Mart ayı yeni gündemle geldi 2020 başından beri birçok projeyi hayata geçiriyoruz. Türkiye’nin öncü yayıncısı olarak yepyeni içerikler, önemli organizasyonlar ve büyük projeler için hazırlıklarımız son sürat devam ediyor. Ancak, takvimimiz hep ileriyi hedefleyerek ulaştığımız ve içinde bulunduğumuz Mart ayının ortasına doğru Koronavirüs gündemiyle değişikliğe uğradı. Koronavirüs hem ülkemizin hem de dünyanın en önemli gündemi oldu ve bir süre daha bu gündem ve bize getirdikleriyle yaşantımızı sürdürmeye mecbur gibi görünüyoruz.

Kamu yayıncılığının bize yüklediği görevle çalışmalarımızı son sürat Koronavirüsün mecburi kıldığı şartlara uyumladık. Kurum olarak Şubat ayından bu yana üst düzey tedbirler alıyorduk; süreçte daha fazla neler yapabiliriz diye çalışma arkadaşlarımızın da gönderdiği önerileri titizlikle inceledik ve uzmanlarımızla sürekli görüş alışverişinde bulunduk. Çalışanlarımızın ve toplumumuzun sağlığı bizim için son derece önemli. Bu sebeple Koronavirüs Komisyonumuz sık sık toplanıyor ve tedbirleri gözden geçirip yeni kararlar alıyor.

Tedbirler hayatımızı zorlaştırıyor gibi görünse de hepsi bizlerin iyiliği için ve sorumluluğumuz gereği. Bu tedbirlerin uygulanmasında bir an bile esneklik göstermeyeceğiz. Komisyonumuzun ve uzmanlarımızın tavsiyeleriyle en üst düzey tedbirler alıyor ve TRT Ailesiyle her gelişmeyi paylaşıyoruz. Zor bir süreçten geçiyoruz. İnşallah beraberce sağlıklı bir şekilde bu günleri de atlatacağız.

Bizi ailesinin bir üyesi, sıkıntılı zamanlarda sığınılacak bir liman gibi gören insanımızın sayısı da bir hayli fazla. Biz de üzerimize düşen sorumluluğu en iyi şekilde yerine getirerek ilk etapta çocuklarımızın uzaktan eğitimine destek veriyor ve Milli Eğitim Bakanlığıyla TRT EBA TV uygulamasını devreye sokuyoruz. Bununla beraber aylar sonra yayına girmesini planladığımız TRT İzle uygulaması ise çok kısa bir sürede hazır hale getirildi. Bu uygulama da hizmete giriyor.

Bunların hepsi kıymetli çalışma arkadaşlarımın özverili çalışmaları sayesinde oluyor. Vatandaşlarımızın TRT’ye daha çok ihtiyaç duyduğu bu süreçte, yayının aksamadan devam etmesi için yaptıkları fedakârlıktan dolayı TRT Ailesine bir kez daha gönülden teşekkür ediyorum.

“Evde kal”ınması gereken bugünlerde bizim yayınlarımız sayesinde evde kaliteli vakit geçiren milyonlarca insan var. Amacımız doğru bilgiyi vatandaşlarımıza ulaştırmak ve yaptığımız haber dışı yayınlarla da ülkenin moralini yüksek tutmak. Her bir mecramızın ayrı izleyici ve dinleyici kitlesi var. Bize her zamankinden daha çok şimdi ihtiyaç duyuluyor. Bu zor günlerde kamu yayıncılığının bize yüklediği sorumlulukla en üst düzey tedbirleri alarak yayınlarımıza devam ediyoruz, edeceğiz. Yönetimimizin her alanda aldığı veya alacağı tüm tedbirler ve kararlar, TRT Ailesinin dikkatli davranışları, titiz ve özverili çalışması sayesinde etkili olacaktır.

İbrahim Eren Yönetim Kurulu Başkanı Genel Müdür

TRT VİZYON 1 İÇİNDEKİLER 10

26 34 1 Başyazı

Adlarını tarihe yazdırdılar TÜRKİYE RADYO TELEVİZYON 10 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde KURUMU ADINA SAHİBİ M. Bora DURMUŞOĞLU tarihimizin öncü kadınlarını andık

GENEL YAYIN YÖNETMENİ 16 Yeliz’in kanatları var M. Masum EKİNCİ Tekerlekli Sandalye Dansında ödüllü, milli sporcumuz Yeliz SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Güllü’nün ilham veren hikayesi Ceren BÖLÜKBAŞIOĞLU 22 Aslan Hürkuş Kayıp Elmas YAZI KURULU Filme dair ayrıntıları yapımcı 40 Ela TEKİN Murat Kaya ile konuştuk Meral ÜNSAL Mine Sultan ÜNVER 26 “Yarın Çok Genç Olacak” Projesi Özlem KARADAYI DOĞAN Van, Ağrı ve Hakkâri’den 180 Öztürk Miraç SARAL başarılı çocuk Türkiye turuna Zeynep ÖYMEZ çıktı, TRT bu yolculuğu ekranlara taşıdı KONUK YAZAR Nimet PİLAVCI 32 TRT’nin stajyerleri TRT, her yaş için Türkiye’nin GRAFİK TASARIM en iyi yayıncılık okulu olma Gamze ÖZGÖREN misyonuna devam ediyor

YÖNETİM YERİ TRT GENEL SEKRETERLİK 34 Devlet nasıl yönetilir? 44 TRT SİTESİ B BLOK KAT: 11 TRT AVAZ bu sorunun cevabını ORAN/ANKARA Bilge Tonyukuk’a sordu Tel : (312) 463 23 00 Faks: (312) 463 23 07 40 TÜRKSOY’dan TRT’ye altın madalya ISSN 1308-7495 Cengiz Aytmatov Altın Madalyası, YAYIN TÜRÜ Yaygın/Süreli TRT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Eren’e BASIM TARİHİ takdim edildi 30 Mart 2020 44 TRT ve MEB ortaklığı ile uzaktan BASILDIĞI YER eğitim Milyonlarca öğrenci TRT ile Ege Reklam Basım Sanatları öğrenime devam ediyor 52 San. Tic. Ltd. Şti. Esatpaşa Mah. Ziyapaşa Cad. No:4 52 Dünya Koronavirüsle savaş 34704 Ataşehir / İstanbul halinde Tel : (216) 470 44 70 Dünyada ve ülkemizde yeni tip Faks : (216) 472 84 05 Koronavirüs ile mücadele

68 Doğu Ekspresi’nde bir röportaj Efsanevi Doğu Ekspresi’nin kondüktörü Nurettin Bayrak ile tren sevdası üzerine

76 Gelenekten geleceğe Türk www.trt.net.tr/vizyondergisi Okçuluğu facebook.com/TRTVizyonDergisi Ata sporlarımızdan okçuluğu, instagram.com/trtvizyon milli sporculara, antrenörlere ve 76 [email protected] yöneticilere sorduk

AYIN KARELERİ Meral ÜNSAL / [email protected]

4 TRT VİZYON TRT VİZYON 5 Meral ÜNSAL / [email protected]

Sevimli görünse de... Artık hepimiz ezberledik. Sevimli bir çizgi film karakterini andıran bu şekil, Covid-19 adı verilen yeni Koronavirüs’e ait. Geçtiğimiz yıl sonunda Çin’in Wuhan kentinde ilk kez saptanan ve sonrasında hızla dünyayı etkisi altına alarak küresel salgına yol açan virüs, adeta hayatı felç etti. Şeklinden dolayı güneşin taç küresine benzeyen ve bu yüzden de Latince “korona” kelimesi ile adlandırılan virüsün yarattığı hastalıkla tüm dünya mücadele ediyor. Fotoğraf: Reuters 4 TRT VİZYON TRT VİZYON 5 6 TRT VİZYON TRT VİZYON 7 Evde kal Salgının küresel boyuta taşınmasıyla tüm ülkelerde halka evinde kalması çağrısı yapıldı. Salgının kontrol altına alınabilmesi ve yayılma hızının düşürülmesi için hayati önem taşıyan bu çağrıya, büyük çoğunluk uydu ve salgınla mücadeleye evlerinden destek verdi. Sağlık çalışanları ve hizmet sektöründekiler ise mücadeleye iş yerlerinde ön saflarda katıldılar. Fotoğraf: Reuters 6 TRT VİZYON TRT VİZYON 7 8 TRT VİZYON TRT VİZYON 9 Ve bahar yine de geldi Dünyanın kendine özgü döngüsü tüm yaşananlara rağmen devam etti. Enfeksiyonla mücadele eden hastalar, sağlık çalışanları ve evlerinde kalmayı sürdüren çoğunluk göremese de dünyanın bir yerlerinde bahar kendini iyiden iyiye hissettirdi. Fotoğraf: Dilek Yaşar 8 TRT VİZYON TRT VİZYON 9 TARİH Özlem KARADAYI DOĞAN / [email protected]

Sabiha Gökçen’in Madame Tussauds İstanbul’da yer alan balmumu heykeli Türk tarihine adını yazdıran kadınlar Geçmişten bugüne tüm kadınlara ilham olan öncü kadınlarımızı, tarihin tozlu sayfalarından kurtarıp bir kez daha hatırlamaya ne dersiniz?

ugün bulunduğumuz noktaya Kimini zaten tanıyoruz, kiminin adını bile hatırlayalım istedik bu sayımızda. Kendi gelmemizde birer mihenk duymadık belki. Ama o öncü kadınlar, dönemlerinin zor koşullarında öncü taşıydı onlar… Tarihin akışını ardından gelen nesillere açtıkları kapılarla, hareketin ateşini fişekleyen o koca yürekli değiştiren, erkek egemen başardıkları işlerle kendi dönemlerine kadınları saygıyla anıyoruz. bir dünyada hemcinslerinin silinmez imzalar attılar. Türkiye’nin kadın Gönül isterdi ki hepsini uzun uzun sesi olan, sınıflaşmaya ilkleri olarak milli duruşumuzu, milli anlatalım. İlk kadın heykeltıraş Sabiha ve ayrımcılığa meydan okuyan cesur kimliğimizi temsil ettiler. Gelecek kuşaklar Bengütaş, ilk kadın veteriner Sabire Byüreklerdi… Toplumsal cinsiyet için yol gösterdiler, rol model oldular… Aydemir, ilk kadın yönetmen Cahide normlarının ve yargıların karşısında verilen Herkesin bir hikâyesi vardır. Ama onlar Sonku, ilk kadın öğretmenlerden Perihan mücadelenin baş mimarlarındandı her hikâyelerini altın harflerle yazdılar. Onga, ilk kadın eczacı Rukiye Kanat Arran, biri… Türkiye’de kadınının “var olma” Geçmişten bugüne tüm kadınlara ilham ilk ressam Müfide Kadri, ilk akademisyen mücadelesini temsil eden öncü kadınlardı olan öncü kadınlarımızı, tarihin tozlu Nermin Abadan, ilk hâkimlerden Suat Berk onlar… sayfalarından kurtarıp bir kez daha ve daha nicelerini…

10 TRT VİZYON TRT VİZYON 11 Sabiha Gökçen 1935’te Türkkuşu’nun açılış töreninde yapılan planör gösterilerinden etkilenerek havacılığa ilgi duymaya başlayan Sabiha Gökçen, gökyüzünde cesareti ile süzülen ilk kadın savaş pilotu, aynı zamanda Atatürk’ün manevi kızıydı. Uçuş kariyeri boyunca yaklaşık 8 bin saat uçuş gerçekleştirdi, bunlardan 32’si muharebe göreviydi. 1913 yılında Bursa’da dünyaya gelen Gökçen, Safiye Ali Atatürk’ün de destek vermesi ile 1935’te Türk Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kadın tıp Hava Kurumu’nun Türk Kuşu Sivil Havacılık doktoru ve tıp eğitimi veren ilk kadındır. Okulu’na girdi, Ankara’da yüksek planörcülük Osmanlı İmparatorluğu döneminde brövelerini aldı. Gökçen, yedi erkek öğrenciyle çeşitli hizmetleriyle tanınmış bir ailenin birlikte Kırım’a gönderilerek altı aylık yüksek kızı olarak 1894 yılında dünyaya geldi. planörcülük eğitimini Koktebel Yüksek Planör İstanbul’da Amerikan Kız Koleji’nde Okulu’nda tamamladı. 25 Şubat 1936’da ilk öğrenim gördü. Kolej yıllarında iken defa motorlu uçak ile uçmaya başladı. 1937 tıp doktoru olmaya karar verdi. Kadın yılında Türk Hava Kurumu’nun yetiştirdiği ilk hastaların kadın doktorları tercih kadın pilot olması nedeniyle kurumun “9 numaralı Murassa Madalyası” ile ödüllendirildi.1938 etmesinden ötürü kadın doktorlara yılında uçağıyla balkan turu gerçekleştirdi daha sonra Türkkuşu’na başöğretmen tayin edildi. gereksinim duyuluyordu ancak 17 yıl görevini başarıyla yerine getirdi. 1991 yılında Uluslararası Havacılık Federasyonu Altın Darülfünun Tıp Fakültesi henüz kadın Madalyası’nı aldı. Dünya havacılık tarihine adını yazdıran 20 kişiden biri oldu. öğrenci kabul etmiyordu. I. Dünya 2001 yılında vefat eden Gökçen, hayatı boyunca toplam 22 değişik hafif bombardıman ve Savaşı sürerken maddi güçlüklere akrobatik uçakla uçmuş, birçok ödül kazanmış ve cesareti ile Türk kadınına örnek olmuştu. rağmen Almanya’ya giderek Würzburg Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde öğrenim gördü. Dönemin Maarif Nazırı Ahmet Refet Angın Şükrü Bey’in yardımıyla devlet bursu Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk kadın alan Safiye Ali, çok hızlı bir şekilde öğretmenlerinden olan Refet Angın, 1981 Almanca öğrenerek hemen derslere yılında 24 Kasım’ın Öğretmenler Günü başladı. olarak belirlenmesiyle Yılın Öğretmeni Haziran 1923’te Türkiye’nin ilk kadın seçilen ilk isim olmuştur. doktoru olarak icazetnamesini aldı Gelibolu’da 1915’de dünyaya gelen ve eşi ile birlikte Cağaloğlu’nda Angın’ın babası bir Kuva-yı Milliyeci’ydi. muayenehane açtı. Bir kadın doktor 1932 yılında Öğretmen Okulu’nu bitirerek olarak, uzun süre hastaların güvenini Ankara’ya gitti. Burada Gazi Terbiye kazanmak için çaba sarf etti. Ancak Enstitüsü Tarih Bölümü’ne yazıldı. Dil sonra kapısındaki kuyruk hiç bitmedi. ve Tarih - Coğrafya Fakültesi açıldıktan İstanbul’da beş yıl doktorluk yaptı sonra oraya da kayıt olan Angın her iki ancak karşılıksız olarak anne - çocuk okuldan da 1936 yılında mezun oldu. sağlığına yaptığı hizmetler klinik Mustafa Kemal Atatürk ile yolları çalışmalarının önüne geçti. birçok kez kesişen Refet Angın, 1952 yılında kanser nedeniyle ilk okul yıllarındaki karşılaşmalarında Atatürk’ün “Büyüyünce ne olacaksın çocuk?” hayatını kaybeden Safiye Ali’nin adı, sözüne, “Öğretmen” diye cevap verir. İkinci karşılaşmalarında ise artık Öğretmen Okulu anne - çocuk sağlığı üzerine yaptığı öğrencisidir ve Atatürk’e sevinçle bunu söyler: “Bakın sözümü tuttum Paşam. Öğretmen çalışmalar ve Süt Damlası Bakımevleri olacağım işte”. Onun Gelibolu’daki küçük kız olduğunu hatırlayan Atatürk ne öğretmeni ile anılır. Safiye Hanım, mesleki olmak istediğini sorar. “Matematik öğretmeni” cevabını alınca “Hayır tarih öğretmeni çalışmalarının yanı sıra İstanbul’da olacaksın. Çünkü nesillere tarihlerini öğretmek en önemli vazifedir” diye karşı çıkar. başlayan feminist harekete katılarak Atatürk’e verdiği sözü bir kez daha tutan ve tarih öğretmeni olarak sayısız öğrenci Türk kadınının seçilme hakkı için de yetiştiren Angın, 2010 yılında 95 yaşındayken hayata gözlerini yumar. mücadele etmiştir.

Jale İnan 1914 tarihinde İstanbul’da dünyaya gelen Jale İnan, ilk Türk kadın arkeolog olarak tanındı. Türkiye’nin ilk arkeologlarından Aziz Ogan’ın kızı, zamanın önde gelen bilim insanlarından Mustafa İnan’ın eşidir. Alexander von Humboldt Vakfı bursu ile Almanya’da Berlin Üniversitesi Arkeoloji Bölümünde eğitim gören İnan, uzun yıllar devam eden programlı kazılarla Perge ve Side antik kentlerinin gün ışığına çıkarılmasına emek verdi; eserlerin sergilenmesi için Antalya ve Side müzelerinin kurulmasını sağladı.

10 TRT VİZYON TRT VİZYON 11 Öncü kadınlar, ardından gelen nesillere açtıkları kapılarla, başardıkları işlerle kendi dönemlerine silinmez imzalar attılar. Türkiye’nin kadın ilkleri olarak milli duruşumuzu, milli kimliğimizi temsil ettiler.

Bedriye Tahir Gökmen İlk Türk kadın pilot olarak tarihe adını yazdıran Bedriye Tahir Gökmen, Gökmen Bacı adıyla Semiha Es tanınır. 1932 yılında Vecihi Uçuş Okulu’nda İlk Türk kadın savaş muhabiri ve havacılık eğitimine başlayan Gökmen, bir fotoğrafçı Semiha Es 1912’de doğdu. yandan memurluk yaparken bir yandan uçuş Ünlü gazeteci Hikmet Feridun Es’in eşi eğitimlerini sürdürdü. 1933’te bröve aldı. olan Semiha Hanım, fotoğrafa eşinin Havacılık tutkusu yüzünden pek çok tepkiye röportaj seyahatleriyle başladı. Çalıştığı maruz kalan Gökmen, tüm engellere rağmen gazete, Kore’de savaşın görüntülenmesi bu tutkusundan vazgeçmedi. Bu yüzden aylığı için Semiha Es’i görevlendirdi. Kore kesildi hatta bir süre sonra işinden bile oldu. dışında Vietnam ve Ruanda gibi savaş 1934 yılında Vecihi Uçuş Okulu, brövelerin onaylanması için öğrencilerin Hava Kuvvetleri bölgelerinde de bulundu. Kadın olduğu Müsteşarlığı tarafından sınavdan geçirilmesini talep etmişti. Ancak sınav heyeti, okulun tek anlaşılmasın diye ellerini gizleyen, tahta faal uçağının kırım geçirmiş olmasından ötürü sınavı gerçekleştirmedi. Bir süre sonrada okul ranzalarda sabahlayan, defalarca ölümle kapanınca Gökmen Bacı’nın pilotluğu maalesef onaylanamadı. Kendisine Gökmen lakabını burun buruna gelen Semiha Hanım, takan Abdurrahman Türkkuşu’ydu. 1934’te Soyadı Kanunu çıkınca Gökmen soyadını aldı. korkusuzca dünyanın gözü olmaya devam ederken, insana dair acı tatlı pek çok kareyi ölümsüzleştirdi. Savaş Afife Jale dışında kalan zamanlarda Hollywood İlk kadın tiyatro oyuncusu olan Afife Hanım, setlerinde Amerikan yıldızlarını, Afrika’da 1902 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. 1918’de yerlileri çekti. Darülbedayi’nin tiyatro kursları için açtığı sınavı 2012’de tam 100 yaşında vefat eden kazandı. Müslüman kadınların sahneye çıkması halen Semihe Es, yarım yüzyıl boyunca geleneksel olarak yasaktı ancak Darülbedayi, sadece fotoğraf makinesini elinden hiç kadınlara özel gösterilerde oynayacakları gerekçesiyle düşürmedi. Müslüman kadınları bünyesine almıştı. Afife Hanım, kabul edilen beş Müslüman kadından biriydi. Diğer kadınlardan üçü kursu bıraktı bir süre sonra. Refika Hanım suflör olarak Darülbedayi kadrosunda yer alırken, Afife Hanım ise mülazım artistlik (stajyer oyuncu) kadrosuna girdi. 1920 yılına kadar oyunların provalarına katılsa da sahneye çıkamadı. 13 Nisan 1919 tarihinde, Hüseyin Suat’ın “Yamalar” adlı oyununda, Emel rolü ile ilk kez sahne aldı. Asıl ismi Afife olan sanatçı, bu oyunda “Jale” takma ismini kullanmış ve daha sonraları Afife Jale adıyla anılmaya başlanmıştı. O dönemki Dâhiliye Nezareti (şimdinin İçişleri Bakanlığı) yayınladığı bir bildiriyle Müslüman Türk kadınlarının sahneye çıkmasını yasakladı. 1923’te Atatürk’ün emriyle Müslüman Türk kadınları sahneye çıkabilmeye başladı ve kendisi ilk Türk Müslüman kadın oyuncu olarak Türkiye’nin ilkleri arasında yer aldı. Nuran Devres Üniversitede İngiliz filolojisi bölümü okurken TRT’nin spikerlik sınavını Filiz Dinçmen kazanan Nuran Devres, Türkiye’nin ilk 1939 yılında doğan Filiz Dinçmen, Ankara Kız Lisesi’ni kadın televizyon spikeri olarak adını bitirdikten sonra; 1960 yılında Ankara Üniversitesi yazdırdı tarih sayfalarına. 31 Ocak 1968 Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olur. 1968-1970 tarihinde Ankara’da ilk deneme yayınının yılları arasında Türkiye Tahran Konsolosluğunda görev sunuculuğunu gerçekleştirdi. O tarihi alan Dinçmen, 1982 yılında Hollanda Lahey Büyükelçisi anons şöyleydi: “Burası üçüncü bant görevine getirilerek Türkiye’nin ilk kadın büyükelçisi beşinci kanaldan deneme yayını yapan unvanını alır. 1984 yılında Strasbourg’da Avrupa Konseyi Ankara Televizyonu. Sevgili seyirciler, ilk Türkiye Daimi Temsilcisi görevine getirilir. yayınımıza başlıyoruz.” 1989 yılında Dışişleri Bakanlığının ilk kadın müsteşar Devres, kariyeri boyunca spikerlik ve yardımcısı olarak görev yapan Dinçmen, 1991 yılında bu sunuculuğun dışında radyo oyunları görevine ek olarak Dışişleri Bakanlığı sözcüsü olur. 1993-1997 yılları arasında Avusturya yazıp yabancı dizi çevirisi yaptı. Ayrıca (Viyana) Büyükelçiliği, daha sonra da Malta Büyükelçiliği yapar. 2001-2004 yılları arasında Evdeki Yabancı, Marziye, Kara Melek, Vatikan Büyükelçiliği yapan Dinçmen, Katolik dünyasının kalbinde ilk Müslüman kadın Melekler Adası gibi ünlü dizilerin büyükelçi olarak yer buldu. senaryolarına imza attı. 12 TRT VİZYON TRT VİZYON 13 Semiha Berksoy İlk kadın opera sanatçısı olan Semiha Hanım, 1910’da, İstanbul’da, dünyaya geldi. Annesi Fatma Saime Hanım, heykeltıraş ve ressam; babası Ziya Cenap Bey ise, maliye kâtibi ve şairdi. Sanat dolu, kültürlü bir ailenin içinde, sanat aşkı ile büyüdü. İstanbul Konservatuarı’nda ve Güzel Sanatlar Akademisi Namık İsmail Atölyesi Resim ve Tiyatro Okulu’nda eğitim aldı. Daha sonra devlet bursu ile Almanya’da Berlin Devlet Yüksek Müzik Akademisi Opera Bölümü’nü bitirdi. Opera kariyerine 1934’de başlamış olan Semiha Berksoy Türkiye, Almanya ve Portekiz’de sahneye çıktı. 1939’da Richard Strauss’un Ariadne Auf Naxos isimli operasındaki Ariadne rolü ile Avrupa’da sahne alan ilk Türk opera sanatçısı oldu. Yaşamını, “Ben kaderimi yaşadığım haksızlıklara rağmen hep hoş karşıladım. Sanatımla baş başa mutlu oldum, çünkü beni sanattan başka hiçbir şey ilgilendirmiyordu” sözleriyle özetleyen Semiha Berksoy, henüz 18 yaşındayken konservatuarı bırakmasını isteyen babasına “Benim ruhumu sürükleyen, bende alev haline gelen bir şey var; o da sanat aşkıdır. Bunu bilesiniz, ölsem de mezarımda selvi ağaçları söyler” sözleriyle karşı çıkmıştı.

Türkan Akyol Süreyya Ağaoğlu Türkiye’nin ilk kadın bakanı 1903’te Azerbaycan’da olan 1928 doğumlu Akyol, doğan Süreyya Ağaoğlu, Ankara Üniversitesi Tıp hukuk profesörü, yazar ve Fakültesi’ni bitirdikten sonra siyasetçi Ahmet Ağaoğlu’nun dâhiliye ve göğüs hastalıkları kızıydı. İstanbul Hukuk uzmanlığını aldı. Fransa ve Fakültesi’ne başvuran ilk Hollanda’da kısa dönem kız öğrenci olarak fakültenin burslu olarak çalışan Akyol, kız öğrencilere açılmasında 1959’dan 1962’ye kadar New öncü rol oynayan Süreyya York’taki Albert Einstein Tıp Ağaoğlu hayallerine çok Fakültesi’nde solunum fizyolojisi ile ilgilendi. kolay ulaşmamıştı şüphesiz. 12 Mart 1971 Silahlı Kuvvetler muhtırasının ardından Nihat Fakülteye girmek istediğini Erim’in kurduğu 33. Hükümette Sağlık Bakanı olarak görev söylediğinde okul yönetimi tarafından kahkahalarla karşılanan aldı. 1993 yılında Tansu Çiller’in kurduğu 50. Hükümette DYP- Süreyya Hanım, kendisi gibi avukat olmak isteyen 3 arkadaşını SHP koalisyonundan SHP milletvekili olarak, bakanlık yaptı. daha yanında götürünce kapılar kendisine açılmak zorunda Akyol aynı zamanda Türkiye’nin ilk kadın rektörü unvanını da kaldı. 1925’te fakülteden mezun olduktan sonra Ankara’da sırtlanmış bir isim. Şurâ-yı Devlet Tanzimat Dairesi’nde çalıştı. 1927’de Ankara Türk siyasetinin önemli figürleri arasında yer alan ve tıp alanında Barosu’na kaydoldu. 1928’de serbest avukatlık ruhsatını alarak, saygın bir yer edinen Prof. Dr. Türkan Akyol, 2017’de 89 yaşında “Türkiye’nin ilk kadın avukatı” unvanınım sahibi oldu ve hayatı hayata veda etti. boyunca avukatlık mesleğini sürdürdü.

Feriha Sanerk 1923 tarihinde doğan Şerife Feriha Sanerk, 1941’de girdiği Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin ilk kız öğrencisi oldu. 1951’de kaymakamlık kursuna girip kazandı ancak kadın olduğu için ataması yapılmadı. Emniyet Genel Müdürlüğüne komiser muavini olarak atanan Sanerk, 1953’te Emniyet Müdürü rütbesine yükselmesine karşın kadın olduğu için bir kez daha ataması gerçekleştirilmedi. Olayı yargıya taşıyarak bir hukuk mücadelesi başlatan Sanerk, ardından gelecek kadınlara cesaret veren bir zafer kazanarak Türkiye tarihinin ilk kadın emniyet müdürü oldu.

Gül Esin Türkiye’nin ilk kadın muhtarı olan Gül Esin, 1933 yılında 32 yaşındayken 500 oyla, 4 erkek rakibine fark atarak Demircidere köyü muhtarı oldu. 11 Aralık 1933’te Halkevi Gazetesi’nde, ‘Büyük inkılabın ilk kadın muhtarı, vazifen kutlu ve mutlu olsun’ manşetiyle haber oldu. İki yıl süreyle muhtarlık yapan Gül Esin, kahvehanelerde kumar oynamanın yasaklanması, çocukların okula yazdırılması, kadınların sosyal hayata hazırlanması, kız kaçırma olaylarının önlenmesi ve nikâh işlerinin düzene sokulması gibi konularda önemli işlere imza atarak yerel yönetimlerde kadınların yer alabileceğini tüm ülkeye göstermiş; çalışmaları nedeniyle Atatürk tarafından ödüllendirilmişti.

12 TRT VİZYON TRT VİZYON 13 Satı Kadın (Hatı Çırpan) 1890 doğumlu Satı Kadın, Balkan Harbi sırasında gırtlağından yaralanmış bir askerin eşi ve beş çocuk annesiydi. Çiftçilikle uğraşırken 26 Ekim 1933’te kadınlara muhtar olma hakkı verilmesi sonrasında Kazan köyünün muhtarlık seçimlerini kazanmış ve Gül Esin gibi Türkiye’nin ilk kadın muhtarlarından biri olmuştu. Atatürk, Kurtuluş Savaşı sırasında büyük yararlılıklar gösteren Satı Kadın’la 1934 yılında Kazan köyüne yaptığı gezi sırasında tanışmış ve zekâsına hayran kalmıştı. 1935 Türkiye genel seçimlerinde aday olup ilk kadın milletvekilleri olarak Meclis’e giren 17 kadın arasında yer alan Satı Kadın, TBMM V. dönem Ankara milletvekili olarak görev yaptı. Mustafa Kemal’in isteği üzerine Satı adını Hatı olarak değiştirdi. Bu sebeple Satı Kadın olarak bilinse de TBMM kayıtlarına adı Hatı Çırpan olarak geçer. Satı Kadın, milletvekilliği görevin tamamladıktan sonra Kazan’a döndü. 21 Mart 1956 günü hayatını kaybetti.

Selma Rıza Feraceli Müfide İnan İlk Türk kadın gazeteci 1912 Mersin doğumlu Müfide olan Selma Rıza, İlhan, 1950 yılında Türkiye’nin diplomat Ali Rıza Bey ilk kadın belediye başkanıdır. ile sonradan Müslüman Babası teğmen Nafiz Çakmak, olup Naile adını alan Mareşal Fevzi Çakmak’ın Avusturyalı bir annenin kardeşidir ve Çanakkale’de şehit kızı olarak 1872’de düşmüştür. İstanbul’da dünyaya Çocukluk yılları işgal altındaki geldi. Ağabeyi 1889’da İstanbul’da geçen İlhan, orta Fransa’ya gitmiş ve orada öğrenimini ise Kandilli Kız Jön Türk hareketine katılmıştı. Ailesinden gizlice İstanbul’dan Lisesinde tamamladıktan sonra, kaçarak Paris’teki ağabeyinin yanına gitti ve eğitimini Muallim Mektebini bitirerek Sorbonne Üniversitesi’nde sürdürdü. Paris’te bulunduğu Cumhuriyetin aydın öğretmenlerinden biri olmuştur. Eşi Dr. Faruk İlhan sırada İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne üye oldu. Cemiyetin Mersinli bir aileye mensuptur. 1946 yılında ailece Mersin’e yerleşirler. tek kadın üyesiydi. Fransızca olarak yayımlanan Meşveret İkinci Dünya Savaşı bitmiş, Avrupa’da düzenler değişmiştir o günlerde. Gazetesi’nde ve Türkçe olarak yayımlanan Şuray-ı Ümmet Önce Dr. Faruk İlhan’a politikaya atılması için öneri gelir, ama o Gazetesi’nde çalıştı. İlk Türk kadın gazeteci unvanını Paris ülkesine hekim olarak hizmet etmeyi tercih etmiştir. Bu öneriye sıcak yıllarındaki çalışmaları ile aldı. 1908’de II. Meşrutiyet’in ilanı bakan Müfide İlhan siyasete atılır. Coşkulu konuşmaları ve hitabet üzerine İstanbul’a döndü. Hanımlara Mahsus Gazete ve yeteneğiyle kendini kanıtlayan İlhan, 1950 yılında, Mersin Belediye Kadınlar Dünyası gibi yayın organlarında yazılar yayımladı. Meclisi tarafından belediye başkanı seçilir. Çok kısa sürede kentin Kandilli’deki Adile Sultan Sarayı’nın Türkiye’nin ilk yatılı kız yüzünü ve kültürünü değiştirmeyi başaran İlhan, destek gördüğü kadar lisesi olarak açılmasına yardımcı olan Selma Rıza, 1931 kadın olması nedeniyle tepkilerle de karşılaşır. yılında hayata veda etti.

Samiye Cahid Morkaya 1897 yılında İstanbul’da doğan Samiye Cahid Morkaya, müziğe ilgisi nedeniyle Tamburi Cemil Bey’den sekiz yıl kemençe dersleri alır ve 1922’de o yılların konservatuvarı sayılan Darülelhan’daki bir sınavı kazanır. Ancak kemençe öğretmenliği yaparken, tutkuya dönüşen otomobil sevdası ile kendini yeni bir kulvarda bulur. O yıllarda İstanbul sokakları otomobillerle dolmaya başlamış, bu araçların kullanılabilmesi için şahadetname olarak adlandırılan ve bir nevi ehliyet sayılan belgelerin alındığı kurumlar açılmıştı. Erkek egemen bir toplumda kalıpların dışına çıkmayı başaran Samiye Hanım, kısa sürede Pangaltı Amerikan Garajından ehliyet aldı ve ilk ehliyetli kadın sürücü olarak gazeteci ve yazar eşi Burhan Cahit Morkaya’nın aldığı otomobil ile İstanbul sokaklarında yol almaya başladı. Ama Samiye Hanım bununla yetinmeyecekti. İçinde her geçen gün büyüyen bir tutkuyla otomobil yarışlarına katılmaya başladı. 1930 ve 1931 yıllarında çok önemli dereceler elde ettikten sonra ilk birinciliğini 1932 yılında İstanbul’da bulunan İstinye Köprüsü ile Zincirlikuyu arasındaki 9.5 kilometrelik parkurda düzenlenen rallide kazandı. O dönem bir kadının zaferini kabullenebilmek çok kolay değildi. Yarışta ikinci olan Vehbi Bey, kazananın bir kadın olması gerekçesiyle sonuçlara itiraz etti. Mahkemeye taşınan bu itiraz, Samiye Hanım’ın lehine bir kararla son buldu. Böylece Samiye Cahid Morkaya’nın birinciliği resmiyet kazandı. O yıllarda azmi ve başarısıyla kadınların otomobil sporlarına yönelmesine öncülük eden Samiye Hanım, 1933 yılında yapılan yarışlarda da birinciliği göğüsledi. 1934 yılında gerçekleştirilen yarışlarında kaza yapan ve otomobili takla atan Samiye Hanım, bu kazadan ağır yaralı olarak kurtuldu. Oluşan kalıcı sakatlığı nedeniyle tutkuyla bağlı olduğu yarışlara bir daha geri dönmemek üzere veda etti. Ama 1972 yılında hayata veda edinceye kadar otomobil kullanmaktan hiç vazgeçmedi.

14 TRT VİZYON TRT VİZYON 15 14 TRT VİZYON TRT VİZYON 15 SÖYLEŞİ Meral ÜNSAL / [email protected]

Uçmayı başaran tüm kadınlara... Bir yerlere ulaşmak istediğimizde en çok da kendi kendimize ördüğümüz duvarlar engeller bizi. Oysa her insan içindeki büyük güçle doğar. Sadece bunu unuttuğu zamanlar vardır. Bazen de birilerinin bu gücü ona hatırlatması gerekir. İçimizdeki gücü hatırlatacak birinden bahsedeceğiz sizlere...

