SANATIN KEDİLERİ SAHNEDE Türkçe ilk kez yayımlanan “21 YARIM ASIR Kedide Sanat Tarihi” isimli kitap, okurunu sanat tarihinde sıradışı 76 yıllık ömrünün 57 yılını bir yolculuğa çıkarıyor. Akımlar sahne tozları arasında ge- ve sanatçılarla ilişkilendirilerek çiren ve çocukları dünyaya tasarlanan kediler, mercek altına gelirken bile sahnede olan alınıyor. Kitap, antik Mısır’dan bir tiyatro ustası Zihni Gök- bugüne kedilerin sanat tarihi tay... Büyük ustanın sanat yolculuğunu gözler önüne hayatı Portre’de... seriyor. Sayfa 20’de Özcan Ünlü’nün yazısı Zihni Göktay sayfa 12,13’te MÜZİK

litrossanat.com 1-15 Şubat 2021

SESLER NEFESİMİZİN BİR PARÇASIDIR lkemizin seçkin santur virtüözlerinden ÜSedat Anar, besteleri kadar kaleme al- dığı kitapları ile de adından söz ettiriyor. Son olarak “Kainatın Ritmi: Ses, Nefes ve Müzik” eserini kaleme alan Anar, “Sesler hayatımı- zın bir parçası. Dünyada bıraktığımız tınılar. Dünyaya geldiğimiz andan ve dünyadan göçtüğümüz ana kadar sesler hep bizim- ledir.” diyor. M. Emre Yapraklı Sayfa 4, 5’te KAÇIRMAMALIYIZ KİTAP NASRETTİN HOCA KİMLİĞİMİZDİR azmi Ağıl, “Büyüklerle Yeni- Nden Nasrettin Hoca” kitabı- nı anlattı: “Kişilerin dışında bir ayatımızın içinde kendine de toplumların özünden söz edilebilir. Nasrettin has bir yer edinen ve her H Hocamız bizim toplum- geçen gün alanı genişleyen di- sal kimliğimizdir. O Türk jital platformların iyi mi, milletinin iyisi, kötüsüyle, kötü mü olduğu konu- bütün özelliklerini bün- sunda çeşitli görüşler yesinde barındırır, kim var. Bu görüşleri; dijital olduğumuzu hatırlatır.” platform yetkilileri, oyuncular, akademisyen ve sinema yazarla- Gülcan Tezcan Sayfa 16, 17’de rına sorduk. Dijital platformla- rın geleceğini konuştuk. GEZİ DEVLETE GÖREV DÜŞÜYOR Puhu TV Dijital İçerik Güvenli- ği Yöneticisi Yusuf Aniz, dijital yayıncılıkta içeriklerin hangi ül- kelerde izlendiğinden bütün de- mografik kırılmalarına kadar de- taylı bir analiz şansının mevcut REYTİNG SORUNU YOK olduğunu söyledi. Aniz, “Devlet Dijital platformların izlenme kaygısı olmadığını söyleyen Oyuncu Muham- ODUNPAZARI’NDA bu konuda yayıncılarla daha ya- met Uzuner, şunları söylüyor: “Gözlemleyebildiğim kadarıyla dijital seyir SIRADIŞI BİR SERGİ kın ilişkiler kurarak ulusal poli- dünyasında çalışma koşulları son derece insani sınırlar içinde. En başta skişehir Odunpazarı Modern Müze’de tikaların belirlenmesinde daha reyting sorunu yok. Olsa bile çalışma sürecini etkilemiyor.” Rabia Bulut’un dosya haberi sayfa 8, 9, 10’da Eaçılan “Günün Sonunda” adlı karma ser- doğru kararlar alabilir.” dedi. gideki eserleri izlerken, “günün sonunda nereye gideceğiz” sorusunu soruyoruz kendimize.

SADIK YALSIZUÇANLAR: S.6 ASLIHAN ÖZEL: S.19 GÜVEN ADIGÜZEL: S.5 İsmail Kaplan Sayfa 7’de litrossanat.com 2 GÜNCEL 1-15 Şubat 2021 1-15 Şubat 2021 GÜNCEL 3 litrossanat.com

“GENÇLERE TARiHi Yeni SEVDiREN ADAM” VEDA ETTİ Warner Media’ya HARRY POTTER bağlı olan HBO avuz Bahadıroğlu mahlasıyla bilinen yazar Niya- Yzi Birinci, çocuklara ve gençlere yönelik kaleme Max, Harry aldığı hikaye ve romanlarını, vefatının ardından se- Potter dizisi için ‘Asım’lar venlerine miras bıraktı. Vefatının ardından edebiyat, senaristlerle kültür-sanat ve siyaset camiasından çok sayıda isim görüşme Birinci’nin vefatından dolayı üzüntü duyduklarını dile aşamasına getirerek taziye mesajı yayınladı. DİZİ OLUYOR geldiklerini açıkladı. YAVUZ BAHADIROĞLU KİMDİR? ngiliz yazar J.K. Rowling’in, yayınlandığı günden bu yana büyük ilgi gö- İren Harry Potter kitaplarından uyarlanan bir televizyon dizisinin hazır- yetişiyor 1945’te Rize’nin Pazar Hisarlı köyünde dünyaya ge- lıklarına başlandığı duyuruldu. Daha önce sinema filmleri gişe rekorları Esenler Belediyesi, geçen yıl aramızdan ayrılan ‘dergi dostu’, eğitimci ve yazar Asım Gültekin’in ismini taşı- len Bahadıroğlu Ortaokul ikinci sınıfa Mehmet Âkif kıran eserin dizi çekimlerine başlama tarihi hakkında bilgi verilmedi. Ersoy’un el yazısı tıpkıbasımını okumak için 15 günde yan önemli bir projeye imza atıyor: Asım Gültekin Dergicilik Okulu. Ortaokul, lise ve üniversiteli elli öğrenciye Osmanlıca okumayı öğrendi. Babasının getirdiği ki- Daha önce “Yüzüklerin Efendisi” filminin dizi olacağı açıklanmış ancak dergiciliğin öğretildiği atölyede beş ay süresince yeni Asım Gültekin’lerin yetiştirilmesi hedefleniyor. taplarla tarihi okumalarına başlayan Birinci, yazmaya koronavirüs salgını nedeniyle projenin çekimi ertelenmişti. ortaokulda okul müdürünün emriyle çıkarmaya baş- senler Belediyesi ve Uluslararası Genç Derneği’nin ladığı duvar gazetesiyle başladı. Tarihi romanlar ka- Eişbirliği ile düzenlenen “Asım Gültekin Dergicilik leme almaya başlayan usta yazarın ilk olarak 1972’de Okulu” kapsamında öğrenciler dergiciliğin inceliklerini “Sunguroğlu” romanı gazetede tefrika edildi. İlgi gö- ve kendilerine has içerik üretmeyi öğreniyorlar. Proje, ren bu eserin ardından “Buhara Yanıyor” ve “Elveda gençlerin kültür-sanat faaliyetlerine katkı sunmalarına ve Buhara” romanlarını gençlerin beğenisine sundu. Ço- FERDİ ÖZBEĞEN FİLMİ YOLDA CEMAL SÜREYA’NIN bu alanda yetkin bireyler olarak faaliyet sürdürmelerine cuklara ve gençlere yönelik eserler yazan usta yazar, lkemizde taverna müziğinin başlan- zemin hazırlama noktasında büyük önem taşıyor. Gençle- Veysel Akpınar, Şeref Baysal, Bahadır Alp ve Nurcan gıcı olarak bilinen usta müzisyen re yazı yazma hakkında temel beceri kazandırmayı ve yaz- Sevinç gibi farklı mahlaslar kullandı. Roman, çocuk Ü GİZLİ MEKTUBU Ferdi Özbeğen’in hayatı film oluyor. 2013 maya yönelik farkındalık oluşturmayı hedefliyor. Gençle- kitabı, hikaye, araştırma, oyun, senaryo ve çok sayıda yılında hayatını kaybeden piyanistin ha- rin kültür-sanat dünyamızın önemli isimleriyle etkileşime zenlenecek ve gençler fikri eserin arasında bulunduğu yüzlerce çalışmaya yatını bütün detaylarıyla anlatacak filmin geçmeleri, salgında azalan sosyalleşme imkanlarının dü- daha iyi yazı yazmaları için tekrar yönlendirilecek. Tüm imza atan tecrübeli yazar, ayrıca yurt içinde ve yurt yapımcılığını Fikret Bakıcın üstleniyor. şün-yazım faaliyetlerine yönlendirilmesi de projenin diğer bu süreç sonunda mayıs ayında çıkarılması öngörülen öz- dışında binlerce konferans verdi. hedefleri olarak dikkat çekiyor. Filmin çekimlerine haziran ayında başla- gün bir dergiye içerik üretilecek. Böylece gençler öğren- nacak. MAYIS’TA DERGİ ÇIKACAK dikleri bilgileri pratik yapmış olacaklar. Birinci, 21 Ocak’ta tedavi Projeyle ilgili bilgi veren Bakıcın, şunları ON YEDİ USTA İSİM DERS VERİYOR On yedi hafta sürecek programa kültür, sanat, edebiyat ve gördüğü hastanede vefat söyledi: “Film için hazırlıklara başlaya- dergicilik alanında on yedi usta isim eğitimci olarak katı- Asım Gültekin Dergicilik Okulu’nda Süleyman Ragıp Ya- etti. Osmanlı İmparatorlu- lı yaklaşık bir ay oldu. Oyuncu kadrosu, lıyor. Bu isimlerle dijital platformlar üzerinden her hafta zıcılar, Yusuf Temizcan, Mehmet Lütfi Arslan, Mehmet ğu’nun çeşitli dönemlerini çok önemli. Şu ana kadar Ferdi’ye yakın düzenli şekilde ders yapılıyor. Yapılan derslerin takibi, ele alan 30’u aşkın romanı Nuri Yardım, Ahmet Murat, Erol Er- bir tip bulamadık. Yurtiçi ve yurtdışından editör, editör yardımcısı ve üç bulunan Birinci, evli ve üç doğan, İsmail Kılıçarslan, Taha Hü- oyuncularla görüşüyoruz” dedi. kişilik stajyer ekibi ile gerçek- çocuk babasıydı. leştiriliyor. seyin Karagöz, Selim Tiryakiol, Yıl- Fikret Bakıcın, film için sanatçının yakın nlü Piyanist Fazıl Say, çıkardığı bu dergi, edebiyat Teorik derslerin ardından dız Ramazanoğlu, Tülay Gökçimen, çevresinden gerekli izinlerin alındığını da Üsosyal medya hesabın- tarihimizdeki milatlardan gerekli yönlendirmelerin ya- Ayşegül Genç, Dr. Abdullah Uçar, ifade etti. dan Cemal Süreya’nın, ba- biridir, Cemal Süreya, Me- pılmasıyla elli kişiden oluşan Bestami Yazgan, Saadettin Acar ve bası Ahmet Say’a kırk beş tin Altıok, Vecihi Timuroğ- gençlerden yeteneklerine göre Muhammed Murat Tutar usta isim- yıl önce yazdığı ve bugüne lu, Öner Ünalan gibi. yazı talep edilecek. Yazılar dü- ler ders veriyor. kadar ortaya çıkmayan bir Mektubu büyülterek oku- mektubunu ilk defa paylaş- manız gerekir, ne kadar HİÇ BİTMEYEN BİR tı. Fazıl Say, sosyal medya değerli isimlerin dergiye hesabından mektubu şu yazı verdiği, ne kadar derin IRAK MASALI ifadelerle anlattı: “Tüm emek verildiği bu mektupta edebiyat severlerin ilgisini FRANSIZ anlaşılıyor. Cemal Süre- algın günlerinde kapalı olan sanat mekanla- eminim ki çekecektir. Ce- ya’nın sol üstteki çizimini rının aksine, Kelimat Sanat Evi, yepyeni bir mal Süreya’nın babam Ah- S (ölü röportajcısı adıyla) ve YAZARDAN sergiyi sanatseverlerle buluşturdu. Galeri Iraklı met Say’a kırk beş yıl önce ilginç imzasını büyülttüm. bir koleksiyoner ve ressam olan Salih Neccar’ın, yazdığı bu mektup Türkiye Mektubu en iyi şekilde mu- bu ülkenin gözyaşı ve heyecanını yansıtan eserle- Yazıları dergisinin ilk sayı- hafaza edip bana bugünler- rini izleyicilerine sundu. ları çıkmadan hemen önce, de teslim eden Fahri Özde- babam ve arkadaşlarının Her gün temizlik, maske ve mesafe kurallarına mir’e teşekkürlerimle.” KITABI titiz bir şekilde uyarak hizmetlerini sürdüren ga- leride eseri yer alan sanatçı, postmodern düşün- celerle duygusunu birleştirerek sanatseverlere aklaşık 4 yıldır Institut Français rın, kültürlerin, medeniyetlerin kesişme gelenekselden moderne bir yolculuk yaptırıyor. İmtiyaz Sahibi Haber Müdürü YAnkara Müdürlüğü görevini yü- noktası büyüleyici kent İstanbul’u farklı M. Tevfik GÖKSU M. Emre YAPRAKLI Kelimat Sanat Evi’nin kurucusu ve küratörü olan rüten Fransız gazeteci - yazar ve radyo yönleriyle anlatan kitap, bu sahada yazıl- Genel Koordinatör Yayın Danışmanı Adnan Al-Ahmad, sergilenen eserler hakkında Hasan TAŞÇI Özcan ÜNLÜ programcısı Sébastien de Courtois’nın “Un thé à Is- mış örnek eserlerden biri. şunları söylüyor: Genel Yayın Yönetmeni Tashih “Salih Neccar, bu sergide yer alan eserlerinde tanbul” adlı Fransızca kitabı Türkçe’ye çevirilerek ki- Sébastien de Courtois kitabında okurlarını, âşık oldu- Hüseyin CERRAHOĞLU Mine ÇAKAR içerik bileşenlerinin kalın hatlarını yakalayan öz- isyana dönüştürdüğü o derin duygularını da an- tap raflarında yerini aldı. ğu bu efsanevi kentin ruhuyla tanışmamız için şiirsel Yazı İşleri Müdürü Grafik Tasarım Erhan AKCAN noontasarim.com gün bir kolaj ortaya çıkarmış. Bu özetleme, kapa- latan bolca uzaklara dalmalar yansıtmaktadır.” Orijinali 2014 yılında Le Passeur tarafından yayınla- bir gezintiye davet ediyor. Bir Fransız yazarın gözün- lı hücrelerdeki esaretten kurtularak açık havaya Salih Neccar’ın, evrensel duygularını yansıttığı nan kitap, Mehmet Emin Özcan tarafından “İstan- İletişim: www.litrossanat.com. • [email protected] den kentimize ve kendimize bakıyoruz. Şehrin şaşkın ve özgürlüğe kavuşmak için şekil bakımından ya- ve insanlık hafızasında yer etmesini istediği eser- bul’da Bir Çay” adıyla Türkçe’ye kazandırıldı ve He- Adres: Kemal Hatipoğlu Cd. Nenehatun Mah. No:4, Dr. Kadir aşığı ve mekanın gerçek bir uzmanı olan Courtois, Topbaş Kültür Sanat Merkezi Esenler/ İST. Telefon: 444 00 73 pılmıştır. Tablolarındaki güçlü çizgiler aracılığıy- leri, Koşuyolu, Kâtip Salih Sok. No. 106 Kadıköy yamola Yayınları tarafından basıldı. la, bir ilkeyi savunup aynı anda onu ihlal eden bir okuru yüzyıllar boyunca sokaklarda geçen büyüleyici Yayın Türü: 2 haftada bir yayımlanır. • Baskı: İhlas Matbaası adresindeki galeride gezilebilir. Doğu ile Batı’yı ve kıtaları birbirine bağlayan; insanla- ve tutkulu bir edebi yürüyüşe çıkarıyor. litrossanat.com 4 müzik 1-15 Şubat 2021 1-15 Şubat 2021 müzik 5 litrossanat.com

