Rafet BALLI’nın YARIN Hüseyin KORKUT ÖNDER Başkanı’yla İHL’leri tartıştık ile söyleşisi ’TA Oslo’da PKK’ya 4+4+4
sözüOslo’daki Hükümet-PKK görüşmelerinde,mü PKK’ya eğitimin verildi?Oslo’da verilen sözleri Meclis gündemine taşıyan CHP yerel yönetimlere devredilmesi sözü verilmiş, görüşmeye “Baş- Kırklareli Milletvekili Mehmet Kesimoğlu, Fidan’ın “Eğitim bakan’ın özel temsilcisi” sıfatıyla katılan MİT Müsteşarı Ha- politikası özerk bölgelere devredilecek” sözünü hatırlatarak, kan Fidan, Milli Eğitim Bakanlığı’nın kaldırılacağını da belirtmişti. “4+4+4, PKK’ya verilen sözlerin gereği mi?” diye sordu. 6’da MeydanlarMeydanlar ısınıyorısınıyor Hükümetin kesintisiz eğitimi ortadan kaldıran “4+4+4” yasa tasarısına karşı Eğitim-İş Sendi- kası üyeleri bugün yurt çapında iş bırakıyor. KESK’e bağlı Eğitim-Sen üyeleri de 28-29 Mart tarihlerinde Ankara’da meydanlara çıkacak. Hakan CHP de bu haftaki grup toplantısını bugün An- Fidan KURULUŞ 1921 27 MART 2012 SALI - 50 KURUŞ kara Tandoğan Meydanı’nda gerçekleştirecek. 4’te Tutuklu subaylar: Bu mahkeme mahkeme değil, yazıklar olsun! BALYOZ ÇIĞIRINDAN ÇIKTI Balyoz’da Mahkeme Başkanı Ömer Diken’in savunmaya söz hakkı vermemesine isyan eden avukatlar topluca duruşma salonunu terk etti
HAKİM SÖZ VERMEDİ Salonu terk eden avukatlar, duru - ma salonu önünde yapt klar aç k- Balyoz Davası’nda Mahkeme Başka- lamada Balyoz tertibine ve mahke- nı Ömer Diken, avukat Celal Ül- menin tutumuna tepki gösterdi gen’e söz vermeyince avukatlar is- yan etti. Diken’in, savunma hakkı- nı kullanmakta ısrar eden Celal Ül- gen’i salondan çıkarınca bütün avu- Başbuğ’un Yüce Divan katlar duruşmayı terk etti. ‘GİDİN BARO’DAN İSTERİZ’ talebi reddedildi Mahkeme Başkanı Diken’in salonu terk eden avukatların arkasından Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, İnternet “Gidin gidin Baro’dan avukat ister yi- Andıcı davasında ilk kez hakim karşısına çıktı. Başbuğ salona iz- ne devam ederiz” diye seslenmesi leyicilerin alkışları arasında girdi. Başbuğ da izleyicilere asker se- dikkat çekti. Tutuklular ise “Mah- lamıyla karşılık verdi. Mahkeme, Başbuğ’un avukatının dava dos- keme mahkeme değil, yazıklar olsun” yasının Yüce Divan’a gönderilmesi talebini reddetti. 8’de diyerek Diken’e tepki gösterdi. 8’de
Emperyalizmin “sosyalistleri” ObamaObamaObama samimiyettensamimiyettensamimiyetten Emperyalizmin sosyalistleri de mi var? Bu- gün Beşar Esad’a “katil” diyen- ler, dün Mustafa Kemal’e han- gi “iltifatta” bulunmuşlardı? Şampiyonlara İştirakçi Hilmi’nin iştiraklerin- yapmışyapmışyapmış polisten biber den haberiniz var mı? Çağımız- da demokratlığın ölçütü? İnsan Obama, gazı ve cop kendisine sormaz mı? DO U PER NÇEK 8’de ‘Bağımlıları‘Bağımlıları Davutoğlu’nu Kadınlar Voleybol Avrupa parmağıyla Şampiyonlar Ligi Şampiyo- nu olarak önceki gece yurda Akepe’nin toslama Zeytinköy’eZeytinköy’e çağırdı, dönen Sarı Melekler’i, ha- AKP’liler vaalanında sevinç gösterile- ve foslama dönemi riyle karşılayan Fenerbahçe Garip bir dönemdeyiz; emperyalist ülkele- ‘samimiyetten’ taraftarlarına polis biber ga- devletdevlet rin yüksek bürokratları, istihbarat şefleri, diyor zı ve copla müdahele etti. 12 Türkiye Cumhuriyeti başvekalet kapıla- yaşındaki küçük bir tarafta- rını aşındırır oldular. Ne hoş, artık Güney Kore’de gerçekleşen Suriye zir- yerleştiriyor’yerleştiriyor’ rın bacağı kırıldı. 16’da Obama da telefonları bıraktı, subay yerleştiriyor’yerleştiriyor’ vesinde Başbakan Erdoğan-Obama ve istihbaratçı gönderiyor; terfi-i rüt- görüşmesinden hemen sonra, Oba- Basına “Antalya’da uyuşturucunun mer- be yapmış kabul edebiliriz. kezi” diye yansıyan Zeytinköy’ün yerlileri ma’nın Dışişleri Bakanı Davutoğlu’na uyuşturucu işini semte sonradan taşınan ki- parmağıyla “gel” işareti yapması tar- YALÇIN KÜÇÜK 2’de şilerin yaptığını söylüyor. Daha vahimi on- tışma yarattı. lar uyuşturucu bağımlılarının Zeytinköy’e Muhalefet tepkili bilinçli olarak yerleştirildiği görüşünde. 