T.C. ĐSTANBUL ÜN ĐVERS ĐTES Đ DEN ĐZ B ĐLĐMLER Đ VE Đ LETMEC ĐLĐĞĐ ENST ĐTÜSÜ
MU ĞLA ĐLĐ VE ĐLÇELER ĐNDE KIYI ALANLARI YÖNET ĐM PLANLAMASI
YÜKSEK L ĐSANS TEZ Đ
Đbrahim UZAL Deniz Đ letmecili ği Anabilim Dalı
Danı man Prof. Dr. Ertu ğrul DO ĞAN
EK ĐM, 2006 T.C. ĐSTANBUL ÜN ĐVERS ĐTES Đ DEN ĐZ B ĐLĐMLER Đ VE Đ LETMEC ĐLĐĞĐ ENST ĐTÜSÜ
ĐBRAH ĐM UZAL tarafından hazırlanmı ve sunulmu “MU ĞLA ĐLĐ VE ĐLÇELER ĐNDE KIYI ALANLARI YÖNET ĐM PLANLAMASI” ba lıklı tez DEN ĐZ POL ĐKASI Bilim Dalında YÜKSEK L ĐSANS Tezi olarak kabul edilmi tir.
Tez Danı manı Prof. Dr. Ertu ğrul DO ĞAN
Jüri Üyesi Doç Dr. Z. Selmin BURAK
Jüri Üyesi Doç. Dr. Cem GAZ ĐOĞLU
Jüri Üyesi Doç. Dr. Fatih M. ADATEPE
Jüri Üyesi Yrd. Doç Dr. A.Sinan DEM ĐREL
Tez Savunma Tarihi: 03.10.2006
ÖNSÖZ Denizel çevrenin bir parçası olan, deniz ile karaları birle tiren kıyılar, sundukları do ğal, kültürel ve ekonomik kaynaklarının yanı sıra, estetik özelliklere de sahiptir. 1950 lerden sonra ba layan kitle turizmi, bu alanların turizm açısından de ğerli oldu ğunu ortaya çıkarmı tır. Bu nedenle turizm amaçlı insan aktiviteleri bu alanlara kayarak, kıyılar üzerinde yo ğun nüfus baskısı meydana getirdi ve kıyı alanlarının var olan dengeleri üzerinde olumsuz geli melerin ortaya çıkmasına neden oldu. Çalı ma alanımız olan Mu ğla ili de, ülkemizin en uzun kıyısına sahip ve ülke turizminin önemli kaynaklarındandır. Henüz tam olarak bozulmamı do ğal, ekolojik yapısı ve tarihten gelen kültürel zenginli ği, iklim artları ile turizm sektörü için önemli bir alan olmasının yanında, yer altı zenginlikleri, balıkçılık, tarım gibi ekonomik kaynakları ile de ülke açısından önemli bir bölgedir. Turizm sektörü son yıllarda o kadar hızlı geli ti ki, tatil amaçlı bölgeye gelen turistler bu e siz güzellikleri görerek, özellikle kıyı alanlarında tatil amaçlı konut edinmeye ba ladı. Turizm sektörü de talebi kar ılayabilmek için yatırımlarını artırdı. 1980’den sonra hızlanan bu süreç, Turizm Te vik Yasası ile yükseli e geçmi tir. Ancak bu arada herkes için önemli olan planlama unutuldu. Bilinçsiz olan halk, kısa zamanda elde edece ği rantı dü ünerek, zaten %97 gibi bir oranı sorunlu olan tarım arazilerini nakde dönü türmeye ba ladı. Balıkçılık sektörü ile turizm sektörü sorunlar ya amaya ba ladı. Sonuçta kıyı alanlarının yönetimi ile ilgili büyük sorunlar ortaya çıktı. Bu sorunlarla ba a çıkmada, geleneksel yönetim modelleri yetersiz kaldı. 1990’lı yıllardan sonra sorunların çözümü ülkemizde de kıyı alanları yönetiminin gereklili ğine inanılmaya ba landı. Çalı mamızda bu gereklili ğin, Mu ğla içinde zorunlu oldu ğu dü ünülerek, sorunların çözümü ve sürdürülebilir bütünle ik bir kıyı alanı yönetim planlaması için, Mu ğla ile ilgili bilgiler derlenerek, Mu ğla’nın kıyı alanlarının, sorunlarının tespiti ve bu çerçevede öneriler getirilmeye çalı ıldı. Çalı manın hazırlanması a amasında, Mu ğla Üniversitesi dökümantasyon merkezi yetkilileri, Prof. Dr. Erdal ÖZHAN’ın editörlü ğünü yaptı ğı, Türkiye’nin Kıyı ve Deniz Alanları Ulusal Konferansı Bildiriler Kitapları ile hukuk konusunda tez danı manım Prof. Dr. Ertu ğrul DO ĞAN ile Doç Dr Selmin BURAK ve Dr. M.Ali AKKAYA’nın hazırlamı oldu ğu Türkiye Kıyıları kitabı yol haritam oldu. Ayrıca bilgi ve birikimlerinden yaralandı ğım Prof Dr. Ertu ğrul DO ĞAN, Doç Dr. Cem GAZ ĐOĞLU ve Dr. Mehmet Ali AKKAYA’ya ve tez a amasında sabırlarını esirgemeyen aileme te ekkür etmeyi bir borç bilirim.
ÖZET Mu ğla Đli ve Đlçeleri Kıyı Alanları Yönetim Planlaması Đbrahim UZAL
Kıyı alanları tarihi süreç içersinde toplumlar için çekici alanlar olmu , insanlar tarih boyunca öncelikle kıyı alanlarında yerle mi , uygarlıkları ve kentleri kıyı bölgelerinde kurmu lardır. Kıyılardaki do ğal kaynaklar, toplumun ekonomik ve sosyal geli mesine imkân sa ğlamakta, ülkenin kalkınmasında önemli roller üstlenmektedir. Türkiye yakla ık 8333 km lik deniz kıyısına sahip olup kıyı illerimizden. Mu ğla ili ilçeleri ile birlikte yakla ık 1124 km lik kıyı eridine sahiptir. Mu ğla ili kıyı alanlarının do ğal yapısının, sosyo-ekonomik olarak uygun ko ullar ta ıyan zengin do ğal kaynak potansiyeline sahiptir. (Ölüdeniz-Marmaris-Bodrum vb.) Sa ğladı ğı avantajlar nedeniyle di ğer kıyı bölgelerinden ayrı olarak kentle me, sanayi, ula tırma, turizm ... vb. ekonomik ve toplumsal, birbirleriyle rekabet halinde olan ulusal ve uluslararası faaliyetler için çekim merkezi olmu tur. Dolayısıyla Mu ğla ili duyarlı kıyı ekosistemleri, kıyılarda yo ğun geli me baskısı altındadır. Bu sorunların temelinde kıyı alanlarının amaç dı ı kullanım ekli ortaya çıkmaktadır. Bu tez çalı masında Mu ğla ili ve ilçeleri kıyı alanlarının kullanım ve geli iminin sürdürülebilir olarak devamının sa ğlanabilmesi için gerekli olan planlama yakla ımı, soruların analizi ve çözüm önerileri incelenmi tir.
ABSTRACT Province Mugla and Its Districts Coastal Zone Management Đbrahim UZAL
During the historal process, coastal zone were attractive places for societies, people before all else got established in those areas and also they assembled the civilizations and cities is coastal zone. The natural sources is shores provide oppotunity to society to develop economically and socially and play important roles in country’s improvement. Turkey has appoximately 8333 km sea coast, and a shore city, Mu ğla, has approximately 1124 km coast streamer including its districts. The city Mu ğla’s coastal areas have a potintial of natural source that is suitable conditions or socio-ekonomic situatiens. Because of this, it became a center for national and international activities, since it had some economik and social advantages like urbanisation, industrilization, transportation and turism. Consequestly, the city Mu ğla is under dense development pressure that consist of sensetive coastal ecosystems. In this thesis research; planning approach, problem analysis and solution suggestions were invastigated to provide contuncity of usage and improvement of coastal regions of Mu ğla and its districts.
ĐÇĐNDEK ĐLER Sayfa
ÖNSÖZ...... i ÖZET...... ii ABSTRACT...... iii TABLO L ĐSTES Đ...... iv RES ĐM L ĐSTESĐ………………………………………………………………………….. v HAR ĐTA L ĐSTESĐ……………………………………………………………………...... vi GRAF ĐK LĐSTES Đ…………………………………………………………………………... vii KISALTMA L ĐSTES Đ...... viii EK L ĐSTES Đ...... ix
GĐRĐ ……………………………………………………………………………………... 1 1.1.Çalı manın Amaç ve Kapsamı………………………………………………….……. 1
II. MU ĞLA ĐLĐ VE KIYI BÖLGES ĐSĐNĐN GENEL ÖZELL ĐKLER Đ…………….…….. 3 2.1.Do ğal Yapı……………………………………………………………………. 3 2.1.1. Co ğrafi Konum ……………………….……………………………. 3 2.1.2. Jeoloji………………………………………………………………. 4 2.1.3. Đklim……………………………………………………………...... 4 2.1.4. Toprak ve Arazi Kullanımı…………………………………….…… 6 2.1.5. Bitki Örtüsü………………………………………………………… 9 2.1.6. Su Kaynakları ve Kıyı Habitatları …………………………………. 10 2.1.6.1. Hidroloji………………………………………………….. 10 2.1.6.2. Denizler……………………………………………….…... 11 2.1.6.3 Akarsular……………………………………………….….. 12 2.1.6.4. Göller, Göletler ve Rezervuarlar ………………………….. 13 2.1.6.5. Yer Altı Suları ………….………………………………… 15 2.1.6.6.Sulak Alanlar………………………………………..…….. 17 2.1.7. Kıyı Habitatları………………………………………….……….…. 20 2.1.8. Koruma Altına Alınmı Hassas Bölgeleri………………….…….….. 22 2.1.8.1.Parklar………………………………….………….….…… 23 2.1.8.2. Orman Đçi Dinlenme Yerleri……………………….…...… 24 2.1.8.3.Özel Çevre Koruma Bölgeleri…………………………….. 24 2.1.8.4. Mavi Bayrak Uygulaması………………………………….. 28 2.1.8.5.Canlı Kaynak Koruma Alanları………………………….…. 29 2.1.8.6. Kültür ve Tabiat Varlıklarının Bulundu ğu Koruma Alanları…………………………………………………….. 30 2.2. Sosyo Ekonomik Yapı…………………………………………………….….. 35 2.2.1. Nüfus……………………………………………………………….. 35 2.2.2. Kentle me……………………………………………………..….... 38 2.2.3. Göç………………………………………………………...……..… 41 2.2.4. Đkinci Konutlar………………………………………………..….… 42 2.2.5. Ekonomik Yapı…………………………………………….…….… 44 2.3. Turizm………………………………………………………………………... 46 2.3.1.Turizm Ekonomisi……………………………………………….…... 47 2.3.2. Đldeki Turizm Çe itlili ği………………………………………….….. 47 2.3.2.1. Kültür Turizmi………………………………………………..…… 47 2.3.2.2. Kıyı ve Deniz Turizmi:……………………………………….…… 48 2.3.2.3. Yat Turizmi:…………………………………………………….… 50 2.3.2.4. Su Altı Dalı Turizmi:……………………………………………. 51 2.4. Tarım…………………………………………………………………………. 51 2.5. Ticaret – Ula ım……………………………………………………….……... 54 2.5.1.Ticaret…………………………………………………………..…… 54 2.5.2. Ula ım …………………………………………………….……..…. 55 2.6. Enerji Üretimi…………………………………………………………...……. 58 2.7. Madencilik………………………………………………………………..….. 59
III. KIYI ALANLARI YÖNET ĐMĐ………………………………………………………. 61 3.1. Kıyı Alanları Yönetimi Kavramı……………………………………………... 61 3.1.1. Kıyı Alanları Yönetiminin Gereklili ği……….…………………….. 62 3.1.2. Kıyı Alanları Yönetiminin Amacı……………………….…………. 63 3.1.3. Kıyı Alanları Yönetiminin Đlkeleri…………………………………. 64 3.1.4. Bütünle ik Kıyı Alanları Yönetimi………………………………… 64 3.1.5. Kıyı Kavramı ve Tanımlaması……..…………………………….… 67 3.1.6. Farklı Disiplinlerde Kıyı Kavramı…………………………...…..… 68 3.1.6.1. Jeomorfoloji ve Kıyı Kavramı…………………….…… 68 3.1.6.2. Çevre Bilimi ve Kıyı Kavramı…………………….…… 68 3.1.6.3. Co ğrafya Bilimi ve Kıyı Kavramı……………………... 68 3.1.6.4. Ekonomi Bilimi ve Kıyı Kavramı ………………….….. 69 3.1.6.5. Hukuk Bilimi ve Kıyı Kavramı ………………….….…. 69 3.1.7. Kıyı Alt Bölümleri ve Tanımları ………………………………..….. 69 3.1.7.1. Kıyı Kenar Çizgisinin Tespiti………………………….. 71 3.2. Sosyo Ekonomik Yapı ve Kıyı Alanları Yönetimi…………………………….. 72 3.2.1. Sosyal Yapı ve Kıyı Kullanımı…………………………...….…….. 72 3.2.2. Sanayi ve Kıyı Kullanımı…………………….…………………….. 73 3.2.3. Tarım ve Kıyı Kullanımı …………………………………….…….. 75 3.2.3.1.Tarım Alanlarındaki Tarım Dı ı Kullanımlar….…….…. 77 3.2.3.2.Su Ürünleri Yeti tiricili ği ve Avcılı ğı…………….…….. 79 3.2.4. Ticaret, Ula ım ve Kıyı Kullanımı…………….……………...……. 80 3.2.5. Turizm ve Kıyı Kullanımı…………………….……….……..…….. 83 3.2.6. Hassas Bölgeler ve Kıyı Kullanımı…………….……………...…… 87 3.2.6.1. Ekosistemlerin, Türlerin ve Kültürel Varlıkların Korunması………………………………………………………. 87 3.2.6.2. Özel Çevre Koruma Bölgeleri………………..…..……. 89 3.2.6.3. Sulak alanlar………………………………….……….... 90 3.2.6.4. Biyoloji Çe itlili ği ve Yaban Hayatı Ya am Alanları….. 92 3.2.6.5. Kültür Varlıkları. ……………………….…………….... 93 3.3. Kıyı Yönetimi Đçin Yasal Çerçeve…………………………………………… 95 3.3.1. Anayasa……………………………………………………….……. 95 3.3.2. Kıyı Kanunu……………………………………………………..…. 96 3.3.3. Karasuları Kanunu…………………………………………….……. 101 3.3.4. 3194 Sayılı Đmar Kanunu……………………………………..…….. 101 3.3.5. Çevre Kanunu, Su Kontrolü Yönetmeli ği ve ÇED Yönetmeli ği …. 101 3.3.6. Özel Çevre Koruma Kurumu Ba kanlı ğı Kurulmasına Dair KHK… 103 3.3.7. Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanunu………………………. 103 3.3.8. Milli Parklar Kanunu ………………………………………………. 104 3.3.9.Tarım Topraklarının Tarım Dı ı Amaç Kullanımına Đli kin 104 Yönetmelik………………………………………………………….. 3.3.10. Turizm Te vik Kanunu……………………………………………. 104 3.3.11. Su Ürünleri Kanunu……………………………………………..… 105 3.3.12.Orman Kanunu………………………………………..…………… 105 3.3.13. Liman Kanunu………………………………….…….…………… 105 3.3.14. Ula tırma Bakanlı ğı Kurulu Kanunu………………..…………… 106 3.3.15. Sahil Güvenlik Komutanlı ğı Kanunu……………………...……… 106 3.3.16. Uluslararası Antla malar……………………………………..…… 107 3.3.16.1. Bern Sözle mesi………………………………………… 107 3.3.16.2. Barselona Sözle mesi…………………………………… 107 3.3.16.3. Ramsar Sözle mesi……………………………………… 108
IV. MU ĞLA ĐLĐ ENTEGRE KIYI YÖNET ĐM PLANLAMA YAKLA IMI…………… 109 4.1.Mu ğla Đli Kıyı Alanlarında Kar ıla ılan Sorunlar ………………….………… 109 4.1.1. Yönetim Sorunları………………………………………………….. 109 4.1.1.1. Kıyı Kenar Çizgisinin Tespit ve Uygulamasında Kar ıla ılan Sorunlar 114 4.1.1.2. Kıyı Alanlarında Dolgu Yapımı ve Kar ıla ılan Sorunlar. 118 4.1.1.3. Kurumlar Arasında Kıyıların Kullanımı Konusundaki Anla mazlıklar………………………………………….. 120 4.1.2. Hassas Bölgeler ve Sorunları………………………………….…… 120 4.1.2.1. Koruma Altına Alınmı Kültürel De ğerler (S ĐT Alanları).. 120 4.1.2.2.Koruma Altına Alınmı Doğal, Ekolojik ve Rekreatif De ğerler…………………………………………………… 125 4.1.2.3.Özel Çevre Koruma Bölgeleri ve Sorunları……………….. 126 4.1.3 Sosyal Yapı Đle Đlgili Sorunlar………………………………………. 127 4.1.3.1. Nüfus ve Yaz Kı Nüfus De ği imi……………………….. 128 4.1.3.2. Đkincil Konutlar…………………………………………… 134 4.1.3.3. Kentle me…………………………………………….…... 135 4.1.4. Tarım Đle Đlgili Sorunlar……………………………………………. 136 4.1.4.1. Tarımsal Etkinlikler ve Tarımsal Toprakların Korunması.. 136 4.1.4.2. Su Ürünleri Yeti tiricili ği ve Avcılığı (Balık Çiftlikleri)… 139 4.1.5. Ula ım……………………………………………………………… 142 4.1.5.1. Deniz Ta ımacılı ğı ile Olu an Kıyı Kirlili ği Sorunu....…... 143 4.1.5.2. Yat Limanları, Çekek Yerleri, Yat Turizmi ve Sorunları… 149 4.1.6. Turizm……………………………………………………………… 149
V.GENEL DE ĞERLEND ĐRME VE SONUÇ……………………………………………. 153 KAYNAKLAR…………………………………………………………………………… 167 EKLER……………………………………………………………………………………. 175 ÖZGEÇM Đ ………………………………………………………………………………. 191
RES ĐM L ĐSTES Đ Sayfa Resim 1. Tuzla Gölü...... 17 Resim 2. Kıyı, sahil şeridi, dar-yüksek kıyı örnekleri ...... 71 Resim 3. Bodrum Yarımadası imar durumu ...... 131 Resim 3. Kıyı alanında ikincil konutlar ...... 134 Resim 4. Balık çiftlikleri...... 140
