Müjgan Asıl Kefeli

- şiirler -

Yayın Tarihi: 14.06.2018

Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir. Şiirlerin kopyalanması gerçek veya elektronik ortamlarda yayınlanması, dağıtılması Türkiye Cumhuriyeti yasaları ve uluslararası yasalarla korunmaktadır ve telif hakları temsilcisinin önceden yazılı iznini gerektirir. Bu doküman, şairin kendisi veya temsil hakkı verdiği kişinin isteği üzerine Antoloji.Com tarafından, şairin veya temsilcisinin beyanları doğrultusunda yayınlanmıştır. Bu dokümanın yayınlanması kullanılması dağıtılması kopyalanması ile ilgili husularda ve şiir içerikleri ile ilgili anlaşmazlıklarda Antoloji.Com hiç bir şekilde sorumlu ve taraf değildir. Adı yok sensizliğin

ADI YOK SENSİZLİĞİN Dalında kurumuş sarı yaprak misali, Ha düştü… Ha düşecek gibi,oluyorum. Bu gün seni, her günden daha da, Çok özlüyorum. Saatler ilerlemek bilmiyor. Galiba ben çıldırıyorum! ! Serap olup büyüyorsun göz bebeklerimde. Sonra saklanıyorsun, Sisler arasında bıraktığın, Belirsiz siluetlerinle. Usulca dokunuyorsun göz kapaklarıma. Bu gecede yeniliyorum yalnızlığa. Kollarımı açıp sarılıyorum olmayan sana.! Seni değil… Uykusuzluğu bastırıyorum, Göğüs kafesimede ki sol yana. Anlıyorum ki adı yok sensizliğin, Sen ben oluyorsun Ben ise senim! . Tek.yürek,tek beden Ve… Ben seni çooook özlüyorum, Saat geceyi çeyrek geçerken. Dayanamıyorum… Elim,telefona gidiyor. Topluyorum cesaretimi, Haydi aç şunu… Söyleyeceklerim iki kelime! Konuşmasan da olur, Nefesin karışsa gecenin orta yerine, Sende bana… Yalanda olsa,bir kerecik, Ne olur…ne olursun, Beni sevdiğini söyle. Gamze YAĞMUR 15.02,2010 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Adını Yollara Yazdım

Adını yazdığım yollardan sana doğru geliyorum, Bekle beni sevdiğim oturduğun evin köşesine nöbet tutup, Uzaktan gelişini izleyeceğim. Eylül yağmurlarıyla yolladım, Nisan yağmurlarıyla bekleyeceğim seni Sır sıklam aşk la ıslanıp, Sağanaklara tutulacağız sevgilim. Adını sana çıkan sokaklara kazıdım, Unut geçmişteki sitemleri. Her sabah gibi, Bu sabah da aşk’a doğru yürü, Nisan esintisi ol Her mevsim yeniden sev beni. Gün doğmadan sen doğ Koşarak gel bana. Sıkı, sımsıkı aşkla sarılayım sana.

Yapraklar sararmadan toprak kurumdan, Çiçekler solmadan Koşalım aşk’a Ruhumun ilk cemresi ol Aşk baharını müjdele bana. Bir günlük olsa da ömrümüz Kelebeğim uçalım mutluluğa İzin ver ay yüzlüm… İzin ver Doyasıya, bakayım sana. Gamze YAĞMUR

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Ağlama Çocuk

Hadi uyan! Bu gün çok güzel olacak Ağlamak yasak çocuk! Sil gözlerini gülümse. Bu sabah çiçekler senin için açtı, etrafına bak biraz Bu gün senin bayramın olsun. Kat kat ört acılarının üstünü, uzaklaş umutsuzluktan, Neşe ile katıla katıla gülümse, Sen yarın'sın ve güneş gibi dünyayı aydınlatansın çocuk…

Hadi anlat! Elma şekeri, bir külah dondurmamı derdin? Üzülme Bütün elma bahçeleri senin. Ağlama topla gözlerinden düşenleri, Seni ağlatanlar utansın! Çocuk. Ayakkabıların yırtık, giyecek çorabın yokmuş, Varsın olmasın sakın utanma! Utanması gereken sen değilsin, Başın öne eğilmesin! Dik dur çocuk.

Okul bahçesinde ellerin ceplerinde bekliyorsan Teneffüs saatini, Siliyorsan koluna gözlerini, İmrenerek bakıyorsan yaşıtlarına İç çekiyorsan derinden, Dişerinle kanatıyorsan dudaklarını Utanma! .. Bunlara sebep olan utansın! Sen günahsızsın çocuk.

Hadi gülümse! Tut hayatın elinden götür hayal dünya’na Panayır kur, içinde binbir çeşit oyuncakları olan, Pamuk helva ye doyasıya Rengarenk balonların ipini tut! Uçursun seni mavi bulutlara. Kahkahaların dolunayda yankılansın. Beyaz bulutlar saklansın arkana. Ağlama artık çocuk! Ağlama… Seni ağlatanlar utansın.

Hadi; hemen kapat gözlerini bir dilek tut! Kaybolan seni, bulma dileğin olsun Bir taş fırlat denize, dileklerin dalga dalga gelsin Yüzüne vursun. Küçücük yüreğin kanatlansın sevinçle Neşeden olsun gözünden dökülenler Ağlama artık çocuk! Mutlu olma sırası şimdi sende. Hayattan alacaklarını listele, www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Yılgınlık yok mücadelenden vaz geçme. Gözü kara ol, Şansızlığın ve kaderinin yakasına yapış, Korkma gün bu gün… Belki sıcak bir el uzanır, sıcak bir yürek! Ana kucağı sevgi yumağı sarar seni.

Ağlama çocuk! Sen, bugün ve yarın Sen, doğacak her yenigünsün… Çünkü... Sen...

Gamze YAĞMUR 16/04/2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Ağlayamadım

AĞLAYAMADIM Yirmi dört saate sanki bir ömür sığdırdık, Arkandan baktım… Baktımda ağlayamadım! Boğazım düğümlendi, Konuşmak istedim, Sanki dilim lal oldu bilsen ne haldeydim, Konuşamadım. Seni ne çok sevdiğimi bilmeni istedim, İstedim de söyleyemedim. Göz pınarlarım yaşla doldu, Yüreğime doğru yol oldu, Gidişinle içim kan ağlarken Beni gülen bir yüzle hatırlamanı istedim. Sesim titredi biraz daha kal diyemedim. Kader yine yaptı yapacağını Seni benden aldı Engel olmak istedim İsyan ettim haykırdım, Ne yaptıysam sesimi duyuramadım, Usulca kaydın ellerimden Sana uzaktan boynu bükük bakarken, Boğazım düğümlendi, Hıçkırdım da yine ağlayamadım İstanbul’un her köşesinde Hatıran… Yastığımda kokun, Yüreğimde izin kaldı Sesim titredi boğazım düğümlendi Sana gül güle derken bile Ağlayamadım. Gamze Yağmur 16 Eylül 2009

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Aklıma Geldiğinde

Mutlu aşk var mı diye sorma bana, Aklıma her geldiğinde içim yanar Derinden bir ah çekerim,o an gözlerim dolar, Sana uzanan ellerim sen diye boşluğu tutar. Karşıki dağlar duyar sesimi, Rüzgar olup delice sana koşar. Aklıma her geldiğinde… Gecelere sığınır dost olurum,kucaklaşırım yalnızlığımla. Ağladığımı bir onlar bilir, Bir onlar anlar halimi, Yaren olurlar kalabalığıma, Karanlıklar şahittir sensizken neler yaşadığıma. Aklıma geldiğinde… tanıyamam kendimi,yabancılaşırım adeta Benzemem bendeki bana. Nedensiz sokulurum karanlığın koynuna, Sıkıca sarılırım olmayan sana. Aklıma geldiğinde… Ötenazi isterim can çekişen duygularıma Senden habersiz seni ararım Parçalanmış sevgi kırıntılarında. Aklıma geldiğinde… Gözbebeklerim büyür, Firar ederim. Tutuklu kaldığım yüreğinde, Soğuktan donmakta olan yaralı serçe gibi Uzanacak bir el beklerim, Konduğum gönül pencerende.

Aklıma geldiğinde… Bozuk saatin tik tak sesleri uğuldar kulaklarımda Zaman durur, Gidişinin ertesi gününü görürüm, Duvara her baktığımda. Unuttuğum beni hatırlarım, yaşanmayan yarınlarda Aklıma geldiğinde… Gamze YAĞMUR 16.1.2011 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Aklıma Gelmiyorsun

Sen; bir kez olsun arayıp sordun mu? Zamanlı zamansız geldim mi aklına? Avuntularla kandırdığın masum yüreğimin vebalini nasıl ödeyeceksin? Mahşerde iki elim yakanda. Sen; sevginin katili İçimde ki yaşama sevincimi, Dar ağacında sallandırmış olsan da Tükenmeyecek nefesim. Durmayacak aşkla çarpan yüreğim, Bil istedim! Başını öne eğip geçmişi hatırladığında kızaracak mı yüzün? Dudak büküp pişmanlıklarına hayıflanacak mısın acaba? Tek tek yapışacak günahların yakana Sırasıyla dolanacak el ve ayaklarına. Tövbelerini yüklesen de karanlık gecelerin sırtına, Sabahı görmeyeceksin intizarlarımda, Çürüyüp yok olacaksın yüreğimdeki zindanda. Aşk, senin için koca bir yalandan ibaretmiş meğer Yaptıkların yanıma kâr deyip övünsen de Marifet saysan da berduşluğunu Yine umutla bakacağım yarına. Kördüğüm olsa da gözlerim, Düşmeyecek bir daha tuzaklarına, İçiminde ki acıları sessizce bırakacağım zamanın akışına. Bir yastıkta yaşlanacaktık derdin her seferinde! Peki; Güzel kurgulanmış sözler Anlamı bozuk cümleler nerede kaldı? Suyunu çıkarttın vaatlerin…

Biliyor musun? Başımızı koyduğumuz yastık burada Kokun bile sinmedi, öylece duruyor orada Senin sınırsız yalanların halâ uçuşuyorken havada Kavli kararlarımız Süs olup asılı kaldı duvarda… Hayat, eleğinden çoktan süzüp geçirdi bizi Gençlik başımızda toz pembe değil şimdi Haydi kaybolan yıllar içinde ara beni.. Bulabilirsen bul beni! Bir günlüğüne bile, Yüreğinin köşesinde, misafir olmadığımı biliyorum. Oturup dizlerini dövsen, Gelmişe geçmişe sövsen Suçlu aramak için yollara düşsen de Senden suçlusu var mı ki? Geri dönüp baktığında www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gençliğin çoktan dörtnala devam ettiğini göreceksin Yarını düşünecek akıl var mı sende? Dolaşıp durdun zaman içinde. Elinde yalanlar aksesuar olmuş Ve ben! Yolunu bekleyip uykusuz kaldığım, umutlarımla cebelleşirken, Beni de yıkıp da geçti “o’’ dünler. Sen; kaşın bir yerde, gözün başka yerdeyken Neyin hesabını vereceksin? Buyur söz sende! ‘’Aklın kim de ve fikrin nerede’’? Gamze YAĞMUR 29/09/2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Aklımdaydın Yine

Dün gece yine aklımdaydın Tavanda yalnızlığım kıvranırken İçimde intihar etmiş duygularım, Kenarda erimiş bir mum ve devrik kadeh Yüreğimde can kırıklar ile Birkaç damla göz yaşı Dün geceden aynaya düşen Bir ben,yorgun Bir de kirpiklerimden süzülen.

Ve yine aklımdaydın, Gece de gündüz den kalan hayalleri Deviriyorum,ardı ardına. biri batarken, Öteki doğuyordu gün ağartısına Kaldırıp kadehi vuruyorum Sessiz kalan yüreğimin yarısına. Benimkisi kekeme sevda Her seferin de tekliyorum Hala alışamadım baharlara Yeniden kaçıyorum, Yalancı sevmeler dünyasından

Gamze YAĞMUR 19.07.2012 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Alabildiği Kadar Sevgi

Ölçüsünü kaçırsan da zararı yok Alabildiğince sevgi doldur sol yanına Korkak alıştırma elini Çöz kendine karşı Aşk’ın dilini Konuş konuşabildiğince, Oradan buradan Biraz havadan Biraz sudan. Ortaya bir karışık yap Tepeleme sevgiyle dolsun en tatlısından.

O’nun ellerine bir tutam mutluluk koy Sıkıca kapat parmaklarını Gözlerine süzül gizlice Maviliklerinde dolaş uzun uzadıya Başla masal anlatmaya… Bir sevda varmış, Bir ayrılık yokmuş diye Ferhat’la şirin den sonra bir tarihte sen yaz Aşk adına Alabildiği kadar, sevgiyi sıkıştır satır aralarına Mutlu sonla bitir baştan sona.

Başa sar dinlediğin melodiyi Sarıl beline sıkıca sarmaşık gibi Savrulsun rüzgârda saçının her bir teli İçmeden ser hoşluğu yaşa Akıp giden zaman korkutmasın seni. Akreple yelkovanın çekişmesine Hiç aldırış etmeden Yarına sevgi biriktir alabildiğince…

‘’Öyle bir sevgi biriksin ki içinde, sığmasın yüreğine ve alabildiğince tepeleme’’ Gamze YAĞMUR

01.12.2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Altı Nokta

Sıfır noktasında başlar bütün hayat, Düğümler burada çözülür. Burada başlar aşkın engeli Diğer insanlardan farklı yanım yok benim, Elimdeki asam korkutmasın seni, nefes al otur! Sakın bakma acıyarak işte o zaman ölürüm! Sana tuhaf gelse de Ben her şeyi kalp gözüyle yaşar, kalp gözüyle görürüm. Sayısız renkleri görmediğimi sanma, Bilirimin çimenin yeşilliğini, Bilirim Denizin mavisini, Güneş arkasında kızıl renk bırakarak, Karanlığa doğru gidişini yakamozu da Bilirim… Yabancısı değilim ki. Martıların kanatlarına takılıp özgürce, Onların mavi, beyaz dünyalarında gezinirim. Altı noktalı olsa da yaşam şeklim, Sevgiyi dolu dolu yüreğimde hissederim. Hatırla! Sen bana çarptın, Ben sana çarpıldım, Ama sen acıyarak baktın. Nasıl oldu diye sorma sakın! İşte öyle, Gördüm gönül gözüyle. Sevmek korkutmasın emi! Kalp atışlarından bilirim seven yüreği. Hissettim yüzündeki ifadeleri, Nedense adımlarının hepsi, Bir ileri İki geri... Uzaklaşıyor, uzaklaşıyordu bana doğru seni. Avuçlarının terlemesinden anladım Bana dair endişelerin vardı Bakınca göz bebeklerine, Yüreğinin derinliklerine indim usulca Aşktı aleni gördüğüm, ama biraz ürkekçe Karmaşık olsa da altı noktada… Altı noktada çözüldü karanlıkta kalan düğüm. Ben; Evet ben özürlüydüm. ‘’Özür beden de değil beyindedir’’

Gamze YAĞMUR

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Ama evlisin

AMA EVLİSİN Yıllar geçmiş olsa da, Bil ki yüreğimdesin. Sana gelemem ki Artık sen evlisin. İki çocuğun var Güzel de bir eşin Anladım ki dört kişilik Senin yuvandaki sevgin Okul yolu aklımda Sımsıcak hisler... Taşınıp gittiğiniz ev hala orda Sessiz bir çığlıkla Seni bekler… Sevgi dolu olsa da yürek Bir gün olur çekip gider. İkimizde genç Liseli İkimiz de, Gözler çakmak çakmak İçimizde kıpırtı Aşktan ya da sevgiden söz ettikçe Böyle olmasını düşünmedik bile. Şimdi iki yetişkin insan Ayrı yerler, Ayrı yuvalar içinde. Belki çok sevdik, Sevildik belki de...

Gülümseyerek hatırlanan Geçmişteki anılar. Bazen buruk bir hüzün bırakır Bazen de gözler dolar. Bilinir ki, İlk aşk, İlk sevdalar, Ne yapılsa da unutulmazlar. Hüzünlü anılarla dolu geçmişi seyrederken Hayalimdeki gözlerinde, Beni bekleyen bir kız yavrucak, Bir de erkek Onlar için çarpıyor, Artık bu yürek Mutlu kal Sevdiğim ömrünün sonuna dek.

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gamze Yağmur. 20.8.2009 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Anadolu da Çocuk Olmak

Anadolu da çocuk olmak, bu coğrafyada dünya ya gelmek kader midir? Sert iklimi, yoksullukla savaşlar, tarih öncesinden bu güne kadar devam eder. Yüzler de acı gülümsemeler yarına dair endişeler asla silinmedi. Silinmeyecekte… Tek veya iki odalı kerpiç evlerde sekiz, on kişilik aileler yaşadı ve bu günde böyle yaşıyor… Zor yaşam şarlarına rağmen, ellerini açıp şükrettiler. Bu acımasız yaşamın içinde elde etmeye çalıştıkları bir parça sevgi, yarına dair bir umut… Zeliha da Anadolu da yaşayan onların içinde doğup, büyüyen dokuz kişilik bir ailenin kızıdır. İlköğretim üçüncü sınıfta okumakta olup. Onun yüreğinde ve yaşamında ANADOLUDA çocuk olmak ve yaşamak nasıl bir duygu Zeliha’nın anlatımıyla dinleyelim… Ben Zeliha; On yaşındayım.Bir yıl okula geç başladım. Buralarda kış mevsimi çetin soğuk ve uzun geçer. Olumsuz şartlar nedeniyle okula gidemedim. Biz Ekim ayazını iliklerimizde erken hissederiz. Yaz kısadır umutlarımız gibi.İçimiz ısınmadan yerini serin havaya bırakır.Bazen umut bile yasaktır,kısa süren yaz gibi. Evimizin sokağımızın yakınında okul yoktur, Uzak köydeki okula gideriz. Dört duvar barakayı köylüler kendi çabalarıyla okula benzettiler. Buna da şükür Okulumuz var diye sevinebiliyoruz. Soğuk yağmur,tipi engel değil,ta ki yollar kapanıp mahsur kalana kadar.Aksatmadan eğitimime devam etmek zorundayım.Önce kendim sonra gelecekteki hedeflerim için. Kötü ve olumsuz hava şartlarında,servis araba,lüksümüz yok.Kilometrelerce yol yürür ayak ve el parmaklarımız soğuktan morarır saatlerce hissetmeyiz. Ayaklarımızda kara lastik ayakkabı,sırtımızda anamın elde ördüğü kazak,oda ablalarımdan kalan. Birde elektrik kesilir günlerce köyümüze ışık verilmez, Bulursak mum ışığında ders yaparım.Birde sobanın kapısını açar,içeriye sızan ışık yardımıyla ödevlerimi tamamlarım. Kuzinede patates pişiririz anam çok güzel ekmek yapar…ama yinede aklım kasabanın beyaz ekmeğinde kalır. Bu çetin geçen kış mevsiminde zorluk çeksek de mutluyuz. Düz tahta parçası bulduk mu,ona ip bağlar çocuklarla tepeden aşağı kayarız. Geçen yıl okulumuza büyük illerden kitap giyecek yardımı yapılmıştı. Ben gelen kitaplar çok sevinmiştim.Okuyup doktor olmaktı niyetim. Her okuduğum kitapta dünyanın farklı yerlerine gitmiş oluyorum.Okudukça yeni yerler yeni insanlar tanıyorum.Başka coğrafyadaki benim gibi çocuklarını yaşamını öğreniyorum. Onlar çok şanslı diyorum… Çokta karamsar değilim belki ben ‘o’ çocukların yaşadığı şartlarda yaşamıyorum, onlarda benim gördüklerimi benim yaşadıklarımı yaşamıyor. Doğayla iç içi olmanın verdiği huzuru onlar bilmiyor. Sabah anamın yaptığı tarhana çorbasını içip,çantamı sırtıma alıp,karşıkı köye okula giderim. Okuma sevgisi; karlı ve uzak yolları yakın yapar bana. Sınıfta dişlerim bir birine vurur uyuşmuş ellerim kalem tutamaz defter yapraklarını www.Antoloji.Com - kültür ve sanat çeviremez…ilerisini düşündükçe her şeye değer. Doktor olacağım demiştim. Köyümüzde doktor yok hasta olanlarda kasabaya gitmek zorunda.Kasabada birkaç kilometre uzakta Gece sancısı tutan bir anne şansı varsa normal doğum yapar.Bir terslik olursa kasabaya gitmeden, gidemeden ya bebek kaybedilir yada anne. Köyümüzde öğretmen fazla yoktur. Gelenlerde zor hayat şartlarına alışamayıp giderler. Bir gece kardeşim hastalandı, dışarıda kar bir metre Araç yok,araç olsa doktor yok.Bu yokluk içinde kardeşim gözümüze baka-baka yalvarırcasına hayatını Yoklara teslim etti. Ben o gece doktor olmaya karar verdim.Kimsizlere ücret almadan bakacağıma dair kendime söz verdim. Anadoluda çocuk olmak ve yaşamak bir sanattır. Okulun uzaklığı,doktor ve öğretmen sayısının azlığı Bunların daha kötüsü küçük yaşta,evlendirmeler… Saymakla bitmez olumsuzluklar yaşar ana dolu insanı Bu gün sokakta oynayan bir kızı bakarsınız ki yarın gelin gidiyor. Onuda oyun sanıyor,beyaz gelinliği bayram elbisesi giymiş gibi seviniyor. Önceleri,onu giymenin heyecanını yaşıyor Taki gerçeklerle yüz yüze gelince.. Çocukluktan kadınlığa acımasızca geçişin mahşerini yaşamaya başlıyor. Ben okuyarak bu cehaleti yeneceğim Dur! Diyeceğim bu ilkelliğe. Kızlarımıza delikanlılarımıza yazık etmeyin diyeceğim. Töre ve cehalete karşı ilk ben başlatacağım savaşı İnanıyorum ki ilk meşaleyi ben yakacağım… Ben; Anadolu da yaşayan Türk kızıyım. ANADOLUDA Yaşam sanattır……

Yarına umutla bakıp kazağımızın koluna sildiğimiz burunlarımız…..geleceğe mutluluktur. Gamze YAĞMUR. Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Anlasana

ANLASANA Belki bir deniz kenarında, Belki körfezin koynunda, Yada şehrin öte yakasında Senin geçtiğin yollar da,olmayacağım, Artık bitti anlasana. Ateş olsan yakacağın yer kadarsın. Sevdayı kaldıracak yürek yoktu sende! Bak bitirdin aşkı sevgiyi kendini ve beni de Şimdi tek başınasın. Biraz düşünürsen Yürekli olsan biraz… Yaptıklarını hak etmediğimi anlarsın Açık değil sana artık kollarım. İhanetlere bir kez daha kalem kırarım Tek söz yeterse eğer Sana olan borcumu kapatırım. Dar ağacını kur! yağlı ilmeği kendin geçir boynuna. Bu gün den sonra günahlarınla birlikte vijdanınına da al koynuna Ben gidiyorum simdi senden, çok uzaklara Sakın çıkma benim yoluma tesadüfen de olsa rastlama bana Vaatlerini sakla! Bundan sonra ki yeni kurbanlarına, Bitti… Bitti diyorum, artık anlasana. Gamze YAĞMUR 24.02.2010 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Annem saçlarım nerede?

ANNEM SAÇLARIM NEREDE? Çantam elimde okulun ilk gününde Heyecanla açtığım defterimde, İlk yazdığım kelime… Seni seviyorum anne Teneffüs de hemen çıktım bahçeye, Bakındım her yöne, Oturmuş bekliyordu,annem dalgın,suskun Düşmüştü başı öne… Uzaktan beni görünce,sevinç doldu gözlerine. Atıldım hemen kollarına Sıkıca sarıldım boynuna, Övüneceksin benimle,övüneceksin anne! Bende gelince senin boyuna Okudu adam oldu diye, Gurur duyacaksın oğlunla. Başım döndü gözlerim karardı, Yığıldım Annemin kucağına. Gözümü açtım hastanenin, İlaç kokan,bir odasında, Beyaz giymiş ablalar sevgiyle Yaklaştılar bana… Ellerini gezdirler sırma gibi saçlarımda. Sordum onlara bende oynar mıyım, Bir gün çocuk parkında? Çok küçüğüm, hayatı burada mı öğrenecektim? Adına kader dediler Demek ki buda benim kaderim. Ama yinede umutluyum, Okuluma en kısa zamanda, Mutlaka geri dönerim, Ben başarılı öğrenciyim.

Doktor amca artık canımı yakma! Bitir şu kemoterapiyi Bir gün bende sizin gibi, Umutlandırırım elbet şifa bekleyen, Anneleri… Bu sabah sevinçle kalktım, Korkarak ta olsa aynaya baktım. Saçlarım kalmamıştı ama, Hala da yakışıklıyım Çok çalışıp… Sizin gibi ben de doktor olmalıyım.

Artık büyüdüm,getirmeyin Lazım değil bana oyuncak! Annem dışarıda aç bekliyor, www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Belki de soğuktan donacak! Her şey için çok geç… İlaçlar derdime çaremi olacak? Güzel Annem sakın sen üzülme! Bu yakışıklı oğlun, İyileşip sana yine koşacak. Söyleyeceğim beklide son kelime… Bırakma beni sıkıca sarıl ellerime. Sıcaklığın yayılır… yüreğimin derinliklerine, Veda edip gözü yaşlı seni bırakmam, Geride! Bak ben büyük adam oldum, Annem gurur duy övün diye. Öp gözlerimden zamanı geldi, Veda etmeden… Sessizce giderim ben! Ellerim kaysa da o şefkatli ellerinden Annem hep gül, yakışmaz ki sana matem. Arkamdan sakın ağlama! Bir demet sevdiğim çiçeği bırak, Mezar taşıma… Beklerim seni burada,cesurca, Hem de hiç korkmadan tek başıma. Gamze YAĞMUR. 18.03.2010 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Arkası Yarına

Hayatının rolünü oynamaya az kalmıştı Kendiyle yüzleşmeye hazırdı artık Alnındaki çizgiler gergin Dudakları kilitlenmiş cümle kurmakta zorlanıyor Titriyordu olduğu yerde Sahne arkasında geçmek bilmiyordu zaman Heyecanla ovuşturduğu elleri ter içinde. Alkışlarla açılıyordu hayal perdesi Baş başaydı kendisiyle Günahlarının sayımını yapıyordu tek tek Sevaplarsa yetim. Acı bir kahkaha fırlattı sahne içine Avuçlarında sıkıca tuttuğu gül yaprakları Saçılıp döküldü yere Çiğneyip geçtiği anıların telafisi kaç yıl evvelinde? Bir dram daha imzalı bu sahnede. Gözlerinden dökülen yalanları silen mendil sırsıklam İç yangınlarını söndürecek merhamet, Düşer mi yüreğine? Ağlamaklı olduğuna aldırış etmeden Tahta çerçevedeki resimle göz göze geliyor Suratı asık kaybolmuş neşesi. Bu rol senin Dilediğin gibi oyna Kılıçtan keskin dil sorguluyor aralıksız Mekânsız avareliklerin serserisi İrdelenişin hikayesini anlatamayan Sevgiyse susmakta. Senaryosu sil baştan yazılmalıydı Her oyunda hayatından kesitler canını yakıyor Acılar yerleşiyordu mimiklerine Zoraki tebessüm bile traji komik hallerde Masal içinde masal, Siyah perde kapanır mı binbir gecede? Alkışların yankısı çınlarken gök kubbede, Yüzüne tokat gibi çarpan vefasızlık çıkıyor sahneye Tehlikeli oyun içinde kahkaha sesleri Refleksler ağır Gözleri duran zamana kilitlenmiş Tırnaklarıyla yırtıyor yüzündeki maskeyi Son rolüne kaptırmış kendini palyaço Gözleri yine ağlamada Final Arkası yarına…

Gamze YAĞMUR www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Arnavut Kaldırımları

Bir telaş var gün batımında Gece ve gündüz bir birine karışımış Kızıl ve mor laciverdle yarışıyor kaos yaratıyorlar adeta Yalnız yürekler sancı içinde Caddelerde insan kalabalıkları, soğuktan burnu kızarmış çocukların eve Geç kalma korkusu okunuyor gözlerinden, Korkma çocuk vakit daha erken! Kiminde hüzün kiminde neşe Mutlu yüzler güneş gibi parlıyor ışıltısı yansıyor geceye Benim yüzüm salaş gönül meyhanem boş Saki sarhoş… Sevgiden nasiplenmeyen ben sarhoş. Bekleyenim yok,geç kaldım kaygısı taşımıyorum. Ne sevgili var ne yar…nede yaren Karanlık yavaşça çöküyor, istila ediyor yüreğimin kuytularını, İçimde bir gariplik var Ve haykırmak istiyorum ihraç olmuş sevgilere Çaresizce susuyorum…yine Akşama uzanan saatler hep ürpertiyor beni Gözlerim yuvasından fırlıyor göz göze geliyorum karanlıkla Kırık camlı sokak lambaları aydınlatıyor Arnavut kaldırımlarını…

------Gamze YAĞMUR

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Aşk Boğazımda Kaldı

Hey aşk ne olursun dur bir dinle! Bir bekle hele ne bu acele nereye böyle? Bırak beni sürükleme ardından, İzin ver soluklanayım yüreğine takılmadan. Habersiz geldin dayandın gönül pencereme. Bundan sonra; Acılarla dolu kadehleri deviririm peş peşe, Sek içerim hayatı… Sen bir yana dert bir yana Ben hangi yana belirsiz. Hey aşk sen hep yabancı oldun, Yıllarca çözemedim tanıyamadım seni farklı alemdesin, ben ise susuz çölde bedevi. Her seferinde takılıyorsun boğazıma, Vur sırtıma helal de! De ki sindireyim sana dair ne varsa. Hey aşk imkansızsın, Seni yeniden denemekse delilik. Mavi bir dünya hayal etmek delice. Hala üzerinde gri bulutlar dolaşıyorken, Kemikleri sızılıyor anıların. Merhamet et acı hatıralara ve beni yok say, Bu aşkta. Seveceksen sev ama tek başına. Benim olma canım da olma. Uzun uzun dinlemeye gücüm yok Ömrüm de yetmez Başka kapıları arala, kendi yolunda yürü uzaksın, Çok uzaksın bana.

Senin olduğun yön ters istikamet. Adresin; güvensizler sokağı hayaller apartmanı, Numara sıfır. Bu sefer güçlü değilim Eksiğim bu defa aşkta Parantez içine aldım geçmişi silemem, Yeniden de sevemem, korkuyorum aşktan. Bir gün bizim romanımızı yazacaksan eğer, İçinde ben ve sen olmadan yaz, Yaz yeni baştan… Gamze YAĞMUR 09.11.2012

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Aşk Direnişlere Teslim

AŞK DİRENİŞLERE TESLİM

Serçe gözyaşlarını dökerken Direnişlerime teslim oldu yufka yüreğim. Aşkına Karşı koyacak mecalim kalmadı Dizlerimin de takati Ebediyete kadar sende tutukluyum sevgili Yenildim sana Yenildim masum bakan gözlerine Ruhum ruhuna emanet Yüreğim ellerine Çeyiz bohçası gibi süslüyorum sevdamızı Aşkını aşkımla fiyonkladım Nikâhın bende. Güvenine güvendim Bağlandı elim dilim ve kaderim Seni kimsesizler gibi bırakıp gidemedim Nasıl hayır derdim sana Anladım ki bende gönüllüyüm bu sevdaya Sustum işte Dünyan tersine dönsün istemedim. Kanatları kırık Yuvasız kırlangıç gibi Gelip sığındın yapraksız dallarıma Göç vaktidir diyemedim Diyemezdim sevgili Aynı çatı altında üşüyelim Aynı çatı altında titresin yüreklerimiz Sıcak yaz akşamlarında Aynı gökyüzüne bakalım Aynı yıldızları seyredelim Yanak yanağa Mesela sen çocukluğunu ve ilk aşkını anlat Ve kıskanıp surat asayım Sen hayatımın ilkbaharısın de Bende biraz çocukça şımarayım.

Kâbus gördüğün gecelerde Sokul yanıma Başını yasla omzuma Korkularını anlat uzun uzun Yada bir sandalye al otur karşıma Hoyrat bir gecede Ağustos böceklerinin sesi karışsın Gecenin sessizliğine Korktuğunda nefesin kadar yakın olurum sana Merak etme www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Bıkmadan dinlerim sevgili Bıkmadan… Sabahın ilk ışıklarına Bir bardak çayda iki dudak izi olsun Bir dilimi paylaşalım lokma lokma Liseli aşıklar kıskansın bizi Aldırma yaşına Hop oturup hop kalksın yüreğin Elin elime dokundukça Mutluluktan bir yudum alalım İçelim Aşk badesini kana kana

‘’Direnişlerine hayır diyemedim gözlerinde ki Aşk’a teslim ettim yüreğimi ‘’ Gamze YAĞMUR………..12/04/1014 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Aşk Öldü! Başın Sağ Olsun

Aşk Öldü! Başın Sağ Olsun… Sensizliğin sesini kısıyorum, Derinden gelen iniltiler tırmalıyor kulağımı, Bir köşede can çekişiyor aşk… Kapı aralığından göz ucu sevmelerine Sıkışan yüreğim ezik… Şimdi bedelini ödüyorum, bu vurdumduymazlığın… Görmezden geldiğin aşk kan kaybediyor, Karabulutlar geziyor üzerinde. Yer gök hüzün… Tutuluyorum sağanaklarına ıslanıyorum… Sırılsıklam tepeden tırnağa hüzün! Kırık aynaya yansıyor, bin parça olmuş gerçek yüzün… Bir katilin soğuk bakışları işliyor içime… Faili meçhul değil bu cinayet, Öldürdüğün aşk’ın katili sensin! Başın sağ olsun… Bir demet hüzün gülleri elimde… Kelimelerin dikenleri batıyor avuçlarım kan içinde! Küsüyorum sevgisiz bakan gözlerine, Kangren olmuş yüreğinin intikam alma zaferini Sana bırakıp çekiliyorum. Ellerim titremeden, söküp atsam diyorum… Kırılası ellerime hükmedemiyor Söküp atamıyorum yüreğimden yüreğini. Kaldırım kenarında vurulmuş aşk, yatıyor boylu boyunca… Kefene sarılmış bedeni kıvranıyor acılar içinde, Ve susuyorum,yıkılıyor ütopik dünyam Merhamet kayıp…

Döküyor delik ceplerimde ki anılarım Saçılıyor kalabalık caddeye… Meraklı gözlerin saldırısına uğruyor ve utanmıyorum. Geride kalanlarda ölüyor ardı ardına… Her şey üryan musalla taşında. Hücrelerime yerleşmiş virüssün temizliyorum, Damarımda ki seni akıtıyorum, damla damla… Geç kalışın pişmanlığı yüklemeden omzuma, Ölen aşkın ruhuna bir ihlâs bir Fatiha… Gamze YAĞMUR 14.01.2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Aşk’ım Şiirlerde Gizli

Kaç şiirde ağladı harfler Kaç mesaj sakladım satır aralarına Başlıksızdı şiirlerim sen yokken yanımda Aklımın kıyısından geçerken takılıyordun Sol yanıma Kaç kez darılıp barıştım kızdım küfrettim Baş harflerine akrostişler yazarken. Silemedim benliğimden Silemedim yüreğimden. Baharda açan çiçeklere ifhaf olmadı yazdıklarım Sarf etmedim kelimeleri Sana sakladım en özel heceleri Sana sakladım nisanda ılık geceleri Güneşi bekledim karanlık çekilmeden O saatlerde hep şiirlerde konuştum Senin gidişini hatırlarken. Fark etmedin şiirlerde gizliydi aşk’ım Sayısını hatırlamadığım odalar dolusu özlem Bavullar dolusu sözcükler Sararmış sayfaları buldum dün tesadüfen Gelde içini dökme kâgıtlara Gözlerimi silerken. Ah bu şiirler değilmi Beni mecnuna çeviren Yemeği içmeyi unutturup peşinden sürükleyen Aşk’ın zirvesinde kardelen derleyen Yumruklarımı sıkıp isyanımı dağlara yükselten Bir şiir Bir şiir daha yazarım Saçlarım beyazlarken

Hangi cümlede anlayacaksın sana olan aşk’ımı Dilim lâl yüreğim ketumlaştı Göremezsin herşey içimde saklı Gençlik çoktan terk etmiş elime asa taklı Ağır aksak ilerliyor günler Sol yanım yoruldu elim tutamıyor kalem Bu satırlarımıda senin için yazıyorum Çöz şifreleri Ah bu şiirlerin kör olmasın gözleri Ayırmasın kıtalara Cümle cümle birliştirsin bizi.

Gamze YAĞMUR

10/03/2016

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Aşkı Yakalamak Gerek

Okunmamış cümleler arasındaki Kelimelere yaslanmış başı. Zaman sıkıntısı yok bekleyişlerin Bir el, saçları karıştırıp yüzünü okşadığında, Kelebek özgürlüğü yaşar, Yüreğe erken düşerse bahar. Yitirilmişliği geri kazanmanın, zafer çığlıkları susar Ardı ardına… Şımarık saatlerin durgunluğunda, Alaca karanlığa çalım atar, tan yeri ağartıları Hınca hınç dolan kül tablası isyanlarda, Ölüme davet mi var? Daha dün ki çocuktu sokakta misket oynayan Nasıl geçmişse zaman? Hafızalar yenik Yürek pes ettiğinde ritim bozuk ve Gelmeyen sevgiliyi beklemekte vaz geçip Başlar hayal dünyasında gezintiler Dur durak bilmez yol sonsuz. Ayrılık rüzgârları kesilmiyor Dal eğik… Yüzü gülmez bülbüllerin, dikenler arasında güller boynu bükük Şair ne der ne yazar? Kalemde çiziyormuş gibi yapsa da Şiir eksik… Miadımı dolmuş ağıtların, nerede o eski türküler Aşkın buruk tadı kalmamış temmuz akşamlarında. Cümleler bozuk Hece hece dökülmüyor ki sözler Yârin dilinden yazık!

Güzelliklere hasretle bakıyor olsa da seven yürek Ama… Sonu olmayan bir yol O, yol ki uzun O, yol ki meşakkatli… Göze alınmıyor. Belki ömürden çalıyor arsız yıllar Hadi bir gayret! Denemek için biraz zaman Biraz emek, Ucundan da olsa aşkı yakalamak gerek… Gamze YAĞMUR 21/06/2013

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Ay Denize Düşerken

İlk kez ayrılıyorsun benden bir tanem Ay tam denize düştüğü saatlerde Ağır ağır Gecenin karanlığı iniyor yüreğime Avuçlarıma bıraktığın İki damla gözyaşına tutunuyor Bir avuç yakamoz topluyorum peşinden. Sahilin gözümü kamaştıran ışıklarından kaçıyorum Usulca Kırık bir sandal arkasına saklıyorum kendimi. Hıçkıra hıçkıra ağlıyorum derinden. Ay denize düşerken. Benden ilk kez ayrılıyorsun bir tanem Dalgaların hışırtısına karışıyor sessiz çığlığım Seni beklediğim saatler duruyor birden Zaman Takılı kalıyor gecenin tembelliğine Kızıl sabah karanlığı yırtıp atıyor Alev alev sana yandığıma Binlerce yıldız şahitlik yapıyor. Benden ilk kez ayrılıyorsun bir tanem Kar altında boynu bükük kardelen gibi Yokluğunun savaşını verirken Hasretine mağlup hallerdeyim şimdilerde Eli koynunda yetim çocuğum Aylardır özlemlerini yaşıyorum bu şehirde. Benden ilk kez ayrılıyorsun bir tanem Günlerdir sana açlığımın sesi gurulduyor Uzaklardan hasretinin kokusu Geliyor dalga dalga Sensizliği beş geçiyor şafak sökerken İlk kez ayrılıyorum senden bir tanem Ay denize düşerken…

“Ay denize düştüğü saatlerde her gece ayrılığın vardiyası başlıyor ve hayalinin koynunda saklıyorum hasretini”

Gamze YAĞMUR 13.07.2014 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Ayağıma Takıldı Yalnızlık

Balkondaki çiçeklerimin üzerine birazdan Karanlık inecek Gecenin hüznü nazlı nazlı yaklaşacak yanına Göremeyeceğim renklerini sardunyaların Hepsi siyaha bürünecek, sarısı beyazı, kırmızı Hepsi aynı renk. Yarasalar geçecek gözlerimin önünden Yalnızlığım gibi kirpiklerime asılı kalacaklar yeniden Ve ağlamamak için dudaklarımı ısıracağım Kanayacak harf harf cümleler. Karşı evlerin ışıkları yanmaya başlayacak Telaşla çekilecek perdeler Arkasında kalacak mutlu ve mutsuz yüzler Sabaha karşı unutulacak mı dertler? Engel olamadığım u/mutsuzluklara sitem edeceğim Boğazıma yumruk olan isyanımı öksüreceğim Boğulurcasına, Şımarık çocuk gibi eteğimden tutan yalnızlığımdan Kaçıp kurtulacağım Ayağıma dolanan şansızlığımla savaşacağım ve Elimi bırakıp, Dönmemek üzere uzaklaşacağım kendimden. Yalnızlığımın gölgesi vuracak cama Nefesimi tutup tuvaldeki model olacağım Uzun uzadıya seyredeceğim kendimi hayranlıkla Kusursuz yalnızlığımı beğeneceğim ukalaca Yüz ifadelerim ay ışığından saklayıp Derin çizgilerime gömülüceğim yıllardan kaçarak Ayağıma takılırken yalnızlık Üstüne basıp uzaklaşacağım koşarak.

Kendi dünyama çekileceğim suskunluklarım yanımda Gerçeklerim karşılayacak merasimle kapıda Ve yüzleşeceğim her şey sus pus Mavi hayallerimin uyku saati yaklaşacak yavaş yavaş Göz kapakları ağır. Bu gecede erkenciler Beni tek bırakıp yine köşelerine gidecekler. Masada duran muma takılacak gözlerim Fersiz sönmek üzere. Ay’ın önünde kümelenmiş yine bulutlar Yıldızlar yok Dileklerimi erteleyeceğim başka gecelere. ‘’Balkondaki sardunyalarımın üzerine karanlık düşecek bu gecede Hepsi de yalnızlığım gibi aynı renkte’’

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gamze YAĞMUR

23/02/2014 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Ayazlarında Isıt Beni

Ay bu gecede sakladı yüzünü Hani, ayazlarında ısıtacaktın beni? Ne diyeceğimi, ne yapacağımı şaşırdım, Bak! Şimdi de dudaklarım mühürlü. Yüreğim töhmet altında, Boğuluyor dilimin ucunda ki kelimeler Söyleyeceklerim var hele bir dinle! Beni yıkacak cümleleri devir bir yerlere. Ne desen, Ne söylesen nafile. Ben; yeminliyim ara vermeden seni sevmeye.

Sabaha kaç vakit kaldı ki? Sensizliğin vardiyası acele ediyor, Yine erken başlıyor mesaisi. Yüreğime çöken ağırlığı, fırlatıp atacağım bir hamlede. Ve seni düşüneceğim yorulmadan. Yalnız ağladığım dakikaları alacağım zimmetime Yeminliyim hiç ara vermeden seni sevmeye.

Uykusuzluğun, bu gecede sabaha kadar firar Dolanıp duracaksın etrafımda Ruhumun kuytularına inecek Ayazlarında kalmış yüreğimin titreyişlerini göreceksin İçimi kanatan bakışlarını çekeceksin gözlerimden Ben; Hayalinin gölgesinde intiharı seçerken.

Ayın şavkında, yine değeceksin yüreğime Yorgun düşüncelerimin eylemleri yok olacak Bülbüller hazırlanacak yeni bir şafağa Ayazların ağır ağır inecek tepeden tırnağa. Ama ben! Isınmak için bir adım daha yaklaşacağım Bir adım daha… Yanmak için ateşten gömlek sırtımda, Dilinden düşecek yalvarışlarını toplayacağım, Ardı ardına. ‘’Beni sımsıcak ayazlarında ısıtsana’’

Gamze YAĞMUR 21/09/2013

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Aynı dili konuş benimle

AYNI DİLİ KONUŞ BENİMLE Özlemlerimiz, aldığımız nefes, Beklediğimiz baharlar, Topladığımız papatyalar aynı Bir konuştuğumuz dil ayrı. Benim EVET lerim sende HAYIR dı.. Aydınlıklar karanlıkrtı sende Başlangıçlar bitiş oldu,ve hep nokta koydun. Üç noktada kaldı düşündüklerin.. Sen oldum,ben oldum, Biz olamadık. Yanlışlarımız neydi,nerede hata yaptık? Her şeye rağmen bir birimizi anlayamadık.

Ben çok sevip, Engelleri aşarak peşinden geldim. Ömrüm kaderim alın yazımsın dedim. Sen bütün bunları gülerek geçiştirdin, Beklide hiç sevmedin, sevdamla eğlendin! Aynı şarkılardan hoşlandık. Aynı müzikte dans edip sarıldık. Okuduğumuz şiirlerde birlikte duygulandık, Saatlerce el ele… Sabahlara kadar dolandık. Ama aynı dili asla konuşamayı başaramadık Bir birimizi hiç mi hiç anlamadık… Anlayamadık. Biz seninle aynı dili asla konuşamadık. Gamze YAĞMUR 05.03.2010

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Ayrılığa Dakikalar Kala

Bir kaç kelam edemeden geldiğin gibi, Ayrılıyorsun bu şehirden. Yarım ekmek arası sevda diyordum, Ayrılığa dakikalar kala Hasretler şimdiden dizildi sol yanıma. Ağlamam diyordum, Ağlamam ardından… Gel gör ki kentin her köşesi sallanıyor feryadımdan. Fallarda bana yalnızlık, sana özgürlük çıkmış İsterdim ki, Bir sana sevdalı,bir sana tutsak olaydım Aynı şehirde, Seninde var olduğunu bilerek yaşamaya alışaydım. Belli ki kararlısın gitmek de Son kez ciğerlerine kokumu çekte git, Yüreğime ektiğin umut tohumlarını Sök, kopar at ve öyle git…

Dur gitme diyemedim, Beklide çaresizliğe sığındım. Yine baharları yakalayamadan, Sarı yapraklar arasında solgun hazanlara karıştım. Bilirim gitmelerin ne demek olduğunu Sıkılırsan dön yine gel, Yalnız çekilmez sılanın kahrı, Seni anlayacak dost bulamazsın belki. Üzüldüğünde ağlamak istersin ya; bir omuz ararsın o an, Hiç düşünmeden gel Burada bıraktığın yerdeyim ben. Şimdi son sigaranı yak! Yokluğumu çek içine Her nefeste siluetim belirsin gözlerinde. Biraz bencilce belki, Ama… Bir umut bir yürek bırak bana. Ayrılığa dakikalar kala, Yalnız beni düşün Yalnızca beni özle bunlar son sözüm sana… Gamze YAĞMUR 16.05.2012 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Ayrılığın Ardından

İkimizde susmuştuk. Sorgulamıyor yargılamıyor hiç,konuşmuyorduk. Bahanesi yoktu gidişinin, Kahvaltı masasına çakılı kalmış gibiydik. Çaylarımız bitmiş elimizdeki bardakla oynuyorduk. Gözlerini sürekli kaçırıyordu. ‘’Suç işlemiş sanık sandalyesinde’’sırasını bekliyor gibiydi. Böyle susacak ne yapmış olabilirdi? Acaba pişmanlık duyuyormuydu? Ben kendimce sorgulamaya başlamıştım bile Her soru cevapsız kalıyordu… Daha dün gece sabaha kadar eğlenmiştik. hiç bırakmamıştı ellerimi. Bırakırsa bir daha tutamamaktan korkar gibiydi. Çocuklar gibi koştuk uzandık kumlara Hayallerini anlatıyordu nefes almadan. Uzaklara gidelim kaçalım bu hengameden, Küçük bir kulübede yaşayalım, Bak gör nasıl mutlu olacağız diyordu. Mutluluk biraz şımartmış olmalı beni Pamuk şeker diye tutturdum. Zıplayıp duruyordum. Pamuk şeker yiyorduk ikimizde birer yaramaz çocuk gibiydik. Hadi yarış yapalım dedim. ‘o’ da peki ama nesine yarışıyoruz finalde bir ödül olmalı dedi. Güldüm. ‘Benim en büyük ödülüm oydu’ Ayakkabılarımızı çıkarıp yalın ayak koşuyorduk nefes nefese…

Mutluluktan göklere uçuyorduk adeta. Yorulmuştuk. Kumsala uzanıp gökyüzünde yıldızları saymaya başladık. Bir yıldız seç senin olsun,her baktığında beni onda gör dedi. Ben yıldızları sana veriyorum Ay bana yeter dedim.Yıldızları toplamış hepsine isim takmıştı. Dilek tutuyordu benim yerime. Gecenin bitmesi korkutuyordu beni. İçimde tarif edemediğim bir ateş yanmaya başlamıştı. Şarkılar söyledik dans ettik. Çenemden tutup yüzümü ay ışığına doğru çevirdi,gözlerime bak bu gözlerde sadece kendini göreceksin… Yanında olmasam beni bir daha hiç görmesen de.gözlerimde tek sen olacaksın.Bu sözler bir veda mı gizlemişti içinde? ‘’Bir daha seni göremesem derken’’kesin bir gidiş mesajımıydı?

Yorgun ve bitkin halde eve doğru yürüdük Gün doğmak üzereydi. www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sihir bozulmuştu. Tek bir kelime konuşmadı,kapıyı açıp içeri girdik,acıkmış olmalıyız ben çay demleyeyim, Dedim. Hayır gitmem gerek ve gidiyorum Güzel bir gece bu satırlarla noktalandı…

Bu ayrılık nerden çıktı? Kim düşürdü aklına? Geceden sabaha bu kadar çabuk değişebilir mi insan? Yavaşça kalktı masadan odaya yürüdü. Birkaç dakika sonra ben gittim arkasından. Elinde resmim duruyordu. Gözleri dolmuş yüzünü sakladı benden. Son eşyalarını da koydu bavuluna. Kahretsin hala nedensiz gidişine anlam veremiyordum… Dur gitme! diyemiyordum. Zamansız girmişti hayatıma,zamansızda çıkıyordu. Ağzından çıkacak bir kelimeye ömrümü vermeye hazırdım. Kapıya doğru ilerledi başını kaldırıp yüzüme hiç bakmadı. Ne bir veda ne bir hoşça kal,demeden uzaklaştı ve gitti… Olduğum yere çakılmıştım.Ayaklarımı hisettmiyordum. Ne kadar zaman öyle kaldım hatırlamıyorum. Elimdeki bardağı fırlattım aynaya Cam kırıkları ile can kırıklarım saçıldı odanın her bir yanına. Duvarda küçük ayna parçası sağlam kalmıştı, Cesaret edip karşısına geçemedim… Kırık parça parça olmuş halimi görme cesaretim yoktu. Buz gibi ayrılığın suyunu içtim kana kana. Aradan zaman geçti. Kokusu silinmemiş sesini duyuyordum ara sıra. Susuyordum avaz avaz yokluğuna. Çantamı alıp onunla dolaştığımız yerleri gezmek istedim. Anahtarı çantaya koyarken bir kağıt parçası gördüm. Bu bir mektuptu. Şöyle yazıyordu bir taneme…

Heyecanla açıp okumaya başladım. (bir tanem gözümün nuru seni senden,seni kendimden çok seviyorum. www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sen bu satırları okurken ben nerde olurum bilmiyorum. Bana kızma kırılma küçüğüm. Sen sevginin yaşamın en güzeline layıksın Ben sana bunları vermezdim Sana kıyamazdım,senden uzaklaşmam en doğru karardı Nedenini sorma say ki çok uzaklara gitmek zorundaydım. Say ki öldüm, Say ki beni hiç tanımadın. Ama nerde olursam olayım son nefesime kadar sana aşık olarak yaşayacağım Bu ilerleyen yaşımda bana yeniden yaşamın güzellikleri tattırdın. Sana minnettarım. Seni seviyorum küçüğüm … Hoşça kal. Bu kadar kolaymıydı? Evet bu kadar kolay oldu gidişi Geride darmadağın bir yürek, Toplanması zor enkaz bırakmıştı. Kim nasıl toplayacaktı?

Dünya öyle büyük ve ben öyle yalnızım ki Nereye baksam kendimi görüyorum. Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Ayrılığın Gölgesini Kaldır

Araya yine mesafeler mi giriyordu plansız Ne zaman kalkacaktı ayrılığın perdesi Deniz gözlerindeki mavi mavi dalgalanma Yakın mıydı? Yakın mıydı bakışlarındaki ? Aşka iki bilet vardı sol cebinde Ebediyete giden yola çıkacaklardı el ele birlikte

Ayrılığın gölgesi sol yanından ağır ağır İnmeye başlıyordu Daha yolun başındaydı Kalp ağrısı dayanılmaz hallerde Kaç hayal gemisi geçmişti gözlerinin önünden Ve içleri boş Kaç hayal karışmıştı serin sulara. Gözlerinde biriken yaşları dökerek ilerledi güvertede El sallıyordu boş sahile ve Arkasında bıraktığı viran bir iskele Burnunda tütüyordu yosun kokulu yâri Denize çiziyordu martılarla yan yana resmini Avucunda bir tutam saçları vardı dalgalı ve gri Yanından ayırmaya kıyamadığı Belki de elinde kalan tek teselli Geçmek bilmeyen bir yolculuk Zaman dilimine sıkışıp kalmış günler ve geceler Bu gemi onsuz nereye gider?

Sanki kirpiklerine asılıyordu uzun bir rota Göz kapakları ağır ve yorgun Limandan uzaklaşalı hayli zaman olmuştu Ayrılığın yaşları iniyordu sicim gibi inandığı sevgi git gide uzaklaşıyor muydu yanından İçindeki kor ateş aleve dönüşse de Yüreği titriyordu Zamansız ayrılıklar böyleydi işte

‘’Senden gideceğim dedin ve şimdi ayrılığın gölgesinde üşüyor bıraktığın ellerim’’

GAMZE YAĞMUR…..18/07/2014 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Ayrılık baş ucumda

AYRILIK BAŞUCUMDA Tam hazan bitti bitiyor derken, Yine yüreğim sarı yapraklar arasında, Savrulup sürükleniyor, Zemheriyle bahar yarısında kalıyorum. Ne kadar uğraşsamda olmuyor işte Ayrılık hep yanı başımda nöbet tutuyor Yokluğun; Sonu yazılmamış bir başucu kitabı gibi, Sayfalar içinde seni arıyor, Okudukça, Mutlu sonu sabırsızlıkla bekliyorum. Her gece Kelimler arasında seninle buluşuyor ve İsimsiz romanımsın diyorum Anlıyorum ki Ben seni yirmi dokuz harfle seviyorum. Bir umut… Ya sonrası?

Yarasa gibi asıyorum kendimi geceye. Baş aşağı olmuş duygularımla, Odaklanıyorum tek noktaya. Yasaklıyorum günün ilk ışıklarını. Karanlıkla sözlenmişiz, Ben ona yar, o bana yaren Toplayıp gidiyoruz Dökülen ne varsa aşktan yana, Bırakmadan arkamızda bir kırıntı. Bahar müjdecileri çoktan unutmuş buraları. Bundandır yüreğimdeki hazanlar bitmez, Bundandır dallarımda hiç kar eksilmez. Bana ne güllerle papatyalar, Kelebeklerle göçmen kuşlardan Bir yaprak daha çevirirken ömür sayfasından, Anladım ki kaçış yok Ayrılık denilen bu aşk acısından… Gamze YAĞMUR. Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Ayrılık Şiirleri Yazma Bana

İçinde ayrılık geçen şiirlerin adını silip Sayfaları koparıp yaktı tek tek Her harfi anılarla birlikte kilitli tahta sandıkta Ayrılık şiirlerine son bir bakışla veda Gamlı saatleri unutup hatırlamayacak Hüzünlü dizeler tozlu raflarda hapis Kelimeler kendi halinde avare Şiirsiz gecelerde ayrılık utanacak halinden Sus pus Yalnızlıkla gelişinle hasbıhal Soğuk çay tadında değil sohbetler Cümleler içinde infazı bekleyen imgeler Kaleme son kez yalvaracak Ve vurdumduymaz satırlar eksilecek Şiirler başlıksız kalsa da Ayrılığı yazmayacak bir daha Boynunu büken virgül vuslata sarılacak doyasıya Çocuksu davranışlarına gülümseyecek Dudak arası Güz yaprakları gibi her rüzgâra boyun eğecekti ayrılık Toprağa düşecek ya sonrası Zamanla kuruyup karışacak hazana İçinde ayrılık geçen şiirler bir daha yazma bana.

Her ayrılık bir şiir yazdırır Kalemden dökülen mürekkepse gözyaşı Her şiir bir ayrılık anlatır sen teması Yabancı gönüllerde aşka varış sanır kendi tesellisi Bitmeyen yollar karma karışık İsimsiz mektuplar içinde oyalı mendil Arar eski zamanlara hasret Mazide gül kokulu sıcak satırları hatırlar Aklı firar hallerde

Alev alev sevda yanığı yüreği duman altında Derinden kanayış Ahlar alıp kırdığı kalbe son kez yalvarış. Sessiz gidişlere takılır anılar Daha yolun başında bu neyin molası Geri dönüşün çıkmazlarına takılıp Burun buruna ayrılığa çarpılış

Yalnızlığın kolları kör düğüm çözümsüz Yeni sevda heyecanı liseli çağında Daha toy Durulup sakinleşen yürek şimdi çılgın Hangi yaştasın şaşkın Umutların kırık beyaz Kasıp kavurur aşk karşılıksız www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Susuz çöllerinde dolanır mecnun leyla habersiz Mavi hayaller takılır Griden renksiz Yılların hesabını yapmayan ak saçlı bedevisi Halini hangi şiir anlatır Hangi şiir mutluluk anlatır “İçinde ayrılık geçen şiirler yazma bana kilitle cümleleri eski sandığa” Gamze YAĞMUR 06.04.2014 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Bakma!

BAKMA! Bakarsan ben sana vurulur, Kendimi sende unuturum. Sana çıkan yollarda kaybolup, Sonra geri dönüşümü zor bulurum. BAKMA! Bakarsan hiç hesapta yokken, Ben aşık olur, Dere yatağından, Gönlüne doğru çağlayan olurum. BAKMA! Başına taç... Yüreğinde vaz geçilmez olur, Kalbinin sarayına kurulurum. Aklımdan fikrimden, Çöldeki bedeviden beter olurum. BAKMA! Bakarsan ömrümden olur, Yeniden bedeninde can bulurum. Gözlerime bakma, Kainattaki tüm renkleri unutur, Gök kuşağında kaybolurum. BAKMA! Fırtınanda sarı yaprak olup, Hazanlarda savrulurum. Sevda ateşinde kavrulur, Yüreğinde sönmeyen köz olurum. BAKMA... BAKMA BANA ÖYLE! Bakarsan ben sana kurban olurum.

Gamze YAĞMUR 25.12.2009

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Bana Bir Şiir Yaz Ki

Mavi kalemle… Öyle sayfa sayfa olmasın Her şeyi iki kelimede anlat Sevgiyle sarmalansın noktası konulmadan. Kötü kurulmuş cümle olsa da, Yamalı şiir koyarım adını. Durup durup okurum yokluğunda, Yastığımın altında yalnızlığımla yan yana. İster eski bir aşkı anlatsın, İster yıkık kentte terk edilenleri. Bana bir şiir yaz ki… Avaz dolusu kalabalık olsun Cümlelerin turkuaz geceyi anlatsın. Hüzünleri prangala tırnak içinde Her gece yorgan altında saklanan Yalnızlığım gün yüzüne çıksın. Asma bahçesinde güller açsın Bu şiirde… Bu sevdanın yazarı değilim biliyorum, Biliyorum… Düşüncelerin işgal altında Gizli gizli yandığını, Ağladığınıda biliyorum. Bana bir şiir yaz ki… Aşkı onar kelimelerinde Ayrılığı göm aklın dehlizlerine! Katranlarını temizle yüreğinin. Naftalin kokulu sevda elbisesini çıkar üzerinden Aşk’ın yalan olmadığına inandırayım, En zayıf yerimden yaralama beni.. Her parçam sen kanar.

Bana bir şiir yaz ki… Gittiğine inandır beni. Hasret yuvarlanmadan ’ta’ şurama Tebessümleri toplayayım aşka tam bir kulaç kala, En rüzgarlı yerinde denizin, Girdaplarında sana boğulayım.

Hadi bir şiir yaz… Tırnak içinde iki kelime ‘’seni seviyorum’’ diye….. Gamze YAĞMUR

15.11.2012

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Bana Sevmeyi Anlat

Tek kare negatif resim gibi karşımda duruyorsun. Gözlerin bir noktaya takılmış Donuk anlamsız ve boşluktalar Denizde vurgun yemiş balıkçı gibi bitkisel hayata girmişsin, Hadi toparlan, sen bu değilsin. Geçmiş hafızandan silinmiş sanki Ben kimim,sen kimsin,biz kimiz? Bu kadar imkansız mı yaşananları hatırlamak? Takvim yapraklarını koparıyorum, Ardı ardına… Yılları deviriyorum bir anda Ve geleceğe yolluyorum seni, Olmuyor. Hala kıpırdamadan duruyorsun boş bakışlarınla. Biraz sevgiyi,biraz da şefkati ve Yeniden sevmeyi ne olur anlat bana… Susma! Susma konuş, içinden geldiğince, Mülteci gönlümü gözlerinin elasına hapset. Yeniden bana seni sevmeyi öğret. Yılgın zamanlara yenik düşmeden yüreğim, Ölüme gönderme umutları. Düş mevsiminde değiliz uyan, Uyan ve acılarını geçmiş zaman da bırak, Bırak… olduğu yerde küflensin, Toparla kendini şimdi ve hayattan (ç) alıntılar yap… Bana, yeniden sevgiyi seni sevmeyi anlat.

Gamze YAĞMUR Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Bana Yabancı Bu Şehir

Senli umutları ekerek yüreğime, yeniden döndüm bu şehre Göçmen kuşları gibi yolum düştü gurbete Bavul dolusu hayallerim vardı ellerimde Usulca kapısını tıkladım aç bak! Aç burada kapındayım işte. Yabancıydı gözümün gördüğü her yer Yabancıydı sokaklar ve adresler. Özleminle yıllarca yanıp tutuştuğum, Yüreğimi söküp alan sen! Sen de; onlar gibi görmezden gelirsen Yıkarım gönlümün aşk bentlerini Yakarım; son kez seni bulmak için geldiğim bu şehri. Çok değişmiş tanıyamadım İstanbul’u ben. Gördüm ki, eser kalmamış eski halinden Bıraktığım gibi değildi gülümsemedi yüzüme Yedi tepesinden küskünlükler yansıdı yüreğime. Bir birine tutkun âşıkları aradı gözlerim Kurumuştu ellerinde güller Geziniyorlardı Galata kulesinde. Kırılmış kanatları Sultanahmet’teki güvercinlerin Unkapanı’dan geçerken eski şarkılarımızı dinledim Bir iç daha çektim sigaramdaki son nefesten Savrulan dumanına karışırken kokun, Nasıl dolar ki bende kalan boşluğun? Bu sabahta sana uyandım güneşle birlikte Elimde asa mecnun misali düştüm peşine Aramaya başladım seni bir semtten bir semte Eminönü Yedikule, Şehremini Sarıyer, Topkapı, Beylerbeyi Buralara da uğramamışsın besbelli. Gelip oturdu yüreğime hüznün renkleri Kısılmadı isyanımın iç sesleri Hangi köprünün altında matemdesin? Hangi sokaklarda serseri! İkimizde un ufak olup savrulmuşuz yıllar içinde Şimdi hesabını kimden sormalı Avaz- avaz kime sitem edipte suçlamalı? Kabahat sendemi, Bu şehri terk edip giden bende mi? Boğaz köprüsünde sallandırdım umutlarımı Can çekişiyordu ve seyrettim uzaktan Hangi köşede nöbet tutsam Hangi; sokak lambası altında sabahlasam nafile Karşı- karşı gelebilir miyiz yeniden Dokunabilir miyim gölgene? www.Antoloji.Com - kültür ve sanat İzine rastlar mıyım bilemem. Günden güne ümitlerim azalırken Ayrılmalıyım… Ayrılıp gitmeliyim bu şehirden. U/mutsuzluklar içinde kaybolurken Adımlarım yorgun Bavulumdaki anılarımla hayallerim yorgun. Başka anım kalmadı elimde Gözyaşımı bırakıyorum İstanbul’a hediye Sana bir veda daha varmış kısmetimde Aşk’ın bitmedi bitmeyecek bende. “Gözlerime yüklenirken yağmur bulutlarım, Kırılan hayallerimle birlikte bu şehri de sana bırakıp ayrılıyorum, büyük Aşk’ım’’ Gamze YAĞMUR 21.12.2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Başka Çaresi Yok

Sevgim dolup taşıyor sığmıyor yüreğime Biraz sen gel biraz da ben, Buluşalım en yakın mesafede. Vuslatın saatini ayarlayalım görüş gününe Parmaklıklar arkasında ki güvercinleri uçuralım Kanat çırpsınlar mavilere. Özgür bırak seni! Bana doğru kanatlanır gelirsin belki Anlatacakların vardır Çoktandır kıramadık iki lafın belini.

Rüyalarıma bulaştın gecenin bir vaktinde Hayallerimin dengesi bozuldu Uzaklık yaramadı ikimize de Biraz sen gel birazda ben Vuslata erelim aşk’a yakın bir yerde.

Giderken elveda dememiştin Ayrılmamıştık zaten öyle değil mi? Azıcıkta olsa özlemişsindir beni Uzun uzun kalmasan da Bir kahve içimlik ayak üstü sohbet ederiz Konuşuruz oradan buradan.

