2. Uluslararası İktisat, İşletme Ve Sosyal Bilimler Kongresi 2Nd International Economics, Business and Social Sciences Congress

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress

Econder 2020 II. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi Özet Bildiri E-Kitabı

Econder 2020 2nd. International Economics, Business and Social Sciences Congress Abstract Proceeding E-Book

22 - 24 Temmuz / July 2019 Kastamonu University

KONGRE ONURSAL BAŞKANI / HONORARY HEAD OF CONGRESS Prof. Dr. Ahmet Hamdi TOPAL / Kastamonu Üniversitesi Rektörü

KONGRE BAŞKANI / CHAIR Doç. Dr. Serkan DİLEK / Kastamonu Üniversitesi

DÜZENLEME KURULU / ORGANIZING COMMITTEE

Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK (Kastamonu Üniversitesi) Doç. Dr. Hayrettin KESGİNGÖZ (Karabük Üniversitesi) Doç. Dr. Hüseyin KARAMELİKLİ (Karabük Üniversitesi) Doç. Dr. Fahri MADEN (Kastamonu Üniversitesi) Doç. Dr. Ersoy SOYDAN (Kastamonu Üniversitesi) Dr. Öğr. Üyesi Bülent YILDIZ (Kastamonu Üniversitesi) Dr. Öğr. Üyesi Erol TEKİN (Kastamonu Üniversitesi) Dr. Öğr. Üyesi Şemsettin KIRIŞ (Kastamonu Üniversitesi) Dr. Öğr. Üyesi Recep ÖZDİREK (Kastamonu Üniversitesi) Dr. Öğr. Üyesi Birol YILDIRIM (Kastamonu Üniversitesi) Dr. Öğr. Üyesi Muharrem AVCI (Kastamonu Üniversitesi) Hasan GÜMÜŞ (İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü) Umut GÜÇLÜ (Karabük Üniversitesi) Uğur POLAT (Karabük Üniversitesi)

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress

BİLİM KURULU / SCIENTIFIC COMMITTEE

Prof. Dr. Abdurvahab Umarov (Uzbekistan National University / Özbekistan) Prof. Dr. Abubekir Sengbore (Gambiya Yüksek Eğitim Araştırma Bilim ve Teknoloji Bakanı / Gambiya) Prof. Dr. Ahmad Faris Ismail (Malezya Üniversitesi / Malezya) Prof. Dr. Ahmet İNCEKARA (İstanbul Üniversitesi) Prof. Dr. Ali Fuat ERSOY (Karabük Üniversitesi) Prof. Dr. Amir Ahmet Khuhro (Shah Abdullatif University / Pakistan) Prof. Dr. Aybala AKSOY (Kastamonu Üniversitesi) Prof. Dr. Burhanettin ZENGİN (Sakarya Üniversitesi) Prof. Dr. Ercan EREN (Yıldız Teknik Üniversitesi) Prof. Dr. Esmaiel ABOUNOORI (Mazarandaran University) Prof. Dr. Fazıl KIRKBİR (Karadeniz Teknik Üniversitesi) Prof. Dr. Fehim BAKIRCI (Atatürk Üniversitesi) Prof. Dr. Georgi MARINOV (University of Economics Varna / Bulgaristan) Prof. Dr. Gülsüm AKALIN (Marmara Üniversitesi) Prof. Dr. Güven MURAT (Karadeniz Teknik Üniversitesi) Prof. Dr. Hakkı ODABAŞ (Yıldırım Beyazıd Üniversitesi) Prof. Dr. Hasan AYYILDIZ (Karadeniz Teknik Üniversitesi) Prof. Dr. Haydar AKYAZI (Karadeniz Teknik Üniversitesi) Prof. Dr. Jaime De Pablo VALENCIANO (Universidad De Almeira / İspanya) Prof. Dr. Jose Luis MIRALLO (University of Zaragoza / İspanya) Prof. Dr. Jose Ramos Pires MANSO (Universidade De Beira / Portekiz) Prof. Dr. Karimov AKRAM ABBASOVİÇ (Taşkent Institute of Finance / Özbekistan) Prof. Dr. Mehmet Selami YILDIZ (Düzce Üniversitesi) Prof. Dr. Metin BERBER (Karadeniz Teknik Üniversitesi) Prof. Dr. Mohammad ORAYF (King Abdulaziz University / S.Arabistan) Prof. Dr. Murat DONDURAN (Yıldız Teknik Üniversitesi) Prof. Dr. Murat NİŞANCI (Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi) Prof. Dr. Nadir EROĞLU (Marmara Üniversitesi) Prof. Dr. Nuray Terzi (Marmara Üniversitesi) Prof. Dr. Oğuz YILDIRIM (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi) Prof. Dr. Osman KÜÇÜKAHMET (Marmara Üniversitesi) Prof. Dr. Ömer KARAOĞLU (İstanbul Üniversitesi) Prof. Dr. Rui Alexandre Castanho (University of Extremaduro / İspanya) Prof. Dr. Selçuk KENDİRLİ (Hitit Üniversitesi)

iii

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress

Prof. Dr. Selim Adem HATIRLI (Süleyman Demirel Üniversitesi) Prof. Dr. Selim İNANÇLI (Sakarya Üniversitesi) Prof. Dr. Seyfettin ARTAN (Karadeniz Teknik Üniversitesi) Prof. Dr. Suat OKTAR (Marmara Üniversitesi) Prof. Dr. Sudi APAK (Beykent Üniversitesi) Prof. Dr. Şakir GÖRMÜŞ (Sakarya Üniversitesi) Prof. Dr. Taner ACUNER (Karadeniz Teknik Üniversitesi) Prof. Dr. Tolga ULUSOY (Kastamonu Üniversitesi) Prof. Dr. Tülay İLHAN NAS (Karadeniz Teknik Üniversitesi) Prof. Dr. Uğur KAYA (Karadeniz Teknik Üniversitesi) Prof. Dr. Uğur Selçuk AKALIN (Marmara Üniversitesi) Prof. Dr. Yavuz DEMİREL (Kastamonu Üniversitesi) Prof. Dr. Yeter DEMİR USLU (Medipol Üniversitesi) Prof. Dr. Yusuf SÜRMEN (Karadeniz Teknik Üniversitesi) Prof. Dr. Zekai ÖZDEMİR (İstanbul Üniversitesi) Doç. Dr. Aysun KANBUR (Kastamonu Üniversitesi) Doç. Dr. Burcu BERKE (Niğde Ömer Halis Demir Üniversitesi) Doç. Dr. Erol TURAN (Kastamonu Üniversitesi) Doç. Dr. Ersin Müezzinoğlu (Karabük Üniversitesi) Doç. Dr. Feridun Kaya (İzzet Baysal Üniversitesi) Doç. Dr. H. Levent KORAP (Kastamonu Üniversitesi) Doç. Dr. Hasan DİNÇER (Medipol Üniversitesi) Doç. Dr. Hüseyin KARAMELİKLİ (Karabük Üniversitesi) Doç. Dr. Maciej MILCZANOWSKI (Information Technology University / Polonya) Doç. Dr. Orhan KANDEMİR (Kastamonu Üniversitesi) Doç. Dr. Ozodbeg KARAMATOV (Kastamonu Üniversitesi) Doç. Dr. Pınar Altıok Gürel (Nişantaşı Üniversitesi) Doç. Dr. Ümit Hacıoğlu (İbni Haldun Üniversitesi) Doç. Dr. Yılmaz Bayar (Uşak Üniversitesi) Dr. Öğr. Üyesi Abdullahi Nur HEYLE (Somali Sağlık Bilimleri Üniversitesi / Somali) Dr. Öğr. Üyesi Benizaed, Ammar Ayyad Zaed (Higher Institute of Marine Sciences Techniques Sabratha Libya) Dr. Öğr. Üyesi Deniz KUNDAKÇI (Kastamonu Üniversitesi)Dr. Öğr. Üyesi El Hamoudi, Mustafa Khalifa (Higher Institute of Marine Sciences Techniques Sabratha / Libya) Dr. Öğr. Üyesi Ertuğrul ÇAVDAR (Kastamonu Üniversitesi) Dr. Öğr. Üyesi Evren KÜÇÜK (Kastamonu Üniversitesi) Dr. Öğr. Üyesi Faruk DAYI (Kastamonu Üniversitesi)

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress

Dr. Öğr. Üyesi Kezban ŞİMŞEK (Kastamonu Üniversitesi) Dr. Öğr. Üyesi Mahmut ŞAŞMAZ (Uşak Üniversitesi) Dr. Öğr. Üyesi Murat FİDAN (Kastamonu Üniversitesi) Dr. Öğr. Üyesi Mustafa EĞİLMEZ (Kastamonu Üniversitesi) Dr. Öğr. Üyesi Nagmi Aimar(Higher Institute of Marine Sciences Techniques Sabratha / Libya) Dr. Öğr. Üyesi Sahra Saygan Tuncay (Kastamonu Üniversitesi) Dr. Öğr. Üyesi Şükran SIRKINTIOĞLU YILDIRIM (Kastamonu Üniversitesi) Dr. Öğr. Üyesi Tahir BENLİ (Kastamonu Üniversitesi)

DANIŞMA KURULU / ADVISORY COMMITTEE

Prof. Dr. Abdullah KARAKAYA (Karabük Üniversitesi) Prof. Dr. Erdal TANAS KARAGÖL (Yıldırım Beyazıt Üniversitesi) Prof. Dr. Esmaiel ABOUNOORI (Mazarandaran University) Prof. Dr. Fatih SAVAŞAN (Sakarya Üniversitesi) Prof. Dr. Kemal YILDIRIM (Anadolu Üniversitesi) Prof. Dr. Mehmet ATALAN (Kastamonu Üniversitesi) Prof. Dr. Muhsin KAR (Ömer Halisdemir Üniversitesi) Prof. Dr. Yavuz DEMİREL (Kastamonu Üniversitesi)

SEKRETERYA / SECRETARIAT

Araştırma Görevlisi Murat ZOZKUN (Kastamonu Üniversitesi) Buket ARSLAN (Karabük Üniversitesi) Funda CİVEK (Hitit Üniversitesi) Sevgi MEYZİN (Karabük Üniversitesi) Şeyma Nur GÜNER (Karabük Üniversitesi) Zübeyde Tuğçe İREN (Kastamonu Üniversitesi) Yayın Evi: Kastamonu Üniversitesi

ISBN: 978-605-4697-28-1

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress

İÇİNDEKİLER

KONGRE ONURSAL BAŞKANI / HONORARY HEAD OF CONGRESS ...... İİ KONGRE BAŞKANI / CHAIR ...... İİ DÜZENLEME KURULU / ORGANIZING COMMITTEE ...... İİ BİLİM KURULU / SCIENTIFIC COMMITTEE ...... İİİ DANIŞMA KURULU / ADVISORY COMMITTEE ...... V SEKRETERYA / SECRETARIAT ...... V İÇİNDEKİLER ...... Vİ Nagmi AIMER ...... 21 CREDIT MARKET DEVELOPMENT AND ECONOMIC GROWTH: AN EMPIRICAL EVIDENCE FOR MIDDLE-INCOME COUNTRIES ...... 21 Nagmi AIMER ...... 22 ISLAMIC BANKING IN LIBYA ...... 22 Nagmi AIMER ...... 23 THE ANALYSIS OF INFLATION RATES IN LIBYA ...... 23 Ali Mohammed Ali Saeid ...... 24 RELATIONSHIP BETWEEN TURKEY AND LIBYA IN OTTOMAN ARCHIVES...... 24 Ali Mohammed Ali Saeid ...... 25 CONCEPTUAL INVESTIGATION OF THE RELATIONSHIP BETWEEN GLASS CEILING SYNDROME AND TALENT MANAGEMENT ...... 25 Zulqurnain Sabir ...... 26 GENETIC VARIABILITY, ASSOCIATION AND DIVERSITY STUDY AMONG THE SUNFLOWER GENOTYPES AT SEEDLING STAGE BASED ON DIFFERENT MORPHO-PHYSIOLOGICAL PARAMETERS UNDER POLYETHYLENE GLYCOL INDUCED STRESS ...... 27 Uzma AYAZ ...... 27 EDUCATION AND EMPLOYMENT IN IRAN CONCERNING DIFFERENT PROVINCES USING LOGIT MODEL ...... 28 Anita ABOUNOORI ...... 28 THE EFFECT OF DECREASING THE SHARE OF GOVERNMENT IN OIL AND GAS REVENUES IN IRAN ON THE MACROECONOMIC VARIABLES ...... 29 Majid Maddah ...... 29 Abbas Shakeri ...... 29 Fardin Farahnak ...... 29 Neda Miri ...... 30 Ali Mohammed Ali Saeid ...... 31 MANAGEMENT OF HISTORICAL DOCUMENTS IN ARCHIVES ...... 31 IMPACT OF URBANIZATION, ENERGY CONSUMPTION AND CO2 EMISSIONS ON ECONOMIC GROWTH IN MINT COUNTRIES ...... 32 Muri Wole Adedokun ...... 32 Basit Abdraheem ...... 32

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress

A COMPARATIVE STUDY OF THE EFFECT OF REMITTANCES, FOREIGN DIRECT INVESTMENT, AND FOREIGN AIDS ON ECONOMIC GROWTH IN IRAN ...... 33 Rahman Saadat ...... 33 Payam Naderi ...... 33 INNOVATIVE POLICIES AND DEVELOPMENTS IN UZBEKISTAN'S AGRICULTURAL SECTOR ...... 34 Ozodbek KARAMATOV ...... 34 Kosimjan RAKHMANOV ...... 34 THE EFFECTS OF MONETARY DISCIPLINE ON ECONOMIC GROWTH IN IRAN ...... 35 Alireza Kashefi ...... 35 Esmaiel Abounoori ...... 35 I FORECASTING REAL PRICE OF OIL USING DYNAMIC LINEAR MODEL UNDER THE LINEX LOSS FUNCTION ...... 36 Mohsen Ali Heydari ...... 36 Esmaiel Abounoori ...... 36 THE G5 SHEL: GAMES OF INFLUENCE OR STAKES OF THE WESTERN POWERS IN AFRICA? ...... 37 Younous Abbas ...... 37 WHEN THE MINING INDUSTRY SORROUNDS THE VILLAGES: EMPIRICAL EVIDENCE FROM SOUTH KALIMANTAN PROVINCE, INDONESIA ...... 38 Muhammad Uhaib As’ad ...... 38 Rizka Zulfikar...... 38 ANALYSIS OF LAND USE ANALYSIS OF CHANGE IN KHOREZM REGION, UZBEKISTAN ...... 39 Rakhmonov Sherzod ...... 39 Rakhmonov Kosimdjan ...... 39 I FORMATION OF LAND USE SYSTEM IN UZBEKISTAN: PAST AND TODAY ...... 40 Rakhmonov Sherzod ...... 40 Rakhmonov Kosimdjan ...... 40 Ozodbek KARAMATOV ...... 40 THE RELATIONSHIP BETWEEN GLOBAL OIL PRICE AND BITCOIN USING CONDITIONAL COPULA FUNCTIONS ...... 41 Esmaiel Abounoori ...... 41 Anahita Roozitalab ...... 41 FACULTY ATTITUDES, COMPUTER SKILLS AND UNDERSTANDING OF EDTECH TOWARD ICT INTEGRATION IN HIGHER EDUCATION MANILA PHILIPPINES ...... 42 Macario G. Gayeta ...... 42 IMPACT OF COVID-19 OUTBREAK ON COMMISSION ON HIGHER EDUCATION PHILIPPINES: CHALLENGES, OPPORTUNITIES, AND THREATS ...... 43 Macario G. Gayeta ...... 43 THE STATUS OF HOSPITALITY PROGRAM OF PRIVATE EDUCATIONAL INSTUTIONS IN METRO VIGAN ...... 44

vii

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress

REYMAR C. TAO-ING ...... 44 THE DIRECTION OF CAUSALITY BETWEEN ECONOMIC GROWTH ANDFINANCIAL DEVELOPMENT IN UPPER MIDDLE-INCOME COUNTRIES ...... 45 Nagmi Moftah Aimer ...... 45 Serkan Dilek ...... 45 Abdulmula Albashir Lusta ...... 45 ETHICS, MATERIALISM AND HIGHER EDUCATION: DILEMMA BETWEEN CAREER AND SOCIAL GOALS ...... 46 ROHIT KANDA *, G.S. BHALLA **, GUNMALA SURI ***, HARISH HANDA**** ...... 46 VINAY KUMAR******, KOTESWARAN D, PUNEET AND GUNEET****** ...... 46 SUSTAINABLE DEVELOPMENT INDIAN CONTEXT ...... 47 Firdoos Ahmad Tantry ...... 47 Towseef Ahmad Sofi ...... 47 CHALLENGES AND OPPORTUNITIES OF PLASTIC MONEY IN INDIAN ECONOMY – A STUDY ...... 48 Dileep Kumar S. D...... 48 EXPERIENTIAL LEARNING IN PRIMARY SCHOOL WITH CHILDREN WITH DISABILITIES TO PROMOTE SUSTAINABLE DEVELOPMENT ...... 49 Malak BOUHAZZAMA ...... 49 Ahmed GUENAOUI ...... 49 IMPACT ON DEMONETIZATION IN INDIA: AN OVERVIEW ...... 50 RANJITH KUMAR ...... 50 THE GEOGRAPHY OF SPACE AND LONELINESS OF CLOSETED BI SEXUAL MEN ...... 51 Victor Banerjee ...... 51 COVID-19: THE IMPACT OF CORONAVIRUS ON THE GLOBAL FASHION RETAIL INDUSTRY 52 Aradhana Kumari ...... 52 A STUDY ON IMPACT OF WEBINARS DURING COVID-19 ON LEARNER’S EXPERIENCE ...... 53 Bhavani MR ...... 53 Nisha A ...... 53 APPROACH OF STUDENTS TOWARDS ONLINE CLASSES DURING COVID-19 OUTBREAK IN KASHMIR VALLEY ...... 54 Samira Khan ...... 54 Bilal Ahmad Bhat ...... 54 Shazia Manzoor ...... 54 S.N.Z.Geelani ...... 54 Shaziya Gull...... 54 Lubna Altaf ...... 54 TURKMENISTAN`S ENERGY EXPORTATION DEALS WITH IRAN ...... 55 AMANBERDI BEGJANOV ...... 55 A CRITICAL INSIGHT INTO THE EVOLVING ELECTRIC VEHICLE STORY IN INDIA ...... 56

viii

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress

Raja Roy Choudhury ...... 56 Chandan Thakur ...... 56 COVID -19: A FINANCIAL JAGGERNAUT ...... 57 Aakash Khurana ...... 57 Tanvi Sharma Sundriyal ...... 57 RURAL DEVELOPMENT IN INDIA ...... 58 K.M.JAGADEESHA ...... 58 ROLE OF SME’S IN INDIA WITH REFERENCE TO CORPORATE SOCIAL RESPONSIBILITY .... 59 MARUTHI.S.M ...... 59 IMPACT OF PUBLIC ADMINISTRATION AND ITS ROLE IN HIGHER EDUCATION ...... 60 Nazrul İslam ...... 60 A STUDY ON SLEEPLESS AND SUGGESTION FOR BETTER TACKLING OF SLEEP PROBLEMS DURING HOME CONFINEMENT DUE TO THE COVID-19 OUTBREAK AMONG STUDENTS IN KASHMIR ...... 61 Shazia Manzoor ...... 61 Shazia Gul ...... 61 Asifa Ali ...... 61 Naveena Nazim ...... 61 Lubna Altaf ...... 61 GEOPOLITICS OF CLIMATE CHANGE ...... 62 Ruyida Mushtaq...... 62 ROLE OF HRD IN BANKING SECTOR: A COMAPARATIVE STUDY OF PUBLIC AND PRIVATE SECTOR BANKS IN INDIA ...... 63 RAVI M. N...... 63 SUMAN SHETTY N...... 63 BARRIERS FOR WOMEN ENTREPRENEURSHIP: A STUDY OF WOMEN ENTREPRENEURS OF SMALL AND MEDIUM ENTERPRISES IN THIRUVALLUR DISTRICT OF TAMILNADU ...... 64 Ms.R.Vijayalakshmi ...... 64 Maj.Dr.M.Venkatramanan ...... 64 AN ANALYSIS ON DEGREE OF INFLUENCE OF TRAINING AND DEVELOPMENT ON EMPLOYEES BEHAVIOR ...... 65 Sampath Kumar Y.G ...... 65 USAGE OF SOCIAL MEDIA BY MICRO SMALL AND MEDIUM ENTERPRISES (MSME’S) FOR CUSTOMER ACQUISITION AND RETENTION ...... 66 Rohit Chowdhoury ...... 66 Sarita Satpathy ...... 66 Susanta Kumar Satpathy ...... 66 DEVELOPMENT OF UNDER EARTH IRRIGATION LAND AND MONITORING SYSTEM USING IOT ...... 67 H Sharanamma ...... 67

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress

THE ASPECT OF IDENTITY CRISIS IN THE NOVEL “THE NAMESAKE’’, BY JUMPHA LAHIRI 68 Sampath Kumar Y.G.* ...... 68 TOURISTS SATISFACTION TOWARDS RELIGIOUS DESTINATIONS WITH SPECIAL REFERENCE TO MADURAI ...... 69 K.KAVITHA ...... 69 THE RESULTS OF THE BREXIT FOR EUROPEAN UNION ...... 70 İsomiddin Kodirov ...... 70 THE RELATIONSHIPS BETWEEN TURKEY AND TURKIC REPUBLICS ...... 71 İsomiddin Kodirov ...... 71 EDUCATION AND ECONOMIC GROWTH ...... 72 İsomiddin Kodirov ...... 72 THE IMPACT OF ECONOMIC LITERACY ON ENTREPRENEURSHIP ...... 73 Ravshanbek Eshonqulov ...... 73 ENTREPRENEURSHIP INTENTIONS OF UNIVERSITY STUDENTS ...... 74 Ravshanbek Eshonqulov ...... 74 THE WAYS TO INCREASE ENTREPENEURSHIP INTENTIONS ...... 75 Ravshanbek Eshonqulov ...... 75 EMOTIONAL LABOUR AND BURNOUT ...... 76 Lazizbek İbragimov ...... 76 DOES FINANCIAL DEVELOPMENT AFFECT ECONOMIC PERFORMANCE ...... 77 Lazizbek İbragimov ...... 77 COMPETITION IN FOOTBALL ...... 78 Lazizbek İbragimov ...... 78 THE ANALYSIS OF 1929 GREAT DEPRESSION AND COVID 19 ...... 79 Кholikulov Akhmadjon Boymakhammatovich ...... 79 1950-1960 DEMOCRAT PARTY ERA AND GREAT REVOLUTION IN ECONOMICS...... 80 Кholikulov Akhmadjon Boymakhammatovich ...... 80 POMPEIPOLIS: AN HISTORICAL CITY IN KASTAMONU ...... 81 Кholikulov Akhmadjon Boymakhammatovich ...... 81 ADAM SMITH’S VIEW OF THE ECONOMIC CRISIS...... 82 Muminov Alisher Faffarovich ...... 82 HISTORICAL ANALYSIS OF THE ECONOMIC CRISES IN THE 20TH CENTURY ...... 83 Muminov Alisher Faffarovich ...... 83 ISLAMIC ECONOMICS FOR ECONOMIC CRISIS ...... 84 Muminov Alisher Faffarovich ...... 84 PROBLEMS OF UZBEK STUDENTS STUDYING AT TURKISH UNIVERSITIES ...... 85 Akram Karimov ...... 85 COMPETITIVE ADVANTAGES OF TURKISH PRODUCTS IN UZBEKISTAN ...... 86 Akram Karimov ...... 86

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress

INTEREST ON TURKISH TV FILMS IN UZBEKISTAN ...... 87 Akram Karimov ...... 87 RELATIONSHIP BETWEEN HUMAN CAPITAL AND FOREIGN TRADE ...... 88 Davron Rustamov ...... 88 EUROPEAN MIGRATION POLICY ...... 89 Davron Rustamov ...... 89 NEW WORLD ORDER: WORLD IS BIGGER THAN FIVE ...... 90 Davron Rustamov ...... 90 PUBLIC DEBT RATIO AND RISKS OF STATES ...... 91 Ammar Ayyad Zayid Bin Zaed ...... 91 IS KEYNES TURNING BACK? ...... 92 Ayyad Zayid Bin Zaed ...... 92 HEALTH EXPENDITURES AND SUSTAINABLE ECONOMIC GROWTH ...... 93 Ayyad Zayid Bin Zaed ...... 93 ANALYSIS OF FOREIGN TRADE BETWEEN UZBEKISTAN AND TURKEY ...... 94 Umarov Abduvahab ...... 94 OPPORTUNITIES FOR UZBEKISTAN ECONOMY ...... 95 Umarov Abduvahab ...... 95 FISH DEMAND IN UZBEKISTAN ...... 96 Umarov Abduvahab ...... 96 FOOTBALL ECONOMICS: AN APPLICATION IN UZBEKISTAN ...... 97 Umarov Abduvahab ...... 97 HOMO ISLAMICUS INSTEAD OF HOMO ECONOMICUS ...... 98 Ammar Ayyad Zayid Bin Zaed ...... 98 BARRIERS TO ENTRY AND MARKET PERFORMANCE...... 99 İsomiddin Kodirov ...... 99 CONTRIBUTIONS OF INTERNATIONAL STUDENTS ON ECONOMICS ...... 100 Mustafa Khalifa Thawadi El Hamoudi ...... 100 DETERMINANTS OF HOUSE DEMAND ...... 101 Mustafa Khalifa Thawadi El Hamoudi ...... 101 THE IMPACT OF DISTRIBUTED LEADERSHIP ...... 102 Sarra Berraies ...... 102 MAIN ASPECTS AND DEEPENING OF ECONOMIC INTEGRATION BETWEEN COUNTRIES OF THE WORLD ...... 103 Zahra İsa Samadova ...... 103 INNOVATIONS ARE AN IMPORTANT CONDITION FOR INCREASING THE COMPETITIVENESS OF INDUSTRIAL ENTERPRISES...... 104 Tahmina Balajayeva ...... 104 BASICS AND PREREQUISITES FOR AZERBAIJAN'S COOPERATION WITH THE INTERNATIONAL MONETARY FUND ...... 105

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress

Mammadtaghikızı Ümmuhabiba Galandarova...... 105 PRODUCTION ORGANIZATION OF COMPETITIVE PRODUCTS IN AZERBAIJAN FOOD INDUSTRY ENTERPRISES ...... 106 Farid Fikrat Babayev ...... 106 HOW TURKEY ACHIEVED THIS? ...... 107 İsomiddin Kodirov ...... 107 THE IMPACT OF ISTANBUL AIRPORT ON TURKISH FOREIGN TRADE ...... 108 Ravshanbek Eshonqulov ...... 108 LEADERSHIP SKILLS OF RECEP TAYYIP ERDOGAN ...... 109 Lazizbek İbragimov ...... 109 SOCIAL MEDIA USAGE OF UZBEK AND TURKISH UNIVERSITIES ...... 110 Кholikulov Akhmadjon Boymakhammatovich ...... 110 THE IMPACT OF HAPPINESS IN LABOUR PRODUCTIVITY ...... 111 Muminov Alisher Faffarovich ...... 111 CHANGE MANAGEMENT IN TOURISM ENTERPRISES ...... 112 Akram Karimov ...... 112 LABOUR TURNOVER AND PROFITABILITY: AN APPLICATION IN UZBEK FIRMS ...... 113 Davron Rustamov ...... 113 RELIGIOUS FACTORS INFLUENCING CONSUMER BEHAVIOURS ...... 114 Kosimjan RAKHMANOV ...... 114 CAREER FUTURE PERSPECTIVES OF YOUNG UNIVERSITY STUDENTS ...... 115 Kosimjan RAKHMANOV ...... 115 MEASURING THE SATISFACTION LEVEL OF HAS FROM HEALTH SERVICES ...... 116 Kosimjan RAKHMANOV ...... 116 THE EFFECT OF SOCIO-DEMOGRAPHIC VARIABLES ON ORGANIZATIONAL COMMITMENT: A FIELD STUDY ...... 117 Muhammad Uhaib As’ad ...... 117 THE RELATIONSHIP BETWEEN BUDGET DEFICIT AND INFLATION ...... 118 Muhammad Uhaib As’ad ...... 118 WOMEN ENTREPRENEURSHIP TO INCREASE WOMEN LABOR PARTICIPATION RATIO ..... 119 Muhammad Uhaib As’ad ...... 119 EFFECTIVE USE OF TERMS DEVELOPMENT OF RELATIONS BETWEEN AFRICAN COUNTRIES AND TURKEY'S TIKA ...... 120 Rizka Zulfikar...... 120 ISLAMIC BANKING IN AFRICA ...... 121 Rizka Zulfikar...... 121 HOW COVID 19 CRISIS EFFECT INDUSTRIAL PRODUCTION? ...... 122 Rakhmonov Sherzod ...... 122 Tolga ULUSOY ...... 123 Funda CİVEK ...... 123

xii

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress

CONCEPTUAL INVESTIGATION OF THE RELATIONSHIP BETWEEN GLASS CEILING SYNDROME AND TALENT MANAGEMENT ...... 123 Hasan KILIÇ ...... 124 SERVICE MARKETING IN MUNICIPALITIES AND MEASUREMENT OF SATISFACTION PERCEPTIONS OF CITIZENS RECEIVED FROM MUNICIPALITIES AND AN INVESTIGATION ON ESENYURT MUNICIPALITY ...... 124 Vahap ULUÇ ...... 125 EFFECTS OF CURRICULUM OF PUBLIC MANAGEMENT DEPARTMENT ON AWARENESS ON DEMOCRACY: ON A SAMPLE INCLUDING STUDENTS OF THE HARRAN UNIVERSITY ...... 125 Murat AKKAYA ...... 126 AN ANALYSIS OF THE RELATIONSHIP BETWEEN CONSUMER CONFIDENCE AND MACRO- ECONOMIC FACTORS: TURKEY CASE ...... 126 Onur EMİROĞLU ...... 127 RESERVES OF PARTICIPATION BANKING AND ECONOMIC GROWTH: TURKISH CASE ...... 127 S. Bilge KESKİNKILIÇ KARA ...... 128 Hasan TÜRKAN ...... 128 THE CHALLENGES FACED BY VISUALLY IMPAIRED TEACHERS...... 128 Ali İhsan ÖZTÜRK ...... 129 DEVELOPMENT OF MUNICIPAL DUTIES ON ANIMAL LAW AND SOLUTIONS OF DISPUTES 129 Murat GÖRMEN ...... 130 THE IMPORTANCE OF COMMUNICATION IN INTERNAL AUDIT PROCESS ...... 130 Aygül KURT ...... 131 THE FLOWER AESTHETIC IN SHEHRENGIZS OF THE 16TH CENTURY ...... 131 Berkan GÜNGÖR ...... 132 Fatmanur AKSÖZ ...... 132 THE DIFFERENCES OF ENTREPRENEURSHIP TENDENCIES OF FACULTY OF ECONOMICS AND ADMINISTRATIVE SCIENCES ACCORDING TO DEMOGRAPHIC QUALITIES AND ATTITUDES OF THEIR FAMILIES ...... 132 Dilara AYLA ...... 133 Alaattin KIZILTAN ...... 133 DETERMINANTS OF FOREIGN DIRECT INVESTMENTS IN TURKISH ECONOMY AND ECONOMIC CRISIS EFFECTS ...... 133 Mohamed Ali Ben Matug ...... 134 Yavuz DEMİREL ...... 134 Eylem USTA...... 135 Hatice ÇAKIR ...... 135 GENDER REPRESENTATION IN TURKISH TV SERIES: ANALYSIS OF HAKAN GUARD AND ATIYE TV SERIES ...... 135 Saria ALSHEKH FATTOUH ...... 136 Özlem GÜZEY KOCATAŞ ...... 136 EVALUATION OF THE INTEGRATION PROCESS OF SYRIAN REFUGEES IN THE SCOPE OF HOUSING ANKARA / ALTINDAĞ EXAMPLE ...... 136

xiii

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress

İbrahim ÇETİNTÜRK ...... 137 A TOURISM PRODUCT FROM PAST TO PRESENT: EĞIRDIR RAILWAYS ...... 137 İrem ÖNKAN ...... 138 Neslihan SERİN ...... 138 THE IMPORTANCE OF COUNSELING IN TURKISH-ISLAMIC STATE ADMINISTRATION ...... 138 Günel MİKAİLSOY...... 139 THE EFFECT OF THE HEALTH CRISIS ON TOURISM ...... 139 Şeyda BÜKRÜCÜ KAZKONDU ...... 140 Emre AYDİLEK ...... 140 POLITIC CRITERION ISSUES IN THE EU-TURKEY RELATIONS IN 2019 PROGRESS REPORT 140 Birol YILDIRIM ...... 141 EYÜP SABRİ HAYIRLIOĞLU'S IMPLEMENTATION ON SAHABIY INTERRELIANCE: THE SEMSEDDIN YESIL PHENOMENON ...... 141 Birol YILDIRIM ...... 143 THE COMBINATION OF RELIGIONS OR THE INTER-RELIGIOUS DIALOGUE EFFORTS FROM EKBER SHAH TO FETO ...... 143 Birol YILDIRIM ...... 144 BY NOT PUTTING THE DOME AROUND AND KEEPING THE CITY ALIVE ...... 144 Utku ALTUNÖZ ...... 145 EMPIRICAL ANALYSIS OF THE EFFECT OF ORAL INTERVENTION BY CENTRAL BANKS ON CURRENCY EXCHANGE RATE: TURKEY EXPERIENCE ...... 145 Serkan DİLEK ...... 146 Hayrettin KESGİNGÖZ ...... 146 CONCENTRATION OF ECONOMIC ACTIVITIES ON THE BASE OF PROVINCES ...... 146 Serkan DİLEK ...... 147 Hayrettin KESGİNGÖZ ...... 147 THE ANALYSIS OF LABOR FORCE PARTICIPATION RATE IN TURKEY ...... 147 Amir Ahmed KHUHRO ...... 148 Onur ÇETİN ...... 149 COMPETITION OF PARTICIPATION BANKS WITH CONVENTIONAL BANKS IN TURKISH BANKING INDUSTRY ...... 149 Cumali BOZPINAR ...... 150 THE CORPORATIZATION PROBLEMATIC IN THE OTTOMAN STATE: BURSA SILK SECTOR CASE ...... 150 Şeyma Nur GÜNER ...... 151 THE OBSERVATION ON THE ARTIFICIAL NEURAL NETWORKS WITH THE METHOD OF THE HOUSING SALE: THE INSTANCE OF ANKARA CITY ...... 151 Gürkan ULUSOY ...... 152 Funda CİVEK ...... 152 Leyla BEZGİN ...... 152

xiv

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress

THE EFFECT OF CONSUMER INNOVATION IN ONLINE APPLICATIONS TO SIMULATED PRODUCT PURCHASE ...... 152 Mustafa Hakan ATASOY...... 153 TOXIC LEADERSHIP AND ITS EFFECTS ON ORGANIZATION ...... 153 İbrahim ÇETİNTÜRK ...... 154 THE EVALUATION OF TURKEY’S COMPETITIVE FACTORS IN THE TOURISM INDUSTRY .. 154 Tarık EYE ...... 155 USING COLORED STONE AS ORNAMENT IN SOME ISLAMIC PERIOD STRUCTURES IN URFA ...... 155 Fatma Pınar BEDEL ...... 156 Yeliz KUL ...... 156 LOGISTICS IN FOREIGN TRADE ...... 156 Mustafa ÖZİŞ ...... 157 “ELEMENT OF TIME” IN ALFRED MARSHALL ...... 157 Ercan ÖGE ...... 158 FUTURE OF REMOTE WORKING AFTER THE COVID-19 PANDEMIC ...... 158 Melih Ammar DEMİRCİ ...... 159 THE EFFECT OF UNIVERSITY STUDENTS' ANXIETY OF FINDING JOB ON SCHOOL COMMITMENT ...... 159 Halil Özcan ÖZDEMİR ...... 160 ANTICIPATING EMPLOYEES’ ORGANIZATIONAL COMMITMENT PERCEPTIONS FROM PSYCHOLOGICAL EMPOWERMENT ...... 160 Battal YILMAZ ...... 161 THE ROLE OF THE PRESS IN THE EUROPEAN UNION NEGOTIATION PROCESS ...... 161 Battal YILMAZ ...... 162 TV JOURNALIST SPECIAL PROBLEMS IN TURKEY HISTORICAL ADVENTURE AND IMPARTIALITY ...... 162 İbrahim DAĞLI ...... 163 Zeynep Ezanoğlu ...... 163 EFFECTS OF R&D, PATENT AND HIGH TECHNOLOGY EXPORT ON ECONOMIC GROWTH: DYNAMIC PANEL DATA ANALYSIS FOR OECD COUNTRIES ...... 163 İbrahim DAĞLI ...... 164 Levent KÖSEKAHYAOĞLU ...... 164 WILL DESTRUCTIVE DESTRUCTION BEAT CREATIVE DESTRUCTION? SHOULD WE FEAR THE RISE OF TECHNOLOGY FOR THE FUTURE OF HUMANITY? ...... 164 Özlem Nilüfer KARATAŞ ARACI ...... 165 Kadriye ARISOY ...... 165 INTEGRATED REPORTING AND ANALYSIS OF STUDIES IN TURKEY BY DOCUMENT ANALYSIS METHOD ...... 165 Tuğba SARI ...... 166 DIGITAL SUPPLY CHAIN MANAGEMENT ...... 166

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress

Recep KÜREKLİ ...... 167 Hüseyin GÖNEY ...... 167 SECONDARY SCHOOL SOCIAL INFORMATION COURSE BOOKS ANALYSIS AND EVALUATION OF ACTIVITIES IN EFFICIENT CITIZENSHIP UNIT ...... 167 Emine TATLI ...... 168 Kutay OKTAY ...... 168 AN INVESTIGATION INTO THE COMPLAINTS OF GUESTS AND HOTELS FACED BY AGENCY REPRESENTATIVES ...... 168 Erman AKILLIBAŞ ...... 169 THE EFFECT OF SERVICE QUALITY AND PERCEPED HOTEL IMAGE ON THE REPEAT PREFERENCE: A PRACTICE FOR 3 AND 4 STAR HOTEL OPERATIONS IN SINOP ...... 169 Muhammed Ali YETGİN ...... 170 Abdullah KARAKAYA ...... 170 A RESEARCH ON PERSONAL CYBER SECURITY OF EMPLOYEES OF UNİVERSITY OF KARABUK ...... 170 Eniz Gökçek ...... 171 Ömer KARAKAYA ...... 171 THE ROLE OF BUSINESSES IN ECONOMIC DEVELOPMENT ...... 171 Abdullah KARAKAYA ...... 172 Eniz Gökçek ...... 172 RESEARCH ON PARTICIPATORY MANAGEMENT: A PUBLIC INSTITUTION EXAMPLE ...... 172 Eniz Gökçek ...... 173 Ömer KARAKAYA ...... 173 EFFECT OF MANAGERIAL REPORTING IN DECISION MAKING ...... 173 Orhan KÜÇÜK...... 174 EVALUATION OF ENTREPRENEURSHIP ORIENTATION FACTORS ...... 174 Orhan KÜÇÜK...... 175 DETERMINATION OF CONFIDENCE/TRUST AND HOPE IMPACT FACTORS IN ENTREPRENEURSHIP ...... 175 Orhan KÜÇÜK...... 176 QUALITY IN THE ISLAMIC ECONOMY: A REVIEW FROM THE VİEW OF QUR'AN ...... 176 Rivahi KALAY ...... 177 WOMEN'S PLACE IN POLITICAL PARTICIPATION...... 177 Eylem USTA...... 178 Hatice ÇAKIR ...... 178 MEDIA IMPERIALISM IN THE INTERNATIONAL COMMUNICATION SYSTEM: AN ANALYSIS ON COVID-19 NEWS ON TURKISH TV NEWS BULLETINS ...... 178 Eylem USTA...... 179 Hatice ÇAKIR ...... 179 THE PROBLEMS AND SOLUTIONS IN THE ERASMUS PROGRAM DURING THE PANDEMIC OF COVID 19 ...... 179

xvi

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress

Menduha EREN ...... 180 S. Bilge KESKİNKILIÇ KARA ...... 180 ORGANIZATIONAL CLIMATE AS A PREDICTOR OF CYBER LOAFING BEHAVIORS OF ACADEMICIANS ...... 180 Ferit ÖZDEMİR ...... 181 Bülent YILDIZ ...... 181 MEDIATING ROLE OF CUSTOMER SATISFACTION IN THE EFFECT OF RE-VISIT ON LOGISTIC ACTIVITIES TO REVERSE IN E-COMMERCE ...... 181 Abdulgaffar ÇİFTÇİ ...... 182 ENVIRONMENTAL PROBLEMS AND LIBERALISM ...... 182 Onur YÜKSEL ...... 183 Serkan DENİZ ...... 183 THE EFFECT OF TRUST IN PHYSICIANS ON TRUST IN HEALTHCARE INSTITUTIONS ...... 183 Ebru SEZGİN ...... 184 FOREIGN BUSINESS OPERATION CONCESSIONS OF THE MINE IN SOMA AT THE BEGINNING OF THE 20TH CENTURY ...... 184 Ozodbek Karamatov ...... 185 Yusuf YILMAZ ...... 185 RURAL DEVELOPMENT IN TURKEY IN FRONT OF OBSTACLES AND SOLUTIONS...... 185 Meryem ÖZDİREK ...... 186 PEOPLE WHO ARE FORBIDDEN TO MARRY: COMPARISON IN TERMS OF JUDAISM AND ISLAM ...... 186 Yılmaz BARDAK ...... 187 THE REFLECTIONS OF ECONOMIC DEVELOPMENTS IN KASTAMONU NEWSPAPER LIVING IN 1950 WITH THE EXPLORATION OF DP ...... 187 Pınar ALTIOK GÜREL ...... 188 ISLAMIC ECONOMY FOR SUSTAINABLE GLOBAL WELFARE: A STRONG SELF-TURN PERSPECTIVE ...... 188 Ertuğrul ÇAVDAR ...... 189 FUNCTIONAL SERVICE QUALITY IN HEALTHCARE: RESEARCH IN A UNIVERSITY HOSPITAL ...... 190 Zeynep EZANOĞLU ...... 191 Dilek ÇETİN ...... 191 R&D INCENTIVES SYSTEMS: A STUDY ON TURKEY AND THE EUROPEAN UNION COUNTRIES ...... 191 Melike DEDEOĞLU ...... 192 IMPORTANCE OF TOURISM SECTOR IN TURKISH ECONOMY AND THE EFFECTS OF COVID- 19 PANDEMIC ...... 192 Muharrem AVCI ...... 193 Sherzod NORBAEV ...... 193 DEVELOPMENT OF FAITH TOURISM ON THE SILK ROAD: EXAMPLE OF UZBEKISTAN ...... 193

xvii

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress

Ayhan Dağdeviren ...... 194 PROFESSIONAL EVALUATIONS OF CUISINE CHIEFS IN YENİÇAĞA ...... 194 İsmail DURAK ...... 195 THE RELATONSHIPS BETWEEN STATISTICAL ANXIETY, ATTITUDE TOWARDS STATISTICS AND SUCCESS OF STATISTICS ...... 195 İsmail DURAK ...... 196 THE EFFECTS OF PROBLEMATIC SMARTPHONE USE ON SACIAL CONNECTEDNESS AND ITS RELATION TO SOCIO-DEMOGRAPHIC CHARACTERISTICS OF STUDENTS ...... 196 Volkan Mazıoğlu ...... 197 Engin Kanbur ...... 197 EXAMINING THE DIFFERENCES BETWEEN BANK EMPLOYEES WITHIN THE SCOPE OF EMPLOYMENT ...... 197 Ayhan BAYRAM...... 198 THE TEACHERS OF CYBERLOAFING BEHAVIOUR EXAMINE ACCORDING TO DEMOGRAPHIC VARIABLES ...... 198 Buket ARSLAN ...... 199 Abdullah KARAKAYA ...... 199 Seçil ARAŞKAL ...... 199 RELATIONSHIP BETWEEN EMPLOYEE EMPOWERMENT AND MANAGEMENT STYLE ...... 199 Seçil ARAŞKAL ...... 200 Buket ARSLAN ...... 200 A STUDY ON THE ALIENATION OF STUDENTS IN THE MANAGEMENT OF THE PANDEMIC PROCESS IN UNIVERSITIES ...... 200 Murat ÖZ ...... 201 Mustafa KAZAK ...... 201 HEALTH SERVICES MARKETING AND DIGITALIZATION PROCESS ...... 201 Murat ÖZ ...... 202 Mustafa KAZAK ...... 202 WEBROOMING APPLICATION ON 4.0 AXIS OF MARKETING ...... 202 Murat ÖZ ...... 203 Mustafa KAZAK ...... 203 DIGITAL PRIVACY AS AN ETHICAL PROBLEM IN THE THEORY OF SPREADING INNOVATION ...... 203 Ufuk ÜNAL ...... 204 İsmail CAN...... 204 EXAMINING THE EFFECTS OF TECHNOLOGICAL ADVANCEMENTS ON ACCOUNTING AND MEMBERS OF ACCOUNTING PROFESSION...... 204 Murat ZORKUN ...... 205 ANALYSIS OF INCOME SOURCES OF ISLAMIC MOTIVATED TERRORIST ORGANIZATIONS: THE CASE OF TALIBAN ...... 205 Onur DEMİREL ...... 206

xviii

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress

THE FACTORS AFFECTING HOUSEHOLD MOTORCYCLE OWNERSHIP IN TURKEY ...... 206 Ersoy SOYDAN ...... 207 NEW OPPORTUNITIES IN LOCAL TELEVISION: AN INVESTIGATION ON INTERNET TELEVISIONS EXPERIENCES IN KASTAMONU ...... 207 Sami Mert BOZ ...... 208 TRANSITION TO A POWERFUL ECONOMY WITH EFFECTIVE POLICIES: THE EXAMPLE OF GERMANY ...... 208 Ebru Yıldırım ...... 209 Hanifi Parlar ...... 209 THE INVESTIGATION OF THE EFFECT OF UNIVERSITY STUDENTS' LOVE STYLES ON MARRIAGE ATTITUDES ...... 209 Buşra Karlıoğlu ...... 210 Hanifi Parlar ...... 210 THE RELATIONSHIP OF ATTACHMENT STYLES WITH DEPRESSION IN MARRIAGE...... 210 Erol TEKİN ...... 211 Ceren İrem ERSOY ...... 211 THE EFFECT OF SOCIAL INTELLIGENCE ON ENTREPRENEURSHIP TENDENCY: MODERATING ROLE OF APPLIED ENTREPRENEURSHIP COURSE ...... 211 Erol TEKİN ...... 212 AN INVESTIGATION ON STARTUP ECOSYSTEM IN TURKEY...... 212 Mustafa Eğilmez ...... 213 Özcan Oğur ...... 213 Hasret Tutuş ...... 213 KASTAMONU CITY AT XVIII AND THE FIRST HALF OF XIX CENTURIES AND ITS FOUNDATION INSTITUTIONS ...... 213 Adem KARAKAŞ ...... 214 MEASUREMENT OF INTERREGIONAL COMPETITION IN AGRICULTURE AND FORESTRY SECTOR IN THE CONTEXT OF REVEALED COMPARATIVE ADVANTAGE INDEX: AN ANALYSIS FOR NUTS-2 ...... 214 Adem KARAKAŞ ...... 215 Fatih ULUTAŞ ...... 215 MEASUREMENT OF THE COMPARATIVE ADVANTAGE COMPETITIVENESS OF THE TEXTILE INDUSTRY IN 81 PROVINCES OF TURKEY...... 215 M. Murat TUNÇBİLEK ...... 216 Hande ÇİFTÇİ ...... 216 DARK SIDE OF LEADERSHIP ...... 216 Umut GÜÇLÜ ...... 217 Zübeyde Tuğçe İREN ...... 217 A RESEARCH ON THE SECURITY STATUS AND SOCIAL ADAPTATION OF MIGRANT STUDENTS ...... 217 Mehmet Yunus ÇELİK...... 218

xix

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress

Umut Güçlü...... 218 THE RELATIONSHIP OF DEVELOPMENT AND INNOVATION PRODUCTION; THE CASE OF THE TURKISH WORLD COUNTRIES ...... 218 Selim YILDIRIM...... 219 ANALYSIS OF PERIODIC STATIONARY OF EMPLOYMENT IN TURKEY ...... 219

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress

KREDİ PİYASASININ GELİŞİMİ VE EKONOMİK BÜYÜME: ORTA GELİRLİ ÜLKELER İÇİN AMPİRİK BİR KANIT

Nagmi AIMER * * Higher Institute of Marine Sciences Techniques Sabratha, [email protected]

Özet Bu çalışma, 1990-2018 dönemi için Üst-orta gelirli ve Alt-orta gelirli ülkeler için kredi piyasası gelişimi ile ekonomik büyüme arasındaki nedensel ilişkiyi ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu amaçla, iç krediyi özel sektöre kullanacaktır (GSYH’nin% 'si) kredi piyasası gelişimi için bir vekil olarak değişkenlik gösterir ve kişi başına GSMH'de ekonomik büyümenin vekili olarak kullanılır. Bu bağlamda çalışma, ilgili iki grup ülke için kredi piyasası gelişimi ile ekonomik büyüme arasında pozitif ve anlamlı bir ilişki olduğu sonucuna varmıştır. Uzun vadede Toda–Yamamoto nedensellik testlerine göre, Nedensellik Belize, Malezya ve Tayland'da iç krediden kişi başına GSMH'ye kadardır. Nedensellik kişi başına GSMH'den Belarus, Brezilya, Botsvana, Çin, Ürdün ve Türkiye'nin yurtiçi kredisine doğru ilerlerken. Ayrıca, kişi başına GSMG ile Ekvador, Libya, Meksika ve bir bütün olarak Üst-orta gelir grubunun Panelinde özel sektöre verilen yurtiçi kredi arasındaki iki yönlü nedensellik. Ayrıca, Arnavutluk, Arjantin, Ermenistan, Cezayir ve Tonga'da nedensel bir ilişki yoktur. Son olarak, bulgularımız kredi piyasasını geliştirme konusundaki mevcut tartışmalarla iyi bir uyum içindedir, ancak mahremiyeti olan ülkelerin belirleyicileri de önemli görünmektedir. Anahtar Kelimeler: Orta Gelir Ekonomileri, Kredi Piyasası, Ekonomik Kalkınma, panel eşbütünleşmesi, Toda- Yamamoto Nedensellik Yöntemi.

CREDIT MARKET DEVELOPMENT AND ECONOMIC GROWTH: AN EMPIRICAL EVIDENCE FOR MIDDLE-INCOME COUNTRIES

Abstract This paper aims to investigate the causal relationship between credit market development and economic growth for 17 Upper-middle-income and 13 Lower-middle-income countries for the period 1990 to 2018. For this purpose, the study using the domestic credit to private sector (% of GDP) as a proxy for credit market development, while that GNI per capita as a proxy for economic growth. in this context, the study concluded that there is a positive and significant relationship between credit market development and economic growth for the two groups of countries concerned. According to The Toda–Yamamoto causality tests in the long-run, Causality running from the domestic credit to GNI per capita in Belize, Malaysia, and Thailand. While causality running from GNI per capita to the domestic credit of Belarus, Brazil, Botswana, China, Jordan, and Turkey. Also, bidirectional causality between GNI per capita and the domestic credit to private sector in Ecuador, Libya, Mexico, and Panel of Upper- middle income group as a whole. In addition, there is no causal relationship in Albania, Argentina, Armenia, Algeria, and Tonga. Finally, our findings are well aligned with the current debate on developing the credit market, however, the determinants of countries with privacy also appear to be significant.

Key Words: Middle Income Economies, Credit Market, Economic Development, Panel Cointegration, Toda- Yamamoto Causality.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress LİBYA’DA İSLAMİ BANKACILIK

Nagmi AIMER * * Higher Institute of Marine Sciences Techniques Sabratha, [email protected]

Özet Tüm Dünya’da olduğu gibi Libya’da da İslami Bankacılık giderek gelişmektedir. İslami bankacılıkta işlemler İslam dini kurallarına göre gerçekleştirilmektedir. Faiz enstrümanı kullanılmamaktadır. İslami bankaların sunduğu hizmetler, konvansiyonel bankaların sunduğu hizmetlerden farklıdır. Faize karşı olan kesim fonlarını İslami bankalarda değerlendirmekte ve böylece atıl fonlar ekonomiye kazandırılmaktadır. Müslümanların yanısıra gayrimüslimler de İslami bankacılık ürünlerine ilgi duymaktadır. Dolayısıyla İslami bankacılık, ülkelerin makro ekonomik sorunlarının çözümünde önemli role sahiptir. Katar, Bahreyn, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Sudan gibi ülkelerde İslami bankacılığın önemli aşamalar kaydettiği görülmektedir. Bu çalışmada Libya İslami bankacılık sistemi incelenmiş, önündeki fırsatlar ve tehditler ele alınmıştır. İslami Bankacılığın gelişmesinin Libya ekonomisine yapacağı katkılar üzerinde çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: İslami Bankacılık, İslam Ekonomisi, Bankacılık.

ISLAMIC BANKING IN LIBYA

Abstract Islamic Banking is gradually developing in Libya, as in the rest of the world. Transactions in Islamic banking are carried out according to Islamic religious rules. The interest instrument is not used. The services offered by Islamic banks are different from those offered by conventional banks. It evaluates the mutual funds against interest in Islamic banks and thus, idle funds are brought into the economy. Besides Muslims, non Muslims are also interested in Islamic Banking products. Therefore, Islamic banking has an important role in solving the macro economic problems of countries. It is seen that Islamic banking has made important progress in countries such as Qatar, Bahrain, Kuwait, United Arab Emirates and Sudan. In this study, Libya Islamic banking system is examined and the opportunities and threats are discussed. The contribution of the development of Islamic Banking to the Libyan economy has been studied.

Key Words: Islamic Banking, Islamic Economics, Banking.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress LİBYA’DA ENFLASYON ORANLARININ ANALİZİ

Nagmi AIMER * * Higher Institute of Marine Sciences Techniques Sabratha, [email protected]

Özet Enflasyon günümüzde ülkelerin en önemli ekonomik sorunlarından birisidir. Enflasyon oranlarının genelde %1 ile %5 seviyeleri arasında olması iktisatçılar tarafından arzulanmaktadır. Kalkınmakta olan bir ülke olarak Libya da enflasyon oranlarını kontrol altında tutmayı istemektedir. Libya ekonomisi büyük oranda Petrol üretimine dayanmaktadır. Petrol piyasalarında meydana gelen değişmelerin Libya ekonomisine etkisi büyüktür. Tarihsel süreçte Libya’da enflasyon oranı en yüksek %29.38 ve en düşük -%9.80 olmuştur. Libya ekonomisinde Hiperenflasyon yaşanmamış ancak deflasyon yaşanmıştır. Libya ekonomisinde enflasyon oranlarını petrol fiyatları haricinde de etkileyen çok sayıda faktör bulunmaktadır. Bu çalışmada 1965’ten günümüze kadar Libya’da enflasyon oranının izlediği seyir ve etkileyen faktörler ele alınmıştır. Dünya Petrol piyasasındaki gelişmeler, Libya Merkez Bankası politikaları ve siyasi ortamdaki belirsizliklerin enflasyonu olumsuz etkilediği görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Enflasyon, Libya Ekonomisi, Para Politikaları, Afrika Ekonomileri

THE ANALYSIS OF INFLATION RATES IN LIBYA

Abstract Inflation is one of the most important economic problems of the countries today. It is desirable for economists to have inflation rates between 1% and 5%. As a developing country, Libya wants to keep inflation rates under control. Libyan economy is largely based on oil production. The changes in the oil markets have a major impact on the Libyan economy. In the historical process, the inflation rate in Libya was highest at 29.38% and lowest at -9.80%. Hyperinflation did not occur in the Libyan economy, but deflation was experienced. There are many factors that affect inflation rates in Libya economy, other than oil prices. In this study, the course and the factors affecting the inflation rate in Libya from 1965 to today are discussed. The developments in the World Petroleum market, policies of Libya Central Bank and the uncertainties in the political environment have been observed to affect inflation negatively.

Key Words: Inflation, Libya Economics, Money Policies, African Economies.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress OSMANLI ARŞİVLERİNDE LİBYA- TÜRKİYE İLİŞKİLERİ

Ali Mohammed Ali Saeid * *Libya Academia Tripoli

Özet Osmanlı İmparatorluğu döneminde imparatorluğa bağlı olan Libya’nın Türkiye ile ilişkileri hiçbir zaman yok olmamıştır. Libya ile İstanbul arasındaki ticari, politik, askeri ilişkiler Osmanlı İmparatorluğu’na ait arşivlerde ayrıntılı biçimde yer almaktadır. İtalyanların işgaline uğrayan ve Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılan Libya büyük acılar çekmiştir. Bu çalışmanın amacı Osmanlı İmparatorluğu belgelerinde Libya nüfusu, Libya- Türkiye ilişkileri, Libya ekonomisi hakkında verilen bilgilerin derlenmesidir. Sonuç olarak Libya- Türkiye arasındaki yakın ilişkinin Osmanlı İmparatorluğu zamanında da varlığını sürdürdüğü, Trablus’un Akdeniz ticareti açısından önemli bir liman olarak varlığını sürdürdüğü ortaya çıkmıştır. Arşivlerde Libya’ya giden bazı Osmanlı vatandaşlarının tuttuğu gezi notlarından yararlanılmıştır. Anahtar Kelimeler: Osmanlı Arşivleri, Libya- Türkiye ilişkileri, Trablus.

RELATIONSHIP BETWEEN TURKEY AND LIBYA IN OTTOMAN ARCHIVES

Abstract Relations with the Ottoman Empire empire has not been linked to Libya's Turkey never has. Commercial, political and military relations between Libya and Istanbul are detailed in the archives of the Ottoman Empire. Libya, which was occupied by the Italians and left the Ottoman Empire, suffered greatly. The aim of this study, Ottoman documents of the Libyan population, Libya- Turkey relations, is compilation of the information about the Libyan economy. As a result, the Ottoman Empire, which existed close relationship between Libya- Turkey, in terms of Tripoli's Mediterranean trade has emerged that the continued presence as a major port. Travel notes of some Ottoman citizens who went to Libya were used in the archives.

Key Words: Ottoman Archives, Libya- Turkey Relationships, Tripoli.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress LİBYA ARŞİVLERİNDE OSMANLI İMPARATORLUĞU ZAMANI AKDENİZ TİCARETİ

Ali Mohammed Ali Saeid * *Libya Academia Tripoli

Özet Akdeniz, tarih boyunca ticari önemini sürdürmüştür. Antik çağdan günümüze kadar bu öneminde bir azalma meydana gelmemiştir. Osmanlı İmparatoluğu’nun uzun süre parçası olan Trablus Akdeniz’in en önemli limanlarından birisidir ve Akdeniz’in Afrika’ya açılan kapısıdır. Osmanlı İmparatorluğu’nda Trablus hakkında vergi kayıtları, sicil defterleri düzenli olarak tutulmuş ve bu sayede Akdeniz ticareti başarılı biçimde yönetilmiştir. Bu çalışmanın amacı Trablus’ta deniz ticareti hakkında bilgiler verilmesi ve Osmanlı imparatorluğu açısından Trablus limanının öneminin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Bu amacı gerçekleştirmek için Osmanlı arşivlerinde Trablus limanı hakkında tutulan kayıtlar incelenmiştir. Sonuç olarak Trablus’un Akdeniz ticareti için önemi ve ekonomik büyüklüğü ortaya çıkarılmıştır. Anahtar Kelimeler: Cam Tavan Sendromu, Yetenek Yönetimi, İnsan Kaynakları Yönetimi

CONCEPTUAL INVESTIGATION OF THE RELATIONSHIP BETWEEN GLASS CEILING SYNDROME AND TALENT MANAGEMENT

Abstract Mediterranean has maintained its commercial importance throughout history. There has been no decrease in this importance since the ancient times. Tripoli, which is a long time part of the Ottoman Empire, is one of the most important ports of the Mediterranean and is the gateway of the Mediterranean to Africa. In the Ottoman Empire, tax records and registry books about Tripoli were regularly kept, so Mediterranean trade was successfully managed. The purpose of this study is to give information about maritime trade in Tripoli and to reveal the importance of the Port of Tripoli for the Ottoman Empire. In order to realize this aim, the records kept about the port of Tripoli in the Ottoman archives were examined. As a result, the importance and economic size of Tripoli for the Mediterranean trade were revealed.

Key Words: Glass Ceiling Syndrome, Talent Management, Human Reseurces Management.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress INTELLIGENT COMPUTING HEURISTIC FOR SOLVING SECOND ORDER NONLINEAR BOUNDARY VALUE PROBLEMS

Zulqurnain Sabir* * Hazara University, Mansehra Pakistan, [email protected]

Abstract In this study, an intelligence computational scheme is presented for solving linear and nonlinear singular models using the well-known artificial neural networks (ANNs), genetic algorithm is a global search scheme, active-set is a competent local search scheme and the hybrid of global and local search. The neural network provides convenient approaches to obtain valuable prototypes based on an unsubstantiated error for singular models. The incentive for awarding this research work originates a consistent structure combines with the influential geographies of ANNs to handle the challenges of the singular models. Broad numerical research is accomplished to indorse the convergence, robustness and accuracy of the suggested numerical scheme. The numerical outcomes are also compared with the true results to examine the perfection of the planned numerical structure.

Key Words: Singular Systems, Nonlinear, Genetic Algorithm, Active-Set Method, Hybrid Approach.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress GENETIC VARIABILITY, ASSOCIATION AND DIVERSITY STUDY AMONG THE SUNFLOWER GENOTYPES AT SEEDLING STAGE BASED ON DIFFERENT MORPHO-PHYSIOLOGICAL PARAMETERS UNDER POLYETHYLENE GLYCOL INDUCED STRESS

Uzma AYAZ * *The University of Poonch Rawalakot, Pakistan, [email protected]

Abstract Drought stress directly affects growth along with productivity of plants by altering plant water status. Sunflower (Helianthus annuus L.) an oilseed crop, is adversely affected by abiotic stresses. The present study was carried out to study the genetic variability and diversity among the sunflower genotypes at seedling stage based on different morpho-physiological parameters under Polyethylene Glycol (PEG) induced stress. A total of twenty seven genotypes including two hybrids, eight advanced lines and seventeen accessions of sunflower (Helianthus annuus L.) were tested at germination and seedling stages in Polyethylene Glycol. Correlation and principle component analysis confirmed that germination percentage, root length, proline content, shoot length, chlorophyll content, stomatal frequency and survival percentage are positively correlated with each other hence; these traits were responsible for most of variation among genotypes. The cluster analysis results showed that genotypes Ausun, line-2, line-8, 17559, 17578, Hysun-33, 17555, and 17587 as more diverse among all the genotypes. These most divergent genotypes could be utilized in the development of inbreed which could be subsequently used in the heterosis breeding.

Key Words: Sunflower, Drought, Stress, Polyethylene Glycol.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress EDUCATION AND EMPLOYMENT IN IRAN CONCERNING DIFFERENT PROVINCES USING LOGIT MODEL

Anita ABOUNOORI * * Shahid Beheshti University, Tehran-Iran, [email protected]

Abstract It has usually believed that education leads to employment. Higher official education increases the probability of employment. In order to test this hypothesis, I have used the micro Household Income-Expenditure survey data regarding the period 2017. The estimation has taken place regarding the state of employment (employed=1, otherwise=0) as a dichotomous dependent variable of the model. Independent circumstance variable includes Gender, Geographic Location, and level of education.

