belki de kendi kafanzn içinden sizin sevdiiniz, hatrladnz bir ses, ses olmadan sizi çarmtr. Olabilir.

SLAYT 12 Balk

Birdenbire günei, buluta benzemez garip ve sar bir sis kaplad. Bir kirli el, çala bademi eein srtndan bir kuma çekip ald. Her zamanki kül rengi, yer yer hav dökülmü eski mantosunu giydirdi eee. Yola indim. stedii kadar ”hit” desin, sahici sulu bir dost olsun. sterse kimseler olmasn, kendi kendime kulama “hit hit” diyen bir divane olaym ben, aldrmayacam. Belki bir kutur. Belki tosbaadr. Belki de kirpidir. Belki de yakn denizden seslenen bir balk, canavardr. Karabataktr. Mihalaki kuudur. yisi mi ben kendim “hit hit” derim. O zaman tamam tamamna pek hit sesleniine benzemeyen, benzemesin diye uratm bir mrldanmadr, tutturdum. Birdenbire, önümde bir adamla bir kadn gördüm. Kalpazankaya yolunu sordular. Üstündesiniz, dedim. Sanki yol hareket etti. Yürümediler. ki admda benden uzaklatlar. Koyunlar arasna yüzükoyun uzanm papazn olunu gördüm. Yüzünden aptal, çilli horoza benzer bir mahluk kalkt. Aznn salyasn sildi. Kuzuyu bacaklarndan tuttu. Kuzu ile yere ykld. Kuzuyu burnundan öptü. Papazn olu çirkin, aptal, otuzbirli bir yüzle bakt. imdi bir çiçek tarlasndaym. Bana “hit hit” diyen mutlak bir kutu. Vardr böyle kular. “Ck ck” demezler de, “hit hit” derler. Kutu, ku.

SLAYT 13 Balk

Bir adam yer belliyordu. Belin demirine basyor, krmzya çalan bir toprak altn, üste aktaryordu. - Merhaba hemerim!- dedi. - Ooo! Merhaba!- dedim. Tekrar iine dald.”Hit hit” dedim. Aldrmad. Bir daha “ hit” dedim. Yine aldrmad. Hzl hzl “hit hit hit !” - Buyur beim- dedi. - Bir ey söylemedim- dedim Küçük parman kulana soktu. Kad. Çkarp parmana bakt. Belin sapna siler gibi yapt. -Hit hit!-dedim. Yüzünü göe kaldrd. Kulara bakt. Denize bakt. Dönüp üphe ile bana bakt. - Bu sene enginarlar nasl?- dedim. - yi deil- dedi. - Baklay ne zaman keseceksin? - Daha ister- dedi. Nefes alr gibi “ hit “ dedim. Yine üphe ile denize, üphe ile göe, üphe ile bana bakt. - Kular olmal-dedim. - Benim de kulama bir hrt gelir amma -dedi-, ne taraftan gelir? Zati bu srada u kulam arlat.

SLAYT 14 Balk

- Bir ykatmal-dedim-, benim de geçenlerde arlamt... - Ykattn m? - Ykatmadm, hacet kalmad, doktora gittim. Alverdi; pislikmi. - Çocuklar nasl?- diye sordum. - yiler-dedi-. Dokuzdu sekiz kald. Biliyorsun dokuzuncunun macerasn ya... - Sus, sus-dedim-. Yürekler acs. Haydi Allaha smarladk ! - Haydi güle güle. Biraz uzaklanca : - Hit hit. Bu sefer yakaladm. Bahçvand. Oydu oydu. - Hadi, hadi, yakaladm bu sefer seni !- dedim. - Yok vallahi!- dedi-, vallahi daha kesmedim bakla, senden ne diye saklayaym, parasyle deil mi? - Sen deil misin “hit hit” diyen? - Ben de duyarm bir ses , amma bulamam nereden gelir? Nereden gelirse gelsin; dalardan kulardan, denizden, insandan, hayvandan, ottan, böcekten, çiçekten. Gelsin de nereden gelirse gelsin!.. Bir hit hit sesi gelmedi mi fena. Geldikten sonra yaasn çiçekler, böcekler, insanoullar... - Hit hit ! - Hit hit ! - Hit hit !

SLAYT 15 Balk

Yaznsal/kurgulayc bir metni (roman, öykü, oyun) inceleme:1) Metnin konusunu bulma. 2) Metnin olay örgüsünü çkarma (metnin plan ve özeti). 3) Metnin (olaydaki) kiilerini belirleme. 4) Metnin (olaydaki) kiilerinin birbirleriyle ilikilerini saptama. 5) Metindeki olayn yer ve zamann yazma.6) Metnin ortamn (veriliindeki ayrntlar) yazma. 7) Olayn kimin bakndan verildiini (1. kii, 2. kii, 3. kii) yazma. 8) Metnin duygu ve düünce örgüsünü belirleme.9) Metindeki dil kullanmn (sözcük ve tümce yorumu) belirleme. 10) Metne yansyan tarihsel, toplumsal, kültürel balam (bu balam içindeki deerleri) yazma.11) Metnin somut anlam düzleminin gerçek yaamla ilikisini tartma. 12) Metnin soyut anlam düzeyindeki kavramlar örgüsüne karlk olabilecek gerçek yaam durumlar bulma. 13) Metinde bo alanlar (okurca çözümlenmesi/ yorumlanmas istenen alanlar) yorumlama.14) Metnin türü hakknda bilgi verme, 15) Metnin yazar hakknda bilgi verme

SLAYT 16 Balk Sorular 1) Bu öykü sizde nasl bir duygusal etki brakt? 2) Sizce bu öykünün bize iletmek istedii bir mesaj var m? Varsa, bu mesajn ne olduunu yazar msnz? 3) Her iki metnin farkllklarn (biçim, içerik ve dil/anlatm bakmndan) gösteriniz.

SLAYT 17 Balk

Yaz türü: “Hit! Hit!”, bir öyküdür. Öykü, geleneksel tanmyla, “olmu ya da tasarlanm olaylar kii(ler), olay, durum, yer ve zamana bal olarak anlatan” yazn türüdür. Öyküde gerçek ya da tasarlanm olaylar, durumlar okurda gerçeklik duygusu uyandracak biçimde yazarn dügücünde biçimlenerek anlatlr. Öykü romana göre daha ksa boyutludur; kii kadrosu azdr, zaman daha snrl, mekân da daha dardr. Öyküde olaylar romandaki gibi hem sayca çok deildir, hem de uzun uzun anlatlmaz, kiiler de ayrntl biçimde betimlenmez. Ancak kimi öykülerde bu sözü edilen özelliklerden hiçbirine uyulmad da görülebilir. Hiçbir yer ve zaman öesi belirtilmeden yazlan öyküler de vardr; belirli bir olaya dayanmayan, yalnzca ruhsal çözümlemeler biçiminde gelien öyküler de bulunmaktadr. Kimi öykülerse soyut öykü kapsamna girer; okur bu tür öyküleri kendi bilgi birikimine, estetik kavrayna göre yorumlamak durumundadr. talyan edebiyatnda Boccaccio, Amerikan edebiyatnda O’Henry, E. Hemingway, Rus edebiyatnda Çehov, Fransz edebiyatnda G. de Maupassant, Alman edebiyatnda H. Böll, Türk edebiyatnda Ahmet Mithat, Ömer Seyfettin, Memduh evket Esendal, Sait Faik Abasyank, Sabahattin Ali, Haldun Taner, Aziz Nesin, Nezihe Meriç, Tomris Uyar, Ayla Kutlu, Fürüzan, Feyza Hepçilingirler, Hulki Aktunç, Necati Tosuner, vd anlabilir.

SLAYT 18 Balk

UYGULAMA

Altrma : “Hit, hit” adl öyküyü özetleyelim. (YÖNTEM: Olaya dayal bir anlaty özetleme (öykü, roman, tiyatro vb.): Metni dikkatlice okurken önemli yerlerin ( kii adlar, yer adlar, önemli açklamalar, konumalar vb) alt çizilir. Ayrntlar (kii ve yer betimlemeleri, uzun konumalar vb) dikkate alnmaz. Birkaç (örn. 3-5) sayfadan oluan anlatlar, 1/4 orannda ksaltlr, 100-200 sayfalk anlatlar birkaç (2-3) sayfada özetlenir. Özet, sanki yazar ksaltyormu gibi yazlr; özete yorum katlmaz. Özette olayn ana çizgilerini veren serim- düüm-çözüm bölümleri dikkate alnr. Özette açk, yaln, ksa tümceler kullanlr. Özette geni zaman ya da imdiki zaman kipi kullanlr.) SLAYT 19 Balk

BLGLENME => Yaznsal-kurgulayc metinler.

Bilgilendirici metinler ile yaznsal (edebi)/kurmaca metinler arasnda biçim ve içerik bakmndan benzerlikler varm gibi görünür. Sözgelimi kimi öykü, roman, oyun türü metinlerde yaamdaki gerçek aynen anlatlm sanlr. Oysa bilgilendirici metinler gerçek dünyadan söz ederken yaznsal metinlerin gerçek yaamla birebir ilikisi yoktur, çünkü edebiyatç öykü, roman, oyun türü metninde gerçek olmayan, hayali, düsel, kurmaca bir dünya tasarm içinde sunar bizlere olaylar, kiileri, yerleri… Yaznsal/kurmaca metin, roman, öykü, oyun, iir, masal, efsane, destan türlerinde oluturulmu metinleri kapsar, kimi yazarlar yaznsal (edebi) dil kullanmn ölçü alarak deneme, an, geziyazs gibi türlerde yazlm metinleri de bu kapsamda deerlendirirler. Bilgilendirici metinlerin bilgi, haber vermek, uyarmak, bilinçlendirmek gibi amaçlarla yazldn biliyoruz Yaznsal metinlerin dorudan doruya böyle bir amac yoktur; yaznsal metinler duyarlk oluturmakla yetinir; ders vermez, bilgi sunmaz, ideolojik propaganda yapmaz. Yaznsal metinlerde konu edinilen olayn gerçek yaamda somut karl/örnei yoktur. Olay örgüsü yazarn amacna uygun olarak düzenlendii için kronolojik de olmayabilir. Karakter ve tipler dorudan doruya yazarn yaratsdr. Olaylarn geçtii yerin ayrntlar yazarn uydurmasdr. Yani bu olay, kii, yer ve anlatlan zamann gerçek/nesnel dünyada somut bir karl yoktur. Ama tabii yazar içinde yaad dünyada olup biten olaylardan, çevresinde yakndan tand kimselerden, gezip gördüü yerlerden, içinde yaad zamandan ya da okuyarak eski zamanlardan birtakm etkiler, esinler alm olabilir; gerçek kii ve yer

adlar da verebilir, dahas kendi metnindeki zaman da somutlayabilir. Ancak unutmayalm, bunlar nesnel dünyann gerçekleri deil, sanatsal/yaznsal dünyann gerçekleridir, ksaca yazarn dügücünün ürünleridir. Özetle yaznsal metinlerinde anlatlan gerçeklerin nesnel dünyadaki gerçeklerle ilikisi yoktur.

SLAYT 20 Balk

Yaznsal metin de bir iletiim kurmak için üretilir. Yazar okuruyla metni araclyla kurduu bu ilikide, okuruna mutlaka bir eyler anlatmak istemektedir. Örtük y a da açk bir ileti gönderir okuruna. Yazar da günlük dilin sözvarln, dilbilgisel özelliklerini kullanr. Ancak anlatrken günlük dili kullanyor görünmesine karn, çok özel bir dil yaratr. Öbür deyile yaznsal metin, dilin etkileyici bir biçimde kullanld metinlerdir. Bu metinlerde dil etkileyici biçimde kullanlr. Bunun için de sözcüklerin yananlamlarna (sözlüksel ve yazarn kendi yaratt yananlamlara) daha çok önem verir; benzetme, eretileme, kartlama, ses yinelemesi gibi yazn sanatlarn belirli bir seçmeyle kullanr. Yaznsal metinlerin de bir yaps (biçimi) vardr, yazar konusuna, amacna, anlatm biçimine göre seçer bu yapy. Yaznsal yaptlarda da insan, çevresi, ilikileri vb konu edinilir. Yazar bütün bunlarla okuyucunun duygu ve düüncelerini etkilemek, güzellik duygusunu okamak istemektedir.

SLAYT 21 Balk

Sözlü anlatm=> Topluluk karsnda konumalar (1)

*Bir duyuruyu iletme: Bir iyerinde, dernekte vb yerlerde kimi zaman bir haberin, bilginin duyurulmas da istenir. Bunu sözlü olarak yapabilmek ustalk ister. Duyuruyu ksa, yaln, özlü biçimde belirtmek kuraldr. * Bir nesneyi (aleti, meyveyi vd) tantma: Bir nesneyi tantmann çok kolay olduu sanlr. baa düünce ne denli güç olduu anlalr. Ancak söz konusu eyle ilgili olarak neleri anlatacanz bildiinizde öbür deyile yol yordam bildiinizde sorun büyük ölçüde çözülür. Sözgelimi ARMUT’u tantacaz. Nelerden söz edebiliriz? öyle ksa notlarla yazalm: “aaç= biçim, yetitii yöre, toprak, iklim, dikim, alama, çiçeklenme, olgunlama; türleri vb. Meyve= biçim, yap, renk, koku, sertlik/yumuaklk, sulu/susuz, tatl/tatsz, besin deeri, vitaminler, saklanma, tüketilme zaman, paketleme, pazarlama biçimi vb.” SLAYT 22 Balk

* Tartma

Günlük yaamda sk sk bavurduumuz anlatm yöntemlerinden biri de tartmadr. Tartmada belirli bir konuda taraflarn deiik düünce, gözlem, kan ve inançlarn karlkl olarak dile getirmeleri söz konusudur. Kukusuz her söz-lü anlatm gibi tartmann da amac, bir konuda ayn düünceleri, kanlar paylamayan birinin/birilerinin görülerini deitirmeyi ön görür. Tartma da kurallarna göre yaplmaldr. Tartma, saduyu ve hogörü snrlar içinde, karlkl görü alverii ve kendi görüünü sonuna kadar savunma çerçevesinde gelitirilmelidir. Öfkelenme, kavga çkarma, küçümseme, hakaret etme gibi olumsuz durumlar tartmay bozar. Öbür deyile tartma bir ikna etme, etkileme sanatdr. Bu ikna etme ve etkileme de özgün düünceler ve bilgileri dile getirme, özgün örnekler sunma, ilginç

karlatrmalar yapma, konuya farkl açlardan bakma biçimlerinde gösterilen üstünlükle salanr. Tartmada bilgiler ve düünceler kadar duygular ve cokular da etkili olur.

SLAYT 23 Balk

Ayn görü, kan ve inanta olanlar arasnda cokulu bir tartma ortam yaratmak pek mümkün deildir. Bunun için tartlacak konuda öncelikle hangi sorunlarn bulunduunu iyi kavramak, belirlemek gerekmektedir. Sorunlar belirlenince bu sorunlara ilikin çözüm önerileri oluturulmas da zorunlu duruma gelir. te tartma, sorunlarn belirlenmesi, neden ve sonuçlarnn incelenmesi ve bu sorunlara ilikin çözümlerin üretilmesi süreçlerini kapsar. Tartmada taraflarn birbirlerini çok iyi dinlemeleri, gerekli durumlarda not almalar, yanl anlama gibi durumlardaysa görüleri yineletmeleri gerekebilir. Tartma temelde bir gerçein çeitli yönleriyle ortaya konulup irdelenmesini amaç edinir.

SLAYT 24 Balk

Bir tartmay salkl bir biçimde yürütebilmek için birtakm ilkelere uyulmas gerekir: 1. Konu önceden belirlenmi ve taraflara duyurulmu olmaldr. Konu eer o srada verilmise taraflara düünebilmeleri, hazrlk yapmalar için ksa bir süre tannmaldr. 2. Taraflar tartma konusu üzerinde önceden çeitli kaynaklardan bilgiler derlemeli, gözlem ve deneyimlerini anmsamaldrlar. 3. Tartmay açacak, yönetecek ve her tarafa eit konuma hakk tanyacak güvenilir bir bakan seçilmelidir. 4. Tartmada konuan taraf kar taraf sabrla, soukkanl davranarak dinlemeli, gerektiinde notlar almal, kendi kar görülerini de yazmaldr. 5. Tartmada önemli olannn, düünceleri kar düünceler üreterek çürütmek olduu unutulmamaldr. Bu da ancak konu dna çkmadan, duygusalla kaplmadan yaplabilir. 6. Tartmada kendini savunmak için saçmalama hakkn kullanmak diye bir durum yoktur. Tartmada kar tarafn görülerinin benimsediini söylemekten de çekinilmemelidir

SLAYT 25 Balk

UYGULAMA

Altrma: Aadaki konulardan biri seçilecek ve snfta tartlacak. - Türkiye’de internet konusunda ne gibi sorunlar yaanyor? - Zamannz iyi kullandnz söyleyebilir misiniz? Zaman doru ve etkili kullanma konusunda neler yaplmaldr? - Spor karlamalarnda ve sonrasnda yaananlar sizi de üzüp düündürüyor mu? Çözüm önerileriniz neler olabilir?

SLAYT 26 Balk

GELECEK HAFTA: * Gelecek haftann konusu: “Köyde mi yaamak istersiniz, kentte mi? 150-200 sözcüklük bir metin hazrlayp geliyorsunuz.

SLAYT 27 Balk

EK OKUMA

PANK

Artk ssz krlar brakt Pan; imdi birçok ülkelerin milyonluk kentlerinde Asfaltlarda, betonlarda dolayor Kzgn, uzun yazlarn ölen saatlerinde

Blok apartmanlarn ahane katlarndan En çalml tatlara atlyorl. Devcileyin arkalar, koskoca bankalardan (devcileyin: dev gibi ) Yannda yardakçlar, yayor.

Sessiz dilsiz kimseleri kestiriyor gözüne, Dililerden kaçyor. Fabrikalarda duvarlar sar kale kaplar Ylgn yorgun adamlar, bezgin ürkek kadnlar… Çullanyor onlarn az ekmek sevincine.

Deil yalnz yazlarn kzgn scaklarnda Hemen her gün, hele büyük kentlerde Bulvarlar taryor, hain gülüleri sessiz. Pan’la kar karya, gözleri kararyor Kat cvk asfaltta yalnayak bir isiz.

Yoksullar açlar hastalar sürünürken Kentlerin göbeinde, kuytu köelerinde; Hncn alamam sanki insanlardan Uygarl zalim, daha da aztyor Atom bombalarnda, uzay füzelerinde.

Yarnlar? Gizli kara gazte haberlerinde O varsa ekmeklerde, sularda aulu (aulu: zehirli) Hatta çocuk yüzlerine dümüse gölgesi, Keser bizim gibiler yarnlardan umudu.

Renklerde, emeklerde, rklarda… Yahudiler, içiler, zenciler…Pan! u dünyada insanca yaamak da yoksa Ne kalyor geriye, yüzyllardan… -- Behçet NECATGL

SLAYT 28

Balk

PAN: Yunan mitolojisinde Arkadya çobanlarnn tanrs. Hermes’in oludur. Çobanlarn ve küçükba hayvanlarn koruyucusudur. nsan yüzlü ve gövdeli, keçi ayakl, boynuzlu görünüüyle beklenmedik bir yerden çkarak korku ve ürküntü (panik) yaratrd. Sürülerin ve aaçlarn arasnda kavaln çalarak dolard. Pan’n ölümü üzerine bütün doann yas tuttuu söylenir.

SLAYT 29 Balk

iir Yorumu iir de yaznsal (edebi) türlerden biridir. iir genellikle duyularmz araclyla bize dünyay, evreni, bireyi, görünüleri... tantr. iir de özel bir düünme, duygulanma biçimidir. iirin yap ta imgedir (imaj, hayal). mge duyularmzla algladmz varlklarn, durumlarn zihnimizdeki görüntüleridir, bunlarn iire yansm biçimleri-dir. iirin güzellii, özgünlüü imgelerin özgül oluuna baldr. Hemen her imge duyusal-düünsel bir resimdir. air bir dil ustas olarak iirini kurarken, benzetmeler, eretilemeler (metafor), antrmalar, abartmalar, deimeceler (mecaz) vb’ye bavurabilir. Sözcüklere yeni anlamlar katar, sözdiziminin snrlarn zorlar, deiik, allmam badatrmalar yapar... Bir iir incelenirken öyle bir yöntem uygulanabilir:1) iirin konusunu saptama, 2) iirin temasn (anaduygusunu, mesaj) bulma, 3) iirin (varsa) iletisini yazma, 4) iirin anlaml bütün oluturan bölümlerini ayr ayr açklama (Bu süreçte iirde kullanlan imgeler, simgeler, eretilemeler, antrma, abartma, badatrma vb göz önünde bulundurulur.) 5) iirin biçim özelliklerini (ölçü, uyak) söyleme, 6) iirin türüyle ( lirik, epik, pastoral, didaktik ) ilgili bilgi verme, 7) airle ilgili genel bilgi sunma.

Bu iir üzerine bir yorum yazs hazrlayabilirsiniz: (Pan iirde size göre neyi simgeliyor?- Pan, kentte en çok kimleri hedef alyor? Niçin? Onlara ne yapmay planlyor?- Pan’n uygarlnn özellikleri nelerdir?- iirde kentlerde yaanan hangi sorunlara parmak baslyor?- Necatigil’in bu iirle bize vermek istedii mesaj nedir? –iirle ilgili izlenimleriniz neler?

SLAYT 30 Balk Dilbilgisi-Genel Bilgiler Tanm, çerii, levi, Bölümleri Tartalm : 1. lk ve orta öretimde gördüünüz dilbilgisi derslerinin size katks ne oldu? 2. Bir dil (anadili, yabanc dil) dilbilgisi kitaplar okunarak örenilebilir mi?

Daha önceki derslerde dilin bir dizge (sistem) olduunu belirtmitik. Bu izge dilsel birimlerin birbirleriyle olan ilikilerinden oluur. Birimler arasndaki ili-kiler deitiinde hem yap hem de anlam deiiklie urar. Sözgelimi "çalkan örenci" tamlamasnda "çalkan" "örenci"nin niteleyicisi olduu için sfat ilevi görür. Ancak "Örenci çalkandr." dendiinde hem yap hem anlam deimi; burada tümce yaps oluturulmutur; "çalkan" da yüklem görevindedir. Bir de u örneklere bakalm:

Güzel bir toplant yaptk. (güzel: sfat) Güzeller, podyuma çktlar. (güzel: ad) Kimi örenciler çok güzel konuuyor. (güzel: belirteç) Güzel, imdi beni dinle! (güzel: ünlem)

SLAYT 31 Balk

Buradan u sonucu çkarabiliriz: Dilsel birimler ancak birbirleriyle ilikilerine göre kavranabilir ve adlandrlabilir. Bu ilikiler göz önüne alnmadan bir deerlendirme yaplamaz. te dilbilgisi, dilin dizgesini aratrmay, kurallarn bulmay ve bunlar açklamay amaç edinen bir bilgi daldr. Dilin dizgesi, karmak ve çok gelimi bir durumdadr. nsanolu anadilini annesinden, çevresinden örenir; örenim aamasna geldiinde de dilin nasl bir yap gösterdiini, hangi kurallara dayandn kendine özgü terimleriyle kavramaya balar. Bir dili yabanc dil olarak örenirken de dilbilgisinden yararlanlr.

SLAYT 32 Balk Dilbilgisi öretiminin amac dilbilgisi öretmek deildir; dil bilgileri, bir dilin ileyi kurallarn öretmek, kavratmak ve bunlarn sözlü ve yazl anlatmda doru kullanlmasn salamak amacyla verilir. Dil bilgileri araclyla dilin seslerini doru söylemeyi, vurgu ve tonlamay yerli yerinde kullanmay, tümce kuruluunda sözcüklerin beyinde oluturulan bilginin içeriini en doru verecek biçiminde birbirleriyle ilikilendirilerek dizilmesini, çeitli anlamlama özellik-lerini ayrarak kullanmay öreniriz. Bu konularda yaptmz yanllar yine dilin kurallarna bavurarak düzeltme yoluna gideriz. Bireyleraras iletiimin salkl olabilmesi için, bireylerin iyi bir dilbilgisi eitiminden geçmeleri gerekmektedir. Bunun için okullara anadili dersleri konulmutur.