16 TRT VİZYON TRT VİZYON 17 Fotoğraf: Meral Ünsal Meral ÜNSAL / [email protected]

engârenk çiçeklerden oluşan bebeklerim dünyaya geldi, sonra da oğlum bir tarla düşünün… Minik bir doğdu. Bu süreçte çalışmalara biraz ara rüzgârda dahi burnunuza verdim. Annelik çok daha özverili bir iş mis gibi kokular gelirken, aslında. Şu anda Tekerlekli Sandalye Dans renk cümbüşü sizi sarıp Sporu alanında Milli Sporcuyum. sarmalar… İşte bakmasını bilirseniz ve o minik rüzgârı yaratmaya Dansa ne zaman başladınız? Rmuktedirseniz bir kadının ruhunda 2019 yılı Şubat ayında başladım. Normalde gizlenmiş renkleri ve tılsımı görebilirsiniz. tekerlekli sandalye kullanan bir engelli değilim Üstelik sizin de ruhunuz buna müsaitse, aslında. Koltuk değneklerinin desteğiyle biraz daha ileri gidip, o ruhun bir çift kanada dönüştüğünü bile görebilirsiniz. yürüyorum. Ama dans branşında, Milli Takım Evet, yazımızın konusu tam da böyle bir “Amacımız, tek bir Yeliz’in Antrenörümüz ve Federasyonumuzun kadın… değil, binlerce Yeliz’in dışarı uygun görmesiyle ivedi bir şekilde Rusya’da Onu sizlerle tanıştırmadan önce, kanatları çıkması ve özgürce nefes Kıtalararası Dans Şampiyonası’na katıldım. olan, uçabilen, kanatlarının varlığını Yarışmada en başarılı performans kupasıyla bilen ama onları kullanmaya cesareti alması... Bir insanı bile ülkeme döndüm. Onun ötesinde Türkiye olmayan, ruhunu özgür bırakamamış, kazanabilmek çok önemlidir. ikinci kez sahneye çıktı Rusya’da. Daha gücünün farkında olan, olmayan tüm sonra dünya şampiyonasına katılmaya hak kadınların Dünya Emekçi Kadınlar Yıllar öncesinde toplumda kazandım ve Almanya’nın Bonn kentinde Günü’nü kutlayalım. Diğer dillerdeki bu kadar engellinin varlığını aynı yılın Aralık ayında ülkemizi temsil ettim. etimolojik kökenini bilemeyiz, ancak “kadın” aileler bile saklıyordu. Ama Tek kadın serbest dalında yarıştım. 350 kelimesinin geçtiği ilk yazılı kaynağımız sporcu arasında kendi kategorimde 14’üncü Orhun Yazıtları. Burada kadın anlamında şu anda bizler varız diyoruz. oldum. “katun” yani “ kraliçe” kelimeleri kullanılmış. Bedenimiz ne kadar eğri Dede Korkut metinlerinde ise kadın Bizler böyle bir spor dalı kelimesinin “soylu sınıfa sahip” anlamına bilemem ama ruhumuzun olduğunu bilmezken sizler geldiğini hatırlatalım. düzgünlüğü çok önemli. bu alanda ülkemizi temsil Yeliz Güllü, 1979 Ankara doğumlu başarılı İnsanların ruh düzgünlüğüyle etmişsiniz... bir kadın. Pek çok alanda “ben varım” Dansın bir spor olduğunu pek çok diyen kadınlardan. Onu sizlerle tanıştırma hayata merhaba demesi en kişi bilmiyor. Ben isterim ki tekerlekli nedenimiz katıldığı bir dans yarışmasında önemli hedefimiz.” sandalyede hayatını sürdüren ülkemizi gururlandırmasıydı ama kendisiyle tanışınca çok daha fazlası olduğunu öğrendik. Dilerseniz hikâyeyi kendisinden dinleyelim:

Biz sizin Kıtalararası Dans Şampiyonası’ndan ülkemize bir kupayla döndüğünüzü biliyoruz. Ancak pek çoğumuz gibi biz de dans branşının “Tekerlekli Sandalye Dans Sporu” olarak adlandırıldığını bilmiyorduk. Üstelik siz Milli Sporcusunuz bu alanda. Serüveniniz nasıl başladı? En başından anlatır mısınız? Bir buçuk yaşında yaşadığım çocuk felci ve yüksek ateş ortopedik engelli yapsa da bu durum bana hiç engel olmadı. Bu yaşıma kadar hep şükür ve teşekkürle geldim. Üç çocuk annesiyim, lise mezunuyum. Pek çok sivil toplum kuruluşunda görev aldım. Yaklaşık 17-18 yıldır Türkiye’nin her yerini gezerek amatörce tiyatro oynuyorum engelli arkadaşlarımla. 2006 yılında “Özürlü Olduğum İçin Kimseden Özür Dilemiyorum” adlı bir kitap yazdım. 2008’de ilk kez Türkiye Engelliler Güzellik Yarışması’nı düzenledim. O yıl ikiz Kıtalararası Dans Şampiyonası, Rusya

16 TRT VİZYON TRT VİZYON 17 arkadaşlarımız da bu sporu yapsınlar. Bu “Tekerlekli Sandalye Elbette... Ben de paten ya da kaykay hem sağlık açısından hem de bedenimize sürenlere hayranlıkla bakardım. Şu an şükretmeyi öğrenme açısından çok Dans Sporu alanında Milli sürdüğüm tekerlekli sandalyeyi emin olun değerli. İlahi güç de çok önemlidir ve biz Sporculuk unvanının bana ki bir paten olarak görüyorum. Canım isyankarlıktan çıkıp şükredersek güzel sıkıldıkça şu patenlere bir bineyim de nimetleri alabileceğimize inanıyorum. yaşattığı en güzel tecrübe; süreyim diyorum. Ay Yıldız Engelliler milli formayı üzerime giyip, Gençlik ve Spor Kulübü ve ayrıca Dansa olan eğiliminiz hep var mıydı? bayrağımızı elime alıp, o Engelsizce Yaşama Derneği Başkanıyım. Çok şanslı biriyim ben. Aile açısından... Amacımız, tek bir Yeliz’in değil, binlerce Çocukların oynadığı tüm oyunları ben de duygularla yurt dışında Yeliz’in dışarı çıkması ve özgürce nefes oynadım çocukken. Evde, annem müziği ülkemi temsil etmek oldu.” alması... Bir insanı bile kazanabilmek çok açar, beni kanepeye oturtur ve benimle önemli. Yıllar öncesinde toplumda bu kadar oynardı. Hep şunu söylerdi: ‘O hiçbir şeyden istemez düşer miyim korkusu oluyor. engellinin varlığını aileler bile saklıyordu. eksik kalmasın. Büyüdüğünde de kimseye Sonrasında kendime farz et ki evde dans Ama şu anda bizler varız diyoruz. Amacımız muhtaç olmadan hayatını sürdürsün.’ O ediyorsun dedim. Zaten tebessümü de hiç engelli kavramını ortadan kaldırmak. mutluluğu aileden alıyorsunuz. İnsana bırakmıyordum. Üstelik dansın en güzel Bir STK başkanı olarak şunu söylemek sevgiyle yaklaşılan her alanda mutlaka tarafı, uçuyorsunuz. isterim... Bedenimiz ne kadar eğri bilemem iyileşme yaşanır. Dans engelli ve engelsiz bireylerin birlikte ama ruhumuzun düzgünlüğü çok önemli. yapabilecekleri bir spor aynı zamanda. Bu İnsanların ruh düzgünlüğüyle hayata Yarışma özelinde ve genel olarak dans konuda da bilinçlenmeye ihtiyacımız var. Ne merhaba demesi en önemli hedefimiz. ederken ne hissediyorsunuz? kadar çok engelliye sesimizi duyurabilirsek Rusya’da çok heyecanlandım. Hayatınızda o kadar başarıya ulaştık demektir. Yapmak Dans konusunda yeni hedefleriniz var ilk kez tekerlekli sandalyeye oturuyorsunuz isteyen herkes her işi yapabilir. Sadece mı? ve kısa bir süre sonra da yarışmaya sağlam adımlarla hareket etmek gerekiyor. Ben dans okulu açmak ve Latin dansları katılıyorsunuz. Üzerinizde de ülkenizi konusunda eğitim vermek istiyorum. temsil sorumluluğu var. Korku da yaşadım. Aslında engelli ya da engelsiz, her bireyin Yeri gelmişken üzüldüğüm bir noktayı da Teknik hareketlere önemli puanlar veriliyor. önce kendi kafasında koyduğu engelleri paylaşmak istiyorum; milli sporcu olsanız Bu hareketler tehlikeli hareketler. İster kaldırması gerekiyor biraz da değil mi? da çok büyük destekler alamıyorsunuz ne

18 TRT VİZYON TRT VİZYON 19 yazık ki. Kullandığım dans sandalyesi özel bir sandalye ve gerçekten çok pahalı. Bu rakamı biz kendimiz ödeyerek aldık. Destek için çaldığımız kapılarda çocukluğumdan beri duyduğum söz; ‘Siz başımızın tacısınız, iyi ki varsınız’ şeklindedir ama iş destek vermeye gelince öyle olmuyor maalesef. Yarışmalardaki kostüm ve aksesuarımdan da tam puan aldım ve onları da kendim sağlamıştım. Belediyeler ve firmalar futbol, basketbol gibi branşlardan öte destek olmuyorlar. Sakatlar haftası ya da Dünya Engelliler Günü kutlanırken biz adeta karaborsaya düşüyoruz, herkes arıyor programımıza konuk olun diye ama sonrasında bir dahaki seneye kadar kimse bizi hatırlamıyor. Oysa aslında verilmesi gereken destekler şahsımıza değil, Yeliz Güllü hayata hep gülümseyerek üzerimizde taşıdığımız formaya verilecek. bakıyor Ama bu alamadığımız destekler bizi yıldıracak mı? Tabii ki hayır. Ankara’da tekerlekli sandalye dans branşında lisanslı tek sporcu benim. O kadar istekli arkadaşımız var ki. Ama benim onları dans konusunda eğitip, lisans çıkarabilmem için hepsinin fiziğine göre sandalye yaptırmam gerekiyor. Ben bu maliyeti tabii ki karşılayamam. Bu konuda sponsora ihtiyacımız var. Ampüte Milli Takımımız ya da Milli Yüzücümüz Sümeyye... İçimizden birilerinin başarılı olması büyük mutluluk veriyor. Daha da fazla başarılı olabilecek arkadaşımız var. Ama hepsi imkânlarla doğru orantılı. Öte yandan şunu da eklemek isterim. Engelsiz vatandaşlarımızdan da çok istek var, engelli bireylerle dans etme konusunda. Bu da çok mutluluk veriyor.

Dansla ilgili başarılarınızı çocuklarınız nasıl karşıladı? Çocuklarımın benim gibi engelli bir anneye sahip olma psikolojisinden bahsedeyim. İkiz kızlarım ve oğlumun arasında 10 ay var. İki Bonn’da yapılan yarışmada Güllü zor üç yaşlarına geldiklerinde soruları başladı. hareketleri de başarıyla tamamladı Onlara caddede top oynadığımı, araba çarptığını söyledim ilk etapta çünkü dikkat ve benimle dans etmek istiyor. Önümüzdeki Meslek edindirme ve rehabilitasyon etmelerini istedim. Belli bir yaşa geldiklerinde 2021 Dünya Şampiyonası’nda onunla merkezlerinin olması çok önemli. Dini ve de gerçeği söyledim. Çocuklarım özürlü, sahneye çıkmayı planlıyorum. toplumsal olarak eğitimlerimizi alırken doğru engelli, sakat kelimelerine tamamen karşılar, bakış açısıyla yönlendirilirsek, bir bireyin ‘özel kadın’ diyorlar. Onlardan bunu duymak Şehirlerimiz engellileri zorluyor değil mi? engelli olmasının ona verilmiş bir ceza çok önemli. Çocuklarımı tiyatro oynayarak Sadece şehirlerimiz değil, dünyada yaşarken olmadığını da kavrarız. Böyle olsa engelli büyüttüm ve onlar da benimle birlikte engelli zorlanıyoruz. İnsanlar nasıl yardım edeceğini kelimesini bile kullanmaz oluruz. arkadaşlarımla sahneye koyduğumuz tiyatro bilmiyor, yardım ederken sizi daha da ağır Her engelli bir sağlam adayıdır diye bir oyununda rol aldılar. Dans konusunda da sakatlayabiliyor. Bir türlü gözlerinin önündeki cümle duydunuz mu? Oysa her sağlam biraz kıskanıyorlar. Oğlum bazen tekerlekli perdeyi kaldıramadığımız bir topluluk da var. bir engelli adayıdır. O zaman ne yapmak sandalyeye oturup ‘senden daha iyi Sahiplenilmek çok önemlidir. Etrafınızdaki gerekiyor? Yaşam şartlarını engelliler için dönüyorum’ gibi cümleler kuruyor. Önemli engelli bireylerle arkadaş olun. Ne diyor, nasıl kolaylaştırırsak, yarın kendimiz için de olan nokta şu tabii, oğlum da hevesleniyor yaşıyor, ne istiyor... Bakış açısı çok önemli. kolaylaştırmış oluruz.

18 TRT VİZYON TRT VİZYON 19 TRT’DEN Öztürk Miraç SARAL / [email protected]

Aslan ve Hürkuş Projesi nedir? 2006 yılında Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. arasında Hürkuş Ankara imzalanan anlaşma ile yürürlüğe girdi. Amaç ise gece ve gündüz görev yapabilme kabiliyetine sahip Hürkuş eğitim uçağı ile intibak, semalarında görerek, aletli uçuş, seyrüsefer, gece ve kol uçuşu eğitimleri yapılabilecek “Aslan Hürkuş Kayıp Elmas” filminin Ankara yerli bir uçak geliştirmekti. Bu proje daha sonra genişledi ve Hürkuş galasından renkli görüntüler ailesine katılmak üzere askeri eğitim uçağı HÜRKUŞ-B ile hafif urulduğu günden itibaren buna bir örnek. Şimdi ise sırada Aslan var. yer taarruz uçağı HÜRKUŞ-C’nin Türkiye’nin en önemli çocuk Üstelik filmde, Aslan’ın en büyük yardımcısı de çalışmalarına başlandı. Uçaklar, kanalı olan, sadece çocuk olacak milli savunma sanayimizin gururu 2016 yılında 550 sorti uçuştan sonra kanalları arasında değil, bütün Hürkuş ve yerli uçaklarımız da yer alıyor. Türkiye’de ve Avrupa’da uçabilirlik reyting listelerinde üst sıralarda Filmin arkasında Outline Ajans, Türkiye sertifikası aldı. Bu sertifikaların yer alan TRT Çocuk, ülkenin Radyo Televizyon Kurumu ve Türk Havacılık anlamı uçakların artık kullanmaya animasyon sektörüne destek veren en büyük ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) bulunuyor. ve satışa hazır olması demek. Ksektör paydaşları arasında. TRT, son yıllarda Aslan, özünde, hayal kuran, sürekli merak HÜRKUŞ ve HÜRKUŞ-B, TSK’ya yükselişe geçen yerli animasyon sektörünün eden ve yeni şeyler öğrenmenin peşinde teslim edilerek görevlerine başladı. can damarı… Bu sektörden çıkan işler bir çocuk. Ailesi ve arkadaşlarıyla birlikte 75 Çok yakın zamanda kalan siparişler sadece televizyonda değil, beyazperdede bölümü aşkındır, ekran başındaki izleyicilerle de Milli savunmamızın yerli parçaları de yer bulmaya başladı. Rafadan Tayfa ve hem öğreniyor hem öğretiyor hem de olacak. her yeni filmi milyon seyirciye ulaşan ilgisi ile büyüyor. Hürkuş ise TUSAŞ tarafından

20 TRT VİZYON TRT VİZYON 21 tasarlanan ve geliştirilen, “Türk Başlangıç ve Temel Eğitim Uçağı Projesi”nin ürünü olan eğitim uçağı… İsmini sivil havacılık tarihimizin efsane ismi Vecihi Hürkuş’tan alıyor. Siz bu satırları okuduğunuzda, “Aslan Hürkuş Kayıp Elmas” filmi 13 Mart itibariyle vizyona girmiş olacaktı. Ancak hepinizin bildiği gibi küresel bir salgın haline gelen yeni tip koronavirüse karşı alınan önlemler gereğince sinema, tiyatro ve benzeri toplu faaliyetler bir süreliğine ertelendi. Filmin ilk gösterimi Ankara’da bir alışveriş merkezinde gerçekleşirken, organizasyona TRT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür İbrahim Eren, TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil ile Yurtdışı Türkler ve Akraba Filmin seslendirme ekibi de galaya katıldı. Topluluklar Başkanı Abdullah Eren katıldı. Ayrıca gösterimde konuk olarak, TRT ve TUSAŞ’tan davetliler, Ankara protokolünden isimler, animasyon film yapım ekibi, başta Sevgi Evleri’nden olmak üzere yüzlerce çocuk ve velileri vardı. Biz de bu galada yaşananları sizler için derledik.

“Yerli animasyonlarımızı sinema perdesinde çocuklarımızla buluşturacağız” “Aslan Hürkuş Kayıp Elmas” filmi gösteriminin hemen öncesinde basın mensuplarına konuşan TRT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür İbrahim Eren, TRT’nin yerli animasyona verdiği desteğin sürdürüleceğini ve özellikle ailelerin bu durumdan çok memnun olduğunu dile getirdi: “Malumunuz TRT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür İbrahim Eren de ailesiyle TRT Çocuk kanalımızdaki çizgi film birlikte galaya katıldı. karakterleri çok sevildi. Ebeveynler ve eğitimcilerimiz tarafından da takdir ediliyor. Artık sinema perdesine de çıkıyorlar. Rafadan Tayfa’nın son çizgi filmi 3,5 milyon gibi bir gişeyle Türkiye’de büyük bir rekor kırdı. Şimdi de yeni filmimiz Aslan Hürkuş Kayıp Elmas ile seyircinin karşısındayız. Bu çizgi filmimizde, TUSAŞ’la birlikte yeni nesil eğitim uçağı Hürkuş’u Aslan çizgi filmimizle birleştirdik. Geçen hafta ise Pengu çizgi filmimiz sinemadaydı. Peş peşe yerli animasyonlarımızı Türk izleyicilerine sunuyoruz ve sunacağız. Bundan da gurur duyuyoruz. Ben bu vesileyle tüm TRT Çocuk çalışanlarını, yöneticilerini ve animasyon filmimizin yapımcılarını tebrik ediyorum.” Genç izleyiciler filmle ilgili görüşlerini TRT kameraları ile paylaştı. Başkanı Abdullah Eren filmi aileleriyle beraber Üstelik filmi salonda izleyen her çocuğun Galadan notlar seyretti. Çocuklar, film kahramanlarının koltuğunda küçük bir de sürpriz vardı: Filmin ön gösterimi, sinema salonundaki tüm maskotları ile hatıra fotoğrafı çekilirken, girişte kendileri için hazırlanmış patlamış mısır. salonlarda aynı anda gerçekleştirildi. TRT kendilerine dağıtılan hediye paketlerinin Hürkuş ürünleri için sinema salonunun Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür keyfini doyasıya yaşadılar. Ayrıca hazırlanmış hemen önünde bir stant kuruldu. Bu alanda İbrahim Eren, TUSAŞ Genel Müdürü Temel özel alanlarda fotoğraf çektirme ve TRT Hürkuş uçaklarının modelleri, kıyafetler ve Kotil ile Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Haber kameralarına konuşma fırsatı buldular. hediyelik eşyalar vatandaşlarla buluştu.

20 TRT VİZYON TRT VİZYON 21 SÖYLEŞİ Nimet PİLAVCI / [email protected] Aslan ve Hürkuş yarının gençlerine ilham veriyor TRT Çocuk’un kahramanlarından Aslan’ın uzun metrajlı macerası Aslan Hürkuş Kayıp Elmas, tam vizyona girmek üzereyken Koronavirüs sebebiyle vizyon tarihini erteledi. Durum böyle olsa da Aslan Hürkuş Kayıp Elmas’ı ve yerli animasyon sektörünü, filmin yapımcısı Murat Kaya ile konuştuk.

nimasyon sektörüne en Tüm dünyada ortaya çıkan yeni tip tarihi ertelendiği için yarım kaldı. Bu büyük desteği veren TRT Korononavirüs (Covid-19) salgını bizi biraz üzdü. Tabii ekip olarak gece Çocuk, geleceğin gençleri maalesef ülkemizi de etkisi altına aldı. gündüz çalışmamızın karşılığı olan geri için eğlendirirken öğreten Bu durum sizi de etkilemiş görünüyor. dönüşler işin en tatlı kısmı. Maalesef o da içeriklere yer veriyor. Ülke olarak zor günlerden geçiyoruz. ertelendiği için üzgünüz. Ancak yine de Kurulduğu günden bu yana Birbirimize destek olmak vakti. Aslında ülke olarak bugünleri atlattığımızda filmimiz gerek milli değerlerimiz, gerek hayal ufkunu sağlığın her şeyin önünde olduğunu bir sinemasever Aslan hayranlarıyla tabii ki genişletenA çizgi filmleriyle yerli animasyonu kez daha görüyoruz. Küçücük bir virüs buluşacak. desteklemeye devam ediyor. dünyayı evlere hapsetmiş durumda. Biz Aslan Hürkuş Kayıp Elmas filmi Türkiye’nin bir senelik süreçte bu filmin üzerinde, Salgından dolayı şirket olarak ne gibi Havacılık ve Uzay Merkezi TUSAŞ en ince ayrıntısında bile günlerce süren önlemler aldınız? mühendisleri tarafından birçok Türk çalışmalar yaptık. Tüm ekibim film için Ekip olarak bir toplantı yaptık ve çalışan firmanın katkısıyla geliştirilen yerli ve milli inanılmaz emek verdi. Ankara galasını sayımızı 4-5 kişiye kadar düşürdük. Diğer uçuş eğitimi uçağı Hürkuş’u anlatıyor. yaptık ve galadan çok güzel geri dönüşler arkadaşlarımızla evden çalışacağız. Geleceğin gençlerine ilham veren Aslan almıştık. Gösterime girdiğinde Aslan’ı Bununla ilgili iş paylaşımlarımızın Hürkuş Kayıp Elmas macerası filmde yerli merakla bekleyen, lisanslı ürünlerini takip üzerinden tekrar geçtik. Ajansa ve milli teknolojinin önemini vurguluyor. eden çocuklarımızın heyecanı vizyon gelecek arkadaşları da özellikle toplu

22 TRT VİZYON TRT VİZYON 23 Fotoğraflar: Öztürk Miraç Saral “Filmimizin amacı çocuklarımıza yerli ve milli teknolojilerimizi benimsetip sevdirmek olduğu için Aslan Hürkuş Kayıp Elmas filminden sonra Hürjet ve Gökbay gibi projelerle devam etmeyi düşünüyoruz.” Murat Kaya - Yapımcı

taşıma kullanmayan kendi aracı olan başlarken hedef kitlemiz okul öncesiydi. ele almaya karar verdik. TAI ve TUSAŞ bu arkadaşlardan seçtik ki sosyal mesafeyi Daha sonra projeyi geliştirerek ilkokul fikre çok sıcak baktı ve bu şekilde Aslan koruyabilelim. Dünya beklenmedik günler seviyesine çıkardık. Aslan, meraklı Hürkuş Kayıp Elmas’ın macerası başladı. yaşıyor. İnşallah ülke olarak bu günleri bir çocuk. Bir sorunla karşılaştığında birlik beraberlik içerisinde atlatacağız. dedesi ve arkadaşları eşliğinde Aslan sevilen çocukların ilham aldığı yaptığı icatlarla sorunları çözebilen bir karakter. Filmde çocuklara verilmek Kaç senedir sektördesiniz, biraz bir karakter. Eğlenirken öğrenmeyi de istenen mesaj nedir? kendinizi anlatır mısınız? amaçladığımız için; müfredata uygun Çocuklarımıza yerli ve milli teknolojilerimizi Yaklaşık 9 yıldır sektördeyiz. 3 boyutlu fen, matematik bilimlerinde günlük anlatmak için yola çıktık. Azimle çalışınca bir çizgi film projesi olan Mutlu Oyuncak hayatta sürekli kullanılan formüllerden kendi imkânlarımız doğrultusunda Dükkânı’yla TRT Çocuk ile çalışmaya nasıl yararlandığımıza çocuklarımızın da başarılanlar geleceğin gençlerine yol başladık. 75 bölüm süren bir çizgi diziydi. dikkatini çekiyoruz. göstersin istedik. Bugünün çocuklarının bilinçaltına yerli ve milli üretim duygusunu Aslan’ın TRT Çocuk macerası nasıl Aslan Hürkuş Kayıp Elmas filminin yerleştirerek geleceğin gençlerine ilham başladı? konusu nasıl ortaya çıktı? olmak istiyoruz. Mutlu Oyuncak Dükkânı’yla yakaladığımız Aslan bildiğiniz gibi bir sorunla başarı Aslan projesiyle ivme kazandı. karşılaştığında onu çözmeye uğraşan Filmin yapım aşamasında neler Okul öncesi yaş için hazırladığımız hatta icatlar yapan bir çocuk. Hürkuş yaşandı? Aslan, sevildikçe biraz daha büyüdü macerası TAI’nin Hürkuş’u Aslan’da Öncelikle senaryomuz yazıldı. TRT ve icatlar yapmaya başladı. Dedesi ve çocuklara tanıtalım önerisiyle başladı. Çocuk’taki senaryo danışmanımızın arkadaşlarıyla birlikte yaptığı icatlarla Ancak biz ülkemizde üretilen yerli ve milli onayından beğeniyle geçti. Senaryonun fen, matematik hakkında çocuklarımızı teknolojilerimizin çocuklarımızın zihninde onaylanmasının ardından filmde yer alan eğlendirirken öğretmeyi amaçlıyor. Proje daha iyi yer etmesi için bu fikri film olarak yeni karakterler ve mekânlar tasarlanıp,

22 TRT VİZYON TRT VİZYON 23 “Çocuklarımıza yerli ve milli teknolojilerimizi anlatmak için yola çıktık. Bugünün çocuklarının bilinçaltına yerli ve milli üretim duygusunu yerleştirerek geleceğin gençlerine ilham olmak istiyoruz.”

Ferman aynı zamanda benim çocukluk arkadaşım. Senaryoyu Ferman’a gönderdik Yönetmen Hakan Bol ve bize adrese teslim sözler yazdı. Sözler filmde yaşananlara çok uygundu. Bu bizi heyecanlandırdı. Bunun üzerine Ferman demo için stüdyoya girelim dedi. Yağmur karakterini canlandıran Elif Gizem Aykul ile şarkının demosunu okudular ve birkaç revizeden sonra şarkı ortaya çıktı. Filmin müziği şu an sosyal medya sayfalarımızda da epeyce beğenildi. Kısa bir süre içinde 2 milyona yakın görüntülendi. Ankara’da yaptığımız galada da bunu gözlemledik. Çocuklar filmin ardından şarkıyı söylemeye başladılar. Filmin içindeki diğer müziklerse Ali Bakan’a ait. Film müziği için hip hop, rock, kareoke şeklinde birkaç versiyon yapıldı.

Aslan Hürkuş Kayıp Elmas macerasının Aslan animasyon aşamasında... devamı gelecek mi? Bununla ilgili bir devam projesi fikri modellendi. 40 kişiden oluşan bir ekibin 1 işler ilerliyor. Sektöre en büyük desteği var ancak şu an filmimiz koronavirüs sene boyunca yoğun emekleriyle filmimiz TRT Çocuk sağlıyor. Ankara bu konuda salgınından dolayı vizyona giremedi. Film ortaya çıktı. Stüdyomuz yıllık yaklaşık diğer şehirlere göre biraz daha ileride. gösterimini ertelediğimiz için şu an bir şey 400 dakikalık animasyon üretebilme Çizgi film yapan animasyon stüdyolarının söylemek için erken. Ancak Hürkuş’un kapasitesine sahip. Filmin süresiyse 90 kalbi burada atıyor. Emek, sabır ve azimle birçok akrabası var. TUSAŞ yerli ve milli dakika. Senaryonun defalarca revize çalışmak gerekiyor ki ortaya beğenilen teknolojiyi geliştirme üretme anlamında edilmesi, animasyonların üzerinde tekrar işler çıksın ve iyi yerlere gelsin. İş gücü ülkemizin göz bebeği. tekrar çalışılması, film müzikleri… Hepsi bakımından umut vaat eden, işçi değil çok önemli detaylar olduğu için dikkatle ele de sanatçı yetiştiren bir alan olduğu için Son olarak eklemek istediğiniz bir şey almamızın sonucunda film bir yılda hazır daha çok yatırım yapılması nitelikli olan var mıdır? hale geldi. bu iş kolunu geliştirecektir. Aynı şekilde Özellikle ilk andan bugüne yanımızda olan Kültür Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü TRT Genel Müdürü Sayın İbrahim Eren’e, Türkiye animasyon alanında ne de animasyon filmler için destek sağlıyor. TUSAŞ Genel Müdürü Sayın Temel Kotil’e, durumda? Sizce sektör nasıl daha fazla Ancak yine de bir projeniz varsa maddi ve TRT Genel Müdür Yardımcısı Mustafa gelişebilir? manevi olarak emek verdikten sonra jüriye Alcan’a ve TRT Çocuk Kanal Koordinatörü Sektör son yıllarda üniversitelerde bir sunulması gerekiyor. Sayın Bora Durmuşoğlu’na destekleri için popülerlik kazansa da bunun etkileri çok teşekkür ederim. TRT’den aldığımız ilerleyen yıllarda hissedilecektir. Daha çok Filmin müziği nasıl ortaya çıktı, yapım motivasyon ve güçle filmimiz değer bizim alaylı dediğimiz yani işin mutfağında aşamasında neler yaşandı? kazandı. İnşallah ülke olarak bu salgını yetişen insanların bilgi ve tecrübesiyle Film müziği için Ferman Akgül’le çalıştık. kısa sürede atlatır ve yine güzel işlerle karşınıza çıkarız.

24 TRT VİZYON TRT VİZYON 25 24 TRT VİZYON TRT VİZYON 25 TRT’DEN Mine Sultan ÜNVER / [email protected]

Türkiye Futbol Federasyonu ziyaretlerinde liseli gençler; yöneticiler ve futbolcularla tanıştılar, kendilerine hediye edilen ay - yıldızlı formalarla mutlu oldular. Yarın çok genç olacak “Yarın Çok Genç Olacak” projesi kapsamında Van, Ağrı ve Hakkâri’den 180 başarılı lise öğrencisi, ülkemizin pek çok ilini gördü, tarihi mekânları, bilim merkezlerini, fabrikaları gezdi, milli sporcularımızdan mühendislerimize birçok başarılı insanımızı ve yapay zekâyı tanıdı. TRT; onların geleceklerini şekillendirecek etkiye sahip bu geziyi özel bir belgeselle ekrana taşıyor.

arın Çok Genç Olacak adlı destek vermek, bilgilerini ve deneyimlerini turistik mekânları ziyaret ettiler; konser, proje, geçtiğimiz yıl trafik artırmak amacını taşıyor. tiyatro, söyleşi gibi kültürel ve sanatsal kazasında kaybettiğimiz Proje kapsamında; Doğu ve Güneydoğu aktivitelere katıldılar. Üniversiteler ve bilim Kültür ve Turizm Bakan illerinden 1000 gencimizin başta İstanbul, merkezlerinde uzmanlar ve üniversite Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Ankara ve Çanakkale olmak üzere öğrencileriyle bir araya geldiler, fabrikaları Haluk Dursun’un, doğu Türkiye’nin çeşitli şehirlerini görmesi ve gezerek üretim aşamalarını incelediler, ile batının çocuklarını bir araya getirme tecrübeler edinmesi hedeflendi. Projenin önemli spor merkezlerinde bulundular, Yfikrinden esinlenerek ortaya çıktı. İçişleri ilk etabında Van, Ağrı ve Hakkâri’den sporcularla tanıştılar. Bir haftalık seyahatte, Bakanlığı himayesinde gerçekleştirilen 180 başarılı lise öğrencisi, İçişleri ömürleri boyunca unutamayacakları proje; gençlerin doğru ilgi alanlarına Bakanlığı - İller İdaresi Genel Müdürlüğü kadar anı biriktirerek, güzel dostluklar yönelerek kendini geliştiren, okuyan, ev sahipliğinde bir hafta boyunca seyahat kurdular. Projenin diğer etaplarıyla, başka sorgulayan, ülkesini tanıyan, vatan etti, ülkemizin çeşitli şehirlerini gezme şehirlerden nice liseli gencimiz bu tecrübeyi sevgisini hisseden, bilimi ve teknolojiyi imkânı buldu. Kasım ayında gerçekleştirilen yaşayacak ve proje bitiminde katılım sayısı kullanan bireyler olarak yetişmelerine ilk programla öğrenciler; tarihi ve 1000’e ulaşacak.

26 TRT VİZYON TRT VİZYON 27 Mine Sultan ÜNVER / [email protected]

Galatasaray Stadyumu uğrak noktalarından biriydi.

Tarihi Yarımada ziyaret alanlarındandı. Filenin Sultanları, genç kızlarımıza ilham olan başarılı kadın sporcularımız. Bir sosyal sorumluluk hareketi olan “Yarın “Yarın Çok Genç Olacak” durumda olmalarıydı. Lise dönemindeki Çok Genç Olacak” projesine katkıda gençler, her okuldan iki öğrenci olacak bulunan kurumlardan biri de TRT’ydi. Çoğu, projesi geçtiğimiz yıl trafik şekilde, rehber öğretmenler tarafından yaşadığı şehirden hiç çıkmamış başarılı kazasında kaybettiğimiz titizlikle seçildi. Aralarında mühendis olmak 180 öğrenci için sıra dışı olan seyahat, TRT isteyen de vardı, başarılı bir sporcu ya da ekibi tarafından takip edildi ve İç Yapım bir Kültür ve Turizm Bakan anestezi uzmanı olmak isteyen de. belgesel olarak hazırlandı. Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un doğu Belgeselin kurgusu “180 hayal, 1 yolculuk” Belgesel ekibi, 180 öğrenci arasından Yönetmenliğini F. Neslihan Semerci’nin, ile batının çocuklarını bir farklı alanlarda başarıyı hedefleyen 3 yapımcılığını Emine Moğul’un üstlendiği araya getirme fikrinden genci seçti ve belgeseli o üç ana karakter belgesel, “180 hayal 1 yolculuk” teması esinlenerek ortaya çıktı. ve beraberlerindeki bir rehber öğretmen etrafında şekillendi. Bir haftalık seyahat üzerinden kurguladı. Ruken’in projeye süresince topluluğu takip eden belgesel seçilme aşaması, belgeselin çatısını belgesel, TRT’nin farklı kanallarında, çeşitli ekibi, gençlerin heyecanlarına ortak oldu, oluşturuyor. Öğretmenleri, gezi için zamanlarda tekrarlarla izleyiciye sunulacak. onların hayallerini ve hedeflerini, projenin düşündükleri öğrencilerden birer mektup yazmalarını istiyor. Ruken, yazdığı üzerlerinde bıraktıkları etkileri gözlemledi. Gençler hangi kriterlere göre 52 dakikalık belgeselin çekim ve kurgu mektupla gezi için seçilen isimlerden biri seçildi? oluyor. Ruken mektubunda şöyle diyor: aşaması titizlikle tamamlandı. Belgesel Projeye katılan gençler birbirinden “14 yaşında, lise öğrencisiyim ve birçok izleyiciye; gezi rotasının zenginliğinin yanı heyecanlıydı. Çoğu, yaşadığı şehirlerin genç kız gibi benim de amacım okuyup sıra projenin gençlerin yaşamında yarattığı dışına ilk defa çıkıyordu. Uçak, tren, hayatımı kazanabilmek. Yapılan bu gezi, olumlu etkileri, gençlerin motivasyonlarını, vapur, çoğu için ilk kez kullandıkları ulaşım benim hedeflerime ulaşmam için ilerlediğim beklentilerini, hayallerini, hedeflerini ve araçlarıydı. Yanı başlarında tarihi mekânlar yolda, gücüme güç katacak ve daha çok artan farkındalıklarını karakterlerin dilinden olmasına rağmen, o yerleri bile henüz hırslanmamı sağlayacak. Bu gezinin benim samimiyetle aktardı. ‘Çalışarak, isteyerek keşfedememiş gençler vardı. için ne denli önemli olduğunu anlatmam ve hedefleyerek başarıya kavuşmanın Projeye seçilen gençlerin ortak özelliği, mümkün değil. Çünkü beni var eden; mümkün olduğu’ düşüncesi ise belgeselin geleceğe dair beklentilerinin olması, hedeflerim, hayallerim, başarılarım…” temel çıkış noktasını oluşturdu. Kamu okullarındaki başarıları, şehir dışına Belgeselde 3 ana karakterin yanında, yayıncılığı bilinciyle hazırlanan bu özel daha önce çıkmamış ya da çıkamayacak geziye katılan diğer öğrencilerle de yan

26 TRT VİZYON TRT VİZYON 27 “Birtakım yaşantıların hedefleri ve hayalleri tetiklediğine inanıyorum. Bu geziyi onların yaşındayken tecrübe etmeyi çok isterdim. Onların sınırlarını inanılmaz genişleten, ufuklarını açan bir gezi. Bundan sonra yapacakları tercihler, yönelimler çok daha farklı olacak.” Fırat İrge - Rehber Öğretmen

TOBB Üniversitesi’nde yapay zekâ üzerine bir sunum dinleyerek, üniversitenin çeşitli bölümlerini gezdiler. ve pilotuyla tanışma fırsatını buldu. Voleybol ile ilgilenen Hakkârili Ayşe’nin, Filenin Sultanları’nın takım oyuncularıyla tanıştığında sözleri şöyleydi: “Çok iyi bir sporcu olmak istiyormuşum meğer. Bunu yeni fark ettim.” Yazılım mühendisi olmak isteyen Onur ise ziyaret ettikleri fabrikalarda pek çok mühendisle tanışarak onlara merak ettiklerini sordu.

“Okumakla gidip görmek çok farklı” Belgesele konu olan Van, Ağrı ve Hakkârili 180 öğrencinin ilk hareket noktası Van Havaalanı’nın ardından Çanakkale oldu. Çanakkale Şehitliği gezisi sonrası “Okumakla gidip görmek çok farklı” diyen gençler, kendi tabirleriyle tarih kitaplarının Boğaz turu gençler için eğlenceli bir deneyim oldu, çoğunluğu ilk kez deniz görüyordu. bile kazandıramayacağı derin düşünce ve duyguları yaşadı. Diğer durakları olan İstanbul’da; Ayasofya, Sultanahmet, Yerebatan Sarnıcı, Dolmabahçe Sarayı, Hafıza 15 Temmuz Müzesi ve Pelit Çikolata Müzesi’ni ziyaret ederek İstanbul Teknik Üniversitesi’ni gezdiler, üniversiteli öğrencilerle sohbet ettiler. Yazar İskender Pala’nın söyleşisine katılımları ise onlar için oldukça özeldi. Galatasaray Kulübü ve Türkiye Futbol Federasyonu ziyaretlerinde yöneticiler ve futbolcularla tanıştılar, stadyumda futbol oynayarak enerjilerini attılar. Belgeselin üç ana karakterinden biri olan Emir dahil, futbolla ilgilenen pek çok genç, kendilerine hediye edilen ay - yıldızlı formalarla çok mutlu oldular.

İlk kez denizi görüp yapay zekâyla tanıştılar röportajlar yapıldı. Onların geleceğe dair en büyük hayali pilot olmaktı. İlk defa Gezi kapsamında 180 öğrenci tekneyle planları ve hayalleri ana öyküye dahil uçağa binen Zeynep, bu gezi sayesinde boğaz turu yaptı. Çoğunluğu ilk kez deniz edildi. Geziye Van’dan katılan Zeynep’in bindikleri uçağın kokpitini ziyaret etme gören gençler, teknede halaylar çektiler,

28 TRT VİZYON TRT VİZYON 29 Geleneksel Sporlar Gençlik ve Spor Merkezi’nde eğitimcilerden okçuluk Gezinin son gününde 180 öğrenci, kendilerine eşlik eden öğretmenler ve milli sporuyla ilgili bilgi aldılar, pratik yaptılar. sporcularımız, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile akşam yemeğinde bir araya geldiler.

Öğrenciler her etkinlikte birebir katılımda bulunarak, soru - cevap ve yorumlarla kendilerini geliştirdiler. yöresel oyunlarını oynadılar. Adapazarı ve Ankara’da diğer ziyaret mekânları; ikinci Yeni başlangıçlara kapı açan son İzmit’te otomotiv fabrikalarını gezen gruplar, TBMM binası, Anadolu Medeniyetleri Gezinin son gününde 180 öğrenci, burada kendileri için hazırlanmış sunumları Müzesi, MTA Müzesi oldu. ASELSAN’da kendilerine eşlik eden öğretmenler, milli izlediler, fabrikaları dolaştılar, çalışanlarla mühendislerle fabrikayı gezme fırsatı bulan sporcularımız ve İçişleri Bakanı Süleyman sohbet ettiler, bir öğle yemeğini fabrikada gençler, Altındağ Tiyatrosu’nda bir oyun Soylu ile beraber akşam yemeğinde bir beraber yediler. Her tür ulaşım aracının izledi. Geleneksel Sporlar Gençlik ve Spor araya geldi. Gezi ile ilgili gözlemlerini, düşünüldüğü projede, sırada hızlı trenle Merkezi’nde (ETNOSPOR) eğitimcilerden geleceğe dair hedeflerini ve taleplerini Ankara’ya seyahat etmek vardı. Gençler okçuluk sporuyla ilgili bilgi aldılar, beraber paylaşan öğrenciler, farklı branşlardan Ankara’da ilk olarak Anıtkabir ziyaretinde pratik yapma şansını elde ettiler. TOBB milli sporcularımızın hayat hikâyelerini bulundular. Belgeselin ana karakterlerinden Üniversitesi’nde yapay zekâ üzerine bir dinlediler, sohbetler ederek fotoğraf Emir, Anıtkabir’de anı defterini tüm grup sunum dinledikten sonra üniversitenin çektirdiler. Eğlence ve konser kısmında adına imzaladı. Ulu Önder Atatürk’e şu çeşitli bölümlerini gezerek bilgi aldılar. belgeselin ana karakterlerinden Vefa, türkü satırlarla seslendi: “Bundan sonra bu vatanı Öğrenciler her etkinlikte birebir katılımda okuyarak ilk defa bu denli kalabalık bir en kutsal biçimde, sizden; Yüce Atamızdan bulunarak, soru - cevap ve yorumlarla gruba müzik yapmanın gururunu yaşadı, bir öğrendiğimiz gibi korumayı kendimize kendilerini geliştirdiler. hayalini böylelikle gerçekleştirmiş oldu. vazife biliriz!” Yolculuğun son gününde gençler bir hafta

28 TRT VİZYON TRT VİZYON 29 Arif Emir Kazak Vefa Akdoğan 15 yaşında lise öğrencisi, Van’da yaşıyor. Spor dalında kendini 17 yaşında lise öğrencisi. Hakkari - Yüksekova’da yaşıyor. Okulun geliştirme çabasında. İlerde başarılı bir futbolcu olmak, milli yanı sıra müzikle ilgileniyor. Enstrüman çalıyor ve şarkı söylüyor. takım formasını giymek istiyor. Sporla ilgili çalışmalarını “Müzik beni benden alıyor” diyor ve ilerde müzikle ilgili iyi bir eğitim sürdürürken, kitaplarını da ihmal etmiyor. En büyük destekçisi alıp müzik öğretmeni olmak istiyor. Okulu, müzik öğretmenleri ve annesi. ailesi, Vefa’nın en büyük destekçileri.

boyunca beraber oldukları tecrübe etmeyi çok isterdim. arkadaşlarından ayrılacakları için Onların sınırlarını inanılmaz buruk olsalar da, memleketlerine genişleten bir gezi. Bundan sonra motivasyonları tam, özgüvenleri yapacakları tercihler, yönelimler yüksek bir şekilde, güzel anılar, çok daha farklı olacak” diyordu. birikimler ve deneyimlerle Belgeselin karakterlerinden dönecekleri için sevinçliydiler. Ruken’in son sözleri ise Fırat Esenboğa Havaalanı’nda öğretmeni destekler nitelikteydi. çektikleri halaylarla bu güzel Hayalleri olsa da bunların Van geziyi sonlandırdılar. Ziyaret şehriyle sınırlı olduğunu düşünen ettikleri her ortamda yaptıkları Ruken geziden döndüğünde Ruken Dayı gibi burada da “Yarın Çok Genç farklı kanaatlere sahipti: “Bu 14 yaşında, lise öğrencisi. Ailesi Özalp’te oturuyor, Ruken ise Olacak” diye haykırdılar ve projeyle 180 öğrenciyi geleceğe yatılı olarak Van’da okuyor. En büyük hedefi; ileride başarılı bir alkışlarla uğurlandılar. kazandırdılar. Tanıştığım hukukçu olmak. Bu mesleğin sosyal hayatta kendisine çok şey başarabilen insanlardan kazandıracağını düşünüyor. Kalabalık bir aileden gelmesine Gençlerin olacağım ben, ya yapacağım ya rağmen kendisi ve babası için okuması çok önemli. memleketlerinde çekimler yapacağım!” diyordu. Gezinin bitiminin ardından bir hafta sonra TRT’nin belgesel ekibi, gençlerin memleketlerinde Program Ekibi çekimlere devam etti. Van Yönetmen: F.Neslihan Semerci ve Yüksekova’da yaşayan Yapımcı: Emine Moğul ana karakterleri; evlerinde, Kamera: Mustafa Özcan, okullarında, şehirlerinde ziyaret Bünyamin Karaali, Haluk ederek, projenin gençlerin Ertuğrul, Mazlum Demirbağ, üzerinde bıraktığı etkiyi ekrana Aydoğan Karadeniz, Volkan taşıdı. Ruken, Vefa ve Emir Çınar, Cevat Güzeldere, Muharrem Arman, Çetin döner dönmez ailelerine ve Altunsoy, Enes Sunguralp arkadaşlarına dolu dolu geçen Elmas bir haftayı, yaşadıklarını, Havadan Çekim: Alper Tunga Fırat İrge gördüklerini, tanıştıkları Türkdoğan, Enes Sunguralp Van - Vali Haydar Bey Anadolu Lisesi rehber öğretmeni, 33 kişileri anlatıp projenin devam Elmas, İlhan Arga, Murat Balcı yaşında. İlk ve orta öğrenimini Van’da tamamladıktan sonra edeceğinin müjdesini vermişti. Kurgu - Renk Düzeltme: üniversite öğrenimi için İzmir’e gitmiş. Ardından doğduğu Gezi süresince gençlere refakat Serap Mutlu topraklara geri dönmüş ve öğretmenliğe başlamış. Fırat öğretmen eden Rehber Öğretmen Fırat İrge Işık: Murat Sipahi de birçok öğrencisi gibi kalabalık bir aileden ve benzer sosyo proje için “Hedefleri ve hayalleri Afiş -Tasarım: Feride Ortaç Ulaşım: Aytaç İlkay, Hasan - ekonomik şartlardan geliyor. Bu nedenle öğrencilerini çok iyi tetikleyen birtakım yaşantıların Bostan, Selim Sevinç anlayabildiğini söylüyor. Başarı için tek anahtarın inanmak ve olduğuna inanıyorum. Ben bu kendine güvenmek olduğunu da vurguluyor. geziyi onların yaşındayken 30 TRT VİZYON TRT VİZYON 31 30 TRT VİZYON TRT VİZYON 31 TRT’DEN Öztürk Miraç SARAL / [email protected] Ağaç yaşken eğilir Türkiye’nin yayıncılık okulu TRT, geleceğin yayıncılarını çekirdekten yetiştiriyor.

Fotoğraflar: İsmail Demirel

ürkiye’nin en büyük yayın TRT’de zorunlu staj hakkı yapan gençlerin iş hayatlarına avantajlı kuruluşu Türkiye Radyo şekilde başlayacaklarını belirterek şu Televizyon Kurumu, kurulduğu olan mesleki ve teknik ifadeleri kullandı. “Üniversitelerde ve günden itibaren bir okul ortaöğretim okullarında liselerde eğitim alan öğrencilerimiz, olma misyonuna sahip. kurumumuzda üstatlarıyla bir araya Kurumun temelini atan ve öğrenim gören öğrenciler gelerek teoride görmüş olduklarını pek çok alanda önemli görevler üstlenen koronavirüs salgınına pratikte tekrar etme imkânı buluyor. Staj Tilk yayıncılar, kendilerinden sonra gelenleri döneminde edinmiş oldukları tecrübe karşı uygulanan tedbirler yetiştirerek bugün de devam eden bir sayesinde ilerleyen süreçte iş hayatlarına usta - çırak geleneğini başlattılar. Radyo ve nedeniyle başvurularını daha tecrübeli başlama fırsatına da televizyonun ilk yıllarından beri, bugünün 30 Nisan 2020’ye kadar sahip olacaklar.” TRT’de staj yapmak için özel kanallardaki usta isimlerin neredeyse [email protected] meşakkatli ve adil bir süreçten geçildiğini pek çoğu gibi sayısız yayıncının yolu bir belirten Urgun, başvuruların İnsan şekilde TRT ile kesişti. Bugün iletişim artık adresinden gerçekleştirecek. Kaynakları Daire Başkanlığına yapılması çok boyutlu; sadece beyaz ekrandan ya gerektiğini söyledi. “Yazılı sınav ve mülakat da radyodan ibaret değil, dijital dünyanın Kurumun yarım asrı geçen tecrübesini ve süreçlerini geçtikten sonra adaylarımızı tamamına hâkim oldu. TRT’nin usta - çırak geleneklerini kaynaştırarak ülkemize katkı değerlendiriliyor ve staj yapma imkânı felsefesi ise aynı kaldı. TRT dün de bir verecek insanlar yetiştirmek. Sadece son sunuyoruz.” okuldu, bugün de bir okul ve yarın da bir 3 yılda 4 binden fazla lise ve üniversite okul olacak. öğrencisi bu ayrıcalığa sahip oldu. Peki ya “onlar” ne diyor? TRT’nin okul misyonu sadece yetişkinleri TRT’nin stajyerlere dair bakışı, sunduğu kapsamıyor elbette. Kurum bünyesindeki İş hayatına tecrübeli olarak hizmetler ve açtığı kapıları yazdık. Şimdi stajyerler gençlik acemiliklerini burada başlayacaklar biraz da sözü stajyerlerimize bırakalım. TRT atarken, yayıncılığa ve türevlerine dair Kurumdaki staj imkânları ve Vizyon Dergisi olarak şu anda TRT’de staj okulda öğrendikleri teorileri bu çatı kazandırdıklarıyla ilgili TRT Haber yapan beş öğrenciyle görüşerek, Kurumda alında pratiğe dökme fırsatına erişiyorlar. mikrofonlarına konuşan TRT Genel Müdür Amaç; yayıncılığın ilk günkü heyecanıyla, Yardımcısı Osman Urgun, TRT’de staj yaptıkları staj hakkında fikirlerini aldık.

32 TRT VİZYON Melike Yaren Dönç Zeynep Canpolat Fatma Sinem Kuşburnu

TRT güvenilir bir kurum olduğu Staj için TRT’yi seçme sebebiniz neydi biliyordum ama burada bildiğimden de için tercih ettik peki? fazlasını öğrendim. Melike Yaren Dönç: Ben, kendimi Melike Yaren Dönç: Biz haftanın üç günü TRT’de staj yapmak, sadece teknik alandaki geliştirebileceğimi, bildiklerimi arttırabileceğimi buraya geliyoruz ve doğal olarak ilk gün detayların görülerek öğrenilmesi demek düşündüğüm için burayı tercih ettim. Ayrıca olmasa bile ikinci günden itibaren düzenli bir değil. Kurum, her yaş grubundan, hatta farklı tabii ki güvenilir bir kurum olduğu için. yaşama başlanıyor. Çalışanlar sıcakkanlı ülkelerden insanların çalıştığı bir yer. TRT, Zeynep Canpolat: Okuldan aldığım oldukları için alışma sürecimiz kolay geçti. stajyerler için aynı zamanda sosyal açıdan eğitimin TRT’ye uygun olduğunu ve burada Ben sıkıntı yaşamadım, ikinci haftamda da bir eğitim alanı. Kurumun bu yönünü TRT gelişeceğimi düşündüğüm için gelmeyi sanki yıllardır buranın bir parçasıymışım gibi Haber’deki stajyerlerle konuştuk. istedim. davrandılar bana. Fatma Sinem Kuşburnu: Ben buraya Hangi okullardan geldiğinizi öğrenebilir Kurumu beklediğiniz gibi buldunuz mu? geldiğimde özgüven eksikliğim vardı. miyiz? Fatma Sinem Kuşburnu: Bizler aslında Nerede, neyin söyleneceği konusunda sıkıntı Melike Yaren Dönç: Aydınlıkevler Mesleki beklediğimizden fazlasını bulduk. Burada çekiyordum. Burada zaman geçirdikçe, ilk ve Teknik Anadolu Lisesi Radyo Televizyon çalışan kişilerin yaklaşımı çok güzel ayrıca geldiğim güne göre bu anlamda çok büyük Bölümü. güler yüzlüler. Ne yapmamız gerektiğini aşama kaydettiğimi düşünüyorum. Bizlere Fatma Sinem Kuşburnu: Subayevleri Kız ve bu süreçte neler öğrenebileceğimizi destek veren ekibimizdeki herkes çok değerli, Meslek Lisesi Grafik Bölümü bize anlattılar. Ben TRT Haber’in Grafik herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Destek Zeynep Canpolat: Batıkent Şevket Evliyagil Bölümündeyim. Haber içi grafikler, Photoshop verme anlamında özellikle Recep Ağabey Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Gazetecilik programı üzerinden tasarlanıyor. Bu özellikle (Cihan)’e çok teşekkür ediyoruz. Bizleri Bölümü. bana çok faydalı oldu çünkü ben programı kanatları altına aldı, çok yardımcı oldu.

Berke Aydınbek Yenimahalle Şehit Mehmet Şengül Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Bilişim Teknolojisi Alanı Web Programcılığı Bölümü öğrencisi “TRT’de bildiğimin üzerine en az beş kat bilgi ekledim” “Ben, daha staj başvuruları açılmadan, TRT’yi istediğimi kafamda kesinleştirmiştim. Barış’ın da anlattığı gibi sınavlara girdik. Sınavlar benim için kolay geçti diyebilirim. TRT’den, kazandığımıza dair elektronik posta geldi. Sözlü mülakata geldik. Açıkçası zorlayıcı olacağını bekliyordum mülakatın. Buraya başladığımızda kendi isteğimle seslendirmeyi seçtim. Orada şefimiz Mehmet Nazlı var. Kendisi 5 aydır Allah razı olsun bizimle çok ilgileniyor. Bizim bütün işlerimizle birebir alakadar olup yol gösteriyor. Ben normalde Adobe Premiere gibi bazı programları kullanmayı biliyordum ama burada bildiğimin üzerine en az beş kat bilgi ekledim. Bizlerle ilgilenen amirlerimiz Özgür Karaağaç ve Azmi Savaş’a da çok teşekkür ediyoruz. Genç arkadaşlarımıza şunu söylemek istiyorum. TRT, Ankara’da staj yapılabilecek en mantıklı yer. Sınav ve mülakattan çekinmeden başvurmalarını tavsiye ediyorum.”

Barış Öztürk Türk Telekom Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Elektrik Elektronik Haberleşme Bölümü öğrencisi TRT çatısı altında öğrendiğimiz ve öğrenmemiz gereken çok şey var” “Staj başvurusu yaparken aslında başka bir yere başvurmuştum. TRT’nin de staj için başvuru aldığını öğrenince belki bir sonuç alırım düşüncesiyle kayıt yaptım. Sınav açıldı. Sınavda önce bilgisayar üstünden zekâ soruları soruldu. Bu aşama olumlu geçince mülakata girdim, burada ‘TRT’den beklentiniz nedir?’ gibi sorularla karşılaştım. Mülakattan sonra da girişimiz gerçekleşti. Bizleri Seslendirme Müdürlüğüne verdiler. TRT’den beklentim çok fazlaydı. Bölümüm dolayısıyla kendimi geliştirebileceğim bir yer olduğunu düşünüyordum. Seslendirme Müdürlüğüne başladım ve söyleyebilirim ki gerçekten bir aile gibi olduk burada. Sanatçılarla tanıştık, hatta bizler de seslendirme yapma fırsatını yakaladık. Seslendirmenin bir sanat olduğuna yerinde tanık olduk. Montajda ağabey ve ablalarımızın yanında pek çok şey öğreniyoruz. Bu noktada itiraf etmem lazım ki, bilgisayar ile ilgili TRT’ye gelene kadar çok fazla tecrübem yoktu. Bilgisayara hâkim olmayı burada öğrendim diyebilirim. Montajda AVID gibi programları öğrendim. Biz burada diğer birimlere de gittik; ölçü bakım, grafik, kurgu gibi bölümlerin işleyişini de gördük. Bir anlamda TRT’de çok şey öğrendik ancak öğrenmemiz gereken daha çok şey var.” TRT’DEN Mine Sultan ÜNVER / [email protected] Devlet nasıl yönetilir? TRT Avaz, UNESCO 2020-2021 anma ve kutlama etkinlikleri kapsamına alınan Bilge Tonyukuk Abidesinin dikilişinin 1300. yıl dönümünde özel bir belgesel hazırladı. Türk kültürünü ve devlet anlayışını Bilge Tonyukuk vesilesiyle dünyaya anlatmayı hedefleyen belgesel, bizler için de kendi kültürümüzü tanıma adına önemli bir yapım.

ürk tarihinin en önemli ortaya koymak açısından önemli bir gün yüzüne çıkmasını sağladı. İç Asya’daki değerlerinden biri olan gelişme oldu. Üstelik Türk kültürünün bu taş yazıtlar, Türklerin tarih sahnesindeki Bilge Tonyukuk Abidesinin mirasçısı olarak bizlere; kendimizi anlatma maddi ve manevi varlıklarının izleri olarak, dikilişinin 1300. yıl dönümünü ve tanıtma adına fırsatlar da sundu. uçsuz bucaksız bozkırda Türklüğün tescili Birleşmiş Milletler Eğitim, Son yıllarda Türk İşbirliği ve Koordinasyon olmaya devam ediyor. Bilim ve Kültür Kurumu Ajansı Başkanlığı (TİKA) desteğinde TRT Avaz, Bilge Tonyukuk abidesinin (UNESCO), 2020-2021 anma ve kutlama gerçekleştirilen Bilge Tonyukuk anıt mezar dikilişinin 1300. yıldönümü kutlamaları Tetkinlikleri kapsamına aldı. Bu karar, kompleksindeki titiz çalışmalar, bugüne kapsamında Bilge Tonyukuk’un daha Türklerin dünya mirasına yaptığı katkıları kadar ortaya çıkmamış pek çok kalıntının iyi tanınması ve Türk tarihi açısından

34 TRT VİZYON TRT VİZYON 35 Mine Sultan ÜNVER / [email protected]

değerinin daha iyi kavranması amacıyla özel bir belgesel hazırladı. Belgeselde; Moğolistan’da ve Türkiye’de yapılan çekimlerin yanı sıra canlandırmalar da yer alıyor. Belgeselin yapımcısı ise alanında önemli bir isim olan Coşkun Oğuz Namlı. 60’ın üzerindeki doğa ve yaban hayatı belgeselinin ardından Namlı bu kez tarih konulu bir belgeseli ekrana taşıyor. TRT Avaz’ın Türk dünyasına yönelik hazırladığı belgesel, aynı zamanda dünyanın bizi daha iyi tanımasına aracılık edecek değerli bir yapım olacak. Önemli bir misyonu olan belgeselin, Moğalistan- Ulan Batur ve Fransa-Paris’te yapılması planlanan tanıtımları maalesef dünya genelinde yaşanan salgın hastalık nedeniyle askıya alındı. Yaklaşık 40 dakika olması planlanan ve “Bilge Tonyukuk” adını taşıyan belgesel, Mayıs ayında TRT Avaz Türkiye Abide’ye sahip çıktı ekranlarında yayınlanacak. Moğolistan’da, Ulan Batur’a 70 kilometre uzaklıkta bulunan ve içinde Türk kelimesinin geçtiği en eski Türkçe metinler olan Bilge Tonyukuk Anıtı’nı, Türkiye koruma altına aldı. Bilge Tonyukuk Abidesi bizlere Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) tarafından 2016’da başlatılan arkeolojik ne anlatıyor? kazı çalışmaları tamamlandı. Bu kazı çalışmaları sırasında 1300 yıl öncesine ait parmak Bilge Tonyukuk’un, yaşadığı dönemin izleri bulundu. Ayrıca ortaya çıkarılan su tahliye kanallarının zamanının örneklerine göre şekillendiricisi ve şahidi olarak yazdırdığı ileri teknolojiyle yapılmış olduğu görüldü. Bölgede modern müzecilik anlayışıyla, tarihi kitabelerde verdiği bilgiler, 19. yüzyıl mirasımızın layıkıyla muhafaza edilmesi amaçlanıyor. Bu kapsamda kazı alanında Bilge Türkoloji çalışmaları açısından büyük Tonyukuk Müzesi için TİKA eliyle çalışmalar başlatıldı. önem taşıyor. Türk tarihinin bütününe bakıldığında model devlet olma vasfı taşıyan Köktürk Devleti’ne dair birinci elden paha biçilmez bilgiler, dönemin panoramasının ortaya çıkarılmasında dış kaynaklara bağımlılığı ortadan kaldırıyor ve Türk bakış açısını ortaya koyuyor. Yazıtlarda Köktürk dönemine ait tarihi olaylar, Türklerin savaş stratejileri, bağımsızlık mücadelesi için verilen savaşlar, Bilge Tonyukuk’un Türk milleti için verdiği mücadeleler anlatılıyor. Olayları nakleden bizzat Bilge Tonyukuk’un kendisi. Onun vermiş olduğu bilgiler Türk siyaseti, askeri yapısı, hukuku ile düşünce hayatına dair kayda değer bilgiler içeriyor. Kitabelerden öğrendiklerimizle; Türk devletlerinin azametinin sadece üstün savaşçı niteliklerinden kaynaklanmadığını, göçer yaşamın basit bir yaşam tarzı olmadığını, bozkır nizamının ileri bir anlatıyor. Yazıtında bir devlet adamında sorumlu gören Bilge Tonyukuk’un, edindiği yönetim anlayışıyla sürekli kılındığını, bulunması gereken vasıfları da ortaya unvanları liyakatiyle hak ettiğini anlıyor ve gelişmiş bir devletçilik ananesinin var koyuyor. gururlanıyoruz. olduğunu anlıyoruz. Bilge Tonyukuk kitabeleri, dönemin Tonyukuk, ilk 47 satırda İlteriş Kağan askeri ve siyasi durumunun tarihsel Bilge Tonyukuk Abidesi nedir, ile Kapgan Kağan’ın dönemlerinden seyri hakkında bilgi vermekle beraber nerededir? bahsediyor. Daha sonraki satırlarda ise edebî olarak da büyük değer taşıyor. Tonyukuk Abidesi ya da uluslararası kendisinden bahsederek Türk devleti ve Türk milletine hesap verme ve gelecek literatürdeki adıyla ‘Bain Tsokto Yazıtları’, milleti için yaptıklarını ayrıntılı bir şekilde kuşakları bilgilendirme konusunda kendini Orhun Irmağı vadisinde, 8’inci yüzyılda

34 TRT VİZYON TRT VİZYON 35 ”Miras Coğrafyalar” belgesel serisi kapsamında; TRT, son teknoloji kayıt sistemleriyle Moğolistan’ın ilk 4K belgesellerini çekerken, Moğolistan Devlet Televizyonu olan MNB ekipleri sahada rehberlik etti.

Bilge Tonyukuk; halkın arasından çıkarak yükselen, askeri ve idari bakımdan önemli mevkilerde bulunmuş, savaşçı ve bilge sıfatlarını bir arada bünyesinde bulundurabilen tarihin gördüğü nadir stratejist devlet adamlarındandır.

korunmadığı için büyük ölçüde tahribata maruz kalan abideler, Klements tarafından 1897’de Moğolistan’ın Nalayh kasabası Moğolistan coğrafyası; tabiat zenginliği ve zorlu doğa koşullarıyla belgeselde. yakınında bulunmuştur. Türk Runik alfabesiyle nakşedilen ve (720-725 senelerinde) yazılıp dikilmiş başkomutanlık ve vezirlik yapmış olan büyüğünde 35 satır, küçüğünde ise 27 olan Köktürk Yazıtlarından birisidir. Bilge Tonyukuk tarafından diktirilen dört cepheli satır olan iki taş bloktan oluşan bu yazıtlar Kağan ve Kül Tigin yazıtlarını bünyesinde iki yazıttan oluşmaktadır. Bilge Tonyukuk hakkında ilk çalışmayı Wilhelm Radloff barındıran Orhun kitabelerinden coğrafi kitabeleri, diğer yazıtlardan farklı olarak yapmıştır. Yazıtlar, insan heykelleri, konum olarak farklı bir yerde, onların iki sütundan ibarettir ve üzerinde Çince üzerleri çiçek motifleriyle işlenmiş lahitler, 360 km doğusunda yer alır. Türk metin yoktur. Köktürk dönemine ait tarihi balballar, kaide parçaları içeren büyük bir tarihinin en eski yazılı belgelerinden olan olaylardan bahseden Köktürk harfli Türkçe alan içerisinde yer almaktadır. Maalesef; Tonyukuk Abidesi, II. Köktürk Kağanlığı bir metinle yazılmıştır. 1897, 1909, 1925 ve 1957 yıllarında bu zamanında, Bilge Kağan dönemine kadar Açık alanda bulunduğu ve yeterince alanda gerçekleştirilen resmi ve gayrı

36 TRT VİZYON TRT VİZYON 37 “Tarihi belgeseller yapmanın farklı zorlukları var. Tarihin akışındaki her bir detayın derin anlamları oluyor, o detayı atlarsanız eleştiri alırsınız. Bazı tarihi olaylar farklı şekillerde yorumlanıyor! Nasıl bileceksiniz hangisinin doğru olduğunu? Diyeceğim o ki; yaban hayatı belgeselleri ‘zor’, tarih belgeselleri ise ‘stresli’.” Coşkun Oğuz Namlı, Yapımcı - Yönetmen Moğolistan’daki çekimlerden sonra Kazakistan, Malatya, İzmir, Ankara ve İstanbul’da röportaj kayıtları alındı.

resmi kazıların da etkisiyle kalıntılar orijinal şeklini kaybedip harabeye dönüşmüştür. Bu kazılar sonucunda ortaya çıkarılan Türk kültür ve sanat eserlerinin bugün nerede ve kimlerin elinde olduğu ise bilinmiyor.

Bilge Tonyukuk kimdir? Bilge Tonyukuk, Köktürk döneminin en büyük devlet adamlarındandır. Onun almış olduğu çeşitli ad ve unvanlar arasında kaynaklarda en çok geçeni Bilge Tonyukuk’tur. Bilge adı “hâkim, akıllı, bilgin, alim” anlamına gelmektedir. Bilge unvanı, kağan ve hatunlarda da kullanılmış en önemli unvandır. Onun Çin’de gördüğü yazılı taş dikme geleneğiyle tecrübelerini gelecek nesillere aktarma bilincine sahip olması bilgeliğinin önemli göstergelerinden biridir. Tonyukuk adının da bir unvan olduğu bilinmektedir. Tun-yuku / Tun-yugruş kelimesi “halk arasından çıkmış ilk vezir” anlamına gelmektedir. Köktürk kağanlarının soyu olan Aşina Kağanlık soyuna mensup Bilge Tonyukuk, Çin’de Büyükelçi Bold Ravdan, “Bilge Tonyukuk” belgeselinde görüşlerine yer verilen önemli isimlerden biriydi. doğmuş ve ömrünün önemli bir kısmını orada geçirmiştir. Daha sonra Türklerin yer almıştır. Bilge Tonyukuk’un önemli varlığı Kutadgu Bilig adlı siyasetnamede yer alan bağımsız olarak varlığını sürdürdüğü Çin kaynaklarında da kendini gösterir. Bu karakterlerden vezir makamında bulunan, bozkır çevresine gelmiştir. O, bir devlet kaynaklarda geçen; “Tonyukuk otoriter, hâkim her iki dünya için de saadeti temsil eden adamı olarak, Kutlug İlteriş Kağan, Kapgan ve kurnazdır” ibareleri onun düşmanları Ay-Toldı ve fazilet ve meziyeti temsil eden Kağan ve Bilge Kağan ile çalışarak Türk tarafından iyi tanındığını ifade eder. Ögdilmiş karakterlerini, Bilge Tonyukuk’un devlet ve milletine büyük hizmet etmiştir. Mensup olduğu milletin karakterini çok iyi 11. yüzyıla yansımaları olarak görmek Bilge Tonyukuk, Türk tarihinde hükümdarlık bilen Bilge Tonyukuk, bir dönem Çin’de vali gerekir. Türk devlet düşüncesini oluşturan makamında olmadığı halde yönetimde öne yardımcılığı yaptığından yerleşik kültüre de unsurları şahsiyetinde buluşturan Bilge çıkabilen nadir şahsiyetlerden biridir. Çok yabancı değildi. O, bu bilinçle hareket ederek Tonyukuk bugün için de devlet adamlarına iyi bir stratejist olmakla birlikte büyük bir Türklerin tarihi varlık alanlarını korumak için rol model olmaya devam ediyor. savaşçı ve kahramandır, pek çok savaşta mücadele verdi.

36 TRT VİZYON TRT VİZYON 37 Coşkun Oğuz Namlı Ömeroğlu’nun röportajları belgeselde birçok kayıtlı bilgi mevcut. Müzelerde yer aldı. saklanan kullanılmış kıyafetler, hatta Yapımcı-Yönetmen daha yakın döneme geldikçe resim Doğa ve Yaban Hayatı Belgeselde canlandırmalar var ve fotoğraflarla bu iş çözülebiliyor. Belgeselcisi ama ağırlıkta değil. Böyle uygun O yüzden Tonyukuk belgeselinde Yapımcılığını ve yönetmenliğini görmenizin sebebi nedir? insan yüzü göstermeden, çok fazla üstlendiğiniz “Bilge Tonyukuk” Belgeselin, tarihin içindeki gerçekleri detaylara girmeden, abartılı efektlerle belgeselinin içeriğinden bahseder net ve doğru bir şekilde yansıtmasını ciddiyetten uzaklaşmadan, ideal ve misiniz? istedik. Yani gerçek dışı anlatımlar gerçekçi oranda hikâyenin aralarına bu Tonyukuk, Türk tarihi için büyük bir ve abartılı ifadelerin filmin önüne canlandırmalardan yerleştirdik. savaşçı ve çok zeki bir stratejist. geçmemesi lazımdı. Ortaya çıkacak Bozkır coğrafyasının zenginliğine de Tonyukuk’u hak ettiği gibi anlatmayı eserin ciddiyeti ve arşivlerdeki kalıcı yer verdiniz. Tarih de olsa doğadan amaçladığımız belgeselde, abidelerin değeri için bilimsel doğrulardan kopulmuyor olsa gerek. çekimleri Moğolistan’daki Tonyukuk kesinlikle sapmamaya gayret ettik. Tonyukuk belgeselinde coğrafi anıtlarında gerçekleşti. Belgeselin Bu bağlamda, canlandırma efektlerini görüntülere de yer verdik. Moğolistan Türkiye ayağında tarih profesörlerinin de mümkün olduğu kadar en düşük coğrafyası; dağları, dereleriyle tabiat danışmanlığına ek olarak uzman seviyede tuttuk. Çünkü herhangi zenginliği ve öte yandan zorlu doğa kişilerin görüşleri de alındı. Bu bir uzak tarih belgeselindeki tüm koşullarıyla belgeselde yer aldı. Ötüken bağlamda; Prof. Dr. Ahmet Taşağıl’ın, canlandırma işleri, aslında çok hassas bölgesi tamamen kayıt altına alındı. Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun’un, bir konu. Görsel hiçbir kayıt, fotoğraf İnönü Üniversitesi Türk Dili ve ve video yokken, bir insanın kıyafeti Tarih konulu belgesel hazırlamakla Edebiyatı bölümünden Prof. Dr. Erhan için Çinli savaşçılar gibi miydi, yoksa doğa ve yaban hayatı belgeseli Aydın’ın, Katip Çelebi Üniversitesi Arap veya Roma savaşçılarına mı yapmak arasında fark nedir? Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden benzerdi gibi konuları bilmek zor. Bir kere işinizi ciddiye alıyorsanız, Prof. Dr. Şaban Doğan’ın, Kazakistan Üzerindeki zırhlar, zincirler, kalkanlar her ikisi de ciddiye aldığınız oranda Türk Akademisi Başkanı Prof. Dr. nasıldı? Bunu yüzde yüz bir doğrulukla gerçekten zorlaşıyor. Zaten ciddiye Darhan Kıdırali’nin, Moğolistan Ankara bilemiyoruz. Eğer kısmen daha yakın alınmadan yapılan işlerin değerini de, Büyükelçisi Bold Ravdan’ın ve Avrasya bir tarih belgeseli çekiyor olsaydık, bu ekran karşısındaki her seyirci fark eder. Yazarlar Birliği Başkanı Dr. Yakup konu haliyle daha kolay olacaktı. Çünkü Türkiye’deki bir yaban hayvanının

38 TRT VİZYON TRT VİZYON 39 muhteşem bir ışıkta iyi bir görüntüsünü en önemli nokta. Hele ki yaptığınız yakalamak için çadırda günlerce belgesel, tarihteki öneminden dolayı beklemek gerekebilir. Ama turistlerle Tonyukuk gibi önemli ve ağır bir konuyu birlikte safari aracının penceresinden ele alıyorsa bu ön hazırlık aşaması de bir hayvanı belgeleyip, filme çok uzun sürüyor. Dürüstçe söylemek alabilirsiniz. Artık günümüzde her gerekirse, yaptığım işler için genelde izleyici, doğruyu yanlışı, iyiyi, kötüyü, doğada ve arazide olduğum için çok hileyi ayırt edebiliyor. Sadece boş doğa fazla kitap okuyan biri değilim. Ama ve manzara görüntüleriyle bu iş olmaz. bu belgesele hazırlanma aşaması, Bir doğa belgeselinin ne kadar güzel hayatımın en fazla kitap okuduğum olacağına yaban hayvanları karar verir. dönemi oldu. Belgeselin bir akışını, Doğa ve yaban hayatı belgesellerinin iskeletini oluşturmak için günlerce zorluğu genelde arazi şartlarında plan yapmak gerekti. Çekim aşaması malzemeleri araçlardan indirip taşımak, da pek kolay olmadı çünkü hikâyenin beklemek, beklemek ve beklemektir. geçtiği yer buradan 6 bin km uzakta. Arazide bekleme işi meteorolojik İki adet 4x4 arazi aracının içinde 8 şartlarla birleşince, yani rutubet ve kişiyi koordine ederek Moğolistan sıcak altında klimasız bir çadırda coğrafyasında çekim yapmak, 8 kat terlemek veya karda ısıtıcısız bir daha zor diyeceğim ama ekiptekiler çekim ortamı gerçekten zor bir iş. Tarih duymasın… Zaten yabancı bir ülkede belgeselleri ise stresli. Yani şöyle ki, tarih belgeseli çekmenin uzun bir yasal tarihin akışındaki her bir detayın bile prosedürü var. Sonuçta Youtube için çok derin anlamları oluyor. turistik bir gezi programı olmadığı ilk 4K belgesellerini çekerken, onların Bir olayı anlatırken, “Neden o detayı için çekim izinleri, yasal prosedürler, da sahadaki rehberlik ve yerel halkı geçtiniz, neden onu koymadınız?” ülkeler arası resmi yazışmalar öyle tanıma avantajıyla her detayı, noktayı diye sizi eleştirebilirler. Hatta bazı hemen olmayan işler. Tabi bu konuda filme alabildik. Bildiğimiz eserlere ilave, tarihi olayları farklı şekilde yorumlayan TRT Avaz yöneticilerinin, resmi ve bazen haritalarda bile yer almayan eski tarihçiler de var. Nasıl bileceksiniz bürokratik işlerin halledilmesinde Türklerin tarihi kalıntılarını ve bölgenin hangisinin doğru olduğunu? Ben gerçekten çok emeği olduğundan coğrafi özelliklerini anlatıyor bu böyle çelişkili durumlarda “Bu konuda bahsetmek isterim. Daha önce belgesel. Serisinin 5 bölümü çekildi ve tarihçilerin farklı görüşleri de var” diye yaptığımız Moğolistan’daki çekimlerden her iki ülkenin devlet televizyonlarında açıklama yaparak tarafsız olmaya sonra Kazakistan, Malatya, İzmir, da yayınlandı ama gelecek bölümler çalışıyorum. Çünkü Moğolistan’da, Ankara ve İstanbul’da da kapalı için bu virüs salgınından dolayı Moğol Devlet Televizyonu MNB ile ortamda röportaj kayıtları yapıldı. Şu beklemedeyiz. Moğolistan serisi beraber TRT Avaz için çektiğimiz an ise belgeselin kurgu ve montaj tamamlandıktan sonra Rusya, Sibirya, “Miras Coğrafyalar” belgeselinde hem aşamasındayız. Kazakistan gibi Anadolu’ya doğru Moğol hem de Türk tarihçilerin farklı gelmeyi düşünüyoruz. görüşleri vardı. İki ülke tarihçilerinin Moğolistan’da da yayınlanan “Miras verdiği bilgiler arasında öyle gerçekçi Coğrafyalar” program serisinden de bir denge kurduk ki, belgesel her iki söz edelim. Belgesel Ekibi ülkenin devlet televizyonunda da Aslında “Miras Coğrafyalar” Yapımcı - Yönetmen sorunsuzca yayınlandı. Yani tarih belgesel serisinde de Tonyukuk’dan Coşkun Oğuz Namlı belgeselleri benim için stresli işler. bahsetmiştik ama “Miras Coğrafyalar” Danışman Yaban hayatı o konuda daha kolay. sadece tarih değil, doğa, yaban hayatı, Prof. Dr. Ahmet Taşağıl Sonuç olarak iki tarzı karşılaştırırken, kültür ve jeoloji gibi farklı pencerelerden Arkeolog ben yaban hayatı belgeselleri için bakarak bütün coğrafyayı anlatıyordu. Adil Yılmaz “zor”, tarih belgeselleri için “stresli” Çünkü zaten uçsuz bucaksız Metin yazarı kelimelerini kullanıyorum. Moğolistan’daki tarihi eserler, oranın Dr. Yakup Ömeroğlu doğasıyla iç içe bulunuyor. TRT Program Sorumlusu Eda Namlı “Hayatımın en fazla kitap okuduğum Avaz yetkililerinin, Moğolistan Devlet Kameraman dönemi oldu” diyorsunuz. Televizyonu olan MNB’deki yöneticilerle Alper Tüydeş, Coşkun Oğuz Öncelikle her belgesel insanlara bilgi eskiden gelen dostane ilişkileri Namlı, Abdülhamit Avşar verdiği için, projeye başlamadan sayesinde yapılan anlaşma ile MNB’nin Seslendiren önce filmde anlatacağınız o bilgiyi saha ekibiyle beraber çalıştık. Bu ortak Mazlum Kiper çalışmak gerekiyor. Bileceksiniz çalışmanın iki taraf için de çok faydası Müzikler ki, anlatacaksınız. Yani ön hazırlık oldu. Biz son teknolojik özelliklerdeki Musa Göçmen aşaması hafife alınmaması gereken kayıt sistemleriyle onların ülkesinin

38 TRT VİZYON TRT VİZYON 39 TRT’DEN Öztürk Miraç SARAL / [email protected]

TÜRKSOY’dan TRT’ye altın madalya Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı Türksoy, Türk kültürüne verdiği kıymetli hizmetler dolayısıyla TRT nezdinde Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür İbrahim Eren’i “Cengiz Aytmatov Altın Madalyası”yla ödüllendirdi. luslararası Türk Kültürü Kültür Bakanları tarafından imzalanan Türkçe konuşan geniş coğrafya arasında Teşkilatı (TÜRKSOY), Türk anlaşmayla kuruldu. Kuzey Kıbrıs Türk bir kültür köprüsü olma misyonunu halklarının gönül birlikteliğini Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu’na bağlı edindi. TRT Avaz’ın yayın coğrafyasını ve kardeşliğini güçlendirmek, Tataristan, Başkurdistan, Altay, Saha, Tıva, oluşturan kardeşlerimize yönelik hazırladığı ortak Türk kültürünü gelecek Hakas Cumhuriyeti ve Moldova’ya bağlı programlar, hizmetler ve organizasyonlar nesillere aktarmak ve Gagavuz Yeri de TÜRKSOY’a gözlemci yanında, çoklu kültürel ilişkilerin gelişmesine dünyaya tanıtmak için çalışmalar yapan bir olarak katıldı. katkı sağlıyor. Bu ilişkiler sadece yayıncılık Uorganizasyon. 1993 yılında Azerbaycan, TRT de bu devletlerin bağımsızlığını alanında da değil elbette; TÜRKSOY gibi Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, kazanmasıyla ve özellikle TRT Avaz önemli kuruluşlara verilen destek ve yapılan Türkmenistan ve Türkiye Cumhuriyeti kanalının kurulmasından sonra ülkemiz ile işbirliği de bu misyona dâhil.

40 TRT VİZYON TRT VİZYON 41 Türk dünyasının UNESCO’su olan TÜRKSOY, 1993 yılında, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanları tarafından imzalanan anlaşmayla kuruldu.

Türk dünyasının UNESCO’su sayılan TÜRKSOY da TRT’nin emeklerini karşılıksız bırakmadı ve TRT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür İbrahim Eren’e özel bir ismin, özel bir madalyasını takdim etti. Genel Müdür Eren, Türk Dünyası’nın kültür ve sanatının tanıtılması ve teşkilatın dünya genelinde düzenlediği faaliyetlerine sunduğu değerli katkılardan ötürü Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı tarafından “Cengiz Aytmatov Altın Madalyası”na layık görüldü. TÜRKSOY Genel Sektererliğinde düzenlenen törene, Kırgızistan’ın Ankara Büyükelçisi Kubanıçbek Ömüraliyev, Tarım eski Bakanı ve Anadolu Mektebi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sami Güçlü, Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Musa Yıldız, YTB (Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar) Başkanı Abdullah Eren, Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı Doç. Dr. Yakup Ömeroğlu, TÜBA Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hülya Kasapoğlu Çengel ve çok sayıda davetli katıldı.

TRT’nin çeyrek asrı aşan desteği TRT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür İbrahim Eren, basın mensuplarının sorularını cevapladı. Ödülü İbrahim Eren’e takdim eden TÜRKSOY Genel Sekreteri Prof. Dr. amaçlarından birinin de atalarından “Amacımız Türk dünyasına Düsen Kaseinov, Türk dünyasının değerli kalan kadim kültürel mirasın yaşatılması hizmet etmektir” gönüldaşlarını ağırlamaktan mutluluk olduğunu söyleyen Düsen Kaseinov, Madalyasını aldıktan sonraki açıklamasına duyduğunu dile getirirken, TRT’nin TRT ve TÜRKSOY’un imzaladığı Bahar Kalkanı operasyonuna devam TÜRKSOY’a verdiği öneme dikkat çekti. protokolün önemine değindi. “Çeyrek asrı eden ordumuza muvaffakiyetler temenni “Bugün TÜRKSOY çalışmalarına çok geçen sürecimizde TRT, TÜRKSOY’un ederek başlayan İbrahim Eren, şehitlere değerli katkılar sunan gönüldaşlarımızdan faaliyetlerine her zaman destek olmuştur. rahmet, gazilere ise şifalar diledi. Genel TRT Genel Müdürümüz Sayın İbrahim Bu destek, TRT Avaz’ın kuruluşundan Müdür Eren, TÜRKSOY’la yaptıkları Eren’e şükranlarımızın bir nişanesi olarak, sonra, özellikle de Sayın Genel Müdür ortaklık kapsamında teşkilatın yayın yaptığı çalışmalar ve yazdığı eserlerle Türk İbrahim Eren’in döneminde artarak devam sponsoru olmaktan gurur duyduğunu dünyasının zengin kültürüne eşsiz katkılar etmiş, TÜRKSOY ve TRT arasında ifade ederek sözlerine devam etti: “Bizim sağlayan Türk dünyasının büyük evladı, imzalanan protokol ile daha üst seviyeye temel amacımız Türk dünyasına hizmet gururumuz Cengiz Aytmatov’a ithafen çıkmıştır.” etmektir. TRT Avaz’ın bu doğrultuda hazırladığımız “Cengiz Aytmatov Altın Konuşmanın ardından Kaseinov, İbrahim yaptığı her iş zaten görevimizdir. Bu Madalyası”nı takdim etmekten memnuniyet Eren’e madalya, çiçek ve Cengiz Aytmatov sebeple TÜRKSOY’un bizlere desteği duyduğumu belirtmek istiyorum.” özel albümünü takdim etti. ve katkısı çok değerli. TÜRKSOY’un Konuşmasında, TÜRKSOY’un yaptıkları, Türk dünyasının diline, kültürüne

40 TRT VİZYON TRT VİZYON 41 Törene katılanlar daha sonra özel bir hatıra fotoğrafı çektirdiler. ve sanatına katkıları paha biçilmez. TÜRKSOY ile TRT arasında Tören, bu özel günün anısına protokolle TÜRKSOY’un katkılarına biz hep beraber çekilen toplu fotoğrafın ardından sona erdi. şahitlik etmekteyiz. Biz de ömrümüzü bu 2019’un Nisan ayında coğrafyaya vakfettik. Allah nasip ederse TRT Genel Müdürlüğünde “Üzerimizdeki vazife bir kat daha yapacağımız birçok iş var. Birçok projeyi işbirliği protokolü arttı” hayata geçirmek için sabırsızlanıyoruz. Tören sonrasında basın mensuplarına Türkistan coğrafyası ile Anadolu’nun imzalanarak, iki kurum açıklamalarda bulunan Genel Müdür ilişkisini kuvvetlendirmek amacıyla arasındaki ilişkiler kurumsal İbrahim Eren, Cengiz Aytmatov gibi değerli program, dizi ve belgeselleri hayata hale getirilmişti. bir isim anısına bir madalyayı TRT adına geçiriyoruz ve hayata geçirmeye de devam almaktan büyük onur duyduğunu ifade etti. edeceğiz.” aldığını paylaşan Eren, TRT Avaz kanalının TÜRKSOY’u ve TRT Avaz başta olmak üzere TRT’nin SSCB’nin yıkıldığı doksanlı da kurulduğu günden itibaren Türk bütün TRT personelini tebrik eden İbrahim yıllardan itibaren Türkistan coğrafyasında dünyasına katkı sağlamayı amaç edindiğini Eren “Bundan sonra da biz TRT olarak Türk temsilcilik açan ilk kurumlar arasında yer belirtti. dünyasına hizmet etmeye devam edeceğiz. Bu hizmetlerimiz katlanarak artacak” dedi.

Bir dünya yazarı: Cengiz Aytmatov TÜRKSOY, bir gelenek olarak Türk dünyasına hizmet etmiş ve katkı sunmuş kişileri özel madalyalar ile onurlandırıyor. Tıpkı, TRT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Eren’e takdim edilen Cengiz Aytmatov Madalyası gibi… Sadece coğrafyamızın değil, dünyanın da en önemli yazarları arasında kabul edilen Cengiz Aytmatov, 12 Aralık 1928’de Manas destanında geçen Talas vadisindeki Şeker köyünde doğdu. Babası Törökul Aytmatov devlet adamı, annesi Nagima Aytmatova ise öğretmendi. İçinde doğduğu SSCB’nin İkinci Dünya Savaşı ile boğuştuğu zamanlarda eğitim gördü. Genç yaşta iş hayatına atılmak zorunda kaldı. Sadece 14 yaşındayken ziraat sekreterliği ve vergi tahsildarlığı gibi işlerde çalıştı. Daha sonra romanlarında sıkça anlatacağı Kırgız köylülerini de burada tanıma fırsatı buldu. Yazı hayatına Pravda gazetesinde başladı. Yazdığı eserleriyle sadece Kırgızistan’da değil, dünyada da oldukça ilgi gördü. 1957’de Sovyet Yazarlar Birliği’ne katıldı, 1963’te ise SSCB’nin en prestijli ödüllerinden olan Lenin Ödülü’ne layık görüldü. Yazdığı eserler yüz elliden fazla dile çevrildi. Kırgızistan bağımsızlığını ilan ettikten sonra 2008 yılına kadar Kırgızistan Cumhuriyeti’ni büyükelçi olarak temsil etti. Aytmatov aynı zamanda AB, NATO, UNESCO ve pek çok ülkenin Kırgız delegeliğini üstlendi. Cengiz Aytmatov, 10 Haziran 2008’de tedavi gördüğü Almanya’da hayatını kaybetti.

42 TRT VİZYON TRT VİZYON 43 42 TRT VİZYON TRT VİZYON 43 KAPAK Ela TEKİN / [email protected]

Tatil değil, uzaktan eğitim Uzaktan eğitim; T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ile Türkiye Radyo Televizyon Kurumu işbirliği ve Eğitim Bilişim Ağı (EBA) desteğiyle gerçekleşiyor.

in’de başlayarak tüm ciddi tedbirler alınarak dikkatli olunması kapatıldı. 23 Mart tarihinden itibaren ise dünyayı etkisi altına alan zorunluluğu doğdu. Hemen hemen her uzaktan eğitime geçilmesine karar verildi. Yeni Koronavirüs (Covid-19) ülkede görülen koronavirüs, toplumsal Salgını alışageldiğimiz sağlık açısından onunla savaşabilmek ve TRT deneyimi yaşamsal faaliyetlerimizi ve hastalığın bulaşma oranına sınır koyabilmek Çocukların bu virüs ile hastalanma oranı Çrutinlerimizi kökten değiştirdi. adına, devlet yetkilileri tarafından birçok çok düşük olsa da izolasyonun sağlanarak Sosyal izolasyonu zorunlu kılan hastalığın önlemin alınmasına yol açtı. Sınır güvenliği, bireyler arasında hastalık geçirgenliğinin en kısa sürede varlığını kaybetmesini umut havayolları, karayolları, ticaretin lojistiği, önlenebilmesi için öğrenciler bir süre ediyoruz. Ancak biliyoruz ki, süregelen turizm, sosyal ortam gibi alanlarda kararlar evden eğitim alacak. Uzaktan eğitim, T.C. hayati olguların olabildiğince aksamadan alındı. Bunlardan biri de eğitim alan yaklaşık Milli Eğitim Bakanlığı ile Türkiye Radyo devam etmesi şart. Bunlardan belki de en 18 milyon öğrenci için gerçekleşti. Çocukları Televizyon Kurumu işbirliği ve Eğitim Bilişim önemlisi eğitim. Ülkemizde ilk kez 11 Mart’ta korumak ve taşıyıcılık riskini azaltmak Ağı (EBA) desteğiyle gerçekleşecek. görülen koronavirüs vakasının ardından amacıyla eğitim takviminde yer alan ara İlkokul, ortaokul ve lise dersleri öğrencilere insanların birbiriyle teması konusunda tatil öne çekilerek 16 Mart tarihinde okullar TRT kanallarından ulaşacak. Aslında TRT

44 TRT VİZYON TRT VİZYON 45 Ela TEKİN / [email protected]

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ile TRT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Eren uzaktan eğitim için bir araya Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk TRT geldi. stüdyolarında.

Yüzden fazla öğretmen gönüllü TRT çalışanları hızla uzaktan eğitim olarak destek veriyor. yayınlarına hazırlandı. uzaktan verilen eğitime hiç uzak değil. İlkokul, ortaokul ve lise oyunlar, etkinlikler, rehberlik çalışması da Çünkü kanalları aracılığıyla televizyondan var. Ayrıca belirtilen saatte izleyemeyen eğitime katkı sunmak amacıyla Açık öğrencileri derslerine 23 öğrencilerimiz için tekrar yayınlarımız da Öğretim Fakültesi yayınlarına 15.01.1983 Mart tarihinden itibaren olacak. Hangi saat, hangi ders, hangi tarihinde başlatmıştı. Sayısız ders için TRT kanallarından ulaşıyor. etkinlik, hangi oyun ne şekilde, nasıl öğretmenlerin yıllar boyu verdiği eğitimler yapılacak bununla ilgili planlamalarımız sayesinde milyonlarca öğrenci bu olanaktan TRT, uzaktan eğitim için ve alt yapıya ilişkin hazırlıklarımız tamam. yararlanmıştı. 80’li ve 90’lı yılların ardından stüdyolarını hızla sınıfa çevirdi. Deneme çalışmalarımız sürüyor. 100’den TRT tarafından, 31 Ocak 2011’de eğitim fazla öğretmenimiz gönüllü olarak bize hedefli TRT Okul kanalı kuruldu. Kanalda ortasına kafamdan bir sınıf oturttum ve o destek veriyor ve her gün birlikte çalışmalar sunulan programlar, Anadolu Üniversitesi öğrencilere ders anlattım. Bir lens görmedim, yapıyoruz.” dedi. “Hafta sonu itibarıyla ile yapılan stratejik anlaşma çerçevesinde orada bir sınıf vardı benim için” diyecekti. bazı deneme çalışmaları olacak. 23 Mart akademik destek görerek, bu alandaki 80’ler ve 90’lar TRT’sini yakalamış ve ileriki öncesi sistemin çalışıp çalışmadığı, ne başarısını gösterdi. TRT Okul, yalnızca Açık yıllarda televizyondan eğitimini sürdürmüş şekilde daha iyi çalışacağı noktasında Öğretim Fakültesi öğrencileri için değil, örgün nesiller için uzaktan eğitimin farklı bir anlamı bazı tedbirler alacağız. Ama halihazırda eğitim alan öğrencilerin de yararlanabileceği var şüphesiz. Ancak bugün küresel salgın herhangi bir aksaklık söz konusu değil.” ders programlarını içerdi. nedeniyle zorunlu hale gelen uzaktan eğitim, sözleriyle konuşmasına devam etti. ulaşacağı öğrenci sayısı, hazırlık süresi ve Bakanlık olarak TRT’ye özel olarak Bir nesil İngilizceyi böyle sevmişti kapsamı ile bir ilk. teşekkür ettiklerini şu sözlerle ifade etti; O senelerin öğrencilerinin hafızalarında, “TRT’ye Milli Eğitim Bakanlığı olarak özel pek çok öğretmen ses ve görüntüleriyle Uzaktan eğitime hazırlanırken bir teşekkürümüz var. Çünkü İstanbul’da hâlâ yerini koruyor. Özellikle 80’li yıllarda, Uzaktan eğitimin kısa süre içinde, doğru bir beş, Ankara’da üç stüdyoda yoğun bir İngilizce dersini ekranlardan aktaran Prof. içerik ve teknik imkanlarla sağlanabilmesi çekim dönemi var. Bu çekimlerin her birinde Dr. Zülal Balpınar ve Michael Smith Türk için çalışmalara hızla geçildi. Hazırlık gönüllü öğretmenlerimiz yoğun bir çalışma televizyon tarihinin unutulmaz isimlerinden. sürecinde Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 17 içerisinde.” Sayısız genç onlar sayesinde İngilizceyi Mart’ta TRT’ye yaptığı ziyarette detayların TRT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel severek öğrenmeye karar vermişti. Uzun zamanla belli olacağını vurgulayarak “Gün Müdürü İbrahim Eren ise “Rekor bir sürede zaman sonra İngilizce öğretmeni Prof. Dr. içerisinde belirli derslere ilişkin içerikler yayına hazırlanan tüm çalışan ve çekimleri Zülal Balpınar, bir röportajında, televizyonda söz konusu olacak ama sadece ders yok; yapan arkadaşlarımı tebrik ediyorum. ders verdiği zamanları anlatırken, “Merceğin Kanal sayısına Milli Eğitim Bakanlığı karar

44 TRT VİZYON TRT VİZYON 45 yapıyoruz. Dünyada 900 milyon öğrenci okulda değil ve bu sayı artacak. Bunun yanında Çin’den bazı olumlu haberler geliyor. Bizim bu büyük fotoğrafı değerlendirmemiz gerekiyor. Yarın okula döndük; biz hazırız, bu dönem dönmedik biz yine hazırız.” diye cevapladı.

Türkiye var Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, bütün öğretmenlerle moral motivasyon içinde verecek. Bizler de TRT olarak tüm altyapıyı “Çin’in dışında, ulusal hazırlamak, içerikleri elimizden geldiğince uzaktan eğitimin sürdürüleceğini, destekleme en hızlı şekilde öğrencilerimiz için ekranlara düzeyde, bu tür uzaktan ve yetiştirme kurslarını tamamen bu virüsten getirmek adına çabalıyoruz.” dedi. dolayı ortaya çıkan ihtiyaçları gidermeye bütün topluma eğitim veren yönelik bir programla hazırladıklarını belirtti. Sorular cevap buldu bir ülke yok, Türkiye var. EBA konusunda ve televizyon yayınları Eğitim takviminde öne alınan ara tatilin Ama şu anda bu sisteme yeni hakkında bilgi veren Bakan, “Çin’in dışında, ulusal düzeyde, bu tür uzaktan bütün ardından gelen 23 Mart tarihi ile başlayan geçiyoruz. Elimizden geleni haftanın tatil olmayacağı her fırsatta dile topluma eğitim veren bir ülke yok, Türkiye getirildi. Ancak eğitim konusunda pek yapıyoruz, daha fazlasını var.” sözlerini “Bu konuda da yatırımları çok soru oluştu. Milli Eğitim Bakanı Ziya yapacağız. Bu konuda arttırarak, alt yapıyı güçlendirerek daha iyi bir noktaya geleceğiz. Bazı eksiklikler olur Selçuk, 19 Mart’ta katıldığı AA Editör yatırımları arttırarak, alt yapıyı Masası programında, eğitim gündemine mu? Olur. Ama şu anda bu sisteme yeni ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Uzaktan güçlendirerek daha iyi bir geçiyoruz. Elimizden geleni yapıyoruz, daha eğitim süresinin Bilim Kurulunun Türkiye ve noktaya geleceğiz.” fazlasını yapacağız.” tespitinde bulundu. dünyadaki verileri izleyerek vereceği tavsiye Yöneltilen soruları yanıtlayan Milli Eğitim kararları doğrultusunda ortaya çıkacağını Ziya Selçuk - Milli Eğitim Bakanı Bakanı Ziya Selçuk, uzaktan eğitimin merkezi olarak belirlenen mecranın vurgulayan Selçuk, “Biz bu kararları gerekli, kaç öğretmen bu süreci sürdürülebilir alırken sadece Milli Eğitim Bakanlığı olarak televizyon olduğunu özellikle vurguladı. hale getirir? Hepsinin matrisi çıktı ve Bunun nedeni toplumumuzda en hızlı ve almıyoruz. Bütün bakanlıklarla eşgüdümlü üzerinde çalışıyoruz.” yorumunda bulundu. olarak birlikte karar alıyoruz. Çünkü her kolay ulaşılır aracın televizyon olması. “Okulların bu dönem açılmadığını Öğrencilere eğitimleri için 8 GB ücretsiz birimizin işi diğer bakanlığı etkiliyor. Ancak varsayarsak çocuklar nasıl mezun olur?” bizim görevimiz her türlü olasılığa karşı internet hakkı sağlanmasına rağmen sorusunu ise Bakan, “Biz çocuklarımızın derslerin televizyon öncelikli takibinin sebebi hazırlık yapmak. Gerektiği zaman, adım hukukunu her zaman koruruz. Önemli olan adım hayata geçirmek. Önümüzdeki tabloya herkesin telefon, tablet ve bilgisayar gibi onları dezavantajlı bir duruma sokmamak. araçlara sahip olmayabileceği gerçeği. anlık olarak bakıyoruz. Öğretmen eğitimi, Biz her şekilde destek oluyoruz. Virüsün ölçme değerlendirme, sınavlar, dijital alt yayılım hızına göre eğitimsel kararlar yapı, uzaktan eğitim ve televizyon kanalları Sosyal medya üzerinden alıyoruz. Bu kararları alırken de dünyadaki Çalışmalar sürerken 20 Mart tarihinde, Milli gibi. Kaç stüdyo olacak, kaç teknik eleman gelişen durumlara bakıyoruz. Karşılaştırma

46 TRT VİZYON TRT VİZYON 47 Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, şahsi instagram hesabından canlı yayın gerçekleştirerek uzaktan eğitim hakkındaki detayları paylaştı, öğrenci ve velilerin sorularını anında cevapladı. Eğitim takvimini çok önemsediğini belirten Selçuk, genel derslerin yanı sıra örnek deneylerin, sistem çalışmalarından uygulamaların, özel gereksinimli çocuklar için içeriklerin, sportif ve sanatsal faaliyetlerin de ders programında verileceğinin altını çizdi. Müfredat eğitim programı içeriğinin sarmal olduğunu belirten Bakan, sınıflar arası işlenen konuların dahi birbiriyle bağlantılı olduğunu dolayısıyla televizyonda verilecek eğitimin de geçmiş konularla, yüz yüze işlenen içerikle bağlantılı olacağını vurguladı. Bakan Ziya Selçuk ebeveynlere “Çocukların fiziksel ve ruhsal sağlığını çok önemsiyoruz. Bunları sağlama alındıktan sonra elbette eğitsel gelişimleri çok mühim. Çocukların gelişimi bir bütündür. Eğitim sadece sınıf içinde olagelmez. Bu sebeple çocuğun eğitimini bütünsel olarak ele almak çok önemli. Eğitim okulun yanı sıra ailede, sokakta, sosyal medyada da olur. Dolayısıyla bu süreçte ev içerisinde virüsü merkeze almak çok doğru olmayacaktır. Süreçte bazı sıkıntılar yaşanabilir, bazı eksiklikler olabilir. Ancak açık ve şeffaf bir iş yapıyoruz. Bir ortak biz bu hedef doğrultusunda, uzaktan ve lise öğrencileri, TRT-EBA TV’nin üç kanalı problemimiz varsa sizlerle paylaşmaktan, eğitimi, yüz yüze eğitimi, telafi eğitimlerini, ile EBA üzerinden ders başı yaptı. TRT-EBA sizlerin desteğini istemekten hiç rahatsız tamamlama çalışmalarını, hepsini yaparız. TV İlkokul, TRT-EBA TV Ortaokul ve TRT- olmayız. Neye ihtiyacımız olduğunu İmkânımız, alt yapımız, öğretmenlerimizin EBA TV Lise olmak üzere eğitim yayınları, söylerken de samimiyetle istiyoruz. Bu gayreti var. O anlamda sizin de endişeniz 3 farklı kanal ile HD (yüksek çözünürlüklü) süreçte velilerimizin ve öğretmenlerimizin olmasın.” sözleriyle destek verdi. ve SD (standart çözünürlüklü) olmak üzere desteğine ihtiyacımız var. Çünkü Bir öğrencinin yoklama alınacak mı? toplam 6 kanaldan başladı. İlkokullar için çocuklarımız bu ülkenin geleceği, çocuklar sorusuna ise gülümseyerek “Yoklama Türkçe, matematik, hayat bilgisi, fen bilimleri, bizim umudumuz, her biri bir değer. Bundan almayacağız tabi, bizim derdimiz denetim din kültürü, ahlak bilgisi ve İngilizceye ilave dolayı da onların eğitiminin niteliğinin yapmak değil. Bizim amacımız sizlerin, olarak, ‘Yetiştirme Programı’ kapsamında yükselmesi son derece önemli.” dedi. evlatlarımızın daha güzel, daha çok Türkçe ve matematik dersleri verilecek. öğrenmesi, kendilerini yetiştirmesi, Ortaokul kademesinde; Türkçe, matematik, Veliler, endişe etmeyin; öğrenciler, geliştirmesi. Çocukların kitap okumasını, sosyal bilgiler, fen bilimleri, din kültürü yoklama yok bir hobi edinmesini, sporla ve sanatla ve ahlak bilgisi, İngilizce ve imam hatip Veli ve öğrencileri ile sosyal medya uğraşmasını çok önemsiyorum. Bunlar ortaokulu öğrencileri için Arapça dersleri ortamında buluşan Milli Eğitim Bakanı, kişiliği, şahsiyeti olgunlaştırır, hayat olacak. Lisede ise tarih, coğrafya, Türk dili Bakanlığın her türlü senaryoya şartlar başarısına katkı yapar, geliştirir.” cevabını ve edebiyatı, inkılap tarihi, matematik, fizik, ne olursa olsun uyum sağlamaya hazır verdi. En fazla gelen sorulardan biri de kimya, biyoloji, din kültürü ve ahlak bilgisi olduğunu çünkü olasılıklara bakarak önceden önümüzdeki günlerde gerçekleşmesi ve ayrıca imam hatip lisesi öğrenciler için tedbir aldıklarını, bu nedenle de endişeye planlanan sınav tarihleri üzerine oldu. Bakan, de diğer temel dersler verilecek. TRT’den kapılmadıklarını söyledi. Velilereyse “Biz “Sınavları zamanında yapmayı prensip yayınlanacak dersler konsantrasyonun uzaktan eğitim yapacağız. Fakat uzaktan olarak önemsiyoruz, ertelenmesini uygun sağlanabilmesi açısından 20 dakika. eğitim, öğrencilere, okuldan uzaklaşmasınlar, görmüyoruz. Ancak çocuklar sınavlarda, Derslerin verileceği saatlere, ‘eba.gov.tr’ ana motivasyonları çok düşmesin, biz onları yüz yüze gördükleri içeriklerden sorumlu sayfasından, TRT internet sitesinden ve ders eğitsel olarak meşgul edelim ve eğitimsel olacaklar.” sözleriyle sınav konusuna açıklık yayınları dışındaki zamanlarda televizyon ihtiyaçlarını karşılayalım diye yapılıyor. getirdi. ekranından ulaşmak mümkün. Sadece televizyondan verilen eğitimle bizim Yayınlar aynı kanalda ve gün içinde bir tam bir eğitim yapmamız mümkün olmaz. Ders zamanı veya iki kez tekrar edilecek. Tekrarlayan Bunun farkındayız fakat tedbirimizi almak Yüz yüze eğitime verilen bir haftalık aranın yayın akışı yine ‘eba.gov.tr’ ve TRT internet zorundayız. Madem hayalimiz, amacımız ardından 23 Mart tarihinde, ilkokul, ortaokul sitelerinden öğrenilebilecek. Ayrıca ‘eba.

46 TRT VİZYON TRT VİZYON 47 Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, uzaktan eğitim sürecinin 30 Nisan’a kadar uzamasının ardından, yoğunluktan dolayı yaşanan problemleri hızla çözüme kavuşturmak için kurulan EBA Kontrol Merkezini ziyaret etti.

Uzaktan eğitimde dersler elbette ki okuldaki kadar uzun olmayacak. Bizler bu açığı en iyi çocuklarımızın daha fazla kitap okumasını Öğrenciler ekran başında… sağlayarak kapatabiliriz.” Ayrıca çocukların mutlak surette güvende olduklarını hissetmeye ihtiyaçları bulunduğunun altını çizen Milli Eğitim Bakanı, koronavirüs konusunun çocuklarda bir travmaya dönüşmeyecek şekilde gündeme alınmasını istedi.

Galiba birilerinin dileği kabul oldu Bakan Selçuk, TRT-EBA TV İlkokul ve TRT-EBA TV Ortaokul üzerinden ilk ve ortaokul öğrencilerine de seslendi. Okullara ziyarete gittiğinde öğrencilere mutlaka “Sizin için yapabileceğim bir şey var mı?” diye sorduğunu, öğrencilerin de genelde “Keşke okul olmasa, evde derslerimize çalışsak, teneffüsler daha uzun olsa, öğretmenlerimiz Dersler deneyimli öğretmenler tarafından veriliyor. bize sürekli ders çalışmamızı söylemeseler” gov.tr’ üzerinden de yayınlanan içeriklerin Çocuk nasıl öğrenir? Koşullar, imkânlar gibi cevaplar verdiğini aktardı ve “Galiba kayıtlarına ulaşılabilecek. Milli Eğitim nasıl olmalıdır? Hepsi bilgimizde… Tecrübeli birilerinin dileği kabul oldu.” dedi. Bakanlığının seçtiği, alanında başarılı bilim insanlarıyla çalışıyoruz. Bu süreci Öğrencilerden sorumluluklarını almalarını, öğretmenler ders anlatım videoları ile yönetirken her türlü senaryoyu dikkate alıyor ders programlarını kontrol etmelerini, saati konuları anlatacak. Öğrenciler, kendi ders ve hepsi için çözümler üretiyoruz. Mevcut ve geldiğinde açıp derslerini izlemelerini isteyen öğretmenleri ile ‘eba.gov.tr’ üzerinden olabilecek her tabloya alternatif çözümlerimiz Bakan, “LGS’ye hazırlanan öğrencilerimiz gruplarında yazışarak bilgi paylaşımında var.” dedi. İlk günler zorlanılsa da sonrasında bu süreçte kaygı duymasınlar. Rahat olun bulunabilecek. Ayrıca, zorunlu tatil bittiğinde sürecin hep birlikte sağlıkla yönetileceğine çocuklar! Sınavda sorulacak sorular sadece tüm sınıflara telafi eğitimi yapılacak. Milli emin olduğunu ifade eden Bakan sözlerini okulda gördüğünüz konulardan. Hiçbir Eğitim Bakanlığının sitesinden, ‘eba.gov.tr’ şöyle sürdürdü; “Bu süreçte çocuklarımızın şekilde bir mağduriyet yaşamanıza izin den ve 444 06 132 numaralı telefondan her derslerini düzenli takip etmesi, verilen vermeyiz. Siz derslerinize ve kitap okumaya türlü soru ve sorunlar için cevap alınabilecek. ödevleri yapması ve bizlerle iletişim odaklanın.” ifadelerini kullanarak, öğrencilere içinde kalması için en büyük destekçimiz mutlaka evde fiziksel etkinlik yapmaları, oyun İlk zil Milli Eğitim Bakanı’ndan siz olacaksınız. Çocuklarımız, derslere oynamaları, iyi beslenmeleri, uyku düzenine, Milli Eğitim Bakanlığının hızla aldığı tedbirler, başlamadan önce mutlaka kahvaltılarını el temizliğine dikkat etmeleri konusunda da EBA alt yapısı ve TRT desteği ile başlanan yapmış olsun. Evde küçük kardeş varsa tavsiyelerde bulundu. eğitimin ilk gününde, ilk ders zilini Milli lütfen ders dinleyecek olan çocuğunuzun Selçuk, daha önce, öğrencilerin Eğitim Bakanı Ziya Selçuk çaldı. TRT-EBA evin başka bir odasında olmasına motivasyonunu arttırmak adına twitter TV’nin 3 kanalı üzerinden velilere seslenen özen gösterin. Çocuğunuzun uzaktan hesabından onlara bir sürpriz yaparak Selçuk, “Benimki bir tür sohbet. Buradayız, eğitimdeyken temizlik yapmak, müzik okulların açıldığı gün ilk teneffüsün 40 dakika birlikteyiz, hep beraberiz ve çocuklarımız dinlemek, başka bir televizyonu açmak gibi olacağı müjdesini vermişti. Aynı kararı “Belki için çalışıyoruz, gayret ediyoruz. Milli Eğitim dikkatini dağıtacak şeylerden uzak durun. O başka sürprizlerimiz de vardır. Kendinize Bakanı olmaktan önce bir eğitim bilimciyim, dersini dinlerken meyve, süt gibi ikramlardan iyi bakın ve evde öğrenci olmanın tadını öğretmenim, babayım hatta büyük babayım. kaçının lütfen. Bunlar için zaten vakitleri var. çıkartın.” diyerek hatırlattı.

48 TRT VİZYON öğrencilerimiz EBA içerisinde yer alan Akademik Destek modülünü biliyorlar. Daha önce anlatmıştım ancak duymayan öğrencilerimiz için kısaca tekrar bahsedeyim. EBA Akademik Destek modülünde önce hedefini paylaşıyorsun. O da hedefine ulaşman için sana bir yol haritası belirliyor. İstersen sıfırdan konuları dinleyerek çalış, istersen eksiklerini soru çözüp, konu Eğitim Bilişim Ağı - EBA anlatımlı videolara giderek tamamla ya Millî Eğitim Bakanlığı dijital eğitim da ‘ben tamamım’ diyorsan sadece soru platformu EBA, tüm özellikleri ve çözerek ilerle.” binlerce içeriğiyle yüz yüze eğitimin ardından uzaktan eğitim sürecinde Tavsiye de öğrenci, öğretmen ve velinin Bakan Ziya Selçuk, EBA akademik yanında. desteğini özel okul öğrencilerine de açtıklarını, EBA üzerinden yapılacak İdil Akidil derslerdeki internet kullanımını ücretsiz EBA, dünyada sadece üç ülkede 9 yaşında olan yapay zekâ temelli akıllı destek 3GB’dan 8 GB’a çıkardıklarını anımsattı. Selçuk, şunları kaydetti: “Gençler gün “Bazılarınız evde eğitimin zor olduğunu sistemidir. Öğrenci, öğretmen ve veli düşünüyor olabilir. Ama EBA TV ile uzun. Tüm günü elbette ders çalışarak için ayrı sayfalardan ihtiyaca ve sorulara hem eğlenip hem öğrenebiliyoruz. geçirmeyeceksiniz. Dizilerinizi izlemeyin yönelik her konuda yönlendirme sağlama Öğretmenler dersleri çok güzel ve imkanına sahiptir. Öğrenci sınava demiyorum ama hayatınızda diziler dışında eğlenceli anlatıyor. Aktivite de yaptırıyorlar. hazırlık sürecinde kişisel rehberlik sitemi farklı gündemleriniz olsun. Gençler, biraz Okula gidemediğimiz bu günlerde hem ile deneme sınavı yapan arkadaşları kendinize özgü zevkleriniz olsun. Hayat derslerimizden geri kalmıyoruz hem arasında nerede olduğunu görebilir. başarısında sizi öne çıkaracak şey dersler de eğlenerek öğreniyoruz. Ayrıca hiç Öğrencinin çözemediği soruları tespit kadar ders dışında neler yaptığınızdır. sıkılmıyoruz.” ederek eksiğini yapay zekâ yoluyla anlar Kendinize sorun lütfen! ‘Ben ders dışında ve o konuyu hazırlayarak öğrenciye ne yapıyorum?’ Örneğin muhakkak kitap Bakanı Ziya Selçuk bir basın toplantısı sunar. Çalışma hızını izleyerek öğrencinin okuyun. Mümkün olduğunca iyi kitaplar tercihini değiştirebilir. İnternet alt yapısı gerçekleştirdi. Milli Eğitim Bakanı Selçuk, okuyun ki dünyayı daha iyi görün, hayatı desteği ile yüzbinlerce video, animasyon Bilim Kurulunun önerisi, Cumhurbaşkanı doğru okuyun. Okuduğunuz her bir kitabın, ve konu anlatımları içerir. On binlerce Recep Tayyip Erdoğan’ın onayı ile yeni gelecekte iş hayatınızdan, aile hayatınıza, soru ile öğrenciye katkı sağlar. Türkiye’nin tip koronavirüs tedbirleri kapsamında, 30 arkadaşlıklarınıza kadar çok değerli önde gelen öğretmenlerinden ders Nisan’a kadar uzaktan eğitimin devam katkıları olacak. Çünkü kendinizi doğru almak isteyen öğrenciye eğitimcilerin etmesi kararını aldıklarını bildirdi. Yaşanan ifade etmenize yardımcı olacak. Güzel video kütüphanesinden yararlandırır. sürecin dünya tarihinde ilk kez karşılaşılan Okul kitaplarını dijital olarak barındırır filmler izleyin, kaliteli müzikler dinleyin. bir problem olduğuna dikkat çeken Selçuk, ve kitaplardaki kare kod uygulamasıyla Tavsiye ettiğiniz filmlerinizi, müziklerinizi bu konuya Bakanlık olarak pedagojik açıdan istenilen fotoğraf, şekil, video ve şemayı bana da iletin. Yaşım itibarıyla olmasa da baktıklarını, önceliğin çocukların sağlığı ekrana getirir. Haberleşme ve iletişim gibi ruhumla sizi yakalamış olurum. Ve küçük olduğunu “Mesele bir yavrumuzu hastalığın fonksiyonları mevcuttur. EBA, bilgisayar bir tavsiye; sosyal medyada kontrollü olun. eline bırakmanın telafisi olmadığının farkına veya cep telefonları ile internet üzerinden Alışkanlıklarınızı gözden geçirin, Güçlü bir varmak. Biz eğitimi telafi ederiz. Bütün şifre girilerek kullanılır. kişiliğe sahip olmak istiyorsanız iradenize toplum müsterih olsun. Biz bunu telafi söz geçirebilmeniz şart. Bu süreç sağlıkla ederiz ama bir hastalığı telafi edemeyiz.” tamamlandığında tekrar okullarda görüşmek Gençlere sözleriyle vurguladı. Ortaklaşa ortaya üzere. Ben şimdi sizler gibi genç olsam ne TRT EBA TV Lise üzerinden, lise konan karar için önceden hazırlıklarının yapmak isterdim biliyor musunuz? Bugünleri öğrencilerine “Gençler selam!” diye hitap olduğunu söyleyen Bakan, çalışmalarını yazmak, tarihe not düşmek isterdim. Kim eden Selçuk, öğrencileri mağdur etmemek zenginleştirerek gereken her türlü ihtiyacı okur ki demeyin. Tiyatro, şiir ya da öykü için büyük bir gayretle çalıştıklarına karşılayacaklarını ifade etti. Konuşmasına haliyle bugünleri sizlerin kaleminden okumayı değindi ve sözlerine devam etti; “YKS’ye “Çocuklarımıza verdiğimiz mesajlara biraz dört gözle bekliyorum. Lütfen yazın.” hazırlanan öğrencilerimiz bilsinler ki sınavda dikkat edersek, bu süreci hep birlikte atlatırız. okuldayken gördüğünüz konular sorulacak. 30 Nisan’a kadar 1 milyon öğretmenimiz var ve her birisi, her Ancak siz lütfen derslerinizi televizyondan bir çocuğumuzun eğitiminin şu anda nasıl 23 Mart’ta öğrenciler, öğretmenler ve veliler ve EBA üzerinden sıkı takip edin. Önceki geliştirileceğine, nasıl destek olunacağına için başlayan uzaktan eğitim döneminin 30 konular orada da yer alacak. Bu süreci ilişkin emek harcıyor. Toplumun da desteğine Nisan’a kadar uzatıldığı 25 Mart tarihinde kendi yol haritanızı gözden geçirmek ve ihtiyacımız var. O yüzden ne diyoruz? Evde yapılan bir açıklama ile duyuruldu. Sağlık eksiklerinizi tamamlamak için bir fırsat kalın çocuklar.” sözleriyle devam etti. gibi düşünebilirsiniz. 11 ve 12. sınıftaki Bakanı Fahrettin Koca ve Milli Eğitim

TRT VİZYON 49 çalışıyoruz. Bu üçlü kullanımı ikinci haftadan itibaren uygulamaya başlayacağız.” Ders içeriklerini ve sürelerini temel dersleri odağa alan bir yaklaşımla artıracaklarını belirten Selçuk, “İlkokul ve ortaokul TV programını saat 15.00’e kadar uzatıp ardından tekrar dersleri yapılacak şekilde düzenlemeyi ortaya koyacağız.” ifadesini kullandı. EBA’nın daha etkin kullanılması için sınıfların ihtiyaçlarına yönelik birtakım düzenlemeler yaptıklarını aktaran Selçuk, EBA’yı ilkokul 3 ve 4’üncü sınıf öğrencilerin kullanımına tekrar açtıklarını söyledi. 5 ile 10’uncu sınıf öğrencilerinin EBA’ya erişim sürelerini iki katına çıkartacaklarını belirten Bakan, sözlerini şöyle sürdürdü; “11 ve Arda Gürler Osman Deniz Asker 12’nci sınıf öğrencilerinin EBA Akademik 14 yaşında 12 yaşında Destek sisteminden saat sınırlaması olmaksızın faydalanması uygulamasını “İlk günden itibaren EBA’yı ve TRT’yi “EBA TV’yi seyretmek çok eğlenceli, başlattık. Velilerimizin evde çocuklarının takip ediyorum. 8. sınıf olduğumdan hiç sıkılmadan eğlenerek öğreniyoruz, uzaktan eğitim sürecinde etkin bir şekilde rol bu sene benim için çok önemli. Hem eksiklerimizi tamamlıyor unuttuğumuz alabilmesi için rehberlik desteği ve bir veli uzaktan eğitim hem de EBA’nın 8. sınıflar konuları tekrar hatırlıyoruz. Okula kuşağı hazırlıyoruz. Tüm bunlar EBA’nın, için hazırladığı sorular çok faydalı. Bol gidemediğimiz bu günlerde EBA TV bol test çözüp okul öğretmenlerimin ile eğitim olduğu için çok şanslıyız. normal kullanımın onlarca kat üzerinde EBA’dan verdiği ödevleri yapıyorum. Derslerimizden geri kalmadan güvenli kullanılması demek. Bu beraberinde bir yük 8. sınıflar için EBA’nın hazırladığı ortamımızda keyifle konularımızı getiriyor ve bu yükün karşılanması kapsamlı sınıf öğretmenlerimizle yapacağımız işliyoruz.” bir teknik çalışma gerektiriyor. Normal online eğitimi sabırsızlıkla bekliyorum. şartlarda böyle bir çalışma aylar alır ancak LGS sınavım için çok yararlı olacağını Yiğit Asker tüm imkanlarımızla güçlendirme çalışmaları düşünüyorum. Ayrıca sadece 1. 8 yaşında yapıyoruz ve her gün, her saat daha iyiye dönemin soruları olacak LGS’de. “Benim adım Yiğit, 8 yaşındayım. götürüyoruz.” Bunun için Milli Eğitim Bakanımıza da Her sabah uyanınca EBA TV’yi çok teşekkür ederim. Stresliyim, biraz seyrediyorum. Okulda öğretmenimizin Bir parça gayret da heyecanlı ama uzaktan eğitimle, anlattıklarını tekrar ediyorum. En En kısa sürede, 8 ve 12’nci sınıf öğrencileri öğretmenlerimin ve ailemin desteğiyle çok aralarda verilen kısa çizgi filmleri ve öğretmenleri için EBA kullanım sınava hazırlanıyorum. Keşke böyle seviyorum. Öğlen yemek yedikten sonra sürelerinin artırılarak canlı sınıf desteğinin olmasaydı tabi. Ama evden de çalışmak, diğer dersleri seyrediyorum. Evde ders EBA’yı ve dersleri takip etmek benim için devreye alınması var. Böylece canlı yapmak çok eğlenceli bence. Keşke hep sınıfla öğrenciler kendi öğretmenleriyle yeterli oluyor.” böyle olsa.” EBA üzerinden bir sınıf ortamında ders Böylece veri merkezlerinin internet trafiği, işleyebilecek. Yine 8 ve 12’nci sınıf EBA Kontrol Merkezi öğrencileri için YKS ve LGS’de sorumlu Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk uzaktan yoğun kullanıcı talebi, siber saldırılar veya başka sebeplerle oluşabilecek oldukları ve birinci dönemin başından eğitim sürecinin uzamasının ardından yeni itibaren işledikleri konulara yönelik açılan Eğitim Bilişim Ağı Kontrol Merkezi sorunların yaşanmamasının sağlandığını kaydeden Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü programlar hazırlanıyor. Bu süreçte özellikle ve EBA TV stüdyosunu 28 Mart’ta ziyaret 8’inci sınıf öğrencilerinin sınav hazırlık etti, EBA canlı sınıf desteği ve uzaktan “Entegre uzaktan eğitim yaklaşımıyla, bir; TRT EBA TV yayın programlarını, rutinlerine destek olmak için soru-çözüm eğitim süreciyle ilgili yeni açıklamalarda saati olacak. Öğrenci-öğretmen etkileşimini bulundu; “EBA Canlı Sınıf uygulamasını iki; EBA’yı internet üzerinden öğrencinin kendi başına kullanımını, üç; öğretmen teşvik edecek bir çalışma da gündemde. devreye alıyoruz. Uzaktan eğitimle birlikte Televizyon dersleriyle eşgüdümlü olarak milyonlarca öğrencimizin aynı anda ve öğrencinin buluşabileceği EBA Canlı Sınıf uygulamasını devreye alıyoruz. öğretmenler kendi öğrencilerine EBA kullanım talebiyle oluşan yoğunluktan üzerinden ödevlendirme yapıp, soru- dolayı yaşanan problemleri hızla çözüme Öğrencilerimiz bu üç bileşeni birlikte kullanacaklar. 12 sınıfımız var, televizyonun cevap-test etkinliklerini yönlendirip, kavuşturmak için EBA Kontrol Merkezini çalışma gönderecekler. Süreç içerisinde kurduk. Kontrol Merkezimizde, sistemlerimiz yayın akışını sınıflara göre bölmemiz, çocukların öğrenme saatlerini düşünmemiz, uzaktan eğitim için yeni önlemlerin alınarak 7 gün, 24 saat kesintisiz şekilde teknik geliştirme çalışmaları devam edecek gibi ekiplerimiz tarafından takip ediliyor ve genel internet kullanıcı yoğunluğunu altyapıya göre dağıtmamız gerekiyor. Şu an gözüküyor. Öğrenciye ise bu zorlu süreçte ölçekteki sorunlara anlık olarak müdahale bir parça gayret kalıyor. ediliyor.” bu planlamanın uygulaması üzerinde

50 TRT VİZYON TRT VİZYON 51 GÜNCEL Özlem KARADAYI DOĞAN / [email protected]

2020 Pandemiyle geldi... Koronavirüs tehdidiyle karşı karşıya kalan dünya en büyük savaşlarından birini veriyor.

undan çok değil sadece ilgili bugüne dek çok fazla iddia gündeme 2019 tarihinde başlamıştı. Takip eden birkaç ay önce Çin’i sarmaya gelse de genel olarak virüsün hayvanlardan diğer vakaların da epidemiyolojik olarak başlayan bir virüse dair insanlara bulaştığı ve sonrasında mutasyon Wuhan’daki bir hayvan pazarı ile ilişkili haberleri okuyup, izlemeye geçirdiğiyle ilgili görüş kabul görüyor. olduğu görüldü. başladığımızda şüphesiz hiç Yeni bir virüsün “yeni” olduğunu anlamak kimse bugün geldiğimiz noktayı Wuhan’da tuhaf vakalar için genetik yapısının çözümlenip daha önce tahmin edemezdi. Muhtemelen işlerin bu 2019 yılının son günlerinde Çin’in Hubei bilinen türlerle karşılaştırılması gerekiyor. Bkadar ileri gidebileceğini kestirememişti hiç Eyaleti’ne bağlı Wuhan şehrinde hastaneye İlk hastalardan alınan örnekler bilinen kimse. Hoş birileri tahmin etse bile, böylesine başvuran pnömoni vakalarında bir birçok patojen için test edildikten sonra, çılgınca bir fikre kimi inandırabilirdi ki o kümelenme olduğu fark edildi ilk olarak. İlk SARS-CoV virüsüne yüzde 85 oranında günlerde? Koronavirüs, dünyada haber vaka, Wuhan’daki hayvan pazarında balık benzerlik gösteren yeni bir koronavirus olmaya başladığında, yalnızca Çin’deki bir satıcısı olan 49 yaşında bir kadındı. Bu olarak tanımlandı bu virüs. Ardından virüsün salgın olarak tanımlanıyordu. Öyle ya Çin’de vakada hastalık, 23 Aralık 2019 tarihinde damlacık ve yakın temas ile bulaştığı gerçekleşen benzer bir salgın daha olmuştu ateş, öksürük ve göğüste sıkışma hissiyle tespit edildi. Hasta kişilerin temas hikâyesi yakın zamanda. SARS ilk anda küçük çapta belirti vermişti, pnömoni ile uyumlu bulgular sorgulandığında pazara ilk temasın 10 Aralık panik yaratsa da kısa sürede kontrol altına görülmüştü. İkinci hasta, hayvan pazarından 2019’da olduğu belirlendi. 1 Ocak 2020 alınabilmişti. sıklıkla alışveriş yapan 61 yaşında bir tarihinde virüsün çıkış yeri olduğu kabul Peki, her şey nasıl başladı? Bu yeni virüsle erkekti. Hastada ateş ve öksürük 20 Aralık edilen Wuhan’daki hayvan pazarı kapatıldı.

52 TRT VİZYON TRT VİZYON 53 Koronavirüs, hayvanlarda yaygın olarak görülen bir virüs türü. Ender olarak hayvanlardan insanlara bulaşabiliyor. İnsandan insana bulaşabilen türünün ilk örnekleri 2003 yılında ortaya çıkan SARS ve 2012 yılında Suudi Arabistan’da ortaya çıkan MERS salgınlarında görüldü. “2019-nCoV” olarak adlandırılan mevcut virüs ise SARS ve MERS salgınlarındaki türden farklı, daha önce tanımlanmamış yeni bir tür. Daha önce görülen koronavirüs salgınlarından SARS salgınında her 100 hastanın 11’i, MERS salgınında ise her 100 hastanın 35’i ölümle sonuçlanmıştı. Mevcut salgında net bir ölüm oranından bahsetmek şu an için bile mümkün değil aslında. Ama şimdiye dek ortaya çıkan rakamlara göre bu oranın SARS ve MERS’in çok çok altında kaldığı ve yaklaşık yüzde 3-4 düzeyinde seyrettiği söylenebilir. Virüs insanlara bulaştıktan sonra akciğerlere yerleşiyor ve burada çoğalıyor. Çok yeni bir virüs olduğu için bağışıklık sistemimiz tanımıyor ve karşı koymak konusunda maalesef yetersiz kalıyor. Bu durumda Yaşlılar ve astım, KOAH, 13 Ocak günü Tayland hükümeti Wuhan’dan zatürre gelişiyor ve akciğerlerin kapasitesi yüksek tansiyon, kalp, ülkelerine gelen Çinli bir kadında da sınırlandığı için de hastalar solunum sıkıntısı koronavirüs çıktığını duyurdu ilk olarak. çekmeye başlıyor. Kayıplar en çok solunum diyabet gibi kronik Hemen ardından 15 Ocak günü Japonya da yetmezliği nedeniyle gerçekleşiyor. hastalıkları olanlar riskli ülkesindeki ilk koronavirüs vakasını doğruladı. Koronavirüs çok kısa sürede Çin sınırını Yaş ve kronik hastalık ölüm riskini grup içinde yer alıyor. arttırıyor Diğer risk grubu da sağlık Bilgi kirliliğine dikkat Yaşlılar ve astım, KOAH, yüksek tansiyon, çalışanları. Özellikle tanı kalp, diyabet gibi kronik hastalıkları olanlar Maalesef tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de koronavirüs salgınıyla ilgili riskli grup içinde yer alıyor. Diğer risk grubu konulan veya şüpheli bilgi kirliliği mevcut. Toplumun hâlihazırda da sağlık çalışanları. Özellikle tanı konulan hastaların izole edildiği endişeli olduğu böyle bir ortamda yayılan veya şüpheli hastaların izole edildiği hastanelerdeki sağlık asılsız haberler, ez az salgın kadar büyük hastanelerdeki sağlık çalışanları için tehlike bir tehlikeliyi de beraberinde getirebiliyor. daha fazla. Sağlık çalışanlarının kendilerini çalışanları için tehlike daha Sosyal medyada dolaşan haberler olası enfeksiyondan korumaları için Dünya fazla. daha fazla paniğe ve korkuya neden Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) ve bulundukları olabiliyor. Korku ve panik ise toplumun ülkenin sağlık bakanlıklarının rehberlerini Sosyal izolasyon ve hijyen hayat koordinasyon içerisinde hareket etmesinin uygulamaları bu anlamda çok önemli. kurtarıyor önünde önemli bir engel. Bu sebeple Mevcut virüs yeni keşfedildiği için henüz bir Ne yazık ki insanlığın ilk kez karşılaştığı bu resmi kurumların, ulusal ve uluslararası medya kuruluşlarının haberlerini tercih aşısı yok. Pek çok ülkede aşı çalışmaları virüs için mevcut şartlarda yapabileceklerimiz etmek, sosyal medyada dolaşan ve teyit hummalı bir şekilde devam ediyor ancak çok sınırlı. Bu sebeple öncesinde almamız edilmemiş bilgilere maruz kalmaktan geliştirilecek bir aşının bulunması, piyasaya gereken tedbirler çok büyük önem arz ediyor kaçınmak, medya kanallarından kendi sürülmesi ve uygulanmaya başlaması için her birimiz için. Bunların başında sosyal uzmanlığı dışında fikir beyanında bulunan en az 12-18 ay gibi bir süreye ihtiyaç var izolasyon ve hijyen geliyor. Salgının kitlesel herkesin her söylediğine kulak asmamak uzmanlara göre. Bu yüzden kısa vadede aşı boyuta ulaştığı bölgelerde ise seyahat özel bir önem arz ediyor. Mevcut salgınla için çok beklentiye kapılmamak gerek. kısıtlamaları ve karantina gibi ek önlemlerin ilgili en doğru bilgiler Dünya Sağlık Hastalığın şu an için net bir tedavisi de alınması zorunlu. Bu kısıtlamalar aynı Örgütü’nün web sitesinde düzenli olarak yok. Şu aşamada mevcut vakalara sadece zamanda virüsün yayılımını yavaşlatıyor ve yayınlanıyor. Salgına yönelik bilgiler destekleyici tedavi uygulanabiliyor. Sıtma, müdahale fırsatı oluşturuyor. özet olarak “durum raporları” bölümünde HIV gibi hastalıkların tedavisinde kullanılan Maalesef virüsün tanınmıyor olması ve hızla her gün listeleniyor. Türkiye’ye yönelik kimi ilaçların tedaviye yardımcı olduğu alınamayan önlemler sebebiyle tüm dünyada gelişmeler için en doğru bilgi kaynağı ise söylense de bunun doğruluğunu test etmek inanılmaz bir yayılım gösterdi salgın. Bir Sağlık Bakanlığı web sitesinin duyuruları ve Bakan Fahrettin Koca’nın açıklamaları. için zamana ihtiyaç var. başka deyişle dünya hazırlıksız yakalandı.

52 TRT VİZYON TRT VİZYON 53 DSÖ’nün bu süreçteki fonksiyonu nedir? 2005 yılında imzalanan “Uluslararası Sağlık Düzenlemeleri” anlaşmasına göre küresel ölçekteki salgınlarda Dünya Sağlık Örgütü’nün koordinasyon sorumluluğu mevcut. Bu anlaşma DSÖ’ye üye 196 ülke için hukuki olarak bağlayıcılık kazandırıyor. Bu sebeple ülkelerin bir salgın geliştiğinde ilgili bilgileri DSÖ ile paylaşması ve yapılacak koordinasyona katılması gerekiyor. DSÖ’nün de bu sorumluluklar kapsamında üye ülkelere hızlı ve güvenilir bilgi sağlaması, rehberlik etmesi, gelişmeleri üye ülkelerle paylaşması gerekiyor. 30 Ocak’ta yapılan toplantıda DSÖ acil durum ilan etti. Acil durum ilan edilmesi ile Birleşmiş Milletlere üye olan tüm ülkelere en üst düzeyde durumun önemli olduğu ifade edilmiş oluyor. Bağlı ülkeler, sınırlarını kapatma, uçuşları iptal etme, ticareti sınırlama gibi kararları kendileri verebiliyor. Seyahat ve ticaretin sınırlanmasının ekonomik açıdan yıkıcı etkileri olabileceğinden dolayı, bu konuda kısıtlama kararı ilan eden ülkelerin kararlarını bilimsel kanıtlara dayandırmaları gerektiğine dair DSÖ uyarıyor.

ettiği tespit edildi. Araştırmacılar bu süreçte seyahat edenlerin yüzde 85’lik kısmının, koronavirüs olduğunu tahmin ediyor.

Yayılmaya devam ediyor 30 Ocak itibariyle ABD ve diğer bazı ülkeler Çin uçuşlarını durdurdu ama elde edilen Ne yazık ki insanlığın ilk sayısı 17’ye, toplam vaka sayısı da 547’ye salgının yayılma verilerine göre çok geç ulaşmış; Wuhan kentinin geçici bir süreliğine kalınmıştı. Ülkelerde lokal olarak koronavirüs kez karşılaştığı bu virüs ulaşıma kapatıldığı duyurulmuştu. Ama DSÖ, yayılmaya devam etti ve virüs dünya çapında için mevcut şartlarda 23 Ocak günü gerçekleştirdiği toplantıda salgına dönüştü. Şubat ayı ile birlikte Çin dışında da ilk ölümler yapabileceklerimiz salgının henüz “uluslararası kamu sağlığı acil durumu” ilan edilecek noktaya gelmediğini görülmeye başlandı. Koronavirüs salgını ile çok sınırlı. Bu sebeple bildirdi. Üzerinden sadece bir hafta geçmişti ki ilgili ilk uyarıları yapan ve çalıştığı hastanede öncesinde almamız gereken 30 Ocak günü DSÖ Genel Direktörü Tedros kendisi de virüsü kapan Çinli Doktor Li Venliang’ın 7 Şubat’ta hayatını kaybettiği tedbirler çok büyük önem Adhanom Ghebreyesus, küresel ölçekte acil durum ilan edildiğini açıklamak zorunda kaldı. duyuruldu. Li Venliang, hastalık ortaya arz ediyor her birimiz için. Ghebreyesus bu karara sebep olarak Çin’de çıktığında bunun yeni bir virüs tipi olduğunu Bunların başında sosyal değil, diğer ülkelerde yaşananları gösterdi ve ve ciddi bir salgın haline gelebileceğini asıl endişeyi virüsün sağlık sistemleri zayıf açıklamak istediği için Çin polisi tarafından izolasyon ve hijyen geliyor. ülkelere yayılması konusunda yaşadıklarını tehdit edilmiş ve hakkında soruşturma söyledi. açılmıştı. aşmıştı. Nitekim çok geçmeden Güney O döneme ait seyahat verilerine bakıldığında Tarihler 9 Şubat’ı gösterdiğinde koronavirüs Kore’ye de sıçradı virüs. Ama asıl şaşırtıcı Wuhan’dan aylık olarak yaklaşık 900 kişinin toplam 813 kişinin ölümüne yol açarken olan birkaç gün içinde virüsün ABD’de ve New York’a, 2 bin 200 kişinin Sydney’e, 15 2002 ve 2003 yılları arasında toplam 774 Avustralya’da da tespit edilmesiydi. binin üstünde kişinin Bangkok’a seyahat kişinin ölümüne neden olan SARS’ı geride 22 Ocak’ta hastalıktan dolayı Çin’de ölenlerin

54 TRT VİZYON “Koronavirüs, insan yapımı değil” Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, bu zorlu süreçte koronavirüsün kişiden kişiye nasıl bulaştığını ve koronavirüsten korunmak için neler yapılması gerektiğinin ayrıntılarını paylaştı. Koronavirüsün, insan yapımı değil, doğal olarak mutasyona uğrayan bir virüs olduğunu belirten Prof. Dr. Kara, virüsün dokunmayla geçmesi için tutma süresi ve nem oranı olarak iki parametre olduğuna dikkat çekiyor. “Virüsün geçebilmesi için normal şartlar altında 10 saniye gerekiyor. Eğer yüzeylerden birisi nemliyse bu süre 5 saniyeye, her iki yüzey de nemliyse 3 saniyeye kadar düşebiliyor. Yani bir yere dokunup elinizi çektiğinizde veya bir kapıyı açtığınızda virüs bulaşma riski yok” İşte o açıklamalardan önemli satırbaşları: “Hastalıklı bir kişiye bir metre mesafe içinde temas etmeden yaklaşık 10 dakika geçirdiğinizde virüs bulaşma riski oluşuyor. Bu sürenin altında yapılan görüşmelerde, risk yok!” “Virüs güneşin altında en fazla yaklaşık yarım saat dayanabiliyor. Bu nedenle güneşin altında daha çok vakit geçirmelisiniz. Virüsün yemek ve içecekle geçtiğine dair şimdiye kadar bir kayıt yok. 60 derecenin üstünde pişirilen yemeklerde virüs bulunma riski sıfır!” “Ellerimizi sıcak su ile değil, musluk suyunun sıcaklığı ile yıkamalıyız. Sıcak su, ellerimizin üzerinde yer alan por olarak adlandırdığımız boşlukların açılmasına ve o küçük alanlara mikroorganizmaların girerek, su ve sabunun etkisinden kurtulmasına neden olabilir” “Virüsün tedavisi için çalışmalar devam ediyor. Direkt olarak bu virüse etki edecek, yani sadece bu virüsü öldürüp, vücutta başka herhangi bir şeye zarar vermeyen bir ilaç için çalışmalar sürüyor. Şu anda bizim kullandığımız ilaçlar virüsün üremesini yavaşlatıyor ama ilaçlar konusunda yeni gelişmeler olabilir.”

bırakmıştı bile. Avrupa’da pek çok ülkede ölüm sayısı ise 2 bin 900’ü bulmuştu. 8 Mart 00.30’da Türkiye’deki ilk koronavirüs vakası art arda vakalar tespit edildi. Şubat sonunda günü Lombardiya bölgesi başta olmak üzere resmen açıklandı. Sağlık Bakanı Fahrettin ise İtalya, Avrupa’da virüsün en hızlı yayıldığı İtalya’nın kuzeyi karantinaya alındı. Ama Koca yaptığı basın toplantısında bir kişinin ülke konumuna gelmişti. Tüm dünya ölümler her geçen gün hızla katlanıyordu. Bir Kovid-19 testinin pozitif çıktığını, bu kişinin İtalya’daki yayılımı şaşkınlık ve korkuyla gün sonra İtalya Başbakanı Giuseppe Conte Avrupa’dan geldiğini ve kendisiyle birlikte izliyordu. bütün ülkenin karantinaya alındığını ilan etti. yakınlarının da karantinaya alındığını DSÖ, 1 Mart günü yaptığı açıklamada duyurdu. koronavirüsün o güne kadarki gelişim Türkiye’de ilk vaka Hemen akabinde, 11 Mart’ta, koronavirüsün sürecini özetledi. Verilen istatistiklere göre 10 Mart günü koronavirüsün tespit edildiği yol açtığı Kovid-19 salgını nedeniyle DSÖ hastalık küresel çapta 50’den fazla ülkede ülkeler arasına Türkiye de katıldı maalesef. tarafından pandemi ilan edildi. Yapılan görülürken; toplam vaka sayısı 85 bin 400, 10 Mart’ı 11 Mart’a bağlayan gece saat açıklamada 114 ülkede 118 bin vakaya

TRT VİZYON 55 kaynaklı ilk ölümün yaşandığını açıklarken, 19 Mart’ta İtalya, toplam ölüm sayısında Çin’i geride bırakarak koronavirüsün en çok can aldığı ülke durumuna geldi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 23 Mart 2020’de yaptığı açıklamada koronavirüs vakalarının tüm Türkiye’ye yayıldığını açıkladı.

Koronavirüsün yeni merkezi ABD mi? Mart’ın son günlerinde DSÖ Sözcüsü Margaret Harris koronavirüsün yeni merkezinin ABD olabileceğini söyledi. Zira 26 Mart günü ABD’deki vaka sayısı 100 bini geçerek Çin’i geride bıraktı. Hemen ardından 27 Mart günü İtalya’daki vaka sayısı da Çin’i geride bıraktı. İtalya’da tespit edilen toplam hasta sayısı 86 bini geçerken bir günde 969 kişi hayatını kaybetti. Yetkin isimler Bilim Kurulu çatısında 31 Mart itibariyle Türkiye’deki toplam vaka Birçoğumuz bu günlerde adını sıkça duyduğumuz Sağlık Bakanlığı Koronavirüs sayısı 10 bin 827’e ulaşırken toplam can Bilim Kurulu’nu merak ediyor. Koronavirüs pandemisi nedeniyle Kovid-19 hastalığı kaybı sayısı 168 oldu maalesef. Dünya ile mücadele için 10 Ocak 2020 tarihinde Sağlık Bakanlığı tarafından oluşturulan genelinde de Covid-19 salgını hızla danışma kurulunda; enfeksiyon, mikrobiyoloji, viroloji, iç hastalıkları, yoğun bakım yayılmaya devam ediyor. Vaka sayısı yine ve göğüs hastalıkları alanında üniversitelerde akademisyen olarak çalışan tıp 31 Mart itibariyle 786 bine ulaşırken dünya bilimcileri yer alıyor. Kurulun başkanlığını ise Türkiye Sağlık Bakanı Fahrettin Koca genelinde ölüm sayısı ise 37 bin 820 olarak yapıyor. Mart 2020’de Dünya Sağlık Örgütü tarafından SARS-CoV-2 virüsünün neden kaydedildi. olduğu Kovid-19 hastalığının pandemi ilan edilmesinden önce Ocak başlarında Koronavirüsün bu kadar hızlı yayılmasının Fahrettin Koca’nın çeşitli bürokratlarla yaptığı toplantı sonrasında salgına karşılık en önemli sebeplerinden birisi çoğu bulaşıcı bir bilim kurulunun oluşturulması kararlaştırıldı. Bakan tarafından verilen talimat hastanın bu enfeksiyonu hafif geçirmesi. Kimi doğrultusunda Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinden alanında yetkin 26 kişi hastalar hafif gribal bulgularla hastalığı ayakta kurula davet edildi. Kurulun kararları tavsiye niteliği taşırken; yürürlüğe koyma atlatırken, asemptomatik (belirti göstermeyen) yükümlülüğü Sağlık Bakanlığına aittir. Kurulun üye sayısı başlangıçta 26 kişiden hastalara da rastlanabiliyor. oluşurken daha sonra farklı uzmanlık alanlarının da dâhil edilmesiyle üye sayısı 31’e Her ülkeyi ciddi önlemler alma gerekliliğine yükseldi. Bilim Kurulu kuruluşundan bu yana her gün Ankara’da Sağlık Bakanlığı iten en büyük sebeplerinden birisi ise binasında 13.30’da toplanmakta, alınan kararlar kamuoyunda paylaşılmaktadır. hastalığın seyrinin genç hastalarda dahi çok Salgının etkilerinin kırılmasına yönelik mücadele kararlarını almakla görevli olan ciddi seyredebilmesi. Hastaların 5’te 1’inin Bilim Kurulu; sosyal medya, televizyon ve gazeteler aracılığıyla bilimsel olmayan bilgi hastanede tedavi görmeye ve 10’da 1’inin de ve öneriler konusunda vatandaşların doğru bilgilendirilmesi görevini de üstleniyor. yoğun bakıma ihtiyaç duyması. Riskli kesimi Bilim Kurulu şu ana kadar, yurt dışı uçuşların yasaklanması, yurt dışından gelen de hesaba katarsak hastane ve yoğun bakım vatandaşlar için 14 günlük karantina tavsiyesi, sınırlarının belirli ülkelere kapatılması, ünitelerinde ciddi yığılmalar olurken, sağlık referans ve pandemi hastanelerinin belirlenmesi, eğitime ara verilmesi, açık ve kapalı sisteminin üzerine de kaldırılması güç yükler cezaevlerinde açık görüşlerin ertelenmesi gibi kararlarda etkili oldu. binebiliyor. Birçok ülke, İtalya’daki durumla karşı karşıya kalma ihtimaline karşın, yeni tedbir rastlandığı, 4 bin 291 kişinin ise hayatını aldığı bir kararla ara tatil öne çekildi. 16 yöntemlerini devreye sokarken; yoğun kaybettiği ifade edildi. Mart’ta başlayan bir haftalık tatilin ardından bakım ve test kapasitesini de hızlı bir şekilde Bu arada ilginç bir şekilde Avrupa’da sayılar 23 Mart’ta uzaktan eğitime geçildi. Tedbirler arttırmaya yönelik adımlar atıyor. artarken Doğu Asya’da hastalığın yayılma kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı’nın Alınan önlem ve kısıtlamaların tümü aslında hızı düşmeye başlamıştı. 14 Mart’ta DSÖ, ardından Yükseköğretim Kurulu da (YÖK) yayılma hızını yavaşlatıp, sağlık sisteminin Avrupa’nın salgının yeni merkezi haline uzaktan eğitim kararı aldı. çökmesinin önüne geçebilmek. geldiğini açıklarken ABD ise “ulusal acil YÖK, üniversitelere verilen üç haftalık arada durum” ilan edecekti. Türkiye’nin de içinde öğrencilerin eğitimlerinin aksamaması ve Test sayısı belirleyici olduğu pek çok ülke hızla bir takım tedbir akademik takvimin sekteye uğramaması Test sayısı bu anlamda en etkin tedbirlerden kararları almaya başladı. Kararlar bir takım için 23 Mart’tan itibaren uzaktan eğitim biri. Ne kadar çok test yapılır ve ne kadar çok kısıtlamaları da beraberinde getiriyordu. uygulanacağını duyurdu. vaka tespit edilirse, vakaların temaslarına Türkiye’de ilk vakanın açıklanmasından 18 Mart’ın ilk dakikalarında Sağlık Bakanı karantina uygulanarak, salgının yayılımını hemen sonra Milli Eğitim Bakanlığının hızla Fahrettin Koca, Türkiye’de koronavirüs önlemek de o ölçüde mümkün olabiliyor. Test

56 TRT VİZYON TRT VİZYON 57 Sokaklar ve gökyüzü gerçek sahiplerine kaldı...

Koronavirüse karşı sunduğu plazma tedavisi projesi Sağlık Bakanlığı tarafından onaylanan Prof. Dr. Ercüment Ovalı, çalışmalara Nisan başında başlıyor. Ekibiyle birlikte 45 gün karantina altında çalışacağını duyuran Ovalı, risk nedeniyle projeyi bir hafta boyunca tek başına yürütecek. Evde kaldım, virüsü yendim!

konusunda Güney Kore örnek alınabilecek Türkiye de günlük test sayısını ve buna kabul edilmesi için de karşılıklı bir ülkelerin başında geliyor. bağlı olarak toplam test sayısını her geçen güven sağlanması ancak şeffaflıkla Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktör gün artırarak vaka tespitinde önemli bir yol sağlanabiliyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus’un kat etti. 31 Mart itibariyle günlük test sayısı Koca da tüm verileri günlük olarak “Nerede olduğunu bilmediğiniz bir virüsle 11 bin 535’e ulaşan ülkemizde, toplam test paylaşarak bu konuda önemli bir adım savaşamazsınız. Covid-19 yayılım zincirini sayısı ise 76 bin 981 oldu. atıyor. Tüm dünya zor bir sınavdan kırmak için tespit edin, izole edin, test edin Yaşamlarımızı böylesine ilgilendiren bir geçiyor. Önümüzde sıkıntılı bir dönem var. ve tedavi edin. Bulduğumuz ve tedavi konuda halkın bu sürece tam katılımı için Bu süreci en az yarayla atlatabilmek için ettiğimiz her vaka hastalığın yayılımını şeffaflık son derece önemli bir ayrıntı. her birimiz sorumluluk bilinciyle hareket kısıtlayacak” sözleri test sayısının önemini Sürecin doğru bir şekilde takip edilmesi etmeliyiz. Bu yüzden zorunlu değilsen çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. ve önerilen tedbirlerin toplum tarafından #evdekal Türkiye.

56 TRT VİZYON TRT VİZYON 57 GÜNCEL Mine Sultan ÜNVER / [email protected]

Korona, İspanyol gribinin rakibi olmasın! Sanılanın aksine insanlık savaşlardan çok salgın hastalıklarda yaşamını yitirdi. Üstelik hastalıkların öldürücü etkisi savaşlar sırasında daha da artıyordu. 1921-1922 yılları arasında Kurtuluş Savaşı’nda çarpışmada ölenler 9 bin 167 iken hastalıktan ölenler 22 bin 690’dı.

arih okuyanlar bilir; insanlığın gelmiştir. Aralarında on yıl, bin yıl olsa da akışını değiştiren en önemli etkendir salgın kaderi tekerrürden ibarettir. hepsi sebep ve sonuçlarıyla birbirine benzer. hastalıklar. Literatüre geçen, bildiğimiz ilk Savaşlar, kahramanlıklar, Bu zamanlarda insanların yaşadığı sevinçler, salgın hastalık ise M.Ö. 430 yılında Atina’da muhteşem yüzyıllar (aslında beslediği umutlar, acılar, çileler, isyanlar da görülen veba oldu. Atina halkının yüzde hiçbir zaman yüz yıl hep aynıdır. Yine insanoğlu ve kızıdır çünkü 30’unu öldüren bu veba salgınını pek çok sürmemiştir), zulümler, nice yaşayan, hisseden… salgın hastalık daha takip etti. Bazıları Tafetler, insanlığı kırıp geçiren salgınlar ola İnsanlık tarihinde tekrar edip duran ve tarihin birkaç yıl bazıları yüz, bazıları bin yıl süreyle 58 TRT VİZYON TRT VİZYON 59 Mine Sultan ÜNVER / [email protected]

Günümüzün küresel dünyasında, binlerce Büyük kayıplar verilse kilometrelik mesafeleri kolayca aşabilmenin getirdiği temas fazlalığı nedeniyle de insanlık bugüne kadar potansiyelinden fazla bir hızla yayılan bu yaşadığı en korkunç salgın gelecekte nasıl tanımlanacak ve hatırlanacak bilinmez. Fakat eski dünya salgınları atlatmayı ve türünü hastalıklarıyla mücadeleyle kıyaslandığında devam ettirmeyi başardı. elimizde kuvvetli bir silah da var; salgının İnsanoğlunun hayatta kalma olabileceğinden daha çabuk yayılmasına aracı olan teknoloji, yine bu salgından azmi küçümsenemez, kimi kurtuluşumuzun en büyük çaresi. zaman felaketlere sebep Salgın hastalıklar tarihi olsa da savaşma azmi Kasım 2019 ‘da Çin’in Wuhan şehrinde genlerimizde. ortaya çıktı Koronavirüs (Covid-19). İki ay içinde pek çok ülkeye sıçradı, şimdilerde Avrupa nüfusunun yüzde 30-50’sine yayıldı. ise dünyanın neredeyse tamamına yayıldı. Pek çok kral ve soylu bu hastalıktan öldü. Dünya Sağlık Örgütü’nün ‘pandemi hastalık’ Avrupa’nın sosyal temellerini değiştirdi, yani tüm dünyayı etkileyen salgın, ilan ettiği azınlıklar ise büyük zulüm gördü. Daha sonra virüs 27 Mart itibariyle 24 bin kişinin ölümüne kıta nüfusunun eski haline gelmesi 200 yıldan neden oldu. Dünya ülkeleri Koronavirüse fazla sürdü. karşı acil önlemler aldı, mücadelede birleşti. Öyle görünüyor ki Korona; geçmişte 1520 Çiçek Hastalığı yaşanan kara veba ve kolera salgınlarından Ölüm 56 milyon daha güçlü bir şekilde; ekonomi, sosyalite Hastalık Avrupa’da büyük ölümlere neden ve hayatı algılayış anlamında insanlığın olurken asıl yerli Amerikalı nüfusunun gidişatını değiştirebilir, yönlendirebilir. Peki büyük çoğunluğunu öldürdü. Çünkü yeni tarihin diğer büyük salgınları nelerdi, dünya keşfedilen kıtalarda yaşayan insanlar eski bu salgınlarda nüfusunun ne kadarını dünya hastalıklarına karşı savunmasızdı, yitirdi? Tarihi sıralama yerine, kayıpların bağışıklıkları yoktu. Tarih bize, yeni kıtaya büyüklüğüne göre sıraladık. yerleşen kolonicilerin, çiçek hastası olanları özellikle kıtaya getirip burada yaşayan 1347-1351 Kara Veba yerlilere hastalığı bulaştırdığını ve böylece Ölüm 75-100 milyon onları toplu bir şekilde savaşa gerek Çin ve Orta Asya’dan başlayan veba, duymadan öldürdüklerini söylüyor. 1347’de Kırım’da bir Ceneviz ticaret merkezini kuşatan Moğol ordusunun vebalı 1918-1919 İspanyol Gribi insanlığa musallat oldu. Hepsinin ortak cesetleri mancınıkla kentin içine atmasıyla Ölüm 40-50 milyon özelliği kıtalar arası yayılma potansiyeline Avrupa’ya taşındı. 14. Yüzyılda 200 milyonu Amerika Kansas City’de bir askeri kışlada sahip oluşuydu. Kimileri birkaç yüz bin öldürdüğü de söyleniyor. Salgın o dönemde ortaya çıktı. Bu gribe yakalanan askerler insanı öldürürken, kimileri o zamanın dünya nüfusunun yaklaşık yarısını aldı götürdü. İnsanlığın en büyük ölüm sebebini savaşlar zannederiz ama bu salgınlarda, dünya tarihinde yaşanan savaşların tümünde ölen insanlardan daha çoğu yaşamını yitirdi.

Korona salgınının sebebi de kurtarıcısı da o! Ortaya çıkacaklarını bilmekle birlikte birçok salgının ne zaman veya nerede ortaya çıkacağını tahmin etmek mümkün değil. Bu nedenle bu tarz virüs kaynaklı hastalıkların yayılması, bizi neredeyse her defasında hazırlıksız yakılıyor. İnsanlık olarak yeniden acımasız bir salgınla yüzleştiğimiz şu günlerde tarihe bakmalı ve tarihten fayda sağlayan notlar çıkarmalı. Tarihin en büyük salgınlarından İspanyol Gribi, 18 ay içinde 50-100 milyon arasında insanın ölümüne neden oldu.

58 TRT VİZYON TRT VİZYON 59 7,7 milyar kişiyle tarihin en 541-750 Jüstinyen Vebası 1855 Üçüncü Veba Ölüm 30-50 milyon Ölüm 12 milyon yüksek dünya nüfusuna Bizans İmparatorluğu’nda ortaya çıktı, Çin’in Yunnan Eyaleti’nde 1855 yılında, ulaştık ve bu sayı giderek özellikle başkenti Konstantinopolis’i, Üçüncü Veba (The Third Plague) olarak artıyor. Daha dar alanları Sasani İmparatorluğu’nu, Akdeniz etrafında bilinen oldukça geniş kapsamlı bir veba bulunan liman şehirlerini etkiledi. Tarihin formu ortaya çıktı. Salgın daha sonra daha fazla insan paylaşıyor. bu en büyük veba salgınında nüfusun dünyadaki tüm kıtalara yayıldı. Sadece Çin Öte yandan insanlar artık yüzde 40’ı hayatını kaybetti. Ticaret ve Hindistan’da 12 milyon insanın ölümüne birbirleriyle daha fazla temas gemileri ve fareler ile taşındığı düşünülen sebep olan bu vebaya Üçüncü Veba denildi, hastalığın İstanbul’daki en kötü döneminde Modern Veba olarak da anılıyor. Daha sonra halinde. 2019 yılında sadece günde 5 bin kişi öldü. Salgının Roma Uzak Doğudan fareler yoluyla Amerika havayolu şirketleri 4,5 milyar İmparatorluğu’nun çöküşüne neden olduğu kıtasına sıçradı. iddia ediliyor. yolcu taşıdı.. Dolayısıyla 1817-1923 Kolera Salgını bulaşıcı hastalıklara maruz 1981-günümüz HIV-AIDS Ölüm 1 milyon 500 bin kalma riski oldukça yüksek. Ölüm 25-35 milyon Kolera, bağırsak enfeksiyonuna, daha Bilinen ilk AIDS vakaları 1981’de ABD’nin sonra şiddetli ishale neden olan bir hastalık. Nitekim Koronavirüs, ortaya New York ve Kaliforniya eyaletlerinde rapor Kolera Asya’da, Hindistan’da başladı, çıkmasından birkaç hafta edildi. Bağışıklık sistemini yok ederek bireyi 1817′de Japonya’da, 1826′da Moskova’da, çeşitli rahatsızlıklara karşı korunmasız 1831′de Berlin’de, Paris’te ve Londra’da sonra 16’dan fazla ülkeye hale getirip ölüme sebebiyet verdi. AIDS, salgınlar yaptı. Hızlı yayılmasının nedeni yayıldı. HIV enfeksiyonunun son aşaması, taşıyıcı Kalküta’ya yeni gelmeye başlayan İngiliz olarak da kalınabiliyor. Zoonoz (hayvandan askeri birliklerinin seferleri ve İngiliz ticari nefes darlığı nedeniyle 48 saat içinde öldüler. insana bulaşan) bir hastalık olan HIV’nin faaliyetleriydi. Kolera’yı İngilizler yaydı. Amerikan askerleriyle Avrupa’ya yayıldı. muhtemelen 20. yüzyılın ilk yarısında, Osmanlı İmparatorluğu’nda 1912-1913 Amerika ve Avrupa savaş sırasında sansür maymunların etleri için avlanması ve Balkan Savaşı sırasında görülen kolera uyguladığı ama savaşa girmeyen İspanya’da doğranması sırasında insanlara bulaştığı salgını ciddi kayıplara sebep oldu. sansür olmadığı için hastalığı duyuran düşünülüyor. Önceleri Afrika’nın uzak İspanya oldu. Bu nedenle İspanyol Gribi bölgelerinde sınırlı kaldı. Daha sonra virüs 1957-1958 Asya Gribi dendi. Bir başka kayda göre İspanyol Gribi, bütün dünyaya yayıldı. Dünya üzerinde Ölüm 1 milyon 18 ay içinde 50 ile 100 milyon arası insanın 36,9 milyon kişinin HIV ile birlikte yaşadığı 1957’de Çin’de ortaya çıkan Influenza-A ölümüne sebep olarak insanlık tarihinde belirtiliyor. virüsünün ördeklerle mutasyona uğrayarak bilinen en büyük salgınlardan biri oldu.

Veba, Avrupa nüfusunun yarıdan çoğunu yok eden bir salgın hastalıktı.

60 TRT VİZYON TRT VİZYON 61 insanlara bulaşmış olduğu düşünüldü. Çin’den başlayarak, Avustralya, Amerika ve Avrupa’ya yayılan Asya Gribinde , bir başka rivayete göre yaklaşık 4 milyona yakın insan öldü. Salgının etkisi, virüsün tanımlanması ve aşı geliştirilmesi gibi hızlı hareket edilmesi sonucu en alt düzeye indirildi.

1889-1890 Rus Gribi Ölüm 1 milyon Bu salgın yine influenza kaynaklı. Hastalık ilk kez 1889 Aralık ayında St. Petersburg kentinde kaydedildi. Dönemin modern ulaşım altyapısı salgının yayılmasına yardımcı oldu. Başta Rus İmparatorluğu olmak üzere 19 büyük Avrupa ülkesinin faydalandığı 202 bin 887 kilometrelik demiryolları bulunmaktaydı. Yalnızca 4 ay 2009-2010 Domuz Gribi Hastalık hava yoluyla değil, hastaların kan içerisinde bütün kuzey yarımküreyi etkisi Ölüm 284 bin ve vücut sıvılarıyla bulaşıyordu. 2013-2016 altına aldı. St. Petersburg’da ölümler Aralık Domuz gribi, normalde domuzlarda görülen yılları arasında yaşanan Ebola Salgını, ilk 1889’da en yüksek seviyedeyken, Ocak İnfluenza A adlı virüsün H1N1 alt tipinin olarak Gine’de görüldü ve zamanla Liberya, 1890’da ise ABD’de bu hastalıktan ölümler mutasyon geçirerek insanlara bulaşmasıyla Sierra Leona gibi ülkeler başta olmak üzere tepe noktasına ulaşmıştı. artık insandan insana geçen, son derece Batı Afrika ülkelerine yayıldı. Temmuz bulaşıcı bir solunum yolu hastalığıdır. 2018’de Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde 1968-1970 Hong Kong Gribi 1918’de dünyayı kasıp kavuran İspanyol görülmeye başlayan Ebola salgını ise bin 649 Ölüm 1 milyon gribi, H1N1’in atasıdır. 2009 Mart ayında kişinin ölümüne neden oldu. Çin kaynaklı A (H3N2) virüsten kaynaklanan Meksika ve Amerika’da görülen ilk vakaların salgın ilk defa 13 Temmuz 1968 tarihinde ardından grip, Amerika’dan Avrupa’ya; 2002-2003 Sars Hong Kong’ta görüldü. Temmuz 1968 Afrika’dan Asya’ya kadar tüm dünyaya Ölüm 916 sonralarında ise salgın Vietnam ve yayıldı. Küresel çapta yayılma gösteren Asya ve Kanada’da etkili olan şiddetli akut Singapur’da rapor edildi. Eylül ayında virüs domuz gribinin aşısı bulundu ve bu sayede solunum yolu sendromu Hong Kong’da salgını, Filipinler, Kuzey Avustralya, Avrupa, salgın durduruldu. başladı ve dünya çapında 8422 vaka görüldü. Kaliforniya’ya yayıldı. Virüs ABD’nin Vietnam Sars, koronavirüslerden biri olan SARS-CoV savaşından dönen birliklerinin ülkeye girişine 2019-günümüz Koronavirüs virüsünün neden olduğu bir hastalıktı. Sars kadar ABD’de yaygın değildi. 1968 yılında (Covid-19) salgını hızla yayılarak pandemik hale geldi. ABD’deki salgınların artmasından bir ay (27 Mart itibarıyla) Ölüm 24 bin Ölüm oranı vaka sayısana oranla oldukça sonra virüs aşısı bulundu. Salgından en çok Çin’in Vuhan kentinde Aralık ayında ortaya yüksekti, yüzde 10,9 olarak açıklandı. etkilenen 65 yaş üstü kesim olmuştu. H3N2 çıkan ve Covid-19 adı verilen koronavirüs, Yayılması tamamen önlenmişse de bazı virüsü, mevsimsel grip virüsü olarak küresel Antarktika hariç tüm kıtalara yayıldı. Virüsün hayvan popülasyonlarında hâlâ mevcut çapta hala dolaşmaya devam ediyor. insandan insana bulaştığı ve bulaşma olabileceği ve gelecekte tekrar görülebileceği hızının Ocak ve Şubat 2020 ortalarında düşünülüyor. 735-737 Japonya Çiçek Salgını daha da hızlandığı görüldü. Dünya genelinde Ölüm 1 milyon görülen koronavirüs vakalarının toplamı 530 2019- günümüz Mers Ani ve şiddetli belirtilerle başlayan hastalıkta bini, can kayıpları da 24 bini geçti. Şu anda Ölüm 850 baş ve sırt ağrısı, kusma, kas sertleşmesi yeni virüs için spesifik bir tedavi yok, mevcut MERS (Middle East respiratory syndrome) ve 39-40 °C’ye varan ateşle birlikte; yüzde, anti-viraller kullanılıyor. Çin bilim insanları ya da ODSS (Orta Doğu solunum sendromu) baş, göğüs, sırt, kol ve bacaklarda sert hastalığa dair bir aşı üretmiş olmakla birlikte bir koronavirüs enfeksiyonudur. Develerden kabartılar durumunda küçük kırmızı lekeler klinik insan çalışmalarının Nisan ayında kaynaklandığından şüphelenildi ancak belirir. Bunlar, cerahatli kesecikler durumuna başlayacağı öngörülüyor. Pek çok ülkenin aşı hastalığın insanlara nereden ve nasıl bulaştığı dönüşür. 18. yüzyılda aşısı bulundu ve çalışmaları da devam ediyor. kesinleştirilemedi. Bu virüsün bulaştığı nerede ortaya çıkarsa bildirilmesi zorunlu hastaların yaklaşık olarak yüzde 35-40’ı kılındı. 735 yılında Tokyo’da kendini 2014-2016 Ebola hayatını kaybetti, ölüm oranı oldukça yüksekti. gösteren çiçek hastalığı salgını, komşu Ölüm 11 bin 300 Buna rağmen bazı bünyeler hastalığı hafif ülkelere yayılarak iki yıl içinde yaklaşık bir Ebola; ishal, kanama, deri döküntüleri ve belirtilerle atlatabidi. Hastalıktan kurtulanların milyon insanı öldürdü. Dönemin nüfusuna yüksek ateşe neden olan çok tehlikeli bir virüsü bulaştırma riski yoktu. İlk olarak 2012 oranla bu sayı oldukça büyüktü. virüstür. Adını, Afrika’daki bir nehirden aldı. yılında Suudi Arabistan’da tespit edildi.

60 TRT VİZYON TRT VİZYON 61 Osmanlı Devleti’nde salgınlar oldu. Binlerce insan hayatını yitirdi. Kırım Savaşı sırasında Fransız askerlerinin getirdiği kolera ile Türk askerlerinden 3 Veba: Osmanlı’da salgınlar nedeniyle en büyük insan kayıpları bin 500 kişi hayatını kaybetti. 1865 yılında ise kolera Mısır’dan veba yüzünden oldu. Avrupa’yı kırıp geçiren, devletler yıkan, İstanbul’a taşındı. İstanbul’da bulunan Mısır Hidivi İsmail Paşa, devletler kuran kara veba, 1466-1467 yıllarında İstanbul’da haremini İskenderiye’den Sultan Abdülaziz’in izniyle İstanbul’a görüldü. Yazın iyice şiddetlenen salgında cenazeleri gömecek getirdiğinde hastalık geminin tayfaları nedeniyle şehre yayıldı. kimse kalmadı, cesetler çürüdü. Zenginler, sefirler ve gücü Bu salgında 4 ayda 300 bin kişi öldü. 10 bin evi yakan Hocapaşa yetenler köylere kaçtı. Fatih Sultan Mehmet ise Arnavutluk yangını sonucunda salgın bitti. Bu salgın sırasında Müslümanı Seferi dönüşünde salgını haber alınca İstanbul’a gelmedi ve ve gayrimüslimiyle tüm İstanbul halkı örnek bir dayanışma salgın geçinceye kadar İstanbul dışında konakladı. Bu tarihten sergilemişlerdi. 1866‘da Üçüncü Dünya Sağlık Konferansı sonra 20-30 yıl arayla yeni veba salgınları görüldü. 1591-1604 İstanbul’da toplandı ve Kolera Nizamnamesi yürürlüğe girdi. arası yaşanan veba salgınında Sultan, mahkumları affetmek Ancak 1870’de bu kez kolera mikrobu İstanbul’a hacdan dönenler durumunda kaldı. 1762’de Diyarbakır’da 50 bin ölüm gerçekleşti. vasıtasıyla ulaştı ve 15 bin kişi öldü, 1876’daki salgında ise 7 bin 1778’de İstanbul’da ise 150 - 200 bin kişi öldü. 1811-1812 kişi hayatını kaybetti. yıllarında İstanbul’da, Büyük Kıran denilen vebada 130 bin 1970 yılında ise Mısır’da baş gösteren El-Tor kolera salgını kişi öldü. Son büyük salgın İstanbul’da 1836-1838 yıllarında İstanbul Sağmalcılar’da kendini gösterdi. Devlet bu salgını resmi görüldü. Beyoğlu sokaklarında siyah muşambalar giymiş insanlar olarak açıklamaktan kaçındı. 2 bin vaka ve 52 ölümle sonuçlanan dolaşıyordu. Kız Kulesi, vebalı askerlere hastane yapıldı ama bu salgında Türk hacı adaylarının Suudi Arabistan’a gitmesi 25 - 30 bin kişi öldü. Venedik’ten 500 yıl kadar sonra karantina yasaklanmıştı. Salgın nedeniyle adı kötüye çıktı gerekçesiyle bir uygulaması Osmanlı’da da başlatılınca 1845’ten sonra veba gecekondu semti olan Sağmalcılar’ın adı Bayrampaşa olarak salgını yaşanmadı. değiştirildi. Kolera: İstanbul, Asya’dan çıkıp Avrupa’ya ulaşarak toplu İspanyol Gribi: Avrupa yoluyla geldi, Temmuz 1918’de askerler ölümlere sebep olan kolera ile 1830’larda tanıştı. Hekimbaşı arasında görüldü. İstanbul’dan çok Anadolu’ya yayıldı. Savaştan Mustafa Behçet Efendi, Kolera Risalesi’ni 1831’de yayınlandı. yenik çıkan ülkede hastalıkla mücadele edecek güç yoktu. Ne İllet-i Muvahhişe (Korkutan Hastalık) adlı bu kitapta “Veba gibi hastane, ne ilaç ne de sağlık personeli vardı. Yine de mevcutlarla bulaşıcı hastalık çıkan evlerden uzak durun, hasta giysilerini elden gelen yapıldı. Toplu bulunma alanları kapatıldı, okullar tatil yakın, evler temizlensin, boş evlerde çömlekte sirke pişirilsin, edildi, temizlik ve sıkça yıkanma tavsiyeleri duyuruldu. Yine de açık havada yiyin, sirke koklayın” gibi öneriler yer aldı. Mücadele sadece İstanbul’da 10 bin kişi öldü. Mustafa Kemal 1918 Mayıs başarılı oldu ve Mustafa Behçet Efendi’nin tavsiyesiyle İstanbul’a ayında böbrek rahatsızlığı için Viyana’ya gittiğinde hastalığa gelen gemiler karantinaya alındı. yakalandı. 4-5 gün Viyana’da kalarak İstanbul’a döndü. 1919 Kolera Osmanlı’da birçok defa daha kendini gösterdi. Erzurum’da, baharında yeniden grip olduğunda bağışıklık kazandığı için Trabzon’da, Kars, Hicaz ve İstanbul’da yeniden nüksettiği tehlikeli bir durum olmadığı sonucuna varılmıştı.

Balkan Savaşlarındaki büyük kolera salgını, Osmanlı’ya savaştan daha çok zayiat verdirmişti.

62 TRT VİZYON Karantina ne zaman ve nasıl ortaya çıktı? Karantina uygulandığını bildiğimiz ilk hastalık cüzzamdı. Tevrat’ta İsrailoğulları’na cüzzamlılardan uzak durmaları emredilmişti. İncil’de de bu hastalık ayrıntılı bir şekilde tarif ediliyordu. Aynı şekilde Hz. Muhammed de döneminde oluşan bazı hastalıklar için, inananlara karantinayı tavsiye etmiş ve kendisi de uygulamıştı. Tıbbın babası olarak anılan ve mantıklı önermeleriyle bilinen Yunan hekim Hipokrat ile Antik Roma’nın en önemli hekimlerinden Bergamalı Galen, veba hastalığına karşı “Derhal uzaklaşma ve mümkün olduğunca geç dönme” tavsiyesinde bulunuyordu. 1300’lü yılların ortalarında kara veba Asya’ya, Avrupa’ya ve Afrika’nın bazı kesimlerine yayılırken tıbbın verebileceği en iyi öğüt buydu. Ancak henüz “Karantina” kelimesi kullanılmıyordu. 4’üncü yüzyıl ortalarından beri veba birkaç dalga halinde Avrupa’yı sarstı. 1350’de veba hızla İngiltere, Almanya ve Rusya’ya yayıldı. Bu salgında Avrupa nüfusunun üçte biri yok oldu. Salgının ağır sonuçları bulaşıcı hastalıklara karşı ciddi tedbirler aldırdı. 1374’te Milano Lordu Barnabas Visconti, vebalıların şehirden çıkarılıp kırsal bölgeye götürülmesini, orada iyileşmelerinin veya ölmelerinin beklenmesini emretmişti. Ancak bu tedbirler pek etkili olmayınca daha ciddi yollara başvurmak zorunda kalındı. 1377’de Yüksek Konsey “Terentino” uygulaması için bir yasa çıkardı. Buna göre, vebadan etkilenen bölgelerden kente giriş yapmak isteyenlerin 30 günlük bir yalıtıma alınması gerekiyordu. Takip eden 80 yıl boyunca Marsilya, Cenova ve Venedik’te de benzer kurallar uygulandı. Venedik Cumhuriyeti 1423’te bu uygulamayı bir adım daha öteye taşıdı. Deniz ticareti yapan Venedikliler Doğu’nun lüks mallarını getiren gemilerin, fareleri ve veba gibi o bölgelerin egzotik hastalıklarını da taşıdığını anladılar. Venedikliler buna çözüm olarak, 1423’te Lazaretto Vecchio adını verdikleri küçük bir adada tarihteki ilk yalıtılmış hastaneyi kurdular. Kuzey Afrika ve Suriye taraflarından dönen gemileri, mürettebatı ve yükleriyle 40 gün tecrit etmeye başladılar. Karantina kelimesi de Latince “40” anlamına gelen “Quadraginta” kelimesinden türetildi. Vebanın kuluçka ve öldürme süresi olan 40 gün Venedik’e girişleri yasaklandı. Ada bugün de ıssız ve kasvetli. Adada kazı yapan Martino Rizzi, burada çok az insanın hayatta kaldığını, adada yürürken iskeletler üzerinde yüründüğünü belirtiyor. Venediklilerin buluşu olan bu önlem, kısa sürede bütün büyük Avrupa kentlerine yayıldı.

Neden 40 gün? İlk kez Venedik’te başlandığı söylenen karantina süresi neden 30’dan 40’a çıkarıldı bilinmiyor. Günümüzde de bazı uzmanlar, hastalığın yayılmasını önlemede 30 günün yetersiz olduğunu söylüyor. Öte yandan kimileri 40’ın kökenini dini inançlara dayandırıyor. Yahudi ve Hıristiyan kutsal kitaplarında 40 sayısına sıklıkla gönderme yapılıyor. Musa peygamber, Tevrat’ta ve Kuran’da geçen anlatımlara göre Midyan’da 40 yıl yaşamış, çölde kabilesiyle 40 yıl dolaşmış, 10 Emri almadan önce Sina Dağı’nda da o kadar kalmış. İsa peygamber ise çölde 40 gün aç kalmış. Bir başka önermeye göre ise 40 sayısı, 4 sayısının özel bir önem taşıdığı Pisagor teorisi ile bağlantılı. Bazıları ise 40 günün, bulaşıcı hastalıkların bu süre içinde kendini göstermeye başladığını iddia eden antik Yunan inanışlarına dayandığını söylüyor.

TRT VİZYON 63 YOL HİKÂYELERİ Meral ÜNSAL / [email protected]

Fotoğraflar: Meral Ünsal Beyaz uzakta uykusuz Hepimiz toplanıp aynı yolculuğa çıksak, gördüklerimiz değişir elbet. Bu yüzden herkesin yol hikâyesi farklıdır. Bizim hikâyemizde trenin ayrıcalıklı olması, mimariye âşık oluşumuz ve dostlarımızın söylediği gibi, heybemize doldurup getirdiğimiz anılar bize özgü…

azen ayrılığa, bazen Bizler büyürken dünya daha bir hızlı yavaşlamak ruha en iyi gelen şeylerden kavuşmaya döşenen raylarda, dönmeye başladı sanki. Hayalini bile biri… Yavaşlamak için de bazen sizi kalp atışının ritmi gibiydi tren kuramayacağımız bu nedenle de hayretle geçmişe götürecek bir yolculuğu göze tıkırtıları… Siz yaşadığınızı karşıladığımız ve hızına yetişemediğimiz almak gerekiyor. En azından bizim sanırken, yanınızdan ne varsa bugün sıradanlaştı. Ancak gerekçemiz buydu bu yolculuğa çıkarken. kocaman bir ömür nasıl hızla değişim aynı hızda sürüyor biz de hıza “Ben de yaptım” diyebilmek ya da “sosyal akıp geçtiyse, manzaralar da öyle akıp ayak uydurmaya zorlayıp duruyoruz medya beğeni avcılığı” için yola çıkanlardan Bgiderdi. Hiç bilmediğiniz hayatların içinden kendimizi. Bilgisayarın tarayıcısı yavaş farkı buydu. geçerken, uykuya direnebilmek kolay çalışırsa sıkılıyoruz. Bindiğimiz aracı değildi… Bu yüzden çocukluğumun tren kullanan kişi hız limitine uyarsa “kağnı” gibi Ankara Garı yolculuklarına dair hatırladıklarım hep parça gittiğini düşünüyoruz. Hep bir yerlere, bir Doğu Ekspresi, tarihî ve çok özel Ankara parça. Ama hiç unutmadığım bir gerçek var; şeylere yetişmeye çalışarak koşturuyoruz. Garı’nda 1 numaralı perona geldiğinde, tren demek, çocukluğum demek. “Yavaş” olana tahammülümüz yok. Oysa bembeyaz mermerlerin üzerinde bir

64 TRT VİZYON koşuşturma başladı. 10 vagonu dolduracak heyecanlı yolcular tren hareketinden önce fotoğraf çektirme telaşındaydı. Fotoğraflar çekildi ve kompartımanlar bulunarak hemen yerleşildi. O ilk saniyelerin heyecanı tam olarak çocukluğa geri dönüştü işte… Yavaş yavaş raylar üzerinde kaymaya başlayan tren, orta yaşın üzerindeki herkesi, sadece Kars’a değil, biraz da geçmişe bir yolculuğa çıkarıyordu o dakikadan itibaren. Neredeyse traverslerini ezbere bildiğimiz banliyö hattı, Kayaş’ta noktalandığında, işte o zaman daha bir bilincine vardık yaptığımızın… Evet, sahiden de hayalini kurduğumuz Doğu Ekspresi trenindeydik. O halde tüm yolculuk boyunca çocuklar gibi şen olabilirdik. Son yılların modasına uyularak tüm Kemaliye evleri özgün yapılarıyla göz dolduruyor. kompartımanlar hemen süslendi. Gündüz enfes manzaralarla bizi yaparken bin metrelik bir derinliğe de oyalayacak yolculuğun gece olduğunda kavuşturmuş. Başka bir seyahatte, Karanlık renklenebilmesinin önü açılıyordu böylece. Kanyon’u içeriden keşfetmek farz oldu. Evden getirilen yiyecek ve içeceklerin koşulsuz paylaşıldığı başka hangi taşıt Adı Atatürk’ten vardır bilmiyoruz. Ama tren, ülkemizde Demir köprüden geçerek Kemaliye’ye yoldaşlık kavramının en güzel ifadesiyle tırmanıyoruz. Atatürk Kurtuluş Savaşı’na tanıştırıyor yolcularını. Hatta öyle ki katılan Eğinlileri takdir amacıyla kendi kondüktörümüz Nurettin Bayrak kendi için adından esinlenerek Kemaliye adını trende demlediği çaydan bir kaç kez ikram vermiş buraya. Kemaliye o güne kadar ediyor bize. gördüğümüz hiçbir yere benzemiyor. Taş döşeli sokakları, alt katları taş, üst Tıkırtılar yok katları ahşap evleri, kapılarında gelenin Hayal kurduk dedik ya, yazının başında erkek mi yoksa kadın mı olduğunu belli değindiğimiz tıkırtıları dinleyerek eden tokmaklarıyla baş döndürücü uyuyacaktık. O hengâmede fark bir dekor sunuyor gezginlere. Evlerin edememişiz. Ne zaman ki Nurettin Bey’in altındaki gözelerden nasıl fışkırdığını önceden hazırladığı mis gibi yastığa anlayamadığımız sular, belli ki yamaçları başımızı koyduk, acı gerçekle yüzleştik. O aşarak Karasu’ya ulaşmaya çalışıyor. ninni gibi tıkırtılar yok artık. Çünkü raylar Unutulmaya yüz tutmuş yerel tatlar minik eskisi gibi değilmiş. dükkânlarda yaşatılmaya çalışılıyor. Sabah güneşin doğuşuyla yeniden Sadece dut ve cevizin üç saat dövülmesiyle penceremize merhaba diyen manzaralar elde edilen lök tatlısı da bunlardan biri… eşliğinde Kemaliye yani eski adıyla Merak ettinizse söyleyelim: Bu tatlının Eğin’de ilk molamızı verdik. Turistik trenin isminin “lök gibi oturmak” deyimiyle uzaktan Kemaliye kapıları ve tokmakları her gelene özelliğinden olan bu molalarda, istasyonda yakından ilgisi yok. Oradaki “lök” deveyi önce kim olduğunu soruyor. bekleyen araçlarla dileyenler Kemaliye karşılıyor. çevresini gezmeye koyuluyor. Kemaliye’ye yolumuzu aydınlatacak neler biriktirmiştir varmadan, Karanlık Kanyonun hemen Anadolu’nun filozof anaları bunca yıldır. Anadolu’nun anaları filozoflara başında 1870 yılında yapımına başlanan Kemaliye sokaklarında fotoğraf avlarken taş çıkartacak kadar bilgedir. ve yöre halkının el aletleriyle döşediği balkondan bize bakan teyzeyle sohbet Turistik tren toplamda üç büyük mola veriyor. için yapımı 130 yıl süren taş yol ilk durak ediyoruz. Bir yol hikâyesini en anlamlı kılan İkinci durak Erzincan… Burada Girlevik oluyor. Karasu Nehri’nin oluşturduğu tam olarak bu, yolda tanıştığınız insanlarla Şelalesi, kısa bir Erzincan turu ve ünlü 500 metrelik dik yamaçlardan oluşan sohbet ettiğinizde zenginleşiyorsunuz: bakırcılar çarşısını görecek kadar zaman kanyonun toplam uzunluğu 25 kilometreyi “Buralara baharda gelin, daha sular tam kalıyor. Zamanı bakır plakalarla süsleyen buluyormuş. Munzur Dağları’nda kendine coşmadı” diyor. Öyle tatlı ki… İkimiz de saatleri ve bakırdan yapılmış türlü objeleri yol bularak Fırat’a kavuşan Karasu, sohbeti uzatmak istiyoruz ama işte zaman de fotoğraf makinemizin kartına kaydettikten kanyonu dünyanın sayılı kanyonlarından çabuk tükeniyor… Kim bilir heybesinde sonra trene dönüyoruz.

TRT VİZYON 65 Ani Harabeleri pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmış antik bir şehir. Ani’deki Menûçihr Camii farklı mimarisiyle dikkat çekiyor. Şiirlere, romanlara, filmlere kültürünün önemli simgelerini bir araya ülkemizde, diğeri Ermenistan topraklarında getiren, hurma yaprakları, iki pars ve yer alıyor. Ani, çok katmanlı bir kültürel konu olmuş bir kent Kars. kartal figürlerinden oluşan hayat ağacı mirasa sahip… Burada bu tarihten Çok kültürlü, çok katmanlı kabartması. Erzurum’a bir kez daha uzun uzun bahsetmek mümkün değil. ve bu yüzden bir yanı gelinmeli, çünkü hem bu medreseyi hem Burada Zedüştlerin ateşgedelerinden, de Çifte Minareli Medreseyi, özellikle de Hristiyanların kiliselerine inanç merkezi beyazsa da diğer yanı çok minarelerini gündüz görmek şart. Gece kalıntılarını görmek de mümkün... renkli. bile bu kadar etkilendiysek, gün ışığı hangi Selçukluların Anadolu’da inşa ettikleri ilk sırları ve güzellikleri ortaya çıkarır kim bilir? cami olan Menûçihr Camii ise İslam sanat Son sürat fotoğraf Erzurum Kongre binasını da dışarıdan tarihi açısından özel bir öneme sahip. Bir vagon dolusu fotoğrafçı olur da, yol görebildik. Alışık olduğumuzun dışında, sekizgen boyu fotoğraf çekilmez mi? Kimimiz minaresi ile Arpaçay vadisini gözleyen camlardan, kimi koridordan, kimi de Beyaz bir soğuk caminin alt katındaki boşluktan buz kompartımandan fotoğraflar çekerek yolu Tren, bütün gün gezmiş ve yorulmuş kalıplarının çekilerek yazın soğutma amaçlı yaşarken, bazılarımızın aklında başka yolcularını bağrına toplayıp yola çıktığında, kullanıldığını öğreniyoruz. Yolda olmak planlar var. Çocukluğumuzun yarıya kadar biraz sohbetin ardından uyumak en iyi fikir sadece o anın değil, geçmişin hikâyelerine inen camları yok artık trende. Sadece bir oluyor çünkü artık Kars’a varana kadar de yolculuk yapmak demek. Bir kez daha karış açılıyor camlar. Ama işte bir şeyi etrafı görmek imkânsız. bunun bilinciyle Ani kentindeki diğer çok isterseniz, yaparsınız. İyilik perimiz Ne demiş Cemal Süreya; “Öyle güzel ki muhteşem eserlerin arasında dolaşıyoruz. yardım ediyor, vagonun iki kapısını açıyor ölürüm artık/ Beyaz uykusuz uzakta/ Kars Ani Katedrali’nin devasa sütunlarının o ve biz iki çılgın fotoğrafçı, kıvrıla kıvrıla bir çocukların da Kars’ı/ Ölüleri yağan karda/ dönemin sınırlı olanaklarıyla nasıl inşa türlü istediğimiz fotoğrafı bize vermeyen Donmuş gözlerimin arası…” Trenden edilebildiğini de öğreniyoruz. Zemine kum trenle mücadeleye başlıyoruz. Tam kadrajı indiğimizde karlı bir Kars bekliyorduk doldurulup, sütunlar üst üste konduktan oturttuğumuzda, tren öbür yana kıvrılıyor ama öyle olmadı. Biz yoldayken, göz sonra kum tekrar boşaltılıyormuş… Verilen ya da bir tünele giriyor. Tam yakaladık gözü görmeyecek kadar tipi ve kar yağışı emeğin büyüklüğü kadar, Katedralin bin derken, önümüzde bir direk ya da ağaç olduğunu duymuştuk. Gece de yol boyu yılı aşkın süredir ayakta oluşuna da hayran beliriyor. Trenle bu şekilde kaç kilometre yağdı ve Kars’ta alışık olmadığımız beyaz kalıyoruz. Bu tür ören yerlerinde her bir “kadraj kapmaca” oynadığımızı bilmiyoruz bir soğuk karşıladı bizi. Kars sabahına taşın hikâyesi var eminiz. Bilebilmek ne ama rüzgârdan yüz felci olmamak için, uyandığımızda ise soğuk aynıydı ama mümkün… Ancak yine de belki daha düşük yüzümüzü, kafamızı kapatıyoruz. güneş vardı. Ani Harabeleri’ni ve Çıldır bir frekanstan fısıldadıklarını duyabilmek Tren bu, canı isterse kıvrılarak yol alır, Gölü’nü görmek için de bundan daha iyisi lazım. Yeryüzünde her şey geçici, canı isterse rötarlı varır varacağı yere. olamazdı. yaşamlar, uygarlıklar, savaşlar, hırslar… Bizimkinin de canı öyle isteyip de, Erzurum durağına geç ulaşınca, planlanan bazı Her şey geçici Ağa takılmış balıklar yerleri göremedik. Örneğin Oltu taşı Sıfır noktasında yer alan Ani Harabeleri, Kars’ın özellikle de kışın görülmeye değer imalathaneleri artık o saatlerde kapalıydı. Ermenistan ile sınırımızın bir bölümünü en önemli durağı Çıldır Gölü’ne hareket Ancak nasıl olduysa Yakutiye Medresesi belirleyen Arpaçay’ın hemen yanı başında ediyoruz. Yol boyunca gördüğümüz açıktı ve içini görebilme şansına eriştik. yer alıyor. Surlardan geçerek eskinin tilkiler, kuşlar Kars’ın doğal yaşamına Bugüne kadar gördüğümüz hiçbir görkeminden ipuçları taşıyan Ani kentine dair ipuçları taşıyor. Biz göle varmadan mimarî tarza benzemeyen ve 1310 girdiğinizde henüz Arpaçay’ı ve vadiyi bir saat öncesinde bir kurt sürüsünün de yılında İlhanlılar döneminde yaptırıldığını göremiyorsunuz. İpekyolu’nun Anadolu’ya buradan geçtiğini öğreniyoruz. Donmuş öğrendiğimiz Medrese’nin önemli bir giriş noktası olan kentte şimdi yıkılmış Çıldır Gölü’nde atlı kızaklar görsel bir şölen özelliği daha varmış; Orta Asya Türk olsa da tarihi köprü çok ilgimizi çekiyor. sunuyor. Göl donmadan atılmış ağlar, Çünkü köprünün ayaklarından biri kalın buz tabakasında açılmış deliklerden 66 TRT VİZYON Erzurum’da bakırcılar çarşısı görülmeye değer.

Girlevik Şelalesi Erzincan’ın doğal güzelliklerinden biri.

Kafkas Cephesi HarpTarihi Müzesi Kars’ın en etkileyici mekânını seçin deseler bizim oyumuz Kafkas Cephesi Harp Tarihi Müzesi’nin olurdu. Serhat şehri Kars’ın savunması için Osmanlı İmparatorluğu tarafından yapılan 46 tabyadan biri müzeye dönüştürülmüş. III. Selim döneminde Yeni Tabya ismiyle yaptırılan bu tabyadaki askerlerin Çıldır’da balıkçılar tamamı 1828 yılında Rusların yaptığı bir gece baskınında şehit edilmiş. Tabya balıkçılar tarafından çekiliyor. Ağa takılmış hissi uyandıran binalardan birinin, o günden sonra Kanlı Tabya olarak balıkların yaşamla ölüm arasındaki son Cheltikov Otel’in içine girdik ki, tavan anılmış. anlarına tanık olmak vejetaryenlere bir kez süslemeleri başımızı döndürdü. Uzun süre Müzede hem o dönemden kalan daha saygı duymamıza yol açıyor. Fotoğraf yukarı baktığımız için de olabilir tabii. eserler hem de canlandırmalar ve sesli, avı için ise adeta gölgelerle savaşıyoruz. Şehirde elbette sadece Baltık mimarisi yok. görsel anlatımlarla tarihimizden kesitler Fotoğraf temel eğitiminden önce alınması Selçuklu yapıları, Ermenilerden kalanlar ve sunuluyor. Şehitlerimizin çarıklarının gereken eğitim belki de, kimsenin kadrajına Osmanlı yapıları iç içe geçmiş durumda. mumlarla aydınlatılıp, iki taraflı aynalarla girmemeye özen göstermek. Günümüz mimarisinden bahsetmemize sonsuzluk hissi verildiği bölümü tüyler Muhteşem manzaralar eşliğinde kent ise herhalde gerek yoktur, sizler tahmin diken diken olmadan gezmek imkânsız. merkezine dönüp ne kadar yorgun edersiniz. Sarıkamış’ta donarak ölen şehitlerimizi sembolize eden ve ancak telefonunuzun da olsak, Kafkas Dans Gösterilerini Selçuklulardan miras Kars Kalesi, kamerasından baktığınızda gördüğünüz izleyeceğimiz programa katılıyoruz. Osmanlılardan kalan Taş Köprü ya da bölüm de bir hayli ilginç. Kısacası Rus İşgali sırasında yapılmış tarihi taş kalenin hemen dibinde şimdi Kümbet Camii müzeyi gözler dolmadan gezmek bina, günümüze uyarlanarak, sahne ve adıyla ibadete açık olan, eski adıyla On imkânsız. restorana dönüştürülmüş. Dans grubunun İki Havari Kilisesi, hepsi yan yana, Kars Müzenin bahçesindeki beyaz vagonu beklediğimizin çok üstündeki performansı, tarihinden ipuçları sunuyor. Atatürk’ün ise dışarıdan görebiliyorsunuz. Vagonla yorgunluğumuzu unutturuyor. birebir aynı boyutlardaki heykeli ise ilgili bilgiyi Kültür Bakanlığı’ndan Defterdarlık binasının hemen yanında, iletelim: “Kars’ın kurtarıcısı 15. Kolordu Tavan süslemeleri Kars’a gelip de görmeden gidilmeyecek bir Komutanı Kazım Karabekir Paşaya Kars’ın yöresel ürünleri, en başta peynir eser olarak ziyaretçilerini ağırlıyor. 13 Ekim 1921 Kars Antlaşması için ve bal çeşitleriyle merkezdeki dükkânlarda Yine bir gün gelme umuduyla ve yine şehrimize gelen Rus Generalleri görücüye çıkıyor. Hızlı bir şehir turu Cemal Süreya’nın aynı şiirinin dizeleriyle tarafından hediye edilen Beyaz yaparken, o muhteşem Baltık Mimarisi Kars’a veda ediyoruz: Vagonu, Kazım Karabekir Paşa Kolordu yapılarına hayran kalıyoruz. Uzun süren “Nasıl olsa yine bir gün Komutanlığı yaptığı yıllarda Kars – Rus işgali sırasında şehir, geniş caddeler Döneriz bu yollardan geri Erzurum arasına özel vagonu olarak ve sağlı sollu binalarla örülmüş. Bir filmin Senin bir elinde bir mendil sesleri...” kullanılmıştır.” ya da tarihi bir fotoğrafın içindeymişsiniz Öbüründe kuş sesleri” SÖYLEŞİ Meral ÜNSAL/ [email protected]

İçinden tren geçen söyleşi Tren ve demiryolunun iki sevdalısı, Doğu Ekspresi’nin yemekli vagonunda söyleştik... Kondüktör Nurettin Bayrak: “Sevdadır demiryolcu olmak.” Fotoğraf: Meral Ünsal

ayatın çeşitli alanlarında, Hikâyeleri serimizin (az önce okumuş fotoğraf çekmeye cesaret edemezdik. varlıklarıyla fark yaratan gizli olmanızı umarak...) Doğu Ekspresiyle Kars’ı Zaten görevli olmadan kapıları açmak son kahramanlar vardır. İşler anlatan bölümünün kahramanlarından derece tehlikeli ve yasak aslında. Ama o olağan biçimde yürürken biriyle söyleştik. Trene bindiğimiz andan bizi kırmadı ve sanırız 10 vagonluk trende onların pek de farkına itibaren güler yüzüyle ve müthiş ev yalnızca biz; Dijital Akademi Fotoğraf varılmaz. Adeta görünmez, sahipliğiyle bizi karşılayan, 36 saat boyunca Asistanı Dilek Yaşar ile benden oluşan iki sihirli dokunuşlarla hayatı kolaylaştırırlar. rahat etmemizi sağlayan kondüktörümüzle; kişilik fotoğraf “çetesi” bu macerayı yaşadık. HÇoğunlukla, bir terslik olduğunda onlar Nurettin Bayrak ile sizleri tanıştırmak Trendeki ilk dakikalarımızda kendisinden sorunu çözünce varlıkları hissedilir. Sonra istiyoruz. Çünkü o, yazının girişinde röportaj sözünü de aldığımız için mutluyduk. yeniden unutulurlar. Dergimiz uzunca bir bahsettiğimiz, gizli kahramanlardan. Yol boyunca pek çok kez sohbet ettik, o süredir, hayatın gizli kahramanlarına, insan Her zaman yaptığı görevleri, ayrıcalık bizim “Nurettin Abi”mizdi artık. Öyle ki, o hikayelerine spotlarını çeviriyor ve onları olmadan, tüm misafirleri rahat ettirmek kapıdan o kapıya koşup, sürekli kıvrılan hep birlikte görünür kılmaktan hoşlanıyor. için yerine getiriyor. Yalnız bizim için biraz ya da tünele giren trenin en güzel karesini İşte şimdi spotumuzu hayatın gerçek daha fazlasını yaptı çünkü o olmasaydı, yakalamaya çalışırken üşüdüğümüzü fark yıldızlarından birine tutuyoruz. Yol tren oldukça hızla ilerlerken, kapıları açıp edip, çay ikramı yapacak kadar ince biriydi.

68 TRT VİZYON TRT VİZYON 69 Gerçekten de o kadar üşümüştük ki, yüz felci ya da hasta olmayalım diye yüzümüzü bile sardık. İşte şimdi gerçekten de “çete” ye benzedik! Ah bu fotoğraf aşkı, herkes kompartımanlarının tadını çıkarıyor...

Hep görev başında Yataklı vagonların, yolcular gelmeden önce, yataklarının hazırlanmasından kompartımanların temizliğine kadar her şeyden o sorumlu. Yolcular bindiğinde kendini ve sorumluluk alanını her kompartımana tek tek anlatıyor. Sonrası malum, uzun sürecek bir yolculukta, kimi zaman çok sıcak diyip kaloriferi kapattıranlarla, kimi zaman da üşüdük diyip tekrar açtıranlarla ilgileniyor. Tüm bu istekleri Nurettin Bayrak tren hareket halindeyken karşılarken de yüzündeki tebessümü bir an Dilek Yaşar’a bizim için poz verdi. Fotoğraf: Dilek Yaşar olsun kaybetmiyor. Molalardan birinden döndüğümüzde çay içmek için gittiğimiz yemekli vagonda buluyoruz Nurettin Bayrak’ı. Yemeğini yemiş, kendi tabaklarını yıkıyor. Röportaj için harika zamanlama... Restoranın masalarından birinde söyleşiye başlıyoruz. En çok merak ettiğimiz kaç yıldır bu işi yaptığı. Profesyonel tavırlarından uzun yıllar olduğu belli ama kaç yıl? “33 yıldır Devlet Demir Yolları’nda yataklı vagon görevlisi olarak görev yapıyorum. Yolcu hizmetlerinden sorumluyum” diyor ve kocaman, içi dolu dolu bir cümle daha kuruyor gözleri parlayarak: “Sevdadır demiryolcu olmak.” Bir demiryolcu çocuğu ve demiryolu sevdalısı olarak, onu o kadar iyi anlıyoruz ki... Fotoğraf çekerken çayla ödüllendirildik Fotoğraf: Nurettin Bayrak “Seviyorsanız zorluk olmaz” yıldır büyük bir mutlulukla bu işi yapmak “Gece gündüz demeden sürekli Belki Kurtalan’da görüşürüz nasip oldu.” yollardasınız. Evinizden ve ailenizden Doğu Ekspresi hattını diğer hatlarla uzakta, kilometrelerce yol kat ediyorsunuz kıyaslamasını rica ediyoruz. Belli mi olur, her mevsim. Bu işin zorlukları neler?” Yolda tanıştığınız kişiler, Kurtalan Ekspres’te ya da farklı bir hatta diyoruz. Hiç düşünmeden yanıtlıyor: yol hikayelerinizin hem yine karşılaşırız belki... “Kışın yoğunluk “Severek yapılan bir işte zorluk olmaz. var burada turistik bir hale dönüştüğü için. Sürekli yollardayız ama yol bittikten sonra tanıkları hem de birer Bu trenin turistik önemini geç kavradık dinlenme günlerimiz var.” diyor. Kolay değil parçası oluyorlar. Artık ama olsun, sonuç güzel oldu. Kapasite tabii, eşi, çocukları hep babalarına hasret doluluğu yaşanıyor şimdi. Eskiden boş kalıyorlar. yol hikayeleriniz ve gelip gidiyordu. Sofya treni benim hep “Aileniz ne söylüyor? Hiç onlarla bu tür insan hikayeleri birbirine görev aldığım tren. Halkalı - Sofya arası 9 bir yolculuğa çıktığınız oldu mu?” diyoruz. karışıyor, birbiriyle saat. Muhteşem bir doğanın içinde yolculuk Hiç kısmet olmamış onlarla tren yolculuğu yapıyorsunuz orada da. Yolcu olarak yapmak: “Hasretlik var tabii. Biz onlara, hemhal oluyor. İşte Doğu katılsam Selanik’i tercih ederim. Selanik onlar bize özlem duyuyorlar. Ardından mutlu Ekspresi treninden sizlere treninde 6 yıl çalıştım. O hattın da gerçekten bir kavuşma var.” diyerek özetliyor hislerini müthiş bir manzarası vardır.” yine bütün içtenliğiyle. İşini çok sevdiği getirdiğimiz kondüktör belli. Bizim gibi belki de çocukluk hayalidir Nurettin Bayrak söyleşisi Geride iz bırakmayın trenlerde çalışmak! Tahminimiz doğru de böylesi bir hikayenin Yeniden Doğu Ekspresiyle ilgili soruyoruz çıkıyor: “Evet hayalimde vardı. Bir sınav sorularımızı...“Sosyal medyada trene ve açıldığını duydum ve girdim. Kısmetmiş 33 aktarabildiğimiz kadarı. yolculara yönelik eleştiriler oluyor bazen

68 TRT VİZYON TRT VİZYON 69 “Kara tren gecikir belki hiç gelmez”, “Uzayıp giden o tren yolları” ya da “Tren gelir hoş gelir”... Pek çok türkünün, şiirin, filmin konusu trenler... Demir ağlarla örülmüş bir ülkeden bir tren yolculuğu hikayesi...

Mesela Kurtalan Ekspres’in güzargahı 5 gün sürüyordu. Rayların takırtısı kafamıza hapsolur adeta gitmezdi. Şimdi 300 metrede bir ek var. Hiçbir ses duyulmuyor şu anda. Eskiden eklerin 6 metrede olduğu raylardan giderdik ve o ses trenden insek bile kafamızdan gitmezdi.” İşte hayat Nurettin Bayrak ile Tren hareket halindeyken da tam olarak böyle, kimimizin özlemini söyleşi gerçekleştirdik. duyduğu şeyler, kimileri için bir süre sonra Fotoğraf: Dilek Yaşar çekilmez olabiliyor. Önceki yazımızda de. Biz bu eleştirileri haklı çıkaracak bir Makinistler, bu tren için, Kayseri’de Sivas’ta, belirttiğimiz tren tıkırtılarının artık olmayışı şeye tanık olmadık bu yolculukta ama size Erzincan’da, Erzurum’da yani dört kez en azından görevliler için iyi bir şeymiş soralım bir de, trende sucuk yapıldığına değişir. Belli bir saati geçtikten sonra demek ki... ya da pis olduğuna dair şikayet oldu mu dikkatlerinin dağılması, uykularının gelmesi Trenler, filmlere, şarkılara konu olmuş... “Siz hiç?” diyoruz: “Sizin de gördüğünüz gibi olasılığına karşı yolcuların güvenliği için.” uzun yıllar İstanbul’da görev almışsınız. öyle bir şey yok. Temizliğe azami özen Türk filmlerinin unutulmaz mekânı gösteriyoruz. Bütün çarşaflar, yastık kılıfları Kavuşturmak mutluluk Haydarpaşa nasıldı, eski özelliği kalmadı her yolculukta mutlaka değişiyor. Hatta Kendisini en çok heyecanlandıran şeyin değil mi?” diye soruyoruz: “Kalmadı yolcular trenden inmeden bu çarşafları de tam olarak buradan beslendiğini maalesef. Biz Halkalı’ya bağlandık.”diyor. topladığımıza da tanık oluyorlar.” Gerçekten öğreniyoruz... Nurettin Bayrak öyle güzel Değişen sadece raylar ve tıkırtılar değil ne de öyle... Tren, yataklar, kompartıman son ifade ediyor ki bunu: “Aldığımız her yolcuyu yazık ki... derece temiz. Sadece son dönemin modası sağ salim indirdiğimizde bizim için en büyük Tren kıvrıldıkça gördüğümüz bir detayı olduğu üzere, odalar süslenirken camlara mutluluk ve heyecan bu oluyor. Bir çocuğun soruyoruz. Lokomotif’i tellere bağlayan yapıştırılmış bantları sökmemiş önceki dedeye, babaya kavuşması... Onları bir sistem yok. Doğal olarak artık buharlı yolcular. İşte sosyal medyada gördüğümüz kavuşturmak, bizim için en büyük mutluluk tren de yok. Peki, nasıl hareket ediyoruz? o güzel fotoğrafların ardından trende böyle bu.” Nurettin Bayrak anlatıyor: “Şu an bu izler bırakmamak gerek diyelim ve naçizane İşinde son derece titiz olduğu zaten her trende iki jeneratör var. Biri arkada, birisi uyarmış olalım yeni yolcuları. Bir yeni bilgi halinden belli olan Bayrak, bunu cümlelere de önde. İkisi de elektrik sağlıyor ve tren de geleneksel Doğu Ekspresi’nin aksine, bu de döküyor: “Güzel bir seyahat olması için hiçbir yere bağlı olmadan tüm sistemiyle trende kompartımandan ayrılırken kapıyı ne gerekiyorsa yapıyorum. Göreve erken hareket ediyor. Isıtma da bu yöntemle dışarıdan da kilitleyebiliyorsunuz. gelip geç giderim. Ben 3 - 4 saat önce gerçekleşiyor.” Hiç deneyimlememiş yolcular için tren gelirim trene. Bir tek gün geç kaldığımı yolculuğunun risklerini soruyoruz Nurettin ispatlayan olsun, istifa ederim. Bu konuda Kara tren gelmez mi? Bayrak’a... “Trendeki risk yüzde 1 ise, çok titizim. Her hangi bir eksiklik var mı diye İçinden tren geçen iki yazı yazmak çok karayolunda bu yüzde 50’lere çıkıyor” diyor suyuna, elektriğine varana kadar kontrol keyifliydi, bir türlü bitsin istemiyoruz. Ancak ve ekliyor: “Demiryolu her zaman en güvenli eder sonra yola çıkarım. Çarşafları, odadaki “Nurettin Abimiz” de yoğun insan, artık onun yoldur.” diğer ihtiyaçları kontrol ederim. Kendi işine dönmesi lazım. Türkülerle uğurlayalım kullanmayacağım hiçbir şeyi yolcuya da istiyoruz ve “İçinde tren olan en sevdiğiniz Güvenlik, öncelikleri kullandırtmam.” türkü?” diyoruz. Yanıt gecikmiyor: “Tren Nurettin Bayrak ve tüm ekibin önceliği Gelir Hoş Gelir ve Kara Tren Gelmez M’ola” de zaten yolcuların güvenli bir şekilde Çok şey değişti Hem Nurettin Bayrak’a hem de bu röportajı varacakları yere ulaşması. Bu yüzden de O göreve başlayalı hayli uzun zaman güzel fotoğraflarıyla renklendiren Dilek özellikle makinistler yol boyu değişiyormuş: olmuş. Bu 33 yılda demiryollarında da Yaşar’a teşekkür ederek yanlarından “5 tane yataklı servis görevlisiyiz bu çok şey değişmiş olmalı. Neler değişti ayrılırken Nurettin Abi’ye “Trende hiç trende. 2 tane makinist olur ama onlar yol sorumuza şöyle yanıt veriyor: “Demiryolları röportaj yapmamıştım bu ilk oldu” diyorum... boyunca değişir. Biz ise görevi yol başından bayağı bir atılım yaptı. Bu bölgelere Gülümseyerek; “Şanslıyım demek ki…” alıp yolculuk sonuna kadar sürdürürüz. çalışırken yol daha uzun sürüyordu. diyor.

70 TRT VİZYON TRT VİZYON 71 70 TRT VİZYON TRT VİZYON 71 TRT’DEN Ela TEKİN / [email protected]

Sporun keyfini sürün “Sağlıklı Spor” programı, uzmanların katkısıyla, spor yaparken nasıl sağlıklı kalacağımızın ipuçlarını veriyor.

porun bedene ve ruh için gerek sporcuların gerekse sağlığını biçimleriyle birleştirildiği bir program sağlığımıza faydaları korumak için bedensel aktivite yapan yapmaya çalıştıklarını ifade ediyor. tartışılmaz bir gerçek. kişilerin bu eylemi doğru ve kuralına uygun Hekimler, sadece olarak yapması gerekiyor. Uzmanlar sağlık Sorularınızın cevabı zayıflamak için değil için sağlıklı spor şart diyor. Sporu doğru şekliyle yapıyor musunuz? vücudumuzun tüm Bedeninizi çalıştırırken zarar görüyor dinamiklerini korumak için en değerli Spora dair olabilir misiniz? Bir sporcu olarak aldığınız Syolun onu çalıştırmaktan geçtiğini her TRT, tüm bu bilgiler ışığında profesyonel ilaçların etkileri neler olabilir? Çocuğunuz fırsatta vurguluyor. Düzenli spor yaparak sporcuları ve sporu yaşam biçimi edinenleri için belirlediğiniz spor tercihinizi irdelediniz bu alışkanlığı yaşam tarzı edinen kişilerin uzman görüşlerinin yer aldığı bir program mi hiç? Spor yapmadan önce sağlık daha keyifli ve sağlıklı bir hayat geçirmeleri ile destekliyor. Yapımını ve yönetimini raporu aldınız mı? Yaralanmalardan nasıl kaçınılmaz. Şüphesiz spor yapmak ve Yağmur Nazik ile Hamide Kayabaşoğlu’nun korunursunuz? Bebek bekliyorsanız spor mutlaka günlük aktivitelerin içinde ona üstlendiği “Sağlıklı Spor” isimli yapım, hayatınızın neresinde olmalı? Bunlar gibi zaman yaratmak bir hayat felsefesi. Kas, alanında değerli doktorların spor üzerine pek çok sorunun cevabını veren “Sağlıklı kemik, kalp gibi pek çok organın güçlü verdiği önemli bilgileri TRT Spor2 Spor” programı, halk arasında yerleşmiş olmasını sağlayan spor, serotonin yani kanalından ekranlara aktarıyor. Yağmur yanlış bilgileri doğrularıyla düzeltirken mutluluk hormonunu da destekleyerek Nazik, üzerinde çalıştıkları bu proje için doğru bilenenlere de eklemeler yaparak stres, kaygı bozukluğu ve depresyon gibi TRT’nin kamu hizmeti yayıncılığına özgü sporun gerçek amacına ulaşması için katkı zihinsel rahatsızlıların da önüne geçiyor. toplumu bilgilendirme ve aydınlatmaya sağlıyor. Yapım, tıp dünyasındaki yeni Ancak bütün bu yararların sağlanabilmesi yönelik içeriklerinin son dönem anlatım gelişmeleri hekimlerin dilinden aktarırken,

72 TRT VİZYON TRT VİZYON 73 Ela TEKİN / [email protected]

Prof. Dr. Ali Oto Kardiyolog Yarışma sporu bir savaş halidir, bu savaş için aşırı adrenalin salgılanır. Sporcularda ani ölümlerin %90’a yakını kalp kökenlidir.

Prof. Dr. Rüştü Güner Spor Hekimi Ağrı kesici ilaçlar ve vitaminler yasaklı maddelerden değildir fakat soğuk algınlığı ilaçlarının içinde yasaklı madde (doping) bulunabilir. Bunlara dikkat etmek gerekir.

Atilla Akgöl Prof. Dr. Haydar Demirel Ağız Diş Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Spor Hekimi Bir çocuğun gen yapısına göre spor tercihi yaptırılması, spor ve genetik alanında çalışan bilim insanlarının ciddi tartışma konusudur.

Prof. Dr. Orhan Derman Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Spor herkes içindir. Farklı fiziksel ve biyolojik özelliklerin farklı dallarda mutlaka avantajları vardır.

Prof. Dr. Bedrettin Akova Spor Hekimi Evde hazırlanabilecek spor içeceği; 1 bardak su, 2 adet kesme şeker, Sporun keyfini sürün silme çay kaşığı tuz, silme çay kaşığı karbonat, portakal - limon ya da meyve aroması karıştırılarak elde edilebilir. TRT, profesyonel sporcuları sağlıklı kalabileceğimiz çerçevesinde, sağlıklı spor yapmanın önemli noktalarını Prof. Dr. Özgür Ahmet Atay ve sporu yaşam biçimi vermek temel amacıyla hareket edilerek Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı edinenleri hekim görüşlerinin belirlenmiş. Böylece programı ortaya Core egzersizleri ile vücudunuzu koyan ekibin yolları çok değerli hocalarla performans gerektiren halı saha futboluna hazırlarsanız yer aldığı bir program ile kesişmiş. Bu sayede spor hekimliği, yaralanmalara daha az maruz destekliyor. ortopedi, fizyoterapi, kalp, diş, kulak kalırsınız. burun boğaz, dahiliye gibi pek çok branşta içeriğini belki de 5 - 10 yıl geçerliliğini tıp alanındaki uzmanları sporseverlerle Yard. Doç. Dr. Aydan Örsçelik koruyacak bilgilerle donatıyor. “Sağlıklı buluşturma imkanı sağlanmış. Sağlıklı Spor Hekimi Spor”, TRT’nin önemli misyonlarından sporun nasıl yapılması gerektiğini Düzenli spor yapmak uykuya dalma biri olan kamu faydası açısından, spor anlatırken izleyiciyi sıkmadan, ilgisini canlı süresini kısaltarak uyku kalitesini de alanında, güzel bir dokunuş. tutmak adına programın süresi beş dakika olumlu etkilemektedir. ile sınırlı. Efekt ve grafik ağırlıklı biçimsel Değerli hekimlerle bir anlatımın ışığında çift kameranın da Prof. Dr. Gülfem Ersöz Böyle bir programın hazırlanma nedeni; etkin bir şekilde kullanıldığı dinamik bir Ankara Üniversitesi Öğretim amatör ve profesyonel sporcular ya da kurgu dili benimsenmiş. “Sağlıklı Spor” ele Görevlisi Hiç spor yapmamış bir gebenin sağlıklı yaşamak adına egzersiz yapanlar alınan konulara göre 102 bölüm olarak egzersiz durumu ile sporcu gebenin tasarlanmış. için spora sağlıklı başlamak, yaralanma egzersiz alışkanlığı tamamen ve sakatlıklardan korunmak ile tedaviler birbirinden farklı değerlendirilmelidir. hakkında ipuçları vermek olmuş yapım Bilinmeyenler ekibi için. Konular, spor yaparken nasıl “Sağlıklı Spor”un hazırlanma aşamasında

72 TRT VİZYON TRT VİZYON 73 Spor hekimliği nedir? Profesyonel veya amatör sporcuların sağlığı ile ilgilenen spor hekimliği, sporcu yaralanmaları ile hareket eksikliğinin sağlıklı ve hasta bireyler üzerindeki etkilerini inceleyen bilim dalıdır. Spor hekimliği, hem koruyucu hem de tedavi edici hekimlik uygulamalarını içine alan multidisipliner bir uzmanlık alanıdır. Her düzeyde egzersiz ve fiziksel aktiviteye katılıma bağlı olarak ortaya çıkan yaralanma ve rahatsızlıkların tanısı, tedavisi, önlenmesi ve rehabilitasyonu ile ilgilidir. Ayrıca fiziksel olarak aktif bir yaşam biçimini topluma benimsetmeye Program çekimleri çalışarak halk sağlığını korumaya çalışır.

ücretsiz olarak yaptırılabiliyor. Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nde sporcu test ve kontrolleri ücretsiz olarak randevu ile yapılmakta. Bu ve benzeri birçok bilgiye programımızda yer vermeye çalıştık.”

Her gün TRT Spor2’de Spor yapmanın ve hekimlerin ortak noktası insan sağlığı için özveri ve fedakârlık olsa gerek. Bu konuyu programın yapım ve yönetimini üstlenen diğer bir isim olan Hamide Kayabaşoğlu “Çekimler sırasında, görüşmede bulunduğumuz uzman hekimler amacımız doğrultusunda her türlü desteği vermeye çalıştılar. Bursa Uludağ Yağmur Nazik, çok da bilmedikleri kontrolleri olduğunu anladık. İnsanlar Üniversitesi Tıp Fakültesi Spor Hekimliği durumlarla karşılaştıklarını şu sözlerle kendileri ve çocukları adına ‘spor için Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bedrettin anlatıyor; “Programa başladığımızda uygundur’ raporu alırken aslında ne kadar Akova ve Prof. Dr. Ufuk Şekir hocalarımız ve görüşmeler yaptığımızda ülkemizde bilinçsizce davranıyorlarmış bunu gördük. kar kış demediler arabalarına atlayıp spor hekimliğinin çok da bilinmediğini Evet, sporun yapılması gerekiyor ama çekim için Ankara’ya geldiler.” sözleriyle gördük, üstelik spor hekimi branşındaki kimler hangi sporu ne kadar yapmalı? Hele özetliyor. Mart ayında, sağlık alanında doktorlarımızın da bu durumdan rahatsız hele bir çocuk spora yönelecekse detaylı değerli hizmetler veren özverili hekimlerin oldukları gerçeğiyle yüzleştik. Ayrıca spora muayenesi mutlaka yaptırılmalı ve bu artık eşliğindeki “Sağlıklı Spor” programı, her başlarken de spor yaparken de göz ardı Sağlık Bakanlığı’na bağlı birçok hastanede gün, TRT Spor2 ile ekrana geliyor. etmememiz gereken bir durumun sağlık bulunan spor hekimliği birimlerinde

Prof. Dr. Kıymet İkbal Karadavut Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Özellikle genç ve çocuk yaş sporcularda büyüme ve gelişim devam ettiğinden ve bu yaş grubunda ağrı daha az hissedildiğinden bazen omurga ile ilgili sorunlar atlanabilir. Bu süreçte sporcunun spor performansı etkilendiği gibi eğer erken dönemde tanı koyularak tedavi edilmezse daha ciddi sorunlara neden olabilir. Özellikle genç sporcularda medikal tedavi ve kasın kullanımına yönelik önerilere rağmen geçmeyen şikayetler varsa mutlaka ileri tetkikler yapılmalıdır. Fizik tedavi uygulamaları ile ağrı ve var olan sorunlar ortadan kaldırılarak sporcu spor hayatına devam edebilir.

74 TRT VİZYON TRT VİZYON 75 “Sağlıklı Spor” programı, halk arasında yerleşmiş yanlış bilgileri doğrularıyla düzeltirken doğru bilenenlere de eklemeler yaparak sporun gerçek amacına ulaşması için katkı sağlıyor. Spor tutkunları için önemli pek çok konu hakkında değerli bilgiler veren uzmanlar sağlık için sağlıklı spor şart diyor.

Doç. Dr. Pınar Arpınar Avşar Doç. Dr. Sürhat Müniroğlu Doç. Dr. Hüsrev Turnagöl Hacettepe Üniversitesi Ankara Üniversitesi Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Spor Bilimleri Fakültesi Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Öğretim Üyesi Öğretim Üyesi Son yıllarda bisiklet kullanımının artması Çocuğun temel hareketlerinin altyapısı Antik Olimpiyatlar döneminden beri ile birlikte, son kullanıcılara yönelik 2 ile 7 yaş aralığında oluşur. Fakat insanlar spor yaparken daha üst düzey bisiklet seçimlerinde yol gösteren ‘bike şehirlerde oyun alanlarının azlığı performansa nasıl erişebiliriz diye fit’ adı verilen profesyonel sistemler nedeniyle oyun bazında uyaranların hep araştırmışlar ve düşünmüşlerdir. kullanılmaktadır. Bu sayede bisiklet azalması, çocukların hareket Pheidippides adlı Yunan sporcu 42 kullanıcıları kendi vücut ölçülerine serbestliğini de kısıtlamaktadır. kilometrelik maratonu koşarken o süre uygun bisiklet siparişi verebilmektedir. Hareketi kısıtlanan çocuğun vücut yağ içerisinde sadece üzüm tüketerek Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri yüzdesi düşer, motor becerileri daralır harcadığı enerjiyi yerine koymaya Fakültesi’ne bağlı laboratuvarda sürüş ve yapılması beklenen hareketleri çalışmıştır. Günlük alınması gereken pozisyonu belirlemek için kullanılan cihaz, yapamayabilir. Bu yüzden anne protein miktarı, vücut ağırlığına TÜBİTAK Teknogirişim Sermaye Desteği babalara açık mesajım; çocuklarını göre kilogram başına 1 gramdır. kapsamında ve Hacettepe Teknokent sporcu olarak yetiştirmeseler bile Bazı sporcularda 3,2 grama kadar bünyesinde yerli olarak geliştirdiğimiz çocuğu sağlıklı bir birey olarak hayata çıkabilmektedir. Bunu besinle sağlamak benzer bir sistem bulunmaktadır. Bu hazırlamak için temel hareketleri çok kolay değildir, normal besinler sistemin temelinde infrared kameralar ile kapsayan bu 2 -7 yaş döneminde bol ile kıyaslandığında günde 1 kilogram eklem hareketlerinin izlenmesiyle otomatik uyaranlı ortamlarda bulunmalarına et ya da hayvansal kaynaklı besine olarak bisikletçinin en uygun sürüş olanak sağlamalarıdır. eşdeğerdir. pozisyonuna gelmesi sağlanarak kişiye uygun bisiklet ölçüleri belirlenebilmesi mümkün olmaktadır.

Doç. Dr. Sibel Kocabeyoğlu Hacettepe Göz Hastalıkları Uzmanı

Göz yaralanmaları, gerekli tedbirler alınıp, korunma yöntemlerine başvurulduğu takdirde önlenebilecek yaralanmalardır. Spor yapacak kişilerin mutlaka göz muayenesi yaptırmaları gerekmektedir. Beş derece üzerindeki Program ekibi miyopilerde retina inceliğinden kaynaklı Yapımcı –Yönetmen: Hamide yırtıklar olabilmektedir. Kayabaşoğlu – Yağmur Nazik Kurgu: Ahmet Osan Görüntü Yönetmeni: Ersan Taşdöğen Jenerik ve Grafik: Ahmet Osan

74 TRT VİZYON TRT VİZYON 75 SPOR Zeynep ÖYMEZ / [email protected]

Okçular hedefe kilitlendi Türk Okçuluğu, yaydan çıkan ok misali hedefe kilitlendi. Hem olimpik hem de geleneksel okçulukta son yıllarda önemli başarılara imza atan Türk sporcuları yeni madalyalar için hız kesmeden çalışıyor.

üçük Tozkoparanlar Milliler bu salonlardan çıkacak hakem federasyon çatısı altında görev Samsun’da bir araya geldiler. Türkiye Okçuluk Federasyonu geleceğin yapıyor. Birçoğu ailesinden ilk kez milli okçularını yetiştirebilmek için her yıl ayrılmanın tedirginliğini bu ve benzeri organizasyonlar düzenliyor. Türkiye dünyaya rehberlik ediyor yaşasa da heyecanla 1961 yılında kurulan Türkiye Okçuluk Ata sporumuz okçuluk, son yıllarda olimpik çarpan minik yüreklerini Federasyonu, 2006 yılında Bakanlar düzeyde önemli bir ivme kazandı. Genç dizginlemeye çalıştı. 47 il, 108 kulüpten Kurulu kararı ile özerk olmuş. 2011 yılında millilerimiz ülkemizi başarıyla temsil ediyorlar. Kbin 10 sporcu ellerine yaylarını alıp hedefe Bu spora, dünya klasmanında ilk sıralara ise yapılan yasal düzenleme ile Bağımsız kilitlendiler. Samsun İlkadım Okçuluk Spor Federasyonu olarak Türk sporuna isimlerini yazdıran sporcularımız ve okçuluk Tesislerinde gerçekleşen 9-14 yaş 2020 hizmet vermeye devam eden tüzel kişiliğe eğitimi açısından göstermiş olduğu gelişim ile ASES Minikler Salon Kupası madalya kavuşmuş. ülkemiz rehberlik ediyor. Son yıllarda okçuluk mücadelesi 1 Mart’ta sona erdi. Dereceye Ulusal düzeyde Türkiye’nin her ilinde camiasına kazandırılan muhteşem mekanlar; girenler ödüllerini aldılar; giremeyenler ise faaliyet gösteren federasyon bünyesinde Samsun İlkadım Okçuluk Tesisi ile Antalya muhteşem bir tecrübe kazanarak ve bir halen 306 kulüpte 40 bin civarında faal 100. Yıl Okçuluk Tesisi hem sporcularımıza dahaki yarışmaya kadar daha çok çalışmak sporcu bulunuyor. Yine çeşitli kademelerde hem de ulusal ve uluslararası müsabakalara üzere evlerine döndüler. yaklaşık bin 400 antrenör ve 400 kadar ev sahipliği yapıyor.

76 TRT VİZYON TRT VİZYON 77 Türkiye Okçuluk Federasyonu bünyesinde 40 bin civarında faal sporcu bulunuyor. Yine çeşitli kademelerde yaklaşık bin 400 antrenör ve 400 kadar hakem federasyon çatısı altında görev yapıyor.

Okçuluk sporu, olimpik bir branş olarak dünyanın her bölgesinde uluslararası kuruluşların üst düzenleyici olarak rol aldığı birçok yarışma ve faaliyetin yapıldığı önemli bir spor dalı. Uluslararası yarışmalarda, yarışma çeşidine göre yaklaşık 80-90 ülkeden Salon yarışmalarında 18 metreden atış binlerce kişinin katıldığı organizasyonlar yapılıyor. Açık havada yapılan makaralı TRT, Türk okçuluğunun yanında yapılıyor. Bunlardan biri olan World-Cup okçuluk yarışma mesafeleri 30 – 50 metre (Dünya Kupası) ülkemizde düzenleniyor. Okçuluğun tanıtılması ve sevdirilmesi arasında değişiyor. Türkiye’de yaygın noktasında TRT de büyük bir rol Her yıl Türkiye Okçuluk Federasyonu olarak 50 metre yarışmaları yapılıyor. tarafından tertip edilen bu yarışmaya üstleniyor. TRT 1’in ilgiyle izlenen dizisi Olimpik yarışmalarda bu mesafe 30 – 70 dünyanın her yerinden bin civarında sporcu Tozkoparan çocuklar tarafından çok metre arasında değişirken Türkiye’de ve teknik adam katılıyor. seviliyor. Yayınlandığı ilk günden itibaren yaygın olarak 70 metre yarışmaları sadece Türkiye’de değil tüm dünyada Bu sporda ayrım yok düzenleniyor. fenomen haline gelen ve TRT 1’de 150 bölüm yayınlanan Diriliş Ertuğrul Okçuluk sporu her yaştan ve cinsiyetten Onlar engel tanımıyor dizisi de özellikle geleneksel okçuluğa isteyen herkesin yapabileceği bir spor. Türkiye Bedensel Engelliler Spor dair farkındalık yaratmış, okçuluğun Anasınıfı çağlarında bir oyun olarak Federasyonu bünyesinde çalışmalarını sevilmesine hizmet etmişti. başlayan spor ilkokula gelindiğinde daha yürüten engelli okçularımız katıldıkları Sporun ve spor kültürünün tüm yurt disiplinli bir hüviyete bürünüyor. Çocuklar 7 uluslararası yarışmalardan madalyalarla çapına yaygınlaştırılması amacıyla yaşından itibaren turnuvalara katılabiliyor. kurulan TRT Spor, yayınlarıyla okçuluğa dönerek göğsümüzü kabartıyor. Son olarak Uzmanlar fiziksel ve zihinsel açıdan da destek oluyor. Okçuluk haber geçtiğimiz Şubat ayında 6. Fazza Dubai pek çok faydası olan bu sporu özellikle ve programlarının geniş yer aldığı Okçular hedefe kilitlendi tavsiye ediyorlar. Hedef koymayı, hedefine Uluslararası Para Okçuluk Turnuvası’nda kanalda büyük organizasyonlar da konsantre olmayı, kendine güvenmeyi ve mücadele eden millilerimiz yarışmayı 7 canlı olarak yayınlanıyor. 2016 Rio amacı için çalışması gerektiğini çocuklara madalyayla bitirerek önemli bir başarıya Olimpiyat Oyunları çerçevesindeki öğreten bu spor, sabırlı olmanın önemini ve daha imza attılar. okçuluk karşılaşmaları, 2015’ten bu disiplinli olmanın sonuçlarını hatırlatıyor. Bir İlginç bir detay daha paylaşalım. 2005 ve yana her yıl Mayıs ayında yapılan okçuyu yakından görenlerin ilk fark ettikleri 2007 Dünya Şampiyonalarında görme Uluslararası Okçuluk Fetih Kupası şey sporcunun dik duruşu oluyor. Omurga engelli sporcular deneme amaçlı yarıştılar. (İstanbul) ve 29-30 Eylül 2018 Dünya sağlığına büyük katkısı olan okçuluk ancak Ardından görme engelli okçular da Okçuluk Şampiyonası (Samsun) TRT dik bir duruş ve sağlam bir zihin ile icra yarışmalara dahil oldular. Bu sporcular, Spor ekranından izleyicilerle buluştu. 23-24 Mayıs 2020 tarihinde Antalya’da edilebiliyor. kendileri için özel üretilen yaylarla atış yapıyor, sporcuların görme dereceleri yapılması planlanan Avrupa Okçuluk Okçuluk nedir? birbirinden farklı olduğu için görmeyi Şampiyonası da (Tokyo Olimpiyatlarına tamamen engelleyen gözlükler veya Kota) TRT Spor’da yayınlanacak. TRT Olimpik okçuluk klasik ve makaralı olmak Spor bundan sonra yapılacak Olimpiyat, bantlar takarak yarışılıyor. üzere iki çeşit yay sistemi ile yapılıyor. Dünya ve Avrupa şampiyonalarının Klasik yayları hemen hepimiz biliyoruz. Son olarak şu notu da buraya ekleyelim: okçuluk müsabakalarının yayıncı kanalı Makaralı yay ise kirişin minik mekanik bir Okçuluk, engelli sporcular ile herhangi bir olacak. çene ile tutulması ve bu tetik yardımıyla engeli olmayan sporcuların aynı alanda bırakılması şeklinde çalışan bir yay çeşidi. yarışabildiği ender branşlardan biri. Yaylar sporcunun yaşına, kilosuna, boyuna Olimpiyatlarda madalya kazanmasını Neden okçuluk? göre farklılık gösteriyor. Oklar ise ahşap, beklediğimiz sporcularımız arasında 21 yaşındaki Yasemin Ecem Anagöz alüminyum, karbon gibi malzemelerden yer alan Milli Takımımızın iki yıldız ismi 12 senedir ok atıyor. Milli sporcumuz yapılabiliyor. Okçuluğa yeni başlayanlar 3 Yasemin Ecem Anagöz ve Mete Gazoz’u yönelttiğimiz “Neden okçuluk?“ sorumuzu: veya 5 metre mesafeden atışlara başlıyor. yakından tanıyalım şimdi de. “Küçük yaşlarda okçuluğun bana

76 TRT VİZYON TRT VİZYON 77 Yasemin Ecem Anagöz 2016 Rio Olimpiyat Elemeleri’nde altın Makaralı Yay Genç Bayanlar Dünya madalya kazanarak olimpiyatlara katılma 2’ncisi Türk Milli Sporcu İpek Tomruk başarısı gösteren Yasemin Ecem Anagöz, 2018’de düzenlenen Akdeniz Oyunları’nda bronz madalya kazandı. Aynı yıl Polonya’da gerçekleştirilen Avrupa Şampiyonası’nda birinci olarak altın madalyayı Türkiye’ye getirdi. 2018 yılında Dünya Okçuluk Federasyonu tarafından düzenlenen ve internet oylamasıyla belirlenen yılın sporcusu ödüllerinde klasik yay kategorisinde yılın sporcusu ödülüne layık görüldü. Milli okçumuz, 2019 yılında Antalya’da düzenlenen Okçuluk Dünya Kupası 3. Ayak müsabakalarında Mete Gazoz ile birlikte klasik yay kategorisinde takım olarak bronz madalyanın sahibi oldu.

Mete Gazoz 2016 Rio Olimpiyat Elemeleri’nde altın madalya kazanarak olimpiyatlara katılma başarısı gösteren milli gururumuz Mete Gazoz, 2017’de de birçok başarıya imza attı. 2018 Akdeniz Oyunları’nda da altın madalyayı ülkemize kazandıran genç sporcu aynı yıl Dünya Şampiyonu oldu. Dünya Okçuluk Federasyonu tarafından her yıl düzenlenen ve internet oylamasıyla belirlenen yılın sporcusu ödüllerinde klasik yay kategorisinde, iki yıl üst üste yılın sporcusu seçilen Mete Gazoz, 2019’da Veronica’s Kupası’nda kazandığı altın madalya ile adını Türk okçuluk tarihine yazdırdı. cazip gelen tarafı, o zamana kadar olmadığını vurgulayarak başlıyor söze: Sporcu; “Daha üç, dört yaşlarında dahi şiir, kompozisyon, resim gibi alanlarda “Okçuluğun içinde büyüyen biriyim. Çok kendime uygun bir yayım vardı. Tabii, kazandığım madalyaların şeklinin yuvarlak, çalışmanın haricinde; rüzgârı hissederek, babamın o yaydaki payı büyük; hevesimi okçuluktaki madalyaların kare olmasıydı. anlık bir konsantrasyon ve hedefi tam görünce, bana uygun küçük bir yay Zaman içinde ise okçuluğun; kadın-erkek ortadan vurma… Yayı elime aldığım ilk yapmış. Sonrası malum; 20 yaşındayım ve sporcuların birlikte veya karşı karşıya andan beri bir an bile sıkılmadan haftanın 6 bugüne kadar hep benim hayatımın tam yarışabildiği, engelli sporcuların kendi günü, günde 8 saat antrenman yapıyorum. ortasında okçuluk vardı. Uzun süre de öyle aralarında yarışmak zorunda olmadığı, Turnuva ve şampiyonalar da işin cabası. olacak.” diyor. 16 yaşında bir sporcu ile 40 yaşında Sevmekle başlar her şey derler ya, benimki Yasemin Ecem Anagöz ise bir aile bir sporcunun karşılaşabildiği bir spor de tam anlamıyla bu sporu sevmek.“ dostunun teşviki ile okçuluğa başladığını olduğunu fark ettim. Yaş, cinsiyet, fiziksel anlatıyor: “Ailem de ben de sporun durum gibi ayırıcı parametreleri olmayan Okçuluk hayatımın tam ortasında hayatımın bir parçası olmasını istiyorduk. bir spor! Böyle bir branşta sporcu olmak Mete Gazoz henüz 20 yaşında. Üç Ailem, çocukluğunda sporcu disiplini şahane bir his.” cümleleriyle cevaplıyor. yaşından beri ok atan Gazoz, milli okçu kazanmış bir bireyin, büyüdüğünde Aynı soruyu Mete Gazoz’a da yöneltiyoruz. ve antrenör bir babanın oğlu. Okçulukla hayatta istediği her şeyi başarabilecek Gazoz bu sorunun tek bir cevabı iç içe bir çocukluk geçirdiğini belirten Milli altyapıya sahip olacağını söylerdi. Bir aile

78 TRT VİZYON TRT VİZYON 79 Türkiye Geleneksel Türk Okçuluk Federasyonu bir yıl önce kurulmasına rağmen bünyesinde 300’den fazla kulüp ve 2 bin 200 lisanslı sporcu barındırıyor. Geleneksel okçuluğa ilgi o kadar yoğun ki kulüpler zaman zaman malzeme temininde zorluk yaşıyor.

dostumuzun teşviki üzerine de okçuluğa başladım. İyi ki de başlamışım!” Milli Sporcularımız okçuluğun bireysel bir spor olmasına rağmen ailenin Dünya Etnospor Konfederasyonu hep birlikte yapabileceği bir etkinliğe Başkanı ve Okçuluk Vakfı Mütevelli dönüştürülebileceğini ifade ediyorlar. Heyeti Üyesi Bilal Erdoğan

Hedef odaklı bir spor Rio Olimpiyat Oyunları’na katıldığımda en Antrenmanlar son sürat devam Okçuluk onlar için bir hayat biçimi. Bu sporun genç sporcuydum ama şu anda 2020 Tokyo COVID-19 salgını nedeniyle maalesef kişisel hayatlarına nasıl bir katkısı olduğunu Oyunları’na favori olarak gideceğim. Başarıya 2020 Tokyo Olimpiyatlarının ertelenmesi merak ediyoruz. Hayatının tamamını çok açım. Daha orta ve uzun vadeli bakacak gündemde. Fakat onlar bunu okçuluğun şekillendirdiğini söyleyen olursak da kariyerimde atabildiğim sürece önemsemiyorlar; yarışmalar hemen Anagöz şöyle devam ediyor sözlerine: ok atmayı düşünüyorum. Okçuluğun yaş yarın yapılacakmış gibi sıkı çalışıyorlar. “Şu an olduğum kişiye okçuluk sayesinde ayrımı yapmadığından bahsetmiştim, sakatlık Antrenmanlarının hiç olmadığı kadar yoğun ulaştım. Öncelikle okçuluktan bağımsız yaşamadan üst üste en fazla Olimpiyat olduğunun altını çizen Anagöz “Sürekli olarak olarak sporun hayatıma sağladığı disiplin tecrübesi yaşamış sporcu olmak istiyorum: kamptayım. Eve gidip ailemi görme şansımın anlayışı sayesinde vaktimi çok daha verimli 2024, 2028, 2032… Bununla birlikte çok az olduğu bir dönemdeyim. Dünyayı kullanıyorum. Antrenmanlarıma çok fazla bildiklerimi benden sonra gelecek sporculara etkileyen COVID-19 salgınına rağmen vakit ayırıyor olmama rağmen kalan vaktimi aktarmayı, okçuluğun sevilen ve bilinen bir hâlâ kamptayım ve antrenmanlarımı aynı iyi değerlendiriyorum. Örneğin bir yandan spor olması için çalışmayı çok istiyorum. yoğunlukta devam ettiriyorum. 2020 Tokyo Ege Üniversitesi’nde okuyorum; İngilizce Ailemin bana sağladığı destek hayatıma çok Olimpiyat Oyunları’nda madalya kazanma biliyorum, şu an İspanyolca öğreniyorum. olumlu yansıdı, bu nedenle başka ailelere hedefime odaklı şekilde çalışmalarımı Okçuluk özelinde bakacak olursak da fiziksel çocuklarının hayatında spor olmasının ne sürdürüyorum.” diyor. olarak kendimi zorladığım kadar zihinsel kadar önemli bir şey olduğunu anlatmak Mete Gazoz da aynı görüşleri paylaşıyor: olarak da zorlamam gerekiyor. Hedef isterim.” “Çok sıkı bir şekilde çalışmalarımız devam odaklı bir spor yaptığım için konsantrasyon ediyor. Başta Milli Takım antrenörüm olmak ve özgüven çok önemli. Bu nedenlerle Okçuluğumuzu en iyi şekilde üzere tüm antrenörlerimizin rehberliğinde okçuluğun kişisel hayatıma çok fazla katkısı temsil etmek istiyorum yoğun bir tempoda çalışıyoruz. Neticelerini olduğunu söyleyebilirim.” Genç yaşta zirveye çıkmış ve bu başarıyı Tokyo’da alacağımızdan şüphemiz yok.” Mete Gazoz da disiplin ve düzene dikkat hazmederek yoluna devam sporculardan Sohbetimizi okçuların birbirlerine yaptığı çekerek “Fazlasıyla disiplinli ve düzenli temenni ile bitiriyoruz: Attığınız ‘X’ kaçırdığınız biri Mete Gazoz. O da hedefine kilitlenmiş: bir hayatım var. Milli takım kampları ve ‘10’ olsun… “Genç yaşıma rağmen, önemli dereceler şampiyonalar nedeniyle ailemden yılın büyük elde ettim, başarılar kazandım. Şu an bir bölümünü ayrı geçiriyorum. Bu ayrı kalma Geleneksel okçuluk dünya sıralamasında ilk beşin içindeyim. durumu da her şeyin üstesinden gelme ve Okçulukla ilgili son zamanlarda sıkça Ama önümde daha çok şampiyona var. ayaklarımın üzerinde sağlam bir şekilde duyduğumuz bir terim var: Geleneksel durma refleksimi geliştirdi.” diyor. Okçuluğumuzu en iyi şekilde temsil etmek okçuluk. Pek çoğumuz modern okçuluk ile için elimden geleni yapıyorum. Aktif spor geleneksel okçuluk arasında ne gibi farklar 2020 Tokyo oyunlarının favorisi hayatım sona erdiğinde de yine sporun var bilmiyor. Gelin şimdi de kısaca o farklara Milletçe büyük beklentilerimiz var onlardan. içinde olmak; sporcu psikolojisi, danışmanlık göz atalım. Geleneksel okçuluk bir savaş Peki onlar kendilerini nerede görüyorlar? gibi alanlarda çalışmalarıma devam etmek sanatı olarak kabul ediliyor, hedefin herhangi Neleri hedefliyorlar? Yasemin Ecem Anagöz’ü istiyorum. Ama bunlar için henüz erken. bir yerinden vurulması yeterli görülüyor. dinliyoruz önce: “Okçulukta dünya çapında Önümde daha katılacağım Olimpiyat oyunları Modern okçuluk ise hedef odaklı bir spor; zirveye ulaşan sporculardan biriyim. 2016 ve önemli turnuvalar var.” amaç hedefin tam ortasından vurulması.