Key Words: Logit Model, Education, Employment, Iran.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress THE EFFECT OF DECREASING THE SHARE OF GOVERNMENT IN OIL AND GAS REVENUES IN IRAN ON THE MACROECONOMIC VARIABLES

Majid Maddah* Abbas Shakeri** Fardin Farahnak*** *Semnan University, İran, [email protected] **Allame-Tabatabaei University, İran ***Semnan University, İran

Abstract Iran has many unused capacities in the field of production and development of oil and gas industry and this country has an excellent rank in terms of oil and gas reserves. It seems that one of the effective factors in the development of oil and gas production capacities in Iran is the structural changes in this sector by reducing the government’s share and increasing the share of oil and gas upstream affairs (National Iranian Oil Company-NIOC) from oil revenues. In this paper, the effects of changing the government's share of oil and gas revenues in the Iranian economy in the framework of the Computable General Equilibrium Model (CGEM) using Social Accounting Matrix (SAM) data has been studied. The results of the model estimate show that increasing the share of NIOC of oil and gas revenues has different effects in the short run and long run, so that it reduces GDP by 0.087% in the short run but increases it by 5.033% in the long run, ceteris paribus. However, in both cases, the budget deficit increases and the tax burden on households and companies necessarily increases.

Key Words: Oil And Gas Revenues, The Computable General Equilibrium Model, Oil and Gas Upstream Affairs, Iran.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress THE EFFECTS OF POPULATION AGING ON ECONOMIC GROWTH OF IRAN THROUGH THE FERTILITY RATE AND LIFE EXPECTANCY

Neda Miri * * Semnan University, Semnan, Iran, [email protected]

Abstract Population aging refers to an age imbalance of the population so that the ratio of young population decreases while aged population grows. Decrease in fertility rate and growing life expectancy are the two key factors in emergence of population aging. Until 2016, more than 70% of Iranian population were at working age (15-64) and less than 6% were at old age. Assuming that fertility rate remains at replacement level, the country will face a serious challenge by the aging population by 2030 and the population over 65 will constitute 15% of the population by 2045. Fast and wide population changes have placed Iran among the countries that expect an aged population by the mid-21st century. The factors effective in the aging population in Iran include increase in life expectancy and decrease in fertility rate. The macro economy effects of population aging on economic growth was examined based on the effects of two factors including decrease in fertility rate and increase in life expectancy.

The effects of population aging on economic growth in Iran and some of the macro economy variables were examined using a modified overlapping generation model (55 cycles). Simulations were performed in MATLAB based two scenarios of decreasing fertility rate and increasing longevity and the effects on economic growth of Iran were examined. The initiation year was 1994 and the model was calibrated using Iran economy data from 1994 to 2017. The forecasts were produced for the time period between 2017 and 2050.

The results showed that the decline in the growth rate of birth rate had a notable effect on the decrease of the growth rate of real and per capita GNP. In addition, an increase in life expectancy or longevity did not have a negative effect on the growth rate of real GNP and increased per capita GNP.

Key Words: Overlapping Generations Model (OLG), Aging, Economic Growth, Life Expectancy, Birth Rate Growth.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress ARŞİVLERDE TARİH BİLGİLERİ YÖNETİMİ

Ali Mohammed Ali Saeid * * Libya Academia Tripoli i, yahoo.com

Özet Arşivler bilimsel araştırmalar, politikacılar açısından önemli bilgi kaynaklarıdır. Belgeler ise gerçekleri, bilgileri, açıklamaları ihtiva eden herşeydir. Tarihi belge ise bilgiyi koruma veya aktarma amacı ile kayıtlı olan bir içeriğin işlerle ilgili kısmı veya daha fazla bir kısmı için kayıtlı bir içeriği ihtiva eden maddi bir varlıktır. Arşiv ve belgelerin yönetimi bu açıdan önem arz etmektedir. Resmi arşivlerde tarih bilgilerinin yönetim esasları normal belgelerin yönetim esaslarından farklılık arz etmektedir. Bu çalışmada arşivlerde tarih bilgileri yönetimi hakkında yapılan araştırmalar ele alınmış ve yönetimde yapılan farklı prosedürler üzerinde çalışılmıştır. Sonuç olarak tarihi belgelerin saklanması, korunması ve yönetiminin önemi, diğer belgelerin korunması ve saklanmasından farklılıkları ortaya çıkarılmıştır. Anahtar Kelimeler: Arşivler, Tarihi Belgeler, Arşiv Yönetimi.

MANAGEMENT OF HISTORICAL DOCUMENTS IN ARCHIVES

Abstract Archives are scientific researches and important sources of information for politicians. Documentation is everything that contains facts, information and explanations. The historical document, on the other hand, is a material asset that contains a registered content for the business related part or more of a registered content for the purpose of protecting or transferring information. Management of archives and documents is important in this respect. The management principles of historical information in official archives differ from those of normal documents. In this study, researches on history information management in archives are discussed and different procedures in management are studied. As a result, the importance of the storage, preservation and management of historical documents, their differences from the protection and storage of other documents were revealed.

Key Words: Archives, Historical Documents, Archive Management.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress IMPACT OF URBANIZATION, ENERGY CONSUMPTION AND CO2 EMISSIONS ON ECONOMIC GROWTH IN MINT COUNTRIES

Muri Wole Adedokun * Basit Abdraheem ** * Cyprus International University, [email protected] ** Cyprus International University, [email protected]

Abstract This study investigated relationship and to determine the nexus between the variables (energy consumptions, CO2 emission, trade, urbanization, investment and economic growth in MINT countries (Mexico, Indonesia, Nigeria and Turkey). The panel model of Arellano-Bover/Blundel-Bond of dynamic system generalized method of moments (GMM) econometric and non-causality (Dumitrescu and Hurlin) techniques was employed during the period 1971–2018 on annual data. The empirical results showed that total energy consumption and trade have a positive effect on economic growth, while CO2 emissions and investment has a negative impact on GDP growth. According to non-causality analysis, there is a causal running from trade and urbanization to economic growth, from economic growth to investment, from energy consumption, urbanization and investment to CO2 emissions. The study concluded that energy consumption, trade and emissions affects the economic growth of SSA and, therefore, it recommends that policies on energy conservation, urbanization and controlling emissions are likely to have no negative impact on growth of the economy in Mint Countries.

Key Words: CO2 Emission; Economic Growth; Panel Model; Total Energy Consumption.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress A COMPARATIVE STUDY OF THE EFFECT OF REMITTANCES, FOREIGN DIRECT INVESTMENT, AND FOREIGN AIDS ON ECONOMIC GROWTH IN IRAN

Rahman Saadat * Payam Naderi ** * Semnan University, Iran, [email protected] ** Semnan University, Iran, [email protected]

Abstract Remittances are one of the sources of household income from the employment of affiliated individuals abroad, through which capital inflows to the country. In addition to remittances, foreign direct investment and foreign aid are other sources of capital flows into the country that can affect economic growth. In this paper, the effect of remittances, foreign direct investment and foreign aids on Iran's economic growth have been empirically evaluated by using an error correction model (ECM) over the period 1980 to 2015. The results indicate that: First, there is a long-run equilibrium relationship between economic growth, remittances, foreign direct investment and foreign aid. Second, remittances have a positive and significant effect on the economic growth over the studied period; so that one percent increase in the rate of remittances leading to a 0.31 percent increase in long-run economic growth in Iran. Third, the absolute effect of remittances on economic growth is greater in comparison with the effects of foreign aid and foreign direct investment.

Key Words: Remittances, Foreign Direct Investment, Foreign Aid, Economic Growth, Error Correction Model.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress INNOVATIVE POLICIES AND DEVELOPMENTS IN UZBEKISTAN'S AGRICULTURAL SECTOR

Ozodbek KARAMATOV * Kosimjan RAKHMANOV ** * Kastamonu University, [email protected] ** Tashkent Institute of Irrigation and Agricultural Engineers

Abstract From the first day of independence, Uzbekistan started to implement economic reforms to move from a planned economy to a market economy, like other countries. Since the country's economy is based on the agricultural sector, agriculture and land reforms have come to the fore. For the transformation of the agricultural sector to market conditions, some countries have private ownership of agricultural lands, but land ownership in Uzbekistan belongs to the state and the land is leased to farmers for a long time.

In recent years, the aim of the state agricultural policies in Uzbekistan has been determined as increasing the export volume, stabilizing the local agricultural market and the integrated development of rural areas. To achieve this goal, the current agricultural policy of the country aims to reduce the cotton cultivation areas and increase the productivity of the sector with innovative activity.

This study aimed to determine the factors and problems affecting the introduction of innovations in agricultural production and a short research to explain the characteristics of the agricultural reforms carried out in Uzbekistan. In addition to these, conceptual approaches are also suggested for the implementation of innovative agricultural policy in the regions of the country, considering the climatic conditions and other factors.

Key Words: Agricultural Reform, Agricultural Policies, Market Conjuncture, Export, Land Productivity.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress THE EFFECTS OF MONETARY DISCIPLINE ON ECONOMIC GROWTH IN IRAN

Alireza Kashefi * Esmaiel Abounoori ** * Economic Department, Central Bank of Iran, Tehran-Iran, ar,[email protected] ** Semnan University, Semnan-Iran, [email protected]

Abstract Considering economic literatures of the different models presented in the context of economic growth, the development of the financial sector has been one of the most important factors affecting economic growth. Financial development in Iran is basically "bank-oriented". Therefore, efficient banking and a disciplinary monetary policy by the Central Bank can be effective on the Provincial economic growth in Iran and vice versa inadequate and unhealthy performance can also create severe economic crises. So in this paper, we have tried to estimate and interpret the effects of monetary disciplinary (in fact lack of disciplinary) as well as banking efficiency on economic growth of Iran during the period from 2006 to 2014 (the most recent and available data) on Economic Growth of Iranian Provinces using a model of endogenous growth, particularly analyzing financial ratios. The results using fixed effects method show that Monetary indiscipline, Banking efficiency, asset quality of banks, literacy rate, Gini coefficient and Misery index have a negative and significant effects, while the labor productivity and capital inventory indices have a positive and significant effect on economic growth in Iran.

Key Words: Monetary Discipline, Economic Growth, Panel Data Model, Iran.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress I FORECASTING REAL PRICE OF OIL USING DYNAMIC LINEAR MODEL UNDER THE LINEX LOSS FUNCTION

Mohsen Ali Heydari * Esmaiel Abounoori ** * Semnan University, Semnan-Iran, [email protected] ** Semnan University, Semnan-Iran, [email protected]

Abstract We intend to examine the usage of LINEX loss function in Dynamic Linear Model (DLM) for to achieve more accurate results in forecasting real price of oil. There are situations in which risk of over-estimation is much higher than the risk of under-estimation. Therefore, our response to the problem of asymmetry is reflected concerning the selection of type of the loss function. This might have significant impacts on the results of Oil (and Financial Assets) price forecasting. To address the asymmetry problem in filtering and forecasting, we use 106 years of historical West Texas Intermediate (WTI) data from 1913 to 2018 concerning the long-run evolution of oil price. Then, we fit the basic Hoteling Model of a depletable resource production with Dynamic Linear Model under Quadratic Loss Function and LINEX loss function trying to address the results if we treat the ‘over-estimation’ and ‘under-estimation’ differently. So, we drive one-step-ahead LINEX forecast for DLM. Our results suggest that the LINEX loss function may give better forecasts than conventional Quadratic loss function, especially in case of volatility and time-varying parameter existence.

Key Words: Dynamic Linear Models, LINEX Loss Function, Quadratic Loss Function, Oil Price Forecasting.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress THE G5 SHEL: GAMES OF INFLUENCE OR STAKES OF THE WESTERN POWERS IN AFRICA?

Younous Abbas * * University, [email protected]

Abstract The security problem has been one of the most recurrent problems in recent decades. In the name of the fight against terrorism, the Western powers are creating geopolitical and strategic zones of influence all over the world to achieve the objectives they aim for. These plans meet political, socio-economic and military criteria. One of these areas fulfilling these criteria is the Sahel.

This region faces a security and dysfunctional problem that is directly linked to the so-called "Western influence zones" policies in force in the region.

This situation obliges the leaders of these countries to put in place a strategy to fight insecurity. It is in this context that the G5 Sahel group was created on February 17, 2014 in Niamey, Niger during a summit. It brings together 5 countries, namely Burkina Faso, Mali, Mauritania, Niger and Chad.

Note that the G5 Sahel countries are all former French colonies and as such, the Western powers, France at the head, create intervention missions under the aegis of the United Nations such as MUNISMA, (United Nations Mission in Mali), the Barkhane force (Chad) to intervene there.

This article therefore discusses western interference in this region of Africa and its negative social, economic, demographic and security impact. It also emphasizes positive initiatives from African actors which are likely to achieve the objectives targeted by the G5 Sahel countries.

Key Words: G5 Shell, Security Problem, Influance .

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress WHEN THE MINING INDUSTRY SORROUNDS THE VILLAGES: EMPIRICAL EVIDENCE FROM SOUTH KALIMANTAN PROVINCE, INDONESIA

Muhammad Uhaib As’ad * Rizka Zulfikar ** * Islamic University of Kalimantan, Banjarmasin, Indonesia, [email protected] ** Islamic University of Kalimantan, Banjarmasin, Indonesia, [email protected]

Abstract This paper describes a precious natural resource but is not directly proportional to the level of welfare and justice for the masses. The abundant natural resources are only enjoyed by a handful of people who have close relationships with local officials or become for business cronies and economic and political patronage. In the era of decentralization and regional autonomy has provided unlimited opportunities for local officials to create policies or regulations that benefit only the entrepreneurs or other groups. The existing policies and regulations do not have a positive impact on society, so it is not uncommon to generate a sense of injustice and conflict between communities and mining companies—typical drama in the world of the mining industry filled with greed and poor humanitarian values. Therefore, mining and business-politics industries in some areas of South Kalimantan Province become the arena of the collaboration of mutually beneficial elite elites should sacrifice the values of democracy and humanity. The policy, regulation, licensing, and protection of mining entrepreneurs by local officials became the strategy of building a network of business and political cronies that still exist at present, especially at the time of appointment of regional head regency.

Key Words: Mining Industry, Local Community, Local Government, Local Poverty, South Kalimantan.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress ANALYSIS OF LAND USE ANALYSIS OF CHANGE IN KHOREZM REGION, UZBEKISTAN

Rakhmonov Sherzod * Rakhmonov Kosimdjan ** * Tashkent Institute of Irrigation and Agricultural Mechanization Engineers, Uzbekistan, [email protected] ** Tashkent Institute of Irrigation and Agricultural Mechanization Engineers, Uzbekistan, [email protected]

Abstract This article depicts on discussions about land use land cover change distribution in Khorezm province, Uzbekistan between 1987 and 2019. For the study Landsat 5 TM and Landsat 8 OLI respectively used to detect land use changes in the study area. Khorezm region affected by Aral Sea shrinkage having received salt wind from northeast of the region. Moreover, population increased within study period, making population density intense. Research is carried out to detect reflection of ecology and density in land use. RS techniques - maximum likelihood and supervised classification employed to classify land use to generate land cover distribution map. In total seven class selected such as agricultural land, built up, bare land, lowland, saline land, sand and waterbody. The research of Khorezm region for 32 years has been thoroughly studied and found out that agricultural land, built up and saline land increased tremendously while lowland and bare soil are decreased accordingly. The result map can be used for decision makers and government bodies for future long term urban and regional planning.

Key Words: Khorezm Rejion, Analysıs of Land, Analysıs of Land Cover, Agricultural Land. Regional Planning.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress I FORMATION OF LAND USE SYSTEM IN UZBEKISTAN: PAST AND TODAY

Rakhmonov Sherzod * Rakhmonov Kosimdjan ** Ozodbek KARAMATOV*** * Tashkent Institute of Irrigation and Agricultural Mechanization Engineers, Uzbekistan, [email protected] ** Tashkent Institute of Irrigation and Agricultural Mechanization Engineers, Uzbekistan, [email protected] *** Kastamonu University, [email protected]

Abstract The article depicted the formation of land-use systems in Uzbekistan from 8th century till nowadays. Research has stricted with current Uzbekistan territorial boundary and its predescent states of government. Research shows how land use and landowning has changed in Arab invasion, in Temurid system, in Khanate, Soviet and independence period. The article discussed how land use terminology changed through different land policy existence in times. Land-use planning has been discussed for every period and differences. How political changes altered the land- use system in a particular period of time, based on interests of head of empires influenced on planning system, from primitive to complex land use, how the land-use system has shaped of traditions of local people have been elaborated. Land relations after gaining independence have been thoroughly studied and showed pros and cons of formation of land use in nearly last 30 years.

Key Words: Land Use Planning, Land Cadaster, Khanate, Soviet, Temurid, Soviet, Land Use System, Kolkhoz, Pay Pudrat, Shirkat, Amloq, Vaqf.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress THE RELATIONSHIP BETWEEN GLOBAL OIL PRICE AND BITCOIN USING CONDITIONAL COPULA FUNCTIONS

Esmaiel Abounoori * Anahita Roozitalab ** * Semnan University, Semnan-Iran, [email protected] ** Semnan University, Semnan-Iran, [email protected]

Abstract Traditional econometric methods assume that the joint asset distribution has a definite normal multivariate distribution or a multivariate t distribution, and the distribution of asset returns is constant over the sample period. It is also assumed that the asset portfolio depends on the variance of each asset and their covariance (representing a linear relationship between assets). In the real world it is less common for all marginal distributions of the returns of a portfolio to follow a normal distribution or t distribution having a constant variance of symmetric correlation over time.Such assumption impose a structural constraint on the model leading to inaccurate estimation of coefficients. Copula theory is one of the models that allows marginal distributions to be connected to each other to form a joint distribution. These functions actually make it possible to divide the multivariate distribution function into two parts: marginal distributions and dependency structure. This feature allows all the individual characteristics of the portfolio returns to be maintained in the form of marginal distributions, and the information on the dependency structure can be examined regardless of any assumption of normality and linear correlation. This feature allows all the individual characteristics of the portfolio returns to be maintained in the form of marginal distributions, and the information on the dependency structure can be examined regardless of any assumption of normality and linear correlation. In this study, the authors intend to use GARCH models and copula an approach called (Copula - GARCH) to examine dependence. The empirical results is based on the daily global Oil price and Bitcoin portfolio concerning the period 2018 to 2020.

Key Words: Conditional Copula functions, Oil price, Bit coin, Asymmetric correlation, GARCH.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress FACULTY ATTITUDES, COMPUTER SKILLS AND UNDERSTANDING OF EDTECH TOWARD ICT INTEGRATION IN HIGHER EDUCATION MANILA PHILIPPINES

Macario G. Gayeta * * University of the East Caloocan- Philippines, [email protected]

Abstract Based on the assertion that integrating ICT in higher education has become a great concern for many educators in developing countries, this study explored the faculty attitudes and computer skills toward ICT integration in higher education institutions in the Philippines and developed a training program for faculty members in HEIs. Responses were obtained from 163 respondents in three selected higher education institutions using quantitative and qualitative (mixed method) approach. The results reveal that faculty attitudes are positive in enthusiasm and competence, while anxiety in technology use shows positive attitude which offers stages of adoption in the classroom instruction. A list of faculty computer skills results to a high degree of competence which reflects that the use of technology and instructional tools could improve the quality of teaching in higher education. Level of understanding of educational technology demonstrates the importance of curriculum and instruction design while level of importance of ICT in HEI points the importance of innovative teaching- learning in the classroom instruction. The findings of the study also suggest that there is no relationship between level of importance of ICT in higher education and type of higher education institutions, no significant difference between faculty attitudes and computer skills in terms of age. Furthermore, there is no significant relationship between faculty attitudes and computer skills in terms of teaching experience. Further studies on ICT integration should be investigated such as attributes and cultural perception of HEIs to arrive at a firmer basis for in-service training program of faculty members.

Key Words: Faculty attitudes, Computer skills, Educational technology, ICT integration, Manila, Philippines.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress IMPACT OF COVID-19 OUTBREAK ON COMMISSION ON HIGHER EDUCATION PHILIPPINES: CHALLENGES, OPPORTUNITIES, AND THREATS

Macario G. Gayeta * * University of the East Caloocan- Philippines, [email protected]

Abstract Amidst global outbreak, the Commission on Higher Education (CHED) Philippines has released guidelines regarding CHED Covid-19 Advisories in the prevention of outbreak in different state universities and colleges and private universities and colleges including distance learning. The advisories set orders concerning higher education should initiate distance learning, e-learning, and other modes of learning conveyance instead of faceto-face instructions. The Commission’s COVID-19 second advisory set directives regarding higher education should initiate distance learning, e-learning, and other modes of learning delivery in lieu of face-to-face instructions. Philippine Commission on Higher Education (CHED) remained dynamic and urodynamic as a rejoinder to give supervision and management in the continuous delivery of higher education to loads of college students in the Philippines. This case study attempts to explain how higher education institutions in the Philippines survived with the present challenge of acclimatizing educational provisions in the era of pandemic. This paper is divided into three folds: First part provides discussions on Commission on Higher Education initiatives in the era of the pandemic; the second part is a discussion on educational challenges and opportunities such losses in learning; increased dropout rates and children missing the important meal of the day and lastly, it offers educational cyber threats on the educational system amidst of health crisis that has been multiplied gigantically to society, economy and most especially children. Conclusions and recommendation are also included in the study.

Key Words: Challenges, Higher Education Philippines, Impact of COVID-19 outbreak, Opportunities, Threats.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress THE STATUS OF HOSPITALITY PROGRAM OF PRIVATE EDUCATIONAL INSTUTIONS IN METRO VIGAN

REYMAR C. TAO-ING * * Lyceum North Luzon Zambales, [email protected]

Abstract The study was conducted during the school year 2019-2020. The study aimed to assess the Status of Hospitality Program of Private Educational Institutions in Metro Vigan. It specifically aimed to answer the following questions: 1.) What is personal profile- professional of the respondents in terms of age, sex, civil status, educational attainment, trainings, seminars attended and national certification? 2.) What is the status of Hospitality Program in Private Educational Institutions in Metro Vigan along the seven (7) dimensions: Purpose and Objectives, Instruction, Faculty, Laboratory, Library, Physical plants and Facilities and Students Services?

The study employed the descriptive method of research using the qualitative and quantitative approaches of data collection and interpretation. The questionnaire for data collection in this study was adapted from De Vera (2012). The item question along laboratory in terms of kitchen equipment utensils was based from the CMO No. 30 series 2006 and CMO No. 62,2017

The respondents of the study consisted of 20 administrators and faculty members of Private Educational Institutions in Metro Vigan. The researchers used the following statistical tools: 1.) Frequency and percentage was used to determine the profile of the respondents; 2.) Mean was utilized to determine the status of Hospitality Program along seven dimensions.

The study came up with the following findings and conclusions; 1.) The Administrators and faculty in different private educational institutions in Metro Vigan belong to age bracket 20-25years, majority are single, bachelor’s degree holder with certification of food and beverage and below 7 years in service. 2) The Status of

Hospitality Program of Private Educational Institutions in Metro Vigan along purpose and objectives, instruction, faculty, library and student services was perceived by the respondents to be “Very High” and along the laboratory, and physical plants and facilities was found to be “High”

Based on the foregoing conclusions obtained from the study, the following are recommended

1.) The Administrators and Faculty in Metro Vigan should go further studies in order to enhance their knowledge and improve their skills, abilities and knowledge on the current trends in Hospitality Industry,

2.) Administrators and faculty in different Private Educational Institutions in Metro Vigan, should undergo trainings/seminars so that they will have additional knowledge in hospitality program.

3.) The Private Educational Institutions should update/upgrade equipment in laboratory so that the students will have a collaborative competence. 4.) A follow up study of Hospitality Program for the next three to five years should be conducted.

Key Words: Status of Hospitality Program, Private Educational Institutions, Metro Vigan.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress THE DIRECTION OF CAUSALITY BETWEEN ECONOMIC GROWTH ANDFINANCIAL DEVELOPMENT IN UPPER MIDDLE-INCOME COUNTRIES

Nagmi Moftah Aimer* Serkan Dilek** Abdulmula Albashir Lusta*** * Higher Institute of Marine Sciences Techniques Sabratha, Libya, [email protected] ** Kastamonu University, [email protected] *** Higher Institute of Marine Sciences Techniques Sabratha, Libya, [email protected]

Abstract The aim of this study is to investigate the relationship between economic growth and financial development for the period 1980-2017 in Upper-Middle-Income countries by employing panel (FMOLS, DOLS and GMM) and panel Granger-causality tests by Toda–Yamamoto. The results confirmed that domestic credit to private sector (percentage of GDP) and broad money (percentage of GDP) have a positive effect on economic growth. As a result, it can be said that financial development accelerates economic growth. In addition, the results showed that unidirectional causality running from economic growth to financial development in the countries of Jordan, Morocco, Belize, Botswana, China, Guatemala, Paraguay, Peru, and Thailand. While, the unidirectional causal relationship is running from financial development to growth in the countries of Algeria, Egypt, Saudi Arabia, Dominican Republic, Malaysia, South Africa and Turkey. In contrast, there is no causal relationship in Oman, Tunisia, Brazil, Mauritius and Mexico.

Key Words: Economic growth, FMOLS, Causality, Upper Middle-Income.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress ETHICS, MATERIALISM AND HIGHER EDUCATION: DILEMMA BETWEEN CAREER AND SOCIAL GOALS

ROHIT KANDA *, G.S. BHALLA **, GUNMALA SURI ***, HARISH HANDA**** VINAY KUMAR******, KOTESWARAN D, PUNEET AND GUNEET******

* University School of Financial Studies GNDU India, [email protected] ** University School of Financial Studies GNDU India, [email protected] *** University Business School PU India, [email protected] ****Department of Commerce SBSC-DU India, [email protected] *****Thakur Institute of Management Studies & Research, MU India, [email protected] ******School of Management VELTECH India, [email protected]

Abstract This paper tends to assess that how a shifting ethical advance amid ever more money-orientated learned individuals is distressing their approach towards family, career and societal bound. A high prospect for integrated career and social development is a common percept, providing the need to assess other variables affecting integrated career and social development. Ethnicity, academic discipline and gender are observed as a matter of variation towards perspective, incitement and prospects towards ethics, materialism and career and social goals. Social Interaction on consumption or lifestyle is also having a significant impact on the existence of materialistic career goals and integrated career and social development. Social groupings as well as institutional gatherings may work on to devise new ways to inculcate social and academic ethics among its affiliates. Institutional change in bringing values in staff behavior can bring up wonders and a social lifestyle.

Key Words: Ethıcs, Materialism, Higher Education.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress SUSTAINABLE DEVELOPMENT INDIAN CONTEXT

Firdoos Ahmad Tantry* Towseef Ahmad Sofi ** * University of Kashmir, Hazratbal Srinagar, [email protected] ** University of Kashmir, Hazratbal Srinagar

Abstract In 2015 united nation general assembly formed a list of 17 global goals to be achieved by 2030 in order to make the world a better place to live in which are referred as the global goals for sustainable development .Modern India swiftly running on the track of development is facing a number of issues and challenges acting as a hindrance in its progress. It is necessary to indentify and redress them in order to make the dream of prosperous India a reality. The most prominent of these issues are Pollution, Poverty and Population notorious as 3P’s. The first ‘P’ is Pollution is defined as contamination of physical, chemical and biological components of the environment to such an extent which renders it haremful.The substance which causes pollution are called pollutants. The second ‘P’ is Poverty is said to exist when people lack the means to satisfy their basic needs. In this context the identification of poor people first requires a determination of what constitutes basic needs. These may be defined as narrowly as those necessary for survival or as broadly as those reflecting the prevailing the standard of living of a community. The third ‘P’ is Population is the number of individuals of a particular area/space at a particular time. The species under discussion is human and area is India. The study of human population is called demography. Population directly effects pollution and poverty of a country in a positive sense population is basically human resource which if developed through proper education can eradicate pollution and poverty. The problem of these 3P’s can be solved by education. It is the teacher or child who is the center of change. Quality Education brings awareness, new opportunities and what not. It is not through the barrel of gun that change can be brought but through the seeds of quality education.

Key Words: Sustainable Development, Demography, Contamination, Energies, Opportunities.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress CHALLENGES AND OPPORTUNITIES OF PLASTIC MONEY IN INDIAN ECONOMY – A STUDY

Dileep Kumar S. D.* * Kuvempu University, Shankaragatta, [email protected]

Abstract Plastic money as the name suggests the money made out of plastic, an easy way to make payment in exchange of goods and services to reduce the usage of cash. The concept plastic money came into 1900’s and the first plastic card was used in USA. The idea behind using plastic money was to make payment system cashless. Plastic money includes ATM cards, credit cards, debit cards etc.

The Plastic Money in the form of cards has been actively introduced by banks in India in 1990's. But, it was not very popular among Indian consumers at the time of its introduction. The change in demographic features of consumers in terms of their income, marital status, education level etc., and up-gradation of technology and its awareness has brought the relevant changes in consumers' preferences. These changing preferences have also modified their outlook and decision regarding the acceptance and non-acceptance of particular product and services in the market. Thus, the Plastic Cards are gaining popularity among bankers as well as customers and getting accepted in the market place. It can be imagined that the Plastic Cards market is growing at a large place in India yet, it has long way to go if compared to the usage trends of other countries. Hence, it has become important that the payment system in India has to be modernized enough to be at par with the systems prevalent in other countries, since our domestic financial markets are increasingly getting integrated with markets abroad. Hence, the present study tries to assess the challenges and opportunities of plastic money in the Indian economic system.

Key Words: Plastic Money, Plastic Cards, Financial Tools, Economic System etc.,

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress EXPERIENTIAL LEARNING IN PRIMARY SCHOOL WITH CHILDREN WITH DISABILITIES TO PROMOTE SUSTAINABLE DEVELOPMENT

Malak BOUHAZZAMA * Ahmed GUENAOUI ** * National School Of Management, [email protected] ** University Ibn Tofail

Abstract Experiential Learning Theory has been used in primary school with handicapped children education every day for nearly one month to explain sustainable development.

We examine those children and their reaction to this concept using debriefing and gaming methods and obtained spectacular results that show the importance of experiential learning in education.

Key Words: Experiential Learning, Primary School, Sustainable Development.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress IMPACT ON DEMONETIZATION IN INDIA: AN OVERVIEW

RANJITH KUMAR * * Kuvempu University, India, [email protected] Abstract Demonetization is the act of stripping a currency unit of its status as legal tender. Demonetization is necessary whenever there is a change of national currency. The old unit of currency must be retired and replaced with a new currency unit. The demonetization was done in an effort to stop the counterfeiting of the current banknotes alleged to be used for funding terrorism and for cracking down on black money in the country. On 8th November 2016, India’s Prime Minister Narendra Modi announced the government of India’s decision to cancel the legal tender character of Rs. 500 and 1000 banknotes with effect from 9th November 2016 and he also announced the issuance of new Rs. 500 and 2000 banknotes in exchange for the old banknotes. The present study has been deals with the announcement of demonetization of currency note its impact on Indian economy and challenges faced by the society. The study based on purely from secondary sources collected from different newspaper and websites. The study reveals that historical facts about demonetization in India as well as rest of the world and various sector effected by demonetization in India. Hence, it can be conclude that apart from disrupting daily lives of the common citizen, there are even bigger implications for the economy as a whole and to know the present problems in Indian economy like short and long terms because of demonetization.

Key Words: Demonetization, Currency, Indian Economy.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress THE GEOGRAPHY OF SPACE AND LONELINESS OF CLOSETED BI SEXUAL MEN

Victor Banerjee * * School of Gender and Development Studies IGNOU, [email protected]

Abstract Loneliness is a distressing experience, inducing negative feeling whenever it is imposed explicitly or implicitly. Loneliness is chronic for bisexual men owing to the constant stigmatization, negative stereotype and attitude towards bisexuality. The impact of bi negativity engendering loneliness is propagated both from the psychosocial spaces of homosexuals and heternormative discourse. The central motif of this paper throws light on the psychic spaces of the bisexual men who are closeted in their family, and it also strives to underpin the functionality of loneliness operating in their inner psyche. The objective of this paper is to review, underpin, correlate, analyse and investigate the core component of loneliness (I am including the stereotypical perceived image of bisexuals being unstable with illegitimate sexual orientation, the preconceived notion of bisexuals being unfaithful in relationships and vice versa) associated with the life of closeted bisexual men. My paper also emphasizes on how space plays an integral role in the life of bisexual men, how the emotional spaces of bisexual men are often overlooked, possibly because of the external factors like prejudice, but more likely due to the reason that they don’t express their need because of shame and fear and are often unwilling to have their needs made public. Through this paper I would like to bring out the significance of bisexual body to strengthen its position of deconstruction through the lens of loneliness which requires much attention to delve on.

Key Words: Loneliness, Homosexual, Heteronormative, Bisexual, Closet, Space.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress COVID-19: THE IMPACT OF CORONAVIRUS ON THE GLOBAL FASHION RETAIL INDUSTRY

Aradhana Kumari * * Tashkent Institute of, Uzbekistan, [email protected]

Abstract This paper analyses the impact of style retail keep lighting at the brand class and emblem personality. 4 specific interiors with four specific light scenes had been mixed to form sixteen exceptional scenes. The style retail shops include stereotypes for low budget, color, black field and minimalism, and lights scenes with well-known lights, vertical illumination, accent lights, and projection. The effects discovered that the lighting fixtures had an effect at the brand class with reference to the elements of social repute and fee orientation and at the brand persona in regards to the factors of temperament, competence, splendor, and naturalness. The monetary analysis of charge belief on the subject of funding or operating fees does not now show full-size correlations. The institutions represent leading companies consisting of Aditya Birla style and way of life, Arvind models, future organization, buyers stop, Raymond, and Impresario Leisure & Hospitality.

“It'll be based commencing like China in which 7000 of our shops opened over three weeks. We may open stores on excessive-streets faster than in shops. We may also start with one shift as reality is that enterprise will not operate at the same scale as pre-Covid instances,” The three institutions have approached the authorities with representations to assist the sectors tide over the three months with money to pay employee salaries and working capital to maintain organizations afloat. The previous couple of months have visible style houses, outlets, influencers, and fashion magazines introspect and pivot, in anticipated and sudden approaches. A few have made small shifts, while others have been forced to make more essential modifications. The Indian style industry has spoken back in thoughtful and exciting ways. To wear a designer mask would seem quite tone-deaf to the mood at the moment.

Key Words: Covıd-19, Global Fashion, Retail Industry.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress A STUDY ON IMPACT OF WEBINARS DURING COVID-19 ON LEARNER’S EXPERIENCE

Bhavani MR * Nisha A ** * Principal, Surana College, [email protected] ** Bangalore Central University, Ramagondanahalli, Yelahanka, Bangalore, [email protected]

Abstract Academicians are now scuttling to make their learning online due to the impact of Covid -19 on education sector. The quests for learning and to be able to stay relevant, education frontlines are now getting into a zone of online learning which has spawned tremendous interest in attending various webinars and webcasts. Adding credentials to personal profile has now become easy and all thanks to the lockdown announced by Indian Government on 22 March 2020 almost every institution started hosting webinars on different topics for free as well as paid along with certifications. This no doubt opened the gates for academicians belonging to any corner of the country to access learning with just a mobile phone in the hand. However this could also lead to a race of getting as many certificates as possible without introspecting the retention capability, attention span, credibility of the online certificates, and the learning outcomes of the webinars attended. Therefore there is a need to study and understand the impact of webinars on learner’s experience. A survey questionnaire was developed and validated. The study was conducted on 200 academicians teaching Under-graduate and Post-Graduate from several private and public educational institutions across India. The study primarily centers on humongous number of webinars getting cascaded amidst the pandemic, eventually resulting in learning fatigue among academicians. Descriptive analysis was performed to know and interpret the average number of webinars respondents are attending on a daily basis, could they manage attending more than one webinar a day, are they able to apply the learning outcomes in their professional life, will they attend paid webinars or non paid, what value they see in the webinar certifications, do they experience mental fatigue by attending webinars continuously and their perception about drawing a line between quantity and quality of credentials they are trying to build in this time. The study further suggest what best can be done in order to balance the learning and how to channelize the time, efforts and money to gain a fruitful learning experience amidst the current situation.

Key Words: COVID-19, Webinars, Introspection, Learning Fatigue, Learning Experience Among Faculty.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress APPROACH OF STUDENTS TOWARDS ONLINE CLASSES DURING COVID-19 OUTBREAK IN KASHMIR VALLEY

Samira Khan* Bilal Ahmad Bhat** Shazia Manzoor*** S.N.Z.Geelani**** Shaziya Gull***** Lubna Altaf****** *Imam Abdur Rahman bin Faisal University, Kingdom of Saudi Arabia, Dammam **Division of Social Science, Faculty of Fisheries, SKUAST-Kashmir, J&K ***Department of Social Work, University of Kashmir, Hazratbal, Srinagar, Kashmir, J&K ****Faculty of Forestry, Benihama, Watlar, Ganderbal -191201, SKUAST-Kashmir, J&K *****Department of Zoology, University of Kashmir, Hazratbal, Srinagar, Kashmir, J&K ******College of Temperate Sericulture-Mirgund, SKUAST-Kashmir, J&K Email: [email protected]

Abstract One of the challenges faced by faculty and students during the COVID-19 outbreak especially for colleges and universities that meet the quality assurance standards and under the accreditation process is online teaching. The most important requirements of quality standards is to carry out a variety of opinion surveys at different stages among different levels of study, analyze, and then provide recommended solutions based on survey findings. The main requirements of quality standards is to carry out a variety of opinion surveys at different stages among different levels of study, analyze, and then provide recommended solutions based on findings of these surveys. Worldwide, researchers have been carried out online teaching, there is no consensus on the impact of a sudden transition from face-to-face learning to online learning especially in conflict zones like Kashmir where internet facility is frequently blocked. The main purpose of writing this paper was to present the outcomes of the study on students' experiences about online teaching during COVID-19 Outbreak in Kashmir valley. The study involved a sample of 400 students randomly selected via online mode from different higher educational institutions of Kashmir valley using a well designed questionnaire. The data collected was analysed using standard statistical tools with the help of statistical software SPSS (version 20). The results of our study revealed that online education during the present scenario of COVID-19 is growing exponentially in Kashmir. The students in majority reported that they are finding it convenient to attend online classes in present circumstances but frequent internet blocking, poor internet speed in Kashmir due to conflict was the main hurdle in e-learning.

Key Words: COVID-19, Kashmir, Student satisfaction, Online teaching, Online teaching experiences, E- Learning. Statistics.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress TURKMENISTAN`S ENERGY EXPORTATION DEALS WITH IRAN

AMANBERDI BEGJANOV* * Jawaharlal Nehru University, School of International Studies, [email protected] Abstract Iran was one of the first country, who recognized the sovereignty of Turkmenistan, after its independence, which was the good omen for the subsequent developments. Since then, they have recorded cordial relations. However, it does not mean the relations were free of disputes. There have been several disputes with the same pattern. These disputes were almost confined in energy relations. This study takes those disputes in the energy sector as an independent variable and Turkmenistan –Iran relations as a dependent variable and seeks to explain whether it had any effects on other spheres of relations between the two countries and on pattern of relations overall, taking into account the latest developments in this sphere. After discussion of the energy relations and those problems emanating from it, the study will discuss its effects and how it is used to be handled up to date. The findings of the research will be discussed in the conclusion part. Contrary to the expectations, the effects of the variable actually negative.

Key Words: Turkmenistan, Iran, Energy, Dispute.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress A CRITICAL INSIGHT INTO THE EVOLVING ELECTRIC VEHICLE STORY IN INDIA

Raja Roy Choudhury * Chandan Thakur ** * Universal Business School, [email protected] ** Universal Business School

Abstract For almost last 100 years, the mobility requirement was met largely by automobiles running on fossil fuels. The development of internal Combustion Engines (ICE) has greatly helped this. However, the efficiency of ICE engines remained relatively low. But the exploitation of fossil fuels have led to pollution and that is leading us to unprecedented climate changes which has far reaching effects for the future of the planet. Luckily the new technologies are emerging which can offer solution to the challenge. One such solution is the offer of Electric Vehicles (EV) for mobility. EVs are a once in a century opportunity to correct the mistakes of the past while meeting the mobility requirements. EV is really causing disruption to the traditional auto industry. For India, EV helps to address the huge foreign exchange out flow issue too. Govt of India is also supporting the EV in a big way which promises zero tail gate emission. India being a tropical country has enough sun light to be tapped. So the ideal situation in India is using its solar power to run automobiles. That will be the cleanest way to move and that is what we should try to achieve. Of course, there are many challenges and that is what this paper tries to understand – both from customer and provider point of view.

Key Words: Electric Vehicles, Pollution, Eco-Friendly, Customer choice, Battery, Mileage, Charging station.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress COVID -19: A FINANCIAL JAGGERNAUT

Aakash Khurana* Tanvi Sharma Sundriyal ** * Jemtec, School of Law, Greater Noida, India, [email protected] ** Jemtec, School of Law, Greater Noida, India

Abstract COVID-19 an unimaginable and extraordinary situation, declared as a ‘National Health Emergency’ is acting as a black swan for the economy where the government of all the countries have put all their resources to curb the menace and save lives, but such an unprecedented situation is proving fatal and letting all the efforts go in vain. This black spot has brought the entire world at stake causing numerous losses to the world economy and furthermore the loss of lives are putting a daunt in the human history. The outbreak has brought a deferment in the supply chain all round the world leading several economies to live at the tip of recession and financial instability. India is on the verge as the pandemic unfolds in the country. The looming economic catastrophe is proving fatal for the banking, the corporates or the MSME sector which are actually considered to be the backbone of the Indian economy. The World Bank or the IMF (International Monetary Fund), the Credit Rating Agency have already been on the submerge and expected for a dearth in growth. The irresistible outbreak has lead to a rapid dive in the securities market coupled with lockdown has proved to be a hot gate for fund raising. The outbreak has lead to extraordinary political, financial and measures which are also unprecedented as rightly said ‘Extraordinary situation requires Extraordinary measures.’ Various measures have been introduced by the Govt. with respect to economy and to protect the financially stressed companies.

The author thereby has tried to provide a holistic view of the legal conundrum surrounding the economy backlog with special regards to the takeover/merger of the financially stressed companies as the pandemic unfolds and how the laws act as a shield to protect the opportunistic takeover.

Key Words: Covid-19, Econmy, Finance.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress RURAL DEVELOPMENT IN INDIA

K.M.JAGADEESHA * * I.D.S.G.Government College,Chıkkamagaluru, [email protected]

Abstract In India, majority of population, resides in rural communities. The development of all aspects within rural communities is vital for the effective development of the country. These include, education, employment opportunities, infrastructure, housing, civic amenities and the environmental conditions. Furthermore, rural individuals need to be aware of all modern and innovative methods and techniques that are vital to augment productivity. Within the country. The rural communities are still in an underdeveloped state. The individuals are residing in the conditions of poverty, they are illiterate and unemployed. Due to these factors, they are unable to sustain their, living conditions in an appropriate manner. It is essential to formulate programs, schemes and measures that have the main objective of bringing about improvements in rural communities. The main areas that have been taken into account in this research paper include, concept of rural development, approaches to rural development, problems experienced by rural individuals, programs initiated by the Government for rural development. Rural development involves the building of human life, which includes social, cultural, religious, political and economic conditions. In India, more than 70% of the population resides in rural communities. When the concept of development of the country is taken into consideration, then two main aeras need to be emphasised upon, urban and rural.

Key Words: Approaches, Communities, Programs, Rural Development, Rural Individual.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress ROLE OF SME’S IN INDIA WITH REFERENCE TO CORPORATE SOCIAL RESPONSIBILITY

MARUTHI.S.M * * I.D.S.G.Government College. Chıkkamagaluru. Karnataka, [email protected]

Abstract The concept of Corporate Social Responsibility has changed over the years depending upon the changes in social, political, economical and legal environments. It includes many aspects which come under the fulfillment of CSR like charity, development of educational institutions, hospitals and temples, ethical functioning, respect to human rights and inclusive development which requires the companies to produce qualitative products up to the mark of international standards, adherence of laws relating to the business, etc. Small and Medium Enterprises (SMEs) have played a crucial role in India’s economic growth. With over 30 million units, SMEs accounted for 17 per cent of the country’s GDP in 2011 and employs around 60 million people, the second largest workforce in the country after the agricultural sector. SMEs always represent the model of socio-economic policies of Government of India which emphasized judicious use of foreign exchange for the import of capital goods, labor intensive mode of production, non-concentration of economic power in the hands of few and discouraging monopolistic practices. The small scale industry accounts for 40% of gross industrial value addition and 50% of total manufacturing exports. It is estimated that SMEs account for almost 90% of industrial units in India and 40% of value addition in the manufacturing sector. It can thus be said that the Small and Medium Enterprises play a pivotal role in ensuring overall development of a country. But when it comes to the question of shouldering corporate social responsibility (CSR) only a handful of small firms are seen successful. The present paper is an endeavor to examine the contributions of SMEs in societal development and benefits of CSR to SMEs.

Key Words: CSR, SME, MSME, Indian Economy and Business Environment.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress IMPACT OF PUBLIC ADMINISTRATION AND ITS ROLE IN HIGHER EDUCATION

Nazrul İslam * * J.S University, Shikhoabad Firozabad U.P., [email protected]

Abstract A good higher education system is prerequisite for the development of nation. A significant progress in the higher education space had made the administration of higher education institutions complex. In recent years, institutions in all spheres of life have been growing in size and complexity. Several researches reveal that the administration helps to reduce the complexity and improve the inclusive administration of higher education. Public administration comprises all the activities of the individuals, groups, organisations, institutions at all levels. Public administration is the use of administration for planning, implementation, and execution of government programs, projects and activities. A good administration is expected to deliver efficient and effective citizen services in the higher education system. Public administration is understood as a set of activities involving effective contribution for strengthen the administration and management in higher education system in India. It has become imperative for the government to preserve the path of their functioning. Higher educational institutions may have various requirements that include inclusive administration and management to challenge the system efficiently and effectively. Public administration helps in transparency and accountability for improving the higher education system.

Key Words: Public Administration, Inclusive Administration, Higher Education System, Transparency, Accountability.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress A STUDY ON SLEEPLESS AND SUGGESTION FOR BETTER TACKLING OF SLEEP PROBLEMS DURING HOME CONFINEMENT DUE TO THE COVID-19 OUTBREAK AMONG STUDENTS IN KASHMIR

Bilal Ahmad Bhat* Shazia Manzoor** Shazia Gul*** Asifa Ali**** Naveena Nazim***** Lubna Altaf ***** *Division of Social Science, Faculty of Fisheries, SKUAST-Kashmir, J&K **Department of Social work, , University of Kashmir, Hazratbal. Srinagar, Kashmir, J&K ***Department of Biotechnology, Central University of Kashmir, J&K ****Department of Library and information Science, University of Kashmir, J&K *****College of Temperate Sericulture-Mirgund, SKUAST-Kashmir, Post Box No.674, GPO-Srinagar Kashmir, J&K e-mail, [email protected]

Abstract The coronavirus disease 2019 (COVID-19) outbreak started in December 2019 in Wuhan, China, and spread all over the globe leading to declaration of a pandemic by World Health Organization (WHO) on 11th March 2020. Worldwide majority of the countries enforced lockdown in an effort to halt the spread of COVID-19. In the present global home confinement situation due to the COVID-19 outbreak, most individuals are exposed to an unprecedented stressful situation of unknown duration. COVID-19 spread forced everyone to stay at home, work from home, drastically minimize outings and reduce social interaction. The haphazard working pattern of students impacts on daily functioning and nighttime. Sleeplessness not only increase daytime stress, anxiety and depression levels but also disrupt sleep of youth. The main aim of writing this paper was to present the outcomes of the study on students' sleeping pattern during COVID-19 outbreak in Kashmir valley. The study involved a sample of 400 students randomly chosen via online mode from different higher educational institutions of Kashmir valley using a well designed validated questionnaire. The data collected from our online survey was analysed using appropriate statistical tools with the help of statistical software SPSS (version 20). The results of our study revealed that students in majority reported that COVID-19 outbreak has influenced their sleeping pattern. The students under study in majority reported that they are finding it suitable to attend online classes in present circumstances but frequent internet blocking, poor internet speed was the main hurdle in e-learning. The students under study reported that they work in late hours and these changing patterns of sleep lead to many behavioral as well as health problems. This needs an integrated move toward involving youth themselves, their parents, teachers and specialized physicians to help improve the sleep quantity and quality and lead to a better quality of life and daytime functioning in youth. Finally, we address possible consequences of the home confinement situation on sleep, and gave practical advice on how to handle sleep problems of youth.

Key Words: COVID-19, Kashmir, Student, Sleeplessness, E-Learning, Statistics.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress GEOPOLITICS OF CLIMATE CHANGE

Ruyida Mushtaq * * University of Kashmir, [email protected] Abstract Geopolitics is politics and relations shaped by geographical factors. Geopolitics attempts to explain international politics in terms of geography—that is, the location, size, and resources of places. It tries to describe the relationships between geographic space, resources, and foreign policy. The term geopolitics was coined by the Swedish political scientist Rudolf Kjellan. He defined it as the theory of the state as a geographical organism or phenomena in space. The concept of a state, according to Kjellen, presupposes some kind of territorial, geographically existing entity. Thus, the geographical location of a state should, to a substantial extent, determine its security policy and strategy. Geopolitics is now being decided in decisions that are made about energy systems, and how climate is going to be tackled in coming decades, whether explicitly in accordance with the Paris Agreement process or through other policy initiatives. The rich and powerful parts of humanity are increasingly shaping the future configuration of many parts of the planet, providing the changing context for cooperation or rivalry among states and other actors which could very well have serious consequences for international security. This paper aims to explain how geopolitics affect climate change.

Key Words: Geopolitics, Climate Change, Paris Climate Agreement.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress ROLE OF HRD IN BANKING SECTOR: A COMAPARATIVE STUDY OF PUBLIC AND PRIVATE SECTOR BANKS IN INDIA

RAVI M. N. * SUMAN SHETTY N. ** * Government First Grade College, Karnataka, India, [email protected] ** Government First Grade College, Karnataka, India, [email protected]

Abstract Today’s increasing complex and volatile business environment is characterized by globalization, liberalization and the transnational invasion which ensures that managing in India would not be the same again. As the 21st century approached, it enhanced competitiveness in the global market which posed ultimate challenges to the policy makers, business leaders and entrepreneurs in any industry, including banking. Indian business groups like banks can either encash the opportunities or be swallowed by such changes. This has given a rising alarm to adopt a proactive approach by bankers in all areas like organizational structure, administrative policy, and most important, in the Human Resource Development. As a result, the banks have to continuously strive to give new direction to equip its employees to meet the emerging challenges. For this reason, a systematic HRD strategy focused on people is essential.

The need of HRD is felt more in service oriented institutions like commercial banks. An efficient, effective and disciplined commercial banking system helps the process of economic development as per the national priorities. It functions as a catalytic agent for bringing about economical, industrial and agricultural growth and prosperity of the country. A commercial banking institution is said to be functioning efficiently, if the objectives of sound commercial banks are achieved effectively. These objectives include profitability, liquidity, safety and social good.

However, these objectives can be achieved thoroughly only when the employees of the bank are trained, motivated, committed, loyal and satisfied. This in turn leads to achievement of overall objectives and productivity of the bank. Thus, the efficiency and effectiveness of a commercial bank would depend upon how best the management has taken care of the development of employees who are working in the institution.

This paper conceptualized a matrix which may help the banking institutions on the path to deal with various Human Resource Development (HRD) practices. It provides a comparative framework to design efficient and effective HRD tools in line with strategic intent of the organisation, both in private and public banking sector. This paper suggests how various HRD practices adopted by both the sectors to enhance efficiency and effectiveness of its employee in order to sustain their marketability. Being conceptual paper, it is naturally open to debate and empirical validation.

Key Words: Human Resource Development Practices, Banking Sector, Effectiveness and Efficiency, Employees.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress BARRIERS FOR WOMEN ENTREPRENEURSHIP: A STUDY OF WOMEN ENTREPRENEURS OF SMALL AND MEDIUM ENTERPRISES IN THIRUVALLUR DISTRICT OF TAMILNADU

Ms.R.Vijayalakshmi * Maj.Dr.M.Venkatramanan ** * D.G.Vaishnav College, Chennai, [email protected] ** D.G.Vaishnav College, Chennai

Abstract Women entrepreneurs are important performers in any emergent economy mainly in terms of their involvement to financial growth. Setting up a business is not a simple task for women entrepreneurs and at the same time organizing the business is a superior assignment. A challenge is forever there for women entrepreneurs to run their business fruitfully making turnover and ensure the development of the businesses. The study is carried out, based on the compilation of primary data with help of a structured questionnaire from women entrepreneurs of Small and Medium Enterprises in Thiruvallur district of Tamilnadu in India. The results have been analysed with the help of various statistical tools. In accordance with the study results, it is found that the support for starting a business came from informal sources, with a very small percentage of women needed assistance from Government schemes and programs. The findings revealed that lack of family support, non-cooperation of male counterparts, weak bargaining position, psychological barriers, lack of experience, lack of knowledge, lack of society support, harassment, difficulties in getting loans to set up a business, lack of awareness about credit facilities for women, lack of infrastructure facilities, strict regulations and policies, attracting customers, lack of marketing skills and unfavourable market behaviours were the major problems faced by the women entrepreneurs. The study also concluded that Government should generate the attentiveness among women entrepreneurs concerning different Government inducements and developmental plans so as to endorse a more enabling atmosphere for women's entrepreneurship in India.

Key Words: Women Entrepreneurs, Small and Medium Enterprises, Barriers, Government, India.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress AN ANALYSIS ON DEGREE OF INFLUENCE OF TRAINING AND DEVELOPMENT ON EMPLOYEES BEHAVIOR

Sampath Kumar Y.G.* * D.G.Vaishnav College, Chennai, [email protected]

Abstract The purpose of training and development is Pervasive. Training and development build a team of highly effective and efficient way. Employees who are trained regularly are well motivated, well-mannered and have enhanced confidence and self-esteem. Training and development prepare and enhance employee’s knowledge and skills to enable them so that they adapt new technology, the changes that are happened inside the organization and the working environment. Training and development also create a pool of employees and chances for promotion or to replace employees who have left the organization. Training and development enhances job satisfaction and productivity for organizations because the employees know what is expected of them as they are also equipped with the knowledge and tools to perform their jobs efficiently. Cross-training in which on-job and off-job trainings and multitasking of employees allows them to perform tasks other than what is relegated to them and gives them a sense of importance in the organization and feelings of security. The other purposes of training and development are for safety considerations, the handling of equipment, facility and materials from the less risky to the very hazardous and the prevention of the cost of accidents and idle resources. With training and development errors are reduced and efficiency is increased because employees are already well-equipped with the ways of the work.

Key Words: On Job Training, Off Job Training, Employee Motivation, Employee Performance, Job Shadowing.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress USAGE OF SOCIAL MEDIA BY MICRO SMALL AND MEDIUM ENTERPRISES (MSME’S) FOR CUSTOMER ACQUISITION AND RETENTION

Rohit Chowdhoury*, Sarita Satpathy** Susanta Kumar Satpathy*** *Vignan Foundation of Science ,Technology and Research, Vadlamudi ,Guntur,Andhra Pradesh ** Vignan Foundation of Science ,Technology and Research, Vadlamudi ,Guntur,Andhra Pradesh *** Vignan Foundation of Science ,Technology and Research, Vadlamudi ,Guntur,Andhra Pradesh e-mail, [email protected]

Abstract MSMEs are assuming a key job in Indian market particularly with its commitment to the GDP. MSMEs with their presence itself, have such a significant number of inside issues like money related, sociological, absence of HR, mechanical issues, etc. Alongside these interior issues, with regards to globalization, MSMEs in India are currently confronting outside issues as worldwide intensity which is difficult to confront. Progressions in innovation and different favorable circumstances have cleared the wave to the enormous scope associations, to infiltrate even into the country advertise. Yet, the MSMEs with their poor gauges can't bear to remain in the rivalry with the worldwide brands even in the nearby market. Along these lines, there is a requirement for the MSMEs to improve their intensity. They need to investigate the methods for top notch items with lower cost of creation. The enormous scope associations with the updated innovation are infiltrating the market by minimal effort of creation, more excellent, time utilization and so on. This paper clarifies the requirement for innovation up gradation in MSMEs. While clarifying how advanced advertising can help MSMEs to develop as Digital Brands, this paper examinations the requirement for promoting help with this zone. Exploratory research will be used to study the social media marketing strategies used by Micro Small and Medium Enterprises (MSME‟s) for customer acquisition and retention. The bits of knowledge in this paper can help the concerned MSMEs to move forward with affordable expenses.

Key Words: MSME, Innovation Up Gradation, Social Media, Acquisition And Retention Of Customer.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress DEVELOPMENT OF UNDER EARTH IRRIGATION LAND AND MONITORING SYSTEM USING IOT

H Sharanamma * * Sai vidya institute of technology, VTU ,Bangalore,India, [email protected]

Abstract Farmers used to figure the maturity of soil and predisposed reservations to develop which kind of yield in the earlier days. These involved less concentration about the humidity, level of water and especially climate conditions. Proper monitoring of the soil health, the environment, adjusting the irrigation as well as the plant clear Issues which results in less efficient and less productive crops are one of the major challenges when it comes to agriculture.

We are going to propose an advance technology called IoT embedded systems to overcome ancient agricultural regular techniques. Information on circumstances like climate, dampness, temperature, and fruitfulness of the soil, crop web-based examination empowers discovery of wild plant, level of water, bug location, creature interruption into the field, trim development, horticulture. IoT is remodelling in the agri-business empowering the agriculturists through the extensive range of strategies which are all achieved by using IoT.

Key Words: Development, Under Earth, Irrigation Land.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress THE ASPECT OF IDENTITY CRISIS IN THE NOVEL “THE NAMESAKE’’, BY JUMPHA LAHIRI

Sampath Kumar Y.G.* * DSG Govt College Chikkamagaluru, Karnataka, INDIA, [email protected]

Abstract The Namesake is a cross –cultural multigenerational story of the Hindu Bengali family journey to self-acceptance in Boston. Jumpha Lahiri masterfully explores the themes of the complicity of the immigrant experience and torridness, the clash of life. Style , cultural disorientation the conflicts of assimilation and the tangled ties between generation and paints a portrait of an Indian family form between the pull of respecting family traditions , and the American way of life. It’s a tale of love, solitude and emotional upheavals with an imaging eye for detail and ironic observation. In The Namesake, Lahiri enriches the themes that made her collection an international best seller.

Key Words: Multigenerational, Immigrant, Torridness, Assimilation, Upheaval, Disorientation.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress TOURISTS SATISFACTION TOWARDS RELIGIOUS DESTINATIONS WITH SPECIAL REFERENCE TO MADURAI

K.KAVITHA * * Central University of Tamilnadu, Thiruvarur, Tamilnadu, [email protected]

Abstract The purpose of our study is to identify critical factors that influence destination choice decisions. The author plans to achieve the objectives by dividing the decision making process into three stages: pre-visit, on-site and post-visit. The conceptual model illustrates the influence of the paradigm shift of mass marketing to personal marketing in the tourism industry. It integrates key sequential steps of Multisensory Marketing, Tourism Sectors and Customer satisfaction as an outcome of experience to the outcome: Enhanced Destination Image. The post-visit model focuses on evaluation of consumer‘s internal and external satisfactions and their influence on destination loyalty in terms of revisit and recommendation. This study is focusing on the tourists who visiting Madurai temple in Tamil Nadu. This study can help tourism service providers to increase marketing efficiencies by developing strategically appealing promotional plans that convert potential consumers into tourists. Understanding consumers also helps to recommend improvements in service features that can increase the attractiveness of a destination to different tourist groups. The study would help the destination to enhance its overall marketing effectiveness of tourism services.

Key Words: Religious Destinations, Travel Agents, Tourists Satisfaction Attributes.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress THE RESULTS OF THE BREXIT FOR EUROPEAN UNION

İsomiddin Kodirov * * Karşı mühendislik-iktisat enstitüsü, [email protected]

Abstract European Union is one of the most powerful economic Union in the World. Entry of Britain to European Union is not easy because of France vetoes. After participation to European Union problems between Britain and other countries in European Union continued. Although Britain became member of European Union, they preferred to stay outside the Schengen and Euro area. However both Schengen and Euro area are two very important issues for economic integration. Also there are many conflicts between Britain’s policy and German-French axis during the membership of Britain. After the Lisbon Treaty, UK’s exit from the EU accelerated. It can be said that Brexit is the turning point for the relationships between two sides. Of course there are many important results for ınternational policy and the future of European Union. Addition to this referendum divided country into two sides- yes or no-. Generally, young and urban population wanted to stay in EU but older and less educated population did not vote for stay in EU. The winner is not clear in the result of referendum. I aimed to analyse advantages and disadvantages of Brexit for EU. As a result ıt is revealed that there are many radical results and outcomes of Brexit on both future of Britain and EU. In the future there can be alternative unions for Britain..

Key Words: United Kingdom, the EU, Brexit, Political Crisis.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress THE RELATIONSHIPS BETWEEN TURKEY AND TURKIC REPUBLICS

İsomiddin Kodirov * * Karşı mühendislik-iktisat enstitüsü, [email protected]

Abstract After collapse of Soviet Union, Turkic Republics found opportunity to be independent. This independency is also opportunity to develop international relationships with other countries including Turkey. Turkey and Turkic Republics also have cultural, religious, historical connections that made easy to develop international relationships. Both Turgut Ozal and Recep Tayyip Erdoğan are charismatic and successful Turkish leaders who gave importance to develop relationships between Turkey and Turkic Republics. It is seen that connection between Turkey and Turkic republics has been developed day by day. Exports and Imports are increasing between two sides, tourism is increasing, many students and workers go to Turkey so that relationships increase and connections strengthened. The aim of this research is to analyse relationships between Turkey and Turkic Republics by considering game theory. It is concluded that developing economic and political connections are win and win strategy for both sides. In the future, it can absolutely be said that developments in relationships will continue because of two sides willingness.

Key Words: Turkey, Turkic Republics, International Relationships.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress EDUCATION AND ECONOMIC GROWTH

İsomiddin Kodirov * * Karşı mühendislik-iktisat enstitüsü, [email protected]

Abstract Endogeneous economic growth models reveal that education is one of the most important item which causes sustainable economic growth. Therefore policymakers should give importance to education if they want to reach sustainable economic growth targets. In other words spending on tertiary and secondary education can lead to significant increases in the economic growth of the country. This hypothesis is also confirmed by many empirical researches in the literature. So education is very important for welfare level of the countries. In the economic literature, the relationship between these two variables has received significant attention. Some researches show that there are two way causality relationships between education and economic growth while others found one way causality (education to economic growth of economic growth to education). I investigated period of 1998:Q1 and 2019:Q2 in Turkey by analysing cointegration between education expenditures and economic growth. We reached that there is a relationship between education expenditures to economic growth. This result support that education expenditures should be increased to reach sustainable economic growth.

Key Words: Endogeneous Growth Models, Education, Economic Growth, Sustainable Growth.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress THE IMPACT OF ECONOMIC LITERACY ON ENTREPRENEURSHIP

Ravshanbek Eshonqulov * * Karşı mühendislik-iktisat enstitüsü, [email protected]

Abstract The interest on economic and financial literacy has been increased in last days. Many researches show that economic literacy helps people in making rational decisions in complex economic world. Economic literacy is very important in understanding the economic relationships between agents, creation of prices and results of economic decisions. Addition to this, economic literacy gives confidence to young people which encourages them to be entrepreneur. Entrepreneurship enhances its importance in literature as a production factor. Many policymakers and researchers accepted entrepreneurship as the most important production factor nowadays. So it is clear that if a country wants to reach economic growth targets such as sustainable economic growth, low unemployment ratios etc. policymakers should develop new policies which support entrepreneurship intentions of young individuals. The aim of this study is to reveal the impact of economic literacy on entrepreneurship intentions of young individuals. To this aim we conducted a survey on Uzbekistan university students and it is revealed that there is positive significant relationship between economic literacy and entrepreneurship intentions..