SLAYT 33 Balk Dilbilgisi dilsel olaylar genel olarak dört düzeyde inceler: sesbilim, biçimbilim, sözdizimi, anlambilim. Sesbilim, seslerin evrimini, çkarln, seslerle ilgili deiiklikleri, seslerin dalgalar biçiminde aktarlarak dinleyenlere ulatrldn, bildiriimin nasl gerçekletiini konu edinen dilbilgisi daldr. Biçimbilim, dildeki en küçük anlaml birimleri (kökler, ekler), bunlarn birbirleriyle ilikilerini, snflandrlmasn konu edinir. Sözdizimi, tümceyi oluturan birimleri, bunlarn tümce içindeki dizililerini, tümcelerin birbirleriyle ilikilerini inceler. Anlambilim, sözcüklerin ve tümcelerin anlam bakmndan gösterdii özellikleri, geçirdii deiimleri inceleme konusu yapar. Bunlarn dnda u bilgi dallar da dilbilgisi balamnda deerlendirilebilir: sözcükbilim, sözlükbilim, adbilim, lehçebilim. Sözcükbilim, bir dilin sözvarln, sözcüklerin kökenini, yapsn, tarihsel geliimini, anlam evrenini inceler. Sözlükbilim, sözlük hazrlama yöntemlerini ve tekniklerini aratrr.

Adbilim, adlar sözcük-kavram ilikisi içinde inceler. Özel adlar (kii, yer vb) da inceleme kapsamna alr. Lehçebilim, bir dilin içindeki lehçe ve azlarn oluumunu, sesbilimsel, biçimbilimsel, sözdizimsel, anlambilimsel açlardan deerlendirir.

SLAYT 34 Balk Sesbilim SES.- Bilindii gibi ses, havann titremesiyle oluan ve iitme organ araclyla alglanan fiziksel dalgalardr. Bu dalgalar iitme organ ve sinirleri araclyla beyindeki iitme merkezine aktarlr… Doadaki ses says çok çeitlidir; ancak insann çkarabilecei seslerin says snrldr. Dünya dillerinde konuma seslerinin says 100 kadardr; herhangi bir dilde ise ortalama 25-30 kadar konuma sesi bulunmaktadr. Dil seslerinin oluumu fizyolojik, iletimi ise fiziksel süreçlerle ilgilidir. Bu süreçler sonucu duyulup alglanan ses, dinleyenlere bilgi ve içerik aktarr. Ses yolunda bulunan ses telleri, grtlak, küçük dil, di, damak, dudak gibi organlarn ses yolunu açp açmamas, daraltp geniletmesi ile çeitli konuma sesleri oluur. (boumlanma= artikülasyon). Ses telleri çeitli iddet, younluk ve uzunlukta perdeler oluturabilir. Ses telleri kadnlarda ve çocuklarda ksadr; bu nedenle kadn ve çocuk sesi, yetikin erkek senine oranla daha tizdir. Ses telleri titreerek ya da titremeyerek sesin oluumuna katk salar. Seslerin tek balarna anlamlar yoktur. nsan doal olarak birtakm sesler çkarr, ancak zamanla çevresindekileri dinleyerek, onlar taklit ederek anlaml ses öbekleri (sözcük, tamlama, tümce vb) oluturmaya balar. nsan içinde doup büyüdüü toplumun dilini anadili olarak edinir.

SLAYT 35 Balk

Türkçe'nin Sesleri ve Sesbilim Özellikleri Türkçe, sesleri ve ses düzeni açsndan dünya dilleri arasnda özel bir yer tutar. Türk-çe'de 8 ünlü, 21 ünsüz ses bulunmaktadr; bu da Türkçe’nin ses bakmndan zengin dil-lerden biri olduunu gösterir. Türkçe'de bir harf-bir ses denklii gözetilmitir. Bunun anlam udur: Türkçe, yazld gibi okunan bir dildir; baka deyile Türkçe genel çizgile-riyle sesçil (fonetik) ve sesbilimsel (fonolojik) özellikleri ar basan bir dildir. Kimi dillerde birkaç harften oluup da tek ses olarak okunmas gereken durum da, Türkçe'de görülmez. Bu bakmdan Türkçe'nin okunuu, yazl ve öretimi/örenimi oldukça kolaydr. Türkçe'de bütün ünlüler normal uzunluktadr; dier deyile Türkçe'de uzun ünlü (uzun ünlü [:] imiyle gösterilir) yoktur. Ancak hece kaynamas sonucu kimi sözcüklerin söyleniinde ( pek + iyi > peki /peki:/ , aa-bey > abi> abi /a:bi/ ; ya da son sesi // olan hecelerin okunuunda uzun ünlüler ortaya çkar da /da:/, ya /ya:/ gibi). Türkçe'ye giren yabanc sözcüklerden kimilerinde uzun ünlüler korunurken ( tarih /ta:rih/, âlem /a:lem/, gibi), kimileri de normalletirilmitir (hâtrlamak /ha:trlamak/ > hatrlamak /hatrlamak/; takvim /takvi:m/> takvim /takvim/; tabiat /tabi:at/ > tabiat /tabiat/; tenkid /tenki:d/ > tenkit gibi).

SLAYT 36 Balk Türkçe'de ayn hecede ya da bitiik hecelerde çift ünlü bulunmaz; ancak kimi bileik sözcüklerle (babaanne /baba:ne/, anneanne /ana:ne/) Türkçe'ye girmi kimi yabanc sözcüklerde (maarif /ma:rif/, zooloji /zo:loji/) görülür; bunlar uzun ünlü olarak sesletilir. Sözcük banda çift ünsüzün bulunmamas da bu arada belirtilmelidir. Bu nedenle yabanc dillerden bu yapda gelen sözcüklere genellikle bir ünlü eklenir ( station >istasyon, scala

>iskele ). Bu deiimi geçirmemi yabanc örneklere de rastlanr; ancak bunlarn yazl ile okunuu farkldr (spor /spor/, tren /tiren/ gibi). Türkçe sözcüklerin son seslerindeki ötümlü ünsüzler genellikle ötümsüzletirilir; yabanc dillerden gelen sözcüklere bile bu kural uygulanr (cevab > cevap, merd > mert ) gibi. Yabanc sözcüklerle ilgili olarak belirtilmesi gereken bir yön de udur: Hemen bütün yabanc sözcükler Türkçe'nin sesletim özelliklerine uydurulur ( Örn. Muhammed> Mehemmed> Mehmet > Memet, nerdban > merdiven, tenkid /tenki:d (k kaln)/ > tenkit /tenkit/ gibi) Türkçe’nin baka dillerden ses düzeni açsndan en önemli fark, ses uyumlardr. Uyum, hem ünlüleri hem de ünsüzleri ilgilendiren bir ses olaydr. Türkçe sözcüklerde ünlüler, kaln ve ince olularna ( büyük ünlü uyumu), düz ve yuvarlak olularna (küçük ünlü uyumu) göre birbirleriyle uyum yaparlar. Ünsüzler de ötümlü ve ötümsüz olularna göre uyuma girerler (ünsüz uyumu). Son olarak da ünlülerle ünsüzlerin uyumundan söz etmek gerekir (ünlü-ünsüz uyumu). Türkçe, sözcük ve tümce düzeyinde vurgu, ton, ezgi ad verilen özellik-leriyle de düzenli, dahas söylenii kulaa ho gelen bir dil olarak kabul edilir.

SLAYT 37 Balk Sesler.- Sesler, solunum srasnda cierlerden gelen havann titremesiyle oluur. Dünya dilleri genelinde sesler benzer ve farkl özellikler gösterir. Türkçe 29 sesten oluan bir dildir; bu sesler alfabede ve yaz dilinde harf ad verilen imlerle gösterilir. (Özellikle öretime ilikin Türkçe dilbilgisi kitaplarnda ses ile harf birbirine kartrlmaktadr. Bu yanllk sesli harf, sessiz harf, sert harfler, yumuak harfler gibi baka terimlerin türetilmesinde de yaplmtr. Bilindii gibi ses, konumayla ilgili, harf ise yaz ve yazmla ilgili bir terimdir.) Türkçe, sesleri bakmndan zengin bir dil saylr. Türkçe'nin en önemli özelliklerinden biri, "bir ses-bir harf denklii" bulunmasdr. Türkçe'nin bir baka özellii de sesçil (fonetik) oluudur; Türkçe'nin ses düzeninde alfabede ve yazda gösterilip de okunmayan hiçbir ses yoktur. Ancak kimi durumlarda bu sesçil özellik sesbilimsel olmakta; yazm ve söyleyi farkllamaktadr: geleceim /geli'cem/, bir gün /bigün/, allahasmarladk /alasma:ladk/ gibi. Türkçe'nin (ölçünlü Türkiye Türkçesi'nin) 29 sesten olutuunu söylemitik. Bu sesler unlardr: /a/, /b/, /c/, /ç/, /d/, /e/, /f/, /g/, //, /h/, //, /i/,/j/, /k/, /l/, /m/, /n/, /o/, /ö/, /p/, /r/, /s/, //, /t/, /u/, /ü/, /v/, /y/, /z/

Sesler çk biçimlerine göre iki öbekte incelenir: ünlüler, ünsüzler.

SLAYT 38 Balk Ünlüler.- Ses yolunda herhangi bir engele çarpmadan çkarlan seslere ünlü (ünlü ses) denir. (Kimi yaynlarda sesli, sadal gibi terimler de kullanlr. Bilimsel yaynlarda kullanlan terim ünlü' dür) Ölçünlü Türkiye Türkçesinde sekiz ünlü ses vardr : /a/, /e/, //, /i/, /o/, /ö/, /u/, /ü/. Dilin ön bölümünün kullanlmasyla öndamakta oluanlara ön (ince) ünlü (/e/, /i/, /ö/, /ü/), dilin geri çekilmesiyle artdamakta oluanlara art (kaln) ünlü ( /a/, //, /o/, /u/) denir. Dudaklar düzletirilip çkarlanlar düz ünlü ( /a/, /e/, //, /i/), dudaklar yuvarlaklatrlp çkarlanlar yuvarlak ünlü (/o/, /ö/, /u/, /ü/) olarak adlandrlr. Az geni olarak açlnca açk (geni) ünlüler (/a/, /e/, //,/i/), az genilii darlatrlnca kapal (dar) ünlüler (//,/i/,/u/,/ü/) çkarlr. Türkçe sözcüklerin ön seslerinde bütün ünlüler bulunur: aç, el, k, iyi, oyun, ölüm, uzun, üzüm gibi. Türkçe sözcüklerde /o/ ve /ö/ ünlüleri ilk hece dnda bulunmaz; sadece {-(I)yor} ekinde

/o/ eskil biçim olarak korunmutur. Öbür ünlüler iç ve sonseslerde de yer alr: anlamak, elek, gece, s, iyi, uyku, üçüncü, gibi. Çada Türkiye Türkçe’sinde uzun ünlü yoktur. Kimi Türkçe sözcüklerin sesletiminde görülen uzun ünlüler yazya aktarlmaz: ne yapalm /na:palm/, aaç /a:ç/, babaanne /baba:ne/ gibi. Kimi yabanc sözcüklerdeki uzun ünlüler zaman içinde ya normalleir (hatra /ha:tra/ > hatrlamak /ha:trlamak/ > hatrlamak /hatrlamak/) ya da uzunluklarn korur (tarih /ta:rih/, hata /hata:/ gibi). Kimi bileik sözcükler (babaanne , anneanne, gibi) ile ödünç sözcükler (aerobik, kooperatif) dnda Türkçe'de iki ünlü yanyana bulunmaz. Kimi seslenmeli kullanmlarda ünlülerin uzatld dikkati çeker: güzeeel!, zrrr! Ahmeeet! aaaah! gibi. Bunlar her zaman yazda gösterilmez. -Uyar: (:) imi, uzun ünlüleri/heceleri gösterir.

SLAYT 39 Balk Ünsüzler.- Ses yolunda bir kapanma ya da engellenme sonucu çkarlan seslere ünsüz (ünsüz ses) denir. (Kimi yaynlarda ünsüz için sessiz ya da sedasz gibi terimler de kullanlmaktadr. Bilimsel yaynlarda kullanlan terim ünsüz' dür.) Türkçe'de yazda gösterilen 21 ünsüz ses bulunur: /b/, /c/, /ç/, /d/, /f/, /g/, //, /h/, /j/, /k/, /l/, /m/, /n/, /p/, /r/, /s/, //, /t/, /v/, /y/, /z/. Türkçe'de ünsüzler ;  ses tellerinin titreip titrememesine göre ötümlü=titreimli (/b/, /c/, /d/, /g/, [//], /j/, /l/,/m/,/n/, /p/, /r/, /v/, /y/, /z/), ve ötümsüz =titreimsiz ( /ç/, /f/, /h/, /k/, /p/, /s/, //, /t/);  çk yerindeki engelleme biçimine göre patlamal (/b/, /d/, /g/, /k/, /p/, /t/ ), szmal (/c/, /ç/, /f/, //, /h/, /j/, /s/, //, /v/, /z/), çarpmal (/r/), genizsi (/m/, /n/), yan ünsüz (/l/);  az içindeki engelleme yerine göre dudaksl (/b/, /p/), disil-dudaksl (/f/, /v/), dieti ünsüzü (/c/, /ç/, /d/, /l/, /n/, /s/, /t/, /z/), damaksl (ardamaksl: kaln /g/, kaln /k/, kaln /l/; öndamaksl: ince /g/, ince /k/, ince /l/, /c/, /ç/, //), grtlaksl (/h/) ünsüz olarak betimlenir. Türkçe'de önseste ince ve kaln // ünsüzü bulunmaz, yani Türkçe'de hiçbir sözcük // ile balamaz. Yansma sözcükler (fsl fsl, hrl hrl, lkr lkr, ml ml, zr zr) dnda da /f/, /h/, /j/, /l/, /m/, /r/, /z/ ünsüzleri önseste yer almaz. Türkçe sözcüklerin sonunda /b/, /d/, /c/ , ince ve kaln /g/ sesleri görülmez. Ancak ad/at saç/sac örneklerinde bu sesler anlam ayrc birim ilevi görür.

SLAYT 40 Balk

Hece.- Dildeki sesler tek balarna söylenmez, konuma srasnda sesler kendi aralarnda özel bir biçiminde kümelenir. te seslerin sözcük kuruluunda kümeleni birimine hece ad verilir. Hece, konuurken ses organlarnn bir devinimi sonucu oluan ses dizisidir. Hecelerde belirleyici olan, ünlü seslerdir. Ünlü sesler önüne ya da ardna ünsüz seslerden birini (bazen ikisini) alarak heceleri oluturur. Türkçe sözcüklerde hece kalplar ünlü ve ünsüzlerin kümeleniine göre ayrt edilir. Kimi heceler sözcük yapsnda anlaml birimler olurken, kimi heceler sözcük içinde bamsz anlaml birim olarak yer almaz. Türkçe'de hece içinde birbirine bitiik olarak ayn ya da farkl iki ünlü ses yer almaz.

SLAYT 41 Balk Türkçe sözcüklerde görülen hece kalplar: ünlü : a (ünlem), o (kii zamiri), e-li -k, i-lik, o-yun, ö-lüm, u-zun, ü-çüncü.. ünlü+ünsüz: ay, el, s-lak, in-dik, oy, öp-mü, uç-tu-lar, üç...

ünlü+ünsüz+ünsüz: alt, üst ... ünsüz+ünlü: bu, u, de, su, bu-nu, su-yu, ku-yu, ka-le-mi-ni, ge-tirdi ... ünsüz+ünlü+ünsüz: bal, gün, yol, kal-dr-d... ünsüz+ünlü+ünsüz+ünsüz: genç, yurt, kurt, cart, frt, srt... Türkçe'ye girmi yabanc sözcüklerin bir bölümü Türkçe'nin hece kalplaryla benzerlik gösterirken bir ksm kendi hece kalplaryla yer alr: ünsüz+ünsüz+ünlü: flu, psi-koloji, pro-fesör ünsüz+ünsüz+ünlü+ünsüz: klan, plan... ünsüz+ünsüz+ünsüz+ünlü: stra-teji, stra-for... ünsüz+ünsüz+ünlü+ünsüz+ünsüz: fyort, tröst... ünsüz+ünlü+ünsüz+ünsüz+ünsüz: tekst, ünsüz+ünsüz+ünsüz+ünlü+ünsüz: stres, strük-tür...

Sözcüklerin çekim ve türetiminde hece yaplarnda deimeler olur; ünlüyle balayan ekler, sözcük tabanndaki ünsüz sesi kendi yapsna katabilir: gel- > ge-li-yor-lar, el- > e-li-miz-den gibi.

SLAYT 42 Balk Kaynatrma ünsüzleri.- Türkçe'de kök-ek bilemelerinde ünlü çatmas durumu gündeme geldiinde araya bir ünsüz ses girer. Bu sese, kaynatrma ünsüzü, geçi sesi, koruma sesi/ünsüzü de denilmektedir. Türkçe'deki balca kaynatrma ünsüzleri unlardr: /s/ : çocuun anne-s-i... /y/ : kap-y-a (dayand), alama-y- (brak)... /n/ : el-i-n-i (uzatt), dede-s-i-n-i (özlemi), bu-n-u ( getir), u-n-u (götür)... // : iki--er, alt--ar, yedi--er, yirmi--er, elli--er... Balant ünlüsü.-Yine kök-ek bilemelerinde taban ile ekler arasna ünlü bir ses (-I-) girmektedir. Bu ünlü, ses uyumlarna göre --,-i,-u-,-ü- olabilmektedir: aç--k, el-i-n-den, yolculu-u-mu , gördü-ü-müz gibi.

SLAYT 43 Balk Ses Deimeleri.- Türkçe'de sesler, söz zincirini oluturan sözcükler içinde zamanla birtakm deimeler geçirir. Bu deimelerin kimileri kalc, kimileri geçici, kimileri de balamsaldr. Yapca bakldnda deimelerin tabanla ya da çekimle ilgili olduu görülür. Darlama. - Geni ünlüyle biten bir tabana (kök / gövde) imdiki zaman eki (-I-)yor getirildiinde tabann son ünlüsü darlar: ara-yor > aryor, bakma-yor > bakmyor (a>) ; bekle-yor > bekliyor (e>i), kolla-yor> kolluyor (a>u), özle-yor > özlüyor (e>ü) gibi.

SLAYT 44 Balk Yuvarlaklama.- ki yuvarlak ünlü arasnda kalan düz bir ünlü yuvarlaklar: bulmayor > bulmuyor (a > u), kökleyor > köklüyor (e > ü) gibi. Benzeme.- Türkçe sözcüklerde genellikle yan yana gelen, kimi zaman da uzak konumlanan sesler birbirini etkiler, dahas birbirine benzeir. Türemi ve çekimli sözcüklerde, taban kökle birleirken ötümsüz ünsüzler birbiriyle, ötümlü ünsüzler de birbiriyle benzeirler (yakn benzeme): süt-çü (t-ç), kalk-tm (k-t); bil-gin (l-g); gör-dü (r-d) gibi. (Bk. Ünsüz uyumu) Bazen bu benzeme uzak sesler arasnda gerçekleir (uzak benzeme) : etmek-> ekmek (t-k => k-k), menba->memba (m-n-b => m-m-b) gibi. Benzeme kimi ünlü sesler arasnda da görülür: iç+kur > uçkur (i-u => u-u), bahur > buhur (a-u => u-u) gibi. Ayrma.- Ses diziminde birbirine yakn sesler arasnda bazen bir aykrlk oluur, benzer sesler ayrr: muamma > muamba (m-m => m-b), attar > aktar (t-t => k-t)... gibi.

SLAYT 45 Balk Türeme.- Türkçe'de iki tür ses türemesi ayrt edilir: ünlü türemesi, ünsüz türemesi. Kimi Türkçe ve yabanc sözcüklerde çeitli nedenlerle (ön ve son seste iki ünsüz bulunmas, kimi seslerin Türkçe'de bulunmamas, gibi) ön, iç ve son seslerde ünlü ve ünsüz türemesi görülür; böylece kimi durumlarda sözcüün hece yaps da artmaktadr: station > istasyon (önseste /i/ türemesi), Skutari > Üsküdar (önseste /ü/ türemesi), akl > akl (içseste // türemesi), meta > matah (sonseste /h/ türemesi), kehrüba > kehribar (sonseste /r/ türemesi) gibi. Düme.- Türkçe'de ses dümesi de, hem ünlüler hem ünsüzlerle ilgili bir olgudur. Kimi ünlü sesler; anma, vurgusuzluk gibi nedenlerle düüp sözcükteki hece saysnn azalmasna yol açar. Ünlü dümesi hem türemi hem de çekimli sözcüklerde ortaya çkar. Bunun için hem kalc hem de geçici dümeden söz edilebilir. Örnein az > az (// dümesi), burun> burnu (/u/ dümesi) geçicidir; bu tür sözcükler yaln durumda eski biçimini alr. Kimi dümeler tarihsel süreçte gerçekleir: scak >scak (önseste // dümesi), evir->evire > evre, devir->devirim > devrim (içseste /i/ dümesi), koku-lamak > koklamak (içseste /u/ dümesi), gibi. Bunlar kalc dümelerdir. Ayn durum kimi ünsüz seslerin, çift ünsüzün teklemesi, ünsüz ymalarnn seyreltilmesi gibi nedenlerle de gerçekleir: büyük-çek > büyücek (içseste /k/ dü-mesi), küçük-çük > küçücük (içseste /k/ dümesi), arslan > aslan (içseste /r/ dümesi), abdest (Fars.) > aptes (sonseste /t/ dümesi), afv (Ar.) > af (sonseste /v/ dümesi), hammal (Ar.)> hamal (içseste /m/ dümesi) gibi.

SLAYT 46 Balk Ötümlüleme.- Patlamal ünsüzlerde görülen bir ses deimesidir. Sonsesinde ötümsüz patlamal bir ünsüz bulunan bir sözcüe, ünlüyle balayan bir ek getirildiinde ötümsüz ünsüzler ötümlüleir; bu balamda /p/, /ç/, /t/ ünsüzleri /b/, /c/, /d/ olur ( kitap > kitab-a, kitab-, kitab-n, aaç > aac-a, aac-, aac-n, yurt> yurd-a, yurd-u, yurd-un gibi); /k/ ise çokluk //'ye dönüür (yaprak >yap-ra-a, yapra-, yapra-n, bçak > bça-a, bça-, bça-n gibi) ya da kimi örneklerde /g/ olur (renk > reng-e, reng-i, reng-in gibi). Kimi Türkçe sözcüklerde bu balamda ötümlüleme olaynn gerçeklemedii de görülür (alt > alt-a, kaç > kaç-a, ip >ip-i, sap > sap-, kök > kök-ü, ant > ant-, yakt > yakt-, gibi). Yabanc sözcüklerin sonseslerindeki /d/'ler genellikle ötümsüzleip /t/ olur. Bu tür sözcükler ünlüyle balayan bir ek aldklarnda bu sonsesleri yeniden ötümlüleir (methode > metot > metod-u, merd > mert >merd-i gibi); sonsesi /t/, /k/, /p/ olan kimi yabanc sözcükler, ünlüyle balayan ek alsalar bile ötümlüleme olay gerçeklemez (dikkat > dikkat-i, saat > saat-e, bank > bank-, kamp > kamp-a, gibi). Kaynama.- Bileik sözcüklerin yapsnda ortaya çkan bir durumdur; sonsesi ünlü olan bir sözcükle, ünlüyle balayan baka bir sözcük bileirken, bu ünlüleri kaynar ve iki sözcük tek bir sözcük biçiminde söylenir (sütlü + a > sütlaç, cuma + ertesi > cumartesi, ne + için> niçin, bu+ ara > bura gibi). SLAYT 47 Balk Ünlü çatmas.- Sözcük bilemelerinde görülen bir ses olaydr; ünlüyle biten bir taban, ünlüyle balayan bir baka sözcükle bileirken ünlüler arasnda bir çatma olur ve ünlülerden biri /y/'ye dönüür; bir hece yok olur ( bakt+ idi> baktyd, annesi+ile > annesiyle gibi) ya da ünlülerden bir düer (cuma+ertesi> cumartesi gibi).

kileme.- Türkçe'de sözcük banda da sözcük sonunda da özde iki ünsüz bulunmaz; sözcük ortasndaysa ayr hecelerde olmak kouluyla art arda gelebilir (bal-lar, an-ne, tut-tu, gibi). Yabanc kökenli sözcüklerde özde çift ünsüzler genellikle sözcük sonunda teke indirilir : hiss > his, hakk > hak , redd > red > ret gibi. Ancak ünlüyle balayan bir ek almalar durumunda bu ikinci ünsüz yeniden ortaya çkar: hiss-i, hakk-, redd-i gibi. Duygusal anlam yüklü sözlerin söyleniinde de kimi ünsüzlerin çift ünsüz biçiminde söylendii görülür: eek > eek, eolueek, evvet (efendim) gibi. Pekitirmeli sözcüklerde yer alan pekitirme birimleri de (ap:apaçk, sap:sapsar, kp:kpkrmz, yem: yemyeil, çr:çrçplak, kas:kaskat gibi) bu balamda deerlendirilebilir.

