T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ Halkla İlişkiler ve Tanıtım Anabilim Dalı

İLETİŞİM UYUMU KURAMI TEMELİNDE TÖRENSEL KARŞILAŞMALAR: YERLİ TELEVİZYON DİZİLERİNE YÖNELİK BİR ANALİZ

DOKTORA TEZİ

Hazırlayan Selma Didem ÖZŞENLER

Tez Danışmanı Prof. Dr. Demet GÜRÜZ

İZMİR-2017

T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ Halkla İlişkiler ve Tanıtım Anabilim Dalı

İLETİŞİM UYUMU KURAMI TEMELİNDE TÖRENSEL KARŞILAŞMALAR: YERLİ TELEVİZYON DİZİLERİNE YÖNELİK BİR ANALİZ

DOKTORA TEZİ

Hazırlayan Selma Didem ÖZŞENLER Tez Danışmanı Prof. Dr. Demet GÜRÜZ

Jüri Üyeleri

Prof. Dr. Demet GÜRÜZ Prof. Dr. Oya PAKER Prof. Dr. Müjde Ker DİNÇER Doç. Dr. Özlem Aşman ALİKILIÇ Doç. Dr. Ebru GÖKALİLER

İZMİR-2017

İÇİNDEKİLER

Tablolar Listesi…………………………………..………………………vi

Şekiller Listesi……………………………………………………………vii

GİRİŞ………………………………………………………………………1

BİRİNCİ BÖLÜM İLETİŞİM UYUMU KURAMI 1. İletişim Uyumu Kuramı Kavramı……………………………………6 2. İletişim Uyumu Kuramına Sosyo-Psikolojik Yaklaşım……………16 2.1. Sosyal Kimlik Kuramı………………………………………………16 2.2. Benzerlik- Çekicilik Kuramı……………………………………….19 2.3.Sosyal Alışveriş Kuramı……………………………………………..20 2.4.Atıf Kuramı…………………………………………………………..22 2.5. Gruplararası Ayırtedicilik Kuramı………………………………..24 3.İletişim Uyumu Kuramı Stratejileri………………………………….26 3.1. Yakınsama (Convergence)………………………………………….30 3.2. Iraksama (Divergence)……………………………………………...52 3.3. Aşırı Uyum (Overaccommodation/Over Convergence)…………..59 3.4. Devam Eden/Süreklilik ( Maintenance)………………………...... 61 3.5. Yetersiz Uyum (Under-Accommodation)………………………….62 4. İletişim Uyumu Kuramının Bileşenleri…………………………….63 4.1. Sosyotarihsel Bağlam……………………………………………….63 4.2. Uyum Oryantasyonu………………………………………………..65 4.2.1. Uyum İfadesi…………………………………………..65

4.2.1.1. Dilsel Dışavurumsallık……………………………66 4.2.1.2. Pragmatik Dışavurumsallık……………………...67 4.2.2. Uyum Niyetliliği………………………………………68 4.3. Acil Durumlar………………………………………………………70

II. İKİNCİ BÖLÜM ETKİLEŞİM DÜZENİ OLARAK RİTÜELLERE GENEL BİR BAKIŞ 2.1.Goffman’ın Etkileşim Düzeni Kavramı…………………………72 2.2.Etkileşim Düzeninin Kuramsal İçeriği……………………..……78 2.2.1. Etkileşim Düzeni ve Anlam……………………………….82 2.2.2. Ritüel olarak “Ben” Kavramı……………………………84 2.2.3. Etkileşim Düzeni ve Kurum İlişkisi……………….……...86 2.3. Ritüel ve İletişim…………………………………………………88 2.3.1. Ritüelin Anlamı…………………………………………………...90 2.3.1.1.Sosyal İletişim Olarak Ritüel…………………………….95 2.3.1.2. Güç Olarak Ritüel………………………………………105 2.3.1.3.İnanç Olarak Ritüel……………………………………..116 2.3.2. Ritüellerin Sınıflandırılması…………………………………….119 2.3.2.1.Giriş Ritleri………………………………………………120 2.3.2.2.Geçiş Ritleri……………………………………………...125 2.3.2.2.1. Doğum, Evlilik, Ölüm……………………………129 2.3.2.2.2.Hamilelik ve Yenidoğan……………………………134 2.3.2.2.3. Uzaklara Gitme…………………………………..135 2.3.2.2.4. Geri Dönme……………………………………...136 2.3.2.2.5. Doğumgünü, Yıldönümleri, Mezuniyet…….…….137

2.3.2.2.6. Mevsimlerin Değişmesi……………………...…….137 2.3.2.2.7. İlişkisel Ritüeller (Romantik İlişki Dönemi)……..139 2.3.2.2.7.1.Kişilerarası Ritüeller...... …………….143 2.3.2.2.7.2. Aile Rutinleri ve Ritüellerinin İlişkisel Ritüeller İçindeki Yeri……………………………………………………………148

2.3.2.3.Geçiş Sonrası Ritleri……………………………….153

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

YERLİ DİZİLERDEKİ GEÇİŞ RİTÜELLERİNDEN ROMANTİK İLİŞKİ RİTÜELİNİN İLETİŞİM UYUMU KURAMI ÇERÇEVESİNDE ANALİZİ

3.1. Araştırmanın Amacı ve Önemi…………………………………...154 3.2. Araştırmanın Problemleri………………………………………...155 3.3. Araştırmanın Deseni………………………………………………156 3.4. Araştırmanın Ön Kabulleri ve Kısıtları……………………...…..157 3.5. Araştırmanın Evren ve Örneklemi……………………………….157 3.6. Araştırmanın Yöntemi ve Teknikleri…………………………….160 BULGULAR VE TARTIŞMA………………………………………...168 SONUÇ………………………………………………………………….287

KAYNAKÇA…………………………………………………………...297

EK1……………………………………………………………………...325

EK2……………………………………………………………………...326

EK3……………………………………………………………………...327

EK4……………………………………………………………………...330

ÖZGEÇMİŞ…………………………………………………………….341

ÖZET……………………………………………………………………345

ABSTRACT…………………………………………………………….347

TABLOLAR LİSTESİ

TABLO 1 Yakınsama Özellikleri ve Seçilmiş Kaynaklar...…………………...……32 TABLO 2 Mizah Çeşitlerinin İkili Modelleri…………….………………………….35 TABLO 3 Uyumsal Hareketler (Accommodative moves)…………………….…….53 TABLO 4 İletişim Uyumunun Öznel ve Nesnel Boyutları …………………………56 TABLO 5 Uyumun Bazı Dilsel ve Psikolojik Parametreleri……………………….67 TABLO 6 OyunveRitüelTipleri …………………………………………………….113 TABLO 7 İnisiyasyon –Ölüm Yolculuğu…………………………………………...135 TABLO 8 Dizilerde İlişkisel Ritüellere Yönelik Tespit edilen Sahne Sayıları…...159 TABLO 9 Dizilerin İlişkisel Ritüel, Rating ve Kanallara göre dağılım Tablosu...159 TABLO 10 Paramparça, Aşk Yeniden, Kara Para Aşk, Poyraz Karayel, Asla Vazgeçmem Dizilerinin Baş Başa Geçirilen Zamanlarda Yapılan Ritüel Boyutuna Göre Çözümlenmesi………………………..………………………………………..168

TABLO 11 Paramparça, Aşk Yeniden, Kara Para Aşk, Poyraz Karayel, Asla Vazgeçmem Dizilerinin Günlük Konuşma Ritüellerine Göre Çözümlenmesi

……………………………………………….………………………………………..201 TABLO 12 Paramparça, Aşk Yeniden, Kara Para Aşk, Poyraz Karayel, Asla Vazgeçmem Dizilerinin İlişkiye Özgü Ritüellere Göre Çözümlenmesi…………………………………………….………………………….238 TABLO 13 Paramparça, Aşk Yeniden, Kara Para Aşk, Poyraz Karayel, Asla Vazgeçmem Dizilerinin Gündelik Rutinler ve Görevlere Göre Çözümlenmesi…………………………………………………………………..……258 TABLO 14 Paramparça, Aşk Yeniden, Kara Para Aşk, Poyraz Karayel, Asla Vazgeçmem Dizilerinin Samimiyet Mahremiyet Cinsel İlişki Ritüellerine Göre Çözümlenmesi……………………..…………………………………………………270

TABLO 15 Paramparça, Aşk Yeniden, Kara Para Aşk, Poyraz Karayel, Asla Vazgeçmem Dizilerinin Çiftlerin Kendilerinin Ürettiği Sosyal İlişki Ritüellerine Göre Çözümlenmesi……………………...………………………………………….276

ŞEKİLLER LİSTESİ

ŞEKİL 1 İletişim Yeterliliği/Yeteneği Açısından İletişim Stratejilerinin Görünümü ………………………………………………………………………………………….12 ŞEKİL 2 İletişim Stratejilerine Genel Bir Bakış……………………….…………...28 ŞEKİL 3 Aynı ve Karma Cinsiyet Karşılıklarında Kadın ve Erkek Sessiz Kalma Sıklıkları ………………………………………………………………………………42 ŞEKİL 4 Etkileşim Düzeni Kavramları ve Kavramların Anlamları………………79 ŞEKİL 5 Estetik Performans ve Sosyal Drama Arasındaki İkili Olumlu İlişki…………………………………………………………………………………...107 ŞEKİL 6 İlişkisel Ritüellerin Pozisyonları…………………………………………141 ŞEKİL 7 Ritüel ve Duygulanım/Duygusallık………………………………………144 ŞEKİL 8 İç Grup Nötrleştirmesi ve Potansiyel Olarak Saklı Ritüel Pratiklerin Ritüelleşmesi………………………………………………………………………145

RESİM 1 The Fight Between Camival And Lent………………………………….101 RESİM 2 Children's Games………………………………………………………...101

Giriş

Toplum ve o toplum içinde yaşayan bireyler, gündelik yaşam pratiklerini kişilerarası etkileşim düzeni içinde yerine getirmektedir. Bu gündelik yaşam pratikleri en geniş anlamda bireyin sahip olduğu rol içinde saygılı davranışları, itici bakışları, teşvik edici gülümsemeleri, kışkırtıcı yüz ifadeleri, aktif dinlemeleri, bir beğeniyi destekleyen kahkahaları, olumlama, hayranlık ya da ilgi belirten iktidar gösterileri olup çoğunlukla politik ödünleri içermektedir. Nezaket kuralları çerçevesinde sergilenen sözlü ve sözsüz her bir davranış iletişim sürecinde ilişkiye dayalı sürecinin ön plana çıkması ve iletinin içeriğinin kaynak ve alıcı tarafından algılanıp ortaya çıkan anlamın bir bütün olarak görülmesi anlamına gelen meta-iletişim1 davranışı olup bir yanılsama yaratmakta, başka bir tanımlamayla üst gerçekliğe hitap etmektedir. Bu noktada törensel ritüeller devreye girmekte ve aksi halde kaotik, ahlaki ve etik değerlerden uzak olabilecek dünya düzenine hiyerarşi, etik ve düzen getirmektedir. Törensel ritüeller, bireyin hayatında önemli geçiş dönemlerinde kutlanmaya değer ve toplum açısından önem atfedilmiş ve çağlar boyunca farklı şekillerde kutlanılsa da değeri hep var olmuş davranışlar olarak tanımlanabilmektedir. Bu törensel ritüellerin –mış gibi gündelik hayat pratiklerine yer vermesi, bir imgenin yeniden yaratılmış ya da yeniden üretilmiş görünümü ile aynıdır. Bir fotoğrafçının görme biçimi fotoğrafının görseline yansımaktadır. Bu fotoğrafta sınırsız görüntüden sınırlı görüntüyü seçtiğini bunu bilinçli yaptığını ve bu görüntüden kendi hayat anlam ya da perspektifini yorumlamaya çalıştığını bilebiliriz. Çok sayıda kare içinden kişinin elindeki tek gerçeklik, görünendir. Düşünülenler ya da inanılanlar nesnelerin görünüşünü etkilemektedir. Kullanılan sözcükler de düşüncelerden ve inançlardan bağımsız değildir ve kişinin bakış açısını, kişiliğini, inancını tanımayı sağlamaktadır. Başka bir tanımla kişinin kullandığı sözcükler düşüncelerinin nesnel imgeleridir. Bu bağlamda tüm imgeler insan üretimidir.

1 Uğur Demiray, İletişim Ötesi İletişim (Meta Communication), Turkuaz Yayıncılık, Eskişehir, 1994, s.10.

1

Bireyin kullandığı sözcükler kişinin içinde bulunduğu duruma göre (kamusal senaryoda) bilinçli ya da bilinçsiz, uyumlu (genellikle politik nezaket) ya da uyumsuz (genellikle politik davranış dışı) yani gizli senaryoda şekillenmekte ve pozisyon almaktadır. Bu durum, kişinin eylemlerini ortaya koyma biçimlerine göre değişmektedir. Birey sözcükleriyle hem kendini hem de yaşadığı dünyayı yeniden inşa etmektedir. Sözcükler gerçek olanın bir temsilidir, esas olana çok benzeyebilir bir kopyası hatta mükemmel ifadesi olabilir ancak bir göstergedir ve bu sebepten dolayı bir yanılsama olabilir. Yukarıda sözü edilen iletişim durumları (uyum, farklılık ya da stabilite gibi pozisyon alışlar) törensel ritüellerin gerektirdiği biçimde ya da kişilerin niyetlerine göre değişmektedir. Bireyler uyku dışındaki saatlerinin büyük bir kısmını kamusal senaryolarına uygun davranışlar sergilemekle meşgul geçirmekte çünkü günlük yaşamda benliğin sunumu bunu gerektirmektedir. Bireyin uygun olmayan bir yerde ve zamanda duruma uygun olmayan bir jest yapması ya da uygunsuz bir söz kullanması durumu kurtarmak için halihazırda sahip olduğu iletişim pozisyonunu değiştirmesine sebep olabilir. Ayrıca iktidar ilişkilerinin ağır olarak yaşandığı bir durumda kişinin kendisine sosyal alışverişte kazançlı çıkacağı bir stratejiden pozisyon alması gündelik hayatın içinde geliştirdiği kişinin kendi niyetine ya da benliğine uygun şekilde davranmasına yol açabilir. Ritüeller insan hayatının vazgeçilmez unsurlarıdır. Bu noktada ritüel kavramını, çok karıştırıldığı rutin kavramı ile arasındaki farkı açıklamak gerekmektedir. Rutin günlük hayatımızda sürekli olarak yaptığımız zorunlu ya da keyfi davranışlar olup bir anlam yaratmaya dayalı olmamaktadır. Ancak ritüelin bütünleştirici, bağlayıcı bir anlamı bulunmaktadır. Sürekli yapılması konusunda rutin ile ritüel birbirlerine benzemekle birlikte ritüel herhangi bir sürekli yapılan davranışın anlam yaratması esasına dayanmaktadır ancak; rutin sürekli yapılsa da anlam yaratmamaktadır. Örneğin sabah kalkınca yüz yıkamak, diş fırçalamak, okula işe vs gitmek, kimilerine göre daha özgün rutin olan kahve içmeden işe ya da derse başlayamamak bu rutin davranışlardan bazılarıdır. Bazı törensel ritüeller örn; nasılsınız? sorusunu sormak ve karşılığında iyiyim demek (iyi olmasak bile) nezaket kuralları gereğidir ve akışa uymayı gerektirir. Örneğin; evlilik, doğum, ölüm, cenaze evlerinde yaşanan diyaloglar… Törensel

2 ritüellerin iletişim uyumu ve etkileşim düzeni ile yakın ilişkisi bulunmaktadır. Törensel ritüeller, konformizmi, belirli bir düzeni, ahengi, etiği, ahlaki olanı, tutarlı olanı yaşamayı sağlamaktadır; bununla birlikte iletişim uyumu kuramı da onay görmek kabul edilmek, sayılmak, sevilmek için muhataba benzer sözlü ve sözsüz davranışlar sergilemeyi öne sürmektedir. Bu yapay gerçeklik durumları meta-iletişim davranışlarını yaratmaktadır. Tez çalışmasının birinci bölümünde İletişim Uyumu Kuramı’nın anlaşılabilmesi ve kavranabilmesi için genel olarak İletişim Uyumu Teorisi (Communication Accommodation Theory) neredeyse bütün temel dil ve iletişim çalışmalarının önemine ve çok yönlülüğüne vurgu yapmaktadır ancak bu teorinin önemi bu temelden çok daha ötedir. İletişim Uyumu Kuramı, Konuşma Uyumu Kuramı’ndan (Speech Accommodation Theory) temelini almaktadır. İletişim Uyumu Kuramı, gruplararası ve kişilerarası karşılaşmaları birçok bağlamda araştırmakta ve onun birçok iletişim içine uzanan, dilsel, hukuksal uygulamaları, aile çalışmaları ve daha birçok disiplinle ilgili konuları açıklamak ve tanımlamak için uygulanmaktadır. Kuram, etkileşim içinde olanların ne zaman ve neden iletişim davranışlarında bulunduklarını kendi kimliklerini, ilişkilerini, mesaj amaçlarını kolaylaştırmak ve bu sürecin her iki taraf açısından etkileşimsel bağlamda nasıl başarıldığını gösteren bir süreçtir. Tez çalışmasının birinci bölümünde iletişim uyumu kuramının yararlandığı diğer kuramlardan, kuramın stratejilerinden, kuramın bileşenlerinden ve gelecek niyet ve planlarından söz edilmektedir. Tez çalışmasının ikinci bölümünde Goffman’ın “etkileşim düzeni kavramı”ndan, etkileşim düzeni kavramının kuramsal özelliklerinden, ritüel kavramı ve ritüellerin iletişim sürecine etkilerinden, sosyal etkileşim olarak ritüelin sosyal yaşamdaki yerinden, ritüellere dramaturjik yaklaşımdan, ritüellerin sınıflarından ve geçiş ritüellerinden öncelikli olarak evlilik öncesi ve evlilik ritüellerinden söz edilmektedir. Bu bölümde ritüel sınırlandırması içerisinde geçiş ritüelleri ele alınıp onların içinden de ilişkisel ritüeller değerlendirilmektedir. Törensel karşılaşmalar ise şu şekilde temellenmiş olup etkileşim beş sınıflanmadan oluşmaktadır. Bunlar; insan(insanlar), irtibat kurmak, karşılaşmalar,

3 performans alanları ve kutlamaya yönelik sosyal durumlardır2. Etkileşim düzeni kavramının temelinde ortak bir anlam paylaşma olması esas alınarak bunun da en iyi karşılıklı tarafların ortak paylaştığı törensel ritüellerde gözler önüne serilebileceği düşünülmektedir. Ritüel söylemi, mikro alanda çalışma yapan Gofmann, Blumer, Mead gibi sembolik etkileşimcilerin çalışma konusu olan etkileşim düzeni kavramını içine alan daha geniş bir kavramdır. Bu sebeple tez çalışmasının üçüncü bölümünde etkileşim düzeni kavramı reyting, ilişkisel ritüel kriteri temel alınarak seçilen beş ayrı ulusal kanalda yayınlanan diziler seçilerek araştırılmıştır. Ağırlıklı olarak karşılıklı tarafların romantik ilişkisel ritüellerinin törensel karşılaşmalarında (doğumgünü, boşanma, iletişim çatışması, gezi ritüeli, evlilik teklifi, çıkma teklifi, işten ayrılma vb.) incelenmiş olup dizideki davranış örüntüleri etkileşimsel çerçevelere yerleştirilmiş ve diyaloglar da betimsel bir şekilde iletişim uyumu kuramının beş temel stratejisi temelinde araştırılmıştır.

2Debra Marshall, “Goffman and The Interaction Order”, https://www.youtube.com/watch?v=CSgYjyfF19w, Erişim tarihi: 08.01.2017.

4

BİRİNCİ BÖLÜM İLETİŞİM UYUMU KURAMI

İletişim Uyumu Kuramı, bireylerin karşılıklı iletişim kurarken iletişim davranışlarının birbirlerine yakınlığını ya da uzaklığını açıklamaktadır. Günümüz toplumunda iletişim çatışmalarının kol gezdiği, iletişim becerilerinden yoksun bir kültürün süregeldiğinden yakınılmaktadır. Bu durum gerek bilgi teknolojilerinin gerek sosyal medyanın hızla yaygınlaşmasından fiziki, sosyal psikolojik gürültü sebebiyle gerek kişilerin kendi iletişim davranışlarını kontrol edememesi ile ortaya çıkmaktadır. Bu kuram, kişilerin bilinçli ya da bilinçsiz, niyet ederek ya da etmeyerek iletişim davranışlarını, stratejilerini tanımalarını, duruma ve bağlama uygun iletişim stratejileri kullanmalarını sağlamaktadır.

Bu bölümde İletişim Uyumu kavramından, İletişim Uyumu Kuramı’nın neyi ele aldığından, temel ilkelerinden, İletişim Uyumu Kuramı’na sosyo-psikolojik yaklaşımdan, kuramın stratejilerinden, kuramın bileşenlerinden ve gelecekte hangi konularda yarar sağlayabileceği tartışılıp değerlendirilmiştir.

5

1.1. İletişim Uyumu Kuramı Kavramı

Uyum kelimesi kelime olarak, Türk Dil Kurumu’nda “bir bütünün parçaları arasında bulunan uygunluk, ahenk”3 olarak tanımlanmış olsa da sosyal psikolojide yakınsama, yakınsaklık, yöndeşme, özdeşme4 gibi birçok anlama gelmektedir. Bu kelime medyada daha çok yöndeşme5 olarak kullanılmakta, psikolojide ise özdeşleşme olarak (tamamen, tüm kimlik ve benlikle onun gibi olmak) karşılığını bulmaktadır. Kişilerarası iletişim ve kişilerarası ilişkiler temelinde sürdürülen bu çalışma boyunca uyumu anlam olarak en iyi karşılayan kelime “yakınsama” (aradaki açıklık sonsuz küçülerek ama kesişmeksizin belli bir noktaya kadar yaklaşma)6 olarak ele alınmaktadır.

Uyum (accommodation) kavramı, Giles tarafından ortaya atılmış ve Giles ve St. Clair tarafından geliştirilmiş olup, bir bireyin iletişim davranışının bir başkasıyla örtüşmesini ifade etmektedir. Birey, bilinçli olarak ya da olmayarak başka bir bireyin ifadesel temelleri ile karşılaşmakta ve telaffuza yönelik özelliklerine, değişen pratiklerine ve konu düzenine uyum sağlamaktadır7. Bireyler konuşurken, konuşma biçimlerini bağlama, ortama, duruma ya da belirgin bir şekilde dinleyiciye uydurma eğilimindedir. Bu eğilim, bireylerin, kendi kişisel konuşma tarzlarını o anda ortamda bulunanların konuşma tarzlarıyla – belirli güdülenmeler açısından- nasıl uyumlu hale getirdiklerini açıklamakta ve bu da, dilsel uyum kuramının8 temelini oluşturmaktadır. Uyum davranışına yönelik ortaya çıkan güdüler, dinleyicinin, konuşmacının söylediklerini anlamasına yardım etme arzusu ya da sosyal onay kazanmak için belirli bir izlenim yaratma arzusu olabilmektedir9.

3-,http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=tdk.gts.582128d83db746. 80782276; Erişim Tarihi: 08.11.2016 4 -, https://kelimeler.gen.tr/ozdesme-nedir-ne-demek-244495, Erişim Tarihi: 26.08.2017 5 -, http://notoku.com/medya-yondesmesi/, Erişim Tarihi: 26.08.2017 6 Çağdaş Gümüş, https://birprofesyonelinevrimi.net/2016/11/01/yakinsamaya-ornek-selfie-drone/, Erişim Tarihi: 26.08.2017 7 Patrick Boylan, Fatigante M., Mariottini L., Sciubba M.E. (Eds.), Lingua E Società. Rome, Francoangeli, 2009, s.287. 8 Howard Giles, Donald M. Taylor and Richard Bourhis, Towards a Theory of Interpersonal Accommodation through Language, Language in Society, Vol. 2, No. 2, 1973, s. 179. 9 Michael A. Hogg, Graham M. Vaughan, Sosyal Psikoloji, Yedinci Baskı, Çev: İbrahim Yıldız-Aydın Gelmez, Ütopya Yayınları, Ankara, 2014, s.583.

6

Dilsel uyum kuramı, çoğunlukla güç eşitliğinin olmadığı statülerdeki insanlar arasında geçtiği inancına dayanmaktadır. Dilsel uyum kuramı, uyumun türünü, konuşmacının bir başkasına yönelik sosyal yönelim tarzının bir fonksiyonu olarak tanımlamaktadır. Gündelik bir kişilerarası etkileşimin bulunduğu yerde (örn; iki arkadaş arasında) karşılıklı iki taraflı dilsel yakınsama gerçekleşmektedir. Yüksek statülü konuşmacı, aksanını ya da konuşma tarzını kullandığı kelimelerin anlaşılırlığını (basitliğini) “aşağı” çekerken, düşük statülü konuşmacı “yukarı” çıkarma eğilimi göstermektedir. Bu eğilim bir hoşlanma, yardım ya da onaylanma ihtiyacı ile ortaya çıktığında, diğer bir deyişle yakınsama davranışı açıkça yapılıyor görünmektedir10. Bu durumda konuşma tarzı benzerliği, onay ya da hoşlanmanın arttığı da ifade edilebilmektedir11.

Dilsel uyum kuramının gelişmesi son dönemde sözel olmayan davranışın iletişimdeki rolünün öneminin farkına varılmasıyla daha belirgin bir hale gelmiş olup, yeni adı iletişimsel uyum kuramı olarak ifade edilmektedir12. Bu anlamda, dilsel uyum kuramı, yalnızca sözel faktörler ile değil aynı zamanda sessel ve beden dili özellikleri ile de değerlendirilmektedir.

İletişim uyumu kuramının ortaya çıkması tam olarak dil ve iletişim çalışmalarının öneminin artmasına ve teorinin çok yönlülüğüne vurgu yapılması ihtiyacının doğmasına dayanmaktadır. Bu kuram, 1970’li yıllarda temeli atılan ve sosyal psikolojiden beslenerek konuşma uyumu kuramı olarak da adlandırılabilmektedir13. İletişimsel olarak kişiye uyum sağlamak iletişim davranışlarının bir noktada birleşmesi anlamına gelmektedir. Birinin iletişimine uyumlanmak, sosyal mesafeyi yönetebiliyor

10 Lise M. Simard, Donald M. Taylor, Howard Giles, “Attribution Processes and Interpersonal Accommodation in a Bilingual Setting”, Language and Speech, Vol. 19, No.4, 1976, ss.375-376. 11 Richard Y. Bourhis, Howard Giles, Wallace E. Lambert, “Social Consequences of Accommodating One’s Style of Speech: A Cross-National Investigation”, International Journal of Sociology of Language, 6, 1975, ss. 56-57. 12 Howard Giles, Anthony Mulac, James J. Bradac, Patricia Johnson, “Speech Accommodation Theory: The First Decade and Beyond”, In M. Mc Laughlin (ed.), Communication Yearbook 10, Newbury Park, CA: Sage, 1987, s. 41. 13 Howard Giles, Peter F. Powesland, Speech Style And Social Evaluation, Academic Press, London, 1975, s.218.

7 olmak ve kişiyi etkileşime dahil etmek anlamını taşımaktadır14. Bu iletişim tarzı genellikle günlük konuşmalarda süregelen diyaloğa “evet, haklısın, aynen, bence de, hı hı” gibi günlük konuşma ritüelleriyle kendisini göstermektedir. Sözü edilen bu yakınsama söylemleri, iletişim kurulan diğer kişiyle her zaman aynı fikirde olunduğu anlamına gelmemekle birlikte, taraflar arasında üstünlük sağlanmadığı ve kişinin varlığının kabul edilip saygı duyulduğu ve eşit olunduğu duygusunu taşımaktadır.

İletişim uyumu kuramı, özellikle insan etkileşiminin geliştirilebilir yapısı ile yöndeştir ve iletişim sürecinin temel kuramıdır. Kuram, tarafların neden ve nasıl birbirlerinin iletişim süreçlerine uyum sağladıklarını açıklamakta, tarafların kendi kimliklerini, ilişkilerini, mesaj amaçlarını açıklamalarına ve sürecin her iki taraf için etkileşimsel bağlamda yönetilmesine olanak sağlamaktadır15. Bu iletişimsel ritüel, mikro ve makro topluluklarda iletişimin niteliği ve düzeyi ile ilgili dinamik bir süreç olarak görülmektedir. Bu süreçte tarafların- kaynak ve alıcı-, konuşma sıraları gelmeden kendi iletişim kontrollerini oluşturmaları ve böylece kendi iletişimsel etkilerini koordine etmeleri ve diyalojik bir etkileşim yaratmaları gerçekleşmektedir.

Kuram, iletişim süresince, bireyin iletişim biçimlerine uyum sağlayıp taraflardan onay almalarına ya da bir sosyal pozisyon oluşturmalarına zemin hazırlamaktadır16. Birey iletişim kurarken iletişim işlevlerinden (bilgilendirme, eğlendirme, yardım etme, kendini açma, bağlantı kurma, ilişki başlatma vb.) bir ya da birkaçını yerine getirmektedir. İletişim uyumu kuramında ifade edilen birçok kavram, bu iletişim işlevlerini beslemektedir. Bunun yanı sıra her iletişimin bir etkileşim olduğunu varsayarak iletişim uyumu kuramının etkileşime yönelik bazı argümanlar ortaya attığı görülmektedir. Birinci argüman; iletişim uyumu kuramının kavramlarının etkileşimin temel özelliklerini tanımlamak için kullanılmakta, ikinci argümanın ise; yapılan bu

14 Carolyn A. Shepard, Howard Giles, Beth A. Le Poire, “Communication Accommodation Theory”, W. Peter Robinson, Howard Giles (Edit.), The New Handbook of Language and Social Psychology, New York: John Wiley, 2001, s.34. 15Howard Giles, “Accommodating Translational Research”, Journal of Applied Communication Research, Vol. 36, No.2, 2008, ss. 121–122. 16 James C. Mc Croskey, Virginia P. Richmond, “Applying Reciprocity and Accommodation Theories to Supervisor/Subordinate Communication”, Journal of Applied Communication Research, Vol.28, No.3, 2000, s.279.

8 tanımlamaların yararlı bir biçimde bu kavramlara uygulanmakta olduğunu göstermektedir17. İletişim uyumu kuramına avantajlar sağlayan bu yaklaşım, öncelikle karmaşık davranışları değerlendirmeye çalışarak yakınsama, ıraksama, sürdürülen(devam eden), aşırı ve yetersiz uyum stratejilerini açıklamaya yardımcı olmaktadır. Bu anlamda, İletişim Uyumu Kuramı, bu stratejilerin yönlerini (kim, kime uyum sağlıyor) ve aynı yönde güç sarf edip etmediklerini açıklamaya yardımcı olmakta, ayrıca uyum stratejilerinin dinamik ve ardışık süreçlerini korumanın yanısıra etkileşimi yeniden formulize etmeye ve tanımlamaya yaramaktadır18.

İletişim Uyumu Kuramı’nın, öğretileri olarak değerlendirilen uyum stratejileri sözlü ve sözsüz iletişim bağlamında değerlendirildiğinde iletişim sürecinin etkinliğinde önemli rol oynadığı görülmektedir. Uyum stratejileri arasında önemli bir yeri olan yakınsama ve ıraksama, sözlü ifadelerle aktarılabileceği gibi sözsüz iletişim mesajları kullanılarak da gerçekleştirilebilmektedir. “Kuram yakınsama ve ıraksamanın sözel olduğu kadar sözel olmayan biçimde de gerçekleşebileceğini kabul etmektedir. Örneğin, Mulac, Studley, Wiemann ve Bradac, kadınların, partnerlerinin kendileriyle kurdukları göz teması oranına bağlı olarak onlarla yakınlaştıklarını bulgulamıştır. Sözel ve sözel olmayan kanallar eşzamanlı çalışsa da bu zorunlu değildir.”19. “Bilous ve Krauss, kadın erkek ilişkilerindeki kadınların bazı bakımlardan erkeklere (örneğin, dile getirilen toplam sözcük ve duraklama sayısı) yaklaşsa da, bazı bakımlardan uzak düştüklerini (örneğin, kahkaha) bulgulamıştır.”20. Bu bağlamda etkileşimi yeniden inşa etmek, iletişim uyumu kuramının yanı sıra bir başka kuram olan iletişim yeterliliği kuramından da yardım alarak mümkün olmaktadır. Krauss ve Glucksberg, iletişim yeterliliği ve etkililiğinin çağın bir fonksiyonu olarak çeşitlendiğini vurgulamaktadır. Etkili ve uygun iletişim kalıpları bilgisi ve bu bilgiyi çeşitli bağlamlarda kullanma ve bu bağlamlara

17 Augusto Gnisci, “Sequential Strategies of Accommodation: A New Method in Courtroom”, British Journal of Social Psychology, 44, 2005, s.622. 18 Augusto Gnisci, Roger Bakeman, “Sequential Accommodation of Turn Taking and Turn Length a Study of Courtroom Interaction”, Journal of Language and Social Psychology, Vol. 26 No. 3, 2007, ss. 235-236. 19 Anthony Mulac, Lısa B. Studley, John M. Wıemann, James J. Bradac, “Male/Female Gaze in Same- Sex And Mixed-Sex Dyads Gender-Linked Differences And Mutual Influence”, Human Communication Research, Vol.13, No. 3, 1987, s.325. 20 Bilous Frances, Krauss Robert M., “Dominance and Accommodation in the Conversational Behaviors of Same And Mixed-Gender Dyads” Language and Communication, Vol.8, No.3-4, 1988, ss.84-85.

9 uyarlama kabiliyetini ifade eden iletişim yeterliliği21 ve özellikle bireyin etkileşim içinde olduğu partneriyle uyum sağlama yeteneği durumu gelişimsel bir olgudur22. İletişim uyumunu sağlayabilmek için bireyin iletişim kurduğu kişinin kullandığına benzer kelimeler kullanması, eş anlamlı kelimeler haznesinin gelişmiş olması, perspektif alma becerisine, tarafa yakın iletişim bilgisi ve becerisine ve aynı zamanda düzenine sahip olması gerekmektedir. Uyum yeterliliği, kişiye farklı seviyelerde dil becerileri, farklı dilleri konuşma yeteneği, herhangi bir dilde verilen ifadeye uygun sözcüğü hızlıca telafi etme yeteneği verebilmektedir. Gelişmiş uyum yeteneği ise sözlü eylem, sözsüz davranış ve bu davranışlar ortaya çıktığında bu davranışları duruma uygun yorumlama becerisini içermektedir. Uyum için gerekli diğer kişilik özellikleri ve mental özellikler; esneklik, zeka ve perspektif alma becerisidir. Bu beceriler diğer kişilerin sosyal kimliklerini, amaçlarını ve çoklu birçok alıcının perspektiflerini bir kerede anlamayı içermektedir. Bu aynı zamanda bireylerin hem içsel (kişisel iletişim birikimleri/donanımları) hem de dışsal uyum kaynaklarına erişimi sağlamaktadır. Dışsal uyum kaynakları çevresel etkileşim kaynaklarından beslenmektedir23. Uyumsal kaynaklar ve donanımlar yaşam boyu inşa olmaya devam etmektedir. Özellikle, yakınsama ve ıraksama etkileşimleri bağlamlar veya durumlar karşısında ortaya çıkmaktadır. Bu iletişim stratejilerini öğrenmek bireye aşağıdaki gibi faydalar sağlamaktadır24:  İnşa edilmek, kullanmak ve uyumsal kaynakları artırmak için fırsatlar sunmak  Bireylere hızla artan karmaşık ve çok yönlü iletişim donanımlarını geliştirmeleri için yardım etmek

21Ralph E. Cooley, and Roach Deborah A., “A Conceptual Framework,” in Competence in Communication: A Multidisciplinary Approach, ed. Robert N. Bostrom, Beverly Hills, CA: Sage, 1984, s. 25 22 Robert M. Krauss, Sam Glucksberg, “The Development of Communication: Competence as a Function of Age”, Child Development, Vol.40, No.1, 1969, s.263. 23Jessica Gasiorek, Kris Van De Poel, Inge Blockmans, “What Do You Do When You Can’t Accommodate? Managing and Evaluating Problematic Interactions in a Multilingual Medical Environment”, Language and Communication, 41, 2015, ss. 84–85. 24 Margaret J. Pitts, Jake Harwood, “Communication Accommodation Competence: The Nature And Nurture of Accommodative Resources Across the Lifespan”, Language and Communication, 41, 2015, s.94

10

 Kişinin iletişim donanımını özümsemesi için ihtiyaç dahilinde her zaman hazır olmasını sağlamak İletişim donanımlarını geliştirmeye yardım eden stratejiler ve duruma, bağlama ayak uydurmaya fayda sağlayan etkiler doğuştan var olmamakta zaman içinde değiştirilip geliştirilebilen iletişim özellikleri olarak ortaya çıkmaktadır. Özellikle modernite ile birlikte bu özellikler inşa edilebilir, basmakalıp olmayan, geliştirilebilir özellikler sergilemektedir. İletişim stratejilerinin oluşturulması ve geliştirilmesinde kaynağın ve alıcının iletişim birikim ve donanımları, iletişim yetenekleri, uyum becerileri vb. iletişim yeterliliğinin etkinliğinde önemli rol oynamaktadır. Kaynağın/konuşmacının ve alıcının/dinleyicinin iletişim yeteneği ve uyum becerileri taraflar arasında farklılık göstermekte, konuşmacının iletişim yeteneğinin dinleyicinin yeteneğinden sonra geliştiği gözlemlenmektedir. Konuşmacı ve dinleyici arasındaki iletişim uyumu durumları “kavrayıcı uyum”, “alıcı uyum” ve “üretici uyum” becerileri ile gerçekleşebilmektedir. “Kavrayıcı uyum” becerisi, alma/yorum becerilerini ifade etmekte, alıcı uyum becerisi, tarafların amaç ve niyetlerine çıkarsama yapmak için uyum hatalarının tolere edilmesi ya da affedilmesi şeklinde 25 algılanabilmektedir . Alıcı uyum, alıcıların algılama (yorumlama) düzeylerine vurgu yapmakta, mesajların aşırı uyum ya da yetersiz uyum gibi algılanması sonucunda, konuşma stiline uyum sağlamasını ya da konuşma stilini farklılaştırmasını sağlamaktadır26. Bu durumda, alıcı uyum, dinleyicinin amaç veya niyetini anlamak için, konuşmacının uyum eylemlerinde ortaya çıkan yanlışlarını görmezden gelebilmekte ya da bu tür davranışlarını affetme eğilimi gösterebilmekte, alıcıların algı seviyelerine hitap edecek şekilde mesajların kodlanmasını gerçekleştirmektedir. Kaynağın gerçekleştirdiği üretici uyumu, mesajın nasıl alınmasını istiyorsa mesajı o şekilde kodlamaktadır. Mesajın kodlanması ile ilgili olan üretici uyum, temelde mesajı üreten kişiden söz etmekte, mesajın nasıl algılanmasını –yakınsama, ıraksama, iletişim davranışını sürdüren, aşırı ya da yetersiz-istediğine bağlı olarak stratejik bir

25 Krauss and Glucksberg, A.g.e., s.256. 26 Cindy Gallois, Tania Ogay, Howard Giles, “Communication Accommodation Theory: A Look Back and a Look Ahead”, In: Gudykunst, W.B. (Edit.), Theorizing About Intercultural Communication. Sage, Thousand Oaks, Ca, 2005, ss. 131-132.

11 kodlama yapmaktadır27. Üretici uyum durumu kodlama ile ilgili olup temel olarak mesajı üreten kişiden bahsetmektedir. Bu durumda mesaj, yakınsama, ıraksama, iletişim davranışını sürdüren, aşırı ya da yetersiz uyum olarak algılanılmak istendiği gibi kodlanmaktadır. Yukarıda sözü edilen iletişim uyumu durumlarını (kavrayıcı uyum, alıcı uyum, üretici uyum), konuşmacı ve dinleyici arasında oluşan ve sürdürülen diyalojik bir yapı bağlamında değerlendirecek olursak, sürecin aşağıdaki şekilde görüldüğü gibi işleyeceği söylenebilmektedir.

(Kaynak/Konuşmacı) (Anlam/Kod) (Alıcı/dinleyici) KAVRAYICI UYUM ÜRETİCİ UYUM ALICI UYUM

Sürdüren Yakınsama Iraksama Aşırı Uyum Yetersiz Uyum

Şekil.1 İletişim Yeterliliği/Yeteneği Açısından İletişim Stratejilerinin Görünümü

Şekilde görüldüğü gibi konuşmacı ve dinleyici arasında gerçekleşen iletişim durumları, iletişim yeterliliğinin önceliği ile algılayıcı bir uyum davranışının oluşup buna göre yanıt verilmesi ve sonuçta yetersiz, aşırı, farklı ya da sürekliliği olan bir uyum stratejisinin geliştirilmesi ile gerçekleştirilmektedir. Diğer bir deyişle tüm bu iletişim kod açımları ve uyumlanma süreci, iletişim içinde bulunan tarafların iletişim yeterliliğine bağlı olarak sürdürülmektedir. Bu anlamda kavrayıcı, alıcı ve üretici uyum becerileri, yakınsama, ıraksama, aşırı uyum, yetersiz uyum ve iletişim davranışını koruyan uyum stratejileri ile iletişim yeterliliğini etkin kılmakta ve birçok durumda birlikte hareket etmektedir. İletişim uyumu becerisinin temelinde yer alan uyum becerileri, perspektif alma stratejisini de kullanarak alıcının düşüncelerinin öngörülmesini ve buna göre

27 Cindy Gallois, Tania Ogay, Howard Giles, A.g.e., ss.131-132.

12 konuşmacının söylemlerini ayarlamasını sağlamaktadır. Bu anlamda alıcının bakış açıları, iletişim birikim ve donanımları, uyum sağlama ya da sağlamama durumunda sözlü ve sözsüz iletişim davranışları vb. iletişim yeterliliğinin oluşması ve iletişim uyumunun sürdürülmesinde etkili olmaktadır. İletişim uyumu kuramı araştırmacılarının dikkate aldığı bir konu olan perspektif alma, uyumun önemli yönleriyle bağlantılı olup, etkileşimin oluşturulmasında tarafların perspektiflerinin (bakış açılarının) değerlendirilmesi anlamında önem taşımaktadır. İletişim uyumu kuramının olumlu ve yapıcı bir uyumlanma özelliği olarak, diğerinin bakış açısını kavramaya ve öngörümde bulunarak kendi iletişim davranışını oluşturmaya yarar sağlamaktadır. Bununla birlikte onay ya da gruba aidiyet sağlamak için bağımsız bir kişilik sergileyememe patolojik bir boyut olup diğeriyle bütün olarak özdeşim kurmak, onun gibi olmak, kendi duruşunu sergileyememek gibi olumsuz iletişim davranışlarına da yol açmaktadır28. Patolojik bir kişilik özelliği olarak bağımsız kişilik olamama durumu diğer insanları aşırı mutlu etme istekliliği ile bağlantılıdır ve diğerlerinin desteğini ya da onayını alamayacağı endişesinden meydana gelmektedir29. Benzer özellikler “sorumluluk sahibi” kişilerde, Hogan’ın araştırmasında ortaya çıkmaktadır. Bu patolojik rahatsızlığı olan kişilerde, ayrım gözetmeksizin herkesle olan etkileşimlerinde kendini 30 uyum sağlamaya zorunlu hissetmesi gibi bir karakter yapısı gözlemlenmektedir . Bu noktada vurgulanan patolojik uyum davranışı kişinin kendi benliğinden arınmış ve yalnızca diğerinin onayı için onun davranışlarına benzemeye çalışan davranışlar sergilemesini gerektirmektedir. İletişim yeterliliği bağlamında uyum davranışını önemli ölçüde etkileyen bir unsur da dil yeteneğidir. Dil yeteneğinin olması ya da olmaması uyumun etkinliğinde önemli rol oynamaktadır. Karşılıklı taraflar ortak dilden yoksun ise uyum için ortak platform yok olmakta, ortak dilin paylaşılamaması durumu, uyumu imkansız hale

28 Howard Giles, Michael Willemyns, Cynthia Gallois, Michelle Chernikoff Anderson, “Accommodating A New Frontier: The Context of Law Enforcement”, K. Fiedler (Ed.), Social Communication, 2007, ss.129- 162. 29 Robert Hogan, “Personality and The Fate of Organizations”, Lawrence Erlbaum, Mahwah, 2007’den akt. John W. Fleenor, Book Review Section, Personnel Psychology Vol. 60, No. 4, 2007 s.1056. 30 Margaret J. Pitts, Jake Harwood, “Communication Accommodation Competence: The Nature and Nurture of Accommodative Resources Across The Lifespan”, Language and Communication, 41, 2015, s.96.

13 getirmektedir. Bu durumda, iç ve dış uyum kaynaklarının devreye girdiği görülmektedir. Diğer bir deyişle, bireyler ortak dili paylaşamıyorlarsa iç kaynaklara ve sözsüz uyuma yönelmekte, böylece ortak iletişim dili oluşturulmakta veya dış kaynaklardan yardım aramaktadır31. Uyum davranışının gerçekleştirilmesinde büyük önemi olan dil yeteneği, her dilin kendine özgü iç/dış, sözsüz, ses bilgisel küçük yaşta öğrenilerek kelime haznesi belli birikimleri, o dile özgü sözsüz bildirimler, vurgular vb. ile kazanılmaktadır. Dil yeteneğinin geliştirilmesinde, bireysel farklılık (örn; dilsel ilgi ya da dil becerisi, kelime bilgisi, konuşulan dillerin sayısı) da bireyin uyumsal birikim ve donanımlarındaki iç kaynaklarının artırılmasına ya da azaltılmasına sebep olabilir. Birçok dilin şivesi, melodisi, müzikle uğraşan ya da özel müzik yeteneği olan biri için şaşırtıcı olmamaktadır (örn; mükemmel ses perdesi). Bu kişi daha iyi uyum sağlamakta ya da böyle bir yeteneği olmayana göre uyum sağlama derecesinde daha avantajlı durumda olabilmektedir32. Bireyin kişisel yetenekleri (örneğin, yabancı dil öğrenme becerisi ya da müzikal yeteneği) direkt olarak iletişim uyumu becerisinin diğerlerinden daha fazla olmasını sağlamaktadır. Bireyin ses perdesi çok geniş olduğundan sesinin tınısını istediği vurguyu yapmak üzere ayarlayabilmekte ya da konuşmacıdan gelen sözlü bildirimlerin müzikal kulağının iyi olmasından dolayı mesajın altında yatan esas niyetin ne olduğunu kolayca anlama yeteneğine sahip olabilmektedir. Tiyatro ile uğraşan bir kişi sürekli drama çalışmaları ile iç içe olduğundan beden dili bu çalışmaları yapmayan bir kişiye göre daha rahat ve gelişmiş olmaktadır. Dolayısıyla kişilerin bireysel uğraşları, ilgi ve yetenekleri kişinin iletişim uyumu davranışlarında daha başarılı olup olmamasında önemli bir etken olarak görülmektedir.

Giles vd. İletişim Uyumu Kuramı hakkındaki son incelemesinde dört ilke belirlemiştir. Bu dört ilke iletişim uyumu kuramının ana fikirlerini özetlemekte ve değerlendirmektedir. Aşağıda özetlenmiş iletişim uyumu ilkeleri sunulmaktadır33:

31 Margaret J. Pitts, Jake Harwood, “Communication Accommodation Competence: The Nature and Nurture of Accommodative Resources Across The Lifespan”, Language and Communication 41, 2015, s. 93. 32 Tracey C. Burns, Katherine A. Yoshida, Karen Hill, Janet F. Werker, A.g.e, ss. 456–460. 33 Marko Dragojevic, Jessica Gasiorek, Howard Giles, “Communication Accommodation Theory”, The International Encyclopedia of Interpersonal Communication, Birinci Baskı, Edit. Charles R. Berger

14

1. İletişim uyumu, etkileşimin temelidir ve iki kişiye hizmet etmektedir. Başlıca işlevleri tutarlı etkileşimi kolaylaştırmak yönetmek ve bireyler ve gruplar arasındaki sosyal mesafeyi sağlamaktır olarak ifade edilebilir. 2. Bireylerin neyin uygun olduğuna ve arzulanan unsurlara ilişkin beklentileri vardır. Bu beklentiler sosyo-tarih öncesi etkileşim bağlamı, bağlamda uyum, kişilerarası ve gruplar arası öyküler ve kişinin kendine özgü tercihleri şeklinde ortaya çıkmaktadır. Konuşmacılar giderek iletişimsel desenlere uyum sağlayacaklardır. Birey veya grup üzerindeki etkileşimcileri ile sosyal mesafeyi azaltmak için mesaj daha kolay anlaşılacak hale getirilmelidir. 3. Konuşmacılar giderek iletişimsel desenlere uyum sağlayacaklardır. Etkileşimcilerinin özelliklerine inanırsanız, üye olmak istedikçe (yani, sosyal mesafeyi azaltmak) birey veya grup üzerindeki etkileşimcileri ile veya mesajını daha kolay anlaşılacak hale getirmek gereklidir. 4. Bir konuşmacının iletişiminin temelinde yattığına inanılan niyet ve itici sebepler toplu olarak algılanan sosyal mesafeyi arttırmaktadır. Bu durum etkileşim memnuniyeti ve konuşmacıların olumlu değerlendirmelerini azaltmakta ve karşılıklı anlayışı engellemektedir. Bu tür yerleşik olmayan düzenleme, bir alıcıya göre aşırı uyum ya da yetersiz uyum gibi olumsuz değerlendirmeye sebep olan tepkilerin verilmesine sebep olabilmektedir.

Gelecekteki araştırmalar, daha ileri düzeydeki iyileştirmeleri, değişiklikleri ve uzantıları tetikleyecektir. Bu ilkelerden, özellikle disiplinlerarası daha fazla işbirliği yapılabilmektedir. (örneğin niyetli ya da niyetsiz, sözsüz sözlü içerik maddeleri aracılığıyla) İlk olarak, İletişim Uyumu Kuramı çalışmaları iletişimsel düzenlemelerden toplumsal sonuçlara doğrudan etkiler getirerek başlamıştır. Daha yeni araştırmalar, uyum işlemlerinin sıklıkla yapıldığını vurgulamıştır. Atfedilen niyet ve güven mekanizmalarına arabuluculuk yoluyla dolaylı olarak; daha ileri araştırmalar için olgunlaşmış bir alandır. İkincisi, İletişim Uyumu Kuramı ampirik çalışması, gerçeği tam

and Michael E. Roloff, John Wiley Sons, 2016, s. 17 ve Howard Giles, vd., “Accommodating a New Frontier: The Content of Law Enforcement”, K. Fiedler (Ed.), Social Communication, New York: Psychology Press, 2011, s.147-148’den derlenmiştir.

15 olarak kucaklamaktadır. İletişimcilerin duygusal (doğru veya yanlış) ürettikleri ve algıladıkları tepkiler daha dinamiktir. Uyum sürecine bilişsel yaklaşımdan sonra gelen duygusal olan ardışık yaklaşım henüz emekleme aşamasındadır, ancak çok güçlü bir potansiyel oluşturmaktadır. Üçüncüsü, şimdiye kadarki çoğu İletişim Uyumu Kuramı araştırması iki kutuplu etkileşimlere odaklanmış iken uyum noktası tek bir alıcıya göre incelenmiştir. Gelecekteki araştırmalar konuşmacıların karşılaştıkları karmaşık düzenlerin ikilemlerini inceleyebilir; ayrıca yalnızca iki kutuplu kalmayabilir çünkü etkileşimde birden çok konuşma ortağı bulunmaktadır.

1.2. İLETİŞİM UYUMU KURAMINA SOSYO-PSİKOLOJİK YAKLAŞIM

İletişim uyumu kuramı içsel ve dışsal dil birikim ve donanımlarından yararlanmanın yanı sıra, sosyal psikoloji kuramlarından beslenmektedir. Bu kuramlar sosyal kimlik kuramı, benzerlik ve çekicilik kuramı, sosyal alışveriş kuramı, atıf kuramı ve gruplararası ayırtedicilik kuramı olarak ele alınmaktadır.

1.2.1. Sosyal Kimlik Kuramı

Gruplar halinde kategorizasyonun, algısal düzeyde grup içinde benzerliği, gruplar arasında ise farklılığı arttırdığını öne süren sosyal kimlik teorisi Tajfel tarafından 1970’li yıllarda geliştirilmiştir. “Tajfel’e göre, sosyal karşılaştırmanın ve dolayısıyla iç grup yanlılığının ortaya çıkması için bireylerin iki farklı grupta kategorize edilmesi yeterli olmaktadır”34. Sosyal kimlik kuramının merkezinde, kişinin kendini bir gruba ait ya da grubun üyesi olarak algılaması yer almaktadır. Gruplararası ilişkileri açıklayan en önemli psikoloji kuramı olan sosyal kimlik kuramı gruplararası davranış, grup üyeliği ve grup süreçlerini ele alıp açıklamaya çalışan kuramlardan biridir35. II. Dünya Savaşı’nda esir

34 Michael Billig, Henri Tajfel, “Social Categorization and Similarity in Intergroup Behaviour”, European Journal of Social Psychology, Vol.3, No.1, 1973, ss.27-52’den akt. Nuri Bilgin, Social Psikoloji Sözlüğü Kavramlar, Yaklaşımlar, Bağlam Yayınları, İstanbul, 2007, s.351. 35 Rümeysa Öztürk, “Sosyal Kimlik Teorisi”, https://www.guncelpsikoloji.net/sosyal-psikoloji/sosyal- kimlik-teorisi-h1791.html, Erişim tarihi: 13.06.2017

16 kamplarında yaşamış olan Henri Tajfel, bu süreçte grup çatışması hakkında önemli deneyimler elde etmiş olup, din ve ırk grupları gibi büyük gruplarda psikolojik süreçlerle ve gruplararası çatışmanın sonuçlarıyla ilgilenmiştir. Henri Tajfel ve John Turner 1970’li yılların ortalarında Sosyal Kimlik Kuramı’nı geliştirmiştir36.

Grup içinde bir birey etkileşim içinde olduğu kişinin davranışını öncelikle gözlemlemekte daha sonra bu davranışa göre de kendi davranışlarını düzenlemektedir. Buna göre kişi niyet ederek ya da etmeden ilk gözleminde davranışlarını yönlendirebilmek için stereotiplerden yararlanmaktadır.

Sosyal kimlik teorisine göre, insanlar kültürel gruba ilişkin çeşitli kimlikler oluşturmuşlardır. Bu kimlikler cinsiyet, dil, etnik, dini, bölgesel ve diğer özellikleri yansıtmaktadır. Örneğin, insanlar belirli bir dinin özelliklerine göre kendilerini ifade etmekte ve diğerlerinin beklentilerine göre iletişim kurmakta ise, bu grup içindeki kişiler hakkındaki atıflar, onların kaderci tutumuna göre temellenmektedir. Kimlik, belirli bir kimliğin diğer kimliklerle ilişkilerine göre bağlamsal önemini ifade etmektedir37. Bu ifadeye göre kişinin kimliğinin, bir başka kimlikle olan ilişkisel bağıyla belirgin olarak ortaya çıktığı vurgulanabilmektedir. Aynı sosyal kimliğe sahip olan iki kişiden birinin kimliğine olan bağlılığı daha fazla ise kimlik yoğunluğu daha belirgin olmakta ve bunu yansıtma olasılığı artmaktadır ancak; aynı kimliği taşıyan başka bir kişi için kimlik yoğunluğu fazla değil ise aynı bağlamda da bulunsalar kimliğini yansıtma olasılığı daha düşük olabilir. Bir kişinin kimlik yoğunluğu ne kadar fazla ise iletişim uyumuna o oranda uzak kaldığı düşünülebilir. Bu temelde kişi katı bir kimlik yoğunluğuna sahip olduğundan bir başkasının iletişimine, etkileşimine, davranışlarına uyumlu özellikler göstermesi

36 Margaret Wetherell, “Identities Groups and Social Issues”, London: Sage., 1996, s.5-6’dan akt. H. Andaç Demirtaş, “Sosyal Kimlik Kuramı, Temel Kavram ve Varsayımlar”, İletişim Araştırmaları, 1(1), 2003, s.128. 37 Marry Jane Collier, Milt Thomas, “Cultural Identity: An Interpretive Perspective”, Young Yun Kim ,William B. Gudykunst (Edit.), Theories in Intercultural Communication, Thousand Oaks, Ca: Sage, 1988, ss. 102-105.

17 zorlaşmaktadır. Ancak katı bir kimlik yoğunluğuna sahip olmayan bir birey daha kolay diğerleri ile uyum içinde olabilir.

İletişim uyumu kuramı ile sosyal kimlik kuramı arasında önemli bir ilişki bulunmaktadır. Bu ilişki, iletişim uyumu kuramının altında yatan üç temel özelliğe dayanmaktadır38: a) Hitap edenin sosyal uyumunu uyandırmak, b) Taraflar arasında iletişimsel etkinliği arttırmak, c) Pozitif sosyal kimliği oluşturmak’tır.

Üç amaçtan ilk ikisi (sosyal onay kazanmak ve etkili iletişim kurmak) temel anlamda uyumla ilişkilidir üçüncüsü ise (pozitif sosyal kimlik kazanmak) farklılık ile ilişkilidir. Bunun sebebi grup içindeki bireyin diğerlerinden farklı olan kimlik özellikleri ile öne çıkmak ve anılmak istemesidir39. Kişi, iletişimde bulunduğu kişinin onayını kazanmak, sosyal kabul görmek, inandığı olguların her daim doğru ve geçerli olduğunun ispatına yönelik sürekli olarak kendisini diğerlerine beğendirme çabası içerisindedir. Başka bir deyişle, onay kazanmak için davranışta bulunan kişiler kendilerini başkalarıyla var etmekte ve davranışlarını, fikirlerini, inançlarını, iletişimde bulundukları kişilerle kıyaslayarak oluşturmaktadır. İletişim uyumu kuramının bir fonksiyonu da olan onay kazanma olgusu kişinin kendisini iletişimde bulunduğu kişiye kabul ettirmesi durumu kişinin pozitif sosyal kimlik sağlayıp uyum davranışı özelliklerini benimsemesini gerektirmektedir.

Sosyal kimlik teorisinin temelinde insanlar benzer ya da farklı olabilmek için iletişimde bulundukları kişilerle çeşitli ilişkisel amaçlara ulaşmak için grup

38 Leslie M. Beebe, Howard Giles,“Speech Accommodation Theories: A Discussion in Terms of Second Language Acquisition”, International Journal of The Sociology of Language, 46, 1984, ss. 7-8. 39 Pamela Rogerson-Revell, “Can You Spell That For Us Nonnative Speakers? Accommodation Strategies in International Business Meetings”, Journal of Business Communication, Vol. 47, No.4, 2010, ss. 433-434.

18

özdeşleştirmesi yapmakta ya da kişilerarası dayanışma için iletişim stillerine ya da tartışma konularına dayanmaktadır40.

1.2.2. Benzerlik- Çekim Kuramı

Benzerlik tanım olarak, bireyin fiziksel, söylemsel, kişisel, sözsüz iletişim davranışları bağlamında, algı, tutum, benlik durumları açısından başka bir bireye yakın özellikler gösterme durumudur. Benzerlik, çekiciliği ve arkadaşlığı tetikleyen önemli bir faktördür. Örneğin bireyler, yaş, zeka, kültür, beden dili, kişilik, benlik, dil, din, ideoloji, hobi, algı, tutum bakımından kendilerine benzer olanlarla arkadaşlık kurmayı tercih etmektedir. Çekim, sözcük anlamında olumlu bir çağrışım haline sahip bir kişiye doğru 41 veya bu kişiden kendine doğru kendiliğinden işleyen bir etkiyi ifade etmektedir . Çekim duygularının, her zaman rasyonel davranışların sonucunda oluştuğu görülmese de, özellikle uzun süreli ilişkilerde, bilinçli tercih boyutu, daha belirgin olarak görünmektedir. İlişkilerin başlangıcında, en azından görünüşü açıkça rasyonel olmayan bazı nedenlerin etkili olduğu anlaşılmaktadır. İlişki başlangıçlarında çok farklı nedenlerden dolayı çekim duyguları ortaya çıkabilmekte ve bu nedenler ilişki boyunca aynı kalmamaktadır. İlişkinin başında dış görünüm nedeniyle ortaya çıkan çekim duyguları ilişkinin ilerleyen evrelerinde yok olabilmekte ve farklı çekim faktörleri devreye girebilmektedir.

Etnik köken, din, siyaset, toplumsal sınıf, eğitim ve yaş benzerliklerinin tümü çekiciliği etkilemektedir. Örneğin, ilköğretim ve lise öğrencileri üzerinde yapılan çalışmalar arkadaşların aynı ırk ve cinsiyetten olmak eğiliminde olduğunu göstermektedir. Arkadaşlar, ayrıca yaş, eğitim yılı ve akademik başarıda olduğu kadar, saldırgan davranış örüntüleri ve utanma duygusal durumlarından da birbirlerine

40 Howard Giles, Nikolas Coupland, Justine Coupland, A.g.e., ss.38-39. 41 -, http://www.nedirnedemek.com/%C3%A7ekim-nedir-%C3%A7ekim-ne-demek, Erişim Traihi: 30.08.2017

19 benzemektedir42. Tüm bu özellikler dışında birey, hoşlandığı bir kişiye de benzer özellikler gösterme eğilimine sahiptir. Romantik ilişkilerde, benzer eş ya da arkadaş seçme eğilimine eşleşme ilkesi eklenmektedir. Flört davranışı arkadaşlar ve eşler arasında yalnızca tutum ve değerleri açısından değil, aynı zamanda fiziksel görünüm, toplumsal art alan ve kişilik bakımlarından da görece eşleşmiş olmak eğilimindedir43. Örneğin, flört eden çiftler üzerinde yapılan bir çalışma, arkadaşların yaş, zekâ, eğitim planları, din, fiziksel çekicilik ve hatta boy uzunluğu bakımlarından bile birbirine benzemek eğiliminde olduklarını ortaya koymuştur44. Benlik imajı ve sunumuyla ilgili çalışmalarda (Mead, Goffman ve Sembolik Etkileşimciler, vb), fiziksel çekiciliğin, insan ilişkilerindeki ve sosyal yaşamdaki rolü ortaya koymuşlardır. Sosyal yaşamda pozitif bir benlik bilinci yaratabilmek için de kişinin kendi davranışlarını ayarlayabilmesi benlik imajını koruyabilmesi açısından önem taşımaktadır. Kendini ayarlama (self-regulation), bireylerin etkileşimde bulundukları kişiler hakkındaki izlenimlerini, dış görünüş üzerinden etkileme çabasını yansıtmaktadır45. Dış görünüş, kişilerarası çekim planındaki en belirgin ifadesini güzellikte bulmaktadır. Fiziksel çekicilik ya da güzellik, özellikle karşı cinsler arası ilişkilerde önemli bir çekim faktörüdür. Fiziksel çekicilik bir ilişkinin başlangıcında diğer faktörlerden daha etkilidir46.

1.2.3.Sosyal Alışveriş Kuramı

Sosyal alışveriş kuramı, kişilerarası iletişim kurulmasını ve geliştirilmesini sosyal alışveriş bağlamında açıklamaktadır. İlk defa George ve Homans tarafından ele

42 Janis B. Kupersmidt, Melissa E. DeRosier, Charlotte P. Patterson “Similarity As The Basis For Children’s Friendships, Journal of Social and Personal Relationships, 12, ss.440-441. 43 Robert Schoen ve John Wooldredge, “Marriage Choices in North Carolina and Virginia, 1969-71 ve 1979-81”, Journal of Marriage and the Family, 51, 1989, s.465. 44 Charles T. Hill, Anne Peplau, “Premarital Predictors of Relationship Outcomes: A 15-Year Followup of The Boston Couples Study”, T. N. Bradbury (Edit), The Developmental Course of Marital Dysfunction, New York: Cambridge University Press, 1988, s.256. 45 Nuri Bilgin, Sosyal Psikoloji, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, 2009, s.141 46 Nuri Bilgin, A.g.e., s.141.

20 alınan görüşte takas kavramı vurgulanmıştır. Kuramın özü, “Kişiler alışveriş sürecinde bir yarar elde etmiyorlar ise takastan vazgeçmektedir.” temeline dayanmaktadır47. Sosyal alışveriş kuramının temel özellikleri şunlardır: insanlar diğer insanlarla olan ilişkilerini sürekli olarak yenilemektedir. Bireyler başkalarıyla yeni sosyal ilişkilere girmektedir; çünkü yeni sosyal ilişkilerin ödüllendirici olduğunu düşünmektedir; eski arkadaşlarıyla ilişkilerini sürdürmektedir ve onlarla olan ilişkilerini genişletmektedir; çünkü bunları yapmak ödüllendiricidir. Diğer bir kimse ile ilişkide bulunmak, aşkta ve sosyal yaşamda olduğu gibi içsel ödüllendirici olabilir veya meslektaştan öğüt ve komşudan yardım alma ilişkinin kendisine dışsal ödül getirebilir. Her iki durumda da birliği vurgulamak için bir isteği tatmin etme arzusu öngörülmektedir48. Teori temel olarak kişiler arasında bir iş ilişkisinin olduğunu varsaymakta ve bir ilişkisinde olduğu gibi sonuçta bir şey elde etmenin amaçlandığını açıklamaktadır. Diğer bir ifadeyle kişilerin bir ilişkiden çeşitli çıkarlar ya da kaynaklar elde etmeyecekler ise ilişki için zaman ve çaba harcamaktan kaçınacağını açıklamaktadır. Kişilerin tüm ilişkilerinde (zam, ücret vs.) somut değerlere ek olarak tanınma, güvenlik, minnettarlık vb. soyut değerlere yönelik beklentileri bulunmaktadır. Buna bağlı olarak da belirli bir davranışı ödüllendiren kişi bu davranışını gerçekleştirmeye devam edecektir. Buna ödülün değeri ilkesi adı verilmektedir. Kişinin gerçekleştirdiği davranış istenen bir ödülle değerlendirilemediğinde ya da kişinin istemediği bir ceza ile karşılaşıldığında davranışın maliyeti fazla olduğu için kişi saldırgan davranışlar sergileyecektir birçok zamanda kişi bir davranıştan dolayı bir ödül beklemiyor ise, bu durumda davranışı ödüllendirilmiş ise bu durumda elde ettiği sonuç çok fazla değerli olur buna adaletin dağıtımı ilkesi adı verilmektedir49. Sosyal ağ, alışveriş teorisi iletişimde tarafların birbirlerinin içinde bulunduğu durum ve koşulları tanıması ve buna bağlı olarak ihtiyacının ne olduğunu fark etmesine dayanmaktadır. Sosyal alışveriş teorisi bir anlamda karşılıklılık ilkesine göre temellendirilmektedir. Kişiler arası iletişim sürecinde taraflar birbirlerini tanımalarına

47 Adler Ronald B, Rodman George, Understanding Human Communication, New York: Oxford University Press, 1982, ss. 82-83. 48Vildan Akan, Çağdaş Sosyolojide Bir Kuram: “Sosyal Alışveriş” Egitimvebilim.Ted.Org.Tr/İndex.Php/Eb/Article/Download/5986/2118, 1990, s. 10, Erişim T: 19.11.2016 49 Adler Ronald B, Rodman George, A.g.e. s.83.

21 bağlı olarak karşı tarafın davranışlarını anlamakta tahmin etmekte ve buna bağlı olarak bir karşılık vermektedir50. Bu teori, kişilerin uygulamaları ile doğrudan ilgilidir. İlişkilerde kişilerin birbirlerini tanıma süreci kişilerin ilişki yolu ile bir takım ihtiyaçlarının karşılanması ve başka kişilerin ihtiyaçlarına cevap verme isteği duymalarına yönelik katkılar sağlamaktadır.

1.2.4. Atıf Kuramı

Atıf sözcüğü kelime anlamı olarak sosyal psikolojide bir kişinin, bir kişi, bir nesne, bir durum hakkında edindiği izlenim doğrultusunda kendi zihin süzgecinden geçirip değerlendirmede bulunmasını ifade etmektedir51. İnsan, sosyal yaşamdaki olay, olgu vb. gibi durumları kendi gerçekliğine, algılayışına, tutumuna, değerlerine, düşüncelerine ve davranışlarına göre yüklemeler yaparak değerlendirmektedir. Taraflar, nesne, olay ve olgular hakkındaki algıların, tutumların, düşüncelerin, davranışların ne zaman doğru ve ne zaman yanlış olduğunu yüklemelerin kaynağa yansımaları sonucunda öğrenebilmektedir. İnsanın kendisini ve çevresini algılama, anlama ihtiyacı, onu toplumsal yaşamında yükleme sürecini kullanmaya yöneltmektedir. İnsanlar sosyal yaşamlarında yalnızca diğer insanların davranışlarını gözlemlemekle kalmamakta, aynı zamanda bu davranışı anlamaya ve bu davranışın gelecekte tekrar edip etmeyeceğini tahmin etmeye çalışmaktadır. Ötekinin sözlü, sözsüz, jest mimik, bilişsel duyusal ve psikomotor davranışına, düşüncesine, tutumuna, değerlerine, algılarına ve aynı zaman da farklı ortamlardaki farklı görünümlerine göre de çeşitli göndermeler, atıflar, özellikler, anlamlar atfetmekte/ yüklemektedir52. Bu bireysel anlam yükleme süreçleri ile sosyal algılama birbirleri ile özdeşleşmişlerdir. Anlam yükleme süreci davranışsal öğelere bağlı olarak birbirini izleyen; davranışın gözlemlenmesi, gözlenen bu kasıtlı olan davranışların tanımlanması,

50 Daniel Druckman, “Social Exchange: Premises An Prospects”, International Negotiation, Vol.3, s.254. 51 Nuri Bilgin, Sosyal Psikoloji Sözlüğü: Kavramlar, Yaklaşımlar, Bağlam Yayıncılık, İstanbul, 2003, s.37. 52 Bilal Duman, “Attribution Theory (Katkı=Anlam Yükleme Teorisinin) Öğrenme-Öğretme Sürecinde Öğrencilerin Öğrenilmiş Çaresizliği Üzerindeki Etkisi”, Https://www.Pegem.Net/Dosyalar/Dokuman/436.Pdf, Erişim Tarihi: 19.11.2016

22 davranış içsel veya dışsal nedenlere yüklenmesi/atfedilmesi basamaklarından oluşmaktadır. Başkalarının davranışını gözlemenin yanında birey, aynı zamanda kendi davranışlarını da gözlemlemektedir, bu gözlemler de bireyin kendi hakkında yapacağı yüklemelere temel teşkil etmektedir. İletişim uyumu kuramı da temelinde zeka, esneklik ve perspektif alma gibi becerileri bulundurmayı gerektirmektedir. Bu noktadan hareketle bir kişiye, bir nesneye, bir olaya yapılan atıfların iyi yorumlanması kişinin perspektif almasını kolaylaştırmakta ve karşıdaki kişinin iletişimdeki esas niyetini algılamasında yardımcı olmaktadır. Tüm bunların yanı sıra moderniteyle daha çok gündeme gelen ilişkisel ritüeller artık bir gelenekçi yapının unsuru olmaktan çıkmakta sistem döngüsünün ve kendi hakkında, kendi üzerine düşünen, kendisini bir obje gibi ele alıp bakabilen bir öznenin durumunu ifade eden bir kavram olan refleksivitenin53 bir unsuru haline gelmektedir. Böylelikle halihazırda kabul gören ve tekrar eden ritüel davranışları artık yorumlanan değişen, dönüşen bir hal almakta ve bu durum da atıf teorisinin önemini güçlendirmektedir. Bu durumda sokaktaki insan, tıpkı bilim adamı gibi, çevresi hakkında geçerli bilgiler edinmek istemektedir. Bu, bireyin çevresini denetlemesine, olayları öngörebilmesine ve yaşam çevresine hâkim olmasına olanak sağlamaktadır. Atıf, çevrenin denetlenmesi ve öngörülmesi ihtiyacına yönelik bilişsel ve sosyal bir çabadır; sokaktaki insanın tutarlı ve anlaşılabilir gördüğü ve bu temelde hâkim olabileceği bir dünyada yaşama ihtiyacını karşılayan bir etkinliktir. Bunun için sokaktaki insan, bilim adamına benzer biçimde hareket etmekte; bir takım stratejiler oluşturmakta, kendisi için anlamlı olan bilgileri toplamakta ve belirsiz şeyleri belirginleştirmektedir. Bu anlamda, sokaktaki insan sezgisel veya naif bilim adamı olarak görülebilmektedir54. Yukarıdaki paragrafta sözü edilen “sokaktaki insan” tez çalışması boyunca sözü edilen ve edilmeye devam edecek olan etkileşim içindeki her bir tarafı temsil etmektedir. Karşılıklı taraflar diyalojik iletişim süresinde birbirlerinin sözlü, sözsüz ve ses davranışlarına atıflarda bulunarak kendi iletişim biçimlerini düzenlemektedir. Birey, durumlara ya da davranışlara atıflarda bulunup kendi zihinsel şemalarında pozisyon vermektedir. Eğer atıflar bu şemalara uygun değil ise yeni bir forma sokup yeni şemalar

53 Nuri Bilgin, Sosyal Psikoloji Sözlüğü Kavramlar, Yaklaşımlar, Bağlam Yayınları, İstanbul, 2007, s.310. 54 Nuri Bilgin, Sosyal Psikoloji, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, 2009, s.285.

23 inşa etmektedir. Bu durum şu şekilde de açıklanabilmektedir; Örneğin ilk defa bir kedi gören çocuk kedinin tüylü, kuyruklu, dört ayaklı bir hayvan olduğunu şemasına yerleştirecektir. Ancak dört ayaklı, tüylü, kuyruklu ve aşağı yukarı aynı boylarda köpeği ilk defa gördüğünde onu kedi olarak tanımlayacaktır. Bununla birlikte, köpeğin havladığını tecrübe ettiğinde bu hayvanın kedi olmadığını fark edecektir ve kendi bilişsel aklına yeni şema oluşturarak köpeği öğrenmiş olacaktır. Bunun gibi her bir yaşantı, her bir olgu tecrübe edildiğinde bilişsel akla uygun şemaya oturtulmaya çalışılır. Farklılıklar tecrübe edildikçe de şemaları daha çok inşa edilmekte, yeni düzenleme yolları aranmaktadır. Bu bağlamda her bir etkileşim, her bir iletişim, ilişkisel repertuarı genişletmektedir. Etkileşimleri düzenlemek yaşantı tecrübesiyle ve bu tecrübelere yapılan atıflarla doğrusal bir artış göstermektedir.

Atıf teorisine göre, her bir birey diğerlerinin davranışlarını ve kendi davranışlarını tanımlamaya çalışan amatör psikologdur. Etkileşim içinde olan taraflar bu nedenselliği bilinçli olarak ya da olmayarak aramaktadır ve buna göre kendi iletişim stratejilerini oluşturmaktadır. Örneğin, bir arkadaşı (aktör) pahalı en son teknolojide dijital kamera aldığında bu (gözlemci olan kişi) bu satın alma davranışına neyin sebep olduğunu düşünmeye başlamaktadır. Bu satın alma davranışı kişinin arkadaşının kendini kontrol edememesi üzerine yaptığı bir satın alma davranışı mı idi yoksa o kişinin satın alma davranışını gerçekleştirmesinde satış danışmanı mı etkili oldu vb. soruları kişi kendine sormaya başlamaktadır55.

1.2.5. Gruplararası Ayırtedicilik Kuramı

Sosyal kimliğin işlevselliğine gönderme yapan gruplararası ayırtedicilik kuramı, bireyin birbirine zıt iki ihtiyacından ortaya çıkmaktadır. Gruplararası ayırt edicilik kuramına göre birey, toplumsal yaşamda sosyal kimliğini ya da sosyal davranışını öngörerek bir grupla benzeşme ya da bütünleşme ve tam zıttı olan gruptan farklılaşma

55 Brian Parkinson, Social Perception and Attribution, Edit. Miles Hewstone, Wolfgang Stroebe, Klaus Jonas, 4. Baskı, Bps Blackwell, 2008, ss.46-47.

24 ihtiyacını gidermektedir56. Sosyal kimlik üzerine yapılan çalışmalar, bireylerin kendi gruplarını dış gruplara karşı olumlu olarak değerlendirme eğilimi içerisinde olduğu bilgisine varmışlardır57. Bu tanım grup yanlılığı olarak ifade edilmektedir. Grup ayırtediciliği kuramı ile grup yanlılığı arasında önemli bir ilişki bulunmaktadır. Grup üyelerinin kendi gruplarını çeşitli açılardan öne çıkaran olumlu özellikleri grubun diğer gruplara göre ayırt ediciliğini ortaya koymasını tanımlamaktayken bireyin grup içi yanlılığını da artırmaktadır. Bu bağlamda grup içi yanlılık bireyin kendi grubunu diğerlerinden bazı özellikler bakımından üstün olduğunu bu sebeple de kendi grubunu favori görmesini aşılamaktadır58. “İç-grup ayırt ediciliği ve iç-grup yanlılığı arasındaki ilişki için iki varsayım ortaya atılmaktadır. Sosyal kimlik kuramı ile geliştirilen birinci varsayıma göre, algılanan düşük iç-grup ayırt ediciliği, iç-grup yanlılığını artırmalıdır. Sosyal sınıflandırma kuramından hareketle geliştirilen ikinci varsayıma göre, algılanan yüksek iç-grup ayırt ediciliği, iç-grup yanlılığını artırmalıdır. Bazı çalışmalar, algılanan gruplar arası benzerlik (düşük iç-grup ayırt ediciliği) arttıkça; diğer bazı çalışmalar ise, algılanan gruplar arası farklılık (yüksek iç-grup ayırt ediciliği) arttıkça; bireylerin daha fazla iç-grup yanlılığı sergilediğini iddia etmiştir. Araştırmacılar, bu değişkenler arasındaki ilişkinin, iç-grupla kurulan özdeşimin düzeyine göre değişebildiğini göstermektedir. Yüksek düzeyli özdeşim kuranlar arasında, algılanan gruplar arası benzerliğin, düşük düzeyli özdeşim kuranlar arasında ise, algılanan gruplar arası farklılığın, iç-grup yanlılığını artıracağı beklenmiştir.”59.

56 Marilynn M. Brewer, “The Social Self: On Being The Same and Different at The Same Time” Personality and Social Psychology, 17(5), 1991, ss.475-482.’den akt. Meltem Güler, “Gruplararası Temas, Kaygı ve Yanlılığın Sosyal Mesafeye Etkisi: Türk ve Kürt Kökenli Gruplar Üzerine Bir Çalışma” Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi, Ankara, 2013, s.25. 57 Duygu Dinçer, “Toplumsal Güvenlik Kavramının Felsefi, Psikolojik ve Ulusal Güvenlik Boyutlarıyla İncelenmesi: Kollektif Kimliğe Yönelik Tehditler”, Edit. İsmail Serin, “Özgürlük, Eşitlik ve Kardeşlik”, edit. İsmail Serin, Birinci Uluslararası Felsefe Kongresi, Bursa, 2010, s.379. 58 Nagihan Taşdemir, Bengi Öner Özkan, “Türk Kimliği İçerikleri: Sosyal Psikolojik Bir Yaklaşım”, Türk Psikoloji Yazıları, 19 (38), 2016, ss.38-39. 59 Nagihan Taşdemir, “İç-Grup Ayırt Ediciliği ile İç-grup Yanlılığı Arasındaki İlişkiler: İç-Grupla Kurulan Özdeşimin Biçimlendirici Rolü”, http://psksosyal.net/kongre2016/ozet/11A.pdf, Erişim Tarihi: 17.06.2017

25

1.3. İletişim Uyumu Kuramı Stratejileri

Temelde iki uyum stratejisi belirlenmiştir. Yakınsama stratejileri, karşılıklı iletişim kuran taraflar vasıtasıyla nitelenmiştir. Iraksama stratejileri de, yine karşılıklı taraflar aracılığı ile farklılıklara vurgu yapmaktadır. Bu iki temel iletişim uyumu stratejisine ek olarak üç ayrı iletişim stratejisi de bulunmaktadır. Dolayısıyla toplamda iletişim uyumu kuramı stratejilerini a) Yakınsama, b) Iraksama, c) Devam eden/Süreklilik, d) Aşırı e) Yetersiz olmak üzere beş ayrı kategoride incelemek mümkündür. Üçüncü iletişim uyumu stratejisi; devam eden/sürerlik (bazı kaynaklarda farklılık stratejilerinin içinde geçmektedir) sabit stratejileri içermektedir, aracılar vasıtasıyla kendi konuşma stilini devam ettirenler muhattabın davranışlarından etkilenmemektedir60. Bu stratejiler karşılıklı iletişimde bulunan kişilerin birbirlerine olan ifadesel yakınlığını ve buna bağlı olarak hakimiyet, tahakküm, itaat gibi güç mesafelerinin ve kontrol mekanizmalarının apaçık görülmesine yardımcı olmaktadır. İletişim uyumu kuramı, iletişim içinde olan tarafların bu stratejileri etkileşim içerisinde nasıl kullandıklarını ve stratejileri hangi iletişim süreçlerinde değiştirdiklerini incelemektedir.

Bu dilsel uyum davranışı özellikleri, Giles ve arkadaşlarının grupiçi karşılaşmalarında ortaya çıkabilecek dil modellerini incelemesiyle belirlenmiştir61. Daha ayrıntılı olarak bu dil modelleri, iletişim uyumu kuramının dili kategorileştirmek üzere nasıl kullanıldığını ve iletişimsel bağlam içinde bireysel ve grup kimliklerini nasıl uyarladığını ortaya koymak için tasarlanmıştır. Teori insanların bilişleri, duyguları uyum için iletişim davranışlarını nasıl etkilediğini ya da etkilemediğini, konuşma modellerini ve bu davranışın sonuçlarını açıklamaktadır62.

60 Augusto Gnisci, Roger Bakeman, “Sequential Accommodation of Turn Taking and Turn Length a Study of Courtroom Interaction”, Journal of Language and Social Psychology, Vol. 26, No. 3, 2007, s.235. 61 Howard Giles, Peter F. Powesland, Speech Style and Social Evaluation. Oxford, England: Academic Press, 1975, s.218. 62 Susan C. Baker, Bernadette M. Watson, “How Patients Perceive Their Doctors’ Communication: Implications For Patient Willingness To Communicate”, Journal of Language and Social Psychology, 2015, ss. 2-3.

26

İnsanın doğasına hakim olmak ve bu hakimiyet için niyet etmek kişisel ilişkilerin ve bu ilişkilerin doğasının tanımlanmasına yardımcı olmaktadır63. Dillard, Solomon ve Samp, hakimiyetin insan davranışını anlamak için en temel davranış olduğuna dikkat çekmektedir; bu bağlamda, ilişki üzerine yapılan araştırmalar çeşitli alanlarda hakimiyet kararlarının imalarını ve yakın ilişki tekliflerinin önerilerini anlamaktadır64. Hakimiyet, çift yönlü bir değişkendir ve etkileşim kurduğu kişiler tarafından kabul edilen bir kontrol mekanizmasıdır. Karşılıklı iletişimde bulunan kişiler birbirini tamamlayan davranışlar (mesajlar) gösterirler, iki kutuplu bir bütün oluşturmaktadır ve birinin otoriter, başat, hakim tavırlarına diğerinin uysal, söz dinler ve tabi tepkiler göstermesi bu birbirinin tamamlayan iletişimlere örnek gösterilebilmektedir65, bu birbirini tamamlayan davranışlar, hakimiyet isteyerek ya da istemeyerek uyma davranışını davet etmekte, isteyerek ya da istemeyerek uyma davranışı da hakimiyet kurma davranışını davet etmektedir ve tamamlayıcı kişilerarası iletişim aşamaları ilişkide kontrole bağlanmaktadır66. Bu bakış açısıyla devam edilecek olursa, kişilerarası hakimiyet üzerine olan birçok araştırma ilişkisel olarak hakimiyeti kavramsallaştırmıştır, etkileşimsel durum bir insanın diğeri üzerine olan hakimiyetini yansıtmaktadır67. Bu hakimiyet eril-dişil kültürlerdeki hakimiyetten farklı olarak bir grup içinde, bir ailede, bir toplulukta Newborn’un denge kuramında olduğu gibi örneğin a,b,c etkileşim üçgeninde kararları kimin ya da kimlerin aldığı ve kimin bu tahakkümü kabul ettiği ve mevcut karara uyum sağladığı durumunu ortaya koymaktadır. Bu makro toplulukta geniş kültürel etkilerle eril ya da dişil kültürün içine sıkışmışken aynı kültür içinde sosyo- ekonomik, eğitim, psikolojik, dini, siyasi faktörlere göre mikro topluluklarda değişim gösterebilir. Örneğin, eril kültürün hakim olduğu bir toplumda evin hanımı hakimiyet kurabilirken postmodern toplumda evin çocuğu hakimiyet

63 L. Edna Rogers, Richard V. Farace, “Relational Communication Analysis: New Measurement Procedures” Human Communication Research, 1, 1975, s. 222. 64 James Price, Dillard Denise, Haunani Solomon, Jennifer Anne Samp, “Framing Social Reality: The Reality of Social Judgments”, Communication Research, 23, No: 6, 1996, ss. 703-705. 65 Timothy F. Leary, Interpersonal Diagnosis of Personality, New York: Ronald Press, 1957, s. 19. 66 Frank E. Millar, L. Edna Rogers, “A Relational Approach To Interpersonal Communication”. In G. R. Miller (Ed.), Explorations In Interpersonal Communication, Beverly Hills, Ca: Sage, 1976, s.91. 67 Norah E. Dunbar, Judee K. Burgoon “Perceptions of Power And Interactional Dominance in Interpersonal Relationships”, Journal of Social and Personal Relationships, 22, 2005, s. 208.

27 kurabilir. İletişim Uyumu Kuramı’nın stratejilerini bir şema üzerinde özetlemek gerekirse: Uyumlu Olan Stratejiler Uyumlu Olmayan Stratejiler

Yakınsama Iraksama Özellikleri: Özellikleri:  Şakalar (+) Somurtma  Posture (Duruş) (+) İletişime aykırı ya da kapalı duruş  İfade Mesafesi (az) İfade mesafesi fazla  Susma Frekansı ve Mesafesi (az) Uzun susma mesafesi  Kendini Açma (+) Kendini açma davranışı yok  Sessel Yoğunluk (az) Sessel vurgular daha belirgin  Cevap Verme Hızı (yüksek) Cevap verme hızı düşük  Konuşma Hızı (Uyumlu) Konuşma hızı düşük ya da çok fazla  Jest (Uyumlu) Jest çok fazla  Baş Hareketleri ve Yüz Davranışları Belirgin baş hareketleri öfkeli yüz ifadeleri  Bilgi Yoğunluğu (Uyumlu) Bilgi yoğunluğu çok az ya da fazla

Süreklilik Aşırı Uyum Yetersiz Uyum Kendi sahip olduğu iletişim Gereğinden fazla uyum Gereğinden az davranışını uyumlanmadan davranışı göstemek uyum davranışı etkilenmeden devam ettiren Örn; bebek gibi konuşmak, göstermek yaşlılar duymaz diye Örn; eksik bağırarak bilgi yoğunluğu konuşmak(stereotipleştirme) Şekil 2. İletişim Stratejilerine Genel Bir Bakış

Niyet ederek ya da niyet etmeden uyum davranışı ilişkisel olarak kavramsallaştırılmıştır ve itaati yansıtan etkileşimsel durum diğer iletişimsel eylemlere göre daha başattır; bununla birlikte, çok az araştırma isteyerek ya da istemeyerek uyma davranışı sırasında oluşan iletişimsel hareketleri incelemektedir68. Miller-Day’in uyum kuramı, sosyal bilişlere nasıl odaklanılması gerektiğini vurgulamakta aynı zamanda da

68 Norah E. Dunbar, Judee K. Burgoon, A.g.e., s. 209.

28 kişisel itaatlerden nasıl etkilenildiğini açıklamaktadır69. İtaat etme (boyun eyme) ve perspektif alma arasında iletişim uyumu kuramı açısından önemli bir farklılık bulunmaktadır. İtaat eden birey, diğeriyle özdeşleşmekte, diğerine tamamen benzer özellikler göstermekte iken, uyum sağlayan birey kendi kişiliği ve duruşundan bir özellik kaybetmeden yalnızca sözel ve sözsüz davranışlarında yakınsama özelliği göstermektedir.

Diğerlerinin güdülerinden yola çıkarak kendi iletişiminin ne kadar uyumlu ya da ne kadar uyumsuz olduğuyla ilgili olarak içsel değerlendirmeler yapılabilmesi perspektif almaya dair temel bir basamak oluşturmaktadır. Diğerlerinin motivasyonlarına bağlı olarak değerlendirmeler yapmak perspektif-almaya yönelik bilişsel bağ kurmaktadır70. Bu noktada kavramsallaştırılan diğer kişinin zihnindekinin temsili sürecidir. Bu anlayışa göre, kişinin zihnindeki çıkarımları iletişimde bulunduğu kişinin dışarı yansıttıkları amaçlara, niyetlere ve bilişlere dayanmaktadır. Araştırmalar, duyguların sözsüz ipuçlarına yön verdiğini göstererek nezaket ifadesinde önemli bir rol oynamaktadır. Örneğin, vokal seviye ve yüz ifadelerinin iletmek istediği niyetine göre değiştiği bulunmuştur. Benzer şekilde, sözsüz nezaket ipuçlarının duruma göre güvenilir şekilde değiştiği gözlenmektedir71. Tarafların birbirlerine benzeyip benzemedikleri diyaloğun akışı içinde belli olmaktadır. Başlangıçta bunu ölçebilecek herhangi bir gösterge bulunamamakta iken diyaloğun süreç ve içeriğine göre birbirlerine eşit sürede susma mesafesi ya da frekansı göstermeleri doğrusal korelasyonlu bir gösterge olmaktadır bu da diyaloglar arasındaki mesafenin birbirine uyumlanarak benzer hale geldiğinin göstergesi olarak ortaya çıkmaktadır.

69 Michelle Miller-Day, Amber Walker Jackson, “The Convergence Communication Scale: Development and Evaluation of an Assessment of Interpersonal Submission”, Journal of Social and Personal Relationships, 29(8), 2012, s.1037. 70 Bertram F. Malle “Time To Give Up The Dogmas of Attribution: An Alternative Theory of Behavior Explanation”, Advances in Experimental Social Psychology, 44, 2011, s.326. 71 Nalini Ambady, Jasook Koo, Fiona Lee, Robert Rosenthal, “More Than Words: Linguistic and Nonlinguistic Politeness in Two Cultures” Journal of Personality and Social Psychology, 1996, 70, s. 997.

29

1.3.1. Yakınsama (Convergence)

Yakınsama iletişim stratejisi iletişim uyumu kuramının en temel stratejisi olup özünde bir bireyin iletişim davranışını bir başkasına benzer hale getirmesini ifade etmektedir. Bu benzerlik eş anlamlı kelimeler kullanması, ifade mesafesinin bir diğerine yaklaşması, sessel yoğunluğunun diğerine uyumlu hale gelmesi, kendini açma davranışı göstermesi vb. iletişim özelliklerini içermektedir. Farklı bir anlatımla yakınsama, bireylerin karşılıklı olarak birbirlerinin iletişim davranışlarına geniş bir perspektifte dilsel-prosodik\sözsüz olarak ve sözsüz özellikler bağlamında (konuşma hızını, susma olgularını, söyleyiş uzunluğunu, fonetik çeşitlilikleri, gülüşü, bakışı vb. gibi) birçok şeyi içeren uyum stratejileri olarak tanımlanmaktadır72. İletişim sürecinde kaynak iletişim kurduğu kişinin iletişim davranışına benzer olması biçiminde tanımlanan yakınsama, iletişim uyumu kuramının en büyük odak noktası olup sosyal mesafe ve anlamı düzene sokmak için konuşmacılar tarafından yapılan düzenlemeleri içermektedir73. İletişim uyumu kuramı, tarafların konuşmalarını karşılıklı olarak ayarlamalarını ve her iki tarafın da birbirlerini anlama konusunda başarıya ulaşmalarını ve sosyal ilişkilerini yönetmelerini öngörmektedir. Kuram çerçevesinde, taraflar, dinleyici ve kaynak iletişim öğesi olarak bir diğerinin perspektifini almakta ve diğerinin rolünü deneyimleyerek tarafının iletişim uyumu stratejisini onun bakış açısıyla görmektedir. İletişim uyumu stratejilerinin (yakınsama, ıraksama, sürerlik, aşırı uyum, yetersiz uyum) her birinin belirgin özellikleri bulunmamaktadır. İletişim uyumu stratejilerinden sadece yakınsama stratejisinin sahip olduğu özellikler temel alınabilmekte, diğer iletişim stratejilerinin özellikleri belirlenebilmesi için iletişim sürecindeki iletişim partnerlerinin

72 Jessica Gasiorek, Howard Giles, A.g.e., ss.457-458. 73 Jessica Gasiorek, Howard Giles, “The Role of Inferred Motive, in Processing Nonaccommodation: Evaluations of Communication and Speakers”, Western Journal of Communication, Vol. 79, No. 4, 2015, s.457.  Perspektif alma, bireyin benmerkezciliğinden uzaklaşarak kendisini bir başkasının yerine koyup düşünebilmesini, hissedebilmesini ve anlayabilmesini tanımlamaktadır. İletişim Uyumu Kuramı için önemli bir terimdir. Bir başkasının uyum davranışları ancak perspektif alınarak kavranabilir ve kişiye uyum sağlanabilmektedir.

30 konuşmaları temel alınarak bir diğer ifade ile diyalojik yapının incelenmesi gerekmektedir74. İletişim uyumu kuramı, bireyin kendi iletişimini düzenlemesi, anlam yaratması ve algılamayı kolaylaştırması için yarar sağlamaktadır. Konuşmacıya göre yakınsama iletişim uyumu stratejisi, konuşma davranışında düzenlemelerin kavramsallaştırılması olarak görülmektedir. Yakınsama iletişim uyumu, konuşmacı tarafından iletişim uyumu kuramına odağıyla ölçülmektedir. Başka bir deyişle yakınsama davranışının derecesi iletişim uyumu kuramına yakınlığı ya da uzaklığına göre ölçülmektedir75. Dinleyicinin bakış açısından yakınsama davranışı ise, genellikle konuşmacı tarafından yapılan iletişimsel düzenlemelere uygun algılama şeklidir. Konuşmacının iletişimsel düzenlemeleri uygun olarak algılanır ise, uyumlu olarak etiketlenmektedir; ancak bu şekilde algılanmazsa, bu düzenlemeler uyumsuz olarak etiketlenir. Uyumsuz iletişimsel düzenlemeleri aşırı uyum ve yetersiz uyum olarak ele almak mümkündür. Aşırı uyum iletişim stratejisi, konuşmacının gereğinden fazla yakınsama davranışları sergilemesini ifade etmektedir. Diğer uyumsuz iletişim formu olan yetersiz uyum ise, konuşmacının iletişimini dinleyicinin ihtiyaçları için yeterli şekilde düzenlememesi anlamına gelmektedir76. İletişim yapıları, ilk iletişim etkileşimlerinde ve son karşılaşmalarda aynı şekilde ifade edilmemektedir. Basit bir iletişim davranışı iletişimin başında farklı anlam ifade ederken iletişimin sonunda farklı bir anlam ifade edebilmektedir. İletişim uyumu süreçlerini anlamak, ilişki geliştikçe dilin dönüşümlerini görebilmek, iletişim uyumunun oluşma modellerini ortaya koyabilmek açısından araştırmacılar için önemli ipuçları olmaktadır77. İletişim uyumu stratejilerinden yakınsama uyum stratejisi iletişimde bulundukları kişilerden sosyal onay almaya yönelik davranışlara odaklanmaktadır. Bu

74 Jessica Gasiorek, Howard Giles, "The Role of Inferred Motive in Processing Nonaccommodation: Evaluations of Communication and Speakers”, Western Journal of Communication, Vol.0, No.0, 2015, ss.1-5. 75 Jessica Gasiorek, Howard Giles, A.g.e., ss.1-5. 76 Marko Dragojevic, Jessica Gasiorek, Howard Giles “Communication Accommodation Theory”,C. R. Berger, M. Roloff (Edit), International Encyclopedia of Interpersonal Communication. New York, Ny: Wiley, 2016, s.6. 77 Jake Harwood, “Communication Accommodation Competence: The Nature And Nurture of Accommodative Resources Across The Lifespan”, Language and Communication 41, 2015, s.91.

31 noktadan hareketle iletişimde bulunulan tarafın onayını alabilmek için öngörü sağlamak ya da kimliğini saptamak önemli olmaktadır.

Bireyler arasında daha zayıf grup kimliğine sahip olanlar kişilerarası karşılaşmalarda ve özellikle sorumlulukları yerine getirememe durumlarında yakınsama davranışına daha çok ihtiyaç duymaktadır. Bu noktada vurgulanmak istenen ince nokta grupla en iyi yakınsama davranışını sağlayabilmek için öngörü sağlamak ve böylece iletişimde bulunulan grup içindeki bireylerin kimliklerini tanımak gerekmektedir78.

Aşağıda görülen şema bir bireyin yakınsama uyum stratejisi kullanmak istediğinde uygulaması gereken özellikleri ve bu özelliklerin kimler tarafından ortaya atıldığını içermektedir. Yakınsama stratejisi kullanmak için bu stratejilerin hepsini kullanmak gerekmemektedir bu özelliklerin birkaçını kullanmak da yakınsama stratejisinin tanımlanması için yeterli olmaktadır.

Yakınsama Özellikleri Seçilmiş Kaynaklar Şakalar, Dayanışma İfadesi- Bales (1950) Fikirler- Yönelimler Posture (Duruş) Condon ve Ogston (1967) İfade Mesafesi Matarazzo Et Al. (1968) Susma Frekansı ve Mesafesi Jaffe ve Feldstein (1970) Kendini Açma Ehrlich ve Graeven (1971) Sessel Yoğunluk Natale (1975a) Cevap Verme Hızı Cappella ve Planalp (1981) Konuşma Hızı Street (1983) Jest Mauer ve Tindall (1983) Baş Hareketleri ve Yüz Hale ve Burgoon (1984) Davranışları Bilgi Yoğunluğu Aronsson et al. (1987) Tablo 1. Yakınsama Özellikleri ve Seçilmiş Kaynaklar Kaynak: Howard Giles, Nikolas Coupland, Justine Coupland, “Accommodation Theory: Communication, Context and Consequence” Ed. Howard Giles et. all., Context of Accommodation, Cambridge University Press, New York, 1991, s.7.

78 Cindy Gallois, Tania Ogay, Howard Giles, “Communication Accommodation Theory: A Look Back and A Look Ahead” in W. B. Gudykunst (Edit), Theorizing About Intercultural Communication, Thousand Oaks, Ca: Sage, 2005, s.128.

32

“Yakınsama” bireylerin birbirlerine iletişim davranışı olarak geniş oranda dilsel- prosodik\sözsüz özellikler açısından konuşma hızını, susma olgularını, söyleyiş mesafesini, fonolojik çeşitliliklerini, gülüşü, bakışı ve bunun gibi pek çok davranışı hal, hareket ve tavırların uyması, örtüşmesi, benzemesi anlamına gelen eşleşim (congruence)79, eş zamanlılık(synchrony) ve karşılıklı olma(reciprocity) kavramlarının temelinde tanımlanan bir stratejidir. Yukarıdaki tabloda görülen birçok yakınsama özelliği birçok araştırma sonucu ortaya çıkmış olan özelliklerdir. İfadelerin iletişim kurulan kişilerin ifadelerine benzer özellik göstermesi, dakikada 75 kelime konuşan bir kişinin karşıdaki kişi dakikada 150 kelime konuşuyorsa, konuşma hızını onun hızına yaklaştırması konuşma hızı açısından benzer özellikler göstermeye başladığı anlamına gelmektedir80. Ayrıca, kişinin konuşulan konu hakkındaki bilgisi, sessel vurgu ve frekansları, duygu ifadeleri arasında susma aralığı, kendini açma davranışını tereddütsüz gösterebilmesi, iletişim kurulan kişiyle aralarında oluşan ortak duruma ilişkin şakalar yapabilmesi, dayanışma ifadeleri, ortak fikirler, ortak hayat görüşleri, sözsüz ifadelere yönelik olarak el yüz beden hareketlerinin benzerliği, kafasını pozitif yönde başka bir deyişle tasdik ve onaylama ya da anladığını belirtmek için sallaması, makro ya da mikro yüz ifadeleri (makro yüz ifadeleri geneldir ve herkes için aynıdır (bütün kültürlerde) ancak mikro yüz ifadelerinde ancak çok yakın olunan ve uzun zaman tanıdığımız kişilerin ifadelerini yorumlayabiliriz), beden duruşu (kendinden emin, sıkılgan, çekingen duruş) gibi özellikleri iyi yorumlaması konuşanı, iletişimde bulunduğu kişiye ya da dinleyeni konuşan kişiye bir basamak daha yakınlaştırmaktadır.

İletişim uyumu stratejilerinden biri olan yakınsama stratejisinin, şakalar- dayanışma ifadesi-fikirler-yönelimler, posture (duruş), ifade mesafesi, susma frekansı ve mesafesi, kendini açma, sessel yoğunluk, cevap verme hızı, konuşma hızı, jest, baş sallama ve yüzsel etkiler, bilgi yoğunluğu özellikleri aşağıda açıklanmaktadır.

79 Stanley Feldstein, “Temporal patterns of dialogue: Basic research and reconsiderations”, In A.W. Siegman and B. Pope (eds.), Studies in Dyadic Communication, New York: Pergamon, 1972, ss. 91- 113.  Eş zamanlılık, herhangi bir davranışın, tavrın, tutumun iletişimde bulunan her iki taraf tarafından da aynı zamanda benzer şekilde uygulanması anlamına gelmektedir.  Karşılıklı olma, iletişimde bulunan her iki tarafın birbirleriyle ikililik yaratan tavır, davranış, sözlü ya da sözsüz etkileşim göstermesi anlamına gelmektedir. 80 Howard Giles, Nikolas Coupland, Justine Coupland, A.g.e, s.12.

33

Yakınsama stratejisinin var olup olmadığının açıklanabilmesi için aşağıdaki özelliklerin birkaçının ya da çoğunluğunun iletişim eyleminde var olması gereklidir.  Mizah/Şaka

İletişim uyumu stratejisi olan yakınsama stratejisinin bir başka özelliği de mizah/şaka davranışıdır. Mizah yapmak, iletişimdeki kişiye uyumlu davranışlar sergilemek açısından önemli bir yaklaşımdır. Ciddi bir kişiliği olan birey dahi sempati duyduğu esprili partnerine benzeme eğilimi göstermektedir.

Birçok araştırmacı mizahın kişilerarası ilişkilerde önemli bir rol oynadığı konusunda hemfikirdir, pozitif ilişkiler oluşturma yöntemi olarak, kendini açma başarısında ve sosyal yasaklarda, tansiyonu ve karmaşayı azaltmakta vb. konularda önemli rol oynamaktadır81. Modern psikolojik araştırmada, mizah uyaranın özellikleriyle ilişkili olarak çok yönlü bir anlayışı temsil etmektedir ve zihinsel süreçlerden etkilenmektedir. Mizah anlayışı kişisel özelliklere hitap ederken bilişsel, duygusal, davranışsal ve psikofiziksel ve sosyal bileşenleri içeren kişisel cevaplar insanlar tarafından verilmektedir82. Mizah, sosyal çekimin bir belirleyicisi olarak çatışma durumlarında gerginlik azaltıcı bir unsur olarak ele alınmıştır83. Bu araştırmalardan elde edilen bulgular mizahın insanların yaşamlarını olumlu yönde etkilediğini ortaya koymaktadır. Mizah, ayrıca, değerli ve öğrenilmiş bir özellik olarak kabul edilen iletişim yeterliliğinin artmasıyla bağlantılıdır84. Martin vd. pozitif ve faydalı (yakınlık ve kendi kendini geliştiren) iki uyumlu mizah stili, (saldırgan ve kendi kendini engelleyen) iki uyumsuz mizah stili olmak üzere

81Debra L. Long, Arthur C. Graesser, “Wit and Humour in Discourse Processing”, Discourse Processes, 11, 1988, s.35. 82 Saulo Sirigatti, Ilaria Penzo, Enrichetta Giannetti, Cristina Stefanile, “The Humor Styles Questionnaire in Italy: Psychometric Properties and Relationships With Psychological Well-Being”, Europe's Journal of Psychology, Vol.10, No.3, 2014, s. 430. 83 Stacy L. Young, Amy M. Bippus “Does it Make a Difference if They Hurt You in a Funny Way? Humorously and Non-Humorously Phrased Hurtful Messages in Personal Relationships”, Communication Quarterly, 49, 2001, s. 35. 84 Malcolm R. Parks, “Communicative Competence and Interpersonal Control”, Mark L. Knapp, Gerald, R. Miller (Edit.), Handbook of Interpersonal Communication, Thousand Oaks, CA: Sage, 1994, ss.589-618.

34 dört farklı mizah stili sunmaktadır85. Yakınlık kuran mizah komik şeyler söyleme, şakalar anlatma ve birinin diğeriyle ilişki kurmasına yarayan eğilim göstermektedir. Kendini geliştiren mizah hayata şaka yollu bakmayı sağlamaktadır, sıklıkla memnuniyet içinde olmayı, hayatın uyuşmazlıklarıyla ve intrapsişik kişisel süreçlere odaklanmayı sağlamaktadır. Saldırgan mizah mizahın düşmanca formudur dokunaklı alay, hor görmeyi içermektedir. Aşağılayıcı küçük düşürücü alay, kasıtlı olarak diğerlerini manipüle etmeye bağlı ve negatif etkileri dikkate almaksızın birtakım davranışlarda bulunmaktadır. Kendi kendini engelleyen mizah ise diğerlerini eğlendirmeye dayalıdır, komik şeyler yaparak ya da söyleyerek birinin ağırlıklı olarak onayını kazanmak anlamına gelmektedir86. Tüm bu söz edilen dört ayrı mizah türü aşağıdaki tabloda belirtilmektedir.

Faydalı Etki Zararlı Etki Diğerleri ile olan ilişkiler (diğer insanlara yönelik Yakınlık Veren Mizah Kendi Kendini Engelleyen değer ve çekiciliği Mizah arttırmak) Kişinin kendisiyle olan ilişkiler (duruşu ve öz- Kendi Kendini Geliştiren Saldırgan Mizah değeri artırmak) Mizah Tablo. 2. Mizah Çeşitlerinin İkili Modelleri Kaynak: Rod A. Martin, Patricia Puhlik-Doris, Gwen Larsen, Jeanette Gray, and Kelly Weir “Individual Differences in Uses of Humor and Their Relation to Psychological Well-Being: Development of the Humor Styles Questionnaire”, Journal of Research in Personality, 37(1), 2003, ss.48–75.

Martin vd. mizah stillerini dikey ve yatay eksen olmak üzere iki ayrı modele ayırmaktadır bir eksende mizahın amacı varken diğerinde benlik ya da diğerleriyle ilişki

85 Rod A. Martin, Patricia Puhlik-Doris, Gwen Larsen, Jeanette Gray, Kelly Weir, “Individual Differences in Uses of Humor and Their Relation to Psychological Well-Being: Development of the Humor Styles Questionnaire”, Journal of Research in Personality, 37(1), 2003, s.52. 86 Saulo Sirigatti, Ilaria Penzo, Enrichetta Giannetti, Cristina Stefanile, “The Humor Styles Questionnaire in Italy: Psychometric Properties and Relationships With Psychological Well-Being”, Europe's Journal of Psychology, Vol.10, No.3, 2014, ss.430-431.

35 geliştirme özelliği yer almaktadır. Faydalı ya da zararlı etki amacına ulaşmaya çalışırken hangi mizah stillerini kullandıkları çizecekleri rota ile belirlenmektedir87.

Bu noktada özellikle bazı mizah türlerini kullanan kişilerin benlik algılamaları ile ilgili bilgilerin elde edilmesi mümkündür. Kendi kendini engelleyen mizah, kendini küçümsemek ve yüksek oranda endişe, depresyon ve saldırganlık ve düşük oranda özgüven ve iyi hali temsil etmektedir88. Birey, kim olduğu ile ilgilenmemekte, sürekli kendi ve diğerleri arasında kıyas halinde olmaktadır. Kişi, kendi benliği ile bağlantılı olarak algılanan değerinden dolayı algılanmış hatalarını mizah yoluyla açıkça ortaya koyarak kendi kendini engelleyen mizahı kullanmakta ve bu sayede sosyal stresi üzerinden atmaktadır ya da kendi kendini engelleyen mizahı gerçek hislerini diğerlerinden ve kendinden saklamak için kullanmaktadır. Kendi kendini geliştiren mizah, (kendini yücelten/ ego) çoğunlukla düşük benlik değerine bir savunma mekanizmasını sağlamaktadır89. Kendini yücelten mizah aynı zamanda kişinin kendine realistik bir bakış açısıyla bakmasını da sağlamaktadır, kendilerinde var olan değeri açığa çıkarmayı ve sonuçlara göre yüksek benlik bilinci sağlamaktadır. Bu mizah çeşidi aşırı olarak algılansa da benlik bilinci ve algılanan benlik arasında çok uçurum olmadıkça kendi kendini engelleyen mizah gerekli değildir çünkü bu mizah çeşiti öz bilinci de kapsadığından durumu fazlasıyla telafi etmektedir90. Saldırgan mizah yapısını kullanan kişiler, kendi kendini etkileyen (yücelten) mizah ile benlik değerini gereğinden fazla artırarak diğerlerinin zararına bir tutum sergilemektedir91. Saldırgan mizah iyi hale zarar verebilir bireyi kendi benliğini hatırlamaktan alıkoyabilir. Saldırgan mizah düşük benlik bilincinden ortaya çıkabilir ve mizahı bu şekilde kullanmak kişide ani bir tepkiye yol açabilir, aynı zamanda gerçek problemlerin saklanmasına ve uygun çözüm yollarının bulunmasının önlenmesine sebep

87 Rod A. Martin, Patricia Puhlik-Doris, Gwen Larsen, Jeanette Gray, and Kelly Weir, “Individual Differences in Uses of Humor and Their Relation to Psychological Well-Being: Development of the Humor Styles Questionnaire”, Journal of Research in Personality, 37(1), 2003, s.52. 88 Andres Mendıburo-Seguel, Darıo Paez, Francısco MartInez-Sanchez, “Humor Styles And Personality: A Meta-Analysis of The Relation Between Humor Styles and The Big Five Personality Traits”, Scandinavian Journal of Psychology, 2015, s.5. 89 Andres Mendıburo-Seguel, Darıo Paez, Francısco MartInez-Sanchez, A.g.e., s.2. 90 Rod A. Martin, Patricia Puhlik-Doris, Gwen Larsen, Jeanette Gray, and Kelly Weir, A.g.e., s.53. 91 Zumra Ozyesil, “The Prediction Level of Self-Esteem on Humor Style and Positive-Negative Affect”, Scientific Research, Vol.3, No.8, 2012, ss. 638-639.

36 olabilir92. Saldırgan mizah dürtü etkisiyle uygunsuz oluşumlarda da dahil olmak üzere, aleyhinde konuşma ve manipülasyonun amacı için zorlayıcı olarak kullanılmaktadır93.

Mizah ve iletişim ile ilgili yapılan araştırmalar incelendiğinde, mizahın birçok farklı amaç için kullanıldığı görülmektedir. Evlilik uyumunu artıran bir değer olarak görülse de, yakın ilişkilerde mizahın kullanımıyla ilgili yapılan çalışmalar mizahın farklı amaçlar altında kullanıldığını göstermektedir94. Mizahın genellikle ilişkilerde olumsuz duyguları ifade etmek ve karşısındakini rencide etme için (olumsuz amaç) kullanıldığı görülmektedir. Birçok kültürde ise, bazen eşler çatışmadan kaçmak ya da çatışmanın dozunu azaltmak amacıyla95 mizah bir araç olarak kullanılabilmektedir.

 Duruş (Posture) Duruş, vücudun iletişimde bulunduğu kişiye karşı bedenin verdiği psikolojik\sosyal\davranışsal mesajlar içermesini ifade etmektedir. Jest, mimik, kafa hareketleri ve yüz ifadeleri bir bütün olarak kişinin duruşunun parçalarıdır. Yüz ifadeleri ve beden hareketleri uyumlu çalışmaktadır.

Bireyler gülümsemenin, omuz silkmenin ve diğer beden dili hareketlerinin anlamlarını değerlendirdikçe sosyal algının aslında gündelik hayatın bir parçası olduğu ortaya çıkmaktadır. Vücut konumlandırma ya da duruş, başkalarının duygularını, niyetlerini ve tutumlarını tespit etmeye yardımcı olan önemli bir unsurdur. Ruh hali genellikle bir kişinin bedensel konumlarını belirlemekte ve bu doğrultuda birey hakkında beden diline göre birçok varsayımda bulunulabilmektedir96.

