Sahile Ulaşim Için Alternatif Yol Alucra-Kurtbeli-Yağlidere-Espiye Yolu
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
Alucra-Kurtbeli-Yağlıdere-Espiye Yolu Murat Dursun Tosun SAHİLE ULAŞIM İÇİN ALTERNATİF YOL ALUCRA-KURTBELİ-YAĞLIDERE-ESPİYE YOLU FTG.f.. 196 13.03.1909 Bir yol yapım çalışmasında görevli dört şahıs. (TFR1.FTG1/53) Osmanlı Arşivi Belgelerinde Yol Yapım Çalışmaları Yol bir bölgenin gelişmesine, imarına ve halkının refaha kavuşmasına vesile olan bir bayındırlık hizmetidir. Geçmişte insanlar yola kavuşabilmek için devletin öncülüğünde ve yönlendirmesinde ücretsiz olarak yol işçiliğinde çalışmayı kabul etmişlerdir. Kazma kürek ve küskü demiri ile açılan yollarda aylarca bin bir güçlükle çalışmışlardır ki yolları olsun ve bu sayede ihtiyaç duydukları ürünler kendilerine kendi ürettikleri ürünler de kolayca pazara ulaşabilsin. Bölgemizde yol yapım çalışmalarında emeği geçen ve teşvikçi olan şahıs hiç şüphesiz Sivas Valisi Halil Rıfat Paşa’dır. Sivas vilayetini komşu vilayetlere bağlamak ve il içindeki ulaşımı rahatlatmak için kilometrelerce yol, köprü ve menfez inşa ettirmiştir. Şebinkarahisar-Alucra ve Şebinkarahisar-Giresun yolları onun zamanında tesviye edilmiştir. Halit Rıfat Paşa bir sözünde “Ulaşamadığın yer senin değildir” demiştir. Onun bu sözü dillere pelesenk (sık sık tekrarlanır) olmuştur. 1 Alucra-Kurtbeli-Yağlıdere-Espiye Yolu Murat Dursun Tosun Halil Rıfat Paşa’nın büstünün altındaki açıklama, taş kitabe üzerindeki Osmanlıca metnin çevirisidir. Eskinin yolları genelde toprak olmakla birlikte daha dayanıklı olabilmesi için yer yer şose olarak da inşa edilmişlerdir. Şose yol yapmak da öyle kolay bir iş değildir. Şose yol yapımı için öncelikli olarak toprak kazılır ve tesviye edilir, zemin kayalıksa barut kullanılarak patlatılır ve yol açılırdı. Zemin düzeltmesi yapıldıktan sonra önce kalın taş, sonra daha ince taş ve üzerine ince mıcır veya kum serilerek boşluklar doldurulmak suretiyle düzgün bir zemin elde edilirdi. Daha sonra üzerinden silindir geçirilmek suretiyle sıkıştırılırdı ki yol kolayca bozulmasın. Yapılan ilkem sonucunda bir nevi stabilize yol elde edilirdi. Fakat gerek araçların etkisiyle gerekse mevsim şartlarının etkisiyle aşırı yağış, sel veya heyelan sonucu bozulabilmekteydi. Aynı sorunları günümüz şartlarında da yaşayabilmekteyiz. Özetle şose yol için dönemin asfalt yoluydu desek yanlış söylemiş olmayız. 2 Alucra-Kurtbeli-Yağlıdere-Espiye Yolu Murat Dursun Tosun Osmanlının menzil yollarının sol kolu Merzifon’dan itibaren Lâdik - Niksar - Koyulhisar - Karahisar-ı Şarki - Alucra – Şiran - Kelkit - Aşkale- Erzurum yoluyla Hasankale üzerinden bir kolu Kars’a, diğer kolu da Tebriz’e ulaşırdı.1 Birçok belgede bu yol Erzurum-Erzincan yolu olarak belirtildiği gibi Şebinkarahisar-Alucra arası İran Caddesi olarak da geçmektedir. Ancak eskiden karayolları zayıf olduğundan daha çok deniz yolu ile Karadeniz iskelelerine (limanlarına) ulaşarak buradan kara yoluyla Şebinkarahisar ve/veya Alucra’ya ulaşarak buradan iç kesimlere gitmeye çalışırlardı. İlk zamanlar Şebinkarahisar’dan Giresun’a ulaşımı sağlayan yol günümüzde Çiftlik olarak bilinen ve Göreze mevkiinden sonra ulaşılan yerden kuzeye yönelilerek Sayderesi ve Kazankaya üzerinden Kümbet’e oradan