SLAYT 48 Balk Ses Uyumlar

Türkçe'de sesler sözcük içinde belirli bir uyum oluturacak biçimde dizilir. Uyum, sözcüü oluturan heceler içinde ayn ya da benzer türden seslerin bir arada bulunmas durumudur. Ses uyumu hem ünlüler hem de ünsüzler için söz konusu olduundan üç öbekte incelenir: A) Ünlü uyumu, B) Ünsüz uyumu, C) Ünsüz-ünlü uyumu.

SLAYT 49 Balk A) Ünlü uyumu.- Ünlü uyumu sözcük düzeyinde ünlü sesler arasndaki kalnlk-incelik ve düzlük-yuvarlaklk bakmlarndan gerçekleen bir uyumdur. ki türü vardr: -Büyük ünlü uyumu, -Küçük ünlü uyumu. * Büyük ünlü uyumu: Bu uyum, birden çok heceden oluan yaln, türemi ve çekimli sözcüklerde görülür. Az boluundaki oluum yerine göre betimlenen ön=ince (/e/, /i/, /ö/, /ü/) ve art (=kaln) ünlülerin (/a/, // ,/o/, /u/) dizilii açsndan söz konusudur. Türkçe bir sözcüün ilk hecesinde ince (=ön) bir ünlü varsa, sonraki hecelerde de ancak ince ünlüler bulunur; ayn ekilde ilk hecesinde kaln (=art) bir ünlü varsa, sonraki hecelerde de ancak kaln ünlüler yer alabilir. Bu bakmdan büyük ünlü uyumuna kalnlk-incelik ya da incelik-kalnlk uyumu da denilmektedir. yaln: üzüm (ü-ü), altn (a-) türemi: gözlükçülük (ö-ü-ü-ü), elek (e-e), aç (a-), bakan (a-a) çekimli: evimizden (e-i-i-e), kapsna (a---a)

Kimi Türkçe sözcükler (anne, elma, hangi, inanç, kuzey), kimi yabanc sözcükler (asil, biyoloji, kibar, istasyon...) ile, ön (ince) ünlülü ve tek biçimli -ken (gelir-ken, alrken), -k (dünkü, yarnki ), -leyin ( ö-leyin, ikindi-leyin, akam-leyin, sabah-leyin), -giller (gül-giller, as-lan-giller...) gibi ekler, art (kaln) ünlüyle balayan Türkçe sözcüklerde büyük ünlü uyumuna uymaz; tek biçimli imdiki zaman eki -(I)yor da (alyor, bakyor, geliyor, inceliyor) ön (ince) ünlülü Türkçe sözcüklerle çekime girince büyük ünlü uyumu dnda kalr. Bileik sözcüklerde büyük ünlü uyumu aranmaz.

SLAYT 50 Balk Küçük ünlü uyumu: Bu uyum da birden çok heceli yaln, türemi ve çekimli sözcüklerde görülür. Dudaklarn ald biçime göre betimlenen düz (/a/, /e/, //, /i/) ve yuvarlak (/o/, /ö/, /u/, /ü/) ünlülerin sözcük içindeki diziliinde gerçekleir. Türkçe bir sözcüün ilk hecesinde düz ünlü varsa, sonraki hecelerde de düz ünlüler bulunur; ayn ekilde ilk hecesinde yuvarlak bir ünlü varsa, sonraki hecelerde de ancak "dar-yuvarlak" (/u/,/ü/) ve/veya "düz-geni" (/a/, /e/) ünlüler bulunabilir. “Düzlük-yuvarlaklk uyumu” da denir. yaln: oda (o-a), yürek (ü-e), üzüm (ü-ü)...

türemi: uykucu (u-u-u), görü (ö-ü), öte (ö-e), yorumlamak ( o-u-a-a) çekimli: oyunculardan (o-u-u-a-a), gözüme (ö-ü-e), yürümüler (ü-ü-ü-e)... Türkçe'de kimi öztürkçe sözcükler (avuç, kavurma, savunmak, yamur gibi), kimi yabanc sözcükler (antoloji, patron, horoz, oför...), tek biçimli -(I)yor eki (geliyor, alyorlar), küçük ünlü uyumuna uymaz. Bileik sözcüklerde de küçük ünlü uyumu aranmaz. SLAYT 51 Balk B) Ünsüz uyumu.- Sözcüklerin çekim ve türetiminde de ünsüz sesler arasnda çeitli açlardan bir uyum söz konusu olur. Ünsüz uyumu da bir tür ses benzemesi olaydr. Ünsüz uyumunda ünsüzlerin ötümlü ve ötümsüz olular belirleyicidir. Eer sözcüün taban (kök ve/veya gövdesi), ötümsüz bir ünsüzle (/ç/, /f/, /h/, /k/, /p/, /s/, //, /t/) bitiyorsa, getirilecek ekin ötümsüz ünsüzle balayan biçimi seçilir. Eer taban, bir ünlü ya da ötümlü ünsüzle (/b/, /c/, /d/, /g/, //, /j/, /l/, /m/, /n/, /r/, /v/, /y/, /z/) bitiyorsa, getirilecek ekin ötümlü olan biçimi alnr. Sözgelimi bulunma durumu eki –DA, ötümsüz ünlüyle biten tabanlara -ta,-te (kat-ta, üç-te...), ötümlü ünlüyle biten tabanlara -da,-de biçimleriyle (yol-da, ev-de...) eklenir. Bunun gibi -GI yapm eki de ötümsüz ünlüyle biten tabanlara -k, -ki, -ku, -kü ( bas-k, bit-ki, co-ku, küs-kü), ötümlü ünlüyle biten tabanlara -g,-gi,-gu,-gü biçimleriyle (al-g, bil-gi, ol-gu, öv-gü ) ulanr.

SLAYT 2 Balk C) Ünsüz-ünlü uyumu.- Türkçe sözcüklerde ünlülerin ön=ince ve art= kaln oluu söz zincirinde ünsüzlerin sesletimini de yakndan etkilemektedir; ünsüzler de ünlüler gibi ince ve kaln olarak söylenmektedir; böylece ünsüzlerle ünlüler arasnda da bir uyum gerçeklemektedir:

/k/ ön: kil, kel, iki, yek, tek... /k/ art: kal, kl, yaka, yok... /g/ ön: gel, gez, giy... /g/ art: gam, grtlak, gonca... /l/ ön: bil, bel, gel, il... /l/ art: dal, yol, bul... Uyar: Özellikle çokheceli yabanc sözcüklerin sonseslerindeki (bazen içseslerindeki) öndamaksl /g/, /k/, /l/ ünsüzleri, ön=ince ünlüyle balayan bir eki seçer: saat->saat-i, dikkat-> dikkat-i, usul-> usul-ü, kalp-> kalb-i, vals-> vals-i...

SLAYT 53 Balk

UYGULAMA Altrma 1: Aadaki Nasrettin Hoca fkrasnda (Eyyüb’ün p olmasnda) hangi sesbilimsel özellikler göze çarpmaktadr? “Nasrettin Hoca, bir gün camide vaaz veriyormu. akacl tutmu. Cemaate öyle seslenmi: - Ey cemaat, olunuz olursa sakn adn “ Eyyüb” koymayn. Çünkü halkn dilinde söylene söylene “p” olur.

SLAYT 54 Balk

Altrma 2: Aadaki sözcüklerde görebildiiniz ses deimelerini açklaynz. Örnek: bekliyor

SLAYT 55 Balk Altrma 3: Aada konuurken yanl söylenen kimi sözcükler bulacaksnz. Bu sözcüklerin doru söyleniini önce dil duygunuza danarak, sonra da sözlüklere bakarak dorusunu yaznz. Uyar: (:) imi uzun ünlüyü / heceyi gösterir. Amarika /amarika/ defile /defi:le/ demokrasi /demokra:si/ diger /di:ger/ hakem /ha:kem/ lider /li:der/ rakip /ra:kip/ miting /mi:ting/ panaroma/panaroma/ makosen /makosen/ SLAYT 56 Balk Altrma 3: Radyo dinlerken, televizyon, sinema, tiyatro oyunu izlerken kulanza çarpan söyleyi ve vurgu yanllarn saptayn, dorularyla birlikte yazn.

SLAYT 57 Balk YAZIM BLGLER

Kimi Sözcüklerin ve Eklerin Yazl

-‘ile’ sözcüünün yazl: Tümce içinde çeitli anlamsal görevler üstelenen ‘ile’ balac, kendisinden önce gelen sözcüe bitiik yazld gibi ayr da yazlabilmektedir. Bitiik yazldnda ekleir ve ses uyumlarna uyarak -la/-le biçimini alr: ev ile>evle, otobüs ile>otobüsle, uçak ile> uçakla, bçak ile>bçakla gibi.Ünlüyle biten sözcüklere eklendiinde, bandaki ‘i’ ünlüsü ‘y’ ünsüzüne dönüür: annesi ile>annesiyle, dünya ile>dünyayla, çevresi ile> çevreyle, kendi ile>kendiyle, ordu ile >orduyla gibi.

SLAYT 58 Balk:

-‘imek’ eyleminin çekimli biçimleri “idi, imi, ise ve iken”in yazl: Türkçede ‘imek’ eylemi bugün idi, imi, ise, iken biçimlerinde görülür. Eskiden önceki sözcükten ayr yazlrd; özellikle Yaz Devriminden sonra önceki sözcüe bitiik yazlmas kurallamaya balad, bu durumda da ses uyumlarna uyduu için yazlnda deiiklikler ortaya çkt. Örn. güzel idi>güzeldi, güzel imi>güzelmi, güzel iken>güzelken; çalkan idik>çalkandk, çalkan imiiz>çalkanmz, çalkan isek>çalkansak, çalkan iken>çalkanken; anlar idim>anlardm, anlar imiim> anlarmm, anlar isem>anlarsam, anlar iken>anlarken gibi.

UYARI: “iken” birimi ünlüyle biten sözcüklere eklenirken bandaki ‘i’ ünlüsü ‘y’ ünsüzüne dönüür: sokakta iken>sokaktayken gibi. Ayrca –ken biçiminde ekleince tek biçimli duruma gelir, kaln ünlülü sözcüklerde uyuma girmez.

SLAYT 59 Balk:

-‘-ki’ ekinin yazl: Eklendii ad soylu sözcüe ‘orada bulunan, o eyde olan, oraya ait olan; o kimseye ait olan’ anlam katan -ki eki, sözcüe bitiik yazlr. Örn. dün-kü (gazete), bugün-kü (haberler), yarn-ki (randevu), öbür-kü (ev), öte-ki (çocuk), evde-ki (çanta), sokakta-ki (adam); gibi. Adllarla kurulan kimi öbeklerde, tamlanan düer, -ki eki onun yerine geçip “sahip olunan eyi, kimseyi” belirtir: senin arkadan >seninki, benim eim>benimki, bizim arabamz>bizimki gibi.

UYARI: ‘-ki’ ekinin yalnzca iki biçimi vardr:-ki, -kü. Bu nedenle kaln ünlülü sözcüklerde uyuma girmez.

SLAYT 60 Balk:

-‘ki’ balacnn yazm: ‘ki’ sözcüü balaç olduu için hiçbir sözcükle bitimez, ayr yazlr. Öyle sevindim ki bilemezsin. Sen ki beni en iyi tanyan birisin, bunu nasl söylersin? Bir bela ki anlatlr gibi deil. Çocuklar niçin ayaa kalktnz? Ders bitmedi ki…

UYARI: ‘ki’ balac kimi sözcüklerle kalplaarak bileik yazlr. Örn. belki, halbuki, mademki, meerki, oysaki, sanki…Ayrca çünkü örneinde ek gibi ünlü uyumuna uyar.

SLAYT 61 Balk:

‘-de’ ekinin yazl: Bulunma durumu eki -de, sözcüklere bitiik yazlr; ses uyumlarna göre dört biçimi vardr: -da, -de, -ta, -te: araba-da, ev-de, sokak-ta, yürek-te…

UYARI: Bu ek özel adlara getirildiinde kesme imiyle ayrlr: Ahmet’te, Sivas’ta, stanbul’da, Hakkâri’de…

‘de’ balacnn yazl: ‘de’ balaç olduu için önceki ve sonraki sözcükten ayr yazlr; önceki sözcüün ünlülerinin kaln ve ince oluuna göre de da ve de biçimine girer.

Evde de kalabilirsin, tiyatroya da gidebilirsin.

Ben de sizinle gelebilir miyim?

SLAYT 62 Balk:

‘mi’ (m, mi, mu, mü) soru ekinin yazl: Tümcelere soru kavram katan ‘mi’ eki, kendinden önce gelen sözcükten ayr yazlr. Ünlü uyumlarna göre dört biçimi vardr: m, mi, mu, mü.

Evde yemek var m? Eve vaktinde dönebildiniz mi? En çok sevdiin kent stanbul mu? Yeni açlan sergiyi gördünüz mü?

Çekimli eylemlerde mi soru ekinden sonra gelen kii ve zaman ekleri bitiik yazlr:

Beni tanyor musunuz? Biraz buraya gelir misin? Bu akam sinemaya gidecek miyiz?

UYARI: imdiki zaman ekiyle çekimlenmi eylemlerde, ünlü uyumu gerei ekin yalnzca mu biçimi kullanlr: Geliyor mu?* Alyor musunuz?* Okuyor musun?

SLAYT 63 Balk:

Eylemliklerin (fiilimsilerin) yazl: -ma/-me ekiyle kurulan eylemliklere -i/-e ekleri getirilirse araya ‘y’ ünsüzü girer: gelme-y-e, alma-y-a, duyma-y-, dinleme-y-i gibi.

SLAYT 64 Balk:

UYGULAMA Altrma 1: Aadaki ki balaçl cümlelerin hangisinin yazl dorudur? A) O kadar güzelsinki … B) Hava öyle scakki baylacam. C) Sanki cennetteyim. D) Deil mi ki o bana yalan söyledi, her ey bitti. E) Bana demitinki, sen buralarda duramazsn.

SLAYT 65 Balk:

Altrma 2: Aadaki de balaçl cümlelerin hangisinin yazl dorudur? A) Bu kadarda olmaz artk. B) Senide götürmek istiyorum tatile. C) Bende senin de bir kitabn vard. D) Sende, bende, oda o gün çok neeliydik. E) Ders bitsinde gidelim diyorduk.

SLAYT 66

Balk: Altrma 3: Aadaki konuma metninde kimi yazm yanllar yaplmtr. Bunlar bulup düzeltiniz.

Hastahane santralnn telefonu çald. Arayan yal bir hanm idi. Çekingen bir ses ilen sortu: - Bir hastann durumu hakknda bilgi verebilecek biriyle görümem mumkün mü? - Ben size yardmc olaym tatl teyzecim. Hastann ad ve oda numrasi nedir? Yali hanm yorgun ve titrek sesiynen soyledi: - Halime kaya. Oda numarasi 302. - Siz birkaç dakka hatta kalin, ben hemiresinden durumunu ögreniyim. Bir kaç dakka sonra santral memuresi telefona geldi: - Haberler eyi teyzecim. Hemire bana Halime hanmn durumunun gayet iyi olduunu söyledi. Tansiyonu ve kalbi çok iyi imi ve doktoru Sami Bey onu sal günü taburcu etmeyi düünüyormu. - Sa olun, ne güzel haberler verdiniz. Öyle endieleniyordum ki! Allah razi olsun evladm. - Bir ey degil teyzecim. Halime hanm kiznz mi oluyor? - Yok evladim, Halime Kaya benim... Hiç kimse bana bir ey söylemiyor ki!..

MALTEPE ÜNVERSTES MESLEK YÜKSEKOKULU

Uzaktan Eitim: Türk Dili 1 Hazrlayan ve sunan: Ör. Gör. Yusuf ÇOTUKSÖKEN 6. BÖLÜM ( 11. ve 12. HAFTA) Kente göç ve kentleme olgusu…

çerik: * Bu bölümde kent, kente göç ve kentleme olgular üzerine metinler okunup tartlacaktr. * Yazl anlatmn aamalar üzerine bilgi verilecek. * Konulu yazma planlar hazrlanacaktr. *Dil bilgileri: Türkçede vurgu, ton, durak. *Yazm bilgileri: ki, de, ile sözcüklerinin yazm; kimi eklerin yazm

SLAYT 1 Balk: Birlikte düünelim

Birlikte düünelim

* Köyde mi, yoksa kentte mi yaamak istersiniz?Niçin? (10 dakika kadar)

SLAYT 2 Balk: Ön-hazrlk

Ön-hazrlk *Aadaki an-öyküyü okuyup deerlendirelim:

DEER VERMEK...

Bir gün New-York'ta bir grup i arkada, yemek molasnda darya çkar. Gruptan biri, Kzlderili'dir. Yolda yürürken insan kalabal, siren sesleri, yoldaki i makinelerinin çkard gürültü ve korna sesleri arasnda ilerlerken, Kzl-derili, kulana crcrböcei sesinin geldiini söyleyerek crcrböceini aramaya balar. Arkadalar, bu kadar gürültünün arasnda bu sesi duyamayacan, kendisinin öyle zannettiini söyleyip yollarna devam eder. Aralarndan bir tanesi inanmasa da, onunla aramaya devam eder. Kzlderili, yolun kar tarafna doru yürür, arkada da onu izler. Binalarn arasndaki bir tutam yeilliin arasnda gerçekten bir crcrböcei bulurlar. Arkada, Kzlderili'ye: "Senin insanüstü güçlerin var. Bu sesi nasl duydun?" diye sorar.

Kzlderili ise; bu sesi duymak için insanüstü güçlere sahip olmaya gerek olmadn söyleyerek, arkadana kendisini takip etmesini söyler. nsanlarn hzl hzl yürüdükleri kaldrma geçerler. Kzlderili cebinden bir adet madeni para çkarr, sa baparma ile iaretparma arasna sktrp kaldrmda yuvarlar. Birçok insan, madeni para sesini

1 duyunca önce sesin geldii tarafa bakar, sonra da parann kendilerinden düüp dümediini anlamak için ceplerini yoklamaya balarlar.

Kzlderili, arkadana dönerek: "Önemli olan,” der, “ nelere deer verdiin ve neleri önemsediindir. Her eyi ona göre duyar, görür ve hissedersin."

Birlikte yant arayalm: - Bu an-öykü youn ve zorlu kent yaamnda neleri yitirdiimizi hatrlatyor?...

SLAYT 3 Balk: Köyden kente…

Anlama-Kavrama Türkiye’nin 1950’den beri youn biçimde köyden kente göç olgusunu yaadn biliyoruz. imdi yazar-öykücü Mustafa Kutlu’nun bu konudaki yazsn okuyup deerlendirelim. (Metni sesli okurken, sözcükleri doru ve anlalr biçimde seslendirelim, vurgulara ve duraklara özen gösterelim. Bu arada önemli bulduumuz cümlelerin altn çizelim.) SLAYT 4 Balk: KÖYDEN NDM EHRE- Mustafa KUTLU

Tarm Bakanmz'n verdii bilgiye göre son yllarda köylü nüfusu azalarak yüzde 30'un altna inmi. Bu habere sevinenler olacaktr. Onlar Türkiye'nin selâmete kavumasn “köylülükten kurtulu”ta görenlerdir. Bu görüe göre köylüler “köylülükten kurtulup” ne oluyorlar, herhalde (!) ehirli oluyorlar. Haberi endie ile karlayanlar da olacaktr. Onlar “geldiler her taraf kapladlar, her yeri berbat ettiler” diyenlerdir. Babakanmz da endieli olmal ki “stanbul'da vize” sözünü söyledi ve epeyce tartmaya sebep oldu. Ortalama bir tarih ile bundan elli sene önce balayan “köyden ehre göç” olaynda (iin iktisadi, kültürel, sosyal vb. sebepleri çok ilendi, incelendi, bunlar bir yana) köylüler epeyce hrpalanmtr.

SLAYT 5 Balk:

Konumalar, oturup-kalkmalar, yeme-içmeleri, âdet ve ananeleri, giyim- kuamlar mizah konusu edilmi; saflklar ile dalga geçilmitir. Onlar içine alacak, misafir edecek, onlarla dayanma salayacak mahalleler ise o yllarda yklmak üzeredir. Yap-satçlar, ehirli ahali ve yöneticiler “rant” peindedir. Uzun süren ve hâlâ sürmekte olan bu “rant kavgas” ehirlerimize “çarpk” bir hüviyet kazandrmtr. Çarpklk zamanla o hale geldi ki, içinden çklmaz bir sorun oldu. ehre inen köylü yapayalnz idi. Ona ban sokacak bir ev, çalacak bir i verecek ne bir kimse ne bir kurulu vard. O da kendi bann çaresine bakt,

2 gecekondusunu ina etti. Ardndan hastalandnda bir yudum su verirler diye hemehri derneklerine veya bir cemaata katld. Köylü ehre inmiti ama hâlâ köylü idi. imdi de öyledir. Ülkenin yüzde 30 köylü nüfusuna yüzde 30 da ehirdeki köylüyü ilave etmek lazmdr.

SLAYT 6 Balk:

Bu arada beklenen sanayileme gerçeklememi, montaj aamasnda kalm, hizmet sektörü yerinde saym, istihdam kendiliinden bir istikamet tutturmu; pazarclk-iportaclk vb. gibi iler yaygnlk kazanmtr. ehre inen köylü (inmek fiili olduuna göre yüksekçe bir yerden geliyor, dadan olmasn) böylece kendine yeni bir yaama alan, yeni bir güvenlik alan, yeni bir kültür, yeni bir yaam tarz kurdu. ('Arabesk'in douu). Gelip geçen bütün hükümetler, yönetimler ülkenin bu en önemli meselesine gereken itinay göstermedi, çözüm üretmedi. Böylece iki asrdr alafranga ve alaturka olmak üzere bir gövdede iki bal yaayan ehir toplumuna bir üçüncü ba ilave oldu. Mesele giderek karmak bir hal alyordu. Öyle bir hal ki batl ölçülerle bunu analiz etmeye kalkan bütün akademisyenler yanlmaktan kurtulamad.