3’te Muhalefet, “Obama, Davutoğlu’nu Herkes aşağıladı” diyerek tepki gösterirken, namuslu AKP’liler olayı normal karşıladı. Avro’nun yerini de AKP’liler, Obama’nın hareketini “Oba- oldu bir biz ma ile Davutoğlu arasındaki samimiye- namussuz! Asya paraları alıyor tin göstergesi” diye savundu. 9’da IMF verilerine göre Merkez bankaları, on yıldır SPOR’da Dolardan çıkıp, rezervlerini Avroya çeviriyor- lar. AB krizinin derinleşmesiyle Baykal mı Yol-İş’te Bu nasıl Dincilik 12 Eylül’ün Cumhuriyet ISSN 2146-2356 Avro’nun da güven yitirdiğine dikkat çekiliyor. Avro’nun yerini yoksa yolsuzluk bayram birleştirir mi? çocukları mitinglerine başta Çin’in olmak üzere Asya CHP mi suçlu? iddiaları ne gerek var canım? paralarının alması bekleniyor. 5’te KURTUL ALTUĞ 3’te YILDIRIM KOÇ 4’te EROL ERTUĞRUL 6’da TÜRKER ERTÜRK 6’da MEHMET ALİ GÜLLER 7’de MEHMET FARAÇ 9’da 27 MART 2012 SALI
ŞEYTANCA
ALÇIN Garip bir dönemdeyiz; emperyalist ülkelerin yüksek bürokratları, istihbarat şefleri, Türkiye Cumhuriyeti başvekâlet kapılarını Y aşındırır oldular. Bu yolu son Osmanlı döneminden biliyoruz; başvekilleri en çok baş tercüman Fitzmaurice görüyordu. Ne hoş, KÜÇÜK artık Obama da telefonları bıraktı, subay ve istihbaratçı gönderiyor; terfi-i rütbe yapmış kabul edebiliriz
Hiçbir on y l öncekine ve sonrakine ben- pe’nin anlamas n bekliyoruz. Bekledi i- zemiyor; kurucu partiden sonra, her dene- miz, birisinin de i mesi ve di erinin gitme- nen iktidar n on y lda tükendi ini görüyoruz. Akepe’nin toslama ve foslama dönemi sidir; do rusu ba ka çare göremiyorum. Gör- Demokrat Parti, net on y ll kt r ve Adalet dü üm, çare olmamakla birlikte, udur; Partisi’ni 1965-1975 aras na yerle tirebili- udur: “Güzel ve yaln z ülkemizin, herhan- Değersiz tampon Yüksek Komutanlar’ n otuz be y l özlem- riz, eksi ve art , on y l n sonunda sadece uzat- le bekledi i ve on y ld r, hükümette seyret- gi bir d parma a ihtiyaç duyulmadan, hem Geriye Türkiye’nin “tampon” ülke hali malar var. Anavatan, 1983-1993 aras n- tikleri ekip art k sadece toslamaktad r. As- etnik, hem dinsel, hem de ideolojik aç dan kal yor; ne tampon ne tampon, Rusya is- dad r, hepsi i te budur. Akepe’yi ise 2002 l nda toslayan Amerikanc slamd r, sonunu giderek daha fazla bölündü ü ortadad r.” tedi i zaman Akdeniz’de ve Lazkiye’dedir. ve 2012 tarihlerine yaz yoruz; bundan son- tutabiliyoruz. Ve buraday z. Bize “kuyruk” Ben de güzel diyorum, d parma n ol- Türkiye’nin Suriye’ye kar ate li hitabetini ra ne kadar hükümette kalabilir, bunu pek muamelesi yap yorlar, Rusça hvost, yaka- mad n kabul edebiliriz. Yaln z bu üçlü bö- so utabilmektedir; bu durumda, tampo- önemli görmüyorum. Önemli olan art k her l yoruz. lünme sendromundan, sevinen ve sevinecek nun bir k ymet-i harbiyesinin kalmad n dakika bir yere toslamas d r ve herkes d mahfiller, herhalde çokturlar. la- görmek durumunday z. art k foslama sesini duymaktad r. Erdoğan’ın sağlığı veten, Semih diz’in bizim sek- öyle de söyleyebilirim, at alan Üskü- Kaybetti, imdi “hükmü yok- törün jargonunu bilip bil- te tam bu s rada Figaro’nun haberi ç k- Yüksek dar’ geçti. Ve Türk Ordusu’nu bütün ka- tur”; bundan sonra do um medi ini tart mam za ge- t ; Figaro, sa tandansl , Paris’in büyük ga- bullerini gözden geçirmeye zorlayan bir du- sanc lar n i itmek duru- Komutanlar’ın rek yok, ama bu söyle- zetesidir. Haberi nerede ise pek gizlice olsa rumla kar kar yay z. Kof övünmeler ve munday z. dikleri, Leninist söz- da, sadece Milliyet yay mlad , Erdo an’ n sa - otuz beş yıl özlemle mant k d ittifak ve taahhütlerle hiçbir ye- lükte, ülkenin yöneti- l k durumundaki bilgisizlik ve belirsizli e i a- beklediği ve on yıldır, re gitmek mümkün de ildir. Buraday z. Çöküş lemez hale geldi ini retle, “parti içerisindeki iktidar arzular n işaretleri hükümette seyrettikleri ifade etmek oluyor. Yükselen Çin aç a ç kar yor” diyordu. Milliyet bir de unu Akepe, mutlak ola- ekip artık sadece Do ru u