AHMET HAMDİ TANPINAR'in İMZASIZ YAZILARI Öz Ahmet

Total Page:16

File Type:pdf, Size:1020Kb

AHMET HAMDİ TANPINAR'in İMZASIZ YAZILARI Öz Ahmet జ఼ఇ౅ 2021, Yıl/Year: 9, Sayı/Issue: 24, ISSN: 2147-8872 TÜRÜK Uluslararası Dil, Edebiyat ve Halkbilimi Araştırmaları Dergisi TURUK International Language, Literature and Folklore Researches Journal Geliş Tarihi /Date of Received: 23.02.2021 Kabul Tarihi / Date of Accepted: 01.03.2021 Sayfa /Page: 1-32 Research Article / Araştırma Makalesi Yazar / Writer: Prof. Dr. İbrahim Şahin Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü [email protected] AHMET HAMDİ TANPINAR’IN İMZASIZ YAZILARI Öz Ahmet Hamdi Tanpınar (1901-1962) modern Türk edebiyatının tanınmış şair, romancı, edebiyat tarihçisi, denemeci, çevirmen ve hikâyecilerindendir. Günümüzde birçok edebiyat araştırmacısı Tanpınar’la ilgili incelemeler neşretmiştir. Ancak Tanpınar’ın imzasız yazılarının olduğu bilinmemektedir. Aşağıdaki makalede Tanpınar’ın günümüzde bilinmeyen bazı imzasız yazıları incelenmektedir. Tanpınar’ın imzasız yazıları incelenirken, onun edebi ve siyasi fikirleri, aynı zamanda biyografisi göz önünde tutulmuştur. Bilindiği gibi Ahmet Hamdi Tanpınar 1943-1946 yılları arasında milletvekilliği yapmıştır. Onun yakın arkadaşı, şair ve piyes yazarı, Ahmet Kutsi Tecer (1901-1967) 1941 yılında Ankara’da yayımlanmaya başlanan Ülkü Mecmuası’nın idarecisi olunca Tanpınar da bu dergide yazılarını yayımlamaya başlar. Bilindiği gibi onun bazı şiirleri, hikâyeleri ve Mahur Beste adlı romanı bu dergide yayımlanmıştır. Fakat Ülkü Mecmuası’nda Tanpınar’ın imzasız yazılar yayımladığı bugüne kadar bilinmemektedir. Biz Tanpınar’dan kalan belgeleri incelerken, müsveddelerin birinde onun Ülkü’de imzasız yazılar yayımladığını ifade eden bilgilere rastladık. Bu sebeple Ülkü Mecmuası’nın bütün sayılarını inceledik. Tanpınar’ın diline yakın bulduğumuz imzasız yazıların hangilerinin ona ait olduğunu tespit ettik. Sonuç olarak, Ülkü’de Tanpınar’ın imzasız olarak yayımladığı on iki yazı bulunmaktadır. Ayrıca Tanpınar’a ait olup olmadığından emin olamadığımız başka imzasız yazılar da vardır. İbrahim Şahin www.turukdergisi.com Anahtar Kelimeler: Ahmet Hamdi Tanpınar, Tanpınar’ın yazıları, Ülkü Mecmuası, Ülkü Mecmuası ve Tanpınar, İsmet İnönü ve Tanpınar, Milliyetçilik ve Tanpınar, Politika ve Tanpınar, İmzasız yazılar THE UNSIGNED ARTICLES OF AHMET HAMDİ TANPINAR Abstract Ahmet Hamdi Tanpınar (1901-1962) is a well-known poet, novelist, literary historian, essayist, translator and story writer of modern Turkish literature. Today, many literature researchers have published studies on Tanpınar. However, it is not known that Tanpınar has unsigned articles. In the following article, some of Tanpınar's unsigned articles, which are currently unknown, are examined. While examining Tanpınar's unsigned writings, his literary and political ideas as well as his biography were taken into consideration. As it is known, Ahmet Hamdi Tanpınar was a deputy between 1943-1946. His close friend, poet and playwright, Ahmet Kutsi Tecer (1901-1967), became the director of the Ülkü Magazine, which was started to be published in Ankara in 1941, and Tanpınar started to publish his articles in this magazine. As is known, some of his poems, stories and his novel Mahur Beste have been published in this magazine. However, it is not known that Tanpınar published anonymous articles in the Journal of Ülkü. While we were examining the documents left by Tanpınar, we came across information in one of the manuscripts stating that he published unsigned articles in Ülkü. For this reason, we examined all the issues of the Ülkü Journal. We determined which of the unsigned articles that we found close to Tanpınar's language