<<

uzak-dogu sinemasi

Ne kadar çok film, ne kadar az zaman 1 Godzilla ve diger Japon Canavar Filmleri 2 Sadi Konuralp Japonlarin Sonsuz Hayalleri ve Canli Çizgileri , .12 Burak Aydin Hollywood'dan Neden Daha Üstündür 19 David Bordwe/1 (çev.: Ahmet Gürata) Kahpe Dünyada Öfkeli Bir Havari: John Woo 22 Yesim Tabak Sinemasinda Bir Gezinti: Yilan ve Akrep Teknigi 30 Metin Demirhan Kaplan ve Ejderha'da Mekan ve Üretimi 38 Can Altay Nikkatsu, Wakamatsu, ve Digerleri 41 Kaya Özkaracalar

Yeni Patika özel sayisi Y. Patika Sahibi ve Yaziisleri Müdürü: Abdullah Çelikarslan GECEYARiSi SINEMASi Sonbahar 2002

Genel Yayin Koordinatörü ve Editör: Kaya Özkaracalar Kapak ve Sayfa Tasarimi ve Dq;zenlerT).esi:OrhanAnafarta Logo ve Sayfa Gridi Tasarimi: Ozlem Ozkal Teknik Danismanlik ve Destek / Web Tasarim: Cemil Gülyüz Redaksiyon: Nuh Yilmaz

Ankara Dagitim: Sadi Konuralp Istanbul ve Diger Iller Dagitim: Aysen AtalanjPentimento

Bu dergide yeralan yazilar, önceden izin alinmasi kosulu ile kullanilabilir.

Web Adresi: http://www.geocities.com/paris/tower/3920

~-pos~:aya zkaracalar: [email protected] Orhan Anafarta: [email protected] Sadi Konuralp: [email protected] Ahmet GÜrata:ahmetgurata.hotmail.com Burak Aydin: [email protected]

Tesekkür: Çetin Sarikartal, Mehmet Yildiz.

On kapak: Pinocchio 964 (1992) Arka kapak: Kwaidan (1964) ne kadar çok film, ne kadar az zaman ...

, . f_ ' .. __ "( __ " _ ," " -:"_ " _~-J ._~:.-I'--':.' j'-(.~,-_,::. ::' -';'~;""f'_!·::)',!' : ,'-'-':- i.;:::·:(~r ,i,<:,' _ ;.: ," Eko Eko Azaraku 11 Japonl~riihGod'zill~fifirueri' ~~~n'irnei~ri' uS~I1g.g}~pohY?~~a.~~Wc~on~qfNçe~s~r!siQ (1996) i(e' H:()~g!<;ng)y\sine:;-r~F~lari-i,i ~~dö0is; kor,kufiL.mleriç,€!ynli)'or qldVgtl bir gere sanatlari filmleri''clünyanin' dorl bir ya~ Ç~~)~R9ny~'da'g~i-wsr~skilere d~)'ana~ ~i~?a:~*:'r~yr~pla~i,?l~ri,~,~O\l(~.~~i!,:,~i~;b!(~?,rku sii:~m~si gEi.l~fÜ~giv~Tcli.~,:,~~ki ikiulkenm populer smemalari içinde'bu J~P_Ör;~o~~1!,filIflI~.ri~ra~l1:dci~n?egi:~~~ tÜI'leHn"ykÜ1is'ir~ k'q'rhl"turü lde' 'ihffi~l' l~nlerii:i'b~sinda'Jigo{G~fte~~nei:i:, edilmeWsÜr aslinda', BiriclInartiar! Killer 1960)gelir:Son dönem Japôn'k6rku filrri• Si/akes' (Katil' Yilanlar ;-1973Y}B lacfMdgic lerinin kayda deger örnekleri arasi'nda (Kara' Büyü; 1975); Hi.l1iiiiliiSkin'Ldiite6i ise ]igöIO olarak'isle~'görm~i,,<,,', ,r dehsetengiz bir.siddet gösterisiyle nokta:; Öte yandan Uzak Dogu'nun diger lanmasini izlemistik. özel efektlerinden müziklerine godzilla ve diger japon canavar filmleri Sad i Konuralp

Italyan sinemasinin türü Amerikan -suspence türünden daha farkli konuma ulasmissa, Japon eiga türü de Amerikan B-türü canavarli filmlerin bir alt-türü degil ama bir yan türü olmus• tur. Japonca "canavarb film" anlamina gelen kaiju eiga türü Japonya' da ilk ola• rak 1954'de yönetmenligi Ishiro Honda' ya ait Gojira ya da bizde bilinen adiyla Godzilla filmiyle baslamistir. Aslinda bu film, yukarida sözü edilen Beast from 20 000 Fathoms' dan uyarlamaydi. Bu filmde nükleer deneme kuzey kutbu yerine Pasifik Okyanusu'nda gerçeklesti rili• yordu. Uyanan canavar, bir dinozoru animsatmaktaysa da fantastik bir yara• Gojira (1954) Film bir belgesel havasiyla baslar. Kuzey tikti. 120 metreyi bulan boyu, kocaman kutbunda bir nükleer deneme yapila• cüssesi, uzun kuyrugu, sirtinda iguana• caktir. Amerikan ordusunun hazirliklari, vari çikintilarina ek olarak, Japon mistisiz• anlaticinin yorumlari ve geri sayimi ile mini n katkisiyla, bir de agzindan radyo• birlikte verilir. Deneme basariyla gerçek• aktif alevler (buna atomik nefes adi da lesir, patlamanin sarsintisiyla meydana verilmektedir) fiskirtmaktaydi. Bu sekilde gelen çig sahneleri görülür. Derken radar ortaya çikan, bir çesit dinozor-ejderha karisimiydi. Filmde Gojira adi verilen bu Gojira'nm is teknisyeni, ekranda olmamasi gereken birsey saptar: Buzullarin altinda milyon• canavarin ismi ise japonca goril ile balina yapmasiyla larca yillik uykusundan bir dinozor uyan• kelimlerinden türetilmisti: garilla + kujira mis tir. = Gojira. Gojira'nin filmde uyanir uyan• birlikte, filmin Bahsedilen bu film, 1953 yapimi The maz yaptigi ilk is denizde gemileri batir• yapimmi üstlenmis Beast from 20,000 Fathoms (20,000 Fer• mak olur ve daha sonra Tokyo'ya gelerek olan Toho film sahdan Gelen Mahluk) olup 50'li yillarin burayi harabeye çevirir. Japon ordusunun "nükleer patlama sonucu ortaya çikan her türlü silahina dayanirsa da, bir bilim sirketi, bu alanda dev canavar"li filmler furyasini baslatan adaminin "oksijen yokedici" adini verdigi filmler üretme ilk filmdir. Bu film türü sadece Amerikan bulusuna karsi koyamaz. Gojira denizin sinemasina özgü bir film türü olmamistir. altinda eriyip giderken, oyuncular üzgün kararini alir. Diger ülke sinemalari da, 50'li yillar içeri• bir sekilde onun yok olusunu seyrederler. sinde bu yeni türe el atmis ama çogun• Müzik de hüzünlü bir melodiyle bu sah• lukla tipatip kopyasini yapmak yerine, neleri destekler. kendi seyircisinin arayislarini da göz Gajira' nin is yapmasi yla birlikte, önüne alarak, özgün örneklerde hiç yer filmin yapimini üstlenmis olan Toho film almayan baska unsurlar da katmislardir. sirketi, bu alanda filmler üretme kararini Dolayisiyla Geceyarisi Sinemasi'nin 7. alir. Bundan ötürü kaiju filmler deyince sayisinda "Giallo Filmleri ve Müzikleri" akla ilk gelen örnekler Toho yapimi film• basliklii yazida da anlatildigi sekilde, nasil ler olmaktadir ve bunlarin büyük bir.Ço- gunlugunu Ishiro Honda yönetmistir (1). Honda'nin kendi ekibini kurarak filmle• rini çekmesinden dolayi filmlerin je~erik• lerinde hep ayni isimlere rastlariz. Orne• now M All-MIGHTY gin Eiji Tsuburaya ölene dek kaiju film• m·NEW MOnON PlCTURE SRINGS TIIEM TOGETIIER lerinin özel efektlerini üstlenmistir ve Em!ili FIRSTTIYE !!! Japon sinemasinin en önemli efektçisi THE COlOSSAl CLASH olarak anilmaktadir (2). Ayni sekilde Aki• Qf All !!mJ ra Hukube birçok kaiju filminin müzik• lerine imzasini atmistir. O dönemlerde oyuncularin kadrolu olarak çalismala• rindan ötürü filmlerde ayni yüzlere rast• lamak mümkündür. Toho'nun elde ettigi basarilarinin sonucu olarak, diger film sirketleri de bu yeni film türüne el at• makta gecikmemislerdir. 60'li yillarin sonlari kaiju filmlerinin altin dönemi ola• rak nitelenebilirse de bu film türünü mo• - ",\. dasi geçmis bir tür olarak göremeyiz; . ,c...,.,.,. SEE! çünkü günümüzde de hala kaiju türünde '~ iqf:i:-i~~ "'-'ib'1i!i16acmftiiJt örnekler çikmaktadir. ••• OiitblfitCl:Jts! "" ••••i""\>' Gojira, ertesi sene Amerikan sinema• A.'uI!UHi~ Gt4ln. ktk1 .im FrcJJltbtSUti-it!m:); larinda da gösterilmistir. Ancak Ameri• T_i,,{~W ffittIf}'1 Mm &iin& kali film ithalatçilari kendi seyircisinin M,n>n1hiÇ;c

~. - .. -- neklerindeki canavarlarda bir çesit sevim• (ve ikikustan hangisi qlci:Vgt,iko~ysunda lilikmevcuttur.Bunlar da yer yer Japon d~bir açiklama getirilrn'eyerek) qodzilla sehirlerini parçalarlarama asil isleri diger filmlerine geçe.r,::"Y:~'ii~ .. ~"..~.. canavarlarla bogusmaktir (Hatta bunlann '~"Y.i R~dôii'film(de Amerika' da kirpilmis yaptiklarina pankreas giin';si.biledeneL ". >-, .. ' . - '; t. - "ec .. -~ ve adi. Rodai: qlarak deg\stirilmist~r ..Bu bilir); Bunun disinda cana var lar daha' in:" üç örnekden de görüldügügii>i~'batid,a sansilastirilmistir. Godzilla, Kaiju Daisenc kaiju filmleri asla orjinallla!iY!~.'Msteril• so' da (Monster Zero;, Uzaydan Canavar memektedir. Hatta Almanya' aa Godzilla Geliyor, 1965): Ghidorah'yi.yendiginde 1985'e kadar Godzilla filmlerinin isimleri zafer·dansi yapar. Ebirah ile dövüsme• "Frankensteins ...~~öntakisi ile sunulmus~ sinde kimi zaman ikisi arasindabir tenis tur; çünkü konulari oldukça degistirilmis maçi yapildigi izlenimine kapiliriz. Hatta bu kopyalarda, Godzilla'nin rakip cana• Godzillavs Gigan'da (GodzillaDevlereKarsi) varlari .genelde Dr .Frankenstein tarafin• Jet Jaguar ile el sikisir. Aradabir insanlara dan yaratilmakta. ya da yollanmaktadir. el salladigi bile olur. Bir batili için bunlar Almanlar ayni sekilde, Israrla'Mechagod;• canavar filmlerinde pek rastlamak iste• zilla'.yaKing Kong demislerdir: Bizde medigi d urumlardir. Godzillafilmlerine birmüdahele olma• ri :Bati:seyircisinLsasirtan bir diger missada ilginç isimler koymaktan' vaz- h ususda özel efektlerdir. Bu filmlerde

..:' geçmemisizdir; .örnegin Godzilla Dokuzun• Willis O'BrienveRay Harryhausen aya~ cu. Harika (Kafasinda soru takilanlara: rinda özel' efektler· bulacagini sanirken Batinin canavarlari Sekizinci harikatabiikiKing KongkAyni yine hayal kirikligina ugramaktadir.ja:.. ,ponlacher.nedense çizgifilmdalinda i"f'ici gorunusr'U Oi Up .sekildeGa11lera Godzilla.bizde iU serisiilealakasiçan Godzilla olmayanolarak gösterdikleri.sabrikaijufilmlerinde gös• terememektedirler. Stop-11lotion teknigi ortaligi harabeye. oynarinstIr.Aslinda Gamera'nin Gbdzilla yerine siiit11latio11adi:vcri1cn teknigi ismiyle tanifilmaslAlmanyaiçin de ge- cev~rir, , ken, k" alJueigaçerlid\r. , Si" ' .• örneklerindeki ,A yni' zamanda ilk renklikaijidilmi "olan Radon'dan itibaren artik renkliye canavarI arda bir geçilmis olunur. 19W'de Honda'nin Uzay ce sit sevimlilik operasi-kaiju karisimiChikyu Boeigim ,, (Mysterians) ile genis ekran formati da mevcuttur, kendisine uyarlayan kaiju filmleri, arada bir, çok kanalli ses düzeneklerini de dene• mistir. Oysa Hollywood sinemasi,1967' ye dekikendi türünüinatla.siyah-beyaz olarak çekmeyisürdürmüs~ve bunlarda 'negenis ekran ne de çokkanalli ses tek• nikleri uygulamistir." .,' ",'lapaneseSeienee-Fiction, Fantasyand Horror Cinema ile Monsters are Attaeking •Tpkyo eserlerinin yazari Stuart Galbraith k~li~h~~l1~f~rc{h~~'~isl~rgir,i, yaci,2~ac' vcir, k9~tümü:giyriiis"~~E :~~aw,T~,~Yo s~hrin~n ])üyük:Ö!ç'~,~Wifiaketi\izeriride ~~r~,etEafi?ag;ir,F~rçalaI":. o/i-tiI1},e.pst- ~aki"i:i üfad~~~nin"il ~R;?n v~.t$~{;;g!Jflf~d~~J:~iS~)'nuctaJ ara cl igi ni lpk./t.CJfk:savas uçaisi"tren~ g~biaraçl~nn iC, ~Ociz~ii.~i'nin<~:neri1:<~~,yeF~~),PRyn-i~7#;t·;c';7·j~.:f%;];"' nerbgwipoyuncakoldugu he.rseyiyl~'" ise King KOI1g un kaz_andigin;:i...;dair;,,~.~,Yl~m~y,an ve b:llidir;Ytne debu.Özel ef~~tlerit)'ap~t~'j yaygin bi~1?ÖrÜs.pulurimakt~du:·!\r;er~l;t:~iIefeiJ/,t;~:{:' iTIustur.T .' "\'~f~" .' Sonuçta aradigini bulamayan ve efektleri "ilkel" olarak niteleyen seyirciler bu filmleri çocuksu bulmaktadirlar. Oysa kaiju filmlerinin bu Özel1ik~~ri pek çok kimseye çekiei gelmektedir. Omegin Tim Burton'un en büyük arzusunun Godzilla kostümünün içindeki adam olmak ol• dugunu söylerler. Burton, Godzilla'yi Pee Wee's Big Adveiitures ve Mars Attacks filmlerinde kullanmaktankendisini ala ci marrnstir.' Pee Wee'de kahramanln' odasHi.:': da Godzillaimn'oyuncuk inaketi bulun• maktadirve ayricafilmin. sonlarinadogru! Warner Bross.'a'ait bir film'stüdyostinda bir Godzilla filminin çekim islemleri gös~' terilir (Ne dersiniz,yoksakostilir\. içind'eki' Burton'i1m?):Mars"Att'acks' agelince: on{i.} disizbuiun.';" n' ",'il' ': F,· c·) ,cn ',i!Sonuçta iJirfili'ii.irrkaiju olimisliçin' gerekehikurallan iasagidaki' g~hi sirala~' yabiliriz:" k-C.o;i;; ur! .".J 1) Film Japon;'filmi 01acak!2) Film'deki efektlerde suItmatioii tekniginden inatla! vazgeçilmeyecek.3) Ortaya;çikan'cari.a~· varlar haskacanavaria.riakarsiiasipbol bol dÖvüsecekh~r.DÖVüsinede hersey~er-' ca.riavaraPolenhyali'iki güiel peri:'iahibe best:4) Canava'rlar gerektigih:de'insan- ~ eslik etmektedir. 30 santirii.liKboyiaÜyla ligin'tar'afiI1ii tütup d ünyayi:kiirtarabi• bu iki kiz birbirlerine çok beii.zemekfeve iirler. 'L ",·",;~.!';-:!:,y,i:. Ci',: ikiside ayni anda komismaktadirlar. Ta:' , ;'~Bu'kurallann isiginda artik Godzilla biiki:bÖylebir seyeasla batili canavar serisi ve diger lazijufiliii.lerine'daharahat' filmlerinderastlayamayiz. Bti iki rahibe birsekilde bakabilirii." ,'l ' Mosura'yi.(batida bilinen' adiyla Mothra',i ';.IÇ'. '-;';":".',- yi) çaginrlarken Yuji Koseki'nin bestele" Toho'niin Ghdzilla EVreni", ,',;1;o:'!I,"' digi hos bir sarki söylerler.iPeri-rahibeleri canlandiran Emi Ve".yiimi%)~ aslinda ÜçüncÜ,Godzilla~filmi Kingikongu, tai' Gojira (King Kog vs Godzilla, 1963) ile' artik Japonpop müziginde P~ar\uts grubu ola~; seri ,rayir\a oturtulmustur.lAdirldan da rak bilinen .Ikiz sarkicilardir.: 1.'1· C" ' anlasilacagi' gibi Godzilla' mrt ,bÜseferki• t, 'MotRi'ii'döi'düIlcÜ :Godzilla :filmi; rakibi ;KingcKcing'dur.' Bu :filffi'·en 'iYi' Mosiira tai dojira (Godzilla vs the Thiiig/ J, Gamera (1965) 1964)ile Godzilla evrenine girerken ya-o lamdaki canavar filmleri olmaktan uzak• nina peri-rahibeleri ve sarkilarini da lasir, tam tersine bu sefer canavarlar dün• almayi unutmaz. Bu filmden sonra God• yayi kurtarmak için uzaylilarla da ugras• zilla ile baska filmlerde de karsilasacaktir maya baslarlar. Bu film ayni zamanda (Peanuts ikilisi birkaç filmde daha rol Hollywood bilim-kurgu filmleri için aldiktan sonra yerini baska ikiz oyun• sorulan su sorunun yanlis oldugunu da culara birakacakdir). Mothra'nin ayrica göstermektedir: Uzaylilar dünyada onca 1996'dan itibaren üç filmlik bir serisi ülke varken niye hep Amerika'ya gel• mevcuttur. Ne var ki bu filmlerde artik mekte ya da istila planlarini bu ülkede peri-rahibeleryeralmamaktadir. gerçeklestirmektedirler? Oysa Japonya Godzilla evreninin en kötü kahra• ve hele Tokyo, bu konuda daha büyük mani Ghidorah, 1965 yapimi besinci bir potansiyel tasimaktadir (f). Godzilla filmi San Daikaiju. Chikyu Saidai 1966'da dev istakoz Ebirah'in tani• no Kessen'de (Ghidorah, the Three Headed tildigi Gojira, Ebirah, Mosura: Nankai no Monster; Gidorah Canavarlar Canavari) daiKetto (Godzilla vs the SeaMonster, Ebirah uzaydan düsen bir meteorla ortaya çikar. Canavarlar Adasi, 1966) filmiyle birlikte Artik bundan Üç basli ve Çin mitolojisindekiejderhalari Jun Fukuda yönetimli filmlere rastlamaya animsatan görünüsü ile bu canavar, bü• baslariz (4). Honda arada bir Godzilla sonraki Godzilla tün seri boyunca Godzilla'nin amansiz filmi çekse bile, ilgisini artik baska film• filmlerinde üçlü rakibi olacaktir. Bu film ayni zamanda lere yöneltmistir. Fukuda'nin yönettigi Rodan'in ve Mothra'nin da rol aldigi bir filmlerde taze kan arayisi hissedilir. Se• dörtlü kavgalara filmdir. Artik bundan sonraki Godzilla yirci kitlesi olarak daha genç kisma yöne• sahne oluruz. filmlerinde üçlü dörtlü kavgalara sahne lir gibidir. Ayni yönetmenin bir sonraki oluruz. Kaiju-to no kessen: Gojira no Musuko (Son Altinci film Kaiju Daisenso' dan of Godzilla, Godzilla'nin Oglu, 1967) fil• (Monster Zero, Uzaydan Canavar Geliyor, minde Godzilla'nin oglu Minira (ya da 1965)itibaren bir de isin içine uzaylilar batida bilinen adiyla Minya) ile karsi• girmeye baslar. Dünyayi istila etme ni• lasiriz. Aslinda Minya, Godzilla'nin öz yetindeki uzaylilarin girmesiyle birlikte oglu degildir. Bas canavarimizin Pasi• iartik kaiju filmleri kesinlikle klasik an- fik'te yasadigi bir adada bulunan dev bir yumurta çatlamis ve içinden bu yeni ka• neklerine göre insancilliklarini birazcik rakter çikmishr. Godzilla zorunlu olarak kaybetmisler, görünüsleri daha sert ol• onu evlat edinmek zorunda kalmistir. mustur. 1995' de Gojira tai Desutoroia Minya'nin görünüsü bir canavari andir• (Godzilla vs Destroyer) ile sonunda seri maktan çok haylaz bir Japon ilkokul bitirilir. Hem de Godzilla'nin acikli ölü• ögrencisini andirmaktadir. Babasi gibi müyle birlikte. agzindan alevler çikaramasa da halka Toho, 2000 yilinda Gojira ni-sen mire• Minya'nin görünüsü seklinde duman çikarmayi becerebil• niamu (Godzilla 2000: Millenium) ile God• mektedir. zilla'nin üçüncü dönemini baslatir. Özel bir canavari Buraya kadar Godzilla evreninin en efektlerde arhk isin içine bilgisayar efekt• andirmaktan çok önemli canavarlarini görmüs olduk. Ama leri de girmektedir. Bu filmde neyse ki 24 bölümü bulan Godzilla serisi için arhk bir daha bastan baslanmaz. Godzilla bu haylaz bir Japon sadece belli dönüm noktalarini belirtmek filmde yine insanlara zarar verirken, u• ilkokul ögrencisini daha dogru olacaktir (5). zaylilara karsi da savasir. Gojira X Maga• Bir sonraki bölümde anlatilacak olan girasu (2001), üçüncü dönemin ikinci filmi andirmaktadir. Gamera serisine karsi artan ilgiden olsa olarak serinin su anda en son filmi olmak• gerek, Toho film sirketi 1971'den itibaren tadir ama en son haberlere göre Godzilla Godzilla serisini yasça daha da küçük 2002 filminin yapim hazirliklarina baslan• seyircilere uyarlamaya kalkar ve bu film• mistir. lerde artik Godzilla hayranlarinin saçini basini yolacak seyler olur: Gojita tai Gai• Diger Kaiju Filmleri gan'da (Godzilla vs Gigan, Godzilla Devlere Toho film sirketinin kaiju alanina el atti• Karsi, 1972) Godzilla, Angilas ile konu• gini gören diger film sirketleri de tabii ki surken, Gojira tai Hedora'da (Godzilla vs bos oturmadilar ve onlar da bu tür ala• Smog Monster, Canavar Hedora, 1971) ise ninda birseyler denemeye basladilar. Ilk uçar. Gojira tai Megaro' da (Godzilla vs atilim 1956'da Daiei film sirketi tarafindan Megalon, Godzilla Dünyayi Titreten Cana• Uchujin Tokyo ni arawaru (Warning from var, 1973) U1traman karakterinde bir an• Space)filmiyle oldu. Bu filmdeki iyi niyetli droid ortaya çikar (6). 1974'de ne yaptik• uzaylilar deniz yildizi seklinde idi. Ama larini sonunda farkeden Godzilla ekibi, Gojira tai MechaGojira (Godzilla vs the Cosmic Monster, Canavarlar çarpisiyor) ile seriyi tekrar toparlamaya kalkarlar. Uzay• lilarin Godzilla'yi yok etmek için olus• turduklari Godzilla'ya benzer dev robot aslinda Japon ani me dünyasinin alt türünün Godzilla serisi üzerine bir yansimasidir diyebiliriz (7). Seri bu filmle birazcik eski havasina girmisse de bir sonraki filmi MechaGojira no Gyakushyu (Terl'or of Mechagodzilla, Fezada Mücadele 1975) ile birinci Godzilla dönemi kapan• mis olur. 1975-1984 yillari arasinda uzun bir dönem Godzilla filmi çekilmez. 1984'de Godzilla'ya tekrar el atilir. Fakat aslinda bu film eskilerinin devami niteliginde Frankenstein Conquers degil tam tersine ilk Godzilla'nin tekrar Toho'nun kaiju alaninda diger film the World (1965) çevrimidir. Hatta Amerikan versiyo• sirketleriyle asil rekabeti 1965'den itibaren (cekHip kuiianilmayan . bir sahneden) nunda ek sahnelerde tekrar Raymond baslamistir. Toei Kai tafsu daikessen (The Burr'a görev verilir. Teruyoshi Naka• Magic Serpent, 1966), Shochiku Uchu dai• no'nun özel efektleri daha geliskindir. kaiju Girara (The X from Outer Space, 1967), Yönetmenligi Koji Hashimoto'ya ait Go• Nikkatsu Dai kyoju Gappa (Monster from jira 1984, Amerika'da bir sene sonra viz• a Prehistonc Planet, 1967) ürünlerini ortaya yona girdiginden Godzilla 1985 olarak koyarken, bu arada yurt disindan Kore' de adlandirilmrstir. Sonraki filmlerde yine bu tarz örnekler çikartmaya girismistir. Mothra, Ghidorah, Rodan, Minya ve Ama Toho'nun asil rakibi hiç kuskusuz MechaGodzilla ortaya çikar. 90'li yillarda Daiei ve onlarin kaiju kahramani Gamera çekildigi için Heisei (8) dönemi adi verilen olmustur. Gamera dev bir kaplumbaga• bu yeni seride canavarlar ilk dönem ör- nin adidir. En büyük özelligi ayaklarinin• 1~69),.Ba,sroll~rjni Robert. Horton, LHciana., Faluizi'nin oynadigiv:e.yö~ netinenligini 'KÜ1jiFukasi1ku',riun üstlen• digi ~lvide~~r ;mik,roprgaii,ipl}a, bir uzay istasyo,nuna musc:llatolprveçok çabuk s~kilde çogalarak,)stasyo:na yayilir. Film• de!