Key Words: Entreperneurship, Entrepreneurship Intentions, Economic Literacy, Financial Literacy.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress ENTREPRENEURSHIP INTENTIONS OF UNIVERSITY STUDENTS

Ravshanbek Eshonqulov * * Karşı mühendislik-iktisat enstitüsü, [email protected]

Abstract Entrepreneurship is accepted as the most important production factor nowadays. Researchers and scholars generally evaluated it as the motor of sustainable economic growth and a successful tool for decreasing unemployment ratios. Because of this reason, education systems are modelled to support entrepreneurship in developed and developing countries. In Turkey and Turkic republics, policy makers aimed to develop entrepreneurship intentions of university students to reach long run economic targets. The aim of this research is to investigate entrepreneurship intentions of Uzbekistan university students. To this aim I conducted a survey on Uzbekistan university students. It is revealed that entrepreneurship intentions of university students are in moderate level. Also males have higher entrepreneurship intentions than females. Age and family income are not important factors which affects entrepreneurship intentions. University students who has entrepreneur in their families have higher entrpreneurship intentions. There are not significant differences between successful and unsuccessful students in entrepreneurship intentions.

Key Words: Entrepreneurship Intentions, Entrepreneurship, Young, University Students.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress THE WAYS TO INCREASE ENTREPENEURSHIP INTENTIONS

Ravshanbek Eshonqulov * * Karşı mühendislik-iktisat enstitüsü, [email protected]

Abstract Entrepreneurship is defined as a person who creates new business opportunities in the context of establishing an organizational structure which will detect and track these opportunities and take risks. Entrepreneurship is evaluated as the most important and effective production factor in economies. There are many benefits of entrepreneurs to economies. Decrease in unemployment rates and prices, developments in technologies etc. are some examples of these benefits. These benefits encourage policymakers to develop new policies to increase entrepreneurship intentions. New and successful applications have been conducted on Turkey since 2000. The aim of this research is to analyse successful entrepreneurship education methods in Turkey and query whether they can be applied in Uzbekistan. As a result, it is revealed that policies can be applied in Uzbekistan and these applications will help reaching economic targets. By this way Uzbekistan can provide sustainable economic growth, low unemployment rates in long run..

Key Words: Turkish Entreprenur supports, Entrepreneurship, Entrepreneurship Policies.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress EMOTIONAL LABOUR AND BURNOUT

Lazizbek İbragimov* * Semerkand mühendislik-mimarlik enstitüsü, [email protected]

Abstract Emotional labour has been more important in accordance with the developments in economies. It is the form of labour that is consumed due to needs of the job in certain jobs for the close relationships that arise between the workers and service recipients. Several factors effect emotional labour. In reality problems in emotional labour can cause burnout and decrease in productivity. By this way organizations can not achieve their goals. Burnout is an item related with emotional exhaustion, depersonalization, numbness and insufficient feeling. The aim of this research is to examine the relationship between emotional labour and burnout. As a result of survey applied on employees in private firms, we revealed that there is strong positive significant relationship between problems in emotional labour and burnout. Also relationship between demographic variables and burnout was discussed..

Key Words: Emotional Labour, Burnout, Productivity.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress DOES FINANCIAL DEVELOPMENT AFFECT ECONOMIC PERFORMANCE

Lazizbek İbragimov* * Semerkand mühendislik-mimarlik enstitüsü, [email protected] Abstract Globalization and developments in communication technologies improve financial developments which can be defined as the growth of financial institutions and markets. Today, literature interest in whether financial development affects economic growth. Shortly, economic growth can be defined as the increase in country’s production capacity. Financial development helps using sources effectively and therefore sustainable economic growth. In last years, the relationship between financial development and economic growth has started to attract attention. Liberalization supported this trend. In literature, there is no consensus about the direction of the relationship between economic growth and financial development. Some researches found two way relationship while others found one way relationship. In this research, we used Turkish data between 1999Q1- 2018Q4. As a result of this research ıt is found that there is one way significant relationship from financial development to economic growth. So policymakers should find way to provide financial development that will help in sustainable economic growth.

Key Words: Financial Development, Economic Growth, Sustainable Economic Growth.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress COMPETITION IN FOOTBALL

Lazizbek İbragimov* * Semerkand mühendislik-mimarlik enstitüsü, [email protected]

Abstract Competition is a interaction between two or more participants who wants to obtain the same thing at the same time. Economists generally evaluate competition as a good thing which obliges firms to produce qualified goods with lower prices. In other words competition causes effective results in the world. Football is other arena in which competition has an important role in it. In football if your team wins you will be happy and customers (fans) want to be happy at the end of the game. Fans are following happy moments. Today many firms, teams are searching ways to convert football into a profitable business and earn profits. Competition in football has two platforms which are sportive and economic. Teams both want to take titles in sportive platform and get higher profits in economic platform. If teams get more profit managers know that they can transfer better footballers to their team which will help in being successful in sportive arena. Also managers know that if they become successful in sportive arena they will earn more money. There is two way relationships. The increasing interest in football in the world has caused this sport to be detected by capitalists and entrepreneurs. The aim of this research is to analyse competition in football by using ındustrial organization and micro economic methods..

Key Words: Football, Competition, Sport Economics, Structure-Conduct-Performance analysis.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress THE ANALYSIS OF 1929 GREAT DEPRESSION AND COVID 19

Кholikulov Akhmadjon Boymakhammatovich* * Taşkent Milliy University, [email protected]

Abstract The Covid 19 outbreak has created a significant global economic crisis. Economic contractions reaching 10% have been observed in the US and European economies. It is estimated that the economic contraction and the Covid 19 crisis will continue further. For this reason, it is thought that the biggest crisis of the global economy in history will be experienced. For this reason, the great depression that emerged in the USA in 1929 and spread all over the world began to be compared with the Covid 19 outbreak. The aim of this study is to examine the cases that caused the 1929 great depression, its consequences and its development. In this way, it will be easier to compare the Covid 19 crisis with the Great Depression, and perhaps it will be possible to mitigate the effects of the Covid 19 crisis. The views of economic historians on the Great Depression are examined in this research.

Key Words: Great Depression, Covid 19 Crisis, economic Crisis.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress 1950-1960 DEMOCRAT PARTY ERA AND GREAT REVOLUTION IN ECONOMICS

Кholikulov Akhmadjon Boymakhammatovich* * Taşkent Milliy University, [email protected]

Abstract In 1950, the Democratic Party in the elections held in Turkey, came to power. with the coming to power of the Democratic Party has experienced major transformations in the history of Turkey. These transformations were not only limited to the economy. Migration from villages to cities has increased, rural production has increased, productivity has increased in agricultural production. All segments of the society started to benefit from the wealth of the country equally. Therefore, the economic historian, is considered a major transformation period of the Republic of Turkey in the period 1950-1960. This period ended with a military coup in 1960. But the period of 1950-1960 the importance in Turkey's economy continues to attract attention by researchers. The foundation stones of modern Turkey's economy are considered to be scored in this period. At the end of the study if they remain in power for more than 10 years, the Democratic Party will be one of Turkey's richest countries in the world ratings were made.

Key Words: Democrat Party, Turkish Economic History, Adnan Menderes.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress POMPEIPOLIS: AN HISTORICAL CITY IN KASTAMONU

Кholikulov Akhmadjon Boymakhammatovich* * Taşkent Milliy University, [email protected]

Abstract Pompeiopolis is a city founded close Kastamonu Province Taşköprü. It’s name was taken from its founder, Roman General Pompeius Magnus. City was established in the interior of the Black Sea Region in 64/63 BC. Because of the climatic conditions and the use of stone quarries for centuries, The ruins of this ancient city structures can not be seen easily above the ground. Scientific excavations have been done since 2006 by the Institute of Classical Archeology of the Ludwig-Maximilians University in Munich. By this way destruction of Pompeipolis can be prevented and important data about Pompeipolis have been revealed. Now the area where the city was spread, the departure of late Pompeipolis city walls, market places, baths and villas can be seen as a result of these excavations. The writings on tombstones and city walls give opinion about the life in Pompeipolis. It is revealed that antique city was an important economic and cultural centre in Black Sea Region in old times.

Key Words: Pompeipolis, Antique City, Black Sea History.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress ADAM SMITH’S VIEW OF THE ECONOMIC CRISIS

Muminov Alisher Faffarovich * * Taşkent Milliy University, [email protected]

Abstract Adam Smith is accepted as the founder of economics with the book he wrote in 1776. Adam Smith states that the economic balance will be established with the invisible hand mechanism and that the government does not need to intervene in the economy from outside. For this reason, he argues that economic crises will occur as a result of state intervention. It is thought that the solution of the economic crisis that emerged as a result of the Covid 19 outbreak should also eliminate the intervention of the state in the economy. In the process of Covid 19 crisis, it is seen that states' interventions in the economy are increasing. It is seen that Adam Smith's views are distanced and policies close to Keynesian view are followed. Whether Keynesian policies will work in the face of the Covid 19 crisis will remain in the future.

Key Words: Adam Smith, Liberalism, Economic Thought History.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress HISTORICAL ANALYSIS OF THE ECONOMIC CRISES IN THE 20TH CENTURY

Muminov Alisher Faffarovich * * Taşkent Milliy University, [email protected]

Abstract The economic crisis that emerged as a result of the Covid 19 epidemic crisis is considered to be one of the most serious economic crises the world has faced. This crisis has increased academic interest in other economic crises experienced by the global economy in the 20th century. Capitalism was unable to remedy economic crises and, on the contrary, supported economic crises. The nature, causes and consequences of each of the many global economic crises that emerged in the 20th century are different from each other. However, it is no longer possible for the economic crisis that emerged in a corner of the world to have limited effects locally. The roadmap to be followed in the face of every economic crisis is also different from the others. For this reason, it is important to examine the economic crises in more detail in terms of preventing Covid 19 and future economic crises..

Key Words: Economic Crises, Keynessian Economics, Financial Crisis.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress ISLAMIC ECONOMICS FOR ECONOMIC CRISIS

Muminov Alisher Faffarovich * * Taşkent Milliy University, [email protected]

Abstract World economic history can actually be considered as a struggle between Keynesian, Classical and Marxist economic theories. While Keynesian economics advocates the state's intervention in the economy, albeit limited, Classical economics strictly rejects the intervention of the state in the economy. Macxist economics, on the other hand, defends public ownership by rejecting individual ownership. However, the common point of all three economic theories is that they place individuals who think their own interests at the center. In this respect, all three economic theories are actually similar. On the other hand, the Islamic economy differentiated from the others by putting the Islamic people in the center. Keynesian, Classical and Marxist economic theories have not been successful in solving the economic crises that occur in the world. Islamic economics, on the other hand, is promising with its methods that have not been tried before. Future belongs to Islamic Economic Theory.

Key Words: Islamic Economics, Economic Crisis, Economic Theory.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress PROBLEMS OF UZBEK STUDENTS STUDYING AT TURKISH UNIVERSITIES

Akram Karimov * * Tashkent Finance Institute, [email protected]

Abstract An increasing number of Uzbek students choose Turkish Universities to study. Uzbek students studying increasing number of Uzbek students of their difficulties and problems in Turkey are also to the forefront. Uzbek Turkish university students in reading to know a new culture, Turkey and Uzbekistan to expand their relations provide a range of facilities such as establishing international links. In addition, the increased cooperation of Turkey and Uzbekistan university provides academic studies and common development projects. Solving the problems they had identified and Uzbek students in turkey and increases the possibility of Uzbek students prefers Turkish universities. Also, Turkish students should choose to study in Uzbek universities. For this, Uzbek universities should introduce themselves effectively and Mevlana education programs should be made more active. In this way, relations between Turkey and Uzbekistan in international development opportunities will be found in the long term..

Key Words: Uzbek University Students, Turkish Universities, Higher Education.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress COMPETITIVE ADVANTAGES OF TURKISH PRODUCTS IN UZBEKISTAN

Akram Karimov * * Tashkent Finance Institute, [email protected]

Abstract Turkey carried out after 2002 increases the amount of exports due to economic developments. Turkish goods are exported to many countries of the world. The reasons such as cultural similarities, history and kinship ties, geographical proximity increase the interest in Turkish goods in the Turkic Republics. the rise of political relations between Turkey and the Turkic republics is one other reason to increase the interest in Turkish goods. The aim of this research is to investigate which competitive advantage Turkish goods have over other country goods. This high quality of Turkish goods in the purpose of research, low price, major factors of confidence towards Turkey has emerged as. As a result of the research, it has been revealed that the interest and trust in Turkish goods are expected to continue in the long term. It is requested to improve the marketing conditions of Turkish products and to make their advertisements.

Key Words: Uzbek University Students, Turkish Universities, Higher Education.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress INTEREST ON TURKISH TV FILMS IN UZBEKISTAN

Akram Karimov * * Tashkent Finance Institute, [email protected]

Abstract The Turkish film industry has begun to make great strides since 2002, and TV series films have begun to be followed with interest in various countries of the world. Turkish TV serial stars have become known in many countries of the world. There are many different reasons why Turkish TV series are watched with interest in the Turkic republics. The intimacy between cultures, the effective use of technology by the Turkish film industry, beautiful cities and environments such as Istanbul are one of the important reasons why Turkish serials are watched with interest in the Turkic Republics. The TV series that attracted the most attention in Uzbekistan is the TV series called "Diriliş Ertuğrul". The audience expressed their intention to continue watching Turkish TV series in the future. The audience expressed their intention to continue watching Turkish TV series in the future. It was revealed that Turkish TV series received much higher grades than other rival series movies. The most well-known Turkish actor appeared as Engin Altan Düzyatan.

Key Words: Turkısh TV films, Cinema Industry, Turkish Cinema.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress RELATIONSHIP BETWEEN HUMAN CAPITAL AND FOREIGN TRADE

Davron Rustamov * * Tashkent Finance Institute, [email protected]

Abstract The human capital is defined as the sum of health, education and infrastructure expenditures. Human capital for both developed and developing countries such as Turkey is a very important production factor. For the realization of foreign trade and the contribution of foreign trade to the national economy, human capital is both forward- linked and back-linked. As human capital increase, the importance of foreign trade increase and by this way they help to increase the welfare of the country's economy. The amount of human capital possessed by developed and world countries having a say in the world conjuncture is higher than that of other countries. In other word, human capital is an important competitive advantage in international trade. If country want to be developed country it should use production factors effectively and human capital should be increased. Addition to this increased capital should be transformed into a process that creates added value for the national economy. Literature shows that There is a strong correlation between human capital and foreign trade. Human capital provides the country with foreign trade, employment, income and high technology.

Key Words: Human Capital, Economic Growth, Foreign Trade.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress EUROPEAN MIGRATION POLICY

Davron Rustamov * * Tashkent Finance Institute, [email protected]

Abstract European Union defined itself as a representative for values such as human rights, democracy etc. However reality is somewhat different. According to EU definitions, foreign migration is human rights and immigrants at the beginning of the Arab Spring events. But later they began to search migration as securization. According to the concept of securitization, when the state perceives any problem as a threat to its importance, it gives priority to that problem. Especially because of Syria Crisis millions of immigrants try to migrate EU countries. There is difference between EU and Turkey policies. Turkey, while the European Union immigration policy more humane immigration policy is more selfish. Turkey has more than 3 million Syrian refugees hosted in the process. The European Union has done its best not to admit immigrants. Even aimed at preventing the entry of immigrants into the European Union of the agreement with Turkey.

Key Words: Immigration, European Union, Human Rights.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress NEW WORLD ORDER: WORLD IS BIGGER THAN FIVE

Davron Rustamov * * Tashkent Finance Institute, [email protected]

Abstract With the dissolution of the Soviet Union, the world shifted from a bipolar world order to a unipolar world order under the leadership of the USA. The unipolar world order continued for a long time. However, the US's economic and technological superiority has weakened over time. This weakness makes it difficult for the unipolar world order to continue. During this time, China; has increased its economic, political and technological power. Russia and Iran are trying to increase their political power. The European Union is also disturbed by the world order where the USA is the only dominant one. In this process, the EU, Russia and China want more say. In this process, Turkey should take more initiatives of all peoples of the world "is larger than the world five" refers to the promise. The Current Conjuncture reinforces the thesis that should be the right of all peoples of the world a greater voice in Turkey. Also Turkey will be one of the dominant state in the future.

Key Words: New World Order, World Policy, Turkish Policy.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress PUBLIC DEBT RATIO AND RISKS OF STATES

Ammar Ayyad Zayid Bin Zaed * * Sabratha Higher Instıtute of Science and Technology, [email protected]

Abstract With the Covid 19 crisis, the ratio of countries' public debt to Gross Domestic Product has started to increase continuously. However, public debt is one of the biggest risk factors for countries. The high level of public debt brings along the risk of countries not being able to pay their public debt. It is noteworthy that most of the countries in economic crisis have high public debt / GDP ratios. Many countries in the world have a public debt / GDP ratio of over 100%. These countries include large economies such as Japan, USA, Italy, Spain and France. A crisis that will occur in one of these countries due to globalization will affect the whole world. For the world, which is dealing with economic problems due to Covid 19, it will occur as a result of the economic problems getting worse. So states should decrease their public debt / GDP ratios to prevent global economic crisis.

Key Words: Public Debt, Public Debt/ GDP ratios, Economic Crisis.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress IS KEYNES TURNING BACK?

Ayyad Zayid Bin Zaed * * Sabratha Higher Instıtute of Science and Technology, [email protected]

Abstract Keynes, who emerged during the 1929 Great Depression, proposed fiscal policy in the lack of demand problems faced by capitalism and advocated public intervention in the economy. After the oil crises that emerged in the 1970s, Keynesian economic policies remained in the background and monetarists gained the spot. The Covid 19 outbreak caused a global economic crisis that affected the whole world. It is estimated that developed economies will shrink by more than 10%. Policy makers struggling with recession problems plan to solve economic problems by increasing public spending. Therefore, countries announce various support packages and public debt increases. The more intensive use of fiscal policies by states is interpreted as the return of Keynesian policies. It is estimated that Keynesian policies will become widespread and implemented. As a result, it is estimated that public debt will increase, but the recession that arose as a result of Covid 19 will be overcome.

Key Words: Keynesian Economics, Government Spendings, Economic Policy.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress HEALTH EXPENDITURES AND SUSTAINABLE ECONOMIC GROWTH

Ayyad Zayid Bin Zaed * * Sabratha Higher Instıtute of Science and Technology, [email protected]

Abstract With the Covid 19 outbreak, it is seen that health expenditures have increased. As states are building new hospitals and health institutions, more shares have been allocated to healthcare personnel training. Especially in countries such as Italy and Spain, where health investments are insufficient, the number of deaths has increased and there were not enough beds in hospitals. Endogenous Growth theories state that countries should focus on health and education investments in order to achieve sustainable economic growth. The aim of this study is to examine the relationship between economic growth rates and health investments. For this purpose, Libya, Turkey, USA, Italy and Spain of 2000: Q1 2019: Q4 data were examined by considering. As a result, the one-way relationship from health expenditures to economic growth has been proven. Therefore, it has been revealed that countries should focus more on health investments in terms of both ensuring sustainable economic growth and the health of their citizens.

Key Words: Endogeneous Growth Models, Health Economics, Sustainable Economic Growth.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress ANALYSIS OF FOREIGN TRADE BETWEEN UZBEKISTAN AND TURKEY

Umarov Abduvahab * * Uzbekistan National University, [email protected]

Abstract Uzbekistan is a developing country that has achieved steady economic growth. While Turkey has managed to enter the high-class middle-income countries with a country leap realized after 2002. There are cultural, political and historical ties between both countries. These ties contain important advantages for the development of foreign trade between both countries. developing foreign trade between Turkey and Uzbekistan, but still seems to be below the potential. The aim of this study is to examine Turkey's trade with Uzbekistan. In addition, it was discussed which policies should be followed in order to increase foreign trade between both countries. Turkey and Uzbekistan's highest economic growth rates, due to the advantages they have in the future the world are expected to come to the fore in economic terms. In addition, it is expected that foreign trade between both countries will increase and economic cooperation will be enriched.

Key Words: Turkish Economy, Uzbekistan Economy, Foreign Trade.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress OPPORTUNITIES FOR UZBEKISTAN ECONOMY

Umarov Abduvahab * * Uzbekistan National University, [email protected]

Abstract Uzbekistan, which was liberated after the collapse of the Soviet Union, demonstrates high economic performance by ensuring sustainable economic growth. It will not come as a surprise that Uzbekistan, which has managed to increase its exports steadily in this process, will reach among high-income countries if it shows this performance. Undoubtedly, external factors such as the Covid 19 crisis are perceived as a threat to the economy of Uzbekistan just like other developing countries. The development of Asian economies, natural resources, Uzbekistan's close economic partner of Russia and Turkey's high economic performance, lower labor costs, while the young and educated population are outstanding as Uzbekistan's most important economic advantages. In this study, it was discussed what should be done in order for Uzbekistan's economy to maintain its high performance in the future and to become one of the high income countries.

Key Words: Uzbekistan Economy, Foreign Trade.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress FISH DEMAND IN UZBEKISTAN

Umarov Abduvahab * * Uzbekistan National University, [email protected]

Abstract Fish is one of the important food commodities for human health. It is stated that for human health, it is necessary to eat fish or aquaculture twice a week. Fish is a foodstuff rich in protein and vitamins. The aim of this study is to examine the factors determining fish demand in Uzbekistan. For this purpose, in the research conducted on 600 Uzbek consumers, it is seen that as the income increases, the demand for fish increases. In addition, it has been revealed that the fish demand of the young population is higher than the older population. The most demanded fish variety is trout. Consumers prefer more grilled fish cooking method. No difference was found in fish demand according to gender. Consumers know enough about the nutritional and health benefits of fish.

Key Words: Fish Demand, Agricultural Economics, Economic Policy.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress FOOTBALL ECONOMICS: AN APPLICATION IN UZBEKISTAN

Umarov Abduvahab * * Uzbekistan National University, [email protected]

Abstract Interest in football is increasing in Uzbekistan as well as in the whole world. Today, football has not only a sportive aspect but also an economic aspect. Football clubs have billions of dollars in value and generate revenue. In this study, which was conducted to measure the interest in football in Uzbekistan, a survey was conducted on 800 people in Uzbekistan. This survey also outside the Uzbek league football league Turkey and Russia as a result of the respondents indicated that they were eagerly followed. Most of the participants following the football league Turkey has emerged that kept Galatasaray and Fenerbahce clubs. It has been revealed that the supporters of Galatasaray are more inclined to watch their teams 'matches on TV, and they are willing to buy their teams' jerseys and products. In addition, it is the most followed league Uzbek league and it was determined that followed the football league Turkey.

Key Words: Footbal economics, Sport Economics, Uzbekistan Sport.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress HOMO ISLAMICUS INSTEAD OF HOMO ECONOMICUS

Ammar Ayyad Zayid Bin Zaed* * Sabratha Higher Institute of Science and Technology, [email protected]

Abstract In the Western-based economic theory, the human being is considered as a selfish person, that is, Homo economicus, who only tries to maximize his own interests and makes his decisions by making mathematical measurements. However, people's interests are not the only factor that determines their economic decisions and behavior. Various institutions such as religion, culture, habits and laws shape human behavior. In the Western- based economic theory, the importance of institutions has been ignored. In the emerging Islamic economy, it is assumed that people are homo Islamicus, that is, they consider the interests of other individuals in their communities that they are not selfish in their decisions. The concept of Homo Islamicus will strengthen its place in economics as the Islamic economy, which finds itself a place in different economic views as a result of the inability of capitalist economies to find solutions to crises and even to cause crises.

Key Words: Endogeneous Growth Models, Health Economics, Sustainable Economic Growth.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress BARRIERS TO ENTRY AND MARKET PERFORMANCE

İsomiddin Kodirov * * Counter engineering-economics institute, [email protected]

Abstract In economic theory, perfect competition market is considered as the ideal type of market and there are no obstacles for firms to enter the market in perfect competition market. Market structure determines firm behavior according to the Harvard school, which performs the Structure-Behavior-Performance analysis. Firm behavior also determines market performance. One of the important factors for market performance is the market structure and one of the important elements of the market structure is entry barriers. In an environment where there are no market entry barriers, competition is intense and companies are threatened by other companies from outside. Therefore, they feel obliged to sell their goods at low prices and high quality. The aim of this study is to examine and discuss the studies about market structure and market performance. It is seen that there is great literature that claims market performance depends on market structure factors such as barriers to entry.

Key Words: Barriers to Entry, SCP, Market Performance.

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress CONTRIBUTIONS OF INTERNATIONAL STUDENTS ON ECONOMICS

Mustafa Khalifa Thawadi El Hamoudi * * Sabratha Higher Institute of Science and Technology, [email protected]

Abstract Developing universities make dynamic as well as static contributions to their environment. In addition to the expenses made by the academic and administrative staff of the universities, the expenses of the students also help the economic development of the environment in which the university is located. Their contribution to the university is also high due to the young nature of the students and their high spending tendency. Universities, which have recently been developing and increasing in number, cause the development of the regional economies. Universities in Turkey which was founded and developed countries in their region to provide training to foreign students and foreign students with this is to obtain economic benefits. In this study, researches about the contributions of foreign students to the economy of the region in which universities are located were examined and discussed.

Key Words: Universities, University Students, Regional Economics.

100

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress DETERMINANTS OF HOUSE DEMAND

Mustafa Khalifa Thawadi El Hamoudi * * Sabratha Higher Institute of Science and Technology, [email protected]

Abstract The construction industry is one of the important sectors for developing economies. Apart from providing the infrastructure of the country, the construction sector plays a role in providing solid and livable residences for the citizens. Housing demand is directly proportional to per capita income. As the income of the citizens increases, the demand for housing rises. In addition, other factors such as bank interest rates and financial development also affect the housing demand. In addition, foreign country citizens also demand housing in interesting cities (Istanbul, Paris, New York, etc.). In this study, factors affecting the housing demand have been discussed and previous studies have been discussed. For this purpose, in a study conducted on 550 people in Libya, it was revealed that the city where Libyan citizens want to demand the most housing abroad is Istanbul. In addition, it was observed that the demand for housing increased as income increased.

Key Words: House Demand, Developers, Construction Sector.

101

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress THE IMPACT OF DISTRIBUTED LEADERSHIP

Sarra Berraies* * ISIGK, University of Kairouan, Tunisia, [email protected]

Abstract The purpose of this study is to highlight the impact of distributed leadership on two types of innovation, ie exploitative and exploratory innovations. These links have been little studied in the literature within the context of business firm. Focusing on a quantitative approach, an empirical study was performed within a sample of ICT Tunisian firms. This research revealed that distributed leadership is associated to exploratory and exploitative innovations.

This study provides theoretical contributions and managerial implications to ICT Tunisian firms.

Key Words: Distributed Leadership, Exploitative İnnovation; Exploratory İnnovation; Tunisian ICT Firms; PLS Analysis.

102

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress MAIN ASPECTS AND DEEPENING OF ECONOMIC INTEGRATION BETWEEN COUNTRIES OF THE WORLD

Zahra İsa Samadova * *Baku State University, [email protected]

Abstract There is a widespread opinion among experts that our world has a national economy. In the legal and political frameworks for each of the natural interests, there has been a transition from the period of absoluteness to another period to the global economy without a single sharp regulatory device.

Indeed, control of the world economy at the moment is not actually any state or intergovernmental organization and is managed by transnational multinational corporations. These international monopoly forms control more than 65% of the world economy. That is, monopolies have already reached a level where they can influence very powerful state policies.

Key Words: International Economy, Market, Globalization Trend, Political Environment.

103

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress INNOVATIONS ARE AN IMPORTANT CONDITION FOR INCREASING THE COMPETITIVENESS OF INDUSTRIAL ENTERPRISES.

Tahmina Balajayeva* *Baku State University, [email protected]

Abstract Innovation is the practical application of new and improved achievements to technique, organizations, processes and public life. The concept of innovation has formed the concept of innovation processes alone in terms of economy and business.

Therefore, innovation processes are the commercialization of a success achieved as a result of an invention, scientific, technical and intellectual research. The examination and management of innovation processes is particularly important to achieve effective results in innovation and innovation processes.

Key Words Innovations, Business, Competition, Industry, Economy.

104

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress BASICS AND PREREQUISITES FOR AZERBAIJAN'S COOPERATION WITH THE INTERNATIONAL MONETARY FUND

Mammadtaghikızı Ümmuhabiba Galandarova * *Baku State University, [email protected]

Abstract In this article, the necessity of the establishment of international economic organizations and unions, and the principles of joining individual national states to such organizations are explored. Participation of the Azerbaijan Republic in these organizations is analyzed. In this article, the necessity of the establishment of international economic organizations and unions, and the principles of joining individual national states to such organizations are explored. Participation of the Azerbaijan Republic in these organizations is analyzed.

Key Words: International Economic Organizations, İntegration Unions.

105

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress PRODUCTION ORGANIZATION OF COMPETITIVE PRODUCTS IN AZERBAIJAN FOOD INDUSTRY ENTERPRISES

Farid Fikrat Babayev * *Baku State University, [email protected]

Abstract Although the studies towards the development of the food industry and the solution of the existing problems have led to some successful results, one of the main challenges that await a competitive solution is the establishment of a large-scale recycling process. Active and consistent regulatory measures must be implemented in many countries of the world to avoid that the production of competitive products is not fully reflected and eliminated regardless of the level of development. The studies significantly increase the competitiveness with the creation of local products in the context of international integration.

Key Words: Food Industry, Competitive Products, International Integration.

106

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress HOW TURKEY ACHIEVED THIS?

İsomiddin Kodirov * * Karşı mühendislik-iktisat enstitüsü , [email protected]

Abstract Since 2002, Turkey has realized high economic growth rates by ensuring economic stability. It is estimated that China and India will assume leading roles in the world economy in the next 30 years. Turkey's economic performance to continue in this case is estimated to be one of the countries at the forefront of the world economy. The aim of this study was living in the great economic crisis in 2001, Turkey's success is to examine how this miracle provide. To this end, Turkey's political stability and economic data have been analyzed, the economy has emerged as an important role of bringing people worthy of the task. Political stability, in case the provision of competitive market structure together with Turkey, China and India is no surprise that the star of the world economy.

Key Words: Turkey, BRICS, Turkish economy.

107

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress THE IMPACT OF ISTANBUL AIRPORT ON TURKISH FOREIGN TRADE

Ravshanbek Eshonqulov * * Karşı mühendislik-iktisat enstitüsü, [email protected]

Abstract Turkey is one of the countries that have achieved success in the economy managed to constantly increase its exports in the 21st Century. At the same time, Istanbul Airport, one of the largest airports in the world, became operational in 2019. Istanbul Airport to increase Turkey's exports, is estimated to be lead to the development of tourism. Istanbul Airport has managed to exceed its targets for 2019. Uzbek citizens who use Istanbul Airport were asked about their views on how the airport will affect Turkish exports and tourism. The majority of participants of both tourism Istanbul airport in Turkey is expected to positively affect the economy both in terms of exports. Participants also state that they are satisfied with the service quality of Istanbul airport.

Key Words: İstanbul Airport, Turkish Economy, Turkish Foreign Trade.

108

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress LEADERSHIP SKILLS OF RECEP TAYYIP ERDOGAN

Lazizbek İbragimov * * Semerkand mühendislik-mimarlik enstitüsü, [email protected]

Abstract In 2002, the Justice and Development Party in Turkey (AK Party) came to power and has carried out a quiet revolution. The segments that were previously excluded from economic and social life have gained the place they deserve with the AK Party government. Political stability has brought along high economic performance. Undoubtedly, AK Party president Recep Tayyip Erdogan has a great share in this success. Recep Tayyip Erdogan is only recognized as a successful leader known throughout the world not only in Turkey. In this study, leadership secrets of Recep Tayyip Erdoğan were investigated and his leadership style was examined. With his leadership characteristics, it has been revealed that Recep Tayyip Erdoğan is an unprecedented type of successful leader.

Key Words: Recep Tayyip Erdoğan, Leadership, Leadership Styles.

109

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress SOCIAL MEDIA USAGE OF UZBEK AND TURKISH UNIVERSITIES

Кholikulov Akhmadjon Boymakhammatovich * * Tashkent Milliy University, [email protected]

Abstract Internet and social media use has become a more important tool for all organizations after the covid 19 crisis. Universities should not be left out in this process. Distance education practices have become widespread and the number of online congresses and meetings has increased. Therefore, universities have started to use social media more in both promotion and processes. It is estimated that the widespread use of internet and social media applications will continue in the coming years. Usage of Social media is ultimately important in achieving their long run targets and processes. How Uzbek and Turkish universities use social media was evaluated with the help of a questionnaire applied to students studying at Turkish and Uzbek universities. Students found the social media applications of both Turkish and Uzbek universities successful and expressed their satisfaction. Also most of participants want universities to increase universities usage of Social Media.

Key Words: Social Media, Internet, Technology, Advertisement.

110

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress THE IMPACT OF HAPPINESS IN LABOUR PRODUCTIVITY

Muminov Alisher Faffarovich * * Tashkent Milliy University, [email protected]

Abstract The main purpose of the economy is to maximize people's happiness. It is observed that academic studies about human happiness are increasing gradually. It is also increasingly important to ensure the happiness of people in the workplace. Because the happiness of the employees positively affects both their organizational commitment and workforce productivity. The aim of this study is to examine the relationship between human happiness and labor productivity. For this purpose, a survey was conducted on employees of a private firm in Uzbekistan. According to the results of this survey, a positive and significant correlation was found between employee happiness and organizational commitment. In addition, a positive and significant relationship was found between employee happiness and employee productivity.

Key Words: Happiness, Labour Productivity, Organizational Commitment.

111

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress CHANGE MANAGEMENT IN TOURISM ENTERPRISES

Akram Karimov * * Taşkent Maliye Enstitüsü, [email protected]

Abstract Globalization and increasing competition force companies to constantly innovate and renew their processes. Companies that cannot improve or change themselves will remain outside the competition process. For this purpose, companies should manage innovation and change in line with their own goals. The purpose of this study is to examine how tourism businesses manage change. For this purpose, a questionnaire was applied to the managers of 50 tourism establishments in Antalya. This survey revealed that managers are aware of the importance of change. A positive and significant relationship has been determined between tourism enterprises' adaptation to change and their profitability. In addition, it has been revealed that tourism companies that successfully manage change achieve their goals more easily and the importance of change management has emerged.

Key Words: Change Management, Innovation, New Economics.

112

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress LABOUR TURNOVER AND PROFITABILITY: AN APPLICATION IN UZBEK FIRMS

Davron Rustamov * * Taşkent Maliye Enstitüsü, [email protected]

Abstract Today, one of the most important production factors for companies is their employees and human capital. For this purpose, every company tries to gather the most talented and efficient employees. In addition to recruiting employees to the company, it is necessary to ensure that the employees continue in the company. If employees are not happy and their organizational commitment is low, they leave the workplace and turn to other workplaces. This increases the labor turnover and negatively affects the productivity of the firm. The result of the decrease in the productivity of the firm is the decrease in the profitability of the firm. The aim of this study is to examine the relationship between labor turnover and firm profitability. For this purpose, 50 industrial enterprises were examined in Uzbekistan. As a result, it was determined that productivity and profitability decreased as a result of the increase in labor turnover. In other words, there is a negative relationship between labor turnover and firm profitability. High turnover in critical positions affects profitability more.

Key Words: Labor turnover, Productivity, Organizational Commitment.

113

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress RELIGIOUS FACTORS INFLUENCING CONSUMER BEHAVIOURS

Kosimjan RAKHMANOV * * Tashkent Institute of Irrigation and Agricultural Engineers

Abstract Consumers make their decisions after many complex processes and there are many factors that influence these decisions. Even if the economic theory focuses on price, marketing researchers focus on other factors. One of these factors is religious factors. When consumers make their decisions, whether the goods they consume are religiously appropriate or not is an important factor. The aim of this study is to investigate the religious factors that affect the purchasing decisions of consumers. For this purpose, a survey was conducted on 500 consumers, and the result of this survey indicates that religious factors affect the consumers' decisions at a moderate level. Age and gender are demographic factors that influence the share of religious factors in consumers' decisions.

Key Words: Consumer Behaviour, Religious Factors, Purchasing.

114

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress CAREER FUTURE PERSPECTIVES OF YOUNG UNIVERSITY STUDENTS

Kosimjan RAKHMANOV * * Tashkent Institute of Irrigation and Agricultural Engineers

Abstract The biggest concerns of university graduates are finding a job and achieving their career goals. However, it is not easy to achieve this in today's economic conditions. Unemployment is one of the most important economic problems and it is not easy for newly graduated, inexperienced people to find a job in the labor market. Therefore, youth unemployment rates are higher than unemployment rates. This situation causes future concerns in young people. The aim of this study is to investigate future concerns and factors affecting young people. For this purpose, a questionnaire was applied to the senior university students. As a result of this anklet, it was revealed that the future anxiety of the students of the Faculty of Economics and Administrative Sciences is more than the concerns of the students of the engineering faculty. In addition, it was found that the last year students' future anxiety was higher.

Key Words: Career Future Perspectives, University Students, Unemployment.

115

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress MEASURING THE SATISFACTION LEVEL OF HAS FROM HEALTH SERVICES

Kosimjan RAKHMANOV * * Tashkent Institute of Irrigation and Agricultural Engineers

Abstract Health is one of the essential needs for humans. With the Covid 19 outbreak, public awareness has increased about the importance of healthcare services. It is generally thought that the investments made in the fields of health and education will have a positive impact on the economic growth and development of countries. hence, health investments and health services are important economically. In order to measure people's satisfaction with health services, a questionnaire was applied in one private hospital and one public hospital. According to the results of this survey, no significant difference was found between the service quality of public hospitals and private hospitals. Age and gender are important demographic factors affecting satisfaction with health services.

Key Words: Health, Hospitals, Health Services.

116

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress THE EFFECT OF SOCIO-DEMOGRAPHIC VARIABLES ON ORGANIZATIONAL COMMITMENT: A FIELD STUDY

Muhammad Uhaib As’ad * * Islamic University of Kalimantan, Banjarmasin, Indonesia, [email protected]

Abstract The aim of this study is to determine the relationship between the organizational commitment of the employees working in the industrial enterprises operating in the agricultural field with the demographic variables. A questionnaire consisting of 20 questions was applied to the employees participating in the study. With the applied questionnaire, it was determined whether the employees were emotionally attached to the organization, what their thoughts were about the workplace they worked and the effects of different socio-demographic conditions on their organizational commitment. In the analysis, a statistically significant difference was found in the emotional commitment levels of the participants in terms of wages. This revealed that firms should pay effective wages to increase organizational commitment and emotional commitment.

Key Words: Health, Hospitals, Health Services.

117

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress THE RELATIONSHIP BETWEEN BUDGET DEFICIT AND INFLATION

Muhammad Uhaib As’ad * * Islamic University of Kalimantan, Banjarmasin, Indonesia, [email protected]

Abstract There are many empirical studies in the literature examining the relationship between budget deficits and inflation. However, there is no consensus among economists on this relationship. Most of these studies are based on the Tanzi and Patinkin effect. According to the Tanzi effect, the increase in inflation increases the budget deficit. According to the patinkin effect, the increase in inflation reduces the budget deficit. This study investigated the relationship between budget deficits and inflation with the help of panel data analysis for African countries. The data set belongs to the years 1990-2017. In this study, the Tanzi effect has been confirmed. According to FMOLS results, a 1% increase in inflation increases budget deficits by 0.380%. According to Granger causality analysis, there is a one-way causality relationship from inflation to budget deficits..

Key Words: Budget Deficit, Inflation, Tanzi Effect, Patinkin Effect.

118

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress WOMEN ENTREPRENEURSHIP TO INCREASE WOMEN LABOR PARTICIPATION RATIO

Muhammad Uhaib As’ad * * Islamic University of Kalimantan, Banjarmasin, Indonesia, [email protected]

Abstract The labor force participation rate of women is lower than that of men in developing countries. However, for the development of a country, the rate of participation of women in the labor force needs to increase further. Entrepreneurship is considered as one of the most important production factors today. The increase in the entrepreneurship of the people both increases the participation rate of women in the labor force and contributes to the employment of other individuals. It also benefits the country's economic growth and development. In this study, studies on women's entrepreneurship in Africa were scanned and evaluated. It has been concluded that the increase in the entrepreneurship of the KA offers important opportunities for the African economy.

Key Words: Women Entrepreneurship, Labor participation Rate, Development.

119

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress EFFECTIVE USE OF TERMS DEVELOPMENT OF RELATIONS BETWEEN AFRICAN COUNTRIES AND TURKEY'S TIKA

Rizka Zulfikar * * Islamic University of Kalimantan, Banjarmasin, Indonesia, [email protected]

Abstract Turkey, economical and African countries in recent years, is trying to develop social and cultural relations. TIKA is one of the tools used to develop these relationships. Recently, the concept of soft power has come to the fore in international relations research. Turkey also "soft power" concept attracted interest and began to be used. With the collapse of the Soviet Union, the Central Asian republics to gain independence has accelerated the Turkish public diplomacy efforts of Turkey. Republic of Turkey is a country founded on the legacy of the Ottoman Empire. Therefore, it aims to improve relations with the countries that used to be in the Ottoman Empire. TIKA is helping with the activities of Turkey's international policy. These policies will help the development of relations with African countries in the long term future time in Turkey is considered.

Key Words: TIKA, Soft Power, Public Diplomacy.

120

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress ISLAMIC BANKING IN AFRICA

Rizka Zulfikar * * Islamic University of Kalimantan, Banjarmasin, Indonesia, [email protected]

Abstract Indonesia is a country where the majority of the population is Muslim. Recently, capitalism's inability to produce enough remedies against economic crises, and even the reason of economic crises, has increased the criticisms against capitalism. Moreover, capitalism is inadequate in providing justice for income distribution. Therefore, interest in alternative economic views has increased and interest in Islamic economics has increased. One of the important pillars of the Islamic economy is interest-free banking, namely Islamic banking. Increasing interest in the Islamic economy has caused the institutions performing Islamic banking to increase and become widespread. The aim of this study is to investigate the history and opportunities of Islamic banking in Indonesia. As a result of this study, the interest in Islamic banking in Indonesia increased and provided important opportunities for Islamic banking institutions.

Key Words: Islamic Banking, İslamic Economics, Finance.

121

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress HOW COVID 19 CRISIS EFFECT INDUSTRIAL PRODUCTION?

Rakhmonov Sherzod * * Tashkent Institute of Irrigation and Agricultural Mechanization Engineers, Uzbekistan, [email protected]

Abstract The Covid 19 crisis has affected not only human health in the world, but many things, including economy and social life. This includes industrial production. Industrial organizations have made many regulations, including shift work, in order to protect the health of their employees. Production was suspended for a while. All these regulations have increased the cost of industrial products, and thus the price. Therefore, radical changes occurred in industrial production. A survey was conducted with the managers of Uzbekistan industrial enterprises in order to investigate these changes and the results of this survey were shared. It has become clear that nothing will ever be the same in the industrial sector.

Key Words: Industry Sector, Covid 19 Crisis, Costs.

122

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress CAM TAVAN SENDROMU VE YETENEK YÖNETİMİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN KAVRAMSAL OLARAK İNCELENMESİ

Tolga ULUSOY* Funda CİVEK** *Kastamonu Üniversitesi, [email protected] **Hitit Üniversitesi, [email protected]

Özet Çalışmanın temel amacı cam tavan sendromu ile yetenek yönetimi arasındaki ilişkiyi kavramsal olarak ele almak ve konuyla ilgili literatür taraması yapmaktır. Bu çerçevede çalışmada cam tavan sendromu, kadın çalışanların kariyerlerinde belirli bir statüye geldikten sonra önlerine çıkartılan görünmez engellerdir. Yetenek yönetimi kavramı ise doğru anda, doğru insanı, doğru statüde istihdam etmektir. Literatürde yapılan araştırmalar incelendiğinde cam tavan sendromu ile yetenek yönetimi ilişkisinin bir arada çalışılmamış olduğu görülmüştür. Çalışmada elde edilen genel sonuç ise; insan kaynakları uygulamaları ile bu iki kavram birbirini tamamlayarak çalışanların motivasyonuna bağlı işletmenin başarısı, örgütsel bağlılığı ve iş tatmini artırılabilir ve buna bağlı olarak da işletmenin başarısı da yükselebilir, olarak ifade edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Cam Tavan Sendromu, Yetenek Yönetimi, İnsan Kaynakları Yönetimi.

CONCEPTUAL INVESTIGATION OF THE RELATIONSHIP BETWEEN GLASS CEILING SYNDROME AND TALENT MANAGEMENT

Abstract The main aim of the study is to conceptually deal with the relationship between glass ceiling syndrome and talent management and to search the related literature. In this framework, glass ceiling syndrome is an invisible obstacle that is brought to the fore after a woman has reached a certain status in her career. The concept of talent management is to employ the right person, the right status . When the researches in the literature are examined, it has been observed that the relationship between glass ceiling syndrome and talent management has not been studied together. The general result obtained in the study is; By completing each other with these human resources practices, the success, organizational commitment and job satisfaction of the business connected to the motivation of the employees can be increased and accordingly, the success of the business may increase.

Key Words: Glass Ceiling Syndrome, Talent Management, Human Reseurces Management.

123

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress BELEDİYELERDE HİZMET PAZARLAMASI VE BELEDİYELERDEN HİZMET ALAN VATANDAŞLARIN MEMNUNİYTET ALGILARININ ÖLÇÜLMESİ “ESENYURT BELEDİYESİ ÜZERİNE BİR İNCELEME”

Hasan KILIÇ * * İstanbul Esenyurt Üniversitesi, [email protected]

Özet Çalışma ile Esenyurt Belediyesinin sunduğu hizmetlerin vatandaş gözünde ne durumda olduğu, vatandaşların bu hizmetlerden memnun olup olmadıkları ve sunulan hizmetlerden haberdar olup olmadıkları belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışma için altı temel hipotez belirlenmiş ve bunlar SPSS 22 İstatiksel analiz programı vasıtasıyla analiz edilmiştir. Çalışmanın uygulandığı alanlar Esenyurt ilçesi ve ilçede bulunan kırk üç mahalle, Esenyurt Belediyesi spor merkezleri, etüt merkezleri ve belediye kültür merkezleridir. Bu alanların seçilmiş olmasının nedeni ise direk olarak belediye hizmetlerinden yararlanan vatandaşların belediye hizmetleri ile ilgili düşünce ve algınlarının sağlıklı olarak analiz edilmeye çalışılmasıdır. Yapılan araştırmada Parametrik olan testlerin ön koşulları sağlanamadığı için Parametrik olmayan testler kullanılmıştır. Yapılan çalışma için kullanılan istatiksel analiz testleri Normal Dağılım Testi, Güvenilirlik Analiz Testi, Parametrik olmayan verilerin analizinde kullanılan Kruskal Wallis ve Mann Whitney U testi kullanılmıştır. Yapılan bu istatiksel analiz testlerin sonucunda ise çalışma için kullanılan altı hipotez testinden beş tanesinin kabul bir tanesinin ise ret edildiği tespit edilmiştir. Sunulan belediye hizmetleri ile çalışmaya atılan katılımcıların yaşları arasında anlamlı bir ilişki yoktur hipotezi ret edilmiştir. Ayrıca çalışma sonucunda vatandaşların Esenyurt Belediyesi hizmetlerinden genel anlamda memnun oldukları fakat daha etkili tanıtım yapılması gerektiği sonucuna ulaşmıştır. Anahtar Kelimeler: Hizmet Pazarlaması, Belediye, Vatandaş Memnuniyeti, Yerel Yönetimler

SERVICE MARKETING IN MUNICIPALITIES AND MEASUREMENT OF SATISFACTION PERCEPTIONS OF CITIZENS RECEIVED FROM MUNICIPALITIES AND AN INVESTIGATION ON ESENYURT MUNICIPALITY

Abstract The aim of this study was to determine the status of the services provided by the Municipality of Esenyurt, whether the citizens were satisfied with these services and whether they were aware of the services provided. Six basic hypotheses were determined for the study and they were analyzed by SPSS 22 Statistical Analysis Program. The areas where the study is applied are Esenyurt district and forty-three neighborhoods in the district, Esenyurt Municipality sports centers, study centers and municipal cultural centers. The reason why these areas have been selected is to try to analyze the opinions and perceptions of citizens directly benefiting from municipal services in a healthy way. In this study, non-parametric tests were used because prerequisites of parametric tests could not be provided. Statistical analysis tests used for the study Normal Distribution Test, Reliability Analysis Test, Non- parametric data used in the analysisKruskal Wallis and Mann Whitney U test were used . As a result of these statistical analysis tests, five hypothesis tests used for the study were accepted and five rejected and one rejected. The hypothesis that there is no significant relationship between the municipal services provided and the age of the participants was rejected. In addition, as a result of the study, it is concluded that the citizens are generally satisfied with the services of Esenyurt Municipality, but more effective promotion should be made.

Key Words: Service Marketing, Municipality, Citizen Satisfaction, Local Governments

124

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress KAMU YÖNMETİMİ BÖLÜMÜ DERS MÜFREDATININ DEMOKRASİ BİLİNCİ ÜZERİNE ETKİSİ: HARRAN ÜNİVERSİTESİ İİBF ÖRENCİLERİ ÖRNEĞİNDE

Vahap ULUÇ * * Harran Üniversitesi, ulucvahapahoo.com

Özet Bu çalışmanın amacı Kamu Yönetimi Bölümü ders müfredatının öğrencilerin demokrasi bilinci üzerine etkisini ortaya koymaktır. Bunun için dördüncü sınıfta okuyan Kamu Yönetimi Bölümü öğrencileri, ders müfredatında Kamu Yönetimi Bölümü’ne göre demokrasi bilincinin gelişmesine katkıda bulunan hukuk bilimleri, siyaset bilimi, insan hakları ve yönetim bilimlerine ilişkin dersleri daha az içeren İktisat Bölümü öğrencileri ile karşılaştırılmıştır. Veri toplamada anket tekniğinin kullanıldığı bu çalışmada örneklem büyüklüğü % 5 örneklem hatası ile belirlenmiştir.

Bu çalışmada, Kamu Yönetimi Bölümü öğrencilerinin İktisat Bölümü öğrencilerine göre çok daha yüksek oranda bilgiye sahip oldukları sonucuna varılmıştır. Ancak İktisat Bölümü öğrencileri Kamu Yönetimi Bölümü öğrencilerine göre daha yüksek oranda demokratik sisteme destek sunmuşlardır. Bununla birlikte, hak ve özgürlükler, çoğulculuk, katılım ve iktidarın sınırlandırılması konularında Kamu Yönetimi Bölümü öğrencileri daha yüksek bir bilince sahip görülmektedir. Ayrıca Kamu Yönetimi Bölümü öğrencilerinin bazı konularda İktisat Bölümü öğrencilerine göre daha muhafazakar ve statükocu, bazı konularda da daha rasyonel bir tutum içinde oldukları tespit edilmiştir.

Çalışmanın sonucunda her iki bölümde okutulan ders müfredatından hareketle Kamu Yönetimi Bölümü öğrencilerinin İktisat bölümü öğrencilerine göre daha yüksek oranda demokrasi bilgisine ve bilincine sahip oldukları yönündeki varsayımımız çalışmanın sonuçları tarafından sınırlı ölçüde doğrulanmıştır. Anahtar Kelimeler: Demokrasi Bilinci, Ders Müfredatı, Kamu Yönetimi Bölümü, İktisat Bölümü

EFFECTS OF CURRICULUM OF PUBLIC MANAGEMENT DEPARTMENT ON AWARENESS ON DEMOCRACY: ON A SAMPLE INCLUDING STUDENTS OF THE HARRAN UNIVERSITY

Abstract The purpose of this study is to show the effects of curriculum in Public Management Department on the awareness of students about democracy. With this purpose, fourth-grade students of the Public Management Department were compared to the students of Economics Department, who took courses, which contribute to the development of awareness on democracy, including law sciences, political sciences, human rights and management sciences to a lesser degree. In this study, which the survey technique was used to collect data, sample size was determined with a 5% sampling error level.

It was concluded in this study that Public Management students had much higher levels of knowledge as compared to students of the Economics Department. However, students of the Economics Department gave higher levels of support to the democratic system as compared to students of the Public Management Department. Together with this, it is seen that the students of the Public Management Department have higher levels of awareness in the areas of rights and freedoms, pluralism, participation and limitation of the government. Furthermore, it was found that students of the Public Management Department are more conservatist and supporters of the status-quo as compared to the students of the Economics department, while their attitude was more rational as compared to the same.

In conclusion of this study, our hypothesis that students of the Public Management Department had higher levels of knowledge and awareness on democracy as compared to the students of the Economics Department based on the curriculums of these two departments was confirmed only to a limited level.

Key Words: Awareness of democracy, Curriculum, Public Management Department, Economic Department

125

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress TÜKETİCİ GÜVENİ İLE MAKROEKONOMİK FAKTÖRLER ARASINDAKİ İLİŞKİNİN ANALİZİ: TÜRKİYE UYGULAMASI

Murat AKKAYA* *İstanbul Arel Üniversitesi, [email protected]

Özet Geleneksel finans ve ekonomi modelleri homoeconomicus yani rasyonel (ekonomik) insan boyutunu temel almaktadır. Ancak, yatırımcıların beklendiği gibi rasyonel davranmadıkları ve anomaliler yaşandığı yapılan çalışmalarda belirlenmiştir. Anomaliler finans teorilerinde boşluklar yaratmış ve bu boşlukları Davranışsal Finans açıklamada öne çıkmıştır. Davranışsal Finans, yatırımcıların davranış biçimlerine önemli açıklamalar getirmiştir. Finans literatüründe Tüketici Güveni ile ilgili çok sayıda çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmalarda genellikle Tüketici Güveni ile hisse senedi fiyatları ve döviz kuru arasındaki ilişkilere bakılmıştır. Tüketici Güveni ile makroekonomik faktörler arasındaki ilişkiyi araştıran çok az çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı, makroekonomik faktörler ile Tüketici Güveni arasındaki ilişkiyi VAR (Vektör Otoregresif) analizi ile belirlemektir. TUİK ve Bloomberg Tüketici Güven Endeksi’nin VAR analizi sonuçları farklı çıkmıştır. Ancak, TUİK ve Bloomerg Tüketici Güven Endeksi’nin nedensellik testinde benzer sonuçlar saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Davranışsal Finans, Yatırımcı Duyarlılığı, Tüketici Güveni, Makroekonomic Faktörler, Finansal Piyasalar

AN ANALYSIS OF THE RELATIONSHIP BETWEEN CONSUMER CONFIDENCE AND MACRO-ECONOMIC FACTORS: TURKEY CASE

Abstract Traditional finance and economic models are based on homoeconomicus, ie the rational (economic) human. However, it is determined in the studies that investors do not behave rationally as expected and anomalies are experienced. Anomalies have created gaps in finance theories and behavioral Finance is the first to explain these gaps. Behavioral Finance provides important explanations on the behavior of investors. There are many studies on consumer confidence in the financial literature. These studies generally look at the relationship between Consumer Confidence and stock prices and exchange rates. There are few studies investigating the relationship between consumer confidence and macroeconomic factors. The aim of this study is to determine the relationship between macroeconomic factors and Consumer Confidence by Vector Autoregressive (VAR) analysis in Turkey. The results of VAR analysis of TUIK Consumer Confidence Index and Bloomerg Consumer Confidence Index are different. However, similar results have been observed in the causality test of TUIK and Bloomberg Consumer Confidence Index.

Key Words: Behavioral Finance, Investor Sentiment, Consumer Confidence, Macroeconomic Factors, Financial Markets.

126

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress KATILIM BANKACILIĞI REZERVLERİ VE EKONOMİK BÜYÜME: TÜRKİYE ÖRNEĞİ

Onur EMİROĞLU* *Kuveyttürk Katılım Bankası, [email protected]

Özet Türkiye ve Müslüman ülkeler olmak üzere tüm cihanda İslami finansın gelişmesi ve büyümesi, İktisadi açıdan performansımızın artması yönünde önem arz etmektedir. İslam’da faizin yasak olması Müslümanların fonlarını bankacılık sistemine sokmalarını zorlaştırmaktadır. Faizsiz yatırım araçlarını (Murabaha, Muşareke, İcara, Mudarebe, Karz-ı Hasen vb) kullanan katılım bankacılığı tasarruf sahibi Müslümanlar için cazip imkanlar sunmaktadır. Katılım bankacılığı, yastık altı paranın sisteme kazandırılmasını sağlaması açısından ekonomik büyümeyi desteklemektedir. Bu nedenle özellikle İslam ülkelerinde katılım bankacılığının gelişmesi ekonomik hedeflere ulaşmayı kolaylaştırmaktadır. Katılım Bankacılığının Dünya’da giderek geliştiği gözlenmektedir. Buna karşılık Türkiye’de katılım bankalarının bankacılık sektöründe paylarının oldukça düşük olduğu ancak yüksek gelişme potansiyeline sahip oldukları bilinmektedir. Bu çalışmada Türk Katılım bankacılık sektörü incelenmiş ve katılım bankaları rezervleri ile Türkiye GSYH değerleri arasındaki ilişkiler Granger Nedensellik analizi ile araştırılmıştır. Banka rezervleri ile GSYİH değerleri arasında çift yönlü nedensellik bulunmuştur. Katılım bankaları rezervleri ekonomik büyümeyi desteklerken ekonomik büyüme de katılım bankacılığı rezervlerini desteklemektedir. Anahtar Kelimeler: Katılım Bankacılığı, Türk Bankacılık Sistemi, Ekonomik Büyüme

RESERVES OF PARTICIPATION BANKING AND ECONOMIC GROWTH: TURKISH CASE

Abstract The development of Islamic banking in both Turkey and the World has an importance due to the increase of Turkey’s economic performance. The banning of interest in Islam makes it difficult for Muslims to put their funds into banking system. Participation banking which uses Interest-free investment tools such as Murabaha, Musaraka, İcara, Mudaraba etc. offers attractive opportunities for saving Muslims. Islamic banking supports economic growth by encouraging funds to participate the banking system. For that reason, in especially Muslim countries, the development of participation banking makes it easier to reach economic targets. It is observed that participation banking develops in the world. In contrast, it is known that Turkish participation banks have small share in Turkish banking system and have great potential to develop. In this research firstly development of Turkish participation banking is handled then the relationship between reserves of participation banking and Turkish GDP are investigated by Granger causality test. Bidirectional causality is found between these two variables. Reserves of participation banks support economic growth and also growth supports reserves.

Key Words: Participation Banking, Turkish Banking System, Economic Growth.

127

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress GÖRME ENGELLİ ÖĞRETMENLERİN İŞ YAŞAMINDA KARŞILAŞTIKLARI SORUNLAR

S. Bilge KESKİNKILIÇ KARA * Hasan TÜRKAN ** * İstanbul Kültür Üniversitesi, [email protected] ** Milli Eğitim Bakanlığı

Özet Bu araştırma, görme engelli öğretmenlerin iş yaşamında karşılaştığı sorunları belirlemek ve bu sorunların çözümüne ilişkin öneriler geliştirmek amacıyla yapılmıştır. Araştırma kapsamında İstanbul ilinde görev yapan 33 görme engelli öğretmene zincir örnekleme tekniği kullanılarak ulaşılmış ve yüz yüze görüşmeler yapılarak veriler toplanmıştır. Görüşmelerde öğretmenlere araştırmacılar tarafından hazırlanmış olan yarı yapılandırılmış görüşme formunda yer alan sorular sorulmuş ve öğretmenlerin verdikleri yanıtlar kayıt altına alınmıştır. Çalışma sonunda elde edilen bulgulara göre görme engelli öğretmenlerin iş yaşamında özel durumlarından dolayı bazı sorunlarla karşılaştıkları tespit edilmiştir. Görme engelli öğretmenlerin karşılaştığı sorunlar öğretim sürecinde yaşanan sorunlar, okul yönetimiyle yaşanan sorunlar, meslektaşlarıyla yaşanan sorunlar, velileriyle yaşanan sorunlar, teknolojik araçların erişilebilirliği ve okulun fiziksel olarak erişilebilirliği başlıkları altında toplanmıştır. Karşılaşılan bu sorunlar temalara ayrılmış ve sorunların nedenlerine ilişkin kodlar ortaya çıkma sıklıklarıyla birlikte tablolaştırılmıştır. Ayrıca görme engelli öğretmenlerin iş yaşamında karşılaştığı sorunlara ilişkin öğretmen görüşlerine birinci ağızdan yer verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Engelli, Engelli Öğretmen, Görme Engelli, İş Yaşamı.

THE CHALLENGES FACED BY VISUALLY IMPAIRED TEACHERS

Abstract The aim of this study is to determine the challenges faced by visually impaired teachers. Within the scope of the study, 33 visually impaired teachers working in Istanbul were reached by using chain sampling data collection method, and face to face interviews were carried out. In the interviews, the teachers were asked questions in the semi-structured interview form which were determined in advance and the answers of the teachers were written down.

According to the data obtained at the end of the study, it has been determined that visually impaired teachers faced some challenges in their work life due to their special condition. The challenges encountered by the visually impaired teachers have been collected under the headings as the challenges in the teaching process, challenges with school management, challenges with colleagues, challenges with parents, accessibility of technological tools and physical accessibility of the school. These challenges were divided into themes and the codes related to the causes of challenges were tabulated together with their occurrence frequency. In addition, teachers' opinions regarding the challenges faced by visually impaired teachers in business life were expressed from the first person. Finally, solution proposals have been brought forward to these challenges.

Key Words: Disabled, Disabled Teacher, Visually Impared, Business Life.

