Şanliurfa-Siverek Ilçesi'nde Ele Geçen Geç Hitit Çaği'na
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
Anadolu / Anatolia 28, 2005 B. Çelik ŞANLIURFA-SİVEREK İLÇESİ’NDE ELE GEÇEN GEÇ HİTİT ÇAĞI’NA AİT YENİ BİR STEL KAİDESİ Bahattin ÇELİK Özet Şanlıurfa ili Siverek ilçesi sınırları içersinde Haçgöz (Yeşilçat) köyünde ele geçen ve arkasında hiyeroglif yazıt bulunan fırtına tanrısına ait yeni bir stel kaidesi, Şanlıurfa’da ele geçen Geç Hitit Çağına ait ikinci hiyeroglif yazıttır. Siverek bölgesinin Geç Hitit Çağı coğrafyasında önemli bir yeri olduğu pek çok bilim adamı tarafından kabul edilmektedir. Haçgöz yerleşiminden ele geçen hiyeroglif yazıtlı kaidenin okunması ile birlikte bu dönem coğrafyasına önemli bir katkıda bulunacağı düşünülmektedir. Şanlıurfa’da son yıllarda yapılan yüzey eserlerin bir kısmı 1968 yılına kadar araştırmaları ve Şanlıurfa Müzesi’nde Şanlıurfa kentinde bir müze olmaması nede- bulunan bazı eserler, Geç Hitit Çağı’na ait niyle Adana, İstanbul ve Ankara müzelerine buluntuların bu bölgede ne kadar yoğun gönderilmiştir2. 1 olduğunu ortaya koymuştur . Söz konusu 2 Adana: Adana Müzesi’nde 1646 envanter numaralı 1 1999-2003 yılları arasında, Prof. Dr. Abdülselam bir eser Şanlıurfa yakınlarında merkeze bağlı Uluçam başkanlığında, Türk Tarih Kurumu ve Yardımcı bucağında yer alan Zeynep ile Til Ambar Devlet Planlama Teşkilatı tarafından desteklenen (Telanbar/Ambartepe) köyleri arasında bulunmuş- “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Taşınır ve tur. Karkamış’daki ortostatlara benzer bu eserde, bir Taşınmaz Kültür Varlıkları Envanteri Çalışması” savaş arabası üzerinde arabayı süren ve ok atan adlı projenin bir bölümü olan Şanlıurfa bölgesinin savaşçı figürlerine ait bir parça ele geçmiştir. Kurt kültür envanterinin çıkarılması projesi; yine Prof. Bittel, aynı eserin bir diğer parçasının Urfa’daki o Dr. Uluçam başkanlığında, Harran Üniversitesi zamanın Maarif Müdürlüğü’nde bulunduğunu ifade Arkeoloji Bölümü Başkanı Yard. Doç. Dr. A. Cihat eder. Bkz. Bittel 1949, 284-285, Dipnot 2.; Kürkçüoğlu ve Arş. Gör. Bahattin Çelik tarafından Orthmann 1971, 537.; Ussishkin 1975, 88, Pl. 16.1. gerçekleştirilmiştir. Yapılan envanter çalışması İstanbul: İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde, Şanlıurfa – sonucu, pek çok yeni ören yeri bulunmuş ve ele Siverek Karakeçi bucağında yer alan Taşlı geçen eserler Şanlıurfa Müzesi’ne teslim edilmiştir. köyünden getirilmiş 4788 ve 4789 envanter nolu Bu çalışmalar sırasında, Şanlıurfa-Siverek ilçesinin eserler. Bu eserlerden biri Fırtına tanrısına ait bir Haçgöz (Yeşilçat) köyünde bu makalenin ana stel, diğeri ise ortasında koni bulunan ve bu koninin konusunu oluşturan bir stel altlığı bulunmuştur. her iki yanında uzun elbise giymiş, oturan iki Ayrıca, Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu tarafından 1998- kişinin yer aldığı bir kabartmadır. Bkz. Ongunsu 2001 yılları arasında Geç Hitit Çağı ile ilgili yüzey 1943, 688-693, Res. 1-Res 4. ; Seidl 1989, 456, Fig. araştırması yapılmıştır. Kulakoğlu tarafından 1-2, Pl. 132: 1, 2, 3. bölgede yapılan araştırmalar sonucu, Gölpınar, Ankara: Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde 11242 Kabahaydar-Edene/Gürpınar, Külaflı Tepe, envanter numaralı eser, Şanlıurfa merkez ilçe Siverek-Merkez ilçesi, Mehmedihan-Aşağı Seyek, Çamlıdere bucağına bağlı Anaz (Duru) köyünde Hilvan-Aslanlı, Şanlıurfa-Merkez, Haçgöz, Harran, bulunmuş Fırtına Tanrısına ait bir steldir. Bkz.; Til Hınta ve Kap köyü gibi yerlerden I. bine ait yeni Çambel 1950, 251, Tab. XXIV, Abb.29.; Bittel eserler bulunmuştur. Bkz. Kulakoğlu 1999: 167- 1949, 285, Dipnot 2 ; Bossert ve diğ. 1950, Abb. 181; 2000: 1-5; 2001a: 57-66; 2001b: 27-33; 2003: 156, 158; Alkım 1952, 244; Orthmann 1971, 479. 65-87. Aynı müzenin bahçesinde yer alan yine aynı köyde 13 Şanlıurfa-Siverek İlçesinde Ele Geçen Geç Hitit Çağına Ait Yeni Bir Stel Kaidesi Şanlıurfa’nın Siverek ilçesi, kapsamlı Eyyüp Bucak tarafından araştırmacılara olarak incelenmiş bir bölge olmamakla bildirilmiştir9. birlikte, ilk kez 1942 yılında Siverek-Taşlı köyünde bulunmuş olan bazı eserler İstanbul Üzerinde duracağımız stel altlığı, Haçgöz Arkeoloji Müzesi’ne gönderilmiş ve bu köyünde bulunan ve höyüğün yaklaşık 30 m eserlerle ilgili çalışma yapılmıştır3. Son kuzeydoğu kesiminde, bir ev için açılan yıllarda bölgede, Kulakoğlu tarafından Geç temel açma çukuru sırasında gün ışığına 10 Hitit Çağı buluntuları ile ilgili yapılan çıkartılmıştır . Yüksekliği 72 cm, mevcut çalışmalar sayesinde ilginç sonuçlar ortaya eni 82 cm ve mevcut boyu 111 cm olan bu çıkartılmıştır4. Bu araştırmalar sonucu, Geç stel altlığı üzerinde yer alan boğa Hitit Çağı’na tarihlendirilmesi mümkün olan kabartmalarının baş kısımları ve sol Siverek-Merkez ilçesi ve Siverek-Haçgöz kısmındaki boğa kabartması tamamen tahrip (Yeşilçat) gibi yeni yerleşim yerleri tespit edilmiş, sadece sağ kısımda yer alan boğa edilmiştir5. kabartması ve arka kısmındaki sol üst köşesi kırık 5 satırlık hiyeroglif yazıt kısmen de Siverek’e bağlı Haçgöz köyü, aslında olsa sağlam olarak ele geçmiştir (Figür 1). bölgede daha önce varlığı bilinen bir Stel altlığındaki boğa kabartmalarından yerleşim yeridir6. İlk kez, 1979 yılında soldaki boğanın sadece ayak kısımları ön Şanlıurfa Müzesine yapılan ihbar sonucu7 bu cepheden görülmektedir (Figür 2). Stel köyde saptanan bir taş işleme atölyesinde ele altlığının üst kısmında bulunan, bir heykelin geçen ve yaklaşık; boyu 3,10 m, yüksekliği veya stelin yerleştirilmiş olduğu oyuk, 2,26 m ve kalınlığı 0,54 m ebatlarında olan kısmen korunmuş olup, derinliği yaklaşık 15 bir aslan taslağı, bazalt taşı üzerine cm, korunmuş kenar uzunluğu ise 24 cm’dir işlenmiştir8. Adı geçen bu yer daha sonra, (Figür 3). Kısmen sağlam olarak ele geçen bölgede I. bin ile ilgili yapılan yüzey araştır- sağdaki boğa kabartmasının karın kısmında maları sırasında, Şanlıurfa Müze Müdürü ise bu stelin sonradan ikincil bir kullanım gördüğüne işaret eden bir oyuk bulunmak- tadır (Figür 4). Bu oyuk yaklaşık 30 x 20 cm daha önce Pognon tarafından üzerinde semitik bir yazıt bulunan başka bir stel de bulunmuştur. boyutlarında olup 25 cm derinliğindedir. Stel Pognon, bu stelin üzerindeki semitik yazıtı altlığında yer alan kırıkların pek çoğunun, okuyarak Anaz köyünün Duru yerleşimi olduğunu ikinci kullanım sonucu yapılmış eski kırıklar ortaya çıkarmıştır. Bkz. Pognon 1907, 106-107, olduğu düşünülmektedir. Plance V ; Forrer 1920, 22. Ayrıca, 11244 envanter numarası ile üzerinde semitik yazıt bulunun Yaylak steli ve Aligör steli de bu müzede yer almaktadır. Stel altlığı üzerinde yer alan tüm Bkz. Yağcı 1995, 380, Fig 3; Börker-Klähn 1982, kabartmalar, yaklaşık 1-1.5 cm kalınlığında 221-222, Abb. 240a-240b.; Kulaçoğlu 1992, 133, bir platform ile yere temas etmektedir. No. 153 ; Blocher 2001, 46-47, Taf. 5. Kısmen sağlam ele geçen boğa kabartması, 3 Bu iki eserin dönemin Şanlıurfa Vali Muavini Ekrem Yalçınkaya tarafından 10 Temmuz 1942 alçak kabartma tekniğinde yapılmış olup ön yılında İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne gönderdiği bacak kemiği bir böbrek şeklinde belirtilmektedir. Bkz. Ongunsu 1943: 688, Resim 1 betimlenmiştir. Kuyruk kısmı tekli saç ve Resim 4 ; Özgültekin ve diğ. 2003: 46. 4 örgüsü (guilloche) motifi ile son bulan Kulakoğlu 2003, 71-73.; Köroğlu 1998, 81-85. 5 Kulakoğlu 2000, 3; 2001a, 58-59; 2001b, 31; 2003, boğanın arka bacaklarının hemen bitiminde 71, 73. uzun bir yiv şeklinde ayak kasları 6 Haçgöz, Siverek Şekerli Nahiyesine bağlı bir köydür. Ayrıca bkz. Kulakoğlu 2000: 3, Res. 13. 7 Yard.Doç.Dr. A.Cihat Kürkçüoğlu ile özel 9 Kulakoğlu 2000, 3. ; 2001a, 58. görüşme. 10 Haçgöz köyünde yaşayan İbrahim Alpan ile özel 8 Kulakoğlu 2000, 3. görüşme. 14 Anadolu / Anatolia 28, 2005 B. Çelik görülmektedir. Ayrıca, boğanın arka bacak- çıkmaktadır. Ancak bu tür saç örgüsü motifi; ları arasında yuvarlağa yakın betimlenmiş tüm Mezopotamya ve Anadolu’da yoğun testisleri ve erkeklik organı da linear şekilde olarak görülen bir tür süsleme olup, I. binde belirtilmiştir. Boğanın ayak toynakları, ise genellikle ortostatların yer aldığı çerçeve- susam kemikleri ile beraber yapılmıştır11. lerin alt veya üst sınırlarında görülürler. Susam kemikleri stel altlığının sağ yüzünde Karkamış’taki hemen hemen tüm ortostat- doğru bir şekilde betimlenmesine karşın; ların alt ve üst sınırlarını oluşturan bezeme- boğa başlarının bulunduğu ön kısımda lerde16; Till Barsib’te bulunmuş olan bir uzuvların tümü cepheden verilirken, bu Fırtına tanrısı stelinin alt çerçevesinde17 ve kemikler profilden belirtilmiştir (Figür 2). Siverek Aslanlı köyünde ele geçmiş olan bir Stel altlığının sol tarafı tamamen tahrip Lamassu’nun alt çerçevesinde18, Zincirli’de19 edilmiş olup, ön cephede boğa başlarının ve Sakçagözü’nde20 karşımıza çıkmaktadır. bulunması gereken bölüm kırıktır. Ayak kısımları belirgin olarak görülebilen ön Köroğlu tarafından “Demirci Yolu” cephede iki adet boğaya ait toplam dört adet olarak isimlendirilen bir yolun varlığı, ayak yer almaktadır. Her iki boğanın ön Siverek-Urfa arasında bugünkü modern yola ayaklarından biri öne doğru betimlenmiştir. alternatif bir yol olarak ortaya atılmıştır21. Bu Öne doğru adım atan ayakların toynakları yol Kanuni Sultan Süleyman’ın Irakeyn birer yiv ile belirgin olarak betimlenmiş Seferi’nde günlük tutan Matrakçı tarafından olmakla birlikte, bu toynakların arkasında kaydedilmiş22 ve haritalarla gösterilmiş bir yer alan küçük toynaklar cepheden resme- yoldur. Buna göre, Diyarbakır’dan başlayıp dilmiştir. Karacadağ, Haçgöz, Elmalı ve Cullap / Edene’den Urfa’ya giden alternatif bir yol Boğa kabartmasında yukarda da görülmektedir. Bu yol, modern Urfa-Siverek belirtildiği gibi, gözümüze çarpan ilk husus yolundan yaklaşık 20-25 km daha kısa bir ön ayağı gövdeye bağlayan adale kütlesidir. yol olup üzerinde köprü ve höyüklerin