World Water Diplomacy & Science News- 2017 -10004

World Water Diplomacy & Science News

TRISSN : 12017-10004 www.hidropolitikakademi.org

Trans Kafkasya’nın Sınıraşan Su Yönetimi Sorunları ve Öneriler

Dursun YILDIZ

SPD Hidropolitik Akademi Mrk. Ada Müh. Müş.Ltd.Şti.

Güfte Sok.8/9 06680 Kavaklıdere/Ankara-Türkiye

[email protected]

ÖZET

Transkafkasya bölgesinde tek bir ülkeye dayalı su yönetimi anlayışı ile sınıraşan su yönetimi sorunlarını çözmek mümkün değildir. Bölge ülkeleri , konuyu havza ölçeğinde doğal çevreyi ve sosyo ekonomik kalkınma ihtiyaçlarını da dikkate alan yenilikçi bir hidropolitik yaklaşımla ele alarak çözüme ulaşabilirler.

Güney Kafkasya Karadeniz ve Hazar Denizi arasında Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan’ın yer aldığı bir coğrafyadır. Güney Kafkasya bölgesi sınıraşan su sorunları açısından tüm Kafkasya bölgesinde öne çıkmaktadır. Bu nedenle Kafkaslardaki sınıraşan su sorununun incelenmesine öncelikle Güney Kafkasya’dan başlanmalıdır. Güney Kafkasya’nın sınıraşan su sorunu ele alındığında doğal olarak Türkiye ve İran’ın sınıraşan suları da birlikte ele alınmalıdır. Bu nedenle Güney Kafkasya’nın sınıraşan suları için yapılan bu çalışmada 5 ülkenin ( Türkiye, Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan, İran ) sınıraşan su kaynakları incelenmiştir.

Kafkasya; tarih boyunca ticaret ve göç yolları oluşturmanın yanında, kültürlerin kesiştiği önemli bir kavşak noktası olmuştur. Doğu–Batı arasında bir köprü oluşturan ve Avrasya coğrafyasının en hassas bölgesinde bulunan Kafkaslar, siyasi ve ekonomik açılardan tüm dünyanın ilgisini cezp etmesinin yanında, bir çok güç odağının etkinlik mücadelesine de sahne olmaktadır. Özellikle, Türkiye ile doğrudan sınır ve çoğrafi bağlantısı olan Transkafkasya (Güney Kafkasya), Türkiye’nin, Orta Asya devletleri ile temasında, güney-kuzey arasında irtibat yeri olmaktadır

Bu makalede bölgenin sınıraşan su havzalarındaki mevcut durum ve gelecek ,hidrojeopolitik, hidrolojik, klimatolojik,ekolojik olarak ele alınıp incelenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Transkafkasya, hidropolitik, su yönetimi

1

World Water Diplomacy & Science News- 2017 -10004

1.GİRİŞ

Kafkasya’yı coğrafi açıdan üç bölgeye ayırmak mümkündür. Birincisi Kafkas Sıradağları’nın kuzeyindeki bozkırları kapsayan, önemli bir tarım potansiyeline sahip “Step Kafkasyası” veya “Bozkır Bölgesi”, ikincisi “Büyük Kafkas Dağları” bölgesi, diğeri de bu bölgenin güneyinde Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan’ı içine alan “Transkafkasya” veya “Küçük Kafkaslar” bölgesidir. Kuzey Kafkasya’da Rusya Federasyonuna(RF) bağlı yedi özerk cumhuriyet yer almaktadır. Kafkasya bölgesinde üç bağımsız cumhuriyet (Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan); biri Azerbaycan’a (Nahçıvan), ikisi Gürcistan’a (Abhazya ve Acaristan) ve yedisi de RF’ya (Adıgey, Dağıstan, İnguşya, Kabartay-Balkar, Karaçay-Çerkez, Kuzey Osetya ve Çeçenistan) bağlı olmak üzere 10 özerk cumhuriyet ile biri Azerbaycan’a (Dağlık Karabağ) ve birisi de Gürcistan’a (Güney Osetya) bağlı iki özerk bölge vardır1.

1.1.Kafkasya :Orta Asya’ya Açılan Kapı

Amerikalı siyaset bilimci Samuel P. Huntington, medeniyetler çatışması tezinde Kafkasların Ortodoks Hıristiyan alemi ve İslam dünyasının karşılaştığı fay hatlarından birisi olduğunu ileri sürmektedir. Bu açıdan bakıldığında Kafkaslar, Rusya Federasyonu ile Türkiye arasında bir tampon bölge oluşturmaktadır.

Şekil 1. Transkafkasya Fiziki Haritası (11).

1 Fahrettin ÇİLOĞLU, RF’nda ve Transkafkasya’da Etnik Çatışmalar, SinatleYayınları, 1.Baskı, İstanbul, 1998, s.129-131. 2

World Water Diplomacy & Science News- 2017 -10004

Ayrıca Türkiye-Türkî Cumhuriyetleri ilişkilerinin geliştirilebilmesi için Kafkasya Orta Asya’ya açılan bir kapıdır. Hazar havzası petrol ve doğalgaz kaynaklarının Türkiye üzerinden Batı pazarlarına ve açık denizlere ulaştırılması Kafkasların jeopolitik ve jeostratejik önemini artırmaktadır (Şekil 1). Kafkasya; Avrupa Rusya’sı ve Orta Asya ile Anadolu’yu ve Orta Doğu’yu bağlamakla birlikte; Doğu-Batı yönünde de Orta Asya’nın denizlere ulaşması mümkün en kısa ve uygun istikametteki yol üzerinde bulunmaktadır2.

1.2.Kafkasya’nın Tarihsel Geçmişi

Kafkasya, tarihin en eski çağlarından itibaren, Doğu ve Batı arasında bir köprü vazifesi görmüş ve çeşitli milletlerin mücadelelerine sahne olmuş bir bölgedir. MÖ.8’inci Yüzyıldan itibaren, Azerbaycan’ın ilk sakinleri, Orta Asya’dan gelen Saka Türkleridir. Daha sonraları buraya çeşitli Türk boyları gelip yerleşirken, bazı Türk boyları ise, buradan Derbent Geçidi’ni aşarak, Anadolu’ya gitmiştir3.

Şekil 2 .Kafkasya’nın Siyasi Haritası (11).

2 8 Suat İLHAN, Kafkaslar, Orta Doğu ve Avrasya Perspektifinde Türkiye’nin Önemi Sempozyumu, Bildiri, Ankara 1998, s. 88. 3 Mustafa PAMUK, Kafkasya ve Azerbaycan’ın Dünü-Bugünü ve Yarını, Harp Akademileri Basımevi, İstanbul, Mayıs 1995, s.136. 3

World Water Diplomacy & Science News- 2017 -10004

13’üncü Yüzyıldaki Moğol istilasına kadar Kafkaslar; Selçuklu Türkleri’nin yönetiminde kalmıştır. Kafkasya ve özellikle Azerbaycan bölgesi, 16‘ncı Yüzyıldan itibaren, Osmanlı ve İran Devletleri’nin mücadele alanı olmuş ve bu iki devlet arasında sürekli el değiştirmiştir. Rusya’nın Kafkasya’ya doğrudan ilk inişi, 1720’li yıllarda, Hazar Denizi’nin kuzey kıyılarını ve Baku’yü ele geçirmeleriyle olmuştur. 19’uncu Yüzyılın başlarından itibaren, Rusya, Kafkasya’ya tam olarak yerleşmeye başlamıştır. Rusya’da, 1917’de Bolşevikler iktidarı ele alınca, her milletin kendi geleceğini kendisinin tayin etmesi ilkesini kabul ettiklerini açıklamışlardır. Rusya; 1922 yılında, bölgedeki üç ülkeyi (Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan), “SSCB” çatısı altında,“Güney Kafkasya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti” adı ile birleştirdi. 1936 yılında ise, bu üç cumhuriyet ayrı ayrı Sovyet cumhuriyetlerine dönüştürülerek, doğrudan SSCB’ne bağlanmıştır. Bu durum, SSCB’nin dağıldığı, 1991 yılına kadar devam etmiştir4.(Şekil 2).

2.KAFKASYA’NIN JEOPOLİTİK KONUMU

Kafkasya; Karadeniz yolu ile Avrupa içlerine, Hazar Denizi yolu ile Asya içlerine ulaşma imkanı verir. Böylece sadece kuzey-güney istikametinde değil, doğu-batı arasında da bağ oluşturur5.

Kafkasya bir bütün olarak ele alındığında, dünyada çok az bölgede bulunan doğal zenginliklere sahiptir. Hem kendisi münhasıran zengin bir petrol havzasıdır ve 118 hem de Basra Körfezini kontrol eden stratejik bir mevkiye sahiptir6

Kafkasya Jeostratejik anlamda, Orta Asya’ya giriş kapısıdır. Orta Asya bakımından, batı pazarlarına açılan bir geçittir. Orta Asya ile bir bütün olarak ele alındığında ise, bölge önemli miktarda petrol ve doğal gaz rezervlerine sahip bir coğrafyadır. Bu üç özellik Kafkasya’nın önemini arttıran temel özelliklerdir.

4 A.g.e. 5 Suat İLHAN, Kafkasya’nın Gelişen Jeopolitiği, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları, İstanbul, 1999. 6 Sönmez CAN, “Jeopolitik Açıdan Kafkasya”, Avrasya Dosyası, Rusya-Kafkasya Özel, Cilt:3, Sayı:4, Kış 1996, s.209.

4

World Water Diplomacy & Science News- 2017 -10004

Kafkasya, yüzölçümü bakımından en büyük, askeri güç bakımından ikinci büyük güç olarak bilinen, SSCB’nin dağılmasının ardından, jeopolitik bir sarsıntı geçirmiştir7. Bu bağlamda, Kafkasya bölgesinde jeopolitik boşluk alanı oluşmuş ve bölge oluşan jeopolitik boşluğu doldurmak isteyen, küresel ve bölgesel aktörlerin güç mücadelesine sahne olmuştur. Özellikle, Kafkasya, Soğuk Savaş sonrası, adeta şiddet saçan bir bölgeye dönüşmüştür. Kafkasya bölgesi, “SSCB’nin, “böl ve yönet politikası ”doğrultusunda, “Avrasya’nın Balkanları”dır8.

2.1.Bölgenin Rusya ve ABD İçin Önemi

“Kafkasya’nın, Rusya için iki temel özelliği bulunmaktadır. Bunlardan biri, Asya’daki rakipleri Türkiye ve İran ile buluşma noktası olması, ikincisi de Kafkasya’nın Orta Asya’ya açılan kapı durumunda olmasıdır. Kafkasya’nın ayrıca Ortadoğu yolu üzerinde bulunması önemli bir faktördür.”9

SSCB’nin çözülmesinin ardından, Kafkaya’da yeni bağımsız devletlerin ortaya çıkması ve RF’nun bu devletleri, egemenliği altında tutma isteği, ABD’yi harekete geçirmiştir. ABD, Kafkasya bölgesinde; radikal İslamın yayılmasını önlemek, İran’ı kontrol altında tutmak, bölgenin tabii kaynaklarının işletmesinde önemli bir rol almak, bölgedeki cumhuriyetlerde, Batının güvenlik ve ekonomik sistemini kurmak istemektedir.

Bu bölge ile tarihsel bağları olmayan ABD’nin, bölge ile ilgilenmesinin en önemli sebebi, ekonomiktir. Diğer bir sebep ise jeopolitiktir. Rusya Federasyonu’nun, bu bölgede tekrar eskisi gibi etkinlik kurmasını istememektedir. Bu bölgedeki etkinlik daha önce belirtildiği gibi Ortadoğu’yu da etkilemektedir.

ABD 1996 yılı ve sonrasında, bağımsız cumhuriyetler ile yakın ilişkiler içerisine girmiş, özellikle Transkafkasya cumhuriyetlerinin Batı ile bütünleşme isteklerine sıcak bakmıştır. ABD, Kafkasya bölgesinde, Rusya’nın bölgeyi tekrar kontrolü altına almasını önlemek ve İran’dan tecrit etmek amacıyla, ön plana çıkan bir politika izlemektedir. ABD’nin, Kafkaslardaki hamlesinin temel hedefi; Hazar petrolü ve doğalgazının kontrolünü sağlamaktır.

ABD eski başkanlarından Jimmy Carter’ın, Ulusal Güvenlik Danışmanı Zbigniew Brzezinski, “Büyük Satranç Tahtası” isimli kitabında ABD’nin bölgeye yönelik politikasının ; “ABD, jeostrateji politikasının en öncelikli bölgesi olmalıdır. Birincisi, malum, bu bölge muazzam doğal gaz ve petrol rezervleri ihtiva etmektedir ve dünya enerji tüketimi baş döndürücü bir hızla artmaktadır. İkincisi, bu “Avrasya Balkanları” büyük bir istikrarsızlığa ve hatta kargaşaya gebe durumdadır. Bu yüzden, Rusya, İran ve Türkiye gibi bölgesel güçler, bu alanın kontrolü için çatışabilirler. Böyle bir çatışmayı önlemek ve bu devletlerden herhangi

7 Demet Şefika ACAR, “Soğuk Savaş Sonrası Dönemde Kafkaslar ve Güvenlik Sorunları”, Stratejik Araştırmalar Dergisi, Yıl:3, Sayı:5, Temmuz 2005, s.165. 8 Zbigniew BRZEZINSKI, Büyük Satranç Tahtası Amerika’nın Önceliği ve Bunun Jeostratejik Gerekleri, Çev.: Ertuğrul DİKBAŞ ve Ergun KOCABIYIK, 2.Baskı, Sabah Kitapları, İstanbul, 1998, 9 Emir, ARİF (ŞIHALİYEV), Kafkasya Jeopolitiğinde Rusya, İran, Türkiye Rekabetleri ve Ermeni Faktörü, Naturel Yayınları, Ankara, 2004, s.235. 5

World Water Diplomacy & Science News- 2017 -10004 birinin, bölgede liderliği ele geçirmesine mani olmak için, ABD’nin buraya güçlü bir şekilde müdahalesi şarttır.” diyerek açıklamaktadır.

2.2.Bölgenin Hidrojeopolitiği

Bölgenin ekonomik, politik ve güvenlik dinamikleri bölgenin hidropolitiği ile yakından ilişkilidir.Aras Kura nehir sistemi Güney Kafkasya’da en geniş nehir havzası olup bu sınıraşan sular bölge ülkelerinin ekonomik gelişme ve kalkınmasında çok önemli bir rol üstlenmiştir.Ancak havzadaki su miktarında iklim değişikliğinden dolayı, su kalitesinde de kirlilikten dolayı düşüş yaşanmaktadır. Diğer taraftan bölgenin nüfusu en fazla olan ve suyu daha fazla kullanan ülkesi Azerbaycan’dır. Ancak Transkafkasya’da hidrojeopolitik olarak öne çıkan ülke Gürcistan olup bu ülkede kişi başına düşen yıllık yenilenebilir su miktarı çok yüksektir.

Bölgede güven eksikliği ,teknik altyapı yetersizliği , su kaynaklarının nüfusa ve ihtiyaca göre eşitsiz dağılmış olması işbirliğinin önündeki engelleri oluşturmaktadır.

3. BÖLGENİN SU POTANSİYELİ

Güney Kafkasya bölgesindeki üç bağımsız ülke içinde en fazla yağış alan Gürcistan’dır. Yıllık ortalama yağış miktarı Azerbaycan’da 450 mm, Ermenistan’da 592 mm,Gürcistan’da ise 1000 mm dir. Bu ülkelerin toplam yenilenebilir yüzey ve yeraltısuları potansiyelleri ise sırasıyla 40 milyar m3, 9 milyar m3,80 milyar m3’tür.Bu üç ülkenin toplam yıllık yenilenebilir su potansiyeli 129 milyar m3 ile Türkiye’nin teknik ve ekonomik su potansiyelinden fazladır. Bölgedeki ülkelerden Gürcistan (4,3 milyon ) ,Azerbaycan (9,5 milyon) ve Ermenistan’ın (3 milyon ) olmak üzere bu ülkelerin toplam nüfusu ise 16,8 milyon kişdir.

Bölgede Gürcistan su potansiyeli en fazla olan ülke olmasına rağmen en büyük su çekimini Azerbaycan yapmaktadır. Azerbaycan toplam yenilenebilir su potansiyelinin yaklaşık %58’ini çekmektedir. Ermenistan ise yenilenebilir su potansiyelinin %29’unu çekerken Gürcistan sadece %5’ini çekmektedir. Bu nedenle bölgede kişi başına çekilen su miktarı olarak ülkelerin su potansiyelleri ile ters bir orantı sözkonusudur. Azerbaycan’da kişi başına çekilen su miktarı 2150 m3 iken bu miktar Ermenistan’da 784 m3 Gürcistan’da ise 635 m3 olmaktadır. (Vener 2006).

Kura Aras nehri havzasındaki rezervuarların toplam kapasitesinin yaklaşık 13 milyar m3 olduğu belirtilmektedir10. Bu nehirler Ermenistan’ın atıklarının %100’ünü Gürcistan’ın %60’ını ve Azerbaycan’ın %50’sini bıraktığı nehirler olup kirlilik yükleri hızla artmaktadır. Bundan sonraki bölümde Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan’ın su kaynakları ile Türkiye ve İran’ın bölgedeki suları detaylı olarak ele alınacaktır.

10 Technical Assistance to Commonwealth of Independent States 2003.

6

World Water Diplomacy & Science News- 2017 -10004

3.1.Azerbaycan Su Kaynakları

Yıllık ortalama yağış miktarı 447 mm/yıl olan Azerbaycan’ın su kaynakları , ikisi sınıraşan olmak üzere dört havza olarak incelenmektedir. En büyük nehirler olan Kura ve Aras nehirleri Türkiye’den doğmakta devamında Gürcistan sonrasında da Azerbaycan sınırları içerisinde akmaktadır.

Toplam uzunluğu yaklaşık 1500 km olan Kura nehrinin 900 km’si Azerbaycan içerisinde yer alır. Bu nehir Gürcistan’dan yaklaşık 12 milyar m3/yıl debi ile Azerbaycan’a akmaktadır. Yine Türkiye’de doğan Aras Nehri, Ermenistan – Türkiye, Türkiye-Azerbaycan, İran- Azerbaycan, İran-Ermenistan ve tekrar İran-Azerbaycan sınırlarını oluşturarak, Kura nehri ile birleşerek Hazar denizine dökülmektedir. Ermenistan ve İran’daki kolları ile birlikte Aras nehrinin yıllık ortalama debisinin 13,5milyar m3 olarak tahmin edilmektedir11.

Diğer bir havza ise ülkenin kuzeydoğusunda yer alan ve Rusya Federasyonu’nda doğan Samur nehri havzasıdır. Yaklaşık yıllık ortalama debisi 2,36 milyar m3 olan nehir, Hazar Denizi’ne dökülmektedir. Son iki havza ise Hazar Denizi güneydoğusunda ve Kura havzasının güneyinde yer alan Lankaran bölgesinde yer alır. Diğer havza ise Hazar denizinin kuzeydoğusunda Samur ve Kura havzalarının arasında yer alır12.

Azerbaycan’da barajların toplam rezervuar kapasitesi, 22 milyar m3’tür. Yıllık su tüketimi yaklaşık 13 milyar m3 olan Azerbaycan’da bu tüketimin yüzde 76 ‘sı tarımsal, yüzde 5’i evsel ve yüzde 20’si sanayi amaçlı kullanılmaktadır13.

Azerbaycan’da 33.665 km uzunlukta, 85.500 km2 ‘lik bir alanda 8.359 nehir bulunmaktadır. Bu 21.4 milyar m3 lük su potansiyelinin 13.5 milyar m3 ‘ünden faydalanılmaktadır. Azerbaycan’da 250 ye yakın göl ve 57 su rezervuarı vardır. Her yıl Azerbaycan’da 16 milyar m3 tatlı su çekilmekte ve bunun 11-13 milyar m3’ü tüketilmektedir.

Azerbaycan’da nehirlerin akımı ortalama olarak 29,7 milyar m3 tür. Çok kurak geçen yıllarda bu rakam 20,7 milyar m3 e kadar düşmektedir. Nehirlerin toplam su akımının % 70’i ülke dışından gelmektedir. Azerbaycan’ın başlıca nehirleri sınıraşan nehirleri olup Kura nehri Türkiye, Gürcistan, Ermenistan ve İran’dan geçmekte, Samur nehri Rusya’dan Astara nehri ise İran’dan geçmektedir (Zengin 2002). (Şekil 3).

11 FAO, Irrigation in the region in figures; Aquastat Survey-2008, FAO Water Reports 24, Roma, 2008, s. 147.

12 a.g.e., s.150. 13 a.g.e. 7

World Water Diplomacy & Science News- 2017 -10004

Şekil 3. Aras ve Kura Nehri Havzası

3.2.Güney Kafkasya Su Yönetimi Projesi

Sınıraşan sularına ilişkin olarak Azerbaycan, Aras nehri ile ilgili İran’la, Gandar gölü ile ilgili Gürcistan’la, Samur nehri ile ilgili olarak Rusya Federasyonu ile anlaşmalar yapmıştır. Bölgenin en önemli havzalarından biri olan ve Aras nehri ile birleşerek Hazar denizine dökülen Kura nehri ile ilgili herhangi bir anlaşma yoktur. 1997 yılında Gürcistan, Azerbaycan ile sınıraşan ekosistemlerde özel koruma alanlarının yaratılması ve çevre korumak için işbirliğini sağlayan bir anlaşmayı onaylamıştır14.

Almanya, İşbirliği ve Geliştirme Bakanlığı’nın geliştirdiği Kafkasya işbirliğinin bir parçası olarak “Güney Kafkasya’da Eko Bölgesel Doğa Koruma Programı” dahilinde üç ülke projeye dahil edilmiştir. Bu doğrultuda çalışmalar devam etmektedir. 2000-2002 yılları arasında, entegre su kaynakları yönetiminin sağlanması için USAID işbirliği ile Güney Kafkasya Su Yönetimi Projesi hazırlanmıştır. Bu proje içerisinde yerel, ulusal, bölgesel otoritelerin işbirliği yapması hedeflenmiştir. 2000-2006 yılları arasında, AB ve TACIS (Technical Assistance Commonwealth of Indipendent States), sınıraşan kirliliğin azaltılması ve önlenmesi için sınıraşan suların kalitesinin sağlanması, izlenmesi için ortak nehir yönetimi programını geliştirmişlerdir. Bu program Kura havzasını da içinde almaktadır15.

2000-2007 yılları arasında NATO-OECD, Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan’ı kapsayan sınıraşan suların kalite ve miktarının izlenmesi ve kontrolünü kapsayan Güney Kafkasya Nehir İzleme Projesini geliştirmiştir. Kura ve Aras Nehri havzası için UNDP ve GEF’in ortaklığı ile İsveç tarafından desteklenen “Sınıraşan Bozulmalarının Azaltılması” projesi hayata geçirilmiştir. Ermenistan, Gürcistan, Azerbaycan ve İran’ı kapsayan bu proje Aras-

14 a.g.e. s. 151 15 a.g.e. s. 152

8

World Water Diplomacy & Science News- 2017 -10004

Kura havzaları sularının kalite ve miktarını izleyen be bölgesel işbirliğinin sağlanmasını amaçlamıştır16.

3.3.Azerbaycan’ın Su İhtiyacı

Azerbaycan tatlı suya ihtiyacı olan ülkelerden biri olup 17 nüfus artışı ve gelişme bu problemi zamanla daha da artırmaktadır. Yüzolçümünün % 15’inin kurak, % 45’inin yarı kurak iklim sürdüğü bölgelerde buharlaşma 2,6 kat daha fazla gerçekleşerek su sıkıntısını arttırmaktadır. Diğer taraftan %70’i komşu ülkelerden gelen suların yıldan yıla azalması ve kalitesinin düşmesi nedeniyle Azerbaycan’da su kaynaklarının korunması ve verimli kullanılmasını önemli bir problem olarak ortaya çıkmaktadır.

3.4.Aras Kura Havzası Aras Kura Havzası Kafkasya dağlarının güneyinde yer almaktadır. Havza ,Türkiye’nin kuzey doğusunu, orta ve doğu Gürcistan’ı ve kuzeybatı İran’ı içine almakta ve neredeyse tüm Azerbaycan ve Ermenistan’ı kapsamaktadır.(Şekil )

Şekil 4. Aras-Kura Nehri Havzası (Vener 2006).

Kura nehri Kuzey doğu Türkiye’den kaynaklanır ,Gürcistan’a girer, Azerbaycan’dan geçerek doğrudan Hazar Denizine boşalır.1515 km uzunluğunda olan nehrin Hazar Denizine boşaldığı yerde yıllık ortalama akımı 575 milyon m3 tür(CEO 2002).(Şekil 4 ).

16 a.g.e. s. 152 17 E. E. Şahmarov, “ Azerbaycan’ın Su Ehtiyatları ve Sosial-Ekoloji Problemler,” Kür Hövzesinin Su Anbarları, 2. Kitap, Rüzgar Ekoloji Cemiyeti Yayını, Bakü-2003, s. 6 9

World Water Diplomacy & Science News- 2017 -10004

Kura nehri Azerbaycan’ın temel su yoludur. Ülke arazisinin % 75’i Kura nehri havzasında bulunmakta ve bu nehrin sularından yararlanmaktadır. Bununla birlikte, Kura nehrinin suyunun % 74’ünden çoğu kıyıdaş ülkelerin havzalarında toplandığından, bu ülkelerde de kullanılmakta ve kirletilmektedir. Kura nehrinin ekosistemi esas olarak Gürcistan ve Ermenistan’ın su yönetimine bağlıdır. Gürcistan’ın her yıl 3 milyar m3 den çok atık suyu Kura nehrine bıraktığı ileri sürülmektedir.

Aras nehri de Türkiye’den kaynaklandıktan sonra yaklaşık 300 km boyunca Türkiye Ermenistan sınırını çizer ve Azerbaycan ile Türkiye, Ermenistan ile İran ve Azerbaycan ile İran arasında da kısa bir sınır yaptıktan sonra Azerbaycan içinde Kura nehrine karışır. Yaklaşık 1072 km uzunluğunda olan nehrin yıllık ortalam debisi 210 milyon m3’tür(Technical Assistance to Commonwealth of Independent States 2003).

Tablo 1 de Aras Kura havzasında yer alan ülkeler ,Tablo 2 ‘de bölgedeki arazi kullanımı ve Tablo 3’te de Güney Kafkasya’da eşitsiz dağılan su kaynakları görülmektedir. Azerbaycan yeraltısularının kalitesiz olması nedeniyle içme ve kullanma suyunun yaklaşık %70’ini Aras Kura nehri havzasından sağlamaktadır. Ermenistan, yüzey suları konusunda su sıkıntısı olsa da çok büyük bir yeraltısuyu potansiyeli bulunmakta ve içme - kullanma suyunu buradan karşılamaktadır. (Technical Assistance to Commonwealth of Independent States 2003).

Tablo 1. Bölge ülkelerinin Aras Kura Havzasında yer alan yüzölçümleri (Vener 2006)

Ülke Nüfus KuraNehri Kura Nehri Aras Nehri Aras Nehri Milyon kişi Havzası Havzası Havzası Havzası (2016 ) Toplam ülke Alan km2 Toplam ülke Alan km2 alanının %’si alanının %si Ermenistan 3,2 15,8 29,741 22 22,090 Azerbaycan 9,8 30,7 57,800 18 18,000 Gürcistan 4,4 18,43 34,700 - - Türkiye-İran -- 35 66,000 60 61.000 Toplam 17,4 100 188,241 100 101,090

Tablo2. Aras Kura Nehir Havzasındaki ülkelerin arazi kullanımı (Vener 2006)

Ülke Yüzölçümü Sorunlu Alan Tarımsal arazi Mera-Otlak Diğer (km2) (km2) (km2) (km2) (km2) Ermenistan 29 800 1500 5600- 5215 8300 10091 Azerbaycan 86 600 2000 15290- 16714 20936 12000 Gürcistan 67 700 600 7700- 7813 - -

10

World Water Diplomacy & Science News- 2017 -10004

Tablo3.Kura-Aras nehir sisteminin yıllık su bütçesi ( Vener 2006)

Ermenistan Azerbaycan Gürcistan Düşen yağış miktarı (km3) 18 31 26

Giren nehir akımı (km3) 1 15 1 Ülkeden çıkan nehir akımı (km3) 8 18 12 Giren yeraltısuyu akımı (km3) 1 3 1 Çıkan yeraltısuyu akımı (km3) 1 2 3

Bölgede su kaynakları,tarım sanayi,içme kullanma,rekreasyon amaçlarının yanısıra nehir ulaşımı için de kullanılmaktadır. Tablo 2 de bölge ülkeleri arasında Azerbaycan’ın en fazla tarımsal araziye sahip olduğu görülmektedir. Azerbaycan yenilenebilir su kaynaklarının yaklaşık %58’ini çekerken Ermenistan %28,Gürcistan ise sadece %5’ini çekmektedir. Ancak çekilen toplam suyun kişi başına düşen miktarına bakıldığında su kaynakları çok olan Gürcistan’da bu değerin 653 m3/kişi /yıl, Ermenistan’da 784 m3/kişi yıl ve Azerbaycan’da 2151 m3/kişi yıl olduğu görülmektedir. (Vener 2006).

Diğer taraftan havza ülkeleri içinde sadece Azerbaycan’ın nüfusunun arttığı görülmektedir. Bu da diğer ülkelerden daha çok artan su ihtiyacı anlamına gelmektedir.

Tablo 3 incelendiğinde en fazla yağışın Azerbaycan’a düştüğü , bu ülkeyi Gürcistan ve Ermenistan’ın izlediği görülmektedir.

Havzada ana nehirler üzerinde sadece 2 rezervuar bulunmasına rağmen yan kollar üzerinde 130 rezervuar yer almaktadır. Bu su biriktirme yapılarının toplam kapasitesi yaklaşık 13,1 milyar m3 olarak bilinmektedir.(Technical Assistance to Commonwealth of Independent States 2003). Ermenistan’ın atıklarının tümüne yakını , Gürcistan’da %60’ı Azerbaycan’da da %50’sinin Aras Kura nehirlerine bırakılmakta olduğu bunun da havzada kirlenmeyi hızla arttırdığı görülmektedir.

3.5.Havza’da Su Kirliliği

Kura nehri suları Azerbaycan ve komşu devletlerden bırakılan atıklarla kirlenmiştir. Örneğin Aras nehrine akan Okçuçay’da çok yoğun bir ağır metal kirliliğine rastlanmıştır. Aras nehri de, Kura nehrine boşalmaktadır. Ermenistan’ın Qacaran ve Qafan maden yataklarından bırakılan sanayi atıkları bu nehirlerin ağır metallerle ciddi şekilde kirlenmesine yol açmaktadır. Sonuç olarak Azerbaycan’ın nehir sularında hidrokarbonların yoğunluğu kabul edilen değerlerden 36 kat, fenolların miktarı ise kabul edilen değerlerden 10 kat daha fazla bir seviyeye çıkmıştır.

11

World Water Diplomacy & Science News- 2017 -10004

Ermenistan arazisinden gelip ülke içinde Aras ile birleşerek Hazar’a dökülen Kura nehri Ermenistan ve Gürcistan’da оldukça fazla kirlilikle yüklenmekte оlup bu durum Azerbaycan tarımı için büyük tehlike arz etmek tedir18. Gürcistan ve Ermenistan, sınıraşan su kaynaklarının ve Uluslararası Göllerin Korunması ve Kullanımı ile ilgili Helsinki Konvansiyonunu imzalamadıkları için kendi ülkelerinden geçmekte olan sınıraşan su kaynaklarının ekolojik olarak korunmasına kayıtsız kalmaktadırlar. Kura ve Aras nehirleri yakınlarında bulunan Tugay ormanlarının % 90’ı nehir suyunun kirlenmesi neticesinde kurumuştur (Ayvaz 1993) .

3.6.Ermenistan’ın Su Kaynakları

7,8 milyar m3/yıllık su bütçesi olan ülkede, kullanılan suyun yüzde 66’sı tarımsal, yüzde 30’u evsel, yüzde 4’ü (çoğu nükleer santral soğutma suyu) sanayi amaçlıdır. İçme –kullanma su talebinin yüzde 95’i yeraltı sularından karşılanmaktadır.

Ermenistan’ın suları, Aras ve Kura sularının kollarından oluşmaktadır. Ermenistan’ın toplam yüzölçümünün yüzde 76’sı Aras havzası içerisinde yer alırken, yüzde 24’ü Kura havzası içindedir. Gürcistan’a akan Defet Nehri ve Azerbaycan’a akan Agstay nehirlerinin her ikisi de Kura havzasında yer almaktadır. Debileri sırayla 0,89 milyar m3/yıl ve 0,35 milyar m3/yıldır. Azerbaycan’a Aras Nehri ve Arpaçay, Vorotan ve Vokchi kolları ile toplam 5,62 milyar m3/yıl su akmaktadır. Türkiye ve Ermenistan sınırını oluşturan Aras nehri, sonra İran ve Azerbaycan’a akmakta, Hazar denizine 150 km kala Kura nehri ile birleşmektedir19.

Ermenistan’da Aras-Kura Nehri havzası, beş havza yönetim alanına bölünmüştür. Bu bölgeler Akhuryan, Kuzey, Seven-Hrazdan, Ararat ve Güney havzalarıdır. Ermenistan içerisinde yaklaşık 230 km uzunluğunda 9500 civarında dere yer almaktadır.

Mevsimsel olarak kuruyan 100 civarında göle sahip olan Ermenistan’daki en önemli iki göl Sevan ve Arpi Gölleridir. Hrazdan ve Akhuryan nehirleri bu göllerden doğmaktadır. Ülkenin en büyük gölü olan Sevan gölü, hidrolojik, ekonomik ve ekolojik açıdan önemlidir. Elektrik üretimi ve sulama için kullanılan bu gölün sularını korumak için başka bir havzadan transfer etmek amacıyla 1960’larda bir proje hayata geçirilmiştir. Böylelikle, 48 km uzunluğunda bir tünel ile Arpaçay’dan Sevan gölüne yıllık 250 milyon m3 su taşınabilmektedir. 2004 yılında benzer bir proje ile 22 km’lik tünel sayesinde Vorotan Nehri'nden Arpaçay’a yılda 165 milyon m3 su taşınmıştır. Diğer önemli bir göl olan Apri ise, sulama amacıyla yapılan baraj ile rezervuar olarak kullanılmaktadır. Birçok baraj SSCB döneminde yapılmıştır. Ermenistan’da kapasitesi yaklaşık 1,5 milyar m3 olan irili ufaklı 90 rezervuar işletilmektedir.

3.7. Sınıraşan Su Anlaşmaları ve Projeler

Birçok nehri sınıraşan olan Ermenistan’da suların kullanımı ikili anlaşmalar ile sağlanmaktadır. Aras ve Arpaçay sularının kullanımına ilişkin Türkiye ile anlaşma yapmış

18 Zafer Ayvaz, “Azerbaycan’da Çevre Sorunları”, Türk Devletleri Arasında 2. İlmi İşbirliği Konferansı, Almatı, Kazakistan,1993. s. 347 19 FAO, Irrigation in the Middle East region in figures; Aquastat Survey-2008, FAO Water Reports 24, Roma, 2008, s. 127

12

World Water Diplomacy & Science News- 2017 -10004 olan Ermenistan, suları eşit olarak kullanmaktadır. Ayrıca, Arpaçay üzerinde bulunan baraj ve suların kullanımı iki ülkenin ortaklığı ile sağlanmaktadır. Aras nehri ile ilgili olarak İran’la anlaşma yapmış olan Ermenistan, suları eşit olarak kullanmaktadır. Bu anlaşmalar, SSCB zamanında imzalanmıştır ve ardıl devlet Ermenistan ile devam etmektedir. Debet nehri ile ilgili olarak Gürcistan ve Ermenistan arasında yine anlaşmalar mevcuttur. Ayrıca, Azerbaycan ile Arpa, Vorotan, Aghstay ve Tavush nehirlerine ilişkin anlaşmalar da imzalamıştır20.

Ermenistan, 1998 yılında Gürcistan ile sınıraşan ekosistemleri korumak için işbirliği yapmayı taahhüt ettikleri anlaşmayı onaylamıştır. Doğayı Koruma Bakanlığı bir kısmı suyla ilgili olan uluslararası çevre projelerini geliştirmek ve uygulamaktan sorumludur.

Alman İşbirliği ve Geliştirme Bakanlığı’nın geliştirdiği Kafkasya işbirliğinin bir parçası olarak “Güney Kafkasya’da Eko Bölgesel Doğa Koruma Programı” dahilinde üç ülke projeye dahil edilmiştir. Bu doğrultuda çalışmalar devam etmektedir. 2000-2002 yılları arasında, entegre su kaynakları yönetiminin sağlanması için USAID işbirliği ile Güney Kafkasya Su Yönetimi Projesi hazırlanmıştır. Bu proje dahilinde yerel, ulusal, bölgesel otoritelerin işbirliği yapması hedeflenmiştir. 2000-2006 yılları arasında, AB ve TACIS (Technical Assistance Commonwealth of Indipendent States), sınıraşan kirliliğin azaltılması ve önlenmesi için sınıraşan suların kalitesinin sağlanması, izlenmesi için ortak nehir yönetimi programını geliştirmişlerdir. Bu program Kura havzasını da içinde almaktadır. Ayrıca, USAID Ermenistan’da su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımını projesini desteklemektedir21.

2000-2007 yılları arasında NATO-OECD, Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan’ı kapsayan sınıraşan suların kalite ve miktarının izlenmesi ve kontrolünü kapsayan Güney Kafkasya Nehir İzleme Projesini geliştirmiştir. Kura ve Aras Nehri havzası için UNDP ve GEF2in ortaklığı ile İsveç tarafından desteklenen “Sınıraşan Bozulmalarının Azaltılması” projesi hayata geçirilmiştir. Ermenistan, Gürcistan, Azerbaycan ve İran’ı kapsayan bu proje Aras- Kura havzaları sularının kalite ve miktarını izleyen be bölgesel işbirliğinin sağlanmasını amaçlamıştır22.

3.8. Gürcistan’ın Su Kaynakları

Uzunluğu 20 km den az yaklaşık 25 000 nehir dere çay’a sahip olan Gürcistan, hidrolojik olarak Karadeniz ve Hazar denizi havzası olarak iki ana nehir havza grubuna bölünmüştür. Karadeniz havzasında Inguri, Rioni ve Türkiye’den doğup gelen ve yılda ortalama 6 milyar m3 su taşıyan Çoruh nehirleri yer almaktadır. Hazar Denizi havzasında ise ülkenin kuzeyinde doğup, Rusya Fedarasyonu’na akıp sonra Hazar denizi’ne dökülen Terek ve Andiyskoye nehirleri, Gürsistan’da doğup Azarbaycan’da Adzhinour gölüne dökülen Alazani, Iori ve Kua nehirleri ve Türkiye’de doğan ve Kura Nehri’nin kolları olan Mikvari ve Potskhovi nehirleri yer almaktadır. Ayrıca, Ermenistan’da doğan ve Gürcistan’a akan Debet nehri de bu havzada yer almaktadır. 43 adet barajın bulunduğu Gürcistan’da tahmini rezervuar kapasitesi 3,4

20 FAO, Irrigation in the Middle East region in figures; Aquastat Survey-2008, FAO Water Reports 24, Roma, 2008, s. 127 21 FAO, Irrigation in the Middle East region in figures; Aquastat Survey-2008, FAO Water Reports 24, Roma, 2008, s. 127 22 FAO, Irrigation in the Middle East region in figures; Aquastat Survey-2008, FAO Water Reports 24, Roma, 2008, s. 127

13

World Water Diplomacy & Science News- 2017 -10004 milyar m3’tür. Suyun öncelikle sulama ve elektrik üretimi amacıyla kullanıldığı ülkede en büyük baraj 1 milyar m3rezervuar kapasitesi ile Inguri barajıdır. Ülkede üretilen elektriğin yüzde 76’sı hidroelektrik enerjidir.Gürcistan’da 1 milyar m3 toplam rezervuar kapasitesine sahip sulama amaçlı 31 baraj bulunmaktadır. En büyük üç sulama rezervuarı Iori nehri üzerinde 325 milyon m3 kapasite ile Sioni rezervuarı, Kura nehri üzerinde 308 milyon m3 kapasite ile Tiflis rezervuarı ve Iori nehri üzerinde 180 milyon m3 kapasite ile Dalimta rezervuarıdır23.

Gürcistan’da 2005 yılı itibariyle toplam çekilen su miktarı 1,621 milyon m3’tür. Bunun 1,055 milyon m3 ‘ü tarımsal, 358 milyon m3’ü evsel ve 208 milyon m3 ‘ü sanayi amaçlı kullanılmıştır24.

3.9 Sınıraşan Su Anlaşmaları ve Projeler

Gürcistan’ın sınıraşan sularında ise Çoruh nehri için 1925 yılında Türkiye ile ortalama yüzey suyu akşının yarı yarıya tahsisini içeren bir anlaşma imzalamıştır. Bu anlaşma sadece nehir akışı ile ilgili olup nehir ile taşınan ve yıllık tahmini miktarı 5 milyon m3 olan sediment akımını içermemektedir. Türkiye’nin Çoruh nehri üzerine yaptığı barajların taşınacak sediment miktarına ve dolayısıyla nehrin denize çıkış ağzı bölgesindeki kıyı çizgisine olan etkisi iki ülke arasında yapılan protokollerle araştırılmıştır.

1997 yılında Gürcistan, Azerbaycan ile çevre korumaya ilişkin bir anlaşma imzalamış ve onaylamıştır. 1998 yılında Ermenistan ile yaptığı benzer bir anlaşmayı da onaylamıştır. Bu iki anlaşmaya göre hükümetler sınıraşan ekosistemleri korumak için işbirliği yapacaktır. Almanya İşbirliği ve Geliştirme Bakanlığı'nın geliştirdiği Kafkasya işbirliğinin bir parçası olarak “Güney Kafkasya’da Eko Bölgesel Doğa Koruma Programı” dahilinde üç ülke projeye dahil edilmiştir. Bu doğrultuda çalışmalar devam etmektedir. 2000-2002 yılları arasında, entegre su kaynakları yönetiminin sağlanması için USAID işbirliği ile Güney Kafkasya Su Yönetimi Projesi hazırlanmıştır. Bu proje dahilinde yerel, ulusal, bölgesel otoritelerin işbirliği yapması hedeflenmiştir. 2000-2006 yılları arasında, AB ve TACIS25 sınıraşan kirliliğin azaltılması ve önlenmesi için Sınıraşan suların kalitesinin sağlanması, izlenmesi için ortak nehir yönetimi programını geliştirmişlerdir. Bu program Kura havzasını da içinde almaktadır26.

2004-2008 yıllarını kapsayan USAID tarafından yürütülen Kafkasya-Gürcistan Stratejik Planı, Güney Kafkasya Bölgesel Su Yönetimi Programını desteklemek ve bölgesel çatışmanın engellenmesi, güven inşa etmek için tasarlanmıştır. 2002-2007 yıllarını kapsayan NATO- OECD Güney Kafkasya Nehir İzleme Projesini geliştirmiştir. Bu proje, sınıraşan suların kalite ve miktar açısından izlenmesi, işbirliği, veri paylaşımı ve havza yönetim sistemlerinin oluşturulmasını kapsamaktadır. Projenin katılımcı ülkeleri Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan’dır27.

Kura ve Aras Nehri havzası için UNDP ve GEF2’in ortaklığı ile İsveç tarafından desteklenen “Sınıraşan Bozulmalarının Azaltılması” projesi hayata geçirilmiştir. Ermenistan, Gürcistan,

23 FAO, Irrigation in the Middle East region in figures; Aquastat Survey-2008, FAO Water Reports 24, Roma, 2008, s. 176. 24 a.g.e. 25 (Technical Assistance Commonwealth of Indipendent States), 26 A.g.e. 27 A.g.e.

14

World Water Diplomacy & Science News- 2017 -10004

Azerbaycan ve İran’ı kapsayan bu proje Aras-Kura Havzaları sularının kalite ve miktarını izleyen bir bölgesel işbirliğinin sağlanmasını amaçlamıştır28.

4.BÖLGEDEKİ SU YAPILARI VE PROJELER

4.1. Ülkelerarası hidropolitik ilişkilerde etkili olan barajlar ve nehirler

Megri Barajı –Ermenistan

Ermenistan’da 2013 yılının sonunda yaşadığı kısa süreli enerji sıkıntısından sonra İran ve Rusya’ya olan bağımlılığını azaltmak için hidroelektrik e nerji santrallerini geliştirme planı yapılmıştır. Halen 12 adet Hidroelektrik enerji tesisine sahip olan Ermenistan bu plan kapsamında Aras Nehri üzerindeki Megri HES’i inşa etmek için harekete geçmiştir.2016 yılında tamamlanması planlanan bu projenin finansmanının 350 milyon doları İran tarafından karşılanmaktadır.

Ancak Azerbaycan Ermenistan ile sınır oluşturan Aras nehri üzerinde bu barajın yapımına çok sert bir dille karşı çıkmasına rağmen Dağlık Karabağı işgali nedeniyle Azerbaycan’la siyasi ilişkileri sorunlu olan Ermenistan bu protestoyu çok dikkate almamıştır.

Arpaçay Rezervuarı ve Aras nehrinin batı yakası Ermenistan için hayati öneme sahip bir bölgedir. Ancak bu bölgedeki çok zor topoğrafya bu su kaynaklarının ekonomik bir şekilde geliştirilmesine olanak tanımamaktadır.Ülkenin batısındaki küçük HES’lerin bakımı için çok zor mali kaynak bulan Ermenistan,Gürcistan ‘dan gelen Debed nehri üzerinde yeni bir baraj yapmak için girişimde bulunamamaktdır.

Debed Nehri Kura nehri havzası içinde yer alan ve Gürcistanile Ermenistan arasında sınıraşan bir nehir olup toplam 8340 km2 lik bir havzaya sahiptir. Bu nehir havzasında toplam 708 000 kişi yaşamaktadır. Bu sınıraşan nehir havzasının yaklaşık yarısı Ermenistan sınırları içinde yer almakta olup bu bölgede yaşayan nüfus ise 260 000 civarındadır. Bu nehir ile ilgili AB’nin “EU Tacis Project: Trans-Boundary River Management Phase II for the Kura River basin – Armenia, , Draft River Basın Management Plan For Debed River Basin” projesi bulunmaktadır.Bu nehirin su potansiyelinin kullanımı konusunda Gürcistan ile Ermenistan arasındaki problemler de Ermenistan’ın bu nehir üzerindeki baraj yapma planlarını yavaşlatmaktadır.

1970 yılından bu yana çalışan ve Ermenistan’ın Enerjisinin % 40’ını karşılama kapasitesi olan ancak 1988 yılındaki depremde hasar gören Metsamor Nükleer Santrali’nin kapatılması için AB ‘nin baskısı sürmektedir. AB bu santralin 2016 yılına kadar kapatılmasını talep etmiştir. Bu durumda Ermenistan’ın enerji ihtiyacı için daha fazla Hidroenerji santralleri yapması gerekecektir.Bu da bu ülkenin sınıraşan su kaynaklarını daha çok geliştirmesi anlamına gelir ki bu durum da kıyıdaş ülkelerle olan gerginliği artmasına neden olacaktır.

Mingeçevir Barajı –Azerbaycan

28 A.g.e. 15

World Water Diplomacy & Science News- 2017 -10004

Halen Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki gerilim ve sıcak çatışma durumu su yapılarını da tehdit eder duruma gelmiştir. 2014 yılının Ağustos ayında iki ülke arasındaki sınırda meydana gelen çatışmalar sonrasında Ermenistan sınıra yığınak yaparak barajları hedef alabileceğini ima etmişti. 2015 yılının başında Ermenistan’ın Mingeçevir Su Elektrik Santrali’ne saldırı ihtimalinin konuşulması bölgede gerilimi arttırmıştır. Azerbaycan Savunma Bakanlığı Ermenistan tarafından yapılacak herhangi bir saldırı ve sabotajın anında gerekli şekilde karşılık bulacağı belirtilmiş ve Mingeçevir Barajı ve HES’e yapılacak sabotaj girişimlerinin Ermeni halkı için feci sonuçlar doğuracağı vurgulanmıştı.. Açıklamada, “Azerbaycan ordusu, Ermenistan’a hedeflenmiş füzelerle Erivan’ı bile yerle bir etmeye hazırdır” ifadeleri yer almıştı.

Mingeçevir Barajı

4.2. Bölgede İklim Değişimi Etkisi

İklim değişimi sonucu yağışlarda beklenen azalmanın Azerbaycan’ın yarı kurak bölgelerinde çölleşmeyi arttıracağı öngörülmektedir.İklim değişimi etkileri senaryoları 2050 yılına kadar su kaynaklarında %15-20 azalma ,çölleşen alanlarda ise %25-30 artış olacağını ortaya koymaktadır. Sıcaklıklarda beklenen artış ile Kafkas Dağlarındaki buzul erimelerinin taşkınları arttırması da beklenmektedir.Hem kuraklık hem da artması beklenen taşkınlar Aras ve Kura nehirleri havzasında su biriktirme ve taşkın öteleme barajlarının yapılmasını ve bunların ortak işletilmesini zorunlu kılmaktadır (Valieva 2013) .Bu konuda Azerbaycan’ın uluslararası destek arama çabaları sürmekte olup UNECE tarafından desteklenen, Azerbaycan ve Gürcistan’ın yer alacağı bir proje hazırlanmış olup imzalanmak üzeredir.Bu proje iki ülkenin sınıraşan Kura Nehrinde sürdürülebilir su yönetimi konusunda çalışmalar yapmasını amaçlamaktadır.Ancak bu proje bir başlangıç adımı olup sürdürülebilir su yönetimine ulaşabilmek için daha çok işbirliğinin yapılması gerekecektir

4.3. Bölgenin Hidropolitiği

SSCB döneminde bölgedeki herbir ülkenin su yönetimi Moskova tarafından yapılan planlamaya bağlı idi. SSCB’nin dağılmasıyla Orta Asya ülkelerinde olduğu gibi bu bölgede de bir su yönetimi boşluğu ve sınıraşan nehirler ortaya çıkmıştır. 1992 yılından önce su kaynaklarını Moskova’nın merkezi planlaması ile yöneten bu ülkelerin bağımsız su yönetimi konusunda hiçbir yasal ve kurumsal altyapısı ,norm ve standartları

16

World Water Diplomacy & Science News- 2017 -10004 bulunmamaktaydı. Daha önce sadece SSCB içinde kirlenen nehirler olan bölge nehirleri SSCB’nin dağılmasından sonra hem sınıraşan hem de başka ülkeler tarafında kirletilen nehirler olarak ortaya çıkmıştır.

Örneğin ;Kura-Aras nehir sistemi SSCB’nin dağılması ile dünya literatürüne katılan yeni bir sınıraşan nehir sistemidir.Bu nehirleri kullanan üç ülke de su kirliliği ve su miktarı konusunda çeşitli problemler yaşamaktadır.Genel olarak Gürcistan suyu fazla çekme sorunu ,Ermenistan yetersiz su yönetimi sorunu ,Azerbaycan ise yetersiz su miktarı sorunu yaşamaktadır29.Kura- Aras nehir sisteminin suları Gürcistan’da daha çok tarımsal amaçlı, Ermenistan’da tarım ve endüstri ( çoğu nükleer santral soğutma suyu) amaçlı ,Azerbaycan’da ise içme ve kullanma suyu amaçlı olarak kullanılmaktadır.Ülkelerin atıklarının yaklaşık %80’i Kura-Aras nehir sistemine boşaltılmaktadır30. Tablo3 de görüldüğü gibi Güney Kafkasya da su kaynakları ülkelere göre eşit olarak dağılmamıştır. En fazla yağış Azerbaycana düşmesine rağmen ülkeden çıkan nehir akımı en yüksek olmaktadır.Gürcistan ihtiyacı olandan daha fazla su potansiyeline sahip iken Azerbaycan miktar ve kalite olarak su sıkıntısı yaşamaktadır.Yeraltısuyu kirlenmiştir. İçme ve kullanma suyunun %70’ini sınıraşan bir nehir sistemi olan Kura ve Aras ‘dan sağlamaktadır31.Ermenistan da yüzey suyu sıkıntısı çekmektedir.Ancak bu ülkenin büyük yeraltısuyu kaynakları içme ve kullanma suyu için kullanılabilmektedir.

Yukarıda belirtildiği gibi su sıkıntısı yaşayan bölge ülkelerinde su yönetiminin yasal ve kurumsal altyapısını oluşturma çalışmaları 1992 yılından hemen sonra başlamış, Ermenistan AB Su Çerçeve Direktifi’ni esas alarak bu alanda yaptığı çalışmaları 2002 yılında revize etmiş,Gürcistan ve Azerbaycan ise 1997 yılında yeni su yönetimi esaslarını kabul etmiştir.Bunun yanısıra bölgede kıyıdaş ülkeler arasında su kalitesi gözlem ağı kurulması çalışmaları da 2002 yılında başlamıştır.