SLAYT 7 Balk:

Geçen zaman içinde göç göçlükten çkt, bir sel olup akt ve bütün metropolleri igal etti. Herhangi bir disiplin, gelenek, denetim, eitim görmedii için “bana buyruk” hale geldi. Öyle ki ilk kuan torunlar artk dedelerini tanmyor. Asayi (u günlerde metropollerde suç oranlarnn alabildiine artt gözlem- leniyor) meselesinin temelinde elli yldr süren ihmalin dourduu hercümerç yatmaktadr. Peki, bir çözüm var m, bir geriye dönü, bir ferahlk penceresi? Bana sorarsanz 1983'te ülkenin bütün ormanlarn turizm yatrmlarna açan zihniyet bunun yerine “tarma dayal sanayi-organik tarm”a arlk verseydi manzara epeyce deiecekti. Nasl? Bir örnek: Bu yl Türkiye'nin ürettii kaliteli kirazn tamam ngilizler tarafndan henüz ürün yetime-den satn alnmtr. Türkiye darya vida, cvata satarak geçinmek zorunda deil. Kiraz daha çok ka-zandryor ve çevre kirlilii yapmyor. Bamza ne geldiyse “kiraz küçümseme”den gelmitir, inann. Türk insan rzkn aramak için sveç'ten Libya'ya kadar nerede i varsa gitti. Çileye yatkndr ve çalkandr. Kendi köyünde kendini geçindirecek, çoluk-çocuunun istikbalini aydnlk klacak hayat artlarn bulsa gurbete çkar m? Mesele köylüde ve köylülükte deil yönetimin elindedir. Elli yldr bu böyledir. Umarz bir elli yl daha sürmez. (Yeni afak gazetesi, 28 Mart 2007)

3 SLAYT 8 Balk:

Anlama-kavrama sorular (Bu bölümde bu metinle ilgili sorular hazrlama görevini size veriyoruz. imdi 4 soru hazrlayacaksnz. lk iki soru, metnin kavranmasna ilikin olmal. Son iki soru da bu metinden yola çkarak tartma yaratacak sorular biçiminde kurulmaldr.) 1)…………………………………………………………………………………… 2)…………………………………………………………………………………… 3)…………………………………………………………………………………… 4)……………………………………………………………………………………

SLAYT 9 Balk: BLGLENME =>YAZILI ANLATIM

“yi yazmak, ayn zamanda iyi düünmek, iyi hissetmek ve iyi ortaya koymaktr. “ -Buffon Tartalm: Niçin yazyorsunuz? Herkesten deiik bir yant alnacak.. Niçin yazyorlar? Denemeci Nermi Uygur bakn bu konuda neler söylüyor:”... durumlar zorlad için yazyorum; topluma hizmet etmek için yazyorum; boalmak için, korkularmdan syrlmak için, geçmii amak için, türdeleri elendirmek için, cokularm yitirmemek için, insancklara bireyler öretmek için, oyunu sevdiim için, ktr atmaktan holandm için, houma gittii için, mutlu olmak, mutlu etmek için, canm skld için, çok zamanm olduu için, az gelimilii amak için, çok gelimiliin yan etkilerini hafifletmek için, çelikilerimi örtmek için, çelikilerimi demek için, bakalarn sevdiim için, iç gerginliimi azck gidermek için, her eyi sevdiim için,hereyden tiksindiim için, benden bireyler kalsn dileimden, gizemlerimi aydnlataym diye, Tanry yüceltmek için... yazyorum.”(Denemeli- Denemesiz, 1999:16-18)

SLAYT 10 Balk:

Yazl anlatm tpk sözlü anlatm gibi bir alkanlk, bir beceri iidir. Etkili ve güzel yazma alkanl edinmek de bir süreç gerektirir, bir dizi deneme yazmaktan geçer. Balangçta hiçbir yazma denemesi tam da istediimiz gibi olamaz. Yaza yaza bir ustalk kazanlr. Önemli olan, yazma alkanl edinmektir. Yazma, her eyden önce bilgi edinmeyi gerektirir. Çünkü Uur Mumcu'nun dedii gibi "bilgi sahibi olunmadan fikir sahibi olunamaz." Bunun da banda bilgi kaynaklarna ulama gelir. Bilgi kaynaklarmz da, kitap, gazete, dergi gibi basl araçlar, televizyon, radyo, internet gibi görsel araçlardan oluur. Bunlarn yan sra

4 yaadklarmz, dinlediimiz konumalar, izlediimiz filmler, tiyatro oyunlar, gözlemlerimiz bize çeitli konularda bilgiler verir.

SLAYT 11 Balk:

YAZMA AAMALARI ya da METN OLUTURMA SÜREÇLER imdi YAZMA AAMALARI’n srayla gözden geçirelim: - Konu seçimi: Yazma eyleminin banda yazma konusunun seçimi gelir. Hangi konularda yaz yazabiliriz? Bunlar çok çeitli olabilir. Örneklendirelim: Bilim, kültür, toplum, edebiyat, dil, çevre sorunlar, savalar, bencillik, cömertlik, doa, teknoloji … olabilir. Konu bize hazr olarak verilebilir ya da biz konuyu kendi özgür irademizle seçebiliriz.

SLAYT 12 Balk:

- Konunun snrlandrlmas: Seçtiimiz ya da bize seçilmi olarak verilen bir konuyu öncelikle snrlandrmamz gerekir. Örnein “YOLSUZLUK” konusunu alalm. Bu çok geni bir konudur. Bunu çeitli biçimlerde snrlandrabiliriz:  “Türkiye’de yolsuzluklarn yol açt ekonomik ve ahlaksal sorunlar”,  “Yolsuzluklarla mücadele edebilme yollar”,  “Yolsuzluklarn kökeni, sonuçlar”  “Yolsuzluklar ve siyaset ilikisi” gibi.

SLAYT 13 Balk:

-Amacn, bak açsnn, anadüünce ile yandüüncelerin saptanmas: Bu snrlandrmadan sonra amacmzn ne olduunu saptamalyz. Amacmz bilgi vermek, yeni bir durumu açklamak, bir görüü tartmak ve kendi düüncemizi savunmak vb olabilir. Bak açmz, seçtiimiz konuya hangi açdan yaklaacamz saptar. Bak açmz yararc, uyarc, toplumcu, bireyci, iyimser, kötümser... olabilir. Sözgelimi trafik olgusuna sürücü, trafik polisi, yolcu, ekonomist, yol uzman... bak açlarndan yaklaabiliriz. Amacmz ve bak açmz, anadüüncemizi ve anadüüncemizi destekleyecek yan- düüncelerimizi de belirler. Anadüünce bizim yazmzn içine sindirdiimiz, okura iletmek istediimiz temel düüncedir. Metinde anadüünceyi paragraflardan birinde verebileceimiz gibi, okurdan metni okuduktan sonra çkarmasn da bekleyebiliriz. Anadüünceler yandüüncelerle desteklenmek durumundadr. Bu bakmdan yandü- üncelerin anadüünceyi destekleyecek biçimde metne yaylmas da özel bir önem tar.

SLAYT 14

5 Balk:

-Planlama: Amacmz da belirledikten sonra bu konudaki bilgilerimizi ve kendi düüncelerimizi önce herhangi bir sra gözetmeden dank bir biçimde alt alta yazabiliriz. Sra bu bilgileri ayklamaya ve sralamaya gelir. te bu noktada giri- gelime-sonuç bölümlerinden oluan bir plan hazrlamaya giriiriz. Aykladmz bilgi ve düünceleri belli bir düzen içinde GR-GELME-SONUÇ bölümlerine datarak planmz olutururuz. Plan hazrlamada ve yazmada çeitli yöntemler kullanlr:  Her paragrafta anlatlanlar ksa tümcelerle yazma (Örnein " Yolsuzluk, bir görevi, yetkiyi kötüye kullanp kendine çkar salama anlamna gelir"),  Her paragrafta anlatlanlar tamlama biçiminde yazma (Örnein "Yolsuzluun tanm"),  Her paragrafta anlatlanlar soru biçiminde oluturma (Örnein "Yolsuzluk ne demektir?"). Metnin yazar, plann bu yöntemlerden birini seçerek oluturabilir.

SLAYT 15 Balk: Bir ki Örnei Birlikte Hazrlayalm. Konu: Yolsuzluk Konunun snrlandrlmas: “Türkiye’de yolsuzluklarn yol açt ekonomik ve ahlaksal sorunlar” Amaç: Yolsuzluklar konusunda halk bilgilendirmek, düündürmek, çözüm üretmeye yöneltmek. Bak açs: Gerçekçi, nesnel ve iyimser bir bak açs benimsenmitir. Anadüünce: Türkiye’de yolsuzluklar, hem yasal önlemlerle hem de halkn destei alnarak ortadan kaldrlabilir. Yandüünceler: Yolsuzluklar bir halkn geleceini tehlikeye düürür.* htiyaçlardaki ar doyum istei yolsuzluklar kamçlar.* Yoksulluklar yolsuzluklara zemin hazrlarlar.

SLAYT 16 Balk: Planlama: GR: Türkiye’de yolsuzluklarn son dönemlerde artmas nasl açklanabilir? Bunlar en çok hangi alanlarda younlamtr? GELME: Yolsuzluklarn ülkemizde yol açt ekonomik sorunlar nelerdir? Bu konuda en ar fatura hangi alanlarda yaanmtr, yaanmaktadr? Bu ar fatura Türkiye’ye neler kaybettirmitir? Yolsuzluklarn sadece ekonomik deil

6 birtakm çok ciddi ahlaksal sorunlar yaratt da bir gerçek. Buna toplumdan hangi örnekler verilebilir? Türkiye’de durum özellikle demokrasimiz açsndan çok mu kritik? Çözüm konusunda, devlete/siyasete, resmi kurumlara ve sivil toplum kurulularna, halka, tek tek bireylere hangi görevler dümektedir? SONUÇ: Halkn destei alnmadan niçin yolsuzluklarn önüne geçilemez?

SLAYT 17 Balk: imdi de bir özdeyii yazma konusu yapalm ve bu konuda bir plan hazrlayalm. Seçtiimiz özdeyi u:* Bir önyargy yok etmek, atomu parçalamaktan daha zordur.- Einstein Konu: Önyarg Konunun snrlandrlmas: “Önyarglarn yarataca sorunlar ve ortadan kaldrlmas” Amaç: Önyarglarn yaratt tehlikeli sonuçlar konusunda halk bilgilendirmek, düündürmek, çözüm üretmeye yöneltmek. Bak açs: Gerçekçi, nesnel ve iyimser bir bak açs benimsenmitir. Anadüünce: Zor da olsa önyarglar ortadan kaldrmak için her türlü aklc, tutarl, saduyulu, bilimsel çabay göstermelidir.. Yandüünceler: Önyarglar, hayatmz biçimlendirmektedir.* Önyarglar da birer deney sonucu ortaya çkmtr, ama her zaman dorular göstermez.* Tutucu toplumlarda önyarglar belirlecidir.* Akl, saduyu, bilimsel çalmalarla önyarglar ortadan kaldrlabilir..

SLAYT 18 Balk: Planlama: GR: Önyarg nedir? Sizin önyarglarnz var m? Yaamda sizi etkileyen önyarglardan bir iki örnek verir misiniz? GELME: Önyarglar nasl oluur? Ne gibi yararlar ve zararlar vardr, toplumsal yaamda? Önyarglara göre hareket etmenin yaratt zararlar örneklerler anlatr msnz? Önyarglarla mücadele edilebilir mi? Kimler (hangi kii ve kurumlar) bu mücadeleyi yapabilir? Bu mücadelelerden sonuç almak neden zordur? Bu mücadelede en büyük yardmclarmz nelerdir? Bu konudaki baarl çalmalardan örnek (tarihsel ya da güncel) verebilir misiniz? SONUÇ: Önyarglardan syrlmann kazanmlar neler olabilir?

SLAYT 19 Balk:

7 -Yazma aamas: , yazma aamasna gelmitir. Bu konuda öncelikle yaz kâdmzn düzenini konumalyz: Örenci,  Ödev, snav vb kâtlarn sol üst köesine adn soyadn, snfn, numarasn; sa üst köesine günün tarihini yazar,  Bu bilgilerin birkaç satr altna ortalama olarak yaznn baln yazar,  Yazyla balk arasnda 2 satr boluk brakr,  Kâdn sol kenarnda 3, sa kenarnda 2 cm boluk brakr,  Paragraflara öbür satrlardan 1,5 cm içerden balar,  Paragraflar arasnda iki satr boluk brakr,  Sözcükleri doru ve eit aralklarla yazar,  Satrlar arasnda eit boluk brakr,  Harfleri ayn boyda ve ayn yönde yazar,  Düzgün ve okunakl elyazsyla yazar,  Birkaç sayfadan oluan yazlara sayfa numaras verir (her sayfann altna tam ortaya; her sayfann tam üstüne/ikinci sayfadan balayarak; sayfann sa üst köesine).

SLAYT 20 Balk: Düünceyi temellendirme yollar: Yazma aamasnda karar vereceimiz bir konu daha vardr. O da düüncelerimizi temellendirirken hangi yollar kullanacamz bilmektir. Bunlar da tanmlama, örnekleme, karlatrma, tank gösterme ve alnt yapma, istatistiklerden yararlanma'dr. Uyar: Sonraki Bölümlerde ayrntl olarak öreneceiz.

SLAYT 21 Balk:

Anlatm biçimini seçme: Yazma aamasnda anlatm biçimimizi seçmemiz de önemlidir. Seçtiimiz konuya göre bir ya da daha çok anlatm biçimi kullanabiliriz Balca anlatm biçimleri de unlardr: açklayc anlatm, tartmac anlatm, betimleyici anlatm, öyküleyici anlatm. Uyar: Sonraki Bölümlerde ayrntl olarak öreneceiz.

SLAYT 22 Balk: Yazl anlatm düüncelerin düzenlenmesine dayanr. Yazma aamasnda düüncelerin belirli bir sraya göre düzenlenmesi büyük önem tar. Yazarken ksa ve orta uzunluktaki tümceler kullanmak gerekir. Türkçe sözcüklerin seçimine önem vermek, konutuumuz gibi yazmak, okuyucunun kolayca

8 kafasnda canlandrabilecei örnekler sunmak, her zaman dikkat edeceimiz özellikler arasnda yer alr.

SLAYT 23 Balk:

Yazm ve noktalama: Her yazda yazm kurallarna uymak, yazm (noktalama) iaretlerini yerli yerinde kullanmak, olmazsa olmaz koullardandr. Bunun için de iyi bir yazm bilgisine sahip olmak gerekir. Bu konuda herhangi bir tereddüt doduunda da Yazm Klavuzu’na bakmak en doru yoldur.

SLAYT 24 Balk: Denetim: Yazma aamas bittikten sonra yazy üç yönden yeniden gözden geçirmek gerekir: a) Plana uygun bir yazma ilemi gerçekletirilebildim mi? Yazmda düünsel ve mantksal tutarllk (amaçllk, bilgilendiricilik, kabul edilebilirlik, vd) gözetmi miyim? b) Tümcelerim anlam ve dilbilgisi açsndan doru ve kabul edilebilir mi? c) Yazm kurallarna uydum mu, yazm imlerini (iaretlerini) yerli yerinde kullandm m? Bu denetimi de yaptktan sonra yazmz, okunabilir bir yaz durumuna gelmi saylr.

SLAYT 25 Balk:

UYGULAMA Altrma 1: Aada verilen konulardan birini seçiniz ve bu konuda yazma aamalarn da içeren bir plan hazrlaynz. Bu plana göre bir kompozisyon yaznz. AÇGÖZLÜLÜK-AF-ALE-BAARI- DÜMANLIK-ENERJ-EVLLK- FUTBOL-GECEKONDU-GÜVEN-LETM-KIYAFET-KONUK- SEVERLK- KÖTÜMSERLK VE YMSERLK- MESLEK SEÇM- MLLYETÇLK-MÜZK-NAMUS CNAYETLER- ÖNYARGILAR- REKLAMCILIK-SALIK-SORUMLULUK-YARDIMSEVERLK SLAYT 26 Balk: Altrma 2: Aadaki verilen özdeyilerden birini seçiniz ve bu konuda yazma aamalarn içeren bir plan hazrlaynz. Bu plana göre bir kompozisyon yaznz. * Salk gibi dost, hastalk gibi düman, çocuk sevgisi gibi sevgi, açlk gibi ac yoktur. -Pançatantra * Suçludan öç almak adalet, onu affetmekse erdemdir. -Cami * Akln üç belirtisi vardr: iyi düünmek, iyi söylemek, iyi yapmak. -Demokritos * Dünyada baar kazanmann iki yolu vardr: kendi aklndan yararlanmak, bakalarnn aklszlndan yararlanmak. -La Bruyère

9 * Demokratik yönetimlerin temel ilkesi erdemdir. Bu erdemse, yurt ve yasa sevgisinden baka bir ey deildir. -Robespierre * Bir insann deeri, onun duygularnn, düüncelerinin ve davranlarnn dier insanlarn hayatn iyiletirmeye ne kadar yönlendirilmi olduuna baldr. - Einstein * Moda öyle dayanlmaz, öyle çirkin bir eydir ki alt ayda bir deitirmek zorunda kalrz. -O. Wilde * Dört ey, mutsuzluk ürünüdür: bilgisizlik, tembellik, kimsesizlik, bayalk. - Ferideddin Attar * Bir önyargy yok etmek, atomu parçalamaktan daha zordur. - Einstein SLAYT 27 Balk:

Altrma 3: “Çarpk kentleme” konusunu tartalm. Tartma sorular: 1) Kentleme nedir? Çarpk kentleme sözünden ne anlyoruz? 2) Türkiye’de en çok hangi kentlerde çarpk kentleme örnekleri görmek-teyiz? Dünyada ve Türkiye’de baarl kentleme örnekleri yok mu? 3) Çarpk kentlemenin nedenleri nelerdir? (kent planlamasnn etkili olmay, göç, kaçak inaatlar, gecekondu yapm, denetimsizlik, siyasal kayglar (genel ve yerel seçimler), kaçak inaatlara elektrik, su, doalgaz verilerek özendirme, imar affna ilikin yasalar, kaçak yaplarn zamannda yklmamas, vd) 4) Çarpk kentlemenin yaratt sorunlar nelerdir? (doal çevre sorunlar, tarihsel-kültürel çevre sorunlar, sosyoekonomik sorunlar, vd) 5) Çözüm önerileriniz neler olabilir? (Yasal düzenleme, yeni imar plan, yasalarn ödünsüz uygulanmas, arsa üretimi, kentsel dönüüm projeleri, siyasi kayglardan uzaklama, sivil toplum kurulularnn destei, vd.) SLAYT 28 Balk:

ÖDEV: Gelecek hafta “Aydn kimdir? Ne gibi ilevleri vardr? Türkiye’de aydnlar durumunu nasl deerlendiriyorsunuz? Gibi konular konuacaz. Yaz hazrlk yaparak gelmeye çaln. SLAYT 29 Balk:

EK OKUMA BÜYÜK KENTE GELEN KÖYLÜLER- Cavit Orhan TÜTENGL Bugün köyden büyük kentlere doru bir insan akn var. Bu akna katlan köylüleri iki öbekte ele almak gerekir: Yorganlar ve heybeleriyle kente gelen ve tek amaçlar ekmeini kazanmak olan köylüler, büyük kentin olanaklarndan yararlanarak insan gibi yaamak isteyen varlkl köylüler.

10 Geçim koullarnn arlat bölgelerde köylüler, gündeliklerin yük-sek olduunu duyduklar kentlere çalmak için gelmektedirler. Tarlalarn yetersizlii ve verimsizlii, köylerde geçim koullarn arlatrmaktadr. Kuraklk, ürünlerin zarar görmesi, hayvan hastalklar gibi nedenler, güçlükleri daha da artryor. Tarmdaki makineleme, geçimini el emeiyle kazanan yarclarn büyük bir bölümünü göçe zorluyor. Bu nedenlerle köyden ayrlmak zorunda kalanlar, kente akn etmekte, geçici olarak çeitli ilerde çalmaktadrlar. Yolunu ve kolayn bulanlar, bir gecekonduya sahip olarak, köyle aralarndaki ba kopar- maktadrlar. Bunun sonucu olarak kentin nüfusu artmakta, ama “kentli” says deimemektedir. Çünkü kente gelenler, bir gece konduda oturarak köydeki yaantlarn sürdürmektedirler. Kentin çekiciliine kaplarak köyden ayrlan varlkl köylüler ise, yaama koullar köye göre üstün olan kentlere, daha iyi bir yaam sürmek için yerlemek istiyorlar. Bu da, köylerden büyük kentlere göç sorununun ikinci bir yönüdür. imdi, u soru üzerinde düünmekte yarar vardr: Köyden kente göçün önlenmesine mi, yoksa düzenlenmesine mi çallmaldr? Bu konuda deiik görüler ve konuya baka açlardan bakanlar vardr. Bana göre, köyden kente göç doal karlanmal, önlenmesine deil, düzenlenmesine çallmaldr. Köylü- kentli nüfus oranlar Bat ülkelerinde bugünkü durumuna “Büyük Endüstri” olaynn etkisiyle ulamtr. Ekili ve dikili alanlar, artan nüfusa yetmeyince, bu insanlar, kente yönelmek isteyecek-tir. Bu durumda, endüstri bölgeleri kurarak, kente göçü bütün yurda eitçe yaymak gerekir. Böylece, bir yan dan gizli isizlik ortadan kalka-cak, öte yandan da yeni igüçlerine endüstri kollarnda i bulunacak. Bu, üretim gücümüzü de artracaktr.

SLAYT 30 Balk: KAÇAK TÜRKYE - Yalçn DOAN

SADECE üç ilde, stanbul, Ankara ve zmir'de... Sadece bu üç ilimizdeki kaçak yap says 3 milyon 793 bin 830!.. Bir baka hesaba göre, yaplarn yüzde 60' kaçak!.. Bu kadar kaçak yap olunca, bu kaçaklara göz yumulunca, her zaman, her türlü felaket kapda. Bu rakamlar devletin resmi rakamlar, Devlet statistik Enstitüsü verileri. 3 milyon 793 bin rakamn baka bir biçimde okumak da, mümkün.

Gecekondu Deil

Daire ya da kat hesabna göre, kaçak says daha da artyor. Bir binadaki daire ya da katlara bamsz bölüm deniyor. Bamsz bölüm üzerinden gidildiinde, yine sadece üç ilimizde 5 milyon 662 bin 433 kaçak bamsz bölüm var.

Üç ilden ayr, Türkiye genelinde il ve ilçelerdeki kaçak bamsz bölüm says ise 9 milyon 110 bin 436. stanbul, Ankara, zmir de dahil, tüm Türkiye'deki kaçak, yasaya aykr, imar plan dndaki bölüm says dudak srtc:

11 14 milyon 772 bin 869!..Kald ki, bunlar gecekondu filan deil!.. Yani, o tek göz, derme çatma, duvarlar kerpiç, dam teneke deil. Bildiimiz apartman bunlar!..

Yüzde 60 Kaçak

Yine DE verilerine göre, Türkiye'de kaçak yaplama oran yüzde 60'lar ayor. Hiç bir AB ülkesinde olmayan bir oran!.. Kaçak ve imar planlarna aykr yaplarn herhangi bir doal felaket karsnda dayankszl önde geliyor. te, hemen sel basyor, kar yere indiriyor, v.s. Ama, onun ötesinde, belediyeler aç- sndan kayp söz konusu. Ne emlak vergisi, ne parselasyon harc, ne plan ve proje tasdik harc, ne zemin açma izni, ne yap kullanma izin harc, ne igal harc ödüyorlar. Dolaysyla, kaçak yaplara göz yuman belediyeler, ciddi gelir kayplarna uruyor. Üstüne üstlük, hemen her seçim döneminde, imar aff!..

Youn Kaçak Bölgeler

Kaçak yaplamann kayna, göç. Göç alan illerde kaçak yaplama çok youn. stanbul, Ankara, zmir, Denizli, Mula, Adana, Mersin, Bursa, Gaziantep, Diyarbakr ve Antalya ilk srada. lginç olan, her siyasal iktidar, kaçak yaplamann önüne geçmek için, binlerce sayfalk nutuk atyor. Bunlar önlemek amacyla, hükümet programlarna cafcafl sözler yazyor.

