Ortadoğu Savaşı

Ekim 2014 / Sayı: 60 www.gercekgazetesi.net Devrimci İşçi Partisi’nin merkezi yayın organıdır. [email protected] Fiyatı: 1 TL

Tehlike büyük, ama gücümüz de büyük!

Türkiye’nin başına bela olmuş olan Tay- yip Erdoğan’lı AKP iktidarı, yeni bir döneme- cin eşiğine gelmiş bulunuyor. DAİŞ (IŞİD) denen “ÇAPULCU” Frankeştayn’ın yarattığı kargaşada, Esad’ı devirmek amacıyla emperyalist dünya düzeninden Suriye’ye savaş açma iznini koparmaya çalışıyor! Türkiye bir savaşın eşiğine geldi. Amaç Suriye’de Tayyip Erdoğan’ın Rabia işaretine uygun ilk Sünni iktidarı kurup mezhep fitneciliğine Ortadoğu çapında devam etmek. Yani bir Sünni-Şii savaşıyla yangını bütün Ortadoğu’ya yayacaklar! Kobani’nin başında dolaşan bela da bununla ilgi- İLE “VANDAL”I li. AKP hükümeti DAİŞ’i kışkırtarak bütün dünya- ya ve Kürtlere “tampon bölge”nin ne kadar gerekli olduğunu kanıtlamaya çalışıyor. Bu tehlikenin kar- şısında kim savaşıyor? Kürt halkı! Dün Şengal’de, bugün Kobani’de. Türkiye içinde Hizbullah’la kim mücadele ediyor? Kürt halkı. Bugün, Kurban Bayramı’nın son gününden bu yana AKP ile kim mücadele ediyor? Kürt halkı. “AYAK TAKIMI” Gezi ile başlayan halk isyanının “çapulcu”ları bunu göremiyor. Kürt halkına destek olmadılar. Oysa burada anlatılan sizin hikâyenizdir. Heykel- lerle sınırlamayalım ufkumuzu. Hayata bakalım. Atatürk’ü önemseyebilirsiniz. Ama onun eserinin la- iklik olduğuna inanıyorsanız, bugün Ortadoğu’da ve Türkiye’de laikliği Kürt halkının savunmakta oldu- BİRLEŞTİRECEK! ğunu görmelisiniz. DAİŞ (IŞİD), Tayyip Erdoğan’ın bizi inandırmaya çalıştığı gibi Türkiye dışında değil. Kapılarımızın altından, pencerelerimizin pervazın- dan sızmaya çoktan başladı. Yoksul mahallelerde uyuşturucu çukuruna düşmüş yoksul gençlerimize bir gelecek vaat ediyor! DAİŞ sadece Kobani’nin başına bela değil. İşçiler, emekçiler, Aleviler, ka- dınlar, aydınlar, gençler, uyanın! Bugün Kobani’dir, yarın Türkiye sırada! Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin Sünni-Şii savaşı politikası devam ettikçe bu batak- lıkta büyüyecektir tehlike! Tehlike büyük, ama gücümüz de büyük. Türkiye bir yıl içinde iki defa halk isyanı ile sarsıldı. Önce ’da, ’da, ’da, Antalya’da, Armutlu’da. Sonra Diyarbakır’da, ’te, ’de, Hakkâri’de. İki halkın mücadelesi birle- şirse, her şey değişir. Birleştirici güç işçi sınıfı olacaktır. Madenlerde, inşaatlarda, tersanelerde ölen, merdiven altı atölye- lerde, taşeron işinde, örgütsüz işyerlerinde karın tok- luğuna 12 saat ter döken, hakkını aradığında aynen “çapulcu” Türk ya da “vandal” Kürt gibi polisin cop- lu-gazlı saldırısına uğrayan ve yine Tayyip Erdoğan tarafından “ayak takımı” olarak aşağılanan işçiler bir gün ayağa kalktığında bu zalim iktidar ve onun ar- Fabrikalardan DİP heyetinin Serhildan! dından bütün bir sömürü, baskı ve ayrımcılık düzeni devrilecektir. haberler, Toz duman Görev, ufukta görünmeye başlayan o büyük mü- Kobané arasından cadele için hazırlanmaktır. Görev, işçi sınıfının dev- işçi sınıfı

görülebilenler rimci partisini inşa edebilmektir. mücadeleleri izlenimleri 2-3 4-5 8-9 2 Ekim 2014 / Sayı: 60