HAR ĐTA L ĐSTES Đ Sayfa Harita 1. Mu ğla ve ilçeleri co ğrafi haritası ...... 3 Harita 2. Bafa Gölü ve çevresi...... 18
GRAF ĐK LĐSTES Đ Sayfa Grafik 1. Mu ğla Đli toprak yapısının özelliklerine göre da ğılımı ...... 8 Grafik 2. Đlin kültür arazilerinin kullanım durumuna göre da ğılımı (hektar alan) ...... 8 Grafik 3. Đlin arazi varlı ğının kullanma durumuna göre da ğılımı (hektar alan)...... 9 Grafik 4. Đlin su kaynaklarının da ğılımı (hm3/yıl) ...... 11 Grafik 5. Do ğal göl ve baraj rezervuarlarının yüzeylerinin da ğılımı (hektar alan) ...... 15 Grafik 6. Mu ğla ilinde bulunan S ĐT alanlarının yüzde olarak da ğılımı...... 31 Grafik 7. Mu ğla Đlinin yıllara göre nüfus de ği imi...... 36
TABLO L ĐSTES Đ Sayfa
Tablo 1. Mu ğla Đlinin yeraltı kaynakları ve tahsis alanları ...... 16 Tablo 2. Mu ğla Đlindeki di ğer sulak alanların ve bulundu ğu ilçesi...... 19 Tablo 3. Mu ğla Đlinin nüfusunun kent ve köyde ya ayanlara göre ayrımı ...... 36 Tablo 4. Nüfusun ya ve cinsiyet gruplarına göre ayrımı...... 36 Tablo 5. Do ğum yerine göre nüfus durumu ...... 41 Tablo 6. Sanayinin ilçelere göre da ğılımı...... 45 Tablo 7. Mu ğla Đli hudut kapılarından giri yapan turist sayısı ...... 46 Tablo 8. Tarım alanlarının ürün grubuna göre da ğılımı ...... 52 Tablo 9. 2003 yılı kültür balıkları üretim miktarı...... 53 Tablo 10. 2003 yılı balık ihracat miktarları ...... 54 Tablo 11. Karayolları 131. ve 26. ube Müdürlüklerine ba ğlı yollara ait bilgiler ...... 55 Tablo 12. Limanlar bazında yapılan yükleme bo altma bilgileri(2005 Yılı)...... 57 Tablo 13. Mu ğla Đlindeki Termik Santraller ...... 58 Tablo 14. Linyit Yatakları ...... 60 Tablo 15 Kıyı Kanunun Geli imi ...... 97
KISALTMALAR L ĐSTES Đ
ABD : Anabilimdalı AKP : Adalet ve Kalkınma Partisi ANAP : Anavatan Partisi A : Anonim irket BĐB : Bayındırlık ve Đskân Bakanlı ğı BKAY : Bütünle ik Kıyı Alanları Yönetimi CHP : Cumhuriyet Halk Partisi ÇED : Çevresel Etki De ğerlendirme DPT : Devlet Planlama Te kilatı DYP : Do ğruyol Partisi EMAS : Eco Management and Audit Sheme Ens. : Enstitü GEL Đ : Güney Ege Linyitleri Enstitüsü Gen Müd . : Genel Müdürlük H /ha : Hektar / Hektar alan HES : Hidro Elektrik Santrali IMO : International Maritime Organisation ISO : International Standart Organisation IUCN :International Union for the Conversation of Natural and Resources KHK : Kanun Hükmünde Kararname Km/ km 2 : Kilometre / Kilometrekare KOSGEB : Küçük ve Orta Sanayi Geli tirme ve Destekleme Đdaresi KSS . Küçük Sanayi Sitesi UNEP : United Nation Envoriment Programme (Birle mi Milletler Çevre Programı) M.Ö. : Milattan Önce m/ m2/ m3 : Metre / Metrekare / Metreküp MHP : Milliyetçi Hareket Partisi OECD : Organisation for Economic Cooperation and Development OSB : Organize Sanayi Bölgesi ÖÇKB : Özel Çevre Koruma Bölgesi ÖÇKK : Özel Çevre Koruma Kurumu R.G. : Resmi Gazete San. : Sanayi S : Sayfa TAU : Bayındırlık ve Đskân Bakanlı ğı Teknik Ara tırma ve Uygulama Gen. Müd. TEA : Türkiye Elektrik Anonim irketi TK Đ : Türkiye Kömür Đ letmeleri Üniv. : Üniversite vb : Ve benzeri vd : Ve di ğeri/ve diğerleri YEL Đ : Yeniköy Linyit Đ letmeleri
EK L ĐSTES Đ Sayfa Ek 1. Mu ğla Đlinin flora zenginli ği…….……………………………………...... 175 Ek 2. Mu ğla Đlinin fauna zenginli ği ……………….…………………………...... 178 Ek 3. Arkeolojik S ĐT alanı ….………………………………………….……...... 180 Ek 4. Kentsel S ĐT alanları…….………………………………………………...... 183 Ek 5. Do ğal S ĐT alanları……………...…..…………………………………...... 184 Ek 6. Mu ğla Belediye Ba kanları……………………………………………...... 185 Ek 7. Mu ğla’daki Sivil Toplum Kurulu ları…………………………………...... 187 Ek 8. Tabiat Anıtları…………………………………………………………...... 189
EK L ĐSTES Đ Sayfa Ek 1. Mu ğla Đlinin flora zenginli ği…….……………………………………...... 175 Ek 2. Mu ğla Đlinin fauna zenginli ği ……………….…………………………...... 178 Ek 3. Arkeolojik S ĐT alanı ….………………………………………….……...... 180 Ek 4. Kentsel S ĐT alanları…….………………………………………………...... 183 Ek 5. Do ğal S ĐT alanları……………...…..…………………………………...... 184 Ek 6. Mu ğla Belediye Ba kanları……………………………………………...... 185 Ek 7. Mu ğla’daki Sivil Toplum Kurulu ları…………………………………...... 187 Ek 8. Tabiat Anıtları…………………………………………………………...... 189
I. GĐRĐ
1.1. Çalı manın Amaç ve Kapsamı
Kıyılar, insanlı ğın, deniz ile tanı ması ile sürekli kullanım alanı içerisinde bulunmu , özellikle ilk yerle im yerleri olan ülkemiz kıyıları birçok yerle im alanına ev sahipli ği yapmı tır. Co ğrafik, jeolojik, biyolojik, sosyal ve ekonomik açılardan deği iklik gösteren kıyı alanlarımızın, ülkemiz ekonomik ve kültürel geli mi li ği, insanlarımızın bugünkü ve gelecekteki refah ve mutlulukları açısından büyük önem ta ımaktadır.
Ülkemizde son otuz yıl içinde, sanayile me sürecinin hızlanmasına ba ğlı olarak, kentle me ve turizm (iç ve dı ) hareketlerinin yo ğunla ması, daha önce üzerinde pek durulmayan kıyılarımızın de ğer kazanmasına yol açmı tır. Her de ğer kazanan objeye kar ı olu an a ırı talep gibi kıyı alanları için a ırı talepte beraberin de sağlıksız büyümeyi getirmi tir. Bölgesel, ulusal ve yerel düzeylerde çe itli çabalar olmasına kar ın kıyı alanlarımızın iyi yönetilmedi ği ortadadır. Yanlı alan kullanımlarının ve kullanım ekillerinin, ekonomik geli meyle birlikte kıt olan do ğal kaynaklar ve çevresel de ğerlere büyük zarar vermekte, bu kaynakları korunmasını güçle tirmektedir.
Aslında kıyılarımızın duyarlı kullanımı için elimizde yeterli örnek, kaynak ve araç mevcuttur. Bunun için de gerekli olan yasal düzenlemeler için öncelikle yasa koyucuların bilinçlendirilmesi gerekli oldu ğu açıktır. Çıkar çatı maları arasından sıyrılarak, kıyı alanları için yeterli yasal düzenlemenin yapılması gerekmektedir.
Gerçekten kıyılar bir yandan özel mülkiyet iddialarına konu edilirken, öte taraftan bu kaynakların denizler gibi, herkesin ortak malı oldu ğu ileri sürülmektedir. Böylece kıyılar, toplumsal ve özel çıkarların çatı tı ğı bir alan haline gelmi ve kıyı sorunu kamuoyunun büyük ilgisini çekmi tir. Nitekim bu ilgi kar ısında de ği ik akademik çevreler, turizm çevreleri, ulusal ve uluslararası yatırımcılar ve bölge halkı konu üzerinde önemle durmaya ba lamı tır.
Ku kusuz bu soruna bir çözüm getirmek görevi hukuk düzenine aittir. Hal böyle iken, 1972 yılına de ğin, hukukumuzda kıyıyı tüm ili kileri içerisinde ele alan özel bir düzenlemenin
1 mevcut olmadı ğı; yalnızca bazı yasaların düzenleme konularını ilgilendirdi ği oranda, kıyıya ili kin hükümlere yer verdi ğini görmekteyiz. Bu ise yasa koyucunun, sosyo-ekonomik açıdan bir de ğer göstermeyen kıyıya özel bir düzenlemenin konusu haline getirmek gere ğini duymamı oldu ğunu ifade etmektedir.
Tez çalı ması olarak Mu ğla ili ve ilçelerinin ele alınmak istenmesinin asıl amacı, hızla ilerleyen globalle me sürecinde, örnek olabilecek önceki çalı malar ı ığında, gelecek nesiller için detaylı bir “Kıyı Alanları Yönetim Plan”ı olu turulabilmesi için dikkat çekmektir.
Bu çalı mada; Mu ğla ili ve ilçeleriyle birlikte, do ğal co ğrafik özellikler belirlenerek, halkın sosyo-ekonomik durumu ve ilin kıyı alanlarının sorunları hakkında bilgi edinilerek, elde edilen bilgilerin, do ğal hayatın gelecek nesillere yetecek ekilde ve sürdürülebilir geli me modeli çerçevesinde, kıyı alanları yönetimi açısından incelenmesi ve kıyı alanları yönetim planı olu turulması hakkında ön bilgi verilmeye çalı ılmı tır.
2
II. MU ĞLA ĐLĐ VE KIYI BÖLGES ĐSĐNĐN GENEL ÖZELL ĐKLER Đ
2.1. Do ğal Yapı
Harita 1. Mu ğla ve Đlçeleri Co ğrafi Haritası (www.mugla.gov.tr)
2.1.1. Co ğrafi Konum
Mu ğla, konum olarak ülkemizin Güneybatısında yer alır. Mente e yöresinin güneyi ile Teke yöresinin batı kısmını kapsar. Ege ve Akdeniz bölgelerinin birle iği bu alanını ayıran sınır, Marmaris’in do ğusunda yer alan Karaa ğaç limanından ba layıp kuzey do ğu-güneybatı yönünde Namnam çayı vadisini takip eder. (1. Co ğrafya Kongresi, 6-21 Haziran 1941).
Mu ğla ili, Güneybatı Anadolu’da 36 0 17’ ve 37 0 33’ kuzey enlemleri ile 27 0 33’ ve 29 0 46’ do ğu boylamları arasında yer almaktadır. Đl, Ege ve Akdeniz bölgelerinin birle me noktasında olup 13.388 km 2 alana yayılmaktadır(Sayar, 1998). Đlin kuzeyinde Aydın, kuzeydo ğusunda Denizli, do ğusunda Antalya ve Burdur illeri bulunmaktadır.
3
2.1.2. Jeoloji
Mu ğla ili ile ilgili jeolojik veriler, çe itli kaynaklardan derlenmi , ancak jeolojik veriler ile ilgili yapılan çalı manın kayna ğına tam olarak inilememi tir. Mu ğla il alanında hemen hemen bütün jeolojik zamanlarda ortaya çıkmı olu umlara rastlanır (Mu ğla Đli Arazi Varlı ğı, 1998).
Đldeki prekambriyen serileri Yata ğan ile Milas ilçelerinin kuzeyindeki da ğlık kesimden ba layıp, daha kuzeye do ğru geni alanlara yayılan gnays, mika ist, ince taneli ist, metakuvarsit gibi olu umlardır. Göktepe mevkiinde permokarbonifer ya lı arazinin genellikle floralı kontinental formasyonlarının varlı ğının daha geni alanlara yayıldı ğı, ara tırmalar sonucunda ortaya çıkmı tır. Yata ğan ve Milas ilçelerinde kuzeye do ğru geni yayılım gösteren metamorfik seriler bölgede, kuzeybatıdan güney do ğuya do ğru uzanıp Yata ğan kesiminde do ğu batı istikametine do ğru yönelirler. Metamorfik formasyonlar güney taraftan paleozoike ait olan kumta ı, stramatolit mermerler ve istler tarafından uyumsuz olarak örtülmü tür. Çe itli mermerlerle billurlu kireç ta ları, killi istler, kumta ı, çakıl ta ları, silistli istler ve bazı yerlerde fillatlardan olu an eski araziler paleozoiki te kil etmektedir. Mu ğla’nın batı kenarındaki radyolaritli silisli istlerle bunları örten ve geni sahalar kaplayan mermerler, Mu ğla’nın do ğusundaki kestane da ğının gastrapotlu kumta ı ve çelik ta ları ile bitki fosilli kireç ta ları karbonifer ya lıdır (Gözenç, 1964).
2.1.3. Đklim
Mu ğla ve çevresi makro-klima alanı içerisinde bulunmaktadır. Ancak kıyı konumu, topografik do ğrultular, yükselti ve bakı gibi co ğrafi faktörlerin etkisi ile kıyı ve iç kesimler, depresyonlar ile da ğlık alanlar arasındaki iklim elemanları yerel olarak bazı farklılıklar gösterir (Diler, 2004).
Đklim ve hava ko ullarını, co ğrafi konuma ba ğlı olarak Akdeniz havzasında egemen olan atmosfer sirkülâsyonu belirler. Kı ın polar ve tropikal hava kütlelerinin kar ıla tı ğı bu alanda polar cephe ve Akdeniz cephesi ile oralarda do ğan gezici siklon ve antisiklonlar etkili olurken yaz döneminde polar cephenin daha kuzeye çekilmesi ile azor antisiklonu ile Basra
4 alçak basıncı arasındaki hava akımının etkisi altında kalır. Böylece alanda iklim olaylarını kontrol eden hava kütlelerinin ve cephelerin etkisi mevsimlere göre de ği ir. Ancak alanın bir kıyı yöresi olması ve relief özellikleri nedeni ile meydana gelen termik ve dinamik modifikasyonlar, makro klima artlarında de ği ikliklere yol açar ( Đkiel, 1997).
Mu ğla ve çevresinde, genel olarak kı ayları serin ve ılık, yaz ayları ise sıcak ve kurak geçer. Ancak Ege Bölgesinin karakteristik özelli ğinden kaynaklanan, da ğların denize dik uzanması ve yüksek olması nedeni ile kıyı alanları ile iç kesimlerde sıcaklık farklılıkları olu maktadır. Bu durum özellikle kı mevsiminde belirginle mektedir. Đç kesimlere kar ve karla karı ık ya ğmur ya ğı ı görülürken, kıyı kesimlerde genellikle kar gözükmez veya çok ender olarak 7-8 yılda bir gözükür.
Sıcaklık de ğerlerinin yıl içerisinde incelenmesinde, en dü ük sıcaklık de ğerinin Ocak ayında Mu ğla (5,3 0 C), Bodrum (11,1 0 C), Fethiye (9,7 0 C), Dalaman (10,0 0 C), Marmaris (10,6 0 C), Milas (8,8 0 C), Yata ğan (6,5 0 C), mayıs ayında ise ortalama de ğerin üzerine çıkarak temmuz ayında en yüksek seviyesine Mu ğla (25,8 0 C), Bodrum (27,7 0 C), Fethiye (26,9 0 C), Dalaman (27,0 0 C), Marmaris (27,8 0 C), Milas (28,1 0 C), Yata ğan (26,8 0 C), çıkar. Temmuz ayından sonra dü ü e geçen sıcaklıklar Eylül ayından sonra sıcaklık de ğerleri hızla dü meye ba lar ( Đkiel, 1997).
Deniz Suyu Sıcaklıkları: Bölgedeki meteoroloji istasyonlarının verilerine göre deniz suyu sıcaklıkları, Fethiye’de 21.4 0 C, Marmaris’te 19.9 0 C, Bodrum’da 19.5 0 C’dir. Ortalama deniz suyu sıcaklı ğının yıl içerisinde gidi ine baktı ğımızda en dü ük de ğerler ocak ve ubat aylarında olup 15–160 0 C civarındadır. Mart ayında görülen belirsiz bir artı tan sonra nisan ayında hızla yükselmeye ba layan ortalama deniz suyu sıcaklı ğı en yüksek de ğerini temmuz ve a ğustos aylarında alarak Fethiye 28.2 0 C, Marmaris 25.2 0 C, Bodrum’da 28.2 0 C olur. Eylül ve ekim aylarında yava bir ekilde azalma gösteren ortalama deniz suyu sıcaklı ğı de ğerleri giderek azalır ve tekrar kı aylarındaki dü ük de ğerlerini alır ( Đkiel, 1997).
Bölgede, Akdeniz ya ğı rejimi hüküm sürmekte, yıllık yağı ın %55-61 kı mevsiminde (Aralık, Ocak, ubat), -% 51’i yaz mevsiminde meydana gelirken, ikinci derecede ya ğı alan ilkbahar ve sonbahar mevsimi %18-23 oranında ya ğı alır. Ancak kıyıya göre daha içerde ve yüksekte yer alan Mu ğla, Yata ğan ve Milas’ta ilkbahar sonbaharlardan
5 %1-6 kadar fazla ya ğı alır. Bu durum ilkbaharda görülen konvektif kararsızlıkla ilgilidir (Çınar, 2004).