92 Niwako Sugimura, Karen D. Rudolph, Anna M. Agoston, “Depressive Symptoms, Following Coping with Peer Aggression: The Moderating Role of Negative Emotionality”, Journal of Abnormal Child Psychology, Vol.42, No.4, 2014, ss.564-565. 93 Rod A. Martin, Patricia Puhlik-Doris, Gwen Larsen, Jeanette Gray, and Kelly Weir, A.g.e., s.52. 94 Bethany Butzer, Nicholas A. Kuiper,“Humor Use in Romantic Relationships: The Effects of Relationship Satisfaction and Pleasant Versus Conflict Situations.”Journal of Psychology, 142(3), 2008, s. 246. 95 Bethany Butzer, Nicholas A. Kuiper, A.g.e., s.246. 96 Sarah L. Arnette, Terry F. Pettijohn, “The Effects of Posture On Self-Perceived Leadership International”, Journal of Business and Social Science, Vol. 3, No. 14, 2012, s.8

37

İletişime açık bireyler daha fazla göz teması içinde olup, vücut hareketlerinde daha açık ve geniştir alan kaplama eğiliminde olmaktadır. Birey bunun yanı sıra daha dik bir duruşa sahiptir ve ileriyi yalın görmektedir97. Kişinin dik bir duruşa sahip olması, kendini yüksekte görmek, duruşa ek olarak, rol gücü, güç ve saldırganlıkla da bağlantılı olarak değerlendirilmektedir98. Hakim olma algıları, gerçek hayatta bireylerin karar verme süreçlerine etki ederek bilişsel bir seviyeye ulaşmaktadır. Duruşun, bireylerin algılanış biçiminde oynadığı sözsüz davranışta önemli bir unsur olduğu kanıtlanmıştır. Düzgün duruş genellikle yüksek güç sahibi olanlar ile ilişkilidir; geniş bir duruş benimseyen insanlar genellikle sorumluluk sahibi99 veya diğer insanlar tarafından güç sahibi olarak algılanmaktadır100.

Duruşun bir duyguyu ifade edebildiği düşünülmesine rağmen az sayıda çalışmada, duygulara yönelik ne şekilde atıfta bulunulduğunun özellikleri belirtilmiştir. Aronoff, Woike ve Hyman, bale dansçılarının ifade edici duruşlarını incelemiş bunun sonucunda açısal duruşların tehdit unsuru, yuvarlak duruşların sıcak veya samimi bir role sahip iken sergilendiği sonucuna ulaşmışlardır. Bu sonuçlar, duruşların soyut ve geometrik özelliklerine sahip olsa da kişinin altta yatan duygularına ait ipuçlarını vurguladığını açıklamaktadır101. Schouwstra ve Hoogstraten yaptıkları araştırmada çeşitli kafa ve omurga çubuk çizimleri kullanarak pozisyonların diğer kişiler tarafından nasıl göründüğünü ve algılandığını incelemişlerdir. Sonuçta dik duruşların daha olumlu olarak değerlendirilirken eğik ya da eğreti duruşların olumsuz olduğu yargısına varmışlardır102. Özellikle sahne sanatları alanında bale, dans ya da performans

97 Dana R. Carney, Judith A. Hall, Lavonia S. Lebeau, “Beliefs About The Nonverbal Expression of Social Power” Journal of Nonverbal Behavior, 29(2), 2005, s.108. 98 Niels Van Quaquebeke, Steffen R. Giessner, “How Embodied Cognitions Affect Judgments: Height- Related Attribution Bias in Football Foul Calls”, Journal of Sport and Exercise Psychology, 32, 2010, s. 15. 99 Dana R. Carney, Ammy J. C. Cuddy, Andy J. Yap, “Power Posing: Brief Nonverbal Displays Affect Neuroendocrine Levels And Risk Tolerance”, Psychological Science, 21(10), 2010, s. 1366. 100 Dana R. Carney, Judith A. Hall, Lanovia Smith LeBeau, “Beliefs About The Nonverbal Expression of Social Power”, Journal of Nonverbal Behavior, 29(2), 2005, s. 107. 101 Joel Aronoff, Barbara Woike, Lester M. Hyman, “Which Are The Stimuli in Facial Displays of Anger and Happiness? Configurational Bases of Emotion Recognition”, Journal of Personality and Social Psychology, 62(6), 1992, ss. 1051-1052. 102 Sanneke Schouwstra, Johan Hoogstraten, “Head Position And Spinal Position As Determinants of Perceived Emotional State”, Perceptual and Motor Skills,1995, 81, ss.673–674.

38 sanatlarında sözlü dil devre dışı kaldığından beden çok daha önemli bir konumda söz sahibi olmaktadır. Dolayısıyla en ince geometriksel açılarla her türlü duygunun nasıl daha yeterli verildiği konusuna özellikle dikkat edilmesi gerekmektedir.

 İfade Mesafesi

İfade anlatılmak istenen bir şeyin sözlü, sözsüz dille anlatım biçimini ortaya koymaktadır. Mesafe de kelime anlamı olarak bir şeyin bir yere, ya da iki şeyin birbirine olan uzaklığı anlamını taşımaktadır. İfade mesafesi ise bir kişinin bir fikri, amacı, düşünceyi, inancı iletişimde bulunduğu karşı tarafa aktarırken karşısındaki kişinin algısına ne kadar yaklaşabildiğini göstermektedir. İfade mesafesi, yalnızca kelime sayısına bakarak ölçülememektedir. Kelimelerin yanısıra cümlenin en küçük yapı taşı olan morfemlere de bakılması gerekir. Dilin temel öğesi sözcük değil morfemdir. Bir birey, bir şeyi ne kadar uzun anlatmakta ise o kadar çok morfem kullanıyor anlamı taşımaktadır. Konuşmaların uzunluğunda kelimelerin sayısını incelemek yeterli değildir. Bunun yanı sıra yapım ekleri çoğul ekleri bağlaçlar ve edatlar da sözcüklerin dizilimi kadar önem taşımaktadır. Bu nedenle, bir çocuğun sözlerinin sözcüklerden ziyade biçimsel özellikleriyle ilişkili olarak incelenmesi çocuğun morfolojik becerilerini görmek açısından daha öğretici olmaktadır. Bu, çocuğun gelişmekte olan morfolojik becerilerinin yanı sıra sözdizimsel becerilerinin de görülmesini sağlayacaktır103. Farklı bir anlatımla, konuşmaların uzunluğunda büyük bir çeşitlilik olduğu için sadece bir sözcüğün incelenmesi yeterli değildir. Örn; 'Nerede yaşıyorsunuz?' diye sorulduğunda, basitçe 'İzmir' veya 'İzmir’de' ya da 'İzmir'de yaşıyorum yanıtı verilebilmektedir. Bu nedenle, çeşitli sözleri incelemek ve daha sonra, her konuşmada tek tek morfem sayısına dayalı ortalama sözcük ömrünü hesaplamak gereklidir. Aşağıda konuşmanın ortalama uzunluğunu hesaplamanın bir örneği bulunmaktadır104:

103 Graham Williamson,Mean Leaght Utterance (MLU), www.sltinfo.com, 2009, Erişim Tarihi: 25.04.2017 104 Graham Williamson, Mean Leaght Utterance (MLU), www.sltinfo.com, 2009, Erişim Tarihi: 25.04.2017

39

-Eve gidiyorum şimdi 1+1+1= 3 -İzmir’de yaşıyorum 1+1+1+1= 4 -Annem baba_mı öp-tü 1+1+1+1+1= 5 -Senin köpek-ler-ini seviyor-um 1+1+1+1+1= 5

Toplam: 17

*Bir morfem, bir anlam farkı yaratabilen en küçük dil öğesidir. Yani, örneğin, dis-interest-ed sözcüğünde, öneksizdir, -interest- kök ve -ed bir ektir: hepsi de morfemlerdir.

Örnekte, toplam 17 morfem bulunmaktadır. Söylemin ortalama uzunluğunu bulabilmek için, toplam morfem sayısı (17) toplam söylem sayısına bölünmektedir (4). Böylece, sözlerin ortalama uzunluğu 17/4 = 4.25 olarak bulunmaktadır.

 Susma Frekansı ve Mesafesi

Bir sözlü iletişimde söz ve duruş süreleri ortaya çıkış sıklıklarına göre önemli bilgiler sunmaktadır. Konuşma üretme ve algılamanın yanı sıra patolojik konuşma türleri; dizartri, afazi, apraksi, larenksektomi, sağırlık ve diğer konuşmalar normal değerlendirmenin dışında kabul edilebilir. Tüm bunlara ek olarak son yıllarda dil ve işitme engellileri, öğretmen öğrenci, klinisyen ve müşteri, anne ve çocuk arasında etkili söylem ölçümleri araştırmaları yapılmaktadır. Süregelen diyaloglar ve duraklama süreleri105 etkileşimde bulunan kişiler açısından oldukça önem taşımaktadır. Karşılıklı iletişimde bulunulan kişi ile konuşma benzer şekilde gelişerek devam ederken bu olguyu tanımlamak için bir dizi terim kullanılmıştır bu terimler: hizalama106, koordinasyon107, yakınsama108 olarak ifade edilebilir.

105 Yoshıyukı Horıı, “An Automatic Analysis Method of Utterance and Pause Lengths and Frequencies”, Behavior Research Methods and Instrumentation, Vol. 15, No.4, 1983, s.449.

106 Martin J. Pickering, Simon Garrod, “Toward a Mechanistic Psychology of Dialogue,” Behavioral and Brain Sciences, Vol. 27, 2004, s.172. 107 Kate G. Niederhoffer and James W. Pennebaker, “Linguistic Style Matching in Social Interaction,” Journal of Language and Social Psychology, Vol. 21, No. 4, 2002, s.338. 108 Jennifer S. Pardo, “On Phonetic Convergence During Conversational Interaction,” Journal of the Acoustical Society of America, Vol. 119, No. 4, 2006, s. 2383.

40

Etkileşim içinde olan kişiler üzerindeki araştırmalar değerlendirildiğinde farklı konuşan eşlerin etkileri ve iletişimde bulunan kişinin cevap verme zamanlaması olmak üzere iki yaklaşım ile ele alınabilir. Bu iki yaklaşım da, her iki katılımcının ortalama susma frekansını farklı diyaloglarda farklı kişilerle olan etkileşimi inceleyerek bulabilmektedir. Buna bağlı olarak kaynak, benzerlik oranı yüksek olan taraf ile benzerlik oranı yüksek olmayan taraf arasındaki susma aralığının ya da mesafesinin değişip değişmediğini ölçmektedir109. Tarafların birbirlerine benzeyip benzemedikleri diyaloğun akışı içinde belli olmaktadır. Başlangıçta bunu ölçebilecek herhangi bir gösterge bulunamamakta iken diyaloğun gidişatına göre birbirlerine eşit sürede susma mesafesi ya da frekansı göstermeleri doğrusal korelasyonlu bir gösterge olmaktadır bu da diyaloglar arasındaki mesafenin birbirine uyumlanarak benzer hale geldiğinin göstergesi olarak ortaya çıkmaktadır. Aşağıdaki tabloda aynı cinsiyetten kişiler içinde olan bir kadın/erkek ile ile farklı cinsiyetten kişilerle bir arada olan kadın/erkek’in susma mesafeleri verilmiştir. Uzun Duraksamalar

Aynı cinsiyet Karma cinsiyet

Kadın:

Erkek:

Şekil 3. Aynı ve Karma Cinsiyet Karşılıklarında Kadın ve Erkek Sessiz Kalma Sıklıkları Kaynak: Frances R. Bilous ve Robert M. Krauss, “Dominance and Accommodation in The Conversational Behaviours of Same and Mixed Gender Dyads.”, Language and Communication, 8: s.188.

109 Louis Ten Bosch, Nelleke Oostdijk, Lou Boves “On Temporal Aspects of Turn Taking in Conversational Dialogues,” Speech Communication, Vol. 47, 2005, s. 81.

41

Yukarıdaki şekilde de görüldüğü gibi kadınlar bir aradayken daha az duraksama davranışı göstermekte iken, erkekler bir arada iken daha fazla duraksama davranışı göstermektedir. Karma cinsler birarada olduklarında erkekler daha az duraksama davranışı gösterirler iken kadınlar daha fazla duraksama davranışı göstermektedir. Bu çalışma yalnızca cinsiyet bazında yapıldığından farklı kültürlerde (eril-dişil kültür boyutuna bağlı olarak) farklı sonuçlara ulaşılabileceği öngörülmektedir.

 Kendini Açma

Kendini açma, en az iki kişi arasında kişisel olan bilgilerin/konuların niyet edilerek paylaşılması, açığa çıkarılması ya da ortaya konmasını ifade etmektedir110. Sydney Jourard’a göre kendini açma kavramı kendini ispat etme ve diğerlerinin bireyi algılaması için kendini gösterme eylemleri"111 olarak tanımlanmıştır. Kendini açma kavramı, bazı araştırmacılar tarafından aralarında farklılıklar göstermesine rağmen, temelde benzerlikler taşıyan terimlerle ifade edilmiştir. Bu terimler Ricker-Ovsiankina’nın kullandığı “sosyal yaklaşılabilirlik112”, Erving Goffman’ın kullandığı “kendini sunma- ortaya koyma113” olarak belirtilebilir. Paul C. Cozby, Lawrence R. Wheeless, David W. Johnson ve Irvin D. Yalom’a göre kendini açma terimi, bireyin kendi içindeki bilgi, duygu ve düşüncelerini kendi istediği kadar açığa vurması ve başkalarıyla paylaşması durumudur114. Goffman, kendini açma davranışının bir tür kişinin kendini sunma biçimi olduğunu ifade etmektedir. Bu anlamda da Goffman kendini açma davranışının, kişinin kendisi ile ilgili bilgilerin diğer kişiler tarafından da bilinir bir hale gelmesini

110 Kathryn Greene, Valerian J. Derlega, Alicia Mathews, "Self- Disclosure in Personel Relationships", http://comminfo.rutgers.edu/~kgreene/research/pdf/Self%20Disclsoure%20in%20Personal%20Rel ationships%20copy.pdf,(Erişim Tarihi): 04.04.2012, s.411 111 Sidney Jourard, The Transparent Self: Self Disclosure and Well- Being (2nd ed.), Van Nostrand- Reinhold, New York, 1971, s.19. 112 Darren W. Campbell, Tanya Neuert, Krista B. Friesen, and Nancy A. McKeen, “Assessing Social Approachability: Individual Differences, In-Group Biases, and Experimental Control”, Canadian Journal of Behavioural Science, Vol. 42, No. 4, 2010, ss. 254 –263. 113 Erving Goffman, The Presentation of Self in Everyday Life, University of Edinburg Social Sciences Research Centre, 39 George Square, Edinburg 8, Monograph No.2, 1956, s.23. 114 Bünyamin Çetinkaya, Kendini Açma, Kişilerarası İlişkilerde Kendini Açmanın Dinamikleri ve Dinamitleri, Pegem Akademi Yayıncılık, 2009, s. 15.

42 açıkladığını, ayrıca bunun kişilerarası iletişimde kendini ifade etmenin bir biçimi ya da kendini ifade etmenin bir yolu olduğunu belirtmektedir115. Kendini açma, kişinin kendi hakkındaki bilgileri diğerlerine istekli ve olumlu bir şekilde vermek istediği bir süreçtir. Bu süreç, bir anlamda kişinin psikolojik dünyasını paylaşmasıdır. Bu durumda kişi, ne zaman, hangi koşullarda, kime, hangi konularda, ne kadar açıklama yapabilirim ve hangi konuları açıklamaktan kaçınmalıyım gibi sorulara bir yanıt vererek bir karar vermekte ve bu doğrultuda hareket etmektedir. Kendini açma bir anlamda kişinin kendine ayna tutması ya da diğer kişinin ona ayna tutması için açılması116 anlamına gelmektedir.

 Sessel Yoğunluk

Sessel yoğunluk ağırlıklı olarak ahlaki temalarda kullanılmakta ve önem taşımaktadır. Sesin tınısı frekansı ne kadar yoğun ise konunun o kadar önemli olduğu ya da ahlaki açıdan kişinin o derece mesajını doğru bir biçimde ifade edebilme sorumluluğuna önem verdiği, konuyu dikkate aldığı gibi birtakım bilgiler taşıdığını ortaya koymaktadır. Birçok ifadede sözsüz bir ipucu olan sessel ifadeler dikkate alınmamaktadır. Sözsüz olmayan ipuçlarının (örn: nezaket iletişimi gibi) önemine dikkat edilmemektedir. Nezaket iletişimini araştırmacılar sıklıkla incelemektedir. Nezaket sözel içerikten çok yüz ifadesi ve ses tonu gibi sözsüz kanallarla daha çok ifade edilmektedir. Çoğunlukla bilgilendirme amaçlı kullanılmaktadır ve çoğu kez kaçınılmazdır ve çok güçlüdür. İnsanlar sözsüz iletişim kanallarını soyutlayarak kullandıkları zamandan ancak sözlü ve sözsüz iletişim kanallarını aynı anda kullanarak

115 Erving Goffman, Behavior in Public Places: Notes on the Social Organization of Gatherings, The Free Press of Glencoe, London, 1963’ten aktaran Patrick J. Bateman, Jacqueline C.Pike, Brian S. Butler, “To Disclose or Not: Publicness In Social Networking Sites”, Information Technology& People, Vol.24, No:1, 2001, s. 81. 116 Zelda G.Knight, “Conceptual Considerations Regarding Self-Disclosure: A Relational Psychoanalytic Perspective” South African Journal of Psychology, 39 (1), ss.75-76.

43 tasarruf edebilirler117. Çünkü yalnızca sözlü iletişim ya da yalnızca sözsüz iletişim mesajı tam anlamıyla vermek için yeterli olamamaktadır. Nezaket, yüzü tehdit eden fiilleri telafi etme girişimidir118. Nezaket teorisi, bütün bireylerin iki temel arzusuna yönelik temellendirilmiştir. Olumlu yüz/yüz koruma (face saving) (birinin korunması isteği, kendinden görüntü) ve olumsuz yüz (yüz saklama/hidden face)(birinin hareketlerini engellememe arzusu) ve kişilerarası etkileşimlerinde ara sıra başkalarının yüz ihtiyaçlarını eleştiri ile tehdit edebilir (face- treatening eylemleri)119. Farklı bir anlatımla, nezaket davranışı kişinin olası hata yapma durumuna karşı yüze dayalı oynadığı stratejilerdir. Bu stratejiler sayesinde kişi ritüel ben’ini korumuş olmakta ve herhangi bir olumsuz duruma düşmemektedir. Sözsüz mesajlar, (nazik ya da kaba davranışının) kritik zamanlarda nezakete manipüle ederek kişinin algı seviyesini değiştirebilir. Özellikle, eleştiriler sırasında nazik olmayan sözsüz ton artarken nezaket davranışlarında algılanan sözsüz mesajlarda düşüş söz konusu olmaktadır120. Aşağıdaki iki çalışma, ses tonunda, olumlu ve olumsuz sözel mesajların algısını ortaya koymaktadır. Ses tonu sözlü olan ve sözlü olmayan planlı zıtlıklarda test edilmiştir. İpuçları, sözlü ve sözsüz mesajlarda nezaketi belirlemek için yardımcı görevi görmektedir. Daha önce sözü edilmiş olan sözsüz ipuçları ve nezaket üzerindeki araştırmalar, sözsüz ipuçlarının nezaketi yönetmek için yeterince güçlü olabileceğini vurgulamaktadır121. Bununla birlikte, her ne kadar mesajlar açık da olsa olumlu ya da olumsuz mesajlar içerik ve ton birbirine karşıyor ise ve sözlü ve sözsüz ipuçları eşit ağırlığa sahip değilse ayırt edilemeyebilir. (+ içerik / - ton ve - içerik / + ton) Bu ihtimalin hesaba katılmasıyla ton yoğunluğu değiştirilerek karışık mesaj

117 Debi Laplante and Nalini Ambad, “Saying It Like It Isn’t: Responding to Mixed Messages from Men and Women in the Workplace”, Journal of Applied Social Psychology, 32, 2002, s. 2436. 118 Debi Laplante, Nalini Ambady, “On How Things are Said Voice Tone, Voice Intensity, Verbal Content and Perceptions of Politeness”, Journal of Language and Social Psychology, Vol. 22 No. 4, 2003, s. 435. 119 Debi Laplante, Nalini Ambady, A.g.e. , s. 435.  Ritüel ben, bireyin sahip olduğu hal, davranış, tavır, kendine katmış olduğu bilişsel ve duygusal şemaları sürekli ve her benzer durum ve olayda tekrar sergilemesini ifade etmektedir. 120 April R. Trees, Valerie Manusov, “Managing Face Concerns in Criticism: Integrating Nonverbal Behaviors as a Dimension of Politeness in Female Friendship Dyads”, Human Communication Research, 24,1998, ss. 568-569. 121 Debi Laplante, Nalini Ambady “On How Things are Said Voice Tone, Voice Intensity, Verbal Content, and Perceptions of Politeness”, Journal of Language and Social Psychology, Vol. 22, No. 4, 2003, s.435.

44 koşulları genişletilmektedir. Örneğin, eşit ağırlık varsayılarak ilerleme, sözlü içerik ve sözsüz ipuçları arasında birbirine katkı konusunda bir ilişki söz konusudur. Aşağıdaki örneklerde kaç türlü sözlü içerik, sözsüz ton vb. olabildiği görülmektedir: Negatif içerik / Orta derecede negatif ton (Nİ / NT: - / -), pozitif içerik / yüksek yoğunluk Negatif ton (Pİ / YNT: +/-), pozitif içerik / orta negatif ton (Pİ / NT: +/-) = negatif içerik / orta pozitif ton (Nİ / PT: - / +), Negatif içerik / yüksek yoğunluklu pozitif ton (Nİ / YPT: - / ++), pozitif Içerik / orta pozitif ton (Pİ / PT: + / +)122. Buna bağlı olarak içerik ve tonlamaların yoğunluğunun birbirlerine en yakın olduğu seviyelerde ifadenin anlaşılma süresinden önemli ölçüde tasarruf edileceği görüşüne varılabilir.

 Cevap Verme Hızı Cevap verme hızı kişinin birim zamanda iletişimde bulunduğu kişiye geribildirim verme durumunu yansıtmaktadır. Bir kişinin cevap verme hızı kişinin algısına, eğitim durumuna, cinsiyetine, ilişkinin niteliğine, yakınlık derecesine, kişiliğine, içinde yaşadığı kültürün değerlerine bağlı olarak değişebilmektedir. Cevap doğruluğu ve cevap gecikmesi arasındaki ilişki şu şekildedir: Önceden verilecek cevap tasarlanmamış olabilir. Cevabı düşünmek için çok vakit geçmiş olabilir. Bu durum da, Pachella’nın işaret ettiği gibi, çelişkili inançları doğurabilir. "Doğru yanıtların tepki süresi, deneysel bir durum için genel hata oranını ölçmede bir kanıt niteliğini taşımaktadır.”123. Genel olarak, yapılan araştırmalarda eğer konu karmaşık ve uzun bir mevzuyu içeriyorsa düşünme süresinin artacağı ve cevap verme hızının da düşeceğini bulgulamaktadır124. Deneyimleyen kişi değiştiğinde ya da farklı bir ifadeyle yeni tanışılmış daha önceden hiçbir etkileşim gerçekleşmemiş bir kişiden cevap vermesi istendiğinde düşünülmesi için verilen sürede doğru yanıtın gecikmesi daha tolere edilebilir. Ancak normal şartlarda yanıtın gecikmesi hatalı cevap verilmesi ile doğru orantılıdır. Bu tür çalışmalar cevap verme hızının daha kontrollü ve bilinçli yapılması için tasarlanmıştır. Cevap verme süresi gecikmiş hatalı söylemleri ortaya çıkarmak ve

122 Debi Laplante, Nalini Ambady, A.g.e., ss. 435-436. 123 Robert G. Pachella, ‘The Interpretation of Reaction Time in Information Processing Research’. In: B.H. Kantowitz (Ed.), Human Information Processing: Tutorials in Performance and Cognition. New York: Wiley, 1974, ss. 36-37. 124 Wayne A. Wickelgren, “Speed-Accuracy Trade off and information Processing Dynamics”, Acta Psychologica, 41, 1977, s. 68.

45 analizden hariç tutmak için uygulamalar yapılmaktadır. Bu sebeple Pachella yalnızca kurgulanmamış gerçek cevap gecikmelerine odaklanmıştır125. Farklı bir anlatım ile kurgusal ya da yalan için cevap verme gecikmesinden çok normal akıştaki herhangi bir art niyet olmadan kişinin cevap verme gecikmeleri ağırlıklı olarak araştırılmıştır. Burada dikkate alınan nokta son yıllarda ortaya çıkan tanımın ya da anlatımın doğruluğu tanımlama yanıtının gecikmemiş olmasını gerektirmektedir. Yanıt gecikmesi, kişinin tolere edebileceği süreden fazla ise geçmesi kişinin iletişimde bulunduğu kişi hakkında kimlik belirlemesi yapmasını sağlamaktadır. Araştırmalar gecikme ve cevabın doğruluğa sahip olması arasında negatif bir istatistiksel ilişki olduğunu göstermiştir. Doğru cevaplar veren kişiler yanlış tanımlamalar yapanlara göre daha hızlı cevap vermektedir.  Konuşma Hızı

Konuşma hızı, dakikaya düşen kelime sayısını ifade etmektedir. Konuşma hızına bağlı olarak verilen bilgilerin önem derecesi de değişebilmektedir. Bunun yanı sıra, konuşma hızı ve söylenenlerin doğruluğu arasında da önemli bağlar olduğu varsayılmaktadır. Konuşma hızı, hecelerin veya kelimelerin sayısının ölçüsü olup birim zaman başına konuşmaya karşılık gelmektedir. Konuşmacının belirgin karakteristik özelliklerinden önemli biridir. Farklı duyguları ifade ederken dinleyiciler tarafından konuşma oranı çeşitliliği gözlemlenebilmektedir. Konuşma hızı konuşmacının yaşı, duraklama sıklığı, sesli harf süreleri, cinsiyeti, sessel duraksamalar tarafından etkilenmektedir126. Konuşma hızı ayrıca fizyolojik ve konuşmacının psikolojik özelliklerine bağlıdır. Genellikle, gençlerin daha hızlı konuşma oranı vardır ve yaşlılar yukarıdaki nedenlerle daha yavaş konuşmaktadırlar. Erkek konuşmacıların konuşma oranı, kadın konuşanlardan biraz daha yüksektir127. Kaynak, bilinçli bir biçimde konuşma hızını ayarlamakta ise farklı uzunlukta duraksamalara rastlanabilmektedir.

125 Robert G. Pachella, J. E. Keith Smith, Keith E. Stanovich, “Qualitative Error Analysis and Speeded Classification” in: N.J. Castellan and F. Restle (Eds.). Cognitive Theory, Vol. 3. Hillsdale. NJ: Erlbaum, 1978, ss.171-173. 126 Krothapallisreenivasa Sreenivasa Rao, Bayya Yegnanarayana, “Modeling durations of syllables using neural networks”, Computer Speech and Language, 21, 2007, s. 282. 127 Jiahong Yuan, Mark Liberman, Christopher Cieri, “Towards an Integrated Understanding of Speaking Rate in Conversation” in Interspeech, Pittsburgh, PA, 2006, ss.541–542.

46

Örneğin, bir aldatma durumunda kişi gerçekte eşini aldatma davranışı sergiledi ise kendini aklamak için bir yalan üreteceği için düşünme süresi normal konuşma hızını düşürebilecektir. Aldatma davranışı, eğer yalan bir haber, duyum vs. ise mağdur kişi haklı olduğundan kendisini normal konuşma hızında açıklayabilmekte hatta normal konuşma davranışından daha hızlı bir biçimde kendisini savunma ifadesi gösterebilmektedir. Bunun yanı sıra hızlı konuşma ses tonu aralığında düşüşe sebep olabilir çünkü kişi konuşma sırasında kendisini ifadeye odaklandığından sessel tonlama ve vurgulara dikkat edememektedir. Bu durum da ifadenin destekleyici öğesi olan sessel öğelerden konuşmayı yoksun bırakmaktadır. Konuşma hızı, dilin akıcılığını karakterize etmesi ve konuşmacıya bilişsel bir yön vermesi açısından bir özellik olarak kullanılmaktadır. Konuşma oranı kişilik özellikleri hakkında da bilgi vermektedir. Örneğin bir kişinin konuşma hızı normalden daha hızlıysa daha yetenekli ya da becerikli olarak algılanmaktadır. Çok yavaş konuşan ya da çok hızlı konuşan insanlar da daha az yardımsever ya da daha az dürüst olarak algılanmaktadır. Bu sebeple konuşma hızı ile kişilik özellikleri arasında ters yüz edilmiş bir ilişki olduğu söylenebilir128. Konuşma oranın bireysel, demografik, kültürel, dilsel, psikolojik ve fizyolojik olmak üzere pek çok faktöre bağlı olduğu görülmektedir. Demografik faktörler arasında özellikle yaşın konuşma oranı üzerine etkisi çok sayıda araştırmaya konu olmuştur. Araştırmaların sonucunda genel olarak yaşlıların gerek fizyolojik gerek psikolojik nedenlerle konuşma hızının daha düşük olduğu saptanmıştır129. Ayrıca bu saptama algı çalışmaları ile de doğrulanmıştır130. Konuşma hızına bağlı olarak bilgi yoğunluğu da değişmektedir. Konuşma hızı arttıkça verilen bilgilerin yoğunluğu artmakta konuşma hızı azaldıkça bilgi yoğunluğu da azalmaktadır.

128 Mohammed Abdelwahab and Carlos Busso, “Evaluatıon of Syllable Rate Estimation In Expressive Speech and Its Contribution to Emotion Recognition”, http://ieeexplore.ieee.org/stamp/stamp.jsp?arnumber=7078620, Erişim Tarihi: 04.05.2017 129 James D. Amerman, Martha M. Parnell, “Speech Timing Strategies in Elderly Adults”, Journal of Phonetics, 20, 1992, ss.65-76. 130 Katrin Stölten, Olle Engstrand, “Effects of Perceived Age on Perceived Dialect Strength: A Listening Test Using Manipulations of Speaking Rate and F0”, Phonum, 9, 2003, ss. 29-32.

47

 Jest Basit bir anlatım ile el kol ve bacak hareketlerinin hepsi jest olarak tanımlanmaktadır. Ancak jest davranışının diğer yakınsama stratejisi özellikleri gibi dikkat edilmesi gereken bazı noktaları bulunmaktadır. El-kol hareketleri arasındaki sürekliliğin düşük olduğu durumda farklı bir deyişle el kol hareketleri söylemle senkronizasyon halinde değil ise jest olarak algılanmama eğilimi göstermektedir. Kişinin giyimi, kullandığı nesneler (örn: kalem, gözlük vb.) yüzündeki bir iz, kusur, dokunma vb. davranışları bağdaştırıcı vazifesi görmekte, bunlar birer jest sayılmamaktadır131. Buna ek olarak diğer terimler, ifade hareketleri132, beden odaklı133 manipülatif jestler134, kendinden manipülatörler135 ve temas eylemleri136 bağdaştırıcı değildir. Onlar, ne iletişimsel olarak algılanmakta ne de konuşma ile anlamlı bir ilişki içinde oldukları düşünülmektedir. Onlar ancak konumlanmamış çıkarımların temelini oluşturabilmektedir. Örneğin, konuşmacının sinirli, rahatsızlık verici, sıkılmış vb. olması durumunda bu bağdaştırıcı eylemler kişinin bilinçdışı düşüncelerini veya duygularını açığa çıkartabilir137. Bu açıklamalardan hareketle jestlerin tek başına anlam ifade etmedikleri ancak kendiliğinden, kasıtlı olmadan kişinin duygu durumunu ele veren el-kol davranışları olduğu vurgulanabilmektedir.

131Paul Ekman, “Movements with Precise Meanings”, Journal of Communication, 26, 1976, ss.15-16.

133 Norbert Freedman, Stanley P. Hoffman, “Kinetic Behavior in Altered Clinical States: Approach to Objective Analysis of Motor Behavior During Clinical Interviews”, Perceptual and Motor Skills, 24, 1967, s.528. 134 Robert J. Edelman, Sarah E. Hampson, “Changes in Non-Verbal Behavior During Embarrassment”, British Journal of Social and Clinical Psychology, 18, 1979, s. 386. 135 Howard M. Rosenfeld, “Instrumental Affiliative Functions of Facial and Gestural Expressions”, Journal of Personality and Social Psychology, 4, 1966, s.66. 136 Peter Bull, Gerry Connelly, “Body Movement and Emphasis in Speech”, Journal of Nonverbal Behavior, 9, 1985, s.171. 137 George F. Mahl, “Disturbances and Silences in the Patient's Speech in Psychotherapy”, Journal of Abnormal and Social Psychology, 53, 1956, ss. 3-4.

48

 Baş Hareketleri ve Yüz İfadeleri

En çok kullanılan bir diğer beden hareketi de baş sallama ve yüz ifadeleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Birey dillendirmek istemediği onay ya da red davranışlarını baş sallama hareketi ya da yüz ifadeleri yoluyla ifade etmektedir. İnsanlar sohbet ederken belli el yüz ya da beden hareketleri yapmaktadır. Yüz ifadeleri, ses frekansı ve ahengini birbirlerine bağlamaktadır. Bu çok yönlü uyum sağlama durumu, iletişimde bilgiyi güçlendiren ve buna ek olarak semantik sözlü anlatımın hızlı akışını sağlayan, oluşumu hızlandıran nesne görevi görmektedir. Örneğin, kişiye özgü hareketler (ancak yakın ilişkide keşfedilebilecek yüz davranışları ve kafa sallama hareketleri (örn: düşünürken bakışın yönü, hayır anlamında baş sallamak, anladığını belli etmek için hı hı demek, ah gibi ani tepkiler vermek, şirin olmak için dudak büzmek vb.) konuşmacıları dinleyicilerin mesajı daha iyi almalarını sağlayan sesli ya da bedene dayalı yardımcılardır. Örnekler genel geçer olarak düşünülebilir bunların daha özellikli ve mikro olanları da bulunmaktadır. Bu tip sözsüz davranışlar özellikle ilişkisel ritüellerde ilişkiyi kuvvetlendirici olmaktadır çünkü yalnızca en yakınları kişinin bu davranışlarını bilebilir ve bu durum da kişiyi ayrıcalıklı ve özel kılmaktadır. Baş hareketiyle koordineli hareket eden belirli yüz ifadeleri çeşitli duygusal durumlarla ilişkilendirilmektedir138. Gurur ve utanç ifadeleri hem yüz ifadeleri ile hem de baş hareketindeki değişiklikler139 (utanma, suçluluk yüz, baş ve beden hareketleri) ile ilişkilendirilmektedir140. Örneğin; anksiyete, yüz davranışlarından tespit edilebilir141. Başın açısal yer değiştirmesi ve açısal hızı, "Çatışma"durumu ve "Normal" durum hakkında yeni yorumlar kazandırmaktadır. Yeni doğanların da baş hareketlerini taklit ettiği tespit edilmiştir. Piyanistler ince duyguları karşı tarafa aktarabilmek için baş

138 Paul Ekman, W. V. Friesen, “Head and Body Cues in The Judgment of Emotion: A Reformulation,” Perceptual and Motor Skills, Vol. 24, No. 3, 1967, ss. 712-713. 139 Jessica L. Tracy, David Matsumoto, “The Spontaneous Expression of Pride and Shame: Evidence for Biologically Innate Nonverbal Displays,” Proceedings of The National Academy of Sciences, Vol. 105, No. 33, 2008, ss. 655-657. 140 Dacher Keltner, “Evidence for the Distinctness of Embarrassment, Shame and Guilt: A Study of Recalled Antecedents And Facial Expressions of Emotion,” Cognition and Emotion, Vol. 10, No. 2, 1996, ss. 155–158. 141 Jinni A. Harrigan, Dennis M. O’Connell, “How Do You Look When Feeling Anxious? Facial Displays of Anxiety,” Personality And Individual Differences, Vol. 21, No. 2, 1996, ss. 205–207.

49 hareketleri yapmaktadır142. Dolayısıyla baş hareketleri ve yüz ifadelerinin en az jest ve mimikler kadar etkili olduğu düşünülebilir.

Biri ile anlaşma durumunda bunu karşı tarafa iletmek için başın sallanması ya da onaylamama durumunda onaylamadığını belirtir şekilde sallanması, inkar etme, bir şey düşünürken başın yukarı doğru hafifçe kaldırılması, sözlü davranış olmadan da bir şey söyleyen ifadelerdir. Diğer sözsüz davranışlarda olduğu gibi, baş hareketleri de duygulardan etkilenmektedir. Mignault ve Chaudhuri, baş hareketlerinin sunum biçimini ele alarak, aşağı baş hareketi aşağılık duygular (utanç, üzüntü vb.) yükseltilmiş bir baş ise hâkimiyet, üstünlük duyguları (yani, saygısızlık ve gurur) ve mutluluk gibi duyguları temsil ettiğini ifade etmektedir143.

 Bilgi Yoğunluğu

Bilgi yoğunluğu, bir konuyu betimleyen enformasyonların doyuma ulaştırıcı şekilde ya da tatmin edici bir biçimde iletişim kurulan kişiye iletilmesi davranışını ifade etmektedir. Bir grup söz eyleminin içinde bulunan "bilgi yoğunluğu" nicelik anlamında incelenmektedir. Bir başka anlatımla söz eylemi içerisinde yer alan her sözcük anlamına gelmektedir. Konuşmacılar en elverişli şekilde konuşma eylemlerini gerçekleştirirler ise bilgi yoğunluğu konusunda aşırı ya da eksik bilgi vermekten kaçınmış olmaktadır144. Dilin bilgi yoğunluğu düzeyleri tüm dillerde geniş kapsamlı bir değişim yelpazesi sergilemektedir. Üzerinde derinlemesine ve çok miktarda araştırma yapılmasına rağmen dilsel çeşitlilik hesaplamasının sistematik tanımı, bölge (lehçe), sosyal arka plan ve durumsal bağlam için az sayıda ortak bir açıklama bulabilmektedir. Bu noktada neden genellikle belirli bir kodlama içinde birden fazla seçeneğe sahip mesaj

142 Ginevra Castellano, Marcello Mortillaro, Antonio Camurri, Gualtiero Volpe, Klaus Scherer, “Automated Analysis Of Body Movement in Emotionally Expressive Piano Performances,” Music Perception, Vol. 26, No. 2, 2008, s.105. 143 Alain Mignault, Avi Chaudhuri, “The Many Faces of a Neutral Face: Head Tilt And Perception of Dominance and Emotion,” Journal of Nonverbal Behavior, Vol. 2, No. 27, 2003, ss.113-114. 144 Matthew Aylett, Alice Turk, “The Smooth Signal Redundancy Hypothesis: A Functional Explanation For Relationships Between Redundancy, Prosodic Prominence and Duration in Spontaneous Speech.” Language and Speech, 47(1), 2004, s.33.

50 bulundurmaktadır? Mevcut seçenekler arasından mesaj nasıl seçilmelidir? gibi sorulara yanıt olarak belirlenerek tanımlanmıştır145. Aşağıda yer alan söz öbekleri “IDEAL”(Bilgi Yoğunluğu ve Dilsel Kodlama- Information Density and Linguistic Encoding) adı verilen bilgi yoğunluğu araştırma yönteminde bir ifadenin kaç farklı şekilde ve hangi bilgileri odak alarak ifade edilebileceğini göstermektedir: (1) (a) Patronum onun kesinlikle delirdiğini doğruladı. (b) Onun kesinlikle delirdiğini patronum doğruladı. (2) (a) Bunları nereye koyayım? (b) Bunları nereye koyacaksınız? (3) (a) Eğer bu kontrol yöntemi kullanılacak olursa, trenler daha güvenli çalışacaktı. (b) Bu kontrol yönteminin kullanılması trenlerin daha güvenli çalışmasını sağlar. Bu konuşma çiftlerinin ortak noktasının ne olduklarını anlatmaktadır. Aynı mesajın alternatif kodlamaları olduğu (B) maddelerindeki sürümler daha kısa, daha az kodlanmıştır. (A) maddeleri daha uzun ve daha geniş ifadelerdir. Diller arasındaki bu değişim modellerini gözlemlemek, fonetik (örn: kısa uzun heceli), sözcük seviyeleri (örn: daha kısa ve uzun kelimeler), söz dizimi (örn: isteğe bağlı öğelerin varlığı ve yokluğu) ve söylem düzeyleri (örn: zamirlerin yerine onların karşılığı tam referans ifade) kişiye bilgi yoğunluğu hakkında fikir vermektedir146. Yukarıdaki ifadelerden de görüldüğü üzere ifadeler; söylem düzeyleri, iyelik ekleri, yapım ekleri gibi dilbilgisel verilerin dışında vurgu yapılması gereken kelimenin sonda oluşu, sözcükleri kısa ya da uzun oluşu gibi birçok dilsel çeşitlilikte bilgi yoğunluğunu taşımaktadır.

Buraya kadar iletişim uyumu kuramlarından yakınsamanın kavramına ve on bir özelliğine değinilmiştir. Bundan sonra iletişim uyumunun öznel ve nesnel boyutlarına ve uyumun bazı dilsel ve psikolojik parametrelerine değinilecektir.

145 Matthew W. Crocker, Vera Demberg1, Elke Teich, “Information Density and Linguistic Encoding (IDEAL)”, Künstl Intell, 2015, 30, s.77. 146 Matthew W. Crocker, Vera Demberg, Elke Teich, A.g.e., s.77.

51

1.3.2. Iraksama (Divergence)

Yakınsama iletişim uyum stratejisine karşıt bir terim olan ıraksama stratejisi iletişimde bulunulan kişilerin tam zıttı bir iletişim stili kullanmayı ifade etmektedir. Bu zıt ifadeler dile bağlı sözcükler dışında da olabilmektedir.(Sözsüz iletişim, sessel iletişim ve yakınsama uyum stratejisi için yukarıda sayılmış olan on bir ilkenin tam tersi bir biçimde davranmak olarak ifade edilebilir.) Uyumlu olmayan iletişim stratejileri her zaman niyetlice kullanılan stratejiler değildir. Uyum konuşmada öznel algıların söylemsel ihtiyaçlarına bağlı olarak temellenmektedir. Dolayısıyla biri, uygun bir şekilde diğerine uyum sağladığına veya birbirine yaklaştığına inansa da, bu davranış böyle algılanmayabilir. Alıcı kişi uyumun ya da uyumsuzluğun karşıdaki kişinin özünde değil, sözünde olduğunu iddia edebilir. Dilde uyumsuzluk, bireyin esas niyetinden hariç tutularak uygun olmayan kelimeler kullanması, yanlış yerde vurgu yapması, cümle yapısında düşüklük vb. anlatımları kapsamaktadır. Bu bağlamda dilde uyumsuzluk, tarafların bireysel olmaktan çok bir grup üyesi gibi görünmesine sebep olabilir. Bu tür durumlarda iletişimde bulunan bir taraf diğer tarafa göre daha kaba ya da düşmanca görünebilir. Karşılıklı taraflar, sosyal normlara meydan okuyarak uyumlu olmayan stratejiler sergileyebilmektedirler. Bireyin konuşma süresince konuşma partnerinin dil modellerine konuşmasını ayarlaması kolay değildir. Sosyal güç, roller ve statü gibi birçok faktör bireyin iletişime nasıl uyumlanacağını belirleyen önemli unsurlardır. Bu noktada, İletişim Uyumu Kuramı, yüksek sosyal statü ve güç sahibi olan kimselerin düşük statülü karşılıklı iletişimde bulunulan kişilere söylemsel bağlamda daha az uyum sağlayacağını vurgulamaktadır. Ayrıca, konuşmacı ne kadar çok grup içinde kendini tanımlar ise uyum sağlayamayan konuşmacılar da o kadar grup dışında kalacaklardır. Herhangi bir kasıt olmamış olsa da uyumsuz iletişim davranışı sergileyenler genellikle saygısız, düşmanca ve beceriksiz olarak algılanmaktadır147. Dolayısıyla dilde yaşanan uyumsuzluk grup dışına itilmeye

147 Jessica Gasiorek, “I was Impolite To Her Because That’s How She was to Me”: Perceptions of Motive And Young Adults’ Communicative Responses To Underaccommodation. Western Journal of Communication, 77, 2013, ss. 605-610.

52 sebep olmakta, iletişim, etkileşim ve bir gruba ait hissetme konusunda başarısızlık olarak algılanmaktadır. Uyumlu olmayan iletişim, sabit konumundan çıkma, çeşitlilikleri ifade etmek için kullanılmıştır. İlk iletişim uyumu kuramı çalışması farklılıklar üzerine yapılmıştır; konuşmadaki sözlü sözsüz farklılıkları vurgulamak için kullanılmıştır. (veya daha genel olarak iletişimdeki farklılıkları vurgulamak için)148. Simetrik yakınsama A‐‐‐‐> <‐‐‐‐B Asimetrik yakınsama A‐‐‐‐> <‐‐B Yakınsama ve süreklilik A‐‐‐‐> B Yakınsama ve ıraksama A‐‐‐‐> B‐‐‐‐> Simetrik süreklilik A B Simetrik ıraksama <‐‐‐‐A B‐‐‐‐> Asimetrik ıraksama <‐‐‐‐A B‐‐> Iraksama sürerlilik <‐‐‐‐A B Iraksama yakınsama <‐‐‐‐A <‐‐‐‐B Tablo 3: Uyumsal Hareketler (Accommodative moves) Kaynak: Marko Dragojevic, Jessica Gasiorek, Howard Giles, “Communication Accommodation Theory”, The International Encyclopedia of Interpersonal Communication, First Edition, edited by Charles R. Berger and Michael E. Roloff, John Wiley & Sons, Inc, 2016, s.5.

Not: Çizgiler yönleri göstermektedir ve zamana göre değişim göstermektedir (kıza zamanlı uzun zamanlı) A’nın perspektifi B’nin perspektifine dönüşebilir. Uyum davranışsal ya da algılanan olabilir, gruplararası ya da grup içi olabilir ve en uygun seviye ile bağdaşmamaktadır. Uyum boyutuna göre yakınsama ve ıraksama stratejisi ele alındığında yukarı- aşağı ve simetrik-asimetrik olarak kavramsallaştırılabilir. Yukarı yakınsama, daha prestijli bir konuşma çeşidine doğru kaymaları ifade etmektedir; oysa aşağı doğru yakınsama, daha az prestijli veya stereotipleştirilen yorumları ifade etmektedir. Birinin yüksek prestijli vurgusunu benimsemek, yukarıya yakınsama davranışına bir örnektir. Birinin informel konuşmasını veya damgalanmış aksanını benimsemek konuşmacının aşağı doğru yakınsama davranışının örneğidir149.

148 Jessica Gasiorek, Howard Giles, “The Role of Inferred Motive in Processing Nonaccommodation: Evaluations of Communication and Speakers” Western Journal of Communication Vol. 79, No.4, 2015, ss. 1–16. 149 Howard Giles and Jordan Soliz, “Communication Accommodation Theory a Situated Framework for Relational, Family, and Intergroup Dynamics”, The International Encyclopedia of Communication Theory and Philosophy, edit. (Klaus Bruhn Jensen, Robert T. Craig, Jefferson D. Pooley, Eric W. Rothenbuhler), Wiley-Blackwell, 2015, s.159.

53

Yukarıdaki şekilde simetrik ve simetrik olmayan yakınsama, ıraksama, devam eden/süreklilik arz eden iletişim stratejileri bulunmaktadır. Karşılıklı taraflar dokuz biçimde iletişim uyumu davranışı sergileyebilmektedir.

Simetrik yakınsama, A ile B’nin bir birlerine eşit mesafede yakınsama davranışı gösterdikleri durumda gerçekleşmektedir. Asimetrik yakınsama, A B’ye daha fazla yakınsama davranışı gösterirken B’ A’ya daha az yakınsama davranışı göstermektedir. Üçüncü uyumsal hareket olarak A B’ye yakınsama davranışı gösterirken B iletişim davranışında kendini devam ettirmekte kendi iletişim davranışının sürekliliğini korumaktadır. Bir diğer iletişim davranışı A B’ye yakınsama iletişim davranışını göstermekteyken B A’ya karşı ıraksama davranışı göstermektedir. Simetrik süreklilikte ise her iki muhatap da kendi iletişim hareketlerini hiçbir uyum göstermeden aynen devam ettirmektedir. Simetrik ıraksamada her iki taraf birbirlerine eşit mesafede ıraksama davranışı göstermektedir. Asimetrik ıraksamada A, B’ye göre daha fazla ıraksama davranışı göstermektedir. Iraksama süreklilik iletişim stratejisinde A ıraksama davranışı gösterirken B kendi iletişim hareketlerini devem ettirmektedir. Iraksama uyum iletişim stratejisinde A ıraksama davranışı sergilemekteyken B uyum davranışı sergilemektedir.

Asimetrik yerleşimin benzer bir örneği sıklıkla kadın-erkek arasındaki ilişkilerde gözlemlenmektedir. Örneğin, Mulac, Studley, Wiemann ve Bradac, kadınların erkeklere daha fazla yakınsama davranışı gösterirken erkekler kadınlara daha az yakınsama davranışı göstermektedir. Eğer bir erkeğin erkeksi cinsiyet özellikleri ağır basıyor ise kadınlara karşı yakınsama davranışı gösterme olasılığı düşmektedir. Bununla birlikte bu gibi davranışlarda iletişim içinde olan taraf, asimetrik uyum davranışı göstermektedir. Başka bir tanımı da “konuşma tamamlayıcısı” dır ve her iki tarafça olumlu algılanabilir150.

150 Anthony Mulac, Lısa B. Studley, John M. Wıemann, James J. Bradac, “Male/Female Gaze in Same- Sex and Mixed-Sex Dyads Gender-Linked Differences and Mutual Influence”, Human Communication Research, Vol. 13 No. 3, 1987, s.337.

54

Yakınsama ve ıraksama iletişim uyumu stratejileri hem tek hem de çok yönlü olabilmektedir. Kuramın ilk temellendiği yıllarda tek bir boyut üzerinde (örn., aksan) üzerinde durulmakta iken, günümüzde birden çok boyut üzerinde atıf yapılabilmektedir. (Örn., aksan, duruş, konu başlatma vb.) Ayrıca, yakınsama ve ıraksama birbirini dışlayan stratejiler değildir her ikisi de aynı konuşma diliminde aynı anda devreye girebilmektedir. Örneğin konuşmacının çok haber iletmesi gerekliliği durumunda daha çok konuşma ihtiyacı doğacaktır bu durum, iletişimdeki tarafların iletişimsel eş zamanlılığını farklılaştırmaktadır. Bu durumda alıcının kaynağı daha çok dinlemek durumunda kalması muhtemeldir. Örneğin, Bilous ve Krauss, kadınların erkeklerin konuşma uzunluğuna yaklaşmasına rağmen, erkeklere oranla daha çok duraksama, kesintiler arasında daha çok sözsüz dil kullandıklarına ve kahkaka attıklarına rastlamışlardır151. İletişim Uyumunun Öznel ve Nesnel Boyutları Öznel Uyum Yakınsama Iraksama Nesnel Yakınsama A B Uyum Iraksama C D

Tablo 4: İletişim Uyumunun Öznel ve Nesnel Boyutları Kaynak: Thakerer et.al. 1982’den akt. Howard Giles, Nikolas Coupland ve Justine Coupland, “Accommodation theory: Communication, context and Consequence”, edit. Howard Giles, vd. Context of Accommodation, 1991, s.15. Tablo 4. İletişim uyumunun sosyopsikolojik tarafını ortaya koymaktadır. Giles vd., öznel ve nesnel uyumun kavramsal farklılıklarını ele almaktadır. Nesnel uyum, konuşmacının konuşma hareketlerinde yakınsama uyum stratejisine ya da ıraksama uyum stratejisine ne kadar mesafede olduğunu bağımsızca ölçmektedir. Öznel uyum, konuşmacının düşüncelerinin iletişimde bulunduğu kişiye ne kadar yakın ya da uzak olduğunu ölçmeye çalışmaktadır. Thakerar ve arkadaşları birçok çalışmada iletişimde bulunan tarafın kaynağın iletişim stillerini değiştirdiğini, dönüştürdüğünü (konuşma hızı, fonoloji, cümlenin bitişine doğru sesi bittiğine dair ayarlamak) görmüştür. Örneğin, statüsü yüksek bir kişi nesnel olarak iletişimde bulundukları düşük statülü kişilerden farklılaşıyor gibi ölçülebilir bu sebeple düşük statülü konuşmacı öznel

151 Frances R. Bilous ve Robert M. Krauss, “Dominance and Accommodation in The Conversational Behaviours of Same and Mixed Gender Dyads.”, Language and Communication, 8, 1988, s.184.

55 olarak yakınsama davranışı gösteriyormuş gibi düşünülebilmektedir. Kişi iletişimde bulundukları yüksek statülü kişilere doğru konuşmalarını hızlandırabilir ve daha standart bir aksan kullanabilir, stereotipik olarak yüksek statüdeki konuşmacıyla bağlantı kurabilir. Kişinin konuşma tarzındaki değişimleri asıl olarak belirleyen şey, duruma ilişkin uygun konuşma normuna dair stereotipik algılarıdır152. “İnsanlar karşılaştıkları konuşma tarzına yakınsama ya da ıraksama davranışı sergilemektedir. Nesnel uyum bu durumu yansıtabilir, ancak yansıtamadığı durumlar da söz konusudur. Örneğin, eğer konuşma tarzına ilişkin stereotip diğer konuşmacının olağan konuşma davranışından farklıysa, öznel yakınsama nesnel ıraksama gibi görünebilir.”153.

Buna bağlı olarak Tablo 3.’ün biraz daha gelişmiş hali aşağıdaki tablo 4. te mevcuttur ve bu tabloda iletişim uyumunda dilin yakınsama ve ıraksama davranışının nesnel ve öznel özelliklerine psikolojik yakınsama ve ıraksama davranışları bağlamında ele alınmıştır. Dilsel Yakınsama Iraksama Nesnel Öznel Nesnel Öznel Psikolojik A B C D Yakınsama Iraksama E F G H Tablo 5. Uyumun Bazı Dilsel ve Psikolojik Parametreleri Kaynak: Howard Giles, Nikolas Coupland ve Justine Coupland, “Accommodation Theory: Communication, Context and Consequence”, Edit. Howard Giles, vd. Context of Accommodation, 1991, s. 36.

Yukarıdaki tablo 5.’te öznel ve nesnel aşamaları ayırmak kavramsal çerçeveyi daha karmaşık hale getirebilir. Giles vd., mantık olarak iletişim ve psikolojik uyumun oluşması açısından sekiz farklı kombinasyonun var olduğunu ifade etmektedir. Bunlar a+b, c+b, a+d, c+d, g+h, e+h, g+f ve e+f’dir. a+b orijinal “saf” yakınsama uyum stratejisinin taraflarıdır, g+h “saf” ıraksamadır, c+d iletişimsel tamamlama nosyonunu oluşturmaktadır ve e+f karşılıklı tarafların ıraksama niyetiyle olan hedef yakınsama

152 Michael A. Hogg, Graham M. Vaughan, Sosyal Psikoloji, Yedinci Baskı, Çev: İbrahim Yıldız-Aydın Gelmez, Ütopya Yayınları, Ankara, 2014, s.584. 153 Michael A. Hogg, Graham M. Vaughan, A.g.e., s.584.

56 davranışını göstermektedir. Buna ek olarak, örneğin partnerin algıları, atıfları ve gönderici odaklı taktiklerin değerlendirmeleri ile b+c özellikle yorumlanmalıdır (gösterilen aşırı yakınsama davranışı ıraksama gibi alınabilir) ayrıca, aşırı bir yakınsama davranışı gülünç görünebilmektedir.(örn; yetişkin birinin bebek gibi konuşması)154.

Bu tablo iletişim uyumu kuramının en ileri aşamasıdır. Daha önceki başlıklarda sözü edilen alıcı uyum, kavrayıcı uyum, üretici uyum gibi iletişim yeterliliğine ilişkin iletişim özellikleriyle birlikte detaylı değerlendirilmelidir. Bunun yanı sıra iletişim uyumunun bileşenleri konusunda(daha sonra değinilecek) uyum oryantasyonlarının alt başlığı olan uyum ifadesi dilsel dışavurumsallık ve pragmatik dışavurumsallık olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Bu tablo iletişim uyumu kuramının tüm kavramları ve örtülü niyet davranışını bir bütün olarak ele alınarak değerlendirilmesi gerektiğini işaret etmektedir. Tablo’yu özetlemek gerekirse A+B, apaçık her iki tarafın da psikolojik açıdan niyet ederek ve dile bağlı olarak yakınsama iletişim uyumu stratejisi göstermesi anlamına gelmektedir. Bunun tam tersi olan G+H, tarafların hem dilsel hem psikolojik olarak apaçık birbirlerine karşı gösterdikleri ıraksama uyum stratejisini göstermektedir. Bunun dışındaki diğer kombinasyonlarda bir taraf psikolojik olarak ıraksama davranışı sergilemekte iken, durumu bozmamak kendi açısından sosyal fayda sağlamak vb. için dilsel açıdan uyum göstermektedir. Bunun bir başka versiyonu psikolojik açıdan tamamen yakınsama davranışı sergilemektedir partnerine psikolojik arka planında uymaktadır (beden ve ses davranışları ele verir) ancak ilkeleri, gururu, kişiliğinden ve çizgisinden ödün vermek istemediği için bazen(içi el vermese de) sözlü anlatımda ıraksama uyum stratejisini kullanmaktadır. Dolayısıyla, niyet, dil, beden dili, sessel, durumsal, kişiliksel, bağlamsal birçok faktör karşılıklı tarafların iletişim uyumu stratejisini belirleyebilmektedir. Yakınsama (convergence) ya da ıraksama (divergence) iletişim uyumu stratejileri, örneğin zıtlıkların ya da belli bir aksanda konuşanın iletişimde bulunduğu kişinin aksanına dönüşümü, belirli bir ilgiye yönelik konuların tartışılması, birinin

154 Howard Giles, Nicholas Coupland, Justine Coupland, “Context of Accommodation”, edit. by Howard Giles, Cambridge University Press, 1991, s.36.

57 konuşma hızına uyum sağlama anlayışı geliştirebilmek için sosyolingüistik stratejilerin başarısı olarak düşünülebilmektedir. Hamilton, geribildirimde yakınsama iletişim stratejisini kullanan cevaplar ile iletişimsel olarak bozuk mesajların sosyal temsillerini onarmayı amaç edinen cevapları birbirinden ayırt etmektedir. Hamilton bu cevapları yüz saklama olarak adlandırmaktadır. Çünkü kişi, esas verilmek istenen mesajın onarım yoluyla üstünü örterek kendi nezaket davranışını korumayı ilke edinmektedir. Konuşmacı ya uyuma odaklanma konusunda kararlı olmakta ya da yüz saklama iletişim davranışını göstermektedir ya da her iki cevap ihtimalini birleştirip daha karmaşık bir cevap vermektedir155. Uyum davranışları (örn; açıklama, dinleme, perspektif alma) genellikle iletişimi kolaylaştırmak için gösterilmektedir. Konuşma partnerinin belirli iletişim ihtiyaçlarının olduğu bilinmekte ve bu farkındalık, genellikle arkadaşça, saygılı ve kibar bir iklim oluşmasını sağlamaktadır156. Eğer yeterli beceri ve farkındalık yok ise, birey iletişimsel olarak yeterli değilse uyumsuz bir iletişim durumu ortaya çıkabilmektedir.

Yakınsama ve farklılık stratejilerini karşılıklı birbirlerinden bağımsız tutulan stratejiler olarak görmemek gerekir. Bilous ve Karuss iletişimde bulunan kişilerin cinsiyetleri her ne olursa olsun, aynı etkileşim uyumu stratejisinin bazı değişkenleri ve farklılıkları oluşturabildiğini vurgulamaktadır. Bu bulgular iletişim stratejilerini hayata geçirirken birçok davranışsal değişkene bakmanın gerekliliğinin önemini ortaya

 Onarma, bir geribildirimde yakınsama stratejisinden hariç yanlış anlaşılmaya yol açacak mesajların yüz saklama amacıyla düzeltilmesi olarak tanımlanmaktadır. Amaç bireyin kendi bilinen ve kabul edilen imajını koruması için mesajı yeniden düzenlemesidir.  Yüz saklama, pozitif yüz ya da negatif yüz olarak yönlendirilebilmektedir. Negatif yüze karşı yüz saklama saygıdan dolayı itaat ya da hürmetten dolayı yapılabilmektedir. Diğerinin zamanına ya da endişesine vurgu yapmaktadır. Yanlış bir harekete ya da kesintiye karşı özür taşımaktadır. Pozitif yüze karşı yüz koruma ise dayanışmayı göstermektedir, her iki konuşmacının da aynı şeyi istediğini vurgulamaktadır ve ortak bir amaca sahiptirler. Athenia Barouni, “Linguistic Approaches to Politeness”, http://www.socsci.uci.edu/~lpearl/CoLaLab/presentations/Barouni2013_PolitenessComputing.pdf, Erişim Tarihi: 04.09.2017 155 Heidi E. Hamilton, “Accommodation and Mental Disability” in Howard Giles, Justine Coupland, Nicholas Coupland (Edit.), Contexts of Accommodation, Cambridge, Uk: Cambridge University Press, 1991, ss.157-186. 156 Howard Giles, Susan C. Baker,“Communication Accommodation Theory”, in W. Donsbach (Ed.), International Encyclopedia of Communication (Vol. 2), Oxford, England: Blackwell, 2008, ss. 645- 648.

58 koymaktadır. Tek bir yaklaşıma (yalnızca şimdiki ana odaklanmak) bakmak geçmiş iletişimlere bakmayı göz ardı etmeye sebep olacaktır157.

1.3.3. Aşırı Uyum (Overaccommodation/Over Convergence)

İletişimi stereotiplere göre düzenlemek sıklıkla “aşırı-uyum” olarak tanımlanmaktadır. Aşırı-uyum yanlış iletişimin bir göstergesidir ve kişi, sosyolinguistik davranışların aşırı gerekli olduğunu, senkronizasyon sağlamak için kabul edildiğini varsaymaktadır158. Aşırı uyum kelime anlamı olarak gereğinden fazla uyum sağlanması ifadesini taşımakla birlikte gerek yardım etmek için gerek ego tatmin etmek için gerek kişinin kendisini kabul ettirmesi için niyetli ya da niyetli olmadan uygulanan bir iletişim stratejisidir. Aşırı uyum tartışmalarında, dinleyiciler ihtiyaçları için yapılan düzenlemelere başvurmaktadır, bu noktada sosyal bilişsel değişkenler daha fazla önemli olmaya başlamaktadır. Buna rağmen bu bulgular farklı faktörlerin yorumsal cevaplara ima ettikleri sosyal bilişlerin derecesine bağlı olarak yön verdiğini vurgulamaktadır159. İletişim uyumunun ilkeleri nesillerarası ilişkileri çalışmak, bağlantıları anlamak ve iletişim davranışlarını öğrenmek için çalışmaya başlanmıştır. Bu çalışmalar yaşlı nesil ile genç nesil arasında bağ kurabilmek için bazı bağlantıları ön görebilmeyi sağlamaktadır160.

İlişkilerde problemler biri diğerine uygun bir biçimde uyumlanmadığında ortaya çıkmaktadır. Genç yetişkinler, bu konuda yaşlı ile uygun iletişim kurma çabası içerisine

157 Frances R. Bilous, Robert M. Krauss, “Dominance and Accommodation in the Conversational Behaviors of Same- And Mixed-Sex Dyads”. Language and Communication, 8, 1988, ss. 189-190. 158 Carolyn A. Shepard, Howard Giles, Beth A. Le Poire, “Communication Accommodation Theory”, W. Peter Robinson, Howard Giles (Eds.), The New Handbook of Language and Social Psychology, Chichester, Uk: Wiley, 2001, s.39. 159 Jessica Gasiorek, “Perspective-Taking, Inferred Motive, and Perceived Accommodation in Nonaccommodative Conversations”, Journal of Language and Social Psychology, 2, Vol. 34(5), 2015, ss. 578–579. 160 Ellen B. Ryan, Howard Giles, Giampiero Bartolucci, Karen Henwood, “Psycholinguistic and Social Psychological Components of Communication by and with the Elderly” Language and Communication, 6, 1986, s.1.

59 girdiklerinde iletişimsel uyum problemleri ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Çünkü uyumlanmalar daha etkili iletişim kurabilmek için gereklidir, ayak uydurulan iletişim eğer genç yetişkin bireyin bireysel ihtiyaçları ve tercihlerinden ziyade yaşlının stereotiplerini temel alarak iletişiminin niteliğini değiştiriyor ise iletişim aşırı uyumlanma stratejisine dönüşmektedir. Bununla birlikte, bu tip üst uyumların örnekleri algılanan bilişsel açıklığa bağlı olarak sözlerin duyulmayacağını düşünerek çok bağırarak konuşmak, ya da basit bir kelime haznesi kullanmak olarak verilebilir161. Uyum sağlanmış konuşma, kişinin bireysel ihtiyaçları ve tercihleri yerine yaşlı yetişkinin stereotiplerine odaklanılarak değiştirilmiş ise bu, uyumlanma davranışının amacından sapmasına neden olabilir. Genç yetişkin tarafından gösterilen bu davranışları yaşlıların isteğinden ya da ihtiyacından fazlaca vermek - aşırı-uyumlanma (over- accommodation)- negatif sonuçlara yol açacak ve iletişim uyumu modelinin olumsuz iletişim çıktıları almasına sebep olacaktır162. Aşırı uyum iletişim stratejisi objektif olarak kalınıp tartışılması gereken bir konudur ancak alıcının algısına göre öznel olarak algılanmaya meyillidir. Davranışın kendisinin objektif niteliklerinden çok alıcının davranışın gereğinden fazla uyum göstermesi söz konusudur. Dolayısıyla, kaynağa uyum sağlama gayreti gösterme potansiyeli vardır. Bu gayret yanlış anlaşılmalara sebep olabilir. Örneğin nesnel olarak kişinin bireysel konuşma özelliğinden farklı olan konuşma (hız vb. nitelikler açısından), dışarıdan gözlemleyene normal dışı ve duruma göre değişiklik gösteren bir konuşma eylemi olarak görünebilmekle birlikte belli koşullar altında, kaynağa uyum sağlamak için dengeleyici olarak da deneyimlenebilmektedir163.

161 Craig Fowler, Jordan Soliz “Responses of Young Adult Grandchildren To Grandparents’ Painful Self- Disclosures”, Journal of Language and Social Psychology, 29(1), 2010, ss. 75– 80. 162 Ellen B. Ryan, Howard Giles, Giampiero Bartolucci, Karen Henwood, “Psycholinguistic and Social Psychological Components of Communication By and With The Elderly”, Language and Communication, 1986, 6, ss. 1-3. 163 Howard Giles, Jessica Gasiorek, “Parameters of Non-Accommodation: Refining and Elaborating Communication Accommodation Theory”, http://www.sydneysymposium.unsw.edu.au/2012/chapters/GilesEASP2012.pdf, 2012, s. 7, Erişim Tarihi: 04.06.2017

60

1.3.4. Devam eden Uyum/Süreklilik (Maintenance)

Süreklilik stratejisi, çoğunlukla ıraksama stratejisi gibi analiz edilmektedir, çünkü birey iletişim kurduğu kişiye yakınsama stratejisi çabası içerisine girmemekte kendi iletişim davranışını aynen devam ettirmektedir. Bununla birlikte ıraksama stratejisinden de farklıdır çünkü birey farklılık vurgularına yer vermemektedir164. Bu iletişim stratejisi birçok kaynakta ıraksama ile eş değer tutuluyor olsa da bazı kaynaklarda ufak da olsa farklılık olduğu vurgulanmaktadır. Her kendini devam ettiren iletişim stili aynı zamanda ıraksama iletişim stilidir; ancak her zaman zıtlaşmak, aykırı kelimeler söylemek, kabalaşmak, karşı tarafa zıt beden dili uygulamak zorunlu olmamaktadır. Kişi iletişimde bulunduğu kişinin fikrini onaylamamakta ise, davranışlarını beğenmemekte ise, mutlaka ıraksama davranışı göstermesi gerekmemektedir. Kendi iletişim stilini devam ettirerek de aslında uyumlu olmadığı imajını verebilmektedir. Kişi, kendi aksanını, kendine özgü kelimelerini, eğitim, cinsiyet, dil, din, kültür, eğitim durumu, algı tutum, değer yargıları, kişilik, benlik, beden diline özgü davranışlarını devam ettirme özgürlüğüne sahiptir.

1.3.5. Yetersiz Uyum (Under-Accommodation)

Yetersiz uyum “iletişimsizlik kategorisinde konuşmacının sosyolinguistik davranışlarının senkronize etkileşimi için gereklidir.”165. Örneğin, çalışmalar şunu göstermektedir yaşlı yetişkinler acı hayat deneyimlerini dışarıya vurma eğilimini daha fazla göstermektedir. (Örn., sağlık-finansal problemler, yas-sevilen birinin kaybedilmesi). Bu durum gençlere göre kendilerini kötü hissetmelerini ve ne cevap vereceklerini bilmemeleriyle sonuçlanmaktadır166. Bu tip konuşma yetersiz uyum olarak algılanmaktadır çünkü genç insanların söylemsel ihtiyaçlarına uyumlu değildir.

164 Howard Giles, Tania Ogay, “Communication Accommodation Theory” In B. B. Whaley & W. Samter (Eds.), Explaining Communication: Contemporary Theories And Exemplars, Mahweh, NJ: Lawrence Erlbaum Associates, 2007, ss.293-310. 165 Carolyn A. Shepard, Howard Giles, Beth A. Le Poire, Communication Accommodation Theory, W. P. Robinson, Howard Giles (Edit.), The New Handbook of Language And Social Psychology, 2001, s.35. 166 Nicolas Coupland, Justine Coupland, Howard Giles, Karen Henwood, John Wiemann, “Elderly Selfdisclosure: Interactional and Intergroup Issues”, Language and Communication, 8, 1988, s.110.

61

Farklı bir deyişle yetersiz uyum konuşmacının kendi iletişim davranışını dinleyici tarafından talep edilen miktarda ayarlayamaması, onun ihtiyaçlarının seviyesiyle ilişkili olmaması algısını yaratmaktadır. Yetersiz uyumun negatif çıktıları yetersiz ya da olağandışı koşullardan kaynaklanıyor olabilir (örneğin dilini ya da aksanını bilmemek gibi). Bunun gibi uyumlu olmayan uygulamalar farklı formlarda ortaya çıkabilir. Örneğin konuşmacı kimlik çizgisini korumak için kişiden kişiye bütün konuşmalarında tutarlı bir iletişim tutumu oluşturduğunu vurgulamak doğru olabilir. Diğer durumlarda, konuşmacı kendi ego merkezcil yapısından kaynaklı olarak diğerini dinlemeye katılmayabilir ya da diğerinin ihtiyaçlarını dinlemek onu ilgilendirmeyebilir167. Dolayısıyla yetersiz uyum öncelikle nesiller arası iletişim uyumunun çalışılmasından ortaya çıkmıştır. Bir yaşlının iletişimsel ihtiyaçlarının bir gençten farklı olacağı, birbirlerini anlamakta ve algılamakta zorluk çekebilecekleri ve uyumlarını birbirlerinin seviyesine çıkaramayacakları ya da düşüremeyeceklerine olan inanç bu yetersiz uyum stratejisinin doğmasına sebep olmaktadır. Bunun yanı sıra yetersiz uyum stratejisi iletişimde bulunulan tarafın kültürel özelliklerini, dil aksanını, algı seviyesini, eğitim durumunu, kişiliğini bilmemekten ötürü de ortaya çıkabilmektedir. Bu stratejileri yerinde zamanında ve farkında olarak kullanabilmek iletişim uyumu kuramının bileşenlerini bilmek ile mümkün olabilmektedir.

1.4. İletişim Uyumu Kuramının Bileşenleri İletişim uyumu kuramına sosyotarihsel bağlam, uyum oryantasyonu, acil durumlar ve değerlendirme gelecek niyeti açısından bakabilmek stratejileri tanıyıp kişinin kendi uyum davranışını buna göre ayarlaması açısından önem taşımaktadır.

167 Jessica Gasiorek, Howard Giles, “Effects of Inferred Motive on Evaluations of Nonaccommodative Communication”, Human Communication Research, 38, 2012, ss. 312-313.

62

1.4.1. Sosyotarihsel Bağlam

İletişim uyumu kuramının ortaya çıkması 1970’li yıllara dayanmaktadır. Kuram, kişilerarası iletişim literatüründe yer alması ile tam olarak olgunlaşmıştır168. Dilsel motivasyon, hangi dil stratejisinin kullanılacağı ve ne zaman belirli bir iletişimsel etkiye sahip olunacağını (mükemmeliyet atmosferi, arkadaşlık ve bunun gibi) incelemektedir. Sözsüz davranışlar olarak baş hareketleri ya da duruş değişiklikleri gibi bazı sinyaller ve kurallar konuşmayı dönüştürmeye fayda sağlamaktadır169. Bu beden dili hareketleri, aynı zamanda insanların konuşma sırasında “mmhmm”, “evet”, “doğru” gibi sözcüklerin yardımı ile partnerlerini onayladıklarını, dinlediklerini ve söylediklerine dikkat ettikleri hakkında bilgi vermektedir170.

İletişim uyumu, duygularının ifade edilmesi ile gerçekleşebilmektedir. Donohue’ya göre “sıcaklık, arkadaş canlısı olmak, yakınlık, saygı, güven ve iş birliği” kelimelerini kullanmak ilişki kurabilmek için gerekli olup pozitif duygusal kelimelerin kullanılması pozitif bağlantıların kurulmasında çok önemlidir. Bunun tam tersi, kızgınlığın belirtilmesi ya da başka negatif kelimeler kullanan kişilerin iletişimde uyum sağlayabilmeleri pek mümkün olamamaktadır171. İletişim uyumu kuramı, karşılıklı iletişim kuran tarafların stratejik davranışı kullandıklarını varsaymakta ve aralarındaki sosyal mesafeyi belirleyebilmek için özellikle dil ve iletişim üzerine yoğunlaşmaktadır172.

İki tane temel iletişim uyumu kuramı stratejisi bulunmaktadır. Bunlardan biri yakınsama; tarafların davranışlarını karşılarındaki kişiye göre ayarladığı ve daha çok

168 Howard Giles, Tania Ogay, “Communication Accommodation Theory”, Bryan B. Whalen, Wendy Samter (Edit), Explaining Communication: Contemporary Theories and Exemplars, Mahwah, Nj: Lawrence Erlbaum, 2006, s.293. 169 Duncan Starkey, Nonverbal Communication: Readings With Commentary, 23, 1972, ss. 283-292. 170 Cathryn Johnson, Stephanıe J. Funk, Jody Clay-Warner, “Organization Contexts and Conversation Patterns”, Social Psychology Quarterly, 61, 1998, s. 366. 171 William A. Donohue, “Managing Equivocality and Relational Paradox in The Oslo Peace Negotiations”, Journal of Language and Social Psychology, 1998, 17, ss. 72-96. 172 Carolyn A. Shepard, Howard Giles, Beth A. Le Poire, “Communication Accommodation Theory”, W. P. Robinson, H. Giles (Eds.), The New Handbook of Language and Social Psychology, New York: Wiley, 2001, s.35.

63 benzer davranışlar sergilediği strateji olarak karşıya çıkmaktadır diğeri de ıraksama iletişim stratejisidir; farklılıkların vurgulandığı stratejidir. Bu iki iletişim uyumu stratejisi temel olan stratejilerdir ve hemen hemen her iletişimde görülmektedir. Bunlara ek olarak üç iletişim uyumu stratejisi daha bulunmaktadır. Çoğunlukla uyumsuzluk (non-accommodation) stratejisi olarak adlandırılmaktadır. Iraksama stratejisinin altında bulunan iletişim stratejileridir. Bu stratejilerden birincisi ıraksama stratejisine benzemekte olan kendi iletişim davranışını devam ettiren (süreklilik) stratejisidir; bu stratejide taraflar birbirlerine benzemeye çalışmamakta ve birbirlerinin konuşma stillerinden etkilenmeden kendi konuşma stillerini devam ettirmektedir. Yakınsama, bir diyalogda senkronizasyon ve pozitif karşılıklılık kurulmasını sağlar iken, ıraksama ve süreklilik ayrılıklı tarafları ve iletişim kurulan kişi ile aradaki mesafeyi sorgulamaktadır. Yakınsama ve ıraksama stratejileri karşı tarafa yöneliktir, süreklilik stratejileri konuşmacının sonra gelen iletişim davranışlarına referans olmaktadır; bu da bireysel yönelimdir173.

1.4.2. Uyum Oryantasyonu

Uyum oryantasyonu, uyum stratejisine kılavuzluk eden uyum ifadesi ve uyum niyetliliği anlamına gelmektedir. Uyumun gerçekleşmesi öncelikle uyum davranışı için niyetli olmaya bağlıdır. Bu içsel motivasyon var ise bu doğrultuda sözlü ve sözsüz ifadelerin yerine getirilmesi gerekmektedir. Keyton “konuşma stillerine bakmaksızın, bütün grup iletişim süreçleri ilişkisel yönlere sahiptir” şeklindeki ifadesi ile iletişiminin ilişkisel ve görev boyutlarını ayrı, destekleyici, raydan çıkmış şeklinde tanımlanmaktadır174. Bu ilişkisel görev ve grupları genişletmek mümkündür. Her küçük grubun iletişim süreci ilişkisel yönü de belirttiğinden iletişim yönüne bakılarak nasıl bir ilişkisel süreç içinde oldukları keşfedilebilmektedir. Bu noktada uyum oryantasyonunu uyum ifadesi (dilsel

173 Augusto Gnisci, Roger Bakeman, “Sequential Accommodation of Turn Taking and Turn Length A Study of Courtroom Interaction”, Journal of Language and Social Psychology, Vol. 26 No. 3, 2007, ss. 235-236. 174 Keyton, J., “Relational Communication in Groups”, L. R. Frey, D. S. Gouran, M. S. Poole (Edit.), The Handbook of Group Communication Theory and Research, Thousand Oaks, Ca: Sage, 1999, ss. 192-222.

64 dışavurumsallık, pragmatik dışavurumsallık) ve uyum niyetliliği olarak incelemek mümkündür.

1.4.2.1. Uyum İfadesi Uyum ifadesi, sözlü ya da diğer davranışsal yollarla iletişim kuranların yakınsama davranışlarını ifade etmektedir. Bu, formel uyum denilen bir iletişim davranışı üretmektedir175. Uyum ifadesi uyum oryantasyonunun bir çeşidi olup dilsel dışavurumsallık ve pragmatik dışavurumsallık olarak ikiye ayrılmaktadır. Dilsel dışavurumsallık; da kendi içerisinde özellik sağlama ve özellik söylemi olmak üzere ikiye ayrılmakta iken, pragmatik dışavurumsallık; yorumsal stratejiler, kişilerarası kontrol stratejileri ve söylem yönetimi stratejileri olarak üçe ayrılmaktadır176.

1.4.2.1.1. Dilsel Dışavurumsallık

İletişim uyumu kuramı’nda dilsel dışavurumsallık sadece dili temsil eden kelimeleri değil (niyetsel sinyalleri, örn; dudak bükmek; niyetli olmayan sinyaller örn; titreyen ses)177 aynı zamanda söylemsel özellikleri, örn; janralar ve fonksiyonlar örneğin; enstrümental, düzenleyici, kişisel, buluşsal, hayalperest fonksiyonları178 da temsil etmektedir. Saussure, dili konuşmadan ayırt etmenin gerekliliğini vurgulamaktadır. Saussure’e göre konuşma (parole) terimi, dil kullanımının gerçek ampirik örneklerini ifade etmektedir. Bireylerin belirli zaman dilimlerinde ve bağlamlarında söylediği

175 Patrick Boylan, Accommodation Theory Revisited, Fatigante M., Mariottini L., Sciubba M.E. (Eds.), Lingua E Società. Rome, Francoangeli, 2009, s.3. www.Tinyurl.Com/Boylan32-Published 176 Patrick Boylan, A.g.e., s.3.

177 Guerrero Floyd, Guerrero, L., Floyd, K., Nonverbal Communication in Close Relationships. New York: Routledge, 2006, ss.9-13.  Genre (Janra), konuşmadaki söylemsel özellikler olarak adlandırılabilir. Carolyn R. Miller, “Genre As Social Action”, Quarterly Journal of Speech, 70, 1984, ss.151-167.  Fonksiyonlar ise Michael Halliday’ın 1975 yılında ortaya attığı enstrumental, etkileşimsel, düzenleyici, kişisel, temsili, heuristik ve hayali fonksiyonlardır. Michael Halliday, www.communityinclusion.org/elm/.../Halliday-handout.doc., Erişim Tarihi: 05.09.2017 178 Michael Alexander Kirkwood Halliday, Learning How To Mean: Explorations in The Development of Language, Oxford: Elsevier, 1975, s. 953.

65

şeyleri ifade etmektedir. Buna karşılık, dil (langue) terimi derin bir yapıyı ifade etmektedir. Konuşmanın temelini bütün işaretler sistemi oluşturmaktadır179. Bu bağlamda dil konuşmaya göre daha genel bir sistem olup konuşmanın temeli olan bütün işaret, sembol ve sinyalleri kapsamaktadır. Dilsel dışavurumsallık, dilin iki temel öğesi olan iki kavramı temsil etmekte bu kavramlar; özellik sağlama ve özellik söylemi olarak açıklanmaktadır180. Özellik sağlama; dilin akışına uygun iletişimsel fonksiyonları bulabilme yeteneğidir. Uygun yerde uygun özelliği kullanabilme becerisini ifade etmektedir. Özellik söylemi ise; uygun kelime, işaret, sinyal veya sembolü bulduktan sonra bu ilgili özellikleri uygun ve niyete dayalı bir biçimde kullanabilme özelliği anlamına gelmektedir. (Örneğin; imalı bir bakışı yerinde kullanabilme, ünlem gerektiren ani tepki sözcüklerini uygun ses frekanslarında kullanabilme vb.)

1.4.2.2. Pragmatik Dışavurumsallık

Pragmatik dışavurumsallık dilin, kaynağın işine fayda sağlayacak şekilde kullanılmasına yönelik stratejileri içermektedir181. Bu pragmatik olarak sözün dışavurumu yorumsal, kişilerarası kontrol ve söylem yönetimi stratejileri şeklinde üç farklı biçimde yapılmaktadır;  Yorumsal Stratejiler (Interpretive Strategies):

Yorumsal stratejiler muhatapların söylemlerini niyetlerini amaçlarını yorumlamakta ve iletişim yeteneklerine ortak olmaktadır. Söylenenlerin, konuşmacıların yorumlanabilirlik stratejilerini benimsemelerine neden olacağını kavrayarak gereği ne ise onu yapmak anlamına gelmektedir bu örneğin kelimelerin çeşitliliğini azaltmak, sözdizimini basitleştirmek ya da netliği daha da artırmak için

179 Philip Smith, Kültürel Kuram, Babil Yayınları, 2001, İstanbul, s. 138. 180 Patrick Boylan, Accommodation Theory Revisited, Fatigante M., Mariottini L., Sciubba M.E. (Eds.), Lingua E Società. Rome, Francoangeli, 2009, s.3. www.Tinyurl.Com/Boylan32-Published, Erişim Tarihi: 10.09.2017 181 Patrick Boylan, Accommodation Theory Revisited, Fatigante M., Mariottini L., Sciubba M.E. (Eds.), Lingua E Società. Rome, Francoangeli, 2009, s.3. www.Tinyurl.Com/Boylan32-Published, Erişim Tarihi: 10.09.2017

66 yüksek sesle konuşmak olarak ortaya çıkabilmektedir. Örn; aşırı bir biçimde formel ya da informel konuşma, örtük ricalar, mizah çeşitleri vb.182.

 Kişilerarası Kontrol Stratejileri Kişilerarası kontrol stratejileri, konuşmacıların bir etkileşimde rol ilişkilerine odaklanmakta, bu rollere bağlı olarak yüz ifadesi ve sözlü kesintilerle kontrol stratejilerini sağlamasına denilmektedir. Konuşmacılar birbirlerine farklı boyutlarda yakınsama ve ıraksama davranışında bulunabilmekte, bu noktada kontrolün kimde olduğu da belirginleşebilmektedir183. Konuşmacılar aynı anda birden fazla stratejiyi benimseyebilmektedir. Örneğin, yorumlanabilirliğe yardımcı olmak için bir açıklama basitleştirebilir, konuşmacılar bir etkileşim sürecinde iletişim karakteristiklerinde değişiklik gösterebilir. Örn; yüz-ifadeleri, rol değişimleri, konuşma uzaklığı bilgisi (proxemics) kullanmak vb.

Kişilerarası kontrol serbest bırakıldığında, gruplararası ilişkilerde grup içindeki üyeler kendi aralarında paylaşılmış grup kimliğine dahil olmaya daha kolay adapte olmaktadır. Eğer kişilerarası kontrol serbest bırakılamazsa kişi grup içinde hakim olan ortak paylaşılmış grup kimliğine dahil olmayı başaramayacaktır. Kişi kendiliğinden gruba özgü bir rol üstlenmekte bu durum belirsizliği azaltmakta pozitif iletişim davranışının ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Karşılıklı iletişimde bulunan taraflar bireyin bir rolün içinde yer almasını sağlamak için dilsel becerileri kullanmaktadır184.

 Söylem Yönetimi Stratejileri

Kontrol stratejisinden sonra gelen bir diğer pragmatik dışavurumsallık yöntemi, söylem yönetimi stratejileridir. Konuşmacılar partnerlerinin makro söylemsel ihtiyaçlarına daha fazla odaklanmakta, söylemsel yönetim stratejilerine daha fazla uyum sağlamaktadır.

182 Patrick Boylan, A.g.e., s.4. 183 Frances R. Bilous ve Robert M. Krauss, “Dominance and Accommodation in The Conversational Behaviours of Same and Mixed Gender Dyads”, Language and Communication, 8, s. 184. 184 Howard Giles, Nicholas Coupland, Justine Coupland, A.g.e., ss. 41-42.

67

Konuşmacılar aynı anda birden fazla stratejiyi benimseyebilmektedir. Örneğin, yorumlanabilirliğe yardımcı olmak için bir açıklama basitleştirebilir. Konuşmacılar bir etkileşim sürecinde iletişimlerinde değişiklik gösterebilir. Bu stratejiler etkileşimi kolaylaştırmak için kullanılabilirken, "stratejik" veya "sömürücü" olarak adlandırılabilecek söylemler kötü niyetli amaçlara (içten pazarlılık, kurnazlık, vb.) yönelik olarak kullanılabilir185.

1.4.2.3. Uyum Niyetliliği Boylan, geleneksel İletişim Uyumu Kuramı’na "niyetin yakınsaması" kavramını eklemektedir. Uyum niyetliliği’nde kişinin örtük ve itaatkar değerlerini, iletişimde bulunduğu kişi tarafından tutulan değerlerle birleştirmesi istenir. "Yakınsama", "eşit olmak" ya da "benzer olmak" anlamına gelmemekte, bağdaşma, uyumlu hale getirme anlamını taşımaktadır. Kişi, birinin niyetliliğine uyumlanır ise, belli bir ayar tutturmakta, bu durum mutlaka birlik bütünlük bir harmoni içinde olacağı anlamını taşımamaktadır. Ayrıca, yakınsama durumunda kişi, iletişim kurduğu kişinin kültürel değerlerine uyum sağlamak zorundadır. Kaynak, bir iletişim içindeki kişiler arasında topluluğun diğer üyeleri ile paylaşan ve bu topluluğu etnografik olarak tanımlayan kişilerdir. Aynı zamanda, kişinin kendisine has değerleri, kendine özgü değerleri ile de uyum sağlayabilir ancak bu isteğe bağlıdır. Niyetliliğin ortak paydada buluşabilmesi için paylaşım alanları ve böylece dil ve davranış kuralları gerekmektedir. Bu tür kurallar mutlaka kültürel değil, kendine has olan yapılardır. Niyetle, sadece bir etkileşimcinin ulaşmak istediği değil, aynı zamanda ona ne gibi nedenlerle ulaşmak istediği bilgisine de ulaşılmaktadır186.

Yakınsama ve ıraksamanın nasıl değerlendirildiği/niyetli olup olmadığı kısmen atıflara dayanmaktadır. Durum ve durum hakkında bilinen düşünüldükten sonra konuşmaya dahil olan kişiler ilk önce davranışın kasıtlı olup olmadığını belirlemektedir ve eğer kasıt varsa hangi sebepten olduğunun altı çizilmektedir. Arzu edilen davranış

185 Frances R. Bilous ve Robert M. Krauss, “Dominance and Accommodation in The Conversational Behaviours of Same and Mixed Gender Dyads”, Language and Communication, Vol. 8, No.3/4, s. 184. 186 Patrick Boylan, “Accommodation Theory Revisited”, Fatigante M., Mariottini L., Sciubba M.E., Edit., Lingua E Società. Rome, Francoangeli, 2009, s.6.

68 sergilendiğinde atıf olumlu olarak değerlendirilme eğilimindeyken, olumsuz davranış kasıtlı ve kendi çıkarına hitap eden şekilde gerçekleştirildiğinde olumsuz olarak değerlendirilmektedir. Kasıtsız ve arzu edilen bir biçimde davranış gerçekleştirildiğinde davranışa olumlu atıf yapılmaktadır.

Bu çalışmaların bulguları, etkileşimde davranışa verilen tepkileri açıklarken ve tahmin ederken alıcıların bakış açısının önemini vurgulamaktadır. İletişimsel davranış etkileşimde bulunan kişiler tarafından tamamen farklı yorumlanabilir (Örn. kasıtlı ya da kasıtsız olarak; olumlu veya olumsuz olarak, motive edilmiş olarak). Farklı psikolojik ve iletişimsel tepkiler belirgin şekilde gerçekte ne anlaşıldığına, yatıştırıcı olup olmadığına, uyum konusunda “en uygun düzeyi” neyin oluşturduğuna bağlı olarak kişiden kişiye değişebilir. Bu, konuşmacının söyleminde ilk yönelimini anlamaya, muhakeme etmeye belirli iletişimsel davranışlara nasıl tepki verileceğini öngörmeye yaramaktadır. Başkalarının iletişim eylemlerinin esas niyetlerini öngörmek kişiyi uygun uyum stratejisi ve düzeyini bulmasına böylece iletişim hedefinde başarıya ulaşmasını sağlamaktadır.

1.4.3. Acil Durumlar Acil durum, iletişim uyumu kuramının sosyotarihsel bağlam, uyum oryantasyonundan sonra gelen iletişim uyumu kuramının bileşenlerindendir. Herhangi bir kasıt olmaksızın ya da herhangi bir kurgu olmaksızın iletişim stratejilerinin ne şekilde hareket ettiğini incelemektedir.

Acil durumlar konuşmacının ana niyetini anlayabilmek için birer fırsattır çünkü kişinin rolünü gerçekleştirebilmek için ya da bir ritüel ortamı yaratabilmek için zamanı ya yoktur ya da bağlamı yaratılmak istenilen niyeti göstermek için uygun değildir.

69

II. İKİNCİ BÖLÜM ETKİLEŞİM DÜZENİ OLARAK RİTÜELLERE GENEL BİR BAKIŞ

Erving Goffman, 1967 yılında yazdığı Interaction Order (Etkileşim Ritüelleri) başyapıtında şunu vurgulamaktadır: “Bu çalışma, doğal ortamlardaki yüz yüze etkileşime, yani başkalarıyla bir arada olduğumuz esnada ve bu vesilesiyle meydana gelen olaylara dair bir incelemedir. Ele aldığı temel davranışlar, insanların farklı durumlarda isteyerek ya da istemeyerek sürekli başvurduğu bakışlar, jest ve mimikler, duruşlar ve sözlü ifadelerdir.”187 Bu bağlamda etkileşimin düzenli bir işlevi bulunmakta bu düzen de ilişkilerde ritüel kavramı olarak kullanılmaktadır. 1983 yılında sembolik etkileşimcilerle hemen hemen aynı dönemde ortaya atılan iletişim uyumu kavramı ritüel konusunu daha çok gündeme getirmiştir188.Gündelik hayat düzenli etkileşimlerden oluşurken eylemleri yaşatmakta iken aynı zamanda da bu eylemlerin sürekliliği ve aynı olması eylemleri tüketmekte anlamının ölümüne sebep olmaktadır. Modernite ile birlikte gündeme gelen günlük yaşamda benliğin sunumu, itibar koruma, onay alma, yüz saklama/koruma eylemlerinin önemini ortaya çıkarmış ve insanlar ritüel sınıflandırmasında yer alan ayrılma, geri dönme, mezuniyet doğumgünü, doğum, ölüm vb. ritüelleri benzer şekilde yaşamaktadır. Diğer yandan geçiş ritüelleri kişinin daha önce gerçekleştirmediği ayrı bir ritüelleri kapsadığı için ayrı bir öneme sahiptir. Geçiş ritüellerine ilişkin bireyin herhangi hali hazırda tutunacağı bir yaşam senaryosu yoktur bu sebeple bu ritüel hem kendi yaşamının kritik dönüm noktası olmakta hem de makronun içinde mikro farklılıkları kendilerince uyarlayarak ritüel döngüsü katkı sağlamaktadır.

187 Erving Goffman, Interaction Ritual, Anchor Books, Usa, 1967, s.1. 188GaryFine, Kent Sandstrom, Symbolic Interactionism, http://www.oxfordbibliographies.com/view/document/obo-9780199756384/obo-9780199756384- 0061.xml, Erişim Tarihi: 05.09.2017

70

2.1. Goffman’ın Etkileşim Düzeni Kavramı

Etkileşim düzeni kavramı bir dizi iletişim örüntüsünün bir araya gelerek kişiye ait bir davranış ve iletişim formu oluşturması biçiminde tanımlanabilir. Bu düzen, hem öznel hem de nesnel benlikten beslenmektedir. Kişi hem olmak istediği hem de diğerlerinden onay alacağı şekilde davranışlarını şekillendirmektedir. Bu davranış düzeni hem kişinin kendi niyet ettiği gibi aynı zamanda da diğer kişilerin kendisinden nasıl bir davranış gösterirse kabul göreceği ve gruba aidiyet kazanacağı sorusuna verdiği cevap ile oluşturulmaktadır. Bu sebeple kişi kendi davranış düzenini karşısındaki hayali kalabalığın beklentilerini tezahür ettiği oranda forma sokmaktadır.

Goffman etkileşim düzenini, “bir grup beklentiler” olarak tanımlamaktadır. Kişi karşılaşma sırasında hem kendi yüzünü hem de diğer katılımcıların kendine bakışını yönetmek için kendine kılavuzluk etmeye eğimlidir189. Başka bir tanımda etkileşim düzeni, “Davranışsal düzen, kamuda, halk arasında veya özelde bütün insanlar arasında bulunmaktadır aynı zamanda, düzenli sosyal durumlarda ya da rutinleşmiş sosyal durumlarda da kendini göstermektedir.”190 şeklinde ifade edilmektedir. Bu, trafik kuralları gibidir insanların nereye gittiği ile özelleştirilmiştir. Etkileşim düzeni, sadece oraya giderken birbirlerine nasıl davranmaları gerektiği konusunda bir kuraldır. Bu kurallar çalışmanın sonraki alt başlıklarında Pierre Bourdiou’nun “habitus” kavramı ile bir netliğe kavuşturulacaktır.

Goffman, etkileşim düzeninin yüz yüze davranışları nasıl oluşturduğunu açıklamaktadır. Bu noktada yüz onun için önemli bir kavramdır çünkü yüz ona göre diğerleri birey için nasıl bir şema oluşturmakta ise ona uygun şekilde bir ifade edildiğini hem beden hem de yüz davranışlarının diğerlerinin kendi beni hakkındaki tezahürlerini önceden fark ederek düzenlenmesi anlamı taşımaktadır. “Yüz”ü pozitif sosyal değer olarak tanımlamaktadır191. “Yüz”, kavramı aktörün ve izleyicilerin bulunduğu sahnenin

189 Erving Goffman, A.g.e., s.11. 190 Erving Goffman, Stigma, Englewood Cliffs, NJ: Prentice- Hall, 1963, s.8. 191 Erving Goffman, Interaction Ritual, Penguin Books, London, 1967, s.5.

71

ön ve arka yüzüne bağlı olan ve karşılıklığı ifade eden bir kavramdır. Bu bağlamda alıcının ve kaynağın sürekli rol değiştirmesi ve anlam üreten bir öğe olması önem arz etmektedir.

Karşılıklı itibar korumayı ve organize etmeyi esas alan etkileşim düzeninde, sosyalleşmiş katılımcı sözlü etkileşimi nasıl ele alması gerektiği hakkında bilinçli ya da bilinçsiz bir biçimde fikir sahibidir, katılımcı iletişim ritüelini özenle izlenmesi gereken bir yapı gibi ele almaya başlamakta ve bu yapıyı kendi itibarını koruyacak şekilde yeniden üretmeye başlamaktadır192. Farklı bir anlatımla sosyal etkileşim içine giren kişi karşılıklı olarak tarafların itibarını korumaya yönelik olarak kendi tavırlarına onay alma çabası içine girmekte bu sebeple yukarıdaki anlatımda “verilen tepkileri meşrulaştırma”çabasına girmektedir. Eğer kişilerin tepkileri meşrulaşmadı ise kişi konuşma davranışından kaçınmaktadır. Diğerlerinin itibarını koruyarak onların sözlü eylemlerine razı olarak bir düzen kurmakta ve bu bağlamda bir anlam düzeyinde kendi fikirlerini ortaya koyabilmektedir.

Yukarıdaki anlatım doğrultusunda sözlü etkileşime benlik kavramı eklenmekte ve sözlü etkileşim ve benlik arasında karşılıklı bir bağ kurulmaktadır. Benlik ve sözlü etkileşim arasındaki ilişki, kişi ritüel alışverişi incelediğinde daha net bir şekilde görülmektedir. Etkileşim, tek bir alışveriş ile ve ani hamleler ile sürme eğilimindedir ve bilgi ve iş akışı bu kapalı ritüel birimler arasında bölüştürülmektedir. Alışverişler arasında verilen aralar, karşılıklı konuşmaya geri dönüş arasında verilen aralardan daha uzun olma eğilimindedir ve iki ardışık alışveriş arasında, bir alışveriş içerisindeki iki ardışık konuşmaya göre daha az anlamlı bir ilişki olması eğilimi vardır193. Buradan çıkarılacak mesaj karşılıklı her iki taraf da bir çıkar gözetmekte ise ortak mesaj daha az anlamlı olmakta ve çıkar üzerinde strateji yönlü konuşma ağırlıklı olduğundan cevabı düşünme süresi daha uzun olmaktadır. Eğer tek bir tarafın mesajı var ise ve anlam bu çıkar üzerinde vücut buluyor ise mesaj daha anlamlı olup cevaplar arası verilen aralar daha kısa olmaktadır.

192 Erving Goffman, “Interaction Ritual” Essays on Face-to-Face Behavıor, Anchor Books, Usa, 1967, s. 36. 193 Erving Goffman, A.g.e., s.37.

72

Genel anlamda kişi, konuşma sırasında, sürdürülen benlik imgelerine karşı kendi eylemlerinin potansiyel sembolik anlamlarını test ederek kendini nasıl idare etmesi gerektiğine karar vermektedir. Kişi itibarını korumaya çalışmakta; itibarını koruma amacı durumu kurtarmaktır. İtibarı kurtarma açısından sözlü etkileşimin geleneksel organizasyonu olması önemlidir; sözlü mesajların akış düzenini korumak açısından bakıldığında ise benliğin ritüel yapısının olması önem arz etmektedir194. Dolayısıyla itibar korumak için sözlü etkileşimin geleneksel eylem düzeni gerekli olmakta iken benliğin sürekliliğini korumak için de sözlü mesajların akış düzeni gerekli olmaktadır. Goffman’ın dramaturjik kuramının bir parçası olan etkileşim düzeninin öznel formunu Bourdiou’nun Habitus’u gibi nesnel çerçevelere sokmak ve bu çerçeve içinde iletişim uyumu stratejilerini kullanabilmeleri için özneleri serbest bırakmak hem yapısökümü ile hem de bireyin tamamen serbest kalmasına engel olarak belli bir düzen içinde yapıyı yeniden inşa etmelerine fırsat verme olanağı sunmaktadır.

Bireyler diğerlerinden nasıl itibar görmek istiyorlar ise kendi benlik sunumlarını da o şekilde sergilemektedir. Dolayısıyla bu karşılıklı eylem ve söylem hareketleri sürekli olarak bir diğerine bağlı olarak gerçekleştirilmektedir. Bu basit karşılıklılık, bireyin bir düzen yaratarak sosyal kurumların temelinde değil ancak benlik sunumunun talepleri temelinde her günlük bağlantıları yapılandırmaktadır. Bu düzeni bozan tehditler, gizli, "lekelenmiş" bilgilerin açığa vurulmasıdır195 ya da Goffman tarafından içgörüşsel olarak irdelenmiş normal etkileşimler olarak tanımladığı her ne varsa bu itibarın hapishanelerde, tımarhanelerde196 ve bunun gibi toplu kurumlarda yok olması düzeni bozan unsurlardır. Etkileşim düzeni gelenekçi ritüelleri takip eder ise düzen bozuma uğramamakta ancak postmodern ritüelleri takip eder ise kurumların dışına

194 Erving Goffman, “Interaction Ritual” Essays on Face-to-Face Behavior, Anchor Books, Usa, 1967, ss.38-39.  Hem bireyi şekillendiren hem de bireyin eylemleri (pratikleri) tarafından şekillendirilen karşılıklılık durumudur.(-, Pratik, Kültür, Sermaye, Habitus ve Alan Teorileriyle Pierre Bourdieu Sosyolojisi, http://www.stoag.hacettepe.edu.tr/SBR328_3.haftaokumasi.pdf, s.9.)  Yapısöküm ya da yapıçözüm, esas olarak Jacques Derrida tarafından geliştirilmiş olan ve Yapısalcılık'ın eleştirilmesi ve aşılmasıyla temellendirilen metin okuma ya da değerlendirme yönteminin adıdır. Bu yöntemin kullanılmasıyla yaygınlaşan eğilime de Yapısökümcülük denilmektedir.-, https://www.turkcebilgi.com/yap%C4%B1s%C3%B6k%C3%BCm, Erişim Tarihi: 05.09.2017 195 Erving Goffman, Stigma, Englewood Cliffs, NJ: Prentice- Hall 1963, s.13. 196 Erving Goffman, Asylums, New York, Doubleday, 1961, s.326.

73

çıkmakta, yeniden formalizasyon sağlamaktadır. Bu süreçte de yeni kültürel sermayelerden beslenmektedir. Dolayısıyla karşılıklı tarafların iletişim düzeni ağırlıklı olarak “ıraksama” ya da “süreklilik/devam eden”, düşük oranda da “aşırı uyum” ya da “yetersiz uyum” stratejisiyle devam etmekte ya da “convergence” yakınsama uyum stratejisi gibi görülen her strateji üst gerçeklik taşımaktadır. Çıkara dayalı bir uyum söz konusu ise o etkileşim düzeni iletişim ritüeli değil, iletişim oyunu formunda bir durum yaratmaktadır.

Sıradan insanlar kamusal düzendeki her etkileşiminde normal bir düzen halinde, karşılıklılık ilkesi esasında sunum davranışlarını sergilemekte iken normal dışı durumlarda toplu kurumların etkisiyle yapılandırılmış, kendiliğinden davranışlar sergilemektedir; bu durum, etkileşim düzenini bozmaktadır. Etkileşim düzeni kavramı, özelliklerinin ne olduğu açıklandığında ve kurumsal yapılardan sosyal organizasyonlardan farklılıklarına değinildiğinde daha açık hale gelecektir.

Goffman, etkileşim düzeninin özelliklerine, temel ve öznel noktalarına vurgu yapmaktadır. Goffman bu öznel noktalarda altını çizerek etkileşim düzeninin ilişkisel ilişkilerine ve farklılıklarına kurumsal düzenden ve sosyal organizasyondan farklılıklarına ve benzerliklerine değinmektedir. Goffman, sekiz etkileşim düzeni özelliği listelemiştir; bu özellikler her yüz yüze etkileşimin özünde görülebilmektedir. Bu özelliklerin birincisi, etkileşimin ilişkisel olarak zaman ve mekan içerisinde şekilleniyor olmasıdır197. İkinci özellik; etkileşim düzeni, evrensel ön koşullanma yaptıktan sonra sonuçlanmaktadır. Öncelikle bazı materyaller, mekan, zaman paylaşımı, katılımcı, ardışık, rutinler koymaya ihtiyaç duymaktadır198. Daha açık bir anlatımla aktörler yüz yüze etkileşim durumunda iken birbirlerini tanımıyorlar ise (ki o zaman bu etkileşim düzenini açıkça ortaya koymaları daha muhtemel) herhangi bir risk davranışı oluşturmamak için dilsiz bilgilenme iletişim engelini oluşturmakta, dış görünüşten, yüz

197 Erving Goffman, “The Interaction Order”, American Sociological Review, Vol. 48, No. 1, 1983, s.3. 198 Martin J. Malone, Worlds of Talk The Presentation of Self in Everyday Conversation, Polity Press, USA, 2005, s.7.  Bir kişi hakkında öğrenilen bilgilerin akılda tutularak belli bir düzende değerlendirilmesidir. Fiziki görünüm ve kişinin özellikleri dilsiz bilgilenmeyi oluşturan bilişsel sürecin başlamasında etkilidir. Bireyin giyimi, yüz ifadeleri, jest ve mimikleri, seçmiş olduğu renkler, fiziksel yapısı bu birey hakkında

74 ifadelerinden, beden dilinden bilgi almakta ve kendi davranışlarını ona göre şekillendirmektedir. Üçüncü özellik, sosyal yaşamın “vaat içeren ve delile dayanan karakteri”ni içermektedir. Garfinkel, etkileşimin belge niteliği taşıdığı vurgulamakta; bireylerin, yüz yüze davranışlarda anlamlı hareket ettiklerini ve hem niyet edilen hem niyet edilmeyen hareketlerde anlam yarattıklarını ve bu doğrultuda alıcı/dinleyici, bunu bilip ona göre davrandığını açıklamaktadır199. Bununla birlikte, davranış semiotiktir; sosyal anlamlar için bir araçtır, anlam taşımaktadır, bir diğer ifade ile çok fonksiyonlu ve çok- anlamlıdır200. Bu duruma örnek olarak, bir bireyin bulunduğu ortamın soğuk olması sebebiyle kollarını kapatması ve ayaklarını birbirine sürtmesi üşümesinden dolayı olmasına rağmen başka biri tarafından iletişime kapalı olduğu ya da stresli, tedirgin olduğu anlamında yorumlanması verilebilir. Görüldüğü gibi bir davranış bir sembolik etkileşim olup çok anlam taşımaktadır.

Etkileşim düzeninin dördüncü özelliği ise karşılıklı olarak gerçekleşmesidir. Yüz yüze etkileşimler anlama odaklanmaya bağlı olduğundan karşılıklı tarafların katılımına dayalıdır bununla birlikte iletişim eyleminin eş zamanlı yakınlığını gerektirmektedir201. Bu gözlem, sosyal etkileşimciler için bireylerin yarattıkları anlam dahilinde hareketi ve söylemsel eylemleri diğerine göre nasıl ayarladıklarına yönelik olarak bir algı taşımaktadır202. Bu söylemi bir örnekle açıklamak mümkün olabilir. İnsanlar masa tenisi oynamakta iken pinpon topunu vurduktan sonra hemen karşıdan gelen hamleye göre raketlerini çevirmekte, başka bir anlatımla karşıdakine odaklı olmaktadır. Aynı biçimde, yüz yüze etkileşim sırasında eğer ortak bir anlam yaratılmak istenilmekte ise diyalojik bir dinleme yapılır. Kişi dinleme davranışı sırasında kendi söyleyeceklerini şekillendirmekte ve bir düzene sokmaktadır.

bir karar oluşturmayı ve içinde bulunduğu vaziyete göre değerlendirmeyi sağlar. Buna yapısal dilsiz bilgilenme adı verilir. Kişinin sözsüz davranışları ile vermiş olduğu bilgiler, daha önceki öğrenmeleri ile birleştirilerek bir yargıya varılabilir. Buna ise etkisel dilsiz bilgilenme adı verilir.( Demet Gürüz, Ayşen Temel Eğinli, Kişilerarası İletişim, Ankara: Nobel Yayıncılık, 2008.) 199 Harold Garfinkel, Studies in Ethnomethodology, Englewood Cliffs, NJ: Prentice-Hall, 1967,s.53. 200 Martin J. Malone, A.g.e, s.4. 201 Erving Goffman, “The Interaction Order”, American Sociological Review, Vol. 48, No. 1, 1983, s.3. 202Harvey Sacks, Emanuel A. Schegloff, Gail Jefferson, “A Simplest Systematics for the Organization of Turn-Taking for Conversation”, Language, Vol.50, No.4, Part 1, 1974, s.699.

75

Etkileşim düzeninin beşinci özelliği yüz yüze etkileşimin bireyin “ben”ini temsil eden tek ayrımcı kimlik olarak insanların birbirlerini yüz yüze etkileşim sırasında belirli sınıflara sokup karakterize ettiği yönünde anlam taşımasıdır, bu kategorizasyon sürekli olarak onların tek olduğunu ve kimliklerini paylaştıklarını, (farklı kimliklerini öne çıkardıklarını) ortaya koymaktadır203.

Etkileşim düzeninin altıncı özelliği, etkileşimin konumlanmasının belirgin bir düzlemde oluşudur ki bu kişisel konfor alanlarını yaratmaktadır. Bu kişisel konfor alanları kişiyi fiziksel ve ruhsal saldırılara ve aynı zamanda kişinin kendi kendine yaratabileceği içsel hasarlara karşı korumaktadır. Bu yaklaşımlar, bütün etkileşimlerde risklerin ve potansiyellerin farkının farkındalığın başlamasıyla daha anlaşılır hale gelmektedir204.

Etkileşim düzeninin yedinci özelliği potansiyel olarak tehditkar davranışların, zararların iyilik ve şefkat ile birlikte sunulabileceğini vurgulamaktadır205. Bu gözlem, bireyin dominant ve zayıf davranışların görülmesini sağlamaktadır. Birçok canlıda bir hareketin oluşunu bildiren savlar savunmanın ritüel kaynaklarıdır. Bu manifestolar davranışların iletişimsel potansiyellerine temellenmişlerdir206. Dolayısıyla eylemler bir konuşma eylemi içinde harekete geçmeye hazır bildiriler taşımaktadır.

Sekizinci özellik bu etkileşimlerin sosyal yönetim tekniklerinin (örn. İzlenim yönetimi) bir bütününü gerektirmektedir207. Temel olarak etkileşim eylemleri normatif bir düzen gibi insanlar arasında yasallaşmış ve herkes tarafından kabul edilen, doğal tiyatroların bir parçası gibi okunmaktadır208. Sosyal yaşamın dramaturjik bir özellik taşıdığını öne süren bu etkileşim düzeni özelliği hayatın bir tiyatro sahnesi olduğunu ve

203Erving Goffman, A.g.e., s.3. 204Erving Goffman, Relations in Public Microstudies of the Public Order, Transaction Publishers, USA, 1971, s.38. 205 Erving Goffman, “Interaction Order”, American Sociological Review, Vol. 48, No. 1, 1983, s. 4. 206 Martin J. Malone, Worlds of Talk, Polity Press, USA, 2005, s.8. 207 Erving Goffman, A.g.e. s.4. 208 Harvey Sacks, Emanuel A.Scheglo, Gail Jeerson, “A Simplest Systematics for the Organization of Turn-Taking for Conversation”, Language, Vol.50, No.4, 1974, ss.696-699.

76 aktörlerin de bu sahne üzerinde izlenim yönetimi vb. teknikleri kullanarak ilişkilerini ve sosyal yaşamlarını sürdürdüklerini vurgulamaktadır209.

Tüm bu özellikler temel olarak, kişinin kendine iletişim uyumu kuramını ve iletişim uyumu kuramının yardım aldığı, sosyal kimlik kuramı, atıf kuramı, sosyal alışveriş kuramı, benzerlik ve çekicilik yaklaşımı ve gruplararası ayırt edicilik kuramları ile açıklanmaktadır. Tez çalışmasının birinci bölümünde sözü edilen, bir grup üyesine nasıl cevap verdiğini ve kişilerarası iletişim davranışını kaç yolla etkilediğini inceleyen sosyal kimlik kuramı, etkileşim düzeninde bireyin ard arda süregelen davranış örüntüleri içerisinde öne çıkan ve kişinin kimliğinin içinde bulunan bir çeşit delil içeren karakteri ile yakından ilişkilidir.