t/:"· .:!":>' ;-, :'~";- , ',' " Semboiiede};'od~m,a', r, , ,~:., qoq zilla, '):li~.r'I1;B~l«Tei,!eJtlik~yi.s in)~ geledigine dair geneU~irJ

gele4,igil}~,g9~~~[ii;i!:ktqdir.r, A~liI1da.<::;od~, zil\ci'nin me~eniy~tten h8slariinayarÜ)i~ linç~altil1liz1simgeie~igini söylen;ek pek. de yanlis~irs~y söylel11is f>ayilmayiz, Ister,batikökenli isterdagtl kökenli'olsun,. fiiInleIA~'ô~taY~.Çfk~n,~ClI1~~arlarrrl~tl*a buY}ik,.bi~s~r\r,e g~lip p)lrflyi yok,e~meye. ,'.. '- ça,1Isirlar)3HYo.k.,~siis aslir<:ia seyircinin. , k<7ns:i~Ri,ni~yapina~~ste9-igi§lrnaasla ya,- pa,mayacag1fbireylem<;iir, Tahrip etme sail~~leriylef'~yir,si, pir sek.i~derapatlaiiiis olur',J?eik~çogu: ?eyirci, k.ai:ilisahrielerde, ya da 59,k,geriltlllli sa,hn~ler<;iegözlerlni p-e,rPeger)

leii.çiiginden, .ins.anlari.- . .yeii;iekgibi bir huyu yoktur. Evet sehirleri yikmakta, geregi duyulmustur. Örnegin King Kong ayaklariyla tanklari ezmekte, elinin ter• vs Godzilla' daki özgün müziklerin çogu siyle savas uçaklarini düsürmekte, atomik Creature from the Black Lagoon filminin nefesiyle gemileri patlatmaktadir ama müzikleriyle degistirilmistir. Furankenshu• filmlerde asla bunlarin içlerinde insan tain no kaiju - Sanda tai Gaira (War of varmis izlenirni verilmez. Oysa batida Gargantuas, 1970) da ayni kaderin kurbani bu tür yapi ve araçlarin içindeki insan• olmus, bu sefer müzik olarak Republic larin korku dolu bagirislari ve yüz ifa• filmlerinde kullanilan müzik stoklarindan Godzilla'mn birkaç deleri verilmeden edilmez. Kimi zaman yararlanilmistir. Bu sekilde bu filmlerde Godzilla'nin birkaç kisiyi öldürdügüne sanki bir B-filmi havasi yaratilmaya çali• kisiyi öldürdügüne tanik oluruz ama bu kurbanlar zaten onu silmistir. Müzige müdahele islemi geç• tanik oluruz ama öldürmek isteyen, ondan ölesiye nefret miste kalmis bir islem degildir. Godzilla bu kurbanlar zaten eden kisilerdir. Godzilla bu insanlari öl• 2000 filminin Amerikan kopyasi için dürürken bile sadece bulunduklari yapi• dagitirncilar müzikleri yetersiz bulup onu öldürmek nin yikilmasini görürüz. Asla ölümlerini besteci J. Peter Robinson'a ek müzik si• görmeyiz. Oysa Hollywood tarzi bir se• parisi vermislerdir. isteyen, ondan naryo olsaydi Godzilla bu kötü kisileri Buradan görüldügü gibi, Japon bes• ölesiye nefret eden agizda çignerne, ayaklar altinda ezme, tecilerinin müziklerinin ve bu müziklerin atomik nefesle yakma gibi yöntemlerden filmde kullanimlarinin batili seyircide kisilerdir. biriyle "en korkunç sekilde" öldürürdü. bir hosnutsuzluk yaratacagi yolunda bir Içinde insan oldugu vurgulanmadan izlenim vardir. Oysa kaiju filmleri kendi Godzilla'nin yaptigi bu tahribat islemi, türünü olustururken, müziklerde de bir medeniyeti yok etme içgüdüsünü tatmin degisim süreci olmustur. ederken bir taraftan da seyircinin suç• Amerikan canavarli film müzik• luluk duyrnasini engellemektedir. lerinde demirbas besteci olarak Hans Godzilla'nin ikinci ve üçüncü döne• Salter ve Herman Stein kabul edilirse, mlerine göz atildiginda bu canavarin ayni Godzilla (ve daha birçok kaijii) filmleri zamanda çevreci yönü oldugunu görmüs oluruz. Godzilla artik bu filmlerde nük• leer santrallere gidip buralari yok etmek• tedir. Onun yok olmasini isteyenler artik Japon halki degil, Japon hükümeti ve or• dusudur. Bu sekilde, enerji sikintisi gerek• çesiyle nükleer enerjiyi kabullenmis olan insanoglunun, bir yandan da bunlari yok etme istegini Godzilla, filmlerinde giki çikmadan yerine getirmektedir. Bir açi• dan ekolojist bir terörist olmustur. Godzilla 2000'in sonunda Godzilla yi• ne uzaydan gelme bir canavari yok edip insanligi kurtarmis olmanin mutlulugu ile Tokyo'yu yikmayi sürdürürken, filmin kahramanlari bilim adami ile gazeteci kiz arasinda geçen konusma kayda degerdir: Bilim Adami: Bu canavari, Godzilla'yi biz için de Akira Ifikube ile Masaru Sato War of the Monsters (1966) bilim adamlari yarattik ve o zamandan (Satoh olarak da yazilmaktadir) gösteri• beri de onu yok etmekle ugrasiyoruz. lebilir. Aslinda bu iki besteci, sadece kaiju Gazeteci Kiz:- Peki ama neden? Neden alaninda degil, Japon sinemasinin birçok hep bizi koruyor? filmlerinin jeneriklerinde de adlari yazili Bilim Adami:- Belki de hepimizin içinde bestecilerdendir. bir Godzilla var. Ifukube, Godzilla serisi için iki mo• tiften yararlanmistir. Birinci motif, karan• Godzilla müzikleri lik ve Hollywood filmlerindeki müzik Her ne kadar Godzilla serisindeki mü• tarzindadir. lik olarak serinin üçüncü fil• zikler bati tarzinda ise de, kullanim ve mi Godzilla vs King Kong'dan itibaren sik biçim olarak Amerikan canavar li film• sik kullanilan bu motif, daha çok yara• lerinin müziklerinden daha farklidirlar. tigin ortaya çikisi esnasinda kullanil• çogu d urumda kaiju filmlerinin bati kop• makta olup biraz Ki!ig Kong film skorunu yalarinda müziklere müdahele edilme animsatmaktadir. Ikinci tema ise dahai sini müzik aletlerinden kendisinin olus• turmus olmasidir. Ayak sesleri için ucu dügüm dügüm yapilmis bir iple timpani üzerine vurulmaktadir. Godzilla'nin çigligi ise biraz daha karmasiktir. Üzeri reçine ile kaplanmis bir eldiven, kon• trabas telleri üzerinden geçirilmekte ve bu olusturulan sesin kaydi daha düsük bir hizla çalinmaktadir. Ifukube müzik materyallerinin çogunu Godzilla serisi ve diger kaiju film• leri içerisinde tekrar tekrar kullanmaktan asla kaçinmamistir. Dolayisiyla filmlerde ayni müziklere rastlamak sasirtici birsey degildir . Masaru Sato'ya gelince: Ikinci film Gigantis' de kendisini pek gösteremeyen Sato, Jun Fukuda'nin Godzilla serisine girmesiyle birlikte Godzilla müziklerinde büyük bir degisim rüzgari yaratir. Sa• to'nun müzikleri, !fukube'nin müzik• lerine göre daha melodiktir ve 60'li yil• larin havasini tasir. Bu müzikler Neal Hefti'nin TV dizisi Batman için yaptigi. çok G-kuvvetlerinin (Japon ordusu 4 müziklerin havasindadir demek yanlis kuvvetten meydana gelmektedir: kara olmaz. Hatta Ebirah'da Batman temasin! kuvvetleri, deniz kuvvetleri, hava kuv• bile duyar gibi oluruz. Batman dizisinde vetleri ve G-kuvvetleri yani Godzilla dövüs sahnelerinde oldugu gibi Sato da kuvvetleri) Godzilla'ya karsi savastigi. canavarlarin dövüslerini dans ritimleriyle sahnelerde kullanilmaktadir. Bu tema vermektedir. mars tarzinda olup müzikte karanlik bir Godzilla müzikleri sadece bu iki bes• ruh hali bulmak imkansizdir ve birinci teciye ait degildir. Oru kaiju daishingeki filmden itibaren Godzilla serisinin asil (Godzilla's Revenge, 1971), Godzilla vs the temasini bu motif olusturmaktadir. Smog Monster ve Godzilla vs Megalon için Canavari kahramanlik temasi hava• Kinio Miyauchi ve Riichiro Manabe'nin sinda müziklerle vermek, Amerikan ca• müzikleri seriye pek fazla birsey kazan• Mars tarzindaki navarli filmlerde rastlanilmayan bir sey• dirmamistir. Bu filmlere tutsun diye ek müzikler anlasilan dir. Hele mars ritmiyle canavarin müzikle sarkilar da konmustur. Manabe Megalon Godzilla serisi ve tasvir edilisi hemen hemen hiç yoktur: için yaptigi müziklerde, Godzilla'nin Mars tarzindaki müzikler anlasilan yerine daha çok filmin Ultraman ti• diger kaiju filmler Godzilla serisi ve diger kaiju filmler için pindeki Jet Jaguar'ina önem vermistir Ifukube'nin en uygun buldugu müzik (Bubelki de artik ilginin kaiju' dan Ultra• için Ifukube'nin en biçimidir. Bestecininkendi müzikleri için man gibi filmlere kaydigina dair bir isaret uygun buldugu yararlandigi bir kaynak da kendi köke• olarak düsünülebilir). nidir. Aslen bir Ainu'lu olan Ifukube, Fakat tüm bu taze kan arayislarina müzik biçimidir. bestelerinde Ainu halk ezgilerinden de karsin, !fukube'nin müziklerinin daha yararlanmakta ve hatta bazi zamanlar etkili oldugunu farkeden yapimcilar, sözleri Ainu dilinde sarkilar da olus• Godzilla vs Gigan'da !fukube'nin müzik turmaktadir. Ainu, günümüzde Hokkai• stoklarini kullanmislarken (9), Godzilla do çevresinde yasayan etnik bir gruptur vs Mechagodzilla' da besteciden direkt ve Japonlarin bu adalara gelmeden önceki yararlanmislardir. gerçek sahipleridir. Bir bakima Japon• Ikinci dönemin Godzilla serisine ya'nin kizilderilileridir (!fukube Godzil• Toho, Ifukube'siz baslamis ve onun ye• la'ya müzik yazarken acaba onu Japon• rine Rejiro Koroku'yu devreye sokmus• lardan intikam alan bir Ainu olarak mi lardi. Serinin ikincifilmi Gojiratai Biorante görüyordu? Yoksa Godzilla'nin sem• (Godzilla vs Biolante, 1992)'de ise müzik boller torbasina bunu da mi eklemek ge• Koichi Sugiyama'ya aittir. Bu filmde Su• rekir?). giyama'nin özgün bestelerinin disinda !fukube'nin Godzilla'ya bir diger Ifukube'nin klasik Godzilla temalarindan ikatkisi da yaratigi.n ayak sesi ve bagi.rti- da yararlanilmaktadir ancak Sugiyama bu eski materyalleri 80'li yillara uyar• NOTLAR: layarak kullanir. Godzilla'nin temasi artik (1) Japonca' dan tTansliterasyon sonucu yanlis olarak lnihiro Honda olarak yazilan lshiro Honda disko tarzindadir. Sugiyama'nin filmde (1911-1993), ayni zamandaAkira Kurosawa'run kullandigi müziklerde ise Hol~ywood da yakin arkadasi idi. Kagemusha (1980), Ran etkisi çok kolaylikla farkedilir. Ornegin (1985) filmlerinde ismini belirtmeden Kurosawa'nin yönetmen yardimciligini Godzilla ile Biyolante arasindaki savas üstllenrnis ve hatta yine Kurosawa'ya ait Dreams Jaws temasini, Super X2 araci için kulla• (1990) filmindeki Tünel hikayesini kendisi nilan müzik de Superman'i animsat• yönetmistir. maktadir. (2) 1970 yilina dek birçok filmin özel efektinde ernegi geçen Eiji Tsuburaya (1901-1970), 60'li Özgün materyallerinin disko sekline yillardan itibaren kendi sirketi Tsuburaya sokulmasindan hoslanmayan Ifukube, Productions'i kurarak, televizyon piyasasina da müziklerinin filmde korunmasi için tek el atmis UltTaQ, UltTaman, UltTa Seven, Mighty çarenin Godzilla serisine dönmek oldu• Jack gibi bilim-kurgu dizilerinin yapimciligini üstlenmistir. guna karar verir ve Godzilla vs Space God• (3) SuperMarionation, kari-koca Gary ve Sylvia zilla disindaki tüm filmlerin müzikleri Anderson'larin TV için hazirladiklari kukla kendisi besteler. dizilere verilen genel addir. Thunderbirds, Stingray (bizde TRT' de 74-75 sezonunda Godzilla'nin öldügü son film Godzilla "Denizler Hakimi" adiyla oynadi) en bilinen vs Destroyah' da Ifukube, canavarin son .örneklerdendir. Medetings, bu dizilerin hemen sahneleri için oldukça hüzünlü bir agit hepsinin özel efektlerini ve tasarimlarini bestelemistir. Ayni teknigi ilk filmde de gerçeklestirmistir. Bunun yanisira, James Bond filmlerinin efektlerinde de bulunmus olan kullanmisti. Medetings'in ölineden önce yaphgi en son film Gojira tai Supesugojira (Godzilla vs Golden Eye idi. Bu film ona ithaf edilmistir. Space Godzilla, 1994) için görevlendirilen (4) 1923 dogumlu Fukuda, Japon B-türü gerilim Takayuki Hattori ise, serinin üçüncü filmleriyle ise baslamis ama Godzilla serisiyle "Johnny Yuseph döneminin ilk filmi Godzilla 2000' de de birlikte kaiju alanina kayrnishr. Kaiju sinernasinda Hondo' dan sonra gelen ikinci isimdir. bu filmlere bulunmaktadir. Bu yeni serinin iki fil• (5) Godzilla'nin 22. bölümünün ayrinhli dökümü minde de Ifukube temalarinin kullanil• için Metin Demirhan'in Nostromo'nun 3. figüran olarak masina devam edilmistir. sayisinda (likbahar jYaz 1998) yer alan 'Canavarlar çarpisiyor - Godzilla ve Digerleri' insan bulurdu yazisi önerilir. Kaiju diyannda bir Türk (6) UltTaman, bir Japon televizyon dizisidir ve ama asil isi Japon Stuart Galbraith'inMonsters are Attacking renkli birkaç bölümü ülkemizde de gösterilmistir. Power Rangers gibi dizilerin prototipi sayilir. is adamlarina Tokyo kitabinda karsilastigimiz ilginç bir (7) Mecha türü konusunda verilebilecek hususla bu yaziyi bitirelim. Kitapta oyun• en iyi örnek Voltran' dir. gaijin kadinlar cularla yapilan ropörtajlardan, Japon• (8) Japonya'da her lmparator için özel bir tarih saglamakti. " ya'da birçok Türk'ün menajer olarak ça• sistemi gelistirilinistir. Heisei de 90'li yillara karsilik gelen lmparator için kullanilan genel listigi anlasilmaktadir. Osman Yusuc isimdir. Japon filmlerine batili oyuncu saglayan (9) Godzilla materyali disinda !fukube'nin Kokusei ajansinda çalisan bu Türk mena• kullanilan diger filinler bahda bilinen adlariyla jerlerinden en önemlisidir. (60'li ve 70'li sunlardir: Big Bass, Baule in Outer Space, A Lifetime of Bussiness Navy, The Toughest Guy Around, The yillarda filmlerinin dis pazarda satisini Birih of ihe Tapan Islands, Atragon, Frarikensteiri kolaylastirmak amaciyla Japonlar, film• Coiiqiiers the World, Latitiide Zero. lere beyaz yüz yerlestirme isini kendileri üstlenmislerdi. Hatta dublaj islemlerini de kendi ülkelerinde yapiyorlardi). Ja• ponya' da dogmus ve ögrenimini burada yapmis olan Yusuc filmlerde daha çok Johnny Yuseph olarak bilinmektedir. A y• rica no oyuncusu olarak da listelerde adi gözükmektedir. 1982 yilinda ölmüs olan Yusuf, Mosura (1962), Son of Godzilla (1967) gibi birçok kaiju filmi disinda diger Japon filmlerinde de ufak roller almistir. Genelde batili oyuncular Yusuf hakkinda iyi konusurlarken, ismini vermeyen bir gaijin (yabanci) aktrisjmodel sunlari söy• lemektedir: "Johnny Yus ep h bu filmlere figüran olarak insan bulurdu ama asil isi Japon is adamlarina gaijin kadinlar sag• lamakti. " i japonlarin sonsuz hayalleri ve canli• çizgileri anime Burak Aydin