128

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress HAYVAN HUKUKUYLA İLGİLİ BELEDİYE GÖREVLERİNİN GELİŞİMİ VE İHTİLAFLARIN ÇÖZÜMÜ

Ali İhsan ÖZTÜRK * * İstanbul Büyükşehir Belediyesi, [email protected]

Özet Hayvanların doğal yaşama ortamı, insanlarla iç içe olduğunda, bu durumda hak yerine daha çok hukuk yani karşılıklı haklar söz konusu olmaktadır. Hayvanların hukuku ibaresi, hayvanların korunması yanında, kent ortamında hayatiyetlerini sürdüren hayvanlardan gelebilecek zararlara karşı insanları korumanın önemine işaret etmektedir. Hayvanların kent ortamında rehabilitasyonu ve hayvan varlığından insanlara gelebilecek zararlardan dolayı ortaya çıkacak sorumluluk nedeniyle, sorun bir kamu hizmeti ve görevi olarak ne önem taşımakta? ve görev ihtilafları genellikle neler olmaktadır? Türk yerel yönetim tarihinde, günümüze gelinceye kadar, belediye (kent) ortamında hayvanları koruma ve hayvanlardan gelebilecek zararların önlenmesi ile ilgili hukuki düzenlemeler ve kademeli belediye yapılarında, hayvanları korumaya yönelik mevzuatta belediyelere verilen görev ve yetkiler nelerdir? Konuyla ilgili mevzuat ve uygulama, anakent (büyükşehir) ve alt kademe (ilçe) belediyeleri arasındaki görev dağılımını nasıl düzenlemiştir? Kanunda büyükşehir belediyelerine, sadece hayvan rehabilitasyon merkezleri kurma görevi mi verilmiştir? Kent ortamında hayvanları gözeterek, insanlardan hayvanlara yada hayvanlardan insanlara gelebilecek zararları takip edip, yaşadıkları ortamdan sokak hayvanlarını alıp rehabilitsayon merkezlerine nakletmek ve burada rehabilite edilen hayvanları doğal ortamlarına geri götürmek gibi görevleri hangi kademedeki belediyelere verilmiştir? Görevle ilgili tereddütler, hangi belediyelerin, hangi görevleri yerine getireceği hususunun açık şekilde düzenlenmemesinden mi meydana gelmektedir? Bu sorun, neden bazı yerlerde mahalli Hayvan Koruma Kurulları, bazı yerlerde ise büyükşehir belediye meclisinin koordinasyonuyla çözüme kavuşturulmuştur? Araştırmamız, mevzuat kaynakları ve konu ile ilgili literatür taranarak izah edilmeye çalışılmakta, İstanbul örneğinde yaşanan sorunlara güncel uygulama olarak getirilen çözüm incelenmektedir. Anahtar Kelimeler: Belediye, Hayvan Hakları, Anakent Yönetimi, Türkiye, Tarih

DEVELOPMENT OF MUNICIPAL DUTIES ON ANIMAL LAW AND SOLUTIONS OF DISPUTES

Abstract When the natural habitat of animals is intertwined with people, in this case, instead of right, there is more law, mutual rights. In addition to the protection of animals, the expression of the law of animals indicates the importance of protecting people against harm that may come from animals that continue their lives in the urban environment. What is the importance of the problem as a public service and duty, because of the responsibility that will arise due to the rehabilitation of animals in the urban environment and the harm that may be caused by the presence of animals? and what are the disputes generally? What are the duties and powers given to the municipalities in the local municipal history, to the present day, the legal regulations regarding the protection of animals and the prevention of harm from animals in the municipal (urban) environment, and in the legislation for the protection of animals? How has the relevant legislation and practice regulated the distribution of tasks between the metropolitan (metropolitan) and lower-tier (district) municipalities? Has the metropolitan municipalities been assigned only the establishment of animal rehabilitation centers in the law? In which levels municipalities are assigned to their duties such as observing the animals in the urban environment, following the harms that may arise from people to animals or from animals to people, taking street animals from the environment they live in, transporting them to the rehabilitation centers and taking the animals that have been rehabilitated back to their natural environment? Do the hesitations related to the duty arise from the fact that which municipalities do not clearly regulate which duties? Why has this problem been resolved by the coordination of the local Animal Protection Boards in some places and the metropolitan city council in others? Our research is tried to be explained by scanning the sources of legislation and the literature on the subject, and the solution brought to the problems experienced in the case of Istanbul as current practice is examined.

Key Words: Municipalities, Animal Rights, Metropolitan Administration, Turkey, History.

129

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress İÇ DENETİM SÜRECİNDE İLETİŞİMİN ÖNEMİ

Murat GÖRMEN* *Milli Savunma Bakanlığı, [email protected]

Özet Başta sosyal bilimler olmak üzere tüm diğer bilim dalları üzerindeki etkisi olan ve eski zamanlardan beri düşünürlerin ilgisini çeken iletişim olgusunun öneminin anlaşılması her ne kadar çok öncelere kadar gitse de konunun bilimsel bir nitelik kazanması iletişim teknolojisinin 20. yüzyılın ortalarından itibaren gelişmesiyle olmuştur. İç denetim faaliyeti de amaçları ve yöntemleri gereği iletişim bilimi ile iç içedir. İç denetim birimleri, başarılı olabilmesi ve kurumun stratejik hedeflerine ulaşması yolunda ona değer katabilmesi için iletişimi etkili bir şekilde kullanmalıdır. İç denetçiler, bulundukları örgütlerde üst düzey yöneticiler dâhil tüm paydaşlarla iletişime geçebilen, sözüne güvenilen, süreçlere değer katan, yöneticiler tarafından kendilerinden denetim/danışmanlık talebinde bulunulan kişilerdir. İç denetim faaliyeti esnasında yatay, aşağıdan yukarı, yukarıdan aşağı, resmi veya informel her türlü iletişim gerçekleştirilir. Bu çalışmanın amacı iç denetim faaliyetinin başarılı olabilmesi için gerek şart olan iletişim kavramının iç denetim sürecindeki önemini ortaya koymaktır. Bu kapsamda çalışmanın birinci bölümünde uluslararası iç denetim standartları bağlamında iletişim ve iç denetim ilişkisi ele alınacak, ikinci bölümde genel olarak iç denetim sürecinde iletişimin önemi vurgulanacak, diğer bölümlerde ise iç denetim plan/program ve uygulama/raporlama süreçlerinde iletişimin etkisine değinilecektir. İdari ve fonksiyonel olarak doğrudan üst yöneticiye bağlı, bütüncül bakış açısına sahip, kuruma katma değer sağlayan iç denetim birimi; mevzuattan aldığı görev, yetki ve sorumluluklar ile tarafsız bakış açısı sayesinde vazgeçilmezdir ve iç denetçiler üst yöneticinin güvenilir danışmanlarıdır. İç denetimin başarısı için güçlü bir iletişim şarttır. Anahtar Kelimeler: Örgütsel Bağlılık, İş Tatmini, Sağlık Çalışanları.

THE IMPORTANCE OF COMMUNICATION IN INTERNAL AUDIT PROCESS

Abstract Understanding the importance of the phenomenon of communication, which has an impact on all other disciplines, and especially the social sciences, and which has been of interest to the thinkers since ancient times, has gained a scientific quality since the development of communication technology since the mid-20th century. The internal audit activity is also intertwined with the science of communication due to its purposes and methods. Internal audit units should use communication effectively to be successful and add value to the organization's strategic goals. Internal auditors are people who can communicate with all stakeholders, including senior executives in their organizations, trust in their words, add value to processes, and are requested audit / consultancy by managers. Any kind of horizontal, bottom-up, top-down, formal or informal communication is carried out during the internal audit activity. The purpose of this study is to reveal the importance of the concept of communication, which is essential for the success of the internal audit activity, in the internal audit process. In this context, in the first part of the study, the relationship between communication and internal audit in the context of international internal audit standards will be discussed, in the second part, the importance of communication in the internal audit process will be emphasized in general, and in other parts, the effect of communication in the internal audit plan / program preparation and implementation / reporting processes will be mentioned. The internal audit unit, which is administratively and functionally connected directly to the top manager, has a holistic perspective and provides added value to the organization; It is indispensable thanks to its duties, powers and responsibilities and impartial perspective, and internal auditors are reliable consultants of the top manager. Strong communication is essential for the success of internal audit. Key Words: Communication, Internal Audit, Organization, Fieldwork, Reporting..

130

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress 16.YÜZYIL ŞEHRENGİZLERİNDE ÇİÇEK ESTETİĞİ

Aygül KURT * * Bartın Üniversitesi [email protected]

Özet Şehrengiz, bir şehrin güzelliklerinin ve güzellerinin tanıtıldığı eserdir. Şehrengizdeki güzeller, güzellik özellikleriyle birlikte tanıtılır. Bu sebeple güzellerin tanıtımında kendi başına da bir güzellik olan çiçekler kullanılır. Çiçek; zarifliğin, narinliğin ve güzelliğin simgesidir. Çiçekler; şeklinden, renginden ve kokusundan dolayı beyitlere güzellik unsuru olarak konu olmuştur. Çalışmada, şehrengizlerin estetik dünyasında çiçeklerin, güzellerin tasvirinde ve tanıtımında kullanımının ortaya konulması amaçlanmıştır. Şehrengizlerin Türk edebiyatında yaygınlık kazandığı 16. yüzyıla ait yedi önemli şehrengiz belirlenerek çalışmanın kapsamı bu eserlerle sınırlandırılmıştır. Araştırmada “Şehrengiz ve çiçek arasında nasıl bir ilişki vardır?” , “Klasik Türk edebiyatında önemli bir yeri olan çiçekler şehrengizlerde hangi yönleriyle ele alınmıştır?” gibi soruların cevabı aranmıştır. İncelenen yedi şehrengizde çiçekler, tarama yöntemi kullanılarak belirlenmiş, kullanım alanlarına göre sınıflandırılmıştır. Araştırma evrenini oluşturan eserlerde, güzellerin kendilerinin ya da her bir uzvunun ayrı bir çiçeğe konu olduğu görülür. Çiçekler; yüz, saç, ten başta olmak üzere insana ait güzellik unsurları çerçevesinde mazmunlaşmıştır. Çiçeklerden en çok gül, lale, sümbül, yasemin, gonca şehrengizlerde ön plana çıkar. Şehrengiz geleneğinde çiçekler birbirinin tamamlayıcısı olmuştur. Şehrengizlerde bir beyitte bile olsa mutlaka gül ile sümbül birlikte kullanılmıştır. Bu iki çiçeğin kullanıldığı beyitlerde genellikle gül yüz, sümbül ise saçtır. Çiçekler şehrengizlerde sadece güzellerin tasvirinde kullanılmamıştır. Âşıkların tavsifinde; söz konusu edilen şehre ait kale, cami, bahçe gibi çeşitli mekânların tanıtımında, aynı zamanda şehrengizlerin münâcât, hasb-i hâl, sebeb-i telif, hâtime, duâ gibi bölümlerinde de çiçekler sıklıkla kullanılmıştır. Sonuç olarak şehrengiz geleneği içerisinde çiçeklerin yoğun bir kullanım alanına sahip olduğu görülmüştür. Bu sebeple çiçeklerle bütünleşmiş bir özellik gösteren şehrengizlerde çiçek estetiğinin bu geleneği besleyen önemli bir kaynak olduğunu söylemek mümkündür. Anahtar Kelimeler: Şehrengiz, Çiçekler, Güzeller, Şehirler.

THE FLOWER AESTHETIC IN SHEHRENGIZS OF THE 16TH CENTURY

Abstract Shehrengizes are the works that introduces the beauties of and in a city. The beauties in shehrengizes are presented with their features, thus as being pure beauties, flowers are commonly used to describe them. Flowers are the symbols of elegance and beautifulness. They are used in couplets because of their shapes, colors and scents. In this study, it is aimed to put forward how the flowers are used to describe the beauties in shehrengizes’ aesthetic world. The study is limited to seven important shehrengizes from the 16th century at which they started to appear more. The study disscusses what relationship shehrengiz and flowers have and how flowers taking an important place in Classical Turkish Literature are considered in shehrengizes. The flowers in seven shehrengizes analyzed are identified via survey model and then categorized according to their usage in shehrengizes. By the works in the population of the study, it can be seen that each beauty or its parts is symbolized with various flowers. Flowers get special meanings within the framework of human beauty elements, especially the face, hair and skin. The flowers mostly used in shehrengizes are roses, tulips, jasmines, rosebuds and hyacinth-blossoms. In shehrengizes, flowers are complementaries of each other. The usage of rose and hyacinth-blossoms together is seem to be common in couplets. In these couplets, rose symbolizes the face and hyacint blossom symbolizes the hair of the beautiful person. Not only are flowers used to describe the beauties of people, but also for the presentation of such places in the mentioned cities like castles, mosques and gardens. As a result it can be seen that flowers have a considerable importance in the tradition of shehrengizes and the aesthetic of flowers is a source to cherish it.

Key Words: Shehrengizs, Flowers, Beauties, Cities.

131

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN GİRİŞİMCİLİK EĞİLİMLERİNİN DEMOGRAFİK NİTELİKLERİNE VE AİLELERİNİN TUTUMLARINA GÖRE FARKLILIKLARI

Berkan GÜNGÖR * Fatmanur AKSÖZ ** *Kastamonu Üniversitesi, [email protected] **Harran Üniversitesi, [email protected]

Özet Bu araştırmanın kapsamını ülkemizde girişimci davranışları gösterebilecek yetkinlikte olduğu varsayılan genç nüfusa sahip iktisadi ve idari bilimler fakültesi öğrencileri oluşturmaktadır. Girişimcilik eğilimlerinin katılımcıların demografik niteliklerine ve aile tutumlarına göre farklılıklarını ölçebilmek için Kastamonu ve Erciyes Üniversitelerinin iktisadi ve idari bilimler fakültelerinde 2018 yılı bahar döneminde öğrenim görmekte olan ve kolayda örnekleme yöntemiyle seçilen 250 öğrenciye anket formları dağıtılmış ve sonuçlar SPSS programı ile analiz edilmiştir. Yapılan analiz doğrultusunda, üniversite öğrencilerinin girişimcilik eğilimlerinin cinsiyetlerine ve ailelerinin kendilerinin geleceklerinden beklentilerine göre farklılaştığı tespit edilmiştir. Ayrıca katılımcıların hissettikleri gelecek kaygısı da ailelerinin kendilerinin geleceklerinden beklentilerine göre farklılaşma göstermektedir. Analizler sonucunda girişimcilik eğilimlerinin aile mesleklerine, aile gelir durumlarına, en uzun yaşadıkları yerleşim birimlerine, eğitim aldıkları üniversitelere ve ailelerinin girişimcilik niyetlerine karşı fikirlerine göre farklılaştığına dair anlamlı bir sonuç elde edilememiştir. Araştırma sonucunda göze çarpan bir husus da, iktisadi ve idari bilimler fakültesi öğrencilerinin %78,4 gibi büyük bir çoğunluğunun geleceklerine dair kaygılı hissettikleridir. Yine önemli görülen bir başka hususa göre de, girişimciliğe devlet tarafından desteklerin bilinmeme oranının %50 seviyelerinde olmasıdır ki bu oldukça yüksektir. Araştırma literatürdeki benzerlerinden, iki farklı üniversitede yapılmış olması ve bir kıyaslama imkânı sunması bakımından farklılaşmaktadır. Anahtar Kelimeler: Girişimcilik, Demografik Nitelikler, Öğrenci, Gelecek Kaygısı

THE DIFFERENCES OF ENTREPRENEURSHIP TENDENCIES OF FACULTY OF ECONOMICS AND ADMINISTRATIVE SCIENCES ACCORDING TO DEMOGRAPHIC QUALITIES AND ATTITUDES OF THEIR FAMILIES

Abstract The scope of this research is the students of the faculty of economics and administrative sciences with a young population who are supposed to be capable of showing entrepreneurial behavior in our country. In order to measure the differences of entrepreneurship tendencies according to the demographic characteristics and family attitudes of the participants, the questionnaire forms were distributed to 250 students who were studying at the economics and administrative sciences of Kastamonu University and Erciyes University in spring 2018 and the results were analyzed with the SPSS program. As a result of the analysis, it was determined that the entrepreneurship tendencies of university students differ according to their gender and their families' expectations from their future. Also, the future anxiety felt by the participants varies according to their families' expectations from their future. As a result of the analyzes, no meaningful conclusion was found that entrepreneurship tendencies differed according to family professions, family income status, longest settlements, universities where they received education and their families' entrepreneurial intentions. Another remarkable point according to the research result is that the majority of the students of the Faculty of Economics and Administrative Sciences (78.4%), feel anxious about their future. According to another important issue, the rate of unknown government support for entrepreneurship is 50%, which is a very high rate. The research differs from its counterparts in the literature in that it was conducted at two different universities and offers a comparison opportunity.

Key Words: Entrepreneurship, Demographic Characteristics, Student, Future Anxiety.

132

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress TÜRKİYE EKONOMİSİNDE DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARININ BELİRLEYİCİLERİ VE EKONOMİK KRİZ ETKİLERİ

Dilara AYLA * Alaattin KIZILTAN ** * Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, [email protected] ** Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, [email protected]

Özet Doğrudan yabancı yatırımlar (DYY), ulusal ekonomilere yapmış oldukları olumlu katkılar ve ödemeler dengesindeki belirleyici rolleri nedeniyle her ekonomi tarafından yakından izlenmektedir. Bu çalışma, Türkiye ekonomisinin 1980-2018 sürecinde gerçekleşen net doğrudan yabancı yatırım girişleri ile kişi başına düşen GSYİH, asgari ücret ve ekonomik kriz değişkenlerinin eşbütünleşme ve nedensellik ilişkilerinin incelenmesini amaçlamaktadır. Ekonometrik bir değerlendirmenin yapıldığı çalışmada, ekonomik kriz değişkeni dışındaki değişkenlerin eşbütünleşme ilişkisine yönelik sınama işlemi Engle-Granger eşbütünleşme testi, nedensellik sınamaları ise hata düzeltmeye dayalı nedensellik analizi (ECM) ve Klasik Granger nedensellik testi kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Analiz kapsamında ikili modeller halinde gerçekleştirilen koentegrasyon testi sonuçlarına göre sadece DYY ve asgari ücretler arasında eşbütünleşme ilişkisi olduğu tespit edilmiştir. Söz konusu tespitin ardından uygulanan ECM sonuçlarına göre ilgili değişkenlerin uzun dönemde karşılıklı, kısa dönemde ise asgari ücretlerden DYY’lere doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisi içerisinde olduğu belirlenmiştir. Ek olarak DYY ile eşbütünleşik olmadığı tespit edilen kişi başına GSYİH değişkeni arasındaki olası nedensellik ilişkilerinin sınandığı Klasik Granger testi sonuçlarına göre, kişi başına GSYİH’den DYY’ye doğru tek yönlü bir nedensel etkinin var olduğu tespit edilmiştir. Ekonomik krizleri temsil eden değişkenin nitel olması klasik eşbütünleşme ve nedensellik analizlerine imkân vermediğinde söz konusu değişken ile DYY arasındaki etkileşim için yürütülen regresyon analizi ise t döneminde anlamlı bir sonuç vermezken, 1 gecikmeli dönemde ekonomik krizlerin DYY’leri azalttığını göstermiştir. Anahtar Kelimeler: Doğrudan Yabancı Yatırımlar, Eşbütünleşme, Nedensellik, Hata Düzeltme.

DETERMINANTS OF FOREIGN DIRECT INVESTMENTS IN TURKISH ECONOMY AND ECONOMIC CRISIS EFFECTS

Abstract Foreign direct investments (FDI) are closely monitored by every economy due to their positive contribution to the national economies and their decisive role in the balance of payments. This study aims to examine the cointegration and causality relationships between the net foreign direct investment inflow in the period of 1980-2018 in Turkish economy and the variables of per capita GDP, minimum wage and economic crisis. In the study in which an econometric evaluation was made, co-integration test of the variables except for the variable of economic crisis was carried out using Engle-Granger co-integration test. Causality tests were performed using error correction causality analysis (ECM) and Classic Granger causality test. According to the results of the cointegration test carried out in binary models within the scope of the analysis, it was determined that there is only co-integration relationship between FDI and minimum wages. According to the results of ECM applied after the aforementioned determination, it was determined that the relevant variables have a mutual causality relationship in the long term and have a one-way causality relationship from minimum wages to FDI in the short term. In addition, according to the results of the Classic Granger test employed to examine possible causality relations between FDI and per capita GDP variable, which was found to be unintegrated, there was a one-way causal effect from GDP per capita to FDI. It is seen that while the regression analysis conducted for the interaction between the variable representing economic crises and FDI did not provide a significant result in the period t as the aforesaid variable is qualitative, economic crises reduced the FDI in the 1-lagged period.

Key Words: Foreign Direct İnvestment, Cointegration, Causality, ECM.

133

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress ENERGY MANAGEMENT AND GREEN MANAGEMENT BETWEEN SOCIAL RESPONSIBILITY

Mohamed Ali Ben Matug * Yavuz DEMİREL** *Kastamonu Üniversitesi, [email protected] **Kastamonu Üniversitesi, [email protected]

Abstract Through the acceleration of development on globally, the idea of scarce resources is a fact that worry governments and activists. Hence, sustainable development was established as the answer to many dilemmas in the ecological system of the earth, including the energy paradox and nonrenewable resources. The current research investigates the concepts of energy management and green management as two tools that are used to drive change on the macro and micro levels. Economic, technical and social factors were found to be influencing the movement towards the desired change. This research focuses on the social factor in energy and green management through investigating social responsibility and its effects on driving the required transformation. Key Words: Energy Management, Green Management, Social Responsibility.

134

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress TÜRK DİZİLERİNDE TOPLUMSAL CİNSİYET TEMSİLİ: HAKAN MUHAFIZ VE ATİYE DİZİLERİNİN ANALİZİ

Eylem USTA * Hatice ÇAKIR** *Kastamonu Üniversitesi, [email protected] ** Kastamonu Üniversitesi, [email protected]

Özet Biyolojik olarak kadın ve erkek cinsiyetlerinden oluşan toplumda kadın ve erkeğe yüklenen roller, toplumların değer yargıları, kültürel seviyeleri, inançları doğrultusunda değişir. Toplumsal cinsiyet kavramı bu rol dağılımından oluşur. Genel olarak toplumsal cinsiyet bağlamında kadınlara daha pasif roller; annelik, ev içi görevler, çocuk bakımı, mutfak işleri gibi, yüklenirken erkeklere daha aktif roller; evin geçimini sağlama, evde dışındaki görevler atfedilir. Toplumsal rollerdeki bu dağılım eril bir söylem taşımakta ve bu eril söylem medya aracılığı ile de çoğu zaman desteklenmektedir. Özellikle dizilerde kadın ve erkek rolleri toplumsal cinsiyet politikalarına uygun olarak pekiştirilmekte ve topluma empoze edilmektedir. Türk dizilerinde de kadınlar korunmaya muhtaç, ev içi rollerde, güçsüz aile kavramının en mahremi olarak betimlenirken, erkek karakterle güç ve hiyerarşi ile özdeşleştirilmektedir. Bununla birlikte eşcinsel karakterlere yer verilmemektedir. Böylelikle toplumsal cinsiyet her defasında diziler aracılığı ile etkin olarak pekiştirilmekte ve ataerkil toplumsal düzeni korumaktadır. Son zamanlarda popülaritesi artan bağımsız dizi platformlarından Netflix’te yayımlanan iki Türk dizisi de, Hakan Muhafız ve Atiye, toplumsal cinsiyet rol modelleri bakımından bu sürece katkı sağlamaktadır. Bu çalışmada Hakan Muhafız ve Atiye isimli iki dizide toplumsal cinsiyet rollerinin nasıl belirlendiği, kadın ve erkek karakterlerde eşitlik ilkesinin nasıl uygulandığı ve bu iki dizinin ataerkil toplumsal düzendeki toplumsal cinsiyet rollerini pekiştirip pekiştirmediği incelenecektir. Anahtar Kelimeler: Diziler, Toplumsal Cinsiyet, Netflix Türk Dizileri.

GENDER REPRESENTATION IN TURKISH TV SERIES: ANALYSIS OF HAKAN GUARD AND ATIYE TV SERIES

Abstract The roles for Men and Women who form the community as a biological are change according to the social values, cultural leveland ethos. Gender concept is formed acoording to the casting. Generally in the frame work of gender, women has passive roles such as motherhood, domestic duy, childcare, kitchen Works, but the men has more active roles such as non-domestic Works, making living.The casting in the gender roles has a masculine discourse andgenerally this masculine discourse is supported by media. Especially in the series the roles of women and men is reinforced and it is imposed on the community.

In theTurkish series women are describe as weak,, need to protection and also they are described in domestic rolle but the are indentified with power and hierarchy. And also there isnot any homosexual characters in the series. So the gender is reinforced actively and protect the patriarchal layout.

Recently Netfilix, which is incresing the popularity independent series platform, there are two Turkish series, Protector and Atiye. The protector and Atiye contrubute this process in terms of gender roles models. In this study it will be researched how the gender roles are specified, how the gender equality is provide between men and women. And also it is reseached taht there is the gender roles are reinforced or not in these series.

Key Words: Series, Gender, Netflix, Turkish Series.

135

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress SURİYELİ MÜLTECİLERİN ENTEGRASYON SÜRECİNİN BARINMA KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ ANKARA / ALTINDAĞ ÖRNEĞİ

Saria ALSHEKH FATTOUH * Özlem GÜZEY KOCATAŞ ** *Gazi Üniversitesi, [email protected] **Gazi Üniversitesi, [email protected]

Özet Bu çalışmanın amacı Suriyelilerin kente ve sosyal yaşama entegrasyon sürecinde yaşadıkları problemleri başarılı entegrasyonun göstergelerinden biri olan yeterli konuta erişim başlığı altında ele almaktır. Çalışma kapsamında Ankara’nın Altındağ ilçesinde ikamet eden Suriyeliler ile “ikamet ettikleri konutları ve konut seçiminde etkili olan faktörleri, konuta erişim sırasında yaşadıkları problemleri, komşuları ile aralarındaki ilişkileri” ölçecek anket çalışmaları yapılmıştır. Çalışma sonucunda Suriyelilerin yeterli konuta erişim konusunda herhangi bir kurumdan yardım almadıkları yani başarılı entegrasyonun göstergelerinden biri olan yeterli konuta erişim problemlerini kendi imkanları ile çözdükleri görülmüştür. Ankara’nın Altındağ ilçesinde ikamet eden Suriyelilerin büyük bir kısmı Önder, Alemdağ ve Ulubey mahallelerinde, yıkılma tehdidi altında olan gecekondularda, kısıtlı imkanlar nedeniyle birkaç ailenin birlikte yaşadığı aşırı kalabalık konutlarda ikamet etmektedir. Buna göre Suriyeliler yeterli konuta erişim konusunda toplum ile entegre olamamıştır. Yeterli konuta erişim konusunda yaşanan eksiklik eğitim, öğretim ve sağlık hizmetlerine erişim ve istihdama katılım konusunda da eksiklik yaşanmasına neden olmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Mülteci, Suriyeli, Entegrasyon, Barınma.

EVALUATION OF THE INTEGRATION PROCESS OF SYRIAN REFUGEES IN THE SCOPE OF HOUSING ANKARA / ALTINDAĞ EXAMPLE

Abstract This study aims to address the problems that the Syrian refugees face in the process of integration within the city and social life with the focus of obtaining decent housing, which is one of the main indicators of a successful integration. Within the scope of this study, surveys were conducted with a sample of Syrian refugees residing in Altındağ district, Ankara. The surveys were designed to measure the quality of the housing, the factors that affected their choice of such housing, the problems that they had faced during housing access and their relationship with the native neighbors. The results showed that all samples surveyed have not received any assistance from any institution in terms of access to adequate housing. It was observed that the surveyed sample had solved the problems of accessing adequate housing, which is one of the indicators of successful integration, by their own means. The Syrian refugees residing in Altındağ district in Ankara are mostly distributed in three neighborhoods namely Önder, Alemdağ and Ulubey. Refugees’ housing is located in slums threatened by demolition, in overcrowded dwellings where several families live together due to the limited opportunities. As a result, with the scope of accessing suitable housing, it can be said that the Syrian refugees were unable to integrate with the local community. This lack of access to adequate housing naturally led to a lack of access to services such as education, training and health services and also affected participation in the labor market.

Key Words: Refugee, Syrian, Integration, Housing.

136

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BİR TURİZM ÜRÜNÜ: EĞİRDİR DEMİRYOLLARI

İbrahim ÇETİNTÜRK * * Çankırı Karatekin Üniversitesi, [email protected]

Özet Araştırmada ikincil veri kaynaklarından yararlanılmıştır. Araştırma modeli iki temel aşamadan oluşmaktadır. İlk olarak XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren demiryollarının Anadolu topraklarında geçirdiği evreler incelenmiştir. Eğirdir demiryolları hattının Anadolu Selçuklu Devleti’nden Osmanlı Devleti’ne, Türkiye Cumhuriyeti’ne ve günümüze kadar olan tarihi süreci ele alınmıştır. İkinci aşamada ise, Eğirdir Demiryolları hattı bir turizm ürünü olarak ele alınmıştır. Turizm ürününün temel özeliklerini oluşturan unsurlar; “çekicilik, etkinlikler, ulaşılabilirlik, turizm işletmeleri ve imaj” ayrı ayrı değerlendirilmiştir. Araştırma sonucunda Eğirdir’in doğal, tarihi, kültürel, sosyal yönden bir çekim merkezi olduğu, sahip olduğu potansiyeli alternatif ulaşım kaynaklarını yeniden faaliyete geçirerek değerlendirebileceği vurgulanmıştır. Ayrıca yaklaşık bir asır ulaşım rotası olan ve Göller Bölgesi’nin son istasyonu olan Eğirdir İstasyonu’nun yeniden işlerlik kazanması ile ülke ve bölge ekonomisine, sosyal ve kültürel hayatına önemli bir katkı sağlayacağı ifade edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Demiryolları, Eğirdir, Turizm, Ulaştırma.

A TOURISM PRODUCT FROM PAST TO PRESENT: EĞIRDIR RAILWAYS

Abstract Secondary data sources have been used in the study. The research model consists of two basic stages. First, the phases of railways in Anatolia since the second half of 19th century have been examined. Historical process of Eğirdir railways from Anatolian Seljuk Sultanate to Ottoman Empire and then to the Republic of Turkey and until today has been addressed. In the second stage, Eğirdir Railway line has been considered as a tourism product. The aim of the study is to evaluate Eğirdir Railways as a tourism product from past to present. Within the framework of this purpose, the sub-factors of the tourism i.e. attractiveness, activities, accessibility, tourism businesses and image have been evaluated separately.

As a result of the study, it has been emphasized that Eğirdir is an attraction centre in terms of nature, history, culture and social life and that it can fulfil its potential by reactivating its alternative transportation means. In addition, it has been also stated that Eğirdir Station serving as a transportation line for almost a century and being the last station of Region of Lakes will contribute to the economy, social and cultural life of the country when it becomes functional again.

Key Words: Railways, Eğirdir, Tourism, Transportation.

137

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress

TÜRK-İSLAM DEVLET YÖNETİMİNDE DANIŞMANLIĞIN ÖNEMİ

İrem ÖNKAN * Neslihan SERİN ** * Sinop Üniversitesi, [email protected] ** Sinop Üniversitesi, [email protected]

Özet Tarihsel süreçte insanlar bazen bilgi sahibi olmak bazen de sorumluluğu paylaşabilmek adına konusunda uzman kişilere danışma gereksiniminde bulunmuşlardır. “Müşavere, istişare, meşveret ve müzakere” anlamlarına da gelen danışma kavramı uygulamada sadece bireyler ile sınırlı kalmamış, zamanla kamusal alana da yansıtılmış ve devlet yönetimlerinde uygulanmaya başlamıştır. Bu doğrultuda Türk devlet yönetimlerinde farklı isimler adı altında birçok danışma kurulu oluşturulmuştur. Nitekim bu kurullar, İslamiyet’in kabulünden önce toy, kengeş meclisi ve kurultay şeklinde görülürken, İslamiyetin kabul edilmesiyle birlikte dinin temel kaynağı olan Kuran-ı Kerim’in Şura süresinde yer alan ‘Aralarındaki işlerini istişare ederek yürütürler’ ve ‘Bilmiyorsanız bir bilenden sorun’ ayetleriyle beraber danışma konusuna önem verilmesi gerektiği belirtilerek kavram “şura” ile imtizaç etmiş, Selçuklu ve Osmanlı Devlet’inde “Divan” şeklinde uygulama alanı bulmuş ve duraklama döneminden itibaren Divan’ı Hümayunun etkinliğinin azalmasıyla “Meşveret Meclislerine” doğru bir evrimleşme süreci yaşamıştır. Doküman analizi yöntemi kullanılarak yapılan ve derleme özelliği taşıyan bu çalışmada, İslamiyet’in kabulünden önce kurulmuş olan Türk Devletleri’nde, Selçuklu Devleti’nde, Osmanlı Devleti’nde ve Türkiye Cumhuriyeti Dönemi’ne kadar olan dönemde yönetimde meşverete verilen önem incelenmiş olup Cumhuriyet Dönemi ve sonrası çalışmaya dâhil edilmemiştir. Anahtar Kelimeler: Meşveret, Yönetim, Eski Türk Devletleri, Osmanlı Devleti.

THE IMPORTANCE OF COUNSELING IN TURKISH-ISLAMIC STATE ADMINISTRATION

Abstract People have needed to consult that experts who have knowledge of a specific subject on behalf of sharing responsibilities and informing in historical periods. The concept of consultation named negotiation or consultancy has been used in not only government but also among the people. In this way, a lot of consultative committee have been come into existence under the different names in Turkish government. However, these committee structured as toy, kengeş and kurultai before acceptance of islam and these committee was harmonized with concept of şura in Kuran being main source in İslam with the acceptance of İslam. They carry out their affairs by consultation’ and’ if you do not know, ask one who knows' verses together are existed in Kuran. Subject of the consultative committee is importance of the aforementioned verse. The consultative committee was carried out as Imperial Council in the Seljuk State and the Ottoman Empire. Effectivenes of Imperial Council was bottom out and structure of imperial council was changed to the consultative committee.

In this study, which is made using the document analysis method and which has a feature of compilation, the importance given to the administration in the Turkish States, the Seljuk State, the Ottoman state and the period of the Turkish Republic was examined and it was not included in the study during the Republican period and after.

Key Words: Consultancy, Management, Turkish State, Ottoman Empire.

138

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress SAĞLIK KRİZİNİN TURİZM ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Günel MİKAİLSOY * * Sakarya Üniversitesi, [email protected]

Özet Krizler, turizm endüstrisi üzerinde olumsuz ya da olumlu etkilere sahiptir. Önceden tahmin edilemeyen, beklenmedik anda meydana gelen krizler; doğal afetler, çevresel sorunlar, ekonomik çöküşler, siyasi dengesizlikler, terör olayları, salgın hastalıklar olarak nitelendirilebilir. Peki, kriz yönetimi ile kriz durumuna hemen müdahale etmek için neler yapılmalıdır ve salgın hastalıklar için uygulanan kriz yönetiminin amacına ulaşma derecesi nedir? Küresel bir sağlık krizi olan ve 2020 yılının başından itibaren, ilk olarak Çin’de ortaya çıkan daha sonra tüm dünyaya yayılan Korona salgınının ölüm gibi acı sonuçlarının yanı sıra turizme olan etkisi de dikkate değer boyuttadır. Bu günlerde yoğun bir şekilde Dünya’da ve Türkiye’de önlemler alınmakta ve daha önceden düzenlenen bir takım faaliyetler iptal edilmektedir. Farklı ülkelerin turizm bölgeleri bu krizden olumsuz etkilenmektedir. Ancak salgının seyri doğrultusunda bu talihsiz kriz durumunun, Türkiye turizmini nasıl etkileyeceği, avantaj olarak mı değerlendirilmesi gerektiği, yoksa tersine fırsat gibi görünen bu yönelme durumunun dezavantaj mı oluşturacağı muallaktır. Bu çalışmada, tüm dünyada kriz yaratan salgın korona virüsünün Türkiye’deki turizm endüstrisi üzerinde ne gibi sonuçlar doğuracağı daha önceki veriler ışığında değerlendirilecektir. Anahtar Kelimeler: Turizm, Kriz, Sağlık Krizi, Salgın.

THE EFFECT OF THE HEALTH CRISIS ON TOURISM

Abstract Crises have negative or positive effects on the tourism industry. Unpredictable and unexpected crises can be characterized as natural disasters, environmental problems, economic collapse, political imbalances, terrorist incidents and outbreaks. So, what should be done with crisis management to immediately intervene in the crisis situation, and what is the degree to which Crisis Management operation for outbreaks achieves its purpose? The impact of the corona epidemic, a global health crisis that first emerged in China and then spread all over the world from the beginning of 2020, on tourism as well as the painful consequences of death is remarkable. Tourism regions of different countries are negatively affected by this crisis. But, in line with the course of the outbreak, it is unclear how this unfortunate crisis situation will affect on Turkey's tourism, whether it should be considered as an advantage, or whether this orientation situation, which seems to be an opportunity, will constitute a disadvantage. In this study, the consequences of the epidemic corona virus, which has created a crisis all over the world, on the tourism industry in Turkey will be evaluated in the light of previous data.

Key Words: Tourism, Crisis, Health Crisis, Outbreak.

139

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress AB-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNDE 2019 İLERLEME RAPORU BAĞLAMINDA SİYASİ KRİTERLER MESELESİ

Şeyda BÜKRÜCÜ KAZKONDU * Emre AYDİLEK ** * Bülent Ecevit Üniversitesi, [email protected] ** Kastamonu Üniversitesi, [email protected]

Özet 1959 yılında Türkiye’nin üyelik başvurusu ile başlayan Türkiye-AB ilişkileri, günümüzde halen devam etmekte olan uzun soluklu bir süreci ifade etmektedir. Oldukça yavaş ilerleyen bu süreçte Türkiye, AB üyelik kriterlerinin önemli bir kısmını yerine getirmiş ancak henüz tam üye olamamıştır. Taraflar arasında üyelik müzakerelerinin yürütülmesinde denetleyici bir rol oynayan ‘AB Düzenli İlerleme Raporları’ aracılığıyla, Türkiye’nin Birliğe uyum adına gerçekleştirdiği politika ve uygulamalar incelenmektedir. Bu raporlarda, uyulması beklenen Kopenhag Kriterleri’ne yönelik politik ve pratik süreçler açısından eksiklikler, eleştiriler ve tavsiyeler yer almaktadır. Çalışmamızda, 2019 itibariyle Türkiye’nin söz konusu süreçte AB gözünden kat ettiği veya edemediği aşamalar, siyasi kriterler özelinde incelenmektedir. Demokrasi ve hukukun üstünlüğü, insan hakları ve azınlıkların korunması gibi parametreler çerçevesinde, müzakerelerin ilerleyişi, derinlemesine analiz edilmeye çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Türkiye – AB İlişkileri, Siyasi Kriterler, İlerleme Raporları.

POLITIC CRITERION ISSUES IN THE EU-TURKEY RELATIONS IN 2019 PROGRESS REPORT

Abstract Starting with Turkey's application for membership in 1959, Turkey-EU relations, which are still continuing today represents a long term process. Extremely slow in this process, Turkey has fulfilled a significant part of the EU membership criteria, but has not yet become full members. Between the parties that play a supervisory role in the conduct of accession negotiations 'regular EU Progress Reports' via Turkey's compliance on behalf of the Union realized that policies and practices are examined. These reports include deficiencies, criticisms and recommendations regarding the political and practical processes for the Copenhagen Criteria that are expected to be followed. In our study, 2019 as Turkey's EU said it could not come from the eyes or the stages of the process, in particular the political criteria are examined. Democracy and the rule of law, human rights and minorities.

Key Words: EU Relations, Political Criteria, Progress Reports.

140

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress EYÜP SABRİ HAYIRLIOĞLU’NUN SAHABEYİ MÜDAFAA İLE İLGİLİ BİR UYGULAMASI: ŞEMSEDDİN YEŞİL VAK’ASI

Birol YILDIRIM * *Kastamonu Üniversitesi, [email protected]

Özet Hiç şüphesiz Diyanet İşleri Başkanlığımız Osmanlı Devleti döneminde zirveye çıkmış olan Ehl-i sünnet inancını genetiğinde taşıyan bir kurumdur. Ehl-i sünnet anlayışı aşırılıklardan uzak tam bir i’tidâli yansıtmaktadır. Çünkü ümmet-i Muhammedin en bariz vasfı Kur’ân-ı Kerîm’in ifadesi ile “ümmeten vaseten” olmasıdır. Yine Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in durmamızı işaret ettiği zirve nokta olan “İşlerin hayırlısı ortasıdır” inceliğini yakalamaktır. Bu mu’tedil tavır en bariz şekilde sahabe-i kirâma bakış açısında tezahür etmektedir. “Ashâbım gökteki yıldızlar gibidir” hadîs-i şerîfini esas alan ehl-i sünnet camia sahabeyi bir bütün olarak yargılamadan “ale’r- re’si ve’l-ayn” “baş göz üstü” eder iken, Şia sahabeye karşı yargılayıcı, ayrımcı bir tavırla yaklaşmış, hakarete varan davranışlar sergilemekten çekinmemiştir. Ehl-i sünnet ise, elim Kerbela vak’ası ile ilgili çok bilgece bir tavır takınmıştır. Ehl- i beyt ile hilafet mücadelesine girişmiş olan Hz. Muaviye (r.a.) ve diğer ilgililerin isimlerini çocuklarına vermeyerek bu vahim olayı edep sınırlarını aşmadan ârifane bir tavırla sessizce protesto etmiş ve bununla iktifa etmişlerdir. Bu bilgi şöleni dolayısıyla ele aldığımız konu da bununla ilgilidir. Cumhuriyet döneminin mutasavvıf şahsiyetlerinden olan Şemseddin Yeşil, Hz. Muâviye (r.a.)’ı ve onu sevenleri hakarete varan bir tarzda eleştirmiştir. İşte bu noktada Diyanet İşleri Başkanlığı tarihsel sünnî refleksle, bir diyanet görevlisi olan Şemseddin Yeşil’e gereken tavrı almış, değişik cezalandırmalardan sonra da başkanlıkla ilişkisini kesmiştir. Bu konuda ilk hamle Diyanet İşleri Reisi Ahmet Hamdi Akseki’den gelir. Şemseddin Yeşil, Hz. Muâviye (r.a.) ve onu savunanlara yönelik ağır sözler sarf etmesi üzerine, Aralık 1947’de hatiplik ve vâizlikten men edilir. Şemseddin Yeşil, vâizlik belgesinin iptalinden sonra imamlık görevinin de elinden alınmaması için daha dikkatli davranmaya başlar. Buna rağmen 26 Aralık 1950’de Süleymaniye Camii’nde Kore şehitleri için okunan mevlidin ardından şehid çocuklarına maddî yardımdan bahsetmesi ve izinsiz vaaz vermesinden dolayı yargılanır. Şiilik ve Bâtınîlik propagandası yapmak, Diyanet İşleri Reisliği’ne nahoş târizlerde bulunmak, imamlık görevini aksatmak ve halkı tahrik etmek gibi suçlamalarla 28 Kasım 1951’de Diyanet İşleri Reisi Eyüp Sabri Hayırlıoğlu tarafından Etyemez Camii’ndeki görevinden alınır. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e yakın tarihimizin önemli şahsiyetlerinden biri olan Şemseddin Yeşil (1905-1968) bundan sonraki ilim ve irşad faaliyetlerine kendi imkânları dâhilinde devam eder. Müellif kırkı aşkın eser yazar. İslâmî ilimlere vâkıf olup, Tarikât-ı Âliyye-i Kâdiriyye ekolüne mensuptur. Hz. Ali ve Ehl-i beyt muhibbi, dinî, millî ve mânevî değerleri ön planda tutmaya özen gösterir. Ana referansları Abdülkâdir Geylânî (k.s.) ile Muhyiddin İbnü’l-Arabî Hazretleri olan müellif, tasavvuf düşüncesinde yoğunlaşır. Müellif eserlerinde amelî tasavvufun konuları olan tarîkat ve seyr ü sülûk bahislerine fazla yer vermez. Daha çok tasavvufun nazarî konularına, âyetlerin iş’ârî mânalarına temas eder. Felsefî tasavvuf olan vahdet-i vücûd/tevhîd-i vücûdî düşüncesini esas alır. Siyasal-sosyal açıdan çalkantılı bir dönemde vaaz ve hutbeleri halk tarafından beğenilmekle birlikte birçok eleştiriye mâruz kalmış, bu eleştirilere cevap vermiş, bunların bir kısmı kitap halinde yayımlanmıştır. Bir ara siyasetle de uğraşmış milletvekili seçilemeyince siyaseti bırakmıştır. İstiklal mahkemelerinde yargılanmış olan Şemseddin Yeşil, çocukluğunda seyyar satıcılıkla başladığı ticaret hayatına devam etmiş, geçimini bu yolla temin etmiştir. Şeker imalatı ve kitapçılık yapmıştır. Bu çalışma ile Ehl-i Sünnet ekolünün geçmişten günümüze mu’tedil, saygılı, kucaklayıcı, peşin hükümlerden uzak, olayları kendi şartları içinde düşünen sahabe anlayışına bir kez daha vurgu yapmak, Cumhuriyet döneminin önemli simalarından olan Eyüp Sabri Hayırlıoğlu’nu anmak amacındayız. Anahtar Kelimeler: Eyüp Sabri Hayırlıoğlu, Şemseddin Yeşil, sahabe-i kirâm Ehl-i sünnet, Şia.

EYÜP SABRİ HAYIRLIOĞLU'S IMPLEMENTATION ON SAHABIY INTERRELIANCE: THE SEMSEDDIN YESIL PHENOMENON

Abstract Undoubtedly, our Presidency of Religious Affairs is an institution that carries the belief of the Ahl as-sunnah, who was summit in the Ottoman Empire period. The concept of the Ahl as-sunnah reflects a complete distant from the

141

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress extremes. Because the most obvious qualification of the ummah-i Muhammad is that it is a "ummah vasetan" with the expression of the Qur'an. Again, to catch the point of "the best of things," the peak point that our Prophet (s.a.v.) Points to our stop. This contradictory attitude most clearly manifests itself in the view of the companionship. "Ahmad is like a star in the sky." While the Ahl-i Sunnah community based on hadith-i sharif is "ale'r-re'si ve al-ayn" "head over" without judging as a whole, Shia is judicial, discriminatory an attitude approached, did not hesitate to exhibit behaviors upright. The Ahl-i Sunnah, on the other hand, has taken a very wise attitude about the El-Kerbela case. Hazrat Mahdi (as), who had been engaged in the caliphate struggle with the Ahl-i beyt. Muhammad (R.A.) and other people's names to the children of this incident did not exceed the boundaries of the decree to protest quietly protest and disobeyed them.

This is something that we deal with because of the knowledge of it. Şemseddin Yeşil, who was one of the suicide figures of the Republican era, He has criticized Muâviye (r.a.) and its lovers in a manner that seems right. At this point, the Presidency of Religious Affairs took the necessary attitude towards Şemseddin Yesil, who is a religious delegate, with historical Sunni reflex, and interrupted his relations with the presidency after various punishments. The first move in this regard comes from the Religious Affairs Reformer Ahmet Hamdi Akseki. Şemseddin Yeşil, Hz. On December 1947, he was entrusted with mockery and obeisance upon the use of heavy words directed at Muâviye (R.A.) and his advocates. Şemseddin Yeşil starts to be more careful not to take the imam duty after the annulment of the salvation document. However, on December 26, 1950, the Suleymaniye Mosque was judged because of the fact that he mentioned the material help to the children of martyrs and preached without permission after he was read for the Korean martyrs. Propaganda of Shiism and Bâtınism is carried out by the Religious Affairs Rebellion Eyüp Sabri Olulioglu in the Etyemez Mosque on 28 November 1951 with accusations such as making unpleasant surprises in the Presidency of Religious Affairs, disruption of imam duty and inciting people.

Şemseddin Yeşil (1905-1968), one of the most important personalities of our history from the Ottoman Empire to the Republic, continues his activities of science and guidance in his own possibilities. The writer writes a work of love. Islamic sciences are known and belong to the school of Tarikât-ı Âliyye-i Kâdiriyye. Hz. Ali and Ehl-i beyt take care to keep the religious, national and spiritual values preliminary.

The main reference, Abdülkâdir Geylani (k.s.), and the author, Muhyiddin Ibn al-Arabî, are concentrated in the mind of mysticism. In the works of the authors, the course and the course of the opera mafia do not give much place to the betting of the sülûk. Rather, the mysticism touches the theories of theories and the works of the verses. Philosophical mysticism is based on the thought of wahdat-i wujûd / tawhīd-i wujūdī. In a turbulent period politically and socially, many criticisms have been accepted and appreciated by the public, and some of them have been published in book form. At some point, politicians have left politics when they can not be elected deputies. Şemseddin Yeşil, who had been tried at the Istiklal courts, continued his commercial life as a child when he started with peddling and made his living this way. She has made sugar and bookshop.

We aim to emphasize once again the understanding of the Companions of the Ahl al-Sunnah from the past to the day-to-day, respectful, embracing, preconceived notions, thinking of the events in their own circumstances, and to commemorate Eyüp Sabri Olulioglu, one of the most important figures of the Republican era.

Key Words: Eyüp Sabri Hayırlıoğlu, Şemseddin Yeşil, sahabe-i kirâm Ahl-i Sunnah, Shia.

142

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress EKBER ŞÂH’TAN FETÖ’YE İTTHÂD-İ EDYÂN/DİNLERİN BİRLEŞTİRİLMESİ SAFSATASI

Birol YILDIRIM * *Kastamonu Üniversitesi, [email protected]

Özet Tarihsel sürecin genellikle bir tekerrürden ibaret olduğu dünyamızda FETÖ’nün art niyetli faaliyetlerine zemin olarak kullandığı “Dinler arası diyalog” dayatması Hindistan’da hüküm süren Babür Hükümdarı Celaleddin Muhammed Ekber Şâh (ö. 1014/1605) tarafından da denenmiştir. Ekber Şâh, evrensel gerçeklerin sadece bir dinde bulunamayacağı, bunların her din ve millette bulunacağı iddiasıyla tesis ettiği eklektik bir vasfa sahip “Dîn-i ilahi” uydurmasını 9 Mayıs 1579’da düzenlenen bir mevlid merasimi münasebetiyle halka duyurmuş, Fetihpur Sikri'de bir de büyük bir “Divanhane/İbadethane” inşa ettirerek devrin her dinden ileri gelenlerine konuyu müzakere ettirmek suretiyle bu bâtıl anlayışın yayılması ve kabul edilmesi için yoğun çaba harcamıştır. Fakat bu bâtıl anlayış, İmâm-ı Rabbânî lakabıyla anılan büyük müceddid Şeyh Ahmed Sirhindî (v.1034/1624) Hazretleri tarafından akamete uğratılmıştır. Aralarında bir teselsül zinciri olmasa da “İbrahimî dinler haktır” gibi gerçeğe uymayan ifadelerle kendini gösteren, “Dinler bahçesi” gibi nev zuhûr mabetler inşa edilmesine fikrî zemin hazırlayan diyalogcu sapkın anlayış da 15 Temmuz darbe girişimi neticesinde Türk milleti’nin sergilediği büyük fedakarlıklarla tarihin çöp sepetine atılmıştır. Biz bu çalışmamızda benzer art niyet ve düşüncenin ürünü olan iki anlayışı nazara vermeye çalışarak bu tarihsel tekerrürün satır aralarını okumaya, FETÖ’cü anlayışın tarih sahnesinde yer almış ve mutedil bir ehl-i sünnet anlayışla bertaraf edilmiş iz düşümünü ortaya koymaya çalışacağız. Anahtar Kelimeler: Ekber Şah, FETÖ, Dinler Arası Diyalog, Divanhane, Dinler Bahçesi.

THE COMBINATION OF RELIGIONS OR THE INTER-RELIGIOUS DIALOGUE EFFORTS FROM EKBER SHAH TO FETO

Abstract In our world, where the historical process usually consists of a repetition, the imposition of “interreligious dialogue” used by FETO as a basis for malevolent activities had been tried by the Mughal ruler Jalaleddin Muhammed Ekber Shah (d. 1014/1605), who reigned in India. Ekber Shah announced his claim of “the universal truths cannot be found in only one religion and that they would be found in all religions” to the public at a mawlid ceremony on May 9, 1579. He also constributed to the constuction of worship in Fetihpur Sikri and made great efforts to spread and accept this superstititious understanding by providing this place as a negotiation center for the leaders of all religious. However, this superstition was stopped by the great mujaddid Sheikh Ahme Sirhindi, who was also known as Imam Rabbani. Another movement, FETO, which laid the groundwork for the construction of new shrines like the “garden of religions” was also thrown into the rubbish basket of history with the great sacrifices of the Turkish nation.

In this study, we will try to read the lines of this historical repetition by trying to take into account the two perceptions which are the products of similar intentions and thoughts, and try to reveal the reflection of the traces that had taken place in the historical stage of the FETÖ understanding that had been eliminated with a moderate understanding of the Ahl al-Sunnah.

Key Words: Ekber Shah, FETÖ, The Inter-Relıgıous Dıalogue, Divanhane, The Garden of Religions.

143

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress “KUBBEYİ YERE KOYMAYARAK” TARİHİ YAŞATMAK, ŞEHRİ YAŞATMAK

Birol YILDIRIM * *Kastamonu Üniversitesi, [email protected]

Özet Medeniyetlerin en önemli izleri genellikle mimârî eserlerde görülür. Mimârî yaşam insanın algılamasının, hayat anlayışı ve kültür ve irfânının da yansımasıdır. Bu noktada en büyük etkenler hiç şüphesiz din, coğrafya ve iklimdir. Binlerce yıl öteden bugüne ulaşan medeniyet havzaları incelendiğinde görülür ki insanoğlu bu üç etkenin çerçevesi içerisinde ihtiyaçlarını karşılayan mimârî yapılar inşâ edegelmişlerdir. Kimi zaman güvenlik öncelenirken kimi zaman da estetik zevk veya üslûp kaygısı öncelenmiştir. İslâm toplumlarına bakıldığında da dînin ve coğrafyanın belirleyici unsur olduğu müşâhede edilmektedir. Yaradan’a saygıyı önceleyen bir anlayışın muhteşem örnekleriyle dolu olan İslâm Medeniyeti diğer medeniyetlerden farklı olarak ikâmet sahalarında mütevâzı yapıları tercih etmiştir. Olabildiğince küçük yaşam alanları şehrin ve tabiatın rûhuna uygun düşecek şekilde, diğer insanların yaşam alanlarına ve mahremiyetine gölge düşürmemesine dikkat edilerek inşâ edilmiştir. Sâdelik, kullanışlılık, doğaya uygun malzeme ile îmar bu yaşam alanlarının temel özellikleridir. Diğer pek çok medeniyette görülen şatolar, büyük ve görkemli taş evler, gösterişli mermer saraylar İslâm medeniyetinin kurulduğu havzalarda görülmez. Mimaride “Büyük sade ve tevazu sahibi olabilir”, “Küçük güzeldir” ilkesi esastır. Bu şehircilik anlayışında Kâbe-i muazzama mâsivâ ile mâverâ arasındaki ortak çizgi olarak kabul edilmiş, İslâm’da temel ilke kabul olan tevhîd olgusu hayatı çepeçevre kuşatmıştır. Fakat bugün beton blokların, apartmanların arasına hapsedilmiş bir İslâm Coğrafyası görülmektedir. Bunun belki de en önemli sebebi batılılaşmanın etkisiyle kendi öz değerlerinden ayrı düşmüş, kendi târihini ve mîrâsını hor gören bir anlayışın İslâm toplumlarına hâkim olmasıdır. Mîrâsımız âdetâ talân edilmiş, yıkılmış ve yerlerine ne olduğu belirsiz betonlar dikilmiştir.

Bu bilgi şöleni vesilesi ile çağımızın bilge mimarı merhum Turgut Cansever’’in “Kubbeyi yere koymamak” hususunda göstermiş olduğu ciddi çabalarına şahitlik etmeye çalışacağız. Ş.Teoman Duralı Hoca’nın temennisi olan 'Çağdaş İngiliz- Yahudî medeniyetine seçenek oluşturabilecek yeni bir medeniyet biçimini ortaya çıkarmanın zihnî ve maddî zemini imkanına küçük de olsa bir katkıda bulunabilirsek bu bizi bahtiyar edecektir. Anahtar Kelimeler: Şehir, medeniyet, tarih, tasavvuf, Turgut Cansever.

BY NOT PUTTING THE DOME AROUND AND KEEPING THE CITY ALIVE

Abstract The most important traces of civilization are seen in the architectural works you want. The architectural life is a reflection of human perception, life understanding and culture and wisdom. The major factors in this point are undoubtedly religion, geography and climate. The civilization basins that reached bugs over thousands of years seemed to be seen when they were examined. Some days, sometimes aesthetic pleasure or stylistic anxiety is presented. I looked at the Islamic societies and it is presumed that geography is not determinant. Unlike other civilizations of Islamic civilization, which is filled with the size of an understanding that respects God, respectable buildings are preferred in the fields of residence. Care should be taken that small habitats and nature do not shade the habitat and privacy of other people, as appropriate to the spirit. Convenience, usefulness, and materials suitable for nature are the basic characteristics of these living areas. In many other civilizations, landscapes, large and imposing stone houses, and spectacular marble palaces are not seen in the basins where Islamic civilization is founded. The Mimaride is the principle of “Great simplicity and modesty”, “Small is beautiful” principle. In this concept of urbanism, the Kaaba has been regarded as a common line for treasures and profits, and encompasses the whole universe of life, which is accepted as the fundamental principle in Islam. An Islamic Geography imprisoned in an apartment is seen. Perhaps the most important reason is that the understanding of the Islamic societies dominated by an understanding of their own divinity and disdain that has been separated from their own values by the influence of westernization. Our commemoration has been practiced, destroyed, and concretes have been planted in places.

We will try to explain the issues by referring to the views of the authorities such as our wise architect Turgut Cansever, who has made a serious effort in the declaration “We will not put the dungeon” in this declaration.

Key Words: City, civilization, history, ecology, Turgut Cansever.

144

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress MERKEZ BANKALARINCA GERÇEKLEŞTİRİLEN SÖZLÜ DÖVİZ MÜDAHELELERİNİN DÖVİZ KURU ÜZERİNDEKİ ETKİSİ ÜZERİNE AMPRİK BİR ANALİZ: TÜRKİYE DENEYİMİ

Utku ALTUNÖZ * * Sinop Üniversitesi, [email protected]

Özet Temel amacı fiyat istikrarını sağlamak olan merkez bankaları bu amacı gerçekleştirmek için çeşitli politikalardan yararlanmaktadırlar. Merkez bankaları 90’ların ikinci yarısından itibaren özellikle gelişmiş ülkelerde doğrudan müdahale davranışından uzaklaşarak sözlü müdahale temelli politika aracını benimsemeye başlamışlardır. Bu politika, merkez bankaları için ekonomik görünümle alakalı değerlendirmelerine şartlı bir şekilde para politikasının gelecekteki yönelimini ilettikleri bir iletişim aracı haline gelmiştir. Bu çalışmanın amacı 2.3.2015- 20.04.2019 periyodunda gerçekleştirilen döviz kuruna sözlü müdahalelerin USD/TL kurunun şartlı ortalaması ve şartlı varyansını etkileyecek yeni bir bilgiyi kapsayıp kapsamadığını analiz etmektir. Bu amaçla yerli ve yabancı literatürde en güvenilir yöntem olarak kabul edilen EGARCH tercih edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre sözlü müdahalelerin kurun seviyesi üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisinin olduğuna, aynı zamanda kurun oynaklığını arttırdığını göstermektedir. Ayrıca sözlü müdahalelerde Türk lirasının normal üstü değerli olduğuyla alakalı yapılan açıklamalarda döviz kurunu beklenilen yönde etkilenirken Türk lirasının normal altında değersiz olduğuyla alakalı açıklamaların kur üzerinde anlamlı bir etki taşamadığı izlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Ekonomik Açıklama, Oynaklık, EGARCH, Sözlü Müdahale.

EMPIRICAL ANALYSIS OF THE EFFECT OF ORAL INTERVENTION BY CENTRAL BANKS ON CURRENCY EXCHANGE RATE: TURKEY EXPERIENCE

Abstract Central banks, whose main objective is to ensure price stability, has various policies for this purpose. Since the second half of the 90s, central banks have moved away from direct intervention behavior in developed countries and have started to adopt an oral intervention-based policy tool. This policy has become a means of communication for the central banks, which conditionally implies the future direction of monetary policy for their economic appraisal. The purpose of this study is to analyze whether the oral interventions in the exchange rate in the period of 2.3.2015-20.04.2019 include new information that will affect the conditional average and conditional variance of the USD / TL exchange rate. For this purpose, EGARCH has been preferred as the most reliable method in domestic and foreign literature. According to the results, it was found that oral interventions had a statistically significant effect on the level of exchange rate and also increased exchange rate volatility. Moreover, in the verbal interventions, the explanations related to the excessive value of the Turkish lira were affected by the exchange rate in the expected direction, while the explanations related to the excessive depreciation of the Turkish lira did not have a significant effect on the exchange rate.

Key Words: Economic Statement, Volatility, EGARCH, Oral Intervention.

145

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress TÜRKİYE’DE EKONOMİK FAALİYETLERİN İL BAZINDA YOĞUNLAŞMASI

Serkan DİLEK * Hayrettin KESGİNGÖZ ** * Kastamonu Üniversitesi, [email protected] **Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, [email protected]

Özet Genellikle ekonomik faaliyetlerin birkaç şehirde yoğunlaşması afetler ve milli güvenlik açısından risklidir ve bu nedenle istenmemektedir. Türkiye’de ise ekonomik faaliyetler İstanbul başta olmak üzere birkaç ilde yoğunlaşmıştır. Bu çalışmanın amacı yoğunlaşmanın seyrini ve iller arası rekabeti incelemektir. TUİK verilerinden yararlanarak Türkiye’de ekonomik faaliyetlerin yoğunlaşmasının 2004 yılından itibaren seyri incelenmiştir. Yoğunlaşma oranları ve Herfindahl-Hirschman endeksleri kullanılmıştır. Sonuçta Kocaeli ve Gaziantep illerinde ekonomik faaliyetlerin yüksek oranda arttığı; İstanbul, Bursa ve Konya’da düşük oranda arttığı; Ankara, İzmir ve Antalya’da ise düşük oranlı gerilediği görülmüştür. İlk 4 ve 8 ilin yoğunlaşma oranlarında düşük oranlı artış görülmüştür. Risklerin indirilmesi ve bölgesel kalkınmışlık farklarının azaltılması amacıyla bu oranların düşürülmesi gereklidir. Anahtar Kelimeler: Yoğunlaşma, Bölgesel Kalkınma, İl Ekonomisi.

CONCENTRATION OF ECONOMIC ACTIVITIES ON THE BASE OF PROVINCES

Abstract Generally, concentration of economic activities in several cities is accepted as risky in terms of disasters and national security and because of this reason it is undesirable. In Turkey, economic activity has been concentrated in a few provinces, mainly in Istanbul. The aim of this research is to examine the course of concentration and competition between provinces. Data obtained from TUIK since 2004 the concentration of economic activities in Turkey were examined. Concentration ratios and Herfindahl-Hirschman indices were used. As a result, economic activities in Kocaeli and Gaziantep provinces increased at a high rate; Increased at a low rate in Istanbul, Bursa and Konya; In Ankara, İzmir and Antalya, it was observed that it decreased at a low rate. A low increase was observed in the concentration ratios of the first 4 and 8 provinces. These rates should be reduced in order to reduce risks and reduce regional development disparities.

Key Words: Concentration, Regional Development, Province Economics.

146

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress TÜRKİYE’DE İŞGÜCÜNE KATILIM ORANININ ANALİZİ

Serkan DİLEK * Hayrettin KESGİNGÖZ ** * Kastamonu Üniversitesi, [email protected] **Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, [email protected]

Özet Ülkelerin öncelikli hedeflerinden biri de işsizliği önlemek ve işgücüne katılım oranını yükseltmektir. İşgücüne katılım oranının yükselmesi ve eşanlı olarak işsizlik oranının düşmesi ülkede üretimin artmasına etki etmektedir. Politika yapıcılar da İşgücüne Katılım oranını yükseltmek amacıyla hareket etmektedir. Çoğunlukla eğitimin yaygınlaştırılması, mikro kredi ve diğer kredi politikaları, girişimciliğin özendirilmesi gibi önlemler ile işgücüne katılım oranının artırılması hedeflenmektedir. Türkiye’de ise işgücüne katılım oranının diğer OECD ülkelerine nazaran daha düşük olduğu gözlenmektedir. Bu çalışmanın amacı Türkiye’de işgücüne katılım oranının düşüklüğünün nedenlerini irdelemek ve çözüm yollarını araştırmaktır. Bu amaçla Türkiye işgücü piyasasına dair istatistikler ve daha önce yapılmış çalışmalar incelenmiştir. İşgücüne katılım oranının düşüklüğünde Türkiye’de kadın istihdamında yaşanan güçlüklerin önemli rol oynadığı tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: İşgücü Piyasası, İşsizlik, İşgücüne Katılım Oranı, Kadın Girişimciliği.

