DO ĞU ANADOLU BÖLGES İ’NDE ALTERNAT İF TUR İZM MERKEZ İ OLMAYA ADAY B İR İLÇE: KEMAL İYE

Erdal AKPINAR ∗

ÖZET Dünyada ve Türkiye’de turizm sektörü, deniz-kum-güne ş eksenli klasik turizm anlayı şına alternatif olabilecek yeni arayı şlar içerisine girmi ştir. Ülkemizde turizm etkinliklerinin çe şitlendirilmesi ve kıyı ku şağı ile birlikte iç bölgelere de yaygınla ştırılması plânlanmaktadır. Ancak bunun için, öncelikli olarak turizm potansiyeli yüksek yörelerin tespiti gerekir. Bu çalı şmada, ilçesinin turizm varlıkları co ğrafî bir bakı ş açısıyla incelenmektedir. Bu kapsamda ilk olarak literatür taraması yapılmı ş, konuyla ilgili yayınlar gözden geçirilmi ştir. Yöreye farklı dönemlerde gerçekle ştirilen ara ştırma gezileriyle mevcut turizm varlıklarının pek ço ğu yerinde incelenmi ştir. Tespitlerimize göre ilçe; Karanlık kanyon, tarihî Kemaliye evleri, dünya kültür mirasına aday gösterilen Kemaliye kasabası, Kadıgölü kayna ğı ve di ğer so ğuk su kaynakları, akarsu turizmine olanak tanıyan ırma ğı ve barajı gölü, çe şitli do ğa sporlarına uygun arazi ko şulları, yaylaları, manzara güzelli ği ve zengin kültür mirasıyla Türkiye’nin alternatif turizm merkezi olabilecek ender yörelerinden birisidir. Bu ba ğlamda yörenin hassas çevresel özelliklerini dikkate alan bir turizm master plânı hazırlamak suretiyle Kemaliye turizm merkezi ilan edilmeli ve mevcut olanaklar ekoturizm anlayı şı çerçevesinde ülke turizminin hizmetine sunulmalıdır. Anahtar Kelimeler: Kemaliye, Alternatif turizm, Karanlık kanyon, Karasu ırma ğı. A Candidate District For An Alternative Tourism Center In Eastern Region: Kemaliye ABSTRACT World and tourism sector search for the alternative ways to the sea-sand-sun centered classical tourism understanding. In our country, varying the tourism activities and spreading it interior regions besides coasts is planned. But for this, first of all, regions where tourism potential is high need to fix. In this study, the potentials tourism of Kemaliye district are examined through a geographical point of view. So, firstly literature is

* Yard. Doç. Dr., Atatürk Üniversitesi E ğitim Fakültesi. 208 Sosyal Bilimler Dergisi scanned and documents related with the subject are revised. Most of these potantials of tourism are examined with research excursion, carried out at different times. According to our secure, Kemaliye is one of the rare regions that can be Turkey’s alternative tourism centre with its Karanlık canyon, historical Kemaliye houses, Kemaliye town that is presented candidate to the world culture heritage, Kadıgölü spring and the other cold water spring, Karasu river and Keban lake that make river tourism possible, area that is suitable for different nature sports, mountain pastures and scenes. So, Kemaliye must be declared as a tourism center and available possibilities have to be presented to country’s tourism with ecotourism understanding by preparing a tourism master plan, which is taking area’s environmental qualities into consideration. Key Words: Kemaliye, Alternative tourism, Karanlık canyon, Karasu river. *** GİRİŞ Dünyada ve Türkiye’de en hızlı büyüyen sektörlerin ba şında, turizm sektörü gelmektedir. 1990-2000 döneminde dünyada turizm hareketine katılan ki şi sayısı % 4, toplam turizm geliri ise % 7.2 oranında artmı ştır. Bu artı ş e ğiliminin sürmesi halinde 2005 yılı sonu itibariyle dünyada toplam turist sayısı 830 milyon ki şiye, turizm gelirleri ise 700 milyar dolara ula şacaktır. Dünyada turizm sektörünün en hızlı büyüdü ğü ülkelerden biri de Türkiye’dir. Nitekim Türkiye, 1998 yılında 9 milyon dı ş turist a ğırlamı ş ve 7.8 milyar dolar turizm geliri sa ğlamı ştır. 2005 yılında ise ülkemizin 18 milyon kadar dı ş turist a ğırlayaca ğı ve bundan 16 milyar dolar gelir elde edece ği hesaplanmaktadır. Bu öngörüler gerçekle şti ğinde Türkiye’nin dünya turizmindeki payı yedi yıl gibi kısa bir süre içerisinde % 1.5’ten % 2.2’ye çıkmı ş olacaktır (D.P.T., 2001: 15-16). Dünyada ve Türkiye’de turizm sektörü hem hızla büyümekte, hem de do ğası gere ği hızla de ğişmektedir. Günümüzde a ğırlıklı olarak deniz, kum ve güne ş üçlüsüne dayalı kitle turizmi yanında ekoturizm ve yumu şak turizm gibi isimlerle nitelendirilen alternatif turizm arayı şları hızlanmı ştır (Akpınar, 2005: 1-2). Kitle turizmi daha çok kârlılı ğı ve konforu esas alması, bireysel farklılıklara yanıt verememesi, do ğal ve be şerî çevreye olan olumsuz etkileri, bölgeler arası ekonomik dengesizliklere yol açması ve yerel kültürleri yadsıması gibi nedenlerle ele ştirilere konu olmaktadır (Özbey, 2002: 133- 150). Buna kar şın çevrenin ve yerel kültürün korundu ğu, kaynakların yerli halkın ve turistlerin ihtiyaçlarını kar şılayacak şekilde kullanıldı ğı ve gelecek nesillere devredildi ği bir kalkınma şekli olarak tanımlanan sürdürülebilir turizm yakla şımı giderek önem kazanmaktadır (Dinçer, 1996: 342). Temelde insanlar fiziksel, toplumsal, zihinsel, entelektüel ve prestij ihtiyaçlarından biri ya da birkaçını gidermek amacıyla turizm etkinliklerine Erdal AKPINAR 209 katılmaktadırlar. Bu ihtiyaçların ba şlıcaları dinlenme, fiziksel aktivitelere katılma, yeni sosyal ili şkiler kurma, zihinsel yenilenme, farklı heyecanlar ya şama, bilgi ve görgüyü geli ştirme, prestij sa ğlama ve ba şkalarının hayranlık duyaca ğı farklı bir toplumsal statüye kavu şmak şeklinde özetlenebilir (Özgüç, 1998: 38). Bu ba ğlamda turizm sektörü turist sayısını artırmak, kıyılarda yo ğunla şan çevresel baskıyı azaltmak, turizm etkinliklerini bütün yılı kapsayacak şekilde uzatmak ve turizmin ekonomik katkısını daha geni ş alanlara yayarak sürdürülebilir bir kalkınma modeli olu şturmak için yeni arayı şlar içerisine girmi ştir. Bu çabanın bir sonucu olarak bir yandan turistlerin ekonomik, sosyal ve estetik isteklerini kar şılarken di ğer yandan çevresel kaynakların süreklili ğini sa ğlamayı temel amaç edinen ekoturizm yakla şımı ön plâna çıkmı ştır (Godfrey, 1996). Nitekim 2002 yılını Birle şmi ş Milletler Da ğlar Yılı , Dünya Ticaret Örgütü ise Ekoturizm Yılı ilan etmi şlerdir. Bu yeni turizm modeli klasik kitle turizmine alternatif bir model olu şundan dolayı alternatif turizm , çevreye ve insana duyarlı olu şundan dolayı ise bilinçli turizm olarak adlandırılmaktadır (Do ğaner, 1995: 94). Kavramsal tartı şmalar sürmesine kar şın günümüzde golf, da ğ, ma ğara, yayla, yat, sa ğlık, kültür, ortinoloji ve botanik turizmi en yaygın ekoturizm biçimleri olarak kabul edilmektedir. Çevre duyarlılı ğını ön plânda tutan ekoturizm uygulamalarına pek çok örnek vermek mümkündür. Dünyaca ünlü bazı otel i şletmelerinde, millî park ve vah şi ya şam ortamlarında, uluslararası organizasyonlarda ve kampanyalarda bu felsefenin izleri görülmektedir (Çavu ş, Tanrısevdi, 2000: 149-159). Alternatif turizm arayı şları son yılarda büyük bir turizm patlamasına sahne olan Türkiye’nin de gündemindedir. Bu ba ğlamda Kültür ve Turizm bakanlı ğı tarafından hazırlanmakta olan Turizm Master Plânı’nda turistlere ülkemizin sosyokültürel de ğerleri ile iç içe ya şayabilecekleri tatil ortamlarının hazırlanması, do ğal ve kültürel de ğerlerimizin korunmasına ve dengeli kullanımına özen gösteren bir kamuoyu olu şturulması, turizm türlerinde çe şitlili ğin sa ğlanması, turizmin bütün yıla yayılması, marka ve imaj olu şturacak turizm ürünleri yaratmak suretiyle toplam kalitenin artırılması, merkezi yönetim ve özel sektör yatırımlarının te şvikinde dengeli da ğılımın sa ğlanması gibi alternatif turizm anlayı şını öne çıkaran hedeflere yer verilmi ştir. Müzakere sürecinde oldu ğumuz Avrupa Birli ği de klasik turizmi çevresel bir tehdit olarak algılamakta ve birlik ülkelerinde ekolojik temele dayalı bir turizm anlayı şını geli ştirmek istemektedir. Avrupa Birli ği ayrıca, turizmi bölgeler arası geli şmi şlik farkını azaltmanın yollarından biri olarak kabul etmekte ve özellikle kırsal kesime yönelik turizm yatırımlarını finansman bakımından desteklemektedir (http://europa.eu.int). Esasen Türkiye, alternatif turizm olanakları çok yüksek bir ülkedir. Ancak klasik turizme konu olan belli ba şlı kıyılarımız ve Ürgüp-Göreme yöresi gibi belirli yerler dı şında özellikle Anadolu’nun iç kesimlerindeki 210 Sosyal Bilimler Dergisi zengin turizm potansiyeli yeterince de ğerlendirilmemi ştir. Hatta bir kısım turistik varlıklarımız henüz yeni ke şfedilmekte ya da ke şfedilmeyi beklemektedir. Halbuki Türkiye’de pek çok yöre, turizm merkezi olabilecek olanaklara sahiptir (Tuncel, Do ğaner, 1989: 47). Bu ba ğlamda öncelikli olarak bu yörelerin saptanması, bilimsel yöntemlerle incelenmesi ve tanıtılması gerekmektedir. Türkiye’nin alternatif turizm merkezi olmaya aday yörelerinden biri de Erzincan’ın Kemaliye ilçesidir ( Şekil 1). Ancak şimdiye kadar ilçenin turizm olanakları yeterince ara ştırılmamı ştır. Bu çalı şmada otantik do ğal ve kültürel peyzajı, hidrografik potansiyeli ve zengin kültür mirasıyla ülkemizin ilginç yörelerinden biri olan Kemaliye ilçesinin turizm olanakları co ğrafî bir bakı ş açısıyla incelenmektedir.

