Erhan Başyurt yazdı Mehmet Yıldız yazdı Teröristi gizleyen Albayrak’ların ‘habis hücre’ 07 ‘Dava’sı 09

06 OCAK 2016 CUMA

GÜNLÜK E-GAZETE — SAYI: 71 WWW.TR724.COM — @TR724COM

Sıfırlanma sırası Meclis’te

923’te kurulup 1950’de çok par- şacak imajı konuşuyor. Oysa imajın tili hayata geçişle son şeklini ötesinde riskler var. Devlet aygıtının 1 alan siyasal yapımız, köklü de- yapısını kökten değiştirecek düzenle- ğişikliklere uğruyor. Ve bu dönüşüm me, sosyal muhalefetin baskılandığı, OHAL’de gerçekleşiyor. Herkes, bu eleştirel medyanın tamamen sustu- şartlarda referanduma gidilirse olu- rulduğu bir ortamda yasalaşıyor.

Sefer Can’ın haber yorumu 2, 3 ve 4’te

Faik Can yazdı Gündem Düğme gitse Türk gökbilimciden de elektrik ‘olağandışı’ duruyor 05 galaksi keşfi 12 06 OCAK 2016 CUMA 02 HABER YORUM

Sıfırlanma sırası Meclis’te SEFER CAN [email protected]

Olağanüstü Hal’in (OHAL) uzatılması yine ka- köklü değişikliklere uğruyor. Ve bu dönüşüm rambolde geçti. Böylesine önemli bir oylama OHAL’de gerçekleşiyor. Herkes bu şartlarda re- parlamentoda neredeyse rutin bir işlem mua- feranduma gidilirse oluşacak imajı konuşuyor. melesi gördü. HDP’li Ayhan Bilgen’in gündeme Oysa imajın ötesinde riskler var. Devlet aygı- taşıdığı usulsüzlük de olmasa neredeyse hiç tının yapısını kökten değiştirecek düzenleme, tartışılmayacaktı. Hâlbuki başta bıçak sırtındaki sosyal muhalefetin baskılandığı, eleştirel med- ekonomi olmak üzere hayatın her alanını tehdit yanın tamamen susturulduğu bir ortamda ya- eden uygulamadan söz ediyoruz. salaşıyor. İhtiyacı olan dış finansmanı bul- Ekonominin makta zaten zorlanan ekonomi, durumu Müzakere edilmeden kaşla göz uzatılan OHAL’de iyice patinaja ortada ama arasında geçirilmenin ötesinde düşecek. daha önemli bir durum söz konusu uzatma ka- bir yansıması rarında. Toplanmamış MGK tavsi- Ekonominin durumu ortada ama ye kararı ve yapılmamış Bakanlar var OHAL’in: daha önemli bir yansıması var Kurulu toplantısı ile teskere Mec- OHAL’in: Devlet yeniden şekil- Devlet yeniden lis’e geldi. Devlet geleneğinde lenirken özgür tartışma süreçle- şekillenirken örneği olmayan ucube durumu- rinden yoksunuz. 1923’te kurulup özgür tartışma nun usulsüzlük dışında anlamları 1950’de çok partili hayata geçişle süreçlerinden da var. Devletteki bütün kaleleri son şeklini alan siyasal yapımız yoksunuz. tek tek düşüren Cumhurbaşkanı 06 OCAK 2016 CUMA 03 HABER YORUM

2. SAYFADAN DEVAM Tayyip Erdoğan son hamlelerini yapıyor. (TBMM) tarihinin en önemli kararlarından birini almak üzere. En zayıf gibi görünen parlamen- MGK, Erdoğan’ın ihtiyaç halinde konuşmaları- to aslında en büyük gücü içinde saklıyor. Erdo- na meze yaptığı bir malzeme konumunda. Ah- ğan’ın uğruna her şeyi göze aldığı dönüşümün met Davutoğlu-Binali Yıldırım değişikliğinden düğmesi vekillerin elinde. sonra Saray’ın özel kalem müdürleri kadar bile etkinliği kalmayan Kabine, bu vesileyle tama- Şu anda en güçlü kişiler AKP milletvekilleri, men sıfırlandı. Bir Bakanlar Kurulu düşünün ki en azından köprüyü geçene kadar Erdoğan’ın en ağır terör saldırılarını hemen peşine toplanı- onlara ihtiyacı var. 120’ye yakın vekilin ByLock yor ve OHAL’i görüşmüyor. kaydı olduğu ileri sürülüyor. Köprüyü geçtikten sonra yeni Meclis’te sandalye bulamayacaklar. Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Nu- Tıpkı ikinci meclisteki gibi. Birçoğu ByLock’tan man Kurtulmuş, rutin basın toplantısında, ko- ya da başka gerekçelerle soruşturma havuzuna nunun gündeme gelmediğini belki haftaya atılacak. görüşebileceklerini açıkladı. Birkaç saat sonra bakanların imzaladığı teskere Meclis’e geldi. “Şimdi Erdoğan’ın istediğini yaparsak kurtu- Terör ve ona çözüm olarak sunulan bir düzenle- luruz” yaklaşımının doğru olmadığının onlarca meyi konuşmadılarsa niye toplandılar? Toplan- örneği var. En yakın örnek, Aydın Doğan’ın du- tıda konuşulmayan teskereyi niye imzaladılar? rumu ortada. Etrafındaki çember giderek da- ralıyor. Abdullah Gül’ün bile tutuklanmaktan ‘SIFIRLAMA USTASI’ ERDOĞAN korktuğu bir ortamda kimse güvende değil. Erdoğan ‘sıfırlama’ işleminin artık ustası oldu. Kişileri ve kurumları acımasız ve onur kırıcı ope- Erdoğan istediğini alıp tek adamlığını hukuki rasyonlarla yok ediyor. Bülent Arınç’ı kamuoyu güvenceye kavuşturduktan sonra parti ve par- önünde birkaç defa küçük düşürdü. Arınç “Ben lamentoda tam temizlik yapacak. Bunu mev- herhangi bir insan değilim, özgül cutlara güvenmediği için değil, ağırlığım var” dediğinde iş işten Erdoğan gelenlerin mutlak itaatini sağla- geçmişti. ‘sıfırlama’ mak adına yapacak. Dikta rejimleri işleminin belli periyotlarda infazlarla korku Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de artık ustası barometresini hep yukarda tutar. hem bizzat hem de danışmanlar oldu. Kişileri Erdoğan krallığını ilan etse, yine üzerinden diskur çekilenlerdendi. de hain arayışı ve infazları bitme- ve kurumları Gezi olayları sırasında uzlaşmacı yecek. İnfazdan kurtulmanın yolu bir tavır takınınca “Ben hiçbir me- acımasız ve her istediğini vermek değil. saj almadım, ayrıca devlette çift onur kırıcı başlılık olmaz” fırçası yiyip ses- operasyonlarla Mevcut vekillerin bireysel kariyer- sizce kenara çekildi. Barolar Bir- yok ediyor. lerinin ötesinde Parlamento’nun liği Başkanı Metin Feyzioğlu ile kurumsal yapısı da ağır tehdit al- yaşanan tartışmadaki edilgen tavrı son nokta tında. İster parlamenter sistem, isterse baş- oldu. Zamanla etkisiz eleman haline dönüştü. kanlık düzeninde yasama organının olamazsa Kamuoyu önünde eleştirdiği şeyleri imzalamak olmaz yetkileri tek adama devrediliyor. Kanun zorunda kaldı. çıkarma yetkisi başkanın tek başına kullandığı bir güç haline geliyor. Yasama yetkisinin, tem- Davutoğlu’nu tahkir ederek görevden alırken silin iktidarla sınırlı olmadığı Meclis’te bulun- ardından gelene de gözdağı verdi, Erdoğan. masının gerekliliğini anlatmak zorunda kalmak Yetmedi en yakın adamına ‘profili düşük Baş- bile yeterince vahim. Bunun Erdoğan gibi yet- bakan’ tarifi yaptırdı. Binali Yıldırım’ın zaten kilerini hoyratça kullanan birinin elinde olması fazla bir iddiası yoktu. OHAL uzatılırken tercih ise vahimin ötesinde. edilen yol, son itibar kırıntılarını da süpürdü. Eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer Ana- TBMM KADER DENK ÇİZGİSİNDE yasa Mahkemesine Türkiye Barolar Birliği Baş- Erdoğan’a fabrikasyon üretim yapan bir ta- kanı Özdemir Özak’ı atadığında eleştirilmiş ve şerona dönüşen Türkiye Büyük Millet Meclisi Özak da affını istemişti. Rahmetli Özak’ın suçu 06 OCAK 2016 CUMA 04 HABER YORUM

3. SAYFADAN DEVAM CHP üyesi olmaktı. Erdoğan’ın HSYK, AYM ve sonra orada kalmaları hataydı. Çekilip AKP’yi diğer yerlere yaptığı atamalardaki parti ağırlığı tek başına anayasa yapar pozisyonuna düşür- ve özel danışman furyası düşünülürse ne dedi- meliydiler. MHP’nin desteği de daha mahcup ğim anlaşılır. hale gelirdi.

Yürütmeyi denetleme araçları olan güven oy- Aynı senaryo genel kurulda tekrarlanacak. laması ve gensoru imkânı Meclis’in elinden alı- Tümü üzerine görüşmelerde sesini duyurmaya nıyor. Yürütme organının suç işlemesi halinde çalışıp oylamanın sonucuna göre tavır alınma- yargısal denetimi imkânsız denecek kadar zor- lı. 330 bulunamazsa zaten sorun yok. Ancak laşıyor. Meclis aşaması geçilse bile Erdoğan’ın AKP-MHP bloku bu sayıyı rahat geçerse görüş- tek başına atadığı üyeler yargılamayı yapacak! melerden çekilmek en iyisi. Aksi halde defalar- Erdoğan’a Meclis’i fesih yetkisi vermek işin en ca yaşandığı üzere CHP’nin ‘izin vermeyeceğiz’ uç noktası. Bunun altında yatan tuzaklardan dediği bir şey daha gerçekleşmiş olacak. biri de erken seçime giderek üçüncü kez seçil- meyi sağlamak. Ama bu kez, sadece rejimin değil parlamento ve CHP’nin de ölüm ilanı olacak. Hele referan- CHP NE YAPMALI? dumdan çekilmemek affedilmez hata olur. Ele HDP’li vekillerin genel başkanlarla birlikte hap- geçirilmiş medya düzeninde seslerini duyula- se atılması ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Sa- mayacaklar, Cihan Haber Ajansı’na el konul- ray’a taşınmasından sonra CHP fiilen tek muha- duğu için sandıkların sivil denetimi imkânsız. lefet olarak kaldı. Bazı milletvekillerinin bireysel Seçimi denetleyecek seçim kurullarının ne ol- çırpınışları haricinde orada da dişe dokunur bir duğunu anlatmaya gerek var mı? muhalefet çıkmıyor. Darbe komisyonunda so- nuna kadar oturarak, Erdoğan’ın oyununa alet Yine ülke sathına yayılsınlar ama niye boykot oldular. Bir anlamda figüranlık yaptılar. ettiklerini anlatıp, katılım oranını düşürmeye çalışsınlar. Referandum sandığı ortaya kon- Anayasa Komisyonu’nda teklifin geneli üzerin- duğunda Erdoğan ne yapar eder kazanır. Son de gösterdikleri direnç takdire şayandı. Ancak yerel seçimlerdeki Ankara örneği CHP’ye ders AKP’lilerin buldozer gibi geçeceği anlaşıldıktan olmalı.

CHP fiilen tek muhalefet olarak kaldı. Bazı milletvekillerinin bireysel çırpınışları haricinde orada da dişe dokunur bir muhalefet çıkmıyor. 06 ocak 2017 cuma 05 yorum

FAİK CAN [email protected]

Düğme gitse de elektrik duruyor

Sebepler dünyasında yaşıyoruz. Yüce Yaratı- ni anlamaktan aciziz. İçeriğindeki harikuladeli- cı bütün icraat-ı sübhaniyesini sebepler per- ği de, çocuğun o süte olan ünsiyetini de kavra- desi altına gizlemiş. Bir sebebin neticesi olarak yamıyoruz. Büyümesine nasıl bir katkı sağladı- doğduk. Annemizin sütü büyümemize sebep ğını, onu ne tür hastalık ve mikroplardan koru- oldu. Hayatımızı sürdürmek için yemek yeme- duğunu bilimsel yayınlardan okuyoruz ama ne miz ve uyku uyumamız da gerekiyor. Hasta ol- o içeriği belirleyen biziz ne de o tesiri oluştu- duğumuzda doktora gidip ilaç kullanmak ve ran! Annenin tek yaptığı vakti geldiğinde çocu- onun tavsiyelerini yerine getirmek zorundayız. ğu emzirmekten ibaret. Yemek yememizi, din- Bütün bunlar genel olarak hayatımızda galip lenmelerimizi ve doktora gidip ilaç kullanmala- olan ve riayet etmemiz gereken sebepler. rımızı da aynı şekilde değerlendirebiliriz.

Ancak madalyonun bir de öteki yüzü var. Anne ŞERİAT-I GÂRRA VE ŞERİAT-I FITRİYE ve babamız dünyaya gelmemiz için bir vesile Sultan-ı Ezelî (cc) bize iki kitap göndermiş. Bi- ama bizi yaratan onlar değil. Küçücük bir sebe- risi Kur’an-ı Kerim, diğeri de Bediüzzaman’ın be riayet ettiler ve ötesinde hiçbir şeye müda- tabiriyle Kitab-ı Kebîr-i Kâinat yani Kâinat Ki- hil olamadılar. Hangi spermin hangi yumurta- tabı. Her iki kitapta da ayetler, kanunlar, kural- yı ne zaman ve nasıl dölleyeceğine karar vere- lar var. Kur’an’ın kanunlarına “Şeriat-ı Gârra” mediler. O hücrenin geçireceği evreler, alacağı Kâinat Kitabındaki kanunlara ise “Şeriat-ı Fıt- şekil ve yaşayacağı gelişime dair hiçbir tasar- riye” diyoruz. Bizim “sebepler” olarak tanım- rufları olmadı. Ne cinsiyetimizi, ne sağlık duru- ladığımız bu kanunlara, modern düşünce “ta- mumuzu, ne tenimizin, kaşımızın, gözümüzün biat” ya da “doğa kanunları” diyor. rengini belirleyebildiler. Karakterimizi, huyu- muzu, imanımızı, ahlakımızı şekillendirme ira- Her iki kitabın kurallarına uymak bizim vazi- deleri yoktu. femiz. Namaz kılmak nasıl ki Kur’an’ın em- ridir, yaşamak için ihtiyaç kadar yemek de Anne sütü de öyle; bebeğin doğumundan iti- Kâinat Kitabının emridir. Haramlardan uzak baren akmaya başlayan bu rahmet çeşmesi- durmak Kur’an’ın emri olduğu gibi, soğuk ha-

Sultan-ı Ezelî (cc) bize iki kitap göndermiş. Kur’an’ın kanunları- na “Şeriat-ı Gârra” Kâinat Kitabındaki kanunlara ise “Şeriat-ı Fıtriye” diyoruz. Bizim “sebepler” olarak tanımladığımız bu ka- nunlara, modern düşünce “tabiat” ya da “doğa kanunları” diyor. 06 ocak 2017 cuma 06 yorum

05. sayfadan devam

valarda sıkı giyinmek de Şeriat-ı Fıtrıye’nin kan Sûresi-43) bir zavallıya dönüştürdüler. Her emridir. Hatalardan arınmak için tevbe em- işte kendi istek, arzu ve menfaatlerini öncele- redilir Kur’an’da, hastalıklardan şifa bulmak yen insan, kâinatta cereyan eden baş döndürü- için de doktora gitmek kanunu vardır Kâinat cü nizamı da “tabiat” dediği bir heyulaya bağ- Kitabı’nda. layarak Rabbi’nden uzaklaştı; esbab-perest bir kör haline geldi. TAKVA İKİ KİTABA DA RİAYETLE OLUR Örnekleri çoğaltmak mümkün; işte Müslüma- TEK DERT: TEVHİDE ULAŞMAK nın var oluş gayesi kabul edilen “takva” bu iki Bu uzaklaşmadan kendini Müslüman gö- kitaptaki emirlerin kesişme noktasıdır. Fethul- ren insanlar da nasibini aldı. Onlar daha çok lah Gülen Hocaefendi’nin beyanıyla, her ikisine Mu’tezile’nin seslendirdiği sapkın tezlere sa- azami derecede riayet eden, takvayı elde etmiş rıldı. Sebeplere hakiki tesir veren bir düşünce- olur. Kur’an’ın emirlerine uy- nin zebunu oldu. “Semâvat mayan bedelini ahirette -Al- ve arzda olan her şeyin Perdeyi görüp arka- lah korusun- haybet ve hüs- O’na muhtaç olduğunu ve sını görememek, her ran ile öderken, Kâinat kitabı- şeyi sebeplere verip O’nun her an faaliyet ve ic- nın kanunlarına riayet etme- Müsebbibü’l-esbâb’ı raat içinde olduğunu” (Rah- menin bedeli de bu dünyada bilememek ne büyük man Sûresi-30) unuttu. hastalık, açlık ve hatta ölüm bahtsızlık! Bediüzzaman’ın “kurt gövde- gibi neticelerdir. nin içinde” derken kastettiği tam da buydu! Bizim sebepler olarak adlan- dırdığımız her şey, görüldüğü Bütün hayatını hakiki imanın gibi Kâinat Kitabı’nın kanun- tesisine harcamış bu müstes- larından ibaret. Sebeplere ria- na kametin tek derdi, insan- yet de bu kanunlara uymanın ları her türlü şirk şaibesinden adı. Bunlara uymamızı emre- kurtarıp tevhide ulaştırmak- den ise, Allah. Öyleyse esbaba tı. Ona göre, tablacı (garson) riayet bir emir ve biz bu emrin mesabesindeki sebeplere pe- memurlarıyız. Hocaefendi’nin restiş edip, yemeği esas ha- sebeplere riayeti anlatırken zırlayanı görmemek nasıl bir sık sık “memuriyetimizin ge- körlükse, sebeplere serfürû reği” demesi de bundan! Tevhid düğmeye bas- edip Allah’ı bilememek ondan mak zorunluluğu ile bin derece daha fena bir kör- PERDEDÂR-I DEST-İ KUDRET düğmenin ardındaki lüktü. Bediüzzaman’ın, sebeple- harika sistemi ayırt ri “perdedâr-ı dest-i Kudret” edebilmenin adıdır. ARKASINDAKİ KUDRETİ olarak tanımlaması muhteşem GÖRELİM DİYE bir tespit! Allah, Kudret eli ile Basit bir elektrik düğmesi- yaptığı icraatlarını sebepler perdesi altına giz- ne basan insanın, odasını aydınlatan ışığın lemiş. Perdeyi görüp arkasını görememek, her arka planındaki santralleri, barajları, trafoları, şeyi sebeplere verip Müsebbibü’l-esbâb’ı bile- elektrik şebekelerini, o düğmeye kadar gelen memek ne büyük bahtsızlık! kabloları görmeden bütün kerameti o düğ- meye vermesindeki hamakat de bundan aşağı Pozitivizm, materyalizm ve daha başka din- değil! İşte tevhid, o düğmeye basmak zorun- den kopuk felsefi akımlar iki şeyi yaptılar. Bir luluğu ile düğmenin ardındaki harika sistemi yandan egosunu şişirerek insanı tanrılaştırdı- ayırt edebilmenin adıdır. lar ve nefsini put haline getirdiler. Diğer yan- dan kâinatta geçerli kanunları “tabiat” veya Kim bilir belki de Rabb-i Rahîmimiz, had- “doğa” olarak adlandırıp kendi kendine olan dinden fazla perestiş etmeye başladığımız o ve yürüyen bir sistem olarak tanıttılar. İnsanı elektrik düğmelerini, arkasındaki Kudreti göre- Allah’tan koparıp “Hevâsını ilah edinen” (Fur- lim diye bir süreliğine elimizden almıştır! 06 OCAK 2017 CUMA 07 YORUM

ERHAN BAŞYURT [email protected]

Teröristi gizleyen ‘HABİS HÜCRE’

Türk ye, arka arkaya kanlı terör saldırına maruz kalıyor.

‘Paralel’ paranoya yaşayan b r güruh, “Ce- maat terör örgütü lan etme” saplantısı ler, gerçekler saptırmak ve suyu bulandır- ç nde b r “kara propaganda merkez ”, sal- mak peş ndeler... dırıları aydınlatmaya değ l Cemaat’e yıkma- ya ve algı oluşturmaya çalışıyor. Bu saldırıları yapanlarla, terör stler per- delemek ç n suyu bulandıranlar ve ger- *** çekler saptıranlar arasında b r bağlantı ol- Rus Büyükelç ’ye su kast düzenleyen kat l maması mümkün değ l. canlı yakalamak yer ne nfaz ed yorlar, son- ra da yalanlarla bağlantı uydurmaya çalışı- *** yorlar. Büyükelç su kastçısı canlı yakalanmak yer - ne nasıl nfaz ed ld yse, Re na saldırısını ya- Attıkları tüm ft ralar b r b r çürüdü ama b r pan terör st de eller nden kaçırdılar. türlü su kastçının gerçek bağlantılarını, sal- dırı tal matını k m n verd ğ n ortaya çıkara- Terör st, İstanbul’un kalb nde uzun namlu- madılar, çıkarmadılar. lu s lahla tarayarak Re na’ya g r yor, şarjör değ şt r p 7 dak ka katl am yapıyor ve y ne *** el n kolunu sallayıp, taks ye b n p olay ye- Re na saldırısında da lk yaptıkları ş, b r te- r nden uzaklaşıyor. lev zyon d z s üzer nden y ne Cemaat’ suç- lamak oldu. Güvenl k çember n n ortasında, saldırı st h- baratının eller nde olmasına ve lk kurşunun Saldırıdan önce adeta hazırlık yapmışlar, b r pol s şeh t etmes ne rağmen ne büyük “Noel Baba kıyafet yle katlett ” yalanını b r güvenl k zaafı... tüm dünyaya duyurdular. *** Sonra da saldırının o d z le uyuştuğunu d- Pek , bu gerçekler saptırma çabası neden? d a ett ler... IŞİD’ , El Nusra’yı korumak ç n m ? Eller yle 3 yıl önce yayınlanmış, hayal kurgu b r d z - büyüktükler canavarın, bumerang g b ge- y , gerçek kanlı b r terör saldırısını ört bast l p kend ler n vurmasının ortaya çıkmama- etmek ç n kullandılar. sı ç n m ? *** B r türlü başaramadıkları “Cemaat s lah- Gerçekler ortaya çıkarmak derd nde değ l- lı terör örgütü lan etmek” saplantılarına 06 OCAK 2017 CUMA 08 YORUM

07. SAYFADAN DEVAM

sahte del l üretmek ve algı oluşturab lmek Masum nsanları tak p ed p terör stler el- ç n m ? ler nden kaçırmak, masumları terör st gös- termeye çabalarken terör stler aklamak, K m bu kara propagandayı yönlend r yor? masumları s lahlı terör örgütü lan etmeye Ps koloj k harekât merkez k mlerden olu- çalışırken s lahlı terör örgütler n g zlemek şuyor? Bu kadar ‘haber elemanı’ ne zaman neden? ve k mler tarafından nasıl medyaya sokul- du? ***

*** Türk ye, terör örgütler yle başa çıkmak ve Fethullah Gülen Hocaefend yıllardır, her terör stler etk s z kılmak st yorsa, yalan- d nc terör saldırısı sonrasında “Müslüman ları ve ft raları üreten, gerçekler saptıran terör st, terör st Müslüman olamaz” d ye bu ‘ps koloj k savaş merkez ’n öncel kle açıktan beyanat veren, taz ye yayınlayan deş fre etmel . ender İslam âl mler nden b r s ... İk nc s , h çb r ş ddet eylem nde bulunma- Sayın Gülen, 1970’ler n başındak vaazların- mış, karıncayı b le ezmekten kaçınan ma- dan günümüze, sevenler ne sürekl ş ddet- sum nsanları ‘terör st’ d ye tak p etmek ten uzak durmalarını ısrarla tavs ye eden, ve tutuklamakla uğraşmak yer ne, gözünü toplumsal ve uluslararası barışı sağlamak kırpmadan yüzlerce masum nsanı öldü- ç n ‘d yalog, hoşgörü ve tolerans’ çalışma- recek kadar nsanlıktan uzaklaşmış gerçek larını teşv k eden aydın b r d n adamı... terör stler tak p ed lmel ve s lahlı terör ör- gütler ne yoğunlaşılmalı. S yasal İslamcılar, El Ka de ve türevler - n n d nc terörüne sempat duyarken, la kl k Üçüncüsü, bugün Türk ye’de saldırılar ger- üzer nde kutuplaşma ve farklı hayat tarzla- rını yok etmeye çalışırken, Sayın Gülen ve çekleşt ren PKK, IŞİD ve El Ka de operas- sevenler sulh ç nde b rl kte yaşamanın yol- yonlarını yaptıkları ç n yakın zamanda larını nşa etmeye çalışıyordu, çalışmaya da görevler nden alınan, hapse atılan güven- devam ed yorlar. l k ve st hbarat elemanları ved l kle gö- revler ne ade ed lmel ve kısa sürede yere *** doldurulması mümkün olmayan uzmanlık Hal böyleyken, terör örgütler n perdele- ve b r k mler nden st fade ed lmel .. mek, saldırıların üstünü örtmek, buna karşı- lık h çb r lg s n n olamayacağı ve olmadığı herkes tarafından b l nen Cemaat’ ft ralarla Terör saldırıları sonrası gerçekler saptır- kanlı saldırılarda hedef yapmaya çalışmak ma sevdasıyla hareket eden ve terör sal- ve sorumlu göstermeye çabalamak neden? dırılanı perdeleyen ‘merkez’ her nere- s se, Türk ye’n n terör sarmalına g rme- Kermes düzenleyen ev kadınlarını, burs ve- s ne ve b r kaosa süreklenmes ne neden ren şadamlarını, hayatını cehaletle müca- olanlar da onlardır. deleye adamış öğretmenler , gerçeğ yazan gazetec ler , barış steyen akadem syenle- Hab s hücreler g b , vücuda ağır ve ölümcül r del ls z hapse atan kt dar, IŞİD ve el kanlı zararlar vermeler ne z n ver lmeden, tes- terör örgütler ne karşı neden bu kadar şef- p t ed l p, deş fre ed l p, b r an önce tasf ye katl ve kollayıcı? ed lmel ler... 06 ocak 2017 cuma 09 haber dosya

Mehmet Yıldız Albayrak’ların [email protected] ‘Dava’sı Geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanlığı’nın ‘bakandan bile daha etkili’ müsteşarı Yusuf Tekin bir konferansta konuştu. Müste- şar olmadan önce bir bakanın kendisine “Fethullah Hoca’nın sela- mı var, Müsteşarlığı kabul etme” dediğini iddia etti.

Herkes kim bu bakan diye sorarken, iki gün sonra Albayrak’ların gazetesi Yeni Şafak bombayı patlattı. O baka- nın Suat Kılıç olduğunu yazdı. Ardın- dan eski bakan Kılıç twitter hesabın- dan açıklama yaptı ve olayı yalanladı.

Haber doğru mudur yalan mıdır bile- mem ama bildiğim Yeni Şafak’ın eski bakan Suat Kılıç alerjisi yeni değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İstanbul Bü- yükşehir Belediye Başkanlığı döneminde aldığı şaibeli ihalelerle büyük servet ya- pan Albayrak ailesi Erdoğan’ın yüksel- mesiyle birlikte büyümeye devam etti ve her ballı ihalede boy göstermeye başladı. İstedikleri- ni alabilmek için de ellerindeki yayın organlarını şantaj amaçlı kullanmaktan hiçbir zaman çekinmedi. Havuz medyası arşivlerinde bu konuda mebzul miktarda ha- ber mevcut zaten.

Grubun gazetesi Yeni Şafak AKP’li bakanlar dahil ol- mak üzere ayağına takılan her kim olursa olsun man- şetten hedef gösterdiler. Bundan zamanın Gençlik ve Spor Ba- kanı Suat Kılıç olduğu gibi dünün Ulaştırma Bakanı, bugünün Başbakan’ı Binali Yıldırım da nasibini almıştı.

Albayrak ailesinin gazetesi Yeni Şafak Suat Kılıç’ı neden hedefe koydu? 8 Mayıs 2013 tarihli Yeni Şafak gazetesi ‘Arıza Bakan’ diyerek sür- manşetten Suat Kılıç’a yüklendiği zaman herkes şaşırmıştı. Uzun süre üzerinde çalışıldığı belli olan dosya haberde Bakan Kılıç’ın vukuatları bir bir sayılmış haberin sonunda Başbakan Erdoğan’ın yeğenini bile fırçaladığı yazılarak bir yerler mesaj verilmişti. İşin aslı sonra- dan anlaşıldı.

Sözcü Gazetesinden Saygı Öztürk’ün haberine göre “Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun başına ilahiyatçı genel müdür getirebil- mek için Hasan Albayrak’ı görevden al- 06 ocak 2017 cuma 10 haber dosya

09. sayfadan devam

mak amacıyla üç kez kararname gönderdi. AKP’nin en güçlü bü- rokratının kararnamesi üç kez Başbakandan döndü. Ancak, Kılıç’ın “ya ben ya o” söyleminden sonra, Albayrak’ın kararnamesi ye- niden sevk edildi. AKP’nin yayın organı da başka görevden al- maları gerekçe gösterip “Arıza bakan” manşetini attı. Zaten Yeni Şafak’ta haberin yayınlanmasından iki hafta sonra Kredi Yurtlar Kurumu Genel Müdürü Hasan Albayrak görevinden alındı. Hasan Albayrak’ın Yeni Şafak’ın sahipleriyle aynı aileden olduğu söyle- meye bilmem gerek var mı?

Kredi Yurtlar Kurumunun yemek ihalesi Albayrak ai- lesine.. Altı üstü bir bürokrat, neden bu kadar büyütmüş olabilir ki Albay- Grubun gaze- rak ailesi olayı diyebilirsiniz. O zaman bir başka habere bakalım. tesi Yeni Şafak AKP’li bakanlar 28 Şubat 2005 tarihli internet sitelerine şöyle bir haber düşer: Ah- dahil olmak üze- met Albayrak’ın kızı Zeynep Albayrak ile Bekard Yemek Sanayi’nin re ayağına takı- sahibi ve AK Parti İl Genel Meclisi Üyesi Yunus Günaydın’ın oğlu lan her kim olur- Cemil Günaydın dünya evine girdi. sa olsun manşet- ten hedef göster- Bekard Yemek Sanayi’nin şirket ortağı Cemil Günaydın, Cemil diler. Günaydın’ın ortakları ise; Ahmet Albayrak’ın kardeşleri, yeğenle- ri ve çocuklarından oluşuyor. 1976 yılında Kredi Yurtlar Kurumuna memur olarak giren ve o dönemin KYK Genel Müdürü Hasan Al- bayrak ise Albayrakların amca çocukları.

Ve bir başka haber..

Sayıştay’ın hazırladığı 2013 Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kuru- mu (KYK) Denetim Raporu, devletin nasıl zarara uğratıldığını göz- ler önüne serdi. Raporda, yurtta kalan öğrencinin aldığı yemek be- deline bakılmaksızın işletmeye, gereksiz yere yemek ücretinin ta- mamının ödendiği tespit edildi. Parmak izi sisteminin çalışmadı- ğı, imza föyü kullanıldığı ve listelerin sonradan sisteme işlenme- diği belirtildi. Öğrencilere kahvaltı için 2,20 TL, akşam yemeği için 4,50 TL olmak üzere, günlük 6,70 TL yemek yardımı yapılıyor. Sa- yıştay raporuna göre öğrenciler bu miktar tutarında yemek almasa da fark işletmeciye ödendi.

Kim bu işletmeci dersiniz?

TAV’ın Bakanı 6 Ocak 2012 tarihli Yeni Şafak gazete- si sürmanşetten dönemin Ulaştırma Ba- kanı Binali Yıldırım’a gazetecilik tabiriyle ‘çakmıştır’. Konu, Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğü’nün yayınladığı bir genelgey- le TAV’ın elde ettiği yolcu taşıma yetki- si. E Albayrak ailesinin taşımacılık konu- suna olan ilgisini bilmeyen yok. 17 Eylül 2001 tarihli Sabah gazetesinin arşivinde, 06 ocak 2017 cuma 11 haber dosya

10. sayfadan devam

hangi amaç yöntemlerle Erdoğan’ın başında bulunduğu belediyenin taşı- ma ihalelerini kapattığı haberi bir fi- kir verir sanırım.

Binali Yıldırım’ın başında bulunduğu bakanlık o günlerde Yeni Şafak’ın sa- hiplerinin canını bayağı sıkmış ki, bir- kaç gün boyunca sürmanşetten Binali yıldırım ve TAV haberleri devam etti.

Yeni Şafak’ta böyle şeyler olur mu? 15 Ekim 2010 tarihli Yeni Şafak gazete- sinin -artık patron haberlerine ait oldu- ğu bildiğimiz- sürmanşetinde bu defa Diyanet vardı. Habere göre o günlerde Diyanet işleri başkan yardımcısı olan Mehmet Görmez, bazı harcamalarda usulsüzlük yaparak büyük bir yolsuzluğa imza Albayrak aile- atmış ancak olay müfettişlerce kapatılmış. Haber aynı gün Diyanet sinin Diyanet’in tarafından yalanlanmış. başına atanması beklenen Mehmet O günlerde gazetenin yayın yönetmeni olan Yusuf Ziya Cömert’e Görmez’in yerine bir meslektaşı bu haberle ilgili ‘ne iş?’ diye sorduğunda haberin daha ‘uygun’ bir adayı vardı. Ve patron talebiyle girdiğini söylemekten çekinmemiş. Bu haberin patron talebiyle üzerinden çok geçmeden 11 Kasım 2010’da Mehmet Görmez, Diya- giren bu haberle net İşleri Başkanlığı’na atandı. Belli ki Albayrak ailesinin Diyanet’in Görmez’in yıpra- başına atanması beklenen Mehmet Görmez’in yerine daha ‘uygun’ tılması hedeflen- bir adayı vardı. Ve patron talebiyle giren bu haberle Görmez’in mişti ancak ba- şarılı olamadı. yıpratılması hedeflenmişti ancak başarılı olamadı. Albayrak ailesinin vukuatla- rı elbette bunlarla sınırlı de- ğil. Milyar dolarlık SEKA arazi- sine daire fiyatına Danıştay’ın iptal kararlarına rağmen nasıl çöktükleri, Erdoğan’ın beledi- ye başkanlığı döneminde İstan- bul Büyükşehir Belediyesi iha- lelerini nasıl aldıkları, Erdoğan Türkiye’yi yönetmeye başladı- ğında da ihale kapatma bece- rilerini İstanbul sınırlarından çı- karak bütün ülkeye nasıl gös- terdiklerini anlatmaya gerek yok. Bugün Albayrak ailesi sadece medyada değil, inşaat, sanayi, lojistik ve hizmet alanlarında deva- sa bir holding haline gelmiş durumda.

Ne diyelim haramın binası olmaz, helalinden kazanan herkesin Al- lah yolunu açık etsin.. 06 ocak 2017 cuma 12 haber

Türk gökbilimciden ‘olağandışı’ galaksi keşfi

1950’de Arthur Hoag isimli bir gökbilimci, bi- yörünge ise 0,13 milyar yaşında gök cisimlerin- linen galaksilerden farklı bir şekle sahip, daha den oluşuyor. sonra Hoag’s Type (Hoag Biçimi) olarak anıla- cak biçimde sıralanmış gezegenler ve yıldızlar- Araştırmacılardan Patrick Treuthardt’ın verdi- dan oluşan bir galaksi keşfetti. Dünyaya 600 ği bilgiye göre, yeni keşfedilen galaksinin ken- milyon ışık yılı uzaklıktaki bu galaksinin orta- dine has özelliği içerisinde daha eski bir kırmı- sında yaşlı sarı bir çekirdek vardı ve teleskop- zı halka barındırması. Burçin Mutlu Pakdil, bu la gözlendiğinde galaksideki diğer kütleler, ne- durumu galaksinin iki farklı oluşma aşamaları redeyse mükemmel bir yuvarlak şeklinde dizil- yaşamasına bağlıyor. Şu aşamada sağlanan ilk mişti. fotoğraflara bakarak bu iç ve dış halkaların na- sıl oluştuğunu anlamanın imkânsız olduğunu Arthur Hoag’ın bu keşfinden 66 yıl sonra, Min- söyleyen Pakdil, daha fazla sayıda bu türlü ga- nesota Astrofizik Enstitüsü’nden araştırmacılar, laksi fotoğrafına bakarak bir teori geliştirilebi- PGC 1000714 adını verdikleri, dünyadan 359 leceğini düşünüyor. milyon ışık yılı uzaklıkta Hoag Biçimli bir galak- si daha keşfettiler. Bu keşfi gerçekleştiren eki- Büyük esrar sürüyor bin liderliğini yürüten Burçin Mutlu Pakdil, göz- Arthur Hoag, bu şekilde bir galaksiyi ilk keşfet- lenmiş galaksilerin yüzde 0,1’den daha azının tiğinde, biçim farklılığını yerçekiminin sebep Hoag’ın keşfettiklerine benzediğini aktarıyor. olduğu bir ışık yansıtmasına bağlamıştı. Yani galaksinin ışığı dünyamıza gelene kadar çeşitli Çoğu galaksi disk şeklinde yerçekimsel etkilere maruz kalarak, bozulmaya Dünyamızın için- uğruyordu. Ancak bu hipotezin, zaman içinde de yer aldığı Sa- yanlış olduğu ortaya çıktı. Bir başka gökbilimci manyolu Galak- Noah Brosch ise, çubuk şeklinde dizilen galak- sisi de dâhil ol- silerin farklı etkilerle bozularak bu şekli alabi- mak üzere, bili- leceğini öngörmüştü. Ancak bu teori de, bilim nen galaksilerin çevrelerinde pek kabul görmedi. çoğunluğu ‘disk’ İçerideki yaşlı çekirdekle, dışarıdaki genç küt- şeklinde. Hoag leleri neyin bir arada tuttuğu hâlen esrarı- Biçimi’ne sahip nı koruyor. Burçin Mutlu Pakdil ve Patrick galaksilerin varlıkları, araştırmacılara galaksile- Treuthardt’ın çalışması, evrenin oluşumuna rin ve gezegenlerin nasıl oluştuğuna dair daha dair bilinenleri değiştirme potansiyeline sahip. farklı bakış açıları ve bilgiler sunuyor. Şili dağ- larındaki gözlemevinden görülebilen bu yeni ‘Burçin’in Galaksisi’ hakkın bilgi için (İngilizce): galaksinin merkezinde 5,5 milyar yaşında kır- http://phys.org/news/2017-01- mızı bir merkeze sahip. Dışındaki mavi renkli extremely-rare-galaxy.html 06 OCAK 2016 CUMA 13 YORUM

Türkler komplo teorilerine neden çok meraklı?

KEMAL AY [email protected]

Gazetecilik mesleğine başladığım ilk Türkiye’de işimize yarasın diye ürettiğimiz bir tip. yıllarda, dostlarım ve akrabalarım gün- ama bu Sade vatandaşlar olarak iktidarları her demdeki bütün konuların arka planını gazetecilik gün, her saat denetleyemediğimiz, et- bildiğime inanırdı. Ne zaman bir ak- mesleği, rafımızda, dünyamızda olup bitenleri raba ziyaretine gitsem, ne zaman eski ‘iktidar’ araştırıp haberdar olamadığımız için arkadaşlarımla bir araya gelsem, “Sen fikriyle para verdiğimiz, karşılığında haber, yo- bilirsin” ile başlayan sorulara muhatap rum satın aldığımız bir ‘meslek’ emek- içli dışlı olurdum. Çünkü TV’de gördükleri, ga- çisi. zete köşelerinde ünlenen ‘gazeteci tipi’ oldu hep. böyle bir şeydi. Her şeyi bilir, her konunun perde MESLEKÎ İKTİDARLAR DA YOZLAŞTIRIR arkasına vakıftır ve size her meselenin ‘en doğru’ Türkiye’de ama bu gazetecilik mesleği, ‘iktidar’ şeklini aktarır. fikriyle içli dışlı oldu hep. Gazetecinin, köşe yaza- rının bir sonraki basamağı milletvekilliği olarak Bunun böyle olmadığı açık. Birçok gazeteci, bir- belirdi. Tabi bu ‘iktidar’ sadece hükümet anla- çok şeyi bilmiyor. Bilmek zorunda da değil. Ga- mında değil. Meclis’in (muhalefet de olsa) ra- zeteci, bir olayın peşinde koştururken, elinden hat koltuklarına oturan çok sayıda gazeteci var geldiğince bakılması gereken yerlere bakar, so- günümüz Türkiye’sinde. Haliyle gazetecilikle ‘si- rular sorar ve cevaplarını arar. Üstelik ulaştığı so- yaset yapmak’ arasında olması gereken ‘perde’ nuçlar her zaman doğru da değildir. ‘Gazeteci’ hep incecik bir zara dönüştü. Siyaset, gazetecili- 06 OCAK 2016 CUMA 14 YORUM

13. SAYFADAN DEVAM ğe ‘ideolojik körlük’ ve ‘popülist söylemler’ hedi- Sebep sonuç ilişkilerinin giriftliğini kafaya tak- ye etti. Taraf olma zorunluluğu doğurdu. madan, “Eğer şöyleyse, o zaman böyledir” gibi basit bir formüle indirgeyip cephanenizi tüket- 1990’larda medyanın özelleşmeye başlaması, meniz yeterliydi. TV’nin ortaya çıkması ve gazeteciliğin kitlelere ulaşma adına popülerleşmesi, bir çeşit ‘gazeteci Bu, hemen her zaman böyle oldu. Gazeteciler, kültü’ oluşturdu. Bunda herhalde en çok TV tar- tıpkı siyasetçiler gibi mesajlarını topluma ‘indir- tışma programları etkili oldu. Normal şartlarda, geyerek’ verme yolunu seçti. Tabi bu indirgeme, Batılı medya yayınlarında, bir olayla ilgili TV’de bir çeşit karikatürleşmeyi de beraberinde getir- konuşacaklar bellidir: Evvela o olaydan birinci di. Kısa kısa metinlerin içinde, koca koca mese- derecede etkilenen kimseler çıkarılır ekrana. Ar- leleri tartışmaya açmak, uzun vadede aslında dından tanıklar, uzmanlar, bilirkişiler tartışır. Son- akla hakaretti. Yani şimdilerde TV’lerde görülen rasında belki konuyu daha iyi araştıran, konuyla ve Twitter takip etmekten başka ‘araştırmacılığı’ ilgili malumatı TV’deki habercilerden fazla olan olmayan gazetecilere bakıp da insanlar “Bu ne bir gazeteci varsa, o konuk edilir. Mahkemedeki be?” demiyorsa, bunun bir sebebi geçmişte de duruşmalar gibi. ‘belirli bir kalitenin’ tutturulamamış olmasıydı. Cerbeze ve mugalâta, meseleleri keskin ve kısa Amacınız ‘gerçeği aramak’sa, böyle davranırsı- biçimde anlatma isteği, ‘düşünce pratiği’ dediği- nız. Ancak amacınız ‘reyting’ ise yöntemleriniz miz şeyin önce medya vasatında, ardından top- değişir. lum vasatında gerilemesine yol açtı.

Siyasetle fazla içli-dışlı gazeteciliğin getirdi- DENEME DEĞİL KOMPOZİSYON REVAÇTA ği bir körlük zaten vardı. Ancak bunun üzeri- Evet, herkes ‘ilim’ peşinde koşacak diye bir şart ne ‘her şeyden anlayan gazeteciler’ eklenince, yok. Evet, gazetecileri zaten bize olup bitenleri karşımıza acayip bir tür çıktı. TV programların- ‘kısa biçimde’ anlatsınlar diye besliyoruz. Zaten da saatlerce Türkiye’nin her meselesini, büyük medyadan da beklenen aslında bu kadarcık ol- bir cüretle tartışıp duran bu isimler, zamanla malıdır. Ancak Türkiye gibi kamusal alanın ne- Türkiye’deki vasatın ‘entelektüel gündemini’ redeyse yegâne entelektüel iletişim platformu de belirledi. olan medya, yani üzerinde haddinden fazla yük bulunan medya, karikatürleştirme sebebiyle BİLGİ ARTTIKÇA KAFALAR KARIŞIYOR bir anda, belki de istemediği hâlde toplumdaki Bu gündemde, maalesef bilgi yoktu. Salt retorik önemli bir dinamiği baltalıyor. vardı. Yani gazeteciler, en temel vasıflarını yerine getiremiyorlardı zira bunun ‘reyting’ olarak bir Yani aslında sorun şu: Siyaset hemen her ala- karşılığı yoktu. Bilgi arttıkça, kafalar karışıyordu nı kendine endekslediği için Türkiye’de, herkes ve insanımız meselenin hemen medyada görünür olarak siya- ‘özünü’ kapmak istiyordu. Bir Herkes gazetelerde seti etkileme peşinde. Akade- gazete sütununda ‘ilim’ avına köşe yazarlığı misyen de, düşünce kuruluşları- çıkmak, su birikintisinde balık yaparak, TV’de nın uzmanları da, edebiyatçılar avlamaya benzese de, netice- ‘yorumcu’ olarak da… Herkes gazetelerde köşe de ‘vatandaşın istediği’ buydu. yazarlığı yaparak, TV’de ‘yorum- bir ucundan Herkesin acele bir şekilde safla- cu’ olarak bir ucundan tutmaya rını belli etmesi lazımdı ve ‘ga- tutmaya çalışıyor. çalışıyor. Bu da, daha basit işlev- zeteci’ bu acele kararlara ‘odun Bu da, daha basit leri olan medya alanını şişirdikçe taşımakla’ görevliydi. işlevleri olan şişiriyor. medya alanını Zaman içerisinde daha şümullü, şişirdikçe şişiriyor. Peki, medyada akademik yakla- ‘etrafını câmi ağyarını mani’ ko- şımlar, ‘uzman’ doygunluğu ola- nuşmaları beklenen akademisyenler de medya maz mı? Aslında olması gereken bu. Toplumların diline râm oldu. Düşünce kuruluşlarında çalışan eğitim seviyesi arttıkça, ‘daha derinlikli bilgi’ tale- ‘uzmanlar’ da gazeteciler gibi yazıp çizmeye binde bulunması gerekir. Ancak tuhaf bir biçim- koyuldular. Belli bir ‘erişime’ sahip olabilme- de, Türkiye’deki en eğitimli kesimler Yılmaz Özdil nin yolu, yüzeysel metinler kurmakla oluyordu. okuyor. Ahmet Hakan paylaşıyor. Bekir Coşkun’la 06 OCAK 2016 CUMA 15 YORUM

14. SAYFADAN DEVAM neşesini buluyor… Hürriyet gibi bir ‘bulvar gaze- la derinleşmek imkânsız. Bolca RT’lenecek şe- tesi’ referans gazete muamelesi görüyor. kilde düşüncelerinizi en ‘popülist’ tarzda ve 140 karakterde yazmalısınız. Neden? Çünkü tarafta- Sözünü ancak gazete sütunlarında duyurabile- ra ihtiyacınız var. Unutmayın siz gazeteci değil, ceğini düşünen akademisyenler, giderek daha Türkiye’deki 80 milyon gibi siyasetçisiniz! az boyutlu ‘analizler’ yapıyor. Meselelerin farklı farklı yönlerini açığa çıkarmasını beklediğimiz KOMPLO TEORİSİ GİBİ BİR HAYAT gazeteciler, sıcak gündeme sıkışıp kalıyor ve tek Bütün bu anlattıklarım, aslında tek bir sorunun boyutlu sebep-sonuç ilişkileri kurmakla yetini- cevabı: Türkler neden komplo teorilerini bu ka- yor. Analitik sorular sorulmuyor, iktidarlar daha dar çok seviyor? Bu vasatlığı hep birlikte, el ele, zor sorularla sınanamıyor, karmaşık çözümler tuğla tuğla örerek ürettiğimiz için olabilir mi? gerektiren toplumsal sorunlara sığ sularda çö- Sağcısıyla, solcusuyla… Türk’üyle, Kürt’üyle… züm aranıyor. Sünni’si ve Alevi’siyle hepimiz bu vasatlığa katkı sunmuş olabilir miyiz? İngilizlerin ‘essay’ dediği, sağlam argümanlara dayalı denemecilik ölürken, bizim liselerde ‘kom- Geçenlerde OECD’nin yayınladığı raporda göz- pozisyon’ dediğimiz ve ne işe yaradığını bir türlü lerden kaçan, önemli bir veri vardı. Okuma yaz- anlamadığım, iler tutar yanı olmayan metinler, ma oranının yanı sıra, ‘okuduklarını anlayabilme’ gazete köşelerinde basılıyor. kapasitesini ölçen OECD, bu konuda 5 seviye be- lirlemiş. Türkiye’de yetişkinler arasında, 4 ve 5. BİZİM BÜYÜK HAFIZASIZLIĞIMIZ seviyeye çıkabilenlerin oranı 0’a yakın. Matema- Haliyle Türkiye’deki pek çok mesele ‘açıklanma- tik bilgi kullanımında ve okuyup analiz edebilme mış’ ya da tabir-i diğerle ‘faili meçhul’ kalıyor. yetilerinde OECD’deki ülkeler arasında son 3’te. İlkel gazetecilik seviyesi, toplumsal analizlerle Problem çözme kapasitesinde, yüzde 8’le son sı- derinleşmiyor, o analizler tarihsel okumalara dö- rada. nüşmüyor. Bu da bizleri hem hafızasız hâle geti- riyor, hem de kısa görüşlülük diyebileceğimiz bir Korkunç bilgiler bunlar. Toplumdaki radikalleşme- feraset ve basiret tıkanmasına götürüyor. yi de, kutuplaşmayı da, yaygın öfke ve nefreti de etkileyen faktörler. O yüzden sormak gerekiyor. Şimdilerde sosyal medya, bütün bu yaşadığımız sıkıntılara tuz-biber ekti. Sürpriz olmayan bir şe- Türkiye’deki kamusal tartışma alanını sadece kilde, Türkiye gibi yarı-açık toplumlarda sosyal medyaya sıkıştırarak, bu alanın seviyesini de sü- medya hayli politik bir mecra. Ancak Türkiye’de rekli kısır, tek boyutlu tutarak, bugünkü bağnazlığı ilginç bir şey daha oluyor ve entelektüel tartış- hep beraber meydana getirmiş değil miyiz? Bir- malar, kültür birikimi paylaşımları yapılıyor. Cid- biriyle konuşamayan, konuşmayı bırakın birbirini di anlamda bazı Twitter kullanıcıları, gazeteciler- anlayabilecek kelime haznesinden bile mahrum den, akademisyenlerden, uzmanlardan daha çok kimselere dönüşmenin suçu hepimizde değil mi? şey anlatabiliyor. Bu da, ‘kurumsal seviyenin’ ne kadar düşük olduğunun göstergesi. Hani hep deniyor ya, “Yüzleşelim!” diye. Bunun- la yüzleşebiliriz mesela… Komplo teorilerinin Hafızasızlık, burada da tıpkı medyada olduğu vasatlığına, basitliğine inanan, inanmayı geçtim gibi yeniden üretiliyor. Hızla akıp giden gün- buna hayatını adayan insanlar kovuktan çıkma- demde durup soluklanmak, geçmişe bakmak, dılar, sorumlusu biziz. Ve bunu yapmaya, devam kafa patlatmak, farklı bakış açıları ya da sorular- ediyoruz. Gelecek de, elimizden kayıp gidiyor.

Türkiye’deki en eğitimli kesimler Yılmaz Özdil okuyor. Ahmet Hakan paylaşıyor. Bekir Coşkun’la neşesini buluyor… Hürriyet gibi bir ‘bulvar gazetesi’ referans gazete muamelesi görüyor. 06 OCAK 2016 CUMA 16 SPOR DOSYA

EKRANDA FUTBOL ÂLİMİ, SAHA KENARINDA SUSKUN

EFE YİĞİT [email protected]

Sergen Yalçın, Türk futbolunun gördüğü en yetenekli futbolculardan AFP © Fotoğraflar: biriydi. Oyun tekniği, oyunu okuma biçimi, futbol zekâsı tartışılmaz. Ancak disiplin sorunu yaşayan, profesyonelliğin şartlarını yerine getirmeyen bir oyuncu olarak hafızalara kazındı. Daha sonra spor yorumculuğu ve teknik direktörlüğe adım attı. Şimdilerde Kayserispor’la teknik direktör olarak anlaşan Sergen Yalçın’ı zor günler bekliyor. Neden mi?

YORUMCULUK KOLAY AMA… konuşmanın rahatlığına alışmasıydı. Futbolun dört büyükleri olarak tanımlanan Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe ve Trab- RIDVAN DILMEN’IN MIRASI zonspor takımlarının hepsinde forma giyen Sihirli ekranda konuşmanın rahatlığını ilk ilk futbolcu Sergen Yalçın. Futbolu bıraktık- keşfeden Rıdvan Dilmen oldu. Vanspor, Fe- tan sonra çeşitli gazetelerde -adet olduğu nerbahçe, , Altay, Adanaspor ve üzere- yazarlık yaptı. Daha sonra televizyon Karşıyaka’da geçen başarısız teknik adam- yorumculuğuna geçen Sergen Yalçın, 2013-14 lık yıllarından sonra Rıdvan Dilmen 2003’te sezonunda Gaziantep, 2014-15 sezonunda ise eşofmanlarını çıkarıp, yorumculuğa başladı. Sivasspor’u çalıştırdığı için yorumculuğa ara Dilmen ekranlarda, saha kenarındaki başarı- verdi. Stüdyoda oyuncuları ve teknik adamları sızlığını unutturan bir performans gösterdi. acımazsızca eleştiren Sergen Yalçın, eşofman- En popüler futbol yorumcusu olan Dilmen, larını giyip saha kenarına indi- ekranlarda teknik adamlardan ğinde, çoğu zaman eleştirdiği Stüdyoda daha çok kazandı. Televizyon teknik adamlardan daha kötü acımazsız olan yorumcuları için adeta bir rol bir performans gösterdi. Sergen Yalçın, model oldu. Ekranın tadını al- eşofmanlarını giyip dıktan sonra da, bir daha tek- Televizyonda tabiri caizse di- saha kenarına nik adamlığa dönmedi. lin kemiği yoktu. Hem yapılan yorumların bir maçlık hükmü indiğinde, çoğu Rıdvan Dilmen’in yolundan gi- vardı. Arada kırdığı potlar, zaman eleştirdiği den bir başka isim Hakan Ün- yaptığı gaflarla Sergen Yalçın teknik adamlardan sal. Uzun yıllar Galatasaray’ın sosyal medyanın gündemine daha kötü bir solbekinde değişmez oyuncu sık sık düşüyordu. Özellikle performans olan Hakan Ünsal, futbolu bı- İzlanda ile A Milli Takımımı- gösterdi. raktıktan sonra tıpkı Sergen zın oynadığı maçlar öncesi ve Yalçın gibi spor yazarlığına terfi sonrası yaptığı yorumlar hiçbir şekilde tutma- etti. Ünsal’ın analizleri ve üslubu dikkat çekince yınca, sosyal medyada hayli ilgi çekmişti. İşte ekranlara da çıkmaya başladı. Polemikten uzak, Sergen Yalçın’ı bekleyen zor süreç, ekranda oyuncular hakkında detaylı bilgi veren, eleşti- 06 OCAK 2016 CUMA 17 SPOR DOSYA

16. SAYFADAN DEVAM rirken acımasız davranmayan üslubuyla Hakan ray’ın başına geçti. Ancak üçüncü Galatasaray Ünsal, Rıdvan Dilmen’den sonra işini iyi yapan dönemi sadece 11 hafta sürdü. yorumculardan biri haline geldi. ERSUN YANAL VE ‘BILIMSEL’ FUTBOL OĞUZ ÇETIN ÇOK DENEDI, OLMADI Gençlerbirliği, A Milli Takım, Fenerbahçe ve Oğuz Çetin, Türkiye’nin yetiştirdiği en iyi 10 gibi takımları çalıştırdıktan sonra numaralardan birisi. 2000 yılında Fener- 2015’te teknik adamlık kariyerine virgül koyup bahçe’de ’nin yardımcısı ola- ekranlara transfer olan Ersun Yanal, ‘bilimsel rak teknik adamlık kariyerine başlayan Oğuz analizleriyle’ dikkat çekiyordu. Saha kenarı Çetin’in hayali futboldaki başarısını teknik tecrübesini ekranlarda konuşturan Yanal, kısa adamlıkta da tekrarlamaktı. Aynı zamanda sürede en iyi yorumculardan biri oldu. Aziz Yıldırım’ın rüyası ise, benzeri bir ismi Fenerbahçe camiasından çıkarmaktı. Yanal, 25 Mayıs 2016’da Trabzonspor’la an- Ancak Oğuz Çetin’in teknik adamlık yılları ha- laşmıştı ancak meslektaşları yeni sezona ha- yal kırıklığı oldu. Bir ara A Milli Takım’da Fatih zırlanırken o Euro 2016’da yorumculuk yaptı. Terim ve ’in yardımcılığını da ya- Saha kenarı tecrübesini ekranlara taşıyan Ya- pan Oğuz Çetin, bu kariyerine ara verip ekran- nal, bu kez ekranlardaki usta yorumculuğunu lara transfer oldu. 2011’de ekranlarda başarılı saha kenarına taşımada sıkıntı yaşadı. Trab- performans gösteren Çetin, yine saha kenarı- zonspor, Yanal’la ligde sıradan bir takım hüvi- na indiyse de, 2014’te ekrana döndü. yetine bürünürken, günlerinin sayılı olduğunu söylemek kehanet olmasa gerek. Denizli ekranda da, saha kenarında da başarılı Mustafa Denizli, Fenerbahçe, Galatasaray ve TANJU ÇOLAK ÖRNEĞI Beşiktaş takımlarını şampiyon yapmayı başa- Yeşil sahalardaki başarısını teknik adamlığa ve ran tek teknik direktör. 1987’de başladığı tek- spor yorumculuğuna taşıma sıkıntısı yaşayan- nik adamlık kariyerine, Beşiktaş’ı çalıştırırken larda var elbette. Bu isimlerin başında Tanju 2010’da nokta koydu. Doğal olarak ekranlara Çolak geliyor. Türkiye’nin en iyi golcülerinden transfer olan Denizli, 2 yıl sonra yeniden yeşil biri olan Tanju Çolak’ın futbolu bıraktıktan sahalara döndü ancak aradığı başarıyı bula- sonra başladığı teknik adamlık serüveni sade- madı. Yine kısa bir ekran macerasından sonra ce 2 yıl sürdü. Ardından gazete köşeleri ve te- 25 Kasım 2015’te yorumculuğu bırakıp ‘uzun levizyon ekranlarında arzı endam eden Çolak, yıllar görev yapacağım’ diyerek Galatasa- vasatın altında bir performans gösteriyor.

Mustafa Denizli, 25 Kasım 2015’te yorumculuğu bırakıp ‘uzun yıllar görev yapacağım’ diyerek Galatasaray’ın başına geçti. Ancak üçüncü Galatasaray dönemi sadece 11 hafta sürdü. GÜNLÜK E-GAZETE 06 OCAK 2016 CUMA ARKA SAYFA SAYI: 71

YAŞADIĞINIZ ŞEHRE GÖKTAŞI DÜŞSE NE OLUR?

Yaşadığınız şehre göktaşı düşse ya da daha korkutucu olanı bir nük- leer bomba atılsa ne büyüklükte bir alan etkilenirdi hiç merak ettiniz mi?

Carlos Labs tarafından hazırlanan simülasyon size sonraki dairedeki alanda ise yangınlar çıkacağını bunu ölçümleme imkânı sunuyor. Ground Zero ve en dıştaki bölgelerin patlamanın şok dalgasın- (Sıfır Noktası) isimli Javascript uygulamasında, dan büyük zarar göreceğini belirtiyor. Renkli daire- istediğiniz bomba türünü veya göktaşının düş- lerin ne anlama geldiğini anlamak için, Amerikan mesini istediğiniz noktayı Google Map üzerinden ordusunun nükleer silah testlerinin bazı görüntü- seçiyor, ardından “Nuke it!” (fırlat) tuşuna bası- lerine ve Enerji Departmanı’nın Tarihi Test filmleri yorsunuz. Simülasyon, etki alanını harita üzerinde sayfasına göz atabilirsiniz. gözlerinizin önüne seriyor.

Turkey Forum’da tanıtılan uygulama, ABD’nin 6 HER ŞEY BİR RÜYA Ağustos 1945’te Hiroşima’ya attığı Little Boy, on- İLE BAŞLADI! dan üç gün sonra Nagasaki’ye attığı Fat Man, Sov- yetlerin ilk termonükleer denemesinde kullanılan Rüyasında masmavi ve Amerikalılarca Joe-4 olarak adlandırılan bom- sularda motoruyla dev dalgalara karşı koyduğu- ba, yine Rusların 100 megatonluk TNT gücündeki nu gören motosiklet tutkunu Robbie Maddison, Tsar Bombası gibi alternatifleri deneme imkânını inanılması güç bu rüyasını gerçeğe dönüştürdü. da sunuyor. İnsanın kanını donduran söz konusu silahların etki alanlarının ne büyüklükte olduğu- Motosiklet sürücüsü Robbie Maddison, hayatı- nu günümüz koşullarında görebilmek açısından na sıra dışı bir etkinlik kattı. Maddison, Tahiti’nin ilginç bir çalışma olduğunu söylemek mümkün. muhteşem mavi sularının üzerinde motosikletiy- le sörf yaptı. Akrobasi gösterisi imkânsız bir mey- Ekran resminde San Francisco’nun büyük çoğun- dan okuma gibi görünse de profesyonel sürücü luğunu vuran Amerikan yapımı B61 bombasının rüyasında gördüklerini gerçeğe dönüştürmenin etkisi görülüyor. Amerikan Bilim adamları Fede- hazzını yaşadığını söylüyor. Bu zafer sürüşünü rasyonu’nun da aynı ya da benzer verileri kullan- sosyal medyada paylaşan Maddison’un ‘rüya dıkları görülüyor. Federasyon, en ortadaki daire gibi’ görüntüleri 25 milyonu aşkın kez izlendi. içindeki birçok binanın tamamen yıkılacağını, bir

KÜNYE

Genel Yayın Yönetmeni Yazıişleri Müdürü Sosyal Medya Editörü Selim GÜNDÜZ | [email protected] Erman YALAZ (Web) | [email protected] Ömer Özdemir | [email protected] Haber Direktörü Kemal AY (e-gazete) | [email protected] İmtiyaz Sahibi Temsilcisi ve Hukuk Danışmanı Sefer CAN | [email protected] Tasarım Mehmet YILDIZ | [email protected] Yayın Koordinatörü Alper UYANIK | [email protected] Reklam | [email protected] Ali Mirza YAZAR | [email protected] Zülfikar ALİ | ZulfikarAli@ Tr724.com E-gazete | [email protected]

egazete.Tr724.com www.Tr724.com [email protected] @Tr724com /Tr724com

Bir grup gazeteci tarafından kendi imkânları ile yayın hayatına başlattığı Tr724.com Basın Meslek İlkeleri ve uluslararası medya etik kurallarına uygun habercilik yapmaktadır. Yayınlanan makale ve yorumlardan yazarları sorumludur. Tr724’de yayımlanan tüm haber, yazı, yorum ve analizler kaynak gösterilerek kullanılabilir.