Yetişebilirsen akşam vaktine Harmanlarım hayallerimi kızıl gün batımı renklerine Efsunlanırım gülen gözlerinde Dileklerim bir bir sarılırken eteklerime Serenat’a başla! Ve söyle! Benim için söyle! Senden dinleyeyim sevda için yazılan şarkıları Aşk’ın, yıl dönümünü kutlayalım samanyolunda Biraz sen gel birazda ben sana. "Eğer seviyorsan beni,var mı başka çaresi? " Gamze YAĞMUR 10/10/2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Bazen Konuşmak Gerek

Sıcak temmuz akşamlarında, ellerini gök yüzüne uzatıp Yıldızları tutacak gibi olduğun anda, Buram buram aşka davet kokusu olmalı havada. Başını omzuna yaslayıp, göz bebeklerinde buluşmak Yakamoz ile dolunayın, oynaşmaya başladığı zamanlarda Bazen konuşmak gerek, Zor değil iki kelimeyi korkmadan söylemek. Gitar eşliğinde savurmak saçları, Terk etmek rüzgara dağılmaları. kor ateşin etrafında yürek yangınlarını söndürmek Bir buse gözlerine. Ağustos böceklerinin seslerinde susmak gerek Kumlarda raks etmek yalın ayak. Dünya’ya inat daha fazla dönmek Daha fazla aşk ser'hoşluğu. Kentin üzerine inen karanlığa aldırmadan Çakmak çakmak aydınlatmalı etrafı gözlerin! Çoban yıldızına sormadan bulunmalı Kayıp kentte aşk kokan izin. Saman yolunda tutulmalı yürek. Sabah olmadan, saçlarına bir tutam yıldız takmak gerek. Gözümü kamaştırmalı,dolunayı kıskandıran şavkın. Küreklere asılıp, aşka yolculuk başlamalı, zamanlı zamansız Duraklarda mola yok, Adressiz koylar… Temmuz geceleri aşk kokan kumsallara Yazılan isimler silinmiş eyvah! Gün doğdu doğacak şafak sancılı Kent yalnızlığı üzerine çekmeye başladı Bazen konuşmak gerek. Geceden kalma bir söz beklemede Suskunluğun vurgun yediği ummanlar da Gözler dalgın,Sükutu dil. Rüya gerçek arası med cezirler yaşamış, Bitap ve yorgun yürek, Bazen konuşmak gerek Zor değil iki kelimeyi söylemek… Gamze YAĞMUR. 18/04/2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Beklemediği Anda

Hiç beklemediği anda Yıkılmaya başladı gönül duvarları Üzerine doğru devrildi ayrılığın enkazları Duyguları toz duman altında Tanımakta zorlanıyordu viran olmuş yüreğini Yaşadıklarına ağlayamıyor Bir damla yaş düşmüyordu yere Sanki hepsi düğümlenmişti gözlerinde. Elinden tuttuğu çaresizliğiyle iskeleye doğru yaklaştı Boş- boş seyrediyordu etrafını Ne aradığını neyi beklediğini bilmeden Demir parmaklıklara tutundu Ayakta duracak mecali yoktu Sendeledi Yalnızlar limanını terk etmeliydi Hadi dayan diyordu kendine Turnike önünde durdu Aşinaydı ayrılıp gidenleri görmeye Kararlıydı izin vermeyecekti hayatını yıkan endişelere. Birazdan demir alıp giden geminin içinde olacaktı Yolculuk vardı umuda Kiminin elleri boştu Bırakmışlardı anılarını iskelede Kiminin dertleri ağır olsa da külfet değildi yüreğine. Adına kader dediği yerlerden geçecekti Takılı kalmayacaktı geçmişinde Durmak yoktu dünde İçini kanatan ne varsa Tek- tek fırlatacaktı güverteden Geriye dönüp bakmadan uzaklaşıyordu Gözlerini ufuktaki hayal çizgisine odakladı Kollarını açıp Yeni dünyasına sarılmaya hazırlandı Bu kez hayatın bileğinden sıkıca tutup Hiç bırakmayacaktı. Yalnızlığıyla uzun uzadıya vedalaşmadan Oradan uzaklaştı Ağlıyordu silueti Duymazdan geldi yalvarmalarını Mutluluğa giden engelleri silip yok etti beyninden Kaçırmadan bu son seferi Demir alma vakti hemen.

‘’Yaşadıklarının muhasebesini yapmadan sil dünde kalanları İlk adımı sen at ve vakit şimdi bu zaman Hadi geç kalmadan ’’ Gamze YAĞMUR www.Antoloji.Com - kültür ve sanat 03/03/2014 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Ben Gidersem

Ben gidersem kalbinin sesi çıkmaz, Susar sanıyordun değil mi? Hıçkırıkların dağları deliyor duymuyor musun? Gitmem için ne varsa dünden hazırlamıştın Yanıma alacağım bir şey yoktu Kırık bir kalpten başka Fazla yer kaplamazdı yanında kalsa. Dilin düğümlenmiş gibiydi sanki. İki kelam edemedin Bir bakışın neler anlatırdı kim bilir? Bakmasını bilseydin İçime oturan kor küle. Akan yaşlarım güle dönerdi Alev alev yanardım yeniden Susuyorsam eğer sebebi belli değil mi? Ben gidersem ağır ağır giderim. Duydum ki; Unutmak için kabuğuna çekilmişsin İçin için tutuştuğunu gizleyemezsin benden Gözlerin ufuklara küsmüş, Beklemiyormuşsun yolumu Biliyorsun kendini boş umutlarla avuttuğunu Çat kapı karşıma çıkmaz diyormuşsun Habersiz gelirim diye yollarda üşüyormuşsun Ayrılığın şakası olmaz kararımdan döner miyim? Susuyorsam eğer sebebi belli Ben gidersem ağır ağır giderim Acabalarla günlerini zindan etme Kangren olmuş yaralarına tuz basıp ta bekleme Aceleyle uğurladın gönlünden Yenilgiyi kabul etmişsin, henüz savaşa girmeden Susuyorsam elbet var bir sebebi Ben gidersem ağır ağır giderim Öksüz, boynu bükülü sevda bırakmam ardımda El lafına inanıp yakmam yorganları da Yüzüne bakınca anlamalıydım derdini Hangi adaletinle yargılayacağım seni İhtimaller arkasına da sığınamam Bahanelerin şahidi olmaz Susuyorsam eğer sebebi belli Ben gidersem ağır ağır giderim.

Pişmanlıklar belini büktüğünde Bir gün karşıma gelmeyi sakın düşünme Bıraktığım yer de kal öylece Kalp kırıklarımı toplayıp bir araya getirebilir misin? Dokunma kanar ellerin. Hangi özürle gelecek, nasıl bakacaksın yüzüme www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Kolay mı sanıyorsun affedilmeyi Boş ver güldürme beni Susuyorsam eğer sebebi belli Ben gidersem ağır ağır giderim.

‘’Sormuyor, susuyorsam sebebim belli, ben gidersem eğer ağır ağır giderim ‘’ Ben Gidersem Gamze YAĞMUR 21/01/2014 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Ben Gidersem Eğer

Ben Gidersem Bir gün olurda Olurda bir gün Kapıya doğru ilerleyip bir adım atarsam eşikten Asla dönüşüm olmaz sözümden Sana olan sevgimi kilitlerim yüreğime Ve ben gidersem Üzerine ağır ağır gelir duvarlar Darılır sana aydınlık günler Sarılırsın katran karası gecelere Zaman zaman yarasalar asılır gözlerine Ben gidersem Gözlerinden silinir o büyük sevgi Tutmaz elin ayağın biliyorumki Yarım kalır sol yanın Naçar yaşanır kalan yılların Tadı bozulur yemeğinin Bir yudum su dizilir boğazına Mevsimleri unutursun Aralık ayazları hep kalır yanında Ben gidersem Yağmurlar ıslatmaz damla düşmez yüreğine Doğmaz güneş bir daha üzerine Sıcak çayın kokusunu unutursun Aklına takılı kaldığımda Yaşadığının asla olmazsın farkında Ben gidersem Saksıdaki çiçekler küser Bülbüller küser güllere Susar muhabbet kuşları Susar kapının zili Hasret kalırsın iki kelama Fincandaki kahven soğur Belkide yeniden başlarsın siğaraya Ben gidersem Yeniden müebbet günlerine dönersin Tutuklu kalırsın iç dünyanda Sanık sen Tanık sen Gardiyan hakim sen Ellerinde cezan kabül edersen

‘kilitle kapıyı anahtarı al elimden eğer ben gidersem’

Gamze YAĞMUR www.Antoloji.Com - kültür ve sanat 15/12/2015 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Ben Görmeden Git

Usulca ses yapmadan ayrıl canımdan. Bu son sabah son uyanışım, Son kalkışın yanımdan. Üzülmüyorum yalnızlığıma Alışmak zor olacak bel ki, Yalnızlığım ben kadar yakın bana. Uykuya yenik düştüğüm saatlerde Git tan yeri ağarmadan Sabah sensizliğe uyanayım. Aynada ben diye hayaline bakayım. Gideceksen usul usul, Parmak uçlarına basarak git! kaçışın kadar kolay olmayacak unutuluşun. Feryat etmiyor suskunum. Korkmuyorum canımdan can alırken. Sensizlikten korkmuyorum Alıştım dert yumağına sarılıp büyümekten Şikayetim yok, Hadi git görmeden. Senden gelen dertlerin hamalıyım Yorulmadım sırtlayıp yürümekten Hazan modasına uydurdum ayrılığı, Ardından dökülse de sevda yaprakları Ezdirip yok etmem bizli hatıraları. Kalan anıları naftalin kokularına sarar Çıkarmam yüreğimin kuytu köşesin den. Bu sabah kapalı kalsın perde, Güneş girmesin pencereden. Gözlerim; yatağın diğer yanını boş görmesin Aşk sade ve masumdu, Sen hüzünleri yüklemeden Sessizce yavaş,yavaş git bu evden. Biraz daha oyalanma, zorlaştırma Tam vaktidir ayrılığın. Gitmesine git de; beni nereye koyduğunu söyle. Senden bana kalan boş sandalye, Eşlik eder senin yerine. Dertleşiriz, Ben ağlarım ‘o’ güler Sonra ‘o’ güler ben ağlarım. Tıkırtı yapmadan… görünmeden usulca kalk yanımdan. Durma… Durma öyle ayrıl canımdan.

Gözlerim kapalı, Uyuduğumu düşünme için için ağlamıyorum hıçkırıklarım www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Derinden. Sesimi bir ben duyacağım Birde yüreğim Gidişini bir ben özleyeceğim, Birde yola bakan gözlerim…

Gamze YAĞMUR Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Ben hiç gitmedim

BEN HİÇ GİTMEDİM Sen başka gönüllere yelken açarken Ben sahilde dönüşünü bekledim hiç gitmedim gidemedim ki yıllar sonra hayatıma girende sen çekip kapıyı arkana bakmadan gidende sen… ben gitmedim gidemedim ki mevsimler gibisin bir son bahar arkasından kar yazı yaşatmadan çekip gittin ben gitmedim gidemedim ki artık geri gelme şimdi gitme sırası bende topladım kırık kalbimin parçalarını bir gün bir limanda demir atar unuturum hatıralarını sen benden gittin ben senden gitmedim gidemedim ki. Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Ben kimim?

BEN KİMİM Gece yarısını çoktan geçmiş Soğuk puslu bir hava, Ay bulut arkasında. Ayaz iliklerime kadar işlemiş Hissetmiyorum, Parmak uçlarımı Bir sokak lambası altında… Kollarımla dizlerime sarılmışım, Ürkek gözlerle etrafa bakıyorum Ben kimim? Kimsecikler yok. Uzaktan derinlerden bir ses duyuyorum Belli ki ikisi de sarhoş, İkisi de dertli. Sonra yeniden düşünmeye başlıyorum. Var mıdır gidecek yerleri? Hoş geldin diyerek, Kapıyı açan sevenleri… Yüzüme düşen iki yağmur damlası Kendime getiriyor beni BEN KİMİM! Nerdeyim? Var mı gidecek benimde bir evim Sorularım yanıtsız, Silinmiş sanki tüm benliğim. Hiçbir anı ve yaşanmışlıklar yok Adımı bile hatırlamıyorum. Ben kimim? Gün ağarmak üzere Ne fark eder ki benim gibilere.

Kapısını çalacağım ev, Hoş geldin diyecek sevenim İçecek bir tas çorbam yoksa… Usulca kalkmak istedim. Hiç derman kalmamış Dizlerimde, Birden titredim. Kim bilir kaç gündür yemek bile yemedim Peki ben kimim Kimim ben! Kim? Gamze Yağmur 12.8.2009

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Ben Şair Değilim

Kara kaplı defterim günlerdir önümde duruyorsa Bir kalem bir silgi oynuyorsam onlarla Yazmadan siliyorsam baştan sona Virgülden başka birşey yoksa sarı sayfada Kelimelerin ucundan tutamıyorsa cümleler Hadi güldürmeyin beni Kim demiş ben şairim diye Baharda ilham olmuyorsa bülbül sesleri Güller ve rengarenk menekşeler Titretmiyorsa gönül telimi İki satırı bir araya getirip dökemiyorsam içimi Hadi güldürmeyin beni Kim demiş ben şairim diye Her sabah güneş penceremden içeri doğuyorsa Sıcak ekmeğin kokusu buram buram burnumda tütüp Hala etkilemiyorsa beni Çayın demi buruk tad bırakmıyorsa dilimde Duygularım düğüm düğüm boğazıma dizilmiyorsa Hadi güldürmeyin beni Kim demiş ben şairim diye Akşamın ilk saatlerinde Bulutlar özgürce renk değiştirdiğinde Heyecan sarmıyorsa benliğimi Uzaktan duyduğum Hüzünlü şarkıyı umursamıyorsa kulaklarım Beni bile anlatacak kelimeler ketumsa Hadi güldürmeyin beni Kim demiş ben şairim diye Sevgilim bırakıp gittiğinde Hece hece yaşlar dökülmemişse yüreğime Gitme dur demeyecek kadar taş olmuşsa kalbim Arkasından ayrılık şiirleri yazamıyorsam Sarı yapraklara İçin için ağlamıyorsa kalemim Geçmişi silemiyorsa elimdeki silgim Hadi güldürmeyin beni Kim demiş ben şairim diye

Gamze YAĞMUR Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Ben yağmur sen toprak

Kısa bir yazdı yaşanılan, Her gününde ayrı bir hatıra saklandı. Umut dolu uyandık yarınlara, Mutluluk depoladık seninle, Gelecekteki hazanlara. Kuş kanadı gibi çırpınırken yürekler, Salı verdik… Sonu olmayan mavi semalara. Yağmur sonrası toprak kokusuydun, Sevda koydum adını. Islandık aşk sağanaklarında. Sen toprak, Ben yağmur… Buluştuk yaz sabahı Çatlayan dudaklarında, Yedi renklerle kucaklaştık, Sararan yapraklara inat! Yeni gök kuşakları yarattık, Yağmurla doğup toprakla yoğrulan…

Sevdamızı taşıdık göç mevsimine. Kurusa da dalında bir tek yaprak, Sarıya boyansa da kainat, Aşkımız artık sürgün yaşamayacak. İkinci baharımızdan,sonbaharlara uzanan… BEN YAĞMURUM SEN ise TOPRAK Gamze YAĞMUR. Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Bende Güleceğim

Fay hatlarında sıkışıp çaresiz hissetsem de kendimi Med cezirlerinde çalkalanıp yükselse de gönül sularım Üzerime bardaktan boşanırcasına yağsa da dert yağmurları Arkasını dönüp elini çekse de dost bildiklerim Ve onlara inat Gün gelecek arkamda bıraktığım dünlere tebessüm edeceğim Gecenin acımasızca benden intikam aldığı saatlerde Bir mum ışığı kadar aydınlığa muhtaç olsamda Güneş ışıklarını üzerimden çekip uzaklaşsa da benden Saçımın her telinden kayıp gitse de parlak yıldızlar Asla mutsuz ve umutsuz değilim Elbet bu günlerde gelip geçecek bilirim Olanlara inat Gün gelecek yaşadıklarıma tebessüm edeceğim. Duyduğum her ses şefkatten uzak olsa da Bana uzanan eller sahte tatlı sözler yabancıysa Hayatı ve yaşadıklarımı sorguluyorsa dirhem- dirhem insanlıktan nasibini almamışsa İnsanım diye geçinenler Güvenip yaslanacağım omuz düşmüşse bir yana Sıcak bir yürek dokunmuyorsa yüreğime Acıyan gözlerle bakıp sorguluyorlarsa her bakış Yanaklarımdan dökülen damlaların hepsi oluyorsa birer karakış Olanlara inat Yaşadıklarıma gün gelecek ve ben tebessüm edeceğim. Ruhları kaybolmuşlardan sevgi ve merhamet dilenmiyorsam Duyguları meta olmuşlara yoksa eyvallahım Oynanan entrikalara sevgimi kalkan yapmışsam Yanımda ilahi güçle yürüyorsam başım dik Hangi kötülük yıkabilir ki beni?

‘’Göz pınarlarımdan dökülen yaşlara rest çekip Bu kara günlere inat Yarınları tebessümle bekleyeceğim’’ ‘’Yarınlardaki sevgiye inanıp, sıkıntılarımızı gülerek karşılarsak işte o zaman sevgi ve iyilik kazanacaktır ’’ Gamze YAĞMUR Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Beni Hak Etmeyenim

Seninle yıllar sonra karşılaşmıştık, Merhaba diyemedim, Hoşça kal da… Uzattığım ellerimin arasından, Su misali akıp gittin. Oysa bir avuç umutla gelmiştim sana. En yakınımdın derken, Farkında olmadan,şimdi el olmuşsun bana Küçücük dünyamda bırakıp gitmişsin Kalmışım tek başıma. Aynaya her baktığımda, senli düşlerim geliyor aklıma. Hataları ve yanlışları hep üstleniyorum, Seni haklı çıkarmak adına. Anladım ki; sen beni hak etmeyenimdin Yüreğinde olduğumu düşünürken bile yanılmışım, Ve hep yalnızları oynamışım. Kararlıyım; Sonu hüsran olsa da… Aşk denilen bu masal da, rolümün üstleneceğim üzüntülere inat. Şakalarla karışık hayatımın intikamını Alacağım sen den. Ustura yemiş yüreğimin, Acısını saklayacağım kendime. Sanma ki çabuk geçecek yaralarım, Sanma ki yaşadıklarıma neşter çekeceğim, Sen ne dersen de! Kapanmayacak bu oyundaki, Bu perde. Beni hak etmeyenim…

14 06.2012

Gamze YAĞMUR Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Beni Sensiz Bırakma!

Yarın güneşimi erken topla, kamaşır gözlerim doğmasın bana Yağmuru yasakla düşmesin tek damlası kıraç toprağa Bükülsün çiçeklerin boynu, Kurusun goncalar dalında Varsın bahar gelmesin hasatlar kalsın tarlada Ama beni sensiz bırakma! Aşka susayıp çatlasa dudaklarım, bir buse kondurma Dağlansın kalbim senden sonraki gelen aşklara Bir mezar kazıp sevgiyi gömsen de kara toprağa Başımı alıp kendimi vursam da dağlara taşlara Beni sensiz bırakma! Soğuk odalarda hapis olsam da sevdan müebbet’ine Boynuma zincir takıp sürüklensem de peşinde Gözlerim serapların-la büyülense de Dolaşmayıp donsa da damardaki kanım Yaklaşsam ölüme adım adım Yine de beni sensiz bırakma. Anılar unutulup eski sandıkta küflense Vefasızlık yapsan çıksam aklından bir an Resimlerimi yırtsan bir kibritle yaksan da Dünya ötesi bir yere bırakıp atsan da İnan hiç gitmez gücüme Yeter ki beni senden mahrum etme “Yüreğimi sök al ruhumu çal habersiz ama beni bırakma sensiz’’ Gamze YAĞMUR 08.01.2014 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Benimle Evlenirmisin

Pazartesi sabahı Cihan bey için çok önemli bir gündü. Ve farkında olmadan kaderi değişecekti. Ama olacakları bilme şansı yoktu. Erkenden kalktı, alel acele giyinip koşar adımlarla arabasına doğru ilerledi… Doktoruyla randevusu vardı, tahlil sonuçlarını öğrenecekti (neyim var acaba bu halsizlik bu bitkinlik?) yaşlılıktandır diyor telkin ediyordu kendini… Muayenehaneye uçarak gelmişti sanki. Asansörün kapısını açtığında, kalbi duracak bibi olmuştu. Doktorun odasına yaklaştığında sırada iki kişi vardı. Biraz onlarla sohbet etti. Geçmiş olsun neyiniz var? Acil şifalar diliyorum dedi ve muayene sırası ona gelmişti. Hemşire seslendi, Cihan bey buyurun efendim Doktor bey sizi bekliyor. Cihan bey; biraz korku biraz merak doktorunun karşısına oturdu. Neyim var doktor bey? Kötüye bir şey olmaz biliyorum,diyerek hafifçe gülümsedi. ‘’Doktor elinde tahlil sonuçları, kaşının birini kaldırarak sert yüz hatlarıyla Cihan beye baktı, başını sallayarak olumsuz olduğunu mimikleriyle anlatıyordu’’… Cihan bey kansersiniz! Şansınız var ki erken teşhis ettik. Biz elimizden geleni yapacağız endişelenmeyin dedi. Hiç vakit kaybetmeden tedaviye başlayacağız, bir hafta sonrasına yeni randevu verildi. Cihan bey mutsuz ve oldukça hüzünlü canı sıkkın bir şekilde oradan ayrıldı. Arabasını sahilde bir yere park edip, bankta oturdu. Yüzünü denize çevirmiş tüm yaşadıkları, siyah beyaz film gibi gözünün önünden geçmeye başlamıştı… Ne kadar bir zaman orada oturduğunun farkında değildi…

Sermin Hanım orta yaşlarda, bir kızıyla yaşayan neşeli bir kadındı. Yaşamın getirdiği yorgunluğu evden dışarı çıkıp, gezip dolaşarak birde ara sıra parka giderek, bir nebze de olsa dinlendiğini düşünüyordu… O günde kızını gezdirmek için dışarı çıkmışlardı. Alış veriş yapmışlar, dinlenmek için sahile gelmişlerdi. Havanın ılık olması nedeniyle parkta oturacak yer bulamamışlardı. İlerde ki bir bankta yaşlı beyin yalnız oturduğunu gördüler. Yanına gidip oraya oturmak için izin istediler… Cihan bey kendi derdine öyle üzülüyordu ki Sermin hanımın sesini duymadı. Sermin hanım yeniden seslendi (burası müsaitse biraz dinlenmek için oturabilir miyiz?) Pardon lütfen! Lütfen buyurun dedi Cihan Bey. Sermin Hanımın kızı, Cihan beyi rahat bırakmıyor laf atıyor, ilgisini çekecek ne varsa yapıyordu. Senin adı nedir bakayım güzel kız? Adım; Sudenur efendim diyerek güldü. Annesi; kızım gel amcayı rahatsız etme! Cihan Bey; yok rahatsız olmadım bilakis bana yakınlık duyması hoşuma gitti…

Cihan bey anlatmaya başladı ’’Annem alman babam Türk, ömrüm Türkiye ile Almanya arasında gidip gelmekle geçti. Eşim vefat edince bir daha Almanya’ya dönmedim. www.Antoloji.Com - kültür ve sanat İki oğlum var onlar arada telefon edip sağlığımı sorarlar… Ah… Ah efendim, şimdiki gençlik bizim zamanımızın gençliği gibi değil, tembeller bir vurdumduymazlık ki aman efendim sormayın. Kadın kızına söyleniyor kızım yavaş ol amcayı rahatsız ediyorsun… Adam halinden hoşnut şikâyet etmiyordu. Güzel bir sohbetti dedi adam, iyi akşamlar deyip ayrıldılar. Adam bağırdı. Hey güzel prenses! Seni yarında görebilecek miyim? Sudenur annesine baktı, annesi gülümseyince evet yarın yine buraya geleceğiz dedi ve uzaklaştılar… Cihan Bey evine gitmek için arabasına ilerledi. Canı sıkkın, morali bozulmuştu. Kanser olduğunu öğrenmiş, bu meret er geç beni götürür diye söyleniyordu… Sudenur; anneciğim yarın ne olur beni o amcanın yanına götür diye sıkıştırıyor, baskı yapıyordu. Sermin Hanım, Cihan Beyin konuşmalarından etkilenmiş, birazda onun rahatsızlığına üzülmüştü. Ertesi gün kızını aldı dolaşmaya çıktı aynı yere gittiler. Sudenur, oynuyor bir taraftan da Cihan Beyi bekliyor, annesine de belli etmiyordu. Uzaktan Cihan beyin gelişini görünce ona doğru koştu. Adamın hoşuna gitmişti; yıllardır böyle sevilmedim dedi. Kucağına aldı başladılar sohbet etmeye kız soruyor Cihan Bey cevaplıyordu… Böyle günler bir birini kovaladı. Dıştan görenler onları aile zannediyordu. Ve bir gün aynı yerde yine beklemeye başladılar. Diğer günlerde beklediler, gelen giden yoktu, anne kız üzgün olarak evlerine dönüyorlardı… Aradan bir hafta geçmişti. Dışarıda yağmur yağıyor göz gözü görmüyordu. Sudenur annesine rahat vermiyor hadi parka gidelim diye tutturuyordu. Sermin Hanım dayanamadı parka gittiler. İlerde arabanın içinde Cihan Beyi gördü, kız bir çığlık attı Ah! Geldi işte! Geldi diyor zıplıyordu. Sermin Hanım; sizi merak etti Sudenur diye söze başladı. Adam elinde çiçek demetini Sermin hanıma uzattı. (Benimle evlenir misin?) dedi ve devam etti… Tedavim için yurt dışına gitmem gerekiyor seni peşimde sürüklemek istemem, ne kadar yaşayacağımı Allah biliyor, Benimle bir yolculuğa çıkar mısın? Ömrümün kalanını sizlerle geçirmek istiyorum, ama sakın acıyıp da kabul etmeyin. Biraz düşünün kararınıza saygı duyacağım. Sermin Hanım şaşkındı, ne diyeceğini bilemedi. Konuşmaları kısa sürdü, evlerine döndüler, ikisi de dalgın ve düşünceliydi… Cihan Bey heyecanlı bir türlü uyku tutmuyordu. Sabaha kadar odanın etrafında dönüyor geziniyor, mahkûm gibi volta atıyordu.

(Ya kabul etmezse, Sudenur’a da çok alıştım, hay Allah iyimi ettim, ya şimdi hepten kaybedersem?)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sermin Hanım, Sudenur’u karşısına aldı, onun anlayacağı şekilde durumu anlattı, kız çok sevinmişti. Lütfen anne evlenin benimde bir babam olsun dedi… Kolay değildi kadın için… Belki hayatının şansı, belki de şansızlığı olacaktı! Ama adam âşıktı… Yaşı yetmişlere gelmişti, Yaşlı ve hastaydı… Adam. Çok da seviyordu kadını, Benimle evlenir misin? Dedi… Kadın sustu! Zor bir karardı… Kadın, her şeyden vazgeçmek zorundaydı. Yaşadığı şehirden, Arkadaşlarından… Sevdiklerinden… Adamı düşündü… O zaten vazgeçmişti kendinden, İki günlük ömrü varsa… Sevdiği kadınla olmaktı amacı. Dili, dini yabancıydı… Yabancıydı memleketi, ama… Fark etmiyordu, onu çok seviyordu. Adam korkuyordu, sarılıp koklamaya… Kırar, üzer miyim incinir mi Nazenim? Diyor… Mesafeli seviyordu kadını… Ne kadar severse, Ne zamana kadar yanında olursa, Mutluluğu eksilmeyecekti, Belki de hayatımın en güzel yıllarını yaşıyorum, Şanslıyım diyordu kendine. Ölümden ilk kez bu kadar korkuyor, Getireceği ayrılığı düşündükçe içi acıyordu. Sırası mıydı şimdi derken, farkındaydı aslında, Kaçınılmaz olduğunun, Ve… Her gün biraz daha sona yaklaştığının… Ama onu da çok seviyordu adam! Hayatında, hazandan başka mevsim tanımamış, Nereye baksa sapsarı dünya vardı hafızasında! Yeşile dönerken hayalleri, Mavi tutmuştu ellerinden, kısa süreliğine, Çeyrek kalmıştı ölümüne! Henüz baharı yeni tanıyordu, Emekleme safhasını çoktan geçmişti mutluluk! Düşündükçe… Sol yanı daha çok acıyordu… Çisil… Çisil gözyaşları dökülüyordu yüreğine. Hayallerim kurumadan… Yaşasam sevgimi doyasıya… Sen… Benden önce, bırakıp gitme! www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gitme buralardan! Her sabah aynı hayalle uyanıyordu adam... Gamze YAĞMUR. 23/12/2012 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Beş Dakika Daha Var

Uykusuzluğa bu gecede yenik düştüm Bir yanımda dokunamadığım sen Diğer yanımda özlem Hasrete bağlı rüyalar gecikmekte Aldırış etmediğim geceler benimle cebelleşiyor Yokluğunun boyutları kesik-kesik.

Soğuk rüzgâr dağıtıyor dünden kalma efkârı Parmaklarım resminin üzerinde geziniyor Birkaç dakika bastırıyorum yüreğimin isyanlarını Açlığını gideriyorum ruhumun Bir çanak özlem sulandırılmış Bir lokma banıyorum yavan Yalan yanlış teselliyle k/anıp İnanmaya çalışırken, Avunmalara teslim ediyorum bekleyişleri Özlemler bitip şafağa sökecek mi vuslat? Bilmiyorum.

Beş dakika daha var... Serzenişlerin hedefi isabetsiz Kendi kendime şikâyetlerim listeleniyor Karar çıkmıyor susmalarından İnfaz gecikmelerde. Açıklaması olmayan yokluğunun boyutlarında Mesafesi ölçüsüz Girdaplarında yuvarlanırken, uçurumlarına takılıyor gözlerim. Hesabım var çaresizlikle Ellerim kelepçeli yakalanmıyor zaman

Şekillendiremediğim hayal perdesinde siluetin Devrik cümlelerle yazdığım eksik romanımın Kahramanı siliniyor satırlardan Yarım kalmışlığın telaşı sarıyor cümleleri Başa alarak yeniden dinliyorum Hüznü anlatan türküleri.

İsyanlara beş dakika kala, Yalın ayak peşine düşüyor kovalıyorum anıları,. Nefes nefese kalan umutlar inat edip Dudak büküyor unutulmuşluğa Katletmeye kıyamadığım aşka, Daha beş dakika var

Gamze YAĞMUR 04/11/2013 www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Bıraktım

BIRAKTIM Bir düş bıraktım baş ucuna İçinde sen ve, Benli. Bir hayal bıraktım kapına, Mavi kırmızı, Sarı ve yeşilli. Bir umut bıraktım sana Dünlü bu günlü Yarınlı. Gök yüzü bıraktım yanına, Güneş ay birde Yıldızlı. Rüzgarları bıraktım saçlarına, Ilık sıcak esintili Ateş bıraktım kalbine, Sönmeyen hep Alevli. Bir yürek bıraktım avuçlarına Ne yapacaksan senin, Emrine. Dünya kurdum sana İstersen bensiz İstersen benli, Bir bulut bıraktın gözlerine Beyaz mavi birazda Nemli. Gamze Yağmur 23..6.2009 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Bil Istedim

En başta bu şehir unutmayacak beni Yokluğumda asla güneş doğmayacak bu şehre Karanlıklar hâkimiyet kuracak puslu yüreğinde Mevsimler nazlanıp geç gelecek Belki de hiç gelmeyecek. Sen çıkartmak istedikçe aklından Ben takılı kalacağım bir köşesinde Unutmak isteyip unutamayacaksın Akıp giden zaman içerisinde Bil istedim… Terk edip gittiğim evimiz Birlikte yürüdüğümüz loş sokaklar Bensiz dar gelecek sana. Kaybolacaksın çıkmazlarında Her köşe başında arayacak gözlerin Islak kaldırımlarda mutsuz yüzünü göreceksin! Belki uzun uzadıya seyredeceksin kendini Bizi unuttuğun kumsala da uğramayacak martılar Doğru ya… Seni ilgilendirmiyordu bütün bunlar. Canın sağ olsun Bil istedim… Hiç düşündün mü? Pişmanlıkların boğazına sarılıp Mahşerden önce sorguya çekeceğini Dilin lal ve cevapsız sorularla terleyeceğini Ah sevgili ah! Yarın hangi gözlerde uyanacaksın? Ve hangi sevgi dolu sözlerde okuyacaksın beni? Biliyorum… Yeniden sevecek cesarette olmayacak sende Biliyorum… Bizli dünyayı unutacaksın günün birinde Unutsan da unutmasan da Artık bende aldırmıyorum Bil istedim… Ne kadar uzun cümleler kursan da arkamdan Tek tek hecelere böleceğim seni Ve yok edeceğim öznelerini her satırda Ne kadar unuttum desen de Bir hikâyelik geçmiş yaşadık seninle Ne dersen de Ne kadar inkâr etsen de Aklının bir köşesinde saklayacaksın beni Bil istedim… Kaç mevsim mesafe koydun aramıza? www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Kaç çizik attın unutmak için takvim yapraklarına Kaç saat eskiteceksin vuslat adına? Yorulma! Takılı kalacağım aklının bir ucunda Terk edip gidemediğim. Bil istedim… “Senin sevginde hep gidişler vardı bense temel atmak istedim yüreğine bil istedim“ Gamze YAĞMUR 13:08:2014 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Bilinmeyen adrese...

BİLİNMEYEN ADRESE… Karıştırırken hatıra defterini Kuruttuğum gül yaprakları arasında buldum, Siyah beyaz resmini. Vurdumduymaz tavrınla hala gülümsüyordun, Hiç bir şey olmamış gibi. Sitem ettim dertleştim,biraz konuştum onunla, Seni şikayet ettim dinlemedi, Umursamadı bile. Resmin de tıpkı sen gibi,kaçır dı gözlerini benden Yine kolay olanı seçti, Kaçmak! Onda hep bir meziyetti. Hani birlikte dinlediğimiz ortak şarkımız vardı, Bilmem hatırladınmı? Bu can sensiz yaşarmı diye başlardı, Bak sensizde yaşıyormuş işte! Yaşadığından bile habersizken. Farkında değilsin, Ne kadar sevmişim seni,yanım da bile yokken. Çok şeyler götürmüşsün giderken, Kırıntı kalmamış mazimizden. Beni de bırakmışsın belirsiz bir yerde, Ne sendeyim, Ne de kendimde. Uzun zaman oldu, tarihler silindi aklımdan. Yıllar yumruk olmuş inmez boğazımdan. Elimde tek hatıran,siyah beyaz resmin, İstemem kalmasın bende, Şimdi postalıyorum onu da Bilinmeyen her hangi bir adrese Gamze Yağmur.

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Biliyor Musun?

Biliyor musun? Senden önce gözlerime doğuyor diye Güneşe sitem ettim. Bu sabah senin ışığınla uyanmak istedi kalbim Oysa; yağmur bulutlarını da saklamıştım Geçeceğin yolları çamurlarından arındırdım Saçına bir damla yağmur düşerse erir yüreğim Bahanesi olursa vuslatın hayata yeniden Küserim. Biliyor musun? Günler öncesinden bir telaşı aldı beni Geceden yaptım hazırlığını hasretin Gülleri toplayıp kristal vazoya yerleştirdim Özenle renkleri beyaz olanlarını seçtim Gün doğmadan ve soldurmadan gülleri Bekliyorum yolunu geç kalma emi! Kapı girişine koydum terliğini Masada kuş sütü eksik sevgilim Sen gelmeden omleti de yapmadım Sıcak ve acılı seversin bilirim. Biliyor musun? Sobanın üzerinde ekmeklerde kızarıyor Çay kokusu yayılmaya başladı odanın her yanına Volta atıyorum dört duvar arası Saat hayli zaman geçti Pencereye yapışıp kaldı gözlerinin elası Verdiğin sözde durur geç kalmazdın hani Yine bir işin çıktı belli Senden önemli işim olmaz derdin hep Nerede kaldın şimdi?

Biliyor musun? Çocuklar gibi bu sabahta sevinçliyim Hüzne çevirme sevincimi Güneş penceremden ayrılmaya başladı Saate bakmaya da korkuyorum Akşam vakti de yaklaşıyor Gün yavaş yavaş ayrılırken buralardan Kızıl hüzün dokunuyor yüzüme ve Sığınıyorum lacivert gecenin gölgesine. Sen… Sen bu günde yoksun Daha kaç bu gün bekleyeceğim Biliyor musun, ama nerden bileceksin ki Gittiğin o günden sonra Kaç yıl her sabah bayram havasında Bekledim… Çiçekleri vazoya erkenden, www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Kaç yıl bıkmadan yerleştirdim Ve kaç yıl solmalarına izin vermedim Hazan gibi ilkbaharımda soldurdun beni Sen her doğan güneşte öldürdün beni Gittin ve bir daha gelmedin Canın sağ olsun sevgilim… ‘’Güneş bu gün gözlerime yine senden önce doğdu ve biliyor musun hiç üzülmedim ‘’ Gamze YAĞMUR 27/01/2014 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Bir Ates Yakipta Gitti

Ayrılıklara veda etmiştim çoktan Kapılar vuslata kilitlenmişti hiç yoktan İki üç cemre düşecekmiş uzaktan Kabuk bağlayan kalbimi kanattin ve ben bittim Bir ateş yakıp arkana bakmadan gittin Sus pus olmuş sakındı duygular Gönlüm perdesini acmisti aydın di yarınlar Kalbimin kenarında attığın voltalar Henüz iz bırakmamıştı yürüdüğün adımlar Bir ateş yakıp arkana bakmadan gittin Bahar müjdesini kapımda beklerken Hazana veda edip ellerimi sallarken Ağaçlar yeşil yeşil giyinirken Göçmen kuşlar yuvaya dönüyor derken Bir ateş yakıp arkana bakmadan gittin Gözlerin mavi belkide yeşildi Belki orman belkide engin deniz Kelimeler kekeme dili bağlı gibiyiz Tam inanacakken yeniden sevgiye Bir ateş yakıp arkana bakmadan gittin Bu nasıl ateştir köz mü alevmi Bir vardı bir yoktu şeytan mı melek mi Beni öylesine benden aldınki Alev alev yakıp arkana bakmadan gittin Bu ateşe hangi el değer Halime kim ağlar kimler güler. Yağmurun damlası kirpiklerimden Cisil cisil iner Yüreğim aşkla sırsıklam avare gezer Sen Bir ateş yaktında gittin arkana bile bakmadın ve ben bittim Mavi gözlerinde hüzün mü arayım iki kelam etmedin derdini anlayım Yaban ellerdeymişsin halin nasıl sorayım Kalbime bir avuç gül serptin Bak dikenler içinde al kanlardayım Ah vefasız... Yüreğime bir avuc ateş atıpta gittin Arkana bile bakmadan yakıpta gittin ve ben bittim Gamze YAĞMUR 28/02/2017

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Bir Avuç Mutluluk

Dağılan beyaz bulutlarda toplanmış mavi düşler Haydi, umuda yolculuk başlıyor Hareket etmek üzere kara tren! Mavi giysiler içinde sandık aralarına gizlenmiş, Son vagondaki yolcular sessiz. Ve bağırıyor makinist, Kalkış saati yolcu kalmasın! Heyecan zirveye tırmanıyor, kalp ha durdu ha duracak Bakışlar hazırlanıyor, ufukları kucaklamaya. Etrafta şaşkın şaşkın dolaşıyorlar Mutluluk henüz gelmemiş, yeri boş. ‘’Mutluluk’’ Tacirlerin ellerinde sıkışmış, Çekip almak bir hayli güç! Yarına gülen yüzle bakma endişesi taşıyor yürekler, İnsanlar da dil suskun. İlk yalnızlık istasyonunda mola veriyor Sevgiden ümidini kesmiş garip bir kul Karşılamaya gelmemiş mutluluk, Bavullar üst üste içleri boş. Sevgiye aç yürekler bir lokma saadet peşinde İsimsiz virajlar dönülüyor bir bir Sis çökmüş dağların eteklerine. Sarp geçitlerde göz gözü görmüyor Panikliyor hey hat! Mahşeri yaşıyor yolcular telaş içinde Zamanla yarış var… Çıkış arıyor gözler korku tünelinden Bir ışık var mı umuda dair? Ne zaman biter u/mutsuzluk? Karanlıkta çıkış arayan Ay’a sırt mı dönmüş Güneş? Mavi düşlerin rengi soluk… Kayıplar içinde kaybolmuş bir avuç mutluluk Gamze YAĞMUR 20.06.2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Bir Avuç Toprak Yeter mi

Bir avuç toprak yetermiydi Sevgisinin üzerini örtmeye Geride bir şey kalmadan yok etmeye. Her seferinde bir gül dikiyordu Kalbindeki büyük mezarın üzerine Yeşerir mi kurur mu Endişesi taşımıyordu içinde. Böyle mi oluyordu yüreğe gömülmeler Ne bir çığlık duyuluyor Ne bir ağıt yakılıyor Ne de yaş süzülüyordu gözlerinden Anılar sigarmıydı o yürek mezarlığına Kaç cinayet işlenmiş gömülmüştü oraya Bir avuç toprak yetiyormuydu Onca yaşanmışlıklar kapatmaya Yağmur damlası düşüyormuydu toprağa Bir avuç toprak yetmez ki Bu kadar yalanın üzerini örtmeye Onca mutlu saatler yaşanmıştı Yosun yeşili gözlerinde. Parmakları durmaksızın dolaşmıştı Saçının her telinde Kızıl şafaklar söküyordu uzun saçlarının dibinden Güneş erken doğuyordu Aşkı dolu dolu yaşadığı günlerde

Bir avuç toprak yetermiydi Sevgiyi yok edip beyninden silmeye Bu ne acımasız mutluluk Bu ne merhametsizce katlediş? Kuru dal misali sürüklenecek mechul yerlere Her mevsimi karakis yaşayacak Güller açmayacak gönül bahçesinde İstesece artık çok geç Yüreğine gömdüklerini tek tek diriltemeyecek Ne hazin sondur Aşk ve sevgi olmadan Hayata anlamsızca devam edecek

Gamze YAĞMUR 01/04/2015 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Bir Dilim Aşkla Geldim

Aç kapını sevgilim ------Gamze Bir dilim aşkla geldim Demle sevda çayını Yudum yudum içelim. Hadi tut ellerimden bir dilim aşkla geldim Ardına kadar açık------Fikret Senin için bu yürek Affet ne olur sevgilim Bir hata yaptı isem, bilerek bilmeyerek Ben o sevda çayını Günlerdir demliyorum Bir dilimcik aşk için yolunu bekliyorum Bir nefeslik ömürde------Gamze Zaman akıp gidiyor Heba edilen anlar, kayıp gitti zamanla Bir daha erteleyip Kalmayalım amanla Hadi tut ellerimden bir dilim aşkla geldim Hoş geldin, sefa geldin------Fikret Meltem gibi esendin Bir nefeslik ömrümün, tamamı senin olsun Bir daha bırakmadan, elini tutacağım Yudumluk aşkımızı, aşıma katacağım Sevda sofralarının nar'ını özlüyorum Bir dilimcik aşk için yolunu bekliyorum Uyan ey mahmur gözlüm------Gamze Aşk bahçemiz solmadan Uyan ey melek yüzlüm Hayata geç kalmadan Hadi tut ellerimden bir dilim aşkla geldim Ben hiç uyumadım ki------Fikret Bana uyan diyorsun Yeter ki candan iste, geç kalmayız hayata Melek mi, şeytan mıyım kendimde bilmiyorurm Bir dilimcik aşk için yolunu bekliyorum Sevgimiz kucaklasın yaşanılan bu günü------Gamze Aşkımız örtsün artık içindeki hüznü Yüz sürdüm bak kapına tut ne olur sözünü Dünyayı döndürelim, mutlulukla ve aşkla Hadi tut ellerimden bir dilim aşkla geldim… Unutmalıyız dünü------Fikret Tutmaz mıyım sözümü Aşk örtecek hüznü Kıskananlar çatlarken mutlu dönecek dünya Bal rengi gözlerinde sevdayı görüyorum www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Bir dilimcik aşk için yolunu bekliyorum Şiir Gamze YAĞMUR&Mehmet Fikret ÜNALAN Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Bir Kullanımlık Mutluluk

Usulca perdeyi açtım titriyordu ellerim Dışarıya bakma cesareti kalmamıştı kendimde Güneş doğmamış gibi, kapkaraydı gökyüzü Ürkek gözlerle yağmuru seyrettim uzun- uzun Ayrılabilir miyiz? diye geçirdim içimden Şu an yanımda değildi Gidişi sebepsiz olmuştu sessiz ve derinden.

Dün geceden kalan odam ben gibi darmadağındı Resimler yatağın üzerinde Kül tablası izmarit artıklarıyla doluydu Bir dal sigara yalnızlığıma çare olmamış Duyuramamıştı sesini biran da gözden kayboldu.

Perdeyi hızla kapatıp hapsettim kendimi karanlığa. Dışarda kopan kıyamet İçimdeki kıyamet kadar etkili değildi Elimdeki resme bir daha baktım Defalarca öpüp kokladım Biz ayrılmayı beceremeyiz Tesellisiyle yüreğimi harmanladım.

Gözyaşlarımla ıslanmama razı gelmezsin Karakış ayazlarına teslim etmezsin beni Sensizlikten üşüdüğümde örtersin üzerimi Bilirim bana dayanamazsın diye geçirdim içimden Onun sevgisinden bu kadar emindim.

Kuruyan dudaklarım ı dilimle ıslattım Dış dünyayla bağlantımı koparıp attım Hala, yanındaymış gibi konuşuyordum onunla Maziyi eşeledim biraz. Oysa neler yaşamıştık aşk ve sevgi adına Her gün bir şiir yazıp vermişti okul yolunda Söyleyemediklerini satır-satır dökmüştü kâğıda Mutluluğun son kullanma tarihi mi geçmişti? Bir terslik vardı bu işte Henüz yeni başlamıştı kullanmaya Çok tazeydi aslında…

“Bir kullanımlık mutlulukla gelme bana, alışırım sonra her gün dozunu artırmaya”

Gamze YAĞMUR

16.01.2014

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Bir ses ver

BİR SES VER Sanki daha dün gibiydi, Nede çok yaramazlık yapardık, Biraz serseri biraz da deliydik Dostluğumuzdan bir gün bile Taviz vermedik. Sevgiden güzellikten yanaydı düşlerimiz, Ne kadarda yürekliydik. Elimden tutup yan komşumuz Ayşe teyzenin, Bahçesine koşardık Kucaklarımız dolana kadar erik toplar, Arkamıza bakmadan, oradan uzaklaşırdık. Aynı yerimize dere kenarına, Ağacın altına gizlenirdik… Görmezler zannedip, Çatlayana kadar meyvelerimizi yerdik. İkimizde tam anlamıyla serseriydik. Arkadaşları hırpalayıp misketleri alıp, Kaçmamıza ne demeli? Sen var ya sen hem serseriydin, Hem de deli. Ya yüzümüzün kirli hali, Nasıl birbirimize bakar katıla, katıla gülerdik Kabul et ikimizde çok şımarık şeylerdik. Hatırladın mı? Kızamık olup bir hafta yatmıştın. Göremiyor özlüyordum yasaklamışlardı, Seni… Sabahlara kadar dua edip ağlamıştım! Beni onsuz bırakma, Ayrılmayalım diye yalvarmıştım ALLAHA. Bak ben şimdide sensizim! Bir ses ver, Ya duy beni! Yada duyur sesini! Çok özledim çocukluk günlerimizi. Bu gün uğradım“o”eski mahallemize, Ayşe teyze sizlere ömür! Erik ağacımızda yerinde yok, Hiçbir şey bıraktığımız gibi değil, Hadi bir ses ver ne olur, yaşadığını bileyim. Kirli yüzünle çık karşıma! Yine katıla, katıla güleyim. Unuttunmu yoksa? Hani sözleşmiştik! Her yıl, aynı yerimizde buluşalım demiştik. Ben sözümde durdum, Geldim elimde kemanımla, www.Antoloji.Com - kültür ve sanat İşte buradayım. Sen neredesin serseri ruhlum? Hadi bir ses ver ALLAH AŞKINA. Bir kaç dakikaya kadar çık karşıma, Sürpriz yap sobe de bana. Hiç yıkmamıştın hayallerimi, Ne olur şimdide yıkma! bir son ver çocukça oyunlarına, Yaşıyorsan eğer bulurum Gitsen de dünyanın öteki ucuna Bil ki cennette bile olsan gelirim, Gelirim yanına, Kavuşurum deli dolum serseri ruhlum, Çocukluk aşkıma. Gamze Yağmur 14.06.2010 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Bir Şehir Kursam Sana

Başını çevirip baktığında beni görsen karşında Her seferinde göz göze gelsek seninle ve Her seferinde çarpsan bana sevgiyle. Katre katre, duyguların yükselse gökyüzüne Ayrılık giremese kapısından Yüreğim; bekçi olup otursa eşiğinde Yalnızlık komşu olmasa sıkmasa canını Neşe, mutluluk, Sevgi yükselse çatısında, Buram buram aşk tütse bacasında. Bir şehir kursam kalbine İlk ve tek misafirin olup, saat başı uğrasam sana Hal hatır sormak niyetine Güneşe karşı penceresi olsa Günün ilk ışıkları yansısa güzel yüzüne Düşmese kirpiklerine hüznün gölgesi Ayazlarda üşümese yüreğin En güzel kuşlar gezinse bahçesinde. Beni anlatan şarkılar dinlesen yokluğumda Papatyaları toplasan falları senden yana. Bir şehir kursam avuçlarının içine. Dolansa saçların bileklerime, Sarılsam ellerine, sıkıca tutsan ve hiç bırakmasan. Piyano tuşları aşık olsa parmaklarına Kıskansam ikinizi, dinlediğim her serenatta. İçimden geçenlerin bestesini yapsan! Yüreğimin hatırına… Bir şehir kursam ikimize. Gözlerimizdeki sevgiyle aydınlanan lambaları olsa İkimizin aşkı ile ısınsa odalar. Mutluluğumuzun taşındığı kamelyalara Sarmaşıklar dolansa ve çözülmese hiç. Bu şehirde iki nefes alınsa, iki yürek çarpsa bir birine Yüreğimizdeki kıvılcımlar meşale gibi aydınlatsa, Karanlık inmese kurduğum şehre. Mutluluk bizden sorulsa, hâkimiyetimiz altına alsak nefreti Sevgiyle yönetsek bu şehri Sen sevgi olsan Bende sevgili…

Gamze YAĞMUR 06/07/2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Bir Tutam Sevgi

Mum ışığının gölgesi gibiydi sevgin Titrek fersiz ve loş Yanmak da kararsız, Cesaret yoksunu yüreğini uğurluyorum, Sonbahar gidişinde. Yapraklar ezik çiğ düşmüş dil suskun. Bir tutam sevgi kalıyor elimde. Göç hazırlığı başlıyor sevgi diyarından. İhanetin gölgesinde sitem, Vurgun yiyor mevsim. Ağaçlar devrilmiş bi çare, Bakışlar boş… Cilveli kış da, uykuya yatıyor güven. Bir tutam sevgi düşüyor elimden. Yüzüne kapanıyor kapılar bir bir, Ve sen berduş kıyıyorsun bize. Ayazlar yanıyor eriyor umutlar, Mevsimler ters yüz, İsyanlar şaha kalkmış kaçışlar meçhul. Bir demet ihanet dökülüyor gözlerinden.

Gamze YAĞMUR

23.10.2012 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Birkaç Dakika Kaldı

Vakit daraldı… Şunun şurasında bir kaç dakika daha var. Söylenmemiş ne kaldıysa durma söyle! Tükettiğin nefesin telafisi yok, geri sarmıyor zaman. Yelkovan ve akrep koşuyor dört nala, Takvim yaprakları kopuyor ardı ardına. Sahte sevgini nasıl sığdıracaksın daralan zamana Konuşacak sözlerin anlamı yok, Yorma nefesini biraz susmayı dene! Gülüşlerin bile alaylı, Şimdi gitme sırası bende. Bir kaç dakika kaldı… Yüreğimi hazırladım, sensiz iklimlere yolculuk başlıyor. Son bir mektup bırakıyorum aynanın önüne, Toparlanıyorum merak etme. Unuttuğum ne varsa yak! Yak, hatırlanacak bir iz kalmasın geride Şimdi; gitme sırası bende. Bir kaç dakika kaldı… Adına yalnızlık koyduğum yerlere uğrayacağım. Yalanlarına ayıracak vaktim yok, geç kalıyorum. Kelimeler yapışıyor titreyen dudaklarıma, Benden kalan boşluğu asla dolduramayacak, Hayatının kıyısına yabancı baharlar vuracak… Gök kubbe yavaş yavaş başına yıkılıyor sanacaksın, Yokluğumun ağırlığı sersemletecek seni, Her seferinde dört duvara çarpacak bedenin, Parça parça… Sessizlik, dile gelip sitem edecek. Karanlığın koynuna saklandığında huzur arayacaksın Kapı gıcırtısına hasret… Çığlıklarını kendin duyacak, Yalnızlığa sarılacaksın korku düşlerinde. Gölgen büyüyecek gözlerinde.. üzerine yılığılacak anılar ve çıtın çıkmayacak. Şimdi gitme sırası bende… Gidişim; ölüm acısı gibi düşecek yüreğine yanacaksın, Fakat naaşım olmayacak elinde. Bir kaç dakika kaldı… İhanetlerini toplayıp koydum bir köşeye Sus! .. Seni dinleyecek kadar kalmayacağım, Masallarına kapalı kulaklarım. Biten bestenin son nakaratısın, Mırıldanıyorum dilimde Şimdi gitme sırası bende… Çünkü kat kat örttüm hatalarını, suçların üzerimde. www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gamze YAĞMUR Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Bitirdin

BİTİRDİN Gözün aydın can... İstediğin gibi oldu, Planların tam on ikiden vurdu! Mutlu ol… En iyisini En doğrusun hep sen bildin. Benim yerime sevip, Yine benim yerime vaz geçtin. Duygularım zan altında Dur! Dur giderken pişmanlık Bırakma, Bak buz tutuyor yüreğim. Bir daha izin vermem, Çözülmesin… Çözülmesin artık istemem Şimdi mutlu musun can? Yeniden başlama istersen, Dönüşü yok! Kapandı gönül kapıları. Bir kenara bırakıldı bulunmaz, Anahtarı. Sevgiyi, Aşkı Hiçe saydın, Ben gibi onları da bitirdin Mutlu musun can? Gamze YAĞMUR. 01.09.2009 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Bitti diyemedim

BİTTİ DİYEMEDİM Kaç defter yaprağı buruşturup attım, Karaladım sildim çizdim sildim, Aşkımız bitti diyemedim! Elim gitmedi yazamadım işte, Beklide bittiğini kabul edemedim. Anlatamadım yüreğime. Çok zor olacak alışmak yokluğuna. İçimdeki sevgiyi yok sayamam, O güzel hatıraları da silip atamam… Bunların hiç birini yapamam bir tanem, Yapamam. Gün ağarmak üzere. Dışarıda yağmur yağıyor, Sesi sanki odamın içinde. Radyoda (biz ayrılamayız) şarkısı çalıyor, Dudağımda buruk bir gülümseme; Ama biz ayrıldık işte, AYRILDIK..! Söylemesi nede kolay geliyor, Ama gel gör ki içimde kasırgalar kopuyor. Yağmur dışarıda değil sanki, Yüreğime yağıyor… Bizim sevgimiz aslında öyle büyüktü ki Ne badireler atlattı, Hepsine gülüp geçmiş alay etmiştik. Şimdi ayrılık alay ediyor, Kazandım işte kazandım diyor! Zafer bayrağını inadına karşımızda sallıyor. Bitemezdi bizim aşkımız yıkılmazdı sevdamız. Hiçbir dalga silemezdi, Kumlara çizdiğimiz kalpleri… Fırtınalarda eğilmezdi dallarımız Öyle mutluyduk ki! Ayrılık biz uğramaz derdik. Çünkü ölesiye sevmiştik Her sarsıntıya dayanaklıydı yüreklerimiz. Yok yok bu bir şaka… Yarın elinde bir demet gülle, Sürpriz yapıp çıkar karşıma, Özledim bir tanem çok özledim deyip, Sarılır boynuma sıkıca..! 07.05.2010 G. Y Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Bittiği yerde

BİTTİĞİ YERDE Her şeyin bittiği yerdeyim. Anladım ki duygularım Ne senli Nede sensiz. Sevgiler olmuş çıkmaz sokak Adresler hep yalnış Belli değil sevdalar, Nerede bitip Nerde başlar. Tüketilmiş aşklar Parlamıyor şimdi o ahu bakışlar. Dil susar gözler söylerdi, Hele yürekler söz dinlemezdi Sevdası için Ferhat dağlar delerdi Kavuşmak olmasa da Bir ömür beklenirdi. Sevgililer ayrılmayalım diye, Yeminler ederdi. Yok oldu artık bu sevdalar Cesur değil sevdalılar. Biliyorum ki yalnız geçecek Hem baharlar, Hem de kışlar Gamze Yağmur 22.8.2009 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Biz anadolu kadınıyız

BİZ ANADOLU KADINIYIZ Tan yeri ağarmaya başlamadan, Düşeriz yollara. Dağ bayır,Ova çayır odun davar hep bize bakar. Hiç te gocunmayız, çünkü biz kalifiye ırgatlarız. Bir elimizde çapamız, Diğer elimizde ayranla azığımız. Sırtımıza bağladığımız bebelerle, Gideriz tarlaya. Bilirizki bu günde bekler bizi, Toprak ana! Dinlenmek haramdır, Biz Anadolu kadınına! Çapayı kaldırıp vurunca toprağa, Bir avuç tohumla… Acılarımızı da gömeriz oracığa. Yinede yüzümüzde tebessüm Umutla bakarız yarınlara. Aşk,sevgi,özlem,bunlar nedir nasıldırki? Biz hiç bilmeyiz Henüz baharı görmeden, Yaban ele gelin gideriz. Yaşama dair ne varsa, Töreye. ağalara kurban ediliriz. Sevmek sevilmek, hakkına hiç sahip değiliz. Kuaför manikür bunları şehirdeki kadınlardan duyar, Hayretle dinleriz. Biz Anadolu kadınıyız! Tırnağımızdaki boyadır bizim kınamız. Oje manikür neyim hiç anlamayız! Tek bildiğimiz… Doğuştan köle yaratılmışız! Yıllardır erkeklerin iki adım, Ardından giden kaşık düşmanı… İkinci sınıf vatandaşız! Toprak ana! bir gün… Biz bu düzeni bozacağız! Sen dert ortağımız… Sen sırdaşımız.. Sen tek arkadaşımız! Bizi anlayan can yoldaşımsın! Laf aramızda toprak ana, Bu anlattıklarımız giderse, ağaların kulağına, Bakmadan göz yaşımıza, Mezar eder burayı, bir kuma daha çıkarır karşımıza. Bebelerimizde bizimle atıldı bu hayata, www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Onlarında kaderi olmasın böyle Boyun eğmesinler bu düzene, Baş kaldırsınlar izin vermesinler, Böylesi acımasızca kadınların ezilmesine. Bu dünyada biz kadınlar sustukça! Kaderimiz, Alın yazımız., Deyip, sineye çektikçe! İnsan gibi yaşamak uzak bize, Biz eksik etek, Biz kaşık düşmanı. Biz erkeğin iki adım ardında giden Her şeye rağmen, Yüreği insan sevgisi olan Ayağı çıplak… Yüreği umut doluyuz! Elleri toprak, teni amber kokulu, Çünkü… Bizler toprak ana… Bizler …ANADOLUYUZ.. Gamze YAĞMUR Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Bu Gün Anneler Günü

Beni dünyaya getirmek için yıllarca beklemişsin Ben geldim ve sen bırakıp gittin. Her şeye hasret kaldım, Kollarında uyutup yüreğine bastırıp sevilmekten, Mahrum yaşıyorum anne. Büyüdüğümde boynu bükük bakacağım çocukluk günlerime Her çocuğun kaderimdir annesiz büyümek, soruyorum kendime? Cevap bulamıyorum anne. Biliyor musun? Babamı da çok seviyorum hem de ikimizin yerine Ne olurdu sende olsaydın bizimle Yanımızda canımızda. Daha farklı bakmaz mıydım hayata, Kalbim bir farklı çarpmaz mıydı anne? Ağladığımda yaslandığım en güvenli omuz olurdun Karşılaştığım zorluklar ürkütmezdi beni Bilirdim ki yanımda sen varsın, Bıkıp usanmadan katlanırdın bana Bütün kötülüklerin karşısında yanımda olurdun.

Seni Baba’ma her gün soruyorum Anlat annemi diyorum anlat bana! Babam anlattıkça gözlerimi kapatıp masal gibi dinliyorum. Hiç görmemiş olsam da, Görüyormuş gibi yanımda hissediyorum ve seni çok seviyorum. Melekler gibi yüzün yosun yeşili gözlerin, Altın gibi yüreğin varmış. Anladım ki bu güzellikleri senden almışım. Sana söz veriyorum annem, Ardında yarım bıraktıklarını ben yaşatacağım.

Güzel annem.. Benim yerime toprağı sardın kollarına, Benim yerime gülleri büyüttün bağrında, Benim yerime kefeni doladın bedenine, Sen hiç üzülme anne… İkimizin sevgisini kocaman yaşatacağım Küçücük yüreğimde. Annem yine rüyamdaydın dün gece Uyuyormuş gibi yapıp kısık gözlerimle İzledim seni saatlerce. Nefesini duydum kokunu çektim içime, Söylesem de kimse inanmaz ki, Ama ben seninleyim her gece. BU GÜN ANNELER GÜNÜ!

Biliyorum bu gecede geleceksin bana, Sarılacaksın doyamadığın kızına. www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Hediyeni bırakacağım avuçlarına, İçinde sevgi dolu yüreğim olacak! Seni, hiç ama hiç yalnız bırakmayacak. Benim yüreğim her seferinde Anne sevgisiyle çarpacak… Sonsuza dek. ‘’Bana her gün annemin günü’’

Gamze YAĞMUR Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Bu Hazan Beni Yaralar

Bu mevsim hazan. Bu mevsim yalan… Hazanda mı olur hep ayrılan? Ve bu mevsimde En fazla ben miyim yara alan? Dökülen yapraklar arasında, Sıkışıp kaldım. Beti benzi sararmış mevsimdeyim. Erguvanlara hasret başladı, Şimdiden. Bozkır yalnızlığına merhaba. Bir yaprak düşerken toprağın kucağına, İçimde fırtınalar kopar. Bırakın beni kasıma En fazla beni hazan anlar. İrdelemeyin renklerimi. Ayrılıkların ardından Her gün bir hüzün bestelerim var. Kızılla sarı arasında Griye dönerken duygular. Mutluluktan nasibimi alma zamanı, Çok geç… Aşklar; saklambaç oynar saklanır kuytuya Çınar gölgeleri ağır ağır Düşer uzaklara… Eskisi gibi cömert değil güneş, Isınmaz yürekler. Sevgiler nasır tutmuş Unutulmuş sevilenler. En zayıf yerinden vurur hazan. Neşter yer yürekler… Kasım yağmurları düşerken Toprak damlalara gebe. Tebessümler donuk, Suratlar asılmış bağ bozumunda, Neler oluyor bu mevsime? Her şey yerle yeksan. Duygular talan edilmiş Ortalık kan revan. Aşk kokan çiçeklerin boynu bükük, Boynu bükük bülbüller lal. Bu hazanda ne varsa? En çokta beni yaralar…

Gamze YAĞMUR

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Bu kadar kolaymı?

BU KADAR KOLAYMI Gözlerine bakarak Tutarak ellerini Bu kadar kolay mı? Seni… Seni, seviyorum derken Yaşanmış mutluluklara inat Bakmadan ardına gitmek Bu kadar kolay mı? Olmasın bahaneler Anlamsızdır, Bundan sonra ki söylenen sözler Saman alevi gibiymiş Yüreğinde ki büyük sevgiler. Yakma gönlünde, Yakma… Küllenecekse ateşler. Yeniden gelip çelme aklımı Önce sevgiyi Sonra beni tanı Sorgulama sakın Gönül deki aşkı, Senin için seviyorum demek Bu kadar kolay mı? Ben bilmem ki, Senin gibi sevme yi. Çok seviyorum derken terk etmeyi Oyuncak gibi kırıp Bir kenara atmayı Sonra toplamak parçaları, Bu kadar kolay mı? Gamze Yağmur Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Bu Sabah Gözlerimiz Buluşacaktı

Hani; buluşacaktık kirpiklerinin gölgesinde? Bak! Sabah sabah, özlemin kaçtı gözlerime. Kirpiklerimi ovuşturdum, acıyı hissettim içimde, Gitme kal diye sıkıca kapattım! Yaşatmak istiyorumdum göz bebeklerimde Kimse bulamasın,göremesin seni kimse Bir ben göreyim,bir ben seveyim ölesiye. Bak! bu sabah özlemin kaçtı gözlerime. Aklım firar etti, Ele geçirdin benliğimi,meftun ettin kendine Ben; kayboldum deniz mavisi gözlerinde Bul beni sende. . Biliyorum ki kök salmayacak ayrılıklar Sevdalı dolaşacağım kurak iklimlerinde Aşkına susuz kalsamda ağlamayacağım Karışmayacaksın sellere. Bak! bu sabahta özlemin kaçtı gözlerime. Yeniden bir araya geldiğimizde Başımı dizine koyup, uzun uzun seyredeceğim yüzünü Yolculuğa çıkacağım göz bebeklerinde ve Gök kuşağının altından geçip Sana dört mevsimi getireceğim Her mevsim farklı seveceğim seni. Bak bu sabahta özlemin kaçtı gözlerime Ağlamıyorum, Anılarlada barışık yaşayacağım Asla izin vermeyeceğim gitmelerine. Yıldızların koynuna sığınmayacağım, bundan sonra Bir senin yüreğine uzanacak yüreğim Ağlamayacak ıslanmayacak kirpiklerim. Bak! bu sabah özlemin kaçtı gözlerime Ruhumu derinden sarsan depremler bitecek, Boş çerçevelerde seni aramayacak gözlerim, Yarasa gibi asmayacağım kendimi gecelere Baş aşağı olmayacak duygularım ve Gözlerim değecek gözlerine. Bak! bu sabahta özlemin kaçtı gözlerime Yokluğunda rengârenk bekleyeceğim Umudumun rengi mavi olacak, Rengârenk seveceğim. Göremediğim günlerde mavi boyayacağım hasretimi Yedi renkte sarılacağım yüreğine.

Ruhumu vuslat gününe hazırlayacağım Yeni umutlar giydireceğim üzerine, www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Ölüm olsada sonu, gelmesen de bana Akreple ile yelkovan acele edecek, Zor günleri çabuk geçecek elbette Bir gün… Bir gün, sensizliğinde sonu gelecek Gözlerin gözlerime değecek Bir gün… Gamze YAĞMUR Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Bu Sefer Gerçekten Gittin

Ayrılıkları sevmem bilirsin. Bir sabahta gülümseyerek uyan,günaydın de’ be’ adam. Ayrılıkla yatıp, kalkıyorsun ayrılıkla. Varlığına bile alışamamışken, yokluğunu nasıl kabullenirim, bunu bekleme benden. Dayanamam ki sensizliğe. Niyetin buysa eğer peki… Buyur kapı açık git gideceksen. Yüreğim yavaş yavaş soğur Alışırım yokluğuna dert etmem. Sensizde dolaşırım seninle gezdiğimiz yerlerde. Yalnızda taş atarım denizlere, O’ na da sitem etmem. Hani kekik kokulu sevdiğim diyordun ya. Kulaklarımda yankılanmayacak sesin, kekiklerde kuruyacak nasılsa. Unutulmayan ne var ki dünyada, Seni mi unutmayacağım? Elbet unuturum zamanla. Bak adını unutmaya başladım bile. Bel ki oturduğumuz evi de değiştiririm, Zaten rutubetliydi hem de dar gelir bana, Duvarlarda bile hatıran varken artık, Sığamam... Hani her kayan yıldızda dilek tutardık ya, Sonra; sen yıldız takardın saçlarıma. Küserim karanlığa bakmam kayan yıldızlara. İstemem gökyüzü de senin olsun, Giderken onu da al yanına…

Bu sana hazırladığım son kahvaltımız. Sen omlet seversin, Ben rafadan.. Sen gidince onu da kaldırırım sofradan. Dokunur bu yaşta, Yalnızken dizilir boğazıma. Sobayı çok yakıyorum diye de kızardın, bir odun daha fazla atarım, sıcak iyi gelir romatizmalarıma. Yanımda olmayacaksın nasılsa, Havalar iyice soğudu sen kendine de pek dikkat etmezsin, Bronşitin azar… Kime naz yapacak kime mız mızlanacaksın? Son zamanlarda iyice huysuzlanmıştın Çekilmez zor bir adam olmuştun, Gideceğim diye tutturmanda bundandır.