Şekil 1. Kemaliye Kasabası ve Yakın Çevresinden Bir Görünüm.

A. KONUM ÖZELL İKLER İ Kemaliye ilçesi Do ğu Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Fırat Bölümü’nde, Erzincan ilinin güneybatısında yer alır. İlçe kuzeyde İliç (Erzincan), güneyde Arapkir (Malatya) ve A ğın (Elazı ğ), batıda Divri ği (Sivas), do ğuda Çemi şkezek ve Ovacık (Tunceli) ilçeleri ile sınırlanmı ş olup, 1168 km 2. yönetim alanına sahiptir ( Şekil 2). Kemaliye bu konumuyla do ğal ve be şerî çevre özellikleri bakımından Erzincan, Elazı ğ ve Malatya illeri arasında bir geçi ş sahası durumundadır. İlçe toprakları, batıda Yama da ğından ba şlayıp, do ğuda Munzur da ğları ile devam eden ve İç Do ğu Toroslar olarak Erdal AKPINAR 211 nitelendirilen engebeli sahada bulunmaktadır. İlçe merkezi olan Kemaliye kasabası, bu da ğlık sahada Karasu ırma ğı tarafından açılmı ş kuzey-güney do ğrultulu vadinin batı yamacında yer alır.

Şekil 2. Kemaliye İlçesinin Konum Haritası.

B. DO ĞAL ÇEVRE ÖZELL İKLER İ İlçe arazisinin büyük bir bölümü da ğlık sahalar, yüksek plato düzlükleri, dar ve derin yarılmı ş vadilerden olu şmaktadır. Fırat’ın iki büyük kolundan biri olan Karasu ırma ğı İliç’in Ba ğışta ş köyü ile Kemaliye’nin Dutluca köyü arasında Munzur da ğlarını kuzey-güney yönünde yarmak suretiyle oldukça uzun ve derin bir bo ğaz olu şturmu ştur. Gerek bu bo ğaz, gerekse yan dereler tarafından açılmı ş di ğer vadiler yörede oldukça sarp bir 212 Sosyal Bilimler Dergisi rölyef yapısı meydana getirmektedir. Bunda, Munzur da ğlarının temel litolojik yapısını olu şturan a şınıma kar şı nispeten dirençli metamorfik kireçta şlarının payı büyüktür. Yörede çok dik yamaçlı kanyonlara, ma ğaralara, ça ğlayanlara ve yüksek debili karstik kaynaklara rastlanır. İlçe arazisi genel olarak güneyden kuzeye do ğru yükselmekte olup, Keban barajı gölü kıyısında 825 m. civarında olan yükselti, Munzur da ğlarında 3000 m.yi bulmaktadır. Yörede özellikle Karasu ırma ğı vadisinde korunaklı rölyef yapısı ve Keban barajı gölünün de etkisiyle nispeten mutedil karasal iklim ko şuları hüküm sürmektedir (Tablo 1). Aylık ortalama sıcaklıklar 0.3 °C (ocak) ile 26.9 °C (a ğustos) arasında de ğişmekte olup, yıllık ortalama sıcaklık 13.3 °C kadardır. Yıllık ya ğış miktarının 782.7 mm.yi buldu ğu Kemaliye’de, ya ğışın mevsimlere göre da ğılı şı ise oldukça düzensizdir. Kı ş (% 43.4) ve ilkbahar (% 34.3) mevsimleri ya ğışlı, yaz mevsimi (% 4) ise oldukça kurak geçer. Kar ya ğışının nispeten sınırlı oldu ğu yörede, karla örtülü gün sayısı 31 gündür.

Aylar O Ş M N M H T A E E K A Ort.

Sıcaklık 0.3 1.9 5.6 14.1 17.9 22.7 26.5 26.9 21.7 13.7 6.3 2.0 13.3

Donlu 21 14 8 1 ------6 13 63 Gün S.

Ya ğış 112.6 103.5 103.2 96.6 68.6 24.2 5.5 2.6 10.0 45.2 86.8 123.9 782.7 (mm.)

Kar 4.1 2.9 1.1 0.1 ------0.2 2.0 10.4 Ya ğ.G.S.

Karla 10.4 10.5 4.0 0.2 ------0.7 5.6 31.4 Ört.G.S.

Tablo 1. Kemaliye Meteoroloji İstasyonu’na Ait Rasat De ğerlerinin Aylara Göre Da ğılı şı (1955-1990). Kaynak: D.M. İ.G.M. kayıtlarından derlenmi ştir.

Kemaliye ilçesi ormanlar bakımından nispeten fakir olmasına kar şın, büyük ölçüde step elemanlarından ve su kenarı bitkilerinden olu şan zengin bir floraya sahiptir. Lokal olarak yüksek kesimlerde tutunabilmi ş me şe ve Erdal AKPINAR 213 ardıç toplulukları dı şında ormanlara rastlanmaz. Yörenin uygun izolasyon ko şulları altında relik ve endemik bitkiler geni ş bir yayılı ş alanı bulmu şlardır. Kemaliye ve köyleri, yüzyıllardır sürdürülen meyve yeti ştiricili ğinin ve bahçe tarımının bir sonucu olarak tamamen ye şil bir görünüme sahiptirler. Kemaliye ilçesi akarsuları, kaynakları ve gölleriyle ülkemizin su potansiyeli en yüksek yörelerinden biridir. İlçenin suları Karasu ırma ğı tarafından drene edilmektedir. Do ğuda Dumlu da ğından (Erzurum) do ğan Karasu Sansa bo ğazını geçerek Erzincan ovasına ula şmakta, ovadan çıktıktan sonra ise Kemah bo ğazına yerle şmektedir. İliç’in Ba ğışta ş köyü yakınında ani bir dirsekle güneye yönelen ırmak, Munzur da ğları ile Harmancık da ğı arasındaki kanyon vadiye yerle şmekte ve çalı şma sahasını kuzey-güney yönünde kat ederek Kemaliye kasabasının güneyinde Keban baraj gölüne dökülmektedir. Karasu’ya ilçe sınırları içerisinde ba şta Çatlı, Miran ve Dilli çayları olmak üzere irili ufaklı pek çok dere ve kaynak katılır. Akarsu turizmine de konu olan ırma ğın rejimi düzensiz olup, en yüksek akım de ğerlerine ya ğışların ve kar erimelerinin de etkisiyle ilkbahar aylarında ve yaz ba şlarında eri şilir (Tablo 2). Yörede ba şta Kadıgölü olmak üzere yüzlerce so ğuk su kayna ğı bulunmaktadır.

Aylar E K A O Ş M N M H T A E Yıllık

Akım(m³/sn.) 35.0 41.7 38.5 35.5 38.1 63.5 205.2 266.1 131.8 5O.8 29.6 28.1 321.4

Kaynak: D.S. İ. Erzurum VIII. Bölge Müdürlü ğü kayıtlarından derlenmi ştir. Tablo 2. Kemah Bo ğazı Mevkiinde Karasu Irma ğının Ortalama Akım De ğerlerinin Aylara Göre Da ğılı şı

Türkiye’nin ikinci büyük baraj gölü olan Keban barajı gölünün (675 km 2.) bir bölümü Kemaliye ilçesi sınırları içerisinde kalmaktadır. 1974 yılında su tutulmaya ba şlayan baraj gölü, özellikle vadi tabanlarındaki tarım arazilerini sular altında bırakmı ştır. Günümüzde ise gölün sınırları, suların yükseldi ği ilkbahar aylarında Kemaliye kasabasına kadar genişlemektedir. Bunun dı şında do ğudaki Munzur da ğları sahasında küçük sirk gölleri vardır.

214 Sosyal Bilimler Dergisi

C. BE ŞERÎ ÇEVRE ÖZELL İKLER İ Kemaliye ilçesi, nüfus bakımından oldukça tenhadır. 2000 nüfus sayımına göre 7736 ki şinin ya şadı ğı ilçede, km 2.ye 6.6 ki şi dü şmektedir (Tablo 3). Esasen Kemaliye kasabası ve çevresi Osmanlı İmparatorlu ğu döneminde özellikle kuzey-güney ticaret yolları üzerinde olmasının da etkisiyle kalabalık bir nüfus kitlesi barındırmı ştır. Nitekim Evliya Çelebi Kemaliye kasabasının 1000 konutlu bir yerle şme oldu ğunu ifade eder ki, bu XVI. Yüzyıl ko şullarında en az 5000 nüfus anlamına gelir. Yine Şemseddin Sami 1894 yılı itibariyle kasabada 10000 ki şi, ilçenin tamamında ise 36000 ki şinin ya şadı ğını belirtmektedir. Cumhuriyet Dönemi’nde, özellikle de 1960’lı yıllarda ba şlayan yo ğun göç dalgası ilçenin âdetâ bo şalmasına yol açmı ştır. Ancak şunu belirtmek gerekir ki göç eden nüfus Kemaliye ile ba ğlarını sürdürmekte olup, yaz aylarında ilçenin nüfusu 2-3 kat artmaktadır.