Japonya' da inanilmaz popüler hale ge• liyor. Hatta bu dönemlerde Amerikan çizgi-romaninin yayginlasmasi ile Ja• ponya' da manga kültürünün yayginlas• masi arasinda çesitliparalellikler kurulur. Anime ise manga eserlerinin har e• ketlendirilmis adaptasyonlari seklinde kendini göstermeye basliyor. 1900'lerin ilk çeyregi ve ortalarinda, özellikle Ikinci Dünya Savasi ve sonrasinda Amerika' da çok begenilen çizgi-filmlerden esinlenen bazi manga yaraticilari ve yönetmenler, bugünkü anlami ile anime'nin ilk adim• larini atiyorlar. 'manga Tanrisi' diye de adlandirilan ünlü manga sanatçisi Osamu Ninja Serall 'Japon Animasyonu', 'Japanimation' veya Tezuka, anime'nin en önemli ilk zaman dünyaca kullanilan kisa adi ile anime, eserlerine imza atarak tüm bir animasyon gerçekten de birçok ülkede geleneksel tarzinin sekillenmesinde basrolü oynu• Japon sinemasindan daha çok izleyiciye yor.Yillarboyu gelismeler ve birçok degi• sahip. Üstelik belirgin bir önyargimn ter• sikliklere maruz kaldiktan sonra; 2000' sine, bu izleyiciler çocuklardan olus• lere geldigimizde artik anime ve manga muyor. Anime sözcügünü açiklamak için kültürü, yadsinamayacak ve gözardi bulunabilecek en kolay karsilik, "Japon~ edilemeyecek bir etki ile tüm dünyada larin yaptigi çizgi-filmler" olacaktir. milyonlarca merakli tarafindan kabul Ancak, aslinda anime'nin bizim alisik görür hale gelmistir. Anime ve manga'nin bu kadar popüler Anime ve oldugumuz anlami ile sadece çizgi-film degil, bir animasyon akimi, özel bir olmasinin basta gelen sebeplerinden biri, manga'mn bu kadar animasyon teknikler bütünü, önemli bir islenen konularin çesitliligidir. Gerçek kültürel öge ve hatta bir alt sanat tarzi hayatta yer alan (ve tabii ki almayan) popüler olmasimn oldugu söylenebilir. hersey anime ve manga için konu olabilir. basta gelen Sadece hayal dünyalari ve kahramanlar degil, günlük yasamin en küçük bir ögesi sebeplerinden biri, Manga' dan aninze'ye Anime, Japonca çizgi-roman anlamina bile burada yer alabilir. Dogru sana:.;i..:'1 islenen konularin gelen manga' dan dogarak bugünlere elinde, her konu ve her arkaplan, '~e'.:_I bir esere dönüsecektir. Istisnalar disinda, çesitliligidir. gelmistir. Manga kelimesi, yalin bir bi• çilnde, 'sorumsuz resimler' olarak çevri• son zamanlara kadar belli bir yapiya ve lebilir. 1800'lerde agaç baskilar ile ortaya sekle sahip olan Amerikan çizgi-ro• çikmaya baslayan manga, o zamanlarda maninin etkisindeki bu yüzyilakurlari; sadece bazi hikayeleri süslemeye ve zamanla bildikleri bütün formlari kiran tamamlamaya yarayan figürlerden ve ve onlarin ötesine geçen Japon manga ve resimlerden ibaretken; bugün karsimiza anime eserleri ile tanismaya basladi. Iste dünya çapinda ilgi gören dev bir akim bu eserlerin sundugu çesitlilik ile çiz• ve endüstri olarak çikiyor.Manga kültürü gilerin ve karakterlerin dogu kültürleri ive eserleri yirminci yüzyilin ilk yarisinda ile yogrulmus ilginç beraberligi insanlari cezbetti. Tabii ki bu çesitliligin de kendi serisi olarak yayinlanmis olmasidir. Her içinde dagilimlari ve ayrimlari bulun• ne kadar bunun çok fazla istisnasi olsa makta. Belki de anime ve manga'lari, en bile, Japon manga pazari, anime pa• kolay hitap ettikleri düsünülen kesimlere zarindan daha genistir ve okuyucular göre ayirabiliriz; çocuklar, genç kizlar, manga'lara, anime ürünlerinden daha genç erkekler, yetiskin kadinlar ve ye• kolay ve daha çok noktada erisebilirler. tiskin erkeklere hitabetmek amaciyla orta• Gazetecilerde bile manga satilirken (ki ya çikarilan eserler. Her ne kadar bu si• ülkemizde de böyledir), anime ürünleri niflama kendi içinde daha çok kola ayrilsa her yerde degil, sadece belli hobi dük• bile (ev kadinlari, çalisan erkekler, ho• kanlarinda, marketlerde, alisveris mer• moseksüel okuyucular için özel eserler kezlerinde bulunmaktadir. Buna bakarak vb.); benzeri bir ayrimi konular için anime ürünleri satis noktalarinin az olugu yapmak çok daha zahmetli bir süreç zannedilmesin, bu sadece göreceli bir olacaktir çünkü ayni sinemada oldugu açiklamadir. Manga'nin anime'ye göre gibi, anime ve manga' da da konu sadece daha kolayerisilebilir olmasinin sebep- yaraticiliginiz ve hayal gücünüz le sinir• lidir: macera, aksiyon, komedi, dram, ~ I"-I~-"-' romantizm ve tabii ki bunlarin çilgin ~,. kombinasyonlari; kisacasi, ne ararsaniz var... Bununla birlikte, yukarida belirt• tigimiz yas ve cinsiyet üzerine kurulu izleyici/okuyucu ayrimini, dünyada bu kadar belirgin sekilde sadece Japonya' da görebiliriz. Yüzyillarca kast sistemi ile yasamis ve kadin-erkek ayrimlarini nor• mal saymis bir toplumun modern za• manlarda da benzer bölümlemeleri içer• mesi sasirticiolabilir.Ama Japonya birçok baska toplumdan daha fazla iç kural• larina bagli bir toplum olmakla bilinir. Anime ve manga okuyucu zevklerinde ve ürün pazarlamasinda da bu ayrimlarin kullanilmasi, bu açidan bakinca çok ters durmuyor; zira bu ayrim, bir nevi top• lumu yansitiyor. Anime/manga üretici firmalari ve yayincilari, hedef kitlelerini gayet iyi taniyorlar. Ama pazari iste• lerinden biri de üretiminin yine göreceli diginiz kadar bölümleyin, yine de her olarak ucuz olmasidir ve tabii ki,bir çizgi• ruha, her kisiye ve her duyguya hitap e• roman okumak için bir video, DVD veya den özel eserler her zaman var ve ola• Laserdisc oynaticiya ihtiyaciniz olmaz. caktir da ... Manga serileri Japonya' da, çogunlukla Manga okurlari ve anime izleyicileri, haftalik çikan ve her biri ansiklopedi ka- Manga okurlari ve özellikleri birbirine benzer iki gruptur linliginda dergiler olarak yayinlanir .••••• ve ikisini birbirinden ayirmak zordur. Bunlara örnek olarak Shonen Jump, Ribon, amme izleyicileri, Manga okuyuculari, sevdikleri serilerin Margaret ve Garo gösterilebilir. Her bir özellikleri anime'ye çevrilmesini ve sevdikleri ka• sayida en az 15-20ayri seri, haftalik bö- b' b" b rakterlerin canlandirilmasini ilginç bula• lümler halinde sürer ve bazi serilerin ayni ir irine enzer bilecekleri gibi, bir anime filminin veya dergide yillar boyu sürdügü görülebilir. iki gruptur ve dizisinin takipçileri de o serinin manga ~~~yu~ularin. ~u s:riler ~akkind~~i ikisini birbirinden versiyonunu kesfettiklerinde, olay aki• goruslerine ve fikirlerine çok onem verilir sinda birçok degisiklik görebilecekler ve ve devamli anketler yapilarak, oku- ayirmak zordur. o seriye bambaska bir açidan yaklasa• yucularin hangi serileri daha çok begen- bileceklerdir. Manga ve anime iki apayri diklerinin ve takip ettiklerinin bilgisi araç gibi görülebilir ama ikisinin birbirine toplanir. Daha basarili serilere daha çok organik ve mekanik baglari, onlari ayir• yer verilebilir, piyasaya o serinin daha mayi zorlastirmaktadir. Bu ayrimlari ve çok oyuncagi veya kirtasiye malzemesi baglari söyle açiklayabiliriz: Öncelikle sürülebilir. Ve tabii ki, basarili bir manga belirtilmesi gereken, birçok aitiine filminin serisinin bir anime serisine dönüs- veya dizisinin, genelde önce bir manga türülmesi sansi, az okunan bir serinini The Record of dönüstürülmesi sansindan fazladir. Iste mal ar ve stüdyolar olmasi, o dizinin Lodoss War bu yüzden, her yil belki yüzlerce seri, Japon anime pazarindaki sansini artirir. manga dergilerinde yayinlanirken, bun• Animejmanga meraklilarinin böyle ay• dan çok daha az sayida anime dizisi bu rintilari özellikle takip etmeleri ve hatta serilerden üretilmektedir. yeri geldiginde fikirleriileüretim sürecine Bir manga serisinin yillarca süre• etkide bulunmalari sik rastlanan durum• bileceginden bahsettik; ayni sekilde çok lardir. Bir manga eseri animasyona çev• Sevdikleri basarili bir anime serisi de yillarca devam rilirken mangaka'nin (manga sanatçisi) edebilir. Bu konu ile ilgili ilerde bir-iki üretim sürecine müdahale etme sansi bu• karakterlerin söyleyecegimiz daha olacak. Burada ise lunur. Özellikle bazi sanatçilarin, kendi renkli, hareketli manga ve anime arasindaki içerik ve sekil serilerinin adaptasyonlarinda karakter farkliliklarina deginecegiz. Bir manga tasarim ve storyboard çalismalari yap• birer canhya serisi çok popüler olup da, yayincisibunu tiklarii hikayeyi veya diyaloglari yeniden, dönüsmesi manga bir anime dizisine çevirmeyi istedigi bir anime dizisine uygun sekilde yaz• merakhlarl zaman, bir yapimci firma ile anlasilir ve diklari görülebilir. Ama genelde man• bu firma da animasyonu üretecek bir gaka'lar çok yogun tempoda çalistiklari üzerinde bazen iyi stüdyo ile anlasir. Hem yapimci hem de ve haftalik çalisma zamanlari ve animasyonu yapan firmanin bilinen fir- takvimleri belli oldugu için, çogu bu ü• bir etki birakir retim sürecine karismaz ve isinin ehli ellere güvenmeyi tercih eder. Manga serisinden bir anime dizisi/filmi ya• pilirken karakterler ve görünüsleri degi• sebilir,olay örgüsü degisebilir ama özüne baktiginizda, o ayni seridir.Tabüki,aslina çok bagli kalarak üretilmis diziler vardir ama genelde anime ürünlerinin dogasina uygun sekilde bir kurgu ve düzenleme mutlaka yapilacaktir. Sevdikleri karak• terlerin renkli, hareketli birer canliya dö• nüsmesi manga meraklilari üzerinde bazen iyi bir etki birakir; ancak, bek• ledikleri gibi bir is çikarilmadiysa, düs• kirikligina yol açabilir. Tüm bunlar aslinda her ülkedeki çizgi-roman/çizgi• film pazarlarinda ve her ülkedeki me• raklilarda görülen seyler olsa bile, Japon Patlabor w"\'• manga/ anime pazarlarinin boyutlarinin ve hacimlerinin büyüklügü, bu ürünlerin takipçilerinin inanilmaz sayisi, bu en• düstrinin basarili örneklere ne derece ö• nem verdiginin en iyi göstergeleridir.

Televizyon, sinema, video, vd. Manga her ne kadar hep ilk varoldugu malzemeye, yani kagida ve türevIerine bagli kalmis olsa da, anime için ayni seyi söyleyemiyoruz. Her yasa, her kisiye, her cinsiyete uygun birseyler oldugu gibi, anime eserleri de yogun görsellikleri ile paralel güçte ve etkide olan her gör• sel!isitsel! etkilesimsel araci kullanmayi ve hepsine hakim bir yelpaze olusturmayi bilmistir.Anime ürünleri ilk zamanlarinda televizyon ile çikis yapmistir. Savas son• rasi Japonya' sinda etkili bir toplu iletisim araci olan televizyon, anime kültürünün yerlesmesi için ideal ortamdI. 1950'lerin ikinci yarisinda Tezuka'nin ilk manga adaptasyonlari ile baslayan akim; 1960'larda ve 1970'lerde hep Tezuka'yi asmaya çabalayan ve izleyicinin önüne daha fazla çesit ve daha olgun eserler getirmeye ugrasan yapimcilar ve sa• natçilar ile zenginlesti. Televizyon,Japon anime kültürü ve pazari için en basindan beri en önemli ve en belirleyici araç, ~. bununla beraber izleyicinin begenisinin de dogrudan ölçülebildigi bir ortam ol• ufuklar açti. O zamana kadar televiz• mustur. Popüler serilerin yüzlerce bölüm yonun 'sezonlarinin' ve izleyici begenisi devam etmeleri ve bir kanalda yillar boyu kombinasyonlarinin yasam sürelerini be• oynamalari, daha sonra da tekrarlarinin lirledigi anime dizileri, artik daha özgür yapilmasi hiç de az rastlanir seyler ve en önemlisi,satilabilecekleribir ortama degildir (Bu durum size Meksika dizile• kavusmustu. Yapimcilarbu firsati deger• rinin animsatti mi?). Anime eserlerinin lendirip popüler anime serilerinin kisa hikaye anlatim tekniklerini, öykü ve yani alternatif hikayelerini, alt serilerini, karakter gelistirme zamanlamalarini, devamlarini üretmeye basladilar. Bu televizyon dogrudan etkilemistir. Tekbir yapimcilar ve isbirligi yaptiklari yönet• sahne, kisa bir olay, izleyiciyi tutabildigi menler artik daha rahat çalisabiliyorlar sürece bölümler boyu devam edebilir. ve süreleri daha etkili kullaniyorlardi. Bir olay örgüsü Fakat bunun ötesinde, videonun anime' Bir olay örgüsü birkaç hafta sonra çözü• birkaç hafta sonra lebilir. Gerilim aylar boyu tirmandiri• nin yayginlasmasina getirdigi en önemli labilir. itici güç, izleyicilerin artik televizyonda çözülebilir. Gerilim Sadece televizyon degil, tabii ki si• izleyip çok sevdikleri dizileri kasetlerde aylar boyu nema da anime eserlerinden tarih bo• bölüm bölüm satin alip saklayabilmeleri tirmandinlabilir. yunca nasibini yeterince almistir; fakat oldu. Günümüzde ise, kasetten çok daha sinema ortaminin, anime'nin gücünü yaygin kullanilan VCD ve DVD'ler bu birkaç kez katlayarak izleyiciyikoltuguna olguyu ayni yogunlukta koruyan birer çakmasi daha yakin zamanlara rastlar. devam ortamidirlar. Sadece sinemalarda gösterim için hazir• Ortamdan bahsederken, biraz da isin lanmis olan görkemli anime eserleri, üretim tekniklerinden bahsetmek gereke• sinema formatinin ve devekranin nasil bilir. Aniine eserleri çogunlukla 'asetat daha verimli kullanilabilecegine dair çok animasyonu' (eell aniinatian) denen yön• etkileyici örnekler sunmustur. 1980'lerde tem ile hazirlanmaktadir. Her saniyede iyiden iyiye yayginlasan video teknolojisi bulunmasi saptanmis miktarda kare, ise anime yapimcilarinin önünde yepyeni teker teker elle çizilir ve filme aktarilir.i üretim merkezleri, gittikçe artan mik• tarlarda bilgisayar teknolojisi kullan• maktadirlar. Burada bahsettigimiz, üç boyutlu (3D) animasyon tekniklerinden çok, yapimin kolaylasmasina yardimci olan çesitli kayit ve kurgu yöntemleridir. Sadece anime eserlerinin kayit ve kurgu• sunda degil, renklendirme, seslefektl diyalog kayitlari ve müziklerinin üretilmesi gibi konularda da hizli ve basa• rili çözümler, bilgisayarlarin gelismesi ve güçlenmesi ile mümkün olmustur.