Tekstil fabrikasında çalışma şartları Amerika’ya ihracatla övünmek değil, mesailerin ücreti ödenmiyor. Diğer birçok fabrikada işçiler haftalık ça- insanca bir ücret istiyoruz! lışma süresini aştıkları zaman mesai Eylül ayında, Türk Metal söz- ücretleri maaşlarına yansır. leşme taslağı yayımlandı. Ama şu Mesai ücretlerimizi alamadığımız an fabrikada sözleşmenin ne talep- gibi çalışırken de sürekli olarak ka- ler içerdiğini bilen yok. Geçen ay meralardan izlendiğimiz hususunda bir sendika temsilcisi bize geldi. şefler tarafından uyarılıyoruz. Kimi Ayak üstü bize sözleşmeyi anlat- maya kalktı. Zamdan daha çok 29 zaman şef kendisi başımızda dikilip 13 yıldır aynı tekstil fabrikasın- Ekim’de Cumhuriyet altını veril- ellerini kavuşturup makineyi seyre- da çalışıyorum. Doğru dürüst zam mesi ve iş kazası olmadığında işçi- der. Şef de patronun adamı. İstiyor ki alamadığımız gibi normalde olması lere verilecek ikramiye konuşuldu. Molalar 10 dakika. Seçimler gelin- makine hiç durmasın. Lavaboya bile gerekenden daha fazla mesaiye ka- Bunların hepsi göz boyama. Gerçek ce delege olmak için yanımızdan göndermiyorlardı. Sonuçta kadın iş- lıyoruz. Cumartesi günleri bile tam talepleri gölgelemek için kullanılan ayrılmayan Türk Metal temsilcile- çiyiz, ancak şefi kollayıp ortalıkta gün çalışıyorduk. İşçi arkadaşlardan şeyler bu. Kaldı ki, Amerika’ya ihra- rini, sözleşme döneminde görmek olmadığında lavaboya gidebiliyoruz. bazıları dava açtı da cumartesi me- cat başladı. Biz, sırf bu Amerika’ya büyük mesele. Türk Metal’deki sen- sailerimiz yarım güne indi. Zorunlu Ankara’dan bir tekstil işçisi ihracat için haftada en az 3 gece dikacılar sözleşme döneminde zam mesaiye kalıyoruz. Aldığımız maaş oranlarını da mesai ücretlerini de 1090 lirayı geçmiyor, mesailerle anlatmaktan kaçmayı iyi biliyorlar. birlikte ancak 1500 lirayı buluyor. Halbuki fabrikadaki sorunlar sade- Savaş İstemiyoruz Ama patronlarımız, Amerika’ya ce bunlarla sınırlı değildir. Tofaş’ta araba satıyoruz diye övünüyor. yemekler kötü çıkıyor. Doyurucu Birkaç haftadır hem ülkede hem Sözleşmeyi görmek istediğimizde, değil. Amerika’ya ihracat yaptığı de çalıştığımız fabrikada işçilerin en temsilcinin odasında detaylı yazıyor için övünenler, doğru dürüst yemek önemli gündemlerinden birisi hü- diyorlar. Sanki bizim çok vaktimiz çıkarmaktan bile acizler. kumetin çıkarttığı savaş tezkeresi. var gibi, odaya yönlendiriyorlar. Bursa Tofaş’tan bir işçi Kimi arkadaşımız destek veriyor bu tezkereye. Birçoğu ise tezkerenin ne anlama geldiğini bilmiyor. Destek Mesai ücretlerimizi gasp ettirmemeyekararlıyız! verenlerin de bildikleri şüpheli. müzdeki 29 Ekim için de mesaiye Sohbet ortamlarında konuşurken Tüm bu gerçeklere rağmen savaşı kalacağımız söylendi. Şimdiden bir savaşın biz işçiler için hiç iyi sonuç- destekleyen işçi arkadaşlarımız var. grup arkadaşla bir araya gelip çift lar getirmeyeceği konusunda hem Konuştukça azalsa da yine de var... fikir oluyoruz. Savaşın bütçesinin mesai vermemeleri halinde bay- oluşturulabilmesi için daha çok ça- Galiba suç biraz da bizde. Savaş- ramda işe gelmeyeceğimiz yolunda lışacağımızı ve daha az ücret alaca- ların patronların çıkarına olduğunu konuşmalar yaptık. Ne kadar çok ğımızı herkes biliyor. Savaşın bize tam olarak anlatamıyoruz sanırım. arkadaşımızı yanımıza çekebilirsek Bize çok iş düşüyor. İşçi sınıfını sa- bir şey kazandırmayacağı, bilakis Çalıştığım tekstil fabrikasında gücümüz o kadar artar ve patronla- vaş konusunda aydınlatamazsak, sa- çoğumuzun canını alacağı gerçeği geçtiğimiz 30 Ağustos resmi tatil ra isteklerimizi kabul ettirebiliriz. vaş bizim emeğimizle ve bizim kanı- üzerinde de herkes hem fikir. Lakin olmasına rağmen çalıştırıldık. Me- Diğer işçileri de kendi iş yerlerinde, ne oluyorsa televizyonların başına mızla kapımızı çalacak... saiye bırakılmadan önce çift mesai fabrikalarda bu ve bunun gibi hak- geçince ya da ırkçı-gerici birtakım Manisa Organize Sanayiden almayacağımızı bilmiyorduk. Ancak sızlıklara karşı çıkıp patronlara karşı fikirlerle beyinler kirlenince oluyor. Bir İşçi maaş bordrolarımızı görünce mesai birlik olmaya çağırıyoruz. Çocuklarımızla doyasıya vakit ücreti almadığımızı öğrendik. Önü- Ankara’dan bir tekstil işçisi geçirebileceğimiz bir dünya istiyoruz Düzce’den Gebze’ye, direniş sürüyor! Ben Çorlu’da çalışan bir tekstil iş- zin cenazeniz, bir yakınınızın düğünü, çisiyim. Tekstilde bilirsiniz daha çok özel başka bir durumunuz olursa izin kadın işçiler çalışır. Ben de onlardan almak için bin takla atmanız gerek. biriyim. Tuvalete bile izinle gidiyoruz Bazen izin alacağıma gitmem daha iyi iş yerinde. İçimizden biri tuvalete gi- dedirtecek hale getiriyorlar insanı. decekse, kartımızı güvenlikten alıyo- Eve gelince kadının mesaisi bitmi- ruz ve kart basıp öyle gidiyoruz. Eğer yor biliyorsunuz. Evimiz kira. İki kı- fazlaca tuvalette kalırsanız ustabaşı zım var. Biri üniversiteye hazırlanıyor. hemen gelip sizi uyarıyor. Çalışmayınca geçinmek zor. Yemekti Hamileyseniz özel bir muamele bulaşıktı ben nasılsınız diyemeden ço- görmüyorsunuz. Zaten işe girmeden cuklarım uyuyor zaten. Bu arada en önce yakın bir zamanda hamile kal- çok onlarla vakit geçiremediğim için mayı planlayıp planlamadığımız bile üzülüyorum. Çocuklarımın en güzel soruluyor. çağlarında beraber olamıyorum. Gebze ve Düzce’de fabrika önün- yaç var mı” diye soruyor. Direniyor Bazen kendimi makine gibi his- Uzun saatler çalışma yasaklansa da deki direnişimiz 200. gününe yakla- olmanın verdiği gurura, bu destekle- sediyorum insan olduğumu bile unu- rahat rahat çalışsak. İşçilerin makine şıyor. Bu zaman boyunca, dışarıdan rin mutluluğu ekleniyor. İnanıyoruz, tuyorum. Pazar günleri, hafta araları gibi olmadığı, çocuklarıyla doyasıya ve fabrika içinden destek hiç eksik patronu dize getirip kazanacağız! işin yoğun olduğu günlerde mesaiye geçirebilecekleri zamanlarının olduğu olmadı. Fabrika içindeki arkadaşla- Sendikayı M&T Reklam fabrikaları- kalıyoruz. Zam zamanı yüzünü bile ve kirada yaşamak zorunda kalmadık- rımız molalarda ve mesai bitişlerin- na sokacağız! görmediğimiz patronlar, mesai za- ları bir dünya olsa keşke. de, kayıttaki güvenlik kameralarına Düzce-Gebze’den manları fabrikadan ayrılmıyorlar. Si- Çorlu’dan bir tekstil işçisi rağmen gelip “keyifler nasıl, bir ihti- M&T Reklam işçileri Ekim 2014 / Sayı: 60 3 Dora Otel’de işçi kıyımına karşı eylem Alevi derneklerinden Ankara’da miting Akseloğlu, daha önce otelde iş durdur- ma yaptıklarını, bunun sonucu olarak işten çıkarılması düşünülen işçilerin işe devam ettiğini söyledi. İş durdurma sonucu sen- dikayı tanıyacağını söyleyen, “elbet sen- dikaya karşı değiliz” diyen yönetimin şimdi işçileri işten çıkardığını söyledi. Sendikalı- sendikasız, Dora Otel’de işçi kıyımı yaşan- dığını belirten Akseloğlu, açıklamayı şöyle bitirdi: “Dora Otel işverenine bir kez daha İstanbul Dolapdere’de bulunan Dora sesleniyoruz, işten atılan arkadaşlarımız Otel’de bayram süresi boyunca 13 işçi işten işe geri alınsın, anayasal bir hak olan sendi- atılmıştı. Tüm Emek Sen, örgütlenme mü- ka hakkımız kabul edilsin”. cadelesi verdiği otel önünde 5 Ekim’de bir İşten atılan Tüm Emek Sen üyesi Salih 12 Ekim Pazar günü Alevi Kültür Der- mitingde düzenleyici kurumlar adına ya- basın açıklaması yaptı. Otel önüne desteğe Sözüdoğru ve Muhammed Uysal, servis bö- nekleri ve Hacı Bektaş Veli Anadolu Kül- pılan konuşmaların yanı sıra Avrupa Alevi gelen sendika üyeleri ve çeşitli siyasi yapılar lümünde çalıştıklarını, sendikal faaliyetlerini tarafından eylem boyunca sık sık “Dora iş- açıktan yürüttüklerini, yönetimin mezhep ay- tür Vakfı tarafından Ankara’da bir miting Birlikleri Federasyonu adına da bir konuş- çisi yalnız değildir, atılan işçiler geri alınsın, rımına kadar ileri gittiğini, her türlü baskı ve düzenlendi. Eğitimde hak ihlallerine karşı ma gerçekleştirildi. Konuşmalar esnasında işçilerin birliği sermayeyi yenecek, sendika mobbinge maruz kaldıklarını söyledi. İşten ve zorunlu din derslerinin kaldırılması ta- pek çok kez Kobane’de IBSİD’e karşı di- haktır engellenemez” sloganları atıldı. Basın atıldıktan sonra patronun dışarıdan işçi ve lebiyle düzenlenen mitingde Alevilerin ya- renen Kürt halkının mücadelesine destek açıklamasını sendika genel sekreteri İbrahim stajyer getirttiğini ifade eden işçiler işe iade- şadığı diğer birçok problem konu edildiği mesajları verildi, Türkiye’de de protesto Akseloğlu okudu. lerini talep ettiklerini söylediler. gibi hükümetin Ortadoğu politikalarından gösterilerini bastırmak amacıyla uygula- Alevilerin duyduğu rahatsızlık da dile ge- nan polis ve asker şiddeti ile Hizbullah ve tirildi. başka çetelerin saldırılarına karşı dayanış- Özgürlük mü dediniz? Sıhhiye Meydanı’nda gerçekleştirilen ma çağrıları yapıldı. Bilindiği üzere Milli Eğitim Bakanlığı sonrasında da özgür iradeden ziyade aile ve ele alınıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın mak gerekir ki bu din, sadece inanılmak öğrencilerin kılık ve kıyafetine dair yönet- sosyal çevre baskısıyla takıldığı bir gerçek. karar ve danışma organı olan Din İşleri ve hürmet gösterilmek için değil, emir ve melikte “küçük” bir değişiklik yaptı. Buna Nitekim Cumhuriyet gazetesinin 26 Ey- Yüksek Kurulu üyesi Prof. Dr. Hilmi Karslı yasaklarıyla amel edilmek için gelmiştir. göre imam-hatip ortaokulu ve liselerinde … Bir toplumda dini sadece kabullenmekle tüm derslerde, diğer okullarda ise seçmeli yetinenlerin­ sayısı çoğalıyorsa bu, o top- Kur’an-ı Kerim dersinde kız öğrencilerin lumda dini hayatın çöküşe geçtiği anlamına başlarını örterek derse girmeleri serbest gelir” tespitini yapıyor. Kısacası bu maka- bırakıldı. Bu tip ufak değişikliklerin uy- leden türban özgürlüğünden ziyade türban gulamada her zaman daha büyük karşılık zorunluluğu anlayışı ortaya çıkıyor. Eğitim bulduğu bir gerçek. Bu serbestlik elbette ki Bir Sen’in karma eğitim karşıtı demeçleri, imam-hatip okullarıyla ve seçmeli din ders- Tayyip Erdoğan’ın da zorunlu din derslerini leriyle sınırlı kalmadı. Zaten fiili olarak “gençler ateist, terörist, uyuşturucu bağım- liselerin çoğunda öğrenciler uzun süredir lısı mı olsun” düzleminde savunması, her başları kapalı derslere girmekteydi. Şimdi fırsatta dindar nesil yetiştirmek gayesinde ise ortaokuldan yani 5. sınıftan itibaren öğ- olduklarını söylemesi aynı anlayışın ifade- renciler başlarını kapatmakta. leridir. Bu konu özgürlükler çerçevesinde tar- Bugün okullarda türban serbestliği; tışıladursun, aynı yönetmelik öğrencilerin diğer her şeyin yasak olarak kalmasıyla, saçlarını boyamalarını, dövme veya makyaj imam-hatip okullarının muazzam artışıy- yapmalarını, piercing takmalarını da yasak- la, sayıları artan seçmeli din dersleriyle ve lamakta. Mesele özgürlükse, okulları biraz bu derslerin zorunluluk haline getirilerek gözlemlemeye fırsatı olanlar veya o yaşları- seçtirilmesiyle, eğitimde problemler diz nı hatırlayanlar da bilirler ki dövme, makyaj boyu iken sadece bu alanlarda değişiklik yapmak, piercing takmak, türbana nazaran lül tarihli haberine göre, Diyanet’in dergi- bu makalesinde Müslümanların hayat şart- yapılmasıyla ve iktidarın söylemleriyle ele çok daha büyük oranda (hatta yüzde yüz) sinde yer alan bir makalede, tam da bu tartış- ları bahanesiyle İslami yaşam kurallarını alındığında, açılan bir özgürlük alanından gençlerin özgür iradelerinin sonucudur. malar sürerken, türban dinin bir emri, yeri- yerine getirmediklerinin anlaşılır bir durum çok dindar nesil projesinin zorlaması olarak Türbanın ise özellikle 10-11 yaşlarında ve ne getirilmesi gereken bir zorunluluk olarak olmadığını belirtiyor. “…Ancak unutma- karşımıza çıkıyor. Çorlu’da panel ve Kobanê eylemi “Sarsıntı içinde bir dünyada Türkiye’nin çıkar yolu: işçi sınıfı politikası” işçi sınıfının ortak çıkarla- IŞİD’in baştan beri destekçisi konu- Saat 17:00’de Heykel Meydanı’nda top- rını savunduğunu sözleri- mundaki AKP’nin Ortadoğu’da bir Şii-Sün- lanan platform bileşenleri, “Kobanê halkı ne ekleyen Savran, barış ni çatışmasını kışkırtarak Esad’ı devirme- yalnız değildir, Yaşasın hakların kardeşliği” ve kardeşliğin işçilerin yi amaçladığına ve bu mezhepçi politika ortak pankartıyla Çorlu Belediyesi önüne iktidarı hedeflemeleriyle sonucunda yaşanacak ölümlere dikkat yürüdü. mümkün olduğunu söyle- çekti. Savaşlarda ölecek olanların Koç’un, Burada DİP Genel Başkanı Sungur Sav- di. İşçi ölümlerinin, Türki- Sabancı’nın çocukları değil, işçi ve emekçi ran bir konuşma yaptı. Konuşmanın ardın- ye’deki ekonomik büyüme ailelerin çocukları olacağını belirtti. dan ortak basın açıklaması metni okunarak ile arttığını, taşeron siste- Başarıya ulaşamamış dünya üzerinde- eylem sona erdi. miyle katlanarak devam ki mücadelelerin temel eksiğinin işçi sınıfı Eylemde “ katil IŞİD Ortadoğu’dan defol”, ettiğini belirtti. Soma’da, merkezli bir politika ve önderlik sorunu ol- “IŞİD vuruyor, AKP koruyor”, “Kobane’de Torunlar İnşaat’ın şanti- duğunu, Türkiye’de, Ortadoğu’da ve dünya düşene, dövüşene bin selam”, “Yaşasın yesinde ölen işçilerin katili çapında bu sarsıntıların son bulmasının devrimci dayanışma”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Bijî berxwedana Kobane” slogan- 12 Eylül Pazar günü işçi havzası ile Gezi ile başlayan halk ancak işçi sınıfı iktidarıyla mümkün olabi- ları atıldı. Çorlu’da Türkiye’nin ve dünyanın içinden isyanında ve bugün Kobanê ile dayanışma leceğini belirterek, görevimizin amacıyla yapılan eylemlerde öldürülenlerin hedefi işçi sınıfı mücadelesi geçmekte olduğu sarsıntılı günler ve çıkar katilinin aynı olduğunu ifade etti. Bu düze- olan partilerde örgütlenmek ve yolları tartışıldı. Metalden tekstile, deriden nin ve onun siyasi temsilcilerinin emekçi ve sendikaları güçlendirmek oldu- kimyaya farklı sektörlerden işçilerin katıldığı ezilen halka düşman karakterini örneklerle ğunu söyledi. Sözlerine Ernesto panelde DİP Genel Başkanı Sungur Savran ortaya koydu. Che Guevara’nın “bir devrimci konuşmacı olarak yer aldı. Tunus ve Mısır’da onlarca yıllık dikta- başkasına atılan tokadı, kendi Yoldaşımız konuşmasında; Türkiye’nin törlerin birkaç hafta içinde devrilmesini, Yu- yüzünde hissedendir” sözüyle içinden geçmekte olduğu durumu dünya ça- nanistan ve İspanya’da günlerce meydan- son verdi. İkinci bölümde ise pında olanları unutarak değerlendirmemizin ları zapteden hareketleri, kapitalizmin kalbi soru cevap ve katkılarla sözü mümkün olmadığına ve dünyada ekonomik ABD’de Wall Street’i işgal ile başlayan %99 emekçiler aldı. Panel DİP’in de kriz ile beraber yükselen işsizliğe, sınıf mü- hareketini, bu topraklarda Gezi ile başlayan içinde yer aldığı Kobanê ile Da- cadelelerine ve faşizme dikkat çekti. halk isyanını ve ardından gelen Brezilya’da- yanışma Platformu tarafından Devrimci İşçi Partisi’nin enternasyonalist ki isyanı anlatarak dünya çapında mücadele düzenlenecek eyleme katılım bir parti olduğunu ve dünya üzerindeki tüm dinamiği açısından sürekliliğine dikkat çekti. çağrısı ile sona erdi. 4 Ekim 2014 / Sayı: 60 DİP heyetinin Kobanê izlenimleri Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) organize ettiği bir eylemle, İstanbul’dan bini aşkın insan, 24-27 Eylül günleri arasında Suruç’a hem sınırda nöbet tutmaya hem de bölge halkıyla dayanışmaya gitti. Devrimci İşçi Partisi de enternasyonalist dayanışmasını ifade etmek için bu organizasyona katılma kararı almış ve üç militanını bölgeye göndermişti. Aşağıda sizlerle DİP heyetinin Kobanê izlenimlerini paylaşıyoruz.

Sınırlardaki mayın tarlalarının yerlerinde bir gün çocukların koşup oynayabileceği sebze ve meyve tarlaları olması dileğiyle...