78 TRT VİZYON TRT VİZYON 79 üstünde güçlü atışlar yapabilmek için kısa yaylar yaptılar. Türk yayları çekildiğinde lale şeklini alır. Oklar hafif, kısa ve endamlıdır. Böylelikle at üstünde iki elle 360 derece atış yapabilirler. Okların yapımında genellikle çam, diş budak, gürgen gibi hafif ve sert ağaçlar tercih edilirdi. Okların hedefe düzgün şekilde gitmesi için arka kısmına kuğu, kerkenez, karga ve güvercin tüylerinden yapılan ve “yelek” adı verilen bir de kuyruk Abdullah Topaloğlu Göktuğ Ergin takılır. Türkler oklarını sağ taraftan gezlerler Türkiye Okçuluk Federasyonu Milli Takımlar Teknik Direktörü yani oklarını yayın sağ tarafına koyarlar ve Başkanı Türkiye Okçuluk Federasyonu baş parmağa zihgir denilen bir yüzük takarak “Atalarımızdan miras Türk okçuluğunun “Geleceğimizin teminatı olan ve yayı üç değil iki parmakla çekerler. gelişimi ve tabana yayılması küçük yaşta spora başlayan genç için federasyon yönetimi, teknik okçularımızın, çağın gerekliliklerini Okçuluk Türklerin ata sporu kadro ve kurullarıyla yoğun mesai yerine getirerek doğru teknik bilgi Okçuluk Türkler için sadece bir spor değil yürütüyoruz. 2006 yılında özerkleşen ve doğru antrenman metotları ile aynı zamanda kültürel bir miras. Bu sebeple federasyonumuz, yaygınlaşma ve yetiştirilmesi, kazanılacak madalyaların Geleneksel Türk okçuluğunun yeniden erişilebilir olma çalışmalarının yanında ve başarıların yanı sıra aydınlık bir canlandırılması için son yıllarda önemli performans sporcusu yetiştirmeyi geleceği de işaret etmesi açısından öncelikli misyon edinmiştir. Uluslararası projeler hayata geçiriliyor. Fatih Sultan çok önemli. 2013 yılından bu yana Mehmet tarafından kurulan ve bugüne organizasyonlarda ülkemizi başarıyla sürdürdüğümüz Yüksek Performans ve dek yaşatılan Okçular Vakfı bu projelerde temsil eden sporcularımız ve Gelişim Projemiz dahilinde sporumuzu başat rol üstleniyor. Okçuluk Vakfı, Türkiye Olimpiyatlarda her dönem mücadele ve sporcularımızı profesyonelleştirmek eden sporcularımız mevcut. Daha için önemli adımlar attık ve atmaya Geleneksel Türk Okçuluk Federasyonu önce uygulamaya koyduğumuz Genç devam ediyoruz. ve Dünya Etnospor Konfederasyonu, Yetenek Projesi kapsamında birçok İçerisinde, sporcularımızın eğitim, Cumhurbaşkanlığı himayesinde, ilgili tarama yaptık. Teknik heyetimizle radikal sosyal ve kültürel gelişim ihtiyaçlarının bakanlıkların desteğiyle Geleneksel Türk bir kararla Milli Takımı gençleştirme giderilmesine yönelik uygulamalarında Okçuluğu’na büyük bir ivme kazandırdı. politikamızı hayata geçirdik. Mete ve yer aldığı çalışma planlarımız, Milli Gerek yurt içinde gerekse yurt dışında Yasemin örneğinde olduğu gibi ne kadar Sporcularımızın performans gelişimlerini Geleneksel Türk Okçuluğu tanınır, bilinir ve doğru bir karar verdiğimizi hep birlikte desteklediği kadar kişisel gelişimlerini yapılabilir hale geldi. gördük. Artık önceliğimiz ülkeyi temsil de pozitif yönde etkilemekte ve her etmenin ötesinde madalya kazanan ailenin hayali olan donanımlı gençler Geleneksel Türk Okçuluğu hobi sporcular yetiştirmek. 2019 yılını dünya yetiştirmek konusunda büyük bir klasmanını tarihimizde ilk defa ilk üç olmanın ötesine geçti hizmet sağlamaktadır. Hem erkek Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı içinde tamamladık. hem de bayan sporcuların bir arada Okçuluk Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Bilal Son yıllardaki en büyük sevincimiz ise yaşadıkları çalışma ortamları, Erdoğan, Türkiye’de Geleneksel Türk alt yaş grubu ulusal şampiyonalara sporcularımıza nezaket, doğru davranış katılımdaki artış. Şampiyonalara binleri ve saygı gibi gençlerimizin karakter Okçuluğu’na ciddi bir ilginin olduğuna dikkati aşan bir katılım mevcut. Bu tablo Türk gelişimleri için çok önemli olan bireysel çekerek Türkiye Geleneksel Türk Okçuluk okçuluğunun gelecekte çok daha iyi unsurların öğrenilmesi ve alışkanlık Federasyonu’nun kurulmasının çok önemli yerlerde olacağını göstermektedir. haline getirilmesinde önemli bir rol olduğunu söyledi. Erdoğan birçok ilde Bu bir anlamda altyapı havuzumuzun oynamaktadır.” kurulmuş, kendi çapında müsabakalar yapan genişliğini işaret etmekte.” kulüpler ve gruplar olduğunu belirterek “Bunların bir federasyon çatısı altında Bu sebeple amaca uygun farklı ekipmanlar Bir de yarışmanın mesafesini yarışmacının ciddi bir yapılanmaya gitmesi; lisanslaşma, kullanılıyor. belirlediği “Menzil” adı verilen atışlar yapılıyor. kuralların bütün Türkiye’de aynı şekilde Geleneksel okçuluk yarışma mesafeleri için uygulanması, hakemlerin lisanslı olması genel bir kural yok. Çoğu geleneksel okçuluk Türk Okçuluğu fark yaratıyor anlamında çok büyük bir önem arz ediyor. kulübü puta (hedef) atışlarını salonlarda 18 Geleneksel Türk Okçuluğu tarihi köklerinden Geleneksel Türk okçuluğu, son yıllarda hobi metreden yapıyor. Genellikle geleneksel besleniyor. Türklerin geliştirdiği yay ve ok olmanın ötesine gitmeye başladı. Türkiye okçuluk yarışma mesafeleri açık havada tasarımları ile ok atış sitili diğerlerinden Geleneksel Türk Okçuluk Federasyonu’nun her yarışmaya göre farklık gösteriyor. farkını ortaya koyuyor. Türk yayları kurulmasıyla Geleneksel Türk Okçuluğu Yetişkinlerde yarışma mesafesi 30-90 araştırmacılar tarafından ‘sanat eseri’ olarak çok ciddi bir disiplin haline gelmiş olacak. metre arasında değişiyor. Örneğin, Okçular nitelendirilmekte. Bu yaylar kompozittir yani Müsabakaları, puanlaması, lisansı, eğitimleri Vakfının düzenlediği yarışmalarda erkekler tek parça değildir; genellikle akça ağaç, ve kurslarıyla beraber Türkiye’de geleneksel kategorisinin ilk turunda 60 metre ikinci boynuz, tendom (sinir) ve balık tutkalının okçuluğun çok daha gelişmesine katkı turunda 90 metre atış mesafesi belirlenmiş. birleşiminden meydana gelir. Türkler, at sağlayacaktır” diyor.

80 TRT VİZYON TRT VİZYON 81 Çocuklara okçuluğu Tozkoparan sevdirdi Okçuluk terimlerinden bazıları: Bilal Erdoğan, TRT’nin çok sevilen dizisi Tozkoparan: Her zaman rüzgâr esen, çok rüzgârlı anlamındadır. Osmanlının efsane Tozkoparan’a işaret ederek “Son dönemde kemankeşi İskender’in lakabıdır. Tozkoparan dizisiyle beraber özellikle Kemankeş: Ok atan, okçu. çocukların okçuluğa ve geleneksel okçuluğa Çilekeş: Osmanlı yaylarının kirişlerine çile adı verilir. Keş ‘çekmek’ demektir. Acemi olan ilgisinin arttığını düşünüyorum. Birçok okçunun yay çekme antrenmanlarına ‘çile çekme’ denir. Okçuların dervişlik yönü de kulüp taleple başa çıkmakta, ekipmana olduğu için tasavvuftaki ‘çile çekme’ deyimi ile aynı anlamdadır. Ok: Yayla atılan, ahşap, alüminyum, karbon gibi türlü yapıda olan, ince, uzun, ucu sivri erişmekte zorluk çekiyor. Çalışmalarını araç. yapacakları açık, kapalı alan bulmakta sıkıntı Yelek: Okun tüy kısmı. çekiyor. Ümit ediyorum ki; çocukların bu spora Yay: Fiber veya çelikten imal edilen, ok atmaya yarayan, iki ucu arasına kiriş gerilmiş, olan teveccühüne de, bu ihtiyaçların daha çubuk şeklindeki alet. iyi karşılanmasına da federasyonumuzun Kabza: Yayın tutulduğu kısım. kurulmuş olması vesile olacaktır.” Limb: Yayın uzun ve eğri bölümü. Kiriş: Yayın kurulduğu ipek ip demeti. 2 bin 200 lisanslı sporcu var Clicker: Okun atılması anında okun aynı gerginlikte olmasını sağlayan, yayda depolanmış Türkiye Geleneksel Türk Okçuluk enerjiyi sabit tutan parça. Federasyonu 21 Şubat 2019’te kuruldu. Dayanak Noktası: Elin çenenin üzerine yerleştiği ve kirişin yüze değdiği yer. Böylece Geleneksel Türk Okçuları bir çatı Endam: Okun şekli. altında toplanmış oldu. Türkiye Geleneksel FITA: Uluslararası Okçuluk Federasyonu Türk Okçuluk Federasyonu Başkanı Gez: Okun kirişe takılan arka kısmı. Cengiz Toksöz “Mayıs 2019’daki genel İ: Üç parmak ile çekmek. kurulumuzdan sonra bir yapılanma sürecine Kepaze: İdman yayı girdik. Antrenörlük, hakemlik kurslarımızı Meydanlık: Kirişin ortasına sarılan ip. tamamladık. Lisanslı sporcu sayımızı gün Ok-kol Çizgisi: Kirişi çeken kol ile okun profilden hemen hemen aynı hizada olması geçtikçe artırıyoruz. Yaklaşık 4 ayda 300’den durumu. fazla kulübümüz, 2 bin 200 lisanslı sporcumuz Parmaklık: Deri veya kauçuktan yapılan, ayarlı kirişi tutan parmaklara takılan araç. Puta: Yer okçuluğunda hedef. oldu. Bu rakamlar her geçen gün artıyor. Türk Recurve: Olimpik yay. okçuluğunu en iyi yere getirme gayesindeyiz.” Rod: V-bar’a takılan yayın denge, ağırlık ve titreşimini alan araç. sözleriyle yaşanan süreci anlatıyor. Sal: Yayın esneyen kısmı. Son Taşıma(takip-follow-through): Ok yaydan çıktığı anda yayın hedefe doğru itilmesi Bu vakıf ilelebet var olacak durumuyla birlikte okçunun pozisyonunu bozmadan birkaç saniye beklemesi. Geleneksel Türk okçuluğunun tanıtılması Temren: Ok ucu. ve yaygınlaştırılmasında kilit rol üstlenen Tetik: Makaralı yaylarda parmaklık yerine kullanılan alet. kurumlardan biri olan Okçular Vakfı pek V-bar: Yayın ağırlık ve denge aletlerinin takıldığı mekanizma. çok etkinliğe imza atıyor. Okçular Vakfı Zihgir: Başparmağa takılan okçu yüzüğü. Başkanı Haydar Ali Yıldız, vakfın yurt içindeki çalışmalarının yanı sıra Türk okçuluğunun ‘Kemankeş Projesi’ kapsamında 2019 yılında daha kabul edilmiş oldu. Geleneksel Türk dünyanın dört bir yanında tanıtılması 26 ülkede uygulamalar yapıldı. Yunus Emre Okçuluğu, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve kapsamında önemli iş birlikleri yapıldığını Enstitüsünün faaliyet gösterdiği 10 ülkede Kültür Kurumu (UNESCO) İnsanlığın Somut belirterek, “Türk okçuluğu geleneksel, daha projeyle ilgili faaliyetler başladı. Bugüne Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi’ne modern, olimpik, klasik, makaralı yay olmak kadar Türk okçuluğu kursları 2 binin üzerinde kabul edildi. Bu kabulle Geleneksel Türk üzere her anlamda çalışmalarımız yoğun kursiyere ulaştı. Okçuluğu, Türkiye’nin UNESCO Somut bir biçimde devam ediyor. Bir taraftan da Kemankeş Projesi kapsamında dünyanın dört Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne 17. unsuru yayın faaliyetlerimiz aynı şekilde sürüyor ve bir yanında Türk Okçuluğu kursları yanı sıra olarak kaydedildi ve “Geleneksel Okçuluk” sürecektir. 566 yıldır burada var olan, Fatih Sultan Mehmet Han’ın kurduğu bu vakıf ‘Kemankeş Türk Okçuluğu’, ‘Minyatürlerle temalı ilk Somut Olmayan Kültürel Miras ilelebet varlığına devam edecek.” diyor. Osmanlı Dönemi Türk Okçuluğu’, ‘Türk-İslam unvanını da kazandı. Medeniyetinde Okçuluk Mirası’ ve ‘Belgelerle Geleneksel Türk okçuluğu açısından güzel Türk Okçuluğu Dünya Sahnesinde Türk Okçuluğu’ temalarında sergiler açılıyor. bir dönüm noktası bu. Milli Sporcularımızın Okçular Vakfının en önemli projelerinden Hem kursiyerlerin hem de sergiyi ziyaret gurur veren başarısı ise ortada. Gerek olimpik biri Kemankeş Projesi. Vakıf ile Yunus edenlerin Türk Okçuluğunun kültürel arka gerekse de geleneksel Türk okçuluğunun Emre Enstitüsü (YEE) iş birliğiyle 29 Ekim planını tanıması amaçlanıyor. daha ileri seviyelere gelebilmesi için 2017 tarihinde hayata geçirilen ‘Kemankeş sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler Projesi’ kapsamında faaliyetlere devam Türk Okçuluğu kültürel miras ve devletimizin işbirliği içinde yürüttüğü ediliyor. ‘Türk Okçuluğu Dünya Sahnesinde’ Okçuluk, Türklerin ata sporu. Kendilerine çalışmaların güzel sonuçları bunlar. sloganıyla yola çıkılan projede iki ortak 23 has okları, yayları ve atış sitilleriyle Türkler Önümüzdeki günler ve yıllarda da bu Kasım 2017 tarihinde protokol imzalamıştı. okçuluğa damgasını vurmuş bir millet. Bu güzelliklerin artarak devam etmesini Faaliyetlerine ara verilmeden devam edilen gerçek 13 Aralık 2019 tarihinde bir kez temenni ediyoruz.

80 TRT VİZYON TRT VİZYON 81 KISA KISA Mine Sultan ÜNVER / [email protected]

Kültür ve sanat etkinlikleri TRT 2’yle evlerde “Hayat Eve Sığar” sloganıyla yapılan “evde kal” çağrısı sebebiyle TRT televizyon ekranları zenginleştirildi. Bu kapsamda TRT 2 yayın planında yer verilen özel içerikler ekrana gelmeye başladı. “Troya”, “Aida” ve “La Boheme” gibi dünyaca ünlü operalar, senfonik konserler, “Ustalara Saygı” konserleri, müziğe dair TRT Çocuk yayınlarında belgeseller, “evde kal” çağrısına uyan izleyicilerin güzel temizlik ve hijyen vurgusu ve kaliteli vakit geçirmelerini sağlıyor. Yayın akışını güncelleyen TRT Çocuk, gündemde olan hijyen konusunda hazırladığı içerikleri yayınlamaya TRT’den evdeki başladı. Çizgi dizilerin temizlik ve hijyen çocuklar için odaklı bölümlerinin öne çıkarıldığı özel yayınlar yayın akışında, genel sağlık ve temizlik Kovid-19 ile ilgili bilgileri, koronovirüs, bu virüsten alınan tedbirlerin korunma ve kaçınma yollarını anlatan ardından yayın içerikler yer alıyor. akışını güncelleyen TRT Çocuk, “TRT Çocuk Anaokulum” uygulamasını iOS ve Android’de yayına sundu. Çocukların okul öncesi eğitimini desteklemek için hazırlanan TRT Çocuk Anaokulum uygulaması, çocuklara her gün yeni keşifler ve evde aileleriyle birlikte güzel zaman geçirme imkânı sağlıyor. Eğlenceli ve öğretici oyunlar “www.trtcocuk.net.tr” adresinden oynanabilirken, iOS ve Android mağazalarından ücretsiz olarak indirilebiliyor. TRT Çocuk dergisinin geçmiş sayıları da kanalın web sitesinde erişime açıldı. Evde eğlence için TRT Çocuk’tan yeni bir program Çizgi karakter “AGİ”, TRT Çocuk’ta sıfır atığı Koronavirüs önlemleri dolayısıyla günlerini evde geçiren çocukların anlatacak eğlenceli aktiviteler yapabilmesi Çocuklarda geri dönüşüm ve çevre bilincinin aşılanması adına yeni bir program hazırlandı. amacıyla “AGİ” adlı çizgi film hazırlandı. Anadolu TRT Çocuk’un yeni programı “Sarı”da Üniversitesi, Yunus Emre Yerleşkesi’ndeki Teknopark’ta yapımı tamamlanan çizgi filmin karakteri AGİ, TRT çocuklar eğleniyor, bir yandan da evde Çocuk ekranlarında izleyicisiyle buluşacak. nasıl hareketli zamanlar geçireceğini öğreniyor. TRT kreş öğretmenleri de programda ana karaktere eşlik ediyor. Kırgızistanlı gazeteciler için eğitim programı Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Kırgızistan’da gazeteciler için dijital medya teknolojileri alanında 5 günlük ücretsiz eğitim programı başlattı. TİKA, TRT ve Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesinin (KTMÜ) iş birliğiyle düzenlenen “Yeni Medya Temel Habercilik Eğitim Programı”nın açılışı bir törenle yapıldı.

Evde Kal konserleri E-Devlet’den TRT arşivine TRT Müzik, koronavirüs salgınıyla mücadele adına evde ulaşılabiliyor kalmayı keyifli bir hale getirmek için yeni bir proje başlattı. Proje kapsamında sanatçılar TRT Müzik’in Instagram hesabında E-Devlet yeni bir hizmet daha sundu ve konser verecek. Sanatçıların evlerinden verecekleri “Evde TRT arşivlerine ulaşmanın bir yolunu Kal TRT Müzik’te Kal!” konserleri, instagram.com/trtmuzik daha açtı. E-Devlet kanalıyla TRT adresinden müzikseverlerin beğenisine sunulacak. Aydilge ve Genel Müdürlüğü arşivinden görüntü Utku Barış Andaç’ın evlerinde verdikleri konserle başlayan süreç veya program talebinde bulunulabilecek Ahmet Koç ve Cansu Koç’un canlı yayında müzikseverlerle buluşacağı konserle devam edecek. ve daha önce yapılan talepler takip Sonraki günlerde ise sürpriz sanatçıların katılımıyla “Evde Kal TRT Müzik’te Kal!” konserleri edilebilecek. sürecek.

82 TRT VİZYON TRT VİZYON 83 Mine Sultan ÜNVER / [email protected]

82 TRT VİZYON TRT VİZYON 83 SİNEMA Özlem KARADAYI DOĞAN / [email protected]

Beyaz perdede salgın alarmı! Koronavirüsün tüm dünyayı etkisi altına aldığı bu olağanüstü günlerde, salgın hastalık filmlerine ilgi kat kat artmış durumda.

eknolojik ve bilimsel pesimist bir bakış açısı distopya. hissediyor kendini. gelişmeler zamanla kültürel Umudun yerini karamsarlık alsa da, bir Veba, kolera, ebola gibi bulaşıcı hastalıklar ve toplumsal değişmeye yol vakitler efendisi olduğumuz dünyanın ise sinemada çok sayıda senariste ve açtıkça yaşadığımız dünyayı kölesine dönüşsek de korkutucu hikâyelerin yönetmene ilham kaynağı oldu. Sadece sorgulamaya başladık insanoğlu insan üzerindeki büyüsü çok cazip gelmiş geleceği anlatan distopik filmlerde değil olarak. Gün geçtikçe mutlu olmalı ki, edebiyattan sonra sinemayı da günümüzü ya da geçmiş dönemleri anlatan ve ideal toplum düşlerinden uzaklaşan etkisi altına aldı distopik senaryolar. filmlerde de her daim kendine yer buldu. Tkimileri için, ütopik gelecek yerini yavaş Kendi dünyasını yaratan sinema ve sanat, İşte evlerimize kapandığımız ve bol bol yavaş distopik bir gelecek beklentisine insanın geleceğini de şekillendiriyor mu film izleyerek bir nebze oyalandığımız şu bıraktı. İdeal olan toplum normlarının giderek gerçekten bilinmez ama gözle görülmeyen günlerde salgın hastalıkları konu edinen kötüleşeceğini, istenmeyen bir dünya minicik bir virüsün tüm dünyayı etkisi altına filmlere ilgi doğal olarak kat kat artmış düzeninin ortaya çıkacağını, kaosun hüküm aldığı bu “korona günleri”nde her birimiz durumda. Arama motorlarında özel olarak süreceğini, inanç ve değerlerin sarsılacağını, distopik bir kurgunun, gerçek olamayacak salgın hastalık filmleri aranıyor, sosyal toplumsal bağların yok olacağını öngören karanlık bir filmin başrol oyuncusu gibi medyada insanlar birbirlerine salgın hastalık

84 TRT VİZYON TRT VİZYON 85 Çifte tehlike! Beth Emhoff, bir iş gezisinden döndükten iki gün sonra, ölür. Doktorlar bu tuhaf ölümün nedenini bulmaya çalışırken başkaları da aynı belirtileri göstermeye başlar. Yoğun öksürük, yüksek ateş, ardından gelen nöbet ve ölüm… Art arda gerçekleşen benzer bir kaç hikâyenin ardından küresel bir salgın patlak verir. Temas ve solunum yoluyla rahatlıkla geçen ve insanları birkaç gün içinde öldüren, ölümcül bir virüs salgın şeklinde yayılmaktadır. Dünya çapında uzmanlardan oluşan bir ekip, salgını kontrol altına almaya çalışırken bir yandan da tedavi ve aşı çalışmaları yapmaya başlar. Ama zamanı iyi kullanmak ve bir adım önden gitmek zorundadırlar. Bu arada tüm ülkelerde virüsten daha hızlı yayılan ve en az MEV-1 virüsü kadar tehlikeli olan bir şey daha vardır; panik!

filmlerini sorup, tavsiye ediyor. Hal böyle olunca biz de bu sayımızda salgın filmlerini mercek altına alalım istedik.

Kurguyla gerçeğin arasında “Salgın” (Contagion) filmi elbette Covid- 19’a benzerliği bakımından listemizin ilk sırasında yer alıyor. Mevcut küresel koronavirüs salgını, 2011 tarihli filmi alan senarist Scott Burns’a göre ise bugün ki koronavirüse göre çok çok yüksek bir oran. izleyenlere oldukça tanıdık gelen bir yaşananlar hiç şaşırtıcı değil. Üstelik filmdeki virüs belirli risk gruplarını değil hikâye bu anlamda. Senaryosu, içinde genç-yaşlı, küçük-büyük demeden istisnasız bulunduğumuz koronavirüs salgınıyla Benzerlikler, farklılıklar nüfusun her kesimini tehdit ediyor. büyük ölçüde örtüşen Steven Soderbergh Peki öngörüsü bu kadar yüksek bir filmin MEV-1’de de, koronavirüste de yayılma imzalı Hollywood yapımı film, bu sebeple tahminlerinden ne kadarı doğru, ne kadarı temas ve yüzeylere bulaşan damlacık tüm dünyanın dikkatini çekmiş durumda. yanlış? Zira film, küresel bir salgını ve yoluyla gerçekleşiyor. Hatta kimi sahneler Koronavirüs salgını öncesi Warner Bros’un yayılma hızını doğru kestirse de, mevcut bunu öylesine vurgulayıcı bir şekilde öne kataloğunda 270’inci sırada bulunan salgınla farklılıkları da oldukça fazla. çıkarıyor ki, filmi izleyenler gerçek hayata yapım, bu yazıyı kaleme aldığımız Şimdiye dek 130’un üstünde ülkede döndüklerinde temas ve hijyen konusunda günlerde 2’nciliğe yükselmişti çoktan. 200 binin üstünde insana bulaşan çok daha duyarlı olmaya başlıyor. Filmin dağıtıcısı Warner Bros, filmin Harry koronavirüs Çin’in Hubei bölgesindeki Filmde blog yazarı Alan Kumweide gibi, halkı Potter serisinden sonra kataloglarında en Vuhan kentinde ortaya çıktı ilk. Filmde de gerçekliği olmayan bilgilerle yanlış yönlendiren çok rağbet gören film olduğunu duyurdu. MEV-1 adı verilen virüs Hong Kong’dan insanlar var. Kumweide, Forsythia adlı bir Film, şu anda hem Amazon Prime hem yayılmaya başlıyor. Birçok uzmana göre ilacın hastalığı iyileştirdiği şeklindeki asılsız de iTunes’da en çok tıklananlar arasında. koronavirüsün mevcut türü Vuhan’da ilk bir bilgiyle insanları boş bir umudun peşinden Filmin üst düzey oyuncu kadrosunda Matt kez Kasım 2019 gibi bir tarihte görüldü koşturuyor. Bu durumun bugün yaşadığımız Damon, Gwyneth Paltrow, Jude Law, ama Çin hükümeti 2020 Ocak ortasına bilgi kirliliği ve bilimsellikten uzak söylemlerle Laurence Fishburne, Kate Winslet, Marion kadar salgını saklamayı tercih etti. “Salgın” de oldukça benzediğini söylemek mümkün. Cotillard ve Jennifer Ehle bulunuyor. filminde de Dünya Sağlık Örgütü’nden Filmin sonunda, virüs yayılmaya devam Dünyayı kasıp kavuran ve 26 milyon salgın uzmanı Dr. Leonora Orantes virüsle ederken, Dr. Hextall bir aşı geliştiriyor ve ilk insanın ölümüne yol açan kurgusal bir mücadele sırasında Çin hükümetinin olarak kendi üzerinde deniyor. Aşı başarılı virüsün hikâyesini anlatan filmin senaryosu engellemeleriyle karşı karşıya kalıyor. oluyor ve sonunda virüs durduruluyor. Soderbergh ile Scott Z. Burns’e ait. Filmde bahsi geçen virüs oldukça Koronovirüs için henüz bir aşı bulunmamış Film, salgının küresel bir karabasana bulaşıcı ve öldürücü. Bulaşıcılık konusu olsa da tüm dünyada çalışmalar hızla devam dönüşmesini gerçekçi ve etkileyici bir koronovirüsle örtüşse de ölüm oranları ediyor. En büyük temennimiz filmde oluğu anlatımla yansıtıyor. Senaryo yazılmadan bir hayli farklı seyrediyor. Filmdeki MEV-1 gibi bu kâbusu sonlandıracak aşının bir an önce pek çok bilim insanının görüşünü virüsünde ölüm oranı yüzde 25-30 aralığında evvel bulunabilmesi. 84 TRT VİZYON TRT VİZYON 85 Caddede Panik “Panic In The Streets” (1950) 28 Gün Sonra Elias Kazancıoğlu ismiyle İstanbul’da doğan Rum yönetmen Elia “28 Days Later” (2002) Kazan’ın kült filmlerinden olan yapım, 1950’li yıllardaki bir veba salgınını Yönetmen Danny Boyle imzalı filmde Christopher konu alıyor. New Orleans’da büyük ölümlere yol açan salgının kaynağını Dunne, Kim McGarrityve ve Cillian Murphy rol alıyor. bulmak üzere birlikte hareket eden bir doktor ve polis zamanla yarışmak İngiltere ölümcül bir virüsün tehdidi altındadır. İlk zorundadır. Çünkü ikilinin bunu başarmak için sadece 48 saatleri vardır. olarak bir araştırma laboratuvarındaki hastalıklı şempanzelerden çıkan virüs hızla yayılmaya başlar. Salgınla mücadelede eden ekipler, sadece virüsü yok etme konusunda değil, hastalığa yakalananlarla da büyük sorun yaşayınca son çare olarak askerler tarafından yönetilen sığınak devreye sokulur.

Körlük Tehdit “Blindness” (2008) “Outbreak” (1995) Yazar José Saramago’nun romanından yönetmen Fernando Bulaşıcı hastalıklar uzmanı Albay Sam Daniels, Meirelles tarafından uyarlanan film insanlık, aşk, sevgi ve dayanışma Zaire’de ortaya çıkan çok ciddi ve ölümcül bir virüsü kavramlarına odaklanıyor. İnsanlara bulaşan bir virüs onları araştırmakla görevlendirilir. Araştırmaları sonucunda körleştirmektedir. Salgından etkilenen toplumun farklı katmanlarından virüsün Amerika’ya da geldiğini tespit eder. Eğer önlem insanlar hükümet görevlilerince toplanıp karantinaya alınırlar. Yaşam alınmazsa birkaç hafta içinde bütün Amerika’yı yok koşulları bozuldukça, kıtlık oluşup açlık başlayınca gerilim daha da edebilecek kadar tehlikeli bir virüstür bu. Virüs uzmanı artar ve sonunda şiddet baş gösterir. Kurban sayısı çoğaldıkça orman olan eski eşinin de yardımıyla California’da bir kasabada yasası devreye girer. ‘Beyaz körlük’ olarak tabir edilen salgından başlayan virüs salgınını kontrol altına almayı başarırlar. etkilenmeyen tek kişi bir göz doktorunun eşidir. 2008 Cannes Film Filmde Dustin Hoffman, Morgan Freeman ve Rene Festivali’nin açılış filmi olan “Körlük”te Julianne Moore, Mark Ruffalo, Russo rol alıyor. Alice Braga rol alıyor.

86 TRT VİZYON TRT VİZYON 87 Virüs “The Flu” (2013) Güney Kore yapımı Kim Sung-su imzalı film kurbanlarını 36 saatte öldüren H5N1 virüsünün sebep olduğu bir salgını anlatıyor. Salgın, Güney Kore’nin başkenti Seul’e 20 kilometre uzaklıkta bulunan bir şehirde insan kaçakçılarının bir konteynırın içerisinde ölmüş göçmenleri bulmasıyla başlıyor. Aniden baş gösteren ve hızla yayılmaya başlayan salgın, kısa sürede bölgesel yıkımlara sebep olur. Hastalık solunum yoluyla bulaşmaktadır ve virüsün bulaşmasından 36 saat sonra ölüm gerçekleşmektedir. Salgını kontrol altına alabilmek için herkes çaresizlik içinde mücadele eder.

12 Maymun “12 Monkeys” (1995) Terry Gilliam’ın bilim-kurgu başyapıtı Bruce Willis ve Brad Pitt’i bir araya getiriyor. Dünyada insanlığın yok olmasına yetecek derecede tehlikeli olan bir virüs yaklaşık beş milyar kişinin ölümüne yol açmıştır. Geriye kalan az sayıdaki insan, hastalıktan korunabilmek için yeraltlarına kurdukları barınaklarda yaşamlarını sürdürmek zorundadır. Virüsü yenmek için bir mahkûm zaman makinesiyle Veba 90’lı yıllara gönderilir. “Carriers” (2009) Alex Pastor ile David Pastor’un ortaklaşa yönettikleri film, ölümcül bir salgına karşı mücadele eden 4 arkadaşın hikâyesini konu alıyor. Tüm dünya, kan ve solunum yoluyla bulaşan bir virüsün etkisi altındadır. Dört Kolera Günlerinde Aşk genç, Danny, kardeşi Brian, Bobby “Love in the Time of Cholera” (2007) ve Kate ülkeyi kat ettikten sonra Gabriel Garcia Marquez’in romanından uyarlanan Kaliforniya’daki ıssız bir sahile filmde Mike Newell, sonsuz aşkı, 19. ve 20. yüzyılı ulaşırlar. İnsanlardan kendilerini karşılaştırarak irdeliyor. 1897’de Cartagena’da yaşayan yoksul telgraf memuru Florentino, varlıklı ama cahil tecrit eden dört genç yolculukları Don Daza’nın güzel kızı Fermina’ya âşık olur. Babası, boyunca etik kararlar vermek koleraya yakalanan kızı Fermina’yı Doktor Juenal’le zorunda kalır. Bir süre sonra kendi evlendirir. Ama Fermina doktorla hiçbir zaman mutlu içlerindeki karanlığın bu virüsten olamaz. Florentino ise içinde başka bir hastalığa çok daha tehlikeli olduğunu fark dönüşen aşkı Fermina’ya kavuşabilmek için tam 53 yıl, ederler. 7 ay, 11 gün beklemek zorunda kalır.

86 TRT VİZYON TRT VİZYON 87 AYRAÇ Mine Sultan ÜNVER / [email protected] Bugünlerde kendini hatırlatan roman İnsanlığın kaderi tekrardan mı ibaret? Koleranın ortalığı kasıp kavurduğu ve toplu ölümlere yol açtığı bir dönemde geçen Kolera Günlerinde Aşk romanını kaç kişi hatırlıyor? Marquez’in bu başyapıtı sadece bir aşk hikâyesi değil, değişmeyen insanın ve hislerinin hikâyesi…

karakterimizin Romanın ana teması aşk gibi görünse o baskın tarafı de Gabriel Garcia Marquez’in ustalığı ortaya çıkıveriyor. bu öyküyü, toplumu her yapısıyla didik Soyunuyoruz her didik ettiği bir destana dönüştürüyor. türlü sahte giysiden On dokuzuncu yüzyılın yirminci yüzyıla ve taktığımız dönüştüğü zaman dilimini kapsayan maskelerden… romanda, çağdaşlaşma çabası içindeki 19. yüzyılın son bir toplumun çeşitli yönlerini, özellikle yılları... İnsanlık taşra kentsoyluluğunun saçmalıklarını kolera denilen, ince bir alayla eleştiriyor yazar. İhtişamlı ölümü dehşet acılı, görünen hayatların özünde basit felaket bir salgının olduğunu ve kendi içinde kötülüklerle pençesinde kıvranıyor. beslendiğini, hayranlık duyulan ilişkilerin Ölüm sayısı veba özünde sahte olduğunu anlatıyor. kadar korkunç. Aile İnsanlığın, hastalığın pençesinde fertleri sevdiklerinin yaşadığı dramı, çatışmaları, iki gözü önünde eriyip yüzlülükleri tüm çıplaklığıyla ortaya bitiyor, evlatlar ölürken koyarken, iyi insanların çaresizliğini de anneler gözyaşları işliyor: “Kim olursa olsun, herkes kendi ve çaresizlik içinde ölümünün sahibidir; o an gelip çattığında izliyor, anneler ölürken yapabileceğimiz tek şey, insanların çocuklar bir köşede korkusuz ve acısız ölmesini sağlamaktır.“ birbirlerine sarılmış vaziyette perişanlığı Dönüşeceğiz seyrediyor. Hastalığın Şu günlerde yine bir salgınının insandan insana imtihanına tabiyiz; insanlığımız sınanıyor. geçtiğini anladıkları Marquez’in kahramanının hisleriyle için herkes birbirinden verdiği bir mesaj; insanlık olarak şu kaçıyor. İnsanın içinde iyiye, güzele yaşadıklarımız sürecinde ve neticesinde u karantina ve endişe dair ne varsa sınanıyor… Peki ya aşk! dönüşebileceğimizi, başka yönlere günlerinde herkes kendi Hayatta kalabilmek için bencilleşilen bir evrilebileceğimizi söylüyor: “…İnsanların yalnızlığına çekilerek zamanda aşk var olabilir mi, yaşanabilir her zaman annelerinin onları dünyaya gerçekleriyle yüzleşiyor mi? “Yaşanabilir, hem de nasıl!” diyor getirdiği zaman doğmadıkları, yaşamın sanki. Herkes demek Gabriel Garcia Marquez, Kolera onları bir kez daha, hem de sık sık doğru olur mu? Zira kimileri Günlerinde Aşk adlı romanında. kendi kendilerinden doğmaya zorladığı yine düşünmeyi, muhasebe etmeyi Kolera Günlerinde Aşk, elli üç yıl, yedi düşüncesine kaptırdı kendini.” Baklının ucundan geçirmeyerek temel ay, on bir gün süren bir aşkın romanı. Bu ‘Korona günlerinde aşk’ adıyla içgüdülerine tartışmasız itaat ediyor, daha romanda aşk yüzünden intihar edecek bugünlerde yenisi yazılsa, modern çağın da bencilleşiyor, hatta vahşileşiyor. Belki Werther’e, Romeo ve Juliet’e yer yok. salgınında insanlığın neler hissedip de böyle zamanlar içimizdeki gerçek beni Tüm karakterler yaşama tutunmuş, temel yaşadığını bizler kadar gelecek nesiller dışa vuran sınanma zamanları oluyor. içgüdüsü hayatta kalmak olan insanların de öğrense kıymetli olmaz mı? Aslında kim olduğumuzu belirleyen yaşadığı zamanlara ait bir aşk.

88 TRT VİZYON TRT VİZYON 89 88 TRT VİZYON 40102 TRT TRT VİZYON VİZYON TRT VİZYON 89 TRTTRT VİZYON VİZYON 103 41 88 TRT VİZYON TRT VİZYON 89