Sayım Yılı 1927 1950 1970 1990 2000 Kemaliye 5428 3709 2510 2044 2243 Kasabası

Köyler 17114 15292 10739 7004 5493

Toplam 22542 19001 13249 9048 7736

Kaynak: D. İ.E. nüfus istatistiklerinden derlenmi ştir. Tablo 3. Kemaliye İlçesinde Cumhuriyet Dönemi’nde Nüfusun Geli şimi.

Yörede yerle şme tarihi, Romalılar Dönemine kadar gider. Tarihî kayıtlarda eski adı Eğin olan ve Roma dilinde kaynak anlamına gelen Kemaliye’nin Romalılar tarafından kuruldu ğu; Pers, Sasani, Bizans ve Müslüman Arap hakimiyetinin ardından 1100 yılında Gümü ş Tigin tarafından fethedilerek Selçuklu topraklarına katıldı ğı belirtilmektedir. Kemaliye ve çevresinde Türk hakimiyetinden sonra özellikle mimarî, el sanatları, ticaret ve sanayi alanında çok parlak bir dönemin ya şandı ğı ve bunun Osmanlı Devleti’nin çökü ş dönemine kadar sürdü ğü anla şılmaktadır. Nitekim 1830’larda bölgeyi gezen Alman yazar Moltke, Kemaliye’yi (E ğin) Asya’nın en güzel şehri olarak nitelendirmi ştir (Moltke, 1969, 246-247). Erdal AKPINAR 215

Şekil 3. Kemaliye İlçesinin Turizm Varlıkları Haritası.

İlçenin en büyük yerle şmesi olan Kemaliye kasabası Karasu ırma ğının kıyısında, Harmancık da ğının do ğu yamacında kurulmu ştur. Kasaba, Ta şdibi mahallesinde bir kale yerle şmesi olarak ortaya çıkmı ş, zaman içerisinde özellikle kuzey-güney yönünde geni şlemi ştir. Kasabanın kurulu şu ve geli şiminde ba şta Kadıgölü olmak üzere so ğuk su kaynaklarının rolü büyüktür. Günümüz itibariyle Kemaliye, bir kısmı merkezden uzak 10 mahalleden olu şan gev şek dokulu bir yerle şmedir. Kasaba ve çevresinde ekip-biçme faaliyetleri oldukça sınırlıdır. Meyve yeti ştiricili ği, ticaret, halıcılık, gurbetçilik ve toplum hizmetleri halkın temel geçim kaynaklarını olu şturur. İlçenin köyleri genellikle az nüfuslu, hayvancılık ve meyve yeti ştiricili ğinin ön plâna çıktı ğı yerle şmeler olarak dikkat çekerler. Buna kar şın özgün mimarîleri, zengin kültürleri ve do ğal görünümleriyle çok çe şitli turizm olanaklarına sahiptirler.

216 Sosyal Bilimler Dergisi

D. KEMAL İYE İLÇES İNİN TUR İZM OLANAKLARI İlçenin turizm de ğerlerini do ğal ve be şerî turistik varlıklar şeklinde iki ayrı ba şlık altında toplamak mümkündür ( Şekil 3). 1. Do ğal Turistik Varlıklar Karasu ırma ğı ve karanlık kanyon, ba şta Munzur ve Sarıçiçek da ğları olmak üzere da ğlar ve yaylalar, ma ğaralar, ça ğlayanlar, so ğuksu kaynakları, zengin flora ve fauna yörenin ba şlıca do ğal turistik varlıklarıdır. Mevcut varlıklar bir bütün halinde özellikle Kemaliye kasabası ve çevresinde muhte şem bir do ğal görünüm meydana getirmektedir. Belirtmek gerekir ki, do ğal çevrenin sundu ğu manzara güzelli ği turizmin temel dinamiklerinden birisidir (Avcı, 1999: 26). 1.a. Karasu Irma ğı ve Karanlık Kanyon: Karasu ırma ğı Erzincan ile Elazı ğ arasında denizden yüksekli ği 3000 m.yi a şan Munzur da ğlarını kuzey-güney yönünde yarmak suretiyle bo ğaz vadiler olu şturmu ştur. Bunlardan biri de Kemaliye bo ğazıdır. Sahanın hakim litolojik yapısını mermer, şist, kalk şist gibi de ğişik birimlerden meydana gelen ya şlı Keban Metamorfitleri olu şturmaktadır (Karaka ş, 1996: 20). Kuzeyde Ba ğışta ş köyünden ( İliç) ba şlayıp, güneyde Dutluca köyünde (Kemaliye) son bulan bo ğazın Ba ğışta ş-Kemaliye arasındaki kısmı, Karanlık kanyon olarak adlandırılır. Karanlık kanyon, yakla şık 25 km. uzunlu ğu, 1000 m.yi geçen derinli ği, bazı kesimlerde 10-15 m.ye kadar daralan tabanı ve % 90’a varan yamaç e ğimiyle Türkiye’nin en ilginç kanyonlarından birisidir ( Şekil 4). Kanyon, bu özellikleriyle da ğcılık faaliyetleri kapsamında son yıllarda hızla yaygınla şan kaya tırmanı şı ve canyoning etkinliklerine olanak tanır. Di ğer yandan, yamaçlardan çıkan ve karasuya karı şan kaynakların olu şturdu ğu küçük ça ğlayanlar ve yamaç dikliklerinin azaldı ğı kesimlerde beliren me şelikler sarp manzarayı yumu şatmakta, kanyona güzel bir görünüm kazandırmaktadır. Kanyonun bu muhte şem manzarası içerisinde yapılan en önemli etkinliklerden biri de tekne gezintisidir. Kemaliye kasabası ile Karpuzkaldıran gözesi arasında yapılan bu etkinli ğe özellikle yaz aylarında büyük bir talep olmaktadır. Erdal AKPINAR 217

Şekil 4. Karanlık Kanyon.

Do ğal kaynaklardan biri olan akarsular, akarsu turizmi olarak adlandırılan rafting, kano ve nehir kaya ğı uygulamalarıyla turizm sektörü içerisindeki yerini almı ştır (Akaova, 1995: 394). Karasu ırma ğı hem Sansa bo ğazında (Tercan-Erzincan arası), hem de Kemah ve Kemaliye bo ğazlarında akarsu turizmine olanak tanımaktadır ( Şekil 5). Parkur itibariyle Kemaliye bo ğazının yukarı kesimleri rafting ve kano sporlarına, ilçe merkezi ile Keban barajı gölü arasında kalan kesimi ise nehir kaya ğına elveri şlidir. Ayrıca baraj gölünde su kaya ğı yapılabilmektedir. Karasu ırma ğında yakın zamana kadar amatör bir biçimde sürdürülen bu etkinlikler ilk kez 2004 Kemaliye Do ğa Sporları Şenli ği’nde profesyonel olarak uygulanmı ş, 2005 yılında ise daha geni ş bir organizasyonla tekrarlanmı ştır. 218 Sosyal Bilimler Dergisi

Şekil 5. Karasu Irma ğında Rafting.

İlçenin so ğuk su kaynakları ve ça ğlayanları büyük bir turizm olana ğı sunmaktadır. Bunlardan Kemaliye kasabası yerle şim alanından çıkan Kadıgölü kayna ğı, yüksek debisi ve büyüleyici görünümüyle Türkiye’nin en orijinal karstik kaynaklarından birisidir ( Şekil 6). Kasabanın sulama ve içme suyu ihtiyacının kar şılanmasında yararlanılan bu kaynak, ça ğlayanlar yaparak akmakta ve yakla şık bin metre a şağıdaki Karasu ırma ğına dökülmektedir. Kaynak suyunun bir kısmının yerle şim alanı içerisinde in şa edilmi ş arklarda akıtılması kasabaya ayrı bir güzellik katmakta olup, kayna ğın çevresi mesire alanı şeklinde de ğerlendirilmektedir. Kayna ğın yakınında kasabanın üzerine dü şmemesi için zincirle ba ğlandı ğından dolayı Zincirli ta ş olarak adlandırılan büyük kaya kütlesi dikkat çeker. Kasabada Kadıgölü dı şında irili ufaklı pek çok kaynak vardır. Bunlardan bazıları çe şmelere alınmak suretiyle içme suyu olarak halkın hizmetine sunulmu ştur. İlçenin önemli so ğuk su kaynaklarından biri de Kırkgöz kayna ğıdır. Kemaliye kasabasına ve Karasu’ya hakim Kırkgöz da ğının yamacından çıkan bu kaynak, sularının so ğuklu ğu ve çevresinin ye şilli ğiyle yörenin en güzel mesire alanlarından birisidir. Bunların dı şında ilçenin hemen her köyünde bir ya da birkaç çe şme vardır. Çe şmelerin birço ğu aynı zamanda tarihî eser niteli ğinde olup, iki tanesi ta şınmaz kültür varlı ğı kapsamında koruma altına alınmı ştır. Apça ğa, Ergü, Karakoçlu, Kocaçimen, Salihli, Erdal AKPINAR 219

Yaka, Ye şilyurt, Yuva, Ba şpınar ve Esertepe kaynak ya da tarihî çe şmeleriyle tanınan köylerden bazılarıdır.

Şekil 6. Kemaliye’nin Simgesi: Kadıgölü Kayna ğı.