Sınır yolunda bini aşkın insan TOMA’lar ve çevik polis ekipleriyle leniyor, nöbet tutanlardan 40 yaşlarında hava birden bire değişiyor. Kobanê’nin Öğlen saatlerinde yola çıktığımızdan korunuyor. Korunuyor çünkü oraya ait bir erkek Kürtçe “Yeter artık! İnsanları- kardeşlerini karşılamaya gelen YPG ve beri İstanbul Valiliği’nin ve polisin onca değiller! İlçe merkezinden yavaşça çıkıp mızı hep katlediyorlar, hepimiz toplana- YPJ komutanları, gerillaları Kürt hal- engelleme çabasına rağmen Kurtköy’de köylere doğru yol alsak da zafer işareti lım karakola yürüyelim, öldüreceklerse kının coşkulu sloganları ve zılgıtlarıyla birleşen 20 otobüslük kafile ile Suruç’a, yapan parmaklar bitmiyor! hepimizi öldürsünler!” diye serzenişte havaya kutlama ateşi açıyorlar. Köyün Kobanê sınırına doğru yola çıkıyoruz. Nöbet tutacağımız yere vardığımızda bulunuyor. Sınırda nöbet tutmak, hiçbir içlerine ilerlediğimizde evlerinin önüne Herkes son derece önemli bir yolculuk parti yöneticileri sınırda ne yapılacağı ile şey yapamadan çatışmaları izlemek hal- çıkanlar gelenlere kova kova içme suyu yaptığımızın farkında. Moraller çok yük- ilgili toplantı yapıyorlar. Bir yandan kın büyük bir çoğunluğunda çaresizliğe yetiştirmeye çalışıyorlar. Küçücük ço- sek, sloganlar atılıyor, türküler söyleni- toplantı yapılırken diğer yandan sınırın karşı öfke doğuruyor. Öğlene doğru oto- cukların sıra sıra dizilmiş sokaklara; can- yor. Gecenin ilerleyen saatlerinde artık karşı tarafından şiddetli bir patlama sesi büslerle Mürşitpınar sınır kapısına gi- lı bir şekilde, durmamacasına “Biji berx- yavaş yavaş uyumaya koyulan insanların geliyor. Çok uzak olmayan bir bölgeden dilme kararı alınıyor. Otobüslerden inil- wedana YPG” sloganını atışları herkesi dışında gazete, dergi okuyanlar da var. kara dumanlar yükseliyor. YPG’nin bir dikten sonra halk sınıra doğru yürümeye çok etkiliyor. Kesilmek bilmeyen zafer Bir yoldaşımız Kürt sorunu ile ilgili Ger- tankı yok ettiği söyleniyor. Ara ara ça- başlıyor. Sınır kapısı derken resmi sınır işaretleri burada da karşımıza çıkıyor. çek gazetesinde çıkan bazı yazıları tek- tışma sesleri de yükseliyor karşı taraftan. kapısı değil. Bölge halkı için karşı tarafa Köyün içlerine doğru ilerlediğimizde rardan gözden geçiriyor. Anlaşılan dik- Toplantı sonrasında kararlar açıklanıyor. nereden geçiliyorsa orası bir kapı. Kimi gördüğümüz en net şey Kobanê halkının kat çekmiş ki bir heval gecenin ilerleyen Bulunduğumuz sınırdan devletin yer yer zaman direnişe katılanların mücadele ka- belki de 16 – 17 yaşlarında bir genç ka- saatlerinde yazıları okumak istediğini çetelerin karşı tarafa geçmesine izin ver- pısı, kimi zaman IŞİD’den kaçan bölge dından, 70 yaşındaki dedelere kadar si- belirtiyor. Dakika bir, gol bir! Okuduk- diğini ve buna karşı YPG’nin sınırın bu halkının umut kapısı. lahlanmış olması. Bütünleşmiş bir halkın tarafından yana sıkıntısı olmaması için tan sonra gerek HDP’ye gerekse DBP’ye Binden fazla insan yürüyor sınıra verdiği devrimci bir savaş! Onurlu bir nöbet tutulacağı açıklanıyor. Sınıra bir olan çeşitli eleştirilerimizin düşündürücü doğru, bir tane tank sınırda nöbet bek- şekilde kendi topraklarında yaşama ira- kilometre uzaklıkta ve paralel bir şekilde olduğunu ifade ettikten sonra başlıyoruz liyor 4 askeri ile ancak yanındaki teller, desini gösteren Kobanê halkı şu an son İstanbul’dan gelen 1., 2. ve 3. Bölge ol- yol boyunca sürecek uzun bir sohbete. direkler sökülmüş. Halk aldırış etmeden derecede kötü olan yaşam koşullarına mak üzere dağılıyoruz. Molalarda ortak kurulan sofralarda, içi- geçiyor sınırı. Geçilen bölge aslında ma- rağmen asla geri adım atmayacaklarını, Devrimci İşçi Partisi heyeti olarak nö- len çaylarda sohbetler koyulaşıyor, tanı- yın tarlası ancak karşı tarafa geçmek için zılgıtlarıyla, canlı duruşlarıyla net bir şe- bet tutacağımız bölgeye doğru ilerleyip şıklıklarımız artıyor. tarlanın içinden geçen bir yol var ve halk kilde dosta düşmana gösteriyorlar adeta. bayrağımızı toprağa dikiyoruz. Bizim yürüyor umutlarıyla, sloganlarıyla, dire- Köy merkezine gelindiğinde Kürdistan bulunduğumuz bölgeden sınıra bakıldı- nişin ateşiyle yazılmış şarkılarıyla, marş- özgürlük mücadelesinde şehit düşenler Kobanê’ye kucak açan Suruç ğında sol tarafta Türkiye devletinin sınır Suruç’a girmeden önce tüm konvoy larıyla. için saygı duruşunda bulunuluyor, ko- karakolu gözüküyor. Karakolun karşı ta- nuşmalar yapılıyor, Kuzey Kürdistan polis ve askerler tarafından durdurulu- rafında IŞİD’in ele geçirdiği köylerin bu- yor. Tüm otobüsler ve gönüllüler detaylı Kobanê (Türkiye Kürdistan’ı) ile Batı Kürdistan lunduğu söyleniyor. Sağ tarafta ise YPG Yol bittiğinde önümüze şu an kulla- (Rojava) arasındaki sınırın anlamsızlığı- bir şekilde aranıyor. Arama bittikten son- güçlerinin bulunduğu belirtiliyor. Hava nılmayan demiryolunun üzerine çıkmış nın yapılan sınır geçme eylemiyle ortaya ra az ilerideki yeşillik alanda toplanan yavaş yavaş karardıkça bir yandan da coşkulu bir şekilde slogan atan insanlar konulduğu vurgulanıyor. Biz de yapılan kitle büyük bir halayda birleşiyor. Sesi çatışma sesleri artıyor. YPG güçlerinin çıkıyor. Demiryolunu geçtiğimiz gibi tarihi eylemde bulunmanın verdiği enter- en yanık erkekler türkü söylüyorlar, ka- IŞİD tanklarına karşı militanca çarpış- dınlar zılgıt çekiyor. ması bir yana kimi zaman feda eylemleri Suruç sokaklarında yol almaya başlı- yaparak tankları durdurduklarından söz yoruz. Yüzleriyle sokaklara çıkmış Kürt ediliyor. halkı dükkânların ve evlerin önünde za- Hava karardığında karşıda çatışma fer işaretleriyle otobüsleri selamlıyor. sesleri şiddetleniyor. Her ateş sesi geldi- 3 – 4 yaşlarındaki çocuklardan başlaya- ğinde sınırda nöbet tutan halk zifiri ka- rak 70’ine merdiven dayayan erkeği ve ranlıkta karşıya doğru “Biji berxwedana kadınıyla yüzlerce irade! Sadece Suruç Kobanê - YPG - YPJ” sloganları atıyor. halkı değil, Suruç’un misafirleri olan Ertesi gün öğlene doğru toplantı yapılıp Kobanê’liler de kaldıkları evlerin önü- bir gün daha kalma kararı alınıyor. Sabah ne çıkıp selamlıyorlar. Yerleşim sıkın- saatlerinde sınırın karşısında çatışmada tısı çekilse de Kürt halkı beşerli, onarlı yaralanmış bir gerillanın YPG tarafına bir şekilde Kobanê’den gelenleri evle- bir başka gerilla tarafından taşınmaya ça- rinde misafir ediyor. Ara sokaklardan lışıldığını fark eden Türkiye Cumhuriye- ilerlerken İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün ti sınır karakolu tarafından ateş açılarak ve Kaymakamlığın önünden geçiyoruz. öldürüldüğü söyleniyor. Halk çok öfke- Ekim 2014 / Sayı: 60 5

