BİLDİRİ ÖZETLERİ

KURULTAY DÜZENLEME KURULU

FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ

1. DOÇ. DR. BEKİR SAVAŞ 2. DOÇ. DR. İMRAN KARABAĞ 3. YRD. DOÇ. DR. BİLGE ÖZTÜRK 4. ARŞ. GÖR. ELÇİN KANDİLCİ

EĞİTİM FAKÜLTESİ

1. YRD. DOÇ. DR. DİLEK FİDAN 2. YRD. DOÇ. DR DOĞAN YÜKSEL 3. YRD. DOÇ. DR. BANU İNAN KARAGÜL

1 KONUŞMA ve BİLDİRİ BAŞLIKLARI

Davetli konuşmacılar Konuşma Konuları

Prof. Dr. İclâl Ergenç Beyindeki Dil ve Cinsiyet Prof. Dr. Nalân Büyükkantarcıoğlu Türk Politika Söyleminde Retorik Sorular Prof. Dr. V. Doğan Günay Dil Politikaları ve Türkçenin Yabancı Dil olarak Öğretimi

Bildiriler ve Konuşmacıları Konuşma Başlıkları Syf

Yuvarlak masa toplantısı Türk İşaret Dili (TİD) Üzerinde Farklı Alan ve 5 Yönetici; Sumru Özsoy Boyutlarda Yürütülmekte Olan Çalışmaların Yöntem ve Konuşmacılar Bulguları Çerçevesinde Görsel Bir Dilin Özelliklerinin İrdelenmesi 1 Aslı Göksel, Emre Hakgüder, İşaret Dillerinde Karmaşık Tümceleri Belirlemek: TİD 6 Meltem Kelepir (Türk İşaret Dili) Üzerine bir Yöntem ve Betimleme Çalışması

2 Selçuk İşsever, Bahtiyar Çift-kanallı İkidillilikte Sözdizimsel Öykünme ve Koşut 7 Makaroğlu, İclal Ergenç, Yapılar

3 Cihat Eryiğit Türk İşaret Dili Sözlüklerinin Çevrimiçi Ortamda 9 Birleştirilmesi Çalışmaları

Bireysel Bildiriler Bildiri Başlıkları

1 Aslı Özkul Türkçede -lA Eki ile Türemiş Fiillerin Olay ve Temel 10 Öğe Yapısı

2 Ayda Sevin Türkçede Hareket Olaylarının Anlatımında Yol ve Tarz 11

3 Bekir Savaş Üniversite Öğrencilerinin Eleştirel Deneme 12 Metinlerinde Dil-düşünce İlişkisinin İzleri

4 Caner Çetiner, Mehtap Aral Çeviri Bellekleri ve Bilişsel Sürece Etkisi: Basılı 14 Sözlüklerden Ekrandaki Belleklere Kayan Dokunuşlar

5 Çiler Hatipoğlu Yabancı Dil Olarak Türkçede 'Sarih' Özürler 15

6 Didem Gökçay, Sahura Sözcüksel Karar Verme Görevinde Duygu Faktörünün 16 Ertuğrul Etkisi

7 Dilek Peçenek Dil ve Dilbilgisi Eğretilemelerine İlişkin Gözlemler 18

8 Ecehan Sönmez, Nalan Babür, Türkçede Yazma Becerisinin İncelenmesi: Dilbilimsel 19 Belma Haznedar ve Bilişsel Süreçler

9 Elçin Esmer Mahkeme Duruşma Tutanaklarında Yer Alan Sanık 20 İfadelerinde Kiplik Biçimbirimleri Aracılığı ile Tutumun Kodlanışına Yönelik Gözlemler

2 10 Elifcan Öztekin, Belma Dillerarası Etkileşim: Çokdilli Ortamlarda Sözdizimsel 22 Haznedar Gelişim ve Adıl Düşürme

11 Emel Kökpınar Kaya, Türkiye Gazetelerinde Suriyeli ‘mültecilerin’ Söylemsel 24 Oktay Çınar, Emre Yağlı Gösterimleri: Suriyeliler Üzerine ‘tehdit’ ve ‘mağdur’ Çerçevesinde Farklı Tartışmalar

12 Engin Arık, Pınar Öztop Yaratıcı ve Yaratıcılık: Anlam, Gönderim ve 25 Kavramsallaştırma 13 Filiz Çetintaş Yıldırım Çünkü Bağlacını İçeren Tümcelerde Öznellik Sunumu: 26 Süreli Yayınlardaki Görünümler

14 Hazel Zeynep Kurada, Özgür Broca Afazide Olasılık Kipliği Etkisi: Anlambilimsel 27 Aydın,Tuba Yarbay Duman Karmaşa

15 Mehmet Aygüneş, Özgür İkinci Dilde Sözdiziminin İşlemlenmesinde Birinci Dilin 28 Aydın, Tamer Demiralp Etkisi: Olaya İlişkin Beyin Potansiyelleri (OİP) İncelemesi

16 Mehmet Erguvan Disiplinlerarası Etkileşim Çerçevesinde Çeviribilim- 30 Edimbilim İlişkisine İletişim Odaklı Yaklaşım

17 Meltem Sargın Politik Söylemde Balkon Konuşmaları: Karşılaştırmalı 32 Bir Çözümleme 18 Meltem Sargın, Özgür Koşaner Erkek Eşcinsellerin Konuşmasını Farklılaştıran 33 Özellikler Üzerine Akustik ve Sesbilimsel Bir Araştırma

19 Murat Özgen Türkçe KDB Yapılarında Eksik Olan Ne? 34

20 Nazlı Baykal Değerlendirme Kuramı Açısından Türkler ve Türkçe 35

21 Orhan Varol, Jochen Rehbein İkidilli Çocukların Sözceleri Arasındaki Bağıntılar: 36 Türkiye’nin Farklı Bölgelerinden Örneklerle

22 Ömer Demircan Birimsel Ayrımlar, Bürünsel Uyumlar 37

23 Özge Cengiz, Hamide Çakır Öğretmen Soruları: Açık Uçlular Kapalı Uçlulara Karşı! 38

24 Özgün Koşaner Türkçede Sayıların Biçim-Sözdizimsel Özellikleri 39

25 Seda Gökmen Okul Öncesi Dönemde (5.0-6.0 Yaş) Anlamsal ve 40 Algısal Ulamlar 26 Sevgi Şahin, Çiler Hatipoğlu, Türkçede Eşit Statüdeki Konuşucuların Reddetme 41 Sözeylem Stratejilerine Bir Bakış

27 Soner Akşehirli Türkçede Sıfat Dizilim Sınırlılıkları 42 28 Songül Ercan, Bilge Öztürk Tarih Ders Kitaplarında Metin Tipi ve Ünite Sonu 43 Soruları İlişkisi

29 Tacettin Turgay Türkçe’de Sonuç Bildirgeli Gösterimli Yapılar 45

30 Tuğba Çelik, Kamil İşeri Türkçe Ders Kitaplarında Aile ve Akrabalık 46 Sercan Demirgüneş, Kavramlarına Dönük Bir Çözümleme

3 31 Tuğba Tülü Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi Sınıflarında 47 Sözcük Öğretiminde Tanım Türlerinden Yararlanma

32 Umut Yozgat, Mübeccel Türkçe için Bir Eylem Ağı Çalışması 48 Çubukçuoğlu, Ceyda Ekici, Murat Özgen, Ç. Can Birant

33 Ülkü Çevik Şavk Türkiye Nogaycasi: Dil durumu ve Dili Yaşatma 49 Çabaları

34 Zeynep Erk Emeksiz Eski Türkçede Algı Eylemleri ve Çok Anlamlılık: Eşid, 50 TıNla ve Tuy

35 POSTER Bildiri Türkçe İşaret Dilinde (TİD) Seslem Yapısının 51 Bahtiyar Makaroğlu, Pınar Dağılımsal Görünümleri Bekâr

4 BİLDİRİ ÖZETLERİ

YUVARLAK MASA TOPLANTISI Türk İşaret Dili (TİD) Üzerinde Farklı Alan ve Boyutlarda Yürütülmekte Olan Çalışmaların Yöntem ve Bulguları Çerçevesinde Görsel Bir Dilin Özelliklerinin İrdelenmesi

Yönetici: Sumru ÖZSOY Boğaziçi Üniversitesi

İşitme engelli bireyler ve işitme kaybı olmayan fakat işitme engelli aile bireyleriyle işaret diliyle anlaşan bireyler tarafından kullanılan doğal diller olan işaret dilleri üzerine yürütülen dilbilim çalışmaları tüm dünyada ancak son 30-40 yıl içinde ivme kazanmıştır. Ülkemizdeki işitme engellilerin iletişim aracı olan Türk İşaret Dili (TİD) üzerine çalışmaların tarihçesi ise 10 yılı geçmemektedir.

TİD üzerine yapılan bilimsel çalışmalar son yıllarda ivme kazanmış olmasına karşın halen TİD’in kapsamlı bir kaynak dilbilgisi kitabı bulunmamaktadır. Bir dilin betimlemeli dilbilgisinin bulunması, o dilin ölçününün belirlenmesi, öğretim ve eğitiminin temelinin oluşturulması ve dil üzerinde çalışmak isteyen araştırmacılara dilin yapısı hakkında bilgi kaynağının oluşturulmasında en büyük etkendir. Halen TİD’in yazılı bir dilbilgisi kitabı olmamasının nedenlerinden biri işitme engellilerin iletişimini sağlayan işaret dilleri için, dolayısıyla TİD için, dilbilgisinde hangi kavram ve ulamların temel oluşturduğu henüz belirlenememiş olmasıdır. Bu açıdan TİD’in yapısal özelliklerinin betimlenmesi gerekmektedir.

İşaret dili çalışmalarının bir başka boyutu da anadilleri görsel ve sesli dil olan çift-dillilerin dil üretim süreçlerinin niteliğidir. Çift-kanallı dil üretiminde yer alan iki dilin bağımsız dilbilgisel bileşenlerde üretildiğini Bu bağlamda TİD ile eklemeli bir dil olan Türkçe’yi anadili olarak edinmiş olan çift-kanallı ikidilli bireylerin dil üretimi üzerine yürütülecek çalışmalar, çift-kanallı dil üretiminde yer alan iki dilin bağımsız ya da örtüşen dilbilgisel bileşenlerde üretildiği sorunsalına açıklık getirmesi bakımından büyük önem taşımaktadır.

İşitme engellilere yardımcı teknolojiler olarak özel bilgisayar destekli çözümlerin tasarlanması gerekmektedir. Halen ülkemizde konuşma dilini duyamayan, yazılı metinleri anlamakta güçlük çeken işitme engelli bireyler için bu konuda teknolojik boşluk bulunmaktadır. Teknolojik destek verilebilecek alanlardan biri sözlük oluşturulmasıdır. Birçok kaynakta TİD için geliştirilmiş olan sözlükler bulunmasına karşın bu sözlükler bütünleştirilmiş, etkileşimli çevrimiçi bir TİD sözlüğü niteliğini taşımamaktadır. İşaret dilleri için geliştirilecek olan sözlük programında bu eksikliklerin giderilmesi amaçlanmaktadır.

Yuvarlak masada önerilen sunumlar TİD üzerine yukarıda belirtilen alanlardaki çalışmaları yansıtmayı ve tartışmayı amaçlamaktadır.

5

İşaret Dillerinde Karmaşık Tümceleri Belirlemek: TİD (Türk İşaret Dili) Üzerine bir Yöntem ve Betimleme Çalışması Aslı GÖKSEL, Emre HAKGÜDER, Meltem KELEPİR Boğaziçi Üniversitesi

İşaret dillerinde yantümceleştirici biçimbirimlerin yokluğu (Tang & Lau 2012) ve konuşulan dillerde yantümceleri ayrıştıran kimi özelliklerin (Bošković 1997) işaret dillerindeki varlığının henüz tam saptanamamış olması işaret dilleri bağlamında yantümcelerin varlığını araştırmada başka unsurlara bakmayı zorunlu kılmaktadır. Alanyazındaki az sayıda çalışmada (Padden 1988, Geraci ve ark. 2008) bu konuda bazı önerilerde bulunulmuştur. Çalışmamızda (i) TİD verilerine dayanarak bir tümcenin yantümce olup olmadığını anlamaya yönelik geliştirdiğimiz kıstasları, (ii) bu kıstasları uygulayarak ayrıştırdığımız yantümce çeşitlerini, (iii) yantümcesi olan tümcelerde sözdizim ve ezgi özelliklerine ilişkin gözlem ve çözümlemelerimizi sunmayı amaçlıyoruz. Gözlemlerimiz TİD’de yantümcelerin varlığını kesinleştirmektedir. Çalışmamız TİD’i anadili olarak kullanan katılımcıların serbest ve yarı yapılandırılmış konuşmalarıyla birkaç aşamalı 6 deneye dayanmaktadır (toplam 22 kişi).

Bu sunumda üzerine eğileceğimiz ilk konu bağımsız tümcelerin ezgi özelliklerin bakarak art arda sıralanmış tümcelerin bağımlı olup olmadıklarını anlamaya yöneliktir (Bkz. Gökgöz & Arık 2011, Wilbur & Patschke 1998). Buna ek olarak (kimini kendimiz geliştirdiğimiz) aşağıdaki sözdizimsel ve ezgisel özelliklerin karmaşık tümcelerin varlığını belirlemede yerini tartışacağız. (i) ana eylemin tümcedeki yeri ve bunun yantümce çeşitlerini anlamadaki işlevi (ii) soru öbeklerinin yeri ve bunun yantümcesellikle ilişkisi (iii) alanyazında Amerikan İşaret Dili bağlamında kullanılmış olan adıl öznelerin yeriyle ilgili testin TİD’de geçerliliği (iv) soru tümcelerinin ezgisel özelliklerinin (Göksel & Kelepir 2013) soru yantümcelerine ne şekilde yansıdığı (v) olumsuzluğun yayılma alanı (vi) el dışı hareketlerin belirleyiciliği ve yayılma alanı

Çalışmamızda bu teslerin işaret dilleri yapısı bağlamındaki yerini tartışacağız, ve bunların sonucunda TİD’de yantümcelerin varlığını savunacağız.

Temel Kaynaklar

Bošković, Ž. (1997). The syntax of nonfinite complementation. Cambridge: MIT Press. Geraci, C., C. Cecchetto & S. Zucchi. (2008). Sentential complementation in Italian Sign Language. In Michael Grosvald & Dionne Soares (eds.), Proceedings of the 38th Western Conference on Linguistics, 46–58. Davis, CA: California State University. Gökgöz, K. & E. Arık. (2011). Distributional and syntactic characteristics of nonmanual markers in Turkish Sign Language (Türk İşaret Dili, TİD). MIT Working Papers in Linguistics 62: Proceedings of the 7th Workshop on Altaic Formal Linguistics. 63–78. Göksel, A. & M. Kelepir. 2013. The bifurcation of the functions encoded by a single articulator: The HEAD in TİD questions. Sign Language & Linguistics, 16/1:1-31. Padden, C. 1988. Interaction of morphology and syntax in American Sign Language. New York: Garland. Tang, G. & P. Lau. 2012. Coordination and subordination. Pfau, R., M. Steinbach & B. Woll (y.h.), Sign languages. An international handbook, 340–364. Berlin: De Gruyter Mouton. Wilbur, R. B. & C. G. Patschke. (1998). Body leans and the marking of contrast in American Sign Language. Journal of Pragmatics 30. 275–303.

6

Çift-kanallı İkidillilikte Sözdizimsel Öykünme ve Koşut Yapılar Selçuk İŞSEVER, Bahtiyar MAKAROĞLU, İclâl ERGENÇ Üniversitesi

Çift-kanallı ikidilli üretimde (bimodal bilingual production) gözlemlenen kaynaştırma (blending) türlerinden biri olan sözdizimsel öykünme (syntactic calque), eşzamanlı olarak üretilen yapılarda dillerden birinin sözdizimsel yapısının diğer dildeki yapıyı etkilemesidir. Örneğin, Donati ve Branchini (2013) tarafından İtalyanca-LIS (İtalyan İşaret Dili) ikidilli verisinde gözlemlenen (1)- (2)’deki örneklerde her iki dilin de, farklı sözcük dizilişlerine sahip olmalarına karşın, ya İtalyanca’nın (1) (ÖEN) ya da LIS’in (2) (ÖNE) sözcük dizilişini izlediği görülmektedir: (1) Una bambina va allo zoo [İtalyanca] KIZ GİTMEK HAYVANAT-BAHÇESİ [LIS] ‘Bir kız hayvanat bahçesine gidiyor’ (2) Il papà la mamma la sorella mangiato finito [İtalyanca] BABA, ANNE, KIZKARDEŞ YEMEK BİTMEK [LIS] ‘Baba, anne ve kızkardeş yemeyi bitirdi’

Türkçe-TİD çift-kanallı ikidillilik verisi incelendiğinde, sözdizimsel öykünmelerin sözcük dizilişiyle sınırlı olmadığı görülmektedir. Örneğin, destek ver- bileşik eylemi TİD’de tek bir eylemle ifade edilmesine karşın, (3)’teki çift-kanallı üretimde Türkçenin etkisiyle aslında TİD yapısında bulunmaması gereken VERMEK yardımcı eyleminin eklendiği, (4)’te ise TİD’de alışkanlık görünüşünün (habitual aspect) gerçekleşmesini sağlayan eylem yinelemesinin, bu dilin etkisiyle Türkçeye aktarıldığı görülmektedir. Ayrıca, TİD’de görünüş ulamının gerçekleşmesi belirteç yinelemesini de içermekte ve (5)’te görüldüğü gibi çift-kanallı üretimde bu yapı da Türkçeye aktarılabilmektedir. (3) Şimdi devlet biraz destek veriyor [Türkçe]

ŞİMDİ DEVLET BİRAZ 3TKDESTEKLEMEK1TK 3TK *VERMEK1TK [TİD] (4) ?Öğrendim öğrendim öğrendim geliştirdim [Türkçe] ÖĞRENMEK ÖĞRENMEK ÖĞRENMEK GELİŞTİRMEK [TİD] (5) ??/*Anlık anlık anlık yaşamak olmaz [Türkçe] ANLIK ANLIK ANLIK YAŞAMAK YOK [TİD]

Çift-kanallı ikidillilikte bir koşutluk kısıtlaması (parallelism constraint) bulunmamasına karşın (Donati ve Branchini, 2013), (3)-(5)’teki örneklere benzer sözdizimsel öykünme türündeki kaynaştırmalarda gözlenen koşutlaştırma eğilimi dikkat çekicidir. Çift-kanallı dil üretiminin doğurduğu bilişsel işlemleme yükünü azaltmak amacını taşıdığını düşündüğümüz bu olgunun, özellikle hedef dilin dilbilgisine uyma zorunluluğu olmadığı düşünüldüğünde, çift-kanallı ikidilli bireylerin dilbilgisinde oynadığı rol ve ortaya çıkan yapıların hangi dilbilgisel süreçleri içerdiği ve dilbilgisel olarak nasıl çözümlenmeleri gerektiği açıklanmaya muhtaçtır. Bu sorular bağlamında bu çalışmada, Türkçe-TİD çift-kanallı ikidilli bireylerden toplanan dil verisi incelenerek paralelleştirme eğilimi sergileyen yapıların kapsamlı bir betimlemesi yapılacak ve bu yapıların üretiminin dilbilgisel olarak nasıl açıklanması gerektiği, çift-kanallı dil üretiminde yer alan iki dilin bağımsız dilbilgisel bileşenlerde üretildiğini öngören Etkileşimsel Dil Üretim Modeli (ör. Emmorey ve diğ., 2008) ve bunların tek bir sözdizimsel yapıda üretildiğini, görünürdeki farklarının ise Sesçil Biçimde (phonetic form) ele alınması gerektiğini iddia eden Minimalist Dil Üretim Modeli (ör. Donati ve Branchini 2013, MacSwan, 2000) bağlamında tartışılacaktır.

7 Temel Kaynaklar

Chomsky, N. (1995). The Minimalist Program. Cambridge: MIT Press. Chomsky, N. (2001). Derivation by phase. M. Kenstowicz (haz.) içinde, Ken Hale: A life in language (s. 1-52). Cambridge: MIT Press. Donati, C. ve Branchini, C. 2013. Challenging linearization: Simultaneous mixing in the production of bimodal bilinguals. T. Biberauer ve I. Roberts (Der.) içinde, Challenges to linearization (pp. 93-128). Berlin/Boston: Mouton de Gruyter. Emmorey, K., Borinstein, H. B., Thompson, R., Gollan, T. H. (2008). Bimodal bilingualism. Bilingualism: Language and Cognition 11(1), 43-61. MacSwan, J. (2000). The architecture of the bilingual language faculty: Evidence from intrasentential code switching. Bilingualism: Langage and Cognition 3(1), 37-54.

8 Türk İşaret Dili Sözlüklerinin Çevrimiçi Ortamda Birleştirilmesi Çalışmaları Cihat ERYİĞİT İstanbul Teknik Üniversitesi

Bu çalışmada TİD için çevrimiçi sözlük platformu (Eryiğit ve diğ. 2015) üzerinde yapılan geliştirme çalışmaları sunulmaktadır. Amacı kayıtlı kullanıcıların yeni terimleri ekleyebildikleri ve mevcut terimleri tartışabildikleri etkileşimli çevrimiçi bir TİD sözlüğü geliştirmek olan TİD sözlük platformu akıllı cihazlar üzerinde çalışarak, kullanıcıların, bir işaretin görüntüsünü saniyeler içerisinde resim veya video olarak platforma yüklemelerine ve sosyal bir platformda tartışmalarına olanak sağlamaktadır. Platformda her işaret tekil bir girdiye eşleştirilmiş olup tekil/eşşiz bir şekilde ifade edilmektedir. İşaretler video klipler veya 3-D animasyonlar ile görüntülenebilmektedirler.

Sözlük ayrıca her işaretin anlam bilgisi ve dilbilimsel ulamı belirtmektedir. İçinde bulunduğumuz bilgi çağında her türlü veri görsel ve işitsel olarak elektronik ortamda paylaşılmakta ve bilgiye erişim her gün daha hızlı ve kolay hale gelmektedir. Fakat ne yazık ki konuşma dilini duyamayan, yazılı metinleri anlamakta güçlük çeken işitme engelli bireyler için bu konuda halen teknolojik boşluk bulunmaktadır. İşitme engellilere yardımcı teknolojiler olarak özel bilgisayar destekli çözümlerin tasarlanması gerekmektedir.

Çevrimiçi sözlükler, bu amaç doğrultusunda bir ilk adım niteliğindedir ve buluşun önemli bir bileşenini oluşturmaktadırlar. Hem işitme engelli bireyler hem de bu bireylerle iletişim ihtiyacı olan bireyler bu sözlüklere iletişimin vazgeçilmez bir aşaması olarak ihtiyaç duymaktadırlar. Oldukça az miktarda işaretli elektronik veri kaynağına sahip olan Türkçe’nin yanı sıra Türk İşaret Dili alanında da elektronik işlenebilir veri eksikliği yaşanmaktadır. Literatürde TİD için sözlük oluşturma konusunda girişimler olsa da, bunlar uluslararası alandaki mevcut teknolojik ilerlemeleri kullanmamaktadırlar. Bu açığı kapatmak üzere Eryiğit ve diğ. (2015) literatürde ilk kez TİD için çevrimiçi etkileşimli bir sözlük platformu ortaya koymuşlardır. Bu çalışmada alanda yapılan gelişmeler ayrıntılı bir biçimde ele alınmaktadır.

Temel Kaynaklar

Eryiğit,C., H. Köse, G. Eryiğit, M. Kelepir-Woods, A. S. Özsoy, Türk İşaret Dili için etkileşimli çevrimiçi sözlük platformu, XVII World Congress of the World Federation of the Deaf, İstanbul, 2015. Johnston T., (2013), Auslan Corpus Annotation Guidelines, http:// media.auslan.org.au/attachments/AuslanCorpusAnnotationGuidelines_Johnston.pdf

9 BİLDİRİ ÖZETLERİ

Türkçe’de -lA Eki ile Türemiş Fiillerin Olay ve Temel Öğe Yapısı Aslı ÖZKUL Bilgi Üniversitesi

-lA ekinin Türkçe’de fiillerde çok geniş bir kullanım alanı vardır. Bu ekin asıl görevi isimlerden ve sıfatlardan fiil türetmektir. Biz bu çalışmamızda -lA ile türemiş fiillerin anlamsal olarak aynı olay yapısına (event structure) sahip olup olmadığını ve temel öğe yapısı (argument structure) bakımından aynı gruba dâhil olup olmadıklarını incelemekteyiz. -lA ile türemiş fiiller anlamlarına göre şöyle gruplandırılabilir: sağlama fiilleri (locatum verbs), yer (location) filleri, araç (instrument) fiilleri, tarz bildiren (manner) fiiller, duyulara hitap eden (emission) fiiller ve durum değişimi gösteren (change of state) fiillerdir. Bu makalede -lA ekinin özelliklerini olay yapısı bakımından sözcüksel düzeyde Rappaport Hovav (1993) analizini ve sözdizim düzeyinde Hale and Keyser (1993) analizini takip ederek incelemekteyiz. Her iki analiz de -lA ekiyle ortaya çıkan tek bir olay yapısının olmadığını ortaya koymaktadır. Diğer bir deyişle, -lA ekinin sözcüğe kattığı tek bir olay yoktur. Bu ekin event yapısında çok farklı görevleri bulunmaktadır. Temel öğe yapısı bakımından gözlemimiz ise, -lA ekinin çoğunlukla geçişli fiil türettiği yönünde. Yer, sağlama ve araç fiilleri temel öğe yapısı bakımından bu kategoriye girmektedir. Öte yandan, bu ek tek temel öğeli fiiller de türetmektedir. Bu kategorideki filler çoğunlukla duylara hitap eden fiiler ve tarz bildiren fiillerdir. Durum değişimi gösteren fiiller ise tek temel öğeli ya da iki temel öğeli olarak karşımıza çıkabilmektedir. Bu yüzden, bu makalede -lA ekinin arguman yapısında tek bir değişikliği kodlamadığı fonksiyonlarının çok yönlü olduğu saptanmıştır. Aşağıdaki tabloda -lA ekinin olay ve temel öğe yapısı hakkındaki analizimizin özetini bulunmaktadır:

Olay yapısına göre fiiller Temel öğe sayısına göre fiiller Örnek cümleler a. Tarz bildiren Özneli geçissiz Kedi miyavladı. [ x ACT ]

b. Araç bildiren Geçişli Çocuk çorbayı kaşıkladı. [ x ACT ]

c. Sağlama bildiren Geçişli Ali koliyi bantladı. [ x CAUSE [ BECOME [ x WITH ] ] ] d. Yer bildiren Geçişli Ali sütü şişeledi. [ x CAUSE [ BECOME [ x ] ] ] e. İçsel değişim bildiren Özneli geçissiz Kulağım çınladı. [ x ] (state)

f. Dışsal değişim bildiren Geçişli Ali masayı kuruladı. [ [ x ACT ] CAUSE [BECOME [ y ]]] Özneli geçissiz Bardak çatladı.

Temel Kaynaklar

Clark, E. V. & Clark, H. H. (1979). When Nouns Surface as Verbs. Langugage, 767-811. Hale, K. & Keyser, S. J. (1991). On the syntax of argument structure. Lexicon Project Working Papers, Center for Cognitive Science, Massachusetts Institute of Technology. Pustejovsky, J. (1991). The syntax of event structure. Cognition 41:47-81. Rappaport Hovav, M., & Levin, B. (1998). Building verb meanings. In The projection of arguments: Lexical and compositional factors, ed. Miriam Butt and Wilhelm Geuder. Stanford, California: CSLI Publications

10 Türkçede Hareket Olaylarının Anlatımında Yol ve Tarz Ayda SEVİN Ankara Üniversitesi

Talmy (1985)’in tipolojik sınıflandırmasına göre Türkçe, yolun ana hareket eyleminin içinde kodlandığı, tarzın ise çoğunlukla belirtilmediği veya belirteçler vb. ile eylem dışında kodlandığı “eylem çerçeveli” veya “yol çerçeveli” diller sınıfına girmektedir. Bu çalışmada Türkçenin genel olarak bu sınıflandırmaya uygun olduğu -kısıtlı bir veriye dayanıyor olunmasına karşın- edinilen bulgular sonucunda doğrulanmakla birlikte, eylemin içerdiği yol kavramının anlamsal içeriği, özellikle de yön belirliliği bakımından farklılıklar gösterdiği ve buna bağlı olarak da yalnızca ana eylem üzerinde kodlanmayabildiği anlaşılmıştır.

Buna bağlı olarak, bu çalışmada yolun ana eylemde ne tür farklı biçimlerde kodlandığı ve ana eylem dışında yol ifade etmekte kullanılan diğer araçlar tartışılmaktadır. Bu çerçevede, yolun tarz ile ilişkisinin de hareket olayının anlatımında belirleyici olabildiği görülmüş ve veri tabanının kısıtlılıkları dâhilinde ele alınmıştır.

Çalışmada Türkçede yol ve tarz anlatımında karşılaşılan ve istatistiki olarak da önemli olduğu görülen anlamsal ayrımlar belirlenmekte, bunların bilişsel temelleri ve sonuçları tartışılmakta, hareket eylemlerinin sınıflandırılması ve çocuk/yetişkin dili arasındaki hareket olayları ile ilgili bazı kullanımsal farklılıkların yol/tarz ilişkisi aracılığıyla temellendirilmesine ilişkin bir değerlendirilme sunulmaktadır.

Temel Kaynaklar

Gennari, S. P., Sloman, S. A., Malt, B. C., & Fitch, W. T. (2002). Motion Events in Language and Cognition. Cognition, 83, 49-79. Özçalışkan, Ş. (2003). Typological Variation in Encoding the Manner, Path, and Ground Components of a Metaphorical Motion Event. Annual Review of Cognitive Linguistics University of Chicago. Özçalışkan, Ş. & Slobin, D. I. (2003). Manner of Motion in Turkish and English. A. S. Özsoy, D. Akar, M. Nakipoğlu-Demiralp, E. Erguvanlı-Taylan, & A. Aksu-Koç (Eds.) (2003). Studies in Turkish Linguistics (pp. 259-270). İstanbul : Boğaziçi Üniversitesi. Özyürek, A., & Özçalışkan, Ş. (2000). How Do Children Learn to Conflate Manner and Path in Their Speech and Gestures? Differences in English and Turkish. E. V. Clark (Yay.), The Proceedings of the Thirtieth Annual Child Language Research Forum (pp. 77-85). Stanford, CA: CSLI Yayınları. Pourcel, S. (2004). What Makes Path of Motion Salient? Proceedings of the Berkeley Linguistics Society, 30, 505-516. Slobin, D. I. (1996). Two Ways to Travel: Verbs of Motion in English and Spanish. M. Shibatani & S. Thompson (Eds.), Grammatical Constructions: Their Form and Meaning. Oxford: Oxford Üniversitesi Yayınları. Slobin, D. I. (2004). The Many Ways to Search for a Frog: Linguistic Typology and the Expression of Motion Events. S. Strömqvist & L. Verhoeven (Eds.) (2004), Relating Events in Narrative: Vol. 2. Typological and Contextual Perspectives (pp. 219-257). Mahwah, NJ: Lawrence Erlbaum Associates. Papafragou A. & Selimis S. Lexical and Structural Cues for Acquiring Motion Verbs Cross-Linguistically. Delaware Üniversitesi ve Atina Üniversitesi. Talmy, L. (2000). Toward a Cognitive Semantics: Vol. II: Typology and Process in Concept Structuring. Cambridge, MA: MIT Yayınları. Toplu, A. B. (2011). Linguistic Expression and Conceptual Representation of Motion Events in Turkish, English and French: An Experimental Study. Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.

11 Üniversite Öğrencilerinin Eleştirel Deneme Metinlerinde Dil-düşünce İlişkisinin İzleri Bekir SAVAŞ Kocaeli Üniversitesi

Dilin düşünceyi etkilediği savı 1956 yılında Whorf tarafından dile getirilmesinden bu yana tartışılan bir konudur. Araştırmacılar bu konuda evrenselciler ve görecelikçiler şeklinde ikiye ayrılmaktadır. İlk grup dilin evrenselliğine vurgu yaparak tüm dillerin aynı temel alt yapıya sahip olduğunu ve bu nedenle de diller arası farkların yine tüm toplumlarda ortak olan temel bilişsel süreçleri etkilemeyeceğini savunur (Berlin & Kay, 1969; Pinker, 2007). Görecelikçi yaklaşım ise dil ve düşünce arasında dilden dile göre farklar olabileceğini ve bunun bilişsel süreçlerde de farklılık yaratabileceğini öne sürer. Bu grup savlarını desteklemek için özellikle ikidilli konuşucuların dil kullanımını araştırmaktadırlar. Örneğin Chen ve diğ. (2013), Çince ve İngilizce konuşan iki dillilerle yaptıkları çalışmada dil kullanımının kişilik algısı ve diyalektik düşünme üzerine etkili olduğu, Levinson, (1996) Lucy, (1997) ile Fausey & Boroditsky, (2011) ise ikidilli konuşucuların uzamsal betimlemeler ve dilbilgisel kullanımlarının konuştukları dile göre farklılık gösterdiği, yani gerçek algısı ile dünyayı bilişsel olarak algılamasını farklı şekilde etkilediğini gözlemlemişlerdir. Bezer şekilde Brown (1986) ve Özgen, (2004) belli bir dilsel kodlamanın algı, dikkat ve belleği etkilediği, Boroditsky & Gaby, (2010) ile Roberson ve diğ. (2000) zaman ve renk terimlerinin kültürden kültüre farklılık gösterdiği ve zaman ve renk algısının sınırladığı sonucuna varmışlardır.

Bu ikinci yaklaşımı savunan bu çalışma, dil-düşünce ilişkisini betimlemek için onlardan farklı olarak aynı dil konuşucularının dil kullanımını temel almıştır. Çünkü gerçeklik algısı farkı aynı dili konuşan bireyler arasında da bulunur. Örneğin ilkokul ve üniversite mezunları arasında sosyal gerçeklik farkındalığı ve eleştirel düşünme düzeyleri açısından farklar vardır (Büyükkantarcıoğlu, 2005). Bu çalışmada dil edinimi sürecindeki farkların, eleştirel düşünme becerilerilerini ve buna bağlı olarak gerçeklik ve dünya algısını etkileyip etkilemediği araştırılmıştır. Bu amaçla araştırma yöntemi çerçevesinde üniversite birinci sınıf öğrencilerinden oluşturulan 60 kişilik denek grubuna Wells (1985) ‘in dil edinimi süreci etmenleri çerçevesinde hazırlanan sormaca uygulandı. Ayrıca eleştirel düşünme düzeylerini belirlemek için “Suriyeli göçmenler gitmeli mi kalmalı mı?” konulu eleştirel bir deneme yazmaları istendi. Metinler içerik olarak CTILAC eleştirel düşünme ölçütleri çerçevesinde, sayısal olarak Coleman &Liau (1975) okunabilirlik testi ile incelendi. Sormaca verileriyle yazma deney verileri bilgisayar ortamına SPSS programıyla yüklenip değerlendirildi. Pearson bağıntı analizlerine göre deneklerin dil ve bilişsel gelişim sürecinde yaşadıklarıyla üretimsel dil becerileri, dolayısı ile eleştirel düşünce üretme düzeyleri arasında anlamlı koşutluklar olduğu görüldü.

Özetle, bu çalışmada, evrenselcilerin savladığı gibi bireyler doğuştan aynı bilişsel ve dilsel yeteneklere sahip olsalar da bunların zaman içinde, dil edinim sürecindeki kültürel aktarım yoğunluğu ve tutumları farklarından dolayı kişiye göre farklı geliştiği ve bu nedenle de gerçeklik algılarında ve buna bağlı olarak eleştirel düşünme düzeylerinde de farklar yarattığı sonucuna varılmıştır. Whorf 'un dilsel belirleyicilik varsayımını görecelikçi yaklaşımla değerlendirenlerin savladığı gibi, bireylerin gerçeklik algısı, iletişimsel edinç ve eleştirel düşünme becerisi kazandıkları sosyo-kültürel gelişimlerine koşut olarak şekillenmektedir. Bu nedenle çağdaş anlamda düşüncenin gelişimi için sosyo-kültürel gelişime bağlı yoğun bir dilsel ve düşünsel gelişim ön koşul olmaktadır.

12 Temel Kaynaklar

Boroditsky, L., & Gaby, A. 2010. Remembrances of times East: Absolute spatial representations of time in an Australian Aboriginal community. Psychological Science, V. 21, pp.1635–1639. Berlin, B., & Kay, P. 1969. Basic color terms: Their universality and evolution. Berkeley: University of California Press. Brown, R. 1986. Social psychology: The second edition. New York: Free Press. Büyükkantarcıoğlu, N. 2000. Social and critical construction of reality in educationally different individuals: a discourse-based analysis. www.sdergi.hacettepe.edu.tr/.../nalanbuyuk.pdf. Chen, S. X., & Bond, M. H. 2010. Two languages, two personalities? Examining language effects on the expression of personality in a bilingual context. Personality and Social Psychology Bulletin, V.36, pp. 1514–1528. Chomsky, N. 1965. Aspects of the Theory of Syntax. MIT Press. Gleitman, L. 1990. “The structural sources of verb meaning”. In Language Acquisition, I, (pp.3-55). Coleman, M.; and Liau, T. L. 1975. A computer readability formula designed for machine scoring, Journal of Applied Psychology, Vol. 60, pp. 283–284 Pinker, S. 2007. The Language Instinct. New York: Harper Perennial Modern Classics. Powel, G. 2010. Language, Thought and Reference. Basingstoke: Palgrave Macmillan. Seliger, H. W. & Shohamy, E. (1989). Second language research methods. Oxford: OUP. Wells, G. 1985. Language development in the pre-school years. Cambridge, CambridgeUniversity Press. Vygotsky, L.S. 1978. Mind in Society. Cambridge, MA: Harvard University Press. Whorf, B.L. 1956. "The Relation of Habitual Thought and Behavior to Language". In Carroll, J.B. Language, Thought, and Reality: Selected Writings of Benjamin Lee Whorf. Cambridge, Massachusetts: MIT Press. pp. 134–159

13 Çeviri Bellekleri ve Bilişsel Sürece Etkisi: Basılı Sözlüklerden Ekrandaki Belleklere Kayan Dokunuşlar Caner ÇETİNER, Mehtap ARAL Kırıklale Üniversitesi

Genelde teknolojide özelde ise dijital dünyamızdaki devrim niteliğinde gelişmeler sayesinde profesyonel çeviri artık sade bir insan eylemi olmaktan çıkmıştır. Çoğunlukla, çevirmenlerin yeni metinleri çevirirken daha önce çevrilmiş metinleri yeniden kullanabilmesi için erişebildiği bölünmüş ve parçalara ayrılmış hedef ve kaynak metin veritabanları olarak tanımlanan çeviri belleği teknolojisi aracılığıyla yapılır hale gelmiştir. (Christensen P., Schjoldager A. 2011). Çeviri teknolojilerinin gelişimi çevirmen tanımlarında ve görevlerinde olduğu kadar çevirmenin bilişsel süreçlerindeki değişimi de beraberinde getirmiştir. Kaynak ve hedef dilde yetkinlik, arka plan bilgisi, anadil kültürüne hâkim olma ve hedef dilin kültürüne yakınlık vs. gibi çevirmende bulunması gereken niteliklerin yanına teknolojik gelişmelere duyarlılık, farklı yazılımlar hakkında bilgi sahibi olma, bilgisayar teknolojilerini kullanıp bunlardan maksimum faydayı sağlayabilme gibi yeni şartlar eklenmiştir. Bu kapsamda çevirmen bir taraftan hedef metnin yazarı durumuna gelirken diğer taraftan editör, son okuyucu rollerini üstlenmiştir. Tüm bu şartlar ise çevirmenin zihin dünyasında yeni kapıları aralamıştır. Bu bağlamda daha önce yapılan farklı çalışmalarda da (Christensen, Schjoldager, 2010) belirtildiği üzere çevirmenin bilişsel süreçlerinin, zihin dünyasındaki yükün çeviri bellekleri tarafından ne derecede etkilendiğini ölçen çok fazla çalışma yapılmamıştır. Özellikle Türk literatürü incelendiğinde bu konuda yapılmış çalışmaların eksikliği daha çok göze çarpmaktadır.

Bu amaçla çalışmamızda Kırıkkale Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü İngilizce Mütercim- Tercümanlık Anabilim dalı öğrencilerinin Bilgisayar Destekli Çeviri dersi kapsamında öğrendikleri çeviri bellekleri konusu dikkate alınacaktır. Öğrencilerden önce bir metni bilgisayar destekli çeviri aracı kullanmadan çevirmeleri istenecektir. Ardından bilgisayar destekli çeviri araçlarından biriyle %100 eşleşmelerin (full match) ve bulanık eşleşmelerin (fuzzy match) olduğu çeviri belleklerini kullanarak verilen başka bir metni çevirmeleri istenecektir. Öğrenciler çeviriyi bitirdikten hemen sonra çeviri yaparkenki bilişsel süreçleri ile ilgili bilgi sahibi olabilmek için öğrencilere bir anket çalışması yöneltilecektir. Anket çalışmasından elde edilen verilere göre iki çeviri süreci arasındaki bilişsel farklılıklar ve çeviri belleklerinin çevirmenin bilişsel süreçlerini nasıl etkilediği ortaya konacaktır.

Temel Kaynaklar

Christensen, Tina Paulsen. "Studies on the mental processes in translation memory-assisted translation–The state of the art." trans-kom. Zeitschrift für Translationswissenschaft und Fachkommunikation 4.2 (2011): 137-160. Christensen, Tina Paulsen, and Anne Schjoldager. "The Impact of Translation-Memory (TM) Technology." Human-Machine Interaction in Translation: Proceedings of the 8th International NLPCS Workshop. Vol. 41. Samfundslitteratur, 2011. Christensen, Tina Paulsen, and Anne Schjoldager. "Translation-memory (TM) research: what do we know and how do we know it?." Hermes, Journal of Language and Communication Studies 44 (2010): 64-89. Garcia, Ignacio. "Beyond translation memory: Computers and the professional translator." The Journal of Specialised Translation 12.12 (2009): 199-214. LeBlanc, Matthieu. "Translators on translation memory (TM). Results of an ethnographic study in three translation services and agencies." Translation & Interpreting 5.2 (2013): 1-13. Reinke, Uwe. "State of the art in translation memory technology." Translation: Computation, Corpora, Cognition 3.1 (2013). Seljan, Sanja, and Damir Pavuna. "Translation Memory Database in the Translation Process." Proceedings of the 17th International Conference on Information and Intelligent Systems IIS 2006. Croatia, Varaždin: FOI, 2006a, 2006.

14 Yabancı Dil Olarak Türkçede 'Sarih' Özürler Çiler HATİPOĞLU Ortadoğu Teknik Üniversitesi

Aradil üzerine yapılan çalışmalar yabancı dil öğrenenlerin hedef dildeki edimbilimsel kuralları öğrenmede ve kullanmada zorlandıklarını göstermektedir (Alfattah 2010; Al-Zumor 2011; Barron 2003; Bataineh & Bataineh 2006; Shardakova 2005a, 2005b). Yabancı dil öğrenenlerin bu alanda zorlanmalarının sebebi edimbilimsel kuralların genellikle örtük olması ve kültürden kültüre değişiklik göstermesidir (Fernandez Amaya 2008; Ishihara 2010). Bunun yanında, yeni dil öğrenenler kendi ana dil ve kültürlerinin etkisiyle hedef kültürde karşılaştıkları sosyal durumları doğru yorumlayamamaktadır ve beklenilen söz eylemlerini çoğu zaman kullanmamaktadırlar. Bu yüzden, yeni dil öğrenenler hedef dilin konuşulduğu ülkeye gitmeyi ve belirli bir süre orada yaşamaya çalışmaktadırlar. Peki, hedef dilin konuşulduğu ülkede yaşamak yeterli midir? Dil öğrenenlerin edimbilimsel gelişimine nasıl ve ne kadar katkı sağlamaktadır?

Bu çalışma son yıllarda üzerinde sıkça durulan bu soruların cevaplanmasına katkı sağlamayı hedeflemektedir. Hedef dil ortamında yaşama süresinin, dil öğrenenlerin ana dil ve kültürlerinin hedef dil ve kültürü ile arasındaki edimbilimsel farklılıkların ve anadilden transfer faktörlerinin hedef dilde edimsel gelişimi nasıl etkilediklerini ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır.

Bu soruların cevaplanabilmesi için ana dilleri Arapça ve Rusça olan ve Türkiye’de Türkçe öğrenen 60 öğrenci ile çalışılmıştır. Bu öğrencilerden toplanan veriler ana dili Türkçe olan 414 üniversite öğrencisinden elde edilen verilerle karşılaştırılmıştır. Ana dili Arapça ve Türkçe olan katılımcılar veri toplama sırasında Türkiye’de 6-12 ay arasında yaşamış olan ve TÖMER’de sunulan yabancı dil olarak Türkçe kurslarının yüksek seviye sınıflarını takip eden öğrenciler arasından seçilmiştir. Veriler iki bölümden oluşan sormaca kullanılarak toplanmıştır. Sormacanın ilk bölümünde katılımcılardan kendileriyle ilgili bilgi vermeleri istenmiştir (örn, yaş, cinsiyet, Türkiye’de yaşadıkları süre, Türkçe öğrendikleri süre). Sormacanın ikinci bölümünde, katılımcılardan verilen 22 senaryoyu okumalarını, kendilerini hata yapanın yerine koymalarını ve farklı özellikler taşıyan (örn, yaş, cinsiyet, yakınlık derecesi) muhataplarından özür dilemeleri istenmiştir. Bu çalışmada elde edilen sarih özür dileme stratejileri ana dili Türkçe olan katılımcılardan toplanan sözeylemleriyle karşılaştırılmıştır ve bu nitel analizler için CLAN programı kullanılmıştır. Nicel verilerin analizi ise SPSS programı ile yapılmıştır.

Elde edilen veriler yabancı dilin ana dil olarak kullanıldığı ülkede kalma süresinin önemli olduğunu ancak uzaksal incelik sözeylemi olan özürlerin edinilmesi için tek başına yetersiz olabileceğini göstermiştir. Bununla birlikte yabancı dil öğrenenlerin anadil ve kültürlerinin ve de edimbilimsel kurallarıyla ilgili verilen eğitimin önemi ortaya çıkmıştır.

Temel Kaynaklar

Alfattah, Mohammed. 2010. Apology strategies of Yemeni EFL university students. MJAL, 2(3), 223–249. Al-Zumor, Abdul Wahed Qasem Ghaleb. 2011. Apologies in Arabic and English: An inter-language and cross-cultural study. Journal of King Saud University–Languages and Translation, 23, 19-28. Barron, Anne. 2003. Acquisition in interlanguage pragmatics: Learning how to do things with words in a study abroad context. Amsterdam: John Benjamins. Bataineh, Ruba Fahmi & Bataineh, RulaFahmi. 2006. Apology strategies of Jordanian EFL university students. Journal of Pragmatics, 38, 1901–1927 Fernández Amaya, Lucía. 2008. Teaching Culture: Is it Possible to Avoid Pragmatic Failure? Revista Alicantina de Estudios Ingleses, 21, 11-24. Shardakova, Maria. 2005a. Intercultural pragmatics in the speech of American L2 learners of Russian: Apologies offered by Americans in Russian. Intercultural Pragmatics, 2-4, 423–451. Shardakova, Maria. 2005b. Interlanguage Pragmatics in the Speech of American Second Language Learners of Russian: Apologies Offered by Americans in Russian. PhD Thesis. Bryn Mawr College.

15 Sözcüksel Karar Verme Görevinde Duygu Faktörünün Etkisi Didem GÖKÇAY, Sahura ERTUĞRUL Ortadoğu Teknik Üniversitesi

Sözcüksel karar verme görevi, duygu değerlerinin otomatik kelime işlemleme sürecine etkisini gözlemlemek için güvenilir bir araçtır. Kelimeleri, kelime olmayan kelimemsi harf dizilerinden ayırmaya dayalı olan sözcüksel karar verme görevi, kelimelerin anlamsal temsillerini içeren semantik depolama ve yeniden çağırma sistemlerini barındırır. Kelimemsi harf dizileri, kelimelerden daha uzun sürede işlemlenirken, duygu içeren kelimeler, yüksüz (nötr) kelimelere oranla daha hızlı işlemlenir. Sözcüksel karar verme görevinde olumlu/olumsuz kelime işlemlemenin nötr kelimelere göre daha hızlı olduğu, yakın zamanda pek çok farklı dilde yapılan çalışmalarda gösterilmiştir. Duygu yüklü kelimelerin nötr kelimelere oranla daha hızlı işlemlenmesinin iki temel nedeni vardır: 1. Evrimsel olarak, hayatta kalmak için olumsuz uyarandan kaçmak büyük bir önem taşıdığından, olumsuz uyarana karşı dikkate dayalı ek sistemler geliştirilmiştir 2. Olumluluk avantajı adı verilen bir kavram uyarınca, olumlu bilgi, hafızada daha yüksek yoğunlukta bulunmaktadır. Dolayısıyla, bu yoğunluk olumlu kelimelerin işlemlenmesinde ayrıcalık oluşturur.

Bu çalışmada, literatürdeki çalışmalarla tutarlı olarak Türkçe kelimelerin duygu değerlerinin, sözcüksel karar verme işlemindeki reaksiyon zamanları üzerinde etkili olduğunu göstermeyi hedefledik. 14 katılımcı ve 48 Türkçe kelime ile (16şar adet nötr, olumlu ve olumsuz kelime) bir sözcüksel karar verme deneyi tasarladık. Kelimeler, bir Tubitak projesi kapsamında hala sürmekte olan TÜDADEN veri tabanı çalışmamızdaki olumluluk ve heyecan değerlerine göre belirlendi.

Çalışmamız sonrasında, olumlu kelimelerin nötr ve negatif kelimelere göre belirgin bir şekilde daha hızlı işlemlendiğini, olumsuz kelimelerin işlemlenmesinde ise nötr kelimelere göre bir fark olmadığını saptadık. Sonuç olarak, henüz duygu değerlerinin, kelimelerin tanınmasını ne şekilde etkilediğini kesin ve net bir şekilde açıklayamamamıza rağmen duygunun sözcüksel karar vermede önemli bir etkiye sahip olduğunu Türkçe kelimeler içeren çalışmamızda gösterdik.

Son olarak, kelimelerin taşıdıkları sıklık, edinim yaşı, uzunluk, somutluk ve soyutluk gibi kelimesel ve alt-kelimesel özellikler de kelime işlemlemede önemli etkiler yaratan faktörler olduğundan, çalışmamızın ileride bu faktörleri de değerlendirebilecek şekilde geliştirilmesinin önemli olduğunu söyleyebiliriz.

Temel Kaynaklar

Binder, J. R., McKiernan, K. A. , Parsons, M. E., Westbury, C.F., Possing, E. T. , Kaufman, J. N., Buchanan, L.(2003). Neural Correlates of Lexical Access during Visual Word Recognition. Journal of Cognitive Neuroscience 15:3, pp. 372–393 Bradley, M. M. (2000). Emotion and motivation. In J. T. Cacioppo, L. G. Tassinary, & G. Berntson (Eds.), Handbook of Psychophysiology (pp. 602–642). New York: Cambridge University Press. Cacioppo, J. T., & Gardner, W. L. (1999). Emotion. Annual Review of Psychology, 50, 191–214. Erten, B. (2013). Adapting and Testing Psycholingistic Toolboxes for Turkish Visual Word Recognition Studies. Middle East Technical University. Estes, Z., & Adelman, J. S. (2008). Automatic vigilance for negative words in lexical decision and naming: Comment on Larsen, Mercer, and Balota (2006). Emotion, 8, 441–444. Fox, E., Russo, R., Bowles, R., & Dutton, K. (2001). Do threatening stimuli draw or hold visual attention in subclinical anxiety? Journal of Experimental Psychology: General, 130, 681–700. Gençöz, T. (2000). Pozitif ve Negatif Duygu Durum Ölçeği: Geçerlik ve güvenirlik çalışması [Positive and Kousta, S.-T., Vinson, D. P., & Vigliocco, G. (2009). Emotion words, regardless of polarity, have a processing advantage over neutral words. Cognition, 112, 473–481. Kuchinke, L., Vo, M. L.-H., Hofmann, M., Jacobs, A. M. (2007). Pupillary responses during lexical decisions vary with word frequency but not emotional valence. International Journal of Psychophysiology. 65, 132-140. Lang, P. J, Bradley, M. M, & Cuthbert, M. M (1997). Motivated attention: Affect, activation and action. In P. J.

Larsen, R. J., Mercer, K. A., & Balota, D. A. (2006). Lexical characteristics of words used in emotional Stroop

16 experiments. Emotion, 6, 62–72. MacLeod, C., Tata, P., & Matthews, A. (1987). Perception of emotionally valenced information in depression. British Journal of Clinical Psychology, 26, 67–68. Mendez-Bértolo, C. & Hinojosa, J. A. (2012). Effects of Word Frequency during the Processing of Emotional Words. 1st Conference of the European Society for Cognitive and Affective Neuroscience. Scott, G. G., O'Donnell, P. J., Leuthold, H., and Sereno, S. C. (2009). Early emotion word processing: Evidence from event-related potentials. Biological psychology, 80(1):95{104. Tse, C.-S. & Altarriba, J. (2009). The word concreteness effect occurs for positive, but not negative, emotion words in immediate serial recall. British Journal of Psychology, 100, 91–109. Unkelbach, C., Fiedler, K., Bayer, M., Stegmüller, M., &Danner, D. (2008). Why positive information is processed faster: the density hypothesis. Journal of Personality and Social Psychology, 95(1):36–49. Vinson,D., , M., & Vigliocco, G. (2014) How does emotional content affect lexical processing?, Cognition and Emotion, 28:4, 737-746. Wentura, D., Rothermund, K., & Bak, P. (2000). Automatic vigilance: The attention-grabbing power of approach and avoidance-related social information. Journal of Personality and Social Psychology, 78,1024–1037.

17 Dil ve Dilbilgisi Eğretilemelerine İlişkin Gözlemler Dilek PEÇENEK Ankara Üniversitesi

Kavramsal eğretileme (metafor) kuramına (Lakoff ve Johnson, 1980) göre, düşünme süreçleri eğretilemeye dayanır. Eğretilemeler doğrultusunda düşünmekte ve eylemler gerçekleştirmekteyiz. Başka bir deyişle, kavram sistemimiz eğretilemelerle yapılanmıştır, yani eğretilemelere dayalı olarak nesneleri deneyimlemekte ve eğretilemeler kullanarak nesneler hakkında konuşmaktayız. Dil kullanımı, bedensel deneyimlerin biçimlendirdiği eğretileme şemaları tarafından güdülenmekte ve sınırlanmaktadır.

Eğretileme, bir düşünme yolu (Cameron ve Marlen, 2010), bir deneyim alanının farklı bir deneyim alanına yansıdığı bilişsel bir düzenektir. Dilsel eğretileme ise özel bir (kavramsal) eğretilemeyi gerçekleştirmek için seçilen öğedir, eğretilemenin “araç” terimidir. Bireylerin kullandıkları ya da ürettikleri dilsel eğretilemeleri incelemek, bireylerin kavramsallaştırma yollarını anlamada (Cameron ve Marlen, 2010), görüş ve bilişlerini çıkarımlamada “pencereler” (Ellis ve Barkhuizen, 2005, s.303) sunmaktadır. Eğretilemelerin aktardıkları, bireylerin bir alan ya da konuyla ilgili doğrudan bildirimlerine göre, dolaylı, ancak daha ayrıntılı ve kimi zaman da daha doğru bilgiler ortaya koyabilmektedir. Alagözlü (2009)’da vurgulandığı üzere, Fairclough (2001), dilin dünya görüşünü yansıtmasına ilişkin olarak dilsel eğretilemelerin sözvarlığı düzlemindeki rolüne dikkat çeker. Anlatılmak istenen kavramın ilişkilendirildiği diğer kavramlar dizininin olumlu ya da olumsuz çağrışımlar yaratması, anlatılmak istenen kavrama yönelik tutum ve görüşleri açığa çıkarmaktadır (Alagözlü, 2009, s.39).

Bu çerçevede çalışmamızda, dilbilim ve dil eğitimi alan lisansüstü öğrencilerin deneyimledikleri öğrenme alanının temel öğeleri arasında olan dil ve dilbilgisi ile ilgili biliş ve düşünce örüntülerini eğretileme çözümlemesi ile ortaya çıkarabilmek amaçlanmıştır. Katılımcıların benzetme ilgeci ya da koşaçlı yapı kullanarak ürettikleri dilsel eğretilemeler (sözgelimi, “dilbilgisi bir evin kolonları gibidir”, “dilbilgisi dominoya benzer”, “dil kalemdir”) çözümlenerek çeşitli eğretileme grupları (sözgelimi, dilbilgisi BİNAdır, dil YOLCULUKtur) belirlenmiştir. Kavramsal eğretilemeler (sözgelimi, “dilbilgisi BİTKİdir) ve içerimleri/gerektirimleri (sözgelimi, “dilbilgisi gülün dikeni gibidir”) incelenerek dil ve dilbilgisi ile ilgili kavramsal görünümler ve buna dayalı olarak da düşünce örüntüleri ortaya konmaya çalışılmıştır.

Ayrıca katılımcıların öz bildirim yoluyla aktardıkları dil ve dilbilgisi tanımlarıyla ortaya çıkan kavramsal örüntü, eğretilemelerden çıkarımlanan kavramsal örüntü ile karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır.

Temel Kaynaklar

Alagözlü, N. (2009). Language and Sex: Metaphors of Woman in Turkish Proverbs and Idioms and Socio- cognitive Structure. Festschrift to commemorate the 80th Anniversary of Prof. Dr. Talat Tekin Articles on Turkology. International Journal of Central Asian Studies, 13, 37-48 Seoul, Korea Barcelos, A. M. F. (2003). Researching beliefs about SLA: A critical review. P. Kalaja ve A. M. F. Barcelos (Haz.) içinde, Beliefs about SLA: New research approaches (7-33). Dordrecht: Kluwer. Cameron, L. ve Maslen, R. (Haz.). (2010). Metaphor analysis: Research practice in applied linguistics, social sciences and the humanities. London: Equinox. Ellis, R. ve Barkhuizen, G. (2005). Analysing learner language. Oxford: Oxford University Press. Fairclough, N. (2001). Language and power. London: Pearson Education. Lakoff, G. ve Johnson, M. (1980). Metaphors we live by. Chicago: University of Chicago Press.

18 Türkçede Yazma Becerisinin İncelenmesi: Dilbilimsel ve Bilişsel Süreçler Ecehan SÖNMEZ, Nalân BABÜR, Belma HAZNEDAR Boğaziçi Üniversitesi

Okuma edinimi alanında uzun yıllardır yapılan araştırmalar, otomatik isimlendirme (Rapid Automatized Naming (RAN) testlerindeki performansın okuma başarısını yordadığını göstermiştir (Cornwall, 1992; Wolf & Bowers, 1999; Norton & Wolf, 2012). Buna karşın, alanyazında otomatik isimlendirme testleri ile yazma becerisi arasındaki ilişki hakkında yeterince araştırma bulunmamaktadır. Katılımcılardan belirli harf, rakam veya resim dizilerini mümkün olan en kısa sürede isimlendirmelerinin beklendiği otomatik isimlendirme testleri aracılığıyla, okunan sözcüğe ait fonolojik temsillerin uzun süreli bellekten hızlı ve doğru bir şekilde çağrılmasını sağlayan becerilerin ölçüldüğü kabul edilmektedir. Benzer şekilde, bir sözcüğü yazmak için gerekli olan bütünsel veya kısmi ortografik bilgiye erişimin de, bu yolla ölçülebilmesi mümkün görünmektedir. İngilizce gibi yazım derinliği yüksek dillerde yürütülen çalışmalar, otomatik isimlendirme performansının, fonolojik farkındalıktan bağımsız olarak yazma becerisini yordadığı sonucuna varmıştır (Stainthorp & Powell, 2013; Savage, Pillay, & Melindona, 2008). Öte yandan, Babayiğit ve Stainthorp (2010), saydam bir yazı sistemi olan Türkçede yaptıkları çalışmada, 1. sınıftan 2. sınıfa geçen öğrencilerin otomatik isimlendirme becerilerinin yazma başarısını yordamadığını saptamıştır. Bu durum, düzenli sesbirim- yazıbirim örtüşmesinin olmadığı İngilizce gibi dillerde sözcüğe ait ortografik bilgiye bütünsel olarak ulaşılabilirken, Türkçenin düzenli yazı sisteminde yazma stratejilerinin sesbirim-yazıbirim seviyesinde sürdürüldüğünü düşündürmektedir. Ancak, yazma becerisinin akıcı bir hal aldığı sonraki seviyelerde, otomatikleşme ile yazma süreçleri arasındaki ilişkinin hangi yönde geliştiği yeterince açık değildir. Bu çalışmanın amacı, ilkokul öğrencilerinin fonolojik kodlama, otomatik isimlendirme ve yazma becerileri arasındaki ilişkiyi araştırmaktadır. Araştırma kapsamında Denckla ve Rudel (1974) tarafından geliştirilen ve Bakır ve Babür (2009) tarafından Hızlı Otomatik İsimlendirme (HOTI) adıyla Türkçeye uyarlanan testler kullanılarak, İstanbul’da bir devlet okulunda 3. sınıfa devam etmekte olan 46 öğrenciden veri elde edilmiştir. Bulgular, fonolojik kodlama becerilerinin yanı sıra otomatik isimlendirme performansının da yazma başarısını yordadığı yönündedir. Buna göre, saydam bir yazı sisteminde dahi, öğrenciler sık karşılaşılan sözcüklerin yazımı esnasında sesbirim-yazıbirim eşleştirme stratejilerinin ötesinde, sözcüğe ait ortografik bilgiye bütünsel olarak ulaşabilmektedir.

Temel Kaynaklar

Babayigit, S. ve Stainthorp, R. (2007). Preliterate phonological awareness and early literacy skills: Evidence from Turkish. Journal of Research in Reading, 30, 394-413. Babayiğit, S., & Stainthorp, R. (2010). Component process of early reading, spelling, and narrative writing skills in Turkish: A longitudinal study. Reading and Writing, 23, 539- 368. Denckla, M. B., & Rudel, R. (1974). Rapid “automatized” naming of pictured objects, colors, letters and numbers by normal children. Cortex, 10, 186-202. Powell, D., Stainthorp, R., Stuart, M., Garwood, H., & Quinlan, P. (2007). An experimental comparison between rival theories of rapid automatized naming performance and its relationship to reading. Journal of Experimental Child Psychology, 98, 46–68. Wolf, M., & Bowers, P. G. (1999). The Double-Deficit Hypothesis for the Developmental Dyslexias. Journal of Educational Psychology, 91, 415-438. Wolf, M., & Bowers, P. G. (2000). Naming-speed processes and developmental reading disabilities: An introduction to the special issue on The Double Deficit Hypothesis. Journal of Learning Disabilities, 33, 322-324.

19 Mahkeme Duruşma Tutanaklarında Yer Alan Sanık İfadelerinde Kiplik Biçimbirimleri Aracılığı ile Tutumun Kodlanışına Yönelik Gözlemler Elçin ESMER Mersin Üniversitesi

Alanyazında metin üreticisinin herhangi bir önermeye ilişkin kendi düşünce ve değerlendirmelerini diğer bir ifade ile tutumlarını yansıtan dilsel düzenekler ile ilgili bilinen ilk çalışma Franz Boas tarafından 1938 yılında yapılmıştır. Sonraki yıllarda bu dilsel düzenekler üzerine yapılan çalışmalara ağırlık verilerek değerlendirme, değer biçme kaçınsama, tanıtlama ve tutum gibi farklı kavramlar altında birçok çalışma yürütülmüştür. Bu çalışmalarda ortak bir biçimde metin üreticisinin bir önermeye ilişkin tutumlarının dillerde dilbilgisel, sözcüksel, tonlama veya mimik jest gibi yöntemlerle de ifade edilebileceği vurgulanarak tutum bir kiplik ulamı olarak ele alınmıştır. Ancak çalışmaların tutumu bir kiplik ulamı olarak ele alışları anlamsal bakımdan farklılık sergilemektedir. Alanyazında kimi çalışmalarda üreticinin tutumu sadece bilgisellik kipliği ile; kimilerinde sadece tanıtsallık kipliği ile, bazılarında ise hem bilgisellik hem de tanıtsallık kipliği ile ilişkilendirilmektedir. Bu çalışmada da tanıtsallık kipliğini bilgisel kipliğin bir alt ulamı olarak gören yaklaşım benimsenecektir.

Bu çalışmanın amacı mahkeme duruşma tutanaklarında yer alan sanık ifadelerinde tutum gösteren kiplik biçimbirimlerin dağılımının nasıllığını sorgulayarak ifadelerde sunulan bilgi içeriğine yönelik metin üreticisinin (sanık) tutumunu betimlemektir. Araştırmanın amacına uygun olarak çalışmada betimsel tarama araştırma deseni kullanılacaktır. Bu çalışmada nitel ve nicel yaklaşımlar benimsenecektir. Çalışmanın veri tabanını çeşitli avukatlık bürolarından toplanacak olan 50 mahkeme duruşma tutanakları oluşturacaktır. Mahkeme duruşma tutanaklarında yer alan sanık ifadeleri çekimli eylemlerine ayrılarak Nooj Derlem İşleme Aracına aktarılacaktır. Sargın (2014)’ün Türkçe kiplik biçimbirim sınıflaması temel alınarak nitel ve nicel çözümlemeleri yapılacaktır. Bu araştırma sonunda sanık metinlerinde kesinlik ve konuşucunun güçlü bir tanıta sahip olduğunu kodlayan –Dır, -Dı, -Iyor biçimbirimlerinin yüksek kullanım değeri sergileyeceği dolayısıyla da metin üreticisinin ifadesinde vermiş olduğu bilginin doğruluğuna katılımının tam olduğu sonucuna ulaşılacağı varsayılmaktadır.

Temel Kaynaklar

Aikhenvald, A. Y. (2004). Evidentiality. New York: Oxford. Aksu-Koç, A., ve Slobin, D. (1986). A Psychological Account of the Development and Use of Evidentials in Turkish. W. Chafe ve J. Nichols (ed.) Evidentiality: Linguistic coding of Epistemology,159-67. Norwood: Ablex Publishing Corporation. Biber, D. (2004). Historical patterns for the grammatical marking of stance A cross-register comparison. Journal of Historical Pragmatics, 5 (1), 107–136. Biber, D. ve Finegan, E. (1989). Styles of stance in English: Lexical and grammatical marking of evidentiality and affect. Text (9), 93-124. Chafe, W.L., ve Nichols , J. (1986). Evidentiality: The Linguistic Coding of Epistemology. Norwood, N.J.: Ablex. Corcu-Gül, D. (2010). Tanıtsallığın durum anlambilimsel sunumu: Türkçede tanıt türleri. Ankara: Ankara Üniversitesi SosyalBilimler Enstitüsü. (Yayınlanmamış Doktora Tezi) Dendale, P., ve Tasmowski L. (2001). Introduction: Evidentiality and related notions. – Journal of Pragmatics 33: 339–348. De Haan, F. (1998) The category of Evidentiality. University of Mexico. (Yayınlanmamış Tez) Faller, M. (2002). Semantics and Pragmatics of Evidentials in Cuzco Quechua. Stanford University. (Yayınlanmamış Doktora Tezi). Frawley, W. (1991). Lnguistic Semantics. New Jersey: Lawrence Arblaum Associates. Gencan, T.N. (2001). Dilbilgisi. Ankara: TDK. Göksel, A., ve Kerslake, C. (2005). Turkish: A Comprehensive Grammar. New York: Routledge. Izvorski, R. (1997). The present perfect as an epistemic modal. Proceedings of SALT 7.(Yay.) A. Lawson and E. Cho, StanfordUniversity. Johanson, L. (2000). Turkic indirectives. İçinde Johanson and Utas (Yay.), Evidentials: Turkic, Iranian and Neighbouring Languages. Berlin: Mouton de Gruyter. 61-88 Kareem, S. (2008). Linguistic and Extralinguistic Study of Evidentiality In English With Reference to Fitzgerald'sThe Great Gatsby. Journal of Al-qadisiya in arts and educational science, 7 (1), 86-98. Kocaman, A.(1988). Modality in the Turkish discourse. Proceedings of the Fourth International Conference on

20 TurkishLinguistics. (Haz.) Sabri Koç. Ankara: ODTÜ. 463-468. Kornfilt, J. (1996). Turkish. London & New York: Routledge. Lyons, J.( 1977). Semantics. Cambridge: Cambridge University Press. Özmen-Veld, N. (2006). Anlamsal ve edimsel düzlemde Türkçede tanıtsallık. Dil ve Edebiyat Dergisi / Journal of Linguistics and Literature, 3 (2), 1-23. Palmer, F. R. (1986). Mood and modality. Cambridge, England: Cambridge University. Palmer, F. R. (2001). Mood and Modality.(2nd ed). Cambridge University Sargın, M. (2014). Türkçede verilen bilginin kaynağına ilişkin tutumu belirten dilsel düzenekler. Adıyaman Üniversitesi SosyalBilimler Enstitüsü Dergisi, 7 ( 16), 366-393. Ruhi, Ş., Zeyrek, D. ve Osam, N. (1997). Türkçede kiplik belirteçleri ve çekim ekleri ilişkisi üzerine bazı gözlemler. DilbilimAraştırmaları,105-111 Tura-Sansa, S. (1986). -DIr in Modern Turkish. Proceedings of the Turkish Linguistics Conference. (Haz.) Ayhan Aksu-Koç ve Eser Erguvanlı Taylan. İstanbul: Boğaziçi University Press.145-158 Underhill, R. (1979). Turkish Grammar. Massachusetts: Massachusetts Institute of Technology. Underhill, R. (1985) Turkish Grammar. Londra: MIT. Willet T. (1988). A cross-linguistic survey of the grammaticalization of evidentiality. Studies in Language 12: 51 97.

21 Dillerarası Etkileşim: Çokdilli Ortamlarda Sözdizimsel Gelişim ve Adıl Düşürme Elifcan ÖZTEKİN, Belma HAZNEDAR Boğaziçi Üniversitesi

Son yıllarda dil edinimi alanında gerek ikidilli gerekse üçdilli veya çok dilli bireylerle yapılan çalışmaların pek çoğunun ‘diller arası etkileşim’ olgusuna odaklandığı görülmektedir (bknz. Hulk ve Müller, 2000; Serratrice, Sorace ve Paoli, 2004; Cenoz, 2003). Dil edinim sürecinde dillerin birbirleriyle olası etkileşimleri özellikle üç veya daha çok dile maruz kalınan ortamlarda çeşitlilik göstermektedir. İki dillilikte iki dil arasında karşılıklı olarak gerçekleşebilecek dil aktarımı, üç dilli veya çok dilli ortamlarda aktarım kaynağının birden fazla olması nedeniyle, daha karmaşık bir olguya işaret etmektedir. Bu bağlamda, üçüncü dil ediniminde diller arası tipolojik yakınlık, dilleri edinim sırası, dil yeterliliği vb. etkenler son yıllarda sıkça tartışılan konular arasında yer almaktadır (bknz. Cenoz, 2003; Bardel & Falk, 2010; Flynn, Foley & Vinnitskaya, 2004; Iverson, 2010; Rothman, 2010).

Bu çalışmanın amacı, üçüncü dil ediniminde diller arası etkileşim olgusunu sözdizimsel gelişim açısından incelemektir. Çalışma kapsamında 1. dili Türkçe (D1), 2. dili İngilizce (D2), 3. dili İtalyanca olan yetişkinlerde, bu üç dilin farklılık gösterdiği nesne durumundaki adılların düşürülmesi olgusu incelenmiştir. Çalışmanın temel sorusu, üçüncü dil ediniminde nesne konumundaki adılların düşürülmesi açısından farklılık gösteren D1 Türkçenin mi, yoksa İtalyanca’ya benzerlik gösteren D2 İngilizcenin mi etkili olduğunu belirlemektir. Çalışma kapsamında ayrıca farklı dil düzeylerine sahip katılımcılardaki dil geçişleri de incelenmiştir. Veriler, orta ve ileri düzeyde üçüncü dil olarak İtalyanca öğrenen 22 üniversite öğrencisinden, yazılı olarak İtalyanca diyalog tamamlama ve bağlam tamamlama etkinliği yaptırılarak elde edilmiştir. Diyalog tamamlama ve bağlam tamamlamada katılımcıların özellikle nesne konumundaki adılları düşürme oranları incelenmiştir. Elde edilen önbulgular, katılımcıların 1. Dil olan Türkçe’deki adılları düşürme eğilimlerini, sözdizimsel olarak mümkün olmadığı halde D3 İtalyanca’da belirli oranlarda gösterdiği ve bu eğilimin iki yeterlilik düzeyi arasında yapılan Mann-Whitney testine göre önemli farklılık göstermediğini ortaya koymuştur. Bununla birlikte, çalışma kapsamında nesne görevindeki adılları sözdizimsel olarak 2. dildeki sıralamayla kullanan az sayıda katılımcıya özgü veri de elde edilmiştir. Bu bulgular, Tipolojik Yakınlık Modeli (Rothman ve Cabrelli Amaro, 2010) ile uyumlu olup, 3. dil ediniminde hem 1. hem de 2. dilin diller arası etkileşimde etkili olabileceğini ve bu geçişin her zaman amaç dildeki yapıyla benzerlik göstermeyebileceğini, dahası algılanan ya da var olan tipolojik yakınlığın dil geçişinde belirleyici faktör olabileceğini göstermiştir.

Temel Kaynaklar

Bardel, C. & Falk, Y. (2010). Object pronouns in German L3 syntax: Evidence for the L2 status factor. Second Language Research, 27(1), 59-82. Cabrelli Amaro, J., Flynn, S., Rothman, J. (2012). Third language acquisition in adulthood. In Third Language Acquisition in Adulthood, J. Cabrelli Amaro, Suzanne Flynn & Jason Rothman (eds). Amsterdam: John Benjamins. Cenoz, J. (2001). The effect of linguistic distance, L2 status and age on crosslinguistic influence in third language acquisition. J. Cenoz, B. Hufeisen, ve U. Jessner (Haz.). Crosslinguistic influence in third language acquisition: Psycholinguistic perspectives. Clevedon: Multilingual Matters. Cenoz, J. (2003). The role of typology in the organization of the multilingual lexicon. J. Cenoz, B. Hufeisen, ve U. Jessner (Haz.). The Multilingual lexicon: Dordrecht: Kluwer Academic Publishers. Flynn, S., Foley, C., & Vinnitskaya, I. (2004). The cumulative-enhancement model for language acquisition: Comparing adults’ and children’s patterns of development in first, second and third language acquisition of relative clauses. The International Journal of Multilingualism, 1(3).

22 Hulk, A. ve Müller, N. (2000). Bilingual first language acquisition at the interface between syntax and pragmatics. Bilingualism: Language and Cognition 3, 227–244. Paradis, J ve Navarro, S (2003). Subject realization and crosslinguistic interference in the bilingual acquisition of Spanish and English. Journal of Child Language 30, 1–23. Rothman, J. , Cabrelli Amaro, J. (2010). What variables condition syntactic transfer? A look at L3 initial state. Second Language Acquisition Research, 189-218. Rothman, J., Iverson, M., Judy, T. (2010). Introduction: Some notes on the generative study of L3 acquisition. Second Language Research, 27(1), 5-19. Serratrice, L, Sorace A, ve Paoli, S. (2004). Crosslinguistic influence at the syntax–pragmatic interface: Subjects and objects in English–Italian bilingual and monolingual acquisition. Bilingualism: Language and Cognition 7, 183–205.

23 Türkiye gazetelerinde Suriyeli ‘mültecilerin’ söylemsel gösterimleri: Suriyeliler üzerine ‘tehdit’ ve ‘mağdur’ çerçevesinde farklı tartışmalar Emel KÖKPINAR KAYA, Oktay ÇINAR, Emre YAĞLI Hacettepe Üniversitesi

Çalışma, ülkelerinden zorunlu nedenlerle ayrılan ve Türkiye’nin geçici koruması altında bulunan Suriyelilerin, yazılı medyadaki temsilleri üzerine odaklanan bir projenin ön çalışması niteliğindedir. Bu açıdan çalışma, mülteci ve sığınmacıların medyadaki dilsel yansımalarını ele alması bakımından alanda öncü durumdadır. Çalışma, Türkiye’deki ulusal gazetelerde ve sığınmacıların yoğun olarak yaşadıkları bazı illerdeki yerel gazetelerde, Suriyeli sığınmacıların nasıl gösterildiklerini ve bu doğrultuda, hangi tartışma alanları (topoi/loci) ile ifade bulduklarını ortaya çıkarmayı amaçlar. Yöntembilimsel olarak Reisigl ve Wodak (2009) tarafından geliştirilen Söylem-Tarihsel Yaklaşım (Discourse-Historical Approach) çerçevesinde gerçekleştirilecek olan çalışma, atıf (predication), adlandırma (referential) ve dayandırma (argumentative) stratejilerini temel almaktadır. Bu bağlamda, çalışma verileri eğretileme, eşdizimlilik ve biz/onlar adılları gibi dilsel birimlerin kullanımına odaklanmaktadır. Çalışmanın verisi, son 24 ay boyunca en fazla tiraj almış üç ulusal gazete ve resmi raporlar (ORSAM - Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi ve AFAD - Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) tarafından Suriyeli sayısının en fazla belirlendiği üç sınır iline ait yerel gazetelerde, Suriyeli sığınmacıları konu alan köşe yazılarından ve haber metinlerinden oluşmaktadır. Çalışmanın sonucunda, ulusal ve yerel gazetelerde sığınmacıların dilsel temsili ile ortaya çıkan tartışma alanlarının farklılaştığı bulgulanmıştır.

Temel Kaynaklar

Reisigl, M. ve Wodak, R. (2009). The discourse-historical approach (DHA). İçinde: Wodak, R. ve Meyer, M. (Ed.) Methods of Critical Discourse Analysis. Londra: SAGE, ss. 87–121. Wodak, R. ve Meyer, M. (2009). Critical discourse analysis: History, agenda, theory. İçinde: Wodak, R. ve Meyer, M. (Ed.). Methods of Critical Discourse Analysis. Londra: SAGE, ss. 1-33. Wodak, R., De Cillia, R., Reisigl M. ve diğ. (2009). The Discursive Construction of National Identity. Edinburgh: Edinburgh University Press. KhosraviNik, M. (2009). The representation of refugees, asylum seekers and immigrants in British newspapers during the Balkan conflict (1999) and the British general election (2005). Discourse and Society, 20(4). ss: 477-498. KhosraviNik, M. (2014). Macro and micro legitimation in discourse on Iran’s nuclear programme: The case of Iranian national newspaper Kayhan. Discourse and Society, 26(1). ss: 52-73. Mohd Don, Z. ve Lee, C. (2014). Representing immigrants as illegals, threats and victims in Malaysia: Elite voices in the media. Discourse and Society, 25(6). ss: 687-705. Burroughs, E. (2014). Discursive representations of ‘illegal immigration’ in the Irish newsprint media: The domination and multiple facets of the ‘control’ argumentation. Discourse and Society, 26(2). ss: 1-19.

24 Yaratıcı ve Yaratıcılık: Anlam, Gönderim ve Kavramsallaştırma Engin ARIK, Pınar ÖZTOP Doğuş Üniversitesi – Plymouth Üniversitesi

Anlam ve gönderim arasındaki ilişki (Frege 1948), kavramsallaştırılma (Jackendoff 2002) ve kültürlerarası farklılıklar (Goddard & Wierzbicka 2010) anlambilimin temel konularından birisi olarak yer almaktadır. Bu çalışmamızda soyut bir kavram olan yaratıcılığın anlam-gönderimi ve kavramsallaştırılmasını inceledik. Yaratıcılık ve yaratıcı, (1) olmayan bir şeyi var etme, (2) zekâ, düşünce ve hayal gücünden yararlanarak o zamana kadar görülmeyen yeni bir şey ortaya koymak, yapmak, (3) olmasına, ortaya çıkmasına yol açmak, sebep olmak gönderimlerine sahiptir. Bilimsel çalışmalarda, yaratıcılık, problem çözme becerisi ve farklı düşüncelere sahip olma olarak belirtilmiş, daha çok ürün, işlem, motivasyon ve yetenek üstbaşlıklı kavramlarla tanımlanmıştır (Cropley, 1999; Chavez-Eakle, 2010). Yaratıcılık yetisi evrensel görünmekle beraber (Guilford, 1975), kültürden kültüre farklılık gösterebilmekte (Rudowicz & Yue 2000) ve eğitimciler tarafından farklı şekillerde kavramsallaştırılabilmektedir (Gönen vd. 2011).

16 soruluk ankete yaşları 17 ile 56 arasında değişen farklı eğitim gruplarından toplam 103 kişiye (70 kadın, 33 erkek) yaratıcılık kavramı ve yaratıcının isim ve sıfat olarak kullanımlarını sorduk. Yaratıcılık kavramı tanımlanırken 1174 token ve 713 sözcük tipi arasında en çok farklı (22), yeni (19), fikir (13), hayal (12) ve düşünce/mek (7) sözcükleri kullanıldı. Yaratıcı bulunan kişiler içinse 505 token 305 sözcük tipi arasında en çok Einstein (17), S.Jobs (13), DaVinci (12), Atatürk (11) ve Mozart (8) kullanıldı. Yaratıcı 3 şey için 422 token 269 sözcük tipi arasında en çok Allah/Tanrı (12), zeka (12), farklı (11), sanat (10) ve hayalgücü (8) yer aldı. Yaratıcı sıfatı 32 kez İNSAN, 32 kez ZİHİN ve 23 kez NİTELİK ilk örnekleriyken; ad olarak ise zeki/akıllı (30), farklı/değişik (14), pratik (10), çekici/etkileyici (10) ve kullanışlı/faydalıydı (10).

Sonuç olarak yaratıcılık ve yaratıcı kavramları farklı gönderimlere sahip olduğunu ve kavramsallaştırılma sürecinde farkı anlam haritalarının kullanıldığını gösterdik: Gönderimlerden farklı olarak farklı, eğlenceli gibi kavramlarla ilgili olan yaratıcılık ressam, müzisyenlerin yanısıra siyasetçi ve girişimci ve mucit kişileri ve Tanrı gibi kavramları kapsarken, pratik/kullanışlı şeyleri de içermektedir.

Temel Kaynaklar

Chavez-Eakle, R. A. (2010). Creativity and personality. Measuring Creativity (245-255). Brussels: EU. Cropley, A. J. (1999/2011). Definitions of creativity. Mark A. Runco & Steven R. Pritzker (eds.), Encyclopedia of Creativity 1. Cilt (pp. 511-525). San Diego, CA: Academic Press. Frege, G. (1948). Sense and reference. Philosophical Review, 57(3), 209-230. Goddard, C., & Wierzbicka, A. (2011). Semantics and cognition. Wiley Interdisciplinary Reviews: Cognitive Science, 2(2), 125- 135. Gönen, M., Çiçekler, C.Y., Akyüz, E., Arslan, A.Ç., & Baydemir, G. (2011). 5 yaşındaki çocukların yaratıcılık düzeylerinin incelenmesi. E-journal of New World Sciences Academy, 6(1), 1185-1195. Guilford, J. P. (1975). Varieties of creative giftedness, their measurement and development. Gifted Child Quarterly, 19, 107-121. Jackendoff, R. (2002). Foundations of language: Brain, meaning, grammar, evolution. Oxford: Oxford University Press. Rudowicz, E., & Yue, X. (2000). Concepts of creativity: Similarities and differences among Mainland, Hong Kong and Taiwanese Chinese. Journal of Creative Behavior, 34(3), 175-192.

Çünkü Bağlacını İçeren Tümcelerde Öznellik Sunumu: Süreli Yayınlardaki Görünümler

25 Filiz Çetintaş YILDIRIM Mersin Üniversitesi

Finegan (1995) ve Pander Maat ve Sanders (2000) öznelliği (subjectivity), benzer biçimde, bir metnin oluşturulmasında önermesel içerikten sorumlu bilinç öznesinin (subject of consciousness) hangi derecede temsil edildiği ile tanımlamaktadır. Uzun (2010) ise bu kavramı “bir metin tümcesinin önermesel içeriğinden sorumlu kaynağın (responsible source) tümcenin üreticisi olduğu durumlar” olarak nitelendirir ve tümcelerin dilbilgisel görünümlerine göre öznellik sunumlarının derecelendirilebileceğini belirtir. Traugott (1995), öznellik sunumunun İngilizcede hangi biçimlerde dilbilgisel olarak kodlandığını ele alan çalışmasında kimi yardımcı eylemlerin, bağlaçların ve belirteçlerin öznellik sunumları üzerinde etkileri olduğunu tartışmaktadır. Spooren ve diğerlerine (2007) göre nedensel ilişkilerin - dolayısıyla neden aktarımı yapan bağlaçların - bulunduğu tümcelerde, öznellik nedensel ilişkinin kurulmasından sorumlu olan bilinç öznesinin tümcede hangi derecede göründüğü ile ilişkilidir ve eğer nedensel ilişki tümce öznesinin zihninde kuruluyorsa özneldir.

Bu çalışmada neden-sonuç önermesel yapıları kuran ‘çünkü’ bağlacının kullanıldığı tümceler inceleme kapsamına alınmaktadır. Tümceler, 50 milyon sözcüklük bir referans derlemi olan Türkçe Ulusal Derlemi’nden (TUD) (Aksan ve diğ., 2012) ‘çünkü’ bağlacını içeren bağımlı dizinlerin süreli yayınlarda taranması yoluyla elde edilmiştir. Tümcelerin süreli yayınlar içerisinden seçilmesinin nedeni, bu türden yayınlarda metin üreticilerinin -neden-sonuç ilişkilerini çoğunlukla daha nesnel biçimde kurdukları varsayılırlar- hangi derecede metnin nedensel odaklı anlatımında sorumlu kaynak olarak sunulduğunun araştırılmasıdır.

Çalışma kapsamında, ‘çünkü’ bağlacını içeren tümceler, Uzun (2010)’da önerilen Öznellik Hiyerarşisi ölçütlerine göre değerlendirilmiş ve oluntusal gerçeklik-gücül gerçeklik ölçeğindeki görünümleri değerlendirilmiştir. Sözü edilen ölçekteki görünümlerin değerlendirilmesinde ise önermesel içeriğin sunulmasından sorumlu kaynak (diğer bir adlandırmayla, bilinç öznesi) ve olayların gerçeklik durumları göz önünde bulundurulmuştur.

Çalışmanın sonucunda, ‘çünkü’ bağlacının kullanıldığı neden tümcelerinde önermesel içerikten sorumlu kaynağın sıklıkla metin üreticisi dışındaki bir katılımcı olmasına rağmen, öznellik sunumunun nesnel öznellik biçiminde yapıldığı ve metin üreticisinin dolaylı da olsa kurulan neden ilişkisinden sorumlu olduğu görülmektedir.

Temel Kaynaklar

Aksan, Y. et al. (2012). Construction of the Turkish National Corpus (TNC). In Proceedings of the Eight International Conference on Language Resources and Evaluation (LREC 2012). İstanbul. Turkiye. http://www.lrec-onf.org/proceedings Finegan, E. 1995. Subjectivity And Subjectivisation: An Introduction. Stein, D. ve Wright, S. (Haz.), Subjectivity And Subjectivisation: Linguistic Perspectives (1-15). Cambridge: CUP Noordman, L. G. M. ve de Blijzer, F. 2000. On The Processing Of Causal Relations. Couper-Kuhlen, E. (Haz.), Cause, Condition, Concession, Contrast (35-56). Berlin: Mouton de Gruyter Palmer, F. R. 2001. Mood And Modality. Cambridge: CUP Spooren, W. ve diğerleri. 2007. Subjectivity and Causality: A Corpus Study of Spoken Language. Erişim Tarihi 15 Mart 2009, www adresi: http://www.let.vu.nı/nl/Images/SpoorenetalSubjectivityandCausalty_tcm10-57600.pdf Traugott, E. C. 1995. Subjectification In Grammaticalisation. Stein, D. ve Wright, S. (Haz.), Subjectivity And Subjectivisation: Linguistic Perspectives (31-54). Cambridge: CUP Uzun, L. 2010. Öznelliğin Dilsel Kodlanışı: Öğrenci Anlatılarında Bir Öznellik Sunumu Çözümlemesi, Mersin Üniversitesi Dil ve Edebiyat Dergisi, 7:2, 91-107

Broca Afazide Olasılık Kipliği Etkisi: Anlambilimsel Karmaşa

26 Hazel ZEYNEP KURADA, Özgür AYDIN, Tuba YARBAY DUMAN Amsterdam Üniversitesi – Hacetepe Üniversitesi – Ankara Üniversitesi

Türkçede, Broca afaziye ilişkin alanyazınında, geçmiş zaman gönderimi olan tümce üretiminin, geçmiş- dışı zaman (gelecek zaman, şimdiki zaman) gönderimi olan tümce üretimine göre daha zor olduğu ortaya konmuştur (Yarbay Duman ve Bastiaanse, 2009; Bastiaanse ve diğ., 2011). Bütünleştirme Sorunu Varsayımı’na (BSV, Integration Problem Hypothesis) göre, geçmiş zamana gönderimle ilgili zorluk, olasılık kipliğinden (epistemic modality), diğer bir deyişle, konuşucu/dinleyicinin bir eylemin gerçekleşmesine yönelik kesinlik yargısından kaynaklanmaktadır (Yarbay Duman, 2009, 2011). Eylemin kesinlik derecesini en yüksek düzeyde belirleyen -DI biçimbirimi içeren yapılar, Broca afazili hastalar için zorluk içeren yapılardır.

Alanyazınında, çekimsel düzeyde biçimsözdizimsel karmaşıklığın Broca afazili hastaların tümce üretme becerisini etkileyip etkilemediği konusunda yeterli bulgu bulunmamaktadır. Bu çalışmada, biçimbilimsel olarak basit yapıdaki –DI (geçmiş) ve –yor (geçmiş-dışı) yapılarının yanı sıra biçimbilimsel olarak karmaşık olan –yordu ve –mIştI yapıları ele alınmıştır. Çalışmada, çekimsel karmaşıklığın Broca afazili hastaların tümce üretme becerisi üzerinde olumsuz bir etkisi olmayacağı, ancak BSV doğrultusunda geçmiş zamana gönderimi olan yapıların anlambilimsel karmaşıklığa neden olacağı öngörülmüştür.

Resimli tümce tamamlama testi kullanılarak 16 Broca afazi tanısı konmuş hasta (yaş ort.: 55,56 SD: 12,63) üzerinde yapılan bu çalışmanın sonuçları, (a) geçmiş zaman ve bitmişlik görünüşü içeren –DI biçimbiriminin üretiminin, geçmiş-dışı sürerlik görünüşü içeren –yor biçimbirimine göre önemli ölçüde zor olduğunu, (b) biçimbilimsel açıdan karmaşık olan yapıların (-yordu ve -mIştI) üretimiyle, basit olan – DI yapısı arasında anlamlı bir fark olmadığını, ancak karmaşık olan yapıların üretiminin –yor yapısından daha zor olduğunu ve (c) –yordu ve –mIştI yapılarının üretimleri arasında anlamlı bir fark olmadığını göstermektedir.

Sonuç olarak, BSV’ye uygun olarak, anlambilimsel karmaşıklığın etkili olduğu, –DI biçimiyle geçmişe gönderimin güçlük yarattığı görülmektedir. Yanlış çözümlemesi sonuçları, katılımcıların, geçmişe gönderim içeren tüm yapılarda (basit ya da karmaşık) –mIş biçimini ürettiklerini göstermektedir. –mIş biçimbirimi konuşucu/dinleyici açısından, -DI biçimbirimine göre daha düşük kesinlik derecesi gerektiren bir biçimbirimdir. Dolayısıyla Broca afazi hastalarının üretimini olumsuz etkileyen, biçimsel karmaşıklık değil, olasılık kipliğine dayanan anlambilimsel karmaşıklıktır.

Temel Kaynaklar

Yarbay Duman, T., Bastiaanse, R. (2009). Time reference through verb inflection in Turkish agrammatic aphasia. Brain and Language 108 (1), 30-39. Bastiaanse, R., Bamyaci, E., Hsu, C.-J., Lee, J., Yarbay Duman, T., & Thompson, C. K. (2011). Time reference in agrammatic aphasia: A cross-linguistic study. Journal of Neurolinguistics, 24, 652–673. Yarbay Duman, T. (2009). Turkish Agrammatic Aphasia. Word Order, Time Reference and Case, Groningen Dissertations in Linguistics, 73, Yarbay Duman, T., Altınok, N., Özgirgin, N., & Bastiaanse , R. (2011). Sentence Comprehension in Turkish Broca’s Aphasia: an integration problem. Aphasiology, 25,908-926.

27 İkinci Dilde Sözdiziminin İşlemlenmesinde Birinci Dilin Etkisi: Olaya İlişkin Beyin Potansiyelleri (OİP) İncelemesi Mehmet AYGÜNEŞ, Özgür AYDIN, Tamer DEMİRALP İstanbul Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi

İkinci dil edinimi çalışmalarında, birinci dilin (D1) ikinci dil (D2) edinimindeki rolü uzun süredir süreçdışı (offline) yöntemlerle incelenmesine karşın, elektrofizyolojik ve beyin görüntüleme tekniklerin kullanıldığı çalışmalar son derece sınırlıdır. Süreçiçi yöntemlerin kullanıldığı çalışmaların kimilerinde D1 etkisi görülürken (Guo, Guo, Yan, Jiang, ve Peng, 2009; Jeong ve diğ., 2007; Kotz, Holcomb, ve Osterhout, 2008; Sabourin ve Stowe, 2008; Tokowicz ve MacWhinney, 2005; Zawiszewski, Gutiérrez, Fernández ve Laka, 2011), kimilerinde bu etki gözlenmemektedir (Clahsen ve Felser, 2006; Marinis, Roberts, Felser, ve Clahsen, 2005; Papadopoulou ve Clahsen, 2003). Bu çalışmanın amacı, D2 olarak Türkçede sözdizimi işlemlenmesinde diller arasındaki tipolojik yakınlığın etkisini ve bu etkinin nöral temellerini ortaya koymaktır. Çalışmada, tıpkı Türkçe gibi, yerleşmiş tümceciklerde yalın (1a) ve tamlayan (2a) durumundaki öznelere izin veren dilleri (Azerice ve Özbekçe) ve sadece yalın durumdaki öznelere izin veren dilleri (Arnavutça, Arapça, İngilizce, Fransızca, Almanca, Yunanca), D1 olarak konuşan bireylerde, Türkçede özne durumunun (yalın ve tamlayan) işlemlenmesi incelenmektedir.

Çalışmada 14 D1 olarak Azerice konuşan (yaş ort.:21,64), 14 Özbekçe konuşan (yaş ort. 24,14), 14 tipolojik olarak farklı dilleri konuşan (yaş ort. 26.00) ve 14 anadili konuşucusuna (yaş ort. 24.85), çekimli ve çekimsiz tümceciklerde durum bozulması (1b, 2b) içeren yapılara ve dilbilgisel yapılara ilişkin dilbilgisel yargı testi uygulanmış, bu uygulama sırasında da OİP kayıtları alınmıştır. (1) a. Ben yürüdüm sanıyordu b. *Benim yürüdüm sanıyordu (2) a. Benim kaçtığımı anlatıyordu b. *Ben kaçtığımı anlatıyordu

Çalışmanın bulguları, çekimli tümceciklerde, tipolojik olarak farklı dilleri konuşanlarda, anadili konuşucularından farklı OİP bileşenlerinin ortaya çıktığını (Aydın, Aygüneş, Demiralp, 2015), Azeri ve Özbekçe konuşucularının ise anadili konuşucularıyla aynı OİP bileşenleri sergilediklerini göstermektedir. Çekimsiz tümceciklerde ise yine tipolojik olarak farklı dilleri konuşanların, anadili konuşucularından farklı OİP bileşenleri sergiledikleri, Özbekçe konuşucularının ise anadili konuşucularıyla benzer OİP bileşenleri sergiledikleri görülmektedir. Buna karşın, Azeri konuşucuların çekimsiz tümceciklere ilişkin OİP bileşenlerinde ilk zaman penceresinde (300-500 ms) anadili konuşucularından farklılıklar gözlenmektedir. Bu durum Azericede çekimsiz yapılara göre çekimli eylem içeren ki yapılarının sıklığıyla açıklanmaktadır.

Temel Kaynaklar

Aydın, Ö, Aygüneş, M. ve Demiralp, T. (2015). Non-native syntactic processing of case and agreement: Evidence from event-related potentials, Second Language Acquisition of Turkish, Ayşe Gürel ve Yasemin Bayyurt (Yay.), John Benjamins, Language Acquisition and Language Disorders Series. Clahsen, H., ve Felser, C. (2006). How native-like is non-native language processing? Trends in Cognitive Sciences, 10(12), 564–570. Guo, J., Guo, T., Yan, Y., Jiang, N., ve Peng, D. (2009). ERP evidence for different strategies employed by native speakers and L2 learners in sentence processing. Journal of Neurolinguistics, 22(2), 123–134. Jeong, H., Sugiura, M., Sassa, Y., Haji, T., Usui, N., Taira, M., ve diğ. (2007). Effect of syntactic similarity on cortical activation during second language processing: A comparison of English and Japanese among native Korean trilinguals. Human Brain Mapping, 28(3), 194–204. Kotz, S. A., Holcomb, P. J., ve Osterhout, L. (2008). ERPs reveal comparable syntactic sentence processing in native and non-native readers of English. Acta Psychologica,128(3), 514–527. Marinis, T., Roberts, L., Felser, C., ve Clahsen, H. (2005). Gaps in second language sentence processing. Studies in Second Language Acquisition, 27(01), 53–78.

28 Papadopoulou, D., ve Clahsen, H. (2003). Parsing Strategies in L1 and L2 sentence processing. Studies in Second Language Acquisition, 25(04), 501–528. Sabourin, L., ve Stowe, L. A. (2008). Second language processing: When are first and second languages processed similarly? Second Language Research, 24(3), 397–430. Tokowicz, N. ve MacWhinney, B. (2005). Implicit and explicit measures of sensitivity to violations in second language grammar – An event-related potential investigation. Studies in Second Language Acquisition, 27(2), 173–204. Zawiszewski, A., Gutiérrez, E., Fernández, B., ve Laka, I. 2011. Language distance and non-native syntactic processing: Evidence from event-related potentials, Bilingualism: Language and Cognition 14(3), 400–411

29 Disiplinlerarası Etkileşim Çerçevesinde Çeviribilim-Edimbilim İlişkisine İletişim Odaklı Yaklaşım Mehmet ERGUVAN Hacettepe Üniversitesi

Dilbilimin alt dalı olarak 60’lı yıllardan sonra ivme kazanan ve dil-iletişim ilişkisini aydınlatan bir çalışma alanı olarak edimbilim, çeviri çalışmalarında önemli bir yer edinmeye başlamıştır. 80’li yılların başından itibaren yaygınlaşan kültürlerarası iletişim çalışmalarının yalnızca dilbilimsel yapıların aktarımından ziyade, sosyokültürel farklılıklardan kaynaklanan sorunları da kapsamına alması, bu alanda yapılan çalışmaları edimbilimin inceleme konusu haline getirmiştir. Tüm bu gelişmeler doğrultusunda, dil ile bağlam kavramının etkileşimini inceleyen edimbilimsel yaklaşımlar, en az iki dil ve kültür arasındaki ilişkilerin kesişme noktasında yer alan çeviri edimine önemli kuramsal çerçeveler kazandırmıştır.

Bu bildirinin amacı, bir yandan bilişsel temellere dayanan diğer yandan sosyal-etkileşimsel boyutları da bulunan edimbilimin çeviribilime yaptığı katkıların altını çizmek ve bu çerçevede edimbilimsel belirtikleştirme yönteminin çeviri çalışmalarındaki kullanımını incelemektir. Bu amaç doğrultusunda, özellikle edimbilimsel yaklaşımların metnin çözümlenmesi ve yorumlanması açısından önemi disiplinlerarası bir bakış açısıyla incelenecektir. Çalışma, edimbilimin ortaya çıkışında önemli katkıları olan bilişsel-edimbilimsel bakış açısıyla gerçekleştirilecektir. Öncelikle çeviribilime önemli katkılarda bulunan temel edimbilimsel yaklaşımlar çeviribilim-edimbilim ilişkisi açısından tartışılacak, daha sonra söz konusu yaklaşımlardan biri olan bağıntı kuramı çerçevesinde çeviri sürecinde belirtikleştirme yöntemi analiz edilecektir. Bu çerçevede, belirtikleştirme çeşitleri zorunlu belirtikleştirme, Dilbilimin alt dalı olarak 60’lı yıllardan sonra ivme kazanan ve dil-iletişim ilişkisini aydınlatan bir çalışma alanı olarak edimbilim, çeviri çalışmalarında önemli bir yer edinmeye başlamıştır. 80’li yılların başından itibaren yaygınlaşan kültürlerarası iletişim çalışmalarının yalnızca dilbilimsel yapıların aktarımından ziyade, sosyokültürel farklılıklardan kaynaklanan sorunları da kapsamına alması, bu alanda yapılan çalışmaları edimbilimin inceleme konusu haline getirmiştir. Tüm bu gelişmeler doğrultusunda, dil ile bağlam kavramının etkileşimini inceleyen edimbilimsel yaklaşımlar, en az iki dil ve kültür arasındaki ilişkilerin kesişme noktasında yer alan çeviri edimine önemli kuramsal çerçeveler kazandırmıştır.

Bu bildirinin amacı, bir yandan bilişsel temellere dayanan diğer yandan sosyal-etkileşimsel boyutları da bulunan edimbilimin çeviribilime yaptığı katkıların altını çizmek ve bu çerçevede edimbilimsel belirtikleştirme yönteminin çeviri çalışmalarındaki kullanımını incelemektir. Bu amaç doğrultusunda, özellikle edimbilimsel yaklaşımların metnin çözümlenmesi ve yorumlanması açısından önemi disiplinlerarası bir bakış açısıyla incelenecektir. Çalışma, edimbilimin ortaya çıkışında önemli katkıları olan bilişsel-edimbilimsel bakış açısıyla gerçekleştirilecektir. Öncelikle çeviribilime önemli katkılarda bulunan temel edimbilimsel yaklaşımlar çeviribilim-edimbilim ilişkisi açısından tartışılacak, daha sonra söz konusu yaklaşımlardan biri olan bağıntı kuramı çerçevesinde çeviri sürecinde belirtikleştirme yöntemi analiz edilecektir. Bu çerçevede, belirtikleştirme çeşitleri zorunlu belirtikleştirme, seçime bağlı belirtikleştirme ve edimbilimsel belirtikleştirme olarak sınıflandırılacak ve söz konusu stratejiler dil ve iletişimin oldukça önemli bir rol oynadığı çeviri ediminden örneklerle birlikte tartışılacaktır. Bu amaçla, kültürel unsurların yoğun olarak kullanıldığı ABD’de yayımlanan Family Guy dizisinin altyazı çevirisinden örnekler belirtikleştirme stratejileri eşliğinde çeviri ve özgün metnin karşılaştırılması yoluyla incelenecek ve kültürel unsurların çevirisinde belirtikleştirme yönteminin taşıdığı önem vurgulanacaktır.

30 Bu çalışmanın sonucunda, dilbilim ve çeviribilim arasında sürekli bir işbirliği olduğu ve edimbilimin bu işbirliğinde önemli bir rol oynadığı ortaya konmuştur. Ayrıca, edimbilimsel yaklaşımların çeviri sürecini durağan bir dil aktarımından ziyade devingen bir süreç olarak sosyokültürel-dilbilimsel temelde irdelemeye katkıda bulunduğu görülmüştür. Son olarak, çeviribilim ile edimbilimin farklı isimlendirmeler yoluyla belirtikleştirme stratejisini metne açıklık getirmek amacıyla kullandıkları ve çoğu zaman bu stratejinin iki kültür arasında iletişimi sağlamak için kaçınılmaz olduğu sonucuna varılmıştır.

Temel Kaynaklar

Armstrong, Nigel. (2005). Translation, Linguistics and Culture. French-English Handbook. Clevedon: Multilingual Matters Ltd. Büyükkantarcıoğlu, N., Özyıldırım, I., Yarar, E., Yağlı, E. (Eds.) 27. Ulusal Dilbilim Kurultayı Bildirileri. Hacettepe Üniversitesi Yayınları. Boztaş, İ. (1993, Aralık). Çeviri, Çevirmen, Dilbilim İlişkisi, Çeviride Eşdeğerlik ve Kayıplar. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi. Cilt. 10, sayı 2, ss.55-65. Leppihalme, R. (1997). Culture Bumps: An Empirical Approach to the Translation of Allusions. Clevedon: Multilingual Matters Ltd. Kansu Yetkiner, Neslihan. (2009). Çeviribilim Edimbilim İlişkisi Üzerine. İzmir Ekonomi ÜniversitesiYayınları. Karadağ, A.B. (2006). Disiplinlerarası Etkileşim Bağlamında Dilbilim-Çeviribilim İlişkisine Genel Bir Bakış. Dilbilim, 15, ss. 251-262. Kurultay, T. ( 2012). Çeviribilim Uygulamalı Bir Dilbilim midir?, ss. 199-209. Malmkjaer, Kirsten. (2005). Translation and Linguistics. Perspectives: Studies in Translatology, 13-1, ss. 5- 20.

31 Politik Söylemde Balkon Konuşmaları: Karşılaştırmalı Bir Çözümleme Meltem SARGIN Dokuz Eylül Üniversitesi

Toplum ve dilin karşılıklı etkileşim süreci içerisinde, toplum tarafından belirlenen dil kullanımına söylem denilmektedir (Fairclough, 1989: 22). Toplumun yapılanması içerisinde yer alan farklı pratikler, farklı söylem türlerinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu söylem türleri farklı pratiklere sahip toplumsal yapıların, dil kullanımındaki seçimlere ideolojilerini yansıtma stratejileri olarak getirdikleri kısıtlılıklardan doğmaktadır. Bu dilsel kısıtlılıklar zamanla gelenekselleşmekte ve toplumun o kesimine ait söylem biçimini oluşturmaktadır (Fairclough, 1995: 42). Bu söylem türlerinden biri de politik söylemdir. Politik işlevi ve sezdirimi olan yazılı ve sözlü metinler (Van Dijk, 1997: 14) aracılığıyla gerçekleştirilen politik söylemin en önemli ürünleri politikacıların çeşitli amaçlarla, farklı ortamlarda, farklı nedenlerle yaptıkları konuşmalardır. Politikacılar, bu konuşmalarda kullandıkları dilsel stratejiler aracılığıyla hitap ettikleri kitleleri ikna etme, harekete geçirme, dayanışma sağlama ya da muhalif oldukları grupların fikirlerini çürütme gibi bir takım eylemleri yerine getirirler. Politik işlevli konuşmalar arasında “balkon konuşması” diye de adlandırılabilen başkanlık seçimi sonrası yeni seçilen başkan tarafından yapılan ilk konuşma özellikle önem taşımakta, genellikle seçim öncesi yapılan propaganda konuşmalarından da farklılıklar göstermektedir. Bu konuda batı alan yazınında yapılmış pek çok çalışmaya rastlanmaktadır. Bu çalışmanın amacı, yakın geçmiş zamanda Türkiye’de ilk kez halk oylamasıyla yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra başbakanlıktan cumhurbaşkanlığına geçiş yapan Recep Tayyip Erdoğan’ın balkon konuşmasını dilbilimsel açıdan inceleyerek kullanılan dilsel stratejileri, bu stratejilerin altında yatan ideolojik amaçları ve seçim öncesi yapılan miting konuşmalarıyla arasındaki benzerlik ve farklılıkları Eleştirel Söylem Çözümlemesi Çerçevesinde değerlendirmektir. Sonuç olarak, Tayyip Erdoğan’ın konuşması, batıdaki örnekleri de göz önüne alındığında belli bir beklentiyi karşılayacak biçimde düzenlenen balkon konuşmaları formatına uyan ve uymayan özellikler taşımakta ve Türkiye’nin mevcut politik bağlamını yansıtmaktadır.

Temel Kaynaklar

Fairclough, N. (1989). Language and Power. London ve New York: Longman. Fairclough, N. (1995). Critical Discourse Analysis: the critical study of language. London ve New York: Longman. Van Dijk, T. (1997). What Is Political Discourse Analysis. In: Blommaert, Jan and Chris Bulcaen (eds.), Political Linguistics . 1997. vi, 312 pp. (pp. 11–52).

32 Erkek Eşcinsellerin Konuşmasını Farklılaştıran Özellikler Üzerine Akustik ve Sesbilimsel Bir Araştırma Meltem SARGIN, Özgün KOŞANER Dokuz Eylül Üniversitesi

Cinsiyet teriminin eşcinselleri de kapsadığının düşünülmesine karşın, alan yazında cinsiyet çalışmaların genellikle kadınların ve / veya erkeklerin dil kullanımına ilişkin olduğu görülmektedir. Biyolojik cinsiyetleri ve toplumsal cinsiyetleri uyuşmayan kişiler (GLAAD 2010) çoğu zaman belirgin bir biçimde dili bazı yönlerden kadın ve erkeklerden farklı biçimde kullanmaktadırlar. Bu çalışmanın amacı, erkek eşcinsellerin dil kullanımını heteroseksüel kadın ve erkeklerin dil kullanımından ayıran akustik ve sesbilimsel farklılıkları ortaya koymaya çalışmaktır.

Erkeklikten kadınlığa cinsiyet değiştirmiş pek çok transseksüel ve travesti ve birçok erkek eşcinsel, heteroseksüel kadın ve erkeklerden belirgin şekilde farklı bir biçimde konuşmakta, bu da çoğu zaman toplumda cinsiyet normlarına ilişkin bir yargı ölçütü (Medhurst 2002: 314-315) ve hatta alay konusu haline gelmektedir. Heteroseksüel, eşcinsel ve cinsiyet değiştiren bireylerin dil kullanımına bakıldığında, bu bireyler arasındaki dilsel farklılıkların akustik, sesbilimsel, anatomik, hormonal, fizyolojik ve hatta felsefi nedenlerden kaynaklandığı söylenebilir (Pepiot 2012). Bu çalışma, bütün bu sayılan nedenlerden yalnızca akustik ve sesbilimsel olanlar üzerine odaklanmaktadır. Erkek eşcinsellerin konuşmalarının kadın ve erkeklerin konuşmalarından farklılıklarını belirlemek amacıyla erkek eşcinsellerden ses kayıtları toplanmıştır. Bu ses kayıtları Dokuz Eylül Üniversitesi Dilbilim Bölümü Sesbilim Laboratuvarında Isotope RX4 Advanced yazılımıyla işlemlenmiştir. Ses dosyalarının işlemlenmesi sürecinde konuşmanın hızında bir değişikliğe yol açmadan sesin perdesi kadın ve erkeklerin ses perdesine yaklaştırılmış; ayrıca, ünlüleri oluşturan F1, F2 ve F3 formantları, Türk, Şayli, Özsoy ve Arslan (2004) tarafından belirlenen ortalama formant değerlerine taşınarak kadın ve erkek konuşucuların perde ve formant özelliklerine özdeş hale getirilmeye çalışılmıştır. İşlemleme sonucunda elde edilen ses dosyaları yalıtılmış ve yankıdan arıtılmış laboratuvar ortamında anadil konuşucularından oluşan bir kontrol grubuna dinletilerek algılama testleri yapılmıştır.

Eşcinsel erkeklerin konuşmalarını heteroseksüel erkek ve kadınlardan ayıran pek çok özellik bulunmasına karşın bunlardan en önemlisinin ezgi olduğu düşünülmektedir. Çalışmanın ilk bulguları bu görüşü doğrular niteliktedir.

Temel Kaynaklar

GLAAD (2010). Gay and Lesbian Alliance Against Defamation. ‘’GLAAD Media Reference Guide, 8th Edition. Transgender Glossary of Terms”, ‘’GLAAD’’, USA, May 2010. Retrieved on 02. 01.2014. Madhurst A. (2002). “Sexuality. Tracing desires: sexuality in media texts”. In The Media: An Introduction. Adam Briggs and Paul Cobley (Eds.) NY & London: Pearson Longman. pp: 313-325. Pepiot, E. (2012). “Voice, speech and gender: male-female acoustic differences and crosslanguage variation in English and French speakers”. Author manuscript, published in "XVèmes Rencontres Jeunes Chercheurs de l'ED 268, : (2012)". Türk, O., Şayli, Ö., Özsoy, S., Arslan, L. (2004). "Türkçede Ünlülerin Formant Frekans İncelemesi". 18. Ulusal Dilbilim Kurultayı, 20-21 Mayıs 2004, Ankara Üniversitesi, Ankara.

33 Türkçe KDB Yapılarında Eksik Olan Ne? Murat ÖZGEN Dokuz Eylül Üniversitesi

Alanyazınında T ve e başları, evre başları olarak ele alınırken Z başı evre başı olarak değerlendirilmez (Chomsky 2001, 2004 ve 2008): (1) [+ evre]: T, e (*) [− evre]: Z Çekirdek İşlevsel Ulamlar ‘ÇİU’ (Core Functional Categories ‘CFC’) olarak adlandırılan bu başlardan sadece T ve e yorumlanamaz φ-özellikleri taşır, Z ise T tarafından seçilmediği durumda eksik (defective) olarak biçimlenir. Diğer bir deyişle, Z, T evre başınca seçilirse tam bir φ-özellik kümesine sahip olur. Z, T tarafından seçilmediği durumlarda evre başından özellikleri kalıtlayamaz. Alanyazında, ÇİU’ların evre düzenlenişiyle, eksiklik düzenlenişleri arasında bakışımsızlık gözlenmektedir (bkz. Richards, 2007): (2) [+ [ eksiklik]]: Z, e [− [ eksiklik]]: T Bu noktada, eksikliği tartışan Richards (2007), Gallego’ya (2009) benzer biçimde, eksikliğin evre başlarına ait bir özellik olduğunu ve bu bağlamda, bu durumun φ-özelliklerinin olmaması durumunda ortaya çıktığını vurgular ve Z’nin bu durumun dışında kaldığını belirtir: (3) [+ [ eksiklik]]: T, e [− [ eksiklik]]: Z Bu çalışmada evre başındaki hangi özelliklerin eksikliğe neden olduğu ve tüm ÇİU’ların eksik ve tam sürümlerinin olup olmadığı sorusuna yanıt aramaktadır. Alanyazında kuraldışı durum belirleme ‘KDB’ (exceptional case marking ‘ECM’) olarak adlandırılan yapılarda eksik evre başının olduğu ileri sürülmüştür (Chomsky, 2005). Türkçe KDB yapılarına ilişkin gözlemler, evre başının φ-özellikleri açısından tam olsa bile evrenin eksik olabileceğini göstermektedir (3a-3b). Diğer yandan, evrenin eksik olması konusunda [ZAMAN] özelliğinin belirleyici olduğu görülmektedir (4-5). (4) a. Ali [seni uyudu] sanıyor b. Ali [seni uyudun] sanıyor (5) a. *Ali [seni uyumuştu] sanıyor b. ?*Ali [seni uyumuştun] sanıyor Bu bulgular, Türkçede KDB yapılarında evre başındaki eksikliğin, φ-özellikleri kaynaklı olmadığını, [ZAMAN] özelliği kaynaklı olduğunu göstermektedir. Eksikliğin evre başlarına ait bir özellik olması gerçeği dikkate alındığında, Chomsky’yi (2005) izleyerek [ZAMAN] özelliğinin T başında bulunduğu, (1) (2) arasındaki bakışımsızlığın Richards (2007) doğrultusunda (3)’teki gibi düzenlenmesi gerektiği ortaya çıkar.

Temel Kaynaklar

Basarak, A. (1994). Functional categories in Turkish: Remarks on the interaction between morphology and syntax. 7. Uluslararası Türk Dilbilim Konferansı Mainz. Chomsky, N. (2001). Derivation by phase. In Ken Hale: A Life in Language, M. Kenstowicz (ed.), 1–52. Cambridge, MA: MIT Chomsky, N. (2005). On Phases. Ms., MIT. Gallego, A. J. (2009). Defective C-T in Romance, Probus 21, 163–216. Richards, M. (2007). On phases, phase heads, and functional categories, Nanzan Linguistics: Special Issue 1, Vol. 1, 105-127. Şener, S. (2008). Non-canonical case licensing is canonical: Accusative subjects of CPs in Turkish. University of Connecticut, Retrieved from http://www.sp.uconn.edu/~ses01009/Research_files/SENER%20 ACC%20SUBJECTS.PDF Uzun, N. E. (1998). Türkçede görünüş/kip/zaman üçlüsü. Dil Dergisi, sayı 68, 5-22. Yavaş, F. (1980). On the meaning of the tense and aspect markers in Turkish. Doktora Tezi, Kansas University.

34 Değerlendirme Kuramı Açısından Türkler ve Türkçe Nazlı BAYKAL Süleyman Demirel Üniversitesi

Bu çalışma, değerlendirici dile yönelik İşlevsel Dizgeci Dilbilgisi geleneğinden Martin ve White’ın (2005) geliştirdiği ‘Değerlendirme Kuramı (Appraisal Theory) çerçevesinde Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi’nde öğrenim görmek üzere bulunan ve Türkçe Hazırlık kurslarına devam eden lisans/yüksek lisans/doktora düzeyindeki yabancı öğrencilerin, Türkçe, Türkler, Türkiye, Türkçe Hazırlık programına ilişkin değerlendirmelerini içermektedir. Değerlendirme Kuramı, ‘dil kullanıcılarının metinlerde belirli özneleri ve konumlandırmaları kodlarken ve doğallaştırırken kullandıkları dilsel araçları çözümlemeyi ve yorumlamayı amaçlar’(Oktar, 2011). Değerlendirme Kuramı, tutum (attitude), yükümlülük (engagement) ve derecelendirme (graduation) (Martin ve White, 2005:35) ulamlarından oluşur. Bu çalışmada tutum ulamı kullanılarak veriler incelenecektir. Tutum ulamının alt ulamları, duygulanım (affect), yargı (judgement) ve ölçme-değerlendirme/kıymetlendirme (appreciation) verilerin incelenmesinde esas alınmıştır. Çalışmamıza, yaşları 19-26 arasında değişen 28 denek katılmıştır. Bu deneklerden 3’ü yüksek lisans, 1’i doktora ve diğerleri lisans öğrencileridir. Denekler, Süleyman Demirel Üniversitesi Türk Dili Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi’ne kayıt yaptıran yabancı öğrencilerden rastgele seçilmiştir. 11 denek İlahiyat Fakültesi, 4 denek Mühendislik, 7 denek Fen-Edebiyat, 3 denek İktisadi-İdari Bilimler, 1 denek Eğitim,1 denek Tıp ve 1 denekte Ziraat Fakültesi’nde öğrenim görmektedir. Her bir denek ile mülakat yapılmış ve mülakatlar yazılı hale getirilmiştir. Veri analizleri hem nitel hem nicel olarak yapılmış, tutum ulamının belirtilen alt ulamlarına ait değerlendirmelerde kullanılan sözcük ve sözcük öbekleri incelenmiştir.Veri analizlerine göre en çok ölçme-değerlendirme alt ulamında değerlendirme yapılmış, bunu sırasıyla yargı ve duygulanım alt ulamları izlemiştir. Değerlendirmelerin daha çok Türkçe Eğitimi, kullanılan yöntemler ve ders veren hocalar ile ilgili olması, duygulanım alt ulamında değerlendirmelerin sayıca az olmasına neden olmuştur. Ölçme-değerlendirme alt ulamında en fazla tepki (reaction) değerlendirmesi görülmektedir. Bu grubun altında olumsuz etki (impact) daha sıklıkla rastlanan değerlendirme çeşididir. Yargı alt ulamında en çok toplumsal saygınlık (social esteem) ile ilgili, olumlu normallik (normality) ve olumsuz yetenek (capacity) değerlendirmeler vardır. Duygulanım alt ulamında, mutluluk/mutsuzluk (un/happiness) grubunun duygusal yakınlık (affection) bölümünde olumlu değerlendirmelerin sayısı diğer duygulanım değerlendirmelerinin en fazlasıdır. Öğrenim gördükleri fakülteye göre İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin her alt ulamda en çok olumsuz değerlendirmeyi yaptıkları görülmüştür. Nitel incelemede ise, duygulanım değerlendirmelerinin olumlu/olumsuz sıfatlar, yargı ve ölçme-değerlendirme içeren değerlendirmelerin de olumlu/olumsuz isim ve fiil tamlamaları yoluyla yapıldığı görülmüştür.

Temel Kaynaklar

Martin, J.R. ve White, P.R.R. (2005) The Language of Evaluation: Appraisal in English. New York: Palgrave/Macmillan. Oktar, L. (2011) Eleştirel Söylem Çözümlemesi Çerçevesinde Değerlendirme Kuramı. Doğan Aksan Çalıştayı’nda sunulan bildiri, 3Ekim 2011, Ankara Üniversitesi, Ankara. Penuelas, A. B. C. ve Diez-Prados, M. (2014) Positive self-evaluation versus negative other-evaluation in the political genre of pre-election debates. Discourse &Society, 25(2),159-185.

35 İkidilli Çocukların Sözceleri Arasındaki Bağıntılar: Türkiye’nin Farklı Bölgelerinden Örneklerle Orhan VAROL, Jochen REHBEIN Yüzüncü Yıl Üniversitesi - Akdeniz Üniversitesi

Bu çalışmada, Türkiye’nin farklı bölgelerinde yaşayan ve hem Türkçe hem de Kürtçeye (Kurmanci lehçesine) belirli düzeylerde hâkim olan ikidilli çocukların, dilsel özellikleri ve bu özellikler arasındaki bağıntılar ele alınmaktadır. Konunun değerlendirilmesi amacıyla, Varol 2014’te Van’ oluşturulmuş sözlü derlem ve ayrıca Antalya, Mardin ve İstanbul’daki ikidilli çocuklardan AMuSE (Approaches to Multilingual Schools in Europe) projesi kapsamında 2012-2014 yılları arasında elde edilen ikidilli veriler kullanılmaktadır. Veriler, Exmaralda programı ile yazılı ortama aktarılmaktadır ve işlevsel kullanımbilime ait açıklamalarla ele alınmaktadır.

Çocukların sözlü anlatım süreçlerine dair çeşitli eksik ya da anlam bulanıklığı yaratan kodlamaların yanında, ileri düzeyde anlatım yetkinlikleri bakımından her iki dilden büyük oranda karşılıklı aktarımların gerçekleştiği ve bağıntılar oluştuğu anlaşılmaktadır. Eksik kodlamalara örnek olarak Türkçedeki şey sözcüğü ve bunun Kürtçedeki karşılığı gösterilebilir: HEL2 [v] Köstebek şey çıkıyor ordan. • • Orda bi kütük var. HEL2 [v] Geliyo sonra o da yerleri süpüren şeye giriyo. (HA_IVE_s4_KÜKÖ) Aynı konuşucunun Kürtçe anlatı metninde (HA_IVs4_KOPI) tışt, çık (şey), tıştek (bir şey) şeklinde sözce içine yerleşmiş boşluk sunumları (voids)’ler de bulunmaktadır. İkidillilik seviyesi bakımından dengeli bir görünüme sahip olan konuşucunun (ARJin), hem Türkçe hem de Kürtçe (dıke … zewtki “yakalamaya çalışıyor” (AT_DSK_s4_KÜKÖ) ikili eylem yapılanmasına sahip sözceleri üretmede diller arası ilişkiler kurduğu anlaşılmaktadır: ARJ [v] Onun böyle başını çıkartınca yakalamaya çalışıyor. (AT_DSK_s4_KÜKÖ) Türkçenin eklemeli dil yapısına bağlı olarak dilbilimsel anlamda çekici özellikler sergilemesi ve bunun yanında Kürtçenin izafe yapısına bağlı olarak Türkçe sözceler içinde farklı yapılanmaların oluşmasına neden olması da verilere bağlı olarak anlaşılmaktadır. Araştırma sonuçlarındaki ilk izlenimlere bağlı olarak, iki dilden birinin diğer dile alternatif olmadığını, her iki dilin de kendine özgü dilsel özellikleri koruyarak sadece diğer dile ait bazı birim, özellik ya da örüntülerin daha etkili bir iletişim ortamı oluşturmak amacıyla konuşucu tarafından aktarılan dile uyarlandığını görmekteyiz.

Temel Kaynaklar

Bulut, C. (2006) Turkish elements in spoken Kurmanji. In: Boeschoten & Johanson (eds.) Turkic Languages in Contact, 95-121. Haig, G. (2006) Turkish influence on Kurmanji: Evidence from Tunceli dialect. In: Johanson, L. & Bulut, C. (eds.) Turkic-Iranian Contact Areas, 283-299 Matras, Y. (2009) Language Contact. Cambridge: UP Rehbein, J. (2007) Erzählen in zwei Sprachen – auf Anforderung. In: Meng & id. (eds.) (2007), 389-453 - (2013) The future of multilingualism – towards a HELIX of societal multilingualism under global auspices. In: Buehrig, K. & Meyer, B. (eds), Transferring Linguistic Know-How into Practice, 43-83 -, Herkenrath, A. & Karakoç, B. (2009) Turkish in Germany - On contact induced language change of an immigrant language in the multilingual landscape of Europe. In: STUF 62, 3, 171-204 Varol, O. (2014) Türkçe-Kürtçe Dil Etkileşimi: İkidilli Konuşuculara Ait Verilerdeki Dilbilimsel Görünümler, [Turkish-Kurdish Language Contact: Linguistic Aspects in Bilinguals’ Data]. (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Ankara Universitesi, Dilbilim Bölümü, Ankara. URL: acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/26195/

36

Birimsel ayrımlar, bürünsel uyumlar Ömer DEMİRCAN

Türkçe üzerine süregiden araştırmalarda iki yanılgı ortaya çıkıyor. Birincisi veri-tabanı eksikliğine, ya da seçilen verilerin uygunsuzluğuna dayalıdır. İkincisi ise, ardılların yanlış öncül betimlemelere aşırı güven duyup onların doğru sanılması. Bu özellikler yerli dil metinlerinde sıkça ortaya çıkıyor. En kötüsü de aşırı güven sonucu, yakıştırma yineleme yoluyla yanlışın kemikleşmesi ve bunun sorgulamayan, ezbere dayalı öğretimle pekiştirilmesi. Öyle etkiler altında ben de kaldım.

Bir tanesi Türkçe kökler ile sonekleme ilişkisinde köklerin başlangıçta “tek-heceli” olup uyum-dışı kalmalarına karşın, çok-heceli alıntı sözcüklerde “sesel-uyarlama” yerine “uyum” aranması. Bunun sonucu olarak da uyumun sonekleme yerine sözcük-güdümlü olarak açıklanması, üçüncü bir uyum olan “vurgulama uyumu”nun ise bugüne kadar görülememesi.

Bir başka yanılgı da “ikileme”lerin, “yansıma” birimlerin “sözcük” sayılmaması ve işlemin betimlenişine işlem-dışı ayrımlar katılması, Yananlamlı “açık-saçık” gibi ikilemelerin bileşik sayılmaması, ikileme ile yinelemenin ayrılmaması, yazınsal metinlerde işleme yeterince yer verilmemesi.

Meğer ilk önce Türkçe ilk köklerin tek-heceli birimler olduğunu doğru görmek gerekiyormuş. Çünkü “ses-değişimli” ikileme “tek-heceli-kök” önvarsayıyor. O zaman #ZÜZ# yapılı bir köke i) başsesin /m/ ile değişimi ile sona konumlama, … ii) son ünsüzü /p m s r/ ünsüzlerinden biri ile değiştirip başa konumlayarak vurgulama yoluyla iki tür, üç ayrı anlamlı ikileme oluştuğu, “yarı-ikileme/partial reduplication” diye bir işlem bulunmadığı doğru anlaşılacaktı. Öteki tür ikilemeler ise, sözcüksel ön/art konumlu, eş/ayrı biçimli, ya arasız ya da aralı, ya yalın ya da eklerle bağlanmış olabilir. Bir de bakıyorsunuz ikileme işlemi en çok zarf-türetmeye koşulmuş, o nedenle de “zarf “ türetme ekleri pek az. ….

Temel Kaynaklar

Demircan, Ö. (1987): ”Emphatic Reduplications in Turkish”, Studies on Modern Turkish: Proc. III. Int. Cong. on Turkish Linguistics ( Hz. H.E.Boeschoten ve L.Th. Verhoeven ) Tilburg Univ. , 1987, s.24-41 ve - (1988): “Türkçe’de Pekiştirme İşlemi”, Dilbilim VII, s.147-164. - (1988): “A Systemic Approach to Non-echoic-base Reduplications”, Studies on Turkish Linguistics: IV. Uluslararası Türk Dilbilimi Konferansı Bildirileri, (Hz. Sabri Koç),ODTÜ y. Ankara, s.231-264 (127 dizgi yanlışı var ). - (1990): “Türkçe İkilemenin Özüne Doğru” Dilbilim IX (1990) ,s. 61-92. Hatiboğlu, Vecihe -(1971), İkileme, TDK y. Tuna, Osman Nedim (1949, 1950): “Türkçe Tekrarlar” 1, 2 (İ.Ü. TDED cilt 3-4, 1949: 428-447, 1950: 3-82). -(1982): Türkçenin sayıca eş-heceli ikilemelerinde sıralama kuralları ve tabii bir ünsüz dizisi, TTK, Ankara. 1986, 65 s.

37 Öğretmen Soruları: Açık uçlular kapalı uçlulara karşı! Özge CENGİZ, Hamide ÇAKIR Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi

Sorular öğretmenlerin, sınıf içinde kullandıkları en önemli araçlardan biridir. Sınıflarda sorulan açık uçlu soruların, öğrencilerin bilişsel becerilerinin gelişiminde, özellikle de eleştirel düşünmelerinin gelişim sürecinde çok etkili olduğu öne sürülmektedir (Lee, Kinzie ve Whittaker, 2012). Yapılan çalışmalar, tek yanıtı olan kapalı uçlu sorular yerine, yaratıcılığı arttıran açık uçlu sorular sayesinde çocukların, hem akademik hem de sosyal öğrenme becerilerinin geliştiğini; dolayısıyla hem sınıf içinde hem de sınıf dışındaki gerçek yaşamda etkin birer öğrenici haline geldiklerini ortaya koymaktadır (Hargreaves, 1984; Roth, 1996; Denton, 2007). Açık uçlu soru kullanımının, ayrıca, öğrencilerin yeni bilgi ile eski bilgileri arasında bağlantı kurarak kendi bilgi ağlarını oluşturmalarını ve bilgiyi, öğretmen ve öğrencilerin birlikte inşa etmelerini sağladığı saptanmıştır (Panitz, 1999).

Kesitsel olarak planlanan bu çalışmada, Türkçe öğretmenlerinin soru sorma stratejileri üzerine odaklanılmıştır. Veri tabanının oluşturulma sürecinde, mesleksel deneyim süreleri farklılaşan ve Nevşehir'in farklı ortaokullarında görev yapan 4’ü kadın, 4’ü erkek olmak üzere toplam 8 Türkçe öğretmeni ve 7. sınıf öğrencileriyle çalışılmıştır. Öncelikle, öğretmenlere araştırmanın konusu ile ayrıntılı bilgi verilmeden, öğrencileriyle ders sırasındaki tüm etkileşimleri kamera ile kaydedilmiş, daha sonra öğretmenlere açık uçlu soru sorma üzerine bir dizi seminer verilerek öğretmenlerin açık uçlu soru sormaya ilişkin farkındalık kazanmaları sağlanmaya çalışılmıştır. Seminerden sonra öğretmen ve öğrencilerinin dersleri yeniden kaydedilmiş, daha sonra da bu öğretmen-öğrenci etkileşimleri yazıya dökülerek çözümlenmiş ve birinci kayıtlar ile ikinci kayıtlar arasında açık uçlu soru üretimi açısından karşılaştırma yapılmıştır.

Araştırmanın bulgularının, Türkçe öğretmenlerinin sınıflarında açık uçlu sorulara ne oranda yer verdiklerini ve bu bağlamda öğrencilerine nasıl rehberlik ettiklerini; ayrıca verilen seminerin, öğretmenlerin soru sorma alışkanlıkları üzerinde ne ölçüde farklılık yarattığını ortaya koyacağı düşünülmektedir.

Temel Kaynaklar

Denton, P. (2007). The Power of Our Words: Teacher language that helps children learn. Turners Falls, MA: Northeast Foundation for Children. Hargreaves, D.H. (1984). Teachers’ questions: Open, closed, half-open. Educational Research, 26 (1), 46-51. Lee, Y., Kinzie, M.B. ve Whittaker, J.V. (2012). Impact of online support for teachers’ open-ended questioning in pre-k science activities. Teaching and Teacher Education, 28, 568-577. Panitz, T. (1999). Collaborative versus Cooperative Learning: A comparison of the two concepts which will help us understand the underlying nature of interactive learning. http://home.capecod.net/~tpanitz/tedsarticles/coopdefinition.htm. Roth, W. M. (1996). Teacher questioning in an open-inquiry learning environment: Interactions of context, content, and student responses. Journal of Research in Science Teaching, 33 (7), 709-736.

38 Türkçede Sayıların Biçim-Sözdizimsel özellikleri Özgün KOŞANER Dokuz Eylül Üniversitesi

Günümüzde sayılar, saymak, miktarları karşılaştırmak, hesap yapmak, sırayı belirlemek, ölçüm yapmak, değerleri belirlemek, sınırları belirlemek, bilgi kodlamak ve veri aktarmak için kullanılmaktadır. Sayı kavramının bu bilişsel ve kültürel gelişimi dile de yansımıştır. Temel sayıları bildiren sözcükler dillerin söz varlığının çok küçük bir bölümünü oluştursalar da, sayı sözcüğü içeren anlatımlar dilde giderek daha fazla görülmeye başlamıştır. Günümüzde sayılardan türemiş eylemlerden, deyimler, atasözleri, kaba dil ve argo gibi kalıplaşmış anlatımlara kadar birçok farklı yapıda sayı bildiren sözcüklere rastlamak olanaklıdır. Türkçede sayılar genellikle dilbilgisi kitaplarında sıfatlar konusu altında ele alınmış, dilbilgisi kitapları dışında kalan çalışmalar da sayıların yapısal özelliklerinden çok toplumsal, kültürel ve mitolojik çağrışım özellikleri üzerine eğilmişlerdir. Bu çalışmanın amacı Türkçede sayıların ulamsal ve biçim-sözdizimsel özelliklerini ortaya koymaktır.

Bu amaç doğrultusunda, ilk olarak, Türkçedeki sayı ifadeleri Booij’in (2009) sınıflandırmasına göre [±AD] [±SAYI] [±ÇARPAN] özellikleri açısından sınıflandırılmıştır. Bu sınıflandırma sonucunda türkçede sayı ifadelerinde kullanılan “bir, üç, kırk, yetmiş, ...” gibi sözcüklerin [+AD, + SAYI], “yüz” ve “bin” sözcüklerinin [+AD, + SAYI, +ÇARPAN], “milyon, milyar, ...” gibi sözcüklerin ise [+AD, +ÇARPAN] özelliklerini taşıdıkları, dolayısıyla farklı ulama ait oldukları bulunmuştur. Hurford’un (2007) paketleme stratejisi sayı ifadelerini bir öbek olarak kabul etmekte ve bunun için bir öbek yapı kuralı belirlemektedir. Çalışmada bu yaklaşıma göre türkçedeki sayı ifadelerinin sözdizimsel yapısını incelemiş ve Türkçe sayı ifadelerinin bu öbek yapı kuralına uyduğu bulunmuştur. Ayrıca çalışmada Hurford’un ayrıntılı açıklama getirmediği sıra sayılarının, üleştirme sayılarının ve kesirli sayıların sözdizimsel yapılarına açıklamalar getirilmiştir. Bu açıklamalardan yola çıkarak, Hurford’un önerdiği öbek yapı kuralı, sözü edilen bu sayı ifadelerinin sözdizimsel yapılarını açıklayabilecek şekilde yeniden yazılmıştır.

Temel Kaynaklar

Booij, Geert. 2009. Constructions and lexical units: an analysis of dutch numerals. Linguistische Bericht 19:1–14. Hurford, J. (2007) A performed practice explains a linguistic universal: Counting gives the Packing Strategy. Lingua, 117(5):773-783.

39 Okul Öncesi Dönemde (5.0-6.0 Yaş) Anlamsal ve Algısal Ulamlar Seda GÖKMEN Ankara Üniversitesi

Rosch’un (1973) her ulamı en iyi temsil eden öğelerin ulam açısından merkezde olma niteliği taşıdıkları yolundaki bulgusu öntür kuramının (proto-type theory) temelini oluşturmaktadır. Öntür kuramına göre anlamsal (semantic) ve algısal (perceptual) ulamların bütün öğeleri bağlı bulundukları ulamı aynı biçimde temsil etmezler. Bu öğelerin bazıları merkeze daha yakın konumdayken bazıları da en uzak noktada olabilmektedir. Merkeze en yakın olan bu öğeler de öntürlerdir. Çalışmada Rosch 1973 ile başlayan 1975,1 978, 1996 ile olgunlaştırılan öntür kuramı temel alınacaktır.

Bu çalışmanın amacı, Rosch 1973’te yapılmış olan anlamsal ulamların belirli öntürler çerçevesinde odaklandığı biçimindeki saptamanın anadili Türkçe olan çocuklar açısından da geçerli olup olmadığını sorgulamaktır. Diğer bir deyişle, saptamanın geçerlik alanını Türkçe adına genişletmek ve yetişkin dilindeki görünümlerle çocuk dilindeki görünümleri karşılaştırmaktır. Anadili Türkçe olan bireylerin öntür tercihlerine ilişkin ilk bulgular Seferoğlu 1999’da yer almaktadır. Seferoğlu çalışmasında sebze, meyve ve kuş ulamlarına yer vermiş ve Rosch’un bulgularına koşut sonuçlara ulaşmıştır. Örneğin elma ve portakal en prototipik meyvedir (1999:84).

Rosch’un, anlamsal ulamların prototiplerinin, farklı dilleri konuşan bireyler açısından evrensel olduğu yolundaki belirlemesinin geçerlik alanını genişletmek üzere dil edinim sürecindeki çocuklara dönük olarak yapılacak olan çalışmada, ulam karşılaştırmalarının kolaylıkla yapılabilmesi için, Rosch 1973’te oluşturulmuş olan anlam ulamları kullanılacaktır. Bu ulamlar, meyve, spor, kuş, taşıt, bilim, sebze, suç ve hastalıktır. Çalışmada, Rosch 1973’te verilmiş olan sormacadakine koşut nitelikte bir ölçek geliştirilecektir. Söz konusu sormacada her bir ulamın alt ulamları için 5’er öğe söylemeleri istenecektir. Veri, nitel ve nicel çözümleme yollarıyla betimlenecektir. Çalışmadan elde edilen nicel değerlere ulaşmak için SPSS programı kullanılacaktır. Çalışmanın örneklemini yaşları 5.0 ve 6.0 arasında olan çocuklardan oluşturulacaktır.

Temel Kaynaklar

Gökmen, S. (2012). Kavramsal Ulamlama ve Öntürler: Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, Cilt: 53., Sayı: 2, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara, 165-180. Gökmen, S., Önal, Ö. (2012). Ön-tür kuramı çerçevesinde Türkçede anlamsal ulamların İncelenmesi: Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, Cilt: 52, Sayı: 2, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara 23-40. Rosch, E. (1973). On the internal structure of perceptual and semantic categories: Cognitive development and the acquisition of language (Ed.)T. E. Morre, 111-141, New York: Academic Press. Rosch, E. (1975). Cognitive representations of semantic categories: Journal of Experimental Psychology: Human perception and performance 1, 303-322. Rosch, E. (1978). Principles of categorization: Cognition and categorization (Eds. E. Rosch ve B Lloyd), 28-50, Hillsdale, NJ: Lawrence Erlbaum. Rosch, E. Ve Mervis C. (1996). Family resemblances: Studies in the internal structure of categories: Readings in language and mind (Eds. H. Geirsonn ve Losonsky M.), 442-460, Cambridge, USA: Blackwell Publishers. Seferoğlu, G. (1999). Prototip kuramı çerçevesinde bir araştırma: Dilbilim araştırmaları 1999, 79-88, Simurg Yay., İstanbul.

40 Türkçede Eşit Statüdeki Konuşucuların Reddetme Sözeylem Stratejilerine Bir Bakış Sevgi ŞAHİN, Çiler HATİPOĞLU Başkent Üniversitesi - ODTÜ

Reddetme sözeylemi, yüzü tehdit eden eylemler (Brown & Levinson 1987) olarak adlandırılmalarının yanında ilişki yönetimini tehlikeye sokan eylemler olarak da sınıflandırılmaktadırlar, çünkü reddedilen kişi onaylanmadığını, sevilmediğini düşünürken, reddeden kişi de “karşısındaki insanı kırabilir miyim, onu kendimden uzaklaştırabilir miyim diye düşünür” (Hatipoğlu 2010: 54). Bu, konuşmacıların karşısındaki kişiyi reddettiklerinde doğabilecek kırıcı durumları önlemeye ve ilişkinin devamını sağlamak için farklı sözce ve strateji kullanmalarına sebep olmaktadır. Bu bağlamda, bu çalışmada eşit statüde ancak aralarında farklı yakınlık dereceleri bulunan konuşmacılarının reddetme sözeylemini gerçekleştirirken başvurdukları stratejiler ve ilişki yönetimini nasıl gerçekleştirdiklerini ortaya çıkarmak amaçlanmaktadır.

Veriler, Spencer-Oatey'nin (2008) İlişki Yönetim Kuramı (Rapport Management Theory) kullanılarak incelenmiştir. Bu kuram, dilbilimsel çözümleme yapılırken konuşmacıların yaşadıkları sosyal ve kültürel çevreleri de çözümlemeye dâhil ettiğinden araştırma sorularının mümkün olduğunca gerçekçi ve kapsamlı bir biçimde cevaplandırılmasına olanak sağlayacağı düşünülmektedir. Verilerin nicel incelemesinde PASW programı kullanılmış ve nitel inceleme aşamasında CLAN Childes programı aracılığıyla içerik analizi yapılmıştır. Sözeyleminin gerçekleştirildiği bağlamdaki konuşurların aralarındaki ilişki ve yakınlık derecesi, cinsiyet gibi etkenler ile reddetme tepkimesi oluşturan sözeylem değişkenlerinin reddetme sözeylemi özelliğine ve stratejilerin kullanım sıklığına etkisi tespit edilmiştir. Kullanılan reddetme stratejilerinin tespiti için Beebe vd. (1990) oluşturduğu sınıflandırma, çalışmanın verileri ışığında uyarlanmıştır.

Çalışmanın derlemini, araştırmacılar tarafından hazırlanan Söylem Tamamlama Testi (STT) ile 58 Türk katılımcıdan toplanan cevaplar oluşturmaktadır. STT’nin oluşturulması için bir diziden reddetme bağlamları çıkartılmış ve doğala yakın durumlar oluşturulmuştur. Güvenilir ve geçerli sonuçlar elde etmek amacıyla Dell Hymes’ın (1987) Konuşma Modeli (SPEAKING Model) kullanılarak her durumun uzunluğu ve içerdiği bağlam ögeleri ile ilgili bilgi açısından eşdeğer olması sağlanmıştır. Pilot çalışma sonucunda, durumların içerik açısından Türk kültürünü yansıttığı ve reddetme sözeylemi elde edilebileceği görülmüştür. Çalışmanın bulguları, konuşurların aralarındaki ilişki ve yakınlık derecesi, cinsiyet gibi etkenler ile reddetme tepkimesi oluşturan sözeylem değişkenlerinin (davet, öneri, rica ve tavsiye sözeylemleri) reddetme sözeyleminin biçimi ve strateji kullanım sıklığı üzerinde farklı şekillerde ve derecede etkilediğini ortaya çıkarmıştır. Bu değişkenlerin, reddetme sözeyleminin doğrudan ve dolaylı olarak gerçekleştirilmesinde ve de strateji kullanımlarında etkili olduğunu göstermiştir.

Temel Kaynaklar

Beebe, L. M., Takahashi, T. and Uliss-Weltz, R. (1990). Pragmatic transfer in ESL refusals. In: Scarcella, R., Anderson, E. and Krashen, S. (Eds.). Developing communicative competence in a second language, Newbury House, New York, 55–73. Brown, P. & Levinson, S. C. (1987). Politeness: Some Universals in Language Usage. Cambridge: Cambridge University Press. Chen, H., C. (1996). Cross-cultural Comparison of English and Chinese Metapragmatics in Refusal. Unpublished Doctoral Dissertation. Indiana University. Hatipoğlu, Ç. (2010). Yalın HAYIR’ın ve İncelik(sizlik) derecesi. "Dilbilim Araştırmaları", 1,s.53-74. Hymes, D. (1974). Foundations of Sociolinguistics: An Ethnographic Approach. Philadelphia: U of Pennsylvania P.

41 Türkçede Sıfat Dizilim Sınırlılıkları Soner AKŞEHİRLİ Ege Üniversitesi

Ad öbekleri içinde niteleyici sıfatların dizilimi konusunda yapılan çalışmalar, bir sıfat öbeğinde farklı sıfatların olmasına izin veren dillerde bu dizilimin pek çok dilde belirli bir sınırlılık ya da bir eğilim çerçevesinde gerçekleştiğini göstermektedir. Söz konusu gözlemler sıfatların çeşitli ölçülere göre sınıflandırılmasından hareketle, sıfat ulamlarının ad öbeği içindeki konumunu belirlemeye yöneliktir. Alan yazında en çok bilinen sınıflama Dixon (1981, 1991)'ın sınıflamasıdır. Genellikle sıfatların bağlantısız (sıfat 1 sıfat 2....) biçimde sıralandığı öbeklerin veri tabanı olarak kullanıldığı çalışmalarda, örneğin ölçü sıfatlarının renk sıfatlarından önce yer aldığı görülmüştür. Yansız ya da belirtisiz adı verilen bu sınırlılıkların tüm dillerde olup olmadığı ve dil içindeki yaygınlığı pek çok araştırmaya konu olmuştur. Ancak; gerek sıfat türlerinin belirlenmesindeki güçlük, gerek genel kabul görmüş türlerin dışında kalan çok sayıda sıfat olması ve gerekse sıfat dizilimini etkileyen bağlantılı ve kesintili dizilim nedeniyle, bu tür gözlemler pek çok değişkenin dikkate alınmasını gerektirmektedir. Türkçedeki niteleyici sıfatların dizilimini bu çerçevede değerlendirmeyi amaçlayan bu çalışma, Türkçe Ulusal Derlemden oluşturulan bir veri tabanına dayanmaktadır. Veri tabanı, (Dixon, 1991)'de belirlenen 10 sıfat türünün her biri için Türkçeden iki sıfatın yanı sıra sayı, sıra ve sınıflayıcı sıfat örneklerinin de yer aldığı ve en az iki sıfat içeren ad öbeklerinden oluşmaktadır. Dizilim özellikleri hem sıfatların birbirine bağlanma biçimi (virgüllü, bağlaçlı, kesintisiz) hem de sıfat türleri arasındaki sıralı düzen ilişkileri açısından değerlendirilmiştir. Buna göre Türkçede evrensel nitelikli dizilim sınırlılıklarının öbek içindeki ana sıfat ulamları (gösterici, niceleyici, niteleyici) bakımından geçerli olduğu, niteleme sıfatlarının diziliminde ise bazı alt türlerin öbek içindeki sabit konumları dışında tüm niteleme sıfatlarını kapsayan genel bir eğilimin ya da bir dizilim kuralının olmadığı görülmüştür. Buna karşın sıfatların bağlanma biçiminin, dizilim sınırlılıkları üzerinde dikkat çekici etkilerinin olduğu bulgulanmıştır.

Temel Kaynaklar

Alijovic, N. (2010). Syntactic Position of Attributive Adjectives. İçinde: Eds. Patricia Cobredo Hofherr and Ora Malunshansky. Adjectives: Formal Analysis in Syntax and Semantics. Amsterdam: John Benjamin. ss. 29-52 Artiagoita, X. (2006) Basque adjectives and the functional structure of the noun phrase https://halshs.archives- ouvertes.fr/artxibo-00087305/ Bhat, D.N.S. (1994). Adjectival Category: Criteria for differentiation and identification. Amsterdam: John Benjamin Publishing Company. Dixon, R.M.W (1982). Where have all the adjectives gone? Berlin: Mouton Publishers Dixon, R.M.W. (1991) A new Aprroach to English Grammar on Semantic Principles. Oxford: OUP. Göksel, A. ve Kerslake, C. (2005). Turkish: A Comprehensive Grammar. London: Routledge Kornfilt, J.(1997). Turkish. London: Rotledge McKinney-Bock, K. Adjective Classes and Ordering Restrictions. http://elanguage.net/journals/lsameeting/ article/viewFile/2010.30/630 Panayidou, F.(2013) (In)flexibility in Adjective Ordering. Doctoral Dissertation Queen Mary, University of London Rixhards, M.M. (1975) The Pragmatic Communication Rule of Adjective Ordering: A Critique. The American Journal of Psychology, Vol. 88, No. 2 (Jun., 1975), pp. 201-215 Rixhards, M.M. (1977). Ordering Preferences for Congruent and Incongruent English Adjectives in Attributive and Predicative Contexts Scott, G.J.(2002). Stacked Adjectical Modification and the Structure of Nominal Phrases. In Functional Structure in DP and IP, G.Cinque (ed.), 91-120,Oxford: OUP Willners, C.(2001) Antonyms in Context. A corpus-based semantic analysis of Swedish descriptive adjectives. Travaux de’l’Institut de Linguistique de Lund40, Lund, Sweeden, Wullf, Stephanie (2003). A Multifactorial Corpus Analyses of Adjective Ordering in English. International Journal of Corpus Linguistics, 8:2(2003), 245-282

42 Tarih Ders Kitaplarında Metin Tipi ve Ünite Sonu Soruları İlişkisi Songül ERCAN, Bilge ÖZTÜRK Dokuz Eylül Üniversitesi – Kocaeli Üniversitesi

Tarih ders kitapları ve öğrenci metinleri (Coffin, 1997, 2000, 2004) ve Türkçe tarih ders kitaplarında yer alan metinler üzerine yapılan çalışmalar (Ercan, 2008; Türkkan 2008) sınıf düzeyi ile metin tipi arasında bir sınıflama ilişkisi olduğuna işaret etmektedir. Eğitim öğretim bağlamında alt sınıflarda metinler anlatı metinleri olarak kurgulanırken, üst sınıflara çıktıkça anlatı metinlerinin yerini açıklama ve sav metinleri almaktadır. Bu ilişkinin ortaya çıkarılmasında Dizgeci İşlevsel Dilbilgisi Modeli çerçevesinde nedenselliğin kurgulanmasında kullanılan sözlük-dilbilgisel ve mantık-anlambilimsel örüntülerin kullanım sıklığı belirleyici olmaktadır.

Bu çalışmada, Türkçe Ortaokul 8. Sınıf T.C. İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük ve Lise 11. Sınıf tarih ders kitaplarındaki ünite sonunda verilen klasik soruların içerisinden nedensellik ölçen sorular ve bu sorulara beklenen olası öğrenci yanıtları değerlendirilmiştir. Lise 11 tarih ders kitabındaki üniteler de Ortaokul 8. Sınıf T.C. İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük kitabındaki ünitelerle koşutluk göstermektedir. Çalışmanın bulgularının istatistiksel olarak anlamlı olabilmesi için aynı konuları içeren kitaplar veri tabanı olarak seçilmiştir.

Türkçede nedensellik, sözlükdilbilgisel ve mantık-anlambilimsel örüntüler olarak değerlendirilen neden, sonuç, amaç, zaman, koşul ve sıfat işlevli yantümceler, eylemler ya da adların kullanımıyla açık ya da örtük olarak kurgulamaktadır. Veri tabanını oluşturan metinlerin sınıf düzeyine koşut olarak açıklama ve sav metinleri biçiminde düzenlenmiş olduğu önvarsayılmaktadır. Türkçe tarih ders kitaplarındaki metinlerde nedensellik örüntüleri ve metin tipi arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmasında Ercan (2008), ortaokul 8. Sınıf ders kitabındaki metinlerin sözlük-dilbilgisel ve mantık-anlambilimsel örüntülerle metin-dışsal olarak olay zamanı çizgisinin takip edildiği anlatı metinleri biçiminde; Lise 11. Sınıftakilerin ise metin-içsel olarak olay zamanı göz ardı edildiği açıklama ve sav metinleri biçiminde kurgulandığını saptamıştır. Bu çalışmadan hareketle, araştırmamızın amacı, ünite sonu klasik sorularla bu sorulara beklenen olası öğrenci yanıtlarının sınıf düzeyi ve metin tipi arasındaki bu sınıflama ilişkisinin desteklenip desteklenmediğini ortaya koymaktır.

Temel Kaynaklar

Coffin, C. (1997). Constructing and giving value to the past: an investigation into secondary school history. (içinde) F. Christie ve J. R. Martin (haz.). Genre and Institutions: Social Processes in the Workplace and School, s. 196–230. London: Cassel. Coffin, C. (2000). History as Discourse: Construals of Time, Cause and Appraisal. Yayınlanmamış Doktora Tezi. Coffin, C. (2004). Learning to write history: The role of causality. Written Communication, s. 261–289. Sage Publications. Coffin, C. (2006). Learning the language of school history: the role of linguistics in mapping the writing demands of the secondary school curriculum. Journal of Curriculum Studies, 2006, Vol. 38, No. 4, 413–429 Dahl, Ö. (1995). Causality in discourse. (içinde) Rickheit, G. ve Habel, C. (haz.) Focus and Coherence in Discourse Processing, 251–260. Berlin: de Gruyer. Degand, L. (2000). Causal connectives or causal prepositions? Discursive constraints. Journal of Pragmatics 32, 687–707. Eggins, S., Wignell, P. ve Martin, J.R. (1993) ‘The Discourse of History: Distancing the Recoverable Past’, in Ghadessy, M. (ed.) Register Analysis, London, Pinter Publishers, s. 75 – 109. Eggins, S. (1994). An Introduction to Systemic Functional Linguistics. London: Pinter Publishers. Ercan, G. S. (2008). Türkçe Tarih Ders Kitaplarında Nedenselliğin Kurgulanması. Yayınlanmamış Doktora Tezi. Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü. Halliday, M. A. K. (1994). An Introduction to Functional Grammar (2nd Edition). London ve New York: Arnold. Halliday M. A. K. ve Matthiessen, C. M. I. M. (1999). Construing Experience Through Meaning. London ve NY: Continuum.

43 Halliday M. A. K. ve Matthiessen, C. M. I. M. (2004). An Introduction to Functional Grammar. London: Arnold. Martin, J.R. (1997). Analyzing genre: functional parameters. (içinde) F. Christie ve J. R. Martin (haz.). Genre and Institutions: Social Processes in the Workplace and School, s. 3–40. London: Cassel. Martin, J.R., Matthiessen, C.M.I.M ve Painter, C. (1997). Working with Functional Grammar. London: Arnold Martin, J.R. (2002). Writing history: construing time and value in discourses of the past.(içinde) C. Colombi ve M. Schleppegrell (haz.) Developing Advanced Literacy in First and Second Languages. Mahwah, N.J.: Erlbaum. 2002. 87–118. Martin, J.R. (2003). Making History: Grammar for Interpretation. (içinde) Martin, J. R. Ve Wodak, R. (haz.) Re/reading the Past. Critical and Functional Perspectives on Time and Value, s. 19–57. Philadelphia, USA: John Benjamins. Martin, J. R.ve Rose, D. (2003). Working with Discourse. London ve NY: Continuum. Türkkan, B. (2008). Türkçe Tarih Söyleminde Adlaştırmanın İşlevleri. Yayınlanmamış Doktora Tezi. Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.

44 Türkçede Sonuç Bildirgeli Gösterimli Yapılar Tacettin TURGAY Boğaziçi Üniversitesi

Sözdizim-anlambilim arayüzünün doğasına yönelik ipuçları sunan ve dolayısıyla kuramsal açıdan önemli soruları beraberinde getiren sonuç bildirgeli yapılar (SBYler) kuramsal dilbilim çalışmalarında merkezi bir konumda bulunmaktadır (Beavers, 2012). Bu sorulardan biri öğelere rol atanması bakımından sözdizim ile anlambilim arasındaki eşleşmezliktir; çünkü nesneye her iki yüklem tarafından da bir rol atandığı görülmektedir. Hoekstra (1988) SBYlerde nesnenin hiç bir zaman birincil yüklemin bir öğesi olmayıp sadece ikincil yüklemden bir rol aldığını öne sürerken Carrier & Randall (1992) geçişli ve ayrık geçişsiz eylemlerle kurulan SBYlerde nesnenin birincil yüklemin seçilmiş bir öğesi olduğunu ve her iki yüklemden de birbirinden farklı roller aldığını savunmaktadır.

Bu çalışmada Türkçe’deki SBY benzeri yapıların (1) sözdizimsel özellikleri incelenmektedir. Daha önce yapılan çalışmalarda (örn. (Meral, 2005; Yücel, 2009)), Türkçedeki SBY benzeri yapılarda, İngilizcedekine benzer olarak, ikincil yüklemin sözdizimsel yapıya birincil yüklemin tümleci konumunda eklemlendiği varsayılmaktadır. Ancak, sözdizimsel testler, Türkçedeki SBY benzeri yapılarda sonuç bildiren ikincil yüklemin en küçük Eylem Öbeği’ne eklenti olarak eklemlenmiş bir belirteç olduğunu göstermektedir. Bu durumda nesne sadece birincil yüklemin öğesi olacağından öğe sorunu Türkçe için yersiz hale gelecektir. Öte yandan, gerektirme testleri (2) Türkçe’de SBYlerle yüzeysel benzerlik gösteren bazı yapıların aslında sonuç bildirgeli niteliği taşımadığına işaret etmektedir.

Çalışmada Türkçede, kuramsal dilbilim literatüründe gerçek SBY diye adlandırılan ve ikincil yüklemin sözdizimsel yapıya birincil yüklemin tümleci konumunda eklemlendiği tarzda yapıların bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Başarısı ölçüsünde bu çalışma Aske’nin (1989) eylem çerçeveli dillerde SBYlerin kurulamayacağını öngören değiştirgenlilik tezini desteklemektedir. (1) a. Melda masayı ?(ter)temiz sildi. b. Melda masayı çabucak ve tertemiz sildi. c Melda odasını masmavi boyadı, Onur odasını kıpkırmızı boyadı. (2) a. Özge patatesleri ince ince dilimledi. ⇏ Patatesler ince oldu. b. Çocuklar hediyeleri eşit paylaştılar ⇏ Hediyeler eşit oldu.

Temel Kaynaklar

Aske, J. (1989). Path predicates in English and Spanish: A closer look. K. Hall, M. Meacham, & R. Shapiro (Dü.), Proceedings of the Fifth Annual Meeting of the Berkeley Linguistics Society içinde, (s. 1-14). Beavers, J. (2012). Resultative constructions. R. I. Binnick (Dü.) içinde, The Oxford Handbook of Tense and Aspect (s. 908-933). Oxford: Oxford University Press. Carrier, J., & Randall, J. H. (1992). The argument structure and syntactic structure of resultatives. Linguistic Inquiry. 23, 173-234. Hoekstra, T. (1988). Small Clause Results. Lingua, 74, 101-139. Meral, H. M. (2005). Resultatives in Turkish. N. Lavidas, E. Nouchoutidou, & M. Sionti (Dü.), Proceedings of the 3rd Athens Postgraduate Conference in Linguistics. içinde Ocak 20, 2015 tarihinde https://sites.google.com/site/athenspostgraduateconference/3thAPC adresinden alındı Wechsler, S. (2005). Resultatives under the ‘event-argument homomorphism’ model of telicity. N. Erteschik- Shir, & T. Rapoport (Dü) içinde, The Syntax of Aspect (s. 255-273). Oxford: Oxford University Press. Yücel, Ö. (2009). Türkçede ikincil yüklemler ve benzer yapılar. N. Osam, & E. Arkın (Dü.), Proceedings of the 23rd National Conference on Turkish Linguistics içinde (s. 220-233). Gazimagusa: Eastern Press.

Türkçe Ders Kitaplarında Aile ve Akrabalık Kavramlarına Dönük Bir Çözümleme Tuğba ÇELİK, Sercan DEMİRGÜNEŞ, Kamil İŞERİ

45 Niğde Üniversitesi

Örgün eğitim sistemine yeni geçiş yapan 6-8 yaş grubu öğrencileri, aile üyelerine dönük ilgilerini de devam ettirmektedirler. 9 yaş ve üzeri bireylerde, toplumsallaşmaya ve farklı çevreleri (yeniden) keşfetmeye dönük güdülenmeler başlamaktadır. İlgili yaş düzeyindeki bireylerin kullandıkları sözcüklere bakıldığında bu sözcüklerin aile ve akraba kavramlarını içeren sözcükler olduğu görülmektedir. Bu durum bireyin henüz aile odağından dışarı çıkmamış olması; okul gibi sosyal çevrelerde henüz kendini tümüyle tanımlıyor olmaması gibi nedenlerden kaynaklanmaktadır (Canlı, 2014).

Türkçe çocuk yazını çalışmalarında aile ve akrabalık kavramlarının dizgesel görünümlerinin, biçimsel ve anlamsal yapılar ile birlikte kullanımlarının belirlenmeye çalışıldığı ve bu veri ışığında 6-8 yaş aralığındaki bireylerin aile ve akrabalık kavramalarına ilişkin yükledikleri anlamların betimlenmeye çalışıldığı bu araştırma, derlem tabanlı bir çalışmadır. Bu bağlamda çalışmanın veri tabanını okul öncesi ders kitaplarından ve çocuk kitaplarından derlenen yirmi adet kitap oluşturmaktadır. İlgili kitaplar alan uzmanları tarafından incelenmiş ve “aile” ve “akraba” kavramlarının anlamsal ve biçimsel örüntüleri belirlenmiştir. Bu örüntüler ışığında ilgili bireylerin aile ve akraba kavramlarına yükledikleri anlamlar/değerler belirlenmeye çalışılmıştır.

Çalışmanın çözümleme süreci devam etmektedir.

Temel Kaynaklar

Aksan, D. (2014). Metin bilgisi. Papatya Yayıncılık. İstanbul. Arı ve diğerleri (2014). Türkçe Ders Kitabı Çözümlemeleri. Editör: Hakan Ülper. Pegem Akademi. Ankara. Canlı, S. (2014). Türkçe ders kitaplarına seçilecek metinlerin niteliği üzerine bir araştırma. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Yayımlanmamış Doktora Tezi. Ankara. Rosch, E. (1975). “Cognitive Reference Points”, Cognitive Psychology 7, pp. 532-547. Rosch, E. (1977) Classification of real-world objects: origins and representations in cognition", in Johnson- Laird, P.N. & Wason, P.C., Thinking: Readings in Cognitive Science, Cambridge University Press, Cambridge. pp. 212–222

Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi Sınıflarında Sözcük Öğretiminde Tanım

46 Türlerinden Yararlanma Tuğba TÜLÜ Dokuz Eylül Üniversitesi

İster anadili, ister yabancı dil olsun, bireyin doğduğu ya da yaşadığı toplumda iletişim kurmasının tek yolu dildir. Günay’a göre “gelenek ve görenek gibi dil de birlikte yaşamanın sonucunda oluşmuştur. Dil, öğretim ve öğrenimin anahtarı, bilgi aktarmanın ve biriktirmenin sağlayıcısıdır” (2013: 36). Bir öğrenme ve zihni geliştirme aracı olan dil, bireyin dünyayı anlamasını, bilgilerini düzenlemesini, karşılaştığı olaylar ve durumlar hakkında çözümleme, değerlendirme yapmasını sağlar.

Yabancı dil öğretiminde öğrenicilerin ilk gereksinim duydukları şey sözcükler, sözcüklerin kullanmak istedikleri anlamlarıdır. Öğreniciler bu gereksinimlerini karşılamak için sürekli ‘Bu ne demek?’ gibi öğreticinin tanım yapmasını gerektiren sorular sorarlar. Söz konusu olan tanım, açıklama ya da açımlama öğretici tarafından yapılır. Türkçenin yabancı dil olarak öğretildiği sınıflarda öğrenicilerin sorduğu sorulara yanıtlar vermek ve sözcük öğretimini desteklemek, öğrenicinin dili öğrenmesi için oldukça gerekli ve öğrenme sürecini geliştiricidir. Bu çalışmanın temelleri de bu durum göz önüne alınarak, Türkçenin yabancı dil olarak öğretildiği sınıflarda tanım ve tanım türlerini incelemek amacıyla oluşturulmuştur.

Bu çalışmanın amacı, gerekli alanyazın çalışmalarını, Avrupa Ortak Başvuru Metni’ni ve Türkçenin yabancı dil olarak öğretiminde kullanılan ders ve alıştırma kitaplarını inceleyerek tanım türlerini saptamaktır. Bu amaç doğrultusunda öncelikle alanyazın taramaları yapılarak tanımın ve tanım türlerinin neler olduğuna, tanımın içeriğinde neler olması gerektiğine değinilmiş, yabancı dil öğretim programlarının yeniden yapılandırılmasını sağlayan Avrupa Ortak Başvuru Metni’nde sözcük öğretimiyle ve öğrenicilerin tanım yapmalarıyla ilgili olan bölümler betimlenmiştir.

Çalışmada Avrupa Ortak Başvuru Metni’ne göre hazırlanmış olan Dokuz Eylül Üniversitesi Dil Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (DEDAM) tarafından hazırlanmış olan İzmir Serisi, Ankara Üniversitesi TÖMER tarafından hazırlanmış olan Yeni Hitit Serisi, İstanbul Üniversitesi tarafından hazırlanmış olan İstanbul Serisi ders ve alıştırma kitapları çalışmada belirlenmiş olan tanım türleri kapsamında incelenmiş ve var/yok yöntemiyle değerlendirilmiştir. Ayrıca 2013-2014 eğitim döneminde DEDAM’da Türkçe öğrenimine devam etmekte olan, Türkiye’deki üniversitelerde lisans, yüksek lisans ve doktora yapacak olan öğrenicilerin sözcükleri tanımlarken hangi tanım türlerinin kullanıldığını saptamak amacıyla bir uygulama yapılmıştır.

Temel Kaynaklar

Öner, N. (1991). Klasik Mantık. Ankara: İlahiyat Fakültesi Yayınları. Bingöl, Abdülkuddus. (1993). Klasik Mantık’ın Tanım Teorisi. İstanbul: Milli Eğitim Basımevi. Larsen-Freeman, D. (2000). Techniques and Principles in Language Teaching. Oxford: OUP. Değer , A. ve Fidan, Ö. (2005). İkinci Dilde Okuma Alt Becerilerinin Geliştirilmesine Yönelik Malzeme Oluşturma-Geliştirme Önerileri. Dil Dergisi. Ankara: Ankara Üniversitesi Yayınları. Sayı: 12. S. 7- 18. Günay, V. D. (2007). Sözcükbilime Giriş. İstanbul: Multilingual Yayınları. McCarten, J. (2007). Teaching Vocabulary: Lessons From the Corpus Lessons for the Classroom. New York: Cambridge University Press. Uzdu Yıldız, F. (2010). Açıklama ve Açımlama Üzerine. Synergies Turquie. Fransa: Sylvains Lesmoulins. Sayı:3, S. 261- 270. Günay, V. D. (2013). Dil ve İletişim. İstanbul: Papatya Yayınları.

Türkçe için Bir Eylem Ağı Çalışması

47 Umut YOZGAT, Mübeccel ÇUBUKÇUOĞLU, Ceyda EKİCİ, Murat ÖZGEN, Ç. Can BİRANT Dokuz Eylül Üniversitesi

Tümcede ana fikri taşıdığı belirtilen ve Aristo’dan bu yana üzerine bir çok çalışma yapılan eylem tümce içerisinde biçimbilimsel, sözdizimsel ve anlambilimsel özelikleri içeren bir sözcük ulamı olarak tanıtılmaktadır. Eylem Antik Yunandan bu yana özellikle felsefe, mantık ve dilbilim alanında çokça tartışılan bir ulam olmuştur. 20. yüzyılda da eylemlerin üye yapıları birçok çalışmada (Chomsky 1965, 1981; Davidson 1967; Dowty 1991; Vendler 1967; Dik 1978) ele alınmıştır. Eylemler ve üye yapıları üzerine yapılan çalışmalar yalnızca dilbilimle sınırlı kalmamış bilgisayarlı dilbilim alanında da eylemler ve üyeleri önemli bir yere sahip olmaya başlamıştır. Bu çalışmalar doğrultusunda İngilizcenin sözcük ağını oluşturan ve daha çok kavramsal ve anlamsal ilişkileri içeren WordNet, durum çerçevelerini ve anlambilimsel rolleri içeren FrameNet ve Levin’in (1993) eylem sınıflandırması temel alınarak oluşturulan ve İngilizcenin eylemlerini sözdizimsel ve anlambilimsel açıdan inceleyen ve eylemlerin aldığı üyelerle birlikte oluşturduğu sözdizimsel çerçeveyi anlambilimsel özelliklerle birleştiren VerbNet (Kipper-Schuler 2006) bu alanda yapılan en önemli çalışmalardandır. Bu çalışma daha önce Türkçenin eylem ve yüklemleme ile ilgili yapılmış olan çalışmalarını daha da ileriye taşıyarak Türkçedeki eylemlerin üye yapılarını; üyelerinin anlambilimsel rollerini, aldıkları durum eklerini ve üyeler üzerindeki seçme kısıtlamalarını VerbNet’in kullandığına benzer bir şablon üzerinde göstermeyi amaçlamaktadır. VerbNet’in şablonuna ek olarak, bizim çalışmamızda eylemlerin üyeleriyle birlikte kodladıkları olay durumlarını (konum, durum, başarım, etkinlik, değişim, devingenlik) da belirlemeye çalışacaktır. Oluşturulan Eylem Ağının bilgisayarlarca okunabilir olmasını sağlamak için bir yazılım hazırlanacak ve eylemlere ilişkin bütün bilgiler bu programa girilecektir. Çalışmanın bir ön çalışma olması nedeniyle Eylem Ağının oluşturulmasında yalnızca Türk Dil Kurumu’nun internet ortamında yayımlamış olduğu Güncel Türkçe Sözlükte harfi altında yer alan eylemlerin incelenmesi hedeflenmiştir.

Temel Kaynaklar

Bencini, G. ve Goldberg, A. (2000). The contribution of argument structure constructions to sentence meaning. Journal of Memory and Language, 43(4), s.640–651. Dowty, D. (1979). Word Meaning in Montague Grammar, Dordrecht: Reidel. Levin, B. (1993). English Verb Classes and Alternations: A Preliminary Investigation. Chicago: University of Chicago Press Levin, B. (1985). Lexical semantics in review: An introduction. B. Levin (haz.), Lexical semantics in review, Lexicon Project Working Papers 1. Cambridge, MA: Center for Cognitive Science, MIT, içinde. Rappaport Hovav, M. ve Levin, B. (1998). Building verb meanings. M. Butt ve W. Geuder (haz.), The projection of arguments: Lexical and compositional factor. Stanford, CA: CSLI Publications, içinde. Rappaport Hovav, M. ve Levin, B. (2001). An event structure account of English resultatives. Language 77, s.766–797. Rappaport, M. ve Levin, B. (1988). What to do with theta-roles. W. Wilkins (haz.), Syntax and semantics (Vol. 21). New York: Academic Press, İçinde. Rappaport, M., Laughren, M. ve Levin, B. (1987). Levels of lexical representation. Lexicon Project Working Papers 20. Cambridge, MA: Center for Cognitive Science, MIT. Rappaport, M., Laughren, M. ve Levin, B. (1993). Levels of lexical representation. J. Pustejovsky (haz.), Semantics and the lexicon. Dordrecht: Kluwer Academic Publishers, içinde. Vendler, Z. (1967). Linguistics in Philosophy Ithaca, NY: Cornell University Press.

Türkiye Nogaycası: Dil durumu ve Dili Yaşatma Çabaları

48 Ülkü ÇEVİK ŞAVK Hacettepe Üniversitesi

Bir kısmı on sekizinci yüzyıl ortalarında ve daha kitlesel olarak da on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında Kafkasya’dan Türkiye’ye göç eden Nogayların sayısı ile ilgili ise kesin bir bilgi yoktur. Nüfus sayımında etnik kayıtlar tutulmadığı için ancak yaşadıkları köylerin nüfusları ile orantılı bir sayı ifade edilebilir. Esasen, Türkiye’de yaşayan Nogaylar ile ilgili demografik bilgiler dışında eksik veya bilinmeyen nice hususlar vardır.

Günümüzde ana kitle tarafından Kafkasya’nın Dağıstan bölgesinde konuşulan Nogayca, UNESCO tarafından ‘tehlikedeki diller’ arasında gösterilmektedir (definitely - ISO 639-3 code). Türkiye’de konuşulan Nogayca ise artık orta ve genç kuşakta büyük ölçüde, çocuklarda ise tamamen yerini Türkiye Türkçesine bırakarak çok daha ciddi tehlikededir. Orta ve genç kuşağın bildiği ve konuşmaya çalıştığı Nogayca, aslında bir yönüyle Nogayca, bir yönüyle ise Türkiye Türkçesi yapıya sahiptir. Karma bir ağız niteliğinde olan Türkiye Nogaycası’nın sürdürülebilirliği çok zor görünmekte, ancak, Nogaylar dillerinin gittikçe yok olmaya doğru ilerleyişine kayıtsız değiller. Dernekleşme, kimi kültürel ritüeller ve sosyal paylaşım yollarını kullanarak bu ilerleyişi durdurmaya çabalıyorlar.

Bu bildiri ile Türkiye’de yaşayan Nogayların kısaca dil durumları ortaya konacak ve onların dillerini koruma çabalarına katkı sağlayacak kimi öneriler tartışılacaktır.

Temel Kaynaklar

Csató, É. Á. & Karakoç, B. (1998). Noghay: Johanson, L. & Csató, É. Á. (yay.). The Turkic languages, London & New York, 333-343. Çelik Şavk, Ülkü (2014). Türkiye Nogayları ve Dilleri Üzerine, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt: 13, s. 353-374. Ergönenç, D. (2009). Nogay Türkçesi Grameri. Ses ve Şekil Bilgisi. Ankara. Jankowski, H. (2000b). Tatarzy i nogajowie w Turcji. Rocznik tatarów Polskich 6, 118-126. Karakoç, B. (2007b). Kuzey Kafkasya Türk Halklarından Nogaylar: Dil, Edebiyat ve Kültürleri Üzerine Notlar. In: Eker, S. & İslam, A. (yay.) Edebiyat ve Dil Yazıları: Mustafa İsen'e Armağan. Ankara, 345-356. Özergin, M. K. (1985). Çağdaş Türk Dünyasından: Nogaylar. Milli Eğitim ve Kültür 7(31), 64-80. Kırımlı, Hakan (2012). Türkiye’deki Kırım Tatar ve Nogay Köy Yerleşimleri. Ankara: Tarih Vakfı Yurt Yayınları. Tavkul, U. (2003). Kafkasya’daki Nogay Tatarlarının Etno-politik Durumları Üzerine Sosyolojik Bir Analiz. Kırım Dergisi 11 (41-44), 38-46.

49 Eski Türkçede Algı Eylemleri ve Çok Anlamlılık: Eşid, TıNla ve Tuy Zeynep ERK EMEKSİZ Anadolu Üniversitesi

Bu çalışmanın amacı algı eylemlerinden duymak ve dinlemek eylemlerinin 7-13. yüzyıl dönemindeki anlamsal genişlemelerini ve bu anlamsal genişlemelerin izlediği kavramsal haritalama örüntüsünü betimlemektir. Bu amaçla Köktürk yazıtları, Eski Uygur metinlerinden Budist metinler ve Divan-ı Lügatit Türk metinleri taranarak duyma kavramsal alanıyla ilgili eylemler etiketlenecek ve çok anlamlılık örüntülerine ulaşılmaya çalışılacaktır.

Algı Eylemleri evrenseldir ve bütün insan dillerinde değişik dilbilgisel ve anlamsal özelliklerle en çok kullanılan temel eylemler grubundadır. Bakmak-görmek, dinlemek-işitmek/duymak, tatmak, dokunmak, koklamak gibi eylemler Viberg’e (1984) göre anlamsal olarak iki özelliğe göre sınıflandırılabilirler. 1. İstemli [+kontrol eylemleri] ve istemsiz olanlar [-kontrol eylemleri]. 2. Yüklendikleri anlamsal rol. İstemli olanlar öznelerine KILICI rolü, istemsiz olanlar ise DENEYİMCİ rolü yükleyenlerdir. Türkçede bakmak (istemli) ve görmek (istemsiz) ; dinlemek (istemli) ve duymak (istemsiz) ; dokunmak (+/-istemli); koklamak (istemli) ve kokusunu almak (istemsiz) v.b. eylemler algı eylemleri grubuna giren eylemlere örnek olarak verilebilir.

Çalışmamıza temel oluşturan diğer çalışma da Sweetser’in (1990) ‘From Etymology to Pragmatics: Metaphorical and Cultural Aspects of Semantic Structure’ adlı çalışmasıdır. Bu çalışmada Sweetser algı eylemlerini Hint-Avrupa dillerinde hangi kavramsal metaforlarla oluşturulduğunu saptamıştır. Söz konusu çalışmada Sweetser algı eylemlerinin İngilizcede anlamsal değişimi ve eylemin metaforik anlam genişlemesini betimleyen kavramsal şemasını sunmaktadır. Çalışmanın bulgularına göre duymak kavramsal alanında çok anlamlılık oluşturmak için kullanılan temel özellik ‘önemsemek’ olarak ortaya çıkmaktadır.

Çalışmamızdaki ilk gözlemlerimize göre Köktürk yazıtlarında ve Uygur Budist metinlerde ‘eşid’ eylemi hem istemli bir eylem olan ‘dinlemek’ temel anlamıyla hem de istemsiz olan ‘kulağına gelmek’ anlamıyla kullanılmaktadır. Anlamsal genişlemesi ise istemli olan ‘emre itaat etmek’ ve istemsiz olan ‘haber almak’ biçiminde ortaya çıkmaktadır. Benzer biçimde ‘tıla’ eylemi de geçmektedir. Bu eylem çoğunlukla istemli anlamıyla kulak vermek’ ve itaat etmek anlamlarıyla genişleme göstermektedir. Bugünkü Türkiye Türkçesinde ‘duymak’ eylemi de bir algı eylemidir ve fiziksel olarak ‘işitmek’ anlamına benzer biçimde kullanılmaktadır. Ancak Köktürkçe Tuyukuk yazıtında yalnızca ‘hissetmek’ anlamıyla mevcuttur. Eski Uygurca metinlerde ise sözcük fiziksel anlamıyla değil yalnızca ‘önemsemek’ ve ‘dikkat etmek’ gibi bilişsel anlamıyla geçmektedir. Dolayısıyla ‘tuy’ eyleminin anlamsal genişlemesi bilişsel anlamdan fiziksel anlama doğru olduğu söylenebilir.

Temel Kaynaklar

Clausen, S.G. (1972). An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth Century Turkish. Oxford: Oxford University Emeksiz, Z. ve Uluyüz, B. (2014). ‘Evolution of visual perception verbs in Turkish: Körmek ‘. 16th ICTL, University of Rouen, Fransa. Traugott, E. and Dasher, R.B. (2002). Regularity in semantic change. Cambridge: Cambridge University Press Sweetser, E. E. (1990). From Etymology to Pragmatics: Metaphorical and Cultural Aspects of Semantic Structure Whitt, R.J. (2010). Evidentiality and perception verbs in English and German. Frankfurt: Peter Lang Verlag. Willett, T. (1988). A cross-linguistic survey of the grammaticalization of evidentiality. Studies in Language 12(1): 51–97. Viberg, A., (1983). The verbs of perception: a typological study. Linguistics 21 (1), 123–162.

POSTER BİLDİRİ

50 Türk İşaret Dilinde (TİD) Seslem Yapısının Dağılımsal Görünümleri Bahtiyar MAKAROĞLU, Pınar BEKAR Ankara Üniversitesi

İşaret dili ve sözlü dil arasında yapısal yönden pek çok farklılık bulunmakta, en büyük farklılık ise hiyerarşik yapının sunumunda görülmektedir: yapının en üst noktasındaki kökün, ünsüz ya da ünlü benzeri bir birim yerine, bütüncül bir sözlükbirim/gövde olması. TİD sesbilimsel yapısına ilişkin araştırmalar (Kubuş, 2008; Makaroğlu, Bekâr & Arık, 2014), sesbirimlerin ayırıcı özellikleri etkin bir şekilde ortaya koymasına karşın, seslemin yapısal ve dağılımsal özelliklerine ilişkin henüz ortaya koyulmuş bir çalışma bulunmamaktadır.

Bilindiği gibi sözlü dilde “seslem ağırlığı” ünlü ve ünsüzlerin özelliklerine göre, işaret dilinde ise aynı işlev “hareket” ile belirlenmektedir. İşaret dilinde seslemin yapısal ve dağılımsal özelliklerini ortaya koyan pek çok model bulunmaktadır: El Tabanlı Model (Cheremic Model) (Stokoe,1960; Stokoe ve diğ. 1695), Kalıp-Hareket Modeli (Hold-Movement Model) (Liddell & Johnson, 1989), Katmanlı El Modeli (Hand-Tier Model) (Sandler, 1989) ve Bürünsel Model (Prosodic Model) (Brentari, 1998). İşaret dillerinin seslem yapısındaki çizgisel ve çizgisel olmayan görünümü daha net ortaya koyabildiği, hareketin uzunluğunun ya da kısalığının bir sözlüksel karşıtlık oluşturabildiği ve daha yetinmeci bir bakış açısı ile el şeklindeki değişimleri sunabildiği için bu çalışmada Bürünsel Model temel alınacaktır.

Yukarıda betimlemeler doğrultusunda ve örneklem üzerinde rastlantısal gözlem tekniğinin kullanıldığı bu araştırmada aşağıdaki sorulara yanıt aranacaktır: a) TİD seslem yapısının yapısal ve dağılımsal görünümlerine ilişkin alt sınıflandırma ve türleri nasıl ortaya konulmaktadır? b) TİD seslem yapısı, ses olayları (benzeşme, silme vd gibi) açısından nasıl bir görünüm sunmakta ve bu ilişkilendirme hangi sesdizimsel değiştirgenler açısından ele alınmaktadır? c) TİD’de dilsel, üretimsel ve algısal kısıtlılılıklar seslem yapısının dağılımsal özelliklerini nasıl etkilemektedir? Yukarıdaki araştırma soruları çerçevesinde, TİD’deki seslem yapısının sesdizimsel açıdan nasıl bir dağılımsallık içerdiği ve bu dağılımsallığı etkileyen etmenlerin belirlenmesinde nasıl bir görünümün ortaya çıktığı merak konusudur. TİD örneklemi bağlamında elde edilecek bulgular, Bürünsel Model’in TİD açısından yorumlanması ve TİD seslem yapısının betimlenmesi açısından ulusal ve uluslararası alanyazınına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

Temel Kaynaklar

Brentari, D. (1998). A Prosodic Model of Sign Language Phonology. Cambridge, MA: MIT Press. Kubuş, O. (2008). An Analysis of the Turkish Sign Language (TİD) Phonology and Morphology. Yayınlanmamış Doktora Tezi. ODTÜ: Ankara. Liddle, S. ve Johnson, R. (1989). American Sign Language: The Phonological Base. İçinde Sing Language Studies 64, 197-277. Makaroğlu, B., Bekar, I. P., & Arik, E. (2014). Evidence for minimal pairs in Turkish Sign Language. Poznań Studies in Contemporary Linguistics 50(3), 207-230. Sandler, W. (1989). Phonological Representation of the Sign: Linearity and Nonlinerarity in American Sign Language. Dordrecht: Foris Publications. Stokoe, W. (1960). Sign Language Structure: An Outline of the Visual Communication Systems of the American Deaf. İçinde Studies in Linguistics, Ocassional Papers 8. Silver Spring, MD: Linstok Press. Stokoe, W., Casterline, D. ve Croneberg, C. (1965). A Dictionary of American Sign Language on Linguistic Principles. Silver Spring, MD: Linstok Press.

51