Mu ğla ve çevresinde yıllık ortalama ya ğı tutarlarının da ğılı ı bakımından önemli farkların oldu ğu görülür. Ortama toplam ya ğı tutarı Mu ğla geneli, 2003 yılı için 1534.6 mm dir. Đlçelere göre, Bodrum (710 mm), Yata ğan (671 mm) ve Milas (732 mm) ya ğı alarak, orta ya ğı lı alanlar, Fethiye (868 mm), Dalaman (1021 mm), Marmaris (1191 mm), Mu ğla (1168 mm) ya ğı alarak, çok ya ğı lı alanlar olarak ortaya çıkar. Özellikle Mu ğla ve Marmaris’in 1200 mm’ye yakla an yılık ortalama ya ğı de ğerleri ile Ege Bölgesi içerisinde en çok ya ğı alan istasyonlar olmalarının yanı sıra ülkemizin en çok yağı alan Karadeniz kıyı kesiminden sonra ikinci derecede bol ya ğı alan bölgelerinden biri oldu ğu görülür ( Đkiel, 1997). Ya ğı lar özelli ğinden dolayı bölgenin ekillenmesinde önemli rol oynamaktadır. Heyelan etkisi ise ya ğı lı dönemde artmakta ancak bitki örtüsünün yo ğun oldu ğu bölgelerde etki do ğal olarak zayıflamaktadır (Kunter, 1979).
Bölgede, rüzgâr esme yönleri ve esme frekansları ile birlikte genel basınç ko ulları arasında ba ğlılık olmakla birlikte kıyı konumu ve relief özelliklerinin etkisiyle farklılık görülür. Gün içerisinde ise ö ğleden sonra rüzgâr hızları daha fazladır (Çınar, 2004).
2.1.4. Toprak ve Arazi Kullanımı
Mu ğla ili toprak yapısı ve arazi kullanımı ile ilgili Ba bakanlık Köy Hizmetleri Genel Müdürlü ğü’nün hazırlamı oldu ğu “Muğla Đli Arazi Varlı ğı” çalı ması, ilin toprak yapısı ile ilgili bize net olarak bilgi vermektedir. Mu ğla ili co ğrafik ve jeolojik konumu itibarıyla toprak yapısı ve çe itlili ği açısından farklılık gösterir. Anakayanın denize kıyı alanda bulunması ve da ğların denize dik olarak uzanması arazi varlı ğında çok çe itlili ğe neden olmu tur. Bu toprak çe itlerini Mu ğla Đlindeki büyüklüklere göre incelersek;
Alüvyal Topraklar: Bu topraklar, akarsular tarafından ta ınıp depolanan materyaller üzerinde olu an genç topraklardır. Mu ğla ilinde bu topraklara Datça ve Yata ğan ilçeleri dı ında tüm ilçelerde rastlanılmaktadır. Toplam alanları 40.848 hektardır. Toplam alan içerisinde % 3.3’ünü kaplar.
Kolüvyal Topraklar: Genellikle dik e ğimlerin eteklerinde ve vadi a ğızlarında yer
6 alırlar. Toplam alanları 83.541 hektardır. Toplam alan içerisinde %6.7’ünü kaplar. Göl ve deniz sahillerinde yer alan hem göllerin veya denizlerin hem de yüzey akı ları etkisiyle devamlı veya yılın büyük bir bölümünde ya kalan yada bataklık durumunda olan topraklardır.
Kahverengi Orman Toprakları: Bu topraklar genellikle geni yapraklı orman örtüsü altında olu ur. Bu topraklar Mu ğla ilinde 401.467 hektar alan ile yüzölçümünün % 32 sini temsil etmektedir.
Kireçsiz Kahverengi Topraklar: Bu topraklar Muğla ilinde 48.622 hektarlık alan ile il yüzölçümünün % 3.9 temsi etmektedir.
Kırmızı Akdeniz Toprakları: Akdeniz iklim bölgesinde kireç kayaları üzerinde 600 mm veya daha fazla ya ğı altında te ekkül eden koyu kırmızı renkli topraklardır. Bu topraklar, Mu ğla ilinde 155.245 hektar alan ile Đl yüzölçümünün % 12’sini olu turmaktadır.
Kırmızı Kahverengi Akdeniz Toprakları: Ana madde esas olarak sert kalker, da ğlık bölgelerde granit, kilta ı, muhtelif metomorfik kristal kayalardır. Bu topraklar, Mu ğla ilinde 351.406 hektar alan ile il yüzölçümünün % 28’ini olu turmaktadır.
Çıplak Kaya ve Molozlar: Üzerinde toprak katı bulunmadı ğı cihetle herhangi bir toprak developmanı bahis mevzuu olmayan ve bu sebeple arazi tipi olarak mütalaa edilen parçalanmamı veya kısmen parçalanmı sert kaya veya ta larla kaplı sahalardır. Mu ğla ilinde 53.620 hektarlık bir alanla Đl yüzölçümünün % 4’nü olu turmaktadır (Mu ğla Đli Arazi Varlı ğı, 1998).
Đlde bulunan di ğer toprak çe itleri ise u ekildedir. Hidromorfik Alüvyal Topraklar, Alüvyal Sahil Bataklıkları, Kestane Rengi Topraklar, Kırmızı Kestane Rengi Topraklar, Rendzina Topraklar, Regosol Topraklar, Sazlık Bataklık Araziler, Sahil Kumulları, Irmak Yatakları (Grafik 1).
7 6,1 3,3 4 6,7 Alüvyal Toprak 12 Kalüvyal Toprak Kahverengi Orman Toprakları Kireçsiz Kahverengi Topraklar 32 Kırmızı Kahverengi Topraklar Kırmızı Akdeniz Toprakları Çıplak Kaya ve Molozlar 28 Di ğer Topraklar 3,9
Grafik 1. Mu ğla Đli toprak yapısının özelliklerine göre da ğılımı
Arazi Varlı ğı; Tarımsal alanların toplam büyüklü ğü 260.516 ha olup, sınıfsal da ğılımı u ekildedir (Grafik 2).
8.750 1.165831 27.942 57.785 1. Sınıf Arazi 2.Sınıf Arazi 3. Sınıf Arazi 4. Sınıf Arazi 5. Sınıf Arazi 6.Sınıf Arazi 91.471 7. ve 8. Sınıf Arazi 73.402
Grafik 2. Đlin kültür arazilerinin kullanım durumuna göre da ğılımı (hektar alan-ha)
Kullanma Durumu; Đlin arazi varlı ğının toplamı 1.324.700 ha olup, kullanma durumu ise u ekildedir (Grafik 3).
8 216.734 Kültür Arazisi Çayır-Mera Alanları Ormanlar Đ e Yaramayan Araziler 269.516
835.620 12.430
Grafik 3. Đlin arazi varlı ğının kullanma durumuna göre da ğılımı (hektar alan-ha) (Mu ğla Đli Arazi Varlı ğı, 1998)
2.1.5. Bitki Örtüsü
Mu ğla ili do ğal bitki örtüsü ve çe itlili ği yönünden zengin bir yapıya sahiptir. Đl Akdeniz iklim ku ağında oldu ğundan denize yakın olan yerlerde Akdeniz maki florası görülür. Mu ğla’nın ormanlık alanları(çayır ve meralar dahil), il yüzölçümünün yakla ık % 64’ünü kaplamaktadır. Mu ğla, ayrıca, Ege Bölgesinin en fazla orman varlı ğına sahip ili olarak, bölge ormanlarının %25.5’ini barındırmaktadır. Daha yükseklere çıkıldıkça maki florasının yerini kızılçam, ardıç vb orman alanları almaktadır.
Ormanların ço ğu i ğne yapraklı çam a ğaçları olup tabii drenaj yataklarında yapra ğını döken çınar a ğaçlarına sıkça rastlanmaktadır. Okalüptüs a ğaçlarının yer aldı ğı ormanlık alanlarda önemli yer kaplamaktadır. Bölgenin en önemli bitkisi olan ve bir ba ka türüne Güney Amerika’da rastlanan ve Türkiye’de sadece Mu ğla ili sınırları içinde Köyce ğiz ve Marmaris yörelerinde bulunan Günlük a ğaçlarıdır.
Kıyılardan ba layan ve da ğların yamaçlarına dek yayılan makiler pek sık de ğildir. Boyları iki metrenin üzerine çıkmayan bodur çalılıklar eklindedir. Ormanlarda çok çe itli ağaç türleri yoktur. Ormanlar da ğların yüksek kesimleri ile denize do ğru uzanan yamaçlarında çok sıktır (Diler, 2004).
9 Mu ğla’daki orman zenginli ği ile ilgili bir ba ka veride, Türkiye genelindeki 13 Çevre Özel Koruma Bölgesinden 5 tanesinin (Fethiye-Göcek, Köyce ğiz-Dalyan, Gökova-Akyaka, Datça-Bozburun, Patara) bu ilin sınırları içerisinde yer almasıdır. Bu bölgeler Mu ğla il varlı ğının %26’sını kaplamaktadır (Öngören, 2004).
Mu ğla ormanlarında ayrıca, yer yer sandal, piren, akçakesme, defne, çitlembik ve keçiboynuzu gibi a ğaçlarda yer alır. Halep Çamı, günlük a ğaçları gibi bazı bitki türleri tabiat koruma alanları ilan edilerek koruma altına alınmı tır.
Türkiye’de ilk olarak Mu ğla ili dâhilinde ve Çevre ve Orman Đl Müdürlü ğü uhdesinde, Kemer Orman Đ letme Müdürlü ğü, Seki Orman Đ letme efli ği, Seki Serisi 411,412,413,414 ve 423 nolu bölmelerde Hermes A ğaç San. ve Tic. A . tarafından 68 Ha. alanda Kyoto Protokolü kapsamında Özel A ğaçlandırma yapılmı tır (www.cevreorman.gov.tr).
Bitki örtüsünün bilinen özelliklerine ek olarak, 1982 yılında Datça Yarımadasında daha önceleri sadece Girit Adası’nda endemik olarak bulunduğu sanılan hurma türünün varlı ğı ke fedilmi tir (Sanal, 1999). Đlde bulunan flora zenginli ği, hızlı yapıla manın tehdidi altındadır. Đlde bulunan flora zenginli ği EK-1’de verilmi tir.
2.1.6. Su Kaynakları ve Kıyı Habitatları
2.1.6.1. Hidroloji
Mu ğla ilinin hidrolojisi zengin bir yapıya sahiptir. Kıyı kesimlerinde kullanılabilir su oranları oldukça dü ük düzeydedir. Bunun en önemli nedenlerinden biri deniz suyu, di ğeri de da ğların yüksek olması nedeni ile do ğal suların kontrol edilememesidir.
Deniz suyu, deniz seviyesinde bulunan ovalarda tuzluluk oranını artırarak, kullanımını engellemektedir. Yöre halkı bu sorunu geçim kayna ğına dönü türmü , tuzlu su çıkan arazilerde çiftlikler kurarak, tarla balıkçılı ğı yapmaya ba lamı tır.
Da ğların dik olması nedeni ile de suların akım hızlarının yüksek olması ve baraj ve gölet için uygun arazi olmaması gibi sebeplerle do ğal yer üstü suları yeterli ölçüde kullanılamamaktadır.
10 Đlin Su Kaynakları Potansiyeli; Đlin toplam su rezervi, 13.412 hm3/yıldır.
2.300
1.800 412 Yerüstü suyu( Đl çıkı ı toplam ortalama akım) Dalaman Çayı
E en Çayı
2.400 Di ğer Akarsular
Yer altı Suyu( Đlde toplam 6.500 emniyetli rezerv)
Grafik 4. Đlin su kaynaklarının da ğılımı (hm3/yıl)
2.1.6.2. Denizler
Mu ğla Đli’nin güneyi Akdeniz, batısı Ege Denizi ile çevrilidir. Đlin her iki denize olan kıyıları da girintili çıkıntılıdır. Bu yapı iki nedene ba ğlı olarak olu mu tur. Birincisi kıyı yakınında, Toros sisteminin Akdeniz Bölgesi’ne özgü denize ko ut do ğrultusu yerine, Batı Anadolu’ya özgü denize dik do ğrultu egemen duruma gelmi tir.
Da ğ sıraları denize yer yer sokulmu tur. Ayrıca, yer yer kıyıya ko ut, yer yer denize dik ya da açılı uzanan I. II. ve III. zaman olu umlarının, akarsular ve denizlerce dayanıklılık derecelerine göre farklı ekillerde a ındırılmasıyla, çok girintili çıkıntılı bir kıyı eridi olu mu tur. Đkincisi, yörede, III. zaman sonlarıyla, IV. zamanda yo ğun tektonik hareketler olu mu , çökme ve yükselmeler ortaya yeni koy ve burunların çıkmasına yol açmı tır. Çökmeler sonucu, akarsuların açtı ğı vadiler deniz sularıyla dolmu , ana ve yan vadiler karaya iyice sokulan koylar ve körfezlere dönü mü tür. Bu olu umun özgün örneklerine Fethiye- Katrancı, Göcek ve Datça çevrelerinde rastlanmaktadır.
Mu ğla’nın Ege ve Akdeniz’e olan kıyıları bir bütün olarak ele alındı ğında çok sayıda yalıyar, küçük liman, burun ve yarımadanın birbirlerini izlediği görülür. Bu yapıyı kıyıdaki do ğal kumsallar ve denizin kıyıya yakın kesimlerinde yer alan adacıklar bütünler.
11 Đlin, Yata ğan dı ında kalan tüm ilçeleri kıyı ilçesidir. Kıyı uzunlu ğu, Fethiye’de 102, Ula’da 5, Merkez’de 30, Milas’ta 159, Bodrum’da 174 km’dir. Marmaris, Köyce ğiz ve Datça’nın toplam kıyı uzunlu ğu ise 644 km’ye ula maktadır.
Mu ğla’nın kıyılardaki en önemli limanları; Bodrum, Marmaris, Fethiye ve Güllük (Milas) limanlarıdır. Önemli turizm merkezleri olan Bodrum ve Marmaris’te birer yat limanı vardır. Đlin en büyük körfezleri; Fethiye, Kerme ve Mandalya Körfezidir. Önemli yarımadaları ise Bodrum (Ortakent), Marmaris (Bozburun), Datça (Re adiye), Fethiye (Faralya) Yarımadalarıdır (Mu ğla Çevre Durum Raporu, 2003).
2.1.6.3. Akarsular
Đlin akarsuları ve besledikleri havzalar bakımından ikiye ayırabiliriz. Birinci olarak Batı Akdeniz Havzası ki bu havza özellik olarak Akdeniz bölgesinin karakteristi ğini ta ımaktadır. Đkinci olarak Büyük Menderes Havzasıdır. Bu havzalara besleyen akarsular hakkındaki bilgiler DS Đ 213. ube Müdürlü ğü verilerinden Mu ğla Đli 2003 yılı Çevre Durum Raporundan elde edilmi tir.
1. Batı Akdeniz Havzası : Mu ğla’nın Gökova Körfezi ile Akda ğlar arasında kalan kesimi bu havzaya girer. Su toplama alanı 21.000 km 2 olan havzanın ortalama yıllık hacmi 7 milyar m 3 e yakındır. Havzada 322.000 hektar ovalık alan vardır. Bunun 211.500 hektarı sulanabilir niteliktedir. Batı Akdeniz havzasının suları Dalaman ve E en Çaylarıyla Akdeniz’e bo almaktadır. Bu çaylar aynı zamanda ilin en önemli iki akarsuyudur.
Dalaman Çayı : Boncuk Da ğlarının kuzey yamaçlarından kaynaklanır. Kuzeydo ğu yönünde akarak Burdur’un Gölhisar çukurlu ğuna ula ır. Bu çöküntü alanında Akda ğlar’ın Burdur il alanına dökülen uzantılarından do ğan, çok sayıda küçük akarsu ile beslenir.
Dalaman Çayı’nın su toplama alanı 3.500 km 2 dolayındadır. Su toplama alanı pek geni olmamasına kar ın, suyu genellikle çok boldur. Çünkü akarsuyun yukarı havzası bol ya ğı alan yüksek da ğlarla çevrilidir. Dalaman Çayı’nın saniyede ta ıdı ğı en az su miktarı Ağustos ba ında 10 m 3’e ula ır.
E en Çayı : Mu ğla Đli’nin Batı Akdeniz havzasında kalan ikinci büyük akarsuyudur. Akı rejimi ve havza özellikleri açısından Dalaman’a benzeyen E en Çayı Akda ğlar’ın
12 kuzeybatı yamaçlarından do ğar, Seki Yaylası’na dek güneybatı yönünde akar. E en Çayı, E en Ovası’nda Mu ğla-Antalya sınırında Akdeniz’e dökülür. E en Çayı’nın hemen hemen tümü il alanı içinde kalır. Suyu yaz-kı bol, ama yazın Dalaman Çayı’na göre biraz daha azdır.
Kargıcık Çayı : Mu ğla Đli’nin Batı Akdeniz havzasına giren bölümünde yer alan Köyce ğiz Gölü’ne dökülen küçük bir akarsudur.
Namnam Çayı : Köyce ğiz Gölü’ne dökülen, önemli sayılabilecek ikinci akarsudur. Ula Đlçesi’nin 5–6 km kadar do ğusundan do ğar. Önce kuzeydo ğudan güneybatıya sonra güneybatıdan güneydo ğuya do ğru akarak Köyce ğiz Gölü’nün kuzeybatısındaki Günlük- Düveç yöresinde göle dökülür.
2. Büyük Menderes Havzası : Bu havza, Güneybatı Anadolu’da Büyük Menderes Irma ğı, do ğrudan denize ula an kimi küçük akarsular ve birkaç gölün havzasından olu ur. Su toplama alanı yakla ık 25.000 m 2’dir. Havzanın, ortalama yıllık su hacmi 4,5milyar m 3 dolayındadır. Büyük Menderes havzasında 812.000 hektar ovalık alan vardır. Bunun yakla ık 590.000 hektarı sulanabilir niteliktedir.
Dipsiz Çayı : Đlin Büyük Menderes havzasında kalan en önemli akarsuyudur. Kaynaklarını Do ğu Mente e Da ğları’nın güneybatı yamaçları ile Batı Mente e Da ğları’nın kuzeydo ğu yamaçlarından almaktadır. Bu kollar Yata ğan yakınında birle erek Dipsiz Çayını olu turur. Kuzeybatı yönünde akarak Yata ğan Ovası’nın ortasından geçen Dipsiz Çayı daha sonra kuzeye yönelerek Aydın topraklarına girer ve Büyük Menderes Irma ğı ile birle ir. Akarsudan yararlanılarak Yata ğan Ovası sulanmaktadır.