Sungur Savran Gezi isyanından Kobani serhildanına

“2013 Newroz’undan itibaren yerleşen atmosfer, Erdoğan’ı tepe taklak devrilmekten kurtaran en önemli unsurdur. Kürt hareketi Gezi ile başlayan halk isyanında diplomatik destekle yetinmiştir. (…) Bunu 17 Aralık sonrası ikircikli tavır izlemiştir. (…) Bütün bunlardan dolayı Kürt hareketine kızıp Kürt hal- kından umut kesenler bir şeyi unutuyorlar: Kürt halkı artık otuz yılı bulan bir özgürleşme mücadelesinden gelen bir halktır. (…) Rojava bütün bu çelişkilerin düğüm noktasıdır. Kürt gençliği bunun huzursuzluğu içindedir. Ara kadrolar bunun huzursuzluğu içindedir. Kürt halkı bunun huzursuz- luğu içindedir. Son dönemde gerilimin artması bundandır. Bu yüzden Kürt halkından umut kesmek, bu coğrafyanın po- nasyonalist gurur ile heyecan için- mış, belki de halkın özgürleşme- matı ABD’den alıyorlar. ABD’nin tansiyelini görmezlikten gelmektir. deyiz. Bir arada yolculuk ettiği- sinin sembolü olmuş “Hun bi xêr IŞİD’i bombalayacak uçaklarını İhtiyar köstebek koskoca bir dünya tarihi deneyiminin miz bazı hevallerimiz Kobanê’de hatın Kobanê” yani “Kobanê’ye görüyoruz, geliyorlar ama IŞİD’İ getirdiği bilgelikle bu saflığı yapmaz. O cephede de işini kalacaklarını ifade ediyorlar. Sarı- hoşgeldiniz” tabelasıyla karşılaşı- bombaladıklarını sanmıyoruz. metodik biçimde yapmaya devam edecektir.” lıyoruz birbirimize, ister istemez yoruz. Bunların arasında hep işbirliği Yukarıdaki satırlar, 31 Mayıs günü Gerçek gazetesinin ıslanıyor gözlerimiz. Büyükbaş ve küçükbaş hay- var.” Bunları bizden bir gün önce internet sitesinde yayınlanan “Köstebek” başlıklı yazımız- vanlarıyla, traktörleriyle, bir kıs- Kobanê’ye geçip bir YPG gerilla- dan alınmıştır. Bugün buna eklenecek pek az şey var. Toz Dönüş mı terkedilmiş ve uzun kuyruklar sıyla yaptığı konuşmadan öğren- dumanın arasında “eyvah, ülkede kargaşa var” havası kas- Geldiğimiz yoldan geri dön- oluşturmuş arabalarıyla karşı tara- miş. ten ya da bilinçsizce çok fazla yayıldı. 7 Ekim’den sonra meye başlıyoruz. Halk savaşan fa geçmek isteyen halkın uzun bir Verilen molalarda ortak bir yaşanan bir isyandır, Kürtlerin deyişiyle bir “serhildan”dır. kardeşleriyle kucaklaşmanın, bir bekleyişe tabi tutulduğu bir bölge- mücadele deneyiminin getirdiği Türkiye Gezi ile başlayan halk isyanından sonra bir ikinci arada bulunmanın coşkusuyla yol deyiz. O kapıya gelen herkesin ka- samimiyetle fikir alışverişinde isyan yaşamıştır. Bunun bütün sonuçlarını çıkarmak gerekir. Ölülerimize üzülelim, ama başımız dik geleceğe hazırlan- boyunca marşlarına, sloganları- deri uzun bir bekleyişmiş, sanırız bulunduğumuz, tartıştığımız he- maya devam edelim. Türkiye solu artık halk hareketlerini na devam ediyor. Mayınlı yoldan IŞİD hariç! Halkın dikenli tellere vallerimiz de oluyor. İstanbulda tanıyamıyor, onlara anlam veremiyor, bu zavallı tavırdan geçmeye başladığımızda karşı çok yaklaşmasını bahane ederek inşaat işlerinde çalışan bir işçiyle, uzak duralım! gözü dönmüşçesine, dakikalarca tarafta askerlerin ve zırhlı araçla- bir Kürt annesiyle konuşuyoruz. Hatırlanması gereken ilk nokta, Türkiye’nin siyasi sis- rın çoğaldığını görüyoruz. Önce gaz bombalarıyla çocuğu - yaş- Peki, AKP’nin IŞİD’i desteklediği teminin neredeyse bir yıl arayla iki halk isyanıyla sarsılmış halka anons yapılıyor “Buradan lısı demeden saldıran devlet aynı bu kadar açık iken çözüm süreci olmasıdır. Tarihin esas gelişmesinin büyük kitlelerin tarih geçemezsiniz” diye. Halk öfkeli zamanda yaptığı anonsta gelen sizce nedir diyoruz? Cevaplar çok sahnesine çıkmasıyla gerçekleştiğini anlamış olanlar, bura- bir şekilde yolun sonuna kadar yü- insanlara “vatan hainleri” diye hi- kısa ve net! Kürt anne kendi dilin- daki devrimci potansiyeli görmelidirler. “Köstebek” başlıklı rüyünce uyarı ateşi açılıyor. Sınır tap ediyor. Hem de insanlar nefes de çözüm yok diyor! İnşaat işçisi yazımızı okuyanlar, o yazıda, Marx’ın benzetmesine yasla- kapısından Kobanê’ye doğru ba- almaya çalışırken! hevalimiz ise bunlar hep oyalama, narak, bu sevimli hayvanı toprak altında, derinden derine ğıran komutan, valilikten vur emri Bir süre sonra tekrar toparla- Osmanlı’dan beri aynı diyor! Yol- hazırlığını sürdüren devrim için bir sembol olarak kullan- dığımızı hatırlayacaklardır. Köstebek çalışmaya devam edi- aldığını, dikenli tellerden uzak nan halk kapıya doğru gelmeye culuk esnasında bir hevalin oto- durmamızı söylüyor. Görüşmeler devam ediyor, ancak bu sefer bi- yor! Birinci sonuç budur. büste partimizin ismini söyleyerek İkinci sonuç, bu iki isyanın coğrafyasının bir elmanın yapıldıktan sonra Yumurtalık sı- raz mesafeli. Beşerli onarlı grup- herkesin önünde bizlere teşekkür nır kapısından alınacağımız anons lar halinde karşı tarafa alınmaya iki yarısı gibi olduğudur. Gezi isyanı ile Kobani serhildanı, etmesi bizleri çok onurlandırıyor. coğrafya olarak birbirini tamamlıyor. Ama bu aynı zamanda ediliyor. Halk hiçbir gerekçe gös- başlıyor. Hiçbir siyasi sembol, her ikisinin de ölümcül zaafına işaret ediyor. Gezi isyanı es- terilmeksizin böyle bir ön kes- flama vs. almayıp, gördüklerinde Görevler: Rojava’da IŞİD, nasında Kürt halkının katılımı diplomatik ve sembolik dü- meye öfkeli, bulunduğu yerde bir ise itip kakarak insanların elinden Türkiye’de AKP zeyde kaldı. Diyarbakır ayağa kalksaydı, şimdi Erdoğan ta- süre daha kalmaya devam ediyor. alıp yere atıyorlar. Üst araması, Partimiz Türkiye’de gücü ora- rihe karışmış olurdu. Kürtler yanıldılar. Bugün onlara “mis- Yavaş yavaş geriye doğru gidişler detaylı kimlik bilgilerinin alın- nında işçi ve emekçileri enternas- liyle” şiddet uygulayan gücün ayakta kalmasını sağladılar. olsa da büyük bir kitle beklemekte. ması, fotoğraf çekimi yapılıyor. yonalist bir temelde örgütleme ça- Şimdi de tersi oluyor: Gezi’nin “çapulcu”larının bü- Ve ardından kitleyi yürümeye zor- Karşı tarafa geçip otobüslerin yük bölümü 7 Ekim’den itibaren yaşanan isyanda politik bası içinde, AKP hükümetinin sa- lamak için gaz bombaları atılmaya oraya vardıktan sonra artık uzun sorunun ne olduğunu anlayamadılar, Kürtlerin yanında başlıyor. Halk mayın tarlasında. bir yolu tamamlamanın getirdiği dece ülkenin işçi ve emekçilerinin durmadılar. Atatürk büstünden kopmuş kafanın yerlerde 60 küsür yaşlarında Kürt anneler samimi “yoldaşlık” duygularıyla düşmanı değil, aynı zamanda tüm yuvarlanmasına baktılar, alev alev yanan heykel tutsak etti var ve Türkiye Cumhuriyeti ken- hevallerimizle birbirimize sarılı- Ortadoğu haklarının da düşma- hayal güçlerini. Oysa başlarını kaldırıp Ortadoğu’da ve di sınırlarını ihlal ederek başka bir yor, Kürt annelerimizin ellerinden nı olduğunu ortaya koymaktadır. Türkiye’de olup bitenleri geniş bir ufukla değerlendirseler, bölgeye kimyasal silahla saldırı- öpüyoruz. Tüm kitle sınırı geçtik- İşçi sınıfını bu temelde harekete bu coğrafyada laikliğin güvencelerinden birinin ezilen Kürt yor adeta. Üstelik biber gazının ten sonra otobüslere binip Suruç’a geçirebildiğimiz gün Türkiye’de halkı olduğunu kavrarlardı. DAİŞ’e (IŞİD’e) karşı sava- şan Kürtler; sokaklarda Hizbullah’a karşı çarpışan Kürtler; etkileri sebebiyle panik yapıp yol- uğradıktan sonra İstanbul yoluna AKP’yi devirecek ve kuzeyde bugün somut olarak AKP’ye karşı mücadele eden Kürtler. dan sağa ve sola sapacak birisinin koyuluyor. Kürtlerin kendi kaderlerini ta- Şayet Atatürk’e önem veriyorsanız, laik cumhuriyeti koru- mayına basma ihtimali var! yin hakkını tanıyacak olan bizler Rojava’da IŞİD’in yenilgisine bü- maksa amacınız, derdiniz Kürt halkını ezmek değilse, o za- Bu müdahaleyi gören sınırın İstanbul’a dönüş man safınız Kobani serhildanının yanıdır. Kürtlerin yanında yük bir katkı sağlamış olacağız. karşı tarafındaki Kürt halkı durur Otobüste ilkin bir Kürt anne- yer alan oldu elbette Türkiye’nin batıdaki kentlerinde. Ama mu! Slogan atarak, gaz atan asker- siyle daha genç bir Kürt kadınının Görev açık ve nettir! Türkiye işçi bunlar Gezi ile başlayan halk isyanının meydanlara sürükle- lere ve polislere taşlarla karşılık Kürtçe konuşmasında geçen KDP sınıfını IŞİD’e karşı savaşan Ro- diği insanlar değildi. Gezi isyanından önce de zaten politik veriyorlar. Bunun ardından karşı ve Barzani kelimelerini seçtikten java halkının yanına kazanmak. mücadele verenlerdi. tarafta da TOMA’sıyla, gazıyla sonra merak ediyoruz. Ardından Devrimci İşçi Partisi kendi gücü Sonuç, iki isyana rağmen Erdoğan ve AKP’nin ayakta müdahale başlıyor. Kuzeyiyle, ba- meseleyi diğer hevallere açıkla- oranında bunu yapmaya çalışmak- kalması oldu. Ama bu şimdilik böyle. Bu iki güç bir gün tısıyla Kürdistan halkı işgalcileri mak için arkasını dönüp Kürtçe tadır ve yapacaktır. bir araya geldiğinde, sadece Türkiye’deki gerici iktidar sar- kendi yapay sınırlarında sıkıştırı- anlatmaya başlıyor. Kürtçe bilen Kobanê’den Kürdüyle, Arabıy- sılmayacak. Aynı zamanda bütün Ortadoğu’da yepyeni bir yor adeta! bir yoldaşımız sayesinde konu- la, Türküyle, Acemiyle hep bera- düzenin kurulmasının temelleri atılmış olacak. Nasıl bir ara- Kitlenin dağıtılmasından son- şulanlara tanık oluyoruz. Kadın ber tüm işçi ve emekçilerle eşit ve ya gelebilir bu iki güç? En yüksek olasılık şudur: İşçi sınıfı, muhtemelen önümüzdeki dönemde bir aşamada derinleşe- ra Kobanê’ye doğru geri çekilen anlatıyor; “‘KDP niye yardım et- kardeşçe yaşayacağımız sosyalist cek olan ekonomik krizin itişiyle mücadeleye girdiğinde. halk tren yolu boyunca Yumurta- miyor?’ diyen birisi zaten öyle bir bir Ortadoğu federasyonu kurabil- Her ne zaman o uyuyan dev ayağa kalkar, Tayyip Erdoğan lık kapısına kadar 4 – 5 saat sü- yardım beklemesin. Üç yaralı ar- mek dileği ve inancı ile ayrıldık. ve AKP’nin bugün o kadar heybetli görünen iktidarı öyle- recek uzun bir yürüyüşe başlıyor. kadaşımızı sınırda beklettiler, ikisi İnanıyoruz, çünkü bu karanlıktan sine bir sarsılır ki, hepimiz hep birlikte haykırırız: Güzel Yumurtalık kapısı denen yere gel- şehit düştü çok bekletildikleri için. tek çıkış yolu o! kazmışsın, ihtiyar köstebek! diğimizde birçok kez fotoğraflan- KDP diye birşey yok. Onlar tali- 30 Eylül 2014 OrtadoğuKapitalizmin dünya çapında yaşadığı ekonomik ve politik kriz çeşitli bölgelerde savaş, faşizm ve çatışmaSavaşı eğilimlerini körüklüyor. Ortada bir Üçüncü Dünya Savaşı elbette henüz yok. Ama bugün bir Ortadoğu savaşının içine batmış durumdayız. Bir süredir tek tek ülkelerde farklı güçler arasında yaşanan savaş, son dönemde Ortadoğu çapında bölgesel bir savaşa dönüşmüştür. Bu savaş Türkiye’yi de adım adım içine çekiyor. 2001’de ABD ile El Kaide tipi örgütler arasında patlak veren “teröre karşı savaş” olarak anılan uzatmalı çatışma, 2003 Irak savaşı, 2011 sonundan beri Ortadoğu gericiliğinin Suriye rejimine karşı açtığı mezhep savaşı, ezilen Kürt halkının özgürlük mücadelesine karşı bölge ülkelerinin, en başta Türkiye’nin açtığı savaş ve Siyonist İsrail’in Gazze katliamları bugün tek bir savaşta birleşmiş bulunuyor. İşte Türkiye’nin meclisten geçen tezkere ile içine çekildiği savaş böylesine bir anafordur. Savaş politikanın başka araçlarla sürdürülmesidir Kim ne yapmak istiyor? ABD ve AB: Türkiye’de AKP hükümeti: Rusya ve Çin: Ortadoğu petrolü üzerindeki hâkimiyeti Ortadoğu ve Arap dünyası üzerinde ABD’nin sınırsız bir Ortadoğu hâkimiyetini torpilleyebilecek her türlü engeli çıkart- aracılığıyla Çin’e karşı önemli bir mevzi- hegemonya kurmak; İsrail’e sözde saldı- mak; İran’ın emperyalizmin müttefiklerinin oluşturduğu bloka karşı bir ağırlık oluştu- yi korumak; İsrail’i tehditlere karşı savun- rarak Araplar nezdinde itibar kazanmak, racak biçimde gücünü korumasını sağlamak; Rusya’nın deniz üssüne sahip olduğu ve mak; İran rejimini dize getirmek; İslamcı özde emperyalizm ve Siyonizmle ittifakı yakın ittifak içinde olduğu Suriye’de Beşar Esad rejiminin devrilmesini engellemek; akımın emperyalizmin kontrolü dışına ta- bozmamak; bu amaçla Sünni-Şii kavga- Türkiye ile ilişkileri bozmadan çok fazla ABD tarafına veya radikal İslamcılığa doğru şarak bir tehdit haline gelmesini engelle- sında önderliği ele geçirmek, somut ola- kaymasını dizginlemeye çalışmak. mek; Kürt dünyasında emperyalizme biat rak Beşar Esad’ı devirmek; Irak ve Suriye eden unsurları Türkiye’yle ittifak içinde Kürt bölgelerini nüfuzu altına almak. yedek güç olarak tutmak.

İran: ABD ve İsrail’i savaşa kışkırtmadan nükleer enerji ve belki de silah edinmek; öteki ülkelerdeki Şii ve Alevi güçlerle, hatta Hamas gibi radikal Sünni örgütlerle İsrail: Ortadoğu’da Sünni hâkimiyetine karşı bir Arapların birbirinin gözünü oymasın- odak olabilmek için ittifak etmek; petrol dan memnun arka planda durmak; herkes zenginliğinin kaymağını yiyen mollalar “cambaza bakarken” Filistin’in gelecekte ve avanesinin iktidarını ayakta tutmak; kurabileceği herhangi bir devleti anlam- Kürtlerin köleliğini sürdürmek amacıyla sızlaştıracak yerleşimler, duvarlar, yollar öteki ezen ulus devletleriyle işbirliği yap- yapmak, Gazze’yi her fırsatta yerle bir mak. ederek Hamas’ı zayıflatmak ve FKÖ’yü olduğu gibi teslim almak. Daiş (IŞİD ya da IBSİD): Bölge Sünni gericiliğinin (Suud, Katar, AKP Suudi Arabistan: Türkiye’si vb.) Sünni-Şii mezhep savaşı kışkırtı- İran rejimini devirmek amacıyla Sünni cılığından yararlanarak bir Sünni devlet/hilafet de- mezhepçi politikayı kışkırtmak; Mısır’da nemesi yapmak; bu amaçla Arap halkları arasında ve başka ülkelerde İhvan’ın (Müslüman emperyalizme ve Siyonizme karşı var olan nefret- Kardeşler) güçlenmesine karşı Selefi de- ten yararlanmak amacıyla ABD’yi ve Britanya’yı nen radikal akımları desteklemek; petrol kafa kesme törenleriyle kışkırtmak; Irak’ın Sünni zenginliğini korumak için emperyalizmle aşiretlerinin ve halkının Saddam’ın devrilmesi ve ve gerici Körfez ülkeleriyle işbirliği yap- idamı sonrası yaşadığı aşağılanmayı istismar ede- mak. rek bir sosyal taban yaratmak; aşırı politikalar izle- yerek, İslam’ın en kararlı savunucusu rolüne soyu- Katar: narak, Sünni Müslüman nüfusun çoğunluk olduğu İran rejimini devirmek amacıyla Sün- ülkelerde kapitalizmin, işsizliğin, uyuşturucunun ni mezhepçi politikayı kışkırtmak; bir güç umutsuzluğa sürüklemiş olduğu yoksul gençliği bir odağı olmak amacıyla Mısır başta olmak ümmet ordusu kılığında örgütlenecek milislerin- üzere İhvan’a verdiği desteğin yarattığı de muharipler yapmak; Kürtlerin üzerine giderek tecridi kırmak; petrol zenginliğini koru- Türkiye’de AKP hükümeti ile bir ortak titreşim ya- mak için emperyalizmle ve gerici Körfez ratmak, Ortadoğu’da bir ilerici çözümün en önemli ülkeleriyle işbirliği yapmak. sosyal tabanlarından biri olma potansiyeli olan bu halkı ezmek. OrtadoğuKapitalizmin dünya çapında yaşadığı ekonomik ve politik kriz çeşitli bölgelerde savaş, faşizm ve çatışmaSavaşı eğilimlerini körüklüyor. Ortada bir Üçüncü Dünya Savaşı elbette henüz yok. Ama bugün bir Ortadoğu savaşının içine batmış durumdayız. Bir süredir tek tek ülkelerde farklı güçler arasında yaşanan savaş, son dönemde Ortadoğu çapında bölgesel bir savaşa dönüşmüştür. Bu savaş Türkiye’yi de adım adım içine çekiyor. 2001’de ABD ile El Kaide tipi örgütler arasında patlak veren “teröre karşı savaş” olarak anılan uzatmalı çatışma, 2003 Irak savaşı, 2011 sonundan beri Ortadoğu gericiliğinin Suriye rejimine karşı açtığı mezhep savaşı, ezilen Kürt halkının özgürlük mücadelesine karşı bölge ülkelerinin, en başta Türkiye’nin açtığı savaş ve Siyonist İsrail’in Gazze katliamları bugün tek bir savaşta birleşmiş bulunuyor. İşte Türkiye’nin meclisten geçen tezkere ile içine çekildiği savaş böylesine bir anafordur. Savaş politikanın başka araçlarla sürdürülmesidir Beş savaş, bir devrim ABD ile “Ali kıran, baş kesen” İslamcılığın savaşı