Sonra?.. Sonras, sel basknnda gördüünüz gibi!. (Hürriyet, 19 austos 2004)

SLAYT 31 Balk:

stanbul’u Dinliyorum stanbul’u dinliyorum, gözlerim kapal; Önce hafiften bir rüzgâr esiyor; Yava yava sallanyor Yapraklar, aaçlarda; Uzaklarda, çok uzaklarda, Sucularn hiç durmayan çngraklar; stanbul’u dinliyorum, gözlerim kapal. stanbul’u dinliyorum, gözlerim kapal; Kular geçiyor, derken; Yükseklerden, sürü sürü, çlk çlk. Alar çekiliyor dalyanlarda; Bir kadnn suya deiyor ayaklar; stanbul’u dinliyorum, gözlerim kapal. stanbul’u dinliyorum, gözlerim kapal;

12 Serin serin Kapal Çar; Cvl cvl Mahmutpaa; Güvercin dolu avlular. Çekiç sesleri geliyor doklardan, Güzelim bahar rüzgârnda, ter kokular; stanbul’u dinliyorum, gözlerim kapal. stanbul’u dinliyorum, gözlerim kapal Banda eski âlemlerin sarholuu, Lo kaykhaneleriyle bir yal; Dinmi lodoslarn uultusu içinde stanbul’u dinliyorum, gözlerim kapal. stanbul’u dinliyorum, gözlerim kapal; Bir yosma geçiyor kaldrmdan; Küfürler, arklar, türküler, laf atmalar. Bir ey düüyor elinden yere; Bir gül olmal; stanbul’u dinliyorum, gözlerim kapal. stanbul’u dinliyorum, gözlerim kapal; Bir ku çrpnyor eteklerinde; Alnn scak m, deil mi, biliyorum; Dudaklarn slak m, deil mi, biliyorum; Beyaz bir ay douyor, fstklarn arkasndan Kalbinin vuruundan anlyorum; stanbul’u dinliyorum. Orhan Veli KANIK * Bu iir üzerine bir eletirel deneme yazmak ister misiniz? SLAYT 32 Balk:

Toprak Kovgunlar Kemal ATE Emin, geçinemeyip terk ettikleri köylerini düünüyordu. 0 yllar birçok insan babaevinden ayrlm, kendi bana bir i tutmaya balamt. Kimi yumurtaclk yapyor, kimi tavukçuluk, kimi bakrclk. Herkes çerçilie balamt, herkes bir ey alp satyordu. Toprak doyurmuyordu insanlar. Yllardr atalarn doyuran toprak, “Artk sizi doyuramam, brakn yaka-m” diyordu. Onlar da brakmlard. Baka ne yapabilirlerdi ki? Zorla güzellik olmaz. Vermiyor ite toprak! Harman sonu elleri bo dönüyorlar, ektikleri tohumu bile alamyorlard. Bir yl çal didin, ek biç, sonunda da bo çuvallarla dön evine. Yüzlerinden düen bin parça oluyordu köylülerin. Her hasat sonu toprak, bu ac gerçei yüzlerine

13 haykryordu: Sizi doyuramayacam, brakn benim yakam! Brakyordu köylüler. Baka ne yapabilirlerdi ki? Topraktan kopuyorlar, baba evinden kopuyorlard. “Da da üstüne olur da, ev ev üstüne olmaz” sözü en çok o zaman geçerlik kazanmt. Emin de o yllar ayrld babasndan. Ayrlmt babasndan ya, bir yandan da yeniden ona muhtaç olacandan korkuyordu. Onuruna dükündü Emin. O yllar Yakup Aabeyiyle Remzi olmasayd, çerçilik için gerekli olan iki eei de alamayacakt. Köydeki o günlerini düündükçe, ar bir kedere bulanyordu yürekleri. Susu- yorlar, yeniden yayorlard o günleri. Nerden nereye gelmilerdi? Önceleri köyden ayrlacaklarna kimse inanmamt. Nasl olur da insan, soyunun sürüp geldii köyünü, yurdunu terk ederdi? Bir dinden çkp öteki dine girmek kadar güç bu. Güç de olsa göçüp gelmilerdi. Önce Remzi çekmiti ba, ardndan Ya-kup aabeyi. Derken göçen göçene... Ayrlk, ölüm gibi ac bir olayd. Göçen insanlar için hüngür hüngür a lyordu köylüler. Yaknlar vazgeçirmeye çalyordu. “Yav hemerim,” dedi Emin. “Bizler göçerken yer yerinden oynad köyde. Büyük bir olay oldu bu. Adam ölmü gibi günlerce alardk biri göçerken. imdi pek öyle deil.” “imdi köyde kalana alyorum ben. Çok büyük arazilerin yoksa köyü niye bekleyecek sin? Burda hiç deilse çocuklarmz okutmamz yeter bize. Bilirsek büyük nimet bu. Evet, dediin gibi, imdi göçmek hiçbir ey deil. Kârn nerdeyse, yükle göçünü git. Nedense köyü sevmez, beenmez oldu millet. Kimse kald m imdi köyde? Yars Almanya’da, yars burda. Ne var da beklesinler köyde? Eskisi gibi toprak kalmad. Bölüne bölüne kalmad toprak. Vere vere vermez oldu. Bana kalrsa, biz ‘toprak kovgunuyuz’. .. Toprak kovgunlaryz biz. Toprak doyurmad, kovdu bizi.” (Toprak Kovgunlar, 1981)

SLAYT 33 Balk:

YAYLA Falih Rfk ATAY Yayla, Orta Anadolu dalklarnn düzü demektir. Bu yayla üstünden bütün tarih geldi, geçti; destanlar suyunu içti; masallar koynunda büyüdü. Tarih, bu yayla üstünde, bir frtna gibi görünür. Tarihten, bu yayla üstünde, dinmez bir uultu, bir de Türk gösü kald. Anadolu’da bo yayla, kuru yayla, geni haval, tükenmez güneli yayla, dayankl, sa ve salam yetitirir. Buday dayankl, salam ve serttir. nsan da öyledir; yayla karakter yetitirir. Yayla adam, topra gibi, dndan sönük, içinden uyank, içinden derin, içinden duyumludur. Yaylann suyu kazlarak çkar. Yayla insann da kazmak gerekir. nsan, kendisinin derinliklerindedir. Yayla insan, ruhunun diplerine kadar kartrlmaynca comaz.

14 Yayla nasl sessiz görünürse, insan da durgun, vurdumduymaz görünür. Yayla havas gibi, yayla adamnn toplaya toplaya, biriktire biriktire, sindire sindire, ald bir hz vardr ki, yayla frtnas gibi, birden boanr. Ta uçurur: Çat koparr; baca ykar; kök söker. Yayla buday; olmayacakm gibi ar ar yetiir: Çünkü içinde özlenir. Adam da öyledir: Kuru, ksa görünür. Onda da kuvvet sinire, enerji ruha gider. Yayla adam tuttuunu brakmaz; tuttuu yerden koparlamaz. üphesiz siz de gördünüz, Ankara’da bir arn boyunda aacn kökü, derinlerde ve uzaklardadr. Bir çekite sökülecek sanlr: Kökü ayklanmakla bitmez. Kylarda koparlmasna balanan Anadolu aacnn kökleri sökülemez. Anadolu tersine bir aaç gibi, yeil yapraklar ve yemileri kylarda, kütüünün kökleri yaylann barndadr. Yayla, kütük ve köktür. Yayla, bir büyük ruhun, kendini saklayan bir ruhun, kendini uzakta tutan bir ruhun boz maskesidir. Yaylann içine, tasavvufa girilir gibi, felsefeye girilir gibi, riyazetle, yllar yl, bo, duru ve durgun bakan gözleri inandrarak, kuru kuru duran dudaklar kmldatarak, girilebilir. Yayla da, bütün kylarmz, bucaklarmz gibi, Anadolu’nun yalnz vurur silah deil; duyar yürei, özler gözü, ister gönlüdür. Geç duyar, geç ister, geç söyler; fakat onun içine varabilen, bir büyük davann sinirine, gönlüne, sözüne ve yüreine kavumu demektir. Adam da topra gibi, uzun uzun bakldktan, açldktan, sürüldükten sonra yeerir. Mizaç, Anadolu’nun yaylasnda sert ve dik, souk sularnda titiz, lk sularnda sinirli, scak sularnda kvraktr. Yayla yava deil, sabrldr. Ar deil, temkinlidir. Çplak deil, kapaldr. Yayla, Türk’ün beiidir. Son snr da o olmutur. Yayla biraz Türk’ün kendisidir.

BURSA-Ahmet Hamdi TanpnarSAURSA

Bursaya birkaç defa gittim ve her defasnda kendimi daha ilk admda bir efsaneye çok benzeyen bu tarihin içinde buldum, zaman mefhumunu adeta kaybettim, ve daima, ehre ilk defa giren ve onu yeni batan bir Türk ehri olarak kuran dedelerimizin yaaylarndaki halis tarafa hayran oldum. Onlar zaferin kendilerine ilk gülüü saydklar bu ehri o kadar sevmiler, o kadar candan kucaklamlar ki, hala ta, topra bu yükseltici ve ekil verici ihtiran nurdan izleriyle doludur. Bu ehirde muayyen 'bir çaa ait olmak keyfiyeti o kadar kuvvetli ki, insan 'Bursa'da ikinci bir zaman daha vardr." diye düünebilir. Yaadmz, gülüp elendiimiz, çaltmz, sevitiimiz zaman, yanbanda ondan daha çok baka, çok daha derin, takvimle, saatle alakas olmayan sanatn, htirasn, imann yaanm hayatn ve tarihin ehrin havasnda ebedi bir mevsim gibi ayarlad velut yekpare bir zaman... Dardan baklnca çok defa modas geçmi gibi görünen eylerin, bugünkü hayatmzda artk lüzumsuz zannedebileceimiz duygular ve güzelliklerin mal olan bu zaman bildiimiz saatler saylmaz, o sadece mazisi yaayan bir geçmi zaman güzeli gibi hatraarna kapanm olan ehrin nabznda kendiliinden atar.

15

Kaç defa uzun ve babo bir gezintiden sonra otelime dönerken bilmediim bir tarafta ince bir zarn, srçadan kubbenin birdenbire çatlayacan ve bu altta birikmi duran zamann etrafndaki manzaraya zihnimdeki hatralara ait zamann bugüne yabanc binbir hususiyetle, bendimi ykm büyük sular gibi dört yan kasp kavuracan sanarak korktum. Bursa'y laykyla tanyan herkes bu vehmi benimle paylar sanyorum. Bu ehre tarih, damgasn o kadar derin ve kuvvetle basmtr.O her yerde kendi ritmi kendi hususi zevkiyle vardr, her admda önümüze Kah bir türbe, bir cami, bir han, bir mezar ta burada eski bir çnar, ötede bir çeme olur ve geçmi zaman hayal ettiren manzara ve isimle, üstünde sallanan ve bütün çizgilerine bir hasret sindiren geçmi zamanlardan kalma aydnlyla sizi yakalar. Sohbetinize ve iinizin arasna girer hülyalarnza istikamet verir.

Bu cins tesadüflerin en artcsn isimler yapar; dil dediimiz asl manevi insan vücuda getiren büyük kaynaktan geldikleri için mi nedir, onlar bize etrafmz alan tlsmn bütün srryle zengindirler. Bu adlar bir kere örendiniz mi artk unutamazsnz, tenha saatlerinize küçük ve munis rüyalar gibi sokulurlar, sizi kendileriyle ülfete, esrarl mahfazalarn zorlamaa, gizlendikleri srlar tanmaya ve tatmaya mecbur ederler ve ister istemez sayarsnz. Gümülü, Muradiye, Yeil, Nilüfer Hatun, Geyikli Baba, Emir Sultan, Konur Alp... Bunlar hakikaten bir ehrin semt ve mahalle adlar yahut tpk bizim gibi muayyen bir zaman içinde yaam bir takm insanlarn anldklar isimler midir? Hepsi mazi dediimiz, o uzak masal ülkesinden toplanm husisi renkleri, ok hususi aydnlklar ve geçmi zamana ait bütün duygularda olduu gibi çok hasretli lezzetleri vardr...

Gümülü, bu Osman Bey'in gömüldüü eski Bizans manastrnn addr. Bu tarihi vakiay bildiim için mi bu üçheceyi her iittiimde gözlerimin önünde, fecre tutulmu sihirli bir ayna parlyor. Yoksa bu parlt bu hecelerin yapt terkiplerden mi geliyor? Burada gizlenen, Türkçe'nin hangi srrdr. Gümü kelimesinin mavimtrak beyazln bu afak renkleri nereden bulandrd? Bursa fatihleri yarm asra yakn bir zaman imanl ve cokun aklarna yol gösteren bu adamn hatrasn elbette ancak böyle bir kelimeye, bir istikbal rüyasna benzeyen bu üç heceye emanet edebilirlerdi. Türkçede ve L harfleri daima en güzel terkipler yapar. Yeil dediimiz zaman adeta bir çimen tazelii, bir palet üzerinde ezilmi bir renk gibi, günün ve saatin bir tarafnda bahar müjdesiyle toplanm buluruz. Bu kelimenin ilk cetlerle beraber Orta Asya yaylalarnn baharndan geldii o kadar belli ki... Fakat Bursa'da yeilin manas çok bakadr; o ebediyetn rahmani yüzü, bir mükâfata çok benzeyen bir sükünun fani bir saate sinmi manasdr. Yeil Türbe, Yeil Cami der demez, ölüm muhayyilemizdeki çehresini deitirir,"Ben hayatn susan ve deimeyen kardeiyim \ hakkyla vazifesi yapan faninin alnna bir sükûn ve sükûnet gibi çelengi gibi uzanrm..." diye konuur.

SLAYT 34 Balk:

16

Dil bilgileri=>Türkçede vurgu, ton, durak

Vurgu (sözcük vurgusu). - Vurgu, bir sözcükteki ya da sözcük öbeindeki bir hecenin öbürlerinden daha baskl söylenmesidir. Doal olarak tek heceli sözcüklerde vurgudan söz edilemez. Sözcüklerdeki hece says birden çok olunca, her hece ayn soluk basksyla söylenmez (Demircan l996:123). Bir sözcükte baskl söylenen heceye vurgulu hece denir. Vurgu, (') imiyle gösterilir ve bu im vurgulu hecenin bana konur. Türkçe sözcüklerde vurgu genellikle son hecede yer alr: /a.'dm/, /ba.'ak/, /dü.'zen/, /ge.'ce/, /ip.'lik/, /ka.'sm/, /kut.'lu/, /o.'yun/, /ya.'z/ gibi. Ancak bu, her zaman böyle deildir. Türkçe bir sözcükte yaln durumda vurgu son hecedeyse, getirilen yapm ve çekim ekleri vurguyu üzerine çeker: / duy-'gu > duy-gu-'sal/; /gü-'zel > gü-zel-'le-> gü-zel-le-'tir- > gü-zel-le-ti-'ril- /; / o-'kul > o-kul-'lar > o-kul-lar-'dan/ gibi. Kimi yapm, çekim ekleriyle dizim kurucu ekler (-leyin, -CA), imdiki zaman eki -(I)yor, koul eki -sA, ekfiil ikinci kii eki -sIn, dizim kurucu eklerden -ArAk vurguyu almazlar, bu durumda da vurgu önceki hecede kalr. Örn. /sa.’bah.leyin/; /gü.’zel.ce/; / a.’lr.sa/; /ça.l.’kan.sn/; /an.la.’ya.rak/ gibi. Vurgu ilk hecedeyse durum deiir; bu durumda tabana getirilen ekler vurguyu üzerine çekemez: / 'tey-ze> 'tey-ze-m> 'tey-ze-m-e/ gibi.

SLAYT 35 Balk:

Yer adlarnda vurgu ya ilk hecede (/ 'An.ka.ra/ , / 'Er.zu.rum/, /'Sam.sun/ gibi) ya da orta hecede yer alr (/s.'tan.bul/, /A.'da.na /, / Ma.'lat.ya / gibi) Vurgunun anlam ayrc ilevi de vardr. Özellikle eyazml sözcüklerde bu apaçk görünür :/ gül.'dü / (gül-, çekimli fiil)/ 'gül.dü/ (gül, ad), / ko.nu.'ma /, / ko.'nu.ma / (buyurma kipi), / bod.'rum /, / 'Bod.rum/, / or.'du /, / 'Or.du/ gibi. Vurgunun sözcük içindeki yeri sözcüün anlamn ve türünü de deitirir: /yal.'nz /(adam)/ 'yal.nz/ (unu istiyorum)...kiden çok heceli sözcüklerde vurgu genellikle orta heceye, kimi zaman da son heceye düer:/ si.'ne.ma /, / bi.'lar.do /, / te.le.'fon /, / gü.ver.'cin / gibi. Bileik sözcüklerde vurgu biraz deiiktir. Kimi bileik sözcüklerde vurgu niteleyen üzerindedir: / a'.çk hava /, / a.'yak.ka.b /, / 'ba.ba.kan /, /do.'u.me.vi / , / ak.'am üs.tü /, /'öz.veri / gibi. Kimi bileik sözcüklerde ise ikinci sözcüe tanr: / ka.ra.'göz /, / a.yak.bas.'t / (paras), / a.te.'kes /, gibi. kilemelerde de vurgunun yerine ksaca göz atlabilir: Esesli ve eyazml ikilemelerde vurgunun yerinde herhangi bir deiiklik görülmez ( Örn. /ya.'va ya.'va /, ko.'a ko.'a / gibi); ancak pekitirme birimiyle kurulan ikilemelerde

17 ilk hece vurgulanr ( / 'kp.kr.m.z / , / 'yem.ye.il /, / 'mos.mor/ , / 'ter.temiz / gibi).

SLAYT 36 Balk:

Ton.- Konuma srasnda ses, konuya, anlama, duygulara, bireysel niteliklere bal olarak yükselip alçalr. Ton, heceyle ilgili bir durumdur; sesin yüksekliindeki deiikliklerle gerçekleir. Yüksek, orta ve alçak tondan söz edilir. Türkçe’de de ton kimi durumlarda anlam ayrc bir özellik tar (yükselen- alçalan): ha (anlamadm)= yükselen ; ha ( anladm) = alçalan. Tonlama.- Bir konuma zincirinde ton deiimlerinin tümü tümcenin tonlamasn (ezgisini) oluturur. Tonlamann kesin kurallarn vermek oldukça güçtür; çünkü konuucunun ruhsal durumu, tutum ve amac, eitimi, konuma ortam, vb tonlama üzerinde etkili olabilmektedir. Bildirinin bittii ya da buyurma biçiminde aktarld durumlarda alçalan tonlamadan ( lerimi bitirdim. * Tren perona girdi.* Pencereleri kapatn!); bildirinin soru biçiminde oluturulduu tümcelerde ( Kapda kim var? * Ne istiyorsunuz?) yükselen tonlamadan söz edilebilir. SLAYT 37 Balk:

Tümce vurgusu.- Tümce vurgusu tümcedeki bilgilere göre düzenlenir. Her tümcede bir ya da daha çok bilgi bulunabilir. Tümce tek bilgi içerecek biçimde söylenebilecei gibi bölünerek farkl bilgiler içerecek biçimde de söylenebilir. Ancak tümce içinde ton deiimi tayan sözcük ("odak") farkl bilgi içerir; bu bilgi (odak) de genellikle yüklemdir ya da yükleme en yakn öbekte yer alr. Örnein : Kardeim yarn okula gidecek. Konumac sözdiziminde herhangi bir deiiklik yapmadan da oda, seçtii öe üzerine kaydrabilir. Sözgelimi: "Yarn okullar açlacak." tümcesi; "Yarn okullar açlacak." "Yarn okullar açlacak." "Yarn okullar açlacak" biçimlerinde odaklanabilir. (Yatk dizilenler vurgulu öeyi, "odak" gösterir.) Devrik tümcede ise genellikle yüklem vurgulu olarak söylenir: " Gitti bütün emeklerim boa.", "Ödememi mi borcunu?", "Yok mu sende de bozuk para?"

SLAYT 38 Balk:

Durak ve duraklama.- Sözlü anlatmda tümce içinde kimi birimler arasnda ve tümce sonunda ksa süreli duraklar yaplr. Duraklar, tümcenin bilgi diziliiyle yakndan ilgilidir; öbür deyile anlaml birimler arasnda yer alr; konuucu bu

18 duraklarda ksa soluk alr. Yazda yazm imleri bir bakma durak yerlerini de gösterir. Örnein aadaki metinde duraklar ( / ) imiyle gösterilmitir: "Aslnda / dile sayg / dosta beslenen sayg olmaldr./ Gerçekten de / bir bakma / vazgeçilmez bir dosttur dil./ Biz insanlar / dilsiz yaayamayz./ Dil / en büyük yardmcmz bizim./ Dünyay m bilmek istiyoruz,/ dilsiz olmaz bu./ çinde yaadmz dünyay bilmeden de / varolamayz./ Çevremizdeki tandk nesnelerden tutun, / bize en yabanc görünen olaylara varncaya dek, / bilgi diye belirlediimiz her eyi, / bu belirleyiimiz /sonradan / yanl çksa bile, / hep / dille baarrz./ Yalnzca / nesneleri mi bilebiliriz dille?/ Bakalarn da,/ kendimizi de/ ancak / dile getirdiimiz ölçüde / gün na çkarabiliriz."- (Nermi Uygur, Dilin Gücü l984:21)

SLAYT 39 Balk:

UYGULAMA

Altrma 1: Aadaki metin üzerinde duraklama ilkelerini uygulaynz. (Durulacak yerlere “/” iaretini koyunuz. Sonra da bu iaretlere uyarak okuma denemesi yapnz.)

yimserlik

Benim iyimser bir kii olduumu söylerler. Bunu ben de açkça belirtmek isterim. Bir gün hepimiz bu ölümlü dünyadan göçüp gideceiz. Öyleyse yaadmz sürece niçin huzur ve mutluluk içinde olmayalm? yimserliin en büyük yarar insanlara yaamlarn düzene koyma olana vermesidir. Yaamlarn düzene koymu kiiler her zaman iyi olan görmeyi baarrlar. Ben insanlara inandm için iyimserim. nsan soyluluunu hâlâ koruyor. Bu nedenle ben bir zorlukla karlatmda onun kötü yanlarndan çok iyi yönlerini düünürüm. Çünkü bazen kötü gibi görünen eyler iyi sonuç verir. Örnein benim bir ay süreyle hastalanp odamdan çkmadm düünün. Kötümserler bunu büyük bir felaket sayarlar. Oysa ben yataa bal olduum sürece kitap okuyacam sessiz bir yaam süreceimi ve düünmek için bol bol vakit bulacam tasarlayarak sevinirim. Ben imdi deil küçük yalarmdan beri iyimserim. Bu duygumu daha ben küçükken bana acmay sevmeyi ve bütün insanlar eit görmeyi öreten anneme babama borçluyum. Bu yüzden insanlara büyük güven duyarm. Gene de okul sralarnda kendimi toparlamam olsaydm iyimserliimi yitirecektim. O zaman karma çkan öretmenim beni çok etkiledii için bu tehlikeyi atlattm. Benim iyimserliimin gerçek nedeni udur: nsanlarn olaylarn akn etkileyebileceine dünyay huzura ve mutlulua kavuturabileceine inanyorum. yimserliimin amac da çevremdeki insanlar sevmek yolunu aranlara doru

19 yolu göstermek insanlar iyilie yöneltmek ve kötülükleri unutmaktr. -Andre Maurois

SLAYT 40 Balk:

YAZIM BLGLER

Yabanc Sözcüklerin Yazl

Türkçeye giren yabanc sözcükler genellikle Türkçenin söyleyi özelliklerine göre yazya geçirilir. Örn. station> istasyon, sebeb>sebep, Sweden>sveç gibi. Bununla birlikte kimi yabanc sözcüklerin yazlnda Türkçenin söyleyi özelliklerine aykr durumlarla karlalr. Örn. fren, tren, spor (kural:Türkçe sözcükler iki ünsüzle balamaz); katalog, monolog, filolog, psikolog (kural: Türkçe sözcüklerde sonseste ‘g’ler ‘k’ye dönüür.); puan, dua, ampuan (kural: Türkçe sözcüklerde iki ünlü yan yana gelmez.) gibi. Kimi yeni sözcükler özgün biçimleriyle yazlr: check-up, fast-food, pipe-line gibi..