THE ANALYSIS OF LABOR FORCE PARTICIPATION RATE IN TURKEY

Abstract One of the primary goals of the countries is to prevent unemployment and increase the labor force participation rate. The increase in the labor force participation rate and the simultaneous decrease in the unemployment rate affect the increase in production in the country. Policy makers also act by aiming to increase the Labor Force Participation rate. It is aimed to increase the labor force participation rate through measures such as generalizing education, micro credit and other credit policies, and encouraging entrepreneurship. The labor force participation rate in Turkey is observed to be lower than in other OECD countries. The aim of this study is to analyze the reasons for the low participation rate in the labor force in Turkey and explore ways of solution. This made Turkey's labor market statistics and goals of the earlier studies were examined. The low level of labor force participation rate in Turkey has been found to play a significant role in female employment difficulties.

Key Words: Labor Market, Unemployment, Labor Force Participation Rate, Female Entrepreneurship.

147

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress ROLE OF NATO IN PEACE BUILDING IN AFGHANISTAN: A CASE STUDY

Amir Ahmed KHUHRO* *Karabuk University, [email protected]

Abstract This paper will attempt to analyze the events that took place after the US-led NATO has intervened in Afghanistan and to know the role of NATO in building of durable peace in Afghanistan in particular and in South Asia in general. The lingered war against terror was intended to topple the Taliban regime and to destroy the Al-Qaeda network in pursuit of Osama bin Laden and to ensure peace and security of Afghanistan. The ISAF has withdrew from Afghanistan transferring the security responsibilities to the Afghan National Security Forces but NATO is still vibrant in the country in providing technical training and assistance to the Afghan Security forces. The prolonged war in Afghanistan is seemed that the United States is seeking permanent military presence in this strategically significant region.

Key Words: AL-Qaeda, Coalition Forces, ISAF, NATO, Taliban.

148

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress KATILIM BANKACILIĞININ TÜRKİYE BANKACILIK SEKTÖRÜNDE KONVANSİYONEL BANKALARLA REKABETİ

Onur ÇETİN * * Kastamonu Üniversitesi, [email protected]

Özet Katılım bankacılığı, Dünya bankacılık sisteminde payını sürekli olarak artırmaktadır. 20. Yüzyılın sonlarına doğru finans sistemine dahil olan katılım bankacılığı ilk olarak 1976 yılında Mısır’da uygulanmaya başlanmıştır. Faizsiz Bankacılık adı altında yaygınlaşan ve faaliyet göstermeye başlayan katılım Bankaları başlangıçta Müslüman ülkelerde faaliyet göstermiştir. Fakat farklı bir alternatif olması ve başarısı nedeniyle günümüzde bütün Dünya’da yaygınlaşmıştır. İslami hassasiyetleri olan ve bu doğrultuda hayatını idame ettirmeye çalışan insanların faizli finansman enstrümanlarından uzak kalması katılım bankacılığının gelişmesini desteklemiştir. Faiz hassasiyeti olan insanların tasarruflarının atıl kalması hem tasarruf sahiplerini, siyasi iradeyi ve ekonomik aktörleri harekete geçirmiştir. Katılım Bankacılığı, Türkiye Bankacılık sektörüne 1983 yılında çıkarılan kanun ile giriş yapmıştır. Çıkartılan kanun hükmünde kararname ile ilk faizsiz banka, “Özel Finans Kurumu” adıyla kurulmuştur. Daha sonraki dönemlerde ise özel finans kurumlarının adı katılım bankacılığı olarak değiştirilmiştir. 2001 yılından sonra Katılım bankacılığının ivme kazanmış ve konvansiyonel bankalar ile rekabet edebilir duruma gelmiştir. Ancak yine de katılım bankacılığının toplam bankacılık sektöründeki payı %5-6 civarlarındadır. Mevcut çalışma; Türkiye bankacılık sektöründe konvansiyonel bankacılık ile katılım bankalarının rekabetini ele almıştır. Anahtar Kelimeler: Türk Bankacılık Sistemi, Katılım bankaları, faizsiz bankacılık, Türk Bankacılık Sistemi.

COMPETITION OF PARTICIPATION BANKS WITH CONVENTIONAL BANKS IN TURKISH BANKING INDUSTRY

Abstract Participation banking is continuously increasing its’ share in the world banking system. Participation banking which was adapted to the world financial system in the end of 20th century, was started to conduct in 1976 in Egypt. These types of banks which was started to diffuse and activate with the name of Interest Free banking, was firstly active in Muslim countries. However, due to their success and being different alternative they were diffused in the world. Individual who are sensitive to Islamic rules and are living according to Islamic principles, do not use conventional banking system because of interests. So, development of participation banking is supported by this behaviour. The fact that savings of individuals with interest sensitivity remain idle has driven both savings owners, political and economic actors. Participation banking entered Turkish banking system with the law which was enacted in 1983. The first participation bank was established under the name of “Private Finance Corporation” with the enactment decree. Later, Private Finance Corporations changed their name as Participation Banks. After 2001 Participation banking started to develop and become to compete with conventional banks. However, the share of participation banks in Turkish banking system is still 5%-6% level. In our research we studied the competition between conventional and participation banking.

Key Words: Turkish banking system, Participation banking, Interest Free Banking.

149

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress OSMANLI DEVLETİ’NDE ŞİRKETLEŞME SORUNSALI: BURSA İPEK SEKTÖRÜ ÖRNEĞİ

Cumali BOZPINAR* *Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, [email protected]

Özet Osmanlı Devleti’nde kapitalizme geçiş tartışmaları güncelliğini korumaktadır. Bu çalışmada, XIX. Yüzyıl Bursa ipek sektörü örneğinden hareketle Osmanlı Devleti’nde şirketleşme konusu üzerine teorik çıkarımlarda bulunulması amaçlanmıştır. Osmanlı Devleti’nde kapitalizme geçiş tartışmaları çerçevesinde, önemli konulardan biri şirketleşmedir. Bursa ipek sektörünün, Osmanlı ekonomisinde kapitalist dünya piyasası ile en fazla bütünleşmiş sektör olduğu kabul edilmektedir. Bu nitelik, şirketleşme konusunda Batı Avrupa ile Osmanlı Devleti'ni karşılaştırmaya imkân sağlamıştır. Çalışmada, şu sorulara cevap aranmıştır: Tarihsel olarak bakıldığında şirketleşme teorisi nedir? Tarihsel olarak bakıldığında, Osmanlı Devleti’nde şirketleşme nasıl bir gelişim göstermiştir? Osmanlı Devleti'nde şirketleşmenin önündeki engeller nelerdir? İslam dini kuralları çerçevesinde şirketleşme onaylanmış mıdır? Osmanlı Devleti'nde girişimcilik için elverişli şartlar mevcut olmuş mudur? İlk üretim tesislerini kimler kurmuştur ve bu kimselerin nitelikleri nelerdir? Osmanlı Devleti'nde kredi işlemleri nasıl gerçekleşmiştir? Osmanlı Devleti'nde neden bir kredi piyasası oluşmamıştır? Osmanlı Devleti’nde sermaye yetersizliğinin nedenleri nelerdir? Osmanlı Devleti’nde kredi işlemlerinde sarraflar nasıl bir rol üstlenmişlerdir? Osmanlı Devleti’nde fonlar neden sermaye olarak kullanılmamıştır? Devlet borçlanma gereği, Osmanlı Devleti'nde sermaye yetersizliğinin asıl sebebi midir? Konuyla ilgili Batı Avrupa şirketleşme tarihi, ikincil kaynaklar ve yapılan çalışmalar incelendiğinde, XIX. Yüzyıl’da Bursa ipek sektöründe bazı gelişmeler yaşandığı gözlemlenmektedir. Bu gözlemlerden çıkarılabilecek en önemli sonuç, söz konusu sektörde şirketleşmeden bahsedilemeyeceğidir. Bununla birlikte şirketleşme yönünde bazı girişimlerde bulunulduğu kabul edilebilir. Bu durumun başlıca sebebi, Osmanlı Devleti’nde kapitalist kurumların tesis edilememiş olmasıdır. Bu kurumlar arasında, özellikle kredi piyasasının eksikliği öne çıkmaktadır. Bu durumun, sermaye eksikliğine yol açtığı anlaşılmaktadır. Osmanlı Devleti'nde kredi işlemleri, İstanbul'da bulunan sarraflar ve bunların taşradaki acenteleri kanalıyla yürütülmüştür. Sermaye olarak kullanılabilir fonlar devlete borç olarak verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Şirketleşme, Bursa, İpek.

THE CORPORATIZATION PROBLEMATIC IN THE OTTOMAN STATE: BURSA SILK SECTOR CASE

Abstract Discussions about the transition to capitalism in the Ottoman Empire remain current. In this study, based on the example of Bursa silk sector in the nineteenth century, theoretical inferences about the subject of corporatization in the Ottoman State will be made. In the framework of the discussions on the transition to capitalism in the Ottoman State, one of the important issues is corporatization. Bursa silk sector is considered to be the most integrated sector in the Ottoman economy with the capitalist world market. This quality has enabled us to compare Western Europe and the Ottoman Empire in terms of corporatization. The study sought answers to the following questions: Historically, what is the theory of corporatization? Historically, what kind of development did corporatization show in the Ottoman State? What were the obstacles to corporatization in the Ottoman State? Was corporatization approved under Islamic religious rules? Were there favorable conditions for entrepreneurship in the Ottoman State? Who established the first production facilities and what were the qualities of these people? How did credit transactions take place in the Ottoman State? Why didn't there be a credit market in the Ottoman State? What were the reasons for the lack of capital in the Ottoman State? How did sarraflar in the Ottoman State play a role in loan transactions? Why were funds not used as capital in the Ottoman State? Was the need for government borrowing the main reason for capital shortages in the Ottoman State? Examination of history of Western European corporatization, secondary sources, and studies regarding the subject, it is observed that some developments took place in Bursa silk sector in the nineteenth century. The most important conclusion that can be drawn from these observations is that there is no mention of corporatization in the sector in question. However, it is acceptable that some attempts have been made towards corporatization. The main reason for this situation is that capitalist institutions could not be established in the Ottoman State. Among these, especially the lack of credit market stands out. This situation is understood to have led to a lack of capital. Credit transactions in the Ottoman State were carried out through the sarrafs in Istanbul and their agencies in the provinces. Funds that could be used as capital was given to the state as debt.

Key Words: Corporatization, Bursa, Silk.

150

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress YAPAY SİNİR AĞLARI YÖNTEMİYLE KONUT SATIŞLARININ İNCELENMESİ: ANKARA İLİ ÖRNEĞİ

Şeyma Nur GÜNER * * Karabük Üniversitesi, [email protected]

Özet Ekonomide konut sektörünü ve konut satış verilerini etkileyen bir dizi faktör vardır. Konut sektöründeki konut satış rakamları aylar ve yıllar içinde dolar kuru, tüketici güven endeksi, sanayi üretim endeksi ve inşaat üretim endeksi konut sektörünü ve konut satış verilerini etkileyen faktörler arasındadır. Türkiye’nin başkenti ve üçüncü büyük şehri olan Ankara’nın nüfusunu karşılamak için konutlar önem arz etmektedir. Ankara’da konut satışları ve konut fiyatları alanlara göre farklılık göstermektedir. Günümüzde tahmin ve karar alma mekanizmalarında kullanılmakta olan Yapay Sinir Ağları (YSA), insan beyni ilham alınarak geliştirilmiş ve bilgiyi işleme teknolojisi olarak adlandırılmaktadır. Çalışmada bu faktörlerden 2013-2019 yılları arasındaki 82 ayın (2013 Ocak ayından 2019 Kasım ayına kadar), Dolar Kuru, Faiz oranı, Tüketici Güven Endeksi, Sanayi Üretim Endeksi ve İnşaat Güven Endekslerini alarak Ankara’nın İllere ve yıllara göre konut satış sayılarının YSA yöntemi ile tahmin etmek amaçlanmış. Ankara ilinin konut satış verilerini tahmin edebilmek için, İleri beslemeli ve Elman Yapay Sinir Ağlarının eğitim verileri kullanılmıştır. Model de bağımlı değişkenimiz geçmiş yıllardaki Konut satış verileri iken bağımsız değişkenlerimiz Dolar Kuru, Faiz oranı, Tüketici Güven Endeksi, Sanayi Üretim Endeksi ve İnşaat Güven Endeksleridir. Bu tahminler sonucunda İleri Beslemeli sinir ağının hatanın karesinin ortalaması toplamda r2=0,99 olarak elde edilmiştir. Diğer bir tahmin sonucunda Elman Ağının hata karesinin ortalaması ise r2=0,98 olarak bulunmuştur. İleri Beslemeli sinir ağının ürettiği verilerin konut satış verilerinin Elman sinir ağı sonucuna göre daha yakın ve daha yüksek doğrulukla sonuç ürettiği görülmekte ve İleri Beslemeli sinir ağının kullanılmasının elverişli olduğu tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: YSA, Konut Satışı, Ankara İli.

THE OBSERVATION ON THE ARTIFICIAL NEURAL NETWORKS WITH THE METHOD OF THE HOUSING SALE: THE INSTANCE OF ANKARA CITY

Abstract There are so many factors that affect housing industry and housing sales in the economy. The exchange rate of dollar of the housing sales figures in the months and days ın housing ındustry, consumer confidence index, industrial production index, construction production index which are influencing factors on the data of the housing industry and housing sale. Houses are important as to supply with ıts population for Ankara is the third big city and he capital of Turkey. The housing sales and housing prices can change to areas in Ankara. İt is said that artificial neural networks are developed by inspired from human brain which it is used for taking decision and prediction today. In this study, it is aimed to predict housing sale prices by using the artificial neural networks to Ankara’s cities and years with 82 months between 2013-2019 years (from 2013 January to 2019 November), exchange rate of dollar, rate of interest, consumer confidence index, industrial production index and construction confidence indexes. The education data of the feedforward neural network and Elman artificial neural networks is used as to predict the data of Ankara’s housing sale. In the model Independent variable is exchange rate of dollar, rate of interest, consumer confidence index, industrial production index and construction confidence indexes while our dependent variable has been the data of housing sale prices in the past years. The error mean square of the feedforward neural network is totally taken r2=0,99 at the result of predictions. The error mean square of the Elman network is found r2=0,98 at the result of any other predictionİt is said that the data of housing sale producted by the feedforward neural network gives result closer and higher accurancy than that of Elman network and it is detected that the using of the feedforward neural network is suitable.

Key Words: ANN, Housing Sale, Ankara City.

151

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress ONLİNE UYGULAMALARDA TÜKETİCİ YENİLİKÇİLİĞİNİN SİMÜLASYONLU ÜRÜN SATIN ALMA NİYETİNE ETKİSİ

Gürkan ULUSOY* Funda CİVEK** Leyla BEZGİN*** * Hitit Üniversitesi, [email protected] ** Hitit Üniversitesi, [email protected] *** Hitit Üniversitesi , [email protected]

Özet İnternet çağının hızla gelişmesi internet ortamının dünya genelinde yaygınlaşmasıyla birlikte artık yeniliklerin gelmiş olduğu nokta adeta boyut atlamıştır. Bunların en önemlilerinden biri olan e-ticaretle birlikte gelen yenilikler önem kazanmıştır. Artık modern pazarlamanın hız kazanmasıyla tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarının karşılanmasında müşterilere deneyim yaşatılarak simülasyon uygulamalarına geçilmiştir. Bu çalışma da, online uygulamalarda tüketici yenilikçiliğinin simülasyonlu ürün satın alma niyetine etkisini belirlemeyi amaçlamaktadır. Çalışmanın amacına uygun olarak literatür taraması yapılmıştır. Çalışma verileri anket metodu ile elde edilmiştir. Anket verileri SPSS 23 paket programı ile analiz edilmiştir. Çalışmada yer alan ölçeklerin güvenilirlikleri Cronbach Alfa metoduyla test edilmiştir. Sonrasında araştırma için oluşturulmuş hipotezler test edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Yenilikçi Tüketici, Simülasyon, Satın Alma Niyeti.

THE EFFECT OF CONSUMER INNOVATION IN ONLINE APPLICATIONS TO SIMULATED PRODUCT PURCHASE

Abstract With the rapid development of the internet age, with the widespread use of the internet environment worldwide, the point where innovations have come has become almost a dimension. The innovations that came with e- commerce, one of the most important of these, have gained importance. Now, with the acceleration of modern marketing, simulation applications have been started by giving customers experience in meeting the demands and needs of consumers. This study aims to determine the effect of consumer innovation on the intention to purchase simulated products in online applications A literature review was carried out in accordance with the purpose of the study. The study data were obtained with the survey method. Survey data were analyzed with SPSS 23 packet program. The reliability of the scales in the study was tested with the Cronbach Alpha method. Afterwards, hypotheses created for the research were tested.

Key Words: Innovative Consumer, Simulation, Intention to Purchase.

152

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress TOKSİK LİDERLİK VE ÖRGÜTE OLAN ETKİLERİ

Mustafa Hakan ATASOY * * Kocaeli Üniversitesi, [email protected]

Özet Bu çalışmanın amacı; toksisite ve toksik liderlik ile ilgili kavramları tanımlayarak, toksik liderliğin varlığının, çalışanların örgütte işe girme arzularının azalmasına ve çalışanların işten ayrılma niyetlerinin ortaya çıkmasına neden olup olmadığını belirlemektir. Herhangi bir organizasyonun kritik bir bileşeni olan çalışanların işe katılımları, örgüte tam olarak bağlı olmaları ve sadık kalmaları arzu edilen bir durumdur. Ancak, sonuca bakıldığında, liderlik davranışının çalışanların gerek işe girme gerekse işten ayrılma niyetini etkilediği gerçeği belirlenmekte ve özellikle toksik liderliğin çalışanlar üzerindeki olumsuz etkisinin örgüt açısından önemli sonuçlar doğurduğu ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, liderlik etiği, elverişli bir çalışma ortamı yaratarak organizasyonların yönetiminde kritik öneme sahip olarak değerlendirilmeli ve gerekirse toksit liderlerin görevlerine gecikmeksizin son verilmelidir. Çalışma; “kavramsal çerçeve”, “çeşitli araştırmalardan elde edilen bulgular”, “değerlendirmeler” ve “sonuç” olmak üzere 4 ana bölümden oluşacaktır. Toksit liderlik, üzerinde çok az araştırma yapılan bir konu olup çalışmanın bu bakımdan önemi ortaya çıkmaktadır. Literatür taraması yöntemi kullanılacak olan çalışmada, çeşitli yerli ve yabancı yazarlara ait kitaplar ve makaleler ile dergiler ve internet siteleri incelenecektir. Anahtar Kelimeler: Çalışanlar, Yönetici, Toksisite, Toksik Liderlik, İşe Giriş Ve İşten Ayrılma.

TOXIC LEADERSHIP AND ITS EFFECTS ON ORGANIZATION

Abstract The purpose of this study is to define the conceptions related to toxicity and toxic leadership and is to determine whether or not the existence of toxic leadership causes decreasing the employees’ desire to participate in the job and increasing the employees’ intention to quit the job.

It is desirable for employees, who are a critical component of any organization, to participate in the job, to be fully committed to the organization and to remain loyal. However, when we look at the result, the fact that leadership behavior affects the intention of both employees to participate in the job and leave the job is revealed, and it turns out that especially the negative impact of toxic leadership on employees has important consequences for the organization. For that reason, leadership ethics should be considered as a critical subject in the management of organizations by creating a favorable working environment and, if necessary, toxic leaders should be fired from the job immediately.

This study will consist of 4 main sections: “conceptual framework”, “findings from various studies”, “evaluations” and “conclusion”. Toxic leadership is a subject with very little research done and in this regard, the importance of the study is revealed. The method of literature review will be used in the study; books and articles from various domestic and foreign authors, and magazines and websites will be examined.

Key Words: Employees, Manager, Toxicity, Toxic Leadership, Getting And Quiting The Job.

153

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress TÜRKİYE’NİN TURİZM SEKTÖRÜNDE REKABET UNSURLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

İbrahim ÇETİNTÜRK * * Çankırı Karatekin Üniversitesi, [email protected]

Özet Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan Seyahat ve Turizm Rekabetçilik Endeksi, ülkelerin gelişimine ve rekabetçiliğine katkıda bulunmaktadır. Seyahat ve Turizm Rekabetçilik Endeksi 2009 yılı itibariyle her iki yılda bir düzenlenmektedir. Turizm sektörünün rekabet gücünü artırmak için ülkelerin güçlü yönleri ve gelişim alanları konusunda bilgi sunmaktadır. Ayrıca turizm sektörünün gelişimine yönelik stratejik bir kıyaslama aracı olarak değerlendirilmektedir. Bu araştırmanın amacı, Seyahat ve Turizm Rekabetçilik Endeksine göre Türkiye’nin sürdürülebilir turizm politikalarına yönelik sahip olduğu rekabet unsurlarını değerlendirmektir. Bu kapsamda ülkenin seyahat ve turizm endeksi 4 ana başlık ve 14 alt başlıkta değerlendirilmiştir. Endekse göre Türkiye Dünya’da 2009 yılında 56. Sıradan 2019 yılında 43. Sıraya yükselmiştir. ‘Sağlık ve hijyen’ faktörü ülkenin rekabet unsurları içerisinde en üst sıralarda yer almıştır. Ayrıca, ilk endeks sonuçlarına göre ‘insan kaynakları’ ve ‘kültürel kaynaklar’ önemli bir rekabet unsuru olarak değerlendirilirken, son endeks sonuçlarına göre ‘fiyat rekabetçiliği’ en önemli unsur olarak değerlendirilmiştir. Türkiye’nin fiyat rekabet gücü konusunda, Güney Avrupa ülkeleri ile kıyaslandığında üstünlüğü söz konusudur. Seyahatle ilgili düşük maliyetler bölgenin çekiciliğini artırmaktadır. Anahtar Kelimeler: Seyahat Ve Turizm Rekabetçilik Endeksi, Türkiye, Turizm Sektörü, Rekabet.

THE EVALUATION OF TURKEY’S COMPETITIVE FACTORS IN THE TOURISM INDUSTRY

Abstract The Travel & Tourism Competitiveness Index prepared by World Economic Forum contributes to the competitiveness and development of the countries. The Travel & Tourism Competitiveness Index is published once every two years since 2009. The index provides information about strengths and developmental areas of the countries to improve the competitiveness of the tourism industry. It is also used as a tool for strategic comparison for the development of the tourism industry.

The aim of the study is to evaluate Turkey’s competitive factors for sustainable tourism policies according to the Travel & Tourism Competitiveness Index. In this context, the country’s travel and tourism index has been evaluated under 4 main headings and 14 sub-headings. According to the results of The Travel & Tourism Competitiveness Index, Turkey has ranked 43. among 140 countries in 2019, while it ranked 56. among 133 countries in 2009. According to the results of all indexes,’ health and hygiene’ ranked at the top places among the competitive factors of the country. In addition, while ‘human resources’ and ‘cultural resources’ were identified as important competitive factors according to the results of first index, ‘price competitiveness’ was identified as the most important factor according to the results of last index. Turkey is superior in terms of price competitiveness when compared to the South European countries. Cost-effective travelling makes the region more attractive.

Key Words: The Travel & Tourism Competitiveness Index, Turkey, Tourism Industry, Competition.

154

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress URFA’DA İSLAMİ DÖNEME AİT BAZI YAPILARDA SÜSLEME OLARAK RENKLİ TAŞ KULLANIMI

Tarık EYE * * Harran Üniversitesi, [email protected]

Özet Urfa’da İslami döneme ait, bazı tarihi yapılarda renkli taş kullanımı ile ilgili çalışmamızı, Urfa’da yer alan cami, medrese ve şehir merkezinde yer alan bir han ile sınırlandırdık. Urfa’da yaşamış veya Urfa'yı hâkimiyeti altına alan birçok uygarlık olmuştur. Bu uygarlıklar arasında yüzyıllarca Urfa’yı etkisi altına alan topluluk Zengîler olmuştur. Renkli taş işçiliği ve süslemesi, Urfa ve civar şehirlere Zengîlerden gelen bir gelenek olarak yansımıştır. Anadolu Selçukluları zamanında Urfa’da Zengîler hüküm sürmüş ve kendi mimari süslemelerini Urfa’da da uygulamışlardır. Yüzyıllardır süregelen bu süsleme geleneği, bölgedeki kullanıma müsait olan malzemelerin süslemeye uygun olması, bu süsleme sanatının günümüze kadar ulaşmasını sağlamıştır. Günümüzde hala çok renkli taş işçiliği ile bu süsleme teknikleri kullanılmaktadır. İncelenen yapıların ikisi Osmanlı Döneminde yapılmıştır. Dönemin yapıları, Osmanlı sanatlarını yansıtmakla beraber çevresindeki uygarlık ve toplumlardan etkilenmesi sonucu süsleme sanatı sentezlendiği görülmüştür. Böylece bölgenin, kendi sanat üslubunu oluşturduğu söylenebilir. Renkli taş işçiliği ayrıca Eyyubi ve Memluklerde de kullanılmıştır. Renk, sadece mimari süslemede kullanılmamıştır. Eyyubiler ve Memluklerde, devlet yöneticilerinin ve yönetimindeki valilerin kendilerine has işaret ve armalarına renk denilmiştir. Aynı zamanda renk, devlet ve toplumlara mahsus, özel işaret ve arma olarak da kullanılmıştır. Bayrak, flama, giysiler, devlet nişanı gibi farklı alanlarda da kullanılmıştır. Böylece renk kullanımı, etkisini mimari süslemelerde de göstermiştir. Yaptığımız bu çalışmada, yapılarda bulunan renkli taş işçiliği ile uygulanan süslemeler incelenip, kataloğu yapılmıştır. Çalışmanın amacı Urfa’da bulunan bazı tarihi yapılardaki renkli taş ile yapılan süslemelerin tespit edilip incelenmesidir. Böylece tarihi Urfa yapılarındaki renkli taş süslemelerinin, yapılarda görüldüğü yerler tespit edilmiş, bu süslemede kullanılan renkler, kullanılan motif, kompozisyonlar, malzeme ve teknikler ele alınıp incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Mimari Süsleme, Renkli Taş Süsleme, Urfa, Cami, Han.

USING COLORED STONE AS ORNAMENT IN SOME ISLAMIC PERIOD STRUCTURES IN URFA

Abstract We limited our work on the use of colored stones in some historical buildings belonging to the Islamic period in Urfa to a mosque, a madrasah in Urfa and an inn in the city center. There have been many civilizations that lived in Urfa or dominated Urfa. Among these civilizations was the Zengîler community, which had influenced Urfa for centuries. The colorful stonework and decoration was reflected in Urfa and the surrounding cities as a tradition from the Zengis. During the Anatolian Seljuk State, the Zengis ruled in Urfa and applied their architectural ornaments in Urfa. This tradition of decoration that has been going on for centuries, the materials suitable for use in the region have been suitable for decoration, and this decoration art has survived to the present day.

Colorful stonework was also used in Eyyubi and Mamluks. Color haven't only used in architectural ornaments. Also, color has been used too as a special sign and emblem for the state and society .In Eyyubis and Mamluks, the special signs and emblems of the sultans and commandments had named as 'color'. It was also used in different fields such as flag, streamer, garments and government medal. Thus, the use of color has also shown its effect in architectural ornament.

In this study, the ornaments applied with the colored stonework in the structures are examined and cataloged. The aim of the study is to identify and examine the ornaments made with colored stones in historical structures in Urfa..

Key Words: Architectural Ornament, Colored Stone Ornament, Urfa, Mosque, İnn.

155

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress DIŞ TİCARETTE LOJİSTİK

Fatma Pınar BEDEL * Yeliz KUL ** * Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, [email protected] ** Karatay Üniversitesi, [email protected]

Özet Ülkelerin uyguladıkları dış ticaret politikalarındaki kritik önem, iç ve dış denge üzerinde kendisini göstermektedir. Küresel bazda ekonomik büyüklük ve sürdürülebilirlik fikrine dayanan güç ise, hem bu dengeyi sağlayabilen hem de uluslararası alanda öne çıkabilenlere aittir. Güçlü ekonomilerin dayandığı güçlü devlet politikası ve reel sektör, sınırların ve uzaklıkların ortadan kaldırılması fikrine dayanan ticaret ağı üzerinde kendisini göstermekte, alanda ülkelerin öne çıkabilmesi açısından lojistik sektöründeki gelişmelerin yakından izlenmesini zorunlu kılmaktadır. Tedarik zincirinin etkin yönetimi anlamına gelen lojistik, dünya üzerindeki herhangi bir yerde bulunan hammadde, ara mamul veya mamulün sağlanması, depolanması, mevzuata uygun biçimde dış ticarete konu olması ve en sonunda da satışa/teslime hazır hale getirilmesi fonksiyonlarıyla, dış ticarette başarılı bir yönetimi zorunlu kılmakta, sağlanan başarı ise ülkede milli geliri artırmaktadır. Faaliyetlerinde lojistik faaliyetlerini önemseyerek rakiplerine göre daha etkin bir biçimde kullanan işletmeler, hem ulusal hem de uluslararası alanda iş oluşturma ve büyüme potansiyeli açısından öne çıkmaktadır. Bu çalışma, Türkiye’nin zaman içerisinde değişim gösteren ticari ilişkileri ve lojistik sektörünü ele almış, lojistiğin dış ticaret üzerindeki önemini incelemiştir. Anahtar Kelimeler: Dış Ticaret, Lojistik, Tedarik Zinciri, Ekonomik Büyüme.

LOGISTICS IN FOREIGN TRADE

Abstract The critical importance of the foreign trade policies implemented by the countries shows itself on the internal and external balance. The power, which is based on the idea of economic size and sustainability on a global basis, belongs to those who can achieve this balance and stand out internationally. The strong state policy, which is based on strong economies, and the real sector manifests itself on the trade network based on the idea of eliminating borders and distances, making it imperative to closely monitor the developments in the logistics sector in order for countries to stand out in the field.

Logistics, which means effective management of the supply chain, necessitates a successful management in foreign trade with the functions of providing, storing, being subject to foreign trade in accordance with the legislation and finally making it ready for sale / delivery, and the raw materials, intermediate products or products available anywhere in the world. The success achieved increases the national income in the country. Enterprises that use logistics activities more efficiently than their competitors in their activities stand out in terms of the potential of creating business and growing both nationally and internationally.

This study shows changes in Turkey's trade relations has taken the time and logistics industry, has examined the importance of foreign trade logistics.

Key Words: Foreign Trade, Logistics, Supply Chain, Economic Growth.

156

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress ALFRED MARSHALL’TA “ZAMAN ÖĞESİ”

Mustafa ÖZİŞ * * Ankara Üniversitesi, [email protected]

Özet Marshall’ın İktisadın İlkeleri’ni ilk yayınlamasının üzerinden 130 yıl geçti. Hayatta iken yaptığı son edisyon olan sekizinci edisyonun yayınlanmasının ise 100. yılı. Günümüz mikro iktisadında kullanılagelen pek çok kavramın yanı sıra Marshall “diğer şeyler eşit” varsayımı altında yaptığı kısmı denge analizini “iktisatta pek çok önemli sorunun kaynağı” (1962:xi) olarak belirttiği “zaman öğesi” ile uzun döneme bağlamak ister. Kullandığı zaman kavramı meslektaşları tarafından operasyonel zaman olarak adlandırılsa da Marshall İlkeler’de doğada böyle bir zamanın olmadığı defaten belirtir. Nasıl ki doğa kısa ve uzun dönem arasında ayrım yapmıyorsa iktisadi analizinde de buna dikkat edilmesi gerektiğini belirterek kendi yönteminin sınırlılıklarına da dikkat çeker. Çünkü kendi sözleriyle “diğer şeyler nadiren eşittir”. Bu nedenle de mekanik değil, biyolojik anolojilerin ve yöntemin iktisadi gerçekliğin analizinde daha uygun olacağını ileri sürer. Bu konuda ciddiyetini okura göstermek için de İlkeler’in önsözünde iktisatçıların Mekke’si iktisadi dinamik olmaktan ziyade iktisadi biyolojidir” (1962:xii) sözlerini sarf eder. Bu çalışmada, iktisadi mekanik, iktisadi biyoloji ilişkisinde pek çok sorunun kaynağı olarak incelenen zaman öğesinin Marshall için önemine dikkat çekilerek, iktisadi biyolojik bir analiz için gereken zaman kavramı tartışmaya açılacaktır. Hayatta iken yaptığı son edisyonun üzerinden yüzyıllık geçmiştir ancak zaman öğesi iktisadi analizde pek çok sorunun kaynağı olmaya devam etmekte ve bir kez daha tartışılmayı, hele ki ülkemizde pek az tartışıldığı dikkate alındığında, hak ettiği düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Alfred Marshall, Zaman, İktisadi Biyoloji.

“ELEMENT OF TIME” IN ALFRED MARSHALL

Abstract 130 years have passed since Marshall first published Principles of Economics and it is the centenary anniversary of the publication of the eighth edition, the last edition he published while he was alive. The analysis of partial equilibrium of Marshall is well known. He would like to analyse economic reality by using time period and “other things being equal” assumption. The time period used in his analysis which makes the short, long or partial or general analyses possible. Therefore he would like to connect partial analysis to the ‘general analysis”/long term by using “element of time” but at the same time he stated that “element of time” is the source of almost every problem in economics.

Although the concept of the time he uses is called “operational time” by his successor colleagues, in Principles he stated that there is no such time in nature. Just as nature does not distinguish between short and long term, he points out the limitations of his own method by stating that "other things being rarely equal". For this reason, he argues that biological analogies and method rather than mechanical would be more appropriate in the analysis of economic reality. In the Preface of Principles, he underlines that “the Mecca of Economists is economic biology rather than economic dynamic”(1962: xii).

In this study, we focus why Marshall thinks that “element of time” is the source of many problems in the economic analysis then how “the element of time” must be used in the analysis which satisfies biological analysis requirements. However this year is the centenary anniversary of the publication of the eighth edition, there is very little attention of “element of time” in Marshall in Turkish literature so we think that it deserves of discussion as a history of economic thought subject.

Key Words: Alfred Marshall, Time, Economic Biology.

157

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress COVID-19 PANDEMİSİ SONRASI UZAKTAN ÇALIŞMANIN GELECEĞİ

Ercan ÖGE* *İstanbul Aydın Üniversitesi, [email protected] Özet Covid-19 pandemisi sonrasında işletmeleri zor bir süreç beklemektedir. İşletmeler için pandemi sonrası tam bir belirsizlik söz konusu olduğu gibi, varlıklarını nasıl devam ettirecekleri de aynı derecede zorlayıcı bir konu haline gelmiştir. Piyasaların pandemi öncesi duruma dönebilmeleri belli bir zaman alacaktır. İşletmelerin bu süreçte; daha az etkilenmek, süreci avantaja dönüştürmek ve rekabet üstünlüğü sağlamak amacıyla yeni iş modellerine yönelmeleri beklenmelidir. Yeni (pandemi sonrası) dönemde iş yaşamının “yeni normali” olabilecek uygulamalarından biri de “uzaktan çalışma” olarak gözükmektedir. Covid-19 pandemisine bağlı olarak virüsün bulaşıcı etkisi üretim yapan işletmelerin birçoğunu üretimlerini durdurma yönünde bir davranış ortaya koymalarına neden olmuştur. Hizmet işletmeleri ise tam tersine işlerin çoğunu uzaktan çalışma ile etkin hale getirmeye çalışmışlardır. Diğer bir ifadeyle işletmeler, Covid-19 virüsünün bulaşıcı etkisini azaltabilmek amacıyla “uzaktan çalışma” uygulamasına geçerek, çalışma yöntemlerini değiştirmiş böylece iş yaşamında daha uzun yıllara yayılarak gerçekleşebilecek çalışma şeklini beklenenden daha kısa zamanda gerçekleştirmeye başlamışlarıdır. Bilgi iletişim teknolojilerindeki (Zoom, Microsoft Teams, Skype gibi uygulamalar) hızlı değişim ve gelişmeler, işlerin dijital platformlarda yürütülmesini (uzaktan çalışmayı) daha da hızlandırmıştır. Bu literatür çalışmasında da, pandemi sonrası uzaktan çalışmanın geleceği konusu üzerinde durulmuştur. Son yıllarda uzaktan çalışma ile ilgili literatürde çeşitli çalışmalara rastlanmakla birlikte, Covid-19 pandemisinin uzaktan çalışmanın geleceğine yönelik etkisi üzerine çalışmalar yok denilecek kadar azdır. Dolayısıyla, Covid-19 pandemisinin uzaktan çalışma ve geleceğini nasıl etkileyebileceği bu çalışmanın ana amacını oluştururken, çeşitli öneriler sunularak, ileride bu alanda yapılacak çalışmalara katkı sağlanması hedeflenmiştir. Anahtar Kelimeler: Covid-19, Uzaktan Çalışma, Dijital Dönüşüm, Hizmet Sektörü.

FUTURE OF REMOTE WORKING AFTER THE COVID-19 PANDEMIC

Abstract A difficult process is expected for the businesses after the Covid-19 pandemic. Just like the post-pandemic process is a complete uncertainty for businesses, the subject of how they will continue their existence has also become equally challenging. It will take a certain time for the markets to return to the pre-pandemic situation. Businesses are expected to turn to new business models to get less affected by this process, to turn it into an advantage and to provide competitive advantages.

It seems that one of the practices that might be the “new normal” of business life in the post-pandemic period is “remote working.” The infectious effect of the virus due to the Covid-19 pandemic caused many of the manufacturing businesses to stop their production. On the other hand, service businesses tried to activate most of the jobs through remote working. In other words, businesses changed their working methods and switched to “remote working” to reduce the infectious effect of the Covid-19 virus; thus, in a shorter time, they started to realize a working method that can be realized in a long time in business life. Rapid changes and developments in the information and communication technologies (applications like Zoom, Microsoft Teams, Skype) have speed up the execution of works (remote working) on digital platforms.

This literature study focused on the future of remote working after the pandemic. Recently, there are various studies on remote working in the literature, but the number of studies on the effect of the Covid-19 pandemic on the future of remote working is limited. Therefore, this study aimed to determine how the Covid-19 pandemic may affect the remote working and its future and to contribute to future studies by presenting various recommendations.. Key Words: Covid-19, Remote Working, Digital Transformation, Service İndustry.

158

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN İŞ BULMA KAYGISININ OKULA BAĞLILIĞA ETKİSİ

Melih Ammar DEMİRCİ * * Sinop Üniversitesi, [email protected]

Özet Günümüzde yüksek genç işsizlik oranları işsizlik konusunda gençlerin en riskli grup olduğunu göstermektedir. Özellikle yeni açılan üniversite ve bölümlerle birlikte artan öğrenci ve mezun sayısıyla birlikte iş olanaklarının potansiyeli karşılayacak nitelikte olmaması genç işsizliğini dikkat çekici noktalara ulaştırmıştır. Gençler iş piyasasına ilk kez giriş ve tecrübe eksikliği gibi nedenlerle ekonomik, sosyal ve psikolojik sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu sorunların en başında da iş bulma kaygısı gelmektedir. İş bulma kaygısı gençlerin yaşamının her alanını etkilemektedir. Hem hayatlarına yön verecekleri hem de en verimli oldukları okul döneminde böyle bir kaygıya maruz kalması ve umutsuzluğa kapılması okula olan bağlılıklarını etkileyecektir. Okula bağlılık kavramı ise davranışsal, duyuşsal ve bilişsel bağlılık boyutlarıyla alanyazına yeni girmiş bir kavramdır. En genel tanımıyla okula bağlılık öğrencinin okuldaki etkinlikleri, dersleri ve arkadaşlarını benimsemesini ifade eder. Okula bağlılığı etkileyen birçok faktör bulunmaktadır. Bu çalışmada üniversite öğrencilerinin en büyük problemlerinden olan iş bulma kaygısının okula bağlılılığa olan etkisi araştırılmıştır. Çalışma psikanalitik kuramına göre temellendirilmiş olup iş bulma kaygısının okula bağlılığı olumsuz yönde etkilediği hipotezi sınanmıştır. Ayrıca çalışma kapsamında sonuçların kontrol değişkenleri olan cinsiyet, sınıf, alan ve ailenin gelirine göre farklılık gösterip göstermediği de analiz edilmiştir. Bu çerçevede yapılan literatür taramasıyla araştırma modeli dizayn edilmiş olup iş bulma kaygısı ölçeği ve okul bağlılığı ölçeği belirlenen katılımcılara uygulanmıştır. 116 üniversite öğrencisi üzerinde yapılan bu araştırmada veriler güvenilir ve geçerli sonuçlar sunan IBM SPSS Statistics 21 yazılımıyla analiz edilmiştir. Elde edilen sonuçlar iş bulma kaygısının okula bağlılığı olumsuz olarak etkilediğini ortaya koymaktadır. Anahtar Kelimeler: İşsizlik, İş Bulma Kaygısı, Okula Bağlılık.

THE EFFECT OF UNIVERSITY STUDENTS' ANXIETY OF FINDING JOB ON SCHOOL COMMITMENT

Abstract Today, high youth unemployment rates show that young people are the most risky group regarding unemployment. Especially, the number of students and graduates increasing with the newly opened universities and departments, and the fact that job opportunities are not sufficient to meet the potential have brought youth unemployment to remarkable points. Young people are faced with economic, social and psychological problems for the first time due to reasons such as entry into the labor market and lack of experience. Anxiety about finding a job is at the top of these problems. Anxiety of finding a job affects all areas of youth life. Exposure to such anxiety and despair will affect their commitment to the school, both during their school and when they are most productive. The concept of commitment to school is a concept that has just entered the literature with its behavioral, affective and cognitive attachment dimensions. In its most general definition, commitment to school implies the student's adoption of school activities, lessons, and friends. There are many factors that affect school attachment.

In this study, the effect of job anxiety, which is one of the biggest problems of university students, on school attachment was investigated. The study is based on the psychoanalytic theory, and the hypothesis that job anxiety negatively affects school engagement has been tested. Also, it was analyzed whether the results differ according to the variables of control, gender, class, area and family income. In this context, the research model was designed with the literature review and the job anxiety scale and school engagement scale were applied to the determined participants. In this study on 116 university students, the data were analyzed with IBM SPSS Statistics 21 software, which provides reliable and valid results. The results show that job anxiety affects school loyalty negatively.

Key Words: Unemployment, Anxiety to Find Job, School Commitment.

159

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress ÇALIŞANLARIN ÖRGÜTSEL BAĞLILIK ALGILARININ PSİKOLOJİK GÜÇLENDİRMELERİNDEN KESTİRİLMESİ

Halil Özcan ÖZDEMİR * * Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi, [email protected]

Özet Örgütsel bağlılık, çalışanların örgütlerine karşı aidiyet duygusunu arttıran bir kavramdır. Psikolojik güçlendirme ise; çalışanların öz güvenlerini arttırmak için geliştirilmiş bir stratejidir. Araştırma ile özel sektör çalışanlarının personel güçlendirme ve örgütsel bağlılık algıları ve bu algılar arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda Kırşehir Organize Sanayi Bölgesinde (OSB) faaliyet gösteren işletmelerde çalışan işçilerin psikolojik güçlendirme ve örgütsel bağlılık algılarının çalışanların eğitim düzeylerine ve yaşlarına bağlı olarak istatistiksel açıdan farklılaşıp farklılaşmadığı ve personel güçlendirme ile örgütsel bağlılık algıları arasındaki ilişki test edilmiştir. Araştırma kapsamında 212 çalışana anket uygulanmıştır. Araştırma sonucunda, çalışanların örgütsel bağlılıklarının psikolojik güçlendirmelerinden yordandığı tespit edilmiştir. Araştırmanın diğer sonuçları, örgütsel bağlılığın yaşa ve eğitim düzeyine göre farklılaştığı; psikolojik güçlendirmenin de eğitim düzeyine göre farklılaştığı şeklindedir. Psikolojik güçlendirme yaş değişkenine göre farklılaşmamaktadır. Anahtar Kelimeler: Psikolojik Güçlendirme, Örgütsel Bağlılık, Örgütsel Davranış.

ANTICIPATING EMPLOYEES’ ORGANIZATIONAL COMMITMENT PERCEPTIONS FROM PSYCHOLOGICAL EMPOWERMENT

Abstract Organizational commitment is a concept that increases employees’ sense of belonging to their organizations. Psychological empowerment, on the other hand, is a strategy developed to increase employees’ self-confidence. The present study aims to examine private sector employees’ perceptions of staff empowerment and organizational commitment, and the relationship between these perceptions. The participants are employees who work in the enterprises operating in Kırşehir Organized Industrial Zone. The employees’ perceptions of psychological empowerment and organizational commitment were tested depending on their education levels and ages. In addition, the relationship between the perceptions of staff empowerment and organizational commitment was examined. Within the scope of the research, a questionnaire was applied to 212 employees. The results indicated that the organizational commitment of the employees was predicted from the psychological empowerment. Moreover, the findings show that organizational commitment differs according to age and education level, and that psychological empowerment differs according to the level of education. Psychological empowerment does not differ with age variable.

Key Words: Psychological Empowerment, Organizational Commitment, Organizational Behavior.

160

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress AVRUPA BİRLİĞİ MÜZAKERE SÜRECİNDE BASININ ROLÜ

Battal YILMAZ * * Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi, [email protected]

Özet Türkiye, dönem adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğu’na (AET) 31 Temmuz 1959’da ortaklık başvurusu yaparak Avrupa Birliği yolculuğuna çıkmıştır. Sonrasında 1963 Ankara Anlaşması ile resmiyet kazanan ilişki 1987’de yeniden tam üyelik başvurusu ile devam etmiştir. 1999’da adaylık statüsü verilen Türkiye, 16-17 Aralık 2004 Brüksel Zirvesinde müzakerelere başlamak için 3 Ekim 2005 tarihini almış ve bu tarihte Lüksemburg’da müzakereler başlamıştır. Diğer taraftan, 1 Mayıs 2004’de Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Kıbrıs Cumhuriyeti adı ile Avrupa Birliği’ne tam üye olmuştur. Türkiye ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile ilgili kazanımlardan vazgeçmeme iradesi ortaya koymuştur. Buna bağlı olarak 11 Aralık 2006’da Avrupa Birliği ile 35 fasıl üzerinden yürüyen müzakereler Ankara Anlaşması’nın ek protokolüne Türkiye’nin uymaması gerekçe gösterilerek 8 müzakere başlığı askıya alınırken açılan diğer fasılların ise kapanmaması kararı alınmıştır. Tüm bu süreçte Avrupa Birliği, 1998 yılından beri her yıl düzenli olarak yayımlanan İlerleme Raporları ile demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları eksenine oturmuş, Kopenhag kriterlerine uyum konusunda kaydettiği gelişmeleri yayımlamıştır. İşte bu çalışmada Türkiye’de basının Avrupa Birliği ile ilişkilerin ilerleme kaydettiği dönemlerde Avrupa Birliği’ne üyeliğe sosyolojik desteğin artmasına katkısı incelenecektir. Bununla birlikte, Avrupa Birliği ile ilişkilerin askıda olduğu veya yavaş ilerlediği dönemde basının tutumu çalışmanın kapsamındadır. Yine, Avrupa Birliği üyelik sürecini doğrudan etkileyen etkenlerden Kıbrıs sorununun Birleşmiş Milletler mecrasından çıkarılıp Avrupa Birliği düzlemine çekilmek istenmesine basının tutumu çalışmada inceleme konusudur. Ve nihai olarak 60 yıllık periyotta Avrupa Birliği müzakere sürecinde basının yönlendirici etkisi tartışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Avrupa Birliği, Katılım Müzakereleri, Basın.

THE ROLE OF THE PRESS IN THE EUROPEAN UNION NEGOTIATION PROCESS

Abstract Turkey, the period known as the European Economic Community, by referring to partnerships on 31 July 1959, the European Union has increased its journey. The relationship, which became official with the 1963 Ankara Agreement, resumed in 1987 with a new application for full membership. In 1999, given the candidate status for Turkey, 16-17 December 2004 has taken the 3 October, 2005 to start negotiations at the Brussels summit, and the negotiations began in Luxembourg on that date. On the other hand, on 11 May May, 2004, Cyprus became a full member of the European Union under the name of the Republic of Cyprus. Turkey has demonstrated the will to give up the gains related to North Cyprus Turkish Republic. Accordingly, on December 11, 2006, the negotiations with the European Union over 35 chapters were suspended because Turkey did not comply with the Additional Protocol of the Ankara Agreement, while the other chapters opened were decided not to close.. In this whole process, the European Union has published the Progress Reports that have been published annually since 1998, and the progress it has made regarding compliance with the Copenhagen criteria based on democracy, the rule of law and human rights. That work in progress in the period in which relations with the European Union to contribute to the increase of the press in Turkey will be examined sociological support membership of the European Union. However, the attitude of the press during the period of suspended or slow progress of relations with the European Union is within the scope of the study.. Again, the attitude of the press, which is one of the factors that directly affect the European Union membership process, is to be removed from the United Nations media and drawn to the European Union level is subject to scrutiny in the study. Moreover, ultimately, in the 60 years, the guiding effect of the press in the European Union negotiation process will be discussed.

Key Words: European Union, Accession Negotiations, Press.

161

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress TÜRKİYE’DE ÖZEL TELEVİZYONCULUĞUN TARİHSEL SERÜVENİ VE TARAFSIZLIK SORUNSALI

Battal YILMAZ * * Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi, [email protected]

Özet Dünyada televizyonun ortaya çıkışı 1920’lı yıllara dayansa da ülkeler özelinde kitle iletişim aracı olarak yaygınlaşması 1960’larda olmuştur. Bu bağlamda Türkiye’de 1961 Anayasası’nın 121. maddesi gereği özerk kamu tüzel kişiliği halinde örgütlenen kamu televizyonu 1968 yılında deneme yayınlarına başlamıştır. 1971 yılında ise siyah-beyaz televizyon yayıncılığı yaygınlaşmıştır. Hukuki çerçeve olarak 1971 anayasa değişikliği ile kamu televizyonculuğunun özerkliği kaldırılsa da kamu tüzel kişiliği ile devam etmiştir. 1982 Anayasası’nın 133.maddesi, kamu tüzel kişiliğine haiz televizyonculuğu özerk statüye tekrar kavuşturmuştur. Kamu tekeli devam etmesine rağmen 1980 sonrası iletişim teknolojisinde meydana gelen gelişmeler, Türkiye’de büyük basın şirketlerinin özel televizyonculuğa ilgi duymasına yol açmıştır. Nitekim 1985 sonrasında basın kuruluşları özel televizyon kurma girişiminde bulunmuşlardır. Ancak ilk yayını 1990 yılında Almanya üzerinden ‘’Magic Box’’ televizyonu yapmıştır. Devamında 1993 yılında Anayasanın 133.madde değişikliği yapılmış ve özel televizyonculukta fiili durum hukuki çerçeveye bürünmüştür. 1990’lı yıllardan 2000’li yıllara özel televizyonculuk sektörü gittikçe büyümüştür. Hatta söz konusu sektörü düzenlemek ve denetlemek amacıyla ‘’RTÜK’’ kurulmuştur. Ancak geleneksel kitle iletişim araçlarının bilgi ve iletişim teknolojilerinde değişikliklerle kamuoyunu etkileme gücü ve hegemonik durumu sarsılmıştır. Diğer taraftan özel televizyonculuk reklam-rating korelasyonuna bağlı olarak hayatta kalmaktadır. Çalışmada, mülkiyet ilişkileri sorgulanan ve belli ölçülerde kartelleşme eğilimi gösteren özel televizyonculuğun tarafsız ve bağımsız kalıp kalamayacağı sorgulanacaktır. Bu kapsamda kamunun reklam pastasını manipüle etme gücü ve üst kurul RTÜK aracılığı ile caydırıcılığından hareketle özel sektörün etik ve ilkesel televizyonculuğa bağlı kalabilme kabiliyeti tartışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Kamu Televizyonculuğu, Özel Televizyonculuk, Tarafsızlık ve Bağımsız Yayıncılık.

TV JOURNALIST SPECIAL PROBLEMS IN TURKEY HISTORICAL ADVENTURE AND IMPARTIALITY

Abstract Although the emergence of television in the world dates back to the 1920s, it became widespread in the 1960s as a mass media tool for countries. In this context, Article 121 of the Constitution of Turkey in 1961, public television should be organized into autonomous public entity has started its test broadcasts in 1968. In 1971, black and white television broadcasting became widespread. As the legal framework, although the autonomy of public television was lifted with the 1971 constitutional amendment, it continued with the public legal personality. Article 133 of the 1982 Constitution has regained television broadcasting autonomous status. Communication technology developments occurring after 1980, despite continued public monopolies, the largest media company in Turkey has led to an interest in hearing private TV journalist. As a matter of fact, after 1985, press organizations attempted to install private television. However, his first broadcast was broadcast on "Magic Box" television in Germany in 1990. Subsequently, article 133 of the Constitution was amended in 1993, and the actual situation in private television has taken the legal framework. The private television market has grown steadily from the 1990s to the 2000s.. In fact, "RTÜK" was established to regulate and supervise the said sector. However, the power and hegemonic state of traditional mass media to affect the public have been shaken by changes in information and communication technologies. On the other hand, the private television market survives due to the ad-rating correlation. In the study, it will be questioned whether private television can remain neutral and independent if the property relations are questioned and tend to cartelize to a certain extent. In this context, the ability of the public sector to manipulate the advertising pie and the ability of the private sector to adhere to ethical and principal television broadcasting through its deterrence through the upper board RTÜK will be discussed.

Key Words: Public Television, Private Television, Neutrality, and Independent Broadcasting.

162

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress AR-GE, PATENT VE İLERİ TEKNOLOJİ İHRACATININ EKONOMİK BÜYÜMEYE ETKİLERİ: OECD ÜLKELERİ İÇİN DİNAMİK PANEL VERİ ANALİZİ

İbrahim DAĞLI * Zeynep Ezanoğlu ** * Süleyman Demirel Üniversitesi, [email protected] ** Süleyman Demirel Üniversitesi, [email protected]

Özet Makroekonomik politikalarda sürdürülebilir büyümenin yakalanması her ülkenin temel makro hedefleri içerisinde yer almaktadır. Sınırları ortadan kaldıran yeni küresel düzenle birlikte zaman içerisinde büyüme teorileri de birçok değişime uğramıştır. Özellikle 1980’ler sonrasında ortaya atılan içsel büyüme teorileri Ar-Ge’yi büyümenin itici gücü olarak kabul etmiş ve teknolojinin büyüme üzerindeki kritik rolü ön plana çıkmıştır. Romer’in (1990) çalışması, Ar-Ge’nin büyüme üzerindeki etkilerine ilişkin yapılacak birçok çalışmanın ilham kaynağı olmuştur. Neo-Klasik ekonomik büyüme modellerinde teknolojinin büyüme üzerindeki etkisi dışsal etki olarak kabul edilmesine karşın evrimci iktisat teknolojiyi içsel olarak kabul etmiş ve büyümenin ana motorlarından biri olarak saymıştır. Günümüzde dahi güncelliğini koruyan teknolojinin büyüme üzerindeki etkisi, teknolojiyle içselleşmiş olan; Ar-Ge harcamaları, patent başvuruları ve ileri teknoloji ihracatı gibi değişkenler üzerinden tartışılmaktadır. Bu çalışmada, teknolojinin büyüme üzerinde pozitif etkiye sahip olduğu hipotezi farklı ekonomik büyüklükteki ülkeler veri seti ile test edilecektir. Bu kapsamda yapılan çalışmada: 2000-2017 dönemini içeren verilerle 36 OECD ülkesinde Ar-Ge harcamalarının, patent sayılarının ve ileri teknoloji ihracatının ekonomik büyümeyle olan ilişkisi Arellano ve Bond (1991) Genelleştirilmiş Momentler (GMM) tahmincisi ile analiz edilecektir. Farklı ekonomik büyüklüğe ve gelişmişlik düzeyine sahip ülkelerle yapılacak analizle daha geniş bir makro perspektif yakalanması amaçlandığından ülke grubu olarak OECD ülkeleri seçilmiştir. Yapılan dinamik panel analizinden elde edilen ilk bulgulara göre: Ar-Ge harcamaları ve patent sayıları ekonomik büyümeyle pozitif yönlü ve istatistiki olarak anlamlı bir ilişkiye sahiptir. Bununla birlikte ileri teknoloji ihracatının büyümeyle olan ilişkisi pozitif tahmin edilmekle birlikte bu ilişkinin istatistiki olarak anlamlı olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Ar-Ge, Patent, İleri Teknoloji İhracatı, Teknoloji ve Büyüme, Panel Veri Analizi, GMM.

EFFECTS OF R&D, PATENT AND HIGH TECHNOLOGY EXPORT ON ECONOMIC GROWTH: DYNAMIC PANEL DATA ANALYSIS FOR OECD COUNTRIES

Abstract Achieving sustainable growth in macroeconomic policies is among the main macro targets of each country. Along with the new global order that eliminated the boundaries, growth theories have also undergone many changes over time. Especially the endegenous growth theories put forward after 1980s accepted R&D as the driving force of growth and the critical role of technology on growth came to the fore. Romer's paper (1990) has been the inspiration for many studies on the effects of R&D on growth. In neo-classical economic growth models, although the effect of technology on growth is accepted as an exegenous effect, evolutionary economics accepted technology endegenous and regarded it as one of the main engines of growth. Even today, the effect of technology, which is up to date, on growth, which is internalized by technology; R&D expenditures are discussed through variables such as patent applications and advanced technology exports. In this study, the hypothesis that technology has a positive effect on growth will be tested with data sets from countries of different economic sizes. In the study carried out in this context: The relationship between R&D expenditures, patent numbers and high technology exports to economic growth in 36 OECD countries with data covering the period 2000-2017 will be analyzed by Arellano and Bond (1991) Generalized Method of Moments (GMM). OECD countries have been chosen as the country group since it is aimed to capture a wider macro perspective with the analysis to be made with countries with different economic and development levels. According to the first results obtained from the dynamic panel analysis: R&D expenditures and patent numbers have a positive and statistically significant relationship with economic growth. However, although the relationship between high-tech exports and growth was positively estimated, it was concluded that this relationship was not statistically significant.

Key Words: R&D, Patent, High-Tech Export, Technology and Growth, Panel Data Analysis, GMM.

163

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress YOK EDİCİ YIKIM YARATICI YIKIMI YENEBİLECEK Mİ? İNSANLIĞIN GELECEĞİ İÇİN TEKNOLOJİNİN YÜKSELİŞİNDEN KORKMALI MIYIZ?

İbrahim DAĞLI * Levent KÖSEKAHYAOĞLU ** * Süleyman Demirel Üniversitesi, [email protected] ** Süleyman Demirel Üniversitesi

Özet Sanayi devriminden bu yana hızla gelişen teknoloji, istihdama etkileriyle önemli tartışmalar yaratmıştır. Yeni makinelerin kullanılmaya başlanmasıyla birlikte değişen iş modelleri ve değişen işgücü ihtiyacı kritik bir tartışma olarak ortaya çıkmıştır: Teknoloji gelecekte insanları işsiz bırakacak mı? Bundan tam 209 yıl önce 1811 yılında Nottingham'da tekstil işçileri tarafından makinelerin yıkılmasıyla başlayan ilk büyük eylem, teknolojinin insanları işsiz bırakacağı tartışmalarında dönüm noktası olmuştur. İlk makineleşme yıllarında makinelerin işçilerin yerini alacağı düşünülse de gelişen teknoloji sayesinde birçok yeni işin yaratılmasıyla karşıt görüşler ortaya çıkmıştır. Bu çalışma, teknolojinin insanlığın geleceği üzerindeki en önemli etkilerinden biri olan istihdam/işsizlik boyutunu tartışmayı amaçlamaktadır. Teknolojinin gelecekte insanları işsiz bırakabileceği yönündeki kaygılarla ilgili teorik bilgi ve ampirik bulgularla kapsamlı bir yaklaşım elde etmek için bir literatür taraması yapılmıştır. Ortaklaşa sunulan teorik ve ampirik bulguların bu alanda çalışan tüm araştırmacılar, politika yapıcılar, yöneticiler için faydalı olması ve teknoloji konusunda derin endişeleri olan toplum için daha sağlam bir zemin oluşturması amaçlanmaktadır. Bu bağlamda 81 ampirik çalışma incelenmiş ve bulgular özetlenmiştir. Özellikle mikro çalışmalarda süreç yeniliklerinin emek tasarrufu etkisi ve ürün yeniliklerinin iş yaratma etkisi genel kabul görmüştür. Anahtar Kelimeler: Teknoloji, İstihdam, Teknolojik İşsizlik, Teknolojinin Geleceği, Mesleklerin Geleceği.

WILL DESTRUCTIVE DESTRUCTION BEAT CREATIVE DESTRUCTION? SHOULD WE FEAR THE RISE OF TECHNOLOGY FOR THE FUTURE OF HUMANITY?

Abstract Rapidly developing technology since the industrial revolution has brought important debate with its effects on employment. Changing business models and changing need of labor force with the introduction of new machines have emerged as a critical debate: Will technology leave people unemployed in the future? Exactly 209 years ago, in 1811, the first major action that broke out in Nottingham with the teardown of machines by textile workers became the milestone in the debate that technology would leave people unemployed. Even though the idea of workers will be displaced by machines was extremely common during the first mechanization years, opposing- views emerged with the creation of many new jobs thanks to the developing technology. This study aims to discuss the employment/unemployment dimension, which is one of the most significant effects of technology in the future of humanity. A literature review was conducted to get a comprehensive approach with theoretical knowledge and empirical findings regarding the concerns that technology may leave people unemployed in the future. The theoretical and empirical findings presented jointly are intended to be beneficial for all researchers working in this field, policymakers, executives and to establish a more solid ground for the general public with deep concerns about technology. In this context, 81 empirical studies have been examined and findings have been summarized. Especially in micro studies labor-saving effect of process innovations and job-creation effect of product innovations are generally accepted.

Key Words: : Technology, Employment, Technological Unemployment, Future of Technology, Future of Jobs.

164

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress ENTEGRE RAPORLAMA VE TÜRKİYE’DE YAPILAN ÇALIŞMALARIN DOKÜMAN ANALİZİ YÖNTEMİ İLE İNCELENMESİ

Özlem Nilüfer KARATAŞ ARACI * Kadriye ARISOY ** * Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, [email protected] ** Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, [email protected]

Özet Bu çalışmanın amacı son yılların kurumsal raporlama alanının en üst seviyesi olan entegre raporlama konusunun Türkiye’de geldiği noktayı ortaya koymaktır. Bu doğrultuda Türkiye’de yayınlanmış tüm lisansüstü tezler ve makaleler kapsamında bir literatür taraması gerçekleştirilmiştir. İncelenen toplam 79 çalışma neticesinde entegre raporlamanın araştırıldığı konu başlıkları tespit edilmiş olup araştırmadan elde edilen başlıca bulgular şu şekilde özetlenebilir; entegre raporlamanın Türk literatüründe yer aldığı yıl 2012 olup lisansüstü tezlerde 2016 yılı ile araştırılmaya başlanmıştır. Tez ve makalelerin genelinde araştırma yöntemi içerik analizi olup genellikle Çimsa Çimento, TSKB, Garanti Bankası, Argüden firmalarının entegre raporlarının içerik analizinin yapıldığı görülmektedir. Buradan araştırmacıların genellikle yayınlanmış bir entegre rapor üzerinde araştırma yapmayı tercih ettikleri sonucuna ulaşılmaktadır. Bu durumun sebebi entegre raporlamanın Türkiye’de henüz yeni yeni uygulama alanı bulmasıdır. Makalelerde tezlerden farklı olarak Dünya’daki entegre rapor örneklerinin analizine yer verildiği tespit edilmiştir. Genel olarak tez ve makalelerde araştırılan konu başlıkları benzer olmakla birlikte tezlerde, makalelerden farklı olarak sektörel bazda örnek entegre rapor uygulamalarına yer verildiği tespit edilmiştir. Bir diğer dikkat çeken bulgu ise gerek tezlerde gerekse makalelerde entegre raporlamanın standardizasyonu ve güvence konularına önerilerin fazlaca olmasıdır. Çalışmada yapılan inceleme neticesinde Türkiye’de ki akademik yazında entegre raporlamanın durumu ortaya konulmuş ve hem sektörel uygulama açısından hem de akademik yazın açısından daha sonraki çalışmalara yol gösterici olacağı ve katkı sunacağı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Raporlama, Kurumsal Raporlama, Entegre Raporlama.