Kökleri daha öncede yatmakla birlikte, 11 duğu birçok coğrafyada devam eden savaşın Eylül 2001 İkiz Kuleler saldırısından sonra “Te- ABD ile Daiş arasındaki en son merhalesi. Bir röre Karşı Savaş” adıyla en başta Afganistan- Pakistan ikilisinde, Yemen’de, Somali’de, Mali teröristler düellosu. Öncü işçilerin benimse- Kim ne yapmak istiyor? ve Mağrip olmak üzere İslam’ın hâkim din ol- mesi gereken politika: devrimci bozgunculuk. Kürdistan Bölgesel Hükümeti Emperyalizmin Ortadoğu halklarına karşı savaşı (Barzani): Kökleri 1991 Körfez savaşında yatmakla keleri (en başta Libya ve Suriye’de Fransa) ABD’nin himayesini sağlamak; birlikte esas başlangıcı 2003 Irak savaşı olan, çok önemli roller üstleniyor. Bugün savaş Türkiye’nin koruma şemsiyesine sı- daha sonra Libya’da hava savaşı ile devam meydanı Suriye. Öncü işçilerin benimsemesi ğınmak; bu amaçla ABD ve Türkiye eden, Suriye’de muhalif “ılımlı” güçlerin des- gereken politika: proletaryanın bağımsız po- için sorun yaratabilecek Kürt hare- teklenmesi biçiminde örtülü biçim alan savaş. litikası temelinde emperyalizmin yenilgiye ketleriyle (esas olarak Türkiye’deki Emperyalist ittifakın önderi ABD, ama AB ül- uğratılması. Kürt hareketi ile) ittifaka girmekten kaçınmak, hatta gerektiğinde onların Sünni-Şii savaşı bastırılmasına yardakçılık yapmak; Irak Kürdistan’ının büyük petrol zen- Suudi Arabistan, Katar ve AKP Türkiye’si güçler şimdilik Suud ile İran. Erdoğan Beşar ginliğinden aşiret önde gelenlerinin başta olmak üzere, Ortadoğu’nun Sünni geri- Esad’ı devirerek Sünni kampın önderliğini ele ciliğinin kışkırttığı, İran-Irak Şii hareketleri-Su- ve yeni yetme burjuvazinin yükünü geçirmeye çalışıyor. İslam dünyasının gerici almasını sağlamak. riye ve Hizbullah başta olmak üzere Şii-Alevi ittifakının karşı kampını oluşturduğu savaş. iç savaşı. Öncü işçilerin benimsemesi gereken Bugünkü savaş meydanı Suriye. Önder politika: devrimci bozgunculuk.

Türkiye’de faal Kürt özgürlük Siyonist İsrail ile Filistin halkının savaşı hareketi (PKK, DTK, HDP, DBP ve Filistin halkı sömürgeci Siyonist devlete yenilgiye uğratmak için saldırıyor. ABD, İsrail’in diğer Kürt kurumları): karşı özgürlüğü için mücadele ederken İsrail “aşırılıkları”nı törpülemeye çalışırken stratejik En başta Öcalan’ın özgürlüğünü de başta Gazze olmak üzere Filistin’i ezmek bir müttefiki olarak bütünüyle arkasında duru- sağlamak amacıyla çözüm sürecinin bo- ve Ortadoğu ve Arap dünyasında kendisine yor. Öncü işçilerin benimsemesi gereken poli- zulmaması için çabalamak; Rojava’yı karşı tehdit olarak gördüğü güçleri (dün Sad- tika: Birleşik, iki halkı birden kucaklayan bir ayakta tutmak ve çözüm süreci denge- dam, bugün İran rejimi ve Lübnan Hizbullah’ı) Filistin yolunda Siyonizmin yenilgisi. lerinin bir parçası kılmak; esas hedef dışında kalan bölge güçleriyle (mesela Kürt halkının kurtuluş mücadelesine karşı bugün Beşar Esad rejimi ile) dalaşmak- bölge ülkelerinin savaşı tan kaçınmak. Ortadoğu’nun dört ülke tarafından ezilen, tehdit. Bugünkü savaş meydanı, Daiş’in (IŞİD) on milyonlarca nüfustan oluştuğu halde yok vekâleten savaş verdiği Rojava. Öncü işçilerin sayılan, Filistin’le birlikte en önemli ezilen ulu- benimsemesi gereken politika: Kürt halkının Daiş (IŞİD ya da IBSİD): su Kürtlere karşı Irak ve Suriye bugün çare- Bölge Sünni gericiliğinin (Suud, Katar, AKP sizlikten saldırganlık yapamıyor, ama Türkiye kendi kaderini tayini yolunda Daiş’e karşı Türkiye’si vb.) Sünni-Şii mezhep savaşı kışkırtı- ve İran hâlâ bu halkın varlığı üzerinde bile bir zaferi. cılığından yararlanarak bir Sünni devlet/hilafet de- nemesi yapmak; bu amaçla Arap halkları arasında Arap devrimi, Rojava, Gezi isyanı emperyalizme ve Siyonizme karşı var olan nefret- ten yararlanmak amacıyla ABD’yi ve Britanya’yı 2011’de başlayan ve 2013’e kadar süren bir karşı devrim mücadelesinin düğümü. Suriye süreç içinde Ortadoğu’nun tarihinde bir dönüm kafa kesme törenleriyle kışkırtmak; Irak’ın Sünni iç savaşı, Sünni-Şii savaşı, Daiş (IŞİD) hep- noktası yaşandı. Tunus ve Mısır’da kitlelerin si Arap devriminin Suriye ayağının bastırılma aşiretlerinin ve halkının Saddam’ın devrilmesi ve devrimci ayaklanması, emperyalizm yanlısı yönteminin yarattığı çelişkiler. Arap devriminin idamı sonrası yaşadığı aşağılanmayı istismar ede- diktatörlükleri yıktı. Bahreyn, Yemen ve Suri- şu anda ayakta olan tek ilerici ürünü de yine rek bir sosyal taban yaratmak; aşırı politikalar izle- ye başta olmak üzere, başka Arap ülkelerinde eski Suriye’nin sınırları içinde: Rojava. Arap yerek, İslam’ın en kararlı savunucusu rolüne soyu- devrimci yükselişler yaşandı. 2012’de Suriye devrimi, Rojava ve Gezi ile başlayan halk is- devrimi nefesini verirken Rojava’yı doğurdu. narak, Sünni Müslüman nüfusun çoğunluk olduğu yanı dolayımıyla bir Ortadoğu devrimine dö- 2013’te Türkiye’de Gezi ile başlayan halk is- ülkelerde kapitalizmin, işsizliğin, uyuşturucunun nüşme istidadı göstermiştir. Şimdi ilk evre sona yanı AKP iktidarını iliklerine kadar sarstı. ABD, ermiştir, ama mücadeleye devam! Bu alanda umutsuzluğa sürüklemiş olduğu yoksul gençliği bir AKP Türkiye’si ve Suudiler başta olmak üze- ümmet ordusu kılığında örgütlenecek milislerin- re bölge gericiliği, bu devrimleri ve isyanları güncel savaş meydanı sınıf mücadelesidir! de muharipler yapmak; Kürtlerin üzerine giderek ülkeden ülkeye değişen yöntemlerle (Mısır’da Proletaryanın öncüsünün Ortadoğu çapında Türkiye’de AKP hükümeti ile bir ortak titreşim ya- darbe, Tunus’ta massetme, Bahreyn’de askeri benimsemesi gereken politika, Arap devrimi- ratmak, Ortadoğu’da bir ilerici çözümün en önemli işgal, Yemen’de “düzenli geçiş”, Suriye’de ilk nin, Rojava’nın ve Gezi ile başlayan halk sosyal tabanlarından biri olma potansiyeli olan bu altı ayın sonunda devrimci ayaklanmayı mez- isyanının yeniden ayağa kaldırılması yo- hepçi iç savaşa dönüştürme, Türkiye’de açık luyla tek kurtuluş olan Ortadoğu Sosyalist halkı ezmek. baskı) bastırdı. Bugün Suriye bu devrim ve Federasyonu’nu kurmaktır! 8 Ekim 2014 / Sayı: 60 Serhildan!