Sarı Çay : Kısa bir akarsu olan Sarı Çay, yazın tümüyle kurumaktadır. Kı ın ise yer yer bataklıklar olu turarak Güllük Körfezi’ne dökülür. 1970’lerde kurutma çalı malarıyla bu bataklıklar tarım alanlarına dönü türülmü tür (Mu ğla Çevre Durum Raporu, 2003).
2.1.6.4. Göller, Göletler ve Rezervuarlar
Köyce ğiz Gölü: Köyce ğiz’in güneyinde yakla ık 65 km 2 lik alanı kaplamaktadır. Derinli ği 25–150 m arasında de ği en göl, 8 km uzunlu ğunda dar bir bo ğazla Akdeniz’e
13 ba ğlanmaktadır. Köyce ğiz Gölü’nü Akdeniz’e ba ğlayan bo ğazın ucunda, bu göle ba ğlı Sülüngür Gölü adı verilen küçük bir göl daha vardır.
Hacat Gölü: Milas yakınındaki Hacat Gölü, Sarı Çay’ın denize açılma noktasında, eski bir koy ağzının akarsuyun ta ıdı ğı alüvyonlarla kapanması sonucu olu mu tur. Derinli ği en çok 1,5 m olan sı ğ bir göldür.
Bafa Gölü: Milas Đlçesi’nin kuzeybatı ucunda yer alan Bafa Gölü, Büyük Menderes Irma ğı’nın yüzyıllar boyu getirdi ği birikintilerin, eski Latmos Körfezi’nin batısını doldurmasıyla olu mu tur. Yüzölçümü yakla ık 64 km 2 olan gölün 28 km 2 si Mu ğla, kalan bölümü ise Aydın ilinde kalmaktadır. Bol balık bulunan gölün Söke kesiminde bir dalyan kurulmu tur.
Denizcik Gölü: Milas Đlçesi’nde Beçin Platosu üzerinde yer alan küçük bir krater gölüdür. Yakla ık 4 km 2 lik bir alanı kaplayan gölün derinli ği 18–28 m arasında de ği mektedir.
Sülündür Gölü: Ortaca Đlçesi’nin 10 kilometre güneybatısında yer almakta olup, göl yüzeyi 260 hektardır.
Koca Göl: Dalaman Đlçesi’ne 10 kilometre mesafede olup, göl yüzeyi 260 hektardır.
Akarcadere Sulama Göleti: Mu ğla Đli, Ula Đlçesi’nin batısında yer alan Akarcadere Göleti 2254 da’lık sahayı sulama amacıyla yapılmı tır. Gölet ya ğı havzasında yıllık su verimi 4.492.800 m 3 olup göletteki faydalı su hacmi 1.673.000 m 3’tür.
Bayır-Kazan Göleti: Bahçeyaka, Gökpınar, Gökdere ve Bozüyük köylerine ait 518 hektar tarım arazisinin sulanması amacıyla yapılmı tır. Depolama hacmi 2.93 hm 3 olup, alanı 0.30 km 2 dir.
Bodrum-Karaova (Mumcular) Barajı: Bodrum-Karaova ovasında 1266 ha tarım arazisinin sulanması ile Bodrum Yarımadasına yılda 2.7 hm 3 içme suyu temin edilmesi amacı ile yapılmı tır. Depolama hacmi 19.4 hm 3, göl alanı 145 ha’dır.
Milas-Geyik Barajı: Türkiye Elektrik Kurumuna ait 420 bin kilovat kurulu gücünde in a edilen Milas Yeniköy Termik Santralına yılda 22.8 milyon m 3 so ğutma ve kül suyu temin etmek amacı ile yapılmı tır. Depolama hacmi 42.20 hm 3 olup, gölalanı 374 ha’dır (Mu ğla Çevre Durum Raporu, 2003).
14 Do ğal göl yüzeyleri
Bafa Gölü 5.500 260 Köyce ğiz Gölü 260 Sülündür Gölü 519
Koca Göl
Baraj Rezervuarları yüzeyi(Geyik ve Mumcular Barajları) 2.519
Grafik 5. Do ğal göl ve baraj rezervuarlarının yüzeylerinin da ğılımı (hektar alan-ha) (Mu ğla Çevre Durum Raporu, 2003)
2.1.6.5. Yer Altı Suları
Yeraltı su kaynaklarının beslenme kaynakları arasında özellikle havzalar, ormanlar, do ğal bitki örtüsü, yerüstü su kaynakları ve sulak alanlar oldukça büyük önem ta ımaktadır ve korunmaları gerekmektedir. Beslenme alanları yeraltı su kaynakları ile yerüstü su kaynaklarının kar ılıklı de ği im içerisinde bulundukları alanlardır. Yeraltı su kaynakları beslenme alanları aynı zamanda nehir ve derelerde su seviyesinin dü tü ğü dönemlerde yüzey suları ile beslenmektedir. Mu ğla ilinin yeraltı su kaynakları ve tahsis alanları a ağıda tabloda verilmi tir.
15 Tablo 1. Mu ğla Đlinin Yeraltı Su Kaynakları ve Tahsis Alanları
HAVZASI OVASI Alt Đ L TAHS ĐS ED ĐLEN REZERV (TOPLAM- TOPLAM KALAN havzası REZER. hm3/yıl) TAHS ĐS REZERV (hm3/yıl) (hm3/yıl (hm3/yıl) Đçme Sulama (Toplam) Sanayi Suyu DS Đ Belgeli Sul. Sul+Koop.
B.Menderes 7 Yata ğan 7/25 11 2,63 - 0,73 0,315 3,675 6.995 B.Menderes 7 K.dere - 0,008 - 0,25 - 0,258 - Batı Akdeniz Mu ğla Merkez (8) 8/7 30 9,82 - 1,65 - 11,47 17,4 “ Ula 8/8 - 1,08 - 0,05 - 1,13 - “ Milas 8/2 18 7,6 - 5,98 - 13,58 4,42 “ Selimiye Ekinambarı 38,5 ------8/3 “ Karaova 8/5 ------“ Bodrum Yarımadası 10 5,26 1,8 1,88 - 8,94 1,06 8/4 “ Datça 8/10 13 3,2 - 1,05 - 4,25 3,59 “ Marmaris 8/9 - 4,6 - 0,56 - 5,16 - “ Köyce ğiz 8/11 - 11,735 - 3,36 - 15,095 -
“ Ortaca 80 - - 0,016 - 0,016 47,139 Dalaman Çayı Havz. 8/12 - 8,54 - 9,21 - 17,75 -
“ Fethiye 8/16 20 6,78 - 0,8 - 7,58 12,24 “ Ören 8/6 - - - - 17 17 - TOPLAM 220,5** 61,253 1,8 25,536 17,315 105,904 92,844 Savranköy, Ekinambarı ve Gökova Kaynakları rezervi dahil değildir. (DS Đ 21. Bölge Müdürlü ğü)
16 2.1.6.6. Sulak Alanlar
Ulusal Sulak Alan Komisyonu üyesi kurumların temsilcilerinin de katılımıyla 6-8 Temmuz 2004 tarihleri arasında Mu ğla Đli, Milas Đlçesi Bo ğaziçi Köyünde bulunan uluslararası öneme sahip sulak alanlardan bir tanesi olan Tuzla Gölünün (Metruk Tuzlası) sulak alan koruma bölgelerinin belirlenmesi ve 1/25000 ölçekli topo ğrafik haritalara i lenmesi amacıyla bir arazi çalı ması yapılmı tır (Resim 1).
Resim 1. Tuzla Gölü
Metruk Tuzlası (Milas Tuzla Gölü) Sulak Alan Koruma Bölgeleri Haritası 30.01.2004 tarih ve 24656 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan Sulak Alanların Korunması Yönetmeli ği Uyarınca, Ulusal Sulak Alan Komisyonunun 12.10.2004 tarihli 2004 yılı 1. Ola ğan toplantısında onaylanarak yürürlü ğe girmi tir (www.cevreorman.gov.tr).
Köyce ğiz Gölü: 8.000 ha’lık yüz ölçüme sahiptir. Göl; kanal, bataklık, sazlık, kumul ve subasar sığla ormanı gibi de ği ik ekosistemlerden olu mu tur. Hafif tuzlu bir göldür. Ba ta Namnam Deresi olmak üzere çok sayıda dere, kaynak ve drenaj kanallarının ta ıdı ğı sularla beslenir. Dalyanın en önemli özelli ği nesli tehlike altındaki adı deniz kaplumba ğalarının yumurtlama alanı olan kumsaldır. Yine tehlike altında olan yumu ak kabuklu Nil kaplumba ğası, kumsalın göl tarafında yumurtlar. Alan, aralarında karabatak, küçük karabatak, Macar Örde ği ve Sakar Meke’nin de bulundu ğu büyük sayıda kı layan su ku una ev sahipli ği yapmaktadır. Alan, 1988’de ilan edilen ve 1990 yılında sınırları geni letilen Köyce ğiz Gölü
17 Özel Çevre Koruma Gölgesi içerisinde yer almaktadır. Göl ve delta geni tarım toprakları ve tepelerle çevrilidir (Mu ğla Çevre Durum Raporu, 2003).
Bafa Gölü
Harita 2. Bafa Gölü ve Çevresi
Bafa Gölü, 08.07.1994 tarihinde Tabiat Parkı ilan edilerek koruma altına alınmı tır. Eskiden Ege Denizi’nin bir körfezi olan Larmos Körfezi’nin, Menderes Nehri’nin ta ıdı ğı
18 alüvyonlarla kaplanması ve yakla ık 300 km 2 lik körfezin dolması sonucunda bugünkü Bafa Gölü meydana gelmi tir. Đdari olarak Mu ğla ve Aydın il sınırları içerisinde yer almaktadır. Gölün beslenmesi, göl alanına dü en ya ğı lar, mevsimlik akarsular, kıyılardan çıkan pınarlar, dip kaynaklar ve Menderes Nehri ile olan ba ğlantı kanalıyla olmaktadır. Kuzeyde ortalama derinli ği 2 m civarında olan gölün, orta kesimleri 21 m.ye ula maktadır.
Göl üzerinde antik kalıntıların bulundu ğu 4 ada vardır. Ekolojik yönden bol gıdalı özellik arz eden gölün, güneybatı kesimlerinde saz toplulukları, kuzeybatı ucunda sazlarla birlikte ılgın, sö ğüt ve kındıra toplulukları bulunmaktadır. Ku varlı ğı yönünden son derece zengin olan gölde, pek çok ku türünün yanısıra, nesli tehlikede olan türlerden cüce karabatak ve deniz kartalı kuluçkaya yatmakta ve kı mevsiminde de yüz binlerce ördek ve su ku u tarafından beslenme ve barınma yeri olarak kullanılmaktadır.
Tablo 2. Mu ğla Đlinde Di ğer Sulak Alanların Adı ve Bulundu ğu Đlçe
Namnam Çayı –Köyce ğiz Đlçesi Metruk Tuzla –Milas Đlçesi
Köyce ğiz Gölü –Köyce ğiz Đlçesi Milas Geyik Barajı –Milas Đlçesi
Alagöl–Köyce ğiz Đlçesi Sarıçay –Milas Đlçesi
Sülüngür Gölü –Ortaca Đlçesi Hacat Gölü –Milas Đlçesi
Dalaman Çayı –Dalaman Đlçesi Denizcik Gölü –Milas Đlçesi
Koca Göl –Dalaman Đlçesi Bayır Kazan Göleti –Yata ğan Đlçesi
Baldırnaz Gölü –Dalaman Đlçesi Dipsiz Çay –Yata ğan Đlçesi
Kargın Gölü –Dalaman Đlçesi Kargıcık Çayı –Fethiye Đlçesi
Kükürtlü Göl –Dalaman Đlçesi E en Çayı –Fethiye Đlçesi
Akköprü Barajı –Dalaman Đlçesi Akgöl (Karaot) –Fethiye Đlçesi
Bereket Barajı –Dalaman Đlçesi Aksazlar Akarca –Fethiye Đlçesi
Bodrum Karaova Barajı –Bodrum Đlçesi Dere Göleti-Ula Đlçesi
(Mu ğla Çevre Durum Raporu, 2003)
19 2.1.7. Kıyı Habitatları
Mu ğla ili Türkiye’nin en uzun kıyı eridine sahiptir. Milas Akbük Koyu’ndan E en Çayı a ğzındaki Antalya sınırına kadar Ege Denizi ve Akdeniz’in yer aldı ğı Mu ğla Đli deniz ve göl kıyıları uzunlu ğu toplam 1124 km dir. (Deniz Kıyısı: 840 km. Göl Kıyısı: 52.6 Km. Adalar kıyısı 231.4 Km) Çok genç olu umlu kıyılarda sayısız girintiler ve çıkıntılar çok sayıda adalar bulunmaktadır. Pleozoik, Mezozoik ve özellikle neozoik dönemde olu an çe itli tabakaların bulundu ğu da ğların kıyı çizgisine dik uzanmasının yanı sıra neojen, pleistosen ve hatta günümüzde tektonik hareketlere ba ğlı olarak deniz tabanında olu an çöküntüler kıyıların girintili çıkıntılı olmasına yol açmı tır. Son 10–15 milyon yıldır yükselen Anadolu Yarımadası’na kar ılık çökmekte olan Ege ve Akdeniz kıyılarında bazı eski yerle melerin liman yapıları (Fethiye’de Cormylesus) deniz altında kalmı tır. Kıyılarda ta ları kemiren (gastropot ve patella gibi) deniz canlılarının kalkerli arazi üzerinde a ındırma izleri (bio- erozyon) görülmektedir (Mu ğla Valili ği, 1998).
Mu ğla kıyılarında gelgit genli ğinin zayıf olması (20–25 cm), dalgaların a ındırması ve eritmesi sonucunda yalıyarlar, lapyalar sıklıkla görülmektedir. Dalga ve kıyı akıntılarının karalardan gelen alivyonları, koy ve büklerin a ğzına biriktirmesiyle olu an çok sayıda kıyı oku, kumsal (plaj) ve tombolo (yalancı bo ğaz) ekilleri görülür. Marmara Kapıda ğı Yarımadası Tombolosu gibi Mu ğla’da Marmaris Yalancı Bo ğaz ile Dalaman güneyindeki Kapukargun Yarımadaları eskiden yarımada olan karaların dalga ve kıyı akıntıları biriktirmesiyle yarımadaya dönü en tombolo (ba ğlama seti) Sapliada özelli ği gösterirler. Körfez, koy ve bük önlerinde olu an kumburnu (kıyı oku) ekillerin en önemlileri; Fethiye Ölüdeniz lagünü a ğzında (denizkula ğı) ve Marmaris Hisarönü Körfezi yakınlarındaki Orhaniye koyunda yer alan “kız kumu” kıyı oklarıdır. Kıyılarda olu an delta gölü ya da lagün (denizkula ğı) özelli ği ta ıyan göllerin bazıları E en çayı a ğzında Ovagöl, Dalaman Çayı ağzında Kocagöl ve Kargın Gölü ile Dalyan Đztuzu, Fethiye Ölüdeniz gibi sı ğ deniz önlerinin kıyı birikintileriyle tıkanması sonucunda olu mu çok genç ekillerdir. Dalaman ve E en Çayı (Kocaçay) a ğızlarında çöküntü ile deniz altında kalmı eski akarsu vadilerinden dolayı Fethiye Körfezi çevresi “Ria tipi” kıyılar ( Đspanyolca Rias) sınıfına girmektedir.
Ba lıca Çıkıntılar; Bodrum(Turgut Reis) Karatoprak Yarımadası, Datça (Re adiye) Yarımadası, Marmaris Bozburun Yarımadası, Marmaris Karada ğ Yarımadası, Dalaman
20 Kapukargın Yarımadası ile Fethiye ( Kayaköy) Yarımadasıdır.
Ba lıca Girintiler; Güllük körfezinde; Akbük, Kazıklı, Kıyıkı lacik(Çam), Güllük, Güvercinlik ve Torba Koyları,
Gökova Körfezinde; Gümbet, Bodrum, Akbük, Akyaka, Karacasöğüt ve Okluk Koyları,
Datça Körfezinde; Palamutbükü, Kurucabük, Çubucak, Orhaniye, Bozburun ve Sö ğütkoyları,
Marmaris Körfezinde; Marmaris, Turunç, Karaa ğaç (Aksaz) ve Dalyan ( Đztuzu) Koyları
Fethiye Körfezinde; Göcek, Đnlice, Kargı, Katrancı, Ölüdeniz (Belce ğiz) Koyları ba lıca girintilerdir. Türkiye turizminde çok önemli yer tutan bu kıyılardan bazıları balık yeti tirme alanları olarak kullanılmaktadır. Bodrum, Datça, Marmaris, Göcek ve Fethiye marinaları çok canlı yat turizmi iskeleleridir.
Mu ğla ilinde toplam 61 ada olup, bunlardan 13 ada Akdeniz kıyılarında, Kızılada, Tav an, Deliklita , Eskime ğri, Katrancık ada, Yassıca adalar, Hacıhalil, Göcek, Ki neli ada, Tersane, Domuz, Devecita ı adası, A ırlıada yer alır.
Ege Denizinde de 48 ada olup, bunlar; Adatepe(Babaadası), Yılancıkada, Çiftlik, Dilekada, Bedirada, Keçiada, Kızılada, Kiseliada, Tav anbükü, Kameriye, Kocaada, Uzunada, Yassıcaada, Yollucaada, Murdala, Kızıla ğaç, Yediadalar, Ortaada, ehirada(Sedir Adası- Sideyri), Karacaada, Zeytinliada, Gelibolu, Orak, Karaada, Đçada, Çelebi, Đkizadalar(Kardak), Tüllüce, Çatalada, Küçükkiremit, Büyükkiremit, Eskifener, Konelya, Apostal, Badem, Sahil, Tokatba ı(Büyükada), Toprakada, Topan, Kargı, Palamutbükü, Di lice ve Kale adalarıdır. Ada kıyı uzunlu ğu: 231.4 km, adaların alanı: 40.41 Km 2 dir (Mu ğla Valili ği, 1998). Mu ğla ilinin ve kıyılarının sahip oldu ğu flora EK-1 ve fauna EK-2 de verilmi tir.