Türler Teknikten uzaklasip daha fazla içerige ve anime kültürünün önemli eserlerine dÖnecek olursak, aslinda burada örnek . vermenin göründügünden çok daha zor oldugunu farkediyoruz. Her anime izle• yicisinin begendigi ve meraklisi oldugu eserler farklidir. Her ne kadar belli basli eserler olsa bile, daha önce bahsettigimiz çesitlilik, her kisinin bambaska bir izleyici profili olusturmasina sebep olmaktadir. Dünya çapinda belki de en çok bili• nen ve sevilen anime eserlerinden ikisi Akira ve Ghost in the Shell' dir. Her ikisi de birer klasigi olan bu filmler, anime tarzi ile neler yapilabilecegini gös• teren en etkileyici ve vurucu eserler• dendir. Karanlik arkaplanlar, gerçekçi karakterler, ileri teknoloji/insan karisimi ve soguk, yabanci bir gelecek, bu türde islenen ögelerdir (1). Bu alanda eser vermis olan bir mangaka özellikle diger• lerinin arasindan siyrilir: Masamune Shi• row. Shirow, Appleseed, Black Magic M66, Dominion ve Ghost in the Shell gibi eserleri ile mangal anime cyberpunk tÜrüne en Asetat animasyonu yÖntemi, genelolarak kalici ürünleri getiren sanatçilardan biri tüm dünyada son on yila kadar uygu• olmustur. lanan en yaygin yöntemdir. Bunun disin• Daha yakin zamanda üretilmis olan daki diger geleneksel animasyon yÖntem• Prineess Mononoke ve onu önceleyen lerinden bazilari olan ve özellikle Avrupa Nausieaa of the Valley of Wind, dogaya ve deneysel animasyon üreticileri tarafindan insana çevreci bir bakis açisi ile yaklasan etkili sekilde kullanilan kolaj ve stop• ekolojik-efsanelerdir. Her ikisi de, bu mo tion animasyon teknikleri, popüler türden hikayeleri en güzel sekilde anlatan Kolaj ve stop• veya anadalga Japon animasyon eser• ÜnlÜ anime yönetmeni/yapimcisi Hayao motion animasyon lerinde neredeyse hiç kullanilmaz. Asetat Miyazaki tarafindan ortaya çikarilmistir. animasyonu teknigi, Amerika, Avrupa Yine bu ikisine yakin olan Green Legend teknikleri, popüler ve Japonya' da hala en çok kullanilan tek• Ran, Wind of Amnesia ve Mermaid serisi veya anadalga niktir. Uzun ve kaliteli bir eser çikarmak gibi örnekler, bilim-kurgu ve fantastik için büyük bir ekip ve neredeyse bir ögeleri de kullanarak, doga, insan ve Japon animasyon sinema filminin gerektirdigi kadar büyük bilinmeyen dogaüzeri gÜçleri karsilas• eserlerinde bir bütçe gerekir. Son on yilda, bilgisayar tiran ve genelde önemli bir mesaj ile teknolojisinin hizli gelisimi, kendisini izleyiciye yaklasan eserler arasindadir. neredeyse hiç anime üretimi alaninda da hissettirmeye Tarihi ve fantastik ögeler barindiran kullanilmaz. baslamistir. Özellikle Studio LG., Studio bir aksiyon klasigi olan Ninja Seroll'u, iGainax ve Studio Ghibli gibi önemli anime kendisine benzeyen Wrath of the Ninja: The Yotaden Movie, Hakkanden, Curse of the Dead Yama ve Sword for Truth ile grup• layabiliriz. Yine arkaplanini eski Japonya' danalan ve daha gerçekçi bir 'ortam ve karakterler sunan Ruroni Kenshi1J.,Dagge~ of Kiimui, Jubei-Chan the Ninja' Girl gibi dizilerise daha sürükleyici iÜkayeler içermektedir. ,,' Ninja Seroll ile ayni stüdyodan çikan arna bu sefer korkti ögelerine agirlik veren bir baska aksiyon filmi olan Wicked City ve birer klasikolarakkabul edilen Devilman ve Vampire Hunter D ile devam edebiliriz. Yine korku ögeleri ile yogrul• mus bu eserler, aksiyon disinda kan, vahset, dehset, korktin(yaratiklar~ gi• z'em,liritüeller, büyülü nesneler, insanüstü güçler~ bazen bilimsel deneyler ve bir kahramanlik spektrumunu~ çesitli nok• talarinda gezinen karakterler ile doludur (2). ', Aksiyon ve'komedi'türlerini erl'Iyi sekilde birlestiren Castle of Cagliostro,tüm zamanlarin eri. iyi macera filmlerinden biri kabul edilmektedir. Bu filmin ait oldugu Lupin III serisi bu türü iyi temsil eden anime eserlerindendir. Yine Miya• zaki'nin filmlerinden olan Laputa Castle in the Sky ve Poreo 'Rosso dikkat çekici iinime ve akSiyon'örneklei-idir. Miyazaki' nin olmamakla. birlikte Wings of Honnea• mise'i de öncelikli olanlarin arasina ekle• yebiliriz. Zor durumlarda kalan veya basinin çaresine bakmayi gayet güzel bilenerkek ve kadin karakterIer, epik dü~ zeylere varabileri hikayeler, dramatik veya komik olay örgüleri ve hareketli an• latim, bu eserlerde hep görülebilen ögelerdir. Ünlümangaka RumikoTakaha~ shi'nin popüler eserleri Ranma _ ve Urusei Yatsura komedi ve aksiyonun en iyi bir• lestigi serilerdendir (3). Maceradansa ro• mantizrili tercih edenler için Maison Ikko• ku, Rose of Versailles, Fushigi Yugi ve Revolutionary Girl Utena güzel örnek• lerden bazilaridir. Bu türde, romantizm bazen macera ile,'bazen de komedi ile Windaria eglenceli beraberlikler olusturabilir (4). Submarine No,6 türün daha dikkat çekici Fantastik temalarisevenler için bir örnegidir. Bilim-kurgu denilince, Reeord of Lodoss War, Heroie Legend of aslinda oldukça genis bir yelpazeden Arislan ve önerilebilir. bahsediyoruz. Dünyada, uzayda, baska Aslinda fantastik türün baslangici ve geli• gezegenlerde, paralel dünyalar ve evren• simi Amerika'da Olsa da, anime/manga Ierde geçen her türlü anime'yi burada kültürü bu alt-türü çabuk benimsemis sayabiliriz. Ama bunlarin içinde herhalde ve güzelörnekler ortaya çikarmistir (5). ünlü yönetmen Leiji Matsumoto gibi Saf bilim-kurgu hayranlari için çok se• kendi evrenini ve efsanelerini yaratan çenek vardir ama herhalde son zaman• olmamistir. Matsumoto'nun basyapit• larin en güzel serDerinden olan Cowboy lanndan olan SpaeePirate Captain Harlock, Bebop, Trigun, Outlaw Stiir ve Blue Areadia of My Youth, Queen Emeraldasive NOTLAR: (1) Yine benzer ürünlere örnek vermek gerekirsei Serial Experiments Laini Cyber City Oedo 8081 Armitage III Poly-Matrix, Cybemetics Guardiani Midnight Eye Gokui Battle Angel Alitai Sini A.D. Policei Bubblegtl11iCrisisi Guyver, Generatar Gawl ve lin-Roh sayilabilir. (2) Wicked City disinda bunlara güzel örnekleri söyle siralayabiliriz: 3x3 Eyes, Riimic Worldi Bliie Seed, Daamed MegalopoZis, Tokyo Babylani Violence lacki Vampire Warsi Urotsukidojii Si/ent Mobiusi Vampire Princess Miyui A Chinese Ghost Storyi Demon City Shinfukui Ushio and Tora ve Pet Shop of Horrors. (3) City Hunter, Gatchamani Geobreedersi Phantom Quest Corp, Tenchi Muya, Biim Up Wi Gimsmith Catsi Black lacki Riding Bean, Battle Athletes ise, türün günümüzde veya yakin gelecekte geçen güzel örneklerinden bazilaridir. (4) Oh My Goddess, Ki1]1agureOrangeRoadi Video Girl Aii DNA -i Sailormooni Love Hina, Ceres: Celestial Legend, Please Save My Earth, Here is Greemvoodi One Pound Gospeli Saklira Diaries ve Donlt Leave Me Alone Daisy bu türün meraklilarinin begendigi örneklerdir. (5) Eglenceli oldugu kadar ciddi örnekleri The Judge Galaxy Express 999 bilim-kurgunun en de içerebilen bu alanda Slayers, Dragon güzel örneklerindendir (6). Hallr Magic Knight Rayearthi Bastard, Bilim-kurgu'nun, belki de sadece Sorcerer Htmtersi Ruin Explorersi Princess Japon anime'si ile varolan alt-türlerinden Milierva, Final Fantasy, Those Who Himt biri de dev robotlarin ve savas maki• Elvesi Legend of Crystaniai Ogre Slayeri nalarinin sikça yer aldigi, hatta bazen Shamanic Princessi Berserk önde gelen basrolü oynadigi Mecha anime' dir. Robo• ürünler olarak sayilabilir. techi Neon Genesis Evaiigelioni Patlabor, (6) Tabii ki sayilacak çok eser var ama Gundtim ve Macross Plus isimleri bilei bu söyle özetleyelim: Space Adventure Cobrai türü tanitmaya yeter. Fakat anime'nin Irresponsible Captain Tylor, Venus Wars, altindaki bu türün o kadar çok örnegi Spaceship Yamatoi HarmageddOlil Crusher vardir kii diger baska türlerle karisimlar loe, Gall ForceiMartian Successor Nadesicoi ilk Mecha anime'nin, olusturur ve Mecha meraklilarina yeni Moldiver, Sol Bianca, Dirty Pairi Iria,Zeiimn Osamu Tezuka'mn bakis açilari saglar. Ilk Mecha anime'nini The Animatioiii Key the Metal Idoli Maze. Osamu Tezuka' nin eserlerinden ve anime (7) Bu özellesmis aitime türünün basta eserlerinden ve türünün ilk örneklerinden olan Asfro Boy gelen örneklerini Macross serisii Megazone anime türünün ilk oldugunu öne sürenler vardir \1). 23 serisii Gimbusteri Brain Powered, Visian Daha dramatik olanlar arasindan ise örneklerinden olan of Escaflownei Mazingeri Dancougari Grave of the Fireflies ve Barefoot Gen, islak Tetsiijin 28, Hades Project Zeorymer,· Astro Boyaldugunu mendilleri ve gözyaslarini sevenleri ken• Gasarakii Kishiii Corpsi Dmigaioh, Gaiarthi öne sürenier vardir dilerinden geçirmeye yetecektir (8). Daha Aiira Battler Dimbinei Geiiocyber, Giant küçük izleyiciler ise Pokemon, Digimon, Robo, [czer Onei MADOX-01i Annored Dragonball Zi Monster Rancher ve Card Troaper Votomsi Detonator Orgim, Orgiiss, Captor Sakura gibi dizileri daha çok Five Star Stories, Voltroni Gaagaigar, Dua/! sE:'veceklerdir. Bu liste ile bile kimseyi Parallel Troi:ble Adventiire olarak memnun edemeyebiliriz. Ama umarim sayabiliriz. merakilliZi biraz olsun celbedebilmisizdir. (8) My Neighboiir Totorai Dog of Flanders, Only Yesterday yine türü n en etkileyici i örneklerindendir. Hong Kong Hollywood'dan neden daha üstündür? hareket ve duygu David Bordwell çev.: Ahmet Gürata

Hong Kong filmlerindeki aksiyon sahne• Kursunlardan delik desik olan bir kah• lerini bu derece heyecan verici kilan ne• raman dengesini kaybederken geriye dir? Uluslarasi film diline hakimiyet, fiski• dogru uçar. Gösterissiz düsüsler bile ku• ran kanlar ve tüyler ürpertiei ayrintilar, sursuz bir biçimde zamanlanir. Bu havali en siki hayranlarin ve bu filmleri ilk kez dövüs gelenegi Hong Kong filmlerine es• izleyenIerin paylastigi, bu aksiyon film• neklik kazandiriyor. Silahsörler havada lerinin benzelerinden köklü biçimde farkli uçar. Savasçilar herhangi bir yüzeyin oldugu duygusunu açiklamak için yeterli üstünde çarpisabilir: dik bir uçurumda, degildir. Bu filmler bizleri adeta canlan• parmakliklar üzerinde, hatta kalabaliktaki diriyor. Onlari çizgiromanvari, gözleri insanlarin kafalari üzerinde. yuvalarindan firlatan, ya da üstün filmler Batidaki inanisa göre ise, filmlerdeki olarak nitelernek nasil islediklerini ya da dövüs sahneleri gerçekçi anlamda daginik bizleri nasil islediklerini anlamamiza olmalidir, hiz zaman zaman hantallik ve yardimci olmayacaktir. yorgunluk nedeniyle düsmelidir. Örne• Bu filmler, açikçasi, gözüpek film• gin, isteksiz ve uyusuk dövüsün bugünkü lerdir. Her ne kadar aksiyon sahnelerinin ustasi Harrison Ford'un The Fugitive çogu yaratici kurgulama ve diger hilelerle (Kaçak, 1993) filminde karisinin katiliyle olusturulsa da, Hong Konglu filmciler bitap bir biçimde bogustugu sahneyi beyazperdede riski uç derecelere tasiyor• izlediginizde, Hollywood kahraman• lar. Bu, siddetli bir memnun etme arzu• larinin neden bir parça akrobatik kung• suyla, yürek parçalayan tehlikeli sahneler fu ögrenmediklerini sormadan ede• gerçeklestiren, daha sonra da bu kemik• mezsiniz. Neden darbelerden kaçinmayi, Hong Kong kiran sahneleri kapanis jeneriginde kul• yerde yuvarlanmayi, hasminizin üzerine sinemasi sirk lanan 'in cazibesinin öncül• atlamayi ögrenmeyesiniz? Rakibinizin lerinden biridir. Bu filmlerdeki adrenalin çenesine vurmak için agir bir aparkat estetigini pompalamasi, kismen kameranin gerçek yerine, neden bir ters takla atmayasiniz? tehlikeleri görüntülemesinden kaynak• Bizler zahmetsiz zarafet ve geometrik sahipleniyar ve laniyor. Bir arkadasimin itfayecilerle ilgili kusursuzlugun sirklere ait olduguna ina• bunu eglence, Lifeline (1997) filmini begenecegim yollu niyoruz. Hong Kong sinemasi sirk esteti• önerisini hatiriyorum: "Hong Kong'a gi ni sahipleniyor ve bunu eglence, sa• sasirtma ve özgü özel efektler kullaniyorlar" demisti. sirtma ve inanilmaz ziyafetlerden alinan inanilmaz ~'Yani hiç özel efekt yer almiyor". zevkle birlestiriyor [... J Hong Kong aksi• Itfaiyeciler alevler tarafindan yutuluyor yon stiliyle ilgili herhangi bir degerlen• ziyafetlerden ve yanan malzemelerin altinda kalip dirme, kullanilan yüzlerce akrobatik alinan zevkle eziliyorlar. Bunu görüntülemek bile sey• hareketin gözüpekligiyle baslamalidir ki, tanca bir isti. bu Hollywood'un gerçekçi! akla yakin birlestiriyor. Tehlike gösterisinin yanisira bu film• geleneginden oldukça farklidir. Belki de, lerin merkezinde gerçek anlamda fiziksel Noel Carroll'in önerdigi gibi, bu sah• gösteris yer aliyor. Koreograflar, uzak• nelerde hayranlik uyandiran sey yer çe• dogu dövüs tekniklerini Çin'e özgü ak• kimi ve "bedenin gerçekliginden" kaçis robatik ve tea tr al geleneklerle harman• tasavvurundan kaynaklanmaktadir. Eger layarak, görkemli bir biçimde stilize öyleyse, bu evrensel fantezi bu filmlerin edilmis bir dövüs yarattilar. Kahramanlar güç kaynaklarindan bridir. Hong Kong ~avada taklalar atarak dövüsüyorlar. gelenegi, filmeileri, insan vücudunun Ornegin mizrakli birine karsi dövüsen dünyevi baglarindan kopma çabasini gös• adam havada ileri dogru bir takla atar . termenin daha yaratici yollarini bulmaya• saniyeden daha az bir süre harketsiz kaldigi, küçük bir d urgu izler. Ardindan bir diger etkinlik patlamasi daha gelir. Bunun perdedeki sonucu bir vurus ritini içeren tam bir akistir. Kisa durgular ak• siyonun asamalarini, kesik bir etkinlik saglayarak, vurgular. Bu durgun anlar hareketlerin karsilastirmali olarak daha hi!h gÖfi~~n;esini sagi?-~;pufgulpat• lamaldurgu dizgesinin her Dir bölümü farkllharekefôrania:rina göre ayarla- nabilir. [...] , c ',,:H;i.zl,is~ldirive anidqraklam.aqrasin• zorldyof:"Ç , daki gelgit' aslinda Uz'akdogu 'dövüs , i - Ancak, hikay~bununla da kalmiyor, sanatlarina özgü. Kuzey ve Güney tarzi Vücudun sasirtici hareketlerinden yola sert kung-fu stili gücün güçle karsilas• çikan filmciler bunlarin gücünü sine• masina dayaniyor, ve .~9nucuI!-?a görs~l ma nin çesitli malzemeleri ,,:,'hareket,kes~ bir inücadeleçikiyor'ortaya:J3li stillerCle, me, görüntü bilesimi, renk ve ses- ara.cili• bir darbeyi bloke etmekyadageri çe':' giyla arthriyorlar. Hong Kongfilmlerinin virmek> darbe vurrriak kadar önemli; her sert dizgeye veidigiönem;popüler bir bir,tI~krne, ya daTyumruk, tek bir dedn sinemanin da uyumiu bir biçimdeAizilen nf~fes'yerilmesi yle ,senkronize,pfl tla)rici misralar ya di'sonat formunun kurallari bir ene,rjisahni,midir. (,.] Pek çok kung• gibibiçimsel açidan"kati olabilecegini ka- tu filminin jenengiride oyuncularin dövüs Çekim öncesi, nitliyar .•. '· " .. dizilerini sergilemesini izleriz; Bu, Yal.: dövüs yönetmeni ';;'j'Herhangi bir dövüs sannesindebü~ nizca merakhlarina'öyküde hangi 'stillerin tün d övüsçüleriiC hareketleri, belirlenmis i

Bu,; -.' sahnedeki,"', ,. en,-;: uzun: çekimdir ve'.-' üç hita:pta.:basarilipl<;!n aksiyon filmleri; po• istiyorsak, en hakir sa,niye sürer.. " '" . '/' ~,' püler sinema için paradigmatik bir vaka• görülen türleri bile 13usahl1e hakkinda s~ylenmesi ge-, dir. Bu filmlerayni zaman<:iaaçikça bir reken baska seyler de var. Omegin, Tekil~ zanaat ürünüdür. Eger filmlerin neler durup la'nin hareketha1ii;idekiçekimlerihil1 a)rr1i yapabilec(Ö'gini tümüyle anlam.?k istiyor• incelememiz sün?deolusu (19 kare; pkare/17 k~re' sak,~n hakir görülen .türlerLbile. du~~p ve'20 kare) ve yi1iündeki 'lindan mas:" inc~lememiz gerekir. Iyi tasaria:i,!ml~lJir;~ gerekir. kernn Ti:;killci'yi'adeta ÇinOper~s,i' ndan. dizi sahneden ~üyüleyici bir .1iey-;~S~~< firla'mis' intikami:ibirhayalete döriüsc i yaratmak hiç decazimsanacak bir'çaha; türmesi gibi'.' Ancak ivurguliÜnakiste:.'· degildir. Hong ~onglu zana~tçil~r(1 digimiz nokta)Tekilla~nlii yuvarlanis've hareketin duyguy~;dönüsmesini sagl,!y~::' dalisinin ani bir duruslanoktalanmadan rak milyonlari egl~r:idirmislerdir. Yap,til{;~ önce nasil soyut bir enerji dalgasi olus• lari bize sinemamrliiasil isledigi kon,usuri::'~ turdugU.' PozIar, bazi'canalici davra" da halayol göste~I~U)Jabilir ... nislarin, kürdanmatilmasi, kanliinfaz· gibi- rahatlamaya dönüsmesi için uza-' tilmistir. [,.. lBir zamanlar,insan vücu-, dunun dinamizmini sergilemededünya lideri o)an HollYwood filmeileri, b.ugün ri tmik c!'lnliligi,s.eyre~. olarakiyakala~.) yabili yorlar .Aiperikana,.ksiyon filmleri; iyi t<:i.sarlanII}is,hpii.ve \kesi~.hareke.~ göri.intül:rb:ii,.X9gui} ka.I1ct~itT~)V:~.ardi, arkasikesilmeyen hizla ikame ediyorlar . .[".]'"., "' , ,'."; < ',';"'" . >iiong Kpng stilinin:açik's~çikl{gi ~e ri tm~k'~ üzel1liligi •popüler ~il1eihar1iI1. hedeflerinden' birini karsilasiyor':"d uY~". gulari hareketegeçirme' ve karializ~;etffie:' Duygusu'z v~ b~istirilmis bir gerçeklik ye~; ri ne! filmciler izleyiCi yi sürüklemeyi he~ defleyen'aksiyonüii. karikatürizeedilinis' bir'~ersiybnunÜ sunuyorlaLBirdÖvüs' ya'datakip sahnesi'belirgin ve canli bir' duygusal profil Lgaddarlik; panikrkaçis"; titizlik - yada bunlarin birlesimini içerir;: tipki Tekilla'nin becei'ikliligi, temkinliligi' ve öfkesi gibi..' ,.,;, , i:". ' .. Sinemalar' 'Yillik izleyici, Kisi basina in , ' (000000) izlenenfilm Bunu ,ifadenin abartilmasi.stratejisi. olarakadlandirabiliriz. Hong Kong film• 23;662" 981.9 3.9 lerind.e rastladigiil11z t.'abartili oyunculuk'; Hong Kong, 184~' ,28.0, ·u4.6 daqksiyonun her birjanindagizliifa.,.: delerin disavurulmasi arzusundan kay• i'" ~f: ,.;~;~ ,-:~ : r'~~i ii:.:... :_;'~~;.~~~:J;;"~ naklanir. Ifadenin abartilm,!-.si aymza-: Kay.n~k: LINE~ÇOIstatistik.Yilligi 1998 , manda,}ilm stilinin perfor111ans~11Auy- kahpe dünyada öfkeli bir havari