İlçede irili ufaklı ça ğlayanlara da rastlanmaktadır. Karanlık kanyon içerisinde yamaç kaynaklarının olu şturdu ğu küçük ça ğlayanlar dı şında, ilçe merkezinde ve Ergü köyü yakınlarında iki ça ğlayan daha vardır. Her ikisi de Koçan şelalesi olarak adlandırılan bu ça ğlayanların çevresinde turistik amaçlı i şletme bulunmamaktadır. Bunların dı şında yörede mesire ve piknik alanı olarak kullanılan ba şka yerler de vardır. İlçe merkezindeki Seyit Ali Parkı, Sırakonak köyü çe şmesi ve mesire alanı, Ye şilyamaç köyü Karayok mevkii ve Apça ğa köyü yakınındaki Çerkezin çe şme bunlardan bazılarıdır. 1.b. Da ğ ve Yayla Turizmi Son zamanlarda da ğ ve yayla turizmi ülkemizde çok sözü edilen bir turizm şekli olup, soft turizm kategorisinde de ğerlendirilmektedir (Somuncu, 1997: 276). Da ğlardan turizm amaçlı yararlanma olayı alpinizm olarak da adlandırılır. Da ğlar insanı büyüleyen manzara özellikleri yanında insan 220 Sosyal Bilimler Dergisi sa ğlı ğına uygun iklim özellikleri (klimatizm), avcılık, do ğa ara ştırmaları, kampçılık, ma ğaracılık ve çe şitli spor etkinlikleriyle (tırmanı ş, trekking, da ğ bisikleti ve kayak gibi) turizme konu olmaktadır (Do ğaner, 1991: 138). Esasen da ğlık alanların geni ş yer tuttu ğu Kemaliye ilçesi, alpinizm etkinlikleri bakımından uygun ko şullara sahiptir. Özellikle do ğudaki Munzur da ğları 3000 m.yi bulan yüksekli ği ve elveri şli e ğim ko şulları itibariyle da ğ tırmanı şına oldukça elveri şlidir. İlçenin güneybatısında yükselen Sarıçiçek da ğları ise her türlü kampçılık, trekking, da ğ bisikleti ve yayla turizmi etkinliklerine olanak tanımaktadır. Ayrıca arazi koşulları yamaç para şütü, do ğa yürüyü şü, yön bulma, motocross, offroad gibi bireysel ve takım halinde yapılabilen pek çok do ğa sporuna uygundur. Yörenin bu özelli ği Türkiye Da ğcılık Federasyonu’nun dikkatini çekmi ş, 1995 yılı yaz temel e ğitim kurslarından biri 17-23 mayıs tarihleri arasında Kemaliye’de yapılmı ştır. İlçede da ğcılık etkinliklerinin yaygınla ştırılması projesi kapsamında ilçe merkezi yakınındaki Horozgözü mevkiinde ve Vali Recep Yazıcıo ğlu Ormanı’nda büyük bir kamp alanı olu şturulmaktadır. Yine bu proje çerçevesinde bir do ğa sporları kulübü kurmak için çalı şma ba şlatılmı ştır. Özellikle ilçenin güneybatısında yükselen Sarıçiçek da ğları geni ş aşınım düzlükleri, so ğuk kaynak suları, yıl boyunca ye şil kalan gür bitki örtüsü, ula şım kolaylı ğı ve yaz mevsiminde konaklamaya uygun iklim özellikleriyle yayla turizmi için oldukça elveri şlidir. Karada ğ, Angavut, Çalda ğ, Akaz, Subatan, Kerekpınar, Akda ğ, Hatala, Sandık, Sarıçiçek, Kerekpınar, Dutluca, Ba şpınar ve Çat yaylaları yörede turizm potansiyeli olan ba şlıca yaylalardır. Türkiye arazisinin yakla şık % 20’sini meydana getiren karstik araziler eriyebilme özelliklerine ba ğlı olarak ma ğaraların olu şumuna, dolayısıyla da ma ğara turizmine olanak tanırlar (Akova, 2000: 76). Kemaliye ilçesinde, ya şlı kalkerlerin olu şturdu ğu litolojik yapıya ba ğlı olarak pek çok ma ğaraya rastlanmaktadır. Ala, Ciriko ğlu, Çatal, Çiftgözlü, Delipu ğar, Demir, Devetabanı, Direkli, Direklice, Güvercin, Hırsız, İkigözlü, Kızlar, Killi ğin, Kurt, Kuyumucu, Po şa, Sıra, Sulu, Tahtikli, Ü ğür ve Yeni bu ma ğaralardan bazılarıdır. Bunlardan en ilginci Esertepe köyü yakınındaki Ala ma ğarası olup, halk arasında ma ğaranın içerisinden sızan suların sedef hastalı ğına iyi geldi ğine inanılmaktadır. Dehlizlerin ve küçük çaplı karstik olu şumların da gözlendi ği ma ğara, ta şınmaz kültür ve tabiat varlıkları kapsamında koruma altına alınmı ştır. Da ğlık alanlar ve Karanlık kanyon, ba şta yaban geyi ği olmak üzere kurt, tilki, yaban domuzu, su samuru, va şak, keklik, atmaca ve şahin gibi av Erdal AKPINAR 221 hayvanları bakımından zengin olup, yaban hayatı gözlemleme ve av turizmi olana ğı sunmaktadır. Benzer bir durum, flora için de geçerlidir. Yaz mevsiminde yaylaların âdetâ ye şil bir örtüyle kaplandı ğı yörede; mantar (ça şır), kenger, pırçalık ve kuzukula ğı gibi da ğ stepi elemanları bolca bulunmakta ve bunlar besin kayna ğı olarak de ğerlendirilmektedir. Özellikle Kemaliye bo ğazı rölyef özelliklerinden kaynaklanan uygun izolasyon ko şullarından dolayı relik ve endemikler bakımından oldukça zengindir. Akdeniz elemanları olan hurma ve kocayemi ş ile bir semender çe şidi olan ve yörede ya ğmur böce ği olarak adlandırılan S. salamandra bunlara örnek gösterilebilir. Akçalı köyünde bir kara ardıç a ğacı (Juniperus foetidissima) ile Ocak köyünde bir çınar a ğacı anıt a ğaç kapsamında koruma altına alınmı ş di ğer floristik zenginliklerdir. 2. Be şerî Turistik Varlıklar Prehistorik ve tarihî yerle şmeler, tarihî ve etnografik eserler, folklor, güzel sanatlar, mimarî eserler, dinî eserler ve yerler, fuarlar ve benzerleri ba şlıca be şerî turistik de ğerleri olu ştururlar (Do ğanay, 2001: 50). Kemaliye ilçesi be şerî turistik varlıklar bakımından oldukça zengindir. İlçe, ba şta otantik mimarîsiyle dikkat çeken Kemaliye evleri olmak üzere zengin bir tarihî mirasa ve özgün bir folklora sahiptir. Tarihî Kentler Birli ği’nin kurucu üyelerinden olan Kemaliye, Çekül Vakfı tarafından yürütülen Yedi Bölge Yedi Kent projesi kapsamında Do ğu Anadolu Bölgesi adına dünya kültür mirasına aday gösterilmi ştir. 2.a. Kemaliye Evleri Özgün mimarî özellikleriyle dikkat çeken Kemaliye evlerinin en güzel örneklerini ilçe merkezi ile Apça ğa, Ba şpınar, Ergü, Ocak, Salihli, Sırakonak, Ye şilyamaç, Ye şilyurt ve Yuva köylerinde görmek mümkündür. Konut mimarîsi üzerinde e ğimli arazi yapısı, mutedil karasal iklim ko şulları, ah şap ve ta ş materyalin bollu ğu gibi do ğal çevre faktörleri yanında, zengin tarih ve kültür birikiminin de etkili oldu ğu anla şılmaktadır. İlçedeki bu özgün mimarî doku bir doktora tezi çalı şmasına konu olmu ştur (Alper, 1990). Kemaliye evleriyle ilgili açıklamalar ve şekiller, bu çalı şmaya ve ki şisel gözlemlerimize dayanmaktadır. Kemaliye evleri ana kat düzeyine kadar ah şap hatıllı moloz ta ş, ana kat ve kaçak katın ise kerpiç dolgulu ah şap karkas düzeninde in şa edildi ği geleneksel Selçuklu-Osmanlı mimarîsinin izlerini taşırlar. Konutlarda çevrenin do ğal gereci olan ta şın yanında, özellikle Refahiye’den getirilen ah şap malzeme yo ğun bir şekilde kullanılmı ştır. Ula şım olanaklarının kısıtlı oldu ğu tarihî devirlerde Refahiye ormanlarından kesilen çam ve ceviz 222 Sosyal Bilimler Dergisi tomruklarının Kemaliye’ye ula ştırılmasında Karasu ırma ğından yararlanılmı ştır. Dı ş cephe kaplamasında dahi ah şabın yo ğun bir şekilde kullanılmı ş olması, halkın geçmi şteki gelir ve kültür düzeyi hakkında ipuçları vermektedir. Konutlarda kerpiç kullanımı dolgu gereci olmaktan öteye gitmemi ştir. Demir ise, pencere korkuluklarının yanında, süsleyici ö ğe olarak kullanılmı ştır ( Şekil 7). Tipik Kemaliye evleri daha çok ilçe merkezinde, Ta şdibi ve Dörtyola ğzı mahallelerinde yo ğunla şmaktadır. Karasu vadisi kıyısından itibaren Harmancık da ğı yamacına yaslanmı ş olan kasaba, kuzey-güney do ğrultusunda yakla şık 71 ha.lık bir alana yayılmı ştır. E ğimi % 30-45 arasında de ğişen yamaca yaslanmı ş olan yerle şme dokusunun en belirgin özelli ği, yolların iki kenarına sıralanan ayrık veya biti şik nizam konutlar ile bu konut sıralarını e ğime dik yönde birbirine ba ğlayan setlendirilmi ş bahçelerden olu şmasıdır. Konut alanına oranla oldukça büyük sayılabilecek parsellerden olu şan bahçeler, fizikî mekân örüntüsü içinde ye şil dokunun egemenli ğini sa ğlamı ştır. Ana görsel yönlendiricinin Karasu ırma ğı oldu ğu yerle şim düzeninde, soka ğın konut ile ili şkisi sadece evin giri ş kapısı bakımından de ğer ta şır. Yerle şme fonksiyonel bakımdan çar şı, yönetim merkezi, dinî ve sosyal merkez ile konut alanlarından olu şmaktadır. Tarihî geli şim süreci içinde çar şı ve yönetim merkezi geçirdi ği yangınlar ve modernle şme süreciyle birlikte belirli ölçüde de ğişmesine kar şın, di ğer fonksiyonel alanlar otantik özelli ğini korumu şlardır. Cami, medrese, hamam ve çe şmeden olu şan dinî ve sosyal merkez yerle şmenin temel varlık nedeni olan Kadıgölü kayna ğı çevresinde şekillenmi ştir. Toplam on mahalleden meydana gelen konut fonksiyon alanında ise bir kısmı otantik mimarî özelli ğini koruyan 500 kadar konut bulunmaktadır.