Mu ğla ilinde çevresel açıdan son derece önemli olan kumulları ve vejetasyonunu, fok balıklarının üreme ve ya ama alanlarını, deniz kaplumba ğalarının üreme alanlarını, nehir ve dere a ğızlarını, kıyıdaki özel jeomorfolojik olu umları içermektedir. Sahip oldu ğu bu özellik koruma tedbirlerinin hızlı bir ekilde uygulamaya girmesini gerektirmektedir. Bu alanların korunmasının gereklili ği, yaban hayatının önemli ya ama ortamları olarak de ğerleri, Akdeniz
21 foku, caretta caretta kaplumba ğaları, nil kaplumba ğası, balık, ku ve omurgasız hayvanların ço ğalma alanları olmaları, özel kıyı olu umlarına yapılacak müdahalelerin gelecekte do ğal afetlere sebebiyet verecek olması, bilimsel ara tırmalar ve e ğitim amaçlı çalı malara olanak vermeleri, rekreasyon-turizm için önemli alanlar olmaları nedeniyle önem kazanmaktadır.
Kıyı kullanımlarından kaynaklanan kirlilik, kalkınma yolunda yapılan yanlı kullanımlar, do ğal bitki örtüsünün tahribi (yanma, yakma, kesme vb), yumurtaların toplanması, a ırı avlanma (özellikle balıkçılıkta) ve benzeri aktiviteler, bu kaynaklar üzerinde önemli zararlar meydana getirmektedir.
2.1.8. Koruma Altına Alınmı Hassas Bölgeler
Hassas bölgeler tanımı ile tarihi, ekonomik, kültürel anlamda korunması gereken metalar ile soyu tükenmekte veya dünya eko sistemi içerinde önemli bir yere sahip bulunan canlıların korunması için ayrılmı alanları yani koruma alanları hakkında bilgi verilmeye çalı ılmı tır. Bu alanları tanımlanırken, standart bir genelle tirme çalı an Uluslararası Do ğa ve Do ğal Kaynakları Koruma Birli ği (International Union for the Conversation of Natural and Resources-IUCN) kriterlerinden faydalanılmı tır.
IUCN, koruma alanlarında yapılacak yönetim modellerinin ana maksadını, bilimsel ara tırma, yaban hayatın korunması, türlerin ve biyolojik çe itlili ğin korunması, çevresel servislerin iyile tirilmesi, do ğal ve kültürel özelliklerin korunması, turizm ve rekreasyon, eğitim, kültürel, geleneksel yapıların bakımı, ekosistemin do ğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı olarak sıralamaktadır (Görer ve Atik, 1997).
Hassas bölgeler ile ilgili bilgiler, Mu ğla 2003 Çevre Durum Raporu, Mu ğla Đl Çevre ve Orman Müdürlü ğü, Đl Turizm ve Kültür Müdürlü ğü, Mu ğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurumu Müdürlü ğü, Çevre ve Orman Bakanlı ğı Özel Çevre Koruma Kurumu Ba kanlı ğından elde edilmi tir.
22 2.1.8.1. Parklar
Milli Parklar
Fethiye- Saklıkent Milli Parkı: Milli park 12.390 hektar alana sahiptir. Milli parkın ana kaynak de ğerini ve özelli ğini E en Çayı’nın bir kolu olan Karaçay Deresi üzerindeki 1.000–1.100 metre yüksekli ğindeki oldukça dik vadi ve yamaçlara sahip Saklıkent Kanyonu olu turmaktadır.
Milli park, Mu ğla Đli Fethiye Đlçesi ile Antalya Đli Ka Đlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Mu ğla Đl sınırları içerisinde 4.169 hektarlık saha mevcuttur.
Marmaris Milli Parkı: Marmaris Milli Parkı 1996 yılında 33.350 hektar sahada ilan edilmi tir. Milli Park, yaban hayatı bakımından da oldukça zengindir. Milli park sahasında antik Physkos ehri (Maarmaris), Amos (Hisarönü) ehri yer almaktadır. Antik ça ğda bu bölge Karia Bölgesi olarak tanınmaktadır.
Tabiat Parkları
Ölüdeniz-Kıdrak Tabiat Parkı: Parkın alanı 950 hektardır. Fethiye’ye 12 km. uzaklıkta Babada ğ’ın eteklerinde önceleri orman içi dinlenme yeri olarak tesis edilmi ken 1983 yılında Tabiat Parkı olarak ilan edilmi tir.
Yat giri inin yasak oldu ğu Ölüdeniz lagünü Kaptan Cousteau tarafından incelenmi ve buranın tek hücreli mikro organizmalardan deniz kaplumba ğalarına kadar birçok canlıyı barındıran do ğal bir akvaryum oldu ğu belirtilmi tir. Sahanın batısında Noel Babanın (Saint Nicholas) ya adı ğı Aya Nikola (Gemiler) Adası bulunmaktadır(Mu ğla Çevre Durum Raporu, 2003).
Tabiat Anıtı; Tabiat anıtı olarak, do ğada bulunan, özel tarihi öneme haiz, korunması gereken a ğaçlar kabul edilmektedir. Mu ğla ilinde de tabiat anıtı olarak kabul edilmi a ğaçlar bulunmaktadır. Bu a ğaçların listesi EK-8 de verilmi tir(Mu ğla Çevre Durum Raporu, 2003).
Tabiatı Koruma Alanı; Đl sınırlarında, Sırtlanda ğHalep Çamı Tabiatı Koruma Alanı bulunmaktadır. Alan, Milas ilçesi alanı içerisinde 760 hektar alan üzerinde, ülkemizde az rastlanan bir tür olan Halep Çamı (Pinus helepensis) koruma alanı olarak ilan edilmi tir. Halep çamı, Türkiye’deki iki tabii yayılı alanlarından birini te kil eden nadir bir ekosistemi
23 olu turmaktadır. Bölge zengin bir yaban hayatı potansiyeline sahiptir ve korunması gerekmektedir (Mu ğla Çevre Durum Raporu, 2003).
2.1.8.2. Orman Đçi Dinlenme Yerleri
Mu ğla ilinin toplam arazilerinin yakla ık % 64’ü orman ile çevrilidir. Ormanların korunması, yapıla manın engellenmesi, tüm vatanda ların ormanlardan tahrip etmeden yararlanması amacı ile Đl Çevre ve Orman Müdürlü ğü tarafından belirlenen noktalarda Orman Đçi Dinlenme Yerleri olu turulmu tur.
Merkez ilçe sınırları içerisinde; Kızılda ğ ve Yara Orman Đçi Dinlenme Yeri, Ula Đlçe sınırları içerisinde, Gökova Orman Đçi Dinlenme Yeri, Marmaris Đlçe sınırları içerisinde, Çubucak, Đnbükü, Bucak, Çetibeli ve Günnücek Orman Đçi Dinlenme Yerleri, Fethiye Đlçe sınırları içerisinde, Katrancı, Küçük Kargı ve De ğirmenba ı Orman Đçi Dinlenme Yeri, Ortaca ilçe sınırları içerisinde A ı Đskelesi Orman Đçi Dinlenme Yeri gibi park alanları mevcuttur (Mu ğla Çevre Durum Raporu, 2003).
2.1.8.3. Özel Çevre Koruma Bölgeleri (ÖÇKB)
Özel Çevre Koruma Kurumu Ba kanlı ğı, 383 Sayılı Özel Çevre Koruma Kurumu Ba kanlı ğı Kurulmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ile 2872 Sayılı Çevre Kanununun 9. maddesi hükmüne göre “Özel Çevre Koruma Bölgesi” ilan edilmi ve edilecek alanların yönetimi görevini yürütecek birim olarak 1989 tarihinde kurulmu tur.
2872 sayılı Çevre Kanununun 9. Maddesinin üçüncü fıkrası ve Türkiye’nin taraf oldu ğu Akdeniz’deki Özel Koruma Alanlarına Đli kin Protokol do ğrultusunda ülke ve dünya ölçe ğinde ekolojik önemi olan çevre kirlenmeleri ve bozulmalarına duyarlı alanlardaki do ğal güzelliklerin gelecek ku aklara ula masını güvence altına almaya yönelik olarak Bakanlar Kuruluna söz konusu özellikleri ta ıyan yerleri “Özel Çevre Koruma Bölgesi” olarak belirleme ve ilan etme yetkisi verilmi tir (Sanal, 1999).
Özel Çevre Koruma Bölgeleri (ÖÇKB); tarihi, do ğal, kültürel vb. de ğerler açısından bütünlük gösteren gerek ülke gerekse dünya ölçe ğindeki ekolojik önemi olan alanlardır.
24 Ülkemizde 13 adet ÖÇKB mevcuttur. Bu ÖÇKB’lerinden en önemli 5(be ) tanesi ÖÇKB’si Mu ğla ilindedir. Mu ğla Đlinin yakla ık % 26’sı ÖÇKB’si alanı ile kaplıdır. Ülkemizde bulunan ÖÇK Alanlarının üçte birlik oranda Mu ğla Đli sınırları içerisinde yer almaktadır. Đl sınırlarında bulunan ÖÇKB genel özellikleri ile incelersek;
Fethiye-Göcek Bölgesi: 774 km 2’lik bir alanı kapsayan bölge, sahip oldu ğu do ğal güzellikleri, kıyıları, tarihi ve kültürel özellikleri, yat turizmi açısından Göcek Körfezi ve Ölüdeniz (Belce ğiz koyu) gibi henüz çok fazla tahribata u ğramamı de ğerleri nedeniyle, “Özel Çevre Koruma Bölgesi” olarak tespit ve ilan edilmi tir.
Bölge di ğer koruma bölgelerinde oldu ğu gibi fauna varlı ğı açısından oldukça zengindir. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde, övalye Adası’ndan ba layarak, Fethiye Körfezi’nin batı ve kuzey batısında irili ufaklı adalar vardır. “Oniki Adalar” olarak anılan bu adaların her biri ayrı güzelli ğe sahip tarihi ve kültürel eserlerle doludur. Göcek Körfezi eskiden Pazaryeri olarak kullanılan bir liman olmasına ra ğmen günümüzde yat turizminin yo ğun oldu ğu bir merkez durumundadır (Sanal, 1999), (Mu ğla Çevre Durum Raporu, 2003).
Köyce ğiz-Dalyan Bölgesi: Köyce ğiz-Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesi Mu ğla ili sınırları içinde, ilin güneydo ğusunda bulunan bir yerle im alanıdır. Gerek sahip oldu ğu do ğal güzellikleri, tarihi, göl ve kanalları, gerekse flora ve fauna zenginli ği nedeniyle Köyce ğiz- Dalyan yöresi, “Özel Çevre Koruma Bölgesi” olarak tespit ve ilan edilmi tir. Kanallarla Akdeniz’e ba ğlanan Köyce ğiz Gölü’nün de içinde bulundu ğu bölge, 461,4 km 2 lik bir alanı kapsamaktadır.
Köyce ğiz-Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesi, flora ve fauna varlı ğı açısından oldukça zengin bir bölgedir. Akdeniz ikliminin etkisinde bulunması nedeniyle bu iklimin tipik florasına sahiptir. Bölgede üç ana vejetasyon hâkimdir. Bunlardan birincisi, Köyce ğiz Gölü- Dalyan Deltası ve yakın çevresindeki sulak ve bataklık alanları kaplayan kamı lık ve sazlıklardır. Đkincisi, Akdeniz’in tipik maki örtüsüdür. Üçüncüsü ise bölgenin % 60’ını kaplayan ormanlardır. Bu ormanlarda yer alan sı ğla a ğacı (Liguidambar Orientalis ) bölgeye has, endemik bir türdür. Sı ğla A ğacı, dünyada sadece Honduras’ta ve Türkiye’nin güneybatı kıyılarında yeti mektedir.
25 Yapılan ara tırmalar sonucu; bölgede 7 farklı ku habitatında, yakla ık 180 ku türünün gözlendi ği, göller ve delta çevresinde bol miktarda yaban kazı, ördek, balıkçıl ve sakar meke bulundu ğu tespit edilmi tir. Ayrıca, bölge, ülkemizde oldukça az rastlanan pelikan ku unun nadir konaklama bölgelerinden biridir.
Dalyan-Đztuzu Kumsalı nesli tükenmekte olan deniz kaplumba ğası (Caretta caretta)’nın Türkiye’deki 17 önemli yuvalanma bölgesinden birisidir. Köyce ğiz-Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesinde, Köyce ğiz Gölü ve 4 adet küçük göl (Sülüklü, Alagöl, Sülüngür ve Đztuzu gölleri) sayısız kanallar ile Köyce ğiz Gölü’nün güneyinde, kuzey batıdan güney do ğuya uzanan bir fay hattı boyunca sıralanmı , Sultaniye, Velibey (Delibey), Çavu (Rıza Çavu ) ve Gel Girme olarak anılan 5 sıcak su, 2 so ğuk su kaplıca kayna ğı bulunmaktadır.
Ayrıca, Dalyana ğzı-Đztuzu kumsal eridi, Ekincik ve Kargıcak plajları deniz kıyılarını olu turdu ğu gibi bugün Dalyan Belediyesi sınırları içinde kalan antik Kaunos (Caunos) kenti de bölgenin önemini artırmaktadır. Kurulu tarihi kesin olarak bilinmeyen antik kentin bazı kalıntıları ve kaya mezarları günümüze kadar gelebilmi lerdir (Sanal, 1999), (Mu ğla Çevre Durum Raporu, 2003).
Gökova Bölgesi: Gökova, do ğal güzellikleri, koyları ve tarihi eserleri ile gelecek ku aklara aktarılması gereken önemli bir beldedir. Bu nedenle; “Özel Çevre Koruma Bölgesi” olarak tespit ve ilan edilmi tir. Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi, Mu ğla ili sınırları içinde Fethiye Marmaris karayolu üzerinde ve ilin güneyinde 576.9 km 2 bir alanı kapsar.
Akdeniz bitki toplulu ğunun ve tarım ürünlerinin ço ğu bulunmaktadır. Bölge Akdeniz do ğal bitki örtüsünün tüm örneklerini bulunduran bir laboratuar niteli ği ta ımaktadır. Gökova Körfezi’nin kuzey kıyısında, Kıran Da ğları yamaçları kaliteli orman örtüsüne sahiptir.
Flora arasında sı ğla (günlük) ormanlarının önemi büyüktür. Yurdumuzun sadece güney-batı kıyılarında yeti en sı ğla(günlük) a ğaçları Gökova Körfezi’nin güney kıyısında bulunan küçük koylar gerisindeki taban arazilerde yer almaktadır. Bölge fauna varlı ğı açısından oldukça zengindir. Bölgede su samurunun varlı ğı, oldukça yüksek bir popülasyona sahip oldu ğu tespit edilmi tir. Gene dünyanın en kaliteli süngerleri bölgede yeti mektedir.
Gökova Bölgesinin büyük bir bölümü arkeolojik S ĐT alanıdır. Sedir Adası (Kedrai) ve Gelibolu (Galliopolis) önemli S ĐT alanlarındandır. Sedir Adasında bir tiyatro, bir tapınak sur
26 ve kale kalıntıları mevcuttur, Gelibolu civarında ve koyda tarihi kalıntılar olmasına ra ğmen burası hakkında ayrıntılı bilgi elde edilememi tir (Sanal, 1999), (Mu ğla Çevre Durum Raporu, 2003).
Datça-Bozburun Bölgesi: Bölge, Mu ğla ilinin güneybatısında, kuzeyde Gökova Körfezi, güneyde Hisarönü Körfezi arasında batıya do ğru 70 km’lik uzantısı olan bir yarımada üzerindedir. Yarımada da ğlık ve engebeli bir yapıya sahiptir. Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesi birbirinden güzel el de ğmemi koyları, çok zengin bitki örtüsü, bol oksijenli havası ve tarihi kalıntılarından dolayı, “Özel Çevre Koruma Bölgesi” olarak tespit ve ilan edilmi tir. Bölgenin alanı 1443.6 km 2dir.
Datça Yarımadası’nda flora bakımından toplam 999 takson sahip olup, bunların 30’u endemiktir. Özellikle serpantin tipi kayalıklar endemik türlerin günümüze ula ması bakımından en önemli rolü oynamı lardır. Di ğer yandan, yarımadada belirlenen endemiklerin 8 tanesi ülkemizde sadece Datça ve civarında bulunmaktadır. Bu türler içerisinde Datça Hurması özel bir öneme sahip olup, ortalama 10-12 m. boylanabilen ince uzun gövdeli bir ağaçtır. Datça’nın kuzey kesiminde yer alan Eksera Deresi’nde 15 m. boyunda Datça Hurması’na rastlanmı tır.
Memeli türler bakımından çok zengin olmayan Datça Yarımadası’nda ya am ortamlarının bozulması ile nesli her geçen gün azalan yaban keçisi ve boz ayının varlı ğı saptanmı tır (Sanal, 1999), (Mu ğla Çevre Durum Raporu, 2003).
Patara Bölgesi: Bölge, tarihi ve kültürel eserlere, e siz do ğal zenginli ğe ve güzelli ğe sahiptir. Bu de ğerlerin korunması, geli tirilmesi ve gelecek ku aklara aktarılması amacıyla bölge “Özel Çevre Koruma Bölgesi” olarak tespit ve ilan edilmi tir.
Patara Özel Çevre Koruma Bölgesi’nin büyük bir kısmı Antalya Đli Ka Đlçesi, di ğer bir kısmı ise Mu ğla Đli sınırları içinde yer almaktadır. Alan olarak 189.8 km 2 yi kapsayan bölgenin kıyı uzunlu ğu 20 km ve deniz yüzeyi 4.200 ha.dır. Ülkemizin Akdeniz sahillerinde deniz kaplumba ğalarının (Caretta caretta) 17 önemli üreme-yumurtlama bölgesi vardır. Patara kumsalı bu alanlar içerisinde en önemlisi olup, flora bakımından oldukça zengin bir bölgedir. Patara antik kentinin bir bölümü, özellikle Nekropol, Gelemi Köy yerle imi altında yer
27 almaktadır. Ancak, kentin önemli anıtsal yapıları, lahit mezarları ve kent yerle imi, tarımsal alanlar ile orman alanları ve kum altındadır.
Patara antik kentinin bir bölümü, özellikle Nekropol, Gelemi Köy yerle imi altında yer almaktadır. Ancak, kentin önemli anıtsal yapıları, lahit mezarları ve kent yerle imi, tarımsal alanlar ile orman alanları ve kum altındadır. Kent üç yönden yükselen tepelerin arasındaki bir çanak boyunca yayılmı tır. Antik kentin ortasında büyük bir bölümü bataklı ğa dönü mü olan Gelemi Gölü bulunur (Sanal, 1999), (Mu ğla Çevre Durum Raporu, 2003).