Bölge ülkeleri suyun birlikte yönetimi konusunda bazı olumlu yaklaşımlar göstermelerine rağmen 1992 yılından bu yana politik ekonomik ve sosyal sorunlarla uğraşmaları nedeniyle çok fazla ilerleme kaydedememiştir. Bu nedenle üç ülke arasında çok taraflı su yönetimi anlaşması mevcut değildir.

AB projelerinin de katkısıyla suyun planlı, verimli ve sürdürülebilir yönetimi konusunda bölge ülkelerinde atılan adımların sınıraşan suların yönetimi konusunda da faydalı bir altyapı sağlaması beklenebilir. Ancak bölgede bu konudaki anlaşmayı zor kılan ve çözümü de zor olan bazı sorunlar mevcuttur. Bu sorunların başında Ermenistan’ın Azerbaycan’a ait Dağlık Karabağ’ı işgali gelmektedir.

Bölgedeki bir diğer sorun alanı ise Gürcistan’ın Javakethi bölgesidir.Bu bölge Gürcistan Türkiye sınırında yer almakta olup nüfusu 100 000 civarındadır.Bu nüfusun yaklaşık %90’ı Ermeni dir.Bu nedenle Javakheti genellikle ayrılma eğilimindeki bir bölge olarak değerlendirilir. Bu bölge Gürcistan’dan daha çok Ermenistan ile bütünleşmiş olup yerel otonomi talepleri vardır.

29 Technical Assistance to Commonwealth of Independent States 2003 30 United Nations Economic Committee for Europe 2003 31 Technical Assistance to Commonwealth of Independent States 2003

17

World Water Diplomacy & Science News- 2017 -10004

Azerbaycan bölgede suyun daha planlı verimli kullanılması için daha çok çaba gösteren,uluslararası toplumu uyaran ve işbirliği arayışı içinde olan ülke görümündedir. (Valieva 2013). Ancak bölgede Ermenistan tarafından sorunlu alanlarda mevcut su yapıları kullanılarak Azerbaycan’a su kısıntısı yapılması bölgede hidropolitika zeminini ortadan kaldırmaktadır.

4.4. Bölgede Su Kirlenmesi

Havzada yaşanan kirlilik sorunu su kaynaklarının yönetimi üzerindeki en önemli baskılardan birisi olarak ortaya çıkmaktadır. Bu durum bölge ülkeleri arasında sınıraşan su sorunlarında da öncelikli bir konu olarak gündeme gelmektedir.

Bölge ülkelerinde nüfusun çok büyük bir bölümü tarım sektöründe istihdam edilmektedir. Bu durum gübre ve ilaçların yoğun bir şekilde kullanılmasına neden olmakta bu da ciddi kirlilik problemi yaratarak ekosistemin dengesini bozmaktadır.Bölgede evsel atık suların yanısıra nitrat ve fosfata bağlı tarımsal gübre kirliliği de yoğun olarak görülmektedir..

Tarım yapılan alanlarda drenaj sistemi eksikliği bu kimyasalların yüzeye çıkmasını sağlamakta ve insan ve diğer canlılar için yaşamsal tehdit oluşturmaktadır.

Bölgede birçok yerdeki belediyelerin ve endüstri tesislerinin atıkları doğrudan nehirlere bırakılmaktadır. Su arıtma tesislerinin büyük bölümü çok eski teknolojiye sahip olduğundan verimli bir şekilde çalışmamaktadır(Valieva 2013).

1997 BM Su Yolları Sözleşmesinin Bölgeye Etkisi

2014 yılında 35 ülkenin meclislerinde onaylanarak uluslararası geçerlilik kazanan BM’nin 1997 uluslararası Su Yolları Sözleşmesinin BM’deki oylamasında Ermenistan ve Gürcistan evet oyu kullanmış,Azerbaycan ise çekimser kalmıştır.Ancak daha sonra bu üç ülkeden hiçbiri sözleşmeyi meclislerinden geçirerek onaylamamamıştır.

Bölgedeki uluslararası ilişkilerdeki gerginlik, BM’nin 1997 sözleşmesinin bölge ülkelerinin sınıraşan su yönetimi konusunda işbirliğine zemin oluşturma olasılığı güç görünmektedir.

5. SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Kafkasya; tarih boyunca, ticaret ve göç yollarını oluşturmanın yanında, kıtaların ve kültürlerin kesiştiği, önemli bir kavşak noktası olmuştur. Doğu ve Batı arasında, bir köprü oluşturan ve Avrasya coğrafyasının en hassas bölgesi olan Kafkaslar, siyasi ve ekonomik açılardan tüm dünyanın ilgisini cezbetmektedir. Kafkasya, etnik, dini farklılıklar ve siyasal sınır anlaşmazlıklarından kaynaklanan çatışmalar, yerlerinden edilmiş mülteciler (Dağlık Karabağ Azerileri, Ahıska Türkleri gibi), uluslararası

18

World Water Diplomacy & Science News- 2017 -10004 terör (özellikle Çeçenistan ve Dağıstan, Kuzey Osetya’da yaşanan terör olayları), güç merkezlerinin bölgede nüfuz sağlama maksadıyla statükoyu değiştirme çabaları, çok zengin enerji kaynakları ve hatları, ekonomik ve siyasi dengesizliklerden kaynaklanan nedenlerle Güvenlik Sorunları yaşayan bir coğrafyadır. Geçmişte olduğu gibi, bugün ve yarın da jeopolitik ve jeostratejik önemini kaybetmeyecek olan Kafkasya; üzerinde oynanan güç mücadeleleri yüzünden, kendi iç dinamiklerinin gereği olarak, her zaman için belirsizliğe ve istikrarsızlığa gebedir. Aslında stratejik olarak, Orta Asya’ya doğrudan açılan kapı Gürcistan olup bu ülke Doğu ile Batı arasında geçişi sağlayan bir köprü konumundadır.Aynı zamanda, enerji hatlarının Orta Asya ve Hazar Havzası’ndan, Türkiye’ye ulaştırıldığı bölge olan Gürcistan’ın toprak bütünlüğü Türkiye için önemlidir.. Gürcistan’ın Karadeniz’e ve Azerbaycan’ın Hazar Denizi’ne kıyısı olması, bu iki ülkenin jeopolitik, stratejik ve jeoekonomik önemini artırmaktadır. Kafkasya'nın önümüzdeki dönemde de, büyük güçlerin, artarak devam edecek çıkar çatışmalarına sahne olacak bir konumda bulunması ve bölge ülkelerinin içinde bulundukları güçlükler bu bölgedeki su sorunları üzerinden yapılabilecek küresel hesapları arttırmaktadır.

SSCB’nin dağılmasından sonra Güney Kafkasya’nın en büyük nehri olan Kura-Aras nehri birden Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan arasında sınıraşan nehir özelliği taşımaya başlamıştır.Halen bu nehirle ilgili üç ülke arasında çoktaraflı bir su kullanımı anlaşması mevcut olmayıp ülkelerin bağımsızlığından sonra uluslar arası projelerden alınan destekle küçük ölçekli bir su kalitesi gözlem ağı kurulmuştur.Bu havzada su yönetimi ile ilgili herhangibir uluslararası havza yönetim kuruluşu da oluşturulmamıştır. Makalenin başında açıklanan nedenlerle bölge ülkelerinin güvenliği ve stabilitesi Batı için oldukça önemlidir. Bu nedenle gerek AB gerekse NATO bölgede teknik işbirliğini teşvik ve olası sorunların çıkmasını önlemek amacıyla bölgede su yönetimine destek vermektedir. Bu kapsamda üç ülkedeki sınıraşan nehirlerde su kalitesinin ve miktarının gerçek zamanlı olarak gözlenmesine yönelik bir proje NATO desteği ile hayata geçirilmiştir. 2002 yılında başlayan ve 2009 yılında tamamlanan 1.2 milyon Euro’ya malolan projeden edilen veriler aylık bazda herkese açık olarak Azerbaycan’ın oluşturduğu bir web sayfasında yayınlanmaktadır.

The first step in any water resource planning is effective monitoring of water usage in the basins. Some technical-level work has already been undertaken through the NATO-OSCE South River Monitoring Project, which ended in 2009. Such programs provide access to reliable quality data both locally and regionally. The information exchange has the power to strengthen cooperation by contributing to mutual trust, joint assessment, and policy-making. The data gathered could eventually be used for a creation of a basin treaty. Additionally, knowledge sharing and increased cooperation lower the risk of conflict and may later diffuse to upper levels of governments (Valieva 2013).

Bölgedeki bu ölçüm ve gözlem ağı su yönetimi işbirliği için çok önemli bir teknik altyapı sağlamış ve üç ülke arasında dinamik bir su yönetimi modeli geliştirilebilmesi için çok önemli bir başlangıç olmuştur.Bu model havzada bir su yönetimi anlaşmasının teknik

19

World Water Diplomacy & Science News- 2017 -10004 altyapısına da büyük katkıda bulunabilir. Ancak bunun için bu başlangıcın ekosistemin su ihtiyacı ,yeraltısuyu halk sağlığı gözlemleri ile desteklenmesi gerekir.

Güney Kafkasya’daki sınıraşan suların yönetimi konusunda Gürcistan, Azerbaycan, Ermenistan, Türkiye, İran dan oluşan 5 kıyıdaş ülkenin biraraya gelmesi gerekmektedir. Bölgenin sınıraşan sular konusundaki üç temel aktörü olan Azerbaycan,Ermenistan ve Gürcistan hem ülke dışından su alan hem de ülke dışına su veren ülkelerdir.Bu özellikleri nedeniyle de özgün bir sınıraşan su modeli oluşturmaktadır. Bölgedeki su kaynakları bu ülkelerin arasında eşitsiz dağılmış olsa bile bölgenin toplam su potansiyeline bakıldığında yeterli suyun bulunduğu ve irili ufaklı nehir, dere, çay sistemlerinin ülkelerin geneline yayıldığı görülmektedir. Bu durum bölge ülkeleri arasındaki potansiyel su sorununu dünyadaki diğer sorunlu bölgelere nazaran hafifletmektedir.Bu bölgede uluslararası bir sınıraşan su havzası yönetim organizasyonuna ihtiyaç vardır. Bu yapı öncelikle bölgedeki sınıraşan suların kalitesinin bozulmasını önleyerek mevcut suların daha çok kullanılmasını sağlamalıdır.Güney Kafkasya nehir gözlem projesi bu konuda çok ileri bir adım olmuş ve işbirliğinin artması için çok önemli bir altyapı sağlamıştır. Güney Kafkasya’da sürdürülebilir ve etkili bir sınıraşan su yönetimi anlaşmasının önündeki en büyük siyasi sorun Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki dağlık Karabağ sorunu olarak görünmektedir.Bu durumun bölgede su işbirliğini engelleme özelliğine rağmen Güney Kafkasya’da suyun ülkelerarasında doğrudan bir çatışma nedeni olma olasılığı çok yüksek değildir. Ancak bölgenin artan stratejik önemi ve bölge ülkeleri arasındaki siyasi gerilimler bu konunun hep gündemde olmasına neden olacaktır. Bölge ülkelerinden Azerbaycan,Ermenistan,Gürcistan arasındaki güç asimetrisine bakıldığında kısmi su sorunu yaşayan Azerbaycan’ın bölgede su hakkının engellenmesi girişimlerini caydırabilme özelliği taşıdığı görülmektedir. Ancak bu bölgede gelecekte ortaya çıkabilecek uluslararası su yönetimi sorununun en önemli aktörleri bölge ülkeleri değil bölgeyi küresel hegemonya politikalarına alet etmeye çalışacak olan küresel güçler olacaktır. Halen bölgede içinde Azerbaycan,Ermenistan,Gürcistan’ın yer alacağı çok taraflı bir su kullanım anlaşmasının imzalanması ve uygulanabilmesi güç görünmektedir. Ancak bölge ülkelerinin, sınıraşan su yönetimi konusunda ileri bir adım atamasalar da “sorunun daha da kötüleşmesini önleyebilecek koşullar için işbirliği” yapabilme durumu olmalıdır.Bölgede ilk etapta yapılması gerekenleri değil “öncelikle yapılmaması gerekenleri öne çıkartan” gevşek de olsa bir işbirliği girişimi başlatılmalıdır. Bölgedeki su kaynakları kirlilik ve iklim değişimi tehditi altındadır. Kirlilik konusunda önlem alınmazsa iklim değişimi etkisi ile azalması beklenen su kaynaklarındaki kirlilik potransiyeli artacaktır. Bu durum toprakta kirlilik yaratabileceği gibi su kaynaklarının ekonomik olara arıtılıp kullanılabilme sınırını da zorlayabilir.

Bu havza genelindeki problemin önlenmesi için bölge ülkelerinin su gözlem ağı projesi ile başlayan işbirliğini aşama aşama genişleterek sağlamlaştırması gerekmektedir.Bu projenin “bir havza yönetim kuruluşu” seviyesine eriştirilebilmesi için faydalı sonuçları hızla görülebilecek birbirini tamamlayan adımlara ihtiyaç vardır.Bu konuda öncelikle hızla artan endüstriyel,organik ve tarımsal su kirliliğinin azaltılması ele alınabilir.Havza genelindeki bu problemin çözümü için atılacak küçük adımlar ülkeleri az da olsa birbirine yaklaştırabilir.

20

World Water Diplomacy & Science News- 2017 -10004

Güney Kafkasya 2050 yılına kadar sadece iklim değişimi ve kirliliğin tehtidi altında olan bir coğrafya değildir. Bu coğrafya, ABD’nin Asya Pasifik ekseninde hareketlenmesi,Rusya’nın uluslararası sisteme geri dönmesi,Hazar Petrolleri,ABD’nin Karadeniz hakimiyeti planları gibi nedenlerle küresel güçlerin sürekli ilgi alanı içinde olacaktır. Bu da bölgenin sınıraşan su sorunlarını, Orta Asya’da olduğu gibi bölgeyi istikrarsızlaştırma planlarının bir parçası yapmaktadır.Bölge ülkelerinin bunun farkında olarak kirliliğin azaltılması gibi havza genelindeki problemlerden başlamak üzere bir su yönetimi işbirliği arayışına girmeleri büyük önem taşımaktadır.

Kaynakça

[1] Zengin, E.,2002 AZERBAYCAN’DA SU KİRLİLİĞİ Journal of Qafqaz University Fall 2002, Number 10 Bakü / AZERBAYCAN

[2]Pamuk, M., 1995 Kafkasya ve Azerbaycan’ın Dünü-Bugünü-Yarını, Harp Akademisi Yayını, İstanbul, 1995, s.1.

[3] İlhan, S., 1995 “Türk Devrimi ve Türk Dünyası”, Yeni Türkiye Dergisi, Yıl: 3, Sayı: 15, Mayıs-Haziran 1995

[4] Can, S., “Jeopolitik Açıdan Kafkasya”, Avrasya Dosyası, Rusya-Kafkasya Özel, Cilt:3, Sayı:4, Kış 1996.

[5] Valieva S., 2013 Hydropolitics, climate change and peace- building in the South Caucasus http://climateandsecurity.org/2013/11/28/hydropolitics-climate-change-and- peace-building-in-the-south-caucasus/

[6] Caucasus Environmental Outlook (CEO). 2002. Caucasus Environmental Outlook Report, completed through financial assistance provided by UNDP and Swiss Agency for Environment, Forest, and Landscape. Available at: http://www.gridtb.org /projects/CEO/full.htm.

[7] Campana E.M. Vener B.B.,Lee S.B., “Hydrostrategy, Hydropolitics, and Security in the Kura-Araks Basin of the South Caucasus. Issue” 149 Water and International Security

[8] Technical Assistance to Commonwealth of Independent States. 2003. European Commission Inception Report, Joint River Management Programme of the Kura Basin, Annex 6: Georgia Country

[9] Vener, B.B., 2006. The Kura-Araks Basin: Obstacles and Common Objectives for an Integrated Water Resources Management Model among Armenia, Azerbaijan, and Georgia. Master of Water Resources Professional Project, Water Resources Program. University of New Mexico, Albuquerque, NM.

[10] Vener, B.B. and M.E. Campana. 2010. Conflict and cooperation in the South Caucasus: the Kura-Araks Basin of Armenia, Azerbaijan, and Georgia. In M. Arsel and M. Spoor (Eds.) Water, Environmental Security and Sustainable Rural Development: Conflict and Cooperation in Central Eurasia. Oxford, UK: Routledge, 144-174.

21

World Water Diplomacy & Science News- 2017 -10004

Western European Union Council of Ministers. 24 November 1999. Luxembourg Declaration, Document 1675.

[11] http://tugrulmuhendislik.com.tr/harita/bilgi-merkezi/9-kafkaslar-fiziki-haritas.html

Yazarın Biyografisi

Dursun YILDIZ

İnşaat Mühendisi ve Su ve Enerji Politikaları Uzmanı,İTÜ Mezunu,DSİ de 25 yıl çeşitli görevlerde çalıştı. ABD ve Hollanda’da eğitim aldı.Üniversite’lerde ders verdi.Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğinde yöneticilik yaptı.Türkiye Ziraatçiler Derneği ve TÜSKOOP-BİR'in başarı ödüllerini aldı. Çok sayıda yayını var.TEMA Bilim Kurulu üyesi ,Su Politikaları Derneği Kurucu Üyesi ve Başkanı Halen kendisinin Enerji Müşavirlik ve Mühendislik Firmasını yönetiyor

Geliş :18 Mart 2017 Kabul: 14 Nisan 2017

22