Şekil 7. Kemaliye Evlerinden Bir Görünüm. Erdal AKPINAR 223

Kemaliye evleri genellikle iki veya üç katlı konutlardan olu şmaktadır. Konutun konumu ve arazinin e ğim durumu kat sayısını belirleyen en önemli faktörlerdir. Bazı konutlarda alt kat ve ana kata ek olarak taban alanının yakla şık yarısı tutarındaki kaçak katı ve ikinci bir alt kat (yer katı, ma ğza, so ğukluk,) bulunmakta, dolayısıyla kat sayısı dörde kadar çıkmaktadır. Konut mimarîsinin ilginç özelliklerinden biri de e ğim faktörünün de etkisiyle kaçak katı dı şında bütün katların ba ğımsız olarak dı ş çevre ile ba ğlantı sa ğlayabilmesidir. Genellikle ana kata arka cepheden, alt kata ise ön ve yan cephelerden girilir ( Şekil 8). Roma medeniyetinin izlerini ta şıyan ve gaban adı verilen merdiven biçiminde dizayn edilmi ş dar ta ş yollar, evlerin siluetiyle uyum içerisindedir.

Şekil 8. Bir Kemaliye Evi maketi.

İnşa edildikleri dönemde ya şam, hizmet ve üretim mekânı biçiminde tasarlanan Kemaliye evlerinin iç mimarîsi üzerinde sosyoekonomik yapı belirleyici olmu ştur. Mevsimlik kullanıma ayrılmı ş yazlık ve kı şlık odalar, selamlık odası ve ba ş oda ile sofanın bir bölümünü olu şturan divanhane ba şlıca oturma birimleridir. Bunlar arasında selamlık odasının ayrı bir yeri vardır. Selamlık, dı şarıdan gelen yabancı erkek konukların a ğırlandı ğı bir birim olmanın yanında, bazı konutlarda geni şletilmek suretiyle (direküstü 224 Sosyal Bilimler Dergisi oda) âdetâ köy odası i şlevi görmü ştür. Yine bu odalarda yöre halkının temel geçim kaynaklarından olan halı ve bez dokuma i şlerinin de yapıldı ğı anla şılmaktadır. Hizmet birimleri ise ahır, samanlık, kiler (so ğukluk), mutfak, dam (yetme) ve kahve oca ğından olu şmaktadır. Ana kat oturma birimi, alt kat ve kaçak kat ise hizmet birimi a ğırlıklıdır. Geleneksel Türk odasının vazgeçilmez ö ğeleri olan yüklük, dolap, lambalık ve çiçeklik Kemaliye evlerinde yalın fakat i şlevsel bir şekilde yerlerini almı şlardır. Kemaliye evleri dı ş cephe tasarımları bakımından ilginç özelliklere sahiptirler. Ön cephede alt kat, yer katıyla birlikte âdetâ bir ta ş kütle görünümündedir. Ana katın cephesi ise dı şa do ğru çıkmaları, artan pencere sayısı ve ah şap kaplamalı duvar yüzeyleri ile farklı bir biçim kazanır. Çıkma ile mekânda geni şleme sa ğlanmaktadır. Bu prizmatik görünüm, düz damlı konutun çizgisel saçak düzeniyle tamamlanır. Alt katın soka ğa açılan pencereleri oldukça küçük ve kepenkli yapılmak suretiyle dı şarıyla ili şkiler sınırlandırılmı ş, buna kar şın ana katta geni ş ve çok sayıda pencere konularak ya şama birimlerinin ı şık düzeyi ve bakı ş açısı artırılmı ştır. Kemaliye evlerinin dö şeme, saçak, merdiven, kapı ve pencere donanımları da oldukça ilgi çekicidir. Temel dö şeme malzemesinin ta ş ve ah şap oldu ğu konutlarda iç mekânların seki altları ile dı ş mekânlar küçük dere ta şlarının yan yana dizilmesinden meydana gelen ve rıhtım olarak adlandırılan kaplamayla kaplanmı ş; odaların seki üstlerinde, divanhanede ve tavanlarda ise ah şap kullanılmı ştır. Düz damların etrafındaki saçaklar konutu korumanın yanında ah şapla kaplı dı ş cepheye ayrı bir estetik görünüm kazandırır. Konutun içerisinde katlar arasında ba ğlantıyı sa ğlayan ah şap oymalı merdivenler mekâna görsel bir güzellik katmaktadır. Kemaliye evlerinde kapılar ve pencereler farklı bir estetik görünüme sahiptirler. Ah şaptan yapılmı ş çift kanatlı dı ş kapılar mıh adı verilen demir çivilerle süslenmi ştir. Kapı kanatları üzerindeki dövme demirden yapılmı ş tokmaklar ve aynalar, zengin motifleri ve i şlevleriyle dikkat çekerler. Tokmaklar, inanç ve gelenekler do ğrultusunda erkeklerin ve kadınların ayrı kullanımına göre tasarlanmı ş olup, kalın ve ince sesler çıkarmaktadırlar. Her katta ayrı bir tarzda tasarlanmı ş ah şap pencereler ise küçük parçalardan olu şan kanat sistemleri ve demir parmaklıklarıyla konuta görsel bir zenginlik katmaktadır. 2.b. Camiler Kemaliye ilçesinde Osmanlı ve Selçuklu dönemlerinden kalma pek çok cami vardır. Bunlardan bazıları dönemlerinin özgün mimarî özelliklerini korumakta olup, turistik de ğere sahiptirler. Erdal AKPINAR 225

Orta Camii: İlçe merkezinde, Dörtyola ğzı mevkiinde bulunan cami, XIX. Yüzyıl Osmanlı Dönemi eserlerinden olup, Mustafa Pa şa tarafından yaptırılmı ştır. İbadete açık olan cami, dört sütun üzerine oturan kubbesi ve ta ş i şçili ğiyle dikkat çekmektedir. Ta şdibi Camii: Kemaliye kasabasının ilk yerle şme çekirde ğini olu şturan Ta şdibi mevkiinde yer alan 1635 tarihli cami, Zülfikâr A ğa tarafından yaptırılmı ştır. Cami ibadete açıktır ( Şekil 9).

Şekil 9. Ta şdibi Camii. Apça ğa Köyü Camii: Namazgâh kısmı 1627 yılında Malkoç Osman Ağa tarafından in şa ettirilmi ştir. Minaresi ise 1694 yılında Dayı A ğa tarafından yaptırılmı ştır. Cami, özellikle tavanlarını süsleyen ah şap oymalarıyla ilgi görmektedir. Ye şilyamaç Köyü Camii: Osmanlı padi şahı Abdülmecit tarafından yaptırılan cami, 1812 yılında onarım görmü ştür. Köyde ayrıca tarihî bir han ve türbe bulunmaktadır. 226 Sosyal Bilimler Dergisi