2.1.8.4. Mavi Bayrak Uygulaması
Mavi bayrak plaj ve marinalara verilen uluslararası bir standart semboldür. Ancak sembol olmanın ötesinde çevrenin korunması, plaj ve marinayı kullananların sa ğlıklı ve uygar bir çevrede tatil yapmalarının hedeflenmesidir. Mavi Bayrak’ın bir yıl süre ile verilmesi ve her yıl i lemlerin yenilenmesi ayrı bir anlam ta ımaktadır.
Kıyıların korumasını, deniz suyunu kirleten faktörlerin elemine edilmesini hedefleyen “Mavi Bayrak Kampanyası” konusundaki faaliyet, ülkemizde 1993 yılında ba latılmı tır. Ülkemiz 1993 yılında Türkiye Çevre E ğitim Vakfı ile adı geçen organizasyonda yer almı ve halen tam üye olarak etkinliklerini sürdürmektedir.
Mavi Bayrak, genel tanımı ile uluslararası bir standart sembolüdür. Avrupa Çevre Eğitim Vakfının üyesi olan ülkelerin temsilcilerinden olu an Genel Kurul’da tespit edilen kriterler ile aday plaj ve marinalar tespit edilmekte ve hazırlanan dosyalar, Ulusal Jüri de ğerlendirmesinden geçmekte ve Avrupa Jürisine gönderilmektedir. Mavi Bayrak ödülü Avrupa Jürisinin kararı ile kesinle mekte ve bir yıl için geçerli olmaktadır.
Her yıl mavi bayrak talebi yenilenmektedir. Böylece istenilen kriterler dinamik tutulabilmektedir (Güngör,1997).
2005 yılı için Mu ğla kıyılarındaki Mavi Bayrak almı olan plajlar;
MARMAR ĐS: Belediye Önü Halk Plajı, Poseidon, Grand Azur, Lidya Otel, Grand Yazıcı, Đçmeler, Pamucak, Munamar, Green Platan, Turunç Halk Plajı, Turunç Otel, Hisarönü Plajı.
28 DATÇA: Aktur Kurucabük, Aktur Kamp, Aktur Tatil Sitesi, Perilikö k, Gebekum Sörf Plajı, Karaincir.
BODRUM: WOW Halikarnas Resort, Milta Tatil Köyü, Club Voyage Torba, Samara Otel, Valtur Bodrum Park, Sea Garden II, Sea Garden I, Palmiye Tatil Köyü, WOW Beach Club, Club Belizia, Aktur, Bitez II (Halikarya önü), Club Armonia, Turgutreis Halk Plajı (Günbatımı), Club Kadıkale, Gümü kaya I, Club Voyage Bodrum Resort (Türkbükü).
FETH ĐYE: Kumburnu Bo ğazı, Otel Meri Önü, Hillside Beach (Milliyet Gazetesi, 10.05.2005).
2.1.8.5. Canlı Kaynak Koruma Alanları
Av Hayvanları Koruma ve Üretme Sahaları; Köyce ğiz Yaban Hayatı Koruma Sahası, Marmaris Adaköy Yarımadası Yaban Hayatı Koruma Sahası, Bodrum-Gündo ğan Yaban Hayatı Koruma Sahası, Çakmak-Kocatepe Koruma ve Üretme Sahası olmak üzere 4 adet av hayvanları koruma sahası ve Gökova Alageyik Üretme Đstasyonu mevcuttur.
Kıyı Çevresindeki Su Ürünleri Üretim Sahaları: Đlde, Ye ilova Körfezi’nde; Kızılada ile kar ısındaki Ta lıca Ada arasında çekilen hattın do ğusunda kalan sahada, Hisarönü Körfezi’nde; Dil Burnu ile kar ısındaki Kargı Adasını birle tiren hattın do ğusunda kalan saha içerisinde, Gökova Körfezi’nde; Gerence Burnu ile Mersincik Burnu’nu birle tiren hattın do ğusunda kalan saha içerisinde, Ören Burnu ile kar ısındaki Teke Burnu’nu birle tiren hattın do ğusunda kalan sahada, Güllük Körfezi’nde; Kazıklı Limanında, Kapalı Burnu ile Teke Burnu arası, Çam Limanında Teke Burnu ile Đncegöl Burnu arası, Asin Körfezi’nde Đncegöl Burnu ile Đnce Burun arası, Güvercinlik Körfezi’nde; Đnce Burun ile Saplı Burun ve Kızılyar Burnu arasında çekilen hattın do ğusunda kalan sahada her türlü trol ile su ürünleri avcılı ğı yasaktır.
Ortaca Đlçesi, Sülüngür Gölü’nde Kuzuluk hariç, dönem boyunca her türlü su ürünleri avcılı ğı yasaktır. Köyce ğiz Gölü ve deltasında a ğ ile Kefal Balı ğı avcılı ğı dönem boyunca yasaktır. Fethiye Körfezi’nde Paçarız Burnu ile Fethiye Adası ve E ğrikum Burnu do ğusunda kalan sahada dönem boyunca sürütme ve gırgır a ğları ile su ürünleri avcılı ğı yasaktır. Mu ğla
29 Đli iç sularından Mumcular Barajı ve Bencik Gölü’nde avlanmak yasaktır (Mu ğla Çevre Durum Raporu, 2003).
Akdeniz’e Has Nesli Tehlikede Olan Deniz Türlerinin Ya ama ve Beslenme Ortamı Olan Alanlar;
Akdeniz Foku (Monachus Monachus); Akdeniz Foku bütün dünya nesli tehlike altında bulunan türler içinde ilk sırada yer almaktadır. IUCN ( Dünya Do ğayı Koruma Birli ği ) tarafından koruma altına alınan 12 canlı türünden biri olup, bilim adamlarına göre dünyadaki sayılarının 200 – 300 civarında oldu ğu, Türkiye sularında da 50 adet civarında da ya adıkları tahmin edilmektedir. Mu ğla’da Bodrum Yarımadası’nda ya amaktadır.
Caretta caretta; Nesli tehlikede olan ve nesillerinin devamlılı ğı bakımından ülkemizin Akdeniz kıyılarına ihtiyaç duyan türlerdendir. Ekincik, Dalyan, Fethiye-Çalı , Dalaman, Patara ilimiz sınırları içerisindeki üreme alanlarıdır (Mu ğla Çevre Durum Raporu, 2003).
Nil Kaplumba ğası; Özellikle Dalyan ve Göcek bölgesinde bulunan ve nesli tükenmek üzere olan deniz kaplumba ğası türüdür. Nil bölgesinden, nasıl geldi ği bilinmemektedir, ancak bölgenin flora yapısına uyum sa ğlamı tır.
2.1.8.5. Kültür ve Tabiat Varlıklarının Bulundu ğu Koruma Alanları
SĐT Alanları; Tarih öncesinden günümüze ula an çe itli uygarlıkların ürünü olup, ya adıkları devirlerin sosyal, ekonomik, mimari ve benzeri özelliklerini yansıtan kent ve kent kalıntıları, önemli tarihsel olayların gerçekle ti ği yerler ve tespiti yapılmı tabiat özellikleri ve korunması gerekli alanlar S ĐT olarak tanımlanmaktadır. SĐT alanları ile ilgili bilgiler Prof. Dr. Adnan D ĐLER’in hazırlamı oldu ğu Mu ğla’da Kültür ve Tabiat Varlıklarının Korunmasında Ya anan Sorunlar, Kültürel ve Do ğal Kaynak Ön Ara tırmasından alınmı tır. SĐT alanlarının arkeolojik, do ğal ve kentsel olmak üzere üç türü vardır:
Arkeolojik S ĐT; Đnsanlı ğın var olu undan günümüze kadar ula an eski uygarlıkların yeraltında, yer üstünde ve su altındaki ürünlerini, ya adıkları devirlerin sosyal, ekonomik ve kültürel özelliklerini yansıtan her türlü kültür varlı ğının yer aldı ğı yerle me ve alanlar,
30 Doğal SĐT; jeolojik devirlerle, tarih öncesi ve tarihi devirlere ait ender bulunmaları veya özellikleri ve güzellikleri bakımından korunması gerekli yer üstünde, yeraltında veya su altında bulunan korunması gerekli alanlar,
Kentsel S ĐT; kentsel ve yöresel nitelikleri, mimari ve sanat tarihi açısından gösterdikleri fiziksel özellikleri ve bu özellikleri ile olu an çevrenin, dönemin sosyo- ekonomik, sosyo-kültürel yapılanmasını, ya am biçimini yansıtarak bir arada bulunduran ve bu yönüyle doku bütünlü ğü gösteren alanlar ise olarak tanımlanır.
SĐT alanlarının tanımlanmasına yönelik yapılan ara tırmada, Mu ğla ilinin toplam yüzölçümünün yüzde 14’ünün S ĐT alanı oldu ğunu göstermi tir. Bunlar farklı derecelerdeki Arkeolojik, Do ğal ve Kentsel S ĐT’ler ile bunlara ili kin koruma ve öneri alanlarını kapsamaktadır. S ĐT tescillerinde ilk sırayı 1.derece Do ğal S ĐT’ler almaktadır. Bunlar, yüzde 14 olan toplam de ğerin yüzde 11 kadarını kapsamaktadır. Do ğal S ĐT’ler dı ındaki di ğer Arkeolojik ve Kentsel S ĐT’lerin Mu ğla yüzölçümünde kapsadı ğı toplam alan ise sadece yüzde 3 oranındadır.
Tüm S ĐT’lerin il genelindeki da ğılımına bakıldı ğında bunların, kıyı bölgelerinde ve Bodrum Yarımadası, Datça-Bozburun, Köyce ğiz, Dalaman ile Fethiye çevresinde yo ğunla tı ğı görülür. Arkeolojik S ĐT’ler ise yapısı gere ği da ğınık ekilde de olsa iç bölgelere dek uzanmaktadır (Grafik 6).
9% 1. Derece Do ğal S ĐT 6% 3.Derece Do ğal S ĐT 1. Derece Arkeolojik S ĐT 5% 3. Derece Arkeolojik S ĐT 3% 2. Derece Do ğal S ĐT Kentsel S ĐT 76% 1%
Grafik 6. Mu ğla ilinde bulunan S ĐT alanlarının yüzde (%) olarak da ğılımı
31 Do ğal S ĐT alanları boyut olarak çok geni alanları kapsasa da sayısal olarak Arkeolojik S ĐT’ler toplamda 97 ile ilk sırayı alır. Bunların 62’si tekil, 29’u ise Do ğal SĐT’lerle bir arada Arkeolojik, Do ğal S ĐT olarak tescil edilmi tir. Halikarnassos üzerine kurulmu olan Bodrum örne ğinde oldu ğu gibi az sayıda olsa da Arkeolojik S ĐT’lerin Kentsel SĐT’lerle bir arada tescil edildi ği, Kentsel, Arkeolojik ve bunların Do ğal S ĐT’lerle bütünle mi , Kentsel, Do ğal, Arkeolojik örnekleri bulunmaktadır.
Arkeolojik S ĐT Alanları: Bodrum Yarımadası Do ğal ve Arkeolojik S ĐT alanları bakımından en zengin ilçelerin ba ında gelir. Yarımadanın kıyı ve iç alanlarındaki tepeler üzerine Geç Tunç Ça ğı’ndan itibaren kurulmu olan Leleg yerle meleri Arkeolojik S ĐT’lerin geni alanlara da ğınık olarak yayılmasının en önemli gerekçesidir. Yarımadanın en geni Arkeolojik S ĐT alanı Leleg kültürüne ili kin kalıntıları barındıran Pedasa (Gökçeler) Kalesi ve çevresini kapsar. Arkeolojik ve Do ğal S ĐT olarak tescil edilmi olan Gündo ğan Peynirçiçe ği Ma ğarası, Kalkolitik Dönem’den ba layan buluntularıyla sadece yarımadanın de ğil, tüm Karya’nın ilk insan yerle imine de ı ık tutan S ĐT alanıdır. Milas Uyku Vadisi, Marmaris Nimara Adası ve Yerkesik yakınında yerle ik ve tarafımızdan yapılan ara tırmalar sırasında saptanan benzer do ğal ma ğaralar Mu ğla’da ilk yerle imleri belgeleyen do ğal ve arkeolojik alanlardır. Ancak bunlar Bizans Dönemi’ne kadar yerle im yeri olarak da i levlendirilmi tir. Mu ğla’nın Arkeolojik S ĐT de ğerleri içinde en geç tarihli kalıntılar M.S. 6-7. yüzyıldan olan Geç Antik Ça ğ kale ve yerle imlerdir. Mazıköy-Kissebükü mevkiindeki “Anastasia Polis” örne ğindeki gibi bunların ço ğunun yakın çevresinde, MÖ 7-6. yüzyıla dek tarihlendirilen eski yerle imler konumlanır.
Bodrum Yarımadası ve tüm Mu ğla genelindeki Arkeolojik S ĐT’lerinin en önemli özelli ği, bunların Do ğal S ĐT alanlarıyla iç içe geçmi olmasıdır. Sodra Da ğı’nın batısındaki Damlıbo ğaz Köyü ve çevresinde, Eski Tunç Ça ğı’ndan ba layıp Bizans Dönemi’ne dek uzayan zengin arkeolojik yerle me alanları geli mi tir. Bugün de bu yerler Mu ğla’nın en bereketli tarım alanlarını olu turmaktadır. Knidos, Kaunos ve Đassos gibi eski ça ğın önemli liman kentleri bugün Do ğal S ĐT ve ÖÇK Bölge sınırları içinde kalmaktadır.
Arkeolojik ve Do ğal S ĐT alanlarının iç içe geçmi yapısından kaynaklanan özellikleri nedeniyle bunlarla ilgili koruma ve uygulama kararlarının bütüncül de ğerlendirilmesi, korumacılık ilkeleri ve eti ği bakımından daha gerçekçidir. Bunların birbirinden ba ğımsız
32 farklı kurumlar tarafından de ğerlendirilmesi uygulamada önemli aksaklıkların ortaya çıkmasına da neden olacaktır. 1, 2 ve 3. derece Do ğal S ĐT alanlarında günübirlik kullanım, turizm tesisi, konut ve di ğer uygulamaya yönelik i lemler için arkeolog, plancı ve mimar gibi uzman görü üne duyulan gereksinim nedeniyle Koruma Kurullarında olu turulmu olan yapılanmanın bir benzerinin bu kez, Do ğal S ĐT alanlarıyla ilgili karar ve yetkilerin verilmesi dü ünülen Çevre ve Orman Bakanlı ğı bünyesinde de olu turulması zorunlulu ğunu gündeme getirmektedir. Do ğal S ĐT tescillerine yönelik kararların konunun uzmanı olmayan arkeolog, ehir plancı, mimar ve sanat tarihçi üyelerce yapıldığı eklindeki ele tirilerin ço ğu haklı nedenlere dayanmaktadır. Bu konudaki bo luk, Koruma Kurulları’na Do ğal S ĐT konusunda sa ğlıklı karar verebilecek bitki bilimci, ekolog, ziraatçı, biyolog gibi alanlarında uzmanla mı ki ilerin katılımıyla giderilebilir. Bu, Do ğal S ĐT alanlarını, bütünle ti ği Arkeolojik ve Kentsel SĐT alanlarından ayırma yoluyla aranan çözüm yollarından daha pratik ve uygulamada S ĐT tanım ve ilkelerine daha gerçekçi bir yakla ım olacaktır (Diler, 2004).”
Arkeolojik ara tırmalar devam etmekte, bu nedenle tespit edilebilen alanlar arkeolojik SĐT alanı olarak ilan edilmektedir. Bu alanlar EK-3 de verilmi tir (Mu ğla Çevre Durum Raporu, 2003).
Kentsel S ĐT: Kapladı ğı alan bakımından Kentsel S ĐT alanları, kıyı ve iç bölgelere da ğılmı tır. Mu ğla-Merkez, Milas, Yata ğan, Kavaklıdere ve Ula Bölgesi örnekleri, kapladıkları alanların büyüklü ğü bakımından Mu ğla Kentsel S ĐT’lerin ilçelere göre da ğılımında ilk sırayı alırlar. Bodrum Yarımadası ise bunu izler.
Arkeolojik S ĐT’ler gibi Kentsel S ĐT alanları da Türk ve Osmanlı Rumları ba ta olmak üzere farklı ya am ve mimari geleneklerin birle ti ği tam bir kültür zenginli ğini yansıtmaktadır. Mu ğla’da ilk Türk izleri 11. yüzyıldan itibaren görülse de Mu ğla ya da Bodrum Evleri olarak bilinen geleneksel yapı ve dokuların olu umları 19. yüzyılın ba ına uzanır. Mu ğla Kentsel S ĐT alanları içinde özgün doku ve yapısını en iyi korumu örnekler olarak Mu ğla Kentsel S ĐT’i ve Kayaköy gösterilebilir. Bunlardan Mu ğla örne ği tüm fonksiyonlarını günümüzde de sürdürürken, Kayaköy ise pek çok benzeri gibi içinde ya amı barındırmayan terk edilmi bir kent görüntüsündedir.
Mu ğla’yı da içine alan Karya Bölgesi’nde hiç bir dönemde Satrap Mausollos zamanındaki kadar zengin yerle meler yaratılmamı tır. Milas, Beçin ve Mu ğla gibi
33 merkezlerin dı ındaki alanlar kırsal yerle me karakteri gösterirler. Hatta Mausollos’un kurdu ğu ba kent Halikarnassos üzerinde geli en bugünkü Bodrum bile kara ve özellikle de önemli deniz ula ım yolu üzerinde olmasına kar ın ticarete dayalı bir geli me gösterememi tir. Bu bölgelerin ekonomileri, Geç Antik Ça ğ’dan günümüze tarih boyu ancak kendi kendini geçindiren tarımla sınırlı kalmı tır. Bunlara örnek olarak özellikle Bodrum Yarımadası’nda yo ğunla an kule evleri gösterebiliriz.