a amada, ekliyordu: “Durumu, hastal kamuoyundan rak, Israel dahil, dü- yönetilemezli in tüm Bir de u var, Amerika’da elli y l geriye saklanan SSCB lideri Leonid Brejnev’in ha- vel-i muazzama tara- toslamaktadır. Aslında gerek-ko ullar na sa- döndük; Obama, genç Kennedy’nin soru- line benziyor.” Brejnev, hasta hasta görevi- f ndan kurulan ilk parti toslayan Amerikancı hip de iliz, ama top- nuyla kar kar ya geldi. Kennedy, Sovyet- ni sürdürüyordu, benzetme bu olmal d r. ve hükümet oldu. slami lumsal eylemlilikte art - ler’i Küba’dan ç karmak istiyordu ve Rusya, Ayd nl k, Figaro haberini daha geni ya- renk ve görüntüsüne ra - İslamdır, sonunu görebiliyoruz. Suriye’ye yerle mek üzeredir. Bu o kadar y mlad . Erdo an’ n sa l hakk nda aç k ve men, kökü tümüyle d ar da tutabiliyoruz önemli de il, Sovyetler uzaya ilk insan güvenilir bilgiler verilmemesinin, “Akp’de idi ve imdi de dü ü ü ile ilgili Sönen hayaller gönderdiler; genç Kennedy, birden bire çökme korkusu” yaratt n sadece Ayd n- ilk ve mühim i aretler hep d ar - Le Monde Diplomatique’e “a l yoruz”, bizi geçiyorlar korkusunu duy- l k’tan okuyabildik. Figaro’ya göre, bu du- dan gelmektedir. Akepe bu i aretlere pek geçiyorum, Mars 2012, yeni l’Atlas Géo- du. imdi Obama, Çin’in dünyan n en bü- rum, akepe içinde “liderlik için iç mücade- duyarl görünüyor; bakanlar müstemleke va- politique ç karm lar, bizi ilgilendiren iki nok- yük sanayi ülkesi oldu u gerçe i ile kar kar- leyi” ate liyordu ve halk, “ stanbul’daki vil- lisi tepkileri vermektedir. Garip bir dö- ta var. Bir, “La Turquie avait un rêve eu- yad r. Ayr ca Çin, bilim ve teknolojik ara - las n n hastaneye dönü türüldü ü” dedi- nemdeyiz; emperyalist ülkelerin yüksek bü- ropéen. Elle a pris acte du refus de Bruxelles yak n olup, Türkiye’nin bölünmesinde Rus- t rmalara çok daha fazla kaynak ay rabiliyor; kodusunu yay yordu. Bu, talihsiz zamanl bir rokratlar , istihbarat efleri, Türkiye Cum- et se tourne maintenant vers l’Orient et la ya’n n bir ç kar n göremiyoruz. Avrupa için buna mukabil, Amerika, para satmak ve glo- haberdir, art k büyüyor. huriyeti ba vekâlet kap lar n a nd r r oldular. Russie,” çok enteresan, ezcümle, Türki- akepe bir bölücü aletti ve öyleyse, her yer- balizm politikalar sonucunda, bir az geli mi Bu yolu son Osmanl döneminden biliyoruz; ye’nin bir Avrupa rüyas vard , Türkiye ar- de toslama var, diyebiliyoruz. ülke derecesine dü mü tür. En büyük zen- Bekleyen tehlike ba vekilleri en çok ba tercüman Fitzmau- t k Brüksel taraf ndan reddedildi ini kabul et- ki, “Israël, membre observateur de ginleri, emlakç , computerci, ne yapt bi- Tabii, bir bilinmez taraf var, bilinmez gü- rice görüyordu. Ne ho , art k Obama da te- mek zorunda kalm t r. Do u’ya ve Rusya’ya Conseil de l’Europe, est souvent classé avec linmez yarat klard r; d ar daki yat r mlar n ce “ilahi” diyoruz, ancak kötü manage lefonlar b rakt , subay ve istihbaratç gön- dönüyor. Güzel, teknik çal malar ve yük- les pays européens dans les nomenclatures içeriye çekme sevdas ndad r. Yeni New edildi i mutlakt r. Tayyip Bey hastal k bil- deriyor; terfi-i rütbe yapm kabul edebiliriz. sek düzey aç klamalar bir kenara koyuyo- établies par Nations Unies.” Art k Israel’in, Deal, yeni Keynesian’lar bunlar tart yor- gilerine de, Be ar Esad’a davrand ekil- ruz; bunlar popüler yay nlard r ve Türki- Avrupa Konseyi’nde gözlemci üye oldu u lar. Toslama var toslama, görüyoruz. de bak yor, daha nazik ve daha aç k olmak Amerikan yalanları ye’nin Avrupa hayalinin sona erdi ini haber ve Birle mi Milletler nomenclature’unda, gerekiyordu. nsanlar, ans z ve umulmaz has- Yazd klar na bakacak olursak, Semih vermektedir. Öyle mi, bu haber do ru mu, “yoklama listesi” okuyabiliriz, Avrupal sa- Yeni durum, yeni görev tal klarda güçlerini denememeliler ve de- diz, at lmaktan pek korkmuyor, ya cesur ya bu bir yana, e er do ruysa, bu dönü ake- y ld konusunda bir üphe bulunmamak- Sovyetler’de bu hallere “yeni durum ve nerlerse iyi olmuyor. Ne mi oluyor, ne ola- da gazeteci hali sa lam ve belki de her iki- pe’yi çok a ar ve gitmek zorundad r. Ake- tad r. Ek olmal , Nato’ya üyeli inin tart ma yeni görevler” ad veriliyordu; yaz k, bunlar bilece ini Semih diz Arabistan’dan haber si de. Arap dünyas nda gazeteci bir yaban- pe’nin Rusya’ya partner olmas imkâns za masas nda oldu unu da biliyoruz. ne Yüksek Komutanlar’ n ve ne de ake- ediyor. Yaz k, diyorum. c arkada na dayanarak, Araplar’ n art k Tayyip Erdo an’ görünce kanallar n ka- rartt klar n haber verdi; Türkiye’de türünün Nomenclatu- ilki sayabiliriz. Ho , olaca budur: Küba maya ba lanan füze sistemlerini re: Latince’de K r i z i : saptad . ABD Ba kan John F. Arap dünyas nda Erdo an’ bir kahra- “nomen”, ad ve man olarak göstermek bir Avrupa-Ame- Ekim Kennedy, öncelikle Küba’ya Lügatçe“calare”, ça rmak söz- Tarihçe rika yalan idi; biz Türkler’i sevmedikleri 1962’de Sovyetler bir askeri harekât dü ündüyse kesindir. Tabii, Davos’tan heyecanlanacak cüklerinden türetilmi tir. Belli bir Birli i ile Amerika Birle ik de, sonunda aday karadan ve bir tayfa lümpen var, her yerde vard r; kök- saha ve disiplinde kullan lan söz- Devletleri aras nda geli en havadan ablukaya almaya ba - süzdürler ve çabuk unuturlar. Sözü edilme- cükler sistemi ve ad listesidir. Ad- füze krizidir. ki kutbun nük- lad . SSCB Ba kan Hru çov, ye de mez, bir propaganda kampanyas y- land rma ilkelerini ve törelerini in- leer sava a en çok yakla t k- Kennedy’ye yazd mektu- d , geldi-geçti, diyoruz. celemesi bak m ndan onomastik bi- lar bunal m olarak tarihe bunda, “uluslararas sahalardaki limiyle de ba lant l d r. Sözcük ay- geçmi tir. So uk Sava ’ n hava ve deniz ablukas n n dün- Duvara toslamak r ca, Sovyet düzenine muhalif ya- ba lamas ndan itibaren, özel- yay bir nükleer sava cehen- Bu bir yana, diz, okudu um son yaz - zar Mihail Voslenskiy’in Sovyet yö- likle Kore sava n n biti iyle neminin e i ine getirdi i” uya- s nda, 17 Mart Milliyet, içerde bir “sürekli netici s n f n da anlatan kitab n n birlikte SSCB ile ABD ara- r s n yapt . Bas n propagan- gerginlik” politikas izlendi ine i aretle, bu- ba l nda kullan lan “nomenkla- s nda bir savunma hatt olu - das yla birlikte, dünya kamu ka- nun, “arabay bir noktadan sonra duvara cid- tura” terimine kaynakl k etmi , turma yar ba lam t . naati, nükleer sava deh etini di ekilde toslatmadan ilelebet” sürdürüle- bu terim politika yaz n nda yay- 1958’den itibaren iki kutup yak ndan hisseder olmu tu. meyece ine i aret ediyordu. Bu, benim bil- g nl k kazanm t r. Burada da “no- da birbirlerinin çevresine ba- Ama görünürdeki bu çat ma- gime göre, “toslama” sözcü ünün ikinci kul- menklatura” sözcü ü, “güvenilir z silah sistemleri kurma ham- l durumun d nda, kapal ka- adlar tayin eden listelerin” yazar- lelerine giri mi ti. Bu çerçevede, ABD ta- ABD’nin baz aç k sald r giri imlerine u - p lar ard nda yap lan müzakerelerde bir an- lan m d r; akepe toslamaktad r ve daha ram Küba’ya, ABD’yi vurabilecek füze sis- çok duymaya haz rl kl olmay öneriyorum. lar na, yani düzende yükselecek raf ndan 1961 y l nda Türkiye’ye ve talya’ya la maya var ld . zleyen bir y l içinde ABD, kimseleri belirleyen otoritelere da nükleer ba l kl IRBM füze sistemleri ku- temleri yerle tirmeye ba lad . Ekim 1962 ba- talya ile Türkiye’deki, SSCB de Küba’da- Yönetilemeyen ülke gönderme yapmaktad r. rulmu tu. Bunlara kar l k olarak SSCB, nda bir ABD casus uça Küba’da kurul- ki füze sistemlerini ad m ad m kald rd . Yaz s nda daha da dikkat çekici tespiti ise
[email protected] Konuştukça güzelleştiği günlerdi; Yahya Kemal’den farklı olarak, en çok Ankara’ya dönüşü sevdiğini söylemişti. DENİZ “Kentin sokaklarında, ağaçlarında Mustafa Kemal’in izleri olmasını” sevdiğini söylüyordu; şimdi İkinci Kemal’in HAKAN meleklerinden oldu ve Ankara sokaklarında Gülen esintisini kolaylaştırıyor