2.2. Etkileşim Düzeninin Kuramsal İçeriği

Goffman, her zaman bilimsel bilginin sağlam bir bilgi olmadığı görüşünde olmuştur. Hermaneutik paradigmadan beslenerek toplumsal olayları, bireysel hareketi, etkileşimci düşünce içinde değerlendirmektedir. Çoğunlukla mikroya bakıp makroyu yorumlamayı hedeflemektedir ya da farklı bir söylemle tümevarımcı bir yaklaşım onun için daha önde gelmektedir. Goffman, günlük yaşamda benliğin sunumuna dramaturjik bir bakış açısı getirerek mikro sosyoloji alanında yeni bir çığır açmıştır. Goffman sadece özneye vurgu yaparak anılmamış aynı zamanda sembolik etkileşimciliğe etkileşim düzeni kavramıyla yeni ve farklı bir katkı sağlamaktadır210. Aşağıda etkileşim düzeninin kavramları ve bu kavramların sağladığı özellikler bir şekil içinde özetlenmektedir.

209 -, http://sosyologlar.net/rol-kurami, Erişim Tarihi: 05.09.2017 210 Ümmühan Aslan, “Etkileşim Ritüeli Zincirleri Kuramı Bağlamında Milliyetçi Ritüellerin İncelenmesi”, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Aydın, 2010, ss.12-13.

77

1.Zaman ve mekan içinde Zaman ve mekan belli bir şekillenmektedir. düzenin gerçekleşmesi için gereklidir. 2.Ardışık rutinler oluşturabilmek için evrensel ön koşullanma yapmaya Neden sonuç ilişkisinin ihtiyaç duymaktadır. kurulması ilk izlenim sonrası davranış şekillenmesi için önemlidir. 3.Sosyal yaşamın delile dayalı bir Sosyal etkileşimin bireye belli karakteri olduğunu varsaymaktadır. birtakım veriler sunduğunu öne sürmektedir.

4.Eşzamanlı ve karşılıklı Aynı anda yüz yüze etkileşim etkileşim olması gerekmektedir. olmalıdır ki yeterli sözlü sözsüz bilgi alınabilsin. 5.Her benlik öne çıkardığı ayırt Bir birey ya hoşgörülü edici bir kimliğe sahiptir. kimliğiyle ya inatçı ya saygılı vb. şekilde ilk intiba uyandırmaktadır. 6.Etkileşimin konumlanması Etkileşimin zihinde yer etmesi belirli konfor alanları yaratmaktadır. bireyin geribildirimlerini ona göre şekillendirmesine yardımcı olmaktadır. 7.Her türlü tehditkar davranış Birey nasıl bir izlenim iletişimin sözlü ve sözsüz potansiyel uyandırmak istiyor ise iletişim eylemlerini eylemleri içine temellendirilmiştir. ona göre konumlandırmaktadır. 8.Etkileşim sonucu bir yargıya Sözlü sözsüz her türlü iletişim izlenimden bir bütün olarak edinilen davranışı bir bütündür. bilgiler doğrultusunda varılır. Şekil 4. Etkileşim Düzeni Kavramları ve Kavramların Anlamları Toplumdaki konumu ne olursa olsun kişi kendini düşüncesizlikler, yarı gerçeklikler, illüzyonlar ve ussallaştırmalar ile korumaktadır. Yakın çevresinin anlayışlı desteği ile kendini olmak istediği kişi olduğu ve diğerlerinin amaçlarına ulaşmak için yaptıklarını kendi amaçlarına ulaşmak için yapmayacağına inandırarak bir “düzenleme” yapmaktadır. Sosyal yaşam, düzenli bir yapıdır çünkü kişi, istenmediği ve katıldığı için küçük görüleceği yerlerden, konulardan ve zamanlardan kendi isteği ile uzak durmaktadır. Kişi emek vermeden kazanılacak çok şey olduğu bilinciyle kendi itibarını korumak için iş birliği yapmaktadır211. Kişinin kendi itibarını korumak için bu işbirliği süresince aşağıdaki önermelerin bilincinde olması faydalı olabilir. Tüm bu etkileşim düzeni kavramı ve kuramsal çerçevesinin özetinden sonra etkileşim düzeni kavramını kuramsal açıdan daha detaylı incelemek için teorik tabanda etkileşim düzeni, söylemde

211 Erving Goffman, “Interaction Ritual” Essays on Face-to-Face Behavıor, Anchor Books, Usa, 1967, s.43.

78 sembolik etkileşimcilik ve semiotik için aşağıdaki gibi bazı açıklamaların yapılması gerekli görülmektedir. Goffman Günlük Yaşamda Benliğin Sunumu adlı kitabında aşağıdaki varsayımları öne sürmüştür212:  Hareketler alıcılar için tasarlanmıştır. Birinci varsayım, sosyal hareketler niyet edilen alıcılar için “anlam ifade etmek” ve “açıklanabilir” olmak için tasarlamaktadır. Hareketlerin anlamı şeffaf olmamakla birlikte hareketler yapılandırılmalı ve belirli bir niyet yolunda arka plan beklentilerine yönelik performans sağlanmalıdır213.

 Konuşma çok fonksiyonludur. İkinci varsayım, konuşmanın çok fonksiyonlu olduğu yönündedir; telaffuzlar sadece dış dünyaya değil aynı zamanda bu telaffuzları gerçekleştirenlere yöneliktir, konuşma her zaman benlik referanslıdır214. Farklı bir anlatımla alıcı/dinleyici yalnızca kaynağın yarattığı anlamı almamakta aynı zamanda mesajı kodlayan kişi hakkında da bir fikir elde etmektedir. Çünkü her söylemin arkasında niyetsel bir eylem bulunduğu varsayılmaktadır.  Benlik-sunumu semiotiktir. Bu varsayımda, benlik semiotiklerden ve aynı zamanda sembolik etkileşimlerden ve etnometodolojiden, çoklu sinyaller biçiminde anlaşılabilir215. Çünkü konuşma her zaman ben referanslıdır, kinayelidir, dinleyiciler telaffuzu dahi yorumlamaktadır. Benlik buna bağlı olarak jestler, duruşlar, yüz hareketleri veya söyleyiş tarzının birleşimidir.

212 Erving Goffman, The Presentation of Self in Everyday Life. New York: Doubleday, 1959. 213 Anne Rawls, “An Ethnomethodological Perspective On Social Theory”, D. Helm et. al (eds), The Interactional Order, New York: Irvington,1989, s.16. 214 Paul Ricoeur, Hermeneutics and the Human Sciences, edit. John Thompson, Cambridge University Press, 1981, s.281.  Gündelik hayata dair edinmiş olduğumuz çoğu rutini irdelemek kimsenin ilgi alanına girmez. Birey, sosyolojinin öznesi olmasına rağmen çoğu sosyolog edinilmiş olan bu rutinleri sorgulama ve çözümleme zahmetinde bulunmaz. Sosyoloji tarihine bakıldığında sosyologların ilgi odağı daima olağandışı gelişmeler üzerine yoğunlaşmış durumda olup, bireyin gündelik yaşamda inşa ettiği rutinlerin arka planı yok sayılmaktadır. Etnometodologlar, bu yok sayımın perde arkasında yatan gündelik yaşamın gerçeklerini ortaya koymaya çalışmaktadırlar. “Onlara göre, gündelik hayatın rutinleri ve sağduyusal anlayışlarının ardında ortak fikirler, karşılıklı beklentiler ve paylaşılan anlamlar olmasaydı, araştırılacak bir toplumsal düzen bile olmayacaktı” Martin Slattery, Key Ideas in Sociology, 2011, s.224’den akt.Ali Mahmud Çelenk, “Harold Garfinkel: Etnometodolojide Araştırmalar” İncelemesi, https://www.academia.edu/19962793/_Harold_Garfinkel_Etnometodolojide_Ara%C5%9Ft%C4%B1rmal ar_%C4%B0ncelemesi, Erişim Tarihi: 06.09.2017 215 Robert S.Perinbanayagam, Discoursive Acts, Hawthorne, NY: Aldine Transaction, 1991, s.12.

79

 Benlik ahlaki düzenin bir ürünüdür. Dördüncü varsayım, Goffman için, benliğin kutsal doğası, diğerlerine kendini sunmanın ışığında, önemli birinin yüz saklaması/koruması ve etkileşimin zorunlu içerdikleri üzerinde bir sözleşme sağlamaktadır216. Benlik, etkileşime ahlaki düzen olarak ışık tutmaktadır. Bu dört varsayımdan yola çıkarak etkileşim düzeni kuramının temelinde, alıcılara yönelik tasarlandığı, konuşmanın aynı zamanda benliğin bir temsili olduğunu, benlik sunumunun jest, mimik, yüz ifadeleri, duruş gibi çok yönlü olduğu ve ahlaki bir düzenin (yüz koruma, yüz saklama) iletişimde bulunulan insanlar üzerinde yaratılan itibarı korumak ya da kaybetmemek için bir ürünü olduğu sonucuna varılabilmektedir.

Antropolojik ritüelleri modern yaşamın içine entegre eden Warner’ın düşüncelerini geliştiren Goffman için Collins bunu şöyle ifade etmektedir217:

“Warner yasantılarımızdaki açık, formel ritüellerle ilgilenirken, Goffman genellikle farkında olmadığımız, toplumsal hayatımızın her yanına nüfuz eden ritüeller bulur”. Collins’e göre, bu durum, hayatımızın her yanının aynı ölçüde ritüelleştiğini ve bütün insanların onlara aynı ölçüde katıldığını göstermemekte, ancak Goffman ‘etkileşim ritüeli’ni özellikle, farklı insanlar ve farklı durumlar arasında bir tabakalaşma yarattığı için kullanışlı bulmaktadır”.

Bu yargıya bağlı olarak Collins’in Goffman’ın etkileşim ritüelini kullanışlı bulduğu alan için mikro düzen etkileşimleri alanı düşünülebilir. Bu mikro düzen etkileşim alanları için aile, ikili ilişkiler örnek verilebilmektedir. Goffman farkında olunmayan ancak toplumsal hayat için önemli ve her yanına nüfuz eden ritüeller vurgusunu yaparken ancak küçük bir etkileşim alanında ve süreç içinde tanınabilen, iletişim için önem arz eden mikro ritüellere vurgu yapmaktadır. Bu noktada Collins’in bu ritüellerin bütün insanları ilgilendirmediği ve aynı ölçüde bütün insanlar için ritüelleşmediği yargısı haklı bir düşüncedir çünkü aile içinde bir bireyin çatışma anında yaptığı bir mimik aile dışından biri için bir anlam ifade etmez iken aile içinde aynı

216 Erving Goffman, The Presentation of Self in Everyday Life. New York: Doubleday, 1959, s. 13. 217 Randal Collins, Four Sociological Traditions, Çev: Ümit Tatlıcan, Oxford University Press: Oxford, 1994, ss. 214-218.

80 durum önemli bir bilgi vermektedir. Tüm söylemler ve sessel beden diline özgü davranışlar bütünün parçalarını oluşturup bir tabakalaşma yaratmaktadır.

Terkourafi’nin kuramsal yaklaşımı, belirli ilişkisel uygulamalar arasında genel bir uyum olduğu218, yani geleneksel uygulamaların etkileşime geçen tüm kişiler tarafından benzer şekilde kurulduğu ve algılandığı varsayımından yola çıkmaktadır; bu yaklaşımda gelenek, genelleştirilmiş sezdirimleri olan ve toplumsal anlamda ‘kodlanmış’ bir fenomendir219. Dolayısıyla geleneksel olan her bir eylem konuşma stratejilerini de uyumlu hale getirmektedir. Bu uyum ifadeleri söz ve eylem durumlarında daha belirgin bir biçimde gözler önüne serilmekte iken grup içindeki kişi sayısı azaldıkça kodlanmış fenomenin normatif etkisi azalmakta ve uyum ifadeleri de beraberinde doğru orantılı olarak azalmaktadır.

Konuşma stratejileri ya da konuşma çabalarının varoluş nedenleri yalnızca varsayılan, ‘ifadesiz’ bir davranışın suistimalleri olabilir. İstenmeyen sonuçları önleyebilmek ya da pozitif etkileri artırabilmek, öncelikle olayların beklenen gidişatı ile ilgili kesin bilgilere sahip olunmasını (dilsel olay ve davranışlar da dahil) ve bunların toplumsal sonuçlarını gerektirmektedir220.

2.2.1. Etkileşim Düzeni ve Anlam

Goffman’ın etkileşim düzeni düşüncesi, sosyal ilişkilerin içinde sadece öngörülerin değil etkileşim olasılıklarının da var olacağı bulunmaktadır221.

Goffman’ın ilk çalışmalarının yayınlanmasından son çalışmalarına kadar “mikro” analizi sosyal düzen içinde her etkileşimde karmaşık bir duruma ulaşmıştır, bu

218 John Searle, “Indirect Speech Acts”, in: Cole, Peter and Jerry L. Morgan (eds) Syntax and Semantics, Vol.3: Speech Act, New York: Academic Press, 1975, ss.59-82. 219 Marina Terkourafi, “Beyond The Micro-Level In Politeness Research”, Journal of Politeness Research, 1(2), 2005, s.148. 220 Escandell-Vidal, Victoria, “Politeness: A relevant issue for Relevance Theory”. Revista Alicantina de Estudios Ingleses 11, 1998, s.49. 221 Erving Goffman, “The Interaction Order”, American Sociological Review, Vol. 48, No. 1, 1983, s.2.

81 dışarıda ima edilen genel etkileşimci gelenekler anlamına gelmemektedir. Bazıları için, onun çalışmaları içsel ve güçlü ritüel analizi, yapılar ve düzen, yüz yüze etkileşim ve davranışlar için sosyal olarak taslak, bölge ve sosyal kurulumlar ile birlikte; diğerleri için, bu daha çok açıklayıcı şemadan ya da metodolojik söylemlerden eksik dünyevi gözlemlerin toplamını, anektodları temsil etmektedir222. Bu dünyevi gözlemler dahilinde zihin bazı ritüeller yaratmakta ya da var olan ritüelleri keşfetmeye odaklanmaktadır.

Birincil olarak etkileşim düzeninin yarattığı anlamı keşfedebilmek için zihnin ritüelleri yaratabilmesini, ritüellere yanıt verebilmesini ve bunları sürdürebilmesini sağlayan özelliği nedir sorusu sorulmaktadır. İnsan zihninin çok sayıda evrensel “sözde” aktiviteleri ve fonksiyonları mevcuttur. Bunlara şaka yapmak, bilmeceler, oyun oynamak, rüya görmek, düş kurmak, hikâye anlatmak, yalan söylemek, mitler uydurmak ve aynı zamanda sanatsal materyal, yaratıcılık vb. durumların dahil olduğu vurgulanabilir223. Kendine özgü tekrarlamaları olan ritüel dünyası, bu diğer fonksiyonlar içinde yer almaktadır ve bunlara bağlıdır ve aynı zamanda bunların ifadelerini canlandırmakta, şekillendirmekte ve kısıtlamaktadır. Çocuk gelişimi söz konusu olduğunda özellikle224: (1) sembolik olarak anlamlı şekil ve objelerin yaratılması da dahil olmak üzere çocukluk ritüelleri, (2) yalan uydurma ve söyleme kapasitesi ve (3) bedensel ve sözsüz uygulamalarda ritüel ile iç içe olma durumu kendini tekrar eden ritüeller için en güzel örneklerdendir. Dolayısıyla ilk etkileşim düzeni aktiviteleri çocukluk döneminde icra edilmeye başlamaktadır. Bunun yanı sıra ilk öğrenilen orijinal ritüel davranışından sonra taklit edilen imitasyon aktiviteler birinci aktivitenin izdüşümü niteliğindedir ve birincisine

222 Meltzer, Bernard M. John W. Petras, Larry T. Reynolds,“Symbolic Interactionism: Genesis, Varieties And Criticism”. London: Routledge And Kegan Paul, 1975’den akt. -, https://granolagradschoolandgoffman.wordpress.com/2016/09/20/meltzer -petras-and- reynolds-1975-varieties-of-symbolic-interactionism/, Erişim Tarihi: 06.09.2017. 223 Erving Goffman, “Interaction Ritual” Essays on Face-to-Face Behavıor, Anchor Books, Usa, 1967, s.57-58. 224 Erving Goffman, “Interaction Ritual” Essays on Face-to-Face Behavıor, Anchor Books, Usa, 1967, s.56.

82 eklemlenerek “sözde” aktiviteleri, fonksiyonları oluşturmaktadır. Bir başka anlatım ile oyunlarla, düş kurarak, hikayeleştirilerek, mitler uydurarak, yaratıcılık katarak yeniden bir üretimdir.

Bu gibi süreklilik arz eden törensel aktiviteler, en açık şekilde sosyal ilişkiyi vurgulayan “statü ritüelleri” ya da “kişilerarası ritüeller” olarak ufak selamlaşmalarda, komplimanlarda ve özürlerde görülmektedir. “Ritüel” kelimesini kullanmak bu noktada uygun düşmektedir çünkü bu aktivite ne kadar gayri resmi ve seküler olsa da kendisi için özel bir değeri olan bir objenin huzurunda iken bireyin eylemlerinin sembolik sonuçlarını koruması ve tasarlaması gerektiği yöntemi temsil etmektedir225. Bu noktada, ritüel, törensel aktivite ya da etkileşim düzeni kavramları bulunduğu duruma göre özel bir anlam taşımakta ve her bir törensel aktivite etkileşimsel ritüeli doğurmaktadır.

2.2.2. Ritüel olarak “Ben” Kavramı

Kelime anlamı olarak ritüel “ben” kişinin benliğinin kendi kendini tekrar ettiğini vurgulamaktadır226. Kişi, benliğinin hem kendisinin ruhsal sağlığı için hem de başkaları tarafından bilinen benliğinin tutarsızlığa ve herhangi bir kimlik bunalımına sebep olmaması, kişisel bozukluk olarak benlik tanımlamasının yapılmaması için istikrarını sağlamaktadır. Kişi bu şekilde birinin ve kendi kendisinin tanımladığı davranışlarının tekrarını sağlayarak kendi tutarlı benliğini oluşturmaktadır.

Etkileşimsel başarı, performansta olan karakter, dramatik etki227 davranışları sosyal “ben” de ustalıkla işlemektedir. Bu ritüel davranışlar, diğerleri üzerinde bir etki uyandırmaktadır. Diyaloglar bağımlıdır ve koordinasyonu gerektiren etkileşimsel başarıların sonuçlarıdır. Konuşma hem bir araçtır hem de sosyal olayların ürünüdür. Benlikler konuşmanın yarattığı dünyada yaşamaktadır.

225 Erving Goffman, “Interaction Ritual” Essays on Face-to-Face Behavıor, Anchor Books, Usa, 1967, s.57. 226 Anne Warfield Rawls, “The Interaction Order Sui Generis: Goffman’s Contribution to Social Theory”, Sociological Theory, Volume 5, Issue 2, 1987, s.139. 227 Erving Goffman, The Presentation of Self in Everyday Life, New York: Doubleday, 1959, s.252.

83

Ritüel aktivite, kendine has bir niyetlilik taşımakta iken, ritüelin “samimiyet” olarak adlandırılan kavram ile ilgili olması zorunlu değildir. “Lütfen” demek gibi herhangi bir ritüelde eylemin gerçekleştirilmesi geleneğin kabulünü göstermektedir. Gelenek hakkında neler hissedildiği ya da kişinin kendisini bu gelenek ile özdeşleştirip özdeşleştirmemesi önemli olmamaktadır. Bir ritüel gerçekleştirilmekte iken bireyin içsel durumları genellikle konu dışında kalmaktadır. Kişinin kim olduğu ne yaptığında gizlidir ve bu dışsal bir eylemdir. Bu, samimiyet ve özgünlük/gerçeklik ile ilgili modernist endişelerden çok farklı adlandırılmaktadır228. Dolayısıyla sözlü ve davranışsal olarak gerçekleştirilen her türlü ritüel eylem kişi hakkında bilgi vermektedir.

“Sözde” dünyaların oluşumu, ritüel eylemin insan yaşamı için gerekli görülen önemli bir açısıdır229. Eğer bir kişi ritüel yoluyla isteksel bir “sözde” dünya yaratıyor ise, kişi kendisine ne yapması gerektiğini söyleyen açık bir ritüel olmadığı ya da birbiriyle çakışan ritüel zorunlulukların mevcut olduğu bir durumla yüz yüze geldiğinde (kişinin her zaman yaptığı gibi) ne yapacağını bilememektedir230. Bu noktada halihazırda var olan ritüeller bireyin hareket düzenini kurmasını sağlamaktadır. Kişi eğer duruma uygun bir ritüel davranışı sergileyemez ise ya da duruma uygun bir ritüel davranışı yoksa, bu kişinin hareket alanını kısıtlamakta, içinde bulunduğu sosyal gruptan dışlanabilmekte ya da kişinin iletişim yeteneğine bağlı olarak etkileşimde bulunduğu kişinin iletişimsel eylemine ayak uydurma yolunu tercih ederek durumu kurtarmaktadır. Bu duruma Konfüçyüsçü ritüelistler farklı bir açıdan açıklama getirmiştir.

Konfüçyüsçü ritüelistler için ritüelin amaçlarından biri, takipçilerini/uygulayıcılarını onlara ne yapmaları gerektiğini söyleyen bir ritüel varmış gibi davranabilmeleri hususunda eğitmektir. Örneğin; yemek masasında çocuk tereyağı istediğinde ona biri “lütfen” demesini söylüyor. Biri çocuğa tereyağını verirken diğeri “teşekkürler” demesini söylüyor. Bu uygulamanın ilk birkaç yılında bu ezbere

228Adam B. Seligman, Robert P. Weller et. All., Ritual and Its Consequences, Oxford University Press, 2008, s. 24. 229 Adam B. Seligman et all., A.g.e., s.25. 230 Adam B. Seligman et. all., A.g.e.,s.35.

84 yapılmaktadır. Kişilerden biri çocuğa sürekli bu kelimeleri tekrar ettirmeye çalışır ve eğer bunu yapmayı bırakır ise kişi asgari dereceye kadar isteksel bir nezaket dünyası yaratmış olur ancak; bunu yapmayı bırakmaması umulur. Burada umut edilen, çocuğun büyüdükçe, sadece basit bir “lütfen” ve “teşekkürler” kelimesinin yeterli olmayacağı durumlarda taleplerde bulunma ve memnuniyetini belirtme konusunda eşdeğer ifadeler kullanabilmesinin sağlanmasıdır231. Ritüel, kişinin olaylara uygun şekilde karşılık verebilme becerisini geliştirmeye yardımcı olmaktadır. Bu noktada ilişkisel ritüel davranışlarının iletişim uyumunun yakınsama iletişim stratejisiyle örtüştüğü ve birbirlerini beslediklerini söylemek mümkün olabilmektedir.

Her insanın yaşamı diyaloglar bütünü olarak varsayılmış olsa idi, sonuçta bu süreç karşılıklı diyalogların değişmesi ile “ben” gerçek bir hal alırdı. Böyle bir konuşma olmadan “ben”in kavranılması olanaksız olabilir, çünkü benliğin sunumu için gerekli olan sembolik araçlardan eksik olacaktır. Bu sebeple “ben” ancak bir diyalog içinde anlaşılmaktadır. Birtakım diyaloglar ve beden davranışları silsilesi içinde benliğin tanımı yapılabilmektedir. Bu unsurlar da sembolik etkileşimin en önemli araçları olarak karşımıza çıkmaktadır.

2.2.3. Etkileşim Düzeni ve Kurum İlişkisi

Kurum, ekonomik, sosyal, kültürel faaliyetler ile ilgilenen ve belirli iş ya da amaca yönelik olarak süreklilik gösteren (şirket, banka, okul, hapishane, tımarhane, aile vb.) yapılara ait olan bir kavramdır. Bu bağlamda kurumlar, bireylerin kaynaklarını (para, insan ilişkileri, kişisel beceriler) bir şekilde kontrol altına alması ile ve sonuçta bu kaynakların kolektif bir biçimde, kurumu yaratan bireylerin faydasına olacak şekilde kullanılabilmesi ile ortaya çıkmaktadır232. Goffmancı yaklaşım, hem sosyal yapı için hem de kurumlardaki düzen için iki ayrı şekilde analiz edilmektedir. Bunun yanı sıra bireylerin faaliyetleri ile böyle bir

231 Adam B. Seligman et. all., A.g.e.,s.35. 232 Robert Hogan, Kişilik ve Kurumların Kaderi, Çev. Selen Y. Kolay, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2009, s.115.

85 olgunun başarısına analiz alanıyla devam etmesine rağmen analizci teoriler ve kavramlar, hem sosyal yapı için hem de kurumlar için iki ayrı düzen için hesaplanmaktadır. Goffman’ın “Etkileşim düzeni” sosyal yapı içinde sosyal etkileşim koşulları ve normatif sosyal düzen altında analizci’nin problemi olarak ilişkiyi hesaplamak için temsil etmektedir233.

Belirli egemen kurumlar “ortak duyarlılığın” illüzyonlar tarafından yaratıldığını ortaya koymakta ve “bu ortak duyarlılık” kavramı bir toplumun zıtlıklarının diğerlerine karşı zıtlıkların nasıl sağlandığını göstererek inşa edilmektedir234. Bir kültürün içindeki tüm değerler ve normlar ortak duyarlılık durumlarını temsil etmektedir. Ortak duyarlılık fikri anti-refleksiftir çünkü kültürün içinden kişiye yansıyan düşünce, değer, yargı, inanç herkese aynı ölçüde yaklaşmamaktadır. Herhangi bir kişisel değerlendirmeye tabi değildir. Bu ortak duyarlılık ritüeli kişileri aynı anlam noktasında birbirine bağlamaktadır. Bu anti-refleksif fikri aynı zamanda diğer sosyal kurumları anlamaya yardımcı olmaktadır.

Kültür “ortak duyarlılığın” kurumsal bağlamının yanı sıra “öznelleştirme” adı verilen çok yanlı bir harekete de sahiptir. Ortak duyarlılığın kurumsal bağlamına hitap eden geleneksel ritüeller anti-refleksif iken modernite ile birlikte gitgide daha çok özne üzerinde yoğunlaşmakta ve bu odak da çok farklı yollar ile gerçekleşebilmektedir. Modernite öncesi dönemde otoritenin öne sürdüğünün kabul edilmesini gerektiren konular günümüzde bireylerin seçimine bırakılmaktadır. Modern özgürlük ve özerklik bireyi merkeze almaktadır235. Dolayısıyla modernitenin getirdiği özne vurgusu bireysel seçimleri de beraberinde getirmekte iken bireyler de risk durumlarında deneyimsel ritüel

233 Robin James Smith, Goffman’s Interaction Order At The Margins: Stigma, Role And Normalization In The Outreach Encounter, Symbolic Interaction, Vol.34, No. 3, s.360. 234 Thomas J. Scheff, “Deconstracting Social Instıtutions”, edit. A. Javier Trevino, Goffman’s Legacy, Rowmann Littlefield Publishers, Usa, 2003, ss.60-61.  Düşünümsellik, bireysel olandaki toplumsalı, mahremin altında gizlenen gayri şahsiyi, özelin en derinine gömülmüş evrenseli keşfettirerek bizi böylesi yanılsamalardan kurtaran şeydir. Bu anlamda, önemli olduğu halde düşünümselliğin kullanılmamasının temel sebebi toplumsaldır, yani entelektüelin kendisini sorgulamaktan kaçınmasından kaynaklanır. (Pierre Bourdıeu, Loic J.D Wacquant., “Düşünümsel Bir Antropoloji İçin Cevaplar”, Çev. Nazlı Ökten, İletişim Yayınları, İstanbul, 2003, s.40.) 235 Charles Taylor, Modernliğin Sıkıntıları, 3. Baskı, Ayrıntı Yayınları, 1991, s.77.

86 eylemlerine tutunarak yaşamlarını idame ettirmektedir. Kişi, deneyimlenmiş ritüel eylemlerini kendi seçimleri zannederken aslında kendi ritüel benini tekrar edebilmek için geleneksel, kanıksanmış, yapılanmış ritüel eylemlere başvurmaya devam etmektedir.

2.3. Ritüel ve İletişim

Ritüel kavramı ilk olarak on dokuzuncu yüzyılda, evrensel bir insan deneyimi kategorisi olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle bu terim, Avrupa kültürünün kendini diğer kültür ve inançlar ile karşılaştırma şeklinde büyük değişikliklerin başlangıcını ifade etmiştir236. Örneğin, pek çok mit ve ritüel teorisyeni ritüelleri ‘dini/inancı’ tanımlayabilmek için incelemiştir. Sosyal işlevselciler bunun tam aksine ‘toplumu’ ve sosyal fenomenlerin doğasını analiz edebilmek için ritüel eylemleri ve değerleri incelemişlerdir237. Daha yakın zamanlarda ise simgesel antropologlar ritüelin ‘kültürün’ dinamikleri için bir temel niteliğinde olduğunun farkına varmıştır238.

Doğal ortamına uyumlanabilmek için kültürü oluşturan ve kültürlenerek bu uyumlanmayı başarabilen insan, kültürünü oluştururken, diğer insanlarla birlikte etkinlik göstermektedir. Duygularını, düşüncelerini, inançlarını anlam yüklü seslerle, işaretler ile bedensel hareketler ile ya da bunların stilize edilmiş çeşitli işaretleri ile (temsili düzeyde algılanabilen düzenlemelerle) birbirine aktarıp, yanıt almakta, yanıta karşı yeni bir yanıt hazırlamaktadır. Böylece, iletişim denilen büyük kültürel donanımını geliştirmektedir. Öykünmeler ve benzemeler, doğal süreçlerin oluşumu içinde yer alan öğelerin zincirini öğrendiğinde bu süreçleri başlatmak için insan tarafından doğanın düzenliliklerinin ardı ardına-bu kez insanın o doğal süreçlerin olmasını istediğinde oluşması için sihir, büyü ve ritüellere dönüşmektedir239.

236 -, http://www.gnoxis.com/rituel-nedir-rituel-kavraminin-incelenmesi-62619.html, Erişim Tarihi: 06.09.2017 237 Robert A. Segal, “Dinsel Mit-Ritüel Kuram”, Çeviren: Naim ATABAĞSOY, Millî Folklor, 2012, Yıl 24, Sayı 94, ss.173-186. 238 İlkay Şahin, “Kutlu Bir Oyun”, Gazi Türkiyat, Sayı 5, 2009, ss.542-565. 239 Ünsal Oskay, “Kitle İletişiminin Kültürel İşlevleri”, İnkılap Kitabevi, 2014, ss.395-396.

87

İletişim ritüelinin oluşması için kültür kadar dile de büyük görevler düşmektedir. Çözümlemenin nesnesi ve gündelik yaşam kuramının temelini oluşturan ürünleri ve onları dağıtan sistemden çok yarı bireysel tüketim-üretim eylemleri dil sisteminin değil dillendirmenin araştırma konusudur. Dillendirme, konuşmacının dil sistemini, kendinde var olan potansiyelin kendisine uyan kısmının sahiplenilmesidir. Dillendirme, dil sisteminin eşi benzeri olmayan toplumsal ilişki ağına sokulmasını ifade etmektedir. Dillendirme, şimdi ve burada var olmakta ve konuşma eylemi sürdükçe devam eden bir konuşma uzamı yaratmaktadır240. Dolayısıyla bu noktada geleneksel bir kalıbı nasıl kullandığından çok kişinin öznel olarak herhangi bir günlük ritüel davranışını nasıl eyleme döktüğü ile ilgilenilmesi daha uygun olmaktadır.

Bütün konuşmalar alışılmış davranışın bir formudur, iletişim bilgisinin bir yöntemidir. Birey kıyafetleriyle, tavırlarıyla, en önemsiz hareketi ile bile diğerlerinin anlayacağı şekilde hızlıca açıklamalarda bulunmaktadır. Bu açıklamaların birçoğu insan ilişkilerine ve onların durumlarına yöneliktir. “Söylenilen şeylerin” hareketleri “yapılan şeylerin” hareketlerinden farksızdır. “Üşüdüm üzerime birşeyler alacağım” sözü rasyonel bir harekettir dünyanın durumuna ayak uydurabilmek için ancak giydiğim kıyafetler ve bu kıyafetleri giyiniş tarzı kişi hakkında söylenilen şeylere hitap etmektedir. Bütün kültürel olarak sarmalayan insan hareketleri, bu yolla bölünebilmektedir; bir şey yapan ve estetik olan bir bakış açısına sahiptir, iletişimsel yön bir şey söylemektedir. Estetik olan ve iletişimsel bakış açısı öne çıkmakta ancak teknik yön de tümüyle yok olmamaktadır. Bu durum Goffman’ın dramaturjik analizi ile örtüşmektedir. Özellikle sahne önü ve arkası vurguları sahne önünün iletişimsel bir yolla sözü edilen estetik kısmı sergilemekte iken sahne arkası esas niyet ve amaca ulaşmak için gerekli olan teknik ve araçsal kısmı oluşturmaktadır.

240 John Fiske, Popüler Kültürü Anlamak, Çev. Süleyman İrvan, Parşömen Yayınları, İstanbul, 2012, s. 52.

88

2.3.1. Ritüelin Anlamı

Ritüel terimi, birçok bilim dalında değişik anlamlarda ve içerikte kullanılmaktadır. İfade ettiği anlam her bilim dalında kendine özgüdür. Ritüel aynı zamanda uygun zamanlarda bazı açık değerlerin, değişmez bir üslupla tekrarlanması olarak; ya da ritüelizmde kişi için hazır olan uyarlamanın belli yolundan biri gibidir. (Örneğin; kültürel olarak belirlenmiş amaçların reddedilmesi gibi) Psikoloji biliminde ritüelin anlam aralığı oldukça geniştir. Sosyal antropolojide ve karşılaştırmalı dinlerde en önemli problem bütün tören ve geleneklerin ritüel kabul edilip edilmeyeceğidir241. Sosyolojide tören ve ritüel arasında fark görülmektedir; tören birden fazla kişiden oluşan bir topluluk gerektirir, oysaki ritüel, kolektif de oluşabilir ya da tek bir kişi ile de meydana getirilebilir242. Bu tez çalışmasının araştırma bölümünde dizilerdeki ilişkisel ritüeller ve bu karakterlerin etkileşimlerinin geçiş dönemi incelendiğinden (örn. evlilik teklifi, boşanma, kız isteme vb.) tören terimi kullanılmıştır.

Ritüelin anlamı, ritüel eylemin kendisi tarafından oluşturulan anlamın kendisidir. Bu, pek çok ritüelin müzik ya da maskeler gibi söylemsel olmayan araçlar içermesinin ve hatta dilin söylemsel izaha başkaldıran şekillerde kullanılmasının nedenlerinden biridir243. Durkheimcı bakış açısına göre insanoğlunun ortaya çıkışından bu yana ritüellerin ‘hayatta kalma değeri’ ve özellikle kişilerarası ve/veya grup içi ilişkiler kurma ve geliştirme potansiyeli nedeniyle en önemli sosyal olgulardan biri olduğu ifade edilmektedir244. Ayrıca ritüeller, duygulanım uyandıran psikolojik işlevleri nedeniyle bireylerin kritik durumlar ile başa çıkmalarına yardımcı olmaktadır. Bu en önemli işlevi sayesinde ritüel etkileşiminin kişilerarası ilişkileri (yeniden) şekillendirme ve güçlendirme konusunda güçlü bir potansiyeli bulunmaktadır. Kerzer’e göre245:

241 Honko Laur, “Mit-Ritüel Teori”, (Çev. Ruhi Ersoy), Halkbiliminde Kuramlar ve Yaklaşımlar 3, Ankara: Geleneksel Yayınları,2003, s.203. 242 George A. Theodorson, Achilles G. Theodorson, A Modern Dictionary of Sociology, London, 1969, s. 351. 243Adam B. Seligman, Robert P. Weller, Michael J. Puett, Bennett Simon, Ritual and Its Consequencesss, Oxford University Press, 2008, s. 26 244 Adam B. Seligman, Robert P. Weller, Michael J. Puett, Bennett Simon, A.g.e.,s. 26. 245 David I. Kertzer, Ritual, Politics and Power, New Haven, CT: Yale University Press, 1988, ss. 67- 69.

89

“Ritüel, sosyal bağlılığımızı ifade etmemizi sağlayan bir yoldur; ritüeldeki en önemli şey ayinleri açıklamaya çalıştığımız belirli ussallaştırmalar değil, ortak katılımımız ve duygusal ilgilenimimizdir… Bu nedenle ritüel, insanların aynı değerleri paylaştığını ve hatta ritüelin herkes tarafından benzer şekilde yorumlandığını ima etmeden sosyal dayanışmayı teşvik edebilir.” Bu noktada ritüeller aynı inanç noktalarını belirlemekten farklı olarak ortak anlam ifadelerinin paylaşımı konusunda da sosyal dayanışma açısından önem taşımaktadır.

Bu sürecin, pek çok toplumsal sosyal yapının, Sifianou’nun da belirttiği gibi sosyopragmatik davranışlar alanına önemli değişiklikler getiren modernleşme ve küreselleşmenin gelişi ile bireysel yapılara dönüşümü ile birlikte tüm ussallaştırma sürecinin (küreselleşmiş dünyada) etkisi nedeniyle ortaya çıktığı öne sürülmektedir246. Ritüel olmaktan çıkma durumu (deritualization), Foucault’cu bakış açısından bakıldığında oldukça problematik bir düşünce gibi görünmekte247 çünkü ritüeliteyi kendi kapsamlı sosyal işlevi içerisinde, yani sosyal bağımlılığı kuvvetlendiren bir araç (ilişkisellik) olarak ele almak yerine onu belirli resmi/işlevsel yorumlamalar ile eş tutmakta ve bu yorumlamaları tarihsel olaylar üzerinde eşlemlemektedir248. İlişkisellik değil ancak işlevsellik bağlamında yorumlanan ritüeller daha çok basmakalıp, geleneksel ve pragmatist bir bakış açısına sahip olup ritüellikten çıkma kavramına daha uygun görülmektedir.

Sonuç olarak, farklı toplumlarda farklı şekillerde kodlanmış olsa da ritüelitenin her toplumda mevcut olduğunu söylemek mümkündür, ayrıca hiyerarşik ve muhafazakâr toplumların ritüellerini kodlanmış/yazılı şekilleriyle koruma ihtimalleri daha yüksektir249. Muir gibi tarihçiler, geçmişte yaşamış kişilerin ritüel etkileşimlerinin bugünküne göre ne kadar farklı olduğunu göstermek için pek çok eski metinden alıntılar yaparken, ilişkisel bakış açısı ile bakıldığında farklı tarihsel dönemlerdeki ritüellerin işlevleri ve uygulanışları arasında çok az farklılık görülmektedir. Ritüellere ilişkisel bir

246 Maria Sifianou, “Disagreements, Face and Politeness”. Journal of Pragmatics, 44(12), 2012,ss. 1554-64. 247 Sara Mills, Michel Foucault, New York and London: Routledge, 2003, s. 40. 248 Daniel Z. Kadar, Relational Rituals and Communication, Palgrave Macmillan, 2013, s.8. 249 Daniel Z. Kadar, A.g.e.,s.8.

90 bakış açısıyla yaklaşan Muir eski dönem ritüeller ve yeni dönem ritüellerin işleniş ve eyleme dökülüş açısından çok farklı olmadığı görüşünü savunmaktadır250.

Ritüellere, en önemlisi katılımcıların/gözlemcilerin kendilerinin etkileşim (sonrası) algıları açısından olmak üzere veya teorik bakış açısından, yani etkileşimsel anlamı ve ilişkisel ritüelin işlevini mantığa uygun hale getirmek de dahil olmak üzere pek çok açıdan yaklaşılabilir. Bu fark bu zamana kadar pragmatizmde ve diğer ritüel teorilerinde hep ihmal edilmiştir. Pek çok bilim insanı, kendi (dışarıdan) bakış açıları ile ritüelleri tanımlamakta ve ritüeller için teknik (ikinci derece) modeller sunmaktadır, yani birinci derece beklentiler (bir kültüre dışarıdan bakış birinci derecedir) bu modellerde genellikle dolaylı olarak yer almaktadır251.

Ritüelin teorik tanımı bir durum içinde anlaşılmaktadır. Bu sebeple dinin kavramsal yönlerinden, inançlardan, sembollerden ve mitlerden ayrılmaktadır. Bazı durumlarda eklenen özellikler, bu ayrımı daha açık hale getirmektedir. İnançlar, öğretiler, semboller ve mitler zihinsel içerik formu ya da kavramsal şablonlar olarak ortaya çıkmakta doğrudan ilham vermekte ya da aktivite yaratmaktadır. Örneğin, Edward Shils ritüel ve inancın hem birbirleriyle içiçe hem de birbirlerinden ayrı olduğunu iddia etmektedir252. Akla yatkın olduğundan bir birey inançları kabul edebilir ancak ona bağlı ritüel aktiviteleri kabul etmeyebilir. Böylece mantıken şunu ifade etmektedir: “İnançlar ritüelsiz oluşmaktadır; ancak ritüeller inançlar olmadan oluşamazlar”253.

Catherine Bell’in tanımı gibi Edmund Leach de ritüelin doğal bir tanımının olmadığını ritüelin ancak sosyal bağlam içinde bir tanımının olabileceğini vurgulamıştır. Edmund Leach aynı zamanda ritüelin iletişimin birincil aracı olduğunu iddia etmektedir. Edmund Leach, “Yüksek Mevkide Politik Sistemler” adlı kitabında,

250 Edward Muir, Ritual in Early Modern Europe, Cambridge: Cambridge University Press, 1997,ss.27- 52. 251 Daniel Z. Kadar, A.g.e.,ss.9-10. 252 Edward Shils, “Ritual and Crisis” in The Religious Situation, ed. Donald R. Cutler, Beacon Press, Boston, 1968, s.736. 253 Catherine Bell, “Ritual Theory, Ritual Practıce”, Oxford Unıversıty Press, 1992, s. 19.

91

“Benim terminolojimde Mit ve Ritüel birbirinin benzeridir; mit ritüeli ima eder, ritüel de miti ima eder, onlar birdir ve aynıdır.” diyerek eklemektedir; “Mit kelimeler arasındaki bir ifadeyi vurgularken, ritüel hareket içindeki bir ifadeyi anlatmaktadır.”254. Bu anlatımdan yola çıkarak her ne kadar ritüel ve mit birbirine benzer kavramlar olsa da mit tümevarımcı bir yaklaşımla bir kelimeden doğan anlamı\ ifadeyi tanımlarken, ritüel tümdengelimci bir yaklaşımla hareket halinde olan ve topluluk içinde aynı şeyi ifade eden bir kavramı anlatmaktadır. Mit tek başına bir şeyi sembolize edip kavramsallaştırabilir ancak ritüel tek başına anlam ifade edememekte; mutlaka bir durum içerisinde ele alınması gerekmektedir.

Ritüel ve mit kavramları gibi rutin ve ritüel kavramları da birbirine karıştırılmaktadır. Ritüel rutinleri kapsayan ve bir anlam örüntüsü yaratan bir kavramdır. Buna örnek vermek gerekirse bir aile içinde çocuğun doğumgünü için anne pasta yapabilir baba sürpriz parti hazırlayabilir evin diğer üyeleri hediye alabilir ve mumlar eşliğinde aile şarkı söyleyebilir bu her yıl tekrarlanıyorsa rutindir ancak buna ek olarak bu ailenin bağlarını aidiyetini kimliğini kuvvetlendiriyorsa bir ritüel olur255.

Ritüel, terimsel anlamının dışında toplumsal bağlamda ele alınacak olursa; toplum tarafından saptanmış bir davranıştır bireyler hareketleri hakkında küçük bir seçeneğe sahiptir256. Ritüel, hareket gibidir, dışa vurmakta, ifade etmekte, ya da bu kavramsal oryantasyonları icra etmektedir. Ritüel, ilk olarak rutinleşmiş, alışkanlıksal, takıntılı ya da mimiksel olarak vurgulanmakta iken ikincil olarak saf bir biçimde formel, yarı fiziksel ifadeli olarak da tanımlanmaktadır257. Elizabeth S. Evans’ın “kültürel antropolojinin ansiklopedisi” kitabında ritüelin orijinal tanımından sapmış olduğunu iddia etmektedir. Antropolojideki çağdaş kullanımı ile ritüel, “formal, desenli ve

254Edmund L. Reach, “Ritual”, s.114,’den akt. Crowell Collier ve Macmillan “International Encyclopedia of The Social Sciences”, Vol.13, Simon, Schuster Macmillan Company,1968, ss.520-526. 255 Carla Crespo, A Isabel N. Davıde,A M. Emılıa Costa,Band Garthj. O. Fletcher, Family Rituals in Married Couples: Links With Attachment, Relationship Quality, And Closeness, Personal Relationships, 15, 2008, s.192. 256 Joy Hendry, The Ritual Round. In Other People's World: An Introduction To Cultural Anthropology, New York City: New York University Press,1999, s.66. 257 Catherine Bell, Ritual Theory, Ritual Practıce, Oxford Unıversıty Press, 1992, s. 19.

92 basmakalıp halk performansları”258 olarak ifade edilmektedir. Durkheim için ritüel kavramı yapıyı oluşturmakta ve sosyal dayanışma oluşumunu sağlamaktadır. Ancak Durkheim için ritüellere gelenekçi bir bakış açısıyla yaklaştığı söylenebilir çünkü yapı kavramı tartışmaya girdiğinde ritüel basmakalıp, tarihe dayalı, değişim ve dönüşümden uzak, araçsal ya da pragmatist olarak görülebilmektedir259. Ancak modernist teorisyenler ritüele inşa edilebilen, esnek, ilişkisel olarak bakmaktadır260. Gelenekçiler ile modernistler, ritüeller için yalnızca ortak anlam yaratma ve sosyal dayanışma oluşturması konusunda aynı noktada buluşmaktadır. İkincil tanım olarak ritüel fonksiyonel ya da yapısal mekanizmayı yeniden bütün hale getirmek için düşünce-hareket ikiliğini tanımlamaktadır. Ritüel bunu gerçekleştirirken düşünce ve davranış ayrımının rehberliğinde ya da diğer benzer/türdeş basamaklarda görülmektedir. Her iki yapısal model ritüelin hareketten düşünceye farklılaşması ve ritüelin bir mekanizma gibi betimlemesi olarak vurgulanabilir. Düşünce ve hareketi birleştirmesi için ritüele bazı temsilsel yaklaşımlar yükleniyor olabilir261.

Ritüelleri anlayabilmek için onların “basit, mantıksal ve evrensel” olduğunu düşünmek gereklidir262. Ritüeller basit ancak mantıksal toplumu bir araya getirme değiştirme ve dönüştürme mekanizmalarıdır. Bir arada olma eylemi düşünce ve davranışlarda hareketi sağlama uyum davranışını ortaya koyma teşebbüsüdür. Sürekli aynıymış gibi taklit ediliyormuş gibi ortaya koyulan hareketler beraberinde sınırlı gibi görülen sistemi yıkma hareketidir. Ortak yapılan eylemler yapıyı bağlı kılmaktadır. Bu en büyük makro yapıdan en küçük mikro aile yapısına kadar tüm kurumlarda düşünülebilir.

Turner’a göre ritüel ilişkisel olarak topluluk tarafından dönüştürülmektedir. Ona göre, “Yapılandırılmış toplum, farklılaştırılmıştır ve sıklıkla politiğin hiyerarşik

258Elizabeth S. Evans, ‘Ritual’, The Encyclopedia Of Cultural Anthropology, Ed. David Levinson, Melvin Ember, Henry Holt And Company Inc, New York, 1996, ss.1120-1124. 259 Ejder Okumuş, Din Sosyolojisi, Edit. Talip Küçükcan, Anadolu Üniversitesi Yayını No:2061, Açıköğretim Fakültesi Yayını, No: 1095, 3. Baskı, Eskişehir, 2013, s. 95. 260 David Harvey, Postmodernliğin Durumu, Çev. Sungur Savran, Metis Yayınları, İstanbul, 1997, s.30. 261Catherine Bell, Ritual Theory, Ritual Practice, Oxford University Press, New York, 1992, s. 20. 262 Arnold Van Gennep, The Rites of Passage, Çev. Monika B. Vizedom, Gabrielle L. Caffee London: Routledge And Kegan Paul, 1960, ss.1-15.

93 sistemidir- yasaldır- insanın “daha çok” ya da “daha az” şeklinde ayırma biçimidir. Turner, bununla birlikte ritüelin “etkili ve genetik insan kemiğine bir anlam verme sebebi olduğunu, bu olmadan toplumun olamayacağını öne sürmektedir263.

Doğal yolla üretilen yaşam biçimi, toplumsal olduğu gibi düzenlidir, fakat onun düzeni, determinizmden değil, yorum ve düşünümsellikten gelmektedir. O, kendini, düşünümsel ifadelendirmelere açık ve onlar için mevcut olan bir ifadelendirme olarak düşünümsel bir şekilde sunmaktadır. Dünyayı gerçekleştirmenin bu yeni yolunun disiplinli niteliği, dış metodolojik kurallara boyun eğmeye değil, temellerin dikkatli bir açıklamasına, farklı bir deyişle böyle bir açıklamanın hazır bulunuşuna dayanmaktadır. Bu incelikli normatif düzen, tabunun deneyimsel sınırlamasına benzetilebilir; fakat, kurallar tanıdık değildir ve bu sebeple daha özgür davranılmaktadır; bununla beraber, kişinin sorumluluğu, toplumsal dünyayı kendisinin oluşturması ve bu oluşumlara inanmaktır264. Bir başka anlatımla ritüeller var olan yapıya anlam verme sebebidir ve bu anlamda özgürdür ve dönüşüme uygundur.

2.3.1.1.Sosyal İletişim Olarak Ritüel

Ritüel, insan hayatında bireyin diğerleriyle sosyal bir bağ oluşturmasını kolaylaştırmaktadır. Sabit sosyal düzen oluşumları ile bir araya gelen insan topluluğu birlikte bir anlam yaratarak aracı olan ritüeli değiştirip dönüştürerek yeni bir yapı oluşturmaktadır. Özellikle sözel anlatım ortamında gerçekleştirilen ve değiştirilip dönüştürülen ritüel iletişim uyumu kuramının stratejilerinin önemini yine bu noktada ortaya koymaktadır.

Ritüel, sabit sosyal düzen oluşumlarından, hiyerarşiden ve geleneksel formlardan ayrılarak yaratıcı bir “antiyapı” sunmaktadır. Bununla birlikte, sonradan sergilenen somutlaştırılan hem yapı hem de antiyapıların görünüşleri aracılık eden veya

263 Turner, Victor, The Ritual Process: Structure And Anti-Structure, New York: Aldine De Gruyter, 1969, s.96. 264 Chris Jenks, Altkültür, Çev: Nihal Demirkol, Ayrıntı Yayınları, 2005, ss.67-68.

94 planlanan gerekli ve zıtlaşan talepler hem toplum için hem de formulize edilen sosyal düzen için, ritüelleri özellik ve paradigmatik aktiviteler olarak tanımlamaktadır265. Sabit sosyal düzen oluşumlarından, hiyerarşiden ve geleneksel formlardan ayrılan ritüel yaratıcı bir antiyapı sunarak üstü kapalı bir biçimde kendine hizmet eden bir unsur olan dil davranışından ıraksama (differance) ve sürerlik (maintenance) iletişim stratejilerini de beslemektedir. Somut ve soyut formlarda oluşan ya da farklı bir anlatımla yapıyı besleyen yakınsama iletişim davranışı (convergence) ile antiyapıyı besleyen ıraksama (differance) toplumu, sosyal düzeni yeniden düzenleyen paradigmalar oluşmasını sağlamaktadır. Durkheim, insanların dünyayı kendi bilinçli imgelerinde yaratmadıkları gibi, dünyanın da kendini onlara dayatmadığını; aslında, “ikisinin de aynı anda olduğunu” düşünmektedir. Durkheim, “nesnellikler” ve “nesnelerin doğası”na bazen gönderme yapsa da, başından sonuna kadar, maddi dünya olmayan “birey-üstü bir gerçeklikten söz etmektedir, ki bu da sembolik bir evren olarak toplumdur. Durkheim’a göre, toplum temel ve asli gerçekliktir; onsuz insanoğlu olmaz, fakat bu karşılıklı bir bağımlılıktır. Toplum, yalnızca, kendi üyelerinin kolektif davranışı, yani, sembolik olarak iletişim kurma yetileri aracılığıyla gerçekleştirilebilir, kendinin bilincine varabilir ve böylece etkisini hissettirebilir266. Bu uyumlu davranışlar, kollektif temsiller, kollektif duygular ve düşünce kategorilerini ortaya çıkarmaktadır. Böylece, insanoğlu, sadece toplumsal bağlamda ve onun aracılığıyla ifade bulmaktadır dolayısıyla ritüellerin de kollektif temsilleri oluşturduğu anlaşılabilmektedir. Bu bağlamda tüm yakınsama ve ıraksama iletişim stratejilerinin ritüel davranışlara ve ifadelere katkı sağladığı düşünülebilir.

Durkheim, bu kategorize etme yetisinin doğuştan gelmediğini düşünmekte ve sistematik ve düzenli olarak ortaya çıkan bu işlevin temelini basit toplumsal yapıların kendisinde ortaya çıkarmaya çalışmaktadır. Toplumsal yapı ve sembolik düzen arasındaki bu temel ilişki, kodların birden çok olmasını zorunlu hale getirmektedir. Her altkültürün “toplumsal” doğasını göstermek icin bu kodların birden cok olduğunu ortaya koymak gerekmektedir. Bu, toplumsallığın küçük grup bağlılığını aştığını akla

265 Catherine Bell, Ritual Theory, Ritual Practice, Oxford university press, New York, 1992, s. 21. 266 Chris Jenks, Altkültür, Çev: Nihal Demirkol, Ayrıntı Yayınları, 2005, s.64

95 getirmektedir. İnsanın kimliğini sınıflandırıcı bir sistemin bir parçasında bulmak, yalnızca bireysel totemin değil, sınıflandırıcı sistemin bütününün örtük bilgisine sahip olmaktır267. Bir başka deyişle toplumsal yapı ve sembolik düzen arasındaki ilişki kodlar aracılığıyla okunabilmektedir. İnsanın kimliğini kategorizasyon içinde gören ve değerlendiren bir ritüel aynı zamanda bütün hakkında da üstü kapalı bilgi vermektedir.

 Etkileşim Düzeni ve Sosyal Yaşam

Etkileşim düzeni kavramı sosyal yaşamla iç içedir. Kişi sosyal yaşamda nasıl bir konumda ise ya da kendini nasıl konumlandırmak istiyor/istemiyor ise etkileşim düzenini ona göre yapılandırmaktadır. Beden hareketlerinin iletişimde bulunulan kişiye bilgi verilmesi gibi sözlü iletişimde kullanılan sözcükleri kişiyi takip eden aktörler tarafından refleksivite yoluyla çözümlemekte ve algılamaktadır. Dolayısıyla sosyal hayattaki her bir etkileşim, etkileşim düzenini şekillendirmekte iken her bir etkileşim düzeni de sosyal yaşamı etkilemektedir.

Ritüel, kişiler ve dünya arasında doğru bir dengenin yakalanabilmesi için bir duyguyu oluşturan veya yeniden-yaratan formel ve sembolik davranıştır. Kavram köken itibarıyla rhyme (kafiye), rhythm (ritim), river (ırmak) gibi kelimelerle ortak bir köke sahiptir. Bu kavramlar bir arada düşünüldüğünde ritüelin; düzenli biçimde akan, tekrarlayan, kuralları olan, anlaşma/uyum-luluk/düzen (convention) gibi vurgularının olduğu görülmektedir268.

Ritüelin kuşatıcı bir tanımı; ‘ritüel’ genel olarak hem bilimsel hem de diğer sohbetlerde, belli bir faaliyet türü olarak algılanır; ‘ritüel’ kendini açıkça dile getirir, alışılmış, buyurgan, şakacı, basmakalıp, gizemlidir, nesneleri kullanmayı gerektirir, biçimlendirici düzenlidir; ezberden okuma, şarkı söyleme, grup törenleri, dans, kurban ve göreve başlangıç törenleri, kutsal nesneleri kendi lehine kullanma ve benzeri spesifik uygulamalar gibi önceden belirlenebilen, anlamsız, anlamlı, düzenli model nitelikli, ardışık, sembolik ve gelenekseldir. ‘Ritüel’le ilgili geçerli anlamlara

267 Chris Jenks, Altkültür, Çev: Nihal Demirkol, Ayrıntı Yayınları, 2005, s.59. 268 Aldo Natale Terrin, Rite/ritual. The Blackwell Encyclopedia of Sociology, Oxford: Blackwell, Vol.8, ss. 3933-3936.

96 ilişkin ikinci bir yan anlamlar grubu vardır, bunlar en belirgin şekilde sihir uygulamaları ve büyücülükle ilişkilidir fakat aynı zamanda olağanüstü varlık veya alanla birleşmeye (hava durumu gibi), öngörülemeyen olayları kontrol altına almaya, toplantıları açma ve kapama faaliyetlerine, yardımlarından dolayı olağanüstü varlıklara şükran sunmaya işaret eder. Bu uygulamalar katılımcılar tarafından anlaşılabilir veya anlaşılamaz.”269

Ritüelin birinci ya da ikinci yani yan anlamından hangisinin kullanıldığı Goffman’ın dramaturjik analizi ile ortaya çıkarılabilmektedir. Geleneksel olabileceği gibi modern bir üslupta da olabilir. Yan anlamları içeren ritüeller Goffman’ın etkileşimsel çerçevelerinde kilitleri kullanıp buna göre durum betimlemesi yapmayı gerektirebilir.

Bu kuşatıcı tanımına uygun olarak da ritüelin insan hayatında temas ettiği alanın kuşatıcılığı şu şekilde ifade edilebilir:

‘Ritüel’ terimi, Katolik toplu ayininden, Budist rahiplerinin Himalayalarda şarkı söylemelerine, İngiltere Avam Kamarası’nda Başbakanın soru sorması anında meydana gelen rahatsız edici kargaşadan, büyük ibikli dalgıç kuşunun çiftleşme seremonilerine kadar, olağanüstü derecede değişik davranışı tasvir etmek için çeşitli ortamlarda kullanılmıştır. Bu terim, taç giyme ve çay içme törenlerini, çocukların yetişkinlerin oluşturduğu çevreye kabul edilişlerini betimlemek için kullanılır ya da ister dinî ister seküler isterse her ikisi olarak yorumlanan fiilleri tanımlayabilir. ‘Ritüel’, örneğin, hemşireler ve sporcu baylar ve bayanlar tarafından çalışma ortamlarında icra edilen belirli faaliyetleri, okullardaki eğitim faaliyetlerini, dinî amaçlı yolculukları (hac) ve tatilleri tasvir edebilir. ‘Ritüel’ genel veya özel olabilir.”270 Bu ifadeden de çıkarılacağı gibi ritüelin kuşatıcılığı ve sosyal hayata dokunması seküler bir biçimde başlamış olup, dini törenlerde, ayinlerde vb. ortamlarda gerek genel gerek özel bir biçimde kullanılmıştır. Günümüzde ise geleneksel anlamı itibariyle ilk akla gelen sosyal alanda kullanımı dini ritüellerin gerçekleşmesi ile oluşmaktadır. Ancak özellikle modern dönemde ritüel “ben”, “ritüel söylem”, “ilişkisel ritüel” kavramlarının literatüre katılması ile dini amaçlı kullanımı evrilerek nesnel anlamından daha öznel anlamda kullanıma kaymaya ve tanımını genişletmeye başlamıştır.

269 Peter Collins, “Din ve Ritüel: Çok Yönlü Bir Yaklaşım”, Çev. Ali İsra Güngör, Edit. Peter B. Clarke, Din Sosyolojisi: Çağdaş Gelişmeler İçinde, Ankara: İmge Yayınları, 2012, s.122. 270 Peter Collins, A.g.e., s.121.

97

 Sosyal Yaşamın Konumsal Yönü

Sosyal yaşamın konumsal yönünden söz etmeden önce Kant, bireylerin ratio denilen akıl sahibi bireyler olduğunu ve kurumsal formlara uyum sağlamakta sıkıntı çektiklerini gördükten sonra saf aklın eleştirisi adlı eserini ortaya koyarken aslında bireyin tüm geleneksel kalıplardan, normlardan, kurumlardan zaman içerisinde sıyrılarak kendi akıllarına uygun bir yaşam inşa etmeleri gerektiğini vurgulamaktadır271. Buna bağlı olarak bireylerin pragmatik ya da rasyonel aklını kullanarak ya da farklı bir deyişle mikro ile makronun birleşiminden akla uygun yeni yasalar icat etmeleriyle sosyal yaşama uygun yeni konumsal yön yaratacaklarını ve kimliklerini de kendi akılları çerçevesinde inşa edeceklerine dair görüşlerini sunmaktadır.

İnsanoğlu doğumundan itibaren kendini bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde birtakım durumlar içinde bulmaktadır. Bu durumlar içinde toplumsal oyunlara katılmak durumunda kalabilmektedir. Büyükler, kurumlar, normlar ve örf adetler tarafından birey nasıl davranması ve nasıl hareket etmesi, nasıl konuşması gerektiğine karar vermektedir. Bireyler, neyin onaylanıp onaylanmadığına, neyin işe yarayıp yaramadığına bakarak, kendilerine özgü yeni eylem biçimleri, yaşantılardaki oyunlarla ilgili karakteristik bir davranış biçimi geliştirmekte, kendine güveni veya utangaçlığı yine bu doğrultuda öğrenmektedir. Sosyalleşme sürecinin gücü, büyük ölçüde bedensel olarak, basitçe kim olunduğunun, dünyada nasıl var olduğunun bir parçası olarak yaşanmaktadır. Bu duygu habitustur272. Bu bağlamda sosyalleşme süreci içerisinde kişi kendi kimliğini içinde bulunduğu konuma bağlı olarak oluşturmaktadır.

Habitus; bireyin zorunluluklar sonucu problemlerinden kurtulmasına, o bireyin sosyal yapıdaki yerini -hiyerarşideki yerleri, cinsiyetleri, yaş sıralaması açısından ailedeki konumları vb.- göz önünde bulundurarak çözümler sunan bir ilkedir273. Bu anlamda habitusun tarihsel de bir yönü vardır. Tüm bu süreci etkileyebilmesi için

271 Immuniel Kant, Arı Usun Eleştirisi, Çev. Aziz Yardımlı, İdea Yayınları, İstanbul, 2008, s.15-16. 272 -, http://albertproust.tumblr.com/post/90652580739/pierre-bourdieu-%C3%BCzerine, erişim tarihi: 12.02.2017 273 Pierre Bourdieu, “On Marriage Strategies”, Population and Development Review, Sayı: 28/3, New York: Population Council, 2002, s. 558.

98 habitusun geçmişten gelen ve geleceğe uzanan bir yapısı olması gerekmektedir. Bu durum “tarihe dayanarak bireysel ve kolektif pratiklerin üretildiği bir tarih üretimi” tanımında da ortaya çıkmaktadır274. Dolayısı ile habitus geçmişin deneyimleri ile şimdinin etkinliklerini içermektedir ve bireyin sosyal sınıfının belirlenmesinde önemli ölçüde etkili olmaktadır. Habitus’un bir diğer işlevine dair Bourdieu şunları söylemektedir; “Aktörler kavramının işlevlerinden biri de eyleyiciler arasında üslup birliği sağlamaktır. Habitus, bir konumun içkin ve bağıntısal özelliklerini birlikçi (üniter) bir yaşam stilinde, yani insanların, malların/varlıkların, pratiklerin tercihindeki birlikçi bir bütünde dile getiren can verici ve birleştirici kökendir”275

Habitus kavramının daha iyi anlaşılmasına yönelik olarak aşağıda iki resmin anlatımına başvurulmuştur. Bu resimlerin anlatımına geçmeden önce bir örnek üzerinden habitus kavramını açıklamak gerekirse; birey yaşadığı evin her bir köşesini ezbere bildiği için ve buna göre yaşam alanına ait hazır şemaya sahip olduğu için elektrikler kesildiğinde herhangi bir zorluk çekmeden yolunu bulacaktır ancak bir misafir geldiğinde evin şeklini bilmediğinden elektrikler kesildiğinde tedirgin olacaktır. Buna benzer olarak bireyler herhangi bir yaşam olayında nasıl bir konum alacaklarını daha önceki tecrübelerine bağlı olarak belirlemektedir.

274 Pierre Bourdieu, The Logic of Practice, Çev. Richard Nice, Cambridge: Polity Press, 2003, s.54. 275Pierre Bourdieu, Pratik Nedenler: Eylem Kuramı Üzerine, Çev. Hülya Uğur Tanrıöver, İstanbul: Hill Yayın, 2006, s.21.

99

RESİM-1. The Fight Between Camival And Lent

Kaynak: Adam B. Seligman, Robert P. Weller, Michael J. Puett, Bennett Simon, Ritual And Its Consequences, The Fight Between Camival And Lent, Pieter Brueghel The Elder (Kunst- Historisches Museum, Vienna, With Permission), Oxford University Press, 2008, s.75.

RESİM-2. Children's Games Kaynak: Adam B. Seligman, Robert P. Weller, Michael J. Puett, Bennett Simon, Ritual And Its Consequences, Children's Games, Pieter Brueghel The Elder (Kunsthistorisches Museum, Vienna, With

100

Permission), Oxford University Press, 2008, s.76.

Pieter Brueghel için çok iyi iki örnek kabul edilen, The Fight between Carnival and Lent adlı ünlü eserini 1559 yılında, Children’s Games eserini ise bir sonraki yıl tamamlamıştır. Her ikisinin de stil bakımından son derece benzer olması ve tablo üzerine yayılmış çok sayıda figürü yansıtıyor olması bir tesadüf değildir. Her iki resimdeki renk kompozisyonu ve hatta içsel gerilim hissi birbirine çok benzemektedir.

Kompozisyondaki farklılıklar, üzerinde durulan noktalar ile uyumludur. Örneğin her ikisi de şehir meydanı ortamında geçmektedir ancak Children’s Games eserindeki alan akan bir nehir ve ötesindeki denizden oluşan sınırsız bir aleme açılırken, Carnival and Lent eserinde ise manzara şehrin diğer sokaklarına çıkmaktadır. Oyunlar daha kapsamlı dünyayı ritüellerin yapmadığı şekilde kabul etmektedir. Daha da önemli bir farklılık ise her eserin merkezinde yatmaktadır. Carnival and Lent eserinde eylem iki ritüel anın buluşmasına odaklanmaktadır. Bükülmüş iki tane tövbekâr tarafından çekilen ve acınası durumdaki dilenciler ve halinden memnun kasaba sakinlerinin takip ettiği yalın arabasında zayıf düşmüş Perhiz, kendi obur, sarhoş ve gösterici takipçilerinin izini süren ve bir şarap fıçısı üzerinde yol alan neşeli ve tombul Karnaval ile karşılaşmaktadır. Öte yandan Children’s Games bu kadar amaçlı ve dengeli değildir; kendi bağımsız oyunlarını oynayan gruplar üzerinde gözlerimizi serbestçe gezdirmemizi sağlamaktadır276.

Carnival and Lent eseri ahlaki kötüye kullanım ve kati kısıtlama arasındaki ahlaki savaş ile ilgili iken, Children’s Game böyle bir konuya sahip değildir. Bu eser, Brueghel’in “hiçbir muğlak imleme ya da ahlaki kinaye” içermeyen tek eseri olarak adlandırılır. Ritüel merkezcildir ve toplumu (ya da bu durumda iki farklı ritüel açısından görüldüğü şekliyle toplum) oluşturan yoğun bir eylem içerisinde insanları bir araya getirmektedir. Öte yandan oyun, tablo üzerindeki alanda tohumlarını ekmektedir. Ritüel sınırlarını eşit bir şekilde tanımlar çünkü bir bütünlük varsaymaktadır. Öte yandan oyun,

276 Adam B. Seligman, Robert P. Weller, Michael J. Puett, Bennett Simon, A.g.e., s.76.

101 kendi kurallarına bağlı aktivitelerini organize etmekte iken sınırsızlığı bireylere açmaktadır277.

Bu iki resim insan yaşamını ya birinci figür gibi bir metaforla daha kalıplara uygun şekilde yapılandırmakta, söylemlerini buna göre oluşturmakta ve bu bağlamda benliğini inşa etmekte ya da ikinci resimde olduğu gibi özgürlük içinde oyunlar oynayarak inşa edildiğini açıklamaktadır. Her ikisinde de düzen vardır her ikisi de kurgusaldır, her ikisi de sözdedir ancak her ikisinde de farklılıklar bulunmaktadır. Birinci bölümde iletişim uyumu kuramının, davranışları, motivasyonları, niyetleri, nesnel ve bağlamsal değişkenleri kimlikleri ve bireylerin dil kullanımlarını inceleyen bir bir kuram olduğundan söz edilmişti. Bu noktada bireyin iletişimsel eylemlerinin hangi noktada ritüel hangi noktada oyun olduğu sorusunu doğurmaktadır. Bir oyunsal iletişim aynı zamanda ritüel iletişimi olabilir ancak her ritüel iletişim bir oyun değildir çünkü oyun davranışı her zaman aynı şekilde tekrar etmemektedir. Bunun yanı sıra ritüel davranışta kişi ritüel “ben”ini devam ettirmektedir çünkü iletişimde bulunduğu kişinin kendisinden emin olmasını istemekte, kendi çizgisini sürdürmesi gerektiğini düşünmektedir. Böylelikle ilişkilerinde bir düzen oluşturabilir; ancak oyun davranışı, her zaman aynı şekilde tekrarlamamaktadır. Bireyin kendisini konumlandırması bir kalıbın içine girmesi gibidir. Belli bir perspektif alması anlamına gelmemektedir. Kendisi tarafından anlaşılmasa da dahil olduğu ritüel eylemleri kişi hakkında bilgi vermektedir. Oyunda ise tam tersi, birey refleksif bir tavır sergilemektedir. Bireyseldir, bağımsızdır. Ritüelin değil bireyin kendi özünün yorumları önem taşımaktadır.

 Sosyal Yaşamın Konumsal Olmayan Yönü

Sosyal yaşamda konumu olmayan yön, herhangi bir durumla karşı karşıya kalındığında o duruma uygun şemanın zihinde bulunmamasından dolayı iletişim durumlarında konum alamayışı ifade etmektedir. Bu bağlamda kişinin hiç karşı karşıya

277 Adam B. Seligman, Robert P. Weller, Michael J. Puett, Bennett Simon, A.g.e., s.76.

102 kalmadığı potansiyel ya da kör benliği devreye girmektedir. Kişi konum alamadığı için uygun bir iletişim stili oluşturamayan bireyin zıtlık, farklılık, aykırılık anlamını da taşıyan ıraksama (difference) iletişim stratejisi oluşturabileceği var sayılabilir.

Yukarıdaki örnekte belirtildiği üzere sosyal yaşam ritüellere dayalı yaşandığında konumsal olmakta oyunlara dayalı olduğunda ise duruma uygun, başka bir deyişle konumlandırılmamış bir biçimde yaşanmaktadır.

 Sosyal Yaşamın Durumsal Yönü

Sosyal yaşamın durumsal yönü, belirli bir konumu olmayan insanı içinde şimdi ve buraya göre şekillendirdiğini ifade etmektedir. Buna göre en güzel örnek Geştalt’ın rosa testlerine bakılınca içinde bulunduğu duruma göre resmin yaşlı bir nine ya da genç bir kadın gibi görülmesi verilebilir. Testi ya da iki karşılıklı yüz olarak değerlendirmesi durumsal olarak kişinin içinde bulunduğu anda yaşadığı psikolojik etkiler sonucu vermiş olduğu yanıtları oluşturmaktadır278.

İnsanların birbirlerine olan uyumu kökleşmiş alışkanlıklar haline geldiği zaman başlamaktadır. Süreç beraberinde iki insanın birbirine alışmasını farklı bir anlatımla kişinin sahip olduğu ritüel davranışları öğrenmesi ve normalleştirmesi, olağan görmeye başlamasıyla uyum süreci de başlamaktadır. Bu durum evlilik öncesi ilişkilerde de böyledir. Öncelikle kişilerin yaptıkları bazı alışkanlıklar yadırganmakta, kişinin yaptığından farklı özellikler taşımakta ancak her iki kişinin o ritüele katkısıyla birlikte hem ritüel evrim geçirmeye başlamakta hem de kişiler kendi dönüşümlerini gerçekleştirmektedir ve böylece uyum sürecine adapte olmaları sağlanmaktadır.

İletişim içindeki taraflar arasında koşullar değişebilmekte ve eskimeye yüz tutmuş bir vaziyet almakta ise, uyuşmazlık sorunu yaşanabilmektedir. Uyuşmazlık, örneğin boşanma esnasında anne, baba ve çocuklar arasında ortaya çıkabilir; bekar

278 Kendra Cherry, https://www.verywell.com/what-is-gestalt-psychology-2795808, Erişim Tarihi:06.09.2017

103 ebeveyn çocukların oyunuyla, eğitimi ile ve onlarla kurduğu iletişim ile ilgili yeni ve basit yollar bulup bununla baş etme baskısı altındadır. Uyum sağlamak için, davranışları üzerinde ciddi bir şekilde düşünmeleri gerekmektedir; ancak davranışları değiştirmek ya da geliştirmek gerekebilir, böylece tekrardan akıcı ve sürekli derinliğine düşünmek zorunda kalmadan, davranışların kolayca aktığı bir biçimde davranabilmektedir. Buna göre eğer bunu başarırlar ise, insanlar gündelik hayatla ilgili daha uzman olmaktadır279.

Belirli türde bir iletişim sırasında, bilinen ya da görünür özelliklere sahip olan taraf belirli bir itibar ile karşılaşacağını bekleyebilir ve bunun böyle olmasının ahlaken uygun olduğunu hissedebilir280. Mevcut durumda tavrını koruyabilen bir kişi, geçmişte daha ileriki zamanlarda yüzleşmesi daha zor olacak olan belirli eylemlerden imtina etmiş olan kişidir. Ayrıca, artık tavrını kaybetmekten korkmakta ve bunun nedeni diğerlerinin bunu, hislerinin değerlendirilmesinin gelecekte gösterilmesine gerek olmadığı konusunda bir işaret olarak algılayabilmektedir. Büyük çaba sarf edilmesine rağmen kişinin kendi için sürdürülmekte olan düzen ile bütünleştirilemeyen toplumsal değeri ile ilgili herhangi bir şekilde bilgi verildiğinde kişiye yanlış şekilde itibar ettiği söylenebilir. 2.3.1.2. Güç Olarak Ritüel

Ritüelin güç olarak ele alınması iletişimde olan bir tarafın diğer taraf üzerinde tahakküm kurması diğer tarafın da uyum sağlaması ya da direniş göstermesi olarak tanımlanmaktadır. Güç olarak ritüel, sosyal ve inanç olarak ritüel kavramına göre daha nettir. Güç olarak ritüel gündelik yaşamın değişkenlerinin (örn: kazalar/tesadüfler) son derece hazır ve güçlü oldukları hissedildiği için net bir şekilde değiştirildiği ve kontrollü bir ortamın yaratılmasını temsil ettiği söylenebilir. Ritüel, olayların bilinçli bir gerilim içerisinde olması gerektiği şekli uygulamanın ve bu ritüelleştirilmiş mükemmelliği olayların sıradan ve kontrol dışı gidişatı içerisinde hatırlamanın bir yoludur. Ritüel, gücünü

279 Richard Sennett, Beraber, Çev: İlkay Özküralpli, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 2012, s.250. 280 Erving Goffman, “Interaction Ritual” Essays on Face-to-Face Behavıor, Anchor Books, USA, 1967, ss.7-8.

104 oldukça sıradan aktiviteler ile ilgili olması ve prensipte tanımladığı ve gösterdiği şeylerin bu eylemler her gerçekleştiğinde mümkün olması gerçeğine dayandırmakta ancak; gücünü aynı zamanda bu olasılıkların aslında gerçekleşemeyeceği gerçeği ile de ilişkilendirmektedir281.

“Bu perspektiften bakıldığında ritüel başka bir şey ile uyumlu bir şey olarak anlaşılmamaktadır– istenen sonuçların sihirli bir taklidi, duyguların değişimi, fikirlerimizin sembolik bir dışa vurumu, bir metnin dramlaştırılması ya da benzeri olarak düşünülebilmektedir. Ritüel, uyuşmazlığın algılandığı ve üzerinde düşünüldüğü yerde güç kazanır.”282.

Bu bağlamda ritüel her onu tekrar edişte güç kazanmamakta, ritüel yitimi ya da yıkımında uyuşmazlık algılandığında kişi bulunduğu arenanın dışına çıkıp kendine dışarıdan bakabilme kazanımına erişmektedir. Bu bağlamda dilde ritüeller söz konusu olduğunda her iki türlü yakınsama davranışı da ıraksama davranışı da hem ritüele hem kişinin kendi benlik farkındalığına güç kazandırmaktadır. Çünkü ıraksama davranışı kişinin bulunduğu arenanın dışına çıkıp oradan kendisini değerlendirme fırsatı sunmaktadır.

 Ritüellere Dramaturjik Yaklaşım

Goffman tarafından ortaya atılmış bir terim olan dramaturji kavramı (metaforu) yüz yüze etkileşimleri, organizasyonu tanımlamaktadır283. Bu metafor kişinin kendisini sunmasına veya duruma dikkat çekmektedir. Dramaturjik metafor, günlük sosyal yaşamın gelişimini gözlemlemektedir284. En gerçekçi etkileşimleri diğerleri karşısında ya da izleyiciler karşısında sergilemekte ve profesyoneller gibi oynamaktadır.

281Adam B. Seligman, Robert P. Weller, Michael J. Puett, Bennett Simon, Ritual and Its Consequencesss, Oxford University Press, 2008, s.27. 282 Adam B. Seligman, Robert P. Weller, Michael J. Puett, Bennett Simon, A.g.e., s.27. 283 Aydın Bayad, “Erving Goffman’ın Benlik Kavramı ve İnsan Doğası Varsayımı”, Psikoloji Çalışmaları Dergisi, 36-1, 2016, ss.65-80. 284 Erving Goffman, Çağdaş Sosyoloji Teorileri Dizisi -2 (Dramaturjik Teori), https://www.facebook.com/notes/%C3%A7eki%C3%A7li-filozoflar kul%C3%BCb%C3%BC/%C3%A7a%C4%9Fda%C5%9F-sosyoloji-teorileri-dizisi-2-dramaturjik- teori/225954177437659/, Erişim Tarihi: 06.09.2017

105

Goffman’ın etkileşimden farklılaşma kavramı davranışta uyumsuzluğu açıklamaya yardımcı olmaktadır. Bu durum şu anlama gelmektedir; aktörler uygunsuz davranınca kuralları yıkmaktadır. Başka bir gerçekliğin yaratılması uygun olan başka bir seçeneğin doğuşunu sağlamaktadır285.

Goffman’ın drama kavramı tiyatrodaki sosyal performansa benzerdir ancak farklılıklar bulunmaktadır. Örneğin sosyal dramada etki görünür bir şekildedir ve sahneleme gizlidir. Performans tekniklerinde ise sahneleme gerçektir. Etki sanaldır. Başka bir deyişle gerçek bir sahne vardır sahnenin ön ve arka tarafı vardır oyuncular sahnenin arka tarafında kendilerini oynamaktayken sahnenin önünde rollerini sergilemektedirler. Estetik performansta ise sahneleme gerçek, etki sanaldır.

Şekil 5. Estetik Performans ve Sosyal Drama Arasındaki İkili Olumlu İlişki Kaynak: Adnan Çevik, Performans, Ritüel, Oyun, file:///C:/Users/DIDEM/Downloads/3_4_5_6_7_8%20(3).pdf, s.23, Erişim Tarihi: 06.09.2017

Goffman ilk kitabı olan “Günlük Yaşamda Benliğin Sunumu” adlı kitabında dramaturji üzerine çalışmaktadır. Bu metafor yüz yüze etkileşimleri, organizasyonu

285 Thomas J. Scheff, “Deconstracting Social Instıtutions”, edit. A. Javier Trevino, Goffman’s Legacy, Rowmann Littlefield Publishers, Usa, 2003, s.58.

106 tanımlamaktadır. Kendini sunmaya veya insanların durumuna dikkatleri çekmektedir. Dramaturjik metafor, günlük sosyal yaşamın gelişimini gözlemlemektedir. En mükemmel etkileşimleri diğerleri karşısında ya da izleyenler karşısında sergilemekte ve izleyenlerin önünde saygıyla profesyoneller gibi oynamaktadır. Bu sosyal yönler bazı rollere sahiplerdir, karakterlere sahiplerdir. Diğerleri ile etkileşim kurarlarken bu rolleri oynamaktadır. Kısacası küçük bir oyun sergilemekte ve itinayla diğerlerini ikna etmeyi ummaktadır. Bununla birlikte dinleyiciler bir takım oyunları, yalanları, kanıtları, diğer bilgileri aramaktadır. Aktörlerin göstermiş oldukları performans üzerine sosyal aktörler gibi yerleşmemişlerdir286. Bu sebeple dramaturjik analizin sahne önü ve arkası performansları incelemede, kanıtları, yalanları, oyunları, ipuçları bulmada ve bu kanıtları kilitler kullanarak çözümlemenin önemli bir yer tuttuğunu belirtmekte fayda bulunmaktadır. Batı toplumlarında, resmi olmayan ortamlar sahne arkası veya içinde bir davranış dili ve performansın gözler önüne serildiği sahne önünde ayrı bir sunum ve davranış dili bulunmaktadır. Sahne arkası dili çeşitli davranış kalıplarını içermektedir. Bu davranışlar: küfürlü, açık, informel, özel selamlaşmalar, argo, özel jargonlar, sigara içme, serbest giyim, rahat ve geniş bir oturma şekli, lehçe veya sokak dili ile konuşma, bağırma, homurdanma, çeşitli türde şakalaşmalar, şarkı mırıldanma, ıslık çalma, sakız çiğneme patlatma, geğirme ve yellenme gibi kişinin kendi kendi ile kaldığında ya da en yakınları ve özel alanına dahil ettiği kişilerin yaptığı davranışları içermektedir. Sahne önü davranış ise bu davranışların tam tersi davranışları içermektedir ve nezaket, saygı ve yüz koruma(saklama) davranışlarını içermektedir287.

Nezaket genellikle herhangi bir etkileşimde ortaya çıkmakta ve gelişmektedir ve pek çok durumda nezaket anlayışları ‘hemen oracıkta’ ortaya çıkar çünkü etkileşime giren kişiler yerelleştirilmiş ve yerleşmiş ortamlarda etkileşimi birlikte oluştururken belirli beklentilerden istifade etmektedir. Ancak, nezaket anlayışları bu anlamda her zaman tam anlamıyla yerelleştirilmemektedir ve bu nedenle şematik (ritüel) eylemler ve

286 Thomas J. Scheff, “Deconstracting Social Instıtutions”, edit. A. Javier Trevino, Goffman’s Legacy, Rowmann Littlefield Publishers, USA, 2003, s.18. 287 Erving Goffman, Günlük Yaşamda Benliğin Sunumu, Metis Yayınları, 2017, ss.107-127.

107 nezaket arasında önemli bir ara bağ bulunmaktadır288. Bu doğrultuda nezaket anlayışları yerelleşmişse ve ve belirli beklenti ihtiyaçları doğrultusunda oluşmuşsa şematik (ritüel eylemlerle eşdeğer olurlar ancak bağımsız ve niyet dışı olarak ortaya atıldığında, kendiliğinden gelişen ve içinde bulunduğu duruma göre hareket eden ritüeller olarak var olmaktadır. Herhangi bir konumsallık özelliği taşımamaktadır ve yapının dışında olduğundan inşa edilebilir bir özellik taşımaktadır.

Pek çok ortamda nezaket anlayışlarının, etkileşime giren kişilerin belirli ‘metinleri’ izlemesinin/takip etmesinin beklendiği göz önünde bulundurulur ise, yakın çevrelerinde muhtemelen daha az yerelleştirilmiş olacaktır. Bu gibi ortamlarda nezaket esas şemaları, yani, kişiler için halihazırda tanınabilir olan ve tekrarlanan şekilde kullanılan ve önceden mevcut olan davranış motiflerini takip etme eğilimindedir289. Başka bir deyişle yakın çevresiyle etkileşimde bulunan birey daha çok kendini oynamaktadır. Çünkü çok fazla onay almak gibi ya da risk davranışından korkmak gibi sosyal alışverişi olmadığından birtakım ritüel şemaları kullanma gereği duymayacaktır. Dolayısıyla kullandığı ritüel davranışları daha az yereldir daha özgündür ve daha doğaldır.

Teatralleşmiş gündelik hayat söylemi parçalanmaktadır. Gündelik hayat, kendini teatralleştirmeye uydurmaktadır. Gündelik hayat komediyi ve dramı, az çok iyi oynanan rolleri her zaman içermektedir. Gündelik hayat, beceriksiz oyuncuların kötü doğaçlaması düzeyinde kalmaktadır. Aşk, ahlak ya da politika gerekçesiyle her zaman bir cinayet işlenmesine neden olmaktadır. Buradan çıkarılan sonuç da tiyatroda olduğu gibi gündelik hayatta da suçun gömülü olduğudur. Bu durumda, gündelik söylemin içeriği, bir dayanağı bulunmaktadır, bu genel varsayıma göre insanın doğasına değil, toplumsal ilişkilerin uzun zamandır, güç, otorite, iktidar, bağımlılık, kudret ve servet eşitsizliği ilişkileri olmasına bağlıdır. Gündelik hayat ve belirsizliği hem sonuç hem de neden olarak, anne-baba& çocuk, erkek-kadın, patron ile işçi, yöneten ile yönetilen arasındaki bu ilişkileri maskelemektedir. Goffman eleştirel bilgi ile bu bulanıklığı

288 Daniel Z. Kadar, Relational Rituals and Communication, Palgrave Macmillan, 2013, s.25. 289 Daniel Z. Kadar, A.g.e., s.25.

108 dağıtmayı ve metaforların anlamını açığa çıkarmayı öngörmektedir. Gündelik hayatın ve gündelik sözlerin merkezinde, toplumsal yaşamı yaşanılır kılan etik değerler bulunmaktadır290.

Goffman dramaturjik metaforu gündelik hayata uyarlamasıyla ün salmış bir düşünürdür. Sahne arkası iletişim stiline herhangi bir durumda başvurulacağını savunmaktadır. Birçok toplumsal düzende aktörler vitrin bölgesinin ardında kalan yerlerini serbest bir biçimde davranmak niyetiyle sahne arkası olarak ayarlamaktadır291.

Örneğin, Amerika’daki bazı lokantalarda, özellikle de küçük ölçekli işletmelerde, personel kapıdan en uzak veya mutfağa en yakın masada toplanır ve orada, en azından kimi yönlerden sahne arkasındaymışçasına davranmaktadır. Benzer şekilde, kalabalık olmayan akşam uçuşlarında, işleri bittikten sonra hostesler bazen en arka koltuklara oturarak zorunlu topukluları çıkarıp spor ayakkabı giyer, bir sigara yakar ve kimi zaman en yakındaki bir-iki yolcuyu da kapsayacak şekilde orada alçak sesle konuşulan bir rahatlama alanı yaratmaktadır292. Bu günlük ritüel davranışları sosyal ilişkilerin devamı ve kabul edilebilir olması açısından olması gerekendir ancak her ne kadar kişi kendini bir metafor olan tiyatro sahnesindeymiş gibi görüyor olmasa da bu rolün içinde kendini bulmaktadır ve bu ritüel davranışı çok uzun oynamak durumunda kalması yorucu olmaktadır kişi kendine mutlaka bir sahne arkası kendine oynayacağı bir alan yaratmakta, farklı bir deyişle bu alana ihtiyaç duymaktadır.

 Ritüel ve Oyun Dramaturjik çerçeveye göre Goffman, günlük yaşamda benliğin sunumuna çalışmadan önce oyun imajinasyonunu sosyal etkileşimlerle tanımlamaktadır. Sosyal yaşamı bir oyun modeli olarak kullanmaktadır. 1950’li yılların başlarında dramaturjik analiz oyun metaforu şeklinde kullanılmıştır. Sosyal etkileşim nerede bulunmakta ise o güne bağlı olarak görünmektedir. Farklı bir anlatımla her bir etkileşim o günün

290 Henry Lefebvre, Gündelik Hayatın Eleştirisi III, Sel Yayıncılık, Çev. Işık Ergüden, İstanbul, 2015, s.72. 291 Erving Goffman, A.g.e., ss.33-40. 292 Erving Goffman, Günlük Yaşamda Benliğin Sunumu, Metis Yayınları, Çev. Barış Sezar, İstanbul, 2016, s.127.

109 durumuna ve koşullarına göre değerlendirilmelidir. Goffman, herkesin birer artist olduğunu vurgulamaktadır. Bu noktada artist kavramı (konforlu ileticiler) yani diğerinin konforunu sanallandırmak ve kişinin kendini diğerlerine sunma hizmeti anlamını taşımaktadır. Bu bağlamda sosyal aktörler durumların tanımlayıcısı ve manipülatörleridir293.

Oyun metaforu, sosyal hareketin stratejilerine odaklanarak ve artistik hareketlere odaklanarak manipülatif bakışı baskılamaktadır. Bununla birlikte oyun metaforu sosyal etkileşimi hesaba katarak dramaturjik hesaplamalar gibi daha çok resim sunmaktadır. Çoğunlukla bireylerin kişisel bilgilerinin ilgileri doğrultusunda günlük performansların orkestrası üzerinde durmaktadır. Dramaturjik model dışarıya görünümü önemsediği ve temel aldığı için ahlaki özelliklere bağlı etkileşim düzeninin içsel kapsayıcı güçlerini düşünmemektedir294. Sosyal yaşam manipülatiftir dolayısıyla bireyde direniş ve tahakküm davranışlarının uyanmasına sebep olmaktadır. Oyun ise sosyal etkileşim sırasında kendi sosyal alışveriş nosyonuna uygun olarak bazı dramaturjik hesaplar içine girerek oyun metaforunu kullanmaktadır ve bu metafor manipülatif davranışı baskılamaktadır.

Oyun, gönüllü eylemlerdir. Ritüeller gönüllü de zorunlu da gerçekleştirilebilir. Oyun emirlere bağımlı olamamaktadır emirlere bağlı oyun zorunlu bir temsil olabilmektedir. Oyun içgüdüsel bir eylemdir. Çocuklar ve hayvanlar oynamaktadır, çünkü oyun onlar için zevk kaynağıdır; özgürlük de tam bu noktada ortaya çıkmaktadır. Oyun keyfe kederdir. Ahlaki bir görev olarak dayatılmış bir ödev sayılmamaktadır. Oyun “gündelik” veya “gerçek” hayat olarak adlandırılmamaktadır. Oyun, bu hayattan uzaklaşarak, kendine özgü eğilimler ortaya atan geçici faaliyetler yaratma bahanesi sunmaktadır. “Gündelik hayat”ın bağımsız unsuru anlamına da gelen oyun, ihtiyaç ve arzu gibi tatmin mekanizmalarından uzak kalmakta farklı bir deyişle bu mekanizmaları kesintiye uğratmaktadır295.

293 Thomas J. Scheff, A.g.e.,s.18-19. 294 Thomas J. Scheff, A.g.e, s.18. 295 Johan Huizinga, Homo Ludens, 4. Basım, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 2013, ss. 24-25.

110

Oyun bireyin gelişiminde çok temel bir dürtüdür. Çocuklar çok küçük yaşlardan itibaren anne ya da baba rolüne girerek kendilerini ebeveynleriyle özdeşleştirme çabası içerisine girmektedir. Sadece çocuklar değil, yetişkinler de toplumda sahip oldukları rolleri gereği, kazanmak ve sürdürmek istedikleri ilişkiler gereği çeşitli oyunlar oynamaktadır. Doğayla iç içe yaşayan insan toplulukları çevrenin, hayvanların ritmik hareketlerine benzeyen çeşitli oyunlar oynamaktadır296. Bu oyunlar etkileşimlere aşina olmayı, riski ortadan kaldırmayı ve daha güvenli bir ortam yaratmayı sağlamaktadır.

Ritüelin de oyun gibi kendi içinde kuralları vardır ve oyun alanından şekil olarak farklı değildir. Oyunun farklılığı kendiliğinden olması ritüele göre daha özgür olması içindeki kuralların farklı şekilde gerçekleştirilme olasılığı ve müdahale edilemez yapılar olmasıdır297. Ancak ritüeller müdahale edilebilir toplumsal düzene uygun olarak yeniden inşa edilebilir. Kurumsal yapıların kendilerince işlerine yarayan şekilde düzenleme yapılabilir, inşa edilebilir unsurlardır.

Oyun, ritüel, sanat ve festival, bunların hepsi kendi sınırlı topluluklarını ve eylem dünyalarını oluşturmaktadır. Bunların her biri ritmi (genellikle ritüel çalışmalarda “tekrarlama” olarak adlandırılır), anlayış ve eylem kuralları ve güçlü edimsel etkileri olan insan yapımı paylaşılmış ve sınırlı yapılardır. Bunların her biri insanın varoluşu ile bütünleşmiş bir gerilim oluşturan sınırlar ve sınırsızlık dinamikleri ile ilgilenmektedir. Ritüel ve oyun “harekete geçirilmiş istekselliklerdir”. Her ikisi de alternatif gerçeklikleri ve düzenleri yaratan, deneyimleyen ve paylaşılan üçüncü bir alan yaratmaktadır298. Oyunlar en ilkel bağlamda çiftleşme, kendi alanını ya da üstünlüğünü belirleme amacına yönelik törenlerle ilintilidir. Örneğin; eş ararken renk ve biçim değiştiren

296 Ayşın Candan, “Ritüel Üzerine”, Sanat Dünyamız, Üç Aylık Kültür ve Sanat Dergisi, sayı:83, 2002, s. 45. 297 Adnan Çevik, Performans, Ritüel, Oyun, file:///C:/Users/DIDEM/Downloads/3_4_5_6_7_8%20(3).pdf, s.39, Erişim Tarihi: 06.09.2017 298 Adam B. Seligman, Robert P. Weller, Michael J. Puett, Bennett Simon, Ritual and Its Consequencesss, Oxford University Press, 2008, s.73.

111 balıklar, kuyruğunu tüm görkemiyle açan tavuslar ritüel davranış içindedir299. Her bir oyun kurgusaldır önce kurgu yapılmakta ve daha sonra bu kurgu oynanmaktadır. Örneğin; yarın toplantıda özenli görünebilmek için pantolon ve gömleği giymenin yanı sıra açılış konuşmasına başlamadan önce şu sözleri söylemeliyim diyen bir kişi, özünde kurgu yapmış olmaktadır. Bu kurgu günlük hayatın bir provasıdır. İzlenilen diziler de kurgunun oynanmış parçalarıdır. Bu sebeple topluluğa hitap etmektedir. O diziyi takip etmenin sebebi bireyi temsil etmesidir. Dolayısıyla günlük hayattaki oyunlardan ve kurgulardan farksızdır.

Kontrolü Devam Kontrolü Ettiren Ben Bırakan Ben Agon Alea Ritüelleşmiş Kehanet Onaylanan Roller savaşlar/oyunlar Arındırma Adaklık ritüel Sihir Karizmatik liderin takipçileri Kurban Mimicry İlinx Tersine çevrilen ritler Sahiplik ruhu Düzeni Bozan Ritüel drama Sarhoşluk ruhu Roller Pesah Bayramı Topluluk (kurban)

Tablo 6 :OyunveRitüelTipleri Kaynak: Adam B. Seligman, Robert P. Weller, Michael J. Puett, Bennett Simon, Ritual and Its Consequencesss, Oxford University Press, 2008, ss.76-77.

Ritüelin ve oyunun sosyal yapıları şekillendiren isteksel dünyalar yarattığı görüşü oyunun farklı türlerinin incelenmesi ritüel türleri arasındaki farkları görmeye yardımcı olmakta ve sınırların oluşumu ve kesişmesi ile kişinin kendi ve diğerlerini grup içi ve grup dışında nasıl tanımladığıyla ilişkili olduğunu açığa çıkarmaktadır. Roger Caillois oyun üzerine yapılan çalışmaları Huizinga’nın çalışmalarının ötesine

299 Ayşın Candan, “Ritüel Üzerine”, Sanat Dünyamız, Üç Aylık Kültür ve Sanat Dergisi, sayı:83, 2002, s.45.

112 taşımıştır ve onun oyunu dört kategoriye ayırmış olması bu konuda özellikle işe yaramıştır300:

Agôn (mücadele), yarışmacıların doğrudan birbirlerine karşı olan temel beceri ve yeteneklerinin görülmesi açısından harici koşulların eşit hale getirildiği yarışma oyunlarını kapsar – yarış, futbol, satranç ve benzerleri. Alea (zar), şans oyunlarını içerir. Mücadelenin neredeyse tam zıttıdır çünkü burada zafer ve mağlubiyet tamamen harici nedenlere bağlıdır ve oyuncuların hiçbir kontrolü yoktur – yazı tura atmak, rulet oynamak gibi. Mimicry (taklit) ise “kapalı, geleneksel ve belirli açılardan hayali evrenin” kabulüdür. Bu bir simülasyon dünyasıdır ve çocukların kendilerini ejderha olarak hayal etmelerinden Oedipus Rex eserinin oynanmasına kadar pek çok şeyi kapsar. Ilinx (Yunanca “girdap” kelimesinden gelmektedir) ise his yanılgısının ya da Caillois’in dediği gibi “keyfi panik” duygusunun peşinden gitmektir. Çocukların koşarak daireler çizmesi, birbirlerini gıdıklamaları gibi keyfi eylemlerini kapsar, ancak aynı zamanda yarış amacı taşımayan kayak ya da akarsu sporları gibi yetişkin aktivitelerini de içerir.

Diğer bir farklılık – insan kendi kontrolü elde tutuyor mu yoksa ondan vaz mı geçiyor –sorusundadır. Caillois’in iki “temel” çiftinin ötesine geçmektedir. Mimicry ve agon, oyuncunun kontrolü kendine tutmasını sağlamaktadır; alea ve ilinx ise kontrolden vazgeçildiğini göstermektedir. Bu ise Tanrı rolünü oynamak ve Tanrının kontrolü altında olmak arasındaki farklı ortaya çıkarmaktadır. Bir ninja savaşçısı olduğunu hayal eden bir çocuk, gıdıklanan ve kıkırdayan kardeşinin vazgeçmiş olduğu irade şekline sahiptir. İrade aynı zamanda, oyuncuların sonucu kontrol edebildikleri agon ve oyuncuların dış güçlerin kontrolünde olduğu alea arasındaki temel farktır301. Bu oyun türlerini ritüel bağlamında ele alacak olur isek özellikle Mimicry’ye benzediğini ifade edebiliriz çünkü “kapalı, geleneksel, belirli açılardan hayali evrenin vurgusu” maddi olmayan, inanca dayalı sınırlı bir yapıyla örtüşmektedir ve daha çok geleneksel

300Adam B. Seligman, Robert P. Weller, Michael J. Puett, Bennett Simon, Ritual and Its Consequencesss, Oxford University Press, 2008, s. 77. 301 Adam B. Seligman, Robert P. Weller, Michael J. Puett, Bennett Simon, A.g.e., s. 78.

113 ritüellere hitap etmektedir. Örneğin yerli ritüellerden örnek vermek gerekirse evlilik öncesi kına gecesi yapılması gibi.. Sorgu gerektirmeden, taklit edilen daha önce yapılmış adetlerden esinlenerek gerçekleştirilir ve eylemsel bağlamda ele alınacak olursa dil açısından convergence (yakınsama) iletişim stratejisine uygun olarak değerlendirilir.

Birey kendi benliğini çok öne çıkarmamakta duruma uygun sözler söyleyerek benzerliklere odaklanmasının söz konusu olduğu görülmektedir. İnşacı değil yapıyı devam ettirici özellik taşımaktadır ancak agon (mücadele) oyun modeli ıraksama (difference) iletişim uyumu stratejisine yakındır çünkü mücadelede bireyler ayrışmakta kazan-kaybet anlayışı hakim olmakta ve benzeyen değil ayrışan ayrışırken geliştiren değiştiren dönüştüren inşa eden bir yapı oluşmaktadır. Çoğunlukla modern ritüel anlayışı buna benzemektedir. Daha çok benlik ön plandadır birey kendini ortaya koymaya çalışmaktadır. Alea(zar), IIinx (girdap) anlıktır, spontan gelişmektedir, kendilerini tekrar etmektedir bu anlamda maintenance(sürerlik) iletişim stratejisine daha yakındır. Maintenance(sürerlik) iletişim stratejisi birçok kaynakta ıraksama (difference) iletişim stratejisiyle birlikte işlenmektedir ancak ufak da olsa fark olduğu tespit edilmiştir çünkü ıraksama yer yer zıtlık kavramını içerse de sürerlik (maintenance) devam eden, kendi benliğini değiştirmeden sürdüren anlamı taşımaktadır. Ancak yakınsama “convergence” iletişim stratejisinden daha uzak ıraksama (differance) iletişim stratejisine daha yakın bir anlam içerdiği savunulabilir.

Yarışma oyunları ritüeller ile birleşir çünkü tıpkı agon gibi pek çok ritüel iradeli ve rol olumlamalıdır. Bu kategori, antropolojik ve dini araştırmalarda ritüel ile ilgili monograflarda sıklıkla görülen pek çok prototipik ritüelin temeline inmektedir302. Örneğin Maurice Bloch, ritüel dilini, değişmez olduğu için semantik anlam taşıyamayacak bir şey olarak tanımlamaktadır ve bunu yalnızca geleneksel otorite kalıplarını güçlendirebilecek saf bir form olarak görmektedir (rol ve kontrolün agonvari

302 Adam B. Seligman, Robert P. Weller, Michael J. Puett, Bennett Simon, A.g.e., s. 79.

114 bir doğrulaması)303. Maurice Bloch’un bu tespiti ritüel literatürü için oldukça önem arz etmektedir çünkü ritüel haline gelen oyunlar hakim olmaktadır. Arınma, kurban, büyü ve benliğin kontrolü ile olumlanmış roller mücadeleci oyun tipinin önemli özelliklerindendir ve bu özellikler ritüelin gelenekçi formunu devam ettiren ritüel dilinin de semantik anlamda değişmeyen yapısını koruyan ve sabitleştiren bir nitelik taşımaktadır.

Hile, oyunun gelenekleri içinde idare edilmektedir ancak oyunbozanlık tüm olayı reddederek uygulamaya son vermektedir. Daha da kötüsü, oyunbozanlık, “sözde” dünyanın varlığını reddederek ve “gerçek” dünyada ısrarcı olarak “sözde” dünyayı mahfetmektedir. Daha da aşırıya kaçıldığında “ritüelin bozulması” toplumun hayati yapılarının temelini ve diğer insanlar ile iletişim mekanizmalarını çürütebilir304. Bu noktada iletişim stratejilerinden yakınsama stratejisi hile oyun stratejisine denk düşerken (çünkü samimiyet olsun ya da olmasın sosyal alışveriş, beklenti, niyet ve amaçlar doğrultusunda hile ile yakınsama davranışları gösterilebilir bir başka deyişle kandırma davranışı gibi görülebilir.) oyunbozanlık ise sözde dünyayı gerçekleri ortaya koyarak bozmak anlamı taşımaktadır bu noktada bu iletişim stratejisi de ıraksama (differance) olarak ortaya çıkmaktadır.

2.3.1.3.İnanç Olarak Ritüel

Ritüel, bireysel algı ve davranışın sosyal olarak uygun ya da şarta bağlı olduğu anlamını verdiği için Durkheim, ritüeli dini inançların ve ritüellerin kombinasyonu olarak görmektedir. Durkheim, ritüeli dini inançların ve ritlerin kombinasyonu olarak görmektedir; inançlar kutsal olanın temsilini içermektedir; ritler yalnızca kutsal olanın nesnesinin temsili olarak karakterize edilen hareket modları olarak belirtilmektedir.

303 Maurice Bloch, From Blessing to Violence: History and Ideology in the Circumcision Ritual of the Merina of Madagascar. Cambridge: Cambridge University Press, 1986, s.48-84. 304 Adam B. Seligman, Robert P. Weller, Michael J. Puett, Bennett Simon, A.g.e., s. 89.

115

Ritüel, bireysel algı ve davranışın sosyal olarak uygun ya da şarta bağlı olduğu anlamına gelmektedir305. Durkheim’ın modelinde ritüel aktivitesi sosyal yaşamın toplu temsilleri arasında gerekli etkileşimleri inşa etmektedir (zihinsel ve zihin ötesi kategori tipi olarak) ve bireysel deneyim ve davranış olarak (aktivite kategorisi olarak) bu iki bölme diğerine dönmekte, ritüel, değişen tarihi ve sosyale zıt ön görünüm olarak senkronik, devam eden, geleneksel veya ontolojik olarak ayrımlanmaktadır. Durkheim’ın ritüel aktivite modeli sosyal yaşamın kollektif temsilleri arasında (zihinsel ve zihinötesi kategori tipinde) ve bireysel deneyim ve davranışta (aktivite kategorisi olarak)gerekli etkileşimleri kapsamaktadır. Turner ritüeli uyuşmazlıklara, zıtlıklara ve sosyal yaşam ve organizasyonlara zıt olarak toplumsal birliğin onayı olarak tanımlamaktadır306. Bu bağlamda inanç olarak ritüellere daha çok kurumlara bağlı, yapıya ve düzene bağlı sistemlerdir. Yapıyı eleştirmek için yapının dışında olmak gerekmektedir.

İnanç olarak ritüeller daha sonra sözü edilecek olan ritüel çeşitlerinden doğum, ölüm, mevsimsel ritüeller, takvimsel ritüellere geleneksel açıdan örnek verilebilir. Çünkü bu ritüellerin fazla sorgulanmadan adet ve görenekler nasıl ise o şekilde uygulanması uygundur. Ayrıca İletişim Uyumu Kuramı’ndan yola çıkılarak bakılacak olursa kalıplaşmış belli kalıp söylemler kullanılmaktadır. Yüz koruma olarak kaçınma ritüeli ve iletişim stratejilerinden de yakınsama ritüelinin ağırlıklı olarak kullanıldığı varsayılmaktadır.

İnancın ritüellerle kesiştiği noktada devreye giren totem, kendi içinde, onu bir totem olarak meydana getirmiş olan toplumsal grubun sembolüdür. Böylece, herhangi bir toplumsal yapıda çoğalan gruplar, maddi nesnelerde totemler olarak “kendilerini nesneleştirirler”; totem, grup üyesinin özdeşleştiği bir markanın etiketi olarak iş görmekte ve özdeşleşme aracılığı ile grubunun parçası olarak kalmaktadır. Ritüel gibi

305 Robert A. Segal, Dinsel Mit-Ritüel Kuram, Naim Atabağsoy, Millî Folklor, Yıl 24, Sayı 94, 2012, ss. 75-79. 306 Catherine Bell, Ritual Theory, Ritual Practice, Oxford university press, New York, 1992, s. 20.

116 ilk kuramsal pratikler, sembolik totem yoluyla, kolektif duyguların düzenli kutlanmasını ve yenilenmesini içeriyor olarak görülebilir307.

Totemler, nesneleri ve ilişki biçimlerini temsil etmekte veya onların yerine geçmektedir bu sebeple mecazidir. Böylece, maddi gerçeklik ve bilinç arasındaki yoğun semboller tarafından sağlanan süreklilikten bir kopuşu örneklemektedir; yorumlama çalışmasını bir statü atfettiği aracı bir düzen olarak iş görmektedir. Totemler, bireyin onlarla görünürde olduklarından daha başka bir şey olarak ilişki kurmasını gerektirdikleri için, farklılığa aittirler; totemler, ayrıca, duygulanım içeren temel işbölümü aracılığıyla meydana getirildikleri için, farklılıktan türetilmektedir308.

Nil ve Dicle-Fırat vadilerinde, tarımsal temellere dayanan oldukça gelişmiş kent uygarlıklarının yaşadığı anlaşılmaktadır. Söz konusu metinler, buralarda yaşayan insanların, ritüel(tören) adı verilen incelikli bir etkinlik biçimi yarattıklarını göstermektedir. Ritüeller, söz konusu eylemlerin yürütülmesinde izlenmesi gereken yolların doğru biçimlerinin neler olduğu hakkındaki uzmanlık bilgisine sahip yetkili kişilerce, belirli zamanlarda, değişmez bir biçimde yerine getirilen bir eylemler silsilesi oluşturmaktadır. Ritüelde mitos, oynanmakta olunan oyunun öyküsünü anlatmaktadır; belirli bir durumu betimlemektedir; ancak bu öykü, izleyici kitlesini eğlendirmek için söylenen sözler değildir; öykü, sözlerle bir güç, bir erk yaratılması için söylenmektedir309.

Ritler, insanı, kendi sınırlarını aşmaya zorlamaktadır; onu, tanrıların ve mitsel kahramanların yanında yer almak zorunda bırakmaktadır; bundaki amaç, onların eylemlerini insanın da yapabileceği ve bir anlamda arınmasına ve kendini tanımasına yol açacağıdır. Mit, doğrudan ya da dolaylı olarak insanın yücelmesini ve kendi sınırlarını, koşullanmalarını aşmada yardımcı olur. Adını işlevinden, ritüelin istenen sonucu sağlamasına yardımcı olmasından almaktadır310.

307 Chris Jenks, “Altkültür”, çev: Nihal Demirkol, Ayrıntı Yayınları, 2005, s.67 308 Chris Jenks, A.g.e., s.67 309,http://www.toplumdusmani.net/modules/wfsection/article.php?articleid=1657,ErişimTarihi:06.09.2017 310 -, http://www.toplumdusmani.net/modules/wfsection/article.php?articleid=1657, Erişim Tarihi: 20.02.2017.

117

2.3.2. Ritüellerin Sınıflandırılması

Ritüellerin sınıflandırılması temelde üç aşamada gerçekleşmektedir. Bunlar giriş, geçiş ve geçiş sonrası ritüelleridir. Van Gennep, söz konusu törenlerin teoride üç aşamada gerçekleştiğini açıklamaktadır. Bunlar sırasıyla ayrılık törenleri (fr. rites de séperation), mekân değişimini ya da durum/ hal değişimini anlatan törenler (fr. rites de marge) ile uyum ritüelleridir (fr. rites de agrégation) ancak; Van Gennep, değişik kültürler ve toplumsal uygulamalar göz önünde bulundurulduğunda, bu üç aşamanın eşit seviyede gelişmediğini ve farklılıklar gösterdiğini de vurgulamaktadır311. Buna göre, ayrılık ritüelleri cenaze törenlerinde, geçiş ritüelleri gebelik, nişan ve sosyal bir ortama girişi/kabulü anlatan inisiyasyon törenlerinde, uyum ritüelleri ise düğün törenlerinde büyük ölçüde ortaya çıkmaktadır312. Bunun yanı sıra, her bir tören yine kendi içerisinde koruma, barış ve bereket gibi farklı anlam boyutlarını içermektedir313. Bununla birlikte geçiş ritüelleri insan yaşamında bir kere yaşandığı için kişi kendi ritüelini tekrar edememektedir dolayısıyla kriz ritüelleri de bu döneme uygun düşen ritüellerden sayılabilir. Kişi ancak bir benzerini deneyimleyen eşinden dostundan ya da yaşadığı kültür içinde süregelen ritüellere tutunmaya ve uyumlu davranışlar sergilemeye çalışmaktadır.

Ritüellerin sınıflandırılmasından önce ritleri tanımlamakta fayda vardır. Ritüeller geleneksel bağı olan fenomenler iken ritler bu ritüelleri uygulamaya döken eylemlerdir ve gruplandırılan eylemlere ilişkin, değişik türdeki yükümlülüklerin yerine getirilmesi”314 olarak tanımlanmaktadır. Ritler, sade toplumsal alışkanlıklar, belirli aralıklarla tekrarlanan hareket tarzları gibi olağanüstü inançlara bağlı törenleri

311 Meral Ozan, “Geçiş Ritüelleri ve Halk Masalları”, Millî Folklor, 2011, Yıl 23, Sayı 91, s.73. 312 -, http://www.stthomasu.ca/~parkhill/rite101/ireps/gennep.htm, Erişim Tarihi: 06.09.2017. 313 Van Gennep, Arnold. Übergangsriten (Les Rites De Passage). Frankfurt/ New York: Campus Verlag, 2005, s.21’den akt.Meral Ozan, “Geçiş Ritüelleri ve Halk Masalları”, Millî Folklor, 2011, Yıl 23, Sayı 91, s.73. 314 Gürbüz Erginer, Kurban‐ Kurbanın Kökenleri ve Anadolu’da Kanlı Kurban Ritüelleri, 1. Baskı YKY, İstanbul, 1997, s. 42.