M.Ö. 4. yüzyılda Hekatomnidler Dönemi ile birlikte geni arazi ve yerle me alanlarını denetleme amacıyla gözetleme kulelerinden yararlanılmı tır. Aynı zamanda ya ama mekânlarını içeren bu kuleler Bodrum Yarımadası’nda kaledeki yerle imin dı a ta ması sonucu olu an en eski ev tipinin de öncüleridir. Yerli ve adalardan gelip yerle en yapı ustalarının katkısıyla Bodrum, kule tipli evlerin yanında, musandralı ve sakız ev tipleriyle anonim yapı sanatının zengin örneklerini barındırır (Diler, 2004).” Mu ğla ilinde kentsel S ĐT alanı olarak ilan edilmi alanlar EK-4 de verilmi tir.
Do ğal S ĐT: Tüm Mu ğla genelinde kıyı bölgelerinde yo ğunla an S ĐT alanlarının kendi içindeki da ğılımında yüzde 76 ile en geni alanı kapsayan Do ğal S ĐT’ler ta ıdıkları özelliklerle ola ğanüstü çe itlilik ve zenginlik gösterir. Bunların önemli bir kısmı tarif edilemez peyzaj güzelliklerinin yanında uluslararası önemde do ğal de ğerlere sahiptir. Fethiye’nin Faralya (Uzunyurt)-Kelebekler Vadisi, Ölüdeniz ve Gemiler Adası; Ula-Sedir Adası, Çamlı ve Gökova-Akbük; Bodrum Yarımadası’nda Yalıçiftlik, Mazıköy-Kissebükü Koyu ve Akdeniz Gölü bunlardan sadece bir kaçıdır.
Do ğal S ĐT alanları arasında ancak bir örnekle kısa tanıtımını yapılacak olan Fethiye’nin Uzunyurt Köyü bir bütün olarak korunması gereken ekosistemlerdir. Yöre, içinde anıt a ğaçların, dünyanın pek çok yerinde nesli tükenmi olan ve ülkemizde de tükenme riski ta ıyan ve insan ya amı açısından önemli olan tıbbi bitkilerin; yaban hayatı açısından önemli ve taraf oldu ğumuz, Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Ya ama Ortamlarını Koruma Sözle mesi uyarınca ya am ortamlarının korunması için gerekli yasal ve idari önlemler almayı kabul ve garanti etti ğimiz hayvan türlerinden “gymnospermae” akrabaları olan Akdeniz Foku, Caretta carette Kaplumba ğası, Yaban Keçisi, Sarı Engerek’lerin ya am alanıdır. Ayrıca Kaptan Kelebe ği’nin yeryüzündeki son popülasyonu bugün artık sadece Gemile Koyu Kelebekler Vadisi ile Rhodos adasında ya amaktadır. Ciddi bozulma riskleri ta ıyan alanda yerle ik Asar
34 (Hisar) Mahallesi ise aynı zamanda “Perdikiai” antik kentinin kalıntılarını barındırmaktır(Diler, 2004). Mu ğla do ğa kaynaklarının, korunması amacı ile bir kısım alan Doğal S ĐT alanları olarak ilan edilmi tir. Bu alanlar Ek-5 de verilmi tir.
Dünya Kültür ve Tabiat Mirasının Korunması Sözle mesinde yeralan “Kültürel Miras” ve “Do ğal Miras” statüsü verilen kültürel, tarihi ve do ğal alanlar;
Anıtlar; Đl sınırları içerisinde Mu ğla Merkez Đlçede 322 adet, Mu ğla Karaba ğlar Mahallesinde 40 adet, Mu ğla Kafaca Beldesinde 11 adet, Bodrum Đlçesinde 450 adet, Datça Đlçesi Datya Mahallesinde 126 adet, Datça Re adiye Mahallesinde 154 adet, Fethiye ilçesinde 162 adet, Köyce ğiz Đlçesinde 32 adet, Marmaris Đlçesinde 130 adet, Milas Đlçesi (Merkez) 96 adet, Milas Beçin Beldesinde 20 adet, Ula Đlçesinde 17 adet, Yata ğan Bozüyük Beldesinde 24 adet, Yata ğan Eskihisar Köyü’nde 28 adet olmak üzere toplam 1603 adet Tescilli Korunması Gerekli Kültür Varlı ğı Yapıları mevcuttur (Mu ğla Çevre Durum Raporu, 2003).
2.2. Sosyo Ekonomik Yapı
2.2.1. Nüfus
Türkiye’nin nüfus yapısı cumhuriyetin kurulmasından sonra hızlı bir ekilde artarak seksen yılda yakla ık altı katına ula mı tır. Nüfus yapısı bakımından OECD ülkeleri arasında en farklı özellikler gösteren ülkedir. Ülkenin sosyal ekonomik durumunu etkileyen bu farklılardan, en önemlileri, OECD ülkeleri arasında Türkiye’nin en yüksek nüfus artı hızına, en genç nüfus yapısına ve en yüksek iç göç oranına sahip olmasıdır(Canpolat, 1998). Mu ğla ili Cumhuriyetin kurulu undan sonra yapılan sayımlara göre sayısal geli imi u ekilde olmu tur (Tablo 3).
35 Grafik 7. Mu ğla Đlinin Yıllara Göre Nüfus De ği imi
800.000 700.000 600.000 500.000 Nüfus 400.000 300.000 200.000 100.000
0 0 0,5 1 1,5 1927 1935 1940 1945 1950 1955 1960 1965 1970 1975 1980 1985 1990 2000
(D ĐE, 2002)
Tablo 3. Mu ğla Đli Nüfusunun Kent ve Köyde Ya ayanlara Göre Ayrımı 1990 (1) 2000 Yıl/Nüfus Artı Hızı (%) ĐLÇE Toplam ehir Köy Toplam ehir Köy Toplam ehir Köy Merkez 71.155 35.605 35.550 83.511 43.845 39.666 16.01 20.081 10.95 Bodrum 56.821 20.931 35.890 97.826 32.227 65.599 54.31 43.15 60.29 Dalaman 26.408 15.025 11.383 28.148 17.607 10.541 6.38 15.85 -7.68 Datça 10.741 5.022 5.716 13.914 8.108 5.806 25.88 47.89 1.51 Fethiye 127.620 37.466 90.154 154.209 50.689 103.520 18.92 30.22 13.82 Kavaklıdere 12.037 3.339 8.698 12.548 3.432 9.116 4.16 2.75 4.69 Köyce ğiz 25.836 6.406 19.430 29.196 7.523 21.673 12.22 16.07 10.92 Marmaris 41.840 16.361 25.479 79.302 28.660 50.642 63.92 56.04 68.67 Milas 98.710 28.741 69.969 112.808 38.063 74.745 13. 35 28.08 6.60 Ortaca 29.287 12.109 17.178 35.670 16.923 18.747 19.71 33.46 8.74 Ula 19.978 5.185 14.793 21.944 5.257 16.687 9.38 1.38 12.04 Yata ğan 42.376 11.890 30.486 46.252 16.007 30.245 8.75 29.72 -0.79 TOPLAM 562.809 198.080 364.729 715.328 268.34 1 446.987 23.97 30.35 20.33 (DĐE, 2002)
Tablo 4. Nüfusun Cinsiyet ve Ya Gruplarına Göre Da ğılımı TOPLAM EH ĐR NÜFUSU KÖY NÜFUSU ĐLÇE Toplam Erkek Kadın Toplam Erkek Kadın Toplam Erkek Kadın Merkez 83.511 43.207 40.304 43.845 22.987 20.858 39.666 20.22 0 19.446 Bodrum 97.826 55.511 42.315 32.227 18.601 13.626 65.599 36.910 28.689 Dalaman 28.148 14.446 13.702 17.607 9.183 8.424 10.541 5.263 5.278 Datça 13.914 7.367 6.547 8.108 4.400 3.708 5.806 2.967 2.839 Fethiye 154.209 78.154 76.055 50.689 25.695 24.994 103.520 52.459 51.061 Kavaklıdere 12.548 6.402 6.146 3.432 1.917 1.515 9.116 4.485 4.631 Köyce ğiz 29.196 14.733 14.463 7.523 3.749 3.774 21.673 10.984 10.689 Marmaris 79.302 46.616 32.686 28.660 16.645 12.015 50.642 29.971 20.671 Milas 112.808 57.577 55.231 38.063 19.164 18. 899 74.745 38.413 36.332 Ortaca 35.670 18.359 17.311 16.923 8.538 8.385 18.747 9.821 8.926 Ula 21.944 11.035 10.909 5.257 2.635 2.619 16.687 8.397 8.290 Yata ğan 46.252 23.270 22.982 16.007 8.279 7.728 30.245 14.991 15.254 TOPLAM 715.328 376.677 338.651 268.341 141.796 126.545 446.987 234.881 212.106 (DĐE, 2002)
36 1927 yılında yapılan ilk sayımda il nüfusunun 175 bin civarında ve 1990 sayımına göre 563.809 oldu ğu gözlemlenmektedir. 2000 yılı sayımlarında bu sayı 715 bin civarındadır. Đlk sayımdan itibaren yakla ık % 410’luk bir artı olmu tur.
Sayım yılları göz önüne alındı ğında, nüfus artı hızı 1982 ve 1987 yılları arasında en yüksek de ğeri almı tır. ( % 0.29) 1940–1945 yılları arasında bu oran % 0.085 dir. Mu ğla ili sayımlar arası nüfus artı hızı 1970 yılından itibaren sürekli bir artma e ğilimindedir. Bunun en önemli sebebi ise göçte meydana gelen artı ın do ğumdan kaynaklanan artı ı desteklemesidir.
Demografik Yapı ; ilde en fazla nüfus 10–19 ya grubundadır. Daha sonrasında 0–9 ve 20–29 ya grupları olarak görülmektedir. Çocuk ve genç nüfusun toplamı, toplam nüfus içinde oldukça fazla bir orana sahiptir. Gelecekte dinamik nüfusun artaca ğı buna kar ın istihdam, ehircilik ve altyapı, deniz ve kıyı kullanımı sahalarında, tedbir alınmadı ğı takdirde büyük sorunlar ya anaca ğı açıktır.
Okuryazar oranı Türkiye ortalaması olan %80.46 iken Mu ğla’da %86.03’dür. Bölgede okuma ve yazma oranının çoklu ğuna ra ğmen, bir yüksek ö ğrenimden mezun olanların oranı nüfusa oranla oldukça dü üktür. Faal nüfusun (16–65 ya arası) %60.68 gibi büyük bir kısmı tarım, avcılık, ormancılık ve balıkçılıkla u ğra maktadır. Geri kalan nüfus hizmet sektörü, imalat sanayi ve in aat sektöründe çalı maktadır. Faal nüfus içerisinde kadın nüfusun oranı erkek nüfusa oranla daha fazladır (D ĐE, 2002).
Nüfusun büyük ço ğunlu ğu köylerde ve kırsal alanda ya amaktadır. Bunun en büyük nedeni ise halkın, tarım, avcılık, hayvan yeti tiricili ği ile u ğra masındandır. 2003 yılında ilin nüfus yo ğunlu ğu; km 2’de 59’dur. Ancak son yıllarda Mu ğla’nın turizmden aldı ğı pay sürekli arttı ğından, ehir alanlarında ve özellikle kıyı alanlarından nüfus hızla artmaktadır (D ĐE, 2002).
Đ gücü ve Đstihdam: Genç ve dinamik nüfus oranı yüksek olan Mu ğla ilinde çalı an etkin(faal) nüfusun (12 ve daha yukarı yastaki aktif nüfus) %60.11 tarım sektöründe, %20.22’si hizmetler sektöründe ve %19.67’si sanayi sektöründe istihdam edilmektedir. Toplam 317.122 ki i olan ildeki çalı an ektin nüfusun Türkiye geneline benzedi ği ancak tarım kesiminde çalı anların %60.11 den fazla olu u, Đlin co ğrafi özelli ğinden kaynaklanmaktadır (D ĐE, 2002).
37 Mu ğla ili toplam hane sayısı 130.313’dür, il merkezi 9.003 ve ilçe merkezleri hane sayıları 34.366 oldu ğundan toplam kentlerdeki hane sayısı 43.369 ve ortalama hane halkı büyüklü ğü ise (kent merkezleri nüfusu 186.397) 4.29’dur. Kırsal kesimdeki hane sayısı 86.944 ve toplam kırsal nüfus 376.412 ki i oldu ğundan kırsal alan hane halkı büyüklü ğü 4.33’dür (Mu ğla Valili ği, 1998).
2.2.2. Kentle me
Evliya Çelebi, Mu ğla için “... Mu ğla, Mente e eyaletinin ba kentidir. 2000 askeri olan kethüdaları, yeniçeri serdarı, aynı e raf-ı ve uleması çok olan bir kenttir. Tüm evleri 2170 tanedir. Evleri, toprak örtülü ve tavanları genellikle ah ap kaplıdır. 11 mahallesi vardır. Mu ğla içinde Elvan Bey Hamamı, Ahmet Gazi Hamamı yer almaktadır. Dere boyunca 200 dükkân vardır. Kasaphane de bu dere üzerindedir. 70 adet çe mesi vardır ...”
“... Bu kentte ulema ve talebe çok olmakla birlikte, yedi medrese ve 11 mektebi vardır. Sosyal ya am ve insanları ile ilgili olarak da Anadolu kentlerindendir. Ama halkı gayet ehri farisiden ve garip dost kavimi vardır ... külah üzerine Mevlevi destan sararlar, gayet salih kimseleri vardır (Evliya Çelebi, Seyahatname, 1985 Basım).” ayrıca Evliya Çelebi, Mu ğla halkının çok medeni, temiz, okumu , bilgili ve dostça ki iler olduklarını ve burada Ermeni ve Yahudilerin bulunmadı ğını kaydetmektedir. Kur unlu Caminin önündeki ya lı çınar a ğacının da Evliya Çelebi devrinde mevcut oldu ğu Seyahatnamesinden anla ılmaktadır (Evliya Çelebi, Seyahatname, 1985 Basım).
Genel olarak Osmanlı Đmparatorlu ğu zamanında ekonominin büyük oranda tarıma dayalı olması, ticarete gereken önemin verilmemesi do ğal olarak yapı faaliyetlerini ve kentle meyi sa ğlamamı tır. Bölgede klasik Osmanlı mimarisini temsil eden yapılara rastlanmamaktadır (Evliya Çelebi, Seyahatname, 1985 Basım).
Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinden ve Mu ğla tarihi üzerine yapılan ara tırmalardan da anla ılaca ğı üzere, Mu ğla eski zamanlardan beri, e ğitime önem veren, misafirperver, temiz, tabiatı seven ancak fazla geli memi , içine kapanık kentle me özelli ği göstermektedir.
Mu ğla merkezinde sosyal yapı, her ne kadar dı arıdan bakıldı ğında tek tip, homojen bir toplum görüntüsü verse de Kale-Tavas’dan, Konya’dan, Manisa’dan, Celali Đsyanları
38 esnasında Yozgat dolaylarından, Kafkas ve Kırım bozgunuyla Kafkasya’dan ve Kırım’dan, Bilecik’ten, Bursa’dan, Kütahya’dan, Giresun’dan, Ak ehir’den, Harput’tan, Samsun- Vezirköprü’den, Halep’ten, Đskenderiye’den, Tunus’tan, Cezayir’den, Ba ğdat’tan, Arabistan’dan, amdan, Mora’dan, Rumeli’nde Osmanlı Devleti’nin aldı ğı yenilgiler ve Cumhuriyet kurulduktan sonra Yunanistan’la yapılan Nüfus Mübadelesi ile Serez’den, Filibe’den, Drama’dan, Selanik’ten ve Girit’ten insanların farklı sebeplerle Mu ğla’ya yerle mi lerdir. Bunun yanında Merkez’de geçmi yüzyılın ba larına kadar kalan bir Rum nüfusu mevcuttur (Mu ğla Valili ği, 2004).
Mu ğla son yıllarda da göç almaya devam etmektedir. Özellikle terör ve ya am artlarından kaçan Güneydo ğu ve Do ğu Anadolu vatanda larımızın tercihi haline gelmi tir. Hizmet sektörünün son yıllardaki yükseli i ve yerli halkın hizmet sektörüne bakı açısı, hizmet sektörü için mevsimsel göçüde artırmı tır. Mevsimsel göç, zamanla sektörde arızi olan göçü devamlı hale getirerek, ilin nüfusunun kontrolsüz biçimde artmasına neden olmu tur.
1927 yılında yapılan ilk sayımda il nüfusunun 175 bin dolaylarında oldu ğu ve 1990 sayımına göre 563.809 olarak gözlemlenmektedir. 2000 yılı sayımlarında bu sayı 715 bin civarındadır. Đlk sayımdan itibaren yakla ık % 410’luk bir artı olmu tur. Bu artı ın esas faktörü, turizm sektöründen kaynaklanan göç ve 1990 yılı sonrası için Mu ğla Üniversitesi oldu ğu söylenebilir.
Đlde 2000 Genel Nüfus Sayımı Sonuçlarının de ğerlendirilmesinde, i sizlik oranının, uluslararası tanımlar esasında % 4.3 tür. 1980–2000 döneminde toplam istihdam içinde en yüksek paya sahip olan tarım sektöründe istihdam edilenlerin payı sürekli olarak azalmaktadır. Tarım sektöründen sonra en yüksek paya sahip olan hizmet sektörünün payı aynı dönemde sürekli bir artı göstermektedir. Sanayi sektöründe artı ve azalı olurken, in aat sektöründe istihdam edilenlerin oranında son on yılda azalma gözlemlenmi tir (D ĐE, 2002).
Mu ğla’da km 2 dü en ki i sayısı 1927 yılında yakla ık 14 ki i iken, 2000 yılında 56 ki iye yükselmi tir. Mu ğla ilinin ortalama hanehalkı büyüklü ğü yava bir ekilde azalmaktadır. 1955 yılında bu ilin ortalama hanehalkı büyüklü ğü 4.6 ki i iken 2000 yılında 3.5 ki iye dü mü tür (D ĐE, 2002).
39 Mu ğla’daki kentlile me düzeyini etkileyen kriterler içinde e ğitim düzeyini incelersek, okuma yazma bilen nüfusun oranı ülke genelinde oldu ğu gibi iki cinsiyet içinde sürekli artı göstermektedir. 1935 yılında erkeklerin % 32.4’ü, kadınların % 8.5’i okuma yazma bilirken, bu oran 2000 yılında erkeklerde % 96.7’ye kadınlarda %88.3’e yükselmi tir. Kadın nüfusun okuryazarlık oranı erkek nüfusunkinden daha hızlı artmakla birlikte cinsiyetler arası farklılık devam etmektedir (D ĐE, 2002).