Şair şiir yazarak, Bütün seslerin yazar hikaye ya da roman Güven Adıgüzel yazarak, ressam peşinde koşuyorum da çizerek anlatır. ‘İKİ KAPILI BİR HAN’DA İlle sanatçı olmak “Dünyaya gelmemde maksat ne idi Türkiye’nin seçkin santur virtüözlerinden Sedat Anar, salgın gibi zor bir dönemde yalnız sesiyle değil, fikir işçiliğiyle de ön plana Bir sadık dost bulup dem sürme idi” çıkıyor. Öyle ki geçmişten günümüze santurun hikayesini anlattığı ‘Santurnâme’ kitabı literatürde yerini aldı. Şimdi de editörlüğünü da gerekmiyor. atıroğullarından Veysel. Çiftçi Ahmet’in oğlu. Karaca üstendiği “Kainatın Ritmi: Ses, Nefes ve Müzik” eseriyle konuşuluyor. Şderler babasına. Üç yüz onda gelmiş idi cihana, gelmiş Herkesin bir içsel ve dünyanın derdini sırtlanmış idi. 7 yaşında çiçek hastalığı- na kaptırdı gözlerini. Siyah perdeler indi küçük dünyasının yolculuğu vardır. üstüne. Perdeleri aralamak istedi Veysel. Bir aydınlık uzattı- M. EMRE YAPRAKLI Evrenin içindeki lar ellerine, üç telli. Yoktu soyunda saz çalan biri. Mızrabıyla esteleri, şiire olan vukufiyeti, sesin peşine düştüm. retinasını çizer gibi vurdu sazına ve dertleşip durdu yıllarca, Bkaleme aldığı kitapları, editör- aşkıyla yana yana. Teline kırlangıçlar kondu sazının. lüğü ve sohbetleri ile ‘entelektüel’ Tıpkı ömrünü bir kuş sesinin Bir garip Veysel idi. Mustafa Abdal tekkesinde üç telli kı- birikimini de gözler önüne seren rık sazıyla geçirdiği günleri karanlık dünyasına güneş oldu. Sedat Anar’la keyifli bir sohbet peşinde geçirmiş Fakiye Kul Abdal, Âşık Emrah, Tarsuslu Sıtkı, Akkaşların Hüseyin, gerçekleştirdik. Koronavirüs sal- Emin İgüs gibi isimler unutulmadı. Çünkü gelecek olursak onu da kitabı edinip oku- gını sebebiyle kendisine ve eserle- Tayran gibi… onlar ürettiklerini “alın tüketin” mantı- sunlar derim. Kemter Baba, İğdecikli Veli, Ali İzzet Özkan, Mihmanî, Dev- rine daha çok vakit ayırabildiğini ğında yapmadılar. Bütün özgünlükleriyle ranî, Aziz Üstün, Hüseyin Gürsoy, Ali Özsoy Dede, Salman AKLIMDA NOTALAR GEZER söyleyen Anar’a sorduğumuz soru- ve birlikte müzikleri yaşamaya devam edi- Baba ve elbette; Pir Sultan Abdal, Âşık Garib, Kul Mustafa, lar ve aldığımız cevaplar şöyle... yor. Hakikat budur. Kitabın içerisindeki yazılarda hep bir iç- Kul Mehmed, Ruhsatî ve Âşık Kerem’e değin uzanan bere- sel yolculuk ve duyuş arzusu var. Her mü- ketli bir yoldu Veysel’inki. Salgının sanatın hareket alanını SESLER HAYATIMIZIN ziğin özünde bu arzu hakim mi? Âşık Veysel oldu. Karanlıklar ışıdı. Sivas ellerinde sazı çalın- daralttığı, üretimin değer görme- PARÇASI diği bir dönemde kitap çalışması Arzu demek yanlış olur bence. Bu bir ihti- dı. Kâtip arzuhalini yazdı yâre böyle. Güzeller gözüne değdi. yapmak cesaret işi değil mi? Kainat konusuna gelecek olursak? yaçtır. Yani bir müzisyen olarak ruhumda, Ve çiçekler açtı çiçeğe verdiği gözlerinde Veysel’in. Renk- zihnimde ve aklımda sürekli notalar gezer lerden en çok kırmızıyı bilirdi, gözleri kapanmadan az önce Bence cesaretle ilgisi yok. Ben za- Bu konuda şunu söylemek isterim. Abdül- ve onları dışarıya yani başka insanlara kanamıştı sol eli. Son gördüğü kanın rengiydi. Kan kırmızı ten kitaplarla yaşayan birisiyim. hak Şinasi Hisar, “Bizim için ölüm, yani duyurmak istersin. Bu yüzden bir ihtiyaç. değil, gül kırmızıydı hayatı. Müziğe ayırdığım zaman kadar kendi dünyamızın ölümü kâinatın en mü- Mesela Butimar diye bir bestem var. Bir hatta çoğu zaman, daha fazla va- him hadisesidir” der. Zaman geçtikçe ölü- Anlattığı bir zindanın hikayesi; “Çiçeğe yatmadan evvel kuştur Butimar. Pers mitolojisinde denize kit ayırırım kitaplara. On yılı aşkın me daha da çok yaklaşırız. Aslında zaman anam güzel bir entari dikmişti. Onu giyerek beni çok seven aşık olup ve su içmeyerek ölen bir kuştur. süredir yazıyorum ama paylaş- da geçmiyor, insan geçiyor bu dünyada. Muhsine kadına göstermeğe gitmiştim. Beni sevdi. O gün Ben bu kuşun hikayesini duyunca içimde mıyordum. Artık paylaşma vakti Ölümün olduğu bir dünyada divan şairi çamurlu bir gündü, eve dönerken ayağım kayarak düştüm. yani ruhumda bir tını dolaşmaya başlar. geldi dedim. Bu sene İletişim Ya- Baki, “Baki kalan bu kubbede hoş bir sâda Bir daha kalkamadım. Çiçeğe yakalanmıştım… Çiçek zorlu Sonra da santurum ile insanlara duyuru- yınları’ndan iki kitabım çıkacak. imiş” demiş. Sesler hayatımızın bir parça- geldi. Sol gözüme çiçek beyi çıktı. Sağ gözüme de, solun rum. Tabii ben müzisyen olarak bunu ya- Pandemi döneminde konser yapa- sı. Dünyada bıraktığımız tınılar. Dünyaya zorundan olacak, perde indi. O gün bugündür dünya başı- parım. Şair şiir yazarak, yazar hikaye ya da madığım için oturup yazdıklarımı geldiğimiz andan ve dünyadan göçtüğü- ma zindan” roman yazarak, ressam da çizerek anlatır. gözden geçirip onları düzenledim müz ana kadar hep bizimledir sesler. Ne- İlle sanatçı olmak da gerek- Veysel’in dünyası idi, üç telli siyah perde. Bedri Rahmi ile ve yeni şeyler yazdım. Yani şöy- fesimizin bir parçası zaten ses. Bu yüzden Evrenin içinde sesin peşine düştüm. Tıpkı miyor. Herkesin bir iç- Metin Erksan şahit oldu. Biri yazdı, biri yönetti. Adına ‘’Ka- le diyeyim, pandemi döneminde sel yolculuğu vardır. ranlık Dünya’’ dediler bu şahitliğin. Devletlû sansürledi. Vey- yazarlık tarafım gün yüzüne çıktı. ömrünü bir kuş sesinin peşinde geçir- miş Fakiye Teyran gibi. Bazen hüzünle, ba- sel ne ettiyse bilemedi, zaten evvelinde Ankara’ya vardıy- Müzik yapmak içimden gelmiyor zen gülümseyerek, sa da Gazi’yi göremedi. Göz görmeyince, gönül katlandı. bu zamanlarda. 30 ev kaydı yaptım. Ben de pandemide tavanı çoktan mada buluşmak, hele ki bu çalışma teliyorum tabii ki müziğimin alıcısı Kemal Sayar’dan Gökhan Özcan’a bazen ağlayarak, Sustu, sustukça, sazı dinledi. Dert bir idi, bin oldu, sazına Bestelerimi kardeşim Selahattin ve geçtim. Okyanusa açıldım artık. müzik olunca daha da anlamlı oldu az oluyor. Çünkü popüler iş yap- Sadık Yalsızuçanlar’dan Bilen bazen uzunca yü- söylemedi. Türkülerle yazılmış/ türkülere yazılmış bir hayat. eşim Damla ile kaydedip YouTube benim için. mıyorum. Kaldı ki birçok insanın Işıktaş’a kadar birçok edebiyatçı rüyerek, bazen kanalıma yükledim. Bazen haftada POPÜLER İŞLER Âşık Veysel’in hikâyesi aslında bir memleketin hikâyesi, aş- Müzik; dinlenen, keyif alınan ama varlığından haberdar bile olmadığı ve müzisyen dostunuz bu kitapta yalnızlığa gömü- bir, bazen de iki haftada bir pay- YAPMIYORUM kın, gurbetin, Türkiye’nin o puslu fotoğrafının, zorlu yılların, çokça da tüketilen bir nesne hali- santur adlı bir enstrüman çalıyo- sizinle buluştu. Nasıl bir bereket lerek, bazen ses- laştık. Ev kayıtları dışında müzik umudun ve umutsuzların hikâyesi. Göz görmez ama gönül- Kitabı yazma hikâyeniz nasıl ge- ne gelebiliyor. Bir müzisyen ola- rum. Popüler olan müzik yanında oluştu? sizliğe gömülerek yapmadım. Yılda bir konser yapa- den gönüle söylenir türküler. Dost dost diye nicesine sarılır lişti? Müziğin ritmini kâinatta rak bunun aslında böyle olmadı- benim yaptığım müzik bir azınlık yaşar bu bildik. Dediğim gibi içimden mü- Katkı sunan isimlerin hepsi müzisyen Veysel. Uzun ince bir yoldur bu. Ki âşık Hâkk’ı bilir, ebediyen arama tutkusu muydu? ğına dair bir protesto şekliniz mi olarak kalıyor. Ama şuna eminim, yolculu- zik yapmak gelmiyor çoğu zaman. değil, çevirmen, öğrenci, yazar, te- aşk yolunda yürür. Anasının ak sütü gibi bunu da, hakkı bilir. bu kitap? benim müziğimin dinleyicisi az da ğunu... Nasıl gelsin ki intihar eden müzis- Pruva Yayınları’nın sahibi Abdur- rapist, psikolog, şair hatta okur da Veysel, son konserini sazına en yakışacak yerde, Hacıbek- var. Özellikle müzisyenler- yen haberleri okuyorum. Elimden rahim Karadeniz abi ile sohbet Sorunuzda da değindiğiniz gibi olsa her zaman dinlenecek o azın- taş’ta verir. Dayanmaz elbet o bir çift ciğer bu dünyanın le sınırlı kalmasın iste- de bir şey gelmiyor. Üzüntümden ederken kitabı yazma hikayem müzik tüketim nesnesi. Artık üret, lık tarafından. Popüler kültürde kederine. Akciğer kanseridir, evvelemirde öğrenir. Ve bir kurtulmak ve biraz da rahatlamak başladı. Benim yazımı kitapta yazı sun ve tüket mantığı ile işliyor mü- öyle olmuyor. On yıl önce herkesin dim. Sesin, nefesin ve müziğin öne- Nevruz sabahı en sadık yârine kavuşur Veysel. Fikret Kızılok için yazıya sığınıyorum. Hulki Ak- yazan diğer yazarlara gönderdim zik. İnternet çağındayız, müzikten bildiği isimlerin büyük bir çoğunlu- gitarını parçalar Veysel’in mezarı başında. Öyle ya, o yoksa ğu unutuldu ama Metin ve Kemal mini onlardan tunç bir şiirinde şöyle der: örnek olsun diye. Onlar da severek anlayan ve anlamayan herkes bir vurmak haram idi artık tüm tellere. kabul ettiler. Zaten hepsiyle ayrı şey yapıyor. Alıcısı da oluyor. Bu Kahraman, Birol Topaloğlu, Yeni da duymak is- “Tavan lafa az geliyor ayrı bir muhabbetimiz ve dostluğu- öznel bir durum. Mesela ben di- Türkü, Hüseyin ve Ali Rıza Al- tedim. Müzik ‘İki kapılı bir Han’da; aşk olur, şiir olur, türkü olur, söz olur, Sözlere liman gerek işte” muz vardı. Onlarla ortak bir çalış- van sahibi şairlerin şiirlerini bes- bayrak, Muammer Ketencİoğlu ve anlayışlarına toprak olur. Veysel öldü deyû salâ verirler, ölen beden imiş âşıklar öl- mez! litrossanat.com 6 EDEBİYAT 1-15 Şubat 2021 1-15 Şubat 2021 GEZİ /İsmail KAPLAN 7 litrossanat.com Sessiz yaşadım ‘GÜNÜN SONUNDA’ Kim beni nereden bilecektir NEREYE GİDECEĞİZ?