INTEGRATED REPORTING AND ANALYSIS OF STUDIES IN TURKEY BY DOCUMENT ANALYSIS METHOD

Abstract This study aims to demonstrate the point at which Integrated Reporting, which is the highest level of corporate reporting in recent years, has reached in Turkey. Accordingly, a literature review was carried out within the scope of all graduate theses and articles published in Turkey. A total of 79 studies have identified the topics under which integrated reporting is investigated and the main findings from the research can be summarized as follows: The year in which integrated reporting is included in the Turkish literature is 2012 and it has been started to be researched in theses with 2016. Content analysis is the research method throughout the thesis and articles and it is generally observed that the integrated reports of Çimsa Çimento, TSKB, Garanti Bank, and Argüden are analyzed. From here it is concluded that researchers generally prefer to conduct research on a published integrated report. This is because integrated reporting has yet to find new application areas in Turkey. Unlike theses, it is determined that the articles contain an analysis of integrated report samples in the world. In general, although the titles investigated in theses and articles are similar, it has been determined that, in contrast to the articles, sample integrated report applications are carried out on a sectoral basis. Another remarkable finding is that there are too many suggestions on the standardization and assurance of Integrated Reporting in both theses and articles. As a result of the study, the situation of Integrated Reporting in the academic writing in Turkey has been revealed and it is thought that it will guide and contribute to later studies both in terms of sectoral implementation and in terms of academic writing.

Key Words: Reporting, Corporate Reporting, Integrated Reporting.

165

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress DİJİTAL TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ

Tuğba SARI * * Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi, [email protected]

Özet Günümüzde rekabet artık işletmeler arasında değil, tedarik zincirleri arasında yaşanmaktadır. Dolayısıyla işletmeler rekabet avantajı elde etmek, müşterileri ve paydaşları için değer yaratabilmek ve faaliyetlerinin sürdürülebilirliğini sağlamak için tedarik zincirlerini en etkili ve verimli şekilde yönetmek zorundadır. Son on yılda teknoloji alanında yaşanan hızlı gelişmeler, tedarik zinciri süreçlerini dijitalleştirerek verimliliği; esnekliği ve karşılıklı çalışabilirliği artırırken, aynı zamanda tedarik zinciri risklerini de minimize etmeye yardımcı olmaktadır. Dijital tedarik zincirleri, RFID ile ürünlerin tedarik zinciri boyunca izlendiği ileri takip sistemleri; akıllı sistemlerle donatılmış depolar; gerçek zamanlı veri paylaşımına dayanan siber-fiziksel sistemler; riski erken izleme sinyalleri ile algılayan ve daha doğru tahmin yapmaya yarayan büyük veri analizi gibi bir dizi ileri teknolojiyi esas almaktadır. Tüm dünyada her geçen gün pazar payını artırmakta olan e-ticaret ise müşteri ilişkilerinde yapay zeka teknolojisinden yararlanan, kişiselleştirilmiş ürünler ve yüksek hızda hizmet ile öne çıkan dinamik yapısı ile tedarik zinciri rekabetinde yerini almaktadır. İşletmelerin bu hızlı değişen iş ortamında hayatta kalabilmesi, dijital tedarik zinciri kavramını tüm yönleri ile anlayarak, şirket stratejilerinin bir parçası haline getirmesine bağlıdır. Bu çalışmanın amacı, ileri teknolojilerin tedarik zincirlerinin işleyişi üzerindeki etkisini ortaya koymak ve dijitalleşen tedarik zincirlerinin çok boyutlu ve bütünleşik bir bakış açısı ile yönetilmesi için stratejiler ve politikalar geliştirilmesine katkıda bulunmaktır. Anahtar Kelimeler: Tedarik Zinciri, Dijitalleşme, RFID.

DIGITAL SUPPLY CHAIN MANAGEMENT

Abstract Nowadays, competition is not between companies, but between supply chains. Hence, companies have to manage their supply chains in the most effective and efficient way in order to have competitive advantage; ensure the sustainability of their activities; and create value for their customers and stakeholders. Digitalization of supply chain processes with the help of devastating changes in the technology aims to minimize supply chain risks while increasing productivity, flexibility and interoperability. Digital supply chains are based on a set of advanced technologies such as: advanced tracing systems where the products are tracked with RFID signals throughout the supply chain; smart warehouses; integrated cyber-physical systems; real-time data sharing; big data analysis which can help detecting early risk signals and making more accurate predictions. An increasing trend, e-commerce, with a dynamic structure offering customized products at high speeds and using artificial intelligence technology in customer relations, takes its place in the supply chain competition. The survival of companies in this fast-changing business environment depends on understanding the digital supply chain in all aspects and adopting it as a part of corporate strategy. The purpose of this study is to indicate the impacts of advanced technologies on the supply chains and to contribute to the development of strategies and policies to manage digitalized supply chains with a multi-dimensional and integrated perspective.

Key Words: Supply Chain; Digitalization; RFID.

166

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress ORTAOKUL SOSYAL BİLGİLER DERS KİTAPLARI ETKİN VATANDAŞLIK ÜNİTESİNDEKİ ETKİNLİKLERİN İNCELENMESİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ

Recep KÜREKLİ * Hüseyin GÖNEY ** * Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, [email protected] ** Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, [email protected]

Özet Bu araştırmanın amacı ortaokul Sosyal Bilgiler (5,6,7) ders kitaplarındaki Etkin Vatandaşlık ünitesinde yer alan etkinliklerin incelenmesi; inceleme sonunda yapılan değerlendirmelerin demokratik hayata katkıda bulunması hedefiyle gelecek yıllarda hazırlanacak ortaokul Sosyal Bilgiler ders kitaplarındaki Etkin Vatandaşlık ünitelerinin geliştirilmesine katkıda bulunmaktır. Bu amaçla "Ortaokul Sosyal Bilgiler (5,6,7) ders kitaplarındaki Etkin Vatandaşlık ünitesinde hangi etkinlikler yer almaktadır ve bu etkinliklerin dağılımı nasıldır?” sorusuna cevap aranmıştır. Araştırmada verilerin toplanması, analizi ve yorumlanmasında, nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesinden yararlanılmıştır. Araştırmada, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan, 2018-2019 eğitim öğretim yılında ortaokul Sosyal Bilgiler (5,6,7) ders kitaplarındaki Etkin Vatandaşlık üniteleri incelenerek değerlendirilmiş, elde edilen veriler tablolarla ifade edilerek yorumlanmış, son bölümde ise sonuç ve önerilere yer verilmiştir. Ortaokul Sosyal Bilgiler ders kitaplarındaki Etkin Vatandaşlık ünitelerinde yer alan etkinliklerin çeşitlendirilmediği, bazı etkinliklere sıklıkla başvurularak uygulamaya dönük etkinliklerin yetersiz olduğu, ders saatleri ve konu alanlarına göre etkinliklerin dengesiz dağıtıldığı, etkinliklerin uygulanmasına yönelik ders saatlerinin yetersiz olduğu araştırmanın bulguları arasındadır. Yeni hazırlanacak ortaokul Sosyal Bilgiler ders kitaplarındaki Etkin Vatandaşlık ünitelerinde etkinlik çeşitlerinin artırılması, uygulamaya dönük etkinliklerin yoğunlaştırılması, etkinliklerin verimli uygulanmasına yönelik ortaokul Sosyal Bilgiler ders saatlerinin artırılması önerilmektedir. Anahtar Kelimeler: Sosyal Bilgiler, Demokrasi, Etkin Vatandaşlık.

SECONDARY SCHOOL SOCIAL INFORMATION COURSE BOOKS ANALYSIS AND EVALUATION OF ACTIVITIES IN EFFICIENT CITIZENSHIP UNIT

Abstract The aim of this research is to examine the activities in the Active Citizenship unit in the secondary school Social Studies (5,6,7) textbooks; To contribute to the development of Active Citizenship units in the secondary school Social Studies textbooks to be prepared in the coming years with the aim of contributing to the democratic life of the evaluations made at the end of the examination. For this purpose, "Which activities are included in the Active Citizenship unit in the Social Studies (5,6,7) textbooks and how is the distribution of these activities?" The answer to the question was sought. Qualitative research methods and document analysis were used in data collection, analysis and interpretation. In the research, Active Citizenship units in the secondary school Social Studies (5,6,7) textbooks prepared by the Ministry of National Education in the 2018-2019 academic year were examined and evaluated, the data obtained were interpreted by expressing them with tables, and the final section included the results and suggestions. It is among the findings of the research that the activities included in the Active Citizenship units in the secondary school Social Studies textbooks are not diversified, application activities are inadequate by applying to some activities frequently, the activities are distributed unevenly according to the course hours and subject areas, and the lesson hours for the implementation of the activities are insufficient. It is recommended to increase the types of activities in the Active Citizenship units in the secondary school Social Studies textbooks to be prepared, to intensify the practical activities, and to increase the secondary school Social Studies course hours for the efficient implementation of the activities. Key Words: Social Studies, Democracy, Curriculum, Effective Citizenship.

167

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress ACENTA TEMSİLCİLERİNİN KARŞILAŞTIKLARI MİSAFİR VE OTEL ŞİKAYETLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

Emine TATLI * Kutay OKTAY ** * Kastamonu Üniversitesi, [email protected] ** Kastamonu Üniversitesi, [email protected]

Özet Turizmde yeni yer etmeye başlamış olan acenta temsilcilerine, misafirlerden gelen ve otellerden yapılan şikayetlerin belirlenmesi önemli rol oynamaktadır. Araştırmanın amacı, şikayetlere nelerin sebep olduğunu, acenta temsilcilerinin ne gibi sorunlar yaşadığını belirlemek ve bu şikayetlerin en aza indirgenmesi için yapılabilecek çalışmaları ortaya çıkarmaktır. Araştırmada yöntem olarak nitel araştırma modelleri arasında yer almakta olan fenomonolojik çözümleme modelinden yararlanılmıştır. Araştırmada 12 acenta çalışanı ile görüşme yapılmıştır. Bu çalışanlar farklı illerdeki acenta temsilcilerinden oluşmaktadır. Yapılan görüşmelerde farklı iki acenta çalışanları baz alınmıştır. Yapılan araştırmada elde edilen bulgulara göre birçok şikâyet ve bu şikayetleri karşılayabilecek çözümler ön plana çıkmaktadır. Araştırmanın sonucunda çeşitli sonuçlar elde edilmiştir. Sonuç olarak acentaların yapması gerekenler, oteller hakkında yeterli ve düzgün bilgi vererek şikayetlerin en baştan önüne geçilmesidir. Buna bağlı olarak otellerin de yapacakları düzenlemeler ile misafirlere reklamda sundukları hizmeti gerçekte de yaşatarak misafirlerin memnuniyetlerini ön plana çıkartmayı hedeflemeleri gerekmektedir. Anahtar Kelimeler: Acenta, Acenta Temsilcisi, Şikâyet, Şikâyet Türleri.

AN INVESTIGATION INTO THE COMPLAINTS OF GUESTS AND HOTELS FACED BY AGENCY REPRESENTATIVES

Abstract It is important to identity complaints from guests and hotels to agency representatives who have just started to take part in tourism. The purpose of the research is to determine what causes complaints, what problems the agency representatives are experiencing, and to minimize these complaints. As a result of the research, it is important for guests and hotel employees to be more understanding or to inform the hotels of their mistakes at the same time that they should pay attention to what their complaints consist of when purchasing service. As a method of research, the phenomonological analysis model, which is one of the qualitative research models, has been utilized. 12 Agency employees were interviewed in the study. These employees consist of agency representatives in different provinces. The interviews were based on two different agency employees. According to the findings obtained in the research, many complaints and solutions that can meet these complaints come to the fore. Specific results were obtained as a result of the study. As a result, agents should do enough and properly information about the hotel to eliminate complaints. Accordingly, it aims to highlight the satisfaction of its guests by making the renovation and arrangement of its hotels and the service they offer in advertising to the guests.

Key Words: Agent, Agent Representative, Complaint, Types of Complaints.

168

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress HİZMET KALİTESİ VE ALGILANAN OTEL İMAJININ TEKRAR TERCİH NİYETİNE ETKİSİ: SİNOP İLİNDE FAALİYET GÖSTEREN 3 VE 4 YILDIZLI OTEL İŞLETMELERİNE YÖNELİK BİR UYGULAMA*

Erman AKILLIBAŞ** ** İstanbul Gelişim Üniversitesi, [email protected]

Özet Bu çalışmanın temel amacı, Sinop ilinde faaliyetlerini sürdüren 3 ve 4 yıldızlı otel işletmelerinde konaklayan müşterilerin beklentileri ile hizmet kalitesi algıları arasındaki farkları belirlemektir. Ayrıca otel işletmelerinin sunmuş oldukları hizmet kalitesi ve algılanan otel imajının tekrar tercih niyeti arasındaki ilişkiyi incelemektir. Saha çalışması olarak Sinop ilindeki 3 ve 4 yıldızlı otellerde konaklayan 380 otel müşterisi üzerinde gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada, A. Parasuraman, V. Zeithaml ve L. Berry‟nin geliştirmiş olduğu ve günümüzde yaygın şekilde kullanılmakta olan hizmet kalitesini ölçme yöntemlerinden olan SERVQUAL ölçeğinden yararlanılmıştır. Bu ölçeğinin tercih edilmesinin amacı, turizm sektörü içerisinde yer alan pek çok konaklama işletmelerinde bu yöntemin başarılı bir şekilde uygulanmış olmasıdır. Bu çalışma kapsamında yapılmış olan araştırma bölümünde veriler anket tekniği kullanılarak elde edilmiştir. Araştırmadan elde edilen veriler, SPSS ortamına aktarılarak veri tabanı oluşturulmuş ve çeşitli istatistiksel analizlere tabi tutularak sonuçlar ortaya konmuştur.

Yapılan saha araştırması sonucu elde edilen bulgular analiz edildiğinde, Sinop ilinde faaliyet gösteren 3 ve 4 yıldızlı otel işletmelerinde, müşterilerin, hizmet kalitesine yönelik beklentilerin yüksek düzeyde olduğu saptanmış, ancak hizmet performansına ilişkin algılamaları, beklentilerinden daha düşük düzeyde gerçekleşmiştir. Hizmet kalitesinin tüm boyutları ile müşterilerin konakladıkları oteli tekrar tercih etme niyeti arasında pozitif yönlü orta düzeyde bir ilişki olduğu sonucu ortaya çıkmıştır. Ayrıca, otel imajı ile tekrar tercih niyeti arasında pozitif yönlü zayıf bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Hizmet kalitesi 5 boyutunun demografik özeliklere göre anlamlı bir farklılaşma olup olmadığı görmek amacıyla ölçeklerin normal dağılmasından dolayı Anova ve T-testi uygulanmıştır. Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar hizmet kalitesi ve otel imajı ile ilgili bulunan az sayıdaki çalışmayı desteklemekte birlikte gelecek çalışmalar için de örnek teşkil edecektir.

Anahtar Kelimeler: Kalite, Hizmet, Hizmetin Kalitesi, Otelin İmajı, Müşteri Sadakati. Müşteri Memnuniyeti. * Bu çalışma doktora tezi esas alınarak hazırlanmıştır. THE EFFECT OF SERVICE QUALITY AND PERCEPED HOTEL IMAGE ON THE REPEAT PREFERENCE: A PRACTICE FOR 3 AND 4 STAR HOTEL OPERATIONS IN SINOP

Abstract The main purpose of this study is to determine the differences between the expectations of the customers staying in the 3 and 4 star hotels operating in Sinop and the perception of service quality. It also examines the relationship between the quality of service offered by hotel businesses and the intention of choosing the perceived hotel image again. The field study was carried out on 380 hotel customers staying in 3 and 4 star hotels in Sinop province. In this study, SERVQUAL scale, which is one of the most widely used service quality measurement methods developed by A. Parasuraman, V. Zeithaml and L. Berry, is used. The purpose of this scale is to be used in many accommodation establishments in tourism sector. This is because it has been applied reliably. In this research, data were obtained by using survey technique. The data obtained from the research were transferred to the SPSS environment and a database was created and the results were put through various statistical analyzes.

When the findings of the field research were analyzed, it was found that the expectations of the customers regarding the service quality were high in the 3 and 4 star hotels operating in Sinop province, but their perceptions about the service performance were lower than their expectations. It has been concluded that there is a positive positive relationship between all dimensions of service quality and the intention of customers to choose the hotel again. In addition, there is a weak positive relationship between the hotel image and the intention to choose again. Anova and T-test were performed because of the normal distribution of the scales in order to see whether there is a significant difference in the service quality 5 dimension according to demographic characteristics. The results of this study support a small number of studies on service quality and image of the hotel, and will serve as an example for future studies.

Key Words: Service, Quality, Service Quality, Hotel Image, Customer Satisfaction, Customer Loyalty.

169

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress KARABÜK ÜNİVERSİTESİ ÇALIŞANLARINA YÖNELİK KİŞİSEL SİBER GÜVENLİK ÜZERİNE ARAŞTIRMA

Muhammed Ali YETGİN * Abdullah KARAKAYA ** *Karabük Üniversitesi, [email protected] ** Karabük Üniversitesi, [email protected]

Özet Günümüzde, bilişim teknolojileri hayatın her alanında olduğu gibi yüksek öğretim faaliyetlerinde de yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu durum son kullanıcılar açısından birçok güvenlik sorunlarını da beraberinde getirmektedir. Özellikle, üniversite çalışanları tarafından teknolojinin güvenli ve bilinçli bir şekilde kullanılması oldukça önemlidir. Bu araştırma, Karabük Üniversitesinde görev yapan akademik ve idari personelin kişisel siber güvenlik algılarını ölçmeyi amaçlamaktadır. Bu amaçla üniversite çalışanlarını istatistiki açıdan temsil eden örnek kitleden online anket yöntemiyle toplanan veriler paket programı kullanılarak; Cronbach Alpha, tek örneklem t testi, bağımsız örneklem t testi ve ANOVA testi ile analiz edilmiştir. Sonuçlar, çalışanların kişisel siber güvenliğe dair algılarında, bireylerin yaş, konum ve cinsiyetlerine göre farklılıklar olduğunu göstermektedir. Buna göre, tüm çalışanlara, dışarıdan gelebilecek siber tehlike ve sosyal mühendislik konularında, temel düzeyde bilgisayar, parola ve internet güvenliğini bireysel olarak uygulayabilmede, yeterli bilgi donanımına sahip olmaları gerekliliği ortaya çıkmıştır. Kişilerin siber güvenlik algılarını daha iyi anlayabilmek için özellikle hizmet sektörü ve bilgi teknolojileri alanında siber güvenliğin daha ön planda görüldüğü kurum ve kuruluşlarda yapılacak olan çalışmalar literatüre katkı sağlayabilecektir. Anahtar Kelimeler: Siber, Siber Güvenlik, Siber Güvenlik Algıları.

A RESEARCH ON PERSONAL CYBER SECURITY OF EMPLOYEES OF UNİVERSITY OF KARABUK

Abstract Information technologies are frequently used in today's world. The use of information technologies brings many security problems for the users. It is important that information technologies are used consciously and safely by university staff. The purpose of this research is to measure the personal cyber security perceptions of academic and administrative staff who work in the University of Karabuk. The research was made by random survey method and data collected from 185 people who work in the different departments both in administrative and academic positions. The data of the research was tested by package program. Cronbach Alpha (α) value was found to be reliable in the study. One sample t test, independent samples t test and one way ANOVA test were applied in the research. As a result of the research, it is found that there are some differencies in the responses according to the gender, position and age among the employees. As a suggestion, employees should be trained face-to-face on social engineering and information technologies including computer and web security. This study is recommended to be done for institutions using information technologies in a high level such as banks, insuarance companies and IT sectors.

Key Words: Cyber, Cyber Security, Cyber Security Perceptions.

170

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress EKONOMİK KALKINMADA İŞLETMELERİN ROLÜ

Eniz Gökçek * Ömer KARAKAYA ** * Karabük Üniversitesi, [email protected] ** Karabük Üniversitesi, [email protected]

Özet Ülkelerin ekonomik kalkınması öncelikle o ülkedeki işletmelerin performansına bağlıdır. Bunun için yeni işletmeler kurulmasının sağlanması ve işletmelerin gerekli stratejik büyümeyi başarması gerekmektedir. Bir ülkede başarılı işletme sayısının artması ve bu örgütlerin pazar paylarını büyütmesi ise o ülkenin kalkınmasını sağlayacaktır. Literatürde işletme sayısı ile kalkınma arasında hem pozitif yönlü, hem de negatif yönlü ilişkiler tespit edildiği görülmektedir. Bu bağlamda çalışmanın sorunsalı “işletme sayısı ile kalkınma arasında pozitif yönlü ve anlamlı bir ilişki olup olmadığının belirlenmesi” şeklinde belirlenmiştir. Çalışmada işletme sayısı ile kalkınma arasına ilişki olup olmadığını belirlemek amacıyla, yasal olarak devlet tarafından kayıt altına alınan ve ekonomik faaliyeti ile Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla’ya katkıda bulunan tüm girişimler (işletmeler) ile Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla (GSYH) arasında ilişki olup olmadığı incelenmiştir. Veri olarak 2009-2018 yılları arasında ülkemizdeki illerin işletme sayısı ile bu yıllardaki illerin GSYH ve kişi başı GSYH değerleri kullanılmıştır. Veriler arasında korelasyon olup olmadığı ve varsa bu korelasyonun yönünün analizi IBM SPSS Istatistics 22 paket programı ile gerçekleştirilmiştir. Analiz için 2009 yılı baz alınmış, sonraki yıllarda meydana gelen artış üzerinden hesaplanan değerler arasında korelasyon analizi yapılmıştır. Elde edilen sonuca göre, işletme sayısı ile GSYH arasında ilk 2 yıllık sürede istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Ancak 2 yıldan sonraki sürelerde pozitif yönlü ve anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir. İşletme sayısı ile kişi başı GSYH arasında ise genel durum benzer olmakla birlikte görece negatif bir ayrışma belirlenmiştir. Bunun genel ekonomik durgunluk sebebiyle işletmelerin veriminde azalma olmasından kaynaklanabileceği değerlendirilmiştir. Sonuç olarak işletme sayısının genel anlamda ekonomik kalkınmayı olumlu etkilemekte, ancak ekonomik konjonktürdeki olumsuzluklar bu etkiyi azaltabilmektedir. Anahtar Kelimeler: İşletmelerin Büyümesi, Ekonomik Kalkınma, GSYH.

THE ROLE OF BUSINESSES IN ECONOMIC DEVELOPMENT

Abstract The economic development of countries depends primarily on the performance of the enterprises in that country. For this, it is necessary to establish new businesses and to achieve the necessary strategic growth. Increasing the number of successful enterprises in a country and increasing the market shares of these organizations will ensure the development of that country. It is seen in the literature that both positive and negative relations are found between the number of businesses and development. In this context, the problematic of the study was determined as “determining whether there is a positive and significant relationship between the number of enterprises and development”. In the study, in order to determine whether there is a relationship between the number of businesses and development, it is examined whether there is a relationship between all enterprises (businesses) that are legally registered by the state and contributing to the Gross Domestic Product (GDP) and the GDP.

As the data, the number of enterprises in the provinces in our country between 2009-2018 and the GDP and per capita GDP values of the provinces in these years were used. Analysis of the correlation between the data and the direction of this correlation, if any, was performed with IBM SPSS Istatistics 22 package program. The analysis was based on 2009 and a correlation analysis was made between the values calculated on the increase in the following years. According to the results obtained, there was no statistically significant relationship between the number of enterprises and GDP in the first 2 years. However, it has been determined that there is a positive and meaningful relationship after 2 years. Although the general situation is similar between the number of enterprises and GDP per capita, a relatively negative separation was determined. It was evaluated that this may be due to the decrease in the productivity of the enterprises due to the general economic recession. As a result, the number of enterprises generally affects economic development positively, but the negativities in the economic conjuncture can reduce this effect. Key Words: Business Growth, Economic Development, GDP.

171

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress KATILIMCI YÖNETİM ÜZERİNE ARAŞTIRMA: BİR KAMU KURUMU ÖRNEĞİ

Abdullah KARAKAYA * Eniz Gökçek ** * Karabük Üniversitesi, [email protected] ** Karabük Üniversitesi, [email protected]

Özet Bu çalışmada “katılımcılık” konusu, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) Kastamonu İl Koordinatörlüğü üzerinde yapılan bir alan araştırmasında incelenmiştir. Araştırma sorunsalı “örgüt yönetiminde katılımcılığın yönetsel etkinlik açısından faydalı olup olmadığının tespit edilmesi” olup, katılımcılık ile yönetsel etkinlik arasındaki ilişkinin TKDK Kastamonu İl Koordinatörlüğü personelinin çalıştıkları kurumdaki algılarına dayalı olarak analiz edilmesi amaçlanmıştır. Anket yöntemi ile elde edilen verilerin çarpıklık ve basıklık değerlerine göre normallik analizi yapılmıştır. Kaiser- Meyer-Olkin ve Bartlett küresellik testi sonrasında Temel Bileşenler Analizi ve Direct Oblimin with Kaiser Normalization döndürme tekniği ile ölçeğin faktörleri çıkarılmıştır. Cronbach Alfa ile güvenilirlik analizi ile gerçekleştirilmiştir. Literatür destekli olarak oluşturulan araştırma hipotezi doğrusal regresyon analizi ile test edilmiştir. Analiz sonucunda il koordinatörlüğünde çalışan personelin algılarına göre, katılımcılığın yönetsel etkinlik üzerinde pozitif yönlü ve anlamlı bir etki oluşturduğu belirlenmiştir (p<0,05 ve β=0,381). Örgütlerin daha etkin ve verimli olabilmek için önem vermesi gereken konulardan bir tanesi de katılımcılıktır. Örgüt yönetiminde her seviyedeki çalışanın bilgi ve tecrübesinden faydalanılması çeşitli faydalar sağlayabilir. Sonuç olarak örgütlerin katılımcı yönetim tarzını benimsemesi yönetsel etkinliği artıracaktır. Anahtar Kelimeler: Yönetim, Katılımcı Yönetim, Yönetsel Etkinlik.

RESEARCH ON PARTICIPATORY MANAGEMENT: A PUBLIC INSTITUTION EXAMPLE

Abstract In this study, the subject of “participation” was investigated in a field study conducted on Kastamonu Provincial Coordinator of Agriculture and Rural Development Support Institution (ARDSI). The research problematic is “determining whether participation in organizational management is beneficial in terms of managerial effectiveness” and it is aimed to analyze the relationship between participation and administrative effectiveness based on the perceptions of the staff of the ARDSI Kastamonu Provincial Coordinator in the institution where they work.

Normality analysis was made according to the skewness and kurtosis values of the data obtained by the survey method. After Kaiser-Meyer-Olkin and Bartlett sphericity test, the factors of the scale were extracted with Basic Components Analysis and Direct Oblimin with Kaiser Normalization rotation technique. Reliability analysis was carried out with Cronbach’s Alpha. The research hypothesis created with the support of the literature was tested by linear regression analysis.

As a result of the analysis, according to the perceptions of the staff working under the provincial coordination, it was determined that participation had a positive and significant effect on managerial effectiveness (p <0.05 and β = 0,381). One of the issues that organizations need to pay attention to be more effective and productive is participation. Benefiting from the knowledge and experience of employees at all levels in organizational management can provide various benefits. As a result, the adoption of the participatory management style of the organizations will increase the managerial effectiveness.

Key Words: Management, Participatory Management, Managerial Effectiveness.

172

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress KARAR VERMEDE YÖNETSEL RAPORLAMANIN ETKİSİ

Eniz Gökçek * Ömer KARAKAYA ** * Karabük Üniversitesi, [email protected] ** Karabük Üniversitesi, [email protected]

Özet Yönetsel bir ortamda başarının elde edilebilmesi, yönetsel kararların doğru verilmesine bağlıdır. Üst seviyedeki yöneticiler doğru kararlar verebilmek için, kendilerine bağlı alt kademe yöneticilerden çeşitli formatlarda yönetsel raporlar almaya ihtiyaç duyar. Yönetimin başarısında önemli rolü olan yönetsel raporların amacına uygun, doğru ve etkili bir biçimde hazırlanması ve sunulması gerekir. Bu çalışmada yönetsel raporların sahip olması gereken standartlar ile ilgili teorik literatürün incelenmesi ve yönetsel rapor çeşitlerinin belirlenmesi, ampirik literatür incelemesi sonrasında da bu rapor çeşitlerinin faydalarının ve sahip olması gereken niteliklerin netleştirilmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın önemi yönetsel raporların karar vermede belirsizlikleri minimize eden fonksiyonu ile ilgilidir. Yönetimin görevi, işletmelerin ileriye dönük karşı karşıya kalabilecekleri durumları keşfetmek, doğru kararlar vermek ve örgüt problemlerini çözmek için hareket planları hazırlamaktır. Eskiye nazaran karar aşamasını negatif etkileyecek olan belirsizlikler daha önemli hale gelmiştir. Yönetsel raporlar bu belirsizlikleri giderme açısından kritik bir öneme sahiptir. Çalışma sonucunda, amaca ve yönetim seviyesine göre farklılaşan yönetsel raporların çeşitleri ve bu raporların doğru ve tam formatı ile ilgili önemli faktörler belirlenmiştir. Doğru hazırlanan yönetsel raporların gereken zamanı, maddi ve beşeri kaynakları tahmin etme ve performans kriterlerine göre kontrolü yapma açısından sağladığı faydalar ortaya konmuştur. Elde edilen sonuçların işletmelere etkili yönetsel raporlamalar yapma ve sonuçta yönetimde doğru kararlar verme açısından yön verilebileceği düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Yönetim, Karar Verme, Yönetsel Raporlama.

EFFECT OF MANAGERIAL REPORTING IN DECISION MAKING

Abstract Achieving success in a managerial environment depends on making correct managerial decisions. In order to make the right decisions, top level managers need to receive administrative reports in various formats from the subordinate level managers. Managerial reports, which have an important role in the success of the management, must be prepared and presented in an appropriate, correct and effective manner.

In this study, it is aimed to examine the theoretical literature about the standards that administrative reports should have and to determine the types of administrative reports, and to clarify the benefits and qualifications of these report types after the empirical literature review. The importance of the research is related to the function of administrative reports that minimizes uncertainties in decision making. The task of the management is to discover situations that businesses may face in the future, to make right decisions and to prepare action plans to solve organizational problems. Uncertainties that will negatively affect the decision phase have become more important than before. Managerial reports are critical to eliminate these uncertainties.

As a result of the study, the types of administrative reports that differ according to the purpose and level of management and important factors related to the correct and complete format of these reports were determined. The benefits provided in terms of estimating the required time, material and human resources, and controlling according to performance criteria have been revealed. It is thought that the obtained results can be directed to the businesses in terms of making effective managerial reports and ultimately making the right decisions in management.

Key Words: Management, Decision Making, Managerial Reporting.

173

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress GİRİŞİMCİLİK YÖNELİMİ FAKTÖRLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Orhan KÜÇÜK * *Kastamonu Üniversitesi, [email protected]

Özet Girişimcilik yönelimi; okulunu bitirince, belli bir eğitimi tamamlayınca veya mevcut ister işgören isterse kendi işini yürüten konumunda çalışıyor olsun, daha fazla kazanma, topluma hizmet etme veya daha başka saiklerle bireylerin iş üretme, risk üstlenme, fikirlerini hayata geçirme düşüncesine sahip olmaları olarak tanımlanabilir. Girişimcilik yönelimi, yazar tarafından geliştirilmiş çalışma içerisinde paylaşılan ölçek (Küçük, 2020) yardımıyla ölçülebilir. Girişimcilik eğilimi ise bundan farklı olarak; girişimcinin işini büyütme, yeni pazarlara açılma, yeni ürün geliştirme ve yeni yatırımlar yapma konusundaki niyetini karşılamak için kullanılan bir kavramdır. Araştırmacılar girişimcilik yönelimi ölçeğini bilimsel araştırmalarda kullanabilir, eğitim durumu, mezun olunan bölüm ve cinsiyet gibi kontrol değişkenleri yanında kişilik özellikleri ve umut ve güven gibi değişkenlerle birlikte çalışabilir. Bu çalışmanın araştırmacılara, istihdamı artırmak ve işsizliği azaltmak konusunda çaba gösteren ekonomi yönetimine katkı sağlaması beklenmektedir. Anahtar Kelimeler: Girişimcilik, Girişimcilik Yönelimi, Girişimcilik Eğilimi.

EVALUATION OF ENTREPRENEURSHIP ORIENTATION FACTORS

Abstract Entrepreneurship orientation; Whether after completing a school, completing a specific education or working in an existing or employee or self-employed position, individuals can have the idea of gaining more, serving society or having other ideas to produce business, take risks, and realize their ideas. Entrepreneurship orientation can be measured with the help of the scale (Küçük, 2020) shared in the work developed by the author. Entrepreneurship tendency is different from this; It is a concept used to meet the entrepreneur's intention to grow his business, open up to new markets, develop new products and make new investments. Researchers can use the entrepreneurship orientation scale in scientific research, and they can work with variables such as education status, graduated department and gender, as well as personality traits and hope and trust. This study is expected to contribute to researchers' economic management, which strives to increase employment and reduce unemployment.

Key Words: Entrepreneurship, Entrepreneurship Orientation, Entrepreneurship Tendency.

174

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress GİRİŞİMCİLİKTE GÜVEN VE UMUT ETKİSİ FAKTÖRLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Orhan KÜÇÜK * *Kastamonu Üniversitesi, [email protected]

Özet Bir girişimcinin işe atılma, işini geliştirme veya yeni ürün geliştirme ya da yeni pazarlara açılma biçiminde yeni bir girişimde bulunabilmesinde etkili olacağı değerlendirilen, piyasa, insan, ekonomi, kamu ve hukuka güven duyma beklentisi ve bu beş temel konudaki güven durumuna göre harekete geçmesi, girişimcilikte güven etkisi olarak adlandırılabilir. Girişimcilikte Güven Etkisi, girişimci adayı veya girişimcinin piyasa, insan, ekonomi, kamu ve hukuk gibi beş faktöre güven duymasına bağlı olarak girişim kararı vermesini anlatmak üzere Küçük (2020) tarafından geliştirilmiştir. Bir girişimcinin yatırım kararında geleceğe ilişkin umut düzeyinin belirleyici olmasına ve girişimcinin gelecekten beklentisine göre yatırım kararını şekillendirmesine ise yazarın ifadesiyle “Girişimcilikte Umut Etkisi” denmektedir. Küçük (2020) tarafından ortaya atılan Girişimcilikte Umut Etkisi; mevcut durumdan çok girişimcinin geleceğe ilişkin beklentilerine göre yatırım kararı almasını ifade etmekte, umut düzeyinin yatırım kararında etkili olacağını ortaya koymaktadır. Bu çalışmada girişimcilikte güven ve umut etkisini ölçmek üzere yazar tarafından geliştirilmiş ölçeklerde yer alan faktörler değerlendirilmiştir. Bu çalışmada ortaya konan ölçeğin ve faktörlerin araştırmacılara, ekonomi yönetimine ve girişimcilere yarar sağlaması beklenmektedir. Anahtar Kelimeler: Girişimcilik, Girişimcilikte Güven Etkisi, Girişimcilikte Umut Etkisi.

DETERMINATION OF CONFIDENCE/TRUST AND HOPE IMPACT FACTORS IN ENTREPRENEURSHIP

Abstract An entrepreneur's expectation of trust in the market, people, economy, public and law, and his confidence in entrepreneurship, which is considered to be effective in being able to take a new initiative in the form of hiring, developing his business or developing new products or opening to new markets, and It can be called the confidence effect in entrepreneurship.

The Confidence/Trust Effect in Entrepreneurship was developed by Küçük (2020) to describe the entrepreneur candidate or entrepreneur's decision to make an enterprise based on his trust in five factors such as market, people, economy, public and law.

In the words of the author, “Hope Effect in Entrepreneurship” is defined as the fact that the level of hope in the investment decision of an entrepreneur is determining and shaping the investment decision according to the expectations of the entrepreneur from the future.

The Effect of Hope in Entrepreneurship put forward by Küçük (2020); It expresses that the entrepreneur makes an investment decision according to the expectations of the future rather than the current situation and reveals that the hope level will be effective in the investment decision.

In this study, the factors in the scales developed by the author to evaluate the effect of trust and hope in entrepreneurship were evaluated. The scale and factors presented in this study are expected to benefit researchers, economic management and entrepreneurs.

Key Words: Entrepreneurship, Confidence/Trust Effect in Entrepreneurship, Hope Effect in Entrepreneurship.

175

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress İSLÂM EKONOMİSİ’NDE KALİTE: KUR’AN PENCERESİNDEN BİR İNCELEME

Orhan KÜÇÜK * *Kastamonu Üniversitesi, [email protected]

Özet Kalite, müşteri beklentilerine uygunluk veya müşteri ihtiyaçlarını karşılayan ürün özelliklerinin bir bileşimi olarak iktisadi bakımdan üzerinde durulması gereken bir konudur. Ürünler kalitesi ölçüsünde ihtiyaçları karşılayabilecek, insanlar bu ölçüde üründen memnuniyet duyacak, bunun sonucunda ancak ürün satışı sürdürülebilecek, işletmeler varlığını devam ettirebilecektir. Şu halde rekabet üstünlüğü sağlamanın, pazarda ayakta kalabilmenin temel faktörlerinden biri pazara uygun ürün kalitesidir. Ürün kalitesi, sadece ürünün mahiyeti olarak değil aynı zamanda sunumu, teslimatı koşulları, ergonomi, çevre duyarlılığı ve müşteri ilişkileri gibi boyutları ile ele alınması gereken bir konudur. İslâm ekonomisi müşterinin aldatılmaması, işin iyi yapılması ve dürüst davranılması gibi yönleriyle kalite konusunda değerlendirmeler yapmaktadır. Bu çalışmanın amacı; İslâm ekonomisinde kalite konusunu Kur’an penceresinden belli çerçevede incelemektir. Bu çalışma sonucunda İslâm ekonomisinin kalite konusunu nasıl ele aldığı, gelecek çalışmalara örnek teşkil edecek şekilde başlangıç incelemesi mahiyetinde ortaya konmuş olacaktır. Anahtar Kelimeler: Ürün, Hizmet, Kalite, Kur’an, İslâm Ekonomisi.

QUALITY IN THE ISLAMIC ECONOMY: A REVIEW FROM THE VİEW OF QUR'AN

Abstract Quality is a matter of economic importance as a combination of product characteristics that meet customer expectations or customer needs. Products can meet the needs of the quality, people will be satisfied with the product to this extent, as a result of the product sales can only be continued, businesses will be able to continue to exist. In this case, one of the main factors of maintaining competitive advantage and staying in the market is the quality of products that are suitable for the market.

Product quality is not only a product's nature, but also its presentation, delivery conditions, ergonomics, environmental sensitivity and customer relations.

The Islamic economy is making evaluations on quality issues such as not being deceived by the customer, doing well and being honest.

The aim of this study is to examine quality in the Islamic economy in a certain frame from the Qur'an window. As a result of this study, it will be revealed how Islamic economics deals with the quality issues in the form of an initial survey to be an example of future studies.

Key Words: Product, Service, Quality, Qur'an, Islamic Economics.

176

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress SİYASAL KATILIMDA KADININ YERİ

Rivahi KALAY * * Sağlık Bakanlığı Yozgat İl Sağlık Müdürlüğü, [email protected]

Özet Kadının yerel ve genel yönetimde siyasal katılımının düşük olduğu bilinen ve görünen bir gerçektir. Cumhuriyet döneminden günümüze kadar kadınlara yönelik gerçekleştirilen reformlarla kazanımlar elde edilmesine rağmen yaşamlarına etki etmemiştir. Toplumsal cinsiyet faktörü, geleneksel roller, eğitime katılma oranının düşük olması gibi faktörler kadının siyasi hayata katılımını engellemiştir. Oy verme sürecinde kadınların kararları ataerkil etkilerle şekillendirilmiş, kadınlar için engeller oy sandığında da devam etmiştir. Siyasal katılma, Kadın Hakkı, İstatistiklerle Kadın ve TBMM’nde Kadın kavramsal çerçevelerinde hazırlanmıştır. Kadın hakları ve rolü ile ilgili Tanrı tarafından Nisa (kadın) suresi ile düzenlemeler yapılan, hepimizin anası, bacısı olan, her zaman diliminde konularıyla ele alınan, çözümlenemeyen kadın; geçmişte olduğu gibi günümüzde de doğurganlık ve analık rolleriyle sınırlandırılmış, anne ve eş rolünü üstlenmek zorunda kalmıştır. Toplumumuzda “Yuvayı dişi kuş yapar” sözü de dini ve kültürel değerlere göre şekillenmiştir. Kadın ve erkeğin cinsiyet farkı olduğu gibi, farklı yetenek ve sorumlulukları olduğu da bilinen bir gerçektir. Kadının siyasete katılımı, demokrasinin benimsenmesi, işlerliğin önemli bir göstergesi olup, kadın sorunlarının çözümü için gereklidir. Anahtar Kelimeler: Siyasal Katılma, Siyaset, Kadın, İnsan Hakkı.

WOMEN'S PLACE IN POLITICAL PARTICIPATION

Abstract It is a known and apparent fact that women's political participation in local and general government is low. Although the gains were achieved through reforms aimed at women from the Republican period until today, it has not affected their lives. Factors such as gender factor, traditional roles, low participation rate in education prevented the participation of women in political life.In the voting process, women's decisions were shaped by patriarchal effects, and obstacles for women continued when they voted. Political participation, Women's Rights, Women in Statistics and Grand National Assembly of Turkey in the women prepared the conceptual framework. The woman, whose mother and sister are all regulated with the time of Nisa (woman) by God regarding the rights and roles of women; As it was in the past, it has been limited to fertility and maternity roles today and had to take on the role of mother and wife. In our society, the word “The nest makes a female bird” is shaped according to religious and cultural values. It is a known fact that men and women have different abilities and responsibilities, as well as gender differences. The participation of women in politics, the adoption of democracy is an important indicator of operability and is necessary for the solution of women's problems.

Key Words: Political Participation, Politics, Women, Human Rights.

177

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress ULUSLARARASI İLETİŞİM SİSTEMİNDE MEDYA EMPERYALİZMİ: TÜRK TV ANA HABER BÜLTENLERİNDE COVID -19 HABERLERİ ÜZERİNDEN BİR ANALİZ

Eylem USTA * Hatice ÇAKIR** *Kastamonu Üniversitesi, [email protected] ** Kastamonu Üniversitesi, [email protected]

Özet İkinci dünya savaşı sonrasında ülkeler doğu ve batı bloğu olarak yeniden tanımlanmıştır. İki kutuplu dünya düzeninde uluslararası aktörler, ekonomik ve siyasal sistemde, kendi gücünü göstermek için farklı yöntemler geliştirmiştir. Bu dönemde hem doğu hem batı bloğu rekabet içinde yer almış bu rekabet sonucunda başta teknoloji olmak üzere çeşitli alanlarda önemli gelişmeleri ortaya çıkmıştır. Batı bloğunu oluşturan gelişmiş ülkeler sahip oldukları teknolojik güçle tüm dünyayı etkileyecek bir hegemonya yaratmaya çalıştılar. Batı bloğu, teknolojiyle bütünleşmiş kitle iletişim araçları sayesinde dünyanın dört bir köşesine ulaşmıştır. Kitle iletişim araçları ile kendi kültürünü ihraç eden gelişmiş ülkeler, gelişmemiş veya az gelişmiş ülkeleri kendi pazarları haline getirmiştir. Küreselleşme olarak tanımlanan bu süreçte işgücü, emek ve sermaye hareketliliği artmış böylece kapitalizm yeni düzende yerini pekiştirmiştir. Bu çalışmada, literatür taraması yapılarak günümüz dünya sistemini ekonomik, sosyal ve siyasal temelde uluslararası iletişim ve medya emperyalizmi kavramları açıklanacaktır. Ayrıca çalışmada Dünyayı etkisi altına alan COVID 19 pandemisi hakkında yapılan haberler, söylem analizi yöntemi kullanılarak uluslararası iletişim ve medya emperyalizmi temelinde incelenecektir. Bu çalışma ile dünyayı olumsuz etkileyen bir olayın tek taraflı bakış açısı ile nasıl ele aldığını belirleme açısından önem taşımaktadır. Anahtar Kelimeler: Uluslararası İletişim, Medya Emperyalizmi, Haber.

MEDIA IMPERIALISM IN THE INTERNATIONAL COMMUNICATION SYSTEM: AN ANALYSIS ON COVID-19 NEWS ON TURKISH TV NEWS BULLETINS

Abstract After the Second World War, the countries were redefined as the eastern and western blocs. International actors have developed different methods to demonstrate their power in the economic and political system in the bipolar world order that was reconstructed after the World war. In this period, both the eastern and western blocs were in competition, and as a result of this competition, important developments emerged in various fields, especially in technology. Developed countries that constitute the western block, especially the USA, have tried to create a hegemony that will affect the whole world with the technological power they have. Developed countries that constitute the western block, have tried to create a hegemony that will affect the whole world with the technological power they have. The western block has reached whole the World with the mass media, integrated with technology. Developed countries that export their culture with mass media have made undeveloped or less developed countries into their own markets. In this process, the labor and capital mobility has increased, thus capitalism has consolidated its place in the new order which defined as globalization

In this study will be used literature review and the terms of international communication and media imperialism on an economic, social and political basis will be explained. In addition, news about the COVID 19 pandemic, which influenced the world, will be examined with discourse analysis method on the basis of international communication and media imperialism..

Key Words: International Communication, Media Imperialism. News.

178

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress COVID 19 SÜRECİNDE ERASMUS PROGRAMINDA YAŞANAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Eylem USTA * Hatice ÇAKIR** *Kastamonu Üniversitesi, [email protected] ** Kastamonu Üniversitesi, [email protected]

Özet İkinci dünya savaşından sonra 1951 yılında 6 ülke ile Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu adı ile kurulan ve günümüzde ülke sayısı 27’ye çıkan ve Avrupa Birliği olarak tanımlanan ekonomik ve siyasal işbirliği üzerinden inşa edilen bir örgütlenmedir. Birlik, günümüzde sadece ekonomik alanlarda değil siyasal, sosyal, eğitim, adalet gibi pek çok konuda da ortak sorumluluk almaktadır. Farklı kültürdeki ülkeleri ortak payda da buluşturan Avrupa Birliği, üye ülkelerdeki eğitim standartlarını yükseltmek ve ülkeler arasında ortak paydada buluşmak için çeşitli girişlerde bulunmaktadır. Eğitimde 1990’larda başlayan bu girişimler önce SOCRATES sonrasında ERASMUS adı altında toplanmıştır. Farklı ülkelerdeki öğrencilerin ve personellerin hareketliliğini öngören bu çalışmada, Avrupa genelinde eğitimde belirlenen ortak hedeflere ulaşılmayı amaçlamaktadır. Bu çalışmada literatür taraması yapılarak Avrupa Birliği tarafından izlenen eğitim politikalarının ne olduğuna değinilecek ardından Erasmus programı temelinde yaşanan sorunlar irdelenecektir. Çalışmada 2020 yılının başından itibaren dünyayı etkileyen COVİD 19 pandemisinin eğitim alanında ortaya çıkan sorunları ele alınacaktır. Ayrıca çalışmada, pandemi sürecinde hem Türkiye (Kastamonu Üniversitesi özelinde hem de Polonya’daki The President Stanislaw Wojciechowski State University Of Applied Science in Kalisz üniversitesindeki Erasmus programı çerçevesinde izlediği yöntemler açıklanacaktır. Bu çalışmanın amacı ile eğitim programlarında alınan kararların süreci nasıl etkilediğini belirlemektir. Anahtar Kelimeler: : Erasmus, Avrupa Birliği, Eğitim.

THE PROBLEMS AND SOLUTIONS IN THE ERASMUS PROGRAM DURING THE PANDEMIC OF COVID 19

Abstract The European Coal and Steel Community is an organization that was established in 1951 after the Second World War and It and was built on the basis of economic and political cooperation, nowadays the number of countries of which is 27 and is defined as the European Union. Nowadays The Union takes responsibility not only in the economic fields but also in many issues such as political, social, educational and justice. The European Union, which brings together countries from different cultures, makes various entries to raise the education standards in the member countries and meet the common denominator among the countries. These initiatives, which started in the 1990s, were gathered under the name of SOCRATES first and then ERASMUS. This study, which envisages the mobility of students and staff in different countries, aims to achieve common goals set in education across Europe.

In this study, it will be reviewed the literature, what is the education policy followed by the European Union, will be discussed. Then the problems which experienced on the basis of Erasmus program will be examined. In the study, the problems of the education which affected by COVID 19 will be discussed. Also in the study, the methods will be described, which implemented by The President Stanislaw Wojciechowski State University University Of Applied Science and Kastamonu University. The aim of this study is to determine how the decisions were taken in educational program during the COVID 19 pandemic.

Key Words: Erasmus Programme, Eurpean Union, Education.

179

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress AKADEMİSYENLERİN SANAL KAYTARMA DÜZEYLERİNİN BİR YORDAYICISI OLARAK ÖRGÜT İKLİMİ

Menduha EREN * S. Bilge KESKİNKILIÇ KARA ** * Milli Eğitim Bakanlığı, [email protected] ** İstanbul Kültür Üniversitesi, [email protected]

Özet Bu araştırmanın amacı İstanbul ilinde bulunan eğitim fakültelerinde görev yapmakta olan öğretim elemanlarının örgüt iklimi algılarının sanal kaytarma düzeylerinin bir yordayıcısı olup olmadığını belirlemektir. Araştırmanın çalışma evrenini İstanbul’daki üniversitelerin eğitim fakültelerinde görev yapmakta olan 803 öğretim elemanı oluşturmaktadır. Araştırmaya 217 öğretim elemanı katılmıştır. Araştırma ilişkisel tarama türünde desenlenmiştir. Veri toplama aracı olarak sanal kaytarma ölçeği ve örgüt iklimi ölçeği kullanılmıştır. Veri analizleri için aritmetik ortalama, standart sapma, bağımsız örneklem t-testi, Mann Whitney U Testi, Kruskal Wallis H Testi, ANOVA, korelasyon-regresyon test teknikleri kullanılmıştır. Araştırma sonucunda çalışma evrenindeki öğretim elemanlarının bulundukları örgüt iklimini değerlendirme düzeyleri toplamda ve alt boyutlarda orta düzeyde, sanal kaytarma düzeyi toplamda ve önemli sanal kaytarma alt boyutunda düşük düzeyde belirlenirken önemsiz sanal kaytarma düzeyi orta düzeyde çıkmıştır. Öğretim elemanlarının örgüt iklimi değerlendirme düzeyleri cinsiyet, yaş, unvan, haftalık ders saati ve mesleği isteyerek seçme değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık göstermezken, medeni hal, kurum, çalışma süresi, yönetimde ve kurulda bulunma durumuna göre anlamlı farklılıklar tespit edilmiştir. Öğretim üyelerinin sanal kaytarma düzeylerinin cinsiyet, çalışma süresi, haftalık ders saati, mesleği isteyerek seçme değişkenine göre anlamlı farklılık göstermediği tespit edilmiştir. Yaş, medeni hal, çalıştıkları kurum, unvan, yönetimde bulunma, kurulda bulunma değişkenlerine göre anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Örgüt ikliminin sanal kaytarmayı ve alt boyutlarını yordayıcı gücü düşük düzeyde bulunmuştur. Buradan sanal kaytarma düzeyinin örgüt ikliminden etkilendiği fakat sanal kaytarmayı etkileyen daha farklı unsurlarda bulunduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Anahtar Kelimeler: Örgüt, Örgüt İklimi, Sanal Kaytarma. Çalışma, birinci yazarın yüksek lisans tezinden türetilmiştir. ORGANIZATIONAL CLIMATE AS A PREDICTOR OF CYBER LOAFING BEHAVIORS OF ACADEMICIANS

Abstract The aim of this research is to determine the impact of organizational climate on the cyber loafing of academicians who work for the faculties of education in İstanbul . The population of this study is composed of 803 academicians who work at the faculties of education in İstanbul and the sample is composed of 217 academicians. Research is designed in relational screening model. Cyber loafing and organizational climate scale is used as data collection tool. Aritmetic mean standard deviation, t-test, Mann Whitney U Test, Kruskal Wallis H Test, ANOVA, correlation and regression test techniques were used for the data analysis. Following the research, Academicians’ level of valuation organization climate where they are was found out medium-level in total and in sub-dimension. The level of Cyber loafing was specified as low ebb in total and sub-dimension of significant cyber loafing. The level of insignificant Cyber loafing was found out medium-level. It is ascertained that academicians’ level of valuation organization climate doesn’t show any significant differences related with the variables like gender, age, title, weekly course hours and choice of profession willingly but has a significant differences due to variables like marital status, institution, working hours, being part of administration or a board member. It is ascertained that academicians’ cyber loafing level doesn’t show any significant differences related with the variables like gender, working hours, weekly course hours, choice of profession willingly. Significant differences have been found related to variables like age, marital status, the institution where they work, title, being part of administration and being a board member. The predictor power of organization climate on cyber loafing and sub-dimension was found out low. So we can come to conclusion that cyber loafing level is affected in the organizational climate but also there are some other different factors.

Key Words: Organization, Organizational Climate, Cyber loafing.

180

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress E-TİCARETTE TERSİNE LOJİSTİK FAALİYETLERİNİN YENİDEN ZİYARET ÜZERİNDEKİ ETKİSİNDE MÜŞTERİ MEMNUNİYETİNİN ARACI ROLÜ

Ferit ÖZDEMİR * Bülent YILDIZ ** * Kastamonu Üniversitesi ** Kastamonu Üniversitesi, [email protected]

Özet Bu çalışmada e-ticarette tersine lojistik faaliyetlerinin e-ticaret sitesini tekrar ziyaret etme niyeti üzerindeki etkisinde müşteri memnuniyetinin aracılık rolü araştırılmıştır. Bu amaçla 413 e-ticaret kullanıcısından anket ile veri toplanmıştır. Araştırma modeli öncelikli olarak yapısal eşitlik modeli ile analiz edilmiştir. Analiz sonucunda e-ticaret tersine lojistik faaliyetlerinin müşteri memnuniyetini pozitif yönde anlamlı olarak etkilediği tespit edilmiştir. Müşteri memnuniyetinin yeniden ziyareti pozitif yönde anlamlı olarak etkilediği bulgusuna ulaşılmıştır. Aracılık testi process makro yöntemi ile yapılmıştır. Aracılık testi sonucunda e-ticaret tersine lojistik faaliyetlerinin yeniden ziyaret üzerindeki etkisinde müşteri memnuniyetinin aracılık rolü olduğu tespit edilmiştir.

Anahtar Kelimeler : E-Ticaret, Tersine Lojistik, Process Makro. Bu çalışma Bülent YILDIZ’ın danışmanlığında Ferit ÖZDEMİR’in hazırlamış olduğu Yüksek Lisans Tezi çalışmasından faydalanılarak hazırlanmıştır MEDIATING ROLE OF CUSTOMER SATISFACTION IN THE EFFECT OF RE-VISIT ON LOGISTIC ACTIVITIES TO REVERSE IN E-COMMERCE

Abstract In this study, the mediating role of customer satisfaction in the effect of reverse logistics activities on the intention of revisiting the e-commerce site in e-commerce was investigated. For this purpose, data was collected by questionnaire from 413 e-commerce users. The research model was primarily analyzed by the structural equation model. As a result of the analysis, it has been determined that e-commerce reverse logistics activities positively affect customer satisfaction. It has been found that customer satisfaction positively affects re-visits. Mediation testing was done by the process macro method. As a result of the mediating test, it was determined that customer satisfaction has an mediating role in the effect of e-commerce reverse logistics activities on revisiting.

Key Words: E-Commerce, Reverse Logistics, Process Macro.

181

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress ÇEVRE SORUNLARI VE LİBERALİZM

Abdulgaffar ÇİFTÇİ * * Kastamonu Üniversitesi, [email protected]

Özet Çevre sorunları, 1950’li yıllardan günümüze yaşanan krizlerle beraber gittikçe büyüyerek karmaşıklaşmıştır. İnsan nüfusundaki artışın hızlanması, yakın zamanda, başta kıtlık olmak üzere çevre sorunlarının içinden çıkılamaz bir hal almasına sebep olacak gibi gözükmektedir. Liberal görüş, çevre sorunlarını genelde piyasa yoluyla çözmeyi düşünmüş, devletin bu sorunlara müdahale etmesinin doğru olmayacağını öngörmüştür. Fakat sadece piyasa mekanizmasının çevre sorunlarının oluşturduğu olumsuz dışsallığı ortadan kaldırmaya yetmeyeceği, liberal yaklaşıma eleştiri getirenlerin savunduğu bir görüş olmuştur. Buna göre piyasa ekonomisi şartlarında giderilemeyen bazı maliyetlerin devlet müdahalesiyle de giderilmesi gerekecektir. Ekolojik problemlerin çözümü için liberalleşmenin daha da arttırılması önerisini konu edinen anlayışlar “serbest piyasa çevreciliği” olarak ifade edilmektedir. Liberal düşüncede ele alınan ‘doğa durumu’nda çeşitli çevresel değerler, özel mülkiyete konu değildir. Serbest piyasa çevrecileri çevresel sorunların bu bağlamda önüne geçebilmek için ortak kullanım düşüncesini terk etmeyi önermektedir. Yine “Yeşil Liberalizm”, küresel bir ekolojik krizin mevcut olma nedenini siyasal aktörlerin liberal bir görüş sergilememesinden kaynaklandığını öne sürerek bu noktada sorunları dar bir çerçeveden ele almakta, teoriyi pratiğe aktaramadan özgün bir görüş ortaya koyamamaktadır. Bunların yanında “liberal çevreciler, “neoliberaller”, çeşitli çevre politikaları önermişlerdir. Fakat bu politikaların, ancak gelecekte bireylere yaşanabilir bir dünya bırakılabilirse bir anlamı olacaktır. Anahtar Kelimeler: Çevre Sorunları, Liberalizm, Piyasa, Devlet Müdahalesi.

ENVIRONMENTAL PROBLEMS AND LIBERALISM

Abstract Environmental problems have grown increasingly complex with the crises experienced since the 1950s. The acceleration of the increase in the human population seems to cause the environmental problems, especially famine, to become inexorable. Liberal opinion generally considered to solve environmental problems through the market, and predicted that it would not be right for the state to intervene in these problems. However, it was an opinion that only the market mechanism was not enough to eliminate the negative externality caused by environmental problems, and those who criticized the liberal approach. Accordingly, some costs that cannot be eliminated under the conditions of the market economy will have to be eliminated by government intervention.

Understanding on the proposal to further increase liberalization for the solution of ecological problems is expressed as “free market environmentalism”. Various environmental values are not subject to private ownership in the 'state of nature' considered in liberal thinking. Free market environmentalists propose to abandon the idea of common use in order to prevent environmental problems in this context. "Green Liberalism" argues that the reason for the existence of a global ecological crisis is due to the lack of a liberal view of political actors, at this point, it addresses the problems from a narrow frame and cannot put forward a unique view without putting theory into practice. In addition, "liberal environmentalists," neoliberals "have proposed various environmental policies. But these policies will only make sense if a livable world can be left to individuals in the future.

Key Words: Environmental Problems, Liberalism, Market, Government İntervention.

182

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress HEKİMLERE GÜVENİN SAĞLIK KURUMLARINA DUYULAN GÜVENE ETKİSİ

Onur YÜKSEL* Serkan DENİZ ** * Yalova Üniversitesi, [email protected] ** Yalova Üniversitesi, [email protected]

Özet Yoğun rekabetin yaşandığı sağlık sektöründe sağlık kurumlarının tercih edilebilirliği için ve bu kurumlardan hizmet alan bireylerin sonrasında tedaviye uyumu ve sağlıkla ilgili olumlu tutum ve davranış değişikliğinin sağlanması için sağlık kurumlarına güven büyük öneme sahiptir. Bu güveni etkileyen faktörlerden birinin de hekimlere güven olduğu düşünülmektedir. Bu araştırma ile hekimlere güvenin sağlık kurumlarına duyulan güvene etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırma 9-13 Temmuz 2020 tarihlerinde Kocaeli’de gerçekleştirilmiştir. Araştırma verileri 18 yaş ve üzeri bireylerden toplanmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak anket yöntemi kullanılmıştır. Araştırmada kullanılan anket formundaki hekimlere güven ile ilgili ifadeler için Dugan vd.’nin (2005), sağlık kurumlarına güven ile ilgili ifadeler için Arboleda-Arango’nun (2015) çalışmasından yararlanılmıştır. Araştırma kapsamında 208 anket formu toplanmıştır. Yapılan analizler sonucunda ölçeklerin geçerli ve güvenilir olduğu belirlenmiştir. Araştırma sonucunda hekimlere güven ile sağlık kurumlarına güven arasında istatistiksel olarak anlamlı, pozitif yönlü ve yüksek düzeyde bir ilişki olduğu belirlenmiştir (r= 0,764, p<0,05). Ayrıca hekimlere güvenin sağlık kurumlarına güveni pozitif yönde etkilediği belirlenmiştir (β= 0,687, p<0,05). Sağlık kurumlarına güvendeki değişimin %58,4’ünün hekimlere güven tarafından açıklandığı belirlenmiştir (R2=0,584). Bu sonuçlar hekimlere güvenin, sağlık kurumlarına güvenin bir belirleyicisi olduğunu göstermektedir. Bu sonuçlar çerçevesinde sağlık kurumlarına, hekimlerin hastalara daha iyi hizmet sunabilmesi için gerekli zamanın verilmesi ve düzenlemelerin yapılması, hekimlere ulaşılabilirliğin arttırılmasına yönelik düzenlemelerin yapılması gibi önerilerde bulunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Güven, Hekime Güven, Sağlık Kurumlarına Güven, Sağlık.

THE EFFECT OF TRUST IN PHYSICIANS ON TRUST IN HEALTHCARE INSTITUTIONS

Abstract Trust in healthcare institutions is essential in order to be preferred in the healthcare sector with a fierce competition, and to provide treatment compliance of the individuals as well as to ensure positive attitudes and behavioural changes on health. One of the factors that affect such trust is considered as the trust in physicians. The aim of the present research was to determine the effect of the trust in physicians on the trust in healthcare institutions. The present research was conducted in the Kocaeli, between July 9th and 13th, 2020. The research data were collected from adult individuals over 18 years of age. The data collection tool was the questionnaire method. Study of Dugan et al. (2005) was utilized for the expressions on trust in physicians included into the questionnaire form of the present study whereas study of Arboleda-Arango (2015) was used for the expressions on trust in healthcare institutions. 208 survey forms were filled within the scope of research. The scales were detected as valid and reliable after the analyses carried out. A statistically significant, positive and high association was detected between the trust in physicians and trust in healthcare institutions (r= 0.764, p<0.05). Furthermore, it was also determined that trust in physicians positively affect the trust in healthcare institutions (β= 0.687, p<0.05). It was detected that 58.4% of the change on trust in healthcare institutions is explained by the trust in physicians (R2=0.584). This results indicate that the trust in physicians is a determinant for the trust in healthcare institutions. Within the frame of aforesaid results, the healthcare institutions were recommended to allow sufficient time and to make necessary adjustments for better service providing and increasing accessibility for the physicians.

Key Words: Trust, Trust in Physician, Trust in Healthcare Institutions, Health.

