KASTAMON-U KÜLT·ÜR. SEMPOZYUMU Bildirileri 18-20 Eylül 2003
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
Kastamonu Gazi Üniversitesi Valiliği Kastamonu Eğitim Fakültesi Dekanlığı İKİNCİ KASTAMON-U KÜLT·ÜR. SEMPOZYUMU BiLDİRİLERi 18-20 Eylül 2003 KASTAMONU VALİLİGİ uızgı : Erkan YANARATEŞ Baskı- Ci lt: Gazi Üniversitesi İletişim Fak-ültesi Basımevi Tel: 212 64 95/108-109 ANKARA-2005 S~yı: İki11ci Kastamo11u Killtllr Senıpozyumu (18-20 Ey/lll 2003) 125-148 KASTAMONU KENT MERKEZiNDE YER ALAN DiNSEL KAYA MiMARiSi ÜZERiNE BiR iNCELEME Murat KARASALiHOGLU Klasik Arkeolog, Kastamonur" 111 Tarihi Müzesi, Kastamonu Kastamonu şehrinin tarihsel kronolojisine bakıldığında özellikle M. ö. 13. yy sonla.rı ile M. Ö. 7. yy arasındaki süreç Phryg dönemi olarak adlandırılmasına karşın, yeter'li araştırmanın olmamasından dolayı bu kUltüre ilişkin herhangi bir maddi kahtın varlığından net bir şekilde babsedilemernektedir. YaklaşıK olarak altı yüzyıl kadar süren bu uzun süreçte belirli bir kilitürün etkileşiminde kalan bir bölge içinde herhangi bir arkeolojik göstergenin vurgulanmaması oldukça ilginç bir durum yaratmaktadır. Bu noktadan hareketle, özellikle benzer örneklerine antik dpnemde Pbrygia Bölgesi adı ile anılan Eskişehir, Kütahya ve Afyon ilieri arasında kalan coğrafyada rastlanan kaya mezarları ile mimari, sanatsal ve dinsel amaca uygun olarak kullanımında örtüşme sağlayan "Ev Kaya Mezarı"nın ve içinde bulunduğu necropoldaki diğer kaya mezarları ve Kastamonu kent merkezinde yer alan diğer bazı dinsel mirriariye ait unsurların Pbryg kUltürünün bir ürünü, günümUz için bu kilitürün arkeolojik bir kalıtı olduğunun gösterilmesi çalışmamızın arnacıdır. Kaya mimarisi kullanımı, eski toplumların ve özellikle Pbryg kUltüründe günlük yaşam içinde birincil ihtiyaçlarının karşılanması (Savunma, suyun toplanması v. b. ) yanında, dinsel ritüellerin gerçekleştirilmesi ve ölü gömme geleneklerinin de en önemli parçasını oluşturan bir öğeydi. Özellikle Anadolu'da Hititlerle başlayan kaya mimarisi kullanımı Urartu ve Phryg uygarlıkları ile doruğa çıkarak tüm Anadolu coğrafyasına dağılmıştır. Kastamonu kentinin de içinde yer aldığı antik Paphlagonia Bölgesinde de özellikle dinsel amaçlı ve ölü gömme geleneğinde yoğun olarak kullanılan kaya mimarisi içinde, Kastamonu şehir merkezinde yer alan "Ev Kaya Mezarı" göstermiş olduğu özelliklerle, hem içinde bulunmuş olduğu necropolde, hem de kent merkezi ve tüm bölge içindeki diğer kaya mezarları arasında ayrı bir yer tutmaktadır. Kimi öğe l eriyle Paphlagonia Bölgesine özgün, mimarisindeki üst yapı elemanlarıyla Phryg örneklerine çok yakın bir benzerlik göst~rirken diğer özellikleriyle de Anadolu'da yaşatı l an kaya mimarisi geleneğiı}in bir pa rças ı o l duğunu ortaya koymaktadır. Türkiye'nin Kuzey Batı Anadolu Bölgesinde yer alan Kastamonu ili, 33° ve 34° doğu boylamları ile 41-42° kuzey enlemleri arasında bulunmaktad ır. Doğuda Sinop ve Çorum, güneyde Çankırı , batıda Karabük ve Bartın ile çevrelenen ilin kuzeydeki doğal sınırını Karadeniz oluşturur. Bölgenin jeolojik yapısına, bölgenin iç ulaşırnma olduğu kadar diğer bölgelerle· ilişkisini de çağırmza gelene kadar zorlayan dağl ar egemendir. Şehrin güneyinde doğu-batı doğrultulu Ilgaz Dağları ve kent merkezinin kuzeyinde denize paralel uzanan Küre Dağları bu dağlarin başlıcalarını oluşturur. ı Kent merkezinde güney-kuzey doğrultusunda akan, Gökırmak'ın bir kolu olan Karaçomak, diğer adı ile Kastamonu deresi, kenti ikiye böler. Kent, derenin iki yamacındaki görece düz alanlardan sonra sert bir_ eğimle yükselen yamaçlar üzerine konum l anmı ştır. 2 . İki11 ci Kastamo11u Kflltflr Sempozyunıu (18-20 Ey/lll 2003) ' ·. 