john woo Yesim Tabak

Belini dogrulttugu andan itibaren de, 'lügün nadiren kabul gördügü Hollywood'da mevzilenmek için elinden geleni ardina koymadi. Netice itibariyle "perhiz"le "lahana tursusu"nun tezat ya• ratmadigi, en azindan kendi tuhaf uyu• munu buldugu Woo tarifesini aldi önü• müze koydu. Woo'nun kaçinilmaz popü• laritesi Dogu'yla Bati arasindaki kapilari iki yönlü açmis oldu. Memleketinin bi• ricik yetenegi degil elbette ama, Uzak• dogu sinemasinin Bati'da sadece merakli sinefillerin seyirligi olmaktan çikip, he• men herkesin üzerinde edecek üç bes sözünün oldugu bir alan haline gelmesi Woo'nun sahsiyla mümkün oldu de• nebilir. Kapilarin Bati'ya dogru açilan tarafindan da, Hong Kong'lu sinemacilar azar azar Hollywood'a sizmaya basladi. Çogunluk, Woo'nun filmografisini Holly• wood döneminden baslayarak geriye dogru takip etti; Hong Kong dönemine varip sagina soluna baktiginda da içinden istedigi filmleri çikilmaz bir deryayla, dev bir sinema endüstrisiyle karsilasti. Neyse ki Woo, istedigi sekilde Hong Kong sinemasinin, sadece basinin çekemedigi için sisirmesiyle öne çikmis "çerez"i degiL. Bu kendine has endüstrinin son yirmi yil kahrindan Yenilikçi bir nostalji tutkunu, ticari basari içindeki gelisiminde Woo'nun filmleri de neredeyse ve Hollywood'da yerini saglama alma önemli basamakIara tekabül ediyor. gibi amaçlarin pesinden kosan bir ba• Ancak bu, deyim yerindeyse, tirmala• yataklara gimsiz ... Bu iki çeliski (ya da ilk bakista yarak vardigi bir nokta. Hong Kong film düsmüstü, alkale çeliski gibi gözüken durum) John Woo' piyasasinin standartlasmaya zorlayan nun sinemadaki yolculugunu sürükleyen kurallarindan, zamaninda o da nasibini baglanmisti. baslica unsurlardan. Hong Kong sine• almis. Ilk dönem filmlerinin çogu, masini geleneksel savas sanatlari yerine benzerlerinden kolay kolay ayirama• ahir zaman gangsterlerinin sarmasinda yacagimiz, türünün kaliplarina büyük önemli rollerden birini üstlenen, de• ölçüde bagli siradan komediler ya da gisimin bayragini sallayan da, günü• siradan kung-fu gösterileri. Yine de, müzün ahlaki degerlerine ayak direyip sonradan iyice belirginlesen takintilarinin gelenekselolana çagri yapan da Woo' izleri, silik biçimde olsa da sürülebiliyar. ydu. Istedigi filmleri istedigi sekilde çe• kemedigi için kahrindan neredeyse Woo'nun imzasi iyataklara düsmüstü, alkale baglanmisti. Örnegin Hand of Death (1974) ya da Last Hurray for Chivalry (1977)gibi ilk dönem filmlerinden itibaren, Woo'nun dostluk, intikam gibi temalari öne çikarma, isin içine biraz romantizm (genel anlamda) katma çabasini tespit etmek pek de zor degiL. Ancak ilk dönem filmlerinde Woo'nun sonradan imzasi haline gelecek unsurlardan daha da baskin olarak his• sedilen, dövüs sahnelerinde ortaya çikan yönetmen tavri. Woo'nun kalabalik çahs• ma sahnelerini kotarmadaki ustaligina süphe yok. Filmlerinde figüranlar bile denetimsizce kosusturmaz, kadraja ne idügü belirsiz biçimde girip çikan olmaz. çerçevenin ön kismini birakip fonda olup divenin basamaklari, skateboard, hatti'! The Kilfer bitenleri seyre dalsaniz da manasiz fmn tepsisi bile olabilir. Bilindigi üzere figürlere rastlama olasiliginiz pek azdir. tercihen de iki adet tabancayla ataga Ne var ki,Woo'da esas olan ve ilk yillarin• geçerler ki, daha büyük bir "zaman bölü dan itibaren yavas yavas farkini ortaya ceset" oranina ulassinlar. Aksiyonun her koymaya baslayan ikili karsilasmalardir. zaman en iyisi olmasa bile, en sasaalisi Bir ölüm karmasasindan çok, iki kah• ise Woo tarafindan türün de icabi, zirve ramanin maharetlerini karsilikli olarak noktasi olarak sona saklanir. Finale süre kisitlamasina ugramaksizin sergi• gelindiginde, film daha bir yirmi dakika leyebilecegi ve her hareketin dikkate civari devam edecek demektir. The Killer' deger hale gelecegi mizansenler ya• da kilisede,A Better Toinorrow'da limanda, ratmayi tercih eder. Vaziyeti akillara filmin ertesi yil çekilen devaminda ise ziyan derecede zora sokarak da isi büyük bir villada, Hard Boiled'da has• neredeyse sürrealist bir boyuta tasir. Alter tanede, ... diye devam eden bir listeyle egosu, Chow Yun - Fat'i bir basina kirk uzatabilecegimiz finallerde, olabilecek adamla çahsmak durumunda birakmakla ne varsa cidden terbiyesizce en uca kadar kalmayip, bir de üstüne piyangodan çi• gider. Tabii bizim de iyice abartip örnek• kan yükler icat eder. Mesela, A Better lerini daha da çogaltabilecegimiz tüm bu Tomorrow Ifnin en kritik sahnelerinden cool isleyis ya da yaratici figürler tek birinde, yaninda kafayi siyirmis bir dostu, basina hiç bir sey ifade etmiyor. Ayni salya sümük, gözyasi sosu esliginde de• yaraticilik sahnenin bir bütün olarak belenir durur. Hard Boiled'de bir elinde tasarimi ve kurgusunda da gösterilme• bebek, bir elinde tabancayla kötü adam digi takdirde, isin tadi tuzu kaçabilir. avini sürdürmesi ise,Woo'nun ana karak• Woo'nun dehasi da bilhassa bu noktada terlerine uyguladigi bu "sadizm"in doruk devreye giriyor. Aksiyonu görsel bir siire noktalarindan biridir kuskusuz. Böylesi dönüstürme yolunda nice takipçisinin badIreleri atlatmanin haricinde, Woo kah• telef oldugu Woo, tam da bu yüzden ö• ramanlarinin en takdir edilesi yönlerin• zellikleAmerika'daki kurgucular tarafin• den biri de yüksek pratik zeka örnekleri dan da hürmetle karsilandi. Kendi ak• sergileyisleridir. En büyük ustaligi dövüs, siyon anlayisi hakkindaki en açiklayici Aksiyonun her silah kullanimi ve benzerlerinde gös• sözlerin bir kismini bizzat Woo sar• termelerine ragmen, MacCyvervari fetmisti. Demisti ki, "Aksiyonun ko• zaman en iyisi küçük, ama islevsel numaralardan da ge• reografisini, bir müzikaldeki dans olmasa bile, en ri durmazlar. Kursunun içindeki barutu sekansini tasarlayacaginiz gibi yapiyo• bosaltip bomba yapmak olsun, mikro• rum. Estetik anlayisim ve aksiyona, sasaalisi ise Woo dalga fmnin içine cola kutusu, önüne de atmosfere, aksiyonun duygusal yük• tarafindan türün de basket topu yerlestirip ates edildiginde selislerine dair bir ritmim var. Çekmeden icabi, zirve noktasi karsi tepecek bir alev topu yaratmak önce zihnimde her seyaçik. Ama bir olsun, Woo kahramanlarinin becerileri müzikalde oldugu gibi, ritm ve hareketin olarak sona arasindadir. Keza üzerinde kayarak ates aynen düsündügünüz gibi filme alinmasi saklanir. edebilecekleri, hem hedef menzilinden gerek." hizla kaçmayi, hem de en az bes alh kisiyi Müzikallere düskünlügü, çocuk kursun yagmuruna tutmalarini saglayan yaslarda müzisyenlige heves etmis ol• yüzey bulma konusunda da benzer bir masi, sette de zamaninin önemli bir eli çabukluk gösterirler. Bu yüzey, mer- kismini müzik dinleyerek geçirisi, Woo'i Tabii bir deson derece açik biçimde orta• ya koyd,uguinesajlari var, ki bunlarin anlasilmamasi ya da es geçilmesi cidden tepesini attiriyor. / MelodraIn~. tesne sert adamlar The Killer'da ,Chow Yun-Fat'in canlan• i , dirqig1'kiralik katil Jeff, ~iginacak son i / yeri.mizin nostalji oldugundan dem vu• rur. Yun~Fat'ev,erdigirolleri daima kendi• sinin temsilcisi olarak kullanan Woo'nun merami, Jeff'in bu sözüyle ner~deyse özetlenmis oluyor. Woo, kendisil1inde kabul ettigi üzere geleneklere,klasik ahlaki degerlere siki sikiya bagli. Çül1ü• müz gençliginin durumunu da içler acisi buluyor; özellikle simdiki Hong Kong gençligini"kayipgençlik"diyet~imliyor. K~hr,am~nlariister ~hao~!,;insavClsçilari, ister hirsiz, gapgster yada polis olsun, Woo'nim etrafinda dönüp dolastigi tema~ lar asagi. yiikari ayni: dostluk, sadakat, ihanet. .. Gerçek dostlugun ve sadakatin açgöilüliikle, hifsla darbe alisifiimle• rincler hiç eksik olmuyor. Ancak Woo, tüm,bunlardan kapkaranlik bir tabloya ulasmiyor, aksine israrla umut etmek istiyor. Mutlaka karsitliklara basvur,+yor ve çürümüslükten uzak kalmis iyi adarr~ lcu'ini, ömek.alil1acak kisiler sifat.iyia nun bu konudaki hassasiyetini gayet net perdeye sürüyor. Fakat çogu kez "iyi"ler ortaya koyuyor. Hedefledigi ritm ve duy• de "k§tü"ler kadp.rpisligin içinebulasmis. guyla müzigi siki bir göbek bagi içinde oluyor. Zaten bu 'da Woo'nun esas adam-' yürütüyor. Hatta yine kendi sözlerine larinin en bÜYiik~raj~disi. Hayatin bes bakilirsa, bu bir çesit "yumurta - tavuk" para etmesiigibir kan gölünün ortasinda, Hayatm bes para hikayesine benziyor. Kimi zaman, mas~miyeÜni korumai<,içii:ii ferah tu~• etmedigi bir kan sahneyi, önceli~li olarak müzige kulak mak 9 kadar da kolay degi~,Iyi adamlar,i; ~ererek, onun denetiminde tasiuliyor. kötülerden ayiran,Woo'yagöre ölümleri gölünün Omegin bir çatisma sahnesini gaz veren aciyla karsilarralar,l (tabii "hak 'edel1~ ortasmda, cinsten bir parçayla da, siddetin masup:1i• ler"inkiler hariç)ve birbirlerinI? karsi yeti yok edisine agit yakan duygusal bi~ besledikleriderinsada~at'ye sevgi. Woo' masumiyetini melodiyle deyönlendirebilir. Zaten Woo, karakteleri bunaif duygularda da, sid• korumak, içini vermek istedigi mesaj konusunda ol• detin .diiav~rumiii;id~ ?a. oldukç~ il~ri dukça inatçidir. Müzige ilaveten, yavas• gidiyç>r.Iyilersaflarindaki poli,sli?ri,gang• terah tutmak o latilmis çekimlerin, 'geriye dönüsledn ve sterleri, üzelliklede Amerikan filinlerinde kad~r,da kolay benzeri seçimlerin katkisiyla, filmin düz kolay kolay rastlanmayacak ve~ariirra-, akisinin disinatasarak bizleri kendi bakis nil1 dagilmas'iolarak algilanabilEicek , d "'·1 o-i F- egi. açisina davet eder. Woo'nun çok sevdigi kclclar'sefkatle dolii olabiliyor. Sakatlik, yavaslatilmis çekimler, yerine göre ölüm, sôsyals.tatünün cllismesr gibj, aksiyonu baleyi andiran bir gi?rsellige traje~iil~dn ci,e~klenmesiyle Wo(), kah• yaklastirmaya, yas~nan trajedi ya da ramanlarini zaman zaman gerçek bir senlikli anlarin ihtisamini artirmaya: mel6dram kivaminin içine sürüklüyor.' aslinda çogu kez de kahramanini ilah• Öt~ yandan da, ayni sefkatli adamlar, lastirmaya hizmet edebilir. Zaten, her ne alis~kôI9Pgli,ii-iuziyiadamlarin asla cüret kadar The Killer'in ardindan Woo sine• edeineye~egi fio,ktalara varan pir siddet masi Batili elestirmenlerce asiri-yoruma gösterisi sunabiliyorlar .. ,,' , maruz kaldiysci da, Woo'nun öncelikli ,Sineinada ,sicideti elestjrmek için hedeflerinden ~iri, hayranlik uyandi• siddeti göstermek; bunun sirurlarinin ne racak, eski moda kahramaI}lar sunmak. olmasi 'gerektigi oldii'!TIolasi tartisilir. ii \ ... Kan revani limitsizce filmlere tasimak, vahsetin sunumundan zevk alanlarin agzina bal çalmaya mi, siddeti olum• suzlamaya mi yarar; yoksa sadece ironik manzaralar yaratmak için de kullani• labilirmi? Her ne kadar Woo, kara mIzahi filmlerine mümkün oldugunca çok yedir• meye çalissa da (rnizah anlayisi çogu kez son derece zekice sonuçlar verse bile, zaman zaman da beceriksiz slapstick tat• lari verebiliyol') siddetin filmlerindeki karsiligi onun için oldukça belirgin bir noktada. Siddeti lanetlernek için sun• duguna, bu konudaki samimiyetine ina• ~abilecegimiz ender sinemacilardan. üzellikle Bullet in the Head'de, sikça bas• vurdugu absürdizmi de bir kenara bira• kip,hassasiyetini en ciddi tavriyla ortaya koymaya ~çalisiyor. '" X:J ;Woo'yagöre, olan bitenin çifkinligineA dikkat çekmenintek yolu, her seyi,ola~ bildigince abartili vermek.-Kötülerden ~ en feci sekilde intikam alabilmek 'için, onLiri bir, degil binbir kursunla ölüme yolluyorryada yeralti dünyasinin ulastigi• korkunç boyutavurgu yapabilmekiçin, çeteleri.merharnetten hiç nasiplenmemis; dev ordulara benzetiyodWoo'da kötü i adamlarin adamlari hiç ama hiç bitmez). Bir çesit gerçekçilik adina, masumlarin telef olusunu: göstermekten de ,kaçin• miyor. Iyiyle kötünün farkim ortaya koy• ma çabasinaragmen de, ara tonlari ihmal etmemeye gayret ediyor. Mesela l1emrut: suratli, zalim ,bir tetikçininbile, kendi patronunun vahsetinedur. deme ihtiya-' cina girdigine rast1ayabiliyorsunuz.Bu, çimlendirebiliyor.' Aksiyonun geneli için tip çesitlemelerfilmlerine belli ölçüde: de ayni sey söylenebilir: Çatismasah-, zenginlikkatiyor: Woo'·karakterleri ge-, neleriyle,asayisin hüküm, sürdügü nellikle pek de kornpleks degiller. Ama sahneler arasinda makul, sikma yan bir yine de, hamur larinda filmi sürükleye• dengeye ulasip zamanlamaninhesabini bilecek kadar malzemevar ..' '1 iyi.tutuyor. Hesabi biraz sasirdigida Woo'nun, iki elde birer tabancayla, olmuyor degiL.Örnegin A Better Tomarrow ates. etme, ,kahramanlarin geçmisten IT yada Once a Thiefin senaryolarinin önemli anlari animsarnasi, yavaslatilmis aksayan, zorlamacyönlerini, kimi bos• çekim,birbirinin kafasina' silah dayama' luklari (sahsen pekkatilmasam daHard gibitakintilari' tek tek ele alindiginda, Boiled da bu. yüzden sikça elestirilir) göz- Nemru ~".,~,.( 'sura """tl i orijinal fikirler gibi gözükmüyor. En ardi etmek imkansiz. Farketmemek de- .. _.. ' azindan birer Woo icadidegiller. Fakat rnek daha dogru .olur belki de. Çünkü zalimrbir tetikçihin tümbunlar Woo'nun elinden çikma,bi• Woo, t:,slin: o~maktanbaska çarenizi:i- bile:fl(Emdi çimde, onun dram :tutkusuyla' biraraya. olmadigi, kimi zaman gerçekten dahIc .. '" .~_, : ,"_ '<_ geldiginde, nefes kesici anlar ortaya yane planlar tasarlayarak, öyküdeki. patronunun':<' çikabiliyor.Mesela su ayni anda birbirinin' bosluklari gözardi etmenizi saglaya- v'ahsetine dur kafasina silah dayama meselesi ...'Böyle bT ., bir anda karakterlerin birbirlerine ne i iyor. i." j deme' ihtiyacina söyledikleri ,(ya da söylemedikled); en' Hong Kong gettolari, kilise, Melville girdigine az olusan tablo kadar önemli. Woo, böyle ve Che ch zirve noktalarini, yakalamak istedigi: John Woo'nun sinemasini biçimlendiren rastlayabiliriz. dram ya da absürdlük için ustalikla bi- unsurlar, tipki filmlerinin mesajlari gibi, li Better Tornanow oldukça açik. Fazla desmeye bile mahal kadar örtüsüyor. Siddeti abartili biçimde vermiyor. Öncelikle yasami boyunca gö• sunusunu ise, su anisindan daha iyi hiçbir rüp geçirdikleri ve Woo'nun bunlara karsi seyaçiklayamaz: Woo 12 yasindayken, takindigi tavir, filmlerinde birebir karsi• okuldaki ögretmenler Woo'dan yaklas• ligini buluyor. Adamimiz, 1946'da Çin 'de makta olan Paskalya'nin programi için Guanchou' da dogar. Komünist rejim ül• bir kapak resmi yapmasini isterler. Woo, keyi devralinca, o siralar issiz olan felsefe kafasinda dikenlerden çelengiyle, acinin profesörü babasinin karariyla ailecek fiskirdigi, detayli bir Isa portresi çizer ve solugu Hong Kong'ta alirlar ve zor bir Isa'nin yüzünden koyu kirmizi kan ak• çocukluk dönemi için akla gelebilecek maktadir. Hocalari, neden bu denli gory hemen her seyolur. Bir kere çektikleri bir resim yaptigini sorduklarinda, "acisi• maddi sefaletin haddi hesabi yoktur. O nin anlasilmasi için görülmesi gerek" ce• kadar küçük bir yerde yasamaktadirlar vabini verir. ki, baba siddetli yagmurlarda bile di• A Better TOl11orrow'un setinde de sarida uyumak durumunda kalir. Sonuç• çalismis olan, yönetmen Stanley Tong, ta tüberküloza yakalanir ve John Woo Woo'nun öykülerindeki temalara kay• lS'indeyken babasini yitirir. Bu arada naklik eden baska bir alana, Çin kültü• tüm maddi birikimlerini bu hastalik yü• rüne de dikkat çekiyor: "Çin kültüründe, zünden eritmislerdir. Üstüne bir de yasa• herkesin bilmesi gereken dört ana unsur diklari kulübe de yaninca, Hong Kong'un vardir. Sadakat, ebeveynine sadik olmak, en sert mahallelerinden birinde sokakta insanlara karsi genel anlamda iyi olmak kalirlar. Bu arada, Amerikali bir aile Woo' ve dostun için yasamini feda etmeyi göze yu bir Protestan okulunda okutur. Woo almak. John Woo filmleri bu dört element okula asilip, resim, müzik, sIIr ve sine• üzerine kurulu." mayla ilgilenir. Durmadan çetelerden Woo'yu Woo yapan sinemasal refe• dayak yemesine ragmen de, hiçbirine ranslara gelince .. , Singin' in the Rain, The Woo, kötülügün katilmaz. Çünkü çocuk yasinda, sokakta Wizard of üz gibi müzikaller, kötü çocuk• yeryüzünden vurulan, öldürülen onca insan gördükten luk yillarinin daha iyi bir dünya özlemini sonra siddete tahammül etmesi imkan• giderebilidigi yegane kaçis alani olmus silindigi, daha iyi sizdir. Amerikalilar'a olan sempatisi Woo için. Filmlerinde umutlarla birlikte yasam (Bul/et in the Head'de Hong Kong'lu kah• acimasizlik da alip yürü se bile, Woo ramanlarin Amerika'li askerlerce Vietnam olanaklarinin bugün de, kötülügün yeryüzünden si• cehenneminden kahramanca kurtarilisi lindigi, daha iyi yasam olanaklarinin hayalini mesela), Hristiyan ikonografisini birçok hayalini sürdürüyor. Amerikan usulü filminde saflik ve masumiyet, huzur kahramanlara merak i ise, yine Holly• sürdürüyor. sembolü olarak siddetin tezati biçiminde wood 'lerinde yatiyor. Aslinda kullanisi (bilhassa The Kil/er'da tavana bu filmler, Woo'yu sekillendirmekten vuran bir durum), insanlarin birbirlerine çok, aradigini buldugu birer vaha islevi siddet uygulamalarindan nefret edisi, görmüs. Etkilendigi sinemaolar sorul• hepsi su özet yasam hikayesiyle sonuna dugunda Woo genellikle ilk sirada, film i. noir'in en stilize ve cool filmlerinin bir etkilemis sinemacilarin bahsi geçtiginde kismina imza atmis olan Jean Pierre bir çirpida adi geçen yönetmenler. Ancak Melville'i gösterir. Bilhassa Melville'in Le Woo'nun asil ustalarindan biri, uzun süre Samourai'yindan, mükemmele en yakin asistanligini yaptigi, ünlü Shaw Brothers filmlerden biri olarak bahseder ki, katil• stüdyolarinin en mühim yönetmen• mamak olanaksiz. Le Samourai'a olan lerinden . Hong Kong ak• tutkusunu, The Killer'da filmin öykü• siyon sinemasini 'Cheh'den önce ve sonra' sünden ve hatta kimi sekanslarindan da olarak ikiye ayirabilecek denli degistiren, yer yer birebir ödünç alarak göstermisti. Kuzey Amerika'ya ilk hakiki kung - fu "Çalarak"tan ziyade "ödünç alarak"; tadini veren Cheh, vahsi 'arkadaslik, çünkü, Le Samourai'de Alain Delon'un, ihanet, intikam' öyküleriyle tematik The Killer'da Chow Yun-Fat'in canlan• olarak, sinirli ölçüde de görsel anlamda Ciddi anlamda Woo dirdigi kiralik katil Jeff karakterleri, ya• (gösterisli renk kullanimi) Woo'nun ustasi samlarini sorgulama noktasinda temel olarak aniliyor. takipçilerinin bakis açisini paylassalar da, Delon'un türemesini saglayan Tarantino ve digerleri. .. Jeff'inde çok daha karanlik bir hüzün ilk film A Better yatiyor. Ayrica Melville'in üslubu her an• Ciddi anlamda Woo takipçilerinin türe• lamda daha sade. The Killer'a kaynaklik mesini saglayan ilk film A Better Toinorrow Tomorrowoldu. eden baska bir film daha var: Woo, The oldu. Film, Hong Kong sinemasinin sey• Killer'a ruhunu tasimaya çalistigi, Takaku• rini degistirmis olmak gibi bir ünvana ra Ken'in basrolde oldugu bir 60'lar da kavustu. Fakat filmin hakkini ver• filminden bahsediyor. Anlattiklarina mekle birlikte, ondan iki yil önce çekilen bakilirsa, Yun-Fat'in Jeffinin, açik biçimde Johny Mak imzali The Long Arin of the ortaya koydugu sadece kötüleri öldürme Law'un, Hong Kong aksiyonuna gerçek• prensibi ve filmin kadin kahramaniyla çilik katan yapim olarak, Uzakdogu yasadigi klasik anlamdaki romantizm, sinernasinda uzmanlasan sinema yazar• daha çok bu muamma filmin mirasi larinca öncü bir yere oturtuldugunu (Ken'in 60'larda çekilmis öyle çok filmi ekleyelim. Tekrar A Better Tomorrow'a var ki, kimbilir hangisi?). A Better To• dönecek olursak, ilham verdiklerinin, morrow'un da, Woo'nun genel sinemasal taklitlerinin ardi arkasi bugüne dek ke- zevklerini yansitmakla birlikte özel bir esin kaynagi var. Christopher Heard'ün Ten Thousand Bullets: The Cinematic Jouniey of John Woo adli kitabina göre, Ingilizce adi True Colorsofa Hero olarak geçen 1964 yapimi, siyah-beyaz bir film, filmin se• naryosuna temelolusturmus. Tabii he• men tüm filmlerinde oldugu gibi, A Better Tomorrow'da da ciddi bir Melville, ondan da öte Delon etkisi gözleniyor. Yun-Fat'in oynadigi gangster Mark'in efsane imajini tamamlayan günes gözlügünün markasi, tesadüfle açiklanamayacak sekilde, Alain Delon'un imzasini tasiyor. Woo'nun Bati kaynakli referanslari arasinda, sevdigi tüm temalari tasiyan Henri Clouzot filmi The KiJler Le Salaire de la Peur (1953) ve Sam Peckin• silmedi. Ancak açtigi yoldan ilerleyen ve pah, yine basi çekenlerden. Peckinpah'in, yine çok basarili olan City on Fire gibi, siddeti bir yandan muhtesem biçimde kisa sürede külte eren örnekler de çik• estetize edip bir yandan da tüm çiplak• madi degiL. A Better Tomorrow'un fanatik• ligiyla sunarak, kiyimin korkunçlugunu leri arasinda, 90'lar sinemasina damgasini hafifletmeden gözümüze soktugunu vuracak bir Amerikali, hatirladigimizda, aradaki bag kendi• da vardi. Filmin esas adamlarindan Mark' liginden ortaya çikiyor. Detaylari gözden in (Yun-Fat) uzun trençkot, pilot günes kaçirinayi imkansiz kilan yavaslatilmis gözlügü, takim elbise ve agizda kürdan• çekimlerin, Peckinpah'in da gözdeleri dan olusan imaji inanilmaz bir trende yol arasinda oldugunu ekledigimizde tablo açti. Alain Delon'un adini tasiyan göz• tamamlaniyor zaten. lüklerin Hong Kong'da yok satmasi (De• Melville ya da Peckinpah, Woo'yu lon bu yüzden Yun-Fat'e bizzat tesekküri tirerek tabii), baktigimizdaysa, Bati 'dan bflslayip ~ne Bati'ya döl1en asagi yukari spyle bir ~tki çel"!lberine ulasabiliriz: 30'lu 40,'li yillarin ~erii