Ömer Faruk Emina ao lu yerine YAR- boy gösteriyor. Bu yolda, AKP her haliyle SAV Ba kanl ’na geçti inde büyük bir he- Cumhuriyetin güzel kad n Gül için ricac kazançl d r; Anayasa Mahkemesi talebi red- yecan yaratm t ; selefinin kararl l n ve say- dederse, ki büyük ihtimal görünüyor, kin- g nl n ta yordu. Gözüpeklik, cumhuriyeti miyordu. kinci Kemal’dir; yar- Az pilav, az hukuk ci Kemal 2007 referandumu ile yap lan tah- savunmak belki de en çok ona yak yordu. ribata me ruiyet kazand rm olacak. g y da partisini de Gülen’e he- Birincisi, hukukta “az hamile” imdi mi, Cumhuriyet’in kurucu partisini diye etmekten utanm yor. Abant tarikat na çevirme pe indeki K l ç- ve “az pilav” olmaz; “yedi y l Memur-maşa Utanc yaln zca 27 May s ve anayasaya ayk r d r, cumhurba - daro lu’nun terkisinde, Anayasa Mahkemesi kurucu parti içindir. Demek, Gül’ün kestanelerini ate ten kap s nda, yok-cumhurba kan Abdullah kan n n ikinci kez seçilememesi alma i ine memurdur. Abdullah Gül’ün yu- Gül için ricac d r. Topal ördeğe İkinci anayasaya ayk r d r, ama halk n mu ak ellerine k yam yor, yanar diye kor- Kemal desteği oyuna gitmeden cumhurba kan kuyor ve kendi ellerini uzat yor. Yok-cum- olmak ve kalmak anayasaya uy- İkinci CHP Biz bu oyunu daha önce de hurba kan Abdullah Gül’e ma al k yap yor. kinci Cumhuriyetçiler diyorlard , art k gundur”, i te bu yap lamaz. kin- Konu tukça güzelle ti i günlerdi; Yahya gördük; Gül’ün ba ne zaman cisi, Recep Bey, Gül’ün cumhur- ikinci CHPciler’den söz edebiliyoruz; Cum- s k sa kinci Kemal, görev bi- Kemal’den farkl olarak, en çok Ankara’ya huriyet’e nefrette, cahillikte ve Gülen yo- ba kanl n korumaya alan geçi- dönü ü sevdi ini söylemi ti. “Kentin so- lip yeti iyor. Seçimlerden he- ci bir madde neden koymad , hu- lunda birle iyorlar. kinci CHP, cumhur- men önce, 27 May s özründen kaklar nda, a açlar nda Mustafa Kemal’in iz- ba kanl n n görev süresinin yedi y l ol- kukçular bunun da cevab n veri- leri olmas n ” sevdi ini söylüyordu; imdi hemen sonra, bayram de il, yor: Gül’ün Çankaya’da anaya- mad konusunda srarc d r ve ku kusuz, bu seyran de il, yeni anayasa kinci Kemal’in meleklerinden oldu ve An- anayasaya göre hakl d r. Ancak çok önem- saya ayk r olarak oturdu unu kara sokaklar nda Gülen esintisini kolay- ça r s yap yordu. Erdo an söyleyerek halk oyuna ba vurup li bir soru var; bu anayasa ne zaman kabul Ba kanl k sistemini tart maya la t r yor. edildi? Gül’ün mecliste cumhurba kan se- yeni seçime gidecekti; plan buy- açm , Ertu rul Özkök Gül’ü du, ancak gerçekle tiremedi. Uzun çilmesinden sonrad r. Gül’ü meclis seçti ve “topal ördek” ilan etmi ti. sonra referanduma gidildi; cumhurba kan- zamand r istiyor, ama yapam - “Gülden Gülcü” kinci Kemal, yor. l görev süresi be y la indirildi. Ama da- “yeni düzen dayatmas yeni has var, ayn referandum ile cumhurba - Recep Bey’in prestiji azalm anayasa” ile sava may unut- ve reytingi dü mü tür. Silivri mah- kan n n halk taraf ndan seçilece i hükmü ka- tu, “gül kokulu ama Ba kanl k bul edildi. Abdullah Gül, halk taraf ndan se- kemeleri kendisini daha da dü kün sistemsiz anayasaya” ça r c hale getirdi. Recep Bey, tam da iki çilmemi tir ve yürürlükte olan Türkiye Cum- oldu. Durduran Recep Bey’dir. huriyeti Anayasas ’na göre cumhurba kan lamas na sunulmadan önce Sami Selçuk da- y ld r reytinginin pek dü ük oldu- kinci Kemal’in, her f rsatta alk lad , ye- unu gördü ünden makas de i tirerek, de ildir. re gö e s d ramad Gül’e tek ele tirisi, Gül hi söylüyordu, Dan tay Ba kan Nuri Alan kinci Kemal, kinci CHP’nin harc na pek çok kez aç klad , Yalç n Küçük’ün Fit- cumhurba kanl nda yedi y ll k süreyi kabul cumhurba kanl görev süresinin yedi y l ol- etme yoluna gitti, seçimi öteledi. imdi Gü- onulmaz bir Gül-Gülen sevdas katm t r; du u kabulünü veto etmeyince geldi. Gül no- ne kitab nda ayr nt s yla var: Bugünkü ana- 2010 referandumunda bir “Recep Bey” söy- yasay kabul ediyor isek, halk taraf ndan se- len ve Gül, kinci Kemal’den ans n