183

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress 20. YÜZYILIN BAŞLARINDA SOMA’DA BULUNAN MADENİN YABANCILARA AİT İŞLETME İMTİYAZLARI

Ebru SEZGİN * * Karabük Üniversitesi, [email protected]

Özet Osmanlı Devleti 1352 yılında Rumeli’ye ilk geçtiği sırada Cenova ile kurduğu dostane ilişkiler neticesinde ilk defa bu devlete kapitülasyon vermiştir. Daha sonra 24 Mart 1503 tarihinde Osmanlı – Venedik arasında imzalanan barış antlaşması ile iki devlet arasında ticari imtiyazlar genişletilmiştir. Osmanlı Devleti tarafından ciddi manada verilen ilk kapitülasyon ise Fransızlara 1535 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından verilmiştir. Bu çalışmada bahsi geçen Soma ise Aydın Vilayeti Saruhan Sancağına bağlıdır. Soma kazasında ekonomik geçim kaynağı tarım, hayvancılık ve madendir. 19. yy itibari ile Soma’da kömür bulunmasının ardından burada maden işletmeleri oluşturulmaya başlanmıştır. Oluşturulan maden işletmeleri diğer ülkelerinde dikkatini çekmiş ve Soma’ya pek çok yabancı yatırımcı gelmiştir. Soma’ya gelen yabancı yatırımcıların kayıtları Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde tutulmuştur. Tutulan bu belgeler günümüz türkçesine çevirilerek gerekli değerlendirmeler yapılmıştır. Yapılan bu değerlendirmeler neticesinde Almanya ve Fransa’ya Soma Maden imtiyazının verildiği tespit edilmiştir. Aynı zamanda, Almanya uyruklu Mösyö Vays, Belçika uyruklu Şefporyon Andre ve uyruğu belirtilmemiş olan Andon Çiçeri’ye madeni çalıştırma izni verilmiştir. Buna ek olarak ise Amerikan uyruklu John Shirley Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü’nde maaşlı personel olarak çalışmıştır. Belçika uyruklu Ulysse Formont da Değirmisaz ve Tavşanlı madenlerinde çalıştırılarak gerektiğinde Soma’da bulunan madene gidip gelmesine izin verilmiştir. 1917 yılında ise Fransa Soma’da bulunan kömür ocağına el koymuştur. Soma’da bulunan kömür ocaklarına Fransa epey ilgi göstermiş hatta Soma’nın kömür rezervinin haritasını ilk defa Fransızlar hazırlamıştır. Anahtar Kelimeler: Osmanlı Devleti, Soma, Maden, İmtiyaz.

FOREIGN BUSINESS OPERATION CONCESSIONS OF THE MINE IN SOMA AT THE BEGINNING OF THE 20TH CENTURY

Abstract When the Ottoman Empire first passed to Rumelia in 1352, it gave capitulation to this state for the first time as a result of the friendly relations it established with Genoa. Later, with the peace treaty signed between the Ottoman and Venice on March 24, 1503, commercial privileges were expanded between the two states. The first capitulation, which was given seriously by the Ottoman Empire, was given to the French by Kanuni Sultan Süleyman in 1535. Soma mentioned in this study is connected to Aydın Province Saruhan Sanjak. Economic livelihood in Soma crash is agriculture, animal husbandry and mine. As of 19th century, after coal was found in Soma, mining enterprises started to be established here. The mining enterprises have attracted attention in other countries and many foreign investors have come to Soma. The records of foreign investors coming to Soma were found in the Ottoman Archives of the Prime Ministry. These documents were translated into today's Turkish and necessary evaluations were made. As a result of these evaluations, it was determined that the Soma Mining privilege was given to Germany and France. At the same time, the German national Monsieur Vays, Belgian National Chef, Andre, and Andon Çiçeri, whose nationality was not specified, were allowed to operate the mine. In addition, American American John Shirley worked as a salaried staff member at the Mineral Research and Exploration Institute. Belgian national Ulysse Formont is also operated in Değirmisaz and Tavsanli mines and allowed to go to the mine in Soma when necessary. In 1917, she confiscated the coal mine in Soma, France. France showed great interest in the coal mines in Soma, and even the first time the French prepared the map of Soma's coal reserve.

Key Words: Ottoman Empire, Soma, Mine, Prerogative.

184

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress TÜRKİYE’DE KIRSAL KALKINMANIN ÖNÜNDEKİ ENGELLER VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Ozodbek Karamatov * Yusuf YILMAZ ** * Kastamonu Üniversitesi, [email protected] ** Kastamonu Üniversitesi

Özet Günümüzde Ülkemizdeki kırsal bölgelerin durumu ekonomik yapısı kırsal bölgelerin kalkınmışlık düzeyi, kırsal kalkınmanın önündeki engellerin ne olduğu, kırsal kalkınma sorunlarının salt ekonomik kalkınmadan kaynaklanıp kaynaklanmadığı araştırmak için kırsal kalkınmanın ekonomik, sosyolojik, kültürel vs. gelişime etkileri etraflıca incelenerek, ülkemizde kırsal bölgelerdeki insanların, üretim sürecinden ayrılarak iç göçe yöneliş nedenleri ve iç göçün ülkemiz ekonomisi ve kalkınmışlık düzeyine etkileri incelenmesi gerekiyor. Kırsal kalkınma alanında ilerlemiş ve kırsal bölgelerin ekonomik büyümelerini sağlıklı bir şekilde tamamlayıp, kırsal bölgelerini ülke ekonomisine entegre edebilmiş ülkelerin kalkınma modelleri incelenecektir. Araştırmada ülkemizin coğrafi yapısı itibariyle gerek ekonomik gerek sosyal ve kültürel yapısı itibariyle uygun kalkınma modeli üzerinde dürülmesi ve kırsal kalkınmasının sağlanması yolunda gerek Kamu kesiminin (devletin), gerek özel sektörün ve gerekse de kırsal bölgede ki halkın yapması gerekenler ve çözümler için öneriler verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Kırsal kalkınma, Kalkınma modeli, Kırsal Bölge, Ekonomik Yapı, Göç.

RURAL DEVELOPMENT IN TURKEY IN FRONT OF OBSTACLES AND SOLUTIONS

Abstract The purpose of this study will be to focus on rural development by separately describing the words '' Rural '' and '' Development '' based on the definition of rural development. In the second part of my study, the economic structure of rural areas in our country, the level of development of rural areas, what are the obstacles in front of rural development, whether rural development problems arise from purely economic development, economic, sociological, cultural etc. of rural development. By examining the effects of development in detail, the reasons of the internal migration of the people in rural areas in our country by leaving the production process and the effects of internal migration on the economy and development level of our country will be investigated. In this context, the activities of the agriculture and rural support institution will be emphasized. In the third section, development models of countries that have advanced in rural development and have been able to complete the economic growth of rural areas and integrate rural areas into the country's economy will be examined. In the fourth section, the appropriate development model will be emphasized in terms of the geographical structure of our country, its economic, social and cultural structure. In the last part, the things to be done by the public sector (the state), the private sector and the people in the rural area and the solution will be focused on in order to ensure the rural development of our country.

Key Words: Rural Devolepment, Devolepment Model, Contryside, Ekonomik Structure, Migration.

185

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress EVLENİLMESİ YASAK OLAN KİŞİLER: YAHUDİLİK VE İSLAMİYET AÇISINDAN KARŞILAŞTIRMA

Meryem ÖZDİREK * * Kastamonu Üniversitesi, [email protected]

Özet Toplumun en küçük birimi olan ailenin temeli evliliğe dayanır. İnancın yaşandığı ve yaygınlaştırıldığı en önemli yer olması sebebiyle dinler, aileye özel önem vermiş hatta aileyi kutsal kabul etmiştir. Dinler için aile, kurallarını yaşatacak, devamlılığı sağlayacak ve mensuplarını artıracak bir yapıdır. Bu sebeple dinler mensuplarına evliliğin gerçekleşmesi, devamı ve bitirilmesi hususunda birtakım şartlar getirmiştir. Bu şartların yerine getirilebilmesi için ahlaki ve hukukî düzenlemeler yapılmış, psikolojik ve sosyal yaptırımlar getirilmiştir. Bir erkek ve kadının evlenebilmeleri için bazı özellikleri taşımaları gerekir. Bu özelliklere sahip olmayanların yapacakları evlilikler yasaklanmıştır ki bunlara “evlenme engelleri” denilir. İlahi dinlerden olan İslamiyet ve Yahudilik, evlilik hususunda ortak birçok noktası bulunan iki dindir. Her iki din için de evlilik tavsiye edilmiş, neslin devamına büyük önem verilmiştir. Bu iki dinin evlenme engelleri arasında büyük ölçüde benzerlik bulunmakla birlikte bazı farklılıklar da bulunmaktadır.

Yahudilikteki evlenme engellerini daimî ve geçici olarak ikiye ayırabiliriz. Anne-baba, dede-nene, kardeş, torun gibi aralarında kan bağı bulunanlarla olan engeller kan bağı sebebiyle ortaya çıkan engellerdir. Üvey anne-baba üvey kız ve oğul, kayınvalide-kayınpederle evlenmenin yasaklanması ise evlilikle ortaya çıkan engellerdendir. Ayrıca boşanılan eş başkası ile evlenip boşanmışsa kirlenmiş kabul edilir ve onunla yeniden evlenilemez. Çocuk sahibi olmadan eşi ölen kadın aile dışından kimse ile evlenemez ve kaynı ile evlendirilir. Bu iki engel dışında dini gerekçelerle olan evlenme engelleri de vardır. Get denilen boşanma belgesini alamayan kadın bir başkasıyla evlenemez. Yahudi olmayan biriyle evlenmek yasak olduğu gibi, dinen kabul edilmeyen evliliklerden doğan kişilerle de evlenilmez.

İslamiyet’e göre; evlenme engelleri sürekli engeller ve geçici engeller olmak üzere ikiye ayrılır. Kan hısımlığı sebebiyle evlenme engelleri; kardeşlerle ve kardeş çocuklarıyla, anne, baba ve bunların kardeşleriyle ayrıca torun ve dede nineyle evlenilememesidir. Süt emzirme sebebiyle süt anne, öz anne gibi kabul edildiği için onun kendisi ya da ailesiyle evlilik de yasaklanmıştır. Evlenme sebebiyle kayınvalide-kayınpeder, üvey evlatlar, gelin ve damatlarla evlenmek yasaktır. Geçici engeller olarak; din farkı, üç talakla boşama, dört eşi olan erkeğin başka birisiyle evlenememesi, fiilen evliliği devam eden kadınların evlenme yasağı, hanımının yakın akrabalarıyla evlenmenin yasak olması, sağlık sebebiyle evlenme engelleri sayılabilir. Anahtar Kelimeler: evlilik, nikah, Yahudilik, İslamiyet, evlenme engeli, evlenme şartları.

PEOPLE WHO ARE FORBIDDEN TO MARRY: COMPARISON IN TERMS OF JUDAISM AND ISLAM

Abstract

The foundation of the family, the smallest unit of the society, is based on marriage. Religions have given special importance to the family because it is the most important place where belief is lived and spread, and even considered the family sacred. For religions, the family is a structure that will maintain its rules, ensure continuity and increase its members. For this reason religions, it has brought some conditions for the members of the religions to establish, continue and end marriage. In order to fulfill these conditions, moral and legal regulations were made, and psychological and social sanctions were introduced. In order for a man and woman to marry, they should have some certain conditions. Marriages by those who do not have these conditions are prohibited and these are called "marriage obstacles". Islam and Judaism which are from divine religions, are two religions that have a lot in common about marriage. Both religions recommended their members to marry, and great importance was given to the continuation of the generation. Although there is a great similarity about the obstacles of marriage in these two religions, there are some differences too.

We can divide the marriage obstacles in Judaism as permanent obstacles and temporary obstacles two. Parents, grandparents, siblings, and grandchildren are who we have blood ties, and between them are marriage obstacles caused by blood ties. Prohibition of marrying mother- step-father, step-daughter and step-son, mother-in-law and father-in-law is one of the obstacles occurring by marriage. In addition, if the divorced spouse marries and divorces someone else, it is considered 'dirty' and cannot remarried with her. If a woman's husband died without having a child, woman cannot marry anyone outside the family and she married to her husband's brother. Apart from these two barriers, there are also marriage obstacles that arise on religious grounds. The woman who cannot get the divorce document called 'Get', cannot marry someone else. It is forbidden to marry someone who is not Jewish nor who is born out of marriages that are not accepted religiously.

According to Islam; marriage obstacles are divided into two as permanent obstacles and temporary obstacles. Marriage obstacles due to blood ties; It is forbidden to marry with siblings and siblings' children, mothers, fathers and their siblings, as well as grandchildren and grandparents. Since the wet nurse is considered to be a real or birth mother, the marriage with her and her family is also prohibited. It is forbidden to marry mother-in-law, father-in-law, step-sons, brides and grooms due to the bond that emerged due to marriage. As temporary obstacles; the difference in religion, divorce with triple talaq, the fact that the man who has four wives cannot marry someone else, the woman who is married cannot marry with another man ,it is forbidden for a man to marry his spouse's close relatives, and there is also marriage obstacle for health reasons.

Key Words: Marriage, Judaism, Islam, Prohibition on marriage, Marriage conditions.

186

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress DP İKTİDARIYLA BİRLİKTE 1950 YILINDA YAŞANAN EKONOMİK GELİŞMELERİN KASTAMONU DOĞRUSÖZ GAZETESİNDEKİ YANSIMALARI

Yılmaz BARDAK * * Kastamonu Üniversitesi, [email protected]

Özet Bu araştırma, Demokrat Parti’nin 14 Mayıs 1950 tarihinde yapılan genel seçimler sonucunda tek başına iktidara gelmesiyle birlikte aynı yıl ekonomide yaşanan gelişmelerin Kastamonu Doğrusöz Gazetesi’ndeki yansımalarının tespiti amacını taşımaktadır. Kapsam olarak, 14 Mayıs 1950 ile 31 Aralık 1950 tarihleri arasında Kastamonu Doğrusöz Gazetesi’nde yer alan ekonomi haberleri ele alınmıştır. Araştırmada “Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle ekonomide iyileşme yaşanmış mıdır? İktidar değişimiyle yaşanan ekonomik değişimlerin Kastamonu yerelindeki yansımaları neler olmuştur? Demokrat Parti’nin ekonomi hakkındaki söylemleri eyleme ne ölçüde geçirilmiştir?” sorularına cevaplar aranmıştır. Yöntem olarak belgesel tarama yöntemi kullanılmıştır. Araştırma bulguları, 14 Mayıs 1950’den 31 Aralık 1950’ye kadar yayınlanmış olan Kastamonu Doğrusöz Gazetesi’nin 90 adet nüshası taranmış, bazı nüshalarda hiç ekonomi haberleri rastlanmamasına rağmen bazılarında ise birden fazla ekonomi haberi bulgularıyla karşılaşılmıştır. Sonuçta Demokrat Parti’nin ekonomi söylemleri mikro düzeyde kalmış olup makro düzeye çıkarılamamıştır. Halkın harcamalarında küçük indirimlere gidilmesine rağmen büyük gelir getirilecek atılımlar yapılamamıştır. Üstelik ülkenin dışarıya bağımlılığı arttırılmış ve borç yükü kabarmıştır. Anahtar Kelimeler: Demokrat Parti, Ekonomi, Kastamonu, Doğrusöz Gazetesi.

THE REFLECTIONS OF ECONOMIC DEVELOPMENTS IN KASTAMONU NEWSPAPER LIVING IN 1950 WITH THE EXPLORATION OF DP

Abstract This research aims to determine the reflections of the developments in the economy in Kastamonu Doğrusöz Newspaper in the same year after the Democrat Party came to power as a result of the general elections held on May 14, 1950. As part of the scope, economic news published in Kastamonu Doğrusöz Newspaper between 14 May 1950 and 31 December 1950 were discussed. Answers to the questions of the “Did the economy recover after the Democrat Party came to power in the research? What were the reflections of the economic changes experienced with the change in power in the local area of Kastamonu? Democratic Party's rhetoric about the economy have been put into action?” Documentary scanning method was used as a method. Research findings, 90 copies of Kastamonu Doğrusöz Newspaper, which was published from May 14, 1950 to December 31, 1950, were scanned, and in some copies, although no economic news were encountered, others encountered multiple economic news findings. As a result, the discourses of the Democrat Party remained at a micro level and could not be taken to a macro level. Despite the small reductions in the public expenditures, major breakthroughs could not be made. Moreover, the foreign dependency of the country has increased and the debt burden has swelled.

Key Words: Democrat Party, Economy, Kastamonu, Doğrusöz Newspaper.

187

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress SÜRDÜRÜLEBİLİR KÜRESEL REFAH İÇİN İSLÂM İKTİSADI: GÜÇLÜ BİR ÖZE DÖNÜŞ PERSPEKTİFİ

Pınar ALTIOK GÜREL * * Nişantaşı Üniversitesi, [email protected] Özet Klasik iktisat öğretisi, iktisat bilimini, kıt kaynaklarla sınırsız ihtiyaçların tatmin edilmesi yönünde dengeyi sağlayacak mekanizmalar bütünü olarak tanımlar. Her bireyin kişisel çıkarları doğrultusunda davranması hâlinde, ardılında toplumsal faydanın da kendiliğinden oluşacağı varsayımıyla hareket ederek, bu davranışın rasyonel insan ifadesiyle bütünleşen homo economicus perspektifinden, akılcılığın bir gereği olarak üretim ve tüketim davranışlarında fayda ve kâr maksimizasyonunu gözeten bir varlık olması noktasından yola çıkar. Böylece, sınırsız bir tüketime yönelen insan, tüketimi var oluşuyla özdeşleştirerek, kendisini doyuma ve mutluluğa ulaştıracak bir eylem olarak içselleştirmektedir. Çeşitli boyutlarıyla negatif dışsallıkları bulunan bu anlayış, hâkim küresel mekanizmalar içerisinde insanlığı ekonomik, sosyo-politik, kültürel pek çok açılardan yeniden düşünmeye davet eder niteliktedir. Bu noktada sürdürülebilir bir yaşam şekli sunan İslâm iktisadı, iş-yaşam dengesini koruyacak üretim ve tüketim davranışlarını benimsemekte ve ekonomik yaşamda insanı sistemin odak noktasına oturtmaktadır. Kaynağını İslâm inancının yüce kitabı Kur’an-ı Kerim’den alan İslâm iktisadı yapılacak düzenlemeleri çeşitli âyetlerle insanlığa bildirmiş, böylece üretim-tüketim ilişkilerini, insanın ve toplumun refahı yönünde sistematiğe bağlamıştır. Çalışmanın amacı, mevcut ekonomik doktrinlere ve sistemlere akılcı bir seçenek olarak İslâm iktisadı bakış açısını, tüm insanlığın aynı ortak paydada buluştuğu Covid-19 günlerinden geçerken güçlü bir öze dönüş perspektifi olarak değerlendirmek yönünde bir farkındalık sunabilmektir. Çalışmanın kavramsal çerçevesi, İslâm iktisadının temel prensiplerinin bilimsel literatür bağlamında irdelenmesiyle oluşturulmuştur. Çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Çalışmada, İslâm iktisadının, toplumsal yaşamın dengeyle sürdürülebilmesi için Allah’ın emir ve yasaklarını gözeterek İslâm ahlâkına uygun ilkeler çerçevesinde davranılması yönünde bulgular geliştirilerek, “eşref-i mahlûk” olan insana yakışan bir değer ve inanç sistemi ile bütünleştirilmesinin yerinde olacağı yönünde öneri ve sonuçlara ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: İslâm İktisadı, Sürdürülebilir Küresel Refah, Üretim-Tüketim, Homo-Economicus, Kapitalizm.

ISLAMIC ECONOMY FOR SUSTAINABLE GLOBAL WELFARE: A STRONG SELF-TURN PERSPECTIVE

Abstract Classical economics doctrine defines economics as a whole of mechanisms to balance the unlimited needs with scarce resources. In the event that each individual behaves according to his personal interests, he acts on the assumption that the social benefit will also occur spontaneously, from the perspective of homo economicus integrated with the rational human expression, as an asset that considers the benefit and profit maximization in production and consumption behaviors as a requirement of rationality. Thus, the person who turns towards an unlimited consumption, identifies consumption with its existence and internalizes it as an action that will bring itself to satisfaction and happiness. This understanding, which has negative externalities with its various dimensions, invites humanity to re-think in many economic, socio-political and cultural aspects within the dominant global mechanisms. At this point, Islamic economics, which offers a sustainable lifestyle, adopts production and consumption behaviors that will protect the work-life balance and places people at the center of the system in economic life. The Islamic economy, which takes its source from the Qur'an, which is the supreme book of the Islamic faith, has reported the regulations to be made to humanity with various verses, thereby linking the production-consumption relations to the welfare of the people and the society. The aim of the study is to provide awareness to evaluate the perspective of Islamic economics as a rational option to existing economic doctrines and systems, as a strong self-return perspective when passing through Covid-19 days when all humanity meets the same common denominator. The conceptual framework of the study was created by examining the basic principles of Islamic economics in the context of scientific literature. Qualitative research method was used in the study. In the study, suggestions and conclusions were reached that it would be appropriate to integrate the Islamic economy with a decent value and belief system that would be in line with the principles of Islam, by observing the commands and prohibitions of Allah, in order to maintain social life in balance, and to be in accordance with the principles of Islam.

Key Words: Islamic Economics, Sustainable Global Welfare, Production-Consumption, Homo-Economicus, Capitalism.

188

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress SAĞLIK HİZMETLERİNDE FONKSİYONEL HİZMET KALİTESİ: BİR ÜNİVERSİTE HASTANESİNDE ARAŞTIRMA

Ertuğrul ÇAVDAR * * Kastamonu Üniversitesi, [email protected]

Özet Bu çalışmanın amacı insanların en hassas oldukları alanlardan biri olan sağlık sektöründe bir üniversite hastanesinin hizmet kalitesini değerlendirmektir. Hizmet kalitesi, hizmetin kendine özgü yönünü içeren “temel hizmet kalitesi” ve hizmetin sunumuna yönelik “fonksiyonel hizmet kalitesi” olmak üzere iki grupta incelenmektedir. Tüm hizmet sektörleri için ortak bir yapı oluşturan fonksiyonel hizmet kalitesinin ölçümünde en sık kullanılan araçlardan biri ServQual yöntemidir. Beklenen ve algılanan kalite arasındaki fark üzerinden hizmet kalitesini tanımlayan ölçek hizmet kalitesinin “fiziksel özellikler”, “güvenilirlik”, “heveslilik”, “güven” ve “empati “ olmak üzere beş boyutu kapsadığını öne sürmektedir. Bu çalışmada hastanenin fonksiyonel hizmet kalitesini değerlendirmek üzere ServQual ölçeğinin beş boyutuna ek olarak “bilgilendirme” yide içeren altı boyutlu bir ölçek kullanılmıştır. Yirmi altı önermeden oluşan ankette, katılımcılara hizmet kalitesi açısından belirtilen unsurları ne ölçüde önemli buldukları ve hastanenin durumunun ne olduğu beşli likert ölçeği ile sorulmuştur. Dört yüz katılımcı ile yapılan anket uygulamasının verileri üzerinden yapılan analizler sonucunda kalite boyutlarının tamamının 4,4’ün üzerinde ortalamalarla büyük ölçüde önemli olarak değerlendirildiği ve kalite boyutlarının önem değerlendirmeleri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar olduğu görülmüştür. Ortalamalara göre en yüksek önem değerlendirmesinin 4,62 ile bilgilendirme boyutuna ait olduğu, onu sırasıyla 4,61 ile güvenilirlik, 4,60 ile empati ve güvence, 4,58 ile heveslilik ve son olarak 4,45 ile fiziksel özellikler boyutunun izlediği görülmektedir. Hastaneye ilişkin durum değerlendirmelerinde ise tüm kalite boyutları açısından vasatın üzerinde bir değerlendirme yapıldığı ve değerlendirmelerin istatistiksel olarak birbirinden farklı olduğu görülmüştür. Durum değerlendirmelerinde en yüksek ortalama 3.52 ile fiziksel özellikler boyutuna ait olup onu sırasıyla, 3,49 ile güvenilirlik, 3,48 ile güvence, 3,36 ile heveslilik, 3,35 ile empati ve son olarak 3,28 ile bilgilendirme boyutu izlemektedir. Kalite boyutlarına ilişkin cinsiyete göre yapılan karşılaştırmada, ne önem değerlendirmeleri açısından nede durum değerlendirmeleri açısında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunamamıştır. Yaş guruplarına göre yapılan analizlerde heveslilik ve empati boyutlarına ilişkin önem değerlendirmelerinde istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar olduğu, hastaların yaşı ilerledikçe bu boyutlara ilişkin daha yüksek önem değerlendirmelerinde bulundukları görülmüştür. Hastanenin durumuna yönelik değerlendirmelerde ise tüm boyutlar açısından yaş guruplarının değerlendirmelerin istatistiksel olarak farklı olduğu, en yüksek değerlendirmenin 60 ve üzeri yaş gurubu tarafından yapılırken, en düşük değerlendirmenin ise 21 ve 29 yaş aralığındaki katılımcılar tarafından yapıldığı görülmüştür. Katılımcıların eğitim durumlarına göre yapılan analizlerde gerek önem değerlendirmelerinin gerekse durum değerlendirmelerinin istatistiksel olarak farklılık arz ettiği görülmektedir. Önem değerlendirmelerinde tüm kalite boyutları için en yüksek önem değerlendirmeleri ilköğretim mezunları tarafından yapılırken en düşük önem değerlendirmeleri yüksekokul mezunları tarafından yapılmıştır. Durum değerlendirmelerinde de yine en yüksek ortalama ilkokul mezunlarına aittir. Katılımcıların sağlık güvencesi durumuna göre yapılan analizlerde önem değerlendirmeleri açısından heveslilik, güvence, empati ve bilgilendirme boyutlarının farklılık arzettiği, durum değerlendirmelerinde ise istatistiksel açıdan bir farklılık olmadığı görülmüştür. Belirtilen kalite boyutlarına ilişkin önem değerlendirmelerinde genel olarak en yüksek önem değerlendirmelerini emekli sandığı ve yeşil kartlı sağlık güvenicisine sahip olanların yaptığı görülmektedir. Çalışma sonucu tüm kalite boyutları açısından üniversite hastanesinde iyileştime potansiyelinin olduğu görülmektedir. Özellikle hizmet kalitesi açısından bilgilendirmenin önemi ve bu alandaki eksiklik dikkat çekmektedir. Anahtar Kelimeler: Hizmet Kalitesi, Bilgilendirme, Sağlık Hizmetlerinde Kalite, Servqual.

189

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress FUNCTIONAL SERVICE QUALITY IN HEALTHCARE: RESEARCH IN A UNIVERSITY HOSPITAL

Abstract The purpose of this study is to evaluate the service quality of a university hospital in the health sector, one of the fields where people are most sensitive. Service quality is examined in two groups, namely “basic service quality” that includes the specific aspect of the service and “functional service quality” for the delivery of the service. ServQual method is one of the most frequently used tools in the measurement of functional service quality, which creates a common structure for all service sectors. The scale, which defines the quality of service over the difference between expected and perceived quality, suggests that the quality of service includes five dimensions: "tangibles", "reliability", "responsiveness", "assurance" and "empathy". In this study, in order to evaluate the functional service quality of the hospital, in addition to the five dimensions of the ServQual scale, a six- dimensional scale containing “informing” was used. In the questionnaire consisting of twenty-six proposals, the participants were asked on the five-point Likert scale how important they found the items specified in terms of service quality and what the hospital's situation was.

As a result of the analysis made on the data of the survey application made with four hundred participants, it was seen that all of the quality dimensions were evaluated to be largely important with averages above 4.4 and there were statistically significant differences between the importance assessments of the quality dimensions. According to the averages, the most important assessment belongs to the informing dimension with 4.62, followed by reliability with 4.61 responsiveness, empathy and assurance with 4.60, responsiveness with 4.58, and finally tangibles with 4.45.

In the evaluations of the hospital, it was observed that an evaluation was made above mediocre in terms of all quality dimensions and the evaluations were statistically different from each other. In the situation evaluations, the highest average belongs to the dimension of tangibles with 3.52, followed by reliability with 3.49, assurance with 3.48, responsiveness with 3.36, empathy with 3.35, and finally with informative with 3.28.

In the comparison of quality dimensions by gender, there was no statistically significant difference in terms of importance or situation evaluations.

In the analysis made according to age groups, it was observed that there were statistically significant differences in the importance assessments regarding responsiveness and empathy dimensions, , and as the patients got older, they made higher importance assessments regarding these dimensions. In the evaluations regarding the condition of the hospital, it was observed that the evaluations of the age groups were statistically different in terms of all dimensions, while the highest evaluation was made by the age group of 60 and above, while the lowest evaluation was made by the participants between the ages of 21 and 29.

In the analyzes made according to the educational status of the participants, it is seen that both the importance assessments and the status assessments differ statistically. In the importance assessments, the highest importance assessments for all quality dimensions were made by primary school graduates, while the lowest significance assessments were made by college graduates. The highest average belongs to primary school graduates in the situation evaluations.

In the analyzes made according to the health assurance status of the participants, it was observed that the dimensions of responsiveness, assurance, empathy and information differed in terms of importance assessments, and there was no statistical difference in the status assessments. In the importance assessments regarding the specified quality dimensions, it is seen that the retirement fund and those who have a green card health assurance are generally the highest assessments.

As a result of the study, it is seen that there is a potential for improvement in the university hospital in terms of all quality dimensions. Especially in terms of service quality, the importance of informing and deficiency in this area draw attention.

Key Words: Service Quality, Informing, Quality Of Health Services, Servqual.

190

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress AR-GE TEŞVİK SİSTEMLERİ: TÜRKİYE VE AVRUPA BİRLİĞİ ÜLKELERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME

Zeynep EZANOĞLU * Dilek ÇETİN ** * Süleyman Demirel Üniversitesi, [email protected] ** Süleyman Demirel Üniversitesi, [email protected] Özet Ülkeler bilim ve teknoloji kapasitesini arttırmak, ekonomik hedeflere ulaşmak amacıyla araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) faaliyetlerine önem vermektedir. Hangi tür faaliyetlerin Ar-Ge tanımı içerisine girdiğinin ve Ar-Ge faaliyeti kapsamında değerlendirilip avantajlar sunulacağının belirlenmesi gerekmektedir. Türkiye’de Ar-Ge tanımında OECD tarafından hazırlanan Frascati Kılavuzu temel alınmaktadır. Frascati Kılavuzu’nda Ar-Ge kavramı, “insan, kültür ve toplumun bilgisinden oluşan bilgi dağarcığının artırılması ve bu dağarcığın yeni uygulamalar tasarlamak üzere kullanılması için sistematik temelde yürütülen yaratıcı çalışmalardır” şekilde tanımlanmıştır. Türkiye’de Ar-Ge teşviklerine ilişkin hükümler temel olarak “4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu”, “5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun”, “193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu” ve “5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu” çerçevesinde düzenlenmiştir. Ar-Ge harcamaları ve Ar-Ge çalışan sayıları diğer ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye’nin bu konuda daha fazla destek ve teşvike ihtiyaç duyduğu görülmektedir. Avrupa Birliği (AB)’ nin teknoloji politikasının temellerini ise Lizbon Stratejisi oluşturmaktadır. Lizbon Stratejisi çerçevesinde AB ülkelerinin Ar-Ge’ye GSYİH’ nin %3'ü oranında bir kaynak ayırması hedeflenmiştir. Bu hedef doğrultusunda AB ülkelerinde farklı teşvik uygulamaları görülmektedir. Üye ülkelere kendi kaynakları ve AB bütçesi olmak üzere iki farklı kaynaktan teşvikler sağlanmıştır. AB ülkeleri genellikle Ar-Ge’ye yönelik teşvik sistemlerini oluştururken kurumlar vergisini baz almışlar ve buna yönelik düzenlemeler yapmışlardır. Ar-Ge vergi teşvikleri konusunda AB ülkeleri birbirlerinden farklı uygulamalar yapabilmektedir. Teşvikler vergi indirimi veya vergi kredileri şeklinde gerçekleştirilir. Avusturya, Belçika, Fransa, İrlanda, İspanya, İtalya ve Portekiz vergi kredisi uygulayan ülkelerdir. Türkiye’de ise sadece vergi indirimi kullanılmaktadır. Bu çalışma kapsamında Türkiye ve çeşitli AB ülkelerinde Ar-Ge teşvik mekanizmaları üzerinde değerlendirme yapılması amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Ar-Ge, Teşvik, Bilim ve Teknoloji Politikası, Avrupa Birliği.

R&D INCENTIVES SYSTEMS: A STUDY ON TURKEY AND THE EUROPEAN UNION COUNTRIES

Abstract Countries attach importance to research and development (R&D) activities in order to increase their science and technology capacity and reach economic targets. It is necessary to determine which types of activities are included in the definition of R&D and that they will be evaluated and presented in the scope of R&D activities. In Turkey, the definition of R&D is based on the Frascati Manual prepared by OECD. In the Frascati Manual, the concept of R&D is defined as "creative studies carried out on a systematic basis to increase the knowledge and knowledge of people, culture and society and to use it to design new applications". Provisions related to encourage R&D in Turkey mainly arranged according to "Technology Development Zones Law No. 469", "Supporting Research and Development Activities Law No. 5746", “Income Tax Law No. 193" and "Corporate Tax Law No. 5520". When the R&D spending and the number of employees in R&D is compared to other countries, in this regard Turkey needs more support and stimulation. The Lisbon Strategy is the basis of the technology policy of the European Union (EU). Within the framework of the Lisbon Strategy, it is aimed for EU countries to allocate 3% of their GDP to R&D. In line with this goal, different incentive practices are observed in EU countries. Member countries were provided with incentives from two different sources: their own resources and the EU budget. When EU countries create incentive systems for R&D, they generally based on corporate tax and made regulations according to it. EU countries could have different practices about R&D tax incentives. Incentives are made in the form of tax breaks or tax credits. Austria, Belgium, France, Ireland, Spain, Italy and Portugal are countries that apply tax credits. In Turkey, tax deduction is used only. In this study, it is aimed to make assestment on R&D incentive mechanisms in Turkey and several EU countries. Key Words: R&D, Incentive, Science and Technology Policy, European Union.

191

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress TURİZM SEKTÖRÜNÜN TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİN ÖNEMİ VE COVID-19 PANDEMİSİNİN ETKİLERİ

Melike DEDEOĞLU * * Erciyes Üniversitesi, [email protected] Özet Turizm sektörü, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO)’ne göre son 20 yıllık dönemde yıllık ortalama %6,8 büyüme oranıyla dünyanın en hızlı gelişen sektörlerindendir. Hizmet ticaretinin yaklaşık %30’unu, mal ticaretinin yaklaşık %7’sini oluşturmaktadır. Söz konusu katkılar özellikle gelişmekte olan ülkeler açısından büyük önem arz etmektedir. Turizm, ülkelerin döviz ihtiyacını karşılamakta, istihdamı artırıp hem bölgesel hem de ulusal kalkınmaya katkı sağlamaktadır. TÜİK verilerine göre Türkiye’nin turizm geliri 2019 yılında 2018’e göre %17 artarak yaklaşık 35 milyar dolar, turizm gideri %10, 1 azalarak yaklaşık 4,5 milyar dolar olmuştur. Türkiye 2019 yılında yine bir rekor kırarak toplam 51,7 milyon ziyaretçi ağırlamıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre Avrupa ülkeleri arasında turist sayıları açısından Fransa, İspanya ve İtalya’nın ardından 4. sırada yer alan Türkiye, turizm gelirleri açısından 6. sırada yer almaktadır. Dünya sıralamasına göre ise turist sayısı açısından 6. sırada, turizm gelirleri açısından 15. sırada yer almaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’nün 11 Mart 2020 tarihinde Covid-19 pandemisini duyurmasıyla başlayan sürecin ekonomik etkileri tüm dünya üzerinde kaygıyla izlenmektedir. Yapısı gereği krizlerden ve risklerden en çok etkilenen sektörlerden birisi olan turizm sektörü ve bağlı diğer tüm sektörler bu süreçten en fazla zarar görenler olacaktır. UNWTO’nun Mart 2020 öngörüsüne göre bu süreç 290-440 milyon turist varışını olumsuz etkileyecek ve dolayısıyla turist sayıları açısından 5-7 yıl geriye gidilecektir. Bu çalışmada, COVID-19 pandemisinin Türk turizm sektörüne etkileri istatistiki veriler yoluyla incelenmekte, sektörün yaşamakta olduğu sorunlar ve geleceğe yönelik beklentiler üzerinde durulmaktadır. Anahtar Kelimeler: Turizm Sektörü, Türkiye Ekonomisi, Covid-19.

IMPORTANCE OF TOURISM SECTOR IN TURKISH ECONOMY AND THE EFFECTS OF COVID-19 PANDEMIC

Abstract According to the United Nations World Tourism Organization (UNWTO), the tourism sector is one of the fastest growing sectors in the world with an average annual growth rate of 6.8% in the last 20 years. It accounts for about 30% of the service trade and about 7% of the goods trade. These contributions are especially important for developing countries. Tourism meets the foreign exchange needs of countries, increases employment and contributes to both regional and national development.

According to TUIK data, in 2019 Turkey's tourism revenue increased by 17% compared to 2018 and was about 35 billion dollars. Also, tourism expenditures decreased by 10.1% and became 4.5 billion dollars. Turkey has broken a record by the end of 2019 by hosting total 51.7 million international tourists. According to data from the Ministry of Culture and Tourism, in terms of number of tourists Turkey ranks 4th among European countries and ranks 6th in terms of tourism revenue. According to the world rankings Turkey ranks 6th in terms of the number of tourists and ranks 15th in terms of tourism revenue.

The economic effects of the process, which started with the World Health Organization's announcement of the Covid-19 pandemic on March 11, 2020, are watched with concern throughout the world. By nature, the tourism sector and all other related sectors will be the ones most affected by this process. According to UNWTO's forecast of March 2020, this process will negatively affect 290-440 million tourist arrivals and therefore will go back 5-7 years in terms of tourist numbers.

In this study, the effects of the COVID-19 pandemic on the Turkish tourism industry are analyzed through statistical data, and the problems faced by the sector and prospects are emphasized.

Key Words: Tourism Sector, Turkish Economy, COVID-19 Pandemic.

192

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress İPEK YOLU’NDA İNANÇ TURİZMİNİN GELİŞTİRİLMESİ: ÖZBEKİSTAN ÖRNEĞİ

Muharrem AVCI * Sherzod NORBAEV ** * Kastamonu Üniversitesi, mavcı@kastamonu.edu.tr **Kastamonu Üniversitesi

Özet Bu araştırmanın amacı; küresel ilk tarihi ticaret yolu olan İpek Yolu’nun,21.Yüzyılda uluslararası turizmin yeni destinasyonu olarak ele alınması düşüncesinin UNWTO tarafından 1994’te turizme açılma projeleri çerçevesinde Özbekistan’da ki durumunun değerlendirilmesi ve bu ülkede ki alternatif turizm kapsamında İnanç turizmi potansiyelinin incelenmesidir. Çalışma; Türkiye’den Özbekistan’a, İpek yolunda inanç turizmi hareketliliğinin geliştirilebilmesi hususunu kapsamaktadır. Bu çalışmada, nitel araştırma modeli kullanılmıştır. Bu amaç doğrultusunda, 20 kişi Özbekistan’ı ziyaret etmiş, 20 kişi Özbekistan’ı hiç görmemiş ve 20 kişi de Özbekistan’da yaşayan bireylere yarı yapılandırılmış görüşme formları uygulanmıştır. Bulgular ve sonuca gelince; Orta Asya’dan geçen, Avrupa ve Asya arasında ticari bir köprü olan İpek Yolu; Çin’den başlayıp, Türkiye ve Akdeniz aracılığı ile Avrupa’ya kadar uzanan tarihi ve dünyaca ünlü bir ticaret yoludur. İpek Yolu, UNESCO tarafından 22 Haziran 2014 tarihin de kabul edilen Dünya Mirasıdır. Büyük İpek Yolu’nun neredeyse 20.000 kilometresi, Türklerin yerleşmiş olduğu bölgeyi kapsamaktadır. Uluslararası ticaretin ana damarı sayılan İpek Yolu’nun önemli bir hattı; Bizans ile Çin’i bir araya getiren büyük ticaret yolu, en canlı dönemlerinde Türklerin gözetiminde bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: İpek Yolu, Özbekistan, Türkiye, İnanç Turizmi. Sherzod NORBAEV’in İPEK YOLU’NDA İNANÇ TURİZMİ: TÜRKİYE'DEN ÖZBEKİSTAN'A YÜKSEK LİSANS TEZİ’nden üretilmiştir.

DEVELOPMENT OF FAITH TOURISM ON THE SILK ROAD: EXAMPLE OF UZBEKISTAN

Abstract The purpose of this research; The idea of treating the Silk Road, the first global trade route, as the new destination of international tourism in the 21st century, is to evaluate the situation of Uzbekistan in Uzbekistan within the framework of the projects launched by UNWTO in 1994 and to examine the potential of Faith tourism in this country. Work; From Turkey to Uzbekistan, it covers the issue of the development of the Silk way of faith tourism mobility.

In this study, qualitative research model was used. For this purpose, 20 people have visited Uzbekistan, 20 people have never seen Uzbekistan and 20 people have received semi-structured interview forms for individuals living in Uzbekistan.

As for the findings and the result; The Silk Road, which passes through Central Asia and is a commercial bridge between Europe and Asia; starting from China, with a history dating back to Europe via Turkey and the Mediterranean and world famous trade route.

Key Words: Silk Road, Uzbekistan, Turkey, Faith Tourism.

193

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress YENİÇAĞA’DAKİ MUTFAK ŞEFLERİNİN MESLEKİ DEĞERLENDİRMELERİ

Ayhan Dağdeviren * * Çankırı Karatekin Üniversitesi, [email protected]

Özet Bu araştırmanın amacı, Yeniçağa’daki mutfak şeflerinin mesleki değerlendirmelerini ortaya koymaktır. Araştırmanın örneklemini Yeniçağa’da görev yapan 6 mutfak şefi oluşturmaktadır. Araştırma verilerinin toplanmasında yapılandırılmış görüşme yöntemi kullanılmıştır. Görüşme formu, iki bölümden oluşmuştur. Formun birinci bölümünde cinsiyet, eğitim, işletme türü ve çalışma süresi olmak üzere 4 sosyodemografik soru yer almıştır. Formun ikinci bölümünde “Çalışanlarınızın mesleki gelişimi için nasıl bir yol izliyorsunuz?”, “Yaşamış olduğunuz başlıca mesleki sorunlar nelerdir?”, “Füzyon mutfak ve moleküler mutfak konusunda neler düşünüyorsunuz?”, “Dünya mutfakları arasında bir değerlendirme yaptığınızda Türk mutfağı hakkındaki düşüncelerinizi paylaşabilir misiniz?” ve “Gastronomi etkinliklerinde (fuar, festival vb.) edindiğiniz tecrübelerden kısaca bahsedebilir misiniz?” olmak üzere 5 mesleki soru yer almıştır. Katılımcılar ile görüşmeler, 16 Aralık-22 Aralık 2019 tarihleri arasında yapılmıştır. Araştırma sorularına verilen yanıtlar, katılımcılardan izin alındıktan sonra ses kayıt cihazıyla kaydedilmiştir. Ses kayıt cihazıyla kayıt altına alınan veriler, daha sonra çözümlenerek metin haline dönüştürülmüştür. Araştırma verilerinin analizinde betimsel analiz yönteminden yararlanılmıştır. Elde edilen verilere göre katılımcıların 1’i kadın, 5’i erkek; 3’ü lise, 2’si ilkokul, 1’i ön lisans mezunudur. Katılımcıların 2’si restoranda, 4’ü otelde görev yapmaktadır. Katılımcıların çalışma süresi, en yüksek 32; en düşük, 8 yıldır. Araştırma sonucunda mutfak şeflerinin çalışanların mesleki gelişimi için birçok kanalı kullandıkları; iş yoğunluğunun olması, çalışanların kalacak yerlerinin yetersiz olması, kadına yönelik küçümseyici bir bakış açısının hâkim olması gibi başlıca mesleki sorunların olduğunu belirttikleri; bazı mutfak şeflerinin füzyon ve moleküler mutfak konusunda çok fazla bilgilerinin olmadığını ifade ettikleri görülmüştür. Ayrıca araştırma sonucunda mutfak şeflerinin Türk mutfağının dünya mutfakları arasında önemli bir yere sahip olduğuna ve katıldıkları gastronomik etkinliklerin meslekleri üzerinde olumlu etkileri olduğuna inandıkları bilgisine ulaşılmıştır. Bu araştırmada son olarak planlamacılara-karar vericilere yönelik öneriler geliştirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Yeniçağa, Mutfak, Mutfak Şefleri.

PROFESSIONAL EVALUATIONS OF CUISINE CHIEFS IN YENİÇAĞA

Abstract The aim of this research is to reveal the professional evaluations of the cuisine chefs in Yeniçağa. The sample of the research consists of 6 cuisine chefs working in Yeniçağa. Structured interview method was used to collect research data. The interview form consists of two parts. In the first part of the form, there were 4 sociodemographic questions: gender, education, type of business and working period. In the two part of the form, there were 5 professional questions: “What kind of path do you follow for the professional development of your employees?”, “What are the main professional problems you have experienced?”, “What do you think about fusion cuisine and molecular cuisine?”, “When you make an assessment among the world cuisines, can you share your thoughts about Turkish Cuisine?” and “Can you briefly talk about your experiences in gastronomical activities (fair, festival, etc.)?”. Interviews with the participants were held between 16 December and 22 December 2019. Answers to the research questions were recorded with a tape recorder after obtaining permission from the participants. The data recorded with a tape recorder was later decoded and converted into text. Descriptive analysis method was used in the analysis of research data. According to the data obtained, 1 of the participants are women and 5 of participants are men. 3 of the participants are high school graduates, 2 of the participants are primary school graduates, and 1 of the participants is an associate degree. 2 of the participants work in the restaurant and 4 of particip ants work in the hotel. The working period of the participants is the highest 32 years and the lowest 8 years. As a result of the research, it has been observed that cuisine chefs use many channels for the professional development of employees, stated that there are major professional problems such as workload, inadequate accommodation of employees, and a condescending perspective on women, it was observed that some cuisine chefs stated that they did not know much about fusion and molecular cuisine. In addition, as a result of the research, it has been learned that culinary chefs believe that Turkish cuisine has an important place among world cuisines and that gastronomical activities they attend have positive effects on their professions. Finally in this research, suggestions were made for planners-decision makers.

Key Words: Yeniçağa, Cuisine, Cuisine Chiefs.

194

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress İSTATİSTİK KAYGISI, İSTATİSTİK DERSİNE YÖNELİK TUTUM VE İSTATİSTİK BAŞARISI ARASINDAKİ İLİŞKİ

İsmail DURAK * * Düzce Üniversitesi, [email protected]

Özet İstatistik dersi üniversite öğrenimde birçok bölümde okutulan, başta araştırma yöntemleri dersi olmak üzere diğer dersler için tamamlayıcı rol üstlenen ve karar vermede temel teşkil eden bir derstir. Bu nedenle, öğrencilerin hem üniversite’ de diğer derslerde başarılı olmalarına katkı sağlama yönünden hem de ileriki hayatlarında doğru karar vermeleri açısından oldukça önemlidir. Bu araştırmada, bir devlet üniversitesinin işletme, sağlık yönetimi ve uluslararası ticaret bölümlerinde eğitim gören öğrencilerin istatistik kaygısı, istatistik dersine yönelik tutumları ve istatistik ders başarıları arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda, veri toplamak amacıyla öğrencilerin sosyo-demografik özelliklerini içeren sorular ve literatürde geliştirilmiş olan istatistik kaygı ölçeği ve istatistik dersine yönelik tutum ölçeğinin Türkçe ’ye uyarlanmış formları kullanılmıştır. Bu çerçevede, 69 işletme, 92 Uluslararası ve 109 sağlık yönetimi öğrencisi olmak üzere toplam 270 öğrenciye anket uygulanıp, 252 adeti değerlendirmeye uygun bulunmuştur. Veriler, SPSS 23 paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda, temel olarak istatistik kaygısı ve istatistik dersine yönelik tutumun istatistik ders başarısı üzerindeki etkisi çoklu regresyon analiziyle test edilmiştir. Ayrıca, istatistik kaygısı ve istatistik dersine yönelik tutum arasındaki ilişkiye bakılmıştır. Bununla beraber, bu üç bölüm öğrencilerinin istatistik dersine yönelik tutumları ve kaygıları arasındaki farklılık olup olmadığı farklılık analizlerinden Anova testi yapılarak ortaya konulmuştur. Daha sonra ise, araştırma sonuçlarını bir bütün olarak değerlendirmek amacıyla literatürde yapılan benzer çalışmalarla karşılaştırılma yapılıp sonuçlar ve genel değerlendirme rapor edilmiştir. Araştırma sonuçları, öğrencilerin istatistik dersindeki başarılarını etkileyen etmenlerin ortaya çıkarılması, istatistik kaygısı ve istatistik dersine yönelik tutumun birbiriyle ve ders başarısıyla arasındaki ilişkiyi ortaya koyması açılarından eğitimcilere ve politika yapıcılara yol gösterici olacağından önem arz ettiği söylenebilir. Anahtar Kelimeler: İstatistik Kaygısı, İstatistiğe Yönelik Tutum, İstatistik Ders Başarısı, Müfredat, Üniversite Öğrencileri.

THE RELATONSHIPS BETWEEN STATISTICAL ANXIETY, ATTITUDE TOWARDS STATISTICS AND SUCCESS OF STATISTICS

Abstract Statistics, taught in many departments in university education, has a complementary role for other courses, especially research methods, and is the basis for decision making. For this reason, it is crucial both contributing to students' success in other courses at university and making the right decision in their future lives. The purpose of this study is to investigate the relationship between statistics anxiety, attitudes towards statistics and success of statistics of students studying in the business, health management and international trade departments of a public university. Accordingly, to collect data, questions including the socio-demographic characteristics of students and statistical anxiety scale developed in the literature and attitude scale towards the statistics were used. In this framework, a total of 270 students, 69 of whom are business, 92 international trade and 109 health management students, were surveyed and 252 were eligible for evaluation. The data were analyzed by SPSS 23 package program. According to research results, the effect of statistical anxiety and attitude towards statistics on statistics success was tested by multiple regression analysis. Also, the relationship between statistical anxiety and attitude towards statistics was examined and whether the differences between students' attitudes and anxieties towards statistics in these three departments were determined. Then, to evaluate results of the research as a whole, comparisons were made with similar studies in literature, and results and general evaluation were reported. The results of the research is important as it will guide educators and policy makers for revealing the factors affecting students' success in statistics, relationship between the attitude towards statistics and statistics anxiety and the success of the statistics.

Key Words: Statistics Anxiety, Attitude Towards Statistics, Statistics Course Success, Curriculum, University Students.

195

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress PROBLEMLİ AKILLI TELEFON KULLANIMININ SOSYAL BAĞLILIĞA ETKİSİ VE SOSYO-DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERLE İLİŞKİSİ

İsmail DURAK * * Düzce Üniversitesi, [email protected]

Özet Akıllı telefonların toplumda kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte ergenlik çağındaki öğrenciler arasında da kullanımı oldukça artmıştır. Akıllı telefonlar kullanıcılarına video ya da resim çekme gibi imkânlar sunmasının yanı sıra, birbirleri ile iletişim kurma chat yapma veya küçük ya da büyük gruplara mesaj gönderme, internette sörf yapma ve çeşitli sosyal medya sitelerine girme gibi çok çeşitli avantajları sunmaktadır. Fakat tüm bu avantajların yanında, özellikle ergenlik çağındaki lise öğrencilerinde problemli akıllı telefon kullanımı önemli sorunlara yol açmaktadır. Bu çalışmanın amacı, lise seviyesindeki öğrencilerin problemli akıllı telefon kullanımları ile sosyal bağlılıkları arasındaki ilişkilerin ortaya çıkarılmasıdır. Araştırmanın örneklem grubunu Düzce ilindeki bir lisede öğrenim görüp dokuz, on, on bir ve on ikinci sınıfta öğrenim gören 357 lise öğrencisi oluşturmaktadır. Araştırmada veri elde etmek amacıyla; Sosyal Bağlılık Ölçeği, Problemli Akıllı Telefon kullanım ölçeği ve katılımcıların sosyo-demografik özelliklerini içeren bir form kullanılmıştır. Verileri analiz etmek için SPSS 23 paket programı kullanılmıştır. Verileri istatistiki olarak analiz etmede, değişkenler arasındaki ilişkiyi ortaya koymak için Pearson Korelasyon analizi, sosyo-demografik özellikler arasındaki farklılığı tespit etmek için t-testi ve ANOVA testi uygulanmıştır. Ayrıca, problemli akıllı telefon kullanımının sosyal bağlılığa olan etkisini tespit etmek ve yordamak için doğrusal regresyon analizi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, lise öğrencilerinin sosyal bağlılık ve problemli akıllı telefon kullanımında çeşitli sosyo-demografik özelliklere göre farklılığa rastlanırken, sosyal bağlılık düzeyleri ile problemli akıllı telefon kullanımı arasında anlamlı bir ilişki olduğu görülmüştür. Lise öğrencilerinin akıllı telefon bağımlılığı arttıkça sosyal sosyal bağlılıklarının azaldığı öngörülmektedir. Çalışma sonuçlarının, toplumun önemli bir parçası olup, toplumların geleceği olan gençlerin durumunu daha iyi anlamak ve toplumla olan ilişkilerini ortaya çıkarmaya hizmet edeceği düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Akıllı Telefon Bağımlılığı, Sosyal Bağlılık, Lise Öğrencileri.

THE EFFECTS OF PROBLEMATIC SMARTPHONE USE ON SACIAL CONNECTEDNESS AND ITS RELATION TO SOCIO-DEMOGRAPHIC CHARACTERISTICS OF STUDENTS

Abstract With the widespread of using smart phones in the society, the use of it among adolescents has also increased considerably. In addition to offering to their users, such as taking videos or pictures, smartphones offer a wide range of benefits, such as communicating with each other, chatting or sending messages to small or large groups, surfing the Internet and accessing various social media sites. However, besides all these advantages, problematic smart phone usage causes high problems especially in adolescent high school students. The aim of this study is to reveal the relationships between problematic smartphone usage and social connectedness of high school students. The research group consist of 357 high school students studying in Düzce and studying in nine, ten, eleven and twelfth grades. In order to obtain data in the research; A form including Social Commitment Scale, Problem Smart Phone usage scale and socio-demographic characteristics of the participants was used. SPSS 23 package program was used to analyze the data. To analyze the data, Pearson Correlation t-test and ANOVA test were used. Also, regression analysis was used to determine and predict the impact of problematic smartphone use on social connectedness. As a result of the research, while there was a difference in social connectedness and problematic smartphone usage according to various socio-demographic characteristics, there was a significant relationship between social connectedness and problematic smartphone usage. It is predicted that as high school students' smartphone addiction increases, their social connectedness decreases. It is thought that the results of the study are important as it will serve to better understand the situation of young people who are the future of the societies and to reveal their relations with the society. Key Words: Smartphone Addiction, Social Connectedness, High School Students.

196

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress BANKA ÇALIŞANLARI ARASINDAKİ FARKLILIKLARIN İŞE GÖMÜLMÜŞLÜK KAPSAMINDA İNCELENMESİ

Volkan Mazıoğlu * Engin Kanbur ** * Kastamonu Üniversitesi [email protected] ** Kastamonu Üniversitesi [email protected]

Özet Günümüzde örgütlerin başarılı olabilmesi, amaç ve hedeflerine ulaşabilmesi ve varlıklarını sürdürebilmesi için çalışanların örgüte sağladığı katkı ve sergilediği performans oldukça önem taşımaktadır. Bu nedenle örgütlerin çalışanlarına verdiği değer, katkı ve destek de bu doğrultuda oldukça önemlidir. Bu katkılar sonucunda kişinin işine daha fazla uyum sağlaması, bağlılıklarının yüksek olması ve daha çok fedakarlık yapabilmesi işe gömülmüşlüğün ilgi alanına girmekte ve bu alana katkı sağlamaktadır. Bu çalışmanın amacı, banka çalışanları arasındaki farklılıkların (cinsiyet, medeni durumu, yaş, statü, çalışma süresi) işe gömülmüşlük kapsamında incelenmesidir. Çalışmanın örneklemini Kastamonu ili ve ilçelerinde görev yapan kamu ve özel bankalardaki 274 banka çalışanı oluşturmaktadır. Araştırma verileri anket tekniği aracılığıyla elde edilmiştir. Araştırmada kullanılan “İşe Gömülmüşlük Ölçeği” nin yapı geçerliliği için faktör analizi gerçekleştirilmiş ve güvenilirlik analizi için ise iç tutarlılık katsayısı olan Cronbach Alfa kullanılmıştır. Ayrıca idari personel arasındaki farklılıkların işe gömülmüşlük açısından ortaya konulmasında t-testi ve varyans analizlerinden yararlanılmıştır. Araştırma bulgularına göre; Yönetici statüsünde bulunan çalışanların işe gömülmüşlük puanlarının ortalaması, yönetici olmayan çalışanların işe gömülmüşlük puanlarının ortalamasından yüksek olduğu görülmektedir. Bu bulguya göre çalışanların statüleri ile işe gömülmüşlük arasında anlamlı bir farklılık vardır. Çalışanların işe gömülmüşlük puanları ile cinsiyetleri, medeni durumları arasında anlamlı bir farklılığın olmadığı görülmektedir. Ayrıca çalışanların toplam çalışma süreleri ile işe gömülmüşlük arasında anlamlı bir farklılık vardır. Ancak işe gömülmüşlük puanlarının mevcut iş yerindeki çalışma sürelerine, eğitim durumuna ve yaşlarına göre anlamlı bir farklılık göstermediği söylenebilir. Anahtar Kelimeler: İşe Gömülmüşlük, Banka Çalışanları, Farklılık.

EXAMINING THE DIFFERENCES BETWEEN BANK EMPLOYEES WITHIN THE SCOPE OF EMPLOYMENT

Abstract Today, the contribution and performance of the employees to the organization is very important in order for organizations to be successful, achieve their goals and goals and maintain their existence. Therefore, the value, contribution and support given to the employees of the organizations is also very important in this direction. As a result of these contributions, more adaptation to the work of the person, high commitment and being able to make more sacrifice constitute the subject of the study of the concept of job embeddedness. The purpose of this study is to examine the differences (gender, marital status, age, status, working time) among bank employees in the context of embedding. The sample of the study consists of 274 bank employees in public and private banks working in Kastamonu province and its districts. Research data was obtained through survey technique. Factor analysis was performed for the construct validity of the "job embeddedness" used in the research and Cronbach Alpha, which is the internal consistency coefficient, was used for reliability analysis. In addition, t-test and variance analyzes were used to create differences between administrative staff with job embeddedness. According to the research findings; Employee status with job embeddedness scores, non-managers are higher than "job embeddedness" scores. job embeddedness scores and their sex is meaningful among their meaningful status. In addition, there is a significant difference between the total working time of the employees and job embeddedness. However, there is no change in the level of job embeddedness, working time at the workplace, education level and age factors.

Key Words: Job Embeddedness, Bank Employees, Difference.

197

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress ÖĞRETMENLERDE SANAL KAYTARMA DAVRANIŞININ DEMOGRAFİK DEĞİŞKENLERE GÖRE İNCELENMESİ

Ayhan BAYRAM * * Giresun Üniversitesi, [email protected]

Özet Sanal kaytarma davranışı, çalışanların işyerinde özel amaçlı internet kullanımı olarak ifade edilmektedir. Araştırmada öğretmenlerin sanal kaytarma davranışı düzeylerinin demografik değişkenlere göre farklılık durumları incelenmiştir. Sanal kaytarma davranışını ölçmek için sanal kaytarma faaliyetleri ölçeği kullanılmıştır. Ölçek önemli sanal kaytarma davranışı ve önemsiz sanal kaytarma davranışı olmak üzere iki alt boyut ve 14 maddeden oluşmaktadır. Araştırmada yüz yüze anket ve olasılığa dayanmayan örnekleme yöntemlerinden kolayda örnekleme yöntemi kullanılarak 78 öğretmen ile görüşülmüştür. Anketler incelendikten sonra hatalı olanlar elenmiş ve toplam 75 anket analize tabii tutulmuştur. Örneklem grubundan elde edilen verilere öncelikle açımlayıcı faktör analizi yapılmıştır. Cinsiyet değişkenine göre önemli sanal kaytarma davranışının farklılık gösterdiği, önemsiz sanal kaytarma değişkeninin anlamlı farklılık göstermediği belirlenmiştir. Yaş durumuna göre önemli sanal kaytarma davranışının ve önemsiz sanal kaytarma davranışının farklılık gösterdiği, medeni durum, eğitim durumu ve görev yapılan okul durumuna göre değişkenlerin anlamlı farklılık göstermediği belirlenmiştir. Önemli sanal kaytarma davranışı ve önemsiz sanal kaytarma değişkenleri arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Cinsiyet, Öğretmenler, Önemli Sanal Kaytarma, Önemsiz Sanal Kaytarma, Yaş.

THE TEACHERS OF CYBERLOAFING BEHAVIOUR EXAMINE ACCORDING TO DEMOGRAPHIC VARIABLES

Abstract That workers use internet for private works ise defined the cyberloafing behaviour. In the study of teachers’ cyberloafing levels’ situation of different is examined according to demographic variables. For the cyberloafing measure uses the cyberloafing activities scale. The scale is two subdimensions that important cyberloafing behaviour and unimportant cyberloafing behaviour and 14 items. In the study 78 the teachers are interviewed which apply face to face survey method and use easy sampling method of base on non-probability. After the surveys examinated and iIncorrect surveys did’not evaluate which 75 surveys evaluated. The sample group achieve datas applied exploratory factor analys. According to the gender of important cyberloafing behaviour is showed significant different and unimportant cyberloafing behaviour is not showed significant different. According to the age of important cyberloafing behaviour and unimportant cyberloafing behaviour are showed significant differents. According to marial status, educatio status and school work of important cyberloafing behaviour and unimportant cyberloafing behaviour are not showed significant different. The relationship of between important cyberloafing behaviour and unimportant cyberloafing behaviour is determined significant positiv directional.

Key Words: Gender, Teachers, Important Cyberloafing, Unimportant Cyberloafing, Age.

198

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress PERSONEL GÜÇLENDİRME VE YÖNETİM TARZI İLİŞKİSİ

Buket ARSLAN* Abdullah KARAKAYA** Seçil ARAŞKAL*** * Karabük Üniversitesi, [email protected] ** Karabük Üniversitesi, [email protected] *** Karabük Üniversitesi, [email protected]

Özet İnsanlık tarihi itibariyle ortaya çıkan, en eski sanat ve en yeni bilim dallarından biri olan yönetim; belirlenen hedefler doğrultusunda başta insan olmak üzere tüm kaynakları/değerleri, donanım ve zamanı ahenk içerisinde etkin ve verimli çalıştırma becerisidir. Tarih öncesinden günümüze değin aralıksız süregelen yönetim düşüncesi, geçirdiği gelişim seyri ile derinleşerek organizasyon yapılarında köklü değişimlere imza atmıştır. 21. Yüzyılın elzem ihtiyaçları ve oluşturduğu zorlu rekabet ortamı neticesinde yönetim anlayışı bugün yeni paradigmalarla desteklenmektedir. İnsan unsurunun artan önemi nedeniyle personel güçlendirme uygulamaları son yıllarda oldukça önem kazanmıştır. Personel güçlendirme uygulamaları örgütteki çalışanların örgüt amaçlarına uygun koşullarda yetiştirilmesi ve eğitilmesi yoluyla ustalaştırılma süreçlerini ifade etmektedir. Yaratıcı ve girişimci olmaları, inisiyatif almaları ve eylemlerinin sorumluluğunu kabul etmeleri konusunda çalışanlar için destekleyici bir süreç olan güçlendirme, güçlü bir örgüt inşa etmenin de temel yapı taşlarından biri olarak görülmektedir.