118 tanımlamaktadır315. Bu törensel ritlerin değişime uğrayabilme özelliği bulunmaktadır ancak bu değişim uzun bir sürece bağlı olduğundan kısa süre içinde fark edilememektedir. Kısa sürede yapılan bir değişim bu ritüelin değerinin sorgulanmasına ve yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmasına sebep olmaktadır. Fransız sosyolog Cazeneuve rit’in toplum için faydalı sonuçlarını şu şekilde açıklamaktadır: “Rit, (gerçek ya da tasarımsal) etkinliği neden ve sonuç ilişkisi içinde yer almayan, tekrarlanan etkinliği kısmen deneye dayalı olmayan bir eylemdir.”316. Bu eyleme örnek verecek olur isek örneğin, düğün yapmak bir toplumda evlilik ritüeli iken örneğin düğün için evden davullu zurnalı kız alınması ritüelin tam yerine getirilmesini sağlayan bir rittir (ritüel hareketidir).

2.3.2.1.Giriş Ritleri

Giriş ritlerinin insan yaşamında önemli kilit noktalarının bulunduğu görülmektedir. Ağırlıklı olarak insanın gelişim evresinde çocukluk ve ilk gençlik evrelerini kapsamaktadır. Kültürel anlamda toplumdan topluma, kültürden kültüre değişim gösteren giriş ritleri, doğumgünleri, ilk tek başına eğlenmeye gitmek, ilk saç kesimi, ilk diş çıkarma, okulda ilk gün ve bunun gibi birçok tür sayılabilmektedir. Çoğunlukla bu ritüellerin değişimi fiziksel koşulların değişmesi sonucu gerçekleşmektedir.

Giriş ritleri ağırlıklı olarak çocukların yetişkinliğe dönüştüğü perioda verilen bir terimdir. Giriş ritüelleri çoğunlukla fiziksel değişim ile özdeşleştirilmiştir. Vücudun bir durumdan diğerine geçtiğini (mutasyonunu) gösteren başlangıç ritüelleridir. Seksüel olgunluğun bir göstergesi olarak bazı kabilelerde kadın sünnetine rastlanmaktadır. Bazı toplumlarda, yüze kalıcı bir çizik atmak belli bir kabileye ya da soya ait olunduğunun göstergesi olarak karşıya çıkmaktadır317. Bu ritlere örnek olarak Kenya’nın Tanzanya sınırlarındaki Afrikalı kabilelerin uygulamaları verilebilir. Burada (Zambia da dahil

315 Sibel Özbudun, Ayinden Törene-Siyasal İktidarın Kurulma ve Kurumsallaşma Sürecinde Törenlerin İşlevleri. Anahtar Kitaplar, 1997, s.17. 316 Özbudun, A.g.e., s.17. 317 Joy Hendry, A.g.e., s.73.

119 olmak üzere) genç adamların çalılara sarılmalarını istenmektedir ve bu süreçte ölü oldukları düşünülmektedir. Bu kişilerin çalılara sarılı gezdikleri süreç içinde değişen fiziksel görüntüleri onların geçiş aşamalarını ve yeni hallerine adapte olma süreçlerini yansıtmaktadır318.

İlginç olan geçiş ritlerinden bir diğeri ise Masailerde görülmektedir. Masailer saçlarını uzatmaktadır ve bakımsız bırakmakta ancak süreç dolduğunda saçlarını tamamen tıraş etmektedirler ardından çıplak kafalarını topluma yeniden doğduklarını belirtmek için parlak toprak boyası ile boyamaktadırlar. Ndenbular, ergen kızların göğüsleri büyümeye başladığında bir kasabaya hapsedilmekte ve bir battaniyeye sarılı bir şekilde bir ağacın altına uzanmaktadırlar. Bütün bir gün sıcak ve nemli havada hareketsiz bir şekilde kalmakta ve diğer insanlar o genç kızın etrafında ritüel aktivitelerini performansa dökmektedir. Bu bir çeşit işkence gibi görülmekle birlikte birçok başlangıç ritüelinin özelliğini yansıtmaktadır319. Bu türden ritüeller çocukluğun geride bırakıldığı ergenliğe hazır olunduğu ve geride bırakılan kalıcı izlerin yeni beden, psikolojik ve sosyal durumlar için bir gösterge niteliği taşıdığını yansıtmaktadır.

 Takvimsel Ritler

Bu ritüeller, dönemler halinde ortaya çıkan, topluluk tarafından organize edilen ve mevsimlerin çoğunlukla başında ya da sonunda yapılan ritüellerdir. Doğanın gözlemlenmesi sonucu ortaya çıkan doğal takvimi izledikleri, ekonomik ilişkilere dayandırılan ekonomik takvimi takip ettikleri ve sosyal etkileşimi düzenleyen bayram takvimini izledikleri için yazılı hiçbir takvim bulunmamasına rağmen takvimsel ritüeller olarak adlandırılır. Takvimsel ritüeller, sosyal hayatın ritmini oluşturmaktadır; günümüzde, öncelikli amaçların ne olduğunu, hangi normların yürürlükte olduğunu rekabetin kurallarının ne olduğunu göstererek toplumun kolektif ve önceden belirlenmiş değerlerini ön plana çıkarmaktadır. Takvimsel ritüeller, grup odaklıdır; tek bir kişinin,

318Joy Hendry, The Ritual Round. In Other People's World: An Introduction To Cultural Anthropology, New York City: New York University Press,1999, s.73. 319 Joy Hendry, A.g.e., s.73

120 takvimsel sistemin ritmini oluşturan toplumsal zamanların ritmini ya da nabzını kontrol etmesini düşünmek çok zordur. Toplumsal ve ekonomik aktivitelere giriş ve çıkışları düzenleyen bu ritüeller, tekrarlanan niteliktedir ve katılımcıyı toplumsal çevresine, defalarca tekrarlanan ama aynı zamanda yaratıcı bir yolla bağlamaktadır320.

Halk takvimleri olarak da bilinen takvimsel ritüeller, toplumsal ekonomik farklılığa göre çeşitlenmektedir. Tarımla geçinen yerleşik Türk toplumunda takvim, ekim ve hasat, bağ bozumu vb. zamana göre belirlenir iken; geçimi hayvancılığa dayalı olanlarda hayvanların üreme ya da sürüye katılma dönemlerine göre şekillenmektedir321. Örneğin, Eleusis'de kutlanan Haloa bayramı kapsamında gerçekleşen kadın ritüellerinin yalnızca kadınlarca kutlanması kadınla ekili toprak arasında kurulan bağıntıdan kaynaklanmaktadır. Toprağın "Ana" olarak algılanması ve adlandırılması tarımın kadınların bir buluşu olması eylemi ilişkili olmaktadır. Pek çok uygarlıkta rastlanan ve azımsanmayacak kadar çok inanış ve ritüele konu olan ekili tarla ile kadın rahmini, tarım ile doğumu özdeşleştirme oldukça eski ve yaygın bir inanıştır322.

Ekili tarlanın verimiyle kadının üretkenliği arasındaki dayanışma tarım toplumlarının en belirgin özelliğidir. Burada yapılan kadın ritüellerinin dört temel amacı bulunmaktadır. Birincisi "nefsi köreltme" ritüelleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Oruç tutma, yaslara bürünme ve cinsel ilişkiden kaçınma, kişinin iradesine hakim olarak nefsini köreltmeye yöneliktir. İkinci amacı farkında olmadan işlenen suçların karşılığında kurban hayvanın insanlar ve diğer tüm canlılar üzerinde verimlilik sağladığına inanılmaktadır. Üçüncü olarak; “canlandırma” ritüelleri olup daha çok mitolojik öykülere dayanan Demeter’e Hymnos’da da geçen kuraklık gibi ekili mahsulleri tehlikeye atan felaketleri anlamak, kabullenmek ve engelleyebilmek için mitolojik dramlar halinde yansıtılmasından oluşmaktadır. Dördüncü ve sonuncu da

320 Lauri Honko, “Ritüellerin Oluşum Süreci”, Çev. Ruhi Ersoy, Milli Folklor, Yıl 18, Sayı 69, 2006, ss.132-133. 321 Kasım Karaman, “Ritüellerin Toplumsal Etkileri”, Sosyal Bilimler Dergisi, Mayıs 2010, Sayı: 21, s.231. 322 Ayşe Sina, “Eleusis'de Demeter Kültü Ve Kadın Ritüelleri”, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih- Coğrafya Fakültesi Dergisi, 44,1 (2004) ss.48-51.

121

"kutlama" ritüelleridir ve genellikle şenliğin son gün gerçekleşen ziyafetleri olarak tanımlanmaktadır323.

 Kriz Ritleri

Kriz ritüelleri kişi veya toplumu tehdit eden herhangi bir durumda bu tehdit eden unsurlardan korunmak üzere yine kişi ya da toplum tarafından gerçekleştirilmektedir. Hastalıklardan korunma, iyiye dönme, kıtlıktan kurtulma, doğal afetlerden korunma ve/veya tekrar etmesini önlemeye yönelik yapılmaktadır324. Diğer ritüellerden farklı olarak kriz anını önceden tespit etmek mümkün olmadığı gibi bu ritüelleri gerçekleştirme anını önceden tespit etmek mümkün değildir. Bu sebeple negatif bir durumun ortaya çıktığı her dönemde gerçekleştirilebilmektedir. Hitit sosyal yaşantısında çok önemli olan büyücü kadın Kizzuwatna’lı Mastikka’nın “büyüyle arınma” konusunda beş farklı ritüel uygulaması bakımından özel bir yeri vardır. Uyguladığı büyü ritüelleri, kurban sahibini içinde bulunduğu olumsuz durumdan kurtarmak için yapılmaktadır. Aile içi kavgaları önlemek, kavgalı bireyleri yatıştırmak, cinayet işleyen kişiyi bu suçundan temizlemek, arındırmak, dostuna şiddet uygulayan kişiyi arındırmak, kötü sözlerin (dedikodu, beddua, lanet) olumsuz etkisini uzaklaştırmak, yeraltı tanrılarını yatıştırmak için325 yapılan bu büyüleri kriz ritüelleri ile örnek gösterilebilmektedir.

Takvime bağlı tekrarı olmayan uygulamalar olarak da tanımlanan kriz ritüelleri benzer durumlarda benzer ritüeller ile gerçekleştirilebilmektedir. Örneğin; Uygurlar, hastalık veya doğal afetler gibi birey ya da toplumu ilgilendiren durumlarda, olumsuzluğun giderilip yeniden düzenin sağlanması amacıyla hatm-i hace (hacigan) yapmaktadır. Hatm-i hace’yi yöneten hatm-i başı liderliğinde toplu olarak yapılan bu

323 Ayşen Sina, “Eleusis 'de Demeter Kültü ve Kadın Ritüelleri”, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih- Coğrafya Fakültesi Dergisi, Sayı 44, 2004, s.51. 324 Kasım Karaman, “Ritüellerin Toplumsal Etkileri”, Sosyal Bilimler Dergisi, Mayıs 2010, Sayı: 21, s.231. 325 Esma Reyhan, “Eski Anadolu Kültüründe Büyü ve Büyücülük”, Akademik Bakış Dergisi, Cilt 2, Sayı 3, 2008, s.232.

122 kriz ritüelinde, hatm-i başında bulunan ve benzer olumsuzluklarda yeniden kullanılan 1000 adet taşa, farklı sayılarda çeşitli dualar okuyarak belanın def edilmesini istemektedir. Benzer bir biçimde Anadolu’da sıklıkla icra edilen yağmur duası da bir çeşit kriz ritüeli olarak atfedilmektedir326.

 Ayrılık ve Hazırlayıcı Ritler

Hazırlayıcı ritlerden evliliğe hazırlık riti ele alınacak olursa, evlilik, kadın ve erkek arasında geleneklere, göreneklere, örf ve adetlere bağlı olarak biçimlenmenin yanı sıra evlenen aktörler bir dizi kural ile karşı karşıya kalmaktadır. Özellikle yerli kültürde eş seçerken aile büyüklerinin etkisi kaçınılmaz olmaktadır, yetişme tarzı, yaşam biçimi, sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik seviye, yaş, eğitim, dini inanç hem eş seçerken hem de seçtikten sonraki tanıma ve evlilik yolundaki süreçte önemli kriterler oluşturmaktadır.

Türk toplumunda evlenme gelenek, görenek örf ve adetleri şekil itibariyle farklılıklar göstermekle birlikte özünde benzer törenler ve ritüellerden oluşmaktadır. Söz konusu ritüeller sırasıyla ana hatlarına göre şu aşamalara göre uygulanmaktadır; evlenme çağına gelmiş, evlenme arzusunu belirten, eş seçebilecek ve karar verebilecek aile olma sorumluluğunun bilincine erişmiş ve bu sorumluluğu taşıyabilecek donanıma sahip bireyler, tanışma (görücülük-dünürcülük), kız isteme, söz kesme, akid (evliliğin şeklini belirleme), nişan, evlenme ve düğün aşamalarından geçmektedir. Düğün ritüeli de ayrıca kendi içinde şu aşamalardan ibarettir: Düğün hazırlığı, çeyiz düzme hazırlığı ( kız ve erkek tarafına düşen eşya alımı, ev açma ve hazırlama), kına gecesi, düğün eğlencesi (resmi ve dini nikah), oğlan evine geliş (gelin alma), gerdek (zifaf, duvak, balayı vb.). Bu aşamalar bölgelere, ailelere, kişilere göre farklı detay ve sıralarla uygulanabilmektedir327.

326 Kasım Karaman, “Ritüellerin Toplumsal Etkileri”, Sosyal Bilimler Dergisi, Mayıs 2010, Sayı: 21, s.232. 327 Meltem Emine Santur, Evlenme Adetleri, http://turkoloji.cu.edu.tr/HALKBILIM/27.php, Erişim Tarihi: 06.09.2017

123

2.3.2.2.Geçiş Ritleri İnsan, hayatı boyunca biyolojik ve kültürel olarak bazı değişimler geçirir. Bireyin yaşantısında meydan gelen bu değişimlere “geçiş dönemleri” adı verilmiştir. Bu dönemler genel olarak; “doğum, çocuk, ergenlik, yetişkinlik, evlilik ve ölüm” ana başlıkları altında toplanmıştır. Geçiş dönemlerinde bireyi yeni dönemine hazırlamak, geçişini kolaylaştırmak ve gelebilecek zararlardan korumak amacıyla, pek çok geleneksel, dinsel-büyüsel işlemler, tören ve kutlamalar yapılmaktadır328. Bu kültürel uygulamaların şekli kültürden kültüre farklılaşmakla birlikte, geçiş dönemleri etrafında yoğun olarak uygulanmaları evrensel bir nitelik kazanmaktadır. Geçiş ritüellerinin toplumsal düzenlemeler olmalarına karşın uygulamaların temel amaçları birey kökenlidir. Bireyin bir rolden, bir statüden, bir durumdan başka bir statüye, duruma, role geçişini sağlayan geçiş ritüelleri, var olan toplumsal statünün sona erdiğini, yeni statüye geçişinde toplumsal bağlamda kabul edildiğini ortaya koymaktadır. Toplumsal statü değişimleri yeni statüye uygun rol becerisini de beraberinde getirmektedir. Yeni statü sebebi ile bireyin yeni rollerini gerçekleştirebilme becerisinin bir sunumu için, çeşitli topluluklarda bazı ritüeller düzenlenmektedir. Bu geçiş ritüellerinin en belli başlıları; doğum, ölüm, üyeliğe kabul ritüelleri olarak açıklanmaktadır329. Geçiş ritüelinin temelinde kişinin durumunda meydana gelen değişiklik ve kişinin bu duruma hazırlanması bulunmaktadır. Ayrıca önemli ve diğer ritüellerden ayrıldığı nokta da tekrarı olmayan türden olmalarıdır (doğum ve ölümün insan hayatında bir kere olması gibi, evlilik ritüellerinde bile bir kere olması hayal edilerek gidilen bir yoldur, sınırsız değildir.) Kişi bu ritüelleri hayatında bir kere tecrübe edeceğinden insan hayatının önemli dönüm noktalarını oluşturmaktadır. Bu ritüellerin bir diğer önemli noktası da kriz ritüellerinde olduğu gibi ne zaman gerçekleşeceğinin bilinmemesi gibi bir durum söz konusu değildir. Az çok doğum, ölüm ve evlilik

328-, Doğum ve Doğumla İlgili Uygulamalar, http://www.eskisehirkulturenvanteri.gov.tr/halkkulturudetay.aspx?ID=4, Erişim Tarihi: 06.09.2017. 329 Kasım Karaman, “Ritüellerin Toplumsal Etkileri”, Sosyal Bilimler Dergisi, Mayıs 2010, Sayı: 21, s.231.

124 durumları tahmin edilebilir ve bu ritüelin gerçekleşmesi için önceden bir hazırlık yapılması beklenmektedir330.

Geçiş ritüelleri ile modernitenin refleksivitesi arasında önemli bir bağ olduğunu vurgulamak gerekmektedir. Birey bir statüden yeni bir statüye geçerken modernitenin refleksivitesinden yardım alarak yeni statüye uyum sağlamaktadır. Gelenek ötesi bir düzende benlik refleksif bir tasarım ürünü haline gelmektedir. Bu paradigmadan bakıldığında modern dönemde özgür gibi görünmekte olan benlik geçiş evrelerinde yeniden düzenlemeye maruz kalacağından çoğunlukla geleneksel kültürlerde kalıplaşan durumlara uygun davranmayı gerektirmektedir ancak; şeylerin toplum seviyesinde nesilden nesile fazla değişmeden kaldığı bu kültürlerde, bireyin ergenlikten yetişkinliğe geçerken değişen kimliğinin sınırları toplum tarafından kesin olarak belirlenmektedir. Geleneksel kalıplardan kültürden bağımsız olarak modern çağın koşullarına bakıldığında, “değişen benlik” kişisel ve toplumsal değişim arasında bir bağ oluşturan refleksif, tasarımın bir parçası olarak vurgulanmaktadır.

Birey, değişen toplumun kimliğini temsil eden şey olarak yorumlanmalıdır. Wallerstein ve Blakeslee bu konuyu bir örnek ile şöyle açıklamaktadır; bir bireyin aile dağıldıktan sonra geliştirmesi gereken “yeni benlik algısı” toplumsal oluşumların sebep olduğu sürecin bir parçası olarak inşa edilmektedir: örneğin, modern üvey ebeveynlikle ilişkili benlik algıları “ebeveyn” normalde betimlediği şeyi inşa etmeye hizmet eden yeni bir terim olarak tanımlanabilir. Daha önceleri aile fertleri anne-baba vb. şekilde ifade edilmekte iken modern dönemde “yeni benlik algısı”na daha iyi hitap edecek şekilde bir ritüel terim olarak kullanılmaktadır331. Wallerstein ve Blakeslee’nin özellikle analiz ettiği nokta “erken dönem yaşantılara dönme” farklı bir deyimle ilk geçiş

330 Lauri Hanko, Rituellerin Oluşum Sureci, Halk Biliminde Kuramlar ve Yaklaşımlar 3, Çev. Ruhi Ersoy, M.Ocal Oğuz, vd., Geleneksel Yayınevi, Ankara, 2009, ss. 206-208.  Düşünümsellik, bireysel olandaki toplumsalı, mahremin altında gizlenen gayri şahsiyi, özelin en derinine gömülmüş evrenseli keşfettirerek bizi böylesi yanılsamalardan kurtaran şeydir. Bu anlamda, önemli olduğu halde düşünümselliğin kullanılmamasının temel sebebi toplumsaldır, yani entelektüelin kendisini sorgulamaktan kaçınmasından kaynaklanır. (Pierre Bourdıeu, Loic J.D. Wacquant Düşünümsel Bir Antropoloji İçin Cevaplar, Çev. Nazlı Ökten, İletişim Yayınları, İstanbul, 2003, s.40.) 331 -, Kendine Güven ve Benlik Algısı, https://indigodergisi.com/2012/11/kendine-guven-ve-benlik- algisi-arasindaki-iliski/, Erişim Tarihi: 06.09.2017

125 evresinde yaşanan “an”daki bireysel kimliğin refleksif olarak harekete geçirilmesidir. Farklı bir deyiş ile “ne oluyor da kişi yeni sürece adapte oluyor?” yaklaşımı kritik ve kişinin toplumun refleksivitesine tutunmasını değil ancak kendi bireysel kimliğinin refleksivitesine dayanarak yeni statüye tutunmasını harekete geçirmeyi amaçlamaktadır ancak bu gerçekleşir iken süreç kriz dönemleriyle sınırlı kalmayıp, modern toplumsal etkinliğin genel bir özelliği olarak yaşanmaktadır332. Modern dönemde bireyin yalnızca dönüştürülen değil dönüştüren olması beklenmektedir.

İnsanın bireysel refleksivitesini nasıl kullanabileceği fikrinden yola çıkarak Goffman şunları söylemektedir: tıpkı ruh sahlığı kurumları ya da hastanelerin özel düzenlemelerinde olduğu gibi, insanların evde, işte, rollerini genellikle nasıl öğrendiklerini açıklamaya çalışmaktadır; rolü icra edilmesi, “kendiliğin gündelik hayattaki sunumu aslında sürekliliği olan bir iştir. İnsanlar süreç içinde ve birbirlerini tanıdıkça kökleşmiş alışkanlıkları oluşturduğu zaman rolü ile tanınmaya başlamaktadır. Bu tür oyuncular, koşullar değiştiği ve eski rol uygunsuz vaziyet aldığı zaman “rol uyuşmazlığı” sorunu yaşamaktadır. Örn; boşanma sırasında bu rol uyuşmazlığı anne- baba ve çocuklar arasında çıkabilmektedir. Bekar ebeveyn çocukların oyunu ile, eğitimleri ile, onlarla kurduğu iletişim ile ilgili yeni ve basit yollar bulup baş etme baskısı altında olmaktadır. Uyum sağlamak amacıyla rolleri değiştirmekte geliştirmektedir. Bu sayede tekrardan akıcı ve spontan davranabilmektedirler eğer bu başarılabilir ise insanların ritüelleri değiştirebileceği ihtimali ortaya atılmış olabilir333.

Bir ritüelin geçiş aşamasında iki özellik gündeme gelmektedir. Birincisi, ritüele maruz kalanlar geçici olarak bir “hiç olmakta” ve en kırılgan hale gelerek değişime açık olmaktadır. Bireyler geçmiş, rollerinden, kimliklerinden, sosyal statülerinden kopmakta bir sosyal kendilikten diğerine yolculuk sürecinin tam ortasında yeni bir zaman ve mekana girmektedirler. Bu zaman dilimi içerisinde tahakküm edici bir kimlikleri bulunmamaktadır. İkinci olarak, geçiş süresince, bireylere yeni kimlikleri öğretilerek kazandırılmaktadır. Geçiş aşaması için uygulanan birçok faaliyet bulunmaktadır.

332 Anthony Giddens, Modernite ve Bireysel Kimlik, Say Yayıncılık, Çev: Ümit Tatlıcan, İstanbul, 2010, s.51. 333 Richard Sennett, Beraber, Ayrıntı Yayıncılık, Çev: İlkay Özküralpli, İstanbul, 2012, s.250.

126

Örneğin kişiler yemin edebilir, ilim öğrenebilir, sünnet edilebilir, dövme yapılabilir, korkutulabilir bu ritüel faaliyetleri geçiş sırasında yeni duruma adaptasyonu sağlayabilecek giriş ritüelleridir.

Eylemler ve nesneler meydana gelen değişimlerin sembolleridir. Evlilik töreninde “evet” demek ve yüzüklerin takılması, sekiz günlük Yahudi erkek çocuğunun perçeminin kesilmesi, cenaze törenin ölünün üstüne toprak atma, mezuniyette verilen diploma, yeni kardinal olmuş birinin başına kırmızı başlığın yerleştirilmesi, askerlerin ve doktorların yemin töreni, hepsi statü, kimlik ve sahiplik değişimi işaret etmektedir334.

Geçiş ritleri, kişilerin bir statüden diğer statüye geçtikleri toplum tarafından organize edilen geleneksel ritüellerdir. Böylece önceki rolü gündemden kaldırılır ve eski egosu (ben’i) öldürülür. Aynı zamanda yeni bir statüye geçmeye hazırlayan geçiş ritlerini de kapsamaktadır335. Bunlar kişinin hayatında meydana gelen değişikliğin farkına varmasını sağlamakta, üstüne alması gereken yeri, görevleri ve hakları tanımlamakta, bilgi aktarımı sağlamakta ve kişinin o konudaki yeterliliğini test etmektedir. Bu aşamada kişi geçici olarak doğa tarafından aktarılan rolünü kabul etmelidir. Geçiş ritleri kişinin yeni statüsünü alıp, yeni rolünü kabul ettiği kaynaşma ritlerine de faydalıdır. Bunların karakteristik özelliği; örneğin, kişinin ondan beklenen görevleri gerçekleştirmek için becerilerini ve yeni rolüne adapte olma istekliliğini sergilediği sembolik olarak yaptığı ilk icraatlar. Burada, standart rit durumları, kişinin hayatındaki kronolojik statü sıralaması olarak görülebilir, fakat sadece bir rol değişikliği söz konusu değil, birçok statü ve rol değişiklikleri söz konusudur. Geçiş ritleri, rollerin etkileşimini içermektedir ve içlerinde değişime maruz kalan bütün toplumsal değişiklikler aleni ve kurallara uygun yapılmaktadır.

Doğum, üyeliğe kabul, evlilik ve ölüm ritüelleri, en iyi şekilde araştırılmıştır, fakat araştırılması gereken kültür ötesi ve kültürel sınırlamalar gibi geçiş ritlerinin diğer birçok formu vardır. Çocuğun oyun grubunun ya da genç kız ya da erkek grubunun

334Adnan Çevik, Performans, Ritüel, Oyun, file:///C:/Users/DIDEM/Downloads/3_4_5_6_7_8%20(1).pdf, Erişim Tarihi: 25.07.2017, s.18. 335 Meral Ozan, A.g.e., s.73.

127

üyesi olması, hamilelik, babalık, bir sosyal sınıf ya da meslekten diğerine geçiş, bunların hepsi statüdeki değişmelerle birlikte ritüelleştirilmiştir.

2.3.2.2.1. Doğum, Evlilik, Ölüm

Doğum, evlilik, ölüm ritüelleri geçiş ritüelleri içinde en çok önemli sayılan ve adı geçen ritüellerdendir. Tekrarı olmayan ve önemli dönüm noktalarının altını çizmektedir.

Türkiye’de doğum ve doğum öncesine yönelik birçok ritüel bulunmaktadır. Bu ritüeller çoğunlukla yeni doğan bireyi, özellikle doğaüstü güçlerden gelebilecek olumsuzluklardan korumaya yöneliktir. Dinsel ve büyüsel işlemlerle, halk hekimliği kapsamına giren uygulamaların yapıldığı tespit edilmiştir.

Evlilik birçok toplumda bir geçiş ritüeli olarak kabul edilmektedir. Yetişkinliğin başlaması ile birlikte evlilikle ilişkilendirilen ritüeller dönemi de başlamaktadır. Özellikle Türk toplumlarında nişanlılık dönemi evliliğe hazırlık aşaması olan geçiş dönemini oluşturmaktadır. Her geçiş ritüelleri yeni role alışmaya yöneliktir ve insan hayatının önemli dönüm noktalarını oluşturmaktadır. Birçok toplumda ayrıntılar farklı olmakla birlikte bu dönem ayrılık ritüeliyle (bir diğerinden kopma, birleşimin bozulması) bağdaştırılmaktadır. Bu tez çalışmasında geçiş aşaması romantik ilişkisel ritüelleri olarak (evlenme teklifi, kız isteme, ilişkide ayrılık, boşanma, çocuk yetiştirme) gibi kritik dönemler ele alınmıştır.

Meksikada, evlilik için geçiş ritüeli öncesi parti düzenlenmektedir. Bu parti “bekarlığa veda” partisidir. Aynı yaştaki arkadaşlar bir araya gelip birşeyler yiyip içmektedir, giyinip süslenmekte ve gelini takip eden bazı aktiviteler sergilemektedirler. Bu parti eğlenceli bol kahkaha dolu bir etkinliktir. Bu ritler gelini özel hayatından ayırıp yeni rolüne hazırlık niteliği taşımaktadır336. Bu bekarlığa veda partisi erkekler tarafından da farklı bir mekanda ciddi bir şekilde içki içme zorunluluğu olarak uygulanmaktadır. Japonlarda da gelinin yeni bir yere evlenip gitmeden önce, kendi

336 Kevin Carrico, Ritual, https://culanth.org/curated_collections/4-ritual, Erişim Tarihi: 06.09.2017

128 kasabasını terk etmeden önce yaptığı birçok rit bulunmaktadır. Meksikada uygulandığı gibi yine yaşıtları ile birlikte parti düzenlenmekte bu partiye hem kız hem de erkek arkadaşlar birlikte katılmaktadır. Genç kızın hediye olarak aldığı giysiler ve mobilyaların gösterilmesi beklenmektedir. Arkadaşlar, komşular onları görmek için davet edilmekte ve bu davete katılamayan kişiler hediye alamadılar ise para göndermektedir. Düğün sabahı, en yakınlarıyla kahvaltı düzenlenir, törene katılacak olanlarla Budist tapınağına gidilir ve resmi bir kıyafet ile dua edilmektedir. Gelin evi terk edilince bereketli ve hayırlı bir gelecek için bir kase pirinç etrafa saçılmaktadır337.

Japonyada ise gelinler kimono adında renkli kıyafetlerinin altına beyaz bir elbise giymektedir ve bu onların yeni hayatının temiz olması dileğini işaret etmektedir. Törenden sonra gelin yeni evine/yeni topluluğa girmektedir. Yeni soylarını selamlamakta ve yeni tapınağını ziyaret etmekte ve yeni komşuları ile tanışmaktadır. Walter Edwards’ın “Modern Japon Evlilikleri” kitabı’nda, gelin ve damadın ritüel olarak parti sonrası birbirlerinden ayrılıp biriken takıları paylaşmaktadır, bu evliliğin en önemli dönüm noktasıdır ve en önemli sorunudur. Gelin ve damat ayrı odalarda, bir ekran karşısında yer almakta ve sadece (Nakodo) aracıyı hasılatı dökmeleri için beklemektedir. Shinto töreninde fiziksel ayrılık diğer törende olduğu kadar bariz değildir. Nakodo (aracı) ile birlikte gelin ve damat tapınak odasının merkezinde diğer gruplardan ayrı olarak oturmaktadır338.

Dünyanın birçok yerinde gelin ve damat için zorunlu ritüeller vardır ve bu geçiş ritinin yerine getirilmesi yeni bir birlikteliğe geçişin bir pratiği olarak görülmektedir. Örneğin düğün sonrasında balayına gitmek, belirli bir zaman dilimi içerisinde onlar, ailelerinden arkadaşlarının kalabalığından, onlara iyilikler güzellikler dileyen herkesten formel olarak ayrı olmakta ve çeşitli ritler onlar mekanı terk ederken gerçekleştirilebileceklerdir (Örn; konfeti atmak, arabaya ayakkabı bağlamak vb.) Yıllar içinde, çeşitli ülkelerde evlilik kurumunda farkedilir bir çöküş yaşanmaktadır. Birçok

337 Joy Hendry, The Ritual Round. In Other People's World: An Introduction to Cultural Anthropology, New York City: New York University Press,1999, s.75. 338 Walter Edwards, Modern Japan Through Its Weddings, Stanford: Stanford University Press, 1989, ss.107-108.

129

çift bütün formalitelerden uzakta birlikte yaşamakta ve eğer bir şeyler yolunda gitmez ise kolayca birbirlerini terk edebilmektedir. Bunlara rağmen evlenenler birçok yıl evli kaldıktan sonra kendilerini boşanmış bulabilmektedir, bu yüzden bütün evlilik ritüelleri gereksiz ve içiboş görünmektedir. Ancak herşeye rağmen evlilik ritüeli günümüzde değişip dönüşmesine rağmen bu ritüele para dökmekten memnun olan insanlar hala vardır339. Günümüzde var olan bu evlilik geleneği çok eskilere kadar gitmektedir. Evlilik ritüelinin ortaya çıkışı antik Yunan’a dayanmaktadır. Antik Yunan’da bu Tanrı ve Tanrıça seviştiklerinde yeryüzü yeşermekte, ilkbaharın geldiğini müjdeleyen toprak hamile kalmakta, yazın yetişen ürün son baharda hasat edilmekte ve sonuçta toprak doğurmaktadır. Ancak Tanrı ve Tanrıçanın her ilkbaharda birleşmesini garanti altına almak için insanların bir şeyler yapması gerekmektedir. Eğer bu süreç doğal akışına bırakılırsa bazı yıllar işler yolunda gitmemekte, Tanrı ve Tanrıça birleşmediği için kıtlık olmaktadır. Bu nedenle insanoğlu tanrı ve tanrıçanın yerine geçip, olmasını istediği olayı yani cinsel birleşim ve doğumu bir oyun şeklinde taklit etmektedir. İnsanoğlu böylece Tanrı ve Tanrıçayı bir çeşit büyü yoluyla etkileyebileceğini düşünmüştür. İnsanların doğanın bereketini sağlamak ve artırmak için düzenledikleri bu oyun ve hareketlerin tümüne kutsal evlilik (hieros gamos) ritüeli adı verilmektedir. Kutsal evlilik ritüeli Anadolu ve çevresindeki tarım kültürünü yaşayan tüm eski uygarlıklarda görülen bir ritüeldir. Ritüelin kutlanışındaki amaç, doğayı büyü yoluyla etkilemek ve böylece mevsimsel döngünün aksamadan yürümesini sağlamakta, bunun sonucunda da bol ürünle yaşamın ve soyun devamlılığını garanti altına almaktadır340. İnsanların her ilkbahar ve hasat mevsiminde tekrarladığı bu oyunlar zamanla geleneklere yerleşmiş ve toplum içindeki her evlilik kutsal bir anlam kazanmıştır. Günlük yaşamdaki sıradan düğünler de kutsal evlilik ritüeli formatında düzenlenmeye başlanınca, ritüele ilişkin kimi öğeler, düğün adetleri içinde önemli ölçüde değişime uğramış olsa da kuşaktan kuşağa aktarılarak günümüze kadar yaşatılmaktadır.

339 Joy Hendry, “The Ritual Round. In Other People's World: An Introduction to Cultural Anthropology”, New York City: New York University Press,1999, ss.75-76. 340 Can Çetin, “Antik Çağ’da Hieros Gamos Ritüeli”, Türk Arkeoloji Etnografya Dergisi, 6, TC Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara, 2006, s.108.

130

Anadolu’da gelinin gözyaşlarının bereketi artıracağı düşüncesi bulunmaktadır. Gelinin gözyaşlarının bereket getireceği düşünülmekte ve bu nedenle de kına gecesinde gelinin ağlaması için büyük çaba harcanmaktadır. Bursa’da gelini ağlatmak için hüzünlü maniler söylenmekte çocukluk hatıraları canlandırılmakta, annesinden ayrılacağı söylenerek gelin ağlatılmaya çalışılmaktadır. Gece gelin ortaya çıkarılıncaya kadar kimseye su içirilmemektedir341. Gelinin göz yaşları bereketi bolluğu simgelemektedir.

Buraya kadar tüm bu evliliğe dair inanışlar bir ritüel haline dönüşmeye başlamıştır. Gerek Antik Yunan’da gerek modern gerekse postmodern zamanda Türkiye’de ya da Avrupa’da birbirine benzer ya da ayrı geleneksel birçok ritüele rastlanmaktadır ancak; hiçbir gelenek ilk orijinal halini tam olarak koruyamamaktadır. Tüm geçiş ritüelleri şimdiki zamanın koşullarına uygun halde evrilmekte ve insanlar tarafından yeniden inşa edilmektedir. Tıpkı Bourdiou’nun habitusu gibi belirli bir alanda belki özgür ancak kendi kuralları içinde bağımlı bir ritüel haline getirilmektedir.

Ölüm, hayata başlayan insanoğlu için hayata başladığı anda kabul ettiği (etmekle yükümlü) bir önkabul olduğu için hiçbir zaman yabancı bir kavram olmamaktadır. Bu sebeple insanların ölümle başa çıkabilmek için birtakım ayinler, törenler geliştirilmektedir. Yapılan araştırmalar sonucu düzenli cenaze töreni yapma alışkanlıklarına ait ilk bulguların Avrupa’da olduğu ve yaklaşık 35 bin yıl önce Cro- Magnon insanı olarak bilinen Homo Saphien Saphiens’ler tarafından yapıldığı ve oldukça zengin ayin yapma gelenekleri olduğu bilinmektedir342.

Cenazeler hem dini, hem de pratik ve pragmatik amaçlara hizmet etmektedir343. Dini amaçlar ölen kişinin hayatını anmak ve geride kalan yakınlarına ölümü kabullenmelerine yardımcı olmaktır. Pratik ve pragmatik amacı ise ölen kişi ile kendinde özdeşlik kurma, onu onurlandırma kutsama amacına yönelik olmasıdır. Tören mahallinde kullanılan dil de törenin hem dini hem de pratik ve pragmatik tarafını ortaya

341 Hamit Zübeyr Koşay, Türkiye Türk Düğünleri Üzerine Mukayeseli Malzeme. Ankara: Maarif Matbaası, 1944, ss. 156-157. 342 Jones Constance, Huzur İçinde Yatsın, Ölüme Dair Her Şey, çev. Mehmet Gürsel, 1. Baskı, İstanbul, Dharma Yayınları, 2004, s. 12. 343 Jones Constance, A.g.e., s.329.

131

çıkarmaktadır. Örneğin Türk geleneğinin bir cenaze ritüeli söylemi “Rahmetliyi nasıl bilirdiniz?”den başlayarak ölen kişi hakkında geçmiş hatıralar hatırlanır, canlandırılır bu fasılda o zamana giden anlatıcı bir anda espriler komik anılar içinde kendini bulabilir. Kasvetli ve gergin atmosfer yerini kahkahalara ve huzurlu ortama bırakmaktadır. Amaç ölü evinin atmosferini değiştirerek yakınlara acıyı unutturma ve dayanma gücü kazandırmaktır.

Gündelik hayat ölümü kabul etmemektedir. Birisi hayattan göç ettiğinde, herkes, “hayat devam ediyor” demektedir. Bu söz bireyi ritüelliği devam ettirmesini sağlamaktadır. Aile, işyeri, büro, atölye, fabrika, toplum vb. ortamlarda hayatın devam etmesinin gerekliliği dayatılmaktadır. Sürekli tekrarlanan durum, fazlasıyla bilinen kendi tekrarı içine gömülüdür; sözler de sıradanlaşmış söylemin anlamını, rengini, ahengini kaybeden retorik kuramı altına gizlenmektedir. Ritüel olan sürekli gündemde kalarak yaşamakta iken sürekli aynılığın verdiği yok olma (ölüm) tehlikesi ile karşı karşıyadır. Bu sebeple hayat ile ölüm gündelik hayat ile özdeşleşme eğilimindedir344.

Le Febre’nin gündelik hayat345 yorumları Goffman’ın etkileşim ritüelleri ile benzerdir. Gündelik hayat sıradan günlük etkileşimleri sürekli ve modernite ile birlikte retorik sanatını solduran ve ritüel benliği yaşatır iken aynılığın tekrar edilmesi ile günlük ritüel ile benliği öldüren bir işlevi yerine getirmektedir. Etkileşim tören süresinde doğal olarak görülen davranış kuralları, kullanılan dil ve söylem Goffman’ın “etkileşim ritüelleri”ne örnek teşkil etmektedir. Her hareketin, her kelimenin kullanılan dilin içine nüfuz eden öğretici bir anlamı bulunmaktadır ve kişiyi anlatan bir kutsal metin, dans, müzik, ilahi ve kutsal bir ayin olarak karşımıza çıkmaktadır346. İşleyiş görünmez özelliklere sahiptir ve bu yolla da cenazeye saygıyı devamında da kutsallaştıran yönetici otoritelerini ve orduya saygıyı gerektirmektedir. Tören dili özellikle hiyerarşik yapının, tahakküm ve direniş ilişkilerini, liderlerin ve kutsal

344 Henri Le Febre, Gündelik Hayatın Eleştirisi III, Çev. Işık Ergüden, Düşünsel Yayınları, 2010, s.73. 345 Henri Le Febre, Modern Dünyada Gündelik Hayat, Çev. Işın Gürbüz, Metis Yayınları, 2013, ss.21- 37. 346 Eric, J.Sharp, Dinler Tarihinde 50 Anahtar Kavram, Çev. Ahmet Güç, Bursa: Arasta Yayınları, 2000, ss. 49‐50.

132 sembollerin kutsallığına, aşkınlığına yapılan vurgular, nutuklar, söylemler ve sloganlar içeren etkileşim ritüellerini içinde gizlemektedir347.

2.3.2.2.2. Hamilelik ve Yenidoğan

Ritüellerin sınıflandırılması içindeki bir diğer ritüel de hamilelik ve yenidoğan ritüelleridir. Bu ritüellerden doğum, ölüm ve evlilik (en bilinen ritüeller) ritüeli içerisinde söz edilmiştir. Biraz daha detaylandırmak gerekirse hamilelik ve yenidoğan döneminde bazıları dinsel, bazıları ulusal, bazıları yöresel olmak üzere bu gelenekler doğumdan ölüme kadar uzanan yolda bireyin karşısına çıkmaktadır. Annelik sürecinde bebeğin doğumundan itibaren büyümesi sürecinde birçok gelenek ile karşılaşılmaktadır. Bebeğe isim koyarken, ilk dişleri çıktığında, ilk adımlarını attığında evler ayrı ayrı törenlere sahne olmaktadır. Bu törenlerin çoğu yöreden yöreye farklılıklar göstermektedir. Kiminde loğusa şerbeti yapılmaktadır, kiminde akide şekeri gelen konuklara dağıtılmaktadır. Günümüzde çikolata ve bebeğin resminin bulunduğu magnetler dağıtılmaktadır. Kız çocuklarına yönelik olarak “altı aylık kınası” gerçekleştirilir. Bu süreçte bebeğe hediyeler verilir, para ve takı takılmaktadır. Kına yakılan kız çocuklarına aile büyükleri tarafından ev, araba, arsa gibi değerli hediyeler verilmektedir. Çocuğun ilk dişi çıktığı zaman da “diş buğdayı” hediği ritüeli yerine getirilmektedir. Ailede hatırı sayılır birine çocuk verilir ve dişini görmesi istenir bu kişi çocuğa bir hediye alır daha sonra buğday kaynatılır kaynatılan buğdayın içine çeşitli baklagiller (nohut& mısır gibi), eklenir ve tuz katılır. Burada amaç çocuğun dişlerinin buğday gibi düzgün olmasıdır348.

347 Yasemin Akyol, Dinsel Ritüeller ve Modern Milliyetçilikte Ritüel İnşası: Şehit Cenazeleri, İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kültürel İncelemeler Yüksek Lisans Tezi, 2009, s.106-107. 348-,https://www.annebebek.com.tr/bebek/Yenidogan/Anadolu-dan-Geleneksel-Bebek-Torenleri/374, Erişim Tarihi: 06.09.2017

133

2.3.2.2.3. Uzaklara Gitme Kabul Törenleri (İnisiyasyon) Masallarda Ölüm Yolculuğu Uzaklaşma/İzolasyon: Kişinin Ayrılma İzolasyon: Kahramanın toplumdan ve kendi sosyal çevresinden kendi sınırları dışına çıkması, uzaklaşması tanıdık/güvenilir mekandan ayrılması Sınırlı Süre: Sınavın belli bir Sıkıntılı Dönem: Yolculuğun belli dönem içerisinde gerçekleşmesi bir sürede geçmesi: 7 gün, 7 ay, 7 yıl Yeni statü: Kişinin toplumun yeni Eve Dönüş: alt grubuna kabul edilmesi  ölüm yolculuğunun bitimi sona ermesi  kişinin evliliğe veya tahta geçmeye hazır olması Simgesel Ölüm ve Yeniden Doğuş Tablo No 7: İnisiyasyon –Ölüm Yolculuğu Kaynak: Meral Ozan, “Geçiş Ritüelleri ve Halk Masalları”, Milli Folklor, 2011, Yıl 23, Sayı 91, s.81. Tablo 7’den de anlaşılacağı üzere inisiyasyon törenleri ile halk masallarındaki ölüm yolculuğu motifi birbiriyle örtüşmektedir. Her ikisinde de üç aşama farklı kavramlarla ifade edilse de benzer süreci anlatmaktadır. Bu evreler, Propp metodu göz önünde bulundurularak ayrıntılı bir şekilde ele alındığında, söz konusu ilişki daha somut olarak görülebilecektir349:  İzolasyon: İnisiyasyon törenlerinde kişinin gerçek hayatta yaşadığı toplumdan ve toplumun bireylerinden ayrılmasını simgeleyen izolasyon, masallarda ‘kendi sınırları dışına çıkma’ anlamına gelmektedir. Nitekim Propp metodu açısından yaklaşıldığında da izolasyon, masallarda “ayrılış” fonksiyonuna denk gelmektedir. Başka bir anlatımla izolasyon zamanları destanlarda kahramanların uzaklaşıp kendini bulma gücünü kanıtlayıp geri dönmeye hazır hale gelme zamanlarıdır. Bunun gibi uzaklara gitme sıradan insanın da kendini keşfetme, aydınlanma ritüelidir. Burada ele alınan masallara bakıldığında kahraman evinden, aile ortamından, baba ocağından kısaca tanıdık güvenilir mekândan ayrılarak, bilinmedik yabancı bir ortama girmesidir. Ayrıca, ülke veya

 Vladimir Propp’un masal çözümleme metodu 349 Meral Ozan, “Geçiş Ritüelleri ve Halk Masalları”, Milli Folklor, Yıl 23, Sayı 91, 2011, ss.81-82.

134

memleket sınırları dışına çıkmak bir yerde kendi sınırları dışına çıkmak anlamını da içermektedir  Sıkıntılı Dönem: İnisiyasyona tabi tutulan kişi belli bir süre içerisinde kendisinden beklenileni gerçekleştirmek durumundadır. Masallarda ise bu süreç yedi sayısı ve katmanlarından oluşmaktadır. Kahraman evden ayrılıp kendi sınırları dışına çıktığında yolculuğu yedi gün, yedi ay veya yedi yıl sürmektedir.  Eve Dönüş: Bu dönüş süreci masal kahramanın aradığı benliğini bulduğu ya da hayatının amacını keşfettiği ve artık amacını gerçekleştirmek için yeterli güce ve olgunluğa ulaştığı evreyi anlatmaktadır. Çeşitli mücadelelerle geçen engebeli zor bir sürecin belirtisi olan bu zorlu yolculuğun bitiminde ana karakter sonunda ölüm yolculuğunu tamamlamış olur.

2.3.2.2.4. Geri Dönme

İnisiyasyonun bitimi kişinin yeni statüye kabulü belirlerken, masallarda bu sürecin sona ermesini kahramanın eve dönüşü olarak görmek mümkündür. Halk Masalları genelde kahramanın eve dönüşü ile bitmekte ancak; bazı masallarda, ek epizotların ilave edilmesiyle, kahraman yeniden bir takım maceralara atılıp evden uzaklaşmaktadır. Bu süre içerisinde tekrar türlü mücadeleler verilmekte ve ardından geri dönerek hak ettiği ödülü almaktadır: (evlenmekte ve/ya tahta çıkmaktadır) Benzer şekilde, incelenen metinlerde ölüm yolculuğunu tamamlayarak yuvaya, baba ocağına geri dönen masal karakteri, kendisinden beklenilen görevi tamamlamış ve tahta geçmeye hak kazanmıştır, evlilik için de hazırdır.

Yukarıda anlatılandan hareketle izolasyon, sıkıntılı dönem ve eve dönüşten oluşan bu üç evrenin aslında masal karakterinin simgesel olarak “ölüp” yeniden “doğumunu” ifade ettiği söylenebilir. Sınava tabi tutulan masal karakterinin yeni mertebeye ancak söz konusu belirtilen üç süreçten geçtikten sonra erişebildiği görülmektedir. Bu noktada vurgulanması gereken son bir konu da cinsiyettir: Kız ve

135 erkek çocuklarının inisiyasyon törenleri, gerçek yaşamda ve sosyal normlar çerçevesinde kesin olarak birbirinden ayrılırken, masallarda bunun tersi söz konusudur. Bu masallarda yaşanan geri dönme ritüeli günümüzde TV dizilerinde benzer şekilde işlenmektedir. Bir şekilde uzaklaşmak durumunda kalan romantik ilişki partneri birtakım pürüzlerden kendini arındırıp geri dönmekte ve ilişkiye\evliliğe hazır hale gelmektedir. 2.3.2.2.5. Doğumgünü, Yıldönümleri, Mezuniyet

Bu ritüeller de daha çok günümüz dünyasında özellikle sosyo ekonomik düzeyi belirli bir seviyede olan insanlar tarafından uygulamaya geçirilmektedir. Bu ritüeller tüketim kültürünün sunmuş olduğu törenlerin vazgeçilmez cafcaflı ürünlerini kullanmakla birlikte eskiden sıradan bir şekilde kutlanan bu günler günümüzde modernleşen ritüeller halini almaktadır. Özellikle de henüz kendini bilmeyen bir yaşına girmekte olan çocukların partileri etrafa gösteriş niteliğinde törenselleştirilerek büyük bir seremoni haline getirilmektedir. Buna benzer şekilde mezuniyet partilerinde genç kızlar daha bir sene öncesinden ne giyeceklerini araştırmaya başlamakta hatta tek ve özel olmak için kendilerine özel terziler bulmakta ve kıyafetlerini diktirmektedir. Bu noktada ciddi anlamda piyasaya para akışı yapıldığı aşikar olmaktadır. Gün gelip çattığında mezuniyet törenleri kutlamasından öte podyumda defile yarışması sergilemek gibi kişilerin güzelliklerini ve elbiselerini yarıştırdıkları bir gece halini almaktadır. Yıldönümleri de günümüzde geleneklere yönelik uygulanan ritüellerden modern ritüellere doğru değişim göstermektedir. İnsanlar yalnızca evlilik yıldönümlerini kutlamakta iken küreselleşen pazardan nasibini alarak nişan yıldönümleri hatta tanıştıkları günleri de kutlamaya seremoni haline getirmeye başlamaktadır.

2.3.2.2.6. Mevsimlerin Değişmesi

Mevsimsel ritüellerin işlevsel özellikleri bulunmaktadır. Mevsimsel ritüellere ideal ve sürekli durumlar çerçevesinde tamamen işlevsel edimleri gösterebilmek için mitler eşlik etmektedir. Mitin ve ritüelin iç içe geçmesi dramayı yaratmaktadır. Dünyanın birçok yerinde mevsimsel ritüeller ortak bir kalıp izlemektedir. Bu kalıplar

136 insanların her yıl yenilenen bir dizi sözleşmeyle insanın bağışlandığı yenilendiği anlayışına dayanmaktadır. Bu yenilenme sadece ilahi yollarla değil, aynı zamanda insanların birlikte çabalarıyla da sağlanmaktadır; ritüeller öncelikle bu çabayı bir araya toplama ve düzenlemeye yöneliktir. Kenosis (boşaltma) ve plerosis doldurma olmak üzere iki belli bölüme ayrılmaktadır: Kenosis yaşamın boşaltılmasını, diğeri ise yeniden doldurulmasını temsil etmektedir. Kenosis ayinleri, hayatın boşaltılmasını temsil ederken oruçlar, perhizler ve bunun gibi insanın kendisini sıkıntıya sokma eylemlerini içermekte iken yaşamın dolması anlamına gelen plerosis ayinleri, yaşamın yeniden güçlenmesine yönelik kıtlık ve kötülük güçlerine karşı sahte döğüşleri, toplu çiftleşmeyi, yağmur duası ve bunun gibi şeyleri gerçekleştirilmesini içermektedir350.

Buna bağlı olarak yapısallık ve geçmiş şu anki düzeni açıklamaya yeterli değildir eskidir ve eksiktir bu bağlamda her türlü yenilik ve düzen şimdiki oluşumlar bağlamında açıklanabilir. Şimdi ve burada konseptine ayak uydurmak zorundadır. Tüm eylemler ve düşünceler yeniden inşa edilmektedir. Yapı bu inşayı şemaya sokmaktadır özgürlüğünü kısıtlamaktadır dolayısıyla şimdiki inşa edilen gerçekliği Lewi Strauss’un, Wittgeinstein ile açıklamak yeterli değildir. Buraya kadar tüm ritüel sınıflamaları ağırlıklı olarak antik Yunan’da ortaya çıkmış olan sekülerite ve din ile beslenmiş olan kalıp, tekrar eden ve gelenekçi ritüeller olarak tanımlanmıştır. Ancak özellikle modern dönemle birlikte hem literatüre hem de günümüz ilişkilerine damgasını vuran mikro ritüeller mevcuttur. Küçük kurumlarda, aile iş yeri ve ikili ilişkilerde gündeme gelen ilişkisel ritüeller mikro ölçekte yaşandığı için değişime ve dönüşüme daha açıktır. Bazıları ise toplumdan içinde yaşanılan kültürden olduğu gibi öğrenilip ailenin ve ikili ilişkilerin dinamiklerinin etkisi ile ilişki tarafları kendi lehlerine olacak şekilde ritüeli değiştirebilmektedir.

350 Theodor H. Gaster, “Thespis Eski Yakındoğu’da Ritüel, Mit ve Drama”, Kabalcı Yayınları, (Birinci Baskı), Çev: Mehmet H. Doğan, İstanbul, 2000, s.17.

137

2.3.2.2.7. İlişkisel Ritüeller (Romantik İlişki Dönemi)

İlişkisel ritüel kavramı 1980’li yıllarda literatüre girmiş olup 1990’lı yıllarda yıldızı parlayan bir kavramdır351. Ritüelin seküler anlamından evrilmiş ve yeni ve gelecekle olan bağlantısı olduğundan dolayı kendine yenilik katabilen değişip dönüşebilen ve mikro aile ya da mikro romantik ilişkilerinin dinamiklerine göre farklı biçimlerde ivme kazanmıştır ve her bir mikro ilişki kendine özgü ritüeller taşıyabileceğinden dışarıdan görüldüğünde anlam verilememekte olan bir ritüel davranış aile içinde ya da romantik ilişkideki çift için tektir ve özel anlamlar içermektedir. Bunun yanı sıra bu aile içi ritüeller yalnızca eylemde kalmamakta aile içi bağlılığı, yaşanmışlığı, alışkanlığı arttırmaktadır. Bu bağlamda bireyler bu ritüellere tutunup farkında olmadan bağ oluşturmaktadır.

Ritüeller, sembolik olaylardır öngörülebilir bir davranışla tekrar etmektedir. Onlar, özel deneyimler olup partnerlerin yarattığı ve paylaştığı özel/tek etkileşimi yansıtmaktadır. Ritüeller, derinliğine dini içerikler veya seküler gelenekleri içerseler de orjinali yıllar içinde unutulmakta olup geçmiş ve şimdi arasında bağ kurmakta ve geleceğe şekil ve anlam vermektedir352.

Ritüeller yakın ilişkilere özellikle önemli yaşam olaylarında ve stresli dönemlerde hizmet etmektedir. Ritüellerin büyüsü onların yönetilebilen geçişleri yapabilme kapasitesine dayalıdır. Temelde ritüeller gün boyu, yıllar boyu veya yaşam süresince belirsizlikleri ve endişe hislerini bastırmasıyla bilinmektedir353. Buna bağlı olarak, ritüeller özellikle ergenlik ve ergenlik öncesi dönemde faydalıdır çünkü bu yakın içerikleri oluşturmak için tek bir zamandır354. Ritüellerin özellikle geçiş dönemlerinde belirsizlikleri yok etmesi ve endişeleri bastırmasının en önemli sebebi bilinmeyen karşısında sürekli olan ve herkes tarafından kabul edilmiş olana tutunmaktır. Bu

351 Mary Spagnola, Barbara H. Fiese, “Family Routines and Rituals”, Infants and Young Children, Vol. 20, No. 4, ss. 284–299. 352 Kelly Campbell, James J. Panzetti, “The moderating effects of rituals on commithment in premarital involvements”, Sexual and Relationship Therapy, Vol. 22, No.4, November, 2007, s.416. 353 Barbara H. Fiese, “Dimensions of Family Rituals Across Two Generations: Relation to Adolescent Identity”, Family Process, 31,1992, ss.151-162. 354 Compan, E., Moreno, J., Ruiz, M, Pascual, E., “Doing Things Together: Adolescent Mental Health and Family Rituals”, Journal of Edidemiology and Community Health, 56, 2002, s.90.

138 sonuçlar ritüeller ve evlilik öncesi ilişkilerde bağlılığın gelişimi için bir bağ kurulmasını önermektedir.

İlişkisel ritüel, basitçe karşılıklı bir anlam ifade eden insan ilişkilerinin düzenli bir şekilde ve belirli aralıklarla sergilenmesidir. İlişkisel ritüeller, eylemler aracılığıyla kişilerarası ilişkilerin yaratılmasını sağlamaktadır. Bu ilişkisel ritüeller kişilerarası ilişkileri yaratmanın yanı sıra birbirleriyle ilişkide olan kimlikler üzerinde etkili olan dilin önemli bir rol oynadığı görülmektedir.

“İlişkisel ritüel, ilişkinin dayattığı biçimselleştirilmiş/şematik, topluma uygun hale getirilmiş ve tekerrür eden bir eylemdir, yani işlev halinde grup içi ilişkileri kuvvetlendirir. Ritüel bütünleşik bir (mini) performans (mimez) olarak kabul edilir ve bu performans ilişkisel geçmişe (ve ilgili değerler sistemine) ya da genel anlamda tarihselliğe (ve ilgili sosyal değerler sistemine) bağlıdır. Antropolojik araştırmalarda da görüldüğü üzere ritüel duygusal olarak bağlanmış duygusal bir eylemdir”.355

İlişkisel ritüeller kategorisi sadece bu ritüel pratiklerini içerdiğinden alanda sınırlılıkları bulunmaktadır. Etkileşim yoluyla formulize edilen ve oluşturulan ritüeller, örneğin “iyilik” ya da “boyun eğmek” analizin dışında kalmaktadır. İlişkisel ritüeller eğer zayıfsa, kişilerarası ilişkiler üzerinde gözle görülebilir bir etkileşimsel etkiye sahip değildir. Durkheimcı bakış açısına göre, insanoğlunun doğuşundan beri tartışılan ritüel, “yaşamsal değer”inden ötürü özellikle yerleşimini ve kişilerarası ve gruplararası ilişkileri geliştirmesiyle anahtar bir sosyal olgu olmuştur356.

Ritüeller her günün önemli yer tutan hazineleridir, yaşayan iletişimsel davranıştır, kişilerarası ilişkilerin gelişimi ve sürekliliği için faydalıdır. Farklı bir anlatımla, eşlerin mikrokültürlerinin tamamlayıcısı olabilir ve aynı zamanda öngörülebilir pozitif veya negatif ilişkisel çıktıları olabilir.

Başka bir görüşe göre ilişkisel eylemler duyguları bir amaç\araç modeli içerisinde tetiklemektedir, herhangi bir eylem belirli bir duygusal reaksiyonu ya da

355 Daniel Z. Kadar, A.g.e.,ss.11-12. 356 Daniel Z. Kadar, Relational Rituals and Communication, Palgrave Macmillan, Usa, 2013, ss.2-6.

139 duygusal etkiyi ortaya çıkarmayı amaçladığında hisler belirgin hale gelir; bir diğer görüşe göre ise duygular, herhangi bir eylemin ardındaki amaçlılık hesaba katılmaksızın kendi başlarına bağdaştırma anlamında önemlidir357.

Şematik Hareketler

Geleneksel İlişkisel Hareketler

Ritüel İlişkisel Hareketler

Şekil 6. İlişkisel Ritüellerin Pozisyonları Kaynak: Daniel Z. Kadar, Relational Rituals and Communication, Palgrave Macmillan, 2013, s.29.

En geniş ilişkisel perspektifi şematik hareketler oluşturmaktadır. Şematik hareketler daha bağımlıdır, basmakalıptır ve ilişkinin makro alanını oluşturmaktadır. Gözle görünen herkes tarafından genel geçer ritüel davranışları içermektedir. Geleneksel ilişkisel hareketler şemasal hareketlerin içinde yer alan geleneksel iletişim hareketleridir. Şemasal hareketlere göre daha mikrodur ama yapısaldır, yoruma ve inşaya açık değildir ancak; ritüel ilişkisel hareketler mikrodur herkes için genel geçer değildir her bir mikro ilişkide farklılıklar gösterebilir. Günlük konuşma davranışları, partnerlerin birbirlerine hitap biçimleri, günlük rollerine göre görev ve sorumluluk alışları bu gruba girebilir. Ritüel ilişkisel hareketleri bir şekil üzerinde tanımlamak gerekirse;

İlişkisel perspektiften, eğer dilin birbirleriyle ilişkide olan kimlikler üzerine etkileri incelenecek olursa- ritüeller işaret edilen törenlerden daha kayda değer bir rol

357 Daniel Z. Kadar, A.g.e., s.111.

140 oynamaktadır. İlişkisel ritüeller eylemler vasıtasıyla kişilerarası ilişkileri yaratmaktadır. İlişkisel ritüelin alanda sınırlılıkları vardır. İlişkisel ritüeller kategorisi sadece bu ritüel pratiklerini içermektedir358.

Locher ve Langlotz’un duyguların ilişkisel eylemlerin kasıtlı kullanımı yoluyla meydana geldiğini savunan görüşleri, duyguların ve rasyonelliğin insanların kavrama yetisinin birbiriyle çelişen açıları olmadığını ileri sürmektedir. Bu görüş, beşerî bilimler içerisinde sosyal psikoloji gibi sosyal eylemlerin oluşumu ve değerlendirilmesi ile ortaya çıkan duyguların bir dereceye kadar bilinç gerektirdiğini ve bunun sonucu olarak amaçlılık gerektirdiklerini savunan diğer alanlardaki yeni bulgular ile uyum içerisinde gibi görünmektedir359.

Schermerhorn vd.’nin de açıkladığı gibi “içsel kaynaklardan doğan öz bilinçli duygular ve dış kaynaklar tarafından tetiklenen sosyal duygular arasındaki farkı” ayırt etmek gereklidir360. Sosyal duygular etkileşim gibi dış uyarıcılar tarafından oluşturulur ve sıralamada bilişsel olarak öz bilinçli duygulara (örn: bilinmeyen bir nedenden dolayı üzüntü hissetmek) göre daha üst sıradadır çünkü bunlar “yaşamın ikinci yılından itibaren ortaya çıkmaya başlayan öz bilinci”, yani, “yüksek sosyal farkındalık” ile işledikleri için yalnızca basit bir düşünümsellikten daha fazlasını gerektirir361. Başka bir deyişle, belirli nezaket normlarını izlerken ya da bu normlardan uzaklaşırken genellikle kişi edimlerinin duygusal sonuçlarının bilincinde olmaktadır. Niyetin belirgin olduğu belli başlı eylemler olsa da (a) herhangi bir etkileşimin oluşturulduğu şekli ve/veya (b) belirli bir ifadenin duygusal işlevi ve etkisini anlamak için etkileşim sonrası görüşmelerden ve benzerlerinden yararlanılmasını incelemeden bir etkileşimdeki duygu varlığını ya da yokluğunu öngörmek mümkün olmamaktadır362.

358 Daniel Z. Kadar, A.g.e, ss. 2-6. 359 Miriam Locher, Andreas Langlotz, Relational Work at The Intersection of Cognition, Interaction and Emotion. Bulletin Vals-Asla, Bulletin Suisse De La Linguistique Appliquee, 88, 2008, 91-165’den akt. Daniel Z. Kadar, A.g.e, s.112. 360 John R. Schermerhorn, James G. Hunt, Richard N. Osborn, Organizational Behaviour, New York: J. Wiley& Son, 2011, s.56. 361 Daniel Goleman, Social Intelligence, The New Science of Human Relationship, London: Random House, 2011, s. 131. 362 Daniel Z. Kadar, A.g.e, s.112.

141

2.3.2.2.7.1. Kişilerarası Ritüeller

Ritüeller kişilerarası ilişkilerde özellikle göze çarpmaktadır363. Reiss, ritüellerin ailenin bütünlüğünü oluşturmasına ve bağdaşımına ve dahası bu ailelerin ritüelleri zamana dayalı olarak kullanımına göre tanımlanabileceğine vurgu yapmaktadır364.

“İkili gelenekler”, “Oyuncu ritüeller” ve “Etkileşim rutinleri” diğer ilişkiler içinde ritüellerin önemini vurgulamaktadır. Ritüeller deneyim anlayışlarının paylaşımı, yakınlığı sembolize etmeleri ve ilişki paylaşımı yaratma özelliğine sahiplerdir365. Oring’in buluşları, yalnızca kişisel anektodlardan sağlanmaktadır. Tek istisna boşanmış kadın ve evli kadın çalışmalarının başarılı evliliklerde ritüellerin dışına çıktığı vurgusudur366. Bruess ve Pearson ek olarak evlilikte ve ergen arkadaşlığında kişilerarası ritüeller incelendiğinde367: “Ritüeller ilişkisel yapı (fonksiyon) formlarında ve iki en yakın ilişki oluşumunda geçerli olmaktadır.”368.

363 Judy C. Pearson, Jeffrey T. Child, Anna F. Carmon “Rituals in Dating Relationships: The Development and Validation of a Measure”, Communication Quarterly, Vol. 59, No. 3, 2011, s. 359. 364 David Reiss, Mary Ellen Oliveri The Family’s Construction of Reality and Its Ties to Its Kin Network: An Exploration of Causal Direction, Journal of Marriage and Family, Vol. 45, No. 1, 1983, ss.81-91. 365 Elliott Oring, “Dyadic Traditions”, Journal of Folklore Research, 21, 1984, s. 20. 366 Linda Berg-Cross, Christine Daniels, Peggy Carr, “Marital Rituals Among Divorced and Married Couples”, Journal of Divorce and Remarriage, 18, 1992, ss. 1–30. 367 Carol J. Bruess, Pearson, J. C., “Interpersonal Rituals İn Marriage And Adult Friendship”, Communication Monographs, 64,1997, s. 25. 368 Carol J. Bruess, Pearson, J. C., “The Function of Mundane Ritualizing in Adult Friendship and Marriage”, Communication Research Reports, 19, 2002, ss. 314–326.

142

Etkileşim

Dramatize eden kişi

İletişimi başlatan kişi

İlişkisel ağ

Şekil 7. Ritüel ve Duygulanım/Duygusallık Kaynak: Daniel Z. Kadar, Relational Rituals and Communication, Palgrave Macmillan, 2013, s.133. Şekil 7’den de anlaşılacağı gibi katılımcı ve performansçı arasında hem birbirlerini etkileyen beden dili etkileşimi hem de karşılıklı diyalogsal eylemlerinin dönüşümünden birbirlerini duygusal anlamda etkileşim kurdukları bir perspektif söz konusudur bu ilişkisel bağlam dış perspektifte etkileşimi oluşturmaktadır. Ancak ilişkisel eylemlerin yarattığı etkileşimde duygusal bağlamdan kopuk olduğu söylenememektedir.

Bu görüşe göre ilişkisel eylemler ve duygusallık arasındaki karşılıklı ilişkiyi anlamak için duygular ve duygusal (algılanan) niyetlerden bağımsız olarak incelenmelidir369. (örn: bir doğum günü partisinde yapılan ve ‘önceden tasarlanmış’ bir şekilde mutluluk duygusunu tetikleme amacı taşıyan ritüel bir konuşmanın aksine) İlişkisel eylemlerin niyetlerini duygulardan bağımsız açamazsak ritüel eylemlerin pragmatik amaçlarını algılama sorunu ortaya çıkabilmektedir.

Duygusal anlamda ritüeller aynı zamanda onları gerçekleştiren kişi üzerinde duygusal bir etki bırakma eğilimindedir ve bu iki misli etki ritüel performansların ilişkisel işlevlerini artırmaktadır. Diğer bir deyişle, ritüeli gerçekleştiren kişinin ritüel

369 Daniel Z. Kadar, A.g.e, s.113.

143

mimesisi ve katılımcının her etkileşimdeki reaksiyonu arasındaki amaç-araç ve niyet- etki ilişkilerini sistematik olarak yakalamak zordur. Bu nedenle cenaze törenlerinde kısa vadeli duygu üzüntüdür, ancak cenazenin temel “ritüel işlevi” grup dayanışması yaratmaktır (ya da yeniden tesis etmektir)370.

İlişkisel ritüel eylemlerin duygusal işlevleri ve aynı zamanda duygusallıkları bilişsel bakış açısına göre incelenmektedir. Burada cevaplanması gereken temel soru, grup içi ritüel uygulamaların duygusal işlevinin genel anlamda ilişkisel eylemlerin, özelinde ise ritüellerin teorik tanımları ile nasıl bütünleştirilebileceğidir. Pek çok ritüel sistem, evlilikler, cenazeler ve benzerleri gibi kurumsallaşmış ritüel uygulamaların, adı geçen ritüelin aktivite türüne göre açık bir şekilde ayırt edilebilen kısa vadeli duygular ve uzun vadeli duygulanımlar uyandırdığını öne sürmektedir371.

Saklanılan yer Kişisel

(stigmatic) (non-stigmatic) İç grup

Şekil 8. İç Grup Nötrleştirmesi ve Potansiyel Olarak Saklı Ritüel Pratiklerin Ritüelleşmesi Kaynak: Daniel Z. Kadar, Relational Rituals and Communication, Palgrave Macmillan, 2013, s.95.

Yukarıdaki şekilden de anlaşılacağı üzere ritüeller onları yasalaştıran kişiler için yüksek oranda kişiselleştirilmiş ve belirginleştirilmiştir. Ritüeller iki kişinin tek bir

 Öykünmecilik/taklitçilik ya da Yunancadan kabul edildiği biçimiyle mimetik sanat kuramı, Platon ve Aristoteles ile birlikte kabul edilmiş ve ondokuzuncu yüzyıla kadar da önemini korumuştur. Bu kuram; sanatı yaşamın bir yansıması olarak –sanatın en önemli işlevini gerçeği yansıtması olarak- gördüğü için yansıtmacı kuram, gerçek nesnelerin temsil edilmeleri anlamında da temsilci kuram olarak da anılır. (“Temsil”, “taklitten” daha geniş bir kavramdır. -, https://demettasdelen.wordpress.com/2015/03/18/mimesis-nedir/, Erişim Tarihi: 06.09.2017 370 Daniel Z. Kadar, A.g.e, s.113 371 Daniel Z. Kadar, A.g.e, s.125.

144 kültür oluşturmasına yardımcı olmaktadır, pozitif bireyselleştirilmiş etkileşim bölmeleri üretim olasılığı ve güçlü ilişkisel bağlar kurmayı sağlamaktadır372.

İkili diyaloglarda ritüeller üzerinde bir anlam yaratılıp yasalaştırılabilir. Yukarıdaki şekilde buna iyi bir örnek teşkil etmektedir kişiler hem kaynak hem de alıcı olduğu takdirde aldığı mesajı kendi algısı ile açarak bir yorum katmış olmakta ve karşı tarafa cevap verirken artık o mesaj kendisine ilk geldiği halindeki gibi kalmamaktadır. Artık tek yönlü bir iletişim olamadığından ilişkisel ritüel de bu yolla yeniden inşa edilmektedir. Gelen mesaj sorgulanmadan ya da herhangi bir yorum katılmadan açıldığında geleneksel ritüel formunu koruduğu anlamı çıkarılabilir.

2.3.2.2.7.2. Aile Rutinleri ve Ritüelleri

Aile rutinleri ve ritüelleri yaratmak düzenli bir aile yaşamında sağlıklı aile ve ilişki gelişiminde önemli bir bölmedir. Aile ritüelleri ailelerin günlük yaşamlarında yer etmiştir, bununla birlikte, o insanlar için göreceli olarak kolaydır belirgin aile olaylarını tanımlamak için (öğün yemekleri, haftasonları ya da özel kutlamalar mezuniyet ya da evlilik gibi) aile için anlamlı zamanlardır.

Aile bağlamlarında, ritüel karmaşık davranış pratikleri gibi tanımlanabilir sistematik olarak zaman üzerinden hareket etmektedir. Aile ritüelleri üç genel kategoriyi ortaya koymaktadır373: “kutlamalar, tatil gözlemleri ve geçiş ritleri; gelenekler, doğumgünleri ve yıldönümleri, yemek zamanı gibi”. Aile ritüelleri evrensel olmasına rağmen, düşündürücü bir farklılık olarak gözlemlenebilir ve zaman içinde uygulanmasına göre iç içe geçmiştir374. Wolin ve Bennet kutlamalar, gelenekler ve belirli etkileşimler olmak üzere üç tip aile ritüeli tanımlamaktadır. Aile kutlamaları evlilik, cenaze törenleri ve yıllık olayları kapsamaktadır (Yeni yıl, chanukah vb.) ve aile gelenekleri aile toplantılarını

372 Judy C. Pearson, Jeffrey T. Child, Anna F. Carmon, “ Rituals in Committed Romantic Relationships: The Creation Validation of and Instrument, Communication Studies, Vol.61, No.4, September-October 2010, ss.264-265. 373 Mary Spagnola, Barbara H. Fiese, “Family Routines and Rituals”, Infants and Young Children, Vol. 20, No. 4, ss. 284–299. 374Carolyn J. Rosenthal, Vıctor W. Marshall, “Generational Transmission of Family Ritual”, American Behavioral Scientist, 31,1988, ss. 669–684.

145 içermektedir (yaz tatilleri, doğumgünleri ve yıldönümleri gibi… Belirli etkileşimler yemek zamanları ya da çocuğu yatırma seremonileri gibi günlük aktiviteleri kapsamaktadır375. Aile ritüelleri benzerlikleri paylaşsa da, ritüeller hem yaratıcı hem de aileden aileye farklılıklar göstermektedir376. Aile dışından bu ritüellere bakan kişiler açısından bazı ritüellerin kendine has doğası ilginç ve anlaşılamaz bir biçimde tanımlanabilir377. Ritüellerin ne ifade ettiği aile yaşamı içinde ve ailenin hikayesinde saklıdır. Ritüellerin anlamları ve paylaştıkları bireylerin mikro kültürlerinde bireylerin çok iyi bildiği ve birbirlerine bağlayan zincirlerde saklıdır. Bu yüzden, aile ritüelleri ailenin ve aile bireylerinin kimliklerinin yansıması olan pencereler gibi düşünülebilir378.

Bruess ve Pearson aile ritüellerine ilişkin, evli çiftler, çift-zaman ritüelleri, kendine has ritüeller, sembolik ritüeller, günlük rutinler ve görevler, yakınlık ifadeleri, iletişim veya (her günlük konuşma) ritüelleri, görevler= alışkanlıklar=tavırlar, ruhsal ritüeller olmak üzere yedi ritüel tanımlamaktadır379.

Çift-zaman ritüelleri bireylerin birincil hedef olarak birbirleriyle zaman geçirmeyi amaç edindikleri, gelenekler yarattıkları ritüelleri temsil etmektedir. Duruma/kişiye özgü ritüeller, doğumgünü kutlamaları gibi geniş çaplı olaylara odaklanmaktadır. Duruma/kişiye özgü ritüeller belirli olaylara vurgu yapmaktadır, bununla beraber çift-zaman ritüellerine öncelik vermektedir380.

“Günlük konuşma” ilişkisel partnerlerin kendi aralarında özel bir dil kullandıklarını bunu da ritüel olarak adlandırdıkları düşünülmektedir. Bunun gibi, iletişim veya günlük konuşma ritüelleri, iletişim partnerlerine, dile ve birbirleriyle iletişimlerine odaklanmaktadır. Bununla beraber, bu tip ritüeller dilin nasıl ilişkisel teklik yarattığına dikkat çekmektedir. Günlük rutinler ve görevler için ritüeller yaratanlar, öğün hazırlamak, karakteristik olarak dünyevi aktiviteler olmasına rağmen

375 Steven J. Wolin, Linda A. Bennett, “Family rituals”, Family Process, 23,1984, ss. 401–420. 376 Mary Spagnola, Barbara H. Fiese, “Family Routines and Rituals”, Infants& Young Children, Vol. 20, No.4, 2007, s.285. 377 Barbara H. Fiese, Family Routines and Rituals. New Haven, CT: Yale University Press, 2006, ss.1- 28. 378 Steven J. Wolin, Linda A. Bennett, “Family Rituals. Family Process”, 23, 1984, ss.401–420. 379 Carol J.S. Bruess, Judy C. Pearson, “Interpersonal Rituals in Marriage and Adult Friendship”, Communication Monographs, 64, 1997, ss. 25-46. 380 Carol J.S. Bruess, Judy C. Pearson, A.g.e., ss. 25-46.

146 her günlük işlerin üstesinden gelebilmek adına yollar keşfetmişlerdir. Sonuç olarak, yakınlık ritüelleri, çiftleri nasıl tek gelenek yarattıkları üzerine cinsiyet karmasına ve şefkatli davranışlar çerçevesinde ışık tutmaktadır381.

 Aile Rutinleri ve Ritüellerinin İlişkisel Ritüeller İçindeki Yeri İlişkisel anlayışın önemli tarafı, ritüeller kişilerarası ilişkileri mikrokültür gibi görmemizi sağlamaktadır, bunların içinde ilişkisel kimlikler, sembolik yasalar ve yeniden düzenlenen anlaşmalar yoluyla üretilmektedir382.

Romantik ilişkiler, şimdiki çalışmalarla mikrokültürler ya da iki kişinin kültürü, ilişkisel kimlikler sembolik anlaşmaların ürünleridir383. Bu bakış açısı tek ilişki kimlikler yaratmakta ve partnerlerin sembolik pratikler yoluyla algılanmaktadır384. Birey bir ilişkiden daha fazla ilişki yaşadıysa ikincisi ya da üçüncüsü ya da diğerleri aynı ilişkisel kültürü yeniden yaratmayacaktır. Sembolik anlaşmalar, idiomatik ifadeler gibi, yeniden yapılandırılan öyküler ve gelenekler ilişkisel kültürün manifestolarıdır385.

Ritüeller, araştırmacılar için, ilişkileri somutlaştıran iletişimsel süreçleri anlamaya yarayan değerli kaynaklardır. Ritüel haline gelen etkileşimler bağlanılmış romantik ilişkileri anlamayı sağlayan önemli başlangıç noktalarıdır. Ritüelleri çalışmak, Braithwaite’in gözlemine göre, “hem günlük hem de alışılmış olmayan ilişkisel yaşamda iletişimin yaklaşımlarına odaklanmamızı sağlamaktadır.”386.

381 Steve Duck, Deborah J. Rutt, Margaret Hoy, Hurst Heather Strejc, “Some Evident Thruths About Conversations in Everyday Relationships”, Human Communication Research, Vol.18, No.2, 1991, ss.228-233. 382 Leslie A. Baxter,“Symbols of Relationship Identity in Relationship Cultures”, Journal of Social and Personal Relationships, 1987, s. 264. 383 George McCall, “The Organizational Life Cycle of Relationships”. In S. Duck (Ed.), Handbook of Personal Relationships: Theory, Research, and Interventions, New York: Wiley, 1988, ss. 467-484. 384 Leslie A. Baxter, “Dialectical Contradictions in Relationship Development”, Journal of Social and Personal Relationships, 7, 1990, ss. 69–88. 385 Carol J. S. Bruess, Judy C. Pearson, “Sweet Pea and Pussy Cat: An Examination of Idıom Use and Marital Satisfaction Over The Life Cycle, Journal of Personal and Social Relationships, Vol. 10, No.4, 1992, ss.609-615. 386 Leslie A. Baxter, Dawn O. Braithwaite, “Family Rituals”, edit. Lynn H. Turner, Richard West, Family Communication Sourcebook, Sage Publications, USA, 2006, ss.259-280.

147

“İnsan ilişkileri ağının istikrar ve güvenilirliği de daha iyiye gitmiyor. İçinde yaşadığımız çağ, Anthony Giddens’ın deyimiyle “arı ilişki” yağıdır. Bu ilişki, “kendi hatırı için, ilişkinin tarafı olan kişi- lerin kazanabildiği şey için girilen” ve dolayısıyla da “her iki larafın da herhangi bir noktada ve aşağı yukarı keyfi olarak bitirebildikleri” bir ilişkidir. Bizim çağımız, “romantik aşk kompleksinin ‘ebediyen’ ve bir ve tek’ özellikleri ile arası iyi olmayan” “birliktelik aşkı” çağıdır; öyle ki “artık aşk süreklilik ile özdeşleşemiyor”. Yine bizim çağımız, “plastik cinsellik”, yani, “üreme, akrabalık ve nesillerle olan asırlık bütünlüğünden koparılan” cinsel haz çağıdır.17 Kişi artık, kendileri onarılmaz derecede “uçucu” olan ilişkilere bir kimlik vermeye pek cesaret edemiyor ve kişilere ciddi biçimde bunu denememeleri öneriliyor; çünkü neredeyse kesinlikle mukadder olan ayrılma anında -bırakın sadakati- güçlü bir taahhüt ve derin bir bağlanma kişiyi yaralayabilir. Ayrıca en ezicileri de dahil olmak üzere bu dünyanın bütün güçleri istikrarlı ilişirinin aleyhinde işliyor.”387.

Ritüelleri anlamak önemlidir çünkü onların varlığı ilişkinin devamı ve ilişkisel tatmin için önemlidir. Kişilerarası ritüeller ilişkilerin varolması için merkezdir. Dindia ve Canary, ilişkisel süreklilik davranışlarının ilişkileri anlamak için çok önemli olduğunu vurgulamaktadır çünkü belirli durum veya pozisyonda ilişki sürdürmektedirler. Ritüeller kişisel ve sosyal ilişkilerin nezdinde önem taşımaktadır388. İnsanlar ilişkilerinde ritüellerine bağlı kaldıkça ilişkilerinin gelişeceklerine inanmaktadır. Tatil ritüelleri, ritüelin belirli bir tipidir, global ilişkilerden evlilik tatminine vurgu yapmaktadır. Çiftler ritüelleri takip ettikçe daha çok ilişkisel olarak tatmin olmaktadır. Ritüeller değiştikçe ilişkiler değişir. Bireyler ilişkiler kurdukça, bu ilişkilere daha derinleştirmeyi ve güçlendirmeyi seçmektedirler ve birbirleri ile anlaşma yaparlar, davranışları değişmektedir389.

Örneğin, ilişkilerin başlarında, erkek daha aktiftir ve seksüel çekime odaklanmıştır, buna karşıt olarak kadınlar daha pasif ve partneriyle iletişime odaklanmaktadırlar390. İlişki geliştikçe, çift belirli sembolik ve tekrar eden davranışlara adapte olmak ve bu ritüelleri değiştirmek için ritüellerle deneyim kazanmaktadır. Başarılı ilişkiler doğup geliştikçe, çiftler yeni ritüeller yaratmakta, değiştirmekte ya da

387 Zygmunt Bauman, Parçalanmış Hayat, Çev. İsmail Türkmen, 2. Basım, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 2014, s.127. 388 Kathryn Dindia, Daniel J Canary, “Definitions And Theoretical Perspectives On Maintaining Relationships”. Journal of Social and Personal Relationships, 10, 1993, ss.163-173. 389 Kathryn Dindia, Daniel J. Canary, “Relational Maintenance”, Journal of Social and Personal Relationships,10,1993, ss.163–173. 390 Catherine L. Clark, Phillip R. Shaver, Matthew F. Abrahams,“Strategic Behaviors in Romantic Relationship initiation”, Personality and Social Psychology Bulletin, 25, 1999, ss.709–722.

148 ilişkiye uyumlu olmayanları yok etmektedirler391. Bunun yanı sıra, başarılı ve uzun dönemli ilişkiler uyum ile ilişkilendirilmektedir. Örneğin, Leon ve Jacobvitz güvenli yetişkinler anlamlı ve esnek ritüellerde kararlıdır ifadesini kullanmaktadır392.

Ritüeller aile üyeleri arasında, arkadaşlar ve ilişkisel partnerler arasında ilişkiye sağlık ve iyi hal katmaktadırlar393. Buna rağmen, bir etki içinde yakınsama ve farklılık geçerliliğini vurgulamak ve algılanan ritüel kullanımını ölçmek için, algılanan ilişkisel kalite ve algılanan ilişkisel yakınlık ölçeğinden yararlanılmaktadır. Bu, iyi araştırılmış çıktılar ilişkisel kaliteyi, tatmin bağlantısını, bağlılığı, yakınlığı, güveni, tutkuyu ve aşkı ölçmektedir. Romantik ilişkilerde ve aile ilişkilerinde ritüellerin pozitif etkileri olduğundan, bağlılıkta algılanan ritüeller kullanılmaktadır, romantik ilişkiler algılanan ilişkisel kalite ve ilişkisel yakınlık ile pozitif ilişkilidir.

 Aile Ritüellerinin Fonksiyonları Ritüelin etki doğuran psikolojik bir fonksiyonu bulunmakta ve bu özelliği ile bireylerin özel durumlarla başa çıkmalarına yardım etmektedir. Bu, birincil fonksiyon ile ritüel etkileşimi kişilerarası ilişkileri yeniden şekillendirme ve güçlendirme gibi güçlü bir potansiyele sahiptir. Kertzer bu noktada şunu ifade etmektedir394:

“Ritüel sosyal bağımsızlığımızı ifade etmemiz anlamına gelmektedir. Ritüelde önemli olan ritler tarafından hesap edilen belirgin rasyonelleştirilenler değil; bizim ortak katılımımız ve duygusal kapsamadır. Böylece, ritüel insanların aynı değerleri paylaşmasına başvurmadan, ya da ritüelin aynı yorumuna başvurmadan sosyal dayanışmayı oluşturmaktadır.”

Muir gibi tarihçiler insanların bu güne göre ritüel etkileşimlerindeki farklılığı örneklemek için eski metinlere atıfta bulunmuşlardır. İlişkisel perspektiften bakıldığında tarihin farklı dönemlerinde ritüelin fonksiyonu ve pratiği arasında küçük bir farklılık olduğu görülmektedir. Ritüele özellikle, post-etkileşimsel algı açısından

391 C. Raymond Knee, “Implicit Theories of Relationships: Assessment and Prediction of Romantic Relationship Initiation, Coping, and Longevity”, Journal of Personality and Social Psychology, 74, 1998, ss. 360–370. 392 Kim Leon, Deborah B. Jacobvitz, “Relationships Between Adult Attachment Representations and Family Ritual Quality: A Prospective, Longitudinal Study”, Family Process, 42, 2003, ss. 419–432. 393 Leslie A. Baxter, “Symbols of Relationship Identity in Relationship Cultures”, Journal of Social and Personal Relationships, Vol.4, No.3, 1987, ss. 261–280. 394 Daniel Z. Kadar, “Relational Rituals and Communication” Palgrave Macmillan, Usa, 2013, s.7

149 katılımcıların/gözlemcilerin kendileri ya da teorik açıdan etkileşimsel anlamı ya da ilişkisel fonksiyonu rasyonelleştirme ile çeşitli açılardan yaklaşılabilmektedir. Bu ayrım pragmatikler ve diğer ritüel teorisyenler tarafından ihmal edilmektedir. Birçok bilim adamı ritüelleri dış etik perspektiften tanımlamakta ve bu yüzden ritüeller için (ikincil- sıralı) teknik modeller önermektedirler395.

Ritüeller aynı zamanda iletişim, çatışma, pozitif bağ kurma, güvenlik duygusu, gelecek jenerasyonlara değerlerin aktarılması aidiyet duygusunun geliştirilmesi ve grup üyeliği ve çerçevelerin öngörünümü ve önceden tahmine izin veren ve güvenli sağlam beklentiler oluşturmak gibi)birçok önemli fonksiyona sahiptir.

Wolin ve Bennet, ritüel iradesinin düzenlenmesinin dönüştürme, iletişim, istikrar üç anahtar özelliğe sahip olduğunu vurgulamaktadır. Ritüel ifadesi dönüşümcüdür. Ailelerde bu ritüeller düzenli yapılan günlük rutinlerden uzaklaşılmasını sağlamakta ve aile kimliklerine odaklanmalarına yardımcı olmaktadır. Ritüeller, iletişimseldir ve genellikle aileler ve aile bireyleri arasında güçlü bağlar kurulmasını sağlamaktadır396.

Leach ve Braithwaite aileyi birarada tutmak için kim güç sarf ediyorsa aile ritüelleri ve geleneklerini de o kişinin yürüttüğünü ileri sürmektedir397. Bu kişiler genellikle orta jenerasyon ve kadınlar olmaktadır. Aile ritüellerinde kadınlar daha önemli bir rol alıyor olsalar da398 erkek de bu ritüele yatırım yapmaktadır. Dahası aileye yatırım seviyesi evlilik ilişkilerinde odak faktörlere göre değişim göstermektedir.

Baxter ve Braitwaite ritüelleri aile açısından değerlendirerek “gönüllü, tekrar eden, iletişim olay(larına) göre modellenen, ailenin fertlerinin katılımcı oldukları oynanan performans, aile üyelerinin kutsal olarak gördükleri şeye biat ettikleri, dolayısı

395 Daniel Z. Kadar, A.g.e., s.9. 396 Steven J. Wolin M.D., Linda A. Bennett, “Family Rituals”, Family Process, 23, 1984, ss.401-420. 397 Margaret S. Leach ve Dawn O. Braithwaite, “A Binding Tie: Supportive Communication of Family Kinkeepers”, Journal of Applied Communication Research, Vol. 24, No.3, 1996, ss. 200-216. 398 John Laird, “Women, Rituals and Family Therapy”, Journal of Psychotherapy& The Family, Vol.3, No.4, 1988, ss.157-173.

150 ile aile kimliğinin üretilmesi ve yeniden üretilmesi ve sosyal ilişkiler ağı” olarak tanımlanmaktadır399.

Rutin davranışlar hem yakın olan hem de olmayan ayarlarda oluşmaktadır. Örneğin, insanlar biyolojik fonksiyonları yerine getirebilmeyi başarmak için, para kazanmak için ve sivil hayata katılmak için rutinleri tecrübe etmektedir. Ayrıca, farklı etkileşimler rutini sıklıkla doğal düşünmektedir. Rutinler ve farklı etkileşimler ilişkisel fonksiyonlar ve ilişkisel sürdürebilirlik açısından gereklidir. Rutinler bozulduğu zaman insanlar biraz rahatsızlık duymakta, ritüeller ihmal edildiğinde, insanlar ilişkinin tehlikede olduğunu ya da onarıma ihtiyaç duyulduğu hissine kapılabilmektedir. Rutinler yalnızca sembolik bir anlama ihtiyaç duyulduğunda ritüellere dönüşmektedir400. Bu noktada Eric Bern’in Transaksiyonel Analizi’ndeki401 tekmele beni oyununu hatırlamak gerekirse insan ilişkilerinde bireyler hep kendi rutinini tekrar etmektedir her ne kadar her ilişkide farklı farklı ritüeller oluştursalar da örneğin bir genç kız babası gibi erkekleri flörtte tercih etme eğilimindedir ve ilk ilişkisinde sürekli olarak kendisini fiziksel ya da psikolojik yönden hırpalayan bir genç erkeğe rastladıysa ve sürekli ayrılıp bu erkeğe geri dönme davranışları sergiliyorsa “tekmele beni” oyununu oynamaktadır ve bundan sonrasındaki ilişkilerinde de bu tip erkekleri tercih etme eğiliminde olacaktır.

Bu katılan elementin sembolik anlamı oldukça önemlidir. Bununla birlikte, eğer bireylerin dahil olduğu ilişkisel etkiler yok ise rutin davranış ritüel olarak düşünülememektedir402.

Ritüeller bireylerin hem sürekliliği hem de değişime izin veren, yaşamı düzene sokan araçları organize etmektedir. Onlar sadece sembolik değere sahip değildir aynı zamanda hareket içinde köklenmektedir. Ritüeller diyalektik tansiyonu geçmişi yansıtıp geleceği şekillendirerek somutlaştırmaktadır. Ritüel enstrüman, ritüellerin sembolik doğasına sahiptir. Ritüeller bilinçlilik düzeyinde insan hareketine sahiptir. Ritüeller

399 Leslie A. Baxter, Dawn O. Braitwaite,“Family Rituals”, Lynn H. Turner, Richard West (Eds.), The Family Communication Sourcebook, Thousand Oaks, CA: Sage, 2006, ss.262-263. 400 Leslie A. Baxter, Dawn O. Braitwaite, A.g.e, ss.259-280. 401Füsun Akkoyun, Transaksiyonel Analiz ve Yetişkin Olmak, http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/40/490/5746.pdf, Erişim Tarihi: 06.09.2017 402 Catherine Bell, Ritual: Perspectives and Dimensions, New York: Oxford University Press, 1997, s.

151 ilişkiler perspektifinden pratiktir, tanımlanabilir ve açıklanabilir yararlılık seviyesine sahiptir. Bununla birlikte, değişimi etkiledikleri vaadlerinde güçlüdür403.

2.3.2.3.Geçiş Sonrası Ritleri

Ritüeller, toplumsal statü ve rollerin de belirleyicisidir. Nitekim doğum, evlenme ve ölüm gibi ritüeller, farklı biçimlerde olmakla birlikte, bireyin bir toplumsal statüden bir başka statüye geçişini simgeleyen ritüellerdir.

Kişilerin rol ve statü dönüşümleri sosyal yapıda değişiklikler meydana getirmektedir. Söz konusu sosyal yapıda meydana gelen değişikliklerin mevcut yapıyla çatışan durumlar oluşturmasının önüne ritüeller sayesinde geçilmektedir. Zira ritüeller sosyal yapıdaki bu tür dönüşümleri, çatışmaları engelleyerek ya da yaşanan dönüşümü meşrulaştırarak sağlamaktadır. Bu noktada ritüellerin dramatizasyon özelliği önemli bir rol oynar. Ritüellerin icra edilen çeşitli rollerden ibaret olan bir tiyatro oyunu gibi dramatik bir yapısı vardır. Ritüel geniş bir toplumsal bağlam içinde, bireye kendi öznel tecrübelerinin yerini tayin etme imkânı tanır. Ritüeller istenilen durumları yaratmak ya da istenilmeyen durumlardan kaçınmak amacıyla icra edilmektedir404.

403 Leslie A. Baxter, Dawn O. Braitwaite, A.g.e, ss.259-280. 404 Kasım Karaman, Ritüellerin Toplumsal Etkileri, SDÜ Fen Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı:21, 2010, ss. 232-233.

152

Üçüncü bölüm

YERLİ DİZİLERDEKİ GEÇİŞ RİTÜELLERİNDEN ROMANTİK İLİŞKİ RİTÜELİNİN İLETİŞİM UYUMU KURAMI ÇERÇEVESİNDE ANALİZİ

3.1. ARAŞTIRMANIN AMACI VE ÖNEMİ

İletişim uyumu kuramı bir sosyal psikolojisi kuramı olarak özellikle mikro davranışları incelemede ve sembolik etkileşimcilere de katkı sağlamış olan bir kuramdır. Bu kuram dil ve beden dili davranışlarını incelemektedir. Konuşma uyumu olarak ortaya atılmış olup daha sonra dil davranışlarını yalnız açıklamanın eksik olacağı düşüncesiyle beden dili davranışlarından da bir kısmını kapsama alanına almıştır. Kendi içinde yakınsama, farklılık, süreklilik(devam eden), alt uyum (yetersiz uyum) ve aşırı uyum şeklinde bazı stratejilere sahiptir. Benzer teoriler olarak sosyal kimlik kuramı, atıf (yükleme) kuramı, benzerlik-çekicilik kuramı, sosyal alışveriş kuramı, gruplararası ayırtedicilik kuramlarından beslenen bir kuramdır. Bu kuram daha çok yabancı literatürde ve genellikle farklı diller arası benzerlik ve farklılıklarına yönelik karşılaştırmalı analizlerde kullanılmıştır. Yerli literatürde ilk defa çalışılmış ve davranış bilimine, kişilerarası iletişime katkı sağlayacağı öngörülmektedir. Ayrıca ritüel konusu sosyoloji, din bilim, antropoloji alanlarında çalışılan bir konu olmuştur.

Goffman ilk olarak etkileşim düzeni/ritüeli kavramını kullanmıştır. Sembolik etkileşimciler de birden fazla kişiler üzerinde ritüel araştırması yaparken tören kavramını kullanmaktadır. Bu çalışmada mikro iletişim olan kişilerarası romantik ilişki dönemi evlilik öncesi ve evliliğe hazırlayan dönem olan geçiş ritleri döneminde geleneksel ritüellerden ayrı olduğu öngörülen postmodern ilişkisel ritüeller iletişim uyumu kuramı çerçevesinde irdelenmiştir. Modern ritüellerin geleneksel ritüellere göre daha farklı iletişim stratejileri kullanıldığı düşünülmektedir. Bunu incelemek için Goffman’ın çerçeve analizi olarak ortaya attığı romantik ilişkisel ritüeller 2014-2017 arasında beş ayrı ulusal kanalda yayınlanmış olan reyting oranı yüksek ve içinde ilişkisel ritüel sahneleri olan popüler yerli dizilerdeki romantik ilişki içinde bulunan partnerlerin diyalogları ve beden dilleri incelenmiştir. Bu ritüellerdeki iletişim stratejilerini ortaya çıkarmak ilişkilerde ne kadar özgün ne kadar kendini tekrarlayan ritüeller yaşandığını ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bireyin hem kendi hem de

153 iletişim kurduğu partnerleriyle olan diyaloglarında ilişkisel dinamiklerin(tahakküm, direniş, boyun eğme, kontrol) tanımlamada da etkili olacağı düşünülmektedir.

3.2. ARAŞTIRMANIN PROBLEMLERİ

Araştırmanın amacı genel önerme ve alt hipotezler ile test edilmeye çalışılmıştır. Araştırmanın çıkış noktası iletişim uyumu kuramının Türkçe yayınlarda incelenmemiş olması ve Türkiye’de insanların daha çok hangi iletişim stratejilerini kullandıklarını tanımlamak ihtiyacının belirlenmesi ile ortaya çıkmıştır. Ancak özelikle sembolik etkileşimcilerden Goffman mikro her bir unsurun bireye bir veri sunduğundan hareketle etkileşim ritüeli kavramını ortaya atmıştır. Bu kuram hem dil davranışlarını hem de beden dili davranışlarını incelemektedir. İletişim uyumu kuramı da sembolik etkileşimcilik döneminde ortaya atılmış olan hem dil davranışlarını hem sessel davranışları bunun yanı sıra beden dili davranışlarını içermektedir. Dolayısıyla etkileşim ritüelleri ve iletişim uyumu arasında yakın bir ilişki olduğu düşünülmektedir. Ancak bu ilişki geleneksel ritüellerde bariz bir biçimde de ortaya çıkarken özellikle postmodern ilişkisel ritüellerde üzeri örtük bir biçimde ya da Bourdiou’nun habitusu405 gibi kişiye hitap edecek bir biçimde yeniden inşa edilerek, başkalaştırılarak oluşmaktadır. Farklı bir söylemle, geleneksel ritüellerde iletişim stratejilerinden hangisinin kullanıldığı apaçık belliyken ya da ağırlıklı olarak yakınsama iletişim stratejisi kullanılırken postmodern ilişkisel ritüellerde farklılık ya da devam eden iletişim ritüeline daha sık rastlandığı ve ilişkilerin bu stratejiler üzerinden yapılandırıldığı öngörülmektedir. Ya da yakınsama davranışı gösterilmekte ise alt niyet genellikle sosyal alışverişsel bir kazanım içerdiği varsayılmaktadır. Bu bağlamda temel varsayım için şu ileri sürülebilir;

Araştırma Sorusu:

“İletişim Uyumu Kuramı deneyimlenen ilişkisel ritüellerde nasıl kullanılmaktadır?

405 Adem Palabıyık, Pierre Bourdieu Sosyolojisinde “Habitus”, “Sermaye” ve “Alan” Üzerine, Liberal Düşünce, Yıl 16, Sayı 61-62, 2011, ss. 121 – 141.

154

Alt Problemler;

 “İlişkisel ritüeller hangi etkileşim çerçeveleri içinde ağırlıklı olarak deneyimlenmektedir?”  “İlişkisel ritüellerde hangi uyum stratejileri kullanılmaktadır?”

3.3 ARAŞTIRMANIN DESENİ

Araştırmanın kapsamına giriş yapılabilmesi amacıyla öncelikle nitel araştırma deseninin ortaya konması çalışmanın sistematik sınırlarının, aşamalarının ve sürecinin belirlenmesinde önemli rol oynamaktadır. Nitel araştırmalarda dört ana özelleşmiş araştırma deseni bulunmaktadır. Bu araştırma desenleri; fenomenoloji (görüngübilim), etnografi, gömülü teori ve durum çalışmasıdır. Nitel araştırmaya ilk önemli yaklaşım olarak fenomenoloji, bir fenomenin bireylerin ya da belli bir grubun deneyimleri açısından tanımlanmasıdır. Örn; sevilen birinin ölmesi, bir toplantı, bir hastalık ya da şampiyonlar ligi maçının kazanılması gibi bilinçli deneyimleri ele aldığı gibi, suçluluk, kızgınlık, kıskançlık gibi spesifik duygularla da ilgilenmektedir. Fenomenolojik araştırma doğrultusunda, kilit soru: deneyimlenen bu fenomenlerin belli bir kişi ya da kişiler için anlamı, yapısı ve özü nedir? sorusu olmaktadır. Araştırmacılar, öznel deneyimlerin içsel dünyasını araştırmak için her bir katılımcının yaşam dünyasına ulaşmaya çalışmaktadır. Yaşantı deneyimleri, yaşam dünyasını oluşturmaktadır; bilinçli varlık, hisler, duygulardır ve “iç” konuşmadır. Burası aynı zamanda kişinin fenomenal alanı olarak da bilinmektedir406.

Fenomenolojik desen “Kasıtlı ayıklama, çerçeveleme, fenomenolojik azaltma ve yaratıcı varyasyon” gibi birkaç özel teknik kullanmaktadır407. Bu çalışmada en temel araştırma desenlerinden olan fenomenolojik yaklaşım kullanılmıştır.

406 Larry B. Christensen, R. Burke Johnson, Lisa A. Turner, “Araştırma Yöntemleri Desen ve Analiz”, Çev. Ahmet Aypay, Anı Yayıncılık, Ankara, 2015, s. 408. 407 Sharan B. Merriam, “Nitel Araştırma Desen ve Uygulama İçin Bir Rehber”, Çev. Selahattin Turan, Nobel Yayıncılık, 2013, s.190.

155

3.4. ARAŞTIRMANIN ÖN KABULLERİ VE KISITLARI

Dizilerde analiz edilen karakterlerin diyalogları ve diğer yakınsama stratejisi özellikleri izlenilen dizinin çok izlenilen (rating oranı yüksek) ve yakın dönem dizisi olmasından yola çıkarak toplumu temsil ettiği ön görülmüştür. Ancak dizilerin kurgusal olduğu ve toplum davranışlarını yansıtmadığı düşünülebilir. Bu araştırmanın birinci kısıtını oluşturmaktadır. Bir başka kısıtı kodlamalar Pearson, Child ve Carmon’un Rituals in Committed Romantic Relationships: The Creation and Validation of an Instrument adlı makalesinden alınmıştır. Bu ilişkisel ritüel kodları 2 ayrı yeminli tercüman tarafından Türkçeye çevrilip daha sonra ikisinin farklı olarak çevirdiği kelimeler üzerinden Türkçeye en uygun karşılığı tartışılmış olup bu şekilde belirlenmiştir. Bu araştırmanın seyrinde olması gereken bir çalışmadır ancak her ne olursa olsun Avrupa’da hazırlanan bir çalışma olduğu için kültürel faktörler devreye girmiş olabileceği göz önünde bulundurulmaktadır. Bu sebeple bu ritüellerin hepsinin tam karşılıkları Türkiye’de yayınlanan dizilerde görülmüyor olabilir. Ya da başka Türk kültürüne özgü yeni romantik ilişkisel ritüeller ortaya çıkabilir. Üçüncü bir kısıtlılık olarak literatürde evlilik dönemindeki ritüel bulgularına rastlanmış olup romantik ilişki geçiş dönemine ilişkin çok az ritüel bulgulara yer verilmiş olması ya da bu ritüel davranışlarının birbirinin içine geçmiş olmasıdır.

3.5. ARAŞTIRMANIN EVREN VE ÖRNEKLEMİ

Araştırmanın evrenini 2014-2017 yılları arasında beş ayrı ulusal televizyon kanalında haftaiçi yayınlanmış, A-B Ses gruba hitap eden, reyting oranı ağırlıklı olarak ilk sıralarda yer almış 23 televizyon dizisi oluşturmaktadır. Bu diziler 2014-2017 yılları arasında yayınlanmış olan Karadayı, Yer Gök Aşk, Öyle Bir Geçer Zaman Ki, Benim İçin Üzülme, Muhteşem Yüzyıl, Kuzey Güney, Kurtlar Vadisi Pusu, İntikam, Arka Sokaklar, Dila Hanım, Lale Devri, Küçük Ağa, Kaderimin Yazıldığı Gün, Karagül, Medcezir, Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz, Kara Sevda, Kocamın Ailesi, Kiralık Aşk, Kırgın Çiçekler, Hayat Şarkısı, Cesur ve Güzel, Muhteşem Yüzyıl Kösem’dir. Bu diziler içinden Paramparça, Aşk Yeniden, Kara Para Aşk, Poyraz Karayel, Asla Vazgeçmem dizilerinin seçilmesinin sebebi, ilişkisel ritüel konularını içeren diziler

156 olması gibi kriterler dizinin örneklemini belirlemeyi sağlamıştır. Bu dizilerin senaryosu incelenip “Paramparça”, “Aşk Yeniden”, “Kara Para Aşk”, “Poyraz Karayel” ve “Asla Vazgeçmem” olarak belirlenmiştir. Bu diziler belirlenirken, dönem dizisi olmamasına, belli bir yöresel dizi olmamasına ve mafya, derin devlet, dizisi olmamasına özellikle dikkat edilmiştir. Bunun sebebi dönem dizileri içerdiği döneme ait kelime ve söylemler içereceğinden iletişim uyumu kuramının çıktılarını belirlenmesini güçleştirmesidir. Aynı şekilde yöresel dizi söylemleri de içeriğinde farklı yöresel sözcükler vurgular, şiveler içereceğinden İletişim Uyumu kuramının stratejilerini ortaya koyabilmek için durum kültüre özgü çalışma yapılmasını gerektirmektedir. Derin devlet, politika, mafya vb. konuları içeren diziler de ilişkisel ritüel örgüsünün çok fazla işlendiği diziler olmadığından bu örneklemin seçilmesinin esas amacı yakın dönem, sosyo ekonomik seviyesi A ve B grubu olan, belli bir eğitim seviyesinde lise-üniversite ve üzerinde olan kişilerin iletişim ritüelleri, etkileşim çerçeveleri ve iletişim stratejileri ortaya konulmaya çalışılmıştır.

Araştırmanın örneklemi, Paramparça, Aşk Yeniden, Kara Para Aşk, Poyraz Karayel, Asla Vazgeçmem dizilerinin özet ve fragmanı izlenerek ve ilgili ilişkisel geçiş ritüeli bulunan bölüm seçilerek amaçlı örnekleme yöntemi ile oluşturulmuştur. Amaçlı örnekleme yöntemlerinden ise aşırı veya aykırı durum örneklemesi, maksimum çeşitlilik örneklemesi ve kritik durum örneklemesi olmak üzere üç farklı örneklem yöntemini içermektedir.

Rating oranı yüksek, ilişkisel ritüel sahnesi bulunan ve her beş ulusal kanaldan (her kesime hitap etmesi açısından) dizilerin seçilmiş olması örneklem çeşitlerinden amaçlı örneklem çeşidinin kullanıldığını göstermektedir. Araştırma için kullanılan ölçek için Pearson, Child ve Carmon’un “Rituals in Committed Romantic Relationships: The Creation and Validation of an Instrument” makalesinde geliştirilen ölçekten yararlanılmıştır. Bu ölçekteki 5 ana tema Türkçe’ye uyarlanarak kategori oluşturulmuştur. Bu kategoriler “ Baş başa geçirilen zamanlarda yapılan ritüeller”, “Günlük Konuşma Ritüelleri”, “İlişkiye özgü ritüeller”, “Gündelik Rutinler ve Görevler”, “Samimiyet/mahremiyet/cinsel ilişki ritüelleri” ve bu kategorilere ek olarak

157 izlenen sahnelerden Türk kültürüne uygun ve yerli dizilerdeki karakterlerin ortaya koymuş olduğu “çiftlerin kendilerinin ürettiği sosyal ilişki ritüelleri” olarak belirlenmiştir.

Baş başa geçirilen zamanlarda yapılan ritüellerin makaledeki açılımı; çiftlerin birbirleri için zaman yaratması, gündelik rutinden kaçma, boş zaman değerlendirme, ortak aktivite, ilişkinin niteliğine vurgu, ve gezi gibi aktivite ve değerlendirmeleri içermektedir. Günlük konuşma ritüellerinin açılımı “ortak dil, çifte özel kelimeler ya da hitap biçimi, sevgiyi ifade kalıpları, iletişim rutini, çatışma kalıbı gibi kavram ve aktiviteleri içermektedir. İlişkiye özgü ritüeller; adet/gelenek geliştirme, formel etkileşim, informel/oyunbaz/şaka yollu etkileşim, ortak favori aktivite, ortak aktivite eksikliği, kutlama gibi aktiviteleri içermektedir. Gündelik rutinler ve görevler; rutin yaratma, görev rutini, birlikte öğün, yemek hazırlama rutini, günlük görev paylaşımı, gün sonu rutin eksikliği gibi temaları içermektedir. Samimiyet/mahremiyet/ cinsel ilişki ritüelleri ise; cinsel ilişkiye girme rutini, cinsel ilişkiye girme sıklığı kalıbı, cinsel ilişki öncesi rutini, sevgiyi ifade ritüeli, ilişkinin olmazsa olmazı, çelişki* (cinsel ilişki ritüelleri ilişkinin gücünü artırmamaktadır) ve benim bu kategorilere eklemiş olduğum ilişkisel ritüel kategorisi olan çiftlerin kendilerinin ürettiği sosyal ilişki ritüelleri de içeriğinde; geri hatırlama(flashback), ailelerin çiftlerin ilişkisel ya da görev ritüellerine dahil olması, çiftlerin ikna amaçlı anlaşıp ilişki senaryosu yaratmaları gibi içerikler taşımaktadır. Bu altı ana kategori temel alınarak beş dizinin ilgili sahneleri izlendiğinde toplamda 96 tane sahne bu kategorilere uygun bulunmuştur.

158

Dizilerde Ritüellere İlişkin Bulgulanan Sahne Sayıları Başbaşa Geçirilen Zamanlarda Yapılan Ritüeller 25 Günlük Konuşma Ritüelleri 33 İlişkiye Özgü Ritüel 18 Gündelik Rutin ve Ritüel 9 Samimiyet/Mahremiyet/ Cinsel İlişki Ritüelleri 5 Çiftlerin Kendilerinin Ürettiği Sosyal İlişki 6 Ritüelleri Tablo.8. Dizilerde İlişkisel Ritüellere Yönelik Tespit edilen Sahne Sayıları Tespit edilen bu sahnelerde dizideki çift karakterlerin ilişkisel ritüel olarak ne yaptıkları ve bu eylemleri hangi etkileşimsel çerçevede sergiledikleri incelenmiş olup bu çerçevelerde hangi iletişim uyumu kuramı stratejisi kullandıkları incelenmektedir. Bu araştırma sonucunda günümüz ilişki temsilleri olan bu dizi karakterlerinin hayatlarının geçiş evrelerinde (dönüm noktalarında) ilişkisel ritüelleri nasıl kullandıkları nasıl dönüştürdükleri ortaya koyulmuş ve tatrışılmış olacaktır. Buna ek olarak bazı sahneler ilişkiyi doyuma ulaştırmayan tam tersi ritüel olup da kişilerin ilişkisini olumsuzluğa sürükleyen çelişkili sahneler de mevcuttur.

DİZİ İLİŞKİ RATİNG KANAL Paramparça + + Star Tv (2014-2017) Pazartesi Aşk Yeniden + + Fox (2015-2016) Salı Kara Para Aşk + + Atv (2014-2015) Çarşamba Poyraz Karayel + + (2015-2017) Çarşamba Asla Vazgeçmem + + Show Tv (2015-2016) Perşembe Tablo. 9. Dizilerin İlişkisel Ritüel, Rating ve Kanallara göre dağılım Tablosu

159

3.6. ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ VE TEKNİKLERİ

Araştırmanın yöntemi olarak (nitel araştırma yöntemlerinden) çerçeve ve içerik analizi kullanılmıştır. Nitel araştırma, algıların ve olayların doğal ortamda gerçekçi ve bütüncül bir biçimde ortaya konmasına yönelik nitel bir süreç izlenerek ana hatlarıyla gözlem, görüşme ve doküman analizi gibi nitel veri toplama yöntemlerini kullanan bir araştırma tekniğidir408. Araştırmada iki farklı yöntem kullanılmıştır. Konuşmalar metin haline çevrilmiş ve içerik analizi ile çözümlenmiştir. Karakterlerin ve olayların kurgusu çerçeve analizi ile analiz edilmiştir. Çerçeve Analizi, kitle iletişim araçlarının ürünlerinin analizinde anlamın üretilişini çözümlemede sıklıkla kullanılan bir yöntemdir. Kendall, çerçeve kavramının daha çok haber analizlerinde kullanıldığını ancak TV dizileri ve durum komedileri gibi TV eğlence programlarındaki çerçevelerin incelenmesi için de uygun bir yöntem olduğunu belirtmiştir. Kısaca bir durum ile karşı karşıya kalındığında atıfın ne şekilde yapılması gerektiğine yönelik yapılan ilk çözümlemelerdir. Özetle çerçeveler burada ne oluyor? Mesele nedir?’in bize verdiği cevaplardır409.