Eğitim düzeyinde özellikle lise ve yüksekö ğretim mezunlarında önemli geli me olmu tur. 1975 yılında erkeklerin %3.1’i, kadınların %1.4’ü lise mezunu iken, 2000 yılında erkeklerin %15.4’ü, kadınların %11.8’i lise mezunudur. Yüksekö ğretim mezunu olan nüfus oranı her iki cinsiyette de artı göstermekle birlikte kadın nüfustaki artı erkek nüfustakinden daha fazladır. 2000 yılında e ğitim düzeyinden mezun olan erkeklerin oranı %11.7’ ye, kadınların oranı %7.8’ e yükselmi tir (D ĐE, 2002).
Eğitim düzeyinin yüksekli ği ve farklı kültürlerin kesi im noktası olması, Mu ğla ilinde kültürün geli mesine, ho görü ve toleransın artmasına neden olmu tur. Bu olguyu, turizm ile yabancı ülkelerden gelen turistlerle desteklenmi ve kültür mozai ği geni lemi tir. Geleneksel yapı daha çok köylerde hâkimdir. Kentlerde ise ya am biçimi modernle mektedir. Turizmin yanında ikinci konutlar da bölgenin, ehirle me ve kentlile mesine yardımcı olmaktadır.
Genel bir de ğerlendirme yapıldı ğında, Mu ğla, köyden kente yava bir ekilde kaydı ğı, ancak halen köylerde ya ayan nüfusun a ğırlıkta oldu ğu görülebilir. Kontrol edilemeyen göç kaynaklı bir büyüme ile kentin alt yapı sorunları ve do ğu kaynaklı göçlerle suç oranlarındaki artı do ğru orantılı olarak arttı ğı söylenebilir. Bu durum beraberinde, gecekondula mayı getirerek, çarpık ve düzensiz bir kent yapısına, altyapı sorunlarına, kıyı mirasının yok olmasına, gecekonduların S ĐT alanları üzerine in a edilmesi ile de kültür mirasının yok olmasına neden oldu ğu görülebilmektedir.
Yerli halkın, daha çok köylerde ya adı ğı ve tarım sektöründe istihdam edildi ği, ticarete ve sanayiye sıcak bakmadı ğı, turizm sektörüne ise yava yava alı tı ğı ve etkilendi ği görülmektedir. Đlde, okuma yazma oranının yüksek olmasında Mu ğla Üniversitesinin katkısı yadsınamaz. Ancak halkın içine kapanık olması, kentlile me özelli ğinde de kendine has bir yapı olu turmu tur. Kıyı alanları, ilde bulunan vatanda lar için sadece balık ve turizm içeri ğinin dı ına çıkamamı tır.
40
2.2.3. Göç
Mu ğla, dı arıdan en fazla göç alan illerimizdendir. Göçü, iç ve dı göç olarak ayırırsak, iç göç büyük bir ço ğunlukla Do ğu Anadolu ve Güneydo ğu Anadolu’dan terör nedeniyle göç etmek zorunda kalan vatanda lardır. Ayrıca bölge turizm yönünde zengin bir altyapı ve ekonomik potansiyele sahip bulunması nedeni ile di ğer illerden de göç almaktadır. Dı göçü ise daha çok Avrupa Birli ği ülkeleri ile yakın bir zamanda da ğılan Sovyet Birli ği Ülkelerinin vatanda ları olu turmaktadır. Đç göç daha çok refahını artırmak maksadı ile Đl’e gelenler, dı göç ise buraların nimetlerinden faydalanmak maksadı ile gelenler olarak sınıflandırabiliriz. Ayrıca emekli olup yaz aylarında Mu ğla’da kı aylarında di ğer ehirlerimizde ikamet eden vatanda lar her ne kadar nüfus sayımında gözükmese de ehrin ortak kullanımından faydalanmaktadır. Göç eden nüfus, yerle im yeri, kültürü ve ya am biçimi yerli halkla farklılık göstermektedir. Bu nüfus baskısı, tarım alanlarının çok hızlı bir biçimde tüketerek, imar planları ve alt yapıları yapılmadan kent alanlarının geni lemesine, gecekondula ma gibi çarpık kentle meye neden olmaktadır.
Aynı zamanda göç baskısı ile olu an kültür farklılıkları, suç oranlarının artmasına, yabancıla maya, bölgenin zengin kültür ve do ğal yapısının bozulmasına, yok olmasına neden olmaktadır.
Kıyı bölgelerindeki nüfus artı ının sebeplerinden sayabilece ğimiz, mevsimlik göçlerde önemli bir yer tutmaktadır. Mevsim ko ullarına göre i kollarında çalı mak için geçici göç edenler (sanayi, in aat, tarım, balıkçılık gibi) ile turizm sezonu çalı mak için hizmet sektöründe istihdam için gelenleri de geçici göç olarak kabul edebiliriz. Mu ğla ile ilgili a ağıdaki tablo incelenirse, ilin son yıllarda aldı ğı göç gittikçe arttı ğını görebiliriz.
41 Tablo 5. Do ğum Yerine Göre Nüfus (1935-2000)
Mu ğla ilinde do ğanlar Ba ka ilde veya yurt dı ında do ğanlar Sayım Yılı Toplam sayı % Sayı % Bilinmeyen 1935 196772 138269 93.14 13503 6.86 - 1945 220678 207447 94.00 13231 6.00 - 1955 241640 232406 96.18 9232 3.82 2 1960 267579 255664 95.60 11774 4.40 141 1965 299611 283870 94.75 15721 5.25 20 1970 334973 317743 94.86 17224 5.14 6 1975 368776 342351 92.83 26425 7.17 - 1980 400796 371874 92.79 28906 7.21 16 1985 438145 400254 91.35 37887 8.65 4 1990 486290 425633 87.53 60624 12.47 33 1995 562809 449019 79.79 113721 20.21 69 2000 715328 493495 69.01 221581 30.99 252 ( D ĐE, 2002)
2.2.4. Đkinci Konutlar
Kentbilim Terimleri sözlüğü ikinci konutu, bir kimsenin sürekli ya adı ğı evinden ayrı dinlencelerinde ya da sürekli gezilerinde kullandı ğı konut birimi olarak tanımlamaktadır (Kele , 1981). Bir ba ka tanıma göre ise, ço ğunlukla rekreaktif amaçlarla uzun dönem için kiralanan (1-2 ay) veya satın alınan ve ba ka bir yerde oturan kullanıcının zaman zaman içinde ya adı ğı sabit yapılardır (Arkon, 1989). Burada ikincil sözcü ğü ile anlatılmak istenen, sahip olunan evler içerisinde bu evin kaçıncı sırayı aldı ğı de ğil kullanımda yüklendi ği karakteristi ğidir (Alaca, 1997).
Ülkemizde 1980 yıllardan itibaren tatil siteleri ya da yazlık evler in aatında büyük bir patlama olmu tur. Resmi tahminlere göre Güneybatı kıyısı boyunca in a edilmi birim sayısı 100.000 ila 150.000 arasında de ği mekte ve bu siteler, kıyının yakla ık % 36’sini kaplamaktadır. Bu olgunun arkasında birçok etmen yatmaktadır. Öncelikle deniz kıyısının yarattı ğı do ğal bir çekicilikten ve tatil yapma iste ği ile bunu elde edebilecek ekonomik olanaklara sahip olmanın yarattı ğı toplumsal çekicilikten söz edilebilir. Bu etmenin tüm kıyı bölgeleri için geçerli oldu ğu söylenebilirse de yazlık ev in aatını hızlandıran ikinci bir etmen büyük ölçüde Türkiye’ye özgü bir nitelik göstermektedir: Süregelen yüksek enflasyon, kıt
42 arazi kaynakları ile gayrimenkule yapılan yatırım, paranın de ğerini koruyan bir seçenek olarak görülmektedir.
Güneybatı kıyısı boyunca turistik tesislerin ve yazlık evlerin in aatı, su, kanalizasyon, çöp ve di ğer hizmetler üzerinde a ırı bir yüklenme yaratmı tır. Ayrıca, yazlık ev sitelerinin bir bölümünün, kentsel arazi fiyatlarının yüksekli ğinden ve bir ölçüde de planlama ve imar mevzuatının yeterince uygulanamamasından ötürü belediye sınırları dı ında yer seçmesi, bu bölgelere hizmet götürülmesini güçle tirmekle ve pahalılandırmakla kalmamı , bölgenin görünümünü de büyük ölçüde tahrip etmi tir. Kamu altyapı hizmetlerinin sa ğlanması konusundaki en büyük engellerden biri, mevcut fonların yetersiz ve oldukça da ğınık olmasıdır. Kendi sınırları içinde yer alan tesislere içme suyu, kanalizasyon ve çöp toplama hizmetleri sunmakla görevli olan belediyeler, bu tesislerden alabilecekleri ücretler konusunda Turizm Te vik Kanun’unda getirilen kısıtlamalarla kar ı kar ıyadırlar. Zira Turizm Te vik Kanunu, resmi te viklerden yararlanan turistik tesislerin, bu hizmetlerden daha dü ük ücretlerle yararlanmasını ve emlak vergisi ile bazı harçlardan muaf olmasını öngörmektedir. Turizm Kanunu, yerel topluluklara önemli çevresel maliyetler yüklemekle kalmamı , aynı zamanda belediyeleri, artan hizmet talebini kar ılamalarını mümkün kılacak gelir kaynaklarından mahrum bırakmı tır. Belediyelerin, sistemde yol açtıkları maliyetlerden ötürü büyük ölçekli mevsimlik kullanıcılardan tam anlamıyla yararlanamamalarının yanı sıra, kıyı boyunca Belediyelerin yetki alanı dı ında kalan kooperatif veya turistik tesislerin maliyetlere katılmasını mümkün kılan herhangi bir hüküm de bulunmamaktadır (Ongan, 1997).
Basında da çıkan, özellikle Bodrum ve civarının imarında çarpık yapıla ma ve yerel yönetimler arasındaki koordinasyonsuzluk, rü vet, rantiyecilik ikinci konutların yapımını artırmı , altyapının yetersiz kalmasına, çarpık kentlile menin ortaya çıkmasına neden olmu tur.
Mu ğla ili ve kıyı ilçeleri incelendi ğinde, son yirmi yıl içinde tatil siteleri ya da yazlık ev in aatlarına büyük bir artı olmu tur. Bu olguya neden olan birçok etmenden bahsetmek mümkündür. Öncelikle deniz kıyısının yarattı ğı do ğal bir çekicilikten ve tatil yapma iste ği ile bunu elde edebilecek ekonomik olanaklara sahip olmanın yarattı ğı toplumsal çekicilikten söz edilebilir. Bu etmenin tüm kıyı bölgeleri için geçerli olduğu söylenebilirse de yazlık ev
43 in aatının daha çok Ege ve Akdeniz kıyı bölgelerinde yo ğunla tı ğı görülmektedir (Akkaya vd, 2005).
Đkinci konutlar kamu kurumlarından özellikle de yerel yönetimlerden altyapı hizmeti talebinde bulunmakta, fakat mali kaynak yetersizli ği içersinde bulunan belediyeler bu talebi kar ılayamamaktadır. Söz konusu talebin kar ılanamaması kamuya deniz, kıyı ve çevre kirlili ği olarak geri dönmektedir (Arkon, 1989).
2.2.5. Ekonomik Yapı
Sanayi: Mu ğla ili ekonomik yönden analiz edildi ğinde, il ekonomisinde genelde hizmet sektörünün hâkim oldu ğu görülmektedir. Đlde lokomotif konumda bulunan turizm sektörünün etkisi, il ekonomisi üzerinde hayli hissedilmektedir. Sanayi sektörü ise ilde kamuya ait enerji üreten santraller hariç tutulursa yok denecek kadar azdır. Nitekim ilde imalat sanayi sektörünün payı çok dü üktür.
Ege Bölgesi’nde imalat sanayinde i yeri sayısının, Türkiye toplamı içindeki oranı % 17.80 iken, Mu ğla ilinde bu oran % 0.18’dir. Katma de ğer Ege Bölgesi’nde % 18.08’lik pay alırken, Mu ğla ilinde bu oran % 0.06 olmu tur. Đstihdamın toplam içindeki oranı Ege Bölgesi’nde % 16.14, Mu ğla ili için % 018’dir. Ücretin toplam içindeki oranı Ege Bölgesi’nde %13.42 iken, Mu ğla ilinde % 0.23 de ğerini almı tır (Mu ğla Valili ği, 2004) .
Belirli bir bölgenin veya ilin ekonomik yönden kalkınmasının sağlanabilmesi için gerekli olan fiziki artların (Alt yapı imkânları, insan gücü v.b ) büyük bir kısmının mevcut oldu ğu görülmekle beraber, ilde henüz sanayile me açısından bir hareketlenmenin olmadı ğı dikkati çekmektedir. Sanayinin geli imini do ğrudan etkileyen Küçük Sanayi Siteleri (KSS) kent merkezlerinde bulunmakla beraber, yetersizdir. Sanayinin geli mesinde önemli faktörlerden biri olan Organize Sanayi Bölgeleri çalı malarının hızlı bir ekilde bitirilmesinin sa ğlanması için tedbirlerin alınması gerekli görülmektedir. Küçük esnaf ve sanayiciye bilgi ve teknoloji yardımı yapan KOSGEB’in Mu ğla’da bir biriminin olu turulması, i letmelerin bilgi konusunda eksikliklerin giderilmesi yönünden faydalı olacaktır. Mu ğla’da hem küçük esnaf ve sanatkârların yapacakları yatırımların, hem de küçük ve orta ölçekli sanayi yatırımların plansız yapıla maya sebep olmaksızın, çevreye ve tarım arazilerine zarar vermeden
44 gerçekle tirilebilmesi açısından KSS ve OSB yatırımlarının biran önce gerçekle tirilmesi gerekmektedir ( ahin, 1998).
Ancak Mu ğla Đli Organize Sanayi Bölgesi çalı malarının de ğerlendirmesine yönelik olarak yapılan bir ara tırmada, Mu ğla Merkez ilçedeki i yeri sahiplerinde Mu ğla Organize Sanayi Bölgesi kurulması konusunda yeterli talebin bulundu ğu, ancak bilgi akımının sa ğlanamadı ğı görülmü tür. Bunun sonucunda da giri imcilerin bu konuda yeterli bir kamuoyu yaratmadıkları kanaatine varılmı , Mu ğla sanayicisinin ve sanayisinin içine kapanık bir yapıya sahip oldu ğu ortaya çıkmaktadır. Giri imcilerin, Organize Sanayi Bölgesine kar ı olumlu dü üncelere sahip olmalarına ra ğmen, temkinli yakla tıkları, çevre ve turizmi etkileyece ği dü üncesinde oldukları görülmü tür. Daha çok imalat ve maden sanayine a ğırlık verildi ği, bunun ise yeterli görüldü ğü anla ılmaktadır ( ahin, 1998).
Yata ğan, Milas Yeniköy, Kemerköy Termik Santralleri ile SEKA kâ ğıt fabrikası ilin en büyük sanayi kurulu larıdır. Đlde ormancılık ve orman sanayi ile mermercilik i kolu geli mi tir.
Tablo 6. Sanayinin Đlçelere Göre Da ğılımı ĐLÇELER DĐĞ ER GIDA ĐÇK Đ KA ĞIT VE MADENC ĐLĐK METAL E YA ORMAN TA ĐMALAT VE TÜTÜN KA ĞIT VE TA OCAK MAK.VE ÜRÜN. TOPRA ĞA SAN. SANAY Đ ÜRÜN. SAN. TEÇ. ĐMALAT SAN. DAYALI SANAY Đ SAN. SANAY Đ
MERKEZ 1 6 2 27 8 7 6 BODRUM 5 4 1 2 1 1 3 MĐLAS 9 45 -- 12 3 6 1 YATA ĞAN 1 9 -- 17 2 -- -- K.DERE -- 1 -- 23 ------ULA ------3 1 1 2 MARMAR ĐS -- 2 ------1 DATÇA -- 1 ------1 KÖYCE ĞĐ Z 2 1 ------1 ORTACA 3 ------1 1 3 DALAMAN 1 2 1 -- 1 -- 1 FETH ĐYE 2 5 -- 3 -- 4 TOPLAM 24 76 4 87 17 16 23
(Mu ğla Đl Sanayi ve Ticaret Müdürlü ğü kayıtları)
45 2.3. Turizm
Mu ğla, doğal güzellikleri tarihi ve kültürel zenginlikleriyle ülkemiz turizminin rengi konumundaki il, “Mavi Yolculu ğu” ile ünlü, ülke yat turizminin merkezi durumundadır. Bu özellikleriyle Mu ğla ili, yerli ve yabancı turistler tarafından “Yeryüzü Cenneti” ve “Güzelliklerin Bulu tu ğu Yer” olarak tanımlanır.
Đklim artlarının elveri lili ği, do ğal güzellikleri ve özellikleri, yılın oniki ayında da turizme olanak tanıması nedeniyle, 1970 yıllarında filizlenmeye ba layan turizm, 1972 yılında çıkarılan “1618 Sayılı Türkiye Seyahat Acenteleri ve Seyahat Acenteleri Birli ği Kanunu” ile 1982 yılında çıkarılan “2634 Sayılı Turizmi Te vik Yasası” ile getirilen düzenlemelerden sonra hızla geli meye ba lamı , günümüzde de dünya turizmi içerisinde yer almı tır. Ülkeyi bir yılda ziyaret eden ortalama 10 milyon turistin 2 milyonu a an kısmı Mu ğla ilini ziyaret etmektedir. Turizm faaliyetlerinin planlı bir ekilde geli mesi ve yürütülmesi için ilin bazı bölgeleri Bakanlar Kurulu Kararıyla “Turizm Alanı, Turizm Merkezi, Özel Çevre Koruma Bölgesi” olarak ilan edilmi tir. Kara ve deniz ula ımı yanı sıra Dalaman ile Milas-Bodrum Hava Limanlarıyla turizm ula ımı kolayla tırılmı tır.
Tablo 7. Mu ğla Đli Hudut Kapılarından Giri Yapan Turist Sayısı (2003) AYLAR MARMAR ĐS BODRUM TURGUT FETH ĐYE DATÇA GÜLLÜK DALAMAN BODRUM AYLIK RE ĐS MĐLAS TOPLAM Ocak 280 547 59 9 226 97 11 1.229