Türkmen Boylarinin Geçmişi, Yayilişi, Bugünkü Durumu Ve Geleceği
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
1 TÜRKMEN BOYLARININ GEÇMİŞİ, YAYILIŞI, BUGÜNKÜ DURUMU VE GELECEĞİ Prof. Dr. Soltanğa ATANİYAZOV Türkmenistan Bilim ve Teknik Yüksek Kurulu. ÖZET Dünya milletlerinin önemli bir kısmı, tarihlerinin belli bir döneminde boy ve uruğlara bölünme sürecini yaşamışlardır. İktisadî, sosyal şartlar nedeniyle bu bölünme bazı toplu- luklarda ve bu arada göçebe hayatı yaşayan Kazak, Kırgız, Başkırt, Türkmen gibi Türk topluluklarında uzun süre muhafaza edilmiştir. Bu topluluklar arasında Türkmenler’in boy ve uruğları Kaşgarlı Mahmut, Mübarek Şah, Reşidüddin, Yazıcıoğlu, Salar Baba Harıdarı, Ebulgazi gibi kadîm âlimlerin eserlerinde yer almıştır. Bu âlimlerin eserlerinde, Türkmen boylarının çeşitli devirlerdeki durumları ve yaşadıkları değişiklikler incelenmiş; boy ve uruğların büyüklü-küçüklü topluluklarına ait bilgiler verilmiştir. Ayrıca bu tarihî kaynaklarda, Kaşgarlı Mahmut tarafından sıralanan Türkmen boylarının bünyesinde Moğol saldırılarından sonra ortaya çıkan değişiklikler ve bu meyanda pek çoğunun komşu ülkelere kaçması, kalanların ise başka topluluklarla birleşerek Teke, Yomut, Göklen, Ersarı, Sarık, Sakar, Alili, Olam, Surhı gibi yeni boyları meydana getirmesi hakkında dikkate değer bilgiler veriliyor. Oğuz boylarına dayanan yeni Türkmen boyları, Türkmen halkının meydana getirdiği sosyolojik kollardır. Kadîmden gelen bu geleneği yaşlı kuşaklar günümüze kadar yaşatmışlardır. Ancak genç nesil için boy-uruğ meselesi önemini gittikçe yitirmektedir. Tarihî gerekliliğin bir ürünü olan bu bölünmeyi ortaya çıkaran şartlar bugün ortadan kalkmıştır. Bu yüzden artık XX. asırda boy-uruğ oluşumlarına rastlanmıyor. Ancak eski- den gelmekte olan gelenek hükmünde bazı şive özgünlükleri, mimari ve ekonomide kullanılan araç-gereçler, giyim-kuşam, halı dokuma, süsleme-işleme, yemek kültürü, gelenek-görenek gibi farklılıklar korunmaktadır. Türkmenistan’ın bağımsızlığını kazanmasıyla birlikte okullarda edebî dilde eğitim- öğrethm verilmesi, gazete-dergi ve kitapların edebî dilde yazılması, radyo-TV ve görsel sanatlarda edebî dilin kullanılması ve bu arada halk arasında karşılıklı ilişkilerin artması, esasında özde bir olan Türkmen boyları arasındaki şive, kültür gibi maddî- manevî farklılıkların giderek azalmasına sebep olmaktadır. Bu mühim meseleye, yani Türkmen boylarını bir bütün, halk ve millî bir devlet etrafında birleştirmek gibi gerekli bir ideale, Türkmenistan devlet başkanı Saparmırat Türkmenbaşı ve Türkmenistan Hükümeti büyük önem vermektedir. Böyle bir çaba net- icesinde son yedi yıl içinde, hangi boya veya uruğa mensup olursa olsun, her Türkmen’in kendi halkına ve halkının zengin tarihine duyduğu gurur ve sevgi artmıştır. Böylece Türkmen halkı diğer kardeş Türk topluluklarıyla birlikte, dünya medeniyetinin aydınlık geleceğine doğru emin adımlarla yürümektedir. Anahtar Kelimeler: Oğuz, Halk, Boy, Bölüm, Uruğ, Tîre, Türkmen. bilig-10/Yaz’99 2 GİRİŞ Bunlardan “Az” (Asa,Yasa), “Karlık”, “Oğuz”, “Çik” (Çiğ) gibi isimler, Türkmen boy Dünyadaki insan topluluklarının önemli bir ve uruğlarının adı olarak da kullanılmışlardır. kısmının, tarihlerinin belli dönemlerinde boy Bu durum Türk topluluklarının ve bu çerçevede veya uruğlara bölünmüş bir şekilde yaşadıkları Türkmenlerin en eski dönemlerde de boy ve bilinmektedir. Türk topluluklarından Tatar ve uruğlara bölünmüş olduklarına işaret etmektedir. Uygur gibi topluluklarda böylesi bir bölünüş, Bu makalede boy(tayfa), uruğ, tîre, gibi çok eski dönemlerde görünmesine rağmen daha etnografik terimlerin sıkça kullanılması sebebi- sonraları bu gelenek zamanla unutulmaya yüz yle bunların sosyal yapılanmadaki yerlerini ve tutmuştur. Bunun yanında göçebe hayatı yaşayan anlamlarını göstermek gerekiyor. Bilindiği üzere veya hayvancılıkla ziraati birlikte yürüten Kazak, boy ve uruğlar halinde yaşayan toplulukların Karakalpak, Kırgız ve Türkmenlerde boylara- hepsinde boylar uruğlara, uruğlar da tîrelere uruğlara bölünme geleneği, günümüze kadar bölünmekte; daha açık belirtmek gerekirse, devam etmiştir. yukarıdan aşağıya doğru sıralanan çok halkalı bir zincir meydana getirmektedirler (Türkmen Türkmen boyları konusunda daha tafsilâtlı boylarının bazılarında bu zincirin halkaları 10’a bir şekilde bahsetmek gerekirse, şunları söyle- kadar uzayıp gitmektedir). Türk topluluklarının mek mümkündür: XIII. asrın ilk çeyreğinin hiçbirisinde bu halkaların her biri (mesela sonlarında bugünkü Türkmenistan coğrafyası 1.halka, 2.halka, 5.halka) için başlı başına özel Cengiz Han’ın orduları tarafından istila bir terim kullanılmamıştır. Bunun için Türkmen edilmişti. Marı (Merv), Ürgenç (Eski Ürgenç), dilinde ve onun şîvelerinde karşılaşılan “halk”, Lebap ve Ahal vilâyetlerindeki medeniyet “il”, “tayfa”, “uruğ”, “kök”, “kovum”, “kabile”, merkezleri yerle bir edilerek bu ülkenin bir “aymak / oymak”, “oba”, “bölük”, “bölüm”, bölümünü Buhara Emirliği, diğer bölümünü “gandüşer”, “küde”, “depe”, “desse”, “lakam”, Hive Hanlığı, Ahal ve batı taraflarını da İran “top”, “birata”, “topar”, “tîre” ve benzeri gibi şahları ellerine geçirmişti. “Bölüştür-hüküm çok sayıdaki terimler, bu toplulukların sadece sür” (Böl-yönet) şeklindeki koloniyâl hareketle birisini değil, pek çoğunu da ifade etmek için bu hanlıklar, Türkmen halkının küçük boylara- kullanılıyordu. Ancak ilmî çalışmalarda bu zin- cirin bütün halkalarını olmasa da belirli temel uruğlara bölünmesine zemin hazırlamayı, hatta topluluklarını özel terimler ile ifade etmek gereki- bir Türkmen boyunu bir diğerine veya birkaçına yor. Bu yüzden biz, günümüzde bağımsız Türk karşı kullanmayı devlet siyaseti haline getird- devletlerinin asıl halkını teşkil eden Türkmen, iler. Bu durum, Türkmen boylarının mensup Özbek, Kazak, Karakalpak gibi toplulukları oldukları boylara daha çok bağlanmalarına ve halk, bu halkların sayıca büyük nüfuzlu bölüm- bir tehlike esnasında kendilerine hangi boyun lerini (mesela Oğuzlar’ın / Türkmenler’in 24 yardımcı olacağını daha yakından tanımalarına boyunu) “boy / tayfa” terimi ile göstermeye sebep olmuştu. Neticede Türkmenler’in boy ve çalıştık. Türkmen boyları çoğunlukla 2-3, uruğlara bölünme süreci uzunca bir zaman devam bazen 4, hatta 5 büyük bölüme ayrılmışlardır. etmiş ve sosyal gelenek bu asrın başlarında daha Meselâ Tekeler “Utamış”-”Toğtamış (2 bölüm), da yaygınlaşmıştır (Ataniyazov, 1994). Yemreliler “Gumlu”-”Dağlı” (2 bölüm), Yo- mutlar”Bayramşahlı”-”Atabay” “Cafarbay” (3 Türkçe konuşan toplulukların VII-VIII. bölüm), Ersarılar “Uludepe”- “Güneş”- “Gara”- asırlarda boylara ve uruğlara bölündükleri bil- “Bekevül” (4 bölüm), Çovdurlar “Garaçovdur”- inmektedir. Orhun Yenisey’de ele geçen en “Abdal”- “İğdir”- “Bozacı”- “Buruncık” (5 eski Türkçe kitâbede “Az”, “Basmıl”, “Karlık”, bölüm). “Üç Karlık”, “Kırgız”, “Oğuz”, “Dokuz Oğuz”, Ebulgazi devrinde Özbekler’de boydan “Tabgaç”, “Tangut”, “Türkeş”, “Uygur”, “On küçük, ancak uruğdan büyük olan bu topluluklar Uygur”, “Çik”(Çiğ) gibi Türk kavmine men- “tüpe” sözüyle ifade ediliyordu (Mitt,I,1939). sup isimlendirmeler ile karşılaşılması bu tarihi Bu terim Ersarılar’ın “Ulu- tepe” bölümünün olguyu ortaya koymaktadır (Malov, 1959). adında muhafaza edilmiştir. Biz çalışmamızda boyun bu bilig-10/Yaz’99 3 büyük kısımlarını “bölüm” terimi ile karşıladık. bizzat kendisi de sıralamada ilk yeri “Kınık”lılara Bölümler de kendi aralarında birkaç parçadan verdiğini, çünkü devrinde hakanların bu boydan ibarettir. Biz, bunlara da “uruğ” dedik. Uruğ’un çıktığını vurguluyor (Kaşgarlı,I, 1992). alt gruplarını ise “tîre” şeklindeki umumî bir sözle Kaşgarlı’dan sonra Oğuz boylarının adlandırdık. Demek ki: “1-Halk, 2-Boy(tayfa), sıralamasını yapan müelliflerin eserlerinde bu 3-Bölüm, 4-Uruğ, 5-, 6-, 7-, 8-Tîredir.” sıralamanın temelde değiştirildiği göze çarpıyor. Meselâ Kaşgarlı’da ilk yeri tutan “Kınıklar”, TARİHÎ KAYNAKLARDA Reşidüddin’in ve onun çalışmasından yarar- lanan müelliflerin sıralamalarında en sonuncu, OĞUZ BOYLARI yani 24. yere düşüyor. Bu durumu diğer boy- larda da görmek mümkündür (Aşağıda sunulan Türk topluluklarının özellikle de Oğuzların / karşılaştırma tablosuna bakınız). Türkmenlerin boylara bölünme hâdisesi kadîm Demek oluyor ki, Kaşgarlı’nın sıralamasında bilginlerin de dikkatini çekmişti. Meselâ büyük bazı boylar Reşidüddin’in ve diğerlerinin devrinde dil âlimi Kaşgarlı Mahmud “Divân-ı Lügat- çeşitli sebeplerle önceki durumlarını değiştirerek it Türk” adlı muhteşem eserinde, “Oğuzlar, alt yerlere düşerlerken, “Kayı”, “Tüver / Düver Türkmenlerdir.” şeklinde yazdıktan sonra / Döğer” , “Yazır” gibi boylar daha sonraları üst onların 22 boyunu saymış ayrıca bu boyların yerlere çıkmışlardır. tağma(damga)larını göstermiş; sıralamanın ardından da “Herkesçe bilinmesi gerekli olduğu Aşağıda Oğuz boylarının Kaşgarlı’da, için bu boyların hepsini yazdım.” (Kaşgarlı,I, Fahreddin Mübarekşah’ta (Sümer, 1992), 1992) demiştir. Reşidüddin’de (Sümer,1992),Yazıcıoğlu’nda (Sümer, 1992), Salar Baba’da (Harıdarı, Kaşgarlı bu çalışmasında Oğuzların 22 boy- 1994), Ebulgazi’de (Ebulgazi, 1958) yer alan unu sıralamış olsa da, aslında bu boyların sayısı sıralamaların karşılaştırmalı tablosunu sunuyoruz. 24’tür. Divân’ın üçüncü cildinde Kaşgarlı bu konuda, “Türkmenler aslında 24 kabîledir” Bu karşılaştırma tablosu dikkatlice demektedir (Kaşgarlı, I, 1992). Kaşgarlı burada incelendiğinde, Oğuz / Türkmen boylarının güç ve nüfuzlarının çeşitli devirlerde belirli bir düzende konar-göçer Türkmen olan Halaç ve Karlık adlı olmadığını, bazı boyların önceki durumlarını iki boyu, Oğuzlardan ayrılmış oldukları için daha sonra kaybettiklerini, bazılarının ise tam sıralamaya dahil etmemiştir. tersine yukarı sıralara yükseldiğini görmek müm- Bize