sonra'" ': Tarantino'nuIi,yazip' ~ .• ' ': .; -" i~ Woo'n'unyö- _. ,'~, ~,','", .- net~cegi ortak bir proj~i:iin, l?ah~i de geçmisti, Ne varkiWoo, Tarantino'run, y~qigi tr~t~9!i~.an'h,iç'9~hosn.~t ~,~tlm~< m,Wti. ,p~rgoi~; TClranÜno ;;anlClrpaci,ii';. Neyi,anlamadi? Tabii ki Tarantino'nun, tret~ani;"VV oo'.ni:in;ba~a :b,asaÜZ:erine du'rdugu.:. ' ,,'" 't~~al~ari',In~saJlari ',:,,, ....< _,' __i. '," ",'.' pe~kaai<;>' __..', ,",_,,I alin~yofd?1(Ya.ni, Ry.~~YI11~s)·Bu,d~VV00' nl.!-n,iflah olmazroI11antizi:niniI). ne ya~ik kiar~u ettigi, (ekilde k~rsila~madigirl1~}, gö~tergel~rJIl.gep.,b~rI.;'Wo()'ca",degei;lE~r;e, sahip çikanl,ar ,bile, filn;i.lerin bu, yöndeki ~ r' _~", i' :: i; " mesajla.ri~i,!ci-lI11aya'p~k heve'~li!d egiller A Better Tomorrow etriÜs) yahut Tarantino'nun filmi izle~' sanki\ Yukarida bClhs.~i:~igiiniz, ]açkie, dikten sonra haftalarca sokaklarda aynen B~~'Dn' da()~del~',i,-i, ~arfettigi?,öil~f' ",bu kilikla gezmisligi, durumu yeterince f~ln;i.ierinizleY~ciY~5oguJ.e;Z r:~lexl,~ç~r•

açikliyor olsa gerek. Tarantino'nun pa1:J~ldiginin!Jl}lrt~ser:tbir f ~espi!ipi ~api,• senaryosunuyazdigi True Romance'te yq~:,oi\i~ll'i~~ii.ih ~!<'}tiS!Clriyla.,ilgiEJ?~y~i, Clarince (Chfistian Slater) karakterinin nati,:,:' ... HOI,lgK()ng filmleri o~tayaçikti ve'~a'~bk;!he~,~'en~'inin bir ..45'lige s~1iip izledigi televizyonda A Betfer Tomorrow i' !, '." '-. ,'i"" L' ':~,''-,. , .•. -,:' ,: ' ',,, " irdenbir sahnenin gözükmesi, Rezervuar ()lmasi gerekiyor.'Yi birtane de)st~-, IÇöpehl&i'nin stüdyoy,a~unulan senar• rI-uyo~lar,iki ta.pe,istiY'?irl~ri çünkij z~*~i :yqsunda 'fun-Fat'eniirinet belirtiliyor 'Thf Ka~er' .olm~~)stiYor ... ';.Bell<,i)<;ie 'olusu, The Bul/et inOthe Head' deki üçlü POpiii~r,~~ltii,~. ~zi.i;i,ar;iiTara.~ti~()'Il}1n • 'Ç"'''' u six~l}~d~yama!lm bu filmdeki üri)ü sah- "a-i;la9igi'.',~aina.'YVpo' ~W\':a.rl~,I11~?igi:·, Belki de ,pop~I~~ neye~~siii.k,aYI1agiolmasi ya da Jackie da hud ur:' Xine~:qeW(),?,da.lja9Ds~:ge, kültür iJzrii~nl,:'B~~ivn'd~ oi~;ll'ii,l'(SaEI}uel L. Jac~~on) de-g.igimiz 'gi9C.~l{~iyo{1a'ne ,q~nF öri~i-r' ~ •.. '2:',' ",u ". '::]0e-J.Çjll~[;'l gönçIgrme ~flpan:riefis repligi yerirs((versfn, ,esas itib~riyle, öykül~rinin: Tarantino nUn~"'Tarantirio'daki Woo etkisinin'sadece açik i:n.e~~jihiii~fç~k!4r~a,k.6rvs~~a.' gerçii<.: "anladigi',~, ama örnekleri.Gen,e~ olarak Hong,Kpng sine- ten Samimi. Sirf bu yüzden, l;Iong i<;qngta , masi ve Woo,.Italyan exploitatio11filrr:i~ çetelereka~laii- g~~çs~Ywi,a.itij{v~,ç~t71~,r Woo nun lerinden Brian De Palma'ya kadardiger sinem~ 'piya~a,s~nida, ele.gE!çirmeye, bas: "anlamadigi" da bi:~le,nme kaynaIdari ile b,irl~k~e;;~arai:~i,~ 1~4i1~y~: ijat,1,~f.~~3d'~fP9kar~~~~~n\ b d no sinemasinin saygi durusunda buluIl- d,a ,poli9, yapp,,!ayi,ter.c,ih.,.etti, Rwegi.ri.., U ur. duklari arasi'~daki y~rini"al~i~l\Vpo'n~.n. •' '''Woosonra's(sinerna'alerniI1de1oia:n ayak izleriI1in:Fci.riz biçimlerde t,cikip bit~rilerd~n bahs~der ken,}fong #Qng.i J eqil,isine tek'tet bask~j:t~n~kl~r ,d,e've• si~emacila,ri :t'ôpye!<ün i!ffii~Kdir~ns.ori rilebilir. Mesela Vic Armstrong" 1993 no~tada~I: gelisineyi~e es',geçinem,ek, yapimi'filmi}oshlfa free'nin çikis' noktasi lazim. Elbette ultislar9-rasiüne ka\Tusan.~ olarak açikça Hard Boiled'i göster.inistI. s6ndö~~md~n,))aska tI9ng~ong'iu.si~, Daha genis bir açidan vebiraz dabasitc nemacIlar da ine~cut. AinABri.IceLee'nin ölmüyle adeta, yarim ~alan Ai'i{erika çi~ •les1:irerE;k,(bir yandan dmo,~rotizm olarak yorum- ~un erne ge en (1977): Komedi türünde yükselmesini lai1c,i~;;Woo~~1;ilrriaditabiiki) Uluslararasi;:'güclü kihc anlamdabasari elde etmis olman~nya<.> . '. '" " saglayan filiii.lerden. Ayrica ilk kez tam ninda,f1grk ve ,Woo'nun hem prof~sYQ~};}t!!lblnden ve uçan olarak, istedigi,gibi çekebildig~ ,filrri.. nel isbirligi hern.M~ dostlugunu sO~Cl:e~::::~dövüscülerden

Uist HUrrayfor ChivalrY/Ha~ ~Ui (197:7): Geleneksel dövüs'sariatlari üzerine ktiru• diren}~lil1~ld~';,,~if2~:c ,.,.,~~i~~~~c};:~rQ~y~~t.Uym'ken Bulle~in th~1fead'/ f!ie'X}le,Jie Tou(1990): dövüsen savasciya hi filmleri içinde en takdir edileni. Kaplan Teknik açidan en iyi 'Woo lardan:Hong . ' i ' , ve Ejderhii'yla"güii.deme gelen güçlükiliç Kong gettosunda baslayip, Vietnam Sa- dikkat. tdbiriden ve "uçan" dövüsçülerden'iriev• vasi'nin ortasina sürüklenen, The Deer cut. Uyurken dövüsen savasçiya dikkat! Hunter'i animsatantrajik bir dostlugun filmi. . Plain Janetothe Reseuel Ba eai Li,LYa ·'i; Zhen (1982): Ba'skahramam ka dm olan Once a Thief / Zongsheng Sihai (1990): tek W00 filmi olmasi, açisindan' önemli, Varlik sebebi, bÜyük oranda ticarete da• ama aslinda bir o kadar da önemsiz bir basamak. yanan bir komedi macera. Steve Mc Queen'in Bullitt'indeki efsane sahneyle ,J'i, ç, asik atan araba takip kismi cidden görül• Time You Need afriend / Xiaoliang (1984): meye deger," i

yilan ve akrep teknigi Metin Demirhan

Iste bu anilar ve duygular beni bu yaziyi yazmaya iten baslica nedenler oldu. Her ne kadar Hong Kong - Kung Fu (ve diger dövüs sanatlari) filmlerinin kökleri onun filmlerine dayanmasa da, konunun Türkiye'deki tarihsel gelisimini göz önünde tutarak söze Wang Yu ile baslamak istiyorum; su "tek kollu uçan adam"dan. Hani enli ve keskin kiliciyla kendisine ihanet edenlerden öcünü almak ugruna agaçlara ziplayan, bir vurusta otuz kelleyi koparan çekik gözlü, sari benizli kahramandan ... Kaynaklara göre , Jimmy Wong Yu, Wang Zhengquan gibi 'aka'lara sahip olan Wang Yu, 18Mart 1943'te Sangay'da dog• du. Sporcu bir kimlige sahipti ve uzun yillar yüzücülük yapti. 1962,1963 ve 1964 yillarinda Hong Kong gençler yüzme sampiyonu olan Wang Yu'nun kaderi agresif yapisi yüzünden degisti. Samp i• yonalara katilmasi yasaklaninca kendini tümden sinema dünyasinin içinde bu• luverdi. Yüzücülük yaptigi zamanlarda onun için bir ilk deneyim olan Shaw Brothers yapimi Tiger Bay (Kaplan Çocuk, "Buraya hocamin intikamini almaya 1963) ile baslamis olan sinema kariyeri geldim kalles köpekler!.. Yilan ve akrep hizla tirmanisa geçti ve onu halkin çok teknigimle hepinizi gebertecegim!.. Sicak sevdigi bir oyuncu, bir efsane (Chop Socky kumlara gömüp, taslastirdigim ellerimle Legend) yapti. Ilginçtir ki, Oriental Cinema Yasi otuzun vücutlarinizdan oluk oluk kan akitaca- dergisi editörü Damon Foster'in bir ma• .., '" üzerinde olanlar ne gim .... kalesinde yazdigi üzere, Wang Yu hiçbir Eyüp Yeni Mete sinemasinda geçen zaman ciddi anlamda kung fu ögren• demek istedigimi çocukluk günlerimde duydugum bu ve medi, aldigi bir parça dersi ile, ve neler benzeri sözler, videoma koydugum her gençken katildigi sokak dövüslerinden Hong Kong ürünü filmi izlerken aklima edindigi tecrübe sayesinde durumu idare hissettigimi gelir ve yazlik sinemalarin bolaldugu o etti. Bugüne degin sayisiz filmde oynayan anlayacaklardir. "iki film birden"li dönemlere giderim. ve bir kisminda da yönetmenlik yapan Wang Yu ve ... Yasi otuzun ü• bu zat-i muhteremin meshur olmasini zerinde olanlar ne demek istedigimi ve saglayan, Hong Kong'ta 26 Temmuz 1967' neler hissettigimi anlayacaklardir. Hele de gösterime giren One Anned Swordsman bir de Istanbul'un kiyi köse mahallele• (Kolsuz Kahraman) filmidir. Kolsuz rinde ya da Anadolu'nun kirsal bölge• Kahraman o güne kadar bir milyon Hong lerindei dogup, büyümüslerse ... Kong dolari hasilat getiren ilk film olma ünvanini eline geçirdi. Dogalolarak toparlar ve ise yaramayan sol kolunu ça• devamlari, hatta taklitleri çekildi. Bir türe listirmaya koyulur. Babasindan geriye öncülük etti, kolsuz kahramanlar furya• kalan kirik kiliç onu motive etmektedir. sini dogurdu. Bir Shaw Brothers kIasi gi Fang Kang kisa sÜrede eski formunu bu• olan bu filmi, efsanevi yönetmen Chang lur ve köyde sevilen bir kisi olur. Babasini Cheh yönetti. Gerçekte içinde pek fazla katili ve hocasinin bas dÜsmani 'uzun kung fu elementleri bulundurmayan bu kollu seytan' Cheng Tien-Shou'nun ka• film, tam bir kiliç dövüsü festivalidir. sabaya döndÜgÜnÜ ögrenince hemen Hem de minimum ölçÜde 'tel' efekti kul• yola çikar. Amaci hem ustasini korumak, lanilan bir basyapit. hem de babasinin intikamini almaktir. Usta Chi-Ju (Tien Fong) bulundugu 'Uzun kollu seytan'in dehset saçtigi ka• çevrede iyiliksever biri olarak taninma• sabaya gelir. Ortalik kan gölüne dön• sina karsin, dÜsmanlari da olan biridir. mÜstür. Sonunda babasinin kirik kiliciyla Bunlardan en tehlikelisi 'uzun kollu sey• intikamini almayi basarir ... tan' olarak anilan Cheng Tien-Shou adin• da baska bir kung fu ve kiliç ustasidir. Bir gÜn, usta Chi 'nin evi Cheng Tien• Shou'nun adamlari tarafindan basilir. Ögrencilerinden biri olan Fang Cheng ölÜmcül yaralar almasina karsin, hocasi Chi'yi korumayi basarir. Çarpisma sira• sinda Fang Cheng'in kilici kirilir. Agir yaralanan Fang Cheng, çok sevdigi hocasi ve oglu Fang Kang'in kollarinda yasama veda eder. Fang Kang, babasinin kirik kilicini alir ve intikam yemini eder. Yillar geçmis, Fang Kang bÜyÜ• mÜstÜr (Wang Yu). Babasinin kirik kili• cini hep yaninda tasimaktadir. Usta Chi, Fang Kang'i kendi oglu gibi bÜyÜt• mÜstÜr. Kizi Pei Erh (Pan Yin Tze) ve iki ögrencisi, ustanin Fang Kang'a daha fazla ilgi göstermesini hazmedemeyip, ona karsi dis bilemektedirler. Basit bir sebep yÜzÜnden Fang Kang'i dÜelloya davet ederler. Fang Kang onlari ciddiye alma• maktadir. Ama digerleri dövÜsmekte israr edince, silahini bile kullanmadan onlari yener, sonra da gitmeye karar verir. Pei Erh bir anlik öfkesinin esiri olup, Fang Kang'in bos bulundugu bir anda, The Chinese Boxer (Çin BoksörÜ ,1970), onun sag kolunu keser. Fang Kang, kanli The One Arnied Boxer (Tek Kol/u Boksör, kolunu orada birakarak acilar içinde 1970), A Man Cal/ed Tiger (Çin Kaplam, uzaklas ir. BÜtÜn bunlar olurken, 'uzun 1972), One Arnied Boxer vs Flying Guillotine kollu seytan' Cheng Tien-Shou adam• (ya da Master of the Flying Guillotine, Tek lariyla kasaba ya gelir. Amaci, daha önce Kol/u Boksör Uçan Giyotine Karsi, 1974), Pei Erh bir anlik basaramadigi suikasti gerçeklestirmektir. bir atimlik James Bond, Bunun için, onu ve ögrencilerini yenilmez ile oynadigi öfkesinin esiri olup, kilacak silahlar icat etmis, denemeye (Krallar Çarpisiyor, 1974), çömez bir Jackie koyulmustur bile. Usta Chi, Fang Kang'a Chan'i de kadrvsunda barindiran The Fang Kang'in bos olanlari ögrenmis, kizi ve iki ögrencisini Killer Meteors (Öldüren Göktasi, 1977) ve bulundugu bir onu bulup, kendisine getirmelerini emret• Point the Finger of Death (1978) gibi film• anda, onun sag mistir. Fang Kang kan kaybi yÜzÜnden lerle Türkiye'de de binlerce hayran kazan• bitkin düsÜp, bayilmistir. Yakinlardaki mistir Wang Yu ... kolunu keser. köyde bÜyÜkbabasi Wang ile birlikte Kolsuz Kahraman ve daha birçok çil• yasayan Hsiao Man adli genç kiz (Chiao gin kung fu filminin ünlü yönetmeni Chiao) Fang Kang'i bulur ve evlerine ta• Chang Cheh, içlerinde Li Chiau Liang, sir. Yasli adam ve torunu onu iyiles• Tu Chung Shun, Tsu Tsan Hong ve John tirirler. Fang Kang kisa sÜrede kendini Woo gibi yönetmenlerinde bulundugui :""" bir kusagi etkilemistir'. 100 filirteyakil) kung fu sinemasinin önemli yönetmenleri bir yönetmenlik tecrübesine sahip Chang arasina girdi. Shaolin Ninja 'yciKarsi'da en Cheh'in Hong Kong; kung tu sinemasina basarili performanslarindan birini sergi~ kazandirdigi Ti Lung; (Alexander) Fu leme olanagi bulan Liu Chia-Hui (yönet• , Sheng ve Kuo Choi gibi starlar, efsan.~vi menin kardesi) gibi genç bir yetenegi n ,.~'WangYu'nun yanisira, türe müsait (özel• karsisinda, Japon uyruklu (efsanevi) Ya• ,'~,likle de çogukirsal kesimlerde bulunan) suaki Kuratave Yuko Mizuno ile bizzat " Türk sinema salonlarinda daçocuk yas• Liu Chia Liang'in kendisi 'sarhos usta' j''S taki seyir,clniri"gönlünü feth~tm;€iibil- rolünde yer almistir. Filmin ilginç özel• ';iti'){,imislerdir.,CnangCheh'in bir çok ucubik liklerinden birisi de,·biryigin Çin' ve "~filmi bclJ:indiiim filmografisinden San Japon silahininiçinde bulundugu sayisiz puk Bei DoJNezD One Armed Swordsman, dövüs sahnesinibarindirmasina karsin, 1971), Ten Fingers of Steel (1973);Wu Du karakterlerden hiçbirisinin ölmemesidir. (Five Venoms, 1978), Can Que (Crippled Hong Kong dövüs sanatlari filmlerinin Avengers, 1978)ve lin Bei Tong (Kid With birçogunun ana temasini olusturan, düs• Golden Ann, 1979)gibi örneklerden bir- man Japonlara karsi mücadele motifi, bir kaçi seyredildiginde onun pek de normal sekilde burada da yinelenmistir. Ancak Ancak dönemin kan öykülerle ugrastigi söylenemez. Kullan• dönemin kan gövdeyi götüren filmlerinin digi statik kamera açilarinintekdüzeligine aksine Çin-Japonçekismesi,bu karsitligin gövdeyi götüren ragmen, seçtigi öyküler ve kahramanlar parodisi olarak ele alinmistir. filrplerinin ~J