Kurban bayramının ikinci günü başla- çekleri berrak biçimde ifade etmek, gele- hazırlık yapmadıkça gelecek, Sri Lanka işçi sınıfının, hem de Gezi ile başlayan yan ve yaklaşık bir hafta devam eden ülke ceğe hazırlanmak için çok önemlidir: tipi “çözüm” dâhil, çok büyük tehlikeler halk isyanının müttefiki olduğunu bu iki çapındaki sarsıntı, AKP hükümetinin lKürt gençliği müthiş militan bir ruh içerecektir. kitleye izah etmek proleter sosyalizminin polisinin ve 1990’lı yılların Hizbülkont- taşımaktadır. Hiçbir biçimde oyalanmaya lKürt özgürleşmesinin düşmanı dev- en önemli görevlerinden biridir. ra’sının günümüzdeki temsilcisi Hüda- razı değildir, ezilmeye boyun eğmemek- let ve hükümetten ibaret değildir. Hizbül- l“Çözüm süreci”nin, bazılarının san- Par’ın saldırıları dolayısıyla 40’a yakın tedir. Büyük bir özgüvene ve bağımsız bir kontra, Hüda-Par adı altında bir iç savaş ölümle sonuçlandığından, çoğu insan bu ruh durumuna sahiptir. örgütü olarak yukarıdan destekle hazırla- dığı gibi hızla kaçınılmaz hale geleceği sarsıntıyı bir korku ve kaygı ile karşıladı. lKürt kurumlarının bazıları bu militan nıyor. MHP ve Ülkü Ocakları el altında öngörüsü yanlıştır. Savaş yeniden başla- Solun büyük bölümü de olayları yalnız- ve direngen ruh halinin çok gerisinde kal- tutuluyor. IŞİD kullanılıyor. Barzani mü- mak üzeredir. PKK’nin taciz ateşine hava ca devletin baskıcı tavırları açısından ele mıştır. cadelenin önünde bir set olarak destekle- kuvvetleri bombalamayla cevap vermiş- aldı. Oysa hiçbir ikircikliliğe yer bırak- lTürk devletinin ve hükümetinin niyor. tir. Bu olaylar durulsa bile, “çözüm süre- mayacak kadar açık söylemek gerekir: 7 Rojava’yı sindirememesi, “çözüm süre- lTayyip Erdoğan hükümeti esas ola- ci” çok ağır bir yara almıştır. Ekim’de patlak veren olaylar, Kürt hal- ci” olarak anılan ne idüğü belirsiz siyasi rak Batı illerinin katıldığı Gezi ile başla- lKürt hareketinin mutlaka başka tür- kının bir “serhildan”ıdır, yani isyanıdır, planın önünde bir engel olarak yüksel- yan halk isyanından sonra bu sefer Kürt den gelişmelere hazırlıklı olmak için al- başkaldırısıdır, hatta belki de ayaklanma- mektedir. halkını karşısında bulmuştur. Bunlara işçi ternatif politikalar geliştirmesi gerekir. sıdır. Yani sadece zor bir dönemden geç- lTürk hükümeti, kendi geleceğini sınıfı katıldığı anda, emekçi halk tarafın- miyoruz. Aynı zamanda müthiş bir potan- kendi eliyle kazanma yoluna giren Kürt dan dayatılacak çok büyük bir altüst oluş lBugün serhildan sona ermiş olsa bile siyel ortaya çıkmıştır. halkına karşı müthiş bir şiddet hazırlığı toplumun gündemine girecektir. gelecekte Kürt halkı hükümet için artık Bu serhildanın ortaya çıkardığı ger- içindedir. Kürt hareketi bu olasılığa karşı lKürt halkının mücadelesinin hem büyük bir tehlikedir. Emperyalizmle ittifak özgürlük getirmez! şine takıldı. Bir yüzyıl sonra hâlâ sömür- geliğin en kötüsünü yaşıyor! Dile kolay, bir yüzyıl! Kimileri, “ABD ile anlaşma olmasay- dı, DAİŞ (IŞİD) şimdi Kobani’ye girmiş- ti, katliam yaşanırdı” diyecektir. Onlara soruyoruz: Şengal’de Ezidileri katliam- dan ABD mi kurtardı? Hayır, esas olarak HPG, kısmen de peşmerge. Aynı model Kobani için neden denenmedi? Peşmer- ge ile HPG ayrı yürüyüp birlikte vu- rarak, Cizire’den DAİŞ ordularına karşı ikinci cepheyi açabilirdi. Birlikte Kobani’nin yardımına gidebilirdi. Ama denenmedi bile! Kobani savaşı, Rojava’nın özgürlü- ğünün ortadan kaldırılması amacını ta- şıyordu. DAİŞ bunu cepheden taarruzla sağlamak istiyordu. ABD son ana kadar YPG sözcüsü Polat Can’ın Radikal receği gibi, anlattıklarından pek memnun, Rojava’ya destek kararı çıkartması, em- Kobani’yi zor durumda bıraktıktan sonra gazetesinden bir gazeteciye verdiği de- neredeyse gururla söylüyor bunları. Daha peryalizm ile Rojava arasında kalıcı bir ölümü gösterip sıtmaya razı etmek isti- meçte, hiç sıkılmadan “IŞİD mevzilerinin da vahimi, askeri gücün sözcüsünün söy- anlaşmaya işaret ediyor. yordu. Türkiye Kobani düşmenin eşiği- koordinatlarını ABD’ye biz veriyoruz, lediklerini siyasi gücün önderinin doğru- Kobani halkı kurtulabilir. Ama ne gelince tampon bölgeyi kabul edecek zaten koalisyonun komuta merkezinde de laması. Cumhuriyet gazetesinin muhabiri, Rojava’nın geleceği üzerine büyük bir diye umut ediyordu. Öyle anlaşılıyor bir temsilcimiz görev yapıyor” açıklama- Salih Müslim’e gerçekten böyle mi diye gölge düşmüştür. Bir halkın kurtuluşunu sını yapması, Rojava’nın askeri gücünün soruyor. Salih Müslim de doğruluyor! emperyalizmle işbirliği içinde araması, ki ABD amacına erişmiştir. Kobani’nin emperyalizmle ittifak içine girmekten Belli oldu, bir kırılma yaşanmıştır. çıkmaz yolların en lanetlisidir. Filistin’e ezilmesi tehlikesi karşısında Rojava yö- zerre kadar kaygı duymadığını gösteriyor. Barzani’nin Salih Müslim’e kucak aç- bakın, anlarsınız. Bu yıl Birinci Dünya netimi ABD’nin kampına taşınmaktadır. Polat Can geçici olarak şeytanla bile iş- ması, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin Savaşı’nın 100. yıldönümü. Filistin halkı Ezilmek yerine eğilmek. Bu böyle devam birliğine girmek zorundaydık falan demi- Kobani’ye silah sevkiyatına başlama- Osmanlı’dan kurtulmak için Lawrence of ederse Rojava’nın geleceği çok farklı ola- yor. Radikal röportajını okuyanların gö- sı, bölge parlamentosunun oybirliği ile Arabia denen İngiliz provokatörünün pe- caktır. Ekim 2014 / Sayı: 60 9 Toz duman arasından görülebilenler İmralı’dan neden ve nasıl çıktı? ver Devrimci Gençlik Hareketi (YDG-H) Bunun tek cevabı olabilir: Dev- yazılı bir açıklama yaptı. Bu açıklamanın let çıkarttı çünkü devlet olayları bir kısmını okumak çok öğreticidir: kendi başına bitiremiyor, ser- “Serhildan sürecinde okul, bayrak hildanı bastıramıyor, o yüzden yakma ve büst yıkmanın bizimle bir ala- Kürt halkı üzerindeki en yüksek kası olmadığı bilinmelidir. Ancak yandaş otoriteye sahip olan siyasi şahsi- ve işbirlikçi medya eliyle yapılmak iste- yetin, Öcalan’ın yardımına muh- nen, bu tür girişimleri ön plana çıkararak, taç duruma düşüyor. O zaman son derece bilinçli gelişen serhildanı ma- çıkan sonuç ortadadır: Bu hükü- nipüle etmektir.Tüm gençlik sokak sokak met, serhildana karşı Abdullah örgütlenmelidir. Eylemler büyüyerek de- Öcalan’dan yardım dilenecek vam etmelidir. Yapılan açıklamalar doğ- duruma düşmüştür. ru algılanmalı ve serhildan daha örgütlü Öcalan’ın mesajına rağmen bir temelde öz savunma gerçekleştirerek ne oldu? Serhildan devam etti. cevap bulmalıdır. Büyük serhildanımızı 10 Ekim günü özellikle sarsıntılı halkımıza kutluyor başarıya ulaşana ka- bir gün oldu. Bingöl’de polislere dar halkımızın hizmetinde olduğumuzu saldırı o günün olayı. Antep’te ve duyuruyoruz.” Dargeçit’te büyük olaylar yaşan- YDG-H’nin önderleri bu incelikli me- dı. Kürt illeri sarsılmaya devam sajla uzun vade için ne amaçlıyorlar, bunu etti.. bilmek zor. Ama kısa erimde, Öcalan’ın Kurban bayramının son gününden görevi addeden bir partidir. Onun il baş- Bütün bunlar Öcalan’ın mesa- mesajının “provokasyonlara izin veril- bu yana Türkiye’de yaşananlar, her tür- kanları konuşuyor. jından sonra, ona rağmen oluyor. Bunun meden” kısmını “provokasyonları zaten lü yalana, demagojiye, saptırmaya konu Burada, Kürt hareketinin çeşitli tem- anlamı şu: pratikte alanda büyük kitleler, biz yapmadık” diye cevaplandırarak “de- oldu. İktidar ve borazanları olayları tam silcilerinin söyledikleri CHP’nin bölge Öcalan’dan bile bağımsızlaşma eğilimin- mokratik tepkilerin gösterilmesi” kısmını anlamıyla Gezi ile başlayan halk isyanı- il başkanları tarafından bütünüyle doğ- dedir. Bunun en ileri ifadesi gençlik için- vurgulayarak “direnişi süreklileştirme” na yaklaştıkları gibi nitelediler. Tek fark rulanıyor. Bu demektir ki, Efkan Ala’nın de görülmektedir. Ama bu tutum gençlik- sonucunu çıkararak HDP’nin “sağduyu orada “çapulcu”, burada ise “vandal” de- polisi şiddete “misliyle” karşılık verme- le sınırlı değildir. çağrısı”na bir solduyu ile cevap verdik- meleri oldu. miştir. Şiddeti başlatan taraftır. Polis, leri kesindir! özellikle Kürt illerinde, ama aynı zaman- Kandil farklı bir yöne bakıyor İçişleri bakanıysan bakan gibi konuş! da İzmir’de de Kobani halkı ile dayanış- Sadece olaylar devam etmedi. Dinamikleri doğru okumak AKP hükümetinin yaklaşımında dik- masını gösteren Kürt ve Türk halklarına Öcalan’dan mesaj geldiği gün KCK’den Gerçek gazetesi ve Devrimci İşçi Par- kat çeken ikinci nokta ise, 17-25 Aralık karşı, gaz kapsüllerinin yanı sıra gerçek de bir mesaj geldi. KCK eylemlere de- tisi, 2013 Newroz’undan bu yana geçen sarsıntısında kurulan “İç Kabine”nin me- mermilerle saldırmıştır. vam diyordu açıkça: “Halkımız haklı ve bir buçuk yıl boyunca genel olarak sol, mur bakanı Efkan Ala’nın tam anlamıy- meşru mücadelesini zafere kadar yüksek özel olarak da HDP içinde Kürt hareke- la bir kabadayı edasıyla “şiddet misliyle Bırakuji mi dediniz? bir kararlılıkla sürdürmelidir. Milyonlar tine asimile olma yolunda ilerleyen sol karşılık bulacaktır” demesi oldu. Efkan HDP milletvekili Altan Tan PKK- sokaklardan ve mücadele alanından çekil- “çözüm süreci”nden hiçbir ciddi kuşku Ala içinden yetiştiği baskı aygıtlarında Hizbullah ve BDP/HDP-Hüda-Par mü- memelidir. Halkımız; mücadeleden atıla- duymazken sürekli olarak iki noktaya işa- var olan kültür(süzlük) dolayısıyla, bilmi- cadelesinin Kürtler için bir brakuji ol- cak her geri adımın önümüzdeki günler, ret etti. yor olabilir: Devlet, mafya örgütlerinden duğunu buyurmuş! “Bırakuji” Kürtçe’de aylar ve zamanlarda daha büyük bedelle- Birincisi, Rojava sorunu varken çözüm farklı olarak, yasalarla bağlıdır. Bir mafya “kardeş savaşı” demek. Demek Hizbul- re mal olacağı bilinciyle hareket ederek, süreci (bundan meram ne olursa olsun) babası, kendisine karşı bir hareket başla- lah gibi devletin beslediği, zamanında mücadelesini kesintisiz yükseltmelidir.” muazzam kırılgan bir karakter taşımak- tan bir rakibine, şiddeti “misliyle” iade Hizbülkontra diye anılan bir örgüt Altan KCK sadece halkı açık açık mücadeleyi taydı. Nitekim bugün herkesin kafasından edeceği tehdidini savurabilir. Ala’nın gö- Tan’gillerin kardeşi oluyor. Karşı devri- sürdürmeye çağırmıyor. Geri adımlara aynı soru geçiyor: “Çözüm süreci çöktü revi şiddete şiddetle cevap vermek değil- min ve sömürgeciliğin emrindeki bir ör- karşı uyarı yapıyor. Bunun siyasi olarak mü?” Henüz bu konuda keskin bir yargı dir! İçişleri bakanı iseniz içişleri bakanı güt, Kürt işçisinin, yoksul köylüsünün, bedellerinin daha büyük bedellere yol verilemez, ama Rojava sorununun çözüm gibi davranın. Kabadayılık sizin görev kadınının, gençliğinin kardeşi olamaz! açacağını vurgulayarak mücadelenin bı- sürecini çökertebilecek kadar büyük bir tanımınızda yok! rakılmasının önünü kapatıyor. çelişkiyi bağrında taşıdığı siyasetten en Kemalizme gönül veren Geziciler, Sonuç çıplaktır: Aynı gün (8 bihaber olan insanların bile kabul edeceği Şiddeti kim başlattı? uyanın! Ekim) İmralı’dan gelen mesaj kadar çıplak biçimde ortaya çıkmıştır. Günlerdir ortalığı kaplayan toz duman Bugün sokaklarda hayatını ortaya “provokasyonlar”a karşı bir uyarı vurgu- İkincisi, daha 2013 Newroz’undan içinde kimin vandal, kimin katil, kimin koyarak Kobani halkını savunmaya çalı- su içerirken Kandil’den gelen mesaj “her başlayarak biz Kürt hareketi içindeki saldırgan olduğunu gizlemek için hükü- şan Kürt halkı, Ortadoğu çapında DAİŞ geri adım”a karşı kitleyi donatmaya çalı- farklılaşmalardan söz ettik; İmralı’nın, metin ve borazan basının yapmadığı kal- (IŞİD) ile, Türkiye’de sokakta Hizbullah şıyor.Gerçek gazetesinin ve Devrimci İşçi Kandil’in, HDP, DTK, DBP üçlüsünün, madı. Şimdi size bir tanıklık aktaralım: ve İBDA-C ile, hükümet olarak da AKP Partisi’nin tarihi 2013 Newroz’undan bu Kürt yoksullarının ve Kürt gençliği- “Edinilen bilgiye göre il başkanları, ile mücadele ediyorlar. Onların mücadele yana vurguladığı Kürt hareketi içindeki nin eğilimlerinin ve politikalarının nasıl göstericilerin Kobani eylemlerinin baş- ettiği akımların her birinin laikliğe düş- farklılaşmalar büyük bir testte bütün çıp- değişik yönlere işaret ettiğini vurgula- langıçta sadece IŞİD saldırısına dikkat man olduğu, Kürtlerin ise bugün bu tür laklığıyla ortaya çıkmıştır. dık. Bunun sonucunda da solun “çözüm çekmek amaçlı demokratik gösteri hak- bir laiklik düşmanlığına darbe vurmak süreci”ne yaklaşımının genel olarak yan- kını kullanma şeklinde başladığını ifade bakımından en önemli güç olduğu açık Gençlik meydan okuyor lış olduğunun altını çizdik. İlk büyük test ettiler. Ancak hükümetin talimatı doğ- bir gerçek değil mi? İş bununla da kalmadı. Çok daha çar- bunun doğruluğunu bütünüyle kanıtla- rultusunda, güvenlik güçlerinin orantısız pıcı bir gelişme 11 Ekim’de geldi. Yurtse- mıştır. güç kullandığını belirten il başkanları, bu İmralı’dan gelen esrarengiz mesaj aşamadan sonra işlerin çığırından çıktığı- Tarihler bile önemli. Olguları teker nı ifade etti. Bazı il başkanları, geçmişte teker sıralayalım. 9 Ekim günü Kürt hal- PKK’ye karşı nasıl Hizbullah kullanıldıy- kının önemli kurumları, HDP, DTK ve sa, şimdi de Hüda-Par üyeleri ve kısmen DBP Diyarbakır’da hep birlikte bir basın de Hizbullah’ın göstericilere karşı kulla- toplantısı düzenledi. Bu toplantıda Sela- nıldığını, bu konuda çok dikkatli olunma- hattin Demirtaş başka şeylerin yanı sıra, sı gerektiğini ifade ettiler.” çok önemli, hatta başka koşullarda belir- Kim bu il başkanları? CHP’nin , leyici olabilecek bir açıklama yaptı. Bir Diyarbakır, Van, Antep, Muş, Siirt, gün önce Abdullah Öcalan’dan yazılı bir Hakkâri ve il başkanları! Kaynak mesaj geldiğini ifşa etti. Bu mesajın içeri- Cumhuriyet gazetesinde Ayşe Sayın’ın 10 ği “Provokasyonlara izin verilmeden de- Ekim günü yayınlanan çok önemli haberi. mokratik tepkilerin gösterilmesi” olarak Demek ki tanıklık “bölücüler”den ya da özetleniyor. solun bir partisinden gelmiyor. CHP kur- Bu yazılı mesajın olağanüstü karakte- muş olduğu bu devleti korumayı başlıca ri, insanı hemen düşündürmeli. Bu mesaj 10 Ekim 2014 / Sayı: 60 Gençlik mücadelesi İstanbul Üniversitesi’ne IŞİD saldırıları püskürtülmüştür. İstanbul Üniversitesi yanlılarının okula girişlerine izin verile- öğrencileri örgütlülüğünün kozunu oy- rek dolaylı yoldan destek verilmektedir. namıştır. 1 Ekim Çarşamba günü sabahın 8 Ekim’de okula tekrardan girmeye erken saatlerinde üç IŞİD yanlısı okula çalışan IŞİD yanlıları öğrenciler tarafın- çevik kuvvet ekipleri tarafından katlarda dan püskürtülmüş ancak ertesi gün oku- aranıp bulunmuş ve gözaltına alınmıştır. la giren IŞİD yanlıları öğrencilere sal- IŞİD yanlısı saldırganlar okul katla- dırmıştır. Saldırı sonrasında okula giren rında aranıp bulunabilecek kadar iyi ta- çevik kuvvet ekipleri IŞİD yanlılarının nınıyorsa okul içinde gözaltı yapmak için okuldan çıkışını seyrederken üniversiteyi neden çevik kuvvet ekipleri sokuluyor? savunan bir çok öğrenciyi gözaltına alıp Kimlikleri biliniyorsa neden gözaltı süre- Beyazıt karakoluna götürdü. Gece serbest cinden sonra dahi okula alınmaya devam bırakılan öğrencilerin birçoğu darp edil- ediyorlar? Ortadoğu’da mezhep savaşı çı- miş durumda. karmaya çalışan, ele geçirdiği her yerde Senelerdir faşistlere karşı mücadele farklı mezhepten insanları katleden, kafa veren öğrenciler, AKP’nin besleyip bü- kesen, kadınlara tecavüz eden bir örgüt yüttüğü IŞİD çetesinin uzantılarına da olan IŞİD’in yanlısı olanlar nasıl oluyor geçit vermeyecektir! Mezhepçi – ırkçı da hala okula girip çıkabiliyorlar? zihniyete karşı halkların kardeşliği ve ba- Sorun ortadadır; İstanbul Üniversi- rışın sesi Beyazıt’tan yükselmeye devam tesi Rektörlüğü, IŞİD yanlılarını bahane edecek! ederek okulu polis yuvasına çevirmek IŞİD çeteleri bir yandan Rojava’nın olduğu bilinen IŞİD yanlıları Kobanê’ye istemektedir. Mezhep savaşı çıkarma- ya çalışan IŞİD yanlılarını engelleyerek Kobanê kantonuna saldırılarını yoğun- destek afişlerini yırtarak masa açan öğ- okula sokmayan öğrenciler okul yöneti- laştırırken diğer yandan da Kobanê’ye rencilere saldırmışlardı. Okulda yapılan minin esas yapması gerekeni yapmakta- destek eylemleri yapan her kesime de eylemler sık sık özel güvenlik birimleri dır. Saldırılara karşı kendilerini savunan baskılar ve saldırılar artıyor. Günlerdir (ÖGB) ve polisler tarafından engellenme- öğrenciler en meşru haklarını kullanmak- Kürt halkı binleriyle Kobanê için ayağa ye çalışılırken IŞİD yanlılarının saldırıla- tadır. Bugüne kadar faşizme okul içinde kalkmışken devlet destekli Hizbulkontra rında görevi okulun güvenliğini sağlamak örgütlenme imkanı vermeyen öğrenciler çetelerince halka saldırılarak 30’dan fazla olan ÖGB adeta seyirci kalmıştır. Saldırı bu kafa kesicilere de asla geçit vermeye- kişi katledildi! sonrasında polisler hiçbir şey yapmamış, cektir! Sadece Kobanê’ye destek için sokağa IŞİD yanlıları ellerini kollarını sallaya Saldırılar ve bunun karşılığında oku- çıkıp eylem yapan halka değil, üniversi- sallaya fakülte kapısından çıkıp gitmiş- lun polis ablukasına alınması hükümetin telerde Kobanê için kampanya yürüten, lerdi. sınırdaki ve bölgedeki OHAL politika- destek afişleri asan öğrencilere de saldı- Sonraki hafta boyunca öğrenciler larından bağımsız değildir. Daha küçük rılar artmış durumda. Bu saldırıların yo- olası bir saldırıya karşı okula toplu gi- çapta da olsa okul içine uyarlanmış hali- ğunlaştığı okul ise İstanbul Üniversitesi. riş ve çıkışlar yaptılar. Nitekim 29 Eylül dir. Günlerdir bölgede ayağa kalkmış hal- 26 Eylül Cuma günü İstanbul Üniver- günü okula bir kez daha saldırmaya ça- ka saldıranlar nasıl polis tarafından des- sitesi Edebiyat Fakültesine maskelerle ve lışan IŞİD yanlıları öğrencilerin engelle- tekleniyorsa İstanbul Üniversitesi’nde de sopalarla giren IBDA-C ile bağlantıları meleriyle okula girememişler ve saldırı yer yer saldırılara seyirci kalınarak, IŞİD Geleceğin diplomalı işsizleri, sınıf siyasetine! Bugün Türkiye’nin 81 ilinde 174 üni- TÜİK verilerine göre yüzde 9,1 iken, 15- bir aile üniversitede ço- versite var. Devlet büyükleri göğüslerini 24 yaş gurubunda yüksekokul veya fakül- cuk okutmaya kalktı mı gere gere her gittikleri yerde bunu dile te bitiren gençler içinde yüzde 29,2! Bu vay onun haline! Emekçi getirmekte. Hatta o kadar ki AKP Genel da demek oluyor ki 15-24 yaş grubunda ailelerin çocukları bu zor Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem “Şim- 195 bin üniversite mezunu işsiz var. Hatta şartlar altında hem oku- di üniversite sayımız o kadar çoğaldı Türkiye’de toplam üniversite mezunu iş- yup hem çalışmak du- ki ‘üniversitelerimiz dolmuyor’ desem siz sayısı 2013’te 54 bin artarak 557 bine rumunda kalıyor. Ucuz yanlış olmaz.” bile diyebiliyor. Fakat ulaşmış durumda! Üniversite okuyabilme işgücü olarak güvencesiz TÜİK’in resmi rakamlarına baktığımız- oranı, rakamların da gösterdiği gibi hâlâ ve sosyal haksız çalıştırı- da Ekrem Erdem’in aslında ne kadar da çok düşük ve bunun aksine işsizlik de çok lıp sömürülen bu gençler komik bir laf ettiği ortaya çıkıyor! TÜİK yüksek. çoğu zaman iş cinayetle- resmi rakamlarına göre bu yıl üniversite- rine de kurban gidiyor. lere başvuran 1.924.547 adaydan yalnızca Rakamlar böyle, bir de Daha geçen Temmuz 385.798 tanesi, yani başvuranların yalnız- ayında çalışmak zorunda TÜİK’in yazmadıkları var! maruz kalan, sonra da en kötü şartlarda ca yüzde 20’lik bir kısmı 4 yıllık fakülte- Üniversitede öğrenci olmak zor, öğ- kaldığı inşaatın yedinci katından düşen lerde, 286.622 tanesi yani yaklaşık yüzde renci okutmak daha da zor. Üniversiteler- 20 yaşındaki Fırat Yiğen o sayısız genç- çalışmak zorunda bırakılan gençler top- 15’lik bir kısım da 2 yıllık fakültelerde de yeterli sayıda ve uygun fiyatlarda yurt ten sadece biri. lumsal eşitsizlikler altında ezilmiş hal- okumaya hak kazanmış! Ekrem Erdem’e yok. Öğrencilerin büyük kısmı özel yurt, de. Emekçi ve işçi çocukları yine en zor göre “canı istemediği için” üniversite- öğrenci evi gibi cep yakan meskenlerde Bu düzeni değiştirmek gerek! şartlar altında okumak zorunda kalıyor. lerdeki boş yerleri doldurmayan yüzde barınmak durumunda kalıyor. Yine bes- Her gün hepimiz fabrikalarda, plaza- 65’lik bir kısım olsa gerek. lenme, ulaşım, eğitim harcamaları derken larda, tarlalarda sömürüye maruz bırakı- Yani anlaşılacağı üzere mesele sınıfsal. bir üniversite öğrencisi için ailenin cebin- lıyoruz. Her gün içimizden birileri iş ci- Bu eşitsizlik ve sömürü düzeniyle savaş- Üniversite okumak den çıkan para İstanbul gibi büyük şehir- nayetlerine kurban gidiyor. Aileler geçim manın tek yolu da sınıf siyasetine yönel- iş garantisi sağlamıyor! lerde bir asgari ücreti buluyor. Ki açlık derdinde, gençler gelecek… İnsanca ko- mekten geçiyor. İşte o yüzden haydi genç Üniversiteye girebilmek bir dert, sınırının 1.190, yoksulluk sınırının 3.876 şullarda yaşayabilmek ve hatta iş bulabil- üniversitede okuyabilmek ayrı bir dert. lira olduğu bir Türkiye’de asgari ücret mek bile neredeyse bir lüks haline gelmiş arkadaşlar sınıf siyasetine! Safınız işçi Türkiye’de genel işsizlik oranı yine yalnızca 891 lira! Asgari ücretle geçinen durumda! Üniversitede her gün baskıya sınıfının yanı olsun! Ekim 2014 / Sayı: 60 11 PCL ve DİP’ten Mariano İstanbul’da uluslararası toplantı Ferreyra mücadelemizde yaşıyor!