İçerik analizi, toplanan verilerin derinlemesine analiz edilmesini gerektirir ve önceden belirgin olmayan temaların ve boyutların ortaya çıkarılmasına olanak tanır. Temel amaç, toplanan verileri açıklayabilecek kavramlara ve ilişkilere ulaşmaktır. Betimsel bir yaklaşımla fark edilemeyen kavram ve temalar bu analiz sonucu keşfedilebilir410.

Goffman sosyolojisi, işlevselciliğin sıklıkla başvurduğu toplumsal yapıların kişinin davranışı üzerindeki etkilerinin çözümlenmesi ile sınırlamamakta aynı zamanda ona göre geçişli (passing) ya da geçişsel yapılardaki dramaturjik çerçeve içinde çözümlenebilmektedir411.

408 Ali Yıldırım ve Hasan Şimşek, Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2011, ss. 36-41. 409 Diana Kendall, Framing Class, İkinci Baskı, Rowman& Littlefield Publishers, Usa, 2011, ss.1-20. 410 Ali Yıldırım ve Hasan Şimşek, a.g.e. ss.223-225 411 Margaret Paloma, Çağdaş Sosyoloji Kuramları, Çev. Hayriye Erbaş, 4. Basım, Palme Yayıncılık, Ankara, 2011, s.219.

160

Goffman bireylerin yaşam sahnesi üzerindeki aktörler olduğu görüşünü tüm çalışmalarında işlemekte ve bu nosyonunu çerçeve çözümlemesi (frame analsis) adlı yapıtında geliştirmektedir. Goffman bu yapıtında “hile, aldatmaca, karşı oyunlar, bunların pek çok türünün gösterilmesi ve diğerleri üzerine bir çalışma” tanımını yapmaktadır. Goffman yine bu yapıtında “bu başlıklar altında düşüncelerini düzenlemeye ve genel durumu yeniden inşa etmeye” çalıştığını vurgulamaktadır. Çerçeve analizi temel olarak öznel gerçeğin bir çalışmasıdır. Goffman özneden söz eder iken toplumsal yaşamın yapısından değil, toplumsal yaşamın herhangi bir anından bireysel deneyimlerden söz etmektedir. Toplumu birincil olarak kişinin topluma katılımını ve katılırken yaptıklarını ikincil olarak düşünmektedir ve çerçeve analizi ikincil konularla ilgilidir. Çerçeveler, bireyin olaylarla ilgili deneyimlerini düzenlemekte ve gerçekliğin farklı derecelerini içermektedir. Özneldirler ancak duygusal temellidirler, etkinlikleri kurallar ve normlar yönlendirmektedir belirli bir duruma hangi çerçevenin uygun düştüğünü birey yaşam sürecinde öğrenmektedir. Belli bir durumda, kullanılan çerçeve gerçekte neler olup bittiğini tanımlamaktadır. Örneğin bu gerçek şaka, kaza, rüya, hata, aldatmaca, hile, oyuna dayalı bir başarı da olabilmektedir. Kişinin sunmuş olduğu benlik itibarına zarar gelmeyecek şekildedir. Bu benlik, çerçeve tarafından belirlenen kurallar ve normlara uygun bir davranış olarak gösterilmektedir. Rol ve insanlar arasında bir ilişki bulunmaktadır. Bu ilişki, benliğin anlık göründüğü(gerçeklik gibi) ve rolün sahnede olduğu etkileşimci sisteme (çerçeveye) cevap vermektedir. Bununla birlikte benlik, olayların arkasında yarı örtülü bir bütün değil ancak; kişinin olaylar sürecinde değiştirebileceği bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır412. Buraya kadar etkileşim çerçevelerinden söz edilmiştir. Etkileşim çerçeveleri nelerdir ve nasıl işlemektedir bununla ilgili bilgi de aşağıdaki gibidir:

Etkileşim çerçeveleri ana çerçeveler(doğal) ve sosyal çerçeveler (örtülü) çerçeveler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Ancak kesin bir çizgi ile her durumda birbirlerinden ayrılamamakta, algılayış sırasında tanımlardan çok seziler ön plana çıkmaktadır. Ana çerçeveler bireylerin durumları tanımlar iken farklılaştıkları değil aynı

412 Goffman, Frame Analysis’den aktaran Margaret M. Paloma, Çağdaş Sosyoloji Kuramları, Çev. Hayriye Erbaş, 4. Basım, Palme Yayıncılık, Ankara, 2011, ss.222-223.

161 fikirde olduklarını yaklaşımları göstermektedir bu aynı fikir kültürel normlar ve kurallardan kaynaklı olduğu dikkat çekmektedir bütün sosyal çerçeveler de farklı farklı kurallar içermektedir413. Ana çerçeve kişilerin karşılaştıkları durum karşısında açık, örtük veya sözsüz olarak sordukları “Burada ne oluyor?” sorusuna verdikleri ilk cevaplardır. Bu ana çerçeveleri şu şekilde ifade etmek mümkündür414:

Sürpriz Çerçevesi: Bu tür çerçeveler beklenmedik olaylar karşısında bireylerin durum tanımlamasına işaret eder. Bu tür çerçeveler genelde bir sonraki çerçeve için bir zemin işlevi görürler. Hüner Çerçevesi: Bazı durumlar sirklerdeki mucize sergileyicileri ya da beceriler gösteren hayvanların izlenmesi gibi çerçevelenir. Durum sıra dışıdır ama bağlam bunu akılcı kılmaktadır. Ortada hayranlık verici bir durum vardır ya da sıradan, gereksiz bir durum hayranlık uyandıracak şekilde çerçevelenmektedir. Beceriksizlik-Ahmaklık Çerçevesi: Durum kontrolden çıkmıştır. Özne veya özneler varsayılan sosyal yönlendirmelerin yardımına rağmen kendilerinden bekleneni gerçekleştirememiştir. Sosyal yönlendirmeler yetersiz kalmış veya tamamen öznelerin akıl dışı davranışı sonucunda başarısız bir deneyim sergilenmiştir. Rastlantı Çerçevesi: Hesaba katılmamış ama kayda değer bir durum rastlantı sonucu oluşur. Önceden tahmin edilip ona göre davranılması beklenmeyen bir durum önemli sonuçlara yol açar. Tesadüfen karşılaşmalar, iyi ve kötü şans olarak nitelendirdiğimiz durumlar, kazalar bu kapsamda değerlendirilebilir. Bu çerçevelerde de sürpriz çerçevesinde olduğu gibi oluşan durumun nasıl yönetileceği önemlidir. Doğru bir yönetimle kötü bir rastlantı olumluya çevrilebileceği gibi kötü bir yönetimle iyi bir rastlantı olumsuz da

413 Erving Goffman, A.g.e, s. 24. 414Victor Alvaro Sanchez Neudeck, Concept of Practical Frame Analysis (PFA): An Approach To Multi-Perspective Analysis of Social Situations From The Organization of Subjective Experience, Lisans Bitirme Tezi, Humbolt Universitat Zu Berlin, Berlin, 2016, ss.10-19 ve Ömür Şölen Soykan, Yerli Tv Dizilerinde İktidar İlişkileri: Dizi Karakterlerinin Benlik Sunumları Üzerinden Bir Analiz, Ege Üniversitesi Yüksek Lisans Tezi, İzmir, 2013, ss.19-21.

162

sonuçlanabilir. Burada bahsettiğimiz şey tesadüfler, rastlantılar, iyi ve kötü şans, kazalar ve benzerleridir. Ciddiyet çerçevesi: Bağlamına göre bir durumun ne kadar ciddiye alınacağını tanımlayan çerçevelerdir. Öznelerin kaynakları ve durumun analitik koordinatları aynı deneyimi uygun veya uygunsuz olarak niteleyebileceği gibi bu öncüllere bağlı olarak ciddiyet çerçevesi uygunsuzluğu kabul veya reddedebilir. Bu çerçevelerde önemli olan kimin veya hangi olgunun bunu sağlayabileceğidir. Kilit/Anahtar Kilit çerçeveleme eylemiyle yeterince tanımlanamamış durumlarda kullanılabilir. Kilit kullanımı ile çerçeveleme işlemiyle durum veya deneyime dair anlamlı hale gelmiş tanımlamadan bambaşka bir tanım, değer veya deneyim elde edilir. Durum veya deneyim belli bir çerçeveyle tanımlanmıştır. Kilit noktalarla yeni bir anlamlandırma oluşturulur. Ayrıca kilit kullanılarak çerçevelenen durumdan sonra hangi eylemin değerli olacağı hakkında bir yönlendirme sağlamaktadır. Uyarlama süreci kilitleme/anahtarlama olarak adlandırılabilir. Yorumlama şeması uyarınca zaten anlamlı olan materyaller karşısında sistematik bir dönüşüm mevcuttur ve bu olmadan kilitleme anlamsız olur. Aşağıda Kilitleme’yi ayrıntılarıyla tanımlayan maddeler yer almaktadır415: a. Aktivitenin katılımcılarının, hakkında olan bitenleri temelden yeniden yapılandıracak sistematik bir değişikliğin gerçekleşeceğini bilmeleri ve açık bir şekilde kabul etmeleri gerekir. b. Dönüşümün ne zaman başlayacağı ve ne zaman biteceğini belirlemek için işaretler mevcut olacaktır, yani, dönüşümün hangi zaman dilimi içerisinde ve hangi zamana kadar kısıtlanacağını gösteren zaman dilimleri. Benzer şekilde mekânsal dilimler de genellikle kilitlemenin o durumda geçerli olduğu her yeri ve geçerli olmadığı yerleri gösterecektir. c. Kilitleme, herhangi bir perspektif sınıfı içerisinde algılanan olaylar ile sınırlı değildir. Doğal şeması içerisinde algılanan olaylar, sosyal ortamda algılanan olaylara göre kilitlemeye daha duyarlı olmasına rağmen, tıpkı marangozluk gibi

415 Erving Goffman, Frame Analysis, Northeastern University Press, Pennsylvania, 1974, ss.41-42.

163

son derece enstrümantal odaklı aktivitelerde oynamanın mümkün olduğu gibi, evlilik törenlerindeki ayinlerde ve hatta karda oynamak ve düşen ağaç taklidi yapmak da mümkündür. d. Oyun çerçevesinde kavga eden ve dama oynayan katılımcılar için oynamak genel anlamda aynı şey gibi hissedilir – bu iki aktivite ciddi bir şekilde algılanmasından ziyade bir oyun olarak algılanır. Bu nedenle, belirli bir kilitleme işleminin getirdiği sistematik dönüşüm, dönüşen aktiviteyi çok az miktarda değiştirebilir, ancak bir katılımcının neler olduğu hakkında söyleyeceklerini bütünüyle değiştirir. Bu durumda kavga etmek ve dama oynamak devam eden esas eylemler gibi görünse de en başından beri gerçekte katılımcılar süregelen tek şeyin oyun oynamak olduğunu söyleyebilirler. Kilitlemenin olmadığı durumda kilitleme, neler olduğu hakkında ne düşündüğümüzün belirlenmesi konusunda önemli bir rol oynar. Buraya kadar kilitin çerçevedeki tanımına işlevine değinilmiştir. Aşağıda kilit türlerine yer verilmektedir416:

 İkna Kilidi: Oyun duygusu, hayal gücünü çalıştırma, başka bir öyküye oturtma, dürtülere seslenme, yemin gibi yöntemler kullanılarak birey veya takımlar bir eyleme ya da bir eylemi terk etmeye ikna edilmeye çalışılır.

a. İnandırmanın temel türü oyunbazlıktır ve burada bu, bir birey ile diğerleri arasındaki etkileşim esnasında gayri ciddi taklitçiliğin araya girmesi ya da başkalarının onun yerini alması anlamındadır. Gerçek aktiviteler zincirinin oyunbazlığa dönüştürülmesi sırasında izlenecek uygulamalar hayvanlar ile oynanan oyunlarda ile ilgili olarak zaten dikkate alınmıştır ve burada tekrar edilmeyecektir. Ancak biraz detaylandırma gereklidir. Oyunun fonksiyonu ile ilgili yüzyıllardır sonuçsuz yorumlar yapılmıştır. Ancak, Oyunbazlığın aktivite akışı içerisindeki yeri ile ilgili bir şeyler söylemek mümkündür çünkü oyunbazlık sosyal ilişkilerde bazı durumlarda tercih edilir.

416 Erving Goffman, A.g.e., s.42.

164

b. Bu durumda oyunbazlık, inandırmanın bir türüdür. İkincisi ise fantezi ya da “hayallere dalmaktır”. Hayallere dalmak, geçmişte ya da gelecekte oluşturulmuş olan kuvvetli şekilde uyarıcı ya da mutluluk verici türde dalgınlıklar içerir. İlginç bir şekilde hayallere dalmak, rüyaların aksine daha sonra anlatılmak üzere görülmez ve eylem esnasında paylaşılmaz. İknanın dışında aşağıda görüldüğü gibi farklı kilit türlerine de rastlanmaktadır417:

 Mücadele (itiraz) Kilidi: İlk anlamlandırmaya karşı çıkılır. Bu kilidin kullanımıyla etkileşim içinde olunan bireyin bütün bir anlamlandırma sistemine veya karşılaşılan durum ya da deneyimi tanımlamasını sağlayan anlamlandırıcı şemaya karşı çıkılabilir. Yine bu kilidin kullanımıyla bireyin anlamlandırma sistemiyle uzlaşma içinde davranarak yeni bir bakış açısı oluşturmak için dayanak noktaları da öne sürülebilir.  Merasim Kilidi: Evlilik törenleri, cenazeler ve ayinler gibi sosyal törenler bunun örnekleridir. Bu törenlerde sıradan aktivitelere benzemeyen bir şeyler olmaktadır ancak burada olan şeylerden emin olmak o kadar kolay değildir. Senaryo prodüksiyonları gibi tüm eylemler önceden planlanmıştır, ortaya çıkacak şeylerin provası yapılabilir ve prova ve “gerçek” performans arasındaki fark kolaylıkla anlaşılabilir. Sonuç olarak, oyunlarda bir kişi kendinden başka bir karakter olarak görünür, merasimlerde ise kişi, merkezi sosyal rollerinden birinde kendini temsil etme görevini üstlenir – ebeveyn veya eş olarak ya da ulusal bağlamda, vb.  Teknik Okuma Kilidi (Technical Redoings): Deneyimletme, görevlendirme, öyküleme, belgeleme, deneyimin önceden prova edilmesi biçimindeki tüm kilitler bu gruba girer.  Yeniden Zeminlendirme Kilidi: Tanımlamayı değiştirme ya da benlik sunumuna değer kazandırma amacıyla durum veya deneyim tanımı yeniden zeminlendirilir. Bu bir metafor kullanarak da yapılabilir.

417 Ömür Şölen Soykan, Yerli Tv Dizilerinde İktidar İlişkileri: Dizi Karakterlerinin Benlik Sunumları Üzerinden Bir Analiz, Ege Üniversitesi Yüksek Lisans Tezi, İzmir, 2013, ss.19-21.

165

 Yeniden Kilitleme: İlk kilit noktanın oluşturulmasının yeterli olmadığı durumlarda veya ilk kilit noktanın işaret ettiği anlamlandırmadan farklı bir tanımlama elde etmek için kullanılır.  Kilit Ayarı: Kilit ayarı ile ilk anlamlandırmanın ciddiyet veya önem derecesi değiştirilebilir.

Aldatmacalar Kilit nokta oluşturma dışında çerçeveleme sonrası eylemi, öznenin tavır alışını yönlendirme amaçlı ikinci geçiş aldatmacadır. Aldatmacalar, iyicil aldatmaca, korunma ve korkutma amaçlı aldatmaca, kalpazanlık, sahte üretim, dolaylı aldatmaca, kabul edilebilir hatalar, kendini kandırma, kendini zorla kabul ettirme gibi birçok aldatmaca yöntemi içermektedir. Aşağıda çerçevelerde önemli yeri bulunan aldatmacaların ayrıntılı ne iş gördüğü açıklanmaktadır418. a. Oyunbazlık eylemi öyle bir sergilenir ki, olağan fonksiyonu fark edilemez. Daha güçlü ve daha yetenekli olan katılımcı, daha zayıf ve daha az yetenekli olan rakibine denk olabilmek için kendini yeterli düzeyde kısıtlar. b. Bazı eylemlerin açılımı abartılır. c. Örnek görevi gören bir aktivitenin sırası ne bağlılıkla takip edilir ne de eksiksiz bir şekilde tamamlanır, ancak bu, başlatma ve bitirmeye, yeniden yapmaya, kısa bir süreliğine durmaya ve diğer rutinlerin sırası ile karışmaya tabidir. d. Çok fazla miktarda tekrarlama gerçekleşir. e. Birden fazla katılımcının dâhil olması gerekiyorsa katılımcıların hepsi oynamaya istekli olmalıdır ve herkesin daveti reddetme (eğer katılımcı ise) ve oyun başladıktan sonra oyunu sonlandırmaya yetkisi vardır. f. Oyun esnasında sık sık roller değişilir ve bu, gerçek aktivitenin gereklilikleri boyunca oyuncular arasındaki hâkimiyet sırasının değişmesi ile sonuçlanır. g. Oyun, katılımcıların her türlü harici ihtiyaçlarından bağımsız gibi görünür ve bu genellikle, model olarak alınan esas davranıştan daha uzun sürer.

418 Erving Goffman, Frame Analysis, Northeastern University Press, Pennsylvania, 1974, ss.41-42.

166

h. Oyunbazlık, bir tür vekile karşı yalnız bir birey tarafından sürdürülebilmesine rağmen yalnız oyunbazlık yerini daha uygun başka biri ortaya çıktığında sosyal oyunbazlığa bırakır ki bu genellikle başka türden bir canlı olur. i. Oyunbazlığın başlangıcını ve bitişini belirleyen işaretler muhtemelen mevcuttur.

İlişkisel ritüellerin etkileşimsel çerçeveleri belirlendikten sonra da içerik analizi ile iletişim uyumu stratejilerinden hangileri ilgili sahnede kullanıldığı incelenmiştir. Bu inceleme sırasında Howard Giles, Nikolas Coupland, Justine Coupland, “Accommodation Theory: Communication, Context and Consequence makalesinde yer alan “ifade mesafesi, konuşma hızı, bilgi yoğunluğu, sessel yoğunluk, susma frekansı ve mesafesi, cevap verme hızı, kendini açma, şakalar, dayanışma ifadesi-fikirler- yönelimler, jest, kafa sallama ve yüzsel etkiler, posture (duruş)”419 gibi yakınsama iletişim stratejisi özellikleri içerik analizinde kod olarak kabul edilmiştir. Sessel ifadelerin verdiği veriler için de videoların ilgili sekans aralıkları çalışmada gösterilmiştir.

419 Howard Giles, Nikolas Coupland, Justine Coupland, “Accommodation Theory: Communication, Context and Consequence” Ed. Howard Giles et. all., Context of Accommodation, Cambridge University Press, New York, 1991, s.7.

167

BULGULAR VE TARTIŞMA:

168

İLİŞKİSEL RİTÜELLER ETKİLEŞİMSEL ÇERÇEVE İLETİŞİM STRATEJİSİ

PARAMPARÇA PARAMPARÇA PARAMPARÇA 1.İkna teknik okuma kilidi ile itiraz kilidi 1.Yakınsama ıraksama 1.Dilara’nın Cihan’a yurtdışı gezisi teklifi 2.Rastlantı çerçevesi 2. Simetrik yakınsama 2.Cihan ile Gülseren akşam yemeği 3.Rastlantı ikna kilidi ile sürpriz 3. Simetrik yakınsama 3.Cihan ile Gülseren Yedigöller tatili 4.Sürpriz ikna kilidi ile ciddiyet 4.Asimerik yakınsama 4.Harun ile Dilara akşam yemeği 5.Rastlantı yeniden kilitleme hüner 5.Simetrik yakınsama 6.Simetrik yakınsama 5.Cihan’ın Ayşe’nin evinde sohbeti 6.Rastlantı çerçevesi 7.Rastlantı çerçevesi 7.Simetrik yakınsama 6.Cihan’ın Ayşe’yi gizli cennetine getirmesi

7.Cihan ile Ayşe’nin sahilde gezintiye çıkması AŞK YENİDEN AŞK YENİDEN AŞK YENİDEN 1.Rastlantı kilit ayarı ile ciddiyet 1.Simetrik yakınsama 1. Zeynep ile Fatih yatağın ayakucunda sohbeti 2.Rastlantı yeniden zeminlendirme ile 2.Asimetrik yakınsama 2. Zeynep ile Fatih küçük bir kafede kahvaltı ciddiyet 3. Simetrik yakınsama 3. Fatih ile Zeynep’in yatak sohbeti 3.Ciddiyet teknik okuma ile ikna kilidi 4. Simetrik ıraksama sonra simetrik 4.Sürpriz çerçevesi yakınsama 4. Fatih ile Zeynep’in başbaşa tatili 5.Sürpriz çerçevesi 5. Simetrik yakınsama 5. Zeynep ile Fatih otelde baş başa yemek ve kolye hediyesi 6.Sürpriz çerçevesi yeniden kilitleme 6.Simetrik yakınsama 6. Orhan ile Selin’in akşam yemeği beceriksizlik 7.Simetrik yakınsama 7. Zeynep ile Fatih deniz kıyısında kahvaltı 7.Sürpriz çerçevesi 8.Simetrik yakınsama 8. Zeynep ile Fatih’in düğün dönüşü yatak odası dedikodusu 8.Rastlantı çerçevesi 9.Simetrik ıraksama sonra simetrik 9. Zeynep ile Fatih yatak odalarında benlik hakkında sohbeti 9.Mücadele(itiraz) kilidi yakınsama 10. Fatih ile Zeynep’in yıldızların altında sohbeti 10.Rastlantı kilit ayarı ciddiyet 10.Simetrik yakınsama KARA PARA AŞK KARA PARA AŞK KARA PARA AŞK 1.Elif ile Ömer’in Sushi restaurantına gitmesi 1.Teknik okuma 1.Asimetrik yakınsama 2. Elif’in Ömer’e Roma’da sürpriz doğumgünü 2.Sürpriz çerçevesi 2.Simetrik yakınsama

YAPILAN RİTÜELLER YAPILAN 3. Ömer’in Elif’i yılbaşı için tatile otele götürmesi 3. Sürpriz çerçevesi 3. Simetrik yakınsama POYRAZ KARAYEL POYRAZ KARAYEL POYRAZ KARAYEL 1.Ayşegül ile Poyraz’ın evde tartışması 1.Mücadele (itiraz) 1.Yakınsama ıraksama 2.Aynı dilde aşk 2.Sürpriz 2.Simetrik süreklilik ASLA VAZGEÇMEM ASLA VAZGEÇMEM ASLA VAZGEÇMEM 1.Asimetrik yakınsama BAŞBAŞA GEÇİRİLEN ZAMANLARDA ZAMANLARDA GEÇİRİLEN BAŞBAŞA 1.Nur ile Yiğit evlerinin önünde ilk tanışma 1.Ciddiyet 2.Nur’unYiğit’i Adana’ya doğduğu yere götürmesi 2.Teknik okuma 2.Simetrik yakınsama 3.Simetrik süreklilik

3.Nur ileYiğit yeni aldıkları evin bahçesinde sohbet 3.Ciddiyet

Tablo 9. Paramparça, Aşk Yeniden, Kara Para Aşk, Poyraz Karayel, Asla Vazgeçmem Dizilerinin Baş Başa Geçirilen Zamanlarda Yapılan Ritüel Boyutuna Göre Çözümlenmesi

Başbaşa geçirilen zamanlarda yapılan ritüel boyutu, bireylerin birincil amaç olarak birlikte vakit geçirmeye yönelik yarattıkları geleneği temsil etmektedir. Buna bağlı olarak bireyler baş başa kalabilmek için işlerinden ya da kendilerine ayırdıkları vakit dışında özel zaman yaratmaktadır, ya da amaç gündelik rutinden kaçma olabilir. Bunların dışında birey, boş zamanı sevgiliyle, nişanlıyla, evli eş ile ilişki içinde oldukları kişileri, değerlendirmek, hobileri ortak aktivite haline getirmek, geziler düzenlemek ile birlikte geçirilen zaman ile ilişkinin kalitesini (niteliği) arttırmayı hedefleyebilir. Bu ilişkisel ritüel boyutunu yerine getirmek ya da getirmemek özellikle geçiş ritüeli sürecinde kişinin ilişkinin geleceğine yönelik olarak önemli kararlar vermesini sağlamaktadır.

Araştırmanın temel sorusu olan “Çiftler bu durumda ne yapıyor?” sorusundan yola çıkılarak her bir dizi ilişkisel ritüel boyutlarıyla incelenmiş olup bu boyutta çiftlerin gerçekleştirdiği ritüellerin hangi etkileşimsel çerçevelerde yer aldıkları Goffman’ın çerçeve analizi yöntemi ile çözümlenmiştir. Daha sonra bireylerin ilişkisel boyutta hangi iletişim uyumu stratejisini kullandıkları içerik analizi yöntemi ile bulgulanmıştır. Buna göre Tablo.1.’de Paramparça dizisinin baş başa geçirilen zamanlarda yapılan ritüel aktiviteleri olarak 7 ayrı ritüel sahnesi bulunmuştur. Bu ritüel sahnelerinin 3’ü etkileşim çerçevelerinden rastlantısal çerçeveleri oluşturmaktadır. Rastlantısal çerçeve hesaba katılmamış ancak kayda değer bir durum olduğunda ortaya çıkan çerçevelerdendir. Bu baş başa geçirilen zaman ritüellerinde çiftler ilişkilerinin beklenmedik şekilde gerçekleştiğini bu bağlamda da mucizevilik duygusunu atfetmektedirler.

169

Paramparça 28. Bölüm\ Süre: 1.00'

Dilara: Cihan biraz konuşabilir miyiz? Cihan: Ne konuşacağız? Dilara: Bir şey soracağım ama hemen parlama Cihan: Baştan uyardığına göre parlayacağım bir şey söyleyeceksin o zaman söyle bakalım Dilara: Diyorum ki bir tatile çıkalım hepimiz çok yorulduk çok çok yıprandık sana da iyi gelecektir. Kafamızı dinleriz biraz böyle bir yerlere gidelim işte Karayiplere filan yani oraya gitmedik. Cihan: Senle ben mi? Dilara: Hayır canım çocuklarda olacak yani Cansu Ozan sen ben Cihan: Hazal? Dilara: Hazal!Çok isterim Hazal'ın da gelmesini ama biliyorsun bir sürü iş var şimdi Gülseren’in imza vermesi lazım hadi verdi diyelim mahkeme için doğru olur mu onu bilmiyorum ama sen çözeriz diyorsan O da olur Karayipler uzak olur diyorsan senin istediğin bir yere yakın bir yere gideriz ha harika bak burası çok güzel değil mi? Cihan: Peki basın bülteni bizden önce mi gidecek bizden sonra mı? Dilara: Anlamadım Cihan: Yani gazetecilerin magazine canını önceden ihbar mı edeceksin yoksa fotoğrafları çektirip sen mi onlara götürürsün? Dilara: Cihan ne diyorsun sen? Cihan: Cihan-Dilara Gürpınar ikinci balayındalar öyle mi? Dilara sen bu saatten sonra beni iyi niyetine nasıl inandırabilirsin ki? Daha geçen gün şurada parti yaptın saçma sapan mutluluk oyunları oynattın bana ben sana nasıl inanayım? Dilara: Cihan dava içindi hepsi Cansu'nun mahkemesinin bitmesine olumlu etkisi olur diye düşündüm ailece bir arada görünelim istiyorum. Biz bu kadından kurtulamayacağız değil mi Cihan? Başımızın belası oldu. Cihan: İyi misin? Ne yapıyorsun? Dilara: Seni burada metresinle konuşturmam. Cihan: Doğru konuş. Nasıl iyi misin? Dilara: Çok rahatladım gerçekten. Nasıl iyi geldi anlatamam sana. Ben daha önce niye bunu yapmamışım bilmiyorum. Çok iyi geldi. Cihan: Dilara saçmalıyorsun bak kendinde değilsin sen acınacak haldesin. Dilara: Asıl acınacak halde olan sensin Cihan. Kendine gel artık eve döndün burada yaşıyorsun artık anladın mı eski Cihan ol lütfen! Cihan: Hiç değişmedin. Seninle aramda hiçbir zaman aşk yoktu olmayacakta tamam mı şunu anla artık, ben kızım için buradayım senin için değil. Dilara: Sen hiçbir yere gidemezsin Cihan sen bu aileye aitsin, bitti.

170

Dizinin bu bölümünde Dilara Cihan’a baş başa geçirilen zamanlarda yapılan ritüel önerisinde bulunur bunun ilişkiyi güçlendireceğini düşünmektedir. Cihan’ın “Ritüel Ben’i” devreye girer daha önceki telefon kaydı kumpas olayında davrandığı gibi davranır önce dinler sonra yine dalga geçmeye bağlar ciddiye almamakta ve Dilara’yı sahtelikle suçlamaktadır. Dilara’nın ikna kilidi Cihan’ın teknik okuma kilidiyle (deneyimletme, öyküleme, belgeleme) mücadele (itiraz) kilidi ile kilitlenmektedir. İletişim stratejisi yakınsama- ıraksamadır. Paramparça İlişki Rit.1.’de Cihan’ın ilk ilişkisi olan Dilara’nın Cihan’a Karayip’te ya da başka bir yerde rutinden kaçmanın iyi geleceği yönünde ikna çabası gözlemlenmektedir. Önemli bir nokta Cihan bu iknayı teknik okuma ile -bir diğer ifade ile belgelere, kanıtlara, öykülere dayandırmak- itiraz çerçevesine dönüştürmektedir. Burada gözlemlenen birinci bölümde kavram olarak açıklanan ve Dilara tarafından kodlanan üretici uyum (Kaynağın gerçekleştirdiği üretici uyumu, mesajın nasıl alınmasını istiyorsa mesajı o şekilde kodlamaktadır) Cihan tarafından (alıcı uyum) düz bir şekilde açılmış olsa idi ritüel amacına ulaşmış olacaktı ancak Cihan burada teknik okuma kilidini, kullanarak şunları söylemektedir: “Ben sana nasıl inanayım Dilara, Gülseren’in para karşılığı çocuğu bize vereceğine dair ona kumpas kurdun, daha geçen hafta cemiyetinde saygınlığın itibarın zarar görmesin diye evinde kutlama yapıp evliliğimiz mükemmel gidiyormuş gibi benim rol yapmamı istedin üstelik emrivakilerinle bunu yaptın, şimdi söyle ne için bunu yapıyorsun peki basın? Bizden önce mi gidecek tatil yerine sonra mı? “Dilara& Cihan çifti 2. Balayında” bu manşeti attırmak istiyorsun değil mi? Sözleri ile daha önce yaptıklarını ona hatırlatarak ona güveni olmadığını ve bu geziye karşı çıktığını (itiraz) kilidi ile belirtmektedir.

171

Paramparça 35. Bölüm\ Süre: 1.26.00

Gülseren: Ben küçükken büyüdüğünde evleneceğim kişi terzi olsun isterdim Cihan: Niye? Gülseren: Bizim mahallede bir kız var babası terziydi her gün böyle değişik değişik güzel güzel elbiseler giyerdi fırfırlı fırfırlı ben de baktım baban terzi olamıyor bari kocam terzi olsun dedim. Cihan: Sonra? Gülseren: Sonra bizim sınıfta bir çocuk vardı onu aşık oldum çocuğa sordum büyüyünce ne olacaksın diye İtfayeci olacağım dedi ben de vazgeçtim terzilikten Cihan: Adı neydi itfaiyecinin? Gülseren: Yücel senin var mıydı? Cihan: Benim ilkokulda öyle bir şey olmadı sonra Nebahat miydi neydi adı bilemiyorum sonra matematik öğretime aşık oldum, gençti ama çok zeki bir kadındı böyle 1 metre formül yazardı tahtaya çabucak çözerdi. Onun zekasına hayrandım. Çok hayrandım. Sonra odunun biriyle evlendi baktım ki o kadar zeki değilmiş bitti gitti işte sonra üniversite son sınıfta oldu bir tane. Benden iki dönem aşağıdaydı sonra ondan da ayrıldım. Sonra Dilara'yla işte biz arkadaştık. Bir arkadaş grubumuz vardı birgün Dilara'yla yalnız kaldık samimi olduk arkadaşlığımız ilerledi bugünlere geldik işte. Gülseren: Adı neydi? Cihan: Kimin? Gülseren: O üniversitedeki kızın? Aaa sen çok tatlısınnn adın ne senin? Küçük kız: Hayal

Bu sahnede Cihan ile Gülseren’in ilişkiye özgü ritüel boyutu görülmektedir. Aynı zamanda eski önceki ilişkilerini birbirlerine anlatarak kendini açma davranışı sergilemektedirler. Benzer kelimeler, benzer ifade mesafesi, bilgi yoğunluğu ve sessel yoğunluk görülmektedir. Bu sebeple simetrik yakınsama iletişim stratejisi gözlemlenmektedir. Çerçeve olarak yalnızca rastlantı çerçevesi bulunmaktadır. O da masaya gelen küçük kız çocuğunun adının “Hayal” olmasıdır. Cihan aşık olduğu kızın trafik kazasında kaybetmesinden dolayı sevdiği kızın adını kolayca telaffuz edemez yanlarına gelen küçük kıza ilgi göstererek konuyu kapatmak ister ancak Gülseren’in kıza adını sorması ve kız çocuğunun adının Cihan’ın kaybettiği kız arkadaşının adıyla aynı olması (Hayal) rastlantı çerçevesini oluşturmaktadır.

172

Paramparça 43. Bölüm 34.50

Gülseren: Çocuklarımıza nasıl söyleyeceğiz? Cihan: Basbaya söyleyeceğiz alacağız karşımıza biz evleniyoruz diyeceğiz nişanlandık diyeceğiz Gülseren: Olur mu öyle? Cihan: Niye ne var? Gülseren: Hayır yani aslında kızlar için sorun değil de Ozan Ozan’dan korkuyorum. Cihan: Ozan’dan niye korkuyorsun ki canım kabul etmek zorunda başka çaresi yok ki ya gelecek kabul edecek bizimle mutluluğumuzu paylaşacak birlikte olacağız ya da bir süre bizden uzak olacak ama eninde sonunda anlayacak, delikanlı anlar. Gülseren: Biz yine de ikna edelim. Cihan: Tamam ikna edelim. Gülseren: Ya çok komik biz çocuklardan normal olmalarını bekliyoruz halbuki normal bir şey yaşamıyoruz ki yani düşünsene milyonda bir insanın başına gelebilecek bir şey bizim başımıza geldi sonra biz çocuklardan normal davranmalarını bekliyoruz.

Bu sekansta rastlantı çerçevesinin ikna kilidi kullanılarak sürpriz çerçevesine dönüştüğü gözlemlenmektedir. İlişkisel boyut olarak baş başa geçirilen zamanlarda yapılan ritüeller boyutunda çift Yedigöller’e tatile gitmiştir. Gündelik rutinlerden ve baskılardan uzaklaşmak için zaman yaratmaktadırlar. İletişim tonu simetrik yakınsama olarak belirlenmiştir.

Paramparça 43. Bölüm\ Süre: 1.06.25

Harun: İstersen başka bir yere gidebiliriz.

173

Dilara: Yoo burası çok güzel bir yer. Harun: Tamam güzel müzik de başlar birazdan, veli baba nerede kaldı müziğimiz? Veli Baba: Geliyor Haruncum geliyor. Dilara: Harun sana bir şey söyleyeceğim ben hatırladım dedim ama hatırlamadım. Harun: Tabii ki hatırlamadın, hatırlasaydın hiç değişmemiş demezdin. Dilara: Eyvah çok mu değişmiş? Harun: Burası küçücük bir yerdi. Bak burası buraları falan hiç yoktu. Şu masada oturmuştuk seninle ben buranın ciğeri şahane olur demiştim sen de ben sakatat sevmem demiştin. Hala sevmiyor musun? Dilara: Hayır sevmiyorum. Harun: Blue jean vardı üstünde. Beyaz gömlek üstünde çivit mavisi bir hırka ayakkabılarına takılmıştı gözüm. Görmüştüm bir yerde aynısından almak istemiştim bir maaşımdan fazlaydı. Dilara: Her şeyi hatırlıyorsun değil mi Harun? Harun: Seninle ilgili olan her şeyi nasıl kazıdıysam seni kafama o gün aşkımı itiraf edecektim aslında sana beraber olalım diyecektim. O yüzden getirmiştim seni buraya bir türlü cesaretimi toparlayamadım. Sen bir ara kalktın lavaboya gittin. Veli baba geldi hadi artık oğlum söyle söyleyeceksen söyle dedi tamam dedim tamam şimdi söyleyeceğim. Dilara: Ayakkabılar yüzünden mi söylemedin? Harun: Hayır geldin oturdun ben tam söyleyeceğim Cihan’a ders notlarını vermeyi unuttum diyip fırlayıp gittin. Ben de elim böğrümde kalmıştım öyle. Dilara: Şimdi özür dilesem çok mu geç olur? Harun: Dileme bizim aşkımızın zamanı şimdiymiş. Bir yere mi gideceksin? Dilara: Yoo hayır gitmeyeceğim Harun: Ne oldu saatine bakıyorsun galiba sıkıldın mı? Dilara: Seninle sıkılmam mümkün mü benim sadece merak ettim saat kaç çocuklar eve gelmiş midir falan diye. Harun: Aklın başka yerde galiba? Dilara: Evet gerginim biraz. Harun: Neden? Dilara: Ozan’la aramız iyi değil şu günlerde sorunlar yaşıyoruz. Harun: Ne gibi? Dilara: Sabah çok fena tartıştık bana çok ağır sözler söyledi tartışmanın sonunda da hayatında biri mi var diye sordu. Harun: Doğru söylemiş hayatında biri yok mu? Dilara: Var tabii ki ama bu şekilde nasıl devam edebilirim bilmiyorum? Harun: Nasıl yani ne demek şimdi bu? Dilara: Yani çocuklara söylemeden daha ne kadar ilerleyebiliriz? Harun: Tamam söyle o zaman dilara seni engelleyen ne var? Dilara: Çok erken değil mi Harun? Harun: Neden çok erken ilişkimizden mi emin değilsin yani sürmeyeceğini mi düşünüyorsun? Dilara: Öyle bir şey söylemedim yani öyle bir şey düşünmüyorum ama bilmiyorum Harun ben 20 yıldır evliydim ve hayatımı çocuklarıma adamıştım. Şimdi her şey çok değişti hayatım altüst oldu sudan çıkmış balık gibiyim ne konuşacağımı nasıl davranacağımı ne yapacağımı bilmiyorum gerçekten. 20 yıl sonra sen karşıma çıkıyorsun birden bire bambaşka bir Harun olarak çıkıyorsun. Harun: Beni yeterince tanımıyorsun bu mu? Dilara: Sen beni tanıyor musun? Harun: Dilara insan önce tanıyıp sonra aşık olmaz önce aşık olur sonra yavaş yavaş tanır. Bence aşk bu zaten sevdiğini tanımak. Zaman mı istiyorsun benden? Peki beklerim ben 20 yıl bekledim seni bir 20 yıl daha beklerim ama geçen gün ömrümüzden derler ömrümüz de geçiyor tabi bu arada. Dilara: Doğru haklısın insan aşkı yarın ölecekmiş gibi yaşamalı. Dilara: Cansu kızım Ozan'la mı kavga ettiniz? Niye kızım niye kendini kötü hissediyorsun? Abi kardeşsiniz siz olur böyle şeyler? Tamam Cansu ben birazdan geliyorum kızım. Sakinleş biraz Emine hanıma söyle bir sana bitki çayı yapsın tamam mı kızım ben de şimdi yola çıkıyorum. Görüyorsun işte her zaman sana ihtiyaçları oluyor ne yalan söyleyim ben de bu durumdan birazcık memnunum bana ihtiyaçları olmalarını seviyorum Harun: annesin tabi hadi senin aklın orada kaldı bir an önce ben seni eve bırakayım.

174

Paramparça İlişki Rit.4’te Harun yıllar sonra Dilara’nın karşısına çıkar. Dilara onun ilk aşkıdır. Cihan ile Dilara boşandıktan sonra Dilara’yı gençlik ve öğrencilik yıllarında gittikleri bir restaurantta yemeğe götürür. Yıllar sonra aynı yerde yemeğe götürmesi sürpriz çerçevesini oluşturur ve Dilara’yı yeniden birlikte olmaları konusunda önlerinde engel olmadığı konusunda ikna etmeye çalışmaktadır. Ancak Dilara çocuklarını öne sürerek bu ilişkiye hazır olmadığı ve bu nedenle gergin olduğu sinyalini vermektedir. Dolayısıyla sürpriz ana çerçevesi ikna kilidi ile ciddiyet sahnesine dönüşmektedir. Harun’un ikna etme aşamasında yakınsama iletişim stratejisi kullanması Dilara’nın onun kadar bu ilişkide hevesli olmayışı asimetrik yakınsama iletişim stratejisini ortaya koymaktadır. Paramparça 61. Bölüm\ Süre: 4.00

Cihan: Davet etmeyeceksen gideyim. Ayşe: Olur mu öyle şey canım Cihan: Rahatsız etmedim değil mi? Ayşe: Yoo estağfurullah Cihan: Plak koleksiyonun var. Ayşe: Koleksiyon sayılmaz 30-40 tane bir şey kusura bakma kitaplığımı düzenliyordum. Cihan: Vay Çaykovski ben Brown çok severim. Aaa, barış manço kol düğmeleri ne çok dinlerdik bunu. Ayşe: Sen de mi çok seversin? Cihan: Çok. Barış Manço Allah nur içinde yatırsın çok önemli adamdı alabilir miyim? Ayşe: İnternete biri şey yazmış kol düğmelerini dinlediğimde yedi yaşındaydım ve kalbim ağrıyodu şimdi 27 yaşındayım hala kalbim ağrıyor diye. Ben de ne zaman dinlesem kalbim acır gerçekten. Cihan: Vay sen de mi? Çok insan dinlenmez. Ayşe: Evet bende öyle düşünüyorum. Cihan: Aşkın kıymetini belki de ayrılınca anlıyordur insan, belki de ama çok yanlış bence aşk çok kıymetli bir şey yaşarken bilmek lazım kıymetini hangi rüzgâr attı seni? Cihan: Konuşmaya geldim Ayşe. Ayşe: Ama izin verirsen ilk önce ben konuşmak istiyorum. Evli bir adama aşık olacak bir kadın değilim ben ne kalbim ne de aklım buna yetmez ayrıca bunun bir girdap olduğunu biliyorum. Hiçbir kadın bir böyle bir girdabın içine girmek istemez ama ben bu hikayenin bir girdap içinde olduğunu bile bile aşık

175 oldum sana kaçamadım. Kalbime söz geçiremedim ilk karşılaştığınızda etkilenmiştim senden hatırlarsan düğüne gidecektin sen. Cihan: Evet sayende geç kalmıştım. Ayşe: Sayende ne? Sen yardım etmek için çok hevesli görünüyordun. Tarzın şefkatli hallerin gizemli hallerin beni etkiledi ama bir adam nikahına giderken neden bu kadar mutsuz görünüyor bir türlü anlayamamıştım. Çok merak ettim açıkçası hayat bizi bir şekilde hep karşılaştırdı. Hazal'la tanıştım sonra hastam oldu ve daha net anladım senin neden bu kadar düzgün olduğunu neden hep kursağında bir düğüm kaldığını daha iyi anladım. Gizem aydınlandı böylece gerçekten aydınlandım her şey tam değil ama dediğim gibi neden böyle olduğunu anladım. Cihan: Tabi Hazal her şeyi anlattı sana. Ayşe: Lütfen Hazal'a kızma bana her şeyi anlatsın diye gönderdiniz zaten ayrıca reşit olsaydı bunların hiçbirinden bahsedemezdim reşit olmadığı için yalana ve intihara meyilli olduğu için seninle bazı şeyleri paylaşmak zorunda kaldım. Çok büyük bir şey yapmışsın neden kendini bu kadar yok sayarak başkaları için yaşadın bilmiyorum. Çocukların var aslına bakarsan doğru olan ikimizin de en baştan başlamaması yanlış bir yol bunun farkındayım ama aşk işte yanlışı doğrusu yok ki Cihan. Hazal'ın anlattıkları gerçekten doğruysa, bu gerçek bir evlilik değilse, sen de eşin de sana karşı bir şey hissetmiyorsa öyleyse ben bu ilişkiye varım ve korkmanı istemiyorum çünkü ben hiçbir şeyden korkmuyorum. Cihan: Sana her şeyi anlatacağım Ayşe her şeyi ve anlattıklarımdan sonra hala varım diyorsan o zaman bir daha konuşalım ama belki de demeyeceksin bir daha görüşmeyelim diyeceksin. Ayşe: Anlatacakların sana karşı olan hislerimi değiştirmeyecek ki… Cihan: Olsun ben yine de anlatacağım, anlatması bile gerçekten çok zor bunu kabul etmek anlatacağım şeyleri yaşamak o kadar zordu ki bilemezsin.

Paramparça İlişki Rit 5’te Cihan ile Ayşe’nin evde hobileri ve hayatın akışı hakkında sohbetlerine rastlanmaktadır. Paramparça Etki Çer. 5’te sohbet içinde rastlantı ana çerçevesinin yeniden kilitleme kullanılarak hüner çerçevesine dönüştürüldüğü görülmektedir. Bu çerçeveleme Cihan ile Ayşe’nin Cihan’ın nikahına yetişmek üzere asansörde karşılaşmaları yanlış kata inmeleri bu süre zarfında kısa ve öz birbirleri hakkında ilk izlenim bilgisi edinmeleri ile rastlantısal çerçevenin oluşturulduğu gözlemlenmektedir. Cihan’ın çok karmaşık bir hayatının olduğunu söylemesi ve Ayşe’nin bu hayatı taşıyıp taşıyamayacağını sorması üzerine Ayşe bu evliliğin gerçek bir evlilik olmadığını öğrenmesi üzerine herşeye var olduğunu gerçekleri öğrenmesinin aşkından bir şey eksiltmeyeceğini söylemekte ve böylece yeniden kilitleme yapmaktadır. “Tarzın şefkatli ve gizemli hallerin beni etkiledi”, sözleri Cihan’ın “İyi düşün bu ilişkiyi kaldırabilecek misin?” kilidinden sonra hüner çerçevesini oluşturmaktadır. Paramparça İlt. Str. 5’te her iki tarafın da kendini açma davranışı göstermesi, ses tonları ve beden dilleri, duruşları açısında simetrik bir yakınsama iletişim stratejisini gösterdiklerini vurgulamaktadır.

176

Paramparça 61. Bölüm\ Süre: 1.33.22

Cihan: Gizli cennetim! Ayşe: Cihan burası masal gibi Cihan: Evet çok güzel ben de çok seviyorum Ayşe: İnsanın burada ömrü uzar huzurlu olasın inşallah Cihan: Amin Ayşe: Zambak en sevdiğim çiçek bu koku için ölebilirim Cihan: Bir daha almam Ayşe: Sen benim zambak sevdigimi biliyor muydun? Cihan: Evet Ayşe: Ama söylemedim ki Cihan: Biliyorum ama okudum okudum herhalde orada yazmadığın bir şey yok. Ayşe: Kilo ve ev adresim yok. Peki ben seninle ilgili böyle şeyleri nereden öğreneceğim. Cihan: Soracaksın. Ayşe: İyi de canım o zaman ben sana sürpriz yapamam ki… Cihan: Ne yapayım o da benim küçük sırrım olsun. Ayşe sana bir şey söyleyebilir miyim? Ayşe: Tabii ki. Cihan: Ayşe o kadar pozitif o kadar etrafına mutluluk saçan sevinç saçan bir insansın ki gerçekten hayran oldum sana seni tanımadan önce ben böyle dipsiz kap karanlık bir kuyunun içinde yaşardım ne yüzüm gülüyor, bir parça mutlu olmuyodum, yaşadığımı bile hissetmiyordum ama seni tanıdıktan sonra her şey değişti sen elini uzattın ve beni o kuyunun içinden dışına çıkarttın artık yaşadığımı hissediyorum tekrar teşekkür ederim. Ayşe: Asıl ben teşekkür ederim Cihan. Senin yanında kendimi çok güvende hissediyorum ve onların hepsi bitti artık inşallah mutlu olacaksın! Cihan: İnşallah! Ayşe: Burası çok güzel Cihan: İstediğin zaman gelebilirsin Ayşe: Sensiz hiçbir yere gelmem Cihan: Tamam ben de gelirim.

Paramparça İlişki Rit 6’da Cihan Ayşe’yi gizli cennetim olarak tabir ettiği kendi evine getirir. Paramparça Etki Çer. 6’da olduğu gibi Cihan ile Ayşe’nin hemen hemen bütün sahneleri rastlantı çerçevesi ile kuruludur. İlişkilerinin olağanüstü bir şekilde gerçekleştiği vurgusunu yapmaktadırlar. Bunun yanı sıra Paramparça İlt. Str. 6’da simetrik yakınsama davranışı sergilenmektedir. İletişimin tonu akışı, karşılıklı konuşma

177 hızı ve frekansı açısından çiftin simetrik yakınsama davranışında bulunduğu gözlemlenmektedir.

Paramparça 64.Bölüm\ Süre: 31.40

Ayşe: Çok güzel değil mi hava? Cihan: Evet bana kalsa çıkmayacaktık. Ayşe: İyi ki çıktık Cihan: Evet atmak ister misin? Ayşe: Sen? Cihan: Ben hepsini vururum rezil olursun. Ayşe ilişkimiz ne kadar hızlı ilerledi farkında mısın? Ayşe: Farkındayım bu beni biraz korkutuyor ama mutluyum sen? Cihan: Ben de mutluyum Dilara'yla yani formalite icabı evliyim hiçbir yükümlülüğüm yok ama ben Dilara'ya söylemek istiyorum artık ne dersin söyleyeyim değil mi? Ayşe: Sen bilirsin Cihan: Tamam o zaman bugün söyleyeceğim. Cihan: Eskiden lisede falan böyle öpünce yüzümüzü yıkamazdık. Ayşe: Bu arada adam bana yenge dedi. Cihan: Duydum.

Paramparça İlişki Rit.7’de Ayşe ve Cihan sahilde gezintiye çıkarlar tabanca ile balon vururlar sonra Ayşe Cihan’ın yanağına öpücük kondurur. Cihan da “Biz küçükken kızlar böyle yanağımızdan öpünce bir gün silmezdik” der. Her ne kadar bir insanın kendi “benlik” ritüeli bulunsa da (her gün kendi kendini tekrar etmek) bu ritüel her ilişkide farklılaşmaktadır. Bunun örneği de Paramparça dizisinde çoğunlukla görülmektedir. Örneğin Dilara ile olan ilişkisinde evlidir ve ebeveynlik rolleri de bulunmaktadır bu sebeple ebeveyn benlik durumu ağırlıklı olarak görülmekte iken, Gülseren ile Cihan’ın ilişkisi daha çok her benlik durumunu kapsamaktadır yer yer ana- baba, yer yer yetişkin yer yer de çocuk benlik durumu gözlemlenmektedir. Ancak Ayşe ile olan ilişkisinde Cihan çocuk ego durumunda yaşanmaktadır. Tatmadığı sevinçleri heyecanları tatmakta geçmişi ve ileriyi düşünmemekte ve anını yaşamaktadır. Bu sebeple baş başa geçirilen ilişkisel ritüeller amacına ulaşmakta ve ilişkinin bağını

178 arttırmaktadır. Örneğin Ayşe’nin kendi için hazırladığı doğumgünü partisine katılmaması sonucu Ayşe Cihan’a küser Cihan da kendini affettirmek için Beşiktaş stadyumunu kapatır ve şampiyonluk aşkına beni affet yazdırır.

Aşk Yeniden dizisinin baş başa geçirilen zamanlarda yapılan ilişkisel ritüel boyutunda 10 tane ritüel eylemine 10 etkileşimsel çerçeveden de 4 tane sürpriz çerçevesine diğerlerinde de rastlantı çerçevesinin çeşitli kilitler kullanılarak ana çerçevenin dönüştüğü görülmektedir. İletişim uyumu çerçevelerinden de 7 tanesinin simetrik yakınsama uyum stratejisi olduğu görülmektedir. Goffman’ın vurguladığı üzere etkileşim ilişkisel olarak ele alınmakta, bu bağlamda da zaman ve mekan içerisinde şekillenmektedir420. Bu dizi Paramparçaya göre dizinin başından sonuna tek bir ilişki üzerinde yoğunlaştığı için daha çok zaman geçirip daha çok ritüel anısı paylaşmış olmalarına vurgu yapılabilmektedir.

Aşk Yeniden 1. Bölüm\ Süre: 57.00

Fatih: (Gülerek) Babaannem çocuğu senden alırken senin paralanman aklıma geldi. Kolu kopacak çocuğun, zatürre olacak, ne suyu? Zeynep: Abartma öyle bir şey demedim. Fatih: Dedin nasıl demedin. Babaannem de ciddi işinde verin bebeği, hıh alın hıh. Ya sen bakma taş gibi sert durur ama yani bebekleri çok sever. Zeynep: Ailene bebeğin senden olduğunu söylemen pek iyi olmadı. Gereksiz bir hareketti. Fatih: Hayatımda her şeye annem karar verdi. Ne yapacağıma ne giyeceğime, ne içeceğime.. Amerika’da açacağım mağazanın yerine bile karıştı. Yani ben onun sadece hayallerini gerçekleştirmek istediği bir oyuncak gibiydim. Başka bir şey değil. Ama Amerika’ya gidince öyle olmadı işte. Hayatımda ilk defa özgürdüm. Kimse yok tek başıma ayaklarımın üzerinde. Benim hayatım benim seçimlerim benim isteklerim. Şimdi burada görüyorsun işte bu kızla evlendirmeye çalışıyorlar. Zeynep: Pardon da bu kız dediğin domates güzeli değil yani. Bence evlen gitsin. Bundan iyisi şamda kayısı. Fatih: Ya tamam canım kız güzel. Hatta çok güzel, kör değilim yani, taş gibi hatun. Zeynep: Yani. Fatih: Ama ben güzellik aramıyorum ki.. (Kalbini göstererek) burası bin atsın istiyorum. Bu yüzden de ailemin istediği o kızla evlenmeyeceğim. Hiçbir zaman. Şimdi ben çıkıp aileme evlendim dedim. Bebeği

420 Erving Goffman, “Interaction Order”, American Sociological Review, Vol.48, No:1, 1983, s.3.

179 benim sandılar. Aslında bakma yani kırıldılar ama bir yandan da benim kendi ayaklarım üstünde durduğumu, bir aile kurduğumu falan görmüş oldular. Yani şimdi sen ben bu ufaklık biz üçümüz güzel bir resim olduk. Ben sadece bu yalana inanmak istedim, gerçek olmasını istedim, hepsi bu. Zeynep: Hatta baban bile kabullendi şimdiden. Fatih: Evet. Ya Zeynep kusura bakma, ben bebeğin benden olmadığını söyleyeceğim, sadece bana biraz zaman ver. Güven bana tamam mı?

Aşk Yeniden İlişki Rit 1.’de Fatih ile Zeynep’in yatağın başında oturup sohbet ettikleri görülmektedir. Bu sohbet, hem Paramparça hem Aşk Yeniden hem de Kara Para Aşk dizilerinde mahrem alanda kişilerin kendilerini açma davranışları gösterdikleri ve gerçek mahrem alan olduğu için karakterlerin kendi çıplak benliklerini ortaya koymaları açısından önem taşımaktadır. Dolayısıyla ilişkilerde çiftlerin kullandıkları ritüel mekanların da ilişki ve ilişkinin gelişimi açısından hem önem arz ettiği hem de ilişki hakkında bilgi verdiği vurgulanabilmektedir. Özellikle bu sahnelerde çiftler birbirlerini daha iyi dinlemekte, daha fazla kendini açma davranışı göstermekte ve gerçek benliklerini daha fazla ortaya koymaktadır. Rastlantı çerçevesi kilit ayarı ile ciddiyet çerçevesine gönüştürülmüştür. Dizide Zeynep ve Fatih karakterlerinin uçakta başlayan tanışmaları her ikisinin de işine geldiği için bir oyun gibi evlilik oyunu kurmalarına ve ailelerini de bu oyunun içine sokmaları konu edilmektedir. Bu rastlantısal çerçeve zaman içinde aşka ve gerçek sevgiye dönüşmektedir. Zaten bunun yankıları da Fatih’in “Hep ailemin dediği oldu şimdi de beni istemediğim bir kız ile evlenmeye zorluyorlar. Şimdiki halimden onlar da mutlular kendi ayaklarım üzerinde durduğumu bir aile kurduğumu görmüş oldular, inan bana bu durumu çözeceğim, güven bana” sözleri rastlantı ana çerçevesini kilitleme yaparak ciddiyet çerçevesine dönüştürmektedir. Aşk Yeniden İlt. Str. 1’de iletişim stratejisi simetrik yakınsama stratejisi olarak ifade edilebilir.

180

Aşk Yeniden 1.44.10

Fatih: Sen yalnız takılmayı seviyorsun. Zeynep: Bilmem. Yani sevdiğimden değil ama hep yalnız kalıyorum. Hayatıma girenler bir anda çıkıp gidiyor. Fatih: Ben çıkmayacağım Zeynep. Zeynep: Fatih! Sen hayatından hiç çıkmayacağım derken neyi kast ettin? Fatih: Hı? Zeynep: Hayatından hiç çıkmayacağım derken neyi kast ettin onu soruyorum. Fatih: Yok canım yani öylesine dedim ne kast edeceğim. Yani sonuçta bu bir oyun ve bu oyun bir gün bitecek değil mi? Zeynep: Öyle tabi. Fatih: Bu evlilik oyunundan ikimiz de sıkıldık öyle değil mi? Zeynep: EVET. Ama bu bir oyun olmasaydı da sen sıkılırdın zaten her erkek bir gün sıkılıyor. Fatih: Allah Allah. Ne demek bu şimdi? Zeynep: Şu demek siz erkekler bir sorumluluk oldu mu hemen kaçıyorsunuz. Topuk. Fatih: Sen beni başkasıyla karıştırıyorsun galiba. Emin ol içinde bulunduğumuz bir oyun olmasaydı beni daha iyi tanırdın. Yani başka şartlarda karşılaşsaydık, tanışsaydık bazı erkeklerin de sorumluluktan kaçmadığını, hislerine sahip çıktığını, onun için her şeyi göze alabildiğini görmüş olurdun. Zeynep: (Durur. Bir şey söyleyecek gibi olur telefon çalar) Fatih: açma Zeynep açar. Fatih: Ya bir şey söylüyordun Zeynep: Fatih kalk çabuk annene gitmemiz gerekiyor

İlişkisel ritüellere dair en çarpıcı örnekler üzerinden çözümleme yapacak olur isek Aşk Yeniden İlişki Rit.2’de Fatih ve Zeynep bir küçük kafeterya’da kahvaltı etmektedir. Bu ilişkisel ritüelin etkileşim çerçevesi rastlantı ana çerçevesi yeniden zeminlendirme ile ciddiyete bağlamadır. İlişkinin bu aşamasında Zeynep de Fatih de birbirlerinden hoşlanmakta ancak bunu açıkça dile getirememektedir. Diyalog aşağıdaki gibi gelişmektedir: Zeynep bu diyalogda “Ama bu bir oyun olmasaydı da sen sıkılırdın zaten her erkek bir gün sıkılıyor.”söylemi ile etkileşim düzeninin altıncı özelliği olan konfor alanına atıf özelliğini gerçekleştirmektedir. Goffman’a göre etkileşimin

181 konumlanmasının belirgin bir düzlemde oluşu kişisel konfor alanları yaratmaktadır. Bu konfor alanlarında kişi kendini fiziksel ve ruhsal saldırılara ve aynı zamanda kişinin kendine yaratabileceği içsel hasarlara karşı korumaktadır.421 Zeynep’in ilişkiye başlama evresinde daha önce hamile kaldığı sevgilisi Ertan tarafından terkedilmesi kendisinde derin yaralara sebep olmuştur bu sebeple “zaten her erkek”diye başladığı söyleminde bir konfor alanına sığındığı gözlemlenmektedir. Bu gündelik söylem ritüeli, diğer yaşayabileceği ihtimali olan yaralara karşı kendisine kalkan oluşturmaktadır. Ancak bu rastlantısallık ana çerçevesi “Sen beni başkasıyla karıştırıyorsun galiba. Emin ol içinde bulunduğumuz bir oyun olmasaydı beni daha iyi tanırdın. Yani başka şartlarda karşılaşsaydık, tanışsaydık bazı erkeklerin de sorumluluktan kaçmadığını, hislerine sahip çıktığını, onun için her şeyi göze alabildiğini görmüş olurdun” ifadesi yeniden zeminlendirme kilidi ile ciddiyet ana çerçevesine dönüştürülmektedir. Bu noktada bu ifade ile istisnalar var ve ben bu konuda ciddiyim alt mesajı verilmektedir. Genel iletişim akışı Zeynep’in farklı düşünceleri ve fikirleri ile asimetrik yakınsama uyum stratejisi şeklinde ilerlemektedir.

Aşk Yeniden 5. Bölüm\ Süre: 20.15.

Aşk Yeniden İlişki Rit 2.’de Fatih ile Zeynep yatakta Zeynep’in babasına evliliklerinin gerçek olmadığını nasıl söyleyeceklerinin provasını yapmaktadır. Fatih bu süreçte Zeynep’in babası Şevket Reis’in rolüne girmektedir. Ciddiyet ana çerçevesi

421 Erving Goffman, Relations in Public Microstudies of the Public Order, Transaction Publishers, USA, 1971, ss.28-61.

182 bağlamında Fatih’in ve Zeynep’in rol yapması ile teknik okuma kilidi kullanılarak Şevket Reis’in nasıl ikna edileceğine yönelik ikna kilidi kullanılmaktadır. Fatih Şevket Reis rolüne girdiği bu provada Şevket Reis’in rızası olmadan Zeynep ile evlendiği için Fatih’i birtakım sınavlardan geçirirken bir gün ayağına beton bağlayıp denize atacağı sırada “derune en derune” baturacağum seni söylemini kullanmıştır. Ve bu söylem çiftin arasında yalnızca onların anlayabileceği ve bir anlam atfeden bir söz olarak kalmıştır. Bu sebeple Fatih Şevket Reis’in rolüne girdiğinde bu terimi kullanmıştır. Bu ve bunun gibi birçok deyimler bir ilişkisel ritüelde ilişkiye derinlik ve anlam katmaktadır. Bunun sebebi ise sadece kendi aralarında bilebilecekleri bir espri, bir söz, bir taklit olarak kalmasıdır ve bunu her hatırladıklarında ilişkilerinin o dönemlerine gitmelerini sağlayacaktır. İletişim stratejisi olarak simetrik yakınsama stratejisi kullanılmıştır.

Aşk Yeniden 6. Bölüm\ Süre: 53.18

Zeynep: Fatih bu ne? Fatih: Ne ne ? Zeynep: Bizim ev kadar burası Fatih: Sevdin mi? Zeynep: Benlik değil ama etkilenmedim desem taş olurum. Fatih: Zeynep var ya anneler yok, babalar yok, sorunlar yok bir süre her şeyden uzağız biz bize. Zeynep: Deme öyle ya kendimi bir an yalnız hissettim. Fatih: Kocan yanında Zeynep: Bana bak sen bana asılıyor musun böyle tatlı tatlı yürüyor muşsun gibi geldi. Fatih: Ben mi? Öyle mi geldi? Sen de beni kıskanıyormuşsun gibi gibi geldi. Zeynep: Ne? Ben seni kıskanıyorum ha ha ha var ya seni anlasa Selim eminim o bile gülerdi sana şu an yani. Fatih: Asansörün önündeki teyzeleri unutmadım. Zeynep: Bak şimdi böyle düşüneceğini biliyordum. Öyle söylediğimde benim oradaki amacım oğlumu kötü emellerine alet etmene engel olmaktı o kızlara da teyze dedim çünkü gencecik kızlar teyze gibi giyinmişler yani daha belki reşit bile değiller ve bu benim oğlum ben yaptım bunu o yüzden sen onu kullanamazsın istediğin gibi öyle yani ben yaptım benim oğlum. Fatih: Nasılsın oğlum, benim oğlum benim oğlum Zeynep: Ne yapıyorsun ya? Fatih: Bak nasıl geliyor babaya.

183

Aşk yeniden İlişki Rit 4’te Fatih de Zeynep de birbirlerine apaçık belli etmemektedir ancak birbirlerinden hoşlanmaktadır. Bu birbirlerini açık açık sevdiklerini/ hoşlandıklarını söylememe durumu Poyraz Karayel dizisinde Ayşegül ve Poyraz arasında da bulunmaktadır. Rastlantı itiraz kilidi ile ciddiyet çerçevesine dönüştürmektedir. Fatih ve Zeynep’in tanışmaları uçakta şans eseri olduğu ve birbirlerinin pragmatik ihtiyaçlarına uygun geldikleri için bu oyunu oynamayı ikisi de kabul etmiştir ancak bu durum ilişki ilerledikçe “hayır biz rol yapmıyoruz bu gerçek bir savaş” kilit maddesinde olduğu gibi itiraz kilidi ile aslında bu ilişkide her ikisinin de ciddi olduğunu vurgulayan bir çerçeve olmaktadır. Burada iletişim stratejisi yakınsama- ıraksama şeklinde gerçekleşmektedir.

Aşk Yeniden 6. Bölüm\ Süre: 1.13.20

Zeynep: Yok uzanamayacağım kolum ağrıyor hediye yok yani bunun kutusu falan çok havalı çok pahalı bir şey bu kesin ben almayayım Fatih: Zeynep saçmalama bak çok istedim bunu sana almayı. Zeynep: Yok Fatih gerçekten ben onu kabul edemem. Fatih: Ya sen ne inatçı bir şeysin alt tarafı bir hediye işte o kadar üzüldün birçok şeye katlandın çok mu yani? Zeynep: Çok, benim için çok Fatih yani ben hiç sevmem böyle pahalı şeyleri sen git bununla başka kızları kandır tamam mı ben çünkü böyle numaralara gelmem Fatih: Sen hayatında bir kez olsun birine güvendin mi? Zeynep: Evet güvendim ben hayatımda bir kere bir kişiye güvendim onunla da iyi ki doğurmuşum seni. Fatih: O zaman bana güvendiğin zaman takarsın. Zeynep: Fatih bize doğru mu geliyorlar? Fatih: Korkmana gerek yok kötü niyetli değiller. Zeynep: Çok komik neyse ne yapıyorsun? Fatih: Havaya giriyorum ha bu dansı bana lütfeder misiniz? Zeynep: Bence lütfetmeyeyim çünkü ben hiç beceremem dans etmeyi Fatih: Sen bana bırak kendini uçuracağım seni. Zeynep: Yok Fatih vallahi ben çok açım karnım çok aç dans edince başım döner bayılırım vallahi.

Aşk Yeniden İlişki Rit 5’te Fatih üstü kapalı Zeynep’le bir ilişkisi olması için çaba göstermektedir. Fatih bu oyunda Zeynep’in çok yorulduğunu, üzüldüğünü bu sebeple kendisine bir kolye aldığını söylemektedir. Yemek, müzik vb. düzenlemeler

184 eşliğinde bunu sunması sürpriz çerçevesini oluşturmaktadır. Bu başbaşa zamanda yapılan ritüel davranışı ve ilişki başlatmaya yönelik bir tören eş zamanlılık, konuşma hızı, cevap verme süresi açısından her iki karakter açısından da simetrik süreklilik şeklinde gerçekleşmektedir.

Aşk Yeniden 7. Bölüm\ Süre: 1.09.40

Orhan: Ulan ben bu gömleği yeni aldım be Zeynep: Benim için mi aldın? Orhan: Yok yok yok canım hayır kızım senin için ne alayım ya ben kendim için aldım kendim için aldım evet gardrobuma bir parça gömlek aldım yani ihtiyacım vardı. Zeynep: Hiç yalan söyleyemiyorsun biliyor musun? Orhan: Kızım ben dürüst bir adamım yalan malan yok bizde Zeynep: Vallahi ben senin yüzünden neredeyse profesyonel bir yalancı olacağım babamlara senin yüzünden söylemediğim yalan kalmadı. Orhan: Şurada biraz daha kalmış düşünme yat tamam canım, yani sizinkiler de birazcık rahat olsun bak dayım vazgeç dediğinde bir kere ben de vazgeçti. Bir kere yüz veriyoruz canımızdan çıkıyor vallah. Neyse değiştiriyorum konuyu en sevdiğin renk ne? Tamamdır değiştiriyorum konuyu en sevdiğin renk ne? Zeynep: Mavi Orhan: Tamam benim de mavi gömleğim de mavi. Zeynep: Bir dakika bir dakika bir sorum daha var sana tamam mı? Orhan: En sevdiğin film ne? Zeynep: Pretty Born Orhan: Benimki de yemin ediyorum en sevdiğin oyuncular kim? Zeynep: Julia Roberts Orhan: Benim ki de öyle. Bir dakika bir dakika en sevdiğin buluşma yeri neresi? Zeynep: Bizimkilerin görmeyeceği bir yer. Orhan: Benimki de bir tane daha bir tane daha var. Böyle bir buluşmaya gittiğin zaman genelde hangi saatleri tercih ediyorsun? Zeynep: Adam gibi çıkma teklifi edemiyorsun değil mi?

Bu diyalogda çerçeveler mesajın açılması için önemli hale gelmektedir. Bu buluşma aslında Ömer’in Selin’e çıkma teklifi etmesi için tasarlanmıştır. Sürpriz çerçevesi Selin’in “Adam gibi çıkma teklif edemiyorsun değil mi?” diyerek yeniden kilitleme yapmasıyla beceriksizlik/ahmaklık ana çerçevesine durum dönüşmüştür.

185

Rawls’a göre sosyal hareketler niyet edilen alıcılar için anlam ifade etmek ve açıklanabilir olmak için tasarlanmıştır. Hareketlerin anlamı şeffaf değildir, bu hareketler yapılandırılmalı ve belirli bir niyet yoluyla arka plan beklentilerine yönelik performans sağlanmalıdır.422 Bu çerçeveye dahil olarak Selin ana mesajı alıcı uyumunu kullanarak açmıştır. İki taraf da simetrik yakınsama iletişim stratejisi kullanmaktadır.

Aşk Yeniden 8. Bölüm\ Süre: 18.52

Fatih: Ya zeynep harikasın ya nerden biliyorsun böyle yerleri? Zeynep: Bak ben küçükken adamın böyle kocaman bir tane kamyonu vardı mahallecek o kamyonun içine doğdu sorduk denedik böyle piknik örtülerini sarardı sepetler ne patlar büyükler hatta tam burası idi galiba evet böyle yaşlılar yani daha doğru doğrusu büyükler mangalda falan uğraşırken biz Fadik ile göle girerdik böyle kenarında dolaşırdık kurbağa yakalamaya çalışırdık Fatih: İğrençsiniz Zeynep nasıl dokunuyordun o hayvana? Zeynep: Ne var canım Allah Allah Fransızlar kurbağa bacağı yerken iyi de hatta ben bir keresinde öpmüştüm kurbağayı. Fatih: Ne? Zeynep: Evet yani kurbağa prens masalının etkisi işte Fatih: Ulan bir ben öpemedim kurbağa bile öpmüş yok bir şey kıyamam kıyamam sen şimdi kur bakınca bile prense falan mı dönüşeceğini zannediyordum safım benim Zeynep: Ne yapayım küçüktüm sonrası hayal kırıklığı tabi o kurbağa hala buralarda biyerlerde mi acaba? Fatih: Evet evet seni bekliyor muş yok ya hadi canım gitme öpecek misin o Kurbağayı? Zeynep: Artık kurbağa öpmeme gerek yok ki benim bir prense ihtiyacım yok Fatih: Tabi ya benim senin prensin benim prensesim Zeynep: Nasıl beğendin mi sana yaptım sofrayı? Sabah erkenden kalkıp kendi ellerimle hazırladım. Fatih: Senin o ellerini yerim ben Zeynep: Tamam o zaman sıradaki aktivitemize geçebiliriz bence de artık geçebiliriz o zaman sen Mete'yi ara ben de Fadiye arıyorum Fatih: Ya zeynep ne yapacağız Mete ile Fadik’le ben böyle başbaşa romantik bir gün geçireceğiz zannettim ben. Bana sonra orada romantizm yaşatacaksan ara.

422 Anne Rawls, “An Ethnomethodological Perspective On Social Theory” D. Helm vd.(edit.), The Interactional Order, New York: Irvington, 1989, s.16.

186

Aşk Yeniden İlişki Rit 7’de Zeynep Fatih’i küçük iken piknik yapmak için gittikleri deniz kıyısı bir mekana götürür. Bu durum Fatih için bir sürpriz olduğu için sürpriz çerçevesinin kullanıldığı ifade edilebilir. Genel iletişim stratejisi ise simetrik yakınsamadır. Kurbağa-Prens masalı aralarında bir ilişkisel ritüel faktörü göstermektedir.

Aşk Yeniden 14. Bölüm\ Süre: 20.00

Zeynep: Sonra Fatih'in arkasından bağırıyor kız gel buraya ya of Fatih sus duyacaklar Fatih: Ya böyle bir şey yok nasıl dans ediyor bir de şey diyor ya kız kalkın oturmaya mı geldik buraya kalkın kalkın Zeynep: Sen görmedin sonra bu Mete şeyi bir esir aldı Mete'yi bir esir aldı alnından girmiş göbek sülalesinden çıkmış Mete’yi en son gördüğümde böyle duruyordu hani bir ara Mete yok oldu orada mıydın? Fatih: Evet sen görmedin mi onu evet denize kabinin oraya gitmiş dedim ayfer abla ne yapıyorsun ya zordur almak bizden kızı’nı çaldırıp meteye gönderme yapacakmış sonra dizeyle bir kanka olmuşlar arkada çekirdek çitliyolardı. Ben de diyorum bu barda niye mezdeke çalıyorlar. Zeynep: Hay Allahım ya Rabbim ya, karnım ağrıdı. Fatih: Ben senden önce ne yapıyor muşum acaba Zeynep? Zeynep: Ben biliyorum ne yapıyormuşsun I’m Desperate Summer I’m so Desperate. Fatih: Sen var ya geri zekalısın sen I’m Desperatemış dalganı geç bakalım. Zeynep: Ay gerçekten ya son zamanda bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyorum artık karnım ağrıdı gülmekten ya çenem acıdı bir de giymiş o kıyafetleri de Allah’ım nereden buldu ise onları bir de şey diyor ya Fatih uyudun mu? Fatih kalk Selim ağlıyor çabuk. Yok Selim’e de uyanmıyorsa baya uyudun sen ya uyumadın öldün resmen Fatih ölmedin değil mi Fatih?

PARb.8’de Zeynep ile Fatih Zeynep’in akrabasının düğününden eve döndüklerinde yatak odasında yaptıkları sohbeti anlatan bir sahnedir. Bu sahnede düğünde kişilerin taklitlerini yaparak gülüp eğlenirler sonra bir anda Fatih Zeynep’e “Ben senden önce ne yapıyor muşum?” diye sorar. Zeynep “ben biliyorum” diye cevap vermektedir. Zeynep “I’m Desperate Summer I’m so Desperate!” diyerek Fatih’in taklidini yapar bu çok önemli bir sahnedir çünkü Amerika’da Fatih ve Zeynep’in birbirleri ile karşılaştıkları ilk sahnedir ve ilişkilerinin ilk ritüelini oluşturmaktadır çünkü bu kendi aralarında ilişkisel ritüel olarak kalacaktır başka biri bunun anlam ve

187

önemini bilmeyecektir. Bu noktada Collin’s in Four Sociological Traditions kitabında Goffman için etkileşim ritüelinin özellikle farklı insanlar ve farklı durumlar arasında bir tabakalaşma yarattığı için önemli bulduğunu belirtmiştir423. Goffman’ın bu vurgusu dizinin bu sahnesi için özellikle önemlidir Fatih ile Zeynep hayatları bir biçimde birbiriyle kesişmiş iki bireydir. Ve farklı koşul ve durumların içinde bir rastgele bir durum oluşmuştur ve bu rastgele oluşan durum birbirleri arasında ortak bir bağ kurmaktadır bu bağ başka kimse için aynı olmayacaktır. Bu yaşadıkları ritüel durumu her zaman kendilerinin hatırlayacağı kendilerine has bir durumdur. Bu sahnede Fatih sevgilisi Summer’a evlenme teklif eder o sırada Zeynep de kafeteryada garson olarak çalışmaktadır. Summer bu teklifi geri çevirir hatta Fatih’i küçük düşürüp kafeteryadan ayrılır. Bu dakikalarda Fatih Summer’ın arkasından bir takım şeyler söyler ve bunu tam yeri gelmişken Zeynep Fatih’e hatırlatır ve aslında karşılaşmalarının ne kadar mucizevi olduğunun da alt mesajını vermektedir. Dizi boyunca da rastlantı çerçevesi sürekli olarak ana çerçeve olarak kullanılmaktadır. Diyalogların temelinde, bilgi yoğunluğu ifade mesafesi konuşma hızı, şakalaşmalar, kendini açma vb diğer bütün iletişim uyumu yakınsama özellikleri eşdeğerdir bu sebeple simetrik süreklilik uyum stratejisinin duruma hakim olduğu ifade edilebilir.

Aşk Yeniden 17. Bölüm\ Süre: 1.15.42

Fatih: Belki de canım korkuyorlardır senden. Zeynep: Nasıl yani? Fatih: Yani sen böyle fevrisin ya Zeynep böyle bir anda sinirleniyorsun falan insanları dinlemiyorsun hemen böyle saldırıyorsun ya belki de o yüzden saklıyoruzdur, saklıyorlardır senden bir şey yani Zeynep: Ya demek o öyle.

423 Randal Collins, Four Sociological Traditions, çev: Ümit Tatlıcan, Oxford University Press, 1994, s.214-218.

188

Fatih: Bak hemen yüzünü şekli değişti saldıracakmışsın gibi Zeynep: Hayır ya ben düşündüğümde öyle yapıyorum, o benim düşünme suratım. Fatih: Ne demek düşünme suratım ne demek ya? Zeynep: Ya tamam haklısın belki çok fevri görünüyor olabilirim ama sen de bana hiçbir zaman yalan söyleme tamam mı Fatih sen bana her zaman doğruları söyleyeceksin tamam mı bana? Hiçbir zaman hiçbir şey gizlemeyeceksin söz mü söz mü? Fatih: Söz sen de kızmadan önce insanları dinleyeceksin söz ver. Zeynep: Tamam söz.

Aşk Yeniden İlişki Rit 9’da çift, başbaşa kaldıkları mekan yatak odası olduğu için yatak odası sohbetlerinden birini gerçekleştirmektedirler. Birbirlerinin benlikleri, imajları, izlenimleri hakkında konuşmaktadırlar. Fatih Zeynep’in fevri olduğunu düşündüğü yüz ifadesi için Zeynep o yüz ifadesinin düşünme suratı olduğunu iddia etmektedir. Bu noktada bu yüz ifadesinin Zeynep’in sözsüz iletişimsel bir ritüeli olduğu öğrenilmiş olmaktadır. Bu Fatih için bir ayrıcalık yaratıp ilişkisel ritüele dair de önemli bir ipucunu oluşturmaktadır. Genel iletişim çerçevesi mücadele (itiraz) çerçevesi şeklinde oluşmaktadır. İletişim önceleri simetrik ıraksama şeklinde gerçekleşmekte iken daha sonra simetrik yakınsamaya dönüşmüştür.

Aşk 19. Bölüm 1.45.47

Zeynep: Fatih sen beni niye getirdin buraya? Fatih: Dinle bak ah kurbağalar evet kurbağalar sen binlerce kurbağa arasından beni seçtin prensin olarak Zeynep: Sen beni benim kurbağa prensimsin Fatih: Evet prensin bütün gece buradayız hayat istediğimi almadan da seni asla bırakmayacağım Zeynep: Evet evet evet evet sonsuza kadar evet oh be Fatih: Zeynep ne diyorsun sen? Zeynep: Ya evet yani aşkım çok iyi düşünmüşsün çok güzel burası iyi güzel Fatih: Güzel düşündüm daha süprizlerimiz bitmedi sana daha neler neler gel bakalım şöyle Zeynep: Fatih artık bana ne olursun ne göstereceksen göster gerçekten sinir sistemim bozuldu benim ben böyle bir kadın değilim normalde Fatih: göstereceğim göstereceğim gel bakalım dikkatli hazır mısın? Zeynep: Hazırım zeynep şu yıldızların güzelliğine bakar mısın?

189

Zeynep: Fatih ne kadar çok var bak şunu görüyor musun? Fatih: O benim onun hemen yanında bir tane daha var o da sensin. Zeynep: Ben neden daha küçüğüm? Fatih: Küçük değilsin akıllım sen böyle biraz daha geride duruyorsun. Zeynep: Peşinden ayrılmıyorum yani öyle mi? Fatih: Evet hiç ayrılmıyorsun hep peşimde ya nereye gitsem ne yapsam peşimdesin vallaha Zeynep: Allah allah diyene bak asıl sen benim peşimden hiç ayrılmıyorsun. Fatih: Allah Allah dağ tepe demeden beni arayan kimdi acaba? Zeynep: Ay Fatih bir şey diyeyim mi? Ben orada o kadar korktum ki Selim'i bir daha hiç göremeyeceğim sandım aklımı kaçırıyordum ama neyse ki şimdi yanımdasın. Fatih: Baktığımız yıldız kaydı gördün mü dilek tuttun mu? Zeynep: Tuttum sen? Fatih: Ben de tuttum ne tuttun? Zeynep: Dilek ya ama sana ne öyle dilekler söylenmez. Fatih: Ya aman söylemezsen söyleme çok güzel bir yer değil mi? Zeynep: Tam yeri Fatih(iç ses) hani sen bana havaalanında kadınım olur musun demiştin ya ne güzel söylemiştin hiç düşünmüyordum bugünlere kadar geleceğimi vallahi ne yalan söyleyeyim böyle bir iki hafta içerisinde ayrılırız diye düşünmüştüm ben de ama tuhaf değil mi yani sence neden öyle olamadık biz? Fatih: İstemedik yani ayrılmayı diyorsun yani evet istemedik yani düşünsene Zeynep ne badireler atlattık ne entrikaların içinden geçtik şantajlar, tehditler hepsine göğüs gerdik. Reis baban beni denize attığı gün mesela ya da annem seninle uğraşıyor diye sebep gösterip ayrılabilirdik ama ayrılmadık istemedik niye biliyor musun çünkü biz birbiri için yaratılmışız da ondan. Dinle bak Zeynep o her vurduğunda ben biraz daha bağlanıyorum sana bu vakitten sonra seni oradan çıkartırsam ne olur biliyor musun bu kalp durur içindeki Zeynep'i vermemek için Fatih ölür. Zeynep: Beni sakın bırakma olur mu Fatih beni sakın bırakma seni çok seviyorum. Fatih: Ben de seni çok seviyorum.

Aşk Yeniden İlişki Rit 10’da Zeynep sürekli olarak Fatih’in kendisine evlenme teklif edeceğini düşünüp heyecanlanır ancak bu beklentisi sonuçlanmaz ancak yine de romantik dakikalar onu tatmin eder. İlişkilerinin rastlantı çerçevesi içerisinde başladığını ancak bunun bu sekanstaki diyaloglarda kilit ayarı yapılarak ciddiyet çerçevesine dönüştüğüne rastlanmaktadır. Bir diğer ifade ile, oyun olarak başlayan senaryo gerçeğe dönüşmektedir. Diyaloğun başlarında güç oyunları üzerine ritüel sahnelerine rastlanmakta dolayısıyla iletişim stratejisi simetrik ıraksamadan sonra simetrik yakınsamaya dönüşmektedir.

190

Kara Para Aşk 7. Bölüm\ Süre: 1.27.04

Ömer: Hadi kaynanan seni seviyormuş götür. Elif: Yemeyecek misin cidden? Ömer: Hayatta elimi sürmem. Elif: Hiç denedin mi peki? Ömer: Yaptım o hatayı bir kere. Elif: Ya abartma o kadar kötü değil Ömer: Tabi canım resmen iskele yalamış gibi oluyorsun. Elif: Hadi al bir kere daha dene. Ömer: Bir kere ben öyle pişmemiş şeyleri sevmem yaptım o hatayı bir kere gerek yok. Elif: Sanki çiğ et ye diyoruz. Bu balık lekerde gibi lekerde yemiyor musun? Ömer: Bir kere ben böyle istavrit çipura levrek falan severim onu böyle güzelce mangalda yapacaksın domates biber böyle soğan böyle sarımsağı da tuza banacaksın Elif: Cidden ayrı dünyaların insanlarıyız. Ömer: Biberli ekmeği götürürken hiç öyle ayrı dünyaların insanıyız demiyordun ama. Elif: O güzeldi bak, en azından ben senin önerdiğin şeyleri deniyorum yani sen de deneyebilirsin. Ömer: Aman aman kalsın ben anlamam öyle suşiden muşiden.

Kara Para Aşk İlişki Rit 1’de Başbaşa geçirilen zamanlarda yapılan bir ritüel örneği olarak Ömer Elif’in Sushi restaurantına gitmeleri verilebilir. Ömer sushiden hoşlanmasa da Elif’in sushi yemeği çok sevmesinden dolayı birlikte birkaç defa bu restauranta gittikleri görülmektedir. Ömer’in kullandığı “Kaynanan seviyormuş” götür ifadesi bir Arap kültürü geleneğinden gelen ve kültürel bir ifade olup manası sofrada aile yemek yer iken bir misafir geldiğinde “Ooo kardeşim kapuska var hadi kaynanan seviyormuş buyur sen de ye” denmektedir. Bu, doğu kültüründe ve Türklerin geleneğinde misafiri sevme, büyük sofralar, kalabalık yemekler aynı olduğundan anlam bakımından aynı kalmıştır, yalnızca dilbilimde zaman açısından değişmektedir. Türk geleneğinde –mişli geçmiş zamanda kullanılırken Arap kültüründe geniş zamanda kullanılmaktadır424. Bu sekansta ritüel söylem tam yerinde söylenmiş olmasa da afiyet olsun anlamında söylenmiş kültürel içeriği olan bir sözdür. Kara Para Aşk Etki Çer 1.

424 -, https://enisesemagonca.blogspot.com.tr/2014/07/kaynanan-seviyormus.html, Erişim Tarihi: 27.09.2017

191 olarak teknik okuma kullanılmıştır. Sebebi ise kanıtlar, sözlü beyanlar ortaya koyarak konuşulmasıdır. (Örn. “Biberli ekmeği götürürken hiç öyle ayrı dünyaların insanlarıyız demiyordun ama”) Kara Para Aşk İletişim Str. 1’de asimetrik yakınsama stratejisi ağırlıklı olarak görülmektedir. Özellikle Elif’in iletişim davranışı Ömer’e göre daha çok yakınsama stratejisi içermektedir. (Örn. Ben en azından senin önerdiğin şeyleri deniyorum sen de deneyebilirsin.)

Kara Para Aşk 20. Bölüm\ Süre: 38.00-42.50

Elif: Doğum günün kutlu olsun iyi ki doğdun Ömer Demir. Ömer: Sağ ol kutladığım en ilginç doğum günü. Elif: Roma'dayız diye mi? Ömer: Hiç eski sevgilimle doğum günümü kutlamamıştım da. Elif: İstersen hemen kalkabiliriz hatta bir daha aynı masaya oturmayız. Ömer: Yoo ben hayatımdan da hayatın beni savurduğu yerden de gayet memnunum bence bu soruyu sen kendine sor. Elif: Biraz daha konuşmaya devam edersen hediyeni vermeyeceğim. Ömer: Bir de hediye mi var? Elif: Umarım beğenirsin. Ömer: Çok güzel gerçekten çok güzel baya da afilliymiş. Elif: Bir şey yazıyor okusana. Ömer: “Bir gül kadar güzel ol; ama dikeni kadar zalim olma; birine öyle bir söz söyle ki ya yaşat ya öldür ama asla yaralı bırakma.” Şems. Hediyeler karışmış bunu benim sana almam gerekirdi. Elif: Hani bana hatırlarsan ofisim için bir hediye getirmiştin ona istinaden. Gerçi daha önce başka bir şekilde vermeyi düşünmüştüm ama sonra vazgeçtim. Ömer: Ha bu kadar kincilik görmedim yani gerçekten bir başka birisi görse şu yaşadıklarımızı hem suçlu hem güçlü der haberin olsun. Elif: Kalben istemesek de ilk günden beri birbirimizi çok kırdık onun için bu hediye. Bir Milat olsun diye. Bundan sonra sözlerimiz bizi kırmasın buna izin vermeyelim olur mu? Ömer: Bana olur da. Seni bilmem. Bir şey soracağım neden New York, Londra değil de Roma? Elif: Bir sinema filminin hikayesi sebebi ile. Ömer: Ciddi misin? Kesin Spartacus’tür, tam senlik. Elif: Spartaküs tam benlik ?? Ömer: Aynen tam senlik. Elif: Roma tatili. Audrey Hepburn ve Gregory Peck. Hayatımda gördüğüm belki de en iyi film. Ömer: Bir kitap okuyup hayatını değiştiren insanlar duymuştum ama hani bir filmle yaşadığı yeri değiştiren ve gerçekten şahsına münhasır bir karaktersin Sinyor. Elif: Bir prenses ile bir gazetecinin aşkı. Ömer: Ha ha romantik film yani.

192

Elif: İyi anlatmıyorum. Ömer: Anlat anlat dinliyorum. Elif: Hayır anlatmayacağım. Ömer: Anlat işte dinliyorum. Elif: Bak bir kere senin daha önce izlediğin romantik komedilere falan benzemiyor prenses ve gazeteci birbirlerine istemeden yalan söylüyorlar ve aşkları bu yalandan doğuyor. Ömer: Bak baya ilgimi çekti güzel devam et dinliyorum Sinyor. Elif: Sonra bunlar bir Scooter'ın üstünde romanın altını üstüne getiriyorlardı ama hakikaten altını üstüne getiriyorlardı bir tane pazara dalıyorlar mesela bir yandan polis geliyor bunları yakalıyor. Ömer: Peki polis prensesi ülkesine teslim etmiyor mu? Elif: Tabi ki etmiyor film bu, prenses orada süper bir oyunculuk sergiliyor. Ömer: Prenses iyi oyuncuymuş desene polisi kandırdığına göre bu hikaye bana baya baya tanıdık geldi Sinyor. Elif: İnan ama o gazetecinin de daha aşağı kalır yanı yok foto muhabiri arkadaşıyla kumpas kuruyorlar prensesin her anında haber yapacaklar 5000 $'a satacaklar Ömer: Tamam tamam gazeteci de fenaymış. Elif: Daha fena sonra gerçeğin ağzına gidiyorlar böyle kabartmadan bir heykel rivayete göre eğer birinin yalan söylediği düşünüyorsa gerçeğin ağzına götürürler ve o kişi elini heykelin ağzın içine sokar eğer gerçekten yalan söylediyse heykel onu ısırır.

Kara Para Aşk İlişki Rit. 10. sahnesinde Elif Ömer’e Roma’da sürpriz doğumgünü yapmaktadır. Vidal’a göre konuşma stratejilerinin varoluş nedenleri yalnızca varsayılan, ifadesiz bir davranışın kötüye kullanımı olabilir. İstenmeyen sonuçları önleyebilmek ya da pozitif etkileri artırabilmek, öncelikle olayların beklenen gidişatı ile ilgili kesin bilgilere sahip olunmasını ve bunların toplumsal sonuçlarını gerektirmektedir425. Bu sahnede üstü kapalı biçimde (gizli) birbirlerine göndermede bulunmaktadırlar. Daha önceki bir sahnede Ömer Elif’e yeni ofisine iş hediyesi götürmektedir ve buna karşılık Elif Ömer’e bir anlamı ve sözü olan cepsaati hediye etmektedir. Bu sahnede Ömer’in akrabası Elif’in kapısına dayanıp “bırak bizim oğlanı, ailelerimiz denk değil, bir sürü olumsuz olaylar oldu senin babanın ve Ömer’in sevgilisinin aynı arabanın içinde faili meçhul tarafından öldürülerek başlayan bir maceradan kimseye hayır gelmez” diyerek ayrılmalarını istemiştir. Bunun üzerine Elif Ömer’e karşı resmileşmiştir ve arkadaş kalmalarını istemiştir. Böyle zamanlarda Ömer’e Komiser değil de adı ve soyadı ile hitap etmektedir bu onun resmiyet göstergesi olarak dizi boyunca karşımıza çıkmaktadır. Kara Para Aşk Etki Çer. 2’de etkileşim çerçevesi sürpriz ana çerçevesini oluşturmaktadır. Kara Para Aşk İletişim Str.2’de simetrik yakınsama şeklinde süregelen bir iletişim stratejisi görülmektedir.

425 Escandell-Vidal, Victoria, “Politeness: A relevant issue for Relevance Theory”, Revista Alicantina de Estudios Ingleses,11,1998,ss.45-57.

193

Kara Para Aşk 30. Bölüm\ Süre: 1.40.26

Ömer: Merhabalar oda servisi Elif: Ben oda servisi istememiştim ama. Ömer: Resepsiyondan söylediler suyunuz kalmamış bir de gizli bir kaynaktan öğrendiğimize göre tatlıya düşkünmüşsünüz dolaptakiler yetmeyebilirmiş. Elif: Beni çok iyi tanıyorlarmış. Ömer: Afiyet olsun efendim. Elif: Teşekkür ederim. Ömer: Ne demek efendim biz teşekkür ederiz. Elif: İyi geceler. Ömer: İyi geceler Sinyor Elif: Yalnız eğer Ömer Demir'in odasını arıyorsanız bitişikteki oda yani belki suyu falan bitmiştir bir bakın isterseniz Ömer: Doğru kafa kalmadı tabi Ömer: İyi geceler Elif: Merhaba Ömer: Gofretler bitti mi yoksa başka ister misin? Elif: Güzel filmler var evet var bir daha baktım ama şey yapamadım yani karar veremedim istersen… Ömer: İstersen istersen beraber izleyelim ya of. Elif: Olur Ömer: Ama romantik komedi olmasın Elif: Tamam ama o zaman korku filmi de olmasın yani Ömer: O tamam niye korkuyor musun? Elif: Yani biraz bazen Ömer: O zaman ben seni korurum.

Kara Para Aşk İlişki Rit 3.’te Ömer Elif’i başbaşa kalabilecekleri bir yer ayarlar ve yılbaşında otele giderler. Başbaşa kalmaları için yapmış olduğu bu sürpriz çerçevesinde Elif’in tatlı sevdiğini bildiğinden bunu bahane ederek kendisini odasına davet etmesi için çeşitli masumane aldatmacalar yapmaktadır. Bu noktada yüz saklama kavramı sıklıkla görülmektedir. Nezaket ve pozitif yüz kullandığından açık bir dille birlikte aynı odada kalalım mı diye sormamakta bunu dolaylı yollardan ifade etmektedir. Elif de oyunu devam ettirmekte ve yüz saklamaktadır. Bir diğer ifade ile kaçan kovalanır oyununu oynamaktadırlar. Genel iletişim stratejisi cevap verme hızı, ifade yoğunluğu, jest ve beden dilinde ağırlıklı olarak gözlemlenmekte olup simetrik yakınsama şeklinde ortaya çıkmaktadır.

194

Poyraz Karayel 7. Bölüm \ 3. Part\ Süre: 13.08\seni seviyorum

Poyraz: Ya ince uçlu şarjın var mı? Ayşegül: Harika bir giriş yaptın tebrikler Poyraz: Şarjı çok azalmıştı Ayşegül: Biri görür diye korkmadın mı? Poyraz: Ya görürse görsün ne yapayım? Ayşegül: Korkmuyor musun yani? Poyraz: korkuyorum korkuyorum da yakalanmaktan değil Ayşegül: neden korkuyorsun Poyraz:seni bir daha görememekten Ayşegül: Önümden çekilir misin film izliyorum Poyraz: İngiliz hasta değil mi bu ya evet ben izlemiştim sen ilk defa mı izliyorsun Ayşegül: hayır ben de daha önce izlemiştim canım istedi ikinci defa izliyorum Poyraz: normal bildiğin aşk hikayesi işte yaz sonu mutsuz biten aşk hikayesi normal aşk hikayesi bütün aşklar mutsuz bitecek diye bir kural var mı ya Ayşegül: evet özellikle hiç başlamamış olanlar ben yatıyorum uykum geldi bırakır mısın kolumu kolumu bırakır mısın? Poyraz: Ayşegül özür diledim değil mi? Ayşegül: nedense bana gerçekçi gelmiyor bu Poyraz: niye? Ayşegül: poyraz ilk günden beri sordun bir tane soruya doğru düzgün cevap verdiğini söyler misin? sana soru sorunca sinirleniyorsun niye çünkü üstüne gelindiğini düşünüyorsun bu ne demek oluyor yalan söylüyorsun Poyraz: ne yalanı söylemişim ben söyle o zaman bilmiyorum bilmiyorum bilsem herhalde burada olmazdım kapının önünde olurdun Ayşegül: ya poyraz Ben sana güvenmek istiyorum bu kadar koşulsuz güven istiyorum ya çok mu zor? Poyraz: tamam tamam gerçeği mi bilmek istiyorsun Ayşegül: evet eğer bilmem gereken bir gerçek varsa ben onu o gerçeği bilmek istiyorum Poyraz: var seni seviyorum Ayşegül: seviyor musun evet ne zamandan beri? Poyraz: yani insan sana tam olarak şu saniyede aşık olmuştum diyemiyor Ayşegül: emin misin inanayım mı sana Poyraz: inan ayşegül kabul ediyorum tamam saçma davrandım saçmalıklar yaptım kabul ediyorum ama sana söz veriyorum bundan sonra her şey çok daha farklı olacak söz veriyorum.

Başbaşa geçirilen zamanlarda yapılan ritüeller içinde ele alınan bu ritüel sahnesinde Ayşegül ile Poyraz’ın ilişkideki çatışmalarının kaynağı da ilişkiyi doyuran tatmin eden ve derinleştiren durumun da aynı davranışlardan ileri geldiğinin en güzel örneklerinden biridir. Poyraz örneğin Ayşegül’e evlenme teklifi ederken, nikah için

195 yüzük alırken, bir hastahanenin bahçesinde Ayşegül’e aşkını ilan ederken hep ciddiyetsiz davranışlar göstermektedir. Bu Ayşegül’ün hem sinirlenmesine hem de iyi zamanında ise Poyraz’a olan aşkının derinleşmesine sebep olmaktadır. Mücadele (itiraz) ana çerçevesi bütün sahneye hakim olmaktadır. İletişim stratejisi açısından Poyraz’ın ılımlı ve alttan alan tavırları ile yakınsama iletişim davranışları gözlemlenmekte iken Ayşegül’ün Poyraz’a ıraksama iletişim stratejisi kullandığı göze çarpmaktadır.

Poyraz 2. Bölüm\ Youtube\Aynı Dilde Aşk

Poyraz: En sevdiğin yeri okusana bana Ayşegül: ne yapmaya çalışıyorsun Poyraz: seni etkilemeye çalışıyorum Ayşegül: bakalım mesela burası sevgili bilge bana bir mektup yazmış olsaydın ben de sana cevap vermiş olsaydım Poyraz: ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve bir çok söz diyorum kalsaydı bir çok mesele çözme bağlanmadan Büyük bir öfkeme ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak anlatmak birbirini seven iki insan olarak olarak kaçınılmaz olsaydısana durup dururken yazmak zorunda kalmasaydım bütün meselelerden kaçtığım gibi uzaklaşmasaydım senden Ayşegül: bir tane daha içer misin? Poyraz: olur

Bu sahnenin etkileşim çerçevesi sürpriz ana çerçevesidir. İletişim uyum stratejisi de simetrik süreklilik olarak karşımıza çıkmaktadır. Poyraz İlişki Rit 2 sahnesini açıklamakta fayda vardır. Poyraz ilk defa Ayşegül’ün evine gelir. Ayşegül’ün kitaplarını inceler ve şunu söyler en sevdiğin kitap ne? “Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar diye cevap verir Ayşegül. Bunun üzerine kitabı alır ve Ayşegül’e verir al beğendiğin bir bölümü oku bakalım der Ayşegül okumaya başlar ve Ayşegül’ün kaldığı yerden duygulu bir şekilde Poyraz ezberden kitabı okumaya devam eder. Ayşegül şok olur ama etkilendiğini belli etmek istemez “soda içeceğim sen de ister misin?” diye söyler. Poyraz, “Tamam isterim” diye söyler. Ayşegül mutfağa gelir. Şaşkınlıktan ve Poyraz’dan etkilenmekten soda şişesinin kaşıkla açmaya çalışır. Bu durumu sürpriz

196

çerçevesi olarak açıklamak mümkündür. Her ikisi de kendi iletişim biçimlerinden taviz vermemektedirler. Bu noktada Erving Goffman’ın törensel aktiviteler en açık şekilde sosyal ilişkiyi vurgulayan “statü ritüelleri” ya da “kişilerarası ritüeller” olarak adlandırılabilecek ufak selamlaşmalarda, komplimanlarda ve özürlerde görülmektedir.”426 ifadesi sahneyle birebir örtüşmektedir. Bunun sebebi Ayşegül, Poyraz’dan etkilenmiştir ancak bu kadar etkileyebileceğine ihtimal vermemiştir çünkü Poyraz bir taksi şoförüdür. Ayşegül’ün bu statü vurgusunu dizinin ilk bölümünde cüzdanını takside düşürdüğünde Poyraz Ayşegül’ü arayarak “Gelin şuradan cüzdanınızı alın dediğinde taksici değil misin kardeşim sen gel evime getir cüzdanımı hem şuradan şuraya çok para da tutar ne güzel işte para da kazanırsın” söylemi statü şemasına vurgu yapmaktadır. Bu sebeple Poyraz en sevdiği kitabı ezbere bilmek ile kendisinden beklemediği bir performans göstermiştir. Asla Vazgeçmem dizisine yönelik 3 ayrı başbaşa geçirilen zamanlarda yapılan ritüel sahnesine rastlanmıştır. Bunlardan 2 tanesi ciddiyet bir tanesi teknik okuma çerçevesine aittir. Simetrik sürerlik, simetrik yakınsama ve asimetrik yakınsama olmak üzere 3 tane iletişim stratejisi bulunmuştur. Nur Yiğit’i Adana’ya doğduğu yere götürür komşularıyla ve tanıdıklarıyla tanıştırır. Adana sokaklarında yürürler Nur Adana’yı tanıtır. Portakal ağacını çok sevdiğinden söz eder. Kendini açma davranışı, ifade mesafesi, konuşma hızı, beden dili ve yüz ifadeleri açısından her ikisi de birbirlerine uyumlu oldukları için simetrik yakınsama davranışı bulunduğu açıklanabilir.

426 Erving Goffman, “Interactional Ritual” Essays On Face-To Face Behavior, Anchor Books, Usa, 1967, s.57.

197

Asla Vazgeçmem 1. Bölüm\ Youtube\ Nur ve Yiğit İlk Yakınlaşmalar

Yiğit: Gece soğuk olur burası üşütürsün bu arada Yiğit ben. Nur: Adınızı biliyorum. Yiğit: Oooo manyaktan sizli bizliye terfi etmişiz. Ben de senin adını biliyorum ama henüz tanışmadık öyle değil mi? Nur: Ben sizinle arabada tanıştık sanıyordum. Nur ben. Yiğit: İçeri gir istersen, soğuk, üşütme iyi geceler

Asla vazgeçmem dizisinin bu sekansı baş başa geçirilen zamanlarda yapılan ritüeller içerisinde değerlendirilmektedir. Nur ve Yiğit dizi boyunca kaçak aşk yaşadıkları için başbaşa kalabilmek için her fırsatı değerlendirmektedir. Dizinin bu bölümünde de Yiğit tanışmayı bahane ederek Nur’un yanına gitmiştir. İçeri gir istersen soğuk üşüme diyerek korumacı kollamacı bir erkek imajı sergilemektedir. Ciddiyet çerçevesi sahneye hakimdir. Asimetrik yakınsama iletişim stratejisi mevcuttur.

Asla Vazgeçmem 51. Bölüm\ Süre:1.57.47

Nur: Memleket gibisi yok be inanamıyorum ya gerçekten burada olduğumuza inanamıyorum. Yiğit: Dur bakalım bismillah Nur: Ha sen bana meydan mı okuyorsun?

198

Yiğit: vallahi sen İstanbul'a geldiğinde ben sana mükemmel bir İstanbul turu attırmıştım sana Nur: rehberliğinde çok iyi de o kadar iyiydi ki O gün aşık olmuştum sana Yiğit: ha demek sıra bende o zaman bugün her gün olduğum gibi yeniden aşık olacağım sana o zaman Nur: hadi aşık olmaya gidelim Yiğit: maşallah ya ne kadar çok sevenin var çok özlemişler seni çok hoşuma gitti Nur: burası İstanbul değil yedi mahalle tanırız birbirimizi severiz sayarız kollarız Yiğit: belli canım belli ama sen de özlemişsin ama bak kusura bakma seni şuradan şuraya bırakmam haberin olsun daha çok Özleyeceksin Nur: işte benim çocukluğum işte benim mahallem Yiğit: demek benim güzel sevgilim bu sokakta büyüdüm burada oynadı burada düştü kalktı çocukluğu geçti öyle mi Nur: gel gel ben seni en sevdiğim yere götüreceğim gel çocukluğumun geçtiği yere gel Yiğit: Çocukluğum burada geçmedi mi yalan mı söyledin Nur: hayır gel burada burada gel koş koş koş biraz en çok buraya gelirdim ben bu ağaçların tepesine tırmanır bütün meyvelerden yardım o kadar çok yerdim ki karnımı doyurdum evde yemek yemezdim en çokta bu portakal ağacını severdim Al bakalım mis gibi kokuyor tabi İstanbul'da bulamazsın böyle portakal Yiğit: güzel sevgilim benim de adanalı olduğumu unutuyorsun galiba Nur: biliyorum canım ama şey diyorum yani uzun zamandır gelmiyorsun ya o yüzden unutmuşsundur Yiğit: doğru söylüyorsun tabi, yok yok ben istemiyorum sağ ol ya yok ben istemiyorum sen de çok yeme karnını şişirme daha yemek yiyeceğiz Nur: bak babam da böyle söylerdi çok yemek yeme sonra yemeyiz evde yiyemezsin derdi Yiğit: senden bir şey rica edeceğim beni babana götür misin onunla bir şey konuşmak istiyorum aşkım

Bu sekansta Yiğit’in Nur’a memleketi İstanbul’u gezdirip tanıtmasına benzer şekilde Nur memleketi Adana’yı Yiğit’e tanıtmaktadır. Sevdiği sokakları doğup büyüdüğü muhiti göstermektedir. Yiğit Nur’u İstanbul sokaklarında gezdirir iken ona tekrar aşık olduğunu vurgulamaktadır. Şimdi yine aşk tazelemek gibi yeniden yeni aşıklar gibi elele göz göze sokak sokak gezmektedirler. Nur eski anılarını yad edip Yiğit’e çocukluğunu anlatmaktadır. Etkileşim çerçevesi teknik okumadır bunun sebebi ise deneyimleterek öyküleyerek deneyimin betimlenmesidir. İletişim stratejisi simetrik yakınsama şeklindedir.

199

Asla Vazgeçmem 53. Bölüm\ Süre: 4.00

Nur: Bu halimizi o kadar çok özlemişim ki huzurlu, mutlu ve sakin sakin kesinlikle sakin uzun zamandır kendimi bu kadar sakin hissetmemiştim gerçekten. Yiğit: benimde çok ihtiyacım vardı yani seninle birlikte bütün bu hengameden kaçıp nefeslenmeye çok ihtiyacım vardı Nur biliyor musun böyle sanki bambaşka yepyeni bir döneme giriyormuşuz gibi geliyor edilebilecek bütün kavgalar ettik gibi, ciddiyim verilebilecek bütün savaşları verdik gibi ve sonunda kazandık gibi gel Nur: Dur bakalım sığınağımız yuvamız olmadan kazandık demek yok Yiğit: Bak benim yuvam işte tam burası aşkım neyin var gel biraz şurada geçip konuşalım Nur: Ben de seninle aslında Fikret konusunu konuşmak istiyordum. O kız sandığımızdan daha ağır yaralıymış Yiğit nasıl yapacağımızı bilmiyorum ama bugün Fatih'ten duyduklarımdan sonra o ikisini birbirine kavuşturamazsam gerçekten çok üzüleceğim ya sen bu fikret meselesine baya takıldın ha yani yani Fatih'ten duyduklarımdan sonra daha da takıldım ya sen de duyunca sen de takılacaksın Bu seninle paylaşmayı çok istiyorum ama bir yandan da yani o kadar özel o kadar ağır bir konu ki daha fikret benim bile bildiğimi bilmiyor ve tabii banada söylemen doğru olmaz benim bilmemi istemez hatta belki senin bile bilmeni istemez işte ben de bundan çekiniyorum Yiğit: siz dün gece baya bir kaynatmışsınız Nur: ama sen yine de aralarında ne olduğunu Fikretten değil Fatih'ten öğrenmişsin ha aralarında ne olduğunu konuşmadıysanız Yiğit: siz ne konuştunuz bütün gece Nur: daha çok ben konuştum dedim ya sana Yiğit: tamam da ne konuştunuz Nur: kız muhabbeti işte aşk meşk falan bol bol sen bol bol ben anlıyorum Yiğit: bir tek ben mi peki başka kimse yok mu yani Nur: İclal'in kulaklarında çınlattık işte o kadar

Aşk Yeniden dizisinde Fatih’in Zeynep’i otellerine başbaşa kalmak için götürmesi gibi bu dizide de Yiğit Nur’u başbaşa kalacakları mekan olan yeni aldığı evine götürür. Her iki çift için her şeyden uzak kalmak, huzurun ve ilişkiyi güçlendiren şeyin simgesidir. Başbaşa kaldıkları bu zamanda yaptıkları sohbette ortak tanıdıkları Fikret hakkında yorum yapmaktadırlar bu sebeple ana çerçeve ciddiyet çerçevesidir. Her ikisi de kendi fikirlerine odaklanmış bir biçimde kendi iletişim sözlü ve sözsüz davranışlarını devam ettirdiklerinden dolayı iletişim stratejisi simetrik sürerlik şeklindedir.