NOTLAR

(1) Shaolin Ninja'ya Karsi / Shaolin Challenges Ninja ve Kung Fu'nun Efsanevi Silahlari / Legendary Weapons of Kung Fu, 1989'da Warner Bros Türkiye tarafindan kiralik olarak video kulüplere dagi tildi. i duvar/ardan sek cati/ardan, uc, kaplan ve ejderha'da mekan ve üretimi Can Altay

lerine dayanan, fakat daha önce bu türe ait filmler yapmamis bilakis bir tür yönetmeninden farkli bir kimlik benim• semis bir yönetmen tarafindan çekilmis olan, dolayisiyla biraz bu melez yapisiyla, biraz ödülleriyle, biraz da pazarlama usul1eriyle genel sinema izleyicisinin seyretmeye yöneldigi bir film olmasi nedeniyle bu yazinin temel örnegi ol• mustur. Tekrarbelirtmeliyim ki,yazdigim yazida degindigim ana konulara Hong Kong sinemasinin ürünü olan veya uzak• dogu dövüs sanatlariyla ilgili özellikle Uzak Dogu dövüs sanatlari ya da Hong uzak doguda çekilmis bulunan baska Kong sinernasinda mekanin ve fiziksel filmlerde de rastlamak mümkündür. Bu• çevrenin kullanimi, karakterlerin birbir• rada özellikle bu örnek üzerinde dur• Kaplan ve leriyle ve çevrelerindeki mekan ve nesne• maya beni iten, sinemalar ve sinema izle• lerle girdikleri iliskilerle sekillenir, ve me eylemiyle de hayli iliskili bir boyut Ejderha'da çarpici kendine özgü bir biçim alir. Bu filmler var. Bu boyut sinemada genis bir izleyici olan mekanm "mekan"in olusturulusuna hatta üreti• kitlesiyle yüzlesen filmle sinema sa• mine dair ufuk açici sunumlar içer• lonlarinda çarpisan izleyici bedenlerin tammlamsi ve mektedir. Bu yazinin amaci bu mekansal tepkilerinin, yani böyle bir sunuma olusumudur. eylemin Kaplan ve Ejderha filmi üzerinden gülerek cevap verilmesinin, "böyle de bir degerlendirmesini yapmaktir. Tayvan saçmalik olur mu canim" denilmesinin dogumlu yönetmen Ang Lee'nin 2000 bende uyandirdiklaridir. yili, Çin, Hong Kong, Tayvan, A.B.D.or• tak yapimi orijinal adi Crouching Tiger, duvarlardan sek çatilardan uç Hidden Dragon ya da Wo Hu Cang Long Kaplan ve Ejderha'da çarpici olan mekanin olan buradaki adiyla Kaplan ve Ejderha tanimlanisi ve olusumudur. Mekanin ta• filminin dagitimi bütün dünyada yapil• nimlanisi ve olusumundan bahsederken mistir. Kaplan ve Ejderha filmini özellikle verili fizikselçevreden, insa edilmis yapi• ele aliyor olusumun birkaç temel sebebi sal çevreden, veya insan bedenlerinin var. Öncelikle uluslarasi dolasima yakin haluhazirda bulundurduklari mekandan tarihte sunulmus ve pek çok ülkede gös• daha farkli,bunlardan bagimsiz olmayan, terilmis bir filmle karsi karsiyayiz. Gös• fakat bunlarin ötesinde bir olusumdan terilmekle kalmamis, Akademi Ödülleri bahsediyorum. Bütün bu bedenlerin ve ve benzeri ödüllere layik görülmüs ya beden parçalarinin (mekan ve mekan da aday gösterilmistir. Ayrica kimilerine parçalarinin) biraraya gelislerinden ve göre düsüse geçmis bir türün ulusarasi daha da önemlisi biraraya gelis biçim• düzlemde tekrar gündeme gelmesini sag• lerinden bahsediyorum. Bütününde lamistir. Buverilerbenim filmiizleyisirnle mekansal bir takim düsünceler, nesneler, veya asagida sunacagim okuma ile dog• ve eylemler içeren, öneren ve bunlari rudan iliskili olmamakla beraber, film sunan bir film var önümüzde. Buyüzden iolarak kökeni belli türün ('in) film- Kaplan ve Ejderha fi1mindeki mekansal, ve "sunulmus, mevcut mekan"i zorlayan, denler kümesi olusu ve bu kümenin ele• mekanin üretimine dair eylemler ve manlarinin topyekün biraraya gelme• iliskileri inceleyen bir yazidir bu. Filmde lerinden -çarpismalarindan- dogan seyin bize sunulan mekan, sahip oldugu özel• ise tekrar tekrar tanimlanan ve yeniden likleri, olusumu itibariyle ruh, tanri ya olusan/üretilen mekan oldugudur. da bilinçli tasarim gibi üst ögelerin dayat• Bubedenler hiçbir zaman birbirinden masiyla degil de, mekanin içinde varolus ayri düsünülemez, anlamlari beraber• biçimleriyle edinmektedir. Mekani kul• liklerinde yatar. Tipki filmde "YesilKa• lanmak, içinde olmak, barinmak gibi der" isimli kiliçtan bahsedilirken sik sik kavramlari zorlayan iliskiler içindedir deginilen "bir kiliç kendi basina bir ise filmdeki sehrin "sakin"leri. Filmdeki yaramaz, ancak kullanicisiyla önem ka• Pekin, o gün itibariyle ciddi iktidar müca• zanir" durumu gibi. Bunu daha da öteye delerine ve güç iliskilerine sahne oldugu götürüp kime ya da neye karsi kulla• gibi, bir yandzin da çölden gelen "kara nildiginin da gözardi edilemeyecek bir bulut" isimli karakterin söyledigi gibi, önemi oldugu vurgulanmali. Gündüzleri mesgul ve hareketli çatilara sahiptir. Çatilar o kadar mesgul edilmektedir ki "kara bulut" sevgilisine ulasmakta güçlük çeker. Film boyunca eylem, görüntü ve seslerdeki ani degisikliklerle filmin nor• mal akisinda ani kesintiler yaratan dövüs sahneleri bahsettigim mekansal olusu• mun, tanimlanisin da doruga çiktigi bö• iürnlerdir. Dövüs sahneleri, mekan içinde yeralan bedenlerin, mekani, mekan için• deki nesneleri, ve kendi bedenlerini yeni• den sekillendirdigi, tanimladigi ve olusturdugu bölümlerdir. Bu olay filmin koreografisiyle beraber gelismektedir. Temelleri Pekin Operasi ve akrobasiye dayanan bu koreografi üzerinde birseyler söyleyebilecek yetkiye sahip olmadigim gibi, bu yazinin derdi koreografiden çok festivallerve gizliiktidar mücadeleleriyle, perdede yaratmis oldugu sonuçlari ve geceleri de yogun çati trafigiyle yasayan bu sonuçlarin mekan algilanisi ve kulla• Pekin sehrinde nesneler, canlilar, mekan• nilisina dair uzantilaridir. Beden, içinde lar, yani her türlü beden birbiriyle ilis• bulundugu fiziksel mekani kendi me• kileriylevarolur.Degisken mekani sürekli kaniyla beraber, karsilikli etkilesim olarak tanimlayan, degistiren, tekrar ta• halinde olarak tanimlar, bunun üstüne nimlayan, anlamlandiran, kisaca olustu• Uzak Dogu dövüs dövüs sahnelerinde oldugu gibi diger ran istebu iliskileryt-imagidir.UzakDogu sanatlan sinemasi bedenlerle çarpisma eylemi eklendiginde, dövüs sanatlari sinemasi, bu iliskiler bir dövüsçü duvardan sekerek öteki yumaginin en fazla kullanildigi, vur• için temelde bu dövüsçüye vurdugunda hem kendi be• gulandigi, ve en uç noktalara götü• bedenlerin densel özelliklerini hem rakibininkileri rüldügü alandir. Örnegin 'in hem de içinde bulunduklari mekanin Once Upon a Time in China'sinda yatay ve çarpismasi fikri özelliklerini degistirmektedir. Bu her düseyahsap kedi merdivenIeri üze• üzerinde manevrayla, her tekrneyle ve her farkli rindeki dövüs sahnesi, ya da insan silahin farkli devinimleriyle degisen, bedenleri arasindaki iliskiler zincirine kurgulanmistir degisken ve akiskan bir mekandir artik. örnek göstermek gerekirse YuenKuei'nin diyebiliriz. Uzak Dogu dövüs sanatlari sinemasi Fong Sa i-Yuk filmindeki baska insanlarin için temelde bu bedenlerin çarpismasi kafalarinin üzerine basarak yapilan dö• fikri üzerinde kurgulanmistir diyebiliriz' vüs, bu iliskiler yumaginin ve bedenlerin Benim bu duruma eklemeye çalistigim çarpismasinin doruga çiktigi anlardir. (ve aksinin karsisinda durdugum) sey Diger çarpici örneklerde de görülecegi ise bu çarpisan bedenlerin sadece insan gibi giysiler, giysi parçalari, esyalar, bedenleri degil, çevrede yeralan bütün silahlar, insanlar, canlilar, mekanlar, nesnelerin -silah, masa, vs. -, ve mekan mekan parçalari, hülasa bütün bedenler parçalarinin içinde bulundugu bir be- ve beden parçalari bir etkilesim halin-i larinin disinda anlam ve kullanim kaza• nabileceginin olasiliklarinisunan ürünler, filmler olarak görmek ve üzerinde düsünmek de mümkündür. Henri Le• febvre mimarligin ürettigi yasayan be• denlerden, ve bu bedenlerin (binalarin) içinde barindirdiklari bedenleri nasil kendi deneyimleri dahilinde ürettiginden bahsederken, bir turistin ya da pasif izleyicinin, bu deneyime dair soluk bir gölgeden fazlasini yakalayamayacagini vurgular. NOTLAR: (1) Uzak Dogu dövüs sanatlariyla ilgili sinema ürünleri dünyanin -Türkiye dahil- dört bir yaninda üretilmistir. dedirler. Giysiler parçalanir, kiliçlar or• Yazinin örnek aldigi grup ise, genelde tadan ikiye ayrilir, duvarlar kirilir,bazen Hong Kong sinemasi olarak adlandirilan, uzuvlar kopar-kesilir, Kaplan ve Ejder• o cografyada çekilmis, belli bir gelenegin !in' daki han sahnesinde oldugu gibibütün devami olan ve belirgin özelliklere sahip bir bina yerle bir olabilir bu süreçte. olan türdür. Ziplayani dövüsen, tekmeleyen bedenler (2) "Mekan" ve "mekanin üretimi" hem kendi sinirlarini ve tanimlarini, hem kavramlari Henri Lefebvrelin önerdigi de çevrelerinin sinir ve tanimlarini zor• "space" kavrami üzerinden larlar. Hem bedenlerin, hem mimarligin olusturulmustur. Yazida büyük etkisi ayni anda yikilip tekrar üremesini, olan bir diger kaynak da Iain Borden'm mekanin üretilmesini saglayan iliskiler kaykaycilar ve mekan kullanimlari ve hareketler yumagi resmedilir beyaz üzerine yazdigi çalismadir. perdede. Denge ve düzene dair olan (3) Lefebvre, H. The Production of Space düzlemin bir anda (dövüs sahnelerinin (Oxford: Blackwelt 1991). anlik kesintisel girsleriyle) akiskanlik ve (4) Borden, i. "Body Architecture: hareketle yüzlesmesi ve tamamen ye• Skateboarding and the Creation ofSuper• Kaplan ve niden tanimlanmasini -kimi zaman ta• Architectural Space". J.Hill (ed.) Ejderha'mn nimlanamayacak hale gelmesint kaldi ki Occupyillg Architecture: Between the bu da bir tanimlanmadir- içeren bir Architect and the User (London:Routledge, sundugu sey, mekan üretimi hüküm sürer bu sine• 1996)içinde sayfa195-216. mekanm sadece mada. (5) Bordwell, David, Planet Hollywood Dolayisiyla bu sinema türünün veya (Cambridge, Massachusets;. Harvard fiziksel çevre, Kaplan ve Ejderha filminin (vebu yazinin) University Press, 2000). degil de, içindeki sundugu/uyandirdigi sey, mekanin (6) Bordeni a.g.e. sayfa 195-216. (7) Burada biraz Ballardesk bir bütün bedenlerin sadece fiziksel çevre, verilmis mevcut mekan degil de, içindeki bütün beden• çarpismadan bahsediyorum: Ballard,J.G.i eylemleriyle lerin eylemleriyle kimlik ve anlam kaza• Crash (London: Jonathan Cape, 1973)ve kimlik ve anlam nan biçimlenen bir olgu oldugudur. Bu Crash (David Cronenberg, 199?) anlayis mimarlik ve benzeri disiplinlerin (8) Bordwell, a.g.e. kazanan öne sürdügü ve üstünde durdugu fiziksel (9) Borden, a.g.e., sayfa 208. olarak varolan mekan kavramini zora (10)Lefebvre, a.g.e. sayfa 137. biçimlenen bir sokmakta, sorgulatmaktadir. Içinde olus olgu oldugudur. biçimlerini, verilen ve kazanilan anlam• larini, içindeki bütün bedenleri gözardi eden bir mekansal anlayistan çok farkli ve buna hayli aykiri bir mekan algilayisi sunulmaktadir. Bunu sunan ürünleri (bu filmi örnegin) "duvara da tirmanilir miy• mis, çatidan da uçulur muymus arkadas! " diyerek, gülüp dalga geçerek kabul• lenmemek mümkün oldugu gibi, yapisal çevrenin,i yapi eyleminin temel kaygi- i970'lerden bir Japon erotik filmi Göxmel d~k-~~ 5idleIninde fe~si:irii.'.., , ,. Japqn'tutsaK gyzel' fJl.~lerinll1,belki dee,~ilgirici 1979 tatihli i\1oju'dur,Ya~~o I\4a~~mu~a'ny:i y~W:'ttigiMoj!.1,Japol1-, yi(riin' en önde'qelen korkiiedebiyati ya~ z~r!~r~~d~~'i~~0po.Edoga~a.'~ii:1(2),!iii eserinin uya'rladtasidir~Filffiinjenerigir1in ardii'{dan p~id~yebirkadinin dudaklarI .i. '-'. '. ,""'~:,~.'~. - <"f r\,~ 1","" ~-,'~ .. <-- ~; ve :,sorml.da'Yiizün~iI1ya~i~plafçe~i~ fotograflari geli!. D~a.so~ra da.ayni ka': d~nf!;:ziricirevinulmiIs~vb p'6~isyonlarda 1]B~tc::Frfotografl~r(Bu f?tbgrciflarin,b~r sergideki (3)fotogr?flar oldugun,uap,ia;r~. Kör'bir adam, sergi sal~mu1o~t~~i~qa:rü bir heykeli-muhtemelen foto~raflardaki m'oaeliriheyk~li-:eii~rnektedirveITlodelin ke~(WiIin~h?digin;n farklhd~ Aegifdi~.• Aki adli bu ii-i0CieldahasCJnra;'köradam ,:~'y~siiib,}r~~S~n:::Mi~~o'~dlia9fm~hb,ir he'y~eltrasfkadinin da,onun'annesi oldu• g~i\ii sohrada~ögren:ecegizdi~: taia.fin~ dari aRartlT\ariIJ;lc1anJ

Nihilist Siddet Japon siradisi erotik sinemasinin, stüdyo sistemi disindaki, 'bagimsiz sinemaci' nitelikli en önemli auteur'ü Koji Waka• matsu'dur. 1936 dogumlu Wakamatsu' nun firtinali bir gençligi olmustu. Hatta Ziraat Fakültesi'ndeki ögrenimini yarida biraktiktan sonra, bir dönem Japon maf• yasina bulasmis ve kisa süreligine hapse girmisti. ilk filmlerini 1960'li yillarin bas• larinda o dönemde erotik filmlerin en önde gelen üreticisi Nikkatsu için çekti, Moju bunlar gangster filmleri dahil (!) çesitli kararlastirdi; ancak Wakamatsu'nun asil popüler türlerdeki ürünlerdi. Wakamatsu ilgisini çeken bir yatakhane dolusu hem• adini 1965'te Kabe No Naka No Himegoto sirenin katledilmesi degil, içlerinden biri• (Secret Act Behind Walls, Duvarlarin Ar• nin sag kalmasi ydi. dindaki Gizli Eylem) ile duyurdu. Üni• Okasaratu Byakui, jenerik öncesinde versite giris sinavina çalisan ama almis silah sesleriyle açiliyor, daha sonra per• oldugu yetersiz egitimden dolayi sinavi deye çogu erotik nitelikte bir dizi siyah• kazanamayacaginin bilincinde olan bir beyaz fotograf geliyor. Bu fotograflarin gencin, zengin bir burjuva kadini önce ardindan genç bir adami geceleyin denize röntgenlemesini, sonra irzina geçmesini, karsi tabancayla atis talimi yaparken gö• en son da öldürmesini anlatan film, Japon rüyoruz (Filmin, baslangicindan itibaren film denetim kurulundan onay çikmadan asagida belirtilecek birkaç sahne hariç si• Berlin Film Festivali'nde gösterilmek üze• yah-beyaz çekilmis oldugunu kaydetmek re Almanya'ya gönderildi. Ülkelerinin gerekli). Daha sonra kamera bir grup Bati' da imajinin zedelenecegi endisesiyle genç kadinin, lezbiyen iliski halindeki Japoi;i.hükümeti filmin festivalde gösteril• iki arkadaslarini röntgenlemekte olduk• mesini engellemek için diplomatik giri• lari yatakhaneye çevriliyor ve filmin geri simlerde bulunmaya kadar götürdü isi. kalani tamamen bu mekan içinde geçiyor. Bütün bu sansasyondan yararlanmak ye- Kapi çalinir, az önce silah atisi yaparken• ..'--, birini yatakhanenin içindeki bir direge baglar, sonra da sakin sakin i~hk çaJarak) oDun derisini yiizer, BU'islem';bittiginde 'es~rin( ç,Jr bfisk<).Jçaslinagi:)::;terir,kanlar içiI}deki c::~setperdeye bir, anliginarenkl,i" olar~ gel~p Bu gör:i;iptü karsisinda iyic~: d~l:lsetekClpilan :l~adin Aterik biçimde keIl,SI~Ili:yerden y~r,e cita-!",sa,k.1Ci.I1m?yil ça,hsir,ania bu nafile yaJvarislara;aldir~j maycin adClwonudqyurur, Artik tek bir kadin h~y~tta,dir ki o, bütiinbu, ol<).nbi;• tenler esnas'inda sçigi}kkfinhligini l(prp~ may}b,asarrnisti~, AdCj.pi.lCitatlibir, dille, s9-kil!'~a~in kg l}usi:1r<).konuya tis!irina ya, giris~r, son,i;a da bif:IlInnisöylem~ye bCls• lar. P?rdey~ mavi monokrom olarak her.. ikisinindeniz kiyisinda çiriiçipla,k kosrria gÖrünti.ileri,glflir, bUI1laripuhtemelen adamin hayaller,edalarak uykuyaAal~, masina v§/yeya;rüya:gÖrmesine on.ul} kUCci.g1:l!Ciya:slamisl:Jirhalde,::-yiri~; çinlçi plak"olara,)<7 ya ti:i.akta,dir, ikisii;i.i,J.1i et!atindaçia digt2[ lsadinl,arin kanlar için-"