Devrimci İşçi Partisi İstanbul bürosunda İkinci konuşmacı, Franco Grisolia idi. “kemerin bir delik az sıkılmasını”, işçi sı- 22 Eylül 2014 Pazartesi günü saat 19.30’da, Grisolia, Avrupa Solunun Krizi başlıklı ko- nıfının yatışmasını istediklerini belirtti. Dördüncü Enternasyonal’in Yeniden Kuru- nuşmasına, son dönemde solun artan oran- Grisolia, konuşmasının sonunda solun, luş Koordinasyonu’nun (DEYK) İtalyan da sağa kaydığını belirterek başladı. As- geçiş talepleri mantığını bırakarak asgari seksiyonu Komünist İşçi Partisi (PCL) baş- lında işçi hareketi içerisinde burjuvazinin programın talepleri ile oyalandığını, oysa kanı Marco Ferrando ve MK üyesi Fran- ajanı olan sosyal demokrasinin, Avrupa’nın bugün en gerçekçi programın sosyalist co Grisolia ile DİP Genel Başkanı Sungur içinde bulunduğu kriz sürecinde farklı bir program olduğunu, yapılması gerekenin, 4. Savran’ın konuşmacı olduğu bir Uluslara- yol çizerek doğrudan burjuvazinin hizme- Enternasyonal’i yeniden inşa edip, insanlığı rası Toplantı düzenlendi. tine girdiğini belirten Grisolia, sadece gele- krizden çıkaracak gücü yaratmak olduğunu Kurtar Tanyılmaz’ın moderatörlüğünde neksel sosyal demokrat hareketlerin değil, belirtti. gerçekleşen panele, devrim ve sosyalizm örneğin İtalyan Komünist Partisi gibi par- Verilen ara ve aradan sonra İtalyan ko- uğrunda mücadele ederken yaşamını yi- tilerin doğrudan birer burjuva güç haline nuşmacılara yönelik soruların ardından, tirenler için saygı duruşu ile başlandı. İlk geldiğini belirtti. Grisolia, bu anlamda Sta- son konuşmayı Devrimci İşçi Partisi Ge- sözü alan Marco Ferrando’nun sunumu, linizm ile sosyal demokrasinin kardeş oldu- nel Başkanı Sungur Savran yaptı. Savran, “Avrupa Krizi Karşısında Nasıl Bir Prog- ğunu söyledi. 2007-2008’den beri ağır bir kriz konjonktü- ram?” başlığını taşıyordu. Ferrando konuş- Konuşmasının devamında, bazı küçük ründe bulunulduğunu, bu süreçte faşizmin masına, Lenin’in, kapitalizmin Avrupa’yı Stalinist çevrelerin Stalinizmlerini sürdür- ve kitle eylemlerinin aynı anda kendisini birleştiremeyeceği, bunu yaparsa da ancak meyi tercih ettiklerini, ancak bunların çı- gösterdiğini belirterek sözlerine başladı. gerici temellerde yapabileceği tespitini ak- karlarının işçi sınıfının çıkarları ile bir ilgisi Mısır’da otuz milyon insanın sokağa çık- tararak başladı ve Avrupa Birliği’nin (AB) olmadığını, bunların sınıf mücadelesinin tığı bir dönemde olduğumuzu, Ukrayna, 20 Ekim 2010 günü, demir- içerisinde bulunduğu krizin, Lenin’in bu radikal yükselişine karşı çıktıklarını belir- Suriye, yakın zamana kadar da Gazze’de yollarındaki taşeronlaştırma öngörüsünü doğruladığını belirtti. AB’de ten Grisolia, bunların amaçlarının bürokra- savaşların meydana geldiğini, ülkelerin ve güvencesizleştirmeye karşı artık burjuvazinin geleneksel yönetme pra- tik kliklerin çıkarlarını korumak olduğunu, dağıldığını söyleyen Savran, 3. büyük dep- tiklerinin işlemediğini, eskiden merkez sağ kendisine solcu diyen KKE’nin 25 yıl önce resyon çağının, belki de 1930’ları mumla demiryolu işçilerinin eylemi ve merkez sol arasında al gülüm ver gülüm sağ bir parti ile hükümet kurduğunu, dola- aratacağını, krizin içinde savaş, faşizm ve sırasında sendika bürokra- şeklinde ilerleyen politikanın artık sona yısıyla bu örgütlerin anti-kapitalizminin, devrimler yaşandığını, sola burada önemli sisinin eli silahlı çetesi tara- erdiğini, bunun nedenin ise milliyetçi ve Stalin’in anti-faşizmi düzeyinde olduğunu görevler düştüğünü belirtti. Neonazi örgütlerin güçlenmesi olduğunu belirtti. Grisolia ayrıca, bunlardan daha Buna karşılık solun daha devrimleri fından kurşunlanarak öldü- söyleyen Ferrando, bu durumun paradoksal önemli bir noktanın da, yeni bir radikal so- tanıyamadığına işaret eden Savran, 2000 rülen Mariano yoldaşımızı bir sonuç doğurduğunu, AB’nin bir yandan lun (İtalya-PRC, Yunanistan-Syriza) doğ- Ekvador, 2001 Arjantin, 2005 yılında da anıyoruz. dağılamadığını, diğer yandan da milliyetçi- muş olması olduğuna işaret ederek, bunun Bolivya’daki devrimleri görmeyen solun, liğin yükselmesi nedeniyle entegrasyon dü- aslında radikal sol değil, radikal sosyal buna karşılık Chavez, Lula gibi önderleri olarak bizim yaptığımız işin çok önemli zeyinin arttırılamadığını söyledi. Ferrando, demokrasi olduğunu, bunların amaçlarının parlattığını belirtti. Chavez’in 14 yıllık ik- olduğunu, DİP’in işçi sınıfı içerisinde ör- AB’nin yarattığı sorunların kapitalizm ko- burjuva güçlerle beraber hükümetler kur- tidarında büyük sermayenin halen ayakta şullarında ileri bir çözümü olamayacağını mak ve işçi sınıfı içerisinde burjuvazinin kalmasına karşılık, “Venezüella’da sosya- gütlenmek için önemli bir atak yapmış ol- da belirtti. ajanı olmak olduğunu belirtti. lizm var” denilmesine değinen Savran, buna duğunu belirtti. DİP’in yeni örgütlü olduğu Konuşmasının son bölümünde, sosyal Konuşmasının son bölümünde ise karşılık Ben Ali ve Mübarek gibi emperya- yerlerde yaptığı atılımın, partinin, devrimci kapitalizm için hiçbir alan olmadığını be- İtalya’dan PRC örneğine değinen Griso- lizmin maşalarının devrilmesi karşısında Marksist fikirlerin üzerinde yükselmesin- lirten Ferrando, PCL’nin bir işçi-emekçi lia, bu partinin geçmişte yaptıklarının, bize aynı örgütlerin “emperyalizm Ortadoğu’yu den kaynaklandığını söyleyen Savran, her hükümeti hedefi ile ilerlediğini, bu hedefe Syriza’nın geleceğini gösterdiğini söyledi. yeniden dizayn ediyor” dediklerini, aynı de ancak Avrupa Birleşik Sosyalist Dev- PRC’nin 1990’larda dışarıdan, 2000’ler- örgütlerin Türkiye’deki isyanın hemen ar- uzun yolun küçük bir adımla başladığını, letleri sloganı ile ulaşılabileceğini söyledi. de ise hükümete katılarak destek verdiği- dından da sandığı işaret ederek büyük bir İtalya, Yunanistan ve Türkiye örgütlerinin Ferrando sözlerini, her mücadelenin iktidar ni söyleyen Grisolia, PRC’nin iddiasının yanlış yaptıklarını belirttikten sonra, DİP örneklerinin DEYK için çok önemli adım- meselesine bağlanması gerektiğini söyledi “hükümeti sola çekmek” olduğunu, ancak ve DEYK olarak bizim politikamızı, sınıfın lar olduklarını, yapılması gerekenin, en kısa ve DEYK’in seksiyonlarından DİP, EEK ve gerçekte sınıf saldırılarına alet olduklarını ayağa kalkacağı ana göre ayarlamamız ge- PCL olarak Avrupa’da mücadeleyi sürdüre- belirtti, Syriza liderlerinin ise, AB kapita- rektiğini vurguladı. zamanda Dördüncü Enternasyonal’in yeni- ceğimizi söyleyerek noktaladı. listleri ve AB Troykası ile görüştüklerini, Savran, konuşmasının sonunda, DİP den kurulması olduğunu belirtti.