SLAYT 41 Balk:

Özel Adlarn Yazl

Türkçe özel adlarn yazlnda iki önemli kural vardr: Birincisi, bütün özel adlar büyük harfle balar; ikincisi, özel adlara çekim eki getirildiinde bu ek kesme imiyle ayrlr: Egemen’e, Özgür’den…

SLAYT 42 Balk:

Yabanc Özel Adlarn Yazl

Yabanc özel adlarn yazlnda çokluk Türkçenin söyleyi özellikleri dikkate alnr: Descartes>Dekart, ngiltere, Fransa, Shakespear>ekspir, Çaykovskiy, Bagdad>Badat, Muhammed> Mehemmed>Mehmet (ve Memet) vb. Kimi özel adlarsa özgün biçimiyle (kendi dilindeki yazlyla) yazlr: Beethoven (‘bethoven’ okunur), Cannes (‘kan’ okunur), Dublin (‘dablin’ okunur) gibi.

SLAYT 43 Balk:

UYGULAMA Altrma 1: Aadaki yabanc sözcüün hangi yazl dorudur?

20 A) greyfurut B) greyfrut C) greyfirut D) grepfurut E) greypfurut

SLAYT 44 Balk:

Altrma 2: Aadaki özel adn hangi yazl dorudur? A) Lüksemburg B) Lüxemburg C) Luksemburg D) Luksemburg E) Lüksemburug

SLAYT 45 Balk:

Altrma 3: Aadaki özel yabanc adn hangi yazl dorudur? A) Nev York B) Newyork C) Nivyork D) New York E) Niyork SLAYT 46 Balk:

Altrma 6: Aadaki metinde çok yazm yanl var. Siz düzeltin lütfen.

Feminist Hanmlar toplanmlar konuuyorlar.

Amerikan Delegesi Hanmefendi kürsüye gelmi. 'Geçen yln kararlarn ayn-en uyguladm. Eve gidergitmez kocama: 'Bunda- n sonra temiz çam-ar isters- en kendi çamasirini kendin yika. Iste makine orda.' dedim.

Ilk gün birsey görmedim. Ikinci gün birsey görmedim. Üçüncü gün bir baktim, makinenin basinda sadece kendi camasirlarini degil, beni-mkileri de yikiyor.'

Alman Delegesi söz almis, arkasindan. 'Ben de kararimiz geregince kocama: 'Bundan böyle temiz tabakda yemek istiyorsan kendi bul-asigini kendin yik- a' dedim.

Birinci gün birsey görmedim. Ikinci gün birsey görmedim. Üçüncügün baktim, makinenin basinda sad- ece kendininkileri degil, benim bulasiklarimi da yikiyor.'

21

Üçüncü konusmaci bizden Türkiye’den birfeminist kardesimiz. 'Türkiye'ye dön-er dönmez kararimiz geregince kocamla konustum. Ona dedimki: 'Bundan böyle yem- ek yemek istiyorsan, kendin pisirmen gerek-ecek.Iste mutfak orada.' dedim.

Birinci gün birsey görmedim. Ikinci gün birsey görmedim.Üçünc- ü gün sol gözüm biraz açilir gibi oldu, hafiften görmeye basladim

SLAYT 47 Balk:

Ek okuma

TÜRKÇEY ÖNEMSEMEK-Ahmet KOCAMAN

Eitim öretim ylnn balad, dil bayramnn kutland bugünlerde Türkçemiz üzerinde daha çok özenle durmamz gerektiini düünüyorum. Dil, bilindii gibi, ulus olmann en temel öelerinden birisi olmann yansra insan olmann da en belirleyici öesidir. En azndan günümüze dein elimize ulaan bilgiler insan dilinin iletiim düzenleri içinde en etkin araç olduunu gösteriyor. Her ey bir yana, bu ölçüde çeitlilik tamas, bu ölçekte üretken olmas öteki iletiim dizgelerinde olmayan bir özellik. Ancak insan dillerindeki bu çeitlilik de son yllarda küresellemenin etkisine girmi durumda; siyasal alanda olduu gibi kültürel alanda da tek boyutlu bir dünyaya doru hzla ilerliyoruz. nsan önceleyen bir küreselleme yararl olabilecekken, egemenlerin gücünü ve çkarn önceleyen bir küreselleme ulusal varlmzn en önemli dayana olan dilimizi de tehdit ediyor. Kötümser açklamalara baklrsa yüzylmzn sonunda yeryüzündeki dillerin % 50-90’nn yok olmas söz konusu; Türkçenin de bu yazgy paylamamas için yapabileceklerimizi düünmeliyiz. En bata yaplacak olan Türkçe sevgisini ve duyarln artrmaktr; elbette çoumuz bunu biliyoruz ama bilmekle yapmak arasndaki önemli ayrmn gere- ini yerine getirmi deiliz. Atatürk’e sahip çkma konusunda birbirimizle yar- yoruz ,ama Atatürkçülüün en temel ilkelerinden birisi sayabileceimiz, bilim yazncasnda da yerini alan dil devrimi-dil planlamas konusunda bilim çevrele- rinde bile yeterli duyarl gösterdiimiz söylenemez. 1982 öncesi hazrlanan bi- lim terimleri sözlükleri ne oldu? Bu çalmalar sürdürülüp ileri götürülebildi mi? Akademik yükselmeleri uluslararas dizine girecek yaz yazma kouluna balar- ken, hiç deilse Türkçe tez özeti yazmna yeterli özeni gösterdik mi? Bilim insan- larnn yüzde kaç Türkçeye özen gösteren gazete, dergi ya da yaynlar destekle- meyi sürdürüyor? Bir de dorular ve yanllaryla henüz yeterince irdelenmemi bir Avrupa sevdamz var.Bu sevdann Avrupal-Asyal olmaktan çok uygar ve çada olma anlamna geldiini kavrayan bir küçük grup dnda Avrupalnn diline verdii önemin ayrdna varan ve bunun gereini yapan kaç okumuumuz var?

22 Ulusal ve bireysel bilincimizi salamlatrmann ötesinde bilgimizi temellendirmek için de Türkçeye öncelik tanmamz gerekiyor. Küresellemenin belki de en önemli kazanmlarndan birisi birden çok dil örenmektir, ancak hiç bir ikinci ya da üçüncü dil anadilinin önüne geçemiyor; çokdillilik bir yana eksik- siz ikidilliliin ancak son derece olaanüstü durumlarda, çocuun doutan ikidilli bir ortamda büyüdüü ortamlarda olanakl olduu bilimsel aratrmalarn göster- dii bir gerçek. Ayrca Türkçeyi, bilimde bütün gereksinmelerimizi karlamyor diye salt günlük iletiimin dar kalplarna sktrmak onu batan mahkum etmek olmuyor mu?Hiçbir dil iletilmedikçe geliemez, Türkçenin bilim dili olmas da onu bilinçle ve akllca iletmemize bal;bu nedenle yalnz konunun önemini bilmek yetmiyor,Türkçenin ilenmesine bilinçle katkda bulunmak gerekiyor. Dil-düünce ilikileri tam olarak açkla kavuturulamasa da dili dilin hem düünceyi aktard, hem de oluumuna katkda bulunduu yaygn bir görü; bu nedenle, özgün görü oluturmak için de Türkçeye önem verilmesi gerekiyor; bu elbette yabanc dille özgün görü oluturamaz anlamna gelmiyor,ancak anadili- mizle daha kolaylkla baaracamz bir ii, çou zaman anadili düzeyine gele- memi bir yabanc dille baarabilmek için daha çok çaba harcanmas gerektii açkça ortada deil mi?

Nasl yaplabilir?

Niyazi Berkes’in deyiiyle ‘dil devrimi bir anlam devrimidir’; aydnlanmann ve bilincimizi gelitirmenin en önemli aracdr.Bu anlam devriminin temellendiril- mesi öncelikle eitim yoluyla olacaktr.Nitelikli yabanc dil öretimini kesinlikle göz ard etmeksizin,Üniversite düzeyine gelinceye dein en az bir yabanc dili yeterli düzeyde öretmeyi amaçlayan bir eitim anlayyla, Türkçe eitim ödün- süz olarak sürdürülmelidir.( Baarl bir yabanc dil eitiminin Türkçeyi bilinçle kavramamza da katks olacaktr; bir çoumuzun, yabanc dil bilgimiz sayesinde anadilimizi daha iyi kavradmz günlük deneyimlerimiz arasndadr.) Türkçe eitimini baaryla yürütülmesi nitelikli öretmenler, çada izlenceler, Türkçenin özenle kullanld ders araç-gereçleriyle olanakldr. Çou zaman unutulan bir gerçei burada yineleyelim: Türkçe salt Türkçe derslerinde deil,bütün derslerde özen gösterilmesi gereken bir konudur. Okumay özendiren, biçimsellikten arndrlm bir öretim yaklam önem tamaktadr.Böyle bir yaklam ancak geleneksel anlay yerine dilbilim bulgularyla temellendirilmi bir anlayla baarlabilir. Kimilerinin anlad gibi dilbilim salt sesbilgisi, biçimbilgisi, sözdizimi, ksacas dilbilgisi(gramer) deildir; dilbilim dili bütünlüü içinde ele alan, ses-anlam-yap- ilev bütünlüünü kuatan, sözcükten söyleme uzanan bir çalma alandr; anlam, balam, yorumlamay da önemseyen, dili zihinsel olduu kadar toplumsal düzlemde ele alan bir dil inceleme yaklamn önemser. Türkçe çalmalar ancak böyle geni bir çerçeveden baklrsa ilevsellik kazanabilir ve ancak bu tür yaklamlarla dilin yaratclna ve büyüsüne ulalabilir. Ksacas, Türkçe sevgisine dayal, biçim-anlam ve ilevi bütünletiren, öretimde bilimsel gelimelere öncelik tanyan, serbest okuma saatleriyle ve çeitli altrmalarla zenginletirilmi, dil incelemelerinde dilbilimin arlnn

23 duyulduu bir Türkçe öretim anlay, küreselleme döneminde dilimizin zayflamasn önlemede en önemli dayanamzdr.

24 MALTEPE ÜNVERSTES MESLEK YÜKSEKOKULU

Uzaktan Eitim: Türk Dili 1 Hazrlayan ve sunan: Ör. Gör. Yusuf ÇOTUKSÖKEN

7. BÖLÜM ( 13. ve 14.HAFTA)

Aydnlarn ilevi ve toplumsal gelime

çerik: * Bu bölümde aydnlarn ilevi ve toplumsal gelime üzerine metinler okunup tartlacaktr. * Plan hazrlanan konularda metin yazma .* Yaz türü: Yaamöyküsü.* Dil bilgileri: Türkçenin Biçimbilim özellikleri (1): Yapm ekleri. * Yazm bilgileri : Büyük ve küçük harflerin kullanld …durumlar. SLAYT 1 Balk: Birlikte düünelim

* Birlikte düünelim: Aadaki sorular içtenlikle (E:evet) (H:hayr) biçiminde yantlayalm:

- Düzenli olarak kitap, gazete, dergi okur musunuz? (…) - Yaadnz toplumu ve ça yakndan tantama çalyor musunuz? (…) - Yurt ve dünya sorunlaryla yakndan ilgileniyor musunuz? (…) - Banazla, fanatizme ve dogmatizme kar msnz? (…) - Akln ve bilimin yol göstericiliine güveniyor musunuz? (…) - Ulusal çkarlar bireysel çkarlardan üstün tutuyor musunuz? (…) - nsan haklar her ortam ve koulda savunuyor musunuz? (…) - nsanln ve ulusunun geleceine ilikin tutarl ve gerçekçi düünceler üretebiliyor musun? Bunlar yaama geçirmek için çaba harcyor musunuz? (…)

Yantlarnz tümü EVET ise, siz iyi aydnsnz ya da iyi bir aydn olma yolunda güvenli admlarla ilerliyorsunuz demektir.

SLAYT 2 Balk: Ön-hazrlk

Ön-hazrlk

Aydn kavram üzerine aydnlarmzn tanmlarn gözden geçirelim:

* “Aydn üzerine vazife olmayan ilere karan ve bu yüzden ba beladan hiç kurtulmayan kimsedir.” (Jean Paul Sartre) * “Aydn; evren, doa, toplum ve insan üzerin soru soran, düünce üreten, çözüm öneren kiidir.” (Necdet Uur)

1 * “Aydn kendi kafasyla düünen, kendi gönlüyle sezinleyen insandr.” (Cemil Meriç) * “Aydnn ilk ödevi, balca ödevi tehlikeye dümeyi de göze alarak, düündüünü açkça söylemektir. Ülkesine edecei en büyük iyilik budur.” (Nurullah Ataç) * “Aydn; toplumsal gelimeyi, dünyann gelimesini, gerek bilimsel çözümlemelerle, gerek açklayc deerlendirmeler, gerekse sanatsal iletiimle bir bütün olarak kavramaya çalan kimse diye tanmlayabiliriz.” (Akit Göktürk) “ Aydn, iyi okumu, iyi örenmi, okuduunu örendiini derinletirmi, içselletirmi, onlar aklnn özgürletirici aydnlnda ve yaamn çrpntl sularnda snam: kendi dorularn ararken baka dorularn da olabileceini fark etmi, kendi dar çevresinin, ülkesinin snrlarn zorlayp dünyaya bakmay baarabilmi; bu yüzden çeitlilikten korkmayan, dorularn mutlaklatrp kaskat kesilmeyen, dünyay, yaam ve insan, geçmii ve kendi çan tüm renklilii ve çeitlilii içinde anlamaya çalan; anlamaya çalmakla yetinmeyip kendisine dert edinen, dert edindii için çözümler düünen; üretebildii çözümleri, bulduu , paylamaktan kaçnmayan, fikirlerini savunmaktan çekinmeyen kiidir.” SLAYT 3 Balk: Bu tanmlara ekleyeceiniz var m? Neler? Böyle bir aydn bulmak mümkün mü? ……………………………………………………………………………………………………………………… ……………………………………………………………………………………………………………………… ……………………………………………………………………………………………………………………… *** SLAYT 4 Balk: Karikatür yorumu imdi de Ali Ulvi’nin yukardaki karikatürünü yorumlayalm.

2 (YÖNTEM: 1- Karikatürde gördüklerinizi anlatnz.2- Karikatürün konusunu ve iletisini/ mesajn yaznz. 3-Karikatürü yorumlaynz.)

SLAYT 5 Balk: Anlama-kavrama

imdi, ünlü yazarmz, denemecimiz Melih Cevdet Anday’n “Aydn Üstüne” balkl yazsn okuyalm. (Metni sesli okurken, sözcükleri doru ve anlalr biçimde seslendirelim, vurgulara ve duraklara özen gösterelim. Bu arada önemli bulduumuz cümlelerin altn çizelim.) SLAYT6 Balk: AYDIN ÜSTÜNE-Melih Cevdet ANDAY

Aydn sözcüüne daha alamadk gibi geliyor bana, rahatça kullanamyoruz onu; birini övmek için "akll", "zeki", "bilgili" diyoruz da, "aydn" diyemiyoruz kolay kolay. Yoksa bilmiyor muyuz onun ne anlama geldiini? Belki de öyle. Çeviri bir sözcük çünkü, eski "münevver"den çevirme: "parlak" demek, "klanm", "aydnlanm" demek münevver. Eskilerin onu rahatça kullanabildiklerini sanmyorum. Okumu, okuduklarn-dan aydnlanm biri… Nasl anlayacaz bunu? Bize ondan k düerse, bizi de aydnlatrsa ancak. Öyle deil mi? SLAYT 7 Balk: Azerbaycanllar "ziyal" diyorlar bunu anlatmak için. Görüyor musunuz münevver, aydn, ziyal… Hep kla ilgili sözcükler, demek karanln kart hepsi de. Karanlktan kurtulmu adam aydn, cahillikten çkm, gerçei, gerçeklii görmeye balam, kafas deimi. Bakn, slam tarihinde Muhammet'ten önceki döneme "Cahiliye Dönemi" denmesi bundan. Muhammet Peygamber gelince Araplar cahillikten, karanlktan kurtulmular, nura kavumular, kafalarnn içi aydnlanm. Buradaki aydnlanmann özü inanm (=iman) ile ilikilidir, baka bir deyile, dinseldir, ussal (=akli) deil. SLAYT 8 Balk: Oysa Bat'daki aydnlanma (XVIII. yüzyl Aydnlanmas) daha deiik bir nitelik tayor, yalnzca akla dayanarak gerçeklii tanma çabas anlamna geliyor. Kant, aydnlanmay, insann bilgi edinme hakk ve özgürlüü olarak anlyordu; bilgi belli bir snfn tekelinde kalmayacakt artk, ne örenilecekse akla ve bilgiye dayanlarak örenilecekti. Burada kar gelinen ise, kilisenin inakç (=dogmatik) anlay ve buna dayanan buyrukçuluu idi. Usun özerklii sava Batda daha önce balatmt, geleneksel görülere, önyarglara kar.

3 Aydnlk, aydnlanma kavramlar orada da ama bu anlamda kullanld, demek inanmaya deil, akla güvenme olarak; güdülemeye deil, özgürlüe dönük olarak. Yazmn banda konuurken "aydn" yerine çoun "akll", zeki", "bilgili" sözlerini yelediimizi söylemitim. Elbette öyle olacakt; aradaki ayrntlar bir yana brakrsak, birbirine bal kavramlar bunlar; aydn elbette aklldr, zekidir, bilgilidir. Ama her akll, bilgili, zeki olan, bakalm "aydn" mdr? Önce unu belirtmekte yarar var, herkes aklldr, çünkü "us", insan hayvandan ayran öznitelik diye bilinegelmitir. Sonra herkesin kendi alanna, yaama biçimine, çevresine, çana göre bir bilgisi vardr. Zekâ (anlak) denilen kavrama yetisi için de benzeri sözleri söylemekte bir saknca olmadn sanyorum. lkel toplumlarda yaplan en yeni incelemeler bu sanmz güçlendirecek gibidir: Gözlemliyorlar, bölüyorlar, kavryorlar, bilgiye varyorlar ve bildiklerini sonuna dek kullanyorlar. SLAYT 9 Balk: Dorusu aranrsa aydn-aydnlanma kavramlar da tarih içinde deiiklikler geçirmitir. Biz çamza yakan bir aydn tanm üzerinde buluabilir miyiz? Asl i burada. unda birletik ki, aydn diyeceimiz kii, her eyden önce aydnlanm, ama gerçekten aydnlanm olacaktr. Ne demektir gerçekten aydnlanm olmak? Bütün aydnlanma dönemlerinde ortak öznitelik olan us saygs, kendi usunu kullanma yetenei, çan tanma, insann deer ve snrn bilme, inakçla (=dogmatizme) kar olma, örenmeyi sonsuz sayma, kendini sürekli amaya, kiisel ve maddesel tutkulardan arnmaya çalma, bütün bunlarn töresini içtenlikle özümseme… SLAYT 10 Balk: Aydn sadece aydnlanm deil, aydnlatc olmaldr. Bunun için de aydnn her eyden önce saygn bir kiilii yaratm olmas gerekir. Böyle bir kiilie ise doruluk ve özveri ile varlabilir ancak. Evet aydnn satöresel (=ahlaki) nitelii bata gelir, demek istiyorum. Onda düünce, doruluk ate olmaldr, n da vurmaldr. Bu ise onun kendisi ile yapaca uzun bir savamdan sonra gerçekleebilir ancak. Aydn önce kendi ile olan yabanclamadan kurtulmaldr ki, toplumdaki yabanclamalarn tümünü açkça göstersin, gösterebilsin. Çok güç bir i olduu anlalyor. Yoksa Ataç'n, "Aydnmz yok!" diye yaknmas bundan myd? (Gösteri, s.71-72, ubat, l986) SLAYT 11 Balk: Anlama-kavrama sorular 1) Aydn kimdir? Yazar aydn nasl tanmlyor? Aydnlar sadece okumu, üniversite bitirmi doktor, öretmen, gazeteci, mühendis gibi meslek sahipleri midir?

4 2) Aydnn ulusal ve evrensel görevleri nelerdir? 3) Platon “devleti yöneteceklerin düünürler ve aydnlar olmas” gerektiini ileri sürüyordu. Sizce de bu görü doru mu? SLAYT 12 Balk: Yaz türü= Yaamöyküsü Toplumun aydn kimselerinin yaam okurlarn ilgisini her zaman çekmitir. Bu konulardaki çalmalara yaamöyküsü (biyografi) adn veriyoruz. Bu yaz türünde özellikle bilim, kültür, sanat, siyaset dünyasnda ün kazanm kimselerin yaamlar, yaptklar (önemli çalmalar, kitaplar, yazlar vd) salam bilgi ve belgelere dayanlarak anlatlr. Yaamöyküleri bir yaz olabilecei gibi kitap olarak da düzenlenebilir. Kimi durumlarda yaamöykülerinin roman gibi yazld da ilgiyi çekmektedir. Örnein, Ouz Atay, Bir Bilim Adamnn Roman (Ankara, 1975). SLAYT 13 Balk: Bir kimsenin yaamöyküsünü hazrlarken u ilkeler göz önünde bulundurulmaldr: 1. Söz konusu kimsenin ad soyad, doum (ve ölüm) tarihini, yerini yazma, 2. Bu kimseyle ilgili yazl ve sözlü kaynaklardan bilgiler ve belgeler toplama (söylenti durumundaki bilgileri ayklama), bunlar tarihlerine ve konularna göre snflandrma, 3. Yaamöyküsünü yazarken o kimse hakknda tarafsz bir tutum taknma (kimi yaamöykülerinde duygularn, izlenimlerin etkisinde kalnd dikkati çeker; yaamöyküsü yazar bunlardan uzak durmaya çalmaldr.), 4. Bu kimsenin yaad dönemi, çevresini, yaama koullarn, gördüü örenimi, yapt önemli çalmalar (mesleine göre) anlatma (bu süreçte açklayc, betimleyici ve öyküleyici anlatm biçimlerini kullanma), 5. Bu kimsenin kendi ura/çalma alanndaki ve toplumsal yaamdaki önemini vurgulama, 6. Bu yaamöyküsünü yazarken yararland kaynaklarn adlarn belirtme, vd Aada iki yaamöyküsü örnei okuyacaz. Bu örnekleri okurken, yaamöyküsünü hazrlayanlarn hangi ilkeleri göz önünde bulundurduklarn anlamaya çalalm. SLAYT 14 Balk:

ALBERT EINSTEIN -Leopold lnfeld (Çev.: Cemal Yldrm) Einstein, 14 Mart 1879’da Almanya’da dodu. Doumundan dokuz yl önce Bismarck Fransa’y yenilgiye uratarak Almanya’y birletirmiti. Gene Fransz Komününün kuruluundan sonra dokuz yl geçmiti. Alman emperyalizminin boy

