ULUSLARARASI HACI BACI BAYRAM-I VELÎ SEMPOZYUMU BİLDİRİLER KİTABI 1

EDİTÖR PROF. DR. AHMET CAHİD HAKSEVER

EDİTÖR YARDIMCILARI DR. MEHMET YILDIZ HARUN ALKAN

YAYIN KURULU PROF. DR. ETHEM CEBECİOĞLU PROF. DR. AHMET CAHİD HAKSEVER PROF. DR. M. MUSTAFA ÇAKMAKLIOĞLU DOÇ. DR. VAHİT GÖKTAŞ YRD. DOÇ. DR. ÖNCEL DEMİRDAŞ DR. MEHMET YILDIZ HARUN ALKAN

GRAFİK TASARIM TAVOOS

UYGULAMA TAVOOS

BASKI YERİ ANIL MATBAACILIK, DİKMEN CAD. NO: 244/P 13-14, TEL: +90 (312) 483 6353, ANKARA

BASKI TARİHİ 30.11.2016

ISBN 978 -605- 8560-2 4- 6

YAZIŞMA ADRESİ Kalem Eğitim Kültür Akademi Derneği, Hacı Bayram Mah Şeyh İzzettin Sk. No: 9 Ulus/ANKARA Tel: +90 (312) 232 4226; [email protected] BAYRAMÎLİĞİN KASTAMONU’YA ETKİSİ VE BAYRAMÎ ŞEYHİ ŞEMSİZÂDE AHMED ZİYÂEDDİN EFENDİ (1867-1946) The Influence of Bayramiyya on Kastamonu and Bayrami Şemsizâde Ahmed Ziyâeddin Efendi (1867-1946)

Dr. NAİLE BALTACI Kastamonu Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi nailebaltacı[email protected]

Özet: Tarikatların toplumlar üzerinde dinin öğretilerini anlamada ve uygulamada önemli etkileri olmuştur. Tasavvuf literatüründe “turuk-ı aliyye” adı verilen tarikatların tamamının Kastamonu’nun merkezinde dergâhları olduğu bilinmektedir. Diyanet Ansiklopedisi’nde Anadolu’nun diğer şehirlerinde Bayramî tek- kelerine dair bilgi olmadığı ifade edilmişse de Kastamonu salna- melerinde (bir tür yıllık) bu konuda bilgi mevcuttur. 1286 (1869) tarihli salnamede Kastamonu’da metfun Bayramî şeyhlerinden bahsedilirken İsa , Ahmed Dede, Dede’den söz edilmek- tedir. 1312/1894, 1314/1896, 1317/1899 ve 1321/1903 tarihli sal- namelere göre, Kastamonu’da Halvetiyye, Kadiriyye, Halidiyye, Mevleviyye, Sa’diyye, Rufa’iyye, Celvetiyye ve Bayramiyye’den on iki dergâh, on dört zaviye bulunmaktadır. Salnamelerde bu tarikatlarla ilgili ayrıntılı bilgiler listeler halinde mevcuttur. Bay- ramiyye ile ilgili bilgilerin salnamelerin hepsinde birden yer al- maması Bayramîlik’in Melamîlik ile irtibatına bağlanmaktadır. Bayramîlik’in Kastamonu’daki son şeyhi olan Kastamonu’da met- fun Şemsizâde Ahmed Ziyâeddin Efendi zamanında Bayramiy- ye tarikatı bu ildeki en parlak dönemini yaşamıştır. Kendisinden önce bu tarikatın üç batında faaliyetlerine ara vermesi, temsilcisi- nin bulunmaması ve bir de dışa karşı gizlenmeleri sebebiyle hak- kında bilinenler yetersiz kalmıştır. Fakat Ziyâeddin Efendi sadece bir şeyh olarak kalmamış, aydın, münevver kişiliğinin yanı sıra millî ve sosyal her faaliyetin başını çeken bir kimse olmuş ve şe- hirde herkes tarafından etkisi hissedilmiştir. Hazırlayacağımız tebliğde Kastamonu’da Bayramîlik’in etkile- rini araştırdıktan sonra son Bayramî şeyhi Şemsizâde Ziyâeddin Efendi’nin hayatı ve tesirleri ele alınacaktır. Onun, Bayramiyye’yi daha etkin bir yapıya nasıl kavuşturduğuna değinilecektir. Şemsizâde ailesinin Bayramîlik’e hizmetleri ve Kastamonu’daki Bayramîlik’in Nakşîlik ve Halvetîlikle bağlantısı ile birlikte Mela- 414 NAİLE BALTACI

mî yönü de incelenecektir. Ayrıca Ziyâeddin Efendi’nin kısaca hayatı, şeceresi, dinî ve sosyal yönden hizmetleri ve diğer yönleri hakkında da bilgi verilecektir.

Anahtar kelimeler: Bayramîlik, Kastamonu, Şemsizâde Ailesi, Ahmed Ziyâeddin Efendi.