Sonbahar / Kış 2014 Sayı: 21/22 İÇİNDEKİLER: DM Yayın Kurulu - Kürt Savaşının 30. Yılı l Necati Yıldırım - Demokratik uygarlık ve halk cumhuriyeti l Necati Yıldırım - Türkler ve Kürtler üzerine yanlış düşünceler l Necati Yıldırım - Demokratik toplum manifestosu l Araz Bağban - Bir şah, bir Devrimci devrim, bir imam – 1979 İran devrimi l Özdeniz Pektaş - Emeğin tutsak hali l Sungur Savran - Devlet mülkiyeti: Toplumsal mülkiyete giden yol l Lev Trotskiy - 50. yaş gününde Lenin l Sait Almış/Mehmet İnanç Turan - Devrime adanmış bir beyin: Lenin l Michel Löwy - Hegel’in Büyük Mantığı’ndan Petrograd Finlandiya Marksizm İstasyonu’na l Sungur Savran - Lenin’in Marksizm içindeki yeri Gerçek gazetesinin 5. yaşı: İşçi sınıfına siyaset taşıyan bir araç Bir gazete nedir ki? Transfer ve magazin işçi denetimi” başlığıyla sokağa çıkıyordu. örgütlemelidir. Bu siyaset için sınıfın bazı ve emekçileridir diyen Gerçek gazetesi, haberlerinin gazetenin üçte ikisini kapladığı İki dilli yaşamı savunuyor, Kürt halkının araçlara ihtiyacı vardır. Burjuvazinin tüm üniversitelerde sınıf siyasetinin sesi oldu. boyalı bir kâğıt yığını mı? İktidarın bora- her parçadaki mücadelesini selamlıyor ve saldırılarına karşı uzlaşmaz talepleri geliş- Üniversite işgallerinden direniş ziyaretle- zanlığını yapan, yoksulluğu örtmek için her içerideki ve dışarıdaki düşmanlarını anlatı- tirecek, mücadeleyi sürekli kılacak bir ge- rine, kampüslerden işyerlerine uzanan bir türlü yalan ve dolanı milyon liralar karşı- yordu. nelkurmay ve onun dili olacak bir yayın. bağın örgütlü aracı oldu. İşçi sınıfının dev- lığında basan oyuncaklar mı? İşçi sınıfına Devrimci İşçi Partisi ve Gerçek gazetesi rimci sözünün, üniversitelerde gelişmesi dayatılan sömürüyü, sermaye saldırılarını, İşçi sınfı siyasete! arasındaki bağ budur. Gerçek gazetesi parti için çabaladı. patron yanlısı yasaları allayıp pullayan, hal- Gazetemizin ilk sayısını matbaadan al- üyelerinin ve komitelerinin elinde sıkılmış kı kandırmak için kullanılan bir araç mı? dığımız günden 5 yılını geride bıraktığı bir yumruktur. 5. yaşında daha fazla Pek çok gazete için öyle. Fakat işçi sını- bugüne kadar işçi sınıfının kendi siyasetini örgütlü mücadele çağrısı fına siyaset taşımayı sayfalarına nakşetmiş, yapmasını savunduk. AKP’ye ve onun eski Tartışan ve dönüştüren, İşçi havzalarından ve işyerlerinden ge- Gerçek gazetesi için durum çok farklı. Ger- suç ortağı olan Gülen cemaatine, CHP’sine, mücadeleyi örgütleyen bir yayın len okur mektupları, yıllar geçtikçe arttı. çek gazetesinin sayfalarında çıkan her yazı, MHP’sine çürümüş patron düzenini ayakta Gerçek gazetesi, her zaman şovenist Gazetenin ayrı bir bölümü olarak kendine her makale ve haber, işçi sınıfına ve ezilen tutan tüm güçlere “hepsi gitsin!” diyebilen histeriye, milliyetçi linç kampanyalarına yer buldu. Aynı sorunları yaşayan işçilerin, kitlelere gerçekleri anlatma amacı taşıdı, bir siyaset. Özelleştirmelere ve hırsızlıkla- ve mezhep fitneciliğine karşı işçi sınıfının kentler birbirine uzak olsa bile örgütlü bir hâlâ da taşıyor! ra, kent topraklarının yağmalanmasına, iş en geniş birliği için ezilen Kürt halkının ve aygıt ve yayın aracılığıyla sorunlarına çö- Gerçek gazetesi, yayın hayatına, Hazi- cinayetlerine, taşerona karşı işçi denetimi farklı inançların yanında saf tuttu. Sömür- züm bulabileceği fikrini işledi. Periyodik ran 2009’da Devrimci İşçi Partisi’nin mer- ve kamulaştırma ile cevap verebilecek bir olarak gazetenin ulaştığı şehirlerin artması, geciye sömürgeci, ezilene ezilen dedi. Ezen kezi yayın organı olarak başladı. Partinin siyaset. Emperyalizme ve Siyonizme, sa- mücadeleyle bağ kuran işçilerin de artma- ulusun sosyalistlerinin yayını olarak, ulusal sesi, dili oldu. Devrimci Marksizmin işçi vaş tezkerelerine, NATO üslerine, radarlara sıyla doğru orantılıdır. sorunu inceltmedi, eşitlik için özgürlük ge- sınıfı ve ezilen kitleler arasında yayılmasını karşı işçi enternasyonalizmini savunan bir Şimdi, Gerçek gazetesi 5. yaşını geride rek, kendi kaderini tayin hakkı gerek dedi. hedeflemekten başka bir amacı yoktu, hâlâ siyaset. bırakırken daha fazla sorumluluk sahibidir. Alevilerin özgürlüğü ve eşitliğinin tanın- da yok. Kâh THY işçilerinin sesi oldu, kâh Gerçek gazetesi bu siyasetin dilidir. Çe- Devrimci Marksizmin sesi olarak, daha faz- ması gerek dedi. Bu netlik, işçi sınıfı içe- geri dönüşüm işçilerinin elinde birer bay- kinmeden, eğilip bükülmeden sözünü akta- la işçi bölgesine, daha fazla üniversiteye rak. Tekel işçileri, Ankara soğuğunda özel- rabilen bir araçtır. 5. yaşı kutlu olsun. Hep risinde de karşılık bulmaktadır, bulmalıdır. ulaşma sorumluluğu. Önce iki haftada son- leştirmelere karşı mücadelesini sürdürür- birlikte onuncu, yirminci, ellinci yıllara! ra haftada bir yayınlanıp nihayet günlük bir ken, Türkiye’nin diğer şehirlerinde Gerçek Gençliğin sesi, kampüslerden gazete olarak daha da sık ve daha da güncel gazetesi bu haklı mücadeleyi anlatıyordu. DİP ve Gerçek gazetesi işyerlerine uzanan bir mücadele bağı bir içerikle emekçilere ve ezilenlere ulaşma Bir daha Soma’lar olmasın diye “Maden- İşçi sınıfı, kendisini burjuvazinin kar- Üniversiteler toplumun fildişi kuleleri sorumluluğu. Daha fazla mücadele çağrısı, lerde, inşaatlarda ölüm kader değil, çözüm şısında siyasal taleplerle bir sınıf olarak değildir, bugünün öğrencileri yarının işçi daha fazla örgütlenme çağrısı! Tarihten geliyoruz! Gerçek gazetesi gökten düşmedi. Aslında tarihi ken- di beş yılından çok daha eski. Bu yıl tam çeyrek asırlık oldu. Bu topraklarda ilk tohumları 1970’li yılların dağda- ğalı ortamında atılan bir geleneğin temsilcisi. Devrimci Marksizm, bazen söylendiği gibi Trotskizm, 1989’dan sonra önce nitel, sonra nicel bakımdan çok ciddi bir sıç- rama yaşadı. Propagandist bir yaklaşımdan kurtuldu, Türkiye’nin bir siyasi akımı, işçi sınıfına mücadele içinde seslenen, Leninist parti inşasını çabalarının merkezine alan bir akım haline geldi. Önce 1989-1999 arası Pat- ronsuz, Generalsiz, Bürokratsız Sosyalizm gazetesi ve teorik dergisi Sınıf Bilinci. Sonra 2002-2005 arası, yakla- şık dört yıl boyunca kapaklı, iki aylık bir dergi olarak İşçi Mücadelesi eski dizi. Ardından bunun biriktirdiği güçle, Ekim 2005-Nisan 2009 arasında 41 sayı, aylık bir ga- zete halinde yeni dizi İşçi Mücadelesi. Gerçek işte bu mirası devraldı, onun üzerinde yükseldi. Ama bu kadar değil bizim tarihimiz. Aslında ta 1920’ye geri gidiyor bu topraklarda ilk kökenimiz. Rusya’da 1917’de yaşanan, tarihin ilk başarılı proleter devrimi olan Rus Ekim devriminin yarattığı şevk ve heyecanın içinde Azerbaycan’ın Bakû kentinde 1920’de kurulan Türkiye Komünist Partisi’nin mirasçısı Gerçek. Çünkü aynen onun gibi, bir dünya partisinin Türkiye kolu olmak üzere, uluslararası bir devrimci örgütlenmenin ayağı ola- rak kurulmuş olan Devrimci İşçi Partisi’nin (DİP) merkezi yayın organı. 1930’lu yıllarda TKP’nin içinden gelen ve aralarında Nâzım Hikmet’in de bulunduğu “muhalif TKP” olarak bilinen ve Stalinizmin empoze ettiği çizgiye isyan eden partinin mirasçısı aynı zamanda. Sonra Türkiye solunun verdiği devrimci ne mücadele varsa, Deniz’le- rin, Mahir’lerin, İbo’ların ruhunu ayakta tutmaya çalışan bir yayın. Köklüyüz, bundan gurur duyuyoruz!

Gerçek, Aylık Devrimci İşçi Gazetesi, Sayı: 60, Ekim 2014 - (Yerel, süreli yayındır) - Fiyatı: 1 TL, Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Şiar Rişvanoğlu Adres: Kuruköprü Mah. Özler Cad., Özden İş Merkezi, No: 41, K.2 D. 38 Seyhan/ADANA, Basıldığı Yer: Yön Matbaacılık Davutpaşa Cad. Güven San. Sit. B Blok No:336 Topkapı İST. Tel: 0212 544 66 34, web: www.gercekgazetesi.net e-posta: [email protected]