200

İLİŞKİSEL RİTÜELLER ETKİLEŞİMSEL ÇERÇEVE İLETİŞİM STRATEJİSİ

PARAMPARÇA PARAMPARÇA PARAMPARÇA 8.Cihan ile Gülseren’in ilk defa bir araya gelmeleri 8.Rastlantı itiraz kilidi ile yeniden zeminlendirme 8.Asimetrik yakınsama 9.Cihan’ın Gülseren’e ilk açılması 9.Sürpriz ikna kilidi ile ciddiyet 9.Yakınsama ıraksama 10.Cihan’ın kumpasa alet edilmesi sonucu Gülseren ile güven tartışması 10.Simetrik ıraksama 11.Cihan’ın Dilara’nın ilişkisini öğrenmesi üzerine tartışma 10.Sürpriz ikna kilidi ile itiraz 11.Asimetrik yakınsama 12.Dilara’nın Cihan’a ilişkisi olduğunu anlatmaya ofisine gitmesi 11.Ciddiyet mücadele ile yeniden zeminlendirme 12.Simetrik yakınsama 13.Cihan ile Gülseren’in düğün için telefon görüşmeleri 12.Ciddiyet yeniden kilitleme ile ikna 13.Simetrik yakınsama 14.Gülseren’in ölümünden sonra Dilara ile Cihan’ın geleceğe dair konuşmaları 13.Ciddiyet kilit ayarı ile yeniden zeminlendirme 14.Asimetrik yakınsama 15.Cihan ile Dilara’nın kahvaltı sofrasında hayatlarının akışı ile ilgili sohbeti 14.Sürpriz yeniden zeminlendirme ciddiyet

AŞK YENİDEN 15.Ciddiyet teknik okuma ile hüner AŞK YENİDEN AŞK YENİDEN 11.Zeynep’in bebeğinin adının Fatih’in dedesinin adı ile aynı olduğunu ailenin öğrenmesi 11.Rastlantı yeniden kilitleme ile hüner 11.Asimetrik yakınsama

12.Mukaddes ile Fehmi yatak odası sohbetleri 12.Beceriksizlik itiraz kilidi ile hüner 12.Asimetrik ıraksama 13.Orhan’ın Selin’lerin evinde tutsak olması 13.Teknik okuma 13.Simetrik yakınsama 14.Mücadele (itiraz) 14.Simetrik ıraksama 14.Zeynep’in arabada Fatih ile tartışması 15.Zeynep ile Fatih’in arabada tartışması 15.Ciddiyet çerçevesine kilit ayarı 15.Süreklilik-süreklilik 16.Zeynep ve Fadik’in Ertan ve Fatih’i değerlendirmesi 16.Ciddiyet çerçevesine kilit ayarı 16.Simetrik ıraksama 17.Fatih ve arkadaşı Zeynep ile Fatih’in ilişkilerini değerlendirmesi 17.Beceriksizlik ahmaklık kilit ayarı ile hüner 17.Asimetrik yakınsama 18.Zeynep ilk işinden kovulması 18.Beceriksizlik yeniden kilitleme ile hüner 18.Simetrik yakınsama 19.Selin ve Orhan’ın sözü 19.Kilit ayarı 19.Simetrik sürerlik KARA PARA AŞK KARA PARA AŞK KARA PARA AŞK 3.Rastlantı itiraz kilidi ile ciddiyet 3.Simetrik sürerlik

3.Elif ile Ömer Roma’ya gitmeleri 4.Kilit ayarı, Teknik okuma 4.Simetrik sürerlik 4.Elif ile Ömer Roma’da Elif’in babasının kaldığı oteli ararken sohbet etmeleri 5.Rastlantı 5.Simetrik sürerlik 6.Yeniden zeminlendirme 6.Asimetrik yakınsama 5.Elif Ömer’e Komiser diye hitap etmesi 6.Ömer Elif’in sevgili senaryosunda faka basmamak için kendisini anlatmasını 7.Ciddiyet 7.Simetrik yakınsama istemesi 8. Ciddiyet 8. Simetrik ıraksama 7. Ömer Tahsin Bey’in evinde Elif ile (sözde) ilişkilerini anlatması 9.Ciddiyet 9. Simetrik ıraksama 8.Elif’in kardeşleri Ömer’e hasta ziyaretine gelirler 10 Ciddiyet 10 Iraksama sürerlik 9. Komşu Kadın ile Ömer’in annesinin atışması 11.Ciddiyet 11.Yakınsama-Iraksama 10.Kız isteme ön sohbet 12.Ciddiyet 12.Simetrik-yakınsama 11.Kız isteme

12.Yüzüklerin takılması

POYRAZ KARAYEL POYRAZ KARAYEL POYRAZ KARAYEL 3.Rastlantı 3.Asimetrik ıraksama 3.Poyraz’ın Ayşegül’ü cüzdan için araması 4.Hüner çerçevesi rastlantı ile yeniden zeminlendirme 4.Asimetrik yakınsama

4.Cüzdan’ı vermek için Poyraz Ayşegül’ü kafeye davet etmesi 5.İyicil aldatmaca ve İkna kilidi 5.Yakınsama ıraksama

RİTÜELLERİ KONUŞMA GÜNLÜK 5.Poyraz Ayşegül’ü yol kenarından arabasına alması 6.İyicil aldatmaca 6.Asimetrik yakınsama

6.Ya benimsin ya kara toprağın 7.Sürpriz yeniden zeminlendirme ile ciddiyet 7.Simetrik sürerlik 7.Poyraz geri döndükten sonra Ayşegül ve Poyraz yemek için sofrada

ASLA VAZGEÇMEM ASLA VAZGEÇMEM ASLA VAZGEÇMEM 4.Nur ve Yiğit gölette sohbet 4. Kilit ayarı

4.Simetrik yakınsama

Tablo. 10. Paramparça, Aşk Yeniden, Kara Para Aşk, Poyraz Karayel, Asla Vazgeçmem Dizilerinin Günlük Konuşma Ritüellerine Göre Çözümlenmesi

Günlük konuşma ritüellerinden Paramparça dizisine ait 8, Aşk Yeniden dizisine ait 9, Kara Para Aşk dizisine ait 10, Poyraz Karayel dizisine ait 5, Asla Vazgeçmem dizisine ait 1 sahneye rastlanmaktadır. Bu sahnelerde karakterlerin günlük hayatlarında ritüel haline gelen söylemleri, davranışları, beden dilleri incelenmektedir.

Paramparça 2. Bölüm\ Süre: 1.45.16

Cihan: Nasılsınız? Gülseren: İyi teşekkür ederim. Siz? Cihan: Sağ olun ben de iyiyim. Burada üşürseniz içeriye geçelim. Gülseren: Yo gayet iyiyim. Cihan: Sağ olun buralara kadar geldiniz yoruldunuz. Gülseren: O ne demek Cihan Bey kızım söz konusu geleceğim tabi. Cihan: Ne içersiniz? Gülseren: Ben bir türk kahvesi alayım az şekerli. Cihan: Ben de orta. Gülseren: Ne hoş bir yermiş. Cihan: Evet. Güzeldir. Söyleyebildiniz mi kızınıza? Gülseren: Yok dün akşam söylemeyi denedim ama beceremedim. Yani biliyorsunuz böyle şeyler öyle pat diye söylenmiyor. Cihan: Doğru, haklısınız. Anlıyorum. Gülseren: Ama size Hazal’ın bebeklik fotoğraflarını getirdim. Cihan: ee aslında ben Hazal’ı gördüm biliyorsunuz. Gülseren: Nerede? Cihan: O yağmurlu gecede tanıştığımız gece. Gülseren: Ay evet. Bakın aslında Hazal hiç öyle bir kız değildir. Gerçekten ben onu çok iyi yetiştirdim. Ama işte ergenlik. Cihan: Biliyorum. Gülseren: Yani işte ergenlik olunca arkadaşlarına uyuyor şeye uyuyor. Cihan: Gülseren hanım ben de sizin kızınızı büyütüyorum biliyorum ergenliğin ne demek olduğunu. Bakayım? Gülseren: Çok tatlı bir bebekti. Hala da öyle bence. Cihan: Gerçekten çok güzel bir bebekmiş. Fotoğraflarını çekebilir miyim? Gülseren: Tabi. Gülseren: Ofisiniz burada mı? Cihan: Evet, hemen şurası. Gülseren: Cihan bey burası sizin mi? Cihan: Evet ben restaurant işiyle uğraşıyorum. Malum, yemeği seven bir milletiz. Yalnız ben size Cansu’nun fotoğraflarını getirmeyi unuttum.

202

Gülseren: Aa yok gerek yok. Ben Cansu’yu gördüm zaten ama bana mesaj atarsanız. Cihan: Tabi hemen. Gülseren: Ay çok güzel bir kızmış. Cihan: Size benziyor. Gerçekten. Dilara telefonla arar. Cihan Efendim. Dilara: Buluştunuz mu? Konuştunuz mu peki napıyoruz? Nasıl bir çözüm yolu buluyoruz? Cihan: Sonra anlatırım olur mu? Dilara: Cihan belki de açıkça söylemek en doğrusu olacak. Cihan: Şimdi müsait değilim sonra konuşalım. Cihan: Siz eşinize bahsedebildiniz mi? Gülseren: Yok daha konuşamadım. Cihan: Yani ona anlatamadınız mı? Gülseren: O burada yaşamıyor. Cihan: Nasıl yani? Ayrı mı yaşıyorsunuz. Özel değilse söylerseniz sevinirim. Gülseren: Tabi sorabilirsiniz. Bu sizin en doğal hakkınız. Biz resmen boşanmadık. 12 yıldır Almanya’da yaşıyor Hazal’ın babası. Cihan: 12 yıl. Biliyor musunuz Cansu da size benziyor o da sağlam karakterli, güçlü. Dirayetli bir kız. Size benziyor. Hazal babasıyla görüşüyor mu? Gülseren: Bizi pek aramaz. Cihan: Üzüldüm. Gülseren: Sizin eşiniz nasıl bir anne. Yani eminim çok iyi biridir. Ya kusura bakmayın böyle saçma sapan konuşuyorum ama. Cihan: Rica ederim. İsterseniz bir gün sizi bizim eve yemeğe davet edeyim. Hem Dilara ile tanışırsınız. Hem sohbet ederiz tanışırız. İsterseniz. Gülseren: Bakın Cihan Bey ben size bir şey söyleyeceğim. Cihan: Buyrun. Gülseren: Ben Hazal’dan asla vazgeçmem. Eğer aklınızdan bunu geçiriyorsanız. Lütfen… Cihan: Bakın asla asla sizi üzecek bir şey olmayacak. Oturup konuşacağız hepimizin iyiliği için karar vereceğiz. Ben sizi üzecek bir şey asla yapmam. (Yağmur başlar aniden. Cihan ceketini Gülseren’e sarar.) Cihan: İsterseniz gideceğiniz yere ben götüreyim. Gülseren: Yok yağmur dindi zaten ben giderim. Cihan: Yağmur bu bir daha yağar. Gülseren: O zaman taksiye bineyim. Cihan: Peki tamam. Gülseren: El sıkışarak görüşürüz.

İkinci bölümün ilgili sekansında Cihan ve Gülseren kızları için bir orta yol bulmak amaçlı görüşmektedir. Henüz çift değildirler ancak romantik partner olmanın ilk tepkilerini vermektedirler. Bu ağırlıkla her iki karakterin beden dillerinin (Gülseren’in elini nereye koyacağını bilememe, sandalyeyi çekme, etrafına bakınma göz kaçırma gibi sıkılgan tavırlarında, Cihan’ın da uzun uzun Gülseren’in gözlerine bakması, nazik tavırları, evinize ben bırakayım gibi ısrarcı davranışları) ifadelerinde gözlemlenmektedir. Bu ilişkilerinin başlangıcı olup daha sonra başbaşa tatile gitmeleri, kafe\restaurantta buluşmaları baş başa geçirilen zamanlarda yapılan ritüeller olarak görülmektedir. Daha çok gündelik rutinlerden ve baskılardan uzaklaşmak için zaman yaratmaktadırlar. Bu buluşmada birincil sebep kızlarının durumunu konuşmak amaçlıdır

203 ancak Cihan üstü örtülü bir biçimde Gülseren’i tavlama, kendini gösterme, kur yapma gibi ilişkinin de kıvılcımlarını atmaktadır. Ana çerçeve rastlantıdır. Kızlarının rastlantı sonucu karışması sonucunda konuşmak için bir araya gelinmiştir. Bu rastlantısal çerçeve sonucu kızlarını kendilerinden alabilme ihtimalini düşünen Gülseren mücadele(itiraz kilidini) kullandığını sözel eylemlerinde belirtmektedir. Bunun sonucunda da Cihan yeniden zeminlendirme kilidini kullanarak Gülseren’in düşündüğü gibi öngörmediğini, tanımlamayı değiştirerek iki tarafı da üzmeyecek bir şekilde orta yolu bulacağı konusunda ikna etmeye çalışarak benlik sunumuna değer kazandırmaktadır. Bu noktada kullanılan iletişim stratejisi ağırlıklı olarak yakınsama- kendini devam ettirme olarak görülmektedir. Cihan Gülseren’e yakınsama davranışını göstermekte iken Gülseren Cihan’a kendi var olan iletişim stratejisini devam ettiren özellikler göstermektedir. Hiçbir biçimde uyum ya da ıraksama gibi sözel ya da sözsüz eylemde bulunmamaktadır.

Paramparça 4. Bölüm\ Süre: 1.45.09

Cihan: Gülseren Gülseren: Merhaba. Noldu niye gülüyorsun? Cihan: Her ortamda nasıl konuşulur nasıl davranılır bilirim ama böyle bir durumda nasıl konuşulur nasıl davranılır inan bilmiyorum. Gülseren ve Cihan aynı anda birbirlerinin isimlerini söylerler. Gülseren: Önce sen başla. Cihan: Peki tamam. Ben hayatımda hiç böyle bir duygu yaşamadım. Hiç. Gülseren: Kalkarak böyle şeyler söyleme. Cihan: Lütfen oturur musun? Gülseren: Bu yaptığımız doğru değil. Cihan: Gülseren bak, ben yıllar önce hayatımda o defterin kapandığını sanıyordum ama seni tanıdım kapanmadığını anladım. Bak kader bizi biraraya getirdi Gülseren kader. Gülseren: Bilmiyorum.

204

Cihan: Ben kolay olacak demiyorum. Biliyorum çok kolay olmayacak üzüleceksin ben de üzüleceğim. Ama bu yaşadığımızı kovamayız. Bir daha kapımızı çalmayabilir. Ben bu riski göze alamıyorum. (Gülseren kaçarken elinden yakalar Cihan.)

Bu sekans Cihan ile Gülseren’in aşkının kıvılcımlarının attıldığı ilk sahnedir. Cihan bu aşkın şans eseri ortaya çıktığını vurgularken iletişimi sürpriz çerçevesi içine almaktadır. Gülseren’i bu aşka ikna etmeye çalışırken ikna kilidini kullanarak aslında ne kadar ciddi olduğunu ikna kilidiyle ciddiyet çerçevesine koymaktadır. Henüz bir ilişki başlamadığından bu sahne günlük konuşma ritüelleri boyutunda ele alınmaktadır. Bunu da Cihan’ın konuşmaya başlarken “Her ortamda nasıl konuşulur nasıl davranılır bilirim ama böyle bir durumda nasıl konuşulur nasıl davranılır inan bilmiyorum” sözüyle heyecanını\çekingenliğini dile getirmesinden anlaşılmaktadır. İkisi de aynı anda isimlerini söylerler bu konuşmak için söz alma hamlesidir. Ve “önce sen başla” rutin sözü söylenilir. İlişki başlangıçlarında bir rutin haline gelen bu söz bir çerçeve için gereklidir. İletişimin genel tonuna bakıldığında asimetrik yakınsama iletişim stratejisi gözlemlendiği vurgulanabilir.

Paramparça 22. Bölüm\ Süre: 28.40

Gülseren: Ne oldu çocuklara bir şey mi oldu? Cihan: Yo hayır kimseye bir şey olmadı merak etme herkes iyi birkaç gündür işkilleniyordum bana değişik davranıyordun ben de dayanamadım gittim Deryayla konuştum bana her şeyi anlattı Dilara’nın söylediklerini sizin bana o kumpas kuran kadının ofisine gittiğinizi Gülseren: Evet gittik Cihan: Telefonda bana ilişkimizi neden inkar ediyorsun diyordu duydunuz bilmiyorum çok sinirliydi neden Öyle söylüyor peki sence? Gülseren: Bilmem inkar ettin diye herhalde Cihan: Çünkü kaydediyordu peki ben ne diyordum biliyor musun karşı tarafta kadına iftira dan kumpas kurmakdan her türlü maddi manevi tazminat davası açtım mahkemede beni zor duruma düşürmek için kullanmak için kaydediyordu gülseren ondan öyle konuşuyordu gülseren bir şey söylemeyecek misin ama hata bende kabul ediyorum aramamam gerekirdi ama çok sinirliydim düşünemedim böyle bir şey yapabileceğini bir şey söylemeyecek misin ?

205

Gülseren: Ne söyleyeyim? Cihan: Hani biz içinde yalan dolan olmayan bir hayat kur kuracaktık Gülseren kuşku olmayan şüphe olmayan bir hayat şimdi ne oldu ben sana hiç yalan söylemedim gülseren bundan sonra da söylemeyeceğim. Gülseren: Bak ben sana şunu söyleyeyim sen delikanlı gibi benim bir ilişkim oldu deseydin yani bunu sen söyleseydin bunu senin ağzından duysaydım böyle yapmazdım Cihan: Delireceğim ya böyle bir şey olmadı Gülseren ben böyle bir şey yaşamadım yaşamadığım bir şey niye söyleyeyim yaşamadım yok. Gülseren: Dilara öyle demiyor ama Dilara böyle bir şey oldu diyor. Cihan: Dilara tabii ki yalan söylüyor Gülseren Dilara'yı bilmiyor musun? 50 tane kumpas kurdu sana 50 tane yalan söyledi aramıza açmak istiyor yalan söylüyor tabii ki geçmişte bir ilişkin olduğu konusunda niye yalan söylesin bana mı hilal inanıyorsun Dilara'ya mı inanıyorsun Gülseren Gülseren: Bilmiyorum Cihan: Vay be insanın sevdiği insana kendisini inandırması meğerse ne kadar zormuş ya hiç tahmin etmezdim bu kadar zor olduğunu gülseren sevmek karşındaki insana kendini teslim etmek demek benim için ona güvenmek demek ona inanmak demek sen bana inanmıyorsun bana güvenmiyorsun Gülseren peki peki öyle olsun.

Cihan’ın kötü bir kumpasa alet edilmesiyle Cihan’ın Gülseren’in gözünde kendisini aklamaya çalıştığı bu sahne günlük konuşma ritüelleri boyutunda ele alınmaktadır. Gülseren’in Cihan’a “Bak ben sana şunu söyleyeyim sen delikanlı gibi benim bir ilişkim oldu deseydin yani bunu sen söyleseydin bunu senin ağzından duysaydım böyle yapmazdım” söylemi özellikle sen bana “karşıma çıkıp delikanlı gibi… deseydin” söylemi samimi tartışma için belirli bir kalıp kullanıldığının göstergesidir. Cihan bu duruma itiraz etmektedir çünkü gerçekten öyle bir şey yapmamıştır. Bu sürpriz çerçevesi (Gülseren için beklenmedik bir olay) Cihan’ın Gülseren’i ikna etme çabasıyla mücadele (itiraz) kilidine dönüşmektedir. Genel iletişim stratejisi yakınsama-ıraksama şeklinde ilerlemektedir.

Paramparça 44. Bölüm\ Süre: 1.56.57

206

Cihan: Tülin dışarı çıkar mısın Dilara: ne yapıyorsun Cihan? daha sonra devam ederiz Tülin. Dilara: ne bu tavırlar şimdi? Cihan: seninle konuşmaya geldim dilara Dilara: umarım önce Ozan'la konuşmuşsundur bu okul dondurma işlerini filan Cihan: hayatında kim var Dilara: ne? Cihan: doğru Ozan'la konuştum annemin hayatında biri var baba dedi. Dilara: evet Ozan'la konuşmuşsun Cihan: soruma cevap ver kiminle berabersin? Dilara: cihan bu seni hiç ilgilendirmez bana böyle bir şeyi nasıl sorabilirsin? Cihan: ilgilendirir dilara kiminle birliktesin? Dilara: sana cevap vermek zorunda değilim cihan. Cihan: Çocuklarımı ilgilendiren her şey beni de ilgilendirir o yüzden kiminle berabersin dilara dilara bir daha söylüyorum çocuklarıma ilgilendiren şey beni de ilgilendirir kiminle berabersin? Dilara: sana cevap vermek zorunda değilim. Cihan: Zorundasın Dilara sen Ozan’ın oğlunun gözünde ne hale düştüğünün farkında mısın dilara? ne işler çeviriyorsun dilara ne yapıyorsun? Dilara: Sen Gülseren’le aylardır gizli kapaklı işler çevir benden boşanmadan birlikte olun şimdi kalkmış bana soru mu soruyorsun? Cihan: Dilara ben Gülseren’i kimseden saklamadım yalan söylemedim herkesin ortasında söyle ne düşünüyorsan. Dilara: hahahahaha Cihan gerçekten çok komiksin savunmam bu mu şimdi? Cihan: bak ben Gülseren’le onca zaman bir kere geceyi dışarda geçirmedim sen geceyi dışarda geçiriyormuşsun kiminle berabersin Dilara? Dilara: Cihan kendine gel! Cihan: bak dilara tamam biz boşandık tabii ki istediğin gibi yaşayabilirsin mutlu olmak senin de hakkın bir beraberliğin olabilir, evlenebilirsin normal ama böyle olmaz önce çocuklarınla bir tanıştırmam lazım sonra bunun ismini bir koyman lazım yaşadığın her ne ise böyle gizli kapaklı saçma sapan olmuyor dilara sen bir annesin unutma! Dilara: sen benim anneliğimi sorgulayamazsın bana ahlak dersi de veremezsin Cihan: ben sana ahlak dersi vermiyorum seni sadece uyarıyorum dikkatli ol senin çoluk çocuğun var kiminle birliktesin? Dilara: cihan dışarı çıkar mısın?

Bu sekans daha önceki birçok gündelik tartışma sahnelerinin benzeri bir sahnedir. Cihan burada Dilara’nın anne olduğunu gizli kapaklı ilişkiler içinde bulunamayacağını bir toplumsal tabu şeklinde vurgulamaktadır. Her ne kadar modern bir aile ilişkisi sergileseler de iş aile rollerine geldiğinde durum değişmekte ve toplumsal norm ve değer yargıları ve şemalar devreye girmektedir. Ciddiyet ana çerçevesi mücadele(itiraz) kilidi ile yeniden zeminlendirilmektedir. Simetrik ıraksama iletişim stratejisi her iki karakterde de gözlemlenmektedir.

207

Paramparça 45. Bölüm\ Süre: 1.03.20

Dilara: Cihan ben saklamıyorum zaten evet biriyle birlikteyim Cihan: ne kadar zamandır? Dilara: bunun ne önemi var var ha anladım boşanmadan önce mi birlikte olduk diye soracaksın neyi merak ettiğini de biliyorum seninle nikahlı iken sana sadık kalıp kalmadığımı merak ediyorsun Cihan: sana güveniyorum ama insanın aklından geçiyor işte çünkü ben sana sadıktım Dilara: yapma allah aşkına Cihan: dilara evet ben seninle birlikteyken bir başka kadına aşık oldum ama boşanana kadar asla onunla birlikte olmadım asla Dilara: O eminim hı hı Cihan: bana inanmak bu kadar mı zor dilara 20 yıl geçirdik birlikte benim kendisine saygısı olan bir adam olduğunu bilmiyor musun? kuşkun mu var? Dilara: tamam haklısın yok kuşkum Her ne kadar benimle evli iken bir başkasına aşık olup beni çok yaralamış olsan da sana inanıyorum Cihan: sağ ol dinliyorum cevap bekliyorum senin cevabın benim için de geçerli peki devam et Dilara: öyle bakma lütfen biz ciddiyiz evlenmeyi düşünüyoruz bana evlenme teklif etti ben de kabul ettim Cihan: Pekala çocukların haberi var mı? biliyorlar mı? Dilara: Hayır yok. Önce seninle görüşmek istedim ben Cihan: peki teşekkür ederim haber verdiğin için konuştuğun için kim? Dilara: Aslında tanıyorsun Cihan. Cihan: Ne tanıdığım biri yani tanıdığım biri bu da güzel bravo. Peki kim? (Telefon gelir) Yaşıyor mu oğlum oğlum yaşıyor mu Cihan ne oldu oğlumuz ölmüş mü?

Bu sahnede günlük konuşma ritüelleri çocuklar öne atılarak vurgulanmaktadır. Ciddiyet ana çerçevesi yeniden kilitleme ile ikna ana çerçevesine çevrilmektedir. Günlük konuşma ritüellerinde Cihan’ın sözlerinden aşık olmak değil yalnızca evliyken fiziki birliktelik aldatmak sayılmakta olduğu anlaşılmaktadır. Bu şekilde bir topluma yargı sunulmaktadır. Asimetrik yakınsama iletişim stratejisi kullanılmaktadır.

208

Paramparça 46. Bölüm\ Süre: 5.45

Cihan: Tamamen barıştık değil mi? Gülseren: O zaman verir miydim kimlik bilgilerimi sana? Cihan: doğru mesajımı aldın mı? Gülseren: şimdi aldım Cihan: ne kadar yakışıyoruz birbirimize değil mi? Gülseren: ama ben daha güzelim Cihan: haha doğru güzelsin evet güzel olmasan seninle evlenir miydim? Gülseren: a güzelim diye mi Evleniyorsun benimle? Cihan: sana yakışmasaydım sen benle evlenir miydin? Gülseren: tabi ben zarfa bakmam içindekine bakarım Cihan: ben zarfa da bakarım içindekiler içindeki mektuba da bakarım o yüzden karar verdim seninle evlenmeye Gülseren: cihan seni çok seviyorum ben de seni seviyorum Gülseren. Cihan: tamam bunu konuştuk güzel ama bir daha böyle küsmeyelim kavga etmeyelim olur mu? Gülseren:küsmiycem konuştuk ya ama bak sana söz verdim benim işime gücüme karışmayacaksın. Cihan: ben öyle bir söz vermedim, vermiyorum Gülseren: cihannnnn!!! Cihan: tamam evlenince kadar karışmayacağım ona söz verebilirim. şubatın cumartesi uygunmu senin için? Gülseren: Nikah için mi? Cihan: hayır düğün için Gülseren: ne düğünü düğün mü yapacağız? Cihan: tabii ki düğün yapacağız Gülseren:Ay kaç yaşında çocuklarımız var olur mu öyle şey Cihan: olsun işte ne güzel çocuklarımız eğlenirler düğünümüzde Gülseren: şaka yapıyorsun herhalde Cihan: vallahi şaka yapmıyorum düğün dernek evlenmek istiyorum Gülseren: kazık kadar insanlarız olur mu öyle şey ben utanırım Cihan: niye utanıyorsun ayıp mı düğün yapmak? Gülseren: ya bak canım benim tamam 20 yaşında olsak olurdu şimdi böyle olmaz yani Cihan: daha genciz çocuğumuz olacak ya ha bu arada en güzel gelinliği al oldu mu o senin patronun var Çiğdem hanım var ya o sana fikir verir Gülseren: ben böyle beyaz bir elbise giyerim diye düşünüyordum Cihan: hayır gelinlik giy lütfen ben telli duvaklı görmek istiyorum seni Gülseren: cihan abartiyorsun ama neyse tamam meşgul etmiyim seni Cihan: akşam ilgili ayrıntıları konuşuruz olur mu? Gülseren: tamam Cihan: tamam hadi konuşuruz

209

Bu bölümden önce Ozan’ın kaza geçirmesi üzerine Dilara ve Cihan kriz anında birbirlerine kenetlenmişlerdir. Kriz ritüelleri eski çağlarda deprem, sel felaketi gibi doğa olaylarını kapsamakta iken ilişkisel ritüellerde ilişkinin kritik anlarını ve seyrini değiştiren olayları yansıtmaktadır.427 Bu bağlamda kötüye giden ilişki böyle bir durumla Cihan ile Dilara’nın birbirlerine kenetlenmelerini sağlamaktadır. Gülseren hastaneye geçmiş olsun dilemek için gittiğinde Cihan ve Dilara’nın birbirlerine sarıldıklarını görür ve bu durum Cihan ile ilişkilerinde geri adım atmasına sebep olur. Bu sebeple birkaç gün konuşmazlar. Birkaç gün sonra Cihan evlilik başvurusu için ikisinin fotoğrafını çekip Gülseren’e gönderir ve telefonla arar. Altı çizili olan cümlelerde Cihan’ın düğün konusunda şaka yapmadığını (ciddiyet çerçevesi) ve kilit ayarı ile(50’li yaşlarda da düğün yapılabilir) yeniden zeminlendirme (ayıp bir şey utanılacak bir şey değil biz henüz genciz daha çocuğumuz olacak) sözleri ile günlük konuşma ritüeline ait bir söylemle düşüncesini çerçevelemektedir. Bu çerçeve herhangi bir mücadele ve itiraz doğurmadığından konuşma hızı, ifade mesafesi, kendini açma davranışı ön planda olduğundan dolayı simetrik bir yakınsama davranışının varlığından söz edilebilmektedir. Paramparça 52. Bölüm\ Süre: 51.54

Cihan:Yattı mı? Dilara: yani bilmiyorum ki çocuk çok tuhaf yatmadı yatacağını söyledi pijamalarını filanda giymedi Cansu'da iyi değil Cihan:evet baktın mı sen? Dilara: baktın Hazal'a Cihan:Ozan'ın odasını hazırladın değil mi oraya hazırladın Dilara: o zaman O zaman zaten gelmiyorsun zamandır biliyorsun cihan sen nasılsın Cihan:çok kötüyüm dilara iyi değilim inanamıyorum gerçekten o kadar üzgünüm ki çok şaşkınım yani ben ben de inanamıyorum sanki birazdan bana seslenecek çıkıp gelecek gibi ne istediğimi de bilmiyorum anlayamıyorum çokta

427 Kasım Karaman, Ritüellerin Toplumsal Etkileri, SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Mayıs, 2010, Sayı:21, s.232.

210

Dilara: böyle bir şey nasıl olabilir yani kim bu kadın delirmek üzereyim nasıl o zaman böyle bir kısımda ilişki içinde olabilir anlamıyorum Cihan: görüşmeyeceksin o kadını dedim dilara ne kadar dinler bilmiyorum Dilara: karşımıza alıp ciddi ciddi konuşmamız lazım Cihan: benim şu an hiçbirşey konuşacak halim yok Dilara: diyorum sen bir Toparlan çocuklar Toparlansın kendine gel ondan sonra dışarı çıkacağım dedi biraz yalnız kalmak istiyor herhalde kafasını toplamak ise oda iyidir Cihan: inşallah o kadına gitmemiştir Dilara: o kadına mı gitmiş bilmiyorum yapacak bir şey yok cihan Kocaman adam zincire vuracak değiliz Cihan: dilara ben iyi değilim Dilara: biraz dinlen cihan ne olur

Paramparça dizisinin bu sekansında günlük konuşma ritüelleri yine ağırlıklı olarak çocuklar ile ilgilidir. Sürpriz çerçevesi (beklenmedik bir olayın gerçekleşmesi sonucu) yeniden zeminlendirme ile ciddiyet çerçevesine dönüşmektedir. Simetrik yakınsama davranışı ağırlıklı olarak gözlemlenmektedir.

Paramparça 93. Bölüm\ Süre: 31.51

Cihan: Uyuyakalmışım özür dilerim. Dilara: Niye özür diliyorsun Cihan iyi ki kalmışsın gecenin bir körü gitmemişsin Cihan: Gidecek halde değildim zaten Dilara: Yemişsin yemeğini Cihan: Ne ara yedim hatırlamıyorum vallahi sağ ol eline sağlık. Dilara: Afiyet olsun. İyi uyuyabildin mi? Cihan: Uyudum uyudum bayılmışım iyiki burada kaldım Dilara: Cihan ben de senin sayende ilk defa iyi bir uyku uyudum Cihan: Nasıl uyuyamıyor musun geceleri? Dilara: Uyuyamıyorum cihan sen buradasın diye güvende uyudum. Cihan: Dilara biliyorsun bir telefonla yanındayım her zaman da öyle olacağım. Dilara: Cihan her şey için teşekkür ederim ama daha fazla sana yük olmak istemiyorum. Cihan: Allah aşkına sen her zaman ayaklarının üzerinde dimdik duran bir kadın oldun Dilara her zaman güçlüydün şimdi sarsıldın biraz ben de sana destek oluyorum o kadar. Dilara: Biliyorum her zaman yanımızdaydın zaten onca şey yaşadık ama hiçbir zaman kopmadık. Cihan: Kopamayız Dilara hiçbir zaman çocuklarımız var. Dilara: Acıktın mı? Emine hanım sana pişi yaptı hadi kahvaltı edelim. Cihan: Vay pişi mi yaptı unutmamış tamam sen çık geliyorum. Dilara: tamam Emine Hanım: Afiyet olsun Cihan bey. Cihan: Emine hanım unutmamışsınız.

211

Emine Hanım: Dilara hanım burada olduğunuzu söyleyince hemen pişi yapayım dedim siz seversiniz Cihan: Teşekkür ederiz Emine Hanım: Unutur muyum yıllarca her pazar yaptım size. Cihan: Evet her Pazar da dilara’dan papara yedik karbonhidrat karbonhidrat yemeyin. Emine Hanım: Afiyet olsun Cihan: Sağ ol Cansu uyanmadın mı hala? Dilara: Alaz ile beraber hala uyuyorlar istersen kaldırayım. Cihan: Ay yok uyusunlar o zaman nasıl Cansu ile birlikte mi yattılar? Dilara: Evet dün Cansu kendi yatağında Alaz’a masal okuyordu uyuya kalmışlar ben de kaldırmadım Cihan: Eskiden izin vermezdin öyle şeylere? Dilara: Evet vermezdim ama keşke verseymişim artık dokunmuyorum. Cihan: Cansu'nun uykuları nasıl uyuyabiliyor mu geceleri? Dilara: Uyuyor galiba iyi gibi görünüyor ben de anlamıyorum ki Cihan Cansu ketum biliyorsun hiçbir şey anlamıyorum artık. Cihan: Bu arada Deniz Amerika'da iş bulmuş sesi iyi geliyordu. Dilara: Niye o kadar uzağa gitmiş burada iyi iş yok mu kızımızdan uzaklaşmak için mi oraya gitmiş? Cihan: Deniz’i suçlama lütfen. Dilara: Nasıl suçlama Cihan? Cihan: Ya iyi bir iş bulmuş gitmiş çocuk Allah Allah Dilara. Dilara: Cansu onun yüzünden ilaç içti. Cansu' ya bir şey olabilirdi niye hala onu savunuyorsun Cihan: Cansu onun için ilaç içmedi o getirdiğiniz bebek yüzünden yaptı ve Deniz’in gidişi bunu tetikledi biliyorsun. Dilara: Biraz tetikledi Cihan: Ne yapsın çocuk dayanamadı yapacak bir şey yok. Dilara: Ben anlayamıyorum dayanamadı diye bir şey yok Cihan. Biz dayanıyoruz sen yanımızdasın gitmedin. Cihan: Gittim ben de gittim Dilara gittim gitmez olaydım bedelini çok ağır ödedim keşke gitmeseydim Deniz de bir gün fark edecek hatasını bedelini ödeyecektir. Bu farklı Deniz kötü bir çocuk değil Cansu hasta Dilara. Dilara: Hasta iyileşecek Cihan sen de biliyorsun. Cihan: İnşallah tez zamanda.

Bu sekansta Cihan sevdiği için Pazar kahvaltısında pişi yapılması, Cihan’ın Dilara’nın taklidini yaparak karbonhidrat karbonhidrat yemeyin deyişi günlük zamanda yapılan ilişkisel ritüeller kategorisine girmektedir. Ciddiyet teknit okuma kilidi ile hüner ana çerçevesine dönüştürülmektedir. Bunu Dilara’nın Cihan’a Deniz’i kastederek sen kaçtın mı zorda kalında hep yanımızda arkamızda oldun diyerek onu yüceltmesinden anlamaktayız. Genel iletişim tonu asimetrik yakınsama şeklinde ilerlemektedir. Zaman zaman birbirlerine hak verseler de eşit uzaklıkta yaklaşma gözlemlenmemektedir.

212

Aşk Yeniden 1. Bölüm\ Süre: 1.02.51

Ailecek sofrada oturmaktayken Zeynep ve Fatih içeri girer ve bebek Selim’in ismini söylemektedirler. Bunu duyan babaanne, Fatih ve Zeynep birlikte karar verip büyükbabasının adını bebeğe verdiklerini düşünürler, bir anda yelkenler suya iner ve Zeynep’e sempati duymaya başlamaktadır. Rastlantı çerçevesi ikna kilidi ile hüner çerçevesine dönüşmektedir. Ailenin Zeynep’e ısınmasının bir dönüm noktasıdır. Asimetrik yakınsama iletişim stratejisi ağırlıklı olarak gözlemlenmektedir.

Aşk Yeniden 1. Bölüm\ Süre:1.20.30

Mukaddes: Ben insanlara ne diyeceğim? Fehmi: Hangi konuda? Mukaddes: Hangi konuda olacak tabi ki Fatih’in evliliği konusunda Fehmi: Bak dersin ki oğlumuz fıstık gibi bir kızla evlendi. Bir de çocuk yaptılar üstüne bir de dedesinin adını verdi. Mukaddes: Ne kadar rahatsın Fehmi. Fehmi: Ya sen bunu kendi kendine hazmet. Bu saatte uğraşamam.

Paramparçada Dilara’nın cemiyet hayatına göre davranıp sahnelere oynaması gibi bu dizide de Mukaddes elalem derdindedir. Fatih’in basit, eğitimsiz, aileye

213 yakışmayan bir kız ile evlenmesini bir türlü hazmedememektedir. Beceriksizlik ahmaklık ana çerçevesi itiraz kilidi ile hüner çerçevesine dönüştürülmektedir. Asimetrik ıraksama genel iletişim tonunu oluşturmaktadır.

Aşk Yeniden 5. Bölüm\ Süre: 15.45.

Orhan: Babalara geldik deyimini kullanır. Harbiden babalara geldik ya. İki babanın savaşının arasında kaldım. Selin: Sakinleşecekler… (teknik okuma) sadece bu iki çift gerçek anlamını biliyor. Bu sahne özellikle babalara geldik deyimi ile günlük konuşma ritüelleri içinde ele alınmaktadır günlük zamanda babalara geldik deyimi istenmeyen, kötü bir durumla karşı karşıya kalmak anlamına gelmektedir ancak her iki ailenin babalarının husumeti yüzünden zorluğa göğüs gerçek zorunda kalan Orhan gerçek anlamda “babalara geldik” deyimini kullanmaktadır. Teknik okuma kilidi kullanılmaktadır ve simetrik yakınsama iletişim stratejisi sahneye hakim olmaktadır.

Aşk Yeniden 6. Bölüm\ Süre: 25.33

Zeynep:Tamam benim babam beni herkes biliyor bunu peki ya senin baban nasıl yapar böyle bir şey baban ya ya benimkide değil ama seninki de çok oldu yani allah allah ya Allah Allah Fatih: ne ya Allah Allah beni denize attı torununu kaçırdı kız kardeşimi kaçırdı annemi bile deniz attı yok bize imam iki hakkıydı Orhan'ı zorla bizim eve getirtti yani babamın da bir sınırı var taştı

214

Zeynep: Adamcağız ne yapsın yani kızını korumaya çalışıyor tamam tamam o zaman ben de ben de senin anneni şikayet edeyim Fatih: ne sebepten Zeynep: annene hakaret davası açacağım evet bana servet avcısı dedi paçoz dedi aileme soysuzlar çetesi dedi Fatih: Allahım Ya Rabbim Zeynep: Ya gülme ya böyle güleceğine babamı nasıl kurtaracaksın onu düşün Fatih: tamam merak etme ben halledeceğim Zeynep: nasıl halledeceksin saat yok ya sen neyi hallettin ki bunu halledecek Fatih: neyi halletmedim zeynep şunu söyle dön de bir düşün neyi halletmedim neyi halletmedim Zeynep: ha teşekkürler süpermen Fatih: bir şey değil

Bu sahne özellikle sen dili hakim olduğunda ve aileleri şikayet devreye girdiğinde her iki tarafın da savunmaya geçtiğini gösteren sahnedir. Normal zamanda güzel ve akış içinde geçen sohbet benim ailen senin ailen davası olduğunda taraflar ailelerini savunma ve korumaya geçmektedir. Mücadele (itiraz) çerçevesi hakimdir ve simetrik ıraksama iletişim stratejisi ağırlıklı olarak gözlemlenmektedir.

Aşk Yeniden 6. Bölüm\ Süre:34.35-36.08

Fatih: Ne eee zeynep bakma bana öyle lisedeki kız arkadaşlarımın baktığı gibi öyle trip münip anlamam ben yani ne diyorsan direk yüzüme söyle Zeynep: Fatih ne trip atacağım sana ya babamla ne konuştunuz onu merak ediyorum anlatırsın diye bekledim ama yok yok canım söyler Fatih: yani zeynep'e iyi bak o artık sana emanet falan dedi yani Zeynep: bak bakayım bana yalan söyleyemiyorum biliyorsun değil mi Zeynep: Fatih dudakların böyle oluyor ne oluyor ya böyle oluyordu da Fatih: söyle ne yalan söyle ya ne kadar büyük bir yolun ortasında olduğumu uzun farkında mısın sen Zeynep: o başka Fatih: neyi başka Zeynep: o başka bu başka bak herkesi kandırabilirsin ama beni kandıramazsın Fatih:ya zeynep sana niye yalan söyleyim vallahi bilmiyorum Zeynep: yani düşmanken böyle bir anda sevgi pıtırcığı olmanızı anlamadı Fatih: yok ya vallahi yalan söylemiyorum of of bıktım ya vallahi ya bıktım bir yalan söyledik başımıza gelmeyen kalmadı şu halimize bak işin içinden çıkamıyoruz artık kaçırmalar kovalamalar oraya git buraya git bir duramıyoruz ya film gibi bir şey oldu bu resmen zeynep sen balayına gidelim mi Zeynep: ne Fat,h: honey moon. Zeynep: ben ne diyorum sen ne diyorsun ya

215

Bu sekansta Zeynep Fatih’e yalan söyleyemiyorsun yalan söyleyince dudakların( dudaklarını büzüp) böyle oluyor der. Zeynep Fatih’in kendisine özgü dudak hareketinden yalan söylediğini fark etmektedir. Genel çerçeve mücadele (itiraz) kilidi kullanılmaktadır. Simetrik ıraksama iletişim stratejisini oluşturmaktadır.

Aşk yeniden 7. Bölüm\ Süre: 17.15

Zeynep: Ya ne yaptığını sanıyorsun Fatih ya Fatih: neyi de yaptığımı zannediyorum adam tutmuş Ali'nin ne yapayım Zeynep: sanane bu benim meselem bunu ben halledeceğim demedin mi sana Fatih: ya içim gıcırdadı kimse benim karıma dokunamaz Zeynep: bak yine aynı şeyi yapıyorsun bak karım falan diyorsun unutma biz seninle evli değil değiliz evli değiliz Fatih: biliyorum ama tutamadım kendime hakim olamadım ne yapayım Zeynep: ya bağırma bana Fatih: sen de bana bağırma Zeynep: allah allah hayır ya ben net bir şekilde tavrımı koymuşum gelmişsin bir de orada gövde gösterisi yapıyorsa erkek değil misiniz hepiniz aynısınız işte bir kollama bir sahip çıkma bana bak Fatih Bu benim hayatım ve buna karışmaya hakkın yok anladın mı bunu unutma.

Bu sahnede Ertan yani Selim’in babası çıkagelir Amerika’dan ve Zeynep ile konuşmak ister Zeynep bunu kabul eder. Ertan kendini affettirmeye çalışır pişman olduğunu yeniden başlamak istediğini söyler. Dışarıdan bu yakınlaşma çabalarına tanık olan Fatih gelip Ertan’a kızar “Karım o benim” diye söyler. Zeynep de ikisinin işine ve konuşmalarına karıştığı için Fatih’e kızar. “Biz evli değiliz bu benim hayatım ve senin benim hayatıma karışmaya hakkın yok” diyerek Fatih’in kendi üzerinde hegemonya kurmasına engel olur. Beceriksizlik teknik okuma ile hüner çerçevesine dönüştürülmektedir. İletişim tonu simetrik ıraksamadır. Her iki tarafın da düşünceleri birbirine zıt olduğu için birbirlerinden ayrı iletişim davranışları sergilemektedirler.

216

Aşk Yeniden 7. Bölüm\ Süre: 1.18.02

Fadik: Bu benim çocukluk emektarım Zeynep: Ya ne güzel böyle çocukluklarınla kaynaştın falan. Fadik: çok sevindim senin için ya güzelim biz muhasebe yapmıyor muyuz alsana abaküs Fatih'in artılarını altının artılarını hesaplıyoruz Fadik: çok güzel zeynep raporu da çıkartırız. Zeynep: bakarız tada mıyım zararda mıyım? Fadik: Hazır mısın başlıyorum. Zeynep: Hazırım başlayalım şimdi Fatih bir kere kibar adam evet Ertan değil sana attığı tekmeyi hala unutmadım ben Fatih'e bir boncuk verdim iki Fatih böyle bildiğin yakışıklı tatlım Zeynep: Ertan? Fadik: Tamam Ertan da yakışıklı ikisine de birer boncuk. Üç Fatih senden gerçekten hoşlanıyor Ertan, Ertan sana aşıkken bile korkağın teki seni yarı yolda bıraktı kızım bak bunları unutma. Ben kanaat notunu da boncuğumu da Fatih'e veriyorum. Dört Fatih seni gerçekten çok seviyor çok seviyor çok Ertan Selim'i senin karnında bile kabul etmedi ben bunun için Fatih'e iki boncuk vereceğim. Zeynep: Bir dakika bir dakika şike yapma bir boncuk. Fadik: Ya tamam tamam kaçtım ben? Zeynep: Beş’tesin. Fadik: beş Fatih işinde başarılı çalışkan bir adam ayten ayten işi bile yok alsana bir boncuk daha gelelim en önemlisi altıya Fatih Şevket reisin bütün sınavlarından başarıyla geçe bir de şu ana kadar Ertan Ertan direk diskalifiye Şevket reisi görünce bak nasıl topladı topu hatırla ve bir alamet eder daha var canım benim yedi Fatih yalnız destan Karun kadar zengin Ertan Ertan Meteliğe kurşun atıyor ben bunun için far Fatih iki boncuk veririm Zeynep: ya saçmalama ya bunların benim için önemi yok Fadik: Tamam geri alıyorum ben bunu ama neyse zaten adam bayağı bir farkla önde ben sana skorunu söyliyim mi Fatih Şekerspor yedi Ertan idman yurdu bir yani o zaman Fatih şekerci zade Zeynep: Ya o da beni bekliyordu böyle kollarını açmış zeynep bana keşke gelseydi Fadik: Saçmalama ya çocuk sana hasta ya hasta hasta Zeynep: hasta da iyileşmiştir bugün Fadik: Zeynep bundan sonra her zaman ama her zaman Fatih'e böyle gülen gözlerle bakacaksın Zeynep: tamam hatta böyle 32 diş bile gülümseyebilirim Fadik: ya zeynep seni hiçbir kurala falan ihtiyacın yok ya kızım sen bu çocuğa sırılsıklam aşık olmuşsun kendini bırak gitsin şu çocuğa ne olacaksa olsun Bu bölümde Zeynep ile Fatih’in araları bozuktur. Buna el atan çocukluk arkadaşı Fadik Zeynep’e destek olmaktadır. Eline aldığı abaküs ile eski sevgilisi Ertan ve Fatih’i karşılaştırarak her bir artı özellik için bir boncukseçmektedir. Bu söylemlere göre, ideal erkek 1) kibar, 2) yakışıklı, 3) sevdiğinden gerçekten hoşlanması, 4) Çocuğuna iyi baba

217 olması, 5)Babanın bütün sınavlarından geçmesi, 6) Karun kadar zengin olması = ideal erkektir mesajı verilmesi. Çerçeve olarak Zeynep’in Fatih’e karşı olan inatçı tutumu çerçevenin ciddiyet boyutunu oluşturmakta iken arkadaşı Fadik tarafından kilit ayarı yapılmaktadır. Bu çerçeve “ O senin düşündüğün gibi değil doğrusu bu” söylemine eşdeğerdir. Fadik, şemaları teknik okumadan faydalanarak değiştirmektedir. İletişim tonu zaman zaman yakınsama ıraksama zaman zaman simetrik yakınsama şeklinde ilerlemektedir. Çünkü zaman zaman Fadik Zeynep’le hemfikir olur iken zaman zaman Zeynep Fadik’e ıraksama stratejisi kullanmaktadır.

Aşk Yeniden 7. Bölüm\ Süre: 1.21.31.

Mete: Neymiş o ateşi çek bırak yöntemi Fatih: ne bırak Mete: Çek bırak en çok istenilen yöntem bu dünyada tamam mı çek bırak sen kızı hep çekmişsin ama hiç bırakmamışsın. Mete: Kural bir Zeynep'ten uzak duracaksın Fatih: Şu an şart mı? Mete: evet şart Zeynep'ten uzak duracaksın neymiş kural bir? Fatih: Zeynep'ten uzak duracağım Mete: Kural iki Selim’e yakın duracaksın. Fatih: Nasıl yakın olacağım nasıl yapacağım onu? Mete: Yani çocuğun hayatıyla ilgileneceksin bin tane trip atmaktan da taş atmaktan da vazgeçeceksin Fatih: Tamam taşlamayacağım hayatı ile ilgili sorular soracağım hatta ona böyle küçük süprizler bile yapabilirim. Mete: Aferim artık sürpriz müpriz yapma Don Juan gibi davranmaktan artık romantik bir realist olacaksın Fatih: Ne romantik olacağım? zaten realistim ben coolum Mete: bravo bravo altın kelime bul cool olmak artık öyle uzun cümleler kurmak yok net kısa cümleler kuracaksın en önemlisi gizemini koruyacaksın. Mete: İşte bu işte bu bravo Fatih: Kanka ya bu kadar bu kadar cool olmak şart mı?

Bu sahnede de Fatih’in arkadaşı Fatih’e Zeynep’i kazanma yollarını anlatmaktadır bu bağlamda kız tavlama ritüellerine dair bazı yöntemler sunmaktadır. Bir

218 kızı tavlamak için -önce kızı kazanma sonra ilgiyi geri çekme- yöntemi kullanılması gerektiğine dair ipuçları sunmaktadır. Bu kural ilk önce yakın davranıp kızı kazanmak sonra kızdan uzak durup havalı olmayı gerektirmektedir. Taktik olarak da kısa cümleler kurması gerektiği, sürprizler yapmaması gerektiği ve gizemi korunması gerektiği yönünde mesajlar vermektedir. Burada çerçeve Fatih’in Zeynep’i elinde tutamaması beceriksizlik ahmaklık ana çerçevesi olarak gösterilmekte iken Mete Fatih’in kızı elinde tutması üzerine kilit ayarı yaparak hüner çerçevesine dönüştürülmektedir. İletişim stratejisi asimetrik yakınsamadır. Fatih zaman zaman arkadaşının söylediklerine uyarken zaman zaman onun istediği cevapları ve davranışları tam olarak yerine getirememektedir.

Aşk Yeniden 11. Bölüm\ Süre: 1.20.35

Fatih: Zeynep nefes al bir Zeynep: Fatih ben çok gerildim ya çok gerildim Fatih: Allah Allah niye gerginsin işte adama haddini bildirmişsin. Zeynep: Evet haddini bildirdim ama ben onun haddini bildirince o da 1 milyon dolarlık sözleşmesini fes etti. Fatih: Yani Zeynep sen çalışmasan mı bak sen evde otur evinin kadını ol oğlumuza bak ne bileyim yemek falan yap annemle aranızı düzeltmeye bakarsın falan ha Zeynep: Sen benimle dalga mı geçiyorsun sen ciddi misin ya yani tek derdi çocuk bakmak olan bir kadın mı olayım evde oturup? Fatih: Hayır sana ters psikoloji yapmaya çalışıyorum annemi de olaya o yüzden dahil ettim yapma tamam gerçek kendi fikrimi söyliyim mi? Zeynep: Gerçekten söyleyeceksen söyle. Fatih: Sen çok güçlü bir kadınsın sen ki derin Şevket'i reis babamı dize getirmiş bir insansın yani sen bu aklınla zekanla tereyağından kıl çeker gibi her işin altından kalkarsın Zeynep. Zeynep: Aslında evet yani bir şeyler yapabilirim ama nasıl yapacağım Fatih ben daha 1 milyon $ kaç para eder onu bile bilmiyorum. Fatih: Yok ya vazgeçtim sen evde otur babaannem ile örgü mörgü örerek Haroşa Selanik falan takılırsınız öyle ya Zeynep: Fatih ben ne yapacağım ya of ya

219

Fatih: Tamam gel gel gel Zeynep: Ben ne ara bu kadar beceriksiz bir kadın oldum ya Fatih: Bilmem ben de anlamadım Zeynep: Bu ev vurdu beni evet ben her şeyi halledeceğim merak etme halledeceğim merak etme Fatih.

Bu sahnede Zeynep işe başladığı ilk gün çok önemli ve maddi anlamda şirkete çok para kazandıracak biriyle sözleşmeyi feshetmiştir. Bunun üzerine beceriksizliği yüzünden çok morali bozulmuştur. İş ortamında başarılı olamayacağını düşünmektedir. Fatih önce teselli eder başaracağına inandığını sözler söyleyerek Zeynep’i avutur sonra da Yok ya vazgeçtim sen evde otur babaannem ile örgü mörgü örerek Haroşa Selanik falan takılırsınız öyle ya”sözünü söylemektedir. Ana çerçeve beceriksizlik ahmaklık iken yeniden kilitleme ile hüner çerçevesine dönüştürülmeye çalışılmaktadır. Fatih Zeynep’in inatçı ve ters psikoloji ile harekete geçecek bir kız olduğunu bilir ve onun motivasyonunu yerine getirmek için onu hırslandıracak sözler söylemektedir. Genel iletişim tonu simetrik yakınsama şeklinde ilerlemektedir. Zeynep kendini açma davranışı göstermektedir bilgi yoğunluğu ve konuşma hızı Fatih’inkinden fazladır ancak Fatih onu uyararak iletişimi simetrik hale getirmektedir.

Aşk Yeniden 29. Bölüm \ Süre: 48.32-55.40

Şevket Reis: Madem kızımızın kahvelerini de içtik ha şimdi geri ziyaretimizin sebebi hikmetini Allahın izni peygamberin kavli ile kızımızı Orhan oğlumuzu istemeye geldik. Mukaddes: Gençler zaten birbirlerini sevmişler bundan sonra bizim diyebileceğimiz bir şey yok amca boşver sevmişler Fehmi: Şevket Bey'in söylediği gibi gençler birbirini sevmişler beğenmişler bize de Allah mesud etsin demek gerekeni de yapmak düşer

 Ters psikoloji, karşı tarafın yapmasını istediğimiz bir davranışı, sanki bunun aksini istiyormuşuz gibi davranarak veya konuşarak karşı tarafa yaptırma olayıdır.(-, http://www.psikologankara.net/ters-psikolojiyi-nasil-uygularsiniz.html, Erişim Tarihi: 28.09.2017

220

Mukaddes: Teyze ağzını yıkama biz çoktan verdik Fehmi: Ama yine de adet yerini bulsun diye Selin'e de sormak lazım tabi evet kızım söyle bakalım sen ne düşünüyorsun? Mukaddes: Ben ben dünden razıyım ya Fehmi Bey beni de ver Fehmi: Kızımızın fikrini de aldığınıza göre son sözü söylemek bana düşer verdim gitti Mukaddes: Beni de ver o zaman ne duruyorsunuz çocuklar kalkın büyüklerimizin ellerini öpün. Orhan’ın yengesi: Şimdi hiç utanma arlanma kalmamış ha kız ama bizim zamanımızda öyle miydi babamız bize sordu mu biz utancımızdan başımızı öne eğerdik.

Günlük konuşma ritüellerinde bu sahne kız isteme töreni içerisinde geçmektedir. Orhan’ı damadı olarak bir türlü kabul edemeyen Mukaddes hanıma sakinleştirici ilaç içirmişlerdir. Bunun sonucunda da Mukaddes hanım melek gibi, her şeye ılımlı yaklaşan bir kadın haline gelmektedir. Orhan’ın yengesi bir kilit ayarı yapıp bu zamane gençliğinde utanma arlanma kalmadığını kilit ayarı çerçevesi ile göstermektedir. Simetrik sürerlik iletişim stratejisi hakimdir.

Kara Para Aşk 3. Bölüm\ Süre: 3.40

Elif: Sakın bana bu uçuşta tesadüfen bulunduğunu söyleme inanmam Ömer: Ama lütfen insanları rahatsız ediyorsunuz Elif: Kusura bakmayın hocam Uçakta bir beyefendi: Estağfurullah lütfen Elif: kusura bakmayın yani beyefendinin kendisiyle konuşacaklarımız var da sizde bu sırada Business Class’ta oturmak ister misiniz yani hemen şu perdenin arkasında şarap servisi de var burada ayrıca.. Beyefendi: Ben yeşilaycıyım. Elif: Meyve suyu da var orada yani yersiniz içersiniz iki buçuk saatin nasıl geçtiğini bile anlamazsınız koltuklar da çok rahat, daha geniş, ayaklarınızı da uzatırsınız, inanmazsınız kolçakları bile buradan daha rahat Ömer: İyi teklif hocam Beyefendi: Pekala Elif: İyi yolculuklar Elif: Anlat Ömer: Yani reklam sektörüne girsen yeni bir kariyer edinebilirsin hamur var sen de bence bunu bir düşün Elif: Dinliyorum neden Roma'ya gidiyorsun? Ömer: Seninle aynı nedenle, yani elmaslar

221

Elif: Bir de şu ifade.. Ömer: Ben aldım cevabımı ha bu arada Roma'ya gitme fikrim demek ki kafana yattı çok çaktırmıyorsun ama arada söz dinliyorsun bence bu iyi bir şey Elif: Sizin emniyet şikayetleri çok ciddiye almıyor galiba seni görmekten sıkıldım Ömer: O ali amir mevzusunu hiç açmayalım çünkü üzülüyorum üzüldüğüm zamanda canım sana hiç yardım etmek istemiyor Elif: etme zaten etme Ömer: Emin misin? Elif: Aynen öyle. Ömer: Mesela elmasları bulmak için bir fikrin var mı? Ben de öyle düşünmüştüm. Elmasları bulmak için bir fikrin yok olsaydı zaten İstanbul'da bir şekilde yol alırdın ama bana bak öyle ya da böyle iki tane sahte elmas buldum sen sıfır bak kabul et artık elmasları tek başına bulamazsın o adamlar tehlikeli ateş hattında yürüyemeyecek kadar toysun belli oluyor. O yüzden de bensiz bu işi halledemezsin tamam mı? Elif: Senin yardımına ihtiyacım yok benden uzak dur yeter ayrıca da ilk uçakla geri dön tamam mı?

Aşk Yeniden dizisinin başlarında Elif ve Ömer kaçan kovalanır oyununu oynamaktadır. Ömer birtakım bahaneler ile Elif’in peşine takılmaktadır. Bu sahne de onlardan biridir. Ömer elmasları Elif’in bulabileceğine inanmadığını düşünür ve onun peşinden İtalya’ya gider. Rastlantı itiraz kilidi ile ciddiyet ana çerçevesine dönüşmektedir. Elif Ömer’in peşinden geldiğini uçakta fark eder ve peşinden gelmesine itiraz etmektedir ancak sonra Ömer onun elmasları bulabilme konusunda toy olduğunu kendisinin yardımına ihtiyacı olduğunu söyler ve ciddi olduğunun üstünde durmaktadır. Genel iletişim tonu simetrik sürerlik şeklinde ilerlemektedir.

Kara Para Aşk 3. Bölüm \ Süre: 46.26

Ömer: Kaç yıldır burdasın? Elif: Üniversiteden beri. Babamın yardımı ile de butik açtım ozamandan beri işimde gücümdeyim yarışmacı arkadaşlara başarılar dilerim. Ömer: Ooo Türkiye'den uzak kalmak espri anlayışına iyi gelmemiş anlaşılan bir şey soracağım ama kötü espirilerle cevap vermeyeceksin tamam mı baban buraya sık sık geldiğine göre bir işle uğraşıyordu. Bir inşaatçının buradan ne ekmek çıkaracağını pek bilemedim yıkık döküklerden yeniden yapılandırılan bir zihniyet yok çünkü. Baban niye Roma'da bir yer kiralamıştı yani burada yürüttüğü işleri neydi? Elif: Yani bana yardım ediyordu benim şirketin idari işleri holding tarafından yönetiliyordu babam da beni görmek için imzalamam gereken evrakları falan kendisi getiriyordu bir anda bir akşam yemeğinde çıkıverirdi karşıma. Ama sen bana oteli söylediğinde şaşırdım bilmiyordum. Ömer: Demek ki baban hakkında bilmediğin daha çok şey var.

222

Elif: Ya sen ne kadar paranoyak bir adamsın? Ne yapıyorsun? Ömer: Bak bu adam seni tanımıyor bile paranoyak olan ben değil sensin tamam niye korktun anlatma üstelemeyeceğim ama şunu bil ben senin yanındayken kimse seni takip edemez sana zarar veremez tamam mı? Eee yolumuza devam etmeyelim mi?

Bu sekansta günlük konuşma ritüeli kilit ayarı teknik okuma çerçevesi hakimdir. Simetrik sürerlik iletişim stratejisi hakimdir. İkisi de yetişkin ego durumunda farklı bir deyişle herhangi bir uyum özelliği göstermeden kendi iletişim davranışını devam ettiren bir iletişim davranışı kullanmaktadır. Örneğin Ömer’in Elif’e babası hakkında sorduğu soruya kendi bilgisince yeterli şekilde cevaplaması kendi iletişim davranışını devam ettirdiğinin göstergesidir.

Kara Para Aşk 3. Bölüm\ Süre: 57.43

Elif: Odaya nasıl girmeyi düşünüyorsunuz Komiser bey omuzlayarak mı? Ömer: Bununla. Bu kart bütün kapıları açar. Elif: Hırsızsın sen Ömer: Hırsız mı? Akademide bize bir dava çözülen ne kadar yaklaşımda bulunabilirsiniz diye öğrettiler Elif: Felsefe de biliyoruz yani. Ömer: Evet şu anda toprakta bulunduğumuz düşünürlere saygılarımla Elif: Hem türkü seve dinlerim hem Avrupa'yı severim tam doğu batı senteziyim diyorsun ha Ömer: Aynen öyle buyur sen aç. Elif: Sen aç.

Bu sekansta Elif’in Ömer’ hitap olarak komiser dediği ancak ciddi bir konuda konuşurken ismi ile hitap ettiği görülmektedir. Rastlantı ana çerçevesi var olmaktadır ve simetrik sürerlik iletişim stratejisi gözlemlenmektedir.

223

Kara Para Aşk 4. Bölüm\ Süre: 1.14.05

Elif: Ne yapacağız şimdi? Ömer: Bana kendini anlatacaksın. Elif: Nasıl yani ? Ömer: Böyle sevgilinin bileceği türden detaylar istiyorum senden sonra faka basmayalım Elif: Ne gibi yani? Ömer: İşte en sevdiğin çiçek en sevdiğin renk kullandığın parfüm ne bileyim işte ilk filmi ne zaman izledin doğum günün ne zaman anlat işte Elif: En sevdiğim çiçek menekşeler böyle 15 yaşlarında falan iken Aundrey Hepburn’un Tiffany’de Kahvaltı filmini seyretmiştim o zamandan beri taşlar takılan mücevherler hayatımın önemli bir parçası oldu en sevdiğim renkler de siyahla beyaz siyah Ömer: Beyaz siyah belli oluyor zaten doğum günün doğum günün ne zaman? Elif: Babamın öldüğü gün Sibel'in de unuttun mu? Ömer: Hayatımın sonuna kadar doğum gününü unutmayacağım neyse biz işimize bakalım bana şimdi daha detaylı bilgi lazım ne bileyim işte olduğunda falan var mı sevgilinin görebileceği türden bir şey burnun yapılı mı botoks var mı falan filan anlat işte Elif: Yani öyle bir şey olsa bile kızlar böyle şeyleri sevgililerine söylemezler Ömer: Erkekler de genelde görür. Şu dövmen peki mors alfabesi mi anlamı ne? Elif: Memur bey her şeyi benden beklemeyin biraz da sen anlat sonuçta ben de hata yapabilirim mesela doğum gününe ya da polisler hangi rengi severler türkü dışında başka dinlediğin müzik türleri var mı? Ömer: Benim kimliğim sahte Elif hanım ne istersek nasıl istersek o yani utanmayacağın bir Ömer Caner yaratabiliriz bu oyunda Ömer Demir’e ihtiyacımız yok değil mi? Ömer: Ooo tuvalete gireceğim beş yıldızlı otelde gazete yok telefonun da şarjı bitecek. Elif: Bence bu kadar samimi olmamıza gerek yok.

Bu sahne özellikle senaryo adı altında Ömer’in Elif’ten kendisini anlatmasını istediği sahnedir. Ömer Elif’ten hoşlandığını söyleyemediği için ondan kolayca alamayacağı soruları ailelerine karşı sevgili oyunu oynadıkları için bu durumu fırsat bilip, farklı bir deyişle Elif’in ailesinin yanında faka basmamak için bahane ile Elif’e ona özel sorular sormaktadır. Örneğin “Botoks var mı?” diye özel bir soru sorar ve Elif bu soru karşısında ritüel bir cevap verir “Kızlar böyle şeyleri sevgililerine söylemezler” bunun üzerine erkeklerin gururunu korumak isteyen Ömer de “Genelde erkekler de bunu görür” diyerek cevap vermektedir. Elif’in sırtındaki Mors alfabesinden yazı Ömer’in dikkatini çeker ve bahane ile ilk defa Elif’e dokunur Elif çekinir. “Ne yazıyor?” diye sorar. Elif burada sözü değiştirerek “Her şeyi benden beklemeyin biraz

224 da siz kendinizden bahsedin” diye söyler. Komiser kimliği ortaya çıkmasın diye yalnızca soyadını değiştirerek sahte kimlik çıkarır ve Ömer Demir’e gerek yok utanmayacağın (sosyo ekonomik düzey farkı) bir Ömer Caner yaratabiliriz der. Ve böylece gizemini korumaktadır. Günlük konuşma ritüellerinde Paramparça dizisinde arkadaşı Fatih’e taktik verirken “Kızı elinde tutmak istiyorsan gizemli olmalısın!” demişti. Bu, havalı erkek olmanın günlük konuşma ritüellerinde elde edilen bir kızı elde tutma ritüeli olduğu da ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla Ömer’in yeniden zeminlendirme yoluyla Elif’in düşüncesine kilitleme tekniği uygulamıştır. Farklı bir deyişle “Ömer Demir’i tanıman gerekmiyor, bu senaryoda zaman içinde sen beni çöz” mesajı vermektedir. Genel iletişim stratejisi asimetrik yakınsama olarak ortaya çıkmaktadır. Ömer sorar ve Elif itirazsız onun sorularını cevaplamaktadır. Ömer uygun bir dille Elif’in sorularının karşılığını vermemektedir.

Kara Para Aşk 5. Bölüm\ Süre: 1.36.25

Tahir Bey: E nasıl tanıştınız bakalım var mı filmlik bir hikaye? Elif: Canım sen anlatır mısın? Ömer daha iyi anlatıyor aslında. Ömer: Pek böyle filmlik bir hikayemiz yok işle ilgili. Biz bölgeye taş getiriyoruz. Bir gün siparişle ilgili bir sıkıntı oldu ben de özür dilemek için Elif'e ulaşmaya çalıştım ama konuşturmadılar. Elif'i siz benden daha iyi tanırsınız pek karşısındakini dinlemez inatçıdır tabi o da haklı Fuar için bir sipariş sözü varmış telefonu falan suratıma kapatmaya başladı ben de baktım böyle olmayacak atladım gittim atölyesine Elif: Böyle sürprizleri çok sever yani böyle zaman ve mekan dinlemeden insanın karşısına çıkabilir. Ömer: Uçakta bir kere habersiz yanına oturmuştum da ondan bahsediyor. Ömer: Neyse atladım gittim yanına tabi Elif Ömer’i 70 yaşında bir adam zannediyormuş. Şaşırdı barışmak için yemeğe davet ettim sohbet muhabbet o günden beri peşindeyim hala etkisindeyim kendisi hayatın bana vermiş olduğu en güzel hediye. Elif’in annesi: Ne zaman oldu bu? Elif: Geçen bahar Ömer: Geçen yaz Ömer: Hava güneşli olunca ben hep yaz sanıyorum da ne de olsa kış çocuğuyum. Tahir: Demek kış çocuğusun nerelisin? Ömer: Ankara Ankara Dikmen'deyiz aslen ben ama Kandilli'de doğdum büyüdüm, ilkokulu ortaokulu Londra'da okudum sonra yüksek lisans için Roma'ya gittim sonra gidiş o gidiş bir daha da kopamadım. Aslı: Ben bir tek şeyi anlamadım biz taşları Güney Afrika'dan ithal ederiz ben sizin firmayı çıkaramadım

225

Elif: evet Aslı'cım genelde öyle yapıyoruz ama bu özel koleksiyon zamanları ben taşları Ömer'in şirketinden alıyorum en değerli taşları onlar getiriyor. Aslı: Oh ben de bir an önce görmek isterim o taşları. Tahir: Tabi taş taştır siz kadınlar bunun neresinin büyüsüne kapılıyorsunuz ki? adı bile geçince gözleriniz ışıl ışıl oluyor haklısınız bu hayattaki en tehlikeli şey elmastır düşünün bir elması kesebilen şey yine elmastır.

Bu sekansta genel ilişki çerçevesi ciddiyettir. Tüm ilk tanışma, ailelerin tanışması, kız isteme, söz, nişan vb. törensel ritüeller günlük ritüeller içinde ele alınmaktadır. Bu ritüellerde bireyler rutin sözlerle konu açıp gerek aileyi gerek ise ilişki içinde bulunan eşleri tanıma yoluna gitmektedirler. Bu sahnede de Elif’in aile üyeleri Ömer’i tanımak için yaptığı iş ile nereli olduğu ile ilgili klişe sorular sorarak onu tanımaya çalışmaktadır. İletişim stratejisi de simetrik sürerlik şeklinde var olmaktadır. Sohbet soru cevap şeklinde ilerlemektedir.

Kara Para Aşk 24. Bölüm\ Süre: 1.40.00

Ömer’in ağabisi: Havalar da bir hayli bir soğudu değil mi? Aslı: Hımm kış geliyor bu sene kar yapacak diyorlar. Yapsın doğanın dengesi bozuldu çünkü ay lütfen yeter Bünyamin Sürmeli bile bizim kadar hava durumundan konuşmamıştır. Ömer’in Ağabisi: Bunun neresi komik ki normal Allah'ın havası suyu işte. Ömer’in Annesi: Sıcak sıcak mis gibi künefe hazırladım. Nilüfer: Çok teşekkür ederiz yemekler çok lezzetli idi biz fazlasıyla doyduk sağ olun. Ömer: Sen o künefeyi bir ye seninle sonra konuşuruz. Ömer’in arkadaşın: Tavla mı atsak kardeşim ya? Ömer: Süper fikir. Aslı: Elif çok güzel tavla oynar bir de parmaklarınla sayar. Aslı: tamam ama çok güzel tenis oynar süperdir bir de çok güzel yüzer ama balıklardan korktuğu için şimdi yüzemiyor bir de yükseklik korkusu var yani sizin anlayacağınız bizim ailede herkes biraz kırık Ömer’in Yengesi: biz normaliz çok şükür. Aslı: Ama sizde de azıcık gevezelik var galiba Ömer’in Yengesi: Elif ablan çok şakacıymış. Ömer’in annesi: Hatırlıyor musun? Ömer daha küçüktü künefe aldırmaya göndermiştik yolda gelirken ayağı takılmıştı bütün künefe heba olmuştu. Ömer: O zaman ortaokula gidiyordum küçüktüm ama doğru ergenken de annem bakkala gönderirdi yoğurt almaya eve kadar gelir bir düşerdim bütün yoğurt yerde Ömer’in yengesi: Enerjikti sağ olsun her işe yetişmeye çalışırdı yavrum unuttun mu? Ömer’in annesi: Doğru doğru Aslı: O zaman biz kalkalım hasta ziyareti kısa olur malum Ömer’in annesi: Tatlı gelecekti Nilüfer: Biz çok teşekkür ederiz her şey çok güzeldi biz artık gidelim hem Ömer’in de dinlenmesi lazım zaten

226

Aslı: Lütfen kalkmayın çünkü geldiğimizde bir posta öpüşmüştük zaten giderken de öpüşmeyelim geçmiş olsun Ömer’in annesi: Ayağınıza sağlık biz her şey için çok teşekkür ederiz çok sağ olun. Aslı: İyi akşamlar çok geçmiş olsun

Ömer, bu sekansta Elif’i korumak için kendisini ateşe atmıştır ve hastanede uzun süre kaldıktan sonra Elif’in kardeşleri Ömer’in evine hasta ziyaretine gelir ve ilk defa aileler karşılaşır. Bu ilk ziyarette, her ailenin ilk tanışma sohbetlerinde olduğu gibi havadan sudan konuşurlar ayrıca Elif ile Ömer’in küçüklüklerinde nelerden korktuğunu ve hoşlandıklarından konuşmaktadırlar. Ciddiyet ana çerçevesi mevcuttur ve simetrik ıraksama iletişim stratejisi aileler arasında hakimdir.

Kara Para Aşk 24. Bölüm\Süre:1.55.00

Aslı: Düşündükçe sinirleniyorum Elif'e ya, ya Melike abla ne demek ne kadar çabuk uyum sağladı bu kız bunlara o Melike midir nedir ona da çok gıcık oldum. Nilüfer: Ya çok sıcak inanılmaz misafirperver insanlar iyi insanlar Aslı'cım ya bütün gece bizi mutlu etmek için nasıl çırpındılar görmüyor musun? Aslı: Yani iyi bir kalp bütün sorunları çözme yeter sence öyle mi evet bravo bıdık böyle düşün böyle devam et böylece o başına açtığın belaların başına nasıl gelmiş olduğunu anlamış olduk. Hoş seninkinin iyi bir adam olup olmadığını bile bilmiyorsun. Nilüfer: Sen de Aslı lütfen! Aslı: Lütfen deme bana düşün ya düşün bugüne kadar iyilikle hangi sorunun altından kalktık umarım Elif de bunu düşünüyor çok fakirler ya çok. Nilüfer: Şimdi de insanları aşağılıyorsun yani bravo sana. Aslı: Asla ben herkes kendi koşullarında yaşar diyorum Nilü. Benim için önemli olan Elif onlara ne kadar uyum sağlayabilir, Ömer bize ne kadar uyum sağlayabilir ya bunun cevabını versene sen bana. Olmaz aralarında uçurum var çok klişe bir laf annem de söyledi ben de dalga geçerdim hatta ama davul bile dengi dengine Nilü olmaz Ömer çok iyi çocuk ben de çok seviyorum Ömer'i. Elif’e de basbayağa aşık bunu da görmüyor değilim ama olmaz dengeyi bulamazlar. Cicim aylarından sonra da sorun yaşamaya başlarlar bak ben sana söylüyorum olmaz.

Bu sekansta Elif’in kardeşleri ziyaret sonrası ailenin dedikodusunu yapıp aileyi çekiştirmektedir. Aslı davul bile dengi dengine deyimini kullanıp bu ilişkinin süremeyeceğini dengeyi bulamayacaklarını kardeşi Nilüfer’e söylemektedir. Genel etkileşim çerçevesi ciddiyettir. Asimetrik ıraksama iletişim stratejisi hakimdir.

227

Kara Para Aşk 24. Bölüm\ Süre:1.58.35

Komşu: İçim hiç rahat değil sen odanı da bize verdin yani yük olduk size Ömer’in annesi: Biz artık bir aileyiz ailede kimse kimseye yük olmaz Komşu: ama bak kış günü yerde yatacaksın üşümeyecek misin? Ömer’in annesi: Ne var döşek yorgan niye üşüyeyim ki ayrıca ben bu yatağı kendime hazırlamıyorum Elif'e yapıyorum. Komşu: Üstüme iyilik sağlık burada Ömer'le birlikte mi yatacak? Ömer’in annesi: iyi geceler sana da Elif: Evet komserin ilaç vakti Ömer: Pardon tanışıyor muyuz? Elif: Ne bakıyorsun öyle içerde bulaşık yıkıyorduk herhalde Ömer: Tamam tamam takılıyorum ne biliyim seni böyle görünce Elif: Gayet rahat bence Ömer: ama sen giyince böyle son moda olmuş Elif: ha bir de benle uğraşmasan Ömer: güzel olmuş güzel. Elif benim için bu fedakarlıkları yapmak zorunda değilsin. Elif: senin yaptıklarının yanında bu hiçbir şey vurulduysan bu biraz da benim yüzümden ben ve kardeşlerim için. Ömer’in annesi: Hadi Ömer'in odasını hazırladım gidin istirahat edin. Ömer: Tamam anacığım Ömer’in annesi: gel bakayım koluna gireyim Ömer: anacığım ben kalkarım Ömer’in annesi: belki bahaneyle koklayacağım oğlumu gel. Ömer: O zaman başka tamam Ömer’in annesi: hadi bakalım hop hadi gel dur sırtına Ömer’in ağabisi: Ömer'in bir ihtiyaç var mı? Ömer: Yok abim sağ ol hadi allah rahatlık versin Ömer’in Yengesi: Yorganı getirdim iyi yaptın kızım Ömer’in Annesi: Bırak da çık uyusunlar çocuklar. Hadi iyi geceler Ömer’in Yengesi: Bunlar annemin yorganlarıydı. Ev sobalı ya kışın bunlarla yatıyoruz. Sen şimdi alışıksın tabi kuş tuyu evliya evliya bu biraz ağır gelebilir. İşte kıllı tüylü yazın ağaç vuruyoruz tekrar bitiriyoruz ama annemin inadı bir türlü vazgeçiremedik. Aslında kötü dediğim seni kaşındırmasın bu yatabilecek misin? Elif: Sorun yok ben yatarım yani problem değil. Ömer: Elif istiyorsan sen gel burada yat ben alışkınım yer yatağına. Elif: Hayır Ömer baksana yani mis gibi yatak yatarım hem seni zaten gözlerin kapanıyor yüzünün rengi değişti çok yoruldun hadi uyu artık gözlerini kapat da dinlen. Ömer: Evet yoruldum biraz Ömer’in Yengesi: Allah rahatlık versin Ömer: Sağ ol yenge iyi geceler Elif: iyi geceler Ömer’in yengesi komşusuna: Ben çıkartayım İyi misin? Komşu: iyi miyim herkes yattı mı? Yenge: yattı yattı bir annem ayakta yatsıyı kılar yatar.

228

Komşu: var o da yatsıyı kılsa ne kim bilir içerde bu gece neler olacak Komşu’nun kızı: anne çok ayıp Komşu: niye ayıp asıl ayıp ateşle barutu aynı odaya sokanda arada söz yok nişan yok hiçbir şey yok hiç yakışık alır mı neymiş gece kalkarmış da ilacını verirmiş. Sana ne alakası var o baksın ben sana diyim bu kız Ömer’e yapıştı yapıştı. Ömer’in annesi: Fatma bacım bir kere düzelteyim Elif'i ben çağırdım yardım etsin diye birkaç gündür kız orada doktorlardan tahsil aldı bizden iyi öğrendi bizden iyi anladı çocuğuma da bakmak istiyor benden de iyi bakar Yenge: Anne ha fatma abla haklı yani ben Hüsomla evlenmeden önce hiç sizin evinize gelip yattım mı? hayır yani mahalle duysa bununla çalkalanır rezil oluruz rezil Ömer’in annesi: Uğraşmayın çocuklarımla onlar nelerle mücadele ettiler ölümün kıyısından döndüler siz hala konuşuyorsunuz.

Bu sekans günlük konuşma ritüellerinde ele alınmış olup ciddiyet ana çerçevesini oluşturmaktadır. Komşu kadın Ömer’in annesine gelenekçi bakış açısıyla Ömer ile Elif’in aynı odada yatmasını ayıplamakta “Elalem ne der, evlenmeden aynı odada kalınırmıymış” gibi sözleri ile eleştiri yapmaktadır. Buna Karşı çıkan Ömer’in annesi modern bir yaklaşım ile “Ömer’in hastalığında Ömer’in başında durdu bizden iyi tahsil aldı bizden daha iyi bakar” diyerek tatlı ve yumuşak bir anlatım ile “bu sizi ilgilendirmez” mesajı vermektedir. İtiraz (mücadele) ana çerçevesi kilit ayarı yapılarak norm gibi tabu gibi kabul edilmekte olan ritüel (üstelik) eğitimi olmayan kırsal kesimde yetişmiş bir eski nesil tarafından modernist bir yaklaşım ile reddedilmekte ve ılımlı mantıklı bir bakış açısıyla yeni bir çerçeve (şema) sunulmaktadır. İletişim stratejisi simetrik ıraksama olarak gözlemlenmektedir.

Kara Para Aşk 28. Bölüm\ Süre: 1.44.44

Hala: Evet hoşgeldiniz tekrar. Kızım götürme koy oraya, açma da, daha kızı vermedik kolay değil bizden öyle kız almak yavrum ayıptır açılmaz adettendir. Aslı: çok enteresanmış Hala: eee biraz gelenek biraz lakırdı birazda hakikat değil mi haha Yenge: Öyledir annem de çok kıymet veriyor geleneklere. Annem ver şu çantayı Kayınvalide: Ne yapıyorsun Melike? Hediyelerimizi çıkartıyorum gelene kadar çanta patlayacaktı neredeyse Malatya geleneklerine göre Kayınvalide: Aşk olsun Melike. Hala: Çok teşekkür ederiz zahmet etmişsiniz

229

Yenge: Ne zahmeti Elif için en güzelini en kıymetlisini aldık geldik. Hala: Sağ olun tekrar Hala: Eee nasılsınız hoş bu aralar o kadar sık bir aradayız ki hep yan yanayız sormak âdetten olmuş sormak lazım iyi misiniz? Kayınvalide: Biz iyiyiz teşekkürler siz de afiyettesiniz inşallah Hala: Allah’a bin şükür çok teşekkür ederiz Hüseyin Bey siz nasılsınız? Ömer’in ağabisi: İyiyiz işte işler güçler koşturuyoruz Hala: Allah afiyet versin damat sen nasılsın? Ömer: Vallahi ben heyecanlıyım. Hala: Normal normal değil mi kızım lütfen söyleyiver şu ikramları koyuversinler masaya Melike: Demet kızım sen de koş yardım et hadi Ömer’in ağabisi: Ömer kalk biz yer değişecek Nilüfer: Rahat edemediyseniz bir yastık verebiliriz sırtınıza. Ömer’in ağabeyi: Ay yok ondan değil de nedret hanımla ben beraber yanyana oturalım diye Hala: sağ olun Elif: Halacım seninle bir mutfağa bakalım mı? Hala: Tabi çocuğum herhalde heyecanlanıyor bir terslik olacak diye korkuyor. Müsaadenizle iki dakika sonra gelirim. Elif: Halacım onlar ne? Hala: Ne ne? Elif: Bütün o altınlar ne yoksa sen adettendir deyip sen mi istedin durumlarını görmüyor musun nasıl yaparsın böyle bir şey Hala: Ay kızım hiç böyle bir şey yapar mıyım ben olur mu kendileri istemişler almışlar. Elif: Hala peki nerden biliyorlar mal usulü falan? Hala: Aa ay bu Elvan Hanım çok hoş yani bana sordu Elif’im Malatya'da nasıl olur işte nişan nasıl olur saat nasıl olur ben de söyledim dedim 7 metre altın olur dedim bilezik olur dedim ay ne bileyim alacaklarını. Elif: Ya kim bilir o altınları almak için ne kadar borca girdiler bak ben o hediyeleri kabul edemem ne olursun sorunca söyle onlara. Hala: Asıl o zaman ayıp kızım kara kuzum niye sen her şeye böyle üzülüyorsun gül bakayım bana hadi gel bakayım benim iyi kalpli kızım benim bir tanem. Aslı: Evet şekersizler bitti Ömer'in fincanını da en öne koyacaksın ki onu almak zorunda kalsın tuz karabiber filan koyacağım ben buna annem de benim sözümde yapmıştı eğer damat kahve içerse sınavı geçip kız alırmış biraz gelerek biraz lakırdı birazda hakikat değil mi? Elif: Ama Aslı bak böyle bir şey asla yapmam zaten kahveyi sevmiyor. Aslı: Kıyamadın resmen kızım zehirlemiyoruz herhalde adamı. Elif: Ya Aslı saçmalama. Aslı: Ay tamam ölmeyecek yani biz işin şamatasındayız Elif: Ya Aslı hayır ya zaten kahveyi sevmiyor Aslı: Koyacağım ne yaparsan yap koyacağım. Elif: Çok kötüsünüz yani gerçekten çok kötüsünüz Aslı: Bu arada ben Kolombonun fotoğrafını çekerim. Nilüfer: Bu anı kaçıramam biraz daha koy yeter tamam hadi. Hala: Çok zor tabi ne de olsa el bebek gül bebek büyüdü İtalya’larda okudu İtalya’larda yaşadı alışık değil çocuk. Neyse canım herkes de uzay mühendisi olacak değil ya sizinki de çok şerefli bir meslek çok onurlu Allah eksikliğinizi göstermesin. Bir de karşılığını alıverseydiniz yüreyim gam yemezdi İnşallah benim nazlı bebeğim Elif polis karısı olmayı becerebilir her yönüyle çok zor.

Bu sahnede Ömer’in ailesi Elif’i istemeye gider. Elif’in halası aile büyüğü olarak kız evi naz evi rolünü oynamaktadır bu beden dili hareketleri ve söylemlerinden belli olmaktadır. Herşeyin yanı sıra ritüeli gerçekleştirir iken içinde kızı vermek istememesinin gerçeklik payının yüksek olduğu da görülmektedir. Elif’in ailesinin

230 maddi durumu, Ömer’in tahsili ve Ömer’in ağabeyinin bu evliliğe karşı oluşundan hala Elif’i gerçekten vermek istememektedir ancak Elif Ömer’i çok sevdiğinden bu evililiğe onay vermiştir. Genel çerçeve ciddiyet çerçevesidir hatta öyle ki Aslı Elif’e sessizce “Halam seni vermeyecek herhalde” demektedir. Iraksama-sürerlik iletişim stratejisi kullanılmaktadır.

Kara Para Aşk 29. Bölüm\ Süre: 15.59

Hala: Buyrun sizi dinliyorum efendim Ömer’in ağabeyi: Sebebi ziyaretimiz belli yani çocuklar birbirlerini görmüşler beğenmişler bizim görevimiz de malum Allah’ın emri peygamberin kavli ile kızınız Elif’i, oğlumuz Ömer'e istiyoruz. Hala: Eskiden ne kadar zordu bu işler biliyor musunuz çocuklar bu kız almalar, bu kız vermeler çok bir meşakkatli işte hele böyle apar topar çabucacık olacak yani işin adabında bile yoktu şimdi siz daha bana Ömer beyi araştıracak soruşturacak bir zaman bırakmadınız yani sizin kefaletinize güvenmek mecburiyetindeyim anladığım kadarıyla Ömer çok gözü kara bir polis böyle hemen olayların üstüne gidiyor yani kendi mesleği mevzubahis olduğu zaman çok rahat kurşunların üstüne git gidebiliyor ama benim Elifim de çok kıymetli böyle ömrü boyunca 50 bölü nde kalsın istemem beni anlıyorsunuz değil mi efendim Ömer: Emin olabilirsiniz ömrüm boyunca Elif'i düşünmeden tek adım atmayacağım. Hala: Çok güzel bir laftı peki gençler düşündüler mi eğer bu iş olursa gençler nerede oturacaklar nerede yaşayacaklar bunlar hiç düşünüldü mü bizim için Buda çok önemli düşün ölmedi değil mi hiçbir hazırlık yapılmadı ah gençlik ah bazı şeylerde büyüklerden bekliyorlar Melike Yenge: Tabii ki siz bir yolunu bulursunuz yani burası mesela kocaman bir ev yani biz bile burada da yaşayabiliriz. Mutlu mesut geçinir gideriz değil mi? Ömer’in ağabeyi: Melike Melike: Efendim Ömer’in ağabeyi: Elif'in mesleği elinde sonuçta Ömer'in de mesleği elinde yani Allah'a şükür kendi ekmeklerini kazanabilecek durumdalar bu konudaki karar da onlara kalmış bir şey sonuçta bizim etimiz belli bulduğumuz belli Hala: İlahi hüseyin bey niye gelirdiniz ki ben sadece latife yapıyordum o kadar Aslı: ay halacım sen bu kızı verecek misin vermeyecek misin onu söyle ay baksana ikinizin arasında hüseyin bey sana bakarak tenis maçı izliyor gibiler Hala: Aslı'cım şimdi bir kızı bin kişi ister bir kişi alır Elifimin kaderi Ömer Bey mi bilmiyorum haklarında hayırlı olsun yalnız bir şeyi çok iyi biliyorum bu yaşa gelinceye kadar çok iyi öğrendim eğer aileler İşin içine biraz fazla karışmaya başlarlarsa mutlaka huzursuzluk çıkıyor yani huzur aileden geçiyor değil mi hüseyin bey peki sizin fikriniz ne ne düşünüyorsunuz bu evlilik hakkında açık açık söyleyin de

231 hepimiz duyalım ne diyeceğim kalkmışız buralara kadar gelmişiz ne diyeceğim belli bundan sonra ne düşünelim değil mi? Aslı: Elif halam galiba seni vermeyecek. Elif: Aman ağzını hayra aç Hala: Evet çok konuştum çok biliyorum yani eski bir kadın olduğum için böyle uzattım adabına uygun olsun dedim ama hakkınızda hayırlı olsun çocuklar birbirlerini sevmişler beğenmişler bize de pek fazla laf düşmüyor kıza verdim gitti haydi hayırlı olsun. Ne oturuyorsunuz kalksanıza bir adap vardır ellerimizi öpsenize Allah mesut bahtiyar etsin hayırlı olsun.

Bu sekansta kız isteme ön sohbet aşamasına rastlanmaktadır. Etkileşimsel çerçeve ciddiyet olarak gözlemlenmektedir. İletişim stratejisi yakınsama ıraksamadır. Bu stratejinin ortaya çıkışı Hala’nın mücadele (itiraz) ana çerçevesinden konuşmasını sürdürmesi Ömer ve ailesine şüpheli ve endişeli yaklaşımı ve bilinçli olarak ritüelleri yerine getirmesinden anlaşılmaktadır. (Kız evi naz evi)

Kara Para Aşk 29. Bölüm\ Süre: 15.59

Kayınvalide: Evvela bir çocuklar bir karar versin bakarız sade bir düğün yaparız. Hala: Ay olur mu Elvan hanımcım benim çoluğum yok çocuğum yok yeğenimin mürvetini görmek isterim. Tam tersi şöyle büyük bir düğün yaparız ben Malatyaları Malatya'da kimleri çağırmaya kalksam en az beşyüz kişi gelir. Hala: Tabi haklısınız ben düşünemedim Hala: Şimdi aranızda en büyük benim diye yüzükleri benim takmamı istediniz ama benim sizlerden bir istirhamım var Hüseyin bey anladığım kadarıyla Ömer'in yalnız abisi olmamış Allah rahmet eylesin babasının yerine de geçmiş dolayısıyla bu yüzükleri galiba sizin takmanız daha doğru Ömer’in ağabisi: Estağfurullah Hala: Siz büyütmüşsünüz buyrun. Yenge: Ay Hüseyin kırma Nedret hanım lütfetti ne güzel hadi lütfen Kayınvalide: Önce geline takılır oğlum unuttun mu? Ömer: mutlusun ha Hüseyin abi sakin Ağabey: Tabi heyecanlandım be oğlum Elif bizim kızımız canımız Ömer canımız zaten Allah mesut bahtiyar etsin hayırlı olsun.

Bu sekansta günlük konuşma ritüelleri içerisinde Ömer ile Elif’in nişan yüzüklerinin Ömer’in ağabeyinin babası yerine geçtiğini dolayısıyla aile büyüğü olarak yüzüğün Ömer’in ağabeyinin takmasının daha uygun düşeceğini vurgulamaktadır. Saygı ve bununla birlikte gelen daha yoğun yüz koruma davranışı gözlemlenmektedir. Bu

232 sebeple bu sahne ciddiyet ana çerçevesinde ele alınmaktadır. Simetrik yakınsama iletişim stratejisi hakimdir.

Poyraz Karayel 1. Bölüm \Youtube\Kız Hakkikaten Hoş Kızmış

Poyraz: Kız hakkatende hoş kızmış ha. İyi günler ayşegül hanımla mı görüşüyorum Ayşegül: Evet benim Poyraz: Merhabalar dün arabama bilmiştiniz hani kaza falan yaptık karakola gittik sonra Ayşegül: Ha sayenizde çok renkli bir gün geçirmiştim. Poyraz: Aman ne güzel renkli bir gün geçirmenizi çok sevindim ama hiç üzülmeyin zaten yakında tekrar görüşeceğiz. Ayşegül: Nedenmiş o? Poyraz: Cüzdanınız arabamda kalmış düşürdünüz herhalde. Ayşegül: Ha sizde mi kaldı o ya aklımı oynatacak kaybettim diye ben tamam ben evdeyim hemen getirebilirsiniz Poyraz: Pardon ben niye getiriyorum ki cüzdanı siz düşürdünüz siz gelin alın Ayşegül: Bir ara hatırlat da taksime bindiğim günü hafızamdan çıkarayım neredesin? Poyraz: Kandili civarı Ayşegül: Yok tamam ben Kalamış’tayım bak şöyle yapalım sen oradan taksimetreyi aç buraya kadar gel ne kadar tutarsa ben sana vereyim tamam mı? Poyraz: Yalnız öyle yapamayız çünkü ben şu anda pek müsait değilim siz gelin alın daha iyi olur. Ayşegül: Taksici değil misin sen oradan buraya dünya kadar para tutar. Poyraz: İşte o olmaz ne yazık ki maalesef kusura bakmayın. Ayşegül: tamam o zaman benden haber bekle ben akşam o tarafa geçeceğim geçince arayayım seni buluşuruz alırım Poyraz: Tamam yalnız ben taksimetreye basıyorum yine de bence fazla bekletmeyin. Ayşegül: Ne yaparsan yap.

Bu sahneden Poyraz’ın Ayşegül’ü cüzdanın takside düşürdüğünü bildirmek üzere telefon ile aradığı görülmektedir. Bu sıradan bir taksici-müşteri görüşmesi olmamaktadır. Hatta Ayşegül bir taksicinin para karşılığı cüzdanını getirmemesi yaklaşımını şaşkınlık ile karşılamaktadır. Poyraz’ın bu ukala, megaloman tavrı özellikle özel sonraki özel ilişkisinde hep var olacak olan bir tavırdır. Kendi “Ritüel Ben”ini bu şekilde tekrar etmektedir. Dolayısıyla, “Yalnız öyle yapamayız çünkü ben şu anda pek müsait değilim siz gelin alın daha iyi olur” söylemi egolu ve havalı duruşu aslında Ayşegül’den hoşlandığının (çünkü Poyraz özellikle özel ilişkide iken ciddiyetini kaybetmektedir

233 arkadaş ya da iş ilişkilerinde farklı davranmaktadır) da göstergesidir. Etkileşim çerçevesi rastlantı çerçevesidir. Asimetrik ıraksama iletişim stratejisi görülmektedir. Ayşegül her ne kadar yakınsama yapıyor gibi görünse de beden dili ve ses tonu ile zoraki olarak Poyraz’ın sözüne gelmektedir.

Poyraz 2. Bölüm\ Youtube\ Poyraz Ayşegüle Cüzdanını Geri Veriyor

Ayşegül: Merhaba Poyraz: Hoşgeldiniz Poyraz: İyi misiniz? Kötü görünüyorsunuz sanki ama? Ayşegül: Yok iyiyim, sadece kötü bir gün geçirdim. Poyraz: Buyrun cüzdanınız. Ayşegül: Zahmet oldu hesabı alabilir miyim? Poyraz: Nasıl hemen bunu alıp kalkıyor musunuz? Ayşegül: Başka ne yapacaktım? Poyraz: O kadar cüzdan taşıdık sağ salim teslim ettik insan en azından kahve ısmarlar. Ayşegül: Kahve söyleyin kendinize hesabı da halledersiniz. Poyraz: Yok vazgeçtim böyle olmaz. Ayşegül: Pardon ne olmaz? Poyraz: Ne bileyim yani böyle sadaka verir gibi kahve mi ısmarlanır boşver. Ayşegül: Ne diyorsun kardeşim sen? Poyraz: Diyorum ki paranla satın alamazsın ben kendi hesabımı kendim öderim çok teşekkür ederim. Ayşegül: Ya sen deli misin hasta mısın nesin ya inşallah bir daha karşılaşmayız yani. Poyraz: Yalnız size bir şey diyim siz küstahlığı da tam olarak beceremiyorsunuz. Ayşegül: Bir ara sizden ders alırım. Poyraz: Ha size özel indirim yaparım o zaman canınızı hiç sıkmayın.

Bu sahnede Poyraz Ayşegül’ü cüzdanını verebilmek için bir kafeye davet etmektedir. Taksiden sonraki ilk karşılaşmalarında Ayşegül Poyraz’ı yalnızca bir taksi şoförü olarak gördüğü için cüzdanını alıp hemen ayrılmak istemektedir. Ancak Ayşegül’den hoşlanan Poyraz “O kadar cüzdan taşıdık sağ salim teslim ettik insan en azından kahve ısmarlar” davranışını bahane ederek daha uzun sohbet etme çabası içerisindedir. Ancak kahve içmesi için sadaka gibi para veren Ayşegül’e gurur yapar ben kendi hesabımı kendim öderim der. Bu noktada Ayşegül’ün Kara Para Aşk dizisinde de Elif’in yaptığı gibi aşırı uyum iletişim stratejisini karakterlerin kuşak farkı

234 stereotipleştirmesi için değil de sosyo-ekonomik durum stereotipleştirmesi üzerinden yaptığına rastlanmaktadır.

Poyraz 5. Bölüm\Youtube\ Güzel Bir Kadını Arıyordum Da

Poyraz: İyi günler ben buralarda oturan güzel bir bayanı arıyordum da Ayşegül: Ha bayan değildir o kadındır Poyraz: İyi günler ben buralarda oturan güzel bir kadını arıyordum da Ayşegül: Ha nasıl bir güzellikten bahsediyoruz? Poyraz: Eh işte Ayşegül: Yok ya yanlış gelmişsiniz burada öyle biri yok Poyraz: Ha tamam teşekkürler yalnız siz de fena sayılmazsınız yani isterseniz sizi gideceğiniz yere kadar bırakayım böyle şemsiyenizle beklemeyin yol kenarlarında Bir adam: Bilader utanmıyor musunuz bayan asılmaya? Poyraz: Yalnız bayan değildir o kadındır kadın. Ayşegül: Yok yok arkadaşım şaka yapıyor. Adam: Pardon Ayşegül Hanım. Poyraz: Atla, şemsiyen de çok güzelmiş. Ayşegül: Evet çok havalıdır.

Bu sahnede, Poyraz Ayşegül’ü yol kenarından almaktadır. Alırken de her zamanki ilişkiye dair muzip şakalarını yapmaktadır. Ayşegül ile Poyraz’ın ilişki örüntüsü iyicil aldatmacalar çerçevesinde gerçekleşmektedir. Bu sahnede karşılıklı oyunun oyun olduğunu kabul edip bu durumdan memnun olma ve oyuna devam etme görülmektedir. Poyraz Ayşegül’ü iyicil aldatmaca içerisinde ikna çabasına girmektedir iyicil aldatmaca ikna kilidine bir zemin hazırlamaktadır. “Kaçan kovalanır”, “Kız kendini ağırdan satar” oyunu oynadıkları için genel iletişim stratejisi de yakınsama ıraksama şeklinde var olmaktadır.

235

Poyraz 5. Bölüm \ Youtube\Ya Benimsin Ya Kara Toprağın

Poyraz: Hayırdır özel biriyle buluşacaksın galiba Ayşegül: Pardon ama nereden çıkardın? Poyraz: Kıyafetler, saçlar, makyaj. Ayşegül: Sen benim güzel göründüğünü ima ediyorsun herhalde ayrıca evet biriyle buluşacağım. Poyraz: Şanslı adammış, eminim o da benim gibi yakışıklı, esprili, zeki, çevik ve ahlaklıdır. Ayşegül: Biz ona küstah, kibirli, serseri ve evet biraz yakışıklı diyebiliriz. Poyraz: Eminim bu biraz yakışıklı beyefendi sana çok aşıktır. Ayşegül: Bilemiyorum henüz o aşamaya geldiğimizi düşünmüyorum. Poyraz: Ya sana bir şey soracağım yanlış anlama tabi meraktan soruyorum, sence hangi aşamadasınız? Ayşegül: Yani bilemiyorum biraz heyecan duyduğumu inkar edemem ama aklımı başımdan aldığını da söyleyemem. Poyraz: Peki diyelim ki seni bir restauranta götürdü herkesin içinde seni sevdiğini söyledi ne düşünürsün? Ayşegül: Budala. Poyraz: Peki bir gün eve girdin her yer çiçeklerle kaplı böyle yüzlerce rengarenk? Ayşegül: Sıradan. Poyraz: Peki sinemaya gittiniz filmin en romantik yerinde elini tuttu kulağına seni seviyorum dedi? Ayşegül: Liseli. Poyraz: Peki beklemediğin bir anda tuttu öptü seni? Ayşegül: Hödük. Poyraz: En sonunda artık sabrı taştı ağzını burnunu kırdı tuttu saçından bana bak lan dedi Ya benimsin Ya da kara toprağın. Ayşegül: Hah işte tam hayalimdeki erkek.

Bu sahne Poyraz’ın Ayşegül’ü tavlama sahnelerinden biridir. Dolayısıyla çeşitli erkek tiplemeleri örneği vererek nasıl bir erkekten hoşlandığını ondan şaka yollu almaya çalışmaktadır iyicil aldatmaca kilidini kullanarak Ayşegül’ü etkilemeye çalışmaktadır. Asimetrik yakınsama iletişim stratejisi diyaloğa hakimdir. Poyraz da Ayşegül’de gizemlerini koruyarak doğrudan değil dolaylı yoldan birbirlerinden hoşlandıklarını dile getirmektedirler.

236

Asla Vazgeçmem 1. Bölüm\ Youtube\Nur ve Yiğit Aşkı Nasıl Başladı?

Nur: Uyku tutmadı da dolandım dolandım gölete geldim işte Yiğit: Uyku tutmadığı zamanlarda ben de gölete gelirim. Nur: İyi yapıyorsun iyi geceler. Yiğit: Nur gitme! Nur: Sen bana ne yapıyorsun Yiğit Kozan derdin ne benimle? Derdin ne senin? Ne istiyorsun benden? Seni ilk gördüğüm günden beri ne yapıyorsun sen bana? Bir gün ayaklarımı yerden kesiyorsun, ertesi gün yerin dibine sokuyorsun beni, bir gün gözlerine baktığımda kendimi görüyorum, ertesi gün bana bakan gözler kör, sen bana ne yapıyorsun? Yiğit: Ben böyle bir adamım işte bir gün gözüm senden başka bir şey görmez, ertesi gün yüzüne bakamam, böyle bir adamım ben, sen benim kalıbıma bakma, ben bu hayatta ne yaptıysam bir cesaretle yaptım ama senin karşında korkağın, acizin tekiyim. Kaçmam lazım senden Nur anlıyor musun senden kaçmam lazım. Nur: Cesur da sensin, korkak da sensin, ikisi de sensin. İkisi de kabulüm, hangisi kaçıyorsa kaçsın ama diğeri kalsın benimle kalsın. Yiğit: Bana bir şey oldu, ilk defa, ilk defa seni gördüğüm an bana bir şey oldu Nur. Nur: Yiğit ben de korkuyorum korkmak ne ki ödüm patlıyor çünkü sana ne olduysa bana da oldu. Ben sana aşık oldum. Yiğit: Ben de sana aşık oldum.

Bu sahnede Yiğit ile Nur birbirlerine olan aşklarını itiraf etmektedir. Her ikisi de uyku tutmadığı zaman gölete geldiklerini söylemektedir. Bu durum bireylerin kendi özel hayatlarının bir ritüeli olarak karşımıza çıkmaktadır. Yiğit hem aciz hem de cesur olduğunu itiraf etmektedir. Nur ise kilit ayarı yaparak Yiğit’in her halini kabul ettiğini yeter ki kendisine sırtını dönmemesini istediğini dile getirmektedir. Her ikisinin aşık olmaktan korkusu başkadır. Yiğit aslında evlidir ancak eşi iki senedir bitkisel hayatta yaşamaktadır. Nur ise bunu bilmemekte Yiğit’lerin malikanesinde bir yardımcı olarak çalıştığından aşklarına gölge düşeceğini düşünmektedir. Bun sebepten dolayı her ikisi de ayrı özel durumlarından ötürü aşklarına engel çıkacağını düşünmektedir. İletişim stratejisi simetrik yakınsamadır.

237

İLİŞKİSEL RİTÜELLER ETKİLEŞİMSEL ÇERÇEVE İLETİŞİM STRATEJİSİ PARAMPARÇA PARAMPARÇA PARAMPARÇA

16.Dilara ile Cihan’ın boşanmak için konuşmaları (yatak odası tartışmaları) 16.Ciddiyet itiraz ile kilit ayarı 16.Simetrik Iraksama 17.Dilara’nın Cihan’a empati yapması 17.Beceriksizlik itiraz kilidi ile 17.Asimetrik Iraksama 18.Dilara ile Cihan’ın yatak odası tartışmaları yeniden zeminlendirme 18.Simetrik süreklilik 19.Dilara ile Cihan’ın boşanmak için mahkeme öncesi diyalogları 18.Ciddiyet yeniden 19.Simetrik yakınsama 20.Cihan’ın Dilara’ya Gülseren’in sevdiği kadın olduğunu itiraf etmesi zeminlendirme ile ciddiyet, 20.Asimetrik yakınsama (yatak odası konuşmaları) 19.sürpriz yeniden 21.Simetrik yakınsama 21.Ozan’ın vurulması ile kriz anında Dilara ve Cihan’ın birbirine zeminlendirme ile ciddiyet 22.Simetrik yakınsama 20.Sürpriz yeniden kilitleme ile kenetlenmesi 23. Simetrik yakınsama 22.Cihan kendini affettirmek için Ayşe’yi stadyuma getirmesi beceriksizlik 23.Deniz Cansu’ya teknede evlenme teklifi 21.Sürpriz ikna kilidi ile hüner çerçevesi

22.Sürpriz çerçevesi 23. Sürpriz çerçevesi AŞK YENİDEN

20.Fatih’in Zeynep’e Karavan sürprizi AŞK YENİDEN AŞK YENİDEN

20. Sürpriz çerçevesi 20. Simetrik yakınsama 21.Zeynep’in Fatih’e çıkma teklifi 21.Sürpriz çerçevesi 21.Simetrik yakınsama KARA PARA AŞK KARA PARA AŞK 13.Ömer Elif’i annesinin evine davet etmesi 13.Kilit ayarı KARA PARA AŞK 14.Ömer’in Elif’i gelinlik provasında görmesi 14.Sürpriz çerçevesi 13.Simetrik yakınsama

POYRAZ KARAYEL 14.Simetrik sürerlik POYRAZ KARAYEL 8.Sürpriz çerçevesi POYRAZ KARAYEL 8.Ayşegül’den Poyraz’a evlenme teklifi 9.Beceriksizlik-ahmaklık yeniden 8.Asimetrik yakınsama 9.Ayşegül’ü bayıltan evlilik teklifi zeminlendirme ile sürpriz 9.Asimetrik sürerlik 10.Poyraz Ayşegül’ün yüzük ölçüsünü alır 10. İyicil aldatmaca 10.Yakınsama-ıraksama

ASLA VAZGEÇMEM ASLA VAZGEÇMEM ASLA VAZGEÇMEM 6.Yeniden zeminlendirme, 6.Simetrik-yakınsama 6.Yiğit Nur’a evlenme teklifi eder 7.Sürpriz çerçevesi 7.Simetrik-yakınsama 7.Yiğit Nur’a portakal ağaçları bulunan bir ev alır 8.Sürpriz çerçevesi 8.Simetrik-ıraksama 8.Yiğit Nur’a sürpriz tatil hediye eder

ÖZGÜİLİŞKİYE RİTÜELLER

Tablo.11 Paramparça, Aşk Yeniden, Kara Para Aşk, Poyraz Karayel, Asla Vazgeçmem Dizilerinin İlişkiye Özgü Ritüellere Göre Çözümlenmesi

İlişkiye özgü ritüellere göre Paramparça dizisine yönelik 5, Aşk Yeniden dizisine yönelik 2, Kara Para Aşk dizisine yönelik 2, Poyraz Karayel dizisine ait 3, Asla Vazgeçmem dizisine ait 3 sahneye rastlanmaktadır. Bu ritüeller Başbaşa geçirilen zamanlarda yapılan ritüellere benzemek ile birlikte ilişki geliştikçe karşılıklı ilişki kuran tarafların birbirlerinin incelikli yönlerini tanımaları ile ortaya çıkan ritüellerdir. Bu sahnelerde de bu incelikli yönler tespit edilmeye çalışılmaktadır.

PARAMPARÇA 3. Bölüm\ Süre: 46.22

Dilara: Beni masadan böyle acele kaldırıp eve getirecek şey ne? Cihan: Farkında bile değilsin değil mi? Dilara: Neyin? Artık mutlu bir çift olmadığımızın mı? Cihan: Biz ne zaman mutlu olduk? 18 yıldır? Hiçbir zaman. Her zaman dışarıya mutlu göründük. Tatlı şeker bir aile. Dilara: Bunu konuşmak için çağırmadın beni buraya değil mi? Cihan: Tam da bunu konuşacağız. Dilara: Öyle mi iyi peki o zaman dinliyorum seni. Cihan: Bak Dilara mutsuzuz aramızda sevgi yok. Herhangi bir şey yok. Ev arkadaşı gibi olduk. Yeter artık. Dilara: Abartıyosun Cihan abartma lütfen. Cihan: Dilara ben bunu artık daha fazla sürdüremeyeceğim. Dilara: EE yani? Cihan: Boşanalım. Dilara duymuyorsun galiba. Boşanalım. Dilara: Hayır duydum. Mümkün değil. Cihan. Niye biz Katolik miyiz? Evlenirken yemin mi ettik. Mezara kadar ölene kadar diye. Dilara: Öyle canım istiyor ben boşanıyorum diyemezsin. Cihan: Ben bunu yıllardır söylüyorum. Dilara: O çok eskide kaldı Cihan şimdi çocuklarımız var. Ortak bir hayatımız var. Cemiyette bir yerimiz var. Cihan: Ya başlayacağım senin cemiyetine yeter artık. Bizim ailemiz dağılmış. Çocuğun içerde hasta yatıyor. Senin haberin bile yok. Dilara: Nasıl haberim yok. Bugün 10 kere konuştum ben onunla. Cihan: Ha telefonla tedavi ettin öyle mi? Dilara: Evet ilacını almasını ben söyledim. Cihan: Bravo sınıfı geçtin.

239

Dilara: Cihan, bu saçma sapan düşünceyi aklından çıkarıyorsun. Herkesin gözü bizim üstümüzde. Bir de şimdi boşandılar diye dillere düşemem ben. Cihan: Başlayacağım senin milletine ya. Bir kere de kendin için üzül benim için üzül. Ailemiz için üzül. Yeter. Dilara: Aileme üzülüyorum ben zaten. Cihan: Neye üzülüyorsun? Cansu hastanede karıştı diye millet cemiyet duyacak diye ödün kopuyor sen ona üzülüyorsun. Dilara: Biz buyuz Cihan. 18 yıldır hayatımız nasılsa öyleyiz. Böyle birdenbire uykundan uyanıp ben boşanıyorum diyemezsin. Bunca yılın birikimini sana çöpe attırmam. Anladın mı?

Üçüncü bölümün bu sekansında Cihan ve Dilara ilişkiye özgü ritüel boyutu içerisinde tartışmaktadır. Genellikle çift önemli boşanma tartışmalarını mahrem alanlarda (yatak odası) yapmaktadır. Bu ilişkisel ritüelleri ilişkilerini geliştirmek\ tazelemek ve güçlü hale getirmek için değil daha çok tartışmak, deşarj olmak amaçlı gerçekleştirmektedirler. Bu da bir ritüeldir çünkü hiçbir şekilde konuşmayıp her taraf kendi hayatını da yaşama davranışı gösterebilirdi. Genelde dizi boyunca çözüm yolu aramak üzerine ilişkilerini konuşmaktadırlar. Cihan ciddiyet çerçevesi çizmekte iken Dilara, “Çocuklarımız ve cemiyet hayatımız var boşanamayız.” diyerek itiraz(mücadele) kilidi ile kilit ayarı yapmaktadır. İletişim stratejisinin simetrik ıraksama olduğu görülmektedir.

Paramparça 33. Bölüm \ Süre:1.07.44

Cihan: Boğazı dolaştım bugün her şeyi düşündüm dilara dün gece gerçekten zor bir geceydi çok zordu Dilara: senin için de öyle miydi gerçekten Cihan: tabii ki benim için de öyleydi dilara ben seni üzmek istemedim hiçbir zaman inan bana istemedim hatalıydım senin içinde bulunduğun ruh halini anlayamadım Dilara: aileni ne kadar çok sevdiğini bizim için ne kadar çok endişelendiğinin farkına varamadım bir türlü. Bu yüzden senden özür diliyorum aynı şey Hazal için de geçerli Hazal'ın ihtiyaçlarının da farkına varamadım. Gülseren’i de anlamaya çalışıyorum sonuçta annesi biraz aşırı tepki vermiş olabilirim. Öfkeliydim çünkü fakat bütün bu söylediklerim ondan özür dileyeceğim anlamına gelmesin bunu asla

240 yapmam. Burada olmasına katlanamıyorum hiçbir zaman katlanamayacağım sadece tahammül ediyorum Bu da Hazal için çünkü ben kızımı çok seviyorum iyi olmasını iyileşmesini istiyorum onun İyileşmesi benim duygularımdan çok daha önemli Cihan: şaşırttın beni dilara senden böyle yumuşak ve içten bir konuşma beklemiyordum açıkçası teşekkür ederim bak böyle sakin sakin konuşunca her şey daha iyi oluyor Öyle değil mi? evet tekrar söylüyorum ne seni ne Hazal'ı asla kırmak istemedim hiçbir zaman herkesi mutlu edecek öncelikle Hazal’ı mutlu edecek bir çözüm bulmaya çalışacağım dilara nasıl olacak bilmiyorum ama bulmaya çalışacağım.