2021, İstiklal Marşı Yılı olarak kabul edildi. Bu ölümsüz marşın yazarı Mehmet Âkif Ersoy, 27 Aralık 1936 tarihinde sona eren dünya yaşamını şöyle niteliyordu : “Üçbuçuk nazma gömülmüş koca bir ömr-i heder…” Oysa, her ânı özdenetim ve dikkat ile geç- miş, acılı ama huzurlu, ahlakî bir hayattı onunkisi. Resmi için yazdığı dörtlük şöyleydi:

âlem oldu:/ Çiğnendi harîm-i pâki yılında, Abbas Halim Paşa’nın şer’in/ Nâmûsa yabancı mahrem çağrısına uyarak gittiği Kahire’nin oldu!/ Beyninde öten çanın sesin- Helvan semtindeki evinde de nice den/ Binlerce minâre ebkem oldu/ dizeler kaleme almış, ömrü boyun- Eskişehir Odunpazarı Modern Müze’de açılan “Günün Sonunda” adlı karma sergideki eserleri izlerken, “günün sonunda nereye gi- Allah için, ey Nebiyy-i ma’sum/ İs- ca kederli, yalnız ama hep umutlu lam’ı bırakma böyle bîkes/ Ümmeti olan yüreğinin mahrem sırlarını kâ- deceğiz” sorusunu soruyoruz kendimize. Sergi, dünyanın kaynaklarını kâr ve konfor adına nasıl kullandığımızı göz önüne seriyor. bırakma böyle mazlum...” ğıda dökmüş, sonradan Paşa’ya ithaf Dahası, kolektif geleceğimizdeki ihtimallere şimdinin fenerini tutuyor. Âkif, lirik yönüyle daha çok Bülbül edeceği Gölgeler de burada doğ- ve Leyla’dadır, özellikle de, son şi- muştu. ‘Gölge’ metaforu- ovid-19 salgını ile başlayan süreçte tehdidin farkına vardığımız bugünlerde, lerin yanında bedenimizin nihai durağı irlerinde, Gölgeler’dedir. Gölge- nun bizatihi kendisi de Cbir yılı geride bıraktık. Yeni nor- sergi, kolektif geleceğimizdeki ihtimalle- olan toprağı, bir yatak formunda görebi- ler’deki şiirlerin çoğu onun vatanın- gösterir ki, Âkif, öm- mal kavramını içselleştirerek yeni yaşam re şimdinin fenerini tutuyor.” liyoruz. dan uzakta olduğu ömrünün son on rünün son çeyre- biçimleri ve yeni alışkanlıklar kurma- HER ŞEY TOPRAKTAN... “Toprakta gezen gölgeme BİR BÜTÜNLÜK İÇİNDE yılına aittir. Bu şiirlerde o artık bir ğinde, toplumsal ya başladık. “Artık hiçbir şey eskisi gibi toprak çekilince “Günün Sonunda”, insanlığın yeryüzü ile toplum ve sosyal olaylarla ilgilenen ve ahlakî ideal- olmayacak” sözünü hiç olmadığı kadar Bahsettiğim tüm bu çalışmaları bir bü- Günler şu heyulayı da olan ilişkisine dair bir sorgulama ve yüz- şair olmaktan çok bir “ben” şairi- lerine inancını fazla duyduk ve tekrar ettik. Geldiğimiz tünlük içerisinde okumak mümkün. Di- er geç silecektir leşme özelliği taşıyor. Doğası itibariyle bir dir. Dış dünyadan kendi iç dünya- yitirmemek- noktada bir kırılma anının içinde yaşa- ğer yandan her bir eser, kendi içlerinde çözüm önerisi sunmaktan ziyade, geniş Rahmetle anılmak ebediyet le birlikte, dığımızı düşünüyor olabiliriz. Gerçekten göre insanlığın ekolojik ayak izi, dünya- de farklı anlam çerçeveleri taşıyor. Eser- sına yönelen şairin, bu devrenin en çerçevede yaşanan sorunlara modern sa- budur amma Türk mo- de ani bir kırılma ile mi karşı karşıyayız, nın biyolojik kapasitesinin çok üzerinde. leri derinlemesine incelemek adına sa- önemli ürünleri olan “Gece”, “Hic- natın imkanlarından faydalanarak dikkat Sessiz yaşadım kim beni dernleş- yoksa uzun zamandır görmezden geldiği- Bu çalışma, yılın hangi gününde dünya- natçılarla yapılan görüşmelerden oluşan ran” ve “Secde” şiirlerinde bu içe çekmeye çalışıyor. Bunu yaparken imge- nerden bilecektir?” miz sorunlar bir kördüğüme dönüştü de nın “kapasitesini” aştığımızı hesaplıyor podcast kayıtlarını dinlemek iyi bir fikir. dönüş tasavvufî bir boyut da kazan- mesinin nin sınırlarını olabildiğince genişletiyor ve içinden çıkılmaz bir hâl mi aldı? ve o günden itibaren yıl sonuna kadar mıştır. Gurbet duygusu ve yalnızlığa gelenek- gündelik hayatımızdaki objeleri kullana- 2019 yılında ses getiren bir program ile ka- Âkif, Devlet-i Âliyye’nin inkırazını gelen günleri “küresel sınır aşımı” olarak yaşlılık ve hastalığın da eklenmesi ten yaşa- Onun sözleri daima etkilidir, çünkü KAPASİTEYİ AŞTIK rak mesajını vermekten çekinmiyor. pılarını açan Odunpazarı Modern Müze, ruhunda hissetmekle kalmadı, yeni bu dönemin şiirlerini hem hüzünle dığı köktenci kopuşun bir iç çözül- tanımlıyor. ne yazık ki pandemi sürecinde uzun za- her kelimenin bedeli ödenmiştir ve 2020 yılı mart ve nisan aylarında sosyal dönemde uğradığı büyük hayal kı- gölgelemiş hem de yer yer zehirli meye ve çürümeye maruz kalacağını man kapalı kaldı. Bu kapanmanın arka tümüyle yaşamından süzülmüştür. medyadaki en popüler söylemlerden bi- 2018 ve 2019 yıllarında yeryüzünün kay- rıklığının da yükünü taşıdı. ‘Kırılan serzenişlere yol açmıştır. Pek çok görmüş, yeniden İlahî merkez olan naklarını 29 Temmuz’da tüketmiştik. planına da işaret edercesine hazırlanan fakat eğilmeye gelmeyen boyun’un Aşırı biçimde gerçekçidir, ‘sözüm risi, insanların eve kapanmasıyla birlikte eleştirmen Mehmet Âkif’in bu şiir- kalbe dönmüş ve beslendiği irfanî doğanın kendine geldiği ifadesiydi. Ger- Şunu da belirtmem gerekir ki, bu tarih “Günün Sonunda” sergisi, müzede hayata üzerinde taşıdığı başına, ‘ümmet’in hakikat olsun da odun olsun tek’ 1970’li yıllardan itibaren sürekli daha er- lerini sanatının zirve noktası olarak geleneğin batınına yönelmiştir. Leyla çekten de insan doğadan elini eteğini çe- geçen ikinci sergi oldu. 2 Ekim 2020 – 25 ve insanlığın dertlerinden başka bir ken bir zamana tekabül ediyor. 2020’de değerlendirmişlerdir. İlk kez, 1914 şiirinde söylediği gibi, ‘yer pek’, diyen bir kişilikten gelmektedir. kerse sorun çözülecek mi? Yıllardır takip Nisan 2021 tarihleri arasında açık olması endişe girmedi. Yeni hayatın küresel ölçüde bir kapanma yaşanma- ‘gök yüksek’tir. Kendinden de Böylesi mustarip, adanmış, idealist ettiğim Earth Overshoot Day yayınlarına planlanan sergiye pandemi koşullarının getirdiği sorulara Kur’an’dan bunalmıştır, zaman ıssız, mekan sına, tüketimin nispeten azalmasına ve hafiflemesi ile birlikte yeniden ulaşabilme ruhlara artık edebî yaşamımızda cevaplar üretmekle geçirdi öm- ıssızdır. İzleyen mısralarda bizi çevre duyarlılığında yaşanan artışa rağ- imkânı bulmamız umudundayım. rünü. Onun ‘heder’ olmuş dediği karşılayan, ‘vahşet’ ve ‘zulmet’, rastlanmıyor. Çünkü edebiyat, hayli men sınır aşımı tarihini ancak 22 Ağus- tos’a kadar çekebildik. ömre neler sığmadı ki? Prof.Dr. zamanın ruhunu nasıl gördüğünü zamandır, Guenon’un haber verdiği Mehmet Kaplan’ın belirlemesiy- ve tanımladığını yeterince ifade samimiyetsizliğe düçar oldu, kendi Yani hâlâ yeryüzünün kaynaklarını ölçü- le, Safahat, o dönem İstanbul’u- eder. Beyni boşlukta dönerken derdini, kendi hikâyesini söyleme- süzce kullanmakta ısrarlıyız. PODCAST SERİSİ nun, dolayısıyla Osmanlı coğ- haykırır, lakin sadece cinler ses yen ağızlar çoğaldı, ‘divanesi ikimiz Bu uzun girizgâh, Odunpazarı Modern Pandemi koşulları sebebiyle ziyare- rafyasının gerçekçi ve manzum verir. Gece bitmek bilmez, er- romanıdır. Âkif’e ‘şair değildir’ kaldık Allah yolunun’ diyen Necip Müze’de 2 Ekim 2020 tarihinde açılan te kapalı olan Odunpazarı Modern tesindeki nur henüz görünme- “Günün Sonunda” adlı karma serginin diyenler, ondaki hüznü, lirizmi, Müze, “Günün Sonunda” sergisini mektedir. Dört yüz milyon imanı Fazıl’ın açtığı çığırdan yürüyen Se- çıkış noktasına bir temel oluşturmak destekleyici faaliyetlerini de fark- düşünceyle eylem arasındaki bü- Sözgelimi darağacına çekilmiş bir ağacın boğan girdaba bakar ve yüzyıllar- zai Karakoç ve onun beslediği bir- içindi. Ne yazık ki, küresel salgına bağlı lı mecralarda sürdürüyor. Sosyal tünlüğü, samimiyeti ve sadeliğin gövdesini gördüğümüzde, doğaya olan dır çiğnenen İslam yurdu için bir olarak kısıtlamaların arttığı bir döneme medya hesaplarındaki paylaşımla- değerini göremeyenlerdir. Onun kaç samimi yazar kaldı. yaklaşımımızı, son birkaç yüzyıldır gittikçe umut arar. Necip Fazıl’ın, ‘Aman denk gelen bu sergiyi ziyaret etmek çoğu rın yanında, sergide eserleriyle yer şairliğine tek başına o yakıcı Mu- sorunlu hale gelen doğa-insan etkileşimi efendim aman/ Galiba ahir za- Her ne kadar Âkif, gönüllerde ışıl zaman mümkün olmadı zira müze uzun alan sanatçıların konuk olduğu po- algımızı sorgulamamak imkânsız. Bir diğer harrem Ağıdı yeter: zamandır kısıtlamalar sebebiyle ziyarete dcast bölümleri, hem serginin genel man/ Manzarası yurdumun/ Tu- ışıl geziniyorsa da, bu hatıraların yanda tekstil atıkları ile kapladığımız dün- kapalı. Fakat kapanmadan önce bu ser- amacına hizmet ediyor, hem de her “Yıllar geçiyor ki, yâ Muham- fan gününden yaman’ biçiminde özenle korunması da ödevimiz ol- yamızı fark edip, bir ihtimal onu gündelik giyi maske ile dolaşmak bile aslında ne bir eserin hangi çıkış noktalarından med/ Aylar bize hep Muharrem tasvir ettiği dünyanın içinden, hayatın yöntemleriyle temizleme fikrini malı. 2021 İstiklal Marşı Yılı olarak yapmakta olduğumuzu, “günün sonun- hareketlerle hayata geçirildiğini biz- oldu!/ Akşam ne güneşli bir ge- bugünü yeniden geleneğin güç- bile bir imge olarak gözden geçiriyoruz. ceydi/ Eyvah, o da leyl-i mâtem lü damarlarına bağlayacak olan dolu dolu geçmeli. ‘Kıyametler ko- da” nereye gideceğimize dair düşünce- zat sanatçılardan dinleme imkânı ler geliştirmemizi sağladı. Sergi şu temel Sergide hem bir metafor hem de bir mal- oldu!/ Alem bugün üç yüz elli mimarlar çıkar. Âkif, bu manevî paran bülbül’ün derdine aşina yeni sunuyor. “OMM Podcast: Günün problemin etrafında şekilleniyor: “Dün- zeme olarak toprak geniş yer tutuyor. Sonunda” kayıtlarını Spotify’da din- milyon/ Mazlûma yaman bir inşanın hazırlayıcılarındandır. kuşaklar, umutlarımızı diri tutmalı. yanın kaynaklarının kâr ve konfor adı- Gerek insan bedenini toprakla bütünleş- leyebilirsiniz. na gezegenin döngüsü göz ardı edilerek mesini, gerek topraktaki bozulmanın yol kullanılmasının insanlık için oluşturduğu açtığı diğer bozulmaları imgeleyen eser- litrossanat.com 8 DOSYA 1-15 Şubat 2021 1-15 Şubat 2021 DOSYA 9 litrossanat.com

Bütün dünyada dijital yayıncılık ko- ronovirüs salgını öncesinde normal “Dijital platformlar DİJİTAL FIRSATI seyrinde ilerliyordu. Kısıtlamalar nedeniyle evlerine kapanan insan- ların televizyon ve sinema alışkan- lıkları son bir yılda büyük ölçüde beni mutlu ediyor” KAÇIRMAMALIYIZ dijital alana kaydı. Uzmanlar dijital MUHAMMET UZUNER (OYUNCU) yayınların artık kaçınılmaz biçimde hayatımıza girdiğini belirtiyor ve bu RABİA BULUT sı arenada ise HBO Max ve Apple TV+ arasın- konuda geç kalınmamasının altını Hayatımızın içinde kendine has bir yer edinen da bir rekabet devam ediyor. çiziyor: “Şayet yerli üretimler ekra- ve her geçen gün yeri genişleyen dijital plat- VERİM VE KALİTE MESELESİ na taşınamazsa formların iyi mi olduğu kötü mü olduğu nok- Ana akım dizilerde bir Dijital platformların yükselişi devam ederken bu platformlar- tasında çeşitli görüşler var. Herkes bir dönü- karakteri oynamaya neden olduğu dönüşüme dair kafamızda olu- şümün yaşandığı noktasında hemfikir. Sadece da yayınlanan başlıyorsunuz ve süreçte yaşanan bu dönüşümün nasıl yönetileceği ve şan; “peki sinema dünyasına katkısı nedir?”, “bir oyuncu için anlamı ve sağladığı imkanlar ürünler seyircinin rüzgarına göre yönlendirileceği herkes için bir merak konusu. oynadığınız karakter ta Türkiye ve BluTV arasında çetin bir re- nelerdir?”, “salgının dönüşümde etkisi nedir?”, yabancıla- kabet devam ederken yeni yılla birlikte yayına “içerik güvenliği nasıl sağlanıyor?” sorularını ra kalır.” nınmaz hale gelebiliyor giren EXXEN ve Gain “yarışta biz de varız” Akademisyen Prof.Dr. Süleyman İrvan, Oyun- maalesef… dedi. Her platform kendine özel yapımlarıyla cu Muhammet Uzuner, Puhu TV Dijital İçerik imzasını oluşturuyor. Acun Ilıcalı EXXEN ile Güvenliği Yöneticisi Yusuf Aniz ve Sinema ya- Youtuberlar eksenli bir rota izlerken, eski di- zarı Tuba Özden Deniz’e yönelttik. zilerin yeni yapımlarını tercih ediyor. Gain ise Bu sorular ekseninde aldığımız cevaplar or- programlarıyla, dizileriyle yayın süresi ve for- tak paydada olumlu ve destekleyici bir tablo matı ile farklılığını ortaya koyuyor. çiziyor. Ortaya çıkan tabloya dikkatli ve seçici Dijital platformlar arasında üretim içinde bu- olunması gerekliliği de ekleniyor. Pandemide lunanlar ve içerikleri ulaştıranlar olarak ayrım bir sorun çözücü olarak kendini gösteren dijital yapmak mümkün. Netflix, BluTV, EXXEN, platformların verimli ve kaliteli üretimler için Gain, PuhuTv ve Amazon Prime üretim içe- ciddi bir çaba harcanması gerektiği de ortaya risinde yer alıyor. Digitürk Bein Connect ve çıkıyor. Dönüşümün üretim açısından da kali- ijital platformlar aslında bir form ri de bu süreyi doldurmanın gerekliliği gibi dizi çekmeniz. Bu çok önemli bir Türkiye ise