<<

SENİRKENT HEYELAN ALANININ REZİSTİVİTE VE SİSMİK YÖNTEMLERLE ARAŞTIRILMASI

Ayşe KILIÇ

YÜKSEK LİSANS TEZİ JEOFİZİK MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİMDALI – 2006 İÇİNDEKİLER

Sayfa İÇİNDEKİLER …………………………………………………………………….i ÖZET ………………………………………………………………………………ii ABSTRACT ……………………………………………………………………….iii TEŞEKKÜR ……………………………………………………………………….iv SİMGELER DİZİNİ ……………………………………………………………….v ŞEKİLLER DİZİNİ ………………………………………………………………..vi 1.GİRİŞ …………………………………………………………………………….1 1.1. Çalışmanın Amacı ……………………………………………………………..2 1.2. Çalışma Alanının Tanıtılması …………………………………………………3 2. KAYNAK ÖZETLERİ…………………………………………………………..8 2.1. Senirkent Heyelan Bölgesinde Jeoloji Müh. Bölümü Tarafından Yapılan Araştırma …………………………………………………………………………...8 2.2. Senirkent Heyelan Bölgesinde Orman Müh. Bölümü Tarafından Yapılan Araştırma …………………………………………………………………………...10 2.3. Heyelan ile İlgili Yapılan Çalışmalar ……………………………………….…11 3. MATERYAL VE METOD ……..…………………………………………….…13 3.1. Metod…………………………………………………………………………..15 3.1.1. Elektrik Yöntem… …………………………………………………………..15 3.1.2. SismikYöntem …………………………………………………………….....27 4. ARAŞTIRMA BULGULARI……….…………………………………………....33 4.1. Elektrik Verilerinin Değerlendirilmesi ……………………………………..….33 4.1.1.Elektrik Veri Grafikleri…………. ……………………………………………38 4.2. Sismik Verilerin Değerlendirilmesi ……………………………………………43 4.2.1. Sismik Kayıt Derinlik- Uzaklık Grafikleri …………………………………. 46 4.3. Elektrik ve Sismik Kayıtların Aynı kesitte Değerlendirilmesi ………………...50 5. TARTIŞMA ve SONUÇLAR ……………………………………………………53 6. KAYNAKLAR …………………………………………………………………..54 ÖZGEÇMİŞ ………………………………………………………………………...56

ÖZET

SENİRKENT HEYELAN ALANININ REZİSTİVİTE VE SİSMİK YÖNTEMLERLE ARAŞTIRILMASI

Ayşe KILIÇ

Araştırma alanı, Isparta’nın Senirkent ilçesinde Beşparmak Dağı etekleri, Doğru ve Suyolu Dereleri heyelan bölgesidir. Aşırı eğimli bölgede, bloklu-çakıllı malzemenin ani yağmurla aşırı doygun hale gelip şehre doğru akmasıyla oluşmuştur. Senirkent’de, 1995 ve 1996 yıllarında meydana gelen heyelanlarda can ve mal kaybı olmuştur. D.S.İ. (Devlet Su İşleri) Genel Müdürlüğü tarafından ıslah önlemlerine başlanmıştır. Kademeli olarak yapılan bentlerle ve bölgenin ağaçlandırılmasıyla feyezanın tekrarlanması önlenmeye çalışılmıştır.

Ana kaya üzerindeki feyezan malzemesinin kalınlığının ve kaymaya neden olan alterasyon zonu belirlemek için, AC Özdirenç Yöntemi ile Düşey Elektrik Sondajı, Schlumberger Elektrot Dizilimi kullanılarak 27 noktada çalışma yapılmıştır. Bu çalışmanın yanı sıra Çok Atışlı Sismik Kırılma Yöntemi kullanılmış, P dalgası elde edilmiştir.

ANAHTAR KELİMELER: Senirkent, Heyelan, Sismik, Jeoelektrik

ABSTRACT

THE RESEARCH OF SENİRKENT LANDSLIDE WITH REZISTIVITY AND SEISMIC METHOD

Ayşe KILIÇ

The research district of the landslide, is around BESPARMAK Mountain, DOGRU and SUYOLU`s stream creek in SENIRKENT town of ISPARTA. In the regions which is high slopes, because of the heavy and sudden rain, pebble and soils material have fed and starting moving toward the town. Because of the landslide, to be happened in 1995 and 1996 in Senirkent, has became life and property loss. Government Hydro Organization’s head office (DSI) has started the repairment. In order to preventing the overflowing gradually tree planting and hill stepping has been started.

In order to determine the alteration zone which is to cause the sliding and materials of flowing which is on the main rock, has worked AC resistivity vertical electric drilling, Schlumberger electrode setting, in 27 zone process is implemented. In addition to the above process multi throwing seismic process is used and P waves are obtained.

KEY WORDS: Senirkent, The Landslide, The Seismic, Geoelectric.

TEŞEKKÜR

Tez konumu öneren ve beni yönlendiren, her zaman desteğini esirgemeyen danışmanım Prof. Dr. A. Ergün TÜRKER’e, ölçüm almamda ve kayıtları değerlendirmemde yardımlarını esirgemeyen Yrd. Dç. Dr. Osman UYANIK’a, Araş. Gör. Buket ARI’ya katkılarından dolayı teşekkür ederim.

Eşim Burhan KILIÇ’a ve aileme teşekkür ederim.

Isparta, Ağustos 2006 Ayşe KILIÇ

Simgeler Dizini

E Younge modülü K Bulk modülü σ Poisson Oranı µ Sıkışmazlık (rijidity) modülü ρ Yoğunluk V P P Dalgası hızı V S S Dalgası hızı V 1 1. Ortamın hızı

V2 2. Ortamın hızı V 3 3. Ortamın hızı V i i. Ortamın hızı SV S Dalgasının düşey bileşeni SH S Dalgasının yatay bileşeni

t1 Birinci ortamın tabaka kalınlığı

t2 İkinci ortamın tabaka kalınlığı x c Kritik uzaklık θ c Kritik açı z Derinlik

I1 1. Dalga yüzeyi

I 2 2. Dalga Yüzeyi ti i’inci ışının seyahat zamanı s(x, z) İki boyutlu yavaşlık fonksiyonu

Şekiller Dizini

Sayfa Şekil 1.2.1. Senirkent yer bulduru haritası ………………………………………...4 Şekil 1.2.2. Isparta Büklümü kuzey kesiminin yalınlaştırılmış tektonik haritası … 5 Şekil 1.2.3. Heyelan Alanının ve yapılan bentlerin şehir merkezinden görünüşü …6 Şekil 1.2.4. Çalışma alanının görünümü ve çalışılan profiller……………………...6 Şekil 1.2.5. Isparta bölgesi deprem bölgeleri ve Güneybatı Anadolu’daki tektonik sınırlar ve depremler ...……………………………………………………………...7 Şekil 2.1.6. Senirkent yıllık yağış oranı grafiği …………………………………….8 Şekil 3.7. Senirkent heyelan bölgesindeki jeofizik çalışmayı gösterir lokasyon haritası …………………………………………………………………………..….14 Şekil 3.1.1.8. Doğru akım özdirenç yönteminin uygulanması ve akım-gerilim çizgilerinin yer içindeki yayılımı …………………………………………………..25 Şekil 3.1.2.9. P dalgasının arazide elde edilmesi …………………………………..28 Şekil 3.1.2.10. Sismik uygulamada kullanılan aletler ……………………………...28 Şekil 3.1.2.11. Sismik kırılma sisteminde çoklu atış serim düzeni ……………….. 32 Şekil 4.1.12. Senirkent heyelan bölgesi 3. özdirenç profili, düşey elektrik sondajlarından düzenlenen düşey kesit haritası ……………………………………35 Şekil 4.1.13. DES 3 Profil derinlik kesiti. …………………………………………………..36 Şekil 4.1.14. DES 2 Profil derinlik kesiti ……………………………………………………37 Şekil 4.1.15. Des 9, 8, 7, 5 özdirenç-derinlik grafiği ……………………………….39 Şekil 4.1.16. Des 19, 1, 12, 11 özdirenç-derinlik grafikleri ………………………..40 Şekil 4.1.17. Des10, 24, 18, 17 özdirenç-derinlik grafikleri ……………………….41 Şekil 4.1.18. Des 16, 25 özdirenç-derinlik grafiği …………………………………42 Şekil 4.2.19. (a) Sismik 11. profil, (b) Sismik 12. profil, (c)Heyelan alanı yukarısı, heyelan malzemesi taşıyan Doğru Dere yatağı …………………………………….44 Şekil 4.2.1.20. Sismik 11. profil 1. 2. ve 3. serilim ………………………………..46 Şekil 4.2.1.21. Sismik 12. Profil 4. 5. ve 6. serilim ………………………………..47 Şekil 4.2.1.22. Sismik 11. profil ……………………………………………………48 Şekil 4.2.1.23. Sismik 12 profili ……………………………………………………49 Şekil 4.3.24. Profil 2 Sismik ve elektrik verilerinin aynı kesitte değerlendirilmesi ..51 Şekil 4.3.24. Profil 2 Sismik ve elektrik verilerinin aynı kesitte değerlendirilmesi ..52 1

1. GİRİŞ

Ülkemizde sık olarak görülen ve hayatı felce uğratan sel felaketleri, kamuoyunun bu sorun üzerinde durmasına neden olmuştur. Ani sağanak yağışlarla, akarsu havzalarından yada yan derelerden gelen seller, bu akarsuların mansabında yerleşimine izin verilen halkı, telafisi ve çözümü zor birçok sosyo-ekonomik sorunla karşı karşıya getirmiş ve hatta can kaybına neden olmuştur (Avcı, 2003).

Isparta Senirkent’te 13 Temmuz 1995’de meydana gelen sel felaketi 74 vatandaşımızın canına mal olmuştur. Senirkent Beşparmak Dağı eteklerine kurulmuş bir kasabadır. Doğru ve Suyolu Dere Beşparmak Dağında bulunan mevsimlik akarsulardır. Kapıdağ üzerinde ani ve şiddetli sağanak yağış ile bu derelerde sel meydana gelmiş, bitki örtüsünden yoksun gevşek malzeme yamaç aşağı kalın bir çamur seli halinde, iri blokları da sürükleyerek 5 ayrı koldan şehir merkezine doğru akmıştır. Yerleşim alanının yanlış seçilmesi bu felakete zemin hazırlamıştır.

Senirkent’de yaşanan bu felaket ‘heyelan’ olarak kabul edilir ve “Senirkent Heyelanı” olarak anılır.

Yer kayması olarak da bilinen heyelanlar, kütle hareketleri arasında en etkili olanı ve en sık görülenidir. Yamaç dengesinin bozulması sonucu, yer çekiminin etkisiyle arazinin bir bölümünün yamaç eğimi doğrultusunda hareket ederek şekil ve yer değiştirmesi olarak tanımlanabilir. Bu hareketler yamaçlarda, bazen yalnızca toprak tabakasının, bazen de bütün bir tepenin veya dağın aşağıya doğru kayarak yer değiştirmesine neden olurlar. Bu yer değiştirme yalnız toprak tabakasını etkiliyorsa buna toprak kayması denir. Buna karşılık toprakla birlikte alttaki kayalar, örneğin yamacın bir kısmı yerinden koparak yer değiştirmişse buna heyelan adı verilir (Öztürk, 2002).

Heyelanlardaki tehlikeli durumu saptamak için önemli olgu, taban kaya üzerinde kayan kütlenin kalınlığını ve su içeriğini araştırmaktır. Bunlara ek olarak yamaç stabilitesinin değerleri bölgesel iklime, hidrolojik verilere, insanın ekonomik aktivitesine ve yerel heyelanların tarihi gibi verilere bağlıdır. Mühendislik jeolojisinin bilinen yöntemleri ile bütün bu sorunların tam olarak yorumlarını 2

yapmak bazen olanaksızdır. Yamaç stabilitesi için heyelanların yapıları ve su satürasyonları genellikle yer elektrik ve sismik yöntemlerle araştırılır (Türker ve Uyanık, 2000).

Senirkent’de yaşanan felaket feyezan özelliği de göstermektedir. Su ile yamaç aşağı taşınan malzeme toprak ve üzerinde bulunan her türlü malzemeyi beraberinde sürüklemiştir.

Erozyon ve buna bağlı olarak oluşan seller, orman, çayır-mera arazilerinin dışında kalan sürekli bitki örtüsünden yoksun eğimli arazilerde, fazla miktarda toprak materyalinin taşınmasına neden olur. Böylece çıplaklaşan ve infiltrasyon gücünü kaybeden arazilerde yüzeysel akış, dolayısıyla seller meydana gelir. Seller aslında, yağışın infiltrasyon ve evaporasyon kayıplarından arta kalan kısmı olup, bu “taşkın” veya “feyezan” olarak da adlandırılmaktadır. Seller büyük bir hız ve kinetik enerji ile akarak, beraberinde taş, çakıl ve büyük kayaları sürükleyen akımlar da olup doğaya önemli zararlar oluşturan bir afettir (Avcı, 2003).

1.1. Çalışmanın Amacı

Bu çalışmanın amacı; ana kaya üzerindeki feyezan malzemesinin kalınlığının ve kaymaya neden olan alterasyon zonu belirlemeye çalışmaktır. Yapılan bentlerin yeterliliğini araştırmak ve olası bir heyelan için gereken önlemlerin alınmasında veri sağlamaktır.

Bu çalışmada; 1995 yılında yapılan rezistivite çalışması da bulunmaktadır. Yapılan rezistivite ölçümlerine ek olarak 2005 yılında sismik çalışma yapılmıştır. Rezistivite ölçümünün yanı sıra yapılan sismik yöntemle araştırma ötelenmiştir.

Bu çalışmada, ana kaya üzerindeki heyelan malzemesinin kalınlığının ve kaymaya neden olan alterasyon zonu belirlenmeye çalışılmıştır. Bu amaçla yöntem olarak seçilen A.C. Özdirenç Yöntemi, Düşey Elektrik Sondajı, Schlumberger Elektrot Dizilimi kullanılarak 27 noktada çalışmalar yapılmıştır. Zemin araştırmalarında yaygın olarak sismik kırılma yöntemi, son yıllarda da sismik yansıma yöntemi elektrik yöntemlerle birlikte kullanılmaktadır. Amaç zeminin yapısal ve jeomekanik özelliklerini belirlemektir. 3

Jeolojik ve mühendislik problemlerinin çözümünde en çok özdirenç ve sismik yöntemler kullanılmaktadır. Sismik yöntemle; P ve S dalga hızları elde edilerek zeminin bazı özellikleri belirlenebilmektedir. P dalgaları yeraltının yapısal özelliğini belirlemede, S dalgaları ise kayaçların mekanik özelliklerini belirlemede etkin olarak kullanılmaktadır. Mühendislik çalışmalarında kayaçların özdirenç farklılıklarından yararlanarak tabakalı yapı ve su durumu ortaya çıkarılabilmektedir. Bu çalışmada çok atışlı sismik kırılma yöntemi kullanılmıştır. 2 profilde ölçüm alınmıştır.

Jeofizik yöntemler heyelan araştırmalarında kullanılarak; heyelan bölgesinin sınırları, kayan malzemenin kalınlığı ve kayma düzleminin topografyası, heyelandaki değişik malzemelerin dağılım düzeni, su rejimi ve hareketin şekli belirlenebilmektedir. Dolayısıyla yerleşim alanlarında meydana gelen heyelanların yapılaşmaya yönelik bazı önemli parametreleri de belirlenebilmektedir.

1.2. Çalışma Alanının Tanıtılması

Senirkent, Isparta il merkezinin 75 km kuzey doğusunda yer almaktadır (Şekil 1.2.1). İlçe merkezi, -Senirkent ova düzlüğünün güney kenarında, Beşparmak Dağlarından kuzeye uzanan Doğru Dere ve Suyolu Dere yataklarının ova düzlüğünde gelişen birleşik birikinti konileri üzerinde yer almaktadır (Şekil 1.2.1) (Karagüzel, 1996).

Çalışma alanı, faylı bir yapıya sahiptir. Faylı yapının düzen blokları üzerinde yamaç molozları ve iri bloklar bulunmaktadır. Bu iri bloklar taşkını geciktirmiş, taşkının daha fazla enerji toplamasına neden olmuştur.

Isparta ilinin kuzeybatısında yer alan Uluborlu, temelde II. zamana ait denizel karbonat kayaç istiflerinin yaygın olarak gözlenmektedir. İlçenin en genç kayaçları ise ilçe merkezinin de üzerinde bulunduğu D-B doğrultulu Hoyran Gölü ve Senirkent’e uzanan IV. zaman alüvyon çökellerinden oluşmaktadır.Uluborlu’nun doğusunda bulunan Senirkent, Mesozoyik yaşlı denizel karbonat kayaç istiflerinin yaygın olarak gözlendiği temel üzerinde, ilçe merkezinin de üzerinde bulunduğu D-B doğrultulu Hoyran Gölü’ne kadar uzanan IV. zaman alüvyon çökelleri yörenin en genç kayaç istifidir (Şekil 1.2.2). 4

Senirkent’in kuzeydoğu komşusu olan Yalvaç’ın doğusunda, Sultandağları’nın bir bölümüne karşılık gelen ve kuzeybatı-güneydoğu doğrultulu olarak yayılım gösteren I. zaman yaşlı şistler, yörenin en yaşlı jeolojik kayaçlarını oluşturmaktadır (http://www.isparta.gov.tr/index3.php?goster=1&b1=1&b2=2) (Şekil 1.2.2).

Şekil 3’de çalışma alanının şehir merkezinden görünüşü verilmiştir. Yapılan bentler sağ taraftadır. Sol tarafta ağaçlık alan vardır. Bentlerin ve ağaçlık kesim arasındaki bölge heyelan alanı ve çalışma alanıdır. Şekil 1.2.4’de çalışma alanı yakından görülebilir. Çalışılan profiller resim üzerinde beyaz çizgi ile gösterilmektedir.

Şekil 1.2.1. Yer bulduru haritası 5

Şekil 1.2.2. Isparta Büklümü kuzey kesiminin yalınlaştırılmış tektonik haritası (Koçyiğit, 1984). A) Faylar için nokta diyagramı; B) Fay haritası; C ve D) Enine kesitler 6

Şekil 1.2.3. Heyelan alanının ve yapılan bentlerin şehir merkezinden görünüşü

Şekil 1.2.4. Çalışma alanının görünümü ve çalışılan profiller 7

Şekil 1.2.5. Isparta bölgesi deprem bölgeleri (http://www.deprem.gov.tr/linkhart.htm) ve Güneybatı Anadolu’daki tektonik sınırlar ve depremler (Barka vd., 1997; Eyidoğan ve Barka, 1996)

Isparta bölgesinin büyük bir kısmı 1. derecede deprem bölgesidir. Senirkent’te 1. derece deprem bölgesindedir. Senirkent civarında 2003 yılında Bolvadin, 2002 yılında Sultandağı depremleri olmuştur (Şekil 1.2.5).

8

2. KAYNAK ÖZETLERİ

2.1. Senirkent Heyelan Bölgesinde Jeoloji Müh. Bölümü Tarafından Yapılan Araştırma

Senirkent, Akdeniz iklimi ile karasal İç Anadolu iklimi geçiş bölgesinde yer alır. Devlet Meteoroloji istasyonu 32 yıllık verilere göre ortalama yağış 727 mm ve en yağışlı ay 153 mm ile Aralık ayıdır. En kurak ay ise 14mm ile Ağustos ayıdır. Moloz-çamur akmasının meydana geldiği Temmuz ayı yağış değerlerine bakıldığında en yüksek değer 1995 yılında ölçülmüştür. Senirkent’te yıllık yağış değerleri Şekil 2.1.6’da verilmiştir (Karagüzel, 1996).

1800 1600 1400 Ortalama Yıllık Yağış : 702,08 mm 1200

(mm) 1000 ş ı

ğ 800

Ya 600 400 200 0

64 67 70 88 91 9 9 9 973 976 9 9 994 997 000 1 1 1 1 1 1979 1982 1985 1 1 1 1 2 Yıllar Yıllık Toplam Yağış

Şekil 2.1.6. Senirkent yıllık yağış oranı grafiği (Karagüzel, 1996)

Senirkent’te ovadaki arazinin verimli olmasından dolayı şehrin verimsiz olan dağ eteklerinde kurulmasına neden olmuştur. Arazide otlatma yapılmasıyla bitki örtüsü tahrip olmuş ve ağaçlandırma yetersiz yapılmıştır. Bu felakette insan faktörü de etkili olmuştur.

Ana kayadan tektonik kuvvetler, fiziksel ve kimyasal ayrışma sonucu ayrılan kil, kum, çakıl ve blok boyutundaki malzemeler arazinin yüksek eğimli olmasından dolayı gravite, rüzgar ve suyun etkisiyle harekete geçerek taşıyıcının enerjisinin tükendiği arazi kesimlerinde birikmişlerdir. Bu suretle Beşparmak Dağları zirvesinden Doğru Dere yatağı boyunca giderek kalınlığı artan gevşek malzeme, 9

1250m kotundan başlayarak Senirkent yerleşim birimine kadar tahminen 150m kalınlığa ulaşan birikinti konisini oluşturmaktadır. Suyolu Dere güzergahında da aynı durum gözlenmektedir. Bunların dışında Ardıç mevkii güneyinde faylarla sınırlanan sarp kayalıkların düşen blokları üzerinde önemli kalınlığa ulaşan yamaç molozları haritalanmıştır. Dere yatakları ve birikinti konilerindeki malzemelerde keskin sınırlarla ayrılabilecek bir derecelenmeden söz etmek mümkün değildir. Buna karşın, genel olarak menbadan mensaba doğru silt ve kil boyutundaki malzeme oranında bir artış gözlenmektedir (Karagüzel, 1996).

Yapısal Jeoloji; kitle hareketinin oluştuğu Senirkent ilçe merkezinin de içinde yer aldığı; Uluborlu-Senirkent-Hoyran Grabeni neotektonik döneme ait aktif çekim faylarının etkisiyle oluşmuş bir çöküntü düzlüğüdür. Bu dönemde meydana gelen ve yaklaşık KD-GB gidişli çekim fayları aynı zamanda bölgenin jeomorfolojisini denetleyen önemli yapısal unsurlardır. Isparta dirseğinin oluşumunda etkin olan Doğu-Batı sıkışma kuvvetleri bölgede yer yer Güney-Kuzey çekme(genleşme) kuvvetlerinin oluşmasının nedeni olmuştur. Bu çekme kuvvetlerinin sonucu olarak oluşan çekim fayları; Isparta dirseğinin geometrik konumuna uygun olarak dirseğin Batı kanadında KD-GB doğrultularında (Burdur Fayı, Senirkent Fayı), Doğu kanadında ise KB-GD doğrultularda (Akşehir Fayı, Beyşehir Fayı) uzanmaktadır. Senirkent grabenini oluşturan Senirkent Fayı (Yalçınkaya, 1995) yaklaşık N70E doğrultulu bir çekim fayıdır. Sahadaki devamlılığı Uluborlu civarından başlayarak Doğu istikametinde Hoyran Gölü’ne kadar, yaklaşık 25km izlenebilmektedir. Bu faya bağlı (Sintetik Faylar) tali çekim fayları gelişmiş ve bunlar Beşparmak Dağları’nın kuzey yamaçlarında basamaklar şeklinde morfolojide taraçalar oluşturmuşlardır. Devamlılıkları çoğunlukla bir veya birkaç km olan bu fayların şevlerinde ve düşen blokları üzerinde yaygın yamaç molozları gelişmiştir. Yamaç molozlarının gelişiminde tektonik güçlerin etkisinin yanında litolojinin önemli rolü bulunmaktadır. Oldukça gevrek yapılı olan dolomitize kireç taşları tektonik kuvvetlerin de üstlenmeleriyle oldukça kırıklı bir yapı kazanmış ve yaygın şekilde yamaç molozları oluşmuştur. Plaketli kireçtaşlarındaki fiziksel ayrışmanın esas etkeni ise tabaka düzlemlerinde bulunan kil dolguların fazla olması tektonik kuvvetlere karşı farklı mukavemette düzeylerden meydana gelmiş olmaları ve donma-çözünme olaylarıdır (Karagüzel, 1996). 10

2.2. Senirkent Heyelan Bölgesinde Orman Müh. Bölümü Tarafından Yapılan Araştırma

Senirkent feyezan Bölgesi, Doğru ve Suyolu Dereleri taşkın ve rusubat kontrolü amacıyla D.S.İ. XVIII. Bölge Erozyon ve Rusubat Kontrol şube Müdürlüğü tarafından bir nazım planı hazırlanmıştır. Daha sonra Erzincan Depremi Rehabilitasyon çalışmaları için Dünya Bankasınca T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi’ne tahsis edilen kredinin artan bölümünden karşılanmak üzere, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ile D.S.İ. Genel Müdürlüğü arasında bir protokol imzalanarak, D.S.İ.’ye uygulamaların kontrolörlüğü verilmiştir. Uygulamalara altlık oluşturacak bir nazım planı XVIII. Bölge Müdürlüğü, Isparta Erozyon ve Rusubat Şube Müdürlüğü tarafından hazırlanmıştır. Kararlaştırılan uygulama çalışmalarının yukarı havzada su toplama bölümündeki önlemler, Orman Bakanlığı Ağaçlandırma ve Erozyon Genel Müdürlüğü Isparta başmühendisliği tarafından yürütülmüştür (Bulut, 1995).

Topoğrafik şartlar nedeniyle Doğru ve Suyolu Dere yataklarında, bu dere havzalarından gelecek rusubatın tamamını depolama imkanı bulunmamaktadır. Bu sebeple mansaba ulaşacak rusubat miktarının azalması büyük oranda hayati önem taşıyan, yağışın akışa geçirilmemesine bağlıdır. Bunun içinde çalışma alanındaki en uç noktaya kadar mümkün olan her yerde sızdırmalı ıslah hendeklerinin açılması önerilmiştir (Bulut, 1995).

Sızdırmalı ıslah hendeklerinin, yağışın akışa geçmesini büyük oranda engelleyeceği planlanmıştır. Sarfiyatların düşmesi ile suyun sürükleme gücünün düşeceği, böylelikle de mansaba sürüklenecek rusubatın miktarında büyük oranda azalma olacağı öngörülmüştür (Avcı, 2003).

Doğru Dere yatağında, 1700 m kotunun altında 250 m’lik bölümde görülen oyuntu erozyonu, bu dere üzerine yapılan ıslah yapıları ve tersip bentlerinin yapılmasıyla durdurulmaya çalışılmıştır. Suyolu Deresi, 1500 m kotunun üzerinden komşu havza olan değirmen Dere havzasına derive edileceği için bu kotun altında dere yatağında, 750 m’lik bölümde görülen oyuntu erozyonunun etkisi, bu dere üzerine inşa edilen 3 adet ıslah sekisi ile önlenmeye çalışılmıştır (Avcı, 2003). 11

2.3. Heyelan İle İlgili Yapılan Çalışmalar

Heyelanların oluşumunu hazırlayan çok değişik etkenler mevcuttur. Senirkent bölgesindeki heyelanın sebebi uzun periyotlu yağışlar ile doygun hale gelen killi çakıllı, iri blokları içeren malzemenin akmasıyla, tamamen doğal etkenlerle oluşmuştur. Eğim, sağanak yağışlar, su ile doygunluk, litolojik özellikler (özellikle kil katmanlarının varlığı), bitki örtüsünün zayıflığı, donma ve çözülme olayları, çökmeler, yükselmeler, depremler ve erozyon gibi olaylar heyelanın oluşumundaki etkenlerdir. Ancak bu etkenlerden bazılarının etkisi çok daha fazladır. Bunlardan eğimin varlığı en büyük etkendir. Eğimin ve su doygunluğunun olduğu ortamlarda her zaman meydana gelmesi olasıdır. Yamaç eğiminin değişmesi ve buna bağlı olarak yamaçta bulunan materyalin dengesinin bozulması, heyelanın meydana gelmesinde en büyük faktördür. Yamaç eğiminin artması, kaya bloklarının ağırlığının artmasını sağlar. Böylece yamaç dengesi bozulmaya başlar ve kayma oluşur. Genel olarak heyelanlar yağışlı yada zeminin ıslak olduğu mevsimlerde daha sık oluşmaktadır. Şiddetli veya devamlı yağmurlar yada karların erimesi ana kayanın yada zeminin üzerindeki örtünün içine daha çok suyun sızmasını sağlamaktadır. Örtünün ağırlığı arttığından aynı zamanda sürtünmede azaldığından heyelan oluşumu kolaylaşmaktadır. Suyla doygun duruma gelen kayaçların bulunması heyelan oluşumunu hızlandırmaktadır. Bunun için en elverişli formasyonlar, killi kayaçlardır. Killi kayaçlar yağışlı mevsimde suyu emerek iyice ıslanacağından, kaygan bir özellik kazanır. Kilin oranı ve türü, heyelan riskini artıran veya azaltan ve heyelanların yayılış alanlarını tayin eden başlıca faktörlerden biridir. Bu nedenle killi formasyonların, filiş, marn ve tüf gibi depoların bulunduğu alanlarda heyelanlar daha sık görülmektedir. Buna karşılık kalker ve bazalt türü kayalardan oluşan alanlarda ise heyelanlar daha az görülürler (Öztürk, 2002).

17 Mart 2005 tarihinde Sivas Koyulhisar ilçesi Sugözü köyüne bağlı Kuzulu mahallesinde meydana gelen ülkenin en önemli aktif fay zonlarından birisi olan Kuzey Anadolu Fay Zonuna (KAFZ) yakın bir kesimde meydana gelen heyelan, Senirkent’te meydana gelen heyelana pek çok açıdan benzemektedir. İkisi de fay zonuna yakın bir bölgede oluşmuştur ve heyelan malzemesini fay kırıkları boyunca deformasyon sonucu özellikle kireçtaşı, kumtaşı gibi kayalarda ezik ve parçalanmış 12

zonlar oluşturmuştur. Aktif fay zonlarının en önemli özelliklerinden birisi de kendine özgü yeryüzü şekilleri geliştirmesidir. Derin çizgisel vadi oluşumları, sıcak-soğuk su kaynaklarının ve uzamış tepelerin dizilimi, dere yataklarında yön değişimi yeryüzü şekillerinin gelişiminin yanı sıra, heyelan, kaya düşmesi, toprak akması gibi yeryüzü şekillerinin değişimi ile sonuçlanan kitle hareketleri de bu tip aktif kuşaklar üzerinde çok sık meydana gelen doğa olaylarıdır (Tatar vd., 2005).

Heyelanlar oluş nedenleri ve şekilleri bakımından farklı özelliklere sahiptir. Genellikle topografyanın eğimli olması ve ana kaya ile heyelan malzemesi arasında kaymayı sağlayan bir ıslaklık zonunun oluştuğu yerlerde belirli bir yüzey boyunca yamaç aşağıya doğru kayma, düşme ve akma hareketlerinden yada çeşitli bileşimleri şeklinde gelişir. Düşmeler çok yaygındır. Toprak ve kaya düşmelerinde, kütle serbest düşme, sıçrama, sekme yada yuvarlanma yapar. Kaymalarda hareket ise bir yada birkaç yüzey boyunca zemin mukavemetinin azalmasından doğar. Bu yüzeyler ya gözle görülebilir yada tahmin edilebilir. Hareket eden kütlede büyük değişmeler, çökmeler yani dönel kaymalar şeklinde kayma hareketi oluşur. Hareket eden kütlede büyük değişimler varsa daha kötü çöküntü kaymaları ve yanal yayılmalar görülür. Akmalarda, yer değiştiren kütle içerisindeki malzemenin aldığı hareketin hızı, yüksek viskoziteli sıvılardaki duruma benzer. Malzeme; kaya parçaları, ince granüler zemin su ve döküntü karışımından yada plastik kilden oluşur (Öztürk, 1999).

Heyelanın bir başka tanımı da; Doğal kaya, zemin, suni dolgu veya bunların bir yada bir kaçının birleşiminden oluşan şev malzemesinin yerçekimi, jeoloji ve su içeriği gibi doğal ve doğal olmayan faktörlerin etkisi altında eğim yönünde hareketiyle sonuçlanan bir sürece verilen isimdir. Heyelan ; çamur akması, moloz akması, kayma, kaya düşmesi ve kaya devrilmesi gibi terimlerin genel tanımlayıcısıdır (http://www.dicle.edu.tr/~dudam/deprem.htm ). Bu tanımla, Senirkent’te yaşanan moloz-çamur akmasının heyelan olarak adlandırılmasının doğru olduğu anlaşılmaktadır.

13

3. MATERYAL VE METOD

Kullanılan jeoelektrik ve sismik kırılma yöntemleri ölçüm noktaları Şekil 3.7’de görülmektedir. AC Özdirenç Yöntemi, Düşey Elektrik Sondajı, Schlumberger Elektrot Dizilimi kullanılarak 27 noktada ölçüm alınmıştır. DES1 den DES27 ye alınan ölçüm noktaları şekilde görülmektedir. Toplam 5 profilde ölçüm alınmıştır (Şekil 3.7).

Çok atışlı sismik kırılma yöntemi ile 2 profilde ölçüm alınmıştır. Sismik kırılma profilleri kırmızı ve mavi çizgilerle belirtilmiştir. Kırmızı çizgi ile gösterilen 11. profildir. Mavi çizgi ise 12. profildir. Yapılan bentler yeşil noktalı çizgi ile gösterilmiştir (Şekil 3.7).

Sismik 11 ve 12 profilleri, elektrik 2. ve 3. profil ile karşılaştırılmıştır. Her iki ölçümde de ana kaya kireçtaşı üzerindeki 3 tabaka görülmektedir ve bu üç tabaka kayan tabakadır.

14

Profil numarası, DES ölçü noktası, Mezarlık, Dere,

Eş yükselti eğrileri, Ağaçlandırılmış bölge, Akma Kanalı,

Sel kapanları, Sismik 1. Profil, Sismik 2. Profil. Kanal

Şekil 3.7. Senirkent heyelan bölgesindeki jeofizik çalışmayı gösterir lokasyon

15

3.1. Metod

3.1.1. Elektrik Yöntemler

Düşey elektrik sondajı (DES) uygulamalı jeofiziğin ilk yöntemlerinden birisidir ve günümüzde yaygın olarak kullanılmaktadır. Kayaçların yatay yada düşey yöndeki elektriksel iletkenlik farklarından yararlanarak jeolojik yapının ortaya konması elektrik yöntemlerin uygulamasındaki temel amaçtır. Bu amaç doğrultusunda arazide gerçekleştirilen ölçümler sonucu elde edilen görünür özdirenç değerleri, çeşitli değerlendirme yöntemleri (abak çakıştırma, modelleme v.b.) yardımıyla değerlendirilerek ortamlara ait ve özdirenç değerleri saptanır (Aşcı, 2004).

Çalışmada; heyelan alanında, yöntem olarak seçilen A.C. Özdirenç Yöntemi, Düşey Elektrik Sondajı, Schlumberger Elektrot Dizilimi kullanılarak 27 noktada çalışma yapılmıştır. Bunlardan Profil 2 ve 3 ölçüm noktaları değerlendirilmiştir. 1995 yılında elde edilen değerler Grapher programında yeniden çizdirilmiştir.

Heyelanların jeolojik yapılarının zor anlaşılması daha detaylı araştırmaları gerektirmektedir. Bu nedenle bir heyelanda jeoelektrik sondajların sık alınması araştırmayı başarıya götürmektedir. Arazi koşullarından dolayı jeoelektrik sondajlarda karelaj sisteminin uygulanamadığı yerlerde profiller boyunca çalışmalar yapılmış ve bu profiller heyelanın koptuğu sağlam yamacın üzerine kadar uzatılmıştır. Profil sayısının olanaklar ölçüsünde fazla olmasına özen gösterilmiştir. Böylece heyelanın koptuğu sağlam yamaç ile yerinden oynayan kütlelerin değerleri birbirleriyle karşılaştırılarak heyelanın konumu yorumlanabilmiştir.

Jeoelektrik sondajlardan sağlıklı bir yorum yapabilmek için birçok eğrilerin bu yorum doğrultusunda olması gerekir. Jeoelektrik sondaj çalışmalarının, özellikle bahar aylarında yağışlardan ve karların erimesinden sonra yapılmasına dikkat edilmiştir. Böylece heyelan edebilecek kütle ve kayma zonu, su satürasyonunun maksimum seviyede ve rezistivite değerlerinin en düşük değerlere ulaştığı ortamlarda çalışma yapılması tercih edilmiştir. Dolayısıyla heyelan edecek kütleyi temel kayadan ayırt etmek kolaylaşmıştır. Heyelan edebilecek kütle ile ilgili yorumlar daha sonra yapılan mekanik sondajlarla doğrulanmıştır. 16

Jeofizik yöntemlerin uygulanması ile çok geniş alanlarda hızlı araştırmalar yapılmakta ve diğer mühendislik dallarından daha fazla veri üretilebilmektedir. Kuru ve ıslak zeminlerin mekanik değerlerinin araştırılması, laboratuar için alınmış belirli bir hacmi olan numuneler üzerinde yapılamaz. Ancak kayaçların geniş çapta hacimlerinin ölçümü ile olanaklıdır. Böylece saptanan parametreler jeolojik ve hidrojeolojik karakteristikleri birlikte yansıtır. Bu nedenle jeofizik yöntemlerin uygulanışı son derece yararlı ve yerinde bir karardır.

Sonuç olarak heyelanların oluşumlarını araştırmak amacıyla uygulanan jeoelektrik sondajlarla heyelanların geometrileri su satürasyonları ve heyelanların oluştuğu kayaçların durumları incelenebilir.

Ölçüm için kullanılan materyaller aşağıdaki gibidir.

Elektrotlar, en basit elektrot, yere çakılacak bir metal kazıktır. SP ölçülerinde metal kazık kullanmak sakıncalıdır, çünkü metal elektrot ile etrafındaki toprak arasında, özellikle toprak ıslak ise, değişken bir elektrolitik potansiyel oluşur. Bunu önlemek için polarize olmayan elektrotlar yapılmıştır. Gözenekli porselen bir fincan içine doymuş bakır sülfat eriyiği konur. İçine birkaç katı kristal daha atılır, çapı porselen fincanın iç çapının aynı olan bir mantar diske yapıştırılmış, fincanın dış çapında tahta bir disk kapak, fincanı kapatmaya yarar. Kapağın ortasında bulunan delikten eriyiğin içine bir bakır çubuk batırılır. Çubuğun dışarıda kalan ucuna alete giden kablo takılır. Bakır çubuk kendi doymuş eriyiği içinde bulununca elektrolitik denge olacağından polarizasyon olmaz.

Potansiyometre; G galvanometresi önce E standart pilinin devresine bağlanır. Galvanometrede sıfır okununcaya kadar P ucu bir telden ibaret olan direnç boyunca hareket ettirilir ve G’ nin sıfır gösterdiği yerde I1 uzunluğu okunur. Bundan sonra G, ölçmek istenilen Vx potansiyel kaynağına bağlanır ve G’ yi sıfır yapan r uzunluğu okunur. Vx = I ∗ r olacağından Vx = (r ∗ I1 )Vs formülünden Vs bulunmuş olur. Yeni tip SP aletlerinde potansiyel farkı köprü tipi elektronik doğru akım voltmetreleri ile yapılır. 17

Kablo; sağlam iletken ve iyi yalıtılmış olmalıdır. Bu koşulları sağlayan herhangi bir kablo çalışmanın amacına uygun bir uzunlukta bulunarak kullanılabilir.

Görünür Özdirenç Kavramı; jeoelektrik, yöntemlerinin hepsi yere çakılan dört elektrotun kullanılmasını gerektirir. Bunlardan bir çift, yere akım naklederken diğer çift, bu akımın meydana getirdiği potansiyel faklarını ölçmeye hizmet eder. Çeşitli teknikler bu elektrot dizim şekillerine göre şekillenmişlerdir. İlk olarak, homojen ve izotrop bir yarı sonsuz ortam üzerine dört elektrot yerleştirildiği farz edilebilir. Akım elektrotu olarak A ve B ile gösterilen, potansiyel elektrotları vasıtasıyla ile yere verilen toplam akım şiddeti I ve ortamın özdirenci ρ olsun.

Üniform bir yarı sonsuz ortamın üzerinde, tek bir nokta akım kaynağının r uzaklığındaki bir noktada meydana getirdiği V potansiyeli aşağıdaki şekilde verilir; dV = ρ ⋅ I /2π ⋅r (3.1)

İki veya daha fazla akım kaynaklarının aynı noktada meydana getirdikleri potansiyeller cebirsel olarak toplanabileceğinden, A ve B noktalarındaki potansiyel farkı olarak,

V = (ρ ⋅ I / 2⋅π )⋅ K (3.2) yazılabilir. Burada;

K 1 = (1/ AM ) − (1/ BM ) − (1/ AN) + (1/ BN) (3.3)

Bu bağlantı özdirenci gösterecek şekilde düzenlenebilir.

ρ = K ⋅dV / I , K = 2⋅π / K' (3.4)

Aynı elektrot dizilim sistemi, homojen olmayan bir ortam üzerinde alındığında, ölçülecek potansiyel farkı dV potansiyel farkını meydan getirecek bir homojen ortamın eşdeğer özdirenci olarak tarif edilebilir.

Üniform bir ortam için görünür özdirenç değeri akım şiddetinden, elektrot dizilim şeklinden ve elektrotlar arasındaki aralıktan bağımsızdır. Düşey elektrik sondajı 18

değerlendirilmesinde, ölçülen görünür özdirenç değerlerinden yeraltının jeolojik değişimlerini ortaya koymayı esas alır.

Gerçek ve görünür özdirenç değerlerinin ikisi birden direnç ve uzunluk boyutlarına sahiptirler.

Rezistivite değerleriyle kayacın diğer fiziki büyüklükleri arasındaki ilişki oldukça komplekslidir. Tabiatta mevcut kayaçların farklı fiziki yapılarda bulunmaları nedeniyle, hadisenin tüm kayaçları kapsayacak bir matematiksel ifadesini verebilmek mümkün değildir. Bu nedenle konuyla ilgili araştırmalar, kayaçları çimentolanmamış kayaçlar olarak iki ana gruba ayırarak yürütülmüştür.

Çimentolanmamış kayaçlarda, farklı boyutlardaki kayaç parçaları farklı dağılım ve diziliminde bir araya gelmişlerdir. Çakıl, kum, kumlu çakıl v.s. gibi. Böyle ortamların özdirenci bu boşluğu dolduran sıvının özdirenç değerine, boşlukların sıvıyla kısmen veya tamamen dolu olup olmayışına bağlı olarak değişir.

Çimentolaşmış kayaçlarda, kayacın elektriki büyüklükleriyle diğer fiziki büyüklükleri arasındaki ilişki çok karmaşıktır. Bu grup kayaçlar tam olarak incelendiğinde bazılarının elektriki yönden tabakalı yapı özelliği gösterdiği, bazılarının heterojen ve anizotrop; bazılarının da homojen ve izotrop bir yapıya sahip olduğu görülür.

Homojen Yarı Sonsuz Bir Ortamda Potansiyel Dağılımı; akım akışı ile ilgili ilk göz önüne alınacak ortam şartı, yerin üniform özdirence sahip homojen bir ortam olmasıdır. L uzunluklu, R özdirencine sahip ve içinden I akımı geçen homojen bir tabakanın uçları arasındaki potansiyel farkı ”Ohm Yasası” ile verilir.

∆V = I * R (3.5)

Tabakanın “R” direnci, ”L” uzunluğu, kesit alanı ve “ ρ ” özdirenci ile tayin edilir. Öyleyse,

∆V= ρ ⋅ I / A (3.6) veya 19

- − ∇V = ρ ⋅ J (3.7)

Burada grad V potansiyel gradyentini temsil eder. ”J” birim kesit alanındaki akım yoğunlugudur. Yukarıdaki eşitlik,

ρ = R.a / L , I = ∆V / R = ∆V.A/ ρL , J = I / A = ∆V / ρL (3.8)

şekillerinde ifade edilebilir.

Bir nokta akım kaynağı vasıtasıyla homojen bir ortamda yaratılan potansiyeli basit olarak çıkarmak istersek bunun için üniform özdirence sahip ve yeryüzü ile sınırlanmış yarı sonsuz olarak bir tabaka göz önüne alınır. Akım yer yüzeyinde bir

C1 noktasından +I akım şiddeti ile yer içine geçirilmiş olsun. Akımın devrini sağlayan diğer uç (C2noktası,−I) etkisi ihmal edilecek derecede uzakta yer alsın. Bu durumda akım, C1 giriş noktasından her tarafa doğru radyal olarak akacak ve herhangi bir andaki dağılımı ρ özdirençli yer içinin yarı küresel yüzeyinde düzgün olacaktır.

Buna göre nokta akım kaynağından bir r uzaklığındaki akım yoğunluğu;

J=I/2π (3.9) olur.

Burada 2.π.r 2 akım hatlarının dik olarak geçtiği yer küresel yüzeyin alanıdır. Bu akım ile ilgili potansiyel gradyeni (7) denklemi ile verilir. Bu denklemi de göz önüne alarak,

- ∂V / ∂r = ρ ⋅ J = ρ ⋅ I / 2π ⋅r 2 (3.10) elde edilir. Buradaki negatif işaret, potansiyelin akım akışına ters doğrultuda arttığının ifadesidir. Öyleyse şekilde görülen r uzaklığında P potansiyel noktasındaki potansiyel, denklemin integralini alarak,

V = I ⋅ ρ /2⋅π ⋅r (3.11) 20

elde edilebilir. Bulunan (6) no’lu denklem, bir homojen, iletken, yarı sonsuz ortamda potansiyel dağılımının hesaplanmasını mümkün kılan temel denklemdir.

Yine, şekildeki C1 noktasındaki kaynak (+I) akımının P1 ve P2 noktaları arasında meydana getirdiği potansiyel farkını hesaplamak çok kolaydır.

∆V = I ⋅ ρ / 2⋅π (1/ C1 ⋅ P1 −1/ C ⋅ P2 ) (3.12)

Benzer tarzda C2 noktasındaki (-I) tarafından P ve P noktaları arsında meydana getirilen potansiyel farkı

∆V = −I ⋅ ρ / 2⋅π (1/ C2 ⋅ P1 −1/ C2 ⋅ P2 ) (3.13)

Sonuçta P1 ve P2 noktaları arasındaki toplam potansiyel farkı (12) ve (13) denklemlerinin sağ taraflarını toplamak ve yeniden düzenlemek suretiyle elde edilir.

∆V= I ⋅ ρ / 2⋅π (1/ C1 ⋅ P1 −1/ C2 ⋅ P1 −1/ C1 ⋅ P2 +1/ C2 ⋅ P2 ) (3.14) veya

ρ = (2.π∆V / I).P = G.∆V / I , G = 2πρ (3.15)

Burada, ρ parametresi (7) denkleminde parantez içindeki ifadenin tersinin kısaltılmışıdır. “G”, elektrot dizilişinin geometrik faktörü diye isimlendirilir. Homojen iletken bir ortam için bu şekilde tayin edilen “ ρ ” değeri, elektrotların konumlarından bağımsızdır ve akım ile potansiyel elektrotların yerleri aralarında değiştirildiğinde etkilenmezler.

Yukarıda yazılan son denklem, yeraltının tamamıyla homojen olması şartı ile ortamın gerçek özdirencini hesaplamada kullanılabilir. Yer içi homojen değilse, bu denklemle hesaplanan özdirenç değeri elektrotların konumunu değiştirir. Örneğin, eğer biz akım elektrotlarını hareket ettirirken potansiyel elektrotlarını sabit tutarak ölçü alırsak, her konumda değişik özdirenç değeri elde edilir. Keza yeraltında özdirençte yanal değişim varsa, elektrot tertibinin tümü hareket ettirildiğinde tertibin her konumunda 21

farklı özdirenç değeri ölçülür. Böyle durumlarda yani heterojen ortamlarda (15) denklemi ile hesaplanan özdirenç, görünür özdirenç ( ρa ) şeklinde isimlendirilir.

Yatay Tabakalı Ortamlarda Potansiyel Dağlımı; yeraltında yer alan tabakanın yatay tabakalı bir ortam olduğunu düşünürsek, burada hava üçüncü tabakayı teşkil eder. Bu durumda problem daha karmaşık hale gelir ve yeryüzündeki yerleştirilen kaynağın sonsuz sayıda görüntüleri meydana gelir. Bu bir dereceye kadar iki paralel ayna arasına yerleştirilmiş ışık kaynağınınkine benzeridir. Sonuçta, örneğin yeryüzündeki bir noktada elde edilen potansiyel akım kaynağı tabakaların sayısındaki artışla artar ve onun sonsuz sayıdaki görüntülerinden meydana gelen potansiyellerin toplamıdır. Hesaplamadaki karmaşıklık tabakaların sayısındaki artışla artar ve çok tabakalı hal için bilgisayar kullanımı zordur.

Yüzeydeki bir P noktasındaki potansiyel,

⎡ 00 ⎤ ⎢ n ⎥ ⎢ ⎥ ρ1.I K1−2 V = ⎢1+ 2 ⎥ (3.16) 2πa ∑ 1 ⎢ 2 ⎥ ⎛ 2 ⎞ ⎢ ⎜1+ (2 n ha ) ⎟ ⎥ ⎣ ⎝ n−1 ⎠ ⎦ dır. Burada,

()ρ − ρ r = CP ve k 2 1 ()ρ2 + ρ1 ile verilir. (16) denklemi ile verilen potansiyel ifadesi Laplace Diferansiyel Denklemini sağlar.

∂2V / ∂x2 + ∂ 2V / ∂y2 + ∂2V / ∂z 2 = 0 (3.17)

Nokta akım kaynağı için potansiyel alanı x akım kaynağından geçen düşey eksene göre silindirik simetriye sahip olmalıdır. O zaman z, r ve θ silindirik koordinatlardaki Laplace denklemi ifadesini kullanmak daha uygun olur. Burada düşey doğrultudaki koordinat ekseni olup, aşağıya doğru pozitif alınmıştır. Silindirik koordinatlarda Laplace denklemi, 22

∂2V / ∂r 2 + ∂V / r ⋅∂r + ∂2V / ∂z 2∂2V + ∂2V / r 2∂θ 2 = 0 (3.18) olur. Burada r, akım kaynağından geçen düşey eksene olan uzaklıktır. Çözüm düşey koordinat eksenine göre simetrik oluyorsa potansiyelin θ ‘ya göre türevi de sıfır olmalıdır. Bu surette denklem,

∂2V / ∂r 2 +1/ r ⋅∂V / ∂r + ∂2V / ∂z 2 = 0 halinde basitleşir. Denklemin özel çözümü,

V(r,z)=U(r).W(z) (3.19)

Şeklinde bir çözüm olduğu varsayımıyla elde edilebilir. Yani çözüm r’nin bir fonksiyonu ile z’ nin bir fonksiyonunun çarpımıdır. Bu varsayımıyla (17) denklemi aynı mertebeden iki adi diferansiyel denkleme ayrılabilir. (18) denklemini, (17) denklemi içine koyup bütün terimleri U.W ile bölersek,

1/U ⋅∂2U / ∂r 2 +1/U ⋅r ⋅∂U / ∂r +1/W ⋅∂2 / ∂z 2 = 0 elde edilir. Bu denklem,

1/U ⋅∂2U / ∂r 2 +1/U.r.∂U / ∂r = −λ2 (3.20)

Ve;

(1/W ).∂2W / ∂z 2 = λ2 (3.21) ile sağlanmış olur. Burada W keyfi reel bir sabittir. (17) Denkleminin çözümleri W = C ⋅ e−λz ve W = C ⋅ e+λz (3.22)

(19) Denklemine benzer diferansiyel denklemler, Bessel fonksiyonları diye isimlendirilen özel bir sınıf fonksiyonların açılımına yol gösterir. (15) Denkleminin çözümü olarak,

U = C.J 0 .(λr) (3.23) 23

şeklinde yazılabilir. Bu denklemde sıfırıncı mertebeden Bessel Fonksiyonu’dur. (21) ve (22) denklemini birlikte düzenlersek (16) diferansiyel denkleminin özel çözümünü elde ederiz.

−λz +λz V = C.e .J 0 .(λr) ve V = C.e .J 0 .(λ.r) (3.24)

Bu denklemlerde C ve λ ’nın her ikisi de keyfi sabitlerdir. Çözümlerin her bir lineer tertibi de diferansiyel denklemin bir çözümüdür. λ ’ya sıfırdan sonsuza kadar değerler vererek ve her iki sabitten C’ yi, λ ’ nın bir değişkeni şeklinde yazarak (17) denkleminin genel çözümünü elde ederiz.

V = Φ λ. e −Lz +ψ (λ).eλz .J .(λ.r).dλ (3.25) ∫{}( ) 0 bu denklemde Φ (λ)’nın ve Ψ(λ)’nın keyfi fonksiyonlarıdır. Elektriksel olarak homojen bir yüzeye yerleştirilmiş I şiddeti tek bir nokta akım kaynağından üretilen potansiyel,

2 2 1/ 2 V= ρ1. I / 2.π.(r + z ) (3.26)

Burada, homojen yerin özdirenci ve I akım şiddetidir. (21) Denklemi, Weber Leipschitz İntegrali olarak bilinen Bessel Fonksiyonları teorisinin tanınmış denklemi yoluyla (21) denklemine benzer biçimde yazılabilir. Bu denklem,

.e−λz J (λr).dλ = 1/(r 2 + z 2 )1/ 2 (3.27) ∫ 0

şeklinde yazılabilir. Bu denklemi kullanarak (24) denklemini;

V= ρ .I / 2.π. .e−λz J (λr).dλ 1 ∫ 0

V= ρ .I / 2.π. e−λ.Z +θ (λ).e −λz + x(λ).e+λz J (λr).dλ (3.28) 1 ∫{ } 0

Burada θ (λ) ve x(λ ) , λ ‘nın keyfi fonksiyonlarıdır. (23) Denklem biçiminin çözümleri yeraltının tüm tabakalarında geçerlidir, fakat θ (λ ) ve x (λ ) farklı yer altı tabakalarında aynı olmak zorunda değildir. Bu yüzden yatay tabakalı yüzeyde bir 24

nokta akım kaynağı olması halinde farklı tabakalardaki çözüm için aynı ifadeler yazılır. Yani,

V = ρ .I / 2.π. e−λz +θ (λ).e −λZ + x (λ).e+λz J (λr).dλ (3.29) i 1 ∫{ i i } 0 elde edilir. Burada I, potansiyelin karşılık geldiği tabakayı ifade eder. Örneğin i=3, 3. tabakadaki potansiyele karşılıktır.

Yatay tabakalı bir yer yüzeyinde tek bir nokta akım kaynağı ile oluşturulan potansiyel alanı hali için aşağıdaki sınır şartları sağlanmalıdır.

1) Yeraltındaki sınırda düzlemlerin her birinde elektrik potansiyeli sürekli olmalıdır. 2) Yeraltındaki sınırda düzlemlerin her birinde akım yoğunluğunun düşey bileşeni sürekli olmalıdır.

3) Akım kaynağının son derece küçük civarı hariç, yüzey düzleminde akım yoğunluğunun düşey bileşeni olmalıdır. Havada akım yoğunluğunun sıfır olması sebebiyle 2. Sınır şartı gereğince sıfır derinlikteki zeminde akım yoğunluğunun düşey bileşeni de sıfır olmak zorundadır.

2 2 1/ 2 4) ρ1.I / 2.π.(r + z ) şeklindeki potansiyel akım kaynağı sonsuza yaklaşmalıdır. Yani,

1im c / v = ∞ → c / 0 = ∞ v→∞

şeklindedir. Potansiyel sonsuz derinlikte sıfıra yaklaşmalıdır. Yani, limc / v = 0 → c / ∞ = 0 şeklindedir.

Doğru Akım Özdirenç Yöntemi; bir kaynak yardımıyla yere iki noktadan elektrik akımı verilmesi ve diğer iki nokta arasındaki gerilim farkının ölçülmesi ilkelerine dayanmaktadır (Şekil 3.1.1.8). Yer altı yapılarının elektrik akımını farklı iletmeleri özdirençte farklılıklara neden olmakta ve böylece yer altı yapısı yorumlanmaktadır (Öztürk, 2004).

25

Şekil 3.1.1.8. Doğru akım özdirenç yönteminin uygulanması ve akım-gerilim çizgilerinin yer içindeki yayılımı (Çağlar, 2002)

Schlumberger Ölçü Sistemi; Schlumberger açılımının DES uygulamarında akım uçlarının her bir konumu için gerilim uçlarının sürekli değişmemedi yanal yöndeki sığ özdirenç değişimi etkilerinin durağan olmasını sağlamaktadır (Kaya, 2003).

Schlumberger elektrot dizilimi ile ölçü almak daha kolay ve ölçü kalitesi daha yüksektir. Şahıslardan ileri gelen hatlar daha azdır. Schlumberger 20-400m arası derinlikler için kullanılabilir. Hem sığ hem derin sondajlar içindir. Elde edilen eğrilerin yorumu daha kolaydır (Kaya, 2003).

Teorik eğriler, her ölçü sistemi için süreksizliklerin paralel olduğu kabul edilerek değerlendirilir. Yatay değişimler düşey elektrik sondajında hata oluşturan sebeptir. Schlumberger dizilimi bu bakımdan daha avantajlıdır, ama bu yatay değişimden etkilenmeyen sistem yoktur (Kaya, 2003).

Potansiyel fonksiyonun gradyent değerinin ölçüldüğü Schlumberger ölçü sisteminde bir hat boyunca dizilmiş dört elektrot kullanılır. Akım iki dış elektrottan uygulanır. Simetri noktası etrafında AB mesafesine nazaran limitli aralıkta dizilen M, N potansiyel elektrotlarıyla tatbik edilen akımın oluşturduğu potansiyelin O simetri merkezindeki gradyent değeri ölçülür.

Schulumberger açılımının DES uygulamalarında akım uçlarının her bir konumu için gerilim uçlarının sürekli değişmemesi yanal yöndeki sığ özdirenç değişimi etkilerinin 26

durağan olmasını sağlamaktadır. Ayrıca Ward vd.’nin yaptığı çalışmada Schulumberger açılımının düşey elektrik sondajı çalışmalarına uygun olduğunu belirtmiştir (Kaya, 2003).

Elektrik Sondaj Eğrilerinin Değerlendirilmesi; Yerin derinliğine özdirenç değeri değişimini belirleyen elektrik sondaj eğrilerinin değerlendirilmesindeki gaye, eğrilerin belirlendiği yerin farklı özdirenç seviyelerinin özdirenç ve kalınlık değerinin hesaplanmasıdır. Değerlendirme bir takım kalitatif yollarla da yapılabilmekle beraber tatbikatta genel olarak arazi eğrilerinin teorik mukayesesi yoluyla yapılır.

Özdirenç Yöntemlerinin Sınıflaması; rezistivite yöntemlerini, arazide tatbik şekli ve neticelerin değerlendirilmesi bakımından üç grupta toplayabiliriz. Bunlar; elektrik sondajı, özdirenç profili ve özdirenç haritasıdır.

Elektrik Sondajı; yer altı durumunun derinlere doğru değişimini tetkik için kullanılır. Etüt sahasında seçilecek bir noktada önce elektrotlar arasındaki aralıklar küçük alınır; yavaş yavaş bu aralıklar arttırılarak her defasında görünür özdirenç bulunur. Elektrotlar arasındaki aralık arttıkça akımın nüfus edeceği derinlik artacağından, bu usul sayesinde sığ derinliklerden başlayarak belirli bir derinliğe kadar mevcut olan tabakaların özdirençlerinin etkileri ölçülmüş olur. Elde edilen görünür özdirenç ρ, elektrot aralığının fonksiyonu olarak çizilecek olursa ρ a ’nın değişiminden birinci tabakanın kalınlığı, özdirenci ve alt tabakanın özdirenci hesaplanabilir. Elektrik sondajı yöntemi yatay veya az çok yatay olan tabakanın etüdünde kullanılır. Verilen bir sahada, birçok noktalarda yer altı tabakalarının kontaklarını gösteren bir yer altı haritasını çizmek mümkün olur. Bu yöntem, yer altı suyu ihtiva eden tabakaların aranmasında çok kullanılır.

Özdirenç Profili; yer altı durumunu lateral (yatay yönlerdeki)değişimlerin tespiti için kullanırlar ve düşey fay, kontak, filon v.s. gibi düşey cisim ve strüktürlerin aranmasında kullanılır. Bir doğru boyunca sıralanacak dört elektrotun aralarındaki uzaklık, etüt edilmesi istenen derinliğe uygun bir şekilde önceden kararlaştırılır ve verilen profil boyunca elektrotlar arasındaki uzaklık değişmeden ilerleyerek belirli aralıktaki noktalarda ölçüler yapılır. Elde edilen edilecek görünür özdirenç p profil 27

boyunca ölçülen x uzaklığının fonksiyonu olarak çizilir, p=f(x) eğrisinin şeklinden yer altı durumu hakkında neticeler çıkarılır.

Elektrik Özdirenç Haritaları; elektrik sondajı veya özdirenç profili usullerinden elde edilen neticelerden ibarettir. Genel olarak belirli bir elektrot aralığı için çeşitli noktalarda ölçülen ρ a ’lar haritaya konur ve eşit p değerindeki noktalardan eş özdirenç konturları geçerlidir. Bu şekilde aşağı yukarı sabit bir derinlikte özdirencin nasıl değiştiği tespit edilmiş olur.

3.1.2. Sismik Yöntemler

Jeofizik, yerkürenin fiziğini inceleyen bir bilim dalıdır. Başka bir deyişle jeofizik; fiziğin ilkelerinin yerkürenin incelenmesine uygulanması ve bu amaç doğrultusunda yer kabuğunun ve yerin jeolojik yapısının belirlenmesidir.

Mühendislik jeofiziğinin amacı; problemlerin yerinde ve ekonomik olarak çözümlenmesidir. Zeminlerin ve kayaçların özelliklerini belirten fiziksel parametreler, mühendislik açısından önemli verilerdir. Zeminlerin ve kayaçların bu fiziksel özellikleri “elastik parametreler” olarak tanımlanır. Mühendislik jeofiziği uygulamalarında en önemli parametreler; yoğunluk, poisson oranı, P ve S dalga hızlarıdır.

Heyelan bölgesinde çok atışlı sismik yöntemi kullanılmış, P dalgası kayıtları elde edilmiştir. Kayıtlar değerlendirilmiş ve yorumlanmıştır. Sismik kesitler çıkarılmış, kayma yüzeyi belirlenmeye çalışılmıştır. Ölçün alırken kullanılan materyaller aşağıdaki gibidir.

Materyal; kara sismiğinde P dalgası arazide yapay olarak, patlayıcı maddeler,ağırlık düşürme sistemleri, çekiç veya balyoz ve vibrosismik yöntemleriyle elde edilir.

Sığ çalışmalarda çekiç ile vurma yöntemi kullanılarak P dalgası elde edilir (Şekil 3.1.2.9). Bu yöntemde, zemin üzerine açılan küçük bir çukura demir bir koni yerleştirilerek üzerine çekiç darbesi indirilir ve her vuruş sonunda kayıt yapılır. Kayıt sırasında gürültülere dikkat etmek gerekir. 28

Şekil 3.1.2.9. P dalgasının arazide elde edilmesi

Kablo

Balyoz

P Kaynağı

S Kaynağı

P ve S Jeofonları

Şekil 3.1.2.10. Sismik uygulamada kullanılan aletler 29

P ve S dalgalarının kayıt işlemleri sırasında, her ikisi içinde ayrı jeofonlar kullanılır. Kullanılan jeofonların aralıkları birbirine eşittir ve jeofonlar bir hat boyunca yerleştirilirler.

Kaynak ile ilk jeofon arasındaki mesafeye “ofset uzaklığı” denir ve bu uzaklık inilecek olan derinliğe göre belirlenir.

Bu çalışmalarda kullanılan aletler; kaynak, p ve s jeofonları, p ve s kaynağı, balyoz ve kablodur (Şekil 3.1.2.10).

Sismik Dalga Yayınımı; sismik enerji kaynağından çıkıp yer içinden geçerek, alıcıya gelirken tek bir parçacığın yada partikülün çizdiği şekle “sismik dalgacık” denir. Normalde sismik enerjinin çizdiği yol üzerinde geçilen her tabakanın homojen, izotrop ve tam elastik olduğu varsayılır. Homojen, izotrop ve tam elastik ortamda, geometrik optiğin temel yasalarına uyarak iki tür sismik dalga yayılır.

Elastik Dalga Denklemi; elastik bir ortamda meydana gelecek dalga hareketi genel olarak klasik dalga denklemiyle tanımlanır.

d 2τ d 2τ d 2τ 1 d 2τ 2τ= + + = + (3.30) dx 2 dy 2 dz 2 v 2 dt 2

Tam olarak elastik, izotrop ve homojen bir cismin içinde, biri dilatasyon biri rotasyon dalgası olmak üzere iki tür dalga yayılır. Bunların ikisine birden “cisim dalgaları” denir.

Cisim Dalgaları, Boyuna Dalgalar (P); Bu tip dalgalar sıkışma (dilatasyon) yada ilk (primer) dalgalar olarak bilinirler ve sadece (P) dalgası olarak ifade edilirler. Bu dalgaların yayılımı sırasında kübik genleşme yada hacim değişikliği olur. Boyuna dalgalarda sıkışma yada genleşmeyi temsil eden titreşim doğrultusu dalga yayınım doğrultusu ile aynıdır.

Dalga yayınımında hacim değişikliği ile birlikte şekil değişikliği de olur. Fakat bu şekil değişimi sırasında alıcılar değişmez. P dalgaları, verilen bir ortamdaki en hızlı dalgalar olduğundan, sismik kayıtlarda en önce kaydedilirler. P dalgası hızı; 30

1/ 2 ()λ − 2µ 1/ 2 ⎛ E()1− δ ⎞ V p = = ⎜ ⎟ (3.31) ρ ⎝ ρ()()1+ δ 1− δ ⎠

Bağıntısıyla tanımlanır.

Burada; ∆= Poisson Oranı, Μ= Sıkışmazlık (rijidite) Modülü, Ρ= yoğunluk ve E= Young Modülü (Elastisite modülü, cisim gerilmeye veya sıkışmaya tabi tutulduğunda oluşan stresin strain’e oranı’dür. Poisson oranının (δ), genellikle ¼ olan değeri yukarıdaki bağıntıda yerine konulursa V p /Vs oranı karekök üç değerini alır. Buda katı cisimlerde P dalgasının S dalgasından 1.7 kez daha hızlı olduğunu ifade etmektedir. Sıvılarda rijidite (sıkışmazlık) modülü µ = 0 olduğundan S dalgaları sıvı ortamlarda yayılmazlar.

Enine Dalgalar (S); İkincil dalgalardır. Yayınım doğrultusuna dik düzlem içerisinde titreşirler. Nokta kaynaktan yayılırken bir dönme arz ederler. Bunlara da rotasyonel dalgalar denir. Yayılımı sırasında elemanlarda şekil bozulmaları, yani açılarda değişim gözlenir. S dalga yayınımında, enine olan parçacık salınımı yatay düzlem üzerinde ise dalga SH adını alır. Eğer parçacık hareketleri düşey düzlem üzerinde kalıyorsa SV adını alır. Arazi çalışmalarında yansıtıcı yüzeylere paralel olmaları ve ilave dalga yaratmamaları nedeniyle “SH”dalgaları bu yöntem için tercih edilir. S dalgasının en büyük özelliği sıvı ortamlarda yayınmazlar. SH dalgasını arazide oluşturmak için dikdörtgen prizmasına benzer boyu en az 183 cm olan bir kalasa sağdan ve soldan vurularak alınan kayıtlar karşılaştırılarak sismik izler arasında polarite değişimi varsa S dalgası elde edilmiş olur. S dalgası zeminin jeomekanik özelliklerini verir. Kayma modülü hesaplanması S dalga hızından yararlanılarak yapılır.S dalga hızı;

1/ 2 1/ 2 ⎛ µ ⎞ ⎛ E ⎞ Vs = ⎜ ⎟ = ⎜ ⎟ (3.32) ⎝ ρ ⎠ ⎝ 2ρ()1+ δ ⎠ bağıntısı ile verilir.

P ve S dalga hızlarının oranı ise; 31

V 2()1− µ P = (3.33) Vs ()1− 2µ bağıntısı ile verilir. Poisson oranının genellikle 0.25 olan değeri yukarıdaki bağıntıda yerine konursa aşağıdaki bağıntı elde edilir.

V p = 3 (3.34) Vs

Sismik Kırılma Yöntemi; Yeryüzünde veya çok sığ derinlikte meydana getirilen sismik dalgaların yer içinde kırılarak yayıldıktan sonra yeryüzündeki jeofonlara gelmeleri için geçen zamandan faydalanılarak yeraltındaki tabakalı jeolojik yapının ortaya konmasını sağlar.

Sismik kırılma yöntemi, mühendislik çalışmalarında temel kayanın derinliği ve fiziksel özelliklerin saptanmasında geniş ölçüde kullanılır. Bir sismik kaynaktan yayınan sismik dalgaların jeofona ulaşması için geçen zaman yardımıyla, jeofonların kaynaktan uzaklıklarının bir fonksiyonu olan zaman-uzaklık grafikleri elde edilir. Bu grafiklerin değerlendirilmesiyle sığ yer altı yapısı hakkında en güvenilir bilgiler ulaşılır.

Bu yöntemde amaç yapay bir deprem dalgası oluşturarak, belirli aralıklarla serilmiş olan jeofonlar vasıtasıyla bu titreşimlerin kaydedilmesi ve elde edilen kayıtlardan yeraltının jeolojik yapısının hesap yoluyla ortaya çıkarılmasıdır.

Sismik kırılma yöntemi ile yeraltındaki formasyonların derinlikleri, tabakaların kalınlıkları, eğimi, kırık, fay, süreksizlik zonları, tabaka hızları ve elde edilen bu bilgilerden yer altı yapısının dinamik ve elastik parametrelerini bulmak mümkündür.

İnceleme alanında sismik P ölçüm kayıtları kırılma tekniği kullanılarak elde edilmiştir. Elde edilen kayıtlardan oluşturulan dalganın jeofonlara varış zamanları belirlenerek hız ve tabaka kalınlıkları hesaplanmıştır.

Sismik hızlardan hesaplanan dinamik büyüklükler; Sıkılık, Yoğunluk, Poisson oranı, Shear modülü, Elastisite modülü, Bulk modülü, Dinamik. 32

Çok Atışlı Sismik Yöntem; Bu yöntemin amacı; çalışılan alanın yer altı yapısı hakkında daha detaylı bilgi edinmektir. Çok atışlı yöntemde P ve S dalgaları kaydı alınabilir. Bir profil belirlenir ve profil boyunca jeofonlar belirli aralıklarla yerleştirilir. P dalgası elde etmek için P kaynağı jeofon aralığının yarısı kadar mesafede ölçüm alınır. Burada atış yapılıp ölçüm alındıktan sonra, geri atış için ilk jeofondan 30m geriye kaynak yerleştirilir, ölçüm alınır. Bunun sebebi ilk jeofonun olduğu bölgedeki alan altındaki bölgeden bilgi sahibi olmaktır. Sırasıyla atışlar 3-4, 6-7, 9-10. Jeofon aralarında da yapılır. Ve yine son jeofondan 30m uzaklıkta diğer geri atış yapılır.

Şekil 3.1.2.11. Sismik kırılma sisteminde çoklu atış serim düzeni (Arı, 2005)

Atış düzeni, Şekil 3.1.2.11‘de 1 nolu atış K1, yatay eksenin koordinat merkezi olarak kabul edilirse 0. metrede, 2 nolu atış K2, 27. metrede (koordinat merkezinin sağında), 3 nolu atış K3, 45. metrede, 4 nolu atış K4, 63. metrede, 5 nolu atış K5 81. metrede, 6 nolu atış K6 99. metrede ve 7 nolu atış 126. metrededir. Atışlar arası uzaklık 18 er metredir. 1 ve 7 nolu atışlara uzak atışlar, 2 ve 6 nolu atışlara uç atışlar, 3 ve 5 nolu atışlara ara atışlar, 4 nolu atışa ise orta atış olarak tanımlanmıştır. Alıcı düzeni ise, jeofonlar arası mesafeler eşit olup 6 metre ve ofset 3 metredir (Arı, 2005).

Alınan kayıtlar çok atışlı sismik değerlendirme programıyla değerlendirilir. Elle değerlendirme yapmak da mümkündür. Bir serim üzerinde alınan tüm kayıtlar tekbir x-t grafiğine işaretlenir. Noktalar arasında en uygun eğri işaretlenir. Eğimden her bir tabakaya ait hız bulunur. Sırasıyla 1., 2., 3. ve 4. tabakalar eğimden hız kontrolü yapılarak kontrol edilir. Burada bulunan aynı tabakaya ait olan tabaka hızları ve kalınlıklarının ortalaması alınarak hız ve kalınlık hakkında doğru bir yaklaşım yapılmaya çalışılır. Bu verilerle yer altı modeli oluşturulur. 33

4. ARAŞTIRMA BULGULARI

4.1. Elektrik Verilerinin Değerlendirilmesi

Ölçüm yapılan alan gürültülü bir bölge olmadığı için, ölçümler gürültü içermez. Ölçüm alınan alan akma yüzeyidir ve altında kırıklı bir yapı vardır. Kayıtlar da kırıklar ve faylanmalar görülmektedir. Ana kaya üzerini dolduran akıntı malzemesidir ve yer yer büyük blok kitleleri de bulunmaktadır. Bu büyük kayaların feyezan sırasında şehre taşındığı da görülmektedir. Hala bazı evlerin yanında kaldırılamayan büyük kayalar mevcuttur. Heyelan alanının ana kayası basamaklı bir yapıdadır ve üzerini gevşek, düşük hızlı feyezan malzemesi doldurmaktadır.

Senirkent heyelan bölgesinde heyelanın konumunu saptamak amacıyla 27 noktada Düşey Elektrik Sondajı (DES) yapılmıştır (Bkz. Şekil 3.7). Arazinin genel özelliğini gösteren 3. profil Şekil 4.1.12’de verilmiştir.

DES eğrilerinin değerlendirilmesi sonucunda genel olarak iki birim ayırt edilmiştir. Şekil 4.1.12’de görülen (1) numaralı alttaki yüksek özdirençli seviye ana kayadır. Ana kaya kireçtaşıdır. Düzenlenen kesiti izlediğimizde kireçtaşının faylı ve basamaklı yapısı görülmektedir.

Profil 1 ve profil 2’de ortak olan DES 9, DES 8, DES 7 nolu noktalarda benzer KH türü eğriler elde edilmiştir. Bu noktalarda açılımlar kısa olmasına rağmen ana kaya etkisi görülmektedir. Yalnızca DES 8 noktasında fayın etkisiyle ana kaya etkisi görülmediği için ana kaya seviyesi kesikli çizgilerle tahmini olarak gösterilmiştir. Yine aynı noktada birbirinden kesikli çizgilerle ayrılmış olan 210 ve 380 ohm.m’lik seviyeler aynı birim olarak kabul edilmiş 210 ohm.m seviyeli kısım, 380 ohm.m’lik seviyeye göre kil içeriği fazla olan ve daha sonra yerleştiği kabul edilen, yaklaşık aynı özellikleri gösteren bir birim olarak düşünülmüştür. DES 5 ile DES 7 arasından geçen fay nedeniyle ve DES 5’in düşen blok üzerine denk gelmesi nedeniyle burada KHK türü bir eğri elde edilmiş olup, açılımın kısa olmasından dolayı ana kaya seviyesi görülememektedir. Bu nedenle ana kaya seviyesi tahmini olarak gösterilmiştir. DES 19 ve DES1’de KH ve KQ türü eğriler ardalanmalı olarak elde edilmiştir. DES 10, 11 ve 12’de ise KQH türü eğriler elde edilmiştir. Bunun nedeni 34

ise bu noktalar altındaki jeolojik yapının bloklu çakıl, killi- çakıllı bloklu seviye, bloklu kil (nemli) seviyesi ve ana kaya şeklinde sıralanmasıyla oluştuğu görülmektedir. Ayrıca DES 1 ve DES 12 altında bulunan ve yine çift taraflı faylanmadan dolayı oluşmuş olan basamak yapısı yükselen blok şeklinde olup düşen blokta bulunan 2a ile gösterilen bloklu kil (nemli) seviyesinin kaymasını engelleyici bir topuk oluşturmaktadır. Aynı topuk yapısını DES 10’un altında görmekteyiz. Topuk yapısı içerisinde bulunan 2b ve onun üzerinde bulunan 2c malzemelerinin kaymasını kolaylaştıran su içeriği yüksek, killi ıslak zonu oluşturmaktadır.

Şekil 4.1.12’de (1) numara ile gösterilen yüksek özdirençli kireçtaşlarının üzerinde (2) numara ile gösterilen heyelan malzemesi yer almaktadır. (2) Numaralı heyelan malzemesinin içerisinde 3 farklı seviye ayırt edilmiştir. Üstte (2c) ile gösterilen yüksek özdirençli, bloklu, çakıllı seviye, bunun altında (2b) ile gösterilen killi, çakıllı, bloklu seviye ve daha altta (2a) ile gösterilen bloklu kil seviyesi yer almaktadır. (2a) Seviyesi ardalanmalı olarak yer yer (2c) ile (2b)’nin arasına girmektedir. Bu seviyenin zemin mekaniği laboratuarlarında yapılan Atterberg limitleri deneylerine göre yüksek plastisiteli olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla fazla yağışlarda likit limitlik sınır aşıldığı için zeminde akma olayları meydana gelmektedir. (1) Numara ile gösterilen kireçtaşlarının basamaklı yapısı heyelanın daha büyük boyutta oluşunu engellemektedir. Yani basamakların çukurluğunda yer alan (2a) malzemesinin akması engellenmiş durumdadır. Dolayısıyla heyelan daha çok üst seviyelerdeki killerin su içeriğinin artmasıyla likit limit sınırının aşılması ve eğimin fazla oluşu nedeniyle akma şeklindedir. Bu akan malzeme üzerindeki bloklu seviyeyi de birlikte aşağıya doğru taşımaktadır.

35

Şekil 4.1.12. Senirkent heyelan bölgesi 3. özdirenç profili, düşey elektrik sondajlarından düzenlenen düşey kesit haritası 36

Şekil 4.1.13. DES 3 Profil derinlik kesiti 37

Şekil 4.1.14. DES 2 Profil derinlik kesiti 38

4.1.1. Elektrik Veri Grafikleri

1995 yılında yapılan çalışmada elde edilen ve değerlendirilen elektrik verileri Grapher programı yardımıyla yeniden çizdirilmiş ve değerlendirme sonucu bulunan derinlik ve özdirenç değerleri verilmiştir.

39

Profil Adı : 2 Nokta No : des9 Çalışma Alanı : Senirkent Heyelan Alanı

Özdirenç Derinlik 1000 Tabaka No: (ohm) (m) 1 420 4 2 510 6 100 3 310 28 4 720

10 1 10 100

a Görünür ve Gerçek Rezistivite(ohm.m) (a-Ab/2) Metre p

Profil Adı : 2 Nokta No : des8 senirkent heyelan alanı 1000 Çalışma Alanı :

(ohm) (m) 480 5 8 100 680 210 33 380

10 110100

pa Görünürpa Rezistivite(ohm.m) ve Gerçek (a-Ab/2) Metre Profil Adı : 2 Nokta No : des7 Çalışma Alanı : senirkent heyelan alanı 1000 Özdirenç Derinlik Tabaka No: (ohm) (m) 1 150 4 2 304 8 100 3 180 39 4 920

10 1 10 100 pa Görünür ve Gerçek Rezistivite(ohm.m) Görünürpa ve Gerçek (a-Ab/2) Metre Profil Adı : 5 Nokta No : des5 Çalışma Alanı : senirkent heyelan alanı 1000

(ohm) (m) 480 5 100 120 14 330 62 140

10 1 10 100

pa Görünür ve Gerçek Rezistivite(ohm.m) (a-Ab/2) Metre

Şekil 4.1.15. Des 9, 8, 7, 5 özdirenç-derinlik grafiği 40

Profil Adı : 2 Nokta No : des19 Çalışma Alanı : senirkent heyelan alanı 1000 Özdirenç Derinlik Tabaka No: (ohm) (m) 1 600 4 2 900 8 100 3 240 39 4 70

5 500 152 10 1 10 100 1000 pa Görünür ve Gerçek Rezistivite(ohm.m) (a-Ab/2) Metre

Profil Adı : 2 Nokta No : des1 Çalışma Alanı : senirkent heyelan alanı 1000

(ohm) (m) 500 5 100 400 13 580 15 215 24 5 74 74 10 360 1101006

pa Görünür ve Gerçek Rezistivite(ohm.m) ve Gerçek pa Görünür (a-Ab/2) Metre

Profil Adı : 2 Nokta No : des12 Çalışma Alanı : senirkent heyelan alanı 1000 Özdirenç Derinlik Tabaka No: (ohm) (m) 1 780 10 2 150 40 100 3 25 66 4 450

10 1 10 100 1000 pa Görünür ve Gerçek Rezistivite(ohm.m) (a-Ab/2) Metre

Profil Adı : 2 Nokta No : des11 Çalışma Alanı : senirkent heyelan alanı 1000

(ohm) (m) 520 8 100 780 14 90 18 50 107 5 290 10 110100

pa Görünür ve Gerçek Rezistivite(ohm.m) (a-Ab/2) Metre

Şekil 4.1.16. Des 19, 1, 12, 11 özdirenç-derinlik grafikleri 41

Profil Adı : 2 Nokta No : des10 Çalışma Alanı : senirkent heyelan alanı 1000 Özdirenç Derinlik Tabaka No: (ohm) (m) 1 280 8 2 84 34 100 3 17 56 4 480

10 1 10 100 1000 pa Görünür ve Gerçek Rezistivite(ohm.m) (a-Ab/2) Metre

Profil Adı : 2 Nokta No : des24 Çalışma Alanı : senirkent heyelan alanı 1000

(ohm) (m) 240 6 100 360 10 80 12 68 46 5 195 56 10 6 37 134 1101007 530 pa Görünür ve Gerçek Rezistivite(ohm.m) ve Gerçek pa Görünür (a-Ab/2) Metre

Profil Adı : 3 Nokta No : des18 Çalışma Alanı : senirkent heyelan alanı 1000 Özdirenç Derinlik Tabaka No: (ohm) (m) 1 400 6 2 600 10 100 3 140 24

4 250 38

5 44 86 10 260 1 10 100 1000 6 pa Görünür ve Gerçek Rezistivite(ohm.m) Gerçek ve Görünür pa (a-Ab/2) Metre

Profil Adı : 3 Nokta No : des17 Çalışma Alanı : senirkent heyelan alanı 10000

(ohm) (m) 1000 1220 4 365 8 100 250 18 54 26 5 250 44 10 6 38 123 110100 7 210 pa Görünür ve Gerçek Rezistivite(ohm.m) (a-Ab/2) Metre

Şekil 4.1.17. Des10, 24, 18, 17 özdirenç-derinlik grafikleri 42

Profil Adı : 3 Nokta No : des16 Çalışma Alanı : senirkent heyelan alanı 1000 Özdirenç Derinlik Tabaka No: (ohm) (m) 1 270 8 2 135 12 100 3 260 50

4 48 118

5 140 10 1 10 100 1000 pa Görünür ve Gerçek Rezistivite(ohm.m) Gerçek ve Görünür pa (a-Ab/2) Metre

Profil Adı : 3 Nokta No : des25 Çalışma Alanı : senirkent heyelan alanı 1000

(ohm) (m) 163 4 100 86 10 540 14 100 54 5 43 138 10 6 280 110100

pa Görünür ve Gerçek Rezistivite(ohm.m) Gerçek pa Görünür ve (a-Ab/2) Metre

Şekil 4.1.18. Des 16, 25 özdirenç-derinlik grafiği

43

4.2. Sismik Verilerin Değerlendirilmesi

Çalışma alanında üç profil alınarak önce yukarı doğru feyezan alanında ağaçlı bölgenin altından ölçüm alınmaya başlanmıştır. Dik bir profille ölçüm alınarak yukarı doğru çıkılmıştır. Serim uzunluğu 126m olarak belirlenmiş ve 3 profil yukarı doğru ölçüm alınmıştır. Yapılan bentlerin yakınından aşağıya doğru 3 profil ölçüm alınarak feyezan yüzeyi taranmıştır.

Sismik çalışma; 2 profil boyunca çok atışlı sismik kırılma yöntemi kullanılarak yapılmıştır. Profiller 378 metre uzunluğunda 3 serimdir. Şekil 4.2.19’da 11. ve 12. profiller gösterilmiştir. 2 Boyutlu modelleme programı Seisimager2D programı kullanılarak değerlendirme yapılmıştır.

Seisimager2D Modelleme Programı işleyişi gereğince profilde seçilen bu parametreler doğrultusunda sayısal olarak kaydedilmiştir. Sismik kırılma verileri bilgisayar ortamında söz konusu modelleme programı kullanılarak sığ yer altı yapısı 2-boyutlu olarak modellenmiş ve yer altı yapısını doğru bir şekilde gösteren sismik derinlik kesiti elde edilmiştir (Arı, 2005).

Seisimager2D modelleme programı ile değerlendirilen kesitlerden her serilim üzerindeki 7 atışa ait sismik kırılma verilerinin tek bir zaman-uzaklık (x-t) grafiğinde birlikte değerlendirilmesi sığ ve daha derin yapıların çözümünde avantaj sağlamıştır. Söz konusu her bir serilimde 7 atış yapılarak alınan sismik kayıtlarda, uzak atışların derinlerdeki yapıları aydınlatmada yardımcı olurken, orta ve ara atışlar sığ yapıları en uygun düzeyde çözdüğü görülmüştür (Arı, 2003).

Elektrik verilerinde görülen faylı yapı sismik verilerinde aşırı eğimli kısımlarla yorumlanabilir. Birinci tabakanın boyuna dalga hızı (VP1 ) 386-587m/s arasındadır. 1. tabaka kalınlığı 2-10m arasında değişmektedir. Hızı düşük olan üst tabaka gevşek yapıda az killi ve çakıllıdır.

Bu seviyenin altında killi çakıllı bloklu seviye yer alır. Sismik P dalgası hızı (VP2 ) 1121-1347 m/s arasında değişmektedir. Kalınlığı 4-16 m arasında değişim göstermektedir. 44

2. Profil

Şekil 4.2.19. (a) Sismik 11. profil, (b) Sismik 12. profil, (c)Heyelan alanı yukarısı, heyelan malzemesi taşıyan Doğru Dere yatağı 45

3. Tabakada büyük blok içeren kil seviyesi görülmektedir. Tabaka hızı (VP3 ) 1348- 1691 m/s arasındadır. Kalınlık ise 4-20 m arasında değişir.

4. Tabaka ise ana kaya kireçtaşıdır. Tabaka hızı 1842-2387 m/s arasındadır. Kalınlığı 20-30m arasında değişmektedir.

İlk 3 tabaka kayan malzemeden oluşmaktadır. En üst tabaka kalınlığı düşük hızlıdır ve heyelan malzemesidir. Arada iri bloklar vardır. Bu bloklarında diğer düşük hızlı malzemeyle şehir merkezine kadar kaydığı gözlemlenmiştir. Yamaç yukarısında bulunan malzeme heyelan ile yamaç aşağılara kaymıştır. Yapılan bentler kısım kısım heyelan malzemesi ile dolmaktadır. Şekil 4.2.19’da görülen elektrik direği eğimli bir şekilde durmaktadır. Elektrik direğinin eğimli durması, üzerinde bulunduğu arazinin heyelan edebilecek yapıda olduğunu göstermektedir.

46

4.2.1. Sismik Kayıt Derinlik-Uzaklık Grafikleri

Şekil 4.2.1.20. Sismik 11. profil 1. 2. ve 3. serilim 47

Şekil 4.2.1.21. Sismik 12. Profil 4. 5. ve 6. serilim 48

K G

Şekil 4.2.1.22. Sismik 11. profil 49

K G

Şekil 4.2.1.23. Sismik 12 profili. 50

4.3. Elektrik ve Sismik Kayıtların Beraber Değerlendirilmesi

Sismik ve elektrik verileri aynı kesitte çizilmiştir. İki yöntemle elde edilen sonuçlar tek bir kesite işaretlenmiş ve yorumlanmıştır (Şekil 4.3.24, Şekil 4.3.25).

Ana kaya kireçtaşının tabakalı yapısı yine ayırt edilmiştir. Des 8 ve Des19 altında bulunan ana kaya kesikli işaretlerle tahmini olarak belirtilmiştir. Basamak şeklindeki ana kaya kireçtaşı üzerini dolduran heyelan tabakaları görülmektedir.

51

m 1220 DES 8 480ohm.m 510ohm.m 1200 DES 8 480ohm.m 1180 680ohm.m 720ohm.m DES 7 1160 210ohm.m 150ohm.m DES 5 304ohm.m 1140 480ohm.m

120ohm.m 2c S4 1120 180ohm.m 2a DES 19 380ohm.m Vp=422m/s Vp=1229m/s DES 1 Vp=1619m/s 600ohm.m 1100 330ohm.m S5 ? 900ohm.m 500ohm.m DES 12 2b Vp=1886m/s 400ohm.m Vp=536m/s 780ohm.m DES 11 1080 920ohm.m 580ohm.m Vp=1320m/s Vp=1543m/s S6 2c 520ohm.m 240ohm.m 780ohm.m Vp=543m/s 1060 215ohm.m 150ohm.m Vp=1274m/s DES 10 Vp=2059m/s Vp=1674m/s 2b 280ohm.m 90ohm.m Vp=2387m/s 1040 DES 24 2c 84ohm.m 240ohm.m AÇIKLAMALR 140ohm.m 1020 2b 360ohm.m 74ohm.m 80ohm.m 25ohm.m 50ohm.m 1000 m 2a 1 Kireçtaşı (ANAKAYA) 0 20 40 2a 17ohm.m 2a 68ohm.m 115ohm.m 2a Bloklu Kil(nemli) seviyesi ? 2b Killi, Çakıllı, Bloklu Seviye 360ohm.m 450ohm.m 480ohm.m 2b 195ohm.m 1 2c Bloklu Çakıl (Az Killi) 1 290ohm.m 500ohm.m 1 2a DES 24 1 Düşey Elektrik Sondaj Ölçü Noktası 1 S6 Sismik Kırılma Ölçü Noktası

Şekil 4.3.24. Profil 2 Sismik ve elektrik verilerinin aynı kesitte değerlendirilmesi 52

Şekil 4.3.25. Profil 3 sismik ve elektrik verilerinin aynı kesitte değerlendirilmesi 53

5. TARTIŞMA ve SONUÇ

Ölçüm alınan bölge Senirkent kasabasının kurulu olduğu dağ eteğinin yukarısı, Beşparmak dağının kuzey yamaçlarıdır.

Senirkent grabenini oluşturan Senirkent fayı (Yalçınkaya, 1995) yaklaşık N75E doğrultulu bir çekim fayıdır. Sahadaki devamlılığı, Uluborlu civarından başlar. Bu faya bağlı tali çekim fayları gelişmiş ve Beşparmak dağlarının kuzey yamaçlarında basamaklar şeklinde taraçalar oluşturmuştur (Karagüzel, 1996). Bu taraçalı yapı heyelanın boyutunu, malzemeyi tutması dolayısı ile azaltmıştır. Bu fayların düşen blokları üzerinde bulunan yamaç molozları iri blokları da içerir. Bu iri bloklar kırmızı renkli olan kısımlarda görülmektedir (Bkz. Şekil 4.1.13 ve Şekil 4.1.14).

Bitki örtüsünün tahrip edilmesiyle, Beşparmak Dağı’nın üst bölgelerinden eteklerine kadar olan bölgeyi kaplayan yamaç molozları heyelan malzemesini artırmaktadır. Dağın aşırı eğimli olması, çıplaklaşan zeminin suyu emme ve depolama gücünü kaybetmesi ile yükseklerdeki malzemelerin yamaç aşağı taşınması kolaylaşmaktadır. Dere yatağı ve yamaçta görülen elektrik direğinin sağa doğru eğim yaptığı görülmektedir (Bkz. Şekil 4.2.19). Bu alanda heyelan olasıdır. Yapılan sızdırmalı bentler heyelan malzemesi ile dolması muhtemeldir. Bentlerin işlevini yitirmemesi için kontrol edilmesi ve heyelan malzemesi ile dolması engellenmelidir.

1995 yılında alınan DES değerlendirmeleri düzenlenmiş ve çok atışlı P dalgası ölçümleri değerlendirilmiştir. Değerlendirme sonuçlarında, rezistivite ve sismik ölçümler birbirini doğrulamaktadır. Elektrik verilerinin tabakalı yapısı sismik verilerinden elde edilen kesitlerde görülmemektedir (Bkz. Şekil 3.7, Şekil 4.2.1.22 ve Şekil 4.2.1.23). Sismik verilerden elde edilen kesitlerde bu tabakalı yapı eğim olarak görünmektedir. Ana Kaya kireçtaşı üzerinde, her iki yöntemle 3 ayrı birim tespit edilmiştir, ana kaya üzerinde bulunan 3 tabaka kayan malzemedir ve toplam kalınlığı 22-80m arasında değişmektedir. Ve bu tabakalar daha önce kayarak oluşmuş tabakalardır (Bkz. Şekil 4.1.13, Şekil 4.1.14, Şekil 4.2.1.22 ve Şekil 4.2.1.23). Aralarda kaymayı tetikleyen tabaka düzlemlerinde kil dolgular ayırt edilmiştir. Heyelan malzemesinin miktarının fazla olması heyelan olasılığını yükseltmektedir. Şehrin sokaklarının heyelan yönüne dik olması, olası heyelanın zararını arttırmıştır. 54

6. KAYNAKLAR

Öztürk, K., 2002. Heyelanlar ve Türkiye’ye Etkileri, Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 22(2), 35-50. http://www.gefad.gazi.edu.tr/222/4.pdf, Ankara.

Gürgen, G., 1996. 14 Temmuz 1997 Senirkent Çamur Akması, A. Ü. Türkiye Coğ. Araşt. Ve Uyg. Merk. III. Coğ. Sempozyumu, 21. Yüzyıla doğru Türkiye, 15-19 Nisan 1996, Ankara.

Karagüzel, R., Bozcu, M., Yılmaz, A., 1996. Senirkent (Isparta) moloz çamur akması ön mühendislik jeolojisi, 49. Türkiye Jeoloji Kurultayı, 16-25, Ankara.

Ertek,T.A.,1995. Senirkent Seli (13 Temmuz 1995-Isparta). Türk Coğrafya Dergisi, 30, 127-141, .

Keçeli, A., Dizioğlu, M. Y., 1981. Elektrik ve Elektromanyetik Prospeksiyon Yöntemleri, Ankara Üniversitesi, Ankara.

Tatar, O. Vd., 2005. Aktif Fay Zonları ve Heyelanlar, 17 Mart 2005 Kuzullu (Koyulhisar) Heyelanı, Cumhuriyet Bilim Teknik Dergisi , 941.

Avcı,M., 2003. Senirkent Sel Felaketi ve Ormanda yaşanan Zararlar, Süleyman Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi Yayınları, Isparta.

Bulut, M., 1995. D.S.İ.’nin Yandere Islah Uygulamaları ve Kazanılan Deneyimler İ.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, İstanbul (yayınlanmamış).

Anonim, D.S.İ. XVIII, 1995. Bölge Müdürlüğü, Senirkent Doğru ve Suyolu Dereleri Taşkın ve Rusubat Kontrol Nazım planı, Isparta.

Türker, A. E., 1991. Heyelanların Jeoelektrik Yöntemlerle Araştırılması, Yağış, Sel, Heyelan Sempozyumu, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Ankara.

Türker, A. E., ve Uyanık, O., 2000. Eşen II HES Şalt ve Santral Sahası Potansiyel Heyelanların Geometrisini Saptamak İçin Jeofizik Çalışma, Süleyman Demirel Üniversitesi Deprem ve Jeoteknik Araştırma Merkezi, Isparta. 55

Yalçınkaya, S., 1995. Senirkent Isparta feyezanı, DSİ Genel Müdürlüğü Bülteni, 407-408, Ankara.

Kaya, M. A., Balkaya, Ç., Öztürk, C., 2002. Jeofizik özdirenç yöntemiyle Kelenderis antik kenti araştırmaları çalışma raporu, Isparta.

Aşcı, M., Özçep, F.,Yas, T., Alpaslan, N., 2004. Görünür Özdirenç (Schlumberger) Verilerinin Sönümlü en küçük kareler Tekniğiyle Modellenmesi, İstanbul Üniv. Müh. Mim. Fak. Yerbilimleri Dergisi, 17(2), 111-118, İstanbul.

Koçyiğit, A., 1984. Güneybatı Türkiye ve yakın dolayında levha içi yeni tektonik gelişim. TJK Bül., 27, 1-16.

Dolmaz, M.N., 1999. Isparta ve civarının gravite ve havadan manyetik anomalilerinin incelenmesi, Yüksek Lis. Tezi, SDÜ Fen Bil. Enst., .

Arı, B., 2005. Sismik Kırılma Verileri ile Burdur İli Merkezi Yer altı Yapısının İki Boyutlu Modellemesi, Yüksek Lis. Tezi, SDÜ Fen Bil. Ens., 68 s.

Öztürk, C., 2004. Kelenderis Antik Kentindeki Arkeolojik Yapıların Özdirenç Yöntemiyle Araştırılması, Yüksek Lis. Tezi, SDÜ Fen Bil. Ens., 92 s.

Barka, A., Reilinger, R., Şaroğlu, A. M. C., 1997. The Isparta Angle Its importance in the tectonics of the Eastern Meditarranean region International Earth Science Colloguium on the Aegean region, 9-14 October 1995. Proceedings, 1, 3-17.

Çağlar, İ., 2002. http://www.geop.itu.edu.tr/jeotermal/jeoelek.html http://public.cumhuriyet.edu.tr/~orhantatar/pop3.pdf http://www.isparta.gov.tr/index3.php?goster=1&b1=1&b2=2 http://www.dicle.edu.tr/~dudam/deprem.htm http://www.deprem.gov.tr/linkhart.htm

56

ÖZGEÇMİŞ

Adı Soyadı : Ayşe Kılıç

Doğum Yeri : Beypazarı/ Ankara

Doğum Yılı : 1974

Medeni Hali : Evli

Eğitim ve Akademik Durumu:

Lise 1989-1991 Beypazarı Lisesi

Lisans 1991-1995 Süleyman Demirel Üniversitesi

Yabancı Dil : İngilizce

İş Deneyimi:

1995-1999 Akita Turizm Enformasyon Memuru ve Sorumlu Müdür

1999-2000 Deva İlaç A.Ş. Tıbbi Satış Mümessili

2001-2006 Akita Turizm Acente Müdürü