TURKIYE T a R I H I Ba§Langicindan Zamammiza Kadar

Total Page:16

File Type:pdf, Size:1020Kb

TURKIYE T a R I H I Ba§Langicindan Zamammiza Kadar TURKIYE T A R i H i Ba§langicindan Zamammiza Kadar rURKlYE TARÍHi T. YILMAZ ÓZTUNA 3. CiLT Hayal KÍTAPLARI TARIH SERÜsi 1 (Ciit 3 ) Ka pak Rc^mi: Bursa’da Miirádíur Camii \H47) Bu l'.ilep, HAVAT YAVINLARI A. S. Bdina TifciVuk MathDncilik Ssnayii A, Ç. MatbsesiVids, 1964 yihnda bssi'iiiijtir. D iird iin c s ii l€itca|B Ortaçag Osmanli Türkiyesi CÌ281--I453] '•Ve hem Peygaìnher aleyhi's-selâm zamànina ya- kiyn samànûa Bayat Coyundan Korkut Ata kopdu. Oguz kavminin bilgesiydi. Her derse olurdu. Gaaibden haberler sôylerdi. Hakk Ta’âlà anin gonlüne ilhdm ederdi. Ayitdi: 'à’hir zamanda gerü hânlik Kayi’ya de- ge, dahi kimesne ellerinden almaya’ dedi. Dedigi Os­ mân rahmetu’llaah neslidir" ( Yazicioglu Ali, Târih-t Àl-i Selçuk, Topkapi Sarayi, Revân-Koskü Küt., 1. 390, s. 26). “À’hir zamânda hânlik geri Kayi’ya dege, kimse el­ lerinden almaya... Bu deciigi Osmân neslidir, iÿde sürüp gidiyor» (Kitâb-i Dede Korkut alâ Lisdn-i Tâife-i Ogu- zân, Mukaddime). “Korkut Ata'dan nakl ederler ki, demismi^ ki: ‘hânlik Oguz Hân vasiyyeti mû'cibince à’hir Kayi Hân evlàdi'na düsse gerekdir; tâ ktyâmet'e denlü ol ne&il- den almasa gerekdir’ ” (Edirneli Rûhî, Târih i Âl-i Os­ mân, MOG, II, 132-40’dan naklen). "Kadim u’z-zamân Türkmen kabâili beyninde Kor­ kut Ata nâm bir ehl-i hâl 'o.ziz vardi. Birgiin buyurdu ki: ‘Saltanat akibet Oguz Hân’in vasiyyeti üzere oglu Kayï Hân evlàdina nakl edip ilâ à'hiri'z-zamân ber-de- vâm olur’ ” (Müneccim-Basi, SahâîJu'l-Akhbûr, III , 2.57). G i R I $ XIV. ASRIN E§ÍGÍNDE ANADOLU TÜRK ÂLEMININ UMUMi DURUMU XIV. asrin esiginde Anadolu, parça parça büliinniii.stü. Anadolu Türkü'nü birlestircn devlet otoritesi yok olmu.stu. Seîçukogullan düsmek üzereydiler (1308’de düserlcr). îl-han- îilar, ne kadar olsa müstevli gôzüyle gorülüyor ve Anadolu Türkü tarafmdan kendilerine isinilannyordu. Türkiye di.sm- da bir taht sehrinden idare edilmek, fâtih ve hâkim Türk miJ- letine aci geliyordu. Teselli batida, uclarda idi. EnerJik Türk kitleleri buralarda uc beylerinin hizmetine giriyorlar, gaza ve cihad ile sëhret ve saadet kazaniyorlardi. Ege’ye çikiimis- tî. Akdeniz ve Karadeniz sahülerinin cn büyük kismi Türk- Jer’in elindeydi. Marmara'ya da evisilccegine, dünyanm en hassas noktasi olan Bogazlar’a çikdacagma hiçbir Türk’ün süphesi yoktu. Bu misyonu basaran uc beyi, Selçukogulla- ri’ndan bosaian büyük hakanhk tahtma oturmaya hak ve ii- yakat kazanaeakti. SelçukoguIIari’nm emsalsiz .sân-u sohretlerle dolu mazisi hem çekici, hem itici idi. Büíün uc beylerinin hayali, onlar­ dan bosaian tahta oturmakti. Fakat Anadolu'yu Türkler’in ikinci ve ebedî anayurdu yapan ve Türkiye devletini kuran bu hanedanm erisüemez gibi gorünen sevketi, onlardan bos kalan taht ve taein eazibesini, ulasilamaz bir zirveye yüksel- tîyordu. Türkiye parçalanmi.s ve perisandi. Tasavvuf ve gaza ile teselli buluyordu. Selçukogullan’nin biraktiklan yerden bin bes yüz yilhk Türk tarihinin tabiî mecrasma devam et­ mek mümkün müydü? XIV. asrm e.siginde bu, hayal gibi bir seydi. Anadolu'daki Oguz Türkü, Türkiye’nin birligini yapa­ cak, yeniden bir cihan devletine sahip olacak, belki de tari- M n görm edigi b ir sevket ve azamete ula.sacakti. Bu, zaviye- lerde dervis-gazilerin, müritlerine telkin ettikleri bir ideal, masahmsi, efsanemsi bir hayaldi. Hangi kudret bunu gcrçek- lestirebilirdi? Bunu yapabilecek hiçbir hanedan, hiçbir sahsi­ yet ortahkta gôrünmüyordu. Fakat öbür taraftan ilham al- diklan soylenen erenler, bunu tebsir ediyorlardi. Böyle bir kudret mevcuttu, vardi, hazirdi. Mukadder an gelince zuhur edecekti. XI«. ASIRDA DOMANlÇ YAYLASl'NDA TARiHÎN EN BÜYÜK DEVIETÎNÎN TEMELLERl ATtLOl “Türk, hattâ dünya iarihinin. en hüyük, en .?c- retli ve en devamti devlcti olan Osmanh impa- paratorhigu" (Prof. Dr. Mehmet Alt.ay Kôymen, T.T.K., Belleten, X V II, 558). 0.smanli Kayi Asirelinin Mcnscleri i l SlVt/VNLT devielinin nien.seieri bir hayli karanliivUr. üevle- lin kurulu.sundan ancak muayyen bir zaman sonradir ki, açik vc kesin tarihî nialùmala malik olabiliyoruz. Bunun .se­ bebi ise, ilk zamanlarda hiçbir muasrr larihçinin bu küçü- cük deviele ehemmiyei \ermi.s olmamasi ve istikbalini ka- tiycn tahmin edememesidir. Daha yeni larihçilerin ilk za- nianlar hakkmda verdikleri mulûmatm mühim kismmin uy- durma oldugu, son devirlerde ve yillarda bu mevzu üzerinde çah.san Türk ve Avrupali âliniler larafmdan ispal edilmistir. Bu malûmat, bülün tenkidî metol kaideleri kullanilmak sar- liyle ancak mütehassis tarihçiler için ehemmiyeti haizdir. ilk de\irler ve hattà urnum iyelle is la n b u lim Fcthi'nden onceki çag hakkmdaki malûmatsi/.hgimizm bir sebebi de, 1402'ye kadar loplanan Osmanh devîel atsivinin, Timur ta­ rafmdan Bursa’nm yagmasinda yakdmis olmasidu:. Onun için 1402'den onceve ail elimiztle pek az resmi vesika vardir. ]453ien sonra, hele XVI. asirdan itibaren, muazzam im­ paralorlugun her hangi bir yerinde geçen ufak bir adii hâdî- sc bile, muasu" vesikalarda saklidu’. Fakat bu milyarlarca (yalmz îsianbul arsivlerinde lahmine göre 150 milyon) vesi- kalarm yüzde biri bile tetkik edilmis degildir. Arsiv \'C kolek- sivonlarda, ekseriva karmakansik bir halde bulunmaktadir. Maalcscf birçi>gu tla kaybolmuslui’. Î931'de kJymciine paha biçüeinoi milyonlarca Osmanli vcsikasin¡n kainyonlara dol- durulup Bulgarislan’a paçavra fiyaiina salilniasi, buna bir misai tcskil eder. Bir Alman tarihçisi süyle di}oi'; “Tüik arsivleiinin tas- iiit' vc nesri neiiccsinde, bir gün geleccklir ki, bülün dünya, Türk millclinin hayatindaki vukuatin asil liakiki çchresinî gôrcccklir” (H. H. Scheel, II. T. T. Kongresi Zabitlan, 673). Türkçe vesikalar dism da, yabanci dilicrlc yazih vesika- larm da azameli akil almaz dorecedcdir. Mesclâ Dubrovnik ÍRagusa) gibi küçücük bir sehrin arsixinde, Türkler’le alâ- kadar, Latinee vc baska dilicrlc dcgil, valniz Türkçe vcsikala- rin acledi 9.000’dir. Bosnasarayi, Zagreb, Bclgiad arsivlei indeki Türkçe vesikalar da binlcrcedir ( Ba> raktaraviç, II. T. T. Kon­ gresi Zabitlan, 97(1). Büyük Avrupa nrsivlcrindc bu sayi, dcv- Jesmekledir. Dc\'lclin kui'ucusu olan Ostnan Bey’in mcnsei de pek ay- dinlik degildir. Sonraki tarihçiler. ona ,san vermck için sonu Oguz Han'a, yani Büyük Türk Ilakanligi’rim Teoman’dan son­ raki 2. imparatoru Mctc’ye (M.Ö. 209-174) dayanan secereler uydunnuslardir (bk. Cetvel I). Bu tarihçilcrin birkaçi, Os­ man Bey'in. KaJa-Alp-Ogki Sülcyrnan-Sâh-Oglu Ertugrul Ga­ zi’nin oglu oldugunu soylerler. Bunlardan yalniz Ertugrul Ga­ zi’nin tarihî bir .sahsiyet okluguna inanmak münasiptir. An- la.siJdigma gore Ertugrul Gazi’nin babasmin adì da Gündüz- Alp’tir. Süle 3'iTian-Sah, Anadolu Fâtihi ve Türkiye devletinin kurucusu olan zatm isminden kalma bir hâliiadir. Rakka ci­ vannda Câber kalesi yanmda “Türk Mezan” denen ve bugün de TürkiJe Cumhuriyeli topragi olan yerdeki mczar, süphesiz binlerce cmsali gibi gerçek bir mczar dcgil. bir “makam”dir. Bayati'ye göre Osman Gazi, Oguz Han’m yani Metc’nin 46. balmda lorunudur. Oguz Han ile Osman Gazi'nin dogum- Jan arasinda 1,500 sene kadar zaman larki vardir. Bu müddet 46’>’a bôlünürsc, 32.5 sene elde cdilmeklcdir. Bu rakam, bir balm için çok mâkul bir müddctlir \’c bu husus, kayda sa- yandir. Bayati’ye göre Osman Gazi, Erlugrul Gazi’nin, o Sü- Icyman-Sâh’m. o Kaya-Alp'm, o Kizil-Boga’mn, o Bayicmir’in, i> .'\ykullug'un. o Tugrul’un, o Kara-Balur’un, o da X. asirda >a.sami,s olan S ak u r’un ogludur. E rlugrul G azi’nin babasinin adnim ise Gündüz-Alp oldugu arlik çok ku\\et kazanmrs bir va/iscllcdir ve ekscri modern tarihçiler tarai nidan kab\ü cdiV- iiii.s l)uliinuyor. Bayali, O sm ano gullan'nin jVlcle’ye kadar olan sceeiesini, F â lih ’in küçük oglu Sultan Cem ’in emriyle tliizcn- lemisiir. Fâlih'in \czir-i âzann Mevlânâ toriinlarindan Karamâ- ni Mehmed Pasa i!e Diistûr-Nânie nâzimi Enverî, Ertugrul Gazi’nin babasini GundUiz-Alp olarak gostermektedirler. Bi­ zans kaynaklari da bu isme yakin olarak “Oguz-Alp" diyor. Enveri’ye gore Ertugrul Gazi’nin büyük babasinm babasi olan Çahs Han, Anadolu Fâtiiii ve Türkiye devletinin kurucusu Sel- çukoglu Kutalmisoglu Gazi I. SuUan Süleyman’m kizkardesi, yani Melik Kutalmis Bey’in bir kizi ile evlidir. Süphesiz bu rivayet, Osmanogullan'ni Sclcukogullari’na, Kayi soyunu Ki- nik soyuna baglamak için düzenlenmistir. ‘'Kayilar’m, Anadolu'nun yeni ve kutlu bir Türk vatani haline gelinesinde büyük rol oynadiktan sonra, Türk yarati- cihk ve yapicihginm en bü}ük ve en serefli âbidesi olan Os­ manli imparatorlugu'nu kurmalari, Türk’lüge ve Türk tarihi’ ne ne kadar büyük bir hizmette bulunduklanni gösteriyor ki, bu vasiflariyle, Oguz boylarnnn, en asili ve en sereflisi olduk­ lan hakkindaki millî ananeyi bihakkin ispat etmis bulunuyor- lar” (F. Demirtas, T.T.K., Bellelen, 47, 603). Rivayete göre Osman Gazi, 1258’de dogmus, 1281’de Er­ tugrul Gazi’nin olümü üzerine 23 ya.smda “uc beyi” oìmus­ tur. Muhakkak. olan bir taraf varsa, o da, Osman Gazinin Oguzlav’m 24 boyundan Kayi boymia mensup bir asiretin reisi bulundugudur. Tarihî hâdiselerin akisim altüst eden müthis Mogol isti- lâsi önünde Türkistan'dan batiya dogru kaçan yüzlerce grup- tan birinin de Ertugrul Gazi’nin asireti oldugu tahmin edi- lebilir. Bu küçük asiretin ne gibi maceralardan ve nerelerde konakladiktaii sonra Kuzeybati Anadolu’ya gcldigine dair be- lirli hiçbir bilgimiz yoktur. Esasen bu devir vesikalanmn çogu, Mogol istilâsmda tahrip edilmis, yüzlerce sehir binler­ ce kütüphanesi ve arsivi ile yanmistir. Daha Mogollar tarafm­ dan müdahale edilmemis Anadolu’ya bu Türkmenler’in, Sel­ çukiu sultanlan tarafmdan hararetle kabul edildigini, ülke aç­ mak ve Bizans ile gazâ elmek üzere Bati Anadolu’ya yerles- tirildiginl biliyoruz. Bu Türkmenler’in basmdaki asiret reis- lerine "uc beyi” deniJordu. îhtimal Ertugrul Gazi’nin asireti pek küçüktü ki, tarihî eserlere aksetmemistir. Rivayete gö­ re 400 çadir, yani kadmli-erkekli en çok 4.000 kisi idi. Na- mik Kemal Bey’in Biz-ol nesl-ï kerhn-i dCide-t O srnâniyân’tz kim Mtihammerdir serâpâ mâyemlz hCin-i sehâdet’den Biz-ol â’il-hiinem erbâb-i cidd-ii ictihâd’iz kim Cihangîrâne bir devlet çikardtk bir asiret'den beyitleri, asla hakikate aykin degildir.
Recommended publications
  • ROMA Ve BİZANS ETÜDLER VE SİSTEMATİK ESERLER
    ROMA ve BİZANS ETÜDLER VE SİSTEMATİK ESERLER ALBERT, GOTTFRIED: Die Prinzeninsel Antigoni und der Aidos- Berg. Konstantinopel, O. Keil, [1891]. s. 24-51. (15.5x22). “Mitteilungen des Deutschen Excursions Clubs, Heft III”. [I.RB/E-367] ANGOLD, MICHAEL: Church and society in Byzantium under the Comneni, 1081-1261. Cambridge, Cambridge University, 1995. XVI+604 s. (15.5x23.5). [I.RB/E-388] BALARD, MİCHEL - DUCELLIER, ALAIN (Der.) : Konstantinopolis 1054-1261. Hırıstiyanlığın başı, Latinlerin avı, Yunan başkenti. İstanbul, İletişim, 2002. 256 s. (16x23). “İletişim Yay.: 842 - Dünya Şehirleri Dizisi: 6”. [I.RB/E-405] BARSANTI, CLAUDIA : Constantinopoli e l’Egeo nei primi decenni del XV secolo: la testimonianza di Cristoforo Buondelmonti. s. 83-254. (21x29). Roma, Rivista dell’Istituto Nazionale d’Archeologia e Storia dell’arte, 56 (III. Serie, XXIV), 2001’den. Fotokopidir. [I.RB/E-407] BARTUSIS, MARK C.: The late Byzantine army: arms and society, 1204-1453. Philadelphia, University of Pennsylvania Press, 1992. XVII+438 s. (15x23) resim. “The Middle Ages Series”. [I.RB/E-408] 1 BASSETT, SARAH GUBERTI : Historiae custos: Sculpture and tradition in the Baths of Zeuxippos. s. 491-506. (21x29.5) plan, resim. American Journal of Archaeology Volume, 100, No: 3/1996’dan. Fotokopidir. [I.RB/E-391] BELGE, MURAT : Bizans mirası. Foto.: Şemsi Güner. s. 86-102. (22x30) resim. Atlas dergisi, 1994, (Sayı 17)’de. [I.RB/E-392] BOOJAMRA, JOHN LAWRENCE : Church reform in the late Byzantine Empire. A study for the patriarchate of Athanasios of Constantinople. Thessaloniki, Patriarchal Institute for Patristic Studies, 1983. 239 s. (18x25). “Analekta Vlatadon, 35”. [I.RB/E-362] BRADFORD, ERNLE : The great betrayal.