Abstract Sufi orders have had aninfluence on people with regard to un- derstanding and practicing religious teachings. It is known in Sufi literature that all of the Sufi orders that are called “turuk-ı aliyye” have Sufi lodges (tekkes) in the central of Kastamonu. Although it’s stated in Diyanet Encyclopedia of Islam that there is no information on Bayramî tekkes, one can find informati- on on this topic in Kastamonu salnames (some kind of annual). İsa Dede, Ahmed Dede and Ali Dede, which are enamored Bay- rami in Kastamou, are mentioned in the salname dated 1286 (1869). According to salnames dated 1312/1894, 1314/1896, 1317/1899 and 1321/1903, there are twelve tekkes and fourteen zawiyas in Kastamonu from Khalwati, Qadiri, Khalidi, Mevlevi, Sadiyya, Rifa’i, Jelveti and Bayramiyya orders. Detailed informa- tion on these Sufi orders mentioned in these salnames are availab- le in lists. The fact that information on Bayramiyya is not present in all of the salnames is linked to the Bayramiyya’s connection with order. In the period of enamored Şemsizâde Ahmed Ziyâeddin, who is the last Bayrami sheikhin Kastamonu, Bayramiyya order reached its prime in this province. But, little is known about this Sufi or- der as it was not active for three consecutive generations before itself, which means there were no representatives of it, and they were isolated from the outer world. However, Ziyâeddin Efendi was not only a sheikh, but also a scholar who leaded every natio- nal and social activity and thus, his influence was spread through anywhere in Kastamonu. In the declaration that we will prepare, the influence of Bayra- miyya on Kastamonu will be studied and then the life and inf- luences of Bayramî sheikh Şemsizâde Ziyâeddin Efendi will be dealt with. How he managed to transform Bayramiyya into an active Sufi order will bediscussed. Moreover, the contributions of Şemsizâde family to Bayramiyya and the connection of Bayra- miyya in Kastamonu with Naqsbandi and Khalwati orders as well as its similarities with Malamatiyya will be examined. Further- more, brief information on Ziyâeddin Efendi’s life, as well as his family tree will be given.

Key Words: Bayramiyya, Kastamonu, Şemsizâde Family, Ahmed Ziyâeddin Efendi. BAYRAMÎLİĞİN KASTAMONU’YA ETKİSİ VE BAYRAMÎ ŞEYHİ ŞEMSİZÂDE AHMED ZİYÂEDDİN EFENDİ (1867-1946) 415

Giriş: Kastamonu merkezinde Halvetîlik ve Nakşibendîlik aktif tari- katlar olduğu için bu ikisinin meczi diyebileceğimiz Bayramîlik1 kendi içinde hizmeti yürütmenin dışında kapalı kalmıştır. Hâlbuki Bayramîlik Kastamonu’da altı yüzyıldan beri faaliyet göstermiş bir tarikattır. Eldeki verilere göre Hacı Bayram-ı Velî’nin (833/1429- 30)2 kızlarından birinin ve damadının Kastamonu’da bulunduğu bilgisi kesinlik kazanırsa tebliğ ve irşadın daha eskilere dayanma- sı söz konusu olacaktır. Kastamonu’daki Bayramîlik’i ailece üstlenerek nesilden nesile bu görevi taşıyan Şemsizâde ailesi ve onlarla akrabalığı olanlar ara- sından Osmanlı’nın üst düzey bürokratları, parlamenterler, mü- derris ve şeyhülislamlar yetişmiştir. Bu kimselerin maddi ve mane- vi gayretleri ile tesis ettikleri hayır müesseseleri ve eserleri günü- müze kadar ulaşmış toplumda olumlu bir iz bırakmıştır. Kastamonu’da Bayramîlik ve Şemsizâde ailesi hakkında elimiz- deki ilk eser Abdulkerim Abdulkadiroğlu tarafından kaleme alın- mıştır. Bir Kastamonulu olan Abdulkadiroğlu’nun bu eseri mey- dana getirirken en büyük avantajı bu aileyi elli yıldan beri tanıyor olması ve yine kendi ifadesine göre ailenin atalarından kendilerine intikal eden arşiv belgelerini hiç eksiksiz kendisine takdim ederek bu çalışmaya destek vermeleridir. O da bir akademisyen gözüy- le bu belgeleri inceleyip tasnif ederek son devirde Bayramîlik’in Kastamonu’daki durumunu gün yüzüne çıkaran bir çalışmayı bi- lim dünyasına kazandırmıştır. Böylece bu çalışma, Anadolu’nun diğer şehirlerine nazaran Kastamanu’da Bayramîlik’i daha da be- lirgin hale getirmiş ve tarikatın Ankara dışına açılan ilk penceresi mahiyetinde olmuştur.3 Bizim bu tebliği sunarken faydalandığımız başlıca kaynak Kastamonu’da Bayrâmîlik ve Şemsizâde Ailesi isimli eser ile Kasta-

1 Bayramiyye’nin tarihçesi hakkında bkz. Bayramoğlu, Fuat ve Nihat Azamat, “Bayramiyye”, DİA, c.5, s.269-273, 1992. 2 Hacı Bayram Velî hakkında geniş bilgi için bkz. Azamat, Nihat, “Hacı Bayrâm-ı Velî”, DİA, c. 14, s. 442-447. 3 Abdulkadiroğlu, Abdulkerim, Kastamonu’da Bayrâmîlik ve Şemsizâde Ailesi, Anıl Matbaa, An- kara 2005, s. 11-13. 416 NAİLE BALTACI

monu salnameleridir. Bayramîlik ile ilgili faaliyetlerin yapıldığı ve son Bayramî Şeyhi Ahmed Ziyâeddin Efendi’nin imamlık yaptığı Atabey Gazi Camii de etrafındaki kabirlerde metfun kişilerle bir- likte araştırmamızın konusu olan yerler arasındadır.