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Aslında seversin beni bilirim özlersin de. Nisan da gelmedi bu şaka niye? Asma suratını haydi gülümse. Bizi bizden ölüm ayıracaktı derdin Bak gördün mü? Burnumun ucu kızardı yine. Sade bir kahve yapayım eski günlerdeki gibi Sen yine kusur bul, Köpüksüz olmuş, bayat kahvemi pişirdin diye Hayıflan. Susma konuş ‘be’ adam. Kahveler soğuyor gel yanıma. Sensiz acı kahvenin bile tadı olmaz. Susmak zamanı değil ki, Susma ne olur! Yapacağını yaptın, durdun sözünde ölüm ayırana dek diyordun ya. Meğer ölüm çoktan gelmiş kapıya Ayrılıkta yarı ölmek değimi? Gitmem gerekiyor derken şaka yapmamışsın Gittin be can… Gittin…. Sessiz sedasız canımdan gittin. ‘’Giderken bir aşk hikayesini de bitirdin’’ Gamze YAĞMUR Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Bulduğum yerde

Yine günlerden Pazar, Hava buz gibi, Biraz aşığım biraz da deli. Sahilde yürüyorum ellerim ceplerimde, Sana ilk rastladığım yerdeyim şimdi. Bir kaç ay önceydi rastladım ona Elinde simit konuşuyordu martılarla. Usulca sokulup selam verdim, Oturup konuştuk oradan buradan, Bir kır kahvesinde çay içtik Bunlar tavşan kanı diyordu garson, Göz göze gelip gülüştük. O konuşuyor ben dinliyordum, Aslında dinlemiyor onu izliyordum. İçimi heyecan sardı, bardak avuçlarımı yakmış, Ama gözlerim hep ondaydı. Çok değil birkaç ay önceydi, Onu bulduğum yerdeyim… ‘o’ yok. Kim bilir hangi sahilde? Elinde ki simitle martıların peşinde. Çok özledim seni çok. Belki bir kez daha rastlarım umuduyla Her pazar gelirim bu sahil yoluna. Oturup çay içer simit atarım martılara sonra, Bir parça susam kapma kavgasını izlerim, Çocukça gülümserim onlara. Hava yine ayaz, Parmaklarımın arasına gizlenmiş sıcaklığınla, Bakınırım etrafıma. Dalgalar hafifçe kıyıya vurur Vapur sesleri karışır hayallerim arasına Ben kayboluyorum sende Peki şimdi nerdesin nerelerde? Gün batmak üzere, Bu pazar da bekleyişlerimin sonu geldi Yine görünmedin ufukta… Artık gitme vaktidir Hoşça kalın martılar, Hoşça kal sevgilim Hoşça kal, Belki görürüm seni bir dahaki Pazar… Gamze YAĞMUR. Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Bulmak Zor Oldu Seni

Hayallerin renksiz gölgesine saklanmış Ayak altında ezilen izmarit sarısı tenin Gecenin karanlık perdesine asılan örümcek gibi Yitik günlerin sayılmayan yılları Yada eksiksiz gecelerin korkulu rüyaları Yenik düşmek yakışmadı şiirlere dair Bulmak zor oldu seni u/mutlu musun şair Sabah güneşle kaç kez göz göze geldin Kaç kez sırtını yaşama dönüp umursamadın mutluluğu Yemin edip adım atmadın geleceğe Sevgi avuçlarından uçurduğun beyaz kanatlı güvercin Mavi bulutlarda yağmuru bekledin u/mutsuzca Islatıp bir kenarda küllendirirdin fütursuzca Yenik düşmek yakışmadı şiirlere dair Bulmak zor oldu seni u/mutlumusun şair Boğazına kadar hasrete batmış çırpınıyor yüreğin Ellerin morarmış yalnızlığın ayazında Sarmaşık gibi sarmış çaresizlik bedenini Tanıyamıyor sun geceyle aydınlık günleri Çocuksu bakışların kaybolmuş ölüme beş kalmış gibi halin Yenik düşmek yakist ımı şiirlere dair Bulmak zor oldu seni u/mutlumusun şair Unutulmuş dünler ve yok olmuş yarınlar Dağ gibi önüne yığılmış yazdığın anılar Kırdığın kalemlerin siyahmi beyazmı belli değil renkleri Bu hale nasıl düştün hatırlamıyorsun değilmi Mecnundan farksız lime lime cümlelerin Aşk acımasız sevgi merhametsiz değil Bulmak zor oldu seni ü/mutlumuşun şair

Ak düşen saçlarının teline cemreler asılmış Ağırlaşmış kirpiklerini kaldır bak yüzüme Kurumuş otlar diz boyu kaybolmuşsun diplerinde Dilin dolanmış kıramıyorsun iki kelimenin belini Yenik düşmek yakıştımı şiirlere dair Bulmak zor oldu seni u/mutlumusun şair

Gamze YAĞMUR 10/03/2017 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Bulurdun İstesen

Aramayı denesen biraz aklının köşesine yerleştirsen Eğer bulmak istesen bulurdun işte Bırak sızlanmayı Bir telefon bir kalp atışı kadar yakındım sana Değişmedi adresim doğma büyüme oralıyım ben Bulurdun bulmak istesen. Her gün arıyor Soru yormuşsun beni gelen geçene Bu kadar zahmet niye İstesen bulurdun Bıraktığın yerdeyim yine Gün bitiminde bir akşam ay ışığında Yakamoz ışıklarının dans edişini izle Islak kumlarda bıraktığım ayak izle-rindeyim Bulmak istesen bulurdun işte İki satır yazmışsın Adres yanlışmış her nedense Yüreğine sorsaydın o götürürdü istediğin yere Bahaneler arkasına gizlenme Ne bir sitem Ne de beddua dolanmıyor dilime Kızmak istesem kızamıyorum bağırsam kısılıyor sesim Unutmak ise çok zor iş Laf geçiremiyorum yüreğime Şiirler yazıyormuşsun bir satırını okumadım bile Gelmek ve bulmak istersen gelirsin Aynı adresteyim yine. Bu yaptıklarını nasıl unutacağım telafisi zor Gönlüm kırık kalbim kör Unuttum özlemedim demek istiyorum olmuyor Başımda nasıl bir sevda varsa Ne ayrılık nede vuslat bizi buluyor Uzaklarda arama beni sol yanına sor Bulmak istersen eğer bir selamın yetiyor Gamze YAĞMUR 20 /02/2017 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Bunlar Son Sözüm

Bunlar son sözüm sana Ya hep yanımda kal! Ya da tamamen çık hayatımdan! Gitmelerde sevmedimki seni. Gül dalında bülbül gibi, Dikene yasladım yüreğimi. İçten içe kanatsa da Acıtmadı gidişin kadar beni. Sordun mu kendine Ayrılık yakıştı mı bize şimdi? Sudan sebeplerle bahaneler ürettin, Gerçekten istesen sevebilirdin Gitmek için onlarca neden seçtin, Mevsimine yaraşır şekilde gidiyorsun Beni hazanlara teslim ederek Ayrılık rüzgarlarıyla savaşıyorum şimdi, Mutlumusun? Canın sağolsun Ama ben… Ben, gitmelerde sevmedim ki. Bunlar son sözüm sana Lütfen yanımda kal! Zor olsa da taşı yüreğinde beni Düşün yokluğuna kaç dakika dayanırım? Sensiz geçen saniyelerimi, Küf kokulu hücrede müebbetten sayarım. Dur! … Dur bekle! Şimdi kalma vakti, Ben seni gitmelerde sevmedim ki.

Bunlar son sözüm sana. Ya tamamen çık hayatımdan. Ya da, hatıra defterinde kopardığın yaprak gibi Beni de kopar at bir kenara unut! Kuruttuğun güllerle birlikte, Aşkımıda kurut ziyanı yok. Bunlar son sözüm sana! Tek endişem, yokluğunda seni ölesiye özlemek… Hasretine susayıp,yudum yudum içememek Gözlerini görmediğimde okyanuslardan teselli beklemek, Bunlar çok dokunacak kanıma… Bel ki; söz geçiremem yüreğime Yine devam eder seni sevmeye, Bel ki; söz geçiremem gözlerime görmek isterse hayalini İşte o zaman mil çekerim ikisine Bir daha hayal edemezler seni. Çok yazık! Koruyamadın ellerine bıraktığım yüreğimi. www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Yoruldum… Hırpalandım, sana gücüm yetmedi yenildim. Biliyorum; mutlu edecek seni gözlerimden dökülen kan seli Senin canın sağ olsun sevgili. Canın…

Hadi, arkana bakmadan güle güle git! Ama ben… Ben, seni gitmelerde sevmedim ki

Gamze YAĞMUR Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Can dostum

CAN DOSTUM Canım dostum. Nerde gülen bir yüz görsem seni düşünürüm. Ne zaman elime kalem alsam, Hep hatıralarımızı karalarım. Güzel günlerimizi özlemle anarım. Can dost, terk edip gittin buraları Bir başıma kaldım … Ne kır kahvesinde tavla oyunları, Nede karşılıklı birer kadeh rakı… Sevgili yüzünden kavgalarımıza ne demeli? Paylaşamazdık Aylay la,Neşe yi. Can dostum, Canım dostum. Ben sevgilileri sana bırakırdım, Yeter ki sen yanımda kalsaydın. Hep benimle, Bana yaren olsaydın. Artık zarlar gelmese de düşeş Sabahları parklarda üzerimize doğsaydı, İçimizi,yüreğimizi ısıtsaydı gül yüzlü güneş. Can dostum, Canım dostum… Dön gel benimle kal ‘be’kadim dostum. Gamze Yağmur 24.6.2009 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Canım Acıdı Birden

Gözlerim gözlerinle buluştuğunda, Dudaklarının titrediğini gördüm. Yanakların al,al olmuş Utangaç çocuksuydu hallerin. Kozasından çıkmayı bekleyen tırtıl gibi, Kanatlanıp uçmaktı derdin Senin bu halin izlerken, Canım acıdı birden. Bir telaş vardı sanki sende Karma karışık olmuştun, Bir türlü benden gitmek istemedin. Kalmak için bahaneler üretirken, Kelimeler boğazın da dizilmiş lal olmuştu dilin Sustun… Senin ‘o’halini süzerken, Canım acıdı birden. Kal desem de faydasızdı Gidecektin biliyorum Kanadı kırık bir kuş gibi kalacaktım, Oracıkta… Ağır aksak yine sensiz yaşama devam. Yeniden ayrılık girecekti aramıza, Buz dağındaki parçalara döndüm, Kas katı kesildi yüreğim. Evet… Bu seferki daha başkaydı, Çaresizlikler de çare arar gibiydik, Ama olmadı işte. Ben sana… Ben bana bile ait değilken, Dur gitme biraz daha kal diyemedim İşte bunları bilmek Canımı acıttı birden Yıllar yılı yaşanmışlıklar var, Aklına mazi geldikçe Sen de ben gibi yap, Sarıl hayallere. Yine de al kendini git benden, Git istediğin yere. Hadi sevgilim Boynunu büküp durma böyle, Son kez canımı acıtarak gitme, Gitme öyle…

Gamze YAĞMUR 15.11..2011 www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Canımda Can Ol

Göremeyeceğim kadar uzak olsanda Nerede kiminle olursan ol Canımda can, Tenimde kokum bedenimde ruhum, Hayatımın anlamı ol. Ellerimi açtığımda Tanrıya yalvardığım duam ol. Ekmeğim aşım, toprağım taşım Bir yudum suyum,belalı başım, Ağlamaya kıyamadığım göz yaşım ol. Damarımda kan canımda can Beni hayata bağlayan yaşam sevincim ol. Ektiğim tohum tarlada ürünüm Topladığım hasat, canım da özüm Sana bakacak iki gözüm ol. Kemanımda nota, güftemde makam Şarkım da nakaratım ol. Dilimde düşmeyen hecem Hem gündüzüm hem gecem. Bir ömür dinleyeceğim aşk bestem ol. Canımda canım Bende ki sen,sende ki benim ol…

Gamze YAĞMUR 02.09.2012

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Çocuk kalsaydım

Çocuk kalsam, Hiç büyümeseydim keşke Bir anam tutsaydı elimden, Bir anam sevseydi riyasızca içten. Yine dizlerim kanasa Yine koşsaydım düşe kalka, Canım sadece bunun için yansa ve ben Kalsaydım o yıllar da Sevgiler yürekten, Dokunuşlar çıkarsız olsaydı Silinmeseydi kuma çizilen kalpler Alıp götürmeseydi çocukluğumu, Vefasız seneler. Bana kalsaydı, Benim olsaydı kumdan yaptığım evler. Şimdi de körebe oynasam, Saklansam ’o’ maskeli yüzlerden Hiç bulamasalar Hep saklı kalsam, Sevgiden anlamayan yüreksizlerden. Tekrar dönebilsem o yıllara biraz daha mutuluk toplasam doldursam ceplerime tıka basa azar azar kullanırdım Sevgiye hasret kaldığım zamanlar da.

Büyüdüm de ne oldu sanki? Şimdi benim gözlerim yaşlı Benim yüreğim kırık ve Benim çocukluğum kayıp Ana kucağın da Anamın sıcaklığın da Hıçkırarak doyasıya ağlasam Çocuk kalsam yarınlarım da… Gamze YAĞMUR 22.07.2011 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Çok geç değilmi?

ÇOK GEÇ DEĞİLMİ? Gittiğin tarihi çoktan unuttum! Kaç bahar kaç hazan geçti, Bu güne kadar aklın nerdeydi, Şimdi yeniden karşıma çıkıp, Hadi bir şans diyorsun, Artık çok geç değil mi? Kumlara çizdiğimiz ‘o’kalpler,yıllar önce silindi! Martılar bile beklemiyor, Onlarda senden umudunu kesti… Yaralı yüreğim,yalan sevgine, Sahte tebessümüne, İnanmaktan yorulup Sonunda her şeyden vaz geçti. Çabalama..! Giremezsin gönül kapımdan içeri! Seni özledim demek için, Soruyorum..! Şimdi çok geç değilmi?

Beni benimle bırak! Sevmez bu yürek, bir daha yeniden! Unutmuşuz geçmişi… İkimizde yol ayırımında, Kesişirmi bir daha kader çizgisi? Nedir bu dönüşünün sebebi? Geride kalan kırık bir aşk hikayesi. Boşuna emek harcama, İnandıramazsın kendine beni! Sana geliyorum demek için, Yeterince geç değil mi?

Senli her şeyi sildim! Geri dönmüşsün dönmemişsin, Artık ne değişirki? Yıllar iade eder mi yitirdiklerimizi? Deli dolu yaşanmış sevgimizi Kapattım gönül sayfamdaki yerini, Yazsan da silsen de, ne fark eder ki? Şimdi yanıt ver… Her şey için çok geç değil mi? Gamze YAĞMUR 01.04.2010

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Çok Özledim

Bak! Yarım asırlık bir ömür kaldı arkamızda Ne yaşayabildik doyasıya, ne de mani olabildik akışına Birbirimizden ayrı, Birbirimize hasret ve uzakta Özlemlerin hamalı olduk yıllarca Yorulduk bile diyemedik. Şikâyet etmeden Ayrılığın yükünü taşıdık sırtımızda Çektiğimiz acıların sayılarını unuturken Yanıp kor olduk aşk harında… Her gece hüzün düştü yastığımın üzerine Sabah uyandırmaya kıyamadım Örttüm üzerini hüzünlerimle Vuslata eremedik zaten uzak ihtimaldi Sabırlarımda isyanlarda Özlemlerimi tespih yaptım elimde Sevdana korsan geziniyorum aşk denizinde… Gözlerimi mutlulukla açıp Ne zaman uyanmak istesem sana Yanımda olmayınca gri renklerle Karşılıyorum sabahı. Şunun şurasında az bir vakit kaldı bahara Bu mevsim bir kahve içimlik Ayaküstü de olsa uğra bana. Ne olur… Gel de bir birimizden ayrı kaldığımız saatlerin İntikamını alalım akreple yelkovandan… Çok özledim… Çünkü Sensiz gezdiğim sahilde özlemleri döktüm denize Ayaklarıma vuran her dalgadan seni istedim geri Yağmurdan kaçarken saçak altında beklediğimiz günün Yıl dönümü bugün hatırladın mı? Islak saçlarımı çekip kızdırırdın beni hani, Sonrada kahkahalarım çarpardı bulutlara Kedi gibi kolunun altına sokulup nazlanırdım Hani sokak kedisinden de yoktu farksız yanım… Kumlar üzerine yatardım inatla Yıldızları seyreder onlara senin ismini takardım Ve çok kızardın bana Arkamı döner küser uzaklaşırdım yanından Gelmeni beklerken Ateş böcekleriyle raks ederdim Saçlarım uçuşarak Gözlerini kırpmadan seyrederdin gece boyunca Sen benim bu halimi de çok severdin…

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Çok özledim… Çünkü Sen yokken yarım kalan şarkıların hiçbirisini dinleyemedim Sensiz tadı yok ki… Kadehlerimiz yan yana duruyor, Sabırsızca geleceğin günü bekliyorlar hala Kalemi de bir kenara bıraktım biliyor musun? Sensiz kelimelerin de boynu bükülü Ne özlemi yazabiliyor Ne hüznü anlatıyor satırlar. Göçmen kuşlardan bir haber yok Gözlerim pencerede gelme vaktini iple çekiyor. Sardunyalar aynı renkte açtı Hepsi telaş içinde daha fazla bizi bekletme! “Bu sabah güzel bir rüyaya uyanalım Özlemle kavuşup hayırlara yoralım” Gamze YAĞMUR 02.02.2014 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Daha Dün Gibi

Dalıp gider gözleri öylesine, Görünmeyen ufuklara takılır yorgun bakışları Düşüncelerin rotası bozuk, Yalpalar kıyısız ummanlarda Yıkık bir iskeleye çarpar bu gidişle! Yürek; hangi hayırsız limanına yanaşır Hangi korsan esir alır savunmasız Aşk’ı. Deniz sis altında göz gözü görmüyor Fener hangi yöne dönük? Fırtınaya tutulan aşk, bir kaşık suya mı yenik? Çok uzak değil günlerden daha dün, Ses seda yok sevgi kapılarına sürgün Aşk çıkmazlarda Bir daha sevmekmiş asla! Tövbeleri gelir aklına, Ya hesap sorarsa geçip karşısına Korku yerleşir gözbebeklerine Hatalar dolanır el ayaklara Nefret dolu bakışlara yer yok hayatında Pes edip bırakmış zaman akışına. Daha dün yere göğe sığdırılmayan aşk Yosun kokan endişelerle vurmuş sahile Boyundan büyük tövbeler unutulmuş Keşkeler ellerinin içinde beklemede Sayısı hatırlanmayan pişmanlıklar Durup bir nefeslense, İyileşir mi can yanıkları? Diner mi sabaha kadar süren aşk sancıları? Aşka gidiş ve dönüş tek yön, Tehir edilen sevgi beklemede Zaman katli saatlerle sınırlı İçinden çıkamadığı keşmekeşlik Uzak değil daha dün gibi Ayrılık bulutları her seferinde başında duan duman Bu kaçıncı tövbe? Arkasından kaçıncı çığlık çığlığa susuşlar İflah olmaz bu yürek aklı firar Yine inatla Aşk’ının peşinde, Yine inatla yürek yara içinde… Gamze YAĞMUR 14/07/2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Damla damla sev beni!

DAMLA DAMLA SEV BENİ Damla damla sevsen beni, Büyütür çoğaltırım! Ummana çeviririm yüreğimi. Açma sakın gözlerini, Kirpiğinde asılı kalsın düşmesin, Akacak yaşın bir zerresi. Uğruna canımı verirdim, Damla damla sevseydin beni. Her nefeste içime çekerdim seni, Kıskanırdım… Saçının teline değecek eli Ulaşmasınlar diye yıkardım, Sana çıkan köprüleri.! Hiç kimse sevmez ben gibi seni, Cana can katardım,yeter ki, Damla damla sevseydin beni. Zemheri ayında, Gecenin kuru ayazında, Sarar sarmalardım bedenini, Siper olur korurdum, Tenine düşmezdi çiğ taneleri, Biraz yüreğinin sesini dinle, Geri çevirme, sana uzanan eli, Dünyanın merkezi olurdu,gözümdeki yerin, Okyanuslar kadar severdim seni, Fazla değil… Yeterki damla damla sevseydin beni.

Gamze YAĞMUR 11.03.2010

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Dayanamam

Acı bir kahve gibi, kırk yıllık hatırı vardı sevginin Neşesi hüznüyle yaşadık Gün be gün. Kır kahvesinde paylaştık bir simidin yarısını Susamları kapışan martıları kıskandık Bizim özgür yanımızdı onlar Bir bardak çayla ısındı yüreklerimiz Çay kaşığının tıngırtısını dinlerdik müzik yerine Her seferinde Uzaktaki gemiye yüklerdik umutlarımızı ve “O” umutlarımız gemide halâ Geri döner mi bir daha?

Dumanı üstünde simitlerin Buram buram hasretin kokusu yayılıyor Kır kahvesine Hasır örgülü taburede Çay kaşığının sesinde bozuluyor sessizliğim Yıllar önceden kalmış alışkanlık ve Elimde erimemiş iki adet şekerim Çaresiz baka kalıyorum Yolcu almadan ayrılan geminin arkasından Yine umutlarım umudu kesiliyor Kaç sefer bekleyeceğim gözlerim ufuklara dalarken Kaç sefer sökülecek yüreğim yerinden Kim bilir hangi baharların yağmurusun Hangi kurak gönüle sepken.

Beni ve seni Yani bizi terk edip gittikten sonra Sana çıkan yollar geçit vermedi Bilirsin ne çok sevmiştim Şimdi; seviyorum desem, neye yarar? Belki bir gün… Bir gün, umuduyla yılları devirdim Bir yudumda bitirdim seneleri Zemheri yaşadım sensiz dört mevsimi.

Yüreğimi buzullara sürgün ettim İçten içe her gün eridi sevdam Ziyanı yok Sesin hep kulağıma değip, teğet geçiyor ya Yetiyor bana Gecelerimin üzerine hayalinin perdesini örtüyorum Ara sıra Çekiyorum özlemlerin kepengini Yollarını kesiyorum sabahların Yalnızlığımın sırlarını vermiyorum gelen geçene Ulu orta anlatmıyorum seni www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Yüreğimin kapısında nöbet tutuyorum Gözlerim yorulana kadar. Benden başkası ulaşıp dokunamasın İzin verme kıyamam Kırılıp incinirsen ölürüm de dayanamam

Gamze YAĞMUR 04/10/2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Deli Yüreklim

Aramızdaki mesafelere hiç aldırmazsın, Delisin ya, Koşar gelirsin aklına takılınca, Bağlarsın gönlünü gönlüme, Dinler mi? Bu aşk,seni beni Kavuşturursun gündüzle geceyi Deli yüreklim seviyorum bu halini. Yasaklısın bana Gözü karam anlasana Aşk aklına düşmeye görsün Aşarsın dağları denizleri, Söz dinler mi? yüreğin bırakırsın kendini dehlizlere. Kıpır kıpır olur için Yalın ayak koşarsın sevdana Vaz geç benden Vaz geç bizden… Yasaklıyım sana Gözü karam ah bir anlasana. Vurma her şeyi deliliğe Unut sevda denilen şu mereti. Küle dönsek de unut, Unut… Deli yüreklim. Böylesi ikimiz için de en iyisi DEĞİLMİ? Gamze YAĞMUR 11.08.2012 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Dili Bağlı Geceler

Bülbül figanlarına sağır olan geceler Dikenlerine boyun büken güllerin, Çığlıklarına aldırış etmez, Zamanı körükleyerekkaranlığa ilerler. Dili bağlı gecelerde hasbihal gizler İsyan saatlerinin tik tak sesleri, Vuslatı beş geçer Koşar arkasından nefes nefese Bir gün öncesine almak zor zamanı Zaman kaybolmuş zaman içinde El çekerek gecenin koynundan Usul usul sıyrılır.

Başını mezar taşına yaslayıp Ağıtlar yakar kızıl şafağa Gidenin arifesinde karalar bağlar yüreği Ölüm den beter gidişi Ciğerini söküp ayırır bedeninden Ayrılığın yarısı vurur geçer sol yanını Ellerini soğuk düşlerle yıkar Yıkılışlarını gizler soğuk odada Arsız çığlıklarını bastırıp Dilini bağlar gecelerin Zamanın dondurmanın imkânsızlığında.

Üzerine gelen duvarları yumruklar Ayrılığın yaşları damlar parmaklarından Körü körüne bağlanmış gecenin dili İdama mahkûmu bir sevgi Kıldan ince sevginin boynu Dili lâl geceyle eşitleyemez ekinoksu Yarım kalır bir ucu.

Seneyi devirme telaşı var ivecen saatlerin Çıplak mevsimlerin adı konamıyor Neler oluyorsa sonu gelmiyor bu oyunun Karanlığın; Öteki yüzü ayaz ayaz seyrediyor Zamanın çaresizliğine gülerken Gecenin dili çözülmeye başlıyor Ve sen; bu kez aşk kokan sabaha uyan! “dikkat et aşk’ın köz eden yanından uzak kal”

Gamze YAĞMUR 05/10/2013 Müjgan Asıl Kefeli www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Diliyorum

DİLİYORUM Kalp atışlarını duyuyorum Tıpkı uyku öncesi ninni gibi. Yüreğimden yüreğine notalar diziliyor, Aşk şarkılarının bestesini yapıyorum, Şimdi… Gözlerim dalmadan, Sessizce bir şeyler mırıldanıyorum Nagmeler dökülüyor dilimden, Sevgi dolu yüreğine. İyi geceler diliyorum, İyi geceler biricik bebeğime. Bir senfoninin tek perdelik eserini yazıyorum, Firari gecelerin ilerleyen saatlerin de, Solo keman, Hüzün taksimi geçiyor, Son notaları da tek tek tamamlanıyor. Hadi usulca kapat güzel gözlerini, Bebekler gibi uyu! Ellerimdeyken ellerin iyi geceler dilerim, İyi geceler sevdiğim. Gamze Yağmur . Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Divane Deli

Elinde kundağa dolanmış bir melankoli Bebeğe sarılır gibi sarılıyor hali belli Kapı- kapı dolaşıyor Gönlü hem divane hem deli Akşamın olduğu yere seriyor pür telaş yüreğini Çilingir sofrası kurup bir bardak aşkı dolduruyor Kenarı yırtık bir şiir meze olmuş tabağına Hüzne davet çıkarıyor lokmasını bana bana Dudakları arasından türkü dökülüyor yana yakıla Yârini arıyor ruhani hallerde Kurak çölde bir yudum su serap gözlerinde Tabip anlamaz çare değil derdine Yürek tutuşmuş aşk har içinde İflah olur mu bundan sonrası Dağları mekân eyleyen Ferhat’ın Kimseler anlayamaz hali sevdasını Devası leyla olan mecnunun Yalvararak baktığı gözler her dem dokunaklı Dilinden düşüremediği yanık sevda türküsüyle Dumanlı dağlara başı yaslı Çiğ düşmüş saçlara yürek perişan Serçe kanadına takmış gönlünü Gönül tarumar Asumanlara çekilen mahyalar feryat figan Aşk; Al yanına bu divaneyi Ebediyete uyut yar kokusunda Avucundan zehir içir Kana- kana. Yaşamından kestiği umudu ömür var yok arası Dualarında tesbih-tesbih yârine kavuşması Tırtılın kelebeğe dönüştü an Bir günlük aşk ahir zaman

“Aşk kelebek kadar narin olsa da yâr sana âşık değilsem yaşamak neye yarar” Gamze YAĞMUR 24.01.2014 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Doğduğum şehir

DOĞDUĞUM ŞEHİR Bir başkadır yazları, Sonbaharı ve kışları, Esmeri sarışınları Ceylan gibidir köyümün kızları. Kışın evlerinin buzludur damları Sobasında yanar odun Çaydanlıkta kaynar suyun Yolunuz düşerse köyüme bize misafir olun. Ovasında dağında hiç eksilmez karları Bir başkadır köyümün yaşanan ilkbaharları Kara denizimin suları Yorulmaz hırçındır dalgaları Hamsisi istavriti sazanı Balıkçılarının geçim kaynağı Köylüsü kentlisi, Eksilmez yüreklerinde sevgisi Doğulusu batılısı güneylisi Kardeşçe birleştirir bizi Ör ğülü saçları kınalıdır elleri Her yere nam salmış köyümün güzelleri Gamze Yağmur 09.7.2009 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Dönüşünü Beklerken

Dönüyorum dediğinden bu güne Hayli zaman geçti Penceredeki tül gibi yoluna asılı kaldı gözlerim. Her kadehte yokluğunu devirdim ardı ardına Zamanın akışını fark edemeden Kaç mevsim gelip geçmiş Sonbahar da yaprak dökümü, Zemheride sensizliğin ayazları Ağustos sıcağında yürek yangınları Yaşamışım durduramadan zamanı. Cam önünde üç yapraklı mor menekşemle Nöbet tuttuk sabahsız gecelerde Kilitlendi gözlerim geleceğin yolun köşesine Her ayak sesi heyecanlarımı kat be kat artırsa da Ve yoktun hala görünürlerde Yokluğunun gölgesine yaslandım üşüyen bedenimle Aynayla yüz yüze geldim Gördüm ki ne kadar yabancıymışım kendime Sensiz geçip giden yıllarım Yol yol çizilmiş alnıma Ne çok hayıflandım seni benden alan yollara Ne çok hayıflandım, Zamanının ellerimin arasından kayıp giderken Çaresiz kalışıma Ne çok kızdım! Bıkmadan senin dönüşünü bekleyişime. Farkında olmadan Saçlarıma gümüş renkli teller dolmuş Yıldız takılmış her bir teline sırma sırma Tükenmez dediğim neler tüketmişim sevdam uğruna. Ah! seni beklediğim dönüşsüz yollar Ah! ağlamak isteyip de sustuğum çığlıklar Dinlediğim nağmelerde, saklı kalmış hatıralar Notalarda seni bulacağımı umut ederek arayışlar Küs kaldığım sensiz tarihler de Yemin ettim dönüşünü beklememeye Gamze YAĞMUR Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Dört Mevsim Hazan

Sen olmasan yanımda Bil ki dört mevsim hazan bana Yakın olur mu uzaklıklar Dolanır mı dilime neşeli şarkılar Hırçın dalgalar dokunur mu yüreğime Ben temmuz sıcaklarında titrerken sensizliğe Bir dilim kuru sevgi Bir yudum aşka susuzluk Özlem kokusu buram buram Yokluğun dört mevsim bana hazan Koparamıyorum kendimi senden Bir yanım yarım Bir yanım yangın yeri Sürüklense de gönlüm peşinden Dört mevsim yaprak dökülür Saçlarımın her bir telinden. Sensiz geçen günler küskün takvimlere Ben küskün Ben kırgın senin olmadığın bu şehre Sokaklar yine boş Yine köşe başları sensiz Gelmiyorsun bana Gelemiyorum sana Dört mevsim sen yoksan hazan buralar bana Kaç kilometre uzak Kaç nefes alış kadar yakınsın Var mı bir önemi Kaç kez Güz vurgunları yemiş sol yanım. Ezip geçtiğin topraklara Her gün sararıp dökülmekten yorgunum Yoruldum beklemekten Omuzlarımda ayrılığın yükünü taşımaktan Yoruldum Avaz avaz sitem ediyorum kendime Dört mevsim hazan bana yine Gamze YAĞMUR 10/06/2017 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Dün Eski Mahalleye Uğradım

Çocukluğumuzun geçtiği mahalleye uğradım dün Senin yaşadığın evin önünde oturdum biraz. Gözlerim buğulandı, beyaz sardunyalar yoktu cam kenarında. Tahta sandalyeyi de göremedim, Eskiciler almış olmalı, uzun zaman geçti aradan Öylesine daldım bir an, Öylesine işte… Çevirdim rotamı körfezin koynuna doğru, Kollarımı açıp yürüdüm hatıralarıma Her adımda biraz daha yaklaştım onlara. Okul çıkışında dondurma yediğimiz, Küçük pastahanenin önünde oyalandım biraz, Gördüm ki zincir takılmış kapısına, Yüreğimde hissettim demir halkaları, bir kez daha kanadım Ve elimden bir şey gelmedi, her şey yerle yeksan, Ala bora oldu duygularım. İmdat çığlıklarım düştü körfezin sularına Akşamın ilk saatlerinde sıkıca sarıldım, çırpınan yakamoza. İçimde sakladığım umutlarım bir kez daha koptu o anda. Geçmişin izleri silinmiş, unutulmuş gençlik yıllarındaki hikayeler Mazide kaybolmuş birer birer. Ama, ben unutamam o mahalle bizimdi! Biz olmadan bom boş. Çıkmaz sokakta sıkışıp kalmış eski Rum meyhanesi Yıllara meydan okumuş eski tahta perdesi, Sapa sağlam yağmura, fırtınaya, boyun eğmemiş Ve hala ayakta. Tarih kokuyordu buram buram her penceresi, Eskiden olduğu gibi, Gramafondan duyuluyordu, Müzeyyen Senar'ın sesi.

Adımlarımı cimrileştirip yan sokağa ilerledim Biraz korktum, neyle karşılaşacağım meçhuldü! Gün yüzüne çıkmayı bekleyen anıları gördüm, boynunu bükmüş Belli belirsiz… Bazılarını seçemedim, Kenarı yanık, silinmiş bizden kalan her iz. Anılar ah anılar! Gözlerimin içine bakıp bakıp yüreğimi dağladılar. Ne varsa toplayıp bir kenarda yakmışsın Hoş, beni de bir köşeye atmıştın giderken. Vefadan uzaktın! Olsun ziyanı yok, sevgide insanlıkta bende kalsın. Burnum sızladıkca yine uğrarım o eski mahalleye Senden iz kalmamış olsa da, tozunu silerim hatıraların Gençliğimin seslerini duyarım derinden, Birlikte söylediğimiz şarkılar çınlar kulağımda. Yaşadığımız güzel anılarımız doğar gecelerime.

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Silüetlerimiz film afişi gibi hala asılı duruyor o evde, Hem de aynı mahallede aynı yerde… Bu gün tek perdelik oyun sergiledim sizlere Koca gençlik yıllarımı sığdırdım, Bir saatlik zaman dilimine, saniye saniye Gözlerime bulut yüklendi şimdi sağanaklara gebe. Birinci perde kapanırken koptu alkış Sen; çeyrek asırlık hikayede bana baş rolü seçtin Ben! .. Tek perdelik oyunla hayatı yıkıp geçtim.

Gamze YAĞMUR 22/03/2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Dünya gözüyle

DÜNYA GÖZÜYLE Ayrılık kefenini giymeden üzerime, Sıkıca sarıl soğuyan bedenime! İstersen parçalanmış yüreğimi de al, Kalsın ellerinde, Bir daha görür müyüm seni dünya gözüyle? Bak yine dolandı kelimeler dilime, Hıçkırıklar düğümlendi, Gözlerim dalarken hayaline Kapat avuçlarını kalayım Yüreğinin en derin yerinde, Yeniden görecekmiyim seni dünya gözüyle? Dizilir boğazıma lokmalarım, Bir damla suda boğulur feryatlarım, Gel… Dünya gözüyle son kez sarılayım, BEN, Ben senden sonra nasıl yaşarım Hadi söylesene aşkım! Kal benimle! ! ! Görecekmiyim seni son kez dünya gözüyle G.Y 19.07.2010 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Düşmanım zamana

DÜŞMANIM ZAMANA Gelişinde sevgi yumağı olurum, Çözdükçe bana sarılan. Her gidişinde enkaz kalır, Arkanda bırakılan. Topla çıkart böl eşittir ayrılık, Sonuçta çıkan. Şimdi sitem ediyorum zamana. Kızıyorum akreple yelkovana, Anladım ki ben düşmanım, Seni benden alıp giden, Acımasız zamana! Kelimelerin bittiği ayrılık sancısının Başladığı yerdeyim. Sensizliği devraldım,artık beklemedeyim. Gözlerimi çevirdim uzak ufuklara, Beden ayrılsa da yürekler bir arada. Bir daha ne zaman görüşürüz? Hangi ay hangi bahara? Onun içindir ki ben vedaları sevemem. Onun içindir ki… Peronda arkandan el sallayıp, Güle güle diyemem. Gidişlerinde koca şehir dar gelir. Bir daha görmeyecek gibi, Nefesim daralır yüreğim ezilir. Üzülme sevgilim Bu dünyada kavuşmasakta, Öteki dünyada ebediyen seninim. Her şey için sana yemin ederim.

Gamze YAĞMUR. 06.03.2010

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Ebruli akşamlar

EBRULİ AKŞAMLAR Ebruli akşamlarda izledin mi, Ufukta dans eden renkleri? Balkonda oturmuş yudumlarken, Kadehteki içkini. Gözlerin dalıp dalıp İç çektin mi bensizliğe Mahkum ederken geceleri? SEN SEVGİLİ! Hatırladın mı şimdi, Ardında bıraktığın bir çare, Kırık kalpleri? SEN duygu yoksunu, SEN sevgi fakiri, SEN bencillik abidesi! SEN sevemezsin kendinden başka, Kimseyi… SEN SEVGİLİ! Yalnızlığı koydun ceplerine, Belki bozdurup harcarsın, Gelecekteki dar günlerinde. Rüzgar gezinirken ılık,ılık… Alnındaki en derin çizgilerinde, Bir yudum daha iç, Bensizliğin şerefine… SEN SEVGİLİ! Sitem etmiyorum değmez sana! Yarında bu günlerini mumla ara. Sen hancı, Bizler yolcu oldukça, Daha çok kalpler kırılır, Bu ebruli akşamlarda.

Gamze YAĞMUR 12.12.2009 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Ekim Rüzgarları

Fırtınalı bir eylül kalıyordu geride Ekim’de şansına sığınacak, sarartmayacaktı anılarını. Bu defa göze aldı, Hasat sonrası toplayacaktı, yere dökülen yürek kırıntılarını. İnanıyordu ona… Yanında kalacak diye kendini kandırdığını biliyordu Bağ bozumu yaşadığı gönlüne, Soramıyordu yılların hesabını Seviyordu ölümüne…

Yılmadan yediverenler yetiştirecekti Kıraç topraklarında Ekim rüzgarlarında titremeyecekti içi Yaralı serçe gibi sarılacaktı kuru bir yaprağa Sürüklese de sıkıca tutunacaktı hayata Doya doya aşkı yaşayacaktı kalan kısa zamanda…

Yeterdi mevsimler boyu ağladığı Bu kez; kandırarak tutacaktı güneşin ellerinden Bu kez de torpil yapacaktı yıldızlara, Kayıp gitmeyecekti bir daha Dileklerini saklayacaktı gecenin arkasına…

Bahar zamanından önce gelecekti gönül bahçesine Erken açacaktı yediveren, leylak ve sümbüller Çiy düşürmeyecekti yapraklarına Gelmeden; yollarını kapatacaktı gitmelerin Yâri hep yanında olacaktı ve bu son haykırış, Hayatının son çırpınışlarında…

Ne kadar sitem etse de hızla geçiyordu saatler Ömründen yiyordu saniyeler Durup dinlenmeyen zamana isyan ediyordu avaz avaz Gözleri yuvasından fırlıyordu çaresizlikten Bir yumruk daha sallıyordu boşluğa Kızamıyordu ekim rüzgarlarına Ayazlarına uzanmış uyuyordu boylu boyunca Dar zamanda büyük aşkın hayalini Çiziyordu toprağa Tırnaklarının içine dolan yıllara şekil veriyordu Heykeltıraş kıskançlığında Törpülüyordu bozuk yerlerini. Onsuz yaşamaktansa ölüm bile daha kolay diyordu Arayıp bulacaktı gitse de dünyanın bir ucuna

‘’bu defa karşı koyacak, yenik düşmeyecekti ekim rüzgarlarına ‘’

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gamze YAĞMUR 19/09/2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Eleni

Bir ihtimaldi baharı beklemesi Dünyasının yeşile boyanması bir ihtimaldi Yalancı baharlara alışıktı ezelinden Yıllar önce ayrılıp gittiği günün hikâyesini Anlatmayacaktı Kendine söz vermişti önceden Sırlarıyla birlikte sevgisini de gömdü geçmişine Duygularına ve içinden gelen sese engel olamadı Gençliğini anılarını bıraktığı salaş meyhaneye Götürdü yüreği. Saçları siyah elaydı gözleri Alımlı mı alımlı narindi Eleni Dolanıp durdu Eski meyhanenin olduğu çıkmaz sokakta Çatısı da yıkılmış Sarmaşıklar kurumuştu kapısında Ahşap pencereye doğru yürüdü Kenarından tuttu usulca Mazisi uyanacak diye korkuyordu Parmaklarına yapıştı anıların tozu Susmuştu çigan müziği Rengarenk ışıklar sönmüş karanlıktı masalar Duyulmuyordu kırılan kadehteki isyan sesleri Meçhul sevgili yoktu orada Hayali de kokusu da silinmişti köşedeki yeri ve Sandalyesi artık bom boştu Keskin bakışları geldi gözünün önüne Suçlayan yüz ifadesi delip geçti yüreğini Çatık kaşlarının altından Sert bakışları Bir bir yüzüne vuruyordu geçmiş hatalarını Zaman sanki örümcek ağlarıyla örülmüştü Beyaz masa örtüsü toz içinde Eleni’nin Tabağında kuru güller bıraktığı yerde El değmemişti Saçlarının arasına gizlenmiş birkaç beyaz gül yaprağının Kokusunu duydu Def’in zillerine vuruyor Kulağındaki çığlıkları susturuyordu Dönüyordu durmadan dünyaya inat. Hayattan yediği sillelerin acısını alırcasına Zil şıkırtısı susturuyordu masalardaki Sarhoşları Gözü yaşlı arıyordu aşık olduğu adamı Ta ki siyah saçlarına kar yağana kadar Her gece bekledi Ve dönmedi esrarengiz sevgili www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Kaç yaralı kalbe ilaç olmuştu bu salaş meyhane Kaç göz yaşına kadeh kaldırılmış Küfürler savrulmuştu geçmişine Dili olsaydı tahta masaların Neler anlatmazlardı Bir kadeh rakı Bir parça beyaz peynir Kırık kalplerin hikayesi biter miydi sohbetler derin Sabahçı meyhanesinde ki kandiller Şafakla birlikte sönerken. Eleni Midye kabuğuna koydu yaşlı kalbini Elindeki hazineyi usulca denize bıraktı Son kez baktı salaş meyhaneye Ve ağlayarak oradan uzaklaştı.

Gamze YAĞMUR Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat En Fazla Geceyi Seviyorum

Bak yine gece oldu Seni özleme saatlerimin mesaisi başlıyor. Kulaklarını çınlatacağım bol bol Seni yazacağım yalan yanlış Karanlığın perdesini çekip, Sana sarılacağım sıkıca Kimse görmeyecek sen bile… Tahta masaya vuracağım nazar değmesin, Göze gelmeyelim diye. Bu gecede baş başayım hayalinle Yudum yudum içeceğim hasretini Prangalarını kıracağım bu gece yokluğunun Karabasanların üzerine kapanacak tüm kapılar, Kabuslar izne ayrılacak. Senle ben geceyi paylaşacağız Sessizliğin nabzı tutulacak. En fazla geceyi seviyorum biliyor musun? Dünya o zaman bana duruyor, Bana duruyor saatler yelkovan nekahette Ve her gece yeniden aşık oluyorum. Şimşekler çakıyor gözlerimde. Mutluluk nazlı gelin gibi süzülüyor içeriye, Ürkütmeden karanlığı Parmak uçlarında yavaşça, Bu gecede başlıyor buluşma saatleri hayalinin ellerinden tutuyorum, ben en çokta geceyi seviyorum. En fazla da geceyi seviyorum. Neden biliyor musun? çünkü; tam geceyi çeyrek geçe Kahreden yokluğunu yakalıyorum, Gittiğin gün ki takvimi yakıyorum bir hamlede Saatleri geri alıyorum ve sen hep bende kalıyorsun bildiğin gibi değil. Sarıyorum yüreğini yüreğime ısınıyoruz birlikte. En çokta gece özlüyorum biliyor musun? Sitemlerin dilini kesiyorum susuyor yokluğunda ben susuyorum sana. Bilmiyorsun ağrılarımı bilmiyorsun kabuk bağlamayan Kangren olmuş yaralarımı. Geceleri nasıl kanadığımı görmüyorsun gözümden aralıksız sen damlıyorsun, onu da bilmiyorsun.

‘’ben en çokta geceleri özlüyorum’’ geceleri seviyorum Haberin var mı? O’nu da ben bilmiyorum… www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gamze Yağmur 12/12/2012 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Eylül Bakislim

Aşka inanmak gidişine inanmak gibiydi Oysa yokluğuna çarptığım her gün Bir kez daha kanıyordum sevgili Çünkü vazgeçmeye niyetli değilim Kuru dala tutunan yaprak gibi sana tutkunum Sebebi ne olursa olsun Sevmeye kararlıydım sevgili Aşk´ın yarı tarafı sendeydi Ortadan ikiye bölünmüş gibiyim şimdilerde Hasretin eteklerine tutunmuş Hıçkırıkla yalvarışlar var dilimde Susacağım. Sevgili sustuğum yerde Millerce ötede deniz aşırı yerdesin Yokluğunu katık yapıyorum acıların içinde Yokluğunun düğmelerini ilikliyorum Gecenin kör bir yerinde Mutlu musun sevgili? Mutlu musun sana ait olmayan donuk gözlerde? Bana bir kez daha aşka Yenilişimin mağlubiyetini tattırdın Ve sen bu galibiyetin tadını çıkar doyasıya Ah eylül bakışlım Ah hazan yüzlüm Yine sarı yapraklar ayağının altında Ve biliyorum yine içim üşüyecek yokluğunda Bu hazan mevsiminde de mutluluğun yüzüne yine dokunamayacağım Eylül yağmurları başlayacak birazdan Saçlarımdan sensizlik süzülecek Ben; Kaldırımlara oturup yokluğunu dileneceğim birazdan.

“Eylül eşlik edecek bu mevsimde yalnızlığıma! Ve ben ısınacağım hazana sarıldıkça! “

Gamze YAĞMUR 21.09.2014 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Eylül Sonu

Serin eylül akşamı balkonumdayım. Yüzüme hafif bir rüzgar esintisi değiyor Yudumluyorum çayımı. Dinlediğim müzik Tamamlıyor yalnızlığımı. Derin iç çekiyorum ve Siluetin beliriyor, dalıyorum sensizliğe. Güneşin battığı yere düşüyor gölgen. Tepelerin arkasına ilerleyen, Yorgun günün ışıkları yansıyor yüzüme. Hayranlıkla izliyorum dağların renk armonisini Sararmaya yüz tutmuş ağaç yaprakları Usulca boynunu bükmüş ve Hayatta kalma mücadelesini anlatıyor, yorgun dalları Sararıp; Hazana teslim olmak vakti gelmekte. Ayak altında ezilmeden kurtarmak, Ertesi güne… Bir yudum daha alıyorum çayımdan. Duygularım gibi onun da tadı kaçmış Zor yutkunuyorum. hatıralar diziliyor boğazıma. Yalnızlık şarkısı alıyor sırayı, Güftesi eksik,bestesi yarım Kuru gürültü tırmalıyor,kulağımı. Akşamın romantizmi sağırlaşırken Gözlerimde ki hayalin buğulanıyor. Düşünüyorum bu gün kimler ağladı Kimler güldü… Gün gebeydi geceye her şey gizliydi Kendi içinde.

Mor akşam yerini siyaha bırakırken, Geceyle gündüzü toplayıp Günün muhasebesini yapıyorum ve Yine kalabalıklar içinde ben kayıp. Yıldızları sorgulasam, Sorsam dağılan duygularımın hesabını. Bir zamanlar Samanyolu’nda, Bitmeyen aşk vardı desem. Biliyorum susacak yıldızlar Biliyorum; Bulutların arkasına gizlenip kaybolacaklar gözden. Biliyorum…

Bu akşamda kalan ömrümün ilk gününü bitiriyorum.

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gamze YAĞMUR

05.10.2012 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Eyvallah Dedim

Arkanda bıraktığın hüzün ve hasreti, Uykusuz geçirdiğim lacivert geceleri Gülüşünde gizlediğin sitemleri de sevdim. Bakışındaki ince alayı,yüreğimde ki can kırıkları Senden gelen her şeye eyvallah dedim. Mevsimleri ters yüz ettin sitem edemedim Karşına geçip sessizce boyun eğdim Sevgimin her lokmasını zehir ettin Senden gelen her şeye eyvallah dedim. Gün gelir sen gibisi çıkarsa karşına, Benim ahımıda çıkarır kana kana Beddua etmiyorum kıyamadım sana Yüzün var mı nasıl bakacaksın bana? Senden gelen her şeye eyvallah… . Bu dünya kime kaldı ki sana kalacak? Seninde devrin elbet bir gün kapanacak, Ne bu yürek hancı ne sen burada kalıcı. Gönlümün kapısını son kez kilitlerim. Senden gelene her şeye eyvallah derim. Seninle doğmadım ki seninle öleyim Güneşim değilsin etrafında döneyim Köprü olsan yolundan geçermiyim? İnan seninle ayrılığı bile severdim Senden gelen her şeye eyvallah, DEDİM…

Gamze YAĞMUR 15.09.2012 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Fındık Bacı

INDIK BACI Fındık bacı Mahallemizin ufak tefek yapılı, hamarat dost canlısı güler yüzlü teyzesidir. Otuz yaşlarında eşini kaybetmiş iki oğluyla yaşam mücadelesi veren vefakâr bir annedir… Fındık bacı diye hitap eder mahalleliler. Minyon tipli, kıpır-kıpır aslında birazda fındık kurduna benzetirler. Fındık bacı okuma yazmayı evde çocuklarından öğrenmiş. Okumanın önemini güzelliğini anlatırdı bizlere! “O zamanlar bizlerde çocuktuk” yaşadıklarını anlatırken masal dinler gibi, ses çıkarmazdık. “Evet, çocuklar okuyun! Ne varsa eğitimde var ben okuyamadım hayatın getirdiği şartlar buna engel oldu ve yıllardır hep içimde ukde olarak kaldı” Anne babası yokmuş bir yakını büyütmüş, okula göndermemişler… Okula göndermeyip tarlada çalıştırmışlar o günleri anlatırken gözleri doluyor, zor yutkunuyordu. Onun için ben çocuklarımı ömrüm yetene kadar okutacağım, kendim okumuşum gibi mutlu olacağım, “çocuklar hadi söz verin, okuyacağınıza, yoksa benden bir daha masal dinleyemezsiniz” der, telaşlı-telaşlı bize meyve suyu getirmek için içeri geçerdi. “İki oğlu vardı. Hasan büyük oğlunun adıydı Hüseyin küçük oğlu” Hasan; babasız büyümesine rağmen, kötü alışkanlıkları olmayan çok terbiyeli, saygılı, herkesin yardımına koşan bir gençti! Mahalleye başı önde girer kimseye rahatsızlık vermezdi. Liseye başlamıştı… Sabahtan okula gider, öğleden sonra bir kahvede çaycılık yapardı… Gece yarısı evlerine döner o gün ki kazancıyla annesine ve kardeşine mutlaka bir şeyler alır, eli boş gelmezdi.

Akşamları gaz lambası ile aydınlanmaya çalışırlardı. Gaz bulamadıklarında, mum yakar, derslerini mum ışığında yapardı. Evleri derme çatma, merdiven altını eve çevirmişler, bir oda mutfak! Hoş, mutfağa da pek benzemiyordu ama onlar mutluydu. Elektrik yoktu, olsa da onların ödeme gücü yoktu. Hasan; gece yarılarına kadar mum ışığında ödevlerini yapar yatmadan önce mutlaka kitap okurdu… Hasan’ın annesi zengin hanımların evine temizliğine giderdi ve hiç şikâyet etmez, hep halinden memnun olduğunu söylerdi.

Temizlik yaparak kazandığı parayı çocuklarının eğitimi için biriktirirdi. Evin tüm giderleri fındık bacının üzerindeydi. Hasan bu durumu beğenmese de başka çareleri yoktu. www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Ama kendi kendini kahrediyor, “annem en kısa zamanda bu sıkıntımız son bulacak, seni prensesler gibi yaşatacağım” diyordu.

Fındık bacı elektrikle çalışan hiçbir ev aletlerine sahip olmamıştı, ütüsü bile yoktu. Altına köz konulan bir ütüsü vardı. Bir gün onu ütü yaparken görmüştüm hem türkü söylüyor hem oğullarının gömleklerini ütülüyordu. “Fındık bacı, hani bu gün masal anlatmayacak mısın? ” diye sormuştum. “Hele bekle kızım, şu ütüyü bitireyim, ne hikâyeler var bende” der, türküsüne kaldığı yerden devam ederdi.

Günler gelip geçiyordu… Küçük kardeş Hüseyin ilkokulu başarıyla bitirmişti, annesine takdir belgesini getirip onu nasıl mutlu etmişti… Fındık bacının o gün ki neşesini hala hatırlarım. Hasan lise son sınıfa geçmişti. Onunda dersleri oldukça iyiydi. Annesi çifte mutluluk yaşıyordu Yaz tatilinde onlara durup dinlenmek yoktu. İki kardeş geceli gündüzlü tatil süresince hep çalıştılar, okul açıldığı zaman masraflarını karşılayacak paralarını biriktirmişlerdi. Bu zaman içinde yaşamlarında fazla değişiklik yoktu… En güzeli de onlar çok mutluydu yaşadıklarından şikâyetçi değil aksine her gün şükrederlerdi. Günler böyle akıp gitti… Hasan liseyi bitirdikten sonra, makine mühendisliğini kazanmış üniversiteyi de bitirmiş, okulu onu yurt dışına göndermiştir. Tekrar yurda döner. Başarılı, eğitimi bitmiş mesleğini eline almıştır. Bir fabrikada işe başlamıştır. Zaman içinde önce bir ev aldı annesine yavaş-yavaş içini döşedi, gerekli ne varsa her şeyi tamamlayarak, sonra da kendisine araba aldı. Annesine haber vermeden yapmıştı bunları.

Bir gün Hasan annesini karşısına alıp dedi ki; “Anneciğim bu güne kadar başkalarının hizmetini yapıp bizi bu günlere getirdin. Bizim için yaşadın. Ben her gün sen görmeden sabahlara kadar ağladım kendime söz verdim. Bir gün gelecek seni prenses gibi yaşatacağım ve o gün bu gün anne” Artık zamanı geldi deyip annesinin karşısına geçip önce ellerini öptü ve onsa sarıldı anneciğim dedi. Fındık bacı; “dur oğul beni boğacaksın yavaş, ne oluyor sana? Haydi söyle yoksam aşık mı oldun? ”

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Hasan; “anam seni bu gün bir yere götüreceğim”, Fındık bacı heyecanlanır, “bu işte bir iş var bakalım hayırlısı” der, mantosunu giyip oğlunun yanına oturup arabanın koltuğuna gururla oturur… Hasan annesini arabasını çalıştırıp birkaç sokak ötede bir yere saparlar. Anne şaşkın, “oğlum bu mahallede ne işimiz var? ” Aklında hep “bu oğlan bana bir kız gösterecek, yoksa benden bir şey saklamaz” diye düşünür. Annesinin elinden tutup güzel bir eve götürür, annesi şaşkın! “Oğlum bu evde temizlik mi yapacağım? ” diye sorar. Hasan hiç konuşmaz; Anne oğluyla evden içeri girer şaşkın-şaşkın etrafa bakar “oğlum bu evde kimse yok mu, evin hanımı ya da kızı nerededir? ” Hasan; “anneciğim evin hanımı burada, senden başka hanım var mı? ” Der. Annesi; “oğlum eğlenme benimle etrafa bakınıp, evin hanımını ara” Tekrar oğluna dönüp, “bu evin temizliğini de ben mi yapacağım? ” Fındık Bacı; sonunda bu muhteşem evin kendilerinin olduğunu anlar ama inanması kolay olmamıştır… Buzdolabı, televizyon, ütü, çamaşır makinesi… Elektrikle çalışan ne varsa Hasan hepsini almıştır ve derki “anneciğim bu ev senin, bu eşyalar da senin ama artık sen hizmet etmeyeceksin! Evin hanımı sensin sana hizmet edilecek…”

Fındık Bacı ağlayarak oğluna sarılır. Ben en büyük yatırımı sizlere yapmışım ve işte karşılığı… Hasan; çalıştığı şirkette çok başarılı olması sebebi ile terfi ettirilerek, Almanya’da ki genel merkezinde üst düzey yönetici olmuştur

Hüseyin doktor olmuş, evlenip annesine yakın bir yerde oturmaktadır. Fındık Bacı mahallemizden ayrılmadı bir arka sokağa gitti… Ne bizleri unuttu nede yaşadıklarını…

Ömrünün son günlerini de refah içinde geçirdi. İki oğlu da hayırlı evlat olup annelerini üzmedi…

Gamze YAĞMUR

08.01.2013

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Geceye seni yazdım

GECEYE SENİ YAZDIM Karanlığı ilmek ilmek ördüm de, Düğüm atamadım yokluğuna, Sabahı kucakladığım da, Bir iz bulamadım senden Uçup giden zaman aralığın da. Şiir başlıkları nı’sen’diye attım. Rüyaları yakaladım en renkli yerin de, Dolanıp durdum satır aralarında. Bir sen yoktun, Heceler kurduğum kelimeler de. İnce çizgiydi aramıza giren, Silip te atamadık,yazılmış tı koyu kalem Bir kere girmiş hayatımıza Kıytırık bir zaman diliminden. Geçte olsa her şeyi anladım, Seni parantez içine aldım! Geceye yine… Yine yeniden seni yazdım. Gamze Yağmur Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gel Canımı Al

Vaz geçtim her şeyden, Vaz geçtim sevgili. Demir attım yalnızlığıma, sen unut benli her şeyi Gideceğim artık buralar dan Senin mevsimlerin hep yalancı bahar. Ben eskiden olduğu gibi şimdi de, Kendi gün batımlarımla baş başayım. Ulaşma bana sevgili olduğun yerde orada kal! Ya da… Ya da gel canımı al. Sen kaç benim şafaklarımdan, İntihar eden gecelerimin Geriye kalan matem yaşları ıslatmasın seni Ben yine üzülürüm, Tutuklu kalırsan hazanlarımda Çömez mutlulukları bırak bana Ya benimle kal Ya da gel canımı al… Sevgili. Ben seni gidişlerinle tanıdım. Her kara kışta göç ettin yüreğimden, Vaatlerin hep uçurum kenarı, Yıldızların sönük, Uyumuyorum korku gecelerine. Ömrümün kırçıl yalanısın sen Hadi sevgili olduğun kentte kal, Ya da… Ya da gel canımı al. Gamze YAĞMUR

12.03.2012 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gel De İnan Aşka

Nasıl inanayım ki aşka? hepsi riyakar, Hepsi bir birinden başka. Kimi, mevsimlik aşk ister, Üç aydır sevgisinin ömrü. Bir mevsime sığdırıp gün eder gününü. Kimi; hazan dır soldurur güldürmez hiç yüzünü. Hadi gel sen de inan aşka, Hepsi riyakar, Hepsi bir birinden başka. Yok mu bunun ömürlük olanı? Melankolik yapıp sonra kaçmayanı, Dört mevsim değil, hep bahar yaşatanı. Bulursan böylesini yüreğinde sakla İster inan,ister inanma aşka Hepsi bir birinden başka. Sil baştan edip yanında kalanı, Seninle sevda yoluna baş koyanı, Cefa da sefa da elini bırakmayanı, Tesadüfen çıkarsa böylesi karşına, Düşünmeden tut ‘o’nu yüreğinde sakla. İster inan ister inanma aşka İnsanlar riyakar hepsi başka başka. Geldiğinde önce ipotek koyar kalbine Sonra parseller her köşesini, Zimmetler kendine, Pişman olsan da sevip seveceğine, Sen yinede inanma aşka Hepsi riyakar hepsi başka başka

Gamze YAĞMUR 28.06.2012 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gelde O Gözleri Özleme

Gönderdiğin mektubu ellerim titreyerek açtım Yüreğim titreyerek ezberledim hece hece Seviyorum diye başlıyordu ilk satırların Yıllar gelip geçti Hala masamın üzerinde duruyor öylece Sarı ve kokulu zarfın içinde göndermişsin Nede güzel süslemisin kelimelerini Virgül ve noktasını bile ezberledim Nefes aldığım zaman içerisinde. Giderken … Usulca kulağıma eğilip susmuştun ya Ve gözlerin konuşmuştu senden önce Hadi gelde o gözleri özleme Hadi gelde o sözleri ezberleme Gülümsüyorum aklıma gelince Ve dudağımda acı bir tebessüm Yıllardır oturup bekliyorum aynı tahta taburede Ne güzel bir aşktı bizimkisi Yıllara kazınan Kara sevdam kaderimiz dedik Alnımıza yazılan Dilsizdi aşkımız Suskundu yüreğimiz Ele avuca sığmayan haylaz çocuk gibi kaprisli Nede güzeldi sevgimiz Her gün biraz daha büyüyordu içimizde Zorlukları vardı elbet te Düşe kalka sürüklendik peşinden Ninniler söyledik nöbetleşerek Sevgi büyüdükçe sığmadı kabına Sıkı sıkı sarılsakta uçup gitti elimizden Gözlerimi ovuşturdum Hüzün yüklendi yine kirpiklerime Ah yar ağlamayada mecalimmi kaldı Elimde lime lime olmuş mektubunla Hayalle gerçek arası bir yerlerdeyim Oturuyorum yine o eski tahta taburede Başımı yastığa koyduğum her gece Dua gibi ezberledim yazdığın her kelamını Ninni gibi tekrarlıyorum Seni seviyorum bekle beni diyen satırlarını Hayalin kaybolomasin diye açık tutuyor Kapatmıyorum göz kapaklarımı

Örümcek bağlamış penceremin önündeyim O eski tahta taburede oturuyorum işte Gözlerimi odakladım geleceğin yollara www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Bir elimde hazan Bir elimde ilkbahar Kaç zamandır uzak iklimlerden bekliyorum seni Gel artık Sol yanıma düşen payım Gelki bu ayrılıktan uyanalım,

““Sözlerin kulağımda ninni gibi, Gelde bu ayrılıktan uyandır beni sevgili ““

Gamze YAĞMUR……11/10/2014 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gelişine Sevinemedim

Yıllardır gözyaşlarımda demledim hasretini, Her yudumda buruk tat bıraktı sensizlik. Nikotin kokan parmaklarımın arasından kayıp gitti İnce belli bardak. Ve bin parça can kırıkları dağıldı dört bir yana Nasıl toplanacak?

Yokluğun karabasan gibi indi yavaş yavaş Her hamlede nefesimi kesti hasretin Omzuma yüklediğin aşkın, Ağırlığı çöktü yüreğime, Bu savaşın yenik şövalyesi benim Çekiliyorum geriye.

Sabaha karşı aşkın üzerini örtüyorum, Kara duvakla Kara gelinlik düşüyor elimden Aşk la birlikte “o”nu da gömüyorum toprağa Yüreğinde öldüğümü kabulleniyorum sessizce Sevinemedim ilk kez gelişine.

Bana ait olmayan bir yürek taşıyordun bedeninde O yürek ki; durgun suda yalpalayan sandal O yürek ki; su almış kıyılara çarparak yol alan Anladım ki; Sana olan aşkımın dibi tutmuştu çoktan, Değmeyecek vefasızın birine yanmışım hiç yoktan.

Sövüp saydığım yılların artık bir anlamı kalmadı Hatıraları kara kaplı defterden silmişim, Farkında olmadan. Yasını da tutmuyorum takvimlerin Hayıflanıp ağlamıyor, Boşa geçen ömrümün hesabını sormuyorum Sadakam olsun sana bırakıyorum.

Saçlarımdaki akları saymayı bıraktım Alnımdaki derin çizgilerden de korkmuyorum Aynalarla barıştım. Sen! .. Sen, gençliğimi katlettin alacağın yok Sonunu bile bile yeniden sevmeye kalktım, Bütün hata bende…

“sevinemedim ilk kez gelişine”

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gamze YAĞMUR 7/9/2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Geri Dön Babam

Bir öğretim yılı daha başlıyor gene yoksun Geceler gibi uzaksın bana Bu yılda başarılarımı göremeyecesin belki, Ama gurur duyacaksın kara papatyanla. Ne sen benden haberdar, Ne de ben senden… Bu nereye kadar böyle baba? Sana dair hatırladıklarımı yazsam, Üç beş cümleyi geçmez. Okul çıkışların da çok bekledim, Ellerimden tutar birlikte eve döneriz diye. Bayramlarımda ve özel günlerimde de yoktun. Biliyormusun? Kaç doğum günü kutladım sensiz. Hastalandığımda baba diye sayıklamışım hep Senden habersiz. Dört yaşına girdiğim akşamdı, Yerimde duramıyordum… Bir pasta, bir mum değildi heyecanım Seninle olmanın verdiği sevinçti. Belli belirsiz gözlerimin önüne geliyor hayâlin, “İyi ki doğdun kara kızım, İyi ki varsın Kara papatyam” değişin ve alel acele Bavulunu alıp,” kısa süre sonra gelirim” diyerek gidişin… Evet baba…. kaç kısa yıl geçti? Kaç kısa yıllar daha geçecek? Ben yine doğum günlerimde ağırlaşan kirpiklerimle Yollarına bakacağım. Hem de gelmeyeceğini bile bile. Dokunma baba kirpiklerime… Kızın büyüdü Başarılarına başarı ekledi ama, Bir seni ekleyemedi hayatına. her şeye rağmen Çok özledim baba …çok… Her gece hayallerimde dualarımdasın Dokunma hayallerime baba. Benim bilmediğim yerlerdesin ama nerde? Benim de babam var diyebiliyorum kendime ve Avunuyorum kendi gerçeğimle.