126 Murat KARASALİHOGLU Kastamonu kenti, antik dönemde Asia Minor (Küçük Asya) içinde Paphlagonia Bölgesinde yer alıyordu. Paphlagonia, antik Halys (Kızılırmak) ile Parthenos (Bartın) ınnakları' arasında kalan, kuzeyinde Pontus Euxeinos (Karadeniz), güneyinde Galatia, güney doğusunda Kappadokia, güney batısında Phrygia ve batısında Bithjnia bölgeleri ile sımrlandırıhnış olan alandır3 (Harita 1). Klasik çağlarda Paphlagonia Bölgesi olarak adlandınlan bu bölgenin halkı açık olmamakla birlikte batıdan, Balkanlar'dan gelmiş bir Thrak boyu olduğu düşünülebilir. Ksenphon "Kotys" adlı bir liderden söz eder ki, bu isirne Thrakialılar arasında sık rastlanır. Ancak, Thrak göçlerinden etkilense bile bu halkın önemli bir bölümünün bu bölgede M. Ö. II. Binyılda yaşadığı bilinen Palal arın devarnının alınası daha mümkün görünmektedir4 Kastar.'·.:::u ve yakın çevresinde ayrıntılı bir arkeolajik çalışmanın yapılmamış olmasından dolayı şu an için Kastamonu kronolojisini net bir şekilde ortaya koymak mümkün değildir. Yine de sınırlı sayıdaki araştırınalara bakarak bölge kronolojisini paleolitik dönemden başlatınak yanlış olmaz. Kastamonu kent merkezinin 33 Kın, kuzeybatısında yer alan Daday ilçesinde, alt paleolitik Cheilen kültürüne ait el baltası, 5 yine alt paleolitik dönem Mikokİyen alet örnekleri, 6 kentin I O Kın. kuzey batısındaki · Gölköy mevkiinde, ortcı: paleolitik' döneme ait Lövalvaziyen çakmaktaşı aletler,7 yukarıda vermiş olduğumuz yargıyı doğrulamaktadır. Ayrıca 1995 yılında yap ı lan yüzey. araştırmalarında, Kastarnonu Taşköprü İlçesinin Kızılcaören Köyü Soku kayası mevkiinde üst paleolitik veya epipaleolitik döneme ait olabilecek çakmaktaşı yongaları ve bir bilezik parçası bulunrnuştur. 8 -. .. ~... ...... Kastamonu ve çevresinde neolitik döneme ait herhangi bir yerleşme şu ana kadar bulunarnamış olmasına rağmen, kent merkezinin 25 Km. kuzeyinde yer alan Devrekani ilçesinde ve 25 Kın . -kuzeydoğusunda yer alan Gerıneç (Alatarla) yerleşirnlerinde megalitik kültürlere ait menbirler saptanrnıştır. 9 Yine 1995 yılı çalışmalarında, Kastamonu merkez Akçeseke Köyü Hacı Ömer Mahallesi Çatal k~ya mevkiinde yer alan alçak bir höyük."te bulunan obsidyen yonga parçaları, ı o I 996 yılı çalışmalarında bulunan Araç ilçesi Giremez Köyü Kayabaşı mevkiinde bulunan alçak bir höyükten bulunan minik obsidyen alet yongaları ile çok kaliteli çakmaktaşı yongalar neolitik dönemin sonuna tarihlendirilmelx1:edir.ı 1 · , 1995- 1998 yılları arasında İstanbul Üniversitesi ve Fransız Anadolu Araştırınaları Enstitüsü tarafından yapılan yüzey araştırmalarının değerlendirmeleri içinde neolitik dönem yerleşimlerinin bulunamamasının nedenini, dönem iskan yerlerinin vadi tabaniarına kurulup, sık sık meydana gelen taşkınlara maruz kalmasıyla, bu iskan yerlerinin alüvyon tabakalarının altında kalmış olabileceği vurgulanınaktadır. 12 Yukanda bahsettiğimiz yüzey araştırmalan çalışmalarında, Kastarnonu Bezirkan Köyü ve Araç ilçesinin İğdir bölgesinde yapılan incelemelerde, bulunan kerpiç parçalan ve seramik buluntularının ön değerlendirmesi sonucu tarihlendirmelen kalkolitik ve İJk Tunç Çağı I (M. ö. 3000-2500) dönemlerine yerleştirilmiştir.ı 3 Kastarnonu Kınık mevkiinde yapılan kazılarda da bölgenin İlk Tunç Çağlanndan bu yana kesintisiz iskan edildiği' ortaya çıkanlmıştır 14• Merkez ilçe Gülef Köyü civarından toplanan malzemeler İlk Tunç Çağı IIliii döneınine 15, Kararnukla Köyü malzemeleri ise.İlk Tunç Çağı IT/Ili, Orta Tunç Çağı (M. Ö. 2500-2000), Son Tunç Çağı (M. ö. 2000-1200) dönemlerine tarilılendirilınektedir. 16 İkinci Kastamonu Kültür Sempozyımıu (18-20 Eyliil 2003) Kastamonu Kent Merkezinde Yer Alan Dinsel Kaya Mimarisi Ozerine Bir İnceleme 127 M. Ö. Il. Bin Anadolu'da Kastamonu ve bölgesi Pala ve Turnınana kavimlerinin yerleştiği topraklar olarak görülilr17 (Harita 2). Bu kavim ya da kavimler Pala dili (Palaca) konuşuyor ve sadece çivi yazısı tekniği kullanırlarken, bu dile ait çok az sayıda belge Hitit metinlerinden ele geçmiştir. 18 Büyük ihtimalle Transkafkasya kökenli olup yakın akrabaları olan Hititler ve Luwiler ile aynı çağlarda Anadolu'ya gelmiş ve bu bölgeye yerleşmiş olmalıdırlar 19 • Hitit metinlerindeki Pala ve Tumana ülkeleri klasik çağlardaki Blaene ve Dominitis'e uymakta ve Hitit kanunlarında yine Hitit (Hatti) ülkelerinin dışında bir illke olarak kabul edilmektedir?0 M. Ö. Il. Binin sonlarına doğru Pala-Tummana ülkeleri ile Hitit imparatorluğu II. Murşili (M.Ö. l370-13ıO) döneminde mücadeleleri yoğunlaşmakta, 2 1 ve bu bölgede Hitit hakimiyeti yayılmaya başlamaktadır. İmparator Mutavalli (M.Ö. 13 ı 0- 1280) döneminde kardeşi ve daha sonra imparator olacak III. Hattuşili'nin (M.Ö. ı280-1250) kuzey ülkelerinde Kaşkaları yenmesiyle, Kaşkaların sahip olduğu topraklada beraber tüm kuzey ülkelerinin kontrolü Hititlerin eline geçmiş22 , ve Mutavalli tarafından tüm bu bölgelerin sorumluluğu III. Hattuşili'ye verilerek bölge tamamen Hitit denetimi altında yenideniskan edilmiştir. Yukarıda bahsettiklerimizin haricinde, bölge ile.· ilgili bazı rehber ve tarihi yayınlarda Kastamonu ve bölgesinde yerleşik bir kaviiil olarak M.Ö. IL B inde Kaşkalan göstermektedirler. Transkafkasya kökenli olup, Hititlerin akrabası olan bu göçmen topluluk, sürekli olarak Hitit İmparatorluğu ile mücadele içinde olınuştıır?4 Hitit-Kaşka mücadelesi içinde Hititlerin Şapinuva (Çorum-Ortaköy) başta olmak üzere, özellikle Kastamonu'nun ~üneydoğusuna denk dilşen yerleşimleri Kaşka saldırılarına karşı tahkim etmeleri,2 Strabon'un Kaşkalan "Kerkitai" olarak geçen Çerkezlerin veya Lazların atası olarak ileri sürmesi.26 Kaşkaların Abazalarla aynı kavim olduğunu ileri süren günümüz yazarlarının varlığı/7 ve tüm bu görüşler doğrultusunda da Kaşkaların, Kızılırmak'ın doğusundaki dağlık alanlarda yaşayan göçmen bir topluluk olarak,28 Kastamonu ve çevresinde uzun soluklu ve yerleşik bir varlıklarının olmadığını söyleyebiliriz. M.Ö. Il. Bin sonlarına doğru Kastamonu ve bölgesindeki Hitit varlığı, Prof. Dr. A. Çınaroğlu'nun bilimsel başkanlığında yürütülen Kastamonu'nun Devrekani İlçesindeki Kınık kazısı ile