Melik Ahmet Pa şa Camii: Kı şlacık köyünde bulunan XVI. Yüzyıl eseri bu cami, aslen bu köylü bir Osmanlı pa şası olan Melik Ahmet Pa şa tarafından yaptırılmı ştır. Cami, ta ş i şçili ğiyle dikkat çekmektedir. Ba şpınar Köyü Camileri: Bucak merkezi olan Ba şpınar köyünde, Osmanlı Dönemi’nden kalma üç cami vardır. Bunlardan 1609 tarihli Salima ğa Camii, 1897 yılında onarım görmü ştür. Caminin bir de kitâbesi vardır. A şağı Camii ve Orta Camii, köyün di ğer tarihî eserleridir. Bunların dı şında gerek ilçe merkezinde, gerekse köylerde Osmanlı Dönemi’nden kalkma tarihî eser niteli ğine haiz onlarca cami ve mescit bulunmaktadır. Dörtyola ğzı Camii, Hacı Yusuf Camii, Emin Efendi Camii, Esertepe Köyü Camii, Arma ğan köyündeki Abbasa ğa Camii, Ye şilyurt Köyü Camii, Bu ğdaypınarı Köyü Camii ve Ocak köyündeki Eski Camii bunlardan birkaçıdır. Ancak ilçedeki tarihî camilerin bir kısmı, bakımsızlık ve aslına uygun olmayan restorasyonlar nedeniyle özgünlüklerini yitirmi şlerdir. 2.c. Çe şmeler ve Köprüler Kemaliye’de önemli bir kısmı tarihî niteli ğe sahip yüzlerce çe şme vardır. Yine yörede Karasu ırma ğı ve kolları üzerinde kurulmu ş ve bazıları Keban Barajı’nın suları altında kalmı ş köprüler, mimarî özellikleri ve ilginç hikâyeleriyle dikkat çekmektedirler. Apça ğa Köyü Çe şmeleri: Köy yerle şim alanı içindeki Güla ğa (1860), Malkoç (1860) ve Çar şı (1627) çe şmeleri nispeten tahrip olmalarına kar şın, ta ş i şçilikleri ve kitâbeleriyle ilgi görürler. Ye şilyurt Köyü Çe şmeleri: Hacı Mustafa Pa şa tarafından 1805 yılında yaptırılan A şağı Çe şme ve kitâbesi ile 1743 tarihli Şavalı Çe şmesi, güzel bir do ğal manzaraya ve zengin bir kültürel mirasa sahip olan Ye şilyurt köyünün önemli turistik varlıklarıdır. Ba şpınar Köyü Çe şmeleri: Yerle şim alanı içerisinde bulunan Büyük Çe şme, Buyakan Çe şmesi, Ela ğagil Çe şmesi, Halilgil Çe şmesi, Köse Salih Çe şmesi ve Sipahigil Çe şmesi ile yerle şim alanı dı şındaki Dutlugöz Çe şmesi (1883) ve Tanzıbo ğ Çe şmesi (1857) köyün turistik de ğerini artırmaktadır. İlçede bunların dı şında kitâbeleri ve mimarî yapılarıyla önemli bir bölümü tarihî eser niteli ği ta şıyan pek çok çe şme vardır. Tespitlerimize göre bunlarla ilgili pek fazla bir ara ştırma yapılmamı ştır. Esertepe ( Şirzı) Köprüsü: Esertepe köyü kale ve kilise kalıntıları, Ala Ma ğarası ve do ğal manzarasıyla oldu ğu kadar, 1881 yılında Karasu ırma ğı üzerine in şa edilmi ş tarihî köprüsüyle de ilgi çekmektedir. Barbaros Erdal AKPINAR 227

Baykara’nın Nefret Köprüsü-Şirzı adlı romanına da konu olan köprü, ilçedeki pek çok köprü gibi Keban Barajı’nın in şasından sonra i şlevini kaybetmi ştir. Ba şpınar Köprüsü: Karasu Irma ğı’nın do ğusunda kalan 25 kadar köy yerle şmesinin ilçe merkezi ile ba ğlantısını sa ğlayan asma köprü, 1974 yılında su tutulmaya ba şlanmasının ardından Keban baraj gölünün altında kalmı ştır. Ba şpınar buca ğına ba ğlı köyler Karasu ırma ğının di ğer yakasıyla olan ula şımlarını uzun yıllar feribotla gerçekle ştirmi şlerdir. Erzincan eski valisi Recep Yazıcıo ğlu’nun önderli ğinde devlet-halk i şbirli ğiyle in şa edilen 83 m. uzunlu ğundaki yeni köprü, Ay şe Kulin’in Köprü adlı romanının ana temasını olu şturmaktadır. Kemer Köprü: Karasu ırma ğının tabilerinden Miran çayı üzerinde kurulu olan köprü, Kekikpınarı köyünün önemli mimarî eserlerinden birisidir. Tarihî köprünün (1848) korunması ba ğlamında biti şiğinde yeni bir köprü in şa edilmi ş olup, ula şım buradan sa ğlanmaktadır. Bunların dı şında Karasu ırma ğı ve kolları üzerinde kurulu Ye şilyamaç, Tu ğ, Yuva, Çit, Gözaydın, Kozlupınar ve Çayba ğları köprüleri ilçedeki tarihî öneme haiz di ğer köprülerdir. 2.d. Di ğer Turistik Eserler İlçede bunların dı şında pek çok tarihî konak, türbe, han, hamam, kale ve kilise kalıntıları mevcuttur. Türbeler arasında en önemlisi Ocak köyündeki büyük Anadolu erenlerinden Karaca Ahmet’in o ğluna ait Hıdır Abdal Sultan Türbesi’dir ( Şekil 10). Geleneksel Selçuklu mimarîsinin izlerini ta şıyan 1277 tarihli türbe, Osmanlı Devleti döneminde bizatihi padi şah fermanlarıyla korunmu ş ve gözetilmi ştir. Türkiye Alevîli ği’nin önemli kutsal mekânlarından biri olan türbe ve Ocak köyü, özellikle yaz mevsiminde yo ğun ziyaretçi akınına u ğramaktadır. Köyde her yıl geleneksel olarak a ğustos ayının üçüncü pazar günü Hıdır Abdal Sultan Oca ğı Kültür Etkinli ği düzenlenmektedir. Ocak köyü; türbesi yanında müzesi, tarihî camisi, modern konukevi ve helikopter pistiyle ilçenin belli ba şlı turistik merkezlerinden birisidir. İlçedeki di ğer ziyaretgâhlardan arasında Sırakonak köyü yakınındaki Yakup Halife Türbesi, Toybelen köyündeki İmam İdris Efendi Türbesi ve Ba şpınar köyü Yazılar mevkiindeki Koçu Baba Türbesi önem ta şır. Bunların dı şında çalı şma sahasında Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait bazı kalıntılara da rastlanmaktadır. İlçe merkezi civarındaki Pigan-Aranias-Hasgel kalıntıları ile Yaka köyündeki kale kalıntıları bunlardan bazılarıdır. Otuz yıl öncesine kadar var olan tarihî 228 Sosyal Bilimler Dergisi eserlerin bir kısmının da Keban barajı gölü suları altında kaldı ğı anla şılmaktadır (Efe, 1970: 41-82).

Şekil 10. Ocak Köyü Hıdır Abdal Sultan Türbesi.

Hiç şüphesiz Kemaliye ilçesinin görülmeye de ğer en önemli eserlerinden biri, Çekül Vakfı ba şkanı Prof. Dr. Metin Sözen’in eşsiz bir uygarlık havzasını insanlı ğa arma ğan eden yol olarak nitelendirdi ği Ta ş Yolu’dur. Ula şım güçlü ğü çeken ilçenin Divri ği üzerinden Erzincan-Sivas karayoluyla ba ğlantısını sa ğlamak amacıyla in şa edilen 8.5 km. uzunlu ğundaki bu yol, insan azminin bir zaferi olarak görenleri büyülemektedir. Devlet-vatanda ş i şbirli ğiyle Karanlık kanyonun dik yamaçlarından metamorfik kalkerlerin oyulması suretiyle açılan yol ve tüneller, yakla şık elli yılda bitirilebilmi ştir. Böylelikle 1870’li yıllarda Kemaliye belediye meclisinin aldı ğı tarihî karar yerine getirilmi ş ve ilçe halkının yüz otuz yıllık özlemi son bulmu ştur. Yolun uzun yapılı ş hikâyesi, Lütfi Özgünaydın’ın Ta ş Yolu-Eğin Öyküleri adlı kitabında ayrıntılı bir şekilde i şlenmektedir. 2.e. Kemaliye Kültürü ve Folkloru Kemaliye ilçesi; halk oyunları, türküleri, el sanatları, mutfa ğı, müzeleri ve geleneksel şenlikleriyle kültür turizmine olanak tanımaktadır. Erdal AKPINAR 229