    [Show full text]
  • Στους Γονείς Μου, ∆Ήµητρα Και Κωνσταντίνο to My Parents
    Στους γονείς µου, ∆ήµητρα και Κωνσταντίνο To my parents, Demetra and Constantinos THE OTTOMAN CONQUEST OF THRACE ASPECTS OF HISTORICAL GEOGRAPHY BY GEORGIOS C. LIAKOPOULOS THE INSTITUTE OF ECONOMICS ANS SOCIAL SCIENCES OF BİLKENT UNIVERSITY IN PARTIAL FULFILLMENT OF THE REQUIREMENTS FOR THE DEGREE OF MASTER OF ARTS IN HISTORY BİLKENT UNIVERSITY DEPARTMENT OF HISTORY ANKARA, SEPTEMBER 2002 I certify that I have read this thesis and have found that it is fully adequate, in scope and in quality, as a thesis for the degree of Master in History Prof. Dr. Halil İnalcık Thesis supervisor I certify that I have read this thesis and have found that it is fully adequate, in scope and in quality, as a thesis for the degree of Master in History Dr. Eugenia Kermeli Examining Committee Member I certify that I have read this thesis and have found that it is fully adequate, in scope and in quality, as a thesis for the degree of Master in History Associate Professor Dr. Mehmet Öz Examining Committee Member Approval of the Institute of Economics and Social Sciences Prof. Dr. Kürşat Aydoğan Director ABSTRACT In my thesis I examine Thrace as a geographical unity during the Ottoman conquest in the fourteenth century. In the first chapter I present the sources that I used, Byzantine and Ottoman. The life and works of the chronographers are discussed to the extent that they assist us in comprehending their ideology and mentality. I focus on the contemporary sources of the fourteenth century. The second chapter treats with the diplomatic relations between the Byzantines and the Turks in the fourteenth century before and after the Turkish settlement in Thrace.
    [Show full text]
  • 121St Annual Meeting Abstracts
    A RCH A EOLOGIC A L I NSTITUTE of A MERIC A 121ST ANNUAL MEETING ABSTRACTS VOLUME 43 ■ January 2–5, 2020 ■ Washington, D.C. ■ Published by the Archaeological Institute of America Located at Boston University 44 Beacon Street, 2nd Floor Boston, Massachusetts 02108-3614 www.archaeological.org Copyright © 2019 by the Archaeological Institute of America All rights reserved Abstracts appear in the order of presentation and represent papers accepted by the Program Committee during its review process in the months of April and September 2019. Adjustments to the program or to individual abstracts made after December 20, 2019 may not be reflected.. Program for the Annual Meeting Committee: Susan Allen, Megan Cifarelli, Hallie Franks, Julie Hruby, Brenda Longfellow, Laetitia La Follette (ex officio), Kevin Mullen (ex officio), Nassos Papalexandrou, Ellen Perry (chair), Thomas Strasser, Tugba Tanyeri-Erdemir, Rabun Taylor, Kathryn Topper, and Steven Tuck CONTENTS Session 1 1A Current Archaeological Research in Anatolia .....................................................1 1B New Archaeological Fieldwork in the Cities of North Africa (Colloquium) .4 1C The Roman Army in the West: New Findings, Methods, and Perspectives (Colloquium) ....................................................................................8 1D Taking to the Field: How to Start an Archaeological Project (Workshop) ....12 1E Prehistoric Trade in the Mediterranean .............................................................13 1F Archaeology for the General Reader: A Roundtable
    [Show full text]