5 att ve sonra yenildii dönemde büyüdü. Ayn emperyalizmin bir kez daha yükselip çöktüünü gördü... Utangaç ve içine kapank bir çocukluu olmal Einstein’in. Evren karsndaki hayret duygusu çok erken uyanm görünüyor. Anlarndan, onu en çok etkileyen eyin bir pusula olduunu öreniyoruz. lk çocukluk yllarndan ne zaman söz edilse, en bata anmsad olay budur. Ne lisede, ne de üniversitede öyle göze çarpan bir örenci deildi. Çalmasnn en belirgin özellii, özgünlük ve sabr; yllarca kendi yolunda tek bana çabasn sürdürebilme yetenei; örenme deil, düünme ve anlama alkanldr. Çocukken ve gençliinde yalnz kalmaktan holanmtr. Onun gözünde ideal yaam, dardan en az karlan yaamdr. Bundan dolay, sviçre’de oldukça mutluydu; çünkü bu ülkede kimse kimseye karmaz, özel yaama sayg duyulurdu. SLAYT 15 Balk: On alt yandayken kafasnda oluan düüncelerin ürünlerini, 1905’te sergiler Einstein. 0 yl, dört ünlü çalmasnn yaymland yldr: Kuantum teorisi ve rölativite teorisi... Fizikçiler arasndaki ünü ise dört yl sonra, yani 1909 sralarnda balar. Einstein’n bana söyledii bir sözü hiç unutmam: “Otuz yana gelinceye dek gerçek bir fizikçiyle tanklm yoktu.” Onun yönünden büyük bir ans bu. Böylece çevresinde onun atlmn krc kimse olmamtr. Ho, bunu pek olanakl da saymyorum; Einstein, öyle kolayca geri çekilecek biri deil!.. Gerisi, giderek artan baarsyla dünyay saran ününün öyküsüdür. Birkaç tarih verelim: 1901’de Zürich Politeknik Okulunu bitirdi; sonra Bern’de bir süre patent dairesinde çalt. Özel rölativite teorisi yaymlandktan dört yl son Zürich Üniversitesine Asosya Profesör olarak atand. Hemen ardndan Prag Üniversitesine profesör oldu; daha sonra, yeniden Zürich Üniversitesine çarld. 1913’te Prusya Bilim Akademisine üye seçilmesiyle Berlin’e geldi ve 1930’a kadar, on yedi yl, bu kentte kald. 1933’tenso Princeton New Jersey’de yaamay yeledi. 1945’te emekli oldu ve 1955’te çok sevdii bu dünyadan göçtü... SLAYT 16 Balk: 1921’de Berlin’e örenim için gittiimde, Einstein’n ününü çeviren utanç verici manzaray hayretle izledim. Oysa, Hitler’in iktidara gelmesine daha on iki yl vard. Tutucu basnn bayazlarnda Einstein’a yönelen saldrlar görüyordum. ‘Teorisine güveniyorsa, sorularmz yantlasn, olduu gibi basmaya hazrz!’ diyorlard. Berlin’in en büyük konser salonlarndan birinde rölativiteye kar düzenlenen konferanslarn ilan her yerde aslyd. Merakm yenemedim, bir bilet alarak olup bitenleri görmek için içeri girdim. ki profesörün konumas programlanmt. Bunlardan biri, tekdüze sesiyle, elindeki kâtlardan bir eyler okuyordu. Salon hnca doluydu. ki profesör de, özel rölativite teorisinin ne denli aptalca bir ey olduunu söylüyor; bilim tarihinde ei görülmemi bir göz

6 boyaclk karsnda olduumuzu vurguluyordu. Ayrca teoriye gösterilen ilginin, tümüyle Germen ruhuna aykrlndan söz ediyorlard. 0 dönemde henüz Einstein’a Yahudi olduu için açktan saldr balamamt, ama üstü örtülü biçimde bu saldr da younlatrlarak sürdürülüyordu. Yüzeyde Weimar Cumhuriyeti vard Almanya’da. Ama bu parlak cila altnda, yaklaan patrtnn çatlamakta olan tohumlar gözden kaçmyordu. SLAYT 17 Balk: Birbirini izleyen iki konferans arasndaki dinlenme srasnda, herkesin, localardan birinde oturan Einstein’dan gözlerini alamadklarn da anmsyorum. Niçin gelip oturmutu buraya anlayamyordum!.. Ama kahkaha ile gülmelerinden, kendisini selamlayanlara el sallamasndan teorileri hakknda yürütülen konumalarn onu oldukça elendirdii besbelliydi... ---- SLAYT 18 Balk: UYGULAMA Altrma 1: lgi duyduunuz ve yakndan tanmak istediiniz ünlü bir kimsenin yaamöyküsünü, kaynaklardan yararlanarak hazrlaynz. (Yöntem: 1. O kimse hakknda yazlm yaz ve kitaplar toplaynz. 2. Bu kaynaklardan bilgiler derleyiniz. 3. Bu bilgileri belirli bir plana göre düzenleyip metninizi hazrlaynz. 4. Yararlandn kaynaklarn adlarn tama olarak yaznz. 5. Konu olarak seçtiiniz kimsenin fotoraflarn da bulunuz. 6. Proje ödevinizi CD’ye kaydediniz.) SLAYT 19 Balk: Altrma 2: Yakndan tanmak istediiniz kimse yayorsa onunla konuup ondan kimi bilgi ve belgeleri alp belirli bir plana göre ödevinizi hazrlayabilirsiniz. SLAYT 20 Balk: Altrma 3: Geçen hafta size planlarn hazrladnz konularda birer kompozisyon yazmanz istenmiti. Yazdnz planl kompozisyonlar yannzda getiriniz. Snfta birkaç tanesi seçilip okunacak ve eletirilecektir. SLAYT 21 Balk:

EK OKUMA Aydn msn Kilim gibi dokumada mutsuzluu Gidip gelen kara kular havada Saflar tutulmu top sesleri gerilerden

7 Tabannda depremi kara güllelerin Duymuyor musun

Kaldr ban kan uykulardan Böyle yürek böyle atardamar Atmaz olsun Ses ol k ol yumruk ol Karayeller bana indirmeden çatn Sel sular bastn topra dönüm dönüm Alp götürmeden büyük denizlere Çabuk ol

Tam ça ie balamann doan günle Bul içine tükürdüün kitaplar yeniden Her satrnda buram buram aln teri Her sayfas günlük günelik Utanma suçun tümü senin deil Yrt otuzunda aldn diplomay Alfabelik çocuk ol

Yollar kesilmi alanlar sarlm Tel örgüler çevirmi yöreni Frl frl alc kular tepende Benden geçti mi demek istiyorsun Aç iki kolunu iki yanna Korkuluk ol (Karaklçk,1969)

SLAYT 22 Balk: NANILMAZ BR HKÂYE- Nezihe ARAZ

Terry Fox adl atletin inanlmaz maceras,1980 ylnn bir sonbahar gününde balam. Kanada’nn en ünlü koucusu olan genç adam son günlerde dayanlmaz biçimde aryan bacann kesilmesi gerektiini doktorlardan örenmiti. Bu ilem vakit geçirilmeden tamamlanmt. Tek baca ile evine dönen genç atlet için yaad kasaba halk gözyalar döküyordu. Bana üüen ve “imdi ne yapmay düünüyorsun?”diye soran gazetecilere Terry Fox, gülümseyerek “Bir an önce iyi olmay düünüyorum.”demekle yetinmiti. Ama o günler hiç kimse bu cevabn altnda yatan projeyi bilmiyordu.

Terry kendini yeterince güçlü ve salkl hissettii zaman kasaba gazetecileriyle bir basn toplants yapm ve baz açklamalarda bulunmutu.“Düündüm ki, dedi, kasabamzda yeterli bir kanser aratrma merkezi olsayd, herhalde ben böyle tek bacakl kalmayacaktm. Öyleyse, böyle bir aratrma merkezi kurulmas gerekiyor ve ben bundan sonra yalnz bunu gerçekletirmek için çalacam.”

8

Nasl m çalacakt? Koarak.“nsan tek baca ile de koabilir.”diyordu. Terry, “Kanada’y tek bacamla ve koarak doudan batya geçeceim ve uradm kentlerden, köylerden böyle bir hastanenin kurulabilmesi için para toplayacam.”

Terry Fox, bu kouya çkm, bütün ülkeyi deil, bütün ktay da sanki peinden sürüklemiti. nanlmaz, akl almaz bir kouydu bu. Hangi kente, hangi köye girecekse, o gün yollara taklar kuruluyor, bandolar karlamaya çkyor, çiçekler sel sel yollara dökülüyor ve genç adam öyle karlanyordu. Ülkenin bütün büyük bankalar yollarda geçici ubeler açyor ve Terry’nin hastanesi adna paralar öyle toplanyordu.

Terry’nin kousu bittii zaman dünya umudun, insanln, insanla hizmet aknn, iyi niyetin ve ylmayan genç ve dost bir yürein insanlar arasnda sonsuza dek yaayabilmek için balatt bu inanlmaz maratonun bilançosu milyarlar bulmutu. Artk onun düündüü aratrma merkezinin yapmna balanabilirdi.

Genç atletin hayattan ayrlmas müthi oldu. Ülke tek bir yürek gibi etkilenmiti. Ölüme kar âdeta somutlaan bu yaama ve yaatma gücü insanlar büyülemiti.

Aradan yllar geçti. Genç atletin hayalleri gerçeklemiti. Dünyann en büyük aratrma merkezlerinden biri onun adna kurulmu, çalmaya balamt. Terry Fox hastaneleri, insanlara ifa dattkça elbette onun ad da bir efsane kahraman olarak yaayacakt.

SLAYT 23 Balk:

DL BLGLER Biçimbilim - Türkçe'nin Biçimbilim Özellikleri (1)

Dünya dillerinin tipbilimsel (tipolojik) açdan snflandrmasna göre Türkçe, eklemeli (bitiken) diller öbeine girmektedir. Türkçe'de çekim (iletim) ve yapm (türetim) soneklerle yaplmaktadr; Türkçe'de önek ve içek bulunma-maktadr. Türkçe'de sözcük tabanlar (sözcük kök ve gövdeleri) sözdizimi içinde deiik çekim ekleri (ad durum ekleri, eylem çekim ekleri vb); sözcük üretiminde de çok sayda yapm ekiyle bileebilir. Çekim ve türetimde sözcük köklerinde herhangi bir deiiklik olmaz; ancak kimi örneklerde bu kural görülmez (Örnein:ben bana, sen sana, balayor balyor gibi örnekler dnda). Sözdiziminde ad soylu sözcüklerle eylem soylu sözcüklere getirilen çekim ekleri farkldr. Sözcük türetiminde ad ve eylem soylu sözcüklere getirilen yapm ekleri de hem yap hem de ilevleri yönünden farkllklar gösterir. Türkçe'de sözcükler birden çok yapm

9 ve çekim eki alabilmektedir. Ancak ayn yapm ve çekim eki üst üste getirilmez; ancak birisi, ayns, kimisi gibi örneklerde -(s)I iyelik ekinin, göz-lük-çü-lük örneinde -lIk ekinin iki kez kullanld görülür. Birinci örneklerde bir ek binimesi/ kalplamas olay görülür; burada kurald bir kalplamadan söz edilebilir. kinci örnekteyse -lIk eki iki ayr ileviyle ayn sözcüe getirilmitir; birinci -lIk eki addan araç türetir, ikinci -lIk ekiyse i, meslek ad yapar. Yapm eklerinden hemen hiçbiri çekim görevi üstlenmezken kimi çekim ekleri belli örneklerde yapm eki deeri kazanmtr. Sözgelimi gelecek zaman kavram veren -(y)AcAk geleceim/ uyuyacaz örneklerinde çekim ekidir; yakacak, gelecek, içecek, silecek gibi örneklerde yapm eki ilevi üstlenmitir.

SLAYT 24 Balk: Sözcükler, sözdizimi içindeki ilevlerine göre ad, sfat (önad), eylem (fiil), belirteç (zarf), zamir (adl), ilgeç (edat), balaç, ünlem gibi adlar alrlar. Kimi yapm ekleri sözcüklerin türlerini deitirir. Yapm ekleri addan sfat, eylem, belirteç; eylemden ad, sfat ve belirteç türetebilir. Sözgelimi ba adndan , -lI ve - sIz ekleriyle türetilen bal ve basz sözcükleri sfat, eylemi/ yüklemi niteleme durumunda belirteç kategorisine girer; -lA ekiyle türetilen ba-la-, ise eylem soylu bir sözcüktür. Adlarn, addan ad türeten ekler (göz göz-lük, Türk Türk-çe, ba ba--nt), eylemlerin eylemden eylem türeten ekler almas durumun-daysa ( it- it-ekle- , kov- kov-ala-, gül- gül-ü-mse-) sözcük türünde herhangi bir deime olmaz. Yapm ekleri, yeni kavramlar karlamada çok sk kullanlan baml biçimlerdendir; bunlar Türkçe'nin sözvarln sürekli gelitiren öelerdir.

SLAYT 25 Balk: Sözcükler, bamsz (sözlüksel) biçim, eklerse baml (dilbilgisel, görevsel) biçim olarak adlandrlr. Tümcede bilgi dalma, vurgulanmak istenen öeye göre sözcükler belirli bir sra izlerler. Bu arada eylemin durumu farkllk gösterir: Eylem; ad, sfat, belirteç gibi sözlüksel biçimlerden olmasna karn onlar gibi bamsz deil, bamldr; yüklemde çekim (kii, say, kip, görünü) ekleriyle birlikte bulunmak durumundadr. Sözdiziminde zamirlerin kullanm da zorunlu deil, seçimliktir. "Ben yarn stanbul'a gideceim. * Sen ne zaman eve dönüyorsun?" gibi tümcelerde ben ve sen zamirlerinin dilde tutumluluk ilkesi gereince çokluk kullanlmad görülür. Çünkü tümcenin yüklemindeki kii kavram veren ekler, zamirin yerini tutmaktadr. "Ben geldim." tümcesi ile "geldim" tümcesi arasnda yarg bakmndan herhangi bir fark yoktur; geldim'deki kii eki -m, ben'in görevini yapar. Öznenin söylem içinde vurgulanmas gerektiinde ise zamirler özellikle kullanlr. Örnein: "Bunu sen deil ben istemitim.* Ayrlmamza siz sebep oldunuz." gibi.

SLAYT 26 Balk:

10 Türkçe'de kimi durumlarda zamirin ilevini ekler de karlayabilir. yelik ekleriyle ilgi eki (-kI), getirildii sözcüklerde zamirler gibi adn yerini tutarlar (düüm ve tutumluluk ilkesi gerei). Sözgelimi " O, benim babamdr. O, öretmendir. Benim babam öretmendir. = Babam öretmendir. * Benim kalemim yok, senin kalemini kullanabilir miyim? Benim kalemim yok, seninkini kullanabilir miyim? gibi.

SLAYT 27 Balk: Sözcükler.- Dilde sözcükler ses dizilerinin anlam yüklenerek oluturduu biçimlerdir. Her dil gündelik, toplumsal, siyasal, kültürel, teknik vd gereksinmelerini karlamak üzere sürekli olarak yeni sözcükler üretir; bu bakmdan dillerin sözvarl hep deimektedir. Sözcük üretiminde diliçi üretim olanaklarnn kullanlmasnn yansra ödünçleme' ye (baka dillerden sözcük alntlama) de bavurulmaktadr. Türkçe'nin sözvarlnda hemen hemen 25'ten fazla yabanc dilden alntlanm sözcükler (yabanc sözcük) vardr. Bu sözcüklerden, gerek duyuldukça Türkçe yapm ekleri araclyla yeni sözcükler ("melez" sözcükler) türetilmitir (Örn. Ar. fâide fayda faydal, faydasz, faydalanmak, faydalan-drmak, faydalanlmak,…) Sözcükler, anlatmn yaptalardr; söylemde sözdizimi kurallar içinde birbirleriyle ilikili duruma gelip yargl anlatmlar oluturur. Dizimdeki konumuna göre de ad, sfat, belirteç, eylem gibi adlar alr. (bkz. Sözcük Türleri) Sözcükler yap bakmndan üç öbekte incelenir: yaln sözcükler: Türkçe ad ve eylem kökleri genellikle tek heceli olduu için, tekheceli bütün Türkçe sözcükler bu kapsamda deerlendirilir (ad, el, kol, yel; al-, bil-, dur-, koy-, ol-, yaz-...) türemi sözcükler: Ad ya da eylem soylu sözcüklerden yapm (türetim) eki ad verilen eklerle türetilir (göz-lük, tuz-lu, ad ada-mak, iç- içki, silk- silkele- ..); kimi durumlarda çekim ekleri de yapm eki deeri kazanabilmektedir (iç-ten, göz- de, bir-i/ bir-i-si...) bileik sözcükler: ki ya da daha çok sözcükten oluan birimlerdir; yazm geleneine bal kalnarak bitiik ya da ayr yazlrlar. Örnein atasözü, dulavratotu, ilkokul, karnyark, karafatma, affetmek... bitiik yazlrken, terk etmek, ad tamlamas, kiraz aac... ayr yazlr.

SLAYT 28 Balk: Kök, gövde ve taban.- Sözcüklerin en küçük anlaml parçalarna kök; köklerden yapm ekleriyle türetilen biçimlere gövde ad verilir. Sözcük türetiminde kök ve/veya gövde taban olarak adlandrlr; tanmdan anlalaca gibi taban, kök ya da gövde olabilir. Türkçe'de kökler çounlukla bir (aç, ak, al-mak, az, ba, ben, bel, bu, dört, el, göl, kl, kork-, öp-, sar-, tut-, yaz-, yl, yol...) ya da iki heceden oluur (ada, ana, boya, daya-, gece, gölge, gönül, har, l-, kara, kuzu, odun, öle, sra, üvey, yirmi). Daha uzun kökler genellikle yabancdr ( acemi =Ar., balina = Lat., hafta = Fars., istasyon = Fr., spiker = ng., vasistas =Alm...) Kökler, sözcük türü açsndan ad kökü (aç, el, d, k, oy, yaz, yl...) ve eylem kökü (aç-,

11 at-, ban-, dön-, gel-, kl-, ol-, ölç-, yan-...) olarak ikiye ayrlr. Sözcük türetim ve çekimi açsndan bu ayrm büyük önem tar; çünkü aldklar ekler farkldr. Türkçe'de kökler, sayca snrldr. Türk dilinin yaklak 2000 yllk tarihi içinde kimi ad ve eylem kökleri kullanmdan kalkmtr (Örn. Köktürkçe’deki balk "ehir", eçü "ata", kü "ün, öhret"; alk- "bitir-mek", d- "göndermek", td- "engel olmak" gibi ad ve eylem kökleri bugün Türkiye Türkçesi’nde kullanlmamaktadr.) Yeni bir kök yaratmak ise hemen hemen olanakszdr; ancak var olan ad ve eylem köklerinden çok deiik türlerde gövdeler türetilmitir, bundan sonra da gereksinme duyuldukça (özellikle terim) türetilebilir. (Bkz. Sözcük Üretimi)

SLAYT 29 Balk: Ekler. – Sözcük’ler bamsz biçimbirimler, ek’lerse baml biçimbirimler olarak tanmlanr. Ekler sözcük üretiminde kullanlan ve/veya sözdiziminin kuruluunda deiik ilevler yüklenen birimlerdir. Genel dilbilimde ayrt edilen ek türlerinden (önek, içek, sonek) Türkçe'de sadece sonekler kullanlmaktadr. Bu bakmdan Türkçe, bitiken (eklemeli) diller arasnda anlr. Türkçe'de ekler, köklerden sonra gelir. Ancak her ek, her tür köke getirilmez. Sözgelimi gelecek zaman eki –(y)AcAk yalnzca eylem tabanlarna getirilebilir: al-acak , gör-ecek,... Bunun gibi -lIk eki de yalnzca ad tabanlarna getirilip yeni adlar, sfatlar ve belirteçler türetmeye yarar: kömür-lük (yer), genç-lik (topluluk, dönem), yorgun-luk (durum), kulak-lk (araç), öretmen-lik (meslek), gerçekçi-lik (akm), gelin-lik (giysi), yaz-lk (ev), on-luk (deste), imdi-lik ("u an için" ) gibi. Dilin doal geliimi içinde hangi köklere (ve gövdelere) hangi tür eklerin getirilecei, yapm ve çekim eklerinin ilevlerinin neler olduu belirlenmitir. Ancak eklerde de zaman içinde birtakm biçimsel ve içeriksel deiiklikler gözlenir: Kimi eklerin sesdizimsel yaps deimi (bugün –(y)A olan yönelme durumu eki Eski Türkçe'de -GA biçimindeydi), kimi ekler, kullanmdan kalkm (örnein buyurma kipi eki -gIl: gel-gil "gel!"), kimi eklere yeni ilevler yüklenmitir (-lIk eki), kimi eklerin ilevi deimitir. Örnein, Eski Türkçe'deki gelecek zaman eki -gAy, Bat Türkçe’sinde sesçil deiim de geçirip istek kipi eki -(y)A olmutur (gel-e-yim, gel-e-lim). Kimi durumlarda öbür Türk dillerinden de ekler alnp yeni sözcükler üretme yoluna gidilmitir (-tay: dantay, saytay, kurul-tay ; -(A)v: gör-ev, öde-v, söyle-v, ile-v gibi). Türkçe'de ekler genellikle tek hecelidir (yaln ekler: -A, -CI, -lA-, -(A)v gibi); kimi eklerse birden çok heceden oluur (bileik ekler: -AmA-, -mAksIzIn gibi). Kimi ekler tek biçimli (Örn. -ç: kskan-ç; -gil: bakla-gil-ler; -leyin: sabah-leyin, gece-leyin...), kimi eklerse ses uyumlar gerei çok biçimlidir ( Örn. yapm eki - GI-= -g: al-g, -gi: der-gi, -gu: vur-gu, -gü: gör-gü, -k: as-k, -ki: iç-ki, -ku: tut- ku, -kü: küs-kü... Belirli geçmi zaman eki -DI-= -d: al-d, -di: bil-di, -du: ol- du, -dü: gör-dü, -t: aç-t, -ti: iç-ti, -tu: uç-tu, -tü: ölç-tü...)

SLAYT 30 Balk:

12 Türkçe'de kimi yapm ve çekim eklerinin kök ve gövdelere eklenmesi srasnda kök/gövdeyle ek arasna balayc bir ses girer; bu ses, ünlü çatmas durumunda ünsüz (/y/,/n/,/s/,// ); iki ünsüz arasndaysa ünlü (ses uyumuna göre -I-= --, -i-, -u-,-ü-) olur. Ekin yaln biçiminde olmayan bu sesler ayraç ( ) içinde gösterilir: - (y)A, -()Ar, -(I)k, gibi. (Bkz. Kaynatrma Ünsüzleri, Balant Ünlüsü) Türkçe'de gerek yapm gerek çekim ekleri, eklendii sözcüün tabannda herhangi bir deiiklik oluturmaz; bu bakmdan kök ve ekleri kolayca ayrmak mümkündür. Ancak çekimde ( bek-le-yor bek-li-yor, al-ma-yor al-m-yor) ve tarihsel süreçte kimi sesçil deiiklikler dikkati çeker (ben bana, sen sana, o ona ; büyük-çek büyücek, küçük-çük küçücük... ).

SLAYT 31 Balk: Türkçe'de eklerin önemli bir bölümünün eski dönemlerde sözcüklerden anarak olutuu kans vardr; bu kany güçlendirecek örnekler de az deildir. Sözgelimi ad soylu sözcükleri yüklemletiren -DIr eki, tur-mak eyleminden eklemitir: turur - -dr. Bunun gibi eylem çekimindeki kii ekleri de kii zamirlerinden gelir: bilür men- bilir-i-m, bilür sen- bilir-sin gibi.

SLAYT 32 Balk: Türkçe'de ekler, yapm, çekim, dönütürüm, dizim kurma gibi ilevler yüklenmilerdir. Genel olarak da hangi eklerin bu ilevleri yerine getirdii kesinlik kazanmtr. Ancak eklerin ilevlerinde de zaman zaman birtakm kaymalar olabilmektedir. Bu tür kaymalar çokluk yeni sözlüksel birimlerin ortaya çkmasn salamaktadr. Sözgelimi kimi örneklerde bulunma durumu eki -DA (yüz-de, göz-de), çkma durumu eki -DAn (iç-ten, sra-dan, top-tan), dönütürüm ekleri arasnda yer alan itelik eki -(I)- (gel-mek- gel-i--mek), dizim ku-rucu eklerden -(A)r (yaz-ar, kes-er, oku-r), -mA ( aç-mak- aç-ma "unlu bir yiyecek", ba-la-mak- bala-ma "bir çalg") yapm ilevi yüklenmi durumdadr. Bir dilde yabanc eklerin bulunmas pek olaan karlanmaz, ancak kimi durumlarda sözcük alverii srasnda baz ekler de alntlanabilmektedir. O denli ki bu ekler yalnzca ödünç sözcüklerde kalmaz, yerli sözcüklere de getirilebilmektedir. Türkçe'de de kimi Arapça (-i /i:/ = altuni, gümüi; -at= gidi- at ), Farsça (-kâr= verim-kâr, -dan= sürme-dan-lk; -tar= bayrak-tar, emek-tar) ve Franszca (-tion/-siyon/= atmasyon, uydurmasyon) ekler, az saydaki Türkçe sözcüklere de getirilmitir. Bununla birlikte kimi ödünç sözcüklerdeki ekleri Türk-çe kendi ekleriyle deitirmektedir ( beste-kâr beste-ci, Arab-i Arap-ça, gyab-en gyab-nda ).