dene- termi , Kemal Bey ancak Gül’ün koltu u mesini istiyor. kinci Kemal buna haz r; kin- lemiyle yetinirken Anayasa Mahkemesi ile tehlikeye girince hat rlad . çilmemi bir kimse cumhurba kanl kol- hakim teminat n “Gülen’e havale” etti ini tu unda oturamaz. Yedi y l anayasaya ay- ci Kemal’in Emine’si ise, anla lan, bunu bir Biz kinci Kemal’i anlad k, ama Emine ortaokul müsameresi san yor. biliyoruz. Bugün de yarg da cemaat yoktur, Ülker Han m’a ne oluyor; kendisini hukuk k r ise, halk taraf ndan seçilmemi bir kim- buyuruyor. Referandumun “hay rlara” vesile senin cumhurba kanl koltu unda oturmas Cumhuriyet’in güzel kad n imdilerde sü- biliyor biliyorduk, üstelik Yarg tay’dan geli- zülüp süzülüp Anayasa Mahkemesi önünde olmas n temenni ediyor ve “Hay r” oyu ver- yor. Cumhurba kanl görev süresi halk oy- da anayasaya ayk r d r. 15/6 8/2 1/-10 05:07 05:21 05:33 14/6 8/1 7/3 19/6 9/-1 06:34 06:49 06:57 13/4 10/1 -1/-8 21/6 1/-9 13/3 13:01 13:17 13:24 8/0 4/-7 23/12 10/3 7/0 5/-2 16:29 16:44 16:52 16/8 16/7 14/3 21/8 25/11 19:16 19:33 19:38 18/9 21/11 20:35 20:53 20:56 27 MART 2012 SALI
NABIZ KURTUL ALTUĞ ‘Bağımlıları Zeytinköy’e [email protected] Çözüm Baykal m yoksa CHP mi suçlu? Tüm olup bitenlerin CHP eski Genel Ba kan Deniz Bay- kal’ n bir hatas sonucu oldu unu söyleyenler hiç ku ku- istiyorlar devlet yerleştirdi’ suz u gerçe i bilmiyor. SONAR ara t rma kurumunun kurucusu Hakan Bayrakç aç klad ki; e er bir suç varsa DEVR M A KIN KARASOY/ ANTALYA de kontrol altında tutuyorlar. CHP’nin o zamanki yönetici kadrosundan 4 ki inin ka- Ara sıra operasyonlar yapıp rar yla dü ünceden eyleme geçmi tir. Bayrakç kendisi- Basına “Antalya’da uyuşturucunun merke- toplarlar 3 gün sonra salıve- nin de kat ld o toplant da, “ERDO AN DEMOKRA- zi”sözleriyle yansıyan Zeytinköylüler devletten rirler.” diyor. T K GELENEK” gere i, Meclis’e girsin ve Ba bakan ol- çözüm bekliyor. Zeytinköy’ün yerlileri uyuşturucu Konuştuğumuz semt sa- sun karar n odada Baykal yokken kimler vermi , sonra kimler CHP Genel Ba kan ’na ortak kararlar olarak bil- işini semte sonradan taşınan kişilerin yaptığını kinleri emniyetin Zeytin- dirmi aç klad . Ama o dönemde partinin akil adamlar - köy’ü “uyuşturucu baronla- söylüyor. Daha vahimi onlar uyuşturucu ba- n n isimlerini sakl tuttu. Bu demektir ki; “EErdo an’ Mec- ğımlılarının Zeytinköy’e bilinçli olarak yerleşti- rına ulaşmak için köprü” lis’e sokan Baykal de il mi?” diyenler fena halde yan ld . rildiği görüşünde. olarak kullandığı görüşünde. Baykal 2008’de sveç’te bir enstitüsünün haz rlad ra- Süleyman Dikmen’in sözle- ‘Polisten önce Çocuklar, mahallede park, kurs, oyun alanlar istiyor. porda, Büyük Ortado u Projesi’nde kullan lmas güç adam ri sokak ortasında konuşan oldu undan, yerine daha l ml , daha silik bir ki inin ge- devlet girmeliydi’ kadının dediklerini doğrulu- tirilmesi karar n n al nd n biliyordu. Onur Öymen bu ra- Antalya’nın merkezine 1 kilometre uzaklıkta yor: “10 yıl öncesine kadar buralarda bu sorun- poru gördü ve Baykal’a bildirdi. Baykal tavr n de i tirmeyip tarihi çok eskilere dayanan Zeytinköy’de en yay- lar yoktu. Evlerini bırakıp gidenlerin yerine AB ve ABD kar s ndaki dik duru undan ödün vermeyince gın meslek kağıt toplayıcılığı. Bunun yanı sıra be- uyuşturucu işine karışmış olan insanlar yerleşti- 2010’da -Wikilakes belgelerine de geçen Beyaz Saray’a lediyede işçi olan ya da tarlalarda günlük olarak rildi. Karıştıkları suçlardan sınırdışı edilen ba- FOTOĞRAFLAR: Gamze Devrim Dönmez ula an tavsiyelerine göre- ans z n ortaya ç kar lan bir ka- çalışan bir kesim de var. Abdalların, Alevilerin ve ğımlılar bile buraya yerleşti. Devlet uyuşturucu setle uzakla t r ld . Baykal’ n yerine K l çdaro lu oturtul- sonradan köye göç eden Romanların ayrı ayrı ma- satıcılarını da kullanıcı olduğu gerekçesiyle bı- du. te as l hedef bundan sonra aç kland . Yeni bir Ana- hallelerde yaşadığı semtte genellikle avlu içindeki rakıyor. Evlerinde paket yapıp satanlar bile yasa, yeni bir rejim ve yeni bir Ba kan iradesi. potek al- tek katlı evlerde akraba aileler kalıyor. Yeni Ne- 4+2 ile yargılanıyor, bir ay sonra serbest bırakı- t nda bir ana muhalefet lideri böyle imal edildi... sil Romanlar Derneği Başkan Yardımcısı olan Sü- lıyor. Bir adamın 5 kg uyuşturucu çıktı.