belonged to him. As a result, there are twelve articles published by Tanpınar without signature in Ülkü. In addition, there are other unsigned articles that we are not sure whether they belong to Tanpınar or not. Keywords: Ahmet Hamdi Tanpınar, Tanpınar's writings, Ülkü Magazine, Ülkü Magazine and Tanpınar, İsmet İnönü and Tanpınar, Politics and Tanpınar, Unsigned articles Giriş Ahmet Hamdi Tanpınar’ın biyografisi ve eserleri hakkında bugüne kadar neşredilen çalışmalarda onun imzasız yazılarının bulunduğundan söz edilmez. Ancak Tanpınar’dan kalan evrak arasında bulunan 833 numaralı müsveddede Tanpınar, Ankara Halkevi’nin yayın organı olan Ülkü Mecmuası’nda 1941-1942’den itibaren imzasız yazılar neşrettiğinden ancak bu yazılara iki sebepten imza koymadığından söz etmektedir: “Bu günkü krizi biraz evvelinden görenlerdenim. Daha 1941 3- 1944 yıllarında Ahmet Kutsi Tecer’in idare ettiği Ülkü’ye yazdığım bir kaç baş makalede daima rejimin realitesinden bahsetmiştim. Bu yazıların iki büyük tasavvuru vardı. Birincisi İkinci Cihan Harbinin içinde olduğumuzu fazla bilmekliğimdi. İkincisi tevazuum icabı imzasız olmalarıydı. Çoğu rejimin TURUK International Language, Literature and Folklore Researches Journal 2021, Year 9, Issue 24 Issn: 2147-8872 - 2 - www.turukdergisi.com İbrahim Şahin resmi, yarı resmi günlerine aitti. Hemen hepsinde inandığım işleri överken öbür yandan hangi acı noktalardan bu güne (yani o zamana) hareket ettiğimizi söyler ve tenkitlerimi”1 Müsveddede sözü edilen krizin muhtemelen 1960 ihtilaliyle ortaya çıkan siyasi kriz olduğunu ve bu ihtimalden hareketle Tanpınar’ın bu müsveddeyi ömrünün son yıllarında yazmış olabileceğini düşünebiliriz. Ahmet Kutsi Tecer’in idare ettiği Ülkü Mecmuası’nın iki devresi vardır. Birinci devresi 1933 senesinde (Sayı 1, 1 Şubat 1933) başlayıp 1941 yılında sona erer. Mecmuanın bu yıllar arasındaki sayılarının muhtevasını daha çok iktisat ve sosyoloji yazıları belirler. Ancak 1941 senesinin Ekim ayından itibaren Ahmet Kutsi Tecer’in idareciliğinde mecmuanın ikinci devresi başlar. Mahur Beste’nin tefrikasının da neşredildiği bu mecmuanın edebiyat, sanat ve fikir yazıları bakımından devrinin en iyi mecmualarından biri olduğu söylenebilir. Tanpınar, yukarıya aldığımız müsveddede söylediğine göre 1941 yılının Ekim ayından itibaren Ülkü Mecmuası imzasız başyazılar neşretmiş olmalıdır. Nitekim mecmuanın 1 Birinci Teşrin 1941 tarihli ve 1 numaralı sayısı “Okuyucularımıza” başlığını taşıyan imzasız bir yazı ile çıkar. Bu yazıda özetle milli sanat davasının, milli düşünüşün, milli hayatın ne olduğu konusunda kavramsal tespitler vardır. Yazıda kullanılan birçok tavsif, kavram ve ibarenin arkasındaki dünya görüşü Ahmet Hamdi Tanpınar’ın az çok bildiğimiz görüşlerini hatırlatmaktadır. Mesela söz konusu yazının içinde şöyle bir paragraf vardır: “Milli sanat dâvası, edebiyat da dâhil olduğu halde, milli düşünüş çerçevesi içinde ele alınmak lâzımdır. Bunun yolu, usulü ise millî hayatı her işin ve her düşüncenin çıkışı, kaynağı yapmaktır. Fakat bu da ancak halkın hayatı içine karışmak, ondaki hem maddî, hem manevî değerleri birbirinden ayırmadan ele almak, toplu yaşayışın nabzını tutmakla kabildir. İşte biz bu işçiliğin adına millî düşünüş diyoruz. Millî düşünüşün temelleri hayat üzerine, iş üzerine, fayda üzerine kurulmuştur. Millî kültür dediğimiz de budur. Hayatın hızı, içtimaî değerlerin bir kısmının boşlanmasını, bir kısmının da yenilenmesini hazırlar. Bu hal, millî hayatın birtakım değerlerden, başka birtakım değerlere doğru ilerlemesidir. Türkiye inkılâplarının Tanzimat’a, Tanzimat’ın daha öncelere göre durumları gibi. Millî hayat, böylece duraksız bir canlılıkla sürer. Şu halde millî düşünüşün usulüne göre, her şeyden önce hayatın hakikatine bağlı kalmak lâzımdır. Hakikate bağlı kalmak, en büyük yaşamak kuvvetidir. Millî hayatımızın, millî varlığımızın hakikatidir ki bizi kendine çekiyor.” (İmzasız, 1941: 1). Görüldüğü gibi metnin dili Tanpınar dilinin temel prensiplerini, düzenlilik ve istikrar konusundaki hassasiyetlerini yansıtmamakla beraber, cümlelerin arkasındaki düşünce dünyası cemiyeti bir uzuv gibi kabul etmek bakımından, Tanpınar’ın entelektüel kimliğini hatırlatmaktadır. Ülkü Mecmuası’nın ilk sayısındaki başyazının Tanpınar’a ait olup olmadığı konusundaki tereddüdümüzü ifade ettikten sonra diğer başyazılara geçebiliriz. İmzasız Yazılar Mecmuanın 16 Mart 1943 tarihli 36’ncı sayısında yayımlanan ve İsmet İnönü’nün ikinci defa cumhurbaşkanı seçilmesi (8 Mart 1943) üzerine yazılan “Cumhurreisimiz İnönü” başlıklı başyazı, Tanpınar dilinin benzetme, metafor ve istiarelerle münasebetini hatırlatan cümlelerden müteşekkildir. 1 Cümle Tanpınar tarafından yarım bırakılmıştır. TÜRÜK Uluslararası Dil, Edebiyat ve Halkbilimi Araştırmaları Dergisi 2021, Yıl 9, Sayı: 24 Issn: 2147-8872 - 3 - İbrahim Şahin www.turukdergisi.com İlk cümlesi “kendi iradesini temsil etmek yükünü ve şerefini” şeklindeki bir tamlamayı içeren yazı “mesut karar, memleketin bağrından kopan ses, kaderin zalim yüzü, “kunt ve kutlu el”, Türk milletinin bahtını avucunda tutmak, yaşam iradesi gibi okuyucunun Tanpınar metinlerinden aşina olduğu ifadelerle devam eder. Tanpınar dilinin genişleme imkânlarından biri ve belki de en önemlisi öznenin yer değiştirerek aynı olguyu farklı kimliklerle görmesi ve yorumlamasıdır. Yazının mevzuu ne olursa olsun Tanpınar dili sürekli yer değiştirdiğinden mevzuya iştirak eden her figürün makul miktarda analizini temin eder. Tanpınar, hem “Cumhurreisimiz İnönü” başlıklı yazıda, hem de Atatürk hakkındaki bilinen yazılarında kendi adına değil, Türk milleti adına konuşan bir özneye dönüşür: “Türk milletinin savaşta ve barışta ve bin türlü başarı içinde yakından tanıdığı İsmet İnönü’ye mukadderatını emniyetle teslim etmesi kadar tabiî bir şey olamazdı. Fakat bu tabiîlik hâdisenin mânasını değiştirmez. Onun ehemmiyetini bütün genişliğiyle görebilmek için, korkunç harp kasırgası içinde yanıp tutuşan dünya etrafından bu haberin nasıl bir sevinçle
Recommended publications
  • Örneklerin Kaynakları
    TÜRKÇE SÖZLÜK’TEKĐ ÖRNEKLERĐN KAYNAKLARI Abbas Sayar Eflâtun Cem Güney Abdülhak Hamit Tarhan Elif Şafak Abdülhak Şinasi Hisar Emine Işınsu Abidin Dino Erzurumlu Emrah Adalet Ağaoğlu Enderunlu Vasıf Ahmet Altan Enis Behiç Koryürek Ahmet Cemal Ercüment Ekrem Talu Ahmet Hamdi Tanpınar Erhan Bener Ahmet Haşim Erzurumlu Emrah Ahmet Hikmet Müftüoğlu Esat Mahmut Karakurt Ahmet Kabaklı Etem Đzzet Benice Ahmet Kutsi Tecer Evliya Çelebi Ahmet Midhat Fahir Đz Ahmet Muhip Dranas Fahri Celâlettin Ahmet Rasim Falih Rıfkı Atay Ahmet Ümit Faruk Nafiz Çamlıbel Aka Gündüz Fazıl Hüsnü Dağlarca Ali Naci Karacan Feridun Fazıl Tülbentçi Anayasa Fikret Otyam Anonim şiir Fuat Köprülü Arif Nihat Asya Fuzuli Asaf Halet Çelebi Gevheri Âşık Ali Đzzet Özkan Haldun Taner Âşık Ömer Halide Edip Adıvar Âşık Veysel Halikarnas Balıkçısı Atai Halit Fahri Ozansoy Atatürk Halit Ziya Uşaklıgil Attilâ Đlhan Halk türküsü Aydın Boysan Hamdullah Suphi Tanrıöver Ayla Kutlu Hasan Âli Yücel Ayşe Kulin Hasan Pulur Azra Erhat Hikmet Münir Ebcioğlu Aziz Nesin Hüseyin Bayaz Bahai Hüseyin Cahit Yalçın Baki Hüseyin Rahmi Gürpınar Bayburtlu Zihni Đbrahim Alâeddin Gövsa Bedri Rahmi Eyüboğlu Đhsan Oktay Anar Behçet Kemal Çağlar Đlker Sarıer Behçet Necatigil Đrfani Bekir Sıtkı Erdoğan Đsmail Hakkı Baltacıoğlu Beynul Akyavaş Đsmet Özel Burhan Felek Karacaoğlan Burhan Günel Kemal Bilbaşar Cahit Külebi Kemal Tahir Cahit Sıtkı Tarancı Kemalettin Kamu Cahit Uçuk Kenan Hulûsi Celâl Bayar Koca Ragıp Paşa Celâl Sahir Erozan Kul Mustafa Cem Sultan Lâtife Tekin Cemil Meriç Leylâ Erbil Cenap Şehabettin
    [Show full text]
  • MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ 20. Yy. Başlarında Bazı Aydınların
    MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ 20. yy. başlarında bazı aydınların savunduğu Batıcılık, Osmanlıcılık ve İslamcılık görüşlerinin Osmanlı İmparatorluğu’ndaki çözülmeye engel olamaması, yeni bir anlayışın, Türkçülük düşüncesinin güçlenmesine yol açtı. Türkçülük ve Türk milliyetçiliği düşüncesinin güç kazanmasıyla Milli Edebiyat akımının oluşumu başladı. Servet-i Fünun döneminin hüküm sürdüğü bir dönemde Mehmet Emin Yurdakul’un ‘’Cenge Giderken’’ adlı şiirindeki sözleri ve hece ölçüsünü kullanarak ulusal duyguları dile getirmesi Milli Edebiyat yolunu açtı. Tanzimat döneminde Ahmet Vefik Paşa, Ahmet Cevdet Paşa, Şemsettin Sami gibi sanatçılar dil ve tarih üzerine yaptıkları çalışmalarla Türkçülük ve milliyetçilik akımının hazırlayıcısı oldular. Bu edebi hareket, Ziya Gökalp’in Türkçülük düşüncesiyle beslenmiştir. Milli Edebiyat II. Meşrutiyetten sonra 1911 ‘de Ömer Seyfettin, Ali Canip Yöntem ve Ziya Gökalp tarafından Selanik’te çıkarılan ‘’Genç Kalemler’’ dergisiyle başlatılan bir edebi harekettir. Bu hareket 1923’e kadar sürmüş, ancak Cumhuriyet dönemi edebiyatı içinde de sürmüştür. Bu düşüncelerin yaygınlaşmasında yazılan yapıtların yanı sıra Türk Yurdu, Türk Derneği, Türk Ocağı gibi kuruluşların ve Halka Doğru, Yeni Mecmua gibi dergilerin de etkisi olmuştur. Genç Kalemler dergisinin ilk sayısında çıkan ‘’Yeni Lisan’’ başlıklı makale, Milli Edebiyatın bildirgesi niteliğindedir. ‘’Yeni Lisan’’ ilkeleri şunlardır: Yazı dili ile konuşma dilini birleştirmek, bunu yaparken İstanbul halkının dilini esas almak Halkın diline yerleşmiş yabancı kökenli sözcükleri,
    [Show full text]
  • 5. Oğuz Karakartal
    TÜRKÇEDE DANTE ÜZERĐNE Oğuz KARAKARTAL * ÖZET Tanzimat’tan sonra Batı’ya kimlerle açıldık soru- sunun cevaplarından biri de Đtalyan şairi Dante’dir. 1880’li yıllardan itibaren önce onun ismi ve hayatı üze- rine Türk edebiyatında ve basın organlarında yazılar kar- şımıza çıkar. 1910’lardan sonra ise Dante’den ufak çeviri parçalarına rastlanır. Cumhuriyet döneminde Dante üze- rine pek çok kitap çıkar ve Dante Türk yazarlarına etki etmeye başlar. Halide Edip Adıvar, Yakup Kadri Karaos- manoğlu, Nihal Atsız, Orhan Pamuk, Elif Şafak ve Tahsin Yücel başta olmak üzere Türk yazarlarında Dante’nin Đlahi Komedya adlı yapıtının etkisini gösteren motiflere rastlanır. Anahtar Kelimeler : Dante Alighieri, Đlahi Ko- medya, Beatrice, Cehennem, Etki, Osmanlı, Türk Edebi- yatı ABOUTH DANTE IN TURKISH ABSTRACT One of the answers to the question: with whom we stretch our intellectual horizons towards the west is Dante. Since the 1980's we have come across, first, with his name and his life in articles and in printed materials about Turkish Literature. After the 1990's, however, little pieces of translated passages from Dante can be seen on the printed papers. During the Republican Period many books were published and Dante began to be a source and an influence on the Turkish writers. In Turkish * Doç. Dr., KKTC Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, [email protected] Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 4 /1-I Winter 2009 466 Oğuz KARAKARTAL authors' works, mostly in the writings of Halide Edip Adı- var, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Nihal Adsız, Orhan Pamuk, Elif Şafak and Tahsin Yücel, the traces and influence of Dante's Divine Comedy and its motifs are discerned Key Words: Dante Alighieri, Divine Comedy, Beatrice, Inferno, Influence, Ottoman, Turkish Literature.
    [Show full text]
  • Edebiyatina Giriş-1
    YENİ TÜRK EDEBİYATINA GİRİŞ-1 ÜNİTE 1 EDEBİYAT-TÜRK EDEBİYATI- YENİ TÜRK EDEBİYATI. EDEBİYAT • Edebiyat dili, dilin ses ve anlam zenginliğini kullanarak eser ortaya koymayı amaçlar. Bunu yaparken mecaz ve semboller en sık başvurulan biçimlerdir. • Bilim olarak edebiyat, içerik ve anlamından önce konum itibariyle ilgililerini meşgul eder; edebiyatın ne tür bilim olarak tasnif edileceği sorusu bu noktada karşımıza çıkar ki bunun edebiyatla ilgisi sorulan sorunun gülünçlüğü nispetindedir. • Edebiyat eserlerinin tasnifinde de çok çeşitli başlıklar önerilmekle birlikte, eserin malzemesi dil olduğu için, yazıldığı dilde eser tasnifi akla yatkın görünmektedir. EDEBİYAT • Edebiyatın dili kullanıyor olması, edebiyat bilimini incelerken, sosyal bilimlerle olan ilişkisini ön planda tutmamızı gerektirir. • Edebiyat ve hayat, karşılıklı olarak birbirlerini etkilemektedirler. • Edebiyat eserinin nitelikleri incelendiğinde eser sahibinin ait olduğu milletin sahip olduğu kültürel değerlerin eserdeki yansımaları dikkate alınır. • Eser sahibi, yaşadığı toplumun güncel sorunlarına, ekonomik ve sosyal değişimlerine tanıklık eder ve belli ölçüde bu değişimlerin yansımaları eserine nüfuz eder. Yaşanan coğrafyadaki değişimler edebiyat eselerinde de değişimlere neden olur(etkileşimin detay ve kapsamı nispetinde). EDEBİYAT • Türk Edebiyat Tarihi’nin kurucusu Fuat Köprülü (1890-1966) • Türk edebiyatı üç dönemde incelenebilir: • a) İslam öncesi Türk edebiyatı • b) İslami dönem Türk edebiyatı • c) Batı etkisindeki Türk edebiyatı EDEBİYAT • Türklerin en eski dönem edebiyatı sözlü ve yazılı olmak üzere iki alt kategoride incelenir. • Bilinen en eski Türkçe şiir MÖ 119 tarihli bir ağıttır. • Eski Türk edebiyatı sözlü edebiyat eserleri; destan, koşuk, sagu ve sav’lardan oluşur. • Sözlü edebiyat eserlerinin şairlerine şaman, baksı, ozan ve oyun denilmekte dir. • Bu şairler, şiirlerini genellikle kopuz adı verilen bir saz eşliğinde söylerlerdi. EDEBİYAT • Yazılı edebiyatımızın ilk örnekleri tabletlerdir. MÖ.
    [Show full text]
  • Language Use in the Ottoman Empire and Its Problems
    LANGUAGE USE IN THE OTTOMAN EMPIRE AND ITS PROBLEMS (1299-1923) by Yelda Saydam Dissertation submitted in fulfilment of the requirements for the degree M. Phil. in the Faculty of Humanities (Department of Greek and Centre for Islamic Studies) at the University of Johannesburg Supervisor: Prof. B. Hendrickx Co-supervisor: Dr A. Dockrat Johannesburg 2006/7 Abstract The Ottoman Empire, an imperial power that existed from 1299 to 1923, was one of the largest empires to rule the borders of the Mediterranean Sea. Ottoman Turkish was used especially between the 16th and 19th centuries during the Ottoman Empire. This ornamented, artificial language separated the general population from intellectual and palace elite and a communication problem followed. Although the minorities of the Ottoman Empire were free to use their language amongst themselves, if they needed to communicate with the government they had to use Ottoman Turkish. This thesis explains these language differences and the resulting problems they created during the Empire. Examples of original correspondence are used to highlight the communication differences and the difficulties that ensured. From this study, the author concludes that Ottoman Turkish was not a separate language from Turkish; instead, it was a variation of Turkish in inexistence for approximately 600 years. I Preface My family and I came to South Africa from Turkey during August 2002 for my husband’s sabbatical as a post-doctoral fellow at University of The Witwatersrand. We both took a years leave from our jobs when we came to South Africa. I was working for Havva Özişbakan High School in İzmir, Turkey as a Turkish Language and Literature teacher.
    [Show full text]
  • Bilkent Üniversitesi Ekonomi Ve Sosyal Bilimler Enstitüsü AHMET
    Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler Enstitüsü AHMET HAMDİ TANPINAR’IN ŞİİR ELEŞTİRİSİNDE AVRUPA MERKEZLİLİK EMRAH PELVANOĞLU Türk Edebiyatı Disiplininde Yüksek Lisans Derecesi Kazanma Yükümlülüklerinin Parçasıdır TÜRK EDEBİYATI BÖLÜMÜ Bilkent Üniversitesi, Ankara Temmuz 2006 Bütün hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla alıntı ve gönderme yapılabilir. © Emrah Pelvanoğlu Dedem Salih Çatalbaş için; Her şeyim olan Nilay’a... Bu tezi okuduğumu, kapsam ve nitelik bakımından Türk Edebiyatında Yüksek Lisans derecesi için yeterli bulduğumu beyan ederim. ………………………………………… Yrd. Doç. Dr. Süha Oğuzertem Tez Danışmanı Bu tezi okuduğumu, kapsam ve nitelik bakımından Türk Edebiyatında Yüksek Lisans derecesi için yeterli bulduğumu beyan ederim. ………………………………………… Doç. Dr. Nesrin Karaca Tez Jürisi Üyesi Bu tezi okuduğumu, kapsam ve nitelik bakımından Türk Edebiyatında Yüksek Lisans derecesi için yeterli bulduğumu beyan ederim. ………………………………………… Yrd. Doç. Dr. Oktay Özel Tez Jürisi Üyesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü’nün onayı ………………………………………… Prof. Dr. Erdal Erel Enstitü Müdürü ÖZET Ahmet Hamdi Tanpınar (1901-62), modern Türk edebiyatı içinde özellikle romanları ve şiirleriyle özgün bir yer edinmiş, yazdığı edebiyat tarihi, makaleler ve denemeler ile Türk edebiyatı çalışmalarına önemli katkılar sağlamıştır. Tanpınar yazdığı yazılarda şiir türüne özel bir önem vermiş, Türk edebiyatının gelişimini Türk şiirini merkeze alarak değerlendirmiştir. Bu tezde Tanpınar’ın şiir, Osmanlı şiiri ve Yahya Kemal üzerine yazdığı yazı ve yazı
    [Show full text]
  • The Poetry of Nazim Hikmet
    THE BELOVED UNVEILED: CONTINUITY AND CHANGE IN MODERN TURKISH LOVE POETRY (1923-1980) LAURENT JEAN NICOLAS MIGNON SCHOOL OF ORIENTAL AND AFRICAN STUDIES UNIVERSITY OF LONDON THESIS SUBMITTED FOR THE DEGREE OF PHD ProQuest Number: 10731706 All rights reserved INFORMATION TO ALL USERS The quality of this reproduction is dependent upon the quality of the copy submitted. In the unlikely event that the author did not send a com plete manuscript and there are missing pages, these will be noted. Also, if material had to be removed, a note will indicate the deletion. uest ProQuest 10731706 Published by ProQuest LLC(2017). Copyright of the Dissertation is held by the Author. All rights reserved. This work is protected against unauthorized copying under Title 17, United States C ode Microform Edition © ProQuest LLC. ProQuest LLC. 789 East Eisenhower Parkway P.O. Box 1346 Ann Arbor, Ml 48106- 1346 2 Abstract The thesis explores the ideological aspect of modern Turkish love poetry by focusing on the works of major poets and movements between 1923 and 1980. The approach to the theme of love was metaphorical and mystical in classical Ottoman poetry. During the period of modernisation (1839-1923), poets either rejected the theme of love altogether or abandoned Islamic aesthetics and adopted a Parnassian approach arguing that love was the expression of desire for physical beauty. A great variety of discourses on love developed during the republican period. Yahya Kemal sets the theme of love in Ottoman Istanbul and mourns the end of the relationship with the beloved who incarnates his conservative vision of national identity.
    [Show full text]
  • “Yeni Lisan”Da Edebiyat-I Cedide Eleştirisi
    ELEŞTİRİ / İNCELEME “YENİ LİSAN”DA EDEBİYAT-I CEDİDE ELEŞTİRİSİ Nâzım H. Polat Türk Dili dergimizin 820. sayısında, Millî Edebiyat hareketini başla- tan ilk “Yeni Lisan” yazısında1 Türk Derneğinin dil görüşlerine yapı- lan itirazlara,2 821. sayısında ise aynı yazıda Divan edebiyatına yö- neltilen eleştirilere3 değinilmişti. Her iki yazıda da itirazların sonuç olarak taktik bir hesaba dayandığı ifade edilmişti. İlk “Yeni Lisan” ya- zısındaki bazı eleştirilerin muhatabı ise Edebiyat-ı Cedidecilerdi. - Peki, aynı durum Edebiyat-ı Cedideciler için de geçerli değil midir? - Biraz “evet”, biraz “hayır”. Edebiyat-ı Cedide için yapılan eleştirilerin bazıları, temel görüş ayrılığına dayanmaktadır ve önde gelen Edebi- yat-ı Cedideciler, özellikle Fikret, âdeta sorgulanmaktadır Ama bu eleştirilerin yapılış biçiminde bazı ustaca taktikler de görülmektedir. - Neden? Yeni Lisan hareketi başladığında, tıpkı Türk Derneği gibi Edebiyat-ı Cedide topluluğu da dağılmış değil miydi? - Evet, Edebiyat-ı Cedide dağılalı 10 yıl olmuştu. Türk Derneği ise ça- lışmalarını sonlandırmış değildi ama en faal üyesi Köse Raif Paşaza- de Mehmet Fuat Bey Mayıs 1910’da Yemen’de görevlendirilince Der- nek sönük bir kovana dönmüş, bir yıl sonraki derlenip toparlanma çabaları da olumlu sonuç vermemişti. - Aynı şeyleri Edebiyat-ı Cedide topluluğu da yaşamamış mıydı? - Evet. Onların son zamanlarını bir hatırlayalım. 1 ? [Ömer Seyfettin], “Yeni Lisan”, Genç Kalemler, C II, S 1, 8 Nisan 1327 [21 Nisan 1911], s. 1-7. 2 “109. Yıldönümünde Yeni Lisana Eleştirel Bir Bakış”, Türk Dili, Yıl: 69, S 820, Nisan 2020, s. 14-23. 3 “ ‘Yeni Lisan’da Divan Edebiyatı Eleştirisi”, Türk Dili, Yıl: 69, S 821, Mayıs 2020, s. 14-23. 4 TÜRK DİLİ TEMMUZ 2020 Yıl: 69 Sayı: 823 ..Nâzım H.
    [Show full text]
  • Mehmet Emin Yurdakul'un Şiirleri Üzerine Söylem
    MEHMET EMİN YURDAKUL’UN ŞİİRLERİ ÜZERİNE SÖYLEM ÇÖZÜMLEMESİ Ayşegül ŞENAL Haziran 2019 DENİZLİ MEHMET EMİN YURDAKUL’UN ŞİİRLERİ ÜZERİNE SÖYLEM ÇÖZÜMLEMESİ Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı Yeni Türk Dili Programı Ayşegül ŞENAL Danışman: Dr. Öğr. Üyesi Abdullah BAĞDEMİR Haziran 2019 DENİZLİ i ÖN SÖZ Sosyal bilimlerde toplumu, kültürü, ideolojileri ve insanın davranışlarını anlamak için çözümlenecek bütüncül veri söylemdir. Bir iletişimi, bütünlüğü içinde ancak onun söylemi yansıtır. Söylem dilde büyük resmi gösterir, duyurur ve hissettirir. Söylem unsurları açısından yararlanılabilecek temel kaynakların başında yazılı eserler gelmektedir. Bu edebî ürünlerin günümüzde en önemlilerinden biri de edebî bir tür olan şiirdir. Bu nedenle bu çalışmada Türk edebiyatında ün kazanmış, başarılı şairlerden olan millî şair Mehmet Emin Yurdakul’un şiirlerinin “söylem” kuramı açısından katkısı belirlenmek istenmiştir. Çalışmamız üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, millî şair Mehmet Emin Yurdakul’un yetiştiği ortam, hayatı ve edebî kişiliği hakkında bilgi verilmiştir. İkinci bölümde “dil”, “şiir dili”, “söylem” ve “söylem analizi/çözümlemesi” kavramlarının açıklaması yapılmıştır. Metinde derin çıkarımlara olanak sağlayan “söylem çözümlemesi” yöntemi ve biçimlerine değinilmiş, incelemede kullanılacak olan dil bilimine bağlı olarak gelişen “sözceleme” kuramı hakkında yoğun bilgi verilmiştir. Çalışmanın son bölümünde Yurdakul’un “Biz Nasıl Şiir İsteriz”, “Anadolu’dan Bir Ses -Yâhud- Cenge Giderken”, “Sakın Kesme”, “Sabah” ve “Benim Ömrüm” olmak üzere beş şiiri “söylem çözümleme” biçimlerinden olan dil bilimine bağlı olarak gelişen “sözceleme” kuramı ile incelenerek şiirlerindeki genel söyleme ulaşılmış ve şiirlerinden yararlanmanın gerekliliği ortaya konmuştur. Yapılan şiir incelemelerinde Fevziye Abdullah Tansel’in hazırladığı “Mehmet Emin Yurdakul’un Eserleri-I. Şiirler”1 adlı yapıttaki şiirler esas alınmış, imla ve noktalama işaretlerinde kaynaktaki şekline bağlı kalınmıştır.
    [Show full text]
  • Between Turkish Nationalism and Western Civilization: Kemalist History Textbooks in the 1930S
    BETWEEN TURKISH NATIONALISM AND WESTERN CIVILIZATION: KEMALIST HISTORY TEXTBOOKS IN THE 1930S by PATRICK CHRISTIAN HELMUT SCHILLING Submitted to the Institute of Social Sciences in partial fulfillment of the requirements for the degree of Master of Arts Sabancı University August 2016 © Patrick Christian Helmut Schilling 2016 All Rights Reserved ABSTRACT BETWEEN TURKISH NATIONALISM AND WESTERN CIVILIZATION: KEMALIST HISTORY TEXTBOOKS IN THE 1930S PATRICK CHRISTIAN HELMUT SCHILLING History M.A. Thesis, August 2016 Thesis Advisor: Asst. Prof. Dr. Yusuf Hakan Erdem Keywords: Historiography, History Textbooks, Early Republican Era, Kemalism, Turkish Nationalism This thesis provides a detailed analysis of the historical narrative contained in the 'Tarih' history textbooks used in the secondary schools of the Turkish Republic in the 1930s. It argues that the shape of this narrative was determined by pragmatic, ideological and historiographical factors. Pragmatically, it was intended to support the program of nation-building and secularizing/westernizing reform embarked on by the Turkish state in the 1920s and 1930s. Ideologically, it reflected the nationalist, positivist and secularist outlook of the early republican Kemalist elite. In historiographical terms, it was influenced by a variety of narratives regarding the history of the Turkish nation that had been developed in the final decades of the Ottoman Empire. The thesis is divided into three chapters. The first chapter provides an account of the Turkish state's twin programs of nation-building and westernizing/secularizing reform throughout the 1920s, and a discussion of the ideological background to these programs. The second chapter presents a brief account of the writing of the new national history, and places this history in its historiographical context.
    [Show full text]
  • GARİP ŞİİRİ.Pdf
    TÜRK ŞĐĐRĐNDE GARĐP HAREKETĐ Yasemin MUMCU AY * ÖZET Orhan Veli Kanık, Oktay Rifat Horozcu ve Melih Cevdet Anday’ın temsilciliğini yaptığı Garip hareketi, Cumhuriyet sonrası Türk şiirinin dönüm noktalarından birini oluşturmaktadır. Garip şairlerinin verdiği örnekler, gerek şiire getirdikleri şekil özellikleri gerekse muhtevada yaptıkları radikal yeniliklerle etkisini günümüze kadar sürdürmüştür. Bu çalışmanın amacı Garip şiirinin ortaya çıktığı dönemin koşulları, temsilcilerinin etkilendiği akımlar ve kişiler, Garip şiirinin ortaya çıkışı, gelişmesi, yarattığı etkiler, aldığı olumlu ve olumsuz eleştiriler ve sonlanışı hakkında genel bir bilgi vermektir. Anahtar Kelimeler : Garip, Cumhuriyet, şiir, yeni- lik GARĐP MOVEMENT IN TURKISH POETRY ABSTRACT The Garip movement, of which Orhan Veli Kanık, Oktay Rifat Horozcu ve Melih Cevdet Anday were the representatives, constitues one of the turning points in Turkish poetry. The examples The Garip poets gave have kept its own effects so far not only with form charactericts they brougt to the poetry but also with radical innovations they made in content. The purpose of this study is to give general information about the conditions during the period in which Garip poetry appeared, trends and people that affected its representatives, appearence of Garip poetry, its * Yrd. Doç.Dr., Adnan Menderes Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, [email protected] Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 4 /1-II
    [Show full text]
  • Yeni Türk Edebiyatında Kaynak Olarak Poetika
    YENĐ TÜRK EDEBĐYATINDA KAYNAK OLARAK POETĐKA Âlim GÜR * Bedia KOÇAKOĞLU ** ÖZET Yunanca poiétiké kelimesinden türeyen ve “yap- mak, üretmek, yaratmak” gibi anlamlara gelen poetika, genel olarak bütün sanat dallarını kapsamakta ancak günümüzde yaygın olarak şiir türünü içermektedir. Şiir sanatı üzerine teorilerin sistematiği, bütünü, ilmi anla- mına gelen poetika, Aristo’nun aynı adlı eserinde ilk kez terim olarak kullanılmıştır. Aristo’dan bu yana çok hızlı bir seyir izleyen kav- ram, zamanla dünya çapında önemli bir disiplin halini almıştır. Günümüzde de daha çok şiirle alakalı her türlü meseleyle ilgilenen bir alan olmuştur. Poetika, Klasik çağda verilen ilk örnekten sonra Batıda Eflatun, Horatius, Longinus gibi isimlerle gelişme göstermiş, özellikle 20. yüzyılda bir araştırma yöntemi haline gelmiştir. Cahiliye döneminde bir şarkı formu olarak ortaya çıkan şiirle ilgili, Batı’ya oranla daha nitelikli, poetik ör- neklere rastlamak mümkündür. Poetik gelenek Araplar- dan Đslamiyeti kabul eden Đranlılara oradan da Türklere geçmiştir. Fars edebiyatında daha çok eski öğretilerin de- vamı şeklinde gelişen ve süslü söyleyişleriyle öne çıkan şiir hakkında, Türkçeye çevrilmiş çok fazla teorik çalış- maya rastlanmaz. Anılan yollarla Osmanlı şiirine de ge- çen poetik yaklaşım, Divan edebiyatında başlı başına bir * Doç. Dr., Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bö- lümü, [email protected] ** Arş. Gör., Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bö- lümü, [email protected] Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 4 /1-I Winter 2009 80 Âlim GÜR-Bedia KOÇAKOĞLU kitap halinde verilmese de şairlerin divanlarındaki beyit- lerde, dîbâcelerde, tezkirelerde yer yer kendini göster- mektedir. Türk Edebiyatında ilk defa Necip Fazıl tarafından Büyük Doğu dergisinde kullanılan kavram, Tanzimat’tan günümüze genel olarak, gerçek-hayal tartışması etrafında ele alınmıştır.
    [Show full text]