SLAYT 33 Balk: Türkçe'de önek ve içek'in bulunmamas, zaman zaman yaknma konusu bile olmutur; özellikle Dil Devriminin balangç yllarnda önek türetme çabalar gözlenmitir. Franszca'-daki inter- /enter/ önekinin yerine Türkçe'de aras sözcüünden ars- öneki yaratlmaya çalm; ancak bu önekle türetilen

13 sözcükler (ars-ulusal= international) tutunmamtr. Son yllarda kimi yaynlarda alt (alt-bölüm, alt-yap), bir (bir-hücreli), çift (çift-küme, çift- parmakl), çok (çok-uluslu), e (e-anlaml, e-cinsel), iç (iç-deri, iç-güdü) sözcükleri "önek ilevli sözcükler" olarak deerlendirilmektedir. Özellikle sözcük çevirisi yoluyla oluturulan bu terimlerde geçen ön sözcükleri önek olarak kabul etmek imdilik mümkün görünmemektedir.

SLAYT 34 Balk: - Eklerin snflandrlmas.- Türkçe’deki ekler üzerine (yaps, ilevleri vd) bugüne kadar dört dörtlük bir çalma yaplabilmi deildir; hemen bütün dilbilgisi/dilbilim aratrmalarnda biçimbilim (morfoloji), arlkl bir yer tutmasna karn sorunlar bitmemitir. Geleneksel yaklamda ekler a) yapm ekleri, b) çekim ekleri olarak ikiye ayrlp incelenir. Ancak ekleri ilevlerine göre 4 öbekte incelemek daha tutarl görünmektedir:

Yapm Ekleri, 2. Çekim Ekleri, 3.Dönütürüm Ekleri, 4. Dizim Kurucu Ekler.

SLAYT 35 Balk: 1. Yapm Ekleri: Yapm ekleri, bir sözcüün kök ya da gövdesine yeni anlaml bir sözcük oluturmak üzere getirilen biçimbirimlerdir. Bugün Türkiye Türkçesi’nde l80 dolaynda (yaln ve bileik) yapm eki vardr. Bu eklerden bazlaryla ancak bir iki sözcük türetilmiken (-kAn: ba-kan, yel-ken ) kimi eklerin üretkenlii dikkat çekicidir (-sAl: 250 dolaynda sözcükte ; -lA-:yalnzca A harfiyle balayan 60 dolaynda addan türemi eylemde kullanlmtr). Bir sözcüe getirilen yapm ve çekim eki says da Türkçe'nin biçimbilimsel özelliini gösterir. Bir sözcüe l-10 arasnda ek getirilebilmektedir. Örnein ba-kan sözcüünde l yapm eki, di-çi-lik-ten sözcüünde 2 yapm eki, l çekim eki, stanbul-lu-la--tr-ama-dk-lar--mz-dan m-snz sözcüünde 2 yapm eki, 2 dönütürüm eki, l dizim kurucu ek, 5 çekim eki (toplam l0 ek) yer almtr. Burada sözü edilebilecek konulardan biri de ayn yapm ekinin bir sözcükte iki kez kullanlabilir olmasdr (Örn. göz-lük-çü-lük sözcüünde -lIk eki iki deiik ileviyle kullanlmtr).

SLAYT 36 Balk: Türkçe'de sözcük üretiminde bir ek yeterlidir. Ancak bir tabandan farkl sözcükler türetilirken doal olarak kullanlan ek says da artar. Ek saysnn artmas, türetilen sözcük saysn da artrmaktadr. Kimi örneklerde bir sözcükten ancak birkaç yeni sözcük türetilebilirken kimi eylem türü sözcüklerden türetilen sözcük says l00'ü geçmektedir. Sözgelimi sür- eyleminden türetilmi sözcüklerin bir dökümünü yapalm: sürmek: sürme, sürü, sürü, sürgü, sürgülü, sürgüsüz, sürgüleme, sürgülemek, sürgüleyi, sürgülenme, sürgülenmek, sürgüleni, sürgületme, sürgületmek, sürgületi, sürgülettirme, sürgülettirmek, sürgülettiri,

14 sürdürmek, sürdürme, sürdürü, sürdürüm, sürdürtme, sürdürtmek, sürdürtü, sürdürülme, sürdürülmek, sürdürülü, sürgün, sürgünlük, sürmeli, sürmesiz, sürmelik, sürmeci, sürmecilik, sürmelemek, sürmedan, sürücü, sürücülü, sürücüsüz, sürücülük, sürek, sürekli, süreksiz, süreklilik, süreksizlik, sürüm, sürümlü, sürümsüz, sürümsüzlük, süre, süreli, sürelik, süresiz, süreen, süreenleme, süreenlemek, sürerlik, süreç, sürtme, sürtmek, sürtü, sürtük, sürtüklük, sürtüme, sürtümek, sürtünme, sürtünmek, sürtünü, sürtütürme, sürtütürmek, sürttürmek, sürttürme, sürümek, sürüme, sürüyü, sürütmek, sürütme, sürütü, sürütülme, sürütülmek, sürüttürme, sürüttürmek, sürüttürülme, sürüttürülmek, sürülme, sürülmek, sürülü, sürünme, sürünmek, sürünü, sürünceme, sürüngen, sürüngenlik, sürüngenlemek, süründürme, sürün-dürmek, süründürü, süründürülme, süründürülmek, sürüme, sürümek, sürüme, sürümek, sürüyü, sürütme, sürütmek, sürütü, sürütülme, sürütülmek, sürüttürme, sürüttürmek, sürüttürülme, sürüttürülmek, sürçme, sürçmek, sürüklemek, sürükleme, sürükletme, sürükletmek, sürükletilmek, sürükletilme, sürüklettirme, sürüklettirmek. sürüklettirilme, sürüklettirilmek, sürükleyici, sürükleyi, sürükletme sürükletmek, sürükleti, sürütürme, sürütürmek, sürülme, sürülmek, sürülü, gibi. Anadolu azlarnda kullanlan, örnekleri de katarsak, bu say 125'i geçer. (Aksan, s.24-24, 1990)

SLAYT 37 Balk: Yapm ekleri daha önce de belirtildii gibi ad, sfat, belirteç, eylem soylu sözcüklerin türetilmesine yarar. Addan ad türeten ekler, somut /soyut anlaml birçok adn yapsnda yer alr; araç, dil, kii, durum, akm vb kavram veren adlar türetir : -(A)ç : kul-aç, ara-ç ; -CA: Arap-ça, Türk-çe ; -CI: av-c, iz-ci, ekmek-çi, süt-çü ; -lIk: aydn-lk, orman-lk, yurtta-lk, Atatürkçü-lük... Addan sfat türeten ekler, Türkçe'nin sözvarlna birçok yeni sözcük katar; çünkü bazlar hemen bütün adlara getirilebilir; bu ekler insana, nesnelere, soyut ve somut durumlara ilikin nitelikler, saysal sra vb belirtir: -Al: ulus-al, gen-el, öz-el ; - CA: ngiliz-ce (ark), Türk-çe (kitap) ; -CIk: dar-a-ck, küçü-cük ; -CIl: ben-cil, kr-çl, ses-çil ; -lI: akl-l, çizgi-li, motor-lu, özür-lü ; -(I)ncI: alt-nc, be-i-nci, on-u-ncu ; -sAl: ant-sal, bitki-sel ; -sI: a-s, çocuk-su, diken-si; -sIz: ah-lak-sz, bilgi-siz, korku-suz, ölüm-süz ... Sfattan ve addan belirteç türeten ekler, sfatlar ayn zamanda eylemden önce geldiklerinde belirteç olduklarndan, addan sfat türeten eklerle hemen hemen ayndr; getirildii sözcüe belirli bir durum kavram verir: -CA: yava-ça (oturmak), gizli-ce (almak), güzel-ce( çalmak);

15 -CAcIk: yava-çack (içeri girmek), usul-cack (svmak); -lI: coku-lu (davranmak), dayank-l (çkmak), -sIz: olanak-sz (görünmek), bam-sz (kalmak)...

SLAYT 38 Balk: Addan ve sfattan eylem türeten ekler, sayca azdr; ancak bu eklerle kök anlamyla ilintili, belirtilen duruma gelmek, söz konusu biçimi almak (geçisiz ), belirtilen ii yapmak, belirtilen duruma uygun davranmak (geçili) anlamnda pek çok eylem türetir: -A-: bo-a-mak, beniz-e-mek- benzemek; -Al-: az-al-mak, düz-el-mek, yön-el-mek ; -DA-: fkr-da-mak, inil-de-mek; -(I)k: bir-i-k-mek, geç-i-k-mek- gecikmek; -lA- : av-la-mak, belge-le-mek, tanm-la-mak, özet-le-mek; -sA-: durak-sa-mak, önem-se-mek ... .

SLAYT 39 Balk: - Eylemden ad türeten ekler, hem sayca çok hem ilevce ayrntldr; eylemlerden araç, nesne, durum, eylem, kii kavramlar veren adlar oluturur: -AcAk : yak-acak, sil-ecek ; -(A)ç: say-aç, büyüt-eç, kazan-ç, utan-ç ; -(A)k: dur-ak, ölç-ek; kapa-k, ele-k, tara-k ; -(A)nAk: gel-enek, tut-anak, öde-nek ; -(A)v: öde-v, gör-ev, söyle-v ; -GAç: bur-gaç, ks-kaç, yüz-geç ; -GI: çal-g, sil-gi, iç-ki, küs-kü ; -(I)m : ak--m, eyle-m, öl-ü-m ; -(y)I: gör-ü, bak-, diren-i ; -mA: boan-ma, tamla-ma, sür-me; -mAk: çak-mak, kay-mak, ye-mek ; -mAn: say-man, öret-men ; -(I)ntI: yk--nt, kes-i-nti ; - (I): in-i-, çk--, gör-ü- ; -tI: kaln-t, gezin-ti, görün-tü… -Eylemden sfat türeten ekler, insana, doaya, duruma özgü eylemlerin niteliklerini yanstr: -AAn: ol-aan, pi-een; -(A)k: ürk-ek, parla-k, titre-k, yuvarla-k; -(A)y: yat-ay, dü-ey; -GAç: utan-gaç, üen-geç, -GAn: kay-gan, edil-gen, çal-kan, biti-ken; -GIn: dal-gn, ger-gin, dur-gun, öl-gün, yat-kn, yeti-kin, göç-kün ; -(y)IcI: bula-c, gez-ici, üz-ücü ; -(I)k : aç--k, in-i-k, boz-u-k…

16

SLAYT 40 Balk: - Eylemden belirteç türeten ekler' in önemli bir bölümü eylemden sfat türeten eklerdir. (ürk-ek (davranmak), yuvarla-k (kesmek), çal-kan (görünmek), dal-gn dal-gn (gezmek)...) (Ayrca bkz. Dizim Kurucu Ekler) SLAYT 41 Balk: - Eylemden eylem türeten ekler' in bir bölümünü dönütürüm ekleri oluturur; bunlarn dnda kalanlar ise çok deildir; kök anlama yakn bir ii yapmak, art arda yapmak, yineleyerek yapmak gibi anlamlar oluturur : -A-: kap-a-mak, tk-a-mak; -AklA- : tart-akla-mak, it-ekle-mek; -AlA-: kov-ala-mak, silk-ele-mek; -I-: kaz--mak, sür-ü-mek; -mAlA-: kak-mala-mak, sar-mala-mak; -(I)msA-: an--msa-mak, gül-ü-mse-mek; -tIr-: kak--tr-mak, geç-i-tir-mek, sür-ü-tür-mek ....(Ayrca bkz. Dönütürüm Ekleri) SLAYT 42 Balk:

UYGULAMA Altrma 1: Aadaki sözcükleri birer birer inceleyip, köklere getirilen yapm eklerinin hangi anlamsal ilev yüklendiklerini ksaca yaznz. a) Örnek: kitap-lk:Yer kavram bildirir...... genç-lik:...... yorgun-luk:...... söz-lük:...... öretmen-lik:...... yamur-luk:...... yaz-lk (ev):...... b) Türk-çe:...... yava-ça:...... para-ca:...... ben-ce:...... aile-ce:...... dilek-çe:...... c) barn-ak:...... yat-ak......

17 dön-ek:...... ürk-ek:...... d) iz-ci:...... a-ç:...... yourt-çu:...... dalga-c:...... uyku-cu:...... bar-ç:...... çevre-ci:...... SLAYT 43 Balk:

Altrma 2: Aadaki ad ve eylem tabanlarndan yeni sözcükler üretiniz. Bu sözcüklerin ald yapm eklerini yaznz. aç:...... akmak:...... almak:...... ara:...... ba:...... bakmak:...... ba:...... bulmak:...... göz:...... görmek:...... i:...... okumak:...... ksa:...... olmak:...... ta:...... yazmak:......

18 ......

SLAYT 44 Balk:

Altrma 3: Aadaki sözcüklerle yeni bileik sözcükler üretiniz. ba:...... bir:...... d:...... e:...... iç:...... ön:...... öz:...... son:...... +aras:...... +d:...... +evi:...... +ölçer:......

SLAYT 45 Balk: Altrma 4: Aadaki sözcüklerin kök ve eklerini ayr ayr gösteriniz. abartmaclk:...... çekimserlik:...... ilevselletirilmek:...... kolaylatrc:...... zenginletirememek:......

SLAYT 46 Balk:

YAZIM BLGLER

Büyük Harflerin Kullanld Durumlar

1. Tümcelerde ilk sözcüün ba harfi büyük yazlr:

19 Ders balyor. Biz artk uslu olmaya karar verdik. Türkiye Cumhuriyeti’nin bakenti Ankara’dr.

SLAYT 47 Balk: 2. Bütün özel adlar büyük harfle balar.

- Kii adlar ve soyadlar: Ahmet Çetin, Ali Öztürk, Özge Demir, Yunus Güven… - Hayvan adlar: Benek, Minno, Pamuk… - Ulus adlar: Almanlar, Araplar, Türkler… - Devlet ve ülke adlar: ngiltere, Rusya, Çin, Türkiye… - Kent, ilçe, belde, köy adlar: Ankara, stanbul, Paris, Çorum, Bozüyük, Akçapnar… - Semt, mahalle, sokak vb adlar: Taksim, Cihangir, Badat Caddesi, Namk Kemal Soka, Kzlay Meydan… - Corafya adlar: Afrika, Amerika, Asya, Avrupa, Himalaya, Toroslar, Frat, Kzlrmak, Sapanca, Konya Ovas, Ural Dalar, Atatürk Baraj, Damlata Maaras…Bat Anadolu, ç Anadolu, Kuzey Amerika, Güney Afrika…Ortadou, Uzakdou, Yakndou.. SLAYT 48 Balk: - Kurum, kurulu adlar: Türkiye Büyük Millet Meclisi, stanbul Üniversitesi, Türkiye Bilimsel ve Teknik Aratrma Merkezi, lke Dersanesi, Derya Eczanesi… - Yap adlar: Süleymaniye Camii, Boaz Köprüsü, Topkap Saray, Meriç Köprüsü… - Yapt adlar: Çada Türk Dili dergisi, Cumhuriyet gazetesi, Çalkuu (R.N.Güntekin)… - Dil adlar: Almanca, Franszca, Bulgarca, Çince, Türkçe… - Din, mezhep, tarikat vb adlar: slamlk, Hristiyanlk, Musevilik, Alevilik, Sünnilik… - Önemli tarihsel olay, eylem, akm, dönem vb adlar: Kurtulu Sava, Milli Edebiyat, kinci Yeni, Rönesans, Dil Devrimi, Lozan Antlamas, 29 Ekim Cumhuriyet Bayram,… - Özel adlardan önce ve sonra kullanlan sayg sözleri ve unvan adlar:Ahmet Bey, Sinan Amca, Sevim Hala, Zühre Teyze…Profesör Doktor Ali Sevimli, Binba Mithat Genç, Berber Süleyman… SLAYT 49 Balk:

3. iirde dizeler genellikle büyük harfle balar:

20 KU VE BULUT Kuçu amca! Bizim kuumuz da var, Aacmz da. Sen bize bulut ver sade Yüz paralk.-- Oktay Rifat-Orhan Veli

SLAYT 50 Balk: UYARI: Kimi iirlerde dize balarndaki harfler küçük yazlabilir.

4. Özel adlardan türetilen sözcükler de büyük harfle balar: Atatürkçü, Osmanl, Türkçe, Türkçü, Türkçülük, Türklemek, slamlk, slamlatrmak, stanbullu, Bolulu,… 5. Belli bir tarih bildiren ay ve gün adlar büyük harfle balar: Atatürk 19 Mays 1919’da Samsun’a çkt. 6. Mektuplarda, konuma metinlerinde seslenme sözcükleri ve zarfn üzerine yazlanlar büyük harfle balar: Sevgili Babacm, Sayn Müdürüm, Deerli Konuklar ve Sevgili Örenciler… SLAYT 51 Balk: Küçük Harflerin Kullanld Durumlar

1. Türkçede özel adlar dndaki bütün sözcükler (tümce bandaki kullanm dnda) küçük harfle balar. 2. Kimi özel adlardan türemi sözcükler de küçük harfle balar: jilet, giyotin, arnavutkaldrm, afrikamenekesi, meryemanaasmas, eskiehirta, ilebezi, vankedisi…

SLAYT 52 Balk: Ay ve Gün Adlarnn Yazl

1. Belli bir tarih bildiren ay ve gün adlar büyük harfle yazlr: 20 Nisan 1998 Cuma günü… Her yln 10 Kasm günü….. 1923 Ekiminde… 2. Belli bir tarih bildirmeyen ay ve gün adlar küçük harfle yazlr: Geçen eylül aynda… Her yl kasm aynn ilk pazartesi günü…

SLAYT 53 Balk: Gün Bildiren Tarihlerin Yazl

Gün bildiren tarihler aada gösterildii gibi deiik biçimlerde yazlabilir:

21

10 Kasm 1938 10.XI.1938 10.11.1938 10/XI/1938 10/11/1938 10-XI-1938 10-11-1938

UYARI: Son yllarda 05.03.2005 biçiminde yazllar da görülmeye baland. Bu yazl biçimi de dorudur. Ancak 15. Mays.1999 biçimindeki yazl yanltr.

SLAYT 54 Balk: Saylarn Yazl

Türkçede saylar yerine göre rakamla yerine göre de yazyla yazlr.

1. Günlük kullanmda saylar, özellikle küçük saylar, yazyla yazlr ya da ilk bölümü rakamla ikinci bölümü yazyla yazlr: Babam dört gün sonra dönüyor. Dergimizi üç ayda bir çkaryoruz. Bana 100 milyon borç verebilir misin?

UYARI: Yazyla yazlan saylarn her biri ayr yazlr: bin dokuz seksen alt, üç yüz yirmi bir… 2. Para piyasasnda, bankaclkta, ölçme ve istatistiklerde saylar rakamla yazlr: 15.000.000.00 YTL 124.450.346.00 YTL UYARI: Bankaclkta ayrca sözgelimi çeklerin üzerine yazyla da parann miktar bütün sözcükler bitiik olacak biçimde yazlr: 1.863.280.986= birmilyarsekizyüzaltmüçmilyonikiyüzseksenbindokuzyüzseksenalt… SLAYT 55 Balk:

3. Çok sfrl saylarda ana saylardan sonraki basamaklar yazyla yazlr: 5 milyar 100 milyon, 500 milyon 460 bin, gibi. 4. Çok sfrl yazlar basamaklara bölünerek yazlr. (Basamaklar aras bo brakld gibi basamaklar arasna nokta ya da virgül imi de konulabilir): 888 000 000 000 987,765,349 123.456.789.345 gibi. 5. Telefon ve faks numaralar da rakamla yazlr: 0212.324.44.67, 0216 555 67 89…

22

6. Sra saylar yaz veya rakamla gösterilebilir. Sra saylar rakamla gösterilirken, ya rakamdan sonra nokta imi konur ya da kesme iminden sonra ek yazlr: 10. , XIX., 6’nc, 15’inci… SLAYT 56 Balk:

7. Ületirme saylar yazyla yazlr: birer, ikier, üçer, dörder, beer, altar, yedier sekizer, dokuzar, onar, yirmier, otuzar, krkar, yüzer, biner… 8. Kesir saylarnn yazlnda, tam saydan sonra virgül konur: 12,5 (on iki tam, onda be), 7,35 (yedi tam, yüzde otuz be), 5,005 (5 tam binde be) gibi… 9. Rakamla yazlm bir sayya gelen ekler, kesme imiyle ayrlr: 1950’de, saat 15.00’te, 5’inci…

SLAYT 57 Balk: Romen Rakamlarnn Yazl

Romen rakamlar unlardr: I (bir), II (iki), III (üç), IV (dört), V (bea), VI (alt), VII (yedi), VIII (sekiz), IX (dokuz), X (on), L (elli), C (yüz), M (bin).

Romen rakamlarnn kullanld durumlar: 1) Snflandrmalarda bölüm balklarnda: I. Bölüm, II. Bölüm,.. 2) Ayn ad tayan hükümdar, krallarn srasn belirtmekte: I. Selim, IV. Murat, II. Henry, V. Karl… 3) Yüzyllar belirtmekte: MÖ I. yy, MS X. yy; VI’nc yy gibi. 4) Tarihlerin yazmnda aylar belirtmekte: 12.X.2004, 30/II/1999,…

SLAYT 58 Balk: Güne, Ay ve Gezegenlerin Adlarnn Yazl

Gökcisimlerinin adlarnn büyük harfle balar: Güne, Ay, Merkür, Venüs, Mars, Ülker, Samanyolu,…

UYARI: Dünya, güne ve ay sözcükleri gökbilim ve corafya dnda kullanldklarnda küçük harfle balar: Yazn öle saatlerinde günee çkmaynz.

SLAYT 59 Balk:

UYGULAMA

Altrma 1: Aadaki bilgilerden hangisi yanltr?

23 A) Gökcisimlerinin ilk harfleri büyük yazlr. B) Saylar yazyla yazlr ya da rakamla gösterilir. C) Telefon numaralar yazyla yazlmamaldr. D)iirde dize balar genellikle büyük harfle yazlr. E)Hayvanlara taklan özel adlar küçük yazlr.

SLAYT 60 Balk: Altrma 2: Aadaki yazllardan hangisi yanltr? A) 10.Kasm.1938 B) 10.XI.1938 C)10.11.1938 D) 10/XI/1938 E) 10-XI-1938

SLAYT 61 Balk:

Altrma 3: Aadaki metinde gördüünüz yazm yanllarn düzeltmeniz isteniyor. Yardmc olur musunuz?

OTOBÜS BEKLYORUM

Scak Bir Yaz Günü Necla Hanm Gcrdayan Gardrobu Tamir Etmesi çin Yaknlardaki Marangoza Telefon Ederek Evine Çarr Genç Marangoz Uzun Süre Uramasna Ramen Gcrtnn Kaynan Tespit Edemeyince Neclanm Ek Bilgi Verir Gardrop Her Zaman Deil Yandaki Caddeden Otobüs Geçtii Zamanlarda Gcrdyor Bu Bilgi Üzerine Genç Marangoz Gardrobun çine Girer Kapsn Kapatr Yandaki Caddeden Bir Otobüsün Geçmesini Beklemeye Balar Tam Bu Srada Komulardan Gelen “hbar” Üzerine yerinden Frlayan Neclanmn Kocas Hüsamettin Bey Koa Koa Eve Varr Yatak Odasna Girip Gardrobu Açnca Marangozla Burun Buruna Gelir Hiddetle Sen Burada Ne Aryorsun Diye Sorunca Delikanl Korkulu Bir Yüz fadesiyle Yantlar Valla nanmayacaksn Ama Otobüs Bekliyorum

24