İlk celsede leyman Dikmen evinin avlusunda söyleşirken ba- serbest kaldı.” Demokrasiden diktaya giden yol sında çıkan “Polis bile giremiyor” haberlere tep- 2008’de ba layan Ergenekon tertibi görüntüde Ha- Zeytinköy sokaklar nda tan t m z 11 ya- kisini dile getiriyor: “Polisten önce buraya devlet ‘Rehabilitasyon merkezi Kimliksiz çocuklar: ham k l kl Tuncay Güney’e ba lansa da, dünya alem bi- ndaki Filiz (en solda) fark nda olmadan, ya ad klar gerçe i tokat gibi yüzümüze çar- ve belediye girmeliydi. Köyde yol yok, altyapı yok. kurulsun’ liyordu ki; bir zamanlar zenci melezi Condolizea Rice’ n p yor. Anne ve babas n sordu umuz Filiz, annesinin bir ba ka “erke e kaçt n ”, ba- Sosyal alan yok. Eğitim yok, iş yok. Dağ başında Eğitimsizlik, yoksulluk, işsizlik sarmalında sı- dedi i gibi “OOrtado u’da harita yeniden çizilecektir.” bas n n ise eroin ba ml s oldu unu söyleyiveriyor. Sonra söylediklerinin a rl n n değil şehrin ortasında yaşıyoruz.” kışıp kalan Zeytinköylülerin acil taleplerine de- ABD’nin etkin zenginlerinden Nelson Rockefeller 1956’da fark na var p yan m zdan h zl ca uzakla yor. Filiz gibi 13 ya ndaki ablas Ay in (or- ğinen Dikmen bir rehabilitasyon merkezinin böl- ABD Ba kan Eisenhower’e “BBizim politikalar m z hem tada) ve k z karde i Çi dem (9) de hiç okula gitmemi . Henüz bir kimlikleri bile yok. ‘İşsizlere fabrika kursunlar’ gedeki en önemli ihtiyaç olduğunu söylüyor. global, yani dünyan n bütün kara parçalar n kapsayan, Mahalle içlerine doğru yol alıyoruz. İki ev ara- hem de total olmal d r. Politik, askeri, ekonomik, psiko- lojik tedbirleri ve özel metotlar bir bütün içinde bir ara- sında büyük bir kilimin üzerinde oturmuş soh- ya getirmelidir. Yap lacak i ; atlar m z n hepsini bir tek bet eden kadınları görünce yanlarına gidiyoruz. ‘Çocuklar okula alınmıyor’ arabaya ko makt r” (KA . Atatürk ve Cumhuriyete sald r lar- Hiçbir şekilde fotoğraf çekilmesini istemiyorlar. ‘4+4+4’le sorun büyüyecek’ s:396-397-398- Siyah Beyaz Yay nlar - 2009 -D. Elif Hanım basından geldiğimizi duyunca söze O’Connur- Petrol Sava lar ) atılıyor: “Gelen bizi reklam etti, gitti. Her yerde Süleyman Dikmen, 4+4+4 cuklarını okutmayacak.” Yeni Nesil Roman- Zeytinköy Dayanışma ve Kalkın- Rockefeller’in bu tarihi vasiyeti Türkiye’de uygulamaya dışlandık, horlandık. Oysa hepimizin beyleri na- eğitim sisteminin nelere ne- lar Derneği Başkanı Fatma Şirin de 4+4+4 ma Derneği Başkanı Cemal Tuna kondu. Ancak bir eksik vard : “AAtlar tek araban n önü- musuyla evine ekmek getirir. Bağımlılar var el- den olabileceğini şu sözler- kesintili eğitim sistemiyle sorunun büyüyece- suçun bölge insanında değil devlet ne ko mak” için ne yap lmal yd : bet. Ama biz milletvekillerini çözüm olsunlar diye le ifade ediyor: “8 yıllık zo- ği görüşünde. Şirin, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yetkililerinde olduğunu söyledi. “-Baz büyük devletler kendi ülkelerinde demokrasi- seçiyoruz. En büyük derdimiz yokluk, işsizlik. runlu eğitime kadar durum düzenlediği çalıştaylarda 80 Roman derneğinin Tuna, “Bölgeyi ihmal edilmiş. Ma- yi, sadece belli bir kesim için uygulad . Hatta ülkesinde ya- Devlet işsizlere fabrika kursun, bağımlıları tedavi vahimdi. Halkın çoğu ya 12 yıllık kesintisiz eğitim istediğini hatırlattı ve hallenin yüzde 40’ı tapusuz. Yol ayanlar n bir bölümünü vatanda bile saymayanlar ol- ettirsin.” Süleyman Dikmen hiç okumadı ya da ilkokul şunları söyledi: “Dar gelirli aileler çocukları- yok, imar yok. Mahallede bir ilk- du. Emperyalist devletler kendi denetimindeki ba ka ül- mezunu kaldı. Burada kız nı çalışmaya gönderecekler. Çocuklarımızı