5282-2-Yonetmenler-Filmler-Olkeler-2-Atilla Dorsay-1989-344S.Pdf
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
ATILLA DORSA Y * YÖNETMENLER, FILMLER, OLKELER- 2 Bilgi Dizisi : 20 Varlık Yayınları, Sayı : 27 İlk basım : 1988 ISBN 975 - 434- 009 - 9 VARLIK YAYlNLARI A.Ş. Cağaloğlu Yokuşu 40/2, İstanbul ATILLA OORSAY YÖNETMENLER, FİLMLER, ÜLKELER- 2 •v.��ınlan SUNUŞ cYönetmenler, Filmler, Ülkeler» adlı kitabım oldukça ilgi görmüş ve kısa zamandır tükenmişti. (Yeni basımı önümüzdeki yayım yılında çıkacak). O kitabın önsözünde de bir tür cvaad» olarak ikinci ciltten söz etmiş ve ilk cildin içerdiği ülkelerin dışında kalan sinemalara ·ve yönetmeni ere, bir ikinci cil tt e yer verileceğini duyurmuştum. İşte başka çalışmaların ön plana geç mesi yüzünden geciken bu ikinci cilt, şimdi elinizde... İlk cildin önsözünde değinmiş olduğum gibi, sinemada önem li, yaratıcı yönetmen, cauteur» kavramı bir olgu... Ancak ne denli kişisellik taşıyan bir sanatçı olsa da, yönetmenin de belli bir toplumdan, o toplumun kendine özgü koşullarından süzülüp geldiği de bir diğer gerçek ... Bu iki olgunun ışığında, bu kitap da, ilki gibi, öncelikle ülkelere ve ulusal sinemalara göre, ama onların içinde yer alan önemli yönetmeniere inerek düzenlendi. Bu ikinci ciltte önce Fransız sineması yer alıyor ve önemi oranında geniş bir yer k.a.plıyor. Bundan sonra 1960 sonlarından itibaren filizlenen Genç Alman Sineması, iki yönetmeniyle bir likte tanıtılıyor. Üçüncü bölüm, özellikle günümüzde yeniden önem kazanan ve sinema dünyasının ön planına geçen Sovyetler sineması. .. Son bölüm ise, Avrupa Sosyalist Ülkeler Sinemaları üzerine ... Bu bölümde, Çek, Polanya, Macar, Romen ve Yugos lav sinemaları ve ünlü yönetmenleri tanıtılıyor. Her bölümün kendi içindeki bölümlenmesi, bölüm başların da ve nedenleriyle birlikte açıklanıyor. Önemli akımlara (Yeni Dalga, Genç Alman Sineması, Sovyetler sinemasında yeni çıkış lar gibi) ve ulusal sinemalara (Macar, Polanya, Yugoslavya si nemaları vs.) değinen yazılar ya zamanında ya da bu kitap için günümüzde yazılmış... Tüm yönetmenleri tanıtan ve küçük, ama özgün birer yaklaşım niteliği içeren yazılar ise bu kitap 6 için kaleme alındı. Böylece yaklaşık 50 kadar yönetmen üzeri ne, sinemalarımızda (kimi zaman ise dış veya iç şenliklerde) gösterilmiş filmlerinin eleştirileriyle de bütünlenen özgün birer yaklaşım ve yararlı olacağını sandığım bilgiler vıar. Diğer kitaplarımda da uyguladığım gibi, yazıların sonun da daha önce yayımıanmış kitaplarıma göndermeler yapmak ve şu veya bu sanatçının filmleri veya kendileriyle yapılmış konuş maların hangi kitabımda yer aldığını belirten notlar koymak gereği duydum. Bu, özellikle kompozisyonunu çok sevdiğim (ve yeni baskısı yine yakında yapılacak olan) «Sinema ve Çağımız - b kitabıyla ilişkili olarak yapıldı. Bir notta geçen «Yüzyüze 2» kitabının ise, yeni ve olası konuşmalarla zenginleşerek daha son raki bir zamanda gerçekleşeceğini umuyorum. Dikkatli sinemasever okurların farkedebileceği gibi, ilk ciL din sunuşunda sözü edilen Asya ve Afrika ülkeleri sinemaları ve bu ülkelerden Kurosawa, Oshima, Yusuf Şahin gibi yönet menler kitapta yer almadı. Notları hazırdı, ama kitabı ürkütü cü bir hacme (dolayısıyla fiyata) çık artınama gereği de vardı. Onları da ilerde bir diğer ciltte toplamak umuduyla ... Atilla Dorsay Mart 1988 6 FRANSIZ SINEMASI Fransa, yalnızca sinemanın bulunduğu ve ilk <<Umuma açık gösterb>nin yapıldığı üJ ke değildir. Dünya sineması içinde seçkin bir yeri olan, özgün bir sinemanın yaratıldığı, sinema sevgisi ve bilgisinin toplum genelinde oldukça yaygınla�tığı bir ülkedir. Günümüz sinemasının yönetmenlerine bakarken, Fransız sine masına ayrı ve geniş bir bölüm ayırma gereği var. Bu bölümü beş ana başlık altında topladık. Önce, klasik dönemden, Yeni Dalga öncesinden günümüze kalan birkaç yönetmene ve filmle rine eğilen yazılar, cBirkaç Eski Usta» başlığıyla toplandı. İkin ci başlık, c Yeni - Dalgacılar» ... Daha sonra «Yeni - Dalga Sonrası», «Yeni Bir Kuşak:t ve en son, zengin kapsamı dolayısıyla, ayrı bir bölümde vermeyi seçtiğimiz «Fransız Usulü Güldürü». 7 BIRKAÇ ESK! USTA Sinema serüvenleri Yeni - Dalga hareketinden çok öncelere dayanan birkaç 'eski' ustanın filmleri var, bu bölümde ... Fransız sinemasının dünya çapında ün kazandığı ve birbiri ardına baş yapıtlar ürettiği ünlü cRealisme Poetique - Şiirsel Gerçekçilik:. döneminden ( 1930 - 40'lardan)� Jean Renoir, Julien Duvivier, Jean Vigo, Jacques Feyder, Rene Clair vb. ustaların ölümünden sonra tek başına günümüze kalan Mareel Carne'nin çok ünlü «Paradideki Çocuklar» filminin, çevrilmesinden tam 65 yıl son ra yapılan bir eleştirisi, Carne sanatının, dolayısıyla Şiirsel� Ger çekçiliğin kimi özelliklerine değiniyor. Bugün artık yaşamayan Georges Franju (1912-1987), 1940 sonları ve 50'lerde az sayıda karafilmi ve roman uyarlaması ile dikkat çekmiş, ilginç bir yö netmendi. Onun burada 1964'de yaptığı ünlü filmi cJude:nin bir eleştirisi var. Bu bölümde yer alan ve etkinlikleri yakın gün lere dek süren Rene Cwment, Andre Cayatte ve Henri Verneuil'ü ise ayrıca tanıtıyoruz. «PARAD!DEKt ÇOCUKLAR»IN ZAMAN-DIŞILIGI Mareel Carne'nin ünlü filmi «Les Enfants du Paradis:t hem «Cennetin Çocukları» anlamına geliyor, hem de «Paradideki (üst balkondak i) Çocuklan anlamına.. Carne, bu ismin çift - anlamlı lığına işaret ediyor: cO zamanlar Paris'te 'Le Paradis des En fants' (Çocukların Cenneti) isimli bir büyük dükkan vardı. İsmi Prevert'le birlikte burdan çıkardık. Bu, hem filmde görülen üst balkondaki genç seyirciyi, hem de gerçek yaşamın dışında ken di dünyalarında (bir tür cennette) yaşayan aktörleri simgeli yordu.:t 8 İstanbul'da yeniden sunulan «Paradideki Çocuklar», sinema tarihinde her türlü akıma, yenileşmeye karşı koyabilmiş, hiç eskimemiş sayılı filmlerden biri... N edir bu filmi bunca çekici yapan, dünyanın her yanında 35 yıldır azalmayan bir ilgiyle dö· ne döne gösterilen bir «klasik:. haline getiren? Nathalie Debureau' yu sever, Debureau Garance'a tutkundur. Garance'ın peşinde bir çok erkek daha vardır, aşk türlü güçlüklere karşın yengiye ula şacak mıdır? Zincirleme aşklar, iyi ile kötünün savaşımı, yazgı nın sürekli ayırdığı genç sevgililer... Bir eseri - roman» geleneği ne sahip olan Fr&nsız sinemasında bu geleneğin yıllar sonra canlanması (3 saatlik, 2 bölümlük bir film). Ama Jacques Prevert' in pırıl pırıl, zeki, esprili, şiirsel, gerektiğinde duygu yüklü di yaloglarıyla örülmüş, her şeyi «Cuk oturan», her öğesi yerli-ye rinde bir filmin içinde .. Aynı zamanda tiyatro/gerçek yaşam, sa nat/gerçek yaşam ikilemini ortaya getiren, sanatçının kendine bir koza gibi ördüğü özel dünyasıyla gerçek dünya arasındaki çatışmayı simgeleyen bir anlatımla... cParadideki Çocuklanı büyük bir klasik yapan, alabildiğine özgün olan, tek başına Fransız sinemasının «altın çağ»ını sim geleyen bir film olduğu ölçüde, insanoğlunun en temel sorunları nı, ikilemierini ve çatışmalarını birleştiren evrensel bir yapıt olması... Bu filmin eskimezliği, klasik sinemaya, klasik sanata ulaşan yolların da bir perspektivini getiriyor. Bugün çağın ge risinde kalsalar da, cParadideki Çocuklanın ve tüm Carne ya pıtının sinemaya katkısı, unutulacak gibi değil. 1979 • Klasik Bir 'Seri'ye Saygı JUDEKS (Judex)/Yönetmen: Georges Franju/Oyuncular: Channing Pollock, Francine Berge, Edith Scob, Sylva Koscina, Theo Sa rapo/Fransız - İtalyan ortak-yapımı. Bu yüzyılın başlarında, sinema denen yedinci sanat, güçlen me ve kendini kabul ettirme çabasını sürdürürken, Fransa'da bir adam, 1906'dan 1925'e kadar çevirdiği 800 adet filmle Fran- 9 sız sinemasının öncüleri arasına giriyordu. Filmlerinin senaryo larını da kendi yazan, sınemanın birçok ilkelerini, buluşlarını ilk kez filmlerinde ortaya koyan bu adamın adı, Louis Feuillade' dir. Feuillade, her türden film çevirdi ama özellikle «Vampirlen; «Fantomal); «Judeks:. serileri o zamanlar ortalığı altüst etti; büyük başarılar kazandı. Arthur Bernede adlı bir yazarın yarattığı Judeks tipine, asıl şeklini ve karakterini, filmleriyle Feuillade verdi. (Gerçi, hal kı n ahlakını bozduğu gerekçesiyle, Judeks'in iyi kalpli, davra nışları zayıfları korumaya yönelmiş bir kişi olmasını isteyen o zamanki Fransız İçişleri Bakanının da bu işte yardımı olmadı değil...) 1934'te yeniden çevrilen Judeks filmlerinden sonra, 1964' de, Georges Franju, aynı kahramanı bir kez daha ortaya çıkardı. Franju, 1948 - 1958 arası yaptığı filmler le adını usta bir belge filmci olarak duyurmuş, 1958'den itibaren de, «La Tete Cantre les Murs:., «L es Yeux Sans Visagel), Mauriac uyarlaması cTherese Desqueyrouxl) gibi konulu filmleriyle bir hayli ilgi çekmiş bir yönetmendir. (Bu filmierin hiçbiri bizde gösterilmedi). Franju, 50 yıl sonra Judeks'i yeniden piyasaya çıkarmakla, bir yandan pek sevdiği «kara mizahl) türünde bir film yapmak isterken, bir yandan da Fransız sinemasımn Griffith'i sayılan Feuillade'ı an mak istemiş anlaşılan... Franjiı, filmini yeni sinemadan tama men habersizce çevirmiş ... Sinema dili, kurgusu, salınelerin ya vaşça karararak, bazen de, bir zamanların filmierindeki gibi, 4:Peki, bu arada dedektif Coquentin ne olmuştu? Şimdi de onu görelim ...l) cinsinden yazılarla, birbirine bağlanması Franju'nun modern sinemayı bilmemesinden değil, Feuillade ustasının anı sına saygılı bir imada bulunmak istemesinden doğuyor. Franju, özellikle ince bir mizahın kendini duyurduğu sahnelerde kişili ğini gösteriyor. Ne yazık ki, ilk yarıda tutturduğu o nefis tem poyu, filmin sonuna kadar götürememiş. Sonuç olarak, ilginç yönleri olan, bir yarım - başarı... Fantomaların, Arsen Lüpen' lerin cirit attığı yüzyıl başı Paris'inin havasını duyurmakta ise, çoğu zaman, Andre Hunnebelle'in hoplamak, zıplamalı, moto sikletli,