Bu çalışma, sürece işlerlik kazandıran organlar açısından gruplandırılmış yönetim tarzları ve personel güçlendirme uygulamaları arasındaki ilişkileri incelemeyi amaçlamaktadır. Çalışma literatür taraması yöntemiyle yürütülmüştür. Elde edilen bulgulara göre personel güçlendirme, katkı sağladığı sağlıklı çalışma ortamı sayesinde organizasyonlara yüksek oranda olumlu etkilerde bulunmasına karşın tüm yönetim tarzları için uygulanabilir niteliğe sahip değildir. Gerek klasik yönetim anlayışına yatkın olan yöneticiler, gerek yetkinliği konusunda kendinde yeterli özgüveni barındırmayan iş görenler açısından personel güçlendirme uygulamaları kimi çalışmalara göre anlamlı bulunmamaktadır. Ancak uzun bir süreç ve maliyet gerektiren bu anlayışın, örgüt kültürü ile uyumlulaştırıldığı ve doğru yönetim tarzları ile uygulandığı taktirde organizasyonlara sağlayacağı faydaların, maliyetlerin üzerinde olacağı söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Yönetim, Yönetim Tarzları, Güçlendirme, Personel Güçlendirme.

RELATIONSHIP BETWEEN EMPLOYEE EMPOWERMENT AND MANAGEMENT STYLE

Abstract Management, one of the oldest branches of art and the newest branches of science that emerged as of human history; is the ability to operate all resources/values, equipment and time in harmony, effectively and efficiently, in line with the determined objectives. Thanks to the development that has been going on continuously since prehistoric times, management thought has deepened and has made radical changes in organizational structures. As a result of the essential needs of the 21st century and the challenging competitive environment it has caused, today the management approach is supported by new paradigms. Due to the increasing importance of the human factor, employee empowerment practices have gained importance in recent years. Employee empowerment practices imply the processes of mastering the employees of the organization through raising and training in accordance with the objectives of the organization. Empowerment, which is a supportive process for employees to be creative and entrepreneurial, take initiative and take responsibility for their actions, is considered as one of the basic building blocks of building a strong organization.

This study aims to examine the relationships between management styles grouped in terms of the organs that give functionality to the process and employee empowerment practices. The study was carried out by using the literature review method. In line with the findings obtained, employee empowerment has a high rate of positive impact on organizations thanks to its contribution to a healthy work environment, but it is not feasible for all management styles. Employee empowerment practices are not significant according to some studies, from the point of both for managers who are inclined to the classical management approach and for employees who do not have sufficient self-confidence in terms of competence. However, it can be said that if this understanding, which requires a long process and has high costs, is harmonized with the organizational culture and applied with the right management styles, the benefits it will provide to the organizations will be more than its cost.

Key Words: Management, Management Styles, Empowerment, Employee Empowerment.

199

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress ÜNİVERSİTELERDE PANDEMİ SÜRECİNİN YÖNETİMİNDE ÖĞRENCİLERİN YABANCILAŞMASI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

Seçil ARAŞKAL* Buket ARSLAN** *Karabük Üniversitesi, [email protected] ** Karabük Üniversitesi, [email protected]

Özet Bu araştırma, pandemi sürecinde yükseköğretim kurumu öğrencilerinin yabancılaşma yaşamalarına sebep olan etmenlerin incelenmesini amaçlamaktadır. Bu amaçla pandemi sürecinde üniversite öğrencilerinin yabancılaşmaya ilişkin algıları, yabancılaşmaya ilişkin boyutlar ve öğrencilerin yabancılaşmaya dönük tepkileri incelenmiştir. Çalışma grubunun belirlenmesinde amaçlı örnekleme yöntemlerinden maksimum çeşitlilik ve kolayda örnekleme kullanılmıştır. Araştırmaya Karabük Üniversitesi’nde öğrenim gören beş lisans iki yüksek lisans üç doktora öğrencisi katılmıştır. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemi ve tekli durum çalışması deseni kullanılmıştır. Görüşmeler yarı yapılandırılmış görüşme formu ile gerçekleştirilmiştir. Görüşmeler katılımcıların izni ile kayıt altına alınmıştır. Veriler içerik analizi ile temalara ve kodlara ayrılmıştır. Katılımcıların pandemi sürecinde öğrenciliğe ilişkin algılarının öğrenciliğin anlamı, okuduğu bölümü tercih etme nedeni ve mutluluk düzeyi olarak isimlendirilen üç tema altında toplandığı anlaşılmıştır. Bununla birlikte yabancılaşmaya ilişkin boyutlar güçsüzlük, anlamsızlık ve okula yabancılaşma olarak ortaya çıkmıştır. Araştırma bulguları, pandemi sürecinde öğrencilerin tükenmişlik, okula gitme isteğinde azalma, sorumluluk almaktan kaçınma tepkileri verdiklerini göstermektedir. Bulgulara göre ulaşılan sonuç ve önerilere yer verilecektir. Anahtar Kelimeler: Yabancılaşma, Salgın, Tükenmişlik.

A STUDY ON THE ALIENATION OF STUDENTS IN THE MANAGEMENT OF THE PANDEMIC PROCESS IN UNIVERSITIES

Abstract This research aims to investigate the factors that cause higher education institution students to experience alienation during the pandemic process. For this purpose, perceptions of university students about alienation, dimensions of alienation and reactions of students towards alienation were examined in the pandemic process. In determining the study group, maximum sampling and easy sampling were used. Five undergraduate, two graduate and three doctoral students attending the study participated in the study. In this study, qualitative research method and single case study pattern were used. The interviews were conducted with a semi-structured interview form. The interviews were recorded with the permission of the participants. The data is divided into themes and codes with content analysis. It was understood that the perceptions of the students about being a student during the pandemic process were gathered under three themes named as the meaning of the student, the reason for choosing the department being a student and the level of happiness. However, the dimensions of alienation emerged as weakness, meaninglessness and alienation to school. Research findings show that during the epidemic, students experienced burnout ,decreased desire to go to school, avoiding taking responsibility. Results and suggestions reached according to the findings will be included.

Key Words: Alienation, Epidemic, Burnout.

200

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress SAĞLIK HİZMETLERİ PAZARLAMASI VE DİJİTALLEŞME SÜRECİ

Murat ÖZ * Mustafa KAZAK ** * Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, [email protected] ** Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi, [email protected]

Özet Teknolojinin gelişmesi ile insan istek ve ihtiyaçlarının gün farklılaşması vasıtasıyla pazarlama faaliyetleri köklü değişikler göstermektedir. Bu alanların başında sağlık sektörü ve bu sektördeki pazarlama faaliyetleri yer almaktadır. Sağlık hizmetleri pazarlamasının amacı, tüketicilerin ya da hastaların gereksinimlerini en yüksek standartlarda karşılayabilmek için ihtiyaç ve isteklerini öğrenmek ve anlamaktır. Bu anlamda dijital sürece geçişle birlikte iletişimin ve sağlık hizmetlerinin daha etkin olması sağlanmaktadır. Bu çalışmada literatür taraması ile betimleyici yöntem ile sağlık hizmetlerinde dijitalleşmeye bağlı olarak kullanılan pazarlama faaliyetleri ele alınmış bu faaliyetlerin önemi açıklanmaya çalışılmıştır. Ayrıca dijitalleşme sürecinde yer alan pazarlama karması elemanlarının gerekliliği ifade edilmektedir. Anahtar Kelimeler: Sağlık Hizmetleri, Pazarlama, Dijitalleşme.

HEALTH SERVICES MARKETING AND DIGITALIZATION PROCESS

Abstract Marketing activities show radical changes through the development of technology and the differentiation of human needs and needs. The health sector and marketing activities in this sector are at the top of these fields. The purpose of healthcare marketing is to learn and understand the needs and demands of consumers or patients to meet the highest standards. In this sense, with the transition to digital process, communication and health services are provided to be more effective. In this study, the marketing activities that are used due to the digitalization in health services with the descriptive method through the literature review are discussed and the importance of these activities is tried to be explained. In addition, the necessity of the marketing mix elements involved in the digitalization process is expressed.

Key Words: Health Services, Marketing, Digitalisation.

201

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress PAZARLAMA 4.0 EKSENİNDE WEBROOMING UYGULAMASI

Murat ÖZ * Mustafa KAZAK ** * Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, [email protected] ** Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi, [email protected]

Özet Omnichannel perakendeciliği, çeşitli perakende kanallarının kesintisiz ve entegre bir yaklaşımını karakterize eder. “Showrooming” ve “webrooming”, çok kanallı perakendede tüketiciler arasında öne çıkan alışveriş eğilimleridir. Bu çalışmanın amacı fiyat karşılaştırması motivasyonunun çok kanallı tüketicilerin “Showrooming” ve “webrooming” kararları üzerinde etkili olup olmadığını kavramsal açıdan incelemektir. Anahtar Kelimeler: Omnichannel, Pazarlama, Perakendecilik, Fiyat Karşılaştırması.

WEBROOMING APPLICATION ON 4.0 AXIS OF MARKETING

Abstract Omnichannel retailing characterizes a seamless and integrated approach of various retail channels. Room Showrooming ”and room webrooming alışveriş are the prominent shopping trends among consumers in multichannel retail. The aim of this study is to examine conceptually whether price comparison motivation has an impact on “showrooming“ and room webrooming ”decisions of multichannel consumers.

Key Words: Omnichannel, Marketing, Retailing, Price Comparison.

202

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress YENİLİKLERİN YAYILMASI TEORİSİ SÜRECİNDE ETİK BİR PROBLEM OLARAK DİJİTAL MAHREMİYET

Murat ÖZ * Mustafa KAZAK ** * Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, [email protected] ** Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi, [email protected]

Özet Pazarlama kavramı teorik olarak geçmişten günümüze kadar incelendiğinde önemli bir süreç geçirmiştir. Bu süreç, ekonomik ve rasyonelite temelli olduğu kadar toplumsal bir yansıma olarak da düşünülebilir. Bu anlamda pazarlama geçmişte üretim, ürün ve satış odaklı iken postmodern pazarlama uygulamalarının da etkisiyle dijital dünyada yerini almaktadır. Bu çalışmanın amacı, pazarlamanın geçirdiği değişim ve günümüzde teknolojik gelişmelere bağlı olarak ortaya çıkan dijital mahremiyet kavramının ele alınması ve değerlendirilmesidir. Anahtar Kelimeler: Dijital Mahremiyet, Yeniliklerin Yayılması, Etik.

DIGITAL PRIVACY AS AN ETHICAL PROBLEM IN THE THEORY OF SPREADING INNOVATION

Abstract Theoretically, the concept of marketing has undergone an important process from the past to the present. This process can be considered as a social reflection as well as economic and rationality. In this sense, while marketing has focused on production, product and sales in the past, it has taken its place in the digital world with the effect of postmodern marketing applications. The aim of this study is to evaluate and evaluate the concept of digital privacy which has emerged as a result of changes in marketing and technological developments.

Key Words: Digital Privacy, The Diffusion of Innovations, Ethic.

203

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress TEKNOLOJİK GELİŞMELERİN MUHASEBE VE MUHASEBE MESLEK MENSUPLARINA ETKİLERİNİN İNCELENMESİ

Ufuk ÜNAL * İsmail CAN ** * Kırıkkale Üniversitesi, [email protected] ** Kırıkkale Üniversitesi, [email protected]

Özet Günümüzde yaşanan teknolojik değişimler ve gelişmeler küresel dünyada kültürel, sosyal, ekonomik hayatın teknolojik dönüşüme ayak uydurma zorunluluğu getirmektedir. Bu durumla birlikte meslek ve meslek mensuplarını da yakından etkilemektedir. Muhasebe ve muhasebe mesleğinin eski tekniklerden uzaklaşarak teknolojik formlara uygun hale gelmesi için birçok dönüşüm söz konusu olmuştur. Endüstri 4.0, bigdata, yapay zekâ, bulut teknolojilerinin hayatımıza girmesiyle günümüzde ve gelecekte muhasebe bilimini farklılaştırarak yeniden şekillendirecektir. Muhasebe bilimi uzun yıllardır süregelen klasik uygulamalarından uzaklaşarak, dijitalleşme ile işlemlerin çok daha hızlı ve hatasız şekilde yapılmasıyla meslek mensuplarının teknolojik alanlarda ihtisaslaşmasını sağlamaktadır. Ülkemizde muhasebe meslek mensuplarının sorumlu ve yakından bağlantılı olduğu Hazine ve Maliye bakanlığının e- dönüşüm uygulamaları meslek mensuplarının teknoloji dönüşümüne ayak uydurmasını zorunlu kılmıştır. Bu çalışmada teknolojik gelişmelerin muhasebeye ve muhasebe meslek mensuplarına etkilerinin incelenmesi ele alınmış olup teknolojik dönüşümün muhasebe meslek mensuplarının kaygıları, beklentileri, uyumu ve etkileri demografik özellikler açısından ölçülmüştür. Veri toplama aracı olarak likert ölçeği anket yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini Ankara ve İstanbul illerinde faaliyet gösteren 532 meslek mensubu oluşturmaktadır. Araştırmanın analizinde bağımsız örneklem T- testi, ANOVA testi kullanılmıştır. Meslek mensuplarının kaygı düzeyinin düşük teknolojik beklentilerinin yüksek, elektronik dönüşümlere uyumu konusunda cinsiyet ve yaş düzeylerinin istatistiki açıdan anlamlı olduğu, mesleki unvanların teknolojik dönüşüme uyumlarında ise anlamlı bir farklılık tespit edilememiştir. Anahtar Kelimeler: Muhasebe, Muhasebe Mesleği, Teknoloji.

EXAMINING THE EFFECTS OF TECHNOLOGICAL ADVANCEMENTS ON ACCOUNTING AND MEMBERS OF ACCOUNTING PROFESSION

Abstract Recent technological changes and advancements makes it compulsory for cultural, social and economic life to adapt to technological transformation in the global world. This situation has a deep impact on the members of profession and the profession itself. Lots of changes have occurred so that accounting profession has become suitable for technological forms. With the introduction of industry 4.0, big data, artificial intelligence and cloud technology, accounting science will evolve both today and, in the future, and will be reshaped. Accounting science has drifted apart from classical applications that have been performed for years, which has enabled procedures to be carried out a lot faster and without errors thanks to digitalization. This has provided members of profession the opportunity to specialize in technological fields. Applications of e-transformation of the Ministry of Treasury and Finance, with which members of accounting profession have close relationship in Turkey has obliged the members of profession to adapt to the technological transformation. In this study, effects of technological advancements on the accounting profession and members of accounting profession were examined and the concerns, expectations, adaptation of members of profession and the effects of the technological transformation were measured in terms of demographic characteristics. Questionnaire method by Likert type scale was used as data collection tool. Population of the study comprises of 532 members of accounting profession who are working in the provinces of Ankara and İstanbul. Analyses that were performed in the study involve independent samples T-test and ANOVA test. Results of the analyses revealed that levels of concern of members of profession are low, their technological expectations were high and that statistically meaningful differences exist between levels of adaptation to electronic transformation in terms of gender and age. On the other hand, no meaningful difference was found in participants’ adaptation to technological transformation in terms of professional titles. Key Words: Accounting, Accounting Profession, Technology.

204

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress İSLAM MOTİFLİ TERÖR ÖRGÜTLERİNİN GELİR KAYNAKLARININ ANALİZİ: TALİBAN ÖRNEĞİ

Murat ZORKUN * * Kastamonu Üniversitesi, [email protected]

Özet Din, toplumlar değişmesine ve farklılaşmasına rağmen insan kitlelerinin olduğu hemen her yerde olmuş ve olmaya devam etmektedir. İnsan hayatını düzenleyen, şekillendiren bir unsur olarak din, çeşitli terör üyeleri ve terör örgütleri tarafından gayri meşru ideolojilerini meşru bir çerçeveye oturtmak için bir sığınak olarak kullanılmıştır. Bu durum bütün ilahi kaynaklı dinlerde olmaya açık olmakla birlikte din motifli terör örgütlerine İslam dininde daha fazla rastlamak mümkündür. Nitekim; IŞİD, El-Kaide, Hizbullah, El-Şebab, Taliban, Boko Haram gibi terör örgütleri bunlardan en bilinenleridir. Bu örgütlerin ortaya çıkışı, büyümesi, gelişmesi ve yayılması ortaya çıktıkları devletler için ciddi bir tehlike unsuru oluşturmaktadır. Bu tür terör örgütlerinin varlığının ortadan kaldırılması için öncelikli olarak maddi kaynaklarını nereden elde ettiklerinin doğru bir tespiti ve daha sonra yok edilmesi gelmektedir. Bu çalışma kapsamında örgütler içerisinde yer alan ve Afganistan bölgesinde varlığını sürdüren Taliban terör örgütü hakkında genel bilgiler verilecektir. Daha sonra bu örgütün gelir unsurlarının nelerden oluştuğuna ve bu unsurların toplam kaynaklar içindeki payına dair bilgiler verilecektir. Anahtar Kelimeler: Din, İslami Terörizm, Taliban.

ANALYSIS OF INCOME SOURCES OF ISLAMIC MOTIVATED TERRORIST ORGANIZATIONS: THE CASE OF TALIBAN

Abstract Although religion has changed and differentiated, societies have been and continue to be almost everywhere where there are masses of people. Religion, as an element that shapes and shapes human life, has been used by various terrorist members and terrorist organizations as a refuge to place their illegitimate ideologies in a legitimate framework. Although this situation is open to all religous religions, it is possible to encounter terrorist organizations with religious motifs in Islam. Thus; Terrorist organizations such as ISIS, Al-Qaeda, Hezbollah, Al- Shabab, Taliban, Boko Haram are the most well-known. The emergence, growth, development and spread of these organizations pose a serious danger to the states in which they arise. In order to eliminate the existence of such terrorist organizations, firstly, an accurate detection and subsequent destruction of where they obtain their material resources come from. Within the scope of this study, general information will be given about the Taliban terrorist organization, which is among the organizations and is present in the Afghanistan region. Then, information about the income elements of this organization and the share of these elements in the total resources will be given.

Key Words: Religion, Islamic Terrorism, Taliban.

205

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress TÜRKİYE’DE HANEHALKLARININ MOTOSİKLET SAHİPLİĞİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Onur DEMİREL * * Süleyman Demirel Üniversitesi, [email protected]

Özet Motosiklet sahipliği sahip olduğu maliyet, pratiklik, çevresel etkiler dolayısıyla tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de daha fazla tercih edilmeye başlanmıştır. Türkiye’de Mayıs 2020 itibariyle toplam 23.448.381 motorlu kara aracının 3.379.281 tanesi motosiklettir. Motosikletlerin toplam kara taşıtları içindeki payı 2000 ve 2005 yıllarında sırasıyla %12 ve %13 iken bu oran 2020 yılı itibariyle %14,4’e yükselmiştir. Bu yükselme, Haziran 2020 itibariyle motosiklet kazalarının toplam ölümlü/yaralanmalı kazalar içindeki payının %14,9 olmasına rağmen gerçekleşmiştir. Güvenlik kaygılarına rağmen bu yükselişin yaşanması hanehalklarının motosiklete olan ilgisini yansıtmakta olup, motosiklet talebinin önemine dikkat çekmektedir.

Çalışmada hanehalkı motosiklet talebini etkileyen faktörlerin tespiti için TÜİK 2018 yılı Hanehalkı Bütçe Araştırması verileri kullanılmış; 11.818 hanehalkı için Logit modeli kullanılarak motosiklet talebini etkileyen faktörler tespit edilmiştir. Model tahmin sonuçlarına göre, hanehalkının tek kişi veya sadece eşlerden oluşması, hanehalkı büyüklüğü ve hanehalkı reisinin eğitim düzeyinin lise ve üzeri olması motosiklet sahipliğini negatif etkilerken; yıllık kullanılabilir hanehalkı geliri, hanehalkı reisinin erkek olması, hanehalkı reisinin yaşı ve çalışıyor olması motosiklet sahipliğini pozitif etkilemektedir. Öte yandan otomobil sahipliğinin ve hanehalkı reisinin medeni durumunun bekar veya boşanmış olması da motosiklet sahipliğini pozitif etkilese de istatistiki olarak anlamlı değildir.

Bu sonuçlar bağlamında motosiklet kullanımının daha ziyade hanehalkı reisinin eğitim düzeyi görece düşük olduğu; çocuk ve eşlerden oluşan hanehalklarından hanehalkı büyüklüğünün görece düşük olduğu; hanehalkı reisinin çalışan erkek olduğu hanehalklarında daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Hanehalkının yıllık toplam gelirindeki artışların ve hanehalkı reisinin yaşının artması ise marjinal de olsa motosiklet sahipliğini arttırmaktadır. Öte yandan otomobil sahipliğinin motosiklet sahipliğini pozitif etkilemesi, yeterli geliri olan hanehalklarının öncelikle otomobili tercih ettiklerini göstermektedir Anahtar Kelimeler: Motosiklet sahipliği, Logit modeli, Hanehalkı, Marjinal etkiler.

THE FACTORS AFFECTING HOUSEHOLD MOTORCYCLE OWNERSHIP IN TURKEY

Abstract Motorcycle ownership has been increasing both in Turkey and in the world due to its cost, practicability and environmental advantages. As of May 2020, 3,379,281 of total motor land vehicles (23,448,381) are motorcycles in Turkey. While the share of motorcycles in total land vehicles were 12% and 13% in 2000 and 2005 respectively, it increased to 14.4% as of 2020. This increase has been experienced despite the fact that the share of accidents involving deaths/personal injuries is 14.9% as of June 2020. This increase in motorcycle ownership despite the security concerns about motorcycles reflects the interest in and demand for motorcycles.

In the study, in order to explore the factors affecting household motorcycle demand, the data of 2018 Household Budget Research of Turkish Statistical Institute are utilised, and the factors are determined for 11,818 households through Logit model. According to estimation results, the variables of (i) households comprising of one person or of conjoints, (ii) household size and (iii) household having a head with high school or higher degree affect motorcycle ownership negatively and significantly while the variables (i) annual disposable household income, (ii)a male household head, (iii) the age of household head and (iv) employment of household head affect motorcycle ownership positively and significantly. On the other hand, automobile ownership and household head who is single or divorced affect motorcycle ownership positively but insignificantly.

In the context of the findings, it is determined that the use of motorcycles among households having a head who is relatively low- educated; among those households comprising of conjoints and children the ones having relatively lower household size; among those households with a head who is employed, is higher. Increases in household annual total disposable income and the age of household head, although marginally, would increase motorcycle ownership. On the other hand, the fact that automobile ownership affects motorcycle ownership positively, may be interpreted as, the first choice of households having adequate income is automobile ownership.

Key Words: Motorcycle ownership, Logit model, Household, Marginal effects.

206

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress YEREL TELEVİZYONCULUKTA YENİ OLANAKLAR: KASTAMONU’DA İNTERNET TELEVİZYONCULUĞU DENEYİMLERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME

Ersoy SOYDAN * * Kastamonu Üniversitesi, [email protected]

Özet Kastamonu’da ilk matbaanın 1868 yılında kurulduğu, ilk gazetenin ise 1872 yılında yayımlandığı bilinmektedir. Anadolu’da matbaanın ilk kurulduğu şehirlerden biri olan Kastamonu’da güçlü bir yerel basın geleneği de oluşmuştur. Yalnızca 1973 yılına kadar Kastamonu’da 74 gazete ve 17 dergi yayınlanmıştır. Günümüzde de Kastamonu’da çok sayıda gazete yayınını sürdürmektedir. Türkiye özel radyo ve televizyon yayınlarıyla 1989 yılında tanışmıştır. O günden bu yana binlerce radyo ve televizyon kurulmasına rağmen Kastamonu’da bu alanda yapılan girişimler oldukça sınırlı kalmıştır. 1994 yılında kurulan ilk yerel televizyon kuruluşu kısa bir süre sonra kapanmıştır. 2011 yılında bu kez uydu üzerinden yapılan girişim yine uzun soluklu olamamıştır. Günümüzde Kastamonu’da karasal yayın yapan yerel bir televizyon kuruluşu yoktur. Ancak internet teknolojisinin sağladığı yeni olanaklar sayesinde yapılan yerel televizyon yayınları bulunmaktadır. Bunlardan 2009 yılında kurulan Akvim TV ise uzun soluklu olmuştur ve yayınlarını günümüzde de sürdürmektedir. Bu çalışmanın amacı Kastamonu’da internet üzerinden yapılan yerel televizyon deneyimlerini inceleyerek, yerel medyanın Kastamonu’daki durumu hakkında betimleyici bir analiz yapmaktır. Anahtar Kelimeler: Kastamonu, Televizyon, Yerel Medya, İnternet Televizyonculuğu.

NEW OPPORTUNITIES IN LOCAL TELEVISION: AN INVESTIGATION ON INTERNET TELEVISIONS EXPERIENCES IN KASTAMONU

Abstract It is known that the first printing press was established in Kastamonu in 1868 and the first newspaper was published in 1872. A strong local press tradition has also been created in Kastamonu, one of the cities where the printing press was first established in Anatolia. Until 1973, only 74 newspapers and 17 magazines were published in Kastamonu. Today, it continues to publish many newspapers in Kastamonu.

Turkey with special radio and television broadcasts were introduced in 1989. Although thousands of radios and televisions have been established since then, initiatives in this area in Kastamonu have been very limited. The first local television establishment established in 1994 closed shortly after. In 2011, this attempt on satellite was not long-term again. Today, there is no local television organization broadcasting terrestrial in Kastamonu. However, there are local television broadcasts made thanks to new opportunities provided by internet technology. Akvim TV, which was established in 2009, was long-running and continues to broadcast today. The aim of this study is to analyze local television experiences made in Kastamonu over the internet and make a descriptive analysis of the situation of the local media in Kastamonu.

Key Words: Kastamonu, Television, Local Media, Internet Television.

207

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress ETKİN POLİTİKALARLA GÜÇLÜ EKONOMİYE GEÇİŞ: ALMANYA ÖRNEĞİ

Sami Mert BOZ* * Karabük Üniversitesi, [email protected] Özet Almanya tarihi boyunca sanayileşmenin ve buna bağlı olarak büyümenin, kalkınmanın, ekonomik ve sosyal refahı yakalamış ülkelerin başında gelmektedir. Sanayileşme sürecinin doğru yürütülmesi ve politikaların etkin şekilde kullanılması Almanya’nın ihracatta dünya devi olmasını sağlamıştır. Güçlü ekonominin temellerini tam istihdam ve üretimle sağlayan Almanya, bazı dönemlerde ekonomide resesyonlarda yaşamıştır. Bu çalışmada Almanya’nın uygulamış olduğu ekonomi politikalarının etkisi incelenmiştir. Geçmişten günümüze olarak incelenen bu politikalar, ihracatta dünyada başta gelen ülkelerden biri olması ve bu seviyeye hangi politikaları uygulayarak geldiği analiz edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Almanya, Ekonomi Politikaları, Sanayileşme.

TRANSITION TO A POWERFUL ECONOMY WITH EFFECTIVE POLICIES: THE EXAMPLE OF GERMANY

Abstract Throughout Germany's history, it is one of the countries that have achieved industrialization and, accordingly, growth, development, economic and social welfare. The correct execution of the industrialization process and the effective use of policies have made Germany a world giant in exports. Providing the foundations of a strong economy with full employment and production, Germany has lived in recessions in the economy in some periods. In this study, the effects of the economic policies applied by Germany were examined. These policies analyzed from past to present are analyzed to be one of the leading countries in the world in exports and by which policies they have reached this level.

Key Words: Germany, Economic Policies, İndustrialization.

208

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN AŞK STİLLERİNİN EVLİLİK TUTUMLARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİN İNCELENMESİ

Ebru Yıldırım * Hanifi Parlar ** * İstanbul Ticaret Üniversitesi, [email protected] ** İstanbul Ticaret Üniversitesi, [email protected]

Özet Araştırmada üniversite öğrencilerinin aşk stillerinin evlilik tutumları üzerinde anlamlı bir etki oluşturup oluşturmadığının incelenmesi amaçlanmıştır. Bu bağlamda İstanbul ilinde daha önce duygusal bir ilişi yaşamış olan üniversite öğrencisi 440 kişinin katılımı ile araştırma gerçekleştirilmiştir. Verilerin toplanmasında Kişisel Bilgi Formu, Aşk Stilleri Ölçeği ve İnönü Evlilik Tutum Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmada Bağımsız Örneklem T-Testi, Pearson Korelasyon Analizi ve Regresyon Analizi kullanılarak veriler analiz edilmiştir. Araştırmanın yan amacı ise uluslararası çalışmalarda olduğu gibi üniversite öğrencilerinin aşk stillerinin cinsiyete göre farklılaşıp farklılaşmadığı ve evlilik tutumu düzeylerinin cinsiyete göre farklılık gösterip göstermediğinin incelenmesidir. Bulgulara göre üniversite öğrencilerinin oyun gibi aşk stillerinin evliliğe yönelik olumlu tutum düzeyler üzerinde istatistiksel düzeyde anlamlı bir etkisinin olmadığı (p > ,05) ancak tutkulu aşk, arkadaşça aşk, mantıklı aşk, sahiplenici aşk ve özgeci aşk stillerinin evliliğe yönelik olumlu tutum düzeyleri üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisinin olduğu belirlenmiştir (p < ,001). Ayrıca erkek üniversite öğrencilerinin oyun gibi aşk ve özgeci aşk stilinde ilişki yaşama düzeyinin kadınlara kıyasla daha yüksek olduğu belirlenmiştir (p < .001). Anahtar Kelimeler: Aşk Stilleri, Üniversite Öğrencileri, Evlilik Tutumu.

THE INVESTIGATION OF THE EFFECT OF UNIVERSITY STUDENTS' LOVE STYLES ON MARRIAGE ATTITUDES

Abstract In the study, it was aimed to investigate whether the love styles of university students have a significant effect on their marriage attitudes. In this context, a research was carried out with the participation of 440 university students, who had previously had an emotional relationship in Istanbul. Personal Information Form, Love Styles Scale and Inonu Marriage Attitude Scale were used to collect the data. In the study, data were analyzed by using Independent Sample T-Test, Pearson Correlation Analysis and Regression Analysis. Another object of the research is; As in international studies, it is the case of examining whether the love styles of university students differ by gender and whether their marriage attitude levels differ by gender. According to the findings, the positive attitude of university students' love styles such as playful did not have a statistically significant effect on levels (p > ,05), but statistically, on the positive attitude levels of passionate love, friendly love, logical love, possessive love and altruistic love styles towards marriage. It was determined to have a significant effect (p < ,001). In addition, it has been determined that male university students have a higher level of love and altruistic love-related relationships compared to women (p < ,001).

Key Words: Love Styles, University Students, Marriage Attitude.

209

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress BAĞLANMA STİLLERİNİN EVLİLİKTE DEPRESYON İLE İLİŞKİSİ

Buşra Karlıoğlu * Hanifi Parlar ** * İstanbul Ticaret Üniversitesi, [email protected] ** İstanbul Ticaret Üniversitesi, [email protected] Özet Bu çalışmanın amacı, bağlanma stillerinin evlilikte depresyon ile ilişkisini demografik değişkenler yönüyle belirlemektir. Cinsiyet, eğitim düzeyi, çalışma durumu, gelir seviyesi, evlilikte geçirilen süre, evlenme şekli, evlenme yaşı demografik değişken olarak belirlenmiştir. Araştırmada yöntem olarak nicel yöntem tercih edilmiş olup örneklem seçimi, basit tesadüfi seçim yöntemiyle yapılmış, araştırmanın evrenini Türkiye’de ki evli bireyler oluşturmuştur. Örneklem ise İstanbul il sınırları içerisinde 435 yetişkin evli bireyden oluşmaktadır. Araştırma İstanbul il merkezinde ikamet eden, yaşları 18 ile 75 arasında değişen ve 282’si kadın, 153’ü erkek olmak üzere toplam 435 gönüllü evli bireyler üzerinde yürütülmüştür. Verilerin toplanmasında Kişisel Bilgi Formu, Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri II ve Beck Depresyon Envanteri kullanılmıştır. Bütün ölçekler ve alt ölçeklerde değerler -2, +2 arasında olduğundan kaynaklı normal dağılımı göstermektedir. Uygulanan analizinde %95 güvenilirlik düzeyi esas alınmıştır. Niceliksel verilerin karşılaştırılmasında parametrik iki grup arasındaki farkı analiz etmek için iki bağımsız değişken testi olan T-Testi kullanılmıştır. Niceliksel verilerin karşılaştırılmasında parametrik çoklu grup arasındaki farkı analiz etmek için ANOVA testi kullanılmıştır. Ölçekler arasındaki ilişki Pearson Korelasyon analizi ile test edilmiştir. Bağımsız değişkenlerin bağımlı değişkene etkisini görmek Çoklu Doğrusal Regresyon kullanılmıştır. İstatistiksel anlamlılık için p<0,05 olarak alındı. Araştırmanın sonucunda evli bireylerde bağlanma stilleri ile depresyona girme düzeyi arasında pozitif yönde zayıf bir ilişki tespit edilmiştir. Demografik verilere göre depresyona girme düzeyinin anlamlı yönde değişip değişmediğini ortaya koyan ANOVA testi sonuçlarına göre cinsiyet, çocuk sahibi olma durumu, eğitim düzeyi, evlilik süresi, evlenme biçimi, evlenme yaşı değişkenine göre farklılaşma olmadığı belirlenirken gelir düzeyi değişkeninin depresyona girme düzeyini anlamlı yönde farklılaştırdığı tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Bağlanma, Bağlanma Stilleri, Evlilik.

THE RELATIONSHIP OF ATTACHMENT STYLES WITH DEPRESSION IN MARRIAGE

Abstract The aim of this study is to determine the relation of attachment styles with depression in marriage in terms of demographic variables. Gender, education level, employment status, income level, time spent in marriage, marriage type, marriage age were determined as demographic variables. quantitative methods in the study as the preferred method of sample selection was made by a simple random selection method has created married individuals in the universe of the research in Turkey. The sample consists of 435 adult married individuals within the provincial borders of Istanbul. The research was carried out on 435 volunteer individuals who live in the city center of Istanbul, aged between 18 and 75, 282 women and 153 men. Personal Information Form, Inventory of Experiences in Close Relationships II and Beck Depression Inventory were used to collect the data.

The applied analysis is based on 95% reliability level. In the comparison of quantitative data, two independent variable tests, T-Test, were used to analyze the difference between the two parametric groups. ANOVA test was used to analyze the difference between parametric multiple groups in comparison of quantitative data. The relationship between the scales was tested by Pearson Correlation analysis. Multiple Linear Regression was used to see the effect of independent variables on the dependent variable. For statistical significance, p <0.05 was taken.

As a result of the research, a positive weak correlation was found between attachment styles and depression level in married individuals. According to demographic data, according to ANOVA test results that reveal whether the level of depression varies significantly, it was determined that there was no difference according to gender, childbearing status, education level, duration of marriage, type of marriage, age of marriage, and income level variable significantly differentiated from the level of depression. Key Words: Attachment, Attachment Styles, Marriage.

210

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress SOSYAL ZEKÂNIN GİRİŞİMCİLİK EĞİLİMİNE ETKİSİ: UYGULAMALI GİRİŞİMCİLİK DERSİNİN DÜZENLEYİCİ ROLÜ

Erol TEKİN * Ceren İrem ERSOY ** * Kastamonu Üniversitesi, [email protected] ** Kastamonu Üniversitesi

Özet Bu çalışmanın amacı üniversite öğrencilerinin sosyal zekâ düzeylerinin girişimcilik eğilimleri üzerindeki etkisinde uygulamalı girişimcilik derslerinin rolünü ortaya koymaktır. Çalışma 2019/2020 Eğitim Öğretim yılı Güz Dönemi’nde Kastamonu Üniversitesi’nin farklı fakülte ve bölümlerinde öğrenim gören öğrenciler üzerinde gerçekleştirilmiştir. Veriler anket yöntemi ile toplanmıştır. Elde edilen anketlere dönüş yapan 402 öğrenci çalışmanın örneklemini oluşturmaktadır. Veriler analiz edilirken Process Makro programından yararlanılmıştır. Toplanan veriler doğrulayıcı faktör ve regresyon analizleri ile test edilmiştir. Analizler sonucunda sosyal zekânın girişimcilik eğilimini etkilediği tespit edilmiştir. Bununla birlikte, sosyal bilgi süreci ve sosyal beceri girişimcilik eğilimini anlamlı ve olumlu etkilemektedir. Fakat sosyal farkındalık alt boyutunun girişimcilik eğilimi üzerinde herhangi bir etkisi yoktur. Ayrıca sosyal zekânın girişimcilik eğilimine etkisinde uygulamalı girişimcilik derslerinin düzenleyici rolü olduğu bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: Sosyal Zekâ, Girişimcilik Eğilimi, Uygulamalı Girişimcilik Dersi, Düzenleyici Rol.

THE EFFECT OF SOCIAL INTELLIGENCE ON ENTREPRENEURSHIP TENDENCY: MODERATING ROLE OF APPLIED ENTREPRENEURSHIP COURSE

Abstract The aim of this study is to reveal the role of applied entrepreneurship courses in the influence of entrepreneurial tendencies of social intelligence levels of university students. The study was conducted in the fall semester of the 2019/2020 academic year on students studying in different faculties and departments of Kastamonu University. The data were collected by survey form. The sample of the study consists of 402 students taking part in the surveys obtained. The Process Macro program was used to analyze the data. The data collected were tested with factor analysis and regression analysis. As a result of the analysis, social intelligence has a positive and significant impact on entrepreneurship tendency. In addition, social information process and social skills affect the entrepreneurship tendency. But social awareness has no effect on entrepreneurship tendency. Also applied entrepreneurship courses play a moderating role in the effect of social intelligence on entrepreneurial tendency.

Key Words: Social Intelligence, Entrepreneurial Tendency, Applied Entrepreneurship Course, Moderating Role.

211

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress TÜRKİYE’DE START-UP EKOSİSTEMİ ÜZERİBE BİR DEĞERLENDİRME

Erol TEKİN * * Kastamonu Üniversitesi, [email protected]

Özet Kelime anlamı başlamak olan ve başarılı bir iş modeli oluşturmak için kurulan bir yapıyı ifade eden Start-up’lar ülkemizde de son yıllarda önem kazanan bir kavram halini almaya başlamıştır. Türkiye’de yeni ir kavram olan start-up kavramının henüz Türkçe bir karşılığı bile yoktur. Bu açıdan gerçekleştirilen bilimsel yayın sayısı da oldukça azdır. Bu çalışmanın amacı start-up kavramını daha iyi anlamak ve Türkiye’deki start-up ekosisteminin mevcut durumunu ortaya koymaktır. Bu kapsamda öncelikle yazın taraması gerçekleştirilerek start-up kavramı hakkında bilgiler sunulacaktır. Ardından “The State of Turkish Startup Ecosystem” raporları incelenerek Türkiye’deki start-up ekosisteminin durumu incelenecektir. Son olarak bazı başarılı start-up örneklerine değinilerek çalışma sonlandırılacaktır. Anahtar Kelimeler: Start-up, Start-up Ekosistemi, Türkiye, Startups.watch.

AN INVESTIGATION ON STARTUP ECOSYSTEM IN TURKEY

Abstract The word meaning of Startup is to start a business. The concept of start-up has gained importance in recent years. There is no Turkish equivalent of this concept. Therefore, the number of publications is very low. The aim of this study is to better understand the concept of start-up. Furthermore, the study aims to reveal the current status of the start-up ecosystem in Turkey. Firstly, a comprehensive literature review was carried out to better understand the start-ups. Next, "The State of Turkish Startup Ecosystem" reports prepared by the Presidency and Startups.watch were examined. Thus, the current situation of the start-up ecosystem has been revealed. Finally, some successful startup examples have been examined.

Key Words: Start-up, Start-up Ecosystem, Turkey, Startups.watch.

212

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress XVIII. VE XIX. YÜZYILIN İLK YARISINDA KASTAMONU ŞEHRİ VE VAKIF KURUMLARI

Mustafa Eğilmez * Özcan Oğur ** Hasret Tutuş*** * Kastamonu Üniversitesi, [email protected] ** Hakkari Üniversitesi, [email protected] *** Ardahan Üniversitesi, [email protected]

Özet Bu çalışma, Türk kültür tarihinin önemli kültür merkezlerinden Kastamonu Şehrinin XVII. ve XVIII. Yüzyılın ilk yarısındaki yapısını, gelişimini ve vakıf kurumlarını konu edinmektedir. Bu amaçla söz konusu dönemde Kastamonu şehrinin dini eğitim kurumları, ibadet mekanları, hayır kurumları ve çarşı merkezini oluşturan ticari yapılar, Osmanlı arşiv belgelerinden Hurufat Defterleri baz alınarak incelenmiştir. Bilindiği gibi Hurufat Defterleri XVII. ve XVIII. yüzyılın ilk yarısında, Osmanlı bürokrasisi düzeninde önemli bir yer tutan kazaları kapsadığından, bu çalışmanın kapsamı da bu dönemle sınırlandırılmıştır. Nitekim Hurufat defterleri kaza merkezli tutuldukları için, Osmanlı tarihinin yaklaşık 150 yıllık merkez-taşra ilişkilerini irdelenmesi açısından da kayda değer bilgiler sunmaktadır. Bu çalışma ile söz konusu dönem itibariyle Kastamonu şehir organizasyonu, vakıf kurumları ve bu kurumların şehir hayatındaki fonksiyonları hakkında önemli sonuçlara ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Kastamonu, XVII. yüzyıl ve XVIII yüzyılın ilk yarısı, Hurufat Defterleri, Vakıflar, Osmanlı Dönemi kurumları.

KASTAMONU CITY AT XVIII AND THE FIRST HALF OF XIX CENTURIES AND ITS FOUNDATION INSTITUTIONS

Abstract This study focuses on Kastamonu City in XVII and the first half of the XVIII centuries as one of the important cultural centers in the Turkish cultural history, with its structure, development and its foundation institutions. For this purpose, in that period, religious education institutions, places of worship, charities and commercial buildings that constitute the bazaar center of Kastamonu city are elaborated on the basis of Hurufat Notebooks from the Ottoman archive documents. As it is known, since Hurufat Notebooks having an important place in the Ottoman bureaucracy in XVII and the first half of the XVIII centuries consist of small administrative units; the scope of this study was limited to this period. As a matter of fact, since Hurufat notebooks are kept on the basis of the small administrative units, they also provide remarkable information in terms of examining the center-rural relations of the Ottoman history for about 150 years. This study aims to reveal some important results about Kastamonu city with its organization, foundation institutions and the functions of these institutions in the city life.

Key Words: Kastamonu, XVII and the first half of the XVIII centuries, Hurufat Notebooks, Foundation institutions, institutions in the Ottoman period.

213

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress AÇIKLANMIŞ KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜKLER ENDEKSİ KAPSAMINDA TARIM VE ORMANCILIK SEKTÖRÜNDE BÖLGELERARASI REKABETİN ÖLÇÜMÜ: İBBS DÜZEY-2 İÇİN BİR ANALİZ

Adem KARAKAŞ* * Aydın Adnan Menderes Universitesi, [email protected]

Özet Türkiye ekonomisi içerisinde tarım ve ormancılık sektörünün milli gelire etkisi giderek azalmaktadır. Sektörün ekonomik katma değer yaratma gücü düşük olmasına karşın kullanım değerinin yüksek olması önem arz etmektedir. Türkiye'nin iklim ve coğrafi yapısındaki çeşitlilik, geniş bir tarımsal ürün yelpazesi sunmaktadır. Bu nedenle bölgelerin sektör bazındaki rekabet gücü dikkat çekicidir. Bu Çalışmanın amacı, tarım ve ormancılık sektörüne yönelik, bölgelerin rekabet gücünün belirlenmesidir. 2002-2018 yılları arası verilerden hareketle Balassa’nın Açıklanmış Karşılaştırmalı Üstünlükler endeksi kullanılarak uyarlama yapılmıştır. Bulgular, tarım ve ormancılık sektöründe bölgelerin rekabetçilik durumunu ortaya koymaktadır. Sonuçlar, her bir bölge için ilgili sektöre yönelik uygulanması gereken politikalar için yol gösterici olmaktadır. Anahtar Kelimeler: Açıklanmış Karşılaştırmalı Üstünlükler (RCA), Balassa Endeksi, Tarım ve Ormancılık.

MEASUREMENT OF INTERREGIONAL COMPETITION IN AGRICULTURE AND FORESTRY SECTOR IN THE CONTEXT OF REVEALED COMPARATIVE ADVANTAGE INDEX: AN ANALYSIS FOR NUTS-2

Abstract The impact of agriculture and forestry sector on national income is gradually decreasing in the Turkish economy. Despite its economic value-added power is low, agriculture and forestry sector is important that its usage value is high. The diversity in Turkey's climate and geographical structure offers a wide range of agricultural products. Therefore, the sector-based competitiveness of the regions is remarkable. The aim of this study is to determine the competitiveness of the 26 NUTS 2 regions of Turkey for the agriculture and forestry sector. Based on data from 2002-2018, the adaptation was made using Balassa's revealed comparative advantages index. The findings reveal the state of competitiveness of the regions in the agriculture and forestry sector. The results provide guidance for the policies that should be implemented for the relevant sector for each region.

Key Words: Revealed Comparative Advantage (RCA), Balassa Index, Agriculture and Forestry.

214

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress TÜRKİYE’DE TEKSTİL SEKTÖRÜNÜN 81 İL İÇİN AÇIKLANMIŞ KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜKLER YAKLAŞIMIYLA REKABETÇİLİĞİNİN ÖLÇÜMÜ

Adem KARAKAŞ * Fatih ULUTAŞ ** * Aydın Adnan Menderes Üniversitesi, karakaş[email protected] ** Aydın Adnan Menderes Üniversitesi, [email protected]

Özet Türkiye 1980 sonrası değişen ekonomi paradigması çerçevesinde dışa açık ihracata dayalı büyüme hedefine yönelmiştir. Bununla birlikte yapısal ve konjonktürel istikrarsızlıklar nedeniyle istenen amaca ulaşmakta güçlük çekmektedir. Katma değerli ve sürdürülebilir dış talep yapısına sahip ürünler ihraç ederek mümkün mertebe ithalat bağımlılığının azaltılmasına dönük bir ticaret politikası izlenememiştir. Ekonomik yapısal dönüşüme bağlı bir şekilde dışa bağımlılığı azaltacak adımların atılması rekabetçi üstünlük anlayışı ile ilerlemesine yardımcı olacaktır. Dolayısıyla, ihracat fasılları incelendiğinde üst sıralarda geleneksel ürünlerin önemli yer kapladığı görülmektedir. Bu sektörlerin içerisinde önde gelen sektör ise tekstil sektörüdür. Hem ülke genelinde üretim yapılması hem istihdama olan katkısı ve diğer etkenler nedeniyle tekstil sektörünün ekonomideki ağırlığı yerini büyük ölçüde korumaktadır. Değişen ekonomik etkenler ile birlikte dünya genelinde ki tekstil sektörünün yenilikçi rekabet anlayışı ile sürdürülebilir talepçi yapısı yerini korumayı başarmıştır. Bu Çalışmada, tekstil sektörünün rekabet analizi amaçlanmaktadır. Bu çerçevede uluslararası rekabet ölçümünde kullanılan Balassa Endeksi’nden (RCA) hareketle illerin Açıklanmış Karşılaştırmalı Üstünlükler değerleri hesaplanmıştır. Hesaplama sadece tek bir yıl için değil 2002-2019 yılları arası için gerçekleştirilmiş ve yıllar itibariyle rekabetçilik düzeyindeki değişmeler ortaya konulmuştur. Ortaya çıkan sonuç, Türkiye’de belirli illerin önemli oranda rekabet düzeyinin yüksek olduğu bazı illerde gerçekleştirilen üretimin ise oldukça rekabet edebilme yeteneğinden uzak olduğu sonucunu ortaya koymuştur. Anahtar Kelimeler: İhracat, Ekonomi, Dış ticaret, Üretim.

MEASUREMENT OF THE COMPARATIVE ADVANTAGE COMPETITIVENESS OF THE TEXTILE INDUSTRY IN 81 PROVINCES OF TURKEY

Abstract Turkey has prioritized its growth goals for export after the economical paradigm shift in 1980. However due to structural and cyclical instabilities it has difficulty reaching its desired goal. A trade policy aimed at optimally reducing import dependency by exporting products with added value and sustainable foreign demand could not be achieved. Taking steps to reduce dependency on foreign countries depending on the economic structural transformation will help it progress with an understanding of competitive superiority. Analyzing Turkeys export chapter shows that traditional products hold an important place in its top ranks. Its textile industry is its leading sector. The dominance of the textile industry in the economy is largely due to the production throughout the country, its contribution to employment and other factors. Turkey has maintained its sustainable demand structure of the textile industry in the world due to changing economic factors and innovative competitiveness. The aim of this study is the textile industry’s competitive analysis. Based on the Balance Sheet Index (RCA) used in international competition measurement, the Explanatory Comparative Advantages values of the provinces were calculated. The calculation was not only done for one year but between the years 2002-2019, and changes in the level of competitiveness were introduced over the years. The result: In certain provinces of Turkey there is a significantly high level of competition and the ability to compete is very high, whereas in some provinces where the production is carried out the result has been that the ability to compete is quite far from the level of competition.

Key Words: Export, Economy, Foreign trade, Production.

215

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress LİDERLİĞİN KARANLIK YÜZÜ

M. Murat TUNÇBİLEK * Hande ÇİFTÇİ ** * Karabük Üniversitesi, [email protected] ** Karabük Üniversitesi, [email protected]

Özet Liderlik kavramı geçmişten günümüze örgütlerin ve toplulukların yönetimi ve bir arada kalabilmeleri için önemli bir role sahiptir. Liderlik tanımları incelendiğinde; takipçilerini bir arada tutabilme, onları belli bir hedef doğrultusunda yönlendirme, insanları etkileme, örgütsel amaçları bireysel amaçların önüne geçirebilme, vizyon oluşturma, takipçilerini bu vizyon doğrultusunda dönüştürme gibi olumlu özellikler üzerinde durulmuştur. Fakat lider, vizyonuna ulaşmak için her zaman olumlu özelliklerini kullanarak insanları etkilememektedir. Amaçlarını gerçekleştirmek için baskıcı, zorba, şantajcı, gizli ajandası olan liderler de vardır. Uluslararası yazında liderliğin karanlık yüzüyle ilgili ilk çalışma Conger tarafından 1990 yılında yürütülmüştür. Bu çalışmaya göre; liderin stratejik vizyonu, takipçileri ile iletişim becerisi ve izlenim yöntemi problemlere sebep olabilmektedir. Ayrıca karizmatik liderlerin agresif yönetim şekli bazı çalışanların yalnızlaşmasına ve liderden uzaklaşmalarına sebep olduğu görülmüştür. Bu çalışmada “liderlerin karanlık yüzü” konusunda Türkiye’de yapılmış araştırmaların içerik analizi yapılmıştır. Bu amaçla ULAKBİM Türkiye Akademik Arşivi, YÖKTEZ Ulusal Tez Merkezi veri tabanından 2010 – 2020 yılları arasında yayımlanan tezler ve çevrimiçi dergilerde “liderliğin karanlık yüzü” başlığı altındaki tez ve makale çalışmalarının önemli bir kısmı incelenmiştir. İnceleme kapsamında bu çalışmaların hangi tarihlerde kimler tarafından yapıldığı, amaç, yöntem ve sonuçları ele alınmıştır. Araştırma sonucuna göre karanlık liderlik davranışlarının çalışanlar üzerinde olumsuz etkisinin olduğu tespit edilmiştir. Bu olumsuz etkiler çalışanın fiziki sağlığında rahatsızlıklara yol açabildiği gibi psikolojik sağlığında da sorunlara sebep olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca karanlık liderlik davranışının örgütsel sessizliği ve çalışan tükenmişliğini pozitif yönlü, örgütsel bağlılığı negatif yönlü etkilediği görülmüştür. Cinsiyete dayalı yapılan bir araştırmada ise, kadın çalışanların karanlık lider davranışlarına daha çok maruz kaldığı ve erkek yöneticilerin kadın yöneticilere göre daha küfürlü ve kötü niyetli davranışlar sergilediği görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Liderlik, Karanlık Liderlik, Liderliğin Karanlık Yüzü.

DARK SIDE OF LEADERSHIP

Abstract Notion of leadership has played an important role for management and coexistence of communities and organizations from past to present. When the leadership definitions are examined; positive features such as keeping their followers together, directing them towards a certain goal, influencing people, making organizational goals preferable to individual goals, creating a vision, transforming their followers in line with this vision are emphasized. But leader does not always affect people, using her/his positive characteristics to achieve her/his vision. There are also leaders who are oppressive, bully, blackmailed, and have secret agenda to realize their goals. The first study of the dark side of leadership in the international literature was conducted by Conger in 1990. According to this study, strategic vision of the leader, the ability to communicate with his followers and the method of impression can cause problems. In addition, it has been found that aggressive management style of charismatic leaders caused some employees to be isolated themselves and distance from the leader. This study focused on content analysis to title of "dark side of leaders" published study in Turkey. For this purpose, ULAKBİM Turkey Academic Archive, YÖKTEZ National Thesis Center database and online journals have title of “dark side of leadership” between 2010 to 2020 years was surveyed. Scope of the survey is published date, author, purpose, method, and results in these studies. According to results of research, it was determined that dark leadership behaviors have a negative effect on employees. These negative effects can cause discomfort in the physical health of employee, as well as cause problems in psychological health. In addition, it has been observed that dark leadership behavior affects organizational silence and employee burnout positively and organizational commitment negatively. In a gender-based study, it was observed that female employees are more exposed to dark leader behaviors and male managers show more abusive and malicious behaviors than female managers.

Key Words: Leadership, Dark Leadership, Dark Side of Leadership.

216

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress GÖÇMEN ÖĞRENCİLERİN GÜVENLİK DURUMU VE SOSYAL UYUMU ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

Umut GÜÇLÜ* Zübeyde Tuğçe İREN** *Karabük Üniversitesi, [email protected] **Kastamonu Üniversitesi, [email protected]

Özet 19. yüzyıl sonrasından itibaren uluslararası düzeyde göç olaylarında artış yaşanmıştır. Savaş, siyasal istikrarsızlık, köken savaşları, ekonomik sorunlar ve sosyo kültürel sorunlar gibi nedenlerden dolayı insanlar ülkelerini terk ederek, daha iyi standartlara ulaşabilecekleri ülkelere göç etmektedirler. Bu gibi nedenler ile ülkemize birçok ülkeden göçmen gelmektedir. Bu çalışma, eğitim görmekte olan göçmen öğrencilerin güvenlik durumlarını ve sosyal uyum durumlarını tespit etmeye yönelik olarak hazırlanmıştır. Bu çalışma 2019 - 2020 eğitim öğretim döneminde öğrenim gören olan 150 öğrencinin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Bu bağlamda çalışma 150 öğrenci görüşü ile sınırlıdır. Eğitim öğretim faaliyetlerinin ekonomik, sosyo kültürel, siyasal olarak uluslararası alanda göz ardı edilemeyecek getirileri bulunmaktadır. Ülkemizde eğitim öğretim faaliyetlerinin uluslararasılaşması yolunda sarf edilen kaynakların etkin ve verimli kullanılabilmesi açısından göçmen öğrencilerin sorunlarına yönelik çalışmalar önem verilmelidir. Bu bağlamda çalışma ile literatüre katkı sağlanması ve üniversitelerimizin uluslararasılaşma yolunda karşılaşabileceği sorunlara yönelik olarak politika önerileri sunulması amaçlanmaktadır. Anahtar Kelimeler: Sosyal Uyum, Göç, Güvenlik, Öğrenci.

A RESEARCH ON THE SECURITY STATUS AND SOCIAL ADAPTATION OF MIGRANT STUDENTS

Abstract There has been an increase in international migration since the 19th century. Due to war, political instability, war of origin, economic problems and socio-cultural problems, people leave their countries and migrate to countries where they can reach better standards. For such reasons, immigrants from many countries come to our country. This study was prepared to determine the security status and social adaptation status of immigrant students who are studying. This study was carried out with the participation of 150 students studying in the 2019-2020 academic year. In this context, the study is limited to 150 student views.

Educational activities have economic, socio-cultural and political returns that cannot be ignored in the international arena. Studies on the problems of foreign students are of great importance in terms of effective and efficient use of the resources spent for the internationalization of educational activities in our country. In this context, it is aimed to contribute to the literature with the study and it is aimed to present policy recommendations regarding the problems that our universities may encounter on the road to internationalization.

Key Words: Social Adaptation, Migration, Security, Student.

217

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress KALKINMA VE YENİLİK ÜRETİMİ İLİŞKİSİ; TÜRK DÜNYASI ÜLKELERİ ÖRNEĞİ

Mehmet Yunus ÇELİK * Umut Güçlü ** * Kastamonu Üniversitesi, [email protected] ** Karabük Üniversitesi, [email protected]

Özet Sanayi devrimiyle başlayan ve özellikle yirminci yüzyılın ikinci yarısında daha belirgin hale gelen, başta teknolojik olmak üzere, ekonomik, sosyo-kültürel ve politik gelişmeler, ülkelerin yaşam tarzları, üretim ve tüketim alışkanlıkları ve ihtiyaçları üzerinde önemli değişimler ve dönüşümler ortaya çıkarmış ve her anlamda yeni bir dünya düzeni oluşturmuştur. Ortaya çıkan bu yeni dünya düzeninde geleneksel olarak üretilen, tüketilen ve pazarlanan mal ve hizmetten kazanç sağlanmasının yanı sıra, insanoğlunun sahip olduğu bilgi ve becerinin ürünü olan yenilik üretiminden de ekonomik kazanç sağlanması gündeme gelmeye başlamıştır. Bu kapsamda yenilik üretimi bireylerin ve toplumların yeteneklerini geliştirerek, eğitimden, teknolojiye, ekonomik potansiyele, sosyo- kültürel ve bilimsel altyapıya doğrudan etki ederek, ülkelerin nitel ve nicel seviyesinin yükselmesine önemli katkılar sunmaktadır. Devletlerin uluslararası rekabet ligindeki konumu ve gücü hesaplanırken yenilik üretimi ve yenilik bazlı mal, hizmet ve faaliyetlerin kapsam ve büyüklükleri de bu hesaba eklenmeye başlanmıştır. Böylece toplumsal bütünün her alanını etkileyen yenilik üretiminin, özellikle ülkelerin ekonomileri üzerindeki etkileri önemli boyut kazanmıştır ve günümüzde yenilik üretimi, ülkeler tarafından sürdürebilir büyüme ve kalkınma stratejilerinin temel unsuru olarak dikkate alınmaktadır. Çalışmada bu kapsamda Türk Dünyası ülkeleri için yenilik üretimi ve kalkınma açısından değeri ele alınmış olup elde edilen veriler ışığında genel anlamda yenilik üretiminin kalkınma açısından hız artırıcı olduğu yorumlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Yenilik Üretimi, Kalkınma, Türk Dünyası.

THE RELATIONSHIP OF DEVELOPMENT AND INNOVATION PRODUCTION; THE CASE OF THE TURKISH WORLD COUNTRIES

Abstract Starting with the industrial revolution and becoming more evident especially in the second half of the twentieth century, economic, socio-cultural and political developments, especially technological, have brought about important changes and transformations on the lifestyles, production and consumption habits and needs of countries, and a new created the world order. In this new world order, earning from traditionally produced, consumed and marketed goods and services, as well as gaining economic gain from innovation production, which is the product of the knowledge and skills of human beings, has come to the fore. In this context, innovation production contributes significantly to the qualitative and quantitative level of countries by improving the skills of individuals and societies, directly affecting education, technology, economic potential, socio-cultural and scientific infrastructure. While calculating the position and power of states in the international competition league, the scope and size of innovation production and innovation-based goods, services and activities have also been added to this account. Thus, the effects of innovation production, which affects all areas of the social whole, especially on the economies of countries have gained a significant dimension and today innovation production is considered by countries as the basic element of sustainable growth and development strategies. In this context, the value of innovation production and development for the countries of the Turkish World has been discussed in this context, and in the light of the data obtained, In general, it has been interpreted that innovation production is a speed booster in terms of development.

Key Words: Innovation Production, Development, Turkish World.

218

2. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi 2nd International Economics, Business and Social Sciences Congress TÜRKİYE’DE İSTİHDAMIN PERİYODİK DURAĞANLIĞININ ANALİZİ

Selim YILDIRIM* * Anadolu Üniversitesi, [email protected]

Özet

İstihdam bir ekonomi için temel üretim faktörlerinden biridir. Dolayısıyla hem politika yapıcıları hem de akademisyenler tarafından yakından takip edilen bir göstergedir. Bu çalışmada Türkiye’de istihdam dinamik yapısı periyodik özelliği dikkate alınarak incelenecektir. Deterministik olmayan yani kesin şekilde takvime bağlı olmayan periyodik hareketler analizlerde çok tercih edilmemektedir. Periyodik seriler ampirik analizlerde yaratığı sorunlardan ötürü genellikle istenmemektedirler. Dolayısıyla seriler bu periyodik yapıdan filtrelenerek arıtılmaya çalışılmaktadır. Bu yaklaşıma karşın, günümüzde ekonomik serilerin periyodik yapısının önemli özellikler taşıdığı ve bu nedenle serilerin periyodiklik özellikleri ile baş edebilen teknikler çerçevesinde incelenmesi gerektiği görüşü yaygınlaşmaktadır. Bu çalışmada, ikinci görüş̧ dikkate alınarak, Türkiye’de istihdam periyodik yapısı detaylı olarak incelenmektedir. Bu amaçla analizde periyodik otoregresif model kullanılacaktır. Bu model mevsimsel modellerden farklıdır. Mevsimsel zaman serisi analizi, mevsimsel otoregresif (Seasonal AR) veya mevsimsel hareketli ortalama (Seasonal MA) ile seriyi açıklamaya çalışır. Periyodik zaman serisi analizi ise her periyod için farklı bir mevsimsel otoregresif (AR) veya mevsimsel hareketli ortalama (MA) karakteristiği ortaya koymaktadır. Bu bağlamda periyodik model seride bir şokun etkisinin yüksek olduğu ve kalıcılığının uzun olduğu dönemlerin belirlenmesini de sağlamaktadır.

Anahtar Kelimeler: İstihdam, Tek değişkenli Zaman Serisi Analizi, Periyodik Durağanlık

ANALYSIS OF PERIODIC STATIONARY OF EMPLOYMENT IN TURKEY

Abstract Employment is one of the fundamental factors of production for any economy. Therefore, it is an indicator that is closely followed by both policy makers and academicians. In this study the dynamic nature of employment in Turkey will be examined while considering the periodic feature of the indicator. Unless periodic movements that are deterministic; that is, if they are not strictly calendar dependent, such series are not preferred in empirical analysis. Periodic series are generally undesirable due to the (technique related) problems they cause in empirical analysis. Therefore, the series are adjusted by filtering this periodic structure out of the series. Despite the popularity of this approach, the view that the periodic structure of the economic series is an integral and thus important feature of the series has emerged in recent half century. According to this view the series should be examined within the framework of techniques that can cope with the periodic properties. In this study, considering this opinion, the periodic structure of employment in Turkey will be examined in detail. For this purpose, periodic autoregressive model will be used in the analysis. This model is different from seasonal models. Seasonal time series analysis tries to explain the series with seasonal autoregressive (Seasonal AR) or seasonal moving average (Seasonal MA). Periodic time series analysis reveals a different seasonal autoregressive (AR) or seasonal moving average (MA) characteristic for each period. In this context, the periodic model also determines of the periods in which a shock has a higher effect and longer duration. Key Words: Employment, Univariate Time Series, Periodic Stationarity

219