Atabey Gazi Camii Çobanoğulları dönemine ait olan bu camii Kastamonu merkezi- nin batı yönünde bulunan Kastamonu kalesine yakın Atabey ma- hallesindedir. Kuzey kapısında yer alan kitabeye göre 1273 sene- sinde yapıldığı anlaşılmaktadır.4 Mehmet Behçet’in 1341 r. (1925) tarihinde basılan Kastamo- nu Asar-ı Kadimesi adlı eserinin Atabey Camii kısmında caminin mihrabı civarında, “Îyd-i subh-ı vuslata mihr-i celî Kutb-ı âlem Hacı Bayram Veli” 5 beytinin yazılı olduğu bir levhadan söz edilmektedir. Lev- hada ayrıca “Bu camide belirli vakitlerde Tarikat-ı Aliyye-i Bayramiyye’nin özel zikirleri icra edilmekte olduğu için bu camii, Kastamonu’nun içinde bulunduğu zamanın en bakımlı ve ayak- ta duran bir din binasıdır.”6 denilmektedir. Bu örnek bize ka- nıtlıyor ki Kastamonu’ya Bayramîlik Şeyh Ziyâeddin Efendi ta- rafından getirilmeyip çok daha eskilere dayanmaktadır. Vakıf- larla ilgili evraklar ve muhasebe defterlerindeki 1843, 1882 şek- lindeki tarihler Kastamonu’da Bayramîlik’in eskiden beri mev- cut olduğuna işaret etmektedir.7 Şeyh Ziyâeddin Efendi’nin de- desi Mustafa Sabri Efendi’nin mezarı önündeki levhada -bu zat Bayramîlik’in sükût dönemlerinde yaşamış olmasına rağmen- adı- nın önünde “şeyh” sıfatının bulunması da bunun bir delilidir. Yine Kastamonu’da Bayramîlik’in izlerini ispatlayan bir nokta da şu-

4 Atabey Gazi Camii ve Medresesi hakkında geniş bilgi için bkz. Yakupoğlu, Cevdet, Ku- zeybatı Anadolu’nun Sosyo-Ekonomik Tarihi (Kastamonu, Sinop, Çankırı, Bolu), Gazi Kitabevi, Ankara 2009, s. 328, 329, 473, 489, 496, 511, 524, 529; vakıf kayıtları ile ilgili belge örneği için bkz. s. 636. 5 Behçet, Mehmet, Kastamonu Âsâr-ı Kadîmesi (Kastamonu Eski Eserleri), haz. Musa S. Cihan- gir, Kastamonu Valiliği İl Özel İdaresi Yayınları, Kastamonu 1998, s. 47. 6 Behçet, Kastamonu Âsâr-ı Kadîmesi s. 47. 7 Abdulkadiroğlu, age., s. 145. BAYRAMÎLİĞİN KASTAMONU’YA ETKİSİ VE BAYRAMÎ ŞEYHİ ŞEMSİZÂDE AHMED ZİYÂEDDİN EFENDİ (1867-1946) 417 dur ki; aslen Taşköprülü olan İstanbul’da yaşayıp vefat etmiş Şeyh Ünsî Hasan Dede (1645-1743) ailesinden söz ederken babasının bir Bayramî şeyhi olduğunu söylemiştir. Safranbolu’da bulunan Kalealtı Dergahı’nda Bayramîlik ayinleri yapıldığını, mahallinde rivayeten söyleyenler ve bilenler vardır.8 Abdulkadiroğlu, elinde bulunan ve Şemsizâde ailesine ait şecere- nin üzerindeki notlardan yola çıkarak Kastamonu’ya Bayramîlik’i Şeyh Ziyâeddin Efendi’nin getirdiği bilgisini hatalı bulmakta9, Ziyâeddin Efendi’den önce üç batın hizmetin akamete uğradığı, sükût dönemleri yaşandığı ve Ziyâeddin Efendi ile yeniden can- landığı bilgisini bu evraka dayalı olarak bizimle paylaşmaktadır.10 Buna ilaveten, Şeyh Ziyâeddin Efendi’nin çağdaşı ve olayların görgü şahidi Şaire Baharzâde Feride Hanım’ın Divançesi’ndeki bir tarih manzumesini de delil olarak getirmektedir. Şiirin baş kıs- mında “Epey zamandır münhal bulunan postnişinliğe Şemsizâde Ziyâeddin Efendi’nin oturmasından duyulan memnuniyet belir- tilmiş, olaya tarih düşülerek belgelenmiştir.” Feride Hanım’ın tarih manzumesi şu şekildedir: “Kutb-ı Aktâb-ı cihan Hacı Bayram Velî (kuddise sırruhu’l- cel’i) hazretlerinin tarikat-ı aliyyesi, nefs-i Kastamonu’da Atabey Gazi Cami-i şerifinde bir hayli senelerdir tatil olmuş idi. Hasbeten li’llahi Teala erkan-ı mezkûreyi ihya buyuran sahibu’l-hayrat, eş- raftan el-Hac Mustafa Bey’in hafîdi eş-şeyh Hafız Ziya Efendi’nin post-nişinliklerine dair tarih” diyerek uzun bir manzume yazmış- tır son iki kıtası şöyledir: Kıldı erenler himmetin Yazdı Ferîde tarihin Cevher gibi olup aziz Postunda ol çok yaşa. Ömr ü füyuzat(ın) ile Günden güne ede füzûn

8 Abdulkadiroğlu, age., s. 25. 9 Bu bilgi bölge için önemli bir eser olan Paphlagonia’da geçmektedir. Ahmet Gökoğlu, Paph- lagonia, Doğrusöz Matbaası, Kastamonu 1952, s. 328. 10 Abdulkadiroğlu, age., s. 101. 418 NAİLE BALTACI

Çün şem-i rûh-ı ceddini İhyâ eder nûr-ı Ziyâ (1304 r./1886)11 Kesin bilgiye dayanmamakla birlikte menkıbeler doğrultu- sunda Bayramîlik’i Kastamonu’ya ilk getiren kişinin Atabey Gazi Camii’nin kuzeyinde, yol üzerindeki türbede metfun bulunan İsa Dede olduğu, bu zatın Hacı Bayram-ı Veli’nin halifesi ve damadı olduğu söylenmektedir.12

Kastamonu Merkezinde Tarikat Faaliyetleri ve Bayramîlik Şehir kelimesini bir beldenin tüm tarihi ve kültürel hatıralarını yansıtan yer olarak kullanırsak Kastamonu tam manasıyla yaşayan bir şehirdir. Çünkü hem tarihteki yaşanmışlıkları hala üzerinde ta- şımaktadır hem de ilim ve maneviyat açısından son derece zen- gin bir mirasa sahip olarak günümüze gelebilmiştir. Bu zenginli- ğini zamanının büyük bir ilim merkezi olmasından dolayı med- reselerine, birçok tarikatın tekke ve zaviyesine ev sahibi olmasıyla manevi büyüklerine ve evliyasına borçludur. Evliyalar şehri diye anılan Kastamonu’da turuk-ı aliyyenin tamamının şubeleri vardır ve salnamelerin bir kısmında13 listeler halinde bu tarikatların ad- ları, ayin günleri ve vakitleri, şeyhlerinin, tekke ve dergâhlarının isimleri yazılıdır.14 1286 r. (1869) tarihli salnamede ilde metfun evliyaullahın önde gelenlerinin adları verilirken Bayramiyye’den İsa Dede, Ahmed Dede, Ali Dede’den söz edilmektedir. 1312 r. (1894), 1314 r. (1896), 1317 r. (1899), 1321 r. (1903) tarihli salnamelerde ise ortak bir ifade ile “Kastamonu’da Tarikat-ı ‘Aliyye-i Halvetiyye, Ka- diriyye, Halidiyye, Mevleviyye, Sa’diyye, Rufa’iye, Celvetiyye ve Bayramiyye’den on iki dergah, on dört zaviye mevcut olduğu...” kayıtlıdır. Diğer salnamelerde Bayramiyye geçmemektedir. Bunun sebebi, tarikatın Ahmet Ziyâeddin Efendi’den önceki üç batında faaliyetlere ara vermesi, temsilcisinin bulunmaması veya hizmetler

11 Abdulkadiroğlu, age., s. 113. 12 Abdulkadiroğlu, age., s. 25-26. 13 1894, 1896, 1899, 1903 tarihli salnameler. 14 Abdulkadiroğlu, age., s. 23-24. BAYRAMÎLİĞİN KASTAMONU’YA ETKİSİ VE BAYRAMÎ ŞEYHİ ŞEMSİZÂDE AHMED ZİYÂEDDİN EFENDİ (1867-1946) 419 yürütülse bile dışa karşı gizlenmesidir. Salnamelerin bazısında keli- me olarak Bayramîlik geçse de diğerlerindeki gibi mekânlarından ve haftalık ayin günlerinden ve şeyhlerinden söz edilmemekte- dir. Bu nedenler tarikatın ara ara varlığını gösterse de şehirde fazla aktif olmadığının ya da sükût ve gizlenme dönemlerini yaşadığı- nın bir delili olabilmektedir. Ayrıca Kastamonu’da Nakşîlik’in ve Halvetîlik’in revaçta olması, Bayramîlik’e benzer yönleri bulunan bu tarikatların ilçelerin hepsinde ikisinden en az birinin dergâhının bulunması gibi nedenler, Bayramîlik’i arka plana iten sebepler ol- muştur. Kastamonu’nun merkezinde Halvetîlik’in Şa’baniyye ko- lunun kurucusu olan Şeyh Şa’ban-ı Veli (v. 976/1569) ile önce- sinde bu hizmeti yürüten Seyyid Sünneti Efendi metfundur. İlin Kuzyaka Bucağı Ahlat Köyü’nde ise Nakşîlik’i Kastamonu’ya ge- tiren kişi olarak kabul edilen Benli Sultan Şeyh Muhiddin Ebû Şâme (v.1565) hazretleri metfundur. Dolayısıyla Kastamonu bu iki tarikatın güçlü bir merkezi durumundadır. Buna rağmen varlığı- nı sürdüren Bayramîlik çok güçlü olmasa da bilinmektedir. Ama son Bayrami şeyhi Ahmed Ziyâeddin Efendi zamanında belirgin- liği artmış hatta Kastamonu’da Bayramîlik en parlak dönemini ya- şamıştır.

Şemsizâde Ailesi Şemsizâde ailesi 1250’li yıllardan beri Kastamonu’da yaklaşık iki asırdır bilinen bir ailedir. Bu ailenin Bayramîlik konusundaki hiz- metleri ve tesirleri çok büyük olmuştur. Ailenin fertleri sülaleden gelen bir görev aşkıyla hizmeti ayakta tutmaya gayret etmişlerdir. Abdulkadiroğlu, bu aileden kendisine tevdi’ edilen evrakları ve bel- geleri inceleyerek bu konuda aydınlatıcı bilgiler sunmuştur. Örne- ğin, tekkenin evrak-ı metrukesi arasında bulunan ve tekkenin ki- tapları hakkında kısa bilgilerin verildiği bir not, tarikatın ve ailenin bu ildeki eskiliğini belgelemektedir. İlgili metin şu şekildedir: “Kastamonu eizze-i meşayıh ve eşraf-ı kibarından Şeyhzadeler demekle maruf olup altı yüz elli (1252) tarihinden bu zamana ka- dar silsile-i halefleri mütevasıl ve hala post-nişîn-i erkân-ı tarikat-ı 420 NAİLE BALTACI

aliyye-i Bayramiyye Reşadetli Şeyh Ziya Efendi’nin ecdad-ı ki- ramlarının te’lif ve istinsah tarikıyla cem ettikleri ve Fatih Atabey Gazi Hazretleri türbe-i şerifesi sahasına vaz’ ile muhafazasını evlat- larının eslah ve erşedine vasıyyet buyurdukları kütüb-i mevkufe-i nefiselerin, Fatih hazretlerinin camii şeriflerinde cihet-i vakıftan ve ashab-ı hayır taraflarından mevzu’ eşya-yı mevkufedir.”15 Yukarıda yazılı olan belgede 1252 tarihinden bu yana Şemsizâde ailesinin meteselsilen Bayramiyye tarikatının postnişîni oldukları- nı ve Atabey Gazi Camii ve türbesi ile bağlantılarını açıkça ifade etmektedir. Şemsizâde ailesinin Bayramîlik konusundaki hizmetle- ri ve tesirleri çok büyük olmuştur. Aile fertleri sülaleden ge- len bir görev aşkıyla hizmeti ayakta tutmaya çalışmışlardır. Fa- kat Kastamonu’da Bayramîlik’in beklenen düzeyde yaygın olup tanınmamasının ya da gizli kalmasının Abdulkadiroğlu’na göre iki büyük sebebi vardır. Birincisi, Nakşibendilik ve Halvetîlikten büyük izler taşıyan ve onların karışımı gibi kabul edilen Bayramîlik, Halvetiyye’nin önemli kollarının merkezi durumunda olan Kastamonu’da belirgin olarak kendini göste- rememiştir. Şa’baniyye’nin merkezi Kastamonu’dur. Yine onun alt şubesi olan Çerkeşiyye’nin merkezi Çerkeş, Haliliyye’nin merkezi olan Gerede o tarihlerde Kastamonu’ya bağlı ilçeler- dir. Aynı Şekilde Halvetiyye’de büyük şeyh kabul edilen Hay- rettin Tokadî hazretleri de Bolu’da metfundur. Çevre yerleşim yerlerinden Mudurnu dâhil o zaman bu tarikatın yayıldığı tüm bölge eski Kastamonu topraklarıdır. Safranbolu’da aynı şekil- de Kastamonu’dan ayrılan bir belde olarak bu konuda önem arz eder.16 Bölgede Halvetîlik’in ağırlığını anlamak açısından ve ta- rikat faaliyetlerinin ne kadar eskilere dayandığını göstermesi bakımından bugün şehirleşmenin tamamen dışında kalmış, Araç ilçesi, Küre-i Hadid köyünün camisindeki halvet odaları güzel bir örnek teşkil etmektedir.17

15 Abdulkadiroğlu, age., s. 25. 16 Abdulkadiroğlu, age., s. 26. 17 Abdulkadiroğlu, age., s. 24. BAYRAMÎLİĞİN KASTAMONU’YA ETKİSİ VE BAYRAMÎ ŞEYHİ ŞEMSİZÂDE AHMED ZİYÂEDDİN EFENDİ (1867-1946) 421

Daha sonra İstanbul’da süratle yayılan, faaliyette birçok şube- si bulunan, padişahların intisab etmesi bakımından birinci sırada yer alan Şa’banîlik, pek çok devlet erkânınca da hüsn-i kabul gör- müştür. Nakşibendilik de aynı derecede halk arasında tutulmuş- tur. Bayramîlik’in Melâmîlik yönü de tarikatın gizli kalmasına et- ken olmuştur. Şemsizâde ailesinden günümüze korunarak getiri- len belgeler Bayramîlik’in diğer tarikatlara göre sosyal yönünün çok daha fazla olduğunu ve halk ile iç içe bir özellik taşıdığını göstermektedir.18 Şimdi Bayramîlik’in bu yönünü yaşantılarıyla ve hizmetleriy- le sergileyen Şemsizâde ailesinin Kastamonu ve çevresindeki et- kilerini ve yaptıkları hizmetleri irdeleyelim. Son Şeyh Ahmed Ziyâeddin Efendi, halk arasında “Şeyh Ziya Efendi, Şeyh Ahmed Ziya Efendi, Atabey Şeyhi, Ziya Efendi” gibi isimlerle anılmak- ta ve yazışmalarda bu adlarla yazılmaktadır. Aileden gelen ve son kuşağın ellerinde bulunan şecerenin üstünde şu not yazılmıştır. “Kastamonu’nun eski hanedanından Şeyhzâde denmekle maruf Atabey Şeyhizâdelerin nisbetini beyan eyler şeceredir. Haseb ve neseb ile iftihar şer’an caiz değildir. Maamafih hasebi zayi etmeye- rek hıfz eylemek labüddür.” Şecerenin üzerindeki notlara göz ata- cak olursak şunları söyleyebiliriz: “Şeyh Ali Dede” ismiyle başlayan şecerenin üzerinde yazan notlarda “onuncu asrın kibar-ı ricalinden” diye bahsedilen şeyh el-Hac Mustafa Efendi ve sonrasındaki üç kuşakta şeyh lakabı bu- lunmaktadır. Bunlar arasında yer alan Şeyh Mehmed Şemseddin Efendi’den sonra aile “Şemsizâde” lakabıyla şöhret bulmuştur. Şe- cerede ifade edildiğine göre, 1185 tarihinde Berat gecesinde ve- fat eden, aynı zamanda beldenin müftüsü olan Şeyh Mustafa Efen- di Atabey Camiinin yukarı kapısında metfundur. Ardından gelen kuşaktaki Şeyh Şemseddin Efendi yine aynı caminin türbesinde metfundur. Ondan sonra gelen Hacı Abdullah Vecihi Efendi’nin de yine Atabey Gazi Türbesinin zîrinde metfun olduğu, hayırse- ver bir kişi olduğu, Kazancılar Camii’ni yaptırdığı ve vefat tari-

18 Abdulkadiroğlu, age., s. 26. 422 NAİLE BALTACI

hinin 1260 (1844) olduğu bilgisi mevcuttur. Şecerenin devamın- da yer alan şahısların yine sahibü’l-hayrat- vel-hasenat oldukların- dan, yaptıkları hayırlardan bahsedilmekte bazılarının ise müderris olduğundan söz edilmektedir. 1891 de vefat eden Mehmed Şem- seddin Bey’e kadar üç kuşakta şeyhlik bırakılmış muhtemelen ta- kibat sebebiyle gizli kalmıştır. Mehmed Şemseddin Bey’in oğlu Ahmed Ziyâeddin Efendi’nin isminin altında kendisi ve dönemin- deki canlanma hakkında şecerede şunlar yazılıdır. “Kastamonu’da reîsü’l-meşâyıhtır. Bayramîdir. Atabey camiinde seccade-nişîn olup kendilerine gelinceye kadar üç batında şeyhlik bırakılıp bu zat dergâhı sonradan ihya etmiştir.”19 Şecerenin başında yer alan Şeyh Ali Dede yukarıda bahsedilen İsa Dede’den sonra halife olan Ali Dede olması muhtemeldir. Bi- lindiği üzere İsa Dede’nin de Hacı Bayram-ı Velî’nin halifesi ve damadı olduğu ihtimalinden söz edilmektedir.

Şemsizâde Şeyh Ahmed Ziyâeddin Efendi Kastamonu’da Şeyhoğulları olarak bilinen aileye mensup olan Ah- med Ziyâeddin Efendi, Seyyid Mehmed Şemseddin Bey’in oğlu- dur. Aileden gelen Osmanlıca şecerede bu isim Mehmed Bey olarak geçmektedir. Ailenin lakabı son iki yüzyıldır Şemsizâde iken ka- nundan sonra “Uluoğlu” soyadını almıştır. Ziyâeddin Efendi 1867 doğumludur. İlköğrenimini ve hafızlığını Nasrullah Mektebi’nde tamamlamıştır. Daha sonra Rüşdiye Mektebi’nden mezun ol- muştur. Namazgâh Medresesindeki eğitimine devam eden Şeyh Ziyâeddin Efendi, o zaman müftü olan A’mazade Mehmed Emin Efendi’den 1897 yılında icazet almıştır. Ziyâeddin Efendi ledünnî ilmi tahsil edip şeyh olduktan sonra medrese tahsilini tamamlayıp icazet almıştır. Bu duruma delil olarak hocası A’mazade Mehmed Efendi’nin kendisini evine davet etmek üzere yazdığı 27.09.1892 tarihli mektubu verebiliriz. Hocasının bir şeyh olan talebesine ho- calık hukuku bir yana gösterdiği nezaket ve karşılıklı hürmet mek- tupta açıkça görülmektedir. Mektup metni şudur:

19 Abdulkadiroğlu, age., s. 99-101. BAYRAMÎLİĞİN KASTAMONU’YA ETKİSİ VE BAYRAMÎ ŞEYHİ ŞEMSİZÂDE AHMED ZİYÂEDDİN EFENDİ (1867-1946) 423

“Reşadetli Efendim Hazretleri! Meclis-i envar-ı füyûzat-ı ma- neviyyeleriyle iktibas-ı Ziya-yı daimi olunmak ve akdemce can u cinanımıza cilve-nüma-yı zuhur olan nefahât-ı kudsiyyelerinin bir kat daha ta’mıkına muvaffakıyet hasıl olmak üzere yarınki Salı günü saat dokuz raddelerinde hane-i daiyanemi teşrife rağbet bu- yurulması bilhassa temenni olunur...”20 Ziyâeddin Efendi’nin medrese eğitimine ara vermiş ve sonra- dan tamamlamış olmasının sebebi, seyr ü sülükünü tamamlamak üzere tarikatın genel merkezi olan Ankara’ya giderek bir yıl sü- reyle orada eğitim almış olmasıdır. Elde bulunan 5.4.1889 tarihli Mürûr Tezkiresi bu konuyu aydınlatmaktadır.21 Şeyh Ahmed Ziyâeddin Efendi Ankara’dan Kastamonu’ya dön- dükten sonra Atabey Camii’nde tekke ve zaviyelerin kapatılması- na kadar, Pazar akşamları Bayramîlik tariki üzere ayinler yapmıştır. Kendisinin Ankara’da, yanında aralıksız bir yıl kalarak hilafet al- dığı Bayrami şeyhi Abdülhamid ’dır. Bu bilgi tarihi belgelere daha uygundur. Hem mürur tezkiresindeki tarih hem de Abdül- hamid Efendi’nin takip eden dönemde Ziyâeddin Efendi’ye yaz- dığı iki mektup eldeki veri olarak bu bilgiyi doğrulamaktadır. Bu mektuplardaki hitaplar da delil niteliğindedir. Mektupların yazıl- dığı 1890 ve 1892 tarihlerinde de yine Şeyh Abdülhamid Baba’nın görevi başında olduğu bilinmektedir. Abdulkadiroğlu tarafından Fuat Bayramoğlu’nun Hacı Bayram-ı Veli Yaşamı-Soyu-Vakfı adlı eserine dayanarak, eserin birinci cildinde geçtiğini ifade ettiği şe- cereye göre Şeyh Ziyâeddin Efendi’nin hilafet aldığı Bayramî şey- hi, Şeyh Mehmed Tayyib Baba-III olarak görünmektedir. Abdul- kadiroğlu o şecerede ailenin bir koldan devam ettirildiğini, akra- balık kollarının dâhil edilmediğini söylemiş ve yukarıdaki gerek- çelere dayanarak bu bilgiyi doğru bulmamıştır.22 Ahmed Ziyâeddin Efendi müderrisliği ve daha sonraki yıllar Ata- bey Gazi Camii imam hatipliği gibi görevleri bir yana, Osmanlı’nın son devirlerinde aralıksız İdare Meclisi Azalığında; Meşrutiyet ve

20 Abdulkadiroğlu, age., s. 106. 21 Abdulkadiroğlu, age., s. 107-108. 22 Abdulkadiroğlu, age., s. 109. 424 NAİLE BALTACI

Cumhuriyet devirlerinde Kızılay, Çocuk Esirgeme ve benzeri hayır müesseselerinin aza ve reisliğinde bulunmuştur. En büyük hizme- ti İstiklal Savaşı esnasında görülmüştür. Atatürk’ün Müdafaa-i Hu- kuk Cemiyeti’ni kurması üzerine, Kastamonu’da da beş kişiden ku- rulan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin başkanlığına seçilmiş; bu ce- miyetin Halk Partisine dönüşmesine kadar aralıksız görevini sür- dürmüş ve büyük hizmetlerde bulunmuştur. İstiklal Savaşında gös- terdiği fedakârlık ve kahramanlıktan dolayı İstiklal madalyası ile tal- tif edilmiştir. Halen Anıtkabir’in İstiklal Savaşı Müzesi’nde Niksar Redd-i İlhak Cemiyeti ve Bolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Baş- kanlarıyla birlikte Kastamonu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti başkanı sıfatıyla Ahmed Ziyâeddin Efendi’nin fotoğrafı da yer almaktadır. Şeyh Ziyâeddin Efendi o dönemde aynı zamanda Çocuk Esirge- me Kurumu Kastamonu Şubesi Başkanıdır. Bu hizmetleri bize ak- taran Abdulkadiroğlu, Ziyâeddin Efendi’nin kişiliği hakkında şun- ları söylemektedir: “Bütün hizmetlerini hiçbir maddi karşılık bekle- meden yapan Ahmed Ziyâeddin Efendi mutaassıp biri değildi. Fa- zileti, temiz ve dürüst ahlakı, aşırı derecede cömertliği ile tanınmıştı. O ve muhtaçlara hep yardımcı olmuştur. Esasen içlerinde biz- zat bulunmakla gurur duyduğu anlaşılan değişik boyutlu vakıf hiz- metlerinin altında yatan da bu duygulardan başkası değildir.”23 Şeyh Ziyâeddin Efendi Kastamonu’da ilmî ve dinî kimliğinin yanı sıra yardımsever, vatanperver ve toplumun ihtiyaç ve sorun- larına daima çözüm arayan, sözü dinlenen itibarlı bir kişilik ola- rak bilinmektedir. Aileden intikal eden evraklardan Abdulkadi- roğlu bu sonuca varmıştır. Evrakların içerisinde müderris kimli- ği ile vilayet Maarif Müdürlüğü tarafından okullardaki çeşitli sı- navlara mümeyyiz sıfatıyla çağırıldığına veya ödül törenlerine ya da imtihan jüriliğine davet edildiğine dair belgeler mevcuttur. Şeyh Ziyâeddin Efendi’nin görevlerinden biri de “Nakîbü’l-eşraf Kaymakamlığı”dır. Peygamber soyundan gelenlerin işlerini yü- rütmek için hükümet tarafından taşrada bu işlerle görevli kimse- lere Nakîbü’l-eşraf Kaymakamı denirdi. Bu görev de Ziyâeddin

23 Abdulkadiroğlu, age., s. 114. BAYRAMÎLİĞİN KASTAMONU’YA ETKİSİ VE BAYRAMÎ ŞEYHİ ŞEMSİZÂDE AHMED ZİYÂEDDİN EFENDİ (1867-1946) 425

Efendi’nin onurla yaptığı hizmetlerdendir. Kastamonu Vilayeti Tahrirat Müdüriyetinden Ziyâeddin Efendi’ye gönderilen bir da- vet yazısında “Bayrâmî Dergâh-ı Şerîfi Seccade-nişîni ve Nakîbü’l- eşraf Kaymakamı Faziletli Ziyâeddin Efendi Hazretleri’ne...” hita- bı vardır.24 Böyle bir Resmî yazı onun bu görevi fiilen yaptığı- nı göstermenin yanında kendisine hitaben yazılan bütün resmî ve gayr-ı resmî evrakta Bayramî dergâhı postnişini olduğuna vurgu yapılması, Ziyâeddin Efendi’nin bu kimliğiyle o dönemde ne ka- dar şöhret bulduğunu göstermektedir. Kastamonu ve çevresinde Ziyâeddin Efendi, diğer tarikat şu- belerinin halifeleri arasında en gençlerinden biri olmasına rağmen Reîsü’l-meşâyıh (Şeyhlerin reisi) kabul edilmiş bu yetki ile hilafet törenlerini yönetmiştir. Bu törenlerden birisi de Nakşîlik’in Ha- lidiyye kolunun son şeyhi olan ve aynı zamanda Nasrullah Ca- mii başimam-hatibi Hacı Nureddin Karasu’nun hilafet tacı giyme merasimidir ki Ziyâeddin Efendi bu törene Reîsü’l-meşâyıh ola- rak başkanlık etmiştir.25 Atabey Gazi Dergâh Camiine genç yaşta Şeyh olan Ziyâeddin Efendi aynı zamanda encümen reisidir. Herkes tarafından sevi- len bir insandır. İyi derecede Farsça bilmektedir. Hakkında yazılan hatıralarda geçtiğine göre Bayram sabahları bu camide Türkçe ve Farsça vaaz verdiği ve bu esnada caminin dolup taştığı anlatılmak- tadır. Yine Ziya Efendi’nin sabah namazlarından sonra dervişle- riyle evrad okuduğu, Cuma akşamları kendine ait konağında der- vişlere yemek verdiği, Bayramlarda halkın kendisini ziyarete gel- diği, şehrin müftüsünün ve diğer hocaların devamlı suretle ziyare- tinde bulundukları yakınlarının hatıralarında nakledilmektedir.26

Değerlendirme Kaynak olarak kullandığımız Abdulkerim Abdulkadiroğlu’nun Şemsizâde ailesinin yeni nesil fertlerinin (Boyacıoğlu Ailesi) ec-

24 Abdulkadiroğlu, age., s. 120. 25 Abdulkadiroğlu, age., s. 130-131. 26 Abdulkadiroğlu, age., s. 135. 426 NAİLE BALTACI

dadından kalan bütün belgeleri kendisine vermesiyle oluşturduğu Kastamonu’da Bayrâmîlik ve Şemsizâde Ailesi adlı eser bu konuda eli- mizde bulunan ilk ve önemli bir çalışmadır. Eser, hem Bayramîlik’in son dönemde Kastamonu’daki etkisini hem de Şemsizâde ailesinin son iki asrı kapsayan Kastamonu’ya ve bu tarikata hizmetlerini özel- likle de Ahmed Ziyâeddin Efendi’nin son şeyh olarak ortaya koydu- ğu büyük özveriyi ve önemli hizmetleri belgelerle göz önüne ser- mektedir. Bu köklü ailenin ve asırları kapsayan tarikat hizmetleri- nin arkasında önemli bir gelir kaynağının olduğunu onlara ait vakfi- ye metinlerinde görmekteyiz. Örnek olarak bazılarının isimlerini ve- recek olursak; Atabey Gazi Camii’nin Kastamonu merkez Pırlaklar Mevkii’nde, Kuzyaka, Göl, Akkaya nahiyeleri ile Taşköprü İlçesi’nde gelir arazileri; il merkezinde bazı dükkânlar, vakıf hamamı, Akkaya/ Elmayakası köyünde vakıf hanı olan Atabey Hanı bunlardandır.27 Şemsizâde Ahmed Ziyâeddin Efendi kendisine kalan bu mira- sın bir kısmını tamamen hayır olarak bağışlamış, maddi varlığı- nı hep hayır hizmetlerine sarf etmiştir. Toplumda bu kadar sevi- lip sayılmasının sebeplerinden biri de bu olsa gerektir. Halvetîlik ve Nakşîlik’in bu kadar güçlü ve yaygın olduğu bir bölgede Bayramîlik’i bu derece ön plana çıkarması adeta geçmişten daha parlak bir dönem yaşatması Şeyh Ziyâeddin Efendi’nin halkın hiz- metine koşturan, millî ve toplumsal dertlere çare arayan sosyal ve duyarlı kişiliğine hamledilebilir. Bayramîlik’in fütüvveti öngören bir tarikat olduğunu Ahmed Ziyâeddin Efendi bizzat çalışmaları ve gayretleriyle sergilemiştir. Onun ve ailesinin Kastamonu’daki etkileri ve Bayramîlik üzerine günümüze kadar gelen ve aileden intikal eden evrak ve belgeler tamamıyla ilim dünyasına aktarıla- bilmiş değildir. Bundan sonra yapılacak çalışmaların bu konudaki eksiklikleri tamamlayıcı nitelikte olacağını ümit ediyoruz.

Kaynakça 1312 Kastamonu Vilayet Salnamesi, Kastamonu Vilayet Matbaası, Kastamonu 1312/1894.

27 Abdulkadiroğlu, age., s. 136-147. BAYRAMÎLİĞİN KASTAMONU’YA ETKİSİ VE BAYRAMÎ ŞEYHİ ŞEMSİZÂDE AHMED ZİYÂEDDİN EFENDİ (1867-1946) 427

1314 Kastamonu Vilayet Salnamesi, Kastamonu Vilayet Matbaası, Kastamonu 1314/1896. 1317 Kastamonu Vilayet Salnamesi, Kastamonu Vilayet Matbaası, Kastamonu 1317/1899. 1321 Kastamonu Vilayet Salnamesi, Kastamonu Vilayet Matbaası, Kastamonu 1321/1903. Abdulkadiroğlu, Abdulkerim, Kastamonu’da Bayrâmîlik ve Şemsizâde Ailesi, Anıl Matbaa, Ankara 2005. Azamat, Nihat, “Hacı Bayrâm-ı Velî”, DİA, c. 14, s. 442-447. Bayramoğlu, Fuat ve Nihat Azamat, “Bayramiyye”, DİA, c.5, s.269-273, İstanbul 1992. Behçet, Mehmet, Kastamonu Âsâr-ı Kadîmesi (Kastamonu Eski Eserleri), haz. Musa S. Cihangir, Kastamonu Valiliği İl Özel İdaresi Yayınları, Kastamonu 1998. Gökoğlu, Ahmet, Paphlagonia, Doğrusöz Matbaası, Kastamonu 1952. Yakupoğlu, Cevdet, Kuzeybatı Anadolu’nun Sosyo-Ekonomik Tarihi (Kastamonu, Si- nop, Çankırı, Bolu), Gazi Kitabevi, Ankara 2009.