Erzincan-Malatya-Elazı ğ arasında geçi ş sahasında olu şu, tarihî ticaret ve kervan yolları üzerinde bulunu şu, gurbetçilik-el sanatları-ticaret a ğırlıklı ekonomik ya şam, geçmi şten beri farklı etnik grupların uyum içindeki birlikteli ği, yüzyıllardır İstanbul ile sürdürülen güçlü ileti şim ve zengin tarihî miras yörede özgün bir kültürün geli şmesinde belirleyici olmu ştur. İlçede kültürel de ğerler canlı bir şekilde ya şatılmakta ve korunmaktadır. Eğin Havaları olarak ün yapmı ş Kemaliye türkülerinin Türk müzi ği içerisinde özel bir yeri vardır. Gurbet, hasret ve Kemaliye temalarının bolca işlendi ği onlarca türkü, ba şta Rıza Tevfik olmak üzere Ahmet Talat, M. Hilmi Gür, Enver Gökçe, Mustafa Özgül, Fahri Ta ş ve Burhan Tarlaba ş gibi yazar ve sanatçıların ara ştırmalarına konu olmu ştur. Yöre insanı âdetâ türküleriyle bütünle şmi ştir. Kemaliye Kültür Turizm ve Folklor Derne ği bünyesinde organize olan fasıl heyeti, cuma günleri ilçe merkezinde halk müzi ği dinletisi sunmaktadır. Kemaliye’de nispeten kalabalık nüfuslu hemen her köyün bir halk oyunu ekibi vardır. Davul ve klarnet e şli ğinde oynanan Eğin Halayı, Tek Ayak, İki Ayak, Üç Ayak, Sıklama, Gecegü, Hayriye, Havaçor, Tamzara, Sinanlı, Aksak, Tirnana ve Kasap gibi halk oyunları yöre kültürünün vazgeçilmez zenginlikleri arasındadır (Tarlaba şı, 1995: 26-42). Alternatif turizmin geli şmesinde yöresel yiyeceklerin ve mutfak kültürünün ayrı bir yeri vardır. Kemaliye ilçesi, büyük ölçüde çevrenin olanaklarına dayalı zengin bir mutfak kültürüne sahiptir. Özellikle yörede yeti ştirilen meyve ve sebzeler ile do ğada kendili ğinden yeti şen bazı bitkiler pek çok yemek ve tatlının yapımında yo ğun bir şekilde kullanılmaktadır. Kurutulmu ş armut ve kayısı kavurması, kuru incir ve kayısı dolması, pestil kavurması, pestil çullaması, gülengü, oricik, tutuni, lök, zülbiye, ayva kalyesi, cılbır, kara tarhana, borani, fasulye cevizlemesi, kiri ş, göbek, kenger kavurması, kenger bulaması, çöven, zetirin, ve börülceli çorba bunlardan bazılarıdır ( Şim şek, Efeo ğlu, 1996: 500-510). İlçede ba şta dut olmak üzere kayısı, kiraz, vi şne, incir, üzüm, elma ve armut gibi meyveler bolca yeti ştirilmekte olup, bunları taze veya kurutulmu ş olarak tüketmek mümkündür. Ayrıca ilçeye gelen turistler, Karasu ırma ğı ve Keban baraj gölünde avlanan palamut ve sazan gibi tatlı su balıklarından yiyebilmektedirler. Kemaliye ilçesi bir kısmı zamanla unutulmaya yüz tutmu ş el sanatları bakımından zengin sayılır. Bunların ba şlıcaları halıcılık, dabakçılık, ipek ve bez dokumacılı ğı, yemenicilik, demir süslemecili ği, ah şap oymacılı ğı ve kadın el i şleridir. Bunlardan E ğin halısı yöresel motifleri, mavi boyalı atkı ipli ği ve saç örgüsü şeklinde örülmü ş kenar saçakları ile Türkiye el dokuma 230 Sosyal Bilimler Dergisi halıcılı ğındaki yerini almı ştır. Yöreden ya şanan göçler nedeniyle oldukça gerileyen bu geleneksel sanatın yeniden canlandırılması için, Kemaliye Hacı Ali Akın Meslek Yüksek Okulu Halıcılık Ara ştırma ve Uygulama Birimi tarafından çe şitli etkinlikler düzenlenmektedir. İlçenin geleneksel el sanatlarından biri de gazenne olarak adlandırılan bez dokumacılı ğıdır. Evlerdeki tezgâhlarda pamuk ipli ğinden dokunan ve de ğişik renklerde boyanan gazenne, tıpkı Şile bezi gibi giyim e şyaları üretiminde yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. E ğin yemenisi diye bilinen ve sa ğ-sol kalıp düzeninin aynı olu şuyla dikkat çeken ayakkabılar, daha çok özel gün ve gecelerde giyilmektedir. Bunların dı şında demir süslemecili ğinin en güzel örneklerini Kemaliye evlerinin kapı tokmaklarında görmek mümkündür. Çalı şma sahasında yöreye ait arkeolojik ve etnografik eserlerin sergilendi ği iki adet müze bulunmaktadır. Bunlardan Kemaliye Etnografya Müzesi ilçe merkezinde olup, 600 kadar esere ev sahipli ği yapmaktadır. Yapım tarihi bilinmeyen tarihî müze binası, ta ş ve ah şap i şçili ği ile dikkat çeker. Bina XX. Yüzyıl ba şlarında bir süre Türk Halı Şirketi tarafından kullanılmı ş, daha sonra restore edilerek müzeye dönü ştürülmü ştür. Binanın alt katı kafeterya, orta katı ise müze ve gösteri salonu olarak kullanılmaktadır. Müze kısmında yörenin kültürel ve folklorik özelliklerini yansıtan eserleri ı şıklı vitrinler içerisinde görmek, gösteri bölümünde ise fasıl heyetinin halk müzi ği dinletisini izlemek mümkündür. İlçe merkezinde kültürel etkinliklerin yürütüldü ğü mekânlardan biri de, Atatürk Kültür Merkezi binasıdır. Binanın ne zaman in şa edildi ği tam olarak bilinmemekle birlikte, mimarî de ğerinden dolayı aslına uygun tarzda restore edilmek suretiyle ta şınmaz kültür varlı ğı kapsamında koruma altına alınmı ştır. Çekül Vakfı Kemaliye Şubesi faaliyetlerini bu binada sürdürmektedir. İlçedeki bir di ğer müze, Ocak köyündedir. Ocak köyü, belki de Türkiye’nin müzesi olan tek köyüdür. Mustafa Gürer’in özel koleksiyonu ve yakın çevrenin arkeolojik ve etnografik varlıklarının sergilendi ği iki katlı müze 1994 yılında kurulmu ş olup, ziyaretçilerden yo ğun ilgi görmektedir.

E. KONAKLAMA, TANITIM ve ULA ŞIM OLANAKLARI Kemaliye ilçesi otelleri, konukevleri, lokantaları ve kafeteryaları ile belirli bir turist kitlesini a ğırlayabilecek donanıma sahiptir. İlçe merkezindeki Otel Bozkurt ve Belediye Oteli ile Kemaliye-Arapkir karayolu üzerinde Şifa Ba ğı mevkiindeki Özden Gazetesi Tesisleri en önemli konaklama üniteleridir. Yine otantik Kemaliye evlerinden olup, restore edilmek suretiyle pansiyona dönü ştürülen Hacı Ömer Yalçınkayalar Erdal AKPINAR 231

Konukevi ve Mualla Poyraz Kültür Evi turistlere konaklama hizmeti sunmaktadır. Bunların dı şında ö ğretmenevi, Teda ş ve PTT misafirhaneleri, Kredi Yurtlar Kurumu ö ğrenci yurdu ve Ocak köyü konukevi barınma olana ğı sa ğlayan di ğer tesislerdir. İlçe merkezinde özgün Kemaliye mutfa ğı yemeklerinin de servis edildi ği dört lokanta bulunmaktadır. Ayrıca konukların dinlenme ve ileti şim ihtiyaçlarını kar şılayabilecekleri dört kafeterya ile iki internet kafe vardır. Bunların dı şında Dutluca, Ba şpınar ve Ocak gibi nispeten kalabalık nüfuslu yerle şim birimlerinde de lokantalar bulunmaktadır. Yörenin turizm olanaklarını tanıtmak amacıyla İstanbul’daki Kemaliye kökenli dernekler, yerel yönetim birimleri ve Kemaliye Kültür ve Kalkınma Vakfı son yıllarda yo ğun bir faaliyet içerisine girmi şlerdir. Kemaliye do ğumlu yazar, sanatçı ve i şadamlarının da bu tanıtım faaliyetlerindeki katkısı büyüktür. Bu kapsamda son yıllarda yöreyi konu alan foto ğraf sergileri, kitaplar, internet siteleri ve müzik yapıtlarının sayısı hızla artmaktadır. İlçede yirmi sekiz yıldır sürmekte olan kültür ve turizm şenli ği gelene ğine, 2004 yılından itibaren Do ğa Sporları Şenli ği de eklenmi ştir. Şenliklere ba şta İstanbul’da ikâmet eden Kemaliyeliler olmak üzere Türkiye’nin her yerinden katılım olmaktadır. Çekül Vakfı’nın Yedi Bölge Yedi Kent projesi kapsamında Kemaliye’yi dünya kültür mirasına aday göstermesi, ilçeye olan ilgiyi artırmı ştır. Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki yöre insanı yüksek kültür düzeyi ve konukseverli ğiyle en güçlü tanıtım unsurudur. Erzincan’ı Malatya’ya ba ğlayan tâli karayolu üzerinde yer alan Kemaliye, turizm bakımından en büyük güçlü ğü ula şım bakımından ya şamaktadır. İlçe büyük kentlere uzak olmanın yanında; Erzincan, Malatya ve Elazı ğ gibi karayolu ve havayolu olanakları geni ş çevre il merkezlerine de nispeten uzaktır. Ayrıca Kemaliye’yi bu merkezlere ba ğlayan karayollarının yol standartları oldukça dü şüktür. Halbuki turizm, uzaklık ve zamandan büyük ölçüde etkilendi ği için, ula şıma son derece ba ğımlıdır. Uzaklı ğın fazlalı ğı turizmde fiziksel eri şebilirli ği kısıtlamakta ve maliyeti yükseltmektedir (Soykan, 1997: 72). Ta ş Yolu, ilçenin Erzincan-Sivas karayoluyla ba ğlantısını kolayla ştırmasına kar şın, henüz olması gereken yol standartlarının çok altındadır. Bu olumsuzluklara kar şın, Erzincan-Sivas demiryolunun Kemaliye kasabasının yakınından geçmesi, yaz aylarında İstanbul-Kemaliye arasında gerçekle şen otobüs seferleri ve Ocak köyündeki helikopter pisti ilçeye olan ula şımı nispeten kolayla ştırmaktadır.