d~eki,=ye,çirilçipic:1::~sesetl,E'r.i

;:Zu]se):Nidom~N'p",-', ' , - "Sliojdi(Gif;'~'Çit;~Ikind' - ,- ,,_., -:' __,'-"::',~ _,'.::_ :':>';--<::_",'" vasYPrlu.açisindaDbirhayli-~::':_,'~~'" ,",'- -c;:-' -,' --, " <~ basit.ye,kaba -, --,~;'~--'~ ',' Kez Bakire;1969)oldügi}anlasiliyo)";'Wac• bir aÇiklamayabariz biçimde zemin sim- 'kamatsu,bir tepki olarak nihilist siddeti dugu'yadsinamasa da özellikle filmin doguran yabancilasmayi hem cinsel,hemsonlarinadogru izlediklerimiz isiginda de toplumsal! siyasal düZeylerde eleal- filini daha genel ve daha nitelikli bi! bag• lnaktadir:Bu ikinCidüzey, Okasaratu Bya- lama oturtabiliriz. Aiiru'm korkUsinemasi kiii özelinde yalnizca finalde aidardaper- ansiklöpedisinin bu filmleilgili madde• Nihilist siddetin deyegelen militarizmle ilgili fotograflar sinde vurgulandigi gibi filminasil derdi, yabancilasmaya ve ögrenci protestolarinin fotogfaflarinda erkeklerin bir 'anne' figtirüne duyduklari kendini göstermektedir. ama Wakamat- arzu ve özlem ile gerçek yasamdaki ger• karsi bir tepki .su' nun bazibaska filmlerinde dogrudan çek kadinlarin varliginin bu ideal arzu olusu Wakamatsu ön plana çikmaktadir ki bu açidan en ba- 'nesnesinin yalnizca 'yitik bir cennete' ait sinemasinin temel riz örnekWakamatsu'nun filmogrci- oldugunuanimsatma islevi görmesinden fisindeki en az bilinen ürünlerden biri dogan 'çeliski ve yabancilasmadir. 'Film belirleyicisidir. olan, takriben 1971'de bizzat Filistin'e 81- böyle'ce cinsel patalojiye çok duyarli ve derek çektigi kisa metrajli (belgesel nite- :içeriden'bir bakis açisi sunmaktadir. Bu likli olabilir) Sekigun PFi!P: Sekai Senso . aradabelirtmek gerekir ki filmdeki sesi Sengeir(Kizil Ordu FHKÇ: Dünya Savasi müzik kullanimi da tam da bu amaca ba• Beyannamesi) olsa gerek '(6). Siddet ey- sarih biçimde hizmet etmektedir; Örnegin lemcisibir hareket içindeki bir grup gen- katliam ve dehset anlarinda'hiç müzik, cin, cinsel özgürlükçü' tutumlari dolayi- kullanilmamis;:kadinlarin aglama ses- '~, siyla bagliolduklari gruptarafindan ierÜi.iriyanisirayalnizca disaridan gelen .. tasfiye edilmelerinin öyküsünü anlatan rÜzgar ve deniz dalgalarinin sesi duyul• -"-Japon'KizilOrdu' bünyesinde 1971'de mustur. Müzigin filinde asil ama.ci,erke- h yasanan kanli bir tasfiye hareketinden gin zavalli, acimlacak bir durumda oldu• kismen'esinlenmis olmasi muhtemel- gunu ve bir arayisiçinde bulundugunu Tenshi'No Kokotsii (Meleklerin'Orgazmi; belirtmeye çalismaktir. Filmdekiikinci" 1972)ise her iki düzeYi birlikte ele almasi muiik temasini ise adamin'deri yüzerken 'açisindanilginç birörnek>Wakamatsu islikla çaldigi melodiolusturmaktadfr. sinemasindan görülen dÜnyada,bir kisir Bu tema da hüzüniüdür. Sonunda bu döngü halinde siddet siddeti dogurmak- melodi, en son,kurtulan kadinin agzindan -tadir,'siddete maruz kalani yabancilasmis bir ninniye dönüsür. Bu sekilde müzik, bireylerin, özellikle genç kusagin; nihilist adamin cinsellikteaslinda bir anne figürü bir siddete basvurmasinda sasilacak bir aradigini gayet açik belirtmektedir (7). seyyoktur.' , •.... ',1i Okasarafa Byakiii'riin Japönyadisinda ,OkasaratiiByakui'ye'dönecekolursak daiüiilü olmasi, güçlÜsinema diline ve bu filmde final sekansindaki siyasi-top- çarpici temasina ilave olara.k ABD'deki lumsal göndermelerden ziyade, insanlik gerçek birolaydan -kismen- esinlenmisi Shojo Geba Geba olmasina da bagli olsa gerek. Örnegin kulaklarinda Hanako'nun sesi çinlarken Wakamatsu'nun son derece etkileyici bir uykuya dalar, rüyasinda ve/veya hayal• baska filmi olan Shojo Geba Geba ([8], Vio• lerinde sevgilisiyle bulusup sevisirler lent Virgin; 1969) ise yönetmenin diger ama Hoçi'nin arkasinda çirkin bir kuyruk pek çok filmi gibi çok dar bir çevre disin• peydah oldugu görülür (Okasarata Byakui da pek bilinmiyor. Shojo Geba Geba,Oshi• gibi esas itibariyle siyah-beyaz çekilen ma' nin Empire of Passion'i (1976) gibi iki bu filmde de önceki filmde oldugu gibi sevgilinin trajik ve dehsetengiz akibet• bazi renkli sahneler var ve bu rüya/hayal Ierinin öyküsünü anlatiyor. Burada dik• sahnesi bunlardan biri). Geceleyin Hoçi kat çekilmesi gereken nokta bu kez Waka• bu çölümsü arazide bir grup adam ve matsu'nun diger pek çok filminin aksine, beraberindeki kadinlarla karsilasir, bu siddet uygulayicilarini degil, siddetin kadinlarla yatar ve gecenin karanliginda kurbanlarini öyküsünün temel kahra• bir dürbünlü tüfegi n dürbününden ba• mani yapmis olmasi. Hanako, bir mafya kar, bir kadin gögsü görür, tüfek ateslenir. Hanako, bir mafya sefinin 'kadini' olmasina karsin Hoçi adli Ertesi gün Hoçi, Hanako'nun çarmiha sefinin 'kadini' genç bir erkekle iliskiye girmistir ve ikisi gerildigi bölgeye geri döner, -dogru tah• de 'infaz' edilmek üzere kent disinda uç• min ettiniz- Hanakdnun gögsünde kanli olmasina karsin suz bucaksiz bir açik araziye götürül• bir yara vardir (bu sahne de renkli çekil• Hoçi adli genç bir müstür. Kadin ve erkeklerden olusan mistir). Hoçi, bir çuvala konarak beyzbol mafya güruhu kendi aralarinda eglenip sopalariyla öldüresiye dövülür. Hoçi'nin erkekle iliskiye hosça vakit geçirirlerken iki sevgiliyi, gece rastladigi adamlar -ki artik mafya girmistir ve ikisi de elleri, kollari ve gözleri bagli halde yan• sefi ve yakinlari olduklari anlasilmistir• 'infaz' edilmek yana birakirlar. Talihsiz çift bu kosulda da olay yerine gelip hep beraber çarmiha bile birbirlerine dokunmaya, giderek se• gerilmis ve gögsünden vurulmus Hana• üzere kent disinda vismeye girisirler. Ama zalim mafya ele• ko' nun önünde fotograf çektirirler. Ka• uçsuz bucaksiz bir manlari bu esnada onlari taciz etmekten mera -film içindeki fotograf kamerasi!• geri durmaz. Sonunda Hanako, çarmiha izleyicinin gözü olmustur, enstantaneler açik araziye gerilir. Hoçi de sevgilisinin baglandigi halinde ayni pozu bir kaç karede görürüz götürülmüstür. çarmihin hemen önündeki bir çadirda ancak birer farkla: Arkada peydahIanan mafya güruhundaki kizlardan biriyle bir figür her enstantanede daha bir belir• sevismeye zorlanir. Ama genç adam, ka• ginlesmektedir; bu, elinde beyzbol sopasi dini bogazlayarak öldürür ve kaçmayi ve yüzünde büyük bir öfkeyle mafya basarir. Hanako, çirilçiplak halde kaçarak güruhuna dogru yaklasan Hoçi' dir. Maf• uzaklasmakta olan sevgilisinin ardindan ya sefinin kafasini çarmihin önünde beyz• seslenir. Kosmaktan yorgun düsen Hoçi bol sopasiyla yumurta gibi kiran Hoçi, iyorgunluktan kendinden geçtiginde sevgilisinin bedenini kuc<).klayarak etraf- taki çaliliklarin alevalmaya basladigi ara• yanina alarak kaçmasi ülkede büyük zide gözden uzaklasir. sansasyon yaratmisti. Tanaka'nin fil• minde AM Sada ve evli sevgilisi bir oda Ask Cinayeti, Fuhus ve Irza Tecavüz tutarak günlerce tutkulu biçimde sevi• Moju'yu ve Wakamatsu'nun filmlerini sirler. Bir gün adam, artik karisina dön• ele aldiktan sonra Japon sinemasinda yal• mesi gerektigini ve daha sonra yine AM nizca bazi avangard yönetmenlerin film• Sada'yla bulusabileceklerini söyler. AM lerinin çarpici örnekler sundugll izlenimi Sada da yapacagini yapar. Filmin finaline olusmamali. Japon sinema endüstrisinin dogru gerek Abe'nin agzindan Üst-ses stüdyo sisteminde üretilen erotik filmleri olarak, gerekse filmin temasi olan sar• dahi Batilinarinlara göre bir hayli sasirtia kinin sözlerinde sürekli su ifade tek• ürünler içermektedir, özellikleerotik filin• rarlanir: "Her kadin aynisini yapardi". lerin en büyük üreticisi olan Nikkatsu Bütün ülke onu konusmakta ve her yerde stüdyosunun filmleri. Bu noktada biraz aranmaktadir. Finalde yakalandiginda geçmise giderek Japon erotik sinemasinin kimligini soran polislere hiç çekinmeden tarihi ve onun içinde Nikkatsu'nun yeri açikça adini söyler, yaptigindan bÜyÜk hakkinda kisaca bilgi vermek gerekiyor. bir övÜnçduydugll her halinden bellidir. U1uslararasi pazarlara da açilan büyük Pek ön plana çikmasa da bu filmin de i970'lerden bütçeli samuray filmlerinin modasinin arkaplaninda siyasi bir fon vardir. Filmin bir Japon erolik filmi geçmeye baslamasiyla birlikte, 1960'liyil• larin basinda Japon sinema endüstrisi ik• tisadi bir krizin esigine gelmisti. Bu dö• nemde düsük bütçeli küçük stüdyolar (Bati'ninjargonuyla B-tipistüdyolar) ero• tik, soft-porno filmler çevirmeye basla• dilar, bu filmler pinku eiga (pembe filmler) olarak adlandiriliyordu. Birmüddet son• ra Japon popüler sinemasinin dev le• rinden Nikkatsu firmasi da furyaya uya• rak bu türe can simidi olarak sarildi. Ancak B-tipi stüdyolardan farkli olarak, Nikkatsu'nun hizmetinde ise daha 'kal• burüstü' yönetmenler, oyuncular ve teknik ekipler vardi ve dolayisiyla Nik• katsu'nun erotik filmleri daha 'kaliteli' ürünler oldu, Nikkatsu'nun bu nitelikteki erotik filmleri roman pomo olarak ad• landirilacaktir. Japon erotik sinemasi 1960'larda zaman zaman sansürle çatis• konusunun geçtigi (yani gerçekAM Sada mis olsa da (9),1970'leregelindiginde ar• vakasinin yasandigi) 1936yili, 2. DÜnya tik 'kabullenilmisdi.' Bu incelemeyi 1970' Savasi öncesinde Japonya'da ordunun lerdeki Nikkatsu yapimi bazi roman merkezinde yeraldigi siyasi çalkanti• Japon erotik pomolara kisaca bakarak bitirmek yerinde larinin dorukta oldugu, bir askeri isyan sinemasi olacaktir (lO). girisiminin yasandigi yildir. Sada ve 1960'larda zaman Nikkatsu'nun en yetenekli yönet• sevgilisi kendi dünyalarina gömülmüs menleri arasinda Noburo Tanaka'yi say• sevisirken disarida sokaktan sÜrekli as• zaman sansürle mak gerekir. Tanaka'nin Jitsuroku Abi kerler geçmektedir, filmin bir sahnesinde Sada'si (A Woman Called Abi Sada, Abe AM Sada pencereyi açmaya yeltenen bir çatismis olsa da, Sada Adinda Bir Kadinj 1975),Oshima' hizmetçiye pencereyi açmamasini söyler: 1970'lere nin dünyaca ünlü Ai Noi Koriida'si (Du• "Günisigini sevmiyorum." gelindiginde artik yular Imparatorlugllj 1976)ileayni gerçek Tanaka'nin kismen bir Rampo öykÜ• olayi çikis noktasi olarak alsa da, Os• sünden uyarladigi Yaneura No Sanpon• 'kabullenilmisti. ' hima'nin filminin Fransizlar'la ortak ya• SM' da (Stroller in the Attic, Tavanarasi pim olmasi sayesinde 'haksiz rekabete' Sakinij 1976) ise, Pete Tombs'un ifa• maglup olarak onun gölgesinde kalmis desiyle, 'ideal bir çiftin' (!) öykÜsÜanla• ve hakettigi ilgiyi görmemistir. 1936'da tilir: röntgenci bir adam ve teshirci bir Japonya' da bir fahisenin sevgilisini sado• kadin. Aslinda Üst sinifa mensup bir mazosist bir sevisme sirasinda bogarak kadin, bir pansiyonda zevk için fahiselik öldürmesi ve sonra adaimn penisini kesip yapmaktadir. Pansiyonun tavanarasindai yasayan gençNr aciam ise açtigi küçük dünyasinaait ve erkeklerin bütün gü• delikler sayesinde alt kattaki odada olan• nahlarindan fazlasiylanasibini almis bir lari röntgenlemektedir. Kadinbirgün diyar olarak betimlenmektedir. bunun farkina varir ve röntgenc:inin göz• ,BatililariJapo!l sinemasi bahsinde en lerinin içine baka baka bir )TIüsterisini -dehsete düsüren unsurlarin basinda kus• öldürür. Adam, onu ihbar etmek bir yana kusuz Japon sinemacilarin irza tecavüz kendisi de cinayet islemeye baslar, kadin olgusunu-Batililar'irl tahayyüUerinin ala• da cinayetlerini sürdürür..Film, 1923 mayacagi bir tarz ve baglamda ele aliyor Tokyo depremiyle son bulur. " ;o olmalari geliyor. Böylesi Japon filmlerinin . Tatsumi Kumashiro'nun yönettigi en ,'güzel'. örneklerinde biri olan Okasu!! Akasen Tamanoi: N,ukeraremasu (Street of (Tecavüz!!; 1976) bir giallo'yu çagristiracak lay; Nese Sokagi; 1974) ise gerçek ,fa- bir jenerikleaçiliyor: kara eldivenli bir ,elin,sivri uçlu bir biçagibilemesinHzli• yoruz. Filmin baskaliramani; patronunun birçalisaniyla köse bucakta sevistigi bir kütüphanede çalisan, genç bir kadindir. Is çikisi gir markette alisveris yaparken bir adamIn kaçamak bakislarla kendisini izieciigini farkeder. Evine geldiginde ise asansörde bu ad<3,minbiçak tehdidi altin• çlatecavüzüne ugrar. ama bundan kim• seye sözetmez.Ertesi gün isyerinde yine kaçamak sevismelere tanik olan genç kadin;,artik kendisi de cinsel maceralar pesinde kosmaya karar veriL' Ama bir dizi gecelik ~liskininhiçbirinden tam tatmin olmaz. Tecavüze ugradigi aksam saldirganla ilk kez gözgöze geldigi' mar• ketegider; o ani nostaljik bir duyguyla animsamaktadir, artik. Derken bir gün kamyon soförlügüyapan -ve aslinda seri ': 'o. "': -;',: :;,,;. "c;~: -;j,..'._., -;:;'"":''''.> ::_.", hisele# koni.(almakta v~ fuli\-ii?tii,jnyasina tecavüzcü olan- adami tesadüfen'yine pekçok izleyiciyi yadirgiÜacakpii gözle görür. Adamin yanina· gider, birlikte or• bakmaktadir (ll). Filmiri' kQ)ll.isu, Ja- manlikbir araziye giderler. Adam, kadina :~ponya'd~ genelevlerin yasaklandigi 1957 biçak çeker.,ama itis kakis- sirasinda ~.:' _1-_: ,'_ :'_' __ :' 'o"~ _.C'. .• ': "._-'~',:,~ '. kendisi. biçaklanir.i Kadin son nefesini yilb~si-~refesinde geçl11$~tedir. Fahi- selerdenpiri, bir is gürnlnde'is görme' .vermekte olan adamla seviserek sonunda 'rekorunu" kirmak için kendiIlI' harap e• ,orgazma ulasir (12).;. derken, diger fahiselerin yasainlarindan .NOTLAR: Film boyunca kesitler izleriz. Bir fal}ise, bütün kazanCIni 4~li gibi asik oldugU kuiparbazsevgi• (1) Hitchcock;bir röportajda d dönemd~ki genelev f)ljamic btr lisine göni.illü olarak yedirll).ekte,adain ise ondan utanmakta c:-ve onu ald at• sineinanIn en büyükhandikapiriin 'ka• utanc.'.~"~~- rneJ<.ani.' ,-,~ ... 'dinaeziyet 'edin!'düsturupu yet~rince makta., a'ma kadirtin parasini almciktan uygulamamasi old ugundan yaki,nillisdr. .~degil, : O,>. '., _ '_'_ <.fahiseler;icinJ'--~ ..••.:. " , .. ',-, '«:c , •.,. çekinmemektedir. Fahise, bir otel oda• kendilerineait v.~ sinda birlikte oldugu sevgilisine, otelde (2) "Rampo", KA. Poe'nun adindan esin• parayla oda t.utmak yerinegef\elevde lenen bir tak ma addir. Gerçekkimligi :~. c kendilerini'u,,' ,_ kendisine tahsis edilmis odada sevis• tam olarak kesinlik kazanmamisolan bulduklar!.sicak bir melerinin daha az masrafli olacagini iyi ama gerçek adi Taro Hirai oldugu sanilan "yuva.olar:ak niyetle söyleyince adamdan dayak yer yazarin eserleri, 1920'lerde yayinlanmaya '~"'." '.~' -•. t,~- örnegin. Bir baska fahise ise, evlel1mek baslamisti. Rampo'nin pek çok eseri be• be~ir:ilenm.~lçt~dir.üzere genelevden ayrilir~en is arkaclaslari yazperdeye uyarlanmistir. ve patronu tarafindan sevecenlikle ugur• larin, zaten daha sonra kocasindan tatIl]in (3) S~tgi, Baudel~rie'e atfen Les Heur? 4u Mal (Kötülük Çiçekleri) adinltasimalC- olamayinca'kürkçü dükkanina' geri gele• tadir. l' ",., .

cektir. Film )Joyunca genelevortami, pir " utanç mek,arV,degil, fahiseler için kendi• (4)Kadinlari muhtelif pozisyonlarda ve lerine aitve k~n_dilerini bulduklari sicak muhtelif dügümlerle baglamak (kinbaku), ibir yuva, disaridaki hayat ise erkeklerin Japonya' da sensei'leri(usta) bulunan ka.- dim bir sanat formu sayilir. Bugün de bu yapan filmciler sonunda beraat ede• sanatin müdavimlerine hitabeden çok ceklerdi). Ayni yilin daha belirsiz dü• sayida kinbaku videolari üretilmektedir, zeyde olsa da yine Amerikan karsiti Bu videolar tamamen konusuz ve diya• yönelimleri olan bir diger ünlü filmi ise logsuz olup yalnizca çesitli açilardan ek• Nikutai No Mon' dur (Cate of Flesh, 1965). rana gelen bagli kadin görüntülerinden olusmaktadir. (10)Günümüzde ise, Japon sinemasinda erotizm bazi animelerde ve Exorcister gibi Günümüzde ise, (5)Ayrica psikanalizin jargonu ile konus• fantastik video filmlerinde görülüyor. mayi kabul edersek, heykeltrasin kör• Japon sinemasinda (11)Kumashiro'nun filminin adi, fuhusa lügünün onun 'hadimligini' temsil ettigi alisilmis bakisaçisini yansitan Akasen erotizm bazi de söylenebilir. Bu noktada Freudcu psi• kanalizi ciddi biçimde revize eden femi• Chitai (Utanç Sokagi, 1956)adli eski bir animelerde ve filme nazire niteligi tasimaktadir. nist yazar Barbara Creed'in yaklasimi bir Exorcister gibi hayli deger kazanmaktadir: Creed' e göre, (12)Son sahnedeki bas gitar ve mellotron fantastik video korku sinemasi ve benzeri alanlarda ha• ile çalinan müzik, Italyan erotik film• dim figür, (penisden yoksun) kadin be• lerinde kullanilan erotik-caz parçalarini filmlerinde deni degil, bizzat erkek figürünün ta animsatmakta ve hatta onlardan asagi kendisidir, kadin bedeni ise hadim olinus kalmamaktadir. (Filmdeki müzikler caz görülüyor. olmak bir yana hadim edicidir. Moju' da ve lounge müziklerden olusmaktadirj Creed'in semasina uygun bir 'canavar genç kizin ana temasinin yanisira, te• disi' (monstrous feminine) figürü merkezi cavüzcünün göründügü sahnelerin ses olarak yeralmasa da heykeltrasin onu kusaginda serbest caz hakimken, genç kimseyle paylasmak istemeyen annesi kizin görüntülerinde ise bir lounge müzik kismenbu figüredenk düsebilir. atmosferi buluninaktadir). -Sadi Konuralp (6) Filistin Halk Kurtulus Cephesi, sivil TEMELKAYNAKÇA: hedefleri de içeren siddet eylemleriyle JackHunter, Eros in Hell (Creation Books, adina duyuran ve hem bünyesinde ünlü 1998:Londra). Pete Tombs,MondoMac4bro (Titan Books, Çakal Carlos gibi baska milletlerden sid• Exorsister det eylemcilerini barindiran, hem de 1997:Londra). Japon KizilOrdusu dahil diger millet• lerden benzer örgütlerle dayanisma ve isbirligine agirlik veren bir örgüt olarak taniniyor. (7) Sesimüzikle ilgili pasajlar, Sadi Ko• nuralp'in katkilariyla kaleme alinmistir. (8) "Shojo"bakirenin basitçe Japonca kar• siligiyken, "geba" Almanca güç, iktidar, kudret, vb anlamlarina gelen "gewalt" sözcügünün Japoncaya bozularak akta• rilinis versiyonudur ki Japonya'da radikal siyasi akimlar kendilerini bu sözcükle tanimlarlar. (9) 1964'teTokyo Olimpiyatlari sirasinda gösterime giren ve 2. Dünya Savasi'ndan sonra Bati nezdinde görücüye çikan Ja• ponya'yi, Batililar'a rezil edecegi gerek• çesiyle tepki toplayan sado-mazosist temali Hakajitsumu'nun (Daydream) ardindan, ertesi yil yalnizca silah ta• sidiginda ereksiyon olabilen bir Japon'un bir Amerikan askerini öldürmesini an• latan Kuroi Yuki (Siyah Kar) yetkililer için bardagi tasiran son damla oldu ve film yasaklanarak yönetmeni tutuklandi (Japon aydinlarinin destegini alan ve Amerikan karsiti siyasi bir savunma •