içerikleri, yapımları izleyiciyle teli ve yüksek olması için tüketim odaklı düşün- Ddeğişikliği de getirdi. Sadece yeni nedeniyle hoş olmayan şeyler yazmak avantaj. Ana akım dizilerde bir karak- buluşturanlar kulvarında yer alıyor. Uluslarara- me sisteminin egemen olmaması gerekiyor. bir mecra yaratması değil aynı zaman- ve oyuncular da oynamak durumunda teri oynamaya başlıyorsunuz ve süreçte da özellikle diziler bazında hem seyirci kalıyorlar. Böylece genel olarak ortaya seyircinin rüzgarına göre oynadığınız hem de üretici departmanlar açısından çıkan ürün maalesef vasat oluyor. karakter tanınmaz hale gelebiliyor ma- bizi yeni alışkanlıklara davet etti. Bir REYTİNG SORUNU YOK alesef. Ayrıca set emekçileri de makul “ÇIKAN FIRSATLARI ” kere dizi dünyasının en büyük sorunla- saatler içinde çalışıyorlar. IYI DEĞERLENDİRELİM rından biri olan “süre” meselesi büyük Dijital seyir dünyasında ise en başta çalışma koşulları son derece insani sı- İŞ ALANI GENİŞLİYOR PROF.DR. SÜLEYMAN İRVAN (ÜSKÜDAR ÜNIVERSITESI) değişikliğe uğradı. Televizyon dizileri- nin süreleri korkunç bir biçimde yakla- nırlar içinde gözlemleyebildiğim kada- İş alanı da genişlemiş oluyor; yeni oyun- şık iki buçuk saate yaklaşmışken dijital rıyla. En başta reyting sorunu yok. Olsa andemi süreciyle birlik- yaşanan sıkıntıların kısmen culara yeni yüzlere yer açılması daha mecralarda bu süreler en fazla 1 saatle bile çalışma sürecini etkilemiyor. Kaç te getirilen kısıtlamalar, de olsa aşılmasında dijital olanaklı hale geliyor. Sadece oyuncu- P sınırlandı. Hatta artık bu mecraların se- bölüm çekileceği en baştan belli ve ge- lara değil sinemacılara da bence alan belli günlerde, saatlerde so- platformların payı büyük. nellikle toplu olarak çekiliyor ve sonra yircisi için neredeyse uzun bile bulunu- doğuyor. Alternatif yapımlar sayesinde kağa çıkma yasakları en çok Netflix gibi küresel plat- yayına veriliyor. Oyuncu olarak bunun yor bu süre. sinemacılar da dizi yazabiliyor veya çe- Netflix başta olmak üzere formlarda Türk dizilerinin en önemli avantajı oynayacağınız karak- kebiliyor. Bu büyük bir olanak. dijital platformlara yaradı. yayımlanması, hem Türk 20-30 dakikalık dizilerin yanı sıra 3-5 terin nasıl bir final yapacağını bilmeniz; Yapılan açıklamalara göre kültürünün, sanatının, gele- dakikalık programlara bile rastlıyoruz. böylece rolünüzü tasarlayabilmeniz, Hem izleyici hem de oyuncu olarak di- Netflix, 2020 yılının dördün- nek ve göreneklerinin tanı- 10-20 dakikalık dizilerin sayısı çoğaldı. karakterin sürecini yönetebilmeniz vs. jital platformlar beni mutlu ediyor; eğer cü çeyreğinde 8 buçuk mil- tılmasında hem de sektörün RİSKLERİ AZALTIYOR Yani bir sinema filminde çalışıyormuş bir müdahale görmezse tabii. yon yeni abone kazanmış ve gelişmesinde katkı sahibi gelirleri de yüzde 21 artmış. olacaktır. Tabii bu süre meselesi sadece seyreder- Bu süreçte Blu TV, Puhu ken ayırdığımız bir zaman diliminin dı- Sosyal medya nasıl hayatı- şında çok farklı etkilere sahip. Sürenin TV, Tivibu gibi dijital plat- mızın vazgeçilmez mecraları uzunluğu ya da kısalığı üretim biçimini formların yanı sıra yeni plat- haline gelmişse, aynı şekilde de doğrudan etkiliyor. Her hafta nere- formların da giderek bü- dizi, film, belgesel, fark- deyse bir sinema filmi çeken ekiplerin yüyen dijital pazardan pay lı program formatları gibi hali ortada. Tam bir perişanlık! İnsani alma yarışına girdiğini gö- içeriklere yer veren dijital çalışma koşullarının dışına çıkılmasın- rüyoruz. Örneğin, 1 Ocak’ta yayın platformları da özel- dan dolayı yaşanan kazalar, maalesef yayın hayatına başlayan, likle dijital yerliler olarak ölümler, fazla mesai kavramının telaf- Dijital dönemin fırsat- Acun Ilıcalı’nın EXXEN tanımlanan genç kuşak için fuz bile edilememesi, uykusuz geceler, ları tehditlerinden daha isimli platformunun 500 bin vazgeçilmez mecralar hali- hem kamera önündeki hem de kame- üyeye ulaştığı görülüyor. fazladır ve bu fırsatları ne gelecektir. Dijital döne- ra arkasındaki insanların zamana karşı iyi değerlendirmemiz Bir iletişimci olarak, dijital min fırsatları tehditlerinden savaş vermesinden dolayı işin geçişti- gerekiyor. platformların gelişmesini daha fazladır ve bu fırsatları rilmesi vs. gibi saymakla bitmeyecek olumlu görüyorum. Sinema, iyi değerlendirmemiz gerek- olumsuzlar oluyor. Başta senaristler tiyatro ve müzik sektöründe mektedir. olmak üzere kreatif alanların üreticile- litrossanat.com 10 DOSYA 1-15 Şubat 2021 1-15 Şubat 2021 DÖRT BUCAK KÜLTÜR SANAT / SELVA YEŞİL 11 litrossanat.com “YERLI ÜRETIMLERI DÜNYAYA TAŞIYOR” RÖNESANSIN EN PAHALI TABLOSU! YUSUF ANIZ (PUHU TV DIJITAL İÇERIK GÜVENLIĞI YÖNETICISI) Botticelli’nin 15.yüzyıldan kalma ‘Madalyon ijitalleşmenin her geçen gün DEVLETE GÖREV DÜŞÜYOR gun olarak çok daha hızlı bir şekilde Tutan Genç Adam’ tablosu, 92 milyon dola- arttığı dünyada sosyal medya müdahale imkanları sunulmalıdır. D Türk dizileri tüm dünyada ilgiyle ra (676 milyon 591 bin TL) satıldı. platformları çok daha önemli bir hale takip ediliyor. Bunun sebebinin in- YATIRIM YAPMAMIZ LAZIM geldi. Konvansiyonel yayıncılık mali- önesans resim sanatının gelişmesine öncülük eden sanlık kadar eski olan Anadolu me- yetleri çok yüksekken dijitalleşmeyle Dijitalin sunduğu avantajlar yasal İtalyan ressam Sandro Botticelli’nin “Young Man deniyeti olduğunu düşünüyorum. R beraber kolay bir şekilde büyük kit- Holding a Roundel” isimli tablosu New York’taki Sothe- Doğunun ve batının insanları Türk yayıncılar kadar yasadışı yayıncılar lelere erişme imkanı ortaya çıktı. Bu by’s Müzayede Evi’nde düzenlenen müzayedede rekor bir içeriklerinde kendinden birçok şey tarafından da kullanılıyor. Hukuk sayede Youtube, ve Dail- fiyata alıcı buldu. buluyor. Dijitalin sunduğu imkan- doğası gereği yaşanan gelişmelerin ymotion gibi platformlar üzerinden lardan istifade edilebilirse bu sektör ardından aksiyon alıyor. Dijital dün- Botticelli’nin 15. yüzyıldan kalma Madalyon Tutan Genç Türk içerikleri çok hızlı bir şekilde Türkiye’nin en önemli yumuşak güç yanın regüle edilmesi açısından dev- Adam (Young Man Holding a Roundel) tablosu, 92 mil- dünya tarafından takip edilmeye ve enstrümanı haline gelebilir. Dijital let, içerik üreticileri, hukukçular ve yon dolara (676 milyon 591 bin TL) satıldı. Alıcının kimliği etki üretmeye başladı. İçerik üretici- açıklanmazken Botticelli’nin Madalyon tutan genç adam yayıncılıkta bu içeriklerin hangi ül- yayıncıların daha yakın ilişkiler kur- leri açısından önemli bir gelir kaynağı (Young Man Holding a Roundel) adlı portresinin 1470- kelerde izlendiğinden tüm demog- ması gerektiğine inanıyorum. Sadece haline gelen dijital yayıncılık ilerleyen 1480 yıllarında yapıldığı belirtiliyor. rafik kırılmalarına kadar detaylı Türkiye’de değil Türk içeriklerinin yıllarda daha önemli bir hale gele- bir analiz şansı mevcut. Devlet bu yoğun talep gördüğü tüm coğrafya- Tablonun bir önceki sahibinin, portreyi 1982 yılında 1 mil- cektir. İnsanların alışveriş alışkanlık- bağlamda yayıncılarla daha yakın larda yasadışı yayınlar konusunda yon dolara (28 milyon 160 bin TL) satın aldığı ifade edildi. larının şu anda bile önemli bir kısmı ilişkiler kurarak ulusal politikaların devletin içerik üreticileri ve yayıncı- Sotheby’s Müzayede Evi, portreye 80 milyon dolar değer dijital mecralarda şekilleniyor. Şir- belirlenmesinde daha doğru kararlar biçmişti. Porte, Rönesans döneminin açık artırmayla satı- ketlerin bu durumu fark ederek önü- ların yanında yer alarak yaşanan bu alabilir. lan en pahalı eseri oldu. müzdeki süreçte reklam gelirlerini di- ekonomik kayba engel olması gere- Ülke olarak bu alana ya- jitale yönlendirmesiyle giderek artan Bu denli değerli olan içeriklerin kiyor. Sonuç olarak Türk içerikleri- tırım yapmamız halinde bir potansiyel görülecektir. Televiz- tüm dünyada ve ülkemizde yasadışı nin 83 milyonun ötesinde dünyada- geri dönüşü noktasında yon ve radyolara göre daha iyi analiz bir şekilde yayınlanmasının engel- ki milyarlarca insana erişim ve etki RUMELİ TARİHİ HAFIZASINA etme noktasında çok önemli fırsatlar çarpan değeri çok yük- sonuçları sunan dijital yayıncılık içe- lenmesi noktasında devletin içerik riğin üretilmesinden, yayınlanmasına üreticilerine ve yayıncılara daha faz- sunduğunu belirtmek isterim. Ülke KADIN YÖNETMENLER SAHİP ÇIKIYOR sek olacaktır. ve reklam gösterimlerine kadar geniş la destek olması gerekiyor. Saatler olarak bu alana yatırım yapmamız bir yelpazede çok daha sağlıklı karar- içerisinde milyonlarca insana ulaşan halinde geri dönüşü noktasında çar- Rumeli bölgesinde Sırbistan’da Müslümanların çoğun- lar alınmasına yardımcı oluyor. içerikler için çağın gereklerine uy- pan değeri çok yüksek olacaktır. 2020 YILINA DAMGA VURDU lukta yaşadığı Sancak’ta gençler İsa Bey isimli bir ilahi grubu kurdu. Sancaklı gençler Rumeli’deki Osmanlı San Diego Eyalet Üniversitesi, Med- bakiyesini unutmadı, Fatih Sultan Mehmet anısına kaside “NETFLİX ADETA DİJİTAL BİR CUMHURİYET” ya Kadın Çalışmaları Merkezi tara- seslendirdi. fından bir araştırma yayınladı. Araş- TUBA ÖZDEN DENIZ (SINEMA YAZARI) alkanlar’da Sırbistan’ın Sancak bölgesinde İsa Bey isimli bir ilahi gru- tırmadan elde edilen verilere göre Bbu kuruldu. Sancaklı gençler Balkanlar’daki Osmanlı mirasını unut- madı, Fatih Sultan Mehmet anısına kaside seslendirdi. ijital platformların artması ile yorumlarken de değişmiyor ne yazık 2020 yılına kadın yönetmenler dam- Dbirlikte doğal olarak içerik ihti- ki… ga vurdu. 2020’nin en çok hasılat Novi Pazar’da kurulan ilahi grubu adını Bosna’nın ilk sancak beyi İsha- yacı zuhûr edecek ve bu da üretilen koğlu İsa Bey’den alıyor. İlahi grubu TİKA’nın sağladığı enstrümanlara CESUR GİRİŞİMCİLER ÇIKMALI yapan filmlerinin yüzde 16’sı kadın filmlerin sayısını artıracaktır. Özellik- teşekkür etmek amacıyla seslendirdikleri kasidenin klibini Türkiye, Bosna le pandemi döneminde tıkanma nok- Netflix’te şimdiye kadar izlediğimiz yönetmenler tarafından yönetildi. Hersek ve Kosova’da çekmeyi planlıyor. tasına varan sektörde bir hareketliliğe filmler, diziler, belgesellerin büyük TİKA’nın yardımları sayesinde ilahi ve kasidelerini daha profesyonelce sebebiyet vereceğini ve yetişen insan bölümünde belirli bir matematiğin seslendirecek grup, Sırbistan’da İslam geleneklerini ve kültürünü koru- sayısını da olumlu manada etkileyece- işlediğini söyleyebiliriz. Arka planda an Diego Eyalet Üniversitesi, Kadın Çalışmaları Merkezi tarafından medyadaki ka- mak amacıyla 2008 yılında kurulan İsa Bey Kültür ve Sanat Derneği bün- dın varlığı ile ilgili önemli bir araştırma yayınlandı. Elde edilen veriler, 2020 yılında ğini düşünüyorum. ciddi bir mühendislik çalışması oldu- S yesinde faaliyet gösteriyor. ğu ortada. Bu da hemen bütün film- rekor sayıda filmi kadın yönetmenlerin yönettiğini ortaya koydu. En çok hasılat yapan Sözlerini Bosna Hersekli Dzevad İbrahimovic’in kaleme aldığı kaside bir Fakat bir taraftan da mevcut plat- lerde kamera açıları, tercih edilen ko- 100 film raporuna göre, 2019’da yüzde 12 olan yönetmenlerin 2020 yılında yüzde 16’sını Türk bestesi üzerine işlendi. “Kaside, Fatih Sultan Mehmet’in Novi Pa- formlar göz önüne alındığında belirli nular, senaryo matematiği gibi belirli kadınlar oluşturdu ve bu rakam 2018’de yüzde 4’lük bir değere bile denk gelemiyordu. zar’da kaldığı zamanları anlatıyor. Bosna Hersek’e hareket etmeden önce handikapları da beraberinde getire- ezberlerin tekrarlanması demek aynı 20 yıldır düzenli yayınlanan Celluloid Ceiling raporunda da en iyi 100 filmde çalışan tüm burada namaz kıldığına inanılıyor.” cek gibi görünüyor. Filmin üretim zamanda. 200 milyondan fazla abo- sürecinde olduğu gibi, izleyiciye su- nesi olan, adeta dijital bir cumhuriyet yönetmen, yazar, yapımcı, yönetici yapımcı, editör ve görüntü yönetmenlerinin yalnızca nulduğu platformlar da teknik fark- diyebileceğimiz bu mecrada çok iyi yüzde 21’inin kadın olduğu ortaya çıkmıştı. 2020’deki filmlerin yüzde 67’si perde arkası lılıklarıyla beraber belirli bir mantık filmler de izledik ama sayısı ne yazık rollerinde sıfır kadın ile dört kadın arasında yer alırken, Yüzde 70’i aynı rollerde 10 veya ve düşünme biçimini de dayatıyor ki çok sınırlı… daha fazla erkek istihdam etti. ister istemez.Dijital mecraların biraz Yeni açılan platformların Netflix Yeni açılan platformların Kadın Medya Merkezi Direktörü Dr. Martha Lauzen araştırmaya yönelik açıklamalarda daha hızlı tüketen bir izleyici kitlesine mantığından bağımsız film ürete- Netflix mantığından - ba bulundu. Dr. Lauzen’a göre erkeklerin medya çalışmalarında istihdam edilme oranının dönük olduğu âşikar, yayınlanan kaç bilmesi pek mümkün görünmüyor ğımsız film üretebilmesi hala çok yüksek olması, kadınların ve erkeklerin istihdamı arasındaki dengesizlik ol- bölümlük diziler dahi aynı gün içeri- şimdilik. Buralarda da Netflix’te iz- pek mümkün görünmü- dukça çarpıcı. En iyi filmlerin yüzde 80’inin yönetiminde hâlâ bir kadın olmaması ise sinde izlenip, yorumlanıyor. Adeta lediğimiz filmlerin kötü taklitlerini toplumsal cinsiyet eşitsizliğine önemli bir kanıt. Geçtiğimiz yıl, 2020 Oscar’ları için açık- göz oburuna dönüşen dev bir kitleyi yor şimdilik. Buralarda izleyecek olma endişesi içerisindeyim lanan En İyi Yönetmen adayları, tamamen erkeklerden oluşan bir liste ile devam eden besliyor bu filmler. Pandemi ile iyi- da Netflix’te izlediğimiz doğrusu. Yine de umut etmek zorun- dengesizliği çok net bir şekilde ortaya koydu. ce sınırlanan sosyalleşme ihtiyacı da dayız tabii, belki cesur girişimciler filmlerin kötü taklitlerini büyük oranda sosyal medyada gideri- çıkar da bu ezberleri aşacak filmlerin izleyecek olma endişesi Öte taraftan, Kadın Medya Merkezi’nin yayınladığı rapor kadınların medyadaki varlığı- liyor ve burada “muhabbete katılabil- üretimine bir alan açılır. O zaman içerisindeyim... nın artışa geçtiğini gösterse de yapılması gereken çok fazla iş olduğunu bizlere hatırla- mek” adına pek de seçici davranılma- sinema sanatı adına özgün ve güçlü tıyor. dan sunulan her film hızla tüketiliyor. eserlerin üretilme ihtimali de kuvvet- İzlerken gösterilen acelecilik filmleri lenir. litrossanat.com 12 PORTRE 1-15 Şubat 2021 1-15 Şubat 2021 PORTRE 13 litrossanat.com HAYATI TİYATRO Zihni Göktay, 76 yıllık ömrünün 57 yılını sahne tozları arasında geçirdi. Çocukları dünyaya gelirken o sahnede idi… Hasta olduğu dönemlerde de TİYATRO ramp ışıklarını terk etmedi. Onlarca projede rol aldı. 25 yıl boyunca tek başına ‘Lüküs Hayat’ı omuzladı ama lüks bir hayat yaşamadı, yaşaya- OYUNLARI madı. Şikayet etmedi. Tek bir şey söyledi: “Biz de insanız. Derdimiz ekmek. Buna saygı duyulsun yeter…” 2016- Hisse-i Şayia 2015- Cibali Karakolu 2002- Kanlı Nigar 2001- Sarıpınar 1914 2000- Pembe Konağın Gelinleri 1991- Resimli Osmanlı Tarihi 1989- Kuşlar 1985- Lüküs Hayat ÖDÜLLERİ 1983- Figaro’nun Düğünü 1983- On İki Öfkel Adam İsmail Dümbüllü Yılın Oyuncusu Cibali Karakolu 1979- Babanın Gorilleri (Müjdat Gezen Sanat Merkezi) İsmail Dümbüllü Yılın Oyuncusu “Meraklı Köfteci” (Zühtü) ortaya çıktı. Sahnede, “Lüküs hayat lüküs hayat/ Bak key- maya çalıştı. Güzel bir aile babası olmak (Üsküdar Halkı Jürisi) Bu üç proje Zihni Göktay’a şans getirdi. Bir- fine yan gel de yat/ Ne ömür şey oh ne rahat/ istedi ve hayatının bütün planını buna göre İstişan Onur Ödülü biri ardınca 35 reklam filmi çekti. Yoktur eşin lüküs hayat diye” 25 yıl aynı şar- yaptı. Bazen kıt – kanaat ama mutlu. Zaten kıyı söylese de… Sevinç hanım da öyle yalılar, saraylar istemi- ‘TOSUN PAŞA’ EVLENDİRDİ Pertevniyal Lisesi Onur Ödülü Hiç lüküs bir hayatı olmadı… yordu kendisinden… Unutmadan… Tiyatroda İz Bırakanlar Ödülü Çok iyi yemek yaptığına bizzat şahidim… Sadece Zihni Göktay değil… 1976’daki “Tosun Paşa” filminden kazandı- (Bahçeşehir Belediyesi) Hatta sarma bile sardığını biliyorum. Küçük bir araştırmadan sonra görülecektir ğı para sayesinde düğününü yapabildi ve 24 ki; Türkan Şoray’dan Hülya Koçyiğit veya Türk Tiyatrosuna Hizmet Ödülü Ekim 1978 tarihinde Sevinç hanımla evlendi. Yıllarca otobüs ve vapurla yolculuk yaptı, (Kültür ve Turizm Bakanlığı) Dikkat ediniz: Meslek hayatının 12’inci yılın- yapıyor. Şoförlük bir türlü zihnine yatmadığı Cahide Sonku’ya, Filiz Akın’dan Kadir Ka- SiNEMA da bunu başarabildi… için araba kullanmayı öğrenemedi. Bunu so- vun, Necdet Mahfi Ayral veya Erol Taş’a Yılın Onur Ödülü laklığına bağlasa da böyle bir merakı olmadı kadar pek çok sanatçı aynı kaderi yaşamıştı. Bu mutlu evliliklerinden Ömer (1980) ve (Mimar Sinan Özel Okulları) hiç… FiLMLERi Zeynep (1985) iki evlatları dünyaya geldi. İş olmadığı zamanlarda Ayvalık’ta mütevazı Sadri Alışık Tiyatro Onur Ödülü 1976- GÜZEL YAŞAMA USTASI karavanında Sevinç hanımla geçiriyor bütün Tosun Paşa Biyografisinde onlarca film, oyun, reklam 1976- vakitlerini. Adeta yaşayan bir ‘masal ağacı’ Yeni Tiyatrı Dergisi Emek ve Başarı Ödülü Meraklı Köfteci filmi ve seslendirme projesi bulunan Zihni Ülkemizin en çok sahnelenen iki oyununda 1984- fibi çocuklarla buluşuyor, onlara masallar, Fahriye Abla Göktay, tiyatromuzda tuluat geleneğinin son 10 yıldan fazla bir süre sahneye çıktı. Hem Suna Pekuysal Onur Ödülü 1984- hikayeler ve hatıralar anlatıyor Atla Gel Şaban temsilcilerinden… “Lüküs Hayat”ta, hem de “Cibali Karako- 2003- Beybaba lu”nda (Muammer Karaca ve Nejat Uy- Şehir Tiyatroları’nda sahnelerin tozunu attı- 2003- Hababam Sınıfı Merhaba gur’dan sonra) aynı anda oynadı. 2004- ran Cemal Reşit Rey’in “Lüküs Hayat” ope- Koltuk Bu başarılı çalışmaları ona aralarında “Kül- 2004- retine “Rıza” karakteriyle neredeyse çeyrek Hababam Sınıfı Askerde tür ve Turizm Bakanlığı Türk Tiyatrosuna 2005- asır can veren büyük usta…. Hababam Sınıfı Üç Buçuk Hizmet Ödülü” de dahil çok sayıda mükafat 2005- “Fahriye Abla” filminde Fahriye’nin dayısı, Döngel Karhanesi kazandırdı. 2008- Çıngıraklı Top “Hababam Sınıfı Merhaba” filminde edebi- ÖZCAN ÜNLÜ emektar oyuncularından Zihni Göktay’ın, omuzlamış sanatçılar artık muteber değildi. 2009- 7 Kocalı Hürmüz yat hocası Üçbuçuk Yusuf, “Zaman Mekan 76 yıllık ömrünün 57 yılı sahnede geçti. geçtiğimiz aylarda, “7 aydır maaşlarımızı Magazinleri yoktu, yeteneklerinden başka Toplum olarak sanatçıları “bir eli yağda, bir 2014- Zaman Makinesi Makinesi” dizisinde Mucit, “Kuruntu Ailesi” 75’ten fazla oyunda rol aldı. 30 civarında te- ödemiyor” diyerek İBB Şehir Tiyatroları yö- sırtlarını dayadıkları hiçbir şey yoktu. eli balda” insanlar olarak bildik. Film sahne- 2015- Kara Bela dizisinde dedikoducu Safinaz’ın eşi Bayram levizyon dizisinde evlerimize konuk oldu. 20 netimine yüklenmesi pandoranın kutusuna lerinde canlandırdıkları karakterler gibi lüks Ve bu haklı isyan Zihni Göktay’ın şahsında 2017- Yaşamak Güzel Şey Efendi, “Bizimkiler” dizisinde Muvaffak sinema filmiyle beyazperdeyi şenlendirdi… hayatları vardı. İstedikleri zaman istedikleri yeniden bakmamıza sebep oldu. sanat dünyamıza dönüp yeniden bakmamızı Bey, “Koçum Benim” dizisinde okul müdürü Ama ‘paralı’ zengin olamadı… Bunu umur- gibi yaşayabiliyorlar, paralarının hesabını İsyanında haklıydı ve şu sözleri tarihe kazın- sağladı. İsmail Bey rollerinden daha çok “Lüküs Ha- samadı da. Ömer doğdu, okula başladı. Ar TELEVİZYON Askerlik hizmetini Sivas Temeltepe’de yaptı. bilmiyorlar, istedikleri zaman her şeyi değiş- dı: “Benim ve 16 arkadaşımın, parasını ver- KEMAL SUNAL EL ATTI yat” ile kazandı gönüllerimize. dından Zeynep geldi, büyüdü. Güzel yaşa- tirebiliyorlar… sinler. Biz Kıbrıs’ta rulet çevirmek için iste- Zihni Göktay, tiyatro ve radyoda çalışıyor- DİZİLERİ Peki kimdir bu büyük sanatçı? Böyle olmadığını anlamamız için 2000’li yıl- miyoruz bu parayı. Evimizin ihtiyaçları için du çalışmasına ama geçimini zar zor sağ- 1986- Kuruntu Ailesi lıyordu. O yıllarda hayatının teklifini çok lara kadar gelmemiz gerekti. Özel televiz- istiyoruz. Gaz, elektrik, aidat, su... Normal Abdullah Zihni Göktay, 2 Aralık 1945 İstan- 1989- Bizimkiler sevdiği gençlik arkadaşı Kemal Sunal’dan yonlar, özel tiyatrolar ve kitle iletişim araçla- bir ailenin ihtiyaçları. Istakoz bacağı, yengeç, bul Fatih’te, Hocaüveyz mahallesinde dün- 1994- Yazlıkçılar aldı. Sunal, çok ünlü bir sanatçı değildi o za- rının servis ettiği haberler vasıtasıyla… karides yediğimiz yok. Hamsi ucuzken hamsi yaya geldi. Kübra ve İbrahim Göktay çiftinin 1994- Bekarlık Sultanlık mı? ikinci çocukları. Babası usta bir terzi, annesi manlar. Deve Kuşu Kabare’de oynuyordu. 1995- Kimi bir otel odasında son nefesini verdi, yeriz, palamut ucuzken palamut yeriz…” Oğlum Adam Olacak Birgün Kemal Sunal’la karşılaştı. “Şehir Ti- 1997- Komşu Komşu cenazesine kimse sahip çıkmadı. Bazılarının Zihni Göktay, 75 yıllık ömründe Şehir Ti- ev hanımıydı. Pertevniyal Lisesi’ni bitirdi, yatrosu’nda eşeğin kuyruğu gibi ne uzuyor, 1997- Eltiler cenazesini kaldıracak para arkadaşları tara- yatroları’nı omuzlayan ve tek başına bir ekol ardından Eminönü Halk Evi’nde tiyatro eği- ne kısalıyorsun. Gel beraber film çekelim” 2000- Üvey Baba fından güç bela denkleştirildi, kimileri ise ‘ne olan dev bir sanatçı… Emekli olduktan son- timi aldı. teklifinde bulundu. Önce çok korktu Zihni 2000- Ah Şu Komşular iş olsa yaparım’ diyerek önlerine çıkan her ra da sahneden kopmadı, kopamadı. Çünkü 1960-1964 yılları arasında İ.M.T.B. (İstanbul Göktay. Çünkü hep sahnede ve mikrofon 2002- Biz Size Aşık Olduk projeye ‘evet’ demek zorunda kaldı. Çünkü emekli maaşıyla geçinemezdi. Sadece o de- Üniversitesi Milli Türk Talebe Birliği) Genç- başında çalışmıştı. Sinema başka türlü bir 2002- Koçum Benim onlar da herkes gibi ev kirası ödüyordu, ço- ğil, şansı yaver gitmemiş, başka türlü bir ‘iş lik Tiyatroları ve Eminönü Halkevi tiyatro tecrübe idi. Yapabilir miydi? İzin alabilir 2003- Hadi Uç Bakalım cuk okutuyordu, fatura parası denkleştirmek kolundaki çalışmaları ile mesleğe ilk adımını tutma yeteneği’ olmamış bütün arkadaşları miydi? Ama yapması da lazımdı çünkü aşık- 2004- Avrupa Yakası zorunda idi. Sokaktaki insandan farkları, attı. 1964 - 1973 yılları arasında Ankara Mey- gibi o da sahne tozu içinde son nefesini ver- tı. Evlenecekti ama parası yoktu… 2004- Cennet Mahallesi yaptıkları iş sebebiyle çok fazla göz önünde mek istediği için kopmamıştı meslekten… dan Sahnesi’nde çalıştı. 1973’ten bu yana da İşte bu gel – gitler arasında kararını verdi 2006- Geçmiş Zaman Olur ki bulunmalarıydı, meslek olarak böyle bir se- Ama sanatçılığı kendinden menkul birta- İstanbul’da… ve çok sevgili dostuna “tamam” dedi. Ve 2008- Mert ile Gert çim yapmış olmaları idi; hepsi bu… kım yeni yetme ajans tipleri, podyum prens 1978 – 1996 yılları arasında İstanbul Radyo- 1976’da “Tosun Paşa” (Tellioğlu Ruhi) fil- 2009- Ah Kalbim SANATÇININ HAKLI İSYANI ve prenseslerinin cirit attığı sanat piyasa- su’nda Radyo Tiyatro Şubesi’nde yönetmen minde birlikte kamera karşısına geçtiler. 2011- Adım Bayram Bayram Üç çeyrek asırlık ömründe keskin bir isyan sında bu işi hakkıyla yerine getirmiş, değer ve oyuncu olarak görev aldı. Film seslendir- Arkasından Kemal Sunal, “Gel bir film daha 2014- Ulan İstanbul çığlığı işitmediğimiz tiyatro ve sinemamızın üretmiş, muhteşem projelerle kurumunu meleri yaptı. yapalım” dedi. “Atla Gel Şaban” (Halil) ile litrossanat.com 14 kitap 1-15 Şubat 2021 1-15 Şubat 2021 kitap 15 litrossanat.com

lında iki kez, ilk olarak 19. yüzyılın son- sonra kendilerini güzelce karşılayan bu larında bir bilim adamı tarafından bir yerlileri katlederek topraklarını ellerin- gazete yazısıyla, ikinci olarak da 1971’de den aldılar. Dolayısıyla kutlamanın da- bu gazete yazısı üzerinden bir belgesel- yandığı temel, sorgulamaya açık. Gerçi ci tarafından kurgulandığını öğrendim. birçok insan o sofranın başına verdiği Buna rağmen mektubun yeryüzünde mesajı hiç düşünmeden oturuyor artık. SEATTLE BİR FETİH ŞEHRİ dolaşımının sürmesi bir hayli düşündü- Yemek eşin dostun bir araya gelmesine rücü. vesile oluyor. Ancak günün ne anlama Cihan Aktaş, “Seattle Günlüğü” kitabını anlatırken ilginç tespitlerde bulunuyor:“Seattle, Amerikan yerlilerinin rezervasyon denilen YALNIZLIĞA MAHKUMLAR geldiği sorusunu medya ve sanat etkin- likleri yoluyla canlı tutarak kitlelere, bölgelere sıkıştırıldığı bir fetih sürecinin şehri. Oraya giderken Şef Seattle’ın ünlü mektubundan cümleler vardı dilimde...” Amerikan kültürü ve toplumsal yaşamı- “neyi kutladığınızı düşünün hele”, diye na dair tespitleriniz, değerlendirmele- seslenen kesimler de giderek daha fazla GÜLCAN TEZCAN rinize de yer vermişsiniz kitapta. Batılı duyuruyor sesini. yaşam tarzını hep kendimizden uzak Gazeteci, yazar ve mimar Cihan Aktaş, görürüz. Aile ve komşuluk ilişkileri an- ABD günlerini anlattığı “Seattle Gün- lamında benzerliklerimiz var mı peki? “ASLEN NERELİSİN?” lüğü” kitabıyla ‘yerli’ Amerika ve bize yansımasını gözlem, yorum ve analizle- Şüphesiz benzer yönlerimiz var. Söz ge- riyle sunuyor. İçeriden bir ABD okuma- limi damadımın babası ayrı evlerde bile yaşasalar, çocuklarından sıklıkla “ata” Amerika çok farklı inanç ve köken- sı sayılabilecek kitap hakkında yazarla den toplulukların yaşadığı bir ülke. oylumlu bir söyleşi gerçekleştirdik... konumuna sahip olduğunu hatırlamala- rını bekler. Eşi ayrılıp gittikten sonra ço- Farklı kesimler bazı kutlamalarda Seattle Günlüğü sadece bir yazarın to- cuklarına yıllarca yalnız bakmış, bunu da buluşurken bir yandan da kendi runuyla buluşma notlarından oluşmu- larımı yalnız başıma büyüttüm, böyle bir mamak mümkün değil, soğuk havalarda belirtmeliyim. Damadımın annesi daha inanç ve kökenlerini de canlı tuta- yor. Başka neler var bu günlüklerde? yalnızlığın ne anlama geldiğini bildiğim sıcak evinizde bir sofra başında toplan- sonra başka biriyle evlenmiş ve kendisi cak apayrı kanallar oluşturuyorlar. 2013 Ekim’inde Seattle’a giderken için de kızıma destek olmak istedim. Fa- dığınızda... Her biri bir zamanlar aile birkaç yıl önce vefat etti. Kızım kayın- Farklılığın bir hegemonya tonun- başlıca amacım doğacak torunumun kat bu sadece kızımla ilgili bir sorun da de- sahibiydi, çoğunun meslekleri vardı, ne validesini tanıdı, iyi bir iletişim de vardı da bildirimine karşı özellikle genç bakımı konusunda kızımla damadıma ğil. Yalnız anneleri destekleyen, sorumlu- oldu da bütün varlıkları bir çadıra, bir aralarında. Dayısı ve eşi, beş saat uçak kuşaklar bir hayli tepkili. “Aslen destek olmaktı. Ancak hiç görmediğim luklarını hafifleten özel hizmetler olmalı. torba eşyaya indirgendi, diye düşünüyor yolculuğu yaparak yeğenlerinin bebeği- ni görmeye geldiler ben oradayken. Bu nerelisin?” sorusu büyük bir rahat- ve merak ettiğim şehri tanımayı da is- Torununuzun büyümesini izlerken bir insan. Öyle ya, havali bir bakıma yerli- fedakarlık vefat eden ablaya bir saygının sızlık uyandırıyor. Bir konferansına tiyordum. Torunum Kaan’a gün için- yandan da ciddi bir entelektüel faaliye- lerin sürgünlüğü pahasına modern bir göstergesi. Bunların yanı sıra terbiye ve gittiğim Müslüman aktivist Aneelah de bazen altı bazen sekiz saat baktım. tiniz söz konusu Amerika’da. Sizi en çok yerleşime dönüşmüştü. Günlüğümde eğitim, çocuğun reşit olurken aynı za- Afzali, kendini “Amerikalı bir Müslü- Kızımla gezip görülecek yerlerin bir etkileyen ne oldu bu süreçte? Daha önce bu konulara geniş yer ayırdım. “Mede- manda bağımsız bir hayat sürdürmesini listesini yapmıştık. Damadımın evde dikkatinizi çekmeyip bebeğin de etkisiy- niyet evrensel acı nedir bilmez”, der ya man” olarak tanıttı. Çekik göz, ten, sağlayacak yönde şekillenmiş. Komşular kaldığı günlerde Seattle’a gidip şeh- Aliya… Şehir bir taraftan sessizliğiyle giyim kuşam ve aksandan hareketle le gündeminize giren konular nelerdi? mesafeli. Seattle göçmen şehri, hemen ri geziyorduk. Kütüphanelere, kültür dingin ama aynı zamanda yılın büyük sorulan ötelemeye dönük sorular herkes çalışıyor. Ancak sivil bağlantılar merkezlerine, üniversiteye, çarşı pazara İlk ABD seyahatimde New York’ta ge- bir bölümünde aralıklarla süren yağmur yargı konusu olabiliyor. güçlü. Kitapta kızımın yaşadığı semtte gittik, çeşitli kültür sanat faaliyetlerine çirmiştim zamanımın çoğunu. Seattle, nedeniyle de kasvetli bir havaya sahip. yürüyen Buy Nothing dayanışmasından katıldık. Şehrin ilginç mimari örnekle- Amerika’nın yakından tanımayı istedi- Seattle’da doğan Grunge, müziği tanım- söz ettim. Artık ihtiyaç duymadıkları rini incelemeye, karakteristik binalarını ğim şehirleri arasında ilk sırada gelir. lanırken “huzursuz” veya “depresif” gibi 1999’da gerçekleşen küreselleşme kar- bebek eşyaları ve ev eşyalarını komşular ve mekânlarını tanımaya çalıştım. Bu nitelemeler kullanır. Ben “mahcubiyet” YÜRÜMEDEN DURAMAM şıtı gösterilerle dikkatimi çekmişti bu ihtiyacı olanlara götürüyor. Aslında bu gezileri aynı gün akşam defterime veya nitelemesini de eklemek isterim şehrin şehir ama daha öncesi hep var. Seattle, tür faaliyetler Türkiye’de de Whatsapp Günlüklerde tabiatla ilişkinizi anlat- bilgisayarımdaki günlük dosyasına ak- havasını tarif ederken. İnsanlar yaşadık- Amerikan yerlilerinin rezervasyon de- grupları tarafından yapılıyor. Yalnızlaş- tığınız bölümler de çok ilgi çekici. O tarmaya özen gösterdim. Kendi başıma ları ortamda ne pahasına bulunduklarını nilen bölgelere sıkıştırıldığı bir fetih sü- ma bir kötü kentleşme sorunu şüphesiz. bölümler nasıl oluştu? İstanbul’da da veya orada tanıştığım arkadaşlarla çe- fark ediyorlar. Çeşitli kurumlarda, kül- recinin şehri. Oraya giderken Şef Seatt- Evsizlikten büyük bir yalnızlık olur mu? doğayla böyle bir ilişkiniz var mıydı? şitli yerlere gittim. Microsoft’ta çalışan tür merkezlerinde gasp edilmiş hakları torunumun büyüme sürecinde göster- ama anne ve babasının ilk heyecan ve le’ın ünlü mektubundan cümleler vardı Kötü kentleşme yanı sıra evsizliği de Özcan İlikhan’ın eşi Kevser İlikhan’la nedeniyle yerlilerden özür dilenen ya- Çocukluğum tabiatla iç içe geçti, bunun diği değişikliklere, yaşadığım evin çe- tecrübesizliklerinden kaynaklanan has- dilimde. Popüler kültürün bize “Kızılde- getiriyor. İnsanlar türdeşleriyle sitelere MAPS Camii’ni ziyaret ettim. Kızımla zılar okuyabilirsiniz duvarlarda. Bu göz- çok sağlam bir ruhsal altyapı oluştur- şitli özelliklerine de yer verdim. Kaan’a sasiyetlerini dikkate almam gerekiyor- çekildikçe de gelir uçurumları derinle- damadımın yaşadığı Seattle şehir ala- rili” diye öğrettiği Amerikan yerlilerinin duğunu düşünürüm, fiziki katkıları bir baktığım saatlerde, o uyurken izlediğim du onunla ilgilenirken… şiyor. Varlık ve yokluk farkı korkuları nı içinde bulunan Bothell’daki site bir yurdunda bir süre yaşayacak olmak he- yana. Salgın döneminde sık sık aksatsam büyütüyor tabii ve kimi insanlar da ev- filmler hakkında da notlar düştüm. HAYAT DEVAM EDİYOR yecan vericiydi ama elbette cevap ara- da yürüyüş günlük programımın bir par- orman arazisine yapılmıştı. Hemen her lerinde yalnızlığa mahkum ediyor ken- dığım pek çok soru da vardı. Zayıf dü- çası. Eşimle haftada bir dağa tırmanır- gün markete gittim veya sadece hava Annelik ve büyükannelik arasında na- Torununuzun hayatınıza girmesi size dilerini. şürülen ve yenikliği ilan edilen bir halk, dık Tahran’da yaşarken. İstanbul’da da almak için ormanda yürümeye çalış- sıl deneyim farkları var? neler öğretti? tım. Günlüğümde bu yürüyüşlerdeki numun da kız olmasını diliyordum içten bir kültür, folklorik bir varlığın ötesine ABD kültürü ve geleneklerine dair iz- parklarda yürüyoruz. Aydos ormanları- Anne hep yorgun ve uykusuzdur, be- düşüncelerime, bebek görmeye gelen Her şeyden önce bir bebeğin bakımı içe. Kaan’a böyle ön yargılı yaklaştım geçme başarısını nasıl gösterebilirdi? lenimleriniz neler? Şükran Günü ve na yakın bir eve taşındım, ama bir yıldır beğin büyüme sürecindeki ayrıntıları ama onun sayesinde giderek bütün er- misafirlerle ilgili bazı izlenimlerime, konusunda bildiğim pek çok şeyi unut- Orada ise şehir size önce büyük bir nü- Hallowen nasıl bir anlam ifade ediyor salgın nedeniyle eve en yakın parklarda kaçırır bu nedenle. Ayrıca bebekten kek çocuklara dönük bir sevgi, merak, tuğumu fark ettim. Bebeklerin etrafla- fus oranına sahip evsizleri gösteriyor. orada? yürümekle yetiniyoruz. Seattle’da yaşa- ilk sorumlu olan da odur, bu büyük bir rına yaydığı bir dinginlik hayata dönük anlayış oluştu bende. Bu bir eksikliğin Burası küreselleşmeye karşı protestola- Amerikan kültürü öncelikle Anglosak- dığım evin etrafındaki ormanı yürüyüş ağırlık yükler benliğe. Anneanne ne ka- umudu da güçlendirir. Kiyarüstemi’nin tamamlanması demek. rın başladığı şehirdi ama küreselleşme- son kültürünün göç süreçlerindeki özel için cazip kılan birçok sebep vardı: Hem dar yorulursa yorulsun bebeğe bakma- anlattığı gibi: Hayat devam ediyor. Bir Bulunduğum sitede genellikle bebekli nin ünlü markalarının da beşiği olmuş- tecrübelerini bir toplum olma yönün- el değmemiş gibi vahşi hem de güvenliy- nın tadını çıkartabilirmiş. İlk gülücük, bebeğin bakımında geniş ailenin nasıl genç çiftler yaşıyordu. Kızım ve damadı- tu. Küresel markalar şehre yerleşirken, de geliştirip örgütleme yönünde sefer- di. Kısa bir yürüyüşle ulaşabiliyordum. ilk çığlık, tanımaya çalışır gibi görünen rahatlatıcı bir yönü olduğunu hisseder- mın tanıdıkları da vardı aralarında, Kaan şehrin kurucuları evsizleşti ve çeperlere ber edilmiş. Şükran Günü hemen her Yürüyüş yaptığım saatlerde tek veya dim hep, bunun üzerine bir kez daha ve meraklı bakış, emekleme, bir tatlının doğduğunda ziyarete geldiler. Çoğunun gitme gücünden bile yoksun sokaklarda kesim tarafından kutlanıyor ancak bu grup halinde, çok az insan çıkardı kar- yeni bir tecrübeyle düşündüm. Kızları- tadını ayırt edip tebessümüne yansıt- aileleri uzak şehirlerde veya ülkelerde ya- yaşamaya başladı. Şef Seattle’ın daha günü sorgulayanların sesi giderek daha şıma, selamlaşıp geçerdik. Seattle şehri mızı büyütmenin bir rahatlığı içindey- ma… Kaan’ın çeşitli gelişim aşamala- şıyor. Birçok kadın doğumdan sonra be- sonra kurmaca olduğunu fark edeceğim fazla yükseliyor. Şükran Günü, Ameri- 1850’lerde kurulmuş. Orman o yılların ken yeni bir sorumluluk hissiyle tanıştık rında gösterdiği değişimleri fark edebi- beğine bakmak için izin alıyor. Çekirdek ünlü mektubunda geçen “Artık sokaklar ka’dan kaçan veya sürülen, “Pilgrims” öncesini de gördü. Şehrin geçmişi üze- eşimle birlikte. Bir bebek anneanne ve liyordum, oysa kızlarımın bebekliğinde ailede anneler bebekleriyle yalnız kalıyor. evimiz” şeklindeki, çevre sorunları bağ- adı verilen ilk grubun zorlu yolculuğun rine düşüncelere dalarak yürürdüm or- dedesinin ilgi ve şefkatine ihtiyaç du- dikkatimden kaçabilmişti bunlar. Bir Pek çok anne aynı zamanda bir veya iki lamında sloganlaşan cümle evsizler için ardından aç ve bitkin bir vaziyette kara- manda. Kaan’ın geçirdiği değişimler, yuyor. Çünkü, biraz önce de söyledim, de şu var: Kendi bebeğiniz konusunda küçük çocuğuyla da ilgilenmek zorunda. dramatik bir gerçeklik kazandı. 2019 ya çıktığı 11 Aralık 1620’de yerliler ta- akşam yazacağım metinler, İstanbul’dan anne ve baba yorgun ve telaşlı oluyor. ilk sorumlu olmak bir tedirginliğin yanı Beri taraftan, güvenlikli olduğu hep dile verilerine göre Seattle idari bölgesinde lemlerim üzerine İstanbul’a döndükten rafından izzet ve ikramla karşılandıkları aldığım bir haber üzerine düşünürdüm. sıra rahatlık da sağlıyor davranışlarda. Ben iki kız çocuğu büyüttüm, erkek ço- getirilse de sitenin donatı alanlarında na- evsiz sayısı 12 bin 500 kadar. Evsizler sonra da düşünmeye devam ettim. Şef tarihte gerçekleşen bir kutlama yeme- Etraftaki ağaçları inceler, türleri üzerine Torunum elbette benim de bebeğimdi cuklara yabancıydım açıkçası. İlk toru- diren çocuk görüyorsunuz. Ben de çocuk- üzerine düşünmemek, huzursuzluk duy- Seattle’a atfedilen ünlü mektubun as- ği. Gelgelelim kimi Amerikalılar daha fikir yürütürdüm. litrossanat.com 16 kitap 1-15 Şubat 2021 1-15 Şubat 2021 kitap 17 litrossanat.com ‘Nasrettİn Hoca kİmlİğİmİzdİr’ Nazmi Ağıl: “Nasrettin Hoca kültürümüzün bir yansıması olduğu içindir ki onda kim ne ararsa yınlandığını hatırlıyorum. Bana göreyse Hoca mistik düşüncelerden daha çok aklı, onu görebilir. O Türk milletinin iyisi, kötüsüyle, bütün özelliklerini bünyesinde barındırır, kim sağduyuyu, Anadolu insanının bilgeliğini olduğumuzu hatırlatır.” temsil eder. Dille ilgili sorunuza gelince, Hoca tarihi bir kişilik etrafında yüzyıllar GÜLCAN TEZCAN ilk ben değilim, bildiğiniz üzere birçok şair içinde ve çok geniş bir coğrafyada biçim- bu hazineden faydalanmış, Hoca’nın nük- lenmiş bir fıkra tipidir. Bu nedenle fıkra- Şair ve akademisyen Nazmi Ağıl, edebi- tedanlığını ve keskin zekasını şiirin kulağa lar değişik şekillerde, üsluplarda anlatıla- yatımızda daha önce de Orhan Veli ta- hoş diliyle buluşturmuş. Fakat bugünün gelmiş, her anlatıcı hikâyeye kendinden rafından denenmiş bir tarzı yeniden hareketli, bol uyaranlı dünyasında farket- bir şey katmış. Ama fıkra anlatıcıları ola- Kültürümüzün gündeme getirdi. “Nasrettin Hoca’nın tim ki Hoca fıkraları ister düzyazı, ister şiir bildiğince az söz kullanmayı ve doğrudan hikmetli sözlerinde ve birçoğuna tu- bir yansıması olan formunda, özellikle yetişkinlerin dünya- anlatımı benimsemişler, çünkü fıkranın haf gelen eylemlerinde yüzeydeki gücü sondaki nüktededir ve dikkatin baş- Nasrettin Hoca, Ana- yansımanın derininde yatan insanın sında pek yer tutmuyor. Öyleyse bu fıkra- ları günümüz insanının zevkine hitap ede- ka yönlere dağılmaması gerekir. Fakat, dolu insanının bil- özünü ortaya koyan bir özellik var. dedim ya, bu nükte bir kez bilinir oldu- Şiirin de çabası bu değil midir?” di- cek yeni bir söyleyişle yeniden anlatmak geliğini temsil gerekir diye düşündüm. Özellikle gençle- ğunda işin esprisi kalmıyor ve benim bu yen Ağıl, büyüklere