232 Sosyal Bilimler Dergisi

SONUÇ VE ÖNER İLER Tespitlerimize göre Kemaliye ilçesi do ğal ve be şerî olanaklarıyla Türkiye’nin alternatif turizm potansiyeli yüksek yörelerinden birisidir. Ancak şimdiye kadar bu potansiyeli de ğerlendirmeye yönelik kapsamlı bir çalı şma yapılmamı ştır. Öncelikli olarak ilgili kurulu şlar tarafından bir turizm master plânı hazırlanmalı ve Kemaliye kasabası turizm merkezi ilan edilmelidir. İlçeyle ilgili yapılmı ş bilimsel ara ştırmalar ve yayınlar, turizm master plânına ı şık tutacaktır. Bu ba ğlamda yörede turizmin geli şmesi için çaba gösteren yerel yönetimlerin, vakıfların, derneklerin, Tarihî Kentler Birli ği’nin ve Çekül Vakfı’nın görü ş ve önerilerinden mutlaka yararlanılmalıdır. Otantik mimarî özellikleriyle en az Safranbolu, Beypazarı ve Göynük evleri kadar turizm potansiyeli olan Kemaliye evleri, şimdiye kadar tanıtım eksikli ği nedeniyle hak etti ği ilgiyi görememi ştir. Ba şta ilçe merkezindekiler olmak üzere tarihî evlerin ve konakların tespitleri yapılıp, mülk sahiplerinin rızaları do ğrultusunda koruma altına alınmalıdırlar. İlçe halkı genellikle sac malzeme kullanmak suretiyle bazı evleri yıkılmaya ve eskimeye kar şı korumaya çalı şmakta, bu durum yer yer çirkin görüntülerin meydana gelmesine neden olmaktadır. Bu evlerde yapılacak her türlü restorasyon faaliyeti belirli esaslara ba ğlanmalı ve evini onarmak isteyenlere bilgi ve finansman deste ği sa ğlanmalıdır. Bunların yapılması ko şuluyla evlerin bir kısmı turizm mevsiminde turistlerin konaklamasına açılabilir. İlçedeki Selçuklu ve Osmanlı eserlerinin önemli bir kısmı restorasyona ihtiyaç duymaktadır. Ancak tespitlerimize göre tarihî eser niteli ği ta şıması gereken pek çok eser, şimdiye kadar ilgili kurum ve kurulu şlar tarafından tescil dahi edilmemi ştir. İlçe merkezinde ve köylerde orijinal mimarî özelliklere sahip onlarca cami, çe şme, hamam, kitâbe ve türbe kültür turizmine kazandırılacak de ğerler olarak ilgi beklemektedir. Gerek turistlerin bazı ihtiyaçlarının kar şılanmasında, gerekse turizm faaliyetlerinin gerçekle şme a şamasında do ğal ve be şerî çevrede bazı olumsuz etkiler ortaya çıkmaktadır. Özellikle dengeleri hassas olan do ğal ortamlarda gerçekle şen hızlı ve denetimsiz faaliyetler, ekolojik bozulmalara yol açabilmektedir (Yazıcı, Cin, 1997: 73). Sarp arazi yapısı, Karasu ırma ğı, çok sayıda so ğuk su kayna ğı ve zengin yaban hayatıyla muhte şem bir do ğal bütünlük olu şturan Karanlık kanyon; Keban barajı ve Ta ş Yolu in şaatları nedeniyle az da olsa bozulmu ştur. Kanaatimize göre Karanlık kanyon Türkiye’nin en ilginç kanyonlarından biri olup, do ğal sit alanı ilân edilmek suretiyle koruma altına alınmalıdır. İlçede giderek geli şmekte olan do ğa Erdal AKPINAR 233 sporlarının merkezi konumunda olan kanyon ve yakın çevresinde her türlü yapıla şma ve yol çalı şmasının uzman gözetiminde yapılması gerekir. Ayrıca yaban hayatı koruma ba ğlamında av yasaklarının titizlikle uygulanması şarttır. Da ğ bisikleti, rafting, trekking, motocross, kaya tırmanı şı, offroad, canyoning, atlı do ğa gezintisi, yaban hayatı gözlemleme gibi sportif faaliyetlere konu olacak yer ve parkurların seçimi ve düzenlenmesinde mutlaka uzman görü şüne ba şvurulmalıdır. Ula şım güçlü ğü ilçe turizminin en önemli sorunu olarak kar şımıza çıkmaktadır. Ba şta 2002 yılında ula şıma açılan Ta ş Yolu olmak üzere Kemaliye’yi çevre il merkezlerine ba ğlayan karayollarının standartlarını yükseltmek suretiyle bu sorun belirli ölçüde çözülebilir. Tur uygulamalarıyla turistlerin gruplar halinde do ğrudan yöreye getirilmeleri, sorunun çözümüne yardımcı olacaktır. Gezi programına Kemaliye ile birlikte Divri ği ve Kemah’ın da dahil edilmesi bu turlara olan ilgiyi artıracaktır. Ayrıca bir alternatif olarak, özellikle turizm ula ştırması alanında Keban baraj gölünden daha fazla yararlanılmalıdır. Şunu da belirtmek gerekir ki, sorun olarak görülen ula şım güçlü ğünün, yörede do ğal ve kültürel peyzajın bozulmadan günümüze kadar gelebilmesinde belirgin bir payı vardır. Nitekim ülkemizde ula şılması kolay ve ucuz olan turistik merkezler a şırı yüklenme ve çarpık yapıla şma gibi nedenlerle çok kısa zamanda bozulabilmektedir. Esasen Kemaliye ilçesi, çevre özellikleri ve olanakları itibariyle daha ziyade küçük grup ve bireysel turizm etkinliklerine uygundur. Yörede uygulanacak turizm projelerinde buna dikkat edilmeli, mevcut de ğerlerin korunmasını ve ya şatılmasını ön plânda tutan ekoturizm yakla şımı esas alınmalıdır. Öncelik; her türlü gezme, görme ve dinlenme etkinlikleri yanında do ğa sporlarına dayalı spor turizmine ve kültür turizmine verilmelidir. Kanaatimize göre ilçeyi alternatif ve sürdürülebilir bir turizm merkezi yapabilmenin yolu buradan geçmektedir.

KAYNAKÇA Akova, İ. (1995) “Akarsu Turizmi”, Türk Co ğrafya Dergisi, Sayı: 30, s. 394. Akova, İ. (2000) “Alternatif Turizm Olanaklarımız”, İstanbul Üniversitesi Co ğrafya Bölümü Co ğrafya Dergisi, Sayı: 8, s. 76. Alper, B. (1990) Kemaliye (E ğin) Yerle şme Dokusu ve Evleri Üzerine Bir Ara ştırma, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü (Yayınlanmamı ş Doktora Tezi), İstanbul. 234 Sosyal Bilimler Dergisi

Avcı, S. (1999) “Filyos Çayı Havzasında Turizm Potansiyeline Sahip Alanlara Bir Örnek: Yenice ve Çevresi”, Üniversitesi Türkiye Co ğrafyası Ara ştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, Sayı: 7, s. 26. Çavuş, Ş. Tanrısevdi, A. (2000) “Sürdürülebilir Turizm ve Yerel Ölçekli Bir Sürdürülebilir Turizm Geli şme Modeli Önerisi”, Anatolia: Turizm Ara ştırmaları Dergisi, Sayı: 11, s. 149-159. Do ğanay, H. (2001) Türkiye Turizm Co ğrafyası, Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları, s. 50. Do ğaner, S. (1995) “Köyce ğiz-Dalyan Çevresinde Eko-Turizm”,Türkiye Kalkınma Bankası, Turizm Yıllı ğı 1994, s. 94 Do ğaner, S. (1991) “Da ğ Turizmine Co ğrafî Bir Yakla şım, Uluda ğ’da Turizm”, Atatürk Kültür Dil ve tarih Yüksek Kurumu Co ğrafya Bilim ve Uygulama Kolu Co ğrafya Ara ştırmaları Dergisi, Sayı: 3, s. 138. Dinçer, İ. (1996) “Sürdürülebilir Turizmin Hayata Geçirilmesi İçin Aktive Olması Gereken Dinamikler ve İş levleri-Model Çalı şması, Sürdürülebilir Turizm; Turizm Plânlamasına Ekolojik Yakla şım”, 19.Dünya Şehircilik Günü Kollokyumu, Mimar Sinan Üniversitesi, İstanbul, s. 342. D.P.T. (2001) “Sekizinci Be ş Yıllık Kalkınma Plânı Turizm Özel İhtisas Komisyonu Raporu”, Ankara, s. 15-16. Efe, O. (1970) E ğin Dedikleri, s. 41-82. Godfrey, K. B. (1996) Towards Sustainability? Practicing Responsible Tourism, Edited by Lynn Harrison, WB, U.S.A. Karaka ş, E. (1996) Merkezî Fonksiyonları Açısından A ğın-Arapkir ve Kemaliye İlçeleri, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yayınlanmamı ş Doktora Tezi), Elazı ğ, s. 20. Moltke, H. V. (1969) Türkiye Mektupları (Çeviri: H. Örs), İstanbul, Remzi Kitabevi, s. 246-247. Özbey, R. (2002) “Sustainable Tourism Development In Globalization Progress, Globalization and Sustainable Development”, International Scientific Conference, Book: 4, Varna 1-3, pp. 135-150. Özgüç, N. (1998) Turizm Co ğrafyası: Özellikler-Bölgeler, İstanbul, Çantay Kitabevi, s. 38. Somuncu, M. (1997) “Do ğu Karadeniz Bölümü’nde Yayla-Da ğ Turizminin Bugünkü Yapısı, Sorunları ve Gelece ği”, Ankara Üniversitesi Türkiye Co ğrafyası Ara ştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, Sayı: 6, s. 276. Erdal AKPINAR 235

Soykan, F. (1997) “Ege Bölgesi’nde Turizm Ula ştırması”, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Ege Co ğrafya Dergisi, Sayı: 9, s. 72. Şim şek, M., Efeo ğlu, M. (1996) Her Yönüyle Kemaliye (E ğin), İstanbul, T.C. Kemaliye Kaymakamlı ğı Köylere Hizmet Götürme Birli ği Yayını, s. 500- 510. Tarlanba şı, B. (1995) E ğin Havaları, Ankara, T.C. Kültür Bakanlı ğı Yayınları: 1759, Halk Müzi ği ve Oyunları Dizisi: 14, s. 26-42. Tuncel, M., Do ğaner, S. (1989) “Amasya’da Turizm: Co ğrafî İmkânlar, Sorunlar ve Öneriler”, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Co ğrafya Bilim ve Uygulama Kolu Co ğrafya Ara ştırmaları Dergisi, Cilt: 1, Sayı: 1, s. 47. Yazıcı, H., Cin, M. (1997) “Uzungöl Turizm Merkezinde Co ğrafî Gözlemler”, Türk Co ğrafya Dergisi, Sayı: 32, s. 73. www.ceterisparibus.net/arsiv/s_akpinar.doc-(2005) “Türkiye’nin Turizm Merkezlerinde Ekoturizm Yakla şımları”, Turizm Bakanlı ğı, Yatırımlar Genel Müdürlü ğü Plânlama Dairesi Ba şkanlı ğı, Ankara, s. 1-2. http://europa.eu.int/comm/enterprise/services/tourism/policy-areas/sme.htm AB Turizm Politikası Kapsamındaki Alanlar, Turizm ve KOB İ'ler. 236 Sosyal Bilimler Dergisi