top- kelerin halklar n ise otoriter rejimlerle yönetti.” (Onur Öy- Baronlara köprü okul bile yok. Çocuklar diğer ma- çocuklarını gönülsüz okutan bir kesim var. Kız- luma kazandırmak için harcanan tüm çaba- halle okullarına gidiyor ancak Zey- men, Demokrasiden Diktatörlü e, Önsöz, S-9) O em- Adını vermek istemeyen bir kadın, Elif Ha- ların biran önce evlenmelerini ya da çalış- lar boşa gidecek. Bu yönüyle uygulama, top- tinköylü oldukları için okula alın- peryaller denetimlerine ald klar ülkelerin ba na getirdikleri nım’ın sözünü kesip “Devlet baba dedik. Bu, ba- malarını istiyorlar. 4+4+4’ten sonra onlar ço- lum yapısında derin yaralar açmaya gebe.” mak istenmiyorlar.” diye konuştu. yöneticiler eliyle, demokrasiyi kullanarak bir dikta rejimi ğımlıları devlet kendi eliyle içimize yerleştirdi. Söz- sa layacaklard . Ve oyun Ortado u’nun en güçlü ülkesi kabul edilen Türkiye’de sahneye kondu. Peki. Bunu hal- ka nas l anlatacaklard ? Önce o ülkelerin meclislerinde tür- lü tekniklerle yarg da, d güçlere yaslanarak ulusal dü- ünceleri ve odaklar ortadan kald rabilirler. Gene de- mokrasiye dayan larak hassas kurumlar ele geçirebilirler. O ülkenin ordular na girebilirler, en gizli odalar na adam- Çalışanlara ‘gece açık kütüphane’ lar n sokabilirler ve ülkeyi demokrasiden diktatöre do - ru götürecek dü ünce ortam n yaratabilirlerdi. Elhak! Tür- BURAK ERSOY kanlığı'na bağlı bin 400 civarında kütüp- kiye’de i birlikçiler, AB yanl s tatl su solcular , kinci Cum- hane var. Ancak bunların 200'den fazla- huriyetçiler, Cumhuriyetin y llarca bir numaral hedef gör- Türk Kütüphaneciler Derneği Yönetim sı kapalı. Açık olanların da önemli kıs- dü ü dini tarikatlar ve her an patlamaya haz r bomba rk- Kurulu Üyesi Ertuğrul Çimen, tüm kitap mının personel, bina ve bütçe sıkıntıları ç ve mezhepçi güçler haz rd . severleri gecenin geç saatlerine kadar kü- var. Yeterli desteği gördüklerini söylemek Yıl 2008. BOP harekete fiilen geçti. tüphanelerde kitap okumaya çağırdı. bu anlamda doğru olmaz." "Gece açık kütüphane" projesiyle İstan- Y l 2012. TSK anl olmaktan ç k p zanl yap ld ve bul'da yaşayan kitapseverler gecenin geç halk yan ndaki itibar sars ld . Yeni bir anayasayla Atatürk saatlerine kadar pek çok kütüphaneye ula- devrimlerini yok edecek Tevhid-i tedrisat yasas yok sa- y lacakt . Yeni anayasayla projenin ikinci k sm devreye şabiliyor. Kütüphaneler Haftası'nda Ay- Kütüphaneler girdi. Buna “bbölünme hareketi” de diyebilirsiniz. Medyas dınlık'a konuşan Ertuğrul Çimen, kü- haftası kutlu olsun susmu , halk sessiz, ayd n ya korku ya da kö eye s k - tüphaneleri kitaplarla okuyucunun bu- t r lm , emekçisi ekmek derdinde ve tüm haklar ndan yok- 81 ilde meydanlarda kitap okudular luşturma merkezleri olarak gördüklerini sun. te bugün geldi imiz nokta budur. belirtti. Kitapseverleri kütüphane ola- E er Suriye harekât ba lar Afgan felaketi gibi -112 e- Kitapseverler, Türk Kütüphaneciler Yard mc s Ayd n leri ülkemizdeki ki- nağını kullanmaya davet eden Çimen, kü- hit olay gibi- AM hareketi de felakete dönü ürse Kuzey Derne i'nin ça r s yla 81 ilde meydan tap okuma oranlar n n dü üklü üne tüphanelerin kamudan hakettiği desteği Irak’ta etnik yap ya dayal yeni Müslüman Kürdistan ya- ve caddelerde oturarak kitap okudu. s- dikkat çekerek amaçlar n n yurtta la- görmediğine de dikkat çekti. Çimen, özel rat l r ve böylece Rockefeller’in sözü tutulur, zafer ilan edi- tanbul'da eylemin adresi Galatasaray r kitap okumaya te vik etmek oldu- kütüphanelerin devlet kütüphanelerine lebilir... Hâlâ Cumhuriyet tehlikede diyenler ço al yorsa, Lisesi önüydü. Derne in Genel Ba kan unu söyledi. Soner Bahad r göre daha iyi olanaklara sahip olduğunu bu emperyalizmin daha çok ve daha h zla yol almas için ifade etti ve şunları söyledi: "Kültür Ba- bütün engeller kald r lm olacakt r. Atatürk’ün kehaneti kaç n lmaz bir durumu ne kadar da güzel özetler... (BBKZ Gençli e Hitabe- Bursa Nutku)