Dizinin bu sekansında Dilara Gülseren’i Amerika dönüşünde evinde bulduğu için çok sinirlenip onu evden kovduğu için pişmandır. Hazal’ın ihtiyaçlarını da anlayamadığı için pişmanlık duymaktadır. Bu sebeple yaptıklarından dolayı üzüntü duyduğunu kendini açma davranışıyla Cihan’a anlatmaktadır. İlk defa bilişsel çerçeveden duygularını anlattıkları empati kurabildikleri bir aşamaya geçmektedirler. Ebeveyn olarak Dilara’nın da Cihan’ın da yapamayacağı şey yoktur bu düşkün ebeveynlik durumu birbirlerine olan saygısını ve sevgisini arttırmaktadır. Beceriksizlik- ahmaklık çerçevesi kilit ayarı yapılarak ciddiyet çerçevesine dönüştürülmektedir. İlişkiye özgü ritüel boyutu işlenmektedir. Yakınsama yakınsama iletişim stratejisi kullanılmaktadır.

PARAMPARÇA 3. Bölüm \ Süre:53.36

Dilara: Günaydın Cihan: Sana da Dilara: Cihan konuşmamız lazım. Cihan: Konuşacak bir şey mi var? Dilara: Senin boşanma hevesinden bahsetmeyeceğiz. Başka bir şey bu. Cihan: Senin en büyük özelliğin ne biliyor musun? Bu dikenli lafların böyle insanın sinir uçlarına işleyen özenle seçilmiş dikenli lafların. Ne hevesi ya ne hevesi? Ortada bir sorun yok mu? İkimizin arasında? Benim manyakça boşanma hevesim var değil mi? Dilara: Cihan, özür dilerim. Cihan: Çek elini. Dilara: Cihan lütfen beni dinler misin? Özür dilerim dedim. Cihan: Hayret, bugün ajandama yazacağım. Ne biliyor musun? İlk defa özür dilediğini duydum. Dilara: Gerektiğinde özür dilemek erdemdir. Cihan: Öyle mi oluyor cemiyet hayatında senin çevrende sosyal çevrende?

241

Dilara: Cihan tamam haklısın, mutsuzsun anlıyorum. O zaman birşeyler yapalım. Terapiye gidelim yardım alalım. Ama çözelim bu sorunu. Cihan: (gülerek) terapiye gidelim olur. Dilara: Niye gülüyorsun? Burada çözüm bulmaya çalışıyorum ben. Cihan: Yahu 18 senedir mutsuzuz. 18 sene. Ne terapisi? Terapist ne yapacak? Çözümü belli. Dilara: En azından bir süreliğine bir kenara atalım bu mevzuyu. Cihan: Hep bir kenara aldığımız için böyleyiz zaten. Hiç konuşmuyoruz 18 senedir yeter çözümü belli. Dilara: Şu anda Cansu ve öz kızımız bizim durumumuzdan çok daha önemli. Öyle değil mi? Cihan: Hazal. Dilara: Ne? Cihan Hazal. Kızımızın adı. Hazal. Dilara: Biliyorum. Cihan: Biliyorsan ne için adını söylemiyorsun belirsizmiş gibi davranıyorsun. Bir adı var.

Paramparça dizisinin 3. Bölümünün bu sekansında günlük konuşma ritüel boyutu gözlemlenmektedir. Cihan Dilara’ya dikenli sözlerinden (boşanma hevesi) hoşlanmadığını belirtmektedir. Dilara ilişkiyi kurtarmak amaçlı terapiye gitme fikrini öne sürmektedir. Cihan da bu fikrin yararlı olmayacağını söylemektedir. Bunu da gülerek yani Dilara için ciddi olan bu çözüm önerisini Cihan gülerek şakaya bağlamaktadır. Bu durumda ciddiye alınmadığını düşünen Dilara bundan rahatsız olur. Sonra meseleyi bastırmak için yok sayma önerisinde bulunmaktadır. Cihan bu sefer de hiç bu mevzuyu tartışmadıkları için hep bir kenara attıkları ve ilişkiye dair konuşma ritüellerini yerine getirmedikleri için ilişkinin bu hale geldiğini vurgulamaktadır. Dilara’nın birtakım çözüm önerileri sunarak Cihan’ı evliliğe devam ettirmek için ikna kilidi Cihan’ın yeniden zeminlendirme kilidini kullanarak aslında mevzunun ciddiye alınacak geçiştirilemeyecek noktada olduğunu vurgulamasıyla ciddiyet ana çerçevesine dönüştürülmektedir. Bu ilişkisel boyutta Dilara Cihan’a yakınsama davranışı göstermekteyken Cihan Dilara’ya ıraksama davranışı göstermektedir. Yakınsama- Iraksama iletişim stratejisinin uygulandığı görülmektedir.

242

PARAMPARÇA 10. Bölüm \ Süre: 49.15

Dilara: Kaydı kullanacaksın değil mi? Böyle bir fırsatı tepmezsin. Cihan: Nasıl yani? Dilara: Sana gönderdiğim kaydı silmedin kullanacaksın herhalde. Cihan: Sen ne söylediğinin farkında mısın Dilara? Yani ben şimdi bana verdiğin o telefon kaydını mahkemeye girip içerde seni cümle aleme elaleme rezil edeceğim o kaydı kullanıp sırf mahkemeyi kazanayım diye. Sence ben böyle bir ahlaksızlık yapacak adam mıyım? Dilara: Bilmiyorum, belki yaparsın. Cihan: Dilara, sen benim 18 yıllık karımsın, her ne olursa olsun ben seni rezil eder miyim? Hı? Yapar mıyım? Nasıl böyle birşeyi düşünebiliyorsun? Çocuklarıma ne diyeceğim ben onlar da duyacaklar. Anneniz Gülseren’e kumpas kurdu dedenizle beraber. Sesini kaydetti montaj yaptı. Sahtekarlık yaptı. Böyle mi yapacağım? Ben yapar mıyım? Beni hiç mi tanımadın? Dilara: Sormak zorundaydım Cihan. Cihan: Bak ben senden medenice boşanmak istiyorum. Seninle dost kalmak istiyorum. Dilara: Tamam. Özür dilerim. Sana böyle bir şey sormadım ben. Cihan: Bak. Böyle bir şerefsizliği ancak kim yapabilir biliyor musun bizim aramızda? Babam yapar. Bak seni de zehirliyor dikkat et. Dilara: Zehirliyor mu? Baban bana destek oluyor Cihan. Ailemizi korumaya çalışıyor. Cihan: Babam ailemizi filan korumaya çalışmıyor. Ne ailesi onun dersi sadece para pul yaşamak Dilara: Sen bana destek olduğu için rahatsız mı oluyorsun? Bu senin sorunun. Cihan: Babam benim hayatımda tanıdığım en bencil insandır. Çıkarları için her şeyi yapar. Dilara: Kesinlikle bana destek olmasına katlanamıyorsun sen. Cihan: Bak. Dilara sana neler yaptı? Seni ne hale getirdi? Seni kandırdı, zehirledi, etkiledi, sana komplo kurdu. Ya sen böyle bir insan mısın? Sen bu kadar kötü değildin Dilara. Noluyor sana? Dilara: Beni kimse etkileyemez Cihan, baban bile. Cihan: Bak Dilara seni uyarıyorum. Babama dikkat et sonra pişman olursun. Bin pişman olursun. Dilara ben senin düşmanın değilim ben senin dostun olmak istiyorum. 18 yıl aynı yastığa baş koyduk seninle. Bak, her ne olursa olsun senin için içim titredi. Sana aşık değildim ama her zaman sana saygı duydum. İçimde kalan elimde avucumda kalan ufacık saygıyı da ne olursun alma. Dilara: Peki benim sana saygım kaldı mı? Sen beni ne hale düşürdüğünün farkında mısın? Cihan: Yazıklar olsun Dilara. Yine sosyal çevreni düşünüyorsun değil mi, arkadaşlarıma rezil olacağım, cemiyetime rezil olacağım. Yahu boşanıyoruz bunu düşün.

Bu sekans Cihan ile Dilara’nın boşanma öncesi süreçte birbirleri ile konuştukları son sahnedir. Dilara yaptığı hatanın farkındadır ve mahkemede Cihan’ın ses kaydını kendi lehine kullanacağını düşünmektedir. Bu sebeple kendinin sebep olduğu beceriksizlik\ ahmaklık çerçevesini bir koz olarak kullanacağını düşünmektedir. Ancak Cihan mücadele (itiraz) kilidini kullanarak “Ben hiç böyle bir şey yapar mıyım Dilara?” sözüyle ilk anlamlandırmaya karşı çıkmaktadır. Kendini haklı çıkaran sebepler sunarak

243 yeniden zeminlendirme yaparak ana çerçevelerden hüner çerçevesine bağlamaktadır. Böylelikle hayranlık verici bir durum yaratmaktadır (“başkası olsa bunu kullanırdı ama ben bu kozu seni çocuklarının önünde rezil edip küçük düşürmemek için kullanmadım. Ben şerefli haysiyetli bir adamım”) alt mesajıyla sıradan gereksiz bir durum hayranlık uyandıracak bir şekilde çerçevelenmektedir. Hüner çerçevesi, sembolik sermayenin inşasında çok önemli bir çerçevedir. Üstün insan gibi bir çerçeve bu ana çerçeveye yeniden zeminlendirme kilidi kullanılarak üretilmiştir. Bu sahnede ilişkiye özgü tartışma ritüeli gözlemlenmektedir. Asimetrik ıraksama iletişim stratejisi görülmektedir. Paramparça 33. Bölüm\ Süre: 45.09

Cihan: Nereye? Dilara: Dışarı çıkacağım. Cihan: hayır çıkmıyorsun. Dilara: cihan dışarı çıkmak istiyorum anladın mı? Cihan: Çıkmayacaksın Dilara: çıkmak istiyorum ben çıkayım ki gülseren eve iyice yerleşsin Cihan: saçma sapan konuşma dilara Dilara: konuşturma o zaman saçma sapan şeyler yapmayın benden saçma sapan şeyler istemeyin Cihan: ya ben istemedim Gülserenin burada kalmasını Hazal istedi. Dilara: ben istemiyorum anladın mı o kadının bu evde kalmasına tahammülüm yok cihan lütfen kendini biraz benim yerime koyar mısın bir an olsun annem hasta yanına gidiyorum evime dönüyorum kocamın sevgilisi evimde benden kocamı çalmaya çalışıyor böyle bir şey nasıl olabilir benim giysilerimi giyiyor evimin her köşesinde dolaşıyor rahat rahat böyle bir durumda sen nasıl hissederdin açıkça soruyorum sana lütfen doğruyu söyle bu kadın seni sevgilin değil mi? hiç değilse hevesini alırdın ondan sonrada bırakırdın benim yanıma getirmezdin. O kadar umurunda değilim ki senin beni o kadınla aynı çatı altında yaşatıyorsun beni ne kadar incittiğinin farkında bile değilsin hiçbir çözüm aramadın aradın mı Cihan? Çocuklarına gösterdiğin hassasiyetin binde birini bana göstermedin benim duygularımın hiçbir önemi yok. Hiç olmadı mı benim duygularımın önemi hiç olmadı mı? Cihan: haklısın dilara haklısın yapmamam lazımdı başka bir çözüm bulmam gerekiyordu doğru söylüyorsun böyle bir şeye ben de katlanamazdım ne bileyim işte aklım hep Hazal'da kaldı çok özür dilerim Dilara zamanı ya da yaşananları geri getiremem o zamanı başa alamam ama sana dürüst olacağım evet canım Dilara: lütfen bir kez olsun dürüst olur musun bir kez evet soruma cevap verir misin bu kadın seni sevgilin mi? Cihan: ben bütün ilişkimiz boyunca her zaman sana dürüst oldum senden hiçbir şey saklamadım sana yalan söylemedim seni aldatmadım yapmadım gülseren benim sevgilim değil ama sevdiğim kadın onu seviyorum Ama gülserenle bugüne kadar aramda senin düşündüğün gibi bir şey yaşanmadı hiç olmadı

244 dilara sen de biliyorsun bizim evliliğimiz ben gülserenle tanışmadan önce bitmişti. Bin beş yüz kere konuştuk bütün bu konuları biz sadece eşimize dostumuza mutlu bir çift oyunu oynadık şu yatakta uzun yıllardır kardeş gibi uyuyoruz Gülseren’i gördüğüm zaman ona aşık oldum aşık oldum ama yapabileceğim bir şey yok dilara aşk bu öyle kapının ziline basıp ben geldim demiyor bu yaştan sonra aşık oldum seni üzmeyi kırmayı hiç istemezdim özür dilerim

Bu sahne Dilara ve Cihan için kırılma noktasıdır. İlk birbirlerini duygusal anlamda en iyi anladıkları ve ilk defa ilişkileri hakkında birbirlerini anlayarak derinlemesine konuştukları sahnedir. Gerek ifade mesafesi, gerek konuşma hızları, gerek bilgi yoğunluğu, sessel yoğunluk, susma mesafesi (birbirlerini konuşmalarının sonuna kadar dinleme), cevap verme hızı (doğru söylediği anlamına gelmektedir), kendilerini açma davranışı, dayanışma ifadesi, fikirler ve yönelimler, jest ve mimik, yüz ifadeleri ve duruş her açıdan yakınsama yakınsama bir iletişim stratejisi kullandıkları sahnedir. Bu ilişkisel diyalog ilişkiye özgü ritüeller kapsamında ele alınabilir. Her mahremiyet tartışmaları özellikle yatak odalarında gerçekleşmektedir. Olay ciddiyet çerçevesi içinde geçmektedir öncelikle Dilara tarafından mücadele (itiraz) kilidi kullanılmaktadır ve bu durum Cihan tarafından yeniden zeminlendirilmiştir.

Paramparça 45. Bölüm \ Süre: 2.00.20

Dilara: Hatırlıyor musun çocukken ateşi ne kadar meraklıydı daha evine gittiğimiz zaman hemen şu Emine'nin başında saatlerce ateşi istiyordu bir de dört bulurum yeni açıldığı zaman siz böyle masaların üstüne geçip gidecek gibi kutuları koyuyordunuz onların hepsini olan ozan çalıyordu Cihan: biliyorum hepsini çalıp getirip yatağına altına saklıyordur sonra bir bakıyordum böyle kuru kuru yaprakları topladım ki bittiği çakıp çakıp yakıyor bugün öyle çok korktum ki oğlum sen ne yapıyorsun tehlikeli oynama bunlarla ben itfaiyeciyim bundan hepsini son duracağım dedi ondan sonra bir kulu boca etti Dilara: İtfayeci olmak istiyordu Cihan: İtfayeci olacağım diye konuşuyordu ilkokul müsameresinde de oldu hatırlamıyor musun bir tane şiir okur kırmızılar giyeriz biz alevlere dalarız biz alev ateş dinlemeden evlere gireriz biz insanları kurtarırız kahraman oluruz biz itfaiyeciyiz biz Dilara iyi değilim tamam canım tamam allah benim ömrümden alsın ona versin Allah kimsenin başına vermesin düşmanımın bile Dilara: Cihan tamam ne olur.

245

Cihan: tutuyorum kendimi ama dayanamıyorum artık Dilara: Tamam lütfen

Bu sahne beklenmedik bir olayın ilişkiye özgü bir kriz ritüelinin teknik okuma yolu ile (Ozan’ın küçüklükte yaptığı oyun ve davranışlar akla getirilerek ) ciddiyet ana çerçevesine dönüştürüldüğünü ortaya koymaktadır. İlişkiye özgü ritüeller içinde eğer bir kriz anı yaşanmakta ise bu kriz bilinen bütün rollerden maskelerden sıyrılmaya yaramaktadır. Bu da apaçık olarak gözle görünür iletişim uyumuna yönelik simetrik yakınsama diyaloğunu doğurmaktadır çünkü stratejiye vakit olmamaktadır. Geleneksel ritüeller duygulardan uzaktır var olan norm olanı uygulamaya yöneliktir dolayısıyla bilinçlilik esas değildir. Ancak ilişkisel ritüellerde duygular da hesaba katılmaktadır. Özellikle kriz anlarında kişilerin tutumu uzun vade de ilişkinin seyrini değiştirecek nitelik taşıyabilir. Kriz anlarında ağırlıklı olarak duygular devreye girdiği için simetrik yakınsama stratejisinin öne çıktığı bulgulanmaktadır.

Paramparça 68. Bölüm\ Süre: 1.22.26

Ayşe: Leyla çim mi bu?, Parka mı getirdin Leyla? Sen kimsin?, Leyla? Cihan: Ayakkabılarını çıkar, eve ayakkabı ile girilmez. Hazır mısın açıyorum gözünü? Ayşe: Cihan benim formam var! Cihan: Evet ama bakalım ne yazıyor Ayşe: Şampiyonluk aşkına beni affet affettim şampiyonluk aşkına

İlişkisel ritüellere yönelik bu sahnede Cihan kendisini Ayşe’ye affettirmek için futbol sahasını kapatmaktadır. Ayşe’ye bir forma hazırlatıp tribünlere de “Şampiyonluk aşkına beni affet” yazdırmaktadır. Böylece aralarındaki sürpriz ana çerçevesi ikna kilidi ile hüner çerçevesine dönüştürülmüştür. İletişim stratejisi simetrik yakınsamadır.

246

Paramparça 70. Bölüm \ Süre:1.52.32

Cansu: Niye buraya geldik? Deniz: Bilmem Cansu: Lütfen söyle. Deniz: Göreceksin aşkım, aşkım benim, gel aşkım otur. Cansu: Nereye gidiyoruz? Deniz: Canımız nereye isterse. Cansu:Ya Deniz. Deniz: Niye gelmez misin? Cansu: Nereye? Deniz: Ne farkeder neresi olursa. Cansu: Gelirim tabii ki gelirim de. Garson: Özel bir isteğiniz var mı efendim? Deniz: Yok yok hayır her şey çok güzel teşekkür ederiz. Cansu: O neydi, o neydi göz kırptığını gördüm adama. Deniz: Hangi adama? Cansu: Tamam tamam ben bir şey sormuyorum. Deniz: Sor aşkım sor, ne istersen sor. Cansu: Ne istersem mi? Deniz: Canın ne isterse. Cansu: Beni seviyor musun? Deniz: Seni çok seviyorum aşkım. Cansu: İnanmıyorum! Deniz: İnan aşkım hepsi gerçek bunların. Sen, ben, aşkımız. Cansu: Deniz çok güzel, her şey çok güzel. Deniz: Aşkım, tek gerçeğim, benimle bu aşkı ömrümün sonuna kadar yaşamaya var mısın? Benimle evlenir misin? Cansu aşkım bir şey söylemeyecek misin? Cansu: Aşkım ben gerçekten ne söyleyebileceğimi bilemiyorum çok şaşırdım hiç beklemiyordum Deniz: Eğer istemiyorsan? Cansu: İstiyorum aşkım çok istiyorum ama annemlere ne diyeceğiz? Deniz: Ben zaten hemen evlenelim demiyorum ki tek bildiğim hayatımın sonuna kadar seninle birlikte olmak istiyorum. O yüzden tekrar soruyorum sana sen ne zaman istersen benimle evlenir misin? Cansu: Evet evet.

Bu törensel ilişkisel ritüelde romantik sevgili Deniz’in evlilik teklifi etmeden önce tekne kiraladığını yemekten, kemana her şeyi özenle düşünüp düzenlediği görülmektedir. Sürpriz çerçevesi sahneye hakimdir. Genel iletişim stratejisi de beden dili, konuşma hızı, cevap verme hızı, şakalar, duruş, jest ve mimik açısından simetrik yakınsama iletişim stratejisidir.

247

Aşk Yeniden 6. Bölüm \ Süre:1.24.12

Fatih: Oğlum hadi süprize bilin bakalım ben kimim pilot Fatih Fatih: Dur 3-2-1 sürpriz. Zeynep: Bu mu? Fatih: Beğenmedin mi? Zeynep: Şaka mı yapıyosun bayıldım doğru söyle kim söyledi sana bunu? Fatih: Ben adamı gözünden tanırım kızım sen de tam hippi tipi var. Zeynep: Fatih ben bunu hep hayal etmiştim çok teşekkür ederim. Fatih: O zaman hemen hazırlanıp yola çıkalım Zeynep: Tamam ben hemen gidip eşyaları hazırlayayım hemen 2 dakikada hazırlarım doğru yoldayız oğlum.

İlişkiye özgü ritüellerde Fatih’in Zeynep’in nelerden hoşlandığına dikkat ettiğine rastlanmıştır. Buna bağlı olarak hem tatil, hem de Zeynep’in çok sevdiği karavan hediye etmiştir. Sürpriz çerçevesi sahneye hakimdir. Simetrik yakınsama iletişim stratejisi gözlemlenmektedir. Aşk Yeniden 19. Bölüm \ Süre:1.57.45

248

Fatih: Hayatım ne düşünüyorsun? Zeynep: Seninle Amerikaya gidiyoruz diye o kadar mutluyum ki çok heyecanlıyım yine aynı kafeye gideriz di mi? Fatih: Kesin gideriz seninle sadece Amerika değil dünyanın her yerine gideceğim Zeynep: Peki uçakla mı? Fatih: Evet yani ben havayı seviyorum Zeynep: Ya ama ben de uçmaktan korkuyorum biliyorsun bazı yerleri de gemiyle gitsek? Fatih: Doğru sen de suyu seviyordun neyse canım artık ortak bir noktada buluşacağız hayat müşterekmiş hem sen merak etme hayatım ben yanında oldukça hiçbir şeyden korkmana gerek yok Zeynep: Düşüyoruz değil mi Fatih? Fatih: Zeynep baksana bir. Ya Zeynep hanım ben sana dememiş miydim o kararın göl şakasının intikamını çok pis alacağım diye. Zeynep: Ya Fatih ay çok komik hem bizim çocuğumuz var sen nasıl böyle bir şaka yapabilirsin? Fatih: O ne demek öyle ya Zeynep Zeynep: Ne? Fatih: Bana küstün mü? Lütfen Zeynep kalkana birşey mi olmuş? Zeynep: Ne olmuş kalkana? Fatih: Zeynep seni ilk gördüğüm yerden başlayalım beraber başlattığımız bu yalan seni ilk gördüğüm yerde gerçek olsun istedim o yüzden bu kadar beklettim seni Zeynep aşkım Zeynep: Efendim? Fatih: Hayatım boyunca yaşayacağım bütün türbülanslarda karım olarak yanında olur musun? Zeynep: Tabii ki evet diyeceğim olurum.

Bu sahnede Fatih Zeynep’e evlenme teklifi için büyük bir sürpriz hazırlamaktadır. İlk tanışmaları uçakta olduğu için yine bir uçak yolculuğu ayarlamakta ve Amerika’ya yolculuk sırasında teklifini yapmaktadır. Ancak Zeynep uçaktan korkmaktadır ve beklenmedik bir durum gelişir uçağı kullanan pilot kalp krizi geçirir ve uçak düşme tehlikesi atlatır. Pilotluk becerisi olan Fatih uçağın düşmesine engel olur ve uygun bir yerde uçağı indirmektedir. Bu durum hayatları boyunca unutamayacakları bir evlenme teklifi olarak kalır. Sürpriz çerçevesinde simetrik yakınsama iletişim stratejisi gözlemlenmektedir.

Kara Para Aşk 7. Bölüm\ Süre: 1.01.03

Elif: Bir iki lokma yesem daha da iyi olacak Ömer’in annesi: Ay inşallah acı seviyorsundur Elif: Bayılırım Ömer: Anacım o hint mutfağını biliyordur nereden bilsin bizim oranın acısını biberini

249

Elif: Bu sefer fena çuvalladın komiser biz malatyalıyız Ömer’in annesi: Hemşehri sayılırız biz de hataylıyız yani rahmetli kocam oradan gider ben doğuma büyüme Ankaralıyım acı seviyorsan bizim biberli ekmeğimizden hoşlanacaksın Ömer: Ama bu da bak tuzlu yordu mu al bunu ekmeğe sürer sürer yeriz biz anacım arada böyle bir ıspanak borani yapar efsane acayip canım çekti ha Ömer’in annesi: Canın sağ olsun oğlum ne zaman istersen yaparım Elif kızımızı da getirirsin birlikte yeriz Elif: Müdür bu biberli ekmek harikaymış Ömer’in annesi: Afiyet olsun şimdi o ıspanaklı yemeyi de merak ettim Ömer: Anacım sen bunun öyle olduğuna bakma ha acayip yiyor Ömer’in annesi: Ha ne güzel biz yiyen insanları severiz yemek yiyen insan mutlu insandır değil mi? Ömer: Başladı kadın dayanışması.

Bu sahnede Elif ilk defa Ömer’in annesi ile tanışmaktadır. Ömer’in annesi Ömer’in “Anacığım sen bunun öyle olduğuna bakma ha acayip yiyor” söylemi üzerine “Ne güzel biz yiyen insanları severiz, yemek yiyen insan mutlu insandır değil mi?” sözüyle Türk insanının geleneklerine gönderme yaparak kilit ayarıc yapmaktadır. Simetrik yakınsama iletişim stratejisi hakimdir.

Kara Para Aşk 38. Bölüm\ Süre: 1.07.19

Elif: Çok mu abartılı oldu sizce ben böyle daha düz saten bir şey düşünmüştüm Ömer: çok yakışmış Elif: Senin ne işin var burada Ömer: Seni arıyordum buldum sinyor Elif: olmaz olmaz düğünden önce göremezsin büyüsü bozulur uğursuzluk zor olmaz ama ya Ömer: saçmalama olur mu onlar film kandırmacası sen benim gelinim olacaksın nikahımız kıyılacak sonra seni kucakladığım gibi hem de götüreceğim kötü bir şey olmayacak Elif: Böyle şeyler film kandırmacası değil ayrıca inanırım ben Ömer: Elifim dur ne olursun ne olursun dur sana biraz bakayım çok güzelsin kalbim neredeyse yerinden çıkacak Elif: ya böyle olmayacaktı ama sen beni gelinlikle nikahta görecektin bütün büyü bozuldu böyle Ömer: sevgilim ilişkimizi böyle saçma hurafelere teslim etmeyelim ben seni beyazlar içinde gördüm ya bir kere daha aşık oldum sana bu kadar basit ve güzel işte kötü bir şey olmayacak ve bozulmayacak Elif: Ne ne oldu neyi beğenmedin ne olur söyle duvak mı ya ben de duvak takmak istemedim ama çok ısrar ettiler onlar olmamış değil mi? Ömer: çok güzelsin o kadar güzelsin ki gel yanında nasıl duracağım kafamda canlandıramadım Elif: Mükemmel çünkü biz tam birbirimize göreyiz.

İlişkiye özgü bu ritüelde Elif Ömer’e “Gelin’i evlenmeden önce gelinlikle görmek uğursuzluktur”, söylemi ile bir ritüel inanca vurgu yapmaktadır. Bu ritüel inanç gerçeğe dönüşmüş olup gerçekten düğün yapılamamıştır. Ömer’in beklenmedik bir

250 zamanda prova yerine girmesi sürpriz olmuştur. İletişim stratejisi simetrik sürerliktir. Çünkü Elif’in bu ritüel inancına karşılık Ömer kendi fikrini öne sürmektedir.

Poyraz Karayel 15. Bölüm\ Youtube\Ayşegülden Poyraz’a Evlenme Teklifi

Ayşegül: Selam ne haber? Poyraz: iyi senden? Ayşegül: yani işte işi kabul ettim Poyraz: çok sevindim Ayşegül: ben de Poyraz: vay be şimdi doktorluğa geri dönüyorsun Ayşegül: evet sadece doktorluğa değil bir çok şeye geri dönüyorum Poyraz: ne mesela? Ayşegül: mesela yalnızlığıma poyraz ben bir karar aldım Poyraz: farkındayım ve çok merak ediyorum Ayşegül: bu böyle olmuyor yani senin aklından başka şeyler geçiyor senin dünyanda ben yokmuşum sanki bir oyuncakmışım gibi hissediyorum Poyraz: ayşegül bunları artık geçtiğimizi sanıyorum Ayşegül: yok geçemedik geçemiyoruz poyraz senin kafan hala karışık Poyraz: senin aklından neler geçiyor bir söylesene bana Ayşegül: hiçbir şey ama bir şey geçiyor muş numarasını iyi yapıyorum Poyraz: Ayşegül hadi yeter ya söyle ne söyleyeceksen hadi Ayşegül: beni seviyor musun? Poyraz: evet tabii ki Ayşegül: sonsuza kadar sever misin beni yaşarsam Ömer? Poyraz: evet Ayşegül: benim için nelerden vazgeçersin? Poyraz: Üst başla uyumaktan ya Ayşegül ne oluyor Allah aşkına ya hadi söyle ne söyleyeceksen tamam yeter artık söyle bitsin hadi. Ayşegül: evlen benimle Poyraz: ne Ayşegül: duydun işte sana evlenme teklif ediyorum evlen benimle Poyraz: sen ciddi misin ya? Ayşegül: kalp krizi kadar ciddiyim.

Bu sahnede Ayşegül Poyraz’a evlenme teklifi etmektedir. Aşk yeniden dizisinde de ilk olarak Zeynep Fatih’e çıkma teklifi etmiştir. Bu iki dizinin ilişkisel ritüelleri,

251 konfor alanları ve ritüellikten çıkma durumu birbirine benzemektedir günümüz modern ilişki biçimine benzemektedir benim hayatım benim kararlarım benim gençliğim vurgusu sıklıkla yapılmaktadır. Ancak yer yer dizilerde gelenekçi ve ataerkil aile biçiminden sapmamak adına erkek egemenliği alt söylemlerde verilmektedir. Zaten sonunda erkek teklif ettikten sonra nişan ya da evlilik gerçekleşmektedir. Bu sahnede sürpriz çerçevesi evlilik teklifi vb. ritüellerin üç dizide de aynı olduğunu göstererek asimetrik yakınsama şeklinde gerçekleşmektedir.

Poyraz Karayel 41. Bölüm\ Youtube\ Ayşegül’ü Bayıltan Evlilik Teklifi

Poyraz: Mutlu insanlar ölmeye mahkumdur çünkü hikayeleri biter tarih yalnızca mutsuzları ezer bana bakın ey mahalle halkı içinizdeki mutluluğu tek tek bulup tutuklamak benim boynumun borcudur biz burada acı çekerken sizin mutlu olmaya ne hakkınız var lan komşuluk bitmiş albayım komşuluk bitmiş be siz de mutlu olunca ne olacağını söyleyeyim mi mutluluktan depresyona girecek sonra yine mutsuz olacaksınız sokaklar camlar da kendilerini gencecik bedenler ile dolup taşacak ambulanslar yetişmeyecek peşinden koşup durduğunuz bu mutluluk denen deryaya kapılıp sonunda kendinizi öldüreceksiniz İşte burada her şeyi ispat etmek üzere balkona çıkmış bulunmaktayım size mutluluk diye bir şey olmadığını ispat ediyorum alın buyrun Poyraz: Evlen benimle Ayşegül mutlu olalım!

Bu sahnede Poyraz esrarengiz ve olağandışı bir evlilik teklifi yapmaktadır. Genel üslubu ve söylemleri de her zaman ciddiyetten uzak, esprili, şahsına münhasır bir tavırdadır. Poyraz konuşmaya ilk başladığında genel çizdiği çerçeve beceriklik- ahmaklık çerçevesidir. Yeniden zeminlendirme yaparak (bir mucize olsun!) sözylemi ve duvar yazısı bu yeniden zeminlendirmeyi ve umuda yenilmemeye karşı çizdiği tavır sonucu bir sürpriz yaparak evlilik teklif etmektedir. Ancak bunu ilk önce intihar ediyormuş süsü verdiğinden ve Ayşegül de bu olayı gerçek sandığından bayılmıştır. Genel iletişim tonu her ne kadar Ayşegül’ün söylemlerine rast gelinmemiş olsa da Ayşegül’ün beden dili ve sözsüz iletişim davranışlarından asimetrik sürerlik iletişim stratejisinin bu sahneye hakim olduğu vurgulanabilmektedir.

252

Poyraz Karayel 81. Bölüm\ Youtube\ Poyraz Yüzük Ölçüsü Alır

Ayşegül: Ben yer miyim be nerede içtiniz? Poyraz: Ocak başında ayşegül Ayşegül: telefonun niye kapalıydı o zaman? Poyraz: ya inanmazsın çaldırdım ya çaldırmışım Ayşegül: ya sen yalan söylemiyorsan ben de hiçbir şey bilmiyorum Poyraz: ya çok ayıp ediyorsun ayşe ya ne demek yalan söylemek onlar eskidendi Bir kere yalan Malan bitti onlar ya ben sana ne zaman yalan söyledim Ayşegül: her zaman yalan söyledin öldüm dedim daha ötesi mi var be Poyraz:ya ayşegül o bir defa olur olmuş bitmiş gitmiş niye açıyorsun ki tekrar bak yeni telefon aldım işte bak Ayşegül: bırak bırak ben seni ne kadar merak ettim biliyor musun sen Çok merak ettim bir şey oldu zannettim zaten sen de son zamanlarda dengesiz hareketler filan Poyraz: daha önceden dengeli miydi hareketler? Ayşegül:Yoo sen her zaman dengesizdin tamam işte nasıl ki sen bütün bu cadı beni atarlı hallerinden alıyorsun Ben de işten acizane çekiciliğini bu dengesiz hallerinden alıyorum ayşegül ne yapalım yani Ayşegül: acaba senin neren Selim'le Poyraz’ın oğlu: ya sizin tartışmanız bittiyse gidebiliriz Ayşegül: bitti bitti gel bana bak bundan sonra seni her aradığımda o telefon açılacak Poyraz: Emredersiniz Ayşegül hanım. Poyraz’ın oğlu: Baba sen neredeydin akşam? Poyraz: oğlum bırak şimdi akşama çok önemli bir organizasyon var Poyraz’ın oğlu: yoksa benim doğum günüm mü hediyeler mi aldın? Poyraz: mal oğlum benim senin doğum günün ne zaman senin doğum günün mü var ha? Poyraz’ın oğlu: En nihayetinde çocuğum yani ne zaman istersem o zaman olur Poyraz: Ulan senin neren çocuk be şuraya bak bıyıkların bile çıktı artık Poyraz’ın oğlu: neyse neymiş bu organizasyon Poyraz: Şimdi bak ayşegül ablanı istemeye gidiyoruz Poyraz’ın oğlu: kimden isticez? Poyraz: Orman müdürlüğünden oğlum kız kimden istenir babasından isteyeceğiz herhalde Poyraz’ın oğlu: Tamam da ben ne yapabilirim? Poyraz: şimdi bana ayşegül ablanın bir tane yüzüğü lazım ölçü almam lazım Poyraz: Anladım o yüzden sen şimdi ha şimdi oldu o iş bende normale çatıdan atlamalı balkondan uçmalı hareketler olmasın çünkü ayşegül abla seni öldürür Poyraz’ın oğlu: Oha oğlum ne kadar çabuk aldın nasıl aldın? Poyraz’ın oğlu: anlatayım mı nasıl aldığımı? şimdi önce girdim bana senin bir yüzüğün lazım Ayşegül: niye Poyraz’ın oğlu: ölçüsünü alacağız Ayşegül: niye? Poyraz’ın oğlu: ha şey babam seni akşam babandan isteyecekmiş yüzük alacak bir daha ama acısını bilmiyor Ayşegül: Al Poyraz’ın oğlu: çok teşekkür ederim

253

Poyraz’ın oğlu: şaka yaptım şaka şaka aslında öyle olmaz zaten hiçte anlamadı Poyraz: Allahım var ya oğlum aklımı aldın vallahi ödüm koptu

Bu sahne mizah içermektedir. Poyraz oğluna çaktırmadan Ayşegül’ün yüzük ölçüsünü öğrenmesini ister evlilik yüzüğü alacaktır. Oğlu gider ve Ayşegül makyaj yaparken bir yüzüğünü seçer bu yüzüğünü alabilir miyim Ayşegül abla der. Neden diye sorar Ayşegül. Babam sana düğün için yüzük alacakmış ta ondan sordum der. Ayşegül’de hiç tepkisiz uzatıp yüzüğünü verir. Böyle bir sahnede heyacan duyulması gözlerinin parlaması gerekmektedir. Ancak Ayşegül Poyraz’ın sürpriz yapamamasını o kadar fazla kanıksamış ve normalleştirmiştir ki çok sıradan ve olağan bir durum gibi karşılamıştır. Bu durumu ilişkinin çerçevesi iyicil aldatmacadır bu çerçeve yüzük ölçüsü almadan önce analiz edilmiştir. Ayşegül Poyraz’a telefonla kaç kere aradığını açmadığını “Öldün sandım” diyerek belirtmektedir. “Telefonum kırıldı ben de kendime yeni telefon aldım canım sinirlenme ölsem haberin olurdu” der. Ayşegül, “Evet gördük.” diyerek cevap verir. Bu aralarında bir ritüeldir çünkü Ayşegül Poyraz’ın iki yıl boyunca öldüğünü zannetmekte iken Poyraz başka bir yerde yaşıyordur ancak Ayşegül’e zarar gelmemesi için izini belli etmemiştir.

Ayşegül Poyraz’ın yalan söyleme huyunu bildiğinden aslında çok da güvenmemektedir Poyraz’a Poyraz da iyicil aldatmaca komplimanlarla Ayşegül’ün gönlünü almaya çalışır. İletişim tonu yakınsama ıraksamadır.

Asla Vazgeçmem 1. Bölüm\ Youtube\ Yiğit ve Nur Evlenme Teklifi

Nur: Çekil önümden Yiğit: nereye Nur: sanane Yiğit: nereye diyorum Nur: şehre iniyorum işim var

254

Yiğit: iyi tamam gel ben götüreyim Nur: ne? Yiğit: niye şaşırıyorsun bu kadar? götüreyim diyorum anlamıyorsun galiba Nur: işim var diyorum Yiğit: evet geldik işte Nur: konuş seni dinliyorum Yiğit: üzgünüm nur özür dilerim Nur: özür dilemek için beni buraya kadar getirdin? ya affetmezsen ne yapacaksın söylesene kırdın kalbimi şimdi zorla mı iyileştireceksin Yiğit: evet zorla kırdım kalbini kalbini kırmak için zorladım kendimi bunun hiçbiri yüreğimden değildi korkularımdandı çaresizliğimdendi Nur: çaresiz sen misin çaresiz? Yiğit: sana böyle hissettirecek ne yaptım bu kadar korkutacak ne yaptım ben? Nur: sana aşık ettin aşık ettin. Yiğit: Nur korktum korkuyorum biliyorum ömrüm seni kaybetmekten korkarak geçecek bak gel bak benim aşkım hırçın hoyrat çünkü içinde korkular var çünkü içinde biz varız seni hiç özüme Üzmicem diyemem ama sana söz verebilirim sen benim yanımdayken dünya sana çok daha güvenli bir yer olur Nur: şu halime bak senin yüzünden üzülüyorum ama seni senden başka şikayet edebileceğim kimsem yok ben varım ben varım bak dur hemen Şimdi burada sana yapacağım en büyük emrivaki evette nur evlen benimle Nur: Bu manyaklık delilik bu bu en mantıksız şey evet evet en mantıksız şey sen bu hayatta benim başıma gelen en mantıksız şeysin Yiğit: Hala kaçıp kurtulma şansın var eğer bana evet demezsen kaçıp kurtulma şansın var Nur: Ama eğer evet dersem artık senden kurtulma şansım yok Yiğit Kozan

İlişkiye özgü bu ritüelde Yiğit tüm cesaretiyle ve geçmişlerine rağmen yeniden zeminlendirme kilidi ile Nur’u evliliğe ikna etmektedir. İletişim stratejisi simetrik yakınsama şeklinde görülmektedir. Asla Vazgeçmem 52. Bölüm\ Youtube\ Süre: 2.03.10

Nur: Nereye geldik biz burası ev Yiğit: ev portakal ağacı senin portakal ağacının aynı Nur: Çocukluğumdaki gibi çocukluğumun ağacı Yiğit: kendini benim yanımda kendi yuvanda hissetmen için Nur: İnanmıyorum ya inanamıyorum Yiğit: bu bahçe bizim senin memleketinden gelen toprakla senin Ağacın da bizim gel gel Nur: yiğit yiğit burası çok güzel Yiğit: burası işte burası bizim yeni sığınağımız sadece ikimizle bir daha her şeyden herkesten kaçıp saklanabileceğine diğer ilerde yuvamız olacak olan yer

255

Yiğit sevdiği kişinin beğenilerine ve değerlerine saygı gösteren ve önem veren biridir. Nur’u da kendi evinde hissedebilmesi içim Adana’da portakal ağaçları ile iç içe büyüyen ve portakal ağacının kokusu ile çocukluğunu anımsayan Nur için aldığı evin bahçesine portakal ağacı diktirmiştir. Sürpriz çerçevesi sahnede hakimdir. İletişim stratejisi olarak da simetrik-yakınsama iletişim stratejisi gözlemlenmektedir. Asla Vazgeçmem 56. Bölüm\ Süre:2.09.27

Nur:Aşkım hoşgeldin ben çekim desin sanıyordum Yiğit: ben de seni arıyordum ulaşamadım sana. Nur: Dalmışım iyi geldi böyle bahçede oturmak Yiğit: belli belli sonunda yüzünün güldüğünü gördüm ben ama sıkı dur Şimdi çok daha fazla güleceksin yoksa benim sevgilimin bana bir süprizim var yarın akşam basıp gidiyoruz Nur: nereye nereye gidiyoruz Yiğit: içimizden neresi gelirse canımız nereye isterse oraya gidiyoruz seninle uzun bir tatile çıkacağız ikimize de çok iyi gelecek olan tatil o çok ihtiyacımız olan molayı sonunda vericez Nur: hemen molamızı verelim hemen hemen bu gece hatta bu gece bile değil hemen Şimdi gidelim bavul falan da yapmıyordun sen ben arabaya binelim hiçbir fazlalık falan almayalım sadece İkimiz sadece beraber böyle arkanıza bile bakmadan böyle yol nereye git götürüyorsa oraya gidelim ha ne bekliyoruz ki bizi tutan ne var ki Yiğit: Mert aşkım biliyorsun okullar kapandı bu gece de okul aile birliğinin son veda yemeği var benide davet ettiler tabi yani şimdi Mert'in yanında olmam gerekiyor biliyorsun onu yalnız bırakamam ama yarın yarın söz çıkarız hatta akşama beklemeyiz yarın sabah erkenden çıkarız tamam mı hadi ama yüzün düşmesin asma güzel suratını bak söz veriyorum sana yarın sabah erkenden çıkacağız yola Nur: hiçbir zaman istediğimiz zaman olmayacak değil mi yiğit hep beklemek zorundayız hep ertelemek zorundayız hep Mert hep Mert hayatımızda hep Mert'in keyfine göre mi yaşıycaz yahu çocuk şımarık bir oğlan bizi parmağında oynatıyor ya Yiğit: ne söyledin sen nasıl ne söyledin? Nur: ya yalan mı ha Mert'in oyuncağı olmadık mı biz ya şu halimize bir bak ya iki yetişkin insan bir küçücük çocuk yüzünden şuradan şuraya adım atamıyor ya Yiğit: yeter artık ağzından çıkanı kulağın duysun senin Nur: ya bıktım artık yiğit ya küçücük çocuğun kurbanı olmaktan yoruldum artık ben ya Yiğit: hayır bu gerçek olamaz bunlar senin sözlerin olamaz bu gerçek olamaz Nur: tek gerçek ne biliyor musun senin oğlun aramızdaki tek engel işte sayende tek gerçek bu aramızda mert olmasaydı biz çoktan kavuşmuştuk çoktan

256

Yiğit Nur’a sürpriz yapıp tatile gideceklerini söylemektedir. Ancak zamanlama konusunda çatışma içine girerler. Çatışma büyür ve Yiğit’in oğlu Mert de çatışmanın konusuna dahil olunca Yiğit çok sinirlenir. Genel iletişim stratejisi simetrik ıraksamadır.

257

İLETİŞİM İLİŞKİSEL RİTÜELLER ETKİLEŞİMSEL ÇERÇEVE STRATEJİSİ PARAMPARÇA PARAMPARÇA PARAMPARÇA

24.Çocuklarının at binme yarışması 24.İkna kilidi 24.Yakınsama-Iraksama

25.Dilara’nın evde yemek daveti 25.Sürpriz, itiraz kilidi ile ciddiyet 25.Iraksama-Iraksama 26.Dilara’nın cemiyeti evde yemek ve partiye davet etmesi 26.Sürpriz iyicil aldatmaca ile 26.Yakınsama-Iraksama 27.Dilara ve Cihan’ın çocukları için bir araya gelip bir ikna- itiraz ile ciddiyet 27.Asimetrik ıraksama kafeteryada görüşmesi 27.Sürpriz kilit ayarı ile hüner 28.Asimetrik yakınsama 28.Cihan ve Gülseren birlikte kahvaltı hazırlama 28.Rastlantı iyicil aldatmaca ile 29.Asimetrik ıraksama 29.Cihan iş yemeğine Gülseren’i davet etmekte ciddiyet, 30.Simetrik yakınsama 30.Cihan’ın Dilara’yı ondan boşanmak istediğini söylemek için 29.Sürpriz itiraz çerçevesi ile bir restauranta davet etmesi ciddiyet, 30.Ciddiyet çerçevesinin kilit ayarı ile sürpriz çerçevesine dönüştürülmesi

AŞK YENİDEN AŞK YENİDEN AŞK YENİDEN 22.İyicil aldatmaca ile kilit 22.Asimetrik yakınsama 22.Fatih ayağına Zeynep’in masaj yapmasını ister ayarı, 23.Asimetrik yakınsama 23.Zeynep hasta olunca Fatih bütün ev işlerini yapar 23.Hüner çerçevesi ile yeniden kilitleme

GÜNDELİK RUTİNLER GÖREVLER VE RUTİNLER GÜNDELİK

Tablo.12 Paramparça, Aşk Yeniden, Kara Para Aşk, Poyraz Karayel, Asla Vazgeçmem Dizilerinin Gündelik Rutinler ve Görevlere Göre Çözümlenmesi

Gündelik Rutinler ve Görevler ilişkisel ritüel boyutuna göre Paramparça dizisine ait 7, Aşk Yeniden dizisine ait 2 sahneye rastlanmaktadır. Bu boyutta, ortak çocuk yetiştirme ya da ev işleri vb. gibi çiftlerin ortak söz sahibi olduğu konular ele alınmaktadır. Paramparça 1. Bölüm\ Süre: 23.09

Dilara: Nerede kaldın Cihan? Cihan: Yetiştim işte. Dilara: Akşamki yemeği iptal ettim memnun olmuşsundur. Cihan: İyi etmişsin hadi. Dilara: Hadi Cansu hadi, geçen seferki gibi heyecan yapmaz inşallah. Cihan: Heyecan yapan sensin sakin ol. Dilara: Allah Allah. Yeterli değil ama Cihan, dikkatini toplaması lazım. Yoksa kazanamayacak. Böyle hata yaparsa birinci olamaz Cihan. Cihan: Ya birinci olmasın önemli olan kazanmak değil ki. Dilara: Birinci olamayacaksa niye yarışıyor. Cihan: Çok hırslısın ya. Çok. Dilara: Hırs kötü bir şey değil canım. İyi bir şey, başarıya götürür. Sen de hırsınla kazandın unuttun mu? Cihan: Ben hırsımla değil aklımla kazandım herşeyi. Hırsın azı yelken doldurur fazlası yelken batırır tamam mı Dilara? Kızını izle. Dilara: Yine kazanamadı.

Paramparça dizisinin 1. Bölümünün bu sekansı gündelik rutin ve görev ilişkisel ritüel boyutuna dahil edilmiştir. Çift bu ritüeli ilişkilerine yönelik değil ebeveyn olarak çocuklarının yanında bulunma destek çıkma görevlerini yerine getirebilmek için gerçekleştirmektedir. Çerçeve analizi olarak Dilara’nın kızı için “Böyle hata yaparsa birinci olamaz.” sözü sözlem niyetini beceriksizlik-ahmaklık çerçevesine oturtmaktadır. Bu duruma Cihan “Ya birinci olmasın önemli olan kazanmak değil ki” söylemiyle ve bu söylemden sonraki tartışmasıyla iletişimi mücadele (itiraz) kilidini kullanmaktadır.

259

Cihan diyaloğun sonunda, “Ben hırsımla değil aklımla kazandım herşeyi. Hırsın azı yelken doldurur fazlası yelken batırır” atasözünü niyetini anlatmak için bir metafor olarak kullanarak yeniden zeminlendirme kilidini kullanmakta olduğu görülmektedir. Söylemler arası genel tona bakıldığında sürekli bir atışmaya rastlanılmaktadır. Bu bağlamda çiftlerin karşılıklı olarak ıraksama-ıraksama iletişim stratejisini kullandığı görülmektedir.

Paramparça 1. Bölüm \ Süre:12.10-13.32

Dilara: Yarışı unutmadın inşallah Cihan: Allahaşkına unutur muyum Dilara? Unutmadım tabi ki.. Dilara: Ha, akşama davet var. Gecikme ne olursun Cihan: Ne daveti? Dilara: Vakfın yönetim kurulunu yemeğe davet ettim. Cihan: Şimdi mi söylüyorsun? Dilara: Handan hanımın zamanı yokmuş Londra’ya gidiyormuş. Sadece bu akşam müsaitmiş napıyım? Cihan: (İmalı gülerek) Bu akşam yemek daveti var diyorsun bana bunu şimdi söylüyorsun. Dilara: Cihan afedersin, söylemeyi unuttum, meşguldüm biraz. Cihan: Unutmadın. İtiraz edeceğimi biliyordun. O yüzden söylemedin. Dilara: Cihan yapma lütfen, Allahaşkına sadece alt tarafı bir yemek işte. Yaparız birlikte. Cihan: Ben sana kaç kere söyledim bana emrivaki yapma diye. Dilara: Ben de sana kaç kere söyledim. Burası benim için önemli diye. Cihan: Varsa da yoksa da senin vakfın, önemli işlerin, dostların. Dilara: Cihan, burası camianın gözbebeği, herkes buraya değer veriyor, sana kalsa bizim sosyal hayatımız sırf.. Cihan: Ben bu sohbeti biliyorum, yine başlayacaksın arkadaşlarımı küçümsüyorsun diye.. Dilara: Yalan mı? Küçümsüyorsun işte. Cihan: Küçümsüyorum doğru, çünkü sahtekarlar. Birbirlerinin arkasından dolap çeviriyorlar ondan sonra da birbirlerinin yüzüne gülüyorlar. Dilara: İnanamıyorum sana, gerçekten inanamıyorum. Cihan: İki tane yardım yapıyorsunuz, gazetecileri çağırıyorsunuz, basının önünde poz veriyorsunuz dergiler kapaklar, yardımmış, vakıfmış, bırak Allahaşkına ya.. Dilara: Cihan, lütfen..

260

Paramparça dizisinin bu sekansında, Dilara Cihan’ı akşam eve erken gelmesi için ikna etmeye çalışmaktadır. Cihan da emrivakilerden hoşlanmadığını ve bu davetlerin sadece göz boyamak için olduğunu sahtelikten başka bir amacı olmadığını vurgulamaktadır. Bu sekans romantik ilişki boyutlarından gündelik rutinler ve görevler boyutuna girmektedir. Ancak Cihan bu rutin davranışın ilişkilerini daha önemli hale getirmediğini bu rutin davranışın sahte olduğunu iddia etmektedir. Gündelik rutinler ve görevler romantik ilişki boyutu Dilara’nın yemek davetine hazırlanırlarken Cihan’a haber vermesi sürpriz çerçevesini oluşturmaktayken bu sürprizin Cihan tarafından mücadele (itiraz) kilidini kullanıp ciddiyet çerçevesine dönüştürdüğü görülmektedir. Farklı bir anlatımla Cihan, “İki tane yardım yapıyorsunuz, gazetecileri çağırıyorsunuz, basının önünde poz veriyorsunuz dergiler kapaklar, yardımmış, vakıfmış, bırak Allahaşkına ya..” sözü ile de ciddiyet çerçevesini oluşturmaktadır. Bu çerçevelerin dönüşümü sırasında tarafların iletişim stratejilerine bakıldığında yakınsama–ıraksama davranışı görülmektedir.

Paramparça 27. Bölüm \ Süre:56.45

Dilara: Cihan geldi cihan hayatım hoşgeldin (Cihan kaş göz işaretiyle Dilara’ya bu ne böyle işareti yapar.)

261

Dilara: vakfın yıl dönümü ne yapayım Cihan: gülistan Dilara: gülümser misin lütfen Cihan: tamam Cihan: hoşgeldiniz Cihan: görkem hoşgeldin seni evimde görmek çok güzel sağ ol kullanırsın bunu Cihan: kusura bakmayın bana süpriz oldu geç kaldım Dilara: evet sevgili dostlar hoşgeldiniz öncelikle ve ben birkaç dakikanızı almak istiyorum vakfımızın 25. kuruluş yıldönümünde cihan ve ben ev sahipliği yapmaktan dolayı çok mutluyuz bunun yanında paylaşmak istediğim bir sırrım daha var cihanla bu yıl 19. yılımız Dilara: 19. evlilik yıldönümüz evet ama bugün değil Dilara: ben cihanla 19 yıl değil bir 39 yıl daha evli kalmak istiyorum inşallah Cihan: sadece 39 yıl mı ? Dilara: Cihan bana yaşattığın bütün mutluluklar için sana teşekkür ediyorum bana böyle güzel bir aile verdin için Cihan: ben teşekkür ediyorum sağ ol sağ ol dans edelim mi? Cihan: Bu nasıl bir rezalet Dilara: cihan bak ne güzel işte herkes eğleniyor Cihan: sen ne yaptığını sanıyorsun dilara Dilara: gülümser misin lütfen benim için değil Cansu için Cihan: bütün bu oyunları Cansu için mi oynuyorsun Dilara: oyun oynamıyorum cihan bizim hayatımızda olan herkesin yaptığı şeyi yapıyorum gösteri yapıyoruz işte Cihan: Bu gösteri hiç seni rahatsız etmiyor mu? Dilara: işte senin anlayamadığın şey bu cihan hayat zaten bir gösteri özellikle de bizim gibi insanlar için Cihan: ama bu şuan mutlu sonla bitmeyecek haberin olsun Dilara: bitecek cihan Ben bu oyunu mutlu sonla bitireceğim

Bu sahne Goffman’ın günlük yaşamı428 bir tiyatro sahnesi gibi görmesi ile birebir örtüşen sahnedir. Bunun bilinçli bir şekilde gözler önüne serilmesidir. Romantik ilişki ritüeli olarak gündelik rutinler ve görevler çerçevesi içine sokulmaktadır. Dilara ve Cihan sahte de olsa herhangi bir kutlama ya da parti olduğunda yan yana görünmektedirler. Dilara bu sahteliği “benim için değil Cansu için” diyerek iyicil bir aldatmaca ile kullanmaktadır amacı cemiyetine hala mutlu bir birlikteliği olduğunu göstermektedir. Cihan’ın çocukları söz konusu olduğunda akan suların durduğunu bilmektedir bu sebeple bu şekilde bir ikna etme çabası içerisine girmiştir. Sürpriz çerçevesi Dilara tarafından iyicil aldatmaca ile(sürpriz parti) Cihan’ı ilişkilerini düzeltme yönünde ikna etme çabasını içermektedir. Bununla birlikte, Cihan’ın mücadele itiraz çerçevesi ile ciddiyet ana çerçevesi oluşturduğu gözlemlenmektedir. Genel ana ton yakınsama ıraksama iletişim stratejisi şeklindedir.

428 Erving Goffman, Günlük Yaşamda Benliğin Sunumu, Metis Yayınları, Çev. Barış Sezar, İstanbul, 2016, s.127.

262

Paramparça 36. Bölüm\ Süre: 1.19.44

Dilara: Hoşgeldin Cihan. Cihan: dilara nedir bu kadar önemli olan apar topar getirdin beni buraya? Dilara: nihayet başımıza Bu da geldi Cihan: ne geldi Dilara: ozan satıcı oldu Cihan: ne? Dilara: evet bir galeride çalışıyormuş satıcı olarak Cihan: Neredeki galeri? Dilara: Ege'nin babasının galerisi Cihan: harika afferim oğluma Dilara: senin içine siniyor mu bu şimdi? Cihan: evet ne oldu dilara? ne var bunda ? Dilara: cihan beni çıldırtmaya mı çalışıyorsun? hayır bizim oğlumuz için düşündüğümüz gelecek bu mu? yani böyle bir yerde araba satıcı olması mı? bizim oğlumuzun şuan yurtdışında üniversite okuması gerekmiyor mu diğer akranları gibi? Cihan: Araba satmak galeride çalışmak suçmu günah mı ayıp bir şey mi ne var bunda ya ayrıca bizim oğlunuz okuyor üniversiteye gidiyor ne var bunda? Dilara: sıradan bir üniversiteye gidiyor Cihan: illa yurtdışında mı okuyacak yani ne var ya gider mastırı var doktorası var bilgi eğitim öğretim için gider gider gider yani Dilara: yani insanlar çocuklarını yurtdışına gönderiyorlar Cambridge başka yerlerde okutuyorlar bu insanlar deli mi niye bunu yapıyorlar çocukları daha önde olacak çünkü zirveyi onlar kapacaklar biz nasıl böyle bir şey yapabiliriz Cihan: ya senin derdin bu değil mi? yine çevren bizim çocuğumuz galeride çalışıyor türkiye'de üniversiteye gidiyor yale falan gitmesi lazım allah allah ya gider zamanı var dert etme kendine. aferin benim oğluma. Dilara: Cihan Ozan çevremizdeki çocuklardan geri kalacak orada okuması gerekiyor iyi bir eğitim alması gerekiyor şu anda ne yapıyor sıradan bir Galerici de satıcı olarak çalışıyor Cihan: İyi bir Galerici de çalışıyor daha iyisi, daha güzeli, aslında ben onun yaşındayken bulaşık bulaşıkçılık yapıyordum restoranda kombicilik yapıyordum öyle öyle yükseldim hayatı öyle gördüm Dilara: Seninle Ozan'ın durumu aynı mı şimdi? Senin baban sorumsuz biriymiş sana bu şekilde davranmamış sana yol göstermemiş, Sen de elinden gelenin en iyisini yapmışsın buna mecbur kalmışsın ama o böyle bir mecburiyetimiz yok bizim koşullarımız var niçin geri kalsın? Cihan: oğlumu rahat bırak kalsın Dilara: gerçekten sana inanamıyorum ben oğlumuzun sefalet çekmesine göz yumacaksın öyle mi sen hani iyi bir babayım diyordun? Cihan: babalığını bununla mı sorguluyorsun benim dilara evet ben iyi bir babayım yahu sen hayatı dikkat dikensiz bir gül bahçesi mi sanıyorsun gerçi öyle sanıyorsun senin için bütün bir bahçe dikensiz güllerle doluydu ama hayat öyle değil hayat zor dilara bırak ayaklarının üstünde dursun çalışsın hayatı görsün

263 biraz acı çeksin zorlansın ben her türlü imkanı sağlayabilirim en iyi arabayı veririm en iyi yerde çalıştırırım ne yapsın gelsin benim şirketlerinde patron çocuğu mu olsun daha iyi oğlumuz ne kadar çok Çabuk ayaklarının üstünde durmayı öğrenirse önce onun için sonrada annesi babası olarak bizim için çok daha iyi olur böyle düşün bir de lütfen Dilara: ben seni anladım cihan Cihan: Hiç değişmeyecek her gün binlerce şey oluyor insanlar değişiyor yeni şeyler öğreniyor gelişiyor Sen ne gelirse biliyorsun ne değişe biliyorsun lütfen Dilara Dilara: burada söz konusu olan benim değil oğlumuzun gelişimi Cihan Cihan: ben oğlumun yaptığı ile gurur duyuyorum arkasındayım bravo Ozana.

Bu sekans Dilara ile Cihan’ın gündelik rutinler ve görevlerine yönelik ilişkisel bir boyutu temsil etmektedir. Bu boyut modern dönemde çocuklar söz konusu olduğu zaman çiftlerin görev amaçlı bir araya gelmeleri ile ilişkili bir ritüeldir. Dilara oğlu Ozan’ın bir galeride satış temsilcisi olmasından yakınmakta Cihan da bununla gurur duymaktadır. İki ebeveynin çocuk yetiştirme ve gelecek kaygısı arasında bir uçurum olduğu gözlemlenmektedir. Bu durum Dilara için Sürpriz çerçevesi mücadele kilidiyle beceriksiz-ahmaklık çerçevesine dönüşürken Cihan için bu sürpriz durum kilit ayarı ile (ilk anlamlandırmanın ciddiyet ve/veya önem derecesinin değiştirilmesi ile hüner çerçevesine dönüştürülmektedir. İletişim stratejisi asimetrik ıraksama olarak görülmektedir. Paramparça 41. Bölüm\ Süre: 1.53.36

Gülseren: Gittin sandım Cihan: sana söylemeden? Simit aldım çıtır çıtır kahvaltı edelim mi? Gülseren: edelim Cihan: Gülseren şu köşedeki peynirci var ya muhteşem peynirler satıyor Gülseren: domatesli zeytinyağ istersin değil mi? Cihan: isterim tabii ki bayılırım Hazal ne zaman gelecek? Gülseren: yok onlar daha uyanmamıştır öğlen uyanır akşama doğru da gelir Cihan: iyi eğlensin biraz çocuk Gülseren: ya eğlensin de hiç ders çalışmıyor zaten geri kaldı biliyorsun Cihan: bir şey olmaz Gülseren yetişir arkadaşlarına çalışır kolay şeyler mi geçirdi çocuk ben de bugün pazar keyfi yaparız diye düşündüm ama Yıldırım aradı ofise gel çalışmamız lazım dedi Gülseren: çok mu iş var?

264

Cihan: Sorma Gülseren işler çok karışık neyse eğer erken biterse gelip seni alırım bir şeyler yaparız tamam? Gülseren: olur. Cihan: sana Gülseren: yok canım olur mu öyle şey hayır Cihan: al bakalım annem bunu nezaket lokması derdi neden yani tabakta böyle sonra bakalım ya ne dedi

Bu sekansta Cihan ve Gülseren kahvaltıyı birlikte hazırlamaktadır. Gündelik rutinler ve görevler boyutu gözlemlenmektedir. Cihan, Dilara ile olan ilişkisinde hiçbir zaman mutfağa girmiş ve birşeyler hazırlamış bir adam değildir. Buna bağlı olarak aynı kişi iki farklı ilişkide farklı bir ritüel benliği yaşadığı vurgulanabilmektedir. Dolayısıyla hiçbir ilişki birbirinin aynısı olmayacağı gibi her bir ilişkide kendi ritüel davranışları da farklılaşabilmekte, değişip dönüşebilmektedir. Cihan ile Gülseren’in bu iletişiminde yer yer asimetrik yakınsama Hazal söz konusu olduğunda asimetrik ıraksama durumu söz konusudur. Diyaloğun sonunda omletin son lokması kimin olacak tartışması olur. Cihan bu son lokmaya “nezaket lokması” diyerek yalnızca Gülseren ile Cihan’ın bilebileceği bir ritüel haline getirmektedir. Başka bir koşulda aynı durumla karşı karşıya geldiklerinde “nezaket lokması” sözü aralarında bir günlük konuşma ritüeli olarak bilinecektir.

Paramparça 44. Bölüm \ Süre:1.21.27

Cihan: neredesin gülseren bir işim vardı onu hallettim şimdi geliyorum sana çok yakınım beş dakka sonra ordayım Gülseren: ben gelemiyorum Cihan: Gülseren sen ne söylüyorsun allah aşkına? Gülseren: ya çiğdem abla ayağını kırmış hastanedeymiş bu akşam düğün vardı ya ona gelemiyor benim gitmem lazım Cihan: gülseren bugün çok önemli misafirlerim var hepsi eşleriyle geliyor Gülseren: ya ne yapayım kadın ayağını kırmış ne yaparsan yap mı diyim? Cihan: ha bana diyorsun yani?

265

Gülseren: onu mu diyorum ben? Cihan: tamam ben geleyim konuşuruz Gülseren: hayır gelmedi diyorum ben gidiyorum Cihan: hem de bana haber vermeden evden mi çıktın? Gülseren: ya cihan işim bu benim ne yapayım işim ne gerektiriyorsa onu yapıyorum işte Cihan: ya bırak allah aşkına Gülseren çalışmayıver elalemin düğününün peşinde dolaşıyorsun ne gerek var iki hafta sonra evleniyoruz. Gülseren: sen neden benim işimi aşağılıyorsun ben de senin gibi para kazanıyorum Cihan: Gülseren allah aşkına senin sorunun ne başka bir derdin var senin orada kendini iyi hissetmeyeceksin değil mi o yüzden gelmiyorsun yeter ama ya artık alışsan iyi olur bunlara biz evleniyoruz Gülseren sürekli girip çıkacaksın böyle ortamlara Gülseren: ya tamam alışacağım da böyle bir gecede mi alışayım? orada bir sürü yabancı var gazeteci var hepsi şakır şakır ingilizce konuşuyor ondan sonra ben orada tek başıma gariban gibi kalacağım ya bırak allah aşkına Gülseren bırak ne olursun Gülseren: ya neden sen beni hiç anlamaya çalışmıyorsun Cihan: tamam uzatma uzatma ne yaparsan yap iyi eğlenceler.

Günlük konuşma ritüelleri, Cihan tarafından sürpriz çerçevesi mücadele\itiraz çerçevesi ile ciddiyet çerçevesine dönüştürülmüştür. Simetrik ıraksama iletişim stratejisi kullanılmaktadır. Gülseren Cihan ve onun sosyeteden arkadaşlarının yanında nasıl davranacağını bilemediği için onunla yemeğe gitmekten son anda kendisine gelen telefonla vazgeçer işyerindeki patronunun ayağı kırıldığı için düğün organizasyonuna gitmeye karar vermiştir. Ve bunu son dakika Cihan’a söylediği için Cihan ona kızar. Beklenmedik bir olay olan patronun ayağının kırılması Cihan’ın bu duruma itiraz etmesi ile ciddiyet çerçevesine bağlanır. “Çekindiğin için gelmiyorsun değil mi? Gülseren yalnız alış bunlara sen benim karım olacaksın” diyerek durumun hafife alınamayacak önemli bir mesela olduğunun altını çizmektedir. İletişim stratejisi asimetrik ıraksama şeklinde gerçekleşmektedir. Gülseren patronunun ayağının kırılmış olmasının arkasına sığınmaktadır.

266

Paramparça 64. Bölüm \ Süre:56.10

Dilara: ben merak ettim ne bu kadar önemli konuşacağım Cihan: seninle konuşmak istediğim çok önemli bir şey var Cihan: Ben bir kahve alayım Dilara: ben sadece su alacağım seni dinliyorum cihan Cihan: dilara çok zor zamanlar geçirdik birlikte neler çektik birazdan söyleyeceğin şeye lütfen üzülme her zaman arkamda olacağını bil tamam mı benim hayatımda biri var dilara Dilara: hayatında biri mi var Cihan: evet nasıl olduğunu ben de anlamadım böyle bir şey yaşayacağımı hiç bir zaman ben de tahmin edemezdim ama oldu ama oldu yani var bilmeni istedim Dilara: tamam teşekkür ederim bana söyledin için cihan Cihan: üzüldün mü? Dilara: şaşırdım sadece hayır cihan senin adına çok sevindim gerçekten Cihan: nasıl yani Dilara: yani sonuçta senin de bir hayatın var cihan devam etmelisin hayatını yaşamalısın Cihan: böyle düşündüğüne çok sevindim Dilara: kim peki? Cihan: aslında tanıdığın biri ama bizim çevremizden değil Şimdi söylemek istemiyorum eğer izin verirsen daha sonra söylerim Dilara: tabii ki sen ne zaman uygun görürsen o zaman söylersin sonuçta senin kararın merak ediyorum tabii ki bu kadını boşanmak mı istiyorsun Cihan: evet Dilara: tamam hemen dava açarız yarın Cihan: tamam zaten ben de üstüme düşeni yaptım diye düşünüyorum dilara sonuçta herkes demirin benim bebeğim olduğunu zannediyor Dilara: evet sana minnettarım gerçekten Cihan: ne demek sorun değil tamam teşekkür ederim.

“Kişi, ahlaki sorumluluğun terk edilmesini görülebilecek bir argümanı tasavvur edemez. Kişi, en ufak bir ahlaki haklılıkla “ben kendi payıma düşeni yaptım, benim so- rumluluğum burada biter” diyebileceği bir durum düşünemez.”429 Bu sahnede Cihan üzerine vazife olmayan bir ahlaki sorumluluk edinmiştir. Kendisi ile ayrı iken Dilara’nın Harun’dan çocuğu olmasını Dilara’nın zor durumda kalmaması için çocuğun kendisinden olduğunu kamuoyuna duyurmak için onunla yeniden evlenmiştir. Ancak bu

429 Zygmunt Bauman, Parçalanmış Hayat, Çev. İsmail Türkmen, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 2014, s.360.

267 yalnızca kağıt üzerinde bir evlilik olmuştur. Dolayısı ile Bauman’ın sözünü ettiği ahlakilik kavramı ile modern dönemin “arı ilişki anlayışının” Cihan’ın yapmış olduğu her iki tarafın da yararına olabilecek modern dönem ilişki anlayışı ile (istediği zaman özgür olabilecekleri) örtüştüğü söylenilebilir. Ciddiyet çerçevesi kilit ayarı ile sürpriz çerçevesine dönüştürülmektedir. İletişim stratejisi simetrik yakınsama şeklindedir.

Aşk Yeniden 4. Bölüm\ Süre: 1.20.12

Fatih Zeynep’in babasının gözüne girebilmek için miçoluk yapar, yeni damat rolüne girer ve kolbastı oynar. Bu sahnede ayağı burkulmuştur ancak Zeynep’in onunla ilgilendiğini görünce “çok acıyor” diye büyütür. “Hah şöyle kocana hizmet et” diyerek iyicil aldatmacayla kilit ayarı yapmaktadır. İletişim stratejisi olarak asimetrik yakınsama mevcuttur. Aşk Yeniden 5. Bölüm\ Süre: 1.39.18

268

Bu sahnede Zeynep hastadır. Fatih evin bütün işlerini yapmaktadır ve Zeynep’ e kendi elleriyle çorba pişirmektedir. Hüner çerçevesiyle yeniden kilitleme yapılmaktadır. Zeynep Fatih’in elinden böyle işlerin gelebildiğini düşünmemiştir. Ancak yaptığı tavuk suyuna çorbaya hayran olur. Asimetrik yakınsama iletişim stratejisi sahneye hakimdir.

269

İLİŞKİSEL RİTÜEL ETKİLEŞİMSEL ÇERÇEVE İLETİŞİM STRATEJİSİ

AŞK YENİDEN AŞK YENİDEN AŞK YENİDEN 25.Zeynep Fatih’i cinsel ilişki yaşadıkları konusunda 25.İyicil aldatmaca 25.Simetrik süreklilik kandırmaktadır, KARA PARA AŞK KARA PARA AŞK KARA PARA AŞK 15. İlk aile ile tanışma sonrası el ele tutuşmaya devam 15. Ciddiyet çerçevesi kilit 15.Asimetrik yakınsama etmektedir ayarı ile hüner çerçevesine 16.Simetrik süreklilik 16. Elif Ömer’e aşkını itiraf etmektedir. dönüştürülmüştür. 17.Simetrik yakınsama 17. Ömer Elif’in sırtındaki dövmesini görür ve dokunur, 16. Ciddiyet çerçevesi POYRAZ KARAYEL 17.Ciddiyet çerçevesi POYRAZ KARAYEL 11.Ateşli bir gece POYRAZ KARAYEL 11.Simetrik yakınsama

11.İyicil aldatmaca

RİTÜELLERİ İLİŞKİ

SAMİMİYET/MAHREMİYET/CİNSEL

Tablo.13 Paramparça, Aşk Yeniden, Kara Para Aşk, Poyraz Karayel, Asla Vazgeçmem Dizilerinin Samimiyet Mahremiyet Cinsel İlişki Ritüellerine Göre Çözümlenmesi

Her 5 dizide de cinsel ilişki ritüelleri iyicil aldatmaca çerçevesinde gerçekleşmektedir. İyicil şakalar, masum kumpaslar, komplimanlar yapılmaktadır. Paramparça dizisinde gözle görülen nitelikte bir cinsel ilişki ritüeli bulunmamaktadır. Ancak özellikle Poyraz Karayel dizisinde iyicil aldatmaca çerçevesi ağırlıklı olarak görülmektedir. İletişim tonu gizem ve oyun olduğundan kendini ağırdan satış olduğundan ya simetrik ya da asimetrik yakınsama şeklinde gerçekleşmektedir.

Aşk Yeniden 14. Bölüm \ Süre: 30.40

Fatih: Zeynep ne yapıyorsun? Zeynep: Kahvaltı için börek yapıyorum akşam yemeğini de ben yapacağım o iki yumurtayı bile kırdığını göremedim laflarını sana bunlarla beraber yediricem Fatih: Yedir sen yedir bana ben afiyetle yerim ne güzel kokuyor Zeynep: Daha fırına bile koymadım böreği Fatih: Yok yok sen fırında mercimek de mi yapsak acaba Zeynep: Öyle her gün her gün olmaz Fatih Fatih: Hiç olmadı ki Zeynep: Dün akşam hatırlamıyor musun yoksa? Fatih: Ne oldu ki Zeynep: Yazıklar olsun sana Fatih Fatih: Zeynep ne oldu ne diyorsun sen? dün en son işte muhabbet ettik ben çok yorgundum sızmışım Zeynep: Pek de yorgun değildin sanki ama neyse Fatih: Nasıl yani ne oldu ki bir şey mi yaptık? Zeynep: Yoruyor ben bu konuyu daha fazla konuşmak istemiyorum Fatih: Allah benim cezamı versin yaptık mı gerçekten Zeynep: Geçti artık tamam konuşacak bir şey yok Fatih: Benim şuurum yerinde değildi yerim dediğini de hatırlamıyorum Zeynep: Olmaz Fatih'çim ben şu an yalnızca börek yapmak istiyorum lütfen rahatsız etme Fatih: O ben ben değilim Zeynep: Fatih'çim lütfen Fatih: Ya ya Zeynep ne olur lütfen ya hatırlamıyorum hiçbir şey Allah cezamı versin hatırlamıyorum ben.

Fatih Zeynep’e aşık olduğundan beri ilişkiye girecekleri her anı kollamaktadır. Hep bir engel çıkmıştır. Düğünden döndükleri akşam içkiyi fazla kaçırdığı için erkenden uyuyakalmıştır. Bunu fırsat bilen Zeynep de iyicil aldatmaca yaparak “Aşk olsun hatırlamıyor musun?” diyerek Fatih’i birlikte oldukları konusunda kandırmaktadır. İletişim stratejisi simetrik sürerlik şeklindedir.

271

Kara Para Aşk 5. Bölüm \ Süre: 1.28.50

Ömer: Hiç fena gözükmüyorsun Elif: Sen de hiç fena gözükmüyorsun Ömer: Elif dur bak ilk izlenimler insanları sürükler eğer içeri böyle girersek birbirimize aşık olmadığımızı anlarlar Elif: ne yapacağız? Ömer: Daha samimi olacağız Elif: nasıl samimi? Ömer: ya anla işte yani gerçekçi olsun diye birbirimize daha yakın olacağız tabi annenin benden nefret etmeyeceği ölçüde Ömer: yalan oldu bu ya Elif: evet ne bu böyle 40 yıllık karı koca gibi Üstadım Elif/Ömer: el ele tutuşalım elele tutuşalım Ömer: böyle de aramızdan kamyon geçecek

Bu sahnede Ömer, şaka ile karışık oyun oynuyoruz rol yapıyoruz adı altında Elif’e yakınlaşmaktadır. Ömer, “Sevgili olan çiftler el ele tutuşur, kırk yıllık evli gibi durmaz.” Sözü ile alt mesajı sunarak kilit ayarı yapmaktadır. Genel iletişim stratejisi simetrik yakınsama şeklindedir.

Kara Para Aşk 5. Bölüm\ Süre: 1.47.56

Ömer: Elimi bırakmayacak mısın? Elif: Ay evet ya zaten terli terli. Ömer: Allah’ım yarabbim sen bana sabır ver

272

Elif: Bu arada içerde gayet iyiydin yani etkilenmedim desem yalan olur bütün müzeleri öğrenmişsin hem Michalengelo güzel oldu falan Ömer: Üniversite mezunuyum ben sen de parasız herkesi cahil sanıyorsun Elif: Yok ben öyle demek istemedim yani takdir etmek için söyledim cidden çok iyiydin o tanışma hikayesi falan hem sen nerden biliyorsun fuar zamanı öyle gecikmeler olur genelde 70 lik iş adamları gelir Ömer: Bir şey söyleyeyim mi sen de hiç fena değildin hadi gel.

Bu sahnede Elif Ömer’in şaka yollu da olsa elini tutmaktan hoşnuttur. Ancak kendisini ağırdan satmakta altta kalmamaktadır. Ömer’in “Elimi bırakmayacak mısın?” sözü üzerine hemen elini bırakır. Ciddiyet çerçevesi kilit ayarı ile hüner çerçevesine dönüştürülmüştür. Asimetrik yakınsama iletişim stratejisi hakimdir.

Kara Para Aşk 8. Bölüm \ Süre:1.56.30

Ömer: Ne bu hal böyle maraton koşmuş gibisin? Elif: Ne kadar naziksin Ömer: Tamam tamam pardon sinyor yine kılarak kendi döndü döndü yine döndüler Ömer: Hem zaten gerçeği anlatmıycak mıyız annenlere Elif: Anlatacağım ben Ömer: O yüzden geldin değil mi? Ömer: Elmaslarla ilgili bilgiye ulaşmış olabiliriz. Elif: Ciddi misin? Ömer: Yüksek kara elmas üstelik kayıtdışı. Elif: İnanmıyorum bulacağından adım kadar eminim sana güveniyorum Ömer: Umarım güvenini boşa çıkarmam. Elif: Ben küçükken canım bir şeye sıkıldığında üzüldüğümde babam beni kötü şeyin arkasından iyi bir şey gelir diye teselli ederdi bugünlerde başıma çok fazla kötü şey geldi babamı kaybettim, kardeşimi hayatım boyunca bir daha hiç göremeyebilirdim. Tam giderken karşıma sen çıktın her zaman yanımda oldun, gerçek, olduğun gibi. Benden farklısın ama bana iyi geldin. Ömer: Ateşin falan çıktı senin gel bakayım buraya. Bir şey mi içtin sen? Orada birisini mi gördün? Anne filan mı buralarda? Hem zaten gerçeği açıklanmayacak mıyız? Oyun oynamamıza gerek yok ki… Elif: bu oyun değildi gerçekti.

Bu sahne Elif ile Ömer’in oyununun gerçek olduğu bir sahnedir. Artık düğümler çözülmekte ve Elif daha fazla yüz koruma yapmadan gerçek aşkını Ömer’e itiraf etmektedir. Simetrik sürerlik iletişim stratejisi sahneye hakimdir.

273

Kara Para Aşk 13. Bölüm \ Süre: 1.27.55

Elif: Demlemenin yerini tutmaz ama Ömer: Her türlü çay çaydır eline sağlık Elif: Afiyet olsun gerçi bir şey yaptım sayılmaz Ömer: Orası öyle sen kesin yemek yapmayı da bilmiyorsundur. Elif: Allah Allah sen öyle san Ömer: Tamam canım alınma yadırgamıyorum yani sonuçta dadılarla büyümüşsün evde bir sürü yardımcınız var Allah'ını seversen söyle evinizde çaydanlık nerede? Elif: Roma'daki evimde biliyordum Roma'da yemekte yapıyordum evimi çok özledim bazı sabahları gözümü açtığımda kendimi orada sanıyorum ama sonra her şeyi 1 saniyede hatırlıyorum. Ömer: Seninle ilgili çözemediğim bir tek bu kaldı hepsini göremediğim için körler alfabesi değil mi? koşulsuz yazıyor Elif: Kesin internetten baktın ve öğrendin Ömer: Önemli değil devamında ne yazıyor? Elif: Sen zeki bir adamsın bence tahmin edebilirsin Ömer: Koşulsuz sevgi. Elif: Sevgi bugüne kadar hayatımda aradığım tek şey o Ömer: Buldun mu? Elif: Bu sorunun cevabı bende saklı değil. Ömer: Elif sen varsan ben zaten sana teslim olurum.

Bu sahnede Ömer bir otel odasında Elif’in daha önceden sırtında fark ettiği dövmesini görür ve anlamını sorar. Elif’de bunun anlamını en iyi kendisinin bilebileceğini söyleyince Ömer anlamı bulur. Ciddiyet çerçevesi sahneye hakimdir. Genel iletişim stratejisi de simetrik yakınsamadır. Poyraz Karayel 59. Bölüm \ Youtube\ Ateşli Bir Gece

Poyraz: Biz de biraz başbaşa kalırız ya ne zamandır böyle kucağına yatmamıştım ben vallahi çok özlemişim neşet şerefsizi ya aklıma gelince deli oluyorum Ayşegül: ya açma şu konuyu Poyraz: hangi konuyu açayım?

274

Ayşegül: beni hiç özlemedin mi? Poyraz: ben bu dünyaya seni özlemek için gönderildim Ayşegül şimdi sana gezegen adı vermeyeyim söz hakkı doğar bak biz bizim gezegende Yeşil taytlar giyiyorum yiyorduk benim iki tane antenin vardı biri beyaz kız fotoğrafı getirdiler dediler ki seni dünyaya göndersek sabah akşam bu kızı Özler misin aldım fotoğrafı baktım baktım işte bu tam özlenecek kız dedim yani biz böyle bazen beraber yatıyoruz ya ben uykumda bile seni böyle şimdi dudağındac Öptüm ya yanağını özlüyorum yapıyorum eyvah diyorum elleri ortada kalacak elleri öpüyorum dediğinden dolayı burun ele dediğin den dolayı otomatikman burnum geliyor aklıma diyorum burnunu yapıyorum dudakları çok yakın olduğundan dolayı dudakları öpmem gerekiyor tekrar böyle bir kısır döngüdeyim Ayşegül çıkamıyorum senin bu dudakların kalbime hançer gibi saplanıyor saplanıyor ayşegül sen benim de her öptüğünde kalbimden öpüyorsun zaten keşke gözlerimi hiç kırp kırp Ayşegül bak burada kaybettiğim milisaniyelar var ya işte onlara tahammülüm yok be Ayşegül: abartma Poyraz: ben poyraz abartırım ayşegül edebiyat bu mübalağa sanatı abartıcam tabi şey abartı olmaz insan abartarak sever sevmiyorsa hiç sevmesin daha iyi vallahi aşkın ölçüsü ölçüsüz olmasıdır Ayşegül: ben seni çok özledim Poyraz: anladık ben de seni özledim Ayşegül: ben seni çok özledim Poyraz: Ha bir dakika bir dakika ya biz böyle ara ara uzak kalalım Ayşegül güzel oluyor Ayşegül: konuşma ne olur şu anda konuşup her şeyimin mahvetme Poyraz: sizin gezegende herkes üç tane akciğeriniz var diye konuşuluyor biliyor musun? gel buraya

Bu sahnede iyicil aldatmaca çerçevesi ile ve poyraz’ın özel ilişki zamanlarında her zaman çocuk ego durumuna geçiş yaptığı görülmekte idi ancak ciddi diye atfedilebilecek bir kişilik özelliğine sahip Ayşegül’ün de bu sahnede çocuk ego durumundan yaklaşarak yakınlaştığını iyicil aldatmaca(masum kumpaslar, şakalar, espriler) çerçevesinin sahneye hakim olduğu gözlemlenmektedir. Simetrik yakınsama iletişim stratejisi hakimdir.

275

İLİŞKİSEL RİTÜEL ETKİLEŞİMSEL ÇERÇEVE İLETİŞİM STRATEJİSİ

PARAMPARÇA PARAMPARÇA PARAMPARÇA 31.Dilara-Cihan eski mutlu zamanlarında çektikleri videoları 31.İkna kilidi 31.Yakınsama-ıraksama seyretmektedir(geri hatırlatma)(flash-back)(ORTAK HAFIZA) 32.Beceriksizlik-ahmaklık 32.Asimetrik yakınsama 32.Dilara Cihan birbirlerinin ne kadar iyi bir anne baba oldukları çerçevesi kilit ayarı ile hüner konusunda birbirlerini desteklemektedir

AŞK YENİDEN AŞK YENİDEN AŞK YENİDEN 26.Gülsüm Hanım’ın sofraya gelişi bekleniyor. Zeynep masada 26.Kilit ayarı ile ciddiyet 26.Asimetrik yakınsama oturuyor 27.Beceriksizlik ahmaklık 27.Simetrik ıraksama

27.Bebeğin ateşinin olmasına ailenin müdahil olması teknik okuma ile hüner

28.Simetrik yakınsama

28.Fatih birlikte atıldıkları maceraları hatırlamaktadır(geri 28.Hüner çerçevesi dönüş/flash back) KARA PARA AŞK KARA PARA AŞK KARA PARA AŞK

20.Elif’in Ömer’e anı defteri hediye etmesi 20. Sürpriz çerçevesi 20.Simetrik yakınsama RİTÜELLERİ

ÜRETTİĞİ SOSYAL İLİŞKİ ÜRETTİĞİ ÇİFTLERİN KENDİLERİNİN ÇİFTLERİN

Tablo.14 Paramparça, Aşk Yeniden, Kara Para Aşk, Poyraz Karayel, Asla Vazgeçmem Dizilerinin Çiftlerin Kendilerinin Ürettiği Sosyal İlişki Ritüellerine Göre Çözümlenmesi

Çiftlerin yarattığı sosyal ilişki ritüelleri olmak üzere 6. Romantik ilişkisel ilişki boyutunun eklenmesi ihtiyacı uygun bulunmuştur. Çünkü özellikle Türk kültüründe ilişkilere aileler de dahil olduğu için ilişkiyi etkileyen bir unsur olduğu öngörülmektedir. Bunun yanı sıra ortak hafıza kavramı ortaya atılmıştır. Çünkü her dizide var olan bu özellik “bak ne güzel günlerdi” günümüzün, “Hey gidi günler”ini (Throw Back Thursday) TBT içerdiğinden hem güncel hem de ilişkileri sıcak tutan ve hatırlanarak yeniden gerçekleştirilmesi anlamında motive eden bir unsur olduğu düşünülmektedir.

Paramparça Birinci Bölüm\ Süre:1.31.00

Dilara: O zamanlar mutluymuşuz. Cihan: Değildik. Mutlu değildik. Sen Cansu’ya hamile kalmasaydın. Biz çoktan boşanmıştık. Dilara: Bunu hatırlatmak için mi çağırdın beni buraya. Cihan: Burası bizim herşeyimizin başladığı yer Dilara. Bu ev, biz ilk burada öpüştük. Burada seviştik. Sen Ozan’a bu evde hamile kaldın. Dilara: Ne kadar gençmişim. Öğrenciydim daha. Evlendik ama sen hiç mutlu olmadın Cihan. Hiç. Cihan: Sen de mutlu olmadın Dilara. İkimiz de olamadık. Hayat işte. Herkes mutlu olacak diye bir kaide yok dünyada. Dilara: Keşke Ozan doğduktan sonra boşanmak istediğinde kabul etseydim. İkinci anneliği yapmasaydım. Cihan: Sen Cansu’yu verdin bana. Cansu. Canım kızım. Güzel aşkımı verdin bana. Tekrar hamileyim dediğinde içimi deli gibi sevinç kapladı. Kızım olacak dedim bu sefer kızım olacak. Ben de kız babası olacağım. Üniversitede bir arkadaşım vardı Yücel edebiyatçıydı yazardı çok erken kaybettik kalp krizinden. Öleceğini hissetmiş gibi ölmeden kızına bir mektup bırakmıştı. Orada ne yazıyordu biliyor musun? Ben en çok kızı doğunca sevinen babaları severim. Doğruymuş. Cansu’m benim. Ben de kız babası olmak istedim oldum. Ben Cansu’yla gurur duyuyorum o benim canım, aşkım. Ama bak, şu karna dokunduğumda tekmelerini hissettiğim çocuk Cansu değil. Benim o karnında öptüğüm çocuğu merak ediyorum. Yüzünü, kokusunu, nerede yaşadığını, ne yaptığını, bunu bilmek istiyorum. Bunu bilmek benim hakkım. Senin de hakkın onun da. Dilara…Hakkımız.

 Toplumsal belleğimizde zihnimizde tuttuğumuz ortak acı ve hazlarımız bizi millet olarak bir arada tutmaya sevk eden paydalarımızı oluşturur.(Hasan Sarı, http://www.hasansari.com.tr/satirarasi/61/ortak-hafiza, erişim tarihi: 29.09.2017

277

Birinci bölümün bu sekansında Cihan Dilara’yı hastahanede karışan ve kendi öz kızları olan Hazal’ı görmek konusunda ikna etmek için Dilara’yı eski güzel anılarının olduğu olduğu videoyu ve ilklerin yaşandığı evlerinin bir odasına getirtiyor. Bu sahnede romantik ilişki boyutu ilişkiye özgü ritüellerdir. Her ne kadar çift evliliklerinde mutlu olmadıklarını dile getirse de mutlu anlarını videoya kayıt ettikleri ve bunu izlemeleri o küçük mutlu anlara geti dönme isteklerini çağrıştırmakta Cihan Dilara’yı gerçek kızını görebilmek konusunda hem kendi anılarını hatırlatarak hem de bir arkadaşının hikayesini anlatarak ikna etme kilidini kullanmaktadır. Bu noktada Cihan’ın Dilara’yı ikna ederken yöntem olarak, bir öyküye oturtma, dürtülere seslenme gibi bazı ikna kilidi yöntemleri kullandığı görülmektedir. İletişim stratejisi olarak Dilara’nın Cihan’a yakınsama Cihan’ın Dilara’ya ıraksama davranışını sergilemektedir.

Paramparça 85. Bölüm \ Süre: 45.06

Çok iri doğramışım değil mi sebzeleri olsun bir şey olmaz yok yok otur Allah aşkına ne olacak bir şey olmaz yer misin böyle yerim eskiden beri beceremiyorum zaten doğru hayatım yemek yapamıyorsun evet yapamıyorum yani diğer anneler gibi sürekli yemek yapamadım hiç zamanım olmadı ondan değil yemek yapmayı sevmiyorsun o yüzden sevsen yaparsın belkide cihan hatırlıyor musun neyin bir gün o zaman böyle gecenin bir kürü uyanmıştı sütlaç istiyorum diye tutturmuştu çocuk emine hanım da evde yok izinle ne yapacağımı şaşırmıştım dedim Simdi ben nasıl yapacağım sonra avutmaya çalıştım sabah alacağız anneciğim yersin hadi uyu çocuk uyudu tabi sonra içime dert oldu dayanamadım kalktım mutfağa gittim kitap kitapları açtım sütlacı buldum yapmaya başladım ama yapamamıştım hatırlıyorum evet rezalet olmuştu çünkü lap olmuştu tamam mı ilaçtan başka her şeye benziyordu ama canım oğlum OGC sütlaç yedi bulduk

278 evet azmi markete göndermiştik alıp gelmişti sen iyi bir annesin dilara çok iyi bir annesin çocukların için yapmayacağımı bir şey yok ama büyük hatalar da yaptım cihan telafisi olmayan evet ama bazıları çocukların içinde yine dilara şimdi bunların nedenini çocuklarım çeksin istemiyorum Allah korusun ya konuşma öyle öyle bir şey olmayacak izin vermeyeceğiz onu merak etme yine de çok şanslı bir kadın olduğunu düşünüyorum cihan böyle çocuklarım olduğu için sen olduğun için sağ ol sen her zaman yanımdaydın ne olursa olsun dilara yaşadığım sürece de öyle olacak her zaman arkandayım

PAR a.32’de Dilara Cihan’a hatırlıyor musun Cihan Ozan küçüktü ve sütlaç diye tutturmuştu gecenin bir vakti diyerek ben de bilmiyorum beceriksizdim yemek konusunda diyerek bir anı ortaya atmaktadır. Cihan da “hayır sen çirkin yemek yapmıyordun yemek yapmayı sevmiyordun” diye söyler. Dilara, “Osman’a söylemiştim gidip açık market bulup alıp getirmişti. Evet hemen imdada yetişmiştin sen hem iyi bir baba oldun Cihan ben iyi bir anne olamadım” diye söyler. Cihan da bu konuda itiraz ederek Dilara’nın ortaya attığı beceriksizlik ahmaklık çerçevesini kilit ayarı ile hüner çerçevesine dönüştürmektedir.

Aşk Yeniden 1. Bölüm \ Süre: 47.21

Bu sahnede herkes ayakta Gülsüm Hanım’ın sofraya gelişini beklemektedir. Zeynep masada oturmaktadır. Gülsüm hanım Zeynep’i bakışıyla hizaya getirmektedir. Yalnızca beden dili ve sözsüz davranışlar ile kilit ayarı yapılıp ciddiyet çerçevesine dönüştürülmektedir. Böylece Zeynep evin en büyüğü sofraya oturmadan kimsenin oturmaması gerektiğini öğrenmektedir. Yakınsama davranışı sözsüz bir biçimde de yapılabileceğinden yüz, duruş jest mimik gibi ifadelerden asimetrik yakınsama davranışının sergilendiği görülmektedir.

279

Aşk Yeniden 1. Bölüm\ Süre: 54.15

Gülsüm hanım: Öldüreceksiniz çocuğu kat kat giydirilir mi hiç? Zeynep: Ama üşüyor ateşi var onun.

Bu sahnede bebeğin ateşinin olmasına aile büyüğü babaannenin müdahil olduğu gözlemlenmektedir. “Siz ne bilirsiniz çocuk bakmasını” edası ile eski usül ile buz gibi suda bebeği yıkayarak bebeğin ateşini düşürmektedir. Beceriksizlik/ahmaklık ana çerçevesi teknik okuma ile (bebeğin yıkanması) hüner çerçevesine dönüştürülmektedir. Zeynep ve babaanne Gülsüm hanım’ın iletişim stratejisi simetrik ıraksama şeklindedir.

Aşk Yeniden 20. Bölüm \ Süre: 37.30

Fatih: Ya Zeynep abartma 40 saat geçti üstünden Zeynep: Ama hala acıyor Fatih: Ne oluyor? Zeynep: Acıyor. Fatih: Kıyamam ben sana getir o kolunu öpeyim bir kere geçti mi? Zeynep: Geçti bak Fatih: Bak ya ya zeynep biz şaka maka evleniyoruz Zeynep: Evet ya önüne baksana Fatih: Bak bak yeni gelin gibi kırık burnunu yerim ben senin Zeynep: Yeni gelin değil miyim? Fatih: Yeni gelinsin sen, son, upgrade. Zeynep: Upgrade ne ya?

280

Fatih: Şaka maka bir yana da gerçek bir aile oluyoruz karım oluyorsun Zeynep, oyunumuz gerçek oluyor. Ben çok teşekkür ederim hastalıkta sağlıkta, ıssız adalarda ayılardan kaçarken, nezarethanede, bütün aklına gelebilecek maceraların içinde benim yanımda olduğun için, beni yalnız bırakmadığın için ve beni evrenin en mutlu adamı yaptığın için… Zeynep: Fatih ben de sana teşekkür ederim hastalıkta, sağlıkta, ıssız adada zombilerden kaçarken, ayı kovalarken, türbülanslarda, otobüs ya da uçağın içinde, nezarethanede, her yerde her zaman yanımda olduğun için çok teşekkür ederim. Umudumu kesmişken karşıma çıkıp bir anda karım olur musun diye sorup bana aşkı hatırlattığın için, beni kainatın en mutlu kadını yaptığın için, bir de çocuğumun babası olduğun için teşekkür ederim.

Bu sahnede Zeynep ve Fatih birbirlerine sevgilerini, aşklarını itiraf ederlerken ortak hafıza ile birlikte olumlu olumsuz yaşadıkları ve üstesinden gelebildikleri tüm zor günlerin anılarını yad ederek ortak hafızayı pekiştirmekte ve ilişkilerine derinlik, bir boyut kazandırmaktadır. Hüner çerçevesi bu sahneye hakimdir ve simetrik yakınsama iletişim stratejisi gözlemlenmektedir.

Kara 30. Bölüm \ Süre: 1.51.07

Ömer: Yeni yılın kutlu olsun Elif’im çok teşekkür ederim de ben unuttum bir şey almadım odun herifin tekiyim işte özür dilerim. Elif: Beni dünyanın en güzel tatiline çıkardın ya daha ne olsun hadi açsana Ömer: Elif bunu ne ara yaptın çok güzelmiş çok teşekkür ederim Elif: geceleri seni düşünürken Ömer: Elifim çok güzel her gece buna bakacağım en güzel anlarımızı her günümüzde buraya işaret diyeceğim bütün sayfaları dolduracağım çünkü yanımda hep sen olacaksın Elif: Ne oldu? Ömer: Bir şey olmadı. Elif: Yalan söylüyorsun omzun acımıyor değil mi? Ömer: Elif’im sen bana dokunuyorsun ya ağrım sızım geçiyor. Elif: İyi o zaman tedaviye devam Ömer: Tedavi mi? Elif Allah'ını seversen yapma gözünü seviyorsan yapma Elif: Çıkar üstünü hem de laf etme Ömer: Off anam off yakalandım kötü kokuyor değil mi? Elif: Dön sırtını dön sırtını hadi dön dön dön hadi hadi Ömer: Allah’ım ben ne günah işledim Elif: Burası mı ağrıyor? Ömer: Bak böyle olunca sanki kokusu biraz azaldı Elif: O kadar da kötü kokmuyor abartma Ömer: Öyle mi diyorsun? Elif: Ya Ömer ne yapıyorsun ya? ya haklısın gerçekten çok kötü kokuyor.

281

Ömer: Ama sen cennet gibi kokuyorsun seni çok seviyorum Elif: Ben de seni çok seviyorum

Bu sahneden de göründüğü üzere Ömer genellikle özel günlere değer vermeyi unutan bir delikanlıdır. Elif bunu ciddiye almamakta hediye armağan etmekten hoşlanmaktadır. Elif’in hediyesi Ömer ile birlikte geçirdiği her anı ve anıyı kaydettiği bir anı defteridir. Ömer için anlamlı bir hediyedir. Bundan sonraki her beraber anılarını da defterin geri kalanına not alacağına söz verir. Sürpriz ana çerçevesi sahneye hakimdir. Simetrik yakınsama iletişim stratejisi bulunmaktadır.

Tüm bu incelenen dizilerdeki karakterlerin kurguları ve söylemlerinin içerikleri doğrultusunda ortaya çıkan genel bulgular ve yabancı literatürdeki araştırmalarla karşılaştırılmasına bakılacak olursa; bir aile içinde ilişkisel ritüellere daha fazla yatırım yapan birey ilişkilerinde daha çok yakınlığa ve ilişkisel kaliteye sahip olmaktadır. Ritüellere ailenin yaptığı yatırım ilişkiden soğumayı azaltıp ilişkinin kalitesini arttırmaya yönelik bir bağ oluşturmaya aracı olmaktadır. Bu yatırımı daha çok erkeklere oranla kadınlar sağlamaktadır. Ritüellere yatırım yapmak ilişkinin kalitesini arttırdığı gibi düzenli, bağlı bir ilişki yapısını da güçlendirmektedir. Bu ilişkisel ritüel yatırımları evliliğin uzunluğunu, çocuk sayısını ve aynı zamanda kaçınan bağlı ya da ilişkiye güvenli bağlı kişi sayısını ve ritüellere yatırımın ne kadar yapıldığını kontrol etmektedir. Mikulincer vd.’e göre kim davranışsal olarak samimiyet ve yakınlık kurarsa ilişki kalitesini o kadar arttırdığı anlamına gelmektedir. Ritüellere güçlü aile yatırımları evlilik ilişkilerinde pozitif bir algı yaratmaktadır430.

Wood vd.’e göre kadınlar ve erkekler kendi hemcins arkadaşları arasında ilişkileri niteliksel açıdan göstergelere sahip iken kadınlar ve erkekler karşı cins arkadaşları arasında olduklarında genellikle kendilerini ifade etmenin farklı yollarını geliştirmektedirler. Bu bağlamda bazı ritüel tiplerini fazlasıyla gösterdikleri ortaya çıkmaktadır. Kadınlar genellikle niteliksel yöntemlerle yakınlığı ifade etmektedir, bu

430 Mario Mikulincer, Victor Florian, Philip A. Cowan, Carolyn Pape Cowan, “Attachment Security In Couple Relationships: A Systemic Model And Its Implications For Family Dynamics”, Family Process, 41, 2002, ss. 405–434.

282 durum da iletişimin öneminin yüksek olması ile büyük ölçüde tutarlıdır431. Paylaşım, destek, dayanışma ritüelleri kadınların hemcins arkadaşlıklarında gösterdikleri ritüel türlerindendir432. Ritüel ve ilişkisel gözetim kadınlar için önemli bir araç olmaktadır. Günlük ritüelleri araştıran araştırmacılar günlük konuşma ritüellerinin ilişkileri koruduğunu ve devamını sağladığını kabul etmektedir. Günlük ritüeller özellikle davranışları yürürlüğe koymada ve temel işleri yerine getirmede kişisel ilişkilerin önemine vurgu yapmaktadır433.

Güvenli bağlı ilişki içindeki çiftler, birbirlerine daha samimi davranışlar sergilemekte ve günlük sorumlulukları yerine getirmektedir. Wolin ve Bennett’in ritüeller çalışmasında, ritüellerin gündelik hayattan geçici rahatlama sağlamak, etkileşim için bir fırsat sağlamak ve ilişkiyi koruma gibi amaçlar için gerçekleştirdikleri vurgulanmaktadır434. Benzer şekilde Baxter ilişkisel sembollerin ilişkisel ritüellere fırsat tanıyan: eğlenceli, teşvik edici ve paylaşım imkanı sağlayan göstergeler olarak hizmet ettikleri yönünde üç bulgu sunmaktadır435. Tüm bu çalışmaların sonucunda Bruess ve Pearson 7 tip ilişkisel ritüelden 5’ini rapor etmiştir436.

Daha önce yapılan araştırmalar indaktif(tahlili) ve ayrıntılı olarak ritüellerin küresel ve gizemli bir modelini sağlamaya odaklanmış romantik ilişkiler olarak tümdengelimci bir yaklaşımla ele alınmıştır. Bu çalışma ritüellerin işlevlerinin kategorik yapılarını belirlemeye çalışmıştır. Hem evlilikte hem de evlilik öncesi ilişkilerde ve arkadaşlık ilişkilerinde ritüellerin etkisi çoktur ve birbirinden farklıdır437. Örneğin evlilikte ritüellerin sadece ilişkiyi teyid etmekle kalmayıp eşlerine birbirlerine ne kadar

431 Julia T. Wood, Christopher C. Inman, “In A Different Mode: Masculine Styles of Communicating Closeness”, Journal of Applied Communication Research, 21, 1993, ss. 279-295. 432 Julia T. Wood, Christopher C. Inman, A.g.e., ss. 279-295. 433 Steve Duck, “Relationships As Unfinished Business: Out of The Frying Pan and Into the 1990’s”, Journal of Social and Personal Relationships, 7, 1990, ss. 5-28. 434 Wolin Steven J., Bennett Linda A., “Family Rituals”, Family Process, 23,1984, ss. 401-420 435 Baxter Leslie A.,“Symbols of Relationship Identity in Relationship Cultures”, Journal of Social and Personal Relationships, 1987, ss. 261-280 436Bruess, Carol. J. S., Pearson Judy C., “Interpersonal Rituals In Marriage and Adult Friendship”, Communication Monographs, 64,1997, ss.25-46. 437 Carol J.S. Bruess & Judy C. Pearson, A.g.e., ss.25-46.

283

özel olduklarını ve eşleri hoş tutup hatırlamak karşılıklı sevgi ve bağlılık ritüeller ile yakın ilişkilidir ve ilişkinin devamında büyük rol oynamaktadır.

Bruess ve Pearson’un ortaya koyduğu kategorik yapılardaki diğer bir benzerlik de evli çiftler için yaşam yönetimi faktörü olması ve arkadaşlık ilişkileri için de kişisel gelişim sağlaması ve sosyal destek şeklinde bulgulanmaktadır438.

Wolin ve Bennett, ailede ritüellerin örgütlenmek üzere işlev gördüğünü kabul etmiştir. Ritüellerin günlük yaşam ve rolleri ve kuralları tanımlayarak etkileşimleri yönetmek gibi bir fonksiyonu olduğu da yapılan çalışmalarda ortaya konmuştur. Bu çalışmada ilişkisel ritüel faktörü yaşam yönetimi gibi önemli vurguların, ritüellerin evliliklerde benzer işlevlere hizmet ettiğini ortaya koymaktadır: evlilikteki rolleri tanımlamak, rasgele olaylar üzerinde kontrol hissi vermek ve basitçe hayatı kolaylaştırmak… Arkadaşlık ilişkilerinde de ritüel fonksiyonlarının yapısı benzer eğilimleri ortaya çıkarmaktadır. Özellikle kişisel gelişim ve kendini kabul ettirme konularında, ritüellerin arkadaşlar için kişisel gelişme olarak işlev gördüğünü ileri sürmektedir. Kategorilere göre ortaya çıkan bulgu, evlilik ritüellerinin ilişkisel yönleri bakımından arkadaşlık ilişkisi ritüellerinden daha fazla kişisel gelişim ve gündelik rutin ve görevlerin ele alınması işlevi göstermektedir439. Evlilik ritüellerinin günlük yaşam yönetiminde önemli işlevleri vardır, faktörlerin büyük çoğunluğunun gelişmiş ilişkisel işleyişi ön plana çıkardığını ortaya koymaktadır.

Frances vd.’nin yaptıkları bir araştırma sonucunda erkeklerin kendi hemcinsleri arasında susma mesafesi aralığın yüksek olduğunu, kadınların ise tam tersi şekilde kendi hemcinsleri arasında sohbetlerinin daha hızlı aktığını cevap verme hızlarının daha fazla olduğunu bulgulamaktadır. Bu araştırmanın bir diğer sonucu ise kadınlar erkekler ile bir arada iken susma frekansları daha fazla iken erkeklerin kadınlarla bir aradayken susma frekanslarının daha düşük olduğu bulgulanmaktadır440. Bu bulgunun aynı

438 Carol J.S. Bruess & Judy C. Pearson, A.g.e., ss.25-46. 439Wolin Steven J., Bennett Linda A, A.g.e.,ss. 401-420. 440 Bilous Frances, Krauss Robert M., “Dominance and Accommodation in the Conversational Behaviors of Same And Mixed-Gender Dyads” Language and Communication, Vol.8, No.3-4, 1988, ss.183-194.

284 zamanda iletişim uyumu kuramının yakınsama stratejisinin bir özelliği olan susma mesafesi ya da frekansının ilişkisel ritüellerde önemli bir katkı sağladığı düşünülebilmektedir. İncelenen diziler de bu araştırma ile örtüşen niteliktedir. Özellikle Paramparça, Cihan-Gülseren-Dilara-Ayşe ile olan özel ilişki ile Cihan’ın, Ayşe’nin, Gülseren’in ve Dilara’nın kendi hemcins yakın arkadaşları ile olan sohbetlerindeki susma mesafeleri bu araştırma bulgusunu destekler niteliktedir.

İncelenen dizilerde başbaşa geçirilen zamanlarda yapılan ritüeller Mikulincer’in araştırmasını destekler bir biçimdedir, örneğin teklif edilen bir akşam yemeği, yapılan geziler, ev sohbetleri ilişkinin kalitesini arttırmaya ve çiftlerin arasındaki bağı kuvvetlendirmeye yöneliktir441. Wood vd. ilişkilerde ritüelleri yapanların çoğunlukla kadınlar olduğunu bulgulamaktadır442. İncelenen dizilerde de durum böyle olmakla birlikte bu bulgudan ayrılan nokta bu ritüelin işe yaradığını öğrenen erkek partner de örneğin gönül almak, mutlu etmek gibi araçsal sebeplerle bu ritüeli yinelemeyi tercih etmektedir. Günlük konuşma ritüellerinde ise ritüeller evde, arabada, iş yerinde çeşitli şekillerde gerçekleşmektedir. Genellikle sohbet içinde dil davranışlarından ya da eylemlerinden kişiliği tanıma şeklinde belirmektedir. Kişinin söylediği bir atasözü ya da genelleme yoluyla günlük konuşma dilinde kişinin benliği hakkında bilgi edinmeye fayda sağlamaktadır.

İlişkiye özgü ritüellerde yapılan her bir ritüel davranış ilişkisel partnerin belirgin bir beğenisine yönelik yapılan bir sürpriz şeklinde gerçekleşmektedir. Bu davranış, ilişkinin kalitesini, derinliğini, çiftlerin birbirlerine bağlılığını arttırmaktadır.

Gündelik rutinler ve görevler ritüelleri genellikle ortak bir paylaşım alanı olan evin ihtiyaçlarının çiftler tarafından bölüşülmesi ya da ortak çocukların ihtiyaçlarının

441 Mario Mikulincer, Victor Florian, Philip A. Cowan, Carolyn Pape Cowan, “Attachment Security In Couple Relationships: A Systemic Model and Its Implications For Family Dynamics”, Family Process, 41, 2002, ss. 405–434. 442 Julia T. Wood, Christopher C. Inman, A.g.e., ss. 279-295.

285 ebeveynler tarafından bölüşülmesi şeklinde ortaya çıkmaktadır. Çocuğun bir yarışmasında ailenin destek için bir arada bulunması, birlikte sabah kahvaltısı hazırlama, ev işlerinin bölüşülmesi şeklinde örnek verilebilir.

Samimiyet-mahremiyet cinsel ilişki ritüellerinde ilişkisel ritüel genellikle kadın partnerin küçük oyunlar yaparak cilveleşmesi, isteğini çocuk ego durumundan dile getirmesi şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bu duruma Poyraz Karayel dizisinden Ayşegül ve Poyraz’ın Ateşli bir gece sahnesi örnek olarak verilebilir, ya da Aşk Yeniden dizisinin Zeynep’in Fatih’i cinsel ilişki yaşadıkları konusunda kandırdığı sahne örnek olarak verilebilmektedir.

Çiftlerin kendilerinin ürettikleri sosyal ilişki ritüelleri de benzer şekilde ilişkiye bir boyut bir derinlik katmaktadır. Yaşanılan her bir anının, güçlüğün hatırlanarak ilişkiye verilen emeği ortaya koyarak çiftlerin birbirlerine bağlılığının artmasını sağlamaktadır. Ortak hafıza bu ritüel davranışı için önemli bir geri hatırlatma unsurudur. Eşlerden birinin ve özellikle kadının ilk olarak başlattığı “Hatırlıyor musun seninle…… yapmıştık, gitmiştik, üstesinden gelmiştik” söylemleri eşleri anının yaşandığı zamana götürmekte ve bu durum özellikle ailevi roller, ilişkinin niteliği ve kalitesine bir boyut kazandırmaktadır. İlişkinin sürecine vurgu yapmakta ve ilişkiyi pekiştirerek canlı tutmaya zemin hazırlamaktadır.

286

SONUÇ

İletişim Uyumu Kuramı, 1980’li yıllarda temelleri atılan bir kuram olup özellikle dil, beden dili, ses davranışları üzerinde sosyal psikologlar tarafından araştırılmış bir kuramdır. Bu kuram, içinde taşıdığı sosyo-psikolojik dinamikler ve bileşenler gereği Goffman’ın çerçeve (dramaturjik) analizi443 ile benzerlikler göstermekte olup, çerçeve analizine destek sağlayan kuram olarak dikkate alınabilmektedir. Goffman’ın çerçeve analizi, sıradan insanın bir tiyatro sahnesinde olduğunu öngörerek kişinin birçok sahne önü ve arkası davranışlarını incelemektedir. Kurama göre, kişi sahne önünde yüz korumak için birtakım nezaket ve saygı kurallarını takip etmektedir. Bu takip sırasında bilinçli ya da bilinçdışı olarak etkileşim düzeni kavramının gerekliliklerini yerine getirmektedir. Kişi diğerleri üzerinde sahip olduğu itibarından bir şey kaybetmemek için etkileşim düzenine uymanın kişisel bir konfor alanı yarattığını öngörmektedir. Bu durum bir anlamda Bourdiou’nun habitus kavramı444 ile özdeşleşmekte olup, bireyin içinde yaşadığı toplumun yapılarını içselleştirerek ritüel davranışına katkıda bulunmaktadır. Habitus’un geçmişten gelen ve geleceğe uzanan bir yapısı olması gereği bireyin inşa deneyimlerinin algılanmasına sistematiklik kazandıran ve yapılandıran bir yapı değil, aynı zamanda toplumsal uzamın algısını sistemleştirmenin, mantıksal sınıflara bölmenin bir kuralıdır445. Dolayısıyla etkileşim düzeni içinde birey, toplumsal yapının gerektirdiği kuralları taşımakla birlikte sahip olduğu toplumsal dinamikleri ve kültürel yapıyı ilişkisel ritüele taşıyarak, geleneksel ritüeli değiştirmekte ve dönüştürmektedir. Geleneksel ritüeli pragmatik ve sosyal alışverişsel ihtiyaçları temelinde dönüştüren ilişkisel ritüel, gerektiği yerde iletişim uyumu kuramından yardım almaktadır. İletişim uyumu kuramı stratejileri, yakınsama, ıraksama, süreklilik, aşırı uyum ve yetersiz uyumdur. İletişim uyumu stratejilerinden yakınsama stratejisi geleneksel ritüelleri pekiştirmekte bunun tam tersi olan ıraksama iletişim stratejisi ise ritüele

443 Margaret Paloma, Çağdaş Sosyoloji Kuramları, Çev. Hayriye Erbaş, 4. Basım, Palme Yayıncılık, Ankara, 2011, s.219. 444 Pierre Bourdieu, “On Marriage Strategies”, Population and Development Review, Sayı: 28/3, New York: Population Council, 2002, s. 558 445 Pierre Bourdieu, The Logic of Practice, Çev. Richard Nice, Cambridge: Polity Press, 2003, s.54.

287 yeniden bakma ve yeni bir bakış açısı kazandırmaktadır. Bununla birlikte, bazen uyumlanamayan durum ile ritüel davranışı ritüelden çıkma (deritualization) durumu ile kişiyi karşı karşıya bırakmaktadır. Iraksama iletişim stratejisinin ilişkisel ritüele katkı sağlamasına karşın diğer iletişim stratejilerinden olan süreklilik iletişim stratejisi, ilişkisel ritüele herhangi bir katkı sağlamamaktadır. Ancak bazı durumlarda, farklı kaynaklarda süreklilik stratejisinin, uyumsuzluğa giren ıraksama iletişim stratejisi kapsamında değerlendirildiği de görülmektedir. Bunun yanı sıra her ıraksama iletişim stratejisi, aynı zamanda yetersiz uyum ve aşırı uyuma sebep olan iletişim davranışlarını da içermektedir. Bazı durumlarda ise, aşırı uyum ya da yetersiz uyum iletişim stratejilerinin ritüel davranışa eleştirel baktığına rastlanmaktadır. Örneğin aşırı uyum, literatürde kuşaklararası stereotipleştirmede kullanılan bir iletişim stratejisi iken, Kara Para Aşk dizisinde ilişki içinde bulunan karakterlerin kuşaklararası stereotipleştirme içinde değerlendirilmeyip, sosyo-ekonomik ve eğitim seviyesinin farklılığından kaynaklı bir stereotipleştirme davranışı içinde değerlendirildikleri gözlemlenmektedir. Bu çalışmada beş ayrı dizinin karakterlerinin ilişki biçimlerinin, sosyo- ekonomik, eğitim, yaş vb. özellikler açısından benzer olmasına özen gösterilmiştir. Anılan diziler, ilişkisel ritüel bağlamında altı kategoride (Başbaşa geçirilen zamanlarda yapılan ritüeller, Günlük Ritüeller, İlişkiye Özgü Ritüeller, Günlük Rutinler ve Görevler, Samimiyet/Mahremiyet/Cinsel İlişki Ritüelleri, Çiftlerin Birlikte Ürettiği Sosyal İlişki Ritüelleri) ele alınarak etkileşim çerçeveleri ve iletişim stratejileri açısından değerlendirilmiştir. İncelenen diziler Baş Başa Geçirilen Zamanlarda Yapılan Ritüel Boyutuna göre çözümlendiğinde; Paramparça dizisine ait toplam 7 ayrı sahne bulunmuştur. Bu sahneler ağırlıklı olarak mutlu ve ilişkiyi pekiştiren sahneler olarak karşımıza çıkmakta ve ağırlıklı olarak söylemlerin rastlantısal çerçeve olduğu görülmektedir. Genellikle çiftler aşklarının ulviliğinden ve rastlantısal olduğundan, kaderin cilvesinden söz etmektedirler. Baş başa geçirilen zamanlarda yapılan ritüeller, 5 ayrı dizide de benzer şekilde çiftlerin birlikte yapmaktan hoşlandıkları aktivitelerden oluşmaktadır. Bu ritüeller genellikle tatile çıkmak, akşam yemeğine çıkmak, evde sohbet, çiftlerden birinin eşini yalnızken kalmaktan hoşlandığı mekana getirmesi, deniz kıyısında gezinti, kahvaltı şeklinde gerçekleşmektedir. Beş dizide görülen ağırlıklı etkileşimsel çerçeve

288 rastlantı ve sürpriz çerçevesidir. Bunun sebebi bu ritüeller eşlerden ikisinin ya da en az birinin bilinçli ve isteyerek gerçekleştirdiği ritüeller olduğundan eşler yüz koruma davranışını rahat bir biçimde uygulamakta, benliğini onarmaya ihtiyaç duymamaktadır. Örneğin akşam yemeği için, tatilde kalınacak otel için yer ayarlanmıştır. Örneğin, Aşk Yeniden dizisinin Zeynep karakteri tatilde Fatih’in ona evlenme teklifi edeceğinden emindir ve giyim, kuşam ve tüm davranışları o özel ana odaklı olarak hareket etmektedir. Başka bir anlatım ile tüm davranışlar uyarlanmıştır, bireyler konfor alanlarında ters bir tavır ve davranış ihtimalinden uzak ritüeli akışında yaşamaktadır. Baş başa geçirilen zamanlarda yapılan ilişkisel ritüelin etkileşimsel çerçevesi ağırlıklı olarak rastlantı ya da sürpriz çerçevesi olmasının bir başka sebebi de olaylar herhangi bir entrika, iş çevirme, yanlış anlaşılma vb. konular minimal söz konusu olduğundan kilitlemelere ihtiyaç duyulmamaktadır. Birincil çerçeveler apaçık ve tüm gerçekliği ile gözler önüne serilmektedir. Ya bir sürpriz yapılmaktadır, ya bir mücadele vardır, ya da çiftler bu özel anda ilişkilerinin ne büyük bir rastlantı sonucu başladığını dile getirip ilişkilerine derin anlam katıp ayrıcalıklı bir yere taşımaktadır. Çiftler başbaşa geçirilen zamanlarda yapılan ritüellerde ağırlıklı olarak simetrik yakınsama iletişim stratejisini kullanmaktadır. Baş başa kalınan romantik ve özel anlar karşılıklı iletişimde bulunan tarafların konuşma hızı, kendini açma davranışı, cevap verme hızı, beden duruşu, ifade mesafesi, jest ve mimikler, yüz ifadeleri, şakalar, dayanışma vb. gibi yakınsama özelliklerinin eşit ya da çok yakın olduğuna rastlanmaktadır. (Örn. Paramparça, Aşk Yeniden, Kara Para Aşk Dizileri) Anılan dizilerde bir başka öne çıkan bulgu ise Baş Başa geçirilen zamanlarda yapılan ritüeller çoğunlukla erkek partner tarafından gerçekleştirilmektedir. Erkek bu ritüeli çıkma, evlilik teklifi, özel gün kutlaması gibi bir durumda araçsal ve işlevsel bağlamda kullanmaktadır. Yine bu ilişkisel ritüel kategorisinde ilişkide bulunan tarafların birlikte geçirdikleri zamanlar yalnızca ana çerçevede işlenmekte ise iletişim stratejisi simetrik yakınsama şeklinde gerçekleşmektedir. Bu kategoride, bir kilit ile ana çerçeve dönüştürülmekte ise iletişim uyumu stratejisi taraflar arasında uyum sorunu oluşturmaktadır. Bu durumda simetrik ıraksama, yakınsama ıraksama, asimetrik yakınsama şeklinde güç eşitsizliği durumu ortaya çıkmaktadır.

289

Baş Başa Geçirilen Zamanlarda yapılan ritüeller kategorisinde Aşk Yeniden dizisinde toplamda 10 sahneye rastlanmaktadır. Sürpriz ana çerçevesi ve simetrik yakınsama iletişim stratejisi ağırlıklı olarak karakterler arasında gözlemlenmektedir. Collins’in Four Sociological Traditions kitabında Goffman için etkileşim ritüelinin özellikle farklı insanlar ve farklı durumlar arasında bir tabakalaşma yarattığı için önemli bulduğunu belirtmiştir446. Goffman’ın bu vurgusu Aşk Yeniden dizisi için önemlidir. Dizide “farklı durumlar” başka bir deyişle yeni tanıştığımız kişi için bir anlam ifade etmeyen bazı ritüel ifadeler ya da davranışlar romantik ilişki içerisinde olan kişilere göre anlam ifade etmektedir. Kara Para Aşk Dizisi’nde Baş Başa geçirilen zamanlarda yapılan ritüeller biraz farklılaşmaktadır. Bu ilişkisel ritüel kategorisinde toplamda 3 sahneye rastlanmıştır. Bu dizide de ağırlıklı olarak ortaya çıkan etkileşim çerçevesi, sürpriz çerçevesidir. Bu dizide sürpriz çerçevelerinin diğer dizilerden farklılaşması, sürpriz bir hediyeyi metafor olarak ve araçsal açıdan kullanılıp, sözle dile getirilemeyen bir mesajın dolaylı yoldan iletilmesi amacını taşıyor olmasıdır. Vidal’a göre konuşma stratejilerinin varoluş nedenleri yalnızca varsayılan, ifadesiz bir davranışın kötüye kullanımı olabilir. İstenmeyen sonuçları önleyebilmek ya da pozitif etkileri artırabilmek, öncelikle olayların beklenen gidişatı ile ilgili kesin bilgilere sahip olunmasını ve bunların toplumsal sonuçlarını gerektirmektedir447. Bu duruma bağlı olarak konuşulamayan bir konunun bir hediye aracılığı ile pozitif etkilerini arttırmak çiftlerin simetrik yakınsama iletişim stratejilerini kullanmaya teşvik etmektedir. Baş başa geçirilen zamanlarda yapılan ritüeller, sürekli hoş vakit geçirme zamanları olarak düşünülmemelidir. Bir romantik ilişkinin dinamiği olan ve monotonluğu azaltan iletişim çatışmaları da ilişkiye katkı sağlayabilmektedir. Bu sayede çiftler birbirlerinin isteklerini, hoşlandıklarını, özel ihtiyaçlarını anlayabilmektedir. Poyraz Karayel dizisinde mücadele (itiraz) çerçevesine ve bu çerçeveye bağlı olarak yakınsama ya da simetrik süreklilik iletişim stratejilerine rast gelinebilmektedir. Benzer şekilde, Asla Vazgeçmem dizisine yönelik 3 ayrı Baş Başa geçirilen zamanlarda yapılan ritüel sahnesine rastlanmaktadır. Bunlardan 2 tanesi

446 Randal Collins, Four Sociological Traditions, Çev: Ümit Tatlıcan, Oxford University Press, 1994, s.214-218. 447 Escandell-Vidal, Victoria, “Politeness: A relevant Issue for Relevance Theory”, Revista Alicantina de Estudios Ingleses, 11, 1998, ss.45-57.

290 ciddiyet bir tanesi teknik okuma çerçevesine aittir. İletişim stratejilerine bakıldığında simetrik süreklilik, simetrik yakınsama ve asimetrik yakınsama olmak üzere 3 tane iletişim stratejisi bulunmuştur. Bu dizide, çoğunlukla hakim olan güç ilişkileri, etkileşimsel çerçeveler ve iletişim stratejileri bağlamında farklılık göstermektedir. Günlük Konuşma Ritüelleri kategorisinde Paramparça dizisine yönelik 8, Aşk Yeniden dizisine yönelik 9, Kara Para Aşk dizisine yönelik 10, Poyraz Karayel dizisine yönelik 5, Asla Vazgeçmem dizisine yönelik ise 1 ilişkisel ritüel sahnesine rastlanmıştır. Günlük konuşma ritüellerinin ilişki içindeki bireye en önemli katkısı bireyin konuşma içinde belli, genel geçer kalıp söylemler kullanarak, özellikle geçiş ritüellerinde bir konfor alanı sağlamasıdır. Böylece birey, bir ritüel söylemi ile geçiş evresinde yaşanabilecek olan herhangi bir krize yönelik kişiyi rahatlatmakta, kişiye önceden nasıl bir adım atması gerektiğini öğretmektedir. Durkheimcı bakış açısı insanoğlunun ortaya çıkışından bu yana ritüellerin “hayatta kalma değeri” ve özellikle kişilerarası ve grup içi ilişkiler kurma ve geliştirme potansiyeli nedeniyle, en önemli sosyal olgulardan biridir448. Aynı zamanda ritüeller, duygulanım uyandıran psikolojik işlevleri nedeni ile bireylerin kritik durumlar ile başa çıkmalarına yardımcı olmaktadır449. Buna bağlı olarak ilişkisel ritüeller içindeki günlük ritüellerin geçiş zamanları, psikolojik kriz evresinden çıkıp, bireye konfor alanları yaratılmasını sağlamaktadır. Günlük konuşma ritüellerinin etkileşimsel çerçevesi, genellikle ana çerçevenin kilit yolu ile dönüştürülmesi şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bu durum genellikle ciddiyet çerçevesinin herhangi bir kilit kullanılarak başka bir ana çerçeveye dönüştürülmesi şeklinde olup, ağırlıklı olarak günlük konuşma ritüellerinde bulgulanmaktadır. Bunun sebebi, birey, başbaşa geçirilen zamanlarda yapılan ritüellerde ya da ilişkiye özgü ritüellerde daha fazla uyarlanmış davranış sergilemektedir. Örneğin birey bir evlenme yıldönümü akşam yemeğinde daha özenli giyinmekte ve en güzel ve uyumlu davranışlarını ortaya koymaktadır. Ancak günlük konuşma ritüellerinde, kendi gerçek ve çıplak benlikleri ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu durum, uyarlanmış davranışlardan bireyi uzaklaştırıp apaçık kendi gibi olmaya zorlamaktadır. Örneğin kişi bir atasözü söyleyerek tarafını, safını belli etmekte ya da belirli cinsiyet rollerinin

448 Adam B. Seligman, Robert P. Weller, Michael J. Puett, Bennett Simon, A.g.e., s.26. 449 David I. Kertzer, Ritual, Politics and Power, New Haven, CT: Yale University Press, 1988, ss.67-69.

291 görevlerini üstlenerek ritüel söyleminde tanınmayı sağlamaktadır. Bu anlamıyla, Günlük Konuşma ritüelleri diğer ritüellere göre kişiyi daha çok tanımaya yöneliktir. Dolayısı ile çerçeveler ağırlıklı olarak ciddiyet, mücadele\itiraz ana çerçevelerini temsil etmektedir. Bunun yanı sıra, ana çerçeve tartışmanın düzeyi ya da yönüne göre değişim göstererek, yeniden zeminlendirme, teknik okuma gibi kilitler ile dönüştürülmektedir. Dolayısıyla, iletişim stratejileri, asimetrik yakınsama, yakınsama-ıraksama, simetrik süreklilik olduğundan dolayı, karşılıklı iletişimde bulunan tarafların tam bir yakınsama davranışı sergilemediklerini ortaya koymaktadır. Uyum sağlamak, akıcı, sürekli, derinliğine düşünmek zorunda kalmadan davranışların kolayca aktığı bir biçimde gerçekleşirse kişi geçiş ritüelinde yeni durumuna ya da rolüne kolayca uyum sağlayabilmektedir. Ancak durumlar zorunlu olarak değiştirilmekte ise bu iletişim davranışı oyun olmaktadır. Bu eğreti uyum durumu uzun vadede kişinin sahne arkası davranışlarının sızmasına yol açacaktır. Tüm bu durumların yanısıra, ritüel, uyuşmazlığın algılandığı ve üzerinde düşünüldüğü yerde güç kazandığından ıraksama iletişim stratejisinin ilişkisel ritüele katkı da sağladığı düşünülmektedir. İlişkisel ritüel kategorileri belirli bir tanıma sahip olup benzerlikleri paylaşmakla birlikte, mikro ilişkilerde ritüeller farklı çiftler arasında değişiklikler sergilemektedir. İlişkiye Özgü Ritüeller kategorisinde Paramparça dizisine yönelik 8, Aşk Yeniden dizisine yönelik 2, Kara Para Aşk dizisine yönelik 2, Poyraz Karayel dizisine yönelik 3, Asla Vazgeçmem dizisine yönelik ise 3 sahne bulunmaktadır. Bu kategori baş başa geçirilen zamanlarda yapılan ritüellerle benzerlikler taşımaktadır. Bu iki kategorinin benzer olması eşlerden birinin diğerine bir sürpriz yapması şeklinde gerçekleşmektedir. İlişkiye özgü ritüeller, başbaşa geçirilen ritüellerden farklı olarak, ilişki geliştikçe ve eşlerin birbirlerinin hoşlandıkları şeyleri fark etmeye başladıkça daha ayrıntılı ve incelikli sürprizler yapılması ile geliştirilmektedir. Örneğin başbaşa geçirilen zamanlarda yapılan ritüellerde eşlerden biri sürpriz tatil hediye ederken ilişkiye özgü ritüelde, eşe ilişkin daha ayrıntılı ve özel bilgiye (sevgi, beğeni, gereksinim vb.) sahip olunması sonucunda karavan satın alınarak tatile gidildiği gözlemlenmektedir. Bunun yanı sıra ilişkiye özgü ritüellerde öne çıkan başka bir bulgu Laird’e göre bir ilişkide

292 ritüellerin çoğunlukla kadınlar tarafından oluşturulduğu öne sürülmektedir450. Buna göre incelenen dizilerde de benzer nitelikte bir sonuç ortaya çıkmaktadır ancak buna ek olarak ritüeli oluşturan kadın olsa dahi bu ritüeli öğrenen erkek de bir araç olarak örneğin, tartışma sonucu gönül almak ya da barışmak için bu ilişkiye özgü ritüele başvurmaktadır. İlişkiye özgü ritüellerde de başbaşa geçirilen zamanlarda yapılan ritüellerde olduğu gibi, etkileşimsel çerçevelerin ağırlıklı olarak sürpriz ana çerçevesinde olduğu bulgulanmaktadır. Paramparça dizisinde ya kilit kullanılmaktadır ya da sürpriz ana çerçevesi kilit ile dönüştürülmektedir. Bunun sebebi olarak çok fazla iletişim çatışmasının olduğu sahneye rastlanmış olmasıdır. İletişim çatışmasının ilişkiye özgü ritüele dahil edilmesinin nedeni bu çatışmaların sık olması ve çatışmaya ilişki içinde bulunan kişilerin yaklaşım biçimleridir. Çatışmayı yönetmek de ilişkiye dair bilgi vermekte ya da bazı durumlarda ilişkiyi beslediği gözlemlenmektedir. (Örn. Çatışma sonrası Dilara’nın Cihan’ın ofisine gidip konuşması, empati yapması) İlişkiye özgü ritüeller kategorisinde iletişim stratejisi Paramparça dizisi için ağırlıklı olarak çatışma sahnelerinde, asimetrik-simetrik ıraksama, simetrik süreklilik şeklinde yapılanırken diğer sahnelerde ve diğer dizilerde ağırlık simetrik yakınsama şeklinde gözlemlenmektedir. Gündelik Rutinler ve Görevler kategorisinde ise başbaşa geçirilen zamanlarda yapılan ritüeller ve ilişkiye özgü ritüellerden farklı olarak geleneksel kalıp ritüel davranışlardan uzaklaşılıp basmakalıp ritüellerin tartışma konusu olduğu gözler önüne serilmektedir. Günümüzde ilişkiler kolaylıkla eril-dişil görev ve rutin kalıbını eleştirmekte, tartışmakta ve değiştirme çabası içine girmektedir. Bu durum daha çok Paramparça ve Aşk Yeniden dizilerinde ortaya çıkmaktadır çünkü bu iki dizide karakterler daha çok bölümde evlidir ya da aynı evi paylaşmaktadır. Böylece sorumluluk üstlenilmekte ve görev paylaşımına gidilmektedir. Fikir paylaşımı, tartışma ve eleştiri söz konusu olduğundan bütün etkileşimsel çerçevelerin ana çerçeveden kilit yolu ile değiştiği bulgulanmaktadır. Dolayısıyla iletişim stratejileri de yakışama- ıraksama, ıraksama-ıraksama, asimetrik ıraksama, asimetrik yakınsama şeklindedir. Simetrik yakınsama Paramparça dizisinin tek bir sahnesinde görülmektedir. O sahnede

450 John Laird, “Women, Rituals and Family Therapy”, Journal of Psychotherapy& The Family, Vol.3, No.4, 1988, ss.157-173.

293 de karakterin yararına bir durum söz konusu olduğu için stratejik anlamda simetrik yakınsama iletişim davranışı gözlemlenmektedir. Samimiyet/mahremiyet/cinsel ilişki ritüelleri kategorisinde dizilerde karakterlerin birbirlerine yakınlaşma ritüeli olarak çocuk ego durumundan yaklaştıkları, çerçeve olarak da iyicil aldatmaca kalıcı (şakalar, muziplikler, söz oyunları vb.) kullandıkları bulgulanmaktadır. Bu durum, toplum yapısının mahremiyet ve cinsel ilişkinin bir tabu olması ve yetişkin ego durumunda yaşanmasının tabuları sarsacağı inancından kaynaklı üstü örtülü bir şekilde senaryolaştırıldığı düşüncesini doğurmaktadır. Dizilerin etkileşimsel çerçevelerine bakıldığında ağırlıklı olarak iyicil aldatmaca ikincil çerçevesi gözlemlenmektedir. İletişim stratejilerinde görülen simetrik sürerlik, asimetrik yakınsama, simetrik yakınsamadır. Tüm bu kategorilerin içine dahil edilemeyen sahneler ayrı bir kategorinin oluşturulması ihtiyacını doğurmuştur. Bu kategori de Çiftlerin Ortak Olarak Ürettikleri Sosyal İlişki Ritüelleridir. Bu kategori Paramparça dizisinde 2, Aşk Yeniden dizisinde 3, Kara Para Aşk dizisinde 1 sahneyi içermektedir. Çiftler ortak hafıza yaratma ritüelini kullanarak eski yaşadıkları mutlu anları eşlerine hatırlatarak ilişkiye boyut kazandırmaktadır. Bunu gerek sözlü gerek video aracılığı ile yapan karakterlerin yüzlerinde tebessüm oluşmakta ve detayları açıklama yoluyla ilişkiye derinlik kazandırmakta önemli bir ritüel olduğu düşünülmektedir. Tüm bunların yanı sıra eğer ortada ortak bir çocuk var ise Türk toplumunda “aile ile evlenme” metaforik kavramı daha da derinleşerek çocuğun bakımının nasıl yapılması gerektiği konusunda daha da işin içinden çıkılmaz bir hal almaktadır. Bu durum ailenin ilişkisel ritüelini zedeleyen ve ritüel yitimine sebep olan bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır. Bu noktada denge kurmayı sağlamak eşlerden birine düşmektedir. Bruess ve Pearson’a göre birey her ilişkisinde farklı ritüel davranışları göstermektedir451. Bunun Paramparça dizisinde örneklerine rastlanmaktadır. Bunun yanısıra Goffman “Etkileşim Düzeni” (Interaction Order) kitabında vurguladığı üzere etkileşim ilişkisel olarak zaman ve mekan içerisinde şekillenmektedir452. Paramparça

451 Carol J. S. Bruess, Judy C. Pearson, “Sweet Pea and Pussy Cat: An Examination of Idıom Use and Marital Satisfaction Over The Life Cycle, Journal of Personal and Social Relationships, Vol. 10, No.4, 1992, ss.609-615. 452 Erving Goffman, Interaction Order, American Sociological Review, Vol.48, No:1, 1983, s.3

294 dizisine göre dizinin başından sonuna tek bir ilişki üzerinde yoğunlaştığı için daha çok zaman geçirilip daha çok ritüel anısı paylaşılmış olunmasından dolayı çatışma yaşanmış olsa da birlikte geçirilen zaman, alışkanlıklar bağlılığı oluşturmakta bu da ilişkiyi ayakta tutmaktadır. Bireyin iletişim biçimlerine uyum sağlayıp taraflardan onay almalarına ya da bir sosyal pozisyon oluşturmalarına zemin hazırlayan İletişim Uyumu Kuramına göre, incelenen dizilerde, başbaşa geçirilen zamanlarda yapılan ritüeller ve ilişkiye özgü ritüellerde yüz koruma davranışı temel alındığından simetrik yakınsama iletişim stratejisinin ağırlıklı olarak kullanıldığı bulgulanmaktadır. Günlük konuşma ritüelleri kategorisinde genellikle onay almaktan çok kendini ispatlama davranışı ağırlıklı olarak gözlemlendiğinden simetrik ıraksama ya da simetrik süreklilik iletişim stratejisinin kullanıldığına rastlanmaktadır. Bilous ve Krauss, kadın erkek ilişkilerindeki kadınların bazı bakımlardan erkeklere (örneğin, dile getirilen toplam sözcük ve duraklama sayısı) yaklaşsa da, bazı bakımlardan uzak düştüklerini (örneğin, kahkaha) bulgulamıştır453. İncelenen dizilerde de kullanılan yakınsama iletişim stratejilerine bakıldığında erkeklerin ifade mesafesi, konuşma hızı, cevap verme hızı, şakalar konusunda daha çok yaklaşırken yüz ifadeleri, jestler, duruş, kendini açma davranışı gibi özelliklerde kendi iletişim tarzlarını devam ettirdikleri gözlemlenmektedir. Bu durumun toplumsal sosyal normlar, tabular, dayatılmış roller sebebi ile farklılaştığı vurgulanabilir. İlişkinin kurulması ve sürdürülmesinde önem taşıyan ritüeller ihmal edildiğinde birey, ilişkisinde bazı şeylerin yanlış gittiği ve ilişkinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini düşünebilir. Bu açıdan ritüeller bireye ilişkiyi ayakta tutma imkanı sağlamaktadır. Ritüeller değiştikçe ve geliştikçe ilişkiler büyümekte ve pekişmektedir. Benzer olarak da ilişkiler geliştikçe ortak ritüeller oluşturulmaktadır. Kişilerarası iletişim alanında ele alınacak olursa bir etkileşim düzeninde kişinin kendini sunması, onay alması, sahip olduğu tavrı ve davranışı koruması ritüel benini tekrar etmesinde önem taşımaktadır. Birey her sabah uyandığında aynı ben olarak uyanır farklı durumlar ve davranışlarla karşılaşsa bile ritüel benine uygun davranışları

453 Bilous Frances, Krauss Robert M., “Dominance and Accommodation in the Conversational Behaviors of Same And Mixed-Gender Dyads” Language and Communication, Vol.8, No.3-4, 1988, ss.84-85.

295 işlemekte ve ritüel benine uygun iletişim uyumu stratejilerini kullanmaktadır. Bu durum, romantik ilişkilerinde de benzer şekilde devam etmektedir. Özellikle, birey hayatının geçiş ritüeli aşamalarında “ritüel ben”ine tutunmaya daha çok ihtiyaç duymaktadır. Bilinmeyen, risk taşıyan yeni bir evre ile karşı karşıyadır. Böyle bir zamanda kendisine konformist gelen, bildiği ritüel davranışlara ve iletişime tutunmaktadır.

Bu tez çalışmasından çıkarılabilecek en temel sonuç romantik ilişkilerde ve aile iletişiminde kullanılan iletişim stratejilerine bakılarak (yakınsama, ıraksama, süreklilik, aşırı uyum, yetersiz uyum) kişinin iletişimini ve etkileşimini yönetebileceği yönündedir. Bu durum, kişinin benliğini günlük yaşamda sunma zamanlarında sahne önü ve arkası davranışlarını ayarlamasını ve uyumsuz davranışlarını onarmasını sağlayabilmektedir. Bunun yanı sıra her türlü ilişkisel ritüel boyutu, kişinin ilişkisini geliştirmesine ve ilişkide bulunduğu kişiye bağlılığının artmasına dolayısıyla, daha nitelikli, bağımlılık ve alışkanlıklardan uzak bir etkileşim kurmasına yardımcı olmaktadır.

Bu tez çalışmasının ortaya koyduğu bir diğer sonuç ise ilişkisel ritüellerin boyutlarına göre dizilerdeki romantik ilişki içinde olan karakterlerin ve kullandıkları iletişim stratejilerinin neye göre, neden değiştiğini ortaya koymaktadır. İletişim uyumu kuramı ilişkisel ritüeller boyutunda daha önce ayrıntılı olarak üzerinde çalışılmamış bir kuram olarak karşımıza çıkmaktadır. Yapılacak çalışmalarda İletişim Uyumu Kuramı bağlamında kültür cinsiyet, dil ve söylem, etnografik iletişim alanlarında araştırmalar yapılarak ülkelerin kültürleri, dilleri ve söylem biçimleri ile karşılaştırmalı analiz yöntemi ile çalışılarak kişilerarası iletişim literatürüne farklı bir bakış açısı kazandırılabilir. Ayrıca ilişkisel ritüeller de litaratürde yeni araştırılan bir konu olduğundan bu konu üzerinde yapılan çalışmaların aile danışmanlığı, aile ve çift terapistliği uzmanlık alanlarına katkı sağlayacağı öngörülmektedir.

296

KAYNAKÇA:

Kitap:

A.Shepard C., Giles Howard, B. Le Poire, “Communication Accommodation Theory”, W. P. Robinson, H. Giles (Eds.), The New Handbook of Language And Social Psychology, New York: Wiley, 2001.

Bauman Zygmunt, Parçalanmış Hayat, Çev. İsmail Türkmen, 2. Basım, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 2014.

Baxter Leslie A., Braithwaite Dawn O., “Family Rituals”, edit. Lynn H. Turner, Richard West, Family Communication Sourcebook, Sage Publications, USA, 2006.

Bell Catherine, “Ritual Theory, Ritual Practıce”, Oxford Unıversıty Press, 1992.

Bilgin Nuri, Sosyal Psikoloji Sözlüğü Kavramlar, Yaklaşımlar, Bağlam Yayınları, İstanbul, 2007. Bilgin Nuri, Sosyal Psikoloji, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, 2009.

Bloch Maurice, From Blessing to Violence: History and Ideology in the Circumcision Ritual of the Merina of Madagascar. Cambridge: Cambridge University Press, 1986.

Bourdieu Pierre, The Logic of Practice, Çev. Richard Nice, Cambridge: Polity Press, 2003. Bourdieu Pierre, Science of Science and Reflexivity, Çev. Richard Nice, The University of Chicago Press, 2004, s.78.

Bourdieu Pierre, Pratik Nedenler: Eylem Kuramı Üzerine, Çev. Hülya Uğur Tanrıöver, İstanbul: Hill Yayın, 2006.

Boylan Patrick, Mariottini L. Fatigante M., Sciubba M.E. (Eds.), Lingua E Società. Rome, Francoangeli, 2009.

297

Cooley, R. E., and Roach Deborah A., “A Conceptual Framework,” in Competence in Communication: A Multidisciplinary Approach, ed. Robert N. Bostrom, Beverly Hills, CA: Sage, 1984, s. 25.

Demiray Uğur, İletişim Ötesi İletişim (Meta Communication), Turkuaz Yayıncılık, Eskişehir, 1994.

Larry B. Christensen Larry B., R. Burke Johnson, Lisa A. Turner, “Araştırma Yöntemleri Desen ve Analiz”, Çev. Ahmet Aypay, Anı Yayıncılık, Ankara, 2015.

Collier Marry Jane, Thomas Milt, “Cultural Identity: An Interpretive Perspective”, Young Yun Kim, William B. Gudykunst (Edit.), Theories in Intercultural Communication, Thousand Oaks, Ca: Sage, 1988.

Collier Crowell Macmillan “International Encyclopedia of The Social Sciences”, Vol.13, Simon, Schuster Macmillan Company,1968.

Collins Randal, Four Sociological Traditions, Çev: Ümit Tatlıcan, Oxford University Press: Oxford, 1994.

Collins Peter, “Din ve Ritüel: Çok Yönlü Bir Yaklaşım”, Çev. Ali İsra Güngör, Edit. Peter B. Clarke, Din Sosyolojisi: Çağdaş Gelişmeler İçinde, Ankara: İmge Yayınları, 2012.

Cooley, R. E., Deborah A. Roach, “A Conceptual Framework,” in Competence in Communication: A Multidisciplinary Approach, ed. Robert N. Bostrom, Beverly Hills, CA: Sage, 1984

Constance Jones, Huzur İçinde Yatsın, Ölüme Dair Her Şey, çev. Mehmet Gürsel, 1. Baskı, İstanbul, Dharma Yayınları, 2004.

Çetinkaya Bünyamin, Kendini Açma, Kişilerarası İlişkilerde Kendini Açmanın Dinamikleri ve Dinamitleri, Pegem Akademi Yayıncılık, 2009.

298

Dragojevic Marko, Gasiorek Jessica, Giles Howard, “Communication Accommodation Theory”,C. R. Berger, M. Roloff (Edit), International Encyclopedia of Interpersonal Communication. New York, Ny: Wiley, 2016.

Edwards Walter, Modern Japan Through Its Weddings, Stanford: Stanford University Press, 1989.

Erginer Gürbüz, Kurban‐ Kurbanın Kökenleri ve Anadolu’da Kanlı Kurban Ritüelleri, 1. Baskı YKY, İstanbul, 1997.

Evans Elizabeth S., ‘Ritual’, The Encyclopedia of Cultural Anthropology, Ed. David Levinson, Melvin Ember, Henry Holt And Company Inc, New York, 1996.

Febre Henri Le, Gündelik Hayatın Eleştirisi III, Çev. Işık Ergüden, Düşünsel Yayınları, 2010.

Feldstein Stanley, “Temporal Patterns of Dialogue: Basic Research and Reconsiderations”, In A.W. Siegman and B. Pope (eds.), Studies in Dyadic Communication, New York: Pergamon, 1972, ss. 91-113.

Fiese Barbara H., Family Routines and Rituals. New Haven, CT: Yale University Press, 2006.

Fiske John, Popüler Kültürü Anlamak, Çev. Süleyman İrvan, Parşömen Yayınları, İstanbul, 2012.

Floyd Guerrero, L. Guerrero, Floyd, K., Nonverbal Communication in Close Relationships. New York: Routledge, 2006.

Gallois Cindy, Ogay Tania, Giles Howard, “Communication Accommodation Theory: A Look Back and a Look Ahead”, In: Gudykunst, W.B. (Edit.), Theorizing About Intercultural Communication. Sage, Thousand Oaks, Ca, 2005.

Garfinkel Harold, Studies in Ethnomethodology, Englewood Cliffs, NJ: Prentice-Hall, 1967.

Gaster Theodor H., “Thespis Eski Yakındoğu’da Ritüel, Mit ve Drama”, Kabalcı Yayınları, (Birinci Baskı), Çev: Mehmet H. Doğan, İstanbul, 2000.

299

Giddens Anthony, Modernite ve Bireysel Kimlik, Say Yayıncılık, Çev: Ümit Tatlıcan, İstanbul, 2010.

Giles Howard, Mulac Anthony, Bradac James J., Johnson Patricia, “Speech Accommodation Theory: The First Decade and Beyond”, In M. Mc Laughlin (ed.), Communication Yearbook 10, Newbury Park, CA: Sage, 1987.

Giles Howard, Ogay Tania, “Communication Accommodation Theory”, Bryan B. Whalen, Wendy Samter (Edit), Explaining Communication: Contemporary Theories and Exemplars, Mahwah, Nj: Lawrence Erlbaum, 2006.

Giles Howard, Powesland Peter F., Speech Style And Social Evaluation, Academic Press, London, 1975.

Giles Howard, Coupland Nicholas, Coupland Justine, “Context of Accommodation”, edit. By Howard Giles, Etc., Cambridge University Press, 1991.

Giles Howard, Baker Susan C.,“Communication Accommodation Theory”, in W. Donsbach (Ed.), International Encyclopedia of Communication (Vol. 2), Oxford, England: Blackwell, 2008.

Giles Howard, Soliz Jordan, “Communication Accommodation Theory a Situated Framework for Relational, Family, and Intergroup Dynamics”, The International Encyclopedia of Communication Theory and Philosophy, edit. (Klaus Bruhn Jensen, Robert T. Craig, Jefferson D. Pooley, Eric W. Rothenbuhler), Wiley-Blackwell, 2015.

Giles Howard, vd., “Accommodating a New Frontier: The Content of Law Enforcement”, K. Fiedler (Ed.), Social Communication, New York: Psychology Press, 2011.

300

Goffman Erving , “Interaction Ritual” Essays on Face-to-Face Behavıor, Anchor Books, Usa, 1967. Goffman Erving, Asylums, New York, Doubleday, 1961. Goffman Erving, Stigma, Englewood Cliffs, NJ: Prentice- Hall, 1963. Goffman Erving, Relations in Public Microstudies of the Public Order, Transaction Publishers, USA, 1971.

Goffman Erving, The Presentation of Self in Everyday Life, New York: Doubleday, 1959.

Goffman Erving, The Presentation of Self in Everyday Life, University of Edinburg Social Sciences Research Centre, 39 George Square, Edinburg 8, Monograph No.2, 1956, s.23.

Goffman Erving, Günlük Yaşamda Benliğin Sunumu, Metis Yayınları, Çev. Barış Sezar, İstanbul, 2016.

Goleman Daniel, Social Intelligence, The New Science of Human Relationship, London: Random House, 2011.

Jenks Chris, Altkültür, Çev: Nihal Demirkol, Ayrıntı Yayınları, 2005.

Jourard Sidney, The Transparent Self: Self Disclosure and Well- Being (2nd ed.), Van Nostrand-Reinhold, New York, 1971.

Kadar Daniel Z., Relational Rituals and Communication, Palgrave Macmillan, 2013. Kertzer David I., Ritual, Politics and Power, New Haven, CT: Yale University Press, 1988.

Kant Immuniel, Arı Usun Eleştirisi, Çev. Aziz Yardımlı, İdea Yayınları, İstanbul, 2008.

Kendall Diana, Framing Class, İkinci Baskı, Rowman& Littlefield Publishers, Usa, 2011.

Keyton, J., “Relational Communication in Groups”, L. R. Frey, D. S. Gouran, M. S. Poole (Edit.), The Handbook of Group Communication Theory and Research, Thousand Oaks, Ca: Sage, 1999.

Koşay Hamit Zübeyr, Türkiye Türk Düğünleri Üzerine Mukayeseli Malzeme. Ankara: Maarif Matbaası, 1944.

301

Leary Timothy F., Interpersonal Diagnosis of Personality, New York: Ronald Press, 1957. Lefebvre Henry, Gündelik Hayatın Eleştirisi III, Sel Yayıncılık, Çev. Işık Ergüden, İstanbul, 2015. Lefebvre Henri, Modern Dünyada Gündelik Hayat, Çev. Işın Gürbüz, Metis Yayınları, 2013. Halliday, Michael Alexander Kirkwood, “Learning How To Mean: Explorations in The Development of Language” Oxford: Elsevier, 1975.

Hamilton Heidi E., “Accommodation and Mental Disability” in Howard Giles, Justine Coupland, Nicholas Coupland (Edit.), Contexts of Accommodation, Cambridge, Uk: Cambridge University Press, 1991.

Hanko Lauri, Rituellerin Oluşum Sureci, Halk Biliminde Kuramlar ve Yaklaşımlar 3, Çev. Ruhi Ersoy, M.Ocal Oğuz, vd., Geleneksel Yayınevi, Ankara, 2009.

Harvey David, Postmodernliğin Durumu, Çev. Sungur Savran, Metis Yayınları, İstanbul, 1997.

Hendry Joy, The Ritual Round. In Other People's World: An Introduction To Cultural Anthropology, New York City: New York University Press,1999.

Hill Charles T., Peplau Anne, “Premarital Predictors Of Relationship Outcomes: A 15- Year Followup of The Boston Couples Study”, T. N. Bradbury (Edit), The Developmental Course of Marital Dysfunction, New York: Cambridge University Press, 1988.

Hogg Michael A., Vaughan Graham M., Sosyal Psikoloji, Yedinci Baskı, Çev: İbrahim Yıldız-Aydın Gelmez, Ütopya Yayınları, Ankara, 2014.

302

Hogan Robert, Kişilik ve Kurumların Kaderi, Çev. Selen Y. Kolay, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2009.

Huizinga Johan, Homo Ludens, 4. Basım, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 2013.

McCall, George, “The Organizational Life Cycle of Relationships”. In S. Duck (Ed.), Handbook of Personal Relationships: Theory, Research, and Interventions, New York: Wiley, 1988.

Malone Martin J., Worlds of Talk The Presentation of Self in Everyday Conversation, Polity Press, USA, 2005.

Millar Frank E., Rogers L. Edna, “A Relational Approach To Interpersonal Communication”. In G. R. Miller (Ed.), Explorations In Interpersonal Communication, Beverly Hills, Ca: Sage, 1976.

Mills Sara, Michel Foucault, New York and London: Routledge, 2003.

M. Parks, “Communicative Competence and Interpersonal Control”, Mark L. Knapp, Gerald, R. Miller (Edit.), Handbook of Interpersonal Communication, Thousand Oaks, CA: Sage, 1994.

Muir Edward, Ritual in Early Modern Europe, Cambridge: Cambridge University Press,1997.

Mulac Anthony, Studley Lısa B., Wıemann John M., Bradac James J., “Male/Female Gaze in Same-Sex and Mixed-Sex Dyads Gender-Linked Differences and Mutual Influence”, Human Communication Research, Vol. 13 No. 3, 1987.

Okumuş Ejder, Din Sosyolojisi, Edit. Talip Küçükcan, Anadolu Üniversitesi Yayını No:2061, Açıköğretim Fakültesi Yayını, No: 1095, 3. Baskı, Eskişehir, 2013.

Oskay Ünsal, “Kitle İletişiminin Kültürel İşlevleri”, İnkılap Kitabevi, 2014.

303

Özbudun Sibel, Ayinden Törene-Siyasal İktidarın Kurulma ve Kurumsallaşma Sürecinde Törenlerin İşlevleri. Anahtar Kitaplar, 1997.

Paloma Margaret, Çağdaş Sosyoloji Kuramları, Çev. Hayriye Erbaş, 4. Basım, Palme Yayıncılık, Ankara, 2011.

Parkinson Brian, Social Perception and Attribution, Edit. Miles Hewstone, Wolfgang Stroebe, Klaus Jonas, 4. Baskı, Bps Blackwell, 2008. Perinbanayagam Robert S., Discoursive Acts, Hawthorne, NY: Aldine Transaction, 1991. Rawls A,, “An Ethnomethodological Perspective On Social Theory”, D. Helm et. al (eds), The Interactional Order, New York: Irvington,1989.

Ricoeur Paul, Hermeneutics and the Human Sciences, edit. John Thompson, Cambridge University Press, 1981.

Ronald B. Adler, George Rodman, Understanding Human Communication, New York: Oxford University Press, 1982. Scheff Thomas J., “Deconstracting Social Instıtutions”, edit. A. Javier Trevino, Goffman’s Legacy, Rowmann Littlefield Publishers, Usa, 2003.

Schermerhorn John R., Hunt James G., Osborn Richard N., Organizational Behaviour, New York: J. Wiley& Son, 2011.

Shils Edward, “Ritual and Crisis” in The Religious Situation, ed. Donald R. Cutler, Beacon Press, Boston, 1968.

Scheff Thomas J., “Deconstracting Social Instıtutions”, edit. A. Javier Trevino, Goffman’s Legacy, Rowmann Littlefield Publishers, Usa, 2003.

Seligman Adam B., Weller Robert P. et. All., Ritual and Its Consequences, Oxford University Press, 2008.

Sennett Richard, Beraber, Çev: İlkay Özküralpli, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 2012.

304

Sharp Eric, J., Dinler Tarihinde 50 Anahtar Kavram, Çev. Ahmet Güç, Bursa: Arasta Yayınları, 2000.

Shepard Carolyn A., Giles Howard, Le Poire Beth A., “Communication Accommodation Theory”, W. Peter Robinson, Howard Giles (Edit.), The New Handbook of Language and Social Psychology, New York: John Wiley, 2001.

Sifianou Maria, “Disagreements, Face and Politeness”. Journal of Pragmatics, 44(12), 2012.

Smith Philip, Kültürel Kuram, Babil Yayınları, İstanbul, 2001.

Van Gennep Arnold, The Rites of Passage, Çev. Monika B. Vizedom, Gabrielle L. Caffee London: Routledge And Kegan Paul, 1960.

Victor Turner, The Ritual Process: Structure And Anti-Structure, New York: Aldine De Gruyter, 1969.

Vidal, Escandell- Victoria, “Politeness: A relevant issue for Relevance Theory”. Revista Alicantina de Estudios Ingleses 11, 1998.

Taylor Charles, Modernliğin Sıkıntıları, 3. Baskı, Ayrıntı Yayınları, 1991.

Terrin Aldo Natale, Rite/ritual. The Blackwell Encyclopedia of Sociology, Oxford: Blackwell, Vol.8.

Theodorson George A., Theodorson Achilles G., A Modern Dictionary of Sociology, London, 1969.

Yıldırım Ali, Şimşek Hasan, Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri, 6. Baskı, Seçkin Yayınları, Ankara, 2008.

MAKALE:

Ambady Nalini, Koo Jasook, Lee Fiona, Rosenthal Robert, “More Than Words: Linguistic and Nonlinguistic Politeness in Two Cultures” Journal of Personality and Social Psychology,70, 1996.

305

Amerman James D., Parnell Martha M., “Speech Timing Strategies in Elderly Adults”, Journal of Phonetics, 20, 1992.

Aronoff Joel, Woike Barbara, Hyman Lester M., “Which Are The Stimuli in Facial Displays of Anger and Happiness? Configurational Bases of Emotion Recognition”, Journal of Personality and Social Psychology, 62(6), 1992.

Arnette Sarah L., Pettijohn Terry F., “The Effects Of Posture On Self-Perceived Leadership International”, Journal of Business and Social Science, Vol. 3, No. 14, 2012.

Aylett Matthew, Turk Alice, “The Smooth Signal Redundancy Hypothesis: A Functional Explanation For Relationships Between Redundancy, Prosodic Prominence and Duration in Spontaneous Speech.” Language and Speech, 47(1), 2004.

Baker Susan C., Watson Bernadette M., “How Patients Perceive Their Doctors’ Communication: Implications For Patient Willingness To Communicate”, Journal of Language and Social Psychology, 2015.

Baxter Leslie A.,“Symbols of Relationship Identity in Relationship Cultures”, Journal of Social and Personal Relationships, 1987.

Baxter Leslie A., “Dialectical Contradictions in Relationship Development”, Journal of Social and Personal Relationships, 7, 1990.

Bayad Aydın, “Erving Goffman’ın Benlik Kavramı ve İnsan Doğası Varsayımı”, Psikoloji Çalışmaları Dergisi, 36-1, 2016

Beebe Leslie M., Giles Howard,“Speech Accommodation Theories: A Discussion in Terms of Second Language Acquisition”, International Journal of The Sociology of Language, 46, 1984.

306

Berg-Cross Linda, Daniels Christine, Carr Peggy, “Marital Rituals Among Divorced and Married Couples”, Journal of Divorce and Remarriage, 18, 1992.

Bilous Frances R., Krauss Robert M., “Dominance and Accommodation in the Conversational Behaviors of Same- And Mixed-Sex Dyads”. Language and Communication, 8, 1988.

Bourhis Richard Y., Giles Howard, Lambert Wallace E., “Social Consequences of Accommodating One’s Style of Speech: A Cross-National Investigation”, International Journal of Sociology of Language, 6, 1975.

Bosch Louis Ten, Oostdijk Nelleke, Boves Lou, “On Temporal Aspects of Turn Taking in Conversational Dialogues,” Speech Communication, Vol. 47, 2005.

Bourdıeu Pierre, Wacquant Loic J.D., Düşünümsel Bir Antropoloji İçin Cevaplar, Çev. Nazlı Ökten, İletişim Yayınları, İstanbul, 2003

Bourdieu Pierre, “On Marriage Strategies”, Population and Development Review, Sayı: 28/3, New York: Population Council, 2002.

Bruess, Carol. J. S., Pearson Judy C., “Interpersonal Rituals in Marriage and Adult Friendship”, Communication Monographs, 64,1997.

Bruess Carol J. S., Pearson, Judy C., “The Function of Mundane Ritualizing in Adult Friendship And Marriage”, Communication Research Reports, 19, 2002.

Bruess Carol J. S., Pearson Judy C., “Sweet Pea and Pussy Cat: An Examination of Idıom Use and Marital Satisfaction Over The Life Cycle, Journal of Personal and Social Relationships, Vol. 10, No.4, 1992. Bull Peter, Connelly Gerry, “Body Movement and Emphasis in Speech”, Journal of Nonverbal Behavior, 9, 1985.

307

Butzer Bethany, Kuiper Nicholas A.,“Humor Use in Romantic Relationships: The Effects of Relationship Satisfaction and Pleasant Versus Conflict Situations.”Journal of Psychology, 142(3), 2008.

Candan Ayşın, “Ritüel Üzerine”, Sanat Dünyamız, Üç Aylık Kültür ve Sanat Dergisi, sayı:83, 2002.

Campbell Kelly, Panzetti James J., “The moderating effects of rituals on commithment in premarital involvements”, Sexual and Relationship Therapy, Vol. 22, No.4, November, 2007.

Campbell Darren W., Neuert Tanya, Friesen Krista B., A. McKeen Nancy, “Assessing Social Approachability: Individual Differences, In-Group Biases, and Experimental Control”, Canadian Journal of Behavioural Science, Vol. 42, No. 4, 2010, ss. 254 – 263.

Carney Dana R., Hall Judith A., Lebeau Lavonia S., “Beliefs About The Nonverbal Expression of Social Power” Journal of Nonverbal Behavior, 29(2), 2005.

Carney Dana R., Cuddy Ammy J. C.,Yap Andy J., “Power Posing: Brief Nonverbal Displays Affect Neuroendocrine Levels And Risk Tolerance”, Psychological Science, 21(10), 2010.

Castellano Ginevra, Mortillaro Marcello, Camurri Antonio, Volpe Gualtiero, Scherer Klaus, “Automated Analysis Of Body Movement in Emotionally Expressive Piano Performances,” Music Perception, Vol. 26, No. 2, 2008.

Clark Catherine L., Shaver Phillip R., Abrahams Matthew F.,“Strategic Behaviors in Romantic Relationship initiation”, Personality and Social Psychology Bulletin, 25, 1999.

Compan, E., Moreno, J., Ruiz, M, Pascual, E., “Doing Things Together: Adolescent Mental Health and Family Rituals”, Journal of Edidemiology and Community Health, 56, 2002.

308

Coupland Nicolas, Coupland Justine, Giles Howard, Henwood Karen, Wiemann John, “Elderly Selfdisclosure: Interactional and Intergroup Issues”, Language and Communication, 8, 1988.

Crocker Matthew W., Demberg Vera, Teich Elke, “Information Density and Linguistic Encoding (IDEAL)”, Künstl Intell, 30, 2015. Çetin Can, “Antik Çağ’da Hieros Gamos Ritüeli”, Türk Arkeoloji Etnografya Dergisi, 6, TC Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara, 2006.

Demirtaş H. Andaç, “Sosyal Kimlik Kuramı, Temel Kavram ve Varsayımlar”, İletişim Araştırmaları, 1(1), 2003.

Dindia Kathryn, Canary Daniel J., “Relational Maintenance”, Journal of Social and Personal Relationships,10,1993.

Donohue William A., “Managing Equivocality and Relational Paradox in The Oslo Peace Negotiations”, Journal of Language and Social Psychology,17, 1998.

Druckman Daniel, “Social Exchange: Premises An Prospects”, International Negotiation, Vol.3, Issue 2, 1998. Duck Steve, Rutt Deborah J., Hoy Margaret, Strejc Hurst Heather, “Some Evident Thruths About Conversations in Everyday Relationships”, Human Communication Research, Vol.18, No.2, 1991.

Duck Steve, “Relationships As Unfinished Business: Out of The Frying Pan and Into the 1990’s”, Journal of Social and Personal Relationships, 7, 1990.

Dunbar Norah E., Burgoon Judee K.,“Perceptions of Power And Interactional Dominance in Interpersonal Relationships”, Journal of Social and Personal Relationships, 22, 2005.

Edelman Robert J., Hampson Sarah E, “Changes in Non-Verbal Behavior During Embarrassment”, British Journal of Social and Clinical Psychology, 18, 1979.

309

Ekman Paul, “Movements with Precise Meanings”, Journal of Communication, 26, 1976. Ekman Paul, Friesen W. V., “Head And Body Cues in The Judgment of Emotion: A Reformulation,” Perceptual and Motor Skills, Vol. 24, No. 3, 1967.

Fiese Barbara H, “Dimensions of Family Rituals Across Two Generations: Relation to Adolescent Identity”, Family Process, 31,1992.

Fleenor John W., Book Review Section, Personnel Psychology Vol. 60, No. 4, 2007.

Fowler Craig, Soliz Jordan “Responses of Young Adult Grandchildren To Grandparents’ Painful Self-Disclosures”, Journal of Language and Social Psychology, 29(1), 2010.

Frances Bilous, Robert M. Krauss, “Dominance and Accommodation in the Conversational Behaviors of Same And Mixed-Gender Dyads” Language and Communication, Vol.8, No.3-4, 1988.

Freedman Norbert, Hoffman Stanley P., “Kinetic Behavior in Altered Clinical States: Approach to Objective Analysis of Motor Behavior During Clinical Interviews”, Perceptual and Motor Skills, 24, 1967.

Gasiorek Jessica, “I was Impolite To Her Because That’s How She was to Me”: Perceptions of Motive And Young Adults’ Communicative Responses To Underaccommodation. Western Journal of Communication, 77, 2013.

Gasiorek Jessica, “Perspective-Taking, Inferred Motive, and Perceived Accommodation in Nonaccommodative Conversations”, Journal of Language and Social Psychology, 2, Vol. 34(5), 2015.

310

Gasiorek Jessica, Giles Howard, “The Role of Inferred Motive in Processing Nonaccommodation: Evaluations of Communication and Speakers” Western Journal of Communication Vol. 79, No.4, 2015.

Gasiorek Jessica, Poel Kris Van De, Blockmans Inge, “What Do You Do When You Can’t Accommodate? Managing and Evaluating Problematic Interactions in a Multilingual Medical Environment”, Language and Communication, 41, 2015.

Gasiorek Jessica, Giles Howard, “The Role of Inferred Motive, in Processing Nonaccommodation: Evaluations of Communication and Speakers”, Western Journal of Communication, Vol. 79, No. 4, 2015.

Gasiorek Jessica, Giles Howard, “Effects of Inferred Motive on Evaluations of Nonaccommodative Communication”, Human Communication Research, 38, 2012.

Giles Howard, Taylor Donald M., Bourhis Richard, Towards a Theory of Interpersonal Accommodation through Language, Language in Society, Vol. 2, No. 2, 1973.

Giles Howard, “Accommodating Translational Research”, Journal of Applied Communication Research, Vol. 36, No.2, 2008.

Giles Howard, Powesland Peter F., Speech Style and Social Evaluation. Oxford, England: Academic Press, 1975.

Gnisci Augusto, Bakeman Roger, “Sequential Accommodation of Turn Taking and Turn Length a Study of Courtroom Interaction”, Journal of Language and Social Psychology, Vol. 26, No. 3, 2007.

Gnisci Augusto, “Sequential Strategies of Accommodation: A New Method in Courtroom”, British Journal of Social Psychology, 44, 2005.

311

Gnisci Augusto, Bakeman Roger, “Sequential Accommodation of Turn Taking and Turn Length a Study of Courtroom Interaction”, Journal of Language and Social Psychology, Vol. 26 No. 3, 2007.

Goffman Erving, Behavior in Public Places: Notes on the Social Organization of Gatherings, The Free Press of Glencoe, London, 1963’ten aktaran Patrick J. Bateman, Jacqueline C.Pike, Brian S.Butler, “To Disclose or Not: Publicness In Social Networking Sites”, Information Technology& People, Vol.24, No:1, 2001.

Goffman Erving, “Interaction Order”, American Sociological Review, Vol. 48, No. 1, 1983.

Harrigan Jinni A., O’Connell Dennis M., “How Do You Look When Feeling Anxious? Facial Displays of Anxiety,” Personality And Individual Differences, Vol. 21, No. 2,1996.

Harwood Jake, Communication Accommodation Competence: The Nature And Nurture Of Accommodative Resources Across The Lifespan, Language and Communication 41, 2015.

Horıı Yoshıyukı , “An Automatic Analysis Method of Utterance and Pause Lengths and Frequencies”, Behavior Research Methods and Instrumentation, Vol. 15, No.4, 1983. Johnson Cathryn, Funk Stephanıe J., Clay-Warner Jody, “Organization Contexts and Conversation Patterns”, Social Psychology Quarterly, 61, 1998.

Karaman Kasım, “Ritüellerin Toplumsal Etkileri”, Sosyal Bilimler Dergisi, Mayıs, Sayı: 21, 2010.

Keltner Dacher, “Evidence for the Distinctness of Embarrassment, Shame and Guilt: A Study Of Recalled Antecedents And Facial Expressions of Emotion,” Cognition and Emotion, Vol. 10, No. 2, 1996.

312

Krokoff Lowell J. “Job Distress is No Laughing Matter in Marriage, or is it?” Journal of Social and Personal Relationships, 8, 1991.

Krauss Robert M., Glucksberg Sam, “The Development of Communication: Competence as a Function of Age”, Child Development, Vol.40, No.1, 1969.

Knee C. Raymond , “Implicit Theories of Relationships: Assessment and Prediction of Romantic Relationship Initiation, Coping, and Longevity”, Journal of Personality and Social Psychology, 74, 1998.

Knight Zelda G., “Conceptual Considerations Regarding Self-Disclosure: A Relational Psychoanalytic Perspective” South African Journal of Psychology, 39 (1).

Kupersmidt Janis B., DeRosier Melissa E., Patterson Charlotte P.,“Similarity As The Basis For Children’s Friendships, Journal of Social and Personal Relationships, 12.

Laird John , “Women, Rituals and Family Therapy”, Journal of Psychotherapy& The Family, Vol.3, No.4, 1988.

Laplante Debi, Ambad Nalini,“Saying It Like It Isn’t: Responding to Mixed Messages from Men and Women in the Workplace”, Journal of Applied Social Psychology, 32, 2002.

Laplante Debi, Ambady Nalini, “On How Thıngs are Said Voice Tone, Voice Intensity, Verbal Content and Perceptions of Politeness”, Journal of Language and Social Psychology, Vol. 22 No. 4, 2003.

Honko Laur, “Mit-Ritüel Teori”, (Çev. Ruhi Ersoy), Halkbiliminde Kuramlar ve Yaklaşımlar 3, Ankara: Geleneksel Yayınları, 2003.

313

Leach Margaret S, Braithwaite Dawn O., “A Binding Tie: Supportive Communication of Family Kinkeepers”, Journal of Applied Communication Research, Vol. 24, No.3, 1996.

Leon Kim, Jacobvitz Deborah B., “Relationships Between Adult Attachment Representations and Family Ritual Quality: A Prospective, Longitudinal Study”, Family Process, 42, 2003.

Long Debra L., Arthur C. Graesser, “Wit and Humour in Discourse Processing”, Discourse Processes, 11, 1988.

Mahl George F., “Disturbances and Silences in the Patient's Speech in Psychotherapy”, Journal of Abnormal and Social Psychology, 53, 1956.

Malle Bertram F., “Time To Give Up The Dogmas of Attribution: An Alternative Theory of Behavior Explanation”, Advances in Experimental Social Psychology, 44, 2011.

Martin Rod A., Puhlik-Doris Patricia, Larsen Gwen, Gray Jeanette, Weir Kelly, “Individual Differences in Uses of Humor and Their Relation to Psychological Well- Being: Development of the Humor Styles Questionnaire”, Journal of Research in Personality, 37(1), 2003.

Mc Croskey James C., Richmond Virginia P., “Applying Reciprocity and Accommodation Theories to Supervisor/Subordinate Communication”, Journal of Applied Communication Research, Vol.28, No.3, 2000.

Mendıburo-Seguel Andres, Paez Darıo, MartInez-Sanchez Francısco, “Humor Styles And Personality: A Meta-Analysis of The Relation Between Humor Styles and The Big Five Personality Traits”, Scandinavian Journal of Psychology, 2015.

314

Mikulincer Mario, Florian Victor, Cowan Philip A., Cowan Carolyn Pape, “Attachment Security In Couple Relationships: A Systemic Model And Its Implications For Family Dynamics”, Family Process, 41, 2002.

Mignault Alain, Chaudhuri Avi, “The Many Faces of a Neutral Face: Head Tilt And Perception of Dominance and Emotion,” Journal of Nonverbal Behavior, Vol. 2, No. 27, 2003.

Miller-Day Michelle, Jackson Amber Walker, “The Convergence Communication Scale: Development and Evaluation of an Assessment of Interpersonal Submission”, Journal of Social and Personal Relationships, 29(8), 2012.

Mulac Anthony, Studley Lisa B., Wıemann John M., Bradac James J., “Male/Female Gaze in Same-Sex And Mixed-Sex Dyads Gender-Linked Differences And Mutual Influence”, Human Communication Research, Vol.13, No. 3, 1987.

Niederhoffer Kate G., Pennebaker James W., “Linguistic Style Matching in Social Interaction,” Journal of Language and Social Psychology, Vol. 21, No. 4, 2002.

Watson Rod,“Reading Goffman on Interaction”Goffman and Social Organisation: Studies in A Sociological Legacy, Edit. Greg Smith, London: Routledge, 1999.

Wickelgren Wayne A., “Speed-Accuracy Trade off and information Processing Dynamics”, Acta Psychologica, 41, 1977.

Ozan Meral, “Geçiş Ritüelleri ve Halk Masalları”, Millî Folklor, Yıl 23, Sayı 91, 2011.

315

Ozyesil Zumra, “The Prediction Level of Self-Esteem on Humor Style and Positive- Negative Affect”, Scientific Research, Vol.3, No.8, 2012.

Pachella Robert G., ‘The Interpretation of Reaction Time in Information Processing Research’. In: B.H. Kantowitz (Ed.), Human Information Processing: Tutorials in Performance and Cognition. New York: Wiley, 1974.

Pachella Robert G., Smith J.E. Keith, Stanovich Keith H., “Qualitative Error Analysis and Speeded Classification” in: N.J. Castellan and F. Restle (Eds.). Cognitive Theory, Vol. 3. Hillsdale. NJ: Erlbaum, 1978.

Pardo Jennifer S., “On Phonetic Convergence During Conversational Interaction,” Journal of the Acoustical Society of America, Vol. 119, No. 4, 2006.

Pearson Judy C., Child Jeffrey T., Carmon Anna F. “Rituals in Dating Relationships: The Development and Validation of a Measure”, Communication Quarterly, Vol. 59, No. 3, 2011.

Pickering Martin J., Garrod Simon, “Toward a Mechanistic Psychology of Dialogue,” Behavioral and Brain Sciences, vol. 27, 2004.

Pitts Margaret J., Harwood Jake, “Communication Accommodation Competence: The Nature And Nurture of Accommodative Resources Across the Lifespan”, Language and Communication, 41, 2015.

Price James, Dillard Denise, Solomon Haunani, Samp Jennifer Anne, “Framing Social Reality: The Reality of Social Judgments”, Communication Research, 23, No: 6, 1996.

316

Quaquebeke Niels Van, Giessner Steffen R., “How Embodied Cognitions Affect Judgments: Height-Related Attribution Bias in Football Foul Calls”, Journal of Sport and Exercise Psychology, 32, 2010.

Rao Krothapallisreenivasa Sreenivasa, Yegnanarayana Bayya, “Modeling durations of syllables using neural networks”, Computer Speech and Language, 21, 2007.

Rawls Anne Warfield, “The Interaction Order Sui Generis: Goffman’s Contribution to Social Theory”, Sociological Theory, Volume 5, Issue 2, 1987. Reiss David, Oliveri Mary Ellen, The Family’s Construction of Reality and Its Ties to Its Kin Network: An Exploration of Causal Direction, Journal of Marriage and Family, Vol. 45, No. 1, 1983

Revell Pamela Rogerson, “Can You Spell That For Us Nonnatıve Speakers? Accommodation Strategies in International Business Meetings”, Journal of Business Communication, Vol. 47, No.4, 2010.

Reyhan Esma, “Eski Anadolu Kültüründe Büyü ve Büyücülük”, Akademik Bakış Dergisi, Cilt 2, Sayı 3, 2008.

Rogers L. Edna, Farace Richard V., “Relational Communication Analysis: New Measurement Procedures” Human Communication Research, 1, 1975.

Rosenfeld Howard M., “Instrumental Affiliative Functions of Facial and Gestural Expressions”, Journal of Personality and Social Psychology, 4, 1966. Rosenthal, C. J., Marshall, V. W., Generational Transmission of Family Ritual, “American Behavioral Scientist”, 31,1988.

Ryan Ellen B., Giles Howard, Bartolucci Giampiero, Henwood Karen, “Psycholinguistic and Social Psychological Components of Communication by and with the Elderly” Language and Communication, 6, 1986.

317

Sacks Harvey, Schegloff Emanuel A., Jefferson Gail, “A Simplest Systematics for the Organization of Turn-Taking for Conversation”, Language, Vol.50, No.4, Part 1, 1974.

Saroglou Vassilis, Lacour Christelle, Demeure Marie-Eve, “Bad Humor, Bad Marriage: Humor Styles in Divorced and Married Couples”, Europe’s Journal of Psychology, Vol. 6, No. 3, 2010.

Schoen Robert, Wooldredge John, “Marriage Choices in North Carolina and Virginia, 1969-71 ve 1979-81”, Journal of Marriage and the Family, 51, 1989.

Schouwstra Sanneke, Hoogstraten Johan, “Head Position And Spinal Position As Determinants Of Perceived Emotional State”, Perceptual And Motor Skills,1995, 81.

Searle John, “Indirect Speech Acts”, in: Cole, Peter and Jerry L. Morgan (eds) Syntax and Semantics, Vol.3: Speech Act, New York: Academic Press, 1975.

Segal Robert A., “Dinsel Mit-Ritüel Kuram”, Çeviren: Naim ATABAĞSOY, Millî Folklor, 2012, Yıl 24, Sayı 94, ss.173-186.

Simard Lise M., Taylor Donald M., Giles Howard, “Attribution Processes and Interpersonal Accommodation in a Bilingual Setting”, Language and Speech, Vol. 19, No.4, 1976.

Sina Ayşen, “Eleusis 'de Demeter Kültü ve Kadın Ritüelleri”, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, Sayı 44, 2004.

Sirigatti Saulo, Ilaria Penzo, Enrichetta Giannetti, Cristina Stefanile, “The Humor Styles Questionnaire in Italy: Psychometric Properties and Relationships With Psychological Well-Being”, Europe's Journal of Psychology, Vol.10, No.3, 2014.

Smith Robin James, Goffman’s Interaction Order At The Margins: Stigma, Role And Normalization In The Outreach Encounter, Symbolic Interaction, Vol.34, No. 3.

318

Spagnola Mary, Fiese Barbara H., “Family Routines and Rituals”, Infants& Young Children, Vol. 20, No.4, 2007.

Stölten Katrin, Engstrand Olle, “Effects of Perceived Age on Perceived Dialect Strength: A Listening Test Using Manipulations of Speaking Rate and F0”, Phonum, 9, 2003.

Starkey Duncan, Nonverbal Communication: Readings With Commentary, 23, 1972.

Sugimura Niwako, Rudolph Karen D., Agoston Anna M., “Depressive Symptoms, Following Coping with Peer Aggression: The Moderating Role of Negative Emotionality,” Journal of Abnormal Child Psychology, Vol.42, No.4, 2014.

Şahin İlkay, “Kutlu Bir Oyun”, Gazi Türkiyat, Sayı 5, 2009.

Taşdemir Nagihan, Özkan Bengi Öner, “Türk Kimliği İçerikleri: Sosyal Psikolojik Bir Yaklaşım,” Türk Psikoloji Yazıları, 19 (38), 2016.

Terkourafi Marina, “Beyond The Micro-Level In Politeness Research”, Journal of Politeness Research, 1(2), 2005. Tong Yuk-Yue, Hong Ying Yi, Lee Sau-Lai, Chiu Chi-Yue,“Language Use As A Carrier Of Social İdentity”, International Journal of Intercultural Relations, 23, 1999. Tracy Jessica L., Matsumoto David, “The Spontaneous Expression of Pride and Shame: Evidence for Biologically Innate Nonverbal Displays,” Proceedings of The National Academy of Sciences, Vol. 105, No. 33, 2008.

Trees April R., Manusov Valerie, “Managing Face Concerns in Criticism: Integrating Nonverbal Behaviors as a Dimension of Politeness in Female Friendship Dyads”, Human Communication Research, 24,1998.

319

Wanzer Melissa Bekelja , Melanie Booth‐Butterfield, Steve Booth‐Butterfield, “Are Funny People Popular? An Examination Of Humor Orientation, Loneliness, And Social Attraction”, Communication Quarterly, 44, 1996.

Weisfeld Gleen E., Nowak Nicole N., Lucas Todd, Weiesfeld Carol C., İmamoğlu E. Olcay, Butovskaya Marina, Shen Jiliang, Parkhill Michele R.,“Do Women Seek Humorousness in Men Because it Signals İntelligence? A Cross-Cultural Test. Humor”, International Journal of Humor Research, 24(4), 2011.

Wolin Steven J., Bennett Linda A., “Family Rituals”, Family Process, 23,1984.

Wood Julia T., Inman Christopher C., “In A Different Mode: Masculine Styles of Communicating Closeness”, Journal of Applied Communication Research, 21, 1993.

Young Stacy L., Bippus Amy M. “Does it Make a Difference if They Hurt You in a Funny Way? Humorously and Non-Humorously Phrased Hurtful Messages in Personal Relationships”, Communication Quarterly, 49, 2001.

Yuan Jiahong, Liberman Mark, Cieri Christopher, “Towards an Integrated Understanding of Speaking Rate in Conversation”, Interspeech, Pittsburgh, PA, 2006.

TEZLER:

Akyol Yasemin, Dinsel Ritüeller ve Modern Milliyetçilikte Ritüel İnşası: Şehit Cenazeleri, İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kültürel İncelemeler Yüksek Lisans Tezi, 2009.

Aslan Ümmühan, “Etkileşim Ritüeli Zincirleri Kuramı Bağlamında Milliyetçi Ritüellerin İncelenmesi”, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Aydın, 2010.

320

Güler Meltem, “Gruplararası Temas, Kaygı ve Yanlılığın Sosyal Mesafeye Etkisi: Türk ve Kürt Kökenli Gruplar Üzerine Bir Çalışma” Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi, Ankara, 2013.

Neudeck Victor Alvaro Sanchez, Concept of Practical Frame Analysis (PFA): An Approach To Multi-Perspective Analysis of Social Situations From The Organization of Subjective Experience, Lisans Bitirme Tezi, Humbolt Universitat Zu Berlin, Berlin, 2016.

Soykan Ömür Şölen, Yerli Tv Dizilerinde İktidar İlişkileri: Dizi Karakterlerinin Benlik Sunumları Üzerinden Bir Analiz, Ege Üniversitesi Yüksek Lisans Tezi, İzmir, 2013.

BİLDİRİ: Dinçer Duygu, “Toplumsal Güvenlik Kavramının Felsefi, Psikolojik ve Ulusal Güvenlik Boyutlarıyla İncelenmesi: Kollektif Kimliğe Yönelik Tehditler”, Edit. İsmail Serin, “Özgürlük, Eşitlik ve Kardeşlik”, edit. İsmail Serin, Birinci Uluslararası Felsefe Kongresi, Bursa, 2010, s.379.

İNTERNET:

Akan Vildan, Çağdaş Sosyolojide Bir Kuram: “Sosyal Alışveriş” Egitimvebilim.Ted.Org.Tr/İndex.Php/Eb/Article/Download/5986/2118, 1990, S. 10, Erişim T: 19.11.2016 Akkoyun, Füsun, Transaksiyonel Analiz ve Yetişkin Olmak, http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/40/490/5746.pdf, Erişim Tarihi: 06.09.2017

Athenia Barouni, “Linguistic Approaches to Politeness”, http://www.socsci.uci.edu/~lpearl/CoLaLab/presentations/Barouni2013_PolitenessCom puting.pdf, Erişim Tarihi: 04.09.2017

Cherry Kendra, https://www.verywell.com/what-is-gestalt-psychology-2795808, Erişim Tarihi:06.09.2017

321

Çağdaş Gümüş, https://birprofesyonelinevrimi.net/2016/11/01/yakinsamaya-ornek- selfie-drone/, Erişim Tarihi: 26.08.2017 Çevik Adnan, Performans, Ritüel, Oyun, file:///C:/Users/DIDEM/Downloads/3_4_5_6_7_8%20(1).pdf, Erişim Tarihi: 25.07.2017, s.23.

Giles Howard, Gasiorek Jessica, “Parameters of Non-Accommodation: Refining and Elaborating Communication Accommodation Theory”, http://www.sydneysymposium.unsw.edu.au/2012/chapters/GilesEASP2012.pdf, 2012, s. 7, erişim tarihi: 04.06.2017 Goffman Erving, Çağdaş Sosyoloji Teorileri Dizisi -2 (Dramaturjik Teori), https://www.facebook.com/notes/%C3%A7eki%C3%A7li-filozoflar kul%C3%BCb%C3%BC/%C3%A7a%C4%9Fda%C5%9F-sosyoloji-teorileri-dizisi-2- dramaturjik-teori/225954177437659/, Erişim Tarihi: 06.09.2017

Greene Kathryn, Derlega Valerian J., Mathews Alicia, "Self- Disclosure in Personel Relationships", http://comminfo.rutgers.edu/~kgreene/research/pdf/Self%20Disclsoure%20in%20 Personal%20Relationships%20copy.pdf,(Erişim Tarihi): 04.04.2012, s.411

Kevin Carrico, Ritual, https://culanth.org/curated_collections/4-ritual, Erişim Tarihi: 06.09.2017

Rümeysa Öztürk, “Sosyal Kimlik Teorisi”, https://www.guncelpsikoloji.net/sosyal- psikoloji/sosyal-kimlik-teorisi-h1791.html, erişim tarihi: 13.06.2017

Duman Bilal, “Attribution Theory (Katkı=Anlam Yükleme Teorisinin) Öğrenme- Öğretme Sürecinde Öğrencilerin Öğrenilmiş Çaresizliği Üzerindeki Etkisi”, Https://www.Pegem.Net/Dosyalar/Dokuman/436.Pdf, Erişim Tarihi: 19.11.2016

Meltem Emine Santur, Evlenme Adetleri, http://turkoloji.cu.edu.tr/HALKBILIM/27.php, Erişim Tarihi: 06.09.2017

322

Taşdemir Nagihan, “İç-Grup Ayırt Ediciliği ile İç-grup Yanlılığı Arasındaki İlişkiler: İç-Grupla Kurulan Özdeşimin Biçimlendirici Rolü”, http://psksosyal.net/kongre2016/ozet/11A.pdf, erişim tarihi: 17.06.2017

Abdelwahab Mohammed, Busso Carlos, “Evaluatıon of Syllable Rate Estimation In Expressive Speech and Its Contribution to Emotion Recognition”, http://ieeexplore.ieee.org/stamp/stamp.jsp?arnumber=7078620, Erişim Tarihi: 04.05.2017 http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=tdk.gts.582128d83 db746.80782276; Erişim Tarihi: 08.11.2016

-, http://albertproust.tumblr.com/post/90652580739/pierre-bourdieu-%C3%BCzerine, erişim tarihi: 12.02.2017

-, http://www.toplumdusmani.net/modules/wfsection/article.php?articleid=1657, Erişim Tarihi: 20.02.2017.

Graham Williamson, Mean Leaght Utterance (MLU), www.sltinfo.com, 2009, Erişim Tarihi: 25.04.2017.

-, http://notoku.com/medya-yondesmesi/, Erişim Tarihi: 26.08.2017

-, https://kelimeler.gen.tr/ozdesme-nedir-ne-demek-244495, Erişim Tarihi: 26.08.2017

-,http://www.nedirnedemek.com/%C3%A7ekim-nedir-%C3%A7ekim-ne-demek, Erişim Traihi: 30.08.2017 -, http://www.psikolojisayfam.com/modeller/palo-alto-iletisim-modeli.html, Erişim Tarihi: 26.08.2017 -, http://egitimbilimlerinotlari.com/piaget-somut-islemler-evresi-6-12-yas/ -, Pratik, Kültür, Sermaye, Habitus ve Alan Teorileriyle Pierre Bourdieu Sosyolojisi, -, - -, http://www.stoag.hacettepe.edu.tr/SBR328_3.haftaokumasi.pdf, s.9.

323

-, https://www.turkcebilgi.com/yap%C4%B1s%C3%B6k%C3%BCm, Erişim Tarihi: 05.09.2017 -, http://sosyologlar.net/rol-kurami, Erişim Tarihi: 05.09.2017 -,https://granolagradschoolandgoffman.wordpress.com/2016/09/20/meltzer- petras-and-reynolds-1975-varieties-of-symbolic-interactionism/, Erişim Tarihi: 06.09.2017. -,http://www.gnoxis.com/rituel-nedir-rituel-kavraminin-incelenmesi-62619.html, Erişim Tarihi: 06.09.2017 -, http://www.stthomasu.ca/~parkhill/rite101/ireps/gennep.htm, Erişim Tarihi: 06.09.2017. -, Kendine Güven ve Benlik Algısı, https://indigodergisi.com/2012/11/kendine-guven- ve-benlik-algisi-arasindaki-iliski/, Erişim Tarihi: 06.09.2017 -,https://www.annebebek.com.tr/bebek/Yenidogan/Anadolu-dan-Geleneksel-Bebek- Torenleri/374, Erişim Tarihi: 06.09.2017 -, https://demettasdelen.wordpress.com/2015/03/18/mimesis-nedir/, Erişim Tarihi: 06.09.2017 -,https://enisesemagonca.blogspot.com.tr/2014/07/kaynanan-seviyormus.html, Erişim Tarihi: 27.09.2017 -, http://www.psikologankara.net/ters-psikolojiyi-nasil-uygularsiniz.html, Erişim Tarihi: 28.09.2017 Hasan Sarı, http://www.hasansari.com.tr/satirarasi/61/ortak-hafiza, erişim tarihi: 29.09.2017

324

Ek. 1 Ciddi Romantik İlişkiler Ölçümünde Ritüeller için Maddeler ve Güvenilirlik Tahminleri

Boyut ve güvenilirlik Ritüel maddeleri (genel ölçek x = .85) Baş başa geçirilen 1. Ne yaptığımızın bir önemi yok, birlikte olmak için zaman zamanlarda yapılan ritüeller yaratıyoruz. (x = .81) 2. Gündelik rutinlerden ve baskılardan uzaklaşmak için zaman yaratıyoruz. 3. Çift olarak boş zaman faaliyetlerinde bulunuyoruz. 4. İlişkimizin önemli bir bölümünü birlikte yaptığımız aktiviteler oluşturuyor. 5. Birlikte geçirdiğimiz zaman sayesinde ilişkimiz daha da güçlü hale geliyor. 6. İlişkimiz içerisinde eğlence amaçlı gezintiler çerçevesinde rutinler oluşturuyoruz. Günlük konuşma ritüelleri (x 1. Çift olarak yalnızca kendimizin anladığı bir dil kullanıyoruz. = .69) 2. Kullandığımız özel kelimeler ilişkimizi karakterize ediyor. 3. Birbirimize olan sevgimizi ifade etme konusunda belirli kalıplarımız var. 4. İletişimimiz ile ilgili rutinler geliştirdik. 5. Samimi tartışmalar gerçekleştirmek için belirli bir kalıp geliştirdik. İlişkiye özgü ritüeller (x = 1. Geliştirdiğimiz eşsiz adetler/gelenekler sayesinde ilişkimiz daha .73) da güçlü hale geliyor. 2. Bir çift olarak etkileşimlerimiz oyunbaz bir tavır içerisinde değil. 3. Birbirimizi oyunbaz bir tavır içerisinde takılıyoruz (şaka yollu). 4. İlişkimizde birlikte katılmaktan keyif aldığımız favori aktivitelerimiz var. 5. Çift olarak birlikte gerçekleştirmekten hoşlandığımız favori aktivitelerimiz yok. 6. İlişkimizin unutulmaz anları için birtakım geleneklerimiz var. 7. İlişkimiz çerçevesinde özel etkinlikleri kutluyoruz. Gündelik rutinler ve görevler 1. Geliştirdiğimiz gündelik rutinler ve görevler sayesinde ilişkimiz (x = .76) daha da güçlü hale geliyor. 2. Günlük görevleri gerçekleştirme amaçlı rutinlerimiz var. 3. Çift olarak gün içerisinde bazı öğünleri birlikte yiyoruz/paylaşıyoruz. 4. Yemek hazırlama konusunda bir rutinimiz var. 5. Çift olarak günlük rutinleri ve görevleri birlikte gerçekleştirdiğimiz için ilişkimiz daha önemli hale geliyor. 6. Günün sonu ile ilgili görevler için çift olarak belirli bir rutinimiz yok.* Samimiyet/mahremiyet/cinsel 1. Cinsel ilişkiye girdiğimiz zamanlar için belirli bir rutinimiz var. ilişki ritüelleri (x = .68) 2. Çift olarak cinsel ilişkiye girme sıklığımız ile ilgili belirli bir modelimiz/kalıbımız var.

325

3. Cinsel ilişkiler öncesi gerekli atmosferi oluşturmak konusunda belirli rutinlerimiz yok.* 4. Sevgimizi samimi bir biçimde gösterme şeklimiz konusunda belirli ritüellerimiz var. 5. İlişkimizin işleyişi/devamı için samimiyet/cinsel ilişki rutinlerimiz çok önemlidir. 6. Samimiyet/cinsel ilişki ritüelleri ilişkimizin gücünü arttırmıyor.*

Not: Maddeler karıştırılmıştır ve araştırmada benzer konulara göre gruplandırılmamıştır. * Maddenin kaydedildiğini göstermektedir (tersine ölçülmüş).

Ek 2. Ciddi Romantik İlişkiler Ölçümünde Ritüeller için Maddeler ve Güvenilirlik Tahminleri (İngilizce)

Items and Reliability Estimates for the Rituals in Committed Romantic Relationships Measure Dimension and reliability Ritual items (overall scale a¼.85) Couple-time rituals (a¼.81) 1. Regardless of the activity, we make time to be together. 2. We make time as a couple to get away from everyday routines and pressures. 3. As a couple, we engage in leisure activities. 4. An important part of our relationship involves the activities we do together. 5. Our relationship is stronger because of the time we spend together. 6. Within our relationship, we create routines around recreation outings. Everyday talk rituals (a¼.69) 1. As a couple, we use language only we understand. 2. The use of unique words characterizes our relationship. 3. We have patterns for how we verbally express our love for each other. 4. We have established routines for when we communicate. 5. We have established a pattern for having heart-to-heart discussions. Idiosyncratic rituals (a¼.73) 1. Our relationship is stronger because of unique traditions we have established. 2. Our interactions as a couple are not playful._ 3. We tease each other in a playful manner. 4. In our relationship, we have favorite activities we enjoy engaging in together. 5. We do not have favorite activities we like doing as a couple._ 6. We have traditions for memorable moments in our relationship. 7. We celebrate special events in our relationship. Daily routines and tasks (a¼.76) 1. Our relationship is stronger because of established daily routines and tasks.

326

2. We have routines geared toward accomplishing everyday tasks. 3. As a couple, we share certain meals during the day. 4. We have a routine for preparing meals. 5. Our relationship is more important because we do daily routines and tasks together as a couple. 6. We do not have a routine, as a couple, for tasks related to the end of the day._ Intimacy rituals (a¼.68) 1. We have a routine for when we engage in sexual intercourse. 2. As a couple, we have a pattern for how often we engage in sexual intercourse. 3. We do not have routines for setting the mood before sexual encounters._ 4. We have rituals for the way we engage in intimate displays of affection. 5. Intimacy routines are important to the functioning of our relationship. 6. Intimacy rituals do not increase the strength of our relationship._

Note. Items were mixed and were not grouped together by similar subject on the survey. _Denotes the item has been recoded (reverse-scored).

Ek 3. Seçilmiş Dizilerin Reyting Oranları 29 Aralık 2014, Pazartesi TOTAL NoProgram Adı Kanal Başlama Bitiş RTG%(NET)SHARE%(NET) 1 PARAMPARCA STAR TV 20:44:03 23:41:00 9,51 22,17 19 Ocak 2015, PazartesiTOTAL NoProgram Adı Kanal Başlama BitişRTG%(NET)SHARE%(NET) 1 PARAMPARCA STAR TV 20:59:20 23:39:04 10,91 25,54 27 Nisan 2015, PazartesiTOTALNoProgram AdıKanalBaşlamaBitişRTG%(NET)SHARE%(NET) 1 PARAMPARCA STAR TV 20:43:35 23:44:44 9,04 21,38 20 Nisan 2015, PazartesiTOTALNoProgram AdıKanalBaşlamaBitişRTG%(NET)SHARE%(NET) 1 PARAMPARCA STAR TV 20:44:17 23:44:22 9,15 21,63 09 Ocak 2017, Pazartesi TOTAL 7 PARAMPARCA STAR TV 20:58:39 24:16:54 5,03 11,09

06 Ekim 2015, SalıTOTALNoProgram AdıKanalBaşlamaBitişRTG%(NET)SHARE%(NET)

327

1 ESKIYA DUNYAYA HUKUMDAR OLMAZATV20:43:50 23:36:06 8,16 21,3 2 ASK YENIDEN FOX TV 20:59:02 23:34:06 5,72 14,88

17 Şubat 2015, SalıTOTALNoProgram AdıKanalBaşlamaBitişRTG%(NET)SHARE%(NET) 1 ASK YENIDEN FOX TV 20:57:55 22:52:51 10,8 23,64 24 Şubat 2015, SalıTOTALNoProgram AdıKanalBaşlamaBitişRTG%(NET)SHARE%(NET) 1 ASK YENIDEN FOX TV 20:59:29 23:04:07 9,56 21,13 10 Mart 2015, SalıTOTALNoProgram AdıKanalBaşlamaBitişRTG%(NET)SHARE%(NET) 1 ASK YENIDEN FOX TV 20:59:15 23:38:14 8,51 20,15 16 Haziran 2015, SalıTOTALNoProgram AdıKanalBaşlamaBitişRTG%(NET)SHARE%(NET) 1 SURVIVOR ALL STARTV 8 20:25:32 23:17:51 7,41 21,19 2 ASK YENIDEN FOX TV 20:44:08 23:54:55 6,55 18,61

26 Mart 2014, ÇarşambaTOTALNoProgram AdıKanalBaşlamaBitişRTG%(NET)SHARE%(NET) 1 MUHTESEM YUZYILSTAR TV 20:54:37 23:31:37 9,95 23,09 2 KARA PARA ASK ATV 20:35:21 23:02:39 6,58 15,01

28 Mayıs 2014, ÇarşambaTOTALNoProgram AdıKanalBaşlamaBitişRTG%(NET)SHARE%(NET) 1 MUHTESEM YUZYIL STAR TV 20:29:57 23:32:16 8,72 23,54 2 ANKARA'NIN DIKMENI KANAL D 20:26:37 23:15:36 5,51 14,81 3 KARA PARA ASK ATV 20:43:34 23:49:33 5,29 14,47 23 Nisan 2014, ÇarşambaTOTALNoProgram AdıKanalBaşlamaBitişRTG%(NET)SHARE%(NET) 1MUHTESEM YUZYILSTAR TV20:33:0023:35:359072240 2ANKARA'NIN DIKMENIKANAL D20:29:1823:27:236181527 3KARA PARA ASKATV20:42:4423:41:315531375

328

30 Nisan 2014, ÇarşambaTOTALNoProgram AdıKanalBaşlamaBitişRTG%(NET)SHARE%(NET) 1MUHTESEM YUZYILSTAR TV20:53:0924:17:179,723,33 2ANKARA'NIN DIKMENIKANAL D20:24:1923:16:147,1416,61 3KARA PARA ASKATV20:38:4823:41:095,4812,87 02 Nisan 2014, ÇarşambaTOTALNoProgram AdıKanalBaşlamaBitişRTG%(NET)SHARE%(NET) 1MUHTESEM YUZYILSTAR TV20:58:3223:37:519,922,54 2ANKARA'NIN DIKMENIKANAL D20:22:1523:00:126,6314,9 3KARA PARA ASKATV20:41:1323:18:186,1113,71

21 Ocak 2015, ÇarşambaTOTALNoProgram AdıKanalBaşlamaBitişRTG%(NET)SHARE%(NET) 1GUZEL KOYLUSTAR TV20:59:0023:37:307,1216,55 2POYRAZ KARAYELKANAL D20:59:5423:28:526,5515,15

14 Ekim 2015, ÇarşambaTOTALNoProgram AdıKanalBaşlamaBitişRTG%(NET)SHARE%(NET) 1DIRILIS ERTUGRULTRT 120:58:0523:33:296,3316,5 2POYRAZ KARAYELKANAL D20:59:2423:41:134,8512,7 07 Ekim 2015, ÇarşambaTOTALNoProgram AdıKanalBaşlamaBitişRTG%(NET)SHARE%(NET) 1DIRILIS ERTUGRULTRT 121:00:1423:33:176,0115,78 2POYRAZ KARAYELKANAL D21:00:2024:17:105,5715,46

01 Nisan 2015, ÇarşambaTOTALNoProgram AdıKanalBaşlamaBitişRTG%(NET)SHARE%(NET) 1POYRAZ KARAYELKANAL D20:43:4323:29:466,5515,6

18 Şubat 2015, ÇarşambaTOTALNoProgram AdıKanalBaşlamaBitişRTG%(NET)SHARE%(NET) 1GUZEL KOYLUSTAR TV20:58:4923:45:456,9915,75 2POYRAZ KARAYELKANAL D21:01:1823:40:045,9713,49

21 Mayıs 2015, PerşembeTOTALNoProgram AdıKanalBaşlamaBitişRTG%(NET)SHARE%(NET) 1FENERBAHCE-BURSASPOR ZIRAAT TURKIYE KUPASI KARSILAATV20:24:0022:39:597,420,27 2KURTLAR VADISI PUSUKANAL D20:46:0023:12:396,3516,92 3ASLA VAZGECMEMSHOW TV20:42:4623:42:234,6212,74 14 Mayıs 2015, PerşembeTOTALNoProgram AdıKanalBaşlamaBitişRTG%(NET)SHARE%(NET) 1KURTLAR VADISI PUSUKANAL D20:44:3123:34:337,3319,08 2KOCAMIN AILESIFOX TV20:59:5024:17:345,0413,79

329

3ASLA VAZGECMEMSHOW TV20:42:0223:33:114,4811,71 11 Haziran 2015, PerşembeTOTALNoProgram AdıKanalBaşlamaBitişRTG%(NET)SHARE%(NET) 1KURTLAR VADISI PUSUKANAL D20:45:1123:18:137,2919,52 2SURVIVOR ALL STARTV820:59:2024:16:206,7718,97 3ASLA VAZGECMEMSHOW TV20:43:0823:40:054,3311,75 05 Kasım 2015, PerşembeTOTALNoProgram AdıKanalBaşlamaBitişRTG%(NET)SHARE%(NET) 1BESIKTAS-LOKOMOTIV MOSKOVA UEFA AVRUPA LIGI KARSILTRT 118:52:4221:03:127,5419,64 2KURTLAR VADISI PUSUKANAL D20:44:3423:41:487,0117,13 3INADINA ASKFOX TV20:56:4024:01:175,1913,22 4ASLA VAZGECMEMSHOW TV20:45:3023:21:574,7611,34 24 Aralık 2015, PerşembeTOTALNoProgram AdıKanalBaşlamaBitişRTG%(NET)SHARE%(NET) 1KURTLAR VADISI PUSUKANAL D20:37:3023:47:506,9217,02 2FATIH PORTAKAL ILE FOX ANA HABERFOX TV18:59:4720:00:026,2317,05 3ASLA VAZGECMEMSHOW TV20:59:0324:02:286,1515,67 Ek 4.

Asla Vazgeçmem Dizisi Başbaşa Geçirilen Zamanlarda Yapılan Ritüeller Kelime Sıklıkları

Word Word Word Word yiğit 5 20 003 kadar 5 8 001 benim 5 7 001 burada 6 6 001 bütün 5 5 001 sakin 5 4 001 bakalım 7 3 001 biliyorum 9 3 001 burası 6 3 001 böyle 5 3 001 demek 5 3 001 değil 5 3 001 fatih'ten 9 3 001 fikret 6 3 001 gerçekten 9 3 001

330

Asla Vazgeçmem Dizisi İlişkiye Özgü Ritüeller Kelime Sıklıkları Word Length Count Weighted Percentage (%) yiğit 5 26 004 senin 5 7 001 nereye 6 6 001 benim 5 5 001 hemen 5 5 001 yarın 5 5 001 şimdi 5 5 001 artık 5 4 001 burası 6 4 001 böyle 5 4 001 gerçek 6 4 001 bizim 5 3 000 diyorum 7 3 000 gidiyoruz 9 3 000 kadar 5 3 000

Aşk Yeniden Başbaşa Geçirilen Zamanlarda Yapıla Ritüeller Kelime Sıklıkları Word Length Count Weighted Percentage (%) zeynep 6 80 004 fatih 5 73 004 benim 5 24 001 böyle 5 19 001 tamam 5 12 001 değil 5 11 001 zaman 5 10 001 allah 5 8 000 güzel 5 8 000 kurbağa 7 8 000 musun 5 8 000 orhan 5 8 000 kadar 5 7 000 şimdi 5 7 000 canım 5 6 000

331

Aşk Yeniden Gündelik Rutinler Ve Görevler Kelime Sıklıkları Word Length Count Weighted Percentage (%) yeniden 7 2 003 zeynep’in 9 2 003 acıyor 6 1 002 aldatmacayla 12 1 002 ancak 5 1 002 asimetrik 9 1 002 ayarı 5 1 002 ayağı 5 1 002 babasının 9 1 002 burkulmuş 9 1 002 büyütür 7 1 002 cinsel 6 1 002 diyerek 7 1 002 elleriyle 9 1 002 girebilmek 10 1 002

Aşk Yeniden Günlük Ritüeller Kelime Sıklıkları Word Length Count Weighted Percentage (%) fatih 5 47 003 zeynep 6 46 003 ertan 5 12 001 tamam 5 12 001 allah 5 11 001 böyle 5 11 001 fadik 5 10 001 fehmi 5 8 001 falan 5 7 000 kadar 5 7 000 nasıl 5 7 000 boncuk 6 6 000 değil 5 6 000 söyle 5 6 000 artık 5 5 000

332

Aşk Yeniden İlişkiye Özgü Ritüeller Kelime Sıklıkları Word Length Count Weighted Percentage (%) zeynep 6 29 007 fatih 5 26 006 artık 5 3 001 canım 5 3 001 doğru 5 3 001 geldim 6 3 001 hemen 5 3 001 kadar 5 3 001 musun 5 3 001 altında 7 2 000 baksana 7 2 000 başka 5 2 000 başkaydı 8 2 000 benimle 7 2 000 bölüm 5 2 000

Aşk Yeniden Samimiyet/Mahremiyet/Cinsel İlişki Kelime Sıklıkları Word Length Count Weighted Percentage (%) fatih 5 12 007 zeynep 6 12 007 hatırlamıyoru 14 3 002 m lütfen 6 3 002 akşam 5 2 001 allah 5 2 001 benim 5 2 001 börek 5 2 001 cezamı 6 2 001 fatih'çim 9 2 001 olmaz 5 2 001 versin 6 2 001 yaptık 6 2 001 yedir 5 2 001 yerim 5 2 001

333

Kara Para Aşk Başbaşa Geçirilen Zamanlarda Yapılan Ritüeller Kelime Sıklıkları Word Length Count Weighted Percentage (%) güzel 5 6 001 böyle 5 5 001 gerçekten 9 4 001 istersen 8 4 001 kadar 5 4 001 olsun 5 4 001 sinyor 6 4 001 sonra 5 4 001 tamam 5 4 001 anlat 5 3 000 başka 5 3 000 dinliyorum 10 3 000 geceler 7 3 000 hediye 6 3 000 misin 5 3 000

Kara Para Aşk Günlük Ritüeller Kelime Sıklıkları Word Length Count Weighted Percentage (%) ömer’in 7 33 001 böyle 5 19 001 değil 5 17 001 kadar 5 17 001 annesi 6 16 001 benim 5 14 001 biraz 5 11 000 zaman 5 11 000 olsun 5 10 000 tamam 5 10 000 güzel 5 8 000 kızım 5 8 000 melike 6 8 000 nasıl 5 8 000 şimdi 5 8 000

334

Kara Para Aşk İlişkiye Özgü Ritüeller Kelime Sıklıkları Word Length Count Weighted Percentage (%) böyle 5 7 001 annesi 6 5 001 değil 5 5 001 güzel 5 5 001 ömer’in 7 5 001 olsun 5 4 001 anacım 6 3 001 bölüm 5 3 001 elifim 6 3 001 güzelsin 8 3 001 kadar 5 3 001 olmaz 5 3 001 acayip 6 2 000 biberli 7 2 000 biraz 5 2 000

Kara Para Aşk Samimiyet\Mahremiyet\Cinsel İlişki Ritüelleri Kelime Sıklıkları Word Length Count Weighted Percentage (%) değil 5 4 001 zaten 5 4 001 bölüm 5 3 001 böyle 5 3 001 falan 5 3 001 ilgili 6 3 001 kadar 5 3 001 tamam 5 3 001 allah 5 2 000 benden 6 2 000 birbirimize 11 2 000 canım 5 2 000 döndü 5 2 000 geldin 6 2 000 gelir 5 2 000

335

Paramparça Günlük Ritüeler Kelime Sıklıkları Word Length Count Weighted Percentage (%) cihan 5 136 006 dilara 6 77 003 gülseren 8 69 003 böyle 5 18 001 kadar 5 14 001 nasıl 5 14 001 zaman 5 13 001 tamam 5 12 001 hanım 5 9 000 benim 5 8 000 bilmiyorum 10 8 000 cansu 5 8 000 şimdi 5 8 000 güzel 5 7 000 senin 5 7 000

Paramparça İlişkiye Özgü Ritüeller Kelime Sıklıkları Word Length Count Weighted Percentage (%) cihan 5 65 004 dilara 6 65 004 benim 5 17 001 böyle 5 17 001 cansu 5 15 001 zaman 5 15 001 deniz 5 14 001 senin 5 14 001 aşkım 5 11 001 kadar 5 11 001 değil 5 10 001 istiyorum 9 9 001 tamam 5 8 000 hiçbir 6 7 000 lütfen 6 7 000

336

Parampça Çiftlerin Ortak Yaptığı Sosyal İlişki Ritüelleri Kelime Sıklıkları Word Length Count Weighted Percentage (%) dilara 6 10 002 cihan 5 8 002 olacak 6 5 001 benim 5 4 001 mutlu 5 4 001 böyle 5 3 001 canım 5 3 001 kızım 5 3 001 sonra 5 3 001 yemek 5 3 001 zaman 5 3 001 çocuk 5 3 001 allah 5 2 000 annesin 7 2 000 babası 6 2 000 Paramparça Başbaşa Geçirilen Zamanlarda Yapılan Ritüeller Kelime Sıklıkları Word Length Count Weighted Percentage (%) cihan 5 65 003 dilara 6 35 002 sonra 5 25 001 harun 5 23 001 gülseren 8 14 001 böyle 5 11 001 değil 5 11 001 kadar 5 10 000 tamam 5 10 000 zaman 5 10 000

337 güzel 5 9 000 nasıl 5 9 000 senin 5 9 000 artık 5 7 000 gerçekten 9 7 000 Paramparça Gündelik Rutinler Ve Görevler Kelime Sıklıkları Word Length Count Weighted Percentage (%) cihan 5 95 006 dilara 6 61 004 gülseren 8 26 002 değil 5 14 001 böyle 5 12 001 senin 5 12 001 benim 5 11 001 tamam 5 11 001 bizim 5 10 001 allah 5 8 001 lütfen 6 7 000 önemli 6 7 000 bırak 5 6 000 sonra 5 6 000 şimdi 5 6 000 Poyraz Karayel Başbaşa Geçirilen Zamanlarda Yapılan Ritüeller Kelime Sıklıkları Word Length Count Weighted Percentage (%) poyraz 6 19 005 ayşegül 7 17 005 misin 5 4 001 değil 5 3 001 hikayesi 8 3 001 istiyorum 9 3 001

338 olarak 6 3 001 tamam 5 3 001 bilmek 6 2 001 bilmiyorum 10 2 001 bütün 5 2 001 büyük 5 2 001 bırakır 7 2 001 cevap 5 2 001 ediyorum 8 2 001 Poyraz Karayel Günlük Ritüeller Kelime Sıklıkları Word Length Count Weighted Percentage (%) poyraz 6 35 006 ayşegül 7 33 005 tamam 5 6 001 güzel 5 5 001 kadar 5 5 001 yalnız 6 5 001 böyle 5 4 001 pardon 6 4 001 bayan 5 3 000 benim 5 3 000 biraz 5 3 000 bölüm 5 3 000 olmaz 5 3 000 tuttu 5 3 000 aklımı 6 2 000 Poyraz Samimiyet Mahremiyet\ Cinsel İlişki Ritüelleri Kelime Sıklıkları Word Length Count Weighted Percentage (%) ayşegül 7 12 005 poyraz 6 7 003 böyle 5 5 002 dolayı 6 3 001 özledim 7 3 001 aklıma 6 2 001

339 baktım 6 2 001 benim 5 2 001 dakika 6 2 001 diyorum 7 2 001 dudakları 9 2 001 dünyaya 7 2 001 elleri 6 2 001 fotoğrafı 9 2 001 gezegende 9 2 001

340

ÖZGEÇMİŞ

Adı Soyadı: Selma Didem ÖZŞENLER

Doğum Tarihi: 06.02.1986/ İZMİR

İletişim Bilgileri: Vali Rahmi Bey Mah. 110 Sok. No:6 D:1 Buca/İZMİR e-posta: [email protected], [email protected]

Eğitim

 Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Kişilerarası İletişim Anabilim Dalı Doktora Programı (2013-2017)  Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Kişilerarası İletişim Anabilim Dalı Yüksek Lisans Programı (2010-2013)  İzmir Ekonomi Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü (2005-2009)  M.E.V. Özel Avni Akyol Lisesi (2001-2004)

Uluslararası Bilimsel Toplantılarda Sunulan ve Bildiri Kitabında (Proceedings) Basılan Bildiriler

 Eğinli, Temel Ayşen ve Özşenler, S. Didem, “The Effects of Pain on the Process of Communication”, "4th Global Conference Making Sense of: Pain", Inter- Disciplinary. Net A Global Network for Dynamic Research and Publishing, Prag, 9-11.05.2013.

 Gürüz, Demet ve Özşenler, S. Didem, “Benlik’in İfade Edilmesinde Türk “Deyimleri”ne İlişkin Bir Değerlendirme”, International Symposium on Language and Communication: Exploring Novelties, Institute of Language and Communication Studies, İzmir, 17-19, 06, 2013.

 Özşenler, S. Didem, “Analysis of Product and Service Advertisements within the Context of Hymes’s “S.P.E.A.K.I.N.G” Acronym and the Ethnographical Reflections of these Advertisements on Turkish Culture”, 12th International Symposium “Communication in the Millennium”, Anadolu University, Turkey, 15-18 Haziran, 2014.

341

 Eğinli, Temel Ayşen ve Özşenler, S. Didem, “Does Gender Reflect on Interpersonal Communication?: Women’s and Men's Communication Styles” VI. European Conference on Social and Behavioral Sciences, International Association of Social Science Research, Selçuk (Ephesus), Izmir, 5-7, 02, 2015.

 Gürüz, Demet ve Özşenler, S. Didem, “Communicative Ecology and Digital Environment (Analyses on the Effects and Barriers of Interpersonal Communication)” VI. European Conference on Social and Behavioral Sciences, International Association of Social Science Research, Selçuk (Ephesus), Izmir, 5-7, 02, 2015.  Eğinli, Temel Ayşen ve Özşenler, S. Didem, “Self-Disclosure in Virtual Environment: Facebook”, 3rd International Conference on Education and Social Sciences, INTCESS 16, İstanbul/TURKEY, 8-10 Şubat, 2016.

 Özşenler, S. Didem, “Ways of Using Humor In Interpersonal Relationships: An Analysis Between Turks and The Spanish”, 24th International Academic Conference, The International Institute of Social and Economic Sciences, Barcelona/Spain, 28 Haziran-1 Temmuz 2016.

 Eğinli, Temel Ayşen ve Özşenler, S. Didem, “Interpretations of Differences and Similarities In Intimate Partners According To Dialectic Approach” 24th International Academic Conference, The International Institute of Social and Economic Sciences, Barcelona/Spain, 28 Haziran-1 Temmuz 2016.

342

Ulusal Kitaplar ve Kitaplarda Bölümler  Başok, Nilay ve Özşenler, S. Didem; “Halkla İlişkiler; Kurum Dışı İletişim Değildir. İletişim Kurum İçinden Ve Öncelikle Liderden Başlar.” Edit. Eğinli Temel Ayşen, Halkla İlişkiler Ne Değildir?, Say Yayınları, İstanbul, 2014.  Özşenler, S. Didem; “Günlük Yaşamda Duygusal Okuryazarlık”, Edit. Gaye Özdemir Erel, Ebru B. Güzeloğlu, Kalbin Yolu Bir, Literatürk Academia, İstanbul, 2015.  Özşenler, S. Didem; “Duyguların Yüzsel ve Sözsüz İfadelerinde Sosyal Bileşenler ve Makro Yüz İfadelerinin Duygu Kodları”, Edit. Gaye Özdemir Erel, Ebru B. Güzeloğlu, Kalbin Yolu Bir, Literatürk Academia, İstanbul, 2015.

Eğitim Seminerleri  Özşenler, S. Didem; “İletişim Engelleri”, Atatürkçü Düşünce Derneği, İzmir, Eylül 2014.  Özşenler, S. Didem; “Kolluk ve Vatandaş İlişkilerinde İletişim ve Davranış Esasları”, İzmir Valiliği İl Kalite Koordinasyon Kurulu, İzmir, 2014.  Özşenler, S. Didem “Kişilerarası İletişim Engelleri”, İzmir Büyükşehir Belediyesi Zabıta Dairesi Başkanlığı, 29 Kasım 2013/2014, 10.00-12.00  Özşenler, S. Didem “Kişilerarası İletişim Engelleri”, İzmir Büyükşehir Belediyesi Zabıta Dairesi Başkanlığı, 29 Kasım 2013/2014, 14.00-16.00  Özşenler, S. Didem, “Kolluk Vatandaş İlişkilerinde İletişim ve Davranış Esasları (Halkla İlişkiler), “Rütbeli Personel Eğitimi”, İzmir/Tire, 2013/2014.  Özşenler, S. Didem, “İletişim Becerileri”, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İdari Personeli, İzmir, 24 Haziran 2014.  Özşenler, S. Didem, “Empati ve İletişim Engelleri”, İzmir Emniyet Müdürlüğü Personeli, İzmir, 23 Mayıs 2016.  Özşenler, S. Didem, “Etkili Sunum Teknikleri”, Ege Üniversitesi Psikoloji Bölümü 2. ve 3. Sınıf öğrencileri, İzmir, 6 Mayıs, 2016.  Özşenler, S. Didem, “İletişim Engelleri”, Güzelyalı Rotaract Kulübü, İzmir, Eylül 2015.

343

 Özşenler, S. Didem, “İletişim Becerileri”, Bayraklı İlköğretim Okulu 3.-4. Sınıf Öğrencileri, İzmir, 2016.  Özşenler, S. Didem, “İletişim Engelleri”, Çiğli Hava Kuvvetleri Komutanlığı, İzmir, 2014.  Özşenler, S. Didem, “İletişim Engelleri”, İzmir Emniyet Müdürlüğü Personeli, İzmir, 2013.

344

ÖZET Kişilerarası iletişimin günümüzde öneminin artması ile birlikte etkileşim düzeninde başat rol oynayan iletişim uyumu stratejileri de daha detaylı incelenmeye başlanmıştır. Bu iletişim uyumu stratejileri de kişinin sahip olduğu benliğini koruması ya da iletişim davranışlarını onarması için önem arz etmektedir. Kişi kendisini ve iletişim kurduğu kişiyi iyi tanıyarak farklı bir deyişle öznel ve nesnel benliğinin farkında olarak iletişim uyum stratejilerini oluşturmakta ve bu şekilde etkileşim düzeni sağlamaktadır. Etkileşim düzeni ile iletişim uyumu kuramı arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Etkileşim düzenini kişinin kendi isteğine göre oluşturması iletişim stratejilerini iyi tanıması ile mümkün olabilmektedir. Etkileşim düzeni kişinin kendi iletişim ve tutum ve davranışlarını sürekli tekrar etmesi anlamı taşıdığından kişinin törensel ritüellerinde özellikle de geçiş ritüellerinden ilişkisel ritüellerinde de sıklıkla tekrar ettiği görülmektedir. Bunun sebebi kişi ilk defa farklı bir dönem/evreye geçiş yapacağından sahip olduğu ve bildiği davranışları tekrar etmekte ve konformist davranarak benliğinin aşınması riskini en aza indirmektedir. Bunu yaparken de iletişim uyum stratejilerinden destek almaktadır. Bu çalışmanın amacı, içerik ve çerçeve analizi yolu ile merak edilen hedef kitleyi en iyi temsil ettiği düşünülerek reyting oranları ve ilişkisel ritüelin yoğun olarak ele alındığı diziler olan Paramparça, Aşk Yeniden, Kara Para Aşk, Poyraz Karayel, Asla Vazgeçmem dizilerinin ana karakterlerinin diyalogları metin haline getirilip içerik analizine tabi tutulmuştur ve bu sahneler görsel örneklere de yer verilerek çerçeve analizi ile de desteklenerek betimlenmiştir. İlişkisel ritüeller, başbaşa geçirilen zamanlarda yapılan ritüeller, günlük ritüeller, ilişkiye özgü ritüeller, gündelik rutinler ve görevler, samimiyet/mahremiyet/cinsel ilişki ritüelleri olmak üzere beş ayrı kategoride incelenmiştir bunların haricinde bu kategorilere yerleşemeyen ve ayrı bir kategorinin açılmasını gerektiren çiftlerin kendilerinin ürettiği sosyal ilişki ritüelleri eklenmiştir. Bu kategorilerde dizilerde karakterlerin hangi iletişim stratejilerini sıklıkla kullandıkları ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Elde edilen sonuçların şimdiye kadarki çalışmalarda hiç elde edilmeyen bulgular olması göze çarpmaktadır bu sebeple bu sonuçlara yönelik yapılan değerlendirme ve önerilerin bu alanda gelecekteki araştırmacılara destek sağlaması umulmaktadır.

345

Anahtar Kelimeler: İletişim Uyumu Kuramı, Etkileşim Düzeni, İlişkisel Ritüel, Benliğin Sunumu, Çerçeve Analizi

346

ABSTRACT

Today, together with the increasing importance of interpersonal communication, the communication harmony strategies that play a principal role in the order of interactions began to be analyzed in more detail. These communication harmony strategies are important for the individuals to maintain their self-respect or to repair their communication behaviors. The individuals form their communication harmony strategies by well-recognizing the person they communicate, i.e., by being aware of their subjective and objective individualism, and ensure their interaction orders. Order of interaction and communication harmony theory are closely related. Forming their own order of interactions at their own will is only possible through knowing their own communication strategies very well. Since order of interactions means continuous repetition of individual’s own communication and attitudes and behaviors, it is observed that it is frequently repeated in individual’s own ceremonial rituals, particularly in associative rituals among all transitional rituals. It is because the individual repeats the behaviors that he owns and knows, and minimizes the risk of self-corrosion by acting in a conformist manner, since he will be switching to a different period/phase for the first time. he receives support from communication harmony strategies while doing this.

In this study, the dialogues of the main characters of popular TV series, Paramparça, Aşk Yeniden, Kara Para Aşk, Poyraz Karayel, Asla Vazgeçmem, which intensively refer to associative rituals, and which are considered to well-represent the compelling target group, were textualized and went through content analysis, and the scenes were described with the help of frame analysis by including some visual examples. Associative rituals were analyzed in five different categories as: private-time rituals, daily rituals, relationship-specific rituals, daily routines and tasks, sincerity/privacy/sexual intercourse rituals, and another category, social relationship rituals, which did not fit into any of these categories, and which created by the couples themselves, were included. In these categories, it was attempted to reveal which communication strategies were used the most by the characters. The results show findings that have never been found in previous studies, and thus, these evaluations and suggestions are expected to be of help to future studies and researchers.

347

Keywords: Communication Accommodation Theory, Interaction Order, Relationship Ritual, Presentation of the Self, Frame Analysis

348