şiirlerle Nasreddin kitapta yaptığım gibi bu kültür hazinemizi eder. Hoca fıkralarını anlattığı kitabında hem rin rap müziğe olan ilgisi beni kitabımda gördüğünüz bol aliterasyonlu, kafiyeli ve yaşatmanın yolu onu zengin bir anlatımla şairliğini hem de şiirdeki maharetini or- buluşturmaktan geçiyor. taya koyuyor. Nazmi Ağıl ile Vakıfbank kıvrak anlatıma yöneltti. Bu ses özelliği- Kültür Yayınları’ndan çıkan “Büyüklerle nin dışında yer yer yaptığım güncel hayat ‘ATA DİLİ’NDEN YANAYIM göndermelerinin de okurları yakalayacağı- Yeniden Nasrettin Hoca” kitabından ha- Dil konusunda giderek daha da fakirleşi- nı umarak şiirleri oluşturdum. Böylelikle reketle şiiri, dili ve hocayı konuştuk. yoruz. Hem akademisyen, hem çevirmen, herkesin evine kapandığı bu günlerde in- hem de şair olarak siz ne düşünüyorsu- RAP TARZI ANLATIM sanlarımıza birbirleriyle paylaşacakları bir nuz? Kelimelerimize sahip çıkmak ya da anlamındadır. Rousseua’nun, Nietzc- şeyler sunmak istedim. Yetişkinler Hoca Fıkralar bir şair için nasıl bir ilham onlarla barışmak için ne yapmalı? he’nin ve Sassure’ün de desteklediği, sözü kaynağına dönüşür? Bu anlamda Nas- fıkralarını okul yıllarından biliyorlar ve ar- merkeze alan bu yaklaşıma göre yazı, sö- rettin Hoca fıkraları üzerine çalışma tık kimse birbirine bu fıkraları anlatmıyor, Dilimizin gittikçe fakirleştiği tespitinize fikri nasıl oluştu? fıkra sonlarındaki vurucu sözleri, “yorgan üzülerek katılıyorum, bunun bir nedeni zün temsili olması nedeniyle gerçeklikten bitti kavga bitti” örneğinde olduğu gibi, çekirdek aile yapısı nedeniyle genç kuşak- iki defa uzaktadır. Postmodernizmin kuru- Fıkra tür olarak kısa ve yoğun bir birer özlü söz olarak kullanmakla yetini- ların yaşlıların sohbetinden daha az ya- cularından biri olan Derrida ise bu tutu- anlatı. Haliyle söylenenlerin öte- yorlar. Ben şiirlerimde bu vurucu nükteye rarlanıyor olmaları. Ben köyde, dedemle, sinde pek çok şey söylenemeden mun gerçekliğe doğrudan temas eden bir gelene kadar Hoca’nın ve çevresindekile- ninemle, babamın ve annemin arkadaşla- kalıyor ve bu merak duygusunu araç aramak gibi bir hayalden kaynaklan- rin neler yaşamış olabileceğini hayal ettim. rının arasında büyüdüğüm için şanslıyım. kışkırtıp hayal gücünü hare- dığını ve aslında yanlış olduğunu, yazı ve Bu fıkraların sadece sonları için değil bü- Benim dağarcığımda hem Osmanlıca, kete geçiren bir özellik. tün olarak keyifle ve ister bir başına ister hem Öz Türkçe, hem kentli hem köylü söz arasındaki bu kutuplaştırmanın zorla- Yani, şairler için bulun- dost meclisinde yüksek sesle okunmasını kelimeleri, deyişleri mevcut. Yabancı bir ma ve hatta yazının sözden daha güvenilir maz nimet, potansiyel İSTERIM KI HER umarak onları hikâyeleştirdim. akademisyen Beowulf çevirim hakkında olduğunu savunur. Sözünü ettiğimiz deği- bir esin kaynağı. Bu SÖZCÜĞÜM yazdığı bir makalesinde Türkçe’nin bü- şim okumanın tarihine bakarak da gözle- yaratıcı yazma MİZAH DA ŞİİRE DAHİL tün evrelerinden kelimeler kullandığıma çalışmaları sıra- MANGALDAKI özünden söz edilebilir. Nasrettin Hocamız nebilir. Matbaadan önceki yıllarda yazılı Nasrettin Hoca çoğunlukla ‘mizah’ alanı- dikkat çekmiş ve bunu kasıtlı mı yaptığımı sında uyguladı- bizim toplumsal kimliğimizdir, o Türk mil- kaynaklara erişim son derece kısıtlıydı, na ait gibi düşünülen bir figür. Şiir ve şa- sormuştu. Elbette hayır, bu kelimeler, be- ğım bir teknik. KÖZ OLSUN letinin iyisi, kötüsüyle, bütün özelliklerini sonra büyük bir kesim kitaplara, gazete- irlerin anlam dünyasında ne ifade ediyor? nim atalarımdan duyduğum günlük dilin Mesela Ezra bünyesinde barındırır, kim olduğumuzu Ben de bizim bir aynamız olan içinde var. Çeviriden, yazmaktan söz açıl- lere ulaşır oldu. Ancak 19. yüzyılda me- Pound’un Hüznün, efkarın bize en çok yakıştığı düşü- hatırlatır. Her şair de içinde boy attığı Nasrettin Hoca’nın fıkralarını mışken, çevirmenler, şairler ve yazarların sela Dickens’ın romanları evlerde topluca “Bir Metro nülmüş yıllarca ve şiirimiz çoğu zaman mi- kültürün bir ürünü olduğuna, şiirinde bu sözlü edebiyatın diliyle anlatma- çok sık kullanımda olmayan kelimeleri yüksek sesle okunuyordu. Sesli okumanın İstasyonun- zaha uzak durmuş ya da mizah yönü olan kültürün yaşattığı değerleri ifade ettiğine ya gayret ettim. İstedim ki şiirle- ölçülü biçimde eserlerine katmaya çalış- yerini gözle okumanın almasıyla birlikte da” adlı iki şiirler has şiirden sayılmamış. Cumhuriyet göre, Hoca’yla ortak bir zeminde buluşu- rim bir ocak başı gibi insanları bir malarında fayda görüyorum. Bunun yanı dizelik şiirini döneminde Orhan Veli’yle sevmiş halkı- yor demektir. bireyselleşme tamamlandı. Artık herkes araya getirsin, her bir sözcüğüm sıra, şahsen arada denk düştükçe yeni keli- işlerken öğ- mız mizahi şiiri. Metin Altıok, Can Yücel istediği metni kendi odasına, köşesine ocaktaki közlerden biri olsun, BİLGELİĞİ TEMSİL EDER meler ya da söyleyişler üretmekten kaçın- reniyoruz ki aklıma geliveren diğer örnekler. Bu me- çekilip okur oldu ve toplumsal bütünlük, odadakilerin Hoca’nın tuhaflıkla- mamaları dilimizi zenginleştirmeye hizmet şair ilkin otuz safeli duruşun altında sanırım şiirin akılla Nasrettin hoca fıkralarının mizahi özel- ortak olarak paylaşılan gerçeklik parça- rını dinlerken gülümseyen yüzleri- edebilir. Şahsen yazmayı ve çeviriyi bana dize olarak değil, duygularla yazılan bir tür olduğunun liklerin ötesinde tasavvufi yaklaşımlar da ni ışıtsın. sevdiren nedenlerden biri de bana bu fır- landı. Bugün yaşadığımız felaketlerin, yal- kaleme aldığı düşünülmesi yatıyor, oysa mizah akıl işi. barındırdığı biliniyor. Bununla ilgili pek satı sunması. nızlaşmanın temelinde bu parçalanmanın şiiri altı ay bo- Günlük hayatımda mizaha çokça yer veren çok kitap ve yayın da çıktı. Siz şair olarak Bu söyleşiyi bir şiirimden alıntıyla yattığı yadsınamaz. Fakat belki sarkaç geri yunca uğraşarak biriyim, dolayısıyla bu şiirime de yansıyor. bitirmeme izin verin: değerlendirdiğinizde dil ve anlatım bakı- SÖZ ÇOK KIYMETLİDİR sadece on dört kelime- Hoca’nın bu açıdan bana çekici gelmesi dönüyor, özellikle de pandemi günlerinin mından neler söylersiniz? Son dönemlerde masal anlatıcılığı ciddi den oluşan iki dizeye indirmiş. normal. Fakat genel konuşursak, Hoca’nın mahpusluğunda sanırım insanlar bir arada “Harıl harıl bir varil başında bir popülarite kazandı. Sizin şiirleriniz de Öğrencilerimden bir metro istasyonun- hikmetli sözlerinde ve birçoklarına tuhaf Haklısınız, işte bu tam da az evvel işaret oturup sohbet etmenin, birbirlerinin sesi- toplanmış insanlar gibiyiz en fazla, sözlü kültürümüzü anımsatıyor. Kadim da neler olduğunu düşünerek bu şiiri ge- gelen eylemlerinde yüzeydeki yansımanın ettiğimiz noktayı örnekliyor. Nasrettin dil başka neye yarar? anlatı geleneğimize geri mi dönüyoruz ni, nefesini duymanın önemini acıyla kav- nişletmelerini istiyorum. Bunun dışında, derininde yatan insanın özünü ortaya ko- Hoca kültürümüzün bir yansıması olduğu Uyuşmuş kollarıyla uzanıyor sizce? radı. Masal anlatıcılığına ilginin bir nedeni edebiyatın bir amacı okurları şaşırtmak, yan bir özellik var. Şiirin de çabası bu değil içindir ki onda kim ne ararsa onu görebilir. Şehrazat, buysa, bir nedeni de masalların ya da tüm sarsmak, günlük düşünme alışkanlıkla- midir? Şairler de her şey sürekli değişirken bir yonga daha atıyor ortadaki Onun fıkralarında tasavvufi öğelerin bu- Seslemesi, tonlaması, vurgusuyla sözün sözlü edebiyatın toplumsal bilinç altımı- rının dışına çıkarmaktır. Şiir de kısa ve insana dair hiç değişmeden kalanı ortaya mangala, lunması şaşırtıcı olmadığı gibi, Platon’dan hakikatin temsili olduğu düşüncesi çok za, ortak kimliğimizi biçimlendiren, bize yoğun yapısıyla fıkralara benzer ve yine çıkarmak, unutkan modern insana ısrarla daha sabaha çok var.” modern zamanlara kadar Batı felsefesine eskilere, tarih öncesine dayanır. Nitekim fıkralar gibi bu etkiyi en başarılı şekilde bu gerçekliği hatırlatmak istemezler mi? uyan düşüncelere de rastlanır. Nitekim “Önce söz vardı” der İncil, Kuran’ı Kerim yalnız olmadığımızı hatırlatan arketiplere yaratır. Hoca fıkralarını şiirleştiren elbette Tabi kişilerin dışında bir de toplumların yakın zamanda bu konuda bir kitap da ya- “Oku” emriyle başlar, ve bu sesli okuma gönderme yapması olmalı. litrossanat.com 18 SİNEMA 1-15 Şubat 2021 1-15 Şubat 2021 Düşünce 19 litrossanat.com Hayal ettim ve yazdım Geçen yıl genç yaşına rağmen (21) dört farklı yarışmada ödüle layık görülen Esenler Sinema Akademisi öğrencilerinden Zeynep Hilal Demirci ile sinema ve senaryo üzerine hoş bir sohbet gerçekleştirdik. Senaryo yazmaya bir tiyatro oyununda karar verdiğini söyleyen Demirci, “Oyunu izlemeyi bıraktım, gözlerimi kapadım, kendi yazdığım öykünün sahnelendiğini hayal ettim ve sonra da yazmaya Aslıhan Özel Şakir Kurtulmuş başladım” ifadelerini kullandı. RENKLERE YOL GÖSTEREN NAĞMELER GAZETE NEYİMİZ OLUR-2 gün (Aydoğan) abi görüntü yönetmenliği yaptı. Yanımıza akademiden ziyarete azete ile tanışıklığım ilkokul yıllarına rastlar. gelenler oldu. Gelemeyenler tebriklerini Ocak sabahı bir dostumun telefonuyla aldığım haber, lavta ile yaptığı taksim ve beste nağmelerine sığmamış, GGazetenin kâğıt olarak en değerli olduğu dö- iletti. Kullandığımız ekipmanların birço- 7çocukluğumun film şeridi gibi gözümün önünden tual başında fırçalarıyla renklere, çizgilere, tasvirlere, ob- nemlere. Önce gazetenin içeriği bir güzel okunu- ğunu akademiden aldık. Kısacası hem akıp gitmesine neden oldu. Bir anda geçmişime giderek jelere sıçramış, oradan da iç yolculuğunu kalemi ile kitaba yor, sonra biriktirilen gazeteler eskicilere satılıyor, hocalar, hem akademi, hem de sınıf ar- andım o ulvî kişiyi. Son zamanlarda aldığımız vefat ha- dönüştürerek perçinlemiştir. onlar da kese kâğıdı yapımında kullanmak üzere kadaşları ile böyle ilişkilerin gelişmesi berlerinden farklıydı bu seferki. Daha sarsıcı ve içten içe İhsan Özgen, gerek yurt içinde, gerekse ABD’de ve Yu- imalatçılara veriyorlar. Eskicilerin topladıkları eski düşündürücü. Kim olduğumu bir daha sorgulatan ve şu oldukça önemli. Esenler Sinema Akade- nanistan, Hollanda, Almanya, Fransa gibi çeşitli Avrupa gazeteleri imalathaneye götürmesini takip ederek anki duruşuma, sanatıma yön veren ustam… Derin bir işin nasıl yapıldığını öğrenmeye çalıştık. Bahçede misi bunu güzel sağlıyor. ülkelerinde sayısız konserler, seminerler vererek, Türk sessizlik içinde bir anda durdu beynim, tüm düşünce- müziğini ve kemençeyi, kendi görüşüyle dünyaya tanıtan çalışan elemanlara nasıl yapıyorlar diye bakarken, Hangi yazarları örnek alıyorsun? İlham ler sustu. Sanki vedalaşma törenini, karşılıklı helâlleşmeyi bir misyon üstlenmiştir. Aynı zamanda etno - müzikolo- imalathanenin sorumlusu siz de çalışmak isterseniz Zeynep Hilal aldığın kişiler kimler? yaşadım içten içe. Evet, çok sevdiklerimizle helâlleşmeyi jik araştırmalardan resim atölyelerine uzanan geniş sa- gelin deyince öyle başladı bizim kese kâğıdı imalat hiç düşünmeyiz, çünkü onlar hiç gitmesin isteriz. Onlar nat dünyasında kendini kaybedermişçesine çalışması, işimiz. Çok düşük maaş veriyorlardı ama işin nasıl Demirci: Bir senaryoyu Örnek almak bazında değil ama etkilen- bitirdiğinizde sevincinizi, hep bu dünyada var olsunlar, bize ışık olmaya devam üretmesi ve kültürlerarası bağlar kurarak çevresine ve yapıldığını öğrenmek için değiyordu açıkçası. Bir diğim iki yazarı söyleyebilirim: Ahmet etsinler. Sonsuza kadar kalsınlar, çünkü bunu herkesten öğrencilerine aktarımlarda bulunması sayesinde, bugün hafta boyunca alıştık ve o günlerin yevmiyesini al- bir yarışmanın heyecanını Hamdi Tanpınar ve Feyyaz Kayacan. çok hak ediyorlar… ismi bilinen pekçok değerli müzik insanının yetişmesinde dıktan sonra kendi işimizi yapmak üzere mahallede paylaşmak da epeyce Ahmet Uluçay’ı da çok severim, onun On bir yaşındayken ellerime kemençeyi ilk kez verdiğin- önemli bir rol üstlenmiştir. komşularımızdan eski gazete toplamaya başladık. yeri ayrıdır bende. deki heyecanım ve öğretmeler günündeki son konuşma- İhsan hocamı anlatmaya sayfalar yetmez. Sözlerime bu- Topladığımız gazetelerin sayfalarını ebatlarına göre motive ediyor in- mız geldi hatırıma ardından. Aradan geçen bunca zaman keserek kardığımız hamurla yapıştırıp kese kâğı- ÇOK İZLEMEK GEREKİYOR rada son verirken, bizlere kazandırdığı iki değerli evladını sanı. için “keşke”lerle dolu bir dizi düşünce ile suçladım kendi- anmak isterim. Akademisyen ve müzisyen kızları Yelda dı yapıyorduk. Biriken kese kâğıtlarını mahalledeki Senaryo yazmaya yeni başlayanlara ne mi. Eminim ki aynı duyguları paylaşan meslekdaşlarım şu ve Neva Özgen kardeşler ile aslında ailemiz çok büyük. bakkallara, esnafa diğer satıcının verdiği rakamdan tavsiye etmek istersin? anda beni çok iyi anlıyordur. Ne kadar şanslı olduğumu- Öyle ki, sınırları ülke dışına taşan sevenleri, dostları, öğ- daha düşük fiyatla veriyorduk. Mahalle esnafımız zu biliyorduk ama şimdi daha net görebiliyoruz ki İhsan rencileri hocamızı her zaman anacaklar. İhsan Özgen bizi tanıyordu, yaptığımız işi de beğendikleri için bizi Tavsiye verecek konumda olduğumu Özgen, sanatı, düşünceleri ve aktarımıyla kendi ekolünü onların sanatlarında nefes almaya devam ederken, belki tercih etmeye başladılar. Bu iş aynı zamanda bizim düşü müyorum ama beni motive eden, oluşturmuş, o çok nadide değerlerden biridir. de bulunduğu yerden bizlere ilk ticari girişimimiz olarak kayıtlara geçmiş oldu. bana katkısı olduğuna inandığım şeyleri İhsan Özgen kimdir? Çok klasikleşmiş olan bu soruyu tebessümle bakacak Kese kâğıdı yapımı için kullandığımız gazeteleri so- söyleyebilirim. Öncelikle çok izlemek, cevaplamak benim için her ne kadar kolay olmasa da, ve Tanbûrî Cemil kaktan, komşularımızdan temin ediyorduk. Babam sonra yine çok izlemek en önemli nok- üzerine sayfalar dolusu yazılsa bile yetmeyecek bir anla- Bey’lerle, Merâ- Devlet Demir Yollarında çalışıyordu. Sefere gittikleri talardan biri diye düşünüyorum. İzledik- tımın kısacık özeti olarak, öncelikle “Sanatı Yaşamak” ve gî’lerle sohbet- yerlerden döndüklerinde trenlerde bırakılan gazete- lerimiz üzerine düşünmek, konuşmak “Avludaki Ses” isimli kitaplarını edinmenizi öneririm. Ar- lerde bulunacak, leri de toplayıp getiriyordu. Malzeme olarak bunları ve yazılanları, çizilenleri okumak da işin dından, internetin arama sayfasına İhsan Özgen yazarak eski dostlarıyla da kullanıyorduk ama kullanmadan önce gazeteleri en keyifli yanlarından biri bana kalırsa. “play” tuşuna basmanızı ve müzikleri eşliğinde kitapları buluşacak. Ya okumaya başladık. TOLGAHAN SAÇIKARA Okuya okuya yazmaya öykü/nüyor insan Artık hem online hem yüz yüze çeşitli bitirmenizi. Bu esnada, İhsan Özgen’in hayatında, sa- da kim bilir, belki Gazete okuru oluşumuzun hikâyesi de böyle başlar. diyebilirim. Aslında senaryo yazmaya baş- Zeynep Hilal Demirci genç bir senarist. kurslar ve atölyeler oluyor. Hem Türkçe, natında ve fikirlerinde önem teşkil eden bazı isimler dik- de bu dün- Bir gazeteyi ele aldığımızda başından sonuna kadar lamamın hikayesi fena değildir. 2018’in katleri çekecektir; Tanbûrî Cemil Bey, tanbur, kemençe, yada hep o Adım attığı yolculukta şimdiden başarılı hem İngilizce çeşitli içeriklere ulaşmak okuyorduk. Okuyacak ne çok şey buluyorduk.Tari- şubat ayında Üsküdar Stüdyo Sahne’de viyolonsel, resim, sanat, ekol gibi… aradığı mü- hi kıssalar, resimli romanlar, devam eden hikayeler, işler yapıyor ama kalıcı eserler üretmek her an mümkün. Bu gibi kanallara başvu- “Huzur” oyununa gitmiştik. Oyunu şu an kemmel çocuk sayfaları, şiirler, bilmece ve bulmacalar en de istiyor. Demirci ile güzel bir sohbet rulabilir. Bunun yanında yarışmaları sıkı Çocukluğundan, yetiştiği ortamdan, bulunduğu arkadaş anlatmam gerekse muhtemelen anlata- çevrelerinden, akademik ve sanatsal kimliği yüksek fikir ahengi çok ilgi duyduğumuz bölümlerdi. gerçekleştirdik… bir şekilde takip etmek önemli. Bir ya- mam çünkü oyunun yarısında seyretme- insanlarından beslendiği entellektüel bakış açısı ile İhsan orada bu- Gazete ve kâğıt parçaları üzerine rahmetli dede- rışmanın çeşitli kriterleri olması insanın Seni yazmaya iten sebep ne oldu? İlk yaz- yi bırakıp gözlerimi kapatmıştım. Kendi Özgen, kısa sürede sanatının zirvelerine ulaştı. Geleneğe lacak… min nasihatlerinin hâlâ kulaklarımda çınladığını yaratıcılığını besliyor. Başta belli bir konu ma isteği nasıl oluştu? yazdığım bir öyküyü sahnede izlediğimi saygısı ve bağı hiç kesilmeyen bu mütevazı müzik deha- hissediyorum. Dedem kendi zamanlarında çektik- üzerine yazmanız gerekiyor, özgün olma- hayal etmiştim sahne sahne. İlk hayali- sının geleceğe bakışı da bir o kadar önemliydi. leri yoksullukları anlatırken bir küçük kâğıt parçası Senaryo yazmadan evvel öykü yazı- nız gerekiyor. Sonra bir yarışma için bir mi orada kurdum yani, çok güzel hisset- Hocamızın öğrencileri olarak bir araya geldiğimizde ken- bile bulamadıklarını, buldukları takdirde buna çok yordum, o kısmın pek bir hikayesi yok. sayfa yazmanız gerekirken diğer bir yarış- miştim. Sonra o hissin peşinde giderken disinin gıyabında, İhsan Özgen sanatının evrelerinin sevindiklerini ve o kâğıt parçasının boş olan yerleri- ma için on beş sayfa yazmanız gerekiyor. ne ya da gazetelerin kenarlarındaki boşlukları kulla- tiyatro oyunu yazmak, senaryo yazmak varlığı, özellikleri ve hocamızın müziğe kat- Birinde diyaloglar üzerinden akışı sağlar- narak yazı yazmayı öğrenmeye çalıştıklarını anlatır, gibi şeyler doldu hayallerime. Hâlâ o sah- tığı anlamlar üzerine yaptığımız fikir çeşitli kısa film yönetmenleri ile üç saati ken diğerinde diyalogsuz deniyorsunuz. konuşmaları sayısızdır. Klasik kâğıtları israf etmememizi, mutlaka değerlendirme- nenin önünden geçerken şöyle bir bakar, bulan ZOOM buluşmaları yaptık. Bu ka- Tüm bunları yaparken kendinize bol bol üsluptan modern üsluba geçiş mizi isterdi. Kendisi son zamanlarına kadar evde aynı hayali kurarım. dar çok kısa filmin yönetmeniyle bir araya “nasıl?” sorusunu soruyorsunuz, haliyle serüvenine tanık olmak, çoğu bulduğu gazete ve kâğıt parçalarını her zaman de- İŞİN BAŞI SAMİMİYET gelmek, sorular sormak ve tecrübelerini gelişiyorsunuz da. İnsan daha da motive zaman dehasının nağmelerini ğerlendirmeye çalışır, okuduğu kitaplardan önemli dinlemek harika bir süreçti. Bununla be- oluyor. Jürideki senaristlere, sinema ya- kapı ardından gizlice dinle- bulduğu notları buralara yazarak o kâğıt parçalarını Esenler Sinema Akademisi muhafaza ederdi. Yaptığı işin çok önemli olduğuna raber sınıftaki kişilerin de önemli olduğu- zarlarına senaryonuzu okutmak da caba- mek, duyduklarımızdan feyz sana ne kattı? inanır ve bizim de mutlaka öyle yapmamızı ister- nu düşünüyorum. Aynı hayali kuran ve sı. Son önerim ise iyi arkadaşlar edinmek. almak, onun izinde yeni fikir- ler ve bakış açıları geliştirmek, di. Kâğıt parçalarını yerlere attığımızı gördüğünde, Esenler Sinema Akademisi’nde öncelikle bunun uğruna çalışan insanlarla birlikte Senaryonuz sadece fikir aşamasındayken bizlere kattıklarının sadece kü- önemsemediğimizi düşünür, kendi zamanında Yeşim Hoca, Abdülhamit Hoca, Ahmet olmak güzel. Biz sınıfta güzel bir samimi- ya da bitmişken, ama o acabalar kafanız- çük bir kısmıdır. çektiği sıkıntıları hatırlatıp tekrar anlatırdı. Medrese Hoca ve Özgür Hoca gibi kıymetli ho- yet yakaladık. Birbirimizi güzel destekle- da daima dolaşırken okutup yorum ala- Kabına sığmayan bir sanat- eğitimi gördüğünü, ancak yeni yazı dediği Türkçeyi calarla tanışma ve çalışma fırsatım oldu. dik hala da destekliyoruz. Örneğin geçti- bileceğiniz birilerinin olması çok önemli. çı ruh, hangi alanda dolaşırsa de kendi imkânları ile böyle sokaklarda bulduğu ga- Dönemin en güzel yerinde pandemiye ğimiz ay bir gönüllülük projesinin tanıtım Bir senaryoyu bitirdiğinizde sevincinizi, oraya eser verir, ışık saçar, ay- zete ve kâğıt parçalarına yazarak öğrenmeye çalış- yakalandık, dersleri hızlı bir şekilde onli- filminde ben yönetmenlik yaptım, Esen- bir yarışmanın heyecanını paylaşmak da dınlatır, güzelleştirir. İhsan ho- tığını anlatırdı. Dedemin bu anlattıklarından, gazete- ne’a taşıdık. Hatta bir ay boyunca her gün ler Sinema Akademisi’nde tanıştığım Er- epey motive ediyor insanı. cam için de diyebilirim ki, ruhu nin, kâğıdın, okuma ve yazmanın önemli kavramlar kemençe, tanbur, viyolonsel ve olduğunu, gazetenin, kâğıdın ve zamanın çok de- ğerli olduğunu vurgulamaya çalıştığını anlıyorduk. 20 litrossanat.com 1-15 Şubat 2021 Sanatın kedileri Türkçe’de ilk kez yayımlanan “21 Kedide Sanat Tarihi” isimli kitap, okuru sanat tarihinde sıra dışı bir yolculuğa çıkarıyor. Bunu yaparken akımlar ve sanatçılarla ilişkilendirilerek tasarlanan kedileri kullanıyor.

ia Gould’un “21 Kedide Sanat abartılı fiziksel özelliklerle betim- Sanat, bilim, edebiyat ve felsefe ta- NTarihi” isimli kitabı Ebru Ber- lenirdi. Figürün aslını yansıtmak rihinin yükseliş dönemi Leonardo rin Alpay’ın çevirisiyle VakıfBank amaçlar arasında bulunmazdı. Ki- da Vinci ve Johannes Vermeer gibi Kültür Yayınları’ndan okurlarını tapta bunun nedeninin, sanatçıla- büyük sanatçıların yaşadığı Röne- selamladı. Bu ilginç kitapta, tarih rın konularını dünyeviden ziyade sans’tı. Realizmi temel alan Röne- boyunca birçok kültürde simgeleş- ruhani bir atmosfer içine yerleştir- sans sanatında insanın veya kedinin tirilen kedilerin sanatçıların atöl- mek istemelerinden kaynaklanması gerçeğe en yakın şekilde resmedil- yelerinde yer almalarına ilişkin olarak ifade ediliyor. mesi, dini imgelemden çok daha bilgiler veriliyor. Sanat akımlarının önemli bir konumdaydı. Michelan- GERÇEKÇİ KEDİLER nasıl ortaya çıktığının ve sanatçıla- gelo ve Tiziano gibi sanatçılar da rın nelerden etkilendiğinin aktarıl- söz konusu geleneksel eğilimlerden dığı kitabın illüstratörlüğünü Nia uzak durdu, bunun yerine formla- Gould, Türkçe çevirisini Ebru Ber- rı üç boyutlu göstermek adına yeni rin Alpay yaptı. teknikler kullanmayı tercih etti. Kedilerle Antik Mısır’da başlayan PİCASSO’NUN KEDİLERİ sanat tarihi yolculuğu, günümüz- Kübizm, 20’nci yüzyılın başında den birkaç yıl öncesinin genç İngiliz ortaya çıktı ve sanat dünyasında sanatçılarına kadar devam ediyor. büyük bir kargaşa meydana getirdi. Kitabın sonunda ise sanatçıları ve resmettiği kedi formlarını tuhaf Kitapta, “Kübist sanatçılar pers- akımları bir bakışta özetleyen bir bakış açılarından gösterdiği ve en pektif, ton ve renklerden yararla- zaman çizelgesi bulunuyor. narak bir derinlik algısı oluştur- ünlü Kübist olduğu söyleniyor. DÜNYEVİ DEĞİL RUHANİ maya çalışmak yerine konularını, Bu dikkat çekici kitapta Fride Kah- Kara kedi Antik Mısır’da yeniden geometrik şekilleri beklenmedik lo ve Pop Art’ın öncü isimlerinden doğuşu simgelerdi. Bizans sanatın- düzenlerde bir araya getirerek aynı da kedi şımartılır, dahası kutsallaş- anda birkaç farklı açıdan gösterdi” Andy Warhol örneklerine de yer tırılırdı. Yüzler, ciddi ifadeler ve deniliyor. Picasso’nun da sıklıkla veriliyor. GEÇEN YIL ONLINE OKUDUK 2020’nin online kitap alışveriş istatistikleri yayınlandı. Salgın, internetten kitap satışlarını patlattı. En çok okuyan ilk üç şehir İstanbul, Ankara ve Bursa olurken, kitap sipariş ortalaması bir önceki yıla oranla yaklaşık yüzde 30 arttı.

Son zamanlarda okurların en çok rinin bulunduğu eseri ‘Edgar Allan tercih ettiği online kitap alışveriş Poe’yu okuduk. platformlarından Kidega, 2020 yılı Kidega müşterilerinin 2020’de en kitap alışveriş verilerini açıkladı. En çok tercih ettiği yayınevlerini, kitap EN ÇOK OKUNAN çok okuyan şehirler İstanbul, Anka- dışında en çok satan on ürününü ve ra, İzmir, Bursa, Antalya, Kocaeli, 10 KİTAP site içerisinde en çok yapılan on ara- Konya, Adana, Eskişehir ve Muğla mayı da paylaştı. 1. Jose Saramago- ‘Körlük’ olurken en çok kitap alışverişi yapan 2. Deniz Erten- ‘İşaretler’ yüzde 31’lik ortalamayla 25-34 yaş EN ÇOK ROMAN OKUDUK 3. José Mauro de Vasconcelos- arasındaki bireyler oldu. 2020 yılın- Okuma alışkanlığının kazanıldığı ve ‘Şeker Portakalı’ da online kitap alışverişlerinde sepet pekiştirildiği evde geçirilen salgın 4. Dostoyevski- ‘Suç ve Ceza’ ortalaması yüzde 48 artarken sipariş döneminde Kidega okuyucuları en 5. Edgar Allan Poe- ‘Edgar Allan tutarı bazında yüzde 26’lık bir artış çok nisan, mayıs ve aralık aylarında Poe-Bütün Hikayeleri’ gerçekleşti. Okuyucular bu yıl en çok kitap alışverişi gerçekleştirdi. Edebi- 6. William Golding- edebiyat, roman, çocuk kitapları, ta- yat, roman, çocuk kitapları, tarih, in- ‘Sineklerin Tanrısı’ rih, insan ve toplum, kişisel gelişim san ve toplum, kişisel gelişim en çok 7. George Orwell- alanındaki türleri tercih etti. ‘Hayvan Çiftliği’ kitaptan oluşan seti ‘İşaretler’, José tercih edilen türler oldu. 2020 yılın- 8. Paulo Coelho- ‘Simyacı’ İLK SIRA SARAMAGO’NUN Mauro de Vasconcelos’in ‘Şeker Por- da sepet ortalamaları 2019’a oranla 9. Victor Hugo- ‘Bir İdam 2020’de sırasıyla en çok Jose Sarama- takalı’, Dostoyevski’nin ‘Suç ve Ceza’, yüzde 48 arttı. 2019 yılına göre sipariş Mahkumunun Son Günü’ go’nun ‘Körlük’, Deniz Erten’in altı Edgar Allan Poe’nun bütün hikayele- tutarı bazında yüzde 26 artış yaşandı.