Sana ait “sen”leri unutmadım Dokuz yıldır görmemiş olsam bile seni Sende unutma beni

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gell..! gel artık bana neredeysen hangi uzak şehirlerdeysen, baba… Gamze YAĞMUR Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Geriye Kalan

Senden geriye yaralı bir kalp, Sol parmağımda taşı kırılmış bir yüzük, Defter arasında kuruttuğum Kırmızı gül yaprakları, Bir de doyasıya yaşadığımı sandığım Aşkın izleri kaldı. Avuçlarına parçalanmış bir yürek bıraktım. Her gidişin anılar çıkmazı, Her saçakta yağmur damlası olmuş, Gözyaşlarım sürgün… Gördün mü? Meğer seninle unutmuşum gülmeyi. Yalan rüzgarlarına kapılıp sürüklenmişim Fütursuzca. İnandığım doğrularda yok oluyor, Ardı ardına. Bekleyişlerim zaman aşımına uğramış, Yorgun. Sert poyraz çarpıp geçiyor Sol yanımdan. Son karar çıkıyor yüreğimin fermanından, Demir alıp uzaklaşıyorum, İçinde sen olmayan Bu sevdadan. Denizin sahile vurduğu gibi, Vurgundum sana. Şimdi; Su almış sandalla okyanus ortasında, Ala bora oluyorum İmdat çığlıkları karışıyor, Batan duygularıma ve Çırpınıyorum… Ben; Senin olmadığın yarınlara Uyanmak istemiyordum oysa. Gerçekler canımı acıtıyor Ölüm uykusu iniyor Göz kapaklarıma. Kirpiklerim ağırlaşıyor nefeslerim kıt kanaat, Sensizliğe çeyrek kala. Senden geriye; Taşı kırık bir yüzük kalıyor, Sol parmağımda…

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gamze YAĞMUR

28.10.2012 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gideceğini Biliyordum

Saatlerdir elim kapının kilidinde Gideceğini ta günler öncesinde sezinlemiştim Kime ne fayda getirir ki ayrılık Ateşten gömlek hangi teni ısıtır, Kimin yüreğinde şık durur? Hadi çıkartıp at üzerinden! Yanmasın canımız birinci dereceden. Gideceğini biliyordum aylar öncesinden Sen bavulunu toplarken Boncuk boncuk ter damlıyordu alnındaki çizgilerden Gözlerime her baktığın da Nutkun tutuluyordu, Susuyor… Susuyor, hiç konuşmuyordun Erkenden gideceğini zaten biliyordum. Benden önce sözcükleri terk etmişsin İki harfi yan yana getirip,bir cümle kuramıyordun Kirpiklerinin arasına sakladığın, Bakışların neler anlatıyordu Ve sen görmüyor hissetmiyordun. Ama ben, Ben, gideceğini çok iyi biliyordum Gelmeden önce Ayrılığı hazırlamışsın hediye paketinde Cesaretimi toplayıp dokunamadım bir yerine Susturdum yüreğimin sesini, Hislerimin esiri olmadan Her seferinde bastırdım sana olan zaafımı. Bana düşen ayrılık payımı reddediyorum Elimde kalan son sevgi damlasını Bir fanusa kapatıp, Çoğaltıp büyütmek istiyorum. Konuşmaya çalışma yorma kendini Ben; Zaten gideceğini çok önceden biliyordum. Hangi; mevsimi esecek ayrılık rüzgârları? Hangi; Kayıp adreslere çıkacak yolların Saygı duyar engel olmam kararlarına Toz dumanlı yollar bana bırak. Seni uğurlayayım sağlıcakla, Bu günü yarına ertelemeden Gözlerimi kapatıp sobe bile diyemeden Gerçekten, gidecekmişsin benden? Biliyorum… Git! Gideceksen!

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gamze Yağmur 16/08/2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Giderse Gamze Yağmur

GİDERSE! Dağ gibi büyür, yokluğunun borcu, Yüklenir omuzlarıma, Taksitlere bölsem sensizliği, Günlük faizini ödemeye yetmez ömrüm! Tek mevsimde tutuklu kalır bu gönlüm Bahara hasret… Koklayamadan tek bir gül, Yavan yaşarım hayatı, geçer gider ömrüm. GİDERSE! Bakmayı; Bakıp ta görmeyi unutur gözlerim. Sarıya boyanır bendeki mavilerim, Benzerim sonbahar yapraklarına, Savrulur… Yok olurum koca evrenin boşluğunda. GİDERSE! Bir daha tutunamam hayata, Adımlarım karışır kalabalıktaki, Yalnızlara… Miyarlarca insan arasında, Bir ben yalnız, Bir ben mutsuz, Bir ben sensiz… Giderse şarkılar da kalır sözsüz, Sevgi dilsiz, duygular öksüz, Gözler boş bakar, Özneler de yüklemsiz.

GİT_ME_BE! .. GİT_ME! ! ! G.Y Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gidişini Yirmi Dakika Geçiyor

Doyasıya sarılamadım, tutamadım ellerini sıkıca Kayıp gittin yirmi dakika önce Rüzgâr esmeye başladı şimdi ters yönde Saçlarım darmadağın, Hazan yağmurlarıyla dolu dolu gözlerim. Hep mi bölüneceğim zerrelere? Mevsimleri sorma! onlara yabancıyım bu gezegende Bundan sonra her saniyem ayazlara gebe. Gidişini yirmi dakika geçiyor, Bak yine uzaklaşıyorum nefesinden Aynı istasyonda olmayı ne çok isterdim Yürüyüşünü izlerdim kırpmadan gözlerimi Ayrılığın yolunu kapatırdım Bağırırdım avaz avaz gücüm yettiğince Tüm gidiş seferlerini iptal ederdim Dakikalarca kalırdın bende Gel de isyan etme hazan a Bak şimdi en zor mevsim kapıda Gel de hazanı baştan sona kopartma Gidişini yirmi dakika geçiyor Daha koltuğundaki minder soğumadı Kapıyı da örtemedim ardından Çayın altını kapatmadım hâlâ Yumurtada soğumadı,öylece duruyor tabağında. Otobüse geç kalırsan, ya dönersen geri Toplamadım masadaki yerini, Olur ya belki vaz geçersin Ben de nefesimle ısıtırdım üşüyen ellerini Gidişini yirmi dakika geçiyor Kendimden uzaklaşmaya başladım Aynadaki ben bile dalga geçiyor benimle Duvarlar sözbirliği yapmış konuşmuyorlar Eşyalar sus pus oldu çarpmıyor kapılar Kimle dertleşeceğim? Sanki cenaze çıkmış gibi yüreğim… Ağladığımı asla bilmeyeceksin Karalar bağladığımı söylemeyeceğim Gözlerimi kapatıp içimden yüze kadar saydım Geri dönmedin… ‘’ Gidişinin yirminci dakikasında hatıralarında intihar edeceğim’’ Gamze YAĞMUR… 07/10/2013

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gidiyorsun Benden

Günlerdir bir telaş var gözlerinde Kaçamak bakışların suskun Tutuşmuş çıra gibi yanar hallerdesin. Şimdi yavaş-yavaş gidiyor musun benden Arkanda bıraktığın henüz külleri soğumamış aşk Yok sayıp sıcaklığımı Anılarımız un ufak Dünde kalan mutluluğu sanki biz yaşamadık Üzgünüm bu günede taşıyamadık Belli ki kalmamış bir selamın hatırı Ah bir bilsem neydi suçumun adı Kaç yıkılış yaşadım bu viran gönlümde Ayağımın altından kayıp giden Çatlamış topraklara tutundum Senden her eksilişimde

Saçlarım darmadağındı sağanaklarında Ücra köşelerde gizlenmiş Boynu bükük kardelen buz dalında Toplanmıyor serseri sevdam Kırk bin parça ayna kırıklarında Yeniden içine at dağılma sırlarında Uzaklaştığın her adım da Şizofren düşünceler turlayacak beynimde Yokluğunun balçıklarıyla sıvanacak yüreğim Bir darbede öldür beni Cellâdı ol aşkın Biliyorum benden ağır ağır uzaklaşacaksın

Dikiş tutturamadığım eğreti sevgim Sökülmeye başlıyor bir kenarından Bölük pörçük şimdi her yanım Yanan son sigaramın dumanında Arka arkaya boğuluyor hıçkırıklarım.

Yorgunum günün mor akşamlarında Yalvaran bakışlarımı umursamadan Kara gözlerinin uçurumundan sallandır beni İstersen bin parçaya böl İstersen de sayıp söv Her seher yelinde Hazırım kirpiklerinin gölgesinde ölmeye

Gidişinle tenhalaşan sokakların Çıkmazlarına takılı kalacak aklım Yalnızlıklar sorgulayacak bu ne hal www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Ağır ağır gidişin içime işleyecek Üşüseydim omuzlarında Bir kez asıp sallandırsaydın boynunda İntiharım ödül olurdu bana Baharın geç kalışından Habersiz olan çiçekler Yağmurlara inat Sakladılar kelebekleri yapraklarında Son umutta bir filiz yeşermedi Kararlı gidişinin ayazlarında

Ne olur dokunma ağlar sonra çocuk yanım Keskin bıçak dilin yaralar Yudum -yudum zehrindir zamansız tattığım Bütün suçların sabıkası yüreğinde Ve sen Ağır ağır benden gitme!

‘’Şimdi ağır ağır uzaklaşırken bütün suçların sabıkası viran yüreğimde ‘’

Gamze YAĞMUR 09.03.2014 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gidiyorum

GİDİYORUM Şimdi gidiyorum ben, Bir meçhule, Terk ediyorum bu evi Senli yaşanmışlıkları Kal kendinle baş başa Sakın dur diye bana yalvarma. Kırık çerçevedeki resim, Senden aldığım tek hatıra, artık pişmanlıklarınla. Nasıl yaşarsan yaşa Şimdi gidiyorum ben. İçinde senin olmadığın, yeni bir hayata. Bıraktım sana bardakta dudak izimi, Duvarında asılı gençlik resmimi Aç artık… Aç şu kapının kilidini Dönüşüm yok örseledin bendeki sevgiyi. Tutma… Tutma bırak elimi, Değiştiremesin ki ne kendini ne beni! Gamze Yağmur 11.6.2009 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gidiyorum Dedin Ya

Ne kadar da mutluyduk değil mi? Gidiyorum dedin ya; ta şurama bir balyoz indi! kırıp döküldü sol yanım! Kıl payı kaçırdık mutluluğu… Aşkın çıkmazlarında çırak sevgi, Beyaz sayfaya işlenemedi. Gidiyorum diyordun ya; ta şurama… İçime, ayrılığın ateşi düştü şimdiden daha yarına çok var! Belli etmeden içten içe yanar kavrulurum ben. Gidiyorum dedin ya; Ta şurama saplandı yokluğun… Gittiğin yer yakın olsa, yol olmazmıydım yollarına? Çiğneyip geçseydin umursamazdım! daha kaç kere yok olacağım? Gidiyorum dedin ya; ta şurama… Ta şurama, ince den inceye bir sızı yayıldı Yokluğun dizildi gözlerime damla… damla… Sök götür yüreğim hediyem olsun, Lazım olmaz! sen gittikten sonra…bana. Gidiyorum dedin ya; sevginin kıyısında mülteci kaldım Hep kaçak dolaştım aşamadım sınırlarını… Korkmadım sana tutuklu kalkmaktan kelepçeleseydin beni sana… mahkum olup müebbet kalırdım yanında, aşkı ekmek, sevgiyi katık yapardım infaz zamanına. Gidiyorum dedin ya; Ta şurama ciğerlerime yıldırım düştü sanki; sıradan bir şeydi söylediğin Dönmeyen birini umutzuca bekleyeceğim, Kolay mı?

Gidiyorum dedin ya; Ta şurama boğazıma kelimeler düğümlendi İdam sehpasında infazını bekleyen mahkûm gibi İlmeği boynuma geçirmelerini bekliyo, korkmuyorum ölümden şimdi. Gidiyorum diyorsun ya; Ta şurama gözlerime hayalin indi. Yarın bu saatlerde ayrılıyorsun benden Kefene sarıldığımı bilmeden,helalleşmeden www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gitmek var mıydı bu şehirden. Hani, bir kez daha düşünsen diyorum Aynı şehirde olalım ziyanı yok, Seni görmeden, var olduğunu bilerek yaşamak, Aynı havayı teneffüs etmek, Ta şurama, yüreğime sular serpilirdi. Gidiyorum dedin ya; Gitme kal bu şehirde! .. Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Git Gidebilirsen

Bu sabahta günlüğüm elimde Düne dair anlatacaklarım birikti yüreğimde Bir sayfa, bir sayfa daha çevirdim Kokun sinmiş sararmış yaprakların içine Sevgimin kırıntıları dağılmış, Cümleler arasına Toplayıp bir araya getir Getirebilirsen… Kelimler dolanmış bir birine, Cümleler anlamını yitirmiş, Geciken zaman içinde Bir bilmece ki şifresi gizli gözlerimde Çöz! çöze bilirsen Hadi durma yeni baştan yaz bizi, Yazabilirsen… Her göz yaşı bir harf olup damlarsa yaprağa Kalemin gücü ne kadar yeter bu sağanağa Damlalar imza olacaksa son nokta ya Set çek hadi özlemlerin önüne Tut gözyaşlarımı tutabilirsen Sustur! Çığlıklarımı Susturabilirsen Rüzgâr önünde ezilmiş gül yaprağı oldum elinde Belki bu gün haberin gelir diye güvercin saldım Gökyüzüne Ne bileyim işte söz geçmiyor yüreğime Yine kat kat ayrılıklarımı giydin üzerine Alışmak kolay değil Hadi alış alışa-bilirsen

Set çekebilir misin özlemlerimin önüne? Bir nefes, Bir nefes daha nikotin dolarken ciğerlerime Katranları yudumladım aşk niyetine Biliyorum hasretin yeniden yapışacak tenime Kahrolsun bu günde beynimin içindesin Hadi durma git! Nasıl gideceksin? Gamze Yağmur Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gitme gülüm

GİTME GÜLÜM Sen gidersen ben kalır mıyım sanıyorsun? Ben biterim Yaşanmış sanır mıyım gelecek günleri Baktığım yerlerde seni göremiyorsam O ağaçların altı boşsa Deniz kenarında yürüyorsam yalnız Gitme gülüm Sen gidersen ben olmam Sensizliğe dayanamam Biterim Seninle güzeldi Güneşin doğuşu Denizdeki yakamoz Şarkıdaki nağme Yağmurda ıslanmamız bile anlamlıyken Gitme gülüm Gidersen sevgi biter Ben biterim Hani aşk kazanacaktı? Bak kaybeden aşk ve biz olduk Bunu yüreğim kaldırır mı sanıyorsun? Gururuma yenilip kal diyemiyorsam Dön de bir bak arkana Bak da gör Bıraktığın enkazı Gitme gülüm Sen gidersen ben biterim Dayanamam buz tutar yüreğim Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gitme Kal Yanımda Sevgilim

Öyle çok bendeydin Öyle çok seviliyordun ki Kendimden bile sakınıyorken seni Sol yanımı yakıp kavuruyor Gitmeliyim diyen son kelimelerin. Yine özlemlerin penceresinden baktıracaksın? Yine gecelerin sessizliğiyle buluşturacaksın Bana bu ıstırabı reva görme sevgilim Gitme yanımda kal Kal yanımda benim. Kısır döngü içindeki bu gel gitler Bırakmıyor ki peşimi Elden gelmez çaresizliğimle öylece Dinliyorum kendimi Bilekleri kelepçeli infazı bekleyen Mahkum gibiyim Dudağının arasından çıkacak tek kelime bağlı Senli kaderim Gitme yanımda kal Kal yanımda sevgilim Sana ve sevgimize öyle inanmıştım ki Umutlar ekmiştim yarınımıza Yeniden gitmeyi seçersen eger Biliyorum ki gündüzümü geceye çevirecek zaman Bu aşkın … Uzun uzadıya yıkılışını seyredeceğim Başım omzuma ağır gelecek Yana düşecek istemeden. Gitme yanımda kal Kal yanımda sevdiğim.

Sensiz dinledigim Ağır şarkılar yoracak ruhumu Bir kez daha maziye sürüklenip Yokluğunun uçurumunda sallanacağım Zamanla kavgalar Zamanla yarışlar Ve zamanala sana yalvarışlar dolanacak dilime Yanımda kalmayıp gidersen eğer Son kez öldüreceksin belkide Hiç akmayan yaşlarım birikecek damla damla içimde C/ağlamaya hazır birer şelale Korku içinde bekleyişler Göz bebeğimdeki ağır ağır büyümeler Sonunu göremedigim yollarda devam eden tükenişler Ve yollar kahrımı çekecek Ve yolların kahrını çekeceğim Gidecek yerim yok sevgili kovsanda Yine yüreğindeyim. www.Antoloji.Com - kültür ve sanat „“Hiç akmayan gözyaşlarım birikti içimde C/ağlamaya hazır birer şelale““

Gamze YAĞMUR

24/09/2014 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gitmekle kalmak arası

GİTMEKLE KALMAK ARASI Ne kadar kolay geliyor, Çekip gitmeler. Keşke o kadar basit olsa Arkana bakmadan gidebilsen keşke! Sor kendine kaç adım gidebirsin? Yerinde saymakta var, Gitmekle kalmak arasında sıkışmakta. Bilirsinki hep dildedir gitmelerin, Söz geçmez yüreğine. En uzun yolculuğun sokak başına kadardır. Ya kızmaların… Nisan yağmurları gibi Arkasından gök kuşağı olursun, Güzellikleri yedi renkte saklayan. Sen… Sen çocuk ruhlu sevdiğim, Hep böyle kal değişme ne olursun, Büyüme sakın! Burnunu çekerek gel dizimin dibine, Masumca bak gözlerimin içine, Biliyorum gitmekle kalmak arasındasın, Ve sen hep yanımdasın yanımda olacaksın, Gidersen bensiz yapamazsın Gamze YAĞMUR 27.05.2010 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gönlümün mesaisi

GÖNLÜMÜN MESAİSİ Yedi kırkbeş İstanbul vapuru gibi, Bu günde başladı gönlümün mesaisi. Bahar yorgunluğumu, Uyku mahmurluğumu, Geç kalışının sebebi hangisi? Özlemle bekleyen biri var bu iskelede, Geç kalma emi! Gelişinin saniyeleri dolmuyor, Beklide bu hayatımızdaki son vapur… Sabırsız bekleyişlerim çarparken sahile, Kanatlanıpta gelsen,gelebilsen Yedi kırkbeş deki yolcu seferine. Adresi olmayan yerlerde insek, Kaybolsak birlikte Demir atsak sevda körfezine. Yada… Ala bora olup mavi aşk sularına kapılsak, Yetişsen yedi kırkbeş vapuruna Bu son yolculuğumuz olsa, Silsek; Yaşanmamış saysak Sonu bitmemiş hikayeleri. Çöle düşen bir yağmur damlası gibi, Gönlümün baharı olsan. Bekliyorum aşk seni gel, Gel ne olursun geri, Her gün gibi, bu günde geç kalma emi… Gamze YAĞMUR

30.03.2011 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gönül Sahilime Yalnızlık Vurdu

Bir çocuk masumiyeti var gözlerinde. Gönül sahillerime sensizlik vurdu Bir rüzgar ki sürükler hasret körfezine, Saatler yeniden vuslatta durdu.

Dur durak bilmiyor yürek sancılarım, Gönül sahillerime yine yalnızlık vurdu, Buğulu camlara adını yazardım, Gel gör ki bu sevdaya yazık oldu. Yıkık dökük bıraksan da duygularımı Melankoli sarmış her yanımı İflah eder mi? Yeni bir gönül oyunu Gönül sahilime yine yalnızlık vurdu. Yürüyorum yalnızlar rıhtımında İnceden sızı çöker sol yanıma Gözlerim takılır masum bakışlarına Her yıldız kaydığında,ıssız kalırım Gönül sahilime yokluğun vurduğun da… Gamze YAĞMUR

06.07.2012 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Görmeden sevdim

GÖRMEDEN SEVDİM Yüzünü görmeden elini tutmadan, Gözlerine bakmadan sevilir mi? Ben sevdim işte. Baktığım her yerde onu gördüm Rüyalarda hayallerde seraplarım hep oydu, Sevdim işte. Gözleri mavi yeşil ya da siyah ne fark eder, Dokunmadan eli elime değmeden, Sevdim işte Tarihi aşklara inat yeni bir Leyla mecnun, Yusuf ve züleyha, Tahir zühre misali, Sevdim işte. Beni sevmiş sevmemiş ne çıkar Olmasak ta beraber Sevdam ikimize de yeter. Uzaktan sevilir mi demeyin Ben sevdim işte. Deniz dalgasında, Yağmur damlasında, Rüzğarın sesinde Dizelerin ahenginde, Sevdim işte. Kum taneciklerindeki sayı Saman yolundaki yıldızlar Evrendeki büyük lük kadar geniş sevdam Olur mu demeyin ben… Sevdim işte Gamze Yağmur 01.82009 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gözlerim Yollarına Dalıyor

Ayrılığımızın kaçıncı asrındayım hatırlamıyorum Kaç dün yaşadım Kaç sensiz güne uyanıp umutlarıma sarıldım Bilmiyorum. Gözlerim uzun uzun yine yollarına mı dalacak? Sensizliğin virajlarını bu günde mi semazen gibi alacağım? Hep ben mi aşkı narına eriyip gideceğim? Sen; Sen yarım kalan bir beste daha olacaksın, İsteyip de dinleyemediğim…

Başımı kaldırıp, bakamaya doyamadığım Yüreğimden sökülüp atılmayanımsın. Yokluğun boş odada yankılanan bir ses ve avunup kandığımsın. Sağıma dönsem hasret, Soluma dönsem siluetin. Önümü göremediğim bir çıkmazlarda Loş lambaların altında ıslak kedi yavrusu gibi Savunmasız ve ürkek…

Haykıramadığım korkularıma sarılıyorum sıkıca. Ne kadar boş bir evren Amaçsız dönmeye devam eden bir dünya. Dert ortağı olmayan yalnız balıkçı bile, Umutla, umutla asılıyor hayaline Martılar küsmüş denizlerine Git gide, Git gide uzaklaşıyor mavilerden.

Koca şehirde yanan bir ışık yok Karanlıklar hâkimiyeti kurulmuş baştan sona Ölü kentte baykuşlar yarışıyor birbirleriyle Yokluğunun her saniyesi korku filmlerinden bir kare Sabah başlayıp bitmeyen seanslarla Devam edip kapanmayan beyaz perde…

Kaçmaya çalıştıkça ayağıma dolanan hasret prangası Eteklerime yapışan anılar Zorlaştırıyor adımlarımı. Kala kalıyorum bu cehennemin ortasında Ne yana biliyorum gönlümce Ne de donabiliyorum yokluğunun ayazlarında Sesinin tınısı takılıyor peşime Uğulduyor kulaklarımda perde perde. Sabaha uzak gecelerde Gözlerim dalıp gidiyor yollarına Ölçemediğim kaç metre ileridesin Ya da, ya da nefesim kadar yakın mısın bana? www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Belki de hayra yoramadığım düşlerimsin… Yüzünü seçemediğim kırık aynanın sırlarında Bak! Bak gözlerim dalıp kalıyor yollarına Virajlarına sürüklenen ayaklarım bitkin. Gümüş saçlarımın her bir teli umutlarıma bağlandı. ‘’Sen düşler ötesi sevdiğim, ahir ömrümde gözlerim yokluğunla, yokluğunla dağlandı Yokluğunla dağlandı’’

Gamze YAĞMUR 05.12.2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gözlerin gözlerime değdiğinde

GÖZLERİN GÖZLERİME DEĞDİĞİNDE Mavi gök yüzüne süzülürüm. Martı kanatlarında. Çiğ tanecikleri örter yüreğimi Sevgi perdesi aralandığın da. Gözlerin gözlerime değdiğinde Göç diyarlarına uçmaz, Kalırım en sert kışlarda yanında. Omuzun da bulurum sıcaklığı, Baharı beklemem sabırsızca. Umut olursun bu son çırpınışlarımda. Gözlerin gözlerime değdiğinde Heyecan başlar sol yanımda. Sevgiyi hissederim nefes alışımda. Hücre olur büyürsün dolaştıkça, Kanımın her damasın da. Sen, Sen diye haykırırım kalbimin atışlarında. Hayatımın anlamı olursun, Ruh bedenden ayrılmadık ça. Gözlerin gözlerime değdiğinde, Yalancı olmasın baharlar. Sert fırtınada yön şaşırmasın, Kelebeklerle kuşlar. Gönlümün vahasında Artık yeşillensin tohumlar. Olmasın kuraklık. Susuz kalmasın yüreğimde ki topraklar. . Gamze YAĞMUR 10.10.2009

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gözlerinde gördüm

GÖZLERİN DE GÖRDÜM İnkar etsen bitmedi desen de, Gizlenme kelimeler arkasına, Gördüm gözlerin de… Mahsun bakışlar altında, Biraz endişe vardı, belki birazda korku. Sözler yetersiz gelse de, Gördüm“o”gidişini gözlerin de. Bitmeyen gecelerin karanlık koynunda, Sen… Sen de bile değilken Uykusuzluğu sardım sen diye bedenime. Artık gizleme! Gidişini gördüm, Sus pus olmuş mahsun gözlerin de. Anladımki mavilerim uçup gidiyor elimden, Bana kalan sonbaharlar, Artık kuzey batıdan eser, Şimdi “o”soğuk sert rüzgarlar. Göç mevsimi gelmiş gönlüne. Söylemesen de, Gidişini gördüm gözlerin de. G.Y Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gülümse

GÜLÜMSE İlerleyen zamanı durdur şimdi! Bak gözlerimin içine, Sıkıca tut ellerimi, Günaydın meleğim de! Haydi, biraz gülümse! Bahar kokularını çek içine Yaşadığını hisset! Selam ver balkondaki çiçeklere, Usulca onlara, aşık olduğunu söyle. Zamanın her hangi bir diliminde, Özlemini biriktirdim yüreğimde Sessizce sarılırken hayaline. Azıcıkta olsa, haydi hayata gülümse! Bulmuşken mutluluğu Yarınlara erteleme...! Geç olmadan bekletme sevdayı, Yakala aşkı! Dilekler tut, kayarken çoban yıldızı Haykır evrene seviyorum de ve, Gülümse..! Gülümse beni karşına çıkaran kadere, Gülümse..! Güzel mutlu günler bizimle. Gülümse..! Hiç dert etme,nereye kadar gidecekse. Gülümse...! Döndürelim dünyayı istediğimiz yöne, Gülümse..! Seni seviyorum sende beni! Boş ver her şeye, gerisinden bize ne.

Gamze YAĞMUR 14.03.2010 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gün Batımı Özlemleri

Öyle çok seviyorum ki Kendime bile anlatamadığım gün batımı özlemlerim var Balıkçının ağına takılır gibi, takılı kaldım gözlerinde Tarifi imkânsız bir sevgi düştü gönlüme Kıyıya vurmuş sahipsiz tekne gibiyim şimdilerde. Öyle çok seviyorum ki Hangi martıyı görsem kanatlarına takılıp uçasım geliyor. Gökyüzünü kaplayan yıldızlara uzatıyorum ellerimi Samanyolunu ortak ediyorum dileklerime Senli dualarım sonsuz evrene yayılıyor katre katre Vakti geldi Gün batımı özlemlerimle eleleyim sahilde. Öyle çok seviyorum ki Önüne çıkacak hazanı topluyorum yerden Rüzgârların sürükleyip götürmesinden sakınıyorum seni Ellerimde biriktirdiğim sarı yaprakları İlkbahar yeşiline boyayıp bekliyorum vuslatı, Gün batımı özlemlerimi yeşil yeşil yaşarken Avutuyorum kendimi. Öyle çok seviyorum ki Güldüğünde; sarı kırmızı güller açıyor, gamzelerinde Kahkahaların yankılanırken sahilde Kısıyordum müziğin sesini. Seni dinliyordum ninni gibi Bizli düşlerimize sarılıyordum aralık soğuğunda Ve her şey temmuz kadar sıcak, Her şey temmuz güzelliğinde… Öyle çok seviyorum ki Zemheri ayazlarında boncuk boncuk Sevgi damlıyor alnımdan Adının baş harflerini yazdığım, Çakıl taşlarım boğuşuyor sert dalgalarla Avuçlarımdaki kum kayıyor her seferinde Lodosta savrularak karışıyor bulutlara Zerreleri yeniden düşüyor gün batımına… “-Seni öyle çok seviyorum ki- gün batımına bırakıyorum dileklerimi” Gamze YAĞMUR 19.01.2014 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Güneşin battığı yerde

GÜNEŞİN BATTIGI YERDE Her güneşin battığında Gözlerim ufka dalar Kaybolurum o kızıllıklarda Kayalarda oturmuş seni beklerken ben Güneşin battığı yerde Deniz gözlerinde gülüşünü Hatırlarım Sonra dudak büküşünü Beni artık sevmiyor musun der gibi Çocukça bakışını hatırlarım işte orada güneşin battığı yerde Uzaktan gelen gemi Bir gün getirir mi seni bana geri? Martılarla arkadaş oldum Sen gittin gideli Her akşam o kayalarda Hüzün çöker yüreğime Beklerim günlerdir seni ben Bıraktığın aynı yerde Mor lacivert ve kızıl Hepsi seni bana anlatır Dalgalar kayalara vurdukça Hatıralar gözümde canlanır İşte orada Güneşin battığı yerde. Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Haberim Yoktu

Dün gece beni görmüş rüyasında Beyaz gelinlikle yâr olmuşum başkasına Ağlıyormuş gece gündüz hıçkırıklarla Bir tutam saçım kalmış avuçlarında Beni bensiz sevmiş yıllarca Bu nasıl aşktır haberim olmadı Dilinde türküler kendini vurmuş dağlara Dilekler bağlamış kurumuş dallara Yıldızları yorgan yapıp örtmüş ayazlarda Beni sevmiş uzaktan uzağa Bu nasıl sevdadır Vallahi haberim olmadı Gözlerimi gözlerine bağlamış Her güzelde benden bir parça aramış Kurduğu hayalin renkleri solup sararmış Güneşi bile doğmadan kararmış Bu nasıl sevdadır haberim olmadı Sokağımdan geçiyormuş başı hep önde Kapımda sabahlamış geceleri böle böle Mektuplar yazmış koynunda duruyor öyle Mevsimsiz güller toplamış bülbüller söyleye Bu nasıl aşktır haberim olmadı Adımı tesbih yapmış zikir olmuşum dilinde Elleri boş umutları dökülmüş yırtık cebinde Eskitmiş yolları gelip geçmekle Deli demiş görenler aldırmamış bile Bu nasıl sevdadır haberim olmadı Yâr duymasın sevdiğimi gücenir demiş Gözleri kan çanağı yüzü hiç gülmemiş Bir sevdaki mecnun bile görmemiş Boğazına lokma lokma aşk dizilmiş Bu nasıl sevdadır haberim olmadı. Kuşlara beni anlatmış durup dinlemişler Leylekler göç etmeyip başını beklemişler Bu sevdadan hayır gelmez vaz geç demişler Yüreğini ateşe vermiş söndürmemiş denizler Bu nasıl sevdadır haberim olmadı. Dar ağacı kurmuş urganı kısa Dağlar dile gelmiş rüzgârı isyanda Omuzlar çökmüş aşk ağırlığında Otlar kurumuş kimsesizler mezarlığında Nasıl sevdaysa gören duyan var mı Beni bensiz sevmişsin haberim olmadı... ‘Habersiz sevdaya kurban ettin ikimizi mutlumusun yâr’ www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gamze YAĞMUR

20/01/2016 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Haberin varmı?

HABERİN VARMI? Seni sensiz uzaktan sevdim Haberin varmı? Adını yazdım bulutlara Umut ektim geçtiğin yollara, Ellerimi açtım edilen dualara Haberin var mı? Uykuyu sildim gözlerimden. Belki karşılıksız sevdim. Ama taaa derinden Her sabah, Kapına bıraktığım bir demet gülden, Haberin var mı? Hangi yöne baksam hep seni gördüm Bendeki sevdanla yüreğimdeki Buzları çözdüm. Yağmurlarla ağlayıp güneşle güldüm, Haberin var mı? Mevsim hazandı. Ben ilkbahar Sen karşılıksız sevdamdın İçimde yaşanan Uğruna bil ki fedadır bu can, Seni çok sevdiğimden, Haberin var mı? Gamze Yağmur. 26.4.2009 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Hadi Bir Hayal Kuralım

Bu gece uyku dönek yok ikimize de, Şirin’ce Ferhat’ça hoyrat hayaller kuralım sabaha dek. Kahvaltımız olsun seherde, tan yerine iki mektup. Bir demet çiçek sevgiliden gelen Ama hercai olmasın. Kokulu ucu yanık bir mendil çıksın mektuptan Baş harflerimiz işlenmiş olmalı köşesine. Hadi bir hayal kuralım sabaha. Yıldızların koynunda dans edelim, Eşlik etsin Samanyolu bize. Aşk sarhoşu olalım ay ışığında Yakamozu tutalım en kıpırtılı yerinden, Güneşi saklayalım hınzırca. Hadi bir hayal kuralım sabaha. Şömineyi tüttürelim çalı çırpıyla, İki de mum gümüş şamdanlıkta, Eritelim hayatı yavaşça. Saçlarını savurarak tavaf et etrafımda. Mevlevi semazen gibi, Mavi abiye elbisem olsun, Sana endeksleyeyim gündüz ve geceyi. Hadi bir hayal kuralım sabaha. Elinde kocaman kalbinle gel kapıma, Ömrünü koy ömrümün üzerine, Kavli kararımız olsun geleceğe Hesapsız ve hendesesiz ayrılık olmadan, Aynı hayatı paylaşalım diye. Hadi bir hayal kuralım sabaha. Papatyalardan taç yap saçlarıma; Hep’’seviyor’’çıksın fallar ve Hazan düşmesin ‘’sonbaharımıza’’ Zaten biz hiç ilkbahar yaşamadık ki, Misafir olsun ilk bahar bizde kalsın, Bizde kalsın aşk… Yolu kapanmasın umutların. Sevda sofrasına banalım çalakaşık. Aşuk ve maşuk… Gamze YAĞMUR 17/12/2012 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Hadi Yüreğim Gidiyoruz

Hadi yüreğim buralar kalabalık, Huzur uzak ihtimal bize. Akşamın hüznü inmeden gözlerine, Toparlan gidiyoruz, sevginin olduğu yere! Böylesi görmezlikten gelirken seni, Varlığından haberi olmamış bes belli Biraz daha kalmak neyi değiştirecek ki? sessizce uzaklaşalım buralardan... Toplayalım anılar bizde kalsın! Arsızlığıda ona armağan... Zor gelecek biliyorum… Biliyorum kırk bin parça olacaksın! Sen yinede belli etme, görmesin sende ki can kırıklarını Bilmesin ağladığını, Bilmesin baharları kış yaşadığını... Bak! Gri bulutlar yükleniyor yine gözlerine, sağanaklara tutulmadan takılalım bir rüzgarın peşine... Ayrılığa çarpa çarpa yürüsek de, Hadi; yüreğim toparlan! yalan çarklarında un ufak olmadan Hasretleride yükleyelim sırtımıza, Kalamayız yüreğim gidelim buralardan... Bu gidiş ayrılığın başlangıcı olacak biliyorsun, Sonradan sızlanmak yok! Her lokma taş olup dizilse de boğazına Artık gözlerini açtığında ‘o’ olmayacak karşında! kokusu her odada kalsada sen aldırma, Zamanla unutacaksın sesini, Belki de zor hatırlayacaksın! Rüyalarınada gelmeyecek bel ki, Onsuzluğa ağlayacak üzüleceksin elbette, Alış yüreğim bu senin için en doğru seçim... Gizli gizli ağlayacaksın… Hıçkırıklarını bir sen bileceksin, bir de ben... Dilin tutulacak hiç konuşamayacaksın! Susacaksın ebediyete, Belli ki hiç olmamışsın onda... Değmezmiş be yüreğim onun için ağlamaya... Sende ki dolu dolu koca bir sevdaydı, Anlamadı…o düşünsün bundan sonra... Zavallı değilsin yüreğim, Ezdirmeyeceksin ayaklar altında! Gideceğiz buralardan, Daha fazla geç kalmadan... Hadi; yüreğim Hadi toparlan! .. www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gamze YAĞMUR 25/02/2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Hakkım Var mı

Varlığımdan haberin bile yokken Seni senden istemeye hakkım var mı Hakkım var mı... Biraz hayallerinden biraz rüyalarından C/ alıp gitmeye Hepsini sol yanımda biriktirmeye Gök yüzünü avuçlarımın içine alıp, Yıldızları üzerine serpmeye Aynada gördüğüm silüetinle göz göze gelmeye hakkım var mı Hakkım va rmi Yarınların sevgi haritasını çizip sınırlarına seni hapsetmeye Gönlünde mülteci yaşamı seçmeye Tutup ellerinden seni bana getirmeye Tünelin ucundaki ışığa koşar gibi umutlarıma koşmaya Hakkım var mı Nerede kiminle olduğunun önemi yok Yetiyor nefes aldığını bilmek Saniye saniye ortak olmayı istemek nefesine Uçurumla yaşama arasındaki ince çizgide Yüreğine tutunup Kırmadan yaralamadan bir köşesinde sığınmaya Ağlamadan Ağlatmadan aşkla kalmaya Hakkım var mı Dünyayı sevgiyle kuşatmaya On dört şubat Yirmi dört şubat Hepsini senin için özel senin için her şeyden güzel yaşatmaya Ve seni sonsuza kadar sevmeye hakkım var mı Yanında olmama Yanımda olmana Yalnızlığın senfonisini sonsuza dek kapatmaya Neşeli bir şeylerden alıntı yapıp Evreni kahkahalarla çınlatmaya Karaları çıkartıp mavilerle donanmaya Var mı hakkım Uzağımda olup dokunamadığım Gözlerin neler ifade ediyor ne söylüyor Ne anlatıyor okuyamadığım Aklın yüreğin kimdedir diye korkup soramadığım Uykular-imi yasaklayıp sabahlara kadar sayıkladığım Seni sensiz sevmeye hakkım var mı Gamze YAĞMUR 13/02/ 2017

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Hakkını Verdim Yalnızlığımın

Günışığı karanlığı yırtıp tırmalıyordu penceremi Yine perdeleri açmadan bekledim Tüm anılarımı hapsettim loş odama Gözgöze gelme cesaretim yoktu anılarımla Yoksa dayanamaz kanardı canım Nerden bilecektim ki sensizliği İçimin isyan seslerini kısamadım sevgili Duymazlıktan geliyorum şimdi Ters çevirdim karşımda duran kara kalem resmini Her baktığımda hayalin yansıyor diye Kırdım aynaların hepsini Görmüyor ve duymuyorsun neler yaşadığımı Yıktığın hayallerimin tesellisi oluyor Bıkmadan seyrediyorum elimdeki kalan can kırıklrımı Karanlık bir geceyi daha beklemedeyim Yine yakamadım odamın ışıklarını El yordamıyla arıyor ve bulamıyorum Kendi içimdeki sessiz kalabalığımı Kapattım sana gönül kapımı Kapattım sana aşk diye sarılan kollarımı Ve artık dinlemem hüzzam makamındaki sarkıları Dokunma yalnızlığıma sevgili Dokunma sarı renkli mevsimlerime Bir hayalin peşinde sürüklensem de Silmeye calışıyorum beynimdeki senleri Ay gecenin koynunda uykuya dalıyor sevgili İsyan ediyorum sessizliğe Nasıl suç bulurum ki bu hazana Mevsimlerin arkasına sığınsan da Haklı çıkarmıyor ki seni Sevgili yapma Yapma sevgili Sen başka mevsim başka iklimlerde Ben kelimeler eskittim Sana yazdığım aşk siirlerinde Ara sıra bizim şarkımızı dinliyor musun bilmiyorum Resimlerime bakıp yad ediyor musun anıları Ya da üzerine basıp geçiyor musun dünlerin biliyor musun sevgili? Hakkını veriyorum yalnız geçen günlerin. Her gece ellerimi açıp kayan yıldızlardan Diliyorum seni Fakat geri sarmayacak zaman Ve geri gelmeyecek hiç biri Bilki sevgili uzaktan izleyeceğim seni Hep seveceğim sana dokunmadan Hakkını vereceğim yalnızlığımın Uzaklasırken hayatının kıyısından Hoşça kalabilir miyim sevgili? Hakkını verdiğim bu yalnızlığımdan www.Antoloji.Com - kültür ve sanat „Göğsümde ağrı olup gecelerimi böldüğünde, ben kelimeleri eskittim sen diye yazdığım şiirlerde“

Gamze YAĞMUR 01/10/2014 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Hala Çocuğum Ben

Kırık dökük sevdim seni, Kırılıp döküldüm bu sevda yolunda Biliyorum büyümedim, Hala yaramaz çocuğum senin yanında Artık arama beni! Bulmaya çalıştığın kırıntılar arasında, Çoktan kayboldum… Hangi parçamı bulacaksın? Lime lime dağılmışlığımı göremedin ki Toplayamazsın her biri, bir yere savruldu Küçük bir oyuncaktım elinde Sonunda kaybettin işte! Kaybettin beni kırıntılar içinde! .. Kurallı bir oyunmuş uyamadığım Gözlerim bağlı Sobelenen yine ben oldum sonunda Saklanmam faydasız, Gereksiz, kaçışların… Çık şu zaman tünelinden! Biliyorum sende hala yaramaz çocuğum ben. Yine içim ağlıyor gel diye. Gülen yüzüm sahtekardır kendime, Olurda sensizliği bilmesinler diye. Yine sevdam kanıyorsun içimde. Her an gelecekmiş gibisin; Olurya bekliyorum öylece Yine Sevdam kanıyorsun içimde. @sondefa.

Gamze YAĞMUR

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Hangimiz Sevmedik ki

Dört duvar bir oda İçinde sen dolanırken sırma köşk saraydı bana. Ya şimdi? Eskilerden kalmış tahta masa Üzerinde sesi bozuk gramofon Efkâr çökünce yüreğimin derinliklerine Ağır bir şarkı dinlerim, her makamı sen niyetine. Atmaya kıyamadığım, ortadan çatlamış kül tablası. İçinde anıların saklandığı birkaç sarı yapraklı defter. Bildiğin gibi her şey keyfe keder. Zaman zaman aynadaki gözlerine takılır gözlerim, Elası, nakış nakış işlenmiş hüzünlü bakar. Bakar ya… Ela gözlerin damla damla içimi de yakar. Yüreğim mum gibi erir hasretinle. Rüzgâr ılık ılık estiğinde Penceremdeki kırık camın perdesi cilvelenir, Hafifçe dokunur okşar yüzümü. Sıcaklığını hissettiğimde hayalin dolanır tenime Burnumun ucu kızarır, Az biraz canım acır… Ben böyle her akşam ağlamaklı olurum. Kirpiklerimden bir damla ter süzülür dudaklarıma, Resimdeki yüzün asılır kıyamazsın ağladığıma. İlk kez yokluğun boyutunda kaybolurum, Duvara vurduğum yumruklarımdan. İntikamını alırım sensiz kalmışlığımın, Yedi şiddetinde sallanır odam. Hangimiz; sevmedik ki böylesine, Ne zaman kendimizden vaz geçmedik? Ayrılığın mesafesi Kaç ışık yılı uzaklıktaydı ki biz bilemedik? Bu sefer mevsimler getirmedi ayrılığı Mevsimsiz gittin ve dönecektin! Bu günde uzak kaldım senden, Olsun ziyanı yok bir tanem. Eskiden olduğu gibi bu temmuz gecelerinde, Dolunayla yakamoz sevişmelerini seyredelim doyasıya. Aşka giden rotada asılalım küreklere, Uzaklaşalım sevginin unutulduğu köhne yüreklerden. Hangimiz; Serin kumlara uzanıp yıldız kaymasını izlemedik? Hangimiz; küçük geçici ayrılıklar yaşamadık? Cam kenarına iliştirdiğimiz gözlerimizle, Geldi gelecek umuduyla hangimiz yolları eskitmedik? O’nun hayaline sarılıp, Gün ağarana kadar www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gözyaşlarımızla hangimiz dertleşmedik? ‘’hangimiz canımızdan çok sevmedik ki? ’’ Gamze YAĞMUR 20/07/2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Hani Susar Konuşamazsın ya

Bir eylemi olmalı susup konuşmayan dilinin Bu neyin protestosu? Gemileri yakıp giden sensin Her bakışın altında gizlenen imalar Kaçışlarının yeni bir bahanesi Zirveye tırmanıyor yine kıskançlık nöbetlerin Hani susar konuşamazsın ya Tam can alıcı yerinde sana sustum işte…

Güneşini engellediğin tomurcukların Dallarını kırıp bahardan mahrum etme. Gülkurusu akşamlarda O günlerin hatırına ikimizin şarkısını dinle Sarıl sevgimize Küsmesin güle bülbüller Ahengini bozmadan akışına bırak hayatı Pişmanlığını geri sarmayacak sa zaman Bir yaprak daha kopsun takvimden Hani konuşamaz Hani dur diyemez susarsın ya giderken Sustum işte…

Hayat öyle gerçek bir sahne ki Bir parça sen varsın bir parça biz bu oyunda Sadece Değiştiremediğimiz bu senaryoda Roller kardeş payıyla Sonu nasıl biter bilmediğimiz bir filmde figüranız Her karede ağlarız nedensiz. Her şey nedensizdir yokluğunda Bir şaka dersin gerçeği ararken Korkularınla yüz yüze gelme cesaretin biter Ellerin koynunda Sorular çoğalır bir biri içinde Duvara çarpan yalnız yüreğinin sesini duyarsın Arkasından bakarken kısılır sesin Haykıramaz ve kabullenirsin yokluğunu El sallayamazsın kırılır kolun Gözünün önünden uzaklaşıp gidişini Sessizce izlersin Henüz bitmemiştir bu oyun…

Hani konuşamaz susarsın ya Hiç kıpırdamadan saatlerce olduğun yerde kalırsın O filmin oyuncusu olduğunu En son sen anlarsın Yönlendiremezsin akışını set çekemezsin önüne Kuralında oynamak gerek bazen www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Kavuşur sanma sevenler Beline sarılıp Gözleri gözlerine takılı kaldığı anlarda Donsun istersin filmdeki o kare Ve bir kaç dakika gözyaşı molası Hıçkırıklar dolar sahne içine Bitmeyecekmiş gibi düşündüğün O aşkta biter filmle birlikte Yavaş yavaş kapanır oyundaki perde En son kıskançlıkların la baş başa ve Elinde eksilmiş bir sevgi Hani susar konuşamazsın ya pişmanlıklar düğümlenir diline… ‘’Hayat bir sahne ve sen başrol-de İster susarak oynarsın ister ağlayarak Sahne sende’’ Gamze YAĞMUR 19.03.2014 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Haram bana

HARAM BANA Seni görüp, dokunana kadar sana, Geceler boyu uykular haramdır bana. Yokluğunda med cezirler yaşarım. Feryatlarım böler gecenin suskunluğunu, Her gördüğüm yüze sen diye bakarım. Uzaklaşma, dönme sırtını! Razıyım hayal bile olsa, Yeter ki giderken biraz sen, Bırak avuçlarıma. Benim tek sevdiğimsin Noktam virgülüm,parantezim, İçime çektiğim, her gram nefesimsin Bir gün Yaşamaktan vaz geçersem,eğer Bunun tek sorumlusu sensin.

Yokluğunda parçalanır yüreğim, Tırnaklarımı geçiririm duvarlara. Koşarak saldırırım, Önüme çıkan her sokağa. Divane gibi… Mecnun gibi… Serseri gibi… Çarparım kendimi mutsuzluğa. Gidişini kabullenmek zor olsada Avaz avaz haykırır… Sesimi duyururum, karanlığı yırtan sabaha. Dön artık geri… Al yüreğimi… Al benliğimi… Aklımı da al git! Ardında boş bir beden kalsın Yeter ki sen mutlu ol, İstersen canımı da al! Ama… hayalini bırak bana Yaşama amacım olsun birazda! Ölmeden… Diri diri gömme beni mezara! Bu kadar ruhsuz, duygusuz değildin Ne oldu ki böyle sana? Rüyalarımda bile yoksun, Giderken,bir parça sen bırak bana! Olmasan da yanımda… Alışırım,hayalimdeki senle yaşamaya. Yaşamak denirse bunun adına.

Gamze YAĞMUR 24.03.2010 www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Harmanlanıyorum acılarımla

HARMANLANIYORUM ACILARIMLA Son kullanma tarihi geçmiş duygularımla, Bir parantez daha açıyorum hayata Tırnak içinde soluyorum sensizliği, Nefes alışlarım kıt kanaat, Bende hiç olmamışsın gibi. Zaman ağır aksak ilerliyor. Sensiz geçen günlerin her biri, Sanki asırlara endekslenmiş, Belli belirsiz hayalin işgal ederken beynimi, Harmanlanıyorum acılarla Siliniyor yüreğimde yüreğinin izleri. Ne var gibisin, Ne yok gibi, Ne yaşıyorum seni, Ne de ölüsün şimdi. Artık yüreğim nekahat dönemine girdi. Yokluğun yavaş yavaş bitiriyorken beni, Bedenim soğuyor, Gözlerim donuk yabancılaşmışım, Tanıyamıyorum gözlerindeki sevgiyi. Yüreğim çok üşüyor bozuluyor ritmi, Ne var gibisin, Ne yok gibi, Ne yaşıyorum seni, Ne ölüsün şimdi. Oyalanma çabuk gel ne olur! Yeniden hayata döndür! İki nefes daha senli yaşat beni…

Gamze YAĞMUR 02.06.2011 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Hatırlamak İstemezsin

Lal olmuş dili veda bile etmeden Suskun gitmeleri Sebepsiz ayrılıklar Gidenin arkasından tutulan yaşlar Zaman içerisinde kapanmayan yaralar Ne çok ilham olur şaire bu olaylar Bir kaç yıl beklersin gelişini Gözlerin asılı kalır yollarına Ağlayamaz ve içine dökersin yaşlarını Sonra alıştığını sanırsın onsuzluğa Bir bakmışsın unutulup Silinip gitmiş hatıralar Belkide unuttum deyip kendini avutmalar Hiç kolay değildir onsuzluğa alışmak Yada satırlara döküp anıları anlatmak Bir iki kelime karalarsın Hayli zaman geçmiştir aradan Sonra anlarsınki hala taze kalmış yaralar Kararlısındır hayatımdam çıkarttım Artık unuttum hatırlamıyorum demeye Ömrün akıp gider vaz geçilenlerle Kendin bile inanmazsın Gülmekle ağlamak arası kalırsın İlham olur yalnızlığın Gece çöker ruhuna Gözlerini tavanda dikip anlamsızca bakarsın Elinde kalem Sesini dinlersin kimsesizliğin. Boş boş gezinirsin los odada Boyasız duvarlara takılır gözlerin Sönmek üzeredir mum ışığı Aydınlıkta gider karanlığa bırakır yerini Onun Gözleriyle buluştuğunu zannedersin Kızarır yüzün Hüzünlenip utanırsın ağlamaya Pişman olursun yaptıklarına Satırlara dökmeye çalıştığın duygular isyandadır Sabah olsun diye yalvarırsın tanrıya

Gamze YAĞMUR

18/02/2015

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Hayalden Uyandım

Mahşer kalabalığına girer gibi Girmeliyim yüreğine. Cehennem olsa da son durak Akıbetimi göze alarak buram buram, Sevmeliyim. Yarına geç kalmadan yakalamalıyım, Zamanı yakasından. Bağlamalıyım çarmıha sıkıca Eceli ben olmalıyım Her saat diliminde sevgiyi sorgulamalı kan ter içinde. Sıratta karşı karşı gelmeliyiz ve Tutmalı elimden sürükleyip götürmeli İrem bahçesine. Aşk şarabı içmeliyiz en sevabından Zümrüdü Anka ile şarkı söylemeliyiz Cennete serenat. Sorgu melekleri kıymalı nikahımızı Huriler şahitlik yapmalı, Ve söz vermeliyiz bir birimize Kıyamete kadar aynı mezarda iki beden, Gözlerimizden hiç yaş düşmeden…

Bir hayalden daha uyanmalıyım gün doğarken… Gamze YAĞMUR Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Hayalim Olur musun

Bahar yalnızlıklarına sıkışmış Yaşamak için gün bitimi yorgunluğu Kelebek kanadına ağır gelen mutsuzluk Meyveye durmuş çiçeklerin bozgunluğunda Hayalim olur musun bundan sonra bana Ağır hazanları geride bırakıp karanlık tünelin ucundaki görünen ışığa Koşabilirmiyiz seraplardan uzak. Dingin gecenin ardından Doğan güneş ser hoşluğundan uyanabilirmiyiz Bir tutam hayalim olur musun bundan sonra Koyu renklerden soyunup Mavinin hafifliğinde çırılçıplak sere serpe Doğurgan kara gecede Yeşil pembe mavi renkte umutlar Hayalim olur musun bir tutam bundan sonra Ucu yanık kelimeleri silebilir misin Yırtıp sarı yaprakları Alt alta yazabilir misin beyaz sayfaya Dizebilir misin Mutluluğu yakalar mısın geçmişi hatırlamadan Üryan sevgiyi uyutur musun kollarında kımıldamadan Sabahı çizebilir miyim sana Hayalim olur musun bundan sonra bana Vakit bir hayli ilerlemişken Kuru dala bez bağlanır mı Kabul olur mu tuttuğum dilekler yarına Göz kırpar mıyız mutluluğa Göçmen kuşlar dönerken duyup gelir misin Kanat seslerine Hayalim olur musun bakarsam gözlerine finale iki kalp çizip Başımı gökyüzüne kaldırıp seni dilerken Ve seni senden isterken kızaran yüzümü Yüzüne dönüp Gidişlerinde kilit vurabilir miyim yüreğine Bir tutam hayalim olur musun geleceğe Gamze YAĞMUR...... 26/3/2018 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Hayaller Arası Gezindim

Bu gece ruhumu izne ayırdım Hayaller arası gezinip duruyorum. Başıma buyruk takılıyorum gecenin bir yerine Kendime gülümsüyorum,içten içe. Uzakta ki noktaya ilişiyor gözlerim, Gizlemişsin kendini, Öte ki anılar arasına, Sıkışıp kalmışsın ben den korkarcasına. Derinlere dalmış olmalısın ki Dingin fakat fersiz gözlerin. Raftaki tozlu kitap gibi sararmış rengin. Tanımakta zorluk çektim ‘sen miydin? ‘o’ Yoksa ben mi benzetiyordum sana, Acaba? Dedim. Evet evet vefasızın ta kendisiydin. Ne garip; Sensiz olmak kolay değil unutamam diyordum, Ama unutuyormuş insan. Yaralar derin olsa da …ilaçmış her şeye zaman. İlk verdiğin kırmızı gülde bura da Yazdığın mektuplarda bir yerlerdedir Mürekkebi silinse de Sen den arta kalan önemsiz bir kaç satır Okuyup da yaralarımı deşmek yersiz. Hafızamdan her şey silinmiş olsa da Bilmem kaç mevsim önce bu mevsimdi, Tanışmıştık biz. Bu gece… Yokluğunun hatırlanmayan zaman dilimine Boş kadehimi kaldıracağım, Şerefe diyeceğim… Beni kaybettiğin günün şerefine. İhanetini hançer gibi saplamıştı yüreğime, Daha dün gibi değimli? Gözümden bir damla yaş düşmedi buz tutmuş du Damlalar sağanaklara dönüşüp, Yüreğimde çağlayanlar oluşturdu. Kapattım tozlu raflardaki kitapları, Turkuaz gecelere saklıyorum yaşanmışlıkları. Aynada ki yansımalara Birer birer,ekliyorum kahkahalarımı, Akreple barışmalı diyorum yelkovan Benim için işlemeli bundan sonra ki zaman. Dünya bana doğru dönmeli ve Yeniden yazılmalı Mutlu sonla bitmeli bu roman.

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sen: çık artık hayallerimden,tozlu raflarda yeniden al yerini, Sadakat’ten vefadan uzaksın sevgili… Gamze YAĞMUR 24.04.2012 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Hayallerimi Calıp Gitti

Ağaç dalında iki kumru Tebessümle izledim muhabbetleri koyu Belliki bahar gelmiş derindi işveleri Hayallerimi c/alıp gittiğinden beri Dilim lal unuttum muhabbetleri Gökyüzünde iki kumru Kanatlarını açmışlar soylumu soylu Süzülüyorlar beyaz bulutların arasında Hayallerimi c/alıp griye çevirdiğinden beri Ben çok özlüyorum beyaz günleri Gökyüzünde iki kumru Gagalarında küçük dal parçası Yuvanın temeli atılıyor besbelli Hayallarımı c/alıp pembe panjurlarımı yıktığından beri Çok özlüyorum gerçekleşmeyen hayallerimi Gökyüzünde iki kumru Biri aşk diğeri sevgi tamamlamışlar bir birlerini Dillerinde bir şarkı baharın ta kendisi Hayallarimi c/alıp siyaha cevirince yesillerimi Ben çok özlüyorum yeşil hayallerimi Gökyüzünde iki kumru Yuvasında ikide aşk meyvesi Dört kumrudan oluşmuş ailesi Hayallarımdeki yuvamı c/aldığından beri Ben çok özlüyorum yeni bir yuva yeni ailemi

Gökyüzünde iki kumru Her bahar beklemişler bu mutluluğu Bu sabah serenad yapıyorlar sevgiyle dolu Hayallerimi c/alıp siyaha boyadın ümitlerimi Ben çok özlüyorum yeşil mevsimlerimi

“Kumrular gibi baharı kucaklamak yeşilleri giymek istiyorum Soldurmayın yeşil baharlı mevsimlerimi“

Gamze YAĞMUR

04/04/2015 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Hayallerini Ödünç Versene

Bir tutam hayal istiyorum var mı? Hangi mutluluğun ucundan tutsam, Geçmişim sütun gibi karşıma dikiliyor Başımı kaldırdığımda göz göze geliyoruz Ürkekçe bakıyor ve vaz geçiyorum. Sonra; Mahşer provası yaşıyorum ruhumun kuytularında san ki, Araf ve sır’atta. Yılların nasılda sürtünerek ömrümü aşındırdığını Görüyorum. Gün ışığı görmemiş duyguların karanlığında, Tavaf ederken, Geçmiş acılarım dökülüyor alnımdan. Evet şimdi bir tutam hayal istiyorum, Ödünç olanından. Bak! Gözlerimi tırmalıyor tualde ki siyah beyaz resimler. Mutluluktan nasibini almayan renklerin Oynaşması düşüyor fırça darbelerinde. Bıktım sahte mutluluğun çizildiği tablolardan Narhı mı var aşkın pazar mezatlarında? . Hadi… Bir tutam hayal istiyorum ödünç olsun! Mutluluk kalmasın elde, Vuslatın taksitini ödeyelim sabahın koynuna düşmeden. Gelmeden gitme vakti tut ellerimden, Tut! .. Hüzün çiçeklerim tomurcuklanmasın yeniden Sonbahara yetişmeden hayaller Kahırları askıya alıp, Hüzün ırmaklarını geri çeviriyorum, Uzaklaşsın benden. Ey sevgili hayallerinden bir parça istiyorum, Ne kadarlık sendeyim.. Ne kadar değil bileyim! Bir virgül koymadan duygularının ardına, Katre katre gönlünde yer edeyim Öyle bir hayal ver ki kırılmasın hiçbir yerinden Her şeyi dünde bırakıp, Biraz daha eksileyim geçmişten. Ve sende yerini al, Benim emanet hayallerimde…

‘’Benim hayallerimi geri verin yalnızlığı bırakmayın bana’’ www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gamze YAĞMUR. Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Hayatla Jübile

Ya bir akşam ya da bir seher, Kim bilir hangi andır zaman katli, Bel ki… Alel acele uyanış var Belki de deliksiz bir uyku ecele. Gün mü kırgın geceye, Kelebek mi yorgun kanat çırpmaktan? Eyvah! Bir derviş de asa kırık, Sonsuz bir yola revan. Sen; duygular da ahir zaman Sevgi sorgulanmada akibeti meçhul Günahlar arsız… Son radde de hayatla jübile Bir gökkuşağı ki; siyah renkte Kara mı kara… hayaller kör, ufuk zifiri. Ben; toplanmayan kum taneleri Rüzgarla oynaşan, Kaf dağına yolculuk karayelde, Heyhat! Açıldı oyunda ki son perde, Oyun bitti, Şah mat… Piyonda şah da aynı yerde. Ve hayatla jübile…

Gamze YAĞMUR 25/12/2012

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Her Adım Bir Bahar

Katıla katıla ağlıyordu, Dudak kıvrımlarına sıkışmıştı kelimeler Susarak bastırıyordu isyanlarını. U/mutsuzluk, Tebessümlerinde gizliydi Kendince… Sanki; aşk bir adım daha yaklaşıyordu Her adım yeni bir bahardı.

Biliyordu, Şeceresi belirsizdi boş avuntuların. Küskündü gözleri Eskisi gibi oynaşmıyordu denizde ki martılarla Uzaktan uzağa bakışmıyor Yarin siluetini yansıtmıyordu dalgalar. Kıyıya sürüklenmiş öylece duruyordu… Boyası dökülmüş emektar sandal, Mehtaplı gecelerin izleri kalmıştı küreklerde. Hangi mevsim açılacaksa Aşka? Bekleyen sevgili hadi rast gele Rast…

Yıldız topluyor sabaha beş kala Dilekler, yırtık cebinden dökülüyor yollara Ya sonra! Bulursan bir bir topla.

Can sıkıntısı misafir gibi oturmuş yürek otağına Gün doğmak bilmiyor Volta atıyor saatler aheste Bir isyan çığlığı savuruyor kavak yeline. Ağustos böcekleri bozuyor sessizliğini Hayaller yarına erteleniyor. Dağılıyor düşlerinin rengi Her düş yeni bir bahardı oysa.

Çoban kavalında ki nağmeler çağırıyordu Aşk'a Diline takılıyor yanık bir uzun hava Özlemler depreşiyordu beklemekten yorgun yüreğinde. Var gücüyle silkeliyor umutlarını Bir daha, bir daha! Aşk yaklaşırsa yeniden Her adım yeni bahar olurdu, Gülmeyi unutan u/mutsuz bakan gözlerine…

Gamze YAĞMUR www.Antoloji.Com - kültür ve sanat 15.08.2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Her Dilde Sevdim

Ey sevgili, Ben seni, senin bile bilmediğin, dillerde sevdim Yaşamadığım yabancı iklimlerine alıştım, Güneyden kuzeye, Batıdan doğuya her bölge de yanımda, ruhumdaydın. Dünya sınırları içinde sevmiştim sevgili. Uyum sağladı yüreğim yüreğine. Çözemedin bende ki beni Çöreklenmiştim yüreğinin kuytusuna, Göremedin sende ki beni. Biraz daha kalsan gidemesen, gitmesen… beni anlasan sevgili. Çökmesin üzerimize kara bulutlar Esmesin ayrılık rüzgârları Şimdi gidebilir misin Benden..? Ya ben; Gidebilir miyim senden sevgili? … Ne kadar gitmek istesen de Sol yanın kalmaktan yanadır bilirim. Çıkar üzerindeki ayrılık giysilerini, Sevgi rüzgârlarını kucakla, İstersen kuş dili konuş Ben anlarım yüreğinden geçenleri. Her dilde sevdim seni, Her dilde… Sevgili Sevdim…

19.02.2012

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Her Şey Bıraktığın Gibi

Perdelerini açamadım pencerenin, Kenarları örümcek ağları ile sarılmıştı Dokunamaya korktuğum tülün rengi bile sararmış, Titredi ellerim, sanki anılar üzerime yıkılacaktı. Canım her şey bıraktığın gibi… Su içtiğin bardak masada duruyor, Dudaklarının izi bardağın kenarında, Sanki yeni yudumlamışsın Kıyamadım dökmeye, yosun bağlamış dibi Her şey bıraktığın gibi. Aynı karede olduğumuz resim vardı ya, Siyah beyaz olan! Hani; boynunu bükerek gözlerimin içine baktığın, Biraz eğri mi duruyor ne? Beni tam yirmi yıl öncesine götürdün yine Anla işte öyle… Senden sonra hatıra defterin geçti elime, Birkaç satırda ben yazdım içine… Şiir desen, şiir değil. Güfte desen, o hiç değil. Kendime itiraf edemediğim, birkaç cümle karaladım Baştan aşağı ’’seni seviyorum’ ’diye, Özlemlerimin arasında kayboldu gitti Öyle işte…

Beyaz benekli terliklerin, kapı girişinde, Bıraktığın yerde. Sihri bozulmasın diye onu da uzaktan seyrettim. Her baktığımda sanki ayağında, Ve sen salına-salına geziniyordun karşımda. Nasıl anlatayım ki? Sadece yaşadım anla işte!

Her şey bıraktığın gibi. Sana aldığım gömleğini de unutmuşsun giderken, Bir düğmesi de düşmüş sol yerinden. Dikmeye çalıştım, kan damladı parmaklarımdan, Acıların sessizliği döküldü yüreğimden. Elinden şekeri alınmış öksüz çocuktan farksızım, Yine burnumun ucu kızardı, Anla işte! Birlikte ekip büyüttüğümüz çiçekleri, Sevgimden mahrum etmedim. Güller de soldu, Yaprakların arasında dikenleri saymasak Baharı hatırlatan ne varsa, www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Tek-tek sarı renklerle doldu. Ama olsun! Her gün ziyaret edip seni sevdiğim gibi Seviyorum… Onlara senin adını verdim. Benim aşkımsın dedim aşkımdınız. Anla işte! Uzun zaman oldu, Bir damla yağmur düşmedi toprağa Gözümden düşenler hariç, Merak etme! Her şey bıraktığın gibi yerli yerinde Biraz ben değiştim, Hasretinden büküldü belim. Yokluğun ağır geldi kaldıramadım. Azar-azar paylaştırsam da Yıllar arasına hiç birisini sığdıramadım. Hangi gün geleceksen? Olur ya dönersen geri, Haberdar et beni! Gözlerim kalmasın yollarda Merak etme bebeğim, Her şey bıraktığın gibi, Ama ben! Öyle işte…

Gamze YAĞMUR 26.07.2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Hiç sevdinmi?

