EF- SA- NE BiLKENT’ TE THE LEGEND AT BILKENT

AVI OSTROWSKY ŞEF CONDUCTOR IVO POGORELICH PİYANO PIANO KONZERTMEISTER IRINA NIKOTINA 18 Şubat February 2017 Cumartesi Saturday, 20.00 Bilkent Konser Salonu | Concert Hall Değerli Dinleyicilerimiz, Gittikçe artan sayılarla yeni dinleyicilerimizin aramıza katılmasından mutluluk ve gurur duyuyoruz. İzleyicilerimizin beğenilerini içten alkışlarıyla sergilemeleri, bizler için paha biçilmez bir destek. Konserlerimizde ses ve görüntü kaydı yapılmaktadır. Seslendirilen eserlerin bazıları birkaç bölümden oluşmaktadır. Eserin tümü bittikten sonra alkışlamanız bizlere kolaylık sağlayacaktır. Aynı nedenle konser esnasında cep telefonlarınızı tamamen kapatmanızı ve flaşla fotoğraf çekmemenizi rica ederiz.

Dear Listeners, We are happy and proud to perform to a growing audience. The applause we receive from the audience is an invaluable expression of appreciation. All our concerts are audio-visually recorded. Some of the works performed by the artists are composed of several parts. It would be highly convenient if the listeners hold their applause until the end of the work. For the same reason, we kindly ask our listeners to turn off their cell phones and not to take any photographs with flash during the concert. Program

R. Schumann Piyano Konçertosu, La minör, Op.54 Concerto for Piano in A minor, Op.54 I. Allegro affetuoso II. Intermezzo: Andante gracioso III. Allegro vivace

ara interval

J. Brahms Senfoni No.4, Mi minör, Op.98 Symphony No.4 in E minor, Op.98 I. Allegro non troppo II. Andante molto III. Allegro giocoso IV. Allegro energico e passionato (Tema con Variacioni)

Zorunlu durumlarda program değişikliği yapılabilir. Programs may be subject to changes due to reasons beyond our control. Avi Ostrowsky şef conductor

Tel Aviv’deki Rubin Akademisinde ve Prof. Mordechai Seter ile çalışan Ostrowsky, 1961’de mezun oldu. Hemen ardından İsrail Filarmoni Orkestrası ve Kudüs Senfoni Orkestrası gibi İsrail’in büyük orkestralarıyla çalıştı. İsrail Amerika Kültür Vakfı tarafından düzenlenen Genç Şefler Yarışmasında birincilik ödülü aldı. Viyana’da Prof. Hans Swarowsky ile çalışan Ostrowsky, 1968’de Viyana Müzik Akademisinden mezun oldu. Ayrıca İtalya’da Franco Ferrara ile çalıştı. Avi Ostrowsky, 1968’de Kopenhag’da düzenlenen Nicolai Malko Uluslararası Genç Şefler Yarışmasında birincilik ödülü kazanmasının ardından, tüm dünyada pek çok orkestradan davet aldı. 1968-72 yıllarında Hayfa Orkestrasının müzik direktörü ve baş şefi olarak çalıştı. 1970 yılında İsrail Kubbitz Orkestrasını kurdu ve 1974 yılına kadar bu orkestrada müzik direktörü ve birinci şef olarak görev yaptı. 1973’te Sinfonietta of Beer Sheva’yı kurdu, 1978’e kadar orkestranın müzik direktörlüğü ve şefliğini üstlendi. Aynı yıl, Belçika’daki Antwerp Filarmoni Orkestrasında baş şef oldu ve 1984 yılına kadar bu görevde kaldı. 1989-93 yılları arasında Norveç’teki Oslo Radyo Senfoni Orkestrasının müzik direktörü ve baş şefi olarak çalıştı. 1998-99 sezonunda bir kez daha İsrail Kubbitz Orkestrasının müzik direktörlüğüne atanan Ostrowsky, 2003 yılına kadar bu görevini sürdürdü. Londra Senfoni, Londra Filarmoni, Kraliyet Filarmoni, BBC Filarmoni, Amsterdam Filarmoni, Brüksel Filarmoni, Belçika Ulusal Orkestrası, St. Petersburg’daki Mariinsky Tiyatrosu Senfoni Orkestrası, St. Petersburg Filarmoni, Venedik’teki La Fenice, Stockholm Filarmoni Orkestrası, Oslo Filarmoni, Köln’deki WDR Senfoni, Stuttgart Filarmoni, Macar Filarmoni, Zagreb Filarmoni, Meksika’daki Ofunam Filarmoni, Meksika Filarmoni, İsrail Filarmoni, Kudüs Senfoni Orkestrası, Rishon Lezion Senfoni Orkestrası gibi saygın orkestraları yönetti. Avusturya, Belçika, Hırvatistan, Danimarka, Büyük Britanya, Fransa, Almanya, Hollanda, İsrail, İtalya, Meksika, Norveç, Romanya, Rusya, İsveç, Güney Afrika, Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkelerde konserler ve operalar yönetti. Dünya çapında çeşitli orkestralarla turneler yapan Ostrowsky, Londra Filarmoni Orkestrasıyla Avustralya turnesinde yer aldı. Şef Ostrowsky’nin çok sayıda CD ve DVD albümü vardır: Kayıtları arasında, Stravinsky’nin Bahar Ayini ve Petruşka’sı, Mahler senfonileri, Berlioz’un Fantastik Senfonisi, Schubert ve Shostakovich senfonileri de yer almaktadır.

In 1961, he finished his studies at the Rubin Academy of Tel-Aviv, where he studied privately with maestro Gary Bertini and Prof. Mordechai Seter. Immediately afterwards he worked with the major orchestras of – the Israel Philharmonic Orchestra, the Jerusalem Symphony Orchestra and others. After winning the First Prize for young conductors by the Israel America culture foundation, he went to Vienna to study with Prof. Hans Swarowsky and graduated from the Music Academy of Vienna in 1968. He also studied and worked with maestro Franco Ferrara in Italy. In 1968, Ostrowsky won the First Prize of the Nicolai Malko International Competition for Young Conductors in Copenhagen, after which he has been invited to conduct many orchestras all over the world. In 1968, Ostrowsky became the music director and chief-conductor of the Haifa Symphony Orchestra until 1972. In 1970 he founded The Israel Kibbutz Orchestra, and was their music director and chief-conductor until 1974. In 1973 he founded the Sinfonietta of Beer Sheva, where he was music director and chief-conductor until 1978. That year he became the chief-conductor of the Antwerp Philharmonic Orchestra in Belgium until 1984 and in 1989 he became the music director and chief-conductor of the Norwegian Radio Symphony Orchestra in Oslo until 1993. For the 1998-99 Season Avi Ostrowsky was again appointed the music director and chief-conductor of The Israel Kibbutz Orchestra until 2003. Ostrowsky has conducted the most prestigious orchestras around the world, such as London Symphony, London Philharmonic, Royal Philharmonic, of London, BBC Philharmonic, Amsterdam Philharmonic, Brussels Philharmonic, Belgian National Orchestra, Mariinsky Theater Symphony Orchestra in St. Petersburg, Academic Symphony Orchestra of St. Petersburg Philharmonic, La Fenice in Venice, Stockholm Philharmonic, Oslo Philharmonic, WDR Sinfonieorchester Köln, Stuttgart Philharmoniker, Philharmonia Hungarica, Zagreb Philharmonic, Bilkent Symphony Orchestra, Ofunam Philharmonic of Mexico, Mexico Philharmonic, Israel Philharmonic, Jerusalem Symphony Orchestra, Rishon Lezion Symphony Orchestra, and many more. He performed in Austria, Belgium, Croatia, Denmark, Great Britain, France, Germany, Holland, Israel, Italy, Mexico, Norway, Rumania, Russia, Sweden, South Africa, Turkey, USA etc., conducting symphony concerts as well as operas. He has toured with different orchestras around the world, including a concert tour with the London Philharmonic Orchestra to Australia. Maestro Ostrowsky has recorded many works on CD and DVD, including Stravinsky – The Rite of spring, Stravinsky - Petroushka, Mahler - symphonies, Berlioz - Symphony Fantastique, Schubert - symphonies, Shostakovich – symphonies, among others. Ivo Pogorelich piyano piano

İlk piyano derslerini yedi yaşında alan Pogorelich, on iki yaşında gittiği Moskova’da önce Merkez Müzik Okuluna, ardından Tchaikovsky Konservatuvarına devam etti. 1976’da Aliza Kezeradze ile çalışmaya başladı. 1978’de İtalya, Terni’deki Casagrande Yarışmasını ve 1980’de Montreal Uluslararası Müzik Yarışmasını kazandı; ancak onu dünya çapında üne kavuşturan kazanamadığı bir ödül oldu. Sanatçı 1980’de Varşova’da Uluslararası Chopin Yarışmasına katılmıştı. Ancak üçüncü turda elenmesi, hararetli bir tartışmanın fitilini ateşledi ve bütün müzik dünyasında gözlerin piyaniste dönmesine neden oldu. Ivo Pogorelich, 1981’de Carnegie Hall’de verdiği ilk resitalin ardından, tüm dünyada, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Avrupa, Japonya, Güney Amerika ve İsrail’de önemli konser salonlarındaki performanslarıyla büyük beğeni topladı. Berlin ve Viyana Filarmoni Orkestraları, Londra’daki bütün orkestralar, Chicago Senfoni, Boston Senfoni, New York Filarmoni ve Paris Orkestrası gibi pek çok büyük orkestradan davet aldı. Pogorelich nerede ve ne zaman piyanonun başına geçse, yaptığı çarpıcı yorumlarla yeteneğinin ve zekasının özgünlüğünü ortaya koyuyor. New York Times sanatçı için “Her bir notayı tam olarak, öyle bir duyguyla, öyle bir ifade gücüyle çaldı ki kendi başına bütün bir orkestraydı” yazdı. Ivo Pogorelich, çok sayıda genç müzisyene verdiği destekle topluma da katkıda bulunuyor. 1986 yılında genç sanatçıların çalışmalarını yurt dışında sürdürmeleri için kaynak bulmak ve burs sağlamak amacıyla Hırvatistan’da bir vakıf kurdu. 1989’dan beri her yıl, Bad Wörishofen’de Ivo Pogorelich Festivali düzenleniyor. Festivalin amacı, kariyerinin başında olan ve umut vaat eden genç müzisyenlere tanınmış sanatçılarla sahneye çıkma fırsatı vererek onları desteklemek. 1993’te Kaliforniya’da ilk kez Ivo Pogorelich Piyano Yarışması düzenlendi. Piyanist 1994’te Saraybosna’da bir hastane kurmak ve halka tıbbi destek sağlamak üzere kaynak yaratmak amacıyla bir vakıf kurdu. Bu bağlamda izleyen birkaç yıl içinde UNESCO himayesinde çok sayıda konser planlandı. Pogorelich aynı zamanda Kızıl Haç yararına, Saraybosna’nın yeniden inşası ya da kanser ve multipl skleroz gibi hastalıklarla mücadele amacıyla yardım konserlerinde sahneye çıkıyor. Sanatçı, 1988’de UNESCO tarafından “İyi Niyet Elçisi” seçildi. Ivo Pogorelich, 1982’den beri yalnızca Deutsche Grammophon için kayıt yapıyor. DGG etiketiyle on beşin üzerinde albüm çıkaran sanatçının kayıtları arasında Mozart’ın Piyano Sonatları, Bach Süitleri, Liszt ve Scriabin’in Piyano Sonatları ve Tchaikovsky’nin 1. Piyano Konçertosu yer alıyor. 2002 yılında piyasaya çıkan son CD’sinde Chopin’in 2. Piyano Sonatı, Ravel’in Gaspard de la Nuit’si (Gecenin Şeytanı) ve Prokofiev’in 6. Piyano Sonatı yer aldı. 2005-06 sezonunda geniş kapsamlı bir Uzak Doğu turnesine çıkan Pogorelich, Kuala Lumpur, Kore, Makao, Taipei, Pekin ve Tokyo’da konserler verdi. Sezonun kalan kısmında Avrupa’nın çeşitli kentlerinde sahneye çıktı. 2006 sonbaharında düzenli turnesi için Kuzey Amerika’ya dönen Pogorelich, daha sonra Güney Amerika’da çeşitli başkentlerde, Avustralya ve Yeni Zelanda’da konserler verdi. He received his first piano lessons at the age of seven, and went to Moscow at the age of twelve to study at the Central Music School and then at the Tchaikovsky Conservatory. In 1976, he began intensive studies with the renowned pianist and teacher Aliza Kezeradze. Ivo Pogorelich won the Casagrande Competition at Terni (Italy) in 1978 and the Montreal International Music Competition in 1980; but it was the prize he failed to win that made him world-famous. In 1980, he entered the International Chopin Competition in Warsaw, where his elimination in the third round sparked a fierce controversy and drew the attention of the whole musical world to the pianist. Ever since his debut recital in New York´s Carnegie Hall in 1981, Ivo Pogorelich has created a sensation with his performances in all the great concert halls throughout the world: in the U.S., Canada, Europe, Japan, South America and Israel. He has received invitations to play with numerous major orchestras such as the Berlin and Wiener Philharmoniker Orchestras, all the London orchestras, the Chicago Symphony, Boston Symphony Orchestra, the New York Philharmonic and the Orchestre de Paris. Wherver and whenever he plays, his stunning interpretations of the music confirm the originality of his talent and intellect. The New York Times once wrote, "He played each note exactly, with such feeling, such expression. He was an entire orchestra". Ivo Pogorelich gives much back to the community by supporting many young musicians. In 1986, he established a foundation in Croatia to raise funds for scholarships for young artists to further their studies abroad. Since 1989, the annual Ivo Pogorelich Festival has taken place in Bad Wörishofen: the aim of the festival is to support promising young musicians at the beginning of their careers by giving them the opportunity of performing together with renowned artists. In 1993, the Ivo Pogorelich Piano Competition was held for the first time in California. In 1994, the pianist set up a foundation in Sarajevo to raise money to build a hospital and to provide medical support for the people of Sarajevo. Numerous concerts are being planned over the next several years under the auspices of UNESCO. Ivo Pogorelich also gives many charity concerts in support of, for example, the Red Cross, the rebuilding of Sarajevo, or the fight against illnesses such as cancer and multiple sclerosis. In 1988, he was named an "Ambassador of Goodwill" by UNESCO. Ivo Pogorelich became an exclusive Deutsche Grammophon artist in 1982. He has made over 15 recordings with DGG, such as Mozart Piano Sonatas, Bach Suites, Liszt and Scriabin Piano Sonatas and the Tchaikovsky Piano Concerto No.1. His most recent CD, released in 2002, is of the Chopin Piano Sonata No.2, Ravel Gaspard de la Nuit and the Prokofiev Piano Sonata No.6. During October and November of 2005-06 season, Pogorelich appeared in an extensive tour of the Far East, playing in Kuala Lumpur, Korea, Macau, Taipei, Beijing and Tokyo. During the balance of the 2005-06 season Maestro Pogorelich had tours of various countries in Europe. In the fall of 2006 he returned to North America for his regular tour, followed by concerts in the capital cities of South America, Australia and New Zealand.

Program Notları|Notes

Robert SCHUMANN (1810 - 1856) Piyano Konçertosu, La minör, Op.54 Concerto for Piano in A minor, Op.54

Robert Schumann 19. yüzyılın önde gelen bestecilerinden olmasının yanı sıra romantik dönem estetiğini şekillendiren önemli düşünce insanlarından biridir. Schumann, kitap satıcısı ve yayıncı olan babasının da etkisiyle küçük yaşlardan itibaren edebiyat ve müziğe yoğun bir ilgi duymuştur. Bir hukuk öğrencisi olarak geldiği Leipzig’de dönemin önemli piyano hocalarından Friedrich Wieck’ten piyano dersleri almaya başlamış, Wieck’in “üç yıl içerisinde yaşayan en büyük piyanistlerden biri olacaksın” şeklindeki övgülerine mazhar olmuştur. Ancak 1832 yılında sağ elinin paralize olması yüzünden piyanistlik kariyerine son vermiş, bestecilik ve yazarlıkta ilerlemeye karar vermiştir. Bu iki eğilimi eleştirmenlikte buluşturmuş, 1834 yılında Neune Zeitscrift für Müsik isimli bir gazete kurmuştur. Yaptığı yayınlarda dönemin Fransız ve İtalyan opera hâkimiyetine karşı çıkarak Bach, Beethoven, Schubert ve Mendelssohn gibi Alman yapısallığını inşa eden bestecileri yüceltmiştir. Schumann’ın bu yaklaşımı yaşadığı dönemde büyük ilgi görmüş, romantik kuşakların görüşleri üzerinde etkili olmuştur. Schumann, döneminin edebiyat merkezli romantik estetiğini oluştururken geçmişin derin yapısallığı ile ilişki içinde olmanın gerekliliğine inanmıştı. Bu sebeple sistematik olarak belirli dönemlerde belirli türler üzerine çalıştı. 1830’lu yıllarda solo piyano eserleri, 1840 yılında lied, sonraki yıllarda sırasıyla senfoni, oda müziği ve oratoryo üzerine yoğunlaştı. Bestelerinde bir yandan analitik bir yaklaşımla eski ustaların çalışmalarından edindiği çıkarımları yansıtıyor, diğer yandan da özel yaşamındaki çalkantıları şiirsel bir öznellikle aktarıyordu. Söz konusu çalkantılar iki konuda verdiği mücadele ile ilgiliydi. Birincisi fiziksel etkileri de olan zihinsel hastalığı ile sürdürdüğü savaştı. Diğeri ise sevgilisi Clara’nın babası Friedrich Wieck ile yaşadıkları hukuki mücadeleydi. Bu çatışmadan galip çıkan Schumann oldu. Çift 1840 yılında, Clara 21, Robert 30 yaşındayken evlendi. Yetkin bir konser piyanisti olan Clara ile Robert 1844 yılında kapsamlı bir Rusya turnesine çıktılar. Bu turnenin ardından yine ağır bir depresyon geçiren Schumann, ailesi ile birlikte Leipzig’den Dresden’e taşınmaya karar verdi. Dresden’de kızının doğumunun ardından hızlı bir iyileşme sürecine girdi ve kontrpuan çalışmalarına ağırlık verdi. 1840 yılında birinci senfonisini yazdığı dönemde bestelediği solo piyano için La minör Fantezi isimli eserini tekrar ele aldı. Bir yavaş bölüm (intermezzo) ve finale ekleyerek fanteziyi bir piyano konçertosuna dönüştürdü. Konçerto, kontrpuan çalışmalarının da etkisiyle, bir fikrin nasıl eser boyunca bütünlük içerisinde sürdürülebileceği ile ilişkilidir. Eser bu bağlamda Schumann’ın eleştirdiği Chopin ve Paganini tarzındaki virtüözik konçertolara karşı yazılmış sert bir cevap gibidir. Özellikle birinci bölümde solist ve orkestranın ayrılmaz bir bütünlük içinde sağlam bir sonat formu oluşturması bu çerçevede değerlendirilmelidir. İkinci bölüm bestecinin minyatür niteliğindeki piyano parçalarını anımsatır. Son bölüm birinci bölümle tematik ilişkiler içinde olan canlı bir rondodur. Eserin ilk seslendirmesi 4 Aralık 1845 tarihinde Leipzig’te Ferdinand Hiller şefliğinde yapılmıştır. Solist Clara Schumann’dır. Ancak bu bir özel konserdi. Besteci hayatta iken halka açık bir seslendirmeye tanık olmamıştır. In addition to being a leading composer of the 19th century, Robert Schumann is a significant thinker who shaped the esthetics of the romantic period. Schumann showed a keen interest in literature and music starting in early childhood, mostly due to the influence of his father, who was a publisher and owned a bookstore. In Leipzig, where he was studying law, Schumann started receiving piano lessons from one of the major piano teachers of the time, Friedrich Wieck, who praised him saying “you will be one of the greatest living pianists in three years’ time”. However, in 1832, when his right hand was paralyzed, he had to give up his career as a pianist and decided to continue his professional life as a composer and writer. Merging these two tendencies in critique writing, he founded a newspaper titled Neune Zeitscrift für Müsik in 1834. In his critical reviews, he opposed the predomination of the French and Italian opera and lauded composers like Bach, Beethoven, Schubert and Mendelssohn who were establishing the German structuralism. This approach of his was met very favorably in his time and had an impact on the ideas of the romanticist generations. While shaping the literature-based romantic esthetics of his time, Schumann believed in the necessity of keeping in touch with the deep structuralism of the past. Therefore, he systematically worked on certain genres in certain periods. He concentrated on solo piano works during 1830s, on Lied in 1840s, and on symphony, chamber music, and oratorio, respectively, in the following years. His compositions reflected the inferences he made from the works of older masters with an analytical approach and conveyed the difficulties in his private life through a poetic subjectivity. These difficulties arose from the struggles in two areas of his life. One was his fight against his mental disorder which also had physical effects. The other was his legal battle against Friedrich Wieck, his lover Clara’s father. Schumann won the latter struggle, and the couple married in 1840, when Clara was 21 and Robert was 30 years old. Clara, who was an established concert pianist, and Schumann went on an extensive tour to Russia in 1844. Schumann, suffering another bout of severe depression upon their return, decided to move from Leipzig to Dresden with his family. After the birth of his daughter in Dresden, he quickly recovered and concentrated on his counterpoint studies. He revisited his work titled Fantasy in A minor, which he had written for solo piano as he was composing his first symphony in 1840. Adding a slow movement (intermezzo) and a finale, he converted this fantasy into a piano concerto. The concerto, influenced by the composer’s work on counterpoint, is about how an idea can be sustained coherently throughout the work. In this respect, the work looks like a strong response to Chopin- and Paganini-style virtuosic concerti which Schumann criticized bitterly. The firm sonata form that the soloist and the orchestra presented in strong unity especially in the first movement must be evaluated in this context. The second movement reminds the composer’s piano pieces with miniature quality. The last movement is a lively rondo that is thematically related to the first movement. The work was premiered under the baton of Ferdinand Hiller in Leipzig on December 4, 1845 and featured Clara Schumann as the soloist. However, this was a private concert and the composer did not see his work performed to public.

Johannes BRAHMS (1833 - 1897) Senfoni No.4, Mi minör, Op.98 Symphony No.4 in E minor, Op.98

Brahms kariyeri boyunca senfoni yazmak için oldukça temkinli davranmıştı. Kendi deyimi ile Beethoven gibi bir devin ayak izlerini arkasında hissederek bu işe kalkışmak çok zordu. İlk senfonisini yazana kadar orkestra müziğinde oldukça dikkatli adımlarla ilerledi. 1861 yılında ilk Piyano Konçertosunu, 1868 yılında Alman Requiem’i, 1874 yılında Handel’in Bir Teması Üzerine Çeşitlemeleri yazdı. Nihayet 43 yaşına geldiğinde, 10 yılı aşkın bir çalışmanın sonucunda, 1876 yılında, ilk senfonisini tamamlamıştı. Tüm bu gelişmelerin yanı sıra Brahms’ın 1863 yılında Viyana’daki SingAkademie’ye yönetici olarak atandığını ve böylelikle bu şehre yerleştiğini belirtmek gerekmektedir. Böylelikle Hegel’in görüşleri doğrultusunda müziğin dil temelli gelişmeler etrafında şekillendiği Kuzey Almanya’dan uzaklaşarak, kozmopolit ve klasikçi geleneğin başkenti olan bu şehre yerleşme imkânı bulmuştu. Birinci senfoni ona büyük bir şöhret kazandırdı. Bu başarısını Viyana’da bestelediği tüm diğer eserleri ile perçinledi. Her ne kadar Wagnercilerin sert eleştirilerine maruz kaldıysa da 4. Senfoniyi bestelediği döneme gelindiğinde, Alman müziğinin üç büyük B’sinden (Bach ve Beethoven’le birlikte) biri olarak anılıyordu. Brahms’ın senfoni yazmaya geç başlamasının sebebi yalnızca Beethoven’e olan derin hayranlığı ile açıklanamaz. Besteci çağının genel eğilimlerine uymak istememiş, senfoni türüne yeni bir boyut kazandırabilmek için yeterli birikime sahip olmayı beklemişti. Sonuç olarak daha önceki eserlerinde deneyimlediği, dokusallık, klasik biçimler içerisinde sürekli gelişim fikirlerini senfoniye uyarlayarak hem bu alanda yepyeni bir soluk yaratmış, hem de sözü edilen fikirlerini doruk noktasına taşımıştı. Brahms’ın 1885 yılında tamamladığı son senfonisi de aynı yönde yaratılmış bir başyapıttır. Eserin tüm bölümleri birbirlerine motifsel ilişkilerle bağlıdır. Belirgin temalar yerine, figürlerin yoğun bir dokuya eşit dağıldığı ve ritmik çeşitlemeler aracılığı ile sürekli bir dönüşümün yaşandığı yapılar vardır. Final bölümü Bach’ın bir Kantatından alınıp uyarlandığı düşünülen bir tema üzerine yapılmış 31 çeşitlemeden meydana gelmiş, bir passakalyadır. Bu bölüm böylesine kısıtlı malzeme ile elde edilen hayranlık verici ifade zenginliğine sahip olması açısından Batı müzik tarihinin doruk noktalarından biri olarak görülür. Eserin ilk seslendirmesi Ekim 1885’de Meiningen Saray Orkestrası tarafından bestecinin yönetiminde yapılmıştır. Elde edilen büyük başarı üzerine, yapıtın yayınlanması beklenmeden, Almanya ve Hollanda’yı kapsayan kapsamlı bir turneye çıkılmıştır. Yard.Doç.Dr. Onur Türkmen

All through his career, Brahms acted extremely modestly, when writing symphonies was concerned. He found it very difficult to make such an attempt, when following in the footsteps of a giant like Beethoven, as he himself put it. He took very careful steps towards orchestra music, until he wrote his first symphony. He wrote his first Piano Concerto in 1861, the German Requiem in 1868, and Variations on a Theme by Handel in 1874. Finally, when he was 43 years old, and after working for over 10 years, he completed his first symphony in 1876. It must be noted that, in the meantime, Brahms was appointed director of the SingAkademie in Vienna in 1863 and therefore settled in this city. Thus, he had the chance to move away from north Germany where, following Hegel’s ideas, music was shaped according to the language-based developments and to live in this cosmopolitan city which was the capital of the classical tradition. His first symphony brought his great fame. With the following works he wrote in Vienna Brahms enjoyed growing success. Although he came under sharp criticism from the supporters of Wagner, by the time he composed his Symphony No. 4, he had come to be known as one of the three great B’s of German music (along with Bach and Beethoven). The belated start Brahms made into symphony writing cannot be explained by his great admiration for Beethoven only. Not willing to follow the general tendencies of his time, the composer waited to have the necessary background to bring a new dimension to the symphony genre. Consequently, by adapting the ideas of texture and continuous development in classical forms, which he had experience of from his previous works, to symphony genre, he not only brought new air to the field, but also took his ideas to a climax. Brahms’ last symphony, completed in 1885, is another masterpiece created in the same direction. All movements of the work are connected to each other with motif relations. It is formed from structures where figures, rather than evident themes, are distributed evenly through a rich texture, and a constant transformation is maintained via rhythmic variations. The final movement is a passacaglia composed of 31 variations on a theme presumed to be adapted from a cantata of Bach’s. With its admirable richness of expression obtained from such a limited content, the movement is considered an apogee in Western music. The work was premiered by the Meiningen Court Orchestra led by the composer himself in October 1885. Upon the great success of the work, a comprehensive tour covering Germany and the Netherlands was made, before the work was published. Assist.Prof. Onur Türkmen Bilkent Senfoni Orkestrası Bilkent Symphony Orchestra

I. Keman | 1st Violin Flüt | Flute Irina Nikotina, konzertmeister yard. | asst. Albena Sezer, grup şefi | principal Suzanna Bezhani Ebru Aykal Bahar Kutay Obua | Oboe Refik Zamanalioğlu Selçuk Akyol, grup şefi | principal Adilhoca Aziz Violetta Lupu Vseslava Kudinova Süreyya Defne Klarnet | Clarinet Eda Delikçi Leonid Volkov Davut Aliyev Selen Akçora Elena Postnova Arif Möhsünoğlu Fagot | Bassoon Eren Kuştan * Ozan Evruk, grup şefi | principal Ezgi Tandoğan Onat II. Keman | 2nd Violin Engin Güngördü * Feruza Abdullayeva, grup şefi | principal Rasim Bağırov Korno | Horn Elena Rihsi Laszlo Gyarmati, grup şefi | principal Marina Görmüşoğlu Güloya Altay Adelya Ateşoğlu Hasan Erim Hacat Nil Cetiz Tayfun Avcıoğlu * İskender Okeev Trompet | Trumpet Ferhat Gülmehmet Julian Lupu, grup şefi | principal Seyran Ahundzade Krassimir Koniarov

Viyola | Viola Trombon | Trombone Cavid Cafer, grup şefi | principal Cem Güngör, grup şefi | principal Elena Gnezdilova Yalın Akdağ * Sema Hakioğlu Aleksey Medvedev Uluğbek Rihsi Ece Akyol Vurmalı Çalgılar | Percussion Svetlana Simolin Aydın Mecid, grup şefi | principal Elif Onay Ali Can Öztan * Barış Simolin İrşad Mehmet

Viyolonsel | Violoncello * Misafir Sanatçı | Guest Artist Hayreddin Hoca, grup şefi | principal Serdar Rasul Artur Rahmatulla Adil Babacan Yiğit Ülgen Verda Çavuşoğlu Salim Gayıblı

Kontrbas | Double Bass Sergey Margulis, grup şefi | principal Dritan Gani Zurab Tsitsuachvili Burak Noyan Şalva Gagua Bilet ve Ulaşım Bilgileri Ticket and Transportation Information

Tüm biletler BSO web sitesi ve gişesinden temin edilebilir. Tickets are available at BSO website and ticket office. Gişe-Ticket Office: (312) 290 1775 bilet.bilkent.edu.tr Ücretsiz Servis | Free Transportation Tunus Caddesi, Milli Kütüphane, Armada ve Kentpark’tan, konserden bir saat önce ve konser sonrasında. From and to Tunus Street, National Library, Armada and Kentpark one hour prior to concert time and after the concert.

BSO konserlerini Radyo Bilkent Klasik Müzik Kuşağı’nda dinleyebilirsiniz. You may listen BSO concerts on Radio Bilkent Classical Music Hours. Pazartesi | Monday 22.00 - 24.00 Pazar | Sunday 08.00 - 10.00 Gelecek Programlar Next Programs

25 Şubat February 2017 Cumartesi Saturday, 20:00 İhsan Doğramacı Anısına In memory of İhsan Doğramacı Gürer Aykal şef conductor Stanislav Ioudenitch piyano piano P.I. Tchaikovsky Piyano Konçertosu No.1, Si bemol minör, Op.23 Concerto for Piano No.1 in B flat minor, Op.23 P.I. Tchaikovsky Senfoni No.5, Mi minör, Op.64 Symphony No.5 in E minor, Op.64

4 Mart March 2017 Cumartesi Saturday, 20:00 Macarlardan Klasikler The Classics from the Hungarians Zsolt Hamar şef conductor Kristof Barati keman violin Denes Varjon piyano piano L. van Beethoven Piyano Konçertosu No.1, Do majör, Op.15 Concerto for Piano No.1 in C major, Op.15 W.A. Mozart Keman Konçertosu No.2, Re majör, KV.21 Concerto for Violin No.2 in D major, KV.21 J. Haydn Senfoni No.100, Sol majör “Askeri” Symphony No.100 in G major “Military”

11 Mart March 2017 Cumartesi Saturday, 20:00 Paris, Mon Amour Christoph-Mathias Mueller şef conductor David Kadouch piyano piano Saygun Filarmoni Korosu | Saygun Philharmonic Chorus Çiğdem Aytepe koro şefi chorusmaster M. Ravel Piyano Konçertosu, Sol El için, Re majör Piano Concerto for the Left Hand in D major M. Ravel Piyano Konçertosu, Sol majör Piano Concerto in G major C. Debussy Noktürnler | Nocturnes

Bilkent Senfoni Orkestrası | Bilkent Symphony Orchestra www.bso.bilkent.edu.tr [email protected]

Bilkent Üniversitesi kültür ve sanat faaliyetidir. Cultural and artistic activity of Bilkent University.