Kulakkaya’ya ve nihayetinde Giresun’a gidilirdi. Fakat bu yol kışın birkaç ay ulaşıma kapandığından irtibat kesilirdi. Hasan Tahsin Okutan, ise kitabında Fatih Sultan Mehmet’in Kazankaya geçidine iki adet kervansaray yaptırdığını ve bunların halen mevcut olduğunu 1949’da belirtmiştir.2 1 https://muratdursuntosun.wordpress.com/2014/01/31/osmanli-menzilleri-ve-alucranin-tarih-kokan-yollari/ https://muratdursuntosun.wordpress.com/2012/04/03/sebinkarahisar-ve-alucradan-ne-ordular-gecti/ 2 https://muratdursuntosun.wordpress.com/2012/12/26/uzun-bir-yol-hikayesi-ordu-giresun-karahisar-yolu/ 3 Alucra-Kurtbeli-Yağlıdere-Espiye Yolu Murat Dursun Tosun Gerek bunun etkisiyle gerek Asarcık’da bulunan Licese madenini işleten yabancı işletmecinin de taleplerinin benimsenmesinin etkisiyle yol buradan kaydırılarak Eğribel üzerine alınmıştır. Ancak mevcut yolun da Kazankaya yolunun kışın ortaya çıkardığı olumsuz şartlardan geri kalır yanı bulunmamaktadır.3 Batıdan gelen ticari malların İran’a ulaştırılmasında Trabzon limanının sıklıkla kullanılması devletin de buradan Erzurum’a ulaşan yola ağırlık vermiş olmaları Giresun-Şebinkarahisar yolunun gelişmesine sekte vurmuştur. Bu arada alternatif bir ulaşım olarak Ordu iskelesine ulaşmak üzere Koyulhisar, Hamidiye (Mesudiye) üzerinden de bir yol açılmıştır. 1900 yılı öncesi ve başına ait belgelerde Sivas, Tokat, Harput, Divriği, Koçgiri, Erzincan, Kemah, Refahiye, Eğin, Kuruçay, Arapkir, Malatya ve Diyarbakır havalisi ahalisinin özellikle hınta (buğday) ve şair (arpa) gibi tarımsal ürünlerinin fazlasını satmak için Giresun ve Ordu’ya getirdiği, dolayısıyla buralardan Karahisar’a uzanan bağlantı yollarını kullandıkları belirtilmektedir. Keza li-ecli’t-maslahat (bir iş için) veya gurbet için Der-saadet’e gidecekler de bu yolu kullanmışlardır. Yine o dönemlere ait belgelerde belirtilen ulaşım mesafeleri şöyledir: Giresun-Ordu arası 15-16 saat, Ordu-Karahisar arası 35 saat, Ordu-Ulubey arası 5 saat, Ulubey-Aktaş arası 6 saat (Ordu’dan Ulubey, Gevurca Gediği ve Aktaş üzerinden Karahisar’a gelen 35 saatlik yol, hayvan yolu olma özelliğinde olup, yaz kış kapanmamaktadır. Bu yolun 6 saatlik kısmı tamir edildiğinde yan yana araba işler duruma gelmesi mümkünmüş) Giresun-Karahisar arası 24 saat (bunun 15 saati Giresun hududu dâhilinde, 9 saati ise Karahisar hududu dâhilindedir. Aksu mevkii her iki sancağın hududu olmaktadır. Yolun tesviyesinden sonra 18 saate düşmesi planlanmaktadır) Karahisar-Erzincan arası araba işler tarik olarak 16 saat, Sivas-Tokat arası 36 saat, Sivas-Samsun arası 60 saat, Karahisar’dan Çemişgezek tarikinden Harput’a 36 saat, Harput-Samsun arası 120 saat, Kayseri-Aziziye (Zara) arası 12 saat. Şebinkarahisar-Giresun yolunun Sayderesi-Kazankaya hattından alınarak daha aşağıya Tamzara-Asarcık-Eğribel güzergâhına kaydırılması özellikle iç kesimden sahile çıkmak isteyenleri daha da mağdur etmişti. Şebinkarahisar, Bağlardan sağa saparak Kütküt’den yokuş yukarı Eğribel’e doğru tırmanmak insanların olduğu kadar hayvanların da nefesini kesiyordu. Bu nedenle sahile en kısa mesafeden ulaşabilmek için alternatif arayışına girişildi. Bu safhada Alucra-Yağlıdere-Espiye hatta Alucra-Tirebolu yol güzergâhı kullanılmaya başlandı. Konuyla ilgili olarak Y. PRK. UM. / 25 ve 15 sayı Şevval Sene (12)97 (20 Eylül 1880) tarih ile kayıtlı özet olarak Hamidiye kazası halkının umumi ihtiyaçları hakkındaki layihada şöyle yazılıdır: Kazamız sahil-i bahrde kâin (bulunan) Ordu iskelesine on sekiz saat mesafede vaki olub ahalimizin mezkûr iskele ile ezher cihetle münasebet-i tammeleri ve ale’l-husus (özellikle) Diyarbekir ve Mamuretü’l-aziz (Elazığ) vilayetleri ahalisinden Der-saadet’le münasebeti olanların rah-ı kadimeleri (eski yolları) olan Kazankaya nam cebel (dağ) tarikiyle Giresun iskelesinden dolaşmak suubetinden (zorluğundan) kurtulub ve hem de o makulelerden beş 3 https://muratdursuntosun.wordpress.com/2014/03/07/egribelden-kurtbeline-cilelerden-cile-begen/ 4 Alucra-Kurtbeli-Yağlıdere-Espiye Yolu Murat Dursun Tosun gün evvel sıhhat-i maksuda duhullerini mucib olacağı (varmalarını sağlayacağı) cihetle herkesin Akşehirabad ve Koyulhisar tarikiyle buradan azimet ve avdete rağbet edecekleri (ilgi gösterecekleri) derkârdır (açıktır). Bu açıdan Kurtbeli yolu Ardıç-Kurtbeli arası hariç neredeyse iniş ve düz bir yoldur. Rakım olarak Eğribel’den daha alçak seviyede olduğundan ulaşım şartları bakımından daha elverişli durumda olup, bu yolun kış şartlarında açık tutulması daha kolaydır. 1904’de bu yol araba ulaşımına da elverişli olacak şekilde planlanmış ve haritalara işlenmiştir. Çakrak’ın önceden Tirebolu’ya bağlı olduğu4 dikkate alındığında Tirebolu bağlantısı daha iyi anlaşılacaktır. Harita aslında Trabzon Eyaleti’ne ait olmakla birlikte Karadeniz sahilinden Sivas, Karahisar ve Alucra’ya uzanan bağlantı yollarını göstermektedir. Bahse konu haritada Karahisar ile Giresun arasında ikinci derecede bir yol olduğu ve bu yolun bir kısmında yol inşaatının devam ettiği belirtilmiştir. Ancak, en önemlisi Karaçayır (Alucra) ile Tirebolu arasında yapılması düşünülen bir yol gözükmektedir. Kurtbeli yolu Espiye’ye çıksa da 1950’lerde Tirebolu’dan ayrıldığından aslında aynı yoldur. Durum onu gösteriyor ki bu yol 1904’de planlanmasına rağmen ne hikmetse sonradan bu konuda bir şey yapılmamıştır. Arşiv Fon Kodu: Y.PRK.BŞK. Dosya No: 68, Gömlek No: 84, Tarihi: 1320 (1904), Konusu: Tirebolu-Erzincan yoluna dair harita. Haritanın en altında yazan yazılar, sağdan sola: Sadak, Karaçayır, Karahisar 4 https://muratdursuntosun.wordpress.com/2014/09/22/1896da-cakrak-emeksen-ve-yenikoyun-karahisara- baglanmasi/ 5 Alucra-Kurtbeli-Yağlıdere-Espiye Yolu Murat Dursun Tosun İŞARAT-I MAHSUSİ (ÖZEL İŞARETLER) Vilayet Hududu Sancak Hududu Büyük Caddeler Der-dest tamir olan caddeler İkinci derecede yollar Der-dest tamir olan yollar İnşası mutasavver olan yollar (Mutasavver: tasavvur edilen, ileride yapılması düşünülen) Mükellefiyet-i nizamiye haricinde olarak ahali tarafından yapılmış yollar Mükellefiyet-i nizamiye haricinde olarak yapılmakta olan yollar İnşası mutasavver olan hususi yollar Konak mahalleri Yol bekçilerinin mevkileri (Kantonya) 1904 yılında Tirebolu’dan Erzincan’a kadar bir yol yapılması kararlaştırılmış, inşasına da başlanılmış ise de sonradan nedense vaz geçilmiştir. Yukarıdaki haritada da görüleceği gibi Alucra’ya ulaşan yol buradan muhtemelen Şiran üzerinden Erzincan’a ulaşacaktı. Bu yolun tarihi geçmişi bulunmaktadır. Çakrak’tan itibaren sahile ulaşana kadar 14 kemer