HİÇ SEVDİNMİ? Sen anlarmısın sevgiden? Faili meçhul aşk cinayetlerinin seri katilisin sen! Sana açılan her kapıyı kapattın, Birer birer… Sevgilerin kol gezdiği sokaklarda, Nasır tutmuş yüreğinle gezindin, Avını arayan panter gibi… Bakındın etrafına alev saçan gözlerinle! Hiç sevdinmi sen? Neyin intikamı, Kime düşmanlığın? Sevmeyeceksen girme kanına masum sevdaların! Kıyma bir cana daha. Bir kez olsun yeşert sevgi tomurcuklarını! Değiştir hayata bakış açını, İyilik yap kendine törpüle, Yüreğindeki o nasırı… Öğret kalbine sevmeyi, Sen hiç sevmeyi denedinmi? Sen sevdinmi hiç? 05.06.2010 G.Y Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Hiçbir Şeyim Değilsin

Bir kenara terk ederek bırakıp gittiğinden beri Duygularımın gözyaşları dinmiyor, Sessizce ıslatıyor kaldırım taşlarını. Öksüz kalan sol yanım çığlık çığılığa susuyor Artık hiçbir şeyim değilsin benim. Ah vah etmiyorum, istesen de tanımayacağım, Görmezlikten geleceğim gözlerini, Sesine sessiz kalacağım duymayacağım feryatlarını Yalvarıp yakarışlarına tıkayacağım kulağımı Hiçbir şeyim değilsin benim. Bundan sonra yabancısın gönlümün iklimlerine Her yeni mevsim geldiğinde solacaksın Tomurcukların cılız kalacak dallarında. Benden sonra alışacaksın Yalancı mevsimlerle yaşamaya. Hangi mekanda karşılaşırız, Kader bir daha nerede çıkarır karşıma bilmiyorum Basamak basamak ilerlemeden, Aşk merdivenlerinden Göz açıp kapayacak kadar bile zamanın olmayacak Ayrılıp gideceğim senden…

Sensizlikte senle olmayacağım Tepe taklak ayaklarından sallanacaksın Yüreğimin infazında. Hayalleri ucundan tutuşturacağım Ağır ağır yanacak, içten içe… Geride kalan külleri zaman içine serpeceğim, Serpilip büyüyecek sana olan nefretim.

Ve senden gideceğim hiçbir şeyim değilsin benim. Pişmanlıklar çalmayacak kapımı Hatıralar karşısında boynunum bükemeyecek ve Yüz vermeyeceğim şımarık sevdalara. Tozlu sokaklarda bir başına dolaşacaksın Çaresizliğine dudak bükeceğim alaylı, Güleceğim kahkahalarla Sen; hiçbir şeyim değilsin bundan sonra… Benim. Gamze YAĞMUR

sen benim bundan sonra, bir çok şeyimsin ama,yüreğimde hiç bir şeyim değilsin.. sen benim bundan sonra sadece sevgimi bitiren nefretimsin, Sondefa..... www.Antoloji.Com - kültür ve sanat 15.02.2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Hoş Geldin Adamım

Hayra yoramadığım rüyammısın Gerçekle hayal arası bir yerdemiyim Gelen senmisin yoksa benmi delirdim. Bağışla şaşkınlığımı Uzun yıllar oldu rüyamda bile görmedim. Bu pencerede çok perdeler eskittim Çok göz yaşlarım damladı cam kenarından Ve sen alnıma yazılanımdın bir zamanlar. Uyanmaya korktuğum sabahmı Tıklıyor kapımı Yüreğimin zincirlerimi kırılıyor bir bir Anlayamadım... Hoş geldin rüyama Hoş geldin adamım. Soğuk çay yudumladığım tatsız ve Yalnız günlerim kaldı geride Masadaki boş sandalye doldu gelişinle Karabasanlar yok oldu Şimdi ben meridyenler arası dolanıyorum Hüzünler uzaklaşıyor tek tek Uzaklaşıyor ayazlı geceler Gelişinle başka Bir başka oluyor Şiirdeki cümle ve heceler. Bahar gelmeden yedi renkli çiçekler açıldı Cemreler zamanından önce düştü gönlüme Kelebekler uçuşuyor kanatları benekli Bekleme üşürsün Hadi gir yüreğimden içeri Olmadığın günlerin acısını çıkaralım Vuralım muhabbetin dibine Unutalım geçmişi elimizden geldiğince Hoş geldin adamım Hoş geldin evimize Bir ateş yakalım dolunay bizi izlerken Tavaf edelim gölgemizi dans ile coşarken Saklanalım bu gece kumsalın koynunda İçim ısınsın bir buse kondur dudağıma Düet yapalım şarkılara Güneş süzülsün saçlarımdan Kollarını dolanırken boynuma Kıskansın yalnızlık Kıskansın sahile vuran dalgalar Hoş geldin adamım Hoş geldin sol yanım

Bayram sevinci düştü bu sabah içime Aşkı içelim yudum yudum kime ne Yaş geldiyse ne fark eder elliye www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sevmek ayıpmıdır yarım asır bıraksakta geride Dünya bile eğilir böylesi bir sevginin önünde Hoş geldin adamım Hoş geldin kalan ömürün ilk gününe

‘Bitmesini istemediğim rüyadan uyandım. İster hayra yor ister şerre bu da benim hayatım’

Gamze YAĞMUR

08/01/2016 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Hüzün Bu Gecede Misafir

Alı koydu hüzünleri Bu gece de misafirdi gözlerinde Kirpikleriyle içli dışlı. Uzun gecelerin sessizliğinde İçten içe koyulaşan sohbetle dem vuruyordu Hayırsıza. Yer yer kanayıp, kabuk bağlamayan yaralarının Zordu acılarını dindirmek ve Onarımsız kırıklar. İnat uğruna arkasına bakmadan kaçışını seyrediyordu Elleri koynunda. Gittiği yollara kahrederken Durduramadığı zamana şimdi isyanlarda. Ve aciz kalmışlığın acısını çıkarıyor dizlerinden Bir kez daha yeniliyor ayrılığa. Avaz avaz haykırıyor çaresizliğine İstemese de boynunu büküyor kaderine. Hüzün bu gecede misafir gözlerinde. Mevsimlerin uğursuzluğuna suç yüklemeler Her hazan aynı bahar ve aynı ayrılıklar. Buz gibi yalnızlığa sarılırken, ayaz yapışıyor tenine. Alev alev yanan yüreğiyle yokluğuna titriyor. Dişleri çarpıyor birbirine. Kilitlenmiş dudaklar da konuşacak cümleler yüklem siz. Feri gidiyor gözlerinin, Soluk rengi yansıyor aynaya Duvarlar ağır ağır geliyor üzerine Sıcak nefes kesiliyor içini ısıtan, Hükümsüz bekleyişler ve yine aynı isyan. Bu gece de hüzün misafir gözlerinde Damlayan her yaşta boğulurken kelimeler, İki lafı bir araya getirip konuşmakta zorlanıyor Son çırpınışlarında bir ışık arıyor ateş böceğinden. Umuda uzanan eller sıkışıyor bir köşeye Tavanda asılı örümceğe takılıyor gözleri Kıskanıyor özgürlüğe asılışını Ağlarına bağlıyor geceyi, idamını düğümlüyor sabaha Şuursuzca düşüncelere dalıp Kastı canına! Omzuna dokunan hüzünle irkiliyor yeniden Başını iki yana sallayıp susuyor ‘’Bu gecede damla damla, hüzün düşüyor gözlerinden’’ Gamze YAĞMUR

15/11/2013 Müjgan Asıl Kefeli www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Hüzün Yolcusu

Akşam rehavet çöktüğü saatlerde, Eflatun gün batımları, Koparır beni benden. Avuçlarıma üç beş dert alırım Bir tutam hüzün,biraz göz yaşı, Hepsini saklarım sol yanıma. Efkâr ve hasreti de doldurup bavula, Gece yarısına tam çeyrek kala, Yolculuk başlar bir meçhule. Aşk şarabım elimde İki kadeh ve yalnızlığımı alırım karşıma ikimizin şerefine… Gidişime kaldırım kadehi mi Ayrılıkları da giyerim sıkıca Üşütmem hüzünleri mi. Yarım sevda arası katık yaparım, Dertlerimi. Bir lokma efkârımdan alır, Yalnızlığımı yüreğimin göz yaşlarına eklerim, Tatlı niyetine. Biraz bensizlik sürerim Bir dilim ekmek üzerine. Tek lokmamı yalan aşka banarım. Soğuk kahve ikramımdır Kavuşamayan sevdalara, Son ziyafetimdir gönül mutfağımda…

İskelede hüzün yolcusu kalmıyor. Hınca hınç dolmuş, Demir alma vakti gelmiş meçhule Ve acılar gömülmüş yüreğime. Gözyaşlarımı toplayıp asıyorum iskeleye. El sallayanda yok arkamdan, Peşin peşin sevdim Taksit taksit ayrılıyorum bu limandan… Gamze YAĞMUR

. Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Izin Vermem

Yeniden açarsam gönlümü sana Gem vurduğum yüreğimin zincirlerini kırarsam sonra Aklıma düşerse seni tanıdığım sevgi dolu günlerim Arka arkaya devirisem boş kadehleri Orada dur! Seni hayatıma alamam İsteme bunu benden kendime asla izin veremem

Bir daha geceyle barışıp karışırsam yıldızların arasına Aşk salıncağında sallanırsam doya doya Samanyolunun koynunda uyursam masumca Yalanlarına kanıp hançer saplanırsa sırtımın tam ortasına Biliyorum gelişinle yeniden sele dönecek gözlerim Orada dur! Seni hayatıma alamam İsteme bunu benden kendime asla izin veremem

Ekim serinliğine alışmışken yüreğim Yalnızlığa sarılıp ısınmışsa bedenim Ayağım yere basmış bükülmüyorsa belim Mutlu geçiyorsa gecem ve gündüzlerim Biluyorum gelişinle yeniden dertlere gömüleceğim Orada dur! Seni hayatıma alamam İsteme bunu benden kendime asla izin veremem Saydın mı kaç gül topladın ellerimi tutarken Kaç papatyayı ezip geçtin gözlerimin içine bakarken Bal diye acileri kaşık kaşık boğazıma dizerken Yitirilmiş merhametinle Kutsal saydığım sevgime sırt dönerken Orada dur! Seni hayatıma alamam İsteme bunu benden kendime asla izin veremem Ne kendini üz ne beni Ben dersimi aldım seni sevdim seveli İstemem artık yalan aşkınla dönme bana geri Ateşlere attırmam bulmuşken kaybolan beni Orada dur! Seni hayatıma alamam İsteme bunu benden kendime asla izin vermem. Dağlar kadar büyük kainat kadar genişken sevgim Bir sabah haberim olmadan ellerini ellerimden alıp gittin Soğuk duvarlara yaslanıp hıçkırıklarla seni bekledim Saçlarıma beyazlar düşüncemi aklına geldim. Orada dur! Seni hayatıma alamam İsteme bunu benden kendime asla izin vermem. www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gamze YAĞMUR 12/10/2016 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat İade ediyorum

İADE EDİYORUM Seni aldığım dünyana iade ediyorum. Çekil, uzak dur benim dünyamdan diyorum. Ağırdır sevdaları, Taşıyamazsın! Hoyrattır sevmeleri, Alışamazsın! Benim dünyam farklıdır, Tanıyamazsın. Yalan olmaz gönüllerde, Bağlandımı bağlanırlar ölümüne. Sevdimmi tam severler, İşte böylesine… Sana yabancıdır yürekten sevmeler. Yüreğine girenler sabah gelip, Akşam gitmeliler. Ağlama hiç boşuna, Sahtedir gözünden dökülenler! Benim dünyamda yoktur böyle örnekler. Yorma kendini, Ayak uyduramazsın. Her kandırdığın için… Bu dünyayı durduramazsın! Her çaldığın kalpte taht kuramazsın. Ne benim sevgime… Nede benim dünyama, Sahip olamazsın! Benden aldıklarını ver bana geri! ! ! Ben de senin dünyana iade edeyim seni. Gamze YAĞMUR 01.03.2010 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat İhtimal Yok

Kara bulutlar ağır ağır iniyor üzerime, Afet bölgesi ilan ettim yüreğimi, Hadi durma öyle… Durma, yeniden sorgula beni Kaybolmuş duygularım hükümsüzdür Sevme ihtimalim yok ki.

Karşıma geçip gözlerinde hapsetme öyle Güzellik zorla olmaz ki, Evrimler değiştirdim ve Ben ‘o’ eski ben değilim Bir enkaz yığını dertlerim bunlar övüneceğin eserlerin. Sen seni… Sevme ihtimalimi yok ettin. Hayallerim boylu boyunca uzanmış Sensizliğin acısını çekiyor saatler Gün batımı göz kırpıyor geceye Yüreğimi infazı bekliyor kaybolan umutlar içinde Bekleyişler dağılıyor, Anladım ki sevme ihtimali kalmamış bende. Denge kuramadın sevgi tartısında Kayboldu mertlik hükümsüzdür. Bir yıldız tut kısmetten yana, Ya sana güler ya bana… Yüreğim hükümsüzdür sevme hakkı vermiyorum ona.

Gamze YAĞMUR

18.09.2012 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat İLK KEZ Gamze YAĞMUR

İLK KEZ İlk kez gidişin canımı bu kadar acıttı. Koca şehir dar geldi bana, Sığamadım hiç bir yere. İlk kez, Bir kentin soğuk ürpertisini hissediyorum Yabancılaştığım kendim de. Yokluğunda anladım ki, Hayatım boşa geçmiş kandırmışım kendimi. Seni tanımadan önce ben, Bende değilmişim. Şimdi… Yüreğim bir farklı özlüyor seni. Zifiri karanlığa sarıp sakladım, Kaybetmemek için mavimsi ümitlerimi. İlk kez küsüyorum, Sen yokken doğan güneşe, İlk kez kızıyorum Kokunu getirmeyen seher yeline, Ve,ilk kez kırgınım, Seni benden alan uzak şehirlere, Susuyorum, ilk kez sensizliğe… Gamze YAĞMUR Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat İnanmıyorum Aşka

Dün gece gözlerinde ben yoktum. Hissettim, yüreğinde sözlerinde de. Benimle konuşuyordun Ama ben değildim ‘’o’’ Küçük küçük başlamış mı silinmeler? Hiçbir şey yaşanmamış gibi. Zorluyordun kendini. Saçmalamaya başladın, Gereksiz yere dinliyordum sen, Oysa. Zaman kaybıydı dinlemek. Gitmeliyim diyordum gitmeliyim buradan, Uzaklara … Yürek kırıklarını başka yerde toplamalıyım. Onunla paylaştıklarımı yakmalıyım. Bir kibritte, Su dökmeliyim küllerine. Yere göğe sığdıramadığın aşk’ın bumu? Bu dakikadan sonra, İnanmamı bekleme. Gel yeniden beni sev deme. Seversem yeniden yıkılır dünyam Kaçıyorum… Önce sana inanan kendimden; Sonra kaderimden… Tövbe,bir daha yürümem aşk’ın yoluna. Ya gelip bulursa, Yapışırsa yakama! Saklanıp kurtulabilir miyim bu aşk acısından? İpotek koyarsa geleceğime İnanmak istemiyorum aşk’a Çünkü çıplak değildi sende Çünkü… Yürek lime lime Ne geçmişim kaldı,ne de gelecek gözümde…

Gamze YAĞMUR

20.10.2012 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat İnsan Pazarı

Can pazarında meta olmuş umutları, Acımasızca… Açık artırmaya sunuyor gözü dönmüş caniler. Kirli ellerdeki masum yürekler çırpınıyor, Bir çare. Tezgahların albenisi fazla, Ruhlar göçüp gitmiş merhamet yalancı, Bir sıkımlık can çırpınır duyan yok, Çok yazık! Tanımaz, duysa anlamaz dil yabancı, Korku had safhada, gözler yuvasından fırlamış Ucuza satılıyor insanlar tezgahlar sahipsiz. Köle pazarında güzel gözlü melez! Elleri bağlı yalvarır mı? Esaretin önünde diz çökmüş, Kaderi galip. Cezalıdır doğuştan anası kayıp Hayatın prangasında sarılı ayak bilekleri, Hal hal kırık… Burnunda hızması kabuk bağlamamış, Yarası taze! Gözyaşı oturmuş Gamzelerine, Derin nefesi acıtıyor canını, Nasır tutmuş ayakları uyuşuk. Esir pazarında gözleri buğulu Hayvan pazarılığı mıdır eller sıkılıyor? Suratlara zafer sevinci yapışmış Vıcık vıcık… Bilinmeyen bir sonun başlangıcında, isimsiz garip Hangi gönlün mültecisi olur meçhul Hangi yitik kentin kaldırımlarında süzülür! Bir bey konağında hanım belki, Belki; evin mahzeninde yıllanacak, Kaderi bu kez cilvelenmeden kapıları arkasına kadar Açar mı? Belki de kilit kırık. İri gözlü melez kız! İpleri başka ellerde oyuncak Oradan oraya sürükleniyor acımasız Güneş doğmaz. Mevsim tanımamış baharlar kayıp Geçtiği sokakların dolunayı tutulmuş Katran karası geceler düşer peşine. Yıkamakla temizlenmez alın yazgın. Sen! Esir pazarında iri gözlü bir melez kız!

Gamze YAĞMUR

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat 27/05/2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat İsimsiz Yalnızlık

Gece; kendi yalnızlığının gizemine, ''Onu da'' yanına katarak çekti içine ve şefkatle Tuttu yüreğinden. Sol yanının feryatlarını bastırdı mahirce. Çakmak çakmak nemli gözler dolunay gibi parlak Silindi korkular gereksiz.

Sessizlikte bile güven vardı. Derin nefeslerine biraz huzur bulaşıyor ve mutlu. İlk kez, korkmadan karanlığın kollarında yatıyor, İlk kez, yalnızlığa bu kadar sıkı sarılıyordu, Gecenin bilinmezine teslim ruhu.

Yıldızların göz kırpmalarına Bin kahkaha yankılanıyor evrende uçtan uca, Mutluluk gülümsüyor kesintisiz. Geçmiş yılların arasında sıkışan u/mutsuzluğu, Bulup savuruyor samanyoluna.

Mutluluğu keşfetmenin sarhoşluğuyla dönüyor başı Mehtap en güzel aşk şarkılarını söylüyor, Avuçlarında renk renk gök taşları Bir dilek tutup yitik yıllarını geri istiyor.

Şansı paralellerde kesişiyor Her şey ondan saklı. Sihirli değnek dokunuyor yüreğine Uçmaya hazır tırtıl zamanı beklemede Bir peri masalı yaşıyor karanlık gecenin gölgesinde Rüyalardan çok uzak uyanık aslında, Hayallerini zorluyor mutluluk Ayakları basmadı yere.

Kaderini mavi kalemle yeni baştan çiziyor, Ressam maviye boyuyor dünyasını. Tuvaldeki her fırça darbesinde biraz daha mavi, Biraz daha… Baştan sona mutluluk olmalı eserin adı. Karanlığın en koyu yerinde, Hüzün şarkıları duyulmuyordu gramofondan. Yalnızlığı çıkarıp attı üzerinden Kalabalıklar içinde yalnız değildi, Geceyi de aldı yanına, arkalarına bakmadan ilerlediler, Paralel ve meridyenin kesiştiği yerde Kader çizgisine…

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gamze YAĞMUR 28/06/2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat İstersen Ayrılmayalım

Görüyorsun acele etmiyor her şeyi ağırdan alıyorum Karanlığın perde gibi gözlerime inmesini beklerken Bir araya topladığım sevgimi Kalan zamanımın içine sığdırmaya çalışıyorum. Malum; giderken sessiz - sessiz ağlayacağım ya Gözyaşlarıma şahit olursa benden başkası Yok, bunun savunması Bil ki utanırım Biraz düşün istersen, düşünde ayrılmayalım. Dokunma! Gözlerimden düşen damlaları ben Toplar koyarım bir köşeye Severken yüreğinden çıkıp gitmek var ya! Nasıl dokunuyor kanıma Hep gecemi başlar ayrılığa yolculuklar? Gece mi hareket eder bu kara tren Ayrılmayalım biraz düşün! Düşün istersen. Toplanacak eşyamda yok ne alacağım ki Olanlarda zaten kırk bin parça dağılmış her bir yana Boş bir bavul ağırlık yapmaz yanımda Kolum yastık hayalin yorgan olduktan sonra Örterim anıların üzerini Üşümem gittiğim yerde Ayrılmayalım biraz düşün istersen Gideceğim yerin adresi de cebimde yok Belli ki bir meçhule başlıyor yolculuk Dışarıda buz gibi hava var, soğuk mu soğuk Yüreğim titriyor Ayrılığın ateşi düştü alev alev içim kavruluyor Son kez… Gözlerim gözlerine değecek diye çok korkuyorum Son kez ne olur dokunma yüreğime Bekle biraz uzaklaşayım Sonra arkamdan karalar bağlar Gözden kaybolunca peşimden ağıtlar yakarsın. Koşar adımlarla senden ayrılırken Artık hikâyemiz firari Sensizliği nasıl anlatacağım kendime Yarım kalmışlığımızı sindirebilecek miyim? Aşka kördü gözün Ve ben hep sana sustum. Ayaklarım zincirli okyanuslarında kürek mahkûmuyum Hani bitimsiz sevgiydi Şimdi; Kuruyan dudaklarımı damla damla ayrılıkla ıslatıyorum… Köz olup yakarken bir bakıştın gönlüme www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Boranları yaşatırken bir kara kıştın ömrüme Bağlanıp çözülmeyen düğümdün yüreğimde Sen hayatımın anlamı öteki yanımdın Biraz düşün! Düşün istersen… Ayrılmayalım…

“Ayrılığa yolculuk hep gece mi başlar, en çok giden mi ağlar, geride kalan mı? ”

Gamze YAĞMUR 02.02.2014 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat İtiraflarım Geceye

Yorgun bir gün nazlanarak iner dağların arkasına Süzülerek gözden kaybolurken Gecenin koyu gizemine bırakır yerini. Mor akşamlar iner kentin üzerine Kıpır kıpır olurum bir heyecan sarar içimi Başlar itiraf saatlerimin mesaisi. Yorulup sıkılmadan,saymadan dakikaları, Zaman mefhumunu kaldırırım aradan. Alırım hayalini karşıma Sahi nereden başlasam beni sana anlatmaya? Bazen kendimi kaybeder bulamam ya, Bakir ormanlarda gezintiye çıkmış gibi gözlerinde dolaşırım. Gözlerine baktığımda kendimi hep orada görmem bundandır işte… Gündüz iki kelimeyi bir araya getirip cümle kuramam Dilim lal olurya, Gecenin sessizliğinde çözülürüm Öyle cesaretli olurmu ki kafa tutarım sensiz gelecek günlere, Ben sensiz kalırsam ölürüm be… Biliyormusun en güzel şarkılarımı gece söylerim, Şiirlerimi satır satır gece yazarım sana. Gümüş rengi saçlarını, orman yeşili gözlerini gece özlerim Yarasa gibi hep asılı kalırım hayaline Ben en çokta seni geceleri severim… Aman ha kımıldama kal orada! Daha yeni başladım beni anlatmaya Sen yanımdayken bakamam gözlerine, Elim ayağım bir birine dolaşır kördüğüm olur, Tepeden tırnağa kızarırım ya, İzin ver yeniden kaybolayım deryalarında.

Biliyormusun uykuyu bu gecede gönderdim. Senin olmadığın rüyaları yasakladım kendime, Dur! Nereye? daha anlatacaklarım bitmedi Yeni çözüldü dilim, Hani duymak isteyipte söyleyemediklerim vardı ya Sıralayacağım hepsini ardı ardına. Seni seviyorum dediğimde kurban kesecektin, İtiraf ediyorum … ‘’Seni senden de çok seviyorum’’ Sıkılırsan söyle susar hiç konuşmam Yeter ki kal benimle hayal olsan bile, Bu gece itiraflarımı sereceğim gözlerinin önüne… Gamze YAĞMUR

18/02/2013

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat İyi Geceler Deme Bana

Hani iyi geceler dileyerek el Sallayıp gitmiştin ya! Sen arkanı dönüp ilerlerken, Burun buruna geldik ayrılıkla. İzin vermedi gururum koşamadım, O anda… İliklerime kadar sensizliği giyindim. Hüzün atkısı omzumda, Anladım ki; yokluğunu dolayacağım boynuma. Hasretler ısıtacak, Zemheri yalnızlığımda… Ve kış uykusuna yatacak kavuşmalar Varsa ömrü bahara.

Sokak arasına doğru koşuyordun, Karanlıkta gözden kayboluşunu gördüm, Elimden bir şey gelmedi ya! Bana geceler iyi olur mu bundan sonra? Loş ışığa vuran siluetine de yetişemedim. Avaz avaz bağırdım duyuramadım sesimi. İsyanım; seni karanlıklarına çeken gecelere. İsyanım; yüreğimi yakıp kavuran Zemheri ayazına… Gitmen gerekir miydi? Henüz girmiştin gönül kapısından. Gece gözlüm doyamadım ki sana. Sen; bestelenmemiş bir şarkının yarım kalan güftesiydin. Onları da aceleyle bıraktın bana. Anlamsız gidişine şaşkınım şimdi. Öyle ya alışık değildin kalmalara, Sahi karanlıkları da sevmezdin, Ama karanlık da gitmeyi sen seçtin, El salladın ve gittin…

Bu ani gidişinle, Hazan yaprakları gibi düştüm toprağa, Kırk yerimden parçalandım. Şimdi seni unutarak Geceyi bitirmek kaldı bana…

‘İyi geceler deme alışamam ayrılığa’

Gamze YAĞMUR

06.12.2012

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat İznini istiyorum Gamze YAĞMUR

İZNİNİ İSTİYORUM Ben şimdi iznini istiyorum, Kadehlerde seni özlemeye devam etmek için. Bilirsin, her yudumda özlemler dağ gibi büyür, Büyüdükçe üzerine gelir, Ezilirsin… Bi çaresindir çaresizlikler içinde, Avaz avaz bağırsan da duyuramazsın sesini, Ve özlüyorsundur elinde olmadan, Yüreğine söz geçiremeden. Gözünde koca bir dev olur yalnızlık, Ürkütür bakışları… Kaçmak istedikçe yerinde sayarsın, İsyan edersin içinde bulunduğun zamana, Ahtapot gibi sarmıştır bedenini yalnızlığın kolları, Rüzgar olup uçmak istersin onun iklimine, Papatya olup açmak için bahçesinde, Baharın geldiğini ilk senden öğrensin diye, Sonra kuş olup konmak omuzlarına, Fısıldamak istersin sevda şarkılarını, Usulca kulağına… Aşka davet edersin. İzin ver biraz özleyeyim dersin, Her saniye hem sensinleyim hem sensiz, Nerden nasıl bileceksin? Gelde işin içinden çık! Ben çıkamıyorum. Aklımda ermiyor, Ve teslimiyeti yaşıyorum,yalnızlığın kucağında Hiç bir şeyi yarım bırakmadım, Kalmak istemedim sensiz hiç, Bendeki tek yarım sensin, Ne hepsin… Nede hiç… Gamze YAĞMUR 13.05.2010 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Kaçıncı gidişin?

KAÇINCI GİDİŞİN? Kaçıncı gidişin bu benden? Bir ilmek daha söküldün yüreğimden. Uçurum kıyısında intahar ederken duyguların, Sessizce kaybolur, Sabırla beklediğim mavi umutlarım. Kaç kez daha altını çizeceksin, Firari kaçışların? Kaç kez hasret çığlıklarıyla uğurlayacağım, Seni gönlümden? Kendi etrafında dönüp, Çare arayacaksın çaresizliğe, Çıkarıp atsan da kalbini yerinden. Daha kaç kez gideceksin benden? Yokluğuna üzülmem, Varlığına alışamadan gittin. Her mevsim gibi bu mevsimde, Bitmelerdeydi gözlerin. İnandığım değerler uğruna Nelerden vaz geçtim, Neleri heba ettim bilemezdin! Biraz inansaydın kendine, Olsaydı sevgiye saygın, Böylesine uzaklara dalmazdın Bir el uzatırdın bana, Titremezdi konuşurken sesin, Sevgiyle kucaklardı bedenimi bedenin. Tutardık hayatın bir ucundan, Çıkarır alırdım seni düştüğün, Dipsiz kuyulardan. Şimdi geç olmadan ver bana elini, Sürüklenme yalnızlığın tozlu sokaklarına, Yuvarlanıp parça, Parça olmadan, Bir adım daha at bana Kaç kez ”söyle” Kaç kez yetişirim… Seni o uçurum kenarlarından kurtarmaya? 18.06.2010 G.Y Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Kadın Ve Rüya

Şemsiyesiz yürümeye çalışıyordu dert sağanaklarında Tepeden tırnağa sırsıklam olmuş kurumuyordu teni, Kurumuyordu gözleri. Bir birine karışmış hüzün yumağı olmuş, Yuvarlanıyordu yaşamın önünde, Yapayalnızdı kalabalıklar içinde. Ve yorgun… Ve suskun bitap düşmüştü hayatın içinde Mutluluk uzak ihtimaldi ve biliyordu kadın. Kumsalda çıplak ayakla yürümedi hiç, Dolunayda şarkı söylemedi sevdiğine, Yakamozların ışıltısını seyretmedi doya doya, Hep med cezirler vardı hayatının kıyısında. Şahit olmadı tan yeri ağartılarına Şafak sökmeden uyandırılıyordu mutluluktan Elinde kocaman bir hüsran… Soruyordu kendine umudun boyu kaç metreydi? Tam yaklaştım derken, yaka paça uzaklaştırılıyordu oradan, Huzura gebe kalmamış kısırdı beden… Hayatında ki aşk değil heves adamıydı şansızdı kadın. Haziran sıcağı ısıtmamıştı yüreğini Yaz mevsimine yabancıydı,gün ışığını bile tanımıyordu kadın. Gece doğmuş gece yaşıyor, Gece bekliyordu ölümü. Kara peçeliydi herşey,yarım asırdır karanlıkla besleniyordu ruhu. Bahtının karalığı bundandı… Güneş doğmamıştı ömrünün üzerine, alışıkta değildi kadın. Karanlık peçesini açıp, Yüzünü gösteriyordu yavaş yavaş Yıldızlar sönük, ay gizlenmişti bulutların arkasına. Dert sağanaklarının saati başlamıştı Çisil çisil yağıyordu… Baykuş ötüyordu cam kenarında Bir o anlıyordu kadını. Kendini dışarı attı… Patika yollarda, koşuyordu ardına bakmadan, Dikenli teller takılıyordu eteklerine, Zaman zaman nefesi kesiliyordu Kurt ulumaları tırmalıyordu kulaklarını, Korku filmi ortasında kalmış gibiydi, Gözleri fırlamıştı yuvasından, Bağırıyordu çığlık çığlığa, Gök yüzü ortadan ikiye bölündü O an; Bir ışık merdiveni indi ağır ağır, Mutluluğa birkaç santim kalmıştı ve uyandı kadın…

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gamze YAĞMUR 21/02/2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Kahrolası Yalnızlığım

Attığım her adımda Bir gölgem Birde kahrolası yalnızlığım arkadaş bana Helede özel günler yaklaştıkça İçim kavrulur Döner dururum yana yana Bayram öncesi yalnızlık yok mu? Kahreder beni Sabah olmasın diye Saatlerce yalvarırım tanrıya Tülün arkasından gizli gizli izlerim Yüzlerinde mutluluk dolu insanları Yalnızlığım… Elbet bir gün soracağım bununlarin hesabını Ne zaman eski günlerim aklıma gelse Yalnızlığım çıkıyor karşıma Ben buradayım kendine gel diyor bana Gözlerim doluyor sonra Ağlamamıyorum Yaşlarım süzülüp akarsa yanaklarımdan Oda terk ederse diye korkuyorum Ah! yalnızlığım Bir an önce çekip gitsen hayatımdan Bıraksan beni bana Günaydın desem çiçeğe böceğe İyi geceler desem iyi olmayan geceme Tek kişilik yatağım var Benden önce oraya ilişme Bir gece habersiz git benden Git! Deniz aşırı yerlere Sen benimle olunca Hayallerime ulaşamıyorum Ulaşamıyorum yedi renkli gökkuşağına Müzik dinlemeyi Şöminenin karşısında oturup Duvardaki hayallerimi Uzun uzun seyretmeyi özledim. Dans etmeyi unutalı belkide yıllar oldu Ah! kahrolası yalnızlığım Baharımın gülleri hiç açmadan soldu Masada her şeyim tek kişilik Bir dilim ekmek yarışı yanık Bir bardak çay unutulup soğumuş Bir tahta sandalye yarısı kırık Görüyorsun yaşamım bundan ibaret Yılların bilançosu elimde www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Bana aşık bir yalnızlık var Demir atmış kahrolası gönül denizime Gün batımının güzelliğini görmüyorum San yanımdayken sesini duymuyorum kuşların Kumlara yalın ayak basmak Eskisi gibi zevk vermiyor Yalnızlığım belkide sen mutlusun Ya ben?

Gamze YAĞMUR

24/03/2015 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Kal deseydin

KAL DESEYDİN Ben giderken dur diyebilseydin. Yaslandığın kapıda gidişimi, Boynun bükük izleyişin var ya, İşte o halin… Hala gözümün önün de. Bir an, el sallayıp gel diyebilseydin. Nasılda koşardım sana, Kırardım gururumun zincirlerini, Kirpiğimde aslı bırakırmıydım hayalini? Kal deseydin… Yokluğuna çarpa,çarpa gitmez, Sokakları kendime mekan eylemezdim. Arkasına gizlendiğin gülüşlerin, Göklere yükselirken, Çığlıklarımı gizlemezdim. Giderken ben, Kal diyebilseydin… Gamze Yağmur. Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Kalabalık Kelimeler

Günlerden bu gün Pazar Saatler sana tutuklu kalışımın durma noktasında Parçalanmış gülüşlerimle uzun ve derinden Gökyüzündeki maviye bir bakış Beyaz bulutlardan umuda son asılışta Reddediyorum özgürlüğümü Canımda olmayacaksan Ellerimden içinden al hürriyetimi Sensizliğin hücresine zincirle bileklerimden Kalabalık kelimeler arasındaki son noktaya Mahkûm et istersen Unuttuğun bir harfte arar bulurum yine ben Sana bakan gözlerim korkak değil Uykusuz gece nöbetlerimde Zaman zaman özlem krizlerine girsem de Dört duvar arasına sıkışıp kalsa da ruhum Güzel yüzün yansır küflü duvarlarıma Uzun uzun seyre dalar Ve unuturum ömrümün rüzgâr gibi geçişini Yeniden kara kalemimle buluşur Sayfalara dizerim kalabalık kelimelerimi Ve baştan sona yazarım seni. Sığınırım kara gözlerinin masumiyetine Özledikçe çoğalırsın yine yüreğimin orta yerinde Nasıl bir aşk çölüne düştümse Suda sensin susuzlukta Yüzüme defalarca çarpsan da sevda kapılarını Söner mi sandın içimdeki aşk yangını Oysa bir kıvılcım Bir kıvılcım alsaydı Yüreğindeki buzları aşk ateşi sarardı.

Söz söyleme yetkimi bıraktım zamanın ertesine Yüklem siz cümlelerden ayırdım ismini Bir virgülle Hücre duvarlarıma avaz avaz haykırdım ‘’Seni seviyorum seviyorum seni’’ Sesim yankılanarak geri dönüp Kulağıma eğildi ve seviyorsun dedi Sustum Bir kez daha kırdım özgürlüğün kanatlarını Sürgülerini çektim demir kapıların Yokluğunun zindanlarında azat etmedim kendimi Buradan çıkış yok yasaklarda sevdim seni.

‘’Kalabalık kelimeler arasına kendimi mahkûm ediyorum Geç olmadan bir harfte bul beni’’ Gamze YAĞMUR www.Antoloji.Com - kültür ve sanat 16/03/2014 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Kalem Yorgun

Güneş her sabah doğmaktan yorgun Bu günde gülmekte zorlandı yüzüme Gece kâbuslarından uyunmuyor Dünden kalan yağmur ıslatmıyor aşk ile Ve kalem kıpırdamıyor yerinden Resmedemiyor çıplak kalan dalları Yedi renkli gök kuşağında bulamıyorum aşkı Sen ve sana ait şiirleri Yorgun düşmüş kalemim yazamıyor Sabah olmak üzere Kelime kelime anlatamıyor sevgimi Her seferinde sil baştan yapamıyorum Mevsimler rüzgâr gibi esip geçiyor yanımdan Ne sarıyı yakalamak... Ne yeşile tutunmak mümkün Kalemde tükeniyor git gide Koca çınarlar yorgun Rüzgâr oynatmıyor yapraklarını aşk çıkıp gelmiyor bana avuç avuç ölü toprağı atılmış sanki omuzlarına Sokaktan çocuk sesleri gelmiyor Ah çocukluk günleri Ah eski gençlik nerede Kol kolada gezmiyorlar Neler oluyor bu dünya'ya Kim kimden bıktı? Bizmi dünyadan dünyamı bizden En son durağa yaklaşıyor yıllar Saçlarımın beyazı kardan önce dökülüyor ellerime Her bir teli yenik düşmüş geçmişe Silkelenip kendime gelsem diyorum Gelemiyorum işte Ruhum çoktan yorulmuş bile Kaç sihirli değnek lazım Dünlü yılları geri getirmeye

Anladımki benle birlikte herşey yenik Düşmüş zamana Bir kaç satırda kalem kayıp gidiyor elimden Bir şiir daha nasıl yazabilirim Nasıl anlatırım bu yorgun sayfalarda seni Boş kâğıt ayaklarımın dibinde Kalem parmaklarımın arasından kayıp gitti

Kayıp gitti yıllar hayatımdan Ben kalemsiz Ben şiirsiz www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Ben sensiz geçen günleri saymam yaşamdan

Gamze YAĞMUR

12/12/2015 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Karanlık Erken İner

serin mevsimi karşılıyordu penceresinden bir mevsim ki gelen renkleri sarı beti benzi solmuş aşkların erken terk edecekse mutluluk aldırma her şeyi iç yangınlarına bırak kardelen inatlığında dimdik tut başını yapraklar bir bir düşse de avuçlarına bir gün flu gök yüzünün renkleri değişir umut besle içinde ve tebessüm yerleştir yanaklarına güzelce

sis yavaş yavaş inerse bu kentin üzerine engel olma gözlerinden dökülene susacaksa sussun bülbüller solgun mevsim utansın sen ne olur üzülme çocuk masumiyetiyle sarıl sevgiye izin ver sığınsın sana sıcaklık ararken avuçlarında ve suskun ve ürkekse koysun başını sol yanına gitmek istemiyorsa göç mevsimlerine sıkı sımsıkı sarıl ona

karanlık erken iner ya bu kentin üzerine bozulmasın aşkın masumiyeti hazanda savrulan yapraklar sürükleyip götürmesin yüreğinde kalsın sevgi gökkuşağı bütün kötülüklerden saklasın seni

karanlık erken inerken bu kentin üzerine hani mor gün batımı acıtır ya içini umudunu arkasından boynunu büküp hayıflanma yalnızlıkta misafir gelir ve gider kalmaz yanında özlemlerin kasıp kavursa da alışırsın zamanla

karanlık erken inerken bu kentin üzerine bazen kayan yıldızları seyret tutacağın dilek kabul olsun yüreğinde ay kenara çekildiğinde notaların arasına gizlenmiş huzurun sessiz senfonisini dinle karanlık erken iner ya bu kentin üzerine… www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gamze YAĞMUR 13/09/2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Kayıp Sevgi

İnce sis, perdesini çekiyor gecenin üzerinden Adresi kayıp yerlerde dolaşıyor biçare Unutulmuşluğa açıyor gözünü Sabah her zamankinden daha kara, Gam kasavetin yükü omuzlarında. Sevginin yanına oturuyor O’na muhtaç yetim çocuk Tozunu siliyor unutulmuşluğun Eğiliyor kulağına gel benimle diyor. Seviyor ellerini, seviyor kendi kendini Üzmüşler, kırıp dökmüşler besbelli Övgüler yağdırıyor sevgiye Nereye sığdıracağının tarifsiz düşüncesiyle. Güneşe bakıyor Senden daha sıcağım diye bağırıyor Avaz avaz… Avareliğine hayıflanıyor Yanlış mekanlarda aradığı sevginin Geç kalmışlığına… Çıkmaz yolların avaresi, Yitirilmişliğin peşinde zamanın kayboluşları Arayıp sormaktan yorgun dil. Tam ramak kala Zirvesine ulaşamadan hezeyanlarında Kaybolup gitmek zor geliyor Nefretle haykırıyor bu günde Henüz bulmuşken, Yeniden kaybettiği sevginin arkasından Evrene, hayata isyan serzenişlerinde Saçları yumak- yumak ellerinde Sevgi… Sevgi, yine mi gömülüyordu maziye? Eksik bir şeyler var diyor Çözemediği bulmaca içince Dizlerini büküp başını kaldırdığında Sis perdesi çoktan inmişti gözlerine Zor olmamalıydı sevgiye ulaşmak Zirvesine tırmanmayı göze alarak Dur durak bilmeden Koşmalı dört nala arkasından Kırmalı zincirini kaderin bu kez Evet bu kez tutmalı sıkıca yakasında Tarifsiz sevmeli Kilitlemeli kapıyı üzerine esir almalı müebbete

‘’Prangalarla bağlamalı yüreğinden yüreğine Sevgi kalmalı gitmemeli bir yere’’

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gamze YAĞMUR Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Kendime Dönüyorum

Yürüdüğüm bu aşk yolunda yasaklardayım. Bir labirentin ortasında çıkış aramaktan yılgın gönül Ve Ritmi bozuk sevgi sarsılıyor. yüreğim hop oturup hop kalkıyor yerinden belirsizlikler boydan boya, aşk uzak ihtimal vaz geçip dönüyorum kendime Henüz emekleme safhasında hayat, vurdum duymazlık baş rol almış. Tasalara rest çekmiş gününü gün ediyor, hoyratca. Belimi büküyor kayıplarda aşk Tedavülden kalkmış duygular vitrinde kenar süsü olmuş, Albenisi fazla. Varsın dediğimde oysa sen olmadın yanımda. rotası bozuk dümeni kırık sandal Savruluyor lodosta Nereye çarparsa orada mola vermek, Zamanı değildir. Her şeye veda edip kendime dönüyorum. Kim bilir…? Gamze YAĞMUR. Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Keşkelerimden Birisin

Kendine bu kadar güvenme, Bırakıyorum seni arkam da keşkeler olmayacak bundan sonra hayatımda… Ne fırtınalar dindi buralarda, ne duygular sürüklendi rüzgarlar arkasında, Sen de kaybolacaksın,zerren kalmayacak, Bu toz dumanlar arasında. Unutma keşkelerimden birisin. Ne yerde, ne de gökte… Ne de kendindesin. Geçtiğin yerlerde yıldızlar olmayacak Kalacaksın yüreğin gibi karanlıklarda Yok olacaksın evrenin bir köşesinde Benim paralellerim mutlulukla kesişecek Bir gün başka çizelgede. Sen de keşkelerimden birisin. Pişmanlıklarımı geride bıraktım Senli hatalarımı ayıklayıp, Hayatı yeniden yaşamaya başladım. Arkamdan vuranlara yok artık eyvallahım.

Seni keşkelerimle birlik de çöpe attım… Gamze YAĞMUR 18.07.2012 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Kırdım zincirleri

KIRDIM ZİNCİRLERİ Sen tutsak edemezsin beni, Ruhum özgür. Esaretin olmayacak bu gönül, Kırdım zincirlerimi. Mihrabım bilmiştim seni. Bir gün,benimde başımda esecek Kavak yelleri, İşte o zaman sen gör beni. Haydi hayırlısı… Nereye kadar gidecekse Bu aşkın hikayesi? Altın kafeste tutamazsın, Ellerinde çırpınan,savunmasız yüreği. Hiç çabalama ben kırdım, Yüreğimdeki zincirleri. Öyle sevki, sevgin durdursun beni! Kurutma içimde filizlenen ümitleri, Yaklaşıyorum, usulca bekliyorum, kalbinin kapısında… Ama nafile, sonra Arkamı dönüp ayrılıyorum. Ben esareti artık göze alamıyorum. Ne olur akıllı sev beni, Sana yalvarıyorum. Umut varken biraz düzelt kendini, Yok etme! İçimde çoğalan seni. Prangala ma sevgiyi, Duy vijdanının sesini Ama çok geç kaldın! Ben kırdım gönlümdeki zincirleri.

Gamze YAĞMUR 23.02.2010 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Kıyamet Sonrası Sensizlik

Sensizliğin orta yerinde kaybolmuşum. Yön mefhumu çoktan yalnızlığı gösteriyor. Islak gece süzülüyor saçlarımdan. Gözlerim yokluğunun balçıklarında çırpınmadan Nemli yüreğine sığınıyorum usulca, Hadi sıkı sıkı sarılıp beni ısıt sana!

Kan yağıyor baştan aşağıya, Kıyamet sonrası susuyorum çığlıklarımla Rayihaların sinmiş tenime Ellerimi bir lokma sevgin bulaşmış. Bakışlarınla sorgulama! Tebessümlerinle bir ömür beni yargıla. Kıyametin sensizliği yaklaşmakta. Hadi sıkı sıkı sarılıp beni ısıt sana! Rengârenk ışıkları güzelliğini anlatsın diye, Asumanlarına boydan boya mahyalar yazarım. Yağmur bulutlarını toplarım tek tek Düşürmem gözlerine gecenin kasvetini, Yüreğimi üşütme mevsim ayazlarında. Hadi sıkı sıkı sarılıp beni ısıt sana! Kıyamet sonrası sensizlik yaklaşmasın. Bu hengamede kaybederim sende ki beni Can pazarı yaşarım bir dakikalık yokluğunda Morga kilitlenmeden bedenim, Hadi sıkı sıkı sarılıp ısıt sana beni! .. Gamze YAĞMUR 04.12.2012

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Köprü altı çocukları

KÖPRÜ ALTI ÇOCUKLARI Ben sizlere benzemem, Farklıdır benim dünyam, Bana sorulmadan belirlense de kaderim, Doğan her yeni günde, Şansım ha döndü ha dönecek diye, Umut ederim. Belki saçlarımı okşayacak bir el, Nerde kadın diye kulağımı çekecek, Babamda yok… Başımı koyduğum kolumda ana sıcaklığı bulurum. Alışkınım hayatı böyle yaşamaya çünkü… Ben köprü altı çocuğuyum! Şikayet edemem kim dinlerki beni? Birkaç arkadaş bulursak sıcak ekmeği, Bir gece daha doymuştur karnımız, Yeknesak hayata meydan okuruz. Zor zanattır bizimkisi… Biz köprü altı çocuğuyuz! Kıvrılıp yatar kapatırım gözlerimi, Ben, başka bir ben olurum. Doğuştan hüküm giymiş olsam da, Müebbet değildir kaderim, Bir gün mutluluk benimle olacak Elimden alınmış olsa bile hayallerim. Kendime ait odam, sıcak yatağım olmadı Üşüdüğümde üzerimi örtecek, Sabah kalktığımda günaydın diyecek, Kadife sesli anamda yoktur.

Bu gün neler yaptın? Derslerin nasıl diye dizine oturup, Sorgulayacak babamı da tanımadım Olmadı işte,hiç olmayacakta. Ne çok yoklar varmış hayatımda. Yüzümü gökyüzüne çevirdim, Saatlerce yıldızları izleyip, Yalnız olan onlar mı? Yoksa bir benmiyim diye içimden geçirdim. Göz kapaklarım ağırlaştı… Uykuyla hayal arası gidip geldim. Çok sırlar vardı bilmediğim çözmek istedikçe düğümlediğim. Birazdan sabah olacak. Güneş kulağıma eğilip, Kalk koca oğlan tembellik yapma diyecek. Bende… www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Her zamanki gibi aynı adreslerde gezineceğim. Mis gibi pohaçaları simitlerin kokularını, Uzaktan seyretmekle yetineceğim. Sonra beklide sıcak bir çay! Ve bu eserin son notaları da tamamlanacak. Yıllarca dillerden düşmeyen Hüzünlü bir şarkı olacak. Beni… Ben gibi olan, Köprü altı çocuklarının elim hikayesini anlatacak. G.Y 13.06.2010 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Küskünüm Sana İstanbul

İstemeden gözlerim yine sana daldı İstanbul.... Hayra yormadığım rüyaydın Oda çok gerilerde kaldı Yedi tepeydin içine sığdıramadın beni Un ufak ettin hayallerimi Doya doya yaşayamadım sende seni Müebbet yedim yedi kule zindanlarında Boğaz köprüsünde sallandı hep aşk Ortaköyde gün batımını görmeden Duygularımı prangaladın Küskünüm sana İstanbul beni sende saklayamadın. Yolum yine sana çıkıyor Yine gururumu ezip geçiyorum Aldıklarını istemeye geliyorum son şansla Son şansla çalıyorum kapını Bana geri ver arkamda bıraktıklarımı Küskünüm sana İstanbul Beykoz sarıyer trabya Aceleye geldi Bulamadım aşkımı oralarda Bakırköy kapalı çarşı eminönü Benden intikam almışsın gözlerim bakar kördü Sokak çocukları gibi Köprü altlarında geziniyorum Uzaktan bir roman kızı gülümsüyor Eyvallah diyorum. Geldiğim gün senden gideceğimi biliyorum Öyle çok maneviyat aldın ki benden Hesabını yapamıyorum Bir canım birde aklım kalmıştı Onuda al... Al senin olsun diyorum Kırgınım sana istanbul Bir kadeh daha kırmaya geliyorum Topkapı ayvansaray şimdi şehremenideyim Bir kaç sokak kaldı aramadığım Sevdiğimi bulacağıma eminim Yetiyorsa gücün gel al elimden Bu sefer seni yeneceğim Kızkulesinden son defa seyredeceğim seni Son gün batımı isyanlarımı haykıracağım Avaz avaz... Kumkapıda çekeceğim kandilin ipini Boş kadehimi kaldıracağım şerefine Boş rüyaların perdelerini kapatacağım usulca www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Küskünüm sana İstanbul beni anlasanda anlamasanda

Gamze YAĞMUR

05/02/2016 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Lapa lapa Sen Yağıyordun

Lapa lapa sen yağıyordun üzerime… Bir ayağımda lastik ayakkabı, diğeri yalın, Kucağımda sarı tüylü kedim ve hayalin Isındım ikinizle… Burnu kızarmış sokak çocuğuydum senin gözünde, Biliyorum, değersizdim yüreğinde, Olsun ziyanı yok… Lapa lapa sen yağacaksan hep üzerime! Aldırmıyorum, yüzümün kirlerine, Aldırmıyorum, çorabımın deliklerine, Tıpkı yüreğim gibiydi onlarda… Bakma sen, gömleğimin eksik düğmelerine… Görenler acıyor halime, öksüz diyorlar ya! Varsın öksüz desinler umursamıyorum… Haklılar aslında! Oysa sensiz, içim de dışım da öksüzdü benim. El gibi sende dokunmadın yüreğime, Hem de lapa lapa sen yağarken üzerime. Gönlünün buz tutmuş ayazlarında, Eskisi gibi üşümüyorum artık. Sokak kedisinden farksız kapındayım yine, Bir parça sevgi için, kaç karakış bıraktım geride, Lapa lapa sen yağarken üzerime. Lapa lapa sensizlik yağıyor göz kapaklarıma! Ağlasam olmuyor… Gülsem; Nasıl bir şeydi onu da hatırlamıyorum. Şimdilerde ben gibi unutulmuş bir köşede. Bir lokma bir hırkaydı sana verebileceğim, Yürek dolusu yavan sevgi kaldı elimde…

Sen yağıyordun ya, lapa lapa üzerime! Üşüyen ellerimle dokundum hayaline Yalnızlığın şarkısını mırıldandım derinden Gri günler girdi yüreğimden içeriye. Kaybolmaya yüz tutan umutlar, Kararsızlıklardan uzaklaşıyor ama Ağlayamıyordum… Unutulan ben oluyorum yeniden. Anladım ki; hayalin bile uzak ihtimal, Perdeleri çekilmiş gönül pencerenin. Lapa lapa sen yağarken üzerime Hakkım yoktu üşümeye… Gamze YAĞMUR

10.01.2013 Müjgan Asıl Kefeli www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Liselim

Kalp gözüm, Gülen yüzüm, Şiirim şarkım özlü sözüm, Anlatması zor olan yürek gücümsün! .. İlk kez bir iskelede karşılaştık seninle, O zaman başladı bu serüven. Ürkekti bakışların göz göze geldik, Hafiften kızardın, Utanmış olmalıydın başını öne eğdin birden! Bir görüşte aşk bumuydu? Dizlerim titremeye başladı hemen. Kalabalık arasında bir an kayboldun Gözümün önünden, Telaş aldı yüreğimi, Ya bir daha göremesem! Tutamadan ellerini, Bakamdan gözlerinin derinliklerine ya seni yitirirsem! Bu düşünceler sararken benliğimi. Son durakta indik, Hiç konuşmadık suskunlukla yürüdük, Nereye gittiğimizi bilmeden, Aşk denilen labirentte kaybolduk. Günlerden Pazar,ve kızıl bir eylül sabahıydı, Saatler de bizli zamana takılı kaldı, Bu sevdanın başlangıcı olmalıydı. Tamda mutluluğu yakalamıştık derken, Noktaladık işte. Teslim ettik ‘aşkı’kızıl mevsimlere. Şelale olup dökülelim dedik denizin bittiği yere, Sene de birde olsa buluşalım istedim, Buluşalım, Senin med cezirlerin de. Yürek yangınım tek hatıramdın, Olmadı işte. Hazanım kızıl mevsimim Bilmelisin ki kalp gözüm gülen yüzümüsün, Yüreğim de yaşattığım, Şarkım şiirim,liselim özlemimsin. Bundan sonra benim sadece ve, Sadece mahremimsin. Gamze Yağmur Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Mavi Gözlerinde Dinlendir Beni

Bir gün Yine bir gün yaşamaktan bıkmış Dermansız dizlerimle Yığılıp kalırsam kapının önünde Hiç konuşmayıp kalırsam öyle Eğilip bak yüzüme Tülünü kapatıp görmezlikten gelme Elimden tut al içeri Gözlerinin mavisinde dinlendir şu yorgun yüreğimi Bir gün Olaki bir gün tutulursam sitem yağmurlarına İliklerime kadar ıslanırsam ahınla Ziyanı yok Kanatları kırılmış serçe gibi Pencerenin kenarındayım Esirgeme bir lokma sevgini Mavi gözlerinin buğusunda dinlendir beni. Bir gün Evet bir gün cemrelerden önce düşersem yüreğine Ayazlardan sonra temmuz sıcağ olup Isıtırm seni Renk renk çiçek açarsın gönül bahçemde Gök kuşağını boynuna dolarım Severim seni yedi renkte Yeterki dinlendir beni mavi gözlerinde. Bir gün değil Bu gün sevgimi bohçalayıp geldim kapına Tüm cesaretim topladım Bak avuçlarımda Beni ve geçmişimi sorgulama Dün sen vardın... Yarında sen olalacaksın hayatımda Bir kez daha gönlünün kapısını arala Beni dinlendir gözlerinin mavi ışıltısında.

Gamze YAĞMUR

25/02/2016 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Mazimi yaktım

MAZİMİ YAKTIM Bu sabah elime kibrit aldım Geçmişten kalan ne varsa Hepsini bir araya toplayıp Acı, tatlı tüm hatıralara,bir kibrit çaktım Ben yaşadığım mazimi yaktım. Artık canım yanmayacak, Unuttum dünü Küllendirdim geride kalan Yaşanmış her günü Dönüp bakmam arkama Acı verse de bana Elime bir kibrit aldım Ben şimdi mazimi yaktım. Önce mektuplardan başladım Sonra resimleri sıraladım Müzik kutusuna gelince sıra İşte orada…durakladım. Tutunmadım geçmişteki güne Umutla bakarım artık önüme Elime bir kibrit aldım Ben şimdi mazimi yaktım. Gamze Yağmur Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Milyon kez sevmişim

MİLYON KEZ SEVMİŞİM Kaç kere sevmiyorum demişsem, Sakın inanma, Ben sana yalan söylemişim, Ve ben seni… Milyon kez sevmişim. Hadi git senimi özlerim, Diyorum ya! Özlemlerim öyle ağır geliyor ki Artık taşıyamıyorum. Ben seni milyon kez özlüyorum. Bu gün yarın,arama desem de, Aldırma bana... Her telefon sesini Milyon kez bekliyorum. Beni görme diyorum ya! Sen sadece gül bana, Görmesem deli olurum, Milyon kez deli…mecnun misali. Hani gelme artık diyorum ya! Bak açık kapı… Dinleme beni haydi,bir adım at, Milyon kez gir içeri. Gidiyorum deme bana, Beni bırakıp gidemezsin… Bir yarın kalır burada, Sanki bulup kaybetmiş gibi. Milyon kez bensiz olamazsın ki Ne olur bir tanem sarıl şimdi. Ölüm bile ayırmasın bizi. Öksüz bırakma sevgimizi, Gitsek te,kalsak ta, Ben ikisine de hazrım! Sensiz zaten milyon kez ölü sayılırım. Ben seni hiç sevmiyorum! Hiçte sevmemişim desem de inanma, Senli yaşamaya milyon kez varım Gamze YAĞMUR 28.12.2009 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Mutluluk Nedir Sence?

MUTLULUK NEDİR SENCE? Bir başlangıç mı ya da bir son mu? Mutluluk neydi bizce? On ikiden vurmak mı hayatı, Vurulmak mı on ikiden? Sorularla dolu bu keşmekeş içinde, Mutluluk neydi sence? Arkanda bıraktıklarına dökülen iki damla gözyaşı mı? Yokluğuna kulaç atmak mı okyanuslarda? Sorguluyorum hayatı bir köşede, Mutluluk neydi sence? Kaz dağlarında sarı kız misali, Kopuyorum geçmişten, Bir başıma, Bir ben varım yanı başımda. Mutluluk nasıl bir şeydir Çok mu uzaktadır acaba? Geçmişi hatırlamak ayna tutmak mıdır geleceğe? Bu kadar sorular varken beynimde, Nasıl tanımlanır ki mutluluk, Tutulmuşken dil söylenmezken kelam, Anlatılmazken meram Belki hiç yaşamadık, Efsaneydik belkide… Mutluluk neydiki sence? Hüzzam makamında bir geçiş mi? Sonu belli olmayan siyah beyaz film mi? Yanında uyanmakmıydı mutluluk? Yada uyandığında gördüğün güzel bir rüyamı? Resmini çizemedik belkide, Sahi mutluluk neydi sence? Bence…

GAMZE YAĞMUR 03.05.2011 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Mutluluk Uğrayacakmış Bana

Öyle heyecanlıyım ki, dün haber aldım mutluluk gelecekmiş bana Çeyiz sandığımdan naftalin kokulu Elbiselerimi çıkarttım, Kırmızı pabuçlarımı da koydum başucuma. Saçlarımı ördüm yıldız taktım uçlarına Yarını bayram ilan ediyorum Mutluluk bana da uğrayacakmış bu defa. En son çocukluğum da görmüştüm Hiç ayrılmazdı yanımdan Benimle birlikde büyüdü birlikde nefes aldık Ne olduğunu anlayamadım Biranda kaybolup uzaklaştı, Göremedim gidişini seslendim arkasından Duymadı bile beni İzin verir miydim takılmaz mıydım ardı sıra Sen nerede ben orada Yuvarlana yuvarlana devam ederdik yaşamaya Yıllar sonra geleceğini öğrendim Güneşe haber yolladım o’da erken doğacak Gelişini karşılayacağız birlikte Papatyalardan bir çelenk yapacağım Kucaklayıp sarılacağım sevinçle Bu gün büyük gün. Nedense? Mutluluğu beklerken vurdumduymaz oluyor saatler Bu ne duyarsızlık ağır aksak ilerliyor zaman İp bağlayıp çektikçe beni de geriyorsun Aman! Acelem var daha ne bekliyorsun? Ah bir tutabilsem ucundan Bir yakalaya bilsem Bileklerine kelepçe takacağım Hep bende kalacaksın ve asla bırakmayacağım, Göçüp gitmeden dünya gözüyle son bir defa Ne olur bana da uğrasana!

Biliyorum ki bir köşede küflenip kalacak mutluluk Yosun tutmuş gözlerimle bakacağım uzaktan Lodosda yalpalayan sandal gibi Sallanıp duracak gelemeyeceksin bana Bende demir atacağım u/mutsuzluğa ‘’Çok bekledim bu günde gelmedin alacağın olsun senin’’ Mutluluğu yabancı gözler de, Yabancı sözlerde arama! Mutluluk nefesin kadar yakın sana!

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gamze YAĞMUR Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Mutsuzluğun Gözlerini Kapattım

Serserisin ruhum serseri. Rüzgarın önünde yaprak gibi savruluyorsun, Deli deli Her seviyorum diyene inanıyorsun ya Aşk olsun sana. Mutsuzluğun gözlerini kapatıyorum, Sobelenirsen aldanıp yanma, Ne kadar safsın be ruhum! Şimdilik saklıyorum seni gönlümün zindanına. Prangaladım incecik bileklerini, Az önce de mutluluğun mesaisi bitti.

Göz ucuyla dokunuyorum yaralarına, Örselenişlerin kan revan… Aldanışların kâr kaldı yanına, Sevinmiyorum elbette. Sevgiler kuş gibi avuçlarımdan uçup gitti Sus, şimdi her şeyi bırak zamana! Az önce de mutluluğun mesaisi bitti. Dertler sıra sıra dizilse de aldırma. Gönlüm sen neyin derdindesin, Hasretlerin rengi değişti sen hangi renksin? Acemisin bu oyunlarda… Senin inandığın öz sevdalar yok buralarda. Kapanırken karanlığın perdesi Az önce bitti mutluluğun mesaisi. Bekleme! O kapıdan elin boş döneceksin. Sevgili yok sevenler firar eylemiş Tezgâhlar boş.. Son kullanma tarihi geçmiş duyguların. Defolu yürekler, İkinci el pazarında sergilenmekte. Sen ruhum! Gelecek bahar umutlarını, Yüreğinde sakla ve bekle… Parça parça olmadan yüreğin, Ruhumun zindanlarında kal gitme! Kara kışa çevirirlerse baharını, Sana kıyamam... Göçmen kuşlar buralardan yeni gitti. Mutluğun da mesaisi az önce bitti. Bir kaç gün mutsuzluk uzak olsa ne çıkar? Ne çıkar güneş sonra dan doğsa Aydınlığın özünü yakalamak varsa ebediyen Acele etmek niye? www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Aşkın siparişi yok ki eğreti dursun yüreğinde. Tam hayallerin ucundan tutacaktık ki geç kaldık, Az önce mutluluğun mesaisi bitti. Senin olanları kurban etmedik hiç uğruna Gözlerinden yaş akmadan katre katre. Keşke demeden iteledik her şeyi bir kerede, Tutulsa da nutkun, Sökemediler yüreğini yerinden. ‘’Bu gece yıldız toplayalım mutluluğun mesaisi bitmeden’’ Sen ve ben… Gamze YAĞMUR 05/01/2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Ne Anlarsın ki Sevgiden

Gecenin el ayak çektiği şu saatlerde, Kulağımda bir hüzün şarkısı, Yalnızlığımla ben aralıyoruz gecenin perdesini Gözlerimizden yağmur bulutları iniyor Sonra kırıyoruz iki lafın belini. Yüzümüz düşmüyor üzülmüyoruz, Terk edilişimize. Mutluyuz böyle elimizden geldiğince. Örtüyoruz ayaz da kalan yüreğimizin üstünü, Oradan buradan derken,nasılda geçiyor zaman Ömrümüz bitip tükenmeyen hazan mevsimi. Bu sabah da gün ışığı usulca Nazlanarak odama girecek, Yinede değişmeyecek bana ait hiçbir şey Ben dünya dan Dünya ben den bir haber Yaşıyoruz işte,keyfe keder. Bir de yeni sevgili bulmuşsun dediler, Demek öyle hadi hayırlısı. Biri gelir gider biri, Bu ilk değil ki. Hiç imkansız olanı sevdin mi? Oysa benim için imkansızdın,sen Ben kadar karamıydı gözlerin? Ölümüne sevmesini. Karşılıksız sevginin boğazında düğümlenmesini, Bilir misin? Ne anlarsın ki sevgiden? Ben yürek mahkumu, Sen sevgi yoksunu Çekiyorum ellerimi ellerinden. Olduğun yerde kal! Yüreğimi alıp gidiyorum senden…

Gamze YAĞMUR

28.01.2012 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Ne Diyebilirim

Uzun yıllar geçti aradan ve Günlerden bu gün pazar Arkan dönüktü sana rastladığımda Uzakta olmana rağmen tanıdım Sarı saçlı sevgilin vardı yanında Hani sen sarı sevmezdin Gönlüme hazan iner derdin Görüyorum ki mevsim atlamış yüreğin Sen mutluysan eğer Canın sağolsun ne diyebilirim Kol kola göz gözeydin sarışınınla Ayakların yerden kesilmiş uçuyordun sanki bulutlarda Ah o sokakların dili olsa Uzun uzun anlatsa yaşadıklarımı sana Göz yaşlarımla ıslanan kaldırımları gösterse Anılarımız ayak altında Acımadan üstüne basıp geçtiğini Şamar gibi vursa yüzüne Üşürmüydü için? Üşürmüydü buz gibi bakan gözlerin Sen mutluysan eğer Canın sağolsun ne diyebilirim? Seni yarı aç yarı tok sevmiştim Oysa her ogünde doyuyordu yüreğim Geceleri yıldızlar altında ne kadar dua ettim Belli ki kabul olmamış dileklerim Sen mutluysan eğer Canın sağolsun ne diyebilirim? Artık unuttum diyor seviniyordum İki sokak öteye taşınmışsın diye duydum İyileşmişti dikiş tutan yüreğim Kulağımden sözlerin Hayalimden gözlerin silinmişti ben mutluydum Ateş çemberinin içinden yeniden geçeceğim Sen mutluysan eğer Canın sağolsun ne diyebilirim? Tekrar savaşmak düştü yüreğime Zincir takip pranga vursam yarar mı bir işe Biliyorumki kaf dağı gibi dertler yükselecek önümde Sen mutluysan eğer Canın sağolsun ne diyebilirim?

“Giden sevgiliyi bir gün dönecek diye beklersen BEKLEME Geçmiş asla dönmez geriye“

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gamze YAĞMUR 09 /08/2015 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Ne Güzeldir Seni Yazmak

Her an seni okumak baştan sona Gözlerinde dinlendirmek kalemi Karşımda duran maviliklere bakmak Uzun uzun. Cam kokulu özlemini çekmek doyasıya Ne güzeldir seni yazmak Aralıksız yorulmadan sonsuza Bir yerden başlayıp geceyi gündüze katmak Ve yavaşlatmak saatleri içinde sen olan satırlarda Durdurabilmek zamanı sonsuza Ne güzeldir seni yazmak los sokak lambaları altında Cisil cisil yağan yağmur da sıkıca sarılmak sana Sonra bir şarkı söylemek mutluluk makamında Bir şiir okumak geçit vermeden ayrılağa Ne güzeldi seni satır satır yazmak Özel olduğunu anlatmak Bölmeden heceleri anlam yüklemek kelimelere Üzgün olduğunda kahkahalarla güldürmek Gülmek seninle. Ne güzeldi satır satır seni yazmak Yorgan yapmak saçlarını geceye Sevgim yumuşak yastık olur yüreğine Cisil cisil renkli rüyalar yağdırmak üzerine Aşk'ın koynunda uyumak geceye Ne güzeldi senin bende olduğunu bilmek Hayalde olsa kesintisiz bunları düşünmek Soldurmamak gülleri ekimde Mavi mavi sevmek Mavi gökyüzünde gezmek seninle Sitemlerin üzerini çizip Aşk dolu cümleler kurmak yakışırdı bize. Gamze YAĞMUR 14/10/2016 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Neredeydin?

NEREDEYDİN? Bu güne kadar nerdeydin? Kimlerleydin? Sen sahte sevgiler peşinde gezinirken, Zamanı yıllarca boşa geçirdin. Yinede geç kalmış değilsin, Ben bıraktığın yerdeyim. Ümit veremem kimseye, Hala yüreğimde varken yerin! İlk seni sevdim ve… Ben sana yeminliyim! Soruyorum sevgili bu güne kadar, Kiminle neredeydin? Nerelerdeydin? Geç kalmış olsanda bana, Her günki gibi! Yarında beklemedeyim. Sensiz dünya cennet olsa bile, Neyleyim sevdiceğim söyle, Neyleyim. Söylemedim kimseye, Hep içime attım. Senin hayalinle uyanıp, Hayalinle yattım. Ben tanrıdan sonra tek sana taptım Bir sana kanıp, Sana inandım. Nerdeydin… Sevdam nerelerdeydin?

Giderken kızıldı saçımın her teli, Tan yerinin ağarması gibi. Şimdi karları kıskandıracak kadar, Doldu ak. Aynaya baktıkça iç çekerek ağlarım. Bir gün bende pişman olur, Seni beklediğim günlere yanarım. Elini vijdanına koyda bir bak! Bilirimki döndüğünde bu yürek, Yine sana koşacak. Gel be vefasız, Gel… Daha kaç gün var yaşanacak. Gamze YAĞMUR 11.01.201

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Nisan Gözlüm

NİSAN GÖZLÜM Sensizlik yağmur gibi çiselerken üzerime, Ben yokluğuna ıslanıyorum. Bu günde için için sensizlik damlıyor gözlerimden Nisan yağmuru olup Sağanaklara tutuluyorum. Her damlası bir çiçek barındırıyor Yüreğimde, Adını sen koyuyorum. Sensiz geçirdiğim günlere Baharımsın benimsin diyemiyorum. Yağmur biriktiriyorum heybemde Bir umut diyorum, Nisan gözlüm bir umutki o da sende Gamze YAĞMUR Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Nokta Kadar Yer Var mı Kalbinde?

Dalgaların sahile her yaklaştığında, Sevda çarpar kayalıklara. Özlemin kumsallarında, çakıl taşlarının senfonisi başlar, Kulağına efsunlu bir şarkı söyler aşk. Kırılgan gecede. Ay kendini bırakır suya, Yakamoz kıpırtısında oynaşırken, uzakta bir kadın aşkı düşünür başı önde, Nokta kadar yerim var mı kalbinde? Kaygılı düşünceleri rüzgara karışır Kavuşmamaya bağlı gel gitler, Yaşanır körfezin koynunda. Göz yaşlarıyla yıkanmış mendil sallanır ardından. Yüzünden kırgın gülüşler dökülür oracığa, Dudaklarını kemiren dişler kan içinde, Ve düşünür kadın… ‘’Nokta kadar yer var mı kalbinde’’? Gamze YAĞMUR 20/12/2012 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat O na git!

O NA GİT Sen bittin benden! Sen gittin benden! Sen vaz geçilmezken, Şimdi kalkıyor perondaki son tren. Hadi koş yetiş ona! Biri biterken üzülme başlar, Yeni bir serüven! Ağlamam arkandan, Elbet kaybedecek geride kalan. Oyalanma artık gitme vaktin, Ben uğurlarım seni. Artık dönüşün olmasa da geri, Yolun açık olsun, Güle güle sevgili. Hoş seda olarak hatırla beni, Biliyorum ki o! Benden de çok sevecek seni. Yaşadıklarımız anılarda, Bir mazi,olarak kalacak Her dakikası,her saati Tebessümle hatırlanacak, Hadi sevgilim hazırlan, Geldi işte ayrılık vakti. Zaman doldu, gitt ona! ! Bu son tren götürecek seni mutluluğa. Birlikte olduğunuzu bilmek bile, Yetecek bana. Güle güle cannn, Uğurlarım seni dualarımla. Sen istemeden de, Bak, geldik yol ayırımına, Başını kaldırmadan son kez, Sımsıkı sarıl bana Ben kaybettim sevgili, O kazandı seni. Hatırlamayı yasaklarım ben şimdi, Yüreğime. Dilerim bütün yolların çıkar hep Düzlüğe Sen bakma gözümden süzülene, Son tren de kaçmadan, Hadi durma koş ona, Güle güle sevgili, Yollarınızda bahtınızda açık ola. Gamze YAĞMUR 19.02.2010

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Onun Adı Sonbahar

Kimi hüzün der kimi hazan Mevsimi yalnızlığınla sen degilmisin saran Düşsede avucuna kuru yapraklar Etrafinda duymasan kus seslerini cirpmasalar kanat Kim ne derse desin aldırma çünkü onun adı sonbahar Elinde sararmis solmuş güller kalsada Vuslat değil ayrılık sana uğraşada Kuru yaprakları sürükleyip götürsede rüzgar Hızına yetişemesende akıp giden zamanın Kim ne derse desin inanma çünkü onun adı sonbahar Kahretsende yaşamadıklarına Suclaşanda sana sormadan değişen mevsimleri Kırsanda akreple yelkovanın telini Cıplak geçen günleri sevginle giydir Umutla yüreğini sar sarmala Kim ne derse desin inanma çünkü onun adı sonbahar

Özenle koklayıp toplamadınmı gülleri Batmadımı yüreğine o sivri dikenleri Göçmen kuşlar terk etsede üzümesin seni Biliyorsun mevsim ilkbahar değilki Biraz oradan biraz buradan topla kendini Kim ne derse desin inanma çünkü onun adı sonbahar Biraz da güzel yanından baksan sonbahar sarısına Güneş batarken boyanmazmı kızılın her tonuna Ozan yalnız kaldıkça dokunmazmı sazın teline Gün geceye bırakırken yerini Sair kırmazmı iki kelimenin belini Sen ne dersen de ben severim bu mevsimi

14..08-...2016

Gamze YAGMUR Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Otuz beş yıl önce

35 YIL ÖNCE Dün lisenin önünden geçtim! Hani beni yağmur altında ince ceketinle Beklediğin o günler aklıma geldi Sanki dün gibiydi İkimizde zengin aile çocukları değildik Eski ama boyalı ayakkabılarımız vardı O günler bir bir gözümde canlandı Sabahın ilk saatlerinde,okul kapısında Elinde simitle beni beklerdin. Erbil günaydın derken Heyecandan,mı, soğuktan,mı bilmem Tir tir titrerdin Asker edasıyla hızlı,hızlı kantine ilerlerdin Havadan sudan,derslerden konuşurken Gözlerime dalıp pür dikkat beni izler… Arada bir de çayını içer,kokumu içine çekerdin Yokluk günlerinin gönlü zengin Aşıklarıydık Deliler gibi sevmemize rağmen Hiç diyemedik! Aradan yıllar geçse,de ben hala elinde simit …üzerinde ince ceketi olan mahcup delikanlı Erbil’,i hep sevdim Ayrı şehirde farklı insanlarla yaşıyor olsak Bile… Gamze Yağmur 23.5.2009 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Öğret bana

ÖĞRET BANA Gülmeyi öğret bana Tebessümü kahkahayı Uçmayı…. Kuşlar gibi yükseklerde özgürce Doğmayı öğret Her sabah güneş gibi Kızıl mor ve aydınlık Taşmayı öğret Dalgalı hırçın engelsiz Koşmayı… Her adımda sana bir adım daha kavuşmayı Sevmeyi öğret bana Yürekten derinden delişmence Sen var olduğun sürece Ayrılığı öğretme bana! Sensiz yalnız, mutsuz çaresiz ce. Gamze Yağmur 08.7.2009 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Ölüler Gibi Yalnızdık

İkimizde yalnızlığa aşık olmuştuk. Aynı yatakta sırt sırta vermiş sevgiden uzak iki bedeniz. Şafak atmıyordu sabahlara Gergin donuk kristalleşmiş taş yürekler, Ölüler gibi yalnızdık sen ve ben. Önümüze düşen sahipsiz gölgeler Gece karası düşlere abone Şırınga ucunda heba olan, Bir damla mutluluktu bizimkisi. Toprağa altılan tohum gibi bekliyorduk Yeşermeyi… Yaşama dört elle sarılma hayali kısır, Aşk kurak. Mevsimlere sitem var hepsi suçlu, Umut sarılmıyor eskisi gibi boynuma Kanatlanıp uçmak bir hayli güçlü, Gidiş yok sevgi gezegenine. Aşk meclisinde infaz var. Ve ölüm çık gel diyor inatla. Gelincik tarlası siyahlara boyanmış Matem saati mesaide Sığınacak yürek kepenk çekmiş, Morarmış eller soğuk bedenimizle Ölüler gibi yalnızdık aynı evde…

Gamze YAĞMUR Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Ölüm Sana Yakışmadı Baba

Babama hayat hikayeni her anlat deyişimde, annemle evlendikleri tarihten başlardı. Her anlatışı ayrı bir tat verirdi bana.Dinlerken gözlerimi gözlerinden alamıyordum... Hele dudakları her kıpırdayışında tarifi anlatılmaz bir heyecan yaşıyordu. Yanakları tıpkı çocuklar gibi kızarır, saflığın verdiği o güler yüzlülük her tarafına ilmek ilmek dağılırdı ve ben çok etkilenirdim bu duygu selinden... Çünkü annemi ne kadar çok sevdiğini ve onun için ne kadar değerli olduğunu an ve an yaşıyordum. Anlatmaya başlayınca da hiç bitmesin bu hikaye hiç son bulmasın isterdim... Yine mart yağmurlarının sel olup taştığı, evlerin barkların virane olduğu ve içinde yaşayan hikayelerin hüzünle sonlandığı bir mevsimin henüz başlangıcını yaşıyordum. Karadeniz bölgesini herkes bilir.her yıl baharla birlikte ne kadar çok yağmur düştüğünü ve bu yağmurların tesirinde oluşan sel baskınlarını.onlarca evi haritadan silip süpürdüğü gibi onlarca hikayeyi de yitik bırakır. Bu hikayelerden birini de ben yaşadım..inanın yazarken ellerim titriyor sanki takattim kırılacak gibi oluyor.yazının kimi bölümünde ağlamaklı oluyor bırakmak zorunda kalıyorum.sonra kendimi toparlayıp yeniden yazıyorum. Babamla ahşap yapılı evimizdeyiz.her akşam olduğu gibi bu akşamda yemeği ailecek yedik.yemekten sonra annem çaylarımızı getirdi. Bu arada annemin ne kadar hamarat biri olduğunu söylemeliyim..bildim bileli her yemekten sonra daha yediğimiz midemizde soğumadan çayımızı önümüze getirir afiyetle için der işine kaldığı yerden devam ederdi.babamın onu ne kadar çok sevdiğini bakışlarından,renginin bukalemun gibi değişmesinden anlıyordum..yani bir şey söylemesine gerek yoktu.davranışları ve hisleri zaten kendini ele veriyordu. Sıcacık çayımızı yudumlarken baba hadi bir daha anlatsana dedim annemle tanışma hikayeni. Birden babamın içine tarifi anlatılmaz bir heyecan giriverdi.iyice kuruldu ahşap yapılı kerevitte.derin bir nefes aldı,sonra yüzünde o enfes heyecan oluşuverdi. ‘’’Sene 1961 o yıllarda iş için Amerika’ya gitmem gerekiyordu. annemin elini öpmek için yanına gitmiştim. nerde bilebilirdim ki hayatımı değiştirecek kadını orada göreceğimi. O an onu karşımda görünce gözlerim sanki saatlerce ona asıllıymış gibi kaldı..nedense gözlerimi alamıyordum ondan.ve o günden sonra annenle bitmesini hiç istemediğim hikayemiz başladı. Bizim zamanımızda diye söze girerdi hep ’’.Bizim zamanımızda’’telefon yoktu gezip kaffelerde el ele olma şansımızda yoktu,çünkü kaffe yoktu. Büyüklerimiz aracı olur fikrimizi öğrenip kız isteme faslı başlardı.Benim tek annem vardı, ona yalvardım bu kızı bana isteyin dedim kısmetmiş ve evlendik.Aylar sonra ben askere gittim.Malum askerlik yirmi dört ay elden bir şey gelmez. Erzincan’a doğru yola çıktım,aklım annenizde kaldı. Asker ocağı evli erkekler için bir başka zordur.Bir yılı geride bıraktım izine geldiğimde güzel mi güzel bir kızım olmuştu.ne çok sevinmiştim sen doğarken.annenin bana verdiği en güzel eserdi. Babam anlattıkça vay be aşk bu sevgi böyle bir şeymiş der hayretle dinlerdim…Aynı yastığa elli üç yıl baş koydular bir birlerini üzmeden incitmeden yarım asır dile kolay.

Ölümünden bir ay önceydi.’’ kızım ölmekten korkmuyorum annenden ayrılmak var ya! ! ’’’ dedi gerisini getiremedi kelimeler sanki içinde yok olup gitmişti. …İçine doğmuş gibi www.Antoloji.Com - kültür ve sanat konuştu.bir an sustu.yüzünde ve bakışlarında o ana kadar görmediğim bir hüzün vardı. Babamla dolu dolu üç gün geçirdim.en son onunla çayımızı içtikten sonra kendi elimle yaptığım iki fincan kahve içtik. sonra işlerim dolayısıyla memlekette geri döndüm.oysa Bilemezdim kendi elimle yaptığım kahvenin son kahve olduğunu Nasip olmadı bir daha yapmaya.. Sabah siren sesleriyle uyandım. İnsanlar bir yerlere doğru koşuyordu.Ne olduğunu anlamam uzun sürmedi.’’ sel geliyor evleri boşaltın anonsu vardı.’’ Bizim ev bom boştu. Babam acile kaldırılmış annem başka hastanede,çaresizliğin nasıl olduğunu gördüm…yaşanan dehşetti saniye saniye yaşadım. Görevliler koşturuyor evlerinizi boşaltın diye bağırıyorlardı. Tam bir can pazarı yaşanıyordu. Bu sefer çarşambayı değil Bafra’yı sel alıyordu. Gelen bir telefon dünyamı başıma yıkmaya yetti.Babamı kaybetmiştim. inanmadım inanamadım. Ölüm babama yakışmıyordu… Akşama doğru cenazesini getirdiler. Annem; ‘’ben kocamı değil kardeşimi anamı, babamı arkadaşımı,oğlumu beni hayata bağlayan dayanağımı kaybettim’’ diyor saatlerce dövündüğünü hatırlıyorum.kısacası Sözün bittiği yerdi… HANİ O BÜYÜK AŞK NE OLDU BABA? NASIL BIRAKTIN ANNEMİ? KİMLERE BIRAKTIN BİZİ? VE YIĞINLA SORU İŞARETİ ARKANDA GİZLENDİ BABAM. KEŞKE ŞU AN YANIMDA OLSAN VE HİKAYENİ BİR DAHA ANLATSAN NE OLURDU GÜZEL BABAM, VE BIKMADAN SENİ DİNLESEM DİNLESEM DİYORUM, ÇÜNKÜ SENİ ÇOK ÖZLEDİM BABA BU YÜZDEN HER GECE SENİ ANIYORUM İÇTİĞİMİZ SON KAHVENİN TELVESİNDE..

7.08.2012 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Öpte Geçsin Anne

Yağmurlu bir cumartesi sabahı Kirpiğimin korunağında sırılsıklam yine gözlerim Bir kere dokundu yüreğime aşkın sıcacık elleri Dudaklarım kızıl ötesi Yanaklarım nemrut güneşi Milena oluyorum tüm mektuplar da Bazen de vera Yüreğimde sonsuz keder Ne oluyor aklım fikri firarsın yine Özlemin gergefinde soyuluyor ruhum Talan edilmiş hülyalarımın asma bahçeleri Dökülsün göz kapaklarımdan güneşin gölgesi, Öp gözlerimden anne. Yüz yıllık uykuya gebeyim… Mevsim zemheri oysa Bir ateş düştü içime yakıp kül ediyor beni O küller ki aratın zirvesindeki rüzgâra teslim Savruluyorum yalçın kayalıklardan Tut ellerimden Öp yüreğimi anne Söndür içimin kor alevini. Duygularım pür telaş zapt etmek ne mümkün Siyahları soyunsam maviler çok yakışacak Ve mavi olacak ruhum. O zaman bulutları diz çöktürmez miydim önümde? Gözlerimdeki yası silip kırık kanatlarımla Uçmaz mıydım onun iklimlerine Beni bir sen anlarsın bir sen sararsın yüreğinle, Hadi öpte geçsin anne. Onsuz hayatın meşkinde olmadım Kalbinin kapısında gece gündüz gönüllü dolandım Yüreğim işgal atında Ve ben mülteciydim aşkına İstese devrimler yapmaz mıydım sevdasına Hayallerim yavaş yavaş gözden uzaklaşırken Onunla birlikte gömüldüler kara toprağa Ve sonsuza kadar el veda Sana gelsem sarılıp ellerinden öpersem Affeder misin beni anne? ‘’Bir gün biri yüreğimi kanatıp gittiğinde öpersen geçer değil mi anne’’ Gamze YAĞMUR Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Özlemlerimi Demledim

Dur ağlamasın gözlerin bu neyin telaşı Neyin feryadı? Buradayım daha gitmedim ben Özlemlerim demini almadan Katran karası mevsimleri toplayıp Bavula koymadan Yıldızlardan yaptığım tacı takmadan saçlarına, Bırakıp da gidebilir miyim? Kapıyı açıp da henüz çıkmadım bu eşikten Aşk har’ında ağır- ağır özlemler demlenirken Lal olup konuşmasan da Boğazında düğümlenip kalsa da kelimeler Hani cümle kurmakta zorlanırsın ya Dilinden dökülemeyen heceleri çözerim birer birer Boynun büküp masum masum bakarsan gözlerime Ayrılığa bir adım daha yaklaştığım anda Bu odanın duvarları yıkılmaz mı üzerime Kurumaz mı ağzım dilim Kilitlenmez mi dizlerim bir sokak ötede? Vakit geldi… Saniyeler dakikalarla yarış ediyor Tek rakibim zaman, O’nu durdurmaya da sözüm geçmiyor. Sol yanımda sen Sağ yanımda sevgi doldurduğum heybem Ağlama ne olursun dayanamam Dökülürse bir damla yaş gözlerinden Özlemlerimin altı yanmadan, tutmadan dibi Gelmezsem namerdim.

Üzerimden yüreğimin tembelliğini atamıyorum Hep görmezden geliyor olup bitenleri Seni arkamda bırakmaya el vermiyor içim Tutunca ayrılığın ucundan Bir-bir kırılıyor cesaretim Bu gidiş terk ediş değil ki Ah! Sevdiğim dönmezsem namerdim. Bu acıların yükünü taşımaya gücüm kaldı mı? Bilmiyorum. Omzumda dururken hala başın Hazır değilim dalıp da gözlerinde kalmaya Beni senden koparıp alsa da yollar Alnına çizilse de sıra –sıra yıllar Sonu ölüm olsa da aldırmıyorum. Canımı uğruna feda etmezsem namerdim.

Salı, Çarşamba, Pazar, Günler, haftalar ve aylar www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sensiz geçiyorsa eğer yalancıdır baharlar. İnanma sakın, yaşıyorum dediğime Ellerin yoksa ellerimde hayatın ne anlamı var? “Özlemlerim demlenirken bir köşede, dönüşümü sabırla bekle sevdiğim, gelmezsem namerdim” Gamze YAĞMUR 28.12.213 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Paylaşamadık

PAYLAŞAMADIK Nedir bu kavgamız Paylaşamadık dünyayı dar geldi ikimize Koca dağlar denizler yetmedi ki bize Git dedim olmadı Kal dedim yine olmadı Başına buyruk sevdaydı sonu bu olmamalıydı Neydi istediğin ya ben anlamadım Ya sen anlatamadın. Bak yine döndük başa Kucak açamadık biz aşka Ferhat olup dağlarımı delmeliydim Kanber olup çöllerde mi gezmeliydim? Neydi bir anlasam, Yok … Yok senin istediğin ne aşktı,ne sevda, Arı gibi her çiçekten bal almaktı, İstediğin. Bir gün baharlarda biter gelir hazan, Elinde kuru güllerle kalırsın her an G.Y Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Rüya

RÜYA BeşAralık Soğukİstanbul akşamı. Dışarıda kuru ayaz. Gece yarısını çoktan geçmiş. Sessizliğin çığlıklarını duyuyorum. Gözlerim boş bakışlarla geziniyor. Odamın kuytu köşelerinde. Acıyor ruhum, Çarmıha gerilmişcesine. Usulca başımı yastığa koyup. Kapatıyorum gözlerimi Mahkum ediyorum uykuya. Bir an sen geliyorsun aklıma. Sıcaklığını hissediyorum. Dokunmadığım ellerinde. Ürperip oturuyorum yatağıma. İşte karşımdasın! Gözlerime bakıp haydiiiii, Haydi gel… Gidelim buradan diyorsun. En mahsun tavrınla. Usulca tutuyorum ellerinden, Yarını düşünmeden. Geliyorum ardından… Tan yeri ağarırken. Tüm canlılar uykuda. Sadece ikimiz merhaba diyoruz. Doğan güne. Merhaba kainat. Merhaba insanlar. Merhaba aşk… Alıp götürüyorsun beni, Çıkarıyorsun karanlık geceden. Önümüzde bir kapı açılıyor. İkimizin dünyası deyip Giriyoruz o kapıdan içeri Burada mutluluk, Burada sevgi. Burada sıcak bir dünya… Sanki cennetten bir bahçe. Tüm renkler dans ediyor ahenkle. Birden...! Elimi bırakıp uzaklaşıyorsun, Benden... Sisler arasında kayboluyorsun gözden. Bakıyorum etrafıma. Neredeyim? Ben yine bir başıma, Yine yalnız, Yine sensiz. Tan yeri ağarırken uyanıyorum, www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Rüyaların en güzelinden. Özlüyorum seni, Özlüyorum sevgini. Özlüyorum bırakma artık, Karanlık gecelerde bir başıma beni. Gamze YAĞMUR. 05.12.2009 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Saçlarını Çek Gecelerimden

Karanlığımın en koyu yerinde, Bölünmesin uykum, gelme gecelerime. Düşlerim bana kalsın masumca Aydınlık vurmasın göz ucuma. Yüzüne düşen perçemini al gözlerimden Dokunma kâbuslarıma. Bırak dağınık kalsın odamın orta yerinde. Saçlarını çek karanlığımdan, Engel olma dolunaya, Gölge düşüreceksen yakamozlarıma, Salına salına gezinme hayal dünyamda. Haydi vakit geldi topla saçlarını, Gün doğmadan çekil rüyalarımdan. Bana bırak! Katran karası gecelerimi Bana bırak! Karabasanlarla terlediğim saatlerimi baykuş seslerini, Bana bırak! Aydınlıklara alışık değilim, Tavana asılı karanlığım var benim, Zümrüt gözlerini de çek üzerimden, Kamaşır göz bebeklerim. Güneşi ve mavi bulutlarını topla götür, Zifiri gecelerim bana yeter, Kara sevdamı geri ver. Melankolik duygular işgal altında, Yüreğinin sınırlarında mülteciyim. Yorgun gecelerimi bana geri ver, şimdi.

Gamze YAĞMUR Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sakla beni

SAKLA BENİ Midye içindeki inciyi nasıl, Özenle saklayıp büyütüyorsa, Sende en saklında... Sakla beni. Görmesin senden başkası, Uzatamasınlar bana ellerini, Gün yüzüne çıkartma, Bilip öğrenmesinler, yüreğindeki Yerimi. Sen en saklında, Sakla beni. Bilirim bir tanem, Sendeki değerimi. Can değil candan da öte sevdiğini. Ölçüsü yok Tarifi hiç yok, Benim için ortaya koyduğun yüreğinin. Sen yinede sakla beni. Daha önce hiç görmedim, Böyle ölümüne seveni! Bu aşkın dünü yok, Yarınları hep belli. Okyanuslar kurusa da bilirim ki! Midye içinde yaşatırsın incini. Sen yinede en saklında... Sakla beni. Yer yüzü değil, Ummanlar şahit aşkına. Rüzgarlar dalgalar, Kuşlar balıklar gıpta ederler sana. Beni değil tüm canlıları, Çevirdin şaşkına. Her yeri sevdanla salla ama! ! Sen yinede beni, En saklında sakla. Böyle bir sevdayı tarihler bile yazmadı, Yazamaz! ! Gökte melekler yazdı, Yerde kimse bozamaz. İnanarak çıkmışız biz bu yola, Bundan sonra dönüş olmaz geri, Sen yinede koru kolla, En saklında sakla beni. Gamze YAĞMUR 09.01.2010

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Saklı Duygular

Mor kentin koyu akşamlarında Bileklerinden tutmuştu hayatı. Gölgesi büyüdü gözlerinde gidemediği yolların Kuzu meleyişleri kesildi birden ve Kapıları kapandı ağılın. Sevgi gürültülerinin sesi git gide yükseliyordu İç sesini kıstı saklı duyguların… Beynini kemiriyordu fırtına öncesi sessizlik Aklında bir şey yoktu düne dair, Mor kentin koyu akşamlarında. Şuursuzca maviyi arıyordu, Yakalamaya çalışıyordu bulutları Tepeden tırnağa kan ter içinde Nereye koştuğunun algısı zayıf… Göz yanılmalarının ardı arkası kesilmiyordu Saçlarından yakaladığı, elinde kuru bir dal, Bırakmamakta ısrarlı Canına can katacak bu kez… Ve her zamankinden daha kararlı Sıkı sıkı yalnızlığına saracak, Üşümeyecek yokluğunda. Mor akşamlarda maviyle kucaklaşacak Saklı duygularını bırakacak mavi gökyüzüne Azat edecek… Kolunda büyüttüğü sevgiyi uçuracak özgürlüğe Geri dönüş zamanını çocuk saflığında bekleyecek Zamana her saniye bir çizik atıp, Vurgun yemeden yakamozlara teslim edecek Islak yüreğini…

Sabırla bekleyecek küstürmeyecek serin suları Belki; bu kez dalgalar ayaklarına mavi mavi dokunacak Belki; bu kez gün yüzüne çıkacak saklı duyguları ‘’Mutluluğu en mavi yerinden yakalayıp, belki bu kez sevginin rotası ona dönecek’’ Belki…

Gamze YAĞMUR 09/08/2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sana Kıza bilir miyim Ben

Mahrum bıraka bilirmiyim mevsimleri güllerden Gözlerimi gözlerinden Sözlerimi içini ışıtan yüreğinden Çeker miyim ellerimi sıcacık ellerinden Üşütür müyüm seni temmuz sıcağında ki günlerde Yalnız bırakır mıyım seni Yaşayacak ömür varken önümüzde Yalnız dinler miyim sanıyorsun Ay ışığında uzaktan gelen güzel şarkıların seslerini Ayaklarıma çarpan köpüklü dalgalardan kaçar mıyım Sanıyorsun Korkar mıyım seninle ıslanmaktan Ve seninle aşk ateşinde yanmaktan Yokluğunda Bir yudum su dizilmez mi boğazıma Kör kuyularda kalıp çırpınmaz mıyım rüyalarımda Hatıralar dikenli telle çevirmez mi dört bir yanımı Ben sana nasıl kızarım küsebilir miyim sana ben Böyle çok seviyorken Mevsimler yarım kalmaz mı darıldığında Çiçekler renk renk açar mı karanlığımda Susmaz mı bülbüller tan ağardığında Gonca verir mi dallar seni kırdığımda Meler mi kuzular bahara vardığında Hadi şöyle kıza bilirmiyim sana ben Böylesi çok severken Yaka bilir miyim canını Kira bilir miyim yüreğini kolunu kanadını Susuz bırakabilir miyim çatlayan dudağını Sen aşk sin bir tanem Böyle çok severken

Gamze YAĞMUR 22/02/2017 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sana Son Şiir'im

Süslü kelimelerden oluşan ithaf şiirleri bekleme Yazdıklarımın hepsini geri alıyorum senden Gelişi güzel de karalamayacağım Aramızda ki köprüleri yıktım ulaşamayacaksın Ulaşmayacağım sana Ve bitti…

Bu tekne çoktan su almaya başladı Neresinden bakarsan bak, Hangi uçtan tutarsan tut! Gözlerimde ki nehirlerde sürükleneceksin, Ala bora olup kayıplara karıştığında Nehir kıyısına vurmayacak cesedin...

Karakışın orta yerinde olsam da, Isınmasını beklemiyorum yüreğimin Şiirlerle dertleşiyor, onlara döküyorum içimi Ölçüsüz heceler Sayfa sayfa nesirler Ve Devrik cümlelerden çıkarıp attım seni Mazimde ki yerini de siliyorum Karaladığım şiirlerde virgül bile değilsin Artık canımı yakamayacaksın Hayal perdesinde eksik bir gölgesin…

Ruhun ayrılmış bedeninden başıboş Gönlün firar Aşkı yok sayıp Duygularımı avareliğine vuruşunun Tekrar tekrar bana kıyışının Elbet bedelini ödeyeceksin Kendi silahınla şiirlerimle öleceksin!

Sana yazdığım ne kadar şiir varsa Yalnız kalan her cümlenin üzerini örteceğim Ve anladığın dilden terk edeceğim seni Yüreğinden şiir şiir gideceğim…

Yirmi dokuz kez sorgulayacak harfler Heceler çekecek ipini Öksüz kalan şiirlerimin, yüklemsiz cümleleri kıracak kalemini Kelimeler yüksek sesle intizar edecek Satır satır sökülecek yüreğin Kimsesizler mezarlığında artık hazır yerin.

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat "Bu son şiir, noktasını koyuyorum kırıldığım yerden"

Gamze YAĞMUR 10.01.2014 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sana Tutsak

Sana zincirledim kendimi Geçmişimi yarınımı, Kalan ömrümün tamamını Kelepçeli yüreğim yüreğine Gönüllü mahkûmum kaderim işte, İşte ellerinde. Özgür irademle tutsağım sendeki müebbette Prangalar tak bileklerime Boynumdan lehimle aşk’ın demir kapısına Kilitli kalayım hep zindanlarında.

Sana tutsağım bir tanem, ezelden ebediyete. Gardiyanım ol ışıl ışıl gözlerin üzerimde Aydınlığa boyun eğen karanlık utansın senden Ay çıksın saklandığı yerden Sana olan sevgime, Suskun kalan yıldızlar şahitlik etsin İdama gönder, İdama gönder istersen. Yağlı ipi boynuma geçir, sallandır dayanabilecek-sen Kılım kıpırdamaz Ölüm olacaksa elinden inan, gözlerim açık kalmaz.

Sana tutsağım bir tanem Aşkınla sarmalandığımdan beri İster zincirle, İster gönder sürgüne, Mülteciyim yüreğine, ne olur azat etme. Her gün bir lokma ceza bırak gönül tasıma İnan razıyım ona Şükreder zehir olsa içerim kana kana Bıçak dayansa da kemiğe, kanım akmaz bir damla Vallahi şikâyet etmem Senden gelecek her şeye, Her şeye eyvallah…

Sana tutsağım can tanem bildim bileli Dünü yaşamadım yarınımda şüpheli Sabahlar olmasın hemen durdur geceyi! Kelimelerinle satır satır sorgula sevgimi Şahitte benim, suçluda...

‘’Sana tutukluyum inansan da inanmasan da! ’

Gamze YAĞMUR 24.11.2013

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sana uyandım

SANA UYANDIM Bu gecede sensizliğe koydum başımı. Sağ kolumda uyuyup, Sol kolumda uyanmak istedim sana. Davet gönderdim rüyalarına en renklisinden, Nazlanırda gelmezsin diye, Gül yaprakları döktüm düşlerinin üzerine Dikenlerini temizledim, Batmasın… Acıyıp kanamasın yüreğin diye. Saat sıfır otuz üçü gösteriyor işte, Bu gecede, Kolunun yerine başımı koydum sensizliğe. Geldim işte burada, Yanındayım demesen de, Bak yine yokluğuna dalmak üzereyim, Kabuslarla ağaran tan yerin de. Çaresizce, Sana uyandım sabahın ilk saatlerinde. Gamze Yağmur Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sanal Aşk

İlayda hastaneye gitmek üzere evden ayrılır.Bu gün nöbeti de vardır. Her nöbette dua eder,ne olur Allah’ım bu gün kötü olaylarla karşılaştırma,olumsuzluk yaşamasın kimse der. Her anons onu üzer,nelerle karşılaşacağını bilmez çünkü. Yine bir vaka var dilerim,bir hayat kurtarır onun mutluluğunu yaşarım diye duasına devam eder. İlayda mesleğindeki ikinci yılını doldurmuş ve işini de çok seviyordur. Hayat kurtardığı kadar ölümcül olaylarla da karşılaşıyor çok üzülüyor,günlerce etkisinde kalıyordur. Mesai başlayalı henüz yarım saat olmuştu.Dışarı da ayaz iliklerine işliyordu. insanların.Mesai arkadaşlarıyla çaylarını yudumluyorlardı. İlayda üşüyen ellerini bardağın sıcaklığıyla gideriyor bir yandan da sohbet ediyordu ki,telefon geldi çabuk olun intihar haberi aldık hemen çıkın. İlayda bardağını masanın üzerine bırakıp,mesai arkadaşlarıyla ambulanstaki yerini aldı. Acı siren sesiyle olay yerine birkaç dakika içinde ulaştılar. Bir inşaatın beşinci katına çıkan adam,avaz avaz bağırıyor… ‘bana sevdiğim kadını getirin yoksa buradan aşağıya atlayacağım’ adam oldukça kararlı görünüyordu.İlayda ve ekipteki arkadaşları elleri kolları bağlı bir şey yapamıyor müdahale edemiyorlar,çaresizliği yaşıyorlardı. ‘’Ekrem 32 yaşlarında evli bir kız çocuğu babası,özel şirkette çalışıyor.evinden işine,işinden evine giden kimseye karışmayan sakin bir adamdır. Nerden bilirdi ki bir arkadaşının sözlerine kanıp hayatının, hatasını yapıp ölümü seçeceğini’’. Şirkette Suat diye bir can dostu vardı. Oda çay molalarında iş aralarında,internete girer arkadaşlık sitesinde sohbet eder zaman geçirirdi. Ekrem’e de gel arkadaşım sana da bir isim bulalım seninde bir arkadaşın olsun gır gır şamata vakit geçiririz.Ekrem; benim oralara ayıracak zamanım yok ve anlamamda sana kolay gelsin deyip işine döner. Suat kafasına takmıştır Ekrem’e bir takma isim bulup onun adına bir kıza yazmaya başlar. Ekrem; ertesi gün işe geldiğinde gel dostum bak sana süprizim var,gelen mesaj sana aç oku! Ekrem şaşırır önce ne olduğun anlamaz, Bilgisayar başına gelir mesajları okumaya başlar.Suat’a seslenir, Yav ben ne yazacağım sen yaz,birazda kızar. Fakat gelen mesajları merak edip okur ve karşılık verir Yazışmalar günlerce devam eder. İki tarafta bir birlerini görmek isterler.İlk görüşme talebi kız arkadaşından gelir. Ekrem birden heyecanlanır,elleri titrer yazarken nasıl buluşacağım? hem korkar hem de merak eder.Durumu Suat’a anlatır. Sitem etmeye başlar; başıma bu işleri sen açtın şimdi sen temizleyeceksin der. Suat pişkin bir şekilde yav dünyanın sonumu ne var sanki bir yerde oturur sohbet edersiniz… Ekrem görüşmek istiyor ama korkuyordur da.Eşim yada tanıdık biri görür mü! diye düşünürken buluşma dürtüleri ağır basar.

Bu hayallerle evine gider Huzursuz görüntüsü eşinin dikkatini çekmiştir. Hayatım; bu akşam sende bir gariplik var iş yerinde sorun mu yaşadın? umarım hasta değilsindir. www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Ekrem; hayır yoğun bir gün geçirdim oldukça yorgunum uyur dinlenirsem geçer diyerek geçiştirmeye çalışır. Ekrem akşam iş çıkışı kız arkadaşıyla buluşacaktır Suat’ın yanına gider.Dostum sende gel sonra yanımızdan ayrılırsın derken Suat kahkahayla güler, yapma be dostum,benimde randevum var gelemem Hadi sana bol şans. Ekrem yalnız gider pastanede beklemeye başlar kısa bir aradan sonra kız arkadaşı gelir. Ekrem; gördüğü güzellik karşısında avuçlarının içi terlemiş heyecandan kelimeleri bir araya getirip de cümle kuramaz olmuştur.Zaten yazışmalardan bir birlerini tanıdıkları için kendi özelliklerini anlatma gereği duymazlar.Biraz havadan sudan konuşurlar ve kız sorar’’ Ekrem bey şirkette işler nasıl problem yaşıyor musunuz’’? Ekrem; ne cevap ereceğini şaşırır çünkü,şirketin,ortaklarındanım bekarım, yalnız yaşıyorum…diz boyu yalanlar konuştukça batma korkusu iyice telaşlandırır. Hemen uzaklaşmanın yolunu arar.Kalkalım mı? akşam çim saha maçım var,arkadaşı tabi evet benimde uğramam gereken yerler var geç kalmayım der vedalaşıp belirli bir yerde ayrılırlar. Ekrem; biraz pişmanlık bir hoşnutluk iki farklı duygu arasında gel gitler yaşar. Evine gider eşi kapıyı açar,paltosunu alır masa hazır, Ekrem kızını kucağın alır sohbet eder öper eşine dönüp çok yorgunum karnımda aç değil diyerek odasına çekilir.Bu davranışı eşinin gözünden kaçmaz ama üzerine de gitmek istemez. Sabah bir bardak çay içip evden çıkar.İş yerine geldiğinde Suat merakla beklemektedir. Sorgulamaya başlar. ‘’nasıl geçti kız güzel miydi neler konuştunuz, bak korkacak ne varmış’’ Ekrem hiç konuşmaz yerine geçer bilgisayarı hiç açmaz . Gelen mesajları merak etmesine rağmen okumaz Sanki vijdanı biraz rahatsız olmuştur. Aradan iki gün geçmiş ve kız arkadaşını da merak ediyordur Dayanamayıp mesajları açar okur,(Seni çok merak ettim umarım bir sorun yoktur görüşmek üzere bay bay.) yazmıştır. Ekrem; artık kendini alamıyor kendine engelde olamıyordur. rüzgar önünde sürüklenir gibi kendini rüzgara teslim etmiştir. Sonunu düşünmüyor sonucu da öğrenmek istemiyordur. Artık daha sık buluşup görüşürler. Ekrem evine yabancı gibi girip çıkmaya başlamış,hiçbir şey umurunda değildir. Eşi konuşurken kafa sallıyor cevap vermiyor hatta duymuyordur bile. Sevgilisi ve vaz geçilmezi olmuştur görmeden duramıyor her dakika özlüyordur… Ben aşığım deliler gibi seviyorum diyor başka kelime konuşmaz olmuştur… Akşamüzeri bir telefon gelir (aşkım bu gece acilen gel seninle konuşmamız gerekiyor) ,Ekrem telaşlanıp vakit kaybetmeden sevgilisinin evine gider. Yolda eşini arayıp,bu gece şirketin yıllık toplantısı var beni bekleme diye haber verir. Sevgilisi kapıda Ekrem’i karşılar, hoş geldin aşkım,Ekrem lafa atılır ne oldu çatlayacağım hadi söyle diye ısrar eder. Aşkım; bu gün bankadan ihtar geldi kredi kartlarımın borcunu ödemezsem haciz gelecekmiş! Aşkım; sen üzülme ne kadarsa yarın sana temin ederim diyerek sevgilisini rahatlatmaya çalışır. Kız yavaş yavaş gerçek yüzünü göstermeye başlamıştır ama adamın görecek göz yoktur. www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Şirkete geldiğinde durumu Suat a anlatır Suat güler oğlum abarttın biz birkaç gün gönül eğlendir dedik sen ne yapıyorsun? boş ver dostum sen delimisin dese de Ekrem’in aldırış ettiği yoktur. Bankaya gidip yüklü miktarda kredi alır gayrimenkullerini ipotek veriri parayı alıp,alel acele sevgilisinin evine gider parayı veriri.Aşkım hadi borçlarını öde! Kendini üzmene değdi mi? Ekrem kendini çok mutlu hisseder,sevgilisinin imdadına yetişmiştir. Sevgilinin istekleri arka arkaya gelmeye başlar ve bitmek bilmez… Bu arada Ekrem iş yerinde işe karşı boş vermişliği patronun dikkatinden kaçmaz.E skisi gibi işine iki elle sarılmıyor ve odaklanamıyordur. Patronu yanına çağırır kendisini toparlayıp işine sarılmasını söyler aksi takdirde işine son vereceğini söyler.Ekrem de değişen bir şey yoktur. Ve işten çıkarılmıştır… Aylar öncede eşi kızıyla birlikte baba evine gider. ‘’Ekrem her dakika biraz daha bataklığa saplandığının farkına varamamıştır’’ Bankanın ilk haczi gelir,neyi varsa alır götürür evini de elinden alır… Sevgilisi eskisi gibi yüz vermiyor,aşağılıyor hakaret ediyor,ve eve gelmemesini söylemeye başlıyor. Ertesi gün iş aramaya başlar ama bulamaz sevgilisine gider, Saatelerce kapı önünde bekler fakat açan olmamıştır. Çaresiz Suat’ın yanına gider kadim dostum ben geldim, eski arkadaşı soğuk davranır serzenişte bulunur. Artık görüşmeyelim evim her zaman uygun olmuyor deyip Ertesi gün gelmemesini ister. Ekrem iyice bunalıma girmiş ve neler kaybettiğinin farkına varmıştır ama! … Kararını verir yolun sonuna geldim Dünya işe yaramaz bir adamdan kurtulacak diyerek,sabaha kadar boş boş dolanır. Kafasını duvarlara vursa da her şey için artık çok geç kalmıştır.

‘’Gün doğmaya başladı saatlerde beş katlı bir binanın çatısına çıkar. Her yeri seyreder aklında yine sevgilisi Nazlıgül vardır. Avaz vaz bağırmaya başlar.Bana sevgilimi getirin yoksa kendimi atarım diye ortalığı ayağa kaldırır. İşe gitmek için oradan geçenler polis ve ambulansa telefon eder.Bir kaç dakika içinde mahşer yeri olmuştur Memur beyler Ekrem’i ikna etmek için çok uğraşırlar nafile Nazlıgül gelmeden inmem diyor başka bir şey demiyordur. Memur Ekrem den sevgilisinin telefon numarasını alır ve Nazlıgül ‘ü arar. Uzun uzun zil sesinden sonra karşı taraf alo der.Memur olayları anlatır,kızın adını sorar telefon numarası da doğrudur fakat… ‘’buyurun benim adım Nazlıgül değil Ayça ve Ekrem diye birini tanımıyorum sanırım yanlış numarayı aradınız’’

Gamze YAĞMUR 03/01/2013 www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sarhoş

Bu sabah; Uyandım kaybolmuş umutlarımla Hayra yormadığım rüyalarla Gözlerimde mahmurluk Sana koştum al el ecele Ayaklarım yorgun ayaklarım Geri, geri gitmesine rağmen çaldım kapını Günler aylar yıllar geçti Nafile Ayılıp da açmadın kapı aralığını Hayattan bezdiren neydi bu kadar Nedir derdin? Açılmayacak kapıyı aylar, yıllar beklemek yersiz Bir kere bir kere daha tıkladım Yıllara yenik düşmüş tahtalar Kulakları tırmalayan gıcırtılı sesle Selam verircesine duruyordu Senin gibi yıpranmış basamakları Ağır yorgun ve isteksiz inişin var. Kan oturmuş göz pınarlarına Yaşam belirtisi yok gibiydi gözlerin Korktum donuk bakışlarında Yaşamaktan kopmuş yüz ifaden Tanıyamadım seni biran Hayalet ve buz gibi görüntün Ürktüm. Alkol kokan nefesin geceden kalmış Sendeleyerek tutunuyorsun duvarlara

Sen hayattan intikam aldığını sanıyorsun Oysa Ben seni dinlemeye geldim Ayların hatta yılların beklentisinde Ne anlatacaktın ki Suskun ve pür dikkat seni dinliyorum Sucunu ağırlaştıracaksa avunmaların Bekleyişlerim yersiz olmasın Adam olmazsın sen adam olmazsın Diyorum. Hem de yılların özleminde Sen hayattan intikam aldığını mı sanıyorsun Oysa hayat senden intikam alıyor Hem de aheste aheste Uyan gaflet uykusundan Yok, edecek seni karabasanlar Kaybolacaksın kadeh, kadeh şişelerde Meçhulün bir yolcususun Gideceğin yerden dönme ihtimalin bile yok Kaybettiklerin gelmeyecek geri Elde avuçta ne kaldı? Sıfıra sıfır www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Hepsini bitirdin yok pahasına Şimdi var mı bir umut? Hadi haykır protesto et kendini Haykıra bildiğince… Ve bir sevgili bir sevdalı değilim Sana en yakın dostum Kadehlere sevdanı gömdüğün gibi Beni de göm dünya mahzene Elindeki kadeh kadar sana yakınken Sana o kadar uzağımki Bir mahzen kadar hiç yakın olamadım Alkolün kollarında olduğun kadar kollarımda olmadın Durduramadım seni. Yetmedi yüreğimin gücü Kadehin saçakların da meçhule intihar ettin Kendini toparla Kararlılığında ruhuna Fatiha demeden Dünden kalan sen toparla kendini Hadi Sen… Yitirdiklerini bitmişlerini geri al Bir şans ver kendine İhtilal yap hadi Bırak hepsi dünde kalsın Uyan, uyan bul kendini Bayram ilan et sana bize yarınları Hayat Her şeye rağmen senin benim onun olmaya değer Çünkü BEN Bir başkasını seviyorum şar hoş

Gamze YAĞMUR 22.09.2012 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sarıl bana

SARIL BANA! Bir kere değil bir ömür sarıl bana! Üç beş nöbeti başlamdan, Sensiz ruhumun gece vardıyalarında. Daha dün sıcacık bir eldi avuçlarımda, Ellerimi ısıtan… Şimdi buz gibi bir beden, Gidişlerin de ardında kalan. Yine kilometrelerce mesafeler girdi araya, Her saniye seni benden uzaklaştıran, Öylece baka kaldım arkandan. Hiç acımadı… Alıp götürdü çaresizlik seni kollarımdan. Gözlerim daha ne kadar bakacak yollara, Kaç asır kaç zaman? Ayrılan bedenlerimizdi, Yürekti bir arada kalan. Dayanırım yokluğunun sızılarına inceden. Bir ömür sarıl bana! Ne olur özletme gündüzü geceden. Hep bahar olsun gelişlerin, Düşmesin gönlümüze hazan. Her gün bir tarih silinsin takvimden, Gelirsin belki, biraz daha erkenden, Ya hep bende ol gitme, Ya da yanımda kal ebediyyen. Gamze YAĞMUR 18.05.2010 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Say Ki Sormadım

Bedenin Taşımıyor ağırlaşan başını Yüzüne baktım Suskun gözlerin ağlamaklı Dönme yüzünü duvarlara Anlat ne olur Dök eteğindeki taşları Ya da say ki Hiç bir şey sormadım Dünyanın Dertleri üzerine yağıyor belli Boran tufan tepeden tırnağa sırsıklam Aşk’a vakit kalmamış Sanki ahir zaman Bahar müjdecisi cemreler akıllara ziyan Anlatsan Dertlerini tabip olamamam Ya da say ki Hiç bir şey sormadım Dermanın Dağların arkasında mı saklı Umudunun dalını hoyrat bir rüzgâr mı kırdı Kanma papatyalara Seviyor sevmiyor falları yalancı Bir deniz yıldızı Yaşamın kıyısına asılmış İçine atmışsın sırlarını bende mi yabancı Nedense hiç anlatmadın Ya da say ki Hiç bir şey sormadım

Başını eğdirip Gözlerini utandırmadım Değer verdim sözlerini altınla tartım Hatalarının üzerini sevgiyle kapattım Sırtını döner de kaçar mı sandın Ya da say ki Hiç bir şey sormadım Dualarımı esirgemem Gitsen de ardından Beklentim yok sensiz olan yarından Canan nasıl vaz geçer ki canından Bir nefeslik zamanda ayrılma dedim yanımdan Kafesteki yüreğini kanatıp yaralamadım Ya da say ki Hiç bir şey sormadım.

Omuz taşımaz oldu Dertli başın www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sildirmedin gamzelere dolan yaşın Ne yana baksam gördüm yay kaşın Doldur saki Doldur be aşk badesine kanamadım Var kendin anlat sevdiğim Anlatmaycaksan bırak kadehler anlatsın Say ki halin nicedir sormadım Say ki seni kadehlerde aradım Ya da say ki Hiç bir şey sormadım. Gamze YAĞMUR Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sen ben oldun...

Bu gün gözlerim sen oldun. Benim yerime baktın güzelliklere. Çiçek kokusunu, Kumru sevişmesini sen gördün Günaydın de günün sana getirdiklerine, Günler aydın olsun aşkla çarpan kalplere. Bu gün Yüreğim sen oldun Şimdi sev benim yerime. Acıları dindir sustur çığlıklarımı. Yangınlarıma su dök, Islatma umutlarımı küflenmesin bir köşede. Kulağım sen oldun bu gün. Dinle hüzün şarkılarını, Gidişlere ağıt yakarken hadi sen duyma. Tut ellerinden kalacaksa yanında, Avaz avaz sustur feryatlarını. Dudaklarım sen oldun Öp iki kaşımın arasından. Bir buse ki içini kavuran Bir ateş ki külleri savrulmayan, Bir yürek ki sevginle yıllarca yoğrulan. Sen bu gün ben oldun. Nereden başlayacaksın yazmaya? Hayatın hangi vurgun yemiş yerinden, Kaç isyan gizlenecek satır aralarına? Kaç saat kadranı kırılacak yokluğuma çarparken Götür beni gittiğin yere, Söz ver bana seveceğim diye, En mahrem yerinde silinsin bu gece.

Gamze YAĞMUR 20.09.2012 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sen Biriktiriyorum İçimde

Söyleyemediklerim var elbet, Susuyorum belki anlarsın diye Ben duyularımı yitirdim çoktan Hep yutkundum düğüm düğüm oldu yüreğim ve kararlıyım Gidiyorum kendimden. Susmak konuşmaktan da zor geliyormuş. Ağlamalıyım diyorum, Ağlamalıyım… Nasılsa onu da görmeyeceksin Suskun çığlıklarımı duymayacak, Yaşanmamış bir düştü diyeceksin. Bir çelme daha takıp hayata Kendi yolunda yürüyeceksin. Ben yine olmayan seni biriktireceğim içimde. Kor ateşler saracak bedenimi, Yanıp kül olacağım belki de, Sen… Sen yine kalacaksın içim de. Senin duymadığın duyguları saracağım benliğime. Zamansız bulduğum bu sevginin tadını çıkaracağım Sevgisizliğe inat... Ama, sendeki “sen”leri koparıp alacağım, Yakalanmayı göze alarak… Kazanma şansım çok…sevgili Bende hep özel kalacaksın Örseletmeyeceğim zorlu sevdamı, Gıram gıram sen birikeceksin içimde Sevsen de sevmesen de. Gamze YAĞMUR 17.04.2012

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sen Düşersin Gözlerimden

Gece gözlüm; yüreğime düştüğünden beri, Mekan eyledim sabahsız geceleri Yoldaş oldu sahipsiz yıldızlar, Bir ben değil… Onlarda ben gibi yalnızlar. Zaman gelir üzerime yorgan Zaman gelir Yalnızlığıma yaren olur İçimi acıtsa da yokluğun, Ben ‘o’ gece gözlerin de kaybolurum. Gece; Yavaşça tan yerine göz kırparken Damla damla, Sen düşersin kirpiklerimden, Ekim hüzünleri asılır yüreğime Güz gülleri gibi boynumu büktüğüm de Kaçsam da kurtulamam… Senin ’o’ gece gözlerinde. Gamze YAĞMUR

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sen geldin ya

SEN GELDİN YA Ellerimin arasına aldım senli dünyayı, Güle güle, küf kokan yalnızlık. Elveda hüzün… Elveda hasret, Elveda ayrılık. Beyaz bir sayfa açtım, Yeniden yazmaya başladım. Hayatı ve içinde, Senin olmadığın kelimeleri rafa kaldırdım. Sen geldin ya bana. Başımı omzuna koyduğumda, Meydan okurum, erişilmesi zor sevdaya. Parmak hesabı yapmam! Hoyratça harcarım zamanı. Geldin ya sen bana, Yeniden yeşile boyarım baharları. Geldin ya… İkinci kez yaşarım hayatı. Bütün aşk şiirlerini ezberlerim, Kır çiçeklerini tek,tek sererim yollarına. Her şey den uzak sana yakın, Gitme yanımda kal. Sana en çok benim ihtiyacım var. Hadi unutma beni sevgili! Kapanmışken kalbimin yamalı Yerleri, Ben es geçtim,unutulması gereken herşeyi, Hoş geldin… Hoş geldin aşkların en güzeli. G.Y

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sen gittin ya!

SEN GİTTİN YA! Matem havasına bürünür sokaklarım. Lambalar fersiz, Söylenmez, Söylenmez, bu gecede o sevda şarkılarım. Yalnızlığı koluma takar, Onunla yürüdüğümüz kaldırımlara hava atarım. SEN GİTTİN YA! Güneş ısıtmaz artık bu kenti, Yaprak kıpırdamaz dallarda. Yağmurlar uğramaz olur senden sonra. Bülbüller suskun… Ses vermezler alaca karanlıkta Çiçekler boynu bükük küserler sensiz bahara. SEN GİTTİN YA! Ölüm sessizliği kol gezer kentin üzerinde. Yalnızlık nöbet alır, Dolanır sokak aralarında. Hazan çabuk gelir Çöreklenir davetsiz misafir edasıyla Oturur yüreğimin kıyısına. İnceden birkaç damla yaş iner. Gözlerimden omuzuma, oradan karışır Gezdiğin yolların tozuna. SEN GİTTİN YA! Yokluğunun acısını anlatamam. Titrer dudaklarım… Gizlenir kelimeler sol yanıma, Serzenişlerim sana değil Seni sensiz yaşadığım zamana. Aldırma bu suskunluğuma… Kapalı kapılar ardında saklanır fırtınalarım. Çabuk dön sevdam çabuk! Dönki tamamlansın öbür yanım. Gamze Yağmur. Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sen seçtin

SEN SEÇTİN Bensizliği sen seçtin. Masamda boş olsa da yerin, Buna da alışırım iyi bilirim. Yanmaz artık acılarla yoğrulan yüreğim. Ne çıkar çalmazsa kapımdaki,zilim Sussa telefonum, Boş kalsa da sol yanım Emin ol sevgilim. Bundan sonra hatırladıkça, Hepsine güler geçerim. Bensizliği sen seçtin Sorumlusu ben değilim. Bir daha dönme geriye,ben af etsem de, Yüreğim ne der alır mı yine içeriye? Ayrılığımızın ilk günü, Bak sanki bir asır geçti, Rüzgar gibi gelişin,fırtına gibi esişin, Hayallerimi umutlarımı da biçti. Bensizliği ben değil sen seçtin! Yolun açık olsun sevgilim. Sonbahardır bendeki mevsim Sarıya dönüşür hep mavilerim. Gitmek için yine hazanı bekledin? Bensizliği sen,seçtin Ben merhaba derken, Sen hep el veda dedin Çok sevdim ama mutlu edemedim. Ne istediğini bile bilmezken, Benden özveri bekledin Bensizliği ben değil sen seçtin! Güle güle,elveda sevdiğim. Gamze YAĞMUR. 11.09.2009 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sen Sus Konuşsun Gözlerin

Sabaha birkaç dakika kalmış, Elimde hatırlanmayan yıllardan kalan resmin, Gözlerim gözlerine sabitlenmiş. Saatin tik tak sesleri arasında. Perde de asılı hayalin. Kırk yıllık yalnızlığın geçit törenini yaşarım, Baykuş seslerinde. Yarasalar sallanır saçaklardan Korku gecelerinin cadıları raks eder Zafer kazanır zifiri karanlık Ölüm kovalanır kabus sokaklarında. Cesaret saklanır kuytu köşeye, Bir atımlık nara namlu ucunda küflü, Mezar başlarında ağıt sesleri yükselir Kimsesizler mezarlığında şenlik var Toprak yumuşak, cesetler dizilmiş üst üste. Cennete geçiş yok… Günahkarlar saf saf dizilmiş Şimdi sıra kimde? Bel ki bende, Bel ki sende. Resmini koydum masa üzerine, Bu akşamda her zamanki yerinde Başlıyor seanslar olacakları beklemede. Sen sus gözlerin takipte! Kırk yıldır an be an yaşadıklarıma şahit. Her gece ruhum bendeni mi terk eder, Hayal diyarlarına ziyarette. Ben; Hatırlayamadığım kaç yıldır her gün ölüp dirildim Terk ettiğinde…

Gamze YAĞMUR. Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sen Uyurken Dün Gece

Dün gece sen uyurken Lambalarını kıstım odanın Loş duvarlara gölgesi vurmuş kirpiklerin Uzun uzun seyretmelere doyamadım Masum tebessüm düştü dudağının kenarından Rüyalar aleminde yolcu gibiydin Kah güldün kah asıldı yüzün Ellerine dokunduğumda Ürküp bir hışımla arkanı döndün.

Dün gece sen uyurken Kalp atışlarını dinledim Benim olan nefesini saydım baş ucunda Cama vuran yağmur damlalarını topladım Rüzgarın sesini kıstım usulca Ay ışığı asılıydı pencerenin kolunda Uyanacaksın diye hıçkırıklarımı tuttum

Dudaklarımı sıkıştırdım dişlerimin arasına

Dün gece sen uyurken Parmak uçlarımda dolanıp durdum Saatlerce seni süzdüm baş ucunda Alnındaki derin çizgileri saydım bir bir Beyaz saçlarında gezdirdim ellerimi Sanki geçmişten alacağın var gibi

Çatıktı kaşların

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Bir kaç damla ter düştü alnından Korku tünelinden geçiyormuş gibi Avaz avaz bağırdın susmadan

Dün gece sen uyurken Sayıkladın sabaha kadar Ateşin otuz dokuzla kırk arası inip çıkıyordu Yaşadıklarının bedelimiydi bunlar Siyah beyazmıydı yaşadıkların Açamadığın göz kapaklarındamı Otururuyor acı tatlı anılar Rüyayla hayal arası bir yerlerde olmalısın Tutarsız ve sitemliydi arada fırlattığın bakışlar

Dün gece sen uyurken Alnındaki ter karışıyordu göz yaşlarına Sabah olmayı unutmuş

Unutmuş saatler ilerlemeyi Akreple yelkovan aynı yerde Zaman sende Zaman bizde durmuş Yaşadığım çaresizlik karşısında ellerim bu gecede bom boş

Dün gece sen uyurken Aç gözlerini diye yalvardım

Bu sabah bana uyanmanı diledim tanrıdan

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Kendimi böldüm yarı yarıya Diğer yanımı bıraktım baş ucuna Aç gözlerini sevdiğim bak biraz benden yana Sensiz eksik sayılırım Eksik ve yüklemsiz naçarım Ne olur benliğimi alıp gitme İkimizide bırak bende

Gamze YAĞMUR

16/01/2016 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat SEN ve BEN gibi

Yedi eylül… kızıl bir akşam üstü, Cunda’dan baktım ufka, Sana bakar gibi... Renkler birbirine karışmış Maviler mora dönmüş: Sen ve ben gibi... Derin bir iç çektim oturduğum masada önümde duran Cigara tabakası Adeta sırıtıyordu bana; Ömrünü tüketeceğim dercesine, Tıpkı sen gibi... Hoş senin de ondan farkın yoktu ki. Fay hattı yaptın yüreğimi Her şey yedi şiddetin de sallanıyor Temelde atılmıyor kırıklarla dolu her yeri. İkimizin ilişkisi gibi. Uzaklardan tatlı,nazlı bir esinti gelip, Yalayıp geçiyor yüzümü, Tebessümle ağlamak arası kalıyorum, Yüreğimde ki Med cezirler gibi. Bir martı yaklaşıyor yanıma Kımıldasam kaçacak, Konuşsam uçacak, Kararsız ve ürkek, Tıpkı sen gibi. Gittiğim her yere hüzün taşıyorum, Dört mevsim yetmiyor beşinci mevsimi arıyorum Aşkını arayan kerem gibi… Cunda’dan bakıyorum gün batımına Dünya küçülüyor sanki bir anda, Gökyüzü iniyor üzerime. şimdi Cunda’da gün batarken, katar katar sıralanıyor dertler Bir ben miyim hüzünlü..? Bir ben miyim umutsuzca bekleyen? Bir ben miyim seni sensiz seven?

Gamze Yağmur 08.09.2011 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sen Yoktun

Boynum bükük başım önde, Dolanıp durdum onun yaşadığı şehirde. Kumsalda yürüyüşünü bekledim, Yabancı ayak izlerine takıldı gözlerim, Gören olmamış tanıyan yoktu. Nerden bilecek bu sahilde seven biri Arıyor onu divane deli Sokak arasında bir ben serseri Uçan her kuştan haber bekledim, Seni tanıyan yoktu.

Bir hayalin peşine mi düştüm, Yoksa aklımı mı yitiriyordum. Yüreğime söz geçmiyor onu arıyorum. oturduğun sokakta gittiğin parktayım Sağa sola,bakındım yoktun. Yanımda bekleyen kediyle paylaştım, hasretimi… Oda sustu seni tanıyan yoktu. Köşede ki sokak lambasının altında karşıma çıkarsın umuduyla Gözlerim mahkum yollar gardiyan ve özlemlerim firar. Bu günde öksüz yüreğim Senin olduğun şehrin Arnavut kaldırımlarını, Arşınlıyorum tanıyan yoktu. Saat akşamı gösteriyor Mor renkler örtüyor sensizliğin üzerini Görme umudum suya düşüyor Islanmış olanları koyuyorum heybeme. Senin nefes aldığın bu yerde Bir ben vardım, Sen yoktun. Ellerim cebimde bilmediğim adreslerdeyim. Beklide var olmayan bir hayali arıyordum Kapısı açılan her evden, Çıkacakmışsın gibi mutluydum. Sen diye herkesin arkasından Çılgın gibi koşuşturdum, Tanıyan yoktu. Yolcu yolunda gerek Bin parçaya böldüm kendimi her parçayı bir yere bırakıp senin; olmadığın bu şehri terk ediyorum. Çünkü; sen yoktun ve hayaldin www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Hoşça kal hayalimi yıkan sevgili Hoşça kal Hoşça… Gamze YAĞMUR. ______Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sende almazmısın abla?

SENDE ALMAZMISIN ABLA?

Daha altısında,altı kardeşiyle, Dünyanın yükü, küçücük omzunda, Sabahın ilk ışıkları,sanki doğdu onunla, Gülümseyerek gözlerini açtı dünya,ve… Bir tanede sen almaz mısın abla? Sepetinde kağıtla mendil, Çiçekler arasına gizlediği huzurla, Bu günde rızkını aramak için Küçücük adımlarla düştü yollara… Kırmızı güllere,verdiği sevgisini, Uzattı,İlk karşılaştığına! Ürkek bakışı,titrek sesiyle… Sende almaz mısın abla? O minicik beden de, Dünyanın yükü üzerinde! Yalpalayarak yürüse de! Tüm derdi bir dilim ekmekte! ve... Sende almaz mısın abla? İlk durağı çiçek pasajı, Birazcıkta olsa ısınmaktı amacı, Nefesiyle ısıttı ellerini, Sonra, ellerinin arasına aldı yüzünü, Hayata bağlı yüreği, Güldürdü sevgi dolu gözlerini! ve… Sende almaz mısın abla? Yırtık ayakkabısı eski bir kazakla, Daha altısında atıldı hayata. Sepetindeki çiçekler, öğrendiği İlk oyundu aslında… İmrenerek baktı yanından geçen, Çocuklara… Gözleri dolu dolu ve, Sende almaz mısın abla? Akşamın karanlığında, bitince, Sepetteki çiçekleri, Çocuk yüreğiyle,bu günde unuttu, Yaşadığı gerçekleri! Dilinde üç kelime..! Bir tane de,sen almaz mısın abla?

Gamze YAĞMUR 16.03.2010

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Senden Sonra

Senden sonra! Buğulu camlara yüreğimin kanıyla yazacağım adını. Bulutlara çizeceğim mavi, mavi… Mil çekerek gözlerinin resmini! Sonra, arkandan haykıracağım avaz, avaz… Seviyordum seni haberin var mı? Ey yâr; Midye saklamazdı incisini seni içimde sakladığım gibi. Çakıl taşları yosun bağlar şimdi. Mimozalar muştulamaz baharın geldiğini, Aşkın ilk cemresi düşmez yüreğime, Bu sevdayı yalnız taşırım haberin var mı? Senden sonra; Sensizde yaşadım hiç eksilmedim, Çoğaldım katre, katre yeniden, Dağların sisleri indi, yavaş, yavaş ruhumun derinliklerine… Acılarımın üzerini örttü sessizce, Kalbimin atışları teklemişti birden bire, Dağladım yaralarımı… Sızıları çok ince ve derinde! Biliyor musun? Seni hatırlamıyorum artık, kendime bile yabancıyım. Öldüreceğim sana dair içimde ne varsa… Zaman geçince, belki; rahmet okuyacağım ardından. Ağıtlar yakmayacağım, Zehirli sarmaşıklar bedenini sardığında… Yalvarışlarına tıkayacağım kulaklarımı, Çok geç olmadan unutacağım varlığını. Artık! Yıpranmış kelimeler tüketmeyeceğim sana Her saniye asırlara bağlanmış olsa bile Özlemleri yakacağım. Bu sevginin kanatlarını kıracağım tek, tek… Sökeceğim ciğerini, nefesi tükenecek, Sana doğru göç mevsimi hiç gelmeyecek. Senden sonra!

İzle beni vefasız, Bak... Renkleri solacak sevdanın hep sarı kalacak… Yenik düşmeyeceğim zamana, Saat dilimlerini böleceğim yaşasam da ağır aksak, Yaşananları sileceğim Tek tek, Hatıraları yok etmeye bir kıvılcım yetecek. www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gecelerim hep kara kalacak, aydınlanmayacak belki… Siyah keder olacak bakışlarımda, Ahım çıkacak, bir gün günahlarıma gem vurduğumda. Haberin olsun... Gamze YAĞMUR 11.01.2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Seni Ben Anlarım

Yalnız dolaşıyorsan tanımadığın sokaklarda Bir tekme sallıyorsan ayağına dokunan taşa Arkanı dönüp siliyorsan gözlerini koluna Mutlu çiftleri gördüğünde bükülüyorsa boynun Seni en iyi ben anlarım. Loş bir lambanın altında oturuyorsan sessizce Gelen geçen derdin nedir diye sual etmemişse Islatmıyorsa kirpiklerini yağmur Güvenilir omuz arıyorsan mor akşamların koynunda Seni en iyi ben anlarım.

Akşamın hüzünleri yine başköşeyi kapmışsa Tüylerini okşayıp derdine yaren bir kedin de yoksa Boş çay bardağı saatlerce duruyorsa avucunda Sobanın üstündeki kaynayan su sesini duymazlıktan geliyorsan Seni en iyi ben anlarım. Dinlediğin her şarkı da onu hatırlayıp kahırlanıyorsan Devrilen kadehler de anlamıyorsa halini Rüyalarımda görürüm diye hiç uyanmıyorsan Güneş doğmuş ya da batmış umursamıyorsan Seni en iyi ben anlarım.

Sustuğun kadar duvara çarpan çığlıkların varsa Gecenin bir vakti kollarını açıp sarılıyorsan yıldızlara Başını kaldırıp sitemlerini duyuramıyorsan mehtaba Kendi içinde kaybolup hesaplaşıyorsan kendinle Seni en iyi ben anlarım. Elindeki kalem anlatmaya yetmiyorsa derdini Bir harf bile doldurmuyorsa gidenin yerini Kifayetsiz kalıyorsa kelimler Aşk’a kitap yazmanın ne anlamı var diyorsan eğer Sen; roman- roman ve kocaman seviyorsun onu Çünkü Seni en iyi ben anlıyorum. ‘’Her ayrılık kendi kalabalığından kaçıp iç yalnızlığına sığınmaktır’’ Gamze YAĞMUR 22.01.2014 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Seni Düşündüm

Yarın yine seni düşündüm. Aykırı sevdaların insanıyım ben. Her seferinde ipini çekerim bu, Firari yüreğimin Bağlarında koparamadığın, Kara üzüm salkımı gibi, sana dağılmışım Toplamaya çalışma beni Ne yapacağım belli olmaz, alışma, Böylesine bağlanıp sevme beni. Bekle! kelepçeleri kırılsın şu, Vefasız gönlümün. Belki yine sever, belki de… Seviyorumdur kendim den habersiz. İtalik yattığım soğuk yatağımın, Pimini çekiyorum, Yıldızsız, ayazlı sancılı, Uzun gecelerin, Sabahını bekliyorum! Bir çare sessiz. Yine seni düşündüm sadece seni, Dünya bana aykırı,ben dünya ya yabancı, Yaranamadım kimseye, Delik su testisi gibi ömrüm akıyor, Damla damla. Yok oluyor umutlarım; sevda dan sevgiden yana. Ben aykırı insanım,ne yapacağım belli olmaz Sen boşuna sevme alışma bana… Gamze YAĞMUR 04.04.2012

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Seni ölesiye sevmek

SENİ ÖLESİYE SEVMEK Arkamızdaki maziye bakmadan, Seninle… Hep seninle bu günlere gelmek. Akreple yelkovan gibi, Sevginin merkezinde kilitlenmek. Durdurmak zamanı istediğinde, Yaşamak aşkı doyasıya Ve, Ölesiye sevmek seni… Orada, Sol yanında kalmak, Yok ederek sen kokan yalnızlığı, Beyaz sabahlara uyanmak. Uykusuz geçen gecelerde, Nefes almak seni… İşte adı bu, Ölesiye sevmek. Dağ arkasına atmak! Üzerine çöken hüzünleri. Bir demet sevda çiçekleriyle, Karşılamak seni, Beklemek… Kelebek kanatlarında taşımak Bir ömür sol yanımda yaşatmak sevgini, Ölesiye sevmek… Yokki bunun başka tarifi. Sensin sevginin ta kendisi Gamze YAĞMUR 09.02.2010 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Seni sana anlatmak

SENİ SANA ANLATMAK Kaşını gözünümü, Boyunu posunumu, Güler yüzün tatlı dilinimi, Huyunu suyunu hangisini? Nereden nasıl başlasam? Özel insansın yüreği sevgi dolu. Mert… Bir o kadarda güvenilir. Konuşunca etrafındakilere, Kendini dinletir. Sevdimmi adam gibi, Ölümüne! ! Yalan üzerine inşa etmez aşkını, Gözü görmez karşısına her çıkanı. Kendini adar yar dediğine, Kaldırıp başını bakmaz, Dünya güzeline bile… BİR GÜN BİLE SÖZÜNDEN DÖNMEZ. Çıkarları için kişiliğinden asla, Ödün vermez. Seni anlatmaya,üç beş kelime yetermi? Yetmez! Seni tanımak için seni… Seni yaşamak lazım. Ben seni tanıyorum. Ben seni yaşıyorum. Ben Allahtan sonra sana tapıyorum. Ben senin özel yaratıldığına inanıyorum. Bana gönderilen en değerli, Armağan olduğunu biliyorum. Sahi ben seni çok seviyorum Ya…sen! ! !

Gamze YAĞMUR 01.03.2010 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Seni seçtim

SENİ SEÇTİM Seninle doğmak hayata, Ellerinde büyümek, Yüreğinde ısınmak, Emeklemek, Sana ve yaşama doğru; İlk cümleyi kurmak. (seni seviyorum) … Sarıl bana hemde sıkıca Tüm kötülüklerden koru. Tut ellerimden ilk adımı attır, Mutluluğa, Mutlu günlere doğru. SENİ SEÇTİM! ! Sen yaz kaderimi. Hep ilk baharı yaşalım. Karakışı almayalım gönlümüzden içeri. Odamın penceresinden önce sen doğ, Aydınlat günlerimi. Çayımda şekerim ol. Sevginle ısıt yüreğimi. Ben seçtim seni. Çok sev… Öyle çok sevki Kıskandıralım ayla güneşi Al beni yanına, Başını güvenle yasla, Omzuma. Tut ellerimi… Gidelim sahilimizin kumsalına. Simit atalım! Martılar ve yunuslara. Selam verelim balıkçılara Aşkımızın büyüklüğünü anlatalım, Rast gele deyip, Yavaşça oradan uzaklaşalım. BEN SENİ SEÇTİM! ! Hiçte pişman değilim. İyiki… İyiki hayatıma girdin. Ben, Seni senden daha çok Sevdim. Gamze YAĞMUR 14.12.2009 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Seni sevmek

SENİ SEVMEK Seni sevmek tanrıdan, sonra sana Tapmakmış Seni sevmek her saniye ibadet Etmekmiş Seni sevmek Yeni doğmuş kuzular gibi Kırlarda koşup zıplamakmış Seni sevmek Her kapı çaldığında Sen diye yerimden fırlamakmış Seni sevmek Yeniden var olmakmış Seni sevmek İşte öyle bişeymiş. Gamze Yağmur 03.8.2009 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Seninde Devrin Biter

Sen nefretinle yanıp tutuş unut dünü! Bende ki sevgin çok önceden öldü Yaktığın mum yatsıdan evvel söndü Yaptıklarına helal olsun, seninde devrin biter bir gün. Yalvarmalarıma hep kulaklarını tıkadın Sevgimi elinde kırılmaz oyuncak mı sandın? Kendini aşk’ın ateşinde bir kez yakmadın Yaptıklarına helal olsun, seninde devrin biter bir gün. Çekil yolumdan aşkın önü tıkanmasın Sen hiç mi sevginin dilinden anlamazsın? Çekip gidersem inan ki dayanamazsın Yaptıklarına helal olsun, seninde devrin biter bir gün. Sitemim sana bunu bilmeni istedim Çok çektirdin korkumdan diyemedim Sende esir miyim ki ne yaptımsa gidemedim. Yaptıklarına helal olsun, seninde devrin biter bir gün. Bu saltanat böyle sürüp gitmez bilesin Dikkat et! yükselerde gezinmektesin Ayakların biraz da yerde değsin Artık yüreğime de sahip değilsin Yaptıklarına helal olsun, seninde devrin biter bir gün. Ne yaparsan yap, değişmeyecek mevsimler Dört iklim de açacak hep yedi verenler Doğa ya hükmeder mi sende ki sahte sözler? Yaptıklarına helal olsun, seninde devrin biter bir gün. Zamanı kazansan bile beni kazanamazsın Dönen çarka gün gelip sende takılacaksın. Geceler üstüne geldikçe ava avaz bağıracaksın Yaptıklarına helal olsun, seninde devrin biter bir gün.

Gamze YAĞMUR Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sensiz Bırakma

Yarın güneşimi erken topla Kamaşır gözlerim doğmasın bana Yağmuru yasakla düşmesin tek damlası kıraç toprağa Bükül-sün çiçeklerin boynu, Kurusun goncalar dalında Varsın bahar gelmesin hasatlar kalsın tarlada Ama beni sensiz bırakma! Aşka susayıp çatlasa dudaklarım, bir buse kondurma Dağlansın kalbim senden sonraki gelen aşklara Bir mezar kazıp sevgiyi gömsen de kara toprağa Başımı alıp kendimi vursam da dağlara taşlara Beni sensiz bırakma! Soğuk odalarda haps olsam da sevdan müebbetine Boynuma zincir takıp sürüklesen de peşinde Gözlerim seraplarınla büyülensede Dolaşmayıp donsada damardaki kanım Yaklaşsam da ölüme bir adım daha Yine de beni sensiz bırakma. Anılar unutulup eski sandıkta küflense Vefasızlık yapsan silinsem de aklından Resimlerimi yırtsan bir kibritle yaksan da Dünya ötesi bir yere bırakıp atsan da İnan hiç gitmez gücüme Yeter ki beni senden mahrum etme ‘’yüreğimi sök al ruhumu çal habersiz ama,beni bırakma sensiz’’ Gamze YAĞMUR 08/01/2014

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sensizliği astım odamın tavanına

SENSİZLİĞİ ASTIM ODAMIN TAVANINA Ben bu gecede sensiz, Bu gecede uzandım yatağıma sessiz. Konuştum biraz, Baş ucumda asılı yalnızlığımla. Sordum hep sordum! ! O hep sustu, Hiç ele vermedi seni, Anlatmadı... Sana ait senleri. Ve ben yine sordum. Özledimi? Çok sevdimi? Bir gün çıkıp gelecekmi? Uzattım ellerimi yukarı, Tutmak istedim tavanda asılı, Yalnızlığı. Haykırdım! ! Bitirelim dedim bu ayrılığı. Yine o hep sustu Ben yine hep sordum! Sus sus ama, Yalnızlığımla yalnız bırakma, Sakın gitme... Az kaldı hadi bir gayret. Dokun yüreğime. Sen yeterki iste geceler boyu örterim karanlığı, Üzerime. Bak sen yine yalnız değilsin. Asılı kalsan da, Gecenin matemine, Ben nefesimle ses veririm, Odadaki sessizliğine. Göz kapaklarım ağırlaşıp, Bedenim üşüsede Böl karanlığı ikiye, Yavaşça ışık kümesi süzülsün, Odamdan içeriye. Şimdi sıra geldi yalnızlığı bölmeye. Bir yanımda ben, Diğer yanım eksik kalsın, Odamın tavanındaki Asılı yalnızlığımsın sen. Gamze YAĞMUR 21.10.2009 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sensizlik kabus olur

SENSİZLİK KABUS OLUR Sensizlik kabus olup çöktü üzerime, Uyansam ayrı, Uyanmasam boğuluyorum. Taşımıyor ayrılık yükünü omuzlarım. Avaz avaz bağırırken, Sukut ediyor çığlıklarım. Dayanılmaz oluyor sensizlik! Lime lime parçalanıyor yürek. Sende seni yaşamamak, Sonbahar yağmurlarıyla, Gözlerimi barıştırmak gibi, Unutturur bana gülmeyi. Sarsıntı yaratır yokluğunun her saniyesi, Enkaz altında kalırım duyuramam sesimi. Çaresizce çare ararım… Sus pus olmuş koynunda gecelerin, Karanlığa itilmişim gibi. Çek çıkar! Sabahı olmayan laciverdlerden. Kaldır yüreğimdeki siyah perdeleri, Yırt at! Geri de kalan yaşanmış dünleri. Kurtar başı boş duyguları! Doldur yüreğime sevgini Mum ışığı kadarda olsa, aydınlat düşlerimi! İçinde sen olan yeni bir aşk yarat. Yokluğuna çarpa çarpa yaşamak, İstemiyorum… Seninle olmaya da güç yetmiyor! Belirsizlikler yordu artık beni… Ama yokluğuna da dayanılmıyor, İnan! Çünkü çok seviyorum seni. Gamze YAĞMUR 04.05.2010 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sessizce

SESSİZCE Bu gecede sabahladım. Oturdum cam önünde, Bir sigara daha yaktım Hasretini içime çektim sessizce. Ağladım… Dışarıya baktım güvensizce, kar yağıyordu ince ince. Düşündüm… Unutabildi mi? Elleri kayarken, Ellerimden benden gidince. Bir nefes daha çektim içime, Ürperdim! Gözümün önüne hayali gelince. Hızlı adımlarla uzaklaştı, İçimde bıraktı kanayan bir yara, Hem de derince… Tek bir kelime etmeden, Hoşça kal sevgilim demeden, Yine gitti, Karlar saçlarını örtmüştü, Boynumu büküp ağladım arkasından Sessizce. Bir daha görüşemeyiz! Haftalar, aylar beklide senelerce. Yine düştü ayazlar yüreğimin köşesine Sen üzülme iki gözüm, Beklerim ben seni… Çekilir bir kenarda, Sessizce. Gamze YAĞMUR 23.01.2010

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sevda Mevsimi

Ritmi bozuk bir kalple çıktım karşına Gelip gidiyorum sen ve yaşam arasında Hayat ver varlığınla Sen tut ellerimi Sakın yarı yolda bırakma Dışarda yağan kar Yokluğunla üşütmesin yüreğimi Sevginle sar nefesinle uyut bu gece beni Gözlerindeki sıcak bakışlarla aydınlansın yüzüm Sobada yanan odun çıtırdışında Kaynayan suyun sesinde hayaller kuralım Sabah olmasın bu gece Saatler geçmeyi unutup askli dakikalarda kalsın Sen… Yalnızca sen tut yüreğimden Adı sevda olan bir devrim yapalım Korkmadan Beşinci mevsimi bulalım bizim aşkımızı anlatan Sevda mevsiminde Kuşlar yalnızlık adalarına göç etmesin Solmasın çiçekleri bahçemizin Kurumasın ağaçlarımızdaki yapraklar Kırmasın dallarını sert poyraz Serenat yapsın kelebeklere papatyalar Gözyaşı olmasın Yaşanmasın beşinci mevsimde ayrılıklar Sonsuza kadar mutluluğa açılsın kapılar Hüzünlere kapatalım yolları Terk edip gitmesin aşığım diyen canlar Yıldızlar bizde kalsın Bizimle kalsın aşk için yananlar

Gamze YAĞMUR

17/02/2015 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sevdim İşte Böylece

Beni sevmişin sevmemişin ne çıkar Olmasak ta beraber Sevdam ikimize de yeter. Uzaktan sevilir mi demeyin Ben sevdim,sevdim Sevdim işte. Denizin dalgasında, Yağmurun damlasında, Rüzğarın her sesinde Dizelerin ahenginde, Sevdim,sevdim işte. Kum taneciklerindeki sayı Saman yolundaki yıldızlar Evrendeki büyüklük kadar geniş sevdam Olur mu demeyin ben… Sevdim,sevdim işte, Göz bakınca Gönül akınca Derinden derine yürek böyle yakınca Elin elime değmeden, Kokusunu bilmeden Uzaklarda da olsa Kavuşmak imkansız da olsa Sevdim,sevdim işte... Gamze YAĞMUR Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sevgi Kazanacak

Saatlerce beni bana anlattım. Gözlerimin içine bakıp sorguladım geçmişimi, Geleceğin randevusunu istedim kendimden Uzun uzun dinledim kesmedim hiç sözümü Söylediklerime inanma ihtimalim yok olmuş Yalan geldi sarf ettiğim cümleler Dünü bugünü irdeledim Ve sen gitmiştin zaten Sustum… Beni yansıtmayan aynanın tesellisine, katıla katıla güldüm Ona da inatla sevgi kazanacaktı diyordum Kazanmalıydı da. Hoyrat zaman çoktan vurmuştu kanatlarımdan Mavi hayallerim vardı martılar gibi Biliyorum onlar göç etmezdi Süzülerek dalga dalga ayrıldılar sahilden Çığlık çığlığa özgürlük sesleri yankılandı, Bulutların üzerinden Arkalarından baktım boynum eğik Oysa; bir birine benziyordu Hepsi aynı renkte Gökyüzüne hakim olmaktı emelleri Sen biraz bana, biraz da martılara özeniyordun Tutsak olmak istemiyordun aşka Ben tutsak olmuştum sevgi adına Ama sevgi kazanacaktı Ve kazanmalıydı da. Kaçırdığım aşkın pişmanlığı çöreklendi içime Yutkunamıyordum sensizliği İçin için yanıyor, Damla damla k/anıyordum Yüreğime k/anımla kazıyordum adını Bitimsiz aşk hikâyesi olmalı Olmalıydı da üç noktalı… Bir şans daha versem diyorum aynadaki bana Ve yüzümden düşen bin parça Ekşimiş dünde kalan sözler Tutar yanı kalmamıştı ifadelerimin Silkelenip sana dönüyorum Gerçeklerle göz göze… Geceyle gündüzüm yer değiştirdi senden sonra Aydınlık sabahları özledim Anladım ki tan yeri yırtmıyor karanlıkları Karanlığa isyan edip takıldım martılara Yetişmek ne mümkün? Son trende ayrılmıştı perondan Nereye gideceği belli değildi, belki meçhul son sefer. Adresleri silinmiş eski durakların www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sitem ettim kendime Hep yalnızlar mevsiminde kalmıştı zaman Sevgi kazanacak diye inanmıştım Kazanmalıydı da. Nasıl bir ceza vermeliyim kendime? Yasaklar koyup yüreğimin girişine Martı özgürlüğünde, ‘’Susmalıyım sevginin kazanacağı güne’’ Gamze YAĞMUR 29/09/2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sevgili

Bu satırları göz yaşlarımla yazıyorum sevgili Sensizlik nöbetlerine giriyorum vakitli vaktisiz. Bilmelisin rast gele sevmedim seni. Musallaya koyar gibi başımı sensizliğe koydum Senin için her gün öldüm sevgili Yüzümde ki kahkaları hüzün diye taşıdım Haberin olmadan… Uyanıyorum senin olmadığın ilk güne, Kırılmış aynalarda kör bir sabah. Flu gök yüzü acıtıyor yine içimi Kırk parçaya bölünmüş soluk benzim, Geceden kalma, Aşk acısının yansımaları düşüyor aynaya, Ben yine susuyorum geceye.

Son sigaramı sen diye çekiyorum içime Nikotin kokan parmaklarımın arası boş, Unutmuşum bıraktığımı Son sigaramda yok, sen gibi… Yüreğim kara kış ve yüreğim hala özlüyor seni Ve hala alev alev yanıyor sevgili. Gözlerimi açmaya korkuyorum, Korkuyorum; seni bana emanet etmeye Korkuyorum; kaybolursun bende Çünkü en çok sen varsın içimde. Sevgiyle kuşatılmış bir yürek ürkütür seni Beceriksizce sevmelerimi görürsün. Sevgili bölme beni sensizliğe Yüreğimden dökülen her kelime ateş olup Düşer tenine… Bölme sevgili Bölme! Gamze YAĞMUR Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sevgiliye Mektup

Sevgili… Satırlarıma hangi kelimelerle başlayacağımı bilmiyorum. Aslında çok düşündüm… Sana olan özlemlerim deşifre olmadan Kendimi fazla ele vermeden yazmak istedim. Başarabilir miyim bilmiyorum. Daha mektubun başında teklemeye başladım. Kelimeler yumruk gibi oturacak boğazıma Ve yutkunamayacağım. Hasretin öyle işlemiş ki içime, kelimeler bile senden yana, Bir iki sitem yazayım diyorum Olmuyor… Kalem benden bağımsız hareket ediyor. Akışına bırakacağım Bu mektubu yüreğimin kanıyla yazmaya çalışacağım. Evet sevgili benden gideli epey zaman oldu Pişmanlıklarım taze taze duruyor bir köşede Zamanlı zamansız ziyaret ediyorlar elleri boş Her gün aklımın kıyısında geziniyor, İşgal ediyorlar hafızamı Sonra, tokat gibi iniyor suratıma yaptıklarım. Özür dilesem ne değişecek? Geçmişin telafisi var mı sevgili? Soruyor sorguluyorum kendimi Tek suçlu o muydu diye? Benim hiç mi kabahatim yoktu! İtiraf etmek gerekirse sen! Madalya takılacak insandın Benim gibi geçimsiz birinin kahrını çekip katlandın. Şunu da iyi biliyorum; Sevginin güzelliği saflığı, içtenliği yanımda kalmanın tek nedeniydi. Bırakıp gitmeye razı değildi gönlün. Sanırım biraz şımardım Senden aşkından, sadakatinde, emindim, Hiç kuşkum yoktu. Ağır geldi taşıyamadım! Bu mektubu okuduğunda, yüzünü ve mimiklerini Görmek isterdim Sahi yüreğin cız eder mi? Ya da Dayanamayıp dönüp gelir misin? Bunu yapar mısın sahi? Yok yok gelme sevgili sana kıyamam Nasılsa alıştın bensiz yaşamaya Alıştın öyle değil mi? Değişmedim ben, Değişemem de, Yine aynıyım, huysuz, mızmız… www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Elimde değil böyleyim işte. Gözümden yaşlar dökülmeden satırlarıma son versem Sevgili. ‘’Sensiz hayatın rengi kalemdeki mürekkep gibi ‘’ Eskiden böyle değildi sevdalar, Böyle olmazdı sevda mektupları, Böyle yaşanmazdı sevdalar aşklar... Özenle bir başka yazılırdı kağıda duygular. İpek mendillerde saklanır, Taş altına konurdu, veya..... Pencere dibine Sonrada heber için cama taş atılırdı. Yürekle yazılır, Yürekle okunurdu... @Sondefa......

Gamze YAĞMUR 17/05/2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sevgiliye Mektup 2

Sevgili… Belki bundan önceki mektubumu henüz okumadın Belki de eline geçmedi. Senden cevap beklemiyor canın sağ olsun diyorum.

Ve sensiz bir günü daha uğurlamak üzereyim Elimde kalem, yanımda gözyaşım silgi yerine Yavaşça teslim ediyorum duygularımı, akşamın hüznüne. Başlıyorum yazmaya… Her satırda bir adım daha yaklaşıyorum sana Her kelimede ayak seslerini duyuyorum. Yüreğim yerinden fırlıyor ve Karalıyorum işte öylesine. Sanki günahlarımdan arınmış gibi rahatlatıyor ruhum Ve ucundan tutuyorum kaybetmişligimin. Ne kadar tutabilirsem!

Gecelerin koynuna sığınıyorum, çoğu zaman Çocuklar kadar masum değildim bu sevgide İç hesaplaşmalarım, iç kavgalarım Yaşantımın önüne geçiyor. Uykunun rengini unutuyorum yokluğunda Uyuyamıyorum sensizliğe, Karabasanlar çöküyor üzerime ve boğuluyorum.

Sıcak çayın deminde bırakmışım mutluluğu Rengi kokusu kalmamış tadı buruk kahvaltılarımın. Şikâyet ettiğimi düşünme Buruk bakıyorum aynalara sırları dökülmüş Tel tel şakaklarıma.

Sevgili… Her satırda harf harf yeniden seni özlüyorum Her kelimede kısalıyor mesafelerim. Bu neyin tesellisi? Bir özür mü? Ya da adı konmayan bir bekleyişin çığlıklarımı? Kendime tutsağım! Kaçamıyorum kendimden. Yarım kalmışlığımın esareti başlıyor Sürgün müyüm yüreğinden?

Bugün günlerden yine belirsizlik Kulağını çekiyorum saatlerin Kızacak bir sen kaldın elimde diyorum, Bir sen! Sende anlamıyorsun ki halimden! Karşıma geçip alay ediyor olsan bile, www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Çevireceğim seni kendi yönüme. Daha savaşmaya başlamadım seninle Sıranı bekle!

Yoruldum hayat… Gidenin dönmesini beklemekten Zamanın bana sırt çevirmesinden, Mevsimlerin küskünlüğünden Yoruldum… Hatalarımın kamburunu taşımaktan da yoruldum. Sevgili, senden özür dilemekten de…

Gamze YAĞMUR 19/05/2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sevgiliye Mektup 3

Sevgili… Sabah erken mi uyandım Hiç mi uyumadım hatırlamıyorum. Senden sonra uyurgezer haldeyim. Kendimden uzaklaşıp adeta sana koşuyorum. Dişlerimi dudaklarıma kilitleyip, Gözyaşlarımın önüne set çekiyorum. Bu son sabah bir karara varmalıyım, Kalem ya hep yazmalı bıkıp usanmadan, Ya da kırılmalı geriye dönüp bakmadan… Nasır tutmadan sevgim katılaşmadan yüreğim Sabretmeliyim geçmişin hatırına Tamam, bitti sona yaklaştım diyorum Ama yapamıyorum. Sana yazmaya başladığımda adın takılıyor kaleme, Mürekkep kırmızı damlıyor yüreğime O an da sen geçiyorsun gözlerimin önünden, Hayalinin gözleri buluşuyor gözlerimle Asılı kalıyorsun kirpiklerimde seviniyorum. Ve yüreğim martı kanatlarında süzülüyor göklere Çocukların uçurtmalarıyla yarış ediyorum Bu mavilikler benim diyorum, Benim! Kıyma maviliklerime! Evet sevgili… Her yazdığım kelime içinde seni saklıyor Nokta koyamıyorum sonumuza Kalemi de kıramıyorum Ya gel kurtar bu işkenceden! Ya da götür beni peşinden…

Hayat denen şu fırtınanın önüne sürüklenip gidiyoruz Ayrılıklara çarpıp canımızın yandığı yetmedi mi? Toz bulutlarının arasında zerre gibi kaybolurken Bir kez daha mı kaybetmeli? Bir kıvılcım görsem ateşe verirdim yüreğimi. Külü bile yok olmuş bu sevginin Eşelesem ne değişecek ki! Yazdığım her kelimede kendime teselli arar oldum Mektubumu bitirmeden kapı zili çalacakmış gibi Yüreğim hop oturuyor,hop kalkıyor yerinden, Gözlerim kapıya kilitleniyor Bitiremiyorum… Bana olan sevginden hala umutluyum, Umut yüreğin katığı olduğu için midir? Yakası bir araya gelmiyor kelimelerin Hadi sevgili mektubumu bitirmeden dön geri Hadi… Sevgili… www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gamze YAĞMUR 22/05/2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sevgiliye Mektup 4

Sevgiliye Mektup 4 Nereden nasıl başlayacağımı biliyorum sevgili Bu ne ilk mektup nede son olacak gibi Artık göz yaşlarım damlamıyor cümlelerimin üstüne Yüklediğim anlamlarda silinmiyor kelimelerden Ve korkmuyorum ne gece nede dünden Kaç yıldır ayrıyız bilmiyorum sevgili 0ysa kaç nefes almışım sensız Sanki daha dün gibi. Sayısız baharlar yazlar eskittim kendimle birlikte Saçlarım beyazlıyor zemheriye her girdiğimde Gün geçtikçe yüzünüde unutuyorum batan güneşle birlikte. Çekmecemde yıllar öncesinden kalan Eski bir resim duruyor Gözlerindeki ifade bana bir şey anlatmıyor Geçmişten kalan bir alışkanlık Ara sıra bakıyorum işte öylesine Belkide bir parça sevgin kalmıştır yüreğimin bir köşesinde. Sevgili Gülmeye yeniden başladım bu günlerde Senli alışkanlıklarımı bırakmışım mazide Feryadımla yıkılan dağlar çiçekler açmaya başladı bile Ayrılık kalanımı tarumar eder gidenimi hala bilinmeye Gecenin koynunda mutlu oluyorum Yalnızlığımla göz göze geldiğimde Sevgili Dün gece rüyamda gördüm seni Üzerine çığ düşmüş uzatıyordum sana doğru ellerimi Kefen gibi beyazdı yüzün Morarmıştı ellerin Kuşlar etrafında dans ediyordu çığlık çığlığa Koşuyor... Koşuyordum aklım gitmişti başımdan sallanıyordum boşlukta Sevgili Hayramı yorayım rüyamı şerremi? bilemedim Yutkundukça göz yaşlarım bir bir boğazıma dizildi Sıcacık çayımın dumanında siluetin belirirken Dilim dolandı senmisin diyemedim Sıcacık oldu şimdi sol yanım Bak nasılda titriyor elim ayağım Bu ilk mektup değil son da olmayacak sanırım Ah sevgili Sabah sabah yine kulaklarını çınlattım Gitme kal diye azmı yalvarmıştım Biliyormusun artık ağlamıyorum sevgili Sadece yalnızlığımla yan yana yaşamaya alıştım. www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gamze YAĞMUR 25/O6/2016 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sevgiyi Yazıyor Kalem

Hangi kalem nefrete tercüman olur Hangi ressamın tuvalinde sevgisiz yüreğin modeli bulunur? Sevgiyi yazıyor bu kalem! Tarif edemeden… Deniz dalgasından daha heyecanlı yürek Kalp atışlarının sesini aktarıyor sayfaya Unutulmuş yosun bağlamış sahte sevgiyi Bırakıyor okyanus ortasına.

Kelimelerle barışıyor Ruhunu salıveriyor ılık rüzgarların önüne Bir şiir, Bir şiir daha diyor şairliğe özenen kalem Heyecanı tutmak zor Sabah ezanlarında niyaz ediyor Kavuşma dilekleri gönderiyor semaya Kıpır kıpır oluyor içi Yazıyor işte çalakalem.

Yar hayalinde masum sokuluyor sol yanına Sevgi adına her şey Geçmişi siliyor baştan sona Düğüm düğüm olmuyor heceler Geceye çeyrek kala çözülüyor sözcüklerde ki şifreler.

Yıldızlarla buluşuyor Yâd ediyor yâri derinden iç çekişte Düne gülüyor kahkahalarla Yarını çiziyor aşk renkleriyle boydan boya Sevip seviliyor ölesiye yetiyor o’na.

Bir mısra bir kıta az geliyor sevgi adına Sevgi için söylediği cümleler kifayetsiz kalıyor İfadeler yavan… Kitaplar dolusu yazmak istiyor Ömrü yettiği sürece İpotek koyuyor yaşayacak yıllarının üzerine Her şey onun için ve yüreğinde Ve yazılarında ölümsüz kılmak adına Sayfalar yeter mi anlatmaya? Yaşatmak istiyor dünya var oldukça

Yokluğunda özlemlerini anlatmak istiyor Kelime aralarına gizlemeden aşikâr Bilekleri yorgunluktan şikâyet etse de duymuyor Parmakları coştukça coşuyor, kalem mutlulukla dans ediyor Sevgi yazıyor durmaksızın www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Kusurlu kusursuz cümleler kurduğuna aldırmadan

‘’Bu kalem satır satır sevgi yazıyor,silgiyi çıkartıyor hayatından’’

Gamze Yağmur 18/10/2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sevmek Zamanı

Kıştan kalma bir günü daha uğurluyorum. Deniz soğuk, hava halâ serin Ayaklarıma hafiften yalnızlığım değiyor Biraz içim titriyor, Bir an ürperiyorum! Gözlerimin önüne, Senin iyot kokan saçların geliyor. Kirpiklerimden kasım yağmurları damlıyor Yavaşça hüzünlere süzülüyorum Soğuk ve suskun günler köşesine çekiliyor, Mevsim nekahatte.

Şimdi, Göçmen kuşlarına takılıp uçmak vardı diye geçiriyorum içimden. Yârin peşinden, uzak diyarlara kanat çırparak Eteğime çakıl taşları doldurup Dilek tutup tek tek denize atmak Sonra; Kalp şeklinde sıralamak hayalleri, İçinede baş harflerimizi yazmak istiyorum Aşkı yaşatmak ölümsüz kılmak adına Hakkım olmayarak.

Hazan da olsa, kucaklamalıydık sonbaharı. Rehavetin gölgesine gizlenmeden Mavi mavi sevmeliydik bir birimizi. Şimdi; Durmak zamanı değil! Kalkıp aşka gitmek, gururu yenmek vardı, Diyorum kendime. Parçalanmadan sevgi İzin vermeden acılara, Kirpiklerden düşmeden kasım yağmurları Soldurmayalım yedi renkli baharı. Mavi, beyaz ve pembe sevmeliyiz Şimdi sevmek zamanı.

Kış gideli sen kaldın bu zemheriden esinti.

Gamze YAĞMUR Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sevmesine Severim De

Seni sevmesine severim de Ne zamana kadar dayanırsın? Ya da ömrün yeter mi? Bana katlanmaya bilmiyorum. Geceleri arkadaş olur musun karanlıklara? Uykusuz kalır mısın gözlerimde? Sen gelince yalnızlık terk edip gider mi, Onu da kestiremiyorum. Sevmesine severim de işte öylesine. Hani aşkın gözü kördü ya Ne kadar yol alır yürür mü el yordamıyla? Kendi içimde kördüğüm olup yüreğine dolandığımda, O zaman anlarsın ama vazgeçemezsin Dert arama dertsiz başına, Sonra kıyamam yazık olur sana Düşün biraz daha! Seni Sevmesine severimde Bin parçaya bölünür kalbin Pare pare… Derman bulamazsın, Deva olmaz hiç bir tabip dertlerine Henüz yol yakınken vaz geç! Vaz geç benim tutarsız yüreğimden Ne köy ne de kasaba olur benim sevmelerimden. Seni sevmesine severim de Kaprislerimi nazlarımı çekemezsin Dolanır atkı gibi boynuna, Nefes alamaz yarım kalırsın bende Gün yüzü görmez Karanlıklarla yaşamaya mahkûm olursun ellerimin içinde Gerek var mı bu denli eziyete? Seni sevmesine severim de Baharın rengini unutursun olmadık zaman içinde Hasret kalırsın çiçekleri derlemeye Dolu dolu hayatı çekmek varken ciğerlerine Bu kadar tezatları yaşamak niye Kastın mı var o güzel yüreğine? Beni dinlesene! Seni sevmesine severim de… Amansız bir hüzün fırtınası seni beklemeksde Sürüklenir gidersin bir yerden başka bir yere Hazır mısın boş yere kürek çekmeye? Limana yaklaşma ihtimalin hiç yok Kararlıysan eğer, Gazan mübarek ola şimdiden Sevmesine severim de işte öylesine…

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gamze YAĞMUR 01/5/2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sevmişmiydim ben seni?

SEVMİŞMİYDİM BEN SENİ? Sahi sevmiş miydim ben seni? Gel gitler yaşadığım sevgi dünyasında, Ne çok sorguladım kendimi. Sen gerçekte var mıydın, Nasıl bir şeydin? Belkide yüreğimde büyüttüğüm, masal kahramanımdın, Bir zamanlar nasılda çarpardı yüreğim, Nefes alamazdım. Gözlerim başka bakardı, İçi gülerdi adeta, Kelimeleri bir araya getiremez, Konuştuğum dili unuturdum, Nutkum tutulurdu o anda. Sahi aşık mıydım ben sana? Sanki evrim geçirdim… Başka yerde başka bir insan oldum. Ne kadarda genişti ütopik dünyam! Kocamandı gönül sarayım, O”sarayın kral ve kraliçesiydik. Şarkılar bizim için söylenirdi, Bizi yazardı tüm romanlar; Zümrütü ankaydın cennet bahçemde, Bakıp gördüğüm… Görüp de erişemediğim tek yıldızımdın. Hiç bir benzerin yoktu, Sanki özel ve tektin. Sahi seni sevmişmiydim? Ya da beynimin bana oynadığı, Hayalle gerçek arası bir varlık mıydın? Beni hayata bağlayan Ömrümü adadığım sen! Sen kimdin, Sahi ben seni sevmiş miydim? 01.06.2010 G.Y Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sıratta Bir Adım

İki ara bir derede kalmışlığına, Geçit vermeyen serzenişler, sıratta bir adım geride. Gitmekle kalmak arasında ki kararsızlık muhakemesi Zifiri karanlığa teslim ettiği gözleri Gerçeklerle ters istikamette Kaldığı an, biliyor ki alev-alev cehennem ateşi Kor olup düşecek yüreğine. Gitse uzanan el hayal ötesi bir yerlerde Hayata bağlandığına inandığı ipin ucu Çoktan kaçmış, Koptu kopacak inceldiği yerde…

İnce çizgi üzerinde sırattan uzun bir yol önünde Kolları iki yanda dengesiz Tırnaklarını kemiriyor, Bırakıyor umutlarını bir emanetçiye Darmadağın olmuş serçe yuvası Rüzgâra teslimiyette Karakış habersiz mi geldi yine? Gülmeye korktuğu gözlerini kaçırıyor Gelen geçenden. Kâbuslu gecelerin hesabını kim verecek? Hayallerini sakladığı sandık kilit altında Mahzenlere yıllanmış yalnızlık…

Bir gün sarhoş eder mi görmediği mutluluk Başıboş bırakıyor yarına dair ne varsa Yaşam teğet geçiyor her seferinde Kepenklerimi kapanmış sevgi tatilde Ya alışık olmadığı huzur “o” kim bilir nerde?

Kendini tanıyamadığı bir anaforun içinde Çırpınışların da kurtarılmayı beklerken Bir adım daha çaresizliğin batağında Sırat ortasında öfke Arkasından itmeye çalışan sevgiye kör bir yürek

‘’Sıratta sevgi terazisi senide tartacak, yeter ki sen vazgeçme’’

Gamze YAĞMUR 19.11.2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sildim seni Gamze YAĞMUR

SİLDİM SENİ Önce beynimden, Sonra yüreğimden sildim seni! Son baharın sarı yaprakları gibi, Savurdum anıları, Birazını denize, Birazını nehirlere, Kalanını da gökyüzüne fırlattım, Denizle ıslansın, toprakta kaybolsun, Bana geri dönüşün olmasın diye. Seninle birlikte her şeyi dağıttım. Anılarını da yok ettim! Ve sildim senli her şeyi. Karşımda oturduğun sandalyeyi, Sonra koltuğu kırdım. Başını koluma koyup yattığın karyolayı. Bakınca seni gördüğüm aynayı da, Kırdım..! Akreple yelkovanı birbirinden Ayrı tuttum. Senli zamanı göstermeyecek, Tarihi geçmişe Seni tanımadan önceki güne Sabitledim yoksun işte.

Artık yağmurlar getirmeyecek seni. Ay ışığında serenat yapmayacak yıldızlar. Seviyorum da demeyecek, Papatyadaki fallar. İhanetinin faturası kaldı bana. Sakın ardından ağladığımı sanma. Son bir kez daha uğurluyorum seni, Bir daha asla… Asla yüreğime sığınma, Bundan sonra kapılarımı İlel ebet… İlel ebet kapattım sakın gelme bana! Gamze YAĞMUR 14.04.2010 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Siyah beyaz aşk

SİYAH BEYAZ AŞK Siyah beyaz çizdim seni, Gece gibi karanlık ruhunu, Yüzündeki ince, sevgiden yoksun, Nefret çizgileri… İhanetle kasılmış bedenin! Buz tutan yüreğinin soğukluğunu, İşte busun sen, Çizdim seni karakalem. Kin kusan bakışlarını işledim, Nakış nakış, Haykırdıkça, duyulmayan çığlıkların Çaresizliğini, Pişmanlıkla başını vurduğun duvarları, Dizlerini sıkıca kavradığın,güçsüz ellerini, Tualin tam ortasına çizdim karakalem. Yaşamından kesitler canlandı, Tutarsız davranışlar, Gel git sevdalar, Benliğini yitirmiş Seni arayan… Seni çizdim karakalem. Siyah beyaz aşk koydum adını, Duygusuzluğun,ihanetin, Kendinden kaçışların, Resmini çizdim karakalem. Bir eserin kahramanı yaptım seni, Örnek olsun görsün diye ibreti alem. Gamze YAĞMUR

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Siyah perde

SİYAH PERDE Akşam olup sönünce kentin ışıkları, Yalnızlığın siyah örtüsünü çekerim üzerime. Hayallerde, netliğini kaybeder, Griye dönüşür birer birer. Umutlarda umutsuzca el ayak çekip, Bir köşede sessizce sırasını bekler. Ne gelecek var beklenen, Ne de gidenden bir haber. Perde aralığından dışarı bakıştır benimkisi, Sanki gökyüzü küsmüş yıldızlara, Matem havasına bürünmüş gece. Koyu karanlık, kucaklamış bedenimi, Arkadaş olmuş ruhuma… Yanaşacak limanda yoktur artık, Demir atacak okyanusta görünmez… Uzaktadır. Hayatın bana yakıştırdığı oyundur drama, İnanırım hakkını vererek oynadığıma Yazarı kader… Başrol oyunculuğu bende..! Yıllardır kapalı gişe, Her gece olduğu gibi, Bu gecede açıldı o siyah perde! .. 01.06.2010 G.Y Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sokağımda Eylül Sensizliği

Bu sabah bavullar dolusu terk edişler başladı Ve ardından gözyaşları derinden Ağaç dalında kalan bir kaç yaprak hışırtısı Bir kumru çam kenarında yalnız Sokağımda senin sensizliğin Eylül´le harmanlanıyor yalnızlığım Başımın üstünde flu gökyüzü parçalı bulutlu Yağmur düştü düşecek birazdan Yanaklarımşiril sıklam Alnımı dayadığım pencerenin camları buharlanacak Sokağımda eylül sensizliği adım adım dolanacak. Her geçen zaman ayrılık kirpiklerime tutunacak Gözkapaklarımı ağır ağır aşağıya çekerek Akşama kaç saat kaldı kaç saat var sabaha Nasıl bir yarınlara uyanacağım Uyuyamadığım gecelerin vebali Sokağımın başında eylül sensizliği artık dayanamayacağım Evimin sessizliğinde yüreğim çok üşüyecek Bu yamalı sevdayı daha ne kadar giyeceğim Her gün biraz daha bol geliyor Santim santim üzerimden dusecek Kırık kaldırım taşlarına takılacağım yeniden Burkulacak ayağım Beni tutan sende olmayacaksın yanımda ve Eylül`e sitem yollayacağım olur olmaz zamanlarda Bu gece evimin ışıkları açmayacağım Yüreğim gibi karanlıklara bürünecek odam Karaları giyeceğim zaman zaman Anla işte sevilmiyor sensiz hazan Tek başıma yudumladığım çayın buharında demleneceğim Elimde ucu kırık bir kalem ve ıslak mendilim Boş sokağımı boydan boya çizmeyeceğim. Penceremin önünde ekmek kırıntıları Bir kumru konuyor yapayalnız lokmalarımı paylaşacağım ara sıra Bir birine karışacak hüzünlerimiz Yüreğimizdeki alevin dumanında boğulacağız birlikte Bu günüde uğurlayacağız sessiz sedasız Eylü´u bir daha sevmeyeceğiz sensiz. Gamze YAĞMUR 16...O8...2016

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sokak lambaları

SOKAK LAMBALARI Tek tek sönerken, Karanlığa gömülür umutlarım. Yolumu bulamam. Yalnızlık melodisi duyulur Son duraktaki orkestradan, Gözlerim dolu, Ellerim cebimde, Bakarım arkandan Uğurlarım seni sessizce Köşe başları karanlıktır, Yanmaz artık o lambalarım. Yüzümü çeviririm güneşe… Yalvarırım, Birazda bana gülümse… Gülümse aydınlansın, Gönül karanlığım diye Kara bulutlar dolaşmasın, Sevdamızın üzerinde. Isıt yüreğimi izin verme Üşümesine. Meçhul sevgili şimdi gidiyor, Bir bilinmeze, Bir başka dehlize Sokak lambaları yanarmı? Onun gideceği yerde

Biliyorumki ikimizinde yüreği Karanlıkta, İkimizde lambaları yanmayan Sokaklarda Dolaşıp dururuz Bir daha karşılaşmak umuduyla Gamze YAĞMUR. 09.12.2009 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Son gece

SON GECE Bu son gecenin yaşanan Son dakikalarında, Uykuya yenilme Ne olur konuş benimle Hadi aç gözlerini de bak! Seni izleyen iki çift yeşil göze, Uyanıp ta bak kulak ver Söylenecek bir kaç güzel söze… Kadehte kırmızı şarap Odada slow müzik Mumlar yanarken için, İçin Aç gözlerini ne olur uyuma Bu son gecede Benim için. 22.5.2009 Gamze Yağmur. Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Son Kez Çal Kapımı

Umutlarım; susuzluktan boynunu büktü. Yeniden gel çal kapımı Bir damla su dök yüreğime. Hani yarına dair özlemlerimiz vardı, Erteledik yine geleceğe. Bu sene olmadı belki başka seneye. Kaç solgun mevsim beklemede? Raylarda kaçıncı boş tren geçişi, Her vapur düdüğünde rüyadan uyanışlarım, İskelede kan ter içinde kalışlarım. Her yok oluşun da karabasanlar Çöküyor üzerime. Dalgaların sahille oynaştığında, Gel son kez demir at bu yüreğe. Hani kavuşacaktık bu mevsimde, Daha kaç mevsim beklemede? Gelmeyeceğini biliyorum ve haykırıyorum karanlığa, Gündüze sevdalı geceyim diye. Bu hazan son kez çal kapımı. Ayrılık yolcusu biz olmayalım Vuslatı yarına bırakma, Aşk’ da yarınlar yok sevgili. Hiç düşündün mü sensiz ne yaparım Fotoğrafların eskidi senden sonra Doymayacakmış gibi sarılışın… Zincir vurdum dilime ve suskunluklardayım. Kavuşamazsak yakın zamanda Kaç gemi yanar, Kaç yürek kanar hesap vermeli. Gel son kez çal arala gönül kapımı… Sessizce gir içeri.

Gamze YAĞMUR Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Son Tren

Avuçlarımı sıkıca kapatmıştım, Unutmuşum; Ellerimin içinde ellerinin olmayışını Parmaklarımın arasında, Sıcak sevgi kırıntılarını aradım, Mutluluktan artan. Bir yumruk yaptım… Sıkıca yakaladığıma inandığım her şeyi Hayal dünyamda harmanladım.

Üşümüştü ellerim Parmaklarım kaskatı kesilmiş Kalmamış sıcaklığı sevginin, Seraplar buz kesmiş… Kırık cam parçası gibi görünüyor silüetin Oysa; ressamın tablosundaki harika bir eser gibi Yedi renkte çizilmiştin. Bu kaçıncı son tren? Zaman mefhumu yok olmuş Hangi istasyonda senli tarihlerdeyim? Son hatırladığım elimde tahta bavul, Senle uzaklara, Bilinmeyen yerlere gidiyoruz Hedef ebediyet ülkesi ve son sefer. Yerimiz ayrılmıştı Geç kalmamıştık oysa senle Kıl payı da olsa yakaladık diyordum mutluluğu Buralar ıssız ve bom boş Ne yolcu var, Ne yol eden, Ne gelen var Ne giden… Sıkı tut ellerimi! bu artık Hayatımızdaki son tren Gamze YAĞMUR. 27.02.2012

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sonbahara Veda

Yazdan kalma baharı uğurluyorum. Deniz serin Ayaklarım ıslak ve soğuk. İçim titriyor Bir an ürperiyorum. Gözlerime; Yar’in iyot kokan saçları geliyor. Kirpiklerime damla damla iniyor kasım yağmurlar, Hüzünlere süzülüyorum yavaşca Yazdan kalma bir mevsim, Soğuk ve suskun bahar. Şimdi bir göçmen kuş olmak vardı, Onun peşinden uçmak uzak diyarlara. Eteğime çakıl taşları doldurup Yar’in ayaklarına dökmek vardı Sonra.. Sonra; taştan kalp yapmak İsmimizin baş harflerini yazmak vardı. Aşkı ölümsüz yaşatmak adına Kucaklamak vardı sonbaharı. Rehavetin gölgesine gizlenmeden Mavi mavi sevmek vardı. Şimdi, Durma zamanı değil Kalkıp yare göç etmek var Sevgi parçalanmadan Acılar yaşanmadan Kasım yağmurları kirpiklere düşmeden, Soldurmadan yedi rengi Mavi,beyaz ve pembe sevmeli… Yaz gideli sen kaldın bir sonbahardan esinti.

Gamze YAĞMUR. 06.11.012 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sonbaharsın Sen

Sarı turuncu renklerin mevsimisin Ayrılık ve hasreti barındırıyorsun içinde Ne yazık ki önce kuşlar terk ediyor Sonra sevenler bir birini Yapraklar tek tek sararıp düşüyor toprağa Adın çıkmış bir kere hazana Ölü bir kent kalıyor gidenlerin ardından Siliniyor izleri Sokak arasında ki kaldırımlardan. Sanırsın ki dönmeyecekler geri Cam önüne oturup bekleyişler başlıyor Kopuyor takvim yaprakları hoyratca Geçmeyen günlere kızılıyor Masum günlerin suçu neyse

Çünkü sonbaharsın sen Hayatın son durağı gibi Son kalkan tren Son vapur sesi Ömrün ipi bağlanmış paslı çarkların dişlisine Umutlar kırık dökük Hayaller askıda Ne yaptımsa ısınamadım sonbahar sana Sonbaharsın sen Bu mevsim aldın sevdiklerimi Bu mevsim yağmurlarla ağladım ben Şimdiden üşüyor ellerim Bu mevsim sıkı sıkı sarılacağım yalnızlığa Ne yaparsan yap ikna edemezsin beni Çünkü sonbaharsın ısınamadım sana

Bir tablo çiziyorum Herşey tek renk Yaşamdan bıkmış insan yüzleri solgun Çiçekler kurumuş kökten Terk edilmiş kentte çocuklar koşmuyor Tuale düşmüyor tebessüm eden yüzler Baştan sona fırçamdan turuncu ve sarı Damlıyor tuale Güneşi çiziyorum aydınlanmıyor renkler Isıtmıyor içim Tebessümler kaybolmuş yayılmıyor etrafa Çünkü sonbaharsın ısınamadım sana Bu mevsim bir değişiklik yap İzin verme gidenlere Yemyeşil baharları sakla içinde Yeniden kenetlensin bir birine eller Batmasın güneş www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Susmasın diller Gece utansın karanlığından Yanmasın canlar kapıya gelen ayrılıklardan Ilık rüzgâr aşkla dokunsun tenlere... ‘ Çünkü ben sonbaharım bunlar imkânsız deme’

Gamze YAĞMUR 14/10/2015 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Söz veriyorum aşkım

SÖZ VERİYORUM AŞKIM Elini tutup bırakmamaya Hayatın zorluklarında seninle kucak açmaya, Seninle gülüp Seninle ağlamaya, Bir daha hiç ayrılmamaya, Söz veriyorum aşkım. Çekip gitmelerim artık Hep sana olacak. Yüreğine mutluluk tohumları, Atılıp hiç soldurulmayacak. Kışlara inat baharlar bizim olacak Söz veriyorum aşkım Nereye baksam gözlerim seni görecek. Kalan ömrüm dizlerinin dibinde geçecek. Çocukça kaprislerine, Nazlarına, Bu yürek göğüs gerecek. Huysuzluklarına hep gülecek. Sen den bir gün bile vaz geçmeyecek, Söz veriyorum aşkım Bu kalp senin için atacak. Her nefes alışımda adın olacak. Soğuk gecelerinde sıcağın Sıcak mevsimlerde serinleten rüzgarın, Sana dört mevsimi yaşatan Ben olacağıma... Söz veriyorum aşkım. Sevgiyi yudum, Yudum tattırıp, Gamı kederi üzerinden attırıp, Her güne neşe kattırıp, Yalnızca senin için yaşayacağıma Söz veriyorum aşkım. Güneş her gün sana doğacak. Kışların bile hep yaz olacak. Fırtınaların başka yön bulacak. Dalındaki yaprakların hiç solmayacak Dolunayda yakamozlar adını yazacak Karanlık gecelerde ışığın ben olacağıma Söz veriyorum aşkım. Sevgiyi benden öğreneceksin. Güne bakan gibi yüzünü bana döneceksin. Şah damarın kadar yakınken bile, Beni özleyeceksin. Yemin ederim ikinci baharını Benimle geçireceksin. Bütün bunlar için sana… SÖZ VERİYORUM AŞKIM.

Gamze YAĞMUR 24.9.2009

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Suskunluğum Gün Sayıyor

Sürpriz bir şafağa gün sayıyor suskunluğum Özgürlük çığlıklarımın sesleri yakın Gözlerinin hapsinde müebbet yediğim yıllarımı İstiyorum senden… Küf kokan hücremin duvarlarını yıkacağım Ve bir adım daha yaklaşacağım sensizliğe Saçlarından yakalayacağım yıldızları Bir tutam ışık olacak elimde… Gözlerimden dalga dalga geçecek umutlar Yer gök birleşip bayram yapacak Dört mevsimi bir çatı altında toplayıp Özgürlüğümün adını aşk koyacağım yakın zamanda Gözlerinin müebbet hapsinde ki Gizli şafağı bekleyeceğim sabırsızca… Suskunluğum gün sayıyor Zafer naralarımla yürüyeceğim kızgın güneş altında Geceyi bitireceğim yorgun yüreğimde Ve dinlenmeden Benden çaldığın mutluluğumun adresini soracağım Bir bir Alacaklarımı toplayacağım hesap vaktine Kelepçeleri kırılacak kollarımın… Arkama bir daha bakmadan uzaklaşacağım Bu esaretten Suskunluğum dile gelip sorgulayacak Eziyet altındaki sevgimin kefaretini Dirhem dirhem ödeteceğim sana Ve sen! Bencilliğinin, Sevgimi ezip geçişinin vebali altında ezileceksin…

Ve ben! Sende kalanları sana bırakıp Esaret elbiselerimi çıkartıp üzerimden Özgürlüğü giyinip kuşanıp Suskunluğumu da yanıma alıp Şafağa çeyrek kala gideceğim buz yüreğinden Sürpriz bir şafağa gün sayıyor suskunluğum Özgürlük çığlıklarımın sesleri yakın Gözlerinin hapsinde müebbet yediğim yıllarımı İstiyorum senden… Küf kokan hücremin duvarlarını yıkacağım Ve bir adım daha yaklaşacağım sensizliğe Saçlarından yakalayacağım yıldızları Bir tutam ışık olacak elimde… Gözlerimden dalga dalga geçecek umutlar www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Yer gök birleşip bayram yapacak Dört mevsimi bir çatı altında toplayıp Özgürlüğümün adını aşk koyacağım yakın zamanda Gözlerinin müebbet hapsinde ki Gizli şafağı bekleyeceğim sabırsızca… Suskunluğum gün sayıyor Zafer naralarımla yürüyeceğim kızgın güneş altında Geceyi bitireceğim yorgun yüreğimde Ve dinlenmeden Benden çaldığın mutluluğumun adresini soracağım Bir bir Alacaklarımı toplayacağım hesap vaktine Kelepçeleri kırılacak kollarımın… Arkama bir daha bakmadan uzaklaşacağım Bu esaretten Suskunluğum dile gelip sorgulayacak Eziyet altındaki sevgimin kefaretini Dirhem dirhem ödeteceğim sana Ve sen! Bencilliğinin, Sevgimi ezip geçişinin vebali altında ezileceksin… Ve ben! Sende kalanları sana bırakıp Esaret elbiselerimi çıkartıp üzerimden Özgürlüğü giyinip kuşanıp Suskunluğumu da yanıma alıp Şafağa çeyrek kala gideceğim buz yüreğinden //Sustuğum kadar suskun çığlıklarımda var duyamazsın yar…// Gamze YAĞMUR 27.07.2014 Gamze YAĞMUR 27.07.2014 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Şiir Gibi Seviyorum Seni

Uzun cümleler arasındaki virgülüm değilsin Çünkü ara vermeden seviyorum seni Satır satır heyecanla yazıyorum Anlam yüklüyorum keliemelere Sitemli imalar saklansada içinde Şiir gibi seviyorum bilmesende Hecelere bölünüyor sensiz günler Özlemli cümleler kuruluyor İlk sırasında İlk aşk’ım oluyorsun şiir başlığımda Dağıtmıyorum konuyu,senle başlayıp Senle bitiriyorum sonumuzu Onun için şiir gibi seviyorum seni...

Gözlerin geliyor aklıma Menekşeler yazılıyor mısra mısra Kardelen asiliği sana benziyor birazda Ilık rüzgarlar dokunuyor tenime Kokun siniyor kagıda kaleme Kalem yaz diyor yaz Onun için şiir gibi yazıyorum Aklım gidiyor elden Belki okursun ben bilmeden Şiirden bir yürek koyuyorum sonumuza Bitmesin diye harfleri saklıyorum Sol yanımda Bir kıta daha yaşıyorum mazide kalan günlerden Aklıma geldin yine Yaş damlıyor kara kalemden Onun için şiir gibi akıyorsun yüreğimden

‘Aklımdan her geçtiğin an şiir damlıyor kalemden Belki bir gün okursun ben bilmeden’ Gamze YAĞMUR

05/03/2016 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Şimdi Gidiyorsun Öylemi?

Daha ne bekliyorsun durma git hadi. Hep aynı hikaye… Dağ başında yaprakları dökülmüş, Kuru ağaç misali Koca şehirde kalabalıklar içerisin de, Yine tek başıma kalacağım besbelli. Sis çökse de üzerime artık ne fark eder ki? Şimdi gidiyorsun öylemi? Peki…

Ne olur bu son olsun Bir daha asla dönme yüreğime geri, Ben değil Bu kent bile artık kabul etmez ki, seni. Sana olan sevgim yanımda kalmana yetmedi, Başka ne diyebilirim ki? Şimdi gidiyorsun öylemi? Peki… Senli yaşanılan mevsimlerin adını tek tek silerim. Bir hazan yeter Böyle de devam ederim. Varsın hep buz olsun, Kar eksilmesin gönül dağlarımda. Varsın açmasın çiçekler Gelmesin bahar buralara Gidişinden daha fazla üşütmez ki yüreğimi. Şimdi gidiyorsun öylemi? Peki…

Sanma ki gidişinle yıkılır bu kent, Sanma ki martılar küser denizlerine, Sanma ki arkandan göz yaşı döküp Yasını tutarım, Biliyorsun bu senin kararın. Her gidişin zaten bir kıyametti Kaç kez daha öldürebilirsin ki beni? Şimdi gidiyorsun öylemi? peki…

Bu kez ağlamam arkandan, Bak! Unutmaya başladım bile seni şu an.

Anıları toplarım bir köşeye, Bir kibritle son veririm içinde sen olan her şeye Şimdi gidiyorsun öylemi? www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Peki… Bir daha yolun düşmesin benim yaşadığım şehre, Uğurlar olsun bile diyemiyorum, Senin gibi vefadan uzak birine, Ne kadar uğraşsam da nafile Şimdi gidiyorsun öylemi? Git! PEKİ. 14.01.2012 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Tanıma Beni

Mürekkebi bitmiş tükenmez kalem değilim, çünkü; Tükenmeyen göz yaşlarım var benim. Geçmişi yaşadığım dünlerde Yüreğime italik harflerle, Dizdiğim anılarım var benim. İstesem de silemediğim. Her kelime hançer olup saplanacak bel ki, Ama hiç kanamayacak yüreğim. Karaladığım yapraklarda da titremeyecek ellerim. Nikotin kokan cümleler yazılacak. Sevgimi saklayacağım satır aralarına, Hiç okunmayıp tozlansa da raflarda. Sana kızmıyorum kendince haklı olabilirsin Senin dilini anlayamadım, Sevemedim senin dilinde Bir günlük bir şeydi, duygu yada adı her neyse, Anlayamadım, Çok sorular var sana dair yanıtsız kalan, Muammaydın çözemediğim. Çözmeye çalıştıkça kendime dolandığım bir çıkmazdın. Çıkmazlar içinde haps olduğum, Geçiş dönemi ve Med cezirler. Masamda yaprakları sararmış bir defter, Anılarımla aynı renkte solgun. Nereden başlasam? Olmayan hangi güzelliklerden devam etsem? Ama yok ki… Ve Satırlara karışacak gözyaşlarımın şelalesi Boğulup gideceğim bu çağlayanda. Devrik cümlelerin altında ezileceğim bel ki Anlam yükleyemediğim, Boş kelimeler kuracağım sana dair. Noktası olmayan havada kalmış, Anısın şimdilerde. Yazmaya bile değmeyecek silik bir siluet sin benim için. Beklide ben büyüttüm seni gözlerimde… Hangimiz gideceğiz bu evden diyordun, Sen keyfini bozma! Ben güzel olan her şeyi sana bırakır, Anamdan kalan eski taş plak, Bir de mormenekşem onu da alır çıkarım Son kez bakmam gözlerine, Son kez, İki kelam etmeden arkamı döner giderim. www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Dinle yada dinleme, Unuttuklarım olursa onları sakın getirme. Görmek istemem artık Duymak istemem sesini… Bir peronda yada bir iskelede karşılaşırsak Tanıma beni… Gamze YAĞMUR Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Temmuz Geceleri

Bebeksi kokunda gizliydi sevgin Özlediğimde yanımda değildin sevgili. Bense matemini yaşıyorum temmuz gecelerinin Hüzzam makamın da dinliyorum, Uzaktan duyduğum keman sesini. Yudum yudum zehirlerken kendimi Şimdi bana teselli oluyor, Kırık kadehte kalan dudak izleri.

Çocuk bakışlım… Masum gözlerine kurban olduğum Çilesini çektirme yokluğunun prangalama yüreğimi sensizliğe Yaşamak diyorsan ya buna? işte öyle, Her geçen saniye isyanlardayım Sen yanımda yoksun diye. Öğrenemedim vaz geçerek yaşamayı Senden vaz geçemedim sevgili. Ağladığında gözyaşlarını öpmeyi özlüyorum Omzuma yaslandığında saçlarını okşamayı Kollarımda sallayıp… Sana masal anlatmayı özlüyorum. Hayatta bir masal değimli? Elim telefona gidiyor ve titriyorum Arasam gelir mi diyorum,gelir mi? Ürküyorum… Ya duymak istediklerimi söylemezse! Ya yeniden yıkarsa dünyamı Hayal de olsa kırma beni GEL! Sensiz çok zor bu temmuz geceleri…

Gamze YAĞMUR 14.07.2012 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Ters Giden Neydi

Günlerdir dert yağmurlarından kurumadı gözlerim Ters giden bir şey var bu günlerde Mevsimler zamansız geçiyor hayatımdan, Bir yerinden yakalanmıyor. Takvimler unuttu yaprak dökmeyi Ayak uyduramıyorum ömrümün akışına Yaşlandım mı yoksa! Belki de aynı yerde takılı kaldım Ben mi yaşamın ortasındayım Yıllar mı sabitlendi dertlerime? Şöyle uzun bir yolculuğa çıksam Köşe bucak, Dünyadaki cennetin yerini arasam Mutluluğun sırlarını çözsem tek tek İrem bahçelerinde zümrüdü ankayla arkadaş olsam Kana kana aşk şarabını içsem sek Flu günlerin rengini maviyle değiştirebilir miyim? Kendi cennetimi kursam yerden göğe Sıra-sıra gök kuşağının renklerini barındıran Bahçeler kursam ortasına İçinde kırmızı, sarı, mor çiçekler açsa Buram-buram, her yana toprak kokusu yayılsa Kaktüsleri avuçlayıp sol yanıma bastırsam Batmasa dikenleri İçten içe acıyan yürek sızım diner mi? Acıyı sevgiyle yıkasam Güneşe asıp kurutsam hüzünleri Solar mı mavinin bakir renkleri? Ters giden bir şeyler mi var bu günlerde? Havsalamın almadığı Kayboluyorum çözülmeyen matematik içinde Ne kadar çabalasam da nafile Sonuçsuz işlemler yığılı önümde Beynim nekahet dönemine mi girdi? Kabul etmiyor gerçekleri Görmezden geliyor dünleri Bu güne sarkan hüzünleri tanımak istemiyor Bir çelişki var gözümün göremediği Her neyse işte “Bu günlerde ters giden bir şeyler var aklımın ermediği”

Gamze YAĞMUR 30.11.2013

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Teşekkürler Şair

Aşk’ın anatomisini sarı sayfalara işliyordu nakış- nakış Yüreğinden geçenler Zamana inat su gibi akıp gidiyordu kaleminden Katre katre dolduruyordu gönül ummanlarını Geç kalmışlığa ağlıyordu arabesk duygular Şiirler damlıyordu damarlarından kan niyetine Didik didik satırlar Sere serpe anlatıyordu içinden geçenleri Dokunamıyordu noktasına virgülüne Dem vuruyordu sitemler derinde Hüzünlerin isim babası oluyordu İsimsiz şiir başlıklarında Her yolcu soluklanıyor kendini buluyordu duygu dergahında Kimi terk edenler küfür savuruyordu yerden göğe Kimileri geciken vuslatı yaz diye söyleniyordu şair’e Ressam yapamıyordu mutluluğun resmini Şair iki hecede çıkarıyordu aşkın anatomisini Sevginin rengini seçiyordu suya düşen yakamozda Aşkın tarihçesini anlatıyordu tarihi aşklarda Cümleler devriliyordu aşktan anlamayanların üzerine İmgeleri yıkılıyordu imla eksiğinde Şair elini kaldırmadan yazıyordu Kendinden vaz geçercesine Gözyaşının hikayesi anlatıyordu şiirsel Düşüyordu kaçan kelimelerin peşine Virajlarını dönüyordu çıkmaz dedikleri sevda sokaklarının Yazıyordu şair durmaksızın … Teşekkürler hayata şiirsel bakıp şairliği sevdirdiğin için Teşekkürler aşkı şiirlerinle buluşturup ayrılığı sildiğin için Teşekkürler her satırına beni şiir diye yazdığın için Teşekkürler seni sevme şansı verip aşkı şiir gibi yaşattığın için TEŞEKKÜRLER ŞAİR. ‘’Şiirlerinde aşkı buldurup,şiirden bir kadın yarattığın için teşekkürler şair’’ Gamze YAĞMUR Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Tıka Basa Seveceğim

Uykuya daldığın saatlerde, Usulca gireceğim rüyalarına Hiç haberin olmadan Saçlarını okşayıp bir buse alacağım yanağından. Ve ölesiye, Ve egoistce seveceğim Kazanacağım yüreğindeki Savaşı. Zafer benim olacak. Seveceğim seni, nasıl mı? Dolu dolu Tıka basa…

Yağmur bulutu aşk olup yağacak üzerine Islanacaksın sevgimle, Bahar kokacak saçların, Aşk kokacak tenin. Ben mavi olacağım, Sen de mavilim. Güneşim tutulacaksın bana Sen dünyamsın döneceksin etrafımda Ay girsede aramıza. Seveceğim seni, nasıl mı? Dolu dolu, Tıka basa… Gamze YAĞMUR Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Toprak Ana

Tan yeri ağarmadan başlar bizim hikayemiz, Yağmur, çamur demeden revan oluruz yollara… Odun toplamak için dağlara çıkar, Hasat zamanı tarlaya! Ahırda davar,tarlada sap saman,hiç gocunmayız, Biz doğuştan kalifiye ırgatlarız… Bir elimizde çapa… Diğer elimizde ayranla azığımız, Sırtımıza bağladığımız bebelerle, Gün doğmadan düşeriz yollara… Biliriz ki, bu günde bekler bizi toprak ana Dinlenmek haramdır Anadolu kadınına! Çapayı kaldırıp vurunca toprağa, Bir avuç tohumla… Acılarımızı da gömeriz oracığa. Yüzümüzde tebessüm eksilmez,umutla bakarız yarınlara… Aşk,meşk özlem, Bizlere uzak duygular,beklediğimiz yavan bir sevgi Oda bizlere yalan… Henüz baharı görmeden,gelin gideriz yaban ellere Yaşama dair ne varsa, Töreye,ağalara, kurban ediliriz berdele Sevdik amma… sevilmek, hiç nasip olmadı, Olmayacak Onu da biliriz. Gizli gizli, yandık Kendimize bile duyurmadan sevdik, Sevilme hakkı vermediler ki bize… Biz Anadolu kadınıyız! Tırnağımızda ki kınadır bizim boyamız. Tek bildiğimiz… Doğuştan köle yaratılmışız. Yıllardır erkeklerin iki adım, Ardından giden kaşık düşmanı, İkinci sınıf vatandaş bile sayılmayız. Bir gün… Bir gün, biz bu düzeni yıkacağız ve dur diyeceğiz. Dur yeter! Toprak ana laf aramızda, Hani yerin kulağı var derler ya, Bu anlattıklarımız giderse, ağaların kulağına, Bakmazlar hiç göz yaşımıza,baş kaldırdık diye Yıkarlar dünyayı başımıza. Toprak ana… Bebelerimizde şahittir yaşadıklarımıza Onlarında kaderi olmasın böyle Boyun eğmesinler bu düzene, Baş kaldırsınlar izin vermesinler www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Kadınlarımızın, analarımızın ezilmesine.

Bu dünyada biz kadınlar sustukça Kaderimiz,töremiz,alın yazımız, Deyip sineye çektikçe, Kadın gibi İnsan gibi yaşamak biliyoruz ki haram bize. Biz Anadolu kadını eksik etek! Biz kaşık düşmanı Biz; erkeğin iki adım ardında giden ikinci sınıf vatandaşız! Her şeye rağmen, Yüreği insan sevgisi için çarpan, Ayağı çıplak… Elleri toprak, Geleceğe umutla bakan,teni amber kokuluyuz Çünkü; biz Toprak ana ‘’Bizler Anadoluyuz’’ Gamze YAĞMUR Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Tutkundu

Tutkundu; ondaki bitimsiz büyük aşka Şimdi, Ayrılık kervanları bir uçtan bir uca revan yollara Nereye gittiği bilinmezler kıskacında Güneş kızgın! Deniz diye gördüğü her yer çöl baştan başa Serap gölgeleri takibinde Yine yanılmalar yansıyor gözlerine Bir damla su, kum taneciklerinde yürek kavrulmuş Pişmanlıktan dönüş çok geç! Git gide gözünde büyüyor sahra Kızıllık acımasız, Koparıp alıyor elinde ne varsa Adım atacak takat kalmamış yalnızlık dem vuruyor Karanlığın gölgesinde kalan ay düşmüyor yüzüne Kollarını kapatıyor sarılacak yürek uzak, Dünden bu güne.

Biraz daha açılıyor mesafe Bir nefes daha uzaklaşıyor terk ettiği sevgiye Nedenler kibrit çöpünden ufak Vesveseler taşıyor yüreğinden Güven; dudaklarında yer yer çatlamış Kelimelerden kan damlıyor Çöldeki bir yudum suya muhtaç gibi Muhtaçtı o’na. Kayaların arasında yaşama tutunan dal gibi tutkundu Uçurum kenarında hayata bağlanmış çiçek gibi bağlıydı Dam kenarında yarısı dökük bir yuva İçinde kumru eksik belki yeni bahara…

Gamze YAĞMUR 08/07/2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Uçurum Kenarı Bir Çiçek

UÇURUM KENARI BİR ÇİÇEK Aşka ramak kala durmuş saatler, Mevsim ikiye bölünmüş. Bir boşluk ki duygular ters yüz. En imkansız yerinde aşka asılış Duygular hep uçurum kenarı; Uçurum kenarı boynu bükük bir çiçek Bir el beklemekte sıcak, Ha düştü ha düşecek… Düşler kar altı güneşi beklemede. Umutlarda ay tutulması Gün batımı geceye esir. Yürek kayboluşlarda batık şehir. O şehir ki renkler siyah, O şehir ki sisler çökmüş gözlere, Bakar kör aşk… Bir boşluk ki alınmıyor göze. Tutuna tutuna yürümekte naçar, Belli değil hangi imkansıza çarpar. Uçurum kenarı boynu bükük bir çiçek ve Aşk ile yeşermeyi bekleyecek.. Gamze YAĞMUR 08/12/2012 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Unut Gitsin

Ne oldu ne değişti san ki? Dün senin canın yandı Bu gün de benim. Dışarıda tabiat beyaza bürünmüş Dün senin yüreğin üşüdü Bu gün de benim. Artık büyü… Diyordu annem Gök yüzüne baktığımda yıldızları tutacak kadar Yakındım onlara… Büyümüştüm aslında, Dün annem anlamadı Bu gün de sen. Yokluğuna üşümedim sıkı giyinmiştim ayrılığı Özlediğimde hiç ağlamadım, Yüreğim ağlıyordu benim yerime İçten içe döküyordu yaşlarını gereksiz yere… Dün sen güle oynaya giderken, Bu gün de ben gidiyorum sebepsizce. Gönlümün bağbozumu gelmiş çoktan, Hasat zamanı geçmiş Dağılmışım aşkınla … Dün sen tarumar Bu gün de ben, ne fark eder ki? Sıkıca sarılmıştım yüreğine, Kopardın bağlarımı ayırdın toprağımdan, Söküp attın kökünden! Şimdi ben sonbaharım, Sen zemheri ne değişti ki? Yaradan iki ayak verdi yürü kulum dedi Ömür dediğin üç beş günlüktü Dayan dedi yüreğim dayan.. Yaşamaksa an be an, Giden de kalanda bir Ne fark etti ki? . ‘İki kelimeye sığar mı yaşam’? Unut gitsin… Gamze YAĞMUR 06.01.2013 . Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Unutamıyorum Seni

Üçüncü çemrede düştü Seni unutma eylemlerim boşa gidiyor Bir bahar sabahına daha uyanıyorum Belki biraz içim acıyor Belki mutluluktan fazla alacağım yok Ne söylesem kelime kalabalığı Anla işte seni unutacağımda yok Bir çınar ağacı altında oturuyorum Önümden kıvrıla kıvrıla sessiz bir dere geçiyor Sanki bekleyeni varmış gibi Önüne sette çekilmiyor Ulaşacağı yere gidiş iveçenliğiyle İçine aldığı yeşil bir yaprak eşlik ediyor Döne döne Seni unutmak için gördüklerim Teselli etmiyor bu günde Anla işte özlemlerim Kördüğüm oldu kalbimde Ağaçların arasından mavi gök yüzüne bakıyorum Gözlerini görme çabası yoruyor gözlerimi Maviler çok mu uzak? Pembeler çok mu uçuk renkli Ya sevgi… Çok mu uç noktada Uzansam dokunabilirmiyim? Elimde papatya demeti Kaç kez fal tuttum seviyor sevmiyor diye Artık onada inanmıyorum Papatyalarda hileli Anla işte unutamıyorum seni

Biraz deniz kenarında yürüsem Islansa ayaklarım soğuktan ürperse yüreğim Kendime gelip düşünmekten vaz geçsem Gün yüzüne çıkmasa sakladığım özlemlerim Ele vermese beni Senin için ağlayan gözlerim Anla işte bu gün, dünden de çok seviyor Unutmak istedikçe Her gün biraz daha bağlanıyor Ve unutamıyorum...

Gamze YAĞMUR

9/03/2015

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Unutma Gidenim

Yalnız gecelerinde ben sana düştüm birtanem Sense; Sabahlara kah kahalarla gülüştün gözlerimde Aşk`a giden yolda senden geçemedim İlk gördüğün yerde çıkmaz sokağın köşesindeyim Sen neden yoksun sevdiğim? Yüreğimi dağlayıp gitmeyimi yakıştırdın kendine Aşk sensiz bir duvar Buz gibi duruyor önümde Boyası dökük rutubetli Küf kokusu ağır ağır yakıyor genzimi O duvara yaslanmış bekliyorum Sen nerdesin gidenim? Bu günde eksikliğini hisettmeye başladım Bir kenarda yoksul bıraktın sevgimizi Boncuk boncuk yaş biriktirirken kirpiklerimde, Her gece çocuk yüreğim Geleceğin masallarına inandırıyor kendini Dinlediğim her masalda Bir kez daha infaz ediyorum ikimizi Ve bu infazdan nasıl kurtaracağım bizi? Unutma! gidenim En az senin kadar mutluyum En az senin kadar ağlamaklı gözlerim Ben artık iyi değilim sevgilim İyi değilim… Yokluğun çevirmiş dört bir yanımı Boynumada yağlı ip Her sabah infazı bekleyen mahkum gibiyim Sen neden yoksun sevdiğim?

Unutmak kolay değil terk edipte gidenim Ben istemiyorum ki seni unutmak Biliyormusun? Kumsalda gün batımını izliyorum Ayaklarım islak İç yangınlarımı alevliyor rüzgar Tepeden tırnağa sana üşüyorum gidenim İçim yanarak Eksik olan şen yanım yıkılıyor olduğu yere Başımı yaslayacağım bir omuzda yok Kıyıda duran sahipsiz teknelerden farksızım Sensizlik vurup geçiyor şimdilerde Çekip alıyor yokluğunun içine Yavaş yavaş boğuluyorum Hayalimde kalan mavi gözlerinin derinliğinde.

“Unutma terk edip gidenim en az senin kadar U/ mutsuz,en az senin kadar kederliyim““ www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gamze YAĞMUR:

11/10/2014 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Unutsam Diyorum

Gece ile sabah arası, bilmediğim saat dilimindeyim. Derin bir uykuya dalsam… Dalsamda, seni unutsam diyorum. Nafile… kendimi kandırmaya başladım yine Gözlerimi kapatmaya korkuyorum! Hemen geçiyorsun karşıma, Üzerinde ilk aldığım kareli gömlek, elinde bir demet gül, Beliriyorsun siluetinle, Unutamıyorum… Unutamıyorum işte. Bukadar mı beceriksiz olur insan? Alt tarafı herşeyi sileceğim hafızamdan. Mektuplarını şiirlerini,tahta bavula koyup, İskeleye bırakamıştım çoktan. Sanki; kendimde kaldım onlarla birlikte, Hadi gelde unut işte… Kapatıyorum kulaklarımı ama yinede faydası yok, Derinden şarkılarının nagmeleri duyuluyor Serenat yapıyorsun ruhumun penceresinde Hadi gelde unut işte… Yorganı başıma çekip, seninle bağlantımı kesiyorum. Ellerime parfümünün kokusu bulaşmış, Burnumun ucu sızlıyor Uykum yavaşça uzaklaşıyor gözlerimden. Bu gecede nöbetciyim seni unutma mesaisinde İçim yanıyor, damla damla seni yudumluyorum, Hemde tam unutma arifesinde. Yürek yangınlarım sönmüştü oysa, Bir kıvılcıma dahi izin veremem. Külleri bile savrulmuş aşk, ya alev alırsa yeniden, Hadi unut unutabilirsen! . Benim için her şeyden değerliydin, Oysa yaptıklarının hiç birini hak etmedim İsteyerek beni hüzünlere sürgün ettin, Şimdi unutsam diyorum… Arkama bakmadan sensizliğe yol alsam Unutsam dünü, hatırlamasam sana dair senleri. Başka baharlara kucak açtığını çıkarsam aklımdan? Bu günün bahanesi olsa, Ve ben seni unutmakta zorlanmasam. Renklerini bilmediğim yeni baharı karşılasam Mesela…boydan boya yedi renkle harmanlasam sevgiyi Benim mevsimim olsa, yalnızca benim.

Seni unutsam.. Unutmaya gün aşırı başlasam diyorum… www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Gamze YAĞMUR 11/03/2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Uzaksın Yüreğime

Bu yılda koca bir karakış bıraktık geride. Yağmurdan ıslanan serçe misali… Yüreğine sığındım her seferinde, Bak! şimdide gönül pencerene yasladım başımı… Uzun uzun düşünmeden, tekrar alsan içeriye! Bir avuç sevgi döksen önüme, Bir yudum sevginle ıslatsan kuruyan dudaklarımı. Zemheriden kalan titremelerim azalsa sıcak nefesinle… Tekrar sarmalasan dindirsen ruhumun üşüyen yanını! Merhem olsan iyileştirsen,iflah olmayan kalp yaralarımı! . İç sızılarımın sesini kıssan! Örtsen üzerini yalnızlıklarımın, üşümesem sensizliğe Hani diyorum hiç susmasan… hep konuşsan benimle! . Cesaretlensem umut doğsa bahar gecelerine, Bir cemre düşürsen nemli gözlerime. Ve ben tepeden tırnağa ıslansam, sırsıklam olsam sevginle. Nisan yağmurları kadar kısa sürsede yok ziyanı Bir damla sevgin bir okyanusa bedel! Ve bana dolu dolu yeter …

Uzaktan sesi geliyor duyuyormusun? Adım adım Yaklaşıyor bahar yağmurları Bak! aşk yüklenmiş beyaz bulut’un kanatlarına Kapat şemsiyeni bu kez ıslatsın, beni ve seni… Hadi sorgusuz çek yüreğinden içeri… Söz veriyorum; bu sefer son nefesime kadar kalıcıyım, Söz veriyorum; başka aşklara yabancıyım. Yargısız infaz etme ne olur önce bir dinle! Al beni gönül pencerenden içeriye, Kilitle yüreğinin kafesine… Azat etme tutuklu bırak. Nereye gidebilirim böylesi kırıkken kanat? İzin ver ömrümü bitireyim senin mevsimlerinde, Göç etmeden başka iklimlere,. Yoruldum, baharları hep zemheri yaşamaktan Yoruldum, hep ucu ucuna mutluluğu kaçırmaktan Bu mevsim tut kanatlarımı, Kırılsada birkaç yerinden hiç ses etmem Ve kalayım sende ben, Kalayım…hiç göç etmeden. Gamze YAĞMUR

16/03/203 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Üzülmem Ondandir Iste

Yüreğim yine yokluğuna çarpacak Yine sızlayacak sol yanım Neleri alıp götüreceksin biliyor muşun yâr? Ne çok eksileceğim senden Boş odalarda dolanacağım Her seferinde kendimle savaşacağım Kaybedeceğimi bilerek Kokunun geldiği yöne döneceğim Gözlerim takılacak bana gülen siluetine Dudak bükeceğim ve Birazdan oda kaybolacak biliyorum. Üzülmem ondandır işte.

Göz bebeklerimde Seni göndermenin hazırlığı başlayacak Suratı asılacak duvardaki resimlerin Karşımdaki sandalye boş kalacak Bir tabak eksilecek masadan Gidişinin ardından şarkılar susacak Belki bir daha kaymayacak yıldızlar Bulutlara küsecek yağmurlar Belki toprakla buluşmayacak damlalar Gidersen ne çok eksileceksin hayatımdan Bu kadar üzülmem ondandır işte. Ellerim titreyecek Kilitlenecek dudaklarım gidemeyesin demeden Evin orta yerinde kalacak anılar öylece Kollarım düşecek bir yana İstesem de saramayacağım seni bana Sarılamayacağım… Doya doya Bu kadar üzülmem ondandır işte. Bir daha seni bende alıkoyamayacağım Sigarayı da yeni bırakmıştım Tek başıma içtiğim çaylarında tadı olmayacak Buruk çayın deminde Koyulaşacak yokluğunun rengi Sensiz şarkılardaki nağmeler acıtacak içimi Bak ağlamaklı olacağım yine Bu kadar çok üzülmem ondandır işte.

‘’Giderken neler götüreceksin benden ve ben zerre zerre eksileceğim senden’’ Gamze YAĞMUR 08.08.2014

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Vakitli Vakitsiz

Seni anlamak zor oldu, tanımak da Sevdin vakitli vakitsiz; Gelişin ve gidişin gibi kâh yanımda, kâh uzakta Özlersem gözümde seversem özümde Yani öyle işte. Bahar mı gelmiş? Ellerde güller papatyalar, tabiat yeşil yeşil gülüyor habersiz Sabah akşam demeden vakitli vakitsiz Sana hep müsaitim, saatler sınırsız. Bil ki dört mevsim hazan sensiz Yokluğunda topraklar kıraç Damar damar çatlamış sana susuz Dil lâl, dudaklar kilitli sohbete hasret Yutkunmak zor, kurumuş boğaz Aşk dizilmiş vakitli vakitsiz.

Gözlerde belli belirsiz siluetin Zirveye yerleşmiş hayalimin gücü Karanlık düşüyor gecenin orta yerine, Korkular kol geziyor, rüyalar sensiz Gel de yüreğime misafir ol Vakitli vakitsiz.

Yetim yürek el açıp sevgi dilenmesin Kaybolmuş ruhlar arasında ne olacağı belirsiz. Hangi zaman diliminde geleceksen Kapı açık Anahtar mı sorma gitsin yerle yeksan Nerede miyim aynı yerde, Duvarda asılı şiirlerin içinde ki satır aralarında Ya cümle sonunda ya virgül yanında Aldırma yokluğuma Gelirim vakitli vakitsiz.

Beklemeden yarını Bu günden karar ver sevmeye Ömür varla yok arası Heba etmeden yılları satma yok pahasına Uzanalım temmuz gecelerinde sahilin koynuna Kadehteki şarap düşsün dolunayın gölgesine, Yakamoz kıskansın Gel artık yanıma vakitli vakitsiz…

Gamze YAĞMUR.

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat 15/06/2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Varmısın?

VARMISIN Ellerimiz bir daha hiç ayrılmasın. Gözlerin benden başkasına artık bakmasın. Aşk yağmurlarında benimle ıslanmaya, Var mısın? Dönüşü olmayan bir yola çıkmaya, Sevdanın yükünü birlikte taşımaya, Arkana hiç bakmamaya, Benimle var mısın? Güneşle doğup güneşle batmaya, Aydınlık günlere bir adım daha atmaya, Benimle yaşayıp benimle yaşlanmaya, Var mısın? Gamze Yağmur 12.7.2009 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Vurgun yedim

VURGUN YEDİM Geceye sığındım… Kucakladım yıldızları, dertleştim saatlerce Anlattım onlara seni, sana olan sevgimi, Ama söyleyemedim, Sol yanımdan vurgun yediğimi. Sensizliğin kaçıncı asrındayım? Hangi zaman… Hangi saat dilimi? Sevdam şimdi topal mevsimlerde, Hayat kalleş yürek lime lime, Elbet karşılaşırız mahşer yerinde, Hesap günü geldiğin de. Gök yüzü kurşun gibi ağır, Ne yana dönsem yalan. Gülüşler yalan… Vaatler yalan, insanlar yalan. Sen hiç bir şeyin kıymetini bilemedin ya. Ben seni aşkın yerine koyarak, Hata yapmışım, aldanmışım. Kabahat sende değil, Ben seni tanımamışım. Sen zaten yokmuşsun. Beni kahreden, Beni yok eden, Beni bin pişman eden tek şey, Bir aşk yaratmışım tek başıma yaşamışım Sen yokmuşsun ki, Bunu vurgun yediğimde anladım. Ben en çokta bunun için yandım. Yanmak olmakmış, Olmaksa ermek. Vefasız olacaksa sevmek, Olmaz olsun bana vefa gerek.. Gamze YAĞMUR Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Yağmur yüreklim...Gamze YAĞMUR

YAĞMUR YÜREKLİM Ayrılığımızın arifesinde aşkı anlat bana. Tarihi aşklardan başla! Mesela, Yusuf ile Züleyhadan, Kavuşmak için neler yaptıklarını sonra, Sevdaları için çektikleri acıyı, Sıkıştırmadan satır aralarına, Yağmur yüreklim anlat bana! Örnek ver gülle bülbülden! O’nasıl aşık tı? Bahardaki gonca güle, Sevdası uğruna yaslandığı dikenin, Bağrını delip geçtiğini anlat! Bülbülün baharları sabırsızca beklediğni, Kavuşmak için nelerden vaz geçtiğini, Dokunmadan noktasına virgülüne, Yağmur yüreklim anlat bana! Bende âşık’tım “be” sana. Söyleyemedim, suskunluklarda sevdim seni. Keşke görme şansın olsaydı, Yüreğimin neresindeydi yerin. Her nefes alışımda hep sen, Sendin… Ben seni dilde sevmedim “be” yağmur yüreklim. Firari gönlümü sende mahkûm ettim Kilitledim kalbinin tam ortasına. Beni, sevdanın zindanlarına kapat! Bana içinde sen olan baharları yaşat! Al kutuplara götür fark etmez, Ben orayı cennet yapar, seninle sürgün yaşarım.

Sana, aşkı anlatacak kelimeleri, Çoktan unuttum”be” Sen yoksun artık..! Olmayacaksın da. Varlığımda varlığın bir anlam bulurken, Bu hengâmenin içinde, Sesime bir aks_i seda arıyorum. Mevsimler de bir anlam taşımıyor, Ne geceye sığabiliyorum, Nede gündüzlere… Ben seni işte böyle sevmiştim“be” YAĞMUR YÜREKLİM. (gittin ve bittin) Gamze YAĞMUR 07.06.2010

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Yalancı

Suskunluğuna karıştım gecelerin sırlar sakladım içimde bin bir çeşit. Saatler ketum. Anlam yükleyemediğim satırlarda, Öznesi gizliydi şiirlerin. Bu son oyundu perdesi açılmayan, Sende her şey muammaydı yalancı Vuslat mı ona daha çok var? Belki; acıları törpüler biraz zaman. Dikenler arasında sana katlandım. Bülbül figanlarında suskundu gece Yürek kan için de… Bölme karanlığımın ahengini Bozulmasın güzelliğin sihri Kristal pabuç halâ elimde. Bal kabağına dönmeden umutlarım, Uzak dur! Dokunma yelkovana Dokunma gecemin suskunluğuna! ..

Çatlamış yüreğimden sevgi sızıyor, damla damla, avuçlarıma. Hangi renksin sen? sürükleyip savurduğun hangi mevsimin yağmuru? Yalanlarına çarptığım nasıl, Bir taş yüreksin? İçinde hep kaybolduğum Dipsiz Kör kuyumusun sen?

Suskun gecelerimde yok olduğun, En büyük yalancısın Aşk değil ıstırapsın…

Yıllar önce uğurlamıştım seni Dönme bana,yanmasın canım sana değil aşka aşığım…

‘’Uğrama dünyama çünkü; sen en büyük yalancısın’’

Gamze YAĞMUR.

16/12/2012 Müjgan Asıl Kefeli www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Yalnız değilsin

YALNIZ DEĞİLSİN Sokak lambaları daha fazla ışık saçıyor. Gözlerin gibi, Yağmur bir başka çiseliyor. Bırakıyor yüreklere aşk melodisini. Haykırıyorum şimdi yalnız değilsin, Ben varım. Bu gün yarın, Yarından sonra… Bahçede zeytin ağaçları altında, Papatyadaki seviyorum falında, Çarşıda pazarında terastaki manzaranda, Kamelyandaki kahve içtiğin masanda, Yalnız değilsin. Ben varım. Kümesinin etrafında, Omlet yaptığın mutfağında, Denizinde kumsalında, Balık tutuğun oltanda Sandalında küreğinde, İzin verirsen yüreğinde! ! Ben varım. Güneşinde yıldızında, Gece parıldayan yakamozunda, Neptün Venüs Uranüs marsta, Yaşadığın dünyanda yalnız değilsin. Ben varım. Çiçeğinde dalında, Peteğinde balında, Baharında yazında, Sofrandaki lokmanda kaşığında tabağında, Her an yanı başında Yalnız değilsin ben…

Ben varım. Gamze YAĞMUR. 01.12.2009 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Yalnız saatler

YALNIZ SAATLER Bu günde yalnız saatleri me, Merhaba dedim. Dünyaya geldiğim ilk dakikalarda başladı Yalnızlığım. Ben yıllarca bu eserin bestesini yaptım. En kalabalık salonlarda bile ön sıradan Yerimi kaptım. Drama komedi müzikal, Hepsinin altına imzamı attım. Yalnızlar sokağında, Yalnızlar apartmanının ilk katında, Yalnızlığımla yaşamaya başladım, Yalnızlık dediysek o kadarda değil! Şarap ve sigaramızda her akşam yarendir, Gönlümüze, gönül hanemize, İçeriz bize bizim gibi, Yalnızların şerefine. Gamze Yağmur23.05.2009 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Yalnızlar Kasabası

Ücra bir köşede unutulmaya yüz tutmuş yalnızların, yalnızlığı tercih edenlerin kasabasına hoş geldiniz. Dağların eteklerinde denizle derenin birleştiği koya kurulmuş, küçük köy görünümlü kasabadır burası. Yazları birkaç meraklı, tatil için gelir. Burada yaşayan insanların bir hikayesi vardır. Kimisi vurgun yemiş, kimisi balığa çıkıp bir daha dönmemiştir. Burada yaşayan topu topu altı,yedi hane vardır. Terk edilmişlik izlenimi bıraksa da yinede huzur veriyor insana sakinliği… Edindiğimiz bilgilere göre yöre halkının geçim kaynağı balıkçılıkmış. Kasabanın gençleri iş imkanı olmadığından göç başlamış,terk etmişler buraları büyük şehirlere, kalanlarda birkaç yaşlı …Balıkçılık yaparak yaşamlarını sürdürüyorlar. Eşleri el işi hediyelik eşya yapıp eve katkıda bulunmaya çabalıyormuş. Köyün en yaşlı Veli amcası, sert görünümlü ama yumuşak kalpli,onun,konuştukça hoş sohbet olduğunu görüyoruz.Yaşını sorduğumuzda,daha on sekize girmedim diyor. Alnında hayatın çizgileri bir hayli derinleşmiş olsa da, sevimli yüzü insanın içini rahatlatıyor.Yıllar önce sünger avında vurgun yemiş, ayakları felç olmuş belli etmese de hayata küsmüş, çok sevdiği denizini ancak uzaktan seyrediyormuş - -“Sevginin vurgunu işte böyle olur” diyor ve susuyor… Veli amcayı küçük oğlu hiç bırakmamış,ayrılmamış baba ocağından -“elimde, avucumda tek oğlum kaldı” diyor. Veli amca oğlunun balıkçı olmasını istememiş,ama başka şansları yokmuş…Soruyoruz siz neden gitmediniz, sizi bu kasabaya bağlayan nedir? Diye; Gözlerini ufka dikip derin bir ahhh çekip,başlıyor anlatmaya; -“Babamın babası dedem… Yıllar önce Yugoslavya’dan gelmiş ,dişi tırnağıyla buraları yaşanır hale getirmiş. Çalışıp didinip bir şeyler yapmış” Arkasını dönüp bize uzaktaki ağaçlıklı bir yeri gösteriyor, -“İşte oradaki ev dedemin yaptığı evdir. Bu güne kadar,ne zelzeleler gördü çatlamadı yıkılmadı üç kuşak o evde yaşadık. O gördüğünüz evde üç tarih yatıyor. Buradan gidersem tarih ve geçmişim yok olacak Burayı çok seviyorum vurgun yediğim denizimi de öyle. Kaybettiğim eşimi de burada tanıdım evlendik, dört çocuğumuz oldu. Karşıki köyden gelin getirdim…” diyor ve o esnada gözleri doluyor Veli amcanın, konuşmakta zorlanıyor.Sararmış parmakları gözümüzden kaçmıyor,elini antika sigara tabakasına uzatırken müdahale ediyoruz. “O seni öldürmeden sen onu öldür” diyoruz… “ben yıllar önce zaten öldüm” diyor. “Yanınızda kaç çocuğunuz var? Bir oğlum yanımda, üç kızım evlendi uzak yerlere gitti. Torun hasreti çekmek zordur,en çokta onlar burnumda tütüyor” diyor.Anlatırken dudakları titriyor Daha fazla üzmek istemiyor ve rastgele veli amca deyip ayrılıyoruz oradan. Haziran ayını sabırsızlıkla bekliyor insanlar. Kasaba biraz daha şenleniyor,gelip gidenlerin hareketliliği Oraya can veriyor,Ölü kent olmaktan çıkıyor… Küçük yalnızlar kasabanın büyüsünde kapılıp, Uzun bir süre kalmak için yer bakıştırıyorum Tek odalı bir pansiyon buluyorum. Bir iki hafta derken yazı burada geçirmeye karar veriyorum.

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Kasabaya geldiğimiz ilk gün,burası yalnızlar kent’i dediğimde arkadaşlarım çok gülmüştü.Kendine mi benzettin dediklerinde ince bir alay vardı sözlerinde.Hani haksızda değillerdi. Kasabaya yabancılık çekmedim bir birimizi anladık ve tamamladık. Sabah güneşin doğuşunu izlemek için sahile indim Çok güzel kumsalı vardı.Yürürken martı ve balıkçıların motor sesleri bir birine karışıyordu.Sanki iki farklı radyo istasyonundaki yayının karışması gibiydi. Balıkçıların dönüşünü ağlarını neşe içinde, toplamalarını, martıların bir balık kapma kavgasını izliyordum.Derin bir nefes aldım. Yaşamak her şeye rağmen çok güzeldi. Pansiyona dönerken evlerin bahçesinden gelen hanımeli kokuları,yaşadığımı hatırlatıyor.Allaha şükür ediyorum.Oysa ne zorluklar çekmiştim,kaç kez intihar düşünceleri saplanmıştı beynime. Şimdilerde gülüp geçsem de geçmişe,geçmişim benim gerçeğimdi.Bu güzel kumsalda olumsuzluklarımı oracığa bırakıp, deniz dalgası alıp götürsün, geri getirmesin diye ellerimi açıp her sabah dua ediyorum. Evet… Evet burada kalmalıyım.Ölümü burada beklemeliyim. Bu kasabada beni tutan bir şeyler var ayaklarım kelepçelenmiş gibi adım atamıyorum. Böyle olması üzmüyor,aksine sevindiriyor beni. Veli amcanın sözleri geliyor aklıma,ne kadar öldük desek de bir şeyler bağlıyor insanı hayata. Bu sabah uyandım… Haydi rast gele dedim… Rast gele hayat. 28.09.2012 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Yalnızlar kenti

YANLIZLAR KENTİ Terk edilmişliğin en alasını yaşarken Bu viran şehrin yalnızlık kokan sokaklarında Bir ben birde bende kalan hatıran Var Eski kırık bir bankta oturmuş Cigaramı sararken Tütün kokan parmaklarımda Bir nefes daha içime çektim Yalnızlığımı Burada güneş çoktan unutmuş doğmayı Mevsim hala sonbahar Karşımda kırık dökük bir taka Olsaydı kadehte bir rakı Tabakta bolda roka… Her yudumda içseydim yalnızlığıma Bu viran şehrin boş sokaklarında Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Yalnızlık Varsa Kısmetinde

Yalnızlık varsa kısmetinde Beklemediğin anda oturur dizinin dibine. Sarılır boynuna bakar gözlerinin içine, Kovma beni… kovma! Bir ömür kalayım yanında dercesine büker boynunu İşte o zaman kıramazsın, Kemiklerine işler yalnızlığın ayazı Kurtulamazsın! Öksüz çocuk gibi sığınır sana Davetsiz misafir olur, ilişir yüreğinin kıyısına. Yalnızlık varsa kısmetinde, Göz çukurlarında birikir yokluğu Kirpiklerine yapışır silueti,damla damla düşer yüzüne Gözlerin yanar canın kanar, Acır sol yanın. Yalnızlık… Günün yirmi dört saatinde eteğine dolanır, Seninle uyur, uyanır seninle, ortak olur gecelerine Kovsanda gitmez yüzsüzce yapışır kapı eşiğine. Yalnızlık varsa kısmetinde Sigara paketleri komodinin ayrılmaz parçası, Ömrünü bitirme bahanesi, Parmağının alyansıdır. Hayatını zehiri olup,seni senden almaya taliptir Nikotin kokan nefesinin ortağı olur ciğerlerine çekip, atamadığın muzdariptir. Yalnızlık varsa kısmetinde Uzun gecelerin ilahisidir kuş sesleri Bir kedi mırıldanması,rüzgarın uğultusu Cesaret olur sabaha… Gözlerin kilitlenir perdenin küçük oynaşmalarına Hop oturup, hop kalkar yüreğin Ecelin nefesini hissedersin ensende. Yalnızlık varsa kısmetinde, Sana çıkan yollar, bir bir kapanır. Dilenci uğramaz kapılar sağır, Yaslandığın duvarlar rengarenk hüzünle boyanır Hüzzam şarkılarının istek saati başlar, Çünkü; istemesende artık yalnızsındır. Yalnızlık varsa kısmetinde, Dünya boştur gözünde,tersine akar yetişemezsin Kum saatine… Dal bulamazsın tutunacak, Güller bulamazsın koklayacak, Panik içinde kendinden kaçarsın köşe bucak Dört mevsim hazana teslim olursun, Yalnızlık toplarsın kucak kucak. www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Yalnızlık varsa kısmetinde Koskoca bir kent yıkılır üzerine Ayak izlerini takip edersin, bulurum diye Kimsesiz kalmışsındır bir sokak köşesinde, Ne aradığının farkında olmadan Döner durursun kendi ekseninde, Yürürsün duvarlara çarparak Ve kayıplar listesinde isimsiz bir garipsindir artık. Yalnızlığınla büyürsün,her gün düne katlanarak… Gamze YAĞMUR 27/03/2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Yalnızsın Ben Gibi

Nasıl da mutsuzsun dökülen yapraklar arasında. Görmesinler bilmesinler istersin, bilmesinler yalnızlığını. Suskunsundur… Ne yapsan nafile, işte; saklayamadın gün gibi aşikarsın orada. İkimizde biliriz ki Ahde vefa kalmamıştır dostlarda. Derin çizgiler doldursa da asırlık gövdeni, kahredersin bu yalnızlığına.. Sen de ben gibisin Bir mevsim hayat dolu, şen şakrak, Bir mevsim hazan çöker üzerine Sararıp dökülürsün Tek tek. Kim bilir? Ne söylenmemiş sözler ne kahkahalar saklıdır Kırık tahtaların arasın da, Ne umutlar sararmıştır İmkansızlıklar deryasın da, Düşündükçe Dalar gider gözlerin Tanımadığın başka yalnızlıklara.

Kaç delikanlı buluştu sevdalısıyla Kaç masum göz yaşları döküldü Kırık tahtalarının arasına. Elinden bir şey gelmedi sustun… İstemesen de şahit oldun ayrılmalarına.

Şimdi de ben geldim sana Bak! hazan yaprakları döküldü ayaklarımın yanına Yürüsem ezilecek, Kalsam beni kahredecek. Aldırma sen bana Alıştım; Soğuk ve ıssız mevsimlerde, yalnız yaşamaya

Gamze YAĞMUR www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Yanımda Sen Olursan

Sen olursan yanımda Dörtnala giden zamanın dizginlerini dolarım, Akrep’in boynuna. Gem vururum üzerimize sarkan ayrılığa. Müjdeleri asarım dilek ağacına Aşka dair yasakları azat ederim sonsuza. Sen olursan yanımda Tadını çıkarırım varlığının Hücrelerine yerleşen yüzsüz misafirim Yüreğimin gergefine işlerim renk renk Sevgi motifli desenlerde Tokluğunu yaşarım sana doymuşluğumun Tıka basa…

Sen olursan yanımda Hazanlar mavi mavi koşar bana Pembe akşamlar gülümser gözlerime Uzaklara dalmışlığımı bırakıp geçmişime Varlığına sımsıkı sarılışımın heyecanı ulaşır zirveye. Kumru muhabbeti koyuluğunda Doyumsuz sabahlara uyanırım mahmur gözlerinde Yanımda sen olursan Gönül dağıma beyaz bulutlar düşer Örter ayrılıkların üzerini Başımdaki sevda geçit vermez gitmelerine Durgun sularda yakamoz pırıltısı güzellik katar Nefes aldığım her günüme. Yanımda sen olursan Gökkuşağı altında, Uzaklara dalmışlığımın acısını hissetmem içimde Yokluğunu maziye gömerim bir çırpıda Mutluluğun raks edişine alkış tutarken, Kuruyan gözlerimden aşk olup taştığında Katre katre sen dolarsın yüreğime Yanımda sen olursan Ömrümü bölerim sevgi günlerine Yokluğunun saniyelerini çarparım varlığımla Elde kalmış artık zamanı toplar, Eşitlerim ikimizi parmak hesabıyla ‘’yanımda sen olursan var ya’’ Gamze YAĞMUR 05.11.2013

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Yarım Kalan Hikâyemiz

Beyaz sayfalarda başladı hikâyemiz Sonunu bilemediğimiz uzun bir yolculuk gibi An geldi mola verdik An geldi tekli koltukta yola devam ettik Gözyaşı olduk vedalarda Çocuklar gibi sevindik kavuşmalarda Ne olduda virgüle takılı kaldık Nokta koyamadık sonumuza İkinci paragraf açtık sayfaya Aynı şemsiyenin altında kafa tuttuk yağmura İnat edip gülleri soldurduk defter arasında Lâl olan dilimiz seviyorum diyemedi Sanki gözlerimiz sonsuza sustu konuşturamadık Uçurum kenarına tutunan çiçek gibi Sarılamadık sevdamıza Sarılamadık can olup canımıza Tamamlanmayan hikâye olduk sonunda

Son sayfaya kadar nasıl geldik bilmiyorum Zaman aşımına uğrayan yaprakları sararttık Kelime bulup devamını yazamadık Üç noktadan kaldı hikâyemiz Eş olamadık seninle Sevgili olmayıda beceremedik Bir perdede tek kişilik oyunun figüranı gibiydik Boş salonda alkış sesleri duymadık Sahne ışıklarıda vurmadı yüzümüze Geniş hayaller kurduk her renkte Fakat kendimizi sığdıramadık içine

Bize ne oldu sevgili? Yazmaya kalksam seni İç sesimi susturamam İsyanımı bastıramam yarım kalmışlığımızın Ne kâgıt yeter ne kalem Nede konusu biter bu hikâyenin Öyle bir yerden başlarım ki yazmaya İnanamazsın yaşadıklarımıza İnanamazsın nasıl mutlu sonla bağladığıma Sabahları sana uyandıgımı okursun Soluk soluğa...

Gamze YAĞMUR 16/11/2015

Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Yarısı Kırık Kalem

Gözlerinde ki perde gizliyordu duygularını Anlamsız bakışların da sevgi var mıydı? Kırık kalemden düşen satırlar da, Aşk sözlerinin yerleri eksik yazılamadı Şaşkın! O, büyük sevgi nasıl silinmiş, Sevgi dolu gözlere nasıl düşmüştü hazan?

Yarısı kırıktı kalemin O’na yazıyordu mum ışığında Sonra; mum ışığı alev alacaktı umudunda Saklayacaktı her harfi, kırılan sol yanında Sabahlar çok uzaktı şair yüreğe. Özlem yüklediği şiirleri isimsiz Ünlemler şimdiden öksüz kalmış satırlarda Oysa bitimsizdi inandığı aşk Dün den yarına koşacaktı arkasından Yorgunluğa dem vurmadan.

Elinde sevgi halatı avuçları nasır bağlamış Çektikçe incelen ha koptu ha kopacak aman! Nereden geldi bu noktaya? Çapraz sorgular da beyin iflas Ah! Bu deli yürek Soluk soluğa hayal peşinde Yeniden aşkı yakalayacak belki de Sarı yapraklar ezilecek ayak altın da Hüzünler bir adım önde Bu yarışın galibi belirsiz Karar çıkar mı bu aşkta Yarısı kırık kalem eskisi gibi yazar mı yeni baştan?

Duyguların nefesi kesik yolun sonuna daha çok var Yarı yolda bırakmadı mı yar? Ve yine mevsim sonbahar Çarpıyor hüzün duvarlarına aşk Güneş yarım doğuyor bahtına Şanssızlar kervanına bir yolcu daha.

Resimlerde bir gözleri kalmış gerisi silik Yeni bir dünya bulup O dünyada onunla olma derdine düşmüş Bir aşık garip Hayat yormuş dizleri kırık Ne kadar dayanır ki yürek zayıf.

Alnından kaşların inen çizgileri derin www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Aşk kaçıncı asırda çıkacak karşısına? Asırlık sevgi söz ettirecek mi kendinden Bekleyecek… Bekleyecek, sevgiye ömrünü adarken Yazacak yorulmadan, Yazacak… Hüzünleri çıkartıp atacak hazandan Yarısı kırık kalem elinde hep kalacak…

Gamze YAĞMUR 10/09/2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Yazamıyorum Sana Gönlümce

Önümde sararmış boş bir kagıt, Elimde kara kalem… Nereden, nasıl başlasam bilmiyorum. Alfabenin hangi harfini ayıklasam ki Seni kırmadan birşeyler karalayabilsem? . Birkaç gündür sıkıntı var cümlelerimde İki yakası bir araya gelmiyor, Ne söylesem devrik ve Eziliyorum her seferinde. Zaman aşımına uğramış ifadeler Anlam kargaşası taşıyor satır aralarından Seviyorum demeyi de beceremedim bir türlü, Boğulup gideceğim yirmi dokuz harf içinde. Kelimeler lal… Kendimi anlatmanın acemilği var kalemimde, Tıpkı sevgimi anlatamadığım gibi. Onda da özürlüyüm belli.. Çıkmazlar içinde çırpındıkça batıyorum. Okunası cümleler bir araya gelmiyor, Bir kelimede anlatmak kolay değil sevgimi Her satır anılar çıkmazına giriyor, Yollar kapalı şimdi… Sararmış yaprak, boş boş bakıyor bana Onuda buruşturup atmaya kıyamıyorum. Saatlerce gözlerimin önünde akıbetini bekliyor Dayanamıyorum… Başlıyorum, bulut yüklü gözler çizmeye Ruhsuz, donuk bakışlarını görüyorum Titriyor ellerim avuçlarım ter içinde, Kalem düşüyor elimden Firar etmenin özgürlüğünü yaşıyor Sevinçle… İstesemde yazamıyorum, Yazamıyorum sana gönlümce… Gamze YAĞMUR. Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Yazmak Geldi İçimden

Okumayacağını bile bile Yine yazmak geldi içimden. Sessiz sedasız gidişini Hayal gibi hayatımdan geçişini, Parmak uçlarında ufak ufak adımlarla süzülüp, Neden siz, Tutarsız, Sebepsiz, Kayboluşlarının hesabını soracaktım, aklıma düştün olmadı yapamadım, Vaz geçtim…soramadım. Okumayacağını bile bile bunları yazacaktım işte Sen den sonra buralara bahar erken geldi Erken oluştu goncalar. Yağmurlar bile bir farklı yağıyor Süpürüp götürmüyor anıları. Dallarda çiçekler ve kuşlar düğün havasında karşılıyor baharı. Okumayacağını bile bile, Bunları yazacaktım işte. Dün hikmet amca seni sordu, Duymazlıktan geldim Deli oğlan yine başına bir iş alır dedi Sözlerini tamamlamadan burnunu çekerek, göz yaşlarını gizledi Belli ki o da özlemişti… Bilirsin mahallemizin en babacan insanıdır Seni de çok severdi Okumayacağını bile bile, Bunları yazacaktım işte Yokluğunda çok şeyler değişti, Giderken bıraktıkların yerli yerin de değil Emektar bakkal hasan amca sizlere ömür. Eski çeşme yine aynı Musluğu tamir olmuyor yine de yaz sıcakların da İmdadına yetişiyor gelip geçenlerin. Bunları da yazacaktım işte, okumayacağını bile bile. Artık gün batımlarında hüzünlenmiyorum, Baktığım renkler seni anlatmıyor bana. İçim acımıyor… Bahar ın yeşilliklerini gördüğüm de; Gözlerin gelmiyor aklıma. Alıştım hüzünlere Şarkılar bile bir başka dinliyorum Hepsi neşe den yana, Okumayacağını bile bile bunları yazacaktım sana.

Susmak geldi içim den Ne çok özlemişim seni ben. www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Sustum işte…

Gamze YAĞMUR 23.02.2012 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Yedi tepe sevdaydın

YEDİ TEPE SEVDAYDIN Çamlıcadan rumeliye uzanan, Yedi tepe sevdaydın sen. Tamda; Altın boynuzda gün batıyordu, Arkanda siluetlerini bırakarak Ayrılmak olurmu şimdi bu güzelim şehirden? Uzaklara bakıyorum yine sen ve Hep sen… Yitik kentte sevgi ve özlemle bekleyen biri, İşte o da ben. Kız kulesinde kahvaltı, Galatada balıkla rakı Yine arıyorum Banklarda kalmışmıki bir parça anı. Bu gün anladım seninle güzelmiş her şey Sen yaşatmışsın yedi tepe sevdanı. Kanılıcada ayran Aşiyanda çay, Göksuda sandal sefası Bir resimde bize al! Olsun İstanbul hatırası. Bende gidiyorum buralardan, Anılarla hayalleri atıyorum boğazdaki en derin yere. Bulutlarda uçmayı bıraktım ayaklarım gidiyor Bilememki adres şimdilik nere? Sen; İstanbul’a ben sana aşıkken Neye yarar İstanbul? Bu şehirde seni kaybetmişken… Gamze YAĞMUR

13.04.2011 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Yeniden

Başaklar bile daha sararmamış Bu hangi mevsim, hangi hasat? Hazan mı düşmüş gül cemaline? Göz pınarları kuru, gam, kasavet çökmüş üzerine. Korkar olmuşsun titriyor yürek Uzak mevsimler gibisin kaçışların muammalı. Gözlerinden gözlerim mi silinmiş? Perde arkası bakışlarında ne imalar saklı? Başka gönüllere kurulmuş otağ Gel gör ki, yüreğinde yüreğim kan revan Pişmanlık yerleşirse bir bir gamzelerine Yanaklar dönüşür çöldeki susuz güle Anlatamadığın yığınla dertlerin, katre katre dizilirse önüne Dinleyen olur mu, dağlar ve denizler sırt döndüğünde. Derlenip toplanmış kara fiyonk bohça üstünde Son kez düşün! Mahkumiyet kendi ellerinin içinde. Unutmayı göze alma cesareti nerede? Düğün dernek kurulmuş ayrılık çanları çalıyor aralıksız Ölüm fermanı mı çıkmalı, Ya da yakıp yıkmalı mı? Benim olmayanı! Aşk sevgiden yoksun kaldığında Tek kişilik hayat devam edecek, aşkın zindanlarında Umutlar kilitli kalacak tahta çeyiz sandığında Arkanda kalan mutluluk kadere ipotekli. Ayaklar geri gidiyor adımlar tutuk Beden taştan heykel ve bir ruh Aşk sessiz… Gözler yeniden gülebilir mi katıla katıla? Zaman çarkı yeniden geri işler mi, Geri gelir mi kayıp anılar, Heba olan umutlar nasıl bulunur ki, Telafisi var mı? Dolu dolu yaşanan aşk hangi zaman diliminde unutulur? Bu romana son noktayı koymadan Belki yazılır baştan O yar pişmanlıkları silip geri döner Belki; sever yeni baştan… Gamze YAĞMUR. 4/07/2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Yeniden Sevmeliyim

Seni beklemeliyim ve sevmeliyim yeniden Gecenin kara rengini gözlerinden çekip almalıyım Her sabah yatağının ucuna Güneşi ve sevgi kokan Bir demet gülü bırakmalıyım usulca Bu gün ki bensizliği yaşamamış sayıp Güldürmeliyim yarınlara. Sevgimin yeniden doğuşuna şahit olan dakikalar Tan yerine aşkın gelişini müjdelemeli sevinçle. Çatık kaşlarının arkasında gizlediğin Sevgi dolu yüreğine bir kez daha giriyorum? Bütün cesaretimi toplayıp Gamzelerinde parmaklarımı gezdiriyorum şefkatle Yumuşak tenine çekinerek dokunup, Her nefes alışımda kalp atışlarını duyuyorum Aralıksız.

Yüzündeki derin çizgilere yerleşmiş Hoyrat yaşadığın yılları görmezlikten gelip Seni yeniden sevmeliyim diyorum Film karelerine her buseni yerleştirip Gözlerinden düşen damlalar arasından Gülmelerini ayıklıyorum tek tek Resimlerde belgeliyorum rengârenk. Acımasız bekletişlerinin hesabını sormaktan vazgeçip, Seni affetmeliyim hep. Her gelişinde heyecanla titreyen dudaklarımı Suskunluğa kilitlemeliyim sıkıca Karşı konulmayan duygularıma yenik düştüğümde Hesabını kolayca vermeliyim kendime? Zaafımın kırılma noktasında Tekrar karşılaştığımızda Depremlerine maruz kalacağımı biliyor olsam da Ziyanı yok. Şiddetle sarsılsam da en derin yerinde, Parçalara bölünüp enkazlarında kaybolsam Olmadık zamanlarda yaşasam da artçılarını Seni yeniden seviyorum. Belki; Bu seferde vurup geçeceksin yüreğimin kıyısından Kırılıp dökülsem de arkandan Nazına dayanmak ne mümkün Masum bakışlarının hatırını çiğneyip geçmek imkânsız Elimde olmadan, Yine; can yakan bakışlarına kanacağım. Gidersen sensizliğe… Hıçkıra –hıçkıra yine loş sokaklarda ağlayacağım Yokluğunun ayazlarında buza dönse de yüreğim Sana olan aşkımdan damla damla eriyeceğim. www.Antoloji.Com - kültür ve sanat "Kararlıyım senin için alev alev yanacağım, Gelişinle gidişin arasında ki zaman dilimine nasıl katlanacağım? ’’

Gamze YAĞMUR 03/12/2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Yinede istiyorum

YİNEDE İSTİYORUM Yürekten silmek kolaymı? Silmeye çalıştıkça daha derin yazılıyor Kaçtıkça bağlanıyor, Bağlandıkça Uçsuz bucaksız özlüyorum. Ve anladımki... Ben, Ben seni çoooook seviyorum Yürekten silip atamıyorum. SORUYORUM Özlemleri m nasıl azalır? Bunca uzaklık varken. Elini uzatsan tutamıyor, Sarılmak istesem dokunamıyor, Haykırsam! ! Sesimi duyuramıyorum. Ve ben yinede, Seni çoooook istiyorum. Sabah kollarında uyanmak, Akşamları yolunu Beklemek, Bunlara hakkım yok biliyorum ama! ! Ben yinede seni çok istiyorum. Takvimden yeni bir yaprak daha eksildi. Son baharda bitti… Sensiz bir gün daha, Senden uzakta Kurumuş ağaç misali. Can çekişsede ruhum, Son nefesime kadar seni beklerim Bitmedi bitemez bendeki bu umudum. Biliyorum hakkım yok ama Ben yinede sen çok istiyorum. Gamze YAĞMUR 21.12.2009 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Yoksun

YOKSUN Çınar ağacı gölgesinde kayboldu aşkımız. Şimdi yitik zamanlara gebe yarınlarımız. Sen yoksun..! Kayboluşlarının başlangıcındayım, Tek yolcu almadan, Demir aldın gönül sularından. Sen yoksun..! Gözlerim uyanmaz olmadığın sabahlara, Habersizce de girmem artık rüyalarına, Bir avuç buz basarım, yüreğimin yangınlarına. Aldırma sen, yaşadıklarıma. Sen yoksun..! Suskunluklarda susar, Alışır! ağır aksak geçen zamana, Bakışlarım donuk, Yüreğim yorgun, Hayat durgun… Sevda yosun bağlamış, Yas tutar giden geminin ardından. Sen yoksun..! Gelecek günler siler, senli hatıraları, Beklemem gelecek haberini. Dalmaz gözlerim..! Siler benliğimden hayalini, Silüetlerinin koşarak yok oluşunu izlerim. Uzak dağların ardına, Özlemlerimi sürgün ederim. Mecnun olup düşmem çöl yollarına, Sormam kurda kuşa, Sen yoksun ya! Alışırım seni sensiz yaşamaya.

Gamze Yağmur Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Yorgun Gönlüm

Bu gün bir durgunluk var gönlümde Zaman’ın hangi sensizlik dilimindeyim? Hatırlamıyorum. Saatler çoktan bizli dakikalarda durmuş Ay sabitlenmiş denize. Yakamozlar sus pus olmuş kıpırdamıyor Sandalcı ürkek; asılmıyor küreklere. Ne bir söz ne teselli, Artık kar etmiyor bu yorgun yüreklere. Hayli zaman geçmiş, Değişmiş her şey birer birer, Kimsesiz kuşlar yuva yapmış terk edilmiş sahillere Lodos da, uğramıyor artık ‘o’ yerlere. Bir ayaza gömülmüş gibi yüreğim, Sırt çevirmiş yeni sevgilere, Oysa ben vaktinden çok önce geliştim sana Kum saati bozulmuş, Akıp gitmiyor öylece duruyor zaman. Kaçıp gitsem diyorum,ama korkuyorum! Sonra yakama yapışır, hesap sorar sevdam. En iyi bildiğimiz şey kavuşmak diyorduk sevmelere. Oysa biziz şimdi ayrılan.

Bu gün bir durgunluk var bu şehirde, Arnavut kaldırımlarında ayak izlerin de silinmiş Yaprak kıpırdamıyor her şey sessiz… Yıldızlara da kayıp gidiyor,şafaktan habersiz. Şen kahkahalar duyulmuyor Lal olmuş sanki şakıyan diller. Şair yazmıyor artık kırılmış kalemler. Gözler ağlamaklı bir matem havası yaşıyor, Yorgun gönüller de.

Gamze YAĞMUR 02.5.2012 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Yutkun Ayrılığı

Saatler dört nala yalnızlığa koşarken Kelimeler ketum Senden sır vermiyor bana Dur diyemiyorum ağır aksak ilerleyen yıllara sitem savuruyorum fütursuzca Ellerim yine yanıma düşüyor gözlerim boşluğa Gecenin koynuna sokulan ruhum üşüyor İçimin duvarlarında ve Sensizliği titriyorum tepeden tırnağa. Yine kirpiklerimin arasına saklanıyor özlemin Bıçak açmıyor ağzımı Dudaklarıma yapışan isminle kuruyor boğazım Hadi gel de yutkun ayrılığı! Yutkuna bilirsen Sevgi çarkına takılı kalıyor ömrüm Un ufak oluyor kısır döngü içinde Dört mevsimin adı olmuş hazan Koluma burnumu sildiğim Çıplak ayaklı çocukluğumu özlüyorum Zaman zaman. Gözyaşlarım sicim gibi iniyor kucağıma Anılarımın resmini çiziyorum her damlasında Rüzgâr gibi giden yıllarımı geri istiyorum Hadi verin sorgusuzca Canımın acımadığı masum sevgilerimi İade edin İade edin kırılmamış kalbimi bana. Kelimler ben gibi kırık dökük Haberdar değilim yarından Kelepçeli akşamların yalnız mahkûmuyum Mavi gözlerini batan güneşin gölgesinde arıyorum Yaprakları kurumuş ağaç altında Sigaramda sensizliği üflüyorum Duman duman. Bir kahkaha savuruyorum hıçkırıkla karışık Gece suskun ve halim yaman Ah! masum çocukluk yıllarım Ne kadar çabuk gittin benden Aceleyle gelip geçtin hayatımın köşesinden Biraz yaklaşsan yanıma Bir şeyler söylesem kulağına Önce sen terk ettin desem Sonra… Sonrasını sorma

Sesimi duyup birkaç dakikalığına geri gelsen Otursak diz dize Aynı çınara yaslanıp www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Geceyi seyretsek yeniden Ay dedenin arkasına saklansak görmeseler bizi Yüklem siz cümleler kursak Dilimize dolasak tekerlemeleri Hep aynı yerde kalsak bırakmasak sevginin ellerini.

‘’ Gidişlerinde boğazıma takılıyor ayrılık hadi yutkun yutkuna bilirsen’’

Gamze YAĞMUR………..24/06/2014 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Yüreğim Karakış

Daha dün, yazdan kalma bir sarhoşluk vardı Üzerimde. Başımda duman duman sonbahar yelleri esiyordu Yer gök flu Geçen yıldan emanetin kalmıştı şuralarda bir yerde Acele et! Karakış geliyor gönül bahçeme… Tipi vurmuş yüreğime göz gözü görmüyor. Bir yandan kar diğer yanda boran, Geçit vermiyor sevdaya. Saçaklarda buzlar gerdanlık olmuş Bir bir diziliyor bağrıma. Koca çınarlar beyaz örtüye teslim, Rehavete uğramış yıllar teğet geçiyor, Yorgun,belli belirsiz sallanıyor dallar. Eskisi gibi gölgesi yansımıyor yaprakların. Yuvasını kaybetmiş kanadı kırık kuş, Duruyor pencere önünde, Bitkin ürkek ve şaşkın bakıyor gördüğüne Belli ki oda can sıcaklığı arıyor, Bir omuz ki güvenilir. Ayaz yemiş yüreği kan revan. Avuçlarımda minik serçe savunmasız titriyor. Gözlerim dalıyor bir an maziye. Buram buram kestane kokusu yayılıyor odaya Sobanın üstünde çaydanlığın tıkırtısı, Müzik sesine karışıyor. Kapatıyorum gözlerimi Eski şarkıları mırıldanıyorum içimden. Bir odun daha atıyorum. Kor ateş aydınlatıyor odanın duvarlarını, Silüet’in yansıyor pencereye. Camların buğusuna ismini yazıyor Resmini çiziyorum en son halinle. Geçen yılda kar yağıyordu aklımda kaldığı kadarı ile Bu kışta yoksun yollarına çığ mı düştü? Kahretsin; sen düştün yine gönül dağlarıma.

Tabiat beyaz gelinliğini giyinmiş Saf ve temiz Mutluluğa çağırıyor beni sensiz. Geç almışım ‘o’ günlere Bir daha severmiyim oda belirsiz. ‘’Sahi havlar soğuk kalın giyin üşütme kendini’’

Emi… Gamze YAĞMUR www.Antoloji.Com - kültür ve sanat 12.11.2012 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Yüreğimin Kıyameti Kopuyor

Mevsimlerden hazan günlerden ihanet İçimde ha koptu ha kopacak kıyamet. Bir ateş akıyor damarlarımda kan niyetine Ruhum lime lime parçalanmak üzere Bir araya getiremediğim sevgi Kum taneleri arasında birer zerre. Dökülen ümitlerim Harman yerinde hasat beklemede Kirpiğim de hayallerin sallanıyor düştü düşecek İçimdeki ihanetin ateşi yuvarlandıkça Çoğalıp büyüyor sıçrıyor her yere Bakışlarımdan kıvılcım saçıyor Uzak dur gözlerimden Uzak dur! İçimde sönmeyecek cehennem ateşinden İnancım yok oldu, sevgi şimdi sürgünlerde Dilim ketum Zamanı hızla geri sarıyorum Dünyamın etrafına dikenli tel çekiyorum Kapı eşiğime baş koysan da nafile Af edemem ki Lanet okuyorum senli günlere Tüm günahlarının vebali olsun üzerine El içinde, el alemsin Bu gezegen dar gelecek ikimize. Yıllarca nasıl inandım! Bundan sonra bana artık yabancısın Mevsim hazan ve günlerden ihanet! Diyar diyar arasan da, Dilek tutup Kurumuş ağaç dallarına çaput bağlasan da Ellerini Yaradana açıp dilesen de beni Yorma kendini! Tek zerre mi bulamayacaksın Çöllerde aşkını arayan mecnun olmayacağım Farkında olamadan yıllarımı heba etmişim Hak etmedikleri mi yaşamışım Ne kadar sağırmış yürek Sana değmezmiş meğer İnandığım doğruları yok saymıştım sevgi uğruna Büyük oyuncusun helal olsun sana Şimdi güle güle diyorum alkışlarımla Her şafak söktüğünde yudum yudum Sensizliğimi içeceğim sabaha Ve sabaha ağlamayacak gözlerim. Güneşe banacağım içimin yangınlarını Dönüp gelsen de mevsim yine hazan kalacak Sağanaklar gizlenecek bulut arkasına www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Yeniden yakalanmayacağım sağanaklarına. İhanetini nasıl söküp atacağım? Yaftası yüreğime yapıştı bir kere Silinip zaman aşımına uğramayacak Olduğu yerde sabit suçlar, Yoruldum artık benden bu kadar… Gamze Yağmur 03/10/2013 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Yüreğinide al git!

YÜREĞİNİ DE AL GİT! Sanma ki yaşayamam, Sanma ki, nefes alamam senden sonra! Koysamda başımı omuzuna Dolanmış olsa bile kollarım boynuna, Yolcusun! İstesem de, tutamam artık seni yanımda. Eylül akşamlarının”o”ılık rüzgarlarında Karışsa da saçların saçlarıma, Sen yinede yüreğini al… Git benden, Git çok uzaklara. Sanma ki mutsuzum, Sanma ki umutsuzum… Oluruna bıraktım duygularımı, Buzdan kalp değildi taşıdığım, Kırılmadı, İncinmedi, Yara aldı biraz sol yanından. Sen yüreğini de al, Bir an önce git buralardan! Sanma ki korkağım! Sanma ki sevgiye uzağım. Kaç gemi demir aldı “bu” limandan, Kaç yürek el salladı senin ardından? Sana dur diyemem! Dudağıma yapıştı iki kelime, Söylemem, söyleyemem… Unutma! yüreğini de götür giderken, Hiç benim olmadı… Benimde değildi ki zaten. G.Y 24.06.2010 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Yürek yarama

YÜREK YARAMA Ne çok sevdim seni,adını kazıdım dağlara. Gördüğüm bir çift göze sen diye baktım. Herkeste senden bir parça aradım. Kah düştüm, Kah kalktım, Bir gün Sende ben gibi yanacaksın! Umutlarımı hiç kırmadım. Seyyah olup yollara düştüm, Şarkı olup dillere, Aşık olup gönüllere… Divane olup peşine düştüm. Ne çok oldu benden gideli Hatırlayamıyorum, yüzünü gözünü, Hatta o sımsıcak ellerini. Bir gün bile vaz geçmedim senden, Yaşattı yüreğim olmayan hayalini. Ateşe atsalar sevdan gibi yakmazdı, Tufan olsan gözlerin kadar ıslatmazdı Dağlar üzerime gelse, Senin kadar yıkamazdı, Dev dalgalarla sürüklensem! Ölüme… Ölüme böylesine Nefesim kadar yakın olmazdım Depremler sallasa da dünyayı, Yokluğun kadar sarsılmazdım. . Ben sana yanarım… Ben sana yıkılırım… Ben senden çok ölüme yakınım. Ve yeminim var..! Son nefesime kadar, Bu canı, yoluna adarım

Gamze YAĞMUR 10.04.2010 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Zemheri ve Çocuk

Elinde ki kuru ekmeğin ucunu ısırdı çocuk. Soğuktan kilitlenmiş gibiydi çenesi, Çiğnemekte zorlanıyordu lokmalarını, Yutkunamadı. Parmakları morarmış, titriyordu dudakları Ve çocuk farkında değildi yaşadığının. Etrafında olup bitenleri algılamadan bakıyordu, İnsanların koşuşturmaları, Gülmeleri anlamsız geliyordu. Beklide zamanın en anlamsız yaşam diliminde Tutunuyordu hayata. Fırının önüne oturdu… İçerden gelen sıcak ekmek kokularında Isıtıyordu, çelimsiz bedenini Açlığını doyuruyordu simit kokusunda. Zemheri, ona da uğramıştı acımasızca. Hava git gide soğuyordu Yarının ne olacağı umurunda mıydı? O hep yarınsızdı… Akşamı nerede yakalayacaktı Hangi gecenin, koynunda ısınacaktı çocuk! Ya köprü altı, ya tren istasyonlarında, Karşılayacaktı gece ayazını. Bir köpek yavrusu yaklaştı O da korkmuş belli ki, üşüyor ve sahipsizdi. Bir parça kuru ekmek düştü onunda payına. Kucağına alıp kuytu bir köşe aradı, Kolunun altına sıkıştırıp ısıtmaya çalıştı İnsan sıcaklığında. Lapa lapa yağan karda beyaz bir umut var mıydı? İkisine! Soğuktan buz kesmiş nefesiyle, Konuşmakta zorlanıyordu. Adını bile hatırlamıyordu kim koymuştu, Var mıydı bir adı ‘’Ama o bir zemheri çocuğuydu’’ Nerden geldiğini, Nereye gideceğinin hesabını yapamıyordu Sanki dünü hiç olmamış gibi, Yarına dair yoktu hayalleri. Sadece güneş olmak istedi çocuk. Koluna sildi gözünden dökülen taneleri, Üzüm gözleri boncuk boncuk. Ağlama sen; zemheri kadar dayanıklısın çocuk! Gamze YAĞMUR

20/12/2012 Müjgan Asıl Kefeli www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Zindan

ZİNDAN Karanlık soğuk rutubetli sanma sakın, Aydınlattı zindanımı o güzel bakışların. Hücremin duvarlarını ısıttı, Ruhundaki sıcaklığın. Kokun sindi, Odamın en ücra köşesine, Mutluyum..! Beni yüreğinden sürgün etsen de, Hiç üzülmem kırılmam, Beni sevsen de Sevmesen de. Altın kafes içinde, Tutukludur sevda, İsterimki müebbet olsun, Bana verdiğin ceza… Aşk yolunda kutsaldır çekilen, Hem cefa,hem eza Bilirim,uzundur sana karşı suç listem. Gözlerinin büyüsüydü,beni sana çeken. Ne çıkarki hiç sevemediysen. Boynum kıldan da ince… Korkmadan gidermiş ölüme İnsan böyle sevince Gamze YAĞMUR 19.10.2009 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat Zor mu Geldi?

Bir avuç hayat bir avuç mutluluk, Bir ömür bensizlik bıraktım sana Çok şey istemedim Beklediğim bir yudum şevkatti Taşıyamadın sevgimi ağır geldi sana Vefası eksik yarim zor mu geldi? Cümlelerim tükendi altını çizemedim. Ne yaptıysam sevgiyi öğretemedim Son şansın bendim laf dinletemedim İçten gülüş tatlı bir söz yeterdi, Vefası eksik yarim çok mu zor geldi? Aldırmıyorum artık bıraktım seni sana Değmezmiş bu aşk için yanmaya. Eylül hüzünleri kaldı yine bana Yüreğime değecek bir sözün yeterdi Vefadan eksik yarim çok mu zor geldi? Derdimi sana anlatmakla yoruldum Kalbimin en yüce köşesinde tahtını kurdum Damla değil okyanusları sundum Bana bir adım gelmen yeterdi, Vefası eksik yarim bunlar çok mu zor geldi? Yok işte başka yolu Sen bir yana ben bu yana. Gördüm ki hürmetin kalmamış bana. Yüreğim yüreğini hesapsızca sevmişti Vefası eksik yarim Bunları anlamak çok mu zor geldi?

Gamze YAĞMUR